Normal TBMM 2 9 2005-06-22T15:09:00Z 2005-06-22T15:09:00Z 72 48080 274058 TBMM 2283 548 336562 9.3821 0 6 nk 6 nk 0

DÖNEM : 22        CİLT : 84       YASAMA YILI : 3

 

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

 

98 inci Birleşim

12 Mayıs 2005 Perşembe

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - YOKLAMA

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1.- Antalya Milletvekili Osman Akman'ın, Hemşireler Haftası ve Dünya Hemşireler Gününe ilişkin gündemdışı konuşması

2.- Adana Milletvekili N. Gaye Erbatur'un, Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü  Ayırımcılığın Önlenmesi Komitesinin Türkiye'yle ilgili raporuna ilişkin gündemdışı konuşması

3.- Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey'in, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu hakkında İsviçre Zürih Kantonu Savcılığınca soruşturma açılmasının Türk kamuoyundaki tepkilerine ilişkin gündemdışı konuşması

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun (6/1523) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/294)

2.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun (6/1530) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/295)

V. - ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1.- (11/2) esas numaralı gensoru önergesinin görüşme gününe ilişkin Danışma Kurulu önerisi

VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

2.- Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/969) (S. Sayısı: 851)

3.- Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı; Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, GAP Bölgesinde Yatırımların Özendirilmesi ve İstihdam Yaratılması Hakkında Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifleri; Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez ve 3 milletvekilinin, Adalarda Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 69 milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Zonguldak Milletvekili Harun Akın ve 50 milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 26 milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım ve 15 milletvekilinin, 29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Yatırımların ve İstihdamın Özendirilmesi ve Bölgesel Dengesizliklerin Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi; Kahramanmaraş Milletvekilleri Mehmet Yılmazcan, Hanefi Mahçiçek ile Mehmet Ali Bulut'un, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekilleri Musa Sıvacıoğlu, Hakkı Köylü ile Sinan Özkan'ın, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Konya Milletvekili Hasan Anğı'nın, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Sakarya Milletvekilleri Ayhan Sefer Üstün, Erol Aslan Cebeci, Hasan Ali Çelik, Süleyman Gündüz ile Recep Yıldırım'ın, 29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Balıkesir Milletvekili A. Edip Uğur ve 12 milletvekilinin, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/966, 2/219, 2/271, 2/274, 2/286, 2/349, 2/350, 2/366, 2/371, 2/374, 2/387, 2/388, 2/389, 2/390, 2/391) (S. Sayısı: 880)

VII. - SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Diyarbakır-Bismil-Sinan Köyü sakinlerinin arazilerinin ellerinden alındığı iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki ERGEZEN'in cevabı (7/5534)

2.- Kırıkkale Milletvekili Halil TİRYAKİ'nin, Kırıkkale'deki çiftçilerin Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Sağlık Bakanı ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Vekili Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5620)

3.- İzmir Milletvekili Ali Rıza BODUR'un, 2004 yılında sağlık kurumlarında kullanılan protez giderlerine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5647)

4.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, bakanlık ve bağlı kuruluşlarında vekâleten ve asaleten görev yapan idarî personele ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/5751)

5.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, bakanlık ve bağlı kuruluşlarında vekâleten ve asaleten görev yapan idarî personele ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/5766)

6.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, SSK hastanelerinin devrinden sonra yaşanan sorunlara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5796)

7.- Manisa Milletvekili Hasan ÖREN'in, tarım meslek liselerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sorusu ve Sağlık Bakanı ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Vekili Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5845)

8.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Düzce İline ayrılan yatırımlara ve ödenek miktarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sorusu ve Sağlık Bakanı ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Vekili Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5951)


I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak üç oturum yaptı.

Birinci ve İkinci Oturumlar

Antalya Milletvekili Fikret Badazlı'nın, Antalya'da gelişmekte olan örtüaltı tarım teknikleriyle, kesmeçiçek ve sebze ihracatındaki gelişmelere ilişkin gündemdışı konuşmasına Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü, cevap verdi.

İstanbul Milletvekili Kemal Derviş'in, Birleşmiş Milletler Teşkilatı Kalkınma Programı Başkanlığına seçilmesi münasebetiyle, Türkiye'nin kriz döneminde içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik şartlara, bundan sonra yapılması gerekenlere ve Avrupa Birliği üyeliği sürecinde atması gereken adımlara ilişkin gündemdışı konuşmasına Adalet Bakanı Cemil Çiçek katkıda bulundu.

Konya Milletvekili Atilla Kart, Seydişehir Eti Alüminyum tesislerinin özelleştirilmesi sürecinde hukukdışı ilişkiler bulunduğu yolundaki iddialara ilişkin gündemdışı bir konuşma yaptı.

Bazı girişimcilerce holding adı altında gerçekleştirilen izinsiz halka arz yoluyla tasarruf sahiplerinin mağduriyetine yol açılmasının neden ve sonuçlarıyla bu süreçte SPK'nın sorumluluğunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan (10/16, 262) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Geçici Başkanlığının, Komisyonun başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yaptığına ilişkin tezkeresi, Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmının 134 üncü sırasında yer alan 565'e 1 inci ek sıra sayılı komisyon raporunun, bu kısmın 4 üncü sırasına alınmasına ilişkin CHP Grup önerisinin, yapılan görüşmelerden sonra, kabul edilmediği açıklandı.

Adana Milletvekili Uğur Aksöz,

Konya Milletvekili Atilla Kart,

Tokat Milletvekili Zeyid Aslan'ın, konuşmasında, ileri sürmüş olduğu görüşlerden farklı görüşleri kendisine atfetmesi nedeniyle birer açıklamada bulundular.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:

1 inci sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S. Sayısı: 305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporu henüz gelmediğinden,

2 nci sırasında bulunan, Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu Tasarısının (1/969) (S. Sayısı: 851) görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından,

Ertelendi.

3 üncü sırasında bulunan, Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ile 3 milletvekilinin; Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin (2/440) (S. Sayısı: 896) görüşmeleri tamamlanarak;

4 üncü sırasında bulunan, Çorum Milletvekili Muzaffer Külcü ile 3 milletvekilinin; Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin (2/441) (S. Sayısı: 897),

5 inci sırasında bulunan, Çorum Milletvekili Muzaffer Külcü ile 3 milletvekilinin; Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin (2/442) (S. Sayısı: 898),

Yapılan görüşmelerden sonra;

Kabul edilip kanunlaştıkları açıklandı.

6 ncı sırasında bulunan, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı; Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, GAP Bölgesinde Yatırımların Özendirilmesi ve İstihdam Yaratılması Hakkında Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifleri; Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez ve 3 milletvekilinin, Adalarda Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 69 milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Zonguldak Milletvekili Harun Akın ve 50 milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 26 milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım ve 15 milletvekilinin, 29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Yatırımların ve İstihdamın Özendirilmesi ve Bölgesel Dengesizliklerin Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi; Kahramanmaraş Milletvekilleri Mehmet Yılmazcan, Hanefi Mahçiçek ile Mehmet Ali Bulut'un, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekilleri Musa Sıvacıoğlu, Hakkı Köylü ile Sinan Özkan'ın, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Konya Milletvekili Hasan Anğı'nın, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Sakarya Milletvekilleri Ayhan Sefer Üstün, Erol Aslan Cebeci, Hasan Ali Çelik, Süleyman Gündüz ile Recep Yıldırım'ın, 29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Balıkesir Milletvekili A. Edip Uğur ve 12 milletvekilinin, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin (1/966, 2/219, 2/271, 2/274, 2/286, 2/349, 2/350, 2/366, 2/371, 2/374, 2/387, 2/388, 2/389, 2/390, 2/391) (S. Sayısı: 880) tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlanarak 1 inci maddesi bir süre görüşüldü.

Saat 19.34'te toplanmak üzere, İkinci Oturuma 19.21'de son verildi.

 

                                     Sadık Yakut

                                    Başkanvekili

 

Harun Tüfekci

 

Türkân Miçooğulları

 

Konya

 

İzmir

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

Üçüncü Oturum

880 Sıra Sayılı, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 1 inci maddesi kabul edildi; 2 nci maddesi üzerinde bir süre görüşme yapıldı.

12 Mayıs 2005 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşime 20.51'de son verildi.

                                          Nevzat Pakdil

                                            Başkanvekili

 

Türkân Miçooğulları

 

Harun Tüfekci

 

 

İzmir

 

Konya

 

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

 

 

 

 

 

 

 

                                                                                  No.: 134

II. - GELEN KÂĞITLAR

12 Mayıs 2005 Perşembe

Tasarı

1.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı (1/1030) (Plan ve Bütçe Komisyonuna)  (Başkanlığa geliş tarihi: 12.5.2005)


 BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 14.00

12 Mayıs 2005 Perşembe

BAŞKAN : Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER : Harun TÜFEKCİ (Konya), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

 

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 98 inci Birleşimini açıyorum.

III. - YOKLAMA

BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için 3 dakika süre vereceğim. Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarını, görevli personel aracılığıyla, 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.

Gündemdışı ilk söz, Hemşirelik Haftası münasebetiyle söz isteyen, Antalya Milletvekili Osman Akman'a aittir.

Buyurun Sayın Akman. (AK Parti sıralarından alkışlar)

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1.- Antalya Milletvekili Osman Akman'ın, Hemşireler Haftası ve Dünya Hemşireler Gününe ilişkin gündemdışı konuşması

OSMAN AKMAN (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, 12-18 Mayıs Hemşireler Haftası ve 12 Mayıs Dünya Hemşireler Günü nedeniyle şahsım adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, hemşirelik mesleğinin, Kırım Savaşı sırasında dünyaca ünlü bir hemşire lideri Florence Nightingale'in Selimiye Kışlasında yaptığı çalışmalarla başladığı kabul edilmektedir. Florence Nightingale'in doğum günü olan 12 Mayıs, dünyada 1954, Türkiye'de 1964 yılından bu yana Hemşireler Günü olarak kutlanmaktadır. Görüldüğü gibi, Türkiye, hemşirelik mesleğinin doğuşuna tanıklık etmiş bir ülkedir. Hemşire, bacı, kız kardeş anlamına gelir. Şahsen ben de, bir hekim olarak çalıştığım zamanlarda, beraber çalıştığım hemşirelere, büyük kız kardeş anlamında, hep "abla" diye hitap ettim. Hemşirelik mesleği, halen, 1954 yılında çıkarılmış olan 6283 sayılı Yasaya göre icra edilmektedir.

Türkiye'de ilk kez 1911 yılında, Dr. Besim Ömer Paşa, İstanbul'da gönüllü hastabakıcılık kursları açmış, dersleri kendisi vermiş ve bir hekim olmakla birlikte, hemşirelik mesleğinin gelişmesi için çaba sarf etmiştir. Cumhuriyet dönemindeyse, 1925 yılında Kızılay Hastabakıcı Okulu açılmış ve iyi ahlaklı, okuryazar, sağlıklı kız öğrenciler -dikkat buyurun, sağlıklı kız öğrenciler- bu okula kabul edilmiştir. Başlangıçta eğitim süresi ikibuçuk yıldır, nihayet 1958'de dört yıla çıkarılmıştır. 1958'de, Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü uzmanlarıyla birlikte ortaokula dayalı 4 yıllık deneme programları başlatılmış, 1961 yılında bu okulların adı "sağlık koleji" olmuş, nihayet 1996 yılında, meslek yüksekokulları, 4 yıllık lisans eğitimi veren sağlık yüksekokullarına dönüştürülmüştür. Bu okullarda, yine de, derslerin yüzde 40'ı meslekdışı saatlere harcanmıştır.

Değerli arkadaşlar, hastalar tarafından beyaz melek misyonu yüklenen hemşirelerimiz, 6283 sayılı Yasa gereği, sadece, yaptığı enjeksiyon, aşı vesaireden sorumluyken, neredeyse doktorun sorumluluğuna varan her şey istenmiş ve çoğu kere de olumsuzlukların sorumlusu gibi gösterilmiştir.

Değerli arkadaşlarım, gerçekte hemşire, doğum sancısı çeken annemize teselli verendir. O, annemiz bizimle ilgilenemeyecek durumdayken analık yapandır, çocukluğumuzda iğne yapacağından korktuğumuz ablamızdır, hastalıklardan korunmamız için aşılarımızı yapandır, hastaneye gittiğimizde ilk hatırımızı sorandır, ameliyata giderken cesaret verendir; gece hasta yatağımızda serumumuzu takan, yemeğimizi yediren, suyumuzu içirendir; moral veren, korkularımızı yenmemizi sağlayandır; doktorların ilk ve sürekli hocasıdır, yardımcısıdır. Hangi doktor enjeksiyon yapmayı ve tansiyon ölçmeyi bir hemşireden öğrenmemiştir ki!

Ama, değerli arkadaşlar, o da etten, kemikten bir insandır. Onun da duyguları vardır, üzüntüleri vardır, çocukları vardır, çocuğu hastadır, uykusuz kalmıştır, eşi vardır, bir gün önce nöbet tutmuştur, vardiyası vardır; her zaman gülmesini bekleyemezsiniz.

Hekimlik hayatım boyunca hep gördüğüm hemşire arkadaşlar, genellikle, dertlerini, sıkıntılarını yüreklerine gömerek, hastalara müşfik ellerini uzatmışlardır. Ayrıca, meslekleri gereği, birçok hastalığa duçardırlar, açıktırlar. Örneğin, acil serviste ve intaniye servislerinde çalışan hemşirelerde, küçük bir ihmalle, Hepatit B ve Hepatit C'ye yakalanma riski çok yüksektir. Kendilerini insanların daha sağlıklı olmasına adamış bu melekler öf bile demeden, mesleklerini sürdürüp gitmektedirler.

Değerli milletvekilleri, sağlık hizmeti, ekip çalışması gerektirir, doktoruyla, hemşiresiyle, diğer yardımcı sağlık personeliyle. Ayrıca, günümüzde, pratikte, ebe, hemşire ve sağlık memuru ayırımı da kalkmış gibidir. 2003 istatistiklerine göre, halen çalışan 80 000 hemşire, 42 000 ebe, 50 000 sağlık memuru vardır.

Ayrıca, bugün, daha çok yeni hemşireye ihtiyacımız vardır. Hükümetimiz, eleman temininde güçlük çekilen yörelerde, sözleşmeli sağlık personeli istihdam etti. Bu uygulamayla, bir yandan, hemşirelerimize yeni kadrolar açarken, diğer yandan, bu yörelerde çalışan arkadaşlarımızın daha yüksek ücret alması sağlandı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Akman, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

OSMAN AKMAN (Devamla) - Konu hemşireler olunca Sayın Başkanım...

Elbette, sağlık çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi de gerekirdi. Bu bağlamda, hemşirelerimiz, dönersermaye priminden, performansa göre yararlanmaya başladı ve ellerine geçen ücretlerde önemli oranda iyileşme sağlandı. Hastanelerin birleşmesiyle, eski SSK mensubu hemşirelerimiz de bu iyileştirmelerden yararlandı.

Hastanede çalışırken, benim de hemşire kardeşlerimizden şikâyet olarak duyduğum kep takma zorunluluğu ortadan kaldırıldı. Lisans mezunu hemşirelerin ekgöstergeleri 2 200'den 3 000'e çıkarıldı.

Ayrıca, Sağlık Bakanlığımız, 9 Mayıs 2005 tarihinde imzaladığı bir genelgeyle, sağlık çalışanlarının muayene ve tedavilerinin kurumlarında veya diğer kurumlarda, sıra beklemeksizin, öncelikle yapılmasını direktif verdi. Ebe, hemşire ve sağlık memurlarının sağlık hizmetleri dışında çalıştırılmaması konusunda hassasiyet gösterilecektir. Doğum ve süt izni süresince, hizmeti aksatmayacak şekilde, zaruret olmadığı sürece nöbete girmemeleri sağlanacaktır. Hizmette 25 yılını doldurmuş olan sağlık personelinin nöbet tutmamaları sağlanacaktır. Doğumdan önce ve sonra 8'er haftalık izin, istediği saatte süt izni, 24 haftalık gebelikten sonra nöbet tutmama...

Yine, özelliği olan bölümlerde çalışan ebe, hemşire ve sağlık memurlarına yönelik özel dal sertifika programları uygulanmaktadır; yoğun bakım hemşireliği, stoma bakım hemşireliği, acil bakım hemşireliği, kemoterapi hemşireliği gibi.

AK Parti Hükümetimiz ve Sağlık Bakanlığımız, sağlıkta dönüşüm programı çerçevesinde, meslekî yeterliliklerin düzenlenmesi ve tanınması hakkında kanun tasarısı, sağlık kanun tasarısı, sağlık meslek grupları birliği kanun tasarısı gibi çalışmaları sürdürmektedir.

Değerli milletvekilleri, bütün hemşirelerin 12 Mayıs Hemşireler Gününü, 14-18 Mayıs Hemşirelik Haftasını tekrar kutluyor; ayrıca, 14 Mayıs 2005 Eczacılar Günü olması vesilesiyle, tüm eczacıların da Eczacılar Gününü kutluyor, Yüce Heyetinizi, tekrar, saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Akman.

Gündemdışı ikinci söz, Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Komitesinin Türkiye hakkındaki raporuyla ilgili söz isteyen Adana Milletvekili Gaye Erbatur'a aittir; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

2.- Adana Milletvekili N. Gaye Erbatur'un, Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü  Ayırımcılığın Önlenmesi Komitesinin Türkiye'yle ilgili raporuna ilişkin gündemdışı konuşması

N. GAYE ERBATUR (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesini, Türkiye, 1985 yılında imzalamıştır. Sözleşmeyi imzalayan her ülke, periyodik olarak, Birleşmiş Milletlere rapor sunmakta, raporu değerlendiren CEDAW da, o ülkeye, hazırlanan raporlar doğrultusunda sorular yöneltmekte, hükümete sözleşmenin gereklerini yerine getirmesi için tavsiyelerde bulunmaktadır.

Türkiye, ocak ayında, dördüncü ve beşinci dönem raporunu Komitenin istediği şekilde hazırladı ve sundu.

Komite, raporunda "kadına karşı ayırımcılık" ifadesinin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında net bir biçimde; yani, CEDAW'ın, madde 1'de söylendiği şekilde tanımlanması gerektiğini bildirdi. Ayrıca, Komite, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, CEDAW ve kadına karşı ayırımcılık kapsamında, toplumda bilinçlendirme çalışmaları yapması ve bu konudaki eğitim çalışmalarının, özellikle parlamenterler, hâkimler ve savcılar ile hukukçulara yönelik olması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, Komite, yapılan yasal değişikliklerin bir sonraki rapor dönemine kadar uygulamaya geçtiğini görmek de istiyor.

Komite, yeni Türk Ceza Kanununda, hâlâ, kadınlara ve kızlara ayırımcılık yapan maddelerin olduğunu, özellikle de bekâret testlerinin kadınların rızası olmadan yapılamayacağı hususunun belirtilmesini istiyor. Komite, namus cinayetleri suçlarının nitelikli insan öldürme suçu olarak kabul edilmesini istiyor.

Ayrıca, Komite, yeni Türk Ceza Kanunundaki 15 ile 18 yaş arası gençlerin kendi rızalarıyla girdikleri cinsel ilişkilere getirilen yasakların, özellikle kız çocuklarını olumsuz yönde etkileyeceğini ve bu yasakların kaldırılması gerektiğini belirtmektedir.

Komite, Medenî Yasada, edinilmiş malların ortak paylaşımını düzenleyen mal rejiminin geriye doğru uygulanmasının sağlanması, bu Yasanın bugünkü halinin yarattığı olumsuz sonuçların devlet tarafından takip edilmesi gereğini de belirtmiştir.

Türkiye'de kadına karşı şiddetin, özellikle de aile içi şiddetin devam ettiğini vurgulayan Komite, şiddet gören kadınların yasalarda yer alan korunma mekanizmalarından habersiz olduklarını söylemiştir. Komite, kadına karşı şiddet konusundaki en önemli noktalardan biri olan sığınma evlerinin sayısının azlığına dikkat çekmiş ve en kısa zamanda sayılarının artırılmasını istemiştir.

Komite, kadınların toplumsal ve siyasal hayata katılmaları yolunda geçici özel önlemler alması gerektiğini vurgulamıştır. Özellikle, devletin, Parlamentoda, belediyelerde, kamu kurum ve kuruluşlarında ve özellikle de Dışişleri Bakanlığında kadınların daha fazla sayıda yer almalarını sağlamak için geçici özel önlemler alması gereğinin altı çizilmiştir.

Komite, kadınların okumazyazmazlık oranlarının yüksekliğine ve tüm eğitim seviyelerinde kadın ve kızların sayılarının azlığına dikkat çekmiş ve bu konuda, acilen, devletin, geçici özel önlemleri hayata geçirmesi gerektiğini belirtmiştir.

Komite, Türkiye'de kadının işgücüne katılımının rekor düzeyde düşüklüğünün önlenmesi gerektiğini ve bu alanda kadınların yaşadıkları ayırımcılıkların ortadan kaldırılması için geçici özel önlemlerin alınmasını ve bu konuda, kadınlara yönelik çalışmaların yapılmasının önemini vurgulamıştır.

Ayrıca, Komite, devletin ekonomik planlamasında toplumsal cinsiyete nasıl bir yer verildiğinin bundan sonraki raporlarda belirtilmesinin üzerinde ısrarla durmuştur.

Komite, devletin, toplumun kültürel ve ataerkil yapısının değişmesi ve toplumun, her kesimde, kadın erkek eşitliğini destekleyecek ve bunun önemini anlatacak bilinçlendirme kampanyaları, kadın ve erkeğe yönelik eğitim programları yapması gerektiğini belirlemiş ve bu konularda, devletin, zaman kaybetmeden, kadın  sivil toplum örgütleri, medya ve öğretmenlerle çalışmaya başlamasını önermiştir.

Ayrıca, Komite, devletin kadın sağlığına önemli bir kaynak ayırması gerektiğinin altını çizmiş, özellikle de devletin, üreme sağlığı ve bebek ölümleri konusunda önlemler alması ve bilgilendirme çalışmaları yapması gerektiğini vurgulamıştır.

CEDAW Komitesinden Türkiye için çıkan tavsiye kararlarındaki bu eleştirilere baktığımızda, özellikle Anayasamızda ve yasalarımızda kadına karşı ayırımcılık kavramının tanımlanmadığının altı çizilmiş ve mutlaka, CEDAW'ın 1 inci maddesine göre, kadına karşı ayırımcılığın tanımlanması talep edilmiştir.

Ayrıca, kâğıt üzerinde reformların olmayacağı, reformların sadece yasaların değiştirilmesiyle yapılamayacağı, değişimin yaşama geçmesi gerektiği belirtilmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Erbatur, tamamlayabilir misiniz.

Buyurun.

N.GAYE ERBATUR (Devamla) - Türkiye'de kadın erkek eşitliği ve ayırımcılığın önlenmesi için kamuoyunu bilgilendirip, bilinçlendirecek, duyarlılığını artıracak kampanyalar yapılması, sadece, kamuoyu için değil, milletvekilleri dahil herkes için eğitim programları düzenlenmesi gerekmektedir.

Konuşmama son verirken, Birleşmiş Milletlerin Türkiye'ye ilişkin tavsiye kararlarının bir an önce uygulanması gerektiğinin bir kez daha altını çizmek isterim. Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Ayırımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi Raporunda ifade edilen, Türkiye'de kadınlara ayırımcılık uygulayan yasalar konusunda, hükümet, üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.

Ayrıca, bugün, hemşirelerimizin günüdür. Onların gününü kutluyor ve uğradıkları ayırımcılıkların ortadan kaldırılmasını dileyerek, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Erbatur.

Gündemdışı üçüncü söz, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu hakkında, İsviçre Zürich Kantonu Savcılığınca tutuklama kararı çıkarılmasıyla ilgili söz isteyen, Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey'e aittir.

Buyurun Sayın Beyribey. (AK Parti sıralarından alkışlar)

3.- Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey'in, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu hakkında İsviçre Zürih Kantonu Savcılığınca soruşturma açılmasının Türk kamuoyundaki tepkilerine ilişkin gündemdışı konuşması

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz günlerde, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu hakkında, İsviçre'de, Ermeni soykırımı iddialarına ilişkin verdiği iki konferans nedeniyle, İsviçre Zürich Kantonu Savcılığında soruşturma açılmasıyla ilgili olarak gündemdışı söz almış bulunmaktayım. Bu konuşma, bir yanıyla, Türk'ün haklı sesini dünyaya duyurmaya çalışan değerli bir bilim adamımıza, değerli bir tarihçimize, Meclisimizde vermeye çalıştığım bir destek niteliği taşımaktadır. Bana fırsat verdiği için, başta Başkanıma teşekkür ediyor; sözlerime başlamadan evvel Yüce Heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 1965 yılından önce doğan birçok insanımızın rahatlıkla hatırlayacağı terör olayları zinciri, ne yazık ki, uzun bir süre gündemimizi meşgul etmiştir. Ülkemiz, 1970'li yıllarda, Osmanlı İmparatorluğu zamanından kalmış sözde birtakım olayların intikamının alınması amacıyla yaratılan Ermeni sorunuyla uzun süre meşgul edilmiştir. Bu dönem, Fransa, Kanada, Avusturya, Amerika Birleşik Devletleri gibi dış ülkelerdeki üst düzey elçilik görevlilerimiz direkt olarak hedef alınmış ve büyük ölçüde başarılı olunarak vahşi bir terör kampanyasıyla yüz yüze geldiğimiz henüz unutulmamıştır.

Türkiye Cumhuriyetinin çeşitli ülkelerdeki diplomatlarını hedef alan bu terör olayı nelerden kaynaklanmaktadır? Bu terör olayıyla ilgili olarak Ermeni iddiası şöyledir: Birinci Dünya Savaşı yıllarında Osmanlı İmparatorluğu Orta ve Doğu Anadoluda yerleşik Ermeni nüfusu zorunlu olarak göçe tabi tutmuş ve bir ırkın bilinçli olarak yok edilmesini hedeflemiştir; yani, Ermeniler üzerine soykırım uygulamıştır. Türkiye bu soykırımı kabul etmeli ve tazminat ödemelidir.

Ermenilerin bu hedefi, sözde soykırım iddialarıyla ülkemizi sıkıştırıp, halen kabul etmediği doğu sınırımızdaki Kars, Ardahan, Artvin gibi serhat şehirlerimizi emperyalist emellerle kendi topraklarına katma emelidir. Ermeniler, bu işten sorumlu tuttukları Talat ve Cemal Paşaları Berlin ve Tiflis'te katletmişlerdir. Hâlâ bunlar hatırımızdadır. Buna rağmen egoları tatmin olmamış ki, 50 yıl sonra tekrar kan dökmeye devam etmişlerdir.

Bugün Ermeni sorunu diye karşımıza çıkan olaylar zinciri, aslında, asırlardır aynı topraklar üzerinde barış içerisinde yaşayan iki toplumun bu topraklardan çıkar sağlamayı umanlar tarafından birbirlerine düşman edilmesidir. Dış dünyanın soykırım olarak adlandırdığı ve bizi suçladığı olay, Birinci Dünya Savaşı sırasında Orta ve Doğu Anadoluda oturan birkısım Ermeni nüfusun Irak ve Suriye'ye zorunlu olarak göçe tabi tutulmasıdır. Bu göç sırasında, soykırım iddialarına temel teşkil eden zayiatın ortaya çıktığından bahsedilmektedir.

Değerli milletvekilleri, olayların gerçekleştiği dönemi yüzeysel değil de biraz daha ciddî bir şekilde incelediğimizde ise, daha çok farklı argümanlar ortaya çıkmaktadır. Özellikle tehcir, yani, zorunlu göç denilen uygulama, savaş zamanlarında Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, İngiltere gibi birçok ülkenin de başvurdukları bir yöntemdir. Bu ülkeler ki, bizi tehcirle suçlamaktalar; kendileri de benzer kararlar almış ve uygulamışlardır.

"Tebaai sadıka" olarak adlandırılan bu insanların göçe tabi tutulmasının temel nedeni, Balkan Savaşlarında Bulgar tebaa tarafından arkadan vurulan Osmanlı Ordusunun vermiş olduğu büyük kayıplara tekrar uğramamak için Osmanlının, hem kendisini hem de savaşdışı bölgeye göndermek suretiyle Ermeni tebaayı koruma düşüncesi yatmaktadır. Osmanlı Devleti, Ermenileri, yine bir Osmanlı toprağı olan Irak ve Suriye'ye göç ettirmiştir; Ermenilere, yerleştikleri topraklarda vergi muafiyeti getirmiştir. Ayrıca, devletin önemli kadrolarında görev yapan Ermeni memurlar görevlerine devam etmişlerdir; hiçbirisine işten el çektirilmemiştir. Bütün bu uygulamalarla Osmanlı Devleti, Ermeni tebaayla ilgili iyi niyetini ve onların hayatlarını kolaylaştırma düşüncesini ortaya koymuştur.

Değerli milletvekilleri, Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının temelinde büyük devletlerin dünyayı paylaşma arzularının yattığı bilinmektedir. İslenmemiş yeraltı ve yerüstü zenginlikleri, madenleri, zengin tarihsel ve kültürel mirası, zengin doğal kaynaklarıyla dünya fosil enerji kaynaklarının büyük kısmına sahip olan Orta Anadolu ve Ortadoğu bölgesi o dönemde Osmanlı İmparatorluğunun elindeydi ve sanayileştirmeyi gerçekleştirmiş ve güçlenmiş olan devletler gözlerini bu topraklara dikmişlerdi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Beyribey, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Sayın Başkanım, Ermeni meselesi yüzyılların meselesi; 5 dakikaya sığmayacağı kesindir.

Teşekkür ediyorum Başkanım.

Bu paylaşım masasında İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Amerika Birleşik Devletleri yerlerini almış, olayları organize etmekteydiler. Bu paylaşım emelleri içerisinde işbirlikçiler yardımcı olmaktadırlar. Bunlar ise, Bulgarlar, Araplar ve Ermenilerdi.

Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasıyla olayların bittiği zannedilmiş; ancak, 1915 tarihinden sonra Anadolu'dan Avrupa devletlerine ve Amerika'ya göç eden Ermenilerden birçoğunun çocukları 1960'ların sonlarına doğru o ülkelerde siyaset, sanat ve ekonomide söz sahibi olmaya başlamışlar ve Anadolu'yu sömürgeleştirme planlarından asla vazgeçmeyen büyük devletler yeni piyonlarını bulmuşlardır. Bu çocuklar, bu ülkeler tarafından kullanılmışlardır; aynen dedelerinin Anadolu'da kullanıldıkları gibi.

1974 yılında, Türkiye, Kıbrıs sorununu bir neşter vurarak halledince, Ermeni sorunu tekrar hortlamış, ASALA denilen terör örgütü yaratılmıştır.

Bu örgütün tüm elemanlarının çok iyi eğitilmiş birer profesyonel olduğu gözden kaçmamalıdır. Bu terör örgütü, o yıllarda yapmış olduğu kanlı terör eylemleriyle amacına ulaşmış; günümüzde sıra, ülke parlamentolarında siyasî kararlar alınmasına gelmiştir. Söz konusu bu ülkelerin parlamentolarında soykırımını tanıyan kararlar alınmakta, ülkemizi savunma hakkı dahi verilmemektedir.

Değerli milletvekilleri, Ermeni tehcirinin doksanıncı yılıyla birlikte, bütün dünyada Ermeniler ve onlara destek veren ülkeler tarafından büyük bir kampanya başlatılmıştır. Buna bağlı olarak, 15 ülke parlamentosu, hiçbir uluslararası ve mahallî mahkeme kararı olmamasına rağmen, 1915'te soykırım yapıldığını kabul etmiştir.

Yıllardır bu gibi durumlara sessiz kalınılması ve tepki gösterilmemesi nedeniyle, vaziyet, maalesef, vahim bir duruma gelmiştir. Yapılan bilimsel araştırmalar gözardı edilerek, hiçbir değerlendirmeye alınamayarak, konu, siyasî bir niteliğe büründürülmüştür.

Bu rüzgâra, maalesef, Türkiye'deki bazı gazetelerin ve aydınların da katıldığını görmekteyiz. Öte yandan, ciddî bir biçimde konuyu araştıran bilim adamlarımız, bu gibi kişiler tarafından topluma "resmî tarih tezini savunanlar" olarak tanımlanmaya çalışılmıştır.

Türkiye'deki bu tartışmalar sürerken, yurt dışında hararetli bir kampanya sürdürülmeye devam edilmiş; nitekim, sadece soykırım yapıldığına dair kararlar alınmasından daha da ileri gidilerek, soykırımı inkâr edenlerle ilgili de doğrudan cezaî işlem yapılması kanunları çıkarılmaya başlanmıştır.

Buna bağlı olarak, 1915 olaylarını araştıran ve bu konuda yurt içinde  ve yurt dışında konferanslar veren Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr.Yusuf Halaçoğlu hakkında 2 Mayıs 2004 tarihinde İsviçre'nin Winterthur Kantonunda yaptığı konuşmadan dolayı Kanton Savcılığı soruşturma açmıştır.

İsviçre Zürich Kanton Mahkemesinin bu tutumu Türk kamuoyunda büyük tepki yarattı. Demokrasiden, insan haklarından ve ifade özgürlüğünden bahseden ve sık sık bu konuda Türkiye'yi suçlayan Batı dünyasının bir üyesinin bu tavrı, Türk kamuoyunda büyük tepkilerle karşılandı.

Aslında, bu hususta sorulması gereken sorular şunlardır:

1948 Soykırımı Sözleşmesinin temel maddelerini gözardı ederek hiçbir mahkeme kararı olmayan ve tanınmayan Ermeni soykırımı iddialarını gerçekmiş gibi kabul ederek parlamentolarında karar çıkaran ülkelere karşı nasıl bir siyaset izlenmelidir?

Hukuksuzluk üzerine inşa edilmiş bir hukuk hakkında Türkiye ne yapmalıdır ve nasıl bir tepki göstermelidir?

Soruşturma açan savcı tarafından İsviçre Büyükelçiliği kanalıyla tebligat yapılması yerine, difüzyon veya kırmızı bültenle Türk İnterpolünden bilgi istenmesinin oldukça anlamlı olduğu kanaatindeyim. Burada, amaç, Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'nun veya diğer bilim adamlarının başka ülkelerde bu konuda konuşma yapmasını engellemeye yönelik midir acaba?

Türk Tarih Kurumu gibi Türkiye'nin önemli bir kurumunun Başkanının böyle bir muameleye tabi tutulması, Türkiye'ye yönelik bir kıskacı daraltma işlemi midir? Ülkemizin kendisini savunma hakkı elinden mi alınmak isteniyor?

Değerli milletvekilleri, 24 Nisan geçti; eğer, Türkiye, büyük düşünmez, iyi yalanlamalar yapmaz, stratejiler üretmez ve bunu 365 gün uygulamazsa, gelecek yıl daha büyük kampanyalarla karşı karşıya kalacaktır. Bunun için tedbirimizi şimdiden almalıyız ve bu tedbirler için en az on yıllık bir döneme ihtiyaç vardır. Bir bilim adamımıza reva görülen hakaret derecesindeki harekete şiddetle ve etkili bir biçimde tepki göstermeli ve tepkimizin takipçisi olmalıyız. Unutmayınız ki, Ermeniler tarafından öldürülen 530 000 masum insan, hâlâ, Doğu Anadolu'da, Kars'ta, Ardahan'da toprak altında bulunmaktadır.

Değerli milletvekilleri, görülen odur ki, sözde Ermeni soykırımı iddiaları meselesi sürüncemede kalsa bile, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye'nin gündemini meşgul ettirecek ve emperyalist güçlerin hedefleriyle bağlantılı olarak kararlar almaya devam edecektir. Parlamentomuzda bir grup oluşturup, Ermeni soykırımı vardır diye karar çıkaran ülkeleri ziyaret etmemiz gerekiyor diye düşünmekteyim. Bu ziyaretimizde, bu ülkelere, bu kararları hangi tarihsel gerçeklere ve belgelere dayalı olarak aldıklarını sormalıyız ve bu konuyla ilgili bilgi ve belgeleri, birer dosya halinde, kendilerine vermeliyiz.

Sözlerimi, Mustafa Kemal Paşanın güzel bir sözüyle bitirmek istiyorum: "Tarih, ihtiyatsızlar için merhametsizdir."

Yüce Heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Beyribey.

Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula diğer sunuşları vardır.

Kâtip üyenin oturarak okuması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sözlü soru önergelerinin geri alınmasına dair 2 önerge vardır; ayrı ayrı okutuyorum:

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun (6/1523) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/294)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 365 inci sırasında yer alan (6/1523) esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

                        Feridun Fikret Baloğlu

                                           Antalya

BAŞKAN  - Sözlü soru önergesi geri verilmiştir.

2.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun (6/1530) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/295)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 372 nci sırasında yer alan (6/1530) esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

                        Feridun Fikret Baloğlu

                                           Antalya

 

BAŞKAN - Sözlü soru önergesi geri verilmiştir.

Danışma Kurulunun bir önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım:

V. - ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1.- (11/2) esas numaralı gensoru önergesinin görüşme gününe ilişkin Danışma Kurulu önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

No.: 150              Tarihi: 12.5.2005

9.5.2005 tarihinde dağıtılan ve 10.5.2005 tarihli 96 ncı Birleşimde okunmuş bulunan Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler hakkındaki (11/2) esas numaralı gensoru önergesinin gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmında yer almasının ve Anayasanın 99 uncu maddesi gereğince gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin 17.5.2005 Salı günkü birleşimde yapılmasının Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.

                                     Sadık Yakut

                        Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                 Başkanı Vekili

 

Salih Kapusuz

Haluk Koç

 

AK Parti Grubu Başkanvekili

CHP Grubu Başkanvekili

 

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

 

VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

ÊBAŞKAN - 1 inci sırada yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon raporu gelmediğinden, teklifin görüşmelerini erteliyoruz.

Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu Tasarı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2. - Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/969) (S. Sayısı: 851)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

Ertelenmiştir.

Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve aynı mahiyetteki kanun teklifleri ile Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

3.- Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı; Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, GAP Bölgesinde Yatırımların Özendirilmesi ve İstihdam Yaratılması Hakkında Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifleri; Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez ve 3 milletvekilinin, Adalarda Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 69 milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Zonguldak Milletvekili Harun Akın ve 50 milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 26 milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım ve 15 milletvekilinin, 29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Yatırımların ve İstihdamın Özendirilmesi ve Bölgesel Dengesizliklerin Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi; Kahramanmaraş Milletvekilleri Mehmet Yılmazcan, Hanefi Mahçiçek ile Mehmet Ali Bulut'un, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekilleri Musa Sıvacıoğlu, Hakkı Köylü ile Sinan Özkan'ın, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Konya Milletvekili Hasan Anğı'nın, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Sakarya Milletvekilleri Ayhan Sefer Üstün, Erol Aslan Cebeci, Hasan Ali Çelik, Süleyman Gündüz ile Recep Yıldırım'ın, 29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Balıkesir Milletvekili A. Edip Uğur ve 12 milletvekilinin, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/966, 2/219, 2/271, 2/274, 2/286, 2/349, 2/350, 2/366, 2/371, 2/374, 2/387, 2/388, 2/389, 2/390, 2/391) (S. Sayısı: 880) (x)

                              

(x) 880 S. Sayılı Basmayazı 11.5.2005 tarihli 97 nci Birleşim Tutanağına eklidir.

BAŞKAN - Komisyon?.. Yerinde.

Hükümet?.. Yerinde.

2 nci madde üzerinde, gruplar ve şahıslar adına yapılan konuşmalar tamamlanmıştı.

Şimdi, madde üzerinde 10 dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.

Maddeyle ilgili soru sormak isteyen sayın üyelerin isimleri geçen birleşimde tespit edilmişti, isimlerini okuyorum: Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan, Konya Milletvekili Ahmet Işık, Adana Milletvekili Kemal Sağ, Erzurum Milletvekili İbrahim Özdoğan, Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit, Tokat Miletvekili Orhan Ziya Diren, Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü, İzmir Milletvekili Vezir Akdemir, İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci, Çorum Milletvekili Agâh Kafkas.

Sayın Özkan, buyurun.

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) - Sayın Bakan, bu yasayla, yatırımların ve istihdamın teşviki düşünülmektedir. Burdur İli yatırım ve istihdamda pilot il konumundadır. Tekstilde, silah sanayiinde, tarım makineleri üretiminde, mermercilikte, süt ve et üretiminde, yaş meyve ve sebzede, kaparide, salepte ve kültür bitkilerinde, çoğu illeri kıskandıracak zenginliktedir. Konu istihdam olmasına rağmen, devamlı göç veren Burdur İlini bu yasa kapsamına almakla, ülke ve ekonomi kazanır mı, kaybeder mi? Net bir cevap istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özkan.

Sayın Işık, buyurun.

AHMET IŞIK (Konya) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Vasıtanızla Sayın Bakanımıza şu soruyu yöneltmek istiyorum: Bulunduğu bölgeyi, olumsuz süreçlere rağmen, ekonomik ve sosyal anlamda canlandırmaya çalışan, köyünü, kentini ve işini terk etmeden, toprağına, ülkesine ve bölgesine sahip çıkarak kıt kaynakları optimal şekilde değerlendirmek suretiyle işini büyüten, geliştiren ve yeni yatırımlara yönelik bölgesel ve yerel istihdama, bölge ve ülke ekonomisine katkıda bulunanların teşvik kapsamında tutulması isabetli bir adım olmuştur. Bu yüzden, hükümetin bu adımını takdirle karşılıyorum. Bölge ve ülke ekonomisine katkıda bulunanların teşvik kapsamında tutulmasını da olumlu bir adım olarak görüyorum.

Hızlı nüfus artışı dikkate alındığında, GAP gibi, Konya Ovaları Projesi gibi büyük projelerin bir an önce hayata geçmesi de elzem görülmektedir.

BAŞKAN - Sayın Işık, sorunuzu sorar mısınız.

AHMET IŞIK (Konya) - Konya Ovaları Projesi hayata geçtiğinde, 100 000 civarında insanımız istihdam imkânını elde edecek, 1 750 000 hektar alan sulanabilecek, alternatif üretim yapılabilecek ve ülke ekonomisine de milyarlarca dolar katmadeğer sağlanacaktır. İşbu büyük projelerin hayata geçmesi noktasında, hükümetin bakış açısını Sayın Bakandan almak istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Işık.

Sayın Sağ, buyurun.

KEMAL SAĞ (Adana) - Aracılığınızla Sayın Bakana soru yöneltmek istiyorum.

Sayın Bakanım, dünkü sorduğum soruya cevabınızla Adana'nın durumunu geçiştirmeyi yeğlemiştiniz. Ben, bugün size Adana hakkında gerçek rakamları vermek istiyorum. Dünkü sorumdaki bilgi şuydu, hatırlatmak isterim: Kapsamda olmayan illerin ne şekilde mutazarrır olduğu konusunda çalışma yaptınız mı? Sayın Bakanım, hatırlarsanız Adana'dan da bir örnek vermiştim.

1- Adana Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanından aldığım bilgiyi arz ediyorum: Bu yasa çıktıktan itibaren, şu ana kadar tam 7 000 işçi Adana Organize Sanayi Bölgesinde işsiz kalmıştır.

2- Adana Organize Sanayi Bölgesinin kapasitesi, şu an itibariyle yüzde 30 düşmüştür.

3- Adana Organize Sanayi Bölgesinden tam 7 firma, yatırımlarını Osmaniye'ye taşımıştır.

Bu durumda, demek ki resmî rakamlara göre, işsiz sayımız 7 000 daha artmıştır.

Sayın Bakanım, teşvikler oy toplamak için değil, ülke ekonomisini ayağa kaldırmak ve kalkınmayı hızlandırmak için yapılır.

Şimdi, Adana, benim yaşadığım ve seçim bölgem olan kenttir; ancak, Kahramanmaraş da doğduğum kenttir. Yerel seçim öncesinde, Kahramanmaraş'ta, sesli araçlarla, hoparlörlerle, bu konuda, evet, Maraş da Teşvik Yasası kapsamına alınacaktır denilmiş midir, onu sormak istiyorum. Üstelik, o vaadinizi de, tam ondört ay sonra, bugün yerine getirmeye çalışıyorsunuz.

Sayın Bakanım, bu yasa çerçevesinde, bugüne kadar, hep verilen nakdî teşviklerin malî portresi üzerinde konuşulmuştur, bütçeye şu kadar külfet geldi, bütçe açığı şöyle etkilendi vesaire gibi; hatta, IMF bile, bu yüzden bu yasaya karşı çıkmıştır.

Ben, olayın başka bir yüzünü sormak istiyorum Sayın Bakanım. Bu yasanın süresi tamamlandığında, ne kadarlık hazine arsasının bedelsiz olarak yatırımcıya devredileceği hakkında bir çalışma yapıldı mı? Bu arsaların satılması halinde, Maliyenin sağlayacağı gelir hesap edildi mi? Bu elde edilmeyecek arsa geliri de, bu yasayla Maliye Bakanlığına gelecek maliyet hesaplarına ve dolayısıyla, bütçe giderlerine dahil edildi mi ya da edilecek midir?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sağ.

Sayın Özdoğan, buyurun.

İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Delaletinizle, Sayın Bakanıma şu soruları yöneltmek istiyorum. Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Tasarısıyla, kalkınmada öncelikli illerimizden olan Samsun, Karabük, Kırıkkale, Çanakkale ve Zonguldak ile çevresindeki bütün iller bu kanun kapsamına alındığı halde, Eskişehir, yine, aynı zamanda Kilis, bu kanun kapsamına alındığı halde, gözde vilayetimiz olan Gaziantep, 1999 depreminde büyük tahribat yaşamış olan Sakarya neden bu kanun kapsamına alınmadı, bu illerimiz niçin üvey evlat muamelesi görüyor; yoksa, bu iller, dede mahrumu mu?

İkinci sorum şu: Hükümetinizin çıkardığı 5084 sayılı Teşvik Yasasıyla, Erzurum'a yatırım yapmak üzere kaç müteşebbis teşvik belgesi almıştır? Bu sayının, hemen hemen yok denecek kadar az olduğunu biliyorum. Bunun sebepleri nelerdir? Yeni çıkaracağınız bu Teşvik Yasasıyla, teşvik belgesi alanların sayısının artacağını ümit ediyor musunuz?

Üçüncü sorum şu: Bir taraftan işe yaramayan teşvik yasaları çıkarırken, diğer taraftan, bütün Türkiye'de olduğu gibi, Erzurum'da da siftah yapmadan kepenk kapatan esnaf, sanatkâr ve işadamları, Maliyenin ve buna bağlı olarak cezalandırma baskısı altında inim inim inlemektedir. Orta ölçekli esnaf, icra kapılarında sürüklenmektedir. Bu nedenle, hükümetiniz, Erzurum'a, ikisi yetmezmiş gibi üçüncü icra dairesini açmıştır. Bu bağlamda sorum şu: Bir taraftan Teşvik Yasası çıkarıyorsunuz, bir taraftan da, etlenip tiritlenmek isteyen esnaf ve sanatkâra Maliye baskısı yapıyorsunuz. Menfi ve müspet noktasında, bu iki zıt icraatı nasıl bağdaştırıyorsunuz? Bu nasıl bir kalkınma anlayışı? Dünkü konuşmanızda, bu teşvik yasalarıyla artık müteşebbise para vermeyeceğinizi belirttiniz. Peki, bu paraları kimlere veriyorsunuz?

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özdoğan.

Soru sorma süresi tamamlanmıştır.

Buyurun Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.

Dünkü yapılan konuşmalarda da, getirdiğimiz bu tasarıda 13 tane il bu kapsamda, teşvik kapsamına alınıyor ve bunun alınış sebebinde de kriterimiz, sosyoekonomik gelişmişlik endeksine göre yaptık.

Burada, mesela, Burdur'la ilgili, kapsama alınacak mı alınmayacak mı, alınırsa kazançlı çıkacak mı gibi sorularla karşılaşıyorum. Şimdi, bizim, burada, bir kriterimiz vardı; o kriterimiz de sosyoekonomik gelişmişlik endeksindeki sıfırın altında olan illerdi. Keşke, imkânımız olsa, çok daha fazla illere yapsak bunu; ama, elimizdeki imkânlar muvacehesinde hareket etmek mecburiyetimiz var. Bunların, tabiî, bir de bedeli var.

Şimdi, bu 13 il bu kapsam içerisine alındı ve kriterimiz de sosyoekonomik gelişmişlik endeksine göre. Bunun dışında, tek tek, falan vilayeti de alsak mı alamasak mı diye, artık, bu şekilde bir durumumuz söz konusu değil. Gönül arzu eder ki, hepsini alalım; ama, imkânlarımız da bu kadar ve ele aldığımız kriter de, hakikaten, herkesin kabul edebileceği, bu sosyoekonomik gelişmişlik endeksinde aşağı yukarı 50'nin üzerindeki kriterin tek tek değerlendirilerek bulunması esasına dayanıyor. O bakımdan, mühim olan, aslolan, ülke ekonomisinin gelişmesidir.

Bakınız, ülkemiz, 2 160 dolarlardan 4 200 dolarlara geldi ve bundan ülkemizin bütün her tarafı istifade ediyor. Dengesizlikler şüphesiz var; ama, bu dengesizlikleri giderici her türlü tedbiri de alıyoruz, almaya da devam edeceğiz; bunu da ayrıca belirtmek istiyorum. Bazı vilayetler, sınır olan bazı vilayetler veyahut da gelişmişlik durumuna göre ele alındığında birkaç tane vilayetimiz, bundan dolayı üzülmesinler. Biz, bu tedbirlerimize devam edeceğiz, ekonominin gerektirdiği ve ülkede yatırımların artması, istihdamın artması için her türlü tedbire devam edeceğiz.

İkincisi, Sayın Işık "bilhassa altyapı yatırımlarına hükümetimizin bakış açısı nedir" diye sordu.

Değerli arkadaşlar, bu sene 10 milyar Yeni Türk Lirası, yani, eski parayla 10 katrilyonun üzerinde, Hükümetimiz, yatırım yapıyor. Bu yatırımlar altyapı yatırımları ve bu yatırımları destekliyoruz ve bundan sonra da artarak devam ettireceğiz; çünkü, ülkede bilhassa altyapı yatırımlarının devlet tarafından daha fazla kaynak aktarılarak yapılmasına, her sene daha fazla kaynak aktararak devam edeceğiz. Mesela, buradan, Sayın Işık Konya Milletvekilimiz olduğu için, orada, bir Mavi Tünel Projemiz var. Ona Hükümetimiz fevkalade önem vermektedir ve bizim, en öncelikli projelerimizdendir. Oradaki proje tamamlandığında sağlanacak sulamayla Konyamızın kazancı, Konyamızın verimliliği fevkalade artacaktır ve ona da fevkalade önem veriyoruz, öncelik veriyoruz.

Ayrıca, biliyorsunuz, bir de demiryolu projemiz vardır ki bizim Konya'yla ilgili olarak. İşte bu türlü altyapılar geliştikçe, verilen teşviklerden çok daha önemli bu altyapıların tamamlanması. Bunlara da fevkalade önem veriyoruz.

Yine, Sayın Sağ, Adana'yla ilgili olarak, organizedeki işsizliğin arttığını söylüyor. Yalnız, Adana İlimizin önemli bir özelliği var, göç alan bir ilimiz. Oldukça fazla göç almış ve ondan dolayı da Adanamızda, maalesef, birçok problemimiz var, çarpık yapılaşmadan işsizliğe kadar problemlerimiz var; fakat, Adana, bizim, altyapısı tamamlanmış, hava meydanı olan, ulaşımı kolay olan ve Akdenizimizin de önemli bir gelişmiş şehri olarak, buradaki yatırımlara özel sektör devam ediyor ve bizim...

KEMAL SAĞ (Adana) - Özel sektör kalmadı Adana'da efendim.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Özel sektör kalmadı olur mu?! Bakınız, 2004 yılında özel sektör 60 katrilyon lira yatırım yaptı. Burada Adana da var ve yine, özel sektörümüz, 2004 yılında, özel sektör olarak, 896 000 kişi istihdam meydana getirdi. Kalmadı demeyin lütfen. 896 000'in içerisinde Adana da var.

KEMAL SAĞ (Adana) - Sayın Bakan, Adana'ya çivi çakılmıyor artık, çivi çakılmıyor.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Sen o çivi çakılmayan yerleri geziyorsun herhalde; yani, lütfen...

BAŞKAN - Sayın Sağ lütfen... Sorunuzu sordunuz, Sayın Bakan cevaplandırıyor.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Şimdi, "Kahramanmaraş'ta söz verildi mi" diyorsunuz. Evet, bu kanunu hazırlayıp da hükümete getirdiğimiz anda, sosyoekonomik gelişmişlik endeksine bağlı olarak sıfırın altında kalan 13 ili "biz Hükümet olarak, bu çalışmayı yaptık ve Hükümet olarak biz bunu düşünüyoruz" diye söyledi Başbakanımız, çeşitli defalar da bunu ifade etti ve çeşitli yerlerde de bunun haberini verdi, bunu hepimiz biliyoruz; grup toplantısında da, gittiği yerlerde de, çeşitli platformlarda; çünkü, biz böyle bir kanunu hazırlamıştık ve bu 13 il bundan istifade ediyordu; bunu da çeşitli vesilelerle her yerde gururla söyledi. Bundan daha şeyi yok. Bunu, söyledi mi söylemedi mi diye... Ne gizlenecek bir tarafı var... 13 tane ilimiz bundan istifade ediyor; bunu da gururla söylüyoruz. Sayın Başbakanımız her zaman da  söylemiştir. muhittin

KEMAL SAĞ (Adana) - Seçim sırasında propaganda malzemesi olarak bu haber kullanıldı açıkça. Ben, bunu protesto ediyorum.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Biz, yaptığımızı söylüyoruz ve söylemeye de devam edeceğiz. Bunun takdiri milletimize ait.

KEMAL SAĞ (Adana) - Teşekkür ederim!

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Şimdi, yine Sayın Özdoğan'ın "Sakarya neden kapsama alınmadı" diye sorusu var. Evet biraz önce anlattığımız gibi, Sakarya'yla ilgili şimdiye kadar biz birçok önlemler aldık, birçok teşvik edici kararlar aldık; vergiler hususunda olsun, başka hususlarla ilgili olarak, oradaki konutlarla ilgili olarak birçok noktalarda bizim fevkalade önem verdiğimiz bir yer ve hükümet toplantısını, gittik biz Sakarya'da yaptık.

Onun için buradaki kriter, objektif bir kriter olması bakımından bizim bunu kabul etmek mecburiyetimiz vardı ve bu kriterin içerisinde olanlar girmiştir; artık, falan yer niye girmedi, fişman yer niye girmedi gibi tek tek sormaya da gerek yok; çünkü, bunların gerekçelerini çok açıkladık. Dolayısıyla, bu hazırladığımız tasarı fevkalade önemli bir tasarıdır, Türkiye'nin ekonomisine katkısı olan bir tasarıdır. Nasıl 36 ilde olduğu gibi, bundan sonra 13 ilimizde de olacak; ama, genel tedbirlerimiz muvacehesinde bütün Türkiye'yi iyileştirmeye devam ediyoruz ve bundan sonra da ilgili her türlü tedbirleri almaya tekrar tekrar devam edeceğiz.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Bir de, "Eskişehir de alındı" dedi; Eskişehir alınmadı, onu tashihen bir arz etmek istiyorum. Bir de Erzurum'la ilgili teşvik belgesi soruyorsunuz.

BAŞKAN - Sayın Bakan, tamamlayabilirsek lütfen...

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - 2004 ve 2005 yılında Erzurum'da, 35 teşvik belgesi alınmıştır bu kapsamda.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Erzurum'da ne kadar yatırım, ne kadar teşvik var. Sayın Bakanım?

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Şimdi, ben, teşvik belgesi ne kadar alındı diye soruldu, onunkini çıkardım; diğer hususta istediğiniz varsa, onları da yazılı olarak...

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Benim elimde var...

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, lütfen...

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Peki.

Çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Soru-cevap işlemi tamamlanmıştır.

Madde üzerinde 5 adet önerge vardır; önergeleri önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılıklarına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı tasarının 2 nci maddesinin (b) bendindeki "iki" ibaresinin "üç" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

M. Akif Hamzaçebi

Bülent Baratalı

Kemal Kılıçdaroğlu

 

Trabzon

İzmir

İstanbul

 

Mehmet Yıldırım

Ali Kemal Deveciler

M. Mesut Özakcan

 

Kastamonu

Balıkesir

Aydın

 

Osman Kaptan

Osman Özcan

Harun Akın

 

Antalya

Antalya

Zonguldak

 

Tuncay Ercenk

Sezai Önder

Ferit Mevlüt Aslanoğlu

 

Antalya

Samsun

Malatya

 

Ensar Öğüt

Mustafa Gazalcı

R. Kerim Özkan

 

Ardahan

Denizli

Burdur

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı "Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 2 nci maddesinin (a) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.

Saygılarımla.

                           Ümmet Kandoğan

                                            Denizli

"a) 1.4.2005 tarihinden itibaren yeni işe başlayan Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinin, en az yirmi işçi çalıştırmaları koşuluyla bu işyerlerinde çalıştırdıkları işçilerin,"

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı tasarının 2 nci maddesindeki "otuz" ibarelerinin "on" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

M. Akif Hamzaçebi

Bülent Baratalı

Kemal Kılıçdaroğlu

 

Trabzon

İzmir

İstanbul

 

Mehmet Yıldırım

M. Mesut Özakcan

Ali Kemal Deveciler

 

Kastamonu

Aydın

Balıkesir

 

Birgen Keleş

Osman Kaptan

Hasan Güyüldar

 

İstanbul

Antalya

Tunceli

 

Osman Özcan

Sezai Önder

Harun Akın

 

Antalya

Samsun

Zonguldak

 

Tuncay Ercenk

Mustafa Gazalcı

R. Kerim Özkan

 

Antalya

Denizli

Burdur

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı yasanın 2 nci maddesiyle değiştirilen 3 üncü maddesinin ilk paragrafının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederiz.

Saygılarımızla.

 

Ferit Mevlüt Aslanoğlu

Mustafa Gazalcı

Ramazan Kerim Özkan

 

Malatya

Denizli

Burdur

"Gayri safî yurtiçi hâsılatı 1 000 ABD Dolarına kadar olan illerde 31.12.2023, bu kanun kapsamına giren diğer illerde ise 31.12.2018 tarihine kadar uygulanmak üzere 2 nci maddenin (a) bendi kapsamındaki illerde,"

BAŞKAN - Son ve en aykırı önergeyi okutup işleme alıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin ikinci paragrafındaki "31.12.2008" tarihinin "31.12.2012" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Dursun Akdemir

Ahmet Güryüz Ketenci

Muhsin Koçyiğit

 

Iğdır

İstanbul

Diyarbakır

 

Süleyman Bölünmez

 

Hakkı Akalın

 

Mardin

 

İzmir

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Ketenci, konuşacak mısınız?

AHMET GÜRYÜZ KETENCİ (İstanbul) - Evet.

BAŞKAN - Buyurun.

AHMET GÜRYÜZ KETENCİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisinin Hükümeti, teşvik kapsamındaki illerin sayısını 36'dan 49'a çıkararak yeniden bir popülizm örneği vermiştir. Hükümet, bu kanunla, büyük bir olasılıkla, teşvik verilen illerdeki yurttaşlarımızı umutlandıracaktır; ama, sadece umutlandıracaktır; ancak, kâğıt üzerinden, bol keseden dağıtılan umutların hayata geçmemesi karşısında yeni bir hayal kırıklığı da yaratacaktır.

İktidar ve muhalefet milletvekillerince verilen değişiklik teklifleri, yasanın içeriğine ilişkin değildir, yasa kapsamının yeni illere genişletilmesine ilişkindir. Öyle anlaşılıyor ki, hükümet, üretime ve istihdama hiçbir katkısı olmayan teşvik politikalarına ilişkin geçmiş deneyimlerden hiç ders çıkarmamıştır. Sosyaldemokrat Halk Partisi olarak, hükümete, yeni bir uygulamaya geçmeden önce geçmiş deneyimleri incelemesini öneriyoruz. Türkiye'de yatırım olsun da nasıl olursa olsun anlayışıyla, neredeyse bütün illerde, hemen hemen tüm yatırımları teşvik etme politikasını daha önce uygulamıştır. Sonuçta, verimsiz yatırımlarla ülkenin kaynakları israf edilmiş ve bölgesel dengesizlikler daha da şiddetlenmiş, işsizlik sorununa ise, hiçbir şekilde çözüm getirilememiştir. Bilinmelidir ki, bu teşvik yöntemi, yalnızca, üretimin bir yerden başka bir yere kaymasına yol açar ve teşvik almayan illerdeki işletmelere karşı haksız rekabet oluşturur. Aslında hükümet de bunun farkındadır, nitekim, tasarının gerekçesinde, haksız rekabet eşitsizliğine yol açmamak için, 5084 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce aynı bölgede yapılan yatırımlara da teşvik sağlanacağı belirtilmektedir. Buna karşılık, teşvik kapsamı dışındaki illere olan yatırımlardan söz edilmemektedir. Teşvik kapsamındaki 49 il dışında kalan tüm iller, haksız rekabetle karşı karşıya kalacaktır. Kaldı ki, seçilen yerlerin de, Türkiye'nin teşvike en çok ihtiyaç duyan yerleri olduğunu söylemek de olanaksızdır.

Tasarının 6 ncı maddesi de ilginç görünmektedir. Bu maddeye göre, özelleştirme kapsamında satılan işletmeler de teşvik kapsamına alınmaktadır. Sormak gerekir, neden?.. Devlet desteği gerekecekse, bu işletmeler neden özelleştirilmiştir? Bu kadar tutarsız ve ilkesiz politika olabilir mi?! Hükümet, bu yasayla, bana göre, suçüstü yakalanmıştır.

Değerli arkadaşlarım, teşvik politikaları bir plan çerçevesinde saptanmalıdır. Bu planda öncelikli hedefler ve desteklenecek sektörler belirlenmelidir. Ancak bu koşullar altında teşvikler, anlamlı dönüşümler sağlamakta yararlı olabilir. Her sektörü teşvik etmek, bu teşvikleri seçmen tabanına göre yaygınlaştırmak, hiçbir sektörü teşvik etmemek anlamına gelir. Hükümet, teşvik istemi değiştireceği yerde, bu haliyle yanlışı yaygınlaştırmaktadır. Kalkınma politikası, bölgesel kalkınmaya ve sektörel tercihlere dayalı olmak zorundadır. Kalkınmada öncelikli yöreler yaklaşımı çağdışı bir anlayışı yansıtmaktadır. Yapılması gereken, kapsamlı bir bölge planlamasıdır.

Partimiz, Sosyaldemokrat Halk Partisi, hiyerarşik bir planlama anlayışını savunmakta, ulusal, bölgesel ve kentsel planlamanın birbirleriyle ilişkili olarak uygulanmasını gerekli görmektedir. Ulusal plan çerçevesinde bölge planları önermektedir. Bölgesel kalkınma, bölgelerde yapısal dönüşümü sağlama, ancak kapsamlı bir plan anlayışıyla yapılabilir; bu ise ciddî bir ulusal planlama anlayışını gerektirir. Oysa, hükümet, dokuzuncu planı erteleme sevdası içindedir.

Sayın milletvekilleri, Türkiye'de, 25 000 000 insan açlık sınırında, 7 000 000 insan açlık sınırının altında yaşayan, her yıl ekonomik ve sosyal bunalımdan 4 000 insanın intihar ettiği bir toplumda, hükümetin yapacağı bütün tasarruflar, hazırlayacağı projeler, vereceği teşvikler, göstereceği hedefler, hemen hepsi, iş ve aş bulmaya yönelik olmalıdır. Eğer, bugün toplumda gerginlik varsa, toplum patlama noktasına gelmişse, anarşi, kapkaç...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Ketenci, tamamlar mısınız.

Buyurun.

AHMET GÜRYÜZ KETENCİ (Devamla) - ...kol geziyorsa, lümpen kültürü ülkenin bütün geri kalmış bölgelerini ve hatta kentlerinin varoşlarını sarmış sarmalamışsa, elbette ki, başka faktörler vardır; ama, en önemli faktör, işin ve aşın olmamasıdır. Bu nedenle, hükümete başka bir alternatif, başka bir, ayrı bir model öneriyorum; gelin, teşvik anlayışını tamamen değiştirmek için bu yasayı geri çekelim. Bu olmuyorsa, yürürlük tarihini daha sonraki bir tarihe erteleyerek, bu süre içinde, illeri değil, sektörleri esas alan bir teşvik sistemini uygulamaya koyacak yeni bir düzenleme getirelim. Teşvikleri, ithalatı ikame edecek sanayi dallarına yönlendirelim. Yeni ithal ikamesi modeli, 1960'lı, 70'li yıllardaki gibi dışticaret kısıtlamalarına değil, teşvik yöntemlerine dayandırılmalıdır. Bu yaklaşım, teşvik sisteminin istihdam odaklı olarak değiştirilmesidir. Teşvikler, ithal ikamesi esası yaratacak şekilde belirli sektörlere dağıtılmalıdır.

Sonuçta, şunu, Sayın Maliye Bakanına...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET GÜRYÜZ KETENCİ (Devamla) - Sayın Bakana özel bir önerim var.

BAŞKAN - Sayın Ketenci, lütfen...

AHMET GÜRYÜZ KETENCİ (Devamla) - 1 dakikalık süre rica ediyorum.

BAŞKAN - Konuşma süreniz dolmuştur ve eksüre de verdim; teşekkür eder misiniz.

Buyurun.

AHMET GÜRYÜZ KETENCİ (Devamla) - Sayın Maliye Bakanı Türkiye'ye neleri ithal ediyorsa -1, 3, 5, 7, 15 kalem- bu kalemleri önüne alsın, bunlardan hangileri Türkiye'de üretilebiliyorsa, teşvikimizi bunlara verelim. Ne olacak sonunda; dışticaret açığımızı daraltacak; dolayısıyla, dövizimiz gitmeyecek, katmadeğer Türkiye'de kalacak, başkasının işçisine istihdam değil, kendi işçimize istihdam olanağı yaratacağız. Bunu öneriyorum.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum; sağ olun.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Ketenci.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı yasanın 2 nci maddesiyle değiştirilen 3 üncü maddesinin ilk paragrafının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederiz.

Saygılarımızla.

                                                                                           Ferit Mevlüt Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşları

"Gayri safî yurtiçi hâsılatı 1 000 ABD Dolarına kadar olan illerde 31.12.2023, bu kanun kapsamına giren diğer illerde ise 31.12.2018 tarihine kadar uygulanmak üzere 2 nci maddenin (a) bendi kapsamındaki illerde"

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet önergeye katılıyor mu?

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu...

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Konuşacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin çok değerli milletvekilleri; teşvik kapsamına girmeyen iller üzülmesin, hiç üzülmesinler; çünkü... Sadece şunun için üzülsünler: O illerden çalınacak firmalar var, gidecekler başka yerlere. 500 metre ileride bir fabrika, 500 metre sonra bir fabrika, değişik iki ilin iki ilçesinde!.. Bunlar, bu rekabete dayanamazlar arkadaşlar.

Değerli arkadaşlar, bir kere, beş yıl için kimse gitmez, beş yıla kimse gitmiyor. 5084 sayılı Kanun çıktığı zaman, İstanbul'a gittim, 500 tane Malatyalı işadamıyla toplantı yaptım, bu kanunun çıktığını, bu kanun nedeniyle Malatya'ya yatırım gitmesi için 500 kişiye yemek verdim; İstanbul'dan bir tek insan gitmedi. İstanbul'dan giden insan yok! "Beş yıla gitmeyiz" diyorlar.

Eğer, siz, Hakkâri ile Malatya'ya, Hakkâri ile Düzce'ye, Hakkâri ile Aydın'a, Afyon'a, Hakkâri ile Uşak'a aynı süreyle teşvik verirseniz... Bir yıl iki ay geçti arkadaşlar, bir yıl iki ay geçti. Ardahan'dan diyor ki: "Bugüne kadar tek bir yatırımcı gelmedi, tek bir belge istemedi." Bir yıl iki ay geçti, bu yasanın bitmesine üçbuçuk yıl kaldı. Demek ki, bugün Ardahan'a kimse gitmemişse, bunun nedenini niye yatırmıyoruz buraya, niye gitmedi demiyoruz, niye gerçekçi davranmıyoruz; yasak savıyoruz?!

AGÂH KAFKAS (Çorum) - Malatya'ya gidenler oldu.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Evet... Afyon'a gitti, Uşak'a gitti, Malatya'ya gitti, Osmaniye'ye gitti; beş ile gitti arkadaşlar. Bana, Hakkâri'ye giden, Bitlis'e giden, Muş'a giden, Şırnak'a giden... Üçtür, ikidir arkadaşlar, bu, değil, bu kanunun amacı yasak savmak değil; bu kanunun amacı sosyal dengeyi sağlamak, bu kanunun amacı oradaki göçü önlemek; yasak savıyoruz.

Eğer, siz, beş yılda tüm bu illeri aynı kefeye koyarsanız, yine yasak savarız; ancak ne yaparız biliyor musunuz; gelişmiş illerden, Gaziantep'ten Kilis'e gider, Eskişehir'den Kütahya'ya gider, illerin birbirinden çalarız; olacak budur. Onun için, gelin... Yine söylüyorum, bu yasada 1 000 doların altındaki illerimizi, özellikle doğudaki illerimizi -amacımız bu değil mi arkadaşlar- gelin, 1 000 doların altındaki illerimizi ayıralım, onlara daha uzun süre verelim; Van'a onbeş yıl verelim, Hakkâri'ye yirmi yıl verelim, Malatya'ya on yıl verelim. Yani, bir kere şu... Yani, bundan bir ders alalım. Hükümet, bir sene, birbuçuk sene geçti, hiçbir ders almamış. Burada ne konuştuysak aynısı çıktı. Hiçbir ders almamış arkadaşlar; dönüp, kimler, nereye gitti diye incelememiş.

Arkadaşlar, gitmezler... Bir kere, beş yıla hiçbir yatırımcı gitmiyor. En az on yıl diyorlar; ama, Hakkâri'ye yirmi yıl verelim, Van'a onbeş yıl verelim, Bingöl'e yirmi yıl verelim, Malatya'ya on yıl verelim... Ben, Malatya ile Hakkâri'yi aynı kefeye koyun demiyorum.

AGÂH KAFKAS (Çorum) - Malatya'ya on yıl süre verelim diye bunları söylüyorsunuz.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Hayır efendim; bu ülke bizim.

Eğer amaç buysa arkadaşlar, inanın gitmez yatırımcı.

Değerli arkadaşlar, olayın sadece bir bacağını... Yasak savıyoruz burada. Bu kanun da hedeflenen illere gitmeyecektir... Bunun altını bir kez daha çiziyorum, bas bas bağırıyorum arkadaşlar. Geçen sefer de bu süre konusunda bağırdım, nitekim, böyle oldu.

Finansman bacağını çözmediğiniz takdirde, eğer, Türkiye'de, kredi veren tüm bankalara, bu kanun uyarınca, yatırım yapacak illerde, verdiği plasmanın belli bir oranında, uzun ve orta vadeli kredi verme zorunluluğunu getirmediği sürece, yine, bu kanun gerçek amacına gitmez.

Arkadaşlar, bu ülke bizim. Onun için, Sayın Bakanım, eğer sürede tekrar beş yılda ısrar ederseniz, tüm illeri aynı kefeye koyarsanız, inanın, sukûtu hayale uğrayacağız.

Yine, öbür illerimiz üzülmesinler. Sadece, kendilerinden...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu, teşekkür eder misiniz.

Buyurun.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Efendim, daha ilk hakkımı kullanıyorum Başkanım, eksüre vermediniz.

BAŞKAN - Lütfen, Sayın Aslanoğlu...

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Öyle mi; özür diliyorum.

BAŞKAN - 5 dakikadır süre.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Peki efendim.

Arkadaşlar, bu ülke bizim. Gelin, bu süreyi... Bu önergede bu süre... Hakkâri'ye, Şırnak'a, Bitlis'e, Bingöl'e uzun vadeli verelim; ama, diğer illere ise en az on yıl vadeli bir süreç vermezsek, bunlar boşa gider arkadaşlar.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu, teşekkür ediyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...

NACİ ASLAN (Ağrı) - Mahrumiyet bölgesindeki milletvekilleri, lütfen el kaldıralım!

SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Arkadaşlar, her taraf mahrum, mahrum olmayan yer mi var?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Doğu bölgesindeki arkadaşlar...

HALUK KOÇ (Samsun) - Salih Bey, lütfen siz oturun!..

Sayın Başkan...

SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Ben Grup Başkanvekiliyim, ne demek oturacağım yahu?!

BAŞKAN - Sayın Kapusuz...

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, Sayın Kapusuz oy verenlere mâni oluyor.

NACİ ASLAN (Ağrı) - Salih Bey hiçbir zaman mâni olmaz.

BAŞKAN - Lütfen, sayın milletvekilleri...

Her sayın milletvekili hür iradesiyle oylarını kullanır.

Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir. 

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı tasarının 2 nci maddesindeki "30" ibaresinin "10" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                M. Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Hamzaçebi?..

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Sayın Başkan, ben konuşacağım.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Gazalcı.

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; önergemizi savunmak için söz aldım; tümünüzü saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, yanlış başlamış bir destek yasası, bugün, yanlışla sürüyor, hatta artırılıyor.

Bakın, bu, Denizli'den bugün aldığım bir faks. Büyük bir olasılıkla, AKP'li milletvekili arkadaşlarıma da gelmiştir. Sanayiciler, ticaret odaları, esnaf odaları, Denizli'deki bütün kuruluşlar diyorlar ki: "5084 sayılı Teşvik Yasasının kapsamının 13 yeni ili daha içerecek şekilde genişletilmesine şiddetle karşı çıkıyoruz. Meclis gündemindeki bu tasarının yasalaşmasından en büyük zararı, vekili olduğunuz Denizlimiz görecektir. Biz, Çin'le, Hindistan'la uğraşırken, bir de kendi ülkemizde komşu illerle uğraşır, yarışır duruma geliyoruz."

Değerli arkadaşlar, yanlışta direnmek ve bütün örgütlü kuruluşların yıllardır dişiyle tırnağıyla yatırım yapmış kuruluşların sesini dinlememek, belki bugün için, çoğunluğunuzla, zarar görmüyormuş gibi davranırsınız; ama, yarın, bunun acılarını çekersiniz.

Değerli arkadaşlar, ölçü, il çapında ortalama bir ölçü değildir, kişi başına ulusal gelir değildir ya da Devlet Planlama örgütünün verdiği kuruluş değildir. Hepiniz biliyorsunuz ki, yaşam niteliği açısından, kalitesi açısından iki Türkiye vardır; birisi, belki, nüfusun beşte 1'i, çok iyi koşullarda yaşar, işi de iyidir, tezgahını güzel kurmuştur; ama, öteki, beşte 4, açlık sınırındadır, yoksulluk sınırındadır, geçim sıkıntısı çekmektedir; kurduğu işi yitirmek tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Uzağa gitmeye gerek yok; illerde de bu iki Türkiye'yi yaşayabilirsiniz. Ankara'nın Balâsına, Haymanasına şöyle bir gidin, 40-50 kilometre çıktıktan sonra, Ankara'yla ilgisi olmayan insanlara rastlarsınız; yoksulluk içerisinde, gerçekten güç durumda, işsiz ve büyük bir yıkım yaşayan insanlar.

Denizliyi söylüyorum; Denizli, bir sanayi kentidir, turizm kentidir. 1,3 milyar dolar dışsatımı vardır. Özellikle dokumada ve hazır giyim sanayiinde başı çekmektedir. Ama, bu yasadan dolayı yatırımlar yüzde 20 azalmıştır. Denizli'nin merkezi ile Çameli'nde yaşayan insanı, Beyağaç'ta yaşayan insanı, Güney'in köylerinde yaşayan bir insanı bir tutar, sen Uşak'taki insanla yarışacaksın, Afyon'la yarışacaksın derseniz, hem bu iki Türkiye'yi görmezsiniz hem de Denizli'nin merkezinde dedesinden babasından gelmiş kuruluşları güç duruma sokarsınız.

Değerli arkadaşlar, bakın "tekstil işçileri işsizlik tehdidinde" diyor. İşçi çıkarıyor. Siz sanıyorsunuz ki, Uşak'a destek vermekle, Uşak'ta büyük yatırımlar var... Olmuyor, değerli arkadaşlar. Yatırım dediğin, kuruluş dediğin olay, bir birikim, deneyim konusudur. Bursa'da, Denizli'de dokumanın patlaması ve dışsatım yapması bir yasayla, bir günle, bir yılla olmaz. Babadağ'ın esnafı sultanlara da dokuma yapardı. Yani, yılların birikimi vardır Buldan'da, Babadağ'da, Denizli'de. Bugün dışsatım yapılıyorsa ve onlar yarışıyorsa uluslararası devlerle, kuruluşlarla, gerçekten yılların birikimi, deneyimi vardır. Siz, bu yasayla destek verdiğinizi, teşvik ettiğinizi sanıyorsunuz; ama, küstürüyorsunuz. Bakın, altı aydır makine girmedi Denizli'ye. İşçi çıkarılıyor Denizli'den. Değerli arkadaşlar, altın yumurtlayan tavuğu bir kere daha kesiyorsunuz; ödülü, başarıyı cezalandırıyorsunuz. Onun için, gelin bu yanlışı düzeltelim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN- Sayın Gazalcı, süreniz tamamlandı.

MUSTAFA GAZALCI (Devamla) - Ve önergemize de destek istiyoruz.

İşçi sayısının düşürülmesi bir ölçüde belki rahatlatacak; ama, yasanın bütününde bir yanlışlık vardır, bir direnme vardır. AKP'de zaman zaman bizimle kalkan parmaklar, Denizli'nin temsilcisi olan milletvekili arkadaşlar, onlar da bu rahatsızlığı duyuyorlardır.

Desteğinizi bekliyorum; saygılar sunuyorum efendim.

Sağolun. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gazalcı.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 2 nci maddesinin (a) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.

Saygılarımla.

                           Ümmet Kandoğan

                                            Denizli

a) 1.4.2005 tarihinden itibaren yeni işe başlayan Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinin, en az 20 işçi çalıştırmaları koşuluyla bu işyerlerinde çalıştırdıkları işçilerin,

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, buyurun.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Vermiş olduğum önergeyle ilgili görüşlerimi ifade edeceğim; yalnız, bu konuyla ilgili görüşlerimi ifade etmeden, biraz önce, Sayın Maliye Bakanımız, 13 ille ilgili alınan kararda, Sayın Başbakanın, grup toplantılarında ve değişik yerlerde bunu hararetle savunduğunu ve Türkiye'nin gündemine taşıdığını ifade ettiler; yalnız, burada bir hususun altını çizmek istiyorum: Bu teşvikle ilgili ilk kanun gündeme geldiğinde ben de Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekiliydim. Bu konu Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunda çok şiddetli bir şekilde tartışıldı. O toplantıda, 36 ilin dışında olan milletvekillerimizin kendi illerinin de teşvik kapsamı içerisine alınmaları lazım geldiği şeklindeki ifadeleri üzerine, Sayın Başbakan "biz, popülist bir yaklaşım sergileyemeyiz; biz, popülist yaklaşımlardan vazgeçmek mecburiyetindeyiz. Bu nedenle, 36 il dışında, kendi illerinin de teşvik kapsamı içerisine alınmasını isteyen arkadaşlarımın bu düşüncelerinin popülist bir yaklaşım olduğuna inanıyorum" şeklindeki ifadeleri, hâlâ, hafızalarımızda, kulaklarımızda.

Ancak, aynı Sayın Başbakan, bunu, bu şekilde ifade ettikten sonra, seçim meydanlarında, 2004 mahallî seçimlerinden önce seçim meydanlarında, 36 ilin üzerinde yeni illerin de teşvik kapsamı içerisine alınacağını kendileri seçim meydanlarında ifade ettiler.

Şimdi, AK Parti Grup toplantısında bunu dile getiren arkadaşlara "popülist yaklaşım sergiliyorsunuz" diyen Sayın Başbakan, seçimlerde 3-5 puan daha fazla oy alabilmek uğruna, aynı popülist yaklaşımı seçim meydanlarında kendisi göstermiştir.

Seçim meydanlarında bir şey daha söylendi: "Bedelli askerlikle ilgili müjde veriyorum" dedi; ancak, üç gün sonra, Genelkurmay Başkanlığından böyle bir açıklama, böyle bir çalışma olmadığı ifade edilince ondan da vazgeçti.

ALİM TUNÇ (Uşak) - Ne alakası var!

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakınız, şimdi, bölgelerarası dengesizlikleri, adaletsizlikleri gideriyoruz diyorsunuz.

Ben, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki 24 il valiliğine sordum: Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra, o 24 ilde yapılan yatırımlar nelerdir? Kendilerinden resmî olarak cevap istedim ve gönderdiler.

Liste elimde arkadaşlar. Şimdi, bakıyoruz, bu listede 23 il var Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinden.

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Tek tek say...

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Tek tek sayıyorum; Malatya, Sivas ve Erzincan dışında hiçbir ilde yatırım yok.

Okuyorum: Siirt yok, Gümüşhane yok, Erzurum yok, Bayburt yok, Şanlıurfa yok, Mardin yok, Bitlis yok, Şırnak yok, Muş yok, Adıyaman yok, Kars yok, Van yok, Iğdır yok, Ardahan yok, Hakkâri yok, Bingöl yok, Ağrı yok.

ALİM TUNÇ (Uşak) - Yanlış bilgi vermişler...

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Bütün valiliklerden gelen resmî yazılar elimde arkadaşlar.

Şimdi, siz, kalkıp burada "bölgesel dengesizlikleri gideriyoruz" diyorsanız, yanlış söylüyorsunuz. Birbuçuk yıldan beri uygulanan bir kanunda, elimdeki bütün il valiliklerinden gelen rakamlar burada.

Sayın Bakanımdan da istirham ediyorum -rakamlar önündedir- şu söylemiş olduğum illerde bunun dışında bir yatırım vardır diyorsa ve hangi illerde hangi yatırımlar varsa, lütfen, gelsin, burada, bu kürsüden bizlere söylesin. Bakınız, elimde ayrıca yazı var.

Gümüşhane Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı diyor ki: "Bizi kapsamdan çıkarın; artık, bu teşvik o kadar sulandı ki, o kadar gayri kanunî bir hale geldi ki, 49 ile yayılıyor; artık, bunun teşvik olma özelliği kalmamıştır; bizi teşvik kapsamından çıkarın." Gümüşhane milletvekilleri burada mı bilmiyorum; Gümüşhane Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı söylüyor bunu. Adıyaman "kapsam genişledi, darbe yedik; hiçbir yatırım yoktu, şimdi de genişliyor, darbe yiyoruz" diyor. Iğdırlı sanayici memnun kalmadı; Iğdır Sanayi ve Ticaret Odası Başkanının açıklaması. Şanlıurfa Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı "faaliyet yok" diyor. TÜSİAD da diyor ki: "Teşvik Yasası bizi de kaygılandırıyor."

Değerli milletvekilleri, bu teşvikle ilgili 36 ilden 6-7 tanesinde bahsedilen ölçülerde yatırımlar olmuştur; ama, onun dışında, biz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini bu teşvikle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, süreniz tamamlanmıştır.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Son cümlelerimi söylüyorum efendim.

BAŞKAN - Buyurun.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Biz, teşvikle o bölgeleri kalkındıracağız diyorsanız, yanlış. Sayın Bakanın -yalanlanmadı- gazetelerde, televizyonlarda çıkan bir beyanatı var: "İtiraz eden milletvekilleri var kapsam genişlesin diye, bunlardan bir şey çıkmaz; çıksaydı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi cennet olurdu." Gazetelerde, televizyonlarda duyduk; Sayın Maliye Bakanımız da yalanlamadı. Demek ki, Sayın Maliye Bakanımız da biliyor ki, bu şekildeki bir teşvikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki illere herhangi bir yatırımın gitmesi söz konusu değildir.

Değerli milletvekilleri, o bakımdan, bu Teşvik Yasasının, maalesef, ihtiyaca cevap vermediği, bölgelerarası dengesizlikleri gidermediği, sadece 7-8 ilde belli oranlarda yatırıma sebebiyet verdiği, onun dışında, Türkiye ekonomisine ciddî manada katkıların sağlanmadığı, elimizdeki resmî bilgilerden de anlaşılmıştır.

Bu duygu ve düşüncelerle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan, yerimden, bir şeyi ifade edebilir miyim?

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kandoğan.

Buyurun Sayın Kapusuz.

SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Konuşmacı arkadaşımız doğru söylememiştir. Sayın Başbakanın, grup toplantısında, bedelli askerlik ve askerliğin kısaltılmasıyla ilgili hiçbir beyanı olmamıştır...

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Onu söylemedim ben...

SALİH KAPUSUZ (Ankara) - ... bundan geri adım da atmamıştır.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) -  Meydanlarda...

SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Doğrusu, bunu ben kınıyorum, yakıştıramadım...

BAŞKAN - Lütfen... Sayın Kapusuz...

SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Bu kürsüyü hakkaniyet üzerine kullanmak lazım.

Teşekkür ediyorum.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, ben, grup toplantısında, bedelli askerlikle ilgili bir şey söylemiştir diye söylemedim; genel seçimlerden önce...

BAŞKAN - Sayın Kandoğan... Lütfen... Oturur musunuz Sayın Kandoğan...

SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan, aynı şey, ne grupta, ne de seçimlerden önce, söylenmemiştir.

BAŞKAN - Sayın Kapusuz... Lütfen...

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Benim söylediğim, teşvikle ilgili...

BAŞKAN - Lütfen, Sayın Kandoğan...

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı tasarının 2 nci maddesinin (b) bendindeki "iki" ibaresinin "üç" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                 M. Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Koç, konuşacak mısınız?

HALUK KOÇ (Samsun) - Gerekçe...

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

1.4.2005 tarihinden önce işe başlamış olan Gelir ve Kurumlar Vergileri mükelleflerine sağlanan avantajlar son derece az olup teşvik özelliğinden yoksundur. Bu nedenle bu avantajın bir miktar artırılması önerilmektedir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Birleşime 5 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati : 15.27


İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.35

BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 98 inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

880 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞ LER (Devam)

3.- Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı; Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, GAP Bölgesinde Yatırımların Özendirilmesi ve İstihdam Yaratılması Hakkında Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifleri; Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez ve 3 Milletvekilinin, Adalarda Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 69 Milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Zonguldak Milletvekili Harun Akın ve 50 Milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 26 Milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım ve 15 Milletvekilinin, 29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Yatırımların ve İstihdamın Özendirilmesi ve Bölgesel Dengesizliklerin Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi; Kahramanmaraş Milletvekilleri Mehmet Yılmazcan, Hanefi Mahçiçek ile Mehmet Ali Bulut'un, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekilleri Musa Sıvacıoğlu, Hakkı Köylü ile Sinan Özkan'ın, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Konya Milletvekili Hasan Angı'nın, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Sakarya Milletvekilleri Ayhan Sefer Üstün, Erol Aslan Cebeci, Hasan Ali Çelik, Süleyman Gündüz ile Recep Yıldırım'ın, 29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Balıkesir Milletvekili A. Edip Uğur ve 12 Milletvekilinin, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/966, 2/219, 2/271, 2/274, 2/286, 2/349, 2/350, 2/366, 2/371, 2/374, 2/387, 2/388, 2/389, 2/390, 2/391) (S. Sayısı: 880)                   (Devam)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

Tasarının 3 üncü maddesini okutuyorum:

MADDE 3.- 5084 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Sigorta primi işveren hissesi teşviki

Madde 4.- 31.12.2008 tarihine kadar uygulanmak üzere 2 nci maddenin (a) bendi kapsamındaki illerde;

a) 1.4.2005 tarihinden itibaren yeni işe başlayan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, en az otuz işçi çalıştırmaları koşuluyla, bu iş yerlerinde çalıştırdıkları işçilerin,

b) 1.4.2005 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 1.1.2005 tarihinden önce ilgili idareye vermiş oldukları en son aylık prim ve hizmet belgelerindeki işçi sayısını en az yüzde yirmi oranında artırmaları ve çalıştırılan toplam işçi sayısının asgari otuz kişiye ulaşması halinde, bu iş yerlerinde çalıştırılan toplam işçi sayısını geçmemek üzere, artırdıkları işçi sayısı ile mevcut işçilerden artırdıkları işçi sayısının iki katı  kadar işçinin,

Prime esas kazançları üzerinden 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 72 ve 73 üncü maddeleri uyarınca hesaplanan sigorta primlerinin işveren hissesinin; organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerleri için tamamı, diğer yerlerdeki iş yerleri için yüzde sekseni Hazinece karşılanır.

Hazinece karşılanacak tutar, işçi sayısı ile Sosyal Sigortalar Kanununun 78 inci maddesi uyarınca belirlenen prime esas kazanç alt sınırına göre hesaplanan işveren hissesi prim tutarının çarpımı sonucu bulunacak değer üzerinden, yukarıda belirtilen oranlara göre saptanan tutarı aşamaz.

İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu uyarınca  aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Kuruma verilmesi ve sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin işçi hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarın ödenmiş olması şarttır. Bu maddeye göre işveren tarafından ödenmesi gereken primlerin geç ödenmesi halinde, Hazinece Kuruma yapılacak ödemenin gecikmesinden kaynaklanan gecikme zammı, işverenden tahsil edilir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenir."

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Zonguldak Milletvekili Harun Akın söz istemiştir.

Buyurun, Sayın Akın.

CHP GRUBU ADINA HARUN AKIN (Zonguldak) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 880 sıra sayılı kanun tasarısının 3 üncü maddesi üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi Grubum ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bugün görüşmekte olduğumuz kanun, ne kalkınmamıza yarayacak ne de sanayicimizi mutlu edecek diye sözlerime başlamak istiyorum. Bu kanunla Türk sanayicisine ve illerimize üç kez haksızlık yapacağız. Öncelikle, kendi gücüyle ayağa kalkmış, Türkiye'deki bütün ekonomik sıkıntılara göğüs gererek kendi imkânlarıyla Türk sanayiinde yerini almış illerimiz var; Gaziantep, Denizli ve bunun gibi birkaç ilimiz daha var. Öncelikle, bu illerimize, gerçekten bugüne kadar vermiş oldukları mücadelenin karşılığında büyük bir haksızlık yapmış olacağız.

Değerli arkadaşlar, bunun yanında, öncelikle 1998'de ilan etmiş olduğunuz kalkınmada öncelikli iller var ve bu illerin 4 tanesini ve -Çanakkale'nin de iki bölgesi olmak üzere, 5 bölge diyebiliriz- 5 bölgeyi bu kanun kapsamına almadık. Şimdi, Zonguldak'ı, Samsun'u, Kırıkkale'yi, Karabük'ü, Çanakkale'yi bu kanun kapsamına almamanın izahı nasıl yapılacak; anlamak çok zor.

Değerli arkadaşlar, bir ili kalkınmada öncelikli il ilan edeceksiniz, sonra da 5084 kapsamına almayacaksınız. Bunu anlamış değiliz.

Bunun yanında, hazırlığı olmayan illerimiz var. Benden önceki konuşmacı arkadaşlarım söyledi. Kimisi Ardahan'a 3 kişi gitti diyor, kimisi hiç gitmedi diyor. Böyle illerimizin sırtına da çok büyük yük vurdunuz. Bu iller, bu kapsamla birlikte hiçbir yatırımcıyla karşılaşamayınca, yarın, çıkıp, o illere diyeceksiniz ki, biz, size yapacağımızı yaptık. İşte, bu yönüyle, üç kez sanayicimize ve illerimize haksızlık yaptınız diye düşünüyorum.

Keşke bu yasa bu şekilde ele alınmasaydı. Öncelikle, Türkiye'nin yatırım haritası çıkarılsaydı ve teşvik verilecek sektörler buna göre belirlenseydi. Bakanlıkların, Devlet Planlama Teşkilatının, valiliklerin tespit edeceği en fazla 5-6 sektör dalında illere teşvik verilmesi, bizce doğru olandı. Bu şekilde teşvik verilen iller, kendi özelliklerinin ve kültürlerinin de alıştığı sektörlerle gelişimini hızlandırmış olacak, hem de teşvik alan illere yatırım dengeli olarak dağılacaktı. Bunu başaramadık. Bunu başaramazsak, en azından illerde bitmiş olan organize sanayileri teşvik kapsamına almamız gerekirdi. Eğer bunu başarabilseydik, bugün, büyük bir sıkıntının önüne set çekmiş olacaktık. Bu konuda önergelerimiz vardı, iki partinin de vardı. Bu, büyük bir sıkıntıydı. Bu, sadece Cumhuriyet Halk Partisinin sıkıntısı değildi, AK Partili milletvekili arkadaşlarım da kendi bölgelerinden sıkıntılıydı ve bu konudaki önergeler de, bugün, maalesef, burada kabul edilmedi.

Şimdi, Sayın Bakanım, haydi, muhalefet milletvekiliyiz, bizim, organize sanayi bölgelerimizi kurtaralım diye verdiğimiz önergemizi kabul etmiyorsunuz; ama, AK Partili arkadaşlar...

Bakın, şu önergeyi, ben, siyasî hayatımın sonuna kadar saklayacağım; Zonguldak'ın organize sanayi bölgelerinin bu kapsama girmesiyle ilgili önerge. Tabiî ki, Zonguldak'la birlikte Kırıkkale ve diğer ilimiz Karabük.

Şimdi, bu önergede bütün AK Partili milletvekillerinin imzası var, 3 de Zonguldak milletvekilinin var; Fazlı Beyin, Köksal Beyin, Polat Beyin. Şimdi, bunu nasıl anlatacaklar bu arkadaşlarım Zonguldak'a? Haydi, bize muhalefet deyip, bizimkini kabul etmiyorsunuz, kendi arkadaşlarınızı soktuğunuz duruma bakın! Burada iki şey aklıma geliyor; ya bilerek bunu yaptınız, nasıl olsa biz kabul etmeyeceğiz siz önergenizi veriniz dediniz ya da çok büyük haksızlık yapıyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, teşvik kapsamına 13 yeni il katılıyor ve kapsam bu tasarıyla genişletiliyor, toplam 49 il yapıyorsunuz. Genişliyor, kapsam daralıyor. Nasıl daralıyor; 30 işçi alımını koyuyorsunuz. Bu da, gerçekten, bu tasarıda, bu kapsama girecek yatırımcıya çok büyük haksızlık diye düşünüyoruz.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bundan önce çıkan yasada ve bugün önümüze gelen yasada temel alınan ve kalkınmada öncelikli iller olarak belirlenen illerin 5'i dışında tüm iller, yasa kapsamı içine girmiş olacak. Kriter olarak, ekonomik kriz yılı olan 2001 yılı gayri safî millî hâsıla ortalaması 1 500 dolar ile sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi gibi, askıda kalan ve hiçbir gerçek mesnede dayanmayan kriterleri göstereceksiniz. Oysaki, şahsım ve arkadaşlarımın imzasını taşıyan 2/350 esas numaralı 24.11.2004 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğum kanun teklifim kabul edilseydi, ciddîye alsaydınız, bugün, 98 yılında ilan ettiğiniz kalkınmada öncelikli bütün iller, bu teşvikten yararlanacaktı, çıkarılacak bu yasadan yararlanacaktı. Böylece de, itiraz edecek ve askıda kalacak hiçbir konu kalmayacaktı.

Siz, hükümet olarak, bir ilin geri kalmışlığını ilan ediyorsunuz ve o ilde işsizliğin arttığını, istihdamın azaldığını, nüfusun hızla göç ettiğini ve buralara bir şeyler yapmanın zorunlu olduğunu kabul ediyorsunuz ve yatırımcıya teşvik edici yasalar çıkaracaksınız; ama, kapsama almıyorsunuz. Değerli arkadaşlar, bu 5 ile, Sayın Bakan, sayın hükümet bu konuyu nasıl anlatacak diye merak ediyorum.

Bu durumun, ne hukuksal ne mantıksal ne de bir vicdanî açıklaması vardır diye düşünüyorum.

Sayın Bakan, bu 5 bölgeye, bu meseleyi, gerçekten, nasıl anlatacağınızı merak ediyorum. Kendi ilimdeki sıkıntıyı sizlerle öncelikle paylaşmak istiyorum. Tabiî ki, kapsama girmeyen 5 bölge var; ama, ben de Zonguldak Milletvekili olarak, Zonguldak İlimi öncelikle sizlerle paylaşmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, hepiniz biliyorsunuz, Zonguldak, TTK ve Erdemir gibi iki dev kuruluş nedeniyle gayri safî millî hâsılası yüksek görünen, 2003 yılında İŞKUR'un yayımladığı rakamlara göre, nüfusa oranla -eğer bir değerlendirme yapılırsa- işsizliğin en çok olduğu il. Zonguldak İlinden ayrılmış Bartın'ı bu kapsama alıyor, Karabük'ü almıyorsunuz, Düzce'yi alıyoruz ve Zonguldak İline bağlı Ereğli ve Zonguldak'ı almıyorsunuz. Şimdi, Düzce ile Zonguldak'ın arası 130, bilemedin 150 kilometre. Zonguldak ile Bartın arası 90 kilometre.

Şimdi, Sayın Bakanım, siz, işadamı olsanız, yatırımcı olsanız ne yaparsınız? Yani, Zonguldak-Çaycuma İlçesindeki kapsama almadığınız organize sanayi bölgesi ile aldığınız Bartın'ın arasında 35-40 kilometre var. Bu doğru bir şey mi, bu vicdana sığar mı?

Değerli arkadaşlar, ben, hafta sonu Zonguldak'taydım, esnaf odaları toplantısına katıldım. Çaycuma Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanı bana şunu söyledi ve buradan bunu aktaracağımı da söyledim. "Şayet Zonguldak alınmazsa bu kapsama, ben, Çaycuma Organize Sanayi Bölgesini Bartın'a bağlama teklifinde bulunurum ve Bartın'ı ikinci organize sanayi bölgesi olarak ilan ederim" diyor. Bir ili bu hale getirmeye, bir bakanın bir hükümetin veya bir yetkilinin hakkı var mı değerli arkadaşlar?

Bunun yayında, Düzce İlinin yanında Ereğli... Ereğli İlçesinde bitmemiş organize sanayi bölgeleri var. Şimdi, siz, yatırımcı olsanız, Ereğli'ye gelir misiniz 50 kilometre ilerisinde Düzce bu kapsamdayken? Bir ili bu hale getirmeye kimin hakkı var diye, sizlerle bunu paylaşmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bu konudaki önergelerimiz de reddedildi; inşallah, hayırlısı olur diyorum. Zonguldak'a mevcut hükümet işbaşına geldiğinden beri hep sıkıntı verdi; yani, TTK'nın durumu ortada. TTK'nın bundan sonraki süreçte neyle karşılaşacağı belli değil. Erdemir ortada. Erdemir de -hepimiz, malum, bunu dillendiriyoruz Cumhuriyet Halk Partisi olarak- üretiyor, büyüyor, gelişiyor, kâr ediyor; ama, Erdemiri de satıyorsunuz. Erdemiri sattıktan sonra TTK'daki düşünceleriniz olumlu sonuç vermezse Zonguldak'ı kim kurtaracak, Zonguldak'a kim sahip çıkacak diye Sayın Bakan sizlere sormak istiyorum.

Şimdi, benim güzel Zonguldak İlimi, yıllarca bu ülkeye kömür çıkartan ve bu uğurda 4 500 madenci şehidi veren Zonguldak İlimi kalkınmada öncelikli yöre ilan ediyorsunuz, bugün, 5084 kapsamına almıyorsunuz. Daha geçtiğimiz hafta KEDAŞ Genel Müdürlüğünü Zonguldak'ta kapattınız. Büyükşehir olsun dedik, önergelerimizi reddettiniz. Şimdi, allahaşkına, Zonguldak size ne yaptı?! Zonguldak'ta seçimlerde partiniz çok da güzel oy aldı. Belediyelerin tamamını kazandınız. 3 milletvekiliniz var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Akın, toparlar mısınız.

Buyurun.

HARUN AKIN (Devamla) - Evet, Zonguldak sizlere bu kadar destek verdi, karşılığını da, maalesef, bu şekilde alıyor.

Sayın Bakanım, Zonguldak'ın bu muameleyi hiç hak etmediğini sizlere söylüyorum. Sayın Başbakan da, seçim öncesi Zonguldak'a geldiğinde, Zonguldak'ın Madenci Anıtında bugün yapılan işlerden hiç bahsetmedi, TTK ayağa kalkacaktı, Erdemirin satışından bahsetmedi, sizi teşvik kapsamına almayacağım demedi, hep vereceğiz dedi Zonguldak'a; ama, bugün geldiğimiz noktada hiçbir şey alamıyoruz.

Değerli arkadaşlar, bu konuda sıkıntımız çok, sabaha kadar konuşulabilecek bir bölgenin milletvekiliyim. Yıllardır Zonguldak bu ülkeye maden ile kömür çıkararak enerjisiyle katkı verdi; ama, maalesef, şu anda Zonguldak bu işleri hiç hak etmiyor.

Ben, yine de, sözlerimi toparlarken, bu kanunun, Türk sanayicisine hayırlı olması dileklerimi ister istemez sunmak istiyorum, inşallah iyi olur diyorum; ama, bir ülkenin hükümetinin de bu gerçekleri görmemesini buradan kınıyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Akın.

Madde üzerinde, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz isteyen Ankara Milletvekili Sayın Salih Kapusuz; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; elbette, kürsüyü kullanırken mutlaka arkadaşlarımızın kamuoyuna, milletvekili arkadaşlarımızla paylaştığı hususları inceleyerek doğru konuşması, doğru olanları da ifade etmesi lazım; ancak, tenkit etmek, değerlendirmek, görüşlerini ifade etmek elbette ki en tabiî hakkıdır. Dolayısıyla, şimdi, arkadaşımızın birisinin, efendim, siz bu kanunu çıkardınız, bu kadar zaman geçti, doğu ve güneydoğu illerinde hiçbir yatırım yok, hiçbir işlem yok. Ben şu kadar ilden şu kadar bilgi aldım, bunların hiçbir tanesi doğru değildir gibi ifadeleri kullanmış olması fevkalade üzücü bir olaydır.

Ben arkadaşlarımızın affına sığınarak, her ne kadar konuştuğumuz 3 üncü maddeyse de -bu, bildiğiniz gibi sigorta priminin işveren hissesiyle alakalı maddedir ama -bu konuyu da birazcık arkadaşlarımızla paylaşmak istiyorum.

Şimdi, 2004 yılında -resmî rakam- 5084'e göre yatırım teşvik belgesi almış olan doğu ve güneydoğu illerinden -sıralandı biraz önce de- birkaç tanesini rakamsal olarak sizlerle paylaşmak istiyorum. Adıyaman, 2004 yılında 13, bu üç dört aylık sürede de 5; Ağrı, 2004 yılında 7+5; Bingöl, 5+3; Bitlis, 6+4; Diyarbakır, 26+14; Erzincan, 15+9; Erzurum, 24+11; Gümüşhane, 9+5; Kars, 4+4; Malatya, 48+17; Mardin, 24+9; Muş, 5+4. Yukarıdan aşağıya bunları okumak mümkün; yani, bu teşvikten istifade etmek isteyen vatandaşlarımız var ve bu işi çok da ciddî tutuyorlar.

Şimdi,  bu teşvik belgesiyle ilgili bir hususa da açıklık getirmek istiyorum. Bizim yatırım indiriminden istifade etmek için teşvik belgesi alma mecburiyeti yoktur. Bu rakamların dışında, bu belgeyi almış olanların dışında, yatırım yapmış; ama, bu belgeyi almamış olan vatandaşlarımız da var. Bu belgeleri aldığı halde hâlâ yatırım yapmamış olan vatandaşlarımız da var. Peki, bu belge ne işe yarıyor; yatırım yapmakla bire bir alakalı değil, bu belge şuna yarıyor: Bildiğiniz gibi, belgeyi alan vatandaşlarımız, yatırım sözleşmelerinde Damga Vergisinden muaf, aynı zamanda, tapu işlemlerinde harçtan muaf, makine teçhizat alımında ise KDV istisnasına sahip oluyorlar. Dolayısıyla, vatandaş, şayet, bu alanda bunlardan istifade etmesi halinde, gidiyor teşvik belgesi alıyor ve istifade ediyor; ama, bunlarla ilgisi yoksa, o yatırım bölgesinde ve yatırım ilinde, teşvik belgesi almadan da yatırımlarını yapabiliyor. Dolayısıyla, demek ki, bu illerimizde...

Elbette, gönlümüz şunu arzu eder: Bütün illerimizde, aynı şeyleri yapabilmek, insanlarımıza daha fazla destek verebilmek, her alandaki, her sektördeki sıkıntılı yerlere yardımcı olabilmek, canı gönülden arzu ettiğimiz bir hedef; ama, imkânlarınız ne kadarsa, o kadarını zorlayıp yapabiliyorsunuz. Elbette, bütün illerimizin gönlünü almak, bütün işadamlarımıza yardımcı olmak, yatırımı teşvik etmek, bir insanımızın aş, iş sahibi olabilmesi, bizim en kutsal hedefimizdir, amacımız da bu. Yoksa, biz, Türkiye'de bazılarını kıralım, incitelim, onları yaralayalım diye, onlara bir şeyler vermeyelim, bize küssünler, kırılsınlar diye -böyle bir tasarı düşünülebilir mi- bu amaçla bir yaklaşımda olabilir miyiz; kesinlikle söz konusu değil. Amacımız,  vatanımıza, milletimize, ülkemize ve insanımıza aş, iş sahibi olması ve ülkemizi kalkındırma hedefinde mesafe almaya yöneliktir. Hepimiz ve herkes, açıkçası, memnun olan da olmayan da, yapılanın hepsinin, insanımız tarafından, ülkemiz için yapılan yatırımlar olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz. İnşallah, imkânlarımız elverdikçe de, daha fazla ilimize ve sektörümüze katkı verme fırsatını yakalamayı temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kapusuz.

Madde üzerinde, şahsı adına söz isteyen Elazığ Milletvekili Necati Çetinkaya; buyurun.

M. NECATİ ÇETİNKAYA (Elazığ) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; konuşmama başlamadan önce hepinizi saygıyla selamlıyorum.

5084 sayılı Kanun, bölgeler arasındaki ekonomik kalkınmanın, sosyal kalkınmanın adaletli bir şekilde dağılımı ve aradaki uçurumların giderilmesine yönelik hazırlanmış olan bir kanun.

Değerli arkadaşlar, yıllarca bu ülkeye hizmet eden bir arkadaşınız olarak söylüyorum -bölgeler arasındaki farklılıkları hepiniz çok iyi biliyorsunuz- öyle yerlerimiz var ki, yıllarca oralara maalesef hiçbir şey yapamamışsınız ve dolayısıyla, oradaki insanlar topraklarından koparak, tabiri caizse yad ellere, gurbete gitmiş ve orada rızkını aramaya koyulmuş. İşte, bunu önlemek ve insanları bulundukları yerlerde aş ve iş sahibi yapmak için, 5084 sayılı Kanun gereği, illerin kalkınmışlık durumuna göre, uzun araştırmalar ve incelemeler neticesinde -sizin de bildiğiniz gibi- iller tespit edilmiş. Dolayısıyla, o insanı içgöçe zorlamamak... Büyük şehirlerin şu andaki durumunu görüyorsunuz, büyük şehirlerin içinde bulunduğu durum maalesef yürekler acısı. İstanbul'u yıllardan beri takip ediyoruz; İstanbul'daki asayiş durumu, İstanbul'daki sosyal durumlar ve dolayısıyla çarpık yapılaşmalar, illerin çarpık yapılaşmaları... Hepsinin sebebi, insana bölgesinde iş bulamadığınızdan dolayı, o insan, yorganını almış, çantasını almış ve dolayısıyla, büyük şehirlerde rızık aramaya koyulmuştur. Tabiî ki, aslolan o insanı kendi toprağında doyurmaktır. Diyeceksiniz ki, efendim, işte, bazı illerde oldu da, bazı...

Değerli arkadaşlar, bakınız, Sayın Başbakanımızın, bu konuda, son derece olumlu bir yaklaşımı var. Tabiî ki, bu iller kalkınmada öncelikli yörelerle birlikte, 5084 sayılı Kanun kapsamına giren ve teşvikten yararlanan iller belli bir seviyeye geldikten sonra, sigorta primlerinden yararlanma, bedelsiz arsa temini ve ucuz enerjiden istifade neticesinde, orada, sanayiin ve yatırımların yoğunlaşması neticesinde, onların da standartları yükselecektir ve dolayısıyla, sosyal ve ekonomik bakımdan, orada, bir gelişmişlik meydana gelecek. Bundan sonra, bu imkânlar diğer yerlere de, tabiî ki, inikâs edecektir; ama, elimizi vicdanımıza koyarak bir şey söylemek istiyorum. Değerli arkadaşlar, dün, göklere çıkardığınız ve hakikaten, herkesten daha öne çıkararak, başınıza taç ettiğiniz insanlara, bugün, haksız bir şekilde, eğer, ta'n ederseniz, o zaman, kendi iç âleminizde çelişkiye düşersiniz ve size rahatsız bir bünye olarak bakarlar. Burada, kimi kastettiğimi biliyorsunuz ve o kastettiğim insan da, ben kendisini de çok iyi tanıyorum...O sebeple, değerli arkadaşlar, buraya gelip de, bazı yerlere selam vermek değil, aslolan, söylediğiniz söz doğru olacak. Yunus'un söylediği bir şey vardır, diyor ki: "Söz ola kese savaşı/Söz ola kestire başı/ Söz ola ağulu aşı/ Yağ ile bal ede bir söz" (AK Parti sıralarından alkışlar) Ben geleyim burada bir şeyler söyleyeyim; ondan sonra...

BAŞKAN - Sayın Çetinkaya, maddeyle ilgili konuşur muyuz.

Buyurun.

M. NECATİ ÇETİNKAYA (Devamla) - Hayır, maddeyle ilgili; bazı sataşmalar oldu da ona cevap verme durumu hasıl oldu. "Ben, gelip, burada, efendim, bazı şeyleri söyleyeyim, ondan sonra, söylediğim şeyleri de kendim dinleyeyim..." Bunlar, fevkalade yanlış şeylerdir. O sebeple, herkes...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

M. NECATİ ÇETİNKAYA (Devamla) - ...burada konuştuğu zaman, yetmiş milyon insanın kendisini dinlediğini ve söylenilen her şeyin, Yüce Parlamentonun çatısı altında konuşan kişinin söylediği şeyin doğru olduğunu kabul eder, Türkiye Cumhuriyetinin asil milleti.

Değerli arkadaşlar, o sebeple, ben, inanıyor ve güveniyorum ki, kısa zamanda, Türkiye, Atatürk'ün de işaret buyurduğu muasır medeniyet seviyesine yükselecek. Yükselmesi için de, bölgeler arasındaki dengesizliği her şeyden önce gidermemiz lazım. Nasıl gidereceksiniz; işte, bu yaklaşımla gidereceğiz. İnşallah bunlar o seviyeye gelecek, ondan sonra bu imkânlardan diğer bölgelerimiz de istifade etmiş olur.

Bu kanunun, ülkemize, sanayicilerimize, müteşebbislerimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, hepinizi en derin saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çetinkaya.

Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen, Kırıkkale Milletvekili Halil Tiryaki.

Buyurun Sayın Tiryaki. (CHP sıralarından alkışlar)

HALİL TİRYAKİ (Kırıkkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz Teşvik Yasası, hem iktidar hem de muhalefet milletvekilleri arasında komisyonlarda ve seçim bölgelerinde yoğun biçimde tartışıldı. İlini teşvik illeri içerisine alamayan milletvekilleri, illerinde yaşanan yoksulluğu, işsizliği, çaresizliği düşünerek, hem vicdan azabı çektiler hem de seçmenlerinin gözü önünde beceriksiz milletvekili durumuna düştüler. Hele, teşvikten yararlanacak illerle ilgili objektif ölçüler, değişik müdahaleler ve zorlamalarla ölçü olmaktan çıkınca, milletvekilleri daha da büyük bir sıkıntı içerisine sürüklendiler.

Daha önce teşvikten yararlanabilen iller teşvik dışına çıkarıldı. Kişi başına millî gelir düzeyi 1 510 dolar olan iller teşvikten yararlanamazken, 2 000 doların üzerindeki iller teşvikten yararlanabilir hale geldi.

İlim Kırıkkale de, bu teşvik düzenlemesinin mağdur ettiği illerden birisidir.

Malumunuz olduğu üzere, Kırıkkale'nin temeli, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün talimat vermesiyle, harp sanayiini kurmak için 1923 yılında atılmıştır. Ülkemizin ilk büyük harp sanayii buradadır.

O yıllarda 11 fabrika, 18 000 işçi ve memur üç vardiya halinde çalışıyordu; ancak, rahmetli Turgut Özal döneminde dışa açılımın başlamasıyla birlikte, bir gerileme dönemine girildi. 1983'te ilçe olan Kırıkkale, nüfusuyla 16 vilayetten daha büyüktü. 1989'da il olunmasının ardından ise Makine ve Kimya Endüstrisinde ve dolayısıyla şehirde yaprak dökümü başladı.

Ordumuzun ihtiyacı dış ülkelerden karşılanmaya başlaması, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumunda işçi sayısının hızla azalmasına neden oldu. Bugün gelinen noktada işçi sayısı 2 200'e düştü.

Altmışbeş yıl göç alan Kırıkkale, son onbeş yılda göç vermeye başladı. Özel sektörün gelişememesi, mevcut kurumların küçülmeye girmesi sonucu, gençlerimiz, ilimizi terk edip, ekmek paralarını kazanmak için diyar diyar gurbet ellerde geçimlerini sürdürmek zorunda kaldılar.

Selam olsun o Kırıkkaleli hemşerilerime!.. (CHP sıralarından alkışlar)

Edirne'den taa Sivas'a kadar bu gençler, Kırıkkalemizin öz gururudurlar. Bu hemşerilerimiz, gurbette dahi olsalar, gittikleri yerlerde, Kırıkkalemizin örf, âdet ve geleneklerini, dernekler ve vakıflar kurarak yaşatmaya çalışıyor, çaba sarf ediyorlar; kendilerini bir daha kutlamak istiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2002'de iktidara gelen AKP'den milletvekili arkadaşlarımız, Makine Kimya'nın yeniden yapılandırılacağı sözünü verdiler; ancak, aradan geçen ikibuçuk sene zarfında vaatler sözde kaldı, icraata geçemedi. Bununla birlikte, ilimizde bulunan birçok işletmenin kapısına kilit vuruldu. Yıllardır Kırıkkale ekonomisine katkı yapan bu kurumlar arasından Tekel kapatıldı, Orman İşletmeleri kapatıldı, BEDAŞ çalışanları dağıtıldı ve bazı ilçelerdeki şeflikleri kapatıldı, ilçelerimizde Ziraat Bankası şubeleri kapatıldı, Kırıkkale İş Mahkemesi Çorum'a taşındı, Ofisler kapandı; son olarak da, Kırıkkalemizin gözbebeği olan tugayımız Çankırı'ya gitti.

İlimizdeki sosyal ve ekonomik yapı tam bir içler acısı. 30 000'e ulaşan emeklimiz var, işsiz sayısı 40 000'e yakın, çeşitli sosyal yardım kuruluşları tarafından yardım yapılan insanlarımızın sayısı 50 000'e ulaşıyor.

Kırıkkale'de son yıllarda yardım derneklerinin sürekli açılması, insanımızın içinde bulunduğu biçare durumu en güzel şekilde özetliyor; her gün bir işyeri kapanıyor, sonuçta işsiz sayısına binler ekleniyor.

Birçok ilde ikincisi, üçüncüsü kurulan organize sanayi bölgesi, Kırıkkale için tam bir hayal kırıklığı oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Tiryaki, buyurun.

HALİL TİRYAKİ (Devamla) - Ankara'ya 60 kilometre uzaklıktaki organize sanayi bölgesinde faaliyet gösteren fabrika sayısı 15'i geçemedi. Yahşihan İlçesine yirmi sene önce kurulan küçük sanayi sitesi yüzde 15 kapasiteyle çalışıyor.

Kırıkkale için tek kurtuluş yolu özel sektörün ilimizde yatırım yapmasıydı; ancak, bunu da, teşvikli iller kapsamına giremeyerek kaybettik. Yatırımcılar, Kırıkkale organize sanayi bölgesinde yatırım yapmak yerine, teşvikli illeri tercih ediyorlar.

Ekonomik güç olarak Kırıkkale'nin kat kat üzerinde olan iller bu kapsama girerken, Kırıkkale listede yer almadı. Son olarak umut bağladığımız, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen, kalkınmada öncelikli il olup da teşvik kapsamına giremeyen Kırıkkale, Samsun, Karabük ve Zonguldak'ın alınmasına yönelik önerge de, Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerinin desteğine karşılık, AKP'li milletvekillerinin karşı çıkmasıyla reddedildi.

İktidarın, zamanında ordusuna uçak veren, harp sanayiinin merkezi olan, yüzlerce şehidini bu toprağa feda eden, Başkentin hemen yanındaki Kırıkkale'yi kaderine terk etmesinin mantığını anlayamıyoruz.

Resmî rakamlar, Bursa, Kayseri, Antep, Antalya, Adana gibi, ekonomisi oldukça gelişmiş şehirlerden daha iyi durumda olduğumuzu gösteriyor. Ancak, yukarıda dikkat çektiğim, şehrin sosyal ve ekonomik yapısını anlatan rakamlar bunun gerçek olmadığını ortaya koyuyor. Bu şehirlerde en büyük holdingler, marka firmalar faaliyet gösterirken, Kırıkkale, işçisinin yüzde 90'ı emekliye ayrılmış, pazarının büyük bölümünü kaybetmiş, borçlarını krediyle kapatan Makine Kimya ve özelleştirme kapsamında bulunan TÜPRAŞ rafinerisi nedeniyle zengin il statüsünde görülüyor.

Kırıkkale'de, bir dönemler, esnaflar, müteahhitler, sanayiciler vergi rekortmeni olurken, bugünkü vergi sıralamasına, 1 inci sıradan 23 üncü sıraya kadar -gösteriyorum arkadaşlar, bu, Kırıkkale için yüzkarası- eczacılar vergi rekortmeni olarak girmiş durumdalar. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

İşten aştan yoksun Kırıkkaleli, iktidar tarafından hasta edilmiştir. 3 tane hastanesi bulunan Kırıkkale'de, son günlerde üç ayrı özel hastane açılması girişimi Kırıkkalelinin hastalığının en güzel kanıtıdır.

Şimdi, Kırıkkaleli bir bakan ve üç milletvekiline soruyorum: Seçim döneminde verilen bu sözler ne oldu? Kırıkkale'ye ikibuçuk yıldır bir çivi bile çakmadınız. Elinizde bulunan tesislerin kapatılmasına âdeta seyirci kaldınız. Teşvikli illere girme talebimizdeki haklılığımızı Partinizin mensuplarına neden anlatmadınız? Cumhuriyet Halk Partisinin destek verdiği önergeye neden Partinizin milletvekilleri karşı çıktı? Kırıkkale bu kadar sahipsiz miydi? Halkımızı hastanelik ve adliyelik yapan AKP'yi kutlamak gerekiyor.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Tiryaki, lütfen tamamlar mısınız.

Buyurun.

HALİL TİRYAKİ (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz Teşvik Yasasıyla ilgili olarak, kapsama alınması düşünülen illere kadar gidilerek geniş kapsamlı bir araştırma yapılması gerekirken, bu yapılmadı; bu kararlar masa başında alındı. Maalesef, ne yazık ki, yine, aynı Bizans oyunlarıyla, zahmetsiz, vur abalıya misali, dediklerini yaptılar. Öyle anlaşılıyor ki, masa başında verilen kararlar, her ne hikmetse, kabul görürken, gerçekten teşvike ihtiyacı olan iller gözardı ediliyor.

Ben, Kırıkkale'nin, o yörenin bir milletvekili olarak, sormak istiyorum: Sizler, masa başında karar verenler, Kırıkkale'yi biliyor musunuz?.. Günlerden bir gün çıkıp Kırıkkale'ye gittiniz mi?.. Kırıkkale sanayiini gezip dertlerini dinlediniz mi?.. Çiftçisine "ey çiftçi, mahsulün kaç para ediyor" diye sordunuz mu?.. Kırıkkale esnafını gezip "işiniz nasıl" dediniz mi?.. Emeklisine, memuruna "geçimin nasıl" diye sordunuz mu?.. Oniki seneden beri, Kırıkkale, Ankara'nın arka bahçesi konumunda. Hiç sordunuz mu, Kırıkkale'nin organize sanayi bölgesi neden gelişmiyor, neden dolmuyor?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Tiryaki, lütfen...

HALİL TİRYAKİ (Devamla) - 1 dakika... 1 dakika daha Başkanım...

BAŞKAN - Buyurun. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

HALİL TİRYAKİ (Devamla) - Hepinize teşekkür ediyorum, sağ olun.

Yahşihan'daki sanayi sitesi niye boştur; hiç sordunuz mu?..

Değerli milletvekilleri, Kırıkkale il olalı tam onaltı yıl olmasına rağmen, yatırım olarak, sadece, valilik binası, emniyet sarayı, bir de adliye sarayı yapıldı; bu yeterli mi?..

Kırıkkalemizde, bugün, nereden bakılırsa bakılsın, en azından 300 000 nüfus yaşıyor; fakat, ne yazık ki, bu 300 000 nüfusun hiçbir yerden geliri yoktur. Firmaların ne ihracat ne de ithalat yapanı yoktur. Köylünün malı para etmiyor. Kırıkkale esnafı, köylüsü, genci, emeklisi, Makine Kimya Endüstrisi Kurumunda ve rafineride çalışanların maaşlarıyla geçiniyor.

Değerli arkadaşlarım, Kırıkkalemizi ekonomik yönden beş defa katlayacak düzeyde ekonomiye sahip illerimiz Teşvik Yasasından yararlanırken, ne hikmetse, Kırıkkale, kalkınmada öncelikli iller arasına alınmasına rağmen, Teşvik Yasası kapsamına alınmamıştır. Öyle anlaşılıyor ki, burada, adaletli bir seçme yapılmamıştır.

Ben düşünüyorum ki, bizim de Kırıkkaleliler olarak, bu Mecliste, adları büyük, biri Devlet Bakanı olan Sayın Beşir Atalay, diğeri ise, yüksek bürokrasiden gelen Vahit Erdem Bey var; ama, ne yazık ki, bizlerin, Kırıkkale'nin vekilleri olarak, Kırıkkale'nin teşvik kapsamına alınması yönündeki çabalarımız hiçbir fayda vermiyor.

Keskin doğumlu olan Sayın Bakanımız Beşir Atalay Beye, Teşvik Yasasına vereceğimiz kanun teklifini imzaya götürdüğümde, önergeyi imzalaması için ricada bulundum. Maalesef, kendileri "ben, bakanım ve aynı zamanda Ankara Milletvekiliyim" diyerek önergeyi imzalamadı; ama, ne yazık ki, siyaseti Kırıkkale'de yapıyor, Kırıkkale için elini taşın altına sokmuyor.

Ben de buradan Sayın Bakanıma sesleniyorum: Bundan sonra Kırıkkale'den lütfen elini çek; mademki Ankara Milletvekilisin, git siyasetini Ankara'da yap!

Keskin doğumlu olan ve kendilerine saygı duyduğum, büyük insan Sayın Nevzat Yalçıntaş'a kanun teklifini götürdüğümde, hiç tereddüt etmeden bu teklifimize imza koyduğu için, bir kez daha kendilerine huzurlarınızda teşekkürü bir borç biliyorum.

Sözlerime son verirken Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar, AK Parti ve Bağımsızlar sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tiryaki.

Madde üzerinde 10 dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.

Sayın Özkan, buyurun.

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) - Sayın Başkanım, aracılığınızla Sayın Bakana sormak istiyorum: Silah sanayiinde, kot ve çorap üretiminde, tarım makineleri üretiminde, biçerdöver dahil, marka olmuş Burdurlu işadamlarımız, bu yasayla haksız rekabet ortamı oluştuğunu söylüyorlar. Her ay, biraz daha eridiklerini, küçüldüklerini bildiriyorlar. "Bir puan artıda olmamız bize ceza mıdır" diye feryat ediyorlar. "Sosyoekonomik gelişmişlik endeksinin + 1'e çıkarılması mümkün değil midir? Biz, Burdur olarak ekonomiye sıcak para ve katkı koymak istiyoruz." diyorlar.

Saygılarımla.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özkan.

Sayın Kafkas, buyurun.

AGÂH KAFKAS (Çorum)- Sayın Başkanım, aracılığınızla Sayın Bakanıma bir soru yöneltmek istiyorum.

Sayın Bakanım, Türkiye'de istihdam ortamının gelişmesine şüphesiz ki teşvik yasaları katkı verecek. Yani, Türkiye'nin en önemli sorunlarından bir tanesi, istihdam sorunu. Sayın Bakanım, Türkiye'de bu Teşvik Yasasının, bölgeler arasındaki adaletsizliği gidermenin yanında en önemli katkısı, istihdam sorununun çözümüne olacaktır. Biliyoruz ki, istihdam sorununda da en önemli unsur, geçmiş dönemlerde imam-hatip okullarını kapatma adına, meslek liselerinin ortadan kaldırılması ya da meslek liselerinin cazibelerini yitirmesine neden olmuştur ve özellikle küçük sanayiin arainsan temininde büyük sıkıntılar yaşanmıştır. Bugün bir gazetemizin manşeti "Meslek Liseliye Kısa Askerlik" diye veriliyor ve Millî Eğitim Bakanlığının bir çalışmasından söz ediliyor; askerliğin kısaltılması, kamuda göreve başladıkları zaman 1 derece daha alınması ve meslek liselerinin teşvik edilmesi adına. Çünkü, şu anda yeniden bu meslek liselerini teşvik etmezsek, ciddî anlamda, sanayimizin arainsan bulmakta büyük zorlukları var. Bu konuda da Millî Eğitim Bakanlığımızın, Maliye Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıyla çalışacağından söz ediliyor. Maliye Bakanlığımız bu konuya destek verecek mi? Çünkü, gerçekten, neyi teşvik ederseniz edin, bu, sadece tek başına bir yatırımın hayata geçmesi, sadece teşvikle olacak bir olay değil, o iklimin yaratılmasıyla alakalı bir olay. Bu konuda Maliye Bakanlığımızın bir çalışması var mı? Millî Eğitim Bakanlığının başlattığı bu çalışmaya destek verecek mi Sayın Bakanım?

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kafkas.

Sayın Koç, buyurun.

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Kafkas'ı dengelemek için çok kısa bir soru.

Sayın Bakan, demin konuşmanızda "biz Sakarya'da hükümet toplantısı yaptık" dediniz. Bunun Sakarya'ya teşvik verilip verilmemesiyle ne ilgisi var ben anlayamadım. Bunu yanıtlayabilirseniz...

Teşekkür ederim.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Sakarya'ya verdiğimiz önem.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Koç.

Sayın Tütüncü, buyurun.

ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) - Bu yasa tasarısında teşviklerden yararlanabilmek için çalıştırılması gereken işçi sayısı 30'a çıkarılmış durumda. En az 30 işçi çalıştıran işletmeler ancak ve ancak, teşviklerden yararlanacak.

Şimdi, ben şunu sormak istiyorum: Acaba, 1 işçi çalıştırılması için, önde gelen sektörlerden -sektörleri saymıyorum- kaç liralık yatırım yapılması gerekiyor ve bu 30 kişilik istihdam yaratılması koşuluna göre, acaba önümüzdeki bir yıl içinde tahminen kaç kişiye istihdam yaratılması düşünülüyor? Tabiî, kolay bir soru değil; ama, bu sorunun cevabı eğer yazılı da verilirse kabul edilebileceğini belirtmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tütüncü.

Soru sorma süresi tamamlanmıştır.

Sayın Bakan, buyurun.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, Burdur'la ilgili bir soru vardı. Daha önce çeşitli defalar cevaplandırdığımız üzere, yine aynı şeyleri söylemek mecburiyetindeyiz. Burada sosyoekonomik gelişmişlik endeksi sıfırın altında. "1'in altında olsa olmaz mı?" İmkânlarımız elverdiği zaman inşallah onu da yaparız; ama, şu andaki imkânlar bunu gerektiriyor. Yoksa, biz, Burdurumuzu her zaman düşünen kimseleriz ve onların daha ileri gitmesi için mühim olan bu temel altyapıların yapılması çok önemlidir. O konuda, Burdur'la ilgili her türlü yatırımların yapılmasında biz Hükümet olarak, devamlı onun teşvikçisi oluruz.

Sayın Agâh Kafkas, meslek liseleriyle ilgili olarak, bugün, gazetelere de intikal etmiş olan Millî Eğitim Bakanlığımızın bazı çalışmalarından bahsetti ve fevkalade önemli bir hususa temas etti.

Şimdi, bunun acısını çekenlerden birisi benim Sayın Kafkas. Ben, ticaret lisesi mezunuyum; 1963 yılında mezun oldum. O zaman da bu adaletsizlik vardı ve meslek lisesi mezunları istedikleri üniversiteye gidemiyorlardı, yalnız, belli, bazı yerlere gidebiliyorlardı. Ticaret lisesi mezunu olarak, o zaman, yalnız, iktisadî ve ticarî ilimler akademisine gidebiliyorduk. Ben, Ankara İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisi mezunuyum. Ben, niye bir başka okula gidemedim; onun acısını, hepimiz, biz çektik ve o kuşak çekti, olduğu gibi çekti. Ondan sonra bu adaletsizlikler önlendi; fakat, ondan sonra bu adaletsizlik tekrar geldi.

Bu adaletsizliğin önüne geçmemiz lazım ve meslek lisesi mezunlarının veyahut da gidenlerinin seslerini yükseltmesi lazım. Bu memleketin en büyük çektiği acı, meslek lisesi mezunlarını yeteri kadar ekonomiye kazandıramamamızdan ileri geliyor.

Bakınız Avrupa'ya, Almanya'ya bakınız, İngiltere'ye bakınız, diğer yerlere bakınız; orada meslek liseleri âdeta teşvik ediliyor; biz de önü kesilmek için ne lazımsa o yapılıyor. Bu kadar adaletsizlik olmaz.

Onun için, Millî Eğitim Bakanımızın çeşitli projeleri var, Maliye Bakanlığıyla şu anda çalışan projeleri var. Biz, bu projeyle çok yakından ilgileniriz ve bunun teşvikçisi oluruz, Maliye Bakanlığı olarak.

Sakarya'da niçin yaptık hükümet toplantısını Sayın Koç; Sakarya'ya önem verdiğimiz için.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Diğer illere vermiyor musunuz?!

HALUK KOÇ (Samsun) - Efendim, teşvikle ne ilgisi var?

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - İlgisini siz kurarsınız, biraz düşünürseniz kurarsınız.

HALUK KOÇ (Samsun) - Sakaryalılar kuruyor herhalde...

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Biraz düşünmeniz icap ediyor.

Sayın Tütüncü, güzel, teknik bir soru sordu.

Sayın Tütüncü, siz, Planlamadan gelen, uzmanlığı olan ve bizim saygı duyduğumuz bir kimsesiniz. Takdir edersiniz ki, 1 işçi için lazım olan yatırım, her sektörde değişiyor.

ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) - Biliyorum, söylediniz zaten.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Elektronik sektöründe ayrı, makine sektöründe ayrı, tarım sektöründe ayrı. O bakımdan, birdenbire bunun hesabını şimdi size söyleyemem; ama, isterseniz, yazılı olarak veririz.

ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) - Zaten bunu belirtmiştim Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Evet.

Burada da, ne kadar işçi alınması icap ediyor?.. Tabiî, bu bölgelere şu vermiş olduğumuz teşvikler muvacehesinde müracaat eden yatırımcılar, aynı zamanda bize şu yatırımı yapacağım -biraz önce Sayın Kapusuz açıkladı- teşvik belgesini alırken, sizler de çok iyi biliyorsunuz, bu kadar da istihdam meydana gelecek diye verdiğimiz teşviklerdeki istihdamlar belli, onları bildirebiliriz; ama, gelecekleri bilemediğimiz için, ne gelecek, onu ancak geldikçe bilgi olarak aktarabiliriz.

Saygıyla arz ederim.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Madde üzerinde 3 adet önerge vardır; önergeleri önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık derecelerine göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı tasarının 3 üncü maddesinin (b) bendindeki "iki" ibaresinin "üç" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

M. Akif Hamzaçebi

Kemal Kılıçdaroğlu

Ensar Öğüt

 

Trabzon

İstanbul

Ardahan

 

Osman Kaptan

Ali Kemal Deveciler

Bülent Baratalı

 

Antalya

Balıkesir

İzmir

 

Harun Akın

M. Mesut Özakcan

Mehmet Yıldırım

 

Zonguldak

Aydın

Kastamonu

 

Tuncay Ercenk

Osman Özcan

Sezai Önder

 

Antalya

Antalya

Samsun

BAŞKAN - İkinci önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

11.5.2005 tarihli gündemde yer alan 880 sıra sayılı yasa tasarısının 3 üncü maddesinin (a) ve (b) bentlerindeki "otuz" kelimesinin "on" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Dursun Akdemir

İbrahim Özdoğan

Muhsin Koçyiğit

 

 

Iğdır

Erzurum

Diyarbakır

 

 

Ümmet Kandoğan

 

Mehmet Eraslan

 

 

Denizli

 

Hatay

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 3 üncü maddeyle ilgili olarak şimdi okutacağım Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi ve arkadaşlarının önergesi ile az önce okunan Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir ve arkadaşlarının önergeleri aynı mahiyette olduğundan, işlemlerini ve oylamalarını birlikte yapacağım.

Şimdi, Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi ve arkadaşlarının önergesini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı tasarının 3 üncü maddesindeki "otuz" ibarelerinin "on" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

M. Akif Hamzaçebi

Kemal Kılıçdaroğlu

Bülent Baratalı

 

Trabzon

İstanbul

İzmir

 

Mehmet Yıldırım

Ali Kemal Deveciler

M. Mesut Özakcan

 

Kastamonu

Balıkesir

Aydın

 

Osman Kaptan

Harun Akın

Osman Özcan

 

Antalya

Zonguldak

Antalya

 

Tuncay Ercenk

Sezai Önder

Hasan Güyüldar

 

Antalya

Samsun

Tunceli

 

 

Ferit Mevlüt Aslanoğlu

 

 

 

Malatya

 

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, 2 önerge sahibi de konuşabilir mi?

BAŞKAN -  Konuşabilir Sayın Koç, bir saniye...

Aynı mahiyetteki her 2 önergeye Sayın Komisyon katıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyon) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Aynı mahiyetteki 2 önergeye Hükümet katılıyor mu?

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Akdemir, konuşacak mısınız?

DURSUN AKDEMİR (Iğdır) - Evet, konuşacağım.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Akdemir.

DURSUN AKDEMİR (Iğdır) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 880 sıra sayılı yasa tasarısının 3 üncü maddesi üzerinde verdiğim önerge üzerine söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, Türkiye'nin en önemli sorunlarından birisi, bölgeler arasında ekonomik dengesizliklerdir. Bu dengesizlik, özellikle, ülkemizin Doğu Anadolu Bölgesinde olduğu için, bunu gidermek, hemen hemen tüm hükümetlerin uğraştığı konu olmuş, devlete ve özel sektöre, bu arada, önemli görevler düşmüştür. Bu bölgesel dengesizlikleri ortadan kaldırmak amacıyla, özel sektör yatırımlarının söz konusu bölgelere kaymasını daha çok özendirecek ve sağlayacak düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Halbuki, çıkarılan yasanın, bölgeler arasında, gerçekten, farklılıklar yarattığı ortaya çıkmıştır. Biraz önce konuşmacıların verdiği örneklerden ve Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan arkadaşımın valiliklerden aldığı yazılardan, genellikle Doğu Anadolu Bölgesi illerinin büyük çoğunluğuna yatırımın gitmediği ortadadır. Iğdır'da bir şey yoktur, Ardahan'da yok, Kars'ta yok, Ağrı'da yok, Bingöl'de yok, Bitlis'te, Hakkâri'de yok. Dolayısıyla, teşvik edelim derken, teşviksizliği ortaya koymuş olduk.

Bu çerçevede, özel sektör yatırımlarının gelişmişlik düzeyi düşük olan illere yönelmesini sağlarken, iller arasında ayırımcılığa, eşitsizliğe yer verilmemesi gerekirken, yer verilmiş oldu. Kalkınmada öncelikli illerin tamamı, görüldüğü gibi bu Teşvik Yasasından yararlanamamaktadır. Özellikle, ilan edilecek bu illerdeki 1 500 doları, 2001 yılındaki ülkenin ekonomik çıkmazda olduğu bir rakamı alarak vermiş olmanın anlamını bir türlü anlamış değilim. Burada büyük bir tezatlık var. Böylece, özellikle kalkınmada öncelikli yöreler kapsam içine alınması gerekirken, 50 ilin 45'i alınmış, kalkınmada öncelikli yörelerden 5 il bu kapsam dışında kalmıştır. Kırıkkale, Samsun, Karabük, Çanakkale, Zonguldak acaba niçin dışlandı?.. Halbuki, bunlar da kalkınması gereken bölgeler değil miydi?..

Bugün Türkiye, tarihinin en büyük işsizlik sorunuyla karşı karşıyadır. Büyük şehirlerde kapkaç artmış, güvenlik sorunu başgöstermiş, insanlar işsizlik neticesinde bunalıma girmiş, toplum her an sosyal patlamalarla karşı karşıya kalmıştır. Hükümetinizin enflasyon düştü naralarına karşın, siftah yapmadan dükkân kapatan esnaf iflasın eşiğindedir.

5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanundan yararlanabilmek için, ekonomik dengelerin altüst olduğu, hızla değiştiği, ülkenin ekonomik krizde olduğu, demin de söylediğim yılı kriter almanın anlamı neydi?.. Ekonomik krizin olduğu bir dönemin baz alınmasının gerekçesini, teşvikten yararlanmayan özel sektör temsilcileri gibi ben de anlamış değilim.

Gözden kaçan bir hususu da belirtmek istiyorum. Hükümet, teşvikten yararlanan il sayısını artırırken, teşvikten yararlanma şartlarını giderek ağırlaştırdı. Böylece, öngörülen düzenlemeden daha da geriye giden bir düzenleme çıktı ortaya.

Bu kanunla öngörülen teşvikten yararlanabilmek için, istihdam konusunda herhangi bir sınırlama bulunmamakta iken, görüşülen tasarının 3 üncü maddesi incelendiğinde, yeni işe başlayan Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinin teşvikten yararlanabilmesi için en az 30 işçi çalıştırmaları koşulunu getirmektedir. Böylece, istihdam konusunda, istihdamı zorlayıcı bir unsuru, hükümet kendi eliyle yasanın içine koyuyor.

Değerli arkadaşlarım, size sorarım: Doğu Anadolu Bölgesinde, Hakkâri İlinde ya da Ardahan'da, Iğdır'da, Ağrı'da bir adamın işyeri açabilmesi için sermayesini zaten yatırmak istemiyor. Bir de, siz ona mecburiyet koyarak ille de 30 işçi çalıştıracaksınız diyorsunuz. 30 işçi çalıştırabilmek için o işyerine koyacağı sermayenin miktarını herhalde Sayın Maliye Bakanımız çok iyi bilir. Dolayısıyla buna sınırlama koymamak ya da en az 10'a indirmek gerektiğini burada...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN -Sayın Akdemir, buyurun; teşekkür eder misiniz.

DURSUN AKDEMİR (Devamla) - Olur Sayın Başkanım, iki cümlem kaldı, tamamlayayım.

Değerli Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; dolayısıyla eğer bu yasanın bu bölgelerde geçerli olması isteniyorsa, kesinlikle en az 30 işçinin 10'a indirilmesi, bu bölgede yapılacak yatırımları kolaylaştıracak, sanatkârı ya da ustayı ya da taşeron birisi eğer iş yapmak istiyorsa, onun bir işyeri açmasına vesile olacaktır. Bu nedenle, özellikle teşvik sistemi belirlenirken, sektör bazında tespit yapılması, bölgesel kalkınmada daha etkili olabileceği kanısında olduğumuzu ve bunu önermek istediğimizi belirtmek istiyorum.

Ayrıca, KOBİ'ler ve organize sanayi bölgelerinin teşvikten özendirici bir şekilde yararlanabilmesi gerekiyordu. Yasada bu da açık bir şekilde öne çıkarılmamış vaziyettedir.

Bu nedenle, bu uyarılarımı burada, huzurunuzda belirttikten sonra, siz değerli milletvekili arkadaşlarıma ve Sayın Başkan, size teşekkür ediyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Akdemir.

Sayın Aslanoğlu, konuşacak mısınız?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Evet efendim.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Aslanoğlu.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekillerim; bu getirilen 30 işçi, kanunun gerekçesine aykırıdır. Yine söylüyorum, Hakkâri için, 5084 sayılı Kanunda 10 işçiydi. Hakkâri için 10 işçi önemlidir; ama, Malatya için, Kütahya için, yeni verdiğimiz 13 il için 30 işçi getirelim, tamam. Burada, yine bir kademe getirmezsek, amaç o illeri teşvik etmekse, amaç istihdamı o illerde, doğu ve güneydoğuda istihdamın sağlanmasıysa, gelin, yine... Yani, Malatya ile Hakkâri'yi veya Kütahya ile Hakkâri'yi, Kütahya ile Şırnak'ı aynı kefeye koyarsak, gitmez buraya yatırım.

Onun için, Sayın Bakanım, burada, doğu ve güneydoğudaki illerimizde, özellikle, gayri safî millî geliri 500-700 dolara kadar olan illerde 10 işçi, 500 ile 1 000 arasındaysa 20 işçi tamam ve tümünde 30 işçi yapalım; ama, inanın, 500 doların altındaki iller için 10 işçi önemli bir şey; ama, bu, o zaman, doğu ve güneydoğuda, özellikle KOBİ'lerde büyük sorun yaratacak; yani, bunların sermayeleri yok. Orada tutunacak dal arıyorlar. Doğu ve güneydoğuda 10 işçi çalıştırmak, 20 işçi çalıştırmak hakikaten önemli bir konu; ama, siz, ben, 30 işçiden aşağı vermem derseniz, inanın, bir kez daha kanunun amacına ters düşeriz. O açıdan...

Peki, size başka bir örnek daha vereceğim. Arkadaşlar, tamamen ithalata dayalı bir firma var. Nedir; işçilikte katmadeğer yaratıyor. Saygı duyuyorum kim bu ülkeye 1 kuruş döviz kazandırıyorsa. Nedir; ithalat yapıyor, bunu işleyip gönderiyor. Bir de, tamamen, yüzde 100 o yörenin ürününü işliyor. Her gelen döviz, her gelen kuruşu o yöreye dağılıyor. Hangisi bizim için faydalı? Biri 30 işçi çalıştırıyor, biri 15 işçi çalıştırıyor; o faydalanacak, o faydalanamayacak. Sayın Bakanım, bunu, gayri safî millî hâsılaya göre, 1 500 doların altındaki illerde ve diğer illerde kademeli uygulamazsak, tümüne 30 işçi uygularsak, kanun lafzıyla çelişir ve özellikle geri kalmış yörelerde hiç yürütemeyiz bu yasayı.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Aslanoğlu.

Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önergeler kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı tasarının 3 üncü maddesinin (b) bendindeki "iki" ibaresinin "üç" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                               M. Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Koç, konuşacak mısınız?..

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Öğüt konuşacaklar Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Öğüt.

ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 880 sıra sayılı kanun tasarısının 3 üncü maddesinin (b) fıkrasıyla ilgili vermiş olduğum önerge üzerinde söz almış bulunuyorum.

Değerli arkadaşlar, daha önceden de konuştuk; bu beş yıl süre üzerinde duracağım Sayın Bakanım.

Ben işadamıyım, sermayenin ne kadar ürkek olduğunu bilirim; bir kuş gibidir, elini kaldırdığın zaman kuş nasıl kaçarsa, sermaye de öyle kaçar. Sermayenin, güven duymadığı yere yatırım yapması mümkün değil; hele, iklim şartları ağır olan bölgelere gitmesi, beş yıllığına, hiç mümkün değil. Böyle olunca, Türkiye'nin en büyük göç vermiş bölgesi doğu ve güneydoğunun kalkınması için, kesinlikle sürenin uzaması lazım. Sayın Bakanım, bu çok önemli, çok ciddî bir olaydır. Bakın, ben teşekkür ediyorum; bu yasanın çıkması da güzel, illerimizin kalkınması da güzel. Yani, politikanın ötesinde, bölgemizin ve ülkemizin kalkınmasını istiyoruz.

Şimdi, bölgeler arasındaki uçurumu nasıl düzelteceğiz? Yani, Kütahya'ya, Düzce'ye, Osmaniye'ye, Afyon'a da beş yıl süre koyuyorsunuz; Kars'a da, Ardahan'a da, Artvin'e de, Van'a da, Hakkâri'ye de, Ağrı'ya da beş yıl koyuyoruz. Şimdi, o bölgede, halen kar yağıyor değerli arkadaşlar; belki, televizyonda izliyorsunuz. O bölgede, beş ay inşaat yapma süresi var, ondan sonra bitiyor. Yani, inşaat süresini yapma mümkün değil. Bu bakımdan, hiç olmazsa... Batıdaki illerimize de verelim; batıdaki illere beş yıl süre, tamam; İç Anadoluya on yıl, doğu ve güneydoğuya da yirmi yıl koyarsanız, bunun üstesinden geliriz; diğer türlü mümkün değil.

Şimdi, değerli arkadaşlar, 10 000 polis alınması için buradan bir kanun çıkardık. Niye 10 000 polise gerek duyduk; büyük şehirlerde gasp oluyor, soygun oluyor, hırsızlık oluyor, değil mi. Yani, polisiye önlemlerle, siz, bunu engelleyebilir misiniz; 15 000 000 işsiz insan var?! İşte, AK Partinin Grubunda da birisi kalktı dedi ki: "Ben açım." Yarın Meclisin önüne gelecekler. 15 000 000 insan, işsiz, aç, karamsar, korkunç bir durumda. Şimdi, Anadolu'da bir söz var: "Aç it, fırın yarar."

Değerli arkadaşlar, bugün fuhuş artmışsa, gasp artmışsa, hırsızlık artmışsa, bunun nedeni göçtür.

Bakın, ben, Gebze'de bir kişiye, karakola gittim; gasp yapmış. Niçin bu gasbı yaptın...

BAŞKAN - Sayın Öğüt, genelgeyle ilgili konuşur musunuz.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Genelgeyle ilgili de konuşuyorum, Değerli Başkanım.

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Önerge, Sayın Başkan...

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Önergeyle ilgili...

Değerli arkadaşlar, adam dedi ki: "Ben bunun onbeş yıl ceza alacağını bilmiyordum. Çocuklarıma ayakkabı almak için, gittim, bakkala bıçak çektim, 300 000 000 para aldım, bu da gaspmış." Yani, bunu niçin anlattım; bölgeler arasındaki dengeleri ve uçurumları açarsanız ne Diyarbakırlıyı büyük şehirlerde tutarsınız ne Ardahanlıyı ne de Karslıyı. Adam aç. Aç olan adam her şey yapar. Polis aldık. O insanları cezaevlerinin hepsine tıksak ne olacak; cezaevlerinde yer kalmayacak. O bakımdan, bu Yatırımları Teşvik Kanunu çok uygun. Teşekkür ediyorum, tebrik de ediyorum; ama, bunun, yerine ulaşması için doğu ve güneydoğuya en az yirmi yıl süre konulur, işçi sayısı da 30'dan 10'a inerse o zaman olur.

Şimdi, teknoloji çok gelişti arkadaşlar. Düğmeye basıyorsunuz, eskiden 50 kişiyle çalışacak makine 3 kişiyle çalışıyor şimdi, 3 kişiyle. Ben sanayiciyim. Nasıl, o zaman, 30 kişiyi oraya koyacaksın ki istihdamdan veya Teşvik Kanunundan yararlansın insan? O bakımdan, bu, çok ciddî ve önemli bir olaydır değerli arkadaşlar.

Bir de Doğu Anadolu için, Sayın Bakanım, benim sizden istirhamım şudur: Rekabete dayalı serbest piyasa ekonomisi uygulanıyor ülkemizde.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Öğüt...

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Doğu ve güneydoğudaki insanın, yani, sanayicinin, batıdaki sanayiciyle rekabet yapması mümkün mü; mümkün değil. O zaman, Doğu Anadolunun, güneydoğunun kalkınması ve göçün durması, büyük şehirlerde varoşların, hırsızlıkların, gasbın, fuhşun durması için, bölgeler arasındaki dengesizliğin giderilebilmesi için doğu ve güneydoğuya karma ekonomi modeli uygulanması lazım.

Bakın, karma ekonomi modeli, devlet-vatandaş işbirliği ekonomi modelidir. Öyle olursa, altyapısını devlet götürürse olur, götürmezse olmaz. Şimdi, benim bölgem Ardahan'da organize sanayi bölgesi daha yok. Gelen de yok. Şimdi şunu söyleyeyim: En önemli olay... Ben bir akıl değil de, öneri vereceğim. Önerim şudur: Doğu Anadolu, güneydoğu hayvancılıkla geçiniyor. Oradaki insanın her şeyi hayvan; hayvan olmazsa, ısınamaz, geçinemez, beslenemez, hiçbir şey yapamaz. Sizlerden istirhamım, Ardahan başta olmak üzere, Erzurum, Ağrı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Öğüt, lütfen, teşekkür eder misiniz.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Toparlıyorum...

BAŞKAN - Hayır Sayın Öğüt...

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Tamam, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Öğüt, önergeyle ilgili 5 dakikalık süreniz tamamlandı; eksüre verdim. Teşekkür eder misiniz.

Buyurun.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Teşekkür ediyorum...

Hayvancılıkla geçinen Doğu ve Güneydoğu Anadoluya hayvancılık organize sanayileri yapalım. Hayvancılık organize sanayileri yaparsak hayvancılığımız gelişir, et açığımız olmaz, süt açığımız olmaz; devlet de bunu teşvik eder ve de doğu ve güneydoğu kalkınır, insanlar göç edip mağdur olmaz.

Önergemin kabul edileceğini umuyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Öğüt.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

4 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 4.-  5084 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "en az on kişilik istihdam öngören  yatırımlara " ibaresi "en az otuz kişilik istihdam öngören yatırımlara" olarak değiştirilmiş, maddeye birinci fıkradan sonra gelmek  üzere  aşağıdaki fıkra eklenmiş ve maddenin  dördüncü fıkrasına ikinci cümleden sonra gelmek  üzere  aşağıdaki cümle eklenmiştir.

" 6831 sayılı Orman Kanununa tabi alanlar hariç olmak üzere, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması nedeniyle mülkiyeti devredilemeyen taşınmazlar üzerinde bedelsiz kullanma izni verilir."

"Ancak devredilen veya kullanma izni verilen taşınmazın değerinin yatırım maliyet bedelinin yüzde ellisinden fazla olması halinde, şerh kaldırılırken bu taşınmazın Kanunda  öngörülen  amaçlar dışında  kullanılamayacağına dair tapuya şerh konulur. "

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Bursa Milletvekili Sayın Mehmet Küçükaşık; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 880 sıra sayılı yasa tasarısının 4 üncü maddesi üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunmaktayım; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlarım.

Görüşmekte olduğumuz maddenin 5084 sayılı Yasadaki başlığı "bedelsiz yatırım yeri tahsisi" idi. Bundan bir ay önce yine bir yasanın görüşülmesi esnasında, Bursa İlinde Karacabey İlçesinde hazineye ait...

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Rahatsız ederiz...

MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Devamla) - Lütfen... Ben rahatsız olmaya hazırım. Ben hiçbir şeyden rahatsız değilim. Kim rahatsız edecekse de evet, herkes rahatsız etsin.

MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Bedava bir şey yok orada.

MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Devamla) - Hayır...

Hazineye ait 3 696 245 metrekare yüzölçümlü taşınmazın, değer biçildiğinde 46 trilyon değer biçilmesine rağmen, dönümünün 13 000 316 TL'ye ve toplam 49 219 211 337 Türk Lirasına bu KOTİYAK'a satılmasına ilişkin Maliye Bakanına bir soru sormuştum. Daha önce de soru önergeleri verdim. Sayın Bakan, 1.4.2005 tarihinde, bu yerin, Organize Sanayi Bölgesi Yasasına göre bedelsiz arsa tahsisinden yararlanarak verildiğini söylemişti ve burada organize sanayi bölgesi 49 milyara verilmişti. Biz, bu bedel çok farklı demiştik. Biz, durdurmadık; Bursa'daki tüm... Çünkü, bu organize sanayi bölgesinin yapılacağı alan Uluabat Gölü'nün, yani Ramsar Projesi kapsamında olan bir yerdi. Mücadelemize devam ettik.

Sayın Bakanım, dinlerseniz, o sorunuzun cevabını da vereceğim. Şimdi, elimde bir yazı var, çok sevindiğim bir yazı; Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Orman Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığının 11.5.2005 günlü yazısı:

"İlgi: Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü'ne hitaben yazılmış 9.3.2005 tarihli yazınız.

Bursa İli Karacabey İlçesi Subaşı, Canbaz ve Seyran Köyleri civarında; KOTİYAK S.S. 75 inci Yıl KOBİ Sanayici Toplu İşyerleri Yapı Kooperatifince organize sanayi bölgesi kurulmasına ilişkin ilgi yazınız Bakanlığımızca incelenmiştir.

Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Planlama Genel Müdürlüğümüzce 16.3.2004 tarihinde onaylanan 75 inci Yıl KOBİ Organize Sanayi Bölgesine ait 1/100 000 ölçekli Bursa 2020 Yılı Çevre Düzeni Planı Değişikliği, Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği hükümleri doğrultusunda değerlendirilerek 20/4/2005 tarihinde iptal edilmiştir."

Yani, nerede sanayi tesisi kurulur, nerede fabrika tesisi kurulur, nerede uluslararası sözleşmeler geçerlidir demeden, sadece ve sadece bedelsiz arsa tahsis etmek veya ucuz arsa tahsis etmek adına hazineye ait kamu malları insanlara verilirse... Allah'tan, Türkiye'de hâlâ, hâlâ bakanlıklar arasında koordinasyonda duyarlı insanlar var ve şu anda, buradaki yatırım ve organize sanayi bölgesi artık iptal edildi. Çok güzel bir haber; bunu özellikle söylemek istedim.

İkincisi, bu yasayla ilgili herkes çok büyük eleştirilerde bulundu. Şimdi, elimde bir yazı var; Olay Gazetesinin yine 11 Mayıs 2005 tarihli Sayın Yılmaz İşel'in bir yazısı; Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve aynı zamanda Türkiye'nin en büyük tekstilcilerinden, yatırımcılarından biri olan "Sönmez teşvikli iller yasasına niye karşı?" başlığını taşıyor. Aynen okuyorum; çünkü, bu tasarıya herkes karşı çıkıyor. "Sönmez Bursa'daki Sönmez Pamuklu tesisi ile bir teşvikli ilde kurulabilecek aynı büyüklükte bir fabrikanın karşılaştırmasını yaparak soruya şu yanıtı verdi" demiş. "Teşvikli illerden biri olan Uşak'ta Vali 'Burada yatırım yapanın işçi başına ayda 180 000 000 lira muhtasar ve SSK priminden tasarrufu oluyor' dedi. Sönmez Pamuklu'da 1 000 işçi çalıştığından o ilde kurulacak aynı büyüklükteki bir tesise göre muhtasar ve SSK priminde yıllık 2 trilyon 160 milyar liralık bir fazlalığımız oluşuyor. Sönmez Pamuklu'da ayda 700 milyar lira elektrik bedeli ödüyoruz. Bu da 12 ayda 8,4 trilyon lira yapıyor. Oysa teşvikli ilde yüzde 50 enerji indirimi uygulandığından o bizim yarı bedelimizi ödüyor. Böylece 2 trilyon 160 milyar lira muhtasar ve SSK priminden, 4,2 trilyon lira enerji bedelinden olmak üzere bizim cebimizden yılda 6 trilyon 360 milyar lira daha fazla para çıkıyor. Ama ben Sönmez Pamuklu'dan yılda 6,3 trilyon lira kâr etmiyorum ki. Bu durumda ben teşvikli illerdeki böyle bir fabrika ile nasıl rekabet edeceğim? Onunla nasıl başa çıkarım? Bu uygulamayla haksız bir rekabet yaratıldığı çok açık. Oraya verilen teşvik benim canıma okuyor. Bunun farkına varsınlar artık." Yine devam ediyor “Sayın Sönmez, 'Biz bu ülkenin evladı değil miyiz? Bize bu haksızlık niye? Otuz yıldır üretip vergi vermek mi, istihdam yaratmak mı, ihracat yapmak mı bizim kabahatimiz' diye sordu." Yine devam ediyor: "Diyelim ki, uygulama tuttu ve teşvikli illerde sanayileşme gelişti. Teşvik dışında kalan sanayi kuruluşlarının o illerle rekabet şansı hiç yok. Kimse boşuna çabalamasın. O illerdeki kuruluşların Çin'den ya da diğer Uzakdoğu ülkelerinden korkmalarına da gerek yok. Böylesine bir maliyet girdisi avantajıyla rekabet edebilirler. Peki biz ne olacağız? Çin'den şikâyet ederken şimdi içimizde oluşturulan rekabet anlamında 49 Çin'le daha mücadele edeceğiz. Üstelik ben teşvikli illere gidersem yasak, tesisimi sattığım kişi giderse, ona anasının ak sütü gibi helal. O zaman benim yanlışım ne? Böyle şey olmaz."

Şimdi, bakınız, bu, bir sanayicinin, Türkiye'nin en büyük sanayicilerinden birinin sözü ve Bursa'da tekstilde yaşanan son olumsuzlukları hepimiz biliyoruz. Son iki yıldan beri, Çin tehdidine karşı önlem alın diye yalvardık. Yine, Bursa'da yayınlanan bir araştırmada, son üç ayda, tekstildeki etkilenmeler nedeniyle, 9 000 insan işini kaybetti henüz daha böyle teşvikler olmadan. Şimdi ne olacak? Buna bir bakar mısınız...

Bakınız, Balıkesir, Kütahya var. Kütahya'yla, Simav ile Dursunbey İlçesi yan yana. Sevgili Ali Osman da, hiç olmazsa bu konuda... Sitemini herkes söylesin, açıkça söyleyelim. İkisinde de kereste üreticileri var. 40 kilometre yan yana. Söyler misiniz bana, Dursunbey'deki kereste üreticisinin Simav'daki kereste üreticisine karşı yaşama şansı, direnme şansı hiç var mı allahaşkına?! Kim orada tesis yapacak?! Yüzde 50 avantajlı, yan yana kim duracak?! 20 kilometre birbirine yakın olan ilçelerde bir il sınırını atladığı zaman hangi sanayi tesisi normal illerinde kalacak?!

Biz, burada, yatırım yerini tahsis edeceğiz diyoruz. Özellikle bu getirilen yasaya son değişiklikle bir özel hüküm daha koymaya çalışıyoruz; diyoruz ki, arsa bedeli tesisin yatırım bedelinin yüzde 50'sini aşmış ise, buraya şerh koyacağız.

Bakınız, şimdiye kadar, Türkiye'de yüzlerce KİT ve kamuya ait kuruluşları biz özelleştirdik ve bunlara dedik ki: Bunları herhangi bir yere taşıyamazsınız, iştigali değiştiremezsiniz, aynı işi yürüteceksiniz. Özelleştirmenin amacı buydu. Bana söyler misiniz, hangi büyük kuruluş, büyük illerimizdeki hangi özelleştirdiğimiz kuruluş... Şu anda orada fabrikalar var, insanlar çalışıyor, tesisler çalışıyor; bundan bir haberiniz var mı? O sektördeki o fabrikayı alan müteşebbis, o fabrikayı söküp de Anadolu'nun başka bir iline götürmedi mi ve oradaki, örneğin İstanbul'daki o güzelim arsalarda imar planı tadilatı yaparak iş merkezleri yapmadılar mı? Allahaşkına, burada önlem koyuyoruz diyoruz ki: Ben sana arsa veriyorum bedelsiz, aman ha, arsalarım çok değerli benim, ben yarın bir gün... Buraya şerh koyuyorum. Lütfen hatırlayınız. Biz hazine arazilerini ve mera vasfını yitirmiş taşınmazlarımızı yerel yönetimlere devrettik ve yerel yönetimlere devrederken de üzerine muhakkak şerhler koyduk; dedik ki: Sen burayı, sana tahsis amacıma uygun olarak kullanacaksın. Pekâlâ ne yapıldı; bütün o şerhler geldi, şakır şakır kaldırıldı, öyle değil mi; hayır ben buraya tesis yapacağım, yatırım yapacağım, satacağım, fabrika yapacağım diye. Türkiye'nin her yerindeki uygulama böyle. Yani, biz buraya bu maddeyi eklemekle, 4 üncü maddeye son değişikliği eklemekle, o şerhi koyduk da, artık, bunu, benim sana bunu verdiğim tahsis amacım haricinde kullanamazsın demenin, sadece ve sadece birbirimizi geçici bir aldatma olduğuna inanıyorum.

Bakınız, bu yasayı hepimiz eleştiriyoruz, şurada oturan milletvekillerinin hiçbirisi bu yasadan memnun değil, uygulamadan memnun değil.

ZAFER HIDIROĞLU (Bursa) - Yok canım...

MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Devamla) - Değil... Kimse kendini aldatmasın, kimse kendini aldatmasın. Bakınız, Türkiye'de...

HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) - Siz kendi düşüncenizi söyleyin.

MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Devamla) - Benim düşüncem bu. Kimse aldatmasın. Milletvekilleriyle biz de konuşuyoruz, kimin rahatsız olduğunu herkes biliyor.

Şimdi, teşvik aldık diyor... Hakikaten doğu ve güneydoğudaki... Şimdiye kadar kaçıncı teşvik çıktı; yatırım yapıldı mı?! Siz, 49 ile... Türkiye'yi öyle bir hale getiriyorsunuz ki, Türkiye'nin yarısı teşvikli iller yarısı teşviksiz iller; kim rekabet edecek bununla; hangi sanayici rekabet edecek bununla; bu mümkün değil, böyle bir şey olmaz; ya sektörel bazda yapın bunu ya bölgesel bazda yapın bunu ya da -bitmiş Türkiye'de- devletin trilyonlarca lira yatırım yaptığı organize sanayi bölgeleri bazında yapın, ki, biz, organize sanayi bölgelerine  teşvik verilsin diye benim de bu konuda bir yasa teklifim vardı, değişiklik önergesi de verdik, bunları da dinlemiyorsunuz; ama, ben ilimi kurtardım diye, ilim teşvike girdi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Küçükaşık, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Devamla) - Vatandaşlarımız "benim ilim de teşvike girdi" diyor. Allahaşkına, bakınız, ben çok net bir örnek veriyorum, bir kerede anlatayım: Bursa Mustafakemalpaşa'da bizim organize sanayi bölgemiz var; ama, 80 kilometre uzaklıktan hiçbir sanayici, arsası olduğu halde, 80 kilometre uzak diye ve yolu duble yol yapılmıyor diye... Tek şeritli yol, yapmıyorsunuz adı Mustafakemalpaşa olduğu için; sınırında bitiyor. Mustafakemalpaşa'nın da, Karacabey'in de... Yapmıyorsunuz.

ASIM AYKAN (Trabzon) - Çok yanlış...

MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Devamla) - Doğru söylüyorum... Doğru söylüyorum, ben üç yıldan beri bağırıyorum. Doğru söylüyorum, üç yıldan beri bağırıyorum, yapılmıyor. Evet, bütün Bursa Milletvekillerine sorabilirsiniz; Ali Osman Sali de burada, Balıkesir Milletvekillerine sorunuz. Çok net cevap veriyorum.

Yatırımcı gelmiyor, gelmiyor; çünkü, ana sanayiin yanında kalmak istiyor adam. Bursa'da kaçak fabrika yapıyor. Yıkılacağını bile bile, Bursa'daki ana tesislerin, organize sanayi bölgelerinin yanında yapıyor, 80 kilometre uzağa gidip de yatırım yapmıyor, siz, Anadolu'daki, güneydoğudaki illere nasıl yatırımın gideceğini sanıyorsunuz!.. Batıya yakın, ulaştırması mümkün olan yerlere yatırımlar gidecek. O yüzden bu Teşvik Yasası yanlış. Lütfen düzeltin bunu.

Teşekkür ederim, saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Küçükaşık.

Madde üzerinde, şahsı adına söz isteyen Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

HÜSNÜ ORDU (Kütahya) - Muhterem Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, mevcut tasarıyla yeniden, geçmişte düzenlenen yasanın üzerinde 13 ili daha kapsam içerisine alan bir düzenleme yapılıyor. Tabiî, hiç şüphesiz bu tasarıya baktığımız zaman, geçmişte 36 ilin kapsam içerisine girdiği zamanda, burada bizler, muhalefet ve iktidar milletvekilleri olarak, kendi illerimizle ilgili, kendi illerimizden gelen bu talepleri, toplumdan gelen bu talepleri, sıkıntılarla karşılamaya çalıştık. Bu talepler bize geldi; hiç şüphesiz, şu anda da, aynı şekilde bu talepler geliyor; ancak, burada bu meseleyi tartışırken, buraya çıkan, özellikle muhalefetle ilgili sözcülerimizin tamamı, bu kürsüden, bu tasarının nimet-külfet dengeleriyle ilgili tasarıyı eleştirirken, tamamen illere yönelik, kendi iç politikalarına yönelik ve hakikaten Türkiye'nin gerçeklerinden uzak bir eleştiriyle bu tasarıyı eleştirdiler. Ben, şahsen, bu kürsüden yapılan bu konuşmaları takip ederken bu kanaate vardım.

Hiç şüphesiz, bu kürsüden konuşan tüm milletvekillerini dinleyen sağduyu sahibi insanlarımızın değerlendirmeleri var. Bu değerlendirmeleri bu mertebede yapıyorlar. Örneğin, bu tasarıyla ne getirilmiş; 10 kişilik sayı 30'a çıkarılmış. Şimdi, Anadolu'da bir laf vardır; bazı yerlerde konuşurken, bazı insanlar, bazen lafa çok karışır; bir benzetme yaparlar, derler ki "sen askerliğini yapmadın daha, sen biraz dur" veya bazen, başka bir mecliste, Anadolu tabiriyle "ergene kadın boşamak kolay gelir" ibaresi kullanılır. Burada çıkan anlam şudur: Yani, o insanlar, henüz, kendi aile meşrebiyle ilgili, gerçek anlamda onun varlıklarına tam varamadığı için, bu konuda daha hassas düşünemediğini anlatmaya gayret sarf ederler.

Şimdi, işte burada, Devlet Planlama Teşkilatının yaptığı bir düzenlemeyle, yeniden birtakım kriterler getirilmiş ve bu kriterlere göre, 13 il daha kapsam içerisine alınmış. Şimdi, burada şunu ifade etmek lazım. Hiç şüphesiz, bu tasarıyı alıp, çok farklı farklı noktalardan eleştirmemiz mümkün; ancak, bir tespiti daha burada yapmamız lazım. Örneğin, işte, 10 kişiden 30'a çıkmış. Tabiî ki, bunun bir anlamı var. Demin verdiğim misallerle ilgili bir örnekleme yaparsak, şu anda, bu ülkeyi idare eden bir hükümet var, burada bir AK Parti Hükümeti var, bu hükümetin bu ülkeye karşı sorumlulukları var, bu ülkenin bir hazinesi var, bu ülkenin bir maliyesi var, bu tasarıda getirilen vergi, sigorta, enerji primiyle ilgili buralardan gelen yüklerin hazinece karşılanması var, bunların bu ülkeye bir maliyeti var. Tabiî ki, hükümetimiz ister ki, bu anlamda, Türkiye'deki tüm illeri kapsayan bir düzenleme yapsın; ancak, bir şeyi daha işaret etmek lazım gelir ki, bu ülkenin bugün içine düştüğü problemlerin sonucu, bu hükümet sayesinde olmamıştır. Bu hükümet, bir süreç içerisinde, kendi mantığıyla, hazine mantığıyla, maliye mantığıyla, hazineye gelen bu yükleri olabildiğince uzun vadede, bu ülkenin kaynaklarıyla örtüştürmesinin bir sonucunu yapmaya gayret sarf etmektedir. Bugün, bu tasarıyı eleştirebiliriz; ama, bir gerçeği ifade etmemiz lazım. Bu tasarıyla ve geçmişteki tasarıyla -buradan, biraz evvel, Sayın Grup Başkanvekilimiz ifade etti- birsürü ilde, mutlaka yeni yatırımlar, istihdama mutlaka yeni katkılar olacağı hiç şüphesizdir. Bu tespiti buradan söylememek, son derece yanlış olur. Örneğin, buradan ifade edildi; işte, Afyonkarahisar, Uşak, başka iller... Grup Başkanvekilimiz ifade etti, bazı illerden burada misaller verdi. Biz, örneğin, çok yakın olan Afyonkarahisar ve Uşak'ı biliyoruz. Afyonkarahisar ve Uşak, kendi içerisinde, geçmiş dönemdeki bu yasadan istifadeyle, ciddî anlamda bir yatırımla karşı karşıya kalmıştır; ama, bunların bu ülkeye getirisi, hiç şüphesiz, önümüzdeki günlerde çok daha fazla olacaktır. Şu anda, buralarda inşaatlar başlamıştır. Yatırıma, istihdama, mutlaka, bugün eleştirdiğimiz, ülkede... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - 36 il çıkarken hiç böyle konuşmuyordun Başkanım!

BAŞKAN - Sayın Ordu, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

HÜSNÜ ORDU (Devamla) - Şu anda, AK Parti Hükümeti eleştirilirken, istihdam ve yatırım konusunda eleştiriliyor. İşte, bu tasarılar, bunların başlangıçlarıdır, bunların işaretleridir. Hükümetimizin imkânları çoğaldığı sürece, Hiç şüphesiz, Türkiye'deki diğer illerimizle ilgili veya diğer kriterlerle, diğer değerlendirmelerle ilgili, hazinenin, ülkenin imkânları nispetinde de bunları değerlendireceğiz. Dolayısıyla, burada "bu tasarının hiçbir faydası yok" demek son derece yanlıştır. Bu tasarının getireceği imkânlardan, yatırımdan, istihdamdan, hiç şüphesiz, bu ülkenin insanları yararlanacaktır diyorum.

Bu tasarının, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Ordu.

Madde üzerinde, şahsı adına söz isteyen Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 4 üncü maddesi üzerinde görüşlerimi belirtmek üzere söz almış bulunuyorum; Yüce Heyeti saygıyla selamlarım.

Değerli arkadaşlarım, söz konusu tasarının bu maddesiyle, bu yasa kapsamına giren illere, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması nedeniyle, mülkiyeti devredilemeyen taşınmazlar üzerinde bedelsiz kullanma izni verilmesi sağlanacaktır. Bu maddeyle, tabiî ki, bu illere bir ayrıcalık sağlanması ve kalkınmada öncelikli yöreler olarak gelişmelerini sağlayıcı tasarrufların sağlanmasını destekliyorum; ancak, burada "en az 10 kişilik yatırımlara" ibaresinin "en az 30 kişilik" olarak değiştirilmesinin amacını anlayabilmiş değilim. Amaç bu illere kolaylık sağlamak ve gelişmelerini hızlandırıcı tedbirler getirmekse, bu ibarenin de, şartları zorlaştırdığı nedeniyle, gereksiz olduğunu belirtmek isterim.

Ayrıca, bu tasarıyla, 36 ilimizin yanısıra, 13 ilimizin daha bu yasa kapsamına alınması nedeniyle, bu kapsama dahil olan bu 13 ilimizdeki yurttaşlarıma tebriklerimi iletir, bu yasanın kendilerine hayırlı olmasını temenni ederim. Onların sevincini paylaşıyorum; ancak, Burdur İlimizin bu yasa kapsamı dışında tutulmuş olmasının, gerek bende gerekse de Burdurlu hemşerilerimde bir burukluk yaşattığını da belirtmeden geçemeyeceğim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; birçoğunuz Burdur'u, Antalya'ya giderken, devlet karayolu üzerinde küçük bir il olarak tanımaktasınız. Eminim, hiçbiriniz, Burdur'un, sanayi yatırımlarıyla, sahip olduğu turizm potansiyeliyle, coğrafî konumu nedeniyle ülkemizin en verimli topraklarına sahip bir il olduğunun farkında bile değilsiniz.

Burdur İli, gerek coğrafî yapısı, iklimi, doğal kaynakları, sulanabilir verimli arazileri, doğal su kaynakları, tarımsal ürün ve hammadde üretimi, yeraltı zenginlikleri ve gerekse de bir turizm cenneti olan Antalya İline yakınlığı dolayısıyla, ülke ekonomisine büyük katkılar sağlama potansiyeline sahip bir konumdadır. İlimizde, sanayi ürünlerinin çokluğuna ve tarımsal sanayi üretiminin fazlalığına rağmen, sanayi yeterli ölçüde gelişemediğinden, ülke ekonomisine arzulanan katkı gerçekleştirilememektedir. Özellikle yaş meyve, sebze, et, süt, sanayi bitkileri üretiminde ve yeraltı zenginliklerimizden kömür, krom, manganez, polza, kalker ve mermer üretiminde ilimiz ülke genelinde üst sıralarda bulunmasına karşılık, bu ürünler için ilimizde sanayi tesisleri bulunmadığından dolayı, diğer illere pazarlanmaktadır.

Bu yasada amaç üretim ve istihdam olduğu halde, Burdur İlini niçin kapsamın dışında tutuyorsunuz, anlamış değilim. Biz, Burdur İlinin çalışkan, üretken insanlarıyla, sosyoekonomik yapıya, gelişmişliğe katkı koymak istiyoruz, istihdamı, ekonomiyi geliştirmek istiyoruz. "Sorun parasal" diyorsunuz.

Değerli Bakanım -Sayın Bakanımız ayrılmış- bizim Burdur'da Karaçal Barajımız var. Şu anda, kaynak yetersizliğinden dolayı bu baraja bir katkı koyamıyoruz. Gelin, Burdur İlini bu kapsama alın, barajı, biz kendimiz, Burdur İlinin katkılarıyla bitirelim istiyoruz. Ayrıca, ilimizde küçük sanayi ve el sanatları da oldukça gelişmiş olmasına rağmen, devletten gerekli ilgi ve desteği göremediğinden, halen birçoğu atıl durumda bulunup, ekonomiye katkı sınırlı ölçüde kalmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 5084 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde yapılan bir değişiklikle, vergi ve sigorta primi teşvikleri ile enerji desteği açısından, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca 2003 yılı içinde belirlenen sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasına göre endeks değeri eksi olan iller bu kanun kapsamına alınmıştır. Bu sıralamaya göre, Burdur İlimiz 31 inci sırada yer almaktadır. Geride kalan 50 ilin önünde yer alması sevindiricidir; ancak, bu sıralamada, özellikle, Çorum, Trabzon, Rize, Niğde İllerinin Burdur'un üzerinde yer almasını ve bu kapsama alınmasını hayretle karşılıyorum. Bu illerimizin eksi endekste olup da, Burdur'un bu endekste artı olarak gösterilmesinin pek de inandırıcı olmadığını düşünüyorum. Bu illerde yaşayan değerli yurttaşlarımdan, bu tartışmadan dolayı özür diliyorum; ancak, bu illerimizin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Özkan, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - ...Burdur İlinden önce bu kapsama dahil edilmesindeki başarılarından dolayı değerli iktidar mensuplarımızı tebrik ediyorum. İşte Adalet ve Kalkınma prensipleri ancak bu kadar adaletli olabilir demekten öteye bir şey söylemek istemiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidara geldiği günden itibaren Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti tarafından ilimize getirilen herhangi bir şey olmadığı gibi, ilimizden alınan değerlerin de ne denli çok olduğunu hepiniz çok iyi biliyorsunuz, defalarca kürsüden bunları ifade ettim. Tüm tasarruf uygulamalarında, ilimiz, âdeta pilot il konumuna sokuldu; banka şubelerimiz kapatıldı, adliyelerimizden bir kısmı kapatıldı, kantarlarımız, pancar şefliklerimiz kapatıldı, Et ve Balık Kurumumuz, Süt Endüstrisi Kurumumuz kapatıldı. Şimdi, Burdurumuzun can damarı şeker fabrikamızı kotalarla bitirme aşamasına getirdiniz, tren yolumuzu kaldırdınız. Şimdi bunlara karşılık da, bu kapsama alındığında sosyoekonomik alanda ülkemize çok büyük katkı sağlayacak olan ilimizi bu yasa kapsamına almamakta inatla direniyorsunuz. Biz, Burdurumuzun tanıtımında, uyuyan güzel sloganıyla yola çıktık; ama, sizler, bu güzel nasıl olsa uyuyormuş, uyandırmayalım diye düşünüyorsunuz. Burdur, uyuyan güzel tabiî ki, tarihteki konumu itibariyle her zaman için de medeniyete yol göstermesi nedeniyle; ancak, Burdurlum, hiçbir zaman uyumadı ve hiçbir zaman da sizlerin Burdurumuzu, Burdurlumuzu uyutmanıza izin vermeyecek. Uyuyan güzeli uyandırmayın değerli arkadaşlarım.

Hepinize en içten sevgi ve saygılarımı sunuyor, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özkan.

Madde üzerinde, 10 dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.

Buyurun Sayın Işık.

AHMET IŞIK (Konya) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum. Vasıtanızla Sayın Bakanımıza şu soruyu yöneltmek istiyorum; daha doğrusu, yorum yapmasını talep ediyorum:

Bölgesel dengesizlikleri gidermenin temel yolu, yatırımların bu bölgelere kaymasını özendirecek önlemleri almakla olabilecektir. Kamu kaynaklarının yetersizliği de dikkate alındığında, bu bölgelere, doğal olarak, özel sektörün yatırım yapması gerektiği mantığı, özellikle 2004 yılında özel sektörün 61 katrilyonluk miktarla yatırıma yönelmesi de dikkate alındığında, tasarının tutarlı olduğu görülmektedir.

Kalkınmadaki bölgesel dengesizliğin giderilmesine yönelik işbu Teşvik Yasası, ekonomik kalkınmayla birlikte, gecekondulaşma, çarpık kentleşme, eğitim, sağlık ve ulaşım gibi temel sorunların çözümüne katkısını değerlendirmenizi rica ediyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Işık.

Sayın Gazalcı?.. Yok.

Sayın Tütüncü?.. Yok.

Sayın Tüzün, buyurun.

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, aracılığınızla Sayın Bakanımıza sormak isterdik; ama, Maliye Bakanımız yok. Hükümet adına bulunan Değerli Bakanımız herhalde buna cevap verebilir diye düşünüyorum.

5 Ocak 2005 tarihinde Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Başkanlığında yapılan Türkiye  Odalar  ve  Borsalar  Birliği  Bölgesel  ve Sektörel İstişare Toplantısının bir gün öncesi -5 Ocak 2005 tarihinde bu 36 ilin teşvik kapsamına alınmasının yanlış olduğu söyleneceğinin bir gün öncesi- yani, 4 Ocak 2005 tarihinde, bu 13 ilin alınması noktasında hükümetimizden bir açıklama geldi. O toplantıda, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin Türkiye genelindeki çok değerli yöneticileri, birlik başkanları, meclis başkanları, oda başkanları, bu teşvikin yanlış olduğunu yazılı ve sözlü olarak söylediler.

Benim burada sormak istediğim şu: Bu teşvik kanunundan hiçbir il memnun değilken, bu kadar üzerine gidilmesinin anlamı nedir? Bunu öğrenmek istiyorum Bakanımızdan.

İkinci sorum, seçim bölgem Bilecik'i ilgilendiren bir soru. Bilecik İlinin metropol bir kenti olan Bozüyük İlçemiz, gerçekten, sanayi anlamında çok gelişmiş bir kent. Bugüne kadar Bozüyük İlçemizde organize sanayi bölgesi yoktu; ancak, geçtiğimiz iki yıl içerisinde Bozüyük İlçemizde organize sanayi bölgesi kurulmuş, her türlü altyapısı -elektrik, su kanalizasyon, yol ve tüm sosyal donatılarıyla birlikte- hazırlanmıştır. Ancak, bu kanun, daha doğrusu 36 ilin teşvik kapsamına alınması gündeme geldiğinden beri, maalesef, bu İlçemizi hiçbir yatırımcı talep etmemektedir.

Şimdi, şunu sormak istiyorum: Bugüne kadar özel idarenin, belediyenin, sivil toplum kuruluşlarının, halkın kendi isteğiyle yapmış olduğu, kendi katkısıyla yapmış olduğu bu organize sanayi bölgeleri ne olacak? Bunu Sayın Bakanımızdan öğrenmek istiyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tüzün.

Sayın Koçyiğit, buyurun.

MUHSİN KOÇYİĞİT (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Bakanıma bir soru sormak istiyorum.

Sayın Bakanım, yatırımların geri kalmış bölgelere gitmesi için zaman zaman yasalar çıkarılmış, hükümetler yönetsel kararlarla özel sektörü özendirmek istemiş; ancak, açılan tüm paketler ve çıkarılan tüm yasalar bir türlü beklenen sonucu verememiştir; yani, özel sektörün bu bölgelerde yatırım yapması bir türlü özendirilememiştir. Bunun pek çok nedeni olmakla birlikte, bölgede oluşan ekonomik kriz ve işsizlik, göçleri hızlandırmak suretiyle, bölgenin ekonomik, sosyal, psikolojik ve demografik yapısını âdeta erozyona uğratmıştır.

Sayın Bakanım, bu Teşvik Yasa Tasarısını adil buluyor musunuz? Bu tasarının olumsuzluklarını ortadan kaldırmak için ek tedbirler getirmeyi düşünüyor musunuz?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Koçyiğit

Sayın Güyüldar, buyurun.

HASAN GÜYÜLDAR (Tunceli) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

2004 yılında çıkan yasayla 36 ilimiz teşvik kapsamına alınmıştır. Onbeş aylık uygulamayı görüyoruz ki, Düzce İlimizde 50 teşvik belgesi, Ordu İlimizde 20 teşvik belgesi, Yozgat İlimizde 20 teşvik belgesi almak için müracaatlar yapılmıştır. Şırnak'a, Hakkâri'ye, Bitlis'e, Siirt'e hiç talep yok. Bundan anlaşılıyor ki, bu yasa bu haliyle çıkarsa, doğu ve güneydoğu illerine hiçbir yararı, faydası olmayacak.

Sayın Bakanıma sormak istiyorum: Bu sonuca göre ek bir tedbir almayı düşünüyor musunuz? Sayın Bakanımdan bekliyorum efendim.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Güyüldar.

Sayın Bakan, buyurun.

DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT (İstanbul) - Sayın Başkan, zamanı iyi kullanmak adına, sorulara yazılı olarak cevap vereceğiz.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Birleşime 10 dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati : 17.17


ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.28

BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir), Harun TÜFEKCİ (Konya)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 98 inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

880 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3.- Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı; Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, GAP Bölgesinde Yatırımların Özendirilmesi ve İstihdam Yaratılması Hakkında Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifleri; Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez ve 3 milletvekilinin, Adalarda Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 69 milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Zonguldak Milletvekili Harun Akın ve 50 milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 26 milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım ve 15 milletvekilinin, 29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Yatırımların ve İstihdamın Özendirilmesi ve Bölgesel Dengesizliklerin Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi; Kahramanmaraş Milletvekilleri Mehmet Yılmazcan, Hanefi Mahçiçek ile Mehmet Ali Bulut'un, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekilleri Musa Sıvacıoğlu, Hakkı Köylü ile Sinan Özkan'ın, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Konya Milletvekili Hasan Anğı'nın, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Sakarya Milletvekilleri Ayhan Sefer Üstün, Erol Aslan Cebeci, Hasan Ali Çelik, Süleyman Gündüz ile Recep Yıldırım'ın, 29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Balıkesir Milletvekili A. Edip Uğur ve 12 milletvekilinin, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/966, 2/219, 2/271, 2/274, 2/286, 2/349, 2/350, 2/366, 2/371, 2/374, 2/387, 2/388, 2/389, 2/390, 2/391) (S. Sayısı: 880) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yerinde.

Hükümet?.. Yok.

Birleşime 5 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.30

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.34

BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir), Harun TÜFEKCİ (Konya)

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 98 inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

880 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3. - Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı; Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, GAP Bölgesinde Yatırımların Özendirilmesi ve İstihdam Yaratılması Hakkında Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifleri; Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez ve 3 Milletvekilinin, Adalarda Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 69 Milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Zonguldak Milletvekili Harun Akın ve 50 Milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 26 Milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım ve 15 Milletvekilinin, 29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Yatırımların ve İstihdamın Özendirilmesi ve Bölgesel Dengesizliklerin Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi; Kahramanmaraş Milletvekilleri Mehmet Yılmazcan, Hanefi Mahçiçek ile Mehmet Ali Bulut'un, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekilleri Musa Sıvacıoğlu, Hakkı Köylü ile Sinan Özkan'ın, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Konya Milletvekili Hasan Angı'nın, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Sakarya Milletvekilleri Ayhan Sefer Üstün, Erol Aslan Cebeci, Hasan Ali Çelik, Süleyman Gündüz ile Recep Yıldırım'ın, 29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Balıkesir Milletvekili A. Edip Uğur ve 12 Milletvekilinin, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/966, 2/219, 2/271, 2/274, 2/286, 2/349, 2/350, 2/366, 2/371, 2/374, 2/387, 2/388, 2/389, 2/390, 2/391) (S. Sayısı: 880) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yerinde.

Hükümet?.. Yerinde.

Tasarının 5 inci maddesini okutuyorum:

MADDE 5.- 5084 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 6.- 31.12.2008 tarihine kadar uygulanmak üzere 2 nci maddenin (a) bendi kapsamındaki illerde, 1.4.2005 tarihinden itibaren faaliyete geçen, fiilen ve sürekli olarak; hayvancılık (su ürünleri yetiştiriciliği ve tavukçuluk dahil), seracılık, sertifikalı tohumculuk ve soğuk hava deposu yatırımlarında asgari on; imalât sanayi, madencilik, turizm konaklama tesisi, eğitim veya sağlık alanlarında ise asgari otuz işçi çalıştıran işletmelerin, elektrik enerjisi giderlerinin yüzde yirmisi Hazinece karşılanır. Bu orana asgari sayıdan sonraki her bir işçi için 0,5 puan eklenir. Hazinece karşılanacak oran, organize sanayi veya endüstri bölgelerinde faaliyette bulunan işletmeler için yüzde elliyi, diğer alanlarda faaliyette bulunan işletmeler için yüzde kırkı geçemez.

Bu Kanun kapsamındaki illerde 1.4.2005 tarihinden önce yukarıdaki fıkrada belirtilen alanlarda faaliyete geçmiş olan işletmeler, 1.1.2005 tarihinden önce ilgili idareye vermiş oldukları en son aylık prim ve hizmet belgesinde bildirdikleri işçi sayılarını, 1.4.2005 tarihinden itibaren fiilen ve sürekli olarak; hayvancılık (su ürünleri yetiştiriciliği ve tavukçuluk dahil), seracılık, sertifikalı tohumculuk ve soğuk hava deposu yatırımlarında en az yüzde yirmi oranında artırmaları ve çalıştırılan toplam işçi sayısının asgari on kişiye ulaşması; imalât sanayi, madencilik, turizm konaklama tesisi, eğitim veya sağlık alanlarında ise en az yüzde yirmi oranında artırmaları ve çalıştırılan toplam işçi sayısının asgari otuz kişiye ulaşması halinde, yüzde yirmi oranında  elektrik enerji desteğinden yararlanır. Bundan sonraki her bir işçi için destek oranı 0,5 puan artırılır. Yararlanılabilecek destek oranı organize sanayi veya endüstri bölgesinde kurulu işletmeler için yüzde elliyi, diğer alanlarda kurulu bulunan işletmeler  için  yüzde kırkı geçemez.

Fiilen ve sürekli olarak çalıştırılan işçi sayısının tespitinde, aylık prim ve hizmet belgeleri esas alınır.

Bu maddenin uygulanmasına yönelik asgari kapasiteleri belirlemeye Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığı, elektrik enerjisi giderlerinin iadesine ilişkin süreleri tespit etmeye, iadeyi nakden veya mahsuben yaptırmaya ve uygulamanın usul ve esaslarını belirlemeye Maliye Bakanlığı, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığı müştereken yetkilidir."

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Çorum Milletvekili Feridun Ayvazoğlu; buyurun. (Alkışlar)

CHP GRUBU ADINA FERİDUN AYVAZOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 880 sıra sayılı Teşvik Yasa Tasarısıyla ilgili Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Tabiî, şu ana kadar bu tasarı üzerinde yapılan görüşmelerde tasarıya dahil edilen illerin adına konuşan değerli milletvekili arkadaşlarımız memnuniyetlerini, ama, belirli eksikliklerin de bulunduğunu ifade ettiler. Ben de öncelikle şunu belirteyim ki: Elbette Çorum İlimizin de bu Teşvik Yasa Tasarısına, teşvikin kapsamına alınmış olmasından dolayı, Çorum Milletvekili olarak memnuniyetimi bildirmek de bana düşen görevdir. Bunu belirtirken, elbette bizler, Anayasaya göre, hem seçilmiş olduğumuz bölgenin milletvekiliyiz hem de Türkiye Cumhuriyeti adına bütün Türkiye'nin milletvekiliyiz. Çorum adına memnuniyetimizi belirtirken, bu Teşvik Yasasıyla ilgili geçen yıl kabul edilen 5084 sayılı Yasa 29.1.2004 tarihinde kabul edilmiş ve bugüne kadar da bir yılı aşkın süre geçmiş bulunmaktadır. Tabiî, bu süre içerisinde teşvikten faydalanan 36 ilin bugüne kadar o teşvik kapsamından ne derece ekonomik çıkar elde etmiş olduğunu da, gerekli istatistiki bilgileri ele geçirmek suretiyle öğrenme olanağına sahibiz hepimiz de. Bunun yanında, o yasa tasarısının görüşülmesi sırasında bizler şunu ifade etmiştik: Yine gece yarısı bir konuşma yapmıştım ve konuşmamızın peşinden de önerge hazırlayıp vermiştim. Bu konuşmanın özünde, o zamanki teşvik kapsamına alınan 36 ilin neden dolayı teşvik kapsamına alındığına bakıldığında, 1 500 dolar ve daha alt sınıra, gayri safî millî hâsılaya erişmiş illerin alındığı gerçeğinin karşısında, biz, bunun, gerçekten bilimsel verilere dayalı bir gerekçe ve dayanak olmadığını söylemiştik ve bu yönde bir önerge vermiştik.

Bu önergemiz, Cumhuriyet Halk Partisi adına imzalayan 6 milletvekili arkadaşımızın önergesi çok açık bir biçimde şu şekildeydi: Önergeyi verdiğimiz tarih 28.1.2004. "Devlet Planlama Teşkilatınca hesaplanan 2003 yılı sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi eksi olan illerde, birinci fıkradaki 1 500 ABD Doları koşulu aranmaz" şeklindeydi.

Önergeyi verdiğimiz tarihten bugüne kadar, bakıyoruz, bir yıl üç ayı aşkın bir süre geçmiş. Döndük dolaştık, bu önerge bir yılı aşkın süre sonra kabul gördü ve hükümet tasarısı olarak Meclisin huzuruna geldi ve bu şekilde de, 13 ilimiz daha teşvik kapsamına alınmış oldu. Bu illerin içerisinde, dediğim gibi Çorum İlimiz de var.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, eğer, bizim söylediklerimiz, muhalefet olarak, o şekilde, o günlerde, gerçekten kabul görebilseydi, şu anda teşvik kapsamına alınan 13 ilimiz daha bir yıl üç ay gibi bir gecikmeyle karşı karşıya kalmazdı ve teşvikten faydalanan illerimizin elde etmiş olduğu kazancı o illerimiz de elde ederdi.

Şimdi, bu 49 ilin yasa kapsamına alınmasının, yine, bir eksikliği ifade edebileceğini belirtmek istiyorum. Nasıldır değerli arkadaşlarım; şimdi, 5 inci maddede, elektrik enerjisindeki, bu teşvik kapsamına alınan illerin, bir noktada avantajları, gelirleri düzenleniyor. Bunların içerisinde yine düzenlenen, aynı 5084 sayılı Yasaya göre, Hazineden bedelsiz arsa tahsisi, SSK primlerinin yüzde 100 veya yüzde 80'inin ödenmesi veya gelir stopajının bu şekilde devlet tarafından karşılanması şeklindeydi. Peki, bunlar yapılırken, bu gelişmişlik endeksi ile gayri safî millî hâsılası 1 500 dolar ve daha aşağıda olan illerle her ikisini bir araya getirdik, bir noktada elma ile armudu topladık, 49 tane yaptık. Şimdi, geriye kalan illerimizin...

Herkesin, burada çıkan konuşan milletvekili arkadaşlarımızın söylediği  ortak bir görüş ve sıkıntı var. Burada, gerçekten eşitlik ilkesi ihlal edildi mi edilmedi mi?! Anayasamızın 10 uncu maddesindeki eşitlik ilkesinin ihlal edilip edilmediğini bütün arkadaşlarımız sıkıntı şeklinde dile getirdiler ve haklılar.

Şimdi, bunun için ne yapılması gerekir; eğer, 81 ilimizden 49 ilimiz teşvik kapsamından faydalanıyorsa, diğer illerimizin faydalanmayış gerekçelerini nasıl açıklayabileceğiz?! Birinci durum bu, tespit etmemiz gereken durum bu.

Bir diğer konu, ufkumuzu biraz daha açalım değerli arkadaşlarım. Bunu neden söylüyorum; hepimiz, Meclis açıldığından bugüne kadar, 17 Aralıkta düğümlenen ama önü açık kabul edilen Avrupa Birliği yoluna girmeye, her zaman, her konumda ve platformda iddialı bir şekilde iddia ettiğimiz ve savunduğumuz bu yolda, Avrupa Birliği ile bizim ülkemizin şehirlerini, illerini karşı karşıya getirdiğimizde, Avrupa Birliğindeki kişilerin, vatandaşların elde etmiş olduğu gayri safî millî hâsılalarla karşı karşıya getirdiğimizde, elbette, Avrupa Birliği karşısında bütün illerimizin teşvik kapsamına alınacağının da gerçeğini burada vurgulamak istiyorum.

Elbette, bu ufkun daha geniş bir şekilde açıklanmasından sonra, ortaya şu durum çıkıyor: Bursa İlimize, İstanbul İlimize veya İzmir İlimize, en gelişmiş, gayri safî millî hâsıladan en fazla pay alan iller olan bu illerimize de teşviki aynı oranda mı uygulayalım; hayır, aynı oranda uygulamak değil, bunları, belirli, eşit bir şekilde, paylaşımlı bir şekilde, İstanbul'a uygulanacak SSK primindeki yüzde 100'lük artış veya Bursa'ya uygulanacak, SSK primindeki, vergi stopajındaki yüzde 100 veya yüzde 80'lik avantajın, Hakkâri'ye yüzde 100 olarak uygulanması; ama, İstanbul'a da yüzde 5 veya yüzde 10 olarak uygulanması şeklindeki bir oranlamanın yapılması, Anayasadaki eşitlik ilkesi ve burada bulunan belli milletvekili arkadaşlarımızın da, inanıyorum ki, duygu ve düşüncelerini, manevî yönden tatmin edebilecek bir yol olurdu; orada yaşayan insanlarımızın ve hemşerilerimizin de, gerçekten, bu yöndeki ihtiyaçlarını vicdanen yerine getirdiklerine hepimiz inanırdık diye düşünüyorum.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, Çorum İlimiz -buraya gelindiğinde, herkes, tabiî ki, kendi ilinden bahsediyor- şimdiye kadar, Türkiye'de konuşulan bir laf vardır, o zamanın, özellikle, bundan onbeş yıl öncesine  göre söylüyorum "Anadolu Kaplanları" olarak adlandırılan illerin başlarında gelirdi. Bunun içerisinde Antepimiz vardı, bunun içerisinde Kayserimiz vardı ve diğer illerimizden çoğu vardı; ama, aradan geçen yıllar sonra, bu Anadolu kaplanlarının, ne halde, gerçekten dişleri dökülmüş bir şekilde, kendi halinde, suskun puskun bir şekilde oturduğunu hep gördük, göregeldik; bundan üzüntü duyduk.

İşte, şimdiye kadar kendi yağıyla, emeğiyle, il olarak kendisini kanıtlamış Çorum gibi illerimizin, eğer, bundan sonra, teşvik kapsamına bu şekilde dahil edilerek, bu avantajları elde etmesine, elde edeceğine, bizler ve sizler katkıda bulunacaksanız, öncelikle, katkıda bulunacak bütün arkadaşlarımıza, huzurunuzda, teşekkürü, Çorum Milletvekili olarak borç biliyorum.

O nedenle, buradaki eşitlik ilkesini yerine getirebilmek için, ortada ve bu yasayla ucu açık bir hale getirilen, kaçılamayacak bir durumla karşı karşıyadır şu andaki iktidarımız. O nedenle, az önceki belirttiğimiz somut önerilerin, mutlaka, bilimsel bir şekilde, belirli bir plan ve proje çerçevesinde ele alınmak suretiyle, bütün illerimizin, Türkiye'deki 81 ilin de teşvik kapsamına alınması gerçeğiyle karşı karşıyayız, bundan kaçamayız. Yarın bir gün, bir başka ilimiz veya illerimiz çıkacak, aynı şekilde, kendilerinin de bu hakka sahip olması için mücadele verecekler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Ayvazoğlu, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla) - Küskünlükler olacak, dargınlıklar olacak, memnuniyetlik olacak, memnuniyetsizlik olacak. O nedenle, bu eşitlik ilkesini gerçekten, Anayasanın emrettiği şekilde, iller arasında da yerine getirebilmemiz, bu tasarının, adaletli bir şekilde, daha geniş kapsamlı olarak çıkarılmasını sağlayacaktır ve vatandaşlarımızın, insanlarımızın memnuniyetini daha da artıracaktır.

Değerli arkadaşlarım, işsizliğin korkunç boyutlara vardığı bir yerde, eğer biz -az önce dediğimiz- teşvik kapsamının alanını, ama uygulanabilirlik alanını, sadece sözde, lafta ve masanın üzerinde kalmamak suretiyle... Hükümet olarak, ben ne yapayım, Teşvik Yasası istediniz Teşvik Yasasını çıkardım, şu iller dediniz o illeri aldık, dahası da, alabileceğimiz illerin hepsini aldık deyip, işin içinden çıkmamız mümkün değildir. O zaman, devlet bu kontrolü kendisi yapacaktır. Hükümet bu kontrolü kendisi yapıp, devam ettirmek zorundadır. Somut sonuçları alana kadar, sanayi kesimindeki bu sıkıntıyı aşmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla) - Sayın Başkanım, bitiriyorum.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Ayvazoğlu.

FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla) - Değerli milletvekilleri, o nedenle, Teşvik Yasasındaki görüş alanımızın, ufuk olarak daha da geniş bir şekilde, bu eşitlik ilkesi anlayışından hareketle değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum.

Ayrıca, sanayi kesimindeki teşvikin... Unutulmasın ki, herhangi bir sektörün, sadece gündeme geldiğinde konuşulması gereken bir makam ve kürsü olmadığını hepimiz biliyoruz. O zaman, bununla birlikte, sanayi kesimi ile tarım sektöründeki teşvikin de bir arada, hep birlikte, çok büyük bir plan ve proje çerçevesinde ele alınıp yürütülmesinde büyük faydalar olacaktır, somut, olumlu sonuçlar alınacaktır. Yoksa, mücadeleye ve yarışmaya çalıştığımız Avrupa Birliği ülkelerini bırakınız, Çin'in bu mal istilasından veya başka ülkelerin fiyatlardaki düşük ithalatından biz Türkiye olarak, sanayicilerimiz olarak çok büyük acılar çekiyoruz, çekeceğiz ve çekmeye devam edeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Ayvazoğlu.

FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla) - O nedenle, Yüce Meclise, bu Teşvik Yasasındaki görüşmelerinden dolayı bir kez daha teşekkürlerimi Çorum adına sunuyorum; ancak, diğer illerimiz adına sıkıntıları da sizlerle paylaşmayı görev biliyorum. Saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP  sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Ayvazoğlu.

Madde üzerinde, şahsı adına Niğde Milletvekili Uğur Çetin söz istemiştir.

Buyurun Sayın Çetin.

MAHMUT UĞUR ÇETİN (Niğde) - Sayın Başkan, Yüce Meclisimizin değerli üyeleri; 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Yapılması Öngörülen Değişikliklere İlişkin Kanun Tasarısı hakkında şahsım adına söz almış bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, şu an görüşmekte olduğumuz tasarı, daha önce 5084 sayılı Kanunla Teşvik Yasası kapsamına alınan il sayısına ilave 13 il, yani teşvik kapsamından faydalanan iller sayısını 49 ile çıkarmaya yönelik bir tasarıdır.

Bilindiği üzere, yatırım ve istihdamı teşvik amacıyla bu kapsamda daha önce de birçok kanun uygulamaya konulmuş; ama, geriye dönüp baktığımızda, esasen yatırımların ve istihdamın teşviki amacıyla uygulamaya konulmuş bulunan bu kanunların önemli ölçüde amacına ulaşamadığı ve başarılı olamadığı, özellikle muhalefet partisi sözcülerimiz tarafından dile getirilmiştir. Bu, doğru bir tespittir, buna katılıyoruz; ama, bu kadar kısa zaman zarfında, şimdiye kadar çıkarılan kanunlarla mukayese edildiğinde, en başarılı olanı, 36 ili kapsayan 5084 sayılı Kanundur. Neden diyeceksiniz. Teşvikte asıl olan, Teşvik Yasasını çıkarmaktan ziyade, yatırımı yapmak için ülkede gerekli koşulların ve atmosferin sağlanmasıdır. Burada birinci öncelik, kesinlikle ve kesinlikle, yasayı çıkarmadan önce ekonomik ve siyasî istikrardır. Zaten, geçmişte çıkarılan teşvik yasalarıyla mukayese edildiği zaman, bu kısa dönem zarfı içerisinde 5084 sayılı Yasanın onlara nazaran başarılı olmasının birinci sebebi de, ülkedeki şu an elde edilmiş olan siyasî ve ekonomik istikrardır.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, şu an görüşmekte olduğumuz Teşvik Yasa Tasarısı, ne ilk ne de son tasarısı olacaktır. Kaldı ki, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 49 uncu maddesi de, işsizliği önlemeyi ve istihdamı artırmaya yönelik elverişli bir ortamı yaratmayı, devletin aslî görevleri arasında saymıştır.

Türkiye'de teşvikler, henüz cumhuriyet kurulmadan, 1913 yılında gündeme gelmiştir. Cumhuriyetin ilanıyla da, başta Ulu Önder Atatürk'ün talimatlarıyla, 1927 yılında yürürlüğe giren Teşvik-i Sanayi Kanunu vardır ki, belki, cumhuriyet tarihinin bu konudaki en geniş kapsamlı ve amacına ulaşan tek teşvik kanunudur. Şu da bir gerçektir ki, dönemin ve ekonominin konjonktürel yapısına göre teşvik anlayışları ve kapsamları zaman zaman değişebilir.

22 nci Döneme kadar Meclisimizde kanunlaşan en son teşvik kanunu, 1998 yılında yürürlüğe girmiş olan ve 2002 yılı sonuna kadar işe başlayan mükellefler açısından uygulanmış olan 4325 sayılı Kanundur. 4325 sayılı Kanunda, 22 il Teşvik Yasasından faydalanırken, daha sonra çıkarılan 5084 sayılı Kanunla, bu kapsam biraz daha genişletilmiş ve bu sayı 36'ya çıkarılmıştır. İnşallah, bugün kanunlaşmasını beklediğimiz bu tasarıyla da, bu sayı 49'a çıkacaktır.

Şimdi, kısaca tasarının neler getirdiğine baktığımızda; her şeyden önce, bu tasarı, istihdamı, ona bağlı olarak da yatırımları teşvik amacına yönelik olarak hazırlanmış bir tasarıdır. Ülkemizdeki, hepinizin takdir edeceği yüksek oranlı işsizlik ve dolayısıyla, işsiz sayısının çokluğu, bu tasarının uygulamaya konulmasındaki ihtiyacı ve zarureti ifade etmesi bakımından önemlidir diye düşünüyorum.

Hükümetimiz döneminde, ilk defa, 5084 sayılı Kanunla, gayri safî yurtiçi hâsıla, il bazında fert başına düşen 1 500 dolar esas alınmak suretiyle, bu miktarın altındaki 36 il teşvikten istifade ettirilmiştir. Şimdi ise, illerin sosyoekonomik...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çetin, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

MAHMUT UĞUR ÇETİN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

... gelişmişlik düzeylerine göre 13 il daha bu kapsama alınarak, bölgesel teşvik yerine -yani, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu Bölgesi yerine- böylesine objektif kriterlere dayalı, il bazında teşvikler getirilmiştir.

Bir diğer önemli husus ise, 5084 sayılı Kanunla verilen teşviklerin, nakdî teşvikler değil de, doğrudan doğruya üretim ve istihdama bağlı teşvikler oluşudur. Geçmişte yapılan teşviklerde, özellikle nakdî teşviklerin, bazen, kısmen de olsa istismara yol açıp, yerinde kullanılmadığı ve amacına ulaşılmadığı, hepinizin bilgisi dahilindedir; ama, 5084 sayılı kanunla getirilen teşvik nakdi teşvik olmayıp, doğrudan doğruya üretim ve istihdama bağlı bir teşviktir. Bundan dolayı, diğerlerinden farklıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gerekten, son tespit edilen 13 il, Türkiye'de fert başına düşen 1 500 dolarlık gelir seviyesinin altında kalan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

 BAŞKAN - Sayın Çetin, lütfen toparlar mısınız.

MAHMUT UĞUR ÇETİN (Devamla) - Bitiriyorum, Sayın Başkanım.

Eğer, gerçekten, gayri safî millî hâsıladan kişi başına almış olduğu pay oranıyla, 1 500 dolar kriteriyle uzaktan yakından hiç alakası olmayan bir kriterdi. Son getirilen sosyoekonomik koşullara ilişkin kriter, bu dengesizliği ortadan kaldırıp, gerçekten, doğru, objektif kriterleri yerine getirdiğinden, 13 ilin daha teşvik kapsamına alınması, hükümetimizin vermiş olduğu isabetli bir karardır ve bu karardan dolayı, başta Sayın Başbakanımız olmak üzere, kanunda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çetin.

Madde üzerinde, şahsı adına söz isteyen Hüseyin Ekmekcioğlu, Antalya Milletvekili...

HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının 5 inci maddesi üzerinde görüşlerimi belirtmek üzere söz almış bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yatırımların teşviki ve istihdamın artırılması, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim de temel hedefimizdir; ama, bu politikaların, belli bir tutarlılık içinde ele alınıp yasalaştırılması gerekir.

Teşviklerin temel amacı, kalkınmada öncelikli illerde geliri artırmak, o bölge insanını büyük kentlerin varoşlarına mahkûm etmemektir. Bu açıdan yoksun olarak hazırlanan tasarı, maalesef, beklenen amaca hizmetten uzaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yasa, gelişmekte olan illerimizde sosyal ve ekonomik yaşamı iyileştirecek, buralarda yaşayan insanlarımıza iş ve aş umudu yaratacaktır. İyi niyetli bir karar olarak karşımıza çıkan Teşvik Yasasının, özellikle, teşvik kapsamına alınmayan diğer illerde ve iş dünyasında haksız rekabete yol açacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Bunun önüne geçebilmek için de, bölgesel ve sektörel teşvik çalışmaları yapılması gereklidir. Kanun kapsamı dışında kalan illerimiz için de, daha düşük olsa da, kademeli olarak benzeri destekler sağlanmalıdır. Böylelikle, başarı cezalandırılmamış, aksine, ödüllendirilmiş olacaktır.

İlk çıkan ve geliri 1 500 doların altında kalan 36 ili kapsayan Teşvik Yasasının çıkarılmasından bu yana gelinen süreçte tam anlamıyla istenilenin verilemediği ortadadır. Teşvik verilen illerimizin teşvikten önceki ve teşvikten sonraki durumlarını değerlendirdiğimizde 36 ilden sadece birkaçında kayda değer bir değişim yaşandığı gözlenmektedir; bu değişim yetersizdir.

Görüşmekte olduğumuz 5 inci maddede, bazı sektörlerin teşvik kapsamı dışında, bazılarının da kapsam dahilinde olması sıkıntıya yol açacaktır. Bu ayırımın ortadan kaldırılması gerekir. Halihazırdaki yatırımlarını nasıl büyüteceğinin hesabını yapan sanayici ve işadamları bu ayırımdan dolayı hayal kırıklığına uğramışlardır. Ülkemizde, yatırım haritası çıkarılmamıştır, sektörel öncelikler belirlenmemiştir, coğrafî ve iklim koşulları dikkate alınmamıştır. İllerimizin ve ilçelerimizin gelişmişlik düzeyleri gözardı edilerek sadece fert başına gayri safî yurtiçi hâsıla tutarını ölçüt almanın yeterli olmadığı, uygulamalar sonucu bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Teşvik Yasası, sanayici ve işadamlarımız için olduğu kadar vatandaşlarımız için de önemlidir. İstihdam, Türkiye'nin en büyük sorunlarından biridir. Türkiye'de, ekonomi, 2004 yılında yüzde 9,9 büyümüştür. Böyle bir büyüme ortamında yüksek istihdam artışları beklenirdi. Oysa, istihdam artışları umulanın altında kalmıştır. Yeteri kadar istihdam yaratmayan bir büyüme yaşanmaktadır. Türkiye ekonomisinde, büyüme, istihdam dostu büyümeye dönüştürülemediği takdirde işsizlik düşmeyecek, aksine daha yükselecektir. İstihdam dostu bir büyüme yaratabilmek için de, mutlaka, işgücü piyasasının istihdam artışını sınırlayan yapısal özelliklerini belirlemek, ardından, bu tür engellerin aşılmasına yardımcı olacak ekonomi ve yatırım politikalarını tasarlamak gerekmektedir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde büyük miktarda iş yaratmanın tek yolu, yeni üretim kapasiteleri geliştirmekten geçmektedir. Bu kanun teklifi, en az 30 işçi çalıştırma ve yüzde 20 kapasite artırımını getiriyor; bu, çok ağır bir uygulamadır.

Değerli arkadaşlarım, bugüne kadar her kurum kendi ihtiyacına uygun veri toplamıştır; ama, bu verilerin birçoğu başka kurumların ihtiyaçlarına yarayacağı halde bunlardan istifade edememiştir. Böyle olunca da, teşvik sistemimiz, tümüyle sağlıklı bir teşvik sistemi olmaktan çıkmıştır. Bunların sonucunda, ülkemiz, yatırım çöplüğüne dönüşmüştür. Bir tarafta atıl kapasiteler oluşurken, diğer tarafta üretim açığı ortaya çıkmıştır. Eğer, gerçekten bir sanayi envanterimiz olmazsa, ne kadar Teşvik Yasası çıkarırsak çıkaralım, sonunda geleceğimiz nokta hiçbirimizi tatmin etmeyecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Ekmekcioğlu, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; mevcut teşvik sistemi kapsamına giren illerimizdeki yatırım ve istihdam sorununa belki bir nebze çare getirilebilir; ancak, asıl olan, bize dünyayla rekabette güç kazandıracak uzun vadeli stratejilere dayalı bir teşvik sisteminin temellerini atmaktır. Bu sayede, hem kaynaklarımızı verimli kullanabilir hem de yerli ve yabancı yatırımları artırabiliriz. Bunun için, öncelikle, sanayi envanterine ve buna bağlı olarak yatırım haritalarına ihtiyaç vardır.

Her ilde sektörel yatırımı teşvik etmek, zaten kıt olan millî kaynaklarımızın israfına ve atıl üretim kapasitelerinin oluşmasına neden olacaktır. Yatırım teşvik sistemi, eskiden olduğu gibi, kaynakların çarçur edilmesine yol açmayan, illerin gelişmişlik düzeylerine göre kademeli bir geçiş öngören bir yapıdadır. Ayrıca, kapsama giren illerin yöresel özellikleri ve altyapıları da dikkate alınarak sektörel bazda bir uygulamaya imkân verecek bir yapıda olmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Ekmekcioğlu.

HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Devamla) - Kalkınmamış illerimizi de kalkındıracak bir noktaya getirelim düşüncesiyle hazırlanan bu Teşvik Kanunu, kendi emeğiyle, çabasıyla kalkınmayı başarmış olan illeri çok ciddî bir sıkıntıya sokmaktadır.

Değerli milletvekilleri, yapanı yıkarak yapamamış olanı kalkındırmayı başaramazsınız. Yapanın desteklenmeye devam edilmesi gereklidir. Bu tasarı, ekonomide ve yatırım politikalarında ciddî çarpıklıklara yol açacak durumdadır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak vereceğimiz önergelerin kabulü halinde tasarı kısmen düzeltilecektir.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Ekmekcioğlu.

Madde üzerinde, 10 dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.

Buyurun Sayın Koçyiğit.

MUHSİN KOÇYİĞİT (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Sayın Bakanımıza bir soru sormak istiyorum.

Sayın Bakanım, sözde teşvik yasalarıyla geri kalmış bölgelerimize yatırımlar bir türlü gitmezken, mevcut az sayıdaki kamu yatırımlarının da özelleştirme adı altında kapatılması sonucu işsizlik çığ gibi artarak bölge ekonomisinin çökmesine neden olmuştur. Üzülerek belirtmek zorundayım ki, bugüne değin çıkarılan teşvik yasaları, bölgelerarası gelişmişlik farkını ve dengesizlikleri azaltacağına daha da artırmak suretiyle, bilerek ya da bilmeyerek, âdeta devletin üniter yapısı altına konulmuş bir saatli bomba gibidir. Bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için, geri kalmış bölgelere daha yüksek oranlarda teşviki öngören kademeli teşvik uygulamasını neden esas almıyorsunuz; açıklar mısınız?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Koçyiğit.

Sayın Tüzün, buyurun.

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanımıza iki sorum olacak. Bunlardan bir tanesi, bu kanun, rekabet kanunlarına ve AB normlarına aykırı olması yanında, Anayasamızın serbest rekabet hakkını güvenceye alan, yani 167 nci maddenin birinci fıkrası ile eşitliği güvenceye alan 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına da uyarlılık göstermemektedir. Hükümetimiz, bu kanunu çıkarırken bu maddeyi dikkate almadı mı diye düşünüyorum; birinci sorum bu. Yani, buna da açıklık getirmek istiyorum. Anayasamızın 167 nci maddesi "devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiilî veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler" diyor. Dolayısıyla, çıkardığımız kanun, bu 167 nci maddenin birinci fıkrasına tam ters düşmektedir. Bu konuda hükümetimizin ve bakanlığın ne tür önlemi vardır?

Sayın Başkanım, ikinci sorum ise, bu getirilen Teşvik Yasası, seramik sektöründe 5 tane firmaya yarar sağlayacaktır. Diğer seramik fabrikaları, yasanın getirdiği avantajları kullanamayacak ve bu yasadan yararlanamayacaktır. Şimdi aklıma gelen diğer seramik fabrikalarını söylüyorum: Özellikle Türkiye'de büyük kapasiteye sahip Ege Seramik, Eczacıbaşı Seramik, Serel, Kale, Söğüt Seramik, Ercan Seramik, Yurtbay Seramik, Efes Seramik gibi seramik fabrikalarının durumu ne olacak? Bu teşvik kapsamına giren illerdeki seramik fabrikalarıyla bu fabrikalar nasıl rekabet edecek? Bunu, Sayın Bakanımızdan ve yetkili organlarından da duymak istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tüzün.

Sayın Işık?.. Yok.

Sayın Gazalcı, buyurun.

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Dün Sayın Bakana sorduk; ama, toptancı bir yanıt verdi. Denizli'nin kendi olanaklarıyla 15 000 000 dolara yaptığı, ondört ayda tüm altyapı ve üstyapılarla hazır hale getirdiği Çardak Özdemir Sabancı Organize Sanayi Bölgesi destek gören Afyon'a 3 kilometre uzaklığında. Burası yaklaşık 3 226 000 metrekarelik bir alanda kurulu ve yalnız iki tesis faaliyet gösteriyor Sayın Bakanım, bu büyük para harcanarak yapılan organize sanayide. Acaba, Sayın Bakanım, bu 3 kilometrelik yerde bu kadar para harcanılarak yapılan bu büyük alan bu desteğe girecek mi girmeyecek mi? Özellikle isim olarak soruyoruz.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gazalcı.

Sayın Bakan, buyurun.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum; müsaade ederseniz, yazılı olarak cevaplandıracağım.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Madde üzerinde 2 adet önerge vardır; önergeleri önce geliş sıralarına göre okutacağım, sonra aykırılıklarına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

TBMM Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı yasanın 5 inci maddesinin son paragrafında yer alan "Elektrik enerjisi giderlerinin iadesine ilişkin süreleri tespit etmeye, iadeyi nakden veya mahsuben yaptırmaya ve uygulamanın usul ve esaslarını belirlemeye" ibaresinin "Elektrik enerjisi giderlerinin iadesine ilişkin süreleri tespit etmeye, iadeyi ilgili ayda mahsuben yaptırmaya ve uygulamasının usul ve esaslarını belirlemeye" olarak değiştirilmesini arz ederiz.

 

Ferit Mevlüt Aslanoğlu

Mehmet Kartal

M. Ali Arıkan

 

Malatya

Van

Eskişehir

 

 

Ensar Öğüt

 

 

 

Ardahan

 

BAŞKAN - İkinci önergeyi okutup işleme alıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı tasarının 5 inci maddesiyle değiştirilen 6 ncı maddesine aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Hasan Güyüldar

Ensar Öğüt

Mehmet Yıldırım

 

Tunceli

Ardahan

Kastamonu

 

Esat Canan

 

Mehmet Kartal

 

Hakkâri

İstanbul

Van

 

Engin Altay

Naci Aslan

Şerif Ertuğrul

Sinop        Ağrı                         Muş

Tunceli, Şırnak, Bitlis, Ağrı, Siirt, Kastamonu, Elazığ, Iğdır, Ardahan, Bayburt, Sinop, Gümüşhane, Bingöl, Muş, Erzincan, Hakkâri ve Van İllerinde bu kanuna göre yapılacak yatırım nedeniyle alınacak banka kredisine tahakkuk ettirilecek faizin yüzde 50'si hazinece ödenir. Bu konuyla ilgili usul ve esaslar Hazine Müsteşarlığınca belirlenir.

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Güyüldar.

HASAN GÜYÜLDAR (Tunceli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bizler burada bu kanunla neyi amaçlıyoruz; her yönüyle sosyal ve ekonomik yapısı çökmüş, köyleri boşaltılmış, göçten nasibini almış, hayvancılığı ve tarımı bitme noktasına gelmiş, herkesin işsiz olduğu bu bölgelerde, bu illerde yatırımcıyı teşvik etmek, üretime dönük bir çalışmayla bu bölgeleri, bu illeri kalkındırmaya yönelik bir çalışma yapmaktır buradaki amacımız.

Değerli arkadaşlarım, bu yasa bu haliyle çıkarsa bu iller faydalanamaz; yatırımcı buraya gelmez. Bu yasayla, 30 işçiyi çalıştırmayı amaçlayan bu kanunla, bu illerimiz buradan faydalanamaz; çünkü, Malatya, Kahramanmaraş dururken; Trabzon, Düzce, Afyon, Uşak dururken, haklı olarak, yatırımcı, ne Tunceli'yi düşünür ne Şırnak'ı ne de Hakkâri'yi. Bitlis'i, Siirt'i, Ağrı'yı düşünen yatırımcı ben de olsam buraya yatırım yapmayı düşünmem.

Sayın milletvekilleri, bu yasanın bu haliyle burada kalkınma olamayacağına göre, göçten dolayı, göç etmiş vatandaşlarımız, büyükşehir varoşlarında gasp, hırsızlık, yoksulluk, ayrımcı milliyetçilik, sosyal ve kültürel erozyonla yaşama devam edecek, işsizlik ve yoksulluk bitmeyecek, ülkemizde sıkıntılar böylece katmerleşecek.

Kış şartlarının ağır ve uzun sürdüğü, altı aya kadar sürdüğü, en ufak bir malzemenin dışarıdan, Marmara'dan, yani İstanbul'dan getirtildiği, nakliyenin, ulaşımın pahalı ve riskli olduğu bu illerde, elbette ki, yatırım yapan bir yatırımcı burada kalifiye eleman arar, işçi arar; maalesef, umduğunu bulamaz. Dolayısıyla, haklı olarak bu illere yatırımcıyı çekebilmek için ek bazı imkânlar sağlamaya ihtiyaç vardır.

Sayın milletvekilleri, dün Sayın Bakanıma burada cevaplandırmak üzere bir soru yöneltmiştim, maalesef, cevabını alamadım. Sayın Bakanımın cevaplandırması hususunda, tekrar burada yinelemek istiyorum. Örneğin, Tunceli İlimizde, özel sektöre ve devlete ait bir yatırımın olmadığı, köylerin boşaldığı, nüfusun yüzde 60'ının göç ettiği ve herkesin işsiz olduğu, Türkiye'deki iller sıralamasında sanayi kolunda, ticarette, imalatta, tarımda 79 uncu olduğu; yani, sonuncu olduğu bu ilde ve buna benzer olarak Şırnak'ta, Hakkâri'de, Ağrı'da böyle bir ortam olduğuna göre ve siz, bu illeri, Kahramanmaraş İlimizle, Malatya'yla, Düzce'yle, Çorum'la bir tutuyorsunuz. Sayın Bakanım, bu, hakkaniyet ölçüsüne ve adalete sığmayacağına göre, ek bir tedbir almayı düşünüyor musunuz? Bu önergeyi de, bir ek tedbir olarak değerlendirmenizi ben bekliyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Güyüldar.

HASAN GÜYÜLDAR (Devamla) - Bu fıkrayla, AK Partili sayın milletvekillerinin destek vermesi halinde, bu illerin makûs talihini, sizlerin oyuyla yenmiş oluyoruz.

Bu yasanın ülkemize hayırlı olması dileğiyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Güyüldar.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı yasanın 5 inci maddesinin son paragrafında yer alan "elektrik enerjisi giderlerinin iadesine ilişkin süreleri tespit etmeye, iadeyi nakden veya mahsuben yaptırmaya ve uygulamanın usul ve esaslarını belirlemeye" ibaresinin "elektrik enerjisi giderlerinin iadesine ilişkin süreleri tespit etmeye, iadeyi ilgili ayda mahsuben yaptırmaya ve uygulamasının usul ve esaslarını belirlemeye" olarak değiştirilmesini arz ederiz.

                                                                                          Ferit Mevlüt Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşları

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu konuşacak mısınız?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Evet, Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Aslanoğlu.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Komisyonumuz ve Hükümetimiz önergemize katılmadı. Ben, bir şey istemiyorum; ama, şunu diyorum: Burada yatırım yapan, bir kişi çalıştıran, dürüst sanayicinin, yatırımcının önünde saygıyla eğilirim. Gelin, bunu ters çevirin. 5084 sayılı Kanun yürürlüğe girdi. Sayın Bakanım, 100 kişinin çalıştığı bir fabrikada ayda 150 milyar lira elektrik parası ödeniyor. Önce, gidiliyor, bu 150 milyar lira ödeniyor TEDAŞ'a; yani, hiçbir ayrıcalık gösterilmiyor. Kaç lira elektrik faturası geldiyse, yatırım indiriminden, enerji indiriminden yararlanmayacak şekilde, götürüp yatırıyor. Deniliyor ki: "Yüzde 50'sini iade edeceğim." Daha sonra, önce valiliğe, valilikten ilgili ticaret odasına, ticaret odasından Teşvik Uygulamaya, Maliye Bakanlığına... Geçen yıl mart ayında ödenen elektrik faturaları, ekim ayında yatırımcıya geri ödendi. Yazıktır bu insanlara. Gelin, bu şeyi ters çevirelim. Bu insanlara güveniyoruz, bu insanlara inanıyoruz, yüzde 50'sini geri veriyoruz; bunu, bu insanlardan almadan, yarısını al, yine incele; eğer bir hata yapıyorsa, bir yanlış yapıyorsa da 3 kat cezasıyla al ama. Önce bu parayı bu insanlardan alıyorsun, altı ay sonra, sekiz ay sonra iade ediyorsun. Bu insanlara inanalım; mademki, böyle, 100 kişi çalıştıran bir kurum ayda 150 milyar lira ödüyor. Çok zor koşullar altında bu insanlar savaş veriyor. Mademki böyle bir uygulama var; yüzde 50'sini baştan, eğer teşvik belgesi alınmışsa, bu teşvik belgesine tabi ise bu kurum, bu yasaya girmişse, belli bu insanlar "bu kurumdan ben yüzde 50'sini alacağım" diyorsun, bu yetkiyi veriyorsun bu firmalara; gel yarısını al. Yine, aynı şekilde, belgesini, bilgisini versin, yine incelet, yine aynısını yap. Yani, neden, bu insanlardan önce tümünü alıyoruz da, altı ay sonra, sekiz ay sonra, bu insanlara iade ediyoruz?! Bizim istediğimiz bu, bir finansman kolaylığı sağlayacağız bu insanlara. Bu insanlar çok zor koşullar altında savaş veriyor. Gelin, bu önergemiz doğrultusunda, destek verin bu insanlara. Yani, teşvik diyoruz; ama, sekiz ay sonra yerine getirilen teşvik ne işe yarar arkadaşlar?! Mart ayında ödenen elektrik faturaları, taa eylül ayında, ekim ayında iade ediliyor. Burada istediğimiz bu, çok büyük bir şey istemiyoruz. Tamam, bu kanun hükmüne tabi firmalarda -belli bu firmalar- yarısını baştan tahsil edelim, incelemeyi yine yapalım, hak etmişse "tamam, hak ettin" diyelim; ama, paranın tümünü baştan almayalım; bunu istiyoruz. Özellikle güneydoğuda ve doğuda, Türkiye'nin her yerinde, bu kanundan kim faydalanıyorsa -para çok önemli, finansman çok önemli- bu insanlara finansman kolaylığı sağlayalım arkadaşlar. Ben, hepinizin desteğini bekliyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Aslanoğlu.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

6 ncı maddeyi okutuyorum:

MADDE 6.- 5084 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (a), (c), (d) ve (h) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki (i) ve (j) bentleri eklenmiştir.

"a)  2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan hizmet ve yapım işlerinin gerçekleştirilmesine yönelik faaliyetler hakkında 3, 4 ve 6 ncı madde hükümleri uygulanmaz.

c) 29.1.2004 tarihinden sonra özelleştirme kapsamında devir alınan işletmeler hariç olmak üzere, mevcut ve faaliyette bulunan işletmelerin devredilmesi, birleşmesi, bölünmesi veya nevi değiştirmesi gibi haller 3, 4 ve 6 ncı maddelerin uygulamasında yeni işe başlama olarak değerlendirilmez.

d) Kapsama dahil olan illerde bulunan iş yerleri dolayısıyla birden fazla aylık prim ve  hizmet belgesi  verilmesi durumunda işçi sayısı olarak, 6 ncı madde uygulamasında ilgili işkolu veya sektörde faaliyet gösteren işletmelere ilişkin bordrolardaki işçi sayısının toplamı dikkate alınır. Mevcut bir işletmenin kapatılarak değişik bir ad veya unvan ya da bir iş birimi olarak açılması halinde, bu faaliyetle ilgili olarak bu Kanun hükümleri uygulanmaz.

h) Bu Kanun kapsamına giren illerde 31.12.2007 tarihine kadar tamamlanan yeni yatırımlar için 3, 4 ve 6 ncı maddelerde yer alan destek ve teşvikler, bu maddelerde yer alan sürelere bakılmaksızın yatırımın tamamlandığı tarihi izleyen beş yıl süresince uygulanır.

i) Bu Kanun kapsamındaki yatırımlarla ilgili olarak yatırıma başlama ve yatırımın tamamlanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı müştereken yetkilidir.

j) Bu Kanun kapsamındaki illerde bulunan işletmelerden, bu Kanunda düzenlenen destek unsurlarından diğer ilgili mevzuat uyarınca yararlanmakta olanlar; aynı dönem için ve mükerrer olarak, bu Kanunla sağlanan  destek unsurlarından ayrıca yararlanamaz. Bu durumda, işletmelerin tercihleri dikkate alınmak suretiyle uygulama, destek unsurlarından sadece biriyle sınırlı olarak yapılır."

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen, Vedat Yücesan. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Yücesan, aynı zamanda, şahsınız adına da söz istediğiniz için, süreniz 15 dakikadır.

Buyurun.

CHP GRUBU ADINA MEHMET VEDAT YÜCESAN (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 880 sıra sayılı kanun tasarısının 6 ncı maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun ve şahsımın görüşlerini belirtmek üzere söz almış bulunuyorum; konuşmama başlamadan önce, Grubum ve şahsım adına Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bilindiği gibi, 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 29 Ocak 2004 tarihinde Yasalaşmıştır. Kanun, millî geliri 1 500 dolar veya daha az olan 36 ilimizde vergi ve sigorta primi teşviklerinin uygulanmasına, enerji desteği sağlanmasına ve yatırımcılara bedelsiz arsa ve arazi tahsis edilmesine yönelik düzenlemeleri içermekteydi. Bugün görüştüğümüz kanun tasarısıyla, 5084 sayılı Kanunda değişiklik yapılmakta, teşvik kapsamına giren il sayısı 49'a çıkarılmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üretimin, yatırımın önünü açmak, işsizliği azaltmak için teşvik uygulamak doğru bir yaklaşımdır. Dünyada birçok ülke de, farklı nedenlerden dolayı çeşitli sektörlerde teşvik uygulamalarını benimsemekte, bu uygulamalardan olumlu sonuçlar elde etmektedir. Teşvik uygulamalarıyla olumlu sonuçlar elde edileceğine ilişkin beklentiler, yatırımı ve istihdamı teşvik için çıkarılan bu tür kanunların ülke çapında kabul görmesini, sevinçle karşılanmasını sağlar.

Değerli arkadaşlarım, maalesef, ülkemizde çıkarılan Teşvik Yasası, bir sevinç kaynağı olmaktan çok uzaktadır. Sevinç kaynağı beklerken, üzüntü kaynağı oluşmuştur. Teşvik kapsamına alınan iller olsun, teşvik kapsamına alınmayan diğer iller olsun, kamuoyunu oluşturan tüm kesimlerin yasaya yönelik tepkileri çığ gibi büyümektedir. Diğer taraftan, Teşvik Kanununa karşı olanlar arasında, bu kanunu getiren İktidar Partisine mensup değerli milletvekili arkadaşlarımız da bulunmaktadır. Neden Teşvik Yasası eleştiri bombardımanına tutulmuştur? Neden teşvik kapsamına alınsın veya alınmasın, tüm iller feryat etmektedir? Neden Teşvik Yasası sevinç kaynağı olmak yerine, tedirginlik kaynağı haline gelmiştir? Çünkü, Teşvik Yasasıyla, iller arasında haksız rekabet ortamı yaratılmaktadır ve bu durum, büyük sıkıntıların ve olumsuzlukların yaşanmasına neden olacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her ne kadar teşvikin verilmesindeki amaç, bölgesel gelişme olarak ifade edilse de, yasayla, hem doğu illerine hem de batı illerine teşvikler verilmiştir. Böylece, bölgesel dengesizliği gidermek bir yana, söz konusu uçurum daha da derinleştirilmiştir.

Şimdi, sormak istiyorum değerli arkadaşlarım: Sizler yatırımcı olsanız, Şırnak, Mardin, Batman ya da Erzurum'a mı yatırım yaparsınız, buraları mı tercih edersiniz; yoksa, altyapısı hazır, gelişmiş, Düzce, Kahramanmaraş veya Afyonkarahisar İllerine mi yatırım yaparsınız; tabiî ki, Düzce'ye gidersiniz, Afyonkarahisar'a gidersiniz.

Teşvik Yasası, mevcut haliyle, istenilen ve beklenilen amaçlara ulaşmaktan çok uzaktır. Hazine Müsteşarlığı verilerine göre, yasanın, birkaç il hariç, hedefe varmaktan ne kadar uzak olduğu açıkça ortaya konulmaktadır.

Hazine Müsteşarlığı verilerine göre, Teşvik Yasasının çıkarılmasından itibaren, yatırımlar, eskiden olduğu gibi, yine, batı bölgelerinde yoğunlaşmıştır. 2004 Şubat-2005 Şubat dönemi verilerine göre, bazı illerimizde gerçekleştirilen yatırım adetleri şu şekildedir: Düzce 54 yatırım, Afyonkarahisar 39 yatırım, Uşak ise 38 yatırım almıştır. Buna karşılık, Ağrı 9 yatırım, Siirt 8 yatırım, Bingöl ve Kars 5 yatırım, Bitlis 4 yatırım, Hakkâri ve Ardahan ise 3 yatırım çekebilmiştir. Muş ve Bayburt ise 1'er yatırım almıştır. Bölgeler arasındaki dengesizliği gidereceği söylenen yasanın ardından yatırımların dağılımı bu şekilde seyretmekte. Tablonun vahameti ortadayken, bu yasanın olumlu karşılanması mümkün olur mu değerli arkadaşlarım?!

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yatırımı teşvik etmenin yanı sıra, yasanın önem arz eden bir diğer amacı, istihdamın artırılmasını sağlamaktır. Üzülerek belirtmek istiyorum ki, işler Sayın Bakanın söylediği gibi değildir. Teşvik Yasası istihdamı artırma amacı bakımından da başarısız olmuştur. Teşvik Yasasının kaç kişiye iş imkânı sağladığına, istihdam sağladığına baktığımız zaman şu vahim tabloyla karşı karşıya kalıyoruz: Teşvik Yasasıyla Kars'ta 162 kişilik, Ardahan'da 70 kişilik, Bayburt'ta 49 kişilik, Bingöl'de 58 kişilik, Muş'ta 15 kişilik yeni istihdam olanakları yaratılmıştır. Bu rakamlara karşılık, Malatya'da 4 539, Düzce'de 3 736, Osmaniye'de 2 188 kişilik istihdam yaratılabilmiştir. Görüldüğü gibi, yasadan beklenen sonuç da elde edilememiştir.

Yasanın mimarları "bölgesel kalkınma" kavramını doğru uygulamışlar mıdır? Doğudaki insanlarımız ile batıdaki insanlarımız arasındaki uçurum bu şekilde kapatılabilir mi değerli arkadaşlarım; takdirlerinize sunuyorum. Ulus olarak hepimizin öncelikli görevi az gelişmiş illerimizi kalkındırmaktır. Doğuda yaşayan insanımızın yaşam standartlarını bu şekilde yükseltebilmemiz mümkün müdür değerli arkadaşlarım?

Temsil ettikleri il teşvik kapsamına girmiş olsun veya olmasın, ticaret ve sanayi odaları başkanları bu yasalardan dert yanıyorlar değerli arkadaşlarım.

Değerli başkanların görüşlerini sizlere aktarmak istiyorum: Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı "5084 sayılı Yasa Van'a hiçbir şey kazandırmadığı gibi, kaybettirdi. 10 yatırımcının bize sözü vardı; hem de İstanbul'dan, Bursa'dan gelecek önemli yatırımcılardı. Teşvik kapsamı açıklandıktan sonra yatırımcılar yön değiştirdi. Şimdi, hiçbirinin aklına gelmiyor. Batıya, Düzce'ye, Afyon'a, Uşak'a gitti" diyor.

Bu arada, Siirt Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı "uygulamaya geçildikten sonra ilimize ciddî bir yatırımcı şu ana kadar başvurmadı. 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanunun çıkarılması kayda değer bir kazanım sağlamadı" diye yakınırken, Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı "Teşvik Yasası, bölgemizde, gelişmiş birkaç ili sevindirebildi. Şırnak ile Osmaniye'yi aynı kefeye koyduğumuz zaman, yatırımcı hiçbir zaman Şırnak'a gelmez" diyor. Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı "bu yasayla, ilimizde ciddî anlamda hiçbir yatırım olmadı. Ayrıca, enerji desteğinin 30 kişilik istihdama ulaşmasıyla gerçekleşmesi, istihdam gücünü artırması mümkün olmayan firmaların enerji maliyetlerini yükselteceğinden, bu firmalardaki mevcut istihdamın işini tehlikeye sokacaktır" diyerek, yasanın başka bir sakıncasını dile getiriyor.

Bu örnekler dışında, teşvik kapsamına giren diğer illerin ticaret ve sanayi odalarının da, Teşvik Yasasının, hatalı ve yanlış ve işlevselliği olmayan bir şekilde ortaya konulduğunu belirten açıklamaları bulunmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, Teşvik Yasası muhaliflerinin sayısının ülke genelinde azımsanmayacak boyutlara ulaşması, bir şeylerin yanlış olduğunun göstergesidir. Yanlışlardan ve hatalardan dönmek için ilgili kesimlerle yakın işbirliği yapılmalıdır. Teşvik uygulamaları seçici bir niteliği haiz olduğu takdirde ekonomiyi canlandıracaktır. Aksi halde, beklenilen amaçlara ulaşmak mümkün değildir.

Değerli arkadaşlarım, mevcut uygulamada, kapsama alınan illerde sektör ayırımına gidilmeden tüm yatırımlar teşvik edilmektedir. Bu anlayış, kamuda atıl kalan yatırımlara benzer bir şekilde, özel sektörde verimsiz yatırımların yapılmasına yol açacaktır.

Değerli arkadaşlarım, örneğin, mevcut un fabrikaları çok düşük kapasiteyle çalışırken, yeni un fabrikaları için teşvik getirmenin mantıklı bir izahı yoktur diyorum. Daha önce ifade ettiğim gibi, bu, teşvik kapsamındaki iller ve sektörler arasında haksız rekabete neden olmaktadır. Teşvik kapsamı dışında bırakılan Eskişehir İlindeki bir tekstil işletmesi ile teşvik kapsamındaki komşu illerin herhangi birinde kurulacak bir tekstil işletmesini ele alalım. Komşu iller teşvik kapsamında yer aldığı için, bu illerde kurulacak olan veya kurulu olan tekstil işletmesi, Eskişehir'de kurulu tekstil işletmesinden daha ucuza enerji alacak, işçilik maliyetleri daha ucuz olacak ve daha az vergi ödeyecektir. Bu kolaylıklarla, toplam maliyetlerde yüzde 50'lere varan oranda düşüş kaydedeceklerdir. Bu kapsamla, buna karşılık, teşvik kapsamında yer almayan, Eskişehir'deki veya herhangi bir ilimizdeki işletme, hangi projeyi ortaya koyarsa koysun, hangi üretkenliği sağlarsa sağlasın, maliyetlerini, ancak yüzde 2 veya yüzde 3 düşürebilir. Maliyetlerinin yüzde 40, yüzde 50 oranına düşürülmesi mümkün değildir. Bu şartlar altında, siz, bu iki işletmeye "haydi bakalım, rekabet edin" diyeceksiniz.

Değerli arkadaşlarım, bu, şuna benziyor: İki kişiyi güreştireceksiniz; ama, güreşe başlamadan önce, güreşçilerden birinin elini, kolunu, bacağını sıkıca bağlıyorsunuz ve bu işi de, tarafsız olması gereken, iki tarafa da aynı uzaklıkta olması gereken hakem yapıyor, sonra da haydi, güreşe başlayın diyorsunuz. Değerli arkadaşlarım, bu güreşin sonucunun adil olduğunu söylemek mümkün müdür?

Bu nedenle, yatırım teşvik sistemi oluşturulurken, iller ve ilçelerin özellikleri ile sektörel ve bölgesel gerçekler gözönüne alınmalıdır. Yapılması gereken, sektörlere, bölgelere göre özel teşvikler verilmelidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yasayla ilgili önem arz eden bir diğer önemli husus, benimsenen teşvik kriterleriyle ilgilidir. Teşvik kriteri olarak, dört sene önceki rakamlar kullanılmaktadır. İl bazında, aradan geçen dört seneye rağmen, yeni millî gelir rakamlarının halen açıklanmamış olması, ayrı bir muammadır değerli arkadaşlarım. Teşvik, yanlış kriterlere dayandırılarak uygulanırsa, hedeflenen amacın ötesinde, istenmeyen olaylara, gelişmelere sebebiyet verebilir.

Teşvik Yasasının dengesizliklere neden olacağına dair çarpıcı örneklerden biri de, seramik sektörüdür. Getirilen Teşvik Yasası, seramik sektöründeki 5 firmaya yarar sağlamaktadır. Sektördeki diğer firmalar ise, yasanın getirdiği avantajlardan yararlanamadığı gibi, seramik firmaları arasında haksız rekabetler yaşanacaktır. Haksız rekabet, doğal olarak sektörel kavgaların başlamasına sebep olacaktır. Bir başka ifadeyle, Teşvik Yasası, 200 000 kişiye istihdam sağlayan sektörün çöküşünü başlatacaktır.

Tüm bu söylemler, feryatlar, sektörler ve iller arasında devlet eliyle haksız rekabet yaratıldığının en açık ifadesidir. Teşvik Yasasıyla, hükümetin, iller, sektörler içerisinde adaletli bir yarış, rekabet ortamı yaratması gerekirken, bunun tam zıddı yapılmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Yücesan, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

MEHMET VEDAT YÜCESAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teşvik uygulamalarının temelinde kaynakların ülke ekonomisi açısından daha yararlı olacak alanlara yönlenmesi yatmaktadır. Bu amaca ulaşmak için yeni, üretken ve ülkeye faydası olacak bir teşvik yasasının ortaya konulması zarurîdir.

Mevcut yasa, ülke ekonomimize yarardan çok zarar getirecektir. İhtiyacımız olan, illerin, ilçelerin özellikleri gözönüne alınmak suretiyle sektörel ve bölgesel bazda teşvik uygulayacak ve iller arasında oluşacak haksız rekabetin önüne geçecek bir yasadır. Bu amaç doğrultusunda kolektif bir aklı ortaya koymalı ve yaratacağımız sinerjiyle, sadece bazı illerimizi değil tüm yurdumuzu kucaklamalıyız.

Sanayi ve ticaret camialarını yakından tanıyan bir arkadaşınız olarak tespit ve görüşlerimin dikkate alınmasını temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN- Teşekkür ediyorum Sayın Yücesan.

Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen Konya Milletvekili Halil Ürün.

Buyurun Sayın Ürün.

HALİL ÜRÜN (Konya)- Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan Teşvik Yasası Tasarısının 6 ncı maddesi üzerinde kişisel görüşlerimi sizlerle paylaşmak üzere söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Ülke kalkınmasını Türkiye sathına eşit olarak yaymak için kalkınmada öncelikli illere teşvik sağlamak hepimiz için aslında -yapılması gereken bir husustur- bir görevdir. 36 ili teşvik kapsamına alan yasadan sonra bu tasarı kanunlaştığı takdirde -ki, kanunlaşacağına inanıyorum- bu sayı 49'a ulaşacaktır. Bu, gerçekten hepimizi mutlu eden, hepimizi memnun eden bir husus. Bunun ne kadar etkili olacağını kanunun uygulamasını müteakip göreceğiz. Altyapısı tamamlanmış olan illerimizde uygulamada bir sıkıntı doğmayacaktır; ancak, sanayi altyapısı eksik olan illerimizde, takdir edersiniz ki, bu teşvik daha az etkili olacaktır. Temennimiz hepsinde de etkili olmasıdır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sosyoekonomik gelişmişlik endeksi pek çok kriterin ortalamasından oluşuyor. Çevresindeki pek çok il bu kapsamda olduğu halde kendisi teşvik kapsamına girmeyen 32 il var, Konya da bu illerin arasında.

Görüşülmekte olan yasa tasarısıyla 49 ilimiz teşvik kapsamına alınıyor. Bunu kişisel olarak doğru buluyorum ve destekliyorum; ancak, Konya, Kayseri, Gaziantep ve benzeri iller için farklı; ancak, etkili alternatif teşvik modelleri uygulanabilir. Örneğin, Konya il nüfusunun yarısı Konya merkezde yaşamaktadır. Konya, sanayi altyapısına fazlasıyla sahiptir. Bu altyapının değerlendirilmesi ve bu altyapıya iş gördürülmesi Türkiye'nin yararınadır, ülkemizin yararınadır. Dolayısıyla, bu yüzden, daha özel sanayi sektörünü bünyesinde barındıran endüstri bölgesinin Konya ve benzeri illerde ihdası ve buralara özel teşvik sağlanması Konya milletvekilleri olarak hepimizin talep ve temennisidir. Bu yolda sanayi odamızın resmî başvurusu da vardır. Bunun Bakanlar Kurulu kararıyla kesinleşeceğini biliyorum; sayın hükümetimizden de bu konuda inisiyatif kullanmasını, Konya ve benzeri diğer illerimizi gözardı etmemesini arz ediyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Konya aynı zamanda Ankara'yla hudut komşusudur. Yine beklentimiz, Ankara'nın kamu yatırımlarından aldığı pay kadar Konya'ya da pay ayrılması; Konya'nın bunu fazlasıyla hak ettiğini burada ifade etmek istiyorum.

Konya, 3 organize sanayiin yer aldığı, sanayi altyapısı kadar sanayi tecrübesi ve bilgi birikimi olan bir ilimiz. Buna, ülke yararına iş gördürülmesi ve bu konudaki çalışmaların yürütülmesi, hepimizin üzerinde hassasiyetle duracağımız bir husustur.

Konya ve benzeri iller ile teşvik kapsamına alınan iller arasındaki makasın daha fazla açılmaması için, buralarda yatırım iklimi oluşturulması, hükümetimizin Konya'ya ilişkin olarak yatırım programına aldığı hızlı tren, mavi tünel, bölünmüş yollar, sağlık ve eğitim yatırımları, yeni bir bölge havaalanının yapılması ve tarımsal desteklerin artırılması ve süratlenmesi de ülke yararınadır, Konyalının da hakkıdır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yeri gelmişken, tasarıya ilişkin bir teklifimi de, burada, sizlerle paylaşmak istiyorum; kalifiye teknik elemanın yeterli sayıda bulunduğu Konya ve teşvik alamayan diğer iller için bir teklifimdir. Teşvik almamış illerden yapılacak ihracatta, o illerin firmalarının KDV iadesinin artırılması, kısmen de olsa, teşvik alan iller ile alamayan iller arasındaki dengesizliği telafi edecektir kanaatindeyim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Ürün, toparlar mısınız.

Buyurun.

HALİL ÜRÜN (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

Bu hususu hükümetimizin bilgisine ve değerlendirmek üzere takdirine sunuyorum. Umuyorum ki, ciddîye alınır, ülke kalkınmasına da hız katar.

Teşvik kapsamına alınmayan pek çok ilimizde, örneğin, Konya'da, atıl konumda olan çok sayıda tesis vardır. Bunlar, ölü yatırım olarak beklemektedir ve millî servettir. Bu tesisler de, bir şekilde, yatırım amaçlı, üretime yönelik olarak kullanılmayı beklemektedir.

Teşvik verilen illerin altyapısı tamamlanmamış olanlarında, süratle merkezî yönetim ve yerel yönetimlerin bu temel yatırımları tamamlamaları gerekir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sözlerimi bağlarken, bu yasa tasarısının, kapsamına giren illere yararlı yatırımları süratle kazandırması dilek ve temennilerimi arz eder, kapsama dahil edilmeyen illerin sanayi altyapısı ile tecrübelerinin gözardı edilmeden değerlendirilmesini de temenni eder; saygılar sunarım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Ürün.

Madde üzerinde 10 dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.

Buyurun Sayın Koçyiğit.

MUHSİN KOÇYİĞİT (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Sayın Bakanıma bir soru sormak istiyorum.

Sayın Bakanım, Hakkâri ile Düzce'yi, Diyarbakır ile Afyonkarahisar'ı ve Ardahan ile Uşak'ı aynı Teşvik Yasası kapsamına alırsanız, yatırımlar, elbette Hakkâri, Diyarbakır ve Ardahan yerine, gelişmiş ve altyapı sorunu olmayan Düzce, Uşak ve Afyonkarahisar İllerine doğru kayacaktır. Nitekim, 5084 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yatırım kararı almış olan pek çok yatırımcı, bu kararlarını iptal etmek suretiyle yatırımlarını gelişmiş batı bölgesindeki illere doğru kaydırmıştır. Yani, bu teşvik yasaları, asıl amaçlarının tersine, bölgelerarası dengesizlikleri gidereceklerine, daha da artırmak suretiyle makasın açılmasına neden olmuştur. Sayın Bakanım, Meclis gündemine makası gerçekten kapatacak yeni bir teşvik yasası tasarısı getirmeyi düşünüyor musunuz?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Koçyiğit.

Sayın Akın, buyurun.

HARUN AKIN (Zonguldak) - Sayın Başkan teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, biraz sonra, bu tasarının Meclisimizde görüşülmesi sona erecek ve kanunlaşacak. Bütün uyarılarımıza rağmen, kendi partinizin milletvekillerinin de uyarılarına rağmen, hiç kimseyi dinlemediniz ve kalkınmada öncelikli iller, Zonguldak, Karabük, Kırıkkale, Samsun bu kapsam dışında kaldı.

Şimdi, ben şunu ortaya koymak istiyorum: Bugün, Karabük İli, Zonguldak İli... Yani, Karabük'ten Kardemiri çıkarırsanız, Zonguldak'tan Erdemir ve TTK'yı çıkarırsanız, 1 000 doların altına düşer. Bunu anlatamadık ve bölgede, şu anda çok ciddî bir sıkıntı var. Zonguldak, Karabük ve Bartın, zamanında aynı ildi; şimdi, Çaycuma İlçesinin de Bartın'a bağlanacağı söyleniyor, yarın bu istek Karabük'ten de gelecektir. Yani, ben de o yörenin milletvekiliyim, Karabük'ün de, Bartın'ın da, Zonguldak'ın da milletvekili sayılırım. Bölgeden, çok sayıda telefon da geliyor. Sayın Bakan, şimdi, bu bölgeyi, bir rahatlatmak lazım; yani, ben, bununla ilgili, gerçekten çok rahatsızım. Bu utancı yaşamak istemiyorum; yani, Çaycuma İlçesinin Karabük'e bağlanması, yarın, Karabük'ün Bartın'a bağlanması isteğiyle karşılaşmak istemiyorum. Organize sanayi bölgeleriyle ilgili önerge verdik, kabul etmediniz; sektörel teşvik dedik, kabul etmediniz.

BAŞKAN - Sayın Akın, sorunuzu sorar mısınız.

HARUN AKIN (Zonguldak) - Lütfen, bu bölgeyi rahatlatıcı, Karabük'ü, Bartın'ı, Zonguldak'ı birbirine düşürmeyecek, rahatlatıcı bir şey söylerseniz çok sevinirim; çünkü, bölgedeki insanlar, gerçekten çok huzursuz.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Akın.

Sayın Gazalcı, buyurun.

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım. Sayın Bakana şu soruları yöneltmek istiyorum:

Dokuma ve hazır giyimde, yabancı ülkelerin destek gören firmalarıyla yarışan yerli dokuma sanayii ve hazır giyim sanayiinin bir de içeride aynı işi yapan başka illerle yarışması, onları, hem ülkede hem de uluslararası alanda bir sıkıntıya sokmayacak mıdır? Yani, bölgelerarası bir denge kuralım derken, uluslararası dengesizliği, daha büyük bir dengesizliğe götürmüyor musunuz? Haksız rekabete yol açmıyor musunuz?

İkinci ve son sorum: Asgarî ücretten alınan vergi -işçiden ve işverenden- başka ülkelerle, özellikle Avrupa Birliği ve OECD ülkeleriyle, karşılaştırıldığında durum nasıldır? Ülkemiz aleyhine bir durum çıkmaktadır; bunları düzeltmek için, yani, daha çok istihdamı sağlamak, daha çok işçi yerleştirmek için, bu vergi yükünü hafifletme yönünde, hükümetiniz, böyle bir çalışma yapıyor mu?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gazalcı.

Sayın Tüzün, buyurun.

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, yalnız, ricamız, Sayın Bakanlarımızdan yazılı cevap değil, burada sözlü olarak düşüncelerini aktarmalarında fayda var diye düşünüyorum. Özellikle, bizi ilgilendirdiği kadar, Türkiye'de televizyonları başında milyonlarca insan, bugün bu görüşmeleri dinliyor. Dolayısıyla, sorulan sorulara da yetkili bakanlarımızdan cevap istiyor.

Sayın Başkanım, aracılığınızla şu soruyu sormak istiyorum: Ben, bu çıkacak kanunun 31.12.2008 tarihine kadar Hazinemize ne kadar ilave yük getireceğini merak ediyorum; yani, bu kanun 31.12.2008'e kadar Hazineye ne kadar ilave yük getirecek diye soruyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tüzün.

Sayın Bakan, buyurun.

DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT (İstanbul) - Şimdi, arkadaşlarımızın sordukları sorular teknik konular. Dolayısıyla, her ne kadar yazılı cevap istenmiyorsa da, ben, yazılı cevap vermenin daha uygun olacağını düşünüyorum, daha sağlıklı olacağını düşünüyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Sayın Sıvacıoğlu, buyurun.

MUSA SIVACIOĞLU (Kastamonu) - Hemen sorumu yöneltiyorum Sayın Başkan.

Ben değişik bir konuyu gündeme getirmek istiyorum. 2380 sayılı Kanuna göre, belediyelere ve il özel idarelerine genel bütçeden pay veriliyor. Bunlar nüfus oranına göre verildiği için, göç veren illerin aleyhine, göç alan illerin lehine bir durum söz konusu oluyor. Bu kanun 1981 yılında çıkarılmıştır. Şimdi, yeni durumda, Teşvik Kanununu görüştüğümüze göre, acaba, 2380 sayılı Kanunun özellikle 1 inci maddesi gözönünde bulundurularak, yeniden -Teşvik Kanununda olduğu gibi- göç veren iller aleyhine olan durumun düzeltilmesi konusunda herhangi bir çalışma yapılacak mıdır? Bunu öğrenmek istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sıvacıoğlu.

Sayın Tütüncü, buyurun.

ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Geçen hafta burada 2006 yılı programıyla ilgili, planla ilgili bir yasa görüşüldü, daha doğrusu, dokuzuncu beş yıllık plan çerçevesinde bir 2006 yılı geçiş programı kabul edildi.

Sayın Başkan, soruma geçeceğim. Şimdi, burada, hükümet, kalkınma planlarının ve planlama tekniklerinin giderek önem kazandığını âdeta itiraf etmişti ve kabul etmişti. Şimdi, bu yasa tasarısına bakıyoruz, planlama anlayışından, özellikle stratejik planlama anlayışından en ufak bir iz bulamıyoruz. Şimdi, burada sormak istiyorum; daha bir hafta önceki yasada planlamanın son derece önem kazandığını âdeta itiraf eden bir hükümet, bir hafta sonra hangi amaçla, planlamayla en ufak ilgisi olmayan bir yasa tasarısı sevk etmektedir?

Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tütüncü.

Sayın Işık, buyurun.

AHMET IŞIK (Konya) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum. Vasıtanızla Sayın Bakanımıza şu soruyu yöneltmek istiyorum:

Teşvik Yasasından yararlanan ilk 36 il arasında, malumunuz, Konya İlimiz 1 554 dolarla dışında kalmıştı. İkinci dilimde ise, sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasında Konya İlimiz 26 ncı sırada yer aldığından, maalesef bu dilimden de faydalanamamaktadır. Sosyoekonomik gelişmişlik kriterinde 58 kıstas söz konusu olduğunu ve iktidarımızın objektiflik içerisinde uygulama yaptığını biliyoruz. Teşvik kapsamına giren diğer illerimizin de, aynı, kendi seçim bölgemiz gibi, bu noktada, bu kapsamdan yararlanmasından memnunuz; fakat, benim, burada sormak istediğim şey şu: Uzun vadede ya da orta vadede, bölgesel ve sektörel bazda teşvik çalışması söz konusu mudur?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Işık.

Sayın Bakan, buyurun.

DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT (İstanbul) - Sayın Başkan, yine teknik boyutlu olan soruları yazılı cevaplayacağız diyorum.

Yalnız, Sayın Sıvacıoğlu'nun bir sorusu vardı, 2380 sayılı Kanunla ilgili. Bu konuda kapsamlı bir çalışma yapılmaktadır ve yakında Bakanlar Kuruluna sunulacak. Zannediyorum, bu sorduğu konulardaki düzenlemeler de o yasa içinde ele alınacak.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Sayın milletvekilleri, madde üzerinde 4 adet önerge vardır. Önergeleri, önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılıklarına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının çerçeve 6 ncı maddesiyle 5084 sayılı Kanunun 7 nci maddesine eklenen (i) bendinde yer alan "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı" ibaresinin "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Salih Kapusuz

Erdoğan Özegen

Yahya Baş

 

Ankara

Niğde

İstanbul

 

Nur Doğan Topaloğlu

 

Tayyar Altıkulaç

 

Ankara

 

İstanbul

 

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 6 ncı çerçeve maddesinin (h) bendindeki "yatırımların tamamlandığı tarihi izleyen beş yıl" ibaresinin "geçmişte olağanüstü hal bölgesi kapsamında bulunan illerde yatırımların tamamlandığı tarihi izleyen on yıl" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mehmet Beşir Hamidi

Cavit Torun

Mehmet Fehmi Uyanık

 

 

 

 

Mardin

Diyarbakır

Diyarbakır

 

 

 

 

İrfan Rıza Yazıcıoğlu

Mehmet Faruk Bayrak

Mahmut Uğur Çetin

 

 

 

 

Diyarbakır

Şanlıurfa

Niğde

 

 

 

 

Ahmet İnal

Nihat Eri

Mehmet Nezir Nasıroğlu

 

 

 

 

Batman

Mardin

Batman

 

 

 

 

Mehmet Sarı

Mehmet Özlek

Abdurrahman Müfit Yetkin

 

 

 

 

Osmaniye

Şanlıurfa

Şanlıurfa

 

 

 

 

Afif Demirkıran

Mehmet Atilla Maraş

Hacı Biner

 

 

 

 

Batman

Şanlıurfa

Van

 

 

 

 

Selahattin Dağ

Fehmi Hüsrev Kutlu

Fehmi Öztunç

 

 

 

Mardin

Adıyaman

Hakkâri

 

 

 

 

 

 

M. İhsan Arslan

 

 

 

 

Diyarbakır

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan tasarının 6 ncı maddesinin C bendinde yer alan "29.1.2004 tarihinden sonra özelleştirme kapsamında" ifadesinin "1.10.2003 tarihinden sonra özelleştirme kapsamında" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Hasan Aydın

Adem Tatlı

Enver Yılmaz

 

Giresun

Giresun

Ordu

 

Abdulbaki Türkoğlu

 

Zülfü Demirbağ

 

Elazığ

 

Elazığ

BAŞKAN - Son ve en aykırı önergeyi okutup, işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı tasarının 6 ncı maddesiyle değiştirilmesi öngörülen 29.1.2004 tarihli ve 5084 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin sonuna aşağıdaki hükmün eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

M. Akif Hamzaçebi

Tuncay Ercenk

Birgen Keleş

 

Trabzon

Antalya

İstanbul

 

İ. Sezai Önder

Osman Kaptan

Ensar Öğüt

 

Samsun

Antalya

Ardahan

 

Bülent Baratalı

Harun Akın

Kemal Kılıçdaroğlu

 

İzmir

Zonguldak

İstanbul

 

M. Mesut Özakcan

Ali Kemal Deveciler

Mehmet Yıldırım

 

Aydın

Balıkesir

Kastamonu

 

Osman Özcan

 

 

 

Antalya

 

 

"Şu kadar ki, İş Kanununa göre sözleşmenin feshini gerektiren zorunlu haller haricinde özelleştirme kapsamında devrolunan işletmelerde teşviklerden yararlanılan süre boyunca işçilerin iş akitleri feshedilemez."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Katılamıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

HALUK KOÇ (Samsun) - Gerekçe okunsun...

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarıda yer alan maddeyle,özelleştirilen işletmelere ilave bir avantaj sağlanması öngörülmektedir. Sağlanan bu avantajla,dengeli olarak işletmelere istihdam konusunda bir yükümlülük getirilmesi önerilmektedir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan tasarının 6 ncı maddesinin C bendinde yer alan "29.1.2004 tarihinden sonra özelleştirme kapsamında" ifadesinin "1.10.2003 tarihinden sonra özelleştirme kapsamında" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                          Hasan Aydın (Giresun) ve arkadaşları

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Uygun görüşle takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

SADULLAH ERGİN (Hatay) - Gerekçe okunsun.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Kanunun diğer maddelerindeki tarihlere uyum sağlaması açısından bu önerge hazırlanmıştır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 6 ncı çerçeve maddesinin (h) bendindeki "yatırımların tamamlandığı tarihi izleyen beş yıl" ibaresinin "geçmişte olağanüstü hal bölgesi kapsamında bulunan illerde yatırımların tamamlandığı tarihi izleyen on yıl" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                               Cavit Torun (Diyarbakır) ve arkadaşları

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Katılamıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Torun, buyurun.

CAVİT TORUN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Tasarının 6 ncı çerçeve maddesinin (h) bendinde belirlenen beş yıllık sürenin on yıl olarak belirlenmesi amacıyla vermiş olduğum önergem üzerinde söz almış bulunmaktayım; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz yasa tasarısının çerçeve 6 ncı maddesinin (h) bendinde "Bu kanun kapsamına giren illerde 31.12.2007 tarihine kadar tamamlanan yeni yatırımlar için 3, 4 ve 6 ncı maddelerde yer alan destek ve teşvikler, bu maddelerde yer alan sürelere bakılmaksızın yatırımın tamamlandığı tarihi izleyen beş yıl süresince uygulanır" denilmektedir. Biz, vermiş olduğumuz önergeyle bu süreyi on yıla çıkarmayı amaçlamış bulunuyoruz.

Kıymetli arkadaşlar, daha önce çıkarmış olduğumuz ve 1 500 doların altında geliri bulunan iller arasında Güneydoğu Anadolu Bölgemizin gelişmekte olan en önemli ili Diyarbakır da vardı. Aradan uzun zaman geçmesine rağmen, bu ilimizde, yasadan yararlanmak amacıyla başvurular olmuştur; ancak, bu başvurular, hiçbir şekilde, fiiliyatta gerçekleşmemiştir.

SELAHATTİN DAĞ (Mardin) - Mardin de aynen öyle...

CAVİT TORUN (Devamla) - Bu bağlamda olaya bakıldığında, Bingöl, Batman, Siirt, Adıyaman, Mardin, Muş, Bitlis, Van, Şırnak gibi illerimizde, bu Teşvik Yasasından yararlanmak amacıyla işadamlarımızın başvurmamasını doğal karşılamak gerekiyor.

Kıymetli arkadaşlar, olağanüstü halin yaşanmış olduğu illerimizde, neredeyse yirmi yıl süren, kimi resmî söylem sahiplerinin ifade ettiği üzere, düşük yoğunluklu savaş yaşandı. İnsanlar, mallarını, mülklerini, evlatlarını, sermayelerini kaybettiler. Allah'a şükürler olsun, şu anda büyük bir sulh ve sükûn ortamındayız.

Her türlü gayrete rağmen, bu bölgede, hâlâ, yatırım yapılmamasının, özel girişimcilerin bölgeye gitmemelerinin sebeplerini çok iyi irdelemek gerekiyor. Bölgede güvenliğe öncelik verilmesinin yanında, altyapı problemlerinin çözümlenmesi, özellikle bölgemize yakın devletlere kolay ulaşımı sağlayacak demiryolları ile otoyolların yapımına hız vermek gerekiyor.

Sayın Başbakanımızın çok kısa süre önce Siirt İline yaptığı geziden sonraki açıklamalarına hepimizin dikkat kesilmesinde yarar vardır. Geri kalmışlığı çok net kelimelerle izah etmiş, bunun çarelerini tez elden almamız gerektiğini açıklamıştır. Bu bağlamda görüşlerini açıklayan Sayın Başbakan, bölgenin yıllardan beri devletin ihmaline maruz kaldığını net kelimelerle izah etmiştir.

Kimi görüş ve açıklamalara bakıldığında, bölgede, terörle savaş için 100 ilâ 200 milyar dolar civarında devletin para harcadığından söz edilmektedir. Açık ve net söylüyorum; söz konusu paranın onda 1'i yatırıma harcanmış olsaydı, eminim ki, acıyla yaşamış olduğumuz meşum olaylar başımıza gelmemiş olacaktı. Bölgemizin, bu açıdan, pozitif bir ayırımcılığa hakkı vardır; çünkü, bölge halkı, isteyerek bu tür olay ve problemlerin içerisine girmiş değildir; uluslararası entelijans örgütlerinin yardım ve yataklığıyla, maalesef, sürüklenmek zorunda kalmıştır; bunun çok iyi bilinmesi lazım. Bölgemizin, bu açıdan, biraz önce arz etmeye çalıştığım, gerçekten pozitif bir ayırımcılığa hakkı ve ihtiyacı vardır.

Önergemizde beş yıl olan teşvik süresinin on yıla çıkarılmasını istiyoruz. Sürenin on yıla uzatılmasıyla cebimizden şu anda herhangi bir ödeme yapmış olmayacağız; sadece, gerçek manada yatırım yapmak isteyenlere, devletin güçlü desteğinin arkalarında bulunduğunu kuvvetli bir biçimde ifade etmiş olacağız.

Kıymetli arkadaşlar, yokluğun ve yoksulluğun izalesinin başka türlü imkânı bulunmamaktadır. Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesinden hemen sonra, Batı Almanya Doğu'ya 90 milyar mark para aktardı. Harcanan paranın geri dönüp dönmeyeceğine bakmaksızın bunu yaptı. Durum eskisi gibi devam etseydi, fakir Doğu, zengin Batı arasında ardı arkası kesilmeyen sorunlar yaşanacaktı ve Almanya'nın başı dertten kurtulmuş olmayacaktı.

Kıymetli arkadaşlar, olaya, günübirlik teşvik ve yatırımların hızlandırılması olarak bakmamak gerekiyor; olayın siyasî ve stratejik önemini gözardı edemeyiz.

Birkaç yıl sonra yeni bir değişikliğe sebebiyet vermemek için bu önergemize destek vermenizi istirham ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Torun.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan kanun tasarısının çerçeve 6 ncı maddesiyle 5084 sayılı Kanunun 7 nci maddesine eklenen (i) bendinde yer alan "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı" ibaresinin "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                  Salih Kapusuz (Ankara) ve arkadaşları

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, uygun görüşle takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT (İstanbul) - Sayın Başkan, katılıyoruz.

SADULLAH ERGİN (Hatay) - Gerekçe okunsun.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Yatırıma başlama ve yatırımın tamamlanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi sürecine Sanayi ve Ticaret Bakanlığının katılması öngörülmektedir.

 

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önergeler doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Birleşime 5 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 19.14


BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 19.21

BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir), Harun TÜFEKCİ (Konya)

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 98 inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

880 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3.- Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı; Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, GAP Bölgesinde Yatırımların Özendirilmesi ve İstihdam Yaratılması Hakkında Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifleri; Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez ve 3 Milletvekilinin, Adalarda Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 69 Milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Zonguldak Milletvekili Harun Akın ve 50 Milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 26 Milletvekilinin, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım ve 15 Milletvekilinin, 29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Yatırımların ve İstihdamın Özendirilmesi ve Bölgesel Dengesizliklerin Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi; Kahramanmaraş Milletvekilleri Mehmet Yılmazcan, Hanefi Mahçiçek ile Mehmet Ali Bulut'un, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Kastamonu Milletvekilleri Musa Sıvacıoğlu, Hakkı Köylü İle Sinan Özkan'ın, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Konya Milletvekili Hasan Angı'nın, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Sakarya Milletvekilleri Ayhan Sefer Üstün, Erol Aslan Cebeci, Hasan Ali Çelik, Süleyman Gündüz ile Recep Yıldırım'ın, 29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Balıkesir Milletvekili A. Edip Uğur ve 12 Milletvekilinin, 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/966, 2/219, 2/271, 2/274, 2/286, 2/349, 2/350, 2/366, 2/371, 2/374, 2/387, 2/388, 2/389, 2/390, 2/391) (S. Sayısı: 880)                   (Devam)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır. Malumları olduğu üzere, görüşülmekte olan tasarı veya teklife konu kanunun, komisyon metninde bulunmayan; ancak, tasarı veya teklifle çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılacağı, İçtüzüğün 87 nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür. Bu nedenle, önergeyi okutup, komisyona soracağım. Komisyon, önergeye, salt çoğunlukla -21 üyesiyle- katılırsa, önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması halinde ise, önergeyi işlemden kaldıracağım.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına aşağıda yazılı maddenin yeni madde olarak eklenmesini arz ve talep ederiz.

 

Nuri Çilingir

Ahmet Yılmazkaya

Harun Akın

 

Manisa

Gaziantep

Zonguldak

 

Ahmet Ersin

 

Mehmet Küçükaşık

 

İzmir

 

Bursa

Madde 7. - 5084 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

Ek Madde 1.- Bedelsiz arsa ve arazi temini dışındaki teşviklerden yararlanamayan kalkınmada öncelikli yöreler, ilgili bakanlıkların, valiliklerin ve Devlet Planlama Teşkilatının birlikte belirlediği ve o yörelerin fiziksel yapısı, doğal kaynakları ve coğrafyasına uygun en fazla beş yatırım sektörü bu yasa kapsamına giren teşviklerden yararlanır.

BAŞKAN - Sayın Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, salt çoğunluğumuz hazır olmadığı için katılmıyoruz.

BAŞKAN - Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılmamış olduğundan, önergeyi işlemden kaldırıyorum.

Geçici madde 1'i okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 1.- a) 29.1.2004 tarihli ve 5084 sayılı  Kanunun, bu Kanunla değiştirilmeden önceki 2 nci maddesinin (a) bendi kapsamına giren  illerde faaliyette bulunanlardan, 5084 sayılı Kanunun, bu  Kanunla  değiştirilmeden  önceki  3 ve 4 üncü maddelerinde belirtilen teşvik ve desteklerden  yararlanma hakkı kazanan mükellefler, bu haklarından aynen yararlanmaya devam ederler. Ancak, bu mükellefler, gerekli şartları sağlamaları ve talep etmeleri halinde, 5084 sayılı Kanunun bu Kanunla değişik  3  ve 4 üncü maddeleri hükümlerinden yararlanabilirler.

b) 5084 sayılı Kanunun, bu Kanunla değiştirilmeden önceki 5 inci maddesine göre bedelsiz olarak yatırımcılar tarafından  devri talep  edilen  taşınmazlarla ilgili işlemler, mezkur madde hükümlerine göre yürütülür.

c) 5084 sayılı  Kanunun, bu  Kanunla  değiştirilmeden önceki  6 ncı maddesine istinaden enerji desteğinden yararlanabilecek işletmelerle ilgili uygulamaya; aylık prim ve hizmet belgeleri esas alınmak suretiyle, bir takvim yılı için en az ¾'ünde çalıştırılmış olma şartı aranmaksızın, aynı madde hükümleri çerçevesinde devam olunur. Ancak, 5084 sayılı  Kanunun, bu Kanunla değiştirilmeden önceki 2 nci maddesinin (a) bendi kapsamına giren  illerde; yeni işe başlayan işletmelerin, 5084 sayılı Kanunun bu Kanunla değişik 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen şartları sağlamaları, 1.10.2003 tarihinden önce 5084 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen konularda faaliyete geçmiş olan işletmelerin ise bu maddenin yürürlük tarihini müteakip 1.10.2003 tarihinden önce ilgili idareye vermiş oldukları en son dört aylık sigorta prim bordrolarında bildirdikleri işçi sayılarını, fiilen ve sürekli olarak  5084 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen şartları sağlamaları halinde  yeni hükümler uygulanır.

BAŞKAN- Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına söz isteyen, Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü.

Buyurun Sayın Tütüncü.

CHP GRUBU ADINA ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ)- Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde söz almış bulunuyorum; sözlerime başlarken hepinizi en iyi dileklerimle, sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle belirtmeliyim ki, özellikle istihdamın artırılması ve işsizlikle mücadele açısından eksik ve fakat, iyi niyetli çabaların yoğunlaştığı bir yasa tasarısını görüşüyoruz. Bu yasa tasarısının hangi konularda eksikleri ve hangi konularda yanlışları olduğuna ve bazı illere nasıl haksızlıklar yapıldığına benden önceki milletvekili arkadaşlarım gereğince, yeterince değindiler. Ben konuşmamda sadece üç konuya dikkatlerinizi çekmek istiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu tasarı, istihdam yaratması açısından, mevcut yasaya göre; yani, 5084 sayılı Yasaya göre dumura uğratılmış bir tasarıdır. Daha onbeş ay önce çıkarılan 5084 sayılı Yasada, 1 kişilik istihdam yaratsa dahi yatırımın teşvikten yararlanma olanağı vardı. Şimdi, teşviklerden yararlanmak için en az 30 kişiye istihdam yaratılması gerekecek. Özellikle, Doğu ve Güneydoğu Anadoludaki illerimizden kaç işadamı 30 veya daha fazla işçi çalışan yatırım yapabilecek; bunu takdirlerinize sunuyorum.

Teşvik Yasasına karşı IMF'nin tepkisini biliyoruz. IMF, Teşvik Yasasının, Stand-by Anlaşmasında öngörülen bazı koşullara aykırı geleceği düşüncesiyle buna belirli bir müddet muhalefet etti; bunu biliyoruz. AKP olarak birçok konuda IMF'nin dayatmalarına teslim olduğunuzu biliyoruz. İstihdam açısından mutlaka bir sınır getirilmesi zorunlu ise, en az 30 kişi çalışma şartını 10 kişiye indirebilirdik. Bunu gerçekleştirme fırsatı hâlâ önümüzde, hâlâ elimizde ve bunda mutlak bir gereklilik vardır. Neden gereklilik vardır Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bakınız, Türkiye'nin bir numaralı risk alanı, işsizlik, açlık ve yoksulluktur. İşsizlik, açlık ve yoksulluk, Türkiye'de, toplumsal barışı, huzuru ve istikrarı tehdit edici bir noktaya gelmektedir. Devlet İstatistik Enstitüsünün verileri Türkiye'deki işsizlik sorununun gerçek ve fakat korkunç boyutunu ne yazık ki gösteremiyor. Şunu kesinlikle iddia ediyoruz: Gerçek işsizlik sayısı 10 000 000'a yaklaşıyor Türkiye'de. Bugün işsizlik sorunuyla tanışmamış ailelerin sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır. Bu nedenle ailede gelir getiren kişi başına ekonomik açıdan bağımlı olanların sayısı giderek artıyor; bu durum, ailede kişi başına düşen somun miktarının, ekmek miktarının daha da küçülmesine yol açıyor; böylece, açlık tehlikesi yaygınlaşıyor, ülkemizde yoksulluk giderek derinlik kazanıyor.

Bugün açlık sınırı Türk-İşe göre 528 Yeni Türk Lirası, Kamu-Sene göre ise 668 Yeni Türk Lirası, asgarî ücret ise net 350 Yeni Türk Lirasıdır. Buna göre, asgarî ücretle çalışan ne kadar yurttaşımız varsa tümü açlık sınırının altında yaşıyor demektir. Öte yandan, aylık geliri asgarî ücretin, yani 350 Yeni Türk Lirasının üstünde; ancak, 528 Yeni Türk Lirasının altında olan çiftçi, işçi, memur, küçük esnaf ve sanatkâr, milyonlarca çalışan yurttaşımızın tümü açlık sınırı altına düşmüş oluyorlar.

Düşünebiliyor musunuz Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz eskiden işi gücü olmayanları yoksul sayıyorduk, şimdi, çalışanların, yani işi gücü olanların yoksulluğundan hatta açlığından söz eder duruma düştük. Ayrıca, Sosyal Sigortalar Kurumu, Emekli Sandığı ve Bağ-Kurdan emekli, dul ve yetim maaşı alan yurttaşlarımızın gelirlerine bakıyoruz, bunların da ezici çoğunluğunun açlık sınırı altına düşmüş olduğunu üzülerek tespit ediyoruz. Yineliyorum, Türkiye'nin bir numaralı risk alanı, işsizlik, açlık ve yoksulluk sorunudur. Bu sorunla karşı karşıya olan yurttaşlarımızın sayısı, bugün 24 000 000 kişiye yaklaşmaktadır. Bu risk alanındaki kritik noktanın nerede olduğunun doğru bir şekilde tahmin edilmesi, Türkiye'nin geleceği açısından yaşamsal önemde görülmelidir. Bu kritik nokta, söz konusu yurttaşlarımızdan, yani, sayıları 24 000 000'a yaklaşan yurttaşlarımızdan ne kadarının daha ne kadar süre açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşamaya tahammül göstereceği noktasıdır. Bu kritik noktanın hükümet tarafından doğru bir şekilde tahmin edilmesinin önemine dikkatinizi çekmek istiyorum. Eğer, bu kritik nokta yakalanamazsa ve gereği yapılamazsa, Türkiye'de olası bir toplumsal patlama tehlikesi giderek artacaktır Sayın Başkan, değerli milletvekilleri. İşte bu nedenle, görüştüğümüz tasarıyla getirilen en az 30 işçi çalıştırma şartının kaldırılması veya -önerge verdi Cumhuriyet Halk Partisi; önerge verdik; 10 kişiye indirilmesi konusunda önerge verdik- 10 kişiye indirilmesi, gerçekten, az önce söylediğim işsizlik, açlık ve yoksullukla mücadele açısından kaçınılmaz görünüyor. Eğer bu yapılmazsa -hâlâ fırsat var, şans var- eğer, bu düşünülmezse, yapılmazsa, bu yasanın ismi -kusura bakmayın- "seçmene selam, IMF'ye devam yasası" olacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; işaret etmek istediğim ikinci eksiklik, organize sanayi bölgelerinin teşvik açısından es geçiliyor olmasıdır. Organize sanayi bölgelerinde altyapı, yol, su, elektrik, arıtma, telefon gibi temel altyapılara yıllardır çok büyük kaynaklar yatırılmıştır ve bu yoksul halkın, yıllardır, dişinden tırnağından, eğitiminden sağlığından kesilen kaynaklarla organize sanayi bölgeleri kurulmuş. Şu anda organize sanayi bölgelerinin Türkiye'de ortalama doluluk oranı yüzde 45'ler civarında. Bazı organize sanayi bölgeleri ise bomboş, 1 kuruşluk yatırım dahi henüz o organize sanayi bölgelerine getirilmemiş durumda.

Örneğin, Tekirdağ'ın Hayrabolu İlçesinde organize sanayi bölgesi geçen yıl tamamlandı, yine, Tekirdağ'ın bir diğer ilçesi olan Malkara'nın organize sanayi bölgesi ise bu yıl tamamlanıyor. Her ikisine de, henüz, tek bir yatırımcı dahi gelmiş değil.

Şimdi, bunları atıl halde tutacağız; yani, yıllardan bu yana organize sanayi bölgelerine yapılan yatırımları atıl halde tutacağız, teşvik kapsamında olan illerde ise bedelsiz arsa tahsisi yapacağız. İşadamlarından da buralara yol, elektrik, su, telefon gibi altyapı yatırımlarını yapmalarını bekleyeceğiz. Yapabilecek gücü olanlar varsa tabiî ki yapsınlar; ama, işletme sermayesine, üretim ve verimlilik artışı için harcanması gereken kıt kaynaklarımız tekrar toprağa, tekrar altyapıya gömülecek. Bu tercih, yatırımların hem topluma hem de müteşebbise olan maliyetinin yükseltilmesi anlamına gelmektedir.

Organize sanayi bölgelerinin teşvik kapsamına alınması, hem buralara yapılan altyapı yatırımlarını bir an önce üretime dönüştürecek hem de teşvik kapsamına giren yatırımların topluma olan, ekonomiye olan maliyetini daha da aşağılara çekecektir.

Sonuçta ne olacak; Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sonuçta Türkiye kazanacak, Türkiye kazançlı çıkacak. Bu nedenle, henüz vakit varken, henüz vakit erkenken, Adalet ve Kalkınma Partisinin saygıdeğer milletvekillerinden bu önerimizin yeniden değerlendirilmesini bilhassa rica ediyoruz.

Sayın Başkan, son olarak, bu Teşvik Yasasıyla Türkiye'nin cari işlemler açığı sorununun giderilmesi ve ekonomide rekabet gücünün artırılması açısından son derece ciddî bir fırsatın kaçırılmakta olduğunu dikkatlerinize sunmak istiyorum. Türkiye, ekonomik geleceğini dış pazarlarda aramak zorundadır. Bu nedenle, Türkiye, yatırımların teşvikinde iki konuyu mutlaka ve mutlaka dikkate almak zorundadır.

Birincisi: Şu anda, dış pazarlarda rekabet gücüne sahip ve ihracatta başarılı olan mevcut sektörler, seçici bir teşvik politikası kapsamına alınmalıdır; teşvik oranları, mevcut sektörler arasında seçilecek endüstri alanlarına göre mutlaka farklılaştırılarak uygulanmalıdır.

İkincisi: Türkiye, geleceğin dünyasında hangi mal ve hizmet alanlarında talep artışı olacağını şimdiden belirlemelidir; yani, Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Kalkınmış olan ülkeler ne yaptıysa biz de onu yapalım; Japonya nasıl yaptıysa, Güney Kore nasıl yaptıysa biz de onu yapalım, tarihte Almanya nasıl yaptıysa biz de onu yapalım. Bu söylediklerim, Amerika'nın yeniden keşfiyle kesinlikle ilgili değil. Türkiye, geleceğin dünyasında hangi mal ve hizmet alanlarında talep artışı olacağını şimdiden belirlemelidir. Söz konusu alanlar, ekonominin geleceğe dönük kilit endüstrileri olarak kabul edilmelidir ve buralarda, bu kilit endüstrilerde KOBİ'ler ekseninde bir yatırım seferberliğine girişilmelidir. Bu alanlardan, biyoteknoloji ve bunun, tarım ve hayvancılık başta olmak üzere, çok sayıda kullanım alanları, elektronik, elektrik, elektromekanik sanayileri, bilgisayar ve yazılım teknolojileri, nükleer fizik gibi ekonomik sektörler önplana çıkmaktadır. Bu sektörlerin, önümüzdeki yıllarda, güneşi yükselen, güneşi yükselecek, yıldızı parlayacak sektörler olacağı kuvvetle tahmin edilmektedir.

İşte, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, teşvik  politikasını, bu  tasarıda olduğu gibi, gözü kapalı değil, rasgele değil      -incitmek istemiyorum; ama, söyleyeceğim- bilinçsizce değil, teşvik edilecek sektörleri, halihazırdaki dış talep ve rekabet durumuna göre, sektörlerdeki rekabet durumuna göre, geleceğin dünyasındaki talep durumuna ve Türkiye'nin geleceğin dünyasındaki avantajlarına ve rekabet gücüne göre tespit etmelidir. Her sektörü ve her alanı teşvik etme yanlışına kesinlikle düşülmemelidir; çünkü, verilen her Türk Liralık teşvikin faturası...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Tütüncü, buyurun.

ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Çünkü, verilen her Türk Liralık teşvikin faturası, toplumda, mutlaka, birileri üzerine yıkılır ve yıkılmaktadır. Faturayı ödeyenler ise, başta işsizler ve yoksullar, sonra çiftçiler, işçiler, memurlar, küçük esnaf ve sanatkârlar, hatta, emekli, dul ve yetimlerdir. Tasarıda, bu konular da es geçiliyor. Teşvik kapsamına giren illerde yapılacak bütün yatırımlara, gözü kapalı, rasgele teşvikler veriliyor ve bu ülkenin kıt kaynakları, kanımızca, yeteri özenle ve yeteri verimlilikle kullanılamıyor. Biliniz ki, bu kaynaklarda, tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır. Adalet ve Kalkınma Partisinin, doğruyu, güzeli, gerçeği er ya da geç göreceği umuduyla, sözlerime son verirken, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Seçmene selam, IMF'ye devam yasası hepimize hayırlı olsun! (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tütüncü.

Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen Kahramanmaraş Milletvekili Fatih Arıkan.

Buyurun, Sayın Arıkan. (AK Parti sıralarından alkışlar)

FATİH ARIKAN (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 880 sıra sayılı kanun tasarısının geçici 1 inci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım; hepinizi en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bilindiği gibi, 5084 sayılı Kanunu 29.1.2004 tarihinde kabul etmiştik. Bu kanunla, toplam 36 ilde, vergi ve sigorta primi teşviklerinin uygulanması, enerji desteği sağlanması ve yatırımlara bedelsiz arsa ve arazi tahsis edilmesine yönelik düzenlemeler getirmiştik. Kanunun kabulünden bu yana geçen süre zarfında, uygulama süresince, yatırımların ve istihdamın teşvikiyle, ekonomik dengesizlikleri giderme yönünde önemli gelişmeler kaydedilmiştir; ancak, bölgesel kalkınmanın daha sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi, istihdamın artırılması ve sosyoekonomik gelişmişlik yönünden benzer özellikler gösteren iller arasında denge sağlanması amacıyla, 5084 sayılı Kanunda öngörülen teşviklerin içeriği ile kanun kapsamına giren illerin sayısının yeniden belirlenmesi gereği hâsıl olmuştur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 5084 sayılı Kanunla getirilmiş olan teşviklerin etkisi hemen görülmeye başlanmıştır. Kapsama giren yörelerde, istihdam ve yatırımlarda önemli ölçüde artışlar gerçekleştirilmiştir. 2004 yılında, kanun kapsamındaki illerde kayıtlı istihdam artışı yüzde 27 civarında gerçekleşirken, diğer illerdeki artış oranı ise yüzde 13 düzeyinde olmuştur.

Kapsama giren 36 ilde, 2003 yılında 303 adet yatırım teşvik belgesi düzenlenmiş iken, 2004 yılında düzenlenen yatırım teşvik belgesi sayısının 660'a ulaştığını görmekteyiz. 660 adet yatırım teşvik belgesiyle 2,5 milyar Yeni Türk Lirası tutarında sabit yatırım yapılması planlanmış ve bu yatırımların gerçekleşmesiyle 31 483 kişilik ilave istihdam oluşturulması öngörülmüştür.

5084 sayılı Kanun kapsamında bugüne kadarki uygulama süresince sağlanan teşvik miktarı 52,5 milyon Yeni Türk Lirası sigorta primi teşviki, 35 000 000 Yeni Türk Lirası da Gelir Vergisi stopajı teşviki olmak üzere, toplam 87,5 milyon Yeni Türk Lirasına, yani 87,5 trilyon liraya ulaşmıştır.

Yasa kapsamındaki enerji desteğinin uygulanmasıyla da, 2004 yılında yaklaşık 10,4 trilyon Türk Lirası tutarında enerji desteği ödemesi gerçekleştirilmiştir.

Değerli arkadaşlar, yasa gereği 10 kişilik istihdam öngören yatırımlara girişen gerçek ve tüzelkişilere, teşvik kapsamında bugüne kadar 171 yatırımcıya Hazine tarafından 475 adet olmak üzere, 28 000 000 metrekare bedelsiz arazi ve arsa devredilmiştir. Bu tahsislerle birlikte, yaklaşık 351 000 000 Yeni Türk Lirası yatırım ve 12 663 kişilik istihdam hesaplanmıştır.

5084 sayılı Kanun kapsamında uygulanan yatırım ve istihdama dönük söz konusu teşvikler, kamu maliyesindeki disiplinden fedakârlık edilmeksizin uygulanmaktadır.

Değerli arkadaşlar, bu noktada, şu anda görüşmekte olduğumuz tasarının içeriği hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum.

Yeni tasarıyla, 5084 sayılı Kanunla düzenlenen vergi, sigorta primi teşvikleri ve enerji desteği açısından kapsama girecek illerin belirlenmesinde, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca belirlenen 2003 yılı sosyoekonomik gelişmişlik endeksi değeri eksi olma kriteri dikkate alınmıştır. Bu kriterler ışığında, 5084 sayılı Kanun kapsamına toplam 13 ilin daha dahil edilmesiyle, teşviklerden yararlanan il sayısı 49'a çıkarılmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Arıkan, toparlar mısınız.

Buyurun. 

FATİH ARIKAN (Devamla) - Teşekkür ederim, bitiriyorum efendim.

Değerli arkadaşlarım, bunlar, Türk ekonomisinin canlanması açısından gurur verici gelişmelerdir. Hükümetimiz, sanayicilerimizin önünü tıkamaktan ziyade, onlara yatırım yapmaları için en uygun ortamı hazırlama hususunda kararlıdır; çünkü, biz biliyoruz ki, yatırım olmadan ülke ekonomisinin kalkınması mümkün değildir.

Deniliyor ki, kapsama alınmayan iller açısından haksızlık yapılmaktadır. Bunu düşünmek, elbette ki mümkün değildir.

5084 sayılı Yasanın ilk halinde, sadece 36 il kapsam dahilindeydi; ama, bugün, kapsam genişlemekte ve 49'a çıkarılmaktadır ve dikkat edilirse, kapsama dahil edilen iller, daha çok, küçük ve yatırımcılara çeşitli sebeplerden dolayı cazip gelmeyen illerdir. İşte, bizim yaptığımız, bu illerin yatırımcılar için cazip hale gelmesini sağlamaktan ibarettir.

Değerli arkadaşlarım, sözlerime son verirken, bu yasanın, vatanımıza, milletimize ve ekonomimize hayırlar getirmesini diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Arıkan.

Madde üzerinde 10 dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.

Buyurun Sayın Güyüldar.

HASAN GÜYÜLDAR (Tunceli) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Bugün, ilim için üzücü bir haber aldım. Uzun uğraşlar neticesinde Tunceli'ye yatırım kararı alan bir firma, bu yeni yasalaşan kanun nedeniyle başka bir yöreye bu yatırımı yapmaya karar vermiştir.

Sayın Bakanım, Tunceli ve Tunceli gibi geri kalmış iller için acil bir tedbir almayı düşünüyor musunuz?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Güyüldar.

Sayın Koçyiğit, buyurun.

MUHSİN KOÇYİĞİT (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakanıma bir soru soruyorum. Sayın Bakanım, 4325 sayılı Yasada teşvik kapsamına alınan il sayısı 22 iken, bu sayı, 5084 sayılı Teşvik Yasasıyla 36 ile, görüşmekte olduğumuz bu yasa tasarısıyla da 49 ile çıkarılmaktadır. Yani, bölge ayırımı yapılmadan ülkemizin aşağı yukarı üçte 2'si teşvik kapsamına alınmıştır. Bunun anlamı, aynı kaynağın gerçekten geri kalmış bölgelere aktarılmak yerine, sulandırılmak suretiyle, ülke geneline yayılmasıdır.

Sayın Bakanım, bunu, teşvikin felsefesiyle bağdaştırabiliyor musunuz? Ayrıca, geri kalmış bölgelerimizin gelişmiş bölgeler düzeyine çıkarılabilmesi için, bu illerimize ne gibi ilave önlemler almayı düşünüyorsunuz?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Koçyiğit.

Sayın Gazalcı, buyurun.

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Ben de, Sayın Bakana şu soruları yöneltmek istiyorum:

Ocak 2005'ten bu yana, sanayiciler, özellikle dokuma sanayii ekonomik bir darboğazda -özellikle Denizli'dekiler için- önlem alınmazsa, işyerlerinin kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını söylüyorlar. Bu tasarı, bu sıkıntıyı daha da artırmayacak mıdır?

Yatırımlar durmuştur -özellikle Denizli'de- var olan yatırımlar da düşük kapasiteyle çalışmaktadır; bu da, istihdamı olumsuz etkilemez mi bu yasa çıktığı takdirde?

Bu yasanın ulusal sanayimizin dünya piyasalarında rekabetine etkisi nasıl olacaktır?

Yatırımı devlet yapmıyor, yatırımı yapan kuruluşların rekabet şansı bu yasayla elinden alınıyor. Bu da, üretimi ve istihdamı olumsuz etkilemeyecek midir?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gazalcı.

Sayın Tütüncü, buyurun.

ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) - Teşekkür ederim Sayın Başkan. Aracılığınızla ben de Sayın Bakana bir soru yöneltmek istiyorum.

Bilindiği gibi, ekonomideki önde gelen risk alanlarından bir tanesi cari işlemler açığıdır. Cari işlemler açığı, 2004 yılında 15,5 milyar dolara ulaşmıştır ve 2005 yılının ilk gerçekleşmeleri ise bu açığın daha da büyüyeceğini göstermektedir; şu anda yıllık olarak 16,5 milyar dolardan söz ediliyor.

Şimdi, Teşvik Yasasının bir amacı da, Türkiye'nin, özellikle bu dışticaret açığından kaynaklanan cari işlemler açığını; yani, döviz kanamasını durdurmasıdır. Acaba, Türkiye'deki cari işlemler açığının kapatılması açısından, sektörel bir ayırım ve bazı sektörlerin dışticarete dönük olarak teşvik edilmesi, selektif bir teşvik politikasının zorunluluğu açısından bu yasa tasarısı neler getirmektedir? Bu konuda Sayın Bakandan yanıt rica edeceğim.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tütüncü.

Sayın Ekmekcioğlu, buyurun.

HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Kalkınmamış illerimizi de kalkındıracak bir noktaya getirelim düşüncesiyle hazırlanan bu Teşvik Kanunu, kendi emeğiyle, çabasıyla kalkınmayı başarmış olan illeri çok ciddî bir tehlikenin içine atmaktadır. Adana ve Denizli'deki sanayi kuruluşları "nereye kaçsak biraz daha avantajlı hale geliriz" diye düşünmektedirler. Bu kaçışı nasıl durdurmayı düşünüyorsunuz?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Ekmekcioğlu.

Sayın Bakan, buyurun.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Müsaadenizle, yazılı olarak cevaplandıracağım.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Madde üzerinde 1 önerge vardır, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 880 sıra sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda değişiklik yapan Kanun Tasarısının geçici 1 inci maddesine aşağıdaki (d) bendinin ilave edilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Erdoğan Özegen

Rıtvan Köybaşı

Musa Sıvacıoğlu

 

Niğde

Nevşehir

Kastamonu

 

Murat Yıldırım

 

Mahmut Uğur Çetin

 

Çorum

 

Niğde

"d) 5084 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendi kapsamına giren illerde, bu kanunun yayımından önce arsa tahsisi işlemlerine başlanılan yatırımlarla ilgili uygulamalar, 5084 sayılı Kanunun bu Kanunla değiştirilmeden önceki hükümleri çerçevesinde yürütülür. Ancak, bu mükellefler, gerekli şartları sağlamaları ve talep etmeleri halinde, 5084 sayılı Kanunun bu Kanunla değişik 3, 4, 5 ve 6 ncı maddeleri hükümlerinden yararlanabilirler."

BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Hükümet?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Bakan.

BAŞKAN - Sayın Özegen, konuşacak mısınız?

ERDOĞAN ÖZEGEN (Niğde) - Gerekçeyi okutun.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Bilindiği üzere 5084 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendi kapsamındaki illerde bedelsiz arsa tahsisine imkân sağlanmıştır. Bu illerden kalkınmada öncelikli yöreler kapsamında olan ve kanuna ilave edileceği önceden ilan edilenlerle, asgarî 10 kişilik istihdamla arsa tahsisi yanı sıra, diğer teşviklerden de yararlanılacağı düşüncesiyle çok sayıda müracaat olmuş ve ilgili birimlerce de bunlara ilişkin işlemler başlatılmış bir kısmı tamamlanmış ve yatırımlara başlanmış bulunmaktadır.

Tasarının aynen yasalaşması halinde, tasarıda asgarî işçi sayısının 30'a çıkarılması sonucunda bu yatırımlara başlamış yatırımcıların hemen hemen tamamı mağdur edilecektir. Söz konusu mağduriyetin giderilmesi ve bunların bir an evvel tamamlanarak ekonomiye kazandırılması amacıyla, bu yatırımlarda da 10 kişilik istihdam şartı aranmasının yararlı olacağı düşünülmektedir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

7 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 7.-  Bu Kanunun;

a) Çerçeve 6 ncı maddesi ile 5084 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (j) bendi  6.2.2004 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,

b) Diğer hükümleri ise 1.4.2005 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,

Yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakikadır.

CHP GRUBU ADINA ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Çok görülmeyen, çok mutat olmayan bir yasayı görüşmekteyiz. Bu yasa tasarısının içinde, ekinde 13 adet teklif vardır. Ben, bunca yıldır, 13 ayrı milletvekili grubunun ilgi duyduğu ve kendi bölgelerini ilgilendiren bir konuda umut bağladığı bir yasa paketinin topluca görüşüldüğüne pek şahit olmadım. Demek ki bir ihtiyaç var, bir umut ihtiyacı, bir beklenti var ortada. Bu yasayla kendi yörelerinde, Anadolu'da, güneydoğuda, doğuda, rekor düzeylere tırmanmış olan işsizlik, yoksulluk, bunalım, bir umut olarak bu yasa içinde acaba aşılabilinir mi; acaba bu yasayla bölgemize aş, ekmek gelir, iş gelir mi beklentisi var ve bu konuda beklentilerin karşılanması için, değerli arkadaşlarım sorular soruyorlar. Yine, uzun zamandır, ilk kez, burada, çok değerli sayın bakanlarımız tarafından bu sorulara, televizyonları başında bu yasanın gelişmesini dikkatle izlemekte olan yurttaşlarımıza verilen yanıt "bu, teknik konulardır; sizlere, sonra, yazılı olarak yanıt vereceğiz" oluyor; müthiş bir umursamazlık!

Değerli arkadaşlarım, esasında, söylenmek istenen şey, verilecek yanıt olmadığıdır. Bakınız, benden evvel konuşan değerli arkadaşım Enis Tütüncü "bu yasa, seçmene selam, IMF'ye devam" dedi. Hayır, o kadar değil; Seçmene selam, IMF'ye devam, gerisi yalan değerli arkadaşlarım! (CHP sıralarından alkışlar)

Tasarının adı nedir; yatırımları hızlandırma, işsizliği aşma, yani, istihdamı artırma, yatırımları artırma. Değerli arkadaşlarım, diyelim ki, işsizliği azaltmak için veya istihdamı artırmak için, burada, bu yasayla getirilmiş olan özendirici önlemler -ki, bir boyutuyla daha evvel de vardı- bu şekliyle uygulamaya konuldu. Peki, bu ne sağlayacak? Ek yatırım yapılmadan, istihdamın artırılması mümkün mü? Peki, bu, yatırımları artıracak bir yasa tasarısı mıdır? Süresi ne kadardır? Deniliyor ki, bu teşvikler 2008 yılına kadar devam edecek ve üstelik, eğer...

SONER AKSOY (Kütahya) - İşletmeden sonra beş yıl...

ALGAN HACALOĞLU (Devamla) - Tamam, geriyi bırakıyorum, olan oldu; onu anlatacağım.

2008 yılına kadar devam edecek. Biz neredeyiz; 2005'in yarısındayız. Deniliyor ki: Eğer çalıştırılan işçi sayısı 30'u bulursa, teşvik edilecek.

Değerli arkadaşlarım, daha evvel, bildiğiniz gibi, 1998'de, sonra 2004'ün başında çıkarılan yasa amacına ulaşamadı. Neden ulaşamadı; süre beş yıl konuldu, o nedenle. Hepiniz çok iyi anımsıyorsunuz, Sayın Başbakan dahi "yahu bu tasarının süresinin beş yıl olduğunu ben de bilmiyorum" demişti.

Şimdi, aradan iki yıl geçmiş, 2008 yılına kadar üç yıl süreyle, devlet, eğer istihdam 30'a çıkarılırsa, teşvik edecekmiş. Peki, niye çıkarsın? Çıkarabilmesi için yatırım yapması lazım, kapasiteyi artırması lazım. Bunu niçin yapacak; üç yıl sonra sona erecek olan, sonuçlanacak olan bir teşvik için; hem yatırımı yapıp bitirecek, sonra geri kalan birbuçuk yıl devletten vergi stopajı ve sigorta primi karşılığında teşvik alacak.

Değerli arkadaşlarım, bunlar gülünç şeyler. Bunları, biliniz ki, bizi izlemekte olan seçmenin satın alması mümkün değildir.

Bakınız, bu yasa, ilkönce, 1998'de niye çıkarılmıştı; o dönemde Yüce Mecliste olanlar veya bu konuya ilgi duyanlar anımsayacaklar; Türkiye, bir sıcak çatışma dönemi yaşadı -o, bir arkadaşımın dediği gibi, savaş dönemi değil; düşük yoğunluklu bir çatışma dönemi yaşadı- gerçekten yöre kırıldı, yıllardır olağanüstü hal ilan edilmişti ve olağanüstü hal ilan edilmiş olan iller ile mücavir sahalarda geçerli olmak üzere bir tasarı sunulmuştu. Sonra, Meclisteki görüşmelerde bu genişletilerek rakam artırıldı; ama, önce yeterince iç güvenlik sağlanamadı, o yatırımların güvenliğini sağlayacak iç barış ortamı sağlanamadı, sonra iki kriz yaşandı ve doğal olarak, 1998'de başlatılan teşvik desteği bir anlam taşımadı.

2004'te ise, yine, sizin önderliğinizde çıkarılan yasa güdük kaldı, bir anlamı kalmadı. Neden; çünkü, beş yılla sınırlandı. Beş yıl için getirilen o teşvikler karşılığında hiç kimse, özellikle doğu ve güneydoğuya gidip yatırım yapmazdı. Yapmadı da değerli arkadaşlarım. Şimdi, yapılmamış yatırımlar üzerinden, siz, göle maya çalar gibi, hangisi tutmuş ise, istihdamını artırır, artırması koşuluyla, biz ona ek üç yıl prim veririz diyorsunuz.

Değerli arkadaşlarım, teşvik, özünde, temelinde... Türkiye'de, teşvik, kalkınma planı döneminde, sosyoekonomik kalkınmanın amaçları doğrultusunda getirilmiş bir mekanizmadır; ama, teşviki getirirken, neyi teşvik, nerede teşvik, neyle teşvik, ne zaman teşvik, ne zamana kadar teşvik konularını önemsemeden, bunu kurallara bağlamadan getirilen teşvikler, halkımızı sadece ve sadece aldatmaktır değerli arkadaşlarım. Bu tasarıya girişimcinin kanması mümkün değildir. Kendi kendimizi aldatmayalım.

Teşvik, bir genel kalkınma stratejisi, bir genel gelişme perspektifiyle uyumlu çerçevede getirilir. Eğer, siz, işsizliğin azaltılmasını, istihdamın çoğaltılmasını istiyorsanız, bir sosyal gelişme uygulamasına, programın uygulamasına geçmek istiyorsanız, o zaman, getireceğiniz teşvikin, muhakkak, bölgesel kalkınma planları eşliğinde ve onun bütünlüğünde yapılması gerekir. Var mı böyle bir şey? Bakanlık ne yapıyor, Planlama ne yapıyor?

Değerli arkadaşlarım, daha geçen gün bir yasa çıkardınız, planı ertelediniz. Ortada ne Devlet Planlama Teşkilatı bıraktınız ne vizyon bıraktınız ne de geleceğe yönelik bir kalkınma iradesi. Eğer, sanayide yapılandırmayı, sanayide dünya ölçeğinde rekabet gücünü artırmayı planlıyorsanız, o zaman, uzun perspektifli, AB normları çerçevesinde gelişmemize katkı sağlayacak sanayi planları eşliğinde teşvik mekanizmaları uygulamasına geçmeniz gerekir.

Bu nedenlerle, değerli arkadaşlarım, bu tasarıdan bir sonuç alabilmek, ne yazık ki, mümkün değildir.

Bütün arkadaşlarım, kendi illeri için -ortada işte- gıdım gıdım dağıtılacak bir miktar destek için, kendi illerini, haklı olarak, koruma arayışına girmişlerdir; ama, teşvikin kesinlikle selektif olması gerekir, sektörler bazında, yöreler bazında oluşturulması gerekir. Teşvike gidilirken, eğer, siz, Güneydoğu, Doğu Anadoluda, geniş bir bölgede teşvik amacını güdüyorsanız, kesinlikle bir kademelendirmeye, bölgesel kademelendirmeye gitmeniz gerekir; ama, her halükârda, bölgesel planlar eşliğinde uygulamanız gerekir.

Değerli arkadaşlarım, konu, öncelikle, eğer bölgelerarası kalkınmayı sağlamaksa, o zaman, konu, özünde, bir GAP'ta olduğu gibi, yeni bölgesel planların uygulamaya konmasıdır ve GAP'ı kalkınma ajansları çerçevesi içerisinde bölmeye çalışmak yerine, adam gibi uygulamaya çalışmaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Hacaloğlu, buyurun.

ALGAN HACALOĞLU (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, gerçekten, doğunun, güneydoğunun, Şanlıurfa'nın, bölgenin sizden beklediği budur; ama, bir başka şey var. Doğu ve güneydoğuya, kalkınmada gerice yörelere, devlet eğer yatırım elini uzatmazsa, tüm bu ve diğer teşviklerden sonuç alması mümkün değildir.

Bakınız, IMF'ye teslim oldunuz. IMF yüzde 6,5'luk faizdışı fazla öngörüyor. Bizim, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, yıllardır söylediğimiz gibi, bu faizdışı fazlayı yüzde 3'e indirme iradesini ortaya koyun ve her yıl sağlanacak 10,5 milyar dolar kaynağın üçte 1'ini Doğu ve Güneydoğu Anadoluda istihdamı artırmak, üçte 1'ini bölgede yeni yatırım kaynakları yaratmak ve üçte 1'ini de ekonomide teknolojik gelişmeyi sağlamak ve araziye...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Hacaloğlu, selamlar mısınız... Lütfen...

Buyurun.

ALGAN HACALOĞLU (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım, bir cümlem var.

...teknolojik yapılanmaya, yeni teknolojilere, çağın ileri teknolojilerine uyum sağlayabilmemizi sağlayacak, araştırma ve geliştirme yatırımlarına yeni bir atılım sağlayacak amaca yönelik olarak kullanalım. Her birine yılda 3,5 milyar dolar. Bunu da, faizdışı fazlayı yüzde 3'e indirerek sağlayabilirsiniz. Böyle bir projenin sonuna kadar arkasında oluruz; ama, eğer amacınız göz boyamaksa, eğer amacınız göle maya çalmaksa, arkanızda yokuz, desteğimiz sizinle beraber olamaz.

Bu duygularla, hepinize en derin saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Hacaloğlu.

Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen Çorum Milletvekili Agâh Kafkas.

Buyurun Sayın Kafkas. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AGÂH KAFKAS (Çorum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerimin başında, teşvikin dışında bir konuya, Başkanımın izniyle, temas etmek istiyorum. Dün akşam, Türkiye'de, iki güzide kulübümüz Türkiye Kupası maçı yaptı. Ben, finali oynayan Galatasaray ve Fenerbahçe Kulüplerini kutluyorum. 100 üncü yılında Türkiye Kupasını kazanan Galatasaray'ı ve taraftarlarını tebrik ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Kafkas, bir saniye... Maddeyle ilgisini soruyorum.

Buyurun.

AGÂH KAFKAS (Devamla) - Sayın Başkanım, milletvekili arkadaşlarımızdan da, oy verirken, ellerinin parmaklarını birleştirerek oy vermelerini rica ediyorum; çünkü, yanlış anlaşılmalara neden olmasın.

BAŞKAN - Lütfen, konuyu gelir misiniz, Sayın Kafkas.

AGÂH KAFKAS (Devamla) - Evet, Sayın Başkanım, konuya geliyorum.

Bugün, ülkemiz için önemli bir kanunu tartışıyoruz. ikibuçuk yıl önce bu ülkede yatırımdan, yatırımın teşvikinden, istihdamdan, üretimden söz edildiği zaman insana bakıyorlardı, boş boş bakıyorlardı, neden bahsediyor acaba diye; çünkü, ikibuçuk yıl önce Türkiye'nin gündemi, kapanan fabrikalar, toptan işten çıkarmalar ve tükenen umutlar, tütmeyen bacalardı. Bugün bu ülkede, yatırım iklimini yeniden oluşturmanın keyfini yaşıyoruz. Makroekonomik dengelerin yerine oturduğu ve teşvik olan bölgelerde ya da olmayan bölgelerde yeniden üretimin, istihdamın ve yatırımın yapılmaya başlandığı bir ülkenin gündeminde konuşuyoruz bunları. Dün, bu ülkede, toptan işten çıkarmalar ve birçok fabrikanın birlikte kapandığı bir yerde, kimi illerimizde toplu temel atmalar yaşıyoruz; 100 fabrikanın temelinin birden atıldığına tanıklık yapmaya başladık. Onun için, ben, öncelikle...

Yatırımın, sermayenin biteceği iklim, aynen çiçek gibidir, gül gibidir; hangi iklim uygunsa, ancak orada bitiyor olabilir. Teşvikler bunun bir unsurudur. Örneğin, bir dönemler KOBİ'lerin başkenti "Anadolu Kaplanları" diye anılan Çorum'un bir milletvekili olarak, benim ilimin bugün DPT'nin verilerinde sosyoekonomik gelişmişlik arasında eksi veriyor olmasının ezikliğini ve acısını yaşıyorum. Bir zamanlar Anadolu kaplanlarını susturmuşlar, kediye döndürmüşler ve organize sanayide bir patlama yaşanmış, fabrikaların yarısı kapanmış, üretimin durduğu bir Türkiye fotoğrafıyla karşı karşıya gelmişiz. Şimdi, tam oradan, bugün yeniden üretimin, yatırımın teşvik edilmeye başlandığı bir iklimi konuşuyoruz.

Burada yalandan, doğru yapılmadığından söz ediliyor. Doğrudur, yanlıştır... Dün, 36 ilin kapsandığı dönemde 1 500 dolar kıstas alınmıştı. Bugün 13 il ilave edilirken de, şu il bu il diye keyfî bir sıralama ve seçmeyle değil, Devlet Planlama Teşkilatının ekonomik, sosyal gelişmişlik göstergesi baz alınarak yapılıyor. Yani, burada, keyfîlikten söz ediyor olmak mümkün değil.

O nedenle, bu yasa tasarısına -ben, şuna bakıyorum hayretle- bir CHP, bir de IMF karşı çıkıyor.

HALUK KOÇ (Samsun) - CHP niye karşı çıksın!

AGÂH KAFKAS (Devamla) - Yani, şimdi, IMF'nin talimatlarıyla yapıldığı söylenilen bu yasa tasarısına IMF karşı çıkmıştır.

HALUK KOÇ (Samsun) - CHP yanlışları söylüyor, karşı çıkmıyor; karşı çıksa, başka bir tavır sergiler.

AGÂH KAFKAS (Devamla) - Yanlışları söylerken...

HALUK KOÇ (Samsun) - Yanlışlıkları söylüyor, eksiklikleri söylüyor.

AGÂH KAFKAS (Devamla) - Yani, yanlışları söylerken, kimi arkadaşlarımız, adam gibi yapılıp yapılmamasından söz ediyor.

BAŞKAN - Sayın Koç, Hatibe müdahale etmeyelim lütfen.

AGÂH KAFKAS (Devamla) - Adam gibi yapılıp yapılmamasından söz ediliyor. O zaman, muhalefet ederken de, adam gibi yapmak lazım bu işi.

HALUK KOÇ (Samsun) - Sadece, biz mi söylüyoruz, arkadaşlarınız da söylüyor, eksiklikleri arkadaşlarınız da söylüyor.

AGÂH KAFKAS (Devamla) - Karşı çıkmak yerine, eksikleri söylüyor olmak lazım; karşı çıkmak yerine, eksikleri...

BAŞKAN - Sayın Kafkas, siz Genel Kurula hitap eder misiniz.

HALUK KOÇ (Samsun) - Haksızlık yapma, cevabını alırsın biraz sonra. Haksızlık yapma!..

BAŞKAN - Sayın Koç, lütfen...

AGÂH KAFKAS (Devamla) - Bakın, burada bir arkadaşımız çıkıyor...

HALUK KOÇ (Samsun) - Haksızlık yapma!

AGÂH KAFKAS (Devamla) - Şu haksızlık olmuyor Sayın Koç: Adaletiniz varsa...

BAŞKAN - Sayın Kafkas, lütfen, Genel Kurula hitap eder misiniz.

HALUK KOÇ (Samsun) - Haksızlık yapma, şimdi alırsın cevabını!

AGÂH KAFKAS (Devamla) - ...bu kadar doğru ölçünüz varsa, burada "yaptığınız işi adam gibi yapın" diyen arkadaşına da aynı duyarlılığı göstermeliydin, burada düzey varsa. (AK Parti sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Kafkas, lütfen...

HALUK KOÇ (Samsun) - Aynı duyarlılığı gösteriyorum. Adam gibi yapın, adam!.. Adam gibi yapın!

AGÂH KAFKAS (Devamla) - Burada söylemeye çalıştığım şu...

HALUK KOÇ (Samsun) - "Adam gibi yapın" dediğimiz, doğru bir tespit.

BAŞKAN - Sayın Koç...

AGÂH KAFKAS (Devamla) - Parlamentonun muhabbeti içerisinde...

HALUK KOÇ (Samsun) - Sadece ben değil, birçok arkadaşım bundan mustarip.

AGÂH KAFKAS (Devamla) - Sayın Başkan...

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Sayın Başkan, nasıl muhalefet yapacağımızı ondan mı öğreneceğiz, o mu öğretecek bize nasıl muhalefet yapacağımızı? Asabımızı bozmasın akşam vakti...

BAŞKAN - Sayın Kafkas, selamlar mısınız lütfen.

AGÂH KAFKAS (Devamla) - Parlamentonun muhabbeti içerisinde ve düzeyi içerisinde, IMF'ye teslim olmaktan ve yasayı adam gibi yapmaktan ve yalan söylemekten söz ederseniz, her söylediğiniz sözün, mutlaka, bu taraftan da bir cevabının olacağını anlıyor olmanız lazım ve bunu da kabul ediyor olmanız lazım.

Sizin her şeyi söylemek hakkınız; bizim, söylediklerinize cevap vermek hakkımız yok; böyle bir şey yok. Biz size nasıl tahammül ediyorsak, sizin de bize o kadar tahammül ediyor olmanız lazım diye düşünüyorum.

Bu Teşvik Yasa Tasarısı, yeniden yatırım ikliminin, üretim ikliminin başlaması için çok önemli bir adımdır. Bölgeler arasındaki dengesizliğin giderilmesinde çok önemli bir adımdır.

Emeği geçen herkesi kutluyorum; yatırım ikliminin oluşmasına katkı veren 59 uncu hükümeti, 22 nci Dönem Parlamentosunu içtenlikle selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kafkas.

Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen Denizli Milletvekili Sayın Mustafa Gazalcı; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabiî, akşamın bu zamanında yorulduk, hep birlikte. Bir de birbirimizi anlamakta güçlük çekince, yorgunluk iki kat artıyor. Bu Teşvik Yasasında Sayın Bakan dün dedi ki: "Muhalefetin beğenmesini istemiyoruz." Yani, "beğenmezseniz beğenmeyin" dedi. Bu söz, bende çok etki yaptı. Bizim beğenip beğenmememiz çok önemli değil Sayın Bakan, halk beğeniyor mu, toplum beğeniyor mu, onun yararına mı. Eğer, gerçekten halkın yararınaysa ulusal sanayimizin yararınaysa, o zaman bizim beğenmememiz çok önemli değil. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, ülkemizin kimi alanlarda uluslararası büyük yarışlarla elde ettiği noktadan bu yasa dolayısıyla gerileyeceğidir. Siz diyorsunuz ki, bölgelerarasında bir dengesizliği gidereceğiz. Biz de diyoruz ki, aynı bölgede haksız uygulamalar var. Ben adını da veriyorum; Denizli'de Özdemir Sabancı Organize Sanayii, destek gören bir ile 3 kilometre ve bu, kısa sürede yapıldı. Bunun bölgelerarası bir dengesizlikle ilgisi yok, aynı bölgedeki bir haksızlık. Ben, Çin'le uğraşırken, uluslararası tekellerle uğraşırken, siz iki kere vuruyorsunuz. Denizli'deki, başka yerdeki dişiyle tırnağıyla bir noktaya gelmiş insanların elini kolunu bağlıyorsunuz. Buradaki arkadaşım bir maçtan söz etti. Fenerbahçe- Galatasaray maçı eşit koşullar altında yapıldı; kimsenin eli kolu bağlanmadı; kimilerini daha işin bağlanmadı; kimilerini daha işin başlangıcında sen cezalısın, sen 100 metre ileriden başla demedi. İstenen ne sizden; gölge etmeyin; yani, devlet yatırım yapmıyor; ama, dişiyle tırnağıyla, kendi gücüyle yaptığı çalışmalarda sizin gölge etmemenizi istiyor. Bu yasa, bir destek değil, gölge etmedir, el kol tutmadır.

Bakın, ben de ister istemez ilimden  söz ediyorum.

Değerli arkadaşlar, Denizli, dışsatımımızda çok önemli yeri olan bir ilimiz; ama, öyle büyük haksızlıklara uğruyor ki devlet tarafından... Örneğin, bir havaalanına büyük uçaklar inemiyor; bu yüzden de ticareti, ekonomisi gerçekten engelleniyor. Askerî bir havaalanı var. Geldik geleli hükümete söylüyoruz, buraya büyük uçaklar insin, anlaşma yapmak istiyor, uluslararası gidip geliyor; hayır, yok. Doğalgaz sözde 2005'in hemen başında gelecekti, gelmedi. İzmir'den gelen duble yol, daha doğrusu otoban, Aydın'a kadar geldi, orada durdu. Şu istemiyor, bu istemiyor dendi.

Değerli arkadaşlar, bir haksızlıklar yasası bu. Yoksa, biz, 36 ile 13 il daha ekleniyor, buradaki bölgeler kalkınmasın, yatırım olmasın değil; ama, bu yasa yatırımları engelliyor Sayın Bakanım. Yani, siz, ili ölçüt alıyorsunuz.

Şimdi, tarım ve hayvancılık can çekişiyor ülkede. Bu destek olmalı mı; olmalı. Hepimiz de destek vermeliyiz, birçok alanda; ama, dokumacılık gibi, hazır giyim sanayii gibi, turizm gibi kendi ülkenle değil, uluslararası güçlerle yarışırken, asıl desteğin ona olması gerekir. Arkadaşımız burada diyor ki: "Eskiden toplu işten çıkarmalar vardı, yatırım yoktu." Peki, incelediniz mi arkadaşlar; ocak ayından bu yana 3 000 işçi çıkarıldı Denizli'de.

MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa) - Bursa'da 9 000 işçi çıkarıldı.

MUSTAFA GAZALCI (Devamla) - Bakın, Bursa'da çıkarılmış, başka yerlerde çıkarılıyor. Neden tekrar geriye gidiyor? Yatırım yüzde 20 azaldı. Neden dikkate almıyorsunuz? Yani, bir eksilme var.

Değerli arkadaşlar, bu, çalışanı, üreteni cezalandırma olmamalı. Tabiî ki destek gerekli; ama, siz söz vermiştiniz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Gazalcı, lütfen toparlar mısınız.

Buyurun.

MUSTAFA GAZALCI (Devamla) - Bitirmeye çalışacağım Sayın Başkanım.

"Enerji girdisini düşüreceğiz, sigorta primlerini düşüreceğiz, vergiyi düşüreceğiz" dediniz. Peki, siz onlardan oy aldınız, işadamları size verdi, sözler verdiniz; ama -elimde şimdi, demin okudum- bakın, bütün işadamları -AKP'li milletvekili arkadaşlarıma da geldi- burada "istemiyoruz, şiddetle karşıyız, bir yanlışlık var, isyan ediyoruz" diyorlar; niye dikkate almıyorsunuz? Sizin oy aldığınız kesimler bunlar ve siz söz verdiniz onlara. Şimdi yarı yolda bırakıyorsunuz ve desteğinizi, üstelik başka ülkelerin tekelleriyle yaparken, hükümet olarak elini kolunu bağlıyorsunuz. Bizim söylediğimiz bu, Sayın Bakan, değerli arkadaşlar, bu yasa birilerini destekleyeceğim derken birilerini köstekliyor; üretimi ve çalışmayı cezalandırıyor.

Ben, ciddî araştırma yapıldığı kanısında değilim. Yani, şu ilde olsun, bu ilde olsun yarışmaları oldu. Değil arkadaşlar, ilçe ilçe bakılacaktı, sektör sektör bakılacaktı. Dilerim büyük yanlışlıklar olmaz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gazalcı.

Oylamadan önce Komisyon Başkanlığının bir düzeltme talebi var.

Buyurun Sayın Yıldız.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, bir redaksiyon talebimiz oldu. Bu (a) fıkrasındaki çerçeve metnin çıkarılmasını talep ediyoruz kanun tekniği açısından uygun olacağı için.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Not alınmıştır.

10 dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.

Buyurun Sayın Özkan.

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) - Sayın Başkan, aracılığınızla, Sayın Bakana iki sorum olacak.

Sayın Bakan, Burdur'la ilgili soruma "imkânımız elvermediği için artı değerdeki illeri şu anda alamıyoruz" diyorsunuz. Halbuki, biz, sizlere, daha fazla üretmekle katkı koymak istiyoruz, para kazandırmak istiyoruz. Niçin erteliyorsunuz?

İkinci sorum: Daha önce sorduğum soruma, Sayın Bakan "Burdur'u her zaman düşünen kimseleriz" dediniz. Burdurlu hemşerilerim, açtıkları telefonlarla, sizlere teşekkür ediyorlar. Bir de "Burdurlulara, yatırımlarında, hükümet olarak, teşvikçiyiz" sözlerinizi ayakta alkışlamışlar. Yalnız, şunu söylüyorlar: "Sayın Bakan, Burdurluyu severken öldürüyor." Bizim Burdur'da bir laf vardır: "Bizi sev; ama, Deli Bekir'in oğlak sevdiği gibi öldürme." Burdurlu yatırımcılarımızı, illerini terk etmeden, öldürmeden nasıl kurtaracaksınız?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özkan.

Sayın Çoşkuner...

MEVLÜT COŞKUNER (Isparta) - Sayın Başkan, aracılığınızla, Sayın Bakana bir soru sormak istiyorum.

Sayın Bakan, gerçi, cevap vermekten kaçınacaktır; ama, Sayın Bakan, Ispartamızda gülümüz bitti, halımız bitti, elmamız bitmek üzere. Var olan üç beş yatırcımız da teşvik kapsamına alınan Afyonkarahisar'ın Sandıklı, Dinar ilçelerine gitmek istiyorlar. Onları nasıl engelleyeceksiniz? Bir yol gösterir misiniz?

Teşekkürler.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Coşkuner.

Sayın Ekmekcioğlu.

HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Bu Teşvik Yasası, günü kurtarma yasasıdır. Dünyayla rekabete güç kazandıracak, uzun vadeli stratejilere dayalı bir teşvik sistemini geliştirecek bir projeniz var mıdır?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Ekmekcioğlu.

Sayın Işık.

AHMET IŞIK (Konya) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Ben de, Sayın Bakana, vasıtanızla, şu soruyu yöneltmek istiyorum:

Tasarıyla, teşviklerin daha etkili olmasını öngören iki temel değişiklik yapılmaktadır. Bunlardan birincisi, 2003 yılı sosyoekonomik gelişmişlik endeksinin kriter alınarak, vergi ve sigorta primi teşvikleri ile enerji  desteğidir. İkinci temel değişiklik ise, kapsama giren illerde 5084 sayılı Kanunla, yürürlük tarihinden önce faaliyete başlamış mükelleflere, bu faaliyetleri kapsamında yarattıkları istihdam dolayısıyla da teşviklerden yararlanma olanağının sağlanmasıdır. Her iki temel değişiklikte de istihdam öne çıkmaktadır.

Sayın Bakanım, hükümetin istihdam politikalarına yönelik orta ve uzun vadeli çalışmalarını bilgi olarak ve ayrıca, yorum olarak almak istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Işık.

Sayın Özel, buyurun.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Sayın Başkanım, teşvik kapsamına girmeyen illerde, işletmesini bir başka yere nakleden, işyerlerinden çıkarılan ve işsiz kalanlara yönelik, Sayın Bakanımızın bunların istihdamına yönelik bir çalışması var mı yok mu; bunu öğrenmek istiyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özel.

Sayın Bakan, buyurun.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Müsaadenizle, yazılı olarak cevaplandıracağım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

8 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 8.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Samsun Milletvekili Sayın Haluk Koç; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, değerli miletvekilleri; bu kanunun son maddesinde, hepinizi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, iki gündür, hemen hemen bütün konuşmacıları dinledim. Grup başkanvekili arkadaşım da oturuyor, ben de oturuyorum ve şahıs konuşmalarında, Adalet ve Kalkınma Partisinden ikinci kez ikinci şahıs hakkını kullanan milletvekilleri adına Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri kullandı; teşekkür ediyorum arkadaşıma.

Bunun bir sebebi olsa gerek. Sadece Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri konuşmadı bu kürsüde. Bu yasa tasarısıyla ilgili birçok da İktidar Partisi milletvekili konuştu; bir sıkıntı dile getiriyorlar, yani bir doku uyuşmazlığı olacağını söylüyorlar bu illerde; bu getirilen bu teşvik kararları çerçevesinde hem teşvik alan illerde hem teşvik alamayan illerde hem de doğu ve güneydoğu illerinde birtakım sıkıntılar dile getiriyorlar. Bakın, arkadaşlarınız, İktidar Partisi milletvekilleri tarafından birçok önerge verildi; bunların içerisinde değişik talepler vardı; Sayın Torun'un önergesi aklımda, diğer arkadaşlarımın önergesi aklımda. Yani, burada, Cumhuriyet Halk Partisinin teşvikle ilgili yasa tasarısına karşı çıktığı gibi bir savı nasıl söylüyorsunuz; ben, bunu anlamadım! Sadece...

AHMET YENİ (Samsun) - Samsun'la ilgili ben de verdim.

HALUK KOÇ (Devamla) - Samsun'la ilgili Ahmet Yeni de vermiş; ama, ben, sizi görmedim; bