BIM 2 3 2006-04-03T07:07:00Z 2006-04-03T07:07:00Z 37 20547 117123 TBMM 976 234 143835 9.3821 0 6 nk 6 nk 0

DÖNEM: 22       CİLT: 113       YASAMA YILI: 4

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

 

75 inci Birleşim

15 Mart 2006 Çarşamba

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - YOKLAMALAR

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1.- Bingöl Milletvekili Mahfuz Güler'in, Bingöl İline bağlı Karlıova İlçesinin düşman işgalinden kurtarılışının yıldönümüne, İlçede meydana gelen depremin birinci yılında, bölgenin fay hattı üzerinde bulunması nedeniyle ileride meydana gelebilecek afetlere karşı tedbir alınmasının önemine ilişkin gündemdışı konuşması

2.- İzmir Milletvekili Canan Arıtman'ın, 14 Mart Tıp Bayramı münasebetiyle, Sağlıkta Dönüşüm Projesinde görülen aksaklıklara ilişkin gündemdışı konuşması

3.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Yılmazcan'ın, yenilenebilir enerji kaynaklarından biyodizelin ülke ekonomisine kazandırılmasının yararına, üretiminin sürekliliğinin sağlanması için yapılması gerekenlere ilişkin gündemdışı konuşması

B) Tezkereler ve Önergeler

1.- Kazakistan Meclisi Dış İlişkiler, Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/998)

2.- Belçika Senatosu Dış İlişkiler ve Savunma Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/997)

3.- Hollanda Temsilciler Meclisi Savunma Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/996)

4.- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Monako'ya yaptığı resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/999)

C) Çeşİtlİ İşler

1.- Genel Kurulu ziyaret eden Suriye-Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Muhammed Hallak ve beraberindeki heyete Başkanlıkça "Hoşgeldiniz" denilmesi

V.- ÖNERİLER

A) DanIşma Kurulu Önerİlerİ

1.- Gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

VI.- SEÇİMLER

A) Komİsyonlara Üye Seçİmİ

1.- (10/81, 234, 286) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna üye seçimi

VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)

3.- Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ve 4 Milletvekilinin, Türk Tabipleri Birliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve 35 Milletvekilinin, 23.1.1953 Tarihli ve 6023 Sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanununun 3224 Sayılı Yasa ile Değişik 60 ıncı Maddesinin Birinci Fıkrasının Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (2/672, 2/604) (S. Sayısı: 1069)

4.- Değişik Adlar Altında İlave Ödemesi Bulunmayan Memurlara ve Sözleşmeli Personele Ek Ödeme Yapılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1171) (S. Sayısı: 1103)

VIII.- SORULAR VE CEVAPLAR

A) YazIlI Sorular ve CevaplarI

1.- İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ'nün, yasama dokunulmazlığına ve kamu görevlilerinin yargılanma prosedürüne ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/12011)

2.- Yozgat Milletvekili Mehmet ERDEMİR'in, çeşitli arşivlerdeki Ermeni tehciriyle ilgili dokümanların araştırılmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/12032)

3.- Konya Milletvekili Nezir BÜYÜKCENGİZ'in, Beyşehir-Antalya yolundaki onarım çalışmalarına ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız ÖZAK'ın cevabı (7/12083)

4.- Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın, Aydıncık-Boyabat karayoluna ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız ÖZAK'ın cevabı (7/12084)

5.- Adana Milletvekili N.Gaye ERBATUR'un, karayolları tasarım elemanlarının niteliklerine ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız ÖZAK'ın cevabı (7/12085)

6.- Isparta Milletvekili Mevlüt COŞKUNER'in, İzcilik Yönetmeliğindeki değişikliğe ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/12099)

7.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Futbol Federasyonuyla ilgili Başbakanlık Teftiş Kurulu raporuna ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/12104)

8.- Adana Milletvekili N.Gaye ERBATUR'un, hava trafik kontrol personeline ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/12194)

9.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, Adnan Menderes Havalimanının ILS cihazı ihtiyacına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/12195)

10.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Ankara-Boğaziçi Caddesindeki PTT şubesinin açılıp açılmayacağına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/12196)

11.- İzmir Milletvekili Muharrem TOPRAK'ın, trenlerde internet imkânı sağlanmasına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/12197)

12.- Giresun Milletvekili Mehmet IŞIK'ın, Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu'ya bağlanacak demiryolu projesine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/12199)

13.- Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN'ın, bölünmüş yol projesi kapsamındaki kamulaştırma bedellerine ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız ÖZAK'ın cevabı (7/12222)

14.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana-Ceyhan karayolunda yapılacak düzenlemeye ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız ÖZAK'ın cevabı (7/12223)

15.- Giresun Milletvekili Mehmet IŞIK'ın, Trabzon-Giresun sahil yolunda özürlülere yönelik yapılması gereken düzenlemelere ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız ÖZAK'ın cevabı (7/12224)

16.- Eskişehir Milletvekili Mehmet Vedat YÜCESAN'ın, TCDD Erzurum Garındaki lokomotiflere ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/12254)

17.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, kamuya personel alımında Millî İstihbarat Teşkilatına tahkikat yaptırıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/12264)

18.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, uzman stenograflığa atanma şartlarına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili İsmail ALPTEKİN'in cevabı (7/12394)

19.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, bir Başbakan yardımcısının danışmanıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/12419)

20.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Ankara Radyosu Çoksesli Müzikler Korosu sanatçılarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/12486)

21.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Anadolu Ajansının siyasetçilerin sarfettiği bazı sözleri haber yapmamasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY 'ın cevabı (7/12487)

22.- Malatya Milletvekili Muharrem KILIÇ'ın, bir milletvekili heyetinin İtalya'ya yaptığı ziyarete ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili İsmail ALPTEKİN'in cevabı (7/12695)

I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 

TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak üç oturum yaptı.

Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair 23.2.2006 tarihli ve 5462 sayılı Kanunun Anayasanın 89 uncu maddesine göre bir kez daha görüşülmek üzere geri gönderildiğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Ankara Milletvekili Reha Denemeç hakkında tanzim edilen soruşturma dosyasının geri gönderilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi okundu; Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden kurulu karma komisyonda bulunan dosyanın Hükümete,

Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini (2/686), geri aldığına ilişkin önergesi okundu; İçişleri Komisyonunda bulunan teklifin,

Geri verildiği;

İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ve 28 milletvekilinin, Alevî İslam inancına sahip vatandaşların inanç ve kültürlerini yaşamalarında karşılaştıkları sorunların araştırılarak (10/345),

Muğla Milletvekili Ali Arslan ve 30 milletvekilinin, kızamık aşısı uygulamalarının araştırılarak hastalıkla etkin mücadele için (10/346),

Alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacakları ve öngörüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı,

Açıklandı.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Adına Grup Başkanvekilleri Samsun Milletvekili Haluk Koç, İstanbul Milletvekili Ali Topuz ve İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol'un, çocuklarının ticarî iş ve ilişkilerinde nüfuzunu kullandığı, lojman giderlerini kamuya ödeterek siyasî ahlak kurallarına aykırı davrandığı ve kamuyu zarara uğrattığı iddiasıyla Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesinin (11/5) gündeme alınmasının, yapılan görüşmelerden sonra, istem üzerine elektronik cihazla yapılan açıkoylama sonucunda, kabul edilmediği açıklandı.

İstanbul Milletvekili Ali Kemal Kumkumoğlu, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın, konuşmasında, şahsına sataştığı iddiasıyla, bir açıklamada bulundu.

Dilekçe Komisyonunda açık bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen 1 üyeliğe, Konya Milletvekili Muharrem Candan'ın,

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunda açık bulunan ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna düşen 1 üyeliğe, 3984 sayılı Kanunun 6 ncı maddesine göre Siyasî Parti Grubu tarafından kendilerine düşen üye sayısının 2 katı gösterilen adaylar arasından, yapılan oylama sonucunda Arif Merdol'un,

Seçildiği açıklandı.

Kocaeli Milletvekili İzzet Çetin ve 30 milletvekilinin, Kocaeli Dilovası Beldesindeki kansere bağlı ölümlerle sanayi atık bağlantısının araştırılarak sorumluların tespiti ve (10/254),

Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 30 milletvekilinin, Kocaeli-Gebze İlçesi Dilovası Beldesindeki sanayi kuruluşlarının atıklarının çevreye ve insan sağlığına olumsuz etkilerinin araştırılarak (10/258),

Alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergelerinin, birleştirilerek yapılan öngörüşmelerinden sonra, kabul edildiği açıklandı.

Kurulacak komisyonun:

12 üyeden oluşması,

Çalışma süresinin, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimi tarihinden başlamak üzere 3 ay olması,

Gerektiğinde Ankara dışında da çalışması,

Kabul edildi.

15 Mart Çarşamba günü, saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 20.27'de son verildi.

 

Sadık Yakut

Başkanvekili

 

Bayram Özçelik

Türkân Miçooğulları

 

Burdur

İzmir

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye


 

                                                    II. - GELEN KÂĞITLAR                                       No.: 102

15 Mart 2006 Çarşamba

Rapor

1.- Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) 2003 Dünya Radyokomünikasyon Konferansı Sonuç Belgelerinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Dışişleri Komisyonları Raporları (1/1163) (S. Sayısı: 1111) (Dağıtma tarihi: 15.3.2006) (GÜNDEME)
BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati:15.03

15 Mart 2006 Çarşamba

BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75 inci Birleşimini açıyorum.

III. - YOKLAMA

BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için 5 dakika süre vereceğim. Sayın milletvekillerinin, oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini; bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin, salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini; buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarını, görevli personel aracılığıyla, 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.

Gündemdışı ilk söz, Bingöl'ün Karlıova İlçesinin kurtuluşu ve Karlıova depreminin yıldönümü münasebetiyle söz isteyen Bingöl Milletvekili Mahfuz Güler'e aittir.

Buyurun Sayın Güler. (AK Parti sıralarından alkışlar)

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1.- Bingöl Milletvekili Mahfuz Güler'in, Bingöl İline bağlı Karlıova İlçesinin düşman işgalinden kurtarılışının yıldönümüne, İlçede meydana gelen depremin birinci yılında, bölgenin fay hattı üzerinde bulunması nedeniyle ileride meydana gelebilecek afetlere karşı tedbir alınmasının önemine ilişkin gündemdışı konuşması

MAHFUZ GÜLER (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bingöl İlimize bağlı Karlıova İlçemizin 11 Mart kurtuluş yıldönümü ve ilçemizde meydana gelen depremin birinci yıldönümü münasebetiyle söz almış bulunuyorum. Bana bu imkânı sağlayan Değerli Başkanımıza teşekkür ediyor, siz değerli milletvekili arkadaşlarımı ve tüm Bingöllü, Karlıovalı hemşerilerimi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Karlıova İlçemiz 11 Mart 1918 tarihinde Kargapazar Köyü üzerinden Muş İli Varto İlçesi sınırlarına püskürtülen düşman kuvvetlerinden kurtarılmıştır. İlçemizin düşman işgalinden kurtuluşunun Meclis tutanaklarına geçmesini ve devletin resmî kayıtlarınca onaylanmasını, İçişleri Bakanlığımızdan ve diğer ilgili kuruluşlardan istemekteyiz. Gerekli çalışmaların yapılması için bu kürsüden, bütün Karlıova halkı adına, devlet arşivlerinde yerini almasını talep etmekteyim.

Değerli arkadaşlar, Karlıova İlçesi, Hitit ve Hurri egemenliğinden sonra, MÖ 420 tarihinde Bizanslılara geçer; Hz. Ömer döneminde ise İslam topraklarına katılır; 1071 Malazgirt zaferinden sonra, Selçuklu hâkimiyetini takiben Mengücekliler, İlhanlılar, Celayirliler, Akkoyunlular ve Safarilerin sırasıyla hâkimiyetlerine geçer; 1514'te Yavuz Sultan Selim'in Çaldıran zaferiyle Osmanlı topraklarına katılır. Cumhuriyetin ilanından sonra, 1936 yılına kadar Muş İline bağlı Bingöl adını taşıyan bir ilçe merkezi iken, aynı yıl Karlıova adını alarak Bingöl İlimize bağlı bir ilçemiz olmuştur.

Karlıova İlçesi, Doğu Anadolu Bölgesinin Yukarı Fırat bölümünde, Bingöl İlinin kuzeydoğusunda, Bingöl ve Şeytan Dağlarının arasındaki ovada kurulmuştur. Güneyinde Şerafettin ve Karaboğa Dağları, kuzeyinde Çat, kuzeydoğusunda Tekman, güneyinde Solhan, güneydoğusunda Varto, batısında Kiğı ve güneybatısı Bingöl il merkeziyle çevrilmiştir. İlçe, Bingöl'e 75 kilometre mesafededir ve deniz seviyesinden yüksekliği 1 940 metredir. Bingöl ile Erzurum illeri arasında köprü görevi gören ilçemizin, Erzurum'a uzaklığı 120 kilometredir. İlçe halkımızın tek geçim kaynağı hayvancılıktır. İlçe topraklarının yüzde 83'ü dağlarla kaplıdır. Bunların en belirgin olanları Bingöl Dağı, Şeytan Dağı, Şerafettin Dağı ve Çavreş Dağıdır. Bu dağların yüksekliği ortalama 3 000 metre civarındadır.

Karlıova İlçesinin 3 250 metre yüksekliğindeki Bingöl Dağının Kale Tepesinden güneşin doğuşunu normal durumundan çok farklı olarak seyretmek mümkündür. Her yıl 15 Temmuz-15 Ağustos tarihleri arasında seyredilebilen güneşin doğuşu, heyecanlı, bir o kadar da korkunç sahneler yarattığından, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir. Güneşin doğuşu, bütün dünyada iki yerde oldukça güzel ve renk cümbüşü içinde doğar. Birincisi İsviçre Alplerinde, ikincisi ise Bingöl Dağlarının Kale Tepesinden bu doğa harikasını seyretmek mümkündür. Karlıova Belediyemiz, son iki yılda bu tarihlerde bir festival düzenleyerek, bu dünyaca ünlü turizm olayını duyurmaya çalışmaktadır. Turizm ve Kültür Bakanlığımızı, buradan, bu konuda göreve davet ediyorum ve bu muhteşem dünya harikasına sahip çıkarak, Karlıova Belediyemize destek olması gerektiğine inanıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, aynı zamanda ilki 12 Mart 2005'te, ikincisi ve en büyüğü 14 Mart 2005 tarihinde meydana gelen Karlıova depreminin birinci yıldönümüdür. 2005 yılı içinde tam 5 kez deprem geçiren ilçemiz, Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu çatal fay hattı üzerine kurulmuştur. Depremler sonucu ilçemizde 429 ev, 564 ahır ve 22 işyeri ağır hasar görmüştür; 350 ev, 102 ahır ve 43 işyeri orta hasar görmüş, 1 648 evimiz ve 90 işyerimiz de az hasarlıdır. İlçemiz depremlerden ağır hasar gören hak sahiplerine 2003 yılında 10, 2004 yılında 18, 2005 yılında 266 konut yapılarak, hak sahiplerine teslim edilmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Güler.

MAHFUZ GÜLER (Devamla) - 2005 yılında yatırım programında yer alan 464 konutun yapımı halen devam etmektedir. Ayrıca, ilçe merkezimizde, TOKİ tarafından 224 adet afet konutu inşaatı ihale edilmiş ve bu inşaat sezonunda bu konutların yapımına da başlanacaktır.

İlçemizin deprem fay hattının üzerinde olması nedeniyle, ileride meydana gelebilecek afetlere karşı, buradan, tüm kamu kurum ve kuruluşlarımızı göreve davet ediyorum. Devletimizin zaman geçirmeden her türlü tedbiri alması gerektiğini ve bu uyarımızı dikkate almalarını önemli rica ediyorum.

Sözlerime son verirken, ilçemizin en büyük sağlık sorunu olan hastane ihtiyacımızı karşıladığından, Sayın Sağlık Bakanımıza kişisel teşekkürlerimi ve Karlıova halkı adına da şükranlarımı sunuyorum. Bu yıl, Karlıova İlçemizde, hem çok modern ve çağdaş bir hastanemizin yapımına başlanacak ve hem de ilçe merkezimizde ayrıca bir sağlık ocağımız faaliyete geçirilecektir.

Beni dinlediğiniz için, hepinize tekrar teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Güler.

Gündemdışı ikinci söz, 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle söz isteyen, İzmir Milletvekili Canan Arıtman'a aittir.

Buyurun Sayın Arıtman. (Alkışlar)

2.- İzmir Milletvekili Canan Arıtman'ın, 14 Mart Tıp Bayramı münasebetiyle, Sağlıkta Dönüşüm Projesinde görülen aksaklıklara ilişkin gündemdışı konuşması

CANAN ARITMAN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

14 Mart, 179 yıl önce ülkemizdeki ilk tıp okulunun açılış tarihidir. O tıp okuludur ki, 1915 Çanakkale Savaşında ve 1920 İstiklal Harbinde son sınıf öğrencilerinin hepsi cephede şehit olduğu için hiç mezun verememiştir. Hekimlerimiz, ülkenin özgürlük ve bağımsızlık savaşında önemli görevler aldılar. 14 Mart 1919'da, İstanbul'un düşman işgaline uğramasına karşın ilk kitlesel eylemi de hekimlerimiz yaptı. Anadolu'daki bağımsızlık savaşına, aşı üreterek, cephede günlerce uykusuz, gecelerce uykusuz kalarak, sağlık hizmeti vererek katıldılar. Bu yurtsever kadro, Atatürk'ün yanı başında, cumhuriyetimizin kuruluşunda, aydınlanma projesinde önemli görevler üstlenirken, bir yandan da yokluklar içerisinde, sırtlarında ilaç ve aşı taşıyarak, sıtma, verem, trahom gibi hastalıklarla mücadele için, ülkenin dört bir yanında özveriyle görev yaptılar.

1960'lı yıllarda, sağlık hizmetlerinin sosyalizasyonuyla, halkımızın eşit, ücretsiz, ulaşılabilir sağlık ihtiyacının karşılanması amacıyla sağlık ocakları kurularak, hekimiyle, hemşiresiyle, ebesiyle, hizmet yurdun dört bir köşesine ulaştırıldı. Aydınlanmadan rahatsız olanlar, hastalıklardan para kazanmak isteyenler, sağlık hizmetinin sosyalizasyonunu engellemek için her yolu denediler, sağlık ocaklarını geliştirmediler, hastanelerin yükünü artırdılar, insanımızı ve sağlık çalışanlarımızı bunalttılar, kamu sağlık hizmetlerini geliştirmeyerek özel sağlık hizmetlerine zorladılar; şimdi de, özelleştirme hırsıyla, halkın elinden sağlık hakkını ve sağlık kuruluşlarını almak istiyorlar. Tüm dünyaya örnek olmuş mazlum bir milletin yöneticileri olduklarını unutarak, dış güçlerin yönlendirmesiyle, kendi insanına, sağlık çalışanına güvenmeyen, her şeyi ticaret olarak gören, sağlık ocakları yerine aile hekimliği ticarethanesini getirmek isteyen ve tüm bunları "dönüşüm, reform, aile" gibi pozitif kelimelerin arkasına saklayan bir yönetim anlayışı halkımıza layık görülüyor. İşte, bu nedenlerdendir ki, son yıllarda, 14 Martlar bayram olarak kutlanmıyor, protestolarla geçiyor. Sağlığa yatırım yapılmaması, bütçeden yeterli payların ayrılmaması, ülkemizin doğru düzgün bir sağlık politikasının olmaması, yap-boz tahtası gibi günübirlik uygulamalarla giderek artan sorunlar, yetersizlikler, sağlık hizmeti vereni de alanı da mutsuz kılıyor. AKP'nin "Sağlıkta Dönüşüm Programı" ise, tüm bu sorunların üzerine tuz biber ekerek, sağlık sistemimizi çökertiyor.

Ülkemizde, bugün sağlıkta yaşananlar bir dramdır. Eşit, kaliteli, ücretsiz sağlık hizmetine erişemeyen milyonlar, hizmete erişebilenlerin çektiği sıkıntılar, anasının ak sütü gibi helal diplomalarına el konulmuş, yeşilkarta muhtaç bırakılmış hekimler, fakir fukaraya ücretsiz baktı diye trilyonlarca lira borç çıkartılıp mahkemelere verilen hekim hocalarımız, Maliye Bakanlığımızca 3,5 katrilyonluk alacaklarına el konularak iflasa sürüklenen, icralık olan kamu hastaneleri, sağlık hizmetini sırtında bir yük, kambur olarak görüp, bir an önce bu yükten kurtulmayı amaçlayan bir iktidar! Zaten genel anlayışı tüccar siyaset olan AKP'nin sağlığı da ticarete dönüştürmesi içimizi acıtıyor.

Türkiye, UNICEF raporuna göre, sağlıkta dünyanın en zayıf 20 ülkesi arasında. Sıralamada bizden sonra, savaştaki Irak var. Birleşmiş Milletlere üye 189 ülke içerisinde gelirimiz açısından 57 nci sırada olmamıza rağmen, çocuk ölümleri açısından 108 inci sıradayız. Yani, ülkemizin dünya ülkeleri arasında sağlık sıralamasındaki yeri, gelir sıralamasındaki yerinden 51 basamak daha aşağıda. Ana-bebek ölüm oranları açısından Avrupa ülkeleri arasında ve Irak hariç tüm komşularımız arasında en kötü durumda olan biziz.

Sağlıktaki kötü yönetimin, ihmalin bedelini, ne yazık ki, öncelikle bebeklerimiz ve analarımız, hayatlarıyla ödüyor. Bu trajik tablonun nedeni, sağlığa yeterli kaynağın ayrılmamasıdır. Dünya Sağlık Örgütünün önerdiği yüzde 10'luk bütçe payı hiçbir zaman yüzde 4'ün üzerine çıkamamıştır. AB ve OECD ülkeleri arasında sağlığa bütçeden en az parayı ayıran ülkemiz, kişi başı sağlık harcaması da en az olan ülkedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Arıtman, buyurun.

CANAN ARITMAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, ülkemin sağlık sorunlarını bu birkaç dakika içerisinde anlatmam mümkün değil; ama, özetle şunu söylemek istiyorum: Sağlıkta Dönüşüm Programı, ne yazık ki, sağlıkta çöküş programı haline geldi. Bu çöküşün altında hem hekimler hem de yetmiş milyon insanımız eziliyor.

Tarihimizde ilk defa bir başbakan, devletin sağlık yatırımlarından çekileceğini açıkça söyledi.  Büyük kentlerde milyonlarca metrekarelik araziyi yabancı sermayeye verip, sağlık kentleri yaptıracağını söyleyip "onlar kazanacak, biz de yatırımdan kurtulacağız" deme cüretini buldu.

Dubai şeyhlerinin sağlık yatırımı sorunlarını çözmek amacıyla yabancı doktor getirtmeye kalkan Başbakanı "beni Türk hekimlerine emanet ediniz" diyen Atatürk'e şikâyet ediyorum.

Başbakan, yabancı doktor peşinde koşacağına, iyi çalışma koşulları veremediğimiz için Batılı zengin ülkelere kaptırdığımız dünyaca ünlü Türk doktorlarını ülkemize geri getirmenin çaresine baksın.

Bu arada "doğuya doktor gitmiyor, doğuda hekim açığı var" deyip de, bir yandan doğudaki 218 hekimi batıya atayan Sağlık Bakanımıza ne demeli! Liyakatten ve adaletten uzak bir kadrolaşma çabası içerisinde. Sayın Bakan, Bakanlığınızdan çıkan kötü kokular, kendi milletvekillerinizin eleştirilerini bile alıyor.

Sayın Bakanım, sağlığı ticarete döken "paran kadar sağlık" anlayışını getiren, ülkeyi pazar, vatandaşı müşteri, devleti şirkete dönüştürmeye çalışan Sağlıkta Dönüşüm Programı, IMF'nin, Dünya Bankasının elinize tutuşturduğu reçetedir ve sağlığa zararlıdır. Siz de tıp eğitimi aldınız. Hipokrat'tan beri tıp eğitimindeki ilk öğreti "önce zarar verme"dir. Elinizdeki bu reçeteyle ülke sağlığına zarar veriyorsunuz.

Yıllar önce doktor olmaya ilk kez karar verdiğimde, kendisi de hekim olan ve kırkbir yıl devletine, milletine özveriyle hizmet eden rahmetli babam şöyle demişti: "Tıp mesleği insana hizmet sanatıdır. Bu mesleği asla bir ticaret olarak görmeyeceksin. Hiçbir maddî karşılık beklemeden bu hizmeti yapacaksın. Hiç merak etme, bu Yüce Millet seni hiç kimseye muhtaç etmez. Eğer, bu mesleği bir ticaret olarak görürsen hakkımı sana helal etmem."

Tüm meslek hayatım boyunca, hekim babamın bu ilk meslek öğretisini ve vasiyetini yerine getirdim ve kendimi dünyanın manen en zengin ve en mutlu insanı hissettim; ama, bugün, AKP İktidarında tıp hizmetinin ticarete dönüştürülmesi, bir hekim olarak içimi acıtıyor, beni isyan ettiriyor.

Değerli milletvekilleri, sözlerimi bitirirken, tüm olumsuzluklara rağmen, aynen 14 Mart 1919'daki gibi, tüm sorunları bertaraf edeceğimiz inanç ve umuduyla, insan yaşamını her şeyin üstünde tutan, tüm güç koşullara karşın özveriyle çalışan, yoksulluk ve yoksunluk içinde dahi vatan ve millet sevgisiyle ülkemizi aydınlatan, başta rahmetli babam ve tüm hocalarım olmak üzere, tüm meslektaşlarıma saygı ve şükranlarımı sunar, Yüce Heyeti saygıyla selamlarım.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Arıtman.

Gündemdışı üçüncü söz, yenilenebilir enerji kaynaklarından biyodizelin ülke ekonomisine kazandırılmasıyla ilgili söz isteyen Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Yılmazcan'a aittir.

Buyurun Sayın Yılmazcan. (AK Parti sıralarından alkışlar)

3.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Yılmazcan'ın, yenilenebilir enerji kaynaklarından biyodizelin ülke ekonomisine kazandırılmasının yararına, üretiminin sürekliliğinin sağlanması için yapılması gerekenlere ilişkin gündemdışı konuşması

MEHMET YILMAZCAN (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Fosil enerji kaynakları açısından sınırlı ve dışa bağımlı olan ülkemizde, tükettiğimiz petrol ve doğalgazın yüzde 90'ından fazlasını dışarıdan karşıladığımız bir dönemde petrolün yerine, az miktarda da olsa, yerli kaynaklarımızla karşılayabileceğimiz, ayrıca, enerji ve tarım sektörüne yeni açılımlar getirecek olması nedeniyle, alternatif yenilenebilir enerji kaynağı olan biyodizel hakkındaki düşüncelerimi, Yüce Meclisimizin siz değerli üyeleriyle paylaşmak istiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biyodizel, kanola, aspir, soya, pamuk, ayçiçeği, pal, fındık, zeytin ve mısıryağı gibi bitkisel yağlardan, bitkisel atık yağlardan ve hayvansal yağlardan kimyasal yöntemle üretilen dizel araç yakıtına verilen addır. Biyodizel, petrol yerine ikame edilebilir; ama, petrol değildir. Biyodizel, petrolün zararlarını telafi eden bir yenilenebilir enerji kaynağıdır. Biyodizel, tarımda yeni bir düşünce sistemidir. Biyodizel, kentsel altyapının tıkanması ve yeraltı sularının kirlenmesinin en büyük sebebi olan atık yağların bertarafı ve enerjiye çevrimi açısından büyük bir nimettir. Biyodizel, dünyanın ve Türkiye'nin gerçeğidir, geleceğidir.

Türkiye'deki petrol rakamlarına bakacak olursak, 2004 yılında TÜPRAŞ yaklaşık olarak 22,3 milyon ton hampetrol ithal etmiştir. Bunun bedeli olarak da ithal edilen hampetrole 2004 yılında 5,6 milyar dolar, 2005 yılında 8,2 milyar dolar ödemiş bulunuyoruz. Bu tablo, petrol ve doğalgaz açısından yüzde 93'ü dışa bağımlı ülkemizin yerli enerji kaynaklarına önem vermesi bakımından, herhalde, önemli bir sebeptir diye düşünüyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Avrupa Birliği, 8 Mayıs 2003 tarihinde yayımladığı 2003/30/EC sayılı direktifi ile biyodizeli, taşıma araçlarında kullanılmak üzere biyoyakıt olarak kabul etmiştir. Mayıs-2003'te komisyon, üye ülkelerden biyoyakıtların pazar paylarının artırılması için gereken önlemlerin alınmasını gerekli kılan bir önerge taslağını kabul ettiğinden, üye devletler, en geç 31 Aralık 2005 yılına kadar kendi iç pazarlarında satılan biyoyakıtların payını minimum yüzde 2'ye çıkarmışlardır; Aralık 2010 yılına kadar da bu oranı yüzde 5,75'e çıkarmaları beklenmektedir. Bu direktif gereğince, daha düşük hedefler tutturan herhangi bir üye ülkenin bunu bir hedef kriter haline getirmesi gerekecektir. 2003 Biyoyakıt Direktifi uygulamaları ile üye ülkelerin, 2010 yılına dek 19 000 000 ton petrol tasarrufunda bulunacağı tahmin edilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ülkelerinde, biyodizele, vergi muafiyeti dahil çeşitli kategorilerde teşvik uygulanmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde biyodizele ilişkin yasal düzenlemeler hakkında bilgi vermek istiyorum.

Bilindiği üzere, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu, 20 Aralık 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu Kanunla, petrol piyasasına ilişkin yönlendirme, gözetleme, denetleme ve düzenleme yetkisi Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna verilmiştir. Kurum, 17 Haziran 2004 tarihinde yayımlanan Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğiyle, biyodizeli, akaryakıt olarak kabul etmiştir. Bu tarihten itibaren akaryakıt olarak sayılan ürünlerin içerisine biyodizel de dahil edilmiştir; ancak, akaryakıt olarak sayılan diğer ürünlerin üretimi, dağıtımı, taşınması, depolanması ve satışı lisanslandırılırken, biyodizelin dağıtımı dışındaki diğer piyasa faaliyetleri, 28 Şubat 2006 tarihine kadar lisanslandırılmaya tabi tutulmamıştır.

Kurum, biyodizel üretimini lisanslamaya tabi…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Yılmazcan, buyurun.

MEHMET YILMAZCAN (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.

…tutmakla yasal mevzuata uygun bir uygulama yapmış; ancak, kendi mevzuatının gereğini iki yıla yakın bir gecikmeyle hayata geçirmiştir. Piyasa faaliyeti açısından, biyodizel üretmek için, 28 Şubat 2006 tarihinden itibaren Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan işleme lisansı almak zorunlu hale getirilmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2005 yılı itibariyle yaklaşık olarak motorin tüketimimiz 12 000 000 tondur. Bu miktarın yüzde 5'ini karşılayacak düzeyde biyodizel üretilse, her yıl artan hampetrol fiyatına bağlı olarak, milyarlarca dolar fazladan ödediğimiz petrol faturasına en az yıllık 300 000 000 dolar katkı sağlanmış olacaktır. Araç motorlarında yapılacak bir tadilatla petrolsüz biyodizel kullanılması mümkündür. Bu durumda, hiç petrol ürünü kullanmadan tamamen biyodizel kullanıldığı durumunda 12 000 000 ton petrole ödediğimiz döviz ülkemizde kalacaktır. Bu durumun ülke ekonomisine katkısı izahtan varestedir.

Şimdi, yukarıdaki bilgiler neticesinde, AK Parti İktidarında Türk çiftçisine verilen müjdelere bir yenisini daha eklemek istiyorum. Yerli tarımı desteklemek ve sektörün gelişmesine yardımcı olmak, sanıyorum ki, tarihî bir görevdir. Biyoyakıtın ana hammaddesi kanola ve aspir, yapılan araştırmalara göre, ülkemizde, Karadeniz Bölgesinin sahil şeridi dışında hemen hemen her bölgemizde yetiştirilebilecek ürünlerdendir. Kısacası, buğday mahsulünün yetiştiği kuru ve sulu her yerde yetişmektedir.

Bugüne kadar pazarlamada yaşanan sıkıntılar ve üreticilere tanıtılamaması sebebiyle üretim artırılamamıştır. Öncelikle, üretici örgütleri, sanayici ve devlet bir araya gelmelidir. Üretici örgütleri, yağlı tohumlarda üretim artışının sağlanması için üreticiyi yönlendirmeli; sanayici, ürünü alarak, üreticinin pazar sorununu çözmeli; devlet de, biyodizel üretiminin yaygınlaşmasını teşvik etmelidir. Üretimin artması ve sürekliliğin sağlanması için prim desteği devam etmeli, yağlı tohumlar içerisinde önemli olan aspir de prim desteği kapsamına alınmalıdır.

Biyodizel firmaları, her iki tarafın haklarını gözeten adil bir sözleşmeli üretimle üreticinin ürettiği ürünü almayı garanti etmelidirler. Tarımsal üretici birliklerimiz "getir tohumunu götür mazotunu" sloganıyla Türk çiftçisinin hizmetinde olmalıdır. Böylece, çiftçiye iş imkânı, ilgili tesislerin yurt içinde yapılmasıyla, imalat sanayiine iş hacmi, tüketiciye tasarruf ve ayrıca ithalat tasarrufu sağlanacaktır. Bu da, şehirlere göçün tersine çevriminde bir fırsat olacaktır.

Uluslararası enerji sektörlerinin ve lobilerinin bulunduğu bu alanda, Türkiye'de biyodizel yenidir, yerlidir, yenilenebilirdir. Gelişimi ertelenebilir; ancak, asla engellenemez. Çünkü, biyodizel, dünyanın ve Türkiye'nin gerçeğidir, geleceğidir.

Ulusal biyoyakıt konseyi oluşturularak, konu, tarım, enerji, çevre, sanayi ve malî boyutlarıyla ele alınmalı, ülkemizin biyoyakıt hedefi Avrupa Birliği ve uluslararası anlaşmalara uygun olarak belirlenmelidir. Tarım Bakanlığımızca "getir tohumunu götür mazotunu" sloganıyla Türk tarımında yeni bir düşünce tarzı yaratılmalı ve enerji tarımı ve biyodizelle yağ açığı problemi halledilerek gelecek nesillere miras bırakılmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; daha, yakın tarihte doğalgaz vanaları biraz kapatıldığında karşılaştığımız problemler ile yakın geçmişteki mazot kuyrukları unutulmamalıdır. Bu nedenle, AK Parti İktidarı, önceki iktidarlarda yaşanmış acı gerçekleri milletimize bir daha yaşatmamak için olağanüstü çaba sarf etmektedir.

Yerli tarım ürünlerinden üretilen biyodizele Katmadeğer Vergisi dışında Özel Tüketim Vergisinin uygulanmamasını, ithal edilen biyodizel amaçlı yağlara ve biyodizele Özel Tüketim Vergisi getirilmesinin uygun olacağını, atıl durumdaki şeker fabrikalarının biyodizel üretim fabrikalarına dönüştürülmesini Yüce Meclisimizin değerli üyelerinin takdirlerine arz eder, saygılarımı sunarım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Yılmazcan.

Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının 3 adet tezkeresi vardır; ayrı ayrı okutup bilgilerinize sunacağım.

Okutuyorum:

B) Tezkereler ve Önergeler

1.- Kazakistan Meclisi Dış İlişkiler, Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/998)

                                  14 Mart 2006

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

TBMM Başkanlık Divanının 22 Şubat 2006 tarih ve 106 sayılı kararıyla, Kazakistan Meclisi Dış İlişkiler, Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin Türkiye Büyük Millet Meclisinin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyareti uygun bulunmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 7 nci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.

                                   Bülent Arınç

                        Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                           Başkanı

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

2.- Belçika Senatosu Dış İlişkiler ve Savunma Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/997)

                                  14 Mart 2006

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 6 Ekim 2005 tarih ve 89 sayılı kararıyla, Belçika Senatosu Dış İlişkiler ve Savunma Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin Türkiye Büyük Millet Meclisinin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyareti uygun bulunmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 7 nci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.

                                   Bülent Arınç

                        Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                           Başkanı

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

3.- Hollanda Temsilciler Meclisi Savunma Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/996)

                                  14 Mart 2006

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 22 Şubat 2006 tarih ve 106 sayılı kararıyla, Hollanda Temsilciler Meclisi Savunma Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin Türkiye Büyük Millet Meclisinin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyareti uygun bulunmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 7 nci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.

                                   Bülent Arınç

                        Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                           Başkanı

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Başbakanlığın, Anayasanın 82 nci maddesine göre verilmiş bir tezkeresi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım.

4.- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Monako'ya yaptığı resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/999)

                                        14.3.2006

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

1-2 Mart 2006 tarihlerinde Monte Carlo'da düzenlenen Avrupa Kredi Konferansına katılmak üzere bir heyetle birlikte Monaco'ya yaptığım resmî ziyarete, ekli listede adları yazılı milletvekillerinin de iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.

Anayasanın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.

                        Recep Tayyip Erdoğan

                                         Başbakan

              LİSTE

M. Ziya Yergök (Adana)

Nail Kamacı (Antalya)

İsmail Özgün (Balıkesir)

Abdulmecit Alp (Bursa)

Mustafa Özyurt (Bursa)

İ. Rıza Yazıcıoğlu (Diyarbakır)

Fatma Şahin (Gaziantep)

Egemen Bağış (İstanbul)

Şükrü Ayalan (Tokat)

BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Danışma Kurulu önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım.

V.- ÖNERİLER

A) DanIşma Kurulu Önerİlerİ

1.- Gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

No.: 189              Tarihi: 15.3.2006

Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmının 311 inci sırasında yer alan 1047 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 7 nci sırasına, 318 inci sırasında yer alan 1067 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 8 inci sırasına, 11 inci sırasında yer alan 1090 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 9 uncu sırasına, 343 üncü sırasında yer alan 1113 sıra sayılı kanun teklifinin bu kısmın 10 uncu sırasına, 342 nci sırasında yer alan 1112 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 11 inci sırasına alınmasının ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesinin Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.

                               İsmail Alptekin

                        Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                       Başkanı V.

Eyüp Fatsa

 

Haluk Koç

Ömer Abuşoğlu

AK Parti Grubu Başkanvekili

CHP Grubu Başkanvekili

Anavatan Partisi Grubu

 

 

 

 

Başkanvekili

BAŞKAN - Söz talebi?..

Danışma Kurulu lehinde söz isteyen Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan; buyurun.

Süreniz 10 dakikadır.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Bu haftaki Meclis çalışmalarımızın milletimiz ve memleketimiz menfaatına olmasını temenni ediyorum.

Danışma Kurulu önerisinin lehinde söz aldım. Bu hafta, teklif edilen öneri doğrultusunda, özellikle, kamu görevlilerimizi çok yakından ilgilendiren bir düzenlemenin, bu haftaki Meclis çalışmaları içerisinde tamamlanıp, yürürlüğe girmesi en büyük temennimizdir.

Ancak, bu Danışma Kurulu önerisinin içerisinde, özellikle, memur disiplin affıyla ilgili olan kanun tasarı ve tekliflerinin bulunmaması karşısında da üzüntülerimi ifade etmek istiyorum. Meclisin gündemine üç hafta önce gelen ve Danışma Kurulu önerilerinin içerisinde yer alan ve bu Meclisçe kabul edilmesine rağmen memur disiplin affının her ne hikmetse bu haftaki Meclis gündeminde de yer almaması karşısında özellikle, iktidar grubunun, bu disiplin affını bekleyen binlerce memuru aydınlatacak bir açıklama yapmasını da merakla beklediğimi ifade etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, bu haftaki Danışma Kurulu önerimizin içerisinde, Meclisin denetim konuları da yer almamaktadır. Gerçi dün, bir denetim müessesesi olan gensoru konusunu Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüştük ve İktidar Partisinin kalkan elleri ve oylarıyla, Sayın Maliye Bakanı hakkında verilen gensoru önergesi maalesef, reddedildi. Demek ki, bu Mecliste, 22 nci Dönem Mecliste, Meclisin denetim konularından olan hususlar, maalesef, altını çizerek tekrar söylüyorum, maalesef, sadece bir grup disiplini içerisinde, meselelerin derinliğine inilmeden, meseleler vicdanlarda tartışılmadan, en azından, vicdanen bir rahatlama içerisine girilmeden, İktidar Partisi oylarıyla reddedilmektedir. Dün de bunun bir örneğini maalesef, üzülerek gördük. Sayın Maliye Bakanımız da buradalar, milletin gözünün içine baka baka…

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, lütfen, Danışma Kurulu önerisiyle ilgili konuşur musunuz.

ÜMMET KANDOĞAN(Devamla) - Şimdi, Danışma Kurulu önerisiyle ilgili…

BAŞKAN - Yeni bir…

ÜMMET KANDOĞAN(Devamla) - Müsaade eder misiniz Sayın Başkanım…

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, sataşmaya mahal vermeden Danışma Kurulu önerisiyle ilgili konuşur musunuz.

ÜMMET KANDOĞAN(Devamla) - Danışma Kurulu önerisiyle ilgili konuşuyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

ÜMMET KANDOĞAN(Devamla) -Danışma Kurulu önerisinin içerisinde salı ve çarşamba günleri denetim konuları olmasına rağmen bugün verilen bu Danışma Kurulu önerisinde denetim konusu yok. Ben, bunu eleştiriyorum Sayın Başkanım. Bundan daha tabii ne olabilir ki?!.

Şimdi, Sayın Maliye Bakanımı da burada yakalamışken…(Gülüşmeler)

Yakaladım... Yakaladım... Lütfen... Dün konuşup gittiniz ama, bizim konuşma imkânımız, fırsatımız olmadı. Şimdi, Global Menkul Değerlerin bir yazısı var; siz bunu alıyorsunuz, çarpıtıyorsunuz.

Bakın, bunu sizin huzurunuzda, milletin huzurunda bunu…

EYÜP FATSA (Ordu) - Sayın Başkan…

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Sayın Fatsa, niye rahatsız oluyorsunuz?!

EYÜP FATSA (Ordu) - Sayın Başkan, Danışma Kurulu lehinde söz almıştı, konuşacaksa Danışma Kurulunun lehinde konuşsun.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Evet, Danışma Kurulu…

BAŞKAN - Bir saniye… Sayın Fatsa, bir saniye…

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Sayın Fatsa, Danışma Kurulu önerisinin içerisinde denetim konusu yok, elbette bunu eleştireceğim; niye rahatsız oluyorsun?!

EYÜP FATSA (Ordu) - Bunların hepsi burada konuşuldu.

BAŞKAN - Sayın Fatsa, bir saniye…

Sayın Kandoğan…

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Rahatsız olacak varsa, Sayın Maliye Bakanı burada rahatsız olsun.

EYÜP FATSA (Ordu) - Basın locası açıktır…

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Hayır… Lütfen Sayın Başkan…

(Mikrofon Başkan tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kandoğan…

EYÜP FATSA (Ordu) - …kamuoyuyla paylaşacağın bir şey varsa, çıkarsın basın toplantısı yaparsın. Çıkarsın basın toplantısı yaparsın, hiç kimse senin elinden bu hakkı almadı.

BAŞKAN - Lütfen Sayın Fatsa… Sayın Fatsa, lütfen…

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Sayın Fatsa, ben olsam o belgeyi mikrofonsuz da okurdum oradan.

BAŞKAN - Sayın Kandoğan… Sayın Kandoğan…

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Dinliyorum…

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, Danışma Kurulu önerisiyle ilgili konuşacak mısınız?

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Sayın Başkanım, bakın, ben, size söylüyorum: Şimdi, bugün verilen Danışma Kurulu önerisinin içerisinde salı ve çarşamba günleri denetim konularına ayrılması söz konusu. Bugün Danışma Kurulunun önerisinin içerisinde bir denetim konusu yok, bu, alınmamış. Ben bir milletvekili olarak, Danışma Kurulunun önerisi hakkında konuşurken, denetim konusunun olmaması meselesini eleştiriyorum. Bundan daha tabiî ne olabilir Sayın Başkanım?! Ben ne konuşacağım burada?! Hayır yani, bu, benim en tabiî hakkım.

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Herkes tıpatıp konusuyla ilgili mi konuşuyor Başkan?! Yapmayın lütfen; biz, sizi adil Başkan biliyorduk.

BAŞKAN - Lütfen Sayın Milletvekili…

Sayın Kandoğan, bir hakkın suiistimali söz konusu… Danışma Kurulu önerisiyle ilgili konuşacaksanız mikrofonu açıyorum.

Buyurun.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Sayın Başkanım, bakınız, siz, orada bizim oylarımızla oturuyorsunuz. Siz, o görevi adaletli ve tarafsız bir şekilde yapmakla mükellefsiniz. Şimdi, açın İçtüzüğü okuyun; Danışma Kurulu önerisinin dışında, salı ve çarşamba günleri Meclisin denetim günleri.

Bugünkü Danışma Kurulu önerisi içerisinde denetim konusu yer almıyor. Denetim konusu nedir?..

(Mikrofon Başkan tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, bir saniye... Bugünkü Danışma Kurulu önerisini tekrar okuyorum:

Bugünkü Danışma Kurulu önerisinde denetimle ilgili hiçbir bölüm bulunmamaktadır, sadece yer değiştirilmektedir.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Ben onu eleştiriyorum.

BAŞKAN - Bir saniye Sayın Kandoğan…

"Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmının 311 inci sırasında yer alan 1047 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 7 nci sırasına, 318 inci sırasında yer alan 1067 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 8 inci sırasına, 11 inci sırasında yer alan 1090 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 9 uncu sırasına, 343 üncü sırasında yer alan 1113 sıra sayılı kanun teklifinin bu kısmın 10 uncu sırasına, 342 nci sırasında yer alan 1112 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 11 inci sırasına alınmasının ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesinin Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür."

Buyurun Sayın Kandoğan.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Sayın Başkanım, demin de söylediğimi tekrar ediyorum: Meclisin denetim yolları var; bunların içerisinde yazılı, sözlü soru önergeleri, gensoru, Meclis araştırması, Meclis soruşturması; Meclis İçtüzüğüne göre, salı ve çarşamba günlerinin belirli sürelerinin denetim konusuna ayrılması var. Şimdi, bu denetim konusuna bugün bir yer verilmemiş olmasından dolayı, ben, bu Danışma Kurulu önerisini görüşürken, burada tartışırken, bu eksikliği burada ifade etmeye çalışıyorum ve Danışma Kurulu önerisi içerisinde de böyle bir teklif yer almadığı için, ben, bir milletvekili olarak, 400'ün üzerinde soru önergesi veren bir milletvekili olarak…

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Çalışkan bir milletvekili olarak…

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - … soru önergelerimin birçoğuna cevap alamamam karşısında bunun bir eksiklik olduğunu, Danışma Kurulu önerisinin bu açıdan beni tatmin etmediğini eleştirmek istiyorum. Bunu yaparken de, en tabiî denetim hakkım olan ve bugün bizden esirgenen bu hakkı, Sayın Maliye Bakanı da buradayken, TÜPRAŞ'ın özelleştirilmesiyle ilgili bir konuyu gündeme getirmeye çalışıyorum. Bunun Danışma Kurulu önerisinin dışında olduğuna dair bir kanıya nereden varıyorsunuz Sayın Başkanım; lütfen!..

Burada, Danışma Kurulu önerileriyle ilgili fıkralar anlatıldı, şiirler okundu, neler söylendi, müdahale edilmiyor, Ümmet Kandoğan, Doğru Yol Partisi olarak, buraya çıkınca sesim kesilmeye çalışılıyor. Böyle bir anlayışı şiddetle reddediyorum Sayın Başkan.

ASIM AYKAN (Trabzon) - Tam tersine… Tam tersine… Çok fazla konuşuyorsun…

ÜMMET KADOĞAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Sayın Maliye Bakanımız…

Gitti işte, evet…

ASIM AYKAN (Trabzon) - Akşama kadar konuşuyorsun.

ÜMMET KADOĞAN (Devamla) - Benim bu konuşmamı engellerken Sayın Maliye Bakanı da burayı terk etti, gitti. Nerede Sayın Maliye Bakanı?

METİN KAŞIKOĞLU (Düzce) - Gelecek, gelecek.

ÜMMET KADOĞAN (Devamla) - Şimdi, arkadaşlar, bakınız, sizi bu Maliye Bakanı yanıltıyor. Dün oy kullandınız; ama, vicdanen rahat değilsiniz.

Bakın, elimde belge ve bunu alın, lütfen, okuyun.

ASIM AYKAN (Trabzon) - Bize akıl öğretme…

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - TÜPRAŞ'ın yüzde 14,76'sının satışıyla ilgili olarak Global Menkul Değerler 28 Şubatta bir yazı yazıyor, 28 Şubatta. Şimdi…

ASIM AYKAN (Trabzon) - Bize akıl öğretme kardeşim, kendi görüşünü söyle!

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Öğreteceğim, sana da öğreteceğim. Sen de rahatsızsın…

ASIM AYKAN (Trabzon) - Benim akla ihtiyacım yok.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Dün oy kullandın mı; vicdanen rahatsızsın Sayın Milletvekilim.

ASIM AYKAN (Trabzon) - Kim söyledi sana bunu?!

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Biliyorum bunu.

ASIM AYKAN (Trabzon) - Kendi görüşünü söyle kardeşim!

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Şimdi bunu söyledikçe daha rahatsız olacaksın.

Söylüyorum, bakın söylüyorum, söylüyorum: 28 Şubatta, Global Menkul Değerler, TÜPRAŞ'ın yüzde 14,76'sını yabancı bir kuruma satmak için yazı yazıyor; 28 Şubat; bakınız, çok önemli. Sizi yanıltıyor Maliye Bakanınız, sizi kandırıyor Sayın Milletvekili.

ASIM AYKAN (Trabzon) - Nereden çıktı kardeşim ya?! Haddini bil!

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Ve siz de kanıp oy veriyorsunuz; yapmayın; yarın Trabzon'a gidemeyeceksiniz; yarın Trabzon'a gidemeyeceksiniz.

ASIM AYKAN (Trabzon) - Haddini bil!

BAŞKAN - Sayın Kandoğan... Sayın Kandoğan...

EYÜP FATSA (Ordu) - Sayın Başkan... Sayın Başkan... Benim hakkımla, Grubum adına konuşma yetkisi yok.

BAŞKAN - Sayın Fatsa, bir saniye... Bir saniye Sayın Fatsa...

Sayın Kandoğan, son kez uyarıyorum...

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Beni konuşturmuyor ki Sayın Milletvekili.

BAŞKAN - Lütfen Genel Kurula hitap eder misiniz.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Susturun Sayın Başkanım.

NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Biz dinlemek istiyoruz.

BAŞKAN - Siz Genel Kurula hitap edin.

NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Dinlemek istiyoruz.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Susturun o zaman. Sükûneti sağlamakla görevli olan sizsiniz Sayın Başkanım, siz susturacaksınız.

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, buyurun.

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Bizim yaramız yok, dinlemek istiyoruz.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Şimdi, bakınız, okuyorum.

ASIM AYKAN (Trabzon) - Haddini bil!

BAŞKAN - Lütfen Sayın Aykan.

NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Oku, dinliyorum.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Global Menkul Değerler Başbakanlık Özelleştirme İdaresine yazı yazıyor; bakın, çok önemli: "İdareniz portföyünde bulunan TÜPRAŞ'a ait şu kadar hisseyi yurt dışında yerleşik kurumsal yatırımcılara satmak üzere beher hisse başına 15,40 YTL fiyattan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Toptan Satışlar Pazarında satın almak istiyoruz." Tarih kaç; 28 Şubat. Satın almak istiyorlar, Özelleştirme İdaresine başvuruyorlar.

NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Dinliyorum.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Özelleştirme İdaresi, 28 Şubatta -onay burada arkadaşlar- aynı gün onay veriyorlar. Sonra, Maliye Bakanı çıkıyor diyor ki: "Biz bunu ilan ettik." Yok böyle bir şey. İşte, burada. Aynı gün yazı ulaşıyor -şu sürate bakın, şu hıza bakın arkadaşlar- aynı gün, Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığından, Metin Kilci oluruyla: "Toptan Satışlar Pazarında satılması hususu olurlarınıza arz..." Aynı gün olur veriliyor satışla ilgili. Arkasından, aynı gün -bakın, sürate bakın arkadaşlar- Metin Kilci, İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Genel Müdürlüğüne aynı gün yazıyı gönderiyor "bunu satın" diye.

NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Biz dinlemek istiyoruz.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Şimdi, ertesi gün de satış yapılıyor. Şimdi, Sayın Maliye Bakanı da çıkıyor, diyor ki: "Biz duyurduk." Allahaşkına, Allahınızı severseniz, bu nasıl duyurmadır?! 28 Şubatta müracaat, aynı gün olur veriliyor, aynı gün satış izni veriliyor. Sonra da kalkıp "efendim, bu, şeffaf bir ihaledir." Bunun şeffaf bir ihale olduğunu söyleyecek bir tek milletvekili çıkamaz.

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - İşte bu sağır sultan duyurmasıdır.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Ne oldu, ne oldu arkadaşlar, bu satış nasıl oldu; o günkü fiyattan yüzde 10 ıskontoyla yapıldı. Yüzde 10 ıskonto yapıldı arkadaşlar… Kimseye haber verilmeden, kimsenin bilgisi olmadan, ihaleye çıkarılmadan, yüzde 10 ıskontoyla bu satıldı. 15,40 YTL'den -o günkü fiyat 17 YTL- bir hafta içerisinde 22 YTL'ye çıktı TÜPRAŞ hisseleri. O alan kişi, Ofer, bir hafta içerisinde 150 000 000 dolar para kazandı. İşte, biraz sonra memurlarla ilgili 40+40 yardım yapmaya çalışırken, 150 000 000 doları, Ofer, bu ülkeden aldı götürdü. Daha sonra yüzde 51'i de satıldığında, bu götürülen rakam 800 000 000 dolar oldu arkadaşlar. Şimdi, biz, memurlara 40+40 mı verelim, 40+80 mi verelim diye tartışırken, Ofer'in bu ülkeden götürdüğü miktar 800 000 000 dolar. Eğer o götürülmemiş olsaydı, bugün, memurlarımıza, 100+100, 200+200 verme imkânımız vardı.

NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Yarısı buradan karşılanırdı.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Maalesef, Sayın Maliye Bakanı da yok işte burada arkadaşlar, terk etti gitti.

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Kaçtı, kaçtı… Senden korktu.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Kaçıyor… Ben söylüyorum zaten; ben çıkınca kaçıyor Sayın Maliye Bakanı.

Değerli milletvekilleri, bu haftaki Meclis gündeminizin hayırlara vesile olmasını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kandoğan.

EYÜP FATSA (Ordu) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Buyurun Sayın Fatsa.

EYÜP FATSA (Ordu) - Lehinde…

BAŞKAN - Hayır… Ne için söz istiyorsunuz Sayın Fatsa?

EYÜP FATSA (Ordu) - Danışma Kurulu önerisinin lehinde söz istiyorum.

HALUK KOÇ (Samsun) - Lehinde ben söz aldım.

BAŞKAN - Lehinde mi, aleyhinde mi?

EYÜP FATSA (Ordu) - Lehinde.

HALUK KOÇ (Samsun) - Lehinde ben söz aldım.

EYÜP FATSA (Ordu) - Ama, ben daha öncesinde söz talep etmiştim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Fatsa, lehinde doldu; Sayın Koç söz istedi.

AHMET IŞIK (Konya) - Siz de aleyhinde söz alın.

EYÜP FATSA (Ordu) - Aleyhinde söz istiyorum.

HALUK KOÇ (Samsun) - Efendim, kendi imzası var.

NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Takıyye yapma! Sayın Başkanım, takıyye yapma! Bak, demin suçluyordun, aynı işi yapıyorsun ama şimdi.

BAŞKAN - Lütfen, yerinize geçer misiniz Sayın Fatsa… Lütfen, yerinize geçer misiniz Sayın Fatsa! Lütfen, Sayın Fatsa!..

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Meclisi tiyatroya çevirdiniz Sayın Fatsa.

BAŞKAN - Danışma Kurulu önerisinin aleyhinde söz isteyen Mehmet Eraslan, Hatay Milletvekili; buyurun.

MEHMET ERASLAN (Hatay) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; öncelikle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bu haftaki yasama çalışmamızın ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.

Bugün, bir Danışma Kurulu önerisi var. Tabiî ki, biz, her zaman şunu söylüyoruz; Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemi sürekli değiştirilmesin. Milletvekillerimiz, Türkiye Büyük Millet Meclisinde hangi kanun teklif ve tasarılarının olduğunu, hangi tekliflerin, hangi tasarıların görüşüleceğini önceden bilsinler, ona göre hazırlıklarını yapsınlar, ona göre, kanunun özünü, kanunun içeriğini, kanun tasarısının içeriğini, maddelerini, hükümlerini okuyabilsinler, özümseyebilsinler ve hazırlanarak Türkiye Büyük Millet Meclisine gelip katkılarını burada sağlasınlar istedik, istiyoruz. Sürekli de bunu söylüyoruz; ama, şimdi, değerli arkadaşlar, Danışma Kurulunun yapıldığı tarihe bakıyoruz, Danışma Kurulu bugün yapılmış. Peki, geçen hafta yapılmış bir Danışma Kurulu önerisi vardı, bu haftayı da içine alan, bu haftaki gündemi de içine alan bir Danışma Kurulu önerisi vardı ve biz, hazırlıklarımızı, neyi teklif edeceğimizi, neyi önereceğimizi, neyi telkin edeceğimizi, neyi anlatacağımızı ona göre hazırlarken, ona göre programımızı yaparken, bakıyoruz, falanca sıradaki kanun tasarısı, falanca sıraya alınmış, falanca kanun tasarısı falanca sıraya alınmış şeklinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemi değiştirilmek suretiyle, milletvekillerinin âdeta gündemi takip etme imkânı ortadan kaldırılmıştır. İşte, biz, Danışma Kurulu bir defa yapılsın, salı günü yapılsın veya pazartesi günü yapılsın, salı günü Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmadan önce, bir gün önce, en az bir gün önce, hatta, bunun daha iyisi, birkaç gün önce milletvekillerine bildirilsin ve o hafta içerisinde görüşülecek olan kanun tekliflerinin ve tasarılarının ne olduğunu milletvekilleri bilsin.

Bakın, 550 milletvekili… Ben aynı şey… Yani, söylemek istemiyorum aslında, 550 milletvekiliyiz. Bakıyorum salona, hepimizi saysak 60 kişi etmeyiz.

RECEP KORAL (İstanbul) - Sen de konuşup kaçıyorsun.

MEHMET ERASLAN (Devamla) - Efendim?..

RECEP KORAL (İstanbul) - Konuşup kaçıyorsun sen de!

MEHMET ERASLAN (Devamla) - Hayır, hayır… Biz buradayız, biz sürekli… Sabahladık Sayın Milletvekilim, biz sabahladık; gece geç saatlere kadar buradayız, çalışıyoruz.

RECEP KORAL (İstanbul) - Hikâye anlatma, biliyoruz!..

MEHMET ERASLAN (Devamla) - Öyle bir şey yok.

Ve gündem sorunu var; Türkiye Büyük Millet Meclisinde gündem sorunu var ve milletvekillerinin gündemi takip edememe sorunu var ve bu da beraberinde birçok sıkıntıyı getirmektedir.

Ben istirham ediyorum bütün gruplardan, lütfen, Danışma Kurulunu bir defa yapın; iyi düşünelim, bir defa Danışma Kurulu yapalım ve o Danışma Kuruluna riayet edelim, biz de milletvekili olarak, neyin görüşüleceğini ve neye hazırlanacağımızı, en azından bilelim ve hazırlanıp gelelim.

İkincisi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemi ile halkın gündemine bakıyorum, çok farklı. Mesela bugün, gerçekten, kamuda çalışanlarımızı ilgilendiren 1103 sıra sayılı kanun tasarısına geçen haftadan başlamış idik, bugün devam edeceğiz, 3 üncü maddesinden devam edeceğiz. O kanun tasarısıyla ilgili önerilerimizi zaten söylüyoruz. Önergelerimiz var; o tasarıyla ilgili önergelerimiz de okunacak, biz de önergelerimizin gerekçelerini sizlere açıklamaya çalışacağız, anlatmaya çalışacağız. Konuştuğumuz yani bizim, kanun tasarısı; çünkü, her bir kanun tasarısı, bu ülkenin belli bir kesimini, bu ülkenin belli bir insanını, belli bir grubunu ilgilendiriyor. 1113 sıra sayılı kanun tasarısı da önemli bir kanun tasarısı; fakat, hazırlanmasında bize göre birtakım eksikleri, birtakım zafiyetleri olan bir kanun tasarısı ve eklenmesi gereken, tedbirler alınması gereken birtakım hususların olduğu bir kanun tasarısı. Önerilerimizi bu yönde yapıyoruz. Yani, kuru bir muhalefet, kuru bir siyaset, belden aşağı vurma, çamur at izi kalsın falan yapmıyoruz. Böyle bir şey zaten olmaz. Böyle bir şey olamaz zaten siyasî anlayışımızda. Çünkü, biz, Türk siyasî kültürünün, Türk siyasî geleneğinin artık bir değişim süreci yaşaması gerektiğini ve bir evrim yaşaması gerektiğini her seferinde vurguluyoruz ve bu konuda da hassasiyetimizi söylemlerimizle teyit etmeye çalışıyoruz.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemi ile Danışma Kurulunun, dolayısıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemi ve halkın gündemi gerçekten çok farklı. Yani, Türkiye Büyük Millet Meclisinde öyle bir hava var ki, yani, gerçekten her şey çok güzel, gerçekten her şey çok mükemmel, gerçekten her şey yolunda gidiyor; halkımız mutlu, gençliğimiz mutlu,. memurumuz mutlu, çiftçimiz mutlu, esnafımız sanki mutlu, KOBİ'lerimiz, yatırımcılarımız, ihracatçılarımız ve bütün toplumsal sektörler sanki hiçbir sorun yaşamadan hayatlarını idame ettiriyor, sanki, hiçbir problem olmaksızın bir hayat sürüyor ve herkes çok mutlu gibi bir görüntü çiziliyor Türkiye Büyük Millet Meclisinde. İşte, bu, böyle değil. Yani, keşke böyle olsaydı. Biz bunun böyle olmasını da ayrıca temenni ediyoruz. Keşke her şey bu şekilde… Ha, yolunda giden işler yok mu? Mutlaka yolunda giden işler var; ama, hep yolunda giden işlere bakıp kendimizi avutarak, yani, hiç yolunda gitmeyen işler yok demek de ayrıca bir haksızlık. Yani, bunu da kabul etmek lazım. Bakın, size, mesela, önemli birkaç rakam vereceğim; bunlar resmî rakamlar. Yani, işte, bizim kişi başına millî gelirimiz arttı vesaire, ihracatımız arttı… Seviniyoruz ihracatımızın artmasına, ama, onun karşısında niye carî açığımız arttı, niye dışticaret açığımız arttı? İhracatımız arttı; ama, ithalatımız niye 2 katı daha arttı? Bunu da söyleme erdemliliğini ve söyleme güzelliğini göstermek durumundayız.

Bakın, 1997 ile, Refahyol Hükümeti dönemi ile 2005 yılını kıyaslıyorum, resmî rakamları veriyorum: Doğru Yol Partisi ile RP'nin koalisyon olduğu, Doğru Yol Partisinin iktidar olduğu…

BAŞKAN - Sayın Eraslan, öneriyle ilgili konuşunuz lütfen!

MEHMET ERASLAN (Devamla) - Öneriyle ilgili Sayın Başkanım. Yani, toplumun meseleleri ile Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminin birbirinden uzak olduğunu, birbirinden farklı olduğunu vurgulamaya çalışıyorum.

Bakın, 1997'de iç borç 28 milyar dolardı; 2005 yılının sonunda 175 milyar dolar. Dış borç 1997'de 81 milyar dolardı; 2005 yılının sonunda 161 milyar dolar. Carî açık 1997 yılında 2,6 milyar dolardı, 2,5 milyar dolar ortalama; bugün 21,6 milyar dolar. Kamu borçlarının millî gelire oranı -bu da çok önemli, iktisadî açıdan, ekonomik açıdan çok önemli- yüzde 43'tü; bugün kamu borçlarının millî gelire oranı yüzde 73. Carî açığın millî gelire oranı 1997 yılında 1,4'tü; bugün yüzde 6,5.

Bakın, IMF'ye borcumuz, 1997 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin IMF'ye borcu sıfırdı, IMF'ye hiç borcu yoktu; 2005 yılı sonu itibariyle IMF'ye Türkiye'nin borcu 12 milyar dolar. Borsada yabancı payı yüzde 36 idi; bugün yüzde 66. Bu çok önemli. Borsada yabancı payı, tekrar söylüyorum, yüzde 36 idi 1997 yılında; 2005 yılının sonunda yüzde 66. Evet, sıcakpara var, yabancı para var, yabancı sermaye var; ama, bu yabancı sermaye, girdi maliyetlerinin yüksekliği dolayısıyla yatırım, üretim yapmıyor, istihdam yapmıyor, katmadeğer sağlamıyor, tamamen spekülatif amaçlı Türkiye'de bulunuyor ve rakamlar da onu gösteriyor; yüzde 66 borsada yabancı payı. Büyüme oranı 8,3'tü 1997 yılında, Türk ekonomisinin; bugün ise büyüme oranı yüzde 5. Yani, iyiyi de görelim; ama, iyi gitmeyen şeyleri de görelim ve onları da Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine taşıyalım, Danışma Kurulu önerisinin içine koyalım, onunla ilgili kanun teklifi ve tasarılarını hazırlayalım…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Eraslan, lütfen, toparlar mısınız.

Buyurun.

MEHMET ERASLAN (Devamla) - Ülkemizin ve milletimizin sektörel bazda var olan sıkıntılarının, var olan sorunlarının kanun teklifi ve tasarısı haline getirilip, daha sonra Danışma Kurulunda görüşülüp Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine getirilmesi daha uygun olacaktır. Meclisin gündemiyle dışarıdaki insanlarımızın, milletimizin, çiftçimizin, esnafımızın, KOBİ'mizin, gençliğimizin, kadınımızın, yatırımcımızın, üretimcimizin… Bakın, tekstil… Tekstilciler, maalesef, gazetelere manşet veriyor; diyorlar ki: "Başımız sağ olsun." Demesinler bunu; tekstilcimiz bizim tekstilcimiz, bu insanlar bizim insanımız, bu yatırımcılar bizim yatırımcımız; bu sermaye Türkiye'nin sermayesi, bizim sermayemiz. Bunları irdelemek lazım, bunları Meclis gündemine getirmek lazım diyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Eraslan.

Sayın milletvekilleri, Sayın Kandoğan, Danışma Kurulu önerisinin lehinde söz istemesine rağmen, konuşmanın muhtevasından aleyhinde olduğu anlaşıldığından, Sayın Kandoğan'ın konuşmasını aleyhte konuşulmuş sayıyorum.

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, olur mu?!

BAŞKAN - Danışma Kurulu önerisinin lehinde söz isteyen, Samsun Milletvekili Haluk Koç; buyurun.

Ayrıca, Sayın Fatsa'ya da, lehinde konuşmak üzere, söz vereceğim.

Buyurun Sayın Koç.

HALUK Koç (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, sadece bugünün gündemini belirleyen Danışma Kurulu önerisinin lehinde söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, tekrar, Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, gerçekten geçen haftadan kalan, yarım kalan, İlave Ödemesi Bulunmayan Memurlara ve Sözleşmeli Personele Ek Ödeme Yapılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı hakkındaki görüşmelerimize bugün devam edeceğiz. Lehinde oluşumuzun nedenlerinden bir tanesi bu; çünkü, bu alandaki birçok toplumsal kesimin Türkiye Büyük Millet Meclisinden talepleri var. Bu taleplerin… Sayın Maliye Bakanı da komisyon sıralarında oturacağı için, onun huzurunda, hem maddeler görüşülürken hem sorular sorulurken, bu konudaki görüşlerinden de istifade edip, bu kanunu çıkarmaya çalışacağız, Cumhuriyet Halk Partisinin de desteğiyle.

Değerli arkadaşlarım, gündemin daha sonraki bölümünde, Tunus Cumhuriyeti ile Türkiye arasında bir sanayi işbirliği anlaşması var. Sayın Grup Başkanvekili arkadaşımızın ifadesine göre, Sayın Dışişleri Bakanı Tunus'a gidecekler. Tunus'a gitmeden önce, çantasında, Tunus'la daha önce imzaladığımız bir uluslararası anlaşmanın da Türkiye Büyük Millet Meclisinden onaylanmasının bulunmasının artı güç olacağını düşündük, biz de katılıyoruz. Onun için, bunun da gündemde yer almasını önerdiler, biz de kabul ettik ve diğerleri geliyor.

Değerli arkadaşlarım, tabiî, haftanın gündemi ilk belli olduğunda, çok ilgi çekici bir başka konu daha var, bir başka uluslararası sözleşme daha var sırada; Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporu; bir uluslararası sözleşme. Hepinizin aklına rutin bir görüşme süreci geliyor: Okunacak, "Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir." "Bunu Bakanlar Kurulu yürütür." "Kabul edilmiştir" "Kanunun tümü açıkoylamaya tabidir…" 235-220 arasında bir oyla kabul edilir, gider.

Değerli arkadaşlarım, bunu, gerçekten getirecek misiniz? Bunu gerçekten getirecek misiniz? Lütfen, bir bakın… Ben, şöyle kısaca bir çalıştım. Sayın Bakanın burada olması önemli; Sayın Ahmet Işık'la sohbetteler; ama, Sayın Bakanın olması önemli. Ne olur, sıra sayısı 1043 olan bu uluslararası sözleşmeyi alın ve aynanın karşısına, her bir Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olarak birer birer geçelim ve bu uluslararası sözleşmeye biz nasıl onay vereceğiz bu Parlamento çatısı altında, bir konuşalım.

Bir bölüm okuyayım size... Değişik bölümler var. Bunlardan bir tanesi: "Yolsuzluğa Karşı Önleyici Politikalar ve Uygulamalar."

Değerli arkadaşlarım, bu Meclisin bu konuda bir maluliyeti var. Bunu, siz kabul etmiyorsunuz; biz, ısrarla dile getiriyoruz. Bu maluliyet, yolsuzluğu önlemenin öncelikli olarak siyaset ayağının yolsuzluk oluşturan mekanizmalar içerisinden çıkarılmasıyla bağıntılı olduğunu öteden beri söylüyoruz. Bu konuda, bu Meclis bir irade sergiledi mi, bir adım attı mı şimdiye kadar; hayır. Bundan sonra atmaya niyeti var mı; bence hayır, bütün tutum ve davranışlarınızı alt alta sıralayacak olursak, 2002 Kasım seçimlerinden itibaren.

Değerli arkadaşlarım, burada anlatıyor ve esas, ilginç bir bölüm okuyacağım. Bakın, 8 inci maddesinde… Merak etmeyin, eğer bunu getirme ısrarınız olursa, bunun hakkında tüm boyutlarıyla konuşacağız; ama, ben, bu haftanın gündeminde olduğu için bunu dile getiriyorum. 8 inci maddede beşinci bölüm: "Her Taraf Devlet, uygun olan hallerde ve iç hukukunun temel ilkelerine uygun olarak, kamu görevlilerini…" Ki, bizler kamu görevi yaptığımıza inanıyoruz. Seçilmişleriz; ama, kamu görevi yapıyoruz. Siyaset bir kamu görevidir. Temel tanımlama olarak, siyasetin bir temel kamu görevi olduğu noktasından hareket ederek, siyaset yapanların kamu görevlisi olduğunu kabul ederek söylüyorum. "…kamu görevlerinin ifasına ilişkin olarak bir çıkar çatışması yaratabilecek nitelikteki meslek dışı faaliyetlerini, işlerini, yatırımlarını, mal varlıklarını ve aldıkları hediye veya edindikleri faydaları ilgili makamlara bildirmeye zorunlu kılacak önlemleri almaya ve sistemleri kurmaya çaba sarf edecektir."

Bu Meclis böyle bir çaba içerisinde mi değerli arkadaşlarım?! Üzülerek söylüyorum. Gensoru görüşmelerindeki üslubu, gensoru görüşmelerindeki tutum ve davranışı… Sayın Hacaloğlu'nun, Sayın Yalçınbayır'ın, kamu siyasî etikle ilgili -ki, Sayın Hacaloğlu'nunki çok daha geniştir- bu kanun tasarılarını bu Meclis çatısı altında görüşmeyi reddeden bir Meclis, bunu onaylamaya kendini nasıl yetkili kılacak değerli arkadaşlarım?! Sayın Bakan, oturuyorlar burada.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Ne yapayım, ayağa mı kalkayım?

HALUK KOÇ (Devamla) - Yok, kalkmayın, kalkmayın. Siz, her zamanki gibi konuşun; biz, sizi zamanında kaldırmasını biliriz, merak etmeyin!

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Bir görelim bakalım!..

HALUK KOÇ (Devamla) - Biz sizi kaldıracağız, birazdan hoplatacağız sizi; siz hiç merak etmeyin!

BAŞKAN - Sayın Koç, lütfen Genel Kurula hitap eder misiniz.

HALUK KOÇ (Devamla) - Efendim, Sayın Bakan bana hitap ettiler, ben de ona hitap etme ihtiyacı duydum Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlarım, bakın, yine 9 uncu maddede… Bu, Sayın Bakanı çok yakından ilgilendiriyor çünkü. Şimdi, bakın, "potansiyel ihale…"

Sayın Kandoğan, buradasınız, değil mi?

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Buradayım.

HALUK KOÇ (Devamla) - Demin TÜPRAŞ’ı anlattı. Dilimizde tüy bitti; Sayın Genel Başkanımız anlattı, Sayın Kılıçdaroğlu anlattı, bir ara ben değindim ve "bunlar yalan, bunlar gerçekdışı, bunları dile getirenler şerefsiz, müfteri!.. "Biz bunlara tanık olduk burada.

BAŞKAN - Sayın Koç, lütfen, önerinin lehinde söz istediniz…

HALUK KOÇ (Devamla) - Efendim, bunlar benim hitabım değil, dünkü tutanaklardan alıntı yapıyorum Sayın Başkan.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Tutanaklara bak…Öyle değil.

HALUK KOÇ (Devamla) - Tutanaklara baktım; evet, tutanaklara baktım.

Şimdi, bakın, "potansiyel ihale katılımcılarının ihale tekliflerini hazırlamalarına ve sunmalarına yeterince zaman tanıyacak biçimde, ihale davetlerine ve ilgili sözleşme şartlarına ilişkin olanlar dahil olmak üzere, alım usulleri ve sözleşmeler hakkındaki bilgilerin kamuya duyurulması..."

Evet, 28 Şubat, 1 Mart.

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - 28 Şubatı hatırlatma.

HALUK KOÇ (Devamla) - Sen hep 28 Şubatı acıtan tarafından anlıyorsun değerli arkadaşım; ben, kamuyu acıtan tarafından anlıyorum; çünkü, SPK'nın ve yüzde 14,76'nın 28 Şubatından bahsediyorum.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, biz, bu sözleşmeye "evet" diyeceğiz burada ve ondan sonra, Sayın Bakan bunların dışında hareket edecek!..

Değerli arkadaşlarım, siz, isterseniz gelin bunu çekin, bunun biz içini dolduralım, bunun biz içini dolduralım ve ondan sonrasında, içini doldurduktan sonra, siyaset ahlakını, kamu etiğini, siyasî etiği yasal, kuramsal çerçeveye oturtalım ve ondan sonra yüzümüz ak çıkalım bu uluslararası arenaya.

Evet, biz, Türkiye olarak bunun içini dolduruyoruz; eylemimizle dolduruyoruz, söylemimizle dolduruyoruz; ama, Sayın Bakan bu eylemlerine devam ettiği sürece, bunun içini siz dolduramazsınız arkadaşlar!

RECEP KORAL (İstanbul) - Nereden biliyorsun?!

HALUK KOÇ (Devamla) - Nereden mi biliyorum?!

RECEP KORAL (İstanbul) - Bizim ne yapacağımızı nereden biliyorsun?

HALUK KOÇ (Devamla) - Siz bunu getirmeyeceksiniz, öyle mi?

Ben müneccim değilim, sadece yaşadıklarımı söylüyorum. Siz de biraz istihareye yatın, siz de biraz, usulünüz üzere istihareye yatın…

RECEP KORAL (İstanbul) - Bıktık artık!

BAŞKAN - Sayın Koral, lütfen…

HALUK KOÇ (Devamla) - Siz de biraz istihareye yatın, bakın ne gerçeklerle karşılaşacaksınız; Recep Bey, bakın, ne gerçeklerle karşılaşacaksınız.

Değerli arkadaşlarım, bakın, Churchill Avam Kamarasında bir konuşma yapıyor ve Churchill'e soruyorlar: "Hiç İngiltere'deki demokrasi uygulamasından bahsetmediniz" diyorlar. "Hiç, olan şeyden bahsedilir mi" diyor, "işleyen şeyden bahsedilir mi" diyor Churchill cevapta.

Şimdi, Sayın Bakana, dün tutanaktaki sözlerini, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, misliyle kendisine iade ediyorum!

Saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Koç.

Danışma Kurulunun lehinde söz isteyen, Eyüp Fatsa, Ordu Milletvekili…

Buyurun Sayın Fatsa.

MEHMET ERASLAN (Hatay) - Lehinde 3 kişi oldu!..

EYÜP FATSA (Ordu) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Danışma Kurulu önerisinin lehinde söz aldım; bu vesileyle, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, üzerinde mutabakatla buraya getirmiş olduğumuz Danışma Kurulu, aslında, sadece 15 Mart 2006, bugünü, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu çalışmasını düzenleyen bir tutanaktır. Biz, Genel Kurula bunu mutabakatla getirmeden önce, hem Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Grup Başkanvekili arkadaşımızla hem de Anavatan Partisi Grubu Grup Başkanvekili arkadaşımızla bunları görüşerek, bir mutabakatla, Danışma Kurulu toplanmadan, elden imzalayarak buraya getirdik. Dolayısıyla, bazı arkadaşlarımızın, Meclis gündeminde bugün görüşülecek konuları bilmiyor olması, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunarak Meclis Genel Kurulunda temsil imkânı olan siyasî partilerin ve parti gruplarının bundan haberdar olmadığı anlamına gelmez. Bunların hepsi görüşülerek, konuşularak ve üzerinde mutabakata varılarak buraya getirilmiştir.

Şimdi, daha önce söz alan arkadaşlarımız hem Danışma Kurulu önerisinin lehinde söz aldıklarını ifade ettiler hem de Danışma Kurulu önerisinin aleyhinde konuştular. Bu konuşmalarını da, özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulundaki denetim faaliyetlerinin askıya alındığı düşüncesinden hareketle yaptılar. Hatırlayacağınız gibi, teamül olarak, salı ve çarşamba günleri 1 saati geçmeyecek şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda denetim çalışmaları yapılır. Bazen, bu uygulama haftanın tamamını içine kapsayacak şekilde tamamen denetime ayrıldığı gibi, bazen bir veya iki günün tamamının denetime ayrıldığı şeklinde de uygulamalar olmuştur; hatta sık sık olmuştur. Dün, 14 Mart Salı günü, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir gensoru, ardından bir seçim ve ardından da bir araştırma konusu görüşülmüş ve karara bağlanmıştır. Dolayısıyla, biz rutin olarak denetim yapmış olsaydık, belki 1 saatlik, azamî 2 saatlik bir denetim yapma imkânımız olacaktı; ama, günün tamamını, hatta gündemin bitimini şart koşmak suretiyle denetime ayırdık. Bazen, bu, haftanın tamamını da kapsayacak şekilde uygulamalar yapılmıştır. Değerli arkadaşlar, tabiî, bunlar doğru ifadeler değildir.

Ayrıca, Meclis gündemi ile Türkiye'nin gündeminin örtüşmediğini, halkın gündeminin örtüşmediğini, yine, söz alan arkadaşlarımız ifade etti. Değerli arkadaşlar, 1103 sıra sayılı kanun tasarısı Türkiye'nin ve halkın gündemi değil midir?! Yaklaşık 1 400 000 memurumuzu ilgilendiren, onların ücretlerinde ve özlük haklarında yeni düzenleme yapan kanun tasarısı acaba kimin gündemidir?! Türkiye'nin gündemi değil midir?! "Efendim, bizim bundan haberimiz yok…" Üç haftadan beri Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde görüşülen bir konudur; ilk defa Türkiye'nin gündemine, Meclisin gündemine getirilen bir konu değildir değerli arkadaşlar.

Bakın, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda milletin kürsüsünden konuşmak ciddiyet ister. Burada, çıkan, doğru beyanda bulunacak, doğru şeyler söyleyecek.

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Bakan da olsa…

EYÜP FATSA (Devamla) - Herkes için geçerlidir. Bak, doğru beyan herkes için geçerlidir.

Değerli arkadaşlar…

İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Maliye Bakanına söylersin…

EYÜP FATSA (Devamla) - Müsaade edin… Müsaade edin… Bakın, onun da izahı vardır; izah edeceğim; müsaade edin.

Herkes için geçerlidir. Herkes dedi mi, bu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda üye olarak bulunan herkes için geçerlidir. Bakanlık arızî bir görevdir; esas olan milletvekilliği görevidir, esas olan milletvekilliği sorumluluğudur.

Değerli arkadaşlar, dün bir gensoru burada görüşüldü. İddialar oldu, iddialara verilen cevaplar oldu. Aynı gensoru geçmişte iki sefer daha aynı iddialarla Türkiye Büyük Millet Meclisinin Genel Kuruluna geldi ve görüşüldü. İddia sahipleri iddialarını ortaya koydular. İddiaya muhatap olan Sayın Bakan da çıktı, bu iddiaların doğru olmadığını; sizler de, kendinize göre…

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Doğru olmayan bir şekilde…

EYÜP FATSA (Devamla) - Müsaade edin… Arkadaşlar, lütfen… Dün görüşüldü bunlar burada. Dün, burada, hepsi görüşüldü bunların. Sayın Bakan da, gensoruya muhatap olan Sayın Bakan da kendi iddialarını ortaya koydu. Siz bekliyorsunuz ki, kamuoyu, bizim iddialarımızı doğru olarak algılasın, kabul etsin, Sayın Bakanın ortaya koyduğu iddialar, savunmalar, hepsi yanlıştır ve yalan beyandır…

YILMAZ KAYA (İzmir) - Öyle… Öyle…

EYÜP FATSA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir; dolayısıyla, hiç kimse yargıdan kaçamaz. De ki, bugün Sayın Bakan kamuoyunu yanılttı, Genel Kuruldaki çoğunluğu sağlayarak hakkındaki iddiaları bertaraf etti.

Değerli arkadaşlar, bakın, süreç devam ediyor. Türkiye, bir hukuk devletidir; dolayısıyla, hukuktan kimse kaçamaz. Varsa iddia -bak, kendinden öncekiler nasıl şimdi gidip Yüce Divanda hesap veriyorsa- varsa iddialarınız, doğru bilgileriniz, belgeleriniz varsa, siz de koyarsınız, Sayın Bakan hakkında da hukuk gerekeni yapar; ama, siz istiyorsunuz ki, biz bir şey söylüyoruz…

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Kaldıralım dokunulmazlıkları!

EYÜP FATSA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, müsaade edin… Müsaade edin, lütfen…

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Kaldıralım dokunulmazlıkları; biz varız!

EYÜP FATSA (Devamla) - Bakın, değerli arkadaşlar, ya, lütfen…

BAŞKAN - Sayın Bodur, lütfen…

EYÜP FATSA (Devamla) - Bakın, siz konuştunuz, ben sizi dinledim.

CANAN ARITMAN (İzmir) - Biz de dinliyoruz.

EYÜP FATSA (Devamla) - Lütfen… lütfen…

Siz istiyorsunuz ki, biz bir şeyi iddia edelim, bizim iddiamızı Türkiye Büyük Millet Meclisi de kabul etsin, doğrulasın, Genel Kurul da doğrulasın, kamuoyu da doğrulasın, hukuk da bizim istediğimiz şekilde karar versin. Arkadaşlar, yok böyle bir şey, yok böyle bir şey ya; bunu, artık, anlayın görün.

Türkiye tek partili bir parlamenter sistemle yönetilmiyor. Öyle, tek partinin istediği hep olmuyor bu ülkede. Sizin istediğiniz olmadı diye, iddiaların yanlış olduğunu nasıl söylersiniz ya, nasıl söylersiniz; böyle bir şey olabilir mi?!

CANAN ARITMAN (İzmir) - Belgeler havada uçuşuyor.

EYÜP FATSA (Devamla) - Müsaade edin…

Efendim, bir arkadaş burada konuşuyor, "maalesef" diyor, "maalesef, Genel Kurul reddetti" diyor.

Arkadaşlar, Genel Kurul iradesi millet iradesidir. Millet iradesine "maalesef" diyen insanın insafından ve vicdanından şüphe ederim.

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Siz milleti yanılttınız, yanılttınız milleti!

EYÜP FATSA (Devamla) - Millete olan, millî iradeye olan sadakatinden endişe ederim. Böyle bir şey olabilir mi ya! Genel Kurul bir karar vermiş, kabul etmiyor musunuz?! Bu Genel Kurul millî iradeyi temsil eder; dolayısıyla, bunu "maalesef", "ne yazık ki" gibi ifadelerle anlamaya, anlatmaya çalışmak, millî iradeyi ve millet iradesini anlamamaktır. Bunu üzüntüyle karşılıyorum, bunu üzüntüyle karşılıyorum.

CANAN ARITMAN (İzmir) - Bizim derdimiz millet olduğu için peşindeyiz bu işlerin.

EYÜP FATSA (Devamla) - Efendim, Sayın Bakan kendisiyle ilgili iddiaları cevaplandırdı; kabul edersiniz, reddedersiniz. Siz iddia ediyorsunuz ki, bizim söylediğimiz doğru, Sayın Bakanın söylediği yanlış. Ya, böyle bir şey olabilir mi, böyle bir iddia olabilir mi?!

ASIM AYKAN (Trabzon) - Temeli yanlış.

CANAN ARITMAN (İzmir) - Dokunulmazlığı kaldırın.

EYÜP FATSA (Devamla) - Efendim, Sayın Koç gündemin 8 inci sırasındaki bir uluslararası sözleşmeyi gerekçe göstererek dedi ki: "Bunu buraya getirebilecek misiniz?" Ve daha Meclis gündemine gelmemiş…

HALUK KOÇ (Samsun) - Var, yarınki gündemde var.

EYÜP FATSA (Devamla) - Müsaade et Sayın Bakan…

HALUK KOÇ (Samsun) - Estağfurullah…

EYÜP FATSA (Devamla) - Sayın Başkan, müsaade et. Bakın, gündemdedir. Daha üzerindeki görüşmeler yapılmamış. Üzerinde bir görüşme yapılmamış. Ya, aceleniz nedir?! Hele bir gelsin. Bak, gündemde sırada; gelsin; bak, sizin de bizim de bu konuda söyleyeceklerimiz vardır.

Bakın, birtakım konuları ısrarla buraya getiriyorsunuz. Değerli arkadaşlar, eğer tartışmaları bunun üzerinden yaparsak, tartışmaları bunlara hasreder, böyle yaparsak, bakın, bundan zararlı çıkarsınız.

Bak, açık yüreklilikle söylüyorum. Herkesin burada söyleyebileceği, birbiriyle ilgili iddia edebileceği, ortaya koyabileceği çok şey vardır. Çok şey vardır… Bak, Türkiye bu süreci yaşadı, 1995'i hatırlayın. Hatırlayın…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Fatsa, lütfen, toparlar mısınız.

Buyurun.

EYÜP FATSA (Devamla) - Bundan, sadece siyaset kurumu, Parlamento ve siyasetçiler zarar etmiştir. Zarar etmiştir... Dolayısıyla, gelir, burada görüşürüz.

Sizin söyleyecekleriniz varsa, elbette ki, bizim de söyleyeceklerimiz var. Sizin iddialarınız varsa, bizim de ortaya koyabileceğimiz iddialar vardır; ama, daha görüşülmemiş bir konuyu, burada öyle gündeme getirmiş olmanın, onun üzerinden konuşuyor olmanın mantığını da, doğrusunu istersen anlamakta zorladığımı ifade etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, Danışma Kurulu önerisi bir mutabakatla gelmiştir. Türkiye'nin gündemidir. 1 400 000 memur ve onun ailesi, şimdi bu kanunun Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülerek kanunlaşmasını bekliyor. Dolayısıyla "milletin gündeminden uzaktır" diyenlerin, milletin gündemini takip etmediğini, milletin gündeminden haberdar olmadığını da ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Fatsa.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Sayın Kandoğan, dilekçenizi inceledim. Sizin konuşmanızın muhtevasından, lehinde söz istemenize rağmen aleyhinde konuştuğunuz anlaşılmıştır; ancak, bu arada tutanakları da istedim, inceleyeceğim.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkanım, siz bu karara…

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, böyle bir usul yok; lütfen…

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkanım…

BAŞKAN - Gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz.

VI.- SEÇİMLER

A) Komİsyonlara Üye Seçİmİ

1.- (10/81, 234, 286) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna üye seçimi

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Böyle bir usul yok!

BAŞKAN - Yaş sebze, meyve ve kesme çiçek ile…

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Asıl böyle bir usul yok Sayın Başkanım!

BAŞKAN - …narenciye üretimindeki ve ihracatındaki sorunların araştırılarak…

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Asıl böyle bir usul yok Sayın Başkanım. Siz…

BAŞKAN - …alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Genel Kurulun 15.2.2006 tarihli 63 üncü Birleşiminde kurulan (10/81,234,286) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine siyasî parti gruplarınca gösterilen adayların listesi bastırılıp sayın üyelere dağıtılmıştır.

Şimdi, listeyi okutup oylarınıza sunacağım…

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan…

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, lütfen, oturur musunuz.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, İçtüzüğün 63 üncü maddesine göre takdir hakkınız bulunmamaktadır. Bu konuyu mutlaka görüşmemiz gerekiyor Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, tutanakları istedim.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Evet, takdir hakkınız yok; İçtüzüğün 63 üncü maddesine göre takdir hakkınız yok.

BAŞKAN - Hiçbir sayın milletvekilinin bir hakkı kötüye kullanmasına müsaade edilmez burada Başkanlık Divanınca.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, siz, hangi hakla, İçtüzüğün hangi maddesine göre…

BAŞKAN - Lütfen, oturur musunuz Sayın Kandoğan.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - …benim lehte olan konuşmamı aleyhte kabul ediyorsunuz?! Böyle bir usul yok!

BAŞKAN - Listeyi okutuyorum:

Yaş Sebze, Meyve ve Kesme Çiçek İle Narenciye Üretimindeki ve İhracatındaki Sorunların Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi (10/81,234,286)

Adı Soyadı                                Seçim Çevresi

                                             AK Parti (11)

Abdullah Torun                                Adana

Fikret Badazlı                                Antalya

Ali Aydınlıoğlu                                Balıkesir

İsmail Soylu                                Hatay

Adem Baştürk                                 Kayseri

Alaettin Güven                                Kütahya

Ali Er                                Mersin

Mustafa Eyiceoğlu                                Mersin

Ömer İnan                                Mersin

Mahmut Uğur Çetin                                Niğde

Mehmet Sarı                                Osmaniye

                                                    CHP (5)

Osman Kaptan                                Antalya

Mehmet Küçükaşık                                Bursa

Abdulaziz Yazar                                Hatay

Ali Oksal                                Mersin

Necati Uzdil                                Osmaniye

                                            Anavatan Partisi (1)

Hüseyin Özcan                                Mersin

BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Meclis Araştırması Komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin, 15.3.2006 Çarşamba günü (bugün) saat 17.00'de, Halkla İlişkiler Binası B Blok 2 nci Kat 4 üncü Banko 2 No'lu Meclis Araştırması Komisyonları Toplantı Salonunda toplanarak, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum.

Komisyonun toplantı yer ve saati ayrıca plazma ekranda ilan edilecektir.

Alınan karar gereğince, sözlü soruları görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

Önce, sırasıyla, yarım kalan işlerden başlayacağız.

VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

BAŞKAN - 3 üncü sırada yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon raporu gelmediğinden, teklifin görüşmeleri ertelenmiştir.

4 üncü sırada yer alan Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet?.. Yok.

Ertelenmiştir.

Sayın milletvekilleri, birleşime 10 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 16.30

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.45

BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75 inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Kanun tasarı ve tekliflerinin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Sayın Kandoğan, tutanakları getirttim. Konuşmanızdan bazı bölümleri okuyacağım.

"Danışma Kurulu önerisinin lehinde söz aldım…"

Sayın Kandoğan, lehinde mi, aleyhinde mi söz aldınız?

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Lehinde söz aldım.

BAŞKAN - "Ancak, bu Danışma Kurulu Önerisinin içerisinde, özellikle, memur disiplin affıyla ilgili kanun tasarı ve tekliflerinin bulunmaması karşısında da üzüntülerimi ifade etmek istiyorum."

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Doğru.

BAŞKAN - "Meclisin gündemine üç hafta önce gelen ve Danışma Kurulu…

Bu disiplin affını bekleyen binlerce memuru aydınlatacak bir açıklama yapmasını da merakla beklediğimi ifade etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, bu haftaki Danışma Kurulu önerimizin içerisinde Meclisin denetim konuları da yer almamaktadır.

Ben, Danışma Kurulu önerisinin içerisine salı ve çarşamba günleri denetim konuları olmasına rağmen bugün verilen bu Danışma Kurulu Önerisinde denetim konusu yok. Ben, bunu eleştirmek istiyorum Sayın Başkanım."

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Şimdi, Sayın Başkan…

BAŞKAN - Bir saniye Sayın Kandoğan, bitmedi. Oturur musunuz lütfen!.. Lütfen Sayın Kandoğan, müsaade edin…

"Şimdi bugün verilen Danışma Kurulu önerisinin içerisinde salı ve çarşamba günleri denetim konularına ayrılması söz konusu. Bugün Danışma Kurulu önerisinin içerisinde bir denetim konusu yok, bu alınmamış. Ben bir milletvekili olarak, Danışma Kurulu önerisi hakkında konuşurken, denetim konusunun olmaması meselesini eleştiriyorum."

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Evet...

BAŞKAN - Ben, bu Danışma Kurulu Önerisini görüşürken, burada tartışırken, bu eksikliği burada ifade etmeye çalışıyorum. Danışma Kurulu önerisinin bu açıdan beni tatmin etmediğini eleştirmek istiyorum."

Şimdi soruyorum Sayın Kandoğan: Bunlar lehinde mi, aleyhinde mi?

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkanım, şimdi, Danışma Kurulu önerisiyle ilgili olarak çıkan milletvekili, hiç Danışma Kuruluyla ilgili olumsuz gördüğü bir şey söylemeyecek mi? Yani, çıkıp orada, tamamen Danışma Kurulunun lehinde sıralayacak cümleleri, bitirecek; öyle bir şey olabilir mi? Orada milletvekili hür iradesiyle, düşüncesiyle çıkıp Danışma Kurulunun olumlu olan yönlerini de olmayan yönlerini de söyleyecek. Burası Milletin hür kürsüsü. Siz çıkıp…

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, siz lehinde söz istediniz. Lehindeki konularla ilgili hür iradenizle istediğinizi her türlü söyleyebilirsiniz.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkanım, sizin Türkiye Büyük Millet Meclisi Meclis Başkanvekili olarak, Danışma Kurulu lehinde ve aleyhinde bugüne kadar konuşan milletvekillerinin konuşmalarının aksine, lehinde olanı aleyhe, aleyhte olanı lehe çeviren bir tek örnek varsa, ben sözümü geri alıyorum. Bugüne kadar, Meclis kurulduğu günden beri böyle bir uygulama yapıldıysa, ben yerime oturmasını bilirim; böyle bir uygulama yoktur.

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, bu uygulamayı ilk defa ben yapmıyorum. Siz, lehinde söz isteyip aleyhinde konuştuğunuz için…

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Eyüp Fatsa çıktı, burada, tam 8 dakika, dünkü gensoru önergesiyle ilgili konuştu, lehinde konuştu, niçin müdahale etmediniz?

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kandoğan.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - 8 dakika, dünkü görüşmelerle ilgili görüş belirtti Sayın Başkanım; bu kadar taraflı bir yönetim olmaz.

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, teşekkür ediyorum. Konuşmanızın aleyhinde olduğu tutanaklarla da belirlenmiştir.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - 63 üncü maddeye göre takdir yetkiniz yok Sayın Başkanım. Usul tartışması açmak mecburiyetindesiniz, takdir yetkiniz yok.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kandoğan.

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, doğru söylüyor. 63'e göre…

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, 63 üncü maddeye göre takdir yetkiniz yok.

BAŞKAN - 5 inci sırada yer alan, Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ve 4 Milletvekilinin, Türk Tabipleri Birliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve 35 Milletvekilinin, 23.1.1953 Tarihli ve 6023 Sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanununun 3224 Sayılı Yasa ile Değişik 60 ncı Maddesinin Birinci Fıkrasının Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3.- Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ve 4 Milletvekilinin, Türk Tabipleri Birliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve 35 Milletvekilinin, 23.1.1953 Tarihli ve 6023 Sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanununun 3224 Sayılı Yasa ile Değişik 60 ıncı Maddesinin Birinci Fıkrasının Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (2/672, 2/604) (S. Sayısı: 1069)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

Teklifin görüşülmesi ertelenmiştir.

Sayın milletvekilleri, 6 ncı sırada yer alan Değişik Adlar Altında İlave Ödemesi Bulunmayan Memurlara ve Sözleşmeli Personele Ek Ödeme Yapılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

4.- Değişik Adlar Altında İlave Ödemesi Bulunmayan Memurlara ve Sözleşmeli Personele Ek Ödeme Yapılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1171) (S. Sayısı: 1103) (x)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

3 üncü madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşma yapılmıştı.

Şimdi söz sırası, Anavatan Partisi Grubu adına, Mersin Milletvekili Hüseyin Özcan'a aittir.

Buyurun Sayın Özcan. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)

ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; görüşülmekte olan 1103 sıra sayılı tasarının 3 üncü maddesi hakkında söz almış bulunuyorum; Anavatan Grubu adına Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, maddenin fıkralarında, tasarı kapsamında bulunan kamu kurum ve kuruluşlarında çalışmakla birlikte ödemelerden yararlanmayan personele ilişkin düzenlemeler vardır. Yapılacak ödemenin şahsa bağlı haklardan olmadığı gerekçesiyle, kamu idaresinin yeniden yapılanması bağlamında memurun eski kadrosuyla yeni kadrosu arasında farklı tazminat olarak alan personele ilişkin düzenlemeler vardır.

Buraya geçmeden önce, değerli arkadaşlar, bu geçtiğimiz kurban bayramında, Anavatan Grubu, partiler genel merkezi seviyesinde bayramlaşma yapmak için dolaştığımızda, Saadet Partisine uğradık ve Saadet Partisinde geçmişte birlikte politika yaptığınız değerli büyükleriniz, yerine göre elini öptüğünüz arkadaşlar, kalktı, AKP hakkında düşüncelerini anlattılar ve bayağı, bunların, beceriksiz olduklarını, bunların bir şeyi başaramayacaklarını söylediler. Biz de dedik: Sayın Başkan, bunlar sizin öğrencileriniz, başarılı değillerse sizler yeteri kadar bilgi vermediniz. "Biz onlara bilgi verdik de" dedi, bir de örnek verdi: "Biz, onları, Kızılırmak'a suya gönderdik su getirmeleri için; bunlar, gitti, bardakla su getirmeye başladılar. Kocaman Kızılırmak'tan bardakla su getirilir mi?!" Ben, iyi öğretmediğiniz için, belki, bunlar, akıllarında kalmıştır dediğimde, dedi ki: "Kızılırmak'ın suçu ne?" Evet, hak veriyoruz, Kızılırmak'ın suçu yok; ama, bakıyoruz, gerçekten, AKP, tamamen, yönetimiyle, anlayışıyla bir acemiler birliğini oynar bir çalışmada…

NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul) - 3 senede nereden nereye getirdiğine bakın acemiler birliği dediğinizin.

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Evet, görüyoruz, işte, bakıyoruz ki, memura ek tazminat getireceklerdi, ek ödenek getireceklerdi, sözleşmeliye getireceklerdi de "bunun kaynağı nerede" diye soruyorlardı. Kaynakları basit.

Değerli arkadaşlar, hatırlarsanız, geçenlerde Cumhurbaşkanından dönen bir yasada 11 trilyon var. İşte, kaynak orada. 11 trilyonu öncelikle tahsil etmenin yollarını… Orada var. TÜPRAŞ ihalesinde var, 14,76'da, kaynak orada var. Telekomu, on yıl içerisinde, vergi düşürmek şeyiyle, orada yüzlerce trilyon para var. Memura, eğer, para verilecekse, işte, orada size kaynak gösteriyoruz. Siz, bunlarla değil de, gelmişsiniz, Mersin'de yumurta atan gençler… Elbette, bir başbakana yumurta atmasını doğru bulmuyoruz; ama, demokratik bir tepkidir, içleri yanmıştır. Bu insanlar, eğer, yumurta attı diye komünist devlet mi kuruyorlar, komünist yönetim mi kuruyorlar?! Siz, hatırlarsanız, kuş gribi konusunda neredeyse tavukları diri diri ateşlerde yakıldı. Dünyanın hiçbir yerinde bu manzara görüldü mü?! Demek ki, o tavuklara, doğurduğu yumurta… Bugün, bu öğrencilerin, bu gençlerin, bu tepki duyan esnafın, bu köylünün tepkisinden dolayı bir sıkıntılarınız var. Ha, sıkıntının önü nereye açılıyor; likit yumurtanın önünü açmak için. Görülüyor ki, burada likit yumurtayı haklı kırıp, ondan KDV'yi düşürüp birilerinin cebine fazla paralar aksın düşüncesindesiniz.

                                        

(x) 1103 S. Sayılı Basmayazı 8.3.2006 tarihli 72 nci Birleşim tutanağına eklidir.

Evet, değerli arkadaşlar, bu arkadaşlarımızın, elbette ki, özel indirimi yok, teşviki yok, gensorulu dosyası yok, şaibeli, likit yumurtası konusunda ve naylon fatura gibi sorunları yok. Bunların, sadece yoksulluğun bir tepkisi, demokratikliğin bir tepkisi olarak şey yaptılar ve ancak bu fiilde bulundular. Bunları da tutup, bu yargıyla, bu anlayışla yargılayıp, bunları mahkûm etmek istiyor… Dünyanın hiçbir yerinde, hatırlarsanız, başbakanlara, cumhurbaşkanlarına yumurta, domates atılmıştır; ama... Biz bunu tasvip ettiğimiz anlamında demiyoruz; ama, böyle büyük şeylerle suçlamanın da hiçbir anlamı olmadığını belirtmek istiyorum.

Elbette ki, bu çocukların dokunulmazlığı yok, tabiî, Maliye Bakanımızın var dokunulmazlığı, dün de sizlerin vermiş oldukları, vicdanınızın sesi miydi bilemiyoruz; ama, verdiğiniz oylarla aklamaya çalıştınız; ama, halkın vicdanında aklanmayacaktır, halkın bir kuruşunu kim yediyse, onun hesabını, hem gelecek sandıkta verecek hem ömrü boyu o vicdanı, o sorumluğu taşıyacağına inanıyorum.

Evet, değerli arkadaşlar, bu zihniyet belli, anlayış belli, bugün 20 000 000'a yakın insan açlık sınırına dayanmış, açlık sınırının altında da 1 000 000 insan var.

ZAFER HIDIROĞLU (Bursa) - CHP'nin ne kabahati vardı da ayrıldın?!

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Ben, CHP'ye saygım var, CHP'yi ağzınıza almayın. Biz, hiçbir şekilde... Farklı yönetimlerle farklı anlayış içerisinde olmuş olabiliriz; ama, hiçbir yere ödün vererek değil…

ZAFER HIDIROĞLU (Bursa) - Saadet Partisini…

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Lütfen… Lütfen… Çünkü, Saadet Partisi, sizin, sıraya girip de elini öptüğünüz arkadaşlarımızın partisi.

ZAFER HIDIROĞLU (Bursa) - Sen de onların elini öpüyordun, ne oldu?!

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Evet, evet…

Değerli arkadaşlar, bugün, siz…

ZAFER HIDIROĞLU (Bursa) - Kendine bak, aynayı alıp kendine bak!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, Sayın Hatibin konuşmasına müdahale etmeyin.

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Dinler misiniz… Dinler misiniz…

Değerli arkadaşlar, bugün, 1,5 milyon üniversite öğrencisi, 250 000 sokak çocukları ve birsürü ıslahevine giden insanlar, yoksul insanlar var; öyle bir anlayışınız var ki, neredeyse, sağlık müdürleriniz, bu insanları kısırlaştırmanın hesabını yapmak… Basından öğrendiğimiz kadarıyla… Bu insanlar bizim insanlarımız. Bu anlayış artık tarihe gömülmüştür. Bu insanları, açlıkla karşı karşıya getirerek terbiye etmeye kalkmayın! Bu ülkenin insanları, her ne kadar sen milletvekiliysen de, aynı haklara onlar da sahiptir, bu ülkenin ortak bir üyesidir.

Değerli arkadaşlar, sizin tarafınız kim?.. Heybeden bahsediyordu… Sizin tarafınız, güzel ihaleler alanlar, devletin olanaklarını lehlerine kullananlar, Dubai şeyhleri, Oferler!

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Ne alakası var?!

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Ama bizim tarafımız, heybenin gözünde olanlar ise, emekçiler, işçiler, köylüler, memurlar, esnaflar, bizim tarafımız bu…

Sayın Başbakan çıkıyor, bizim… Siz, artık, o heybenin içerisine yılan koymuşsunuz halkı sokmak için.

ASIM AYKAN (Trabzon) - Hayret ya!..

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Evet… Siz, gerçekten, insanın… Bugün, Türkiye'de yaşayan insanların yoksulluk sınırına geldiğini görüyoruz; siz tozpembe gösteriyorsunuz, millî hâsılanın 5 000 doları bulduğunu söylüyoruz. Hangi memur 5 000 doları buldu?! Hangi memur ve işçiye 5 000 dolar geçen seneyle bugünkü arasında fark oldu? Hangi çiftçinin gelirlerini artırdınız? Limoncu, narenciyeci diyor ki, para versinler de AKP'liler oraya kamyonlarla limon getirelim, Kızılay'da bedava dağıtalım diyor, para da istemiyoruz, nakliye parası yok diyorlar. Bunları duyuyor musunuz? Biz bunları duyuyoruz ve sizlerle paylaşmak istiyoruz

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Siz verin!

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Çiftçinin durumu bu.

BAŞKAN - Sayın Ünal, lütfen...

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Soru soruyor, ben de cevap veriyorum.

BAŞKAN - Lütfen, Sayın Ünal…

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, SEKA'yı hatırlarsınız. SEKA, Taşucu SEKA'yı 110 000 000 dolara verdiydiniz. Ondan sonra, dediniz ki o alana, aman pahalı aldınız, biz bunu, anlaşırız, uzlaşırız dediniz, 30 000 000 dolara indirdiniz 110 000 000 doları. Sonra, dikkati çeker diye oyalıyorsunuz, orada, o SEKA'yı çürümeye terk etmek için ve bugün, Orman Bakanlığı oraya yonga vermiyor, ağaç vermiyor ki, burası çalışmasın, nasıl olsa birine 30 olmazsa 40 000 000 dolara satarız diyor. Hep ticarî olarak bakıyorsunuz. Ama, yazık! Burada çalışan insanlara yazık!

İşte Tekel işçileri, diyorlar ki, Şereflikoçhisar'da, Tekel Kaldırım ve Kayacık Tuz tesislerinde çalışan insanlar: "Biz perişanız" diyorlar. "Bize maaş vermiyorlar. Özelleştireceğiz furyasıyla bizi açlığa mahkûm ediyorlar" Orada 300-400 tane aile. Ki, Türkiye'nin her yerinde bu özelleştirme furyası adı altında birsürü insanı perişan ettik ve açlıkla baş başa bıraktık. Çıkıyor Sayın Başbakan, Türkiye'yi tozpembe göstermeye çalışıyor. Allah lillah aşkına, Türkiye'de, bugün, 21 000 000'a yakın insan açlıkla başbaşa kalmış; neresi tozpembe, neresi çağdaş bir Türkiye söyler misiniz?! Sizin, ancak yapabileceğiniz şey…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Özcan, lütfen, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Dışpolitikaya bakıyorsun: Irak Başbakanı yolda, Cumhurbaşkanı, bununla herhangi bir şeyimiz olmaz, bu anlaşmayı şey yapalım… Filistin Hamas örgütü lideri geliyor; neredeyse, siz, kaçacak yer arıyorsunuz, belki de Çubuk'a doğru kaçıyorsunuz.

Diğer taraftan, bakıyorsun, dışpolitika, Kıbrıs ve Avrupa Birliği konusunda ne yaptığınızı, inan edin, halk da bilmiyor, bizler de bilmiyoruz.

BAŞKAN - Sayın Özcan, biraz da maddeyle ilgili konuşur musunuz.

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Sayın Başkanım, biz, şunu açık ve net söylüyoruz: İşçinin, köylünün ve memurun 40 + 40'la, artık, karnı doymuyor. Soruyorum milletvekillerine; 40 + 40 veyahut da 500-600 milyon verdiğinizde, 300-400 milyonu kira parası, elektriği, suyu… Bir ekmek parasını da hesaplasan, bu işçinin, bu köylünün, bu memurun, artık, açlıkla baş başa kaldığını görüyoruz. 40 lirayla, 80 lirayla, 100 lirayla bu insanları avutmayın diyoruz. Bunun için, çağdaş, demokratik ve insana yakışır bir ülke olacaksak, hep birlikte, memurumuza, işçimize, köylümüze, esnafımıza sahip çıkalım; esnafımızı mağdur etmeyelim, işçimizi, memurumuzu mağdur etmeyelim diyorum.

Ayrıca da şunu belirtmek istiyorum Sayın Başkan: Kamuoyu yoklamaları çıkarıyorlar. Allah illah aşkına, yüzde 34 aldınız… Soruyoruz: Arkadaşlar, tekrar AKP'ye oy verecek misiniz?.. "Elim kırılsın" diyor. Siz nerede yüzde 43'lere çıktınız Allah illah aşkına, söyler misiniz?!

ASIM AYKAN (Trabzon) - Hiç ilgisi yok…

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Ondan sonra, çıkıyorsunuz, Anavatanı aşağıda göstermek için var gücünüzle çalışıyorsunuz; ama, inanıyoruz, halk, Anavatana sahip çıkacaktır ve Türkiye'de alternatif parti olacağımıza inanıyoruz.

ASIM AYKAN (Trabzon) - Battınız, battınız…

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Sizler, gelecekte, bu söz atan arkadaşlar, inan edin, haklı olduğumuzu da göreceksiniz.

ASIM AYKAN (Trabzon) - Yaz bir yere; göreceğiz!..

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)

Bir şeyi unuttum: İşte, rüşvetin belgesi…

SELAMİ UZUN (Sivas) - Geç bunları geç…

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özcan.

Madde üzerinde, şahsı adına söz isteyen İstanbul Milletvekili İnci Özdemir?.. Yok.

Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya?.. Yok.

Samsun Milletvekili Haluk Koç?.. Yok.

Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan, buyurun.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Yaklaşık 1 400 000 kamu görevlimizin merakla beklemiş olduğu kanun tasarısı üzerindeki görüşmelerimiz devam ediyor. İnşallah, bu hafta içerisinde, bu tasarıyı kanunlaştırıp, en azından, 1 400 000 memurumuzun -burada verilecek önergeler de göz önüne alınarak- daha iyi imkânlara kavuşması, en büyük dileğimizdir.

Değerli milletvekilleri, kamuda çalışan görevlilerimizin yüzde 37'si açlık sınırının altında, yüzde 94'ü de yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Böyle bir ortamda, kamu görevlilerimize daha iyi imkânlar, daha iyi destekler verebilmenin heyecanı içerisindeyiz.

Değerli milletvekilleri, getirilen tasarıyla, birinci altı ay için 40, ikinci altı ay için 40 YTL'lik uygulamaların memurların derdine derman olamayacağı, çok açık bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. Örneğin, bu düzenlemeden büyük ümitler bekleyen Emniyet Teşkilatımızın değerli mensupları, son derece büyük bir hayal kırıklığı yaşamaktadırlar. Bu kanun tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine geldiğinde, 4 güvenlik görevlimiz teröristlerce şehit edilmişlerdir. İşte, onlardan Cem Genç, Hacı Alkan, Mehmet Emin Keskin ve Süreyya Kınay'ı rahmetle, şükranla anıyorum ve her an namlunun ucunda olan, nereden geleceği belli olmayan bir serseri kurşuna hedef olma ihtimalinde olan değerli güvenlik güçlerimizin 40 + 40'la onlara büyük bir ulufe dağıtılıyormuşcasına, büyük bir artış yapıyormuşcasına bunu gündeme getirmenin hayal kırıklığını yaşıyor bütün güvenlik güçlerimiz ve bakınız, 2003-2005 yıllara arasında 24 güvenlik görevlimiz şehit olmuş ve 204 askerimiz şehit olmuş.

Önümüzde bir nevruz geliyor, havaların ısınmasıyla terör örgütlerinin şehirlere inmesi söz konusu. Böyle bir ortamda görev yapan güvenlik güçlerimiz, polislerimiz, akşam başını yastığa koyduğunda çocuğunu nasıl okutacağını düşünüyorsa, ev kirasını nasıl ödeyeceğini düşünüyorsa, giyim kuşamına nasıl bir kaynak ayıracağını düşünüyorsa, o polis memurumuzun rahat ve huzurlu bir şekilde görev yapabilmesi mümkün mü arkadaşlar ?!

Siz, onlara milyarlar verseniz de, işte, 4 tane evladımız terör örgütünün kurşunlarıyla şehit oldu. O manzaralar, hepimizin yüreğini dağladı. Küçücük yavru, artık, bir daha babasını görememenin üzüntüsü içerisinde, göz yaşları içerisinde hüngür hüngür ağlıyordu. Ama, o törenlerde, hükümet adına bir yetkiliyi göremedik, bir bakanı göremedik; en küçük açılışlara koşa koşa giden hükümet temsilcileri, bakanlar, o şehitlerimizin cenaze törenlerine katılmadı ve bugün 40 + 40…

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - İstismar etme!

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) -Değerli milletvekilleri, bu, bu kadar artışla güvenlik güçlerimizin dertlerine derman olabileceğini mi zannediyorsunuz?

Ben, şimdi, buradan Maliye Bakanımıza soruyorum. Hani bu milletvekili lojmanlarını satıyordunuz Sayın Maliye Bakanım? Babalar gibi satıyordunuz, 300 trilyon devir bekliyordunuz, ne oldu Sayın Maliye Bakanım?

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Satıyoruz…

ÜMMET KANDOĞAN(Devamla) - 14 tanesini sattınız şimdiye kadar, elimde rakamlar var, 14 trilyon lira gelir elde etmişsiniz. Eğer, bunları satabilseydiniz, bunlarla ilgili, gerçekten, ciddî manada çalışabilseydiniz -bizler fedakârlık yaptık milletvekilleri olarak- o 300 trilyon lirayı, bugün, emniyet güçlerimize 40 + 40 değil, 300 + 300, 400 + 400 verme imkânımız vardı; ama, üçbuçuk yıldan beri o koltukta oturuyorsunuz, işte rakamlar burada- 10 tane villa satmışsınız, 15 tane de çok katlıdan satmışsınız, 12 dükkân, 4 arsa- elde ettiğiniz gelir 14 trilyon.

