DÖNEM:
22 CİLT: 117
YASAMA YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
91 inci Birleşim
20 Nisan 2006 Perşembe
İ
Ç İ N D E K İ L E R
I. -
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. -
YOKLAMA
IV. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Gaziantep Milletvekili Abdulkadir
Ateş'in, Avrupa Konseyi Genel Kurulunda son dönemde yapılan çalışmalara ve
Konsey ile Avrupa Birliği arasındaki bazı sorunlarla ilgili izlenimlerine
ilişkin gündemdışı konuşması
2.- Konya Milletvekili Halil Ürün'ün,
ülkemiz insanlarının daha hızlı kalkınarak daha huzurlu ve refah içinde yaşam
sağlaması konusunda yardımcı olacak olan teknokentlerin amacı ile sorunlarının
çözülmesi için alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
3.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın,
Hükümetin nükleer enerji politikasına, Sinop'ta kurulması düşünülen nükleer
enerji santralının bölgeye verebileceği muhtemel çevresel zararlar ile HES
Projesinin hayata geçirilmesinin önemine ilişkin gündemdışı konuşması ve Enerji
ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler'in cevabı
B)
TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
Bülent Arınç'ın, İsveç Parlamentosu Başkanı Björn von Sydow'un vaki davetine
icabetle, beraberinde bir Parlamento heyetiyle İsveç'e resmî ziyarette
bulunmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1028)
2.- Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Abdullah Gül'ün İspanya'ya, yaptığı resmî ziyarete katılacak
milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1029)
3.- Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Abdullah Gül'ün Tunus'a, yaptığı resmî ziyarete katılacak
milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1030)
V.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş
ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici
Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde
Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S.
Sayısı: 305)
2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve
Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030)
(S. Sayısı: 904)
3.- Muğla Milletvekili Orhan Seyfi
Terzibaşıoğlu'nun; 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname ile 2985 Sayılı Toplu Konut Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/727) (S. Sayısı:1138)
4.- Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve
İçişleri Komisyonu Raporu (1/1177) (S. Sayısı: 1123)
VI.-
SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in,
mason localarına ve denetimine ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri Bakanı
Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/13049)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat
15.00'te açılarak beş oturum yaptı.
İstanbul Milletvekili
Bülent H. Tanla, demokratik bir seçimin oluşmasında seçmen sayıları ve seçmen
kütüklerinin doğru bir şekilde yazımının önemine,
Ağrı Milletvekili Halil
Özyolcu, Ağrı'nın düşman işgalinden kurtarılışının 88 inci yıldönümüne ve ilde,
eğitim ile ekonomi alanında atılan adımlara,
İstanbul Milletvekili
Şükrü Mustafa Elekdağ, sözde Ermeni soykırımı iddialarına,
İlişkin gündemdışı birer
konuşma yaptılar.
Gündemin "Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:
3 üncü sırasında bulunan,
Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S.
Sayısı: 305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon
raporu henüz gelmediğinden;
1 inci sırasında bulunan,
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 607
Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının (1/278, 1/1034) (S. Sayısı: 17 ve
17'ye 1 inci Ek),
2 nci sırasında bulunan,
Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına
Dair 604 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin (1/277) (S. Sayısı: 1079),
4 üncü sırasında bulunan,
Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısının (1/1030)
(S. Sayısı: 904),
5 inci sırasında bulunan,
Muğla Milletvekili Orhan Seyfi Terzibaşıoğlu'nun; 190 Sayılı Genel Kadro ve
Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 2985 Sayılı Toplu Konut Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin (2/727) (S. Sayısı:1138),
Görüşmeleri, ilgili
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından;
Ertelendi.
6 ncı sırasında yer alan
ve İçtüzüğün 91 inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak
bölümler halinde görüşülmesi kararlaştırılmış bulunan, Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanunu Tasarısı; 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı
Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesi
Hakkında 17/06/1994 Tarihli ve 4006 Sayılı Kanun ve Anayasanın 89 uncu Maddesi
Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi;
5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa Beş Ek Madde ile Üç Geçici Madde
Eklenmesi Hakkında 18/01/1990 Tarihli ve 3602 Sayılı Kanun ve Anayasanın 89
uncu Maddesi Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme
Tezkeresi; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun Bir Maddesinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı; Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarıları; İzmir Milletvekili
Hakkı Akalın ve 39 Milletvekilinin; 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanununun 32 nci
Maddesine Bir Bent Eklenmesine Dair Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Ahmet
Ersin'in; 1479 Sayılı Bağ-Kur Yasasının Ek-20. Maddesinin 1. Fıkrasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İzmir Milletvekilleri Bülent Baratalı ile
Türkan Miçooğulları'nın; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Kayseri Milletvekili Muharrem Eskiyapan
ve 12 Milletvekilinin; 506 Sayılı Kanunun, 2422 Sayılı Kanunun 10 uncu Maddesi
ile Değişik 73 üncü Maddesi ve 16 ncı Maddesi ile Değişik Ek 17 nci Maddesinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İzmir Milletvekilleri Türkan
Miçooğulları ile Bülent Baratalı'nın; Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız
Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek ve 26 Milletvekilinin; 1479
Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar
Kurumu Kanununun Sosyal Güvenlik Destek Primi Başlıklı Ek Madde 20'nin
Yürürlükten Kaldırılmasına İlişkin Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlu ve 27 Milletvekilinin; 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Mustafa
Özyürek ve 8 Milletvekilinin; Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar
Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ve Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar
Sosyal Sigortalar Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun
Teklifi; Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın; 1479 Sayılı Esnaf ve
Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlu ve 23 Milletvekilinin; 08/06/1949 Tarihli ve 5434 Sayılı T.C.
Emekli Sandığı Kanunu, 17/07/1964 Tarihli ve 506 Sayılı Sosyal Sigortalar
Kanunu ve 02/09/1971 Tarihli ve 1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer
Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek ile 30
Milletvekilinin; 24/05/1983 Tarihli ve 2829 Sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına
Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılması ve Bu Kanuna Geçici İki Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi;
Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan'ın; 08/06/1949 Tarih ve 5434 Sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Samsun Milletvekili Haluk
Koç'un; 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi; Adana Milletvekili
Zeynep Tekin Börü'nün; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan ve 13
Milletvekilinin; 5434 Sayılı Emekli Sandığı Yasasının 32 nci Maddesine
01/06/1967 Tarihli ve 875 Sayılı Yasa ile Eklenen (G) Bendinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin (1/1008,1/8, 1/14, 1/408, 1/568,1/571, 1/574,
2/79, 2/151, 2/152, 2/156, 2/196, 2/208, 2/301, 2/313, 2/322, 2/335, 2/423,
2/459, 2/558, 2/593, 2/654) (S. Sayısı: 1139), görüşmelerine devam olunarak,
kabul edilip kanunlaştığı açıklandı.
7 nci sırasında yer alan
ve İçtüzüğün 91 inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak
bölümler halinde görüşülmesi kararlaştırılmış bulunan, Nüfus Hizmetleri Kanunu
Tasarısının (1/1177) (S. Sayısı: 1123), tümü üzerinde bir süre görüşüldü.
20 Nisan 2006 Perşembe
günü, alınan karar gereğince saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşime 20.57'de
son verildi.
|
|
Ali Dinçer |
|
|
|
Başkanvekili |
|
|
|
|
|
|
Harun Tüfekci |
|
Ahmet Gökhan Sarıçam |
|
Konya |
|
Kırklareli |
|
Kâtip
Üye |
|
Kâtip
Üye |
No: 125
II.- GELEN KÂĞITLAR
20 Nisan 2006 Perşembe
Tasarı
1.- Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı (1/1193) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
14.4.2006)
Teklifler
1.- İstanbul Milletvekili Lokman Ayva'nın; 65 Yaşını Doldurmuş
Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/765) (Plan ve Bütçe
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.4.2006)
2.- Eskişehir Milletvekili Mehmet Vedat Yücesan ve 17
Milletvekilinin; İnönü Savaşlarının Geçtiği Eskişehir İlinin İnönü İlçesine
Altın Madalya Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/766) (İçişleri Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13.4.2006)
3.- Eskişehir Milletvekili Mehmet Vedat Yücesan ve 17
Milletvekilinin; 1 Nisan Gününün İnönü Savaşları Şehitlerini Anma Günü İlan
Edilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/767) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa
geliş tarihi: 13.4.2006)
4.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün ve 16 Milletvekilinin;
Metristepe ve İnönü Millî Parkı Kanun Teklifi (2/768) (Tarım, Orman ve
Köyişleri ile Çevre Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.4.2006)
Tezkereler
1.- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun 2005 Yılı Faaliyet
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı
(Abdüllatif ŞENER) Tezkeresi (5/22)
(Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.4.2006)
2.- Samsun Milletvekili
Mustafa Çakır'ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık
Tezkeresi (3/1025) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.4.2006)
3.- İzmir Milletvekili
Enver Öktem'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık
Tezkeresi (3/1026) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.4.2006)
4.- Mersin Milletvekili
Dengir Mir Mehmet Fırat'ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1027) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.4.2006)
Rapor
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Bursa Milletvekili Faruk Çelik,
İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz, Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu
Milletvekili Eyüp Fatsa ile Hatay Milletvekili Sadullah Ergin'in; Bazı Kamu
Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Teklifi ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Samsun Milletvekili Haluk Koç ile İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun;
8.4.1929 Tarihli ve 1416 Sayılı Kanun ile 4.11.1981 Tarihli ve 2547 Sayılı
Kanuna Birer Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (2/754, 2/693) (S. Sayısı: 1143) (Dağıtma tarihi: 20.4.2006)
(GÜNDEME)
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.09
20 Nisan 2006 Perşembe
BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet Gökhan SARIÇAM
(Kırklareli)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci Birleşimini açıyorum.
III. - Y O K L A M A
BAŞKAN - Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için 5 dakika
süre vereceğim. Sayın milletvekillerinin, oy düğmelerine basarak salonda
bulunduklarını bildirmelerini; bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen
milletvekillerinin, salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama pusulalarını,
görevli personel aracılığıyla, 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Değerli
milletvekilleri, ucu ucuna da olsa toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç
sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.
Gündemdışı ilk söz,
Avrupa Konseyinin son dönem çalışmaları ve Avrupa Birliği ilişkileri hakkında
söz isteyen Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Ateş'e aittir.
Buyurun Sayın Ateş. (CHP
sıralarından alkışlar)
Arkadaşlar, lütfen
oturalım ve sessizliği sağlayalım, rahatça dinleyebilelim; önemli bir konuda
açıklama yapacak. Biliyorsunuz, aynı zamanda, Avrupa Konseyi Siyasî İşler
Komitesi Başkanı Sayın Ateş, orada önemli bir konuma sahip. Vereceği bilgileri
dinlemek isteyenlerin rahatça dinleyebilmesi için, lütfen, sessizliği
sağlayalım. Arka sıralardaki arkadaşlar da otursunlar yahut konuşacaklarsa,
kenara çekilsinler.
Buyurun Sayın Ateş.
IV. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI
KONUŞMALAR
1.-
Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Ateş'in, Avrupa Konseyi Genel Kurulunda son
dönemde yapılan çalışmalara ve Konsey ile Avrupa Birliği arasındaki bazı
sorunlarla ilgili izlenimlerine ilişkin gündemdışı konuşması
ABDULKADİR ATEŞ
(Gaziantep) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar,
bugün, sizlere, kısa da olsa, Avrupa Konseyinin son Genel Kurulunda yaptığımız
bazı çalışmalar ve buna ilave olarak da Avrupa Konseyi ile Avrupa Birliği
arasındaki bazı sorunları iletmek için söz aldım; hepinize teşekkür ediyorum ve
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bildiğiniz gibi,
Türkiye, uzun yıllardan beri Avrupa Konseyi üyesi. Elliyedi yıllık tarihi
içerisinde, Avrupa Konseyine üye olan ilk ülkelerden bir tanesiyiz ve bugün
baktığımızda Türkiye'nin Avrupa Konseyi içerisindeki yerine, sanıyorum,
ülkemizin üye bulunduğu uluslararası kuruluşlar arasında etkimizi en fazla
duyurduğumuz, en etkin olduğumuz uluslararası kuruluşlardan bir tanesi Avrupa
Konseyi; ama, son zamanlarda, Avrupa Birliği -girmeye çalıştığımız, tam üyelik
için uğraştığımız Avrupa Birliği- ile Avrupa Konseyi arasında bazı sorunlar
ortaya çıkmaya başladı. Avrupa Birliği, her nedense, Avrupa Konseyinin
yıllardan beri sürdürmekte olduğu görevlerine tecavüz etmeye, Avrupa Konseyi
içerisinde bulunan bazı kurumlarımızı dublikasyonlara, yani kendi içerisinde de
kurmaya başladı. Böyle bir yaklaşım, tabiatıyla, Avrupa içerisinde, ülkeler
arasında birtakım rahatsızlıklar yaratmaya da başlamış bulunuyor. Avrupa
Birliğine üye olan 25 ülkenin dışında, Avrupa Konseyi 46 ülkenin üyeliğine
sahip. Bu nedenle de ülkeler arasında bir gruplaşmanın da yavaş yavaş ortaya
çıktığını görüyoruz. İşte, bu aradaki sorunları çözmek, birtakım tekrarları
önlemek ve Avrupa Konseyinin elliyedi yıldır sürdürmekte olduğu insan hakları,
demokratikleşme ve hukukun üstünlüğü temel ilkelerinin esas yerinin Avrupa
Konseyi olduğunu ortaya çıkarmak ve bunu tüm Avrupa'ya teyit ettirmek için bazı
çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmaların en önemlisi, geçtiğimiz ilkbahar genel
kurulunda oldu. Bu genel kurula davet edilen birtakım yetkili kişiler,
bunlardan bir tanesi Sayın Juncker, Lüksemburg Başbakanı, yine Romanya
Başbakanı ve Avrupa Konseyi bu Dönem Başkanı olan Sayın Tariceanu, yine
Avusturya Federal Şansölyesi ve Avrupa Birliğinin Başkanı olan Wolfgang
Schüssel ve yine, hepinizin tanıdığı, basından bildiği Sayın Barroso'yu toplantıya
davet ettik. Sayın Barroso da, yine bildiğiniz gibi, Avrupa Komisyonu
Başkanıdır. Avrupa Konseyi liderlerinin, devlet başkanlarının, geçen sene
Varşova'da Üçüncü Zirvede almış oldukları kararlar doğrultusunda, Avrupa
Birliği ile Avrupa Konseyi arasında bir işbölümünün, bir dayanışmanın nasıl
sağlanabileceğiyle ilgili çalışmalar yaptık. Bu konuda, geçen seneki Varşova
toplantısında, Lüksemburg Başbakanı Sayın Juncker'e bu konuya ilişkin bir rapor
yazma görevi verilmişti, Sayın Juncker, bu raporunu genel kurul toplantısında
açıkladı ve bu rapor doğrultusunda da, bizim yaptığımız çalışmalarla da, insan
hakları konusunun, demokratikleşme konusunun, hukukun üstünlüğü konusunun
tümüyle Avrupa Konseyine bırakılması ve Avrupa Birliğinin bu konulara ilişkin
gereksinim duyduğu durumlarda da Avrupa Konseyinin -yani, üyesi bulunduğumuz
Avrupa Konseyinin- referans olarak gösterilmesi doğrultusunda güzel bir rapor
yazıldı. Bu raporu bizler de, yani Türkiye delegasyonu olarak gönülden
destekliyoruz ve sanıyorum, öyle arzu ediyorum ve bu konuda da, başta
hükümetimiz olmak üzere, Dışişleri Bakanlığımızın, Avrupa Konseyinin rolünün
Avrupa'dan kaybolmaması için, Avrupa Birliğinin, birtakım Avrupa Konseyi
yetkilerine tecavüz etmemesi için gerekli girişimlerde bulunmasını arzu
ediyoruz ve bu konudaki çalışmalar da devam etmektedir. Önümüzdeki aylar
içerisinde Avrupa Konseyi ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin daha
netleşeceğine inanıyorum Sayın Başkan ve bu doğrultuda çalışmalar da yapıyoruz.
Yine bu doğrultuda
yapılan çalışmalardan bir tanesi de, Avrupa Konseyi ile Avrupa Birliği
komisyonları arasındaki işbirliğini geliştirme. Bunun ilk örnekleri olarak da,
sanıyorum 12 Mayıs tarihinde Avrupa Parlamentosunun Dış İlişkiler Komisyonu ile
Başkanı olduğum Avrupa Konseyinin Siyasî İşler Komisyonu Brüksel'de Güney
Kafkasya İstikrar Paktıyla ilgili müşterek bir toplantı yapacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ABDULKADİR ATEŞ (Devamla)
- Biliyorsunuz, Kafkasya Türkiye için çok önemli. Özellikle, bu istikrar
paktının kurucularından Sayın Demirel, Cumhurbaşkanı olduğu dönemde yine
rahmetli Aliyev ve Ermenistan Cumhurbaşkanı ve Gürcistan Devlet Başkanlarıyla
bu paktı oluşturmuştu. Bu paktın işlerlik kazanması için 12 Mayısta Avrupa
Birliğinin Dış İlişkiler Komisyonu ile benim Başkanı olduğum Avrupa Konseyi
Siyasî İşler Komisyonu bir oturum düzenleyecek.
Sayın Başkanım, bunun
dışında, geçen haftaki toplantıda Ortadoğu konusunu etraflı bir biçimde ele
aldık ve yıllardan beri Avrupa Konseyinin Siyasî İşler Komitesi Ortadoğu
sorunuyla ciddî çalışmalar yürütmektedir. Bu çalışmaların en önemli
aşamalarından birisi olarak, özellikle Filistin ile İsrail arasındaki
sorunların çözümüne nasıl katkı yapabiliriz diye gayret gösteriyoruz ve birkaç
yıldan beri İsrail, Filistin ve Avrupa Konseyi Siyasî İşler Komisyonunun Ortadoğu
alt komisyonu olarak bir üçlü görüşmeleri sürdürmekteydik. Ne yazık ki,
İsrail'de ve Filistin'de yapılan son seçimlerden sonra, bu ülkelerden davet
etmiş olduğumuz milletvekilleri… İsrail Parlamentosundan 2 milletvekilini, Filistin'den
de 2 milletvekilini her zaman davet ediyoruz. Üçlü bir görüşme yapma olanağını
bulurken, bu defa, maalesef, Fransa Hükümeti, Filistin'den davet etmiş
olduğumuz -daha doğrusu, biz, isim vererek davet edemiyoruz, sadece parlamentolardan
istiyoruz- Filistin Parlamentosundan istediğimiz iki isme, bir tanesine vize
verilmediği için toplantıları sürdüremedik. Bunu, burada, huzurlarınızda
söylemek ve bu durumun taraflarca çok yakın bir zamanda halledilerek yeniden Filistin
ile İsrail arasındaki normal diyaloğun devam etmesini arzu ediyoruz.
Sayın Başkan, diğer
üzerinde durduğumuz bir konu, Avrupa Konseyi üyesi ülkelerde yolsuzluk ve
yoksullukla mücadeleye ilişkin bir karar tasarısını çıkardık.
Değerli arkadaşlar,
Avrupa Konseyi üyesi ülkeler, daha önce almış olduğu kararlar doğrultusunda da
yolsuzluğa karşı ve yoksulluğa karşı önemli bir mücadele veriyor; ama, geriye
dönüp baktığımızda, son zamanlarda, yolsuzlukla ilgili Avrupa Konseyi üyesi
ülkelerde çok önemli adımlar atamadığımızı gördük; bunun üzerine yeni bazı
kararlar alınması lazım geldiği ve yolsuzluk ve yoksulluğa karşı yeni bir mücadelenin
başlaması lazım geldiğine kanaat getirdi ve bu doğrultuda bir karar geçirdik.
Bu kararda, kamu kaynaklarının kullanılması sırasında yolsuzluk devreye girdiği
zaman, kamu hizmetlerinin görülmesinde, özellikle de yargı sistemi üzerinde
büyük olumsuzlukların meydana geldiğini Avrupa Konseyi ortaya çıkarmış
bulunuyor. Diğer taraftan, yolsuzluk, yalnızca kamu sektöründe değil, aynı
zamanda, özel sektör içerisinde de önemli boyutlara ulaşmakta olduğunu tespit
etmiş bulunuyoruz ve bunun da, ülkenin ulusal kaynaklarının etkin kullanımına
büyük zararlar verdiğini yine bu kararlarda ifade ettik.
Günümüzde -hepinizin
bildiği gibi- yolsuzluk, tüm dünyayı saran ve sarsan bir virüs haline
gelmiştir; ülkelerin, gerek toplumsal gerek ekonomik dokularını felç eden
ölümcül bir hastalık haline bürünmüştür. Aynı zamanda, ülkelerin siyasî
istikrarı üzerinde de önemli bir tehdit haline gelmiştir yolsuzluklar.
Bildiğiniz gibi, ülkemizde de, yakın geçmişte, bu salgının sosyal, ekonomik ve
siyasî hayatımızda yol açtığı sorunları hep birlikte yaşadık ve bu sorunların
bazılarının da önemli ölçüde devam ettiğini görüyoruz. Bu nedenle de, Avrupa
Konseyi Parlamenter Meclisinin yolsuzlukla etkin bir şekilde mücadele edebilmek
için bizlere, üye ülkelere önerdiği birtakım kriterleri, birtakım sorumlulukları
mutlaka yerine getirmemiz lazım.
BAŞKAN - Toparlayalım
lütfen.
ABDULKADİR ATEŞ (Devamla)
- Toparlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu
konuda Türkiye, hepimizin bildiği gibi, Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla
Mücadele Sözleşmesini 2003 tarihinde imzaladı. Bunu Komisyonumuzdan geçirdik,
Dış İlişkiler Komisyonundan, ama hâlâ Türkiye Büyük Millet Meclisine,
huzurunuza getirip onaylayabilmiş değiliz. Bununla ilgili Türkiye'nin
güçlükleri var önümüzdeki yıllarda.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ayrıca, Türkiye, Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Özel Hukuk
Sözleşmesi ve Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesine taraf olmuş bir ülke;
ancak, bu iki sözleşmenin kendi yasalarımız içerisine derç edilmesi lazım
gelirken, bu konuda da Türkiye'nin, bizlerin, Parlamentomuzun üzerimize düşen
görevi yerine getirmediğini bir üzüntüyle görüyoruz. Bu konunun çok kısa bir
sürede netleşmesinde yarar vardır. Ancak, bu sözleşmelerin hükümleri iç
hukukumuza derç edildiği takdirde yolsuzlukla mücadelenin daha kolaylaşacağını
söyleyebilirim.
Yine, Sayın Başkan, 1
Haziran 2005 tarihinde, hepinizin bildiği gibi, yürürlüğe giren Türk Ceza
Kanunu, yolsuzlukla mücadelede bazı tedbirler getirmektedir; ancak, burada
gerekli olan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yapması gereken, bütün bunları
inceleyen, her neredeyse, geri çekilmiş olan yolsuzlukla mücadele kanun
tasarısı -bildiğiniz gibi bir ara Meclise sevk edildi yolsuzlukla mücadele
kanun tasarısı- her nedense bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminde değil,
komisyonlarda da değil. Bu kanunun, yolsuzlukla mücadele kanun tasarısının
yeniden mutlaka ele alınması ve Parlamentodan geçirilmesi lazım. İşte o zaman,
haziran ayında geçirmiş olduğumuz Türk Ceza Kanunundaki yolsuzlukla ilgili hükümlerin
ve diğer yasalarımızdaki yolsuzlukla ilgili hükümlerin etkin bir biçimde
uygulanması ancak o zaman söz konusu olabilir diyorum. Bu konuda, Yüce
Meclisin, üzerine düşen görevi yapacağına bütün gönlümle inanıyorum.
Beni dinlediğiniz için
hepinize teşekkür ediyorum.
Saygılarımla. (Alkışlar)
BAŞKAN - Değerli
milletvekilleri, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde en önemli komite, Siyasî
İşler Komitesi. İlk kez bir Türk parlamenter bu komitenin başkanı oldu. Sayın
Ateş başarıyla bu görevi yürütüyor. Daha önce Muğla eski Milletvekili Lale
Köseoğlu Aytaman Çevre Komitesi Başkanı olmuştu. Şimdi, ikinci ve çok önemli
bir komitenin başkanı bir Türk parlamenter. Başarılı çalışmalar yapmıştı Lale
Hanım; ona, buradan, bir kez daha, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına teşekkür
ediyorum. Sayın Ateş'e de başarılar diliyoruz.
Gündemdışı ikinci söz,
teknokentler ve sorunları hakkında söz isteyen Konya Milletvekili Halil Ürün'e
aittir.
Değerli arkadaşlar, bu
konu da çok önemli bir konu. Bir endüstri mühendisi olarak, önemini, kısa da
olsa, aktarmak isterim Halil Beyden önce. Türkiye, sanayileşmek zorunda olan
bir ülkedir. İşsizlik sorununu ancak sanayileşmeyle çözebiliriz. Türkiye
sanayiinin en yeni teknolojileri alabilmesi, adapte edebilmesi, kullanabilmesi
gerekiyor ki, globalleşen dünya ekonomisinde yarışmacı özelliklerini
koruyabilsin. Teknokentlerin, teknoloji üreten merkezler olarak, ekonomimizde
önemli yeri var. Çok başarılı teknokent uygulamaları da var.
Böylesine önemli bir
konuda Sayın Halil Ürün bilgi verecekler. Onu da dikkatle dinlememizde yarar
var.
Buyurun Sayın Ürün. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
2.- Konya
Milletvekili Halil Ürün'ün, ülkemiz insanlarının daha hızlı kalkınarak daha
huzurlu ve refah içinde yaşam sağlaması konusunda yardımcı olacak olan
teknokentlerin amacı ile sorunlarının çözülmesi için alınması gereken tedbirlere
ilişkin gündemdışı konuşması ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
HALİL ÜRÜN (Konya) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; teknokentler ve sorunları konusunda gündemdışı söz almış
bulunuyorum; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bu konuda kısa bir
tarihçe vererek sözlerime başlamak istiyorum. Ülkemizde, sanayi alanında ar-ge
faaliyetlerinin desteklenmesi için, 1990 yılında 3624 sayılı Kanunla, Küçük ve
Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme Dairesi Başkanlığı; yani, KOSGEB
kurulmuştur. KOSGEB Kanunuyla, Teknoloji Geliştirme Merkezleri (TEKMER) ve
Duvarsız Teknoloji İnkübatörleriyle sanayide ar-ge faaliyetlerini geliştirmek
ve desteklemek amaçlanmıştır.
Değerli arkadaşlar,
ülkemizde çeşitli yerlerde birçok TEKMER kurulmuştur. TEKMER'ler bazı önemli
başarılara imza atmışlardır. Daha önce yürürlüğe sokulan 3624 sayılı KOSGEB
Kanununda "teknopark" deyimine yer verilmemiş olmasına rağmen, ar-ge
faaliyetlerine daha da hız kazandırmak için, 6 Temmuz 2001 tarihinde bu maksadı
karşılayacak olan 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgesi Kanunu
çıkarılmıştır. Bu kanunun uygulaması için 19 Haziran 2002 tarihinde Teknoloji Geliştirme
Bölgeleri Kanunu Uygulama Yönetmeliği yürürlüğe sokulmuştur. Bu yönetmeliğin
geçici maddesiyle, önce, ODTÜ Teknopark ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi
Teknoparkı Türkiye'nin ilk iki teknoparkı ya da teknokenti olarak ilan
edilmişlerdir.
TÜBİTAK Marmara Araştırma
Merkezi, Türkiye'nin ilk teknoloji üniversitesinin kuruluşuna da öncülük
etmiştir. Kurulan teknoloji geliştirme bölgelerinde teknolojik bilginin
üretilmesi, üretilen bilginin ticarileştirilmesi, üründe ve üretim
yöntemlerinde ürün kalitesi ve maliyetlerin düşürülerek yeniliklerin
geliştirilmesi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere
uyumunun sağlanması, araştırmacılara iş imkânlarının sağlanması ve ileri teknoloji
yatırımları yapacak yabancı sermayenin ülkeye girişinin hızlandırılması,
sanayiin rekabet gücünün artırılması amaçlanmıştır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; teknokentler, bulundukları bölgelerin sanayilerinin
gelişmesinin odak noktalarıdır. ABD, İngiltere, Almanya, Japonya ve benzeri
birçok ülkede ileri sanayi üretimine geçişin öncüsü hep teknokentler olmuştur.
Ülkemizde teknokentlerin
önemi yeni yeni anlaşılmaya başlanmıştır. Teknokentler, sanayie geniş vergi
muafiyetleri, üniversitelere uygulamaya yönelik araştırma yapma imkânı,
öğrencilere ekgelir ve uygulamalı eğitim imkânı ve ülkemiz insanlarına da hızla
kalkınarak, daha huzurlu ve refah içinde bir yaşam sağlaması konusunda yardımcı
olacaktır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; bugüne kadar ülkemizde 20 adet teknokent kurulmuştur. Bunların
yaklaşık yarısına yakını faaliyette, diğer yarısı ise faaliyetlerine fiilen
başlayamamışlardır. Kuruldukları 2002 yılından beri teknokentlerin
ihracatlarının 40 000 000 doları aştığı görülmüştür. Bunlardan biri olarak
Konya Teknokentin bugün geldiği noktayı bilgilerinize sunmak, sizlerle bu
konuyu paylaşmak istiyorum:
Konya Teknokent, AK Parti
İktidarında, 2004 yılı sonunda, Selçuk Üniversitesinin önderliğinde, Konya
Sanayi Odası, Konya Ticaret Odası, Konya Ticaret Borsasının işbirliğiyle, 4691
sayılı Yasaya göre kurulmuş bir teknoloji geliştirme bölgesidir.
Selçuk Üniversitesi
Teknoloji Geliştirme Bölgesi, Alâeddin Keykubad Kampusü güneyinde yer alan 520
000 metrekare büyüklüğündeki arazi üzerinde kuruluşunu sürdürmektedir. Bölge
arazisinin Konya Teknokent AŞ'ye tahsisi tamamlanmış olup, 2006 yılı haziran
ayında bölgede yeni binalar yükselmeye başlayacaktır. Konya Teknokent,
bünyesinde yer alan 50'ye yakın ar-ge firmasıyla, ülkemizin en hızlı gelişen
teknoparklarından biridir. Konya Teknokent, merkezi İspanya'da olan
Uluslararası Teknoparklar Birliğine üye olan ülkemizdeki 4 teknopark, yani,
teknokentten biridir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HALİL ÜRÜN (Devamla) -
Konya Teknokent, kuruluşunu takip eden birbuçuk yıl içinde yüzde 100 doluluk
oranına ulaşmış olup, yoğun müracaatları karşılamak için Alâeddin Keykubad
Kampusunda 2 adet prefabrik binanın inşaatına başlanmıştır.
Selçuk Üniversitesi
Teknoloji Geliştirme Bölgesinde, ağırlıklı olarak biyoteknoloji, bilişim
teknolojisi, elektronik sanayii, savunma sanayii, otomotiv ve makine sanayii,
çevre ve enerji teknolojileri, ileri teknoloji, ileri malzemeler ve proses
teknolojileri, stratejik araştırma amaçlı alan çalışmaları, proje birimi gibi
alanlarda ar-ge faaliyetleri yürütmek isteyen kuruluşların yer almasına öncelik
verilmektedir.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; 58 inci ve 59 uncu cumhuriyet hükümetleri döneminde; yani, AK
Parti iktidarlarında, teknoloji geliştirme bölgeleri, yani, teknokentler ciddî
bir gelişme göstermiş, sayıları 2 iken 20'ye yükselmiştir; buralarda faaliyet
gösteren firma sayısı 63 iken 500'e, istihdam edilen çalışan sayısı 230 iken üç
yıllık iktidar dönemimizde bu sayı 5 402'ye çıkmıştır; üzerinde çalışılan proje
sayısı 75 iken bizim iktidarımız döneminde bu sayı 1 500'e çıkmıştır; ihracat
hiç yokken 40 000 000 dolara, yabancı firma sayısı hiç yokken 20'ye ulaşmıştır;
yapılan yabancı yatırım tutarı hiç yokken 300 000 000 dolara, alınan patent
sayısı hiç yokken iktidarımız döneminde 25'e ulaşmıştır.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, ülkemizin, gelecek yıllarda, uluslararası pazarlarda rekabet gücü
yüksek bir ülke olarak yerini almasının temel şartı, teknokentlerde yer alan
firmaların desteklenmesi olarak görülmektedir. Bu bağlamda, teknoloji
geliştirme bölgelerinin altyapı ve proje bazında firma desteğinin artırılması,
AB Bilim ve Araştırma Faslı müzakereleri çerçevesinde, öngörüldüğü şekilde,
çerçeve programları ve diğer uluslararası programlardan yararlanan firma ve bu
firmalarda çalışan ar-ge personeli sayısının artırılmasının yanında, gayri safî
yurtiçi hâsıladan ar-ge'ye ayrılan payın 2010 yılına kadar yüzde 3'e
çıkarılması hedeflenmiş olup, sanayi sektörünün ar-ge'ye ayrılan payın yüzde
1'ini gerçekleştirmesi de sağlanacaktır.
Umulur ki, bu hedefler bu
süre içerisinde gerçekleşir ve ar-ge faaliyetlerinin daha da hızlanması temin
edilir. Ayrıca, aldığım bilgilerden, 2006 yılı yatırım bütçesinde, Sanayi ve
Ticaret Bakanlığımızca, sanayi tezleri projelerine 5 000 000 YTL kaynak
ayrıldığı, bu kapsamda, üniversite-sanayi işbirliğinin daha da işler hale
getirileceği noktasındadır.
Değerli arkadaşlar, henüz
faaliyete başlamamış olan teknoloji geliştirme bölgesinin en önemli sorunu bina
yapımı için gerekli finansmanın sağlanamamış olmasıdır. Ülkemizin geleceğinde
çok önemli bir yere sahip olan teknoloji geliştirme bölgelerine, yani,
teknokentlere, acil olarak, bina yapım finansmanı için gerekli desteğin
sağlanması şarttır. Bu yapıldıktan sonra, teknokentlerin kendi kendilerini
finanse edebilecek konuma geldikleri görülecektir. Hükümet tarafından yapılacak
bu katkı, ülkemiz bütçesine çok da fazla bir yük getirmeyecektir. Buna
karşılık, faaliyete geçen bu birimler, ülkemizin teknolojik gelişmesine yurt
sathında büyük katkıda bulunacaktır.
Şimdiye kadar
teknokentlere yapılan toplam devlet katkısı şöyledir: 2004 yılında ayrılan
ödenek miktarı 2,6 milyon YTL, 2005 yılında ayrılan ödenek miktarı 3,5 milyon
YTL, 2006'da ise 6 000 000 YTL olarak verilmektedir. Verilen rakamlar, yıllara
göre katkıda nispî bir artışı göstermektedir; ancak, dünyanın gelişen
ülkeleriyle kıyaslandığında çok yetersiz kalmaktadır.
Değerli arkadaşlar,
yaptığım incelemeler ışığında, bina yetersizliğinden henüz faaliyete geçememiş
teknokentlere en az 10 000 000 YTL tutarında bir yardım, ülkemiz teknolojisinin
geleceğine yapılmış çok önemli bir yatırım olacaktır. Buna ilaveten, uzun
vadeli, sıfır faizli kredi şeklinde de yardımda bulunulabilir.
Unutulmamalıdır ki,
ülkemizin refah ve huzuru, istihdam alanlarını çoğaltmak ve üretimi artırmaktan
geçecektir. Bu da ar-ge faaliyetlerinin en doruk seviyede desteklenmesine
bağlıdır. Ve yine unutulmamalıdır ki -atalarımız ne kadar güzel söylemişler-
marifet iltifata tabidir. Biz iltifat edeceğiz, ar-ge faaliyeti yürüten
teknokentler de, bu maddî, manevî iltifatlar, teşvikler karşılığında,
imkânlarını ortaya koyacaklar ve marifetlerini ortaya koyacaklar.
Ben bu duygular
içerisinde, bu faaliyetlere desteğin giderek artırılması konusundaki ciddî
talebimi burada ifade ediyor, beni sabırla dinlediğiniz için hepinize ve Sayın
Başkana, saygılar, sevgiler, muhabbetler sunuyorum, teşekkür ediyorum.
(Alkışlar)
BAŞKAN - Değerli
milletvekilleri, bir atlama oldu, onu açıklamak istiyorum; önemli…
Türkiye son yüzyılda,
Amerika Birleşik Devletlerinden sonra en çok dışgöç alan ülkedir. Ayrıca,
Türkiye, Avrupa ülkelerinde en fazla göçmeni olan ülke. Bu arada, Türkiye,
dünyanın en önemli göç yolu üzerinde. Türkiye için çok önemli olan bir komite
de, Avrupa Konseyi Göç, İltica ve Nüfus Komitesinde, Antalya Milletvekilimiz
Mevlüt Çavuşoğlu, kısa bir süre önce başkan seçilmiş. Mutlulukla karşıladığımız
bir gelişme; kendisine de başarılar diliyoruz.
Şimdi, Halil Ürün Beyin
yaptığı konuşma üzerine, Sanayi Bakanımız Sayın Ali Coşkun açıklama yapacak.
Buyurun Sayın Coşkun. (AK
Parti sıralarından alkışlar.)
SANAYİ VE TİCARET BAKANI
ALİ COŞKUN (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım;
Konya Milletvekilimiz Halil Ürün Beye, böylesine, ülkemiz için, geleceğimiz
için, önemli olan teknoloji konusunda söz aldığı için ve biz de cevap verme,
bilgilendirme imkânı sağladığı için kendisine teşekkür ediyorum.
Bildiğiniz gibi, 2001
yılında 4691 sayılı Yasayla kurulan teknoloji geliştirme bölgelerinde,
teknolojik bilgilerin üretilmesi, üretilen bilginin ticarîleştirilmesi, üründe
ve üretim yönetimlerinde ürün kalitesi ve standardının yükseltilmesi,
verimliliği artıracak ve üretim maliyetlerini düşürecek yeniliklerin
geliştirilmesi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere
uyumunun sağlanması, araştırmacılara iş imkânlarının sağlanması ve ileri teknoloji
yatırımları yapacak yabancı sermayenin ülkeye girişinin hızlandırılması
amacıyla, sanayiin rekabet gücünün artırılması önde olmak üzere bu yasa
çıkarılmıştır. Ancak, 4691 sayılı Kanun, 2001 yılında yürürlüğe girmesine
rağmen ve Halil Ürün Beyin konuşmasında belirttiği gibi, geçici maddede, Orta
Doğu Teknik Üniversitesi ve TÜBİTAK'a bağlı Marmara Araştırma Merkezi,
teknoloji geliştirme bölgesi olarak belirlenmiş olmasına rağmen, bunların
tescili yapılmamış, ancak Kasım 2002 yılında biz iktidar olduktan sonra,
Bakanlığımız tarafından tescili yapılmıştır.
Böylece, Bakanlığım
sırasında, son üç yılda, 20 üniversiteyle teknoloji geliştirme bölgeleri
kurulmuştur. 2006 yılında ise, mart sonu itibariyle, Ankara Üniversitesi ve
Gaziantep Üniversitesi olmak üzere müracaatları değerlendirilmiş ve uygun
görüşle Başbakanlığa sunulmuştur.
Teknoloji geliştirme
bölgelerinde en çarpıcı gelişme, iş dünyasının acil ihtiyaç duyduğu ar-ge
çalışmalarının öne çıkması ve üniversite-sanayi işbirliğinin, kamunun
desteğiyle bütünleşerek gelişmesidir.
Kurulmuş bulunan
teknoloji geliştirme merkezlerindeki bu atılımı, ülkemizin geleceği bakımından
fevkalade önemli görmekteyiz; çünkü, küreselleşme sürecinde, takdir edersiniz
ki, bir ülkenin güçlü olması, ancak rekabet gücü yüksek olma seviyesine
çıkmasına bağlıdır. Bu da, ancak teknolojik gelişmeler önceliğinde olacaktır.
Son üç yıllık süreçte
teknoloji geliştirme bölgelerinin sayısı 20'ye çıkmıştır; firma sayısı 63'ten
500'e, istihdam edilen personel sayısı 230'dan 5 042'ye, üzerinde çalışılan
proje sayısı 75'ten 1 500'e, ihracat hiç yok iken 40 000 000 Amerika Birleşik
Devletleri Doları ihracat sağlanmıştır. Yabancı firma sayısı hiç yokken 20'ye,
yapılan yabancı yatırım tutarı hiç yokken 300 000 000 dolar seviyesine, alınan
patent sayısı ise hiç yokken 25'e ulaşmış bulunmaktadır. Bu rakamlar,
atılımlarımızın fevkalade olumlu sonuçlar verdiğinin işaretleridir.
Bu bölgelerin kurulması
için gerekli arazi temini, altyapı ve idare binası inşaatı ile giderlerin yönetici
şirketçe karşılanamayan kısmı, yardım amacıyla bütçe imkânları ölçüsünde
Bakanlığımızca karşılanmaktadır. Ayrıca, bu bölgelerde yer alan firmalara,
girişimcilere ve öğretim üyelerine 2013 yılına kadar çok çeşitli muafiyetler ve
imkânlar getirilmiştir.
Ülkemizde son yıllarda
bilim ve teknoloji konusunda görülen iyileşmenin yapı taşlarından en önemlisi
teknoloji geliştirme bölgeleri olarak dikkat çekmektedir. Ülkemizin gelecek
yıllarda uluslararası pazarlarda rekabet gücü yüksek bir ülke olarak yerini almasının
en önemli faktörlerinden biri de, daha önce belirttiğim gibi, teknoloji
geliştirme bölgelerinin ve bu bölgelerde bulunan firmaların desteklenmesidir.
Bu bağlamda, teknoloji
geliştirme bölgelerinin altyapı ve proje bazında firma desteğinin artırılması,
Avrupa Birliği Bilim ve Araştırma Faslı müzakereleri çerçevesinde öngörüldüğü
şekilde çerçeve programları ve diğer uluslararası programlardan yararlanan
firma ve firmalarda çalışan ar-ge personeli sayısının artırılmasının yanında
gayri safî yurtiçi hâsıladan ar-ge'ye ayrılan payın yüzde 3 seviyesine
çıkarılması öngörülmüştür. Zira, Lizbon Anlaşması çerçevesinde, Türkiye de bu
yükümlülük altındadır. 2002 yılı sonunda bu rakam, yüzde 0,64 seviyesindeydi;
şimdi, yüzde 1'leri aşmış durumdayız. İnşallah, sadece bu yüzde 3'lük payın da
önümüzdeki yıllarda, sanayi kesiminin özellikle, yüzde 1 seviyesinin üzerine
çıkması öngörülmektedir. Bakanlığımızca bu bölgelere arazi temini, altyapı ve
idare binası inşaatı için 2004 yılında 3 trilyon lira, 2005 yılında 3,5 trilyon
lira, toplam 6,5 trilyon lira destek sağlanmıştır; ancak, bu ödenekler, hızla
gelişen teknoloji geliştirme bölgelerinin altyapısını ve teçhizat ihtiyacını
karşılamak için, takdir edersiniz ki, yetersizdir; ancak, imkânlar bu kadar;
fakat, Hükümetimiz ilk defa, bu yüzde 3'lük gayri safî millî hâsıla içindeki
payın artması yönünde TÜBİTAK'a, bu desteklerin dışında, geçen yıl 450 trilyon
lira, bu yılın bütçesinde de 520 trilyon lira bir ödenek koymuştur. Bu,
TÜBİTAK'ın takdirinde, proje bazında destek olarak teknolojiye sunulacaktır.
Bakanlığımızın bu konuyla ilgili olarak, önümüzdeki orta vadeli süreçte, bu
önemli kurumların altyapı ve üstyapı sorunlarının bir an önce giderilmesi ve
bölgelerin çalışmalarını daha etkin bir biçimde sürdürebilmeleri için gerekli
finansman desteğinin sağlanması çok büyük önem arz etmektedir.
İkinci olarak,
Bakanlığıma bağlı Küçük ve Orta İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme
Başkanlığı, yani kısa ismiyle KOSGEB
tarafından da teknoloji konusunda destekler verilmektedir. Söz konusu, ihtiyaç
duyan işletmelerin ar-ge projeleri, teknoloji merkezleri, kısa ismiyle TEKMER
teknoloji bölgelerinde ön incelemesi yapıldıktan sonra, TEKMER kurallarında
değerlendirilerek destekleme kararı alınmaktadır. Bu kurullarda sanayi ve
ticaret odası, üniversite temsilcisi ve KOSGEB'in yöneticileri bulunmaktadır.
İlk olarak 1992 yılında
kurulan TEKMER'lerin yasal dayanağı KOSGEB Kanununa istinaden yayımlanan destek
yönetmenliği olup, son revizyon 24 Nisan 2005 tarihinde 25795 sayılı Resmî
Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir; böylece, imkânlar daha da
genişletilmiştir.
KOSGEB Başkanlığı, bilgi
ve teknoloji tabanlı imalat sanayii KOBİ'lerin yeni bir ürün veya teknoloji
geliştirmek amacıyla yapacakları ar-ge çalışmalarına geri ödemeli ve geri
ödemesiz destekler sağlamaktadır. TEKMER'lerde, şu anda, KOBİ'lere
sağlayabildiğimiz azamî destek 250 milyar lira civarındadır. Faizsiz ve proje
tamamlandıktan sonra bir kısmı ödenmek üzere geri ödemeli destek verilmektedir;
bu destekle, işletme, ar-ge çalışması için gereken makine ve teçhizatı temin
etmektedir. Ayrıca, 70 000 Yeni Türk Lirasına varan miktarda, geri ödemesiz
destek verilmektedir; bu destekle, işletmenin eğitim, danışmanlık, test ve
analiz, fuar, teknopark kirası gibi, benzeri ihtiyaçlarında maddî katkı olarak
sağlanmaktadır. Toplam 18 TEKMER işletmesi, teknoloji geliştirme merkezlerine
ilaveten, 18 teknoloji merkezi halen yürürlüktedir ve bunların çoğu,
üniversitelerle beraber kurulmakta, burada, elde edilen… Küçük ve orta ölçekli
sanayicilerin ar-ge ihtiyaçları geliştirilince, bunlar, bu kere, teknoloji
geliştirme merkezleri haline dönüştürülmektedir. TEKMER müdürlüklerinde bugüne
kadar desteklenen işletme sayısı 1 050'dir. Yeni hizmete açılan TEKMER'lerle
birlikte, yaklaşık 600 işlik kapasitesine ulaşılmış olup, bir işletme, ortalama
üç yıl, sırayla desteklenmektedir. Değerli arkadaşlar, bütün bu hizmetler,
TÜBİTAK'ın dışında, bizim Hükümetimiz zamanında gerçekleştirilmiştir.
Bir üçüncü konu,
teknoloji konusunda, Sanayi Tezleri (SANTEZ) Projeleridir. Sanayi Tezleri
Projesi, üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesi, üniversitelerimizde
yapılan bilimsel çalışmaların ticarîleştirilerek ülkemize katmadeğer yaratacak
teknolojik ürün haline getirilmesinin sağlanması ve sanayicilerimizin ar-ge ve
teknolojik ürün üretiminde karşılaştıkları sorunların üniversite bilimselliği
içinde çözülmesinin sağlanması amacıyla başlatılmıştır. Böylece, bu tezlerin,
sadece raflara girmesi ya da doktora unvanı alması için, teorik olarak kitaplar
arasında kalması önlenmeye çalışılmaktadır ve böylece son dönemde, bu tezler,
üniversitelerin destekleriyle, sanayicinin ihtiyaç duyduğu konulara doğru
yönelmiştir.
Bu program, ülkemizin
uluslararası pazarlardaki rekabet gücünün artırılmasına katkı sağlayacak, yeni
ürün ve/veya üretim yönetimi geliştirilmesi, mevcut üründe ve/veya üretim
yönetiminde yenilik yapılması amacıyla, sanayiin ihtiyaçları doğrultusunda
belirlenecek yüksek lisans ve/veya doktora tez çalışmalarının desteklenmesini
kapsamaktadır.
2006 yılı Bakanlığımız
yatırım bütçesine SANTEZ projeleri için 5 trilyon lira kaynak sağlanmış olup,
SANTEZ kapsamında üniversite-sanayi işbirliğiyle hazırlanan projeler, 2006
yılından itibaren Bakanlığımızca desteklenecektir.
Beni sabırla dinlediğiniz için hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teknolojiyle
ilgili görüşmeler devam ediyor.
Ülkemizin nükleer
teknoloji üretmesi, nükleer enerjiden yararlanması önemli bir konu, hem de bunu
en uygun zamanda, en iyi, en yeni teknolojilerle yapmamız, çok hayatî bir öneme
sahip.
Bu konuda gündemdışı
üçüncü söz, hükümetin nükleer enerji politikaları hakkında söz isteyen Sinop
Milletvekili Engin Altay'a aittir.
Buyurun Sayın Altay. (CHP
sıralarından alkışlar)
3.- Sinop
Milletvekili Engin Altay'ın, Hükümetin nükleer enerji politikasına, Sinop'ta
kurulması düşünülen nükleer enerji santralının bölgeye verebileceği muhtemel
çevresel zararlar ile HES Projesinin hayata geçirilmesinin önemine ilişkin
gündemdışı konuşması ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler'in
cevabı
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; bugün, üçbuçuk yıllık parlamenterlik yaşamımdaki üçüncü
gündemdışı söz talebimdir. Ben, çok önemli olmadıkça gündemdışı talepte
bulunmam ve bugün, burada, size, çok hayatî, çok önemli bir konu hakkında bilgi
sunmaya, hükümetin şu anki tutumundaki yanlışlığı dikkatinize sunmaya ve Sinop
halkının feryadına tercüman olmaya huzurunuza geldim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sayın Bakanımız da geldiler. Tabiî, Meclis İçtüzüğünün bir
sistematiği; milletvekili çıkacak, 5 dakika konuşacak, bakan 20 dakika cevap
verecek.
Ben, daha konuşmaya
başlamadan diyorum ki, Sayın Bakanın uyguladığı enerji politikası doğru
politika değildir. Daha doğrusu, Enerji Bakanlığının bir enerji politikası
yoktur; politikasızlığı vardır, kötü yönetim problemi vardır; ama, gönlüm arzu
eder ki, Sayın Bakan, istediği televizyon kanalında, istediği medya organında,
lütfetsin, beni karşısına alsın, bu 5 dakikalık sürede değil; ama, yarım saat,
1 saat, 2 saatlik sürede bu meseleyi tartışalım.
FİKRET BADAZLI (Antalya)
- Amenna… Uyar.
NUSRET BAYRAKTAR
(İstanbul) - Medya olmadan tartışamaz mısınız?!
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Sayın Bakan, Sayın Hükümet; tutumunuz son derece…
BAŞKAN - Engin Bey, bir
dakika; yanlışlık yapmışız, düzeltelim.
Buyurun.
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Sayın Bakan, Sayın Hükümet
"Sinop'a nükleer santral kuracağız" beyanınız, Sayın
Başbakanın beyanı, bir, son derece antidemokratiktir. Bütün gelişmiş ülkelerde,
örnek aldığımız ülkelerde -Japonya, Avusturya, İsveç, Almanya, Amerika; bu
örnekleri çoğaltmak mümkün- bu kadar hayatî bir konu, halka sormadan, bir
dayatmayla, Sinop halkının tepesine indirilemez. Kaldı ki, indiremeyeceksiniz.
Sinop halkını, nüfus yoğunluğu düşük diye feda etmeye gücünüz yetmeyecek. Biz,
daha, Çernobil sendromundan, yirmi yıl önce yaşanmış bir facianın sendromundan
kurtulamamışken, Karadeniz Bölgesini bütünüyle yeni bir sendroma sokmaya
hakkınız yoktur.
Yıllar önce, Sinop'ta ve
Alaçam'da ortaya çıkan 300 küsurla baş edemeyen bir hükümetin, Amerika Birleşik
Devletlerinin bile, atıklarına çare aradığı, fellek fellek çare aradığı ve
1979'dan beri bir tek çivi çakmadığı nükleer teknolojiyi, Avrupa'nın üçüncü
sınıf çöp teknolojisini getirip de Sinop'a, tepemize kurmaya hakkınız yoktur.
Şimdi, Sayın Bakan
gelmişken, Enerji Bakanlığı Kuruluş Kanununun 1 inci maddesini okumak isterim.
3154 sayılı Kanunun 1 inci maddesi "Bu kanunun amacı, enerji ve tabiî
kaynaklarla ilgili hedef ve politikaların ülkenin savunması, güvenliği ve
refahı, millî ekonominin gelişmesi ve güçlenmesi doğrultusunda tespitine
yardımcı olmak" diye başlıyor Sayın Bakan. Bunun neresi millî ekonomi,
neresinde ülke savunmasına yönelik bir olumlu tedbir var, neresi güvenli?!
Bugün getirdiğiniz bu proje, antidemokratik olmanın yanı sıra, en pahalı enerji
projesidir, en dışa bağımlı projedir, en riskli projedir. Hammadde bakımından
hiç de söylediğiniz gibi bir hammadde kaynağımız yoktur. Sızıntı ve kaza riski
halen yüksektir; biraz sonra anlatacağım. Bu teknoloji, sizin Türkiye'ye
getirmek istediğiniz teknoloji geleceğin teknolojisi değildir Sayın Bakan,
geçmişin çöp teknolojisidir.
Şimdi, Sayın Bakan, sayın
milletvekilleri; bu ülkenin ve bu milletin, yüce milletin iyi yetişmiş
çocukları var, çok iyi yetişmiş enerji mühendisleri, elektrik mühendisleri var;
sayıları da az değil, 35 000 civarında elektrik mühendisi var, bu milletin
çocukları. Niye, bu, iyi yetişmiş, bu milletin mühendislerine, bu milletin
çocuklarına, bunlara sormuyorsunuz? Bunlar yıllardır, aylardır feryat
ediyorlar, bir yanlışa dikkat çekiyorlar. Hükümet, niye bu milletin yetiştirdiği
mühendislere danışmak "ya kardeşim, sizin derdiniz nedir" demek
gereğini bile duymadan uluslararası nükleer lobicilerle böyle bir işbirliğine
giriyor, ben bunu anlayamıyorum.
Şimdi, Sayın Bakan
çıkacak biraz sonra, bir şeyler söyleyecek. Samimiyetle şunu söyleyebilmeli
Sayın Bakan: "Sayın milletvekilleri, Yüce Millet, Türkiye'deki
hidroelektrik santralları yüzde 100 kapasiteyle çalıştırıyoruz." Yüzde kaç
kapasiteyle çalışıyor HES'ler? Rantabl bir hesap yapıldığında, bir fizibl
çalışma yapıldığında görülecektir ki, hiçbir yeni yatırıma bile gerek duymadan,
mevcut kurulu gücümüz, Türkiye'nin on onbeş yıllık elektriğini karşılayacak
düzeydedir. Kaldı ki, onlarca, belki yüzlerce makro ve mikro HES projesini
hayata geçirecek kadar akarsu potansiyeline sahibiz; bir o kadar da, kömür
termik potansiyeline sahibiz. Alım garantili anlaşma -tabiî, sizin suçunuz
değil- alım garantili doğalgaz anlaşmasını yapanları, ben, bu vatana ihanet
etmiş sayıyorum.
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU
(Artvin) - Vallahi, o da suç.
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Evet… Evet…
Şimdi, bir doğalgaz
çevrim santralından, eski parayla 250 000 lirayla elektrik elde ediyoruz; ama,
bir HES'ten 13 000 lira… 13 000 lira sayın milletvekilleri… Bunlar gerçekler;
bunları bilmemiz lazım.
Şimdi, Sayın Bakana
soruyorum; her zamanki gibi güler yüzlüdür; ama, göreve…
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım…
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Bu konu da çok önemli Sayın Başkan.
Ben, müsamahanıza sığınıyorum.
BAŞKAN - Zaten, normalin
üzerinde konuştunuz.
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Ama, Sayın Bakan, bu ülkenin 25 milyar kilovat/saat kayıp-kaçağına karşı
Bakanlığınız döneminde hangi tedbirleri aldınız?! Bu kayıp-kaçak 2 nükleer
santralın üreteceği enerji kadardır.
Nükleer santral pahalıdır
değerli arkadaşlar. Kuruluş aşamasında bir nükleer santrala harcayacağınız
parayla 5 HES yaparsınız. Üretim aşamasında işletmek için bir nükleer santrala
harcayacağınız parayla 8 HES işletirsiniz. Bunu, ben söylemiyorum; bunu, bu
milletin iyi yetişmiş mühendisleri söylüyor, bu milletin çocukları söylüyor ve hükümet, bunlara kulak
vermiyor.
Sayın Bakan şunu
diyebilir mi şimdi buradan: Efendim, ekonomik… Nükleer santralın ömrü ile
HES'in ömrü arasında bir fark var mı; ikisi de global otuzbeş kırk yıldır.
Kurulum, işletme, söküm… Bunun ömrü otuzbeş yıl sonra dolduğunda bunu ne
yapacağız?!
Cahit Bey, bakma öyle,
Sinop'u atık deposu yapmayacağız...
CAHİT CAN (Sinop) - Siz,
teknolojiye karşı geliyorsunuz.
ENGİN ALTAY (Devamla) - …
yaptırmayacağız; bunu bil. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Engin Bey, Genel
Kurula hitap edin.
ENGİN ALTAY (Devamla)
- Tamam Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
Amerika Birleşik Devletleri atık sorununa -başta da söylediğim gibi- çözüm
arıyor, fellik fellik hem de. Biz de ağrımayan dişimize kerpeten vurmaya
çalışıyoruz. Hammadde konusu da, iddiaları da tam bir fiyaskodur. Zaman dar…
Şimdi, Karadeniz'de
kanser vakalarında Çernobil'e dayalı bir artış olduğu bir vakıdır, bir
realitedir. Ben, Çankaya Belediye Başkanına cenaze arabası için telefon
açmaktan artık utanıyorum, yüzüm kalmadı. Her hafta, Sinop'a kanserden ölmüş
bir hemşerimi yollamaktan üzüntü ve ıstırap duyuyorum. Hal böyledir.
Radyasyonun kanser
ilişkisinde, değerli arkadaşlar, dost sınırı yoktur; bu da böyle bilinmelidir.
Hep bilinen şeyler, Kanada… Hükümet belki Kanada'yla istişare edecek. Kanada 7
tane santralını kapattı mı, kapatmadı mı Sayın Bakan? Almanya yeni yaptığı 4
santralın 3'ünü doğalgaz çevrime dönüştürdü mü dönüştürmedi mi? Amerika
Birleşik Devletleri -teknoloji devi, dünyanın patronu- 1979'dan beri yeni bir
santral yaptı mı yapmadı mı? Asya kaplanları diye bilinen Çin, Tayvan,
Endonezya, Vietnam gibi ülkeler nükleer projelerini askıya aldı mı almadı mı?
Avrupa Birliği ülkeleri yüzünü yenilenebilir enerjiye çevirdi mi çevirmedi mi;
hedefleri, önümüzdeki yirmi yılda mevcut nükleer reaktörlerin tümünü devredışı
bırakmak mı değil mi? Bunlara, Sayın
Bakan, samimiyetle buradan cevap vermelidir.
Şimdi, Sayın Bakan, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu diye bir kurum
var; bunun başında da bir zat var. Bu zat, bir kere, ilkokul 5'te öğretmenin
önüne açtığı Türkiye haritasını herhalde görmemiş! Bu kadar ayıp, bu kadar
incitici bir beyan, böyle bir kurum başkanından nasıl çıkar, anlamak mümkün
değil. TAEK Başkanına soruyorlar: "Efendim, Akkuyu'dan niye
vazgeçtiniz?" TAEK Başkanının cevabı: "Efendim, Akkuyu turizm
bölgesi, biraz tepki aldık, biz de bir alternatif aradık; daha düşük nüfus
yoğunluklu Sinop'u seçtik." O TAEK Başkanına Sinop'u dar ederiz. Böyle bir
beyan vermeye hiç kimsenin, hiçbir bürokratın, yöneticinin hakkı yok.
EPDK Başkanı ne diyor
Sayın Bakan? O, ayrı bir şey söylüyor. Dünya Enerji Konseyi Türk Millî Komitesi
ne diyor; "2030'a kadar, zinhar bu işe dokunulmaz" diyor. Kim diyor;
Dünya Enerji Konseyi Türk Millî Komitesi diyor.
Şimdi, AKP ne diyor? Ben,
Sinop'taydım onbeş gündür. Sayın Bakan, biliniz ki, Sinop halkının yüzde 85'i
bu projenize karşıdır; ama, siz diyorsanız ki, ya efendim, Sinop'tan zaten 3
mebus çıkıyor, yani biz de alsak alsak en fazla 1'ini alırız, bundan da
vazgeçelim, bunu da almayalım diyorsanız, ayrı bir şey.
ALİ KEMAL DEVECİLER
(Balıkesir) - 3'ün 1'i...
BAŞKAN - Müdahale
etmeyin, müdahale etmeyin.
Toparlayalım lütfen.
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Bitiriyorum Sayın Başkanım, bitiriyorum.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Demek ki, siz her şeye politik
bakıyorsunuz.
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Şimdi, Sayın Bakan, AKP'li yerel yöneticileriniz ve AKP milletvekilleri
Sinop'ta ne diyor biliyor musunuz…
TAEK Başkanı arıyor Sayın
Bakanı… Gelsin, benimle konuşsun o TAEK Başkanı.
BAŞKAN - Lütfen, Genel
Kurula hitap edin.
ENGİN ALTAY (Devamla) -
AKP milletvekillerimiz Sinop'ta ne diyor arkadaşlar, biliyor musunuz; bu
santralla 5 000 kişiye iş bulacağız diyorlar, askerî birlik gelecek Sinop'a
diyorlar, Sinop'a dev bir liman yapılacak diyorlar. Yani, böylece, devletten en
az hizmet alan, Türkiye'nin en geri bırakılmış ili, Sinop halkının umutlarıyla
oynuyorlar.
BAŞKAN - Toparlayalım
Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Umut tacirliği siyaseten ayıptır. Sinop halkının, Sinop'taki işsizin, fakirin
fukaranın umuduyla kimsenin oynamaya hakkı yoktur.
BAŞKAN - Toparlayalım
Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Sinop halkı, kendine bir eğitim, turizm, kültür kenti vizyonunu belirlemiş, bu
yolda ilerlemektedir. Sinop, Türkiye'nin saklı cennetidir, turizm sektörünün
yükselen yıldızıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Altay,
toparlayalım.
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Bitiriyorum, teşekkür etmek için açar mısınız.
Göreceksiniz, Sinop,
onbeş yirmi yıl sonra Avrupa'nın en büyük turizm merkezi olacaktır. Bu yönüyle
de bu proje sakıncalıdır.
Enerji şûrası toplamadan,
referandum yapmadan, size oraya santral kurdurmayız. Başbakan son sözü söylemiş
"Sinop" demiş. Ben de diyorum ki, son sözü, 29 Nisanda, Sinop Uğur
Mumcu Meydanında Sinop halkı söyleyecektir.
Yüce Meclise saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri. Alkışlar)
CAHİT CAN (Sinop) - Sayın
Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN - Sayın Engin
Altay'ın konuşması üzerine, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanımız Sayın Hilmi
Güler söz istiyor.
Buyurun Sayın Güler.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sinop Milletvekili Sayın
Engin Altay Beyin konuşmasını birlikte, hepimiz izledik. Bir konusu hariç,
diğerlerinin hepsinin başına bir eksi koyarak artıya çevirmemiz lazım; çünkü,
bir konusu hariç, diğerlerinin hepsi, maalesef, düzeltilmeye muhtaç konulardır,
onları da dilimin döndüğü kadar izah edeceğim. O da, biraz önce bahsedilen alım
garantili doğalgaz anlaşmalarıdır. Orada söylediğinde doğruluk payı var; fakat,
diğerlerinin hepsi düzeltilmeye muhtaç maalesef; ama, bu fırsatı verdiği için
de teşekkür ediyorum; çünkü, böyle negatif bir tablodan pozitif bir tabloya
nasıl geçeceğimizi sizlere izah etmeye çalışacağım; çünkü, bilgilerinin büyük
bir kısmı eski kaynaklara dayanıyor; ikincisi, yanlış kaynaklara dayanıyor;
üçüncüsü de, muhtemelen, bazı lobilerin hazırladığı raporlara dayanıyor.
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Benim lobilerle bir işim olmaz Sayın Bakan.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Hayır, hayır, genel olarak anlatıyorum.
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Benim lobilerle işim olmaz!
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
Hayır, hazırladığı raporlara dayanıyor diyorum.
BAŞKAN - Müdahale etmeyin
arkadaşlar.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Lobilerin elemanı demiyorum, lobilerin
hazırladığı raporlara dayanıyor diyorum.
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Milletin yetişmiş çocuklarının raporları onlar.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Şimdi bakınız, kullandığı kelimeler… Bir
kere, şunu söyleyeyim: Ben, önce bu memleketin çocuğuyum. Hani biraz önce
dediniz ya "bu memleketin 35 000 mühendisi var", o mühendislerden
biri benim. Ekibimiz de aynı şekilde. Ben, aynı zamanda Karadeniz Bölgesinin
bir bölge milletvekiliyim.
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Ordu'ya kur o zaman!
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Ben isterim Ordu'ya kurulmasını; ama,
Ordu'nun şartlarına…
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Uzmanlar "Ordu da olur" diyor Sayın Bakan.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Keşke!..
BAŞKAN - Karşılıklı
konuşma olmaz Engin Bey. Lütfen, dinleyin. Sizi dinledikleri gibi, Sayın Bakanı
da siz dinleyin.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bakın, Sinop'un başına aslında bir devlet
kuşu kondu. Sinop, bu yatırımla çok daha iyi turizm kenti olacak, çok daha iyi
bir sanayi kenti olacak ve daha iyi kalkınacak.
CANAN ARITMAN (İzmir) -
Nükleer enerjinin olduğu yerde turizm olmaz.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Sayın milletvekilimiz biraz önce onbeş
yirmi yıl sonra Sinop'un bir turizm merkezi olacağını söyledi; biz onu yapmaya
başladık bile. Belki şehrinden bile bu derece haberdar olmayabilir. Biz oraya
en önemli yatırımlarından birini yapıyoruz ve çok önem verdiğimiz ve dünyada da
443 tanesi çalışan, 31 tanesi inşa halinde olan ve ayrıca bir o kadarının da
pazarlığının yapıldığı bir teknoloji harikasını biz Türkiye'ye getireceğiz.
Yani, biz bu memleketin çocuğu değil miyiz, bu memleketin vatandaşı değil
miyiz; biz kendi kalemize gol atar mıyız, böyle bir yanlışlığı yapmamız mümkün
mü?!
CANAN ARITMAN (İzmir) -
Devri iktidarınızda çok gol yedi bu ülke.
BAŞKAN - Lütfen
dinleyelim arkadaşlar.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Lütfen bunu birlikte görüşelim. Bakın,
anlatayım ben size. Bakınız, ben de otuzbeş yıldır bu ülkeye hizmet ediyorum ve
üstelik de bu hükümetin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığını yürüten biri
olarak, gayet tabiî ki, bütün uzmanları, bütün elemanları, bütün grupları
dinledik, çalışmalarımızı yaptık. Biz parti programımıza da, hükümet
programımıza da koyduk bunu ve biz, bunu söyleyerek milletten oy aldık. Şu ana
kadar geçen zaman içinde de çok detaylı çalışmalar yaptık. Biz tersinden
gittik. Daha evvelden üç defa bu top direkten döndüğü için, bu sefer bu işi
sonuca bağlayalım diye, Sayın Başbakanımızın da, diğer hükümet üyelerimizin de,
milletvekillerimizin de, sizlerin de… Bunu ben sizlere çok anlattım. Yani, bu,
ilk defa, hemen pat diye ortaya çıkan bir şey değil. Bunun en az iki ikibuçuk
senedir çok aktif olarak çalışmaları var. Biz, bunu kamuoyunun bilgisi
dahilinde, onlarla birlikte yaptık. En son toplantılar yaptık. Geçen hafta 203
bilim adamını çağırdık. Bunların içinde hem nükleer uzmanlar var hem çevre
uzmanları var. Hepsini beraber çağırdık ve hepsinin gözü önünde, basının gözü
önünde bu çalışmaları yaptık. Yani, burada her şeyimiz açık. Bizim, zaten gizli
saklı bir şeyimiz yok. Üstelik, kafamızın arkasında öyle bir gizli bir ajanda
filan da yok. Biz, ülkemize ucuz elektriği kullandırmak için, ucuz enerjiyi
kullandırmak için, hem eski anlaşmalardaki yanlışlıkları düzeltiyoruz hem savaşıyoruz,
birtakım yanlışlıkları düzeltiyoruz, belli bir noktaya getiriyoruz, hem
yatırımlarını yapıyoruz ve bunu yaparken de çok kompleksiz bir şekilde, gayet
ciddî, bilimsel ve teknik metotları kullanıyorum. Ben, eski bir TÜBİTAK'lıyım,
aynı zamanda daha evvel bürokrasiden geldim; yani, ben, üstelik, devleti de
milleti de bilen bir kimseyim. Dolayısıyla, bu çalışmalarda tamamen bilimsel ve
teknik metotlar kullanılıyor.
Bazı kelimeler kullandı
Sayın Engin Altay, Sivas'ın feryadından bahsetti. Ya, Sivas'ta feryat filan
yok…
CAHİT CAN (Sinop) -
Sinop'un...
FİKRET BADAZLI (Antalya)
- Sinop'ta.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Sinop'un… Sinop'un feryadından bahsetti.
Yani, Sinop'ta, bilmeyen -belki- arkadaşlarımıza da izah etme imkânını
bulacağız. Zaten, biz, oraya bir büro açacağız. Bu büroda yapılan çalışmalar…
Çernobil'le ilgili yedi ciltlik kitap hazırladık, yedi ciltlik. Çernobil,
aslında, yanlış çalıştırılan, daha evvelden silah üretilen bir santraldı ve bu
santralın tedbirleri alınmamıştı. Bu olay olmuştur ve biz, bunun neticesini
Karadeniz'de de Türkiye'de de inceledik. Sağlık Bakanlığımız, aynı zamanda
Enerji Bakanlığıyla, TAEK'le birlikte ortak bir çalışma yaptı; taramaları yaptı
sıhhî bakımdan, işin tıbbî bölümleri de incelendi. Onu da yakında size bir
basın toplantısıyla anlatacağız. Yani, biz, memleketimizi herkes kadar
seviyoruz; en az demeyeyim…
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU
(Artvin) - Çernobil'in bir etkisi çıktı mı Sayın Bakan?
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
…herkes kadar seviyoruz. Çalışmaların hepsi yapıldı, bilimsel ve teknik
olarak. İcabında sizlerden de arkadaşlar katılabilirler. Zaten, herkesin gözü
önünde bunları açıklayacağız ve bu kitapları da sizlere dağıtacağız; yani, bu
yedi cildi de dağıtacağız; çünkü, bu işin şakası yok, ciddî bir işi yapıyoruz
biz. Ciddî işleri ciddî adamlar yapar ve ciddî bir ortamda yapar; biz de bunu
yapmaya çalışıyoruz. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Şimdi, burada, bazı
şeyleri izah etmeye çalışayım. Politika mevzuu dendi, yok üç tane
milletvekilinden bir tanesi dendi filan. Yani, biz -neticede zaten halkımız
görüyor- bunun tamamını mı alırız, başka şey mi olur?.. Yani, neticede biz
ilave bir çalışma yapmıyoruz. Bazen yaptıklarımızı anlatmayı bile
başaramıyoruz; çünkü, o kadar çok işimiz var ki yapacak. Yani, işi… Bakınız,
şöyle söyleyeyim… (CHP sıralarından "Oo" sesleri)
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU
(Artvin) - Doğru, Hatay'da ihaleler var Sayın Bakan!
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Yani, yaptığımız çalışmaları
görüyorsunuz. Politika, enerji politikasından bahsediyorsunuz…
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU
(Artvin) - Ali Dibo'lar var Sayın Bakan!..
BAŞKAN - Dinleyelim
arkadaşlar.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Yani, ya bu Türkiye'de yaşamıyorsunuz…
Yani, şu ana kadar kömürde yaptıklarımızı, barajlarda yaptıklarımızı, özel
sektöre açtıklarımızı… Yani, her hafta, bilemediniz her ay otomatik elektrik
zamları vardı, cebinizden her ay yüzde 3-5 tırtıklanıyordu. Biz, üçbuçuk seneye
yakın elektriğe zam yapmadık. Biz bunu verimli çalışarak yaptık, barajlarımızı,
kömür santrallarımızı kullanarak yaptık (AK Parti sıralarından
"Bravo" sesleri), fiyatları aşağı indirerek yaptık; yoksa… Verimli
çalışmanın usulü budur.
HAKKI ÜLKÜ (İzmir) -
Jeotermal yasasını niye çıkarmıyorsunuz?!
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Ve bakınız, bir tek TEDAŞ'ı söyleyeyim
size. TEDAŞ, daha evvelden, biz gelene kadar, görev zararıyla hazineye yük
oluyordu. Ayrıca, bakınız, hem zam yapılıyordu hem hazineye yük oluyordu hem de
borçlarını ödeyemiyordu, hazineye kredi borçlarını ödeyemiyordu. Biz, şimdi,
tıkır tıkır borçlarımızı ödüyoruz, hazineye zarar yazdırmıyoruz. Bakın, bunu
çoğu bilmiyor, belki bazı arkadaşlarım dahi bilmiyor; çünkü, biz bunları
anlatacak fırsatlar bulamadık.
İSMAİL ÖZAY (Çanakkale) -
BOTAŞ'ı anlat, BOTAŞ'ı...
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Hazineye yük olmuyoruz, hazine borçlarını
ödüyoruz, zam yapmıyoruz ve üstelik de, gayet güzel bir şekilde arz güvenliğini
sağlıyoruz. Yani, bunlar… Yatırımlar yapılıyor, kablolar yeraltına iniyor…
NECATİ UZDİL (Osmaniye) -
Dünyanın en pahalı elektriğini satmıyor musunuz?
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Hayır, bu yalandır.
BAŞKAN - Lütfen… Lütfen…
Necati Bey, lütfen…
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Biz, dünyanın en pahalı elektriğini
satıyor değiliz. Biz… Şu anda konutlar dünyanın sayılı ucuz elektriğini kullanıyor,
sanayide ise ortalardayız. Bu bir yalandır. Yani, bu, eski, üç sene evvel, dört
sene evvelki rakamlardı. Şu anda, daha evvel bizden ucuz gibi gözüken ülkeler
de pahalı üretiyorlar, doğalgazı çok kullandıkları için. Biz, şu anda,
rakamları…
HAKKI ÜLKÜ (İzmir) -
Açıklayın, kaç para…
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Yani, bizim, konutlarda vatandaşımız, en
ucuz elektriği kullanıyor. Biz üçbuçuk senedir zam yapmayışımızdan dolayı, 300
kilovat/saat kullanan bir aile 5 ekmek alıyor her gün; her gün 5 ekmek katkımız
var. (AK Parti sıralarından "Bravo" sesleri) Bunu bilin. Evvelden
yolsuzluğa gidiyordu bunlar, şimdi vatandaşın cebine gidiyor bu. Bunu bilin.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Ali Dibo'ya gidiyor, Ali Dibo'ya!
HAKKI ÜLKÜ (İzmir) -
Belediyelere gidiyor!
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bu kesinlikle böyledir. Bunu çoğu yanlış
söylüyor. Biz… Doğalgazda da böyle…
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep)
- Nükleer santral neresinde bu konuşmanın?!
BAŞKAN - Müdahale etmeyin
arkadaşlar, müdahale etmeyin.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Doğalgazda da, biz, Avrupa'nın en ucuz
doğalgazını kullanan ülkelerden biriyiz. İşte, enerji politikası budur. Lafla
enerji politikası olmaz, uygulamayla olur.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep)
- Sayın Başkan, nükleer santral konusunda aydınlanmak istiyoruz, palavra
dinlemek istemiyoruz.
BAŞKAN - Bir dakika
arkadaşlar…
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Biz, gece yarılarına kadar çalışıyoruz,
biz palavra yapmıyoruz, biz çalışıyoruz şu anda; bunu bilin. (AK Parti
sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Şimdi, ikinci olarak…
BAŞKAN - Sayın Bakan,
mümkün olduğu kadar, nükleer teknoloji ve nükleer santralla ilgili bilgi
verirseniz daha yararlı olur.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Gelelim şeye… Şimdi, müsaade ederseniz…
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep)
- Sayın Başkan, nükleer santral konusunda gerçekleri dinlemek istiyoruz,
palavra işitmek istemiyoruz burada!
BAŞKAN - Anlaşıldı;
lütfen, oturun yerinize.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bakın, enerji politikası dendi, siyasette
üç tane milletvekiline kadar inildi, turizme kadar inildi. O zaman, bunlardan
bahsetmesin Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Direkt ilgili onlar.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Ben size teknolojisiyle ilgili şunu
söyleyeceğim: Bakınız…
BAŞKAN - Yine de, Sayın
Bakan, en önemli konu, nükleer teknolojiyi üretmek, nükleer santral yapmak. Onu
ele alırsanız daha iyi olur.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Tamam Sayın Başkan, sizin de tavsiyenize
uyayım; sizi severim ben, sayarım da.
NECATİ UZDİL (Osmaniye) -
Tüm insanları sev!
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Şimdi, şöyle söyleyeyim: Nükleer
teknolojide, dünyanın en iyi teknolojisi neyse onu getireceğiz.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Var
mı?
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Var tabiî.
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Amerika niye kullanmıyor?
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Amerika… Bakın, o kadar yanlış şeyler
söylediniz ki… Bakın, Amerika…
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Yanlış hiçbir şey kullanmadım; cevap hakkı doğar…
BAŞKAN - Arkadaşlar,
şimdi, böyle karşılıklı konuşulursa, birbirimizi dinlemezsek, anlaşmamız, bilgi
alışverişi yapmamız mümkün olmaz, bir kaotik ortam çıkar. Lütfen, Bakanı
dinleyelim. Herkes bu konuda görüşünü açıklasın.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Şimdi, Sayın Engin Altay, çok eski
raporlara dayanak konuşuyor. Bakın, daha ben yeni geldim Amerika'dan. Amerika,
yeni bir nükleer rönesans başlatıyor, yeni bir nükleer rönesans. Petrol
fiyatlarının 72 doları bulduğu, hava kirliliğinin, aynı zamanda sera etkisinin
çok menfî etkiler oluşturduğu bir yerde en çevreci teknoloji, nükleer
teknolojidir.
NECATİ UZDİL (Osmaniye) -
Helal olsun!
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Havayı kirletmiyorsunuz. Bakınız…
NECATİ UZDİL (Osmaniye) -
Bravo!
CANAN ARITMAN (İzmir) -
Nükleer atıklar ne oluyor?!
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bakın, bu sadece benim değil... Siz, o
zaman, zannediyorum, Sayın Genel Başkanınızın fikrinden de haberiniz yok; ne
diyeyim başka o zaman!
NECATİ UZDİL (Osmaniye) -
Eğittiğiniz için teşekkür ediyoruz!
BAŞKAN - Lütfen
arkadaşlar, lütfen… Lütfen, dinleyelim.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Yani, Sayın Deniz Baykal, aynı zamanda
Enerji Bakanlığı da yapmış biri olarak, ben hem eski beyanatlarını buldum hem
de daha geçende yenisini söyledi. Yani, kendi Genel Başkanınızla da ters
düşüyorsunuz işin ilginç tarafı; yani, böyle bir garip durum var. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
CANAN ARITMAN (İzmir) -
Biz Genel Başkanımızla ters düşmeyiz.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Hiç öyle bir şey yok.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Aynı zamanda, yine, çok saygın bir bilim
adamı olan Erdal İnönü Beyle de ters duruma… O da nükleer fizik okumuştur, onun
hocalığını yapmıştır; onunla da ters düşüyorsunuz. Yani, hadi bizimle ters
düşmenizi anlıyorum; ama, bununla ters düşmeniz…
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Nerede, nerede.?
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Beyanatları okumuyorsunuz o zaman.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Okuyoruz. O zaman siz de
okuyun; hiç öyle bir şey yok.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Ben onun da size belgelerini veririm.
CANAN ARITMAN (İzmir) -
Sayın Bakan, Engin Bey MYK üyesidir.
BAŞKAN - Lütfen…
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Şimdi, gelelim şeye… Bakınız, biz bunu
politika konusu yapmıyoruz, ülkemizin ihtiyacı var. Nükleer enerji bir tercih
meselesi değildir, mecburiyettir; bunu söylüyoruz. Bir tercih meselesi
değildir, sadece bir tercih meselesi değildir, bir mecburiyettir.
CANAN ARITMAN (İzmir) -
Rüzgâr enerjisi de var.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Biz, bakınız, bütün… Hem de Uluslararası
Enerji Ajansıyla ve DPT'nin, bahsettiğiniz 35 000 memleket evladının hepsinin
de katkılarını alarak bir enerji hesabı yaptık ve bu yaptığımız
projeksiyonlarda, 2020 yılındaki ihtiyacımızı, yerli kaynaklarımızın tamamını
kullansak dahi… Biz yerli kaynakların âşığıyız; yani, kömürünü, suyunu sonuna
kadar kullanmak için elimizden gelen bütün gayretleri gösteriyoruz. Şu an
itibariyle, şu saniye itibariyle bütün kaynaklarımızı kullansak dahi, bizim
açığımız olacak. Bu açığı, şu an itibariyle; ama, yeni kömür kaynağı buluruz,
yeni jeotermal kaynaklar buluruz, o zaman hesabımızı gözden geçiririz; ama, şu
an itibariyle, bütün kaynaklarımızı kullansak dahi açığımız olacak. Bu
açığımızı… Kömür ithal edebiliriz daha evvelki hükümetlerin yaptığı gibi
-maalesef, biz de onu şu anda kullanıyoruz- alabiliriz dışarıdan, Kolombiya'dan
kömür getirebiliriz veyahut doğalgaz alabiliriz, elektrik ithal edebiliriz ki,
onda da çok net değil; çünkü, ara hatların olması lazım. O zaman yapılacak bir
şey var; nükleer enerjiye girmek. Bu bir teknoloji meselesi… Sadece bir nükleer
santral transfer etmiyoruz, almıyoruz, bir nükleer teknoloji programı
başlatıyoruz. Bu bir eşiktir. Bu, ülkelerin iftihar edebileceği ve iddialı
ülkelerin yapması gereken, atlaması gereken bir eşiktir; çünkü, biz, sadece
nükleer enerji üretmeyeceğiz, nükleer teknolojiyi, mühendislikte, tıpta,
tarımda ve diğer sahalarda kullanacağız.
CANAN ARITMAN (İzmir) -
Her konuda İran'a özeniyorsunuz.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bu nokta, aslında, sizin iftihar
edeceğiniz, sizin desteklemeniz gereken bir nokta. Biz burada yanlışlıkları…
Biz, eğer, iddialı bir ülke olacaksak -ki, bizim hedefimiz dünyanın en büyük 10
ekonomisi arasına girmektir- bunu mutlaka yapmamız lazım. Kaldı ki,
çevremizdeki diğer ülkelerin hepsinde var; yani, devekuşu gibi kafamızı kuma
gömmenin bir âlemi yok; Bulgaristan'da var, Romanya'da var, Ukrayna'da var,
Rusya'da var, Ermenistan'da dahi var. Yani, böyle bir yerde, biz, üstelik de…
Pahalı elektrik kullanalım diyorsanız, kullanalım, ama, biz, şu anda… Üstelik,
dünyada, bu saydığım 443 tane çalışanın dışında bir o kadar da nükleer denizaltı
ve harp gemisi dolaşıyor ve bunlar da, dalgalı denizlerde. Hani, o sallantı,
deprem meprem deniliyor; hepsinin çaresi var. Yani, şu anda, biz, bunu yapmak
durumundayız. Bu, sadece bir tercih meselesi değil, mecburiyet.
Eğer sanayimizi ucuz
elektrikle destekleyeceksek, aynı zamanda, turizmimizi, ışıl ışıl şehirler
yapacaksak, ülkemizi 24 saat aydınlık bir halde üç vardiya çalıştıracaksak buna
ihtiyacımız var.
Biz, bunu, zaten, halka
sorduk, halk da bize seçimde "yap" dedi; bundan daha büyük demokratik
karar olur mu?! (AK Parti sıralarından alkışlar) Biz seçimde programımızı kabul
ettirdik zaten.
Sinop'a da sormuş olduk
biz bunu, Sinop'a da sorduk. Sinop'tan iki tane milletvekilini böyle çıkardık,
üçü de çıkarabilirdik aslında.
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Yapma yahu!
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - İnşallah, üçüncüsünü de bu nükleer
santralı kurduktan sonra çıkaracağız, onu da size söyleyeyim. Evet…
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Bana kıyamazsın!..
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Sizi de, ben, danışman olarak alırım
yanıma, o zaman beraber çalışırız. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Karşılıklı
konuşmayalım Sayın Bakan.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Şimdi, burada, Karadeniz bölgesinin, ben,
aynı zamanda milletvekiliyim; yani, böyle bir şey yapmam mümkün mü?! Ordu
çıksaydı Ordu'ya yapacaktık; yani, biz, bunu isteyerek yaptık.
Akkuyu'ya gelince; Akkuyu
Belediye Başkanı geldi, ille bizim buraya yapın diye.
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU
(Artvin) - Gidin yapın Sayın Bakan!
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bunlar artık farkına vardılar. Konya'ya
yap diyenler var. İşte, Konya milletvekilimiz burada. Erzurum
"yapalım" diyor… Yani, burada bir yanlışlık var, biz yanlışlığı düzeltiyoruz.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) -
Hayır, hayır, Mersin'e istemiyoruz. Lütfen…
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Ayrıca, biraz önce tekrar çek (check)
ettim. Zaten, böyle bir şey söyleyeceğini tahmin etmediğim bir başkandır, benim
TÜBİTAK'tan da çok iyi tanıdığım ve iyi bir bilim adamıdır. TAEK Başkanına
sordum. Acaba böyle bir şey oldu mu?.. "Kesinlikle böyle bir şey
olmadı" dedi.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) -
Hayır, öyle bir şey yok; kesinlikle Mersin yok.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Akkuyu'nun zaten lisansı var. Akkuyu'yu
zaten istiyorlar; ama, bizim tercihimiz Sinop. Niye Sinop; çünkü, Sinop'ta,
biz, bir merkez kuracağız. Sinop'un kalkınması için de bu son derece önemli.
Enerjiyi, bir kere, merkezinde kullanacak. İkincisi, çevrenin en temiz
teknolojisi bu. Bir kere karbondioksit diye bir şey olmayacak, dumanı, isi pisi
olmayacak, NOx denilen gaz olmayacak.
Atık meselesine gelince:
Atığı bizden almak isteyen, satın almak isteyen ülkeler var. Atık bir sorun
değil, atığın bir yönetimi var "atık yönetimi" diye; bu bir bilim
olmuş artık, teknoloji olmuş ve bunu, istersek, bizden almak isteyen ülkeler
paralarını basarak alır; çünkü, yakıtın kendisi de bir değer. Plotonyum üretmek
için... Aynı zamanda, kendisi de tekrar yakıt olarak kullanılabilecek bir
metadır. Atık o kadar korkulu bir şey değil. Bakın, biz dersimizi çalıştık.
Şöyle söyleyeyim size: Beş kişilik bir aile elli yıl boyunca nükleer enerji
kullanmış olsa, o ailenin, elli yıl boyunca beş kişilik bir aile nükleer enerji
kullandığı zaman, bütün atığı, şu bir bardak kadar, 200 cc; bütün atık bu.
Hani, atık şu kadar, yer gök sanki atık olacak, herkes kanser olacak, ölecek,
bilmem ne… Ya, böyle bir enayiliği 443 ülke yapar mı?! Bunların içerisinde
Amerikası var, Almanya, Fransa... Fransa, yüzde 78 elektriğini nükleerden
kullanıyor.
ENGİN ALTAY (Sinop) -
İtalya'da kaç tane?
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Finlandiya...
ENGİN ALTAY (Sinop) -
İtalya'da kaç tane?
BAŞKAN - Bir dakika
arkadaşlar... Bir dakika...
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bakınız, hem sosyal demokrat olan hem de
insan haklarına en çok kıymet veren İskandinav ülkeleri dahi artırıyor
sayısını, sayısını artırıyor, kapatan yok.
Tekrar upgrade...
CANAN ARITMAN (İzmir) -
Hayır, artırmıyor. Hayır… Hayır…
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Oturalım Canan Hanım, bir gün sizinle
oturup konuşalım bunları; çünkü, bazı gazete köşeyazarları da var, iki üç
gündür yazmaya başladılar. Ben onlara o kadar izah etmeye çalıştım. Bakın, size
de söylüyorum. Bizim ayrımız gayrımız yok. Biz aynı memleketin çocuklarıyız,
aynı ülkenin çocuklarıyız. Ben tipik bir muhalefet yaklaşımıyla size ben
yaklaşmıyorum, ben sizi öyle görmüyorum. Bu, memleketimizin bir ihtiyacı.
Hakikaten benim tavrım bu. Oturalım konuşalım. Ben size uzmanları da getireyim
veya bir oturum yapalım. TAEK'in, hatta, diğer uzmanları, çevreci diğer
arkadaşları da getirelim, hep beraber tartışalım, doğruyu bulalım buna
ihtiyacımız var. Bbunu bilin.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) -
Bu, karar verilmeden önce yapılmalıydı Sayın Bakan.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bu bir çöp teknolojisi falan olsa, millet
bunun peşinde olmaz. Amerika, şu anda, kapasitesini artırmaya çalışıyor.
Nükleer...
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Yapmayın Sayın Bakan, yapmayın!
BAŞKAN - Bir dakika
arkadaşlar, dinleyelim.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bakın, benim sözlerim kayda geçiyor. Ben
hiçbir zaman sözümü yalamam. Ben bunları söylüyorum. Eğer benimki yanlışsa, ben
gereğini yaparım; ama, ben sizi düzeltmeye çalışıyorum. Karşı cümleyi de
söylemiyorum, karşı bir şey de söylemiyorum; oturalım onu konuşalım.
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Konuşalım.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Gelelim, millî ekonomiydi, güvenlilik
vesaire… Bunların içinde en uygunu bu. Ve dediğim gibi, biz, zaten, rüzgâr
enerjisi için kanun çıkardık sizlerin de desteğiyle, yenilenebilir enerjiyi
çıkardık. Bunu yaptık; yani, her akıllı hükümetin, devletin yapacağı bütün
şeyleri yaptık. Hidrojen enerjisinin merkezini bile kurduk. Bunları yaptık.
HAKKI ÜLKÜ (İzmir) -
Jeotermal?..
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Jeotermalde yeni bir akım başlattık.
Türkiye'nin altında kocaman bir soba var diyoruz. 23 tanesini çıkardık.
HAKKI ÜLKÜ (İzmir) -
Yasa, yasa…
BAŞKAN - Bir dakika
arkadaşlar…
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Yasayı da gönderdik Başbakanlığımıza, o
da gelecek.
Yani, biz, bütün
kaynaklarımızı, bütün toplarımızı ateşledik; ama, bütün bunlara rağmen bugün
itibariyle hâlâ eksiğimiz olduğu için yerli kaynaklarda, bunu yapıyoruz.
CANAN ARITMAN (İzmir) -
Rüzgâr enerjisi ne olacak?
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Rüzgâr enerjisinde de, aynı şekilde, Ege
Bölgesinde de kuruyoruz devamlı olarak; fakat, rüzgâr enerjisinde, hâlâ, bazı
yatırımcılar, bunu su kadar cazip görmediler; çünkü, rüzgârın ne zaman eseceği
belli olmadığı gibi, diğerleri 8 000 saat, 9 000 saat çalışan santrallar var
-bunların içinde, 3 000'den başlar, çıkar- ama, rüzgâr bunun yarısı kadar.
Rüzgâra karşı bir de yedek kapasite bırakmanız lazım ayrıca.
CANAN ARITMAN (İzmir) -
Sayın Bakanım, İzmir'de 9 tane türbinle bir yarım adacık oluştu.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Canan Hanım, yani, bunlar, böyle,
ayaküstü, karşılıklı konuşulacak konular değil, bunlar ciddî konular; bir
görüşelim.
CANAN ARITMAN (İzmir) -
Tamam.
BAŞKAN - Bir dakika
arkadaşlarım… Karşılıklı konuşma olmasın.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Ayrıca, şunu söyleyeyim size: Burada
"kayıp-kaçakta ne yaptınız" dediniz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Kayıp-kaçaktaki rakamı vereyim size:
Kayıp-kaçakta, geldiğimiz günden şu ana kadar, 940 000 -940 değil, 940 000-
kaçak abone yakaladık. Bu, önemli bir rakamdır. Ve bu parayı da, onlardan
aldık, vatandaşımıza aktardık. Onun için, elektriğe zam filan yapmıyoruz.
Aslında, bunlar, sizin
memnun olacağınız şeyler. Şimdi, dolayısıyla, şey yok.
MEHMET YILDIRIM
(Kastamonu) - Bölgelere göre dağılım nedir Sayın Bakan?
BAŞKAN - Karşılıklı
konuşmayalım arkadaşlar.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - İkinci olarak, hidrolik santralları özel
sektöre açıyoruz. Yapılmamış şeyleri yapıyoruz şu anda. Hızlı yapalım diye,
bunları özel sektöre açıyoruz. Bir yandan da görüşmeleri yapıyoruz. Ilısu
Barajı, Yusufeli Barajı, Boyabat Barajı; bunlar, zaten, inşallah, bu sene
üzerine gideceğimiz… Mavi Tünel, Konya'nın Mavi Tüneli dahil ve Konya'ya hayat
gelecek; yani, bambaşka bir tarımı harekete geçireceğiz.
Biz, ayrıca, sadece
Enerji Bakanlığı olarak değil, diğer bakanlarla entegre çalışıyoruz. Bir enerji
tarımını çıkardık. Biyodizelle dalga geçiyordunuz bir zamanlar; biyodizel şu
anda oturdu. Şimdi, bu da oturduğu zaman, bitkilerden mazot elde etme,
biyoetanolle benzin elde etme meselesinde dışa bağımlılığımızı daha da azaltmış
olacağız. daha da azaltmış olacağız.
Dolayısıyla, yaptığımız
çalışmalar çok ciddî, gayet bilimsel ve teknik usullerle gidiyor ve
bilgilerinizin büyük bir kısmı, eski bilgilere dayanıyor. Ben sizi
yadırgamıyorum; ama, size yardımcı olabilirim…
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Aynısı bu Sayın Bakan…
BAŞKAN - Bir dakika
arkadaşlar…
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Engin Altay Bey, bakınız, biz, aynı bu Meclisin…
ENGİN ALTAY (Sinop) - Bu,
seninkiyle aynı belge Sayın Bakan.
BAŞKAN - Bir dakika
arkadaşlar… Lütfen dinleyelim…
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - İsterseniz çıktıktan sonra, isterseniz
Grubunuza, isterseniz istediğiniz bir komisyona…
BAŞKAN - Sayın Bakan, siz
de toparlayın lütfen…
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - …bu çalışmaları yapabiliriz,
gösterebiliriz; çünkü, biz, burada, hakikaten, ciddî bir konuda, önemli bir
adım atıyoruz. Türkiye bunu daha evvel yapmalıydı. Dünyada yüzde 16'dır nükleer
enerjinin kullanılma miktarı, bizde şu anda sıfır. Fransa'da yüzde 78; deprem
ülkesi olan Japonya'da, bu, 40'ın üzerinde kullanılıyor. Amerika'da… Amerikanın
ayrıca, yine, oradaki rakam da bu civarda; bir de onun nüfusu ve ihtiyacı çok
olduğu için; Amerika, dünya ekonomisinin üçte 1'i; miktar olarak da çarptığınız
zaman korkunç bir rakam çıkıyor; kapatma falan yok, upgrade ediyorlar,
modernize ediyorlar, kapasitesini artırıyorlar. O bakımdan, herhangi bir
problem yok. Üstelik, biz, Sinop'u, sizin gibi, dünyanın saklı cenneti olarak
görmüyoruz, biz keşfettik Sinop'u. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Yaptığınız yatırımlardan belli!..
BAŞKAN - Bir dakika
arkadaşlar…
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Sinop, bizim için, keşfedilmiş bir
güzelliktir ve oraya, ayrıca, doğalgazı da götürüyoruz ve Sinop'u biz sizin
gibi… Siz, biraz önce, onbeş yirmi yıl sonra turizmi canlandırmaktan
bahsettiniz. Eğer size kalsa, demek ki yandı Sinop. Biz, Sinop'u, çoktan
başladık turistik şehir yapmaya …
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Antalya'ya benzetmeyelim!.. Antalya'yı yıktınız, Antalya turizmini
yıktınız.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Ve tertemiz havasıyla, nükleer enerjiyle,
pırıl pırıl gökyüzüyle, mavi gökyüzüyle, yemyeşil Sinop çok daha güzel olacak.
Yoksa, biz, Sinop'u hem seviyoruz, Sayın Başbakanımız başta olmak üzere, bir
takım bütünlüğünde, Sinop'un iyiliği için bunu yapıyoruz, ülkemizin iyiliği
için bunu yapıyoruz. Yoksa, burada, herhangi bir başka türlü düşüncemiz kesinlikle olamaz; çünkü, biz,
Türkiye'yi çok sevdiğimiz gibi, dünyanın da en büyük 10 ekonomisi arasına
sokmak istiyoruz. Bunu da hedef olarak seçtik ve milletten de zaten böyle oy
aldık. Millet de, demokratikliğini burada gösterdi; antidemokratik kesinlikle
değildir.
Saygılar sunarım. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
CAHİT CAN (Sinop) - Sayın
Başkan…
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Sayın Başkan…
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Sinop'ta oylama yapalım.
BAŞKAN- Bir dakika
arkadaşlarım…
Değerli milletvekilleri,
bu konu, burada karşılıklı 3'er 5'er dakikalık konuşmalarla yahut 60 ıncı
maddeye dayalı 1-2 dakikalık kısa açıklamalarla ele alınabilecek bir konu
değil, çok ciddî bir konu. Burada tıp mensubu arkadaşlarımız var. Nükleer
teknoloji, sağlık dahil pek çok alanda önemli bir teknolojidir, geliştirilmesi
gerekir. Sadece enerjiyle ilgili değildir. Enerjiyle ilgili kısmında sorunlar
vardır.
CANAN ARITMAN (İzmir) -
Nükleer tıbba evet, nükleer enerjiye hayır.
BAŞKAN - Sayın Bakanın da
belirttiği gibi, arkadaşlarımızın da ortaya koyduğu gibi, arkadaşımızın da
ortaya koyduğu gibi, enine boyuna tartışılması gereken bir konudur. Belki, bir
Meclis araştırması konusu olmalıdır; grupların, grup başkanvekillerinin
anlaşmasıyla daha ciddî hazırlanarak, Mecliste bu konuyu ele almak durumunda
olabiliriz; çünkü, bu derecede önemli bir konu.
O nedenle, şimdi, Cahit
Beyin yerinden talebine yanıt vermek mümkün değil; çünkü, ben, zaten Engin Bey
konuşurken, sizin isminizi telaffuz ettiği zaman hemen uyardım. Sizin adınıza
müdahale ettim, sizin isminizi söylemesini istemedim; bir kere daha tekrar
etmiş oluyorum.
CAHİT CAN (Sinop) -
Sataşma yaptı Sayın Başkan.
BAŞKAN - Engin Bey de,
gündemdışı konuşmasının süresini aşacak şekilde kullandı. O yüzden, başka bir
sözü, teamüllere uygun olmadığı için ona vermem mümkün değil. Konuyu burada
kapatıyorum.
CAHİT CAN (Sinop) - Sayın
Başkan, lütfen…
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Sayın Başkan…
BAŞKAN - Şimdi, gündeme
geçiyoruz.
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Sayın Başkan!.. Sayın Başkan, bir saniye… Burada söz söyleme hakkım var benim.
Sayın Bakan, bana "bir dahaki dönem danışman alacağım" diyerek, hem
şahsî olarak hakaret etmiştir hem Sinop halkının teamüllerine hakaret etmiştir;
bir.
İki; ben, Cumhuriyet Halk
Partisinin Merkez Yönetim Kurulu üyesiyim. "Deniz Baykal'la ayrı
konuşuyorsun" diyerek, Parti tabanında büyük bir yanılsamaya yol açacak
cümle kullanmıştır; iki.
"Yanlış yalan
söylüyorsun" demiştir; üç.
Bana söz verilmeyecekse,
bu Mecliste, hiçbir şekilde hiçbir gerekçeyle kimseye sataşma için söz
verilemez.
BAŞKAN - Engin Bey… Engin
Bey, sizin bu isteminizi alırsam, sizin söylediklerinizden kaynaklanan karşı
söz istemleri de var. Cahit Beye… Genel Kurulu muhatap…
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Cahit Beye ne dedim ki?!. Bana "devekuşu" demek suretiyle de hakaret
etmiştir. Dört beş konuda cevap hakkım var.
BAŞKAN - Genel Kurulu
muhatap almanız gerekirken, Cahit Beyi muhatap almanızın yanlış olduğunu
söyledim.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Ben
Cahit Beye konuşmuyorum. Cahit Beye sataşma mı yaptım ben?! Bana beş ayrı
sataşma olmuştur.
BAŞKAN - Bu kadar önemli
bir konu.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Çok
kısa bir açıklama yapmam gerekir Sayın Başkan.
BAŞKAN - Dediğim gibi,
atışmalarla, bir birisinin konuşması, öbürünün cevap vermesiyle ele
alınabilecek bir konu değildir, son derece ciddî çalışmalar yapmak gerekiyor.
Başkanlık Divanı olarak da konuyu kapattık.
Gündeme geçiyoruz… (CHP
sıralarından gürültüler)
MEHMET YILDIRIM
(Kastamonu) - Sayın Başkan, Cahit Beye değil, Sayın Bakana verecek cevabı…
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Sayın Başkan... Sayın Başkan... Böyle şey olmaz!..
CAHİT CAN (Sinop) - Sayın
Başkan...
BAŞKAN - Değerli
milletvekilleri, toplantıya 5 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.38
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.51
BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet Gökhan SARIÇAM
(Kırklareli)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
Sayın Engin Altay'ın,
Sinop milletvekilimizin gündemdışı konuşmasına Sayın Bakan Hükümet adına yanıt
verdi ve bu arada bazı anlaşmazlıklar söz konusu oldu.
Şimdi, İçtüzük
hükümlerine göre, milletvekili arkadaşlarımızın söz haklarını sonuna kadar
kullanabilmelerini sağlayabilmek için çözüm olarak şunu buluyoruz: İçtüzüğe
baktık; biz, hem Cahit Can'ın hem de Sayın Engin Altay'ın, 60 ıncı maddeye göre
yerinden olmak kaydıyla, pek kısa olmak kaydıyla açıklama yapmalarını
sağlayabiliriz. Onun dışında başka bir tartışma yöntemini, konuşma yöntemini
İçtüzüğe göre bulmamız mümkün değil. O nedenle, ilk sırada, yerinden söz talebinde
bulunan Cahit Can Beye, Sinop Milletvekiline, daha sonra da, yine Sinop
Milletvekili Engin Altay Beye söz vereceğim.
Buyurun Sayın Cahit Can.
IV. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR (Devam)
3.- Sinop
Milletvekili Engin Altay'ın, Hükümetin nükleer enerji politikasına, Sinop'ta
kurulması düşünülen nükleer enerji santralının bölgeye verebileceği muhtemel
çevresel zararlar ile HES Projesinin hayata geçirilmesinin önemine ilişkin
gündemdışı konuşması ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler'in
cevabı (Devam)
CAHİT CAN (Sinop) - Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; biraz önce, nükleer santrallarla
ilgili görüşlerini bildiren Sinop Milletvekilimiz Engin Altay Bey, şahsımızı da
kastederek, burada, bir sataşmaya meydan vermiştir. Ben, bu konuyu, kısa, özet
olarak değerlendirmek istiyorum.
Nükleer santralın Sinop'ta
kurulmasıyla ilgili açıklamalar yapılınca, biz de, bir milletvekili olarak,
kendi ilimizle ilgili araştırmaları yaptık, nükleer araştırmaları yaptık. Sayın
Altay geçmişteki araştırmaları burada ifade ederken, ben de, taze bilgileri,
hemen, kısa, özet bilgi olarak vermek istiyorum: Demin, Sayın Bakanımız da
kürsüden ifade etmişlerdi; dünyada, 443 tane nükleer santrallar var, 31 ülkede
bunlar yapılıyor ve 56 ülkede de, yine, 284 araştırma reaktörleri var; hatta,
yenileri, 110 tane inşa halinde var. Dünya, böyle, gelişmiş ülkelerle, nükleer
santrallarla enerji temin ederken, bizler, acaba neyi tartışıyoruz?! Gelişmemiş
ülkelerde nükleer santrallar yok, nükleer enerjiler yok.
Eğer, Sinop bir marka
olacaksa -Sayın Bakanımız da ifade etti, Başbakanımız da- Sinopluların 8 Mart
gecesinde, İstanbul'da Bağcılar Olimpik Spor Salonunda, 10 000 kişi, coşkuyla
alkışlamışlardı bunu, orada da tasdik ettiler; ama, ne yazık ki, bazı çevreci
arkadaşlarımızın ve bazı arkadaşlarımızın yönlendirilmesiyle buna karşı çıkılıyor;
ancak, bu karşı çıkış… Ben, açıkça şunu söyleyeyim: Teknolojinin karşısında
hiçbir güç duramaz, teknolojiyle savaşılmaz. Dünyada, teknolojik bir, aslında,
savaş vardır. Bu savaşta, biz, kendi yerimizi almamız lazım ve nükleer enerjiye
geçmemiz lazım ve bu nükleer enerjinin de radyoaktifle ilgili hiçbir
sıkıntısının olmadığını da -Atom Enerjisi Kurumundan aldığımız bilgileri
söylüyorum- siz de bilirsiniz ki, tıbbî cihazlarda bile, bazen, radyoaktif
enerjiler sergilendiği için, affedersiniz "hamile bayanların bile girmesi
doğru değil" diye yazılar görürsünüz; o zaman, tıbbî cihazlara da bazı
arkadaşlarımız girmesinler ve böyle, Sinop'un doğal güzelliğini bozacak,
efendim, turizmini baltalayacak hiçbir şey yoktur. Buradan, ben, bir açıklama
daha gereğini hissediyorum. Geçen gün Kültür ve Turizm Bakanımız Sinop İlimize
geldiğinde…
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) -
Sataşmayla ilgisi yok Sayın Başkan…
BAŞKAN - Konuyla ilgili
lütfen…
CAHİT CAN (Sinop) -
Müsaade eder misiniz…
Dört yıldızlı, TOKİ'nin
başkanlığında, Karadeniz'in ortasında bir otel inşa edilecek. Onda da Sinop
tercih edilmiştir.
BAŞKAN - Anlaşıldı…
CAHİT CAN (Sinop) - Demek
ki, turizmde de Sinop tercih ediliyor veya gelişmekte olan bir ilimiz. Ama,
ben, Türkiye'de marka olacak bir ilin, hatta dünya tarafından tanınmasını
istiyorum ve de bu, milletimize hayırlı olsun.
BAŞKAN - Anlaşıldı…
CAHİT CAN (Sinop) - Ben,
hiçbir zaman, insan ve doğa sağlığına aykırı hareket olduğunu görmüyorum. Böyle
bir çalışma olduğunu da görmüyorum ve hayırlı uğurlu olsun diyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
NECATİ UZDİL (Osmaniye) -
Tebrik ediyorum, sağ ol!... Bravo sana!..
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Engin Altay.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Çok
teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, geçen
oturumda gündemdışı yaptığım konuşmaya Sayın Bakan cevap verirken,
söylediklerimin eski belgelere dayalı olduğunu söyledi, Genel Başkanımla ters
düştüğümü söyledi, bir devekuşu benzetmesi yaptı; lütfetti, beni danışman
olarak almayı vaat etti ve Sinop'u keşfetti. O keşfi geçiyorum… Dört temel
konuda, gerçekten, düzeltmeye, cevaba muhtaç şeyleri, maalesef, Sayın Bakanın
ağzından üzüntüyle izledik.
Bir kere, Sayın Bakana
hatırlatmak isterim ki, ben Engin Altay, Cumhuriyet Halk Partisi Merkez Yönetim
Kurulu Üyesiyim. Benim söylediğim her şey, burada Partimi de bağlar. Onun için,
ne söylediğimi bilerek konuşuyorum. Sayın Genel Başkanımın bu konudaki
düşüncesi benden farklı değildir. Sadece, ben, Sinop'ta doğmuş büyümüş, bütün
hayatını orada geçirmiş bir Sinop çocuğu olarak, bu konuda biraz daha
heyecanlıyım. Bütün olay budur.
Sayın Genel Başkanımız
da, Türkiye'nin önümüzdeki yirmi otuz yıl için, hele de bu teknolojiyle bir
nükleer yatırıma ihtiyacı olmadığı şeklinde bir görüşü belirtmiştir. Bunu
belirtmek isterim.
Sayın Bakanın ikinci
iddiası, söylediklerimin hepsini yalan yanlış diye söyledi. Ben, Sayın Bakanın
benden sonra yaptığı konuşmada söylediklerine yalan yanlış demiyorum; ancak,
benim elimdeki belgelerden bir tanesinin rakamları ile Sayın Bakanın burada
verdiği rakamlar tıpatıp aynıdır, tıpatıp aynıdır, eski belgeyle konuşmuyorum.
Belgesiz hiç konuşmam ben bu Mecliste; buranın çok önemli bir yer olduğunu
biliyorum, bu kürsünün değerini ve önemini çok çok iyi biliyorum.
Sayın Bakan
"devekuşu gibi kafanızı kuma gömmeyin" dedi, bir benzetme yaptı.
Biraz da renk katalım, ben de, bir benzetmeyle cevap vermek isterim: Sayın
Bakan, siz de, aynalı sazan balığı gibi, Türkiye'nin üzerinde otuzbeş yıldır
sallanan bu oltaya takılmayın lütfen.
Son olarak, Sinop'u 3-0
çıkaracaklarını ve beni de, lütfetti, işsiz kalmamam için kendisine danışman
alacağını söyledi. Çok sağ olunuz Sayın Bakan; ama, ben, Sinop'taki seçimlerin
ve Türkiye'deki seçimlerin nasıl neticeleneceğini biliyorum. İki selefinizin
bir yerlerde yargılandığını anımsatırım. Allah esirgesin, siz de yarın,
buralara gelemeyeceksiniz zaten, ama, bir de Yüce Divanlara giderseniz, ben,
size, hukukî olarak yardım etmek dilerim.
Saygılar sunuyorum.
MEHMET SOYDAN (Hatay) -
Sağ ol, sağ ol; zahmet etme.
TUNCAY ERCENK (Antalya) -
Sabıkalar çoğalıyor Sayın Bakan, ha!
BAŞKAN - Değerli
milletvekilleri, şimdi gündeme geçiyoruz.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının…
TUNCAY ERCENK (Antalya) -
Gaf konusunda sabıkalar çoğalıyor sizin.
BAŞKAN - Bir dakika
arkadaşlar... Sessizliği sağlayalım ve çalışmalarımıza devam edelim.
TUNCAY ERCENK (Antalya) -
Dördüncü sabıkası oldu Sayın Bakanın, gaf konusunda.
BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutup, oylarınıza
sunacağım.
B)
TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın, İsveç Parlamentosu Başkanı Björn
von Sydow'un vaki davetine icabetle, beraberinde bir Parlamento heyetiyle
İsveç'e resmî ziyarette bulunmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1028)
20
Nisan 2006
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın, İsveç Parlamentosu Başkanı Björn von Sydow'un
davetine icabet etmek üzere, beraberinde Parlamento heyetiyle, İsveç'e resmî
ziyarette bulunması hususu Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin
Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca Genel
Kurulun tasviplerine sunulur.
Bülent
Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN - Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Şimdi, bir oylama daha
yapacağız.
Divan Kâtibi
arkadaşlarımızın okuma işlemini yerlerinden yapabilmelerini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Başbakanlığın, Anayasanın
82 nci maddesine göre verilmiş iki tezkeresi vardır; ayrı ayrı okutup,
oylarınıza sunacağım.
2.-
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün İspanya'ya, yaptığı
resmî ziya-rete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi
(3/1029)
19.4.2006
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün, görüşmelerde bulunmak üzere bir heyetle
birlikte 2-4 Mart 2006 tarihlerinde İspanya'ya yaptığı resmî ziyarete, ekli
listede adları yazılı milletvekillerinin de iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu
konudaki Bakanlar Kurulu Kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.
Anayasanın 82 nci
maddesine göre gereğini arz ederim.
Recep
Tayyip Erdoğan
Başbakan
Liste
Afif Demirkıran (Batman)
Fazıl Karaman (İzmir)
Mehmet S. Kesimoğlu (Kırklareli)
HALUK KOÇ (Samsun) -
Karar yetersayısı istiyorum.
BAŞKAN - Karar
yetersayısı arayacağız.
Kabul edenler… Kabul
etmeyenler…
Karar yetersayısı yoktur;
5 dakika ara veriyoruz.
Kapanma Saati: 16.01
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.12
BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet Gökhan SARIÇAM
(Kırklareli)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci Birleşiminin Üçüncü
Oturumunu açıyorum.
IV. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B)
TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)
2.-
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün İspanya'ya, yaptığı
resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi
(3/1029) (Devam)
BAŞKAN - Başbakanlık tezkeresinin
oylamasında karar yetersayısı bulunamamıştı; şimdi, tezkereyi yeniden
oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısı arayacağım.
Kabul edenler…
EYÜP FATSA (Ordu) - Sayın
Başkan, karar yetersayısı talebini işleme koymak İçtüzüğe aykırıdır. Genel
Kurulda olmayan insanların talebini oylatıyorsunuz.
BAŞKAN - Kabul
etmeyenler… Karar yetersayısı vardır; tezkere kabul edilmiştir.
Sayın Fatsa, karar
yetersayısını Genel Kurulda bulunduğu sırada isteyen bir milletvekilinin
istemi, İçtüzüğe göre, Başkanlık Divanı tarafından uygulamaya konmak
durumundadır. Grup Başkanvekili olarak, bunu diğer milletvekilleri arasında en
iyi bilmesi gerekenlerden birisiniz.
EYÜP FATSA (Ordu) - Ben,
biliyorum da Sayın Başkan, dün akşam da aynı uygulamayı yaptınız.
BAŞKAN - Diğer tezkereyi
okutuyorum:
3.-
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün Tunus'a, yaptığı resmî
ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1030)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün, görüşmelerde bulunmak üzere 16-18 Mart
2006 tarihlerinde Tunus'a yaptığı resmî ziyarete, ekli listede adları yazılı
milletvekillerinin de iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar
Kurulu kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.
Anayasanın 82 nci
maddesine göre gereğini arz ederim.
Recep
Tayyip Erdoğan
Başbakan
Liste
Faruk Çelik (Bursa)
Mesut Değer (Diyarbakır)
Ahmet Işık (Konya)
BAŞKAN - Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Gündemin "Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına
geçiyoruz.
Önce, sırasıyla, yarım
kalan işlerden başlayacağız.
V.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
1.-
Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu
Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun
Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - 3 üncü sırada
yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon raporu
gelmediğinden, teklifin görüşmelerini erteliyoruz.
4 üncü sırada yer alan,
Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve
Bütçe Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Bazı
Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Ertelendi.
5 inci sırada yer alan,
Muğla Milletvekili Orhan Seyfi Terzibaşıoğlu'nun; 190 Sayılı Genel Kadro ve
Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 2985 Sayılı Toplu Konut Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu
raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Muğla
Milletvekili Orhan Seyfi Terzibaşıoğlu'nun; 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 2985 Sayılı Toplu Konut Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(2/727) (S. Sayısı:1138)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Ertelendi.
6 ncı sırada yer alan,
Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam ediyoruz.
4.- Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu
Raporu (1/1177) (S. Sayısı: 1123) (x)
BAŞKAN - Komisyon?..
Burada.
Hükümet?.. Burada.
Tasarının tümü üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına yapılan konuşma tamamlanmıştı.
Şimdi söz sırası, Adalet
ve Kalkınma Partisi Grubu adına Kastamonu Milletvekili Sayın Sinan Özkan'da.
Buyurun. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
Süreniz 20 dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA
SİNAN ÖZKAN (Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Nüfus
Hizmetleri Kanunu Tasarısının geneli üzerinde, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına görüşlerimi ifade etmek üzere söz aldım. Konuşmamın başında Yüce Meclisin
siz değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum.
Bugün burada, kamu
düzenini ve hepimizin, bütün
vatandaşlarımızın gündelik hayatını çok yakından ilgilendiren bir konu olan
nüfus hizmetlerini düzenleyen bir kanun tasarısını görüşüyoruz. Elbette, biz
isterdik ki, bu kadar önemli konuları düzenleyen bir kanun tasarısı
görüşülürken burada Anamahalefet Partisi Grubu da bulunsun ve katkı sağlasın;
ama, bildiğiniz gibi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu, bu kanunun temel kanun
olarak görüşülmesini ve her madde üzerinde ayrı ayrı görüşme yapılmamasını,
sadece bölümler üzerinde görüşme açılmasını gerekçe göstererek, muhalefetin
sesinin kısıldığını iddia ederek Parlamentoyu yine terk etti. Ancak,
görüşmelerine dün akşam başladığımız bu tasarının geneli üzerinde, CHP Grubu
terk etmeden önce grup sözcüsünün yaptığı konuşmayı hepimiz takip ettik.
BAŞKAN - Sayın Özkan,
lütfen, sizin, konuyla ilgili, tasarıyla ilgili görüşlerinizi açıklayın.
SİNAN ÖZKAN (Devamla) -
Konuyla ilgili konuşuyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Polemiğe girmeye
gerek yok. Daha yararlı, daha faydalı katkılarda bulunabilirsiniz.
SİNAN ÖZKAN (Devamla) -
Tabiî, ben süremi rantabl kullanmaya çalışacağım.
BAŞKAN - Buyurun.
SİNAN ÖZKAN (Devamla) -
İzmir Milletvekili Sayın Hakkı Ülkü, Grubu adına yaptığı konuşmada, kendine
tanınan 20 dakikayı aşkın sürede, tasarı üzerinde müspet veya menfi görüşlerini
ifade etmek yerine, bu tasarıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, genel
politikaya ilişkin konular üzerinde vaktinin çoğunu harcadı. Elbette ki,
sergilenen bu tutum, bu davranış, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun muhalefet
olarak "biz tasarılar üzerinde yeterince görüşlerimizi ifade
edemiyoruz" şeklindeki iddiasının ne derece samimî ve ne derece ciddî
olduğunu da ortaya koymaktadır!
BAŞKAN - Bir dakika Sinan
Bey.
Bizim Divan olarak
konuşanları sürekli konuya çekme uyarı hakkımız var, uyarı görevimiz var. Ben
sizi bir kez uyardım. Siz hâlâ, uyarıma rağmen, konunun dışında konularla
ilgili konuşuyorsunuz. Lütfen, konuya gelin.
SİNAN ÖZKAN (Devamla) -
Sayın Başkanım, dün akşam da buradaki oturumu siz idare ediyordunuz ve dün
akşam, bu tasarı üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan
arkadaşımız, ifade ettiğim gibi, işte, AK Partili belediyelerin, birtakım,
sözüm ona, yolsuzluk iddialarından girdi, Galataport ihalesinden çıktı.
Bunların konuyla bir ilgisi var mıydı veya İçtüzük dün akşamdan bugüne kadar
değişti mi Sayın Başkanım?! (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Herkesi
uyarıyoruz, sizi de uyarıyoruz.
FİKRET BADAZLI (Antalya)
- Devam et Sayın Özkan.
SİNAN ÖZKAN (Devamla) -
Kaldı ki, bu tasarı, esas komisyon olan İçişleri Komisyonuna geldiğinde de,
konunun önemli olduğu dikkate alınarak alt komisyona sevki kararlaştırılmış ve
benim de çalıştığım bir alt komisyonda, herhangi bir süre kaydı aranmaksızın,
etraflıca müzakere edilerek, mutabık kalınan metin komisyona, oradan da Genel
Kurula gelmiştir.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, nüfus kayıtları, bilindiği üzere, kamu düzenini yakından
ilgilendiren kayıtlardır. Ülkemizde, yargı yerlerinde, sosyal güvenlik
kurumlarında, öğrenim kurumlarında, güvenlik makamlarında, askerlik
şubelerinde, vergi ve tapu dairelerinde, şahıslara ve şahısların ailelerine
ilişkin çeşitli kayıtlar tutulmaktadır. İşte bu, kişinin uyruğunu, kimliğini,
aile bağlarını belirleyen kayıtlar, nüfus kayıtlarına dayanılarak tutulmaktadır.
Nüfus
mevzuatı, özellikle 1926 yılında çıkarılan Türk Medenî Kanunu ile 5.5.1972
tarihli ve 1587 sayılı Nüfus Kanunuyla geleneksel bir uygulama kazanmıştır.
Ancak, ülkemizin içinde bulunduğu hızlı değişim süreci, dinamik sosyal yapımız,
gelişen teknolojiye uyum ve bu teknolojinin sunduğu imkânlardan faydalanma
ihtiyacı, bu temel nüfus mevzuatını yeniden el alıp düzenleme gereğini de
ortaya çıkarmıştır.
Bildiğiniz gibi, nüfus
kayıtlarının önemi göz önüne alınarak, İçişleri Bakanlığınca, geçtiğimiz yıllar
içerisinde MERNİS Projesi uygulamaya konulmuştur. MERNİS, veri tabanının
içerdiği bilgiler itibariyle, ülkemiz için hayatî önemde bir projedir. Kamu
kurum ve kuruluşlarının, kimlik bilgilerine elektronik ortamdan, doğrudan ve
hızlı bir şekilde erişimlerinin sağlanması, Türkiye'nin elektronik dönüşümünü
hızlandıracak en önemli araçtır. Bu düşünceyle, İçişleri Bakanlığınca kimlik
paylaşım sistemi projesi hayata geçirilmiştir. Bu proje sayesinde, MERNİS veri
tabanı bilgilerinin farklı kurumlarda tekrar edilmesinin ve dolayısıyla kaynak
israfının önüne geçilmiştir. Ayrıca, kurumların vatandaşlık bilgilerine erişim
için çeşitli yollarla harcadıkları mesai, teknik araç gereç ve iletişim
giderlerinden de tasarruf edilmeye başlanmıştır.
Diğer yandan, Avrupa
Birliği uyum sürecinde, kamu düzeninin temel dayanaklarından biri olan nüfus
hizmetlerinin, devletin ve vatandaşın ihtiyaçlarına cevap verebilecek düzeye
ulaştırılması, nüfus kayıtlarının düzgün bir şekilde tutulması, hizmetin daha
etkin ve süratli bir şekilde yürütülmesi amacıyla yeni düzenlemelerin yapılması
bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmıştır.
Hükümetimiz, acil eylem
planında, adres işlemlerindeki dağınık yapının ortadan kaldırılması için tek
bir kurumun sorumlu tutulmasını öngörmüş ve koordinasyon işlemlerinin
yürütülmesinden sorumlu kuruluş olarak Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü
belirlenmiştir.
Ülkemizde adres
bileşenlerinin çokluğu, numarataj çalışmalarının gerekli hassasiyetle ve doğru
yapılamaması, kurumların kendi dokümanlarında bile aynı adres formatlarının
kullanılmayışı ve adres bileşenlerinde yapılan değişikliklerden haberdar
olmayışı, bir adres karmaşasına yol açmıştır.
Adres, kamu bilgilerinin
ilişkilendirilmesi, stratejik planların oluşturulması için anahtar rol
oynamaktadır. Ülkemizde yaşanan adres karmaşasının bir an önce çözümlenmesi ve
adres formatının standart bir yapıya kavuşması gerekmektedir. Hızla büyüyen ve
gelişen kentlerde, kentleşmenin takibi ve kontrolü, ülkedeki yatırım ve
hizmetlerin en elverişli ve en iyi şartlarda ve ekonomik olarak yerine
getirilmesi, il, ilçe ve beldenin bugününü ve yarınını yaşayacak olan insanların
ihtiyaçlarının tespit edilmesi, planlanması ve karşılanabilmesi için, adres ve
ikametgâh kayıtlarının sağlıklı bir şekilde oluşturulması zorunludur.
Çağdaş toplumların etkin
veri yönetim araçlarından olan kurumsal bilgi sistemlerinden en elverişli ve en
iyi verimin elde edilebilmesi, genel altyapı bileşenlerinin başlangıçta
hazırlanmasına bağlıdır.
Dünya bilgi ve teknoloji
çağı olarak adlandırılan 21 inci Yüzyılda, bütün alanlarda modernizasyon ve
teknolojinin yaygın kullanımı gündeme gelmektedir. Bu nedenle, adres ve ikamete
ilişkin çağdaş veri bankalarının oluşturulması, hızlı, etkin ve ekonomik bilgi
akışının sağlanması, bu konudaki bürokrasinin hantallığının giderilip etkin bir
yapıya kavuşturulması ve dinamik toplumsal faaliyetlerin denetim altına
alınması için, adres ve ikamete ilişkin işlemlerde çağdaş teknolojik
imkânlardan yararlanılması büyük önem taşımaktadır. Zira, günümüzde kamudaki
hizmetlerin etkin bir şekilde yürütülmesi, adres ve ikamet bilgilerine sağlıklı
bir şekilde ulaşılmasını gerektirmektedir.
Gayri safî millî
hâsılamızın yaklaşık üçte 1'ini vergilerin oluşturduğu ülkemizde, tahsilat için
gönderilen tebligatların adres eksikliği nedeniyle ilgilisine geç ulaşması ya
da hiç ulaşamaması önemli bir gelir kaybına neden olmaktadır.
Ülkemizde her beş yılda
bir tekrarlanan nüfus sayımlarının insanları bir gün boyunca evlerinde tutarak
yapılmasının nedeni de adres sisteminin kurulamamış olmasıdır. Bu durum, ülke
ekonomisi için büyük külfetler ortaya çıkarmaktadır. Oysa, ulusal adres veri
tabanının oluşturulması ve güncel olarak tutulması bu problemleri asgariye
indirecektir. Böylece, kamusal iş ve işlemlerde esas dokümanlar ilgilisine
ulaşmakta gecikmeyecek, bilgi sistemlerinin içinde işleyiş optimum olacak,
Avrupa Birliği üye ülkelerinin kullandıkları ve hepsinde standart olan bir
adres formatı ülkemizde de kullanılacaktır. Kişilerin ikamet adreslerinin nüfus
kütüklerinde güncelliğinin sağlanarak tutulması ve adres değişikliklerinin
takip edilmesine ülke genelinde başlayabilmek için, tasarıda yer alan geçici
maddelerle, bir defa yapılacak olan bir hazırlık uygulaması öngörülmüştür.
Bu hazırlık safhası,
ulusal adres veri tabanının Türkiye İstatistik Kurumu tarafından kurulması, il
özel idarelerinin ve belediyelerin numaralama ve levhalama çalışmalarını
yapması, adres standardının oluşturulması, yapılan numarataj işlemlerinin
kontrolü, ulusal adres veri tabanına aktarılan ikamet adreslerinin nüfus
kütüklerindeki kişi kayıtlarıyla ilişkilendirilmesi gibi uygulamaları
içerecektir. Bu çalışmaların sonunda genel uygulamaya geçilecektir. Genel
uygulamada şahısların yazılı beyanları esas alınacaktır. Beyanlar, nüfus
müdürlüklerine, dış temsilciliklerimize ve hizmet alınan kuruma
yapılabilecektir. Nüfusu fazla olan yerleşim birimlerinde nüfus kayıt
şeflikleri oluşturulmak suretiyle adreslerin güncel olarak tutulması ve
vatandaşlarımızın zaman kaybının önlenerek hayatının kolaylaştırılması
hedeflenmiştir.
Tasarıda muhtarlara da,
gerek bildirim gerekse adres bildirimlerinin güncelliğinin sağlanması konusunda
geniş sorumluluk verilmiştir. Ayrıca, teknik altyapısını tamamlamış olan
muhtarlıkların adres bilgilerinin güncelliğini takip etmek amacıyla, adres
paylaşım sisteminin bütünlüğü içerisinde adres bilgilerine erişebilmelerine imkân
sağlanmıştır. Adres bilgilerinin de MERNİS veri tabanında yer almasıyla, adres
bilgilerinin farklı kurumlarda tekrar edilmesinin ve dolayısıyla, kaynak
israfının önüne geçilmiş olacaktır. Bu sayede kurumların ikametgâh bilgilerine
erişim için çeşitli yollarla harcadıkları mesai, teknik araç gereç ve iletişim
giderlerinden de tasarruf edilecektir. Böylece, kamu kurum ve kuruluşlarının
entegre bir e-devlet yapısına ulaşmaları da kolaylaşacaktır. Türkiye'de
tebligatların zamanında yapılamamasından doğan sıkıntı sona erecek ve artık,
eve kapanarak nüfus sayımı yapılmasına gerek kalmayacaktır.
Yine, tasarıyla
hedeflenen en önemli nokta, kamu kurum ve kuruluşlarının vatandaşa hizmet
sunarken ortaya çıkan birtakım bürokratik aşamaların ortadan kaldırılması,
vatandaşımızın kamu hizmeti alımının kolaylaştırılmasıdır. Proje tamamlanıp
hayata geçirildiğinde vatandaşlarımızın adres ve ikamet bilgileri nüfus
kütükleriyle ilişkilendirilecek, MERNİS veri tabanına işlenecek ve herhangi bir
kamu hizmeti almak için bir kamu kurumunun kapısı çalındığında, artık, ilk istenen
belgelerden birisi olan ikametgâh ilmühaberi tarihe karışacaktır.
Yine, bu düzenleme
içerisinde, vatandaşlarımızın adres bilgilerinin amacı dışında herhangi bir
şekilde kullanılmasının önüne geçmek için gerekli tedbirler de alınmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Nüfus Hizmetleri Kanun Tasarısı altı aydan fazla ikamet izni
alan, ikamet tezkeresi alan yabancıların kayıtlarının tutulması, doğan
çocuklara verilen nüfus cüzdanlarından cüzdan bedeli alınmaması, nüfus sayım ve
tespitlerinin kaldırılması, yaş tespitlerinin basitleştirilmesi, tanınan
çocukların "baba" hanesine baba soyadıyla tescil edilmesi gibi birçok
yeniliği de içermektedir.
Bu kanun yürürlüğe
girdikten sonra kişiler adına düzenlenecek her türlü form, beyanname, kimlik
kartı, sürücü belgesi, pasaport gibi bütün tanıtıcı belgelerde Türkiye
Cumhuriyeti kimlik numarası yer alacaktır.
Bu kanun yürürlüğe
girdikten sonra, çok önemli bir probleme de çözüm bulmuş olacağız inşallah. Yıllardan
beri az sayıda personelle ciddî bir hizmet çabası içerisinde bulunan nüfus
teşkilatımızı biraz rahatlatmış olacağız; zira, bu kanun yürürlüğe girdiğinde,
bir kısmı Genel Müdürlükte, merkezde; ama, çoğunluğu taşrada hizmet verecek
olan 4 000 tane kadro ihdas ediyoruz. Böylece, özellikle nüfus yoğunluğunun
fazla olduğu şehirlerde ve ilçelerde çalışan personelimizin iş yükünü bir nebze
olsun azaltarak, onları rahatlatmış olacağız.
Yine, bu kanunla
getirdiğimiz bir düzenleme, MERNİS, Kimlik ve Adres Paylaşımı Sistemleri
Projelerinde görevlendirilen ve fiilen çalışan nüfus müdürlüğü personeline, hem
Genel Müdürlükte hem de taşrada -sözleşmeli personel de buna dahil- fazla
çalışma ücreti ödenecek. Kanunda belirlenen şartlar içerisinde, bu, net, aylık
101 000 000 liraya tekabül eden bir meblağdır ve çok fedakârca bu hizmetleri
yerine getirmeye çalışan nüfus teşkilatı personelimizi, bir nebze olsun, bu,
rahatlatacaktır; biz, buna inanıyoruz.
Yine, bu kanun
tasarısının yasalaşmasıyla birlikte, yakın gelecekte, bilgi akışının kurumlar
arasında otomatik olarak sağlandığı, bütünüyle bilgisayar ortamında hizmet
veren, vatandaşlar arasında kayıt bilincinin gelişmiş olduğu ve kayıt
sonucunda, önemli, bireysel, gündelik ve toplumsal faydaların elde edildiği,
ülkenin her yerinde aynı uygulamalar gerektiren bütün diğer kayıt sistemlerinin
bilgi aldığı ve verdiği bir sistem gerçekleşecektir.
Bugün, burada
yasalaştıracağımız bu tasarıyla, vatandaşlarımız için tasarlanan, onların daha
kolay kamu hizmeti alması, bürokratik iş ve işlemlerle daha az vakit kaybetmesi
amacıyla getirilen bu yeni sistemin kendisinden beklenen faydayı sağlaması ve
bürokratik devletten hizmet amaçlı devlete doğru önemli bir adım olması
temennisiyle, Yüce Meclisin siz değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Anavatan Partisi
Grubu adına Mersin Milletvekili Hüseyin Güler; buyurun. (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
Süreniz 20 dakika.
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU
ADINA HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Grubum adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Evet, bu teknik bir konu
olmasına karşın, normal olarak bir konsensüsün sağlanacağı en rahat kanunlardan
bir tanesi; ama, gördüğümüz kadarıyla, temel kanun sıfatıyla bunun alelacele
çıkarılmasını da anlamakta zorlanıyoruz.
Meclisin iradesine
yürütme tarafından nasıl ipotek konulduğunu, maalesef, bir önceki Sosyal
Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda gördük, şimdi, burada da aynısı:
Sorgulamadan, değerlendirmeden, millet adına buradayken, en ufak bir konuda bir
katkımıza dahi izin verilmeden, kanunları, teker teker, hızlı bir şekilde
geçiriyoruz. Acelemiz mi var; bilmiyorum, siparişler mi böyle alındı; bunu da
anlamakta zorlanıyorum. Diyoruz ki: Meclisin tüm değerli bireylerinin -tüm
birikimlerini- bu kanunlar üzerine net olarak katkıda bulunmaları
gerekmektedir.
Bizi muhalefet olarak
dinlememeye özen gösteriyorsunuz; ama, gördüğümüz kadarıyla, siz, kendi
milletvekillerinizi dahi dinleme ihtiyacı duymuyorsunuz. Çok masum olan birsürü
önergeler var, değişiklik önergeleri. Kanuna daha pratik anlamda yararlı
olabilecek şekildeki katkılara dahi, maalesef, izin vermiyorsunuz. Bizler de,
burada, dilimizin döndüğünce, bu kanunların daha net bir şekilde çıkması için
katkıda bulunmaya çalışıyoruz.
İfade ettiğimiz gibi, bu
bir teknik konu ağırlıklı görünüyor. Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısına
baktığımızda, genel anlamda Türkiye'nin yapılandırılması ve verilerin
algılanması, yarınların planlanması, en azından beş ila on yıllık bir planın
yapılabilmesi için, ciddî anlamda, bu hizmetin kaliteli, ulaşılabilir ve hızlı
bir şekilde yapılanması gerekir. Maalesef, nüfus sayımı dahi, çok basit anlamda
on yılda bir yapılanırken, evlere hapsolurken, gelişen çağımızda, gelişen bilgi
ve teknoloji çağında, maalesef, bunu dahi beceremez hale geldik. On yılda bir
nüfus sayımının yapılamamasının sıkıntılarını, her dört yılda, her beş yılda
bir seçim kütüğünün de yenilenmesi için sadece çaba sarf ediyoruz.
İfade ettiğimiz gibi,
bunların, günümüzün çağında birçok veriyi içinde almamız gereken unsurlar
barınmakta; en basit, nüfusun, sayımın niteliği, niceliği. Baktığımızda, okul
çağındaki çocuklarımızın doğum olsun, ölüm olsun ve okul çağındaki çocukların
ihtiyacı olan eğitim, öğrenim açısından okullar ve diğer, özellikle
kadınlarımızın ve çocuklarımızın yarınlarını kurgularken de bu veriler çok
ciddî anlamda önemli.
İfade ettiğimiz gibi, bu
hizmetin kalitesinin yükseltilebilmesi için, temel anlamda, birincisi buradaki
çalışan teşkilatın üvey evlat muamelesi görmeden; çünkü, kamu hizmeti
yapılırken, burada, maalesef, çok sıradan bir meslek grubu olarak algılanmakta
ve oradaki çalışanlara yeteri kadar değer verilmemekte; gerek teknik imkân ve
gerek ekonomik anlamda da, maalesef, eksik bir değerlendirmeyle baş başa
kalmaktalar.
Tasarının gerekçe
kısımlarında birçok nedenler geniş bir şekilde kapsamakla birlikte, tespitler
yapılmakla beraber; ama, yasa hükmüne geldiğimiz zaman, maalesef, eksiklerini görüyoruz.
Biz, nüfus kayıtları ve
işlemlerimizi sağlıklı işleyen bir hale getiremezsek, elde ettiğimiz hiçbir
istatistikî verinin, maalesef, kıymetini bilemeyiz. Bu doğrultuda da, kısaca,
medenî olmanın, hukuk devleti olmanın, normale ulaşmanın, dış ülkelerdeki
saygınlığımızın temel esası bu kanunun çağdaş bir yapıya ve işleyişine
bağlıdır.
Bir misal vermek
gerekirse, bugün, özellikle de üç yıldır uygulanmakta olan MERNİS Projesinin
başarısı da bu kanuna bağlıdır.
Bizim temel anlamda
tespitlerimizin de, aşağıda sıralayacağımız 7 maddeye uygun olarak bunların
düzeltilmesinin uygun olacağı görüşündeyiz.
Tasarıda, özellikle
kırsal kesimdeki doğum, ölüm, evlenmeyle ilgili olarak köy muhtarlıkları
görevlendirilmiş ve geniş sorumluluk verilmiştir. Hepimizin de bildiği gibi,
bugün muhtarlarımızın sorunları çok büyük. Bu muhtarlıklarımıza görev
verilirken, maalesef, bugün, gerek sekreteryası ve gerekse özlük hakları
konusunda dahi muhtarlarımız isyan ederken, bugün Sosyal Güvenlik Kanunu geçmiş
gibi kabul ediliyor; ama, düne kadar Bağ-Kurlarını dahi ödeyemeyen muhtarlarımıza
haksızlık yapıyoruz. Bunlara vereceğimiz imkânlar neler sekreterya olarak; bir
düşündüğümüzde, en ufak bir katkı yok, sadece görev isteyeceğiz; yap
yapabilirsen; yapılmayacağı belli. Buradaki özerklik açısından ve güven
açısından, muhtarlarımıza sonuna kadar güveniyoruz; ama, görev isterken de
gerekli katkıda bulunmak başta bizim görevimiz, sonra da onların görevlerini
yapmalarını istemek, hepimizin hakkı ve bunun, ilçe nüfus müdürlükleriyle
koordineli, muhtarlıklar bölgesinde, sürekli, verilerin sağlıklı bir şekilde
alınması gerekiyor.
İkincisi: Nikâh
işlemlerinin, mutlaka, ilçe nüfus idaresinde, yasaların öngördüğü koşullarda
yapılması gerekir. Cumhuriyetimizin 80 inci yılında, geleneklerin etkisi
altında, çocuk yaştaki, töreden kaynaklanan evliliklere bir ölçüde set çekilmiş
olur, nikâhtaki aleniyet sağlanmış olur. Hepimizin yaşadığı sıkıntılar bunlar.
Üçüncüsü: Tasarıda,
ikamet tespiti ile buna ilişkin tatbikata ait tarifler ve hedefler
belirtilmemiştir. Her ne kadar, tasarıda "Adres Paylaşım Sistemi"
başlığı altında belirtilen 45, 46, 47, 48, 49 ve 50 inci maddelerde geniş yer
verilmişse de, ikametgâh tespitinde belirsizlikler vardır.
Dördüncüsü: Çifte
vatandaşlığın tek taraflı uygulandığı ülkelerde yaşayan vatandaşlarımızın,
evlenme, boşanma, ölüm, evlat edinmelerinde halen kargaşa yaşanmakta olup,
tasarıda, bu kargaşayı giderici hükümler bulunmamaktadır. Örneğin, Almanya'da
yaşayan ve çifte vatandaşlık hakkını hem Alman hem de Türk vatandaşı olarak
kullanan yurttaşlarımız, Alman vatandaşlık kimliğiyle yaşadıkları yerlerde
evlenebilmekte ve gerçekte, vatanına geldiğinde, buradaki kimlik kayıtlarında
hâlâ bekâr göründüğü için -Alman makamları çifte vatandaşlığı tek taraflı
vatandaşlık olarak kabul etmekte ve diğer ülke yetkili makamlarına kişiyle
ilgili bu bilgileri, bu verileri resmî olarak bildirmemektedir ve ülkemizde de
kaos yaşanmakta- burada evlilik yapabilmektedir. Bunun çıkaracağı sosyal ve
ekonomik sonuçları değerlendirdiğimizde, ülkedeki kaosu ve bedelini, maalesef,
ülkemizin yurttaşları yaşamaktadır.
Yukarıdaki konular her ne
kadar Vatandaşlık Kanunu içindeyse de, nüfus kayıtları itibariyle kanun konusu
içerisindedir. Vatandaşlık Kanununa göre, Türkiye vatandaşlığından çıkarılanlar
ile bunları verilen pembe kart… Bunun altını çizmek istiyorum. Sayın
Başbakanın, her yerde, övünç de duyduğu, paylaştığı pembe kart. Ama, maalesef,
işlevsel açıdan yoksun ve Türkiye'de dahi, kamunun tanımadığı bir anlayış ve
yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza, özellikle Almanya'da vatandaşlıktan
çıkarılmış vatandaşlarımıza verilen -Türkiye'deki hakların korunması, medenî
hukuk karşısında ve miras konusunda, her türlü hukuk karşısında- pembe kartı
muhatap alacak resmî kurumların olmadığını görüyoruz.
Yani, kısaca, yurt
dışında yaşayan vatandaşlarımızın çektikleri çilelere, zaten, gözümüzle de
tanık olmaktayız. Bırakın ülkemizde ikinci, üçüncü sınıf vatandaş muamelesi
görmeyi, aynı şekilde, Avrupa'da da görmekte. Sizlerin, çok basit bu nüfus
hizmetlerinin, aksamadan, konsolosluklardan yürütülürken görmenizi isteriz.
Burada kuyruklar olduğu gibi, maalesef, Avrupa'nın -bugün içine girmek
istediğimiz Avrupa Birliği süreci içerisinde de, Paris'te, Almanya'da- birçok
konsolosluklarının önünde o kuyrukları görmenizi isterim; çok basit nüfus
hizmetleri konusunda.
E-devlet diyoruz,
günümüzün çağdaş konumundayız diyoruz; ama, çok basit kamu hizmetini verirken
dahi, halkımıza, maalesef, bu konuda işkence etmekten, zulmetmekten sanki zevk
alıyor gibiyiz. Biz de diyoruz ki, kamu hizmetinin kalitesini, vatandaşlarımıza,
layık olduğu gibi… Dünyanın çağdaş normlarında, gereken hizmeti verebilmenin
ayrıcalığını hissetmeli benim vatandaşım; ama, her yerde olduğu gibi, maalesef,
yurt dışında da bu sıkıntılar had safhada.
Çözüm birkaç yerde
yapılmış ve bunun emsal olarak algılanması gerekirken, maalesef,
yaygınlaştırılmamış. Bugün, Avrupa Birliği standartlarına yaklaştığımızı,
maalesef, şu ana kadar, kriter ve referans olarak, görmekte sıkıntı duymaktayız.
Biz, Türk yurttaşı
olarak, birinci sınıf vatandaş muamelesi görmenin, her vatandaşın olduğu
gibi, bizim de doğal hakkımız olduğuna
inanıyoruz. Bırakın, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sıkıntılarının en
önemli unsurlarından bir tanesi.
