BIM 2 4 2006-05-11T12:34:00Z 2006-05-11T12:34:00Z 53 29462 167937 TBMM 1399 335 206238 9.3821 0 6 nk 6 nk 0

DÖNEM: 22                                    CİLT: 117                                      YASAMA YILI: 4

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

 

91 inci Birleşim

20 Nisan 2006 Perşembe

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - YOKLAMA

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1.- Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Ateş'in, Avrupa Konseyi Genel Kurulunda son dönemde yapılan çalışmalara ve Konsey ile Avrupa Birliği arasındaki bazı sorunlarla ilgili izlenimlerine ilişkin gündemdışı konuşması

2.- Konya Milletvekili Halil Ürün'ün, ülkemiz insanlarının daha hızlı kalkınarak daha huzurlu ve refah içinde yaşam sağlaması konusunda yardımcı olacak olan teknokentlerin amacı ile sorunlarının çözülmesi için alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

3.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Hükümetin nükleer enerji politikasına, Sinop'ta kurulması düşünülen nükleer enerji santralının bölgeye verebileceği muhtemel çevresel zararlar ile HES Projesinin hayata geçirilmesinin önemine ilişkin gündemdışı konuşması ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler'in cevabı

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın, İsveç Parlamentosu Başkanı Björn von Sydow'un vaki davetine icabetle, beraberinde bir Parlamento heyetiyle İsveç'e resmî ziyarette bulunmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1028)

2.- Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün İspanya'ya, yaptığı resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1029)

3.- Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün Tunus'a, yaptığı resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1030)

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)

3.- Muğla Milletvekili Orhan Seyfi Terzibaşıoğlu'nun; 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 2985 Sayılı Toplu Konut Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/727) (S. Sayısı:1138)

4.- Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/1177) (S. Sayısı: 1123)

VI.- SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, mason localarına ve denetimine ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/13049)


I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak beş oturum yaptı.

İstanbul Milletvekili Bülent H. Tanla, demokratik bir seçimin oluşmasında seçmen sayıları ve seçmen kütüklerinin doğru bir şekilde yazımının önemine,

Ağrı Milletvekili Halil Özyolcu, Ağrı'nın düşman işgalinden kurtarılışının 88 inci yıldönümüne ve ilde, eğitim ile ekonomi alanında atılan adımlara,

İstanbul Milletvekili Şükrü Mustafa Elekdağ, sözde Ermeni soykırımı iddialarına,

İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:

3 üncü sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S. Sayısı: 305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporu henüz gelmediğinden;

1 inci sırasında bulunan, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 607 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının (1/278, 1/1034) (S. Sayısı: 17 ve 17'ye 1 inci Ek),

2 nci sırasında bulunan, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair 604 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin (1/277) (S. Sayısı: 1079),

4 üncü sırasında bulunan, Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısının (1/1030) (S. Sayısı: 904),

5 inci sırasında bulunan, Muğla Milletvekili Orhan Seyfi Terzibaşıoğlu'nun; 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 2985 Sayılı Toplu Konut Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin (2/727) (S. Sayısı:1138),

Görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından;

Ertelendi.

6 ncı sırasında yer alan ve İçtüzüğün 91 inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler halinde görüşülmesi kararlaştırılmış bulunan, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Tasarısı; 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında 17/06/1994 Tarihli ve 4006 Sayılı Kanun ve Anayasanın 89 uncu Maddesi Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi; 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa Beş Ek Madde ile Üç Geçici Madde Eklenmesi Hakkında 18/01/1990 Tarihli ve 3602 Sayılı Kanun ve Anayasanın 89 uncu Maddesi Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarıları; İzmir Milletvekili Hakkı Akalın ve 39 Milletvekilinin; 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanununun 32 nci Maddesine Bir Bent Eklenmesine Dair Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'in; 1479 Sayılı Bağ-Kur Yasasının Ek-20. Maddesinin 1. Fıkrasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İzmir Milletvekilleri Bülent Baratalı ile Türkan Miçooğulları'nın; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Kayseri Milletvekili Muharrem Eskiyapan ve 12 Milletvekilinin; 506 Sayılı Kanunun, 2422 Sayılı Kanunun 10 uncu Maddesi ile Değişik 73 üncü Maddesi ve 16 ncı Maddesi ile Değişik Ek 17 nci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İzmir Milletvekilleri Türkan Miçooğulları ile Bülent Baratalı'nın; Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek ve 26 Milletvekilinin; 1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun Sosyal Güvenlik Destek Primi Başlıklı Ek Madde 20'nin Yürürlükten Kaldırılmasına İlişkin Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve 27 Milletvekilinin; 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek ve 8 Milletvekilinin; Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ve Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi; Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın; 1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve 23 Milletvekilinin; 08/06/1949 Tarihli ve 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu, 17/07/1964 Tarihli ve 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 02/09/1971 Tarihli ve 1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek ile 30 Milletvekilinin; 24/05/1983 Tarihli ve 2829 Sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması ve Bu Kanuna Geçici İki Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi; Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan'ın; 08/06/1949 Tarih ve 5434 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Samsun Milletvekili Haluk Koç'un; 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;  Adana Milletvekili Zeynep Tekin Börü'nün; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan ve 13 Milletvekilinin; 5434 Sayılı Emekli Sandığı Yasasının 32 nci Maddesine 01/06/1967 Tarihli ve 875 Sayılı Yasa ile Eklenen (G) Bendinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin (1/1008,1/8, 1/14, 1/408, 1/568,1/571, 1/574, 2/79, 2/151, 2/152, 2/156, 2/196, 2/208, 2/301, 2/313, 2/322, 2/335, 2/423, 2/459, 2/558, 2/593, 2/654) (S. Sayısı: 1139), görüşmelerine devam olunarak, kabul edilip kanunlaştığı açıklandı.

7 nci sırasında yer alan ve İçtüzüğün 91 inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler halinde görüşülmesi kararlaştırılmış bulunan, Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısının (1/1177) (S. Sayısı: 1123), tümü üzerinde bir süre görüşüldü.

20 Nisan 2006 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşime 20.57'de son verildi.

 

 

 

Ali Dinçer

 

 

 

Başkanvekili

 

 

 

 

 

 

Harun Tüfekci

 

Ahmet Gökhan Sarıçam

 

Konya

 

Kırklareli

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye


No: 125

II.- GELEN KÂĞITLAR

20 Nisan 2006 Perşembe

Tasarı

1.- Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/1193) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.4.2006)

Teklifler

1.- İstanbul Milletvekili Lokman Ayva'nın; 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/765) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.4.2006)

2.- Eskişehir Milletvekili Mehmet Vedat Yücesan ve 17 Milletvekilinin; İnönü Savaşlarının Geçtiği Eskişehir İlinin İnönü İlçesine Altın Madalya Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/766) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.4.2006)

3.- Eskişehir Milletvekili Mehmet Vedat Yücesan ve 17 Milletvekilinin; 1 Nisan Gününün İnönü Savaşları Şehitlerini Anma Günü İlan Edilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/767) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.4.2006)

4.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün ve 16 Milletvekilinin; Metristepe ve İnönü Millî Parkı Kanun Teklifi (2/768) (Tarım, Orman ve Köyişleri ile Çevre Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.4.2006)

Tezkereler

1.- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun 2005 Yılı Faaliyet Raporunun Sunulduğuna İlişkin Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı (Abdüllatif  ŞENER) Tezkeresi (5/22) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.4.2006)

2.- Samsun Milletvekili Mustafa Çakır'ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1025) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.4.2006)

3.- İzmir Milletvekili Enver Öktem'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1026) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.4.2006)

4.- Mersin Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat'ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1027) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.4.2006)

Rapor

1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Bursa Milletvekili Faruk Çelik, İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz, Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa ile Hatay Milletvekili Sadullah Ergin'in; Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Teklifi ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Samsun Milletvekili Haluk Koç ile İstanbul Milletvekili Kemal  Kılıçdaroğlu'nun; 8.4.1929 Tarihli ve 1416 Sayılı Kanun ile 4.11.1981 Tarihli ve 2547 Sayılı Kanuna Birer Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/754, 2/693) (S. Sayısı: 1143) (Dağıtma tarihi: 20.4.2006) (GÜNDEME)
BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.09

20 Nisan 2006 Perşembe

BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci Birleşimini açıyorum.

III. - Y O K L A M A

BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için 5 dakika süre vereceğim. Sayın milletvekillerinin, oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini; bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin, salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama pusulalarını, görevli personel aracılığıyla, 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, ucu ucuna da olsa toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.

Gündemdışı ilk söz, Avrupa Konseyinin son dönem çalışmaları ve Avrupa Birliği ilişkileri hakkında söz isteyen Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Ateş'e aittir.

Buyurun Sayın Ateş. (CHP sıralarından alkışlar)

Arkadaşlar, lütfen oturalım ve sessizliği sağlayalım, rahatça dinleyebilelim; önemli bir konuda açıklama yapacak. Biliyorsunuz, aynı zamanda, Avrupa Konseyi Siyasî İşler Komitesi Başkanı Sayın Ateş, orada önemli bir konuma sahip. Vereceği bilgileri dinlemek isteyenlerin rahatça dinleyebilmesi için, lütfen, sessizliği sağlayalım. Arka sıralardaki arkadaşlar da otursunlar yahut konuşacaklarsa, kenara çekilsinler.

Buyurun Sayın Ateş.

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1.- Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Ateş'in, Avrupa Konseyi Genel Kurulunda son dönemde yapılan çalışmalara ve Konsey ile Avrupa Birliği arasındaki bazı sorunlarla ilgili izlenimlerine ilişkin gündemdışı konuşması

ABDULKADİR ATEŞ (Gaziantep) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, bugün, sizlere, kısa da olsa, Avrupa Konseyinin son Genel Kurulunda yaptığımız bazı çalışmalar ve buna ilave olarak da Avrupa Konseyi ile Avrupa Birliği arasındaki bazı sorunları iletmek için söz aldım; hepinize teşekkür ediyorum ve saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bildiğiniz gibi, Türkiye, uzun yıllardan beri Avrupa Konseyi üyesi. Elliyedi yıllık tarihi içerisinde, Avrupa Konseyine üye olan ilk ülkelerden bir tanesiyiz ve bugün baktığımızda Türkiye'nin Avrupa Konseyi içerisindeki yerine, sanıyorum, ülkemizin üye bulunduğu uluslararası kuruluşlar arasında etkimizi en fazla duyurduğumuz, en etkin olduğumuz uluslararası kuruluşlardan bir tanesi Avrupa Konseyi; ama, son zamanlarda, Avrupa Birliği -girmeye çalıştığımız, tam üyelik için uğraştığımız Avrupa Birliği- ile Avrupa Konseyi arasında bazı sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Avrupa Birliği, her nedense, Avrupa Konseyinin yıllardan beri sürdürmekte olduğu görevlerine tecavüz etmeye, Avrupa Konseyi içerisinde bulunan bazı kurumlarımızı dublikasyonlara, yani kendi içerisinde de kurmaya başladı. Böyle bir yaklaşım, tabiatıyla, Avrupa içerisinde, ülkeler arasında birtakım rahatsızlıklar yaratmaya da başlamış bulunuyor. Avrupa Birliğine üye olan 25 ülkenin dışında, Avrupa Konseyi 46 ülkenin üyeliğine sahip. Bu nedenle de ülkeler arasında bir gruplaşmanın da yavaş yavaş ortaya çıktığını görüyoruz. İşte, bu aradaki sorunları çözmek, birtakım tekrarları önlemek ve Avrupa Konseyinin elliyedi yıldır sürdürmekte olduğu insan hakları, demokratikleşme ve hukukun üstünlüğü temel ilkelerinin esas yerinin Avrupa Konseyi olduğunu ortaya çıkarmak ve bunu tüm Avrupa'ya teyit ettirmek için bazı çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmaların en önemlisi, geçtiğimiz ilkbahar genel kurulunda oldu. Bu genel kurula davet edilen birtakım yetkili kişiler, bunlardan bir tanesi Sayın Juncker, Lüksemburg Başbakanı, yine Romanya Başbakanı ve Avrupa Konseyi bu Dönem Başkanı olan Sayın Tariceanu, yine Avusturya Federal Şansölyesi ve Avrupa Birliğinin Başkanı olan Wolfgang Schüssel ve yine, hepinizin tanıdığı, basından bildiği Sayın Barroso'yu toplantıya davet ettik. Sayın Barroso da, yine bildiğiniz gibi, Avrupa Komisyonu Başkanıdır. Avrupa Konseyi liderlerinin, devlet başkanlarının, geçen sene Varşova'da Üçüncü Zirvede almış oldukları kararlar doğrultusunda, Avrupa Birliği ile Avrupa Konseyi arasında bir işbölümünün, bir dayanışmanın nasıl sağlanabileceğiyle ilgili çalışmalar yaptık. Bu konuda, geçen seneki Varşova toplantısında, Lüksemburg Başbakanı Sayın Juncker'e bu konuya ilişkin bir rapor yazma görevi verilmişti, Sayın Juncker, bu raporunu genel kurul toplantısında açıkladı ve bu rapor doğrultusunda da, bizim yaptığımız çalışmalarla da, insan hakları konusunun, demokratikleşme konusunun, hukukun üstünlüğü konusunun tümüyle Avrupa Konseyine bırakılması ve Avrupa Birliğinin bu konulara ilişkin gereksinim duyduğu durumlarda da Avrupa Konseyinin -yani, üyesi bulunduğumuz Avrupa Konseyinin- referans olarak gösterilmesi doğrultusunda güzel bir rapor yazıldı. Bu raporu bizler de, yani Türkiye delegasyonu olarak gönülden destekliyoruz ve sanıyorum, öyle arzu ediyorum ve bu konuda da, başta hükümetimiz olmak üzere, Dışişleri Bakanlığımızın, Avrupa Konseyinin rolünün Avrupa'dan kaybolmaması için, Avrupa Birliğinin, birtakım Avrupa Konseyi yetkilerine tecavüz etmemesi için gerekli girişimlerde bulunmasını arzu ediyoruz ve bu konudaki çalışmalar da devam etmektedir. Önümüzdeki aylar içerisinde Avrupa Konseyi ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin daha netleşeceğine inanıyorum Sayın Başkan ve bu doğrultuda çalışmalar da yapıyoruz.

Yine bu doğrultuda yapılan çalışmalardan bir tanesi de, Avrupa Konseyi ile Avrupa Birliği komisyonları arasındaki işbirliğini geliştirme. Bunun ilk örnekleri olarak da, sanıyorum 12 Mayıs tarihinde Avrupa Parlamentosunun Dış İlişkiler Komisyonu ile Başkanı olduğum Avrupa Konseyinin Siyasî İşler Komisyonu Brüksel'de Güney Kafkasya İstikrar Paktıyla ilgili müşterek bir toplantı yapacağız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ABDULKADİR ATEŞ (Devamla) - Biliyorsunuz, Kafkasya Türkiye için çok önemli. Özellikle, bu istikrar paktının kurucularından Sayın Demirel, Cumhurbaşkanı olduğu dönemde yine rahmetli Aliyev ve Ermenistan Cumhurbaşkanı ve Gürcistan Devlet Başkanlarıyla bu paktı oluşturmuştu. Bu paktın işlerlik kazanması için 12 Mayısta Avrupa Birliğinin Dış İlişkiler Komisyonu ile benim Başkanı olduğum Avrupa Konseyi Siyasî İşler Komisyonu bir oturum düzenleyecek.

Sayın Başkanım, bunun dışında, geçen haftaki toplantıda Ortadoğu konusunu etraflı bir biçimde ele aldık ve yıllardan beri Avrupa Konseyinin Siyasî İşler Komitesi Ortadoğu sorunuyla ciddî çalışmalar yürütmektedir. Bu çalışmaların en önemli aşamalarından birisi olarak, özellikle Filistin ile İsrail arasındaki sorunların çözümüne nasıl katkı yapabiliriz diye gayret gösteriyoruz ve birkaç yıldan beri İsrail, Filistin ve Avrupa Konseyi Siyasî İşler Komisyonunun Ortadoğu alt komisyonu olarak bir üçlü görüşmeleri sürdürmekteydik. Ne yazık ki, İsrail'de ve Filistin'de yapılan son seçimlerden sonra, bu ülkelerden davet etmiş olduğumuz milletvekilleri… İsrail Parlamentosundan 2 milletvekilini, Filistin'den de 2 milletvekilini her zaman davet ediyoruz. Üçlü bir görüşme yapma olanağını bulurken, bu defa, maalesef, Fransa Hükümeti, Filistin'den davet etmiş olduğumuz -daha doğrusu, biz, isim vererek davet edemiyoruz, sadece parlamentolardan istiyoruz- Filistin Parlamentosundan istediğimiz iki isme, bir tanesine vize verilmediği için toplantıları sürdüremedik. Bunu, burada, huzurlarınızda söylemek ve bu durumun taraflarca çok yakın bir zamanda halledilerek yeniden Filistin ile İsrail arasındaki normal diyaloğun devam etmesini arzu ediyoruz.

Sayın Başkan, diğer üzerinde durduğumuz bir konu, Avrupa Konseyi üyesi ülkelerde yolsuzluk ve yoksullukla mücadeleye ilişkin bir karar tasarısını çıkardık.

Değerli arkadaşlar, Avrupa Konseyi üyesi ülkeler, daha önce almış olduğu kararlar doğrultusunda da yolsuzluğa karşı ve yoksulluğa karşı önemli bir mücadele veriyor; ama, geriye dönüp baktığımızda, son zamanlarda, yolsuzlukla ilgili Avrupa Konseyi üyesi ülkelerde çok önemli adımlar atamadığımızı gördük; bunun üzerine yeni bazı kararlar alınması lazım geldiği ve yolsuzluk ve yoksulluğa karşı yeni bir mücadelenin başlaması lazım geldiğine kanaat getirdi ve bu doğrultuda bir karar geçirdik. Bu kararda, kamu kaynaklarının kullanılması sırasında yolsuzluk devreye girdiği zaman, kamu hizmetlerinin görülmesinde, özellikle de yargı sistemi üzerinde büyük olumsuzlukların meydana geldiğini Avrupa Konseyi ortaya çıkarmış bulunuyor. Diğer taraftan, yolsuzluk, yalnızca kamu sektöründe değil, aynı zamanda, özel sektör içerisinde de önemli boyutlara ulaşmakta olduğunu tespit etmiş bulunuyoruz ve bunun da, ülkenin ulusal kaynaklarının etkin kullanımına büyük zararlar verdiğini yine bu kararlarda ifade ettik.

Günümüzde -hepinizin bildiği gibi- yolsuzluk, tüm dünyayı saran ve sarsan bir virüs haline gelmiştir; ülkelerin, gerek toplumsal gerek ekonomik dokularını felç eden ölümcül bir hastalık haline bürünmüştür. Aynı zamanda, ülkelerin siyasî istikrarı üzerinde de önemli bir tehdit haline gelmiştir yolsuzluklar. Bildiğiniz gibi, ülkemizde de, yakın geçmişte, bu salgının sosyal, ekonomik ve siyasî hayatımızda yol açtığı sorunları hep birlikte yaşadık ve bu sorunların bazılarının da önemli ölçüde devam ettiğini görüyoruz. Bu nedenle de, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinin yolsuzlukla etkin bir şekilde mücadele edebilmek için bizlere, üye ülkelere önerdiği birtakım kriterleri, birtakım sorumlulukları mutlaka yerine getirmemiz lazım.

BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.

ABDULKADİR ATEŞ (Devamla) - Toparlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bu konuda Türkiye, hepimizin bildiği gibi, Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesini 2003 tarihinde imzaladı. Bunu Komisyonumuzdan geçirdik, Dış İlişkiler Komisyonundan, ama hâlâ Türkiye Büyük Millet Meclisine, huzurunuza getirip onaylayabilmiş değiliz. Bununla ilgili Türkiye'nin güçlükleri var önümüzdeki yıllarda.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ayrıca, Türkiye, Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Özel Hukuk Sözleşmesi ve Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesine taraf olmuş bir ülke; ancak, bu iki sözleşmenin kendi yasalarımız içerisine derç edilmesi lazım gelirken, bu konuda da Türkiye'nin, bizlerin, Parlamentomuzun üzerimize düşen görevi yerine getirmediğini bir üzüntüyle görüyoruz. Bu konunun çok kısa bir sürede netleşmesinde yarar vardır. Ancak, bu sözleşmelerin hükümleri iç hukukumuza derç edildiği takdirde yolsuzlukla mücadelenin daha kolaylaşacağını söyleyebilirim.

Yine, Sayın Başkan, 1 Haziran 2005 tarihinde, hepinizin bildiği gibi, yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu, yolsuzlukla mücadelede bazı tedbirler getirmektedir; ancak, burada gerekli olan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yapması gereken, bütün bunları inceleyen, her neredeyse, geri çekilmiş olan yolsuzlukla mücadele kanun tasarısı -bildiğiniz gibi bir ara Meclise sevk edildi yolsuzlukla mücadele kanun tasarısı- her nedense bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminde değil, komisyonlarda da değil. Bu kanunun, yolsuzlukla mücadele kanun tasarısının yeniden mutlaka ele alınması ve Parlamentodan geçirilmesi lazım. İşte o zaman, haziran ayında geçirmiş olduğumuz Türk Ceza Kanunundaki yolsuzlukla ilgili hükümlerin ve diğer yasalarımızdaki yolsuzlukla ilgili hükümlerin etkin bir biçimde uygulanması ancak o zaman söz konusu olabilir diyorum. Bu konuda, Yüce Meclisin, üzerine düşen görevi yapacağına bütün gönlümle inanıyorum.

Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum.

Saygılarımla. (Alkışlar)

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde en önemli komite, Siyasî İşler Komitesi. İlk kez bir Türk parlamenter bu komitenin başkanı oldu. Sayın Ateş başarıyla bu görevi yürütüyor. Daha önce Muğla eski Milletvekili Lale Köseoğlu Aytaman Çevre Komitesi Başkanı olmuştu. Şimdi, ikinci ve çok önemli bir komitenin başkanı bir Türk parlamenter. Başarılı çalışmalar yapmıştı Lale Hanım; ona, buradan, bir kez daha, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına teşekkür ediyorum. Sayın Ateş'e de başarılar diliyoruz.

Gündemdışı ikinci söz, teknokentler ve sorunları hakkında söz isteyen Konya Milletvekili Halil Ürün'e aittir.

Değerli arkadaşlar, bu konu da çok önemli bir konu. Bir endüstri mühendisi olarak, önemini, kısa da olsa, aktarmak isterim Halil Beyden önce. Türkiye, sanayileşmek zorunda olan bir ülkedir. İşsizlik sorununu ancak sanayileşmeyle çözebiliriz. Türkiye sanayiinin en yeni teknolojileri alabilmesi, adapte edebilmesi, kullanabilmesi gerekiyor ki, globalleşen dünya ekonomisinde yarışmacı özelliklerini koruyabilsin. Teknokentlerin, teknoloji üreten merkezler olarak, ekonomimizde önemli yeri var. Çok başarılı teknokent uygulamaları da var.

Böylesine önemli bir konuda Sayın Halil Ürün bilgi verecekler. Onu da dikkatle dinlememizde yarar var.

Buyurun Sayın Ürün. (AK Parti sıralarından alkışlar)

2.- Konya Milletvekili Halil Ürün'ün, ülkemiz insanlarının daha hızlı kalkınarak daha huzurlu ve refah içinde yaşam sağlaması konusunda yardımcı olacak olan teknokentlerin amacı ile sorunlarının çözülmesi için alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

HALİL ÜRÜN (Konya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; teknokentler ve sorunları konusunda gündemdışı söz almış bulunuyorum; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bu konuda kısa bir tarihçe vererek sözlerime başlamak istiyorum. Ülkemizde, sanayi alanında ar-ge faaliyetlerinin desteklenmesi için, 1990 yılında 3624 sayılı Kanunla, Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme Dairesi Başkanlığı; yani, KOSGEB kurulmuştur. KOSGEB Kanunuyla, Teknoloji Geliştirme Merkezleri (TEKMER) ve Duvarsız Teknoloji İnkübatörleriyle sanayide ar-ge faaliyetlerini geliştirmek ve desteklemek amaçlanmıştır.

Değerli arkadaşlar, ülkemizde çeşitli yerlerde birçok TEKMER kurulmuştur. TEKMER'ler bazı önemli başarılara imza atmışlardır. Daha önce yürürlüğe sokulan 3624 sayılı KOSGEB Kanununda "teknopark" deyimine yer verilmemiş olmasına rağmen, ar-ge faaliyetlerine daha da hız kazandırmak için, 6 Temmuz 2001 tarihinde bu maksadı karşılayacak olan 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgesi Kanunu çıkarılmıştır. Bu kanunun uygulaması için 19 Haziran 2002 tarihinde Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu Uygulama Yönetmeliği yürürlüğe sokulmuştur. Bu yönetmeliğin geçici maddesiyle, önce, ODTÜ Teknopark ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Teknoparkı Türkiye'nin ilk iki teknoparkı ya da teknokenti olarak ilan edilmişlerdir.

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi, Türkiye'nin ilk teknoloji üniversitesinin kuruluşuna da öncülük etmiştir. Kurulan teknoloji geliştirme bölgelerinde teknolojik bilginin üretilmesi, üretilen bilginin ticarileştirilmesi, üründe ve üretim yöntemlerinde ürün kalitesi ve maliyetlerin düşürülerek yeniliklerin geliştirilmesi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere uyumunun sağlanması, araştırmacılara iş imkânlarının sağlanması ve ileri teknoloji yatırımları yapacak yabancı sermayenin ülkeye girişinin hızlandırılması, sanayiin rekabet gücünün artırılması amaçlanmıştır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; teknokentler, bulundukları bölgelerin sanayilerinin gelişmesinin odak noktalarıdır. ABD, İngiltere, Almanya, Japonya ve benzeri birçok ülkede ileri sanayi üretimine geçişin öncüsü hep teknokentler olmuştur.

Ülkemizde teknokentlerin önemi yeni yeni anlaşılmaya başlanmıştır. Teknokentler, sanayie geniş vergi muafiyetleri, üniversitelere uygulamaya yönelik araştırma yapma imkânı, öğrencilere ekgelir ve uygulamalı eğitim imkânı ve ülkemiz insanlarına da hızla kalkınarak, daha huzurlu ve refah içinde bir yaşam sağlaması konusunda yardımcı olacaktır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bugüne kadar ülkemizde 20 adet teknokent kurulmuştur. Bunların yaklaşık yarısına yakını faaliyette, diğer yarısı ise faaliyetlerine fiilen başlayamamışlardır. Kuruldukları 2002 yılından beri teknokentlerin ihracatlarının 40 000 000 doları aştığı görülmüştür. Bunlardan biri olarak Konya Teknokentin bugün geldiği noktayı bilgilerinize sunmak, sizlerle bu konuyu paylaşmak istiyorum:

Konya Teknokent, AK Parti İktidarında, 2004 yılı sonunda, Selçuk Üniversitesinin önderliğinde, Konya Sanayi Odası, Konya Ticaret Odası, Konya Ticaret Borsasının işbirliğiyle, 4691 sayılı Yasaya göre kurulmuş bir teknoloji geliştirme bölgesidir.

Selçuk Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi, Alâeddin Keykubad Kampusü güneyinde yer alan 520 000 metrekare büyüklüğündeki arazi üzerinde kuruluşunu sürdürmektedir. Bölge arazisinin Konya Teknokent AŞ'ye tahsisi tamamlanmış olup, 2006 yılı haziran ayında bölgede yeni binalar yükselmeye başlayacaktır. Konya Teknokent, bünyesinde yer alan 50'ye yakın ar-ge firmasıyla, ülkemizin en hızlı gelişen teknoparklarından biridir. Konya Teknokent, merkezi İspanya'da olan Uluslararası Teknoparklar Birliğine üye olan ülkemizdeki 4 teknopark, yani, teknokentten biridir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HALİL ÜRÜN (Devamla) - Konya Teknokent, kuruluşunu takip eden birbuçuk yıl içinde yüzde 100 doluluk oranına ulaşmış olup, yoğun müracaatları karşılamak için Alâeddin Keykubad Kampusunda 2 adet prefabrik binanın inşaatına başlanmıştır.

Selçuk Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesinde, ağırlıklı olarak biyoteknoloji, bilişim teknolojisi, elektronik sanayii, savunma sanayii, otomotiv ve makine sanayii, çevre ve enerji teknolojileri, ileri teknoloji, ileri malzemeler ve proses teknolojileri, stratejik araştırma amaçlı alan çalışmaları, proje birimi gibi alanlarda ar-ge faaliyetleri yürütmek isteyen kuruluşların yer almasına öncelik verilmektedir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 58 inci ve 59 uncu cumhuriyet hükümetleri döneminde; yani, AK Parti iktidarlarında, teknoloji geliştirme bölgeleri, yani, teknokentler ciddî bir gelişme göstermiş, sayıları 2 iken 20'ye yükselmiştir; buralarda faaliyet gösteren firma sayısı 63 iken 500'e, istihdam edilen çalışan sayısı 230 iken üç yıllık iktidar dönemimizde bu sayı 5 402'ye çıkmıştır; üzerinde çalışılan proje sayısı 75 iken bizim iktidarımız döneminde bu sayı 1 500'e çıkmıştır; ihracat hiç yokken 40 000 000 dolara, yabancı firma sayısı hiç yokken 20'ye ulaşmıştır; yapılan yabancı yatırım tutarı hiç yokken 300 000 000 dolara, alınan patent sayısı hiç yokken iktidarımız döneminde 25'e ulaşmıştır.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, ülkemizin, gelecek yıllarda, uluslararası pazarlarda rekabet gücü yüksek bir ülke olarak yerini almasının temel şartı, teknokentlerde yer alan firmaların desteklenmesi olarak görülmektedir. Bu bağlamda, teknoloji geliştirme bölgelerinin altyapı ve proje bazında firma desteğinin artırılması, AB Bilim ve Araştırma Faslı müzakereleri çerçevesinde, öngörüldüğü şekilde, çerçeve programları ve diğer uluslararası programlardan yararlanan firma ve bu firmalarda çalışan ar-ge personeli sayısının artırılmasının yanında, gayri safî yurtiçi hâsıladan ar-ge'ye ayrılan payın 2010 yılına kadar yüzde 3'e çıkarılması hedeflenmiş olup, sanayi sektörünün ar-ge'ye ayrılan payın yüzde 1'ini gerçekleştirmesi de sağlanacaktır.

Umulur ki, bu hedefler bu süre içerisinde gerçekleşir ve ar-ge faaliyetlerinin daha da hızlanması temin edilir. Ayrıca, aldığım bilgilerden, 2006 yılı yatırım bütçesinde, Sanayi ve Ticaret Bakanlığımızca, sanayi tezleri projelerine 5 000 000 YTL kaynak ayrıldığı, bu kapsamda, üniversite-sanayi işbirliğinin daha da işler hale getirileceği noktasındadır.

Değerli arkadaşlar, henüz faaliyete başlamamış olan teknoloji geliştirme bölgesinin en önemli sorunu bina yapımı için gerekli finansmanın sağlanamamış olmasıdır. Ülkemizin geleceğinde çok önemli bir yere sahip olan teknoloji geliştirme bölgelerine, yani, teknokentlere, acil olarak, bina yapım finansmanı için gerekli desteğin sağlanması şarttır. Bu yapıldıktan sonra, teknokentlerin kendi kendilerini finanse edebilecek konuma geldikleri görülecektir. Hükümet tarafından yapılacak bu katkı, ülkemiz bütçesine çok da fazla bir yük getirmeyecektir. Buna karşılık, faaliyete geçen bu birimler, ülkemizin teknolojik gelişmesine yurt sathında büyük katkıda bulunacaktır.

Şimdiye kadar teknokentlere yapılan toplam devlet katkısı şöyledir: 2004 yılında ayrılan ödenek miktarı 2,6 milyon YTL, 2005 yılında ayrılan ödenek miktarı 3,5 milyon YTL, 2006'da ise 6 000 000 YTL olarak verilmektedir. Verilen rakamlar, yıllara göre katkıda nispî bir artışı göstermektedir; ancak, dünyanın gelişen ülkeleriyle kıyaslandığında çok yetersiz kalmaktadır.

Değerli arkadaşlar, yaptığım incelemeler ışığında, bina yetersizliğinden henüz faaliyete geçememiş teknokentlere en az 10 000 000 YTL tutarında bir yardım, ülkemiz teknolojisinin geleceğine yapılmış çok önemli bir yatırım olacaktır. Buna ilaveten, uzun vadeli, sıfır faizli kredi şeklinde de yardımda bulunulabilir.

Unutulmamalıdır ki, ülkemizin refah ve huzuru, istihdam alanlarını çoğaltmak ve üretimi artırmaktan geçecektir. Bu da ar-ge faaliyetlerinin en doruk seviyede desteklenmesine bağlıdır. Ve yine unutulmamalıdır ki -atalarımız ne kadar güzel söylemişler- marifet iltifata tabidir. Biz iltifat edeceğiz, ar-ge faaliyeti yürüten teknokentler de, bu maddî, manevî iltifatlar, teşvikler karşılığında, imkânlarını ortaya koyacaklar ve marifetlerini ortaya koyacaklar.

Ben bu duygular içerisinde, bu faaliyetlere desteğin giderek artırılması konusundaki ciddî talebimi burada ifade ediyor, beni sabırla dinlediğiniz için hepinize ve Sayın Başkana, saygılar, sevgiler, muhabbetler sunuyorum, teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, bir atlama oldu, onu açıklamak istiyorum; önemli…

Türkiye son yüzyılda, Amerika Birleşik Devletlerinden sonra en çok dışgöç alan ülkedir. Ayrıca, Türkiye, Avrupa ülkelerinde en fazla göçmeni olan ülke. Bu arada, Türkiye, dünyanın en önemli göç yolu üzerinde. Türkiye için çok önemli olan bir komite de, Avrupa Konseyi Göç, İltica ve Nüfus Komitesinde, Antalya Milletvekilimiz Mevlüt Çavuşoğlu, kısa bir süre önce başkan seçilmiş. Mutlulukla karşıladığımız bir gelişme; kendisine de başarılar diliyoruz.

Şimdi, Halil Ürün Beyin yaptığı konuşma üzerine, Sanayi Bakanımız Sayın Ali Coşkun açıklama yapacak.

Buyurun Sayın Coşkun. (AK Parti sıralarından alkışlar.)

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; Konya Milletvekilimiz Halil Ürün Beye, böylesine, ülkemiz için, geleceğimiz için, önemli olan teknoloji konusunda söz aldığı için ve biz de cevap verme, bilgilendirme imkânı sağladığı için kendisine teşekkür ediyorum.

Bildiğiniz gibi, 2001 yılında 4691 sayılı Yasayla kurulan teknoloji geliştirme bölgelerinde, teknolojik bilgilerin üretilmesi, üretilen bilginin ticarîleştirilmesi, üründe ve üretim yönetimlerinde ürün kalitesi ve standardının yükseltilmesi, verimliliği artıracak ve üretim maliyetlerini düşürecek yeniliklerin geliştirilmesi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere uyumunun sağlanması, araştırmacılara iş imkânlarının sağlanması ve ileri teknoloji yatırımları yapacak yabancı sermayenin ülkeye girişinin hızlandırılması amacıyla, sanayiin rekabet gücünün artırılması önde olmak üzere bu yasa çıkarılmıştır. Ancak, 4691 sayılı Kanun, 2001 yılında yürürlüğe girmesine rağmen ve Halil Ürün Beyin konuşmasında belirttiği gibi, geçici maddede, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve TÜBİTAK'a bağlı Marmara Araştırma Merkezi, teknoloji geliştirme bölgesi olarak belirlenmiş olmasına rağmen, bunların tescili yapılmamış, ancak Kasım 2002 yılında biz iktidar olduktan sonra, Bakanlığımız tarafından tescili yapılmıştır.

Böylece, Bakanlığım sırasında, son üç yılda, 20 üniversiteyle teknoloji geliştirme bölgeleri kurulmuştur. 2006 yılında ise, mart sonu itibariyle, Ankara Üniversitesi ve Gaziantep Üniversitesi olmak üzere müracaatları değerlendirilmiş ve uygun görüşle Başbakanlığa sunulmuştur.

Teknoloji geliştirme bölgelerinde en çarpıcı gelişme, iş dünyasının acil ihtiyaç duyduğu ar-ge çalışmalarının öne çıkması ve üniversite-sanayi işbirliğinin, kamunun desteğiyle bütünleşerek gelişmesidir.

Kurulmuş bulunan teknoloji geliştirme merkezlerindeki bu atılımı, ülkemizin geleceği bakımından fevkalade önemli görmekteyiz; çünkü, küreselleşme sürecinde, takdir edersiniz ki, bir ülkenin güçlü olması, ancak rekabet gücü yüksek olma seviyesine çıkmasına bağlıdır. Bu da, ancak teknolojik gelişmeler önceliğinde olacaktır.

Son üç yıllık süreçte teknoloji geliştirme bölgelerinin sayısı 20'ye çıkmıştır; firma sayısı 63'ten 500'e, istihdam edilen personel sayısı 230'dan 5 042'ye, üzerinde çalışılan proje sayısı 75'ten 1 500'e, ihracat hiç yok iken 40 000 000 Amerika Birleşik Devletleri Doları ihracat sağlanmıştır. Yabancı firma sayısı hiç yokken 20'ye, yapılan yabancı yatırım tutarı hiç yokken 300 000 000 dolar seviyesine, alınan patent sayısı ise hiç yokken 25'e ulaşmış bulunmaktadır. Bu rakamlar, atılımlarımızın fevkalade olumlu sonuçlar verdiğinin işaretleridir.

Bu bölgelerin kurulması için gerekli arazi temini, altyapı ve idare binası inşaatı ile giderlerin yönetici şirketçe karşılanamayan kısmı, yardım amacıyla bütçe imkânları ölçüsünde Bakanlığımızca karşılanmaktadır. Ayrıca, bu bölgelerde yer alan firmalara, girişimcilere ve öğretim üyelerine 2013 yılına kadar çok çeşitli muafiyetler ve imkânlar getirilmiştir.

Ülkemizde son yıllarda bilim ve teknoloji konusunda görülen iyileşmenin yapı taşlarından en önemlisi teknoloji geliştirme bölgeleri olarak dikkat çekmektedir. Ülkemizin gelecek yıllarda uluslararası pazarlarda rekabet gücü yüksek bir ülke olarak yerini almasının en önemli faktörlerinden biri de, daha önce belirttiğim gibi, teknoloji geliştirme bölgelerinin ve bu bölgelerde bulunan firmaların desteklenmesidir.

Bu bağlamda, teknoloji geliştirme bölgelerinin altyapı ve proje bazında firma desteğinin artırılması, Avrupa Birliği Bilim ve Araştırma Faslı müzakereleri çerçevesinde öngörüldüğü şekilde çerçeve programları ve diğer uluslararası programlardan yararlanan firma ve firmalarda çalışan ar-ge personeli sayısının artırılmasının yanında gayri safî yurtiçi hâsıladan ar-ge'ye ayrılan payın yüzde 3 seviyesine çıkarılması öngörülmüştür. Zira, Lizbon Anlaşması çerçevesinde, Türkiye de bu yükümlülük altındadır. 2002 yılı sonunda bu rakam, yüzde 0,64 seviyesindeydi; şimdi, yüzde 1'leri aşmış durumdayız. İnşallah, sadece bu yüzde 3'lük payın da önümüzdeki yıllarda, sanayi kesiminin özellikle, yüzde 1 seviyesinin üzerine çıkması öngörülmektedir. Bakanlığımızca bu bölgelere arazi temini, altyapı ve idare binası inşaatı için 2004 yılında 3 trilyon lira, 2005 yılında 3,5 trilyon lira, toplam 6,5 trilyon lira destek sağlanmıştır; ancak, bu ödenekler, hızla gelişen teknoloji geliştirme bölgelerinin altyapısını ve teçhizat ihtiyacını karşılamak için, takdir edersiniz ki, yetersizdir; ancak, imkânlar bu kadar; fakat, Hükümetimiz ilk defa, bu yüzde 3'lük gayri safî millî hâsıla içindeki payın artması yönünde TÜBİTAK'a, bu desteklerin dışında, geçen yıl 450 trilyon lira, bu yılın bütçesinde de 520 trilyon lira bir ödenek koymuştur. Bu, TÜBİTAK'ın takdirinde, proje bazında destek olarak teknolojiye sunulacaktır. Bakanlığımızın bu konuyla ilgili olarak, önümüzdeki orta vadeli süreçte, bu önemli kurumların altyapı ve üstyapı sorunlarının bir an önce giderilmesi ve bölgelerin çalışmalarını daha etkin bir biçimde sürdürebilmeleri için gerekli finansman desteğinin sağlanması çok büyük önem arz etmektedir.

İkinci olarak, Bakanlığıma bağlı Küçük ve Orta İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme Başkanlığı, yani  kısa ismiyle KOSGEB tarafından da teknoloji konusunda destekler verilmektedir. Söz konusu, ihtiyaç duyan işletmelerin ar-ge projeleri, teknoloji merkezleri, kısa ismiyle TEKMER teknoloji bölgelerinde ön incelemesi yapıldıktan sonra, TEKMER kurallarında değerlendirilerek destekleme kararı alınmaktadır. Bu kurullarda sanayi ve ticaret odası, üniversite temsilcisi ve KOSGEB'in yöneticileri bulunmaktadır.

İlk olarak 1992 yılında kurulan TEKMER'lerin yasal dayanağı KOSGEB Kanununa istinaden yayımlanan destek yönetmenliği olup, son revizyon 24 Nisan 2005 tarihinde 25795 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir; böylece, imkânlar daha da genişletilmiştir.

KOSGEB Başkanlığı, bilgi ve teknoloji tabanlı imalat sanayii KOBİ'lerin yeni bir ürün veya teknoloji geliştirmek amacıyla yapacakları ar-ge çalışmalarına geri ödemeli ve geri ödemesiz destekler sağlamaktadır. TEKMER'lerde, şu anda, KOBİ'lere sağlayabildiğimiz azamî destek 250 milyar lira civarındadır. Faizsiz ve proje tamamlandıktan sonra bir kısmı ödenmek üzere geri ödemeli destek verilmektedir; bu destekle, işletme, ar-ge çalışması için gereken makine ve teçhizatı temin etmektedir. Ayrıca, 70 000 Yeni Türk Lirasına varan miktarda, geri ödemesiz destek verilmektedir; bu destekle, işletmenin eğitim, danışmanlık, test ve analiz, fuar, teknopark kirası gibi, benzeri ihtiyaçlarında maddî katkı olarak sağlanmaktadır. Toplam 18 TEKMER işletmesi, teknoloji geliştirme merkezlerine ilaveten, 18 teknoloji merkezi halen yürürlüktedir ve bunların çoğu, üniversitelerle beraber kurulmakta, burada, elde edilen… Küçük ve orta ölçekli sanayicilerin ar-ge ihtiyaçları geliştirilince, bunlar, bu kere, teknoloji geliştirme merkezleri haline dönüştürülmektedir. TEKMER müdürlüklerinde bugüne kadar desteklenen işletme sayısı 1 050'dir. Yeni hizmete açılan TEKMER'lerle birlikte, yaklaşık 600 işlik kapasitesine ulaşılmış olup, bir işletme, ortalama üç yıl, sırayla desteklenmektedir. Değerli arkadaşlar, bütün bu hizmetler, TÜBİTAK'ın dışında, bizim Hükümetimiz zamanında gerçekleştirilmiştir.

Bir üçüncü konu, teknoloji konusunda, Sanayi Tezleri (SANTEZ) Projeleridir. Sanayi Tezleri Projesi, üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesi, üniversitelerimizde yapılan bilimsel çalışmaların ticarîleştirilerek ülkemize katmadeğer yaratacak teknolojik ürün haline getirilmesinin sağlanması ve sanayicilerimizin ar-ge ve teknolojik ürün üretiminde karşılaştıkları sorunların üniversite bilimselliği içinde çözülmesinin sağlanması amacıyla başlatılmıştır. Böylece, bu tezlerin, sadece raflara girmesi ya da doktora unvanı alması için, teorik olarak kitaplar arasında kalması önlenmeye çalışılmaktadır ve böylece son dönemde, bu tezler, üniversitelerin destekleriyle, sanayicinin ihtiyaç duyduğu konulara doğru yönelmiştir.

Bu program, ülkemizin uluslararası pazarlardaki rekabet gücünün artırılmasına katkı sağlayacak, yeni ürün ve/veya üretim yönetimi geliştirilmesi, mevcut üründe ve/veya üretim yönetiminde yenilik yapılması amacıyla, sanayiin ihtiyaçları doğrultusunda belirlenecek yüksek lisans ve/veya doktora tez çalışmalarının desteklenmesini kapsamaktadır.

2006 yılı Bakanlığımız yatırım bütçesine SANTEZ projeleri için 5 trilyon lira kaynak sağlanmış olup, SANTEZ kapsamında üniversite-sanayi işbirliğiyle hazırlanan projeler, 2006 yılından itibaren Bakanlığımızca desteklenecektir.

Beni sabırla  dinlediğiniz için hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teknolojiyle ilgili görüşmeler devam ediyor.

Ülkemizin nükleer teknoloji üretmesi, nükleer enerjiden yararlanması önemli bir konu, hem de bunu en uygun zamanda, en iyi, en yeni teknolojilerle yapmamız, çok hayatî bir öneme sahip.

Bu konuda gündemdışı üçüncü söz, hükümetin nükleer enerji politikaları hakkında söz isteyen Sinop Milletvekili Engin Altay'a aittir.

Buyurun Sayın Altay. (CHP sıralarından alkışlar)

3.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Hükümetin nükleer enerji politikasına, Sinop'ta kurulması düşünülen nükleer enerji santralının bölgeye verebileceği muhtemel çevresel zararlar ile HES Projesinin hayata geçirilmesinin önemine ilişkin gündemdışı konuşması ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler'in cevabı

ENGİN ALTAY (Sinop) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bugün, üçbuçuk yıllık parlamenterlik yaşamımdaki üçüncü gündemdışı söz talebimdir. Ben, çok önemli olmadıkça gündemdışı talepte bulunmam ve bugün, burada, size, çok hayatî, çok önemli bir konu hakkında bilgi sunmaya, hükümetin şu anki tutumundaki yanlışlığı dikkatinize sunmaya ve Sinop halkının feryadına tercüman olmaya huzurunuza geldim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Bakanımız da geldiler. Tabiî, Meclis İçtüzüğünün bir sistematiği; milletvekili çıkacak, 5 dakika konuşacak, bakan 20 dakika cevap verecek.

Ben, daha konuşmaya başlamadan diyorum ki, Sayın Bakanın uyguladığı enerji politikası doğru politika değildir. Daha doğrusu, Enerji Bakanlığının bir enerji politikası yoktur; politikasızlığı vardır, kötü yönetim problemi vardır; ama, gönlüm arzu eder ki, Sayın Bakan, istediği televizyon kanalında, istediği medya organında, lütfetsin, beni karşısına alsın, bu 5 dakikalık sürede değil; ama, yarım saat, 1 saat, 2 saatlik sürede bu meseleyi tartışalım.

FİKRET BADAZLI (Antalya) - Amenna… Uyar.

NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul) - Medya olmadan tartışamaz mısınız?!

ENGİN ALTAY (Devamla) - Sayın Bakan, Sayın Hükümet; tutumunuz son derece…

BAŞKAN - Engin Bey, bir dakika; yanlışlık yapmışız,  düzeltelim.

Buyurun.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Sayın Bakan, Sayın Hükümet  "Sinop'a nükleer santral kuracağız" beyanınız, Sayın Başbakanın beyanı, bir, son derece antidemokratiktir. Bütün gelişmiş ülkelerde, örnek aldığımız ülkelerde -Japonya, Avusturya, İsveç, Almanya, Amerika; bu örnekleri çoğaltmak mümkün- bu kadar hayatî bir konu, halka sormadan, bir dayatmayla, Sinop halkının tepesine indirilemez. Kaldı ki, indiremeyeceksiniz. Sinop halkını, nüfus yoğunluğu düşük diye feda etmeye gücünüz yetmeyecek. Biz, daha, Çernobil sendromundan, yirmi yıl önce yaşanmış bir facianın sendromundan kurtulamamışken, Karadeniz Bölgesini bütünüyle yeni bir sendroma sokmaya hakkınız yoktur.

Yıllar önce, Sinop'ta ve Alaçam'da ortaya çıkan 300 küsurla baş edemeyen bir hükümetin, Amerika Birleşik Devletlerinin bile, atıklarına çare aradığı, fellek fellek çare aradığı ve 1979'dan beri bir tek çivi çakmadığı nükleer teknolojiyi, Avrupa'nın üçüncü sınıf çöp teknolojisini getirip de Sinop'a, tepemize kurmaya hakkınız yoktur.

Şimdi, Sayın Bakan gelmişken, Enerji Bakanlığı Kuruluş Kanununun 1 inci maddesini okumak isterim. 3154 sayılı Kanunun 1 inci maddesi "Bu kanunun amacı, enerji ve tabiî kaynaklarla ilgili hedef ve politikaların ülkenin savunması, güvenliği ve refahı, millî ekonominin gelişmesi ve güçlenmesi doğrultusunda tespitine yardımcı olmak" diye başlıyor Sayın Bakan. Bunun neresi millî ekonomi, neresinde ülke savunmasına yönelik bir olumlu tedbir var, neresi güvenli?! Bugün getirdiğiniz bu proje, antidemokratik olmanın yanı sıra, en pahalı enerji projesidir, en dışa bağımlı projedir, en riskli projedir. Hammadde bakımından hiç de söylediğiniz gibi bir hammadde kaynağımız yoktur. Sızıntı ve kaza riski halen yüksektir; biraz sonra anlatacağım. Bu teknoloji, sizin Türkiye'ye getirmek istediğiniz teknoloji geleceğin teknolojisi değildir Sayın Bakan, geçmişin çöp teknolojisidir.

Şimdi, Sayın Bakan, sayın milletvekilleri; bu ülkenin ve bu milletin, yüce milletin iyi yetişmiş çocukları var, çok iyi yetişmiş enerji mühendisleri, elektrik mühendisleri var; sayıları da az değil, 35 000 civarında elektrik mühendisi var, bu milletin çocukları. Niye, bu, iyi yetişmiş, bu milletin mühendislerine, bu milletin çocuklarına, bunlara sormuyorsunuz? Bunlar yıllardır, aylardır feryat ediyorlar, bir yanlışa dikkat çekiyorlar. Hükümet, niye bu milletin yetiştirdiği mühendislere danışmak "ya kardeşim, sizin derdiniz nedir" demek gereğini bile duymadan uluslararası nükleer lobicilerle böyle bir işbirliğine giriyor, ben bunu anlayamıyorum.

Şimdi, Sayın Bakan çıkacak biraz sonra, bir şeyler söyleyecek. Samimiyetle şunu söyleyebilmeli Sayın Bakan: "Sayın milletvekilleri, Yüce Millet, Türkiye'deki hidroelektrik santralları yüzde 100 kapasiteyle çalıştırıyoruz." Yüzde kaç kapasiteyle çalışıyor HES'ler? Rantabl bir hesap yapıldığında, bir fizibl çalışma yapıldığında görülecektir ki, hiçbir yeni yatırıma bile gerek duymadan, mevcut kurulu gücümüz, Türkiye'nin on onbeş yıllık elektriğini karşılayacak düzeydedir. Kaldı ki, onlarca, belki yüzlerce makro ve mikro HES projesini hayata geçirecek kadar akarsu potansiyeline sahibiz; bir o kadar da, kömür termik potansiyeline sahibiz. Alım garantili anlaşma -tabiî, sizin suçunuz değil- alım garantili doğalgaz anlaşmasını yapanları, ben, bu vatana ihanet etmiş sayıyorum.

YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin) - Vallahi, o da suç.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Evet… Evet…

Şimdi, bir doğalgaz çevrim santralından, eski parayla 250 000 lirayla elektrik elde ediyoruz; ama, bir HES'ten 13 000 lira… 13 000 lira sayın milletvekilleri… Bunlar gerçekler; bunları bilmemiz lazım.

Şimdi, Sayın Bakana soruyorum; her zamanki gibi güler yüzlüdür; ama, göreve…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım…

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bu konu da  çok önemli Sayın Başkan. Ben, müsamahanıza sığınıyorum.

BAŞKAN - Zaten, normalin üzerinde konuştunuz.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Ama, Sayın Bakan, bu ülkenin 25 milyar kilovat/saat kayıp-kaçağına karşı Bakanlığınız döneminde hangi tedbirleri aldınız?! Bu kayıp-kaçak 2 nükleer santralın üreteceği enerji kadardır.

Nükleer santral pahalıdır değerli arkadaşlar. Kuruluş aşamasında bir nükleer santrala harcayacağınız parayla 5 HES yaparsınız. Üretim aşamasında işletmek için bir nükleer santrala harcayacağınız parayla 8 HES işletirsiniz. Bunu, ben söylemiyorum; bunu, bu milletin iyi yetişmiş mühendisleri söylüyor, bu milletin  çocukları söylüyor ve hükümet, bunlara kulak vermiyor.

Sayın Bakan şunu diyebilir mi şimdi buradan: Efendim, ekonomik… Nükleer santralın ömrü ile HES'in ömrü arasında bir fark var mı; ikisi de global otuzbeş kırk yıldır. Kurulum, işletme, söküm… Bunun ömrü otuzbeş yıl sonra dolduğunda bunu ne yapacağız?!

Cahit Bey, bakma öyle, Sinop'u atık deposu yapmayacağız...

CAHİT CAN (Sinop) - Siz, teknolojiye karşı geliyorsunuz.

ENGİN ALTAY (Devamla) - … yaptırmayacağız; bunu bil. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Engin Bey, Genel Kurula hitap edin.

ENGİN ALTAY (Devamla) -  Tamam Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Amerika Birleşik Devletleri atık sorununa -başta da söylediğim gibi- çözüm arıyor, fellik fellik hem de. Biz de ağrımayan dişimize kerpeten vurmaya çalışıyoruz. Hammadde konusu da, iddiaları da tam bir fiyaskodur. Zaman dar…

Şimdi, Karadeniz'de kanser vakalarında Çernobil'e dayalı bir artış olduğu bir vakıdır, bir realitedir. Ben, Çankaya Belediye Başkanına cenaze arabası için telefon açmaktan artık utanıyorum, yüzüm kalmadı. Her hafta, Sinop'a kanserden ölmüş bir hemşerimi yollamaktan üzüntü ve ıstırap duyuyorum. Hal böyledir.

Radyasyonun kanser ilişkisinde, değerli arkadaşlar, dost sınırı yoktur; bu da böyle bilinmelidir. Hep bilinen şeyler, Kanada… Hükümet belki Kanada'yla istişare edecek. Kanada 7 tane santralını kapattı mı, kapatmadı mı Sayın Bakan? Almanya yeni yaptığı 4 santralın 3'ünü doğalgaz çevrime dönüştürdü mü dönüştürmedi mi? Amerika Birleşik Devletleri -teknoloji devi, dünyanın patronu- 1979'dan beri yeni bir santral yaptı mı yapmadı mı? Asya kaplanları diye bilinen Çin, Tayvan, Endonezya, Vietnam gibi ülkeler nükleer projelerini askıya aldı mı almadı mı? Avrupa Birliği ülkeleri yüzünü yenilenebilir enerjiye çevirdi mi çevirmedi mi; hedefleri, önümüzdeki yirmi yılda mevcut nükleer reaktörlerin tümünü devredışı bırakmak mı değil mi?  Bunlara, Sayın Bakan, samimiyetle buradan cevap vermelidir.

Şimdi, Sayın Bakan,  Türkiye Atom Enerjisi Kurumu diye bir kurum var; bunun başında da bir zat var. Bu zat, bir kere, ilkokul 5'te öğretmenin önüne açtığı Türkiye haritasını herhalde görmemiş! Bu kadar ayıp, bu kadar incitici bir beyan, böyle bir kurum başkanından nasıl çıkar, anlamak mümkün değil. TAEK Başkanına soruyorlar: "Efendim, Akkuyu'dan niye vazgeçtiniz?" TAEK Başkanının cevabı: "Efendim, Akkuyu turizm bölgesi, biraz tepki aldık, biz de bir alternatif aradık; daha düşük nüfus yoğunluklu Sinop'u seçtik." O TAEK Başkanına Sinop'u dar ederiz. Böyle bir beyan vermeye hiç kimsenin, hiçbir bürokratın, yöneticinin hakkı yok.

EPDK Başkanı ne diyor Sayın Bakan? O, ayrı bir şey söylüyor. Dünya Enerji Konseyi Türk Millî Komitesi ne diyor; "2030'a kadar, zinhar bu işe dokunulmaz" diyor. Kim diyor; Dünya Enerji Konseyi Türk Millî Komitesi diyor.

Şimdi, AKP ne diyor? Ben, Sinop'taydım onbeş gündür. Sayın Bakan, biliniz ki, Sinop halkının yüzde 85'i bu projenize karşıdır; ama, siz diyorsanız ki, ya efendim, Sinop'tan zaten 3 mebus çıkıyor, yani biz de alsak alsak en fazla 1'ini alırız, bundan da vazgeçelim, bunu da almayalım diyorsanız, ayrı bir şey.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - 3'ün 1'i...

BAŞKAN - Müdahale etmeyin, müdahale etmeyin.

Toparlayalım lütfen.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım, bitiriyorum. 

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Demek ki, siz her şeye politik bakıyorsunuz.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Şimdi, Sayın Bakan, AKP'li yerel yöneticileriniz ve AKP milletvekilleri Sinop'ta ne diyor biliyor musunuz…

TAEK Başkanı arıyor Sayın Bakanı… Gelsin, benimle konuşsun o TAEK Başkanı.

BAŞKAN - Lütfen, Genel Kurula hitap edin.

ENGİN ALTAY (Devamla) - AKP milletvekillerimiz Sinop'ta ne diyor arkadaşlar, biliyor musunuz; bu santralla 5 000 kişiye iş bulacağız diyorlar, askerî birlik gelecek Sinop'a diyorlar, Sinop'a dev bir liman yapılacak diyorlar. Yani, böylece, devletten en az hizmet alan, Türkiye'nin en geri bırakılmış ili, Sinop halkının umutlarıyla oynuyorlar.

BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Altay.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Umut tacirliği siyaseten ayıptır. Sinop halkının, Sinop'taki işsizin, fakirin fukaranın umuduyla kimsenin oynamaya hakkı yoktur.

BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Altay.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Sinop halkı, kendine bir eğitim, turizm, kültür kenti vizyonunu belirlemiş, bu yolda ilerlemektedir. Sinop, Türkiye'nin saklı cennetidir, turizm sektörünün yükselen yıldızıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Altay, toparlayalım.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bitiriyorum, teşekkür etmek için açar mısınız.

Göreceksiniz, Sinop, onbeş yirmi yıl sonra Avrupa'nın en büyük turizm merkezi olacaktır. Bu yönüyle de bu proje sakıncalıdır.

Enerji şûrası toplamadan, referandum yapmadan, size oraya santral kurdurmayız. Başbakan son sözü söylemiş "Sinop" demiş. Ben de diyorum ki, son sözü, 29 Nisanda, Sinop Uğur Mumcu Meydanında Sinop halkı söyleyecektir.

Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri. Alkışlar)

CAHİT CAN (Sinop) - Sayın Başkan, söz istiyorum.

BAŞKAN - Sayın Engin Altay'ın konuşması üzerine, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanımız Sayın Hilmi Güler söz istiyor.

Buyurun Sayın Güler.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sinop Milletvekili Sayın Engin Altay Beyin konuşmasını birlikte, hepimiz izledik. Bir konusu hariç, diğerlerinin hepsinin başına bir eksi koyarak artıya çevirmemiz lazım; çünkü, bir konusu hariç, diğerlerinin hepsi, maalesef, düzeltilmeye muhtaç konulardır, onları da dilimin döndüğü kadar izah edeceğim. O da, biraz önce bahsedilen alım garantili doğalgaz anlaşmalarıdır. Orada söylediğinde doğruluk payı var; fakat, diğerlerinin hepsi düzeltilmeye muhtaç maalesef; ama, bu fırsatı verdiği için de teşekkür ediyorum; çünkü, böyle negatif bir tablodan pozitif bir tabloya nasıl geçeceğimizi sizlere izah etmeye çalışacağım; çünkü, bilgilerinin büyük bir kısmı eski kaynaklara dayanıyor; ikincisi, yanlış kaynaklara dayanıyor; üçüncüsü de, muhtemelen, bazı lobilerin hazırladığı raporlara dayanıyor.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Benim lobilerle bir işim olmaz Sayın Bakan.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Hayır, hayır, genel olarak anlatıyorum.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Benim lobilerle işim olmaz!

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI  MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Hayır, hazırladığı raporlara dayanıyor diyorum.

BAŞKAN - Müdahale etmeyin arkadaşlar.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Lobilerin elemanı demiyorum, lobilerin hazırladığı raporlara dayanıyor diyorum.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Milletin yetişmiş çocuklarının raporları onlar.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Şimdi bakınız, kullandığı kelimeler… Bir kere, şunu söyleyeyim: Ben, önce bu memleketin çocuğuyum. Hani biraz önce dediniz ya "bu memleketin 35 000 mühendisi var", o mühendislerden biri benim. Ekibimiz de aynı şekilde. Ben, aynı zamanda Karadeniz Bölgesinin bir bölge milletvekiliyim.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Ordu'ya kur o zaman!

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Ben isterim Ordu'ya kurulmasını; ama, Ordu'nun şartlarına…

ENGİN ALTAY (Sinop) - Uzmanlar "Ordu da olur" diyor Sayın Bakan.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Keşke!..

BAŞKAN - Karşılıklı konuşma olmaz Engin Bey. Lütfen, dinleyin. Sizi dinledikleri gibi, Sayın Bakanı da siz dinleyin.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bakın, Sinop'un başına aslında bir devlet kuşu kondu. Sinop, bu yatırımla çok daha iyi turizm kenti olacak, çok daha iyi bir sanayi kenti olacak ve daha iyi kalkınacak.

CANAN ARITMAN (İzmir) - Nükleer enerjinin olduğu yerde turizm olmaz.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Sayın milletvekilimiz biraz önce onbeş yirmi yıl sonra Sinop'un bir turizm merkezi olacağını söyledi; biz onu yapmaya başladık bile. Belki şehrinden bile bu derece haberdar olmayabilir. Biz oraya en önemli yatırımlarından birini yapıyoruz ve çok önem verdiğimiz ve dünyada da 443 tanesi çalışan, 31 tanesi inşa halinde olan ve ayrıca bir o kadarının da pazarlığının yapıldığı bir teknoloji harikasını biz Türkiye'ye getireceğiz. Yani, biz bu memleketin çocuğu değil miyiz, bu memleketin vatandaşı değil miyiz; biz kendi kalemize gol atar mıyız, böyle bir yanlışlığı yapmamız mümkün mü?!

CANAN ARITMAN (İzmir) - Devri iktidarınızda çok gol yedi bu ülke.

BAŞKAN - Lütfen dinleyelim arkadaşlar.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Lütfen bunu birlikte görüşelim. Bakın, anlatayım ben size. Bakınız, ben de otuzbeş yıldır bu ülkeye hizmet ediyorum ve üstelik de bu hükümetin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığını yürüten biri olarak, gayet tabiî ki, bütün uzmanları, bütün elemanları, bütün grupları dinledik, çalışmalarımızı yaptık. Biz parti programımıza da, hükümet programımıza da koyduk bunu ve biz, bunu söyleyerek milletten oy aldık. Şu ana kadar geçen zaman içinde de çok detaylı çalışmalar yaptık. Biz tersinden gittik. Daha evvelden üç defa bu top direkten döndüğü için, bu sefer bu işi sonuca bağlayalım diye, Sayın Başbakanımızın da, diğer hükümet üyelerimizin de, milletvekillerimizin de, sizlerin de… Bunu ben sizlere çok anlattım. Yani, bu, ilk defa, hemen pat diye ortaya çıkan bir şey değil. Bunun en az iki ikibuçuk senedir çok aktif olarak çalışmaları var. Biz, bunu kamuoyunun bilgisi dahilinde, onlarla birlikte yaptık. En son toplantılar yaptık. Geçen hafta 203 bilim adamını çağırdık. Bunların içinde hem nükleer uzmanlar var hem çevre uzmanları var. Hepsini beraber çağırdık ve hepsinin gözü önünde, basının gözü önünde bu çalışmaları yaptık. Yani, burada her şeyimiz açık. Bizim, zaten gizli saklı bir şeyimiz yok. Üstelik, kafamızın arkasında öyle bir gizli bir ajanda filan da yok. Biz, ülkemize ucuz elektriği kullandırmak için, ucuz enerjiyi kullandırmak için, hem eski anlaşmalardaki yanlışlıkları düzeltiyoruz hem savaşıyoruz, birtakım yanlışlıkları düzeltiyoruz, belli bir noktaya getiriyoruz, hem yatırımlarını yapıyoruz ve bunu yaparken de çok kompleksiz bir şekilde, gayet ciddî, bilimsel ve teknik metotları kullanıyorum. Ben, eski bir TÜBİTAK'lıyım, aynı zamanda daha evvel bürokrasiden geldim; yani, ben, üstelik, devleti de milleti de bilen bir kimseyim. Dolayısıyla, bu çalışmalarda tamamen bilimsel ve teknik metotlar kullanılıyor.

Bazı kelimeler kullandı Sayın Engin Altay, Sivas'ın feryadından bahsetti. Ya, Sivas'ta feryat filan yok…

CAHİT CAN (Sinop) - Sinop'un...

FİKRET BADAZLI (Antalya) - Sinop'ta.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Sinop'un… Sinop'un feryadından bahsetti. Yani, Sinop'ta, bilmeyen -belki- arkadaşlarımıza da izah etme imkânını bulacağız. Zaten, biz, oraya bir büro açacağız. Bu büroda yapılan çalışmalar… Çernobil'le ilgili yedi ciltlik kitap hazırladık, yedi ciltlik. Çernobil, aslında, yanlış çalıştırılan, daha evvelden silah üretilen bir santraldı ve bu santralın tedbirleri alınmamıştı. Bu olay olmuştur ve biz, bunun neticesini Karadeniz'de de Türkiye'de de inceledik. Sağlık Bakanlığımız, aynı zamanda Enerji Bakanlığıyla, TAEK'le birlikte ortak bir çalışma yaptı; taramaları yaptı sıhhî bakımdan, işin tıbbî bölümleri de incelendi. Onu da yakında size bir basın toplantısıyla anlatacağız. Yani, biz, memleketimizi herkes kadar seviyoruz; en az demeyeyim…

YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin) - Çernobil'in bir etkisi çıktı mı Sayın Bakan?

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -  …herkes kadar seviyoruz. Çalışmaların hepsi yapıldı, bilimsel ve teknik olarak. İcabında sizlerden de arkadaşlar katılabilirler. Zaten, herkesin gözü önünde bunları açıklayacağız ve bu kitapları da sizlere dağıtacağız; yani, bu yedi cildi de dağıtacağız; çünkü, bu işin şakası yok, ciddî bir işi yapıyoruz biz. Ciddî işleri ciddî adamlar yapar ve ciddî bir ortamda yapar; biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Şimdi, burada, bazı şeyleri izah etmeye çalışayım. Politika mevzuu dendi, yok üç tane milletvekilinden bir tanesi dendi filan. Yani, biz -neticede zaten halkımız görüyor- bunun tamamını mı alırız, başka şey mi olur?.. Yani, neticede biz ilave bir çalışma yapmıyoruz. Bazen yaptıklarımızı anlatmayı bile başaramıyoruz; çünkü, o kadar çok işimiz var ki yapacak. Yani, işi… Bakınız, şöyle söyleyeyim… (CHP sıralarından "Oo" sesleri)

YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin) - Doğru, Hatay'da ihaleler var Sayın Bakan!

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Yani, yaptığımız çalışmaları görüyorsunuz. Politika, enerji politikasından bahsediyorsunuz…

YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin) - Ali Dibo'lar var Sayın Bakan!..

BAŞKAN - Dinleyelim arkadaşlar.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Yani, ya bu Türkiye'de yaşamıyorsunuz… Yani, şu ana kadar kömürde yaptıklarımızı, barajlarda yaptıklarımızı, özel sektöre açtıklarımızı… Yani, her hafta, bilemediniz her ay otomatik elektrik zamları vardı, cebinizden her ay yüzde 3-5 tırtıklanıyordu. Biz, üçbuçuk seneye yakın elektriğe zam yapmadık. Biz bunu verimli çalışarak yaptık, barajlarımızı, kömür santrallarımızı kullanarak yaptık (AK Parti sıralarından "Bravo" sesleri), fiyatları aşağı indirerek yaptık; yoksa… Verimli çalışmanın usulü budur.

HAKKI ÜLKÜ (İzmir) - Jeotermal yasasını niye çıkarmıyorsunuz?!

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Ve bakınız, bir tek TEDAŞ'ı söyleyeyim size. TEDAŞ, daha evvelden, biz gelene kadar, görev zararıyla hazineye yük oluyordu. Ayrıca, bakınız, hem zam yapılıyordu hem hazineye yük oluyordu hem de borçlarını ödeyemiyordu, hazineye kredi borçlarını ödeyemiyordu. Biz, şimdi, tıkır tıkır borçlarımızı ödüyoruz, hazineye zarar yazdırmıyoruz. Bakın, bunu çoğu bilmiyor, belki bazı arkadaşlarım dahi bilmiyor; çünkü, biz bunları anlatacak fırsatlar bulamadık.

İSMAİL ÖZAY (Çanakkale) - BOTAŞ'ı anlat, BOTAŞ'ı...

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Hazineye yük olmuyoruz, hazine borçlarını ödüyoruz, zam yapmıyoruz ve üstelik de, gayet güzel bir şekilde arz güvenliğini sağlıyoruz. Yani, bunlar… Yatırımlar yapılıyor, kablolar yeraltına iniyor…

NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Dünyanın en pahalı elektriğini satmıyor musunuz?

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Hayır, bu yalandır.

BAŞKAN - Lütfen… Lütfen… Necati Bey, lütfen…

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Biz, dünyanın en pahalı elektriğini satıyor değiliz. Biz… Şu anda konutlar dünyanın sayılı ucuz elektriğini kullanıyor, sanayide ise ortalardayız. Bu bir yalandır. Yani, bu, eski, üç sene evvel, dört sene evvelki rakamlardı. Şu anda, daha evvel bizden ucuz gibi gözüken ülkeler de pahalı üretiyorlar, doğalgazı çok kullandıkları için. Biz, şu anda, rakamları…

HAKKI ÜLKÜ (İzmir) - Açıklayın, kaç para…

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Yani, bizim, konutlarda vatandaşımız, en ucuz elektriği kullanıyor. Biz üçbuçuk senedir zam yapmayışımızdan dolayı, 300 kilovat/saat kullanan bir aile 5 ekmek alıyor her gün; her gün 5 ekmek katkımız var. (AK Parti sıralarından "Bravo" sesleri) Bunu bilin. Evvelden yolsuzluğa gidiyordu bunlar, şimdi vatandaşın cebine gidiyor bu. Bunu bilin.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Ali Dibo'ya gidiyor, Ali Dibo'ya!

HAKKI ÜLKÜ (İzmir) - Belediyelere gidiyor!

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bu kesinlikle böyledir. Bunu çoğu yanlış söylüyor. Biz… Doğalgazda da böyle…

ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Nükleer santral neresinde bu konuşmanın?!

BAŞKAN - Müdahale etmeyin arkadaşlar, müdahale etmeyin.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Doğalgazda da, biz, Avrupa'nın en ucuz doğalgazını kullanan ülkelerden biriyiz. İşte, enerji politikası budur. Lafla enerji politikası olmaz, uygulamayla olur.

ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Sayın Başkan, nükleer santral konusunda aydınlanmak istiyoruz, palavra dinlemek istemiyoruz.

BAŞKAN - Bir dakika arkadaşlar…

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Biz, gece yarılarına kadar çalışıyoruz, biz palavra yapmıyoruz, biz çalışıyoruz şu anda; bunu bilin. (AK Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Şimdi, ikinci olarak…

BAŞKAN - Sayın Bakan, mümkün olduğu kadar, nükleer teknoloji ve nükleer santralla ilgili bilgi verirseniz daha yararlı olur.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Gelelim şeye… Şimdi, müsaade ederseniz…

ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Sayın Başkan, nükleer santral konusunda gerçekleri dinlemek istiyoruz, palavra işitmek istemiyoruz burada!

BAŞKAN - Anlaşıldı; lütfen, oturun yerinize.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bakın, enerji politikası dendi, siyasette üç tane milletvekiline kadar inildi, turizme kadar inildi. O zaman, bunlardan bahsetmesin Sayın Başkan.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Direkt ilgili onlar.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Ben size teknolojisiyle ilgili şunu söyleyeceğim: Bakınız…

BAŞKAN - Yine de, Sayın Bakan, en önemli konu, nükleer teknolojiyi üretmek, nükleer santral yapmak. Onu ele alırsanız daha iyi olur.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Tamam Sayın Başkan, sizin de tavsiyenize uyayım; sizi severim ben, sayarım da.

NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Tüm insanları sev!

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Şimdi, şöyle söyleyeyim: Nükleer teknolojide, dünyanın en iyi teknolojisi neyse onu getireceğiz.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Var mı?

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Var tabiî.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Amerika niye kullanmıyor?

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Amerika… Bakın, o kadar yanlış şeyler söylediniz ki… Bakın, Amerika…

ENGİN ALTAY (Sinop) - Yanlış hiçbir şey kullanmadım; cevap hakkı doğar…

BAŞKAN - Arkadaşlar, şimdi, böyle karşılıklı konuşulursa, birbirimizi dinlemezsek, anlaşmamız, bilgi alışverişi yapmamız mümkün olmaz, bir kaotik ortam çıkar. Lütfen, Bakanı dinleyelim. Herkes bu konuda görüşünü açıklasın.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Şimdi, Sayın Engin Altay, çok eski raporlara dayanak konuşuyor. Bakın, daha ben yeni geldim Amerika'dan. Amerika, yeni bir nükleer rönesans başlatıyor, yeni bir nükleer rönesans. Petrol fiyatlarının 72 doları bulduğu, hava kirliliğinin, aynı zamanda sera etkisinin çok menfî etkiler oluşturduğu bir yerde en çevreci teknoloji, nükleer teknolojidir.

NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Helal olsun!

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Havayı kirletmiyorsunuz. Bakınız…

NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Bravo!

CANAN ARITMAN (İzmir) - Nükleer atıklar ne oluyor?!

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bakın, bu sadece benim değil... Siz, o zaman, zannediyorum, Sayın Genel Başkanınızın fikrinden de haberiniz yok; ne diyeyim başka o zaman!

NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Eğittiğiniz için teşekkür ediyoruz!

BAŞKAN - Lütfen arkadaşlar, lütfen… Lütfen, dinleyelim.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Yani, Sayın Deniz Baykal, aynı zamanda Enerji Bakanlığı da yapmış biri olarak, ben hem eski beyanatlarını buldum hem de daha geçende yenisini söyledi. Yani, kendi Genel Başkanınızla da ters düşüyorsunuz işin ilginç tarafı; yani, böyle bir garip durum var. (AK Parti sıralarından alkışlar)

CANAN ARITMAN (İzmir) - Biz Genel Başkanımızla ters düşmeyiz.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Hiç öyle bir şey yok.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Aynı zamanda, yine, çok saygın bir bilim adamı olan Erdal İnönü Beyle de ters duruma… O da nükleer fizik okumuştur, onun hocalığını yapmıştır; onunla da ters düşüyorsunuz. Yani, hadi bizimle ters düşmenizi anlıyorum; ama, bununla ters düşmeniz…

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Nerede, nerede.?

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Beyanatları okumuyorsunuz o zaman.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Okuyoruz. O zaman siz de  okuyun; hiç öyle bir şey yok.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Ben onun da size belgelerini veririm.

CANAN ARITMAN (İzmir) - Sayın Bakan, Engin Bey MYK üyesidir.

BAŞKAN - Lütfen…

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Şimdi, gelelim şeye… Bakınız, biz bunu politika konusu yapmıyoruz, ülkemizin ihtiyacı var. Nükleer enerji bir tercih meselesi değildir, mecburiyettir; bunu söylüyoruz. Bir tercih meselesi değildir, sadece bir tercih meselesi değildir, bir mecburiyettir.

CANAN ARITMAN (İzmir) - Rüzgâr enerjisi de var.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Biz, bakınız, bütün… Hem de Uluslararası Enerji Ajansıyla ve DPT'nin, bahsettiğiniz 35 000 memleket evladının hepsinin de katkılarını alarak bir enerji hesabı yaptık ve bu yaptığımız projeksiyonlarda, 2020 yılındaki ihtiyacımızı, yerli kaynaklarımızın tamamını kullansak dahi… Biz yerli kaynakların âşığıyız; yani, kömürünü, suyunu sonuna kadar kullanmak için elimizden gelen bütün gayretleri gösteriyoruz. Şu an itibariyle, şu saniye itibariyle bütün kaynaklarımızı kullansak dahi, bizim açığımız olacak. Bu açığı, şu an itibariyle; ama, yeni kömür kaynağı buluruz, yeni jeotermal kaynaklar buluruz, o zaman hesabımızı gözden geçiririz; ama, şu an itibariyle, bütün kaynaklarımızı kullansak dahi açığımız olacak. Bu açığımızı… Kömür ithal edebiliriz daha evvelki hükümetlerin yaptığı gibi -maalesef, biz de onu şu anda kullanıyoruz- alabiliriz dışarıdan, Kolombiya'dan kömür getirebiliriz veyahut doğalgaz alabiliriz, elektrik ithal edebiliriz ki, onda da çok net değil; çünkü, ara hatların olması lazım. O zaman yapılacak bir şey var; nükleer enerjiye girmek. Bu bir teknoloji meselesi… Sadece bir nükleer santral transfer etmiyoruz, almıyoruz, bir nükleer teknoloji programı başlatıyoruz. Bu bir eşiktir. Bu, ülkelerin iftihar edebileceği ve iddialı ülkelerin yapması gereken, atlaması gereken bir eşiktir; çünkü, biz, sadece nükleer enerji üretmeyeceğiz, nükleer teknolojiyi, mühendislikte, tıpta, tarımda ve diğer sahalarda kullanacağız.

CANAN ARITMAN (İzmir) - Her konuda İran'a özeniyorsunuz.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bu nokta, aslında, sizin iftihar edeceğiniz, sizin desteklemeniz gereken bir nokta. Biz burada yanlışlıkları… Biz, eğer, iddialı bir ülke olacaksak -ki, bizim hedefimiz dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmektir- bunu mutlaka yapmamız lazım. Kaldı ki, çevremizdeki diğer ülkelerin hepsinde var; yani, devekuşu gibi kafamızı kuma gömmenin bir âlemi yok; Bulgaristan'da var, Romanya'da var, Ukrayna'da var, Rusya'da var, Ermenistan'da dahi var. Yani, böyle bir yerde, biz, üstelik de… Pahalı elektrik kullanalım diyorsanız, kullanalım, ama, biz, şu anda… Üstelik, dünyada, bu saydığım 443 tane çalışanın dışında bir o kadar da nükleer denizaltı ve harp gemisi dolaşıyor ve bunlar da, dalgalı denizlerde. Hani, o sallantı, deprem meprem deniliyor; hepsinin çaresi var. Yani, şu anda, biz, bunu yapmak durumundayız. Bu, sadece bir tercih meselesi değil, mecburiyet.

Eğer sanayimizi ucuz elektrikle destekleyeceksek, aynı zamanda, turizmimizi, ışıl ışıl şehirler yapacaksak, ülkemizi 24 saat aydınlık bir halde üç vardiya çalıştıracaksak buna ihtiyacımız var.

Biz, bunu, zaten, halka sorduk, halk da bize seçimde "yap" dedi; bundan daha büyük demokratik karar olur mu?! (AK Parti sıralarından alkışlar) Biz seçimde programımızı kabul ettirdik zaten.

Sinop'a da sormuş olduk biz bunu, Sinop'a da sorduk. Sinop'tan iki tane milletvekilini böyle çıkardık, üçü de çıkarabilirdik aslında.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Yapma yahu!

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - İnşallah, üçüncüsünü de bu nükleer santralı kurduktan sonra çıkaracağız, onu da size söyleyeyim. Evet…

ENGİN ALTAY (Sinop) - Bana kıyamazsın!..

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Sizi de, ben, danışman olarak alırım yanıma, o zaman beraber çalışırız. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Karşılıklı konuşmayalım Sayın Bakan.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Şimdi, burada, Karadeniz bölgesinin, ben, aynı zamanda milletvekiliyim; yani, böyle bir şey yapmam mümkün mü?! Ordu çıksaydı Ordu'ya yapacaktık; yani, biz, bunu isteyerek yaptık.

Akkuyu'ya gelince; Akkuyu Belediye Başkanı geldi, ille bizim buraya yapın diye.

YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin) - Gidin yapın Sayın Bakan!

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bunlar artık farkına vardılar. Konya'ya yap diyenler var. İşte, Konya milletvekilimiz burada. Erzurum "yapalım" diyor… Yani, burada bir yanlışlık var, biz yanlışlığı düzeltiyoruz.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Hayır, hayır, Mersin'e istemiyoruz. Lütfen…

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Ayrıca, biraz önce tekrar çek (check) ettim. Zaten, böyle bir şey söyleyeceğini tahmin etmediğim bir başkandır, benim TÜBİTAK'tan da çok iyi tanıdığım ve iyi bir bilim adamıdır. TAEK Başkanına sordum. Acaba böyle bir şey oldu mu?.. "Kesinlikle böyle bir şey olmadı" dedi.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Hayır, öyle bir şey yok; kesinlikle Mersin yok.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Akkuyu'nun zaten lisansı var. Akkuyu'yu zaten istiyorlar; ama, bizim tercihimiz Sinop. Niye Sinop; çünkü, Sinop'ta, biz, bir merkez kuracağız. Sinop'un kalkınması için de bu son derece önemli. Enerjiyi, bir kere, merkezinde kullanacak. İkincisi, çevrenin en temiz teknolojisi bu. Bir kere karbondioksit diye bir şey olmayacak, dumanı, isi pisi olmayacak, NOx denilen gaz olmayacak.

Atık meselesine gelince: Atığı bizden almak isteyen, satın almak isteyen ülkeler var. Atık bir sorun değil, atığın bir yönetimi var "atık yönetimi" diye; bu bir bilim olmuş artık, teknoloji olmuş ve bunu, istersek, bizden almak isteyen ülkeler paralarını basarak alır; çünkü, yakıtın kendisi de bir değer. Plotonyum üretmek için... Aynı zamanda, kendisi de tekrar yakıt olarak kullanılabilecek bir metadır. Atık o kadar korkulu bir şey değil. Bakın, biz dersimizi çalıştık. Şöyle söyleyeyim size: Beş kişilik bir aile elli yıl boyunca nükleer enerji kullanmış olsa, o ailenin, elli yıl boyunca beş kişilik bir aile nükleer enerji kullandığı zaman, bütün atığı, şu bir bardak kadar, 200 cc; bütün atık bu. Hani, atık şu kadar, yer gök sanki atık olacak, herkes kanser olacak, ölecek, bilmem ne… Ya, böyle bir enayiliği 443 ülke yapar mı?! Bunların içerisinde Amerikası var, Almanya, Fransa... Fransa, yüzde 78 elektriğini nükleerden kullanıyor.

ENGİN ALTAY (Sinop) - İtalya'da kaç tane?

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Finlandiya...

ENGİN ALTAY (Sinop) - İtalya'da kaç tane?

BAŞKAN - Bir dakika arkadaşlar... Bir dakika...

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bakınız, hem sosyal demokrat olan hem de insan haklarına en çok kıymet veren İskandinav ülkeleri dahi artırıyor sayısını, sayısını artırıyor, kapatan yok.  Tekrar upgrade...

CANAN ARITMAN (İzmir) - Hayır, artırmıyor. Hayır… Hayır…

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Oturalım Canan Hanım, bir gün sizinle oturup konuşalım bunları; çünkü, bazı gazete köşeyazarları da var, iki üç gündür yazmaya başladılar. Ben onlara o kadar izah etmeye çalıştım. Bakın, size de söylüyorum. Bizim ayrımız gayrımız yok. Biz aynı memleketin çocuklarıyız, aynı ülkenin çocuklarıyız. Ben tipik bir muhalefet yaklaşımıyla size ben yaklaşmıyorum, ben sizi öyle görmüyorum. Bu, memleketimizin bir ihtiyacı. Hakikaten benim tavrım bu. Oturalım konuşalım. Ben size uzmanları da getireyim veya bir oturum yapalım. TAEK'in, hatta, diğer uzmanları, çevreci diğer arkadaşları da getirelim, hep beraber tartışalım, doğruyu bulalım buna ihtiyacımız var. Bbunu bilin.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Bu, karar verilmeden önce yapılmalıydı Sayın Bakan.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bu bir çöp teknolojisi falan olsa, millet bunun peşinde olmaz. Amerika, şu anda, kapasitesini artırmaya çalışıyor. Nükleer...

ENGİN ALTAY (Sinop) - Yapmayın Sayın Bakan, yapmayın!

BAŞKAN - Bir dakika arkadaşlar, dinleyelim.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bakın, benim sözlerim kayda geçiyor. Ben hiçbir zaman sözümü yalamam. Ben bunları söylüyorum. Eğer benimki yanlışsa, ben gereğini yaparım; ama, ben sizi düzeltmeye çalışıyorum. Karşı cümleyi de söylemiyorum, karşı bir şey de söylemiyorum; oturalım onu konuşalım.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Konuşalım.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Gelelim, millî ekonomiydi, güvenlilik vesaire… Bunların içinde en uygunu bu. Ve dediğim gibi, biz, zaten, rüzgâr enerjisi için kanun çıkardık sizlerin de desteğiyle, yenilenebilir enerjiyi çıkardık. Bunu yaptık; yani, her akıllı hükümetin, devletin yapacağı bütün şeyleri yaptık. Hidrojen enerjisinin merkezini bile kurduk. Bunları yaptık.

HAKKI ÜLKÜ (İzmir) - Jeotermal?..

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Jeotermalde yeni bir akım başlattık. Türkiye'nin altında kocaman bir soba var diyoruz. 23 tanesini çıkardık.

HAKKI ÜLKÜ (İzmir) - Yasa, yasa…

BAŞKAN - Bir dakika arkadaşlar…

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Yasayı da gönderdik Başbakanlığımıza, o da gelecek.

Yani, biz, bütün kaynaklarımızı, bütün toplarımızı ateşledik; ama, bütün bunlara rağmen bugün itibariyle hâlâ eksiğimiz olduğu için yerli kaynaklarda, bunu yapıyoruz.

CANAN ARITMAN (İzmir) - Rüzgâr enerjisi ne olacak?

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Rüzgâr enerjisinde de, aynı şekilde, Ege Bölgesinde de kuruyoruz devamlı olarak; fakat, rüzgâr enerjisinde, hâlâ, bazı yatırımcılar, bunu su kadar cazip görmediler; çünkü, rüzgârın ne zaman eseceği belli olmadığı gibi, diğerleri 8 000 saat, 9 000 saat çalışan santrallar var -bunların içinde, 3 000'den başlar, çıkar- ama, rüzgâr bunun yarısı kadar. Rüzgâra karşı bir de yedek kapasite bırakmanız lazım ayrıca.

CANAN ARITMAN (İzmir) - Sayın Bakanım, İzmir'de 9 tane türbinle bir yarım adacık oluştu.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Canan Hanım, yani, bunlar, böyle, ayaküstü, karşılıklı konuşulacak konular değil, bunlar ciddî konular; bir görüşelim.

CANAN ARITMAN (İzmir) - Tamam.

BAŞKAN - Bir dakika arkadaşlarım… Karşılıklı konuşma olmasın.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Ayrıca, şunu söyleyeyim size: Burada "kayıp-kaçakta ne yaptınız" dediniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Kayıp-kaçaktaki rakamı vereyim size: Kayıp-kaçakta, geldiğimiz günden şu ana kadar, 940 000 -940 değil, 940 000- kaçak abone yakaladık. Bu, önemli bir rakamdır. Ve bu parayı da, onlardan aldık, vatandaşımıza aktardık. Onun için, elektriğe zam filan yapmıyoruz.

Aslında, bunlar, sizin memnun olacağınız şeyler. Şimdi, dolayısıyla, şey yok.

MEHMET YILDIRIM (Kastamonu) - Bölgelere göre dağılım nedir Sayın Bakan?

BAŞKAN - Karşılıklı konuşmayalım arkadaşlar.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - İkinci olarak, hidrolik santralları özel sektöre açıyoruz. Yapılmamış şeyleri yapıyoruz şu anda. Hızlı yapalım diye, bunları özel sektöre açıyoruz. Bir yandan da görüşmeleri yapıyoruz. Ilısu Barajı, Yusufeli Barajı, Boyabat Barajı; bunlar, zaten, inşallah, bu sene üzerine gideceğimiz… Mavi Tünel, Konya'nın Mavi Tüneli dahil ve Konya'ya hayat gelecek; yani, bambaşka bir tarımı harekete geçireceğiz.

Biz, ayrıca, sadece Enerji Bakanlığı olarak değil, diğer bakanlarla entegre çalışıyoruz. Bir enerji tarımını çıkardık. Biyodizelle dalga geçiyordunuz bir zamanlar; biyodizel şu anda oturdu. Şimdi, bu da oturduğu zaman, bitkilerden mazot elde etme, biyoetanolle benzin elde etme meselesinde dışa bağımlılığımızı daha da azaltmış olacağız. daha da azaltmış olacağız.

Dolayısıyla, yaptığımız çalışmalar çok ciddî, gayet bilimsel ve teknik usullerle gidiyor ve bilgilerinizin büyük bir kısmı, eski bilgilere dayanıyor. Ben sizi yadırgamıyorum; ama, size yardımcı olabilirim…

ENGİN ALTAY (Sinop) - Aynısı bu Sayın Bakan…

BAŞKAN - Bir dakika arkadaşlar…

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Engin Altay Bey, bakınız, biz, aynı bu Meclisin…

ENGİN ALTAY (Sinop) - Bu, seninkiyle aynı belge Sayın Bakan.

BAŞKAN - Bir dakika arkadaşlar… Lütfen dinleyelim…

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - İsterseniz çıktıktan sonra, isterseniz Grubunuza, isterseniz istediğiniz bir komisyona…

BAŞKAN - Sayın Bakan, siz de toparlayın lütfen…

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - …bu çalışmaları yapabiliriz, gösterebiliriz; çünkü, biz, burada, hakikaten, ciddî bir konuda, önemli bir adım atıyoruz. Türkiye bunu daha evvel yapmalıydı. Dünyada yüzde 16'dır nükleer enerjinin kullanılma miktarı, bizde şu anda sıfır. Fransa'da yüzde 78; deprem ülkesi olan Japonya'da, bu, 40'ın üzerinde kullanılıyor. Amerika'da… Amerikanın ayrıca, yine, oradaki rakam da bu civarda; bir de onun nüfusu ve ihtiyacı çok olduğu için; Amerika, dünya ekonomisinin üçte 1'i; miktar olarak da çarptığınız zaman korkunç bir rakam çıkıyor; kapatma falan yok, upgrade ediyorlar, modernize ediyorlar, kapasitesini artırıyorlar. O bakımdan, herhangi bir problem yok. Üstelik, biz, Sinop'u, sizin gibi, dünyanın saklı cenneti olarak görmüyoruz, biz keşfettik Sinop'u. (AK Parti sıralarından alkışlar)

ENGİN ALTAY (Sinop) - Yaptığınız yatırımlardan belli!..

BAŞKAN - Bir dakika arkadaşlar…

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Sinop, bizim için, keşfedilmiş bir güzelliktir ve oraya, ayrıca, doğalgazı da götürüyoruz ve Sinop'u biz sizin gibi… Siz, biraz önce, onbeş yirmi yıl sonra turizmi canlandırmaktan bahsettiniz. Eğer size kalsa, demek ki yandı Sinop. Biz, Sinop'u, çoktan başladık turistik şehir yapmaya …

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Antalya'ya benzetmeyelim!.. Antalya'yı yıktınız, Antalya turizmini yıktınız.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Ve tertemiz havasıyla, nükleer enerjiyle, pırıl pırıl gökyüzüyle, mavi gökyüzüyle, yemyeşil Sinop çok daha güzel olacak. Yoksa, biz, Sinop'u hem seviyoruz, Sayın Başbakanımız başta olmak üzere, bir takım bütünlüğünde, Sinop'un iyiliği için bunu yapıyoruz, ülkemizin iyiliği için bunu yapıyoruz. Yoksa, burada, herhangi bir başka türlü  düşüncemiz kesinlikle olamaz; çünkü, biz, Türkiye'yi çok sevdiğimiz gibi, dünyanın da en büyük 10 ekonomisi arasına sokmak istiyoruz. Bunu da hedef olarak seçtik ve milletten de zaten böyle oy aldık. Millet de, demokratikliğini burada gösterdi; antidemokratik kesinlikle değildir.

Saygılar sunarım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

CAHİT CAN (Sinop) - Sayın Başkan…

ENGİN ALTAY (Sinop) - Sayın Başkan…

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Sinop'ta oylama yapalım.

BAŞKAN- Bir dakika arkadaşlarım…

Değerli milletvekilleri, bu konu, burada karşılıklı 3'er 5'er dakikalık konuşmalarla yahut 60 ıncı maddeye dayalı 1-2 dakikalık kısa açıklamalarla ele alınabilecek bir konu değil, çok ciddî bir konu. Burada tıp mensubu arkadaşlarımız var. Nükleer teknoloji, sağlık dahil pek çok alanda önemli bir teknolojidir, geliştirilmesi gerekir. Sadece enerjiyle ilgili değildir. Enerjiyle ilgili kısmında sorunlar vardır.

CANAN ARITMAN (İzmir) - Nükleer tıbba evet, nükleer enerjiye hayır.

BAŞKAN - Sayın Bakanın da belirttiği gibi, arkadaşlarımızın da ortaya koyduğu gibi, arkadaşımızın da ortaya koyduğu gibi, enine boyuna tartışılması gereken bir konudur. Belki, bir Meclis araştırması konusu olmalıdır; grupların, grup başkanvekillerinin anlaşmasıyla daha ciddî hazırlanarak, Mecliste bu konuyu ele almak durumunda olabiliriz; çünkü, bu derecede önemli bir konu.

O nedenle, şimdi, Cahit Beyin yerinden talebine yanıt vermek mümkün değil; çünkü, ben, zaten Engin Bey konuşurken, sizin isminizi telaffuz ettiği zaman hemen uyardım. Sizin adınıza müdahale ettim, sizin isminizi söylemesini istemedim; bir kere daha tekrar etmiş oluyorum.

CAHİT CAN (Sinop) - Sataşma yaptı Sayın Başkan.

BAŞKAN - Engin Bey de, gündemdışı konuşmasının süresini aşacak şekilde kullandı. O yüzden, başka bir sözü, teamüllere uygun olmadığı için ona vermem mümkün değil. Konuyu burada kapatıyorum.

CAHİT CAN (Sinop) - Sayın Başkan, lütfen…

ENGİN ALTAY (Sinop) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Şimdi, gündeme geçiyoruz.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Sayın Başkan!.. Sayın Başkan, bir saniye… Burada söz söyleme hakkım var benim. Sayın Bakan, bana "bir dahaki dönem danışman alacağım" diyerek, hem şahsî olarak hakaret etmiştir hem Sinop halkının teamüllerine hakaret etmiştir; bir.

İki; ben, Cumhuriyet Halk Partisinin Merkez Yönetim Kurulu üyesiyim. "Deniz Baykal'la ayrı konuşuyorsun" diyerek, Parti tabanında büyük bir yanılsamaya yol açacak cümle kullanmıştır; iki.

"Yanlış yalan söylüyorsun" demiştir; üç.

Bana söz verilmeyecekse, bu Mecliste, hiçbir şekilde hiçbir gerekçeyle kimseye sataşma için söz verilemez.

BAŞKAN - Engin Bey… Engin Bey, sizin bu isteminizi alırsam, sizin söylediklerinizden kaynaklanan karşı söz istemleri de var. Cahit Beye… Genel Kurulu muhatap…

ENGİN ALTAY (Sinop) - Cahit Beye ne dedim ki?!. Bana "devekuşu" demek suretiyle de hakaret etmiştir. Dört beş konuda cevap hakkım var.

BAŞKAN - Genel Kurulu muhatap almanız gerekirken, Cahit Beyi muhatap almanızın yanlış olduğunu söyledim.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Ben Cahit Beye konuşmuyorum. Cahit Beye sataşma mı yaptım ben?! Bana beş ayrı sataşma olmuştur.

BAŞKAN - Bu kadar önemli bir konu.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Çok kısa bir açıklama yapmam gerekir Sayın Başkan.

BAŞKAN - Dediğim gibi, atışmalarla, bir birisinin konuşması, öbürünün cevap vermesiyle ele alınabilecek bir konu değildir, son derece ciddî çalışmalar yapmak gerekiyor. Başkanlık Divanı olarak da konuyu kapattık.

Gündeme geçiyoruz… (CHP sıralarından gürültüler)

MEHMET YILDIRIM (Kastamonu) - Sayın Başkan, Cahit Beye değil, Sayın Bakana verecek cevabı…

ENGİN ALTAY (Sinop) - Sayın Başkan... Sayın Başkan... Böyle şey olmaz!..

CAHİT CAN (Sinop) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, toplantıya 5 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 15.38
İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.51

BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Sayın Engin Altay'ın, Sinop milletvekilimizin gündemdışı konuşmasına Sayın Bakan Hükümet adına yanıt verdi ve bu arada bazı anlaşmazlıklar söz konusu oldu.

Şimdi, İçtüzük hükümlerine göre, milletvekili arkadaşlarımızın söz haklarını sonuna kadar kullanabilmelerini sağlayabilmek için çözüm olarak şunu buluyoruz: İçtüzüğe baktık; biz, hem Cahit Can'ın hem de Sayın Engin Altay'ın, 60 ıncı maddeye göre yerinden olmak kaydıyla, pek kısa olmak kaydıyla açıklama yapmalarını sağlayabiliriz. Onun dışında başka bir tartışma yöntemini, konuşma yöntemini İçtüzüğe göre bulmamız mümkün değil. O nedenle, ilk sırada, yerinden söz talebinde bulunan Cahit Can Beye, Sinop Milletvekiline, daha sonra da, yine Sinop Milletvekili Engin Altay Beye söz vereceğim.

Buyurun Sayın Cahit Can.

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR (Devam)

3.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Hükümetin nükleer enerji politikasına, Sinop'ta kurulması düşünülen nükleer enerji santralının bölgeye verebileceği muhtemel çevresel zararlar ile HES Projesinin hayata geçirilmesinin önemine ilişkin gündemdışı konuşması ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler'in cevabı (Devam)

CAHİT CAN (Sinop) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; biraz önce, nükleer santrallarla ilgili görüşlerini bildiren Sinop Milletvekilimiz Engin Altay Bey, şahsımızı da kastederek, burada, bir sataşmaya meydan vermiştir. Ben, bu konuyu, kısa, özet olarak değerlendirmek istiyorum.

Nükleer santralın Sinop'ta kurulmasıyla ilgili açıklamalar yapılınca, biz de, bir milletvekili olarak, kendi ilimizle ilgili araştırmaları yaptık, nükleer araştırmaları yaptık. Sayın Altay geçmişteki araştırmaları burada ifade ederken, ben de, taze bilgileri, hemen, kısa, özet bilgi olarak vermek istiyorum: Demin, Sayın Bakanımız da kürsüden ifade etmişlerdi; dünyada, 443 tane nükleer santrallar var, 31 ülkede bunlar yapılıyor ve 56 ülkede de, yine, 284 araştırma reaktörleri var; hatta, yenileri, 110 tane inşa halinde var. Dünya, böyle, gelişmiş ülkelerle, nükleer santrallarla enerji temin ederken, bizler, acaba neyi tartışıyoruz?! Gelişmemiş ülkelerde nükleer santrallar yok, nükleer enerjiler yok.

Eğer, Sinop bir marka olacaksa -Sayın Bakanımız da ifade etti, Başbakanımız da- Sinopluların 8 Mart gecesinde, İstanbul'da Bağcılar Olimpik Spor Salonunda, 10 000 kişi, coşkuyla alkışlamışlardı bunu, orada da tasdik ettiler; ama, ne yazık ki, bazı çevreci arkadaşlarımızın ve bazı arkadaşlarımızın yönlendirilmesiyle buna karşı çıkılıyor; ancak, bu karşı çıkış… Ben, açıkça şunu söyleyeyim: Teknolojinin karşısında hiçbir güç duramaz, teknolojiyle savaşılmaz. Dünyada, teknolojik bir, aslında, savaş vardır. Bu savaşta, biz, kendi yerimizi almamız lazım ve nükleer enerjiye geçmemiz lazım ve bu nükleer enerjinin de radyoaktifle ilgili hiçbir sıkıntısının olmadığını da -Atom Enerjisi Kurumundan aldığımız bilgileri söylüyorum- siz de bilirsiniz ki, tıbbî cihazlarda bile, bazen, radyoaktif enerjiler sergilendiği için, affedersiniz "hamile bayanların bile girmesi doğru değil" diye yazılar görürsünüz; o zaman, tıbbî cihazlara da bazı arkadaşlarımız girmesinler ve böyle, Sinop'un doğal güzelliğini bozacak, efendim, turizmini baltalayacak hiçbir şey yoktur. Buradan, ben, bir açıklama daha gereğini hissediyorum. Geçen gün Kültür ve Turizm Bakanımız Sinop İlimize geldiğinde…

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Sataşmayla ilgisi yok Sayın Başkan…

BAŞKAN - Konuyla ilgili lütfen…

CAHİT CAN (Sinop) - Müsaade eder misiniz…

Dört yıldızlı, TOKİ'nin başkanlığında, Karadeniz'in ortasında bir otel inşa edilecek. Onda da Sinop tercih edilmiştir.

BAŞKAN - Anlaşıldı…

CAHİT CAN (Sinop) - Demek ki, turizmde de Sinop tercih ediliyor veya gelişmekte olan bir ilimiz. Ama, ben, Türkiye'de marka olacak bir ilin, hatta dünya tarafından tanınmasını istiyorum ve de bu, milletimize hayırlı olsun.

BAŞKAN - Anlaşıldı…

CAHİT CAN (Sinop) - Ben, hiçbir zaman, insan ve doğa sağlığına aykırı hareket olduğunu görmüyorum. Böyle bir çalışma olduğunu da görmüyorum ve hayırlı uğurlu olsun diyorum.

Teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Tebrik ediyorum, sağ ol!... Bravo sana!..

BAŞKAN - Buyurun Sayın Engin Altay.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, geçen oturumda gündemdışı yaptığım konuşmaya Sayın Bakan cevap verirken, söylediklerimin eski belgelere dayalı olduğunu söyledi, Genel Başkanımla ters düştüğümü söyledi, bir devekuşu benzetmesi yaptı; lütfetti, beni danışman olarak almayı vaat etti ve Sinop'u keşfetti. O keşfi geçiyorum… Dört temel konuda, gerçekten, düzeltmeye, cevaba muhtaç şeyleri, maalesef, Sayın Bakanın ağzından üzüntüyle izledik.

Bir kere, Sayın Bakana hatırlatmak isterim ki, ben Engin Altay, Cumhuriyet Halk Partisi Merkez Yönetim Kurulu Üyesiyim. Benim söylediğim her şey, burada Partimi de bağlar. Onun için, ne söylediğimi bilerek konuşuyorum. Sayın Genel Başkanımın bu konudaki düşüncesi benden farklı değildir. Sadece, ben, Sinop'ta doğmuş büyümüş, bütün hayatını orada geçirmiş bir Sinop çocuğu olarak, bu konuda biraz daha heyecanlıyım. Bütün olay budur.

Sayın Genel Başkanımız da, Türkiye'nin önümüzdeki yirmi otuz yıl için, hele de bu teknolojiyle bir nükleer yatırıma ihtiyacı olmadığı şeklinde bir görüşü belirtmiştir. Bunu belirtmek isterim.

Sayın Bakanın ikinci iddiası, söylediklerimin hepsini yalan yanlış diye söyledi. Ben, Sayın Bakanın benden sonra yaptığı konuşmada söylediklerine yalan yanlış demiyorum; ancak, benim elimdeki belgelerden bir tanesinin rakamları ile Sayın Bakanın burada verdiği rakamlar tıpatıp aynıdır, tıpatıp aynıdır, eski belgeyle konuşmuyorum. Belgesiz hiç konuşmam ben bu Mecliste; buranın çok önemli bir yer olduğunu biliyorum, bu kürsünün değerini ve önemini çok çok iyi biliyorum.

Sayın Bakan "devekuşu gibi kafanızı kuma gömmeyin" dedi, bir benzetme yaptı. Biraz da renk katalım, ben de, bir benzetmeyle cevap vermek isterim: Sayın Bakan, siz de, aynalı sazan balığı gibi, Türkiye'nin üzerinde otuzbeş yıldır sallanan bu oltaya takılmayın lütfen.

Son olarak, Sinop'u 3-0 çıkaracaklarını ve beni de, lütfetti, işsiz kalmamam için kendisine danışman alacağını söyledi. Çok sağ olunuz Sayın Bakan; ama, ben, Sinop'taki seçimlerin ve Türkiye'deki seçimlerin nasıl neticeleneceğini biliyorum. İki selefinizin bir yerlerde yargılandığını anımsatırım. Allah esirgesin, siz de yarın, buralara gelemeyeceksiniz zaten, ama, bir de Yüce Divanlara giderseniz, ben, size, hukukî olarak yardım etmek dilerim.

Saygılar sunuyorum.

MEHMET SOYDAN (Hatay) - Sağ ol, sağ ol; zahmet etme.

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Sabıkalar çoğalıyor Sayın Bakan, ha!

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, şimdi gündeme geçiyoruz.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının…

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Gaf konusunda sabıkalar çoğalıyor sizin.

BAŞKAN - Bir dakika arkadaşlar... Sessizliği sağlayalım ve çalışmalarımıza devam edelim.

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Dördüncü sabıkası oldu Sayın Bakanın, gaf konusunda.

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım.

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın, İsveç Parlamentosu Başkanı Björn von Sydow'un vaki davetine icabetle, beraberinde bir Parlamento heyetiyle İsveç'e resmî ziyarette bulunmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1028)

                                 20 Nisan 2006

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın, İsveç Parlamentosu Başkanı Björn von Sydow'un davetine icabet etmek üzere, beraberinde Parlamento heyetiyle, İsveç'e resmî ziyarette bulunması hususu Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

                                   Bülent Arınç

                        Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                           Başkanı

BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Şimdi, bir oylama daha yapacağız.

Divan Kâtibi arkadaşlarımızın okuma işlemini yerlerinden yapabilmelerini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Başbakanlığın, Anayasanın 82 nci maddesine göre verilmiş iki tezkeresi vardır; ayrı ayrı okutup, oylarınıza sunacağım.

2.- Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün İspanya'ya, yaptığı resmî ziya-rete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1029)

                                        19.4.2006

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün, görüşmelerde bulunmak üzere bir heyetle birlikte 2-4 Mart 2006 tarihlerinde İspanya'ya yaptığı resmî ziyarete, ekli listede adları yazılı milletvekillerinin de iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu Kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.

Anayasanın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.

                        Recep Tayyip Erdoğan

                                         Başbakan

Liste

Afif Demirkıran                                (Batman)

Fazıl Karaman                                (İzmir)

Mehmet S. Kesimoğlu                                (Kırklareli)

HALUK KOÇ (Samsun) - Karar yetersayısı istiyorum.

BAŞKAN - Karar yetersayısı arayacağız.

Kabul edenler… Kabul etmeyenler…

Karar yetersayısı yoktur; 5 dakika ara veriyoruz.

Kapanma Saati: 16.01
ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 16.12

BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)

2.- Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün İspanya'ya, yaptığı resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1029) (Devam)

BAŞKAN - Başbakanlık tezkeresinin oylamasında karar yetersayısı bulunamamıştı; şimdi, tezkereyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısı arayacağım.

Kabul edenler…

EYÜP FATSA (Ordu) - Sayın Başkan, karar yetersayısı talebini işleme koymak İçtüzüğe aykırıdır. Genel Kurulda olmayan insanların talebini oylatıyorsunuz.

BAŞKAN - Kabul etmeyenler… Karar yetersayısı vardır; tezkere kabul edilmiştir.

Sayın Fatsa, karar yetersayısını Genel Kurulda bulunduğu sırada isteyen bir milletvekilinin istemi, İçtüzüğe göre, Başkanlık Divanı tarafından uygulamaya konmak durumundadır. Grup Başkanvekili olarak, bunu diğer milletvekilleri arasında en iyi bilmesi gerekenlerden birisiniz.

EYÜP FATSA (Ordu) - Ben, biliyorum da Sayın Başkan, dün akşam da aynı uygulamayı yaptınız.

BAŞKAN - Diğer tezkereyi okutuyorum:

3.- Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün Tunus'a, yaptığı resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1030)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün, görüşmelerde bulunmak üzere 16-18 Mart 2006 tarihlerinde Tunus'a yaptığı resmî ziyarete, ekli listede adları yazılı milletvekillerinin de iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.

Anayasanın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.

                        Recep Tayyip Erdoğan

                                         Başbakan

Liste

                        Faruk Çelik                                 (Bursa)

                        Mesut Değer                                 (Diyarbakır)

                        Ahmet Işık                                 (Konya)

BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

Önce, sırasıyla, yarım kalan işlerden başlayacağız.

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

BAŞKAN - 3 üncü sırada yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon raporu gelmediğinden, teklifin görüşmelerini erteliyoruz.

4 üncü sırada yer alan, Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

Ertelendi.

5 inci sırada yer alan, Muğla Milletvekili Orhan Seyfi Terzibaşıoğlu'nun; 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 2985 Sayılı Toplu Konut Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz. 

3.- Muğla Milletvekili Orhan Seyfi Terzibaşıoğlu'nun; 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 2985 Sayılı Toplu Konut Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/727) (S. Sayısı:1138)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

Ertelendi.

6 ncı sırada yer alan, Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam  ediyoruz.

4.- Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/1177) (S. Sayısı: 1123) (x)

BAŞKAN - Komisyon?.. Burada.

Hükümet?.. Burada.

Tasarının tümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına yapılan konuşma tamamlanmıştı.

Şimdi söz sırası, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Kastamonu Milletvekili Sayın Sinan Özkan'da.

Buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Süreniz 20 dakika.

AK PARTİ GRUBU ADINA SİNAN ÖZKAN (Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısının geneli üzerinde, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına görüşlerimi ifade etmek üzere söz aldım. Konuşmamın başında Yüce Meclisin siz değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum.

Bugün burada, kamu düzenini ve  hepimizin, bütün vatandaşlarımızın gündelik hayatını çok yakından ilgilendiren bir konu olan nüfus hizmetlerini düzenleyen bir kanun tasarısını görüşüyoruz. Elbette, biz isterdik ki, bu kadar önemli konuları düzenleyen bir kanun tasarısı görüşülürken burada Anamahalefet Partisi Grubu da bulunsun ve katkı sağlasın; ama, bildiğiniz gibi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu, bu kanunun temel kanun olarak görüşülmesini ve her madde üzerinde ayrı ayrı görüşme yapılmamasını, sadece bölümler üzerinde görüşme açılmasını gerekçe göstererek, muhalefetin sesinin kısıldığını iddia ederek Parlamentoyu yine terk etti. Ancak, görüşmelerine dün akşam başladığımız bu tasarının geneli üzerinde, CHP Grubu terk etmeden önce grup sözcüsünün yaptığı konuşmayı hepimiz takip ettik.

BAŞKAN - Sayın Özkan, lütfen, sizin, konuyla ilgili, tasarıyla ilgili görüşlerinizi açıklayın.

SİNAN ÖZKAN (Devamla) - Konuyla ilgili konuşuyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Polemiğe girmeye gerek yok. Daha yararlı, daha faydalı katkılarda bulunabilirsiniz.

SİNAN ÖZKAN (Devamla) - Tabiî, ben süremi rantabl kullanmaya çalışacağım.

BAŞKAN - Buyurun.

SİNAN ÖZKAN (Devamla) - İzmir Milletvekili Sayın Hakkı Ülkü, Grubu adına yaptığı konuşmada, kendine tanınan 20 dakikayı aşkın sürede, tasarı üzerinde müspet veya menfi görüşlerini ifade etmek yerine, bu tasarıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, genel politikaya ilişkin konular üzerinde vaktinin çoğunu harcadı. Elbette ki, sergilenen bu tutum, bu davranış, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun muhalefet olarak "biz tasarılar üzerinde yeterince görüşlerimizi ifade edemiyoruz" şeklindeki iddiasının ne derece samimî ve ne derece ciddî olduğunu da ortaya koymaktadır!

BAŞKAN - Bir dakika Sinan Bey.

Bizim Divan olarak konuşanları sürekli konuya çekme uyarı hakkımız var, uyarı görevimiz var. Ben sizi bir kez uyardım. Siz hâlâ, uyarıma rağmen, konunun dışında konularla ilgili konuşuyorsunuz. Lütfen, konuya gelin.

SİNAN ÖZKAN (Devamla) - Sayın Başkanım, dün akşam da buradaki oturumu siz idare ediyordunuz ve dün akşam, bu tasarı üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan arkadaşımız, ifade ettiğim gibi, işte, AK Partili belediyelerin, birtakım, sözüm ona, yolsuzluk iddialarından girdi, Galataport ihalesinden çıktı. Bunların konuyla bir ilgisi var mıydı veya İçtüzük dün akşamdan bugüne kadar değişti mi Sayın Başkanım?! (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Herkesi uyarıyoruz, sizi de uyarıyoruz.

FİKRET BADAZLI (Antalya) - Devam et Sayın Özkan.

SİNAN ÖZKAN (Devamla) - Kaldı ki, bu tasarı, esas komisyon olan İçişleri Komisyonuna geldiğinde de, konunun önemli olduğu dikkate alınarak alt komisyona sevki kararlaştırılmış ve benim de çalıştığım bir alt komisyonda, herhangi bir süre kaydı aranmaksızın, etraflıca müzakere edilerek, mutabık kalınan metin komisyona, oradan da Genel Kurula gelmiştir.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, nüfus kayıtları, bilindiği üzere, kamu düzenini yakından ilgilendiren kayıtlardır. Ülkemizde, yargı yerlerinde, sosyal güvenlik kurumlarında, öğrenim kurumlarında, güvenlik makamlarında, askerlik şubelerinde, vergi ve tapu dairelerinde, şahıslara ve şahısların ailelerine ilişkin çeşitli kayıtlar tutulmaktadır. İşte bu, kişinin uyruğunu, kimliğini, aile bağlarını belirleyen kayıtlar, nüfus kayıtlarına dayanılarak tutulmaktadır.

Nüfus mevzuatı, özellikle 1926 yılında çıkarılan Türk Medenî Kanunu ile 5.5.1972 tarihli ve 1587 sayılı Nüfus Kanunuyla geleneksel bir uygulama kazanmıştır. Ancak, ülkemizin içinde bulunduğu hızlı değişim süreci, dinamik sosyal yapımız, gelişen teknolojiye uyum ve bu teknolojinin sunduğu imkânlardan faydalanma ihtiyacı, bu temel nüfus mevzuatını yeniden el alıp düzenleme gereğini de ortaya çıkarmıştır.

Bildiğiniz gibi, nüfus kayıtlarının önemi göz önüne alınarak, İçişleri Bakanlığınca, geçtiğimiz yıllar içerisinde MERNİS Projesi uygulamaya konulmuştur. MERNİS, veri tabanının içerdiği bilgiler itibariyle, ülkemiz için hayatî önemde bir projedir. Kamu kurum ve kuruluşlarının, kimlik bilgilerine elektronik ortamdan, doğrudan ve hızlı bir şekilde erişimlerinin sağlanması, Türkiye'nin elektronik dönüşümünü hızlandıracak en önemli araçtır. Bu düşünceyle, İçişleri Bakanlığınca kimlik paylaşım sistemi projesi hayata geçirilmiştir. Bu proje sayesinde, MERNİS veri tabanı bilgilerinin farklı kurumlarda tekrar edilmesinin ve dolayısıyla kaynak israfının önüne geçilmiştir. Ayrıca, kurumların vatandaşlık bilgilerine erişim için çeşitli yollarla harcadıkları mesai, teknik araç gereç ve iletişim giderlerinden de tasarruf edilmeye başlanmıştır.

Diğer yandan, Avrupa Birliği uyum sürecinde, kamu düzeninin temel dayanaklarından biri olan nüfus hizmetlerinin, devletin ve vatandaşın ihtiyaçlarına cevap verebilecek düzeye ulaştırılması, nüfus kayıtlarının düzgün bir şekilde tutulması, hizmetin daha etkin ve süratli bir şekilde yürütülmesi amacıyla yeni düzenlemelerin yapılması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmıştır.

Hükümetimiz, acil eylem planında, adres işlemlerindeki dağınık yapının ortadan kaldırılması için tek bir kurumun sorumlu tutulmasını öngörmüş ve koordinasyon işlemlerinin yürütülmesinden sorumlu kuruluş olarak Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü belirlenmiştir.

Ülkemizde adres bileşenlerinin çokluğu, numarataj çalışmalarının gerekli hassasiyetle ve doğru yapılamaması, kurumların kendi dokümanlarında bile aynı adres formatlarının kullanılmayışı ve adres bileşenlerinde yapılan değişikliklerden haberdar olmayışı, bir adres karmaşasına yol açmıştır.

Adres, kamu bilgilerinin ilişkilendirilmesi, stratejik planların oluşturulması için anahtar rol oynamaktadır. Ülkemizde yaşanan adres karmaşasının bir an önce çözümlenmesi ve adres formatının standart bir yapıya kavuşması gerekmektedir. Hızla büyüyen ve gelişen kentlerde, kentleşmenin takibi ve kontrolü, ülkedeki yatırım ve hizmetlerin en elverişli ve en iyi şartlarda ve ekonomik olarak yerine getirilmesi, il, ilçe ve beldenin bugününü ve yarınını yaşayacak olan insanların ihtiyaçlarının tespit edilmesi, planlanması ve karşılanabilmesi için, adres ve ikametgâh kayıtlarının sağlıklı bir şekilde oluşturulması zorunludur.

Çağdaş toplumların etkin veri yönetim araçlarından olan kurumsal bilgi sistemlerinden en elverişli ve en iyi verimin elde edilebilmesi, genel altyapı bileşenlerinin başlangıçta hazırlanmasına bağlıdır.

Dünya bilgi ve teknoloji çağı olarak adlandırılan 21 inci Yüzyılda, bütün alanlarda modernizasyon ve teknolojinin yaygın kullanımı gündeme gelmektedir. Bu nedenle, adres ve ikamete ilişkin çağdaş veri bankalarının oluşturulması, hızlı, etkin ve ekonomik bilgi akışının sağlanması, bu konudaki bürokrasinin hantallığının giderilip etkin bir yapıya kavuşturulması ve dinamik toplumsal faaliyetlerin denetim altına alınması için, adres ve ikamete ilişkin işlemlerde çağdaş teknolojik imkânlardan yararlanılması büyük önem taşımaktadır. Zira, günümüzde kamudaki hizmetlerin etkin bir şekilde yürütülmesi, adres ve ikamet bilgilerine sağlıklı bir şekilde ulaşılmasını gerektirmektedir.

Gayri safî millî hâsılamızın yaklaşık üçte 1'ini vergilerin oluşturduğu ülkemizde, tahsilat için gönderilen tebligatların adres eksikliği nedeniyle ilgilisine geç ulaşması ya da hiç ulaşamaması önemli bir gelir kaybına neden olmaktadır.

Ülkemizde her beş yılda bir tekrarlanan nüfus sayımlarının insanları bir gün boyunca evlerinde tutarak yapılmasının nedeni de adres sisteminin kurulamamış olmasıdır. Bu durum, ülke ekonomisi için büyük külfetler ortaya çıkarmaktadır. Oysa, ulusal adres veri tabanının oluşturulması ve güncel olarak tutulması bu problemleri asgariye indirecektir. Böylece, kamusal iş ve işlemlerde esas dokümanlar ilgilisine ulaşmakta gecikmeyecek, bilgi sistemlerinin içinde işleyiş optimum olacak, Avrupa Birliği üye ülkelerinin kullandıkları ve hepsinde standart olan bir adres formatı ülkemizde de kullanılacaktır. Kişilerin ikamet adreslerinin nüfus kütüklerinde güncelliğinin sağlanarak tutulması ve adres değişikliklerinin takip edilmesine ülke genelinde başlayabilmek için, tasarıda yer alan geçici maddelerle, bir defa yapılacak olan bir hazırlık uygulaması öngörülmüştür.

Bu hazırlık safhası, ulusal adres veri tabanının Türkiye İstatistik Kurumu tarafından kurulması, il özel idarelerinin ve belediyelerin numaralama ve levhalama çalışmalarını yapması, adres standardının oluşturulması, yapılan numarataj işlemlerinin kontrolü, ulusal adres veri tabanına aktarılan ikamet adreslerinin nüfus kütüklerindeki kişi kayıtlarıyla ilişkilendirilmesi gibi uygulamaları içerecektir. Bu çalışmaların sonunda genel uygulamaya geçilecektir. Genel uygulamada şahısların yazılı beyanları esas alınacaktır. Beyanlar, nüfus müdürlüklerine, dış temsilciliklerimize ve hizmet alınan kuruma yapılabilecektir. Nüfusu fazla olan yerleşim birimlerinde nüfus kayıt şeflikleri oluşturulmak suretiyle adreslerin güncel olarak tutulması ve vatandaşlarımızın zaman kaybının önlenerek hayatının kolaylaştırılması hedeflenmiştir.

Tasarıda muhtarlara da, gerek bildirim gerekse adres bildirimlerinin güncelliğinin sağlanması konusunda geniş sorumluluk verilmiştir. Ayrıca, teknik altyapısını tamamlamış olan muhtarlıkların adres bilgilerinin güncelliğini takip etmek amacıyla, adres paylaşım sisteminin bütünlüğü içerisinde adres bilgilerine erişebilmelerine imkân sağlanmıştır. Adres bilgilerinin de MERNİS veri tabanında yer almasıyla, adres bilgilerinin farklı kurumlarda tekrar edilmesinin ve dolayısıyla, kaynak israfının önüne geçilmiş olacaktır. Bu sayede kurumların ikametgâh bilgilerine erişim için çeşitli yollarla harcadıkları mesai, teknik araç gereç ve iletişim giderlerinden de tasarruf edilecektir. Böylece, kamu kurum ve kuruluşlarının entegre bir e-devlet yapısına ulaşmaları da kolaylaşacaktır. Türkiye'de tebligatların zamanında yapılamamasından doğan sıkıntı sona erecek ve artık, eve kapanarak nüfus sayımı yapılmasına gerek kalmayacaktır.

Yine, tasarıyla hedeflenen en önemli nokta, kamu kurum ve kuruluşlarının vatandaşa hizmet sunarken ortaya çıkan birtakım bürokratik aşamaların ortadan kaldırılması, vatandaşımızın kamu hizmeti alımının kolaylaştırılmasıdır. Proje tamamlanıp hayata geçirildiğinde vatandaşlarımızın adres ve ikamet bilgileri nüfus kütükleriyle ilişkilendirilecek, MERNİS veri tabanına işlenecek ve herhangi bir kamu hizmeti almak için bir kamu kurumunun kapısı çalındığında, artık, ilk istenen belgelerden birisi olan ikametgâh ilmühaberi tarihe karışacaktır.

Yine, bu düzenleme içerisinde, vatandaşlarımızın adres bilgilerinin amacı dışında herhangi bir şekilde kullanılmasının önüne geçmek için gerekli tedbirler de alınmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Nüfus Hizmetleri Kanun Tasarısı altı aydan fazla ikamet izni alan, ikamet tezkeresi alan yabancıların kayıtlarının tutulması, doğan çocuklara verilen nüfus cüzdanlarından cüzdan bedeli alınmaması, nüfus sayım ve tespitlerinin kaldırılması, yaş tespitlerinin basitleştirilmesi, tanınan çocukların "baba" hanesine baba soyadıyla tescil edilmesi gibi birçok yeniliği de içermektedir.

Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra kişiler adına düzenlenecek her türlü form, beyanname, kimlik kartı, sürücü belgesi, pasaport gibi bütün tanıtıcı belgelerde Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası yer alacaktır.

Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra, çok önemli bir probleme de çözüm bulmuş olacağız inşallah. Yıllardan beri az sayıda personelle ciddî bir hizmet çabası içerisinde bulunan nüfus teşkilatımızı biraz rahatlatmış olacağız; zira, bu kanun yürürlüğe girdiğinde, bir kısmı Genel Müdürlükte, merkezde; ama, çoğunluğu taşrada hizmet verecek olan 4 000 tane kadro ihdas ediyoruz. Böylece, özellikle nüfus yoğunluğunun fazla olduğu şehirlerde ve ilçelerde çalışan personelimizin iş yükünü bir nebze olsun azaltarak, onları rahatlatmış olacağız.

Yine, bu kanunla getirdiğimiz bir düzenleme, MERNİS, Kimlik ve Adres Paylaşımı Sistemleri Projelerinde görevlendirilen ve fiilen çalışan nüfus müdürlüğü personeline, hem Genel Müdürlükte hem de taşrada -sözleşmeli personel de buna dahil- fazla çalışma ücreti ödenecek. Kanunda belirlenen şartlar içerisinde, bu, net, aylık 101 000 000 liraya tekabül eden bir meblağdır ve çok fedakârca bu hizmetleri yerine getirmeye çalışan nüfus teşkilatı personelimizi, bir nebze olsun, bu, rahatlatacaktır; biz, buna inanıyoruz.

Yine, bu kanun tasarısının yasalaşmasıyla birlikte, yakın gelecekte, bilgi akışının kurumlar arasında otomatik olarak sağlandığı, bütünüyle bilgisayar ortamında hizmet veren, vatandaşlar arasında kayıt bilincinin gelişmiş olduğu ve kayıt sonucunda, önemli, bireysel, gündelik ve toplumsal faydaların elde edildiği, ülkenin her yerinde aynı uygulamalar gerektiren bütün diğer kayıt sistemlerinin bilgi aldığı ve verdiği bir sistem gerçekleşecektir.

Bugün, burada yasalaştıracağımız bu tasarıyla, vatandaşlarımız için tasarlanan, onların daha kolay kamu hizmeti alması, bürokratik iş ve işlemlerle daha az vakit kaybetmesi amacıyla getirilen bu yeni sistemin kendisinden beklenen faydayı sağlaması ve bürokratik devletten hizmet amaçlı devlete doğru önemli bir adım olması temennisiyle, Yüce Meclisin siz değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Anavatan Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Hüseyin Güler; buyurun. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)

Süreniz 20 dakika.

ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Grubum adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, bu teknik bir konu olmasına karşın, normal olarak bir konsensüsün sağlanacağı en rahat kanunlardan bir tanesi; ama, gördüğümüz kadarıyla, temel kanun sıfatıyla bunun alelacele çıkarılmasını da anlamakta zorlanıyoruz.

Meclisin iradesine yürütme tarafından nasıl ipotek konulduğunu, maalesef, bir önceki Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda gördük, şimdi, burada da aynısı: Sorgulamadan, değerlendirmeden, millet adına buradayken, en ufak bir konuda bir katkımıza dahi izin verilmeden, kanunları, teker teker, hızlı bir şekilde geçiriyoruz. Acelemiz mi var; bilmiyorum, siparişler mi böyle alındı; bunu da anlamakta zorlanıyorum. Diyoruz ki: Meclisin tüm değerli bireylerinin -tüm birikimlerini- bu kanunlar üzerine net olarak katkıda bulunmaları gerekmektedir.

Bizi muhalefet olarak dinlememeye özen gösteriyorsunuz; ama, gördüğümüz kadarıyla, siz, kendi milletvekillerinizi dahi dinleme ihtiyacı duymuyorsunuz. Çok masum olan birsürü önergeler var, değişiklik önergeleri. Kanuna daha pratik anlamda yararlı olabilecek şekildeki katkılara dahi, maalesef, izin vermiyorsunuz. Bizler de, burada, dilimizin döndüğünce, bu kanunların daha net bir şekilde çıkması için katkıda bulunmaya çalışıyoruz.

İfade ettiğimiz gibi, bu bir teknik konu ağırlıklı görünüyor. Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısına baktığımızda, genel anlamda Türkiye'nin yapılandırılması ve verilerin algılanması, yarınların planlanması, en azından beş ila on yıllık bir planın yapılabilmesi için, ciddî anlamda, bu hizmetin kaliteli, ulaşılabilir ve hızlı bir şekilde yapılanması gerekir. Maalesef, nüfus sayımı dahi, çok basit anlamda on yılda bir yapılanırken, evlere hapsolurken, gelişen çağımızda, gelişen bilgi ve teknoloji çağında, maalesef, bunu dahi beceremez hale geldik. On yılda bir nüfus sayımının yapılamamasının sıkıntılarını, her dört yılda, her beş yılda bir seçim kütüğünün de yenilenmesi için sadece çaba sarf ediyoruz.

İfade ettiğimiz gibi, bunların, günümüzün çağında birçok veriyi içinde almamız gereken unsurlar barınmakta; en basit, nüfusun, sayımın niteliği, niceliği. Baktığımızda, okul çağındaki çocuklarımızın doğum olsun, ölüm olsun ve okul çağındaki çocukların ihtiyacı olan eğitim, öğrenim açısından okullar ve diğer, özellikle kadınlarımızın ve çocuklarımızın yarınlarını kurgularken de bu veriler çok ciddî anlamda önemli.

İfade ettiğimiz gibi, bu hizmetin kalitesinin yükseltilebilmesi için, temel anlamda, birincisi buradaki çalışan teşkilatın üvey evlat muamelesi görmeden; çünkü, kamu hizmeti yapılırken, burada, maalesef, çok sıradan bir meslek grubu olarak algılanmakta ve oradaki çalışanlara yeteri kadar değer verilmemekte; gerek teknik imkân ve gerek ekonomik anlamda da, maalesef, eksik bir değerlendirmeyle baş başa kalmaktalar.

Tasarının gerekçe kısımlarında birçok nedenler geniş bir şekilde kapsamakla birlikte, tespitler yapılmakla beraber; ama, yasa hükmüne geldiğimiz zaman, maalesef, eksiklerini görüyoruz.

Biz, nüfus kayıtları ve işlemlerimizi sağlıklı işleyen bir hale getiremezsek, elde ettiğimiz hiçbir istatistikî verinin, maalesef, kıymetini bilemeyiz. Bu doğrultuda da, kısaca, medenî olmanın, hukuk devleti olmanın, normale ulaşmanın, dış ülkelerdeki saygınlığımızın temel esası bu kanunun çağdaş bir yapıya ve işleyişine bağlıdır.

Bir misal vermek gerekirse, bugün, özellikle de üç yıldır uygulanmakta olan MERNİS Projesinin başarısı da bu kanuna bağlıdır.

Bizim temel anlamda tespitlerimizin de, aşağıda sıralayacağımız 7 maddeye uygun olarak bunların düzeltilmesinin uygun olacağı görüşündeyiz.

Tasarıda, özellikle kırsal kesimdeki doğum, ölüm, evlenmeyle ilgili olarak köy muhtarlıkları görevlendirilmiş ve geniş sorumluluk verilmiştir. Hepimizin de bildiği gibi, bugün muhtarlarımızın sorunları çok büyük. Bu muhtarlıklarımıza görev verilirken, maalesef, bugün, gerek sekreteryası ve gerekse özlük hakları konusunda dahi muhtarlarımız isyan ederken, bugün Sosyal Güvenlik Kanunu geçmiş gibi kabul ediliyor; ama, düne kadar Bağ-Kurlarını dahi ödeyemeyen muhtarlarımıza haksızlık yapıyoruz. Bunlara vereceğimiz imkânlar neler sekreterya olarak; bir düşündüğümüzde, en ufak bir katkı yok, sadece görev isteyeceğiz; yap yapabilirsen; yapılmayacağı belli. Buradaki özerklik açısından ve güven açısından, muhtarlarımıza sonuna kadar güveniyoruz; ama, görev isterken de gerekli katkıda bulunmak başta bizim görevimiz, sonra da onların görevlerini yapmalarını istemek, hepimizin hakkı ve bunun, ilçe nüfus müdürlükleriyle koordineli, muhtarlıklar bölgesinde, sürekli, verilerin sağlıklı bir şekilde alınması gerekiyor.

İkincisi: Nikâh işlemlerinin, mutlaka, ilçe nüfus idaresinde, yasaların öngördüğü koşullarda yapılması gerekir. Cumhuriyetimizin 80 inci yılında, geleneklerin etkisi altında, çocuk yaştaki, töreden kaynaklanan evliliklere bir ölçüde set çekilmiş olur, nikâhtaki aleniyet sağlanmış olur. Hepimizin yaşadığı sıkıntılar bunlar.

Üçüncüsü: Tasarıda, ikamet tespiti ile buna ilişkin tatbikata ait tarifler ve hedefler belirtilmemiştir. Her ne kadar, tasarıda "Adres Paylaşım Sistemi" başlığı altında belirtilen 45, 46, 47, 48, 49 ve 50 inci maddelerde geniş yer verilmişse de, ikametgâh tespitinde belirsizlikler vardır.

Dördüncüsü: Çifte vatandaşlığın tek taraflı uygulandığı ülkelerde yaşayan vatandaşlarımızın, evlenme, boşanma, ölüm, evlat edinmelerinde halen kargaşa yaşanmakta olup, tasarıda, bu kargaşayı giderici hükümler bulunmamaktadır. Örneğin, Almanya'da yaşayan ve çifte vatandaşlık hakkını hem Alman hem de Türk vatandaşı olarak kullanan yurttaşlarımız, Alman vatandaşlık kimliğiyle yaşadıkları yerlerde evlenebilmekte ve gerçekte, vatanına geldiğinde, buradaki kimlik kayıtlarında hâlâ bekâr göründüğü için -Alman makamları çifte vatandaşlığı tek taraflı vatandaşlık olarak kabul etmekte ve diğer ülke yetkili makamlarına kişiyle ilgili bu bilgileri, bu verileri resmî olarak bildirmemektedir ve ülkemizde de kaos yaşanmakta- burada evlilik yapabilmektedir. Bunun çıkaracağı sosyal ve ekonomik sonuçları değerlendirdiğimizde, ülkedeki kaosu ve bedelini, maalesef, ülkemizin yurttaşları yaşamaktadır.

Yukarıdaki konular her ne kadar Vatandaşlık Kanunu içindeyse de, nüfus kayıtları itibariyle kanun konusu içerisindedir. Vatandaşlık Kanununa göre, Türkiye vatandaşlığından çıkarılanlar ile bunları verilen pembe kart… Bunun altını çizmek istiyorum. Sayın Başbakanın, her yerde, övünç de duyduğu, paylaştığı pembe kart. Ama, maalesef, işlevsel açıdan yoksun ve Türkiye'de dahi, kamunun tanımadığı bir anlayış ve yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza, özellikle Almanya'da vatandaşlıktan çıkarılmış vatandaşlarımıza verilen -Türkiye'deki hakların korunması, medenî hukuk karşısında ve miras konusunda, her türlü hukuk karşısında- pembe kartı muhatap alacak resmî kurumların olmadığını görüyoruz.

Yani, kısaca, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın çektikleri çilelere, zaten, gözümüzle de tanık olmaktayız. Bırakın ülkemizde ikinci, üçüncü sınıf vatandaş muamelesi görmeyi, aynı şekilde, Avrupa'da da görmekte. Sizlerin, çok basit bu nüfus hizmetlerinin, aksamadan, konsolosluklardan yürütülürken görmenizi isteriz. Burada kuyruklar olduğu gibi, maalesef, Avrupa'nın -bugün içine girmek istediğimiz Avrupa Birliği süreci içerisinde de, Paris'te, Almanya'da- birçok konsolosluklarının önünde o kuyrukları görmenizi isterim; çok basit nüfus hizmetleri konusunda.

E-devlet diyoruz, günümüzün çağdaş konumundayız diyoruz; ama, çok basit kamu hizmetini verirken dahi, halkımıza, maalesef, bu konuda işkence etmekten, zulmetmekten sanki zevk alıyor gibiyiz. Biz de diyoruz ki, kamu hizmetinin kalitesini, vatandaşlarımıza, layık olduğu gibi… Dünyanın çağdaş normlarında, gereken hizmeti verebilmenin ayrıcalığını hissetmeli benim vatandaşım; ama, her yerde olduğu gibi, maalesef, yurt dışında da bu sıkıntılar had safhada.

Çözüm birkaç yerde yapılmış ve bunun emsal olarak algılanması gerekirken, maalesef, yaygınlaştırılmamış. Bugün, Avrupa Birliği standartlarına yaklaştığımızı, maalesef, şu ana kadar, kriter ve referans olarak, görmekte sıkıntı duymaktayız.

Biz, Türk yurttaşı olarak, birinci sınıf vatandaş muamelesi görmenin, her vatandaşın olduğu gibi,  bizim de doğal hakkımız olduğuna inanıyoruz. Bırakın, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sıkıntılarının en önemli unsurlarından bir tanesi.

Evet, yakında da seçim görülüyor, hepiniz hazırlıyorsunuz; bu kürsülere gelip, böyle seçim propagandası yok diyorsunuz, ama, söylediğiniz tek bir şey var burada, seçim varmış gibi, halka, maalesef, politikalar yapmaya çalışıyorsunuz. Biz de, diyoruz ki, o vatandaşımızın, vatandaşlık bilinciyle oy kullanmasını sağlayalım. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına, dünyanın neresinde olursa olsun, Türkiye'deki kamu yönetiminde, siyasal süreçte, kendi inisiyatifini kullanabileceği hakkı hep beraber tanıyalım.

E-devlet diyoruz; çok basit; dünyanın birçok ülkesi bunu başarmış; ama, biz vatandaşımıza, herhalde, sadece "gelin gümrük kapılarında oy kullanın" diyoruz ve bu konuda da, maalesef, sınıfta kalmaya devam ediyorsunuz. Dört yıldır, kamu hizmetinde, en ufak bir kalite yükselmediği gibi, bu konuda da görmemekteyiz.

Yedincisi: Temel verilerin toplanmasında en önemli kaynak, nüfus kütüğü çalışmaları; yani, kısaca MERNİS Projesi dediğimiz, bunun kalifikasyonu yüksek bir çalışmayı gerektirir. Cumhuriyetin en eski kurumu olan nüfus idaresi çalışanlarının kalitesinin, hizmetiçi eğitimle yükseltilmesi zarurîdir; ama, gördüğümüz kadar, tasarıdaki kadroların ihdasına yer verirken, hizmetiçi eğitim için ödenek ayrılmamış olması önemli bir noksanlıktır.

Evet, bu hizmeti sunarken, kamu görevlisine verilecek imkân, gerek özlük hakları gerek çalışma koşulları ve gerek hizmetiçi eğitim konusunda, bunlara, gereken değeri lütfen verelim.

Kamu hizmetinden hepimiz faydalanıyoruz bizler bunu ifade ederken, ama, kamu görevlisini de, tabiî ki, kontrol edeceğiz hatalar yapılırken. Nasıl, ceza verirken kanunlar işliyorsa, gereken değer verilirken de, kanunlar yaratılırken de, bunlara özlük hakları dahil olmak üzere... Bugün, Türkiye'nin birçok nüfus idaresine gidin, maalesef, kuyruklar had safhada. Bunun Mersin'de tanığı oluyoruz, Ankara'da oluyoruz, birçok yerde ve özellikle, nüfus kayıtlarının örneği veya en ufak bir nüfus hizmetlerinin sunumu alınırken; bedava da yapmıyoruz. Özellikle, yurt dışından, şu anda liste yanımda değil; ama, bu hizmetler alınırken, inanın, bedava yapılmıyor. Hepsinin karşılığında bir hizmet bedeli olarak en az 5-6 euronun alındığını, bırakın sadece bu bedel alınmasını, aynı zamanda da, zaman kaybının ve ekonomik değeri açısından baktığımızda ciddî bir kaybın olduğunu görüyoruz. Bu konuda kalitenin yükseltilmesi… Burada, biz milletvekili olarak verdiğimiz gerek eleştirileri ve gerekse önerilerimizi dikkate alın diyoruz; ama, almaya da niyetiniz yok, o da sizin bileceğiniz; ama, yine de bu halk faturayı ödemesin diyoruz.

Bugün ülkemizdeki yaşadığımız süreci göz önünde baktırdığımızda, özellikle Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu çıkarken… Biraz önce tartışmalara tanık olduk; Sayın Enerji Bakanı Hilmi Güler, bugün Sinop'un şanslı olduğunu söyledi ve "Mersin'den istiyorlar" dedi. Bir Mersin milletvekili olarak ikaz ettik; ama, burada, kamuoyunun duyması gerekiyor. Nükleer enerji santralı…

BAŞKAN - Sayın Güler, lütfen, konuyla ilgili konuşun; nüfus idaresiyle ilgili bir tasarıyı konuşuyoruz.

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Sayın Başkan, bir bütünlük içerisinde algılıyorum. Zaten, olayı bütünlük içerisinde paylaşmaya çalışıyoruz.

Bugün Sayın Bakanın söylediğini, burada, kamuoyunda paylaşmak, sessiz kalmak anlamı çıkmaz. Nüfus idaresi olarak verdiğimiz öneriler zaten belli, paylaştık. Bugün Türkiye'de evlere hapsolmanın, on yılda bir nüfusun, sayımın dahi yapılamadığı, bir, maalesef, ülkemizde bu sorunlar çözülmüş değil. Hepiniz genel seçimlerde, gerek parti politikalarınızda ve seçim bildirgenizde bunları kamuoyuyla paylaştınız ve kamuoyu size bu yetkiyi verdi; ama, bir an önce yerine getirin; dört yıl oldu.

Halka da ifade ettiğiniz gibi, Sayın Ali Babacan da ifade etti, Sayın Başbakan da her yerde söylüyordu: "Üç yıl hiçbir şey beklemeyin." Üç yıl bitti; uyanın, kendinize gelin. Bu halkın beklemeye tahammülü yok. Ama, gördüğüm kadar, bırak, otuz kırk yılın projelerini yaptığınızı iddia ediyorsunuz, halkım yarınını göremez hale geldi.

Bu yüzden, sizler de bir hipermetrop gibi olmayın, lütfen, yarınları gördüğünüzü iddia ederek. Kamuoyunu suiistimal etmeden, soğukkanlı bir şekilde sorunları çözmeye, lütfen, gayret edin; ama, görüldüğü kadar, bu tür kanunlar çıkarken, gerek -iktidar özellikle- milletvekillerinin çok masum önerileri dahi kabul edilmezken, bugün hizmetlerinin kalitesinin de yüksekliğine hepimiz inanıyoruz, bu halkımızın her şeyin en iyisine layık olduğunu biliyoruz. Bunun günümüzün, çağın formatlarıyla süslenip, daha net bir şekilde hizmetin kalitesinin yükseltilmesinden yanayız; ama, aksaklıklar o kadar çok fazla ki, öneriler karşısında dahi en ufak olumlu bir katkınız olacağını da düşünmüyoruz. Bizler diyoruz ki, bu ülkede yaşayan her yurttaşımızın temel görevi kamu hizmetini alırken, hem kalitesinin yüksekliği hem ulaşılabilirliği açısından üçüncü sınıf vatandaş muamelesi görmesin, bizim Türk insanımız her şeyin en iyisine layıktır. Lütfen, çıkın sokaklara, çıkın; kongrelerde gezmeyin. Sokaklara çıkabiliyorsanız, halkımızın tepkileriyle nasıl karşılaşacağınızı göreceksiniz. Temennimiz…

MAHFUZ GÜLER (Bingöl) - Her gün sokaktayız.

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Yok, hangi sokakta olduğunuzu bilmiyorum, sabahları ormanda yürüyüş mü yapıyorsunuz bilemiyorum; ama, halkın arasına, halkın arasına, net olarak…

ABDULLAH VELİ SEYDA (Şırnak) - Mersin'de…

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Mersin'de, Ankara'da ben sizleri misafir edeyim, beraber sokaklarda yürüyelim de, o halkın susamışlığını, halkın duyarlılığını, halkın hassasiyetini nasıl göreceksiniz, size olan tepkileri nasıl, göreceksiniz; ama, bu toplumun, kısmen de olsa, sessizliğini, siz, kendinize hayra alamet kabul etmeyin, bu sessizliğin tepkisi çok daha ağır gelir. (AK Parti sıralarından gürültüler)

İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Beraber gezelim.

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Hayır gezin de, görün ama… Halkın kaldırdığı anda kafasındaki korkuları ve kaygıları lütfen görün. Bu ülkenin yarınlarını bir şans olarak, maalesef, bu AKP İktidarının bir kayıp yıllar olarak algılıyoruz bu ülkemiz adına. (AK Parti sıralarından "Allah Allah" sesleri)

ALAETTİN GÜVEN (Kütahya) - Kayıp mı, kazanç mı?!

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - E tabiî, görüyoruz, bunu halkımızla paylaşalım, gelin, net olarak söylüyorum. Üçbuçuk dört yılda bugün… (AK Parti sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Müdahale etmeyelim arkadaşlar… Dinleyelim, müdahale etmeyelim.

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Söylediğiniz dört beş kelimeden öteye gitmeyen… Bakın makroekonomiler dediğiniz, halkın görmediği, o gizli, bilemiyorum, sizler nasıl görüyorsunuz da, o makroekonomileri, halkın nasıl ıstırap çektiğini, nasıl acıların dayanılmaz hal aldığını, nasıl toplumsal şiddetin geliştiğini lütfen görün.

BAŞKAN - Konuya gelelim.

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Konuya geliyorum Sayın Başkan.

ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Sayın Başkanım, az kaldı, konuya gelecek.

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Konu bir bütünlüktür, nüfus idaresi boyutuyla. Bugün sağlıklı… Şimdi, sağlıklı bir nüfus idaresi hizmetlerinin sunumu bir bütünlük arz eder. Bu, bir sistem sorunudur. Sistem içerisinde, eğer, siz, hâlâ, toplumu köylerde, mezralarda nüfusa kaydettiremiyorsanız, bu ülkenin yarınlarını yapılandırmanız mümkün değil. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)

Bugün şiddeti nasıl çözeceksiniz? Kaliteli bir nüfus hizmet istatistiğiyle ülkenin yarınlarını yapılandıracaksınız. Bu tabiî ki bir bütünlük arz eder. Türkiye'ye baktığımızda sistemin bir bütün olarak işlemediğini... İşte, Meclisin iradesi. Arkamızda da yazıyor "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" diyoruz; lütfen, inisiyatifinizi koyun. Tek tük sesler çıkıyor zaman zaman aranızda; maalesef, bastırılıyor. Bire bir konuşuyoruz kulislerde, sizin de sıkıntılarınızı anlıyoruz, kaygılarınızı anlıyoruz, bireyselliğinizi anlıyoruz; ama, olan bu ülkeye oluyor. Lütfen, diyoruz ki, bu ülkeye sahip çıkın.

ABDULLAH VELİ SEYDA (Şırnak) - Sen merak etme, sahibi var.

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Yok; maalesef, sahip çıktığınızı iddia ediyorsunuz; toplumun büyük bir kitlesi, sizler de şikâyetin had safhada olduğunu görürsünüz.

MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) - Endişe etme, ülke emin ellerde.

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Üçbuçuk dört yılda biz görmedik, halkım da görmedi. Keşke başarabilseydiniz biz de sizleri yürekten kutlardık.

MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) -Yine kutlayın.

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Yok, yürekten kutlardık sizleri, baş tacı yapardık; ama, bu ülke adına kayıp dört yıl oldu. İnşallah, en kısa süre içerisinde, bu seçim sonucu, daha doğrusu, erken genel seçimin ayak sesleri belli, bugün sizler de içinizde sesli düşünüyorsunuz; ama, kamuoyunda paylaşamadığınız bir unsur var.

ABDULLAH VELİ SEYDA (Şırnak) - Hayali bırak, erken genel seçim gelirse sen gidersin ya!..

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Hayır, ben gitmem dostum, benim bireysel kaygım yok.

BAŞKAN - Müdahale etmeyin arkadaşlar.

Sayın Güler, siz de Genel Kurula hitap edin.

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Benim bireysel kaygım yok, bu ülkenin iradesinin yansıması gerekir.

Anayasayı değiştirecek çoğunluktasınız, lütfen, gerekli müdahaleyi yapın diyoruz; ama, maalesef…

Yürütmenin, yasama üzerindeki ipoteğini hep beraber görüyoruz burada. Şurada, gerek komisyonun ve gerekse bakanın hayır dediği bir yasayı ne zaman geçirdiniz, ben size sormak isterim burada.

RECEP KORAL (İstanbul) - Çok geçirdik, kaç tane önerge verdik.

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Geçmedi; ama, öyle inanıyorsunuz, öyle duymak istiyorsunuz.

Birazdan çevre sorunlarıyla ilgili kanun değişikliği gelecek ve orada önerilerimiz olacak.

RECEP KORAL (İstanbul) - Bizim de var önerilerimiz.

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Evet, hep beraber, bu ülkenin yararına bir şeyler yapalım. Bunun konusunda da inanıyorum ki, bu halk faydalanacak; ama, sizler… Tabiî ki, kamuoyu yoklamalarının sık sık yapılmasının bir tek sebebi var: Erken genel seçim geliyor, sizler de kendinizi hazırlayın. Biz bunu net olarak söylüyoruz. Halkın iradesine başvurmak en önemli unsurdur.

AHMET IŞIK (Konya) - Halkın iradesi beş yıllığına yetki vermiştir.

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Beş yıllık bir süreç içerisinde konjonktürel bir ortamda…

AHMET IŞIK (Konya) - Beş yıl buradayız, beş yıl…

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Göreceğiz, inşallah göreceğiz. Siz o Konya'da bir gezerken sokakta, göreceğiz

BAŞKAN - Karşılıklı konuşmayın…

Siz müdahale etmeyin arkadaşlar, Sayın Güler, siz de müdahale edenleri değil, Genel Kurulu muhatap alın.

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bizlerin söyleyecekleri tek söz var; bu kanunun hizmetinin sunumu için aksayan yönler, burada, daha Meclis gündemindeyken, önerilerimize sıcak bakmanızı ve bu halkın da, bu hizmeti alırken en iyisine layık olduğunu unutmamanızı bekliyor; hayırlı uğurlu olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Bakan, Vecdi İlhan Bey söz istedi.

Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Pardon, Vecdi Gönül Bey... Vecdi İlhan bizi andı herhalde. Buyurun Sayın Gönül.

Biz, halbuki Sayın Gönül'le çok eski çalışma arkadaşıyız; o valiyken ben de Ankara Belediye Başkanıydım; ama, yine de sürçülisan oluyor; özür dilerim.

Vecdi İlhan'a da, buradan sevgiler, saygılar, sağlıklar diliyorum.

Buyurun Sayın Bakan.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) - Ben de saygılar sunuyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısının Genel Kurulda görüşülmesi sebebiyle huzurunuzda söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizlerin de malumları olduğu gibi, kamu düzeninin temel dayanağını oluşturan nüfus kayıtlarının tutulması ve sürekliliğinin sağlanmasına ilişkin düzenleme, Türk Kanunu Medenisi ve 1587 sayılı Nüfus Kanunuyla yapılmıştır.

1 Eylül 1974 tarihinde yürürlüğe giren ve halen yürürlükte bulunan 1587 sayılı Nüfus Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar, nüfus personeli, nüfus hizmetleri alanında çok önemli ve faydalı çalışmalarda bulunmuştur; ancak, söz konusu kanunların yayımından günümüze kadar, gerek dünyada gerekse ülkemizde meydana gelen hızlı sosyal, teknik ve ekonomik gelişmeler, mevzuatta değişiklik yapılmasını mecburî hale getirmiştir.

Bu amaçla, günümüzün teknolojik gelişmeleri ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun getirdiği yenilikler göz önüne alınarak, yeni Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı Yüce Meclisin tasviplerine sunulmuştur.

Söz konusu olan tasarıda yer alan yeni ve önemli hükümler şöyle özetlenebilir:

1- Bütün kamu kurum ve kuruluşlarınca, kişiyle ilgili yapılan işlemlerde nüfus kayıtlarının esas alınması,

2- Türkiye'de oturan yabancıların nüfus kayıtlarının da vatandaşlar gibi, ama, değişik şekliyle tutulması,

3- Kişilerin beyanı esas alınarak, ikamet adreslerinin nüfus kayıtlarıyla beraber tutulması,

4- 18 yaşından büyük ve bulunmuş zihinsel özürlü kişilerin tescilinde istisnaî ve kolaylık sağlayan hükümlerin yürürlüğe girmesi,

5- Tanınan çocukların, baba hanelerine, baba soyadlarıyla tescil edilmesi,

6- Köylerde resmî tabip veya sağlık kuruluşu varsa, ölüm tutanaklarının resmî tabip veya sağlık kuruluşu yetkililerince düzenlenmesi,

7- Din değişikliği taleplerinin, kişinin beyanına uygun olarak düzenlenmesi,

8- Aynı konuya ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davalarının bir defaya mahsus olarak açılabilmesi,

9- Nüfus müdürlüklerinin, temyiz işlemlerinde her türlü harç ve mahkeme masraflarından muaf tutulması,

10- Herhangi bir işlem sebebiyle gerçekdışı beyanda bulunanlar hakkında hapis cezası verilmesi,

11- Kimlik paylaşımı sistemi ve Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası uygulamasının esas ve usullerinin bu kanunla belirlenmesi,

12- Doğum sebebiyle verilecek cüzdanlardan değerli kâğıt bedelinin alınmaması ve nihayet, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın nüfus cüzdanlarının postayla ikamet adreslerine gönderilebilmesi.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarıyla getirilen bir başka düzenleme de ulusal adres veri tabanı oluşturulmasına ilişkin yeni düzenlemedir. İkametgâh bilgilerinin sağlıklı bir şekilde tutulması sayesinde kurumlararası iletişimin sağlanması, seçmen kütüklerinin oluşturulması ve ikametgâh belirleme ve nüfus sayımının kaldırılması gibi birçok hizmetin sağlıklı bir şekilde yürütülmesine böylece imkân tanınmış olacaktır. Adres bilgilerinin toplanıp depolanması, nüfus hareketlerinin izlenmesiyle çok yakından ilgilidir. Adres kayıtlarının sağlıklı bir şekilde tutulması, okul, hastane gibi temel devlet yatırımlarının sağlıklı bir şekilde planlanmasına ve gerçekleşmesine de katkı sağlayacaktır.

Sayın milletvekilleri, diğer taraftan, nüfus hizmetleri, e-devlet uygulamasının temelidir. Bu çerçevede, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, vatandaşın kendisini tanıtabilmesi ve devletin de vatandaşı tanıyabilmesinin ilk uygulaması olmuştur. Ülkemiz özelinde, geliştirilecek çözümlerde, MERNİS veri tabanının kurumlar arasında sağlanacak entegrasyona yardımcı olacağı ve bu sayede, e-devlet dönüşümünde çok önemli katkılar yapacağı aşikârdır. Ayrıca, İçişleri Bakanlığınca geliştirilen kimlik paylaşımı sisteminde, adres paylaşım sisteminin de dahil edilmesiyle, vatandaşlarımızın kimlik bilgileri ile adreslerinin kurumlar arasında paylaşımı mümkün olacak ve bu sağlanacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına tahsis edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, tek anahtar olabilme özelliğiyle, e-devlet uygulamasının merkezinde önemli bir yer almış olacaktır.

Bu sebeplerle, tasarıda, kurumların mevzuatlarında iki yıl içerisinde Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası kullanımına yönelik düzenleme yapılması öngörülmüştür. Verilerin elektronik olarak kolay işlenmesi, kamu ve özel sektöre ve kişilere birçok yararlar sağlamaktadır. Mal ve hizmetlerin kolay üretilmesi ve kullanılmasının yanı sıra bankacılık, sağlık, güvenlik, vergi ve eğitim gibi her alanda kişisel verilerin kullanımı mecburî ve faydalı bir hale gelecektir. Bu meyanda, kişilik haklarının korunması da çok önemlidir. Bu taslakta, bu prensipler göz önünde bulundurulmuştur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, MERNİS veri tabanında yer alan demografik bilgiler, devletin, gerek kaynak planlaması sırasında gerekse hizmet başarı kriterleri oluşturulduğunda esas teşkil edecek önemli bilgiler olduğundan, bu bilgilerin devamlı bir şekilde geliştirilmesi de bir mecburiyet halinde karşımızda bulunmaktadır. Bu anlamda, MERNİS, sadece bir projenin değil, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşadığı müddetçe devam edecek olan bir hizmetin adı şeklinde planlanmıştır. Bu bakımdan, MERNİS veri tabanının güncelliğinin, güvenirliğinin ve güvenliğinin sağlanması, devlete duyulan güven ve itimadın da bir icabıdır.

Değerli milletvekilleri, amme faaliyet ve hizmetlerinin yürütülürken hizmet sunan kurum ve kuruluşların, hizmetin muhatabı olan fertlere, hatasız ve herhangi bir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde tarif ve tasvir etmesi lazım. Hizmetin hakkıyla yürütülebilmesi için, bu, bir mecburiyettir.

Nüfus kayıtlarının elektronik ortamdaki mevcudiyeti, kamu hizmetlerinin sunulmasında nüfus bilgilerinin önemi nedeniyle, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının elektronik ağ ortamına geçme projeleri için de bir altyapıyı ifade edecek ve teşkil edecektir.

Görüşülmekte olan Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısının Yüce Heyetinizin tasvipleriyle kanunlaşması halinde, nüfus hizmetlerinde zamandan tasarruf sağlanması, maliyetin düşmesi, verimliliğin artması, kırtasiyeciliğin azalması, hem kamu hem de vatandaş için karar almada kolaylık ve hızın sağlanması, vatandaşın kamuyla olan işleri de kısa sürede doğru bilgiye ulaşımı da temin edilmiş olacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarıyla getirilen bir diğer yenilik de, hizmeti vatandaşın ayağına götürmeyi sağlayacak olan nüfus şefliklerinin kurulmasıyla ilgili husustur. Kurulacak olan şeflikler, hem nüfus personelinin sadece ilçe merkezlerinde toplanmasını engelleyeceği gibi hem de ilçe düzeyinde belirli merkezler kurulmak suretiyle hizmetin halkın ayağına götürülmesi ve adres kayıtlarının güncel olarak tutulabilmesini temin edecektir. Böylece, yapılan düzenleme, vatandaşın, ilçe merkezinde, nüfusla ilgili herhangi bir işlem için gidip gelmek suretiyle zaman, para ve emek harcayarak yapacağı masrafları ortadan kaldırarak millî ekonomiye de vatandaşın ekonomisine de fayda sağlayacaktır.

Muhterem milletvekilleri, Sayın Başkan; yüzyılımızın hızla gelişen ve değişen teknolojisi ülkelerarası nüfus hareketlerinin büyük bir hızla artmasına ve yoğunlaşmasına sebep olmuş, uluslararası ilişkiler çok gelişmiş ve yoğunluk kazanmıştır. Artan nüfus hareketlerine paralel olarak da, yabancıların kişisel hallerine ilişkin birçok işlemler yapılmaya başlanmıştır. Bu sebeplerle, birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye'de de, ikamet eden yabancıların kayıtlarının tutulması ihtiyacı meydana çıkmış; tasarıda, bu yönde de, bu ihtiyacı karşılayacak düzenlemeler yapılmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun tasarısının komisyonda ve Genel Kurulumuzda görüşülmesi sırasında katkı ve destek sağlayan ve sağlayacak olan tüm milletvekili arkadaşlarıma huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Tasarının, nüfus idaremizdeki gelişme ve atılımın devlet ile vatandaş arasındaki bağı daha da güçlendireceği inancıyla, hayırlara vesile olmasını diliyor; hepinizi, yeniden, saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Birleşime 5 dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 17.04


DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.14

BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER

KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

1123 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

4.- Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/1177) (S. Sayısı: 1123) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yerinde.

Hükümet?.. Yerinde.

Tasarının tümü üzerinde, şimdi, söz, kişisel söz istemlerinde bulunan arkadaşlarda.

Haluk Koç, Samsun Milletvekili?.. Yok.

Ümmet Kandoğan, Denizli Milletvekili?.. Yok.

Mehmet Eraslan, Hatay Milletvekili?.. Yok.

Değerli milletvekilleri, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Şimdi, birinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.

Birinci bölüm, 1 ilâ 14 üncü maddeleri kapsamaktadır.

Birinci bölüm üzerinde söz isteyen: Parti grupları adına, Anavatan Partisi Grubu adına İbrahim Özdoğan, Erzurum Milletvekili; kişisel söz talepleri, Doğan Topaloğlu, Ankara Milletvekili.

Buyurun Sayın Özdoğan, söz sizin. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakika.

ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; 1123 sıra sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı üzerinde, Anavatan Partisi adına söz almış bulunmaktayım birinci bölüm üzerinde; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi, en derin sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Yüce Meclisimizin gündemine gelen Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısına genel olarak baktığımızda, tasarının, temel bir hedefe yönelmekle birlikte, teferruat anlamına gelebilecek pek çok noktayı düzenlediğini görüyoruz. Hal böyle iken, tasarının getirdiği düzenlemeleri tek tek ele almakta yarar vardır. Bu nedenle, tasarıyla ilgili eleştirilerimizi farklı başlıklar altında sunacağız.

Nüfus kayıt işlemlerinde yapılan düzenlemeyle beraber, aile kütüklerindeki din hanesi -kişinin yazılı beyanına uygun olarak- kaydolunabiliyor, değiştirilebiliyor, boş bırakılabiliyor veya silinebiliyor. Bu düzenlemeyle ilgili olarak önce kişisel görüşümü belirtmekte yarar görüyorum. Şahsen ben Müslümanım ve inancım, benim kimliğimin belirleyenleri arasında önemli bir yere oturuyor. Kişisel olarak benim tercihim, nüfus cüzdanımda din hanesi bulunması ve bunun karşısına "İslam" yazılmasıdır. Eğer benim nüfus cüzdanım kimliğimi tanımlama amacına hizmet edecekse, şahsen ben böyle tercih ediyorum; fakat bu durumdan rahatsız olanlar da vardı ya da bunu öne sürüp polemik çıkarmak isteyenler de vardı, nüfus cüzdanında din hanesinin karşısında "İslam" yazmasını istemeyen vatandaşlarımız vardı ve bu tür durumlarda, bir bardak suda fırtınalar koparılıyordu, bu ülkeye hiçbir getirisi olmayan tartışmalar çıkıyordu. Bu yönüyle ele alındığında, nüfus cüzdanlarındaki din hanesi kayıtlarının isteğe bağlı olması fikrini makul buluyoruz. Biz, Anavatan Partisi olarak, insanların inandıkları biçimde yaşamalarının ve inançlarını ifade etmelerinin hiçbir sakıncası olmadığını düşünüyoruz.

İnançlar ve kişisel tercihler söz konusu olduğunda, herkes kendini özgürce ortaya koyabilmeli ve farklılıklar, gerektiğinde "senin inancın sana, benim inancım bana" formülüyle tolere edilebilmelidir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: "Senin inancın sana, benim inancım bana" derken, bu cümle "ne halin varsa gör" anlamında kullanılmamalıdır. Bu cümle, karşılıklı saygının ve birbirinin kişiliğinin sınırlarına riayet etmenin bir ifadesi olmalıdır; Türkiye, artık, karşılıklı diyalogla, bir fincan kahve içimi kolaylığında çözülecek sorunlara takılıp kalmamalıdır. Bunlar polemik konusu yapıldığında, çelişkiler doğmakta, bu çelişkilerden de, AK Parti Hükümeti gibi, çok da başarılı olmayan siyasî yapılanmalar vücuda gelmektedir. Sayın Genel Başkanımız Erkan Mumcu liderliğindeki Anavatan Partisi, bu dev çelişki sanılan özgürlük sorununu bir hamlede çözebilecek olgunlukta ve birikimdedir.

Tasarı, nüfus hizmetlerinin devletin ve vatandaşın ihtiyaçlarına cevap verebilecek düzeye ulaştırılmasını, nüfus kayıtlarının düzgün tutulmasını, bütün adres bilgilerinin kaydedileceği bir adres veri tabanının kurulmasını, Türk vatandaşları ile Türkiye'de yaşayan yabancıların ikamet adreslerinin nüfus kütüklerine elektronik ortamda kaydedilmesine ilişkin usul ve esasları düzenliyor.

Tasarının yöneldiği bu hedefe baktığımızda, haklı bir gerekçe çarpıyor göze. Ama, bizim, bu AK Parti Hükümetine bir türlü anlatamadığımız bazı önemli gerçekler var. Haklı gerekçelerin arkasına sığınıyor; ama, haksız ve yersiz işler yapıyorsunuz. İşte, Anavatan Partisi olarak bizim muhalefetimiz bu haksız ve yersiz işleredir.

Türkiye'de, ticarette, iç güvenlikte, bankacılık ve yargısal işlemlerde çok büyük aksamalara neden olan bir kayıt düzensizliği vardır; bu doğrudur. Bu keşmekeşi bir örnekle somutlaştırmakta yarar görüyorum. Örneğin, bir bankanın, şahısla muhatap olmasını gerektirecek bir durum vardır. Yazışma ve ihtarlar ikamet adresine gidiyor; fakat, ulaşamıyor. Çünkü, şahsın resmî belgelerdeki ikamet kaydı ile fiilî ikameti farklı. Bu kadarla da kalmıyor; vatandaş gitmiş muhtara "acil işim var, ikametgâh lazım, kaydedecek vakit yok" demiş, önceki ikametgâhından nakil ilmühaberi getirmeden yeni bir adresten ikametgâh almış. Bakıyorsunuz, aynı tarihlerde düzenlenmiş resmî evrakta tek bir vatandaşın 5-6 farklı adreste kaydı var. Buyurun size karmaşa.

Bir örnek de polisten verelim. Bir çocuk suçlu kapkaç yaparken yakalanmış, 8-9 yaşlarında olduğu sanılıyor; fakat, polisimiz araştırıyor, çocuğun nüfusta kaydı yok. Yani, bir yurttaşın, 9 yaşına gelmiş bir çocuğun hastanelerde, okulda veya devletimizin başka birimlerinde kaydı olması gerekiyor; ama, yok. Ailesi çocuklarını nüfusa kaydettirmemiş ve yönetimler, bunun tespit edilmesi ve kayıt altına alınması noktasında hiçbir şey yapmamış. Buyurun size başka bir keşmekeş!

Şimdi, bakalım AK Parti Hükümeti bu keşmekeşi düzeltmek için ne yapmış: Tasarıya göre, Türkiye'de aile kütüğü bulunmayan ve yabancı ülkelerde oturan vatandaşlar, İçişleri Bakanlığının göstereceği bir nüfus müdürlüğünde açılacak aile kütüğüne kaydedilecek.

Nüfus kayıtları ve ilgili belgeler gizli olacak.

Buradaki "gizli" kelimesine dikkat çekmek istiyorum. AK Parti Hükümeti burada ne demek istiyor? Verilerin depolanması ve tasnifi sırasında vatandaşın tüm bilgileri, özellikle mahrem sayılacak bilgiler, yetkisi olmayan üçüncü şahıslara karşı korunacak mı? Bunun garantisini veriyor musunuz? Eğer bunun garantisini veriyorsanız, açık konuşun, garanti ettiğiniz şeyi de açıkça ifade edin, arkasında durun.

Sonra, şunu belirtmekte yarar görüyorum: Bakın, iktidara AK Parti geldi, güvenlik ve istihbarat camiasında bir espri yapılmaya başlandı "Herhangi bir bilgi ile devlet sırrı arasında ne fark vardır" diye soruyorlar, sonra da cevap veriyorlar "Devlet sırrına ulaşmak daha kolaydır"

İşte, basiretsiz bir yönetimin elinde oyuncağa dönmüş bir kavramı ve işte AK Parti beceriksizliğinin yozlaştırdığı gizlilik anlayışı budur.

Ben, Şemdinli komisyonunda görev yaptım. Basiretsiz bir hükümet, sükûnet içinde, gizlilikle yürütülmesi gereken bir görevi, kuvvet komutanlarıyla polemik yapmaya varana kadar nasıl yozlaştırır?! Böyle bir yapının gizlilik anlayışı nedir biliyorum ve ben bu memleketin bir evladı olarak burada verilen gizlilik güvencesine inanamıyorum. Sayın Bakanımıza da buradan sesleniyorum: Çıkın milletin huzuruna ve şu bilgilerin korunması konusunda bizi ikna edin.

Yine, tasarının yöneldiği bir başka hedeften söz etmek istiyorum. Tasarıya göre, Türk vatandaşları nüfus kütüğüne kaydolmak ve nüfus cüzdanı almakla zorunlu olacak.

Her çocuk, doğumdan itibaren, yurt içinde, otuz gün içinde nüfus müdürlüğüne, yurt dışında ise, altmış gün içinde dış temsilciliğe bildirilecek. Bu süreden sonra bildirilen 6 yaşını bitirmemiş çocukların doğum tarihi tespitinde beyan esas alınacak. Çocuk 6 yaşını doldurmuşsa, nüfus müdürlüğünde, resmî sağlık kuruluşunca yaşı tespit edilecek.

Nüfus müdürlükleri, süresi içerisinde bildirilmeyen çocuk veya nüfusa işlenmeyen erginlerin varlığını haber almaları halinde, erginlerin kendilerini, çocukların ise, veli, vasi veya kayyımlarını, bunların bulunmaması halinde ise, büyükanne, büyükbaba veya kardeşlerini veya muhtarları beyan için davet edecek.

Nüfus müdürlüklerinin uyarısına rağmen süresinde bildirimde bulunmayanların polis zoruyla getirilmesi için gereken işlemler yapılacak. Emniyet kuvvetleri, kimlik kontrollerinde veya herhangi bir işlem sırasında kimliğini ispat edemeyenler ile nüfusta kayıtlı olmadığını tespit ettikleri kişileri, o yerdeki nüfus müdürlüğüne bildirecekler. Nüfus müdürlüklerinin uyarısına rağmen süresinde bildirimde bulunmayanların polis zoruyla getirilmesi için gereken işlemler yapılacak.

Şimdi, bakınız "nüfus hizmetleri" kavramını en geniş biçimiyle almak gerekiyor ve özellikle "adres ve kişisel bilgiler" kısmında veri eksiklikleri ve çelişkili bilgiler gündeme geliyor. Siz, adres konusunu kayıt altında tutmak niyetindiyseniz; biliniz ki, devasa bir enformasyon olayı vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.

İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Bunun için yeterli hazırlığınız var mı? Mesela, Türkiye İstatistik Kurumunun, Nüfus İdaresi Genel Müdürlüğünün, Emniyet Teşkilatımızın kaç kalifiye elemanı vardır? Bunlar yeterli midir? Eksik var mıdır? Personele yeterli eğitim desteği verilmekte midir? Adres kayıtları konusunda muhtarlara gerekli donanım ve eğitim verilmiş midir? Nasıl bir organizasyona gidilecektir? Kira kontratlarında ve ev sahibi-kiracı ilişkilerinde yeni düzenleme yapılacak mıdır? Çünkü, şu kadarını biliyoruz; ev sahipleri evlerini kiraya verirken, bir önceki ev sahibinden referans yazısı ya da ikametin nereden geldiğine dair bir belge istemiyorlar. Yani, bizdeki sistem, Batı'daki gibi, vatandaşın kayıt altına alınması için tasarlanmamış. Eğer, amaç, gerçekten nüfus bilgilerinin sağlıklı kanallarda toplanması ise, bunu, "bir, esastan, iki, usulden" deyip kâğıt üzerinde gerçekleştiremezsiniz. Anavatan Partisinin itirazı bu noktadadır. Anavatan Partisi olarak biz zevahiri kurtarmak için yapılan işlere karşıyız, köksüz düzenlemelere karşıyız.

Yasanın aziz milletimize hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Kişisel söz istemi, Nur Doğan Topaloğlu, Ankara Milletvekili. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika.

NUR DOĞAN TOPALOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 1123 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile İçişleri Komisyonu raporu üzerinde söz söylemek üzere huzurunuzdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben biraz ayrıntılı değinecektim; ancak, Sayın Bakanımız, Sayın Grup Sözcümüz teknik olan konuları gayet güzel, maddeler halinde izah ettikleri için, ben onlara değinip vaktinizi almak istemiyorum. Sadece, geçmişte bazı konuları hatırlatarak sözlerime son vermek istiyorum.

Türkiye'nin nüfusu 1927 sayımında 13 000 000'du, bugün 73 000 000'a ulaştık. Eskiden, MERNİS teşkilatı olmadığı gibi, kayıtlar eskiydi, tebyiz işlemleri yapılırdı, okur yazar bulunmazdı, hatalı kayıtlar olurdu, düzeltilmesi mahkeme kararlarına kalırdı. Artık bunların hepsi tarihe karıştı, yeni ortam ortaya çıktı. Geçen yıl, Büyük Millet Meclisi Şeref Salonunda yapılan törenle bu MERNİS işlemleri sizlere tanıtıldığı için bunu biliyoruz. Şimdi, teşkilatımız da bunun için hazır hale geldi. Geriye ne kaldı; bunları uygulayacak mevzuatı değiştirmek. Bir değişik deyimle, helva yapmak için elimizde un vardı, pekmez vardı; şimdi, biz, bu yasayla bunu da yapmış oluyoruz; bundan sonra, hizmetler daha kolay yürüyecek.

Bir başka konuyu daha dile getireyim: Bu vatandaşlık numarası konusu var. Bugün, Avrupa Birliğine girmek istiyoruz. Avrupa Birliğinde, kayıtdışı ekonomi, en önde gelen konulardan biridir. Bu vatandaşlık numarası, buna en büyük kolaylığı sağlayacak konulardan biridir.

Bu kanunda tekrar vurgulamak istediğim bir konu var; adres konusudur. Hepiniz bilirsiniz, biz de, yıllarca, içinde olduk, bunlarla mücadele ettik. Vatandaşlar belli yerlerde oturur, oradan belediye hizmetleri alır; ama, sayımlarda, otobüslerle taşımalar yapılır, başka yerlere götürülür getirilir; hizmet başka yerden, gelir başka yerden dağıtılır. Buna benzer ayrıcalıklar da bu kanunlarla düzeltilmiş olacak. Böylece, artık, Türkiye, yeni bir sisteme kavuşuyor. Bunların tümünü ben saymak istemiyorum.

Bir başka konuya daha değinmek istiyorum: Eskiden yangınlar olurdu, hasarlar olurdu, nüfus kayıtları tarihe karışırdı, yeniden yazım yapılırdı; bununla, pek çok kayıtlar gizlenirdi. Pek çok vatandaşın, Amerika'da, Fransa'da kayıtları bulunur, bizde bulunmazdı; onlar, anarşide kullanılırdı. Artık, bunlar da tarihe karıştı. Bu olayları örnek vermek suretiyle vaktinizi almak istemiyorum. Hakikaten, büyük bir mesafe aldık, belli bir yere geldik.

Artık, kişilerin doğumundan ölümüne kadar kişisel durumları düzenli kayda alınıyor, kütüklerin yazımı düzene giriyor, nüfus kayıtları daha güvenli oluyor, adres bildirimleri sağlıklı hale geliyor. Böylece, yine, yasanın 71 inci maddesiyle, 5.5.1972 tarihli ve 1587 sayılı Nüfus Kanunu yürürlükten kaldırılıyor. 24.2.1972 tarihli 1543 sayılı Genel Nüfus Yazımı Kanunu yürürlükten kaldırılıyor. 3686 sayılı Evlenme Kâğıtları ve Bunların Nüfus Kütüklerine Tescili Kanunu yine tarihe karışıyor. 1003 sayılı Binaların Numaralanması ve Sokaklara İsim Verilmesi Kanunu yeniden düzenleniyor. Ayrıca, 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanunu var ki, bu da en çok aksayanlardan birisiydi, onun da birçok maddeleri işler hale geliyor, kullanılır hale geliyor. Böylece, Türkiye'de, hakikaten, vergisinden, kimlik numarasından, vatandaşlık işlemlerine kadar her türlü işlemler yeniden düzene giriyor. Böylece, bu kanun, Türkiye'nin ufkunu bir kere daha genişletmiş oluyor.

Emeği geçenlere ben buradan teşekkür ediyor, hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Birinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi, birinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

1 inci maddeyi okutuyorum:

NÜFUS HİZMETLERİ KANUNU TASARISI

BİRİNCİ KISIM

Genel Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1.-

BAYRAM ALİ MERAL (Ankara) - Sayın Başkan, Karar yetersayısı…

BAŞKAN - Şimdi, karar yetersayısı arayarak oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…

Karar yetersayısı yoktur; 5 dakika ara veriyoruz.

 

Kapanma Saati: 17.34


BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 17.50

BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER

KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

1123 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

4.- Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/1177) (S. Sayısı: 1123) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yerinde.

Hükümet?.. Yerinde.

Tasarının 1 inci maddesinin oylanmasında karar yetersayısı bulunamamıştı; şimdi, 1 inci maddeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısını arayacağım: 1 inci maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir; karar yetersayısı vardır.

Devam edelim, 2 nci maddeyi okuyoruz:

Kapsam

MADDE 2.-

BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Tanımlar

MADDE 3.-

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

İKİNCİ KISIM

Nüfus Hizmetlerinin Yürütülmesi

BİRİNCİ BÖLÜM

Yetkililer ve Nüfus Kütükleri

Nüfus hizmetleri yetkilileri

MADDE 4.-

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Hukuki mahiyeti

MADDE 5.-

BAŞKAN - 5 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Nüfus kütüklerinin tutulması

MADDE 6.-

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Aile kütüklerinde bulunması gereken kişisel bilgiler

MADDE 7.-

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

Türkiye'de oturan yabancıların nüfus kayıtları

MADDE 8.-

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

İKİNCİ BÖLÜM

Nüfus Kayıtlarının Özellikleri

Gizlilik

MADDE 9.-

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

Resmi işlemlerde esas alınması

MADDE 10.-

BAŞKAN - 10 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Nüfus Kütüklerinin Tutulmasına İlişkin Esaslar

Tescil mecburiyeti

MADDE 11.-

BAŞKAN - Madde 11'i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tescilde dayanak belgesi zorunluluğu

MADDE 12.-

BAŞKAN - 12 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Tescil

MADDE 13.-

BAŞKAN - 13 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Kaydın kapatılması ve yeniden açılması

MADDE 14.-

BAŞKAN - 14 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 14 üncü madde kabul edilmiştir.

Değerli milletvekilleri, birinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır ve birinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.

İkinci bölüm 15 ilâ 34 üncü maddeleri kapsamaktadır.

İkinci bölümde söz isteyen, siyasî parti grupları adına, Anavatan Partisi Grubundan Turan Tüysüz, Şanlıurfa Milletvekili.

Buyurun Sayın Tüysüz. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakika.

ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA TURAN TÜYSÜZ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı hakkında Anavatan Partisi adına söz almış bulunmaktayım; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Devlet ile insan arasındaki ilişkinin bütün evresini kayda geçiren bir teşkilat olarak, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, neredeyse, ülkemizin tarihine tanıklık etmektedir. Nüfus teşkilatı, nüfus hizmetlerini yerine getirirken, elle başlayan yazım daktiloya, oradan da bilgisayar teknolojisi kullanarak büyük gelişme gösteren nüfus hizmetlerinin çağdaş teknolojileri kullanması, rahmetli Turgut Özal'ın kalkınma hamlelerinin içinde yer almasıyla mümkün olmuştur. Buradan da, bir kez daha, Sayın Özal'ı, rahmetle, minnetle anıyoruz. Onun, teknolojilere, yeniliğe açık görüşü, MERNİS Projesinin ve nüfus teşkilatının bugünlere gelmesine büyük katkı sağlamıştır.

Aslında, bu büyük proje, öyle, AKP Hükümetinin projesi, gelen kanun da, AKP Hükümetinin hazırladığı kanun değildir; kanun ve proje, seksenbeş yıllık cumhuriyet tarihimizin ve onun hükümetlerinin eseridir. 1972 yılında düşünce olarak başlayan ve kimi nedenlerden dolayı uygulanamayan ve 1986 yılında hızlandırılan bu projenin tamamlanmış olması sevindirici bir gelişmedir. MERNİS Projesi, e-Türkiye bilgi sisteminin temel parçalarından birisini oluşturmaktadır.

Değerli milletvekilleri, sosyal güvenlik, sağlık, tapu, vergi, askerlik, eğitim, seçim işleri gibi birçok konuda faaliyet gösteren kurum elektronik uygulamalarında sadece TC kimlik numarası ve nüfus kayıtlarının baz alınması, vatandaşımızın e-devlet kavramı içinde tanınmasına imkân verecektir. Böylece, devlet ile yurttaş arasındaki ilişkide şeffaflık sağlanacaktır. Hesap verme sorumluluğu güçlenecek ve kamu hizmetlerinin kalitesi iyileşecektir. Bürokratik işlemler azalacak, vatandaş memnuniyeti artacak, hizmetler daha verimli olarak sunulacağı için, maliyet de düşecektir.

Burada, bizim, Anavatan Partisi olarak, bu kanunda amaçlanan e-devlete geçiş döneminin önemli bir boyutu olan elektronik ortamda tutulacak kayıtlarla ilgili çıkarılan kanunun birbirlerini tamamlaması noktasında bazı önerilerimiz olacaktır.

Nüfus Kanununa göre, nüfus kütüklerinin, kişinin mensubu olduğu ailesine ait bütün fertlerinin cinsiyeti, adı, soyadı, baba adı, ana adı ile soyadları, sağ olup olmadıkları, il ve ilçe itibariyle doğum yeri ve tarihleri, vücutlarındaki belirli değişiklikleri, dini, okuryazar olup olmadıkları, medenî halleri, doğum, evlenme, boşanma, ölüm, gaiplik, nesep tashihi, tanıma, evlat edinme ve evlatlık sözleşmesinin kaldırılması gibi diğer şahsî hal değişiklikleri bilgileri bulunmaktadır.

Bu bilgilere diğer kurumların elindeki bilgiler de eklendiğinde, vergi ödemeleri, banka hesapları, ikamet bilgileri, tapu kayıtları, banka hesap kayıtları, eğitim bilgi ve dereceleri, adliye soruşturma ve mahkeme kayıtları, disiplin dosyaları, sağlık durumu, askerlik durumu, emniyet geliş kayıtları gibi akla gelebilecek her türlü bilginin -Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her birey hakkında- bir merkezde toplandığı düşünülürse, bu kayıtların ne tür tehditler ve tehlikeler altında bulunduğunu düşünmek pek zor olmayacaktır. MERNİS Projesinin altında bulunduğunu düşünmek de pek zor olmayacaktır.

Bu, MERNİS Projesi, bu bilgilere ulaşmanın, veri tabanının bilgi işlemesinin sınırları belirlenmedikçe, bireyler korumasız bir durumda kalacaklardır. Düzenlemeler, kuşkusuz, sadece MERNİS'le sınırlı tutulmayacaktır. Diğer kişisel veri içeren özel, kamusal veri tabanlarını kapsar şekilde yapılacaktır. Dünyanın birçok ülkesinde benzer kamusal veri tabanları oluşturulmaktadır.

Bireylerin, yukarıda saydığımız tehlikelerden korunması için elektronik ortamda tutulan veriler hukukî olarak korunmak istenmiş, bu sebeple, uluslararası sözleşmeler ve direktifler kaleme alınmıştır. Hazırlanan bu belgelerde, kişinin fiziksel özellikleri, kişisel düşüncesi, görüş ve inançları, sağlık, öğrenim, istihdam durumuyla ilgili bilgiler ve birey olarak sürdürdüğü yaşam veya aileiçi yaşantısı, başkalarıyla yaptığı haberleşmelerin kendi isteği dışında bahis konusu yapılamayacağı, başkalarına açıklanamayacağı, kendisi tarafından açıklanmış olan bilgilerin de, ancak açıklandığı amaç ve bağlamla ilgili, sınırlı olarak kullanılabileceği belirtilmiştir.

Esas olarak düzenlemesi gereken hususlar, bu bilgilerden hangi kurumların ne oranda yararlanacağı, bilgilerin kullanımına ne kadar sınır getirileceği, bireylerin, kendi hakkında tutulan bilgileri inceleme, yanlışlık varsa düzeltme hakkına sahip olup olmayacağı şeklindedir. Bu düzenleme yapıldığı takdirde, gizlilik hakkı ve bilgi edinme hakkı söz konusu olmaksızın, kişisel verilerin kamu kurumlarınca her tür işlenmesi ve değerlendirilmesi hukuka uygun olarak kabul edilmek zorunda kalınacaktır; fakat, kamusal veri tabanında bilgilerin ne şekilde tutulacağı, bireylerle ilgili hangi kişisel verilerin tutulacağı ve bu kişisel verilere hangi kurumun ne ölçüde erişeceğini, bireylerin kendi haklarında tutulan verilerden haberdar olup olmayacağı, bilgi alma hakkı olup olmayacağı, kayıtlardaki yanlışlıkların ne şekilde düzeltileceği gibi hususların acil olarak düzeltilmesi zorunluluğu vardır. Keza, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığına, o da siyasî partiye bağlı demektir. Siyasî partinin de bu bilgilere istediği gibi sahip olabileceği düşünülürse, bu konuda yargı ve hukuk denetiminin çok ciddî olarak gündeme getirilmesi gerekmektedir.

Sonuçta, ne tür düzenleme yapılırsa yapılsın, bu düzenlemelerin, hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı değil, aksine, hak ve özgürlükleri koruyucu olması gerekmektedir; ancak, taslakta, kişinin kendi verileri hakkında bilgi edinme hakkı, devlet sırrı, millî güvenliğin gerektirmesi gibi, sınırları kanunda açıkça çizilemeyen ve elinde siyasî gücü bulunduranlarca her dönem için farklı anlamda kullanılan takdir hakkına bırakılmıştır.

Sınırlamaların mutlak olmaktan kurtarılıp, daha çok açık olarak ifade edilmesi gerekiyor. Zira, hiçbir üstün kamu yararı, kişinin kendi hakkında olan bilgileri öğrenmesini engellememelidir.

Ayrıca, taslakta, hangi kurumun, hangi tür veriler ve hangi tür bilgilerden ne oranda yararlanılacağı açıklanmış değildir. Örneğin, Tarım Bakanlığı, çiftçi vatandaşı hakkında bilgi toplarken, adlî sicil kaydına ihtiyaç duymayacaksa, bu kurumun ulaşabileceği bilgiler, ihtiyaç doğrultusunda sınırlandırılmalıdır.

Bilgi paylaşımı kuralları ve bilgi yönetimi politikasının belirlenmesi, MERNİS'i ve diğer kamusal veri tabanı sistemleri üzerinde fişleme aracı suçlamasından kurtaracaktır. Sistemin sınırlarının ayrıntılı çizilmesi, temel hak ve özgürlüklerin korunması amacına hizmet edecektir. Ayrıca, elektronik belgelerin devlet tarafından kabul edilmesi ve bu belgelerde kimlik kanıtlanması, sanal kurumun kimliğinin tanımlanması ve elektronik imzanın kabulü, MERNİS ve diğer kamusal veri tabanlarının kullanımı için öncelikli gerekli yasal düzenlemelerden olması gerekmektedir.

Nüfus kütükleri, ülke olarak, içinden geçtiğimiz büyük badirelerin, savaşların ve felaketlerin izlerinin en trajik şekilde yaşandığı belgelerdir. Aynı şekilde, kişisel olarak hayatımızda bütün şahsî hal değişikliklerinin, mutlulukların, üzüntülerin kaydedildiği, hepimiz için özel kayıtları bünyesinde tutan çok önemli belgelerdir. Bu belgelerin tutulması, kaydedilmesi, saklanması, değerlendirilmesi, devletimizin temel altyapısını teşkil eden bir yapıdadır.

Bu açıdan baktığımızda, nüfus memurları, hepimizin birer sır kâtipleridir. Bu memur arkadaşlar, bu sır kâtipleri, ancak, bunca işi yaparken ekonomik olarak rahatlamaları… Kanuna konulan 66 ncı maddeyle "fazla çalışma ücreti 50 saati aşmamak kaydıyla 3 katı ödenir" demekle bu memurlara haksızlık yapmaktayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURAN TÜYSÜZ (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

Devletin en çok yükünü çeken, yaptıkları en küçük hataları mahkemelerde sürünen bu meşakkatli arkadaşlar, diğer kurumlarla karşılaştırıldığında, özellikle, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Maliye Bakanlığı çalışanlarından daha az çalışıyor değiller. Bu ücret adaletsizliğini "mevcut bütçe şartları" diye başlayan laflarla geçiştirmek bu insanlara yapılan en büyük haksızlıktır. Bu haksızlığın düzeltilmesi yönünde verilecek her türlü önergeye de olumlu oy vereceğiz.

Nüfus hizmetlerinin çağın gerektirdiği teknolojiye uygun, yeniden yapılandırılması çok önemlidir. Sakıncaları giderilmek kaydıyla, böyle bir düzenleme, nüfus kayıtlarının düzgün tutulmasını sağladığı gibi, bürokratik işlemlerdeki gecikmeyle sıkıntı çeken vatandaşlarımıza da biraz daha rahat bir nefes aldıracaktır.

Sözlerimi burada bitirirken, Yüce Meclisi, şahsım ve Grubum adına bir kez daha selamlıyor, bu yasanın ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, ikinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi, ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

Önerge yok.

15 inci maddeden başlıyoruz.

ÜÇÜNCÜ KISIM

Nüfus Olayları

BİRİNCİ BÖLÜM

Doğum

Bildirim yükümlülüğü ve süresi

MADDE 15.-

BAŞKAN - 15 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Süresi içinde bildirilmeyen doğumlar

MADDE 16.-

BAŞKAN - 16 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Nüfus müdürlüklerinin yetkisi

MADDE 17.-

BAŞKAN - 17 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Bildirimle yükümlü diğer görevliler

MADDE 18.-

BAŞKAN - 18 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Bulunmuş çocuklar ve zihinsel özürlü kişiler

MADDE 19.-

BAŞKAN - 19 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Türk vatandaşlığını kazananlar

MADDE 20.-

BAŞKAN - 20 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

Yabancıların nüfus olayları

MADDE 21.-

BAŞKAN - 21 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 21 inci madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

İKİNCİ BÖLÜM

Evlenme

Evlendirme yetkisi

MADDE 22.-

BAŞKAN - 22 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

Evlenmenin bildirilmesi ve tescili

MADDE 23.-

BAŞKAN - 23 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

Yurt dışında yapılan evlendirmeler

MADDE 24.-

BAŞKAN - 24 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

Evlenmekle Türk vatandaşlığını kazananların tescili

MADDE 25.-

BAŞKAN - 25 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Boşanma ve Evliliğin İptali

Kadının bekleme süresinin başlangıcı

MADDE 26.-

BAŞKAN - 26 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

Boşanma veya evliliğin iptali kararlarında bulunması gerekli hususlar

MADDE 27.-

BAŞKAN - 27 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Tanıma ve Evlat Edinme

Tanıma işlemi

MADDE 28.-

BAŞKAN - 28 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 28 inci madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

Evlat edinme işlemi

MADDE 29.-

BAŞKAN - 29 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

Yurt dışında yapılan evlat edinme işlemleri

MADDE 30.-

BAŞKAN - 30 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

BEŞİNCİ BÖLÜM

Ölüm ve Gaiplik

Bildirim süresi ve yükümlü olanlar

MADDE 31.-

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

Ölüm karinesi

MADDE 32.-

BAŞKAN - 32 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 32 nci madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

Ölü olduğu halde aile kütüklerinde sağ görünenler

MADDE 33.-

BAŞKAN - 33 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 33 üncü madde kabul edilmiştir.

Gaiplik işlemi

MADDE 34.-

BAŞKAN - 34 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 34 üncü madde kabul edilmiştir.

İkinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.

Şimdi, üçüncü bölümün görüşmelerine başlıyoruz.

Üçüncü bölüm 35 ilâ 53 üncü maddeleri kapsamaktadır.

Üçüncü bölüm üzerinde söz isteyen, siyasî parti grupları adına, Adalet ve Kalkınma Partisinden Recep Koral, İstanbul Milletvekili.

Buyurun Sayın Koral.

Süreniz 10 dakika.

AK PARTİ GRUBU ADINA RECEP KORAL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Nüfus Hizmetleri Kanunuyla ilgili, şu ana kadar konuşan -hem gruplar adına hem şahsı adına konuşan- bütün arkadaşlarımız, bu konunun teknik bir konu olduğunu ve nüfus hizmetleri konusunda halkımıza hizmet verilmesindeki kaliteyi artıracağını hep ifade ettiler. Sadece Cumhuriyet Halk Partisi adına konuşan arkadaşımız, nüfus idarelerinde, hizmetlerinde çalışan personelle alakalı, fazla çalışma ücretinin yeterli olmadığını  -zaten komisyonda da bu görüşlerini belirtmişti- bu konuda itirazlarının olduğunu söyledi, ki, biz buna katılıyoruz. Gerçekten, nüfus idarelerinde çalışan personel çok zor şartlar altında çalışıyor. Bu manada, getirilen bu kanunla, çalışma ortamlarının iyileştirilmesi, çalışma sırasında, elektronik ortam hazırlanmak da dahil olmak üzere, imkânlarının artırılması ve ilk defa da fazla çalışma ücretlerinin -Maliyede olduğu gibi- 3 kat fazla verilmesi esası getirilmek suretiyle, bir nebze de olsa iyileştirilme sağlanmaktadır.

Bu bakımdan, fikir birliği içerisinde, kaliteli hizmet verilmesini sağlamak üzere getirilmiş bir kanunu hep birlikte çıkarma gayreti içerisindeyiz.

Komisyonumuzda, alt komisyonda da arkadaşlarla birlikte görev yaptık ve bütün maddeleri, enine boyuna, muhalefetteki arkadaşlarımızla, iktidardaki arkadaşlarımızla birlikte değerlendirdik, düzeltmeleri yaptık ve bu manada, biraz evvel söylemiş olduğum gibi de raporu Genel Kurulun gündemine gönderdik.

Değerli arkadaşlar, temel kanunla alakalı sıkıntıyı dile getirerek, birlikte madde madde didiklediğimiz bir kanunda dahi Meclis sıralarını boş bırakmanın pek bir manası olmadığı kanaatindeyim. Bunun üzerinde konuşma hakkının kısıtlanması da söz konusu değildir. Her madde üzerinde fevkalade katılımda bulundular; ben, bundan dolayı, komisyonda, alt komisyonda bizimle beraber çalışan iktidar ve muhalefetteki arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

MUHARREM DOĞAN (Mardin) - Muhalefetin adını koyun!

BAŞKAN - Sayın Koral, lütfen, konuya gelelim.

RECEP KORAL (Devamla) - Sayın Başkan, tam konunun içindeyim, hiç çıkmadım ki. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Yani, nüfusla ne ilgisi var?!.

RECEP KORAL (Devamla) - Burada, değerli arkadaşlar, nüfus hizmetleri doğumla başlıyor ve doğumla bir "ben" çıkıyor, bir nüfus ilave oluyor, bir benlik ortaya çıkıyor ve zaman içerisinde bu benliğin mutlaka "biz"e dönüşmesi lazım. Eğer "ben" olarak devam ederseniz, toplumla barışık yaşayamazsınız, mutlak "biz" olmak zorundasınız ve toplumla "biz" olarak yaşamak da bir sanattır. Bu sanata, mutlaka, her birimiz katkıda bulunmak zorundayız. Eğer uzlaşmacı olmazsak, benliğimizi hep önplana çıkararak hep "ben" demeye devam edersek, hem kendimiz huzursuz oluruz hem de topluma huzursuzluk yaymaya çalışan bir fert oluruz; bu fevkalade yanlış bir husustur ve karşı düşüncelere de nezaket göstermek suretiyle "biz" olmaya devam etmeliyiz, uzlaşmaya katkı vermeliyiz.

Bu eser -ki, bu kanun- gerçekten fevkalade önemli, hem nüfus hizmetlerinin halka kolay ve en verimli bir şekilde, kaliteli bir şekilde verilmesini sağlıyor hem de adresle ilgili veri tabanlarının, halkımızın aldığı bütün kamu hizmetlerini seri ve kolay bir şekilde almasını sağlıyor.

TC kimlik numarası, MERNİS sistemi, biliyorsunuz, hayata geçti; bunların, artık, bu kanunla, veri tabanlarında, adres veri tabanı da olmak suretiyle, toplanmak suretiyle, her vatandaşımız TC kimlik numarasıyla, kamu hizmeti almaya gittiğinde, özel tüzel, resmî kamu, hiç fark etmiyor; TC kimlik numarasıyla, artık, yerleşim yeri adresi, diğer adresleri, nüfus bilgileri karşısına çıkmak suretiyle ve adreslerde tutarsızlık olsa dahi, kamu hizmetini alıyor; hiçbir aksama, hiçbir engel de karşısına gelmiyor.

Aslolan, halkımızın aldığı hizmetin kalitesini yükseltmek, verimli ve kolay bir şekilde hizmet almasını sağlamaktır. Eğitimde, sağlıkta, sosyal olaylarda, sosyal yardımda, ekonomik iş ve işlemlerde olduğu gibi, idarî işleyişlerde ve bugün de, nüfus ve adres işlemlerinde de halkımızın kolay ve kaliteli bir hizmet almasını sağlayacak, elektronik ortamda hizmet sağlayacak kolaylıklar getirmektedir bu kanun. Eve kapanmadan, TC kimlik numarası üzerinden, üç aylık belli bir sürede de yeni bir nüfus sayımı ve buna bağlı olarak da nüfus ve adres işlemleri ve vatandaşın kolay hizmet almasını sağlayacağız.

Değerli arkadaşlar, burada, nüfus hizmetleri, nüfus kayıt sistemi -ki, MERNİS veri tabanı fevkalade olumlu bir şekilde hayata geçmiştir- TC kimlik numarası -ki, halen, hayata geçtiği gibi, bazı kurumlar, TC kimlik numarasına göre de işlem yapmaya başlamışlardır- adres standardı, adres veri tabanı, yerleşim yeri adresi, diğer adres tanımı, adres paylaşım sistemi ve TC kimlik numarasına göre de hızlı bir şekilde, adrese göre hizmet yapılmaktadır. Halen, bu hizmetlerin yapımında birçok kademe geçilmiştir; ama, bu kanunla daha da ileriye götürülecektir. Bunu, zaten, bütün konuşmacılar ifade etti, bir kere daha söylüyoruz. Ayrıca, adresle ilgili konu, nüfus hizmetleriyle birleştirilmektedir; TC kimlik numarası, nüfus kayıtları ve adres bir bütünlük halinde muhafaza edilecek elektronik ortamda ve hizmet alımında kolaylık verecek. Şu anda adres tespiti, 1773 sayılı Kanunla -Adres Bildirim Kanunu olarak bilinmektedir- mecburî hale getirilmiş olup, muhtarlıklar eliyle ve güvenlik güçlerinin yetki ve sorumluluğundadır. Bu tasarıyla, nüfus müdürlüklerine devredilerek, nüfus bilgileriyle birleştirilmektedir; ama, umumî yerlerin işleticileri, yine, güvenlik birimlerine adres vermeye devam edeceklerdir; bunu da buradan ifade etmiş olalım.

Bu kanunla ilgili, teknik olarak söyleyeceklerimiz çok azdır; çünkü, teknik konular üzerinde bu işlem şöyle yapılacak, şu işlem böyle yapılacak demenin bir manası yok. Özü itibariyle, muhalefetteki arkadaşlarımızın ve iktidardaki arkadaşlarımızın sahip çıktığı bir kanundur. Neticede, halkımıza hizmetin verimli, etkili, kolay, hızlı bir şekilde verilmesini sağlayan bir kanundur.

Emeği geçenlere, ben, teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, üçüncü bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi, üçüncü bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

Önerge yok.

35 inci maddeyi okutuyorum:

DÖRDÜNCÜ KISIM

Kayıt Düzeltmeleri

BİRİNCİ BÖLÜM

Nüfus Kaydının Düzeltilmesine İlişkin Esaslar

Kayıt düzeltilmesi

MADDE 35.-

BAŞKAN - 35 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 35 inci madde kabul edilmiştir.

Nüfus davaları

MADDE 36.-

BAŞKAN - 36 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 36 ncı madde kabul edilmiştir.

Nüfus müdürlüklerinin yetkisi

MADDE 37.-

BAŞKAN - 37 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

İKİNCİ BÖLÜM

Maddi Hatalar ve Nüfus Kaydının İptali

Maddî hatalar

MADDE 38.-

BAŞKAN - 38 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 38 inci madde kabul edilmiştir.

Tarihlerde düzeltme ve tamamlama yetkisi

MADDE 39.-

BAŞKAN - 39 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 39 uncu madde kabul edilmiştir.

Nüfus kaydının iptali

MADDE 40.-

BAŞKAN - 40 ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 40 ıncı madde kabul edilmiştir.

BEŞİNCİ KISIM

Nüfus ve Uluslararası Aile Cüzdanları

Düzenlenmesi ve dağıtılması

MADDE 41.-

BAŞKAN - 41 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 41 inci madde kabul edilmiştir.

Cüzdan talep belgesi

MADDE 42-

BAŞKAN - 42 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 42 nci madde kabul edilmiştir.

ALTINCI KISIM

Nüfus Kayıtlarındaki Bilgilerin Verilmesi

Nüfus kayıt örneği verilmesi

MADDE 43-

BAŞKAN - 43 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 43 üncü madde kabul edilmiştir.

Nüfus kayıt örneğini almaya yetkili olanlar

MADDE 44-

BAŞKAN - 44 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 44 üncü madde kabul edilmiştir.

Kimlik ve Adres Paylaşımı Sistemlerinin kullanılması

MADDE 45-

BAŞKAN - 45 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 45 inci madde kabul edilmiştir.

YEDİNCİ KISIM

Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası

Kimlik numarası

MADDE 46-

BAŞKAN - 46 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 46 ncı madde kabul edilmiştir.

Kullanımı

MADDE 47-

BAŞKAN - 47 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 47 nci madde kabul edilmiştir.

SEKİZİNCİ KISIM

Adres Kayıt Sistemi

Adres bilgilerinin tutulması ve adres standardı

MADDE 48-

BAŞKAN - 48 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 48 inci madde kabul edilmiştir.

Adres bilgisi ve güncellenmesi

MADDE 49-

BAŞKAN - 49 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 49 uncu madde kabul edilmiştir.

Bildirim yükümlülüğü

MADDE 50-

BAŞKAN - 50 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 50 nci madde kabul edilmiştir.

Bildirim süresi ve güncelliği

MADDE 51-

BAŞKAN - 51 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 51 inci madde kabul edilmiştir.

Adres bilgilerinin kullanımı

MADDE 52-

BAŞKAN - 52 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 52 nci madde kabul edilmiştir.

Koordinasyon ve işbirliği

MADDE 53-

BAŞKAN - 53 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 53 üncü madde kabul edilmiştir.

Üçüncü bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.

Değerli milletvekilleri, şimdi yemek arası veriyoruz. Birleşime saat 19.00'a kadar ara veriyoruz.

Kapanma Saati: 18.23


ALTINCI OTURUM

Açılma Saati: 19.14

BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER

KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.

1123 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

4.- Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/1177) (S. Sayısı: 1123) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yerinde.

Hükümet?.. Yerinde.

Şimdi, dördüncü bölümün görüşmelerine başlıyoruz.

Dördüncü bölüm, geçici 1 ilâ 4 üncü maddeler dahil, 54 ilâ 75 inci maddeleri kapsamaktadır.

Dördüncü bölüm üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Önerge de yok, soru da yok.

Dördüncü bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi, dördüncü bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra, ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.

54 üncü maddeyi okutuyorum:

DOKUZUNCU KISIM

Ortak Hükümler

Tescil görevi ve süre

MADDE 54.-.

BAŞKAN - 54 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 54 üncü madde kabul edilmiştir.

55 inci maddeyi okutuyorum:

Mahkeme yazı işleri müdürlerinin görevleri

MADDE 55.-

BAŞKAN - 55 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 55 inci madde kabul edilmiştir.

56 ncı maddeyi okutuyorum:

Sağlık kuruluşlarının görevleri

MADDE 56.-

BAŞKAN - 56 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 56 ncı madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

Vekiller

MADDE 57.-

BAŞKAN - 57 nci maddeyi…

MUHARREM DOĞAN (Mardin) - Karar yetersayısının aranmasını istiyorum.

BAŞKAN - Karar yetersayısını arayacağız.

57 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…

Karar yetersayısı yoktur; birleşime 5 dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 19.16


YEDİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 19.29

BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER

KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.

1123 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

4.- Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/1177) (S. Sayısı: 1123) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet?.. Yerinde.

57 nci maddenin oylamasında karar yetersayısı bulunamamıştı; şimdi, maddeyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısı arayacağım.

57 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir; karar yetersayısı vardır.

58 inci maddeyle devam ediyoruz.

Yazım dışı kalanlar

MADDE 58.-

BAŞKAN - 58 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 58 inci madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

Tutanakların imzalanması

MADDE 59.-

BAŞKAN - 59 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 59 uncu madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

Beyanda şüphe

MADDE 60.-

BAŞKAN - 60 ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 60 ıncı madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

Sürelerin hesaplanması

MADDE 61.-

BAŞKAN - 61 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 61 inci madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

Atik veya işlemden kaldırılmış kütükler

MADDE 62.-

BAŞKAN - 62 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 62 nci madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

Askerlik çağına girenlerin listesi

MADDE 63.-

BAŞKAN - 63 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 63 üncü madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

Formların düzenlenmesi

MADDE 64.-

BAŞKAN - 64 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 64 üncü madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

ONUNCU KISIM

Çeşitli Hükümler

Ücretlendirme

MADDE 65.-

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) - Sayın Başkan, bir düzeltme talebimiz var.

BAŞKAN - Buyrun.

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) - 65 inci maddede, 5018 sayılı Kanunun adının teknik olarak açık şekilde yazılması lazım. Bu ibarenin "10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ve eki" şeklinde düzeltilmesi gerekiyor.

BAŞKAN - Bu yapılan, bir teknik düzeltme. Yani, bu teknik düzeltmeyle birlikte, 65 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Devam edin.

Fazla çalışma ücreti

MADDE 66.-

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, madde üzerinde 2 adet önerge vardır.

Önergeleri önce geliş sıralarına göre okutacağım; sonra, hemen hemen aynı konuda olduklarından dolayı, aynı konuyu işlediklerinden dolayı, onları birlikte işleme sunacağım; fakat, ikisini de arka arkaya okutacağım.

Okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1123 sıra sayılı kanun tasarısının 66 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan "3 katını" ibaresinin "5 katını" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Ömer Abuşoğlu

Hüseyin Güler

İbrahim Özdoğan

 

Gaziantep

Mersin

Erzurum

 

Turan Tüysüz

Muharrem Doğan

 

 

Şanlıurfa

Mardin

 

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1123 sıra sayılı kanun tasarısının 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                           Ümmet Kandoğan

                                            Denizli

"MERNİS, Kimlik ve Adres Paylaşımı Sistemleri projelerinde görevlendirilen ve fiilen fazla çalışma yapan Genel Müdürlük personeline (sözleşmeli personel dahil), ayda 50 saati ve yılı merkezî yönetim bütçe kanununda belirtilen fazla çalışma ücretinin 5 katını geçmemek üzere Bakanlıkça belirlenecek esaslar çerçevesinde fazla çalışma ücreti ödenir."

BAŞKAN - Şimdi, bu iki önerge de aynı; 3 katını 5 katına çıkarıyor. Birleştirip işleme koyacağız; fakat, isterse önerge sahiplerinin her biri ayrı ayrı söz alıp, önergelerini açıklayabilirler. Ayrıca, isterlerse, her biri ayrı ayrı gerekçeleri okutabilirler.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Birleştirebiliriz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Birleştiriliyor.

Şimdi, birleştirilmiş haliyle Komisyon bu önergeye katılıyor mu?

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) - Sayın Başkanım, bu önergelerdeki teklif edilen konu Komisyonumuzda çok uzun tartışıldı, Maliye Bakanlığının görüşü alındı ve kamu yönetimindeki diğer kurumlarla konuşuldu, 3 katı olarak kalması uygun görüldü; bu nedenle önergelere katılmıyoruz.

BAŞKAN - Bir dakika.

Tüzük gereği bir uyarı yapmak lazım. "Katılmıyoruz" dediniz değil mi?

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Tamam. Sanki "katılıyoruz" diyorsunuz gibi geldi, o zaman, takdire bırakmanız gerekiyor da.

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) - Katılamıyoruz efendim.

BAŞKAN - Şimdi, önergeyle ilgili konuşmak mı isterseniz, gerekçeyi mi okutalım?

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Konuşacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN - Önerge sahibi Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan; buyurun.

Önergelerden diğerinin sahibi Ömer Abuşoğlu veya önerge sahiplerinden başka biri de konuşmak istiyor mu?

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Gerekçe okunsun.

BAŞKAN - Peki; sonra.

Size 5 dakika süre veriyorum Sayın Kandoğan; buyurun.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısının bir bölümü üzerindeki 66 ncı maddeyle ilgili bir önergem var.

Öncelikle, bu kanun tasarısının, Türkiye'nin ihtiyacı olan bir kanun tasarısı olduğunu, gerek İçişleri Bakanlığı bürokratları tarafından gerekse komisyon tarafından bu kanunun hepimiz tarafından kabul edilebilecek bir şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisinin huzuruna getirildiğini ifade etmek istiyorum. Öncelikle, Bakanlık bürokratlarımıza ve İçişleri Komisyonumuza teşekkür etmek istiyorum.

Şimdi, bu maddeyle ilgili vermiş olduğum önerge, Türkiye'de nüfus hizmetlerinde çok gayretli ve başarılı çalışmaları olan bir teşkilat mensuplarının en azından maddî bakımdan biraz daha rahatlamasını sağlayacak olan bir önerge.

Şimdi, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünde çalışan memurlarımızla ilgili bir bordro var elimde. Burada, çok uzun yıllar kamu görevlisi olarak bu teşkilatta hizmet yapmış olan memurlarımızdan bir tanesinin 643 000 000 lira, bir diğerinin, bir derece üzerinde olan bir memurun da 704 000 000 lira aylıkla yaşamaya çalıştığını görüyoruz.

Şimdi, ben de bir kamu görevlisi olarak, nüfus hizmetlerini yürüten bu teşkilatın en yakınında çalışanlardan birisi olarak, hakikaten, bunların çok ciddî manada ekonomik sıkıntı içerisinde olduklarını biliyorum.

Şimdi, Sayın İçişleri Komisyonumuzun Başkanı, bunu Maliye Bakanlığıyla görüştüklerini, ileride böyle bir düzenleme olabileceğini söylüyor; ancak, bu kanun önümüzde, Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine gelmiş, münhasıran da sadece nüfus ve vatandaşlık işleri personelini ilgilendiren özel bir kanun. Böyle bir kanunu görüşürken, geliniz, bu "3 katı" ibaresini, "5 katı" yapalım ve fedakârca çalışan, gayretli bir şekilde çalışan bu nüfus hizmetlerindeki personelimize bir nebze de olsa bir rahatlama imkânı sağlayabilecek olan bu imkânı hep beraber verelim.

Bununla getirmek istediğimiz şeyle çok fazla bir şey veriyor da değiliz; yani, bunu Maliye Bakanlığına sorup, oralardan icazet alacak, olur alacak bir durum da söz konusu değil. Yani, ne olur, gelin, işte, Komisyonumuz burada, Hükümetimiz burada, bir düzenlemeyle bunu rahatlıkla buradan geçiririz. Önerge de önümüzde mevcut; yani, bunu rahatlıkla geçirebiliriz. En azından, bugün, binlerce personel, bu önergenin de verileceğini de bilen personel, televizyonları başında, ekranları başında hakikaten bizleri de izliyor. O nedenle, geliniz, bu hususla ilgili vermiş olduğumuz önergemizi destekleyiniz ve nüfus teşkilatındaki personelimize, küçük de olsa, bir nebze de olsa rahatlama getirelim diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Diğer önerge sahibi?..

ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Gerekçe...

BAŞKAN - Gerekçenin okunmasını istiyorsunuz; peki.

Sayın Abuşoğlu ve arkadaşlarının verdiği önergenin gerekçesini okuyalım.

Gerekçe:

Nüfus memurları hepimizin sır kâtipleridir. Bu memurlarımız bunca işi yaparken ekonomik olarak son derece düşük ücret almaktadırlar. Bu Kanun ile bu memurlarımıza en küçük hatalarında dahi mahkemelik olabilecek yeni sorumluluklar ve yaptıkları çalışma nedeniyle yeni riskler yüklenmektedir. Buna mukabil Kanunun 66 ncı maddesiyle getirilen fazla çalışma ücreti, 50 saati aşmamak kaydı ile 3 katı şeklinde ödenir demekle bu memurlara yaptıkları işin karşılığı bir fazla çalışma ücreti ödenmemektedir.

Bu önerge ile 66 ncı maddede yer alan 3 katı ibaresinin 5 katı şeklinde düzenlenerek bu memurlarımıza hak ettikleri bir fazla çalışma ücretinin verilmesi amaçlanmaktadır.

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, bu iki önerge aynı konuyu getiriyor, aynı anlamı taşıyor. Birinin gerekçesini okuttuk biraz önce, biriyle ilgili de önerge sahibi Sayın Ümmet Kandoğan konuştu.

Bu iki önergeyi, şimdi, birleştirerek oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.

ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Yarın bu memurlardan nasıl oy isteyeceksiniz?!

BAŞKAN - 66 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 66 ncı madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

ONBİRİNCİ KISIM

Ceza Hükümleri

Gerçek dışı beyan

MADDE 67.-

 BAŞKAN - 67 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 67 nci madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

İdari para cezaları

MADDE 68.-

BAŞKAN - 68 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 68 inci madde kabul edilmiştir.

ONİKİNCİ KISIM

Çeşitli Hükümler

Yönetmelik

MADDE 69.-

BAŞKAN - 69 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 69 uncu madde kabul edilmiştir.

Kadrolar

MADDE 70.-

BAŞKAN - Madde 70'te liste eki var; o yüzden, ekli listeyle birlikte madde 70'i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Etmeyenler… 70 inci madde ekli listeyle birlikte kabul edilmiştir.

Devam edin.

Kaldırılan hükümler

MADDE 71.-

BAŞKAN - 71 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 71 inci madde kabul edilmiştir.

Diğer kanunların değiştirilen hükümleri

MADDE 72.-

BAŞKAN - 72 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 72 nci madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

Diğer kanunlara eklenen hükümler

MADDE 73.-

BAŞKAN - 73 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 73 üncü madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

ONÜÇÜNCÜ KISIM

Geçici Hükümler

GEÇİCİ MADDE 1.-

BAŞKAN - Geçici madde 1'i  oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Geçici madde 1 kabul edilmiştir.

Devam edin.

GEÇİCİ MADDE 2.-

BAŞKAN - Geçici madde 2 üzerinde Komisyonun talebi var; Komisyonun talebini alalım.

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) - Sayın Başkanım, bu geçici maddenin üçüncü fıkrasında, açık şekilde "10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu" yerine "ve 5018 sayılı Kanun" diyerek yetinmemiz gerekiyor. Böyle bir teknik düzeltme yapıyoruz.

BAŞKAN - Bu teknik düzeltmeyle birlikte maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

Devam edin.

GEÇİCİ MADDE 3.-

BAŞKAN - Geçici madde 3 üzerinde 1 önerge var; bu önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1123 sıra sayılı Tasarının Geçici 3 üncü maddesinin (2) numaralı fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

 

İrfan Gündüz

M. Kerim Yıldız

N. Doğan Topaloğlu

 

İstanbul

Ağrı

Ankara

 

M. Said Yazıcıoğlu

Yahya Baş

 

 

Ankara

İstanbul

 

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) -  Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Hükümet önergeye katılıyor mu?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) - Önergeye katılıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçe mi okunsun?

SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Evet.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Fıkra af içerdiğinden madde metninden çıkarılmalıdır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda geçici madde 3'ü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Geçici madde 4'ü okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 4.-

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Geçici madde 4 kabul edilmiştir.

Yeni bir geçici madde eklenmesiyle ilgili bir önerge var; şimdi, o önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1123 sıra sayılı kanun tasarısına aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

İrfan Gündüz

M. Kerim Yıldız

N. Doğan Topaloğlu

 

İstanbul

Ağrı

Ankara

 

M. Said Yazıcıoğlu

Yahya Baş

 

 

Ankara

Ankara

 

"Geçici Madde 5- Bu Kanun yürürlüğe girinceye kadar tanıma beyanı veya babalığa hüküm kararı sonucu ana hanesine tescil edilen çocukların baba hanelerine nakline ana ve babanın birinin, çocuk ergin ise kendisinin müracaatı aranır."

BAŞKAN - Komisyon?..

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) - Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Hükümet?..

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi mi okutalım?

SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gerekçeyi okutalım.

BAŞKAN - Peki.

Gerekçe:

Bu Kanun yürürlüğe girinceye kadar tanınan ve babalığına hükmedilen çocukların müracaat üzerine baba hanesine kaydı sağlanmıştır.

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum önergeyi: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir.

Yürürlük

MADDE 74.-

BAŞKAN - 74 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 74 üncü madde kabul edilmiştir.

Yürütme

MADDE 75.-

BAŞKAN - 75 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 75 inci madde kabul edilmiştir.

Değerli milletvekilleri, dördüncü bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.

Tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.

Tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.

Açıkoylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Açıkoylama, elektronik oylama cihazıyla yapılacaktır.

Oylama için 5 dakika süre vereceğim. Bu süre içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 5 dakikalık süre içinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum. (x)

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, yapılan açıkoylamada toplantı yetersayısı çıkmadığı için, tekrar oylama yapmak için, birleşime 15 dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 19.56

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                

(x) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.

SEKİZİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 20.19

BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER

KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

4.- Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/1177) (S. Sayısı: 1123) (Devam)

BAŞKAN - 1123 sıra sayılı kanun tasarısının tümünün açıkoylamasında toplantı yetersayısı bulunamamıştı; şimdi, açıkoylamayı elektronik cihazla tekrarlayacağım.

Oylama için 5 dakika süre veriyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum. (x)

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, tasarının tümünün ikinci oylamasında da toplantı yetersayısı bulunamadı. Bu nedenle, başka bir birleşimde oylama tekrarlanmak durumundadır. (x)

Bu nedenle de, alınan karar gereğince, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Kuruluşunun 86 ncı yıldönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının kutlanması ve günün önem ve anlamının belirtilmesi amacıyla yapılacak görüşmeler için, 23 Nisan 2006 Pazar günü saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

 

Kapanma Saati: 20.26

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                

(x) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.