DÖNEM
: 22 CİLT : 84 YASAMA YILI : 3
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
98 inci Birleşim
12 Mayıs 2005
Perşembe
İ
Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. - YOKLAMA
IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Antalya Milletvekili
Osman Akman'ın, Hemşireler Haftası ve Dünya Hemşireler Gününe ilişkin
gündemdışı konuşması
2.- Adana Milletvekili N.
Gaye Erbatur'un, Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Komitesinin
Türkiye'yle ilgili raporuna ilişkin gündemdışı konuşması
3.- Kars Milletvekili
Yusuf Selahattin Beyribey'in, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf
Halaçoğlu hakkında İsviçre Zürih Kantonu Savcılığınca soruşturma açılmasının
Türk kamuoyundaki tepkilerine ilişkin gündemdışı konuşması
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret Baloğlu'nun (6/1523) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına
ilişkin önergesi (4/294)
2.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret Baloğlu'nun (6/1530) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına
ilişkin önergesi (4/295)
V. - ÖNERİLER
A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1.- (11/2) esas numaralı
gensoru önergesinin görüşme gününe ilişkin Danışma Kurulu önerisi
VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale
Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî
Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu
İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
2.- Esnaf ve Sanatkârlar
Meslek Kuruluşları Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/969) (S. Sayısı: 851)
3.- Yatırımların ve
İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı; Diyarbakır Milletvekili Muhsin
Koçyiğit'in, GAP Bölgesinde Yatırımların Özendirilmesi ve İstihdam Yaratılması
Hakkında Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, 5084 Sayılı
Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifleri; Balıkesir
Milletvekili Turhan Çömez ve 3 milletvekilinin, Adalarda Yatırımların ve
İstihdamın Teşviki Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Genel
Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 69 milletvekilinin, Yatırımların
ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Zonguldak Milletvekili Harun Akın
ve 50 milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi; Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 26 milletvekilinin,
Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Yıldırım ve 15 milletvekilinin, 29.1.2004 Tarih ve 5084
Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun,
Yatırımların ve İstihdamın Özendirilmesi ve Bölgesel Dengesizliklerin
Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi; Kahramanmaraş Milletvekilleri Mehmet
Yılmazcan, Hanefi Mahçiçek ile Mehmet Ali Bulut'un, Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekilleri Musa Sıvacıoğlu,
Hakkı Köylü ile Sinan Özkan'ın, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Konya Milletvekili Hasan Anğı'nın, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Sakarya Milletvekilleri Ayhan Sefer Üstün, Erol
Aslan Cebeci, Hasan Ali Çelik, Süleyman Gündüz ile Recep Yıldırım'ın, 29.1.2004
Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi ve Balıkesir Milletvekili A. Edip Uğur ve 12 milletvekilinin, 5084
Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/966, 2/219, 2/271, 2/274, 2/286, 2/349, 2/350,
2/366, 2/371, 2/374, 2/387, 2/388, 2/389, 2/390, 2/391) (S. Sayısı: 880)
VII. - SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, Diyarbakır-Bismil-Sinan Köyü sakinlerinin arazilerinin
ellerinden alındığı iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Bayındırlık ve
İskân Bakanı Zeki ERGEZEN'in cevabı (7/5534)
2.- Kırıkkale
Milletvekili Halil TİRYAKİ'nin, Kırıkkale'deki çiftçilerin Tarım Kredi
Kooperatiflerine olan borçlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Sağlık Bakanı ve
Tarım ve Köyişleri Bakanı Vekili Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5620)
3.- İzmir Milletvekili
Ali Rıza BODUR'un, 2004 yılında sağlık kurumlarında kullanılan protez
giderlerine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5647)
4.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, bakanlık ve bağlı kuruluşlarında vekâleten ve asaleten görev
yapan idarî personele ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun
cevabı (7/5751)
5.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, bakanlık ve bağlı kuruluşlarında vekâleten ve asaleten görev
yapan idarî personele ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı
(7/5766)
6.- Ordu Milletvekili
İdris Sami TANDOĞDU'nun, SSK hastanelerinin devrinden sonra yaşanan sorunlara
ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5796)
7.- Manisa Milletvekili
Hasan ÖREN'in, tarım meslek liselerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
sorusu ve Sağlık Bakanı ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Vekili Recep AKDAĞ'ın
cevabı (7/5845)
8.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, Düzce İline ayrılan yatırımlara ve ödenek miktarına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından sorusu ve Sağlık Bakanı ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Vekili Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5951)
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat
14.00'te açılarak üç oturum yaptı.
Birinci ve İkinci Oturumlar
Antalya Milletvekili
Fikret Badazlı'nın, Antalya'da gelişmekte olan örtüaltı tarım teknikleriyle,
kesmeçiçek ve sebze ihracatındaki gelişmelere ilişkin gündemdışı konuşmasına
Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü, cevap verdi.
İstanbul Milletvekili
Kemal Derviş'in, Birleşmiş Milletler Teşkilatı Kalkınma Programı Başkanlığına
seçilmesi münasebetiyle, Türkiye'nin kriz döneminde içinde bulunduğu sosyal ve
ekonomik şartlara, bundan sonra yapılması gerekenlere ve Avrupa Birliği üyeliği
sürecinde atması gereken adımlara ilişkin gündemdışı konuşmasına Adalet Bakanı
Cemil Çiçek katkıda bulundu.
Konya Milletvekili Atilla
Kart, Seydişehir Eti Alüminyum tesislerinin özelleştirilmesi sürecinde
hukukdışı ilişkiler bulunduğu yolundaki iddialara ilişkin gündemdışı bir
konuşma yaptı.
Bazı girişimcilerce
holding adı altında gerçekleştirilen izinsiz halka arz yoluyla tasarruf
sahiplerinin mağduriyetine yol açılmasının neden ve sonuçlarıyla bu süreçte
SPK'nın sorumluluğunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla kurulan (10/16, 262) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Geçici
Başkanlığının, Komisyonun başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimini
yaptığına ilişkin tezkeresi, Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmının 134 üncü sırasında yer
alan 565'e 1 inci ek sıra sayılı komisyon raporunun, bu kısmın 4 üncü sırasına
alınmasına ilişkin CHP Grup önerisinin, yapılan görüşmelerden sonra, kabul
edilmediği açıklandı.
Adana Milletvekili Uğur
Aksöz,
Konya Milletvekili Atilla
Kart,
Tokat Milletvekili Zeyid
Aslan'ın, konuşmasında, ileri sürmüş olduğu görüşlerden farklı görüşleri
kendisine atfetmesi nedeniyle birer açıklamada bulundular.
Gündemin "Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:
1 inci sırasında bulunan,
Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S.
Sayısı: 305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon
raporu henüz gelmediğinden,
2 nci sırasında bulunan,
Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu Tasarısının (1/969) (S. Sayısı:
851) görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır
bulunmadığından,
Ertelendi.
3 üncü sırasında bulunan,
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ile 3 milletvekilinin; Ceza Muhakemesi
Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifinin (2/440) (S. Sayısı: 896) görüşmeleri tamamlanarak;
4 üncü sırasında bulunan,
Çorum Milletvekili Muzaffer Külcü ile 3 milletvekilinin; Çeşitli Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin (2/441) (S. Sayısı: 897),
5 inci sırasında bulunan,
Çorum Milletvekili Muzaffer Külcü ile 3 milletvekilinin; Türk Ceza Kanununun
Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin (2/442) (S. Sayısı: 898),
Yapılan görüşmelerden
sonra;
Kabul edilip
kanunlaştıkları açıklandı.
6 ncı sırasında bulunan,
Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı; Diyarbakır
Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, GAP Bölgesinde Yatırımların Özendirilmesi ve
İstihdam Yaratılması Hakkında Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Yıldırım'ın, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifleri; Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez ve 3 milletvekilinin, Adalarda
Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk
Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 69 milletvekilinin,
Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Zonguldak
Milletvekili Harun Akın ve 50 milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 26
milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi; Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım ve 15 milletvekilinin,
29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili
Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Yatırımların ve İstihdamın Özendirilmesi ve Bölgesel
Dengesizliklerin Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi; Kahramanmaraş Milletvekilleri
Mehmet Yılmazcan, Hanefi Mahçiçek ile Mehmet Ali Bulut'un, Yatırımların ve
İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekilleri Musa
Sıvacıoğlu, Hakkı Köylü ile Sinan Özkan'ın, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Konya Milletvekili Hasan Anğı'nın, 5084 Sayılı
Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Sakarya
Milletvekilleri Ayhan Sefer Üstün, Erol Aslan Cebeci, Hasan Ali Çelik, Süleyman
Gündüz ile Recep Yıldırım'ın, 29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve
İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Balıkesir Milletvekili A. Edip
Uğur ve 12 milletvekilinin, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin (1/966, 2/219, 2/271, 2/274, 2/286, 2/349, 2/350,
2/366, 2/371, 2/374, 2/387, 2/388, 2/389, 2/390, 2/391) (S. Sayısı: 880) tümü
üzerindeki görüşmeleri tamamlanarak 1 inci maddesi bir süre görüşüldü.
Saat 19.34'te toplanmak
üzere, İkinci Oturuma 19.21'de son verildi.
Sadık Yakut
Başkanvekili
|
Harun Tüfekci |
|
Türkân Miçooğulları |
|
Konya |
|
İzmir |
|
Kâtip
Üye |
|
Kâtip
Üye |
Üçüncü Oturum
880 Sıra Sayılı,
Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 1 inci maddesi
kabul edildi; 2 nci maddesi üzerinde bir süre görüşme yapıldı.
12 Mayıs 2005 Perşembe
günü, alınan karar gereğince saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşime 20.51'de
son verildi.
Nevzat
Pakdil
Başkanvekili
|
Türkân Miçooğulları |
|
Harun Tüfekci |
|
|
İzmir
|
|
Konya
|
|
|
Kâtip Üye |
Kâtip Üye |
|
|
No.: 134
II. - GELEN KÂĞITLAR
12 Mayıs 2005 Perşembe
Tasarı
1.- Bazı Kamu
Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı (1/1030) (Plan ve
Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12.5.2005)
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati : 14.00
12 Mayıs 2005 Perşembe
BAŞKAN : Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER : Harun TÜFEKCİ (Konya), Türkân MİÇOOĞULLARI
(İzmir)
BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 98 inci Birleşimini açıyorum.
III. - YOKLAMA
BAŞKAN - Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için 3 dakika
süre vereceğim. Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda
bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen
milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarını,
görevli personel aracılığıyla, 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, toplantı yetersayı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce, üç
sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.
Gündemdışı ilk söz,
Hemşirelik Haftası münasebetiyle söz isteyen, Antalya Milletvekili Osman
Akman'a aittir.
Buyurun Sayın Akman. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Antalya Milletvekili Osman Akman'ın, Hemşireler Haftası
ve Dünya Hemşireler Gününe ilişkin gündemdışı konuşması
OSMAN AKMAN (Antalya) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, 12-18 Mayıs Hemşireler Haftası ve 12
Mayıs Dünya Hemşireler Günü nedeniyle şahsım adına söz almış bulunuyorum; bu
vesileyle, Yüce Heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
hemşirelik mesleğinin, Kırım Savaşı sırasında dünyaca ünlü bir hemşire lideri
Florence Nightingale'in Selimiye Kışlasında yaptığı çalışmalarla başladığı
kabul edilmektedir. Florence Nightingale'in doğum günü olan 12 Mayıs, dünyada
1954, Türkiye'de 1964 yılından bu yana Hemşireler Günü olarak kutlanmaktadır.
Görüldüğü gibi, Türkiye, hemşirelik mesleğinin doğuşuna tanıklık etmiş bir
ülkedir. Hemşire, bacı, kız kardeş anlamına gelir. Şahsen ben de, bir hekim
olarak çalıştığım zamanlarda, beraber çalıştığım hemşirelere, büyük kız kardeş
anlamında, hep "abla" diye hitap ettim. Hemşirelik mesleği, halen,
1954 yılında çıkarılmış olan 6283 sayılı Yasaya göre icra edilmektedir.
Türkiye'de ilk kez 1911
yılında, Dr. Besim Ömer Paşa, İstanbul'da gönüllü hastabakıcılık kursları
açmış, dersleri kendisi vermiş ve bir hekim olmakla birlikte, hemşirelik
mesleğinin gelişmesi için çaba sarf etmiştir. Cumhuriyet dönemindeyse, 1925
yılında Kızılay Hastabakıcı Okulu açılmış ve iyi ahlaklı, okuryazar, sağlıklı
kız öğrenciler -dikkat buyurun, sağlıklı kız öğrenciler- bu okula kabul
edilmiştir. Başlangıçta eğitim süresi ikibuçuk yıldır, nihayet 1958'de dört
yıla çıkarılmıştır. 1958'de, Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü
uzmanlarıyla birlikte ortaokula dayalı 4 yıllık deneme programları başlatılmış,
1961 yılında bu okulların adı "sağlık koleji" olmuş, nihayet 1996
yılında, meslek yüksekokulları, 4 yıllık lisans eğitimi veren sağlık
yüksekokullarına dönüştürülmüştür. Bu okullarda, yine de, derslerin yüzde 40'ı
meslekdışı saatlere harcanmıştır.
Değerli arkadaşlar,
hastalar tarafından beyaz melek misyonu yüklenen hemşirelerimiz, 6283 sayılı
Yasa gereği, sadece, yaptığı enjeksiyon, aşı vesaireden sorumluyken, neredeyse
doktorun sorumluluğuna varan her şey istenmiş ve çoğu kere de olumsuzlukların
sorumlusu gibi gösterilmiştir.
Değerli arkadaşlarım,
gerçekte hemşire, doğum sancısı çeken annemize teselli verendir. O, annemiz
bizimle ilgilenemeyecek durumdayken analık yapandır, çocukluğumuzda iğne
yapacağından korktuğumuz ablamızdır, hastalıklardan korunmamız için aşılarımızı
yapandır, hastaneye gittiğimizde ilk hatırımızı sorandır, ameliyata giderken
cesaret verendir; gece hasta yatağımızda serumumuzu takan, yemeğimizi yediren,
suyumuzu içirendir; moral veren, korkularımızı yenmemizi sağlayandır;
doktorların ilk ve sürekli hocasıdır, yardımcısıdır. Hangi doktor enjeksiyon
yapmayı ve tansiyon ölçmeyi bir hemşireden öğrenmemiştir ki!
Ama, değerli arkadaşlar,
o da etten, kemikten bir insandır. Onun da duyguları vardır, üzüntüleri vardır,
çocukları vardır, çocuğu hastadır, uykusuz kalmıştır, eşi vardır, bir gün önce
nöbet tutmuştur, vardiyası vardır; her zaman gülmesini bekleyemezsiniz.
Hekimlik hayatım boyunca
hep gördüğüm hemşire arkadaşlar, genellikle, dertlerini, sıkıntılarını
yüreklerine gömerek, hastalara müşfik ellerini uzatmışlardır. Ayrıca,
meslekleri gereği, birçok hastalığa duçardırlar, açıktırlar. Örneğin, acil
serviste ve intaniye servislerinde çalışan hemşirelerde, küçük bir ihmalle,
Hepatit B ve Hepatit C'ye yakalanma riski çok yüksektir. Kendilerini insanların
daha sağlıklı olmasına adamış bu melekler öf bile demeden, mesleklerini
sürdürüp gitmektedirler.
Değerli milletvekilleri,
sağlık hizmeti, ekip çalışması gerektirir, doktoruyla, hemşiresiyle, diğer
yardımcı sağlık personeliyle. Ayrıca, günümüzde, pratikte, ebe, hemşire ve
sağlık memuru ayırımı da kalkmış gibidir. 2003 istatistiklerine göre, halen
çalışan 80 000 hemşire, 42 000 ebe, 50 000 sağlık memuru vardır.
Ayrıca, bugün, daha çok
yeni hemşireye ihtiyacımız vardır. Hükümetimiz, eleman temininde güçlük çekilen
yörelerde, sözleşmeli sağlık personeli istihdam etti. Bu uygulamayla, bir
yandan, hemşirelerimize yeni kadrolar açarken, diğer yandan, bu yörelerde
çalışan arkadaşlarımızın daha yüksek ücret alması sağlandı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Akman,
toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
OSMAN AKMAN (Devamla) -
Konu hemşireler olunca Sayın Başkanım...
Elbette, sağlık
çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi de gerekirdi. Bu bağlamda,
hemşirelerimiz, dönersermaye priminden, performansa göre yararlanmaya başladı
ve ellerine geçen ücretlerde önemli oranda iyileşme sağlandı. Hastanelerin
birleşmesiyle, eski SSK mensubu hemşirelerimiz de bu iyileştirmelerden
yararlandı.
Hastanede çalışırken,
benim de hemşire kardeşlerimizden şikâyet olarak duyduğum kep takma zorunluluğu
ortadan kaldırıldı. Lisans mezunu hemşirelerin ekgöstergeleri 2 200'den 3 000'e
çıkarıldı.
Ayrıca, Sağlık
Bakanlığımız, 9 Mayıs 2005 tarihinde imzaladığı bir genelgeyle, sağlık
çalışanlarının muayene ve tedavilerinin kurumlarında veya diğer kurumlarda,
sıra beklemeksizin, öncelikle yapılmasını direktif verdi. Ebe, hemşire ve
sağlık memurlarının sağlık hizmetleri dışında çalıştırılmaması konusunda
hassasiyet gösterilecektir. Doğum ve süt izni süresince, hizmeti aksatmayacak
şekilde, zaruret olmadığı sürece nöbete girmemeleri sağlanacaktır. Hizmette 25
yılını doldurmuş olan sağlık personelinin nöbet tutmamaları sağlanacaktır.
Doğumdan önce ve sonra 8'er haftalık izin, istediği saatte süt izni, 24
haftalık gebelikten sonra nöbet tutmama...
Yine, özelliği olan
bölümlerde çalışan ebe, hemşire ve sağlık memurlarına yönelik özel dal
sertifika programları uygulanmaktadır; yoğun bakım hemşireliği, stoma bakım
hemşireliği, acil bakım hemşireliği, kemoterapi hemşireliği gibi.
AK Parti Hükümetimiz ve
Sağlık Bakanlığımız, sağlıkta dönüşüm programı çerçevesinde, meslekî
yeterliliklerin düzenlenmesi ve tanınması hakkında kanun tasarısı, sağlık kanun
tasarısı, sağlık meslek grupları birliği kanun tasarısı gibi çalışmaları
sürdürmektedir.
Değerli milletvekilleri,
bütün hemşirelerin 12 Mayıs Hemşireler Gününü, 14-18 Mayıs Hemşirelik Haftasını
tekrar kutluyor; ayrıca, 14 Mayıs 2005 Eczacılar Günü olması vesilesiyle, tüm
eczacıların da Eczacılar Gününü kutluyor, Yüce Heyetinizi, tekrar, saygıyla
selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Akman.
Gündemdışı ikinci söz,
Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi
Komitesinin Türkiye hakkındaki raporuyla ilgili söz isteyen Adana Milletvekili
Gaye Erbatur'a aittir; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- Adana Milletvekili N. Gaye Erbatur'un, Birleşmiş
Milletler Kadına Karşı Her Türlü
Ayırımcılığın Önlenmesi Komitesinin Türkiye'yle ilgili raporuna ilişkin
gündemdışı konuşması
N. GAYE ERBATUR (Adana) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her
Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesini, Türkiye, 1985 yılında
imzalamıştır. Sözleşmeyi imzalayan her ülke, periyodik olarak, Birleşmiş
Milletlere rapor sunmakta, raporu değerlendiren CEDAW da, o ülkeye, hazırlanan
raporlar doğrultusunda sorular yöneltmekte, hükümete sözleşmenin gereklerini
yerine getirmesi için tavsiyelerde bulunmaktadır.
Türkiye, ocak ayında,
dördüncü ve beşinci dönem raporunu Komitenin istediği şekilde hazırladı ve
sundu.
Komite, raporunda
"kadına karşı ayırımcılık" ifadesinin, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasında net bir biçimde; yani, CEDAW'ın, madde 1'de söylendiği şekilde
tanımlanması gerektiğini bildirdi. Ayrıca, Komite, Türkiye Cumhuriyeti
Devletinin, CEDAW ve kadına karşı ayırımcılık kapsamında, toplumda
bilinçlendirme çalışmaları yapması ve bu konudaki eğitim çalışmalarının,
özellikle parlamenterler, hâkimler ve savcılar ile hukukçulara yönelik olması
gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, Komite, yapılan yasal değişikliklerin bir
sonraki rapor dönemine kadar uygulamaya geçtiğini görmek de istiyor.
Komite, yeni Türk Ceza
Kanununda, hâlâ, kadınlara ve kızlara ayırımcılık yapan maddelerin olduğunu,
özellikle de bekâret testlerinin kadınların rızası olmadan yapılamayacağı
hususunun belirtilmesini istiyor. Komite, namus cinayetleri suçlarının
nitelikli insan öldürme suçu olarak kabul edilmesini istiyor.
Ayrıca, Komite, yeni Türk
Ceza Kanunundaki 15 ile 18 yaş arası gençlerin kendi rızalarıyla girdikleri
cinsel ilişkilere getirilen yasakların, özellikle kız çocuklarını olumsuz yönde
etkileyeceğini ve bu yasakların kaldırılması gerektiğini belirtmektedir.
Komite, Medenî Yasada,
edinilmiş malların ortak paylaşımını düzenleyen mal rejiminin geriye doğru
uygulanmasının sağlanması, bu Yasanın bugünkü halinin yarattığı olumsuz
sonuçların devlet tarafından takip edilmesi gereğini de belirtmiştir.
Türkiye'de kadına karşı
şiddetin, özellikle de aile içi şiddetin devam ettiğini vurgulayan Komite,
şiddet gören kadınların yasalarda yer alan korunma mekanizmalarından habersiz
olduklarını söylemiştir. Komite, kadına karşı şiddet konusundaki en önemli
noktalardan biri olan sığınma evlerinin sayısının azlığına dikkat çekmiş ve en
kısa zamanda sayılarının artırılmasını istemiştir.
Komite, kadınların
toplumsal ve siyasal hayata katılmaları yolunda geçici özel önlemler alması
gerektiğini vurgulamıştır. Özellikle, devletin, Parlamentoda, belediyelerde,
kamu kurum ve kuruluşlarında ve özellikle de Dışişleri Bakanlığında kadınların
daha fazla sayıda yer almalarını sağlamak için geçici özel önlemler alması
gereğinin altı çizilmiştir.
Komite, kadınların
okumazyazmazlık oranlarının yüksekliğine ve tüm eğitim seviyelerinde kadın ve
kızların sayılarının azlığına dikkat çekmiş ve bu konuda, acilen, devletin,
geçici özel önlemleri hayata geçirmesi gerektiğini belirtmiştir.
Komite, Türkiye'de
kadının işgücüne katılımının rekor düzeyde düşüklüğünün önlenmesi gerektiğini
ve bu alanda kadınların yaşadıkları ayırımcılıkların ortadan kaldırılması için
geçici özel önlemlerin alınmasını ve bu konuda, kadınlara yönelik çalışmaların
yapılmasının önemini vurgulamıştır.
Ayrıca, Komite, devletin
ekonomik planlamasında toplumsal cinsiyete nasıl bir yer verildiğinin bundan
sonraki raporlarda belirtilmesinin üzerinde ısrarla durmuştur.
Komite, devletin,
toplumun kültürel ve ataerkil yapısının değişmesi ve toplumun, her kesimde,
kadın erkek eşitliğini destekleyecek ve bunun önemini anlatacak bilinçlendirme
kampanyaları, kadın ve erkeğe yönelik eğitim programları yapması gerektiğini
belirlemiş ve bu konularda, devletin, zaman kaybetmeden, kadın sivil toplum örgütleri, medya ve
öğretmenlerle çalışmaya başlamasını önermiştir.
Ayrıca, Komite, devletin
kadın sağlığına önemli bir kaynak ayırması gerektiğinin altını çizmiş,
özellikle de devletin, üreme sağlığı ve bebek ölümleri konusunda önlemler
alması ve bilgilendirme çalışmaları yapması gerektiğini vurgulamıştır.
CEDAW Komitesinden
Türkiye için çıkan tavsiye kararlarındaki bu eleştirilere baktığımızda,
özellikle Anayasamızda ve yasalarımızda kadına karşı ayırımcılık kavramının
tanımlanmadığının altı çizilmiş ve mutlaka, CEDAW'ın 1 inci maddesine göre,
kadına karşı ayırımcılığın tanımlanması talep edilmiştir.
Ayrıca, kâğıt üzerinde
reformların olmayacağı, reformların sadece yasaların değiştirilmesiyle
yapılamayacağı, değişimin yaşama geçmesi gerektiği belirtilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Erbatur,
tamamlayabilir misiniz.
Buyurun.
N.GAYE ERBATUR (Devamla)
- Türkiye'de kadın erkek eşitliği ve ayırımcılığın önlenmesi için kamuoyunu
bilgilendirip, bilinçlendirecek, duyarlılığını artıracak kampanyalar yapılması,
sadece, kamuoyu için değil, milletvekilleri dahil herkes için eğitim
programları düzenlenmesi gerekmektedir.
Konuşmama son verirken,
Birleşmiş Milletlerin Türkiye'ye ilişkin tavsiye kararlarının bir an önce
uygulanması gerektiğinin bir kez daha altını çizmek isterim. Birleşmiş
Milletler Kadına Karşı Ayırımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi Raporunda
ifade edilen, Türkiye'de kadınlara ayırımcılık uygulayan yasalar konusunda,
hükümet, üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.
Ayrıca, bugün,
hemşirelerimizin günüdür. Onların gününü kutluyor ve uğradıkları
ayırımcılıkların ortadan kaldırılmasını dileyerek, Yüce Heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Teşekkür ederim.
(Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Erbatur.
Gündemdışı üçüncü söz,
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu hakkında, İsviçre Zürich
Kantonu Savcılığınca tutuklama kararı çıkarılmasıyla ilgili söz isteyen, Kars
Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey'e aittir.
Buyurun Sayın Beyribey.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
3.- Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey'in, Türk
Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu hakkında İsviçre Zürih Kantonu
Savcılığınca soruşturma açılmasının Türk kamuoyundaki tepkilerine ilişkin
gündemdışı konuşması
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY
(Kars) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz günlerde, Türk Tarih
Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu hakkında, İsviçre'de, Ermeni soykırımı
iddialarına ilişkin verdiği iki konferans nedeniyle, İsviçre Zürich Kantonu
Savcılığında soruşturma açılmasıyla ilgili olarak gündemdışı söz almış
bulunmaktayım. Bu konuşma, bir yanıyla, Türk'ün haklı sesini dünyaya duyurmaya
çalışan değerli bir bilim adamımıza, değerli bir tarihçimize, Meclisimizde
vermeye çalıştığım bir destek niteliği taşımaktadır. Bana fırsat verdiği için,
başta Başkanıma teşekkür ediyor; sözlerime başlamadan evvel Yüce Heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; 1965 yılından önce doğan birçok insanımızın rahatlıkla
hatırlayacağı terör olayları zinciri, ne yazık ki, uzun bir süre gündemimizi
meşgul etmiştir. Ülkemiz, 1970'li yıllarda, Osmanlı İmparatorluğu zamanından
kalmış sözde birtakım olayların intikamının alınması amacıyla yaratılan Ermeni
sorunuyla uzun süre meşgul edilmiştir. Bu dönem, Fransa, Kanada, Avusturya,
Amerika Birleşik Devletleri gibi dış ülkelerdeki üst düzey elçilik
görevlilerimiz direkt olarak hedef alınmış ve büyük ölçüde başarılı olunarak
vahşi bir terör kampanyasıyla yüz yüze geldiğimiz henüz unutulmamıştır.
Türkiye Cumhuriyetinin
çeşitli ülkelerdeki diplomatlarını hedef alan bu terör olayı nelerden
kaynaklanmaktadır? Bu terör olayıyla ilgili olarak Ermeni iddiası şöyledir:
Birinci Dünya Savaşı yıllarında Osmanlı İmparatorluğu Orta ve Doğu Anadoluda
yerleşik Ermeni nüfusu zorunlu olarak göçe tabi tutmuş ve bir ırkın bilinçli
olarak yok edilmesini hedeflemiştir; yani, Ermeniler üzerine soykırım
uygulamıştır. Türkiye bu soykırımı kabul etmeli ve tazminat ödemelidir.
Ermenilerin bu hedefi,
sözde soykırım iddialarıyla ülkemizi sıkıştırıp, halen kabul etmediği doğu
sınırımızdaki Kars, Ardahan, Artvin gibi serhat şehirlerimizi emperyalist
emellerle kendi topraklarına katma emelidir. Ermeniler, bu işten sorumlu
tuttukları Talat ve Cemal Paşaları Berlin ve Tiflis'te katletmişlerdir. Hâlâ
bunlar hatırımızdadır. Buna rağmen egoları tatmin olmamış ki, 50 yıl sonra
tekrar kan dökmeye devam etmişlerdir.
Bugün Ermeni sorunu diye
karşımıza çıkan olaylar zinciri, aslında, asırlardır aynı topraklar üzerinde
barış içerisinde yaşayan iki toplumun bu topraklardan çıkar sağlamayı umanlar
tarafından birbirlerine düşman edilmesidir. Dış dünyanın soykırım olarak
adlandırdığı ve bizi suçladığı olay, Birinci Dünya Savaşı sırasında Orta ve
Doğu Anadoluda oturan birkısım Ermeni nüfusun Irak ve Suriye'ye zorunlu olarak
göçe tabi tutulmasıdır. Bu göç sırasında, soykırım iddialarına temel teşkil
eden zayiatın ortaya çıktığından bahsedilmektedir.
Değerli milletvekilleri,
olayların gerçekleştiği dönemi yüzeysel değil de biraz daha ciddî bir şekilde
incelediğimizde ise, daha çok farklı argümanlar ortaya çıkmaktadır. Özellikle
tehcir, yani, zorunlu göç denilen uygulama, savaş zamanlarında Amerika Birleşik
Devletleri, Fransa, İngiltere gibi birçok ülkenin de başvurdukları bir
yöntemdir. Bu ülkeler ki, bizi tehcirle suçlamaktalar; kendileri de benzer
kararlar almış ve uygulamışlardır.
"Tebaai sadıka"
olarak adlandırılan bu insanların göçe tabi tutulmasının temel nedeni, Balkan
Savaşlarında Bulgar tebaa tarafından arkadan vurulan Osmanlı Ordusunun vermiş
olduğu büyük kayıplara tekrar uğramamak için Osmanlının, hem kendisini hem de
savaşdışı bölgeye göndermek suretiyle Ermeni tebaayı koruma düşüncesi
yatmaktadır. Osmanlı Devleti, Ermenileri, yine bir Osmanlı toprağı olan Irak ve
Suriye'ye göç ettirmiştir; Ermenilere, yerleştikleri topraklarda vergi
muafiyeti getirmiştir. Ayrıca, devletin önemli kadrolarında görev yapan Ermeni
memurlar görevlerine devam etmişlerdir; hiçbirisine işten el çektirilmemiştir.
Bütün bu uygulamalarla Osmanlı Devleti, Ermeni tebaayla ilgili iyi niyetini ve
onların hayatlarını kolaylaştırma düşüncesini ortaya koymuştur.
Değerli milletvekilleri,
Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının temelinde büyük devletlerin dünyayı
paylaşma arzularının yattığı bilinmektedir. İslenmemiş yeraltı ve yerüstü
zenginlikleri, madenleri, zengin tarihsel ve kültürel mirası, zengin doğal kaynaklarıyla
dünya fosil enerji kaynaklarının büyük kısmına sahip olan Orta Anadolu ve
Ortadoğu bölgesi o dönemde Osmanlı İmparatorluğunun elindeydi ve
sanayileştirmeyi gerçekleştirmiş ve güçlenmiş olan devletler gözlerini bu
topraklara dikmişlerdi.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Beyribey,
toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY
(Devamla) - Sayın Başkanım, Ermeni meselesi yüzyılların meselesi; 5 dakikaya
sığmayacağı kesindir.
Teşekkür ediyorum
Başkanım.
Bu paylaşım masasında
İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Amerika Birleşik Devletleri yerlerini almış,
olayları organize etmekteydiler. Bu paylaşım emelleri içerisinde işbirlikçiler
yardımcı olmaktadırlar. Bunlar ise, Bulgarlar, Araplar ve Ermenilerdi.
Türkiye Cumhuriyetinin
kurulmasıyla olayların bittiği zannedilmiş; ancak, 1915 tarihinden sonra
Anadolu'dan Avrupa devletlerine ve Amerika'ya göç eden Ermenilerden birçoğunun
çocukları 1960'ların sonlarına doğru o ülkelerde siyaset, sanat ve ekonomide
söz sahibi olmaya başlamışlar ve Anadolu'yu sömürgeleştirme planlarından asla
vazgeçmeyen büyük devletler yeni piyonlarını bulmuşlardır. Bu çocuklar, bu
ülkeler tarafından kullanılmışlardır; aynen dedelerinin Anadolu'da
kullanıldıkları gibi.
1974 yılında, Türkiye,
Kıbrıs sorununu bir neşter vurarak halledince, Ermeni sorunu tekrar hortlamış,
ASALA denilen terör örgütü yaratılmıştır.
Bu örgütün tüm
elemanlarının çok iyi eğitilmiş birer profesyonel olduğu gözden kaçmamalıdır.
Bu terör örgütü, o yıllarda yapmış olduğu kanlı terör eylemleriyle amacına
ulaşmış; günümüzde sıra, ülke parlamentolarında siyasî kararlar alınmasına
gelmiştir. Söz konusu bu ülkelerin parlamentolarında soykırımını tanıyan
kararlar alınmakta, ülkemizi savunma hakkı dahi verilmemektedir.
Değerli milletvekilleri,
Ermeni tehcirinin doksanıncı yılıyla birlikte, bütün dünyada Ermeniler ve
onlara destek veren ülkeler tarafından büyük bir kampanya başlatılmıştır. Buna
bağlı olarak, 15 ülke parlamentosu, hiçbir uluslararası ve mahallî mahkeme kararı
olmamasına rağmen, 1915'te soykırım yapıldığını kabul etmiştir.
Yıllardır bu gibi
durumlara sessiz kalınılması ve tepki gösterilmemesi nedeniyle, vaziyet,
maalesef, vahim bir duruma gelmiştir. Yapılan bilimsel araştırmalar gözardı
edilerek, hiçbir değerlendirmeye alınamayarak, konu, siyasî bir niteliğe
büründürülmüştür.
Bu rüzgâra, maalesef,
Türkiye'deki bazı gazetelerin ve aydınların da katıldığını görmekteyiz. Öte
yandan, ciddî bir biçimde konuyu araştıran bilim adamlarımız, bu gibi kişiler
tarafından topluma "resmî tarih tezini savunanlar" olarak tanımlanmaya
çalışılmıştır.
Türkiye'deki bu
tartışmalar sürerken, yurt dışında hararetli bir kampanya sürdürülmeye devam
edilmiş; nitekim, sadece soykırım yapıldığına dair kararlar alınmasından daha
da ileri gidilerek, soykırımı inkâr edenlerle ilgili de doğrudan cezaî işlem
yapılması kanunları çıkarılmaya başlanmıştır.
Buna bağlı olarak, 1915
olaylarını araştıran ve bu konuda yurt içinde
ve yurt dışında konferanslar veren Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof.
Dr.Yusuf Halaçoğlu hakkında 2 Mayıs 2004 tarihinde İsviçre'nin Winterthur
Kantonunda yaptığı konuşmadan dolayı Kanton Savcılığı soruşturma açmıştır.
İsviçre Zürich Kanton
Mahkemesinin bu tutumu Türk kamuoyunda büyük tepki yarattı. Demokrasiden, insan
haklarından ve ifade özgürlüğünden bahseden ve sık sık bu konuda Türkiye'yi
suçlayan Batı dünyasının bir üyesinin bu tavrı, Türk kamuoyunda büyük
tepkilerle karşılandı.
Aslında, bu hususta
sorulması gereken sorular şunlardır:
1948 Soykırımı
Sözleşmesinin temel maddelerini gözardı ederek hiçbir mahkeme kararı olmayan ve
tanınmayan Ermeni soykırımı iddialarını gerçekmiş gibi kabul ederek
parlamentolarında karar çıkaran ülkelere karşı nasıl bir siyaset izlenmelidir?
Hukuksuzluk üzerine inşa
edilmiş bir hukuk hakkında Türkiye ne yapmalıdır ve nasıl bir tepki
göstermelidir?
Soruşturma açan savcı
tarafından İsviçre Büyükelçiliği kanalıyla tebligat yapılması yerine, difüzyon
veya kırmızı bültenle Türk İnterpolünden bilgi istenmesinin oldukça anlamlı
olduğu kanaatindeyim. Burada, amaç, Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'nun veya diğer
bilim adamlarının başka ülkelerde bu konuda konuşma yapmasını engellemeye
yönelik midir acaba?
Türk Tarih Kurumu gibi
Türkiye'nin önemli bir kurumunun Başkanının böyle bir muameleye tabi tutulması,
Türkiye'ye yönelik bir kıskacı daraltma işlemi midir? Ülkemizin kendisini
savunma hakkı elinden mi alınmak isteniyor?
Değerli milletvekilleri,
24 Nisan geçti; eğer, Türkiye, büyük düşünmez, iyi yalanlamalar yapmaz,
stratejiler üretmez ve bunu 365 gün uygulamazsa, gelecek yıl daha büyük
kampanyalarla karşı karşıya kalacaktır. Bunun için tedbirimizi şimdiden
almalıyız ve bu tedbirler için en az on yıllık bir döneme ihtiyaç vardır. Bir
bilim adamımıza reva görülen hakaret derecesindeki harekete şiddetle ve etkili
bir biçimde tepki göstermeli ve tepkimizin takipçisi olmalıyız. Unutmayınız ki,
Ermeniler tarafından öldürülen 530 000 masum insan, hâlâ, Doğu Anadolu'da,
Kars'ta, Ardahan'da toprak altında bulunmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
görülen odur ki, sözde Ermeni soykırımı iddiaları meselesi sürüncemede kalsa
bile, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye'nin gündemini meşgul ettirecek ve
emperyalist güçlerin hedefleriyle bağlantılı olarak kararlar almaya devam
edecektir. Parlamentomuzda bir grup oluşturup, Ermeni soykırımı vardır diye
karar çıkaran ülkeleri ziyaret etmemiz gerekiyor diye düşünmekteyim. Bu
ziyaretimizde, bu ülkelere, bu kararları hangi tarihsel gerçeklere ve belgelere
dayalı olarak aldıklarını sormalıyız ve bu konuyla ilgili bilgi ve belgeleri,
birer dosya halinde, kendilerine vermeliyiz.
Sözlerimi, Mustafa Kemal
Paşanın güzel bir sözüyle bitirmek istiyorum: "Tarih, ihtiyatsızlar için
merhametsizdir."
Yüce Heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Beyribey.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
diğer sunuşları vardır.
Kâtip üyenin oturarak
okuması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Sözlü soru önergelerinin
geri alınmasına dair 2 önerge vardır; ayrı ayrı okutuyorum:
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun (6/1523)
esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/294)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Gündemin "Sözlü
Sorular" kısmının 365 inci sırasında yer alan (6/1523) esas numaralı sözlü
soru önergemi geri alıyorum.
Gereğini saygılarımla arz
ederim.
Feridun
Fikret Baloğlu
Antalya
BAŞKAN - Sözlü soru önergesi geri verilmiştir.
2.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun (6/1530)
esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/295)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Gündemin "Sözlü
Sorular" kısmının 372 nci sırasında yer alan (6/1530) esas numaralı sözlü
soru önergemi geri alıyorum.
Gereğini saygılarımla arz
ederim.
Feridun
Fikret Baloğlu
Antalya
BAŞKAN - Sözlü soru
önergesi geri verilmiştir.
Danışma Kurulunun bir
önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım:
V. - ÖNERİLER
A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1.- (11/2) esas numaralı gensoru önergesinin görüşme gününe
ilişkin Danışma Kurulu önerisi
Danışma Kurulu Önerisi
No.: 150 Tarihi:
12.5.2005
9.5.2005 tarihinde
dağıtılan ve 10.5.2005 tarihli 96 ncı Birleşimde okunmuş bulunan Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler hakkındaki (11/2) esas numaralı gensoru
önergesinin gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmında yer
almasının ve Anayasanın 99 uncu maddesi gereğince gündeme alınıp alınmayacağı
hususundaki görüşmelerin 17.5.2005 Salı günkü birleşimde yapılmasının Genel
Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.
Sadık
Yakut
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Vekili
|
Salih Kapusuz |
Haluk Koç |
|
AK Parti Grubu Başkanvekili |
CHP Grubu Başkanvekili |
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gündemin "Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına
geçiyoruz.
VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim
Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde
Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine
Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
ÊBAŞKAN - 1 inci sırada
yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon raporu
gelmediğinden, teklifin görüşmelerini erteliyoruz.
Esnaf ve Sanatkârlar
Meslek Kuruluşları Kanunu Tasarı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
2. - Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu Tasarısı
ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu
Raporu (1/969) (S. Sayısı: 851)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
Yatırımların ve
İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve aynı mahiyetteki kanun teklifleri
ile Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam
ediyoruz.
3.- Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı; Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, GAP Bölgesinde
Yatırımların Özendirilmesi ve İstihdam Yaratılması Hakkında Kanun Teklifi;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, 5084 Sayılı Yatırımların ve
İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifleri; Balıkesir Milletvekili Turhan
Çömez ve 3 milletvekilinin, Adalarda Yatırımların ve İstihdamın Teşviki
Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya
Milletvekili Deniz Baykal ve 69 milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Zonguldak Milletvekili Harun Akın ve 50
milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Bursa
Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 26 milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım ve 15
milletvekilinin, 29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Yatırımların ve İstihdamın Özendirilmesi
ve Bölgesel Dengesizliklerin Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi; Kahramanmaraş
Milletvekilleri Mehmet Yılmazcan, Hanefi Mahçiçek ile Mehmet Ali Bulut'un,
Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Kastamonu
Milletvekilleri Musa Sıvacıoğlu, Hakkı Köylü ile Sinan Özkan'ın, Yatırımların
ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Konya Milletvekili Hasan Anğı'nın,
5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Sakarya
Milletvekilleri Ayhan Sefer Üstün, Erol Aslan Cebeci, Hasan Ali Çelik, Süleyman
Gündüz ile Recep Yıldırım'ın, 29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve
İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Balıkesir Milletvekili A. Edip
Uğur ve 12 milletvekilinin, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/966, 2/219, 2/271,
2/274, 2/286, 2/349, 2/350, 2/366, 2/371, 2/374, 2/387, 2/388, 2/389, 2/390,
2/391) (S. Sayısı: 880) (x)
(x) 880 S. Sayılı Basmayazı 11.5.2005 tarihli 97 nci
Birleşim Tutanağına eklidir.
BAŞKAN - Komisyon?..
Yerinde.
Hükümet?.. Yerinde.
2 nci madde üzerinde,
gruplar ve şahıslar adına yapılan konuşmalar tamamlanmıştı.
Şimdi, madde üzerinde 10
dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Maddeyle ilgili soru
sormak isteyen sayın üyelerin isimleri geçen birleşimde tespit edilmişti,
isimlerini okuyorum: Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan, Konya
Milletvekili Ahmet Işık, Adana Milletvekili Kemal Sağ, Erzurum Milletvekili
İbrahim Özdoğan, Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit, Tokat Miletvekili
Orhan Ziya Diren, Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü, İzmir Milletvekili Vezir
Akdemir, İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci, Çorum Milletvekili Agâh
Kafkas.
Sayın Özkan, buyurun.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN
(Burdur) - Sayın Bakan, bu yasayla, yatırımların ve istihdamın teşviki
düşünülmektedir. Burdur İli yatırım ve istihdamda pilot il konumundadır.
Tekstilde, silah sanayiinde, tarım makineleri üretiminde, mermercilikte, süt ve
et üretiminde, yaş meyve ve sebzede, kaparide, salepte ve kültür bitkilerinde,
çoğu illeri kıskandıracak zenginliktedir. Konu istihdam olmasına rağmen,
devamlı göç veren Burdur İlini bu yasa kapsamına almakla, ülke ve ekonomi
kazanır mı, kaybeder mi? Net bir cevap istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Özkan.
Sayın Işık, buyurun.
AHMET IŞIK (Konya) -
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Vasıtanızla Sayın
Bakanımıza şu soruyu yöneltmek istiyorum: Bulunduğu bölgeyi, olumsuz süreçlere
rağmen, ekonomik ve sosyal anlamda canlandırmaya çalışan, köyünü, kentini ve
işini terk etmeden, toprağına, ülkesine ve bölgesine sahip çıkarak kıt
kaynakları optimal şekilde değerlendirmek suretiyle işini büyüten, geliştiren
ve yeni yatırımlara yönelik bölgesel ve yerel istihdama, bölge ve ülke
ekonomisine katkıda bulunanların teşvik kapsamında tutulması isabetli bir adım
olmuştur. Bu yüzden, hükümetin bu adımını takdirle karşılıyorum. Bölge ve ülke
ekonomisine katkıda bulunanların teşvik kapsamında tutulmasını da olumlu bir
adım olarak görüyorum.
Hızlı nüfus artışı
dikkate alındığında, GAP gibi, Konya Ovaları Projesi gibi büyük projelerin bir
an önce hayata geçmesi de elzem görülmektedir.
BAŞKAN - Sayın Işık,
sorunuzu sorar mısınız.
AHMET IŞIK (Konya) -
Konya Ovaları Projesi hayata geçtiğinde, 100 000 civarında insanımız istihdam
imkânını elde edecek, 1 750 000 hektar alan sulanabilecek, alternatif üretim
yapılabilecek ve ülke ekonomisine de milyarlarca dolar katmadeğer
sağlanacaktır. İşbu büyük projelerin hayata geçmesi noktasında, hükümetin bakış
açısını Sayın Bakandan almak istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Işık.
Sayın Sağ, buyurun.
KEMAL SAĞ (Adana) -
Aracılığınızla Sayın Bakana soru yöneltmek istiyorum.
Sayın Bakanım, dünkü
sorduğum soruya cevabınızla Adana'nın durumunu geçiştirmeyi yeğlemiştiniz. Ben,
bugün size Adana hakkında gerçek rakamları vermek istiyorum. Dünkü sorumdaki
bilgi şuydu, hatırlatmak isterim: Kapsamda olmayan illerin ne şekilde
mutazarrır olduğu konusunda çalışma yaptınız mı? Sayın Bakanım, hatırlarsanız
Adana'dan da bir örnek vermiştim.
1- Adana Organize Sanayi
Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanından aldığım bilgiyi arz ediyorum: Bu yasa
çıktıktan itibaren, şu ana kadar tam 7 000 işçi Adana Organize Sanayi
Bölgesinde işsiz kalmıştır.
2- Adana Organize Sanayi
Bölgesinin kapasitesi, şu an itibariyle yüzde 30 düşmüştür.
3- Adana Organize Sanayi
Bölgesinden tam 7 firma, yatırımlarını Osmaniye'ye taşımıştır.
Bu durumda, demek ki
resmî rakamlara göre, işsiz sayımız 7 000 daha artmıştır.
Sayın Bakanım, teşvikler
oy toplamak için değil, ülke ekonomisini ayağa kaldırmak ve kalkınmayı
hızlandırmak için yapılır.
Şimdi, Adana, benim
yaşadığım ve seçim bölgem olan kenttir; ancak, Kahramanmaraş da doğduğum
kenttir. Yerel seçim öncesinde, Kahramanmaraş'ta, sesli araçlarla,
hoparlörlerle, bu konuda, evet, Maraş da Teşvik Yasası kapsamına alınacaktır
denilmiş midir, onu sormak istiyorum. Üstelik, o vaadinizi de, tam ondört ay
sonra, bugün yerine getirmeye çalışıyorsunuz.
Sayın Bakanım, bu yasa
çerçevesinde, bugüne kadar, hep verilen nakdî teşviklerin malî portresi
üzerinde konuşulmuştur, bütçeye şu kadar külfet geldi, bütçe açığı şöyle
etkilendi vesaire gibi; hatta, IMF bile, bu yüzden bu yasaya karşı çıkmıştır.
Ben, olayın başka bir
yüzünü sormak istiyorum Sayın Bakanım. Bu yasanın süresi tamamlandığında, ne
kadarlık hazine arsasının bedelsiz olarak yatırımcıya devredileceği hakkında
bir çalışma yapıldı mı? Bu arsaların satılması halinde, Maliyenin sağlayacağı
gelir hesap edildi mi? Bu elde edilmeyecek arsa geliri de, bu yasayla Maliye
Bakanlığına gelecek maliyet hesaplarına ve dolayısıyla, bütçe giderlerine dahil
edildi mi ya da edilecek midir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Sağ.
Sayın Özdoğan, buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum)
- Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Delaletinizle, Sayın
Bakanıma şu soruları yöneltmek istiyorum. Yatırımların ve İstihdamın Teşviki
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Yasa Tasarısıyla, kalkınmada öncelikli illerimizden olan
Samsun, Karabük, Kırıkkale, Çanakkale ve Zonguldak ile çevresindeki bütün iller
bu kanun kapsamına alındığı halde, Eskişehir, yine, aynı zamanda Kilis, bu
kanun kapsamına alındığı halde, gözde vilayetimiz olan Gaziantep, 1999
depreminde büyük tahribat yaşamış olan Sakarya neden bu kanun kapsamına
alınmadı, bu illerimiz niçin üvey evlat muamelesi görüyor; yoksa, bu iller,
dede mahrumu mu?
İkinci sorum şu:
Hükümetinizin çıkardığı 5084 sayılı Teşvik Yasasıyla, Erzurum'a yatırım yapmak
üzere kaç müteşebbis teşvik belgesi almıştır? Bu sayının, hemen hemen yok
denecek kadar az olduğunu biliyorum. Bunun sebepleri nelerdir? Yeni çıkaracağınız
bu Teşvik Yasasıyla, teşvik belgesi alanların sayısının artacağını ümit ediyor
musunuz?
Üçüncü sorum şu: Bir
taraftan işe yaramayan teşvik yasaları çıkarırken, diğer taraftan, bütün
Türkiye'de olduğu gibi, Erzurum'da da siftah yapmadan kepenk kapatan esnaf,
sanatkâr ve işadamları, Maliyenin ve buna bağlı olarak cezalandırma baskısı
altında inim inim inlemektedir. Orta ölçekli esnaf, icra kapılarında sürüklenmektedir.
Bu nedenle, hükümetiniz, Erzurum'a, ikisi yetmezmiş gibi üçüncü icra dairesini
açmıştır. Bu bağlamda sorum şu: Bir taraftan Teşvik Yasası çıkarıyorsunuz, bir
taraftan da, etlenip tiritlenmek isteyen esnaf ve sanatkâra Maliye baskısı
yapıyorsunuz. Menfi ve müspet noktasında, bu iki zıt icraatı nasıl
bağdaştırıyorsunuz? Bu nasıl bir kalkınma anlayışı? Dünkü konuşmanızda, bu
teşvik yasalarıyla artık müteşebbise para vermeyeceğinizi belirttiniz. Peki, bu
paraları kimlere veriyorsunuz?
Teşekkür ediyor, saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Özdoğan.
Soru sorma süresi
tamamlanmıştır.
Buyurun Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Dünkü yapılan
konuşmalarda da, getirdiğimiz bu tasarıda 13 tane il bu kapsamda, teşvik
kapsamına alınıyor ve bunun alınış sebebinde de kriterimiz, sosyoekonomik
gelişmişlik endeksine göre yaptık.
Burada, mesela, Burdur'la
ilgili, kapsama alınacak mı alınmayacak mı, alınırsa kazançlı çıkacak mı gibi
sorularla karşılaşıyorum. Şimdi, bizim, burada, bir kriterimiz vardı; o
kriterimiz de sosyoekonomik gelişmişlik endeksindeki sıfırın altında olan
illerdi. Keşke, imkânımız olsa, çok daha fazla illere yapsak bunu; ama,
elimizdeki imkânlar muvacehesinde hareket etmek mecburiyetimiz var. Bunların,
tabiî, bir de bedeli var.
Şimdi, bu 13 il bu kapsam
içerisine alındı ve kriterimiz de sosyoekonomik gelişmişlik endeksine göre.
Bunun dışında, tek tek, falan vilayeti de alsak mı alamasak mı diye, artık, bu
şekilde bir durumumuz söz konusu değil. Gönül arzu eder ki, hepsini alalım;
ama, imkânlarımız da bu kadar ve ele aldığımız kriter de, hakikaten, herkesin
kabul edebileceği, bu sosyoekonomik gelişmişlik endeksinde aşağı yukarı 50'nin
üzerindeki kriterin tek tek değerlendirilerek bulunması esasına dayanıyor. O
bakımdan, mühim olan, aslolan, ülke ekonomisinin gelişmesidir.
Bakınız, ülkemiz, 2 160
dolarlardan 4 200 dolarlara geldi ve bundan ülkemizin bütün her tarafı istifade
ediyor. Dengesizlikler şüphesiz var; ama, bu dengesizlikleri giderici her türlü
tedbiri de alıyoruz, almaya da devam edeceğiz; bunu da ayrıca belirtmek
istiyorum. Bazı vilayetler, sınır olan bazı vilayetler veyahut da gelişmişlik
durumuna göre ele alındığında birkaç tane vilayetimiz, bundan dolayı
üzülmesinler. Biz, bu tedbirlerimize devam edeceğiz, ekonominin gerektirdiği ve
ülkede yatırımların artması, istihdamın artması için her türlü tedbire devam
edeceğiz.
İkincisi, Sayın Işık
"bilhassa altyapı yatırımlarına hükümetimizin bakış açısı nedir" diye
sordu.
Değerli arkadaşlar, bu
sene 10 milyar Yeni Türk Lirası, yani, eski parayla 10 katrilyonun üzerinde,
Hükümetimiz, yatırım yapıyor. Bu yatırımlar altyapı yatırımları ve bu
yatırımları destekliyoruz ve bundan sonra da artarak devam ettireceğiz; çünkü,
ülkede bilhassa altyapı yatırımlarının devlet tarafından daha fazla kaynak
aktarılarak yapılmasına, her sene daha fazla kaynak aktararak devam edeceğiz.
Mesela, buradan, Sayın Işık Konya Milletvekilimiz olduğu için, orada, bir Mavi
Tünel Projemiz var. Ona Hükümetimiz fevkalade önem vermektedir ve bizim, en
öncelikli projelerimizdendir. Oradaki proje tamamlandığında sağlanacak
sulamayla Konyamızın kazancı, Konyamızın verimliliği fevkalade artacaktır ve ona
da fevkalade önem veriyoruz, öncelik veriyoruz.
Ayrıca, biliyorsunuz, bir
de demiryolu projemiz vardır ki bizim Konya'yla ilgili olarak. İşte bu türlü
altyapılar geliştikçe, verilen teşviklerden çok daha önemli bu altyapıların
tamamlanması. Bunlara da fevkalade önem veriyoruz.
Yine, Sayın Sağ,
Adana'yla ilgili olarak, organizedeki işsizliğin arttığını söylüyor. Yalnız,
Adana İlimizin önemli bir özelliği var, göç alan bir ilimiz. Oldukça fazla göç
almış ve ondan dolayı da Adanamızda, maalesef, birçok problemimiz var, çarpık
yapılaşmadan işsizliğe kadar problemlerimiz var; fakat, Adana, bizim, altyapısı
tamamlanmış, hava meydanı olan, ulaşımı kolay olan ve Akdenizimizin de önemli
bir gelişmiş şehri olarak, buradaki yatırımlara özel sektör devam ediyor ve
bizim...
KEMAL SAĞ (Adana) - Özel
sektör kalmadı Adana'da efendim.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Özel sektör kalmadı olur mu?! Bakınız, 2004 yılında özel
sektör 60 katrilyon lira yatırım yaptı. Burada Adana da var ve yine, özel
sektörümüz, 2004 yılında, özel sektör olarak, 896 000 kişi istihdam meydana
getirdi. Kalmadı demeyin lütfen. 896 000'in içerisinde Adana da var.
KEMAL SAĞ (Adana) - Sayın
Bakan, Adana'ya çivi çakılmıyor artık, çivi çakılmıyor.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Sen o çivi çakılmayan yerleri geziyorsun herhalde; yani,
lütfen...
BAŞKAN - Sayın Sağ
lütfen... Sorunuzu sordunuz, Sayın Bakan cevaplandırıyor.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Şimdi, "Kahramanmaraş'ta söz verildi mi"
diyorsunuz. Evet, bu kanunu hazırlayıp da hükümete getirdiğimiz anda,
sosyoekonomik gelişmişlik endeksine bağlı olarak sıfırın altında kalan 13 ili
"biz Hükümet olarak, bu çalışmayı yaptık ve Hükümet olarak biz bunu
düşünüyoruz" diye söyledi Başbakanımız, çeşitli defalar da bunu ifade etti
ve çeşitli yerlerde de bunun haberini verdi, bunu hepimiz biliyoruz; grup
toplantısında da, gittiği yerlerde de, çeşitli platformlarda; çünkü, biz böyle
bir kanunu hazırlamıştık ve bu 13 il bundan istifade ediyordu; bunu da çeşitli
vesilelerle her yerde gururla söyledi. Bundan daha şeyi yok. Bunu, söyledi mi
söylemedi mi diye... Ne gizlenecek bir tarafı var... 13 tane ilimiz bundan
istifade ediyor; bunu da gururla söylüyoruz. Sayın Başbakanımız her zaman
da söylemiştir. muhittin
KEMAL SAĞ (Adana) - Seçim
sırasında propaganda malzemesi olarak bu haber kullanıldı açıkça. Ben, bunu
protesto ediyorum.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Biz, yaptığımızı söylüyoruz ve söylemeye de devam
edeceğiz. Bunun takdiri milletimize ait.
KEMAL SAĞ (Adana) -
Teşekkür ederim!
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Şimdi, yine Sayın Özdoğan'ın "Sakarya neden kapsama
alınmadı" diye sorusu var. Evet biraz önce anlattığımız gibi, Sakarya'yla
ilgili şimdiye kadar biz birçok önlemler aldık, birçok teşvik edici kararlar
aldık; vergiler hususunda olsun, başka hususlarla ilgili olarak, oradaki
konutlarla ilgili olarak birçok noktalarda bizim fevkalade önem verdiğimiz bir
yer ve hükümet toplantısını, gittik biz Sakarya'da yaptık.
Onun için buradaki
kriter, objektif bir kriter olması bakımından bizim bunu kabul etmek
mecburiyetimiz vardı ve bu kriterin içerisinde olanlar girmiştir; artık, falan
yer niye girmedi, fişman yer niye girmedi gibi tek tek sormaya da gerek yok;
çünkü, bunların gerekçelerini çok açıkladık. Dolayısıyla, bu hazırladığımız
tasarı fevkalade önemli bir tasarıdır, Türkiye'nin ekonomisine katkısı olan bir
tasarıdır. Nasıl 36 ilde olduğu gibi, bundan sonra 13 ilimizde de olacak; ama,
genel tedbirlerimiz muvacehesinde bütün Türkiye'yi iyileştirmeye devam ediyoruz
ve bundan sonra da ilgili her türlü tedbirleri almaya tekrar tekrar devam
edeceğiz.
Hepinize saygılar
sunuyorum.
Bir de, "Eskişehir
de alındı" dedi; Eskişehir alınmadı, onu tashihen bir arz etmek istiyorum.
Bir de Erzurum'la ilgili teşvik belgesi soruyorsunuz.
BAŞKAN - Sayın Bakan,
tamamlayabilirsek lütfen...
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - 2004 ve 2005 yılında Erzurum'da, 35 teşvik belgesi
alınmıştır bu kapsamda.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Erzurum'da ne kadar yatırım, ne kadar teşvik var. Sayın Bakanım?
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Şimdi, ben, teşvik belgesi ne kadar alındı diye soruldu,
onunkini çıkardım; diğer hususta istediğiniz varsa, onları da yazılı olarak...
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Benim elimde var...
BAŞKAN - Sayın Kandoğan,
lütfen...
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Peki.
Çok teşekkür ediyorum,
saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Soru-cevap işlemi
tamamlanmıştır.
Madde üzerinde 5 adet
önerge vardır; önergeleri önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra
aykırılıklarına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı tasarının 2 nci maddesinin (b) bendindeki "iki"
ibaresinin "üç" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
M. Akif Hamzaçebi |
Bülent Baratalı |
Kemal Kılıçdaroğlu |
|
Trabzon |
İzmir |
İstanbul |
|
Mehmet Yıldırım |
Ali Kemal Deveciler |
M. Mesut Özakcan |
|
Kastamonu |
Balıkesir |
Aydın |
|
Osman Kaptan |
Osman Özcan |
Harun Akın |
|
Antalya |
Antalya |
Zonguldak |
|
Tuncay Ercenk |
Sezai Önder |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
Antalya |
Samsun |
Malatya |
|
Ensar Öğüt |
Mustafa Gazalcı |
R. Kerim Özkan |
|
Ardahan |
Denizli |
Burdur |
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı "Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 2 nci maddesinin (a) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederim.
Saygılarımla.
Ümmet
Kandoğan
Denizli
"a) 1.4.2005
tarihinden itibaren yeni işe başlayan Gelir ve Kurumlar Vergisi
mükelleflerinin, en az yirmi işçi çalıştırmaları koşuluyla bu işyerlerinde
çalıştırdıkları işçilerin,"
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı tasarının 2 nci maddesindeki "otuz" ibarelerinin
"on" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
M. Akif Hamzaçebi |
Bülent Baratalı |
Kemal Kılıçdaroğlu |
|
Trabzon |
İzmir |
İstanbul |
|
Mehmet Yıldırım |
M. Mesut Özakcan |
Ali Kemal Deveciler |
|
Kastamonu |
Aydın |
Balıkesir |
|
Birgen Keleş |
Osman Kaptan |
Hasan Güyüldar |
|
İstanbul |
Antalya |
Tunceli |
|
Osman Özcan |
Sezai Önder |
Harun Akın |
|
Antalya |
Samsun |
Zonguldak |
|
Tuncay Ercenk |
Mustafa Gazalcı |
R. Kerim Özkan |
|
Antalya |
Denizli |
Burdur |
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı yasanın 2 nci maddesiyle değiştirilen 3 üncü maddesinin ilk
paragrafının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederiz.
Saygılarımızla.
|
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu |
Mustafa
Gazalcı |
Ramazan
Kerim Özkan |
|
Malatya |
Denizli |
Burdur |
"Gayri safî yurtiçi
hâsılatı 1 000 ABD Dolarına kadar olan illerde 31.12.2023, bu kanun kapsamına
giren diğer illerde ise 31.12.2018 tarihine kadar uygulanmak üzere 2 nci
maddenin (a) bendi kapsamındaki illerde,"
BAŞKAN - Son ve en aykırı
önergeyi okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin ikinci paragrafındaki
"31.12.2008" tarihinin "31.12.2012" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
|
Dursun
Akdemir |
Ahmet
Güryüz Ketenci |
Muhsin
Koçyiğit |
|
Iğdır |
İstanbul |
Diyarbakır |
|
Süleyman
Bölünmez |
|
Hakkı
Akalın |
|
Mardin |
|
İzmir |
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Ketenci,
konuşacak mısınız?
AHMET GÜRYÜZ KETENCİ
(İstanbul) - Evet.
BAŞKAN - Buyurun.
AHMET GÜRYÜZ KETENCİ
(İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma
Partisinin Hükümeti, teşvik kapsamındaki illerin sayısını 36'dan 49'a çıkararak
yeniden bir popülizm örneği vermiştir. Hükümet, bu kanunla, büyük bir
olasılıkla, teşvik verilen illerdeki yurttaşlarımızı umutlandıracaktır; ama,
sadece umutlandıracaktır; ancak, kâğıt üzerinden, bol keseden dağıtılan
umutların hayata geçmemesi karşısında yeni bir hayal kırıklığı da yaratacaktır.
İktidar ve muhalefet milletvekillerince verilen değişiklik teklifleri, yasanın içeriğine ilişkin değildir, yasa kapsamının yeni illere genişletilmesine ilişkindir. Öyle anlaşılıyor ki, hükümet, üretime ve istihdama hiçbir katkısı olmayan teşvik politikalarına ilişkin geçmiş deneyimlerden hiç ders çıkarmamıştır. Sosyaldemokrat Halk Partisi olarak, hükümete, yeni bir uygulamaya geçmeden önce geçmiş deneyimleri incelemesini öneriyoruz. Türkiye'de yatırım olsun da nasıl olursa olsun anlayışıyla, neredeyse bütün illerde, hemen hemen tüm yatırımları teşvik etme politikasını daha önce uygulamıştır. Sonuçta, verimsiz yatırımlarla ülkenin kaynakları israf edilmiş ve bölgesel dengesizlikler daha da şiddetlenmiş, işsizlik sorununa ise, hiçbir şekilde çözüm getirilememiştir. Bilinmelidir ki, bu teşvik yöntemi, yalnızca, üretimin bir yerden başka bir yere kaymasına yol açar ve teşvik almayan illerdeki işletmelere karşı haksız rekabet oluşturur. Aslında hükümet de bunun farkındadır, nitekim, tasarının gerekçesinde, haksız rekabet eşitsizliğine yol açmamak için, 5084 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce aynı bölgede yapılan yatırımlara da teşvik sağlanacağı belirtilmektedir. Buna karşılık, teşvik kapsamı dışındaki illere olan yatırımlardan söz edilmemektedir. Teşvik kapsamındaki 49 il dışında kalan tüm iller, haksız rekabetle karşı karşıya kalacaktır. Kaldı ki, seçilen yerlerin de, Türkiye'nin teşvike en çok ihtiyaç duyan yerleri olduğunu söylemek de olanaksızdır.
Tasarının 6 ncı maddesi
de ilginç görünmektedir. Bu maddeye göre, özelleştirme kapsamında satılan
işletmeler de teşvik kapsamına alınmaktadır. Sormak gerekir, neden?.. Devlet
desteği gerekecekse, bu işletmeler neden özelleştirilmiştir? Bu kadar tutarsız
ve ilkesiz politika olabilir mi?! Hükümet, bu yasayla, bana göre, suçüstü
yakalanmıştır.
Değerli arkadaşlarım,
teşvik politikaları bir plan çerçevesinde saptanmalıdır. Bu planda öncelikli
hedefler ve desteklenecek sektörler belirlenmelidir. Ancak bu koşullar altında
teşvikler, anlamlı dönüşümler sağlamakta yararlı olabilir. Her sektörü teşvik
etmek, bu teşvikleri seçmen tabanına göre yaygınlaştırmak, hiçbir sektörü
teşvik etmemek anlamına gelir. Hükümet, teşvik istemi değiştireceği yerde, bu
haliyle yanlışı yaygınlaştırmaktadır. Kalkınma politikası, bölgesel kalkınmaya
ve sektörel tercihlere dayalı olmak zorundadır. Kalkınmada öncelikli yöreler
yaklaşımı çağdışı bir anlayışı yansıtmaktadır. Yapılması gereken, kapsamlı bir
bölge planlamasıdır.
Partimiz, Sosyaldemokrat
Halk Partisi, hiyerarşik bir planlama anlayışını savunmakta, ulusal, bölgesel
ve kentsel planlamanın birbirleriyle ilişkili olarak uygulanmasını gerekli
görmektedir. Ulusal plan çerçevesinde bölge planları önermektedir. Bölgesel
kalkınma, bölgelerde yapısal dönüşümü sağlama, ancak kapsamlı bir plan
anlayışıyla yapılabilir; bu ise ciddî bir ulusal planlama anlayışını
gerektirir. Oysa, hükümet, dokuzuncu planı erteleme sevdası içindedir.
Sayın milletvekilleri,
Türkiye'de, 25 000 000 insan açlık sınırında, 7 000 000 insan açlık sınırının
altında yaşayan, her yıl ekonomik ve sosyal bunalımdan 4 000 insanın intihar
ettiği bir toplumda, hükümetin yapacağı bütün tasarruflar, hazırlayacağı
projeler, vereceği teşvikler, göstereceği hedefler, hemen hepsi, iş ve aş
bulmaya yönelik olmalıdır. Eğer, bugün toplumda gerginlik varsa, toplum patlama
noktasına gelmişse, anarşi, kapkaç...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Ketenci,
tamamlar mısınız.
Buyurun.
AHMET GÜRYÜZ KETENCİ
(Devamla) - ...kol geziyorsa, lümpen kültürü ülkenin bütün geri kalmış
bölgelerini ve hatta kentlerinin varoşlarını sarmış sarmalamışsa, elbette ki,
başka faktörler vardır; ama, en önemli faktör, işin ve aşın olmamasıdır. Bu
nedenle, hükümete başka bir alternatif, başka bir, ayrı bir model öneriyorum;
gelin, teşvik anlayışını tamamen değiştirmek için bu yasayı geri çekelim. Bu
olmuyorsa, yürürlük tarihini daha sonraki bir tarihe erteleyerek, bu süre
içinde, illeri değil, sektörleri esas alan bir teşvik sistemini uygulamaya
koyacak yeni bir düzenleme getirelim. Teşvikleri, ithalatı ikame edecek sanayi
dallarına yönlendirelim. Yeni ithal ikamesi modeli, 1960'lı, 70'li yıllardaki
gibi dışticaret kısıtlamalarına değil, teşvik yöntemlerine dayandırılmalıdır.
Bu yaklaşım, teşvik sisteminin istihdam odaklı olarak değiştirilmesidir.
Teşvikler, ithal ikamesi esası yaratacak şekilde belirli sektörlere dağıtılmalıdır.
Sonuçta, şunu, Sayın
Maliye Bakanına...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
AHMET GÜRYÜZ KETENCİ
(Devamla) - Sayın Bakana özel bir önerim var.
BAŞKAN - Sayın Ketenci,
lütfen...
AHMET GÜRYÜZ KETENCİ
(Devamla) - 1 dakikalık süre rica ediyorum.
BAŞKAN - Konuşma süreniz
dolmuştur ve eksüre de verdim; teşekkür eder misiniz.
Buyurun.
AHMET GÜRYÜZ KETENCİ
(Devamla) - Sayın Maliye Bakanı Türkiye'ye neleri ithal ediyorsa -1, 3, 5, 7,
15 kalem- bu kalemleri önüne alsın, bunlardan hangileri Türkiye'de
üretilebiliyorsa, teşvikimizi bunlara verelim. Ne olacak sonunda; dışticaret
açığımızı daraltacak; dolayısıyla, dövizimiz gitmeyecek, katmadeğer Türkiye'de
kalacak, başkasının işçisine istihdam değil, kendi işçimize istihdam olanağı
yaratacağız. Bunu öneriyorum.
Teşekkür ediyorum,
saygılar sunuyorum; sağ olun.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Ketenci.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı yasanın 2 nci maddesiyle değiştirilen 3 üncü maddesinin ilk
paragrafının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederiz.
Saygılarımızla.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşları
"Gayri safî yurtiçi
hâsılatı 1 000 ABD Dolarına kadar olan illerde 31.12.2023, bu kanun kapsamına
giren diğer illerde ise 31.12.2018 tarihine kadar uygulanmak üzere 2 nci
maddenin (a) bendi kapsamındaki illerde"
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet önergeye
katılıyor mu?
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Sayın
Aslanoğlu...
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Konuşacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin çok değerli milletvekilleri; teşvik
kapsamına girmeyen iller üzülmesin, hiç üzülmesinler; çünkü... Sadece şunun
için üzülsünler: O illerden çalınacak firmalar var, gidecekler başka yerlere.
500 metre ileride bir fabrika, 500 metre sonra bir fabrika, değişik iki ilin
iki ilçesinde!.. Bunlar, bu rekabete dayanamazlar arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, bir
kere, beş yıl için kimse gitmez, beş yıla kimse gitmiyor. 5084 sayılı Kanun
çıktığı zaman, İstanbul'a gittim, 500 tane Malatyalı işadamıyla toplantı
yaptım, bu kanunun çıktığını, bu kanun nedeniyle Malatya'ya yatırım gitmesi
için 500 kişiye yemek verdim; İstanbul'dan bir tek insan gitmedi. İstanbul'dan
giden insan yok! "Beş yıla gitmeyiz" diyorlar.
Eğer, siz, Hakkâri ile
Malatya'ya, Hakkâri ile Düzce'ye, Hakkâri ile Aydın'a, Afyon'a, Hakkâri ile
Uşak'a aynı süreyle teşvik verirseniz... Bir yıl iki ay geçti arkadaşlar, bir
yıl iki ay geçti. Ardahan'dan diyor ki: "Bugüne kadar tek bir yatırımcı
gelmedi, tek bir belge istemedi." Bir yıl iki ay geçti, bu yasanın
bitmesine üçbuçuk yıl kaldı. Demek ki, bugün Ardahan'a kimse gitmemişse, bunun
nedenini niye yatırmıyoruz buraya, niye gitmedi demiyoruz, niye gerçekçi davranmıyoruz;
yasak savıyoruz?!
AGÂH KAFKAS (Çorum) -
Malatya'ya gidenler oldu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) - Evet... Afyon'a gitti, Uşak'a gitti, Malatya'ya gitti, Osmaniye'ye
gitti; beş ile gitti arkadaşlar. Bana, Hakkâri'ye giden, Bitlis'e giden, Muş'a
giden, Şırnak'a giden... Üçtür, ikidir arkadaşlar, bu, değil, bu kanunun amacı
yasak savmak değil; bu kanunun amacı sosyal dengeyi sağlamak, bu kanunun amacı
oradaki göçü önlemek; yasak savıyoruz.
Eğer, siz, beş yılda tüm
bu illeri aynı kefeye koyarsanız, yine yasak savarız; ancak ne yaparız biliyor
musunuz; gelişmiş illerden, Gaziantep'ten Kilis'e gider, Eskişehir'den
Kütahya'ya gider, illerin birbirinden çalarız; olacak budur. Onun için,
gelin... Yine söylüyorum, bu yasada 1 000 doların altındaki illerimizi,
özellikle doğudaki illerimizi -amacımız bu değil mi arkadaşlar- gelin, 1 000
doların altındaki illerimizi ayıralım, onlara daha uzun süre verelim; Van'a
onbeş yıl verelim, Hakkâri'ye yirmi yıl verelim, Malatya'ya on yıl verelim.
Yani, bir kere şu... Yani, bundan bir ders alalım. Hükümet, bir sene, birbuçuk
sene geçti, hiçbir ders almamış. Burada ne konuştuysak aynısı çıktı. Hiçbir
ders almamış arkadaşlar; dönüp, kimler, nereye gitti diye incelememiş.
Arkadaşlar, gitmezler...
Bir kere, beş yıla hiçbir yatırımcı gitmiyor. En az on yıl diyorlar; ama,
Hakkâri'ye yirmi yıl verelim, Van'a onbeş yıl verelim, Bingöl'e yirmi yıl
verelim, Malatya'ya on yıl verelim... Ben, Malatya ile Hakkâri'yi aynı kefeye
koyun demiyorum.
AGÂH KAFKAS (Çorum) -
Malatya'ya on yıl süre verelim diye bunları söylüyorsunuz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) - Hayır efendim; bu ülke bizim.
Eğer amaç buysa
arkadaşlar, inanın gitmez yatırımcı.
Değerli arkadaşlar,
olayın sadece bir bacağını... Yasak savıyoruz burada. Bu kanun da hedeflenen
illere gitmeyecektir... Bunun altını bir kez daha çiziyorum, bas bas
bağırıyorum arkadaşlar. Geçen sefer de bu süre konusunda bağırdım, nitekim, böyle
oldu.
Finansman bacağını
çözmediğiniz takdirde, eğer, Türkiye'de, kredi veren tüm bankalara, bu kanun
uyarınca, yatırım yapacak illerde, verdiği plasmanın belli bir oranında, uzun
ve orta vadeli kredi verme zorunluluğunu getirmediği sürece, yine, bu kanun
gerçek amacına gitmez.
Arkadaşlar, bu ülke
bizim. Onun için, Sayın Bakanım, eğer sürede tekrar beş yılda ısrar ederseniz,
tüm illeri aynı kefeye koyarsanız, inanın, sukûtu hayale uğrayacağız.
Yine, öbür illerimiz
üzülmesinler. Sadece, kendilerinden...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu,
teşekkür eder misiniz.
Buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) - Efendim, daha ilk hakkımı kullanıyorum Başkanım, eksüre vermediniz.
BAŞKAN - Lütfen, Sayın
Aslanoğlu...
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) - Öyle mi; özür diliyorum.
BAŞKAN - 5 dakikadır
süre.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) - Peki efendim.
Arkadaşlar, bu ülke
bizim. Gelin, bu süreyi... Bu önergede bu süre... Hakkâri'ye, Şırnak'a,
Bitlis'e, Bingöl'e uzun vadeli verelim; ama, diğer illere ise en az on yıl
vadeli bir süreç vermezsek, bunlar boşa gider arkadaşlar.
Hepinize saygılar
sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu,
teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler...
NACİ ASLAN (Ağrı) -
Mahrumiyet bölgesindeki milletvekilleri, lütfen el kaldıralım!
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
Arkadaşlar, her taraf mahrum, mahrum olmayan yer mi var?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Doğu bölgesindeki arkadaşlar...
HALUK KOÇ (Samsun) -
Salih Bey, lütfen siz oturun!..
Sayın Başkan...
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
Ben Grup Başkanvekiliyim, ne demek oturacağım yahu?!
BAŞKAN - Sayın Kapusuz...
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayın Başkan, Sayın Kapusuz oy verenlere mâni oluyor.
NACİ ASLAN (Ağrı) - Salih
Bey hiçbir zaman mâni olmaz.
BAŞKAN - Lütfen, sayın
milletvekilleri...
Her sayın milletvekili
hür iradesiyle oylarını kullanır.
Kabul etmeyenler...
Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı tasarının 2 nci maddesindeki "30" ibaresinin
"10" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M. Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın
Hamzaçebi?..
MUSTAFA GAZALCI (Denizli)
- Sayın Başkan, ben konuşacağım.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Gazalcı.
MUSTAFA GAZALCI (Denizli)
- Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; önergemizi savunmak için söz
aldım; tümünüzü saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
yanlış başlamış bir destek yasası, bugün, yanlışla sürüyor, hatta artırılıyor.
Bakın, bu, Denizli'den
bugün aldığım bir faks. Büyük bir olasılıkla, AKP'li milletvekili arkadaşlarıma
da gelmiştir. Sanayiciler, ticaret odaları, esnaf odaları, Denizli'deki bütün
kuruluşlar diyorlar ki: "5084 sayılı Teşvik Yasasının kapsamının 13 yeni
ili daha içerecek şekilde genişletilmesine şiddetle karşı çıkıyoruz. Meclis
gündemindeki bu tasarının yasalaşmasından en büyük zararı, vekili olduğunuz
Denizlimiz görecektir. Biz, Çin'le, Hindistan'la uğraşırken, bir de kendi
ülkemizde komşu illerle uğraşır, yarışır duruma geliyoruz."
Değerli arkadaşlar,
yanlışta direnmek ve bütün örgütlü kuruluşların yıllardır dişiyle tırnağıyla yatırım
yapmış kuruluşların sesini dinlememek, belki bugün için, çoğunluğunuzla, zarar
görmüyormuş gibi davranırsınız; ama, yarın, bunun acılarını çekersiniz.
Değerli arkadaşlar, ölçü,
il çapında ortalama bir ölçü değildir, kişi başına ulusal gelir değildir ya da
Devlet Planlama örgütünün verdiği kuruluş değildir. Hepiniz biliyorsunuz ki,
yaşam niteliği açısından, kalitesi açısından iki Türkiye vardır; birisi, belki,
nüfusun beşte 1'i, çok iyi koşullarda yaşar, işi de iyidir, tezgahını güzel
kurmuştur; ama, öteki, beşte 4, açlık sınırındadır, yoksulluk sınırındadır,
geçim sıkıntısı çekmektedir; kurduğu işi yitirmek tehlikesiyle karşı
karşıyadır.
Uzağa gitmeye gerek yok;
illerde de bu iki Türkiye'yi yaşayabilirsiniz. Ankara'nın Balâsına, Haymanasına
şöyle bir gidin, 40-50 kilometre çıktıktan sonra, Ankara'yla ilgisi olmayan
insanlara rastlarsınız; yoksulluk içerisinde, gerçekten güç durumda, işsiz ve
büyük bir yıkım yaşayan insanlar.
Denizliyi söylüyorum;
Denizli, bir sanayi kentidir, turizm kentidir. 1,3 milyar dolar dışsatımı
vardır. Özellikle dokumada ve hazır giyim sanayiinde başı çekmektedir. Ama, bu
yasadan dolayı yatırımlar yüzde 20 azalmıştır. Denizli'nin merkezi ile
Çameli'nde yaşayan insanı, Beyağaç'ta yaşayan insanı, Güney'in köylerinde
yaşayan bir insanı bir tutar, sen Uşak'taki insanla yarışacaksın, Afyon'la
yarışacaksın derseniz, hem bu iki Türkiye'yi görmezsiniz hem de Denizli'nin merkezinde
dedesinden babasından gelmiş kuruluşları güç duruma sokarsınız.
Değerli arkadaşlar, bakın
"tekstil işçileri işsizlik tehdidinde" diyor. İşçi çıkarıyor. Siz
sanıyorsunuz ki, Uşak'a destek vermekle, Uşak'ta büyük yatırımlar var...
Olmuyor, değerli arkadaşlar. Yatırım dediğin, kuruluş dediğin olay, bir
birikim, deneyim konusudur. Bursa'da, Denizli'de dokumanın patlaması ve
dışsatım yapması bir yasayla, bir günle, bir yılla olmaz. Babadağ'ın esnafı
sultanlara da dokuma yapardı. Yani, yılların birikimi vardır Buldan'da,
Babadağ'da, Denizli'de. Bugün dışsatım yapılıyorsa ve onlar yarışıyorsa
uluslararası devlerle, kuruluşlarla, gerçekten yılların birikimi, deneyimi
vardır. Siz, bu yasayla destek verdiğinizi, teşvik ettiğinizi sanıyorsunuz;
ama, küstürüyorsunuz. Bakın, altı aydır makine girmedi Denizli'ye. İşçi
çıkarılıyor Denizli'den. Değerli arkadaşlar, altın yumurtlayan tavuğu bir kere
daha kesiyorsunuz; ödülü, başarıyı cezalandırıyorsunuz. Onun için, gelin bu
yanlışı düzeltelim.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN- Sayın Gazalcı,
süreniz tamamlandı.
MUSTAFA GAZALCI (Devamla)
- Ve önergemize de destek istiyoruz.
İşçi sayısının
düşürülmesi bir ölçüde belki rahatlatacak; ama, yasanın bütününde bir yanlışlık
vardır, bir direnme vardır. AKP'de zaman zaman bizimle kalkan parmaklar,
Denizli'nin temsilcisi olan milletvekili arkadaşlar, onlar da bu rahatsızlığı
duyuyorlardır.
Desteğinizi bekliyorum;
saygılar sunuyorum efendim.
Sağolun. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Gazalcı.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 2 nci
maddesinin (a) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederim.
Saygılarımla.
Ümmet
Kandoğan
Denizli
a) 1.4.2005 tarihinden
itibaren yeni işe başlayan Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinin, en az 20
işçi çalıştırmaları koşuluyla bu işyerlerinde çalıştırdıkları işçilerin,
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Kandoğan,
buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Vermiş olduğum önergeyle
ilgili görüşlerimi ifade edeceğim; yalnız, bu konuyla ilgili görüşlerimi ifade
etmeden, biraz önce, Sayın Maliye Bakanımız, 13 ille ilgili alınan kararda,
Sayın Başbakanın, grup toplantılarında ve değişik yerlerde bunu hararetle
savunduğunu ve Türkiye'nin gündemine taşıdığını ifade ettiler; yalnız, burada
bir hususun altını çizmek istiyorum: Bu teşvikle ilgili ilk kanun gündeme
geldiğinde ben de Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekiliydim. Bu konu Adalet
ve Kalkınma Partisi Grubunda çok şiddetli bir şekilde tartışıldı. O toplantıda,
36 ilin dışında olan milletvekillerimizin kendi illerinin de teşvik kapsamı
içerisine alınmaları lazım geldiği şeklindeki ifadeleri üzerine, Sayın Başbakan
"biz, popülist bir yaklaşım sergileyemeyiz; biz, popülist yaklaşımlardan
vazgeçmek mecburiyetindeyiz. Bu nedenle, 36 il dışında, kendi illerinin de
teşvik kapsamı içerisine alınmasını isteyen arkadaşlarımın bu düşüncelerinin
popülist bir yaklaşım olduğuna inanıyorum" şeklindeki ifadeleri, hâlâ,
hafızalarımızda, kulaklarımızda.
Ancak, aynı Sayın
Başbakan, bunu, bu şekilde ifade ettikten sonra, seçim meydanlarında, 2004
mahallî seçimlerinden önce seçim meydanlarında, 36 ilin üzerinde yeni illerin
de teşvik kapsamı içerisine alınacağını kendileri seçim meydanlarında ifade
ettiler.
Şimdi, AK Parti Grup
toplantısında bunu dile getiren arkadaşlara "popülist yaklaşım
sergiliyorsunuz" diyen Sayın Başbakan, seçimlerde 3-5 puan daha fazla oy
alabilmek uğruna, aynı popülist yaklaşımı seçim meydanlarında kendisi göstermiştir.
Seçim meydanlarında bir
şey daha söylendi: "Bedelli askerlikle ilgili müjde veriyorum" dedi;
ancak, üç gün sonra, Genelkurmay Başkanlığından böyle bir açıklama, böyle bir
çalışma olmadığı ifade edilince ondan da vazgeçti.
ALİM TUNÇ (Uşak) - Ne
alakası var!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Değerli milletvekilleri, bakınız, şimdi, bölgelerarası dengesizlikleri,
adaletsizlikleri gideriyoruz diyorsunuz.
Ben, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgesindeki 24 il valiliğine sordum: Bu kanun yürürlüğe girdikten
sonra, o 24 ilde yapılan yatırımlar nelerdir? Kendilerinden resmî olarak cevap
istedim ve gönderdiler.
Liste elimde arkadaşlar.
Şimdi, bakıyoruz, bu listede 23 il var Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinden.
ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) -
Tek tek say...
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Tek tek sayıyorum; Malatya, Sivas ve Erzincan dışında hiçbir ilde yatırım
yok.
Okuyorum: Siirt yok,
Gümüşhane yok, Erzurum yok, Bayburt yok, Şanlıurfa yok, Mardin yok, Bitlis yok,
Şırnak yok, Muş yok, Adıyaman yok, Kars yok, Van yok, Iğdır yok, Ardahan yok,
Hakkâri yok, Bingöl yok, Ağrı yok.
ALİM TUNÇ (Uşak) - Yanlış
bilgi vermişler...
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Bütün valiliklerden gelen resmî yazılar elimde arkadaşlar.
Şimdi, siz, kalkıp burada
"bölgesel dengesizlikleri gideriyoruz" diyorsanız, yanlış
söylüyorsunuz. Birbuçuk yıldan beri uygulanan bir kanunda, elimdeki bütün il
valiliklerinden gelen rakamlar burada.
Sayın Bakanımdan da
istirham ediyorum -rakamlar önündedir- şu söylemiş olduğum illerde bunun
dışında bir yatırım vardır diyorsa ve hangi illerde hangi yatırımlar varsa,
lütfen, gelsin, burada, bu kürsüden bizlere söylesin. Bakınız, elimde ayrıca
yazı var.
Gümüşhane Sanayi ve
Ticaret Odası Başkanı diyor ki: "Bizi kapsamdan çıkarın; artık, bu teşvik
o kadar sulandı ki, o kadar gayri kanunî bir hale geldi ki, 49 ile yayılıyor;
artık, bunun teşvik olma özelliği kalmamıştır; bizi teşvik kapsamından
çıkarın." Gümüşhane milletvekilleri burada mı bilmiyorum; Gümüşhane Sanayi
ve Ticaret Odası Başkanı söylüyor bunu. Adıyaman "kapsam genişledi, darbe
yedik; hiçbir yatırım yoktu, şimdi de genişliyor, darbe yiyoruz" diyor.
Iğdırlı sanayici memnun kalmadı; Iğdır Sanayi ve Ticaret Odası Başkanının
açıklaması. Şanlıurfa Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı "faaliyet yok"
diyor. TÜSİAD da diyor ki: "Teşvik Yasası bizi de kaygılandırıyor."
Değerli milletvekilleri,
bu teşvikle ilgili 36 ilden 6-7 tanesinde bahsedilen ölçülerde yatırımlar
olmuştur; ama, onun dışında, biz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini bu
teşvikle...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kandoğan,
süreniz tamamlanmıştır.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Son cümlelerimi söylüyorum efendim.
BAŞKAN - Buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Biz, teşvikle o bölgeleri kalkındıracağız diyorsanız, yanlış. Sayın Bakanın
-yalanlanmadı- gazetelerde, televizyonlarda çıkan bir beyanatı var:
"İtiraz eden milletvekilleri var kapsam genişlesin diye, bunlardan bir şey
çıkmaz; çıksaydı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi cennet olurdu."
Gazetelerde, televizyonlarda duyduk; Sayın Maliye Bakanımız da yalanlamadı.
Demek ki, Sayın Maliye Bakanımız da biliyor ki, bu şekildeki bir teşvikle Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki illere herhangi bir yatırımın gitmesi söz konusu
değildir.
Değerli milletvekilleri,
o bakımdan, bu Teşvik Yasasının, maalesef, ihtiyaca cevap vermediği,
bölgelerarası dengesizlikleri gidermediği, sadece 7-8 ilde belli oranlarda
yatırıma sebebiyet verdiği, onun dışında, Türkiye ekonomisine ciddî manada
katkıların sağlanmadığı, elimizdeki resmî bilgilerden de anlaşılmıştır.
Bu duygu ve düşüncelerle,
Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
Sayın Başkan, yerimden, bir şeyi ifade edebilir miyim?
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Kandoğan.
Buyurun Sayın Kapusuz.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
Konuşmacı arkadaşımız doğru söylememiştir. Sayın Başbakanın, grup
toplantısında, bedelli askerlik ve askerliğin kısaltılmasıyla ilgili hiçbir
beyanı olmamıştır...
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Onu söylemedim ben...
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
... bundan geri adım da atmamıştır.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Meydanlarda...
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
Doğrusu, bunu ben kınıyorum, yakıştıramadım...
BAŞKAN - Lütfen... Sayın
Kapusuz...
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
Bu kürsüyü hakkaniyet üzerine kullanmak lazım.
Teşekkür ediyorum.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Sayın Başkan, ben, grup toplantısında, bedelli askerlikle ilgili bir şey
söylemiştir diye söylemedim; genel seçimlerden önce...
BAŞKAN - Sayın
Kandoğan... Lütfen... Oturur musunuz Sayın Kandoğan...
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
Sayın Başkan, aynı şey, ne grupta, ne de seçimlerden önce, söylenmemiştir.
BAŞKAN - Sayın Kapusuz...
Lütfen...
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Benim söylediğim, teşvikle ilgili...
BAŞKAN - Lütfen, Sayın
Kandoğan...
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı tasarının 2 nci maddesinin (b) bendindeki "iki"
ibaresinin "üç" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M. Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Koç,
konuşacak mısınız?
HALUK KOÇ (Samsun) -
Gerekçe...
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
1.4.2005 tarihinden önce
işe başlamış olan Gelir ve Kurumlar Vergileri mükelleflerine sağlanan
avantajlar son derece az olup teşvik özelliğinden yoksundur. Bu nedenle bu
avantajın bir miktar artırılması önerilmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Birleşime 5 dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati : 15.27
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.35
BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Türkân MİÇOOĞULLARI
(İzmir)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 98 inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
880 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞ LER (Devam)
3.- Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı; Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, GAP Bölgesinde
Yatırımların Özendirilmesi ve İstihdam Yaratılması Hakkında Kanun Teklifi;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, 5084 Sayılı Yatırımların ve
İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifleri; Balıkesir Milletvekili Turhan
Çömez ve 3 Milletvekilinin, Adalarda Yatırımların ve İstihdamın Teşviki
Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya
Milletvekili Deniz Baykal ve 69 Milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Zonguldak Milletvekili Harun Akın ve 50
Milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi; Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 26 Milletvekilinin,
Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Yıldırım ve 15 Milletvekilinin, 29.1.2004 Tarih ve 5084
Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun,
Yatırımların ve İstihdamın Özendirilmesi ve Bölgesel Dengesizliklerin
Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi; Kahramanmaraş Milletvekilleri Mehmet
Yılmazcan, Hanefi Mahçiçek ile Mehmet Ali Bulut'un, Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekilleri Musa Sıvacıoğlu,
Hakkı Köylü ile Sinan Özkan'ın, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Konya Milletvekili Hasan Angı'nın, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Sakarya Milletvekilleri Ayhan Sefer Üstün, Erol
Aslan Cebeci, Hasan Ali Çelik, Süleyman Gündüz ile Recep Yıldırım'ın, 29.1.2004
Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi ve Balıkesir Milletvekili A. Edip Uğur ve 12 Milletvekilinin, 5084
Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/966, 2/219, 2/271, 2/274, 2/286, 2/349, 2/350,
2/366, 2/371, 2/374, 2/387, 2/388, 2/389, 2/390, 2/391) (S. Sayısı: 880) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükümet yerinde.
Tasarının 3 üncü
maddesini okutuyorum:
MADDE 3.- 5084 sayılı
Kanunun 4 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Sigorta primi
işveren hissesi teşviki
Madde 4.- 31.12.2008
tarihine kadar uygulanmak üzere 2 nci maddenin (a) bendi kapsamındaki illerde;
a) 1.4.2005 tarihinden
itibaren yeni işe başlayan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, en az
otuz işçi çalıştırmaları koşuluyla, bu iş yerlerinde çalıştırdıkları işçilerin,
b) 1.4.2005 tarihinden
önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 1.1.2005
tarihinden önce ilgili idareye vermiş oldukları en son aylık prim ve hizmet
belgelerindeki işçi sayısını en az yüzde yirmi oranında artırmaları ve
çalıştırılan toplam işçi sayısının asgari otuz kişiye ulaşması halinde, bu iş
yerlerinde çalıştırılan toplam işçi sayısını geçmemek üzere, artırdıkları işçi
sayısı ile mevcut işçilerden artırdıkları işçi sayısının iki katı kadar işçinin,
Prime esas kazançları
üzerinden 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 72 ve 73 üncü maddeleri
uyarınca hesaplanan sigorta primlerinin işveren hissesinin; organize sanayi
veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerleri için tamamı, diğer yerlerdeki iş
yerleri için yüzde sekseni Hazinece karşılanır.
Hazinece karşılanacak
tutar, işçi sayısı ile Sosyal Sigortalar Kanununun 78 inci maddesi uyarınca
belirlenen prime esas kazanç alt sınırına göre hesaplanan işveren hissesi prim
tutarının çarpımı sonucu bulunacak değer üzerinden, yukarıda belirtilen
oranlara göre saptanan tutarı aşamaz.
İşveren hissesine ait
primlerin Hazinece karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları
sigortalılarla ilgili olarak 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal
süresi içerisinde Kuruma verilmesi ve sigortalıların tamamına ait sigorta
primlerinin işçi hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan
işveren hissesine ait tutarın ödenmiş olması şarttır. Bu maddeye göre işveren
tarafından ödenmesi gereken primlerin geç ödenmesi halinde, Hazinece Kuruma
yapılacak ödemenin gecikmesinden kaynaklanan gecikme zammı, işverenden tahsil
edilir.
Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
ile Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenir."
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Zonguldak Milletvekili Harun Akın söz
istemiştir.
Buyurun, Sayın Akın.
CHP GRUBU ADINA HARUN
AKIN (Zonguldak) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 880
sıra sayılı kanun tasarısının 3 üncü maddesi üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi Grubum ve şahsım adına saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün
görüşmekte olduğumuz kanun, ne kalkınmamıza yarayacak ne de sanayicimizi mutlu
edecek diye sözlerime başlamak istiyorum. Bu kanunla Türk sanayicisine ve
illerimize üç kez haksızlık yapacağız. Öncelikle, kendi gücüyle ayağa kalkmış,
Türkiye'deki bütün ekonomik sıkıntılara göğüs gererek kendi imkânlarıyla Türk
sanayiinde yerini almış illerimiz var; Gaziantep, Denizli ve bunun gibi birkaç
ilimiz daha var. Öncelikle, bu illerimize, gerçekten bugüne kadar vermiş
oldukları mücadelenin karşılığında büyük bir haksızlık yapmış olacağız.
Değerli arkadaşlar, bunun
yanında, öncelikle 1998'de ilan etmiş olduğunuz kalkınmada öncelikli iller var
ve bu illerin 4 tanesini ve -Çanakkale'nin de iki bölgesi olmak üzere, 5 bölge
diyebiliriz- 5 bölgeyi bu kanun kapsamına almadık. Şimdi, Zonguldak'ı,
Samsun'u, Kırıkkale'yi, Karabük'ü, Çanakkale'yi bu kanun kapsamına almamanın
izahı nasıl yapılacak; anlamak çok zor.
Değerli arkadaşlar, bir
ili kalkınmada öncelikli il ilan edeceksiniz, sonra da 5084 kapsamına
almayacaksınız. Bunu anlamış değiliz.
Bunun yanında, hazırlığı
olmayan illerimiz var. Benden önceki konuşmacı arkadaşlarım söyledi. Kimisi
Ardahan'a 3 kişi gitti diyor, kimisi hiç gitmedi diyor. Böyle illerimizin
sırtına da çok büyük yük vurdunuz. Bu iller, bu kapsamla birlikte hiçbir
yatırımcıyla karşılaşamayınca, yarın, çıkıp, o illere diyeceksiniz ki, biz,
size yapacağımızı yaptık. İşte, bu yönüyle, üç kez sanayicimize ve illerimize
haksızlık yaptınız diye düşünüyorum.
Keşke bu yasa bu şekilde
ele alınmasaydı. Öncelikle, Türkiye'nin yatırım haritası çıkarılsaydı ve teşvik
verilecek sektörler buna göre belirlenseydi. Bakanlıkların, Devlet Planlama
Teşkilatının, valiliklerin tespit edeceği en fazla 5-6 sektör dalında illere
teşvik verilmesi, bizce doğru olandı. Bu şekilde teşvik verilen iller, kendi
özelliklerinin ve kültürlerinin de alıştığı sektörlerle gelişimini hızlandırmış
olacak, hem de teşvik alan illere yatırım dengeli olarak dağılacaktı. Bunu
başaramadık. Bunu başaramazsak, en azından illerde bitmiş olan organize
sanayileri teşvik kapsamına almamız gerekirdi. Eğer bunu başarabilseydik,
bugün, büyük bir sıkıntının önüne set çekmiş olacaktık. Bu konuda önergelerimiz
vardı, iki partinin de vardı. Bu, büyük bir sıkıntıydı. Bu, sadece Cumhuriyet
Halk Partisinin sıkıntısı değildi, AK Partili milletvekili arkadaşlarım da
kendi bölgelerinden sıkıntılıydı ve bu konudaki önergeler de, bugün, maalesef,
burada kabul edilmedi.
Şimdi, Sayın Bakanım,
haydi, muhalefet milletvekiliyiz, bizim, organize sanayi bölgelerimizi
kurtaralım diye verdiğimiz önergemizi kabul etmiyorsunuz; ama, AK Partili
arkadaşlar...
Bakın, şu önergeyi, ben,
siyasî hayatımın sonuna kadar saklayacağım; Zonguldak'ın organize sanayi
bölgelerinin bu kapsama girmesiyle ilgili önerge. Tabiî ki, Zonguldak'la
birlikte Kırıkkale ve diğer ilimiz Karabük.
Şimdi, bu önergede bütün
AK Partili milletvekillerinin imzası var, 3 de Zonguldak milletvekilinin var;
Fazlı Beyin, Köksal Beyin, Polat Beyin. Şimdi, bunu nasıl anlatacaklar bu
arkadaşlarım Zonguldak'a? Haydi, bize muhalefet deyip, bizimkini kabul
etmiyorsunuz, kendi arkadaşlarınızı soktuğunuz duruma bakın! Burada iki şey
aklıma geliyor; ya bilerek bunu yaptınız, nasıl olsa biz kabul etmeyeceğiz siz
önergenizi veriniz dediniz ya da çok büyük haksızlık yapıyorsunuz.
Değerli arkadaşlar,
teşvik kapsamına 13 yeni il katılıyor ve kapsam bu tasarıyla genişletiliyor,
toplam 49 il yapıyorsunuz. Genişliyor, kapsam daralıyor. Nasıl daralıyor; 30
işçi alımını koyuyorsunuz. Bu da, gerçekten, bu tasarıda, bu kapsama girecek
yatırımcıya çok büyük haksızlık diye düşünüyoruz.
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; bundan önce çıkan yasada ve bugün önümüze gelen yasada temel alınan
ve kalkınmada öncelikli iller olarak belirlenen illerin 5'i dışında tüm iller,
yasa kapsamı içine girmiş olacak. Kriter olarak, ekonomik kriz yılı olan 2001
yılı gayri safî millî hâsıla ortalaması 1 500 dolar ile sosyoekonomik
gelişmişlik düzeyi gibi, askıda kalan ve hiçbir gerçek mesnede dayanmayan
kriterleri göstereceksiniz. Oysaki, şahsım ve arkadaşlarımın imzasını taşıyan
2/350 esas numaralı 24.11.2004 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına vermiş olduğum kanun teklifim kabul edilseydi, ciddîye alsaydınız,
bugün, 98 yılında ilan ettiğiniz kalkınmada öncelikli bütün iller, bu teşvikten
yararlanacaktı, çıkarılacak bu yasadan yararlanacaktı. Böylece de, itiraz
edecek ve askıda kalacak hiçbir konu kalmayacaktı.
Siz, hükümet olarak, bir
ilin geri kalmışlığını ilan ediyorsunuz ve o ilde işsizliğin arttığını,
istihdamın azaldığını, nüfusun hızla göç ettiğini ve buralara bir şeyler
yapmanın zorunlu olduğunu kabul ediyorsunuz ve yatırımcıya teşvik edici yasalar
çıkaracaksınız; ama, kapsama almıyorsunuz. Değerli arkadaşlar, bu 5 ile, Sayın
Bakan, sayın hükümet bu konuyu nasıl anlatacak diye merak ediyorum.
Bu durumun, ne hukuksal
ne mantıksal ne de bir vicdanî açıklaması vardır diye düşünüyorum.
Sayın Bakan, bu 5
bölgeye, bu meseleyi, gerçekten, nasıl anlatacağınızı merak ediyorum. Kendi
ilimdeki sıkıntıyı sizlerle öncelikle paylaşmak istiyorum. Tabiî ki, kapsama
girmeyen 5 bölge var; ama, ben de Zonguldak Milletvekili olarak, Zonguldak
İlimi öncelikle sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli arkadaşlar,
hepiniz biliyorsunuz, Zonguldak, TTK ve Erdemir gibi iki dev kuruluş nedeniyle
gayri safî millî hâsılası yüksek görünen, 2003 yılında İŞKUR'un yayımladığı
rakamlara göre, nüfusa oranla -eğer bir değerlendirme yapılırsa- işsizliğin en
çok olduğu il. Zonguldak İlinden ayrılmış Bartın'ı bu kapsama alıyor, Karabük'ü
almıyorsunuz, Düzce'yi alıyoruz ve Zonguldak İline bağlı Ereğli ve Zonguldak'ı
almıyorsunuz. Şimdi, Düzce ile Zonguldak'ın arası 130, bilemedin 150 kilometre.
Zonguldak ile Bartın arası 90 kilometre.
Şimdi, Sayın Bakanım,
siz, işadamı olsanız, yatırımcı olsanız ne yaparsınız? Yani, Zonguldak-Çaycuma
İlçesindeki kapsama almadığınız organize sanayi bölgesi ile aldığınız Bartın'ın
arasında 35-40 kilometre var. Bu doğru bir şey mi, bu vicdana sığar mı?
Değerli arkadaşlar, ben,
hafta sonu Zonguldak'taydım, esnaf odaları toplantısına katıldım. Çaycuma Esnaf
Kefalet Kooperatifi Başkanı bana şunu söyledi ve buradan bunu aktaracağımı da
söyledim. "Şayet Zonguldak alınmazsa bu kapsama, ben, Çaycuma Organize
Sanayi Bölgesini Bartın'a bağlama teklifinde bulunurum ve Bartın'ı ikinci
organize sanayi bölgesi olarak ilan ederim" diyor. Bir ili bu hale
getirmeye, bir bakanın bir hükümetin veya bir yetkilinin hakkı var mı değerli
arkadaşlar?
Bunun yayında, Düzce
İlinin yanında Ereğli... Ereğli İlçesinde bitmemiş organize sanayi bölgeleri
var. Şimdi, siz, yatırımcı olsanız, Ereğli'ye gelir misiniz 50 kilometre
ilerisinde Düzce bu kapsamdayken? Bir ili bu hale getirmeye kimin hakkı var
diye, sizlerle bunu paylaşmak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bu
konudaki önergelerimiz de reddedildi; inşallah, hayırlısı olur diyorum. Zonguldak'a
mevcut hükümet işbaşına geldiğinden beri hep sıkıntı verdi; yani, TTK'nın
durumu ortada. TTK'nın bundan sonraki süreçte neyle karşılaşacağı belli değil.
Erdemir ortada. Erdemir de -hepimiz, malum, bunu dillendiriyoruz Cumhuriyet
Halk Partisi olarak- üretiyor, büyüyor, gelişiyor, kâr ediyor; ama, Erdemiri de
satıyorsunuz. Erdemiri sattıktan sonra TTK'daki düşünceleriniz olumlu sonuç
vermezse Zonguldak'ı kim kurtaracak, Zonguldak'a kim sahip çıkacak diye Sayın
Bakan sizlere sormak istiyorum.
Şimdi, benim güzel
Zonguldak İlimi, yıllarca bu ülkeye kömür çıkartan ve bu uğurda 4 500 madenci
şehidi veren Zonguldak İlimi kalkınmada öncelikli yöre ilan ediyorsunuz, bugün,
5084 kapsamına almıyorsunuz. Daha geçtiğimiz hafta KEDAŞ Genel Müdürlüğünü
Zonguldak'ta kapattınız. Büyükşehir olsun dedik, önergelerimizi reddettiniz.
Şimdi, allahaşkına, Zonguldak size ne yaptı?! Zonguldak'ta seçimlerde partiniz
çok da güzel oy aldı. Belediyelerin tamamını kazandınız. 3 milletvekiliniz var.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Akın,
toparlar mısınız.
Buyurun.
HARUN AKIN (Devamla) -
Evet, Zonguldak sizlere bu kadar destek verdi, karşılığını da, maalesef, bu
şekilde alıyor.
Sayın Bakanım,
Zonguldak'ın bu muameleyi hiç hak etmediğini sizlere söylüyorum. Sayın Başbakan
da, seçim öncesi Zonguldak'a geldiğinde, Zonguldak'ın Madenci Anıtında bugün
yapılan işlerden hiç bahsetmedi, TTK ayağa kalkacaktı, Erdemirin satışından
bahsetmedi, sizi teşvik kapsamına almayacağım demedi, hep vereceğiz dedi
Zonguldak'a; ama, bugün geldiğimiz noktada hiçbir şey alamıyoruz.
Değerli arkadaşlar, bu
konuda sıkıntımız çok, sabaha kadar konuşulabilecek bir bölgenin
milletvekiliyim. Yıllardır Zonguldak bu ülkeye maden ile kömür çıkararak
enerjisiyle katkı verdi; ama, maalesef, şu anda Zonguldak bu işleri hiç hak
etmiyor.
Ben, yine de, sözlerimi
toparlarken, bu kanunun, Türk sanayicisine hayırlı olması dileklerimi ister
istemez sunmak istiyorum, inşallah iyi olur diyorum; ama, bir ülkenin
hükümetinin de bu gerçekleri görmemesini buradan kınıyorum; Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Akın.
Madde üzerinde, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına söz isteyen Ankara Milletvekili Sayın Salih
Kapusuz; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
elbette, kürsüyü kullanırken mutlaka arkadaşlarımızın kamuoyuna, milletvekili
arkadaşlarımızla paylaştığı hususları inceleyerek doğru konuşması, doğru
olanları da ifade etmesi lazım; ancak, tenkit etmek, değerlendirmek,
görüşlerini ifade etmek elbette ki en tabiî hakkıdır. Dolayısıyla, şimdi,
arkadaşımızın birisinin, efendim, siz bu kanunu çıkardınız, bu kadar zaman
geçti, doğu ve güneydoğu illerinde hiçbir yatırım yok, hiçbir işlem yok. Ben şu
kadar ilden şu kadar bilgi aldım, bunların hiçbir tanesi doğru değildir gibi
ifadeleri kullanmış olması fevkalade üzücü bir olaydır.
Ben arkadaşlarımızın
affına sığınarak, her ne kadar konuştuğumuz 3 üncü maddeyse de -bu, bildiğiniz
gibi sigorta priminin işveren hissesiyle alakalı maddedir ama -bu konuyu da
birazcık arkadaşlarımızla paylaşmak istiyorum.
Şimdi, 2004 yılında
-resmî rakam- 5084'e göre yatırım teşvik belgesi almış olan doğu ve güneydoğu
illerinden -sıralandı biraz önce de- birkaç tanesini rakamsal olarak sizlerle
paylaşmak istiyorum. Adıyaman, 2004 yılında 13, bu üç dört aylık sürede de 5;
Ağrı, 2004 yılında 7+5; Bingöl, 5+3; Bitlis, 6+4; Diyarbakır, 26+14; Erzincan,
15+9; Erzurum, 24+11; Gümüşhane, 9+5; Kars, 4+4; Malatya, 48+17; Mardin, 24+9;
Muş, 5+4. Yukarıdan aşağıya bunları okumak mümkün; yani, bu teşvikten istifade
etmek isteyen vatandaşlarımız var ve bu işi çok da ciddî tutuyorlar.
Şimdi, bu teşvik belgesiyle ilgili bir hususa da
açıklık getirmek istiyorum. Bizim yatırım indiriminden istifade etmek için
teşvik belgesi alma mecburiyeti yoktur. Bu rakamların dışında, bu belgeyi almış
olanların dışında, yatırım yapmış; ama, bu belgeyi almamış olan vatandaşlarımız
da var. Bu belgeleri aldığı halde hâlâ yatırım yapmamış olan vatandaşlarımız da
var. Peki, bu belge ne işe yarıyor; yatırım yapmakla bire bir alakalı değil, bu
belge şuna yarıyor: Bildiğiniz gibi, belgeyi alan vatandaşlarımız, yatırım
sözleşmelerinde Damga Vergisinden muaf, aynı zamanda, tapu işlemlerinde harçtan
muaf, makine teçhizat alımında ise KDV istisnasına sahip oluyorlar.
Dolayısıyla, vatandaş, şayet, bu alanda bunlardan istifade etmesi halinde,
gidiyor teşvik belgesi alıyor ve istifade ediyor; ama, bunlarla ilgisi yoksa, o
yatırım bölgesinde ve yatırım ilinde, teşvik belgesi almadan da yatırımlarını
yapabiliyor. Dolayısıyla, demek ki, bu illerimizde...
Elbette, gönlümüz şunu
arzu eder: Bütün illerimizde, aynı şeyleri yapabilmek, insanlarımıza daha fazla
destek verebilmek, her alandaki, her sektördeki sıkıntılı yerlere yardımcı
olabilmek, canı gönülden arzu ettiğimiz bir hedef; ama, imkânlarınız ne
kadarsa, o kadarını zorlayıp yapabiliyorsunuz. Elbette, bütün illerimizin
gönlünü almak, bütün işadamlarımıza yardımcı olmak, yatırımı teşvik etmek, bir
insanımızın aş, iş sahibi olabilmesi, bizim en kutsal hedefimizdir, amacımız da
bu. Yoksa, biz, Türkiye'de bazılarını kıralım, incitelim, onları yaralayalım
diye, onlara bir şeyler vermeyelim, bize küssünler, kırılsınlar diye -böyle bir
tasarı düşünülebilir mi- bu amaçla bir yaklaşımda olabilir miyiz; kesinlikle
söz konusu değil. Amacımız, vatanımıza,
milletimize, ülkemize ve insanımıza aş, iş sahibi olması ve ülkemizi
kalkındırma hedefinde mesafe almaya yöneliktir. Hepimiz ve herkes, açıkçası,
memnun olan da olmayan da, yapılanın hepsinin, insanımız tarafından, ülkemiz
için yapılan yatırımlar olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz. İnşallah,
imkânlarımız elverdikçe de, daha fazla ilimize ve sektörümüze katkı verme
fırsatını yakalamayı temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Kapusuz.
Madde üzerinde, şahsı
adına söz isteyen Elazığ Milletvekili Necati Çetinkaya; buyurun.
M. NECATİ ÇETİNKAYA
(Elazığ) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; konuşmama
başlamadan önce hepinizi saygıyla selamlıyorum.
5084 sayılı Kanun,
bölgeler arasındaki ekonomik kalkınmanın, sosyal kalkınmanın adaletli bir
şekilde dağılımı ve aradaki uçurumların giderilmesine yönelik hazırlanmış olan
bir kanun.
Değerli arkadaşlar,
yıllarca bu ülkeye hizmet eden bir arkadaşınız olarak söylüyorum -bölgeler
arasındaki farklılıkları hepiniz çok iyi biliyorsunuz- öyle yerlerimiz var ki,
yıllarca oralara maalesef hiçbir şey yapamamışsınız ve dolayısıyla, oradaki
insanlar topraklarından koparak, tabiri caizse yad ellere, gurbete gitmiş ve
orada rızkını aramaya koyulmuş. İşte, bunu önlemek ve insanları bulundukları
yerlerde aş ve iş sahibi yapmak için, 5084 sayılı Kanun gereği, illerin
kalkınmışlık durumuna göre, uzun araştırmalar ve incelemeler neticesinde -sizin
de bildiğiniz gibi- iller tespit edilmiş. Dolayısıyla, o insanı içgöçe
zorlamamak... Büyük şehirlerin şu andaki durumunu görüyorsunuz, büyük şehirlerin
içinde bulunduğu durum maalesef yürekler acısı. İstanbul'u yıllardan beri takip
ediyoruz; İstanbul'daki asayiş durumu, İstanbul'daki sosyal durumlar ve
dolayısıyla çarpık yapılaşmalar, illerin çarpık yapılaşmaları... Hepsinin sebebi,
insana bölgesinde iş bulamadığınızdan dolayı, o insan, yorganını almış,
çantasını almış ve dolayısıyla, büyük şehirlerde rızık aramaya koyulmuştur.
Tabiî ki, aslolan o insanı kendi toprağında doyurmaktır. Diyeceksiniz ki, efendim,
işte, bazı illerde oldu da, bazı...
Değerli arkadaşlar,
bakınız, Sayın Başbakanımızın, bu konuda, son derece olumlu bir yaklaşımı var.
Tabiî ki, bu iller kalkınmada öncelikli yörelerle birlikte, 5084 sayılı Kanun
kapsamına giren ve teşvikten yararlanan iller belli bir seviyeye geldikten
sonra, sigorta primlerinden yararlanma, bedelsiz arsa temini ve ucuz enerjiden
istifade neticesinde, orada, sanayiin ve yatırımların yoğunlaşması neticesinde,
onların da standartları yükselecektir ve dolayısıyla, sosyal ve ekonomik
bakımdan, orada, bir gelişmişlik meydana gelecek. Bundan sonra, bu imkânlar
diğer yerlere de, tabiî ki, inikâs edecektir; ama, elimizi vicdanımıza koyarak
bir şey söylemek istiyorum. Değerli arkadaşlar, dün, göklere çıkardığınız ve
hakikaten, herkesten daha öne çıkararak, başınıza taç ettiğiniz insanlara,
bugün, haksız bir şekilde, eğer, ta'n ederseniz, o zaman, kendi iç âleminizde
çelişkiye düşersiniz ve size rahatsız bir bünye olarak bakarlar. Burada, kimi
kastettiğimi biliyorsunuz ve o kastettiğim insan da, ben kendisini de çok iyi
tanıyorum...O sebeple, değerli arkadaşlar, buraya gelip de, bazı yerlere selam
vermek değil, aslolan, söylediğiniz söz doğru olacak. Yunus'un söylediği bir
şey vardır, diyor ki: "Söz ola kese savaşı/Söz ola kestire başı/ Söz ola
ağulu aşı/ Yağ ile bal ede bir söz" (AK Parti sıralarından alkışlar) Ben
geleyim burada bir şeyler söyleyeyim; ondan sonra...
BAŞKAN - Sayın Çetinkaya,
maddeyle ilgili konuşur muyuz.
Buyurun.
M. NECATİ ÇETİNKAYA
(Devamla) - Hayır, maddeyle ilgili; bazı sataşmalar oldu da ona cevap verme
durumu hasıl oldu. "Ben, gelip, burada, efendim, bazı şeyleri söyleyeyim,
ondan sonra, söylediğim şeyleri de kendim dinleyeyim..." Bunlar, fevkalade
yanlış şeylerdir. O sebeple, herkes...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
M. NECATİ ÇETİNKAYA
(Devamla) - ...burada konuştuğu zaman, yetmiş milyon insanın kendisini
dinlediğini ve söylenilen her şeyin, Yüce Parlamentonun çatısı altında konuşan
kişinin söylediği şeyin doğru olduğunu kabul eder, Türkiye Cumhuriyetinin asil
milleti.
Değerli arkadaşlar, o
sebeple, ben, inanıyor ve güveniyorum ki, kısa zamanda, Türkiye, Atatürk'ün de
işaret buyurduğu muasır medeniyet seviyesine yükselecek. Yükselmesi için de,
bölgeler arasındaki dengesizliği her şeyden önce gidermemiz lazım. Nasıl
gidereceksiniz; işte, bu yaklaşımla gidereceğiz. İnşallah bunlar o seviyeye
gelecek, ondan sonra bu imkânlardan diğer bölgelerimiz de istifade etmiş olur.
Bu kanunun, ülkemize,
sanayicilerimize, müteşebbislerimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor,
hepinizi en derin saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Çetinkaya.
Madde üzerinde şahsı
adına söz isteyen, Kırıkkale Milletvekili Halil Tiryaki.
Buyurun Sayın Tiryaki.
(CHP sıralarından alkışlar)
HALİL TİRYAKİ (Kırıkkale)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce, hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz
Teşvik Yasası, hem iktidar hem de muhalefet milletvekilleri arasında
komisyonlarda ve seçim bölgelerinde yoğun biçimde tartışıldı. İlini teşvik illeri
içerisine alamayan milletvekilleri, illerinde yaşanan yoksulluğu, işsizliği,
çaresizliği düşünerek, hem vicdan azabı çektiler hem de seçmenlerinin gözü
önünde beceriksiz milletvekili durumuna düştüler. Hele, teşvikten yararlanacak
illerle ilgili objektif ölçüler, değişik müdahaleler ve zorlamalarla ölçü
olmaktan çıkınca, milletvekilleri daha da büyük bir sıkıntı içerisine
sürüklendiler.
Daha önce teşvikten
yararlanabilen iller teşvik dışına çıkarıldı. Kişi başına millî gelir düzeyi 1
510 dolar olan iller teşvikten yararlanamazken, 2 000 doların üzerindeki iller
teşvikten yararlanabilir hale geldi.
İlim Kırıkkale de, bu
teşvik düzenlemesinin mağdur ettiği illerden birisidir.
Malumunuz olduğu üzere,
Kırıkkale'nin temeli, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün talimat vermesiyle,
harp sanayiini kurmak için 1923 yılında atılmıştır. Ülkemizin ilk büyük harp
sanayii buradadır.
O yıllarda 11 fabrika, 18
000 işçi ve memur üç vardiya halinde çalışıyordu; ancak, rahmetli Turgut Özal
döneminde dışa açılımın başlamasıyla birlikte, bir gerileme dönemine girildi.
1983'te ilçe olan Kırıkkale, nüfusuyla 16 vilayetten daha büyüktü. 1989'da il
olunmasının ardından ise Makine ve Kimya Endüstrisinde ve dolayısıyla şehirde
yaprak dökümü başladı.
Ordumuzun ihtiyacı dış
ülkelerden karşılanmaya başlaması, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumunda işçi
sayısının hızla azalmasına neden oldu. Bugün gelinen noktada işçi sayısı 2
200'e düştü.
Altmışbeş yıl göç alan
Kırıkkale, son onbeş yılda göç vermeye başladı. Özel sektörün gelişememesi,
mevcut kurumların küçülmeye girmesi sonucu, gençlerimiz, ilimizi terk edip,
ekmek paralarını kazanmak için diyar diyar gurbet ellerde geçimlerini sürdürmek
zorunda kaldılar.
Selam olsun o Kırıkkaleli
hemşerilerime!.. (CHP sıralarından alkışlar)
Edirne'den taa Sivas'a
kadar bu gençler, Kırıkkalemizin öz gururudurlar. Bu hemşerilerimiz, gurbette
dahi olsalar, gittikleri yerlerde, Kırıkkalemizin örf, âdet ve geleneklerini,
dernekler ve vakıflar kurarak yaşatmaya çalışıyor, çaba sarf ediyorlar; kendilerini
bir daha kutlamak istiyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2002'de iktidara gelen AKP'den milletvekili arkadaşlarımız,
Makine Kimya'nın yeniden yapılandırılacağı sözünü verdiler; ancak, aradan geçen
ikibuçuk sene zarfında vaatler sözde kaldı, icraata geçemedi. Bununla birlikte,
ilimizde bulunan birçok işletmenin kapısına kilit vuruldu. Yıllardır Kırıkkale
ekonomisine katkı yapan bu kurumlar arasından Tekel kapatıldı, Orman
İşletmeleri kapatıldı, BEDAŞ çalışanları dağıtıldı ve bazı ilçelerdeki
şeflikleri kapatıldı, ilçelerimizde Ziraat Bankası şubeleri kapatıldı,
Kırıkkale İş Mahkemesi Çorum'a taşındı, Ofisler kapandı; son olarak da,
Kırıkkalemizin gözbebeği olan tugayımız Çankırı'ya gitti.
İlimizdeki sosyal ve
ekonomik yapı tam bir içler acısı. 30 000'e ulaşan emeklimiz var, işsiz sayısı
40 000'e yakın, çeşitli sosyal yardım kuruluşları tarafından yardım yapılan
insanlarımızın sayısı 50 000'e ulaşıyor.
Kırıkkale'de son yıllarda
yardım derneklerinin sürekli açılması, insanımızın içinde bulunduğu biçare
durumu en güzel şekilde özetliyor; her gün bir işyeri kapanıyor, sonuçta işsiz
sayısına binler ekleniyor.
Birçok ilde ikincisi,
üçüncüsü kurulan organize sanayi bölgesi, Kırıkkale için tam bir hayal
kırıklığı oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Tiryaki,
buyurun.
HALİL TİRYAKİ (Devamla) -
Ankara'ya 60 kilometre uzaklıktaki organize sanayi bölgesinde faaliyet gösteren
fabrika sayısı 15'i geçemedi. Yahşihan İlçesine yirmi sene önce kurulan küçük
sanayi sitesi yüzde 15 kapasiteyle çalışıyor.
Kırıkkale için tek
kurtuluş yolu özel sektörün ilimizde yatırım yapmasıydı; ancak, bunu da,
teşvikli iller kapsamına giremeyerek kaybettik. Yatırımcılar, Kırıkkale
organize sanayi bölgesinde yatırım yapmak yerine, teşvikli illeri tercih
ediyorlar.
Ekonomik güç olarak
Kırıkkale'nin kat kat üzerinde olan iller bu kapsama girerken, Kırıkkale
listede yer almadı. Son olarak umut bağladığımız, Plan ve Bütçe Komisyonunda
görüşülen, kalkınmada öncelikli il olup da teşvik kapsamına giremeyen
Kırıkkale, Samsun, Karabük ve Zonguldak'ın alınmasına yönelik önerge de,
Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerinin desteğine karşılık, AKP'li
milletvekillerinin karşı çıkmasıyla reddedildi.
İktidarın, zamanında
ordusuna uçak veren, harp sanayiinin merkezi olan, yüzlerce şehidini bu toprağa
feda eden, Başkentin hemen yanındaki Kırıkkale'yi kaderine terk etmesinin
mantığını anlayamıyoruz.
Resmî rakamlar, Bursa,
Kayseri, Antep, Antalya, Adana gibi, ekonomisi oldukça gelişmiş şehirlerden
daha iyi durumda olduğumuzu gösteriyor. Ancak, yukarıda dikkat çektiğim, şehrin
sosyal ve ekonomik yapısını anlatan rakamlar bunun gerçek olmadığını ortaya
koyuyor. Bu şehirlerde en büyük holdingler, marka firmalar faaliyet
gösterirken, Kırıkkale, işçisinin yüzde 90'ı emekliye ayrılmış, pazarının büyük
bölümünü kaybetmiş, borçlarını krediyle kapatan Makine Kimya ve özelleştirme
kapsamında bulunan TÜPRAŞ rafinerisi nedeniyle zengin il statüsünde görülüyor.
Kırıkkale'de, bir
dönemler, esnaflar, müteahhitler, sanayiciler vergi rekortmeni olurken, bugünkü
vergi sıralamasına, 1 inci sıradan 23 üncü sıraya kadar -gösteriyorum
arkadaşlar, bu, Kırıkkale için yüzkarası- eczacılar vergi rekortmeni olarak
girmiş durumdalar. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
İşten aştan yoksun
Kırıkkaleli, iktidar tarafından hasta edilmiştir. 3 tane hastanesi bulunan
Kırıkkale'de, son günlerde üç ayrı özel hastane açılması girişimi
Kırıkkalelinin hastalığının en güzel kanıtıdır.
Şimdi, Kırıkkaleli bir
bakan ve üç milletvekiline soruyorum: Seçim döneminde verilen bu sözler ne
oldu? Kırıkkale'ye ikibuçuk yıldır bir çivi bile çakmadınız. Elinizde bulunan
tesislerin kapatılmasına âdeta seyirci kaldınız. Teşvikli illere girme
talebimizdeki haklılığımızı Partinizin mensuplarına neden anlatmadınız?
Cumhuriyet Halk Partisinin destek verdiği önergeye neden Partinizin
milletvekilleri karşı çıktı? Kırıkkale bu kadar sahipsiz miydi? Halkımızı hastanelik
ve adliyelik yapan AKP'yi kutlamak gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Tiryaki,
lütfen tamamlar mısınız.
Buyurun.
HALİL TİRYAKİ (Devamla) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz Teşvik Yasasıyla
ilgili olarak, kapsama alınması düşünülen illere kadar gidilerek geniş kapsamlı
bir araştırma yapılması gerekirken, bu yapılmadı; bu kararlar masa başında
alındı. Maalesef, ne yazık ki, yine, aynı Bizans oyunlarıyla, zahmetsiz, vur
abalıya misali, dediklerini yaptılar. Öyle anlaşılıyor ki, masa başında verilen
kararlar, her ne hikmetse, kabul görürken, gerçekten teşvike ihtiyacı olan
iller gözardı ediliyor.
Ben, Kırıkkale'nin, o
yörenin bir milletvekili olarak, sormak istiyorum: Sizler, masa başında karar
verenler, Kırıkkale'yi biliyor musunuz?.. Günlerden bir gün çıkıp Kırıkkale'ye
gittiniz mi?.. Kırıkkale sanayiini gezip dertlerini dinlediniz mi?.. Çiftçisine
"ey çiftçi, mahsulün kaç para ediyor" diye sordunuz mu?.. Kırıkkale
esnafını gezip "işiniz nasıl" dediniz mi?.. Emeklisine, memuruna
"geçimin nasıl" diye sordunuz mu?.. Oniki seneden beri, Kırıkkale,
Ankara'nın arka bahçesi konumunda. Hiç sordunuz mu, Kırıkkale'nin organize
sanayi bölgesi neden gelişmiyor, neden dolmuyor?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Tiryaki,
lütfen...
HALİL TİRYAKİ (Devamla) -
1 dakika... 1 dakika daha Başkanım...
BAŞKAN - Buyurun. (CHP
sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
HALİL TİRYAKİ (Devamla) -
Hepinize teşekkür ediyorum, sağ olun.
Yahşihan'daki sanayi
sitesi niye boştur; hiç sordunuz mu?..
Değerli milletvekilleri,
Kırıkkale il olalı tam onaltı yıl olmasına rağmen, yatırım olarak, sadece,
valilik binası, emniyet sarayı, bir de adliye sarayı yapıldı; bu yeterli mi?..
Kırıkkalemizde, bugün,
nereden bakılırsa bakılsın, en azından 300 000 nüfus yaşıyor; fakat, ne yazık
ki, bu 300 000 nüfusun hiçbir yerden geliri yoktur. Firmaların ne ihracat ne de
ithalat yapanı yoktur. Köylünün malı para etmiyor. Kırıkkale esnafı, köylüsü,
genci, emeklisi, Makine Kimya Endüstrisi Kurumunda ve rafineride çalışanların
maaşlarıyla geçiniyor.
Değerli arkadaşlarım,
Kırıkkalemizi ekonomik yönden beş defa katlayacak düzeyde ekonomiye sahip
illerimiz Teşvik Yasasından yararlanırken, ne hikmetse, Kırıkkale, kalkınmada
öncelikli iller arasına alınmasına rağmen, Teşvik Yasası kapsamına
alınmamıştır. Öyle anlaşılıyor ki, burada, adaletli bir seçme yapılmamıştır.
Ben düşünüyorum ki, bizim
de Kırıkkaleliler olarak, bu Mecliste, adları büyük, biri Devlet Bakanı olan
Sayın Beşir Atalay, diğeri ise, yüksek bürokrasiden gelen Vahit Erdem Bey var;
ama, ne yazık ki, bizlerin, Kırıkkale'nin vekilleri olarak, Kırıkkale'nin
teşvik kapsamına alınması yönündeki çabalarımız hiçbir fayda vermiyor.
Keskin doğumlu olan Sayın
Bakanımız Beşir Atalay Beye, Teşvik Yasasına vereceğimiz kanun teklifini imzaya
götürdüğümde, önergeyi imzalaması için ricada bulundum. Maalesef, kendileri
"ben, bakanım ve aynı zamanda Ankara Milletvekiliyim" diyerek
önergeyi imzalamadı; ama, ne yazık ki, siyaseti Kırıkkale'de yapıyor, Kırıkkale
için elini taşın altına sokmuyor.
Ben de buradan Sayın
Bakanıma sesleniyorum: Bundan sonra Kırıkkale'den lütfen elini çek; mademki
Ankara Milletvekilisin, git siyasetini Ankara'da yap!
Keskin doğumlu olan ve
kendilerine saygı duyduğum, büyük insan Sayın Nevzat Yalçıntaş'a kanun
teklifini götürdüğümde, hiç tereddüt etmeden bu teklifimize imza koyduğu için,
bir kez daha kendilerine huzurlarınızda teşekkürü bir borç biliyorum.
Sözlerime son verirken
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından "Bravo"
sesleri, alkışlar, AK Parti ve Bağımsızlar sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Tiryaki.
Madde üzerinde 10 dakika
süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Sayın Özkan, buyurun.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN
(Burdur) - Sayın Başkanım, aracılığınızla Sayın Bakana sormak istiyorum: Silah
sanayiinde, kot ve çorap üretiminde, tarım makineleri üretiminde, biçerdöver
dahil, marka olmuş Burdurlu işadamlarımız, bu yasayla haksız rekabet ortamı
oluştuğunu söylüyorlar. Her ay, biraz daha eridiklerini, küçüldüklerini
bildiriyorlar. "Bir puan artıda olmamız bize ceza mıdır" diye feryat
ediyorlar. "Sosyoekonomik gelişmişlik endeksinin + 1'e çıkarılması mümkün
değil midir? Biz, Burdur olarak ekonomiye sıcak para ve katkı koymak
istiyoruz." diyorlar.
Saygılarımla.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Özkan.
Sayın Kafkas, buyurun.
AGÂH KAFKAS (Çorum)-
Sayın Başkanım, aracılığınızla Sayın Bakanıma bir soru yöneltmek istiyorum.
Sayın Bakanım, Türkiye'de
istihdam ortamının gelişmesine şüphesiz ki teşvik yasaları katkı verecek. Yani,
Türkiye'nin en önemli sorunlarından bir tanesi, istihdam sorunu. Sayın Bakanım,
Türkiye'de bu Teşvik Yasasının, bölgeler arasındaki adaletsizliği gidermenin
yanında en önemli katkısı, istihdam sorununun çözümüne olacaktır. Biliyoruz ki,
istihdam sorununda da en önemli unsur, geçmiş dönemlerde imam-hatip okullarını
kapatma adına, meslek liselerinin ortadan kaldırılması ya da meslek liselerinin
cazibelerini yitirmesine neden olmuştur ve özellikle küçük sanayiin arainsan
temininde büyük sıkıntılar yaşanmıştır. Bugün bir gazetemizin manşeti
"Meslek Liseliye Kısa Askerlik" diye veriliyor ve Millî Eğitim
Bakanlığının bir çalışmasından söz ediliyor; askerliğin kısaltılması, kamuda
göreve başladıkları zaman 1 derece daha alınması ve meslek liselerinin teşvik
edilmesi adına. Çünkü, şu anda yeniden bu meslek liselerini teşvik etmezsek,
ciddî anlamda, sanayimizin arainsan bulmakta büyük zorlukları var. Bu konuda da
Millî Eğitim Bakanlığımızın, Maliye Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıyla çalışacağından söz ediliyor. Maliye Bakanlığımız
bu konuya destek verecek mi? Çünkü, gerçekten, neyi teşvik ederseniz edin, bu,
sadece tek başına bir yatırımın hayata geçmesi, sadece teşvikle olacak bir olay
değil, o iklimin yaratılmasıyla alakalı bir olay. Bu konuda Maliye Bakanlığımızın
bir çalışması var mı? Millî Eğitim Bakanlığının başlattığı bu çalışmaya destek
verecek mi Sayın Bakanım?
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Kafkas.
Sayın Koç, buyurun.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayın Kafkas'ı dengelemek için çok kısa bir soru.
Sayın Bakan, demin
konuşmanızda "biz Sakarya'da hükümet toplantısı yaptık" dediniz.
Bunun Sakarya'ya teşvik verilip verilmemesiyle ne ilgisi var ben anlayamadım.
Bunu yanıtlayabilirseniz...
Teşekkür ederim.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Sakarya'ya verdiğimiz önem.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Koç.
Sayın Tütüncü, buyurun.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) -
Bu yasa tasarısında teşviklerden yararlanabilmek için çalıştırılması gereken
işçi sayısı 30'a çıkarılmış durumda. En az 30 işçi çalıştıran işletmeler ancak
ve ancak, teşviklerden yararlanacak.
Şimdi, ben şunu sormak
istiyorum: Acaba, 1 işçi çalıştırılması için, önde gelen sektörlerden -sektörleri
saymıyorum- kaç liralık yatırım yapılması gerekiyor ve bu 30 kişilik istihdam
yaratılması koşuluna göre, acaba önümüzdeki bir yıl içinde tahminen kaç kişiye
istihdam yaratılması düşünülüyor? Tabiî, kolay bir soru değil; ama, bu sorunun
cevabı eğer yazılı da verilirse kabul edilebileceğini belirtmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Tütüncü.
Soru sorma süresi
tamamlanmıştır.
Sayın Bakan, buyurun.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Burdur'la
ilgili bir soru vardı. Daha önce çeşitli defalar cevaplandırdığımız üzere, yine
aynı şeyleri söylemek mecburiyetindeyiz. Burada sosyoekonomik gelişmişlik
endeksi sıfırın altında. "1'in altında olsa olmaz mı?" İmkânlarımız
elverdiği zaman inşallah onu da yaparız; ama, şu andaki imkânlar bunu
gerektiriyor. Yoksa, biz, Burdurumuzu her zaman düşünen kimseleriz ve onların
daha ileri gitmesi için mühim olan bu temel altyapıların yapılması çok önemlidir.
O konuda, Burdur'la ilgili her türlü yatırımların yapılmasında biz Hükümet
olarak, devamlı onun teşvikçisi oluruz.
Sayın Agâh Kafkas, meslek
liseleriyle ilgili olarak, bugün, gazetelere de intikal etmiş olan Millî Eğitim
Bakanlığımızın bazı çalışmalarından bahsetti ve fevkalade önemli bir hususa
temas etti.
Şimdi, bunun acısını
çekenlerden birisi benim Sayın Kafkas. Ben, ticaret lisesi mezunuyum; 1963
yılında mezun oldum. O zaman da bu adaletsizlik vardı ve meslek lisesi
mezunları istedikleri üniversiteye gidemiyorlardı, yalnız, belli, bazı yerlere
gidebiliyorlardı. Ticaret lisesi mezunu olarak, o zaman, yalnız, iktisadî ve
ticarî ilimler akademisine gidebiliyorduk. Ben, Ankara İktisadî ve Ticarî
İlimler Akademisi mezunuyum. Ben, niye bir başka okula gidemedim; onun acısını,
hepimiz, biz çektik ve o kuşak çekti, olduğu gibi çekti. Ondan sonra bu
adaletsizlikler önlendi; fakat, ondan sonra bu adaletsizlik tekrar geldi.
Bu adaletsizliğin önüne
geçmemiz lazım ve meslek lisesi mezunlarının veyahut da gidenlerinin seslerini
yükseltmesi lazım. Bu memleketin en büyük çektiği acı, meslek lisesi
mezunlarını yeteri kadar ekonomiye kazandıramamamızdan ileri geliyor.
Bakınız Avrupa'ya,
Almanya'ya bakınız, İngiltere'ye bakınız, diğer yerlere bakınız; orada meslek
liseleri âdeta teşvik ediliyor; biz de önü kesilmek için ne lazımsa o
yapılıyor. Bu kadar adaletsizlik olmaz.
Onun için, Millî Eğitim
Bakanımızın çeşitli projeleri var, Maliye Bakanlığıyla şu anda çalışan
projeleri var. Biz, bu projeyle çok yakından ilgileniriz ve bunun teşvikçisi
oluruz, Maliye Bakanlığı olarak.
Sakarya'da niçin yaptık
hükümet toplantısını Sayın Koç; Sakarya'ya önem verdiğimiz için.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Diğer illere vermiyor musunuz?!
HALUK KOÇ (Samsun) -
Efendim, teşvikle ne ilgisi var?
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - İlgisini siz kurarsınız, biraz düşünürseniz kurarsınız.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sakaryalılar kuruyor herhalde...
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Biraz düşünmeniz icap ediyor.
Sayın Tütüncü, güzel,
teknik bir soru sordu.
Sayın Tütüncü, siz,
Planlamadan gelen, uzmanlığı olan ve bizim saygı duyduğumuz bir kimsesiniz.
Takdir edersiniz ki, 1 işçi için lazım olan yatırım, her sektörde değişiyor.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) -
Biliyorum, söylediniz zaten.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Elektronik sektöründe ayrı, makine sektöründe ayrı, tarım
sektöründe ayrı. O bakımdan, birdenbire bunun hesabını şimdi size söyleyemem;
ama, isterseniz, yazılı olarak veririz.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) -
Zaten bunu belirtmiştim Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Evet.
Burada da, ne kadar işçi
alınması icap ediyor?.. Tabiî, bu bölgelere şu vermiş olduğumuz teşvikler
muvacehesinde müracaat eden yatırımcılar, aynı zamanda bize şu yatırımı
yapacağım -biraz önce Sayın Kapusuz açıkladı- teşvik belgesini alırken, sizler
de çok iyi biliyorsunuz, bu kadar da istihdam meydana gelecek diye verdiğimiz
teşviklerdeki istihdamlar belli, onları bildirebiliriz; ama, gelecekleri
bilemediğimiz için, ne gelecek, onu ancak geldikçe bilgi olarak aktarabiliriz.
Saygıyla arz ederim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Madde üzerinde 3 adet
önerge vardır; önergeleri önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık
derecelerine göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı tasarının 3 üncü maddesinin (b) bendindeki "iki"
ibaresinin "üç" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
M. Akif Hamzaçebi |
Kemal Kılıçdaroğlu |
Ensar Öğüt |
|
Trabzon |
İstanbul |
Ardahan |
|
Osman Kaptan |
Ali Kemal Deveciler |
Bülent Baratalı |
|
Antalya |
Balıkesir |
İzmir |
|
Harun Akın |
M. Mesut Özakcan |
Mehmet Yıldırım |
|
Zonguldak |
Aydın |
Kastamonu |
|
Tuncay Ercenk |
Osman Özcan |
Sezai Önder |
|
Antalya |
Antalya |
Samsun |
BAŞKAN - İkinci önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
11.5.2005 tarihli
gündemde yer alan 880 sıra sayılı yasa tasarısının 3 üncü maddesinin (a) ve (b)
bentlerindeki "otuz" kelimesinin "on" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Dursun Akdemir |
İbrahim Özdoğan |
Muhsin Koçyiğit |
|
|
Iğdır |
Erzurum |
Diyarbakır |
|
|
Ümmet Kandoğan |
|
Mehmet Eraslan |
|
|
Denizli |
|
Hatay |
|
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, 3 üncü maddeyle ilgili olarak şimdi okutacağım Trabzon
Milletvekili Akif Hamzaçebi ve arkadaşlarının önergesi ile az önce okunan Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir ve arkadaşlarının önergeleri aynı mahiyette
olduğundan, işlemlerini ve oylamalarını birlikte yapacağım.
Şimdi, Trabzon
Milletvekili Akif Hamzaçebi ve arkadaşlarının önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı tasarının 3 üncü maddesindeki "otuz" ibarelerinin
"on" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
M. Akif Hamzaçebi |
Kemal Kılıçdaroğlu |
Bülent Baratalı |
|
Trabzon |
İstanbul |
İzmir |
|
Mehmet Yıldırım |
Ali Kemal Deveciler |
M. Mesut Özakcan |
|
Kastamonu |
Balıkesir |
Aydın |
|
Osman Kaptan |
Harun Akın |
Osman Özcan |
|
Antalya |
Zonguldak |
Antalya |
|
Tuncay Ercenk |
Sezai Önder |
Hasan Güyüldar |
|
Antalya |
Samsun |
Tunceli |
|
|
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
|
|
Malatya |
|
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayın Başkan, 2 önerge sahibi de konuşabilir mi?
BAŞKAN - Konuşabilir Sayın Koç, bir saniye...
Aynı mahiyetteki her 2
önergeye Sayın Komisyon katıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyon) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Aynı mahiyetteki
2 önergeye Hükümet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Akdemir,
konuşacak mısınız?
DURSUN AKDEMİR (Iğdır) -
Evet, konuşacağım.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Akdemir.
DURSUN AKDEMİR (Iğdır) -
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 880 sıra sayılı yasa
tasarısının 3 üncü maddesi üzerinde verdiğim önerge üzerine söz almış
bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Türkiye'nin en önemli sorunlarından birisi, bölgeler arasında ekonomik dengesizliklerdir. Bu dengesizlik, özellikle, ülkemizin Doğu Anadolu Bölgesinde olduğu için, bunu gidermek, hemen hemen tüm hükümetlerin uğraştığı konu olmuş, devlete ve özel sektöre, bu arada, önemli görevler düşmüştür. Bu bölgesel dengesizlikleri ortadan kaldırmak amacıyla, özel sektör yatırımlarının söz konusu bölgelere kaymasını daha çok özendirecek ve sağlayacak düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Halbuki, çıkarılan yasanın, bölgeler arasında, gerçekten, farklılıklar yarattığı ortaya çıkmıştır. Biraz önce konuşmacıların verdiği örneklerden ve Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan arkadaşımın valiliklerden aldığı yazılardan, genellikle Doğu Anadolu Bölgesi illerinin büyük çoğunluğuna yatırımın gitmediği ortadadır. Iğdır'da bir şey yoktur, Ardahan'da yok, Kars'ta yok, Ağrı'da yok, Bingöl'de yok, Bitlis'te, Hakkâri'de yok. Dolayısıyla, teşvik edelim derken, teşviksizliği ortaya koymuş olduk.
Bu çerçevede, özel sektör
yatırımlarının gelişmişlik düzeyi düşük olan illere yönelmesini sağlarken,
iller arasında ayırımcılığa, eşitsizliğe yer verilmemesi gerekirken, yer
verilmiş oldu. Kalkınmada öncelikli illerin tamamı, görüldüğü gibi bu Teşvik
Yasasından yararlanamamaktadır. Özellikle, ilan edilecek bu illerdeki 1 500
doları, 2001 yılındaki ülkenin ekonomik çıkmazda olduğu bir rakamı alarak
vermiş olmanın anlamını bir türlü anlamış değilim. Burada büyük bir tezatlık
var. Böylece, özellikle kalkınmada öncelikli yöreler kapsam içine alınması
gerekirken, 50 ilin 45'i alınmış, kalkınmada öncelikli yörelerden 5 il bu
kapsam dışında kalmıştır. Kırıkkale, Samsun, Karabük, Çanakkale, Zonguldak
acaba niçin dışlandı?.. Halbuki, bunlar da kalkınması gereken bölgeler değil
miydi?..
Bugün Türkiye, tarihinin
en büyük işsizlik sorunuyla karşı karşıyadır. Büyük şehirlerde kapkaç artmış,
güvenlik sorunu başgöstermiş, insanlar işsizlik neticesinde bunalıma girmiş,
toplum her an sosyal patlamalarla karşı karşıya kalmıştır. Hükümetinizin
enflasyon düştü naralarına karşın, siftah yapmadan dükkân kapatan esnaf iflasın
eşiğindedir.
5084 sayılı Yatırımların
ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanundan yararlanabilmek için, ekonomik
dengelerin altüst olduğu, hızla değiştiği, ülkenin ekonomik krizde olduğu,
demin de söylediğim yılı kriter almanın anlamı neydi?.. Ekonomik krizin olduğu
bir dönemin baz alınmasının gerekçesini, teşvikten yararlanmayan özel sektör
temsilcileri gibi ben de anlamış değilim.
Gözden kaçan bir hususu
da belirtmek istiyorum. Hükümet, teşvikten yararlanan il sayısını artırırken,
teşvikten yararlanma şartlarını giderek ağırlaştırdı. Böylece, öngörülen düzenlemeden
daha da geriye giden bir düzenleme çıktı ortaya.
Bu kanunla öngörülen
teşvikten yararlanabilmek için, istihdam konusunda herhangi bir sınırlama
bulunmamakta iken, görüşülen tasarının 3 üncü maddesi incelendiğinde, yeni işe
başlayan Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinin teşvikten yararlanabilmesi
için en az 30 işçi çalıştırmaları koşulunu getirmektedir. Böylece, istihdam
konusunda, istihdamı zorlayıcı bir unsuru, hükümet kendi eliyle yasanın içine
koyuyor.
Değerli arkadaşlarım,
size sorarım: Doğu Anadolu Bölgesinde, Hakkâri İlinde ya da Ardahan'da,
Iğdır'da, Ağrı'da bir adamın işyeri açabilmesi için sermayesini zaten yatırmak
istemiyor. Bir de, siz ona mecburiyet koyarak ille de 30 işçi çalıştıracaksınız
diyorsunuz. 30 işçi çalıştırabilmek için o işyerine koyacağı sermayenin
miktarını herhalde Sayın Maliye Bakanımız çok iyi bilir. Dolayısıyla buna
sınırlama koymamak ya da en az 10'a indirmek gerektiğini burada...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN -Sayın Akdemir,
buyurun; teşekkür eder misiniz.
DURSUN AKDEMİR (Devamla)
- Olur Sayın Başkanım, iki cümlem kaldı, tamamlayayım.
Değerli Başkanım, değerli
milletvekili arkadaşlarım; dolayısıyla eğer bu yasanın bu bölgelerde geçerli
olması isteniyorsa, kesinlikle en az 30 işçinin 10'a indirilmesi, bu bölgede
yapılacak yatırımları kolaylaştıracak, sanatkârı ya da ustayı ya da taşeron
birisi eğer iş yapmak istiyorsa, onun bir işyeri açmasına vesile olacaktır. Bu
nedenle, özellikle teşvik sistemi belirlenirken, sektör bazında tespit
yapılması, bölgesel kalkınmada daha etkili olabileceği kanısında olduğumuzu ve
bunu önermek istediğimizi belirtmek istiyorum.
Ayrıca, KOBİ'ler ve
organize sanayi bölgelerinin teşvikten özendirici bir şekilde yararlanabilmesi
gerekiyordu. Yasada bu da açık bir şekilde öne çıkarılmamış vaziyettedir.
Bu nedenle, bu
uyarılarımı burada, huzurunuzda belirttikten sonra, siz değerli milletvekili
arkadaşlarıma ve Sayın Başkan, size teşekkür ediyorum. (DYP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Akdemir.
Sayın Aslanoğlu,
konuşacak mısınız?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Evet efendim.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekillerim; bu getirilen 30 işçi,
kanunun gerekçesine aykırıdır. Yine söylüyorum, Hakkâri için, 5084 sayılı
Kanunda 10 işçiydi. Hakkâri için 10 işçi önemlidir; ama, Malatya için, Kütahya
için, yeni verdiğimiz 13 il için 30 işçi getirelim, tamam. Burada, yine bir
kademe getirmezsek, amaç o illeri teşvik etmekse, amaç istihdamı o illerde,
doğu ve güneydoğuda istihdamın sağlanmasıysa, gelin, yine... Yani, Malatya ile
Hakkâri'yi veya Kütahya ile Hakkâri'yi, Kütahya ile Şırnak'ı aynı kefeye
koyarsak, gitmez buraya yatırım.
Onun için, Sayın Bakanım,
burada, doğu ve güneydoğudaki illerimizde, özellikle, gayri safî millî geliri
500-700 dolara kadar olan illerde 10 işçi, 500 ile 1 000 arasındaysa 20 işçi
tamam ve tümünde 30 işçi yapalım; ama, inanın, 500 doların altındaki iller için
10 işçi önemli bir şey; ama, bu, o zaman, doğu ve güneydoğuda, özellikle
KOBİ'lerde büyük sorun yaratacak; yani, bunların sermayeleri yok. Orada
tutunacak dal arıyorlar. Doğu ve güneydoğuda 10 işçi çalıştırmak, 20 işçi
çalıştırmak hakikaten önemli bir konu; ama, siz, ben, 30 işçiden aşağı vermem
derseniz, inanın, bir kez daha kanunun amacına ters düşeriz. O açıdan...
Peki, size başka bir
örnek daha vereceğim. Arkadaşlar, tamamen ithalata dayalı bir firma var. Nedir;
işçilikte katmadeğer yaratıyor. Saygı duyuyorum kim bu ülkeye 1 kuruş döviz kazandırıyorsa.
Nedir; ithalat yapıyor, bunu işleyip gönderiyor. Bir de, tamamen, yüzde 100 o
yörenin ürününü işliyor. Her gelen döviz, her gelen kuruşu o yöreye dağılıyor.
Hangisi bizim için faydalı? Biri 30 işçi çalıştırıyor, biri 15 işçi
çalıştırıyor; o faydalanacak, o faydalanamayacak. Sayın Bakanım, bunu, gayri
safî millî hâsılaya göre, 1 500 doların altındaki illerde ve diğer illerde
kademeli uygulamazsak, tümüne 30 işçi uygularsak, kanun lafzıyla çelişir ve
özellikle geri kalmış yörelerde hiç yürütemeyiz bu yasayı.
Teşekkür ediyorum,
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Aslanoğlu.
Önergeleri oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı tasarının 3 üncü maddesinin (b) bendindeki "iki"
ibaresinin "üç" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M. Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve
arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Koç,
konuşacak mısınız?..
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayın Öğüt konuşacaklar Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Öğüt.
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) -
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 880 sıra sayılı kanun tasarısının 3
üncü maddesinin (b) fıkrasıyla ilgili vermiş olduğum önerge üzerinde söz almış
bulunuyorum.
Değerli arkadaşlar, daha
önceden de konuştuk; bu beş yıl süre üzerinde duracağım Sayın Bakanım.
Ben işadamıyım,
sermayenin ne kadar ürkek olduğunu bilirim; bir kuş gibidir, elini kaldırdığın
zaman kuş nasıl kaçarsa, sermaye de öyle kaçar. Sermayenin, güven duymadığı
yere yatırım yapması mümkün değil; hele, iklim şartları ağır olan bölgelere
gitmesi, beş yıllığına, hiç mümkün değil. Böyle olunca, Türkiye'nin en büyük
göç vermiş bölgesi doğu ve güneydoğunun kalkınması için, kesinlikle sürenin
uzaması lazım. Sayın Bakanım, bu çok önemli, çok ciddî bir olaydır. Bakın, ben
teşekkür ediyorum; bu yasanın çıkması da güzel, illerimizin kalkınması da
güzel. Yani, politikanın ötesinde, bölgemizin ve ülkemizin kalkınmasını
istiyoruz.
Şimdi, bölgeler
arasındaki uçurumu nasıl düzelteceğiz? Yani, Kütahya'ya, Düzce'ye, Osmaniye'ye,
Afyon'a da beş yıl süre koyuyorsunuz; Kars'a da, Ardahan'a da, Artvin'e de,
Van'a da, Hakkâri'ye de, Ağrı'ya da beş yıl koyuyoruz. Şimdi, o bölgede, halen
kar yağıyor değerli arkadaşlar; belki, televizyonda izliyorsunuz. O bölgede,
beş ay inşaat yapma süresi var, ondan sonra bitiyor. Yani, inşaat süresini
yapma mümkün değil. Bu bakımdan, hiç olmazsa... Batıdaki illerimize de verelim;
batıdaki illere beş yıl süre, tamam; İç Anadoluya on yıl, doğu ve güneydoğuya
da yirmi yıl koyarsanız, bunun üstesinden geliriz; diğer türlü mümkün değil.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, 10 000 polis alınması için buradan bir kanun çıkardık. Niye 10 000
polise gerek duyduk; büyük şehirlerde gasp oluyor, soygun oluyor, hırsızlık
oluyor, değil mi. Yani, polisiye önlemlerle, siz, bunu engelleyebilir misiniz;
15 000 000 işsiz insan var?! İşte, AK Partinin Grubunda da birisi kalktı dedi
ki: "Ben açım." Yarın Meclisin önüne gelecekler. 15 000 000 insan,
işsiz, aç, karamsar, korkunç bir durumda. Şimdi, Anadolu'da bir söz var:
"Aç it, fırın yarar."
Değerli arkadaşlar, bugün
fuhuş artmışsa, gasp artmışsa, hırsızlık artmışsa, bunun nedeni göçtür.
Bakın, ben, Gebze'de bir
kişiye, karakola gittim; gasp yapmış. Niçin bu gasbı yaptın...
BAŞKAN - Sayın Öğüt,
genelgeyle ilgili konuşur musunuz.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) -
Genelgeyle ilgili de konuşuyorum, Değerli Başkanım.
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) -
Önerge, Sayın Başkan...
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) -
Önergeyle ilgili...
Değerli arkadaşlar, adam
dedi ki: "Ben bunun onbeş yıl ceza alacağını bilmiyordum. Çocuklarıma
ayakkabı almak için, gittim, bakkala bıçak çektim, 300 000 000 para aldım, bu
da gaspmış." Yani, bunu niçin anlattım; bölgeler arasındaki dengeleri ve
uçurumları açarsanız ne Diyarbakırlıyı büyük şehirlerde tutarsınız ne
Ardahanlıyı ne de Karslıyı. Adam aç. Aç olan adam her şey yapar. Polis aldık. O
insanları cezaevlerinin hepsine tıksak ne olacak; cezaevlerinde yer kalmayacak.
O bakımdan, bu Yatırımları Teşvik Kanunu çok uygun. Teşekkür ediyorum, tebrik
de ediyorum; ama, bunun, yerine ulaşması için doğu ve güneydoğuya en az yirmi
yıl süre konulur, işçi sayısı da 30'dan 10'a inerse o zaman olur.
Şimdi, teknoloji çok
gelişti arkadaşlar. Düğmeye basıyorsunuz, eskiden 50 kişiyle çalışacak makine 3
kişiyle çalışıyor şimdi, 3 kişiyle. Ben sanayiciyim. Nasıl, o zaman, 30 kişiyi
oraya koyacaksın ki istihdamdan veya Teşvik Kanunundan yararlansın insan? O
bakımdan, bu, çok ciddî ve önemli bir olaydır değerli arkadaşlar.
Bir de Doğu Anadolu için,
Sayın Bakanım, benim sizden istirhamım şudur: Rekabete dayalı serbest piyasa
ekonomisi uygulanıyor ülkemizde.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Öğüt...
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) -
Doğu ve güneydoğudaki insanın, yani, sanayicinin, batıdaki sanayiciyle rekabet
yapması mümkün mü; mümkün değil. O zaman, Doğu Anadolunun, güneydoğunun
kalkınması ve göçün durması, büyük şehirlerde varoşların, hırsızlıkların,
gasbın, fuhşun durması için, bölgeler arasındaki dengesizliğin giderilebilmesi
için doğu ve güneydoğuya karma ekonomi modeli uygulanması lazım.
Bakın, karma ekonomi
modeli, devlet-vatandaş işbirliği ekonomi modelidir. Öyle olursa, altyapısını
devlet götürürse olur, götürmezse olmaz. Şimdi, benim bölgem Ardahan'da
organize sanayi bölgesi daha yok. Gelen de yok. Şimdi şunu söyleyeyim: En
önemli olay... Ben bir akıl değil de, öneri vereceğim. Önerim şudur: Doğu
Anadolu, güneydoğu hayvancılıkla geçiniyor. Oradaki insanın her şeyi hayvan;
hayvan olmazsa, ısınamaz, geçinemez, beslenemez, hiçbir şey yapamaz. Sizlerden
istirhamım, Ardahan başta olmak üzere, Erzurum, Ağrı...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Öğüt, lütfen,
teşekkür eder misiniz.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) -
Toparlıyorum...
BAŞKAN - Hayır Sayın
Öğüt...
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) -
Tamam, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Öğüt,
önergeyle ilgili 5 dakikalık süreniz tamamlandı; eksüre verdim. Teşekkür eder
misiniz.
Buyurun.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) -
Teşekkür ediyorum...
Hayvancılıkla geçinen
Doğu ve Güneydoğu Anadoluya hayvancılık organize sanayileri yapalım.
Hayvancılık organize sanayileri yaparsak hayvancılığımız gelişir, et açığımız
olmaz, süt açığımız olmaz; devlet de bunu teşvik eder ve de doğu ve güneydoğu
kalkınır, insanlar göç edip mağdur olmaz.
Önergemin kabul
edileceğini umuyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Öğüt.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
4 üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 4.- 5084 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin
birinci fıkrasında yer alan "en az on kişilik istihdam öngören yatırımlara " ibaresi "en az otuz
kişilik istihdam öngören yatırımlara" olarak değiştirilmiş, maddeye
birinci fıkradan sonra gelmek
üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş
ve maddenin dördüncü fıkrasına ikinci
cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.
" 6831 sayılı Orman
Kanununa tabi alanlar hariç olmak üzere, Devletin hüküm ve tasarrufu altında
bulunması nedeniyle mülkiyeti devredilemeyen taşınmazlar üzerinde bedelsiz
kullanma izni verilir."
"Ancak devredilen
veya kullanma izni verilen taşınmazın değerinin yatırım maliyet bedelinin yüzde
ellisinden fazla olması halinde, şerh kaldırılırken bu taşınmazın Kanunda öngörülen
amaçlar dışında
kullanılamayacağına dair tapuya şerh konulur. "
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Bursa Milletvekili Sayın Mehmet
Küçükaşık; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET
KÜÇÜKAŞIK (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
880 sıra sayılı yasa tasarısının 4 üncü maddesi üzerinde, Cumhuriyet Halk
Partisi adına söz almış bulunmaktayım; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlarım.
Görüşmekte olduğumuz
maddenin 5084 sayılı Yasadaki başlığı "bedelsiz yatırım yeri tahsisi"
idi. Bundan bir ay önce yine bir yasanın görüşülmesi esnasında, Bursa İlinde
Karacabey İlçesinde hazineye ait...
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU
(Bursa) - Rahatsız ederiz...
MEHMET KÜÇÜKAŞIK
(Devamla) - Lütfen... Ben rahatsız olmaya hazırım. Ben hiçbir şeyden rahatsız
değilim. Kim rahatsız edecekse de evet, herkes rahatsız etsin.
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU
(Bursa) - Bedava bir şey yok orada.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK
(Devamla) - Hayır...
Hazineye ait 3 696 245
metrekare yüzölçümlü taşınmazın, değer biçildiğinde 46 trilyon değer
biçilmesine rağmen, dönümünün 13 000 316 TL'ye ve toplam 49 219 211 337 Türk
Lirasına bu KOTİYAK'a satılmasına ilişkin Maliye Bakanına bir soru sormuştum.
Daha önce de soru önergeleri verdim. Sayın Bakan, 1.4.2005 tarihinde, bu yerin,
Organize Sanayi Bölgesi Yasasına göre bedelsiz arsa tahsisinden yararlanarak
verildiğini söylemişti ve burada organize sanayi bölgesi 49 milyara verilmişti.
Biz, bu bedel çok farklı demiştik. Biz, durdurmadık; Bursa'daki tüm... Çünkü,
bu organize sanayi bölgesinin yapılacağı alan Uluabat Gölü'nün, yani Ramsar
Projesi kapsamında olan bir yerdi. Mücadelemize devam ettik.
Sayın Bakanım,
dinlerseniz, o sorunuzun cevabını da vereceğim. Şimdi, elimde bir yazı var, çok
sevindiğim bir yazı; Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Orman Bakanlığı Araştırma,
Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığının 11.5.2005 günlü yazısı:
"İlgi: Doğa Koruma
ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü'ne hitaben yazılmış 9.3.2005 tarihli yazınız.
Bursa İli Karacabey
İlçesi Subaşı, Canbaz ve Seyran Köyleri civarında; KOTİYAK S.S. 75 inci Yıl
KOBİ Sanayici Toplu İşyerleri Yapı Kooperatifince organize sanayi bölgesi
kurulmasına ilişkin ilgi yazınız Bakanlığımızca incelenmiştir.
Çevresel Etki
Değerlendirmesi ve Planlama Genel Müdürlüğümüzce 16.3.2004 tarihinde onaylanan
75 inci Yıl KOBİ Organize Sanayi Bölgesine ait 1/100 000 ölçekli Bursa 2020
Yılı Çevre Düzeni Planı Değişikliği, Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği
hükümleri doğrultusunda değerlendirilerek 20/4/2005 tarihinde iptal
edilmiştir."
Yani, nerede sanayi
tesisi kurulur, nerede fabrika tesisi kurulur, nerede uluslararası sözleşmeler
geçerlidir demeden, sadece ve sadece bedelsiz arsa tahsis etmek veya ucuz arsa
tahsis etmek adına hazineye ait kamu malları insanlara verilirse... Allah'tan,
Türkiye'de hâlâ, hâlâ bakanlıklar arasında koordinasyonda duyarlı insanlar var
ve şu anda, buradaki yatırım ve organize sanayi bölgesi artık iptal edildi. Çok
güzel bir haber; bunu özellikle söylemek istedim.
İkincisi, bu yasayla
ilgili herkes çok büyük eleştirilerde bulundu. Şimdi, elimde bir yazı var; Olay
Gazetesinin yine 11 Mayıs 2005 tarihli Sayın Yılmaz İşel'in bir yazısı; Bursa
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve aynı zamanda Türkiye'nin en büyük
tekstilcilerinden, yatırımcılarından biri olan "Sönmez teşvikli iller
yasasına niye karşı?" başlığını taşıyor. Aynen okuyorum; çünkü, bu
tasarıya herkes karşı çıkıyor. "Sönmez Bursa'daki Sönmez Pamuklu tesisi
ile bir teşvikli ilde kurulabilecek aynı büyüklükte bir fabrikanın
karşılaştırmasını yaparak soruya şu yanıtı verdi" demiş. "Teşvikli
illerden biri olan Uşak'ta Vali 'Burada yatırım yapanın işçi başına ayda 180
000 000 lira muhtasar ve SSK priminden tasarrufu oluyor' dedi. Sönmez
Pamuklu'da 1 000 işçi çalıştığından o ilde kurulacak aynı büyüklükteki bir
tesise göre muhtasar ve SSK priminde yıllık 2 trilyon 160 milyar liralık bir
fazlalığımız oluşuyor. Sönmez Pamuklu'da ayda 700 milyar lira elektrik bedeli
ödüyoruz. Bu da 12 ayda 8,4 trilyon lira yapıyor. Oysa teşvikli ilde yüzde 50
enerji indirimi uygulandığından o bizim yarı bedelimizi ödüyor. Böylece 2
trilyon 160 milyar lira muhtasar ve SSK priminden, 4,2 trilyon lira enerji
bedelinden olmak üzere bizim cebimizden yılda 6 trilyon 360 milyar lira daha
fazla para çıkıyor. Ama ben Sönmez Pamuklu'dan yılda 6,3 trilyon lira kâr
etmiyorum ki. Bu durumda ben teşvikli illerdeki böyle bir fabrika ile nasıl
rekabet edeceğim? Onunla nasıl başa çıkarım? Bu uygulamayla haksız bir rekabet
yaratıldığı çok açık. Oraya verilen teşvik benim canıma okuyor. Bunun farkına
varsınlar artık." Yine devam ediyor “Sayın Sönmez, 'Biz bu ülkenin evladı
değil miyiz? Bize bu haksızlık niye? Otuz yıldır üretip vergi vermek mi,
istihdam yaratmak mı, ihracat yapmak mı bizim kabahatimiz' diye sordu."
Yine devam ediyor: "Diyelim ki, uygulama tuttu ve teşvikli illerde
sanayileşme gelişti. Teşvik dışında kalan sanayi kuruluşlarının o illerle
rekabet şansı hiç yok. Kimse boşuna çabalamasın. O illerdeki kuruluşların
Çin'den ya da diğer Uzakdoğu ülkelerinden korkmalarına da gerek yok. Böylesine
bir maliyet girdisi avantajıyla rekabet edebilirler. Peki biz ne olacağız?
Çin'den şikâyet ederken şimdi içimizde oluşturulan rekabet anlamında 49 Çin'le
daha mücadele edeceğiz. Üstelik ben teşvikli illere gidersem yasak, tesisimi
sattığım kişi giderse, ona anasının ak sütü gibi helal. O zaman benim yanlışım
ne? Böyle şey olmaz."
Şimdi, bakınız, bu, bir
sanayicinin, Türkiye'nin en büyük sanayicilerinden birinin sözü ve Bursa'da
tekstilde yaşanan son olumsuzlukları hepimiz biliyoruz. Son iki yıldan beri,
Çin tehdidine karşı önlem alın diye yalvardık. Yine, Bursa'da yayınlanan bir
araştırmada, son üç ayda, tekstildeki etkilenmeler nedeniyle, 9 000 insan işini
kaybetti henüz daha böyle teşvikler olmadan. Şimdi ne olacak? Buna bir bakar
mısınız...
Bakınız, Balıkesir,
Kütahya var. Kütahya'yla, Simav ile Dursunbey İlçesi yan yana. Sevgili Ali
Osman da, hiç olmazsa bu konuda... Sitemini herkes söylesin, açıkça söyleyelim.
İkisinde de kereste üreticileri var. 40 kilometre yan yana. Söyler misiniz
bana, Dursunbey'deki kereste üreticisinin Simav'daki kereste üreticisine karşı
yaşama şansı, direnme şansı hiç var mı allahaşkına?! Kim orada tesis yapacak?!
Yüzde 50 avantajlı, yan yana kim duracak?! 20 kilometre birbirine yakın olan
ilçelerde bir il sınırını atladığı zaman hangi sanayi tesisi normal illerinde
kalacak?!
Biz, burada, yatırım
yerini tahsis edeceğiz diyoruz. Özellikle bu getirilen yasaya son değişiklikle
bir özel hüküm daha koymaya çalışıyoruz; diyoruz ki, arsa bedeli tesisin
yatırım bedelinin yüzde 50'sini aşmış ise, buraya şerh koyacağız.
Bakınız, şimdiye kadar,
Türkiye'de yüzlerce KİT ve kamuya ait kuruluşları biz özelleştirdik ve bunlara
dedik ki: Bunları herhangi bir yere taşıyamazsınız, iştigali değiştiremezsiniz,
aynı işi yürüteceksiniz. Özelleştirmenin amacı buydu. Bana söyler misiniz, hangi
büyük kuruluş, büyük illerimizdeki hangi özelleştirdiğimiz kuruluş... Şu anda
orada fabrikalar var, insanlar çalışıyor, tesisler çalışıyor; bundan bir
haberiniz var mı? O sektördeki o fabrikayı alan müteşebbis, o fabrikayı söküp
de Anadolu'nun başka bir iline götürmedi mi ve oradaki, örneğin İstanbul'daki o
güzelim arsalarda imar planı tadilatı yaparak iş merkezleri yapmadılar mı?
Allahaşkına, burada önlem koyuyoruz diyoruz ki: Ben sana arsa veriyorum
bedelsiz, aman ha, arsalarım çok değerli benim, ben yarın bir gün... Buraya
şerh koyuyorum. Lütfen hatırlayınız. Biz hazine arazilerini ve mera vasfını
yitirmiş taşınmazlarımızı yerel yönetimlere devrettik ve yerel yönetimlere devrederken
de üzerine muhakkak şerhler koyduk; dedik ki: Sen burayı, sana tahsis amacıma
uygun olarak kullanacaksın. Pekâlâ ne yapıldı; bütün o şerhler geldi, şakır
şakır kaldırıldı, öyle değil mi; hayır ben buraya tesis yapacağım, yatırım
yapacağım, satacağım, fabrika yapacağım diye. Türkiye'nin her yerindeki
uygulama böyle. Yani, biz buraya bu maddeyi eklemekle, 4 üncü maddeye son
değişikliği eklemekle, o şerhi koyduk da, artık, bunu, benim sana bunu verdiğim
tahsis amacım haricinde kullanamazsın demenin, sadece ve sadece birbirimizi
geçici bir aldatma olduğuna inanıyorum.
Bakınız, bu yasayı
hepimiz eleştiriyoruz, şurada oturan milletvekillerinin hiçbirisi bu yasadan
memnun değil, uygulamadan memnun değil.
ZAFER HIDIROĞLU (Bursa) -
Yok canım...
MEHMET KÜÇÜKAŞIK
(Devamla) - Değil... Kimse kendini aldatmasın, kimse kendini aldatmasın.
Bakınız, Türkiye'de...
HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) - Siz kendi düşüncenizi söyleyin.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK
(Devamla) - Benim düşüncem bu. Kimse aldatmasın. Milletvekilleriyle biz de
konuşuyoruz, kimin rahatsız olduğunu herkes biliyor.
Şimdi, teşvik aldık
diyor... Hakikaten doğu ve güneydoğudaki... Şimdiye kadar kaçıncı teşvik çıktı;
yatırım yapıldı mı?! Siz, 49 ile... Türkiye'yi öyle bir hale getiriyorsunuz ki,
Türkiye'nin yarısı teşvikli iller yarısı teşviksiz iller; kim rekabet edecek
bununla; hangi sanayici rekabet edecek bununla; bu mümkün değil, böyle bir şey
olmaz; ya sektörel bazda yapın bunu ya bölgesel bazda yapın bunu ya da -bitmiş
Türkiye'de- devletin trilyonlarca lira yatırım yaptığı organize sanayi
bölgeleri bazında yapın, ki, biz, organize sanayi bölgelerine teşvik verilsin diye benim de bu konuda bir
yasa teklifim vardı, değişiklik önergesi de verdik, bunları da dinlemiyorsunuz;
ama, ben ilimi kurtardım diye, ilim teşvike girdi...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Küçükaşık,
toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK
(Devamla) - Vatandaşlarımız "benim ilim de teşvike girdi" diyor.
Allahaşkına, bakınız, ben çok net bir örnek veriyorum, bir kerede anlatayım:
Bursa Mustafakemalpaşa'da bizim organize sanayi bölgemiz var; ama, 80 kilometre
uzaklıktan hiçbir sanayici, arsası olduğu halde, 80 kilometre uzak diye ve yolu
duble yol yapılmıyor diye... Tek şeritli yol, yapmıyorsunuz adı
Mustafakemalpaşa olduğu için; sınırında bitiyor. Mustafakemalpaşa'nın da,
Karacabey'in de... Yapmıyorsunuz.
ASIM AYKAN (Trabzon) -
Çok yanlış...
MEHMET KÜÇÜKAŞIK
(Devamla) - Doğru söylüyorum... Doğru söylüyorum, ben üç yıldan beri
bağırıyorum. Doğru söylüyorum, üç yıldan beri bağırıyorum, yapılmıyor. Evet,
bütün Bursa Milletvekillerine sorabilirsiniz; Ali Osman Sali de burada, Balıkesir
Milletvekillerine sorunuz. Çok net cevap veriyorum.
Yatırımcı gelmiyor,
gelmiyor; çünkü, ana sanayiin yanında kalmak istiyor adam. Bursa'da kaçak
fabrika yapıyor. Yıkılacağını bile bile, Bursa'daki ana tesislerin, organize
sanayi bölgelerinin yanında yapıyor, 80 kilometre uzağa gidip de yatırım
yapmıyor, siz, Anadolu'daki, güneydoğudaki illere nasıl yatırımın gideceğini
sanıyorsunuz!.. Batıya yakın, ulaştırması mümkün olan yerlere yatırımlar
gidecek. O yüzden bu Teşvik Yasası yanlış. Lütfen düzeltin bunu.
Teşekkür ederim, saygılar
sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Küçükaşık.
Madde üzerinde, şahsı
adına söz isteyen Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu; buyurun. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
HÜSNÜ ORDU (Kütahya) -
Muhterem Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgi ve saygıyla
selamlıyorum.
Şimdi, mevcut tasarıyla
yeniden, geçmişte düzenlenen yasanın üzerinde 13 ili daha kapsam içerisine alan
bir düzenleme yapılıyor. Tabiî, hiç şüphesiz bu tasarıya baktığımız zaman,
geçmişte 36 ilin kapsam içerisine girdiği zamanda, burada bizler, muhalefet ve
iktidar milletvekilleri olarak, kendi illerimizle ilgili, kendi illerimizden
gelen bu talepleri, toplumdan gelen bu talepleri, sıkıntılarla karşılamaya
çalıştık. Bu talepler bize geldi; hiç şüphesiz, şu anda da, aynı şekilde bu
talepler geliyor; ancak, burada bu meseleyi tartışırken, buraya çıkan,
özellikle muhalefetle ilgili sözcülerimizin tamamı, bu kürsüden, bu tasarının
nimet-külfet dengeleriyle ilgili tasarıyı eleştirirken, tamamen illere yönelik,
kendi iç politikalarına yönelik ve hakikaten Türkiye'nin gerçeklerinden uzak
bir eleştiriyle bu tasarıyı eleştirdiler. Ben, şahsen, bu kürsüden yapılan bu
konuşmaları takip ederken bu kanaate vardım.
Hiç şüphesiz, bu kürsüden
konuşan tüm milletvekillerini dinleyen sağduyu sahibi insanlarımızın
değerlendirmeleri var. Bu değerlendirmeleri bu mertebede yapıyorlar. Örneğin,
bu tasarıyla ne getirilmiş; 10 kişilik sayı 30'a çıkarılmış. Şimdi, Anadolu'da
bir laf vardır; bazı yerlerde konuşurken, bazı insanlar, bazen lafa çok
karışır; bir benzetme yaparlar, derler ki "sen askerliğini yapmadın daha,
sen biraz dur" veya bazen, başka bir mecliste, Anadolu tabiriyle
"ergene kadın boşamak kolay gelir" ibaresi kullanılır. Burada çıkan
anlam şudur: Yani, o insanlar, henüz, kendi aile meşrebiyle ilgili, gerçek
anlamda onun varlıklarına tam varamadığı için, bu konuda daha hassas
düşünemediğini anlatmaya gayret sarf ederler.
Şimdi, işte burada,
Devlet Planlama Teşkilatının yaptığı bir düzenlemeyle, yeniden birtakım
kriterler getirilmiş ve bu kriterlere göre, 13 il daha kapsam içerisine
alınmış. Şimdi, burada şunu ifade etmek lazım. Hiç şüphesiz, bu tasarıyı alıp,
çok farklı farklı noktalardan eleştirmemiz mümkün; ancak, bir tespiti daha
burada yapmamız lazım. Örneğin, işte, 10 kişiden 30'a çıkmış. Tabiî ki, bunun
bir anlamı var. Demin verdiğim misallerle ilgili bir örnekleme yaparsak, şu
anda, bu ülkeyi idare eden bir hükümet var, burada bir AK Parti Hükümeti var,
bu hükümetin bu ülkeye karşı sorumlulukları var, bu ülkenin bir hazinesi var,
bu ülkenin bir maliyesi var, bu tasarıda getirilen vergi, sigorta, enerji
primiyle ilgili buralardan gelen yüklerin hazinece karşılanması var, bunların
bu ülkeye bir maliyeti var. Tabiî ki, hükümetimiz ister ki, bu anlamda,
Türkiye'deki tüm illeri kapsayan bir düzenleme yapsın; ancak, bir şeyi daha
işaret etmek lazım gelir ki, bu ülkenin bugün içine düştüğü problemlerin
sonucu, bu hükümet sayesinde olmamıştır. Bu hükümet, bir süreç içerisinde,
kendi mantığıyla, hazine mantığıyla, maliye mantığıyla, hazineye gelen bu
yükleri olabildiğince uzun vadede, bu ülkenin kaynaklarıyla örtüştürmesinin bir
sonucunu yapmaya gayret sarf etmektedir. Bugün, bu tasarıyı eleştirebiliriz;
ama, bir gerçeği ifade etmemiz lazım. Bu tasarıyla ve geçmişteki tasarıyla
-buradan, biraz evvel, Sayın Grup Başkanvekilimiz ifade etti- birsürü ilde,
mutlaka yeni yatırımlar, istihdama mutlaka yeni katkılar olacağı hiç
şüphesizdir. Bu tespiti buradan söylememek, son derece yanlış olur. Örneğin,
buradan ifade edildi; işte, Afyonkarahisar, Uşak, başka iller... Grup
Başkanvekilimiz ifade etti, bazı illerden burada misaller verdi. Biz, örneğin,
çok yakın olan Afyonkarahisar ve Uşak'ı biliyoruz. Afyonkarahisar ve Uşak,
kendi içerisinde, geçmiş dönemdeki bu yasadan istifadeyle, ciddî anlamda bir
yatırımla karşı karşıya kalmıştır; ama, bunların bu ülkeye getirisi, hiç
şüphesiz, önümüzdeki günlerde çok daha fazla olacaktır. Şu anda, buralarda
inşaatlar başlamıştır. Yatırıma, istihdama, mutlaka, bugün eleştirdiğimiz,
ülkede... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) -
36 il çıkarken hiç böyle konuşmuyordun Başkanım!
BAŞKAN - Sayın Ordu,
toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
HÜSNÜ ORDU (Devamla) - Şu
anda, AK Parti Hükümeti eleştirilirken, istihdam ve yatırım konusunda
eleştiriliyor. İşte, bu tasarılar, bunların başlangıçlarıdır, bunların
işaretleridir. Hükümetimizin imkânları çoğaldığı sürece, Hiç şüphesiz,
Türkiye'deki diğer illerimizle ilgili veya diğer kriterlerle, diğer
değerlendirmelerle ilgili, hazinenin, ülkenin imkânları nispetinde de bunları
değerlendireceğiz. Dolayısıyla, burada "bu tasarının hiçbir faydası
yok" demek son derece yanlıştır. Bu tasarının getireceği imkânlardan,
yatırımdan, istihdamdan, hiç şüphesiz, bu ülkenin insanları yararlanacaktır
diyorum.
Bu tasarının, ülkemize ve
milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Ordu.
Madde üzerinde, şahsı
adına söz isteyen Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan; buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
RAMAZAN KERİM ÖZKAN
(Burdur) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan,
Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 4 üncü maddesi
üzerinde görüşlerimi belirtmek üzere söz almış bulunuyorum; Yüce Heyeti
saygıyla selamlarım.
Değerli arkadaşlarım, söz
konusu tasarının bu maddesiyle, bu yasa kapsamına giren illere, devletin hüküm
ve tasarrufu altında bulunması nedeniyle, mülkiyeti devredilemeyen taşınmazlar
üzerinde bedelsiz kullanma izni verilmesi sağlanacaktır. Bu maddeyle, tabiî ki,
bu illere bir ayrıcalık sağlanması ve kalkınmada öncelikli yöreler olarak
gelişmelerini sağlayıcı tasarrufların sağlanmasını destekliyorum; ancak, burada
"en az 10 kişilik yatırımlara" ibaresinin "en az 30
kişilik" olarak değiştirilmesinin amacını anlayabilmiş değilim. Amaç bu
illere kolaylık sağlamak ve gelişmelerini hızlandırıcı tedbirler getirmekse, bu
ibarenin de, şartları zorlaştırdığı nedeniyle, gereksiz olduğunu belirtmek
isterim.
Ayrıca, bu tasarıyla, 36
ilimizin yanısıra, 13 ilimizin daha bu yasa kapsamına alınması nedeniyle, bu
kapsama dahil olan bu 13 ilimizdeki yurttaşlarıma tebriklerimi iletir, bu
yasanın kendilerine hayırlı olmasını temenni ederim. Onların sevincini
paylaşıyorum; ancak, Burdur İlimizin bu yasa kapsamı dışında tutulmuş
olmasının, gerek bende gerekse de Burdurlu hemşerilerimde bir burukluk
yaşattığını da belirtmeden geçemeyeceğim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; birçoğunuz Burdur'u, Antalya'ya giderken, devlet karayolu
üzerinde küçük bir il olarak tanımaktasınız. Eminim, hiçbiriniz, Burdur'un,
sanayi yatırımlarıyla, sahip olduğu turizm potansiyeliyle, coğrafî konumu
nedeniyle ülkemizin en verimli topraklarına sahip bir il olduğunun farkında
bile değilsiniz.
Burdur İli, gerek coğrafî
yapısı, iklimi, doğal kaynakları, sulanabilir verimli arazileri, doğal su
kaynakları, tarımsal ürün ve hammadde üretimi, yeraltı zenginlikleri ve gerekse
de bir turizm cenneti olan Antalya İline yakınlığı dolayısıyla, ülke
ekonomisine büyük katkılar sağlama potansiyeline sahip bir konumdadır.
İlimizde, sanayi ürünlerinin çokluğuna ve tarımsal sanayi üretiminin
fazlalığına rağmen, sanayi yeterli ölçüde gelişemediğinden, ülke ekonomisine
arzulanan katkı gerçekleştirilememektedir. Özellikle yaş meyve, sebze, et, süt,
sanayi bitkileri üretiminde ve yeraltı zenginliklerimizden kömür, krom,
manganez, polza, kalker ve mermer üretiminde ilimiz ülke genelinde üst
sıralarda bulunmasına karşılık, bu ürünler için ilimizde sanayi tesisleri
bulunmadığından dolayı, diğer illere pazarlanmaktadır.
Bu yasada amaç üretim ve
istihdam olduğu halde, Burdur İlini niçin kapsamın dışında tutuyorsunuz,
anlamış değilim. Biz, Burdur İlinin çalışkan, üretken insanlarıyla,
sosyoekonomik yapıya, gelişmişliğe katkı koymak istiyoruz, istihdamı, ekonomiyi
geliştirmek istiyoruz. "Sorun parasal" diyorsunuz.
Değerli Bakanım -Sayın
Bakanımız ayrılmış- bizim Burdur'da Karaçal Barajımız var. Şu anda, kaynak
yetersizliğinden dolayı bu baraja bir katkı koyamıyoruz. Gelin, Burdur İlini bu
kapsama alın, barajı, biz kendimiz, Burdur İlinin katkılarıyla bitirelim
istiyoruz. Ayrıca, ilimizde küçük sanayi ve el sanatları da oldukça gelişmiş
olmasına rağmen, devletten gerekli ilgi ve desteği göremediğinden, halen
birçoğu atıl durumda bulunup, ekonomiye katkı sınırlı ölçüde kalmaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 5084 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde yapılan bir değişiklikle,
vergi ve sigorta primi teşvikleri ile enerji desteği açısından, Devlet Planlama
Teşkilatı Müsteşarlığınca 2003 yılı içinde belirlenen sosyoekonomik gelişmişlik
sıralamasına göre endeks değeri eksi olan iller bu kanun kapsamına alınmıştır.
Bu sıralamaya göre, Burdur İlimiz 31 inci sırada yer almaktadır. Geride kalan
50 ilin önünde yer alması sevindiricidir; ancak, bu sıralamada, özellikle,
Çorum, Trabzon, Rize, Niğde İllerinin Burdur'un üzerinde yer almasını ve bu
kapsama alınmasını hayretle karşılıyorum. Bu illerimizin eksi endekste olup da,
Burdur'un bu endekste artı olarak gösterilmesinin pek de inandırıcı olmadığını
düşünüyorum. Bu illerde yaşayan değerli yurttaşlarımdan, bu tartışmadan dolayı
özür diliyorum; ancak, bu illerimizin...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özkan,
toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN
(Devamla) - ...Burdur İlinden önce bu kapsama dahil edilmesindeki
başarılarından dolayı değerli iktidar mensuplarımızı tebrik ediyorum. İşte
Adalet ve Kalkınma prensipleri ancak bu kadar adaletli olabilir demekten öteye
bir şey söylemek istemiyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; iktidara geldiği günden itibaren Adalet ve Kalkınma Partisi
Hükümeti tarafından ilimize getirilen herhangi bir şey olmadığı gibi, ilimizden
alınan değerlerin de ne denli çok olduğunu hepiniz çok iyi biliyorsunuz,
defalarca kürsüden bunları ifade ettim. Tüm tasarruf uygulamalarında, ilimiz,
âdeta pilot il konumuna sokuldu; banka şubelerimiz kapatıldı, adliyelerimizden
bir kısmı kapatıldı, kantarlarımız, pancar şefliklerimiz kapatıldı, Et ve Balık
Kurumumuz, Süt Endüstrisi Kurumumuz kapatıldı. Şimdi, Burdurumuzun can damarı
şeker fabrikamızı kotalarla bitirme aşamasına getirdiniz, tren yolumuzu
kaldırdınız. Şimdi bunlara karşılık da, bu kapsama alındığında sosyoekonomik
alanda ülkemize çok büyük katkı sağlayacak olan ilimizi bu yasa kapsamına
almamakta inatla direniyorsunuz. Biz, Burdurumuzun tanıtımında, uyuyan güzel
sloganıyla yola çıktık; ama, sizler, bu güzel nasıl olsa uyuyormuş, uyandırmayalım
diye düşünüyorsunuz. Burdur, uyuyan güzel tabiî ki, tarihteki konumu itibariyle
her zaman için de medeniyete yol göstermesi nedeniyle; ancak, Burdurlum, hiçbir
zaman uyumadı ve hiçbir zaman da sizlerin Burdurumuzu, Burdurlumuzu uyutmanıza
izin vermeyecek. Uyuyan güzeli uyandırmayın değerli arkadaşlarım.
Hepinize en içten sevgi
ve saygılarımı sunuyor, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Özkan.
Madde üzerinde, 10 dakika
süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Buyurun Sayın Işık.
AHMET IŞIK (Konya) -
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum. Vasıtanızla Sayın Bakanımıza şu soruyu
yöneltmek istiyorum; daha doğrusu, yorum yapmasını talep ediyorum:
Bölgesel dengesizlikleri
gidermenin temel yolu, yatırımların bu bölgelere kaymasını özendirecek
önlemleri almakla olabilecektir. Kamu kaynaklarının yetersizliği de dikkate
alındığında, bu bölgelere, doğal olarak, özel sektörün yatırım yapması
gerektiği mantığı, özellikle 2004 yılında özel sektörün 61 katrilyonluk
miktarla yatırıma yönelmesi de dikkate alındığında, tasarının tutarlı olduğu
görülmektedir.
Kalkınmadaki bölgesel
dengesizliğin giderilmesine yönelik işbu Teşvik Yasası, ekonomik kalkınmayla
birlikte, gecekondulaşma, çarpık kentleşme, eğitim, sağlık ve ulaşım gibi temel
sorunların çözümüne katkısını değerlendirmenizi rica ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Işık.
Sayın Gazalcı?.. Yok.
Sayın Tütüncü?.. Yok.
Sayın Tüzün, buyurun.
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) -
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım,
aracılığınızla Sayın Bakanımıza sormak isterdik; ama, Maliye Bakanımız yok.
Hükümet adına bulunan Değerli Bakanımız herhalde buna cevap verebilir diye düşünüyorum.
5 Ocak 2005 tarihinde
Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Başkanlığında yapılan Türkiye Odalar
ve Borsalar Birliği
Bölgesel ve Sektörel İstişare
Toplantısının bir gün öncesi -5 Ocak 2005 tarihinde bu 36 ilin teşvik kapsamına
alınmasının yanlış olduğu söyleneceğinin bir gün öncesi- yani, 4 Ocak 2005
tarihinde, bu 13 ilin alınması noktasında hükümetimizden bir açıklama geldi. O
toplantıda, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin Türkiye genelindeki çok değerli
yöneticileri, birlik başkanları, meclis başkanları, oda başkanları, bu teşvikin
yanlış olduğunu yazılı ve sözlü olarak söylediler.
Benim burada sormak
istediğim şu: Bu teşvik kanunundan hiçbir il memnun değilken, bu kadar üzerine
gidilmesinin anlamı nedir? Bunu öğrenmek istiyorum Bakanımızdan.
İkinci sorum, seçim
bölgem Bilecik'i ilgilendiren bir soru. Bilecik İlinin metropol bir kenti olan
Bozüyük İlçemiz, gerçekten, sanayi anlamında çok gelişmiş bir kent. Bugüne
kadar Bozüyük İlçemizde organize sanayi bölgesi yoktu; ancak, geçtiğimiz iki
yıl içerisinde Bozüyük İlçemizde organize sanayi bölgesi kurulmuş, her türlü
altyapısı -elektrik, su kanalizasyon, yol ve tüm sosyal donatılarıyla birlikte-
hazırlanmıştır. Ancak, bu kanun, daha doğrusu 36 ilin teşvik kapsamına alınması
gündeme geldiğinden beri, maalesef, bu İlçemizi hiçbir yatırımcı talep
etmemektedir.
Şimdi, şunu sormak
istiyorum: Bugüne kadar özel idarenin, belediyenin, sivil toplum
kuruluşlarının, halkın kendi isteğiyle yapmış olduğu, kendi katkısıyla yapmış
olduğu bu organize sanayi bölgeleri ne olacak? Bunu Sayın Bakanımızdan öğrenmek
istiyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Tüzün.
Sayın Koçyiğit, buyurun.
MUHSİN KOÇYİĞİT
(Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Bakanıma bir soru sormak
istiyorum.
Sayın Bakanım,
yatırımların geri kalmış bölgelere gitmesi için zaman zaman yasalar çıkarılmış,
hükümetler yönetsel kararlarla özel sektörü özendirmek istemiş; ancak, açılan
tüm paketler ve çıkarılan tüm yasalar bir türlü beklenen sonucu verememiştir;
yani, özel sektörün bu bölgelerde yatırım yapması bir türlü özendirilememiştir.
Bunun pek çok nedeni olmakla birlikte, bölgede oluşan ekonomik kriz ve
işsizlik, göçleri hızlandırmak suretiyle, bölgenin ekonomik, sosyal, psikolojik
ve demografik yapısını âdeta erozyona uğratmıştır.
Sayın Bakanım, bu Teşvik
Yasa Tasarısını adil buluyor musunuz? Bu tasarının olumsuzluklarını ortadan
kaldırmak için ek tedbirler getirmeyi düşünüyor musunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Koçyiğit
Sayın Güyüldar, buyurun.
HASAN GÜYÜLDAR (Tunceli)
- Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
2004 yılında çıkan
yasayla 36 ilimiz teşvik kapsamına alınmıştır. Onbeş aylık uygulamayı görüyoruz
ki, Düzce İlimizde 50 teşvik belgesi, Ordu İlimizde 20 teşvik belgesi, Yozgat
İlimizde 20 teşvik belgesi almak için müracaatlar yapılmıştır. Şırnak'a,
Hakkâri'ye, Bitlis'e, Siirt'e hiç talep yok. Bundan anlaşılıyor ki, bu yasa bu
haliyle çıkarsa, doğu ve güneydoğu illerine hiçbir yararı, faydası olmayacak.
Sayın Bakanıma sormak
istiyorum: Bu sonuca göre ek bir tedbir almayı düşünüyor musunuz? Sayın
Bakanımdan bekliyorum efendim.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Güyüldar.
Sayın Bakan, buyurun.
DEVLET BAKANI GÜLDAL
AKŞİT (İstanbul) - Sayın Başkan, zamanı iyi kullanmak adına, sorulara yazılı
olarak cevap vereceğiz.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Birleşime 10 dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati : 17.17
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.28
BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir), Harun TÜFEKCİ
(Konya)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 98 inci Birleşiminin Üçüncü
Oturumunu açıyorum.
880 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
3.- Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı; Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, GAP Bölgesinde
Yatırımların Özendirilmesi ve İstihdam Yaratılması Hakkında Kanun Teklifi;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, 5084 Sayılı Yatırımların ve
İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifleri; Balıkesir Milletvekili Turhan
Çömez ve 3 milletvekilinin, Adalarda Yatırımların ve İstihdamın Teşviki
Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya
Milletvekili Deniz Baykal ve 69 milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Zonguldak Milletvekili Harun Akın ve 50
milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi; Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 26 milletvekilinin,
Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Yıldırım ve 15 milletvekilinin, 29.1.2004 Tarih ve 5084
Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun,
Yatırımların ve İstihdamın Özendirilmesi ve Bölgesel Dengesizliklerin
Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi; Kahramanmaraş Milletvekilleri Mehmet
Yılmazcan, Hanefi Mahçiçek ile Mehmet Ali Bulut'un, Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekilleri Musa Sıvacıoğlu,
Hakkı Köylü ile Sinan Özkan'ın, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Konya Milletvekili Hasan Anğı'nın, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Sakarya Milletvekilleri Ayhan Sefer Üstün, Erol
Aslan Cebeci, Hasan Ali Çelik, Süleyman Gündüz ile Recep Yıldırım'ın, 29.1.2004
Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi ve Balıkesir Milletvekili A. Edip Uğur ve 12 milletvekilinin, 5084
Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/966, 2/219, 2/271, 2/274, 2/286, 2/349, 2/350,
2/366, 2/371, 2/374, 2/387, 2/388, 2/389, 2/390, 2/391) (S. Sayısı: 880)
(Devam)
BAŞKAN - Komisyon?..
Yerinde.
Hükümet?.. Yok.
Birleşime 5 dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 17.30
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.34
BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir), Harun TÜFEKCİ
(Konya)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 98 inci Birleşiminin Dördüncü
Oturumunu açıyorum.
880 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
3. - Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı; Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, GAP Bölgesinde
Yatırımların Özendirilmesi ve İstihdam Yaratılması Hakkında Kanun Teklifi;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, 5084 Sayılı Yatırımların ve
İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifleri; Balıkesir Milletvekili Turhan
Çömez ve 3 Milletvekilinin, Adalarda Yatırımların ve İstihdamın Teşviki
Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya
Milletvekili Deniz Baykal ve 69 Milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Zonguldak Milletvekili Harun Akın ve 50
Milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi; Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 26 Milletvekilinin,
Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Yıldırım ve 15 Milletvekilinin, 29.1.2004 Tarih ve 5084
Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun,
Yatırımların ve İstihdamın Özendirilmesi ve Bölgesel Dengesizliklerin
Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi; Kahramanmaraş Milletvekilleri Mehmet
Yılmazcan, Hanefi Mahçiçek ile Mehmet Ali Bulut'un, Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekilleri Musa Sıvacıoğlu,
Hakkı Köylü ile Sinan Özkan'ın, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Konya Milletvekili Hasan Angı'nın, 5084 Sayılı Yatırımların ve
İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Sakarya Milletvekilleri Ayhan Sefer
Üstün, Erol Aslan Cebeci, Hasan Ali Çelik, Süleyman Gündüz ile Recep Yıldırım'ın,
29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Kanun Teklifi ve Balıkesir Milletvekili A. Edip Uğur ve 12 Milletvekilinin,
5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/966, 2/219, 2/271, 2/274, 2/286, 2/349, 2/350,
2/366, 2/371, 2/374, 2/387, 2/388, 2/389, 2/390, 2/391) (S. Sayısı: 880)
(Devam)
BAŞKAN - Komisyon?..
Yerinde.
Hükümet?.. Yerinde.
Tasarının 5 inci
maddesini okutuyorum:
MADDE 5.- 5084 sayılı
Kanunun 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 6.-
31.12.2008 tarihine kadar uygulanmak üzere 2 nci maddenin (a) bendi
kapsamındaki illerde, 1.4.2005 tarihinden itibaren faaliyete geçen, fiilen ve
sürekli olarak; hayvancılık (su ürünleri yetiştiriciliği ve tavukçuluk dahil),
seracılık, sertifikalı tohumculuk ve soğuk hava deposu yatırımlarında asgari
on; imalât sanayi, madencilik, turizm konaklama tesisi, eğitim veya sağlık
alanlarında ise asgari otuz işçi çalıştıran işletmelerin, elektrik enerjisi
giderlerinin yüzde yirmisi Hazinece karşılanır. Bu orana asgari sayıdan sonraki
her bir işçi için 0,5 puan eklenir. Hazinece karşılanacak oran, organize sanayi
veya endüstri bölgelerinde faaliyette bulunan işletmeler için yüzde elliyi,
diğer alanlarda faaliyette bulunan işletmeler için yüzde kırkı geçemez.
Bu Kanun kapsamındaki
illerde 1.4.2005 tarihinden önce yukarıdaki fıkrada belirtilen alanlarda
faaliyete geçmiş olan işletmeler, 1.1.2005 tarihinden önce ilgili idareye
vermiş oldukları en son aylık prim ve hizmet belgesinde bildirdikleri işçi
sayılarını, 1.4.2005 tarihinden itibaren fiilen ve sürekli olarak; hayvancılık
(su ürünleri yetiştiriciliği ve tavukçuluk dahil), seracılık, sertifikalı
tohumculuk ve soğuk hava deposu yatırımlarında en az yüzde yirmi oranında
artırmaları ve çalıştırılan toplam işçi sayısının asgari on kişiye ulaşması;
imalât sanayi, madencilik, turizm konaklama tesisi, eğitim veya sağlık alanlarında
ise en az yüzde yirmi oranında artırmaları ve çalıştırılan toplam işçi
sayısının asgari otuz kişiye ulaşması halinde, yüzde yirmi oranında elektrik enerji desteğinden yararlanır.
Bundan sonraki her bir işçi için destek oranı 0,5 puan artırılır.
Yararlanılabilecek destek oranı organize sanayi veya endüstri bölgesinde kurulu
işletmeler için yüzde elliyi, diğer alanlarda kurulu bulunan işletmeler için
yüzde kırkı geçemez.
Fiilen ve sürekli olarak
çalıştırılan işçi sayısının tespitinde, aylık prim ve hizmet belgeleri esas
alınır.
Bu maddenin uygulanmasına
yönelik asgari kapasiteleri belirlemeye Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Hazine
Müsteşarlığı, elektrik enerjisi giderlerinin iadesine ilişkin süreleri tespit
etmeye, iadeyi nakden veya mahsuben yaptırmaya ve uygulamanın usul ve
esaslarını belirlemeye Maliye Bakanlığı, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı
ile Hazine Müsteşarlığı müştereken yetkilidir."
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Çorum Milletvekili Feridun Ayvazoğlu;
buyurun. (Alkışlar)
CHP GRUBU ADINA FERİDUN
AYVAZOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz
880 sıra sayılı Teşvik Yasa Tasarısıyla ilgili Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Tabiî, şu ana kadar bu
tasarı üzerinde yapılan görüşmelerde tasarıya dahil edilen illerin adına
konuşan değerli milletvekili arkadaşlarımız memnuniyetlerini, ama, belirli
eksikliklerin de bulunduğunu ifade ettiler. Ben de öncelikle şunu belirteyim
ki: Elbette Çorum İlimizin de bu Teşvik Yasa Tasarısına, teşvikin kapsamına
alınmış olmasından dolayı, Çorum Milletvekili olarak memnuniyetimi bildirmek de
bana düşen görevdir. Bunu belirtirken, elbette bizler, Anayasaya göre, hem
seçilmiş olduğumuz bölgenin milletvekiliyiz hem de Türkiye Cumhuriyeti adına
bütün Türkiye'nin milletvekiliyiz. Çorum adına memnuniyetimizi belirtirken, bu
Teşvik Yasasıyla ilgili geçen yıl kabul edilen 5084 sayılı Yasa 29.1.2004
tarihinde kabul edilmiş ve bugüne kadar da bir yılı aşkın süre geçmiş
bulunmaktadır. Tabiî, bu süre içerisinde teşvikten faydalanan 36 ilin bugüne
kadar o teşvik kapsamından ne derece ekonomik çıkar elde etmiş olduğunu da,
gerekli istatistiki bilgileri ele geçirmek suretiyle öğrenme olanağına sahibiz
hepimiz de. Bunun yanında, o yasa tasarısının görüşülmesi sırasında bizler şunu
ifade etmiştik: Yine gece yarısı bir konuşma yapmıştım ve konuşmamızın peşinden
de önerge hazırlayıp vermiştim. Bu konuşmanın özünde, o zamanki teşvik
kapsamına alınan 36 ilin neden dolayı teşvik kapsamına alındığına bakıldığında,
1 500 dolar ve daha alt sınıra, gayri safî millî hâsılaya erişmiş illerin
alındığı gerçeğinin karşısında, biz, bunun, gerçekten bilimsel verilere dayalı
bir gerekçe ve dayanak olmadığını söylemiştik ve bu yönde bir önerge vermiştik.
Bu önergemiz, Cumhuriyet
Halk Partisi adına imzalayan 6 milletvekili arkadaşımızın önergesi çok açık bir
biçimde şu şekildeydi: Önergeyi verdiğimiz tarih 28.1.2004. "Devlet
Planlama Teşkilatınca hesaplanan 2003 yılı sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi
eksi olan illerde, birinci fıkradaki 1 500 ABD Doları koşulu aranmaz"
şeklindeydi.
Önergeyi verdiğimiz
tarihten bugüne kadar, bakıyoruz, bir yıl üç ayı aşkın bir süre geçmiş. Döndük
dolaştık, bu önerge bir yılı aşkın süre sonra kabul gördü ve hükümet tasarısı
olarak Meclisin huzuruna geldi ve bu şekilde de, 13 ilimiz daha teşvik
kapsamına alınmış oldu. Bu illerin içerisinde, dediğim gibi Çorum İlimiz de
var.
Değerli arkadaşlarım,
şimdi, eğer, bizim söylediklerimiz, muhalefet olarak, o şekilde, o günlerde,
gerçekten kabul görebilseydi, şu anda teşvik kapsamına alınan 13 ilimiz daha
bir yıl üç ay gibi bir gecikmeyle karşı karşıya kalmazdı ve teşvikten
faydalanan illerimizin elde etmiş olduğu kazancı o illerimiz de elde ederdi.
Şimdi, bu 49 ilin yasa
kapsamına alınmasının, yine, bir eksikliği ifade edebileceğini belirtmek
istiyorum. Nasıldır değerli arkadaşlarım; şimdi, 5 inci maddede, elektrik
enerjisindeki, bu teşvik kapsamına alınan illerin, bir noktada avantajları,
gelirleri düzenleniyor. Bunların içerisinde yine düzenlenen, aynı 5084 sayılı
Yasaya göre, Hazineden bedelsiz arsa tahsisi, SSK primlerinin yüzde 100 veya
yüzde 80'inin ödenmesi veya gelir stopajının bu şekilde devlet tarafından
karşılanması şeklindeydi. Peki, bunlar yapılırken, bu gelişmişlik endeksi ile
gayri safî millî hâsılası 1 500 dolar ve daha aşağıda olan illerle her ikisini
bir araya getirdik, bir noktada elma ile armudu topladık, 49 tane yaptık.
Şimdi, geriye kalan illerimizin...
Herkesin, burada çıkan konuşan
milletvekili arkadaşlarımızın söylediği
ortak bir görüş ve sıkıntı var. Burada, gerçekten eşitlik ilkesi ihlal
edildi mi edilmedi mi?! Anayasamızın 10 uncu maddesindeki eşitlik ilkesinin
ihlal edilip edilmediğini bütün arkadaşlarımız sıkıntı şeklinde dile getirdiler
ve haklılar.
Şimdi, bunun için ne
yapılması gerekir; eğer, 81 ilimizden 49 ilimiz teşvik kapsamından
faydalanıyorsa, diğer illerimizin faydalanmayış gerekçelerini nasıl
açıklayabileceğiz?! Birinci durum bu, tespit etmemiz gereken durum bu.
Bir diğer konu, ufkumuzu
biraz daha açalım değerli arkadaşlarım. Bunu neden söylüyorum; hepimiz, Meclis
açıldığından bugüne kadar, 17 Aralıkta düğümlenen ama önü açık kabul edilen
Avrupa Birliği yoluna girmeye, her zaman, her konumda ve platformda iddialı bir
şekilde iddia ettiğimiz ve savunduğumuz bu yolda, Avrupa Birliği ile bizim
ülkemizin şehirlerini, illerini karşı karşıya getirdiğimizde, Avrupa
Birliğindeki kişilerin, vatandaşların elde etmiş olduğu gayri safî millî
hâsılalarla karşı karşıya getirdiğimizde, elbette, Avrupa Birliği karşısında
bütün illerimizin teşvik kapsamına alınacağının da gerçeğini burada vurgulamak
istiyorum.
Elbette, bu ufkun daha
geniş bir şekilde açıklanmasından sonra, ortaya şu durum çıkıyor: Bursa
İlimize, İstanbul İlimize veya İzmir İlimize, en gelişmiş, gayri safî millî
hâsıladan en fazla pay alan iller olan bu illerimize de teşviki aynı oranda mı
uygulayalım; hayır, aynı oranda uygulamak değil, bunları, belirli, eşit bir
şekilde, paylaşımlı bir şekilde, İstanbul'a uygulanacak SSK primindeki yüzde
100'lük artış veya Bursa'ya uygulanacak, SSK primindeki, vergi stopajındaki
yüzde 100 veya yüzde 80'lik avantajın, Hakkâri'ye yüzde 100 olarak uygulanması;
ama, İstanbul'a da yüzde 5 veya yüzde 10 olarak uygulanması şeklindeki bir
oranlamanın yapılması, Anayasadaki eşitlik ilkesi ve burada bulunan belli
milletvekili arkadaşlarımızın da, inanıyorum ki, duygu ve düşüncelerini, manevî
yönden tatmin edebilecek bir yol olurdu; orada yaşayan insanlarımızın ve
hemşerilerimizin de, gerçekten, bu yöndeki ihtiyaçlarını vicdanen yerine getirdiklerine
hepimiz inanırdık diye düşünüyorum.
Şimdi, değerli
arkadaşlarım, Çorum İlimiz -buraya gelindiğinde, herkes, tabiî ki, kendi
ilinden bahsediyor- şimdiye kadar, Türkiye'de konuşulan bir laf vardır, o
zamanın, özellikle, bundan onbeş yıl öncesine
göre söylüyorum "Anadolu Kaplanları" olarak adlandırılan
illerin başlarında gelirdi. Bunun içerisinde Antepimiz vardı, bunun içerisinde
Kayserimiz vardı ve diğer illerimizden çoğu vardı; ama, aradan geçen yıllar
sonra, bu Anadolu kaplanlarının, ne halde, gerçekten dişleri dökülmüş bir
şekilde, kendi halinde, suskun puskun bir şekilde oturduğunu hep gördük,
göregeldik; bundan üzüntü duyduk.
İşte, şimdiye kadar kendi
yağıyla, emeğiyle, il olarak kendisini kanıtlamış Çorum gibi illerimizin, eğer,
bundan sonra, teşvik kapsamına bu şekilde dahil edilerek, bu avantajları elde
etmesine, elde edeceğine, bizler ve sizler katkıda bulunacaksanız, öncelikle,
katkıda bulunacak bütün arkadaşlarımıza, huzurunuzda, teşekkürü, Çorum
Milletvekili olarak borç biliyorum.
O nedenle, buradaki
eşitlik ilkesini yerine getirebilmek için, ortada ve bu yasayla ucu açık bir
hale getirilen, kaçılamayacak bir durumla karşı karşıyadır şu andaki
iktidarımız. O nedenle, az önceki belirttiğimiz somut önerilerin, mutlaka,
bilimsel bir şekilde, belirli bir plan ve proje çerçevesinde ele alınmak
suretiyle, bütün illerimizin, Türkiye'deki 81 ilin de teşvik kapsamına alınması
gerçeğiyle karşı karşıyayız, bundan kaçamayız. Yarın bir gün, bir başka ilimiz
veya illerimiz çıkacak, aynı şekilde, kendilerinin de bu hakka sahip olması
için mücadele verecekler.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Ayvazoğlu,
toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
FERİDUN AYVAZOĞLU
(Devamla) - Küskünlükler olacak, dargınlıklar olacak, memnuniyetlik olacak,
memnuniyetsizlik olacak. O nedenle, bu eşitlik ilkesini gerçekten, Anayasanın
emrettiği şekilde, iller arasında da yerine getirebilmemiz, bu tasarının,
adaletli bir şekilde, daha geniş kapsamlı olarak çıkarılmasını sağlayacaktır ve
vatandaşlarımızın, insanlarımızın memnuniyetini daha da artıracaktır.
Değerli arkadaşlarım,
işsizliğin korkunç boyutlara vardığı bir yerde, eğer biz -az önce dediğimiz-
teşvik kapsamının alanını, ama uygulanabilirlik alanını, sadece sözde, lafta ve
masanın üzerinde kalmamak suretiyle... Hükümet olarak, ben ne yapayım, Teşvik
Yasası istediniz Teşvik Yasasını çıkardım, şu iller dediniz o illeri aldık,
dahası da, alabileceğimiz illerin hepsini aldık deyip, işin içinden çıkmamız
mümkün değildir. O zaman, devlet bu kontrolü kendisi yapacaktır. Hükümet bu
kontrolü kendisi yapıp, devam ettirmek zorundadır. Somut sonuçları alana kadar,
sanayi kesimindeki bu sıkıntıyı aşmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
FERİDUN AYVAZOĞLU
(Devamla) - Sayın Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Ayvazoğlu.
FERİDUN AYVAZOĞLU
(Devamla) - Değerli milletvekilleri, o nedenle, Teşvik Yasasındaki görüş
alanımızın, ufuk olarak daha da geniş bir şekilde, bu eşitlik ilkesi
anlayışından hareketle değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum.
Ayrıca, sanayi
kesimindeki teşvikin... Unutulmasın ki, herhangi bir sektörün, sadece gündeme
geldiğinde konuşulması gereken bir makam ve kürsü olmadığını hepimiz biliyoruz.
O zaman, bununla birlikte, sanayi kesimi ile tarım sektöründeki teşvikin de bir
arada, hep birlikte, çok büyük bir plan ve proje çerçevesinde ele alınıp
yürütülmesinde büyük faydalar olacaktır, somut, olumlu sonuçlar alınacaktır.
Yoksa, mücadeleye ve yarışmaya çalıştığımız Avrupa Birliği ülkelerini
bırakınız, Çin'in bu mal istilasından veya başka ülkelerin fiyatlardaki düşük
ithalatından biz Türkiye olarak, sanayicilerimiz olarak çok büyük acılar
çekiyoruz, çekeceğiz ve çekmeye devam edeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Ayvazoğlu.
FERİDUN AYVAZOĞLU
(Devamla) - O nedenle, Yüce Meclise, bu Teşvik Yasasındaki görüşmelerinden
dolayı bir kez daha teşekkürlerimi Çorum adına sunuyorum; ancak, diğer
illerimiz adına sıkıntıları da sizlerle paylaşmayı görev biliyorum. Saygılar,
sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Ayvazoğlu.
Madde üzerinde, şahsı
adına Niğde Milletvekili Uğur Çetin söz istemiştir.
Buyurun Sayın Çetin.
MAHMUT UĞUR ÇETİN (Niğde)
- Sayın Başkan, Yüce Meclisimizin değerli üyeleri; 5084 sayılı Yatırımların ve
İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Yapılması Öngörülen Değişikliklere
İlişkin Kanun Tasarısı hakkında şahsım adına söz almış bulunmaktayım; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
şu an görüşmekte olduğumuz tasarı, daha önce 5084 sayılı Kanunla Teşvik Yasası
kapsamına alınan il sayısına ilave 13 il, yani teşvik kapsamından faydalanan
iller sayısını 49 ile çıkarmaya yönelik bir tasarıdır.
Bilindiği üzere, yatırım
ve istihdamı teşvik amacıyla bu kapsamda daha önce de birçok kanun uygulamaya
konulmuş; ama, geriye dönüp baktığımızda, esasen yatırımların ve istihdamın
teşviki amacıyla uygulamaya konulmuş bulunan bu kanunların önemli ölçüde
amacına ulaşamadığı ve başarılı olamadığı, özellikle muhalefet partisi
sözcülerimiz tarafından dile getirilmiştir. Bu, doğru bir tespittir, buna
katılıyoruz; ama, bu kadar kısa zaman zarfında, şimdiye kadar çıkarılan kanunlarla
mukayese edildiğinde, en başarılı olanı, 36 ili kapsayan 5084 sayılı Kanundur.
Neden diyeceksiniz. Teşvikte asıl olan, Teşvik Yasasını çıkarmaktan ziyade,
yatırımı yapmak için ülkede gerekli koşulların ve atmosferin sağlanmasıdır.
Burada birinci öncelik, kesinlikle ve kesinlikle, yasayı çıkarmadan önce
ekonomik ve siyasî istikrardır. Zaten, geçmişte çıkarılan teşvik yasalarıyla
mukayese edildiği zaman, bu kısa dönem zarfı içerisinde 5084 sayılı Yasanın
onlara nazaran başarılı olmasının birinci sebebi de, ülkedeki şu an elde
edilmiş olan siyasî ve ekonomik istikrardır.
Türkiye Cumhuriyeti
Devletinin, şu an görüşmekte olduğumuz Teşvik Yasa Tasarısı, ne ilk ne de son
tasarısı olacaktır. Kaldı ki, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 49 uncu maddesi
de, işsizliği önlemeyi ve istihdamı artırmaya yönelik elverişli bir ortamı
yaratmayı, devletin aslî görevleri arasında saymıştır.
Türkiye'de teşvikler,
henüz cumhuriyet kurulmadan, 1913 yılında gündeme gelmiştir. Cumhuriyetin
ilanıyla da, başta Ulu Önder Atatürk'ün talimatlarıyla, 1927 yılında yürürlüğe
giren Teşvik-i Sanayi Kanunu vardır ki, belki, cumhuriyet tarihinin bu konudaki
en geniş kapsamlı ve amacına ulaşan tek teşvik kanunudur. Şu da bir gerçektir
ki, dönemin ve ekonominin konjonktürel yapısına göre teşvik anlayışları ve
kapsamları zaman zaman değişebilir.
22 nci Döneme kadar
Meclisimizde kanunlaşan en son teşvik kanunu, 1998 yılında yürürlüğe girmiş
olan ve 2002 yılı sonuna kadar işe başlayan mükellefler açısından uygulanmış
olan 4325 sayılı Kanundur. 4325 sayılı Kanunda, 22 il Teşvik Yasasından
faydalanırken, daha sonra çıkarılan 5084 sayılı Kanunla, bu kapsam biraz daha
genişletilmiş ve bu sayı 36'ya çıkarılmıştır. İnşallah, bugün kanunlaşmasını
beklediğimiz bu tasarıyla da, bu sayı 49'a çıkacaktır.
Şimdi, kısaca tasarının
neler getirdiğine baktığımızda; her şeyden önce, bu tasarı, istihdamı, ona
bağlı olarak da yatırımları teşvik amacına yönelik olarak hazırlanmış bir
tasarıdır. Ülkemizdeki, hepinizin takdir edeceği yüksek oranlı işsizlik ve
dolayısıyla, işsiz sayısının çokluğu, bu tasarının uygulamaya konulmasındaki
ihtiyacı ve zarureti ifade etmesi bakımından önemlidir diye düşünüyorum.
Hükümetimiz döneminde,
ilk defa, 5084 sayılı Kanunla, gayri safî yurtiçi hâsıla, il bazında fert
başına düşen 1 500 dolar esas alınmak suretiyle, bu miktarın altındaki 36 il
teşvikten istifade ettirilmiştir. Şimdi ise, illerin sosyoekonomik...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çetin,
toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
MAHMUT UĞUR ÇETİN
(Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
... gelişmişlik
düzeylerine göre 13 il daha bu kapsama alınarak, bölgesel teşvik yerine -yani,
Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu Bölgesi yerine- böylesine objektif kriterlere
dayalı, il bazında teşvikler getirilmiştir.
Bir diğer önemli husus
ise, 5084 sayılı Kanunla verilen teşviklerin, nakdî teşvikler değil de,
doğrudan doğruya üretim ve istihdama bağlı teşvikler oluşudur. Geçmişte yapılan
teşviklerde, özellikle nakdî teşviklerin, bazen, kısmen de olsa istismara yol
açıp, yerinde kullanılmadığı ve amacına ulaşılmadığı, hepinizin bilgisi
dahilindedir; ama, 5084 sayılı kanunla getirilen teşvik nakdi teşvik olmayıp,
doğrudan doğruya üretim ve istihdama bağlı bir teşviktir. Bundan dolayı,
diğerlerinden farklıdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; gerekten, son tespit edilen 13 il, Türkiye'de fert başına
düşen 1 500 dolarlık gelir seviyesinin altında kalan...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çetin, lütfen toparlar
mısınız.
MAHMUT UĞUR ÇETİN
(Devamla) - Bitiriyorum, Sayın Başkanım.
Eğer, gerçekten, gayri
safî millî hâsıladan kişi başına almış olduğu pay oranıyla, 1 500 dolar
kriteriyle uzaktan yakından hiç alakası olmayan bir kriterdi. Son getirilen
sosyoekonomik koşullara ilişkin kriter, bu dengesizliği ortadan kaldırıp, gerçekten,
doğru, objektif kriterleri yerine getirdiğinden, 13 ilin daha teşvik kapsamına
alınması, hükümetimizin vermiş olduğu isabetli bir karardır ve bu karardan
dolayı, başta Sayın Başbakanımız olmak üzere, kanunda emeği geçen herkese
teşekkür ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Çetin.
Madde üzerinde, şahsı
adına söz isteyen Hüseyin Ekmekcioğlu, Antalya Milletvekili...
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU
(Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun
tasarısının 5 inci maddesi üzerinde görüşlerimi belirtmek üzere söz almış
bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yatırımların teşviki ve
istihdamın artırılması, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim de temel
hedefimizdir; ama, bu politikaların, belli bir tutarlılık içinde ele alınıp
yasalaştırılması gerekir.
Teşviklerin temel amacı,
kalkınmada öncelikli illerde geliri artırmak, o bölge insanını büyük kentlerin
varoşlarına mahkûm etmemektir. Bu açıdan yoksun olarak hazırlanan tasarı,
maalesef, beklenen amaca hizmetten uzaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu yasa, gelişmekte olan illerimizde sosyal ve ekonomik yaşamı
iyileştirecek, buralarda yaşayan insanlarımıza iş ve aş umudu yaratacaktır. İyi
niyetli bir karar olarak karşımıza çıkan Teşvik Yasasının, özellikle, teşvik
kapsamına alınmayan diğer illerde ve iş dünyasında haksız rekabete yol
açacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Bunun önüne geçebilmek için de,
bölgesel ve sektörel teşvik çalışmaları yapılması gereklidir. Kanun kapsamı
dışında kalan illerimiz için de, daha düşük olsa da, kademeli olarak benzeri
destekler sağlanmalıdır. Böylelikle, başarı cezalandırılmamış, aksine,
ödüllendirilmiş olacaktır.
İlk çıkan ve geliri 1 500
doların altında kalan 36 ili kapsayan Teşvik Yasasının çıkarılmasından bu yana
gelinen süreçte tam anlamıyla istenilenin verilemediği ortadadır. Teşvik
verilen illerimizin teşvikten önceki ve teşvikten sonraki durumlarını
değerlendirdiğimizde 36 ilden sadece birkaçında kayda değer bir değişim
yaşandığı gözlenmektedir; bu değişim yetersizdir.
Görüşmekte olduğumuz 5
inci maddede, bazı sektörlerin teşvik kapsamı dışında, bazılarının da kapsam
dahilinde olması sıkıntıya yol açacaktır. Bu ayırımın ortadan kaldırılması
gerekir. Halihazırdaki yatırımlarını nasıl büyüteceğinin hesabını yapan
sanayici ve işadamları bu ayırımdan dolayı hayal kırıklığına uğramışlardır.
Ülkemizde, yatırım haritası çıkarılmamıştır, sektörel öncelikler
belirlenmemiştir, coğrafî ve iklim koşulları dikkate alınmamıştır. İllerimizin
ve ilçelerimizin gelişmişlik düzeyleri gözardı edilerek sadece fert başına
gayri safî yurtiçi hâsıla tutarını ölçüt almanın yeterli olmadığı, uygulamalar
sonucu bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Teşvik Yasası, sanayici ve işadamlarımız için olduğu kadar
vatandaşlarımız için de önemlidir. İstihdam, Türkiye'nin en büyük sorunlarından
biridir. Türkiye'de, ekonomi, 2004 yılında yüzde 9,9 büyümüştür. Böyle bir
büyüme ortamında yüksek istihdam artışları beklenirdi. Oysa, istihdam artışları
umulanın altında kalmıştır. Yeteri kadar istihdam yaratmayan bir büyüme
yaşanmaktadır. Türkiye ekonomisinde, büyüme, istihdam dostu büyümeye
dönüştürülemediği takdirde işsizlik düşmeyecek, aksine daha yükselecektir.
İstihdam dostu bir büyüme yaratabilmek için de, mutlaka, işgücü piyasasının
istihdam artışını sınırlayan yapısal özelliklerini belirlemek, ardından, bu tür
engellerin aşılmasına yardımcı olacak ekonomi ve yatırım politikalarını
tasarlamak gerekmektedir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde büyük miktarda
iş yaratmanın tek yolu, yeni üretim kapasiteleri geliştirmekten geçmektedir. Bu
kanun teklifi, en az 30 işçi çalıştırma ve yüzde 20 kapasite artırımını
getiriyor; bu, çok ağır bir uygulamadır.
Değerli arkadaşlarım,
bugüne kadar her kurum kendi ihtiyacına uygun veri toplamıştır; ama, bu
verilerin birçoğu başka kurumların ihtiyaçlarına yarayacağı halde bunlardan
istifade edememiştir. Böyle olunca da, teşvik sistemimiz, tümüyle sağlıklı bir
teşvik sistemi olmaktan çıkmıştır. Bunların sonucunda, ülkemiz, yatırım
çöplüğüne dönüşmüştür. Bir tarafta atıl kapasiteler oluşurken, diğer tarafta
üretim açığı ortaya çıkmıştır. Eğer, gerçekten bir sanayi envanterimiz olmazsa,
ne kadar Teşvik Yasası çıkarırsak çıkaralım, sonunda geleceğimiz nokta
hiçbirimizi tatmin etmeyecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın
Ekmekcioğlu, toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU
(Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; mevcut teşvik sistemi kapsamına giren illerimizdeki yatırım ve
istihdam sorununa belki bir nebze çare getirilebilir; ancak, asıl olan, bize
dünyayla rekabette güç kazandıracak uzun vadeli stratejilere dayalı bir teşvik
sisteminin temellerini atmaktır. Bu sayede, hem kaynaklarımızı verimli
kullanabilir hem de yerli ve yabancı yatırımları artırabiliriz. Bunun için,
öncelikle, sanayi envanterine ve buna bağlı olarak yatırım haritalarına ihtiyaç
vardır.
Her ilde sektörel
yatırımı teşvik etmek, zaten kıt olan millî kaynaklarımızın israfına ve atıl
üretim kapasitelerinin oluşmasına neden olacaktır. Yatırım teşvik sistemi,
eskiden olduğu gibi, kaynakların çarçur edilmesine yol açmayan, illerin
gelişmişlik düzeylerine göre kademeli bir geçiş öngören bir yapıdadır. Ayrıca,
kapsama giren illerin yöresel özellikleri ve altyapıları da dikkate alınarak
sektörel bazda bir uygulamaya imkân verecek bir yapıda olmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Ekmekcioğlu.
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU
(Devamla) - Kalkınmamış illerimizi de kalkındıracak bir noktaya getirelim
düşüncesiyle hazırlanan bu Teşvik Kanunu, kendi emeğiyle, çabasıyla kalkınmayı
başarmış olan illeri çok ciddî bir sıkıntıya sokmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
yapanı yıkarak yapamamış olanı kalkındırmayı başaramazsınız. Yapanın
desteklenmeye devam edilmesi gereklidir. Bu tasarı, ekonomide ve yatırım
politikalarında ciddî çarpıklıklara yol açacak durumdadır. Cumhuriyet Halk
Partisi olarak vereceğimiz önergelerin kabulü halinde tasarı kısmen
düzeltilecektir.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Ekmekcioğlu.
Madde üzerinde, 10 dakika
süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Buyurun Sayın Koçyiğit.
MUHSİN KOÇYİĞİT
(Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Sayın Bakanımıza bir soru
sormak istiyorum.
Sayın Bakanım, sözde
teşvik yasalarıyla geri kalmış bölgelerimize yatırımlar bir türlü gitmezken,
mevcut az sayıdaki kamu yatırımlarının da özelleştirme adı altında kapatılması
sonucu işsizlik çığ gibi artarak bölge ekonomisinin çökmesine neden olmuştur.
Üzülerek belirtmek zorundayım ki, bugüne değin çıkarılan teşvik yasaları,
bölgelerarası gelişmişlik farkını ve dengesizlikleri azaltacağına daha da
artırmak suretiyle, bilerek ya da bilmeyerek, âdeta devletin üniter yapısı
altına konulmuş bir saatli bomba gibidir. Bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak
için, geri kalmış bölgelere daha yüksek oranlarda teşviki öngören kademeli
teşvik uygulamasını neden esas almıyorsunuz; açıklar mısınız?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Koçyiğit.
Sayın Tüzün, buyurun.
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) -
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakanımıza iki
sorum olacak. Bunlardan bir tanesi, bu kanun, rekabet kanunlarına ve AB normlarına
aykırı olması yanında, Anayasamızın serbest rekabet hakkını güvenceye alan,
yani 167 nci maddenin birinci fıkrası ile eşitliği güvenceye alan 10 uncu
maddesinin üçüncü fıkrasına da uyarlılık göstermemektedir. Hükümetimiz, bu kanunu
çıkarırken bu maddeyi dikkate almadı mı diye düşünüyorum; birinci sorum bu.
Yani, buna da açıklık getirmek istiyorum. Anayasamızın 167 nci maddesi
"devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve
düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda
fiilî veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler"
diyor. Dolayısıyla, çıkardığımız kanun, bu 167 nci maddenin birinci fıkrasına
tam ters düşmektedir. Bu konuda hükümetimizin ve bakanlığın ne tür önlemi vardır?
Sayın Başkanım, ikinci
sorum ise, bu getirilen Teşvik Yasası, seramik sektöründe 5 tane firmaya yarar
sağlayacaktır. Diğer seramik fabrikaları, yasanın getirdiği avantajları
kullanamayacak ve bu yasadan yararlanamayacaktır. Şimdi aklıma gelen diğer
seramik fabrikalarını söylüyorum: Özellikle Türkiye'de büyük kapasiteye sahip
Ege Seramik, Eczacıbaşı Seramik, Serel, Kale, Söğüt Seramik, Ercan Seramik,
Yurtbay Seramik, Efes Seramik gibi seramik fabrikalarının durumu ne olacak? Bu teşvik
kapsamına giren illerdeki seramik fabrikalarıyla bu fabrikalar nasıl rekabet
edecek? Bunu, Sayın Bakanımızdan ve yetkili organlarından da duymak istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Tüzün.
Sayın Işık?.. Yok.
Sayın Gazalcı, buyurun.
MUSTAFA GAZALCI (Denizli)
- Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Dün Sayın Bakana sorduk;
ama, toptancı bir yanıt verdi. Denizli'nin kendi olanaklarıyla 15 000 000
dolara yaptığı, ondört ayda tüm altyapı ve üstyapılarla hazır hale getirdiği
Çardak Özdemir Sabancı Organize Sanayi Bölgesi destek gören Afyon'a 3 kilometre
uzaklığında. Burası yaklaşık 3 226 000 metrekarelik bir alanda kurulu ve yalnız
iki tesis faaliyet gösteriyor Sayın Bakanım, bu büyük para harcanarak yapılan
organize sanayide. Acaba, Sayın Bakanım, bu 3 kilometrelik yerde bu kadar para
harcanılarak yapılan bu büyük alan bu desteğe girecek mi girmeyecek mi?
Özellikle isim olarak soruyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Gazalcı.
Sayın Bakan, buyurun.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum; müsaade ederseniz,
yazılı olarak cevaplandıracağım.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Madde üzerinde 2 adet
önerge vardır; önergeleri önce geliş sıralarına göre okutacağım, sonra
aykırılıklarına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı yasanın 5 inci maddesinin son paragrafında yer alan "Elektrik
enerjisi giderlerinin iadesine ilişkin süreleri tespit etmeye, iadeyi nakden
veya mahsuben yaptırmaya ve uygulamanın usul ve esaslarını belirlemeye"
ibaresinin "Elektrik enerjisi giderlerinin iadesine ilişkin süreleri
tespit etmeye, iadeyi ilgili ayda mahsuben yaptırmaya ve uygulamasının usul ve
esaslarını belirlemeye" olarak değiştirilmesini arz ederiz.
|
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Mehmet Kartal |
M. Ali Arıkan |
|
Malatya |
Van |
Eskişehir |
|
|
Ensar Öğüt |
|
|
|
Ardahan |
|
BAŞKAN - İkinci önergeyi
okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı tasarının 5 inci maddesiyle değiştirilen 6 ncı maddesine aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Hasan Güyüldar |
Ensar Öğüt |
Mehmet Yıldırım |
|
Tunceli |
Ardahan |
Kastamonu |
|
Esat Canan |
|
Mehmet Kartal |
|
Hakkâri |
İstanbul |
Van |
|
Engin Altay |
Naci Aslan |
Şerif Ertuğrul |
Sinop
Ağrı Muş
Tunceli, Şırnak, Bitlis,
Ağrı, Siirt, Kastamonu, Elazığ, Iğdır, Ardahan, Bayburt, Sinop, Gümüşhane,
Bingöl, Muş, Erzincan, Hakkâri ve Van İllerinde bu kanuna göre yapılacak
yatırım nedeniyle alınacak banka kredisine tahakkuk ettirilecek faizin yüzde
50'si hazinece ödenir. Bu konuyla ilgili usul ve esaslar Hazine Müsteşarlığınca
belirlenir.
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Güyüldar.
HASAN GÜYÜLDAR (Tunceli)
- Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bizler burada bu kanunla neyi
amaçlıyoruz; her yönüyle sosyal ve ekonomik yapısı çökmüş, köyleri boşaltılmış,
göçten nasibini almış, hayvancılığı ve tarımı bitme noktasına gelmiş, herkesin
işsiz olduğu bu bölgelerde, bu illerde yatırımcıyı teşvik etmek, üretime dönük
bir çalışmayla bu bölgeleri, bu illeri kalkındırmaya yönelik bir çalışma
yapmaktır buradaki amacımız.
Değerli arkadaşlarım, bu
yasa bu haliyle çıkarsa bu iller faydalanamaz; yatırımcı buraya gelmez. Bu
yasayla, 30 işçiyi çalıştırmayı amaçlayan bu kanunla, bu illerimiz buradan
faydalanamaz; çünkü, Malatya, Kahramanmaraş dururken; Trabzon, Düzce, Afyon,
Uşak dururken, haklı olarak, yatırımcı, ne Tunceli'yi düşünür ne Şırnak'ı ne de
Hakkâri'yi. Bitlis'i, Siirt'i, Ağrı'yı düşünen yatırımcı ben de olsam buraya
yatırım yapmayı düşünmem.
Sayın milletvekilleri, bu
yasanın bu haliyle burada kalkınma olamayacağına göre, göçten dolayı, göç etmiş
vatandaşlarımız, büyükşehir varoşlarında gasp, hırsızlık, yoksulluk, ayrımcı
milliyetçilik, sosyal ve kültürel erozyonla yaşama devam edecek, işsizlik ve
yoksulluk bitmeyecek, ülkemizde sıkıntılar böylece katmerleşecek.
Kış şartlarının ağır ve
uzun sürdüğü, altı aya kadar sürdüğü, en ufak bir malzemenin dışarıdan,
Marmara'dan, yani İstanbul'dan getirtildiği, nakliyenin, ulaşımın pahalı ve
riskli olduğu bu illerde, elbette ki, yatırım yapan bir yatırımcı burada
kalifiye eleman arar, işçi arar; maalesef, umduğunu bulamaz. Dolayısıyla, haklı
olarak bu illere yatırımcıyı çekebilmek için ek bazı imkânlar sağlamaya ihtiyaç
vardır.
Sayın milletvekilleri,
dün Sayın Bakanıma burada cevaplandırmak üzere bir soru yöneltmiştim, maalesef,
cevabını alamadım. Sayın Bakanımın cevaplandırması hususunda, tekrar burada
yinelemek istiyorum. Örneğin, Tunceli İlimizde, özel sektöre ve devlete ait bir
yatırımın olmadığı, köylerin boşaldığı, nüfusun yüzde 60'ının göç ettiği ve
herkesin işsiz olduğu, Türkiye'deki iller sıralamasında sanayi kolunda,
ticarette, imalatta, tarımda 79 uncu olduğu; yani, sonuncu olduğu bu ilde ve
buna benzer olarak Şırnak'ta, Hakkâri'de, Ağrı'da böyle bir ortam olduğuna göre
ve siz, bu illeri, Kahramanmaraş İlimizle, Malatya'yla, Düzce'yle, Çorum'la bir
tutuyorsunuz. Sayın Bakanım, bu, hakkaniyet ölçüsüne ve adalete sığmayacağına
göre, ek bir tedbir almayı düşünüyor musunuz? Bu önergeyi de, bir ek tedbir
olarak değerlendirmenizi ben bekliyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Güyüldar.
HASAN GÜYÜLDAR (Devamla)
- Bu fıkrayla, AK Partili sayın milletvekillerinin destek vermesi halinde, bu
illerin makûs talihini, sizlerin oyuyla yenmiş oluyoruz.
Bu yasanın ülkemize
hayırlı olması dileğiyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Güyüldar.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı yasanın 5 inci maddesinin son paragrafında yer alan "elektrik
enerjisi giderlerinin iadesine ilişkin süreleri tespit etmeye, iadeyi nakden
veya mahsuben yaptırmaya ve uygulamanın usul ve esaslarını belirlemeye"
ibaresinin "elektrik enerjisi giderlerinin iadesine ilişkin süreleri
tespit etmeye, iadeyi ilgili ayda mahsuben yaptırmaya ve uygulamasının usul ve
esaslarını belirlemeye" olarak değiştirilmesini arz ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu
konuşacak mısınız?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Evet, Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Komisyonumuz ve
Hükümetimiz önergemize katılmadı. Ben, bir şey istemiyorum; ama, şunu diyorum:
Burada yatırım yapan, bir kişi çalıştıran, dürüst sanayicinin, yatırımcının
önünde saygıyla eğilirim. Gelin, bunu ters çevirin. 5084 sayılı Kanun yürürlüğe
girdi. Sayın Bakanım, 100 kişinin çalıştığı bir fabrikada ayda 150 milyar lira
elektrik parası ödeniyor. Önce, gidiliyor, bu 150 milyar lira ödeniyor TEDAŞ'a;
yani, hiçbir ayrıcalık gösterilmiyor. Kaç lira elektrik faturası geldiyse,
yatırım indiriminden, enerji indiriminden yararlanmayacak şekilde, götürüp
yatırıyor. Deniliyor ki: "Yüzde 50'sini iade edeceğim." Daha sonra,
önce valiliğe, valilikten ilgili ticaret odasına, ticaret odasından Teşvik
Uygulamaya, Maliye Bakanlığına... Geçen yıl mart ayında ödenen elektrik
faturaları, ekim ayında yatırımcıya geri ödendi. Yazıktır bu insanlara. Gelin,
bu şeyi ters çevirelim. Bu insanlara güveniyoruz, bu insanlara inanıyoruz,
yüzde 50'sini geri veriyoruz; bunu, bu insanlardan almadan, yarısını al, yine
incele; eğer bir hata yapıyorsa, bir yanlış yapıyorsa da 3 kat cezasıyla al
ama. Önce bu parayı bu insanlardan alıyorsun, altı ay sonra, sekiz ay sonra
iade ediyorsun. Bu insanlara inanalım; mademki, böyle, 100 kişi çalıştıran bir
kurum ayda 150 milyar lira ödüyor. Çok zor koşullar altında bu insanlar savaş
veriyor. Mademki böyle bir uygulama var; yüzde 50'sini baştan, eğer teşvik
belgesi alınmışsa, bu teşvik belgesine tabi ise bu kurum, bu yasaya girmişse,
belli bu insanlar "bu kurumdan ben yüzde 50'sini alacağım" diyorsun,
bu yetkiyi veriyorsun bu firmalara; gel yarısını al. Yine, aynı şekilde,
belgesini, bilgisini versin, yine incelet, yine aynısını yap. Yani, neden, bu
insanlardan önce tümünü alıyoruz da, altı ay sonra, sekiz ay sonra, bu
insanlara iade ediyoruz?! Bizim istediğimiz bu, bir finansman kolaylığı
sağlayacağız bu insanlara. Bu insanlar çok zor koşullar altında savaş veriyor.
Gelin, bu önergemiz doğrultusunda, destek verin bu insanlara. Yani, teşvik
diyoruz; ama, sekiz ay sonra yerine getirilen teşvik ne işe yarar arkadaşlar?!
Mart ayında ödenen elektrik faturaları, taa eylül ayında, ekim ayında iade
ediliyor. Burada istediğimiz bu, çok büyük bir şey istemiyoruz. Tamam, bu kanun
hükmüne tabi firmalarda -belli bu firmalar- yarısını baştan tahsil edelim,
incelemeyi yine yapalım, hak etmişse "tamam, hak ettin" diyelim; ama,
paranın tümünü baştan almayalım; bunu istiyoruz. Özellikle güneydoğuda ve
doğuda, Türkiye'nin her yerinde, bu kanundan kim faydalanıyorsa -para çok
önemli, finansman çok önemli- bu insanlara finansman kolaylığı sağlayalım
arkadaşlar. Ben, hepinizin desteğini bekliyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Aslanoğlu.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
6 ncı maddeyi okutuyorum:
MADDE 6.- 5084 sayılı
Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (a), (c), (d) ve (h) bentleri
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki (i) ve (j) bentleri
eklenmiştir.
"a) 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 4734
sayılı Kamu İhale Kanunu ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan
hizmet ve yapım işlerinin gerçekleştirilmesine yönelik faaliyetler hakkında 3,
4 ve 6 ncı madde hükümleri uygulanmaz.
c) 29.1.2004 tarihinden
sonra özelleştirme kapsamında devir alınan işletmeler hariç olmak üzere, mevcut
ve faaliyette bulunan işletmelerin devredilmesi, birleşmesi, bölünmesi veya
nevi değiştirmesi gibi haller 3, 4 ve 6 ncı maddelerin uygulamasında yeni işe
başlama olarak değerlendirilmez.
d) Kapsama dahil olan
illerde bulunan iş yerleri dolayısıyla birden fazla aylık prim ve hizmet belgesi verilmesi durumunda işçi sayısı olarak, 6 ncı madde uygulamasında
ilgili işkolu veya sektörde faaliyet gösteren işletmelere ilişkin bordrolardaki
işçi sayısının toplamı dikkate alınır. Mevcut bir işletmenin kapatılarak
değişik bir ad veya unvan ya da bir iş birimi olarak açılması halinde, bu
faaliyetle ilgili olarak bu Kanun hükümleri uygulanmaz.
h) Bu Kanun kapsamına
giren illerde 31.12.2007 tarihine kadar tamamlanan yeni yatırımlar için 3, 4 ve
6 ncı maddelerde yer alan destek ve teşvikler, bu maddelerde yer alan sürelere
bakılmaksızın yatırımın tamamlandığı tarihi izleyen beş yıl süresince
uygulanır.
i) Bu Kanun kapsamındaki
yatırımlarla ilgili olarak yatırıma başlama ve yatırımın tamamlanmasına ilişkin
usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı müştereken yetkilidir.
j) Bu Kanun kapsamındaki
illerde bulunan işletmelerden, bu Kanunda düzenlenen destek unsurlarından diğer
ilgili mevzuat uyarınca yararlanmakta olanlar; aynı dönem için ve mükerrer
olarak, bu Kanunla sağlanan destek
unsurlarından ayrıca yararlanamaz. Bu durumda, işletmelerin tercihleri dikkate
alınmak suretiyle uygulama, destek unsurlarından sadece biriyle sınırlı olarak
yapılır."
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen, Vedat Yücesan. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın Yücesan, aynı
zamanda, şahsınız adına da söz istediğiniz için, süreniz 15 dakikadır.
Buyurun.
CHP GRUBU ADINA MEHMET
VEDAT YÜCESAN (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 880 sıra sayılı
kanun tasarısının 6 ncı maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun ve
şahsımın görüşlerini belirtmek üzere söz almış bulunuyorum; konuşmama
başlamadan önce, Grubum ve şahsım adına Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bilindiği gibi, 5084
sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun, 29 Ocak 2004 tarihinde Yasalaşmıştır. Kanun, millî
geliri 1 500 dolar veya daha az olan 36 ilimizde vergi ve sigorta primi
teşviklerinin uygulanmasına, enerji desteği sağlanmasına ve yatırımcılara
bedelsiz arsa ve arazi tahsis edilmesine yönelik düzenlemeleri içermekteydi.
Bugün görüştüğümüz kanun tasarısıyla, 5084 sayılı Kanunda değişiklik yapılmakta,
teşvik kapsamına giren il sayısı 49'a çıkarılmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; üretimin, yatırımın önünü açmak, işsizliği azaltmak için
teşvik uygulamak doğru bir yaklaşımdır. Dünyada birçok ülke de, farklı
nedenlerden dolayı çeşitli sektörlerde teşvik uygulamalarını benimsemekte, bu
uygulamalardan olumlu sonuçlar elde etmektedir. Teşvik uygulamalarıyla olumlu
sonuçlar elde edileceğine ilişkin beklentiler, yatırımı ve istihdamı teşvik
için çıkarılan bu tür kanunların ülke çapında kabul görmesini, sevinçle
karşılanmasını sağlar.
Değerli arkadaşlarım,
maalesef, ülkemizde çıkarılan Teşvik Yasası, bir sevinç kaynağı olmaktan çok
uzaktadır. Sevinç kaynağı beklerken, üzüntü kaynağı oluşmuştur. Teşvik
kapsamına alınan iller olsun, teşvik kapsamına alınmayan diğer iller olsun,
kamuoyunu oluşturan tüm kesimlerin yasaya yönelik tepkileri çığ gibi
büyümektedir. Diğer taraftan, Teşvik Kanununa karşı olanlar arasında, bu kanunu
getiren İktidar Partisine mensup değerli milletvekili arkadaşlarımız da
bulunmaktadır. Neden Teşvik Yasası eleştiri bombardımanına tutulmuştur? Neden
teşvik kapsamına alınsın veya alınmasın, tüm iller feryat etmektedir? Neden
Teşvik Yasası sevinç kaynağı olmak yerine, tedirginlik kaynağı haline gelmiştir?
Çünkü, Teşvik Yasasıyla, iller arasında haksız rekabet ortamı yaratılmaktadır
ve bu durum, büyük sıkıntıların ve olumsuzlukların yaşanmasına neden olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; her ne kadar teşvikin verilmesindeki amaç, bölgesel gelişme
olarak ifade edilse de, yasayla, hem doğu illerine hem de batı illerine
teşvikler verilmiştir. Böylece, bölgesel dengesizliği gidermek bir yana, söz
konusu uçurum daha da derinleştirilmiştir.
Şimdi, sormak istiyorum
değerli arkadaşlarım: Sizler yatırımcı olsanız, Şırnak, Mardin, Batman ya da
Erzurum'a mı yatırım yaparsınız, buraları mı tercih edersiniz; yoksa, altyapısı
hazır, gelişmiş, Düzce, Kahramanmaraş veya Afyonkarahisar İllerine mi yatırım
yaparsınız; tabiî ki, Düzce'ye gidersiniz, Afyonkarahisar'a gidersiniz.
Teşvik Yasası, mevcut
haliyle, istenilen ve beklenilen amaçlara ulaşmaktan çok uzaktır. Hazine
Müsteşarlığı verilerine göre, yasanın, birkaç il hariç, hedefe varmaktan ne
kadar uzak olduğu açıkça ortaya konulmaktadır.
Hazine Müsteşarlığı
verilerine göre, Teşvik Yasasının çıkarılmasından itibaren, yatırımlar, eskiden
olduğu gibi, yine, batı bölgelerinde yoğunlaşmıştır. 2004 Şubat-2005 Şubat
dönemi verilerine göre, bazı illerimizde gerçekleştirilen yatırım adetleri şu
şekildedir: Düzce 54 yatırım, Afyonkarahisar 39 yatırım, Uşak ise 38 yatırım
almıştır. Buna karşılık, Ağrı 9 yatırım, Siirt 8 yatırım, Bingöl ve Kars 5
yatırım, Bitlis 4 yatırım, Hakkâri ve Ardahan ise 3 yatırım çekebilmiştir. Muş
ve Bayburt ise 1'er yatırım almıştır. Bölgeler arasındaki dengesizliği
gidereceği söylenen yasanın ardından yatırımların dağılımı bu şekilde
seyretmekte. Tablonun vahameti ortadayken, bu yasanın olumlu karşılanması
mümkün olur mu değerli arkadaşlarım?!
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yatırımı teşvik etmenin yanı sıra, yasanın önem arz eden bir
diğer amacı, istihdamın artırılmasını sağlamaktır. Üzülerek belirtmek istiyorum
ki, işler Sayın Bakanın söylediği gibi değildir. Teşvik Yasası istihdamı
artırma amacı bakımından da başarısız olmuştur. Teşvik Yasasının kaç kişiye iş
imkânı sağladığına, istihdam sağladığına baktığımız zaman şu vahim tabloyla
karşı karşıya kalıyoruz: Teşvik Yasasıyla Kars'ta 162 kişilik, Ardahan'da 70
kişilik, Bayburt'ta 49 kişilik, Bingöl'de 58 kişilik, Muş'ta 15 kişilik yeni
istihdam olanakları yaratılmıştır. Bu rakamlara karşılık, Malatya'da 4 539,
Düzce'de 3 736, Osmaniye'de 2 188 kişilik istihdam yaratılabilmiştir. Görüldüğü
gibi, yasadan beklenen sonuç da elde edilememiştir.
Yasanın mimarları
"bölgesel kalkınma" kavramını doğru uygulamışlar mıdır? Doğudaki
insanlarımız ile batıdaki insanlarımız arasındaki uçurum bu şekilde
kapatılabilir mi değerli arkadaşlarım; takdirlerinize sunuyorum. Ulus olarak
hepimizin öncelikli görevi az gelişmiş illerimizi kalkındırmaktır. Doğuda
yaşayan insanımızın yaşam standartlarını bu şekilde yükseltebilmemiz mümkün
müdür değerli arkadaşlarım?
Temsil ettikleri il
teşvik kapsamına girmiş olsun veya olmasın, ticaret ve sanayi odaları
başkanları bu yasalardan dert yanıyorlar değerli arkadaşlarım.
Değerli başkanların
görüşlerini sizlere aktarmak istiyorum: Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
"5084 sayılı Yasa Van'a hiçbir şey kazandırmadığı gibi, kaybettirdi. 10
yatırımcının bize sözü vardı; hem de İstanbul'dan, Bursa'dan gelecek önemli
yatırımcılardı. Teşvik kapsamı açıklandıktan sonra yatırımcılar yön değiştirdi.
Şimdi, hiçbirinin aklına gelmiyor. Batıya, Düzce'ye, Afyon'a, Uşak'a
gitti" diyor.
Bu arada, Siirt Ticaret
ve Sanayi Odası Başkanı "uygulamaya geçildikten sonra ilimize ciddî bir
yatırımcı şu ana kadar başvurmadı. 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki Hakkında Kanunun çıkarılması kayda değer bir kazanım sağlamadı"
diye yakınırken, Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı "Teşvik Yasası,
bölgemizde, gelişmiş birkaç ili sevindirebildi. Şırnak ile Osmaniye'yi aynı
kefeye koyduğumuz zaman, yatırımcı hiçbir zaman Şırnak'a gelmez" diyor.
Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı "bu yasayla, ilimizde ciddî
anlamda hiçbir yatırım olmadı. Ayrıca, enerji desteğinin 30 kişilik istihdama
ulaşmasıyla gerçekleşmesi, istihdam gücünü artırması mümkün olmayan firmaların
enerji maliyetlerini yükselteceğinden, bu firmalardaki mevcut istihdamın işini
tehlikeye sokacaktır" diyerek, yasanın başka bir sakıncasını dile
getiriyor.
Bu örnekler dışında,
teşvik kapsamına giren diğer illerin ticaret ve sanayi odalarının da, Teşvik
Yasasının, hatalı ve yanlış ve işlevselliği olmayan bir şekilde ortaya
konulduğunu belirten açıklamaları bulunmaktadır.
Değerli arkadaşlarım,
Teşvik Yasası muhaliflerinin sayısının ülke genelinde azımsanmayacak boyutlara
ulaşması, bir şeylerin yanlış olduğunun göstergesidir. Yanlışlardan ve
hatalardan dönmek için ilgili kesimlerle yakın işbirliği yapılmalıdır. Teşvik
uygulamaları seçici bir niteliği haiz olduğu takdirde ekonomiyi
canlandıracaktır. Aksi halde, beklenilen amaçlara ulaşmak mümkün değildir.
Değerli arkadaşlarım,
mevcut uygulamada, kapsama alınan illerde sektör ayırımına gidilmeden tüm
yatırımlar teşvik edilmektedir. Bu anlayış, kamuda atıl kalan yatırımlara
benzer bir şekilde, özel sektörde verimsiz yatırımların yapılmasına yol
açacaktır.
Değerli arkadaşlarım,
örneğin, mevcut un fabrikaları çok düşük kapasiteyle çalışırken, yeni un
fabrikaları için teşvik getirmenin mantıklı bir izahı yoktur diyorum. Daha önce
ifade ettiğim gibi, bu, teşvik kapsamındaki iller ve sektörler arasında haksız
rekabete neden olmaktadır. Teşvik kapsamı dışında bırakılan Eskişehir İlindeki
bir tekstil işletmesi ile teşvik kapsamındaki komşu illerin herhangi birinde
kurulacak bir tekstil işletmesini ele alalım. Komşu iller teşvik kapsamında yer
aldığı için, bu illerde kurulacak olan veya kurulu olan tekstil işletmesi,
Eskişehir'de kurulu tekstil işletmesinden daha ucuza enerji alacak, işçilik
maliyetleri daha ucuz olacak ve daha az vergi ödeyecektir. Bu kolaylıklarla,
toplam maliyetlerde yüzde 50'lere varan oranda düşüş kaydedeceklerdir. Bu
kapsamla, buna karşılık, teşvik kapsamında yer almayan, Eskişehir'deki veya
herhangi bir ilimizdeki işletme, hangi projeyi ortaya koyarsa koysun, hangi
üretkenliği sağlarsa sağlasın, maliyetlerini, ancak yüzde 2 veya yüzde 3
düşürebilir. Maliyetlerinin yüzde 40, yüzde 50 oranına düşürülmesi mümkün
değildir. Bu şartlar altında, siz, bu iki işletmeye "haydi bakalım,
rekabet edin" diyeceksiniz.
Değerli arkadaşlarım, bu,
şuna benziyor: İki kişiyi güreştireceksiniz; ama, güreşe başlamadan önce,
güreşçilerden birinin elini, kolunu, bacağını sıkıca bağlıyorsunuz ve bu işi
de, tarafsız olması gereken, iki tarafa da aynı uzaklıkta olması gereken hakem
yapıyor, sonra da haydi, güreşe başlayın diyorsunuz. Değerli arkadaşlarım, bu
güreşin sonucunun adil olduğunu söylemek mümkün müdür?
Bu nedenle, yatırım
teşvik sistemi oluşturulurken, iller ve ilçelerin özellikleri ile sektörel ve
bölgesel gerçekler gözönüne alınmalıdır. Yapılması gereken, sektörlere,
bölgelere göre özel teşvikler verilmelidir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yasayla ilgili önem arz eden bir diğer önemli husus,
benimsenen teşvik kriterleriyle ilgilidir. Teşvik kriteri olarak, dört sene
önceki rakamlar kullanılmaktadır. İl bazında, aradan geçen dört seneye rağmen,
yeni millî gelir rakamlarının halen açıklanmamış olması, ayrı bir muammadır
değerli arkadaşlarım. Teşvik, yanlış kriterlere dayandırılarak uygulanırsa,
hedeflenen amacın ötesinde, istenmeyen olaylara, gelişmelere sebebiyet
verebilir.
Teşvik Yasasının
dengesizliklere neden olacağına dair çarpıcı örneklerden biri de, seramik
sektörüdür. Getirilen Teşvik Yasası, seramik sektöründeki 5 firmaya yarar
sağlamaktadır. Sektördeki diğer firmalar ise, yasanın getirdiği avantajlardan
yararlanamadığı gibi, seramik firmaları arasında haksız rekabetler
yaşanacaktır. Haksız rekabet, doğal olarak sektörel kavgaların başlamasına
sebep olacaktır. Bir başka ifadeyle, Teşvik Yasası, 200 000 kişiye istihdam
sağlayan sektörün çöküşünü başlatacaktır.
Tüm bu söylemler,
feryatlar, sektörler ve iller arasında devlet eliyle haksız rekabet
yaratıldığının en açık ifadesidir. Teşvik Yasasıyla, hükümetin, iller,
sektörler içerisinde adaletli bir yarış, rekabet ortamı yaratması gerekirken,
bunun tam zıddı yapılmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yücesan,
toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
MEHMET VEDAT YÜCESAN
(Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; teşvik uygulamalarının temelinde kaynakların ülke ekonomisi
açısından daha yararlı olacak alanlara yönlenmesi yatmaktadır. Bu amaca ulaşmak
için yeni, üretken ve ülkeye faydası olacak bir teşvik yasasının ortaya
konulması zarurîdir.
Mevcut yasa, ülke
ekonomimize yarardan çok zarar getirecektir. İhtiyacımız olan, illerin,
ilçelerin özellikleri gözönüne alınmak suretiyle sektörel ve bölgesel bazda
teşvik uygulayacak ve iller arasında oluşacak haksız rekabetin önüne geçecek
bir yasadır. Bu amaç doğrultusunda kolektif bir aklı ortaya koymalı ve
yaratacağımız sinerjiyle, sadece bazı illerimizi değil tüm yurdumuzu
kucaklamalıyız.
Sanayi ve ticaret
camialarını yakından tanıyan bir arkadaşınız olarak tespit ve görüşlerimin
dikkate alınmasını temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN- Teşekkür ediyorum
Sayın Yücesan.
Madde üzerinde şahsı
adına söz isteyen Konya Milletvekili Halil Ürün.
Buyurun Sayın Ürün.
HALİL ÜRÜN (Konya)- Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan Teşvik Yasası Tasarısının 6
ncı maddesi üzerinde kişisel görüşlerimi sizlerle paylaşmak üzere söz almış
bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Ülke kalkınmasını Türkiye
sathına eşit olarak yaymak için kalkınmada öncelikli illere teşvik sağlamak
hepimiz için aslında -yapılması gereken bir husustur- bir görevdir. 36 ili
teşvik kapsamına alan yasadan sonra bu tasarı kanunlaştığı takdirde -ki,
kanunlaşacağına inanıyorum- bu sayı 49'a ulaşacaktır. Bu, gerçekten hepimizi
mutlu eden, hepimizi memnun eden bir husus. Bunun ne kadar etkili olacağını
kanunun uygulamasını müteakip göreceğiz. Altyapısı tamamlanmış olan illerimizde
uygulamada bir sıkıntı doğmayacaktır; ancak, sanayi altyapısı eksik olan
illerimizde, takdir edersiniz ki, bu teşvik daha az etkili olacaktır.
Temennimiz hepsinde de etkili olmasıdır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; sosyoekonomik gelişmişlik endeksi pek çok kriterin
ortalamasından oluşuyor. Çevresindeki pek çok il bu kapsamda olduğu halde
kendisi teşvik kapsamına girmeyen 32 il var, Konya da bu illerin arasında.
Görüşülmekte olan yasa
tasarısıyla 49 ilimiz teşvik kapsamına alınıyor. Bunu kişisel olarak doğru
buluyorum ve destekliyorum; ancak, Konya, Kayseri, Gaziantep ve benzeri iller
için farklı; ancak, etkili alternatif teşvik modelleri uygulanabilir. Örneğin,
Konya il nüfusunun yarısı Konya merkezde yaşamaktadır. Konya, sanayi
altyapısına fazlasıyla sahiptir. Bu altyapının değerlendirilmesi ve bu
altyapıya iş gördürülmesi Türkiye'nin yararınadır, ülkemizin yararınadır.
Dolayısıyla, bu yüzden, daha özel sanayi sektörünü bünyesinde barındıran
endüstri bölgesinin Konya ve benzeri illerde ihdası ve buralara özel teşvik
sağlanması Konya milletvekilleri olarak hepimizin talep ve temennisidir. Bu yolda
sanayi odamızın resmî başvurusu da vardır. Bunun Bakanlar Kurulu kararıyla
kesinleşeceğini biliyorum; sayın hükümetimizden de bu konuda inisiyatif
kullanmasını, Konya ve benzeri diğer illerimizi gözardı etmemesini arz
ediyorum.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Konya aynı zamanda Ankara'yla hudut komşusudur. Yine
beklentimiz, Ankara'nın kamu yatırımlarından aldığı pay kadar Konya'ya da pay
ayrılması; Konya'nın bunu fazlasıyla hak ettiğini burada ifade etmek istiyorum.
Konya, 3 organize
sanayiin yer aldığı, sanayi altyapısı kadar sanayi tecrübesi ve bilgi birikimi
olan bir ilimiz. Buna, ülke yararına iş gördürülmesi ve bu konudaki
çalışmaların yürütülmesi, hepimizin üzerinde hassasiyetle duracağımız bir husustur.
Konya ve benzeri iller
ile teşvik kapsamına alınan iller arasındaki makasın daha fazla açılmaması
için, buralarda yatırım iklimi oluşturulması, hükümetimizin Konya'ya ilişkin
olarak yatırım programına aldığı hızlı tren, mavi tünel, bölünmüş yollar,
sağlık ve eğitim yatırımları, yeni bir bölge havaalanının yapılması ve tarımsal
desteklerin artırılması ve süratlenmesi de ülke yararınadır, Konyalının da
hakkıdır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; yeri gelmişken, tasarıya ilişkin bir teklifimi de, burada,
sizlerle paylaşmak istiyorum; kalifiye teknik elemanın yeterli sayıda bulunduğu
Konya ve teşvik alamayan diğer iller için bir teklifimdir. Teşvik almamış
illerden yapılacak ihracatta, o illerin firmalarının KDV iadesinin artırılması,
kısmen de olsa, teşvik alan iller ile alamayan iller arasındaki dengesizliği
telafi edecektir kanaatindeyim.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Ürün,
toparlar mısınız.
Buyurun.
HALİL ÜRÜN (Devamla) -
Toparlıyorum Sayın Başkan.
Bu hususu hükümetimizin
bilgisine ve değerlendirmek üzere takdirine sunuyorum. Umuyorum ki, ciddîye
alınır, ülke kalkınmasına da hız katar.
Teşvik kapsamına
alınmayan pek çok ilimizde, örneğin, Konya'da, atıl konumda olan çok sayıda
tesis vardır. Bunlar, ölü yatırım olarak beklemektedir ve millî servettir. Bu
tesisler de, bir şekilde, yatırım amaçlı, üretime yönelik olarak kullanılmayı
beklemektedir.
Teşvik verilen illerin
altyapısı tamamlanmamış olanlarında, süratle merkezî yönetim ve yerel
yönetimlerin bu temel yatırımları tamamlamaları gerekir.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; sözlerimi bağlarken, bu yasa tasarısının, kapsamına giren
illere yararlı yatırımları süratle kazandırması dilek ve temennilerimi arz
eder, kapsama dahil edilmeyen illerin sanayi altyapısı ile tecrübelerinin
gözardı edilmeden değerlendirilmesini de temenni eder; saygılar sunarım. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Ürün.
Madde üzerinde 10 dakika
süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Buyurun Sayın Koçyiğit.
MUHSİN KOÇYİĞİT
(Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Sayın Bakanıma bir soru sormak
istiyorum.
Sayın Bakanım, Hakkâri
ile Düzce'yi, Diyarbakır ile Afyonkarahisar'ı ve Ardahan ile Uşak'ı aynı Teşvik
Yasası kapsamına alırsanız, yatırımlar, elbette Hakkâri, Diyarbakır ve Ardahan
yerine, gelişmiş ve altyapı sorunu olmayan Düzce, Uşak ve Afyonkarahisar
İllerine doğru kayacaktır. Nitekim, 5084 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden
sonra, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yatırım kararı almış olan pek çok
yatırımcı, bu kararlarını iptal etmek suretiyle yatırımlarını gelişmiş batı
bölgesindeki illere doğru kaydırmıştır. Yani, bu teşvik yasaları, asıl
amaçlarının tersine, bölgelerarası dengesizlikleri gidereceklerine, daha da
artırmak suretiyle makasın açılmasına neden olmuştur. Sayın Bakanım, Meclis
gündemine makası gerçekten kapatacak yeni bir teşvik yasası tasarısı getirmeyi
düşünüyor musunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Koçyiğit.
Sayın Akın, buyurun.
HARUN AKIN (Zonguldak) -
Sayın Başkan teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, biraz
sonra, bu tasarının Meclisimizde görüşülmesi sona erecek ve kanunlaşacak. Bütün
uyarılarımıza rağmen, kendi partinizin milletvekillerinin de uyarılarına
rağmen, hiç kimseyi dinlemediniz ve kalkınmada öncelikli iller, Zonguldak,
Karabük, Kırıkkale, Samsun bu kapsam dışında kaldı.
Şimdi, ben şunu ortaya
koymak istiyorum: Bugün, Karabük İli, Zonguldak İli... Yani, Karabük'ten
Kardemiri çıkarırsanız, Zonguldak'tan Erdemir ve TTK'yı çıkarırsanız, 1 000
doların altına düşer. Bunu anlatamadık ve bölgede, şu anda çok ciddî bir
sıkıntı var. Zonguldak, Karabük ve Bartın, zamanında aynı ildi; şimdi, Çaycuma
İlçesinin de Bartın'a bağlanacağı söyleniyor, yarın bu istek Karabük'ten de
gelecektir. Yani, ben de o yörenin milletvekiliyim, Karabük'ün de, Bartın'ın
da, Zonguldak'ın da milletvekili sayılırım. Bölgeden, çok sayıda telefon da
geliyor. Sayın Bakan, şimdi, bu bölgeyi, bir rahatlatmak lazım; yani, ben,
bununla ilgili, gerçekten çok rahatsızım. Bu utancı yaşamak istemiyorum; yani,
Çaycuma İlçesinin Karabük'e bağlanması, yarın, Karabük'ün Bartın'a bağlanması
isteğiyle karşılaşmak istemiyorum. Organize sanayi bölgeleriyle ilgili önerge
verdik, kabul etmediniz; sektörel teşvik dedik, kabul etmediniz.
BAŞKAN - Sayın Akın,
sorunuzu sorar mısınız.
HARUN AKIN (Zonguldak) -
Lütfen, bu bölgeyi rahatlatıcı, Karabük'ü, Bartın'ı, Zonguldak'ı birbirine
düşürmeyecek, rahatlatıcı bir şey söylerseniz çok sevinirim; çünkü, bölgedeki
insanlar, gerçekten çok huzursuz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Akın.
Sayın Gazalcı, buyurun.
MUSTAFA GAZALCI (Denizli)
- Teşekkür ederim Sayın Başkanım. Sayın Bakana şu soruları yöneltmek istiyorum:
Dokuma ve hazır giyimde,
yabancı ülkelerin destek gören firmalarıyla yarışan yerli dokuma sanayii ve
hazır giyim sanayiinin bir de içeride aynı işi yapan başka illerle yarışması,
onları, hem ülkede hem de uluslararası alanda bir sıkıntıya sokmayacak mıdır?
Yani, bölgelerarası bir denge kuralım derken, uluslararası dengesizliği, daha
büyük bir dengesizliğe götürmüyor musunuz? Haksız rekabete yol açmıyor musunuz?
İkinci ve son sorum:
Asgarî ücretten alınan vergi -işçiden ve işverenden- başka ülkelerle, özellikle
Avrupa Birliği ve OECD ülkeleriyle, karşılaştırıldığında durum nasıldır?
Ülkemiz aleyhine bir durum çıkmaktadır; bunları düzeltmek için, yani, daha çok
istihdamı sağlamak, daha çok işçi yerleştirmek için, bu vergi yükünü hafifletme
yönünde, hükümetiniz, böyle bir çalışma yapıyor mu?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Gazalcı.
Sayın Tüzün, buyurun.
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) -
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, yalnız,
ricamız, Sayın Bakanlarımızdan yazılı cevap değil, burada sözlü olarak
düşüncelerini aktarmalarında fayda var diye düşünüyorum. Özellikle, bizi
ilgilendirdiği kadar, Türkiye'de televizyonları başında milyonlarca insan,
bugün bu görüşmeleri dinliyor. Dolayısıyla, sorulan sorulara da yetkili
bakanlarımızdan cevap istiyor.
Sayın Başkanım,
aracılığınızla şu soruyu sormak istiyorum: Ben, bu çıkacak kanunun 31.12.2008
tarihine kadar Hazinemize ne kadar ilave yük getireceğini merak ediyorum; yani,
bu kanun 31.12.2008'e kadar Hazineye ne kadar ilave yük getirecek diye soruyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Tüzün.
Sayın Bakan, buyurun.
DEVLET BAKANI GÜLDAL
AKŞİT (İstanbul) - Şimdi, arkadaşlarımızın sordukları sorular teknik konular.
Dolayısıyla, her ne kadar yazılı cevap istenmiyorsa da, ben, yazılı cevap
vermenin daha uygun olacağını düşünüyorum, daha sağlıklı olacağını düşünüyorum
Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Sayın Sıvacıoğlu,
buyurun.
MUSA SIVACIOĞLU
(Kastamonu) - Hemen sorumu yöneltiyorum Sayın Başkan.
Ben değişik bir konuyu
gündeme getirmek istiyorum. 2380 sayılı Kanuna göre, belediyelere ve il özel
idarelerine genel bütçeden pay veriliyor. Bunlar nüfus oranına göre verildiği
için, göç veren illerin aleyhine, göç alan illerin lehine bir durum söz konusu
oluyor. Bu kanun 1981 yılında çıkarılmıştır. Şimdi, yeni durumda, Teşvik
Kanununu görüştüğümüze göre, acaba, 2380 sayılı Kanunun özellikle 1 inci
maddesi gözönünde bulundurularak, yeniden -Teşvik Kanununda olduğu gibi- göç
veren iller aleyhine olan durumun düzeltilmesi konusunda herhangi bir çalışma
yapılacak mıdır? Bunu öğrenmek istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Sıvacıoğlu.
Sayın Tütüncü, buyurun.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Geçen hafta burada 2006
yılı programıyla ilgili, planla ilgili bir yasa görüşüldü, daha doğrusu,
dokuzuncu beş yıllık plan çerçevesinde bir 2006 yılı geçiş programı kabul
edildi.
Sayın Başkan, soruma
geçeceğim. Şimdi, burada, hükümet, kalkınma planlarının ve planlama
tekniklerinin giderek önem kazandığını âdeta itiraf etmişti ve kabul etmişti.
Şimdi, bu yasa tasarısına bakıyoruz, planlama anlayışından, özellikle stratejik
planlama anlayışından en ufak bir iz bulamıyoruz. Şimdi, burada sormak
istiyorum; daha bir hafta önceki yasada planlamanın son derece önem kazandığını
âdeta itiraf eden bir hükümet, bir hafta sonra hangi amaçla, planlamayla en
ufak ilgisi olmayan bir yasa tasarısı sevk etmektedir?
Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Tütüncü.
Sayın Işık, buyurun.
AHMET IŞIK (Konya) -
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum. Vasıtanızla Sayın Bakanımıza şu soruyu
yöneltmek istiyorum:
Teşvik Yasasından
yararlanan ilk 36 il arasında, malumunuz, Konya İlimiz 1 554 dolarla dışında
kalmıştı. İkinci dilimde ise, sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasında Konya
İlimiz 26 ncı sırada yer aldığından, maalesef bu dilimden de faydalanamamaktadır.
Sosyoekonomik gelişmişlik kriterinde 58 kıstas söz konusu olduğunu ve
iktidarımızın objektiflik içerisinde uygulama yaptığını biliyoruz. Teşvik
kapsamına giren diğer illerimizin de, aynı, kendi seçim bölgemiz gibi, bu
noktada, bu kapsamdan yararlanmasından memnunuz; fakat, benim, burada sormak
istediğim şey şu: Uzun vadede ya da orta vadede, bölgesel ve sektörel bazda
teşvik çalışması söz konusu mudur?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Işık.
Sayın Bakan, buyurun.
DEVLET BAKANI GÜLDAL
AKŞİT (İstanbul) - Sayın Başkan, yine teknik boyutlu olan soruları yazılı
cevaplayacağız diyorum.
Yalnız, Sayın
Sıvacıoğlu'nun bir sorusu vardı, 2380 sayılı Kanunla ilgili. Bu konuda kapsamlı
bir çalışma yapılmaktadır ve yakında Bakanlar Kuruluna sunulacak. Zannediyorum,
bu sorduğu konulardaki düzenlemeler de o yasa içinde ele alınacak.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri,
madde üzerinde 4 adet önerge vardır. Önergeleri, önce geliş sırasına göre
okutacağım, sonra aykırılıklarına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun
tasarısının çerçeve 6 ncı maddesiyle 5084 sayılı Kanunun 7 nci maddesine
eklenen (i) bendinde yer alan "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve
Hazine Müsteşarlığı" ibaresinin "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Salih Kapusuz |
Erdoğan Özegen |
Yahya Baş |
|
Ankara |
Niğde |
İstanbul |
|
Nur Doğan Topaloğlu |
|
Tayyar Altıkulaç |
|
Ankara |
|
İstanbul |
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 6 ncı
çerçeve maddesinin (h) bendindeki "yatırımların tamamlandığı tarihi
izleyen beş yıl" ibaresinin "geçmişte olağanüstü hal bölgesi
kapsamında bulunan illerde yatırımların tamamlandığı tarihi izleyen on
yıl" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Beşir Hamidi |
Cavit Torun |
Mehmet Fehmi Uyanık |
|
|
|
|
Mardin |
Diyarbakır |
Diyarbakır |
|
|
|
|
İrfan Rıza Yazıcıoğlu |
Mehmet Faruk Bayrak |
Mahmut Uğur Çetin |
|
|
|
|
Diyarbakır |
Şanlıurfa |
Niğde |
|
|
|
|
Ahmet İnal |
Nihat Eri |
Mehmet Nezir Nasıroğlu |
|
|
|
|
Batman |
Mardin |
Batman |
|
|
|
|
Mehmet Sarı |
Mehmet Özlek |
Abdurrahman Müfit Yetkin |
|
|
|
|
Osmaniye |
Şanlıurfa |
Şanlıurfa |
|
|
|
|
Afif Demirkıran |
Mehmet Atilla Maraş |
Hacı Biner |
|
|
|
|
Batman |
Şanlıurfa |
Van |
|
|
|
|
Selahattin Dağ |
Fehmi Hüsrev Kutlu |
Fehmi Öztunç |
|
|
|
Mardin |
Adıyaman |
Hakkâri |
|
|
|
|
|
|
M. İhsan Arslan |
|
|
|
|
Diyarbakır
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
tasarının 6 ncı maddesinin C bendinde yer alan "29.1.2004 tarihinden sonra
özelleştirme kapsamında" ifadesinin "1.10.2003 tarihinden sonra
özelleştirme kapsamında" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Hasan Aydın |
Adem Tatlı |
Enver Yılmaz |
|
Giresun |
Giresun |
Ordu |
|
Abdulbaki Türkoğlu |
|
Zülfü Demirbağ |
|
Elazığ |
|
Elazığ |
BAŞKAN - Son ve en aykırı
önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı tasarının 6 ncı maddesiyle değiştirilmesi öngörülen 29.1.2004
tarihli ve 5084 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin
sonuna aşağıdaki hükmün eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
M. Akif Hamzaçebi |
Tuncay Ercenk |
Birgen Keleş |
|
Trabzon |
Antalya |
İstanbul |
|
İ. Sezai Önder |
Osman Kaptan |
Ensar Öğüt |
|
Samsun |
Antalya |
Ardahan |
|
Bülent Baratalı |
Harun Akın |
Kemal Kılıçdaroğlu |
|
İzmir |
Zonguldak |
İstanbul |
|
M. Mesut Özakcan |
Ali Kemal Deveciler |
Mehmet Yıldırım |
|
Aydın |
Balıkesir |
Kastamonu |
|
Osman Özcan |
|
|
|
Antalya |
|
|
"Şu kadar ki, İş
Kanununa göre sözleşmenin feshini gerektiren zorunlu haller haricinde
özelleştirme kapsamında devrolunan işletmelerde teşviklerden yararlanılan süre
boyunca işçilerin iş akitleri feshedilemez."
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANVEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
DEVLET BAKANI GÜLDAL
AKŞİT (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Gerekçe okunsun...
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarıda yer alan
maddeyle,özelleştirilen işletmelere ilave bir avantaj sağlanması
öngörülmektedir. Sağlanan bu avantajla,dengeli olarak işletmelere istihdam
konusunda bir yükümlülük getirilmesi önerilmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
reddedilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
tasarının 6 ncı maddesinin C bendinde yer alan "29.1.2004 tarihinden sonra
özelleştirme kapsamında" ifadesinin "1.10.2003 tarihinden sonra
özelleştirme kapsamında" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hasan Aydın (Giresun) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANVEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Uygun görüşle takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
DEVLET BAKANI GÜLDAL
AKŞİT (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
SADULLAH ERGİN (Hatay) -
Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Kanunun diğer
maddelerindeki tarihlere uyum sağlaması açısından bu önerge hazırlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 6 ncı
çerçeve maddesinin (h) bendindeki "yatırımların tamamlandığı tarihi
izleyen beş yıl" ibaresinin "geçmişte olağanüstü hal bölgesi
kapsamında bulunan illerde yatırımların tamamlandığı tarihi izleyen on
yıl" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Cavit Torun (Diyarbakır) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANVEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
DEVLET BAKANI GÜLDAL
AKŞİT (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Torun,
buyurun.
CAVİT TORUN (Diyarbakır)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Tasarının 6 ncı çerçeve
maddesinin (h) bendinde belirlenen beş yıllık sürenin on yıl olarak
belirlenmesi amacıyla vermiş olduğum önergem üzerinde söz almış bulunmaktayım;
hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüştüğümüz yasa tasarısının çerçeve 6 ncı maddesinin (h)
bendinde "Bu kanun kapsamına giren illerde 31.12.2007 tarihine kadar
tamamlanan yeni yatırımlar için 3, 4 ve 6 ncı maddelerde yer alan destek ve
teşvikler, bu maddelerde yer alan sürelere bakılmaksızın yatırımın tamamlandığı
tarihi izleyen beş yıl süresince uygulanır" denilmektedir. Biz, vermiş
olduğumuz önergeyle bu süreyi on yıla çıkarmayı amaçlamış bulunuyoruz.
Kıymetli arkadaşlar, daha
önce çıkarmış olduğumuz ve 1 500 doların altında geliri bulunan iller arasında
Güneydoğu Anadolu Bölgemizin gelişmekte olan en önemli ili Diyarbakır da vardı.
Aradan uzun zaman geçmesine rağmen, bu ilimizde, yasadan yararlanmak amacıyla
başvurular olmuştur; ancak, bu başvurular, hiçbir şekilde, fiiliyatta
gerçekleşmemiştir.
SELAHATTİN DAĞ (Mardin) -
Mardin de aynen öyle...
CAVİT TORUN (Devamla) -
Bu bağlamda olaya bakıldığında, Bingöl, Batman, Siirt, Adıyaman, Mardin, Muş,
Bitlis, Van, Şırnak gibi illerimizde, bu Teşvik Yasasından yararlanmak amacıyla
işadamlarımızın başvurmamasını doğal karşılamak gerekiyor.
Kıymetli arkadaşlar,
olağanüstü halin yaşanmış olduğu illerimizde, neredeyse yirmi yıl süren, kimi
resmî söylem sahiplerinin ifade ettiği üzere, düşük yoğunluklu savaş yaşandı.
İnsanlar, mallarını, mülklerini, evlatlarını, sermayelerini kaybettiler.
Allah'a şükürler olsun, şu anda büyük bir sulh ve sükûn ortamındayız.
Her türlü gayrete rağmen,
bu bölgede, hâlâ, yatırım yapılmamasının, özel girişimcilerin bölgeye
gitmemelerinin sebeplerini çok iyi irdelemek gerekiyor. Bölgede güvenliğe
öncelik verilmesinin yanında, altyapı problemlerinin çözümlenmesi, özellikle
bölgemize yakın devletlere kolay ulaşımı sağlayacak demiryolları ile
otoyolların yapımına hız vermek gerekiyor.
Sayın Başbakanımızın çok
kısa süre önce Siirt İline yaptığı geziden sonraki açıklamalarına hepimizin
dikkat kesilmesinde yarar vardır. Geri kalmışlığı çok net kelimelerle izah
etmiş, bunun çarelerini tez elden almamız gerektiğini açıklamıştır. Bu bağlamda
görüşlerini açıklayan Sayın Başbakan, bölgenin yıllardan beri devletin ihmaline
maruz kaldığını net kelimelerle izah etmiştir.
Kimi görüş ve
açıklamalara bakıldığında, bölgede, terörle savaş için 100 ilâ 200 milyar dolar
civarında devletin para harcadığından söz edilmektedir. Açık ve net söylüyorum;
söz konusu paranın onda 1'i yatırıma harcanmış olsaydı, eminim ki, acıyla
yaşamış olduğumuz meşum olaylar başımıza gelmemiş olacaktı. Bölgemizin, bu
açıdan, pozitif bir ayırımcılığa hakkı vardır; çünkü, bölge halkı, isteyerek bu
tür olay ve problemlerin içerisine girmiş değildir; uluslararası entelijans
örgütlerinin yardım ve yataklığıyla, maalesef, sürüklenmek zorunda kalmıştır;
bunun çok iyi bilinmesi lazım. Bölgemizin, bu açıdan, biraz önce arz etmeye
çalıştığım, gerçekten pozitif bir ayırımcılığa hakkı ve ihtiyacı vardır.
Önergemizde beş yıl olan
teşvik süresinin on yıla çıkarılmasını istiyoruz. Sürenin on yıla uzatılmasıyla
cebimizden şu anda herhangi bir ödeme yapmış olmayacağız; sadece, gerçek manada
yatırım yapmak isteyenlere, devletin güçlü desteğinin arkalarında bulunduğunu
kuvvetli bir biçimde ifade etmiş olacağız.
Kıymetli arkadaşlar,
yokluğun ve yoksulluğun izalesinin başka türlü imkânı bulunmamaktadır. Doğu ve
Batı Almanya'nın birleşmesinden hemen sonra, Batı Almanya Doğu'ya 90 milyar
mark para aktardı. Harcanan paranın geri dönüp dönmeyeceğine bakmaksızın bunu
yaptı. Durum eskisi gibi devam etseydi, fakir Doğu, zengin Batı arasında ardı
arkası kesilmeyen sorunlar yaşanacaktı ve Almanya'nın başı dertten kurtulmuş
olmayacaktı.
Kıymetli arkadaşlar,
olaya, günübirlik teşvik ve yatırımların hızlandırılması olarak bakmamak
gerekiyor; olayın siyasî ve stratejik önemini gözardı edemeyiz.
Birkaç yıl sonra yeni bir
değişikliğe sebebiyet vermemek için bu önergemize destek vermenizi istirham
ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Torun.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun
tasarısının çerçeve 6 ncı maddesiyle 5084 sayılı Kanunun 7 nci maddesine
eklenen (i) bendinde yer alan "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve
Hazine Müsteşarlığı" ibaresinin "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Salih Kapusuz (Ankara) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, uygun görüşle takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
DEVLET BAKANI GÜLDAL
AKŞİT (İstanbul) - Sayın Başkan, katılıyoruz.
SADULLAH ERGİN (Hatay) -
Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Yatırıma başlama ve
yatırımın tamamlanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi sürecine Sanayi
ve Ticaret Bakanlığının katılması öngörülmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önergeler
doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Birleşime 5 dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 19.14
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.21
BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir), Harun TÜFEKCİ
(Konya)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 98 inci Birleşiminin Beşinci
Oturumunu açıyorum.
880 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
3.- Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı; Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, GAP Bölgesinde
Yatırımların Özendirilmesi ve İstihdam Yaratılması Hakkında Kanun Teklifi;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, 5084 Sayılı Yatırımların ve
İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifleri; Balıkesir Milletvekili Turhan
Çömez ve 3 Milletvekilinin, Adalarda Yatırımların ve İstihdamın Teşviki
Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya
Milletvekili Deniz Baykal ve 69 Milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Zonguldak Milletvekili Harun Akın ve 50
Milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi; Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 26 Milletvekilinin,
Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Yıldırım ve 15 Milletvekilinin, 29.1.2004 Tarih ve 5084
Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun,
Yatırımların ve İstihdamın Özendirilmesi ve Bölgesel Dengesizliklerin
Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi; Kahramanmaraş Milletvekilleri Mehmet
Yılmazcan, Hanefi Mahçiçek ile Mehmet Ali Bulut'un, Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekilleri Musa Sıvacıoğlu,
Hakkı Köylü İle Sinan Özkan'ın, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Konya Milletvekili Hasan Angı'nın, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Sakarya Milletvekilleri Ayhan Sefer Üstün, Erol
Aslan Cebeci, Hasan Ali Çelik, Süleyman Gündüz ile Recep Yıldırım'ın, 29.1.2004
Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki İle Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi ve Balıkesir Milletvekili A. Edip Uğur ve 12 Milletvekilinin, 5084
Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/966, 2/219, 2/271, 2/274, 2/286, 2/349, 2/350,
2/366, 2/371, 2/374, 2/387, 2/388, 2/389, 2/390, 2/391) (S. Sayısı: 880) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükümet yerinde.
Sayın milletvekilleri,
yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır. Malumları olduğu üzere,
görüşülmekte olan tasarı veya teklife konu kanunun, komisyon metninde
bulunmayan; ancak, tasarı veya teklifle çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin
değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler
üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılacağı, İçtüzüğün 87 nci maddesinin
dördüncü fıkrası hükmüdür. Bu nedenle, önergeyi okutup, komisyona soracağım.
Komisyon, önergeye, salt çoğunlukla -21 üyesiyle- katılırsa, önerge üzerinde
yeni bir madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması
halinde ise, önergeyi işlemden kaldıracağım.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına aşağıda yazılı maddenin yeni madde olarak
eklenmesini arz ve talep ederiz.
|
Nuri
Çilingir |
Ahmet
Yılmazkaya |
Harun
Akın |
|
Manisa |
Gaziantep |
Zonguldak |
|
Ahmet
Ersin |
|
Mehmet
Küçükaşık |
|
İzmir |
|
Bursa |
Madde 7. - 5084 sayılı
Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
Ek Madde 1.- Bedelsiz
arsa ve arazi temini dışındaki teşviklerden yararlanamayan kalkınmada öncelikli
yöreler, ilgili bakanlıkların, valiliklerin ve Devlet Planlama Teşkilatının
birlikte belirlediği ve o yörelerin fiziksel yapısı, doğal kaynakları ve
coğrafyasına uygun en fazla beş yatırım sektörü bu yasa kapsamına giren
teşviklerden yararlanır.
BAŞKAN - Sayın Komisyon,
önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, salt çoğunluğumuz hazır
olmadığı için katılmıyoruz.
BAŞKAN - Komisyon
önergeye salt çoğunlukla katılmamış olduğundan, önergeyi işlemden kaldırıyorum.
Geçici madde 1'i okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 1.- a)
29.1.2004 tarihli ve 5084 sayılı
Kanunun, bu Kanunla değiştirilmeden önceki 2 nci maddesinin (a) bendi
kapsamına giren illerde faaliyette
bulunanlardan, 5084 sayılı Kanunun, bu
Kanunla değiştirilmeden önceki
3 ve 4 üncü maddelerinde belirtilen teşvik ve desteklerden yararlanma hakkı kazanan mükellefler, bu
haklarından aynen yararlanmaya devam ederler. Ancak, bu mükellefler, gerekli
şartları sağlamaları ve talep etmeleri halinde, 5084 sayılı Kanunun bu Kanunla
değişik 3 ve 4 üncü maddeleri hükümlerinden yararlanabilirler.
b) 5084 sayılı Kanunun,
bu Kanunla değiştirilmeden önceki 5 inci maddesine göre bedelsiz olarak
yatırımcılar tarafından devri
talep edilen taşınmazlarla ilgili işlemler, mezkur madde hükümlerine göre
yürütülür.
c) 5084 sayılı Kanunun, bu Kanunla değiştirilmeden önceki 6 ncı maddesine istinaden enerji desteğinden yararlanabilecek işletmelerle ilgili uygulamaya; aylık prim ve hizmet belgeleri esas alınmak suretiyle, bir takvim yılı için en az ¾'ünde çalıştırılmış olma şartı aranmaksızın, aynı madde hükümleri çerçevesinde devam olunur. Ancak, 5084 sayılı Kanunun, bu Kanunla değiştirilmeden önceki 2 nci maddesinin (a) bendi kapsamına giren illerde; yeni işe başlayan işletmelerin, 5084 sayılı Kanunun bu Kanunla değişik 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen şartları sağlamaları, 1.10.2003 tarihinden önce 5084 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen konularda faaliyete geçmiş olan işletmelerin ise bu maddenin yürürlük tarihini müteakip 1.10.2003 tarihinden önce ilgili idareye vermiş oldukları en son dört aylık sigorta prim bordrolarında bildirdikleri işçi sayılarını, fiilen ve sürekli olarak 5084 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen şartları sağlamaları halinde yeni hükümler uygulanır.
BAŞKAN- Madde üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına söz isteyen, Tekirdağ Milletvekili
Enis Tütüncü.
Buyurun Sayın Tütüncü.
CHP GRUBU ADINA ENİS
TÜTÜNCÜ (Tekirdağ)- Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde söz almış
bulunuyorum; sözlerime başlarken hepinizi en iyi dileklerimle, sevgiyle,
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öncelikle belirtmeliyim ki, özellikle istihdamın artırılması
ve işsizlikle mücadele açısından eksik ve fakat, iyi niyetli çabaların
yoğunlaştığı bir yasa tasarısını görüşüyoruz. Bu yasa tasarısının hangi
konularda eksikleri ve hangi konularda yanlışları olduğuna ve bazı illere nasıl
haksızlıklar yapıldığına benden önceki milletvekili arkadaşlarım gereğince,
yeterince değindiler. Ben konuşmamda sadece üç konuya dikkatlerinizi çekmek
istiyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu tasarı, istihdam yaratması açısından, mevcut yasaya göre;
yani, 5084 sayılı Yasaya göre dumura uğratılmış bir tasarıdır. Daha onbeş ay
önce çıkarılan 5084 sayılı Yasada, 1 kişilik istihdam yaratsa dahi yatırımın
teşvikten yararlanma olanağı vardı. Şimdi, teşviklerden yararlanmak için en az
30 kişiye istihdam yaratılması gerekecek. Özellikle, Doğu ve Güneydoğu
Anadoludaki illerimizden kaç işadamı 30 veya daha fazla işçi çalışan yatırım
yapabilecek; bunu takdirlerinize sunuyorum.
Teşvik Yasasına karşı
IMF'nin tepkisini biliyoruz. IMF, Teşvik Yasasının, Stand-by Anlaşmasında
öngörülen bazı koşullara aykırı geleceği düşüncesiyle buna belirli bir müddet
muhalefet etti; bunu biliyoruz. AKP olarak birçok konuda IMF'nin dayatmalarına
teslim olduğunuzu biliyoruz. İstihdam açısından mutlaka bir sınır getirilmesi
zorunlu ise, en az 30 kişi çalışma şartını 10 kişiye indirebilirdik. Bunu
gerçekleştirme fırsatı hâlâ önümüzde, hâlâ elimizde ve bunda mutlak bir
gereklilik vardır. Neden gereklilik vardır Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bakınız, Türkiye'nin bir numaralı risk alanı, işsizlik, açlık
ve yoksulluktur. İşsizlik, açlık ve yoksulluk, Türkiye'de, toplumsal barışı, huzuru
ve istikrarı tehdit edici bir noktaya gelmektedir. Devlet İstatistik
Enstitüsünün verileri Türkiye'deki işsizlik sorununun gerçek ve fakat korkunç
boyutunu ne yazık ki gösteremiyor. Şunu kesinlikle iddia ediyoruz: Gerçek
işsizlik sayısı 10 000 000'a yaklaşıyor Türkiye'de. Bugün işsizlik sorunuyla
tanışmamış ailelerin sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır. Bu nedenle
ailede gelir getiren kişi başına ekonomik açıdan bağımlı olanların sayısı
giderek artıyor; bu durum, ailede kişi başına düşen somun miktarının, ekmek
miktarının daha da küçülmesine yol açıyor; böylece, açlık tehlikesi
yaygınlaşıyor, ülkemizde yoksulluk giderek derinlik kazanıyor.
Bugün açlık sınırı
Türk-İşe göre 528 Yeni Türk Lirası, Kamu-Sene göre ise 668 Yeni Türk Lirası,
asgarî ücret ise net 350 Yeni Türk Lirasıdır. Buna göre, asgarî ücretle çalışan
ne kadar yurttaşımız varsa tümü açlık sınırının altında yaşıyor demektir. Öte
yandan, aylık geliri asgarî ücretin, yani 350 Yeni Türk Lirasının üstünde;
ancak, 528 Yeni Türk Lirasının altında olan çiftçi, işçi, memur, küçük esnaf ve
sanatkâr, milyonlarca çalışan yurttaşımızın tümü açlık sınırı altına düşmüş
oluyorlar.
Düşünebiliyor musunuz
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz eskiden işi gücü olmayanları yoksul
sayıyorduk, şimdi, çalışanların, yani işi gücü olanların yoksulluğundan hatta
açlığından söz eder duruma düştük. Ayrıca, Sosyal Sigortalar Kurumu, Emekli
Sandığı ve Bağ-Kurdan emekli, dul ve yetim maaşı alan yurttaşlarımızın
gelirlerine bakıyoruz, bunların da ezici çoğunluğunun açlık sınırı altına
düşmüş olduğunu üzülerek tespit ediyoruz. Yineliyorum, Türkiye'nin bir numaralı
risk alanı, işsizlik, açlık ve yoksulluk sorunudur. Bu sorunla karşı karşıya
olan yurttaşlarımızın sayısı, bugün 24 000 000 kişiye yaklaşmaktadır. Bu risk
alanındaki kritik noktanın nerede olduğunun doğru bir şekilde tahmin edilmesi,
Türkiye'nin geleceği açısından yaşamsal önemde görülmelidir. Bu kritik nokta,
söz konusu yurttaşlarımızdan, yani, sayıları 24 000 000'a yaklaşan
yurttaşlarımızdan ne kadarının daha ne kadar süre açlık ve yoksulluk sınırı
altında yaşamaya tahammül göstereceği noktasıdır. Bu kritik noktanın hükümet
tarafından doğru bir şekilde tahmin edilmesinin önemine dikkatinizi çekmek
istiyorum. Eğer, bu kritik nokta yakalanamazsa ve gereği yapılamazsa,
Türkiye'de olası bir toplumsal patlama tehlikesi giderek artacaktır Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri. İşte bu nedenle, görüştüğümüz tasarıyla
getirilen en az 30 işçi çalıştırma şartının kaldırılması veya -önerge verdi
Cumhuriyet Halk Partisi; önerge verdik; 10 kişiye indirilmesi konusunda önerge
verdik- 10 kişiye indirilmesi, gerçekten, az önce söylediğim işsizlik, açlık ve
yoksullukla mücadele açısından kaçınılmaz görünüyor. Eğer bu yapılmazsa -hâlâ
fırsat var, şans var- eğer, bu düşünülmezse, yapılmazsa, bu yasanın ismi
-kusura bakmayın- "seçmene selam, IMF'ye devam yasası" olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; işaret etmek istediğim ikinci eksiklik, organize sanayi
bölgelerinin teşvik açısından es geçiliyor olmasıdır. Organize sanayi
bölgelerinde altyapı, yol, su, elektrik, arıtma, telefon gibi temel altyapılara
yıllardır çok büyük kaynaklar yatırılmıştır ve bu yoksul halkın, yıllardır,
dişinden tırnağından, eğitiminden sağlığından kesilen kaynaklarla organize
sanayi bölgeleri kurulmuş. Şu anda organize sanayi bölgelerinin Türkiye'de
ortalama doluluk oranı yüzde 45'ler civarında. Bazı organize sanayi bölgeleri
ise bomboş, 1 kuruşluk yatırım dahi henüz o organize sanayi bölgelerine
getirilmemiş durumda.
Örneğin, Tekirdağ'ın
Hayrabolu İlçesinde organize sanayi bölgesi geçen yıl tamamlandı, yine,
Tekirdağ'ın bir diğer ilçesi olan Malkara'nın organize sanayi bölgesi ise bu
yıl tamamlanıyor. Her ikisine de, henüz, tek bir yatırımcı dahi gelmiş değil.
Şimdi, bunları atıl halde
tutacağız; yani, yıllardan bu yana organize sanayi bölgelerine yapılan
yatırımları atıl halde tutacağız, teşvik kapsamında olan illerde ise bedelsiz
arsa tahsisi yapacağız. İşadamlarından da buralara yol, elektrik, su, telefon
gibi altyapı yatırımlarını yapmalarını bekleyeceğiz. Yapabilecek gücü olanlar
varsa tabiî ki yapsınlar; ama, işletme sermayesine, üretim ve verimlilik artışı
için harcanması gereken kıt kaynaklarımız tekrar toprağa, tekrar altyapıya
gömülecek. Bu tercih, yatırımların hem topluma hem de müteşebbise olan
maliyetinin yükseltilmesi anlamına gelmektedir.
Organize sanayi
bölgelerinin teşvik kapsamına alınması, hem buralara yapılan altyapı
yatırımlarını bir an önce üretime dönüştürecek hem de teşvik kapsamına giren
yatırımların topluma olan, ekonomiye olan maliyetini daha da aşağılara çekecektir.
Sonuçta ne olacak; Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sonuçta Türkiye kazanacak, Türkiye kazançlı
çıkacak. Bu nedenle, henüz vakit varken, henüz vakit erkenken, Adalet ve
Kalkınma Partisinin saygıdeğer milletvekillerinden bu önerimizin yeniden
değerlendirilmesini bilhassa rica ediyoruz.
Sayın Başkan, son olarak,
bu Teşvik Yasasıyla Türkiye'nin cari işlemler açığı sorununun giderilmesi ve
ekonomide rekabet gücünün artırılması açısından son derece ciddî bir fırsatın
kaçırılmakta olduğunu dikkatlerinize sunmak istiyorum. Türkiye, ekonomik
geleceğini dış pazarlarda aramak zorundadır. Bu nedenle, Türkiye, yatırımların
teşvikinde iki konuyu mutlaka ve mutlaka dikkate almak zorundadır.
Birincisi: Şu anda, dış
pazarlarda rekabet gücüne sahip ve ihracatta başarılı olan mevcut sektörler,
seçici bir teşvik politikası kapsamına alınmalıdır; teşvik oranları, mevcut
sektörler arasında seçilecek endüstri alanlarına göre mutlaka
farklılaştırılarak uygulanmalıdır.
İkincisi: Türkiye,
geleceğin dünyasında hangi mal ve hizmet alanlarında talep artışı olacağını
şimdiden belirlemelidir; yani, Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok.
Kalkınmış olan ülkeler ne yaptıysa biz de onu yapalım; Japonya nasıl yaptıysa,
Güney Kore nasıl yaptıysa biz de onu yapalım, tarihte Almanya nasıl yaptıysa
biz de onu yapalım. Bu söylediklerim, Amerika'nın yeniden keşfiyle kesinlikle
ilgili değil. Türkiye, geleceğin dünyasında hangi mal ve hizmet alanlarında
talep artışı olacağını şimdiden belirlemelidir. Söz konusu alanlar, ekonominin
geleceğe dönük kilit endüstrileri olarak kabul edilmelidir ve buralarda, bu
kilit endüstrilerde KOBİ'ler ekseninde bir yatırım seferberliğine
girişilmelidir. Bu alanlardan, biyoteknoloji ve bunun, tarım ve hayvancılık
başta olmak üzere, çok sayıda kullanım alanları, elektronik, elektrik,
elektromekanik sanayileri, bilgisayar ve yazılım teknolojileri, nükleer fizik
gibi ekonomik sektörler önplana çıkmaktadır. Bu sektörlerin, önümüzdeki
yıllarda, güneşi yükselen, güneşi yükselecek, yıldızı parlayacak sektörler
olacağı kuvvetle tahmin edilmektedir.
İşte, Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiye, teşvik
politikasını, bu tasarıda olduğu
gibi, gözü kapalı değil, rasgele değil
-incitmek istemiyorum; ama, söyleyeceğim- bilinçsizce değil, teşvik
edilecek sektörleri, halihazırdaki dış talep ve rekabet durumuna göre,
sektörlerdeki rekabet durumuna göre, geleceğin dünyasındaki talep durumuna ve
Türkiye'nin geleceğin dünyasındaki avantajlarına ve rekabet gücüne göre tespit
etmelidir. Her sektörü ve her alanı teşvik etme yanlışına kesinlikle
düşülmemelidir; çünkü, verilen her Türk Liralık teşvikin faturası...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Tütüncü,
buyurun.
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) -
Toparlıyorum Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Çünkü, verilen her Türk
Liralık teşvikin faturası, toplumda, mutlaka, birileri üzerine yıkılır ve
yıkılmaktadır. Faturayı ödeyenler ise, başta işsizler ve yoksullar, sonra
çiftçiler, işçiler, memurlar, küçük esnaf ve sanatkârlar, hatta, emekli, dul ve
yetimlerdir. Tasarıda, bu konular da es geçiliyor. Teşvik kapsamına giren
illerde yapılacak bütün yatırımlara, gözü kapalı, rasgele teşvikler veriliyor
ve bu ülkenin kıt kaynakları, kanımızca, yeteri özenle ve yeteri verimlilikle
kullanılamıyor. Biliniz ki, bu kaynaklarda, tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır.
Adalet ve Kalkınma Partisinin, doğruyu, güzeli, gerçeği er ya da geç göreceği
umuduyla, sözlerime son verirken, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Seçmene selam, IMF'ye
devam yasası hepimize hayırlı olsun! (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Tütüncü.
Madde üzerinde şahsı
adına söz isteyen Kahramanmaraş Milletvekili Fatih Arıkan.
Buyurun, Sayın Arıkan.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
FATİH ARIKAN
(Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 880
sıra sayılı kanun tasarısının geçici 1 inci maddesi üzerinde söz almış
bulunmaktayım; hepinizi en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
bilindiği gibi, 5084 sayılı Kanunu 29.1.2004 tarihinde kabul etmiştik. Bu
kanunla, toplam 36 ilde, vergi ve sigorta primi teşviklerinin uygulanması,
enerji desteği sağlanması ve yatırımlara bedelsiz arsa ve arazi tahsis
edilmesine yönelik düzenlemeler getirmiştik. Kanunun kabulünden bu yana geçen
süre zarfında, uygulama süresince, yatırımların ve istihdamın teşvikiyle,
ekonomik dengesizlikleri giderme yönünde önemli gelişmeler kaydedilmiştir;
ancak, bölgesel kalkınmanın daha sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi,
istihdamın artırılması ve sosyoekonomik gelişmişlik yönünden benzer özellikler
gösteren iller arasında denge sağlanması amacıyla, 5084 sayılı Kanunda
öngörülen teşviklerin içeriği ile kanun kapsamına giren illerin sayısının
yeniden belirlenmesi gereği hâsıl olmuştur.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 5084 sayılı Kanunla getirilmiş olan teşviklerin etkisi hemen
görülmeye başlanmıştır. Kapsama giren yörelerde, istihdam ve yatırımlarda
önemli ölçüde artışlar gerçekleştirilmiştir. 2004 yılında, kanun kapsamındaki
illerde kayıtlı istihdam artışı yüzde 27 civarında gerçekleşirken, diğer
illerdeki artış oranı ise yüzde 13 düzeyinde olmuştur.
Kapsama giren 36 ilde,
2003 yılında 303 adet yatırım teşvik belgesi düzenlenmiş iken, 2004 yılında
düzenlenen yatırım teşvik belgesi sayısının 660'a ulaştığını görmekteyiz. 660
adet yatırım teşvik belgesiyle 2,5 milyar Yeni Türk Lirası tutarında sabit
yatırım yapılması planlanmış ve bu yatırımların gerçekleşmesiyle 31 483 kişilik
ilave istihdam oluşturulması öngörülmüştür.
5084 sayılı Kanun
kapsamında bugüne kadarki uygulama süresince sağlanan teşvik miktarı 52,5
milyon Yeni Türk Lirası sigorta primi teşviki, 35 000 000 Yeni Türk Lirası da
Gelir Vergisi stopajı teşviki olmak üzere, toplam 87,5 milyon Yeni Türk
Lirasına, yani 87,5 trilyon liraya ulaşmıştır.
Yasa kapsamındaki enerji
desteğinin uygulanmasıyla da, 2004 yılında yaklaşık 10,4 trilyon Türk Lirası
tutarında enerji desteği ödemesi gerçekleştirilmiştir.
Değerli arkadaşlar, yasa
gereği 10 kişilik istihdam öngören yatırımlara girişen gerçek ve tüzelkişilere,
teşvik kapsamında bugüne kadar 171 yatırımcıya Hazine tarafından 475 adet olmak
üzere, 28 000 000 metrekare bedelsiz arazi ve arsa devredilmiştir. Bu
tahsislerle birlikte, yaklaşık 351 000 000 Yeni Türk Lirası yatırım ve 12 663
kişilik istihdam hesaplanmıştır.
5084 sayılı Kanun
kapsamında uygulanan yatırım ve istihdama dönük söz konusu teşvikler, kamu
maliyesindeki disiplinden fedakârlık edilmeksizin uygulanmaktadır.
Değerli arkadaşlar, bu
noktada, şu anda görüşmekte olduğumuz tasarının içeriği hakkında kısa bir bilgi
vermek istiyorum.
Yeni tasarıyla, 5084
sayılı Kanunla düzenlenen vergi, sigorta primi teşvikleri ve enerji desteği
açısından kapsama girecek illerin belirlenmesinde, Devlet Planlama Teşkilatı
Müsteşarlığınca belirlenen 2003 yılı sosyoekonomik gelişmişlik endeksi değeri
eksi olma kriteri dikkate alınmıştır. Bu kriterler ışığında, 5084 sayılı Kanun
kapsamına toplam 13 ilin daha dahil edilmesiyle, teşviklerden yararlanan il
sayısı 49'a çıkarılmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Arıkan,
toparlar mısınız.
Buyurun.
FATİH ARIKAN (Devamla) -
Teşekkür ederim, bitiriyorum efendim.
Değerli arkadaşlarım,
bunlar, Türk ekonomisinin canlanması açısından gurur verici gelişmelerdir.
Hükümetimiz, sanayicilerimizin önünü tıkamaktan ziyade, onlara yatırım
yapmaları için en uygun ortamı hazırlama hususunda kararlıdır; çünkü, biz
biliyoruz ki, yatırım olmadan ülke ekonomisinin kalkınması mümkün değildir.
Deniliyor ki, kapsama
alınmayan iller açısından haksızlık yapılmaktadır. Bunu düşünmek, elbette ki
mümkün değildir.
5084 sayılı Yasanın ilk
halinde, sadece 36 il kapsam dahilindeydi; ama, bugün, kapsam genişlemekte ve
49'a çıkarılmaktadır ve dikkat edilirse, kapsama dahil edilen iller, daha çok,
küçük ve yatırımcılara çeşitli sebeplerden dolayı cazip gelmeyen illerdir.
İşte, bizim yaptığımız, bu illerin yatırımcılar için cazip hale gelmesini
sağlamaktan ibarettir.
Değerli arkadaşlarım,
sözlerime son verirken, bu yasanın, vatanımıza, milletimize ve ekonomimize
hayırlar getirmesini diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Arıkan.
Madde üzerinde 10 dakika
süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Buyurun Sayın Güyüldar.
HASAN GÜYÜLDAR (Tunceli)
- Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Bugün, ilim için üzücü
bir haber aldım. Uzun uğraşlar neticesinde Tunceli'ye yatırım kararı alan bir
firma, bu yeni yasalaşan kanun nedeniyle başka bir yöreye bu yatırımı yapmaya
karar vermiştir.
Sayın Bakanım, Tunceli ve
Tunceli gibi geri kalmış iller için acil bir tedbir almayı düşünüyor musunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Güyüldar.
Sayın Koçyiğit, buyurun.
MUHSİN KOÇYİĞİT
(Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanıma bir soru
soruyorum. Sayın Bakanım, 4325 sayılı Yasada teşvik kapsamına alınan il sayısı
22 iken, bu sayı, 5084 sayılı Teşvik Yasasıyla 36 ile, görüşmekte olduğumuz bu
yasa tasarısıyla da 49 ile çıkarılmaktadır. Yani, bölge ayırımı yapılmadan
ülkemizin aşağı yukarı üçte 2'si teşvik kapsamına alınmıştır. Bunun anlamı,
aynı kaynağın gerçekten geri kalmış bölgelere aktarılmak yerine, sulandırılmak
suretiyle, ülke geneline yayılmasıdır.
Sayın Bakanım, bunu,
teşvikin felsefesiyle bağdaştırabiliyor musunuz? Ayrıca, geri kalmış
bölgelerimizin gelişmiş bölgeler düzeyine çıkarılabilmesi için, bu illerimize
ne gibi ilave önlemler almayı düşünüyorsunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Koçyiğit.
Sayın Gazalcı, buyurun.
MUSTAFA GAZALCI (Denizli)
- Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Ben de, Sayın Bakana şu
soruları yöneltmek istiyorum:
Ocak 2005'ten bu yana,
sanayiciler, özellikle dokuma sanayii ekonomik bir darboğazda -özellikle
Denizli'dekiler için- önlem alınmazsa, işyerlerinin kapanma tehlikesiyle karşı
karşıya kalacağını söylüyorlar. Bu tasarı, bu sıkıntıyı daha da artırmayacak
mıdır?
Yatırımlar durmuştur
-özellikle Denizli'de- var olan yatırımlar da düşük kapasiteyle çalışmaktadır;
bu da, istihdamı olumsuz etkilemez mi bu yasa çıktığı takdirde?
Bu yasanın ulusal
sanayimizin dünya piyasalarında rekabetine etkisi nasıl olacaktır?
Yatırımı devlet yapmıyor,
yatırımı yapan kuruluşların rekabet şansı bu yasayla elinden alınıyor. Bu da,
üretimi ve istihdamı olumsuz etkilemeyecek midir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Gazalcı.
Sayın Tütüncü, buyurun.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan. Aracılığınızla ben de Sayın Bakana bir soru
yöneltmek istiyorum.
Bilindiği gibi,
ekonomideki önde gelen risk alanlarından bir tanesi cari işlemler açığıdır.
Cari işlemler açığı, 2004 yılında 15,5 milyar dolara ulaşmıştır ve 2005 yılının
ilk gerçekleşmeleri ise bu açığın daha da büyüyeceğini göstermektedir; şu anda
yıllık olarak 16,5 milyar dolardan söz ediliyor.
Şimdi, Teşvik Yasasının
bir amacı da, Türkiye'nin, özellikle bu dışticaret açığından kaynaklanan cari
işlemler açığını; yani, döviz kanamasını durdurmasıdır. Acaba, Türkiye'deki
cari işlemler açığının kapatılması açısından, sektörel bir ayırım ve bazı sektörlerin
dışticarete dönük olarak teşvik edilmesi, selektif bir teşvik politikasının
zorunluluğu açısından bu yasa tasarısı neler getirmektedir? Bu konuda Sayın
Bakandan yanıt rica edeceğim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Tütüncü.
Sayın Ekmekcioğlu,
buyurun.
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU
(Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kalkınmamış illerimizi de
kalkındıracak bir noktaya getirelim düşüncesiyle hazırlanan bu Teşvik Kanunu,
kendi emeğiyle, çabasıyla kalkınmayı başarmış olan illeri çok ciddî bir
tehlikenin içine atmaktadır. Adana ve Denizli'deki sanayi kuruluşları
"nereye kaçsak biraz daha avantajlı hale geliriz" diye
düşünmektedirler. Bu kaçışı nasıl durdurmayı düşünüyorsunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Ekmekcioğlu.
Sayın Bakan, buyurun.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Müsaadenizle, yazılı
olarak cevaplandıracağım.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Madde üzerinde 1 önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 880
sıra sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunda değişiklik yapan Kanun Tasarısının geçici 1 inci
maddesine aşağıdaki (d) bendinin ilave edilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Erdoğan Özegen |
Rıtvan Köybaşı |
Musa Sıvacıoğlu |
|
Niğde |
Nevşehir |
Kastamonu |
|
Murat Yıldırım |
|
Mahmut Uğur Çetin |
|
Çorum |
|
Niğde |
"d) 5084 sayılı
Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendi kapsamına giren illerde, bu kanunun
yayımından önce arsa tahsisi işlemlerine başlanılan yatırımlarla ilgili
uygulamalar, 5084 sayılı Kanunun bu Kanunla değiştirilmeden önceki hükümleri
çerçevesinde yürütülür. Ancak, bu mükellefler, gerekli şartları sağlamaları ve
talep etmeleri halinde, 5084 sayılı Kanunun bu Kanunla değişik 3, 4, 5 ve 6 ncı
maddeleri hükümlerinden yararlanabilirler."
BAŞKAN - Sayın Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN
(İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Bakan.
BAŞKAN - Sayın Özegen,
konuşacak mısınız?
ERDOĞAN ÖZEGEN (Niğde) -
Gerekçeyi okutun.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Bilindiği üzere 5084 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendi kapsamındaki illerde bedelsiz arsa tahsisine imkân sağlanmıştır. Bu illerden kalkınmada öncelikli yöreler kapsamında olan ve kanuna ilave edileceği önceden ilan edilenlerle, asgarî 10 kişilik istihdamla arsa tahsisi yanı sıra, diğer teşviklerden de yararlanılacağı düşüncesiyle çok sayıda müracaat olmuş ve ilgili birimlerce de bunlara ilişkin işlemler başlatılmış bir kısmı tamamlanmış ve yatırımlara başlanmış bulunmaktadır.
Tasarının aynen
yasalaşması halinde, tasarıda asgarî işçi sayısının 30'a çıkarılması sonucunda
bu yatırımlara başlamış yatırımcıların hemen hemen tamamı mağdur edilecektir.
Söz konusu mağduriyetin giderilmesi ve bunların bir an evvel tamamlanarak
ekonomiye kazandırılması amacıyla, bu yatırımlarda da 10 kişilik istihdam şartı
aranmasının yararlı olacağı düşünülmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
7 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 7.- Bu Kanunun;
a) Çerçeve 6 ncı maddesi
ile 5084 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (j)
bendi 6.2.2004 tarihinden geçerli olmak
üzere yayımı tarihinde,
b) Diğer hükümleri ise
1.4.2005 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
Yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen İstanbul Milletvekili Algan
Hacaloğlu; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz 10 dakikadır.
CHP GRUBU ADINA ALGAN
HACALOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Çok görülmeyen, çok mutat
olmayan bir yasayı görüşmekteyiz. Bu yasa tasarısının içinde, ekinde 13 adet
teklif vardır. Ben, bunca yıldır, 13 ayrı milletvekili grubunun ilgi duyduğu ve
kendi bölgelerini ilgilendiren bir konuda umut bağladığı bir yasa paketinin
topluca görüşüldüğüne pek şahit olmadım. Demek ki bir ihtiyaç var, bir umut
ihtiyacı, bir beklenti var ortada. Bu yasayla kendi yörelerinde, Anadolu'da,
güneydoğuda, doğuda, rekor düzeylere tırmanmış olan işsizlik, yoksulluk,
bunalım, bir umut olarak bu yasa içinde acaba aşılabilinir mi; acaba bu yasayla
bölgemize aş, ekmek gelir, iş gelir mi beklentisi var ve bu konuda
beklentilerin karşılanması için, değerli arkadaşlarım sorular soruyorlar. Yine,
uzun zamandır, ilk kez, burada, çok değerli sayın bakanlarımız tarafından bu
sorulara, televizyonları başında bu yasanın gelişmesini dikkatle izlemekte olan
yurttaşlarımıza verilen yanıt "bu, teknik konulardır; sizlere, sonra,
yazılı olarak yanıt vereceğiz" oluyor; müthiş bir umursamazlık!
Değerli arkadaşlarım,
esasında, söylenmek istenen şey, verilecek yanıt olmadığıdır. Bakınız, benden
evvel konuşan değerli arkadaşım Enis Tütüncü "bu yasa, seçmene selam,
IMF'ye devam" dedi. Hayır, o kadar değil; Seçmene selam, IMF'ye devam,
gerisi yalan değerli arkadaşlarım! (CHP sıralarından alkışlar)
Tasarının adı nedir;
yatırımları hızlandırma, işsizliği aşma, yani, istihdamı artırma, yatırımları
artırma. Değerli arkadaşlarım, diyelim ki, işsizliği azaltmak için veya
istihdamı artırmak için, burada, bu yasayla getirilmiş olan özendirici önlemler
-ki, bir boyutuyla daha evvel de vardı- bu şekliyle uygulamaya konuldu. Peki,
bu ne sağlayacak? Ek yatırım yapılmadan, istihdamın artırılması mümkün mü?
Peki, bu, yatırımları artıracak bir yasa tasarısı mıdır? Süresi ne kadardır?
Deniliyor ki, bu teşvikler 2008 yılına kadar devam edecek ve üstelik, eğer...
SONER AKSOY (Kütahya) -
İşletmeden sonra beş yıl...
ALGAN HACALOĞLU (Devamla)
- Tamam, geriyi bırakıyorum, olan oldu; onu anlatacağım.
2008 yılına kadar devam
edecek. Biz neredeyiz; 2005'in yarısındayız. Deniliyor ki: Eğer çalıştırılan
işçi sayısı 30'u bulursa, teşvik edilecek.
Değerli arkadaşlarım,
daha evvel, bildiğiniz gibi, 1998'de, sonra 2004'ün başında çıkarılan yasa amacına
ulaşamadı. Neden ulaşamadı; süre beş yıl konuldu, o nedenle. Hepiniz çok iyi
anımsıyorsunuz, Sayın Başbakan dahi "yahu bu tasarının süresinin beş yıl
olduğunu ben de bilmiyorum" demişti.
Şimdi, aradan iki yıl
geçmiş, 2008 yılına kadar üç yıl süreyle, devlet, eğer istihdam 30'a
çıkarılırsa, teşvik edecekmiş. Peki, niye çıkarsın? Çıkarabilmesi için yatırım
yapması lazım, kapasiteyi artırması lazım. Bunu niçin yapacak; üç yıl sonra
sona erecek olan, sonuçlanacak olan bir teşvik için; hem yatırımı yapıp bitirecek,
sonra geri kalan birbuçuk yıl devletten vergi stopajı ve sigorta primi
karşılığında teşvik alacak.
Değerli arkadaşlarım,
bunlar gülünç şeyler. Bunları, biliniz ki, bizi izlemekte olan seçmenin satın
alması mümkün değildir.
Bakınız, bu yasa,
ilkönce, 1998'de niye çıkarılmıştı; o dönemde Yüce Mecliste olanlar veya bu
konuya ilgi duyanlar anımsayacaklar; Türkiye, bir sıcak çatışma dönemi yaşadı
-o, bir arkadaşımın dediği gibi, savaş dönemi değil; düşük yoğunluklu bir
çatışma dönemi yaşadı- gerçekten yöre kırıldı, yıllardır olağanüstü hal ilan
edilmişti ve olağanüstü hal ilan edilmiş olan iller ile mücavir sahalarda
geçerli olmak üzere bir tasarı sunulmuştu. Sonra, Meclisteki görüşmelerde bu
genişletilerek rakam artırıldı; ama, önce yeterince iç güvenlik sağlanamadı, o
yatırımların güvenliğini sağlayacak iç barış ortamı sağlanamadı, sonra iki kriz
yaşandı ve doğal olarak, 1998'de başlatılan teşvik desteği bir anlam taşımadı.
2004'te ise, yine, sizin
önderliğinizde çıkarılan yasa güdük kaldı, bir anlamı kalmadı. Neden; çünkü,
beş yılla sınırlandı. Beş yıl için getirilen o teşvikler karşılığında hiç
kimse, özellikle doğu ve güneydoğuya gidip yatırım yapmazdı. Yapmadı da değerli
arkadaşlarım. Şimdi, yapılmamış yatırımlar üzerinden, siz, göle maya çalar
gibi, hangisi tutmuş ise, istihdamını artırır, artırması koşuluyla, biz ona ek
üç yıl prim veririz diyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım,
teşvik, özünde, temelinde... Türkiye'de, teşvik, kalkınma planı döneminde,
sosyoekonomik kalkınmanın amaçları doğrultusunda getirilmiş bir mekanizmadır;
ama, teşviki getirirken, neyi teşvik, nerede teşvik, neyle teşvik, ne zaman
teşvik, ne zamana kadar teşvik konularını önemsemeden, bunu kurallara
bağlamadan getirilen teşvikler, halkımızı sadece ve sadece aldatmaktır değerli
arkadaşlarım. Bu tasarıya girişimcinin kanması mümkün değildir. Kendi kendimizi
aldatmayalım.
Teşvik, bir genel
kalkınma stratejisi, bir genel gelişme perspektifiyle uyumlu çerçevede
getirilir. Eğer, siz, işsizliğin azaltılmasını, istihdamın çoğaltılmasını
istiyorsanız, bir sosyal gelişme uygulamasına, programın uygulamasına geçmek
istiyorsanız, o zaman, getireceğiniz teşvikin, muhakkak, bölgesel kalkınma
planları eşliğinde ve onun bütünlüğünde yapılması gerekir. Var mı böyle bir
şey? Bakanlık ne yapıyor, Planlama ne yapıyor?
Değerli arkadaşlarım,
daha geçen gün bir yasa çıkardınız, planı ertelediniz. Ortada ne Devlet
Planlama Teşkilatı bıraktınız ne vizyon bıraktınız ne de geleceğe yönelik bir
kalkınma iradesi. Eğer, sanayide yapılandırmayı, sanayide dünya ölçeğinde
rekabet gücünü artırmayı planlıyorsanız, o zaman, uzun perspektifli, AB
normları çerçevesinde gelişmemize katkı sağlayacak sanayi planları eşliğinde
teşvik mekanizmaları uygulamasına geçmeniz gerekir.
Bu nedenlerle, değerli
arkadaşlarım, bu tasarıdan bir sonuç alabilmek, ne yazık ki, mümkün değildir.
Bütün arkadaşlarım, kendi
illeri için -ortada işte- gıdım gıdım dağıtılacak bir miktar destek için, kendi
illerini, haklı olarak, koruma arayışına girmişlerdir; ama, teşvikin kesinlikle
selektif olması gerekir, sektörler bazında, yöreler bazında oluşturulması
gerekir. Teşvike gidilirken, eğer, siz, Güneydoğu, Doğu Anadoluda, geniş bir
bölgede teşvik amacını güdüyorsanız, kesinlikle bir kademelendirmeye, bölgesel
kademelendirmeye gitmeniz gerekir; ama, her halükârda, bölgesel planlar
eşliğinde uygulamanız gerekir.
Değerli arkadaşlarım,
konu, öncelikle, eğer bölgelerarası kalkınmayı sağlamaksa, o zaman, konu,
özünde, bir GAP'ta olduğu gibi, yeni bölgesel planların uygulamaya konmasıdır
ve GAP'ı kalkınma ajansları çerçevesi içerisinde bölmeye çalışmak yerine, adam
gibi uygulamaya çalışmaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Hacaloğlu,
buyurun.
ALGAN HACALOĞLU (Devamla)
- Değerli arkadaşlarım, gerçekten, doğunun, güneydoğunun, Şanlıurfa'nın,
bölgenin sizden beklediği budur; ama, bir başka şey var. Doğu ve güneydoğuya,
kalkınmada gerice yörelere, devlet eğer yatırım elini uzatmazsa, tüm bu ve
diğer teşviklerden sonuç alması mümkün değildir.
Bakınız, IMF'ye teslim
oldunuz. IMF yüzde 6,5'luk faizdışı fazla öngörüyor. Bizim, Cumhuriyet Halk
Partisi olarak, yıllardır söylediğimiz gibi, bu faizdışı fazlayı yüzde 3'e
indirme iradesini ortaya koyun ve her yıl sağlanacak 10,5 milyar dolar kaynağın
üçte 1'ini Doğu ve Güneydoğu Anadoluda istihdamı artırmak, üçte 1'ini bölgede
yeni yatırım kaynakları yaratmak ve üçte 1'ini de ekonomide teknolojik
gelişmeyi sağlamak ve araziye...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Hacaloğlu,
selamlar mısınız... Lütfen...
Buyurun.
ALGAN HACALOĞLU (Devamla)
- Bitiriyorum Sayın Başkanım, bir cümlem var.
...teknolojik
yapılanmaya, yeni teknolojilere, çağın ileri teknolojilerine uyum
sağlayabilmemizi sağlayacak, araştırma ve geliştirme yatırımlarına yeni bir
atılım sağlayacak amaca yönelik olarak kullanalım. Her birine yılda 3,5 milyar
dolar. Bunu da, faizdışı fazlayı yüzde 3'e indirerek sağlayabilirsiniz. Böyle
bir projenin sonuna kadar arkasında oluruz; ama, eğer amacınız göz boyamaksa,
eğer amacınız göle maya çalmaksa, arkanızda yokuz, desteğimiz sizinle beraber
olamaz.
Bu duygularla, hepinize
en derin saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Hacaloğlu.
Madde üzerinde şahsı
adına söz isteyen Çorum Milletvekili Agâh Kafkas.
Buyurun Sayın Kafkas. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
AGÂH KAFKAS (Çorum) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerimin başında, teşvikin dışında bir
konuya, Başkanımın izniyle, temas etmek istiyorum. Dün akşam, Türkiye'de, iki
güzide kulübümüz Türkiye Kupası maçı yaptı. Ben, finali oynayan Galatasaray ve
Fenerbahçe Kulüplerini kutluyorum. 100 üncü yılında Türkiye Kupasını kazanan
Galatasaray'ı ve taraftarlarını tebrik ediyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Kafkas,
bir saniye... Maddeyle ilgisini soruyorum.
Buyurun.
AGÂH KAFKAS (Devamla) -
Sayın Başkanım, milletvekili arkadaşlarımızdan da, oy verirken, ellerinin
parmaklarını birleştirerek oy vermelerini rica ediyorum; çünkü, yanlış
anlaşılmalara neden olmasın.
BAŞKAN - Lütfen, konuyu
gelir misiniz, Sayın Kafkas.
AGÂH KAFKAS (Devamla) -
Evet, Sayın Başkanım, konuya geliyorum.
Bugün, ülkemiz için
önemli bir kanunu tartışıyoruz. ikibuçuk yıl önce bu ülkede yatırımdan,
yatırımın teşvikinden, istihdamdan, üretimden söz edildiği zaman insana
bakıyorlardı, boş boş bakıyorlardı, neden bahsediyor acaba diye; çünkü,
ikibuçuk yıl önce Türkiye'nin gündemi, kapanan fabrikalar, toptan işten
çıkarmalar ve tükenen umutlar, tütmeyen bacalardı. Bugün bu ülkede, yatırım
iklimini yeniden oluşturmanın keyfini yaşıyoruz. Makroekonomik dengelerin
yerine oturduğu ve teşvik olan bölgelerde ya da olmayan bölgelerde yeniden
üretimin, istihdamın ve yatırımın yapılmaya başlandığı bir ülkenin gündeminde
konuşuyoruz bunları. Dün, bu ülkede, toptan işten çıkarmalar ve birçok
fabrikanın birlikte kapandığı bir yerde, kimi illerimizde toplu temel atmalar
yaşıyoruz; 100 fabrikanın temelinin birden atıldığına tanıklık yapmaya
başladık. Onun için, ben, öncelikle...
Yatırımın, sermayenin
biteceği iklim, aynen çiçek gibidir, gül gibidir; hangi iklim uygunsa, ancak
orada bitiyor olabilir. Teşvikler bunun bir unsurudur. Örneğin, bir dönemler
KOBİ'lerin başkenti "Anadolu Kaplanları" diye anılan Çorum'un bir
milletvekili olarak, benim ilimin bugün DPT'nin verilerinde sosyoekonomik
gelişmişlik arasında eksi veriyor olmasının ezikliğini ve acısını yaşıyorum.
Bir zamanlar Anadolu kaplanlarını susturmuşlar, kediye döndürmüşler ve organize
sanayide bir patlama yaşanmış, fabrikaların yarısı kapanmış, üretimin durduğu
bir Türkiye fotoğrafıyla karşı karşıya gelmişiz. Şimdi, tam oradan, bugün
yeniden üretimin, yatırımın teşvik edilmeye başlandığı bir iklimi konuşuyoruz.
Burada yalandan, doğru
yapılmadığından söz ediliyor. Doğrudur, yanlıştır... Dün, 36 ilin kapsandığı
dönemde 1 500 dolar kıstas alınmıştı. Bugün 13 il ilave edilirken de, şu il bu
il diye keyfî bir sıralama ve seçmeyle değil, Devlet Planlama Teşkilatının
ekonomik, sosyal gelişmişlik göstergesi baz alınarak yapılıyor. Yani, burada,
keyfîlikten söz ediyor olmak mümkün değil.
O nedenle, bu yasa
tasarısına -ben, şuna bakıyorum hayretle- bir CHP, bir de IMF karşı çıkıyor.
HALUK KOÇ (Samsun) - CHP
niye karşı çıksın!
AGÂH KAFKAS (Devamla) -
Yani, şimdi, IMF'nin talimatlarıyla yapıldığı söylenilen bu yasa tasarısına IMF
karşı çıkmıştır.
HALUK KOÇ (Samsun) - CHP
yanlışları söylüyor, karşı çıkmıyor; karşı çıksa, başka bir tavır sergiler.
AGÂH KAFKAS (Devamla) -
Yanlışları söylerken...
HALUK KOÇ (Samsun) -
Yanlışlıkları söylüyor, eksiklikleri söylüyor.
AGÂH KAFKAS (Devamla) -
Yani, yanlışları söylerken, kimi arkadaşlarımız, adam gibi yapılıp
yapılmamasından söz ediyor.
BAŞKAN - Sayın Koç,
Hatibe müdahale etmeyelim lütfen.
AGÂH KAFKAS (Devamla) -
Adam gibi yapılıp yapılmamasından söz ediliyor. O zaman, muhalefet ederken de,
adam gibi yapmak lazım bu işi.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sadece, biz mi söylüyoruz, arkadaşlarınız da söylüyor, eksiklikleri
arkadaşlarınız da söylüyor.
AGÂH KAFKAS (Devamla) -
Karşı çıkmak yerine, eksikleri söylüyor olmak lazım; karşı çıkmak yerine, eksikleri...
BAŞKAN - Sayın Kafkas,
siz Genel Kurula hitap eder misiniz.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Haksızlık yapma, cevabını alırsın biraz sonra. Haksızlık yapma!..
BAŞKAN - Sayın Koç,
lütfen...
AGÂH KAFKAS (Devamla) -
Bakın, burada bir arkadaşımız çıkıyor...
HALUK KOÇ (Samsun) -
Haksızlık yapma!
AGÂH KAFKAS (Devamla) -
Şu haksızlık olmuyor Sayın Koç: Adaletiniz varsa...
BAŞKAN - Sayın Kafkas,
lütfen, Genel Kurula hitap eder misiniz.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Haksızlık yapma, şimdi alırsın cevabını!
AGÂH KAFKAS (Devamla) -
...bu kadar doğru ölçünüz varsa, burada "yaptığınız işi adam gibi
yapın" diyen arkadaşına da aynı duyarlılığı göstermeliydin, burada düzey
varsa. (AK Parti sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın Kafkas,
lütfen...
HALUK KOÇ (Samsun) - Aynı
duyarlılığı gösteriyorum. Adam gibi yapın, adam!.. Adam gibi yapın!
AGÂH KAFKAS (Devamla) -
Burada söylemeye çalıştığım şu...
HALUK KOÇ (Samsun) -
"Adam gibi yapın" dediğimiz, doğru bir tespit.
BAŞKAN - Sayın Koç...
AGÂH KAFKAS (Devamla) -
Parlamentonun muhabbeti içerisinde...
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sadece ben değil, birçok arkadaşım bundan mustarip.
AGÂH KAFKAS (Devamla) -
Sayın Başkan...
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Sayın Başkan, nasıl muhalefet yapacağımızı ondan mı öğreneceğiz, o
mu öğretecek bize nasıl muhalefet yapacağımızı? Asabımızı bozmasın akşam
vakti...
BAŞKAN - Sayın Kafkas,
selamlar mısınız lütfen.
AGÂH KAFKAS (Devamla) -
Parlamentonun muhabbeti içerisinde ve düzeyi içerisinde, IMF'ye teslim olmaktan
ve yasayı adam gibi yapmaktan ve yalan söylemekten söz ederseniz, her
söylediğiniz sözün, mutlaka, bu taraftan da bir cevabının olacağını anlıyor
olmanız lazım ve bunu da kabul ediyor olmanız lazım.
Sizin her şeyi söylemek
hakkınız; bizim, söylediklerinize cevap vermek hakkımız yok; böyle bir şey yok.
Biz size nasıl tahammül ediyorsak, sizin de bize o kadar tahammül ediyor
olmanız lazım diye düşünüyorum.
Bu Teşvik Yasa Tasarısı,
yeniden yatırım ikliminin, üretim ikliminin başlaması için çok önemli bir adımdır.
Bölgeler arasındaki dengesizliğin giderilmesinde çok önemli bir adımdır.
Emeği geçen herkesi
kutluyorum; yatırım ikliminin oluşmasına katkı veren 59 uncu hükümeti, 22 nci
Dönem Parlamentosunu içtenlikle selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Kafkas.
Madde üzerinde şahsı
adına söz isteyen Denizli Milletvekili Sayın Mustafa Gazalcı; buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA GAZALCI (Denizli)
- Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabiî, akşamın bu
zamanında yorulduk, hep birlikte. Bir de birbirimizi anlamakta güçlük çekince,
yorgunluk iki kat artıyor. Bu Teşvik Yasasında Sayın Bakan dün dedi ki:
"Muhalefetin beğenmesini istemiyoruz." Yani, "beğenmezseniz
beğenmeyin" dedi. Bu söz, bende çok etki yaptı. Bizim beğenip beğenmememiz
çok önemli değil Sayın Bakan, halk beğeniyor mu, toplum beğeniyor mu, onun
yararına mı. Eğer, gerçekten halkın yararınaysa ulusal sanayimizin yararınaysa,
o zaman bizim beğenmememiz çok önemli değil. Cumhuriyet Halk Partisi olarak
biz, ülkemizin kimi alanlarda uluslararası büyük yarışlarla elde ettiği
noktadan bu yasa dolayısıyla gerileyeceğidir. Siz diyorsunuz ki,
bölgelerarasında bir dengesizliği gidereceğiz. Biz de diyoruz ki, aynı bölgede
haksız uygulamalar var. Ben adını da veriyorum; Denizli'de Özdemir Sabancı
Organize Sanayii, destek gören bir ile 3 kilometre ve bu, kısa sürede yapıldı.
Bunun bölgelerarası bir dengesizlikle ilgisi yok, aynı bölgedeki bir haksızlık.
Ben, Çin'le uğraşırken, uluslararası tekellerle uğraşırken, siz iki kere
vuruyorsunuz. Denizli'deki, başka yerdeki dişiyle tırnağıyla bir noktaya gelmiş
insanların elini kolunu bağlıyorsunuz. Buradaki arkadaşım bir maçtan söz etti.
Fenerbahçe- Galatasaray maçı eşit koşullar altında yapıldı; kimsenin eli kolu
bağlanmadı; kimilerini daha işin bağlanmadı; kimilerini daha işin başlangıcında
sen cezalısın, sen 100 metre ileriden başla demedi. İstenen ne sizden; gölge
etmeyin; yani, devlet yatırım yapmıyor; ama, dişiyle tırnağıyla, kendi gücüyle
yaptığı çalışmalarda sizin gölge etmemenizi istiyor. Bu yasa, bir destek değil,
gölge etmedir, el kol tutmadır.
Bakın, ben de ister
istemez ilimden söz ediyorum.
Değerli arkadaşlar,
Denizli, dışsatımımızda çok önemli yeri olan bir ilimiz; ama, öyle büyük
haksızlıklara uğruyor ki devlet tarafından... Örneğin, bir havaalanına büyük
uçaklar inemiyor; bu yüzden de ticareti, ekonomisi gerçekten engelleniyor.
Askerî bir havaalanı var. Geldik geleli hükümete söylüyoruz, buraya büyük
uçaklar insin, anlaşma yapmak istiyor, uluslararası gidip geliyor; hayır, yok.
Doğalgaz sözde 2005'in hemen başında gelecekti, gelmedi. İzmir'den gelen duble
yol, daha doğrusu otoban, Aydın'a kadar geldi, orada durdu. Şu istemiyor, bu
istemiyor dendi.
Değerli arkadaşlar, bir
haksızlıklar yasası bu. Yoksa, biz, 36 ile 13 il daha ekleniyor, buradaki
bölgeler kalkınmasın, yatırım olmasın değil; ama, bu yasa yatırımları
engelliyor Sayın Bakanım. Yani, siz, ili ölçüt alıyorsunuz.
Şimdi, tarım ve
hayvancılık can çekişiyor ülkede. Bu destek olmalı mı; olmalı. Hepimiz de
destek vermeliyiz, birçok alanda; ama, dokumacılık gibi, hazır giyim sanayii
gibi, turizm gibi kendi ülkenle değil, uluslararası güçlerle yarışırken, asıl
desteğin ona olması gerekir. Arkadaşımız burada diyor ki: "Eskiden toplu
işten çıkarmalar vardı, yatırım yoktu." Peki, incelediniz mi arkadaşlar;
ocak ayından bu yana 3 000 işçi çıkarıldı Denizli'de.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa)
- Bursa'da 9 000 işçi çıkarıldı.
MUSTAFA GAZALCI (Devamla)
- Bakın, Bursa'da çıkarılmış, başka yerlerde çıkarılıyor. Neden tekrar geriye
gidiyor? Yatırım yüzde 20 azaldı. Neden dikkate almıyorsunuz? Yani, bir eksilme
var.
Değerli arkadaşlar, bu,
çalışanı, üreteni cezalandırma olmamalı. Tabiî ki destek gerekli; ama, siz söz
vermiştiniz...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Gazalcı,
lütfen toparlar mısınız.
Buyurun.
MUSTAFA GAZALCI (Devamla)
- Bitirmeye çalışacağım Sayın Başkanım.
"Enerji girdisini
düşüreceğiz, sigorta primlerini düşüreceğiz, vergiyi düşüreceğiz" dediniz.
Peki, siz onlardan oy aldınız, işadamları size verdi, sözler verdiniz; ama
-elimde şimdi, demin okudum- bakın, bütün işadamları -AKP'li milletvekili
arkadaşlarıma da geldi- burada "istemiyoruz, şiddetle karşıyız, bir
yanlışlık var, isyan ediyoruz" diyorlar; niye dikkate almıyorsunuz? Sizin
oy aldığınız kesimler bunlar ve siz söz verdiniz onlara. Şimdi yarı yolda
bırakıyorsunuz ve desteğinizi, üstelik başka ülkelerin tekelleriyle yaparken,
hükümet olarak elini kolunu bağlıyorsunuz. Bizim söylediğimiz bu, Sayın Bakan,
değerli arkadaşlar, bu yasa birilerini destekleyeceğim derken birilerini
köstekliyor; üretimi ve çalışmayı cezalandırıyor.
Ben, ciddî araştırma
yapıldığı kanısında değilim. Yani, şu ilde olsun, bu ilde olsun yarışmaları
oldu. Değil arkadaşlar, ilçe ilçe bakılacaktı, sektör sektör bakılacaktı.
Dilerim büyük yanlışlıklar olmaz.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Gazalcı.
Oylamadan önce Komisyon
Başkanlığının bir düzeltme talebi var.
Buyurun Sayın Yıldız.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, bir redaksiyon talebimiz oldu.
Bu (a) fıkrasındaki çerçeve metnin çıkarılmasını talep ediyoruz kanun tekniği
açısından uygun olacağı için.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Not alınmıştır.
10 dakika süreyle
soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Buyurun Sayın Özkan.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN
(Burdur) - Sayın Başkan, aracılığınızla, Sayın Bakana iki sorum olacak.
Sayın Bakan, Burdur'la
ilgili soruma "imkânımız elvermediği için artı değerdeki illeri şu anda
alamıyoruz" diyorsunuz. Halbuki, biz, sizlere, daha fazla üretmekle katkı
koymak istiyoruz, para kazandırmak istiyoruz. Niçin erteliyorsunuz?
İkinci sorum: Daha önce
sorduğum soruma, Sayın Bakan "Burdur'u her zaman düşünen kimseleriz"
dediniz. Burdurlu hemşerilerim, açtıkları telefonlarla, sizlere teşekkür
ediyorlar. Bir de "Burdurlulara, yatırımlarında, hükümet olarak, teşvikçiyiz"
sözlerinizi ayakta alkışlamışlar. Yalnız, şunu söylüyorlar: "Sayın Bakan,
Burdurluyu severken öldürüyor." Bizim Burdur'da bir laf vardır: "Bizi
sev; ama, Deli Bekir'in oğlak sevdiği gibi öldürme." Burdurlu
yatırımcılarımızı, illerini terk etmeden, öldürmeden nasıl kurtaracaksınız?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Özkan.
Sayın Çoşkuner...
MEVLÜT COŞKUNER (Isparta)
- Sayın Başkan, aracılığınızla, Sayın Bakana bir soru sormak istiyorum.
Sayın Bakan, gerçi, cevap
vermekten kaçınacaktır; ama, Sayın Bakan, Ispartamızda gülümüz bitti, halımız
bitti, elmamız bitmek üzere. Var olan üç beş yatırcımız da teşvik kapsamına
alınan Afyonkarahisar'ın Sandıklı, Dinar ilçelerine gitmek istiyorlar. Onları
nasıl engelleyeceksiniz? Bir yol gösterir misiniz?
Teşekkürler.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Coşkuner.
Sayın Ekmekcioğlu.
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU
(Antalya) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Bu Teşvik Yasası, günü
kurtarma yasasıdır. Dünyayla rekabete güç kazandıracak, uzun vadeli
stratejilere dayalı bir teşvik sistemini geliştirecek bir projeniz var mıdır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Ekmekcioğlu.
Sayın Işık.
AHMET IŞIK (Konya) -
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Ben de, Sayın Bakana,
vasıtanızla, şu soruyu yöneltmek istiyorum:
Tasarıyla, teşviklerin
daha etkili olmasını öngören iki temel değişiklik yapılmaktadır. Bunlardan
birincisi, 2003 yılı sosyoekonomik gelişmişlik endeksinin kriter alınarak,
vergi ve sigorta primi teşvikleri ile enerji
desteğidir. İkinci temel değişiklik ise, kapsama giren illerde 5084
sayılı Kanunla, yürürlük tarihinden önce faaliyete başlamış mükelleflere, bu
faaliyetleri kapsamında yarattıkları istihdam dolayısıyla da teşviklerden
yararlanma olanağının sağlanmasıdır. Her iki temel değişiklikte de istihdam öne
çıkmaktadır.
Sayın Bakanım, hükümetin
istihdam politikalarına yönelik orta ve uzun vadeli çalışmalarını bilgi olarak
ve ayrıca, yorum olarak almak istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Işık.
Sayın Özel, buyurun.
RECEP ÖZEL (Isparta) -
Sayın Başkanım, teşvik kapsamına girmeyen illerde, işletmesini bir başka yere
nakleden, işyerlerinden çıkarılan ve işsiz kalanlara yönelik, Sayın Bakanımızın
bunların istihdamına yönelik bir çalışması var mı yok mu; bunu öğrenmek
istiyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Özel.
Sayın Bakan, buyurun.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Müsaadenizle, yazılı
olarak cevaplandıracağım. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
8 inci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 8.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Samsun Milletvekili Sayın Haluk
Koç; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA HALUK KOÇ
(Samsun) - Sayın Başkan, değerli miletvekilleri; bu kanunun son maddesinde,
hepinizi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına ve şahsım adına saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, iki
gündür, hemen hemen bütün konuşmacıları dinledim. Grup başkanvekili arkadaşım
da oturuyor, ben de oturuyorum ve şahıs konuşmalarında, Adalet ve Kalkınma
Partisinden ikinci kez ikinci şahıs hakkını kullanan milletvekilleri adına
Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri kullandı; teşekkür ediyorum arkadaşıma.
Bunun bir sebebi olsa
gerek. Sadece Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri konuşmadı bu kürsüde. Bu
yasa tasarısıyla ilgili birçok da İktidar Partisi milletvekili konuştu; bir
sıkıntı dile getiriyorlar, yani bir doku uyuşmazlığı olacağını söylüyorlar bu
illerde; bu getirilen bu teşvik kararları çerçevesinde hem teşvik alan illerde
hem teşvik alamayan illerde hem de doğu ve güneydoğu illerinde birtakım
sıkıntılar dile getiriyorlar. Bakın, arkadaşlarınız, İktidar Partisi
milletvekilleri tarafından birçok önerge verildi; bunların içerisinde değişik
talepler vardı; Sayın Torun'un önergesi aklımda, diğer arkadaşlarımın önergesi
aklımda. Yani, burada, Cumhuriyet Halk Partisinin teşvikle ilgili yasa tasarısına
karşı çıktığı gibi bir savı nasıl söylüyorsunuz; ben, bunu anlamadım! Sadece...
AHMET YENİ (Samsun) -
Samsun'la ilgili ben de verdim.
HALUK KOÇ (Devamla) -
Samsun'la ilgili Ahmet Yeni de vermiş; ama, ben, sizi görmedim; bakalım
oylamada ne vereceksiniz, onu göreceğiz o zaman.
Değerli arkadaşlarım, bu
ciddî bir sorun; bunları dile getiriyoruz. Ben, bütün konuşmaları saygıyla
karşılıyorum; umardım ki, bu konuşmalar boyutunda çıkan doğrulardan, hükümet,
bundan sonra atacağı adımlarda yararlansın; ama, Sayın Bakanın ihtiyaç molaları
o kadar uzun sürdü ki, tartışmaların çok büyük boyutunu dinleyemedi,
dinleyemedi, sorulara cevap vermek lütfunda dahi bulunmuyor.
Değerli arkadaşlarım, bu
Parlamentonun bir saygınlığı olmalı; bu saygınlığı hep beraber korumak
zorundayız. Ben, son iki soruda sorulan soruların hiçbirinin zaman geçirmek
amacıyla ya da başka amaçlarla sorulduğu kanaatinde değilim ve Sayın Bakanın da
danışma almadan çok rahatlıkla yanıtlayabileceği sorular. Bu yasama görevini
yaparken, iktidar ve muhalefet boyutlarında birbirimize karşı saygımızı her
boyutta sürdürmemiz gerektiğine, ben, inanıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
evet, ben, Grup Başkanvekili olarak konuştum bu saate kadar, bu dakikaya kadar;
şimdi de, bir Samsun Milletvekili olarak konuşacağım.
Samsun, gerçekten sıkıntı
içinde değerli arkadaşlarım; Samsun, bir kuşatma altında. Bakın, hani o hep
bildiğiniz, söylediğiniz, Samsun İli sosyoekonomik gelişmişlik sırası, o kadar
çok parametre var ki, o kadar çok ölçü, kriter var ki burada, ben, size birkaç
tanesini söyleyeyim de, Samsun'un, şu anda, eksi olmamakla beraber, tam sınırda
olan bir il olarak ve kuşatılmış bir il olarak -çevre iller tarafından, teşvik
alan iller tarafından- nasıl bir boyut içinde sıkıntı çektiğini,
canlandırmanızı sağlamak için. Bakın, yeşilkartlı oranını söyleyeceğim
Samsun'da: 81 il içinde 6 ncı sırada, 1 200 000 nüfusla. Samsun'da,
bakıyorsunuz sanayi göstergelerine, organize sanayi bölgesi parsel sayısı 21.
Şimdi, yeni kurulan Kavak Organize Sanayi Bölgesi, hemen yanında, komşu olan
Amasya ve Çorum'u düşünecek olursak, hiçbir şekilde, bundan sonra yatırım
alamayacak; hiç kendimizi kandırmayalım ve Türkiye'de, belki de ilk defa -bunu
başka arkadaşlarım da söyledi- Samsun'da gerçekleşti ve yerel milliyetçilik
rüzgarları altında tartışıldı. İlk defa, 2 tane ilçemiz, 2 büyük ilçemiz, Havza
ve Vezirköprü İlçelerimiz, 20 000'e yakın imza topladılar. Havza, Suluova'ya
çok yakın, Amasya'ya, Vezirköprü daha iç ilçemiz; geri kalmışlık sırasında
-onların da sıraları var- oldukça geride ilçeler, temelinde. Değerli
arkadaşlarım, şimdi, bunu, yerel milliyetçilikle açıklayabilir miyiz?!. Yani,
koyun can derdinde, kasap et derdinde... Anadolu'daki manzara bu.
Peki, değerli
milletvekili arkadaşım beni dinlemek lütfunda bulundular, sadece Samsun mu
bağırıyor?.. Bakın, Gaziantep milletvekilleri, ses çıkaranlar bağırabiliyor,
Zonguldak bağırıyor, Karabük bağırıyor, Eskişehir bağırıyor, Bilecik bağırıyor,
Denizli bağırıyor, Burdur, Kayseri, Isparta, Adana, Kırıkkale, Konya, ilk
dalgada teşvik alan doğu ve güneydoğu illeri bağırıyor.
MEHMET SOYDAN (Hatay) -
Niye bizi saymıyorsun?..
HALUK KOÇ (Devamla) -
Yani "burada, bir yanlışlık var" diyorlar, "bu şekilde
olmaz" diyorlar. Bir tek bu ölçütlere bağlı kalarak, bu şekilde bir beş
yıllık teşvik, Türkiye'de, bölgeler arasında "düşmanlık" kelimesini
kullanmayacağım, kullanmak istemiyorum; ama, çekememezlik oranını ve sıkıntıyı
artıracaktır değerli arkadaşlarım.
Şimdi, ne getiriyoruz;
kendi ilimle ilgili söyleyeceğim: Teşvik alamayan tek il Karadeniz Bölgesinde.
İki kuşak il var etrafında, tek sıra il de değil, hadi Gaziantep'in Hatay'la
bir ilişkisi var, bir sınırı var; Samsun'un o da yok, tam bir kuşatılmışlık.
Bakın, doğusunda Terme-Ünye arası 20-25 kilometre; batısında Yakakent-Gerze
arası, Sinop sınırı... Yakakent'e bakıyorsunuz, ilçe gelişmişlik sırasında
Gerze'den çok altta, Terme'ye bakıyorsunuz, Ünye'den -Ordu'nun ilçesi, şirin
ilçesi- gelişmişlik açısından çok daha altta. Hele Samsun'un bazı ilçeleri var
-Sayın Uzunkaya bunları benden daha iyi bilir; çünkü, uzun dönemdir
milletvekilliği yapıyor- Vezirköprü, Asarcık, Salıpazarı, Ayvacık; bunlar, Güney
ve Doğu Anadoludaki birçok ilimizin ilçelerinden çok daha -üzülerek
belirtiyorum- geri durumdalar.
Değerli arkadaşlarım, bir
ili, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Ortadoğu'da İngilizlerin, emperyalistlerin
yaptığı gibi, cetvelle haritasını çizerek, burası bir ülke, burası bir ülke,
sen burada kralsın, sen burada kralsın diye haritaladıkları gibi, Türkiye il
sınırlarını çizerek, bu ilin bu tarafı, teşvikte, hep bahsedilen şu
kolaylıklardan faydalanıyor, bu ilin bu tarafı teşvik dışında...
Değerli arkadaşlarım,
bakın, demirperde yıkıldıktan sonra bir dönem yaşandı Romanya ve
Bulgaristan'da; çok yoğun teşvikler verildi ve Türkiye'de çalışan fabrikalar,
üretim yapan fabrikalar sökülerek, Bulgaristan'a, Romanya'ya götürüldü,
hatırlayın. Şimdi, aynısı Anadolu'da yaşanacak, bu beş yıl içinde yaşanacak.
Hele de küçük ilçelerde, sınırı olan ilçelerde, teşvik alan-almayan bölgelerde,
stok için depolarını bırakacaklar teşvik almayan bölgelerde, mesela Samsun'da
ve hepsi 20 kilometre 25 kilometre öteye taşıyacak üretim noktalarını.
Değerli arkadaşlarım,
Sayın Kafkas, biz karşı çıkmıyoruz, tüten her bacadan mutlu oluruz Türkiye'de,
ekmek yiyen herkesin bir iş sahibi olmasından, emeğinin karşılığını almasından
ancak mutlu oluruz. Burada karşı çıkışımız, eleştirilerimiz sadece Cumhuriyet
Halk Partililerin değil, birçok, demin söylediğim illerdeki milletvekili
arkadaşlarımın da...
Ben, bu eleştirilerin,
Plan ve Bütçe Komisyonunda birçok arkadaşımız tarafından, altkomisyonda birçok
arkadaşımız tarafından, Genel Kurulda, milletin kürsüsünde birçok arkadaşımız
tarafından dile getirilmesinden ve görüşmelerin iki gün sürmesinden -üç gün de
sürebilirdi- mutluyum; ama, daha da mutlu olmak için Sayın Bakanın...
AHMET YENİ (Samsun) - Şu
anda dinliyor.
HALUK KOÇ (Devamla) -
Evet, işte böyle bizim yasamamız!
Sayın Bakanın, buradaki
hatipleri belli bir özenle dinlemesi ve buradan olumlu bir sonuç çıkarması ve
yapılan yanlışların kısa zamanda düzeltileceği ifadesini belki teşekkür
konuşmasında söylemesi gerekir.
Evet, Samsun gibi
kuşatılmış birçok il var, hepsi Türkiye. Ben, kendi Havzalı ve Vezirköprülü
hemşerilerime hiçbir zaman kızmıyorum, bunu Samsun'daki yerel gazetelerde de
dile getirdim. Olaya, Samsun milliyetçiliği açısından bakmıyorum. Bu, ekmek
kapısı; bu, aş kapısı; bu, geçim davası. 20 000 imza kolay bir imza değil küçük
ilçelerde. Değerli arkadaşlarım, bu hataları söylüyoruz, bu yanlışları
söylüyoruz.
Bir kere daha tekrar
ediyorum, öneriler: Yaşanan haksız rekabetin önlenmesi için, teşvikin ilçelerin
gelişmişlik ölçülerine göre verilmesi düşünülebilir. Çok daha parçalı bir yapı
çıkar diyebileceksiniz; ama, bundan daha iyi olur.
İkincisi, bölgesel
olarak, o bölgenin üretim kapasitesi, altyapısı neye dönükse, ona dönük
sektörel teşvikler planlanabilir. Çözüm var, çözüm yok değil. Lanet olsun bu
IMF'ye, yeter artık... Yeter artık! Şuna, hep beraber, şu Meclis olarak bir
karşı çıkalım; yeter artık!.. (CHP sıralarından alkışlar) Yeter artık!.. Yeter
artık, hayatımızı şekillendirmesin, yeter artık! Bağımsız ülke olmak, ille bir
bayrağa, bir millî marşa ve ayrı bir paraya sahip olmaktan geçmiyor. Bu
bağımlılıktan kurtulalım artık.
MEHMET SOYDAN (Hatay) -
Kurtaracağız inşallah.
HALUK KOÇ (Devamla) -
Değerli arkadaşlarım, bu kadar kısıtlamayla, bu kadar yaptırımla Türkiye nereye
gidecek?! Kendi insanımızı kendi içerisinde birbiriyle davalı duruma
düşürüyoruz. Sayın Bakana söyleyeceğim...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Koç,
tamamlayın lütfen.
ASIM AYKAN (Trabzon) -
Şov yapıyorsunuz.
HALUK KOÇ (Devamla) -
Teşekkür ediyorum, bitiriyorum.
Değerli arkadaşlarım...
Şov filan yapmıyorum Asım
Bey.
ASIM AYKAN (Trabzon) -
IMF'nin kapısına biz mi getirdik efendim?
BAŞKAN - Lütfen, sayın
milletvekilleri...
HALUK KOÇ (Devamla) -
Efendim, bakın, bundan kurtulalım diyoruz, birlikte irade sergileyelim diyoruz.
BAŞKAN - Sayın Koç,
lütfen, selamlar mısınız, süreniz doluyor.
HALUK KOÇ (devamla) - Bir
şey daha söylüyorum: Yalnızca yeni yatırımların değil, mevcut işletmelerin de
yararlanmalarının mutlaka yolu açılmalı, teşvik alan bölgelerde de bu tür bir
sıkıntı var. Adam, üretimini kurmuş, kadrosunu yetiştirmiş, pazarını sağlamış,
yeni kurulacak tesis, teşvik alacak, öteki çok büyük bir haksız rekabetle
karşılaşacak; yani, birçok yerden tutar dalı yok bu işin. Yasalaşacak; ama, bir
an önce bu yanlışlıkların düzeltilmesi için, Sayın Bakan burada, teşekkür
konuşmasında, belki ufuk açıcı bazı ipuçları verir. Keşke siz de biraz şov
yapabilseniz.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Koç.
Madde üzerinde, AK Parti
Grubu adına söz isteyen Hatay Milletvekili Sadullah Ergin.
Buyurun Sayın Ergin. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
SADULLAH ERGİN (Hatay) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabiî, bu saatte ve bu
kadar az bir zaman kala, tasarının içeriğine girecek değilim; ancak, dün
akşamdan beri gerçekten çok yoğun bir görüşme temposu içerisinde, büyük bir
özveriyle, iktidarıyla muhalefetiyle yoğun bir çalışma ortaya koydunuz.
Aslında, bu tempoya ve gösterdiğiniz ilgiye teşekkür için söz aldım.
Takdir edersiniz ki, daha
önce 36 ile teşvik verilmiş idi, bu tasarıyla, artı 13 il daha teşvik kapsamına
alınıyor. Temenni ederdik ki, 81 il böyle ayrıcalıklardan istifade edebilsin ya
da burada çalışan tüm milletvekili arkadaşlarımız memnun olsunlar ve kendi
seçim bölgelerine ve seçmenlerine karşı göğüslerini gererek gidebilsinler.
Elimizdeki imkânlar, tasarının hazırlanma aşamasında, Komisyonda ve Genel Kurul
aşamasında, birçok müzakereler sonucunda geldiğimiz nokta bu, gelebildiğimiz
nokta bu. İnşallah, önümüzdeki süreçte, bunu daha da geliştirerek, diğer
illerimizi de bu kapsam veya buna benzer birtakım teşvikliklerle buluşturma
imkânı nasip olur diye, temenni ve ümit ediyorum.
Tabiî, burada, muhalefet
partisi milletvekilleri de, bizim kendi grubumuza mensup milletvekilleri de,
zaman zaman, değişik konularda karşı görüşlerini, eleştirilerini ortaya
koydular. Tabiî, bir iki üslup noktasında karşı çıkacağım ve kabul
edemeyeceğimiz üslup oldu; ama, geneli itibariyle, muhalefet partimizin, biz,
bu tasarıda herhangi bir engellemesiyle karşılaşmadık; bu açıdan teşekkür
ediyoruz. Elbette ki, olumsuz buldukları noktada eleştirilerini dile getirecekler.
Yalnız, siyaseten bu Meclis çatısı altında belki kabul edilemeyecek üsluplardan
bu eleştirilerin arındırılması gerekir diye de düşünüyorum.
Ben, tekrar, bu saatte,
vaktinizi fazla işgal etmemek adına, bu tasarının bu hale gelmesinde, hazırlık
aşamasında, komisyon aşamasında ve Genel Kurul aşamasında çalışan tüm
parlamenterlerimize -iktidarıyla muhalefetiyle- her iki partimize, diğer
partilerin mensuplarına teşekkür ediyorum ve birazdan inşallah yasalaşacağını
ümit ettiğim bu tasarının ülkemize hayırlar getirmesini diliyor, saygılar
sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Ergin.
Madde üzerinde şahsı adına
söz isteyen Niğde Milletvekili Erdoğan Özegen.
Buyurun Sayın Özegen.
ERDOĞAN ÖZEGEN (Niğde) -
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; biraz önce, Grup
Başkanvekilimizin de söylediği gibi, gerçekten, yorucu bir çalışmadan sonra,
burada, huzurunuzu uzunca meşgul edecek değilim.
Görüşmekte olduğumuz 880
sıra sayılı kanun tasarısının son maddesi üzerinde şahsım adına söz almış
bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben de -gerçekten, bu
yasa o kadar fazla tartışıldı ki- bunun üzerinde, artık, arkadaşlarımızla,
yasanın içeriğini, getirdiğini götürdüğünü tartışmanın çok sıkıcı olacağını
düşünüyorum.
Ben, öncelikle, tabiî, bu
tasarının, gerek Plan ve Bütçe Komisyonunda gerek Genel Kurulda müzakereleri
sırasında, gerek iktidar gerek muhalefet partimizin bu yasaya çok önemli
katkılar verdiğini, en azından, bundan böyle, yeni yapılacak düzenlemelere de
ışık tutacak çok önemli bilgilerin ortaya çıktığına inanıyorum. Tabiî, yine, bu
yasa, 5084 sayılı Yasa olarak daha önce, 36 ille ilgili çıkarken, burada, yine,
bu konular, uzun uzun tartışıldı; ancak, bu tartışmalar sürecinde benim bir şey
dikkatimi çekti.
Şimdi, yasanın eksikleri
vardır, doğrudur; zaten, bunu, Sayın Maliye Bakanımız da, elimizdeki imkânlar
ölçüsünde bu yasayı düzenlemeye, böyle bir düzenlemeye imkân olduğunu ifade
etmişlerdir. Çeşitli sözcülerimiz de bunu ifade etmişlerdir. Anadolu'da bir
tabir vardır: Pazar kurulmuş; gelmiş "baba deve satılıyor" demiş. Ne
kadar oğlum? "1 pula" demiş. Baba "yaramaz" demiş. Ertesi
gün; gelmiş "baba deve satılıyor" demiş. Ne kadar oğlum? "1 000
pula." "Çek, gel" demiş.
Şimdi, ülkemizin içinde
bulunduğu durum, şartlar, evet, biraz önce değerli Anamuhalefet Partimizin Grup
Başkanvekili Sayın Koç, burada, IMF'den kurtulmamızı önerdi. Gerçekten, buna,
her Türk vatandaşının ve Parlamentoda bulunan bütün arkadaşlarımın yürekten
katıldığına inanıyorum.
NECATİ UZDİL (Osmaniye) -
Katılıyorsan borcu az alacaksın, artırmayacaksın.
ERDOĞAN ÖZEGEN (Devamla)
- Ne yazık ki, ülkemizin bu noktaya gelmesi, IMF ile böyle bir ekonomik
programı yürütmesi bu iktidarın marifetiyle olmuş bir hadise değildir; ancak,
tabiî, burada eleştiriler yapılacak, mükemmeli bulmak için gayret olunacak ve
çok ciddî katkılar oldu. Ben, şahsen çok istifade ettim. Ancak, burada, hemen
şunu ifade edeyim: Gerçekten, Sayın Haluk Beyin, biraz önce, Sayın
Başkanvekilinin söylediği duyguya katılırken, onun gereğini yapmak için de, gelin,
iktidarıyla muhalefetiyle, bu ülkenin özkaynaklarını harekete geçirici bazı
düzenlemelerde de aynı uyumu gösterirsek, örneğin önümüzdeki günlerde 2/B'yi
getirelim, bu Parlamentodan çıkaralım, önümüzdeki dönemde de, işte, IMF'den 10
milyar dolarlık yeni stand-by'a vesaireye gerek kalmaksızın, 15 milyar dolarlık
bir kaynağı, ülkemizin 81 vilayetine teşvik verecek bir duruma getirelim
diyorum.
Ben, bu yasaya katkı
sağlayan, muhalefetiyle, iktidarıyla, bürokratıyla, herkese teşekkür ediyorum.
Önümüzdeki dönemde, inşallah, yine, ülkemizin her köşesinde yeni yatırımların
önünü açacak teşviklerin daha mükemmel bir tarzda çıkmasına da bu tartışmaların
ışık tutacağına inanıyorum.
Yasanın hayırlı olmasını
temenni ediyor, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Özegen.
Madde üzerinde şahsı
adına söz isteyen Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün.
Buyurun Sayın Tüzün. (CHP
sıralarından alkışlar)
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) -
Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlar; görüşmekte olduğumuz kanunun
son maddesine geldik. Üç gündür gerçekten yoğun bir şekilde çalışıyoruz; ancak,
bu kanunun gerekçelerini, içeriğini, olumlu, olumsuz, müspet ve menfi yönde
birçok arkadaşımız düşüncelerini söyledi. Ben, Bilecik İlini gerçekten çok
yakinen ilgilendirdiği için birkaç konuya daha temas edip, sözlerimi kısaca
tamamlayacağım.
Değerli arkadaşlar,
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin 5 Ocak 2005 tarihinde yapmış olduğu
bölgesel ve sektörel istişare toplantısına değinmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bu
toplantıya, Güney Marmara Bölgesinde yer alan Kocaeli, Bursa, Sakarya, Yalova,
Çanakkale, Balıkesir, Bilecik, Bolu ve Düzce'den oluşan 9 il ve 48 oda ve
borsası adına Sayın Başbakana ve hükümetin diğer yetkililerine bir sunuş
yapıldı.
Değerli arkadaşlar,
bakın, bu sunuşta ne deniliyor: "5084 sayılı Teşvik Yasası, bölgesel,
sektörel ve proje bazında yeniden ele alınmalı. İlçelerin de gelişmişlik
seviyesi göz önünde bulundurularak, bölgelere yönelik özel teşvikler verilmelidir"
deniliyor.
Değerli arkadaşlarım,
Türkiye'nin 9 tane büyük şehri, Marmara Bölgesinin güneyindeki 9 tane ilin oda
ve borsa başkanları, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin genel kuruluna
gelip, bu konuda, “bu teşvik kapsamının yeniden değerlendirilmesi gerekir” diye
söylüyor. Buna, hatta, bu teşvik kapsamının içerisine giren iller de dahil,
buna Düzce İlinin de imzası var ve biz, ona rağmen, hâlâ, hayır arkadaş,
dediğimiz dedik çaldığımız düdük misali, siz bunları düşünseniz de Türkiye'yi
biz yönetiyoruz, biz bu teşvik kapsamını genişleteceğiz diyoruz. Yani, bu işin
özeti bu. Maalesef, bu sektörde uğraşan birçok işadamı, sanayici kardeşimiz, bu
teşvik kapsamına gerçekten karşı çıkıyor, biz de ısrarla bunu yürürlüğe koymak
istiyoruz.
Diğer bir taraftan, bu
kanun, Anayasamıza da aykırı. Anayasamızın 167 nci maddesinde deniliyor ki
değerli arkadaşlar: "Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet
piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri
alır; piyasalarda fiilî veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi
önler."
Değerli arkadaşlarım,
bakın, bu kanun, açık ve net olarak, Türkiye'de, tekelleşmeyi ve kartelleşmeyi
getiriyor. Ben açıkça söylüyorum, benim bölgemde bulunan seramik fabrikaları,
örneğin, Termal Seramik, Eczacıbaşı, Serel, Sögüt Seramik, Ercan Seramik,
Yurtbay Seramik, Efes, Bozüyük Seramik, Anatolia, Çanakkale'nin bir grubu,
teşvik kapsamına giren illerin seramik fabrikalarıyla nasıl yarışacak, onlarla
nasıl rekabet edecek değerli arkadaşlarım? Yani, bir diğer ilde bu hizmeti
yaparken, kaş yaparken göz çıkarmanın anlamı yok, değerli arkadaşlarım.
O nedenle, bu kanunu
görüştük, tartıştık, değerlendirdik, ben, çok değerli milletvekili
arkadaşlarımdan şunu rica ediyorum: Özellikle, doğu ve güneydoğu illerinden
gelen Parlamentodaki değerli milletvekili arkadaşlarım, geçmişte, 36 il teşvik
kapsamına girdiğinde, bölgenize zaten hiçbir yatırım yapılmadı; bu 13 il de
dahil olduktan sonra, doğu ve güneydoğuya hiçbir yatırımın yapılması söz konusu
değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Tüzün,
tamamlayabilir misiniz.
Buyurun.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla) -
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
O nedenle, elinizi
vicdanınıza koyun, oylarınızı o yönde kullanınız diyorum.
Tabiî ki, bu yasa
yürürlüğe girdikten sonra, en büyük zararı görecek illerden bir tanesi de
Bilecik İlidir değerli arkadaşlar. Burada şovenistlik adına söylemek
istemiyorum; ancak, Bilecik İli, kendi içindeki bu sorunları çözmüş, gerçek bir
sanayi kenti olmuştur; ama, maalesef, bu kanunla birlikte, Bilecik'te bulunan
sanayicimiz, en yakın illere, başta Kütahya olmak üzere, Afyon ve Uşak'a
yatırımlarını kaydıracaktır.
O nedenle, doğu ve
güneydoğuya mensup değerli milletvekilli arkadaşlarımızdan, oylarını, ellerini
vicdanlarına koyarak kullanmalarını talep ediyorum.
Beni dinlediğiniz için
teşekkür ediyor, Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Tüzün.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
İçtüzüğün 86 ncı
maddesine göre, lehinde oy kullanacağını belirtmek üzere, Zafer Hıdıroğlu söz
istemiştir.
Buyurun Sayın Hıdıroğlu.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
ZAFER HIDIROĞLU (Bursa) -
Efendim, tabiî, arkadaşlar, bu yasayı uzun uzun görüştüler, onun için de, bana
"acele et" diyorlar.
Ben, Sayın Başkana ve
değerli üyelerimize saygılarımı sunuyorum.
Şimdi, şu birkaç dakika
içerisinde şunu söylemek istiyorum: Maddeler çok çok tartışıldı. Ben, teşvikte,
bu 49 ilden herhangi bir ili temsilen burada değilim.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa)
- Bursa'yı savun bari, Bursa'yı savun!..
ZAFER HIDIROĞLU (Devamla)
- Yani, bu konuda daha objektif olabileceğim kanaatindeyim; arkadaşların da bu
konuda değerlendirmesi gerekir.
Efendim, makroekonominin
temelleri, Türkiye'de, AK Parti İktidarıyla oturdu; bunu, hepimiz görüyoruz.
NECATİ UZDİL (Osmaniye) -
Bravo!..
ZAFER HIDIROĞLU (Devamla)
- Sonunda da, yani, enflasyonun düşüşüne, paramızın değer kazanmasına,
faizlerin düşüşüne ve yüzde 9,9 büyümenin temeline baktığımızda, esasına
baktığımızda, içeriğine baktığımızda, yatırım mallarının ve sanayiin ön
sıralarda, birinci sırada geldiğini, ticaretin ve turizmin bunu takip ettiğini
görüyoruz, ki, çok sağlam yoldayız. Şimdi, mikro planda ise yapılması gereken
buydu.
NECATİ UZDİL (Osmaniye) -
Şimdi yüzde 20'ye çıkaracağız bu yasayla!..
ZAFER HIDIROĞLU (Devamla)
- Şunun için buydu: Değerli arkadaşlar, taa Osmanlı döneminden bu yana, aşağı
yukarı yüz yılı aşkın süreden bu yana "bölgesel iktisat" kavramı
üzerine ciddî hiçbir çalışma olmamış; yani, yüz yılı aşan sorunun halledilmesi
noktasında bölgeler arasında dengeleri sağlamak için bu yasa çıkıyor.
Tabiî, Zonguldak
milletvekili arkadaşımızın Bartın'a yakınlığından ilçenin zor durumda
kalmasına, Sayın Koç'un Samsun Milletvekili sıfatıyla Bafra'nın köylerinin
durumunu veya başka ilçeleri söylemesine, ben bunlara katılıyorum; ama, IMF'yi
bu ülkeden gönderilim derken, iki sene önce, IMF, bu ülkede, teşviklerin
mevcutlarını da kaldırın demiş; biz, şimdi, bu teşvikin yenisini bile
koyabiliyorsak, önemli bir mesafe kaydettik demektir.
NECATİ UZDİL (Osmaniye) -
IMF'yi kovduk!..
ZAFER HIDIROĞLU (Devamla)
- Ama, bu yasanın şu faydası da var: Değerli dostlarım, bakın, bu yasayla
beraber sadece Düzce'de değil, şu anda Ağrı'da bu zamana kadar alınan teşvik
sayısı 15'i geçmiş, Bitlis'te 14 tane; Giresun'da 15 tane fabrika yapılıyor ve
ayda 1 000 000 pantolon üretiyor; bu misaller çok. 1 000'in üzerinde teşvik
alınmış buralara. Tabiî, bunlar yeterli değil; ama, biz, bu yasayla büyük
şehirlerin yoğunluğunu biraz dağıtıp...
BAŞKAN - Sayın Hıdıroğlu,
toparlar mısınız.
ZAFER HIDIROĞLU (Devamla)
- ... bundan sonra yapılacak olan düzenlemelere de buradaki konuşmalar bizim
için örnek olacaktır. Ben, bu yüzden, teşvikli bölgede olmamama rağmen, bu
yasayı destekliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Hıdıroğlu.
Tasarının tümü
açıkoylamaya tabidir.
Açıkoylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açıkoylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için 5 dakika süre
vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden
yardım istemelerini, bu yardıma rağmen
de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 5 dakikalık
süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını ve oy pusulası verecek sayın
vekillerin Genel Kuruldan ayrılmamalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy
kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy
pusulasını, yine, oylama için öngörülen 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki İle Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı oylama sonucu:
Oy sayısı : 217
Kabul : 208
Ret :
6
Çekimser
: 3 (x)
Böylece, tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı olsun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Maliye Bakanı Kemal
Unakıtan, teşekkür konuşması yapacaktır.
Buyurun Sayın Bakan. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
Sayın Bakan, süreniz yok;
buyurun.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; önce, ülkemiz için, ekonomimiz için ve bilhassa bölgelerarası
dengesizliğe faydası olması açısından çok kıymetli olan bir kanunu kabul
ettiniz ve uzun da çalışmalar yapıldı. Dünden beri bu kanun üzerinde, 8 madde,
1 geçici madde olmasına rağmen, 2 tanesi de yürürlük maddesidir, yani, esas 6
madde üzerinde, çok yoğun bir çalışma yapıldı, tenkitler yapıldı,
değerlendirmeler yapıldı.
Bakınız değerli
arkadaşlar, biz, iktidar olarak hükümete geldiğimizde, AK Parti olarak hükümete
geldiğimizde, faizler yüzde 65'in üzerindeydi, enflasyon yüzde 30'lar
civarındaydı. Ondan birkaç sene öncesi de çok korkunçtu enflasyonlar. Ve
devletin bütçesi o şekilde gitseydi, memurların maaşları bile ödenemeyecek bir
haldeydi. Biz öyle geldik. Ve bunu da bilerek geldik, hiç kimseye de bundan
dolayı da bir şikâyette bulunmadık. Geceli gündüzlü çalışmalarımızın neticesi
bugünlere geldik. İşte faizler yüzde 17'ye indi ve enflasyon da tek haneli
rakamlara indi. Ve bütçe açığı geçen sene 45 katrilyon lira hedeflenmişken, 30
katrilyon lirayla bağladık. Bu sene dört aylık bütçe açığı 5 katrilyon lira
oldu. Geçen sene aynı dönemde 10 katrilyon liraydı. Yarı yarışa düşürmüşüz.
Evet, dönemsel başarıya bakmıyoruz biz, sene sonundaki hedefe bakıyoruz; ama,
şu andaki de insana bir fikir verir. Yarı yarıya; geçen sene çok başarılıydık.
Onun da yarısına düşürdük bu sene. Bunlar kolay olmuyor.
Demek ki, bu ülkenin
dikkat etmesi gereken hususlar var. Nesine dikkat edecek; hazinesine dikkat
edecek, bütçesine dikkat edecek ve bu arada da ülkenin gelişmesini sağlayacak.
Ne olmuş ülke geçen sene; 9,9 büyümüş, hem enflasyon düşmüş hem 9,9 büyümüş.
Eskiden derlerdi ki, iktisatçıların da çoğu: "Efendim, enflasyon düşerken
büyüme olmaz." Demek ki oluyormuş. Bu iktidar bunu da gösterdi. Öyle,
bunun teorisi yapılmaz. Bunu gösterdi iktidar. Bu şekilde de politikalarımıza
devam edeceğiz.
2004 yılında geldik, 36
ile biz teşvik verdik. Neden; imkânımız vardı. O kadar ile bizim teşvik
vermemiz lazımdı, ona inanıyorduk ve onları verdik.
Bu sene imkânlarımız daha
da iyi oldu, 13 daha ilave ettik bunlara; ama, bunlar, bir hesap kitap
içerisinde oluyor. Yoksa, hesabı kitabı bilmeden, sen hazinedeki paranı pulunu
bilmezsen, ondan sonra, gözü kapa, burada her türlü, AK Partili Debreli Hasan
götürsün; ona da ne ver, şuna da ne... Bu, hesap kitap içerisinde oluyor, bunu
herkes de biliyor.
(x) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın
sonuna eklidir.
Şimdi, Hükümet olarak
bizim bir politikamız var. Bizim zamanımızda paradan para kazanmak devri bitti,
yok. Ne olacak; reel sektör. Ülkenin hakikî büyümesi için reel sektörün
yanındayız biz. Her zaman da yanında olacağız, teşviklerle de olacağız... Bunu,
bir kereyle, iki tane kanunla da yapmayacağız. Biz, Türkiye'yi mutlu etmek için
geldik, mahzun etmek için gelmedik. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Onun için, değerli
arkadaşlar, ben biliyorum ki, birçok arkadaşımızın burada ili belki mahzun
olmuş; ama, bunu iyice bilin ki, sakın, kimse mahzun olmasın. Bugünkü kanun her
şey değildir. Biz, teşviklerimize devam edeceğiz değerli arkadaşlar. Sektörel
de edeceğiz, bölgesel de edeceğiz, istihdam için de edeceğiz...
BAŞKAN - Sayın Bakan,
toparlayabilir misiniz.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (Devamla) - Hay hay...
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) -
Ne zaman? Zamanı var mı, bekleyecek miyiz?
RAMAZAN KERİM ÖZKAN
(Burdur) - Sektöreli yapalım, geç kalmayalım.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (Devamla) - Biraz sabırlı olun. Ben burada çok iyi hatırlıyorum ki,
daha yeni Hükümet olduğumuz günde, sayın arkadaşlarımız, hani faizler inecekti,
hani efendim şu olacaktı deyip, hepimiz yeni olmuşuz daha; bir aya, faizler
inecekti ne oldu, enflasyon inecekti ne oldu... Bakın, biraz sabrettiniz,
hepsini gördünüz; biraz sabır, hepsini göreceksiniz. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) -
Sektörel teşvik ne zaman olacak, onu merak ediyorum.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, biraz sabredin, biraz sabırlı olun.
Bakın, yaşınız da genç, bekleyebilirsiniz.
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) -
Bilecik'e var mı?
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (Devamla) - Bilecik'le de iftihar ediyorum; ben de Bilecikli
sayılırım. Benim ilk çocuğum Bilecik doğumludur. Askerliğim de oradadır.
Bilecik'le de ben her zaman gurur duymuşumdur, iftihar etmişimdir.
BAŞKAN - Sayın Bakan...
RAMAZAN KERİM ÖZKAN
(Burdur) - Burdur?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (Devamla) - Burdur'da ben yapmadım ama, oğlum askerlik yaptı. Evet,
Burdur'u da seviyoruz, hiç merak etmeyin, hiç kimse mahzun olmayacak.
Sayın Başkan,
toparlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
hepinize çok teşekkür ediyorum. Yüce Meclise teşekkür ediyorum ve önemli bir
kanunu kabul ettiniz. Bunun memleketimize hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah,
bunların devamının geleceğini de buradan tekrar söylüyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanı Mehmet Hilmi Güler hakkındaki gensoru önergesi ile sözlü soru
önergelerini ve diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için, 17 Mayıs 2005
Salı günü, alınan karar gereğince saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma
Saati : 21.12