Evet, yakında da seçim
görülüyor, hepiniz hazırlıyorsunuz; bu kürsülere gelip, böyle seçim
propagandası yok diyorsunuz, ama, söylediğiniz tek bir şey var burada, seçim
varmış gibi, halka, maalesef, politikalar yapmaya çalışıyorsunuz. Biz de, diyoruz
ki, o vatandaşımızın, vatandaşlık bilinciyle oy kullanmasını sağlayalım.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına, dünyanın neresinde olursa olsun, Türkiye'deki
kamu yönetiminde, siyasal süreçte, kendi inisiyatifini kullanabileceği hakkı
hep beraber tanıyalım.
E-devlet diyoruz; çok
basit; dünyanın birçok ülkesi bunu başarmış; ama, biz vatandaşımıza, herhalde,
sadece "gelin gümrük kapılarında oy kullanın" diyoruz ve bu konuda
da, maalesef, sınıfta kalmaya devam ediyorsunuz. Dört yıldır, kamu hizmetinde,
en ufak bir kalite yükselmediği gibi, bu konuda da görmemekteyiz.
Yedincisi: Temel
verilerin toplanmasında en önemli kaynak, nüfus kütüğü çalışmaları; yani,
kısaca MERNİS Projesi dediğimiz, bunun kalifikasyonu yüksek bir çalışmayı
gerektirir. Cumhuriyetin en eski kurumu olan nüfus idaresi çalışanlarının kalitesinin,
hizmetiçi eğitimle yükseltilmesi zarurîdir; ama, gördüğümüz kadar, tasarıdaki
kadroların ihdasına yer verirken, hizmetiçi eğitim için ödenek ayrılmamış
olması önemli bir noksanlıktır.
Evet, bu hizmeti
sunarken, kamu görevlisine verilecek imkân, gerek özlük hakları gerek çalışma
koşulları ve gerek hizmetiçi eğitim konusunda, bunlara, gereken değeri lütfen
verelim.
Kamu hizmetinden hepimiz
faydalanıyoruz bizler bunu ifade ederken, ama, kamu görevlisini de, tabiî ki,
kontrol edeceğiz hatalar yapılırken. Nasıl, ceza verirken kanunlar işliyorsa,
gereken değer verilirken de, kanunlar yaratılırken de, bunlara özlük hakları
dahil olmak üzere... Bugün, Türkiye'nin birçok nüfus idaresine gidin, maalesef,
kuyruklar had safhada. Bunun Mersin'de tanığı oluyoruz, Ankara'da oluyoruz,
birçok yerde ve özellikle, nüfus kayıtlarının örneği veya en ufak bir nüfus
hizmetlerinin sunumu alınırken; bedava da yapmıyoruz. Özellikle, yurt dışından,
şu anda liste yanımda değil; ama, bu hizmetler alınırken, inanın, bedava
yapılmıyor. Hepsinin karşılığında bir hizmet bedeli olarak en az 5-6 euronun
alındığını, bırakın sadece bu bedel alınmasını, aynı zamanda da, zaman kaybının
ve ekonomik değeri açısından baktığımızda ciddî bir kaybın olduğunu görüyoruz.
Bu konuda kalitenin yükseltilmesi… Burada, biz milletvekili olarak verdiğimiz
gerek eleştirileri ve gerekse önerilerimizi dikkate alın diyoruz; ama, almaya
da niyetiniz yok, o da sizin bileceğiniz; ama, yine de bu halk faturayı
ödemesin diyoruz.
Bugün ülkemizdeki
yaşadığımız süreci göz önünde baktırdığımızda, özellikle Sosyal Güvenlik ve
Genel Sağlık Sigortası Kanunu çıkarken… Biraz önce tartışmalara tanık olduk;
Sayın Enerji Bakanı Hilmi Güler, bugün Sinop'un şanslı olduğunu söyledi ve
"Mersin'den istiyorlar" dedi. Bir Mersin milletvekili olarak ikaz
ettik; ama, burada, kamuoyunun duyması gerekiyor. Nükleer enerji santralı…
BAŞKAN - Sayın Güler,
lütfen, konuyla ilgili konuşun; nüfus idaresiyle ilgili bir tasarıyı
konuşuyoruz.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) -
Sayın Başkan, bir bütünlük içerisinde algılıyorum. Zaten, olayı bütünlük
içerisinde paylaşmaya çalışıyoruz.
Bugün
Sayın Bakanın söylediğini, burada, kamuoyunda paylaşmak, sessiz kalmak anlamı
çıkmaz. Nüfus idaresi olarak verdiğimiz öneriler zaten belli, paylaştık. Bugün
Türkiye'de evlere hapsolmanın, on yılda bir nüfusun, sayımın dahi yapılamadığı,
bir, maalesef, ülkemizde bu sorunlar çözülmüş değil. Hepiniz genel seçimlerde,
gerek parti politikalarınızda ve seçim bildirgenizde bunları kamuoyuyla
paylaştınız ve kamuoyu size bu yetkiyi verdi; ama, bir an önce yerine getirin; dört
yıl oldu.
Halka da ifade ettiğiniz
gibi, Sayın Ali Babacan da ifade etti, Sayın Başbakan da her yerde söylüyordu:
"Üç yıl hiçbir şey beklemeyin." Üç yıl bitti; uyanın, kendinize gelin.
Bu halkın beklemeye tahammülü yok. Ama, gördüğüm kadar, bırak, otuz kırk yılın
projelerini yaptığınızı iddia ediyorsunuz, halkım yarınını göremez hale geldi.
Bu yüzden, sizler de bir
hipermetrop gibi olmayın, lütfen, yarınları gördüğünüzü iddia ederek. Kamuoyunu
suiistimal etmeden, soğukkanlı bir şekilde sorunları çözmeye, lütfen, gayret
edin; ama, görüldüğü kadar, bu tür kanunlar çıkarken, gerek -iktidar özellikle-
milletvekillerinin çok masum önerileri dahi kabul edilmezken, bugün
hizmetlerinin kalitesinin de yüksekliğine hepimiz inanıyoruz, bu halkımızın her
şeyin en iyisine layık olduğunu biliyoruz. Bunun günümüzün, çağın formatlarıyla
süslenip, daha net bir şekilde hizmetin kalitesinin yükseltilmesinden yanayız;
ama, aksaklıklar o kadar çok fazla ki, öneriler karşısında dahi en ufak olumlu
bir katkınız olacağını da düşünmüyoruz. Bizler diyoruz ki, bu ülkede yaşayan
her yurttaşımızın temel görevi kamu hizmetini alırken, hem kalitesinin
yüksekliği hem ulaşılabilirliği açısından üçüncü sınıf vatandaş muamelesi
görmesin, bizim Türk insanımız her şeyin en iyisine layıktır. Lütfen, çıkın sokaklara,
çıkın; kongrelerde gezmeyin. Sokaklara çıkabiliyorsanız, halkımızın
tepkileriyle nasıl karşılaşacağınızı göreceksiniz. Temennimiz…
MAHFUZ GÜLER (Bingöl) -
Her gün sokaktayız.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) -
Yok, hangi sokakta olduğunuzu bilmiyorum, sabahları ormanda yürüyüş mü
yapıyorsunuz bilemiyorum; ama, halkın arasına, halkın arasına, net olarak…
ABDULLAH VELİ SEYDA
(Şırnak) - Mersin'de…
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) -
Mersin'de, Ankara'da ben sizleri misafir edeyim, beraber sokaklarda yürüyelim
de, o halkın susamışlığını, halkın duyarlılığını, halkın hassasiyetini nasıl
göreceksiniz, size olan tepkileri nasıl, göreceksiniz; ama, bu toplumun, kısmen
de olsa, sessizliğini, siz, kendinize hayra alamet kabul etmeyin, bu
sessizliğin tepkisi çok daha ağır gelir. (AK Parti sıralarından gürültüler)
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) -
Beraber gezelim.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) -
Hayır gezin de, görün ama… Halkın kaldırdığı anda kafasındaki korkuları ve
kaygıları lütfen görün. Bu ülkenin yarınlarını bir şans olarak, maalesef, bu
AKP İktidarının bir kayıp yıllar olarak algılıyoruz bu ülkemiz adına. (AK Parti
sıralarından "Allah Allah" sesleri)
ALAETTİN GÜVEN (Kütahya)
- Kayıp mı, kazanç mı?!
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) -
E tabiî, görüyoruz, bunu halkımızla paylaşalım, gelin, net olarak söylüyorum.
Üçbuçuk dört yılda bugün… (AK Parti sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Müdahale
etmeyelim arkadaşlar… Dinleyelim, müdahale etmeyelim.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) -
Söylediğiniz dört beş kelimeden öteye gitmeyen… Bakın makroekonomiler
dediğiniz, halkın görmediği, o gizli, bilemiyorum, sizler nasıl görüyorsunuz
da, o makroekonomileri, halkın nasıl ıstırap çektiğini, nasıl acıların
dayanılmaz hal aldığını, nasıl toplumsal şiddetin geliştiğini lütfen görün.
BAŞKAN - Konuya gelelim.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) -
Konuya geliyorum Sayın Başkan.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep)
- Sayın Başkanım, az kaldı, konuya gelecek.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) -
Konu bir bütünlüktür, nüfus idaresi boyutuyla. Bugün sağlıklı… Şimdi, sağlıklı
bir nüfus idaresi hizmetlerinin sunumu bir bütünlük arz eder. Bu, bir sistem
sorunudur. Sistem içerisinde, eğer, siz, hâlâ, toplumu köylerde, mezralarda
nüfusa kaydettiremiyorsanız, bu ülkenin yarınlarını yapılandırmanız mümkün
değil. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
Bugün şiddeti nasıl
çözeceksiniz? Kaliteli bir nüfus hizmet istatistiğiyle ülkenin yarınlarını
yapılandıracaksınız. Bu tabiî ki bir bütünlük arz eder. Türkiye'ye baktığımızda
sistemin bir bütün olarak işlemediğini... İşte, Meclisin iradesi. Arkamızda da
yazıyor "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" diyoruz; lütfen,
inisiyatifinizi koyun. Tek tük sesler çıkıyor zaman zaman aranızda; maalesef,
bastırılıyor. Bire bir konuşuyoruz kulislerde, sizin de sıkıntılarınızı anlıyoruz,
kaygılarınızı anlıyoruz, bireyselliğinizi anlıyoruz; ama, olan bu ülkeye
oluyor. Lütfen, diyoruz ki, bu ülkeye sahip çıkın.
ABDULLAH VELİ SEYDA
(Şırnak) - Sen merak etme, sahibi var.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) -
Yok; maalesef, sahip çıktığınızı iddia ediyorsunuz; toplumun büyük bir kitlesi,
sizler de şikâyetin had safhada olduğunu görürsünüz.
MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) -
Endişe etme, ülke emin ellerde.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) -
Üçbuçuk dört yılda biz görmedik, halkım da görmedi. Keşke başarabilseydiniz biz
de sizleri yürekten kutlardık.
MAHMUT GÖKSU (Adıyaman)
-Yine kutlayın.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) -
Yok, yürekten kutlardık sizleri, baş tacı yapardık; ama, bu ülke adına kayıp
dört yıl oldu. İnşallah, en kısa süre içerisinde, bu seçim sonucu, daha
doğrusu, erken genel seçimin ayak sesleri belli, bugün sizler de içinizde sesli
düşünüyorsunuz; ama, kamuoyunda paylaşamadığınız bir unsur var.
ABDULLAH VELİ SEYDA
(Şırnak) - Hayali bırak, erken genel seçim gelirse sen gidersin ya!..
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) -
Hayır, ben gitmem dostum, benim bireysel kaygım yok.
BAŞKAN - Müdahale etmeyin
arkadaşlar.
Sayın Güler, siz de Genel
Kurula hitap edin.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) -
Benim bireysel kaygım yok, bu ülkenin iradesinin yansıması gerekir.
Anayasayı değiştirecek
çoğunluktasınız, lütfen, gerekli müdahaleyi yapın diyoruz; ama, maalesef…
Yürütmenin, yasama
üzerindeki ipoteğini hep beraber görüyoruz burada. Şurada, gerek komisyonun ve
gerekse bakanın hayır dediği bir yasayı ne zaman geçirdiniz, ben size sormak
isterim burada.
RECEP KORAL (İstanbul) -
Çok geçirdik, kaç tane önerge verdik.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) -
Geçmedi; ama, öyle inanıyorsunuz, öyle duymak istiyorsunuz.
Birazdan çevre
sorunlarıyla ilgili kanun değişikliği gelecek ve orada önerilerimiz olacak.
RECEP KORAL (İstanbul) -
Bizim de var önerilerimiz.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) -
Evet, hep beraber, bu ülkenin yararına bir şeyler yapalım. Bunun konusunda da
inanıyorum ki, bu halk faydalanacak; ama, sizler… Tabiî ki, kamuoyu
yoklamalarının sık sık yapılmasının bir tek sebebi var: Erken genel seçim
geliyor, sizler de kendinizi hazırlayın. Biz bunu net olarak söylüyoruz. Halkın
iradesine başvurmak en önemli unsurdur.
AHMET IŞIK (Konya) -
Halkın iradesi beş yıllığına yetki vermiştir.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) -
Beş yıllık bir süreç içerisinde konjonktürel bir ortamda…
AHMET IŞIK (Konya) - Beş
yıl buradayız, beş yıl…
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) -
Göreceğiz, inşallah göreceğiz. Siz o Konya'da bir gezerken sokakta, göreceğiz
BAŞKAN - Karşılıklı
konuşmayın…
Siz müdahale etmeyin
arkadaşlar, Sayın Güler, siz de müdahale edenleri değil, Genel Kurulu muhatap
alın.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) -
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bizlerin söyleyecekleri
tek söz var; bu kanunun hizmetinin sunumu için aksayan yönler, burada, daha
Meclis gündemindeyken, önerilerimize sıcak bakmanızı ve bu halkın da, bu
hizmeti alırken en iyisine layık olduğunu unutmamanızı bekliyor; hayırlı uğurlu
olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Bakan,
Vecdi İlhan Bey söz istedi.
Buyurun Sayın Bakan. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
Pardon, Vecdi Gönül
Bey... Vecdi İlhan bizi andı herhalde. Buyurun Sayın Gönül.
Biz, halbuki Sayın
Gönül'le çok eski çalışma arkadaşıyız; o valiyken ben de Ankara Belediye
Başkanıydım; ama, yine de sürçülisan oluyor; özür dilerim.
Vecdi İlhan'a da, buradan
sevgiler, saygılar, sağlıklar diliyorum.
Buyurun Sayın Bakan.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) - Ben de saygılar sunuyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısının Genel Kurulda görüşülmesi sebebiyle
huzurunuzda söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sizlerin de malumları olduğu gibi, kamu düzeninin temel
dayanağını oluşturan nüfus kayıtlarının tutulması ve sürekliliğinin
sağlanmasına ilişkin düzenleme, Türk Kanunu Medenisi ve 1587 sayılı Nüfus Kanunuyla
yapılmıştır.
1 Eylül 1974 tarihinde
yürürlüğe giren ve halen yürürlükte bulunan 1587 sayılı Nüfus Kanununun
yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar, nüfus personeli, nüfus hizmetleri
alanında çok önemli ve faydalı çalışmalarda bulunmuştur; ancak, söz konusu
kanunların yayımından günümüze kadar, gerek dünyada gerekse ülkemizde meydana
gelen hızlı sosyal, teknik ve ekonomik gelişmeler, mevzuatta değişiklik
yapılmasını mecburî hale getirmiştir.
Bu amaçla, günümüzün
teknolojik gelişmeleri ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun getirdiği
yenilikler göz önüne alınarak, yeni Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı Yüce
Meclisin tasviplerine sunulmuştur.
Söz konusu olan tasarıda
yer alan yeni ve önemli hükümler şöyle özetlenebilir:
1- Bütün kamu kurum ve
kuruluşlarınca, kişiyle ilgili yapılan işlemlerde nüfus kayıtlarının esas
alınması,
2- Türkiye'de oturan
yabancıların nüfus kayıtlarının da vatandaşlar gibi, ama, değişik şekliyle
tutulması,
3- Kişilerin beyanı esas
alınarak, ikamet adreslerinin nüfus kayıtlarıyla beraber tutulması,
4- 18 yaşından büyük ve
bulunmuş zihinsel özürlü kişilerin tescilinde istisnaî ve kolaylık sağlayan
hükümlerin yürürlüğe girmesi,
5- Tanınan çocukların,
baba hanelerine, baba soyadlarıyla tescil edilmesi,
6- Köylerde resmî tabip
veya sağlık kuruluşu varsa, ölüm tutanaklarının resmî tabip veya sağlık
kuruluşu yetkililerince düzenlenmesi,
7- Din değişikliği
taleplerinin, kişinin beyanına uygun olarak düzenlenmesi,
8- Aynı konuya ilişkin
nüfus kaydının düzeltilmesi davalarının bir defaya mahsus olarak açılabilmesi,
9- Nüfus müdürlüklerinin,
temyiz işlemlerinde her türlü harç ve mahkeme masraflarından muaf tutulması,
10- Herhangi bir işlem
sebebiyle gerçekdışı beyanda bulunanlar hakkında hapis cezası verilmesi,
11- Kimlik paylaşımı
sistemi ve Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası uygulamasının esas ve
usullerinin bu kanunla belirlenmesi,
12- Doğum sebebiyle
verilecek cüzdanlardan değerli kâğıt bedelinin alınmaması ve nihayet, yurt
dışında yaşayan vatandaşlarımızın nüfus cüzdanlarının postayla ikamet
adreslerine gönderilebilmesi.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tasarıyla getirilen bir başka düzenleme de ulusal adres veri
tabanı oluşturulmasına ilişkin yeni düzenlemedir. İkametgâh bilgilerinin
sağlıklı bir şekilde tutulması sayesinde kurumlararası iletişimin sağlanması,
seçmen kütüklerinin oluşturulması ve ikametgâh belirleme ve nüfus sayımının
kaldırılması gibi birçok hizmetin sağlıklı bir şekilde yürütülmesine böylece
imkân tanınmış olacaktır. Adres bilgilerinin toplanıp depolanması, nüfus
hareketlerinin izlenmesiyle çok yakından ilgilidir. Adres kayıtlarının sağlıklı
bir şekilde tutulması, okul, hastane gibi temel devlet yatırımlarının sağlıklı
bir şekilde planlanmasına ve gerçekleşmesine de katkı sağlayacaktır.
Sayın milletvekilleri,
diğer taraftan, nüfus hizmetleri, e-devlet uygulamasının temelidir. Bu
çerçevede, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, vatandaşın kendisini
tanıtabilmesi ve devletin de vatandaşı tanıyabilmesinin ilk uygulaması olmuştur.
Ülkemiz özelinde, geliştirilecek çözümlerde, MERNİS veri tabanının kurumlar
arasında sağlanacak entegrasyona yardımcı olacağı ve bu sayede, e-devlet
dönüşümünde çok önemli katkılar yapacağı aşikârdır. Ayrıca, İçişleri Bakanlığınca
geliştirilen kimlik paylaşımı sisteminde, adres paylaşım sisteminin de dahil
edilmesiyle, vatandaşlarımızın kimlik bilgileri ile adreslerinin kurumlar
arasında paylaşımı mümkün olacak ve bu sağlanacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlarına tahsis edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, tek
anahtar olabilme özelliğiyle, e-devlet uygulamasının merkezinde önemli bir yer
almış olacaktır.
Bu sebeplerle, tasarıda,
kurumların mevzuatlarında iki yıl içerisinde Türkiye Cumhuriyeti kimlik
numarası kullanımına yönelik düzenleme yapılması öngörülmüştür. Verilerin
elektronik olarak kolay işlenmesi, kamu ve özel sektöre ve kişilere birçok
yararlar sağlamaktadır. Mal ve hizmetlerin kolay üretilmesi ve kullanılmasının
yanı sıra bankacılık, sağlık, güvenlik, vergi ve eğitim gibi her alanda kişisel
verilerin kullanımı mecburî ve faydalı bir hale gelecektir. Bu meyanda, kişilik
haklarının korunması da çok önemlidir. Bu taslakta, bu prensipler göz önünde
bulundurulmuştur.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün, MERNİS veri tabanında yer alan demografik bilgiler,
devletin, gerek kaynak planlaması sırasında gerekse hizmet başarı kriterleri
oluşturulduğunda esas teşkil edecek önemli bilgiler olduğundan, bu bilgilerin
devamlı bir şekilde geliştirilmesi de bir mecburiyet halinde karşımızda
bulunmaktadır. Bu anlamda, MERNİS, sadece bir projenin değil, Türkiye
Cumhuriyeti ilelebet yaşadığı müddetçe devam edecek olan bir hizmetin adı
şeklinde planlanmıştır. Bu bakımdan, MERNİS veri tabanının güncelliğinin,
güvenirliğinin ve güvenliğinin sağlanması, devlete duyulan güven ve itimadın da
bir icabıdır.
Değerli milletvekilleri,
amme faaliyet ve hizmetlerinin yürütülürken hizmet sunan kurum ve kuruluşların,
hizmetin muhatabı olan fertlere, hatasız ve herhangi bir şüpheye mahal
bırakmayacak şekilde tarif ve tasvir etmesi lazım. Hizmetin hakkıyla
yürütülebilmesi için, bu, bir mecburiyettir.
Nüfus kayıtlarının
elektronik ortamdaki mevcudiyeti, kamu hizmetlerinin sunulmasında nüfus
bilgilerinin önemi nedeniyle, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının elektronik ağ
ortamına geçme projeleri için de bir altyapıyı ifade edecek ve teşkil edecektir.
Görüşülmekte olan Nüfus
Hizmetleri Kanunu Tasarısının Yüce Heyetinizin tasvipleriyle kanunlaşması
halinde, nüfus hizmetlerinde zamandan tasarruf sağlanması, maliyetin düşmesi,
verimliliğin artması, kırtasiyeciliğin azalması, hem kamu hem de vatandaş için
karar almada kolaylık ve hızın sağlanması, vatandaşın kamuyla olan işleri de
kısa sürede doğru bilgiye ulaşımı da temin edilmiş olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tasarıyla getirilen bir diğer yenilik de, hizmeti vatandaşın
ayağına götürmeyi sağlayacak olan nüfus şefliklerinin kurulmasıyla ilgili
husustur. Kurulacak olan şeflikler, hem nüfus personelinin sadece ilçe
merkezlerinde toplanmasını engelleyeceği gibi hem de ilçe düzeyinde belirli
merkezler kurulmak suretiyle hizmetin halkın ayağına götürülmesi ve adres
kayıtlarının güncel olarak tutulabilmesini temin edecektir. Böylece, yapılan
düzenleme, vatandaşın, ilçe merkezinde, nüfusla ilgili herhangi bir işlem için
gidip gelmek suretiyle zaman, para ve emek harcayarak yapacağı masrafları
ortadan kaldırarak millî ekonomiye de vatandaşın ekonomisine de fayda sağlayacaktır.
Muhterem milletvekilleri,
Sayın Başkan; yüzyılımızın hızla gelişen ve değişen teknolojisi ülkelerarası
nüfus hareketlerinin büyük bir hızla artmasına ve yoğunlaşmasına sebep olmuş,
uluslararası ilişkiler çok gelişmiş ve yoğunluk kazanmıştır. Artan nüfus
hareketlerine paralel olarak da, yabancıların kişisel hallerine ilişkin birçok
işlemler yapılmaya başlanmıştır. Bu sebeplerle, birçok ülkede olduğu gibi,
Türkiye'de de, ikamet eden yabancıların kayıtlarının tutulması ihtiyacı meydana
çıkmış; tasarıda, bu yönde de, bu ihtiyacı karşılayacak düzenlemeler
yapılmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; kanun tasarısının komisyonda ve Genel Kurulumuzda görüşülmesi
sırasında katkı ve destek sağlayan ve sağlayacak olan tüm milletvekili
arkadaşlarıma huzurlarınızda teşekkür ediyorum.
Tasarının, nüfus
idaremizdeki gelişme ve atılımın devlet ile vatandaş arasındaki bağı daha da
güçlendireceği inancıyla, hayırlara vesile olmasını diliyor; hepinizi, yeniden,
saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Birleşime 5
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.04
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.14
BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER
KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci Birleşiminin Dördüncü
Oturumunu açıyorum.
1123 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
V.- KANUN TASARI
VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
4.- Nüfus
Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/1177) (S. Sayısı:
1123) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon?..
Yerinde.
Hükümet?.. Yerinde.
Tasarının tümü üzerinde,
şimdi, söz, kişisel söz istemlerinde bulunan arkadaşlarda.
Haluk Koç, Samsun
Milletvekili?.. Yok.
Ümmet Kandoğan, Denizli
Milletvekili?.. Yok.
Mehmet Eraslan, Hatay
Milletvekili?.. Yok.
Değerli milletvekilleri,
tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Şimdi, birinci bölümün
görüşmelerine başlıyoruz.
Birinci bölüm, 1 ilâ 14
üncü maddeleri kapsamaktadır.
Birinci bölüm üzerinde
söz isteyen: Parti grupları adına, Anavatan Partisi Grubu adına İbrahim
Özdoğan, Erzurum Milletvekili; kişisel söz talepleri, Doğan Topaloğlu, Ankara
Milletvekili.
Buyurun Sayın Özdoğan,
söz sizin. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
Süreniz 10 dakika.
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU
ADINA İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkanım, değerli
milletvekili arkadaşlarım; 1123 sıra sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı
üzerinde, Anavatan Partisi adına söz almış bulunmaktayım birinci bölüm
üzerinde; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi, en derin sevgi ve saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Yüce
Meclisimizin gündemine gelen Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısına genel olarak
baktığımızda, tasarının, temel bir hedefe yönelmekle birlikte, teferruat
anlamına gelebilecek pek çok noktayı düzenlediğini görüyoruz. Hal böyle iken,
tasarının getirdiği düzenlemeleri tek tek ele almakta yarar vardır. Bu nedenle,
tasarıyla ilgili eleştirilerimizi farklı başlıklar altında sunacağız.
Nüfus kayıt işlemlerinde
yapılan düzenlemeyle beraber, aile kütüklerindeki din hanesi -kişinin yazılı
beyanına uygun olarak- kaydolunabiliyor, değiştirilebiliyor, boş
bırakılabiliyor veya silinebiliyor. Bu düzenlemeyle ilgili olarak önce kişisel
görüşümü belirtmekte yarar görüyorum. Şahsen ben Müslümanım ve inancım, benim
kimliğimin belirleyenleri arasında önemli bir yere oturuyor. Kişisel olarak
benim tercihim, nüfus cüzdanımda din hanesi bulunması ve bunun karşısına
"İslam" yazılmasıdır. Eğer benim nüfus cüzdanım kimliğimi tanımlama
amacına hizmet edecekse, şahsen ben böyle tercih ediyorum; fakat bu durumdan
rahatsız olanlar da vardı ya da bunu öne sürüp polemik çıkarmak isteyenler de
vardı, nüfus cüzdanında din hanesinin karşısında "İslam" yazmasını
istemeyen vatandaşlarımız vardı ve bu tür durumlarda, bir bardak suda
fırtınalar koparılıyordu, bu ülkeye hiçbir getirisi olmayan tartışmalar
çıkıyordu. Bu yönüyle ele alındığında, nüfus cüzdanlarındaki din hanesi
kayıtlarının isteğe bağlı olması fikrini makul buluyoruz. Biz, Anavatan Partisi
olarak, insanların inandıkları biçimde yaşamalarının ve inançlarını ifade
etmelerinin hiçbir sakıncası olmadığını düşünüyoruz.
İnançlar ve kişisel
tercihler söz konusu olduğunda, herkes kendini özgürce ortaya koyabilmeli ve
farklılıklar, gerektiğinde "senin inancın sana, benim inancım bana"
formülüyle tolere edilebilmelidir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur:
"Senin inancın sana, benim inancım bana" derken, bu cümle "ne
halin varsa gör" anlamında kullanılmamalıdır. Bu cümle, karşılıklı
saygının ve birbirinin kişiliğinin sınırlarına riayet etmenin bir ifadesi
olmalıdır; Türkiye, artık, karşılıklı diyalogla, bir fincan kahve içimi
kolaylığında çözülecek sorunlara takılıp kalmamalıdır. Bunlar polemik konusu
yapıldığında, çelişkiler doğmakta, bu çelişkilerden de, AK Parti Hükümeti gibi,
çok da başarılı olmayan siyasî yapılanmalar vücuda gelmektedir. Sayın Genel
Başkanımız Erkan Mumcu liderliğindeki Anavatan Partisi, bu dev çelişki sanılan
özgürlük sorununu bir hamlede çözebilecek olgunlukta ve birikimdedir.
Tasarı, nüfus
hizmetlerinin devletin ve vatandaşın ihtiyaçlarına cevap verebilecek düzeye
ulaştırılmasını, nüfus kayıtlarının düzgün tutulmasını, bütün adres
bilgilerinin kaydedileceği bir adres veri tabanının kurulmasını, Türk vatandaşları
ile Türkiye'de yaşayan yabancıların ikamet adreslerinin nüfus kütüklerine
elektronik ortamda kaydedilmesine ilişkin usul ve esasları düzenliyor.
Tasarının yöneldiği bu
hedefe baktığımızda, haklı bir gerekçe çarpıyor göze. Ama, bizim, bu AK Parti
Hükümetine bir türlü anlatamadığımız bazı önemli gerçekler var. Haklı
gerekçelerin arkasına sığınıyor; ama, haksız ve yersiz işler yapıyorsunuz.
İşte, Anavatan Partisi olarak bizim muhalefetimiz bu haksız ve yersiz
işleredir.
Türkiye'de, ticarette, iç
güvenlikte, bankacılık ve yargısal işlemlerde çok büyük aksamalara neden olan
bir kayıt düzensizliği vardır; bu doğrudur. Bu keşmekeşi bir örnekle
somutlaştırmakta yarar görüyorum. Örneğin, bir bankanın, şahısla muhatap
olmasını gerektirecek bir durum vardır. Yazışma ve ihtarlar ikamet adresine
gidiyor; fakat, ulaşamıyor. Çünkü, şahsın resmî belgelerdeki ikamet kaydı ile
fiilî ikameti farklı. Bu kadarla da kalmıyor; vatandaş gitmiş muhtara
"acil işim var, ikametgâh lazım, kaydedecek vakit yok" demiş, önceki
ikametgâhından nakil ilmühaberi getirmeden yeni bir adresten ikametgâh almış.
Bakıyorsunuz, aynı tarihlerde düzenlenmiş resmî evrakta tek bir vatandaşın 5-6
farklı adreste kaydı var. Buyurun size karmaşa.
Bir örnek de polisten
verelim. Bir çocuk suçlu kapkaç yaparken yakalanmış, 8-9 yaşlarında olduğu
sanılıyor; fakat, polisimiz araştırıyor, çocuğun nüfusta kaydı yok. Yani, bir
yurttaşın, 9 yaşına gelmiş bir çocuğun hastanelerde, okulda veya devletimizin
başka birimlerinde kaydı olması gerekiyor; ama, yok. Ailesi çocuklarını nüfusa
kaydettirmemiş ve yönetimler, bunun tespit edilmesi ve kayıt altına alınması
noktasında hiçbir şey yapmamış. Buyurun size başka bir keşmekeş!
Şimdi, bakalım AK Parti
Hükümeti bu keşmekeşi düzeltmek için ne yapmış: Tasarıya göre, Türkiye'de aile
kütüğü bulunmayan ve yabancı ülkelerde oturan vatandaşlar, İçişleri
Bakanlığının göstereceği bir nüfus müdürlüğünde açılacak aile kütüğüne
kaydedilecek.
Nüfus kayıtları ve ilgili
belgeler gizli olacak.
Buradaki
"gizli" kelimesine dikkat çekmek istiyorum. AK Parti Hükümeti burada
ne demek istiyor? Verilerin depolanması ve tasnifi sırasında vatandaşın tüm
bilgileri, özellikle mahrem sayılacak bilgiler, yetkisi olmayan üçüncü
şahıslara karşı korunacak mı? Bunun garantisini veriyor musunuz? Eğer bunun
garantisini veriyorsanız, açık konuşun, garanti ettiğiniz şeyi de açıkça ifade
edin, arkasında durun.
Sonra, şunu belirtmekte
yarar görüyorum: Bakın, iktidara AK Parti geldi, güvenlik ve istihbarat
camiasında bir espri yapılmaya başlandı "Herhangi bir bilgi ile devlet
sırrı arasında ne fark vardır" diye soruyorlar, sonra da cevap veriyorlar
"Devlet sırrına ulaşmak daha kolaydır"
İşte, basiretsiz bir
yönetimin elinde oyuncağa dönmüş bir kavramı ve işte AK Parti beceriksizliğinin
yozlaştırdığı gizlilik anlayışı budur.
Ben, Şemdinli
komisyonunda görev yaptım. Basiretsiz bir hükümet, sükûnet içinde, gizlilikle
yürütülmesi gereken bir görevi, kuvvet komutanlarıyla polemik yapmaya varana
kadar nasıl yozlaştırır?! Böyle bir yapının gizlilik anlayışı nedir biliyorum
ve ben bu memleketin bir evladı olarak burada verilen gizlilik güvencesine
inanamıyorum. Sayın Bakanımıza da buradan sesleniyorum: Çıkın milletin huzuruna
ve şu bilgilerin korunması konusunda bizi ikna edin.
Yine, tasarının yöneldiği
bir başka hedeften söz etmek istiyorum. Tasarıya göre, Türk vatandaşları nüfus
kütüğüne kaydolmak ve nüfus cüzdanı almakla zorunlu olacak.
Her çocuk, doğumdan
itibaren, yurt içinde, otuz gün içinde nüfus müdürlüğüne, yurt dışında ise,
altmış gün içinde dış temsilciliğe bildirilecek. Bu süreden sonra bildirilen 6
yaşını bitirmemiş çocukların doğum tarihi tespitinde beyan esas alınacak. Çocuk
6 yaşını doldurmuşsa, nüfus müdürlüğünde, resmî sağlık kuruluşunca yaşı tespit
edilecek.
Nüfus
müdürlükleri, süresi içerisinde bildirilmeyen çocuk veya nüfusa işlenmeyen
erginlerin varlığını haber almaları halinde, erginlerin kendilerini, çocukların
ise, veli, vasi veya kayyımlarını, bunların bulunmaması halinde ise, büyükanne,
büyükbaba veya kardeşlerini veya muhtarları beyan için davet edecek.
Nüfus müdürlüklerinin
uyarısına rağmen süresinde bildirimde bulunmayanların polis zoruyla getirilmesi
için gereken işlemler yapılacak. Emniyet kuvvetleri, kimlik kontrollerinde veya
herhangi bir işlem sırasında kimliğini ispat edemeyenler ile nüfusta kayıtlı
olmadığını tespit ettikleri kişileri, o yerdeki nüfus müdürlüğüne
bildirecekler. Nüfus müdürlüklerinin uyarısına rağmen süresinde bildirimde
bulunmayanların polis zoruyla getirilmesi için gereken işlemler yapılacak.
Şimdi, bakınız
"nüfus hizmetleri" kavramını en geniş biçimiyle almak gerekiyor ve
özellikle "adres ve kişisel bilgiler" kısmında veri eksiklikleri ve
çelişkili bilgiler gündeme geliyor. Siz, adres konusunu kayıt altında tutmak
niyetindiyseniz; biliniz ki, devasa bir enformasyon olayı vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım
lütfen.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Bunun için yeterli
hazırlığınız var mı? Mesela, Türkiye İstatistik Kurumunun, Nüfus İdaresi Genel
Müdürlüğünün, Emniyet Teşkilatımızın kaç kalifiye elemanı vardır? Bunlar
yeterli midir? Eksik var mıdır? Personele yeterli eğitim desteği verilmekte
midir? Adres kayıtları konusunda muhtarlara gerekli donanım ve eğitim verilmiş
midir? Nasıl bir organizasyona gidilecektir? Kira kontratlarında ve ev
sahibi-kiracı ilişkilerinde yeni düzenleme yapılacak mıdır? Çünkü, şu kadarını
biliyoruz; ev sahipleri evlerini kiraya verirken, bir önceki ev sahibinden
referans yazısı ya da ikametin nereden geldiğine dair bir belge istemiyorlar.
Yani, bizdeki sistem, Batı'daki gibi, vatandaşın kayıt altına alınması için
tasarlanmamış. Eğer, amaç, gerçekten nüfus bilgilerinin sağlıklı kanallarda
toplanması ise, bunu, "bir, esastan, iki, usulden" deyip kâğıt
üzerinde gerçekleştiremezsiniz. Anavatan Partisinin itirazı bu noktadadır.
Anavatan Partisi olarak biz zevahiri kurtarmak için yapılan işlere karşıyız,
köksüz düzenlemelere karşıyız.
Yasanın aziz milletimize
hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Kişisel söz
istemi, Nur Doğan Topaloğlu, Ankara Milletvekili. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
Süreniz 5 dakika.
NUR DOĞAN TOPALOĞLU
(Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 1123 sayılı Nüfus
Hizmetleri Kanunu ile İçişleri Komisyonu raporu üzerinde söz söylemek üzere
huzurunuzdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben biraz ayrıntılı
değinecektim; ancak, Sayın Bakanımız, Sayın Grup Sözcümüz teknik olan konuları
gayet güzel, maddeler halinde izah ettikleri için, ben onlara değinip vaktinizi
almak istemiyorum. Sadece, geçmişte bazı konuları hatırlatarak sözlerime son
vermek istiyorum.
Türkiye'nin nüfusu 1927
sayımında 13 000 000'du, bugün 73 000 000'a ulaştık. Eskiden, MERNİS teşkilatı
olmadığı gibi, kayıtlar eskiydi, tebyiz işlemleri yapılırdı, okur yazar
bulunmazdı, hatalı kayıtlar olurdu, düzeltilmesi mahkeme kararlarına kalırdı.
Artık bunların hepsi tarihe karıştı, yeni ortam ortaya çıktı. Geçen yıl, Büyük
Millet Meclisi Şeref Salonunda yapılan törenle bu MERNİS işlemleri sizlere
tanıtıldığı için bunu biliyoruz. Şimdi, teşkilatımız da bunun için hazır hale
geldi. Geriye ne kaldı; bunları uygulayacak mevzuatı değiştirmek. Bir değişik
deyimle, helva yapmak için elimizde un vardı, pekmez vardı; şimdi, biz, bu
yasayla bunu da yapmış oluyoruz; bundan sonra, hizmetler daha kolay yürüyecek.
Bir başka konuyu daha
dile getireyim: Bu vatandaşlık numarası konusu var. Bugün, Avrupa Birliğine
girmek istiyoruz. Avrupa Birliğinde, kayıtdışı ekonomi, en önde gelen
konulardan biridir. Bu vatandaşlık numarası, buna en büyük kolaylığı sağlayacak
konulardan biridir.
Bu kanunda tekrar
vurgulamak istediğim bir konu var; adres konusudur. Hepiniz bilirsiniz, biz de,
yıllarca, içinde olduk, bunlarla mücadele ettik. Vatandaşlar belli yerlerde
oturur, oradan belediye hizmetleri alır; ama, sayımlarda, otobüslerle taşımalar
yapılır, başka yerlere götürülür getirilir; hizmet başka yerden, gelir başka
yerden dağıtılır. Buna benzer ayrıcalıklar da bu kanunlarla düzeltilmiş olacak.
Böylece, artık, Türkiye, yeni bir sisteme kavuşuyor. Bunların tümünü ben saymak
istemiyorum.
Bir başka konuya daha
değinmek istiyorum: Eskiden yangınlar olurdu, hasarlar olurdu, nüfus kayıtları
tarihe karışırdı, yeniden yazım yapılırdı; bununla, pek çok kayıtlar
gizlenirdi. Pek çok vatandaşın, Amerika'da, Fransa'da kayıtları bulunur, bizde
bulunmazdı; onlar, anarşide kullanılırdı. Artık, bunlar da tarihe karıştı. Bu
olayları örnek vermek suretiyle vaktinizi almak istemiyorum. Hakikaten, büyük
bir mesafe aldık, belli bir yere geldik.
Artık, kişilerin
doğumundan ölümüne kadar kişisel durumları düzenli kayda alınıyor, kütüklerin
yazımı düzene giriyor, nüfus kayıtları daha güvenli oluyor, adres bildirimleri
sağlıklı hale geliyor. Böylece, yine, yasanın 71 inci maddesiyle, 5.5.1972
tarihli ve 1587 sayılı Nüfus Kanunu yürürlükten kaldırılıyor. 24.2.1972 tarihli
1543 sayılı Genel Nüfus Yazımı Kanunu yürürlükten kaldırılıyor. 3686 sayılı
Evlenme Kâğıtları ve Bunların Nüfus Kütüklerine Tescili Kanunu yine tarihe
karışıyor. 1003 sayılı Binaların Numaralanması ve Sokaklara İsim Verilmesi
Kanunu yeniden düzenleniyor. Ayrıca, 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanunu var ki,
bu da en çok aksayanlardan birisiydi, onun da birçok maddeleri işler hale
geliyor, kullanılır hale geliyor. Böylece, Türkiye'de, hakikaten, vergisinden,
kimlik numarasından, vatandaşlık işlemlerine kadar her türlü işlemler yeniden
düzene giriyor. Böylece, bu kanun, Türkiye'nin ufkunu bir kere daha genişletmiş
oluyor.
Emeği geçenlere ben
buradan teşekkür ediyor, hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Birinci bölüm
üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, birinci bölümde
yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra
ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
1 inci maddeyi
okutuyorum:
NÜFUS HİZMETLERİ KANUNU TASARISI
BİRİNCİ KISIM
Genel Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1.-
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara)
- Sayın Başkan, Karar yetersayısı…
BAŞKAN - Şimdi, karar
yetersayısı arayarak oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Karar yetersayısı yoktur;
5 dakika ara veriyoruz.
Kapanma Saati: 17.34
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.50
BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER
KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci Birleşiminin Beşinci
Oturumunu açıyorum.
1123 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
V.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
4.- Nüfus
Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/1177) (S. Sayısı:
1123) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon?..
Yerinde.
Hükümet?.. Yerinde.
Tasarının 1 inci
maddesinin oylanmasında karar yetersayısı bulunamamıştı; şimdi, 1 inci maddeyi
tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısını arayacağım: 1 inci maddeyi
kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir; karar yetersayısı
vardır.
Devam edelim, 2 nci
maddeyi okuyoruz:
Kapsam
MADDE 2.-
BAŞKAN - Kabul edenler…
Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Tanımlar
MADDE 3.-
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Devam edin.
İKİNCİ KISIM
Nüfus Hizmetlerinin
Yürütülmesi
BİRİNCİ BÖLÜM
Yetkililer ve Nüfus
Kütükleri
Nüfus hizmetleri
yetkilileri
MADDE 4.-
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Hukuki mahiyeti
MADDE 5.-
BAŞKAN - 5 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Nüfus kütüklerinin
tutulması
MADDE 6.-
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Aile kütüklerinde
bulunması gereken kişisel bilgiler
MADDE 7.-
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Devam edin.
Türkiye'de oturan
yabancıların nüfus kayıtları
MADDE 8.-
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
İKİNCİ BÖLÜM
Nüfus Kayıtlarının
Özellikleri
Gizlilik
MADDE 9.-
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Devam edin.
Resmi işlemlerde esas
alınması
MADDE 10.-
BAŞKAN - 10 uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Devam edin.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Nüfus Kütüklerinin
Tutulmasına İlişkin Esaslar
Tescil mecburiyeti
MADDE 11.-
BAŞKAN
- Madde 11'i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Tescilde dayanak belgesi
zorunluluğu
MADDE 12.-
BAŞKAN - 12 nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul
edilmiştir.
Tescil
MADDE 13.-
BAŞKAN - 13 üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul
edilmiştir.
Kaydın kapatılması ve
yeniden açılması
MADDE 14.-
BAŞKAN - 14 üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 14 üncü madde kabul
edilmiştir.
Değerli milletvekilleri,
birinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır ve birinci bölüm
üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi ikinci bölümün
görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci bölüm 15 ilâ 34
üncü maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölümde söz
isteyen, siyasî parti grupları adına, Anavatan Partisi Grubundan Turan Tüysüz,
Şanlıurfa Milletvekili.
Buyurun Sayın Tüysüz.
(Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
Süreniz 10 dakika.
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU
ADINA TURAN TÜYSÜZ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Nüfus
Hizmetleri Kanunu Tasarısı hakkında Anavatan Partisi adına söz almış
bulunmaktayım; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Devlet ile insan
arasındaki ilişkinin bütün evresini kayda geçiren bir teşkilat olarak, Nüfus ve
Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, neredeyse, ülkemizin tarihine tanıklık
etmektedir. Nüfus teşkilatı, nüfus hizmetlerini yerine getirirken, elle
başlayan yazım daktiloya, oradan da bilgisayar teknolojisi kullanarak büyük
gelişme gösteren nüfus hizmetlerinin çağdaş teknolojileri kullanması, rahmetli
Turgut Özal'ın kalkınma hamlelerinin içinde yer almasıyla mümkün olmuştur.
Buradan da, bir kez daha, Sayın Özal'ı, rahmetle, minnetle anıyoruz. Onun,
teknolojilere, yeniliğe açık görüşü, MERNİS Projesinin ve nüfus teşkilatının
bugünlere gelmesine büyük katkı sağlamıştır.
Aslında, bu büyük proje,
öyle, AKP Hükümetinin projesi, gelen kanun da, AKP Hükümetinin hazırladığı
kanun değildir; kanun ve proje, seksenbeş yıllık cumhuriyet tarihimizin ve onun
hükümetlerinin eseridir. 1972 yılında düşünce olarak başlayan ve kimi
nedenlerden dolayı uygulanamayan ve 1986 yılında hızlandırılan bu projenin
tamamlanmış olması sevindirici bir gelişmedir. MERNİS Projesi, e-Türkiye bilgi
sisteminin temel parçalarından birisini oluşturmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
sosyal güvenlik, sağlık, tapu, vergi, askerlik, eğitim, seçim işleri gibi
birçok konuda faaliyet gösteren kurum elektronik uygulamalarında sadece TC
kimlik numarası ve nüfus kayıtlarının baz alınması, vatandaşımızın e-devlet
kavramı içinde tanınmasına imkân verecektir. Böylece, devlet ile yurttaş
arasındaki ilişkide şeffaflık sağlanacaktır. Hesap verme sorumluluğu güçlenecek
ve kamu hizmetlerinin kalitesi iyileşecektir. Bürokratik işlemler azalacak,
vatandaş memnuniyeti artacak, hizmetler daha verimli olarak sunulacağı için,
maliyet de düşecektir.
Burada, bizim, Anavatan
Partisi olarak, bu kanunda amaçlanan e-devlete geçiş döneminin önemli bir
boyutu olan elektronik ortamda tutulacak kayıtlarla ilgili çıkarılan kanunun
birbirlerini tamamlaması noktasında bazı önerilerimiz olacaktır.
Nüfus Kanununa göre,
nüfus kütüklerinin, kişinin mensubu olduğu ailesine ait bütün fertlerinin
cinsiyeti, adı, soyadı, baba adı, ana adı ile soyadları, sağ olup olmadıkları,
il ve ilçe itibariyle doğum yeri ve tarihleri, vücutlarındaki belirli
değişiklikleri, dini, okuryazar olup olmadıkları, medenî halleri, doğum,
evlenme, boşanma, ölüm, gaiplik, nesep tashihi, tanıma, evlat edinme ve
evlatlık sözleşmesinin kaldırılması gibi diğer şahsî hal değişiklikleri
bilgileri bulunmaktadır.
Bu bilgilere diğer
kurumların elindeki bilgiler de eklendiğinde, vergi ödemeleri, banka hesapları,
ikamet bilgileri, tapu kayıtları, banka hesap kayıtları, eğitim bilgi ve
dereceleri, adliye soruşturma ve mahkeme kayıtları, disiplin dosyaları, sağlık
durumu, askerlik durumu, emniyet geliş kayıtları gibi akla gelebilecek her
türlü bilginin -Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her birey hakkında- bir
merkezde toplandığı düşünülürse, bu kayıtların ne tür tehditler ve tehlikeler
altında bulunduğunu düşünmek pek zor olmayacaktır. MERNİS Projesinin altında
bulunduğunu düşünmek de pek zor olmayacaktır.
Bu, MERNİS Projesi, bu
bilgilere ulaşmanın, veri tabanının bilgi işlemesinin sınırları
belirlenmedikçe, bireyler korumasız bir durumda kalacaklardır. Düzenlemeler,
kuşkusuz, sadece MERNİS'le sınırlı tutulmayacaktır. Diğer kişisel veri içeren
özel, kamusal veri tabanlarını kapsar şekilde yapılacaktır. Dünyanın birçok
ülkesinde benzer kamusal veri tabanları oluşturulmaktadır.
Bireylerin, yukarıda
saydığımız tehlikelerden korunması için elektronik ortamda tutulan veriler
hukukî olarak korunmak istenmiş, bu sebeple, uluslararası sözleşmeler ve
direktifler kaleme alınmıştır. Hazırlanan bu belgelerde, kişinin fiziksel
özellikleri, kişisel düşüncesi, görüş ve inançları, sağlık, öğrenim, istihdam
durumuyla ilgili bilgiler ve birey olarak sürdürdüğü yaşam veya aileiçi
yaşantısı, başkalarıyla yaptığı haberleşmelerin kendi isteği dışında bahis
konusu yapılamayacağı, başkalarına açıklanamayacağı, kendisi tarafından
açıklanmış olan bilgilerin de, ancak açıklandığı amaç ve bağlamla ilgili,
sınırlı olarak kullanılabileceği belirtilmiştir.
Esas olarak düzenlemesi
gereken hususlar, bu bilgilerden hangi kurumların ne oranda yararlanacağı,
bilgilerin kullanımına ne kadar sınır getirileceği, bireylerin, kendi hakkında
tutulan bilgileri inceleme, yanlışlık varsa düzeltme hakkına sahip olup
olmayacağı şeklindedir. Bu düzenleme yapıldığı takdirde, gizlilik hakkı ve
bilgi edinme hakkı söz konusu olmaksızın, kişisel verilerin kamu kurumlarınca
her tür işlenmesi ve değerlendirilmesi hukuka uygun olarak kabul edilmek
zorunda kalınacaktır; fakat, kamusal veri tabanında bilgilerin ne şekilde
tutulacağı, bireylerle ilgili hangi kişisel verilerin tutulacağı ve bu kişisel
verilere hangi kurumun ne ölçüde erişeceğini, bireylerin kendi haklarında tutulan
verilerden haberdar olup olmayacağı, bilgi alma hakkı olup olmayacağı,
kayıtlardaki yanlışlıkların ne şekilde düzeltileceği gibi hususların acil
olarak düzeltilmesi zorunluluğu vardır. Keza, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel
Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığına, o da siyasî partiye bağlı demektir. Siyasî
partinin de bu bilgilere istediği gibi sahip olabileceği düşünülürse, bu konuda
yargı ve hukuk denetiminin çok ciddî olarak gündeme getirilmesi gerekmektedir.
Sonuçta, ne tür düzenleme
yapılırsa yapılsın, bu düzenlemelerin, hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı değil,
aksine, hak ve özgürlükleri koruyucu olması gerekmektedir; ancak, taslakta,
kişinin kendi verileri hakkında bilgi edinme hakkı, devlet sırrı, millî
güvenliğin gerektirmesi gibi, sınırları kanunda açıkça çizilemeyen ve elinde
siyasî gücü bulunduranlarca her dönem için farklı anlamda kullanılan takdir
hakkına bırakılmıştır.
Sınırlamaların mutlak
olmaktan kurtarılıp, daha çok açık olarak ifade edilmesi gerekiyor. Zira,
hiçbir üstün kamu yararı, kişinin kendi hakkında olan bilgileri öğrenmesini
engellememelidir.
Ayrıca, taslakta, hangi
kurumun, hangi tür veriler ve hangi tür bilgilerden ne oranda yararlanılacağı
açıklanmış değildir. Örneğin, Tarım Bakanlığı, çiftçi vatandaşı hakkında bilgi
toplarken, adlî sicil kaydına ihtiyaç duymayacaksa, bu kurumun ulaşabileceği
bilgiler, ihtiyaç doğrultusunda sınırlandırılmalıdır.
Bilgi paylaşımı kuralları
ve bilgi yönetimi politikasının belirlenmesi, MERNİS'i ve diğer kamusal veri
tabanı sistemleri üzerinde fişleme aracı suçlamasından kurtaracaktır. Sistemin
sınırlarının ayrıntılı çizilmesi, temel hak ve özgürlüklerin korunması amacına
hizmet edecektir. Ayrıca, elektronik belgelerin devlet tarafından kabul
edilmesi ve bu belgelerde kimlik kanıtlanması, sanal kurumun kimliğinin
tanımlanması ve elektronik imzanın kabulü, MERNİS ve diğer kamusal veri
tabanlarının kullanımı için öncelikli gerekli yasal düzenlemelerden olması
gerekmektedir.
Nüfus kütükleri, ülke
olarak, içinden geçtiğimiz büyük badirelerin, savaşların ve felaketlerin
izlerinin en trajik şekilde yaşandığı belgelerdir. Aynı şekilde, kişisel olarak
hayatımızda bütün şahsî hal değişikliklerinin, mutlulukların, üzüntülerin
kaydedildiği, hepimiz için özel kayıtları bünyesinde tutan çok önemli
belgelerdir. Bu belgelerin tutulması, kaydedilmesi, saklanması,
değerlendirilmesi, devletimizin temel altyapısını teşkil eden bir yapıdadır.
Bu açıdan baktığımızda,
nüfus memurları, hepimizin birer sır kâtipleridir. Bu memur arkadaşlar, bu sır
kâtipleri, ancak, bunca işi yaparken ekonomik olarak rahatlamaları… Kanuna
konulan 66 ncı maddeyle "fazla çalışma ücreti 50 saati aşmamak kaydıyla 3
katı ödenir" demekle bu memurlara haksızlık yapmaktayız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
TURAN TÜYSÜZ (Devamla) -
Bitiriyorum Sayın Başkan.
Devletin en çok yükünü
çeken, yaptıkları en küçük hataları mahkemelerde sürünen bu meşakkatli
arkadaşlar, diğer kurumlarla karşılaştırıldığında, özellikle, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Maliye Bakanlığı
çalışanlarından daha az çalışıyor değiller. Bu ücret adaletsizliğini
"mevcut bütçe şartları" diye başlayan laflarla geçiştirmek bu
insanlara yapılan en büyük haksızlıktır. Bu haksızlığın düzeltilmesi yönünde
verilecek her türlü önergeye de olumlu oy vereceğiz.
Nüfus hizmetlerinin çağın
gerektirdiği teknolojiye uygun, yeniden yapılandırılması çok önemlidir.
Sakıncaları giderilmek kaydıyla, böyle bir düzenleme, nüfus kayıtlarının düzgün
tutulmasını sağladığı gibi, bürokratik işlemlerdeki gecikmeyle sıkıntı çeken
vatandaşlarımıza da biraz daha rahat bir nefes aldıracaktır.
Sözlerimi burada
bitirirken, Yüce Meclisi, şahsım ve Grubum adına bir kez daha selamlıyor, bu
yasanın ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum.
(Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Değerli
milletvekilleri, ikinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, ikinci bölümde yer
alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra
ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
Önerge yok.
15 inci maddeden
başlıyoruz.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Nüfus Olayları
BİRİNCİ BÖLÜM
Doğum
Bildirim yükümlülüğü ve
süresi
MADDE 15.-
BAŞKAN - 15 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Süresi içinde
bildirilmeyen doğumlar
MADDE 16.-
BAŞKAN - 16 ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Nüfus müdürlüklerinin
yetkisi
MADDE 17.-
BAŞKAN - 17 nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Bildirimle yükümlü diğer
görevliler
MADDE 18.-
BAŞKAN - 18 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Bulunmuş çocuklar ve
zihinsel özürlü kişiler
MADDE 19.-
BAŞKAN - 19 uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Türk vatandaşlığını
kazananlar
MADDE 20.-
BAŞKAN - 20 nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Devam edin.
Yabancıların nüfus
olayları
MADDE 21.-
BAŞKAN - 21 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 21 inci madde kabul
edilmiştir.
Devam edin.
İKİNCİ BÖLÜM
Evlenme
Evlendirme yetkisi
MADDE 22.-
BAŞKAN - 22 nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Devam edin.
Evlenmenin bildirilmesi
ve tescili
MADDE 23.-
BAŞKAN - 23 üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Devam edin.
Yurt dışında yapılan
evlendirmeler
MADDE 24.-
BAŞKAN - 24 üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Devam edin.
Evlenmekle Türk
vatandaşlığını kazananların tescili
MADDE 25.-
BAŞKAN - 25 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Boşanma ve Evliliğin
İptali
Kadının bekleme süresinin
başlangıcı
MADDE 26.-
BAŞKAN - 26 ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Devam edin.
Boşanma veya evliliğin
iptali kararlarında bulunması gerekli hususlar
MADDE 27.-
BAŞKAN - 27 nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Devam edin.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Tanıma ve Evlat Edinme
Tanıma işlemi
MADDE 28.-
BAŞKAN - 28 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 28 inci madde kabul
edilmiştir.
Devam edin.
Evlat edinme işlemi
MADDE 29.-
BAŞKAN - 29 uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Devam edin.
Yurt dışında yapılan
evlat edinme işlemleri
MADDE 30.-
BAŞKAN - 30 uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Devam edin.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Ölüm ve Gaiplik
Bildirim süresi ve
yükümlü olanlar
MADDE 31.-
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Devam edin.
Ölüm karinesi
MADDE 32.-
BAŞKAN - 32 nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 32 nci madde kabul
edilmiştir.
Devam edin.
Ölü olduğu halde aile
kütüklerinde sağ görünenler
MADDE 33.-
BAŞKAN - 33 üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 33 üncü madde kabul
edilmiştir.
Gaiplik işlemi
MADDE 34.-
BAŞKAN - 34 üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 34 üncü madde kabul
edilmiştir.
İkinci bölümde yer alan
maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi, üçüncü bölümün
görüşmelerine başlıyoruz.
Üçüncü bölüm 35 ilâ 53
üncü maddeleri kapsamaktadır.
Üçüncü bölüm üzerinde söz
isteyen, siyasî parti grupları adına, Adalet ve Kalkınma Partisinden Recep
Koral, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Koral.
Süreniz 10 dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA
RECEP KORAL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Nüfus Hizmetleri
Kanunuyla ilgili, şu ana kadar konuşan -hem gruplar adına hem şahsı adına
konuşan- bütün arkadaşlarımız, bu konunun teknik bir konu olduğunu ve nüfus
hizmetleri konusunda halkımıza hizmet verilmesindeki kaliteyi artıracağını hep
ifade ettiler. Sadece Cumhuriyet Halk Partisi adına konuşan arkadaşımız, nüfus
idarelerinde, hizmetlerinde çalışan personelle alakalı, fazla çalışma ücretinin
yeterli olmadığını -zaten komisyonda da
bu görüşlerini belirtmişti- bu konuda itirazlarının olduğunu söyledi, ki, biz
buna katılıyoruz. Gerçekten, nüfus idarelerinde çalışan personel çok zor
şartlar altında çalışıyor. Bu manada, getirilen bu kanunla, çalışma
ortamlarının iyileştirilmesi, çalışma sırasında, elektronik ortam hazırlanmak
da dahil olmak üzere, imkânlarının artırılması ve ilk defa da fazla çalışma ücretlerinin
-Maliyede olduğu gibi- 3 kat fazla verilmesi esası getirilmek suretiyle, bir
nebze de olsa iyileştirilme sağlanmaktadır.
Bu bakımdan, fikir
birliği içerisinde, kaliteli hizmet verilmesini sağlamak üzere getirilmiş bir
kanunu hep birlikte çıkarma gayreti içerisindeyiz.
Komisyonumuzda, alt
komisyonda da arkadaşlarla birlikte görev yaptık ve bütün maddeleri, enine
boyuna, muhalefetteki arkadaşlarımızla, iktidardaki arkadaşlarımızla birlikte
değerlendirdik, düzeltmeleri yaptık ve bu manada, biraz evvel söylemiş olduğum
gibi de raporu Genel Kurulun gündemine gönderdik.
Değerli arkadaşlar, temel
kanunla alakalı sıkıntıyı dile getirerek, birlikte madde madde didiklediğimiz
bir kanunda dahi Meclis sıralarını boş bırakmanın pek bir manası olmadığı
kanaatindeyim. Bunun üzerinde konuşma hakkının kısıtlanması da söz konusu
değildir. Her madde üzerinde fevkalade katılımda bulundular; ben, bundan
dolayı, komisyonda, alt komisyonda bizimle beraber çalışan iktidar ve
muhalefetteki arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
MUHARREM DOĞAN (Mardin) -
Muhalefetin adını koyun!
BAŞKAN - Sayın Koral,
lütfen, konuya gelelim.
RECEP KORAL (Devamla) -
Sayın Başkan, tam konunun içindeyim, hiç çıkmadım ki. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Yani, nüfusla ne
ilgisi var?!.
RECEP KORAL (Devamla) -
Burada, değerli arkadaşlar, nüfus hizmetleri doğumla başlıyor ve doğumla bir
"ben" çıkıyor, bir nüfus ilave oluyor, bir benlik ortaya çıkıyor ve
zaman içerisinde bu benliğin mutlaka "biz"e dönüşmesi lazım. Eğer
"ben" olarak devam ederseniz, toplumla barışık yaşayamazsınız, mutlak
"biz" olmak zorundasınız ve toplumla "biz" olarak yaşamak
da bir sanattır. Bu sanata, mutlaka, her birimiz katkıda bulunmak zorundayız.
Eğer uzlaşmacı olmazsak, benliğimizi hep önplana çıkararak hep "ben"
demeye devam edersek, hem kendimiz huzursuz oluruz hem de topluma huzursuzluk
yaymaya çalışan bir fert oluruz; bu fevkalade yanlış bir husustur ve karşı
düşüncelere de nezaket göstermek suretiyle "biz" olmaya devam
etmeliyiz, uzlaşmaya katkı vermeliyiz.
Bu eser -ki, bu kanun-
gerçekten fevkalade önemli, hem nüfus hizmetlerinin halka kolay ve en verimli
bir şekilde, kaliteli bir şekilde verilmesini sağlıyor hem de adresle ilgili
veri tabanlarının, halkımızın aldığı bütün kamu hizmetlerini seri ve kolay bir
şekilde almasını sağlıyor.
TC kimlik numarası,
MERNİS sistemi, biliyorsunuz, hayata geçti; bunların, artık, bu kanunla, veri
tabanlarında, adres veri tabanı da olmak suretiyle, toplanmak suretiyle, her
vatandaşımız TC kimlik numarasıyla, kamu hizmeti almaya gittiğinde, özel tüzel,
resmî kamu, hiç fark etmiyor; TC kimlik numarasıyla, artık, yerleşim yeri
adresi, diğer adresleri, nüfus bilgileri karşısına çıkmak suretiyle ve
adreslerde tutarsızlık olsa dahi, kamu hizmetini alıyor; hiçbir aksama, hiçbir
engel de karşısına gelmiyor.
Aslolan, halkımızın
aldığı hizmetin kalitesini yükseltmek, verimli ve kolay bir şekilde hizmet
almasını sağlamaktır. Eğitimde, sağlıkta, sosyal olaylarda, sosyal yardımda,
ekonomik iş ve işlemlerde olduğu gibi, idarî işleyişlerde ve bugün de, nüfus ve
adres işlemlerinde de halkımızın kolay ve kaliteli bir hizmet almasını
sağlayacak, elektronik ortamda hizmet sağlayacak kolaylıklar getirmektedir bu
kanun. Eve kapanmadan, TC kimlik numarası üzerinden, üç aylık belli bir sürede
de yeni bir nüfus sayımı ve buna bağlı olarak da nüfus ve adres işlemleri ve
vatandaşın kolay hizmet almasını sağlayacağız.
Değerli arkadaşlar,
burada, nüfus hizmetleri, nüfus kayıt sistemi -ki, MERNİS veri tabanı fevkalade
olumlu bir şekilde hayata geçmiştir- TC kimlik numarası -ki, halen, hayata
geçtiği gibi, bazı kurumlar, TC kimlik numarasına göre de işlem yapmaya
başlamışlardır- adres standardı, adres veri tabanı, yerleşim yeri adresi, diğer
adres tanımı, adres paylaşım sistemi ve TC kimlik numarasına göre de hızlı bir
şekilde, adrese göre hizmet yapılmaktadır. Halen, bu hizmetlerin yapımında
birçok kademe geçilmiştir; ama, bu kanunla daha da ileriye götürülecektir.
Bunu, zaten, bütün konuşmacılar ifade etti, bir kere daha söylüyoruz. Ayrıca,
adresle ilgili konu, nüfus hizmetleriyle birleştirilmektedir; TC kimlik
numarası, nüfus kayıtları ve adres bir bütünlük halinde muhafaza edilecek
elektronik ortamda ve hizmet alımında kolaylık verecek. Şu anda adres tespiti,
1773 sayılı Kanunla -Adres Bildirim Kanunu olarak bilinmektedir- mecburî hale
getirilmiş olup, muhtarlıklar eliyle ve güvenlik güçlerinin yetki ve
sorumluluğundadır. Bu tasarıyla, nüfus müdürlüklerine devredilerek, nüfus
bilgileriyle birleştirilmektedir; ama, umumî yerlerin işleticileri, yine, güvenlik
birimlerine adres vermeye devam edeceklerdir; bunu da buradan ifade etmiş
olalım.
Bu kanunla ilgili, teknik
olarak söyleyeceklerimiz çok azdır; çünkü, teknik konular üzerinde bu işlem
şöyle yapılacak, şu işlem böyle yapılacak demenin bir manası yok. Özü
itibariyle, muhalefetteki arkadaşlarımızın ve iktidardaki arkadaşlarımızın
sahip çıktığı bir kanundur. Neticede, halkımıza hizmetin verimli, etkili,
kolay, hızlı bir şekilde verilmesini sağlayan bir kanundur.
Emeği geçenlere, ben,
teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Değerli
milletvekilleri, üçüncü bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, üçüncü bölümde yer
alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra
ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
Önerge yok.
35 inci maddeyi
okutuyorum:
DÖRDÜNCÜ KISIM
Kayıt Düzeltmeleri
BİRİNCİ BÖLÜM
Nüfus Kaydının
Düzeltilmesine İlişkin Esaslar
Kayıt düzeltilmesi
MADDE 35.-
BAŞKAN - 35 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 35 inci madde kabul
edilmiştir.
Nüfus davaları
MADDE 36.-
BAŞKAN - 36 ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 36 ncı madde kabul
edilmiştir.
Nüfus müdürlüklerinin
yetkisi
MADDE 37.-
BAŞKAN - 37 nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
İKİNCİ BÖLÜM
Maddi Hatalar ve Nüfus
Kaydının İptali
Maddî hatalar
MADDE 38.-
BAŞKAN - 38 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 38 inci madde kabul
edilmiştir.
Tarihlerde düzeltme ve
tamamlama yetkisi
MADDE 39.-
BAŞKAN - 39 uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 39 uncu madde kabul
edilmiştir.
Nüfus kaydının iptali
MADDE 40.-
BAŞKAN - 40 ıncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 40 ıncı madde kabul
edilmiştir.
BEŞİNCİ KISIM
Nüfus ve Uluslararası
Aile Cüzdanları
Düzenlenmesi ve
dağıtılması
MADDE 41.-
BAŞKAN - 41 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 41 inci madde kabul
edilmiştir.
Cüzdan talep belgesi
MADDE 42-
BAŞKAN - 42 nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 42 nci madde kabul
edilmiştir.
ALTINCI KISIM
Nüfus Kayıtlarındaki
Bilgilerin Verilmesi
Nüfus kayıt örneği
verilmesi
MADDE 43-
BAŞKAN - 43 üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 43 üncü madde kabul
edilmiştir.
Nüfus kayıt örneğini
almaya yetkili olanlar
MADDE 44-
BAŞKAN - 44 üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 44 üncü madde kabul
edilmiştir.
Kimlik ve Adres Paylaşımı
Sistemlerinin kullanılması
MADDE 45-
BAŞKAN - 45 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 45 inci madde kabul
edilmiştir.
YEDİNCİ KISIM
Türkiye Cumhuriyeti
Kimlik Numarası
Kimlik numarası
MADDE 46-
BAŞKAN - 46 ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 46 ncı madde kabul
edilmiştir.
Kullanımı
MADDE 47-
BAŞKAN - 47 nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 47 nci madde kabul
edilmiştir.
SEKİZİNCİ KISIM
Adres Kayıt Sistemi
Adres bilgilerinin
tutulması ve adres standardı
MADDE 48-
BAŞKAN - 48 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 48 inci madde kabul
edilmiştir.
Adres bilgisi ve
güncellenmesi
MADDE 49-
BAŞKAN - 49 uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 49 uncu madde kabul
edilmiştir.
Bildirim yükümlülüğü
MADDE 50-
BAŞKAN - 50 nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 50 nci madde kabul
edilmiştir.
Bildirim süresi ve
güncelliği
MADDE 51-
BAŞKAN - 51 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 51 inci madde kabul
edilmiştir.
Adres bilgilerinin
kullanımı
MADDE 52-
BAŞKAN - 52 nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 52 nci madde kabul
edilmiştir.
Koordinasyon ve işbirliği
MADDE 53-
BAŞKAN - 53 üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 53 üncü madde kabul
edilmiştir.
Üçüncü bölümde yer alan
maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Değerli milletvekilleri,
şimdi yemek arası veriyoruz. Birleşime saat 19.00'a kadar ara veriyoruz.
Kapanma Saati: 18.23
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 19.14
BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER
KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci Birleşiminin Altıncı
Oturumunu açıyorum.
1123 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
V.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
4.- Nüfus
Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/1177) (S. Sayısı:
1123) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon?..
Yerinde.
Hükümet?.. Yerinde.
Şimdi, dördüncü bölümün
görüşmelerine başlıyoruz.
Dördüncü bölüm, geçici 1
ilâ 4 üncü maddeler dahil, 54 ilâ 75 inci maddeleri kapsamaktadır.
Dördüncü bölüm üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Önerge de yok, soru da
yok.
Dördüncü bölüm üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, dördüncü bölümde
yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan
sonra, ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
54 üncü maddeyi
okutuyorum:
DOKUZUNCU KISIM
Ortak Hükümler
Tescil görevi ve süre
MADDE 54.-.
BAŞKAN - 54 üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 54 üncü madde kabul
edilmiştir.
55 inci maddeyi
okutuyorum:
Mahkeme yazı işleri
müdürlerinin görevleri
MADDE 55.-
BAŞKAN - 55 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 55 inci madde kabul
edilmiştir.
56 ncı maddeyi
okutuyorum:
Sağlık kuruluşlarının
görevleri
MADDE 56.-
BAŞKAN - 56 ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 56 ncı madde kabul
edilmiştir.
Devam edin.
Vekiller
MADDE 57.-
BAŞKAN - 57 nci maddeyi…
MUHARREM DOĞAN (Mardin) -
Karar yetersayısının aranmasını istiyorum.
BAŞKAN - Karar
yetersayısını arayacağız.
57 nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Karar yetersayısı yoktur;
birleşime 5 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.16
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.29
BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER
KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci Birleşiminin Yedinci
Oturumunu açıyorum.
1123 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
V.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
4.- Nüfus
Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/1177) (S. Sayısı:
1123) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükümet?.. Yerinde.
57 nci maddenin
oylamasında karar yetersayısı bulunamamıştı; şimdi, maddeyi yeniden oylarınıza
sunacağım ve karar yetersayısı arayacağım.
57 nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir; karar
yetersayısı vardır.
58 inci maddeyle devam
ediyoruz.
Yazım dışı kalanlar
MADDE 58.-
BAŞKAN - 58 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 58 inci madde kabul
edilmiştir.
Devam edin.
Tutanakların imzalanması
MADDE 59.-
BAŞKAN - 59 uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 59 uncu madde kabul
edilmiştir.
Devam edin.
Beyanda şüphe
MADDE 60.-
BAŞKAN - 60 ıncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 60 ıncı madde kabul
edilmiştir.
Devam edin.
Sürelerin hesaplanması
MADDE 61.-
BAŞKAN - 61 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 61 inci madde kabul
edilmiştir.
Devam edin.
Atik veya işlemden
kaldırılmış kütükler
MADDE 62.-
BAŞKAN - 62 nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 62 nci madde kabul
edilmiştir.
Devam edin.
Askerlik çağına
girenlerin listesi
MADDE 63.-
BAŞKAN - 63 üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 63 üncü madde kabul
edilmiştir.
Devam edin.
Formların düzenlenmesi
MADDE 64.-
BAŞKAN - 64 üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 64 üncü madde kabul
edilmiştir.
Devam edin.
ONUNCU KISIM
Çeşitli Hükümler
Ücretlendirme
MADDE 65.-
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) - Sayın Başkan, bir düzeltme
talebimiz var.
BAŞKAN - Buyrun.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) - 65 inci maddede, 5018 sayılı
Kanunun adının teknik olarak açık şekilde yazılması lazım. Bu ibarenin
"10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ve
eki" şeklinde düzeltilmesi gerekiyor.
BAŞKAN - Bu yapılan, bir
teknik düzeltme. Yani, bu teknik düzeltmeyle birlikte, 65 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Devam edin.
Fazla çalışma ücreti
MADDE 66.-
BAŞKAN - Değerli
milletvekilleri, madde üzerinde 2 adet önerge vardır.
Önergeleri önce geliş
sıralarına göre okutacağım; sonra, hemen hemen aynı konuda olduklarından
dolayı, aynı konuyu işlediklerinden dolayı, onları birlikte işleme sunacağım;
fakat, ikisini de arka arkaya okutacağım.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1123
sıra sayılı kanun tasarısının 66 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan
"3 katını" ibaresinin "5 katını" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
|
Ömer Abuşoğlu |
Hüseyin Güler |
İbrahim Özdoğan |
|
Gaziantep |
Mersin |
Erzurum |
|
Turan Tüysüz |
Muharrem Doğan |
|
|
Şanlıurfa |
Mardin |
|
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1123 sıra sayılı kanun tasarısının
66 ncı maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Ümmet
Kandoğan
Denizli
"MERNİS, Kimlik ve
Adres Paylaşımı Sistemleri projelerinde görevlendirilen ve fiilen fazla çalışma
yapan Genel Müdürlük personeline (sözleşmeli personel dahil), ayda 50 saati ve
yılı merkezî yönetim bütçe kanununda belirtilen fazla çalışma ücretinin 5
katını geçmemek üzere Bakanlıkça belirlenecek esaslar çerçevesinde fazla
çalışma ücreti ödenir."
BAŞKAN - Şimdi, bu iki
önerge de aynı; 3 katını 5 katına çıkarıyor. Birleştirip işleme koyacağız;
fakat, isterse önerge sahiplerinin her biri ayrı ayrı söz alıp, önergelerini
açıklayabilirler. Ayrıca, isterlerse, her biri ayrı ayrı gerekçeleri
okutabilirler.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Birleştirebiliriz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Birleştiriliyor.
Şimdi, birleştirilmiş
haliyle Komisyon bu önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) - Sayın Başkanım, bu önergelerdeki
teklif edilen konu Komisyonumuzda çok uzun tartışıldı, Maliye Bakanlığının
görüşü alındı ve kamu yönetimindeki diğer kurumlarla konuşuldu, 3 katı olarak
kalması uygun görüldü; bu nedenle önergelere katılmıyoruz.
BAŞKAN - Bir dakika.
Tüzük gereği bir uyarı
yapmak lazım. "Katılmıyoruz" dediniz değil mi?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Tamam. Sanki
"katılıyoruz" diyorsunuz gibi geldi, o zaman, takdire bırakmanız
gerekiyor da.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet?..
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) - Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN - Şimdi, önergeyle
ilgili konuşmak mı isterseniz, gerekçeyi mi okutalım?
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Konuşacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge sahibi
Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan; buyurun.
Önergelerden diğerinin
sahibi Ömer Abuşoğlu veya önerge sahiplerinden başka biri de konuşmak istiyor
mu?
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) -
Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Peki; sonra.
Size 5 dakika süre
veriyorum Sayın Kandoğan; buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Nüfus Hizmetleri Kanunu
Tasarısının bir bölümü üzerindeki 66 ncı maddeyle ilgili bir önergem var.
Öncelikle, bu kanun
tasarısının, Türkiye'nin ihtiyacı olan bir kanun tasarısı olduğunu, gerek
İçişleri Bakanlığı bürokratları tarafından gerekse komisyon tarafından bu
kanunun hepimiz tarafından kabul edilebilecek bir şekilde Türkiye Büyük Millet
Meclisinin huzuruna getirildiğini ifade etmek istiyorum. Öncelikle, Bakanlık
bürokratlarımıza ve İçişleri Komisyonumuza teşekkür etmek istiyorum.
Şimdi, bu maddeyle ilgili
vermiş olduğum önerge, Türkiye'de nüfus hizmetlerinde çok gayretli ve başarılı
çalışmaları olan bir teşkilat mensuplarının en azından maddî bakımdan biraz
daha rahatlamasını sağlayacak olan bir önerge.
Şimdi, Nüfus ve
Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünde çalışan memurlarımızla ilgili bir bordro
var elimde. Burada, çok uzun yıllar kamu görevlisi olarak bu teşkilatta hizmet
yapmış olan memurlarımızdan bir tanesinin 643 000 000 lira, bir diğerinin, bir
derece üzerinde olan bir memurun da 704 000 000 lira aylıkla yaşamaya
çalıştığını görüyoruz.
Şimdi, ben de bir kamu
görevlisi olarak, nüfus hizmetlerini yürüten bu teşkilatın en yakınında
çalışanlardan birisi olarak, hakikaten, bunların çok ciddî manada ekonomik
sıkıntı içerisinde olduklarını biliyorum.
Şimdi, Sayın İçişleri
Komisyonumuzun Başkanı, bunu Maliye Bakanlığıyla görüştüklerini, ileride böyle
bir düzenleme olabileceğini söylüyor; ancak, bu kanun önümüzde, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin gündemine gelmiş, münhasıran da sadece nüfus ve vatandaşlık
işleri personelini ilgilendiren özel bir kanun. Böyle bir kanunu görüşürken,
geliniz, bu "3 katı" ibaresini, "5 katı" yapalım ve
fedakârca çalışan, gayretli bir şekilde çalışan bu nüfus hizmetlerindeki
personelimize bir nebze de olsa bir rahatlama imkânı sağlayabilecek olan bu
imkânı hep beraber verelim.
Bununla getirmek
istediğimiz şeyle çok fazla bir şey veriyor da değiliz; yani, bunu Maliye
Bakanlığına sorup, oralardan icazet alacak, olur alacak bir durum da söz konusu
değil. Yani, ne olur, gelin, işte, Komisyonumuz burada, Hükümetimiz burada, bir
düzenlemeyle bunu rahatlıkla buradan geçiririz. Önerge de önümüzde mevcut;
yani, bunu rahatlıkla geçirebiliriz. En azından, bugün, binlerce personel, bu
önergenin de verileceğini de bilen personel, televizyonları başında, ekranları
başında hakikaten bizleri de izliyor. O nedenle, geliniz, bu hususla ilgili
vermiş olduğumuz önergemizi destekleyiniz ve nüfus teşkilatındaki
personelimize, küçük de olsa, bir nebze de olsa rahatlama getirelim diyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Diğer önerge
sahibi?..
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep)
- Gerekçe...
BAŞKAN - Gerekçenin
okunmasını istiyorsunuz; peki.
Sayın Abuşoğlu ve
arkadaşlarının verdiği önergenin gerekçesini okuyalım.
Gerekçe:
Nüfus memurları hepimizin
sır kâtipleridir. Bu memurlarımız bunca işi yaparken ekonomik olarak son derece
düşük ücret almaktadırlar. Bu Kanun ile bu memurlarımıza en küçük hatalarında
dahi mahkemelik olabilecek yeni sorumluluklar ve yaptıkları çalışma nedeniyle
yeni riskler yüklenmektedir. Buna mukabil Kanunun 66 ncı maddesiyle getirilen
fazla çalışma ücreti, 50 saati aşmamak kaydı ile 3 katı şeklinde ödenir demekle
bu memurlara yaptıkları işin karşılığı bir fazla çalışma ücreti ödenmemektedir.
Bu önerge ile 66 ncı
maddede yer alan 3 katı ibaresinin 5 katı şeklinde düzenlenerek bu
memurlarımıza hak ettikleri bir fazla çalışma ücretinin verilmesi
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN - Değerli
arkadaşlar, bu iki önerge aynı konuyu getiriyor, aynı anlamı taşıyor. Birinin
gerekçesini okuttuk biraz önce, biriyle ilgili de önerge sahibi Sayın Ümmet
Kandoğan konuştu.
Bu iki önergeyi, şimdi,
birleştirerek oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
reddedilmiştir.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep)
- Yarın bu memurlardan nasıl oy isteyeceksiniz?!
BAŞKAN - 66 ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 66 ncı madde kabul
edilmiştir.
Devam edin.
ONBİRİNCİ KISIM
Ceza Hükümleri
Gerçek dışı beyan
MADDE 67.-
BAŞKAN - 67 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 67 nci madde kabul edilmiştir.
Devam edin.
İdari para cezaları
MADDE 68.-
BAŞKAN - 68 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 68 inci madde kabul
edilmiştir.
ONİKİNCİ KISIM
Çeşitli Hükümler
Yönetmelik
MADDE 69.-
BAŞKAN - 69 uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 69 uncu madde kabul
edilmiştir.
Kadrolar
MADDE 70.-
BAŞKAN - Madde 70'te
liste eki var; o yüzden, ekli listeyle birlikte madde 70'i oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… 70 inci madde ekli listeyle birlikte
kabul edilmiştir.
Devam edin.
Kaldırılan hükümler
MADDE 71.-
BAŞKAN - 71 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 71 inci madde kabul
edilmiştir.
Diğer kanunların
değiştirilen hükümleri
MADDE 72.-
BAŞKAN - 72 nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 72 nci madde kabul
edilmiştir.
Devam edin.
Diğer kanunlara eklenen
hükümler
MADDE 73.-
BAŞKAN - 73 üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 73 üncü madde kabul
edilmiştir.
Devam edin.
ONÜÇÜNCÜ KISIM
Geçici Hükümler
GEÇİCİ MADDE 1.-
BAŞKAN - Geçici madde
1'i oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler… Kabul etmeyenler… Geçici madde 1 kabul edilmiştir.
Devam edin.
GEÇİCİ MADDE 2.-
BAŞKAN - Geçici madde 2
üzerinde Komisyonun talebi var; Komisyonun talebini alalım.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) - Sayın Başkanım, bu geçici
maddenin üçüncü fıkrasında, açık şekilde "10/12/2003 tarihli ve 5018
sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu" yerine "ve 5018 sayılı
Kanun" diyerek yetinmemiz gerekiyor. Böyle bir teknik düzeltme yapıyoruz.
BAŞKAN - Bu teknik
düzeltmeyle birlikte maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Devam edin.
GEÇİCİ MADDE 3.-
BAŞKAN - Geçici madde 3
üzerinde 1 önerge var; bu önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1123
sıra sayılı Tasarının Geçici 3 üncü maddesinin (2) numaralı fıkrasının madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
İrfan
Gündüz |
M.
Kerim Yıldız |
N.
Doğan Topaloğlu |
|
İstanbul |
Ağrı |
Ankara |
|
M.
Said Yazıcıoğlu |
Yahya
Baş |
|
|
Ankara |
İstanbul |
|
BAŞKAN
- Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) -
Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Hükümet önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) - Önergeye katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçe mi
okunsun?
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
Evet.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Fıkra af
içerdiğinden madde metninden çıkarılmalıdır.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda geçici madde 3'ü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici madde 4'ü
okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 4.-
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Geçici madde 4 kabul
edilmiştir.
Yeni bir geçici madde
eklenmesiyle ilgili bir önerge var; şimdi, o önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1123
sıra sayılı kanun tasarısına aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
|
İrfan Gündüz |
M. Kerim Yıldız |
N. Doğan Topaloğlu |
|
İstanbul |
Ağrı |
Ankara |
|
M. Said Yazıcıoğlu |
Yahya Baş |
|
|
Ankara |
Ankara |
|
"Geçici Madde 5- Bu Kanun
yürürlüğe girinceye kadar tanıma beyanı veya babalığa hüküm kararı sonucu ana
hanesine tescil edilen çocukların baba hanelerine nakline ana ve babanın
birinin, çocuk ergin ise kendisinin müracaatı aranır."
BAŞKAN - Komisyon?..
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) - Olumlu görüşle takdire
bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Hükümet?..
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi mi
okutalım?
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
Gerekçeyi okutalım.
BAŞKAN - Peki.
Gerekçe:
Bu Kanun yürürlüğe
girinceye kadar tanınan ve babalığına hükmedilen çocukların müracaat üzerine
baba hanesine kaydı sağlanmıştır.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum önergeyi: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.
Yürürlük
MADDE 74.-
BAŞKAN - 74 üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 74 üncü madde kabul
edilmiştir.
Yürütme
MADDE 75.-
BAŞKAN - 75 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 75 inci madde kabul
edilmiştir.
Değerli milletvekilleri,
dördüncü bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Tasarının görüşmeleri
tamamlanmıştır.
Tasarının tümü
açıkoylamaya tabidir.
Açıkoylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açıkoylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul
etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Açıkoylama, elektronik
oylama cihazıyla yapılacaktır.
Oylama için 5 dakika süre
vereceğim. Bu süre içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım
istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını,
oylama için öngörülen 5 dakikalık süre içinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy
kullanacak sayın bakanlar var ise hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy
pusulasını, yine, oylama için öngörülen 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum. (x)
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, yapılan açıkoylamada toplantı yetersayısı çıkmadığı için,
tekrar oylama yapmak için, birleşime 15 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.56
(x) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın
sonuna eklidir.
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.19
BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER
KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci Birleşiminin Sekizinci
Oturumunu açıyorum.
V.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
4.- Nüfus
Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/1177) (S. Sayısı:
1123) (Devam)
BAŞKAN - 1123 sıra sayılı
kanun tasarısının tümünün açıkoylamasında toplantı yetersayısı bulunamamıştı;
şimdi, açıkoylamayı elektronik cihazla tekrarlayacağım.
Oylama için 5 dakika süre
veriyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum. (x)
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, tasarının tümünün ikinci oylamasında da toplantı yetersayısı
bulunamadı. Bu nedenle, başka bir birleşimde oylama tekrarlanmak durumundadır.
(x)
Bu nedenle de, alınan
karar gereğince, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Kuruluşunun 86 ncı
yıldönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının kutlanması ve günün önem
ve anlamının belirtilmesi amacıyla yapılacak görüşmeler için, 23 Nisan 2006
Pazar günü saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 20.26
(x) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın
sonuna eklidir.