Siz, devletin kaynaklarına sahip çıkmazsanız, elbette, güvenlik güçlerine verecek paramız yok dersiniz; ama, başka yerlere, başka kişilere, kurumlara oldu mu, oralara oluk oluk para akıtırsınız.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, lütfen, toparlar mısınız.

Buyurun.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakınız, günlerden beri, güvenlik güçlerimiz, polislerimiz, bekçilerimiz, merakla bu kanunu bekliyorlar. Elimizi vicdanımıza koyalım, bu verilen rakam onları memnun ve mutlu etmiş midir? En zor teşkilat olarak görev yapan, yılda yüzlerce saat fazla mesai yapan, bayramda, hafta sonu tatillerinde 12 saat, 18 saat, yeri geldiğinde 24 saat çalışan güvenlik güçlerimizi 40 + 40'la, emeklilerimizle de ilgili olarak 100 000 000 lirayla onların meselelerini halledebileceğimize inanıyorsak yanılıyoruz.

Güvenlik güçlerimiz, bugüne kadar canlarını, mallarını, her şeylerini bu ülke için feda eden insanlardır ve bundan sonra da feda etmeye hazır olduklarını her ortamda söyleyen arkadaşlarımızdır. Geliniz, bunlarla ilgili düzenlemede onlara biraz daha rahat nefes aldıracak, emekliliklerinde biraz daha onları rahatlatacak imkânları hep beraber buradan geçirelim ve bu değerli güvenlik personelimize desteklerimizi esirgemeyelim.

Bu vesileyle bekçilerimiz arıyorlar, emekli olunca, 1,5 milyar lira, ruhsatlı tabancasını taşıyabilmek için bedel ödediklerini söylüyorlar. Siz, otuz yıl, otuzbeş yıl, bekçilerimizi her türlü zor şart altında çalıştıracaksınız, emekli olduğunda, bir silahını, demirbaş silahını taşıyabilmek için 1,5 milyar lira bedel ödeyerek onu taşıma hakkını elde edecekler, kullanacaklar.

Değerli milletvekilleri, inşallah, diğer maddelerde de diğer kamu görevlilerimizle ilgili düşüncelerimi açıklamaya çalışacağım.

Emniyet güçlerimizle ilgili düzenlemeyi yaparken, elimizi vicdanımıza koyarak, vicdanımızın sesini dinleyerek, onlara daha rahat nefes aldıracak, daha iyi bir hayat şartı sağlayacak olan bir düzenlemeyi hep beraber yapmayı temenni ediyor, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kandoğan.

Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen, Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan; buyurun.

Süreniz 5 dakikadır.

MEHMET ERASLAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Gerçekten, 1103 sıra sayılı kanunun, 1 000 000'un üzerinde kamu görevlilerimizi yakından ilgilendiren, muhtevası gereği çok önemli bir kanun olduğu kanısındayım; fakat, hem geçen hafta yapmış olduğumuz konuşmalardan hem kanunun görüşülme akışı içerisinde yapacağımız konuşmalar, kanun tasarısının yaklaşık 1,5 milyon kamu görevlisinin lehine dönüştürülmesi doğrultusunda olacaktır, konuşmalarımız, tavsiyelerimiz, telkinlerimiz bu noktada olacaktır.

Bir defa, çok değerli milletvekilleri, şu tespiti yapmak durumundayız: Bu ülkede yaşayan 73 000 000 insana hizmet eden, tabiî ki, sadece 1,5 milyon civarında kamu görevlisi değil; ama, Türkiye'ye, bu ülkeye, 73 000 000 insana, ciddî manada, hizmetin en büyüğünü yapmaya çalışan herkes kendi konumu gereği -polisiyle, askeriyle, öğretmeniyle, memuruyla, işçisiyle vesair- ama, herkes, kendi bölgesinde, herkes kendi konumu gereği, bu ülkeye ve Türkiye'ye hizmet etme gayreti ve çabası içerisindeyken, bu insanımız, kamu görevlimiz, çoluk çocuğuyla, ailesiyle, onuruna, haysiyetine yaraşır ve yakışır bir hayat standardı yaşamalıdır diyoruz; hiç kimseye muhtaç kalmadan, hiç kimseye el açmadan, hiç kimseye avuç açmadan, devletin kendisine vermiş olduğu ücret, ailesini geçindirebilecek, kendisini geçindirebilecek, biyolojik ihtiyaçlarını, temel ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olmalıdır. Bu insan bizim insanımızdır, bu insanlar bizim insanımızdır ve Türkiye'ye hizmet eden, 73 000 000 insana hizmet eden, önemli, toplumun bir öz kesimidir. Bakın, yoksulluk sınırı 1 700 000 000 dolaylarında, açlık sınırı 727 000 000 dolaylarında. Allahaşkına, kendimizi, o memurun yerine koyalım, polisin yerine koyalım, öğretmenin yerine koyalım, düz memurun yerine koyalım ve 750 000 000-800 000 000 maaş alalım ve o maaşla geçinmeye çalışalım ve o maaşı alarak etkin bir hizmet yapabilir miyiz, bunu kendi kendimize düşünelim, önce kendimize bunu bir soralım. Eğer, devletin işleri, Türkiye'nin işleri iyi yürüsün, etkin bir hizmet anlayışı olsun, dolayısıyla, başka işler dönmesin, doğru işler olsun ve toplumumuz da, bu kamu görevlilerinden en iyi şekilde, en rahat şekilde, en kısa şekilde hizmet alsın istiyorsak, kamu çalışanlarının ekonomik şartlarını iyileştirmek durumundayız. Sosyal devlet ilkesi bunu gerektirir, sosyal devlet ilkesini uygulayacak olan da Türkiye Büyük Millet Meclisidir, özellikle, iktidardır, siyasî iktidardır. Bu uygulanmadığı zaman, değerli arkadaşlar, kusura bakmayın ama, bu kamu görevlilerinden hiç kimse bir şey beklemesin, beklememelidir; çünkü, onlar, artık, kredi kartlarını nasıl ödeyeceklerinin gayreti içerisindeler, borçlarını nasıl ödeyeceklerinin gayreti içerisindeler, on ayını, oniki ayını, onsekiz ayını borçlanarak, geleceğini borçlanarak, geleceğini teminat altına alarak yaşamanın gayreti içerisindeler. Böyle bir kurumsal yapıdan ve böyle bir kurumsal yapı içerisinde hizmet vermeye çalışan kamu görevlilerinden etkin bir hizmet beklemek, değerli arkadaşlar, saflık olur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Eraslan, lütfen toparlar mısınız.

Buyurun.

MEHMET ERASLAN (Devamla) - O yüzden, biz burada neyi önereceğiz: Biraz sonra bizim önergelerimiz okunacak ve bu önergelerimizde, biz, bu 40 YTL artı ikinci altı ay 40 YTL'nin gerçekten çok bir şey vermediğini, hiçbir şey getirmeyeceğini söyleyeceğiz. Onunla beraber, bu rakamların artırılması hem kamu çalışanlarının menfaatınadır hem toplumun menfaatınadır hem Türkiye'nin menfaatınadır ve Türkiye'nin kurumlarının menfaatınadır ifademizi yineleyeceğiz.

Kanun tasarısının akışı içerisinde düşüncelerimizi, fikirlerimizi Genel Kurula, siz değerli milletvekillerine ifade etmeye devam edeceğiz diyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Eraslan.

Madde üzerinde 10 dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.

Sayın Çetin, buyurun.

İZZET ÇETİN (Kocaeli) - ... (CHP sıralarından "zaman geçiyor" sesleri) Hayır, zaman geçiyor; ama, Sayın Bakana soruyu yönelteceğiz; Sayın Bakan dinlemiyor ki!

BAŞKAN - Sayın Çetin, siz konuşmadınız ki Sayın Bakan dinlesin!

Buyurun Sayın Çetin.

İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Hayır, Bakan, orada meşgul…

BAŞKAN - Konuşmadan dinlenilmez Sayın Çetin.

Buyurun.

İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım. Aracılığınızla sorumu sormak istiyorum Sayın Bakana.

Sayın Bakan, geçtiğimiz aylarda, Kenya'da, Murungi skandalı ardından, adı karıştığı için "şerefli" bir davranış göstererek Maliye Bakanı istifa etti. Burada, hakkınızda üç gensoru görüşmesi yapıldı. Bunlar, bir bakıma, adlî yargılama değildi. Bir mahkeme kararı olmayacak, aramadık burada. Siyasî etik açısından, siyasî ahlâk ve tutarlılık açısından baktık konuya. Bu çerçevede, olaya baktığımızda; hakkınızda skandal sayılabilecek onlarca iddia ve nüfuz ticareti yaptığınız ortada. Bu durumda, siz de "şerefli" bir davranışta bulunacak mısınız?

İkinci sorum: Sayın Bakan, size…

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Böyle soru olur mu?

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Soru işareti var sonunda, soru işareti oldu mu, sorudur o.

BAŞKAN - Lütfen, Sayın Encenk…

ASIM AYKAN (Trabzon) - İstismar ediyor.

İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Size, şeref, onur, haysiyet sözleri neyi hatırlatıyor?

BAŞKAN - Sayın Çetin… Sayın Çetin, maddeyle ilgili soru sorar mısınız lütfen.

İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Maliye Bakanına soru soruyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Ama, maddeyle ilgili soracaksın Sayın Çetin.

İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Tamam, maddeyle ilgili de sorarım.

BAŞKAN - Lütfen, Sayın Çetin.

İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Sayın Bakan, aynaya baktığınızda bu kelimeler sizi rahatsız etmiyor mu?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çetin.

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

C) Çeşİtlİ İşler

1.- Genel Kurulu ziyaret eden Suriye-Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Muhammed Hallak ve beraberindeki heyete Başkanlıkça "Hoşgeldiniz" denilmesi

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin resmî konuğu olarak ülkemizi ziyaret etmekte olan Suriye-Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Muhammed Hallak ve beraberindeki heyet, şu anda, Meclisimizi teşrif etmiş bulunuyorlar.

Kendilerine, Yüce Meclisimiz adına hoş geldiniz diyorum. (Alkışlar)

VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

4.- Değişik Adlar Altında İlave Ödemesi Bulunmayan Memurlara ve Sözleşmeli Personele Ek Ödeme Yapılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1171) (S. Sayısı: 1103) (Devam)

BAŞKAN - Sayın Gazalcı, buyurun.

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakana şu soruyu yöneltmek istiyorum:

657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 4/A maddesinde, memurları aslî ve sürekli iş gören kişiler olarak yorumluyor. Oysa, siz, bu maddede, kamuoyunda "sözleşmeli öğretmenlik" diye bilinen geçici, kısmî bir personel alımını, yasal düzenleme yapıyorsunuz.

Şimdi, Sayın Bakan, geçen gün bu konuda çıkan bir genelgeyi, bir sendikanın Danıştaya başvurusu üzerine Danıştay bu genelgeyi iptal etti. Neden de şu: Memurlar, aslî ve sürekli iş gören insanlar olarak nitelendiği için; gerekçe bu.

Siz, öğretmenleri memur kabul etmiyor musunuz?

Bir de, Başbakan Yardımcısının dün basına bir açıklaması vardı; sözleşmeli memurları, Anayasaya aykırı olduğu olasılığından dolayı rafa kaldırdığını, ertelediğini söylüyordu. Bir yandan, siz, sözleşmeli memurluğu erteliyorsunuz, sonraya bırakıyorsunuz, bir yandan da, alelacele, Danıştay orada iptal etti diye buraya bir madde ekliyorsunuz.

Öğretmenlik… Yarın, öğretmenlerin 158 inci meslek yılı. Sayın Bakan, insanı eğiten bir meslek.

BAŞKAN - Sayın Gazalcı, sorunuzu sorar mısınız lütfen.

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Şimdi ben soruyorum: Bu sözleşmeli öğretmenlik Anayasaya aykırı ise ve kısmî ve sürekli bir iş ise, nasıl buraya bunu ekliyorsunuz?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gazalcı.

Sayın Tütüncü, buyurun.

ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben de, aracılığınızla, Sayın Bakana bir soru yöneltmek istiyorum.

Bu kanun tasarısında, sendika üyesi olan memurlara 5 YTL olanak sağlanıyor ve bu, daha sonra artırılacak.

Şimdi, sorum şu: Bu uygulama, devlet adına sendikacılık yaptırmak anlamına geliyor mu gelmiyor mu?

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tütüncü.

Soru sorma süresi tamamlanmıştır.

Sayın Bakan, buyurun.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, İzzet Beyin sormuş olduğu sorular kanun maddeleriyle ilgili değil.

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Ama, sizinle ilgili!..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Dün, zaten, gerekli cevapları verdik.

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Onlara cevap diyorsanız, onların hiçbiri cevap değil!

BAŞKAN - Sayın Ercenk… Lütfen, Sayın Ercenk…

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - İkincisi, Sayın Gazalcı, memurların sürekli ve aslî…

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Allah, seni yalan makinesine bağlasın!..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - …

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Neyse, devam edin siz.

BAŞKAN - Sayın Ercenk, lütfen…

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Şimdi, memurların sürekli ve aslî olması…

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Yasalar gereğince…

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Evet, gereğince ve Danıştayın da bir iptal kararı var; doğru, haklısınız. Ancak, tabiî, burada eğitim hizmeti çok önemli. Eğitim hizmetlerinin de aksatılmaması, bizim hepimizin, sizlerin de, bizlerin de hepimizin hedefi. Şimdi, dikkat ederseniz, maddede bir şey var: Diyor ki "kadrolu öğretmenlerle kapatılmaması halinde…" O halde bunu getiriyoruz, yoksa, bunu ötekilerin önüne, yani, kadrolu öğretmenin önüne getirip bir sözleşmeli öğretmen yerleştirmiyoruz. Eğitim hizmetleri fevkalade önemli ve aksamaması için, kadrolu öğretmen bulunamaması halinde, eksik kalması halinde, eğitim hizmetleri gecikmesin, eğitim hizmetleri aksamasın diye buna bir çare olarak sözleşmeliyi onun için getiriyoruz.

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Anayasaya aykırı…

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Maddeye de o şekilde yazıyoruz. Ha, biz, böyle getiriyoruz, bizim düşüncemiz bizim fikrimiz, bu Anayasaya aykırı değil; ama, Anayasa Mahkememiz ne karar verir, ona da saygıyla uyarız.

Sayın Tütüncü, devlet adına sendikacılık olmuyor mu dedi, bu 5 YTL. Sayın Tütüncü, bu kanunun memur sendikalarıyla ilgili yapmış olduğumuz mutabakat gereğince getirdiğimiz hükmüdür ve verdiğimiz parayı da memura veriyoruz biz, sendikaya vermiyoruz. Memur o sendikaya tabi olur, bu sendikaya tabi olur; onu biz bilemeyiz. Onun için de, herhangi bir, ne baskımız söz konusudur ne öyle bir düşüncemiz söz konusudur. Dolayısıyla, şimdi, memurlarımız sendika üyesi, belki olmayan da var onu da tam bilemiyorum; ama, biz, sadece, sendika üyesi… O verilen şey bu 5 YTL'nin üstünde de olabilir, biz ona karışmıyoruz, 5 YTL memura veriyoruz biz o kadar. Onun için, sendikayla falan da bu konuda bizim bir alakamız olmuyor, sadece, memurumuza verdiğimiz bir imkândır. Onu da bilgilerinize arz ediyorum.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Ama, sadece sendikalılara veriyorsunuz, sendikalı memura veriyorsunuz, diğerlerine vermiyorsunuz.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Doğru, tabiî...

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Herkese verin; o, istediği sendikaya üye olsun.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Burada, zaten şu sendikaya üye olduğun için veriyoruz… Yok öyle bir şey.

İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Bir mutabakattan söz ediyorsunuz; ama, KESK "bir mutabakat yok" diyor.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Tabiî, memur sendikalarıyla mutabakat sağlandı, bir sendikayla değil yani.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - O zaman kısmî mutabakat.

İZZET ÇETİN (Kocaeli) - KESK katılmadığını söylüyor; belgesi burada.

BAŞKAN - Lütfen, sayın milletvekilleri, karşılıklı konuşmayı bırakalım.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

HALUK KOÇ (Samsun) - Süre var Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Özyürek, buyurun.

Sayın Koç, hatırlatmanıza gerek yok; biz, saati görüyoruz.

HALUK KOÇ (Samsun) - Size yardımcı olmak için söyledim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

Buyurun Sayın Özyürek.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Sayın Bakandan, bu madde kapsamında şunları öğrenmek istiyorum:

Maddede yapılan değişiklikle Devlet Su İşleri, Karayolları gibi kuruluşlarda çalışan mühendislere, mimarlara ilave ödeme öngörüldü. Diğer bakanlıklarda çalışan ve diğer kuruluşlarda çalışan teknik personel için bir haksızlık olmuyor mu, onlar için bir düşünceniz var mı?

Ayrıca, Türkiye'de, mühendislere çok yardımcı olan teknikerler var, teknik lise mezunları var, bunlar için nasıl bir düzenleme düşünüyorsunuz?

 Ayrıca, öğretmenlerin ekders ücretlerinde bir artış düşünülüyor; ama, bu hiçbir şekilde emekli maaşlarına yansımadığı için ve öğretmenlere 40 + 40'ın dışında ek bir ödeme de yapılmadığına göre yüzbinlerce öğretmenimiz mağdur oluyor. Bu öğretmenlerin durumunu düzeltmek için ne düşünüyorsunuz?

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özyürek.

Sayın Bakan, buyurun.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Sayın Özyürek'in mühendislerle ilgili olarak söylediği sözlere biz de katılıyoruz. Zaten, bir de önerge var ve bu önerge neticesinde de devletimizdeki bütün teknik hizmetler bundan istifade edecek, yalnız belli yerlerde değil diğer yerlerde çalışanlar da bundan istifade edecekler.

Öğretmenler için de; şimdi, biz, öğretmenlere 40+40'ı veriyoruz, artı ekders ücretlerinde de artış sağlıyoruz; elimizdeki imkânlarımız da bu kadar. Bu imkânların azamîsini kullanarak öğretmenlerimize mümkün olduğu kadar faydalı olmaya gayret ediyoruz, onların biraz olsun yüzünün gülmesine de gayret ediyoruz. Hükümetimizin politikası da, zaten, belli kesimlerin gelir durumunu daha da iyiye götürmek eldeki imkânlar muvacehesinde tabiî.

Hepinize teşekkür ediyorum.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Teknikerler için bir şey düşünüyor musunuz?

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Sayın milletvekilleri, birleşime 5 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.29

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati:18.00

BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75 inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

1103 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

4.- Değişik Adlar Altında İlave Ödemesi Bulunmayan Memurlara ve Sözleşmeli Personele Ek Ödeme Yapılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1171) (S. Sayısı: 1103) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

Şimdi, 3 üncü madde üzerinde 7 adet önerge vardır; önergeleri önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık derecesine göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 3 üncü maddesinin (ı) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Eyüp Fatsa

Nusret Bayraktar

Ömer Özyılmaz

 

Ordu

İstanbul

Erzurum

 

Muharrem Karslı

Muharrem Eskiyapan

Asım Aykan

 

İstanbul

Kayseri

Trabzon

"ı) Ekli (IV) sayılı Makam Tazminatı Cetvelinin 8 inci sırasına aşağıdaki (d) bendi eklenmiştir.

"d) En az dört yıl süreli yükseköğrenim veren fakülte veya yüksekokulları bitirmiş, mesleğe özel yarışma sınavıyla girerek belirli süreli meslek içi eğitimden sonra özel bir yeterlik sınavında başarılı olmuş, birinci dereceli kadroya atanmış ve doğrudan belediye başkanı veya genel müdür adına teftiş, denetim ve inceleme yetkisine sahip büyükşehir belediyeleri ile bunlara bağlı genel müdürlük müfettişleri ve büyükşehir belediye sınırları içindeki ilçe belediyeleri müfettişleri 1.000"

BAŞKAN - İkinci önergeyi oturuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 3 üncü maddesinin (d) bendinin (1) numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

İrfan Gündüz

Alim Tunç

Salih Kapusuz

 

İstanbul

Uşak

Ankara

 

Bayram Özçelik

 Eyyüp Sanay

M. Atilla Maraş

 

Burdur

Ankara

Şanlıurfa

"1- "A) Özel Hizmet Tazminatı" bölümünün (c) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan "% 145' ine" ibaresi "% 168'ine" şeklinde değiştirilmiş ve aynı bendin sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

"Teknik Hizmetler Sınıfına dahil kadrolarda bulunan personelden açık çalışma mahallerinde fiilen çalışanlara, bulundukları kadrolar esas alınmak suretiyle, çalışılan her gün için belirlenecek oranlarda ve üçer aylık dönemler itibariyle toplamı 60 puanı aşmayacak şekilde, dönem sonlarında ödenmek üzere ek özel hizmet tazminatı verilebilir."

BAŞKAN - Üçüncü önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Tasarının 3 üncü maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ı) bendinin değiştirilerek ekli IV sayılı Makam Tazminatı Cetvelinin 8 inci sırasına eklenen (d) bendinde "Devlet Gelir Uzmanları" ibaresinden sonra gelmek üzere "Gelir Uzmanları" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Muhsin Koçyiğit

Züheyir Amber

Süleyman Sarıbaş

 

Diyarbakır

Hatay

Malatya

 

Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu

Selami Yiğit

Hüseyin Özcan

 

Ankara

Kars

Mersin

 

 

İbrahim Özdoğan

 

 

 

Erzurum

 

BAŞKAN - Dördüncü önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1103 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 3 üncü maddesiyle değiştirilen 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 152 nci maddesinin "Tazminatlar" kısmının 3 numaralı alt bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.

Saygılarımla.

                              Mehmet Eraslan

                                              Hatay

"D) Emniyet Hizmetleri Tazminatı" bölümünün (a) bendinin 2,3,4,5,6,7,8,9 ve 10 numaralı alt bentlerinde yer alan tazminat oranları 40'ar puan artırılmak suretiyle, (b) bendinde yer alan "% 52'sine" ibaresi ise "% 82'sine" şeklinde değiştirilmiştir.

BAŞKAN - Beşinci önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1103 sıra sayılı Değişik Adlar Altında İlave Ödemesi Bulunmayan Memurlara ve Sözleşmeli Personele Ek Ödeme Yapılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 3 üncü maddesinin (d) bendinin (2) numaralı alt bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesi arz ve teklif olunur.

 

V. Haşim Oral

Hasan Ören

Kemal Kılıçdaroğlu

 

Denizli

Manisa

İstanbul

 

Mustafa Gazalcı

Bülent Baratalı

Gökhan Durgun

 

Denizli

İzmir

Hatay

 

İzzet Çetin

Mehmet Mesut Özakcan

Atilla Kart

 

Kocaeli

Aydın

Konya

2- "C) Din Hizmetleri Tazminatı" bölümünün (a) ve (b) bentlerinde yer alan "% 140'ına", "% 55'ine", "% 53'üne" ve "% 49'una" ibareleri sırasıyla, "% 165'ine", "% 80'ine", "% 78'ine" ve "% 74'üne" şeklinde değiştirilmiş ve söz konusu bölüme aşağıdaki (c) bendi eklenmiştir.

c) Diyanet İşleri Başkanlığı merkez ve taşra teşkilatının Genel İdare Hizmetleri ve Yardımcı Hizmetler Sınıfına dahil kadrolarında bulunup, (a) ve (b) bentlerinde sayılanlar dışında kalan personele ayrıca % 50 sine,"

BAŞKAN - Altıncı önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 1103 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 3 üncü maddesiyle değiştirilen 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 176 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan "140" rakamının "170", "150" rakamının "180", ikinci fıkrasında yer alan "yüzde 25" oranının ise "yüzde 50" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederim.

Saygılarımla.

                              Mehmet Eraslan

                                              Hatay

BAŞKAN - Yedinci önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

1103 sıra sayılı Değişik Adlar Altında ilave Ödemesi Bulunmayan Memurlara ve Sözleşmeli Personele Ek Ödeme Yapılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 3 üncü maddesinin (g) bendi, "ekli (1) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin "I. Genel İdari Hizmetleri Sınıfı" bölümünün (h) bendindeki ek gösterge rakamları ve "V- "Avukatlık hizmetleri sınıfı" ek gösterge rakamları derece sırasıyla 3600, 3000, 2200, 1600, 1300, 1150, 950 ve 850" olarak değiştirilmiş ve (d) fıkrasının sonuna patent uzmanlarından sonra gelmek üzere "1 inci dereceli hukuk müşaviri ve 1 inci derece avukatlar 1000 olarak değiştirilmiştir" ibaresinin eklenmesini arz ederim.

 

Mehmet Tomanbay

Berhan Şimşek

Yüksek Çorbacıoğlu

 

Ankara

İstanbul

Artvin

 

Haluk Koç

 

Atilla Kart

 

Samsun

 

Konya

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, birleşime 5 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 18.07

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 18.22

BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75 inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

1103 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

4.- Değişik Adlar Altında İlave Ödemesi Bulunmayan Memurlara ve Sözleşmeli Personele Ek Ödeme Yapılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1171) (S. Sayısı: 1103) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon ve hükümet yerinde.

Sayın milletvekilleri, madde üzerinde Hükümet tarafından da bir önerge verilmiştir; bu önergeyi okutuyorum:

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, yerimden, Grup Başkanvekili olarak gündemle ilgili çok kısa bir açıklama yapmak istiyorum.

BAŞKAN - Sayın Koç, önergelerle ilgili işlem yapalım, söz vereceğim.

HALUK KOÇ (Samsun) - Efendim, şu anda konuşmak… Çok kısa bir açıklama…

BAŞKAN - Lütfen Sayın Koç…

HALUK KOÇ (Samsun) - Efendim, yani, koskoca bir Grubun Grup Başkanvekiliyim...

BAŞKAN - Hayır, söz vereceğim; ama, önerge işlemini bitireyim.

HALUK KOÇ (Samsun) - Efendim, 7 tane önerge var. Şu anda bir tespitimi yapacağım, bir şey söyleyeceğim; belki, Genel Kurulun çalışmalarına yardımcı olur.

BAŞKAN - Önergeyi okutuyorum…

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, anlayışınızı bekliyorum.

BAŞKAN - Sayın Koç, vereceğim sözü; önerge işlemi bitsin, vereceğim…

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, siz, durmadan ara vererek zaten çalışma düzenini…

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, çok kısa bir açıklama yapacağım ben; usulle ilgili filan değil; öyle bir talebim yok.

BAŞKAN - Sayın Koç, niye ısrar ediyorsunuz; söz vereceğim.

HALUK KOÇ (Samsun) - Efendim, İçtüzükte…

BAŞKAN - Ama, önerge işlemi yapılırken, arasında…

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, başlanmadı daha…

BAŞKAN - Buyurun…

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, çok kısa bir açıklama yapacağım. İstirham ediyorum…

"Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına…"

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, istirham ediyorum; kısa bir açıklama yapacağım.

BAŞKAN - Sayın Koç, söz vereceğim; ama, önerge işlemi bitsin. İşlemi yarıda bırakıp da söz verecek değilim herhalde.

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, işleme başlamadan önce arz ettim.

BAŞKAN - Buyurun; siz okuyun:

Görüşülmekte olan kanun tasarısının 3 üncü maddesinin (g) bendinin metinden çıkarılmasını ve diğer bentlerin teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

                              Kemal Unakıtan

                                Maliye Bakanı

BAŞKAN - Şimdi, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.

En aykırı önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

1103 sıra sayılı Değişik Adlar Altında ilave Ödemesi Bulunmayan Memurlara ve Sözleşmeli Personele Ek Ödeme Yapılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 3 üncü maddesinin (g) bendi, "ekli (1) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin "I. Genel İdari Hizmetleri Sınıfı" bölümünün (h) bendindeki ek gösterge rakamları ve "V- "Avukatlık hizmetleri sınıfı" ek gösterge rakamları derece sırasıyla 3600, 3000, 2200, 1600, 1300, 1150, 950, 850" olarak değiştirilmiş ve (d) fıkrasının sonuna patent uzmanlarından sonra gelmek üzere "1 inci dereceli hukuk müşaviri ve 1 inci derece avukatlar 1000 olarak değiştirilmiştir" ibaresinin eklenmesini arz ederim.

                        Mehmet Tomanbay (Ankara) ve arkadaşları

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Koç…

HALUK KOÇ (Samsun) - Yüksel Bey konuşacak.

BAŞKAN - Sayın Çorbacıoğlu, buyurun.

YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, soyadları ezberleyememişsiniz daha.

BAŞKAN - Sayın Koç, seçime çok süre var; ezberleriz.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Bu tempoyla biraz zor görünüyor Sayın Başkan!

YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşülmekte olan Değişik Adlar Altında İlave Ödemesi Bulunmayan Memurlara ve Sözleşmeli Personele Ek Ödeme Yapılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun ünlü 3 üncü maddesiyle ilgili -zaten bütün önergeler dolmuş durumda- bu konuda, bizim de Cumhuriyet Halk Partisi olarak, milletvekili olarak, önergemiz vardı. Bu önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Meclisi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, değerli arkadaşlar, kanunun temel gerekçelerinden bir cümleyi okumak istiyorum; ki, en önemli, belki de, gerekçesi: "Kamu kurumlarında çalışan kamu görevlileri arasındaki ücret eşitsizliğini ortadan kaldırarak eşit işe eşit ücret verilmesinin sağlanması gerektiği."

Şimdi, tabiî, bu eşitlik, sadece ücret olarak değil, emekli hakları açısından da bu eşitliğin sağlanması gerektiği, sorumlulukla eşgüdümlü olarak makam tazminatlarında da bu eşitliğin sağlanması gerektiği hukukun temel kuralıdır.

Bu bağlamda, yasa tasarısını ve raporu incelediğimizde, özellikle hukukçuların, kamu avukatlarının, hazine avukatlarının, nedense, haklarının korunmadığını görmekteyiz. Bizim önergemizin temel amacı, tüm hazine avukatı veya tüm kamu kurumlarında çalışan, yerel yönetimlerde çalışan bütün kamu avukatlarının haklarıyla ilgili hem ücret hem emeklilik hem de makam tazminatlarıyla ilgili iyileştirme yapma amacı gütmektedir bu önerge.

Şimdi, önergemizde, dikkat ederseniz, mevcut, zaten, kanunda olan; ama, bu tasarının (g) fıkrasıyla eklenmek istenen ekgöstergeler konusunda, avukatlık hizmetleri sınıfını da bu bağlamda değerlendirerek, emekliliklerinde, ekgöstergelerinden alacakları destekle, avukatların, mesleğine yakışır bir şekilde emekliliklerini yaşamalarını düşünüyoruz.

Şimdi, değerli arkadaşlar, avukatların göstergeleri, bilindiği üzere, 3 000, burada 600 puanlık bir artışla 3 600 ve oradan devamla dereceye göre sınıflandırma yapılmıştır. Bunu yaparak, aynı görevi ifa eden diğer kamu görevlileriyle kamu avukatları arasında da eşitlik sağlanmaktadır.

Ayrıca, biliyorsunuz, kamu avukatlarının, hazine avukatlarının vekâlet ücretleri hakları vardır. Vekâlet ücretleriyle ilgili sınırlamalara baktığımızda, aslında, avukatların, sonuçta, kendi meslekî becerileriyle hazine adına, kamu adına kazandığı davalardan çok cüzi bir miktarda vekâlet ücretini kendilerinin aldığı, diğerinin devlete, hazineye kaldığını görmekteyiz. Bu konuda, tasarıda, 6 000'lik katsayının 10 000 olarak uygulanması önerilmekte. Biz, bunun, işbu önergemizle 20 000 olarak uygulanmasını öneriyoruz. Bunu yaparak, bir kere, öncelikle şunu söyleyeyim: Kanun tekniği, hazine tekniği açısından hazineye bir yük getirmiyoruz. Sonuçta, vekâlet ücretinden alınacak olan hakların biraz daha fazlasını kamu avukatlarına ödemek durumunda kalıyoruz.

Üçüncü değerlendirmemiz ise, yine, bu ekonomik haklar açısından; avukatların diğer görevliler gibi (d) fıkrasının sonuna "birinci dereceli hukuk müşaviri ve birinci derece avukatlar" deyimini de koyarak, makam tazminatlarındaki 1 000 puanlık göstergeden de yararlanmasını sağlamış oluyoruz. Diğer taraftan, kamu avukatları, sonuç olarak, hukuk açısından değerlendirdiğimizde, yargı alanının üçüncü ayağını temsil eden savunma makamının bir bölümü -serbest veya kamu avukatı olarak- savunma makamını temsil etmekte. Yargının diğer unsurları, iddia makamı, savcılar ve mahkemenin aslî unsuru olan yargıçlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çorbacıoğlu, lütfen, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Devamla) - Hâkimler ve Savcılar Kanununa tabi olan, üyeleri olan hâkim ve savcıların, ekonomik olarak, ne yazık ki, yargıdaki eşitliğin ötesinde malî açıdan avukatlara göre ayrıcalıklı duruma geldiğini hepimiz bilmekteyiz.

Bizim bu önergeyle amacımız, kamu avukatlarının bu mağduriyetlerinin giderilerek, en azından hâkim ve savcıların ekonomik statüsüne olmasa bile, mesleğinin gereği, görevlerinin gereği biraz daha iyileştirilmiş olarak, hem çalışma şartlarının hem emeklilik şartlarının biraz daha düzeltilmesidir. Bu önergenin Maliyeye getireceği yükü açıkça ben hesap etmedim; ama, sadece şunu söyleyeyim: Bu kanun, 1 400 000 kamu görevlisini ilgilendiren, onların haklarını düzenleyen bir kanun. Kamu avukatlarının sayısı bu sayının binde 1'i kadar, yaklaşık 2 000 civarında avukat. O nedenle, binde 1'lik bir etkinin, Sayın Bakanım, umarım avukatları… Gerçi, Sayın Bakanın önemli işleri var, beni dinlemiyor şu anda; ama, 2 000 sayısını içeren avukatlarımıza bu düzenlemeyi uygun görürse, avukat olarak -mesleğim de avukatlıktır- kamu avukatları adına kendisine müteşekkir kalacağımı söylüyorum!

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çorbacıoğlu.

Sayın Koç, zannediyorum önergelerle ilgili söz istemiştiniz; buyurun; yerinizden.

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Kısa bir açıklama yapmak istiyorum, belki, Meclisin çalışmasını daha bütünlüklü hale getirmek için.

Değerli arkadaşlarım, benim bazı eleştirilerim var, o da şu: Bakın, Cumhuriyet Halk Partisinin de desteklediği bir kanun tasarısını görüşüyoruz ve 3 defa ara veriyoruz. Bir bütünlük yok. Yani, komisyonda oluşturulan, hükümet tarafından gelen metin, komisyonun çalışmaları sonrasında ortaya çıkan bütün, Genel Kurulda, tekrar İktidar Grubunun ya da Sayın Bakanın birtakım değişiklikler, olumsuz yönde değişiklikler noktasında, bir türlü görüşülmenin devamı sağlanamaz hale geliyor.

Değerli arkadaşlarım, saat 18.30 oldu; bakın, tek madde gitti, tek maddedeki önergeleri görüşüyoruz. Bir kopukluk var. Örnek: Şimdi görüşülecek, Sayın Bakanın imzasıyla geliyor; 3 üncü maddedeki (g) bendinin metinden çıkarılması. Önce verildi, şimdi alınıyor. Kimlerden; genel idare hizmet sınıfından, bakanlık il müdürlerinden, defterdarlardan, üniversite genel sekreterleri ve yardımcılarından, üniversite daire başkanlarından, bütün, devletteki personel, bütçe, muhasebe, gelir, hazine, maliye dairesinde çalışan bütün uzmanlardan. Niye verdiniz yukarıda Sayın Bakan, siz yok muydunuz orada; vardınız yukarıda, komisyonda ve şimdi geri alıyorsunuz bunu. Nereden geldi bu; Sayın Ömer Dinçer mi söyledi bunu?!

BAŞKAN - Sayın Koç, toparlar mısınız lütfen.

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Ömer Dinçer mi söyledi bunu?!

Değerli arkadaşlarım, lütfen, ne yapacaksınız, onu getirin. Ne yapacaksanız, onu getirin. Bu kadar başıbozukluk olmaz.

Saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Koç, sağ olun.

Sayın Koç, Başkanlık Divanının ara vermesi, önce AK Parti Grup Başkanvekilinin talebi, daha sonra Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun talebi üzerine verilmiştir.

HALUK KOÇ (Samsun) - İkincisi de değil.

BAŞKAN - Son ara ise, Hükümetin istemesi üzerine verilmiştir.

Bunu, bilgi açısından arz ediyorum.

HALUK KOÇ (Samsun) - Grup olarak benim bir talebim olmadı.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının 3 üncü maddesinin (g) bendinin metinden çıkarılmasını ve diğer bentlerin teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

                              Kemal Unakıtan

                                Maliye Bakanı

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum.

Gerekçe:

(i) bendinde yapılan düzenlemeye paralellik sağlanmaktadır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza…

III. - YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.

Yani, niye getirdiniz, niye çekiyorsunuz?!

BAŞKAN - Sayın Tütüncü, Sayın Gazalcı, Sayın Karademir, Sayın Şimşek, Sayın Aslanoğlu, Sayın Koç, Sayın Özyürek, Sayın Durgun, Sayın Emek, Sayın Özcan, Sayın Çorbacıoğlu, Sayın Ekmekcioğlu, Sayın Akyüz, Sayın Parlakyiğit, Sayın Yıldırım, Sayın Hacaloğlu, Sayın Yıldırım, Sayın Sarıbekir, Sayın Ercenk, Sayın Özkan.

Sayın milletvekilleri, yoklama için 5 dakika süre veriyorum. Adlarını okuduğum sayın üyelerin yoklama için elektronik cihaza girmemelerini rica ediyorum.

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, pusulaların da sonradan okunmasını rica ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Koç, siz rahat olun; zaten sayı çıkmayacaktır!

HALUK KOÇ (Samsun) - Yani, bu önergeyi çeksin, bu kanunu hemen çıkaralım Sayın Başkan.

BAŞKAN - Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısı yoktur; birleşime, 19.30'a kadar ara veriyorum.

Kapanma Saati: 18.43

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati:19.36

BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75 inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

III. - YOKLAMA

BAŞKAN - Daha önce yapılan yoklamada toplantı yetersayısı bulunamamıştı; bu nedenle, yeniden yoklama yapacağız.

Yoklama için 5 dakika süre vereceğim.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısı yoktur.

Bu sebeple, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, alınan karar gereğince, 16 Mart 2006 Perşembe günü saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 19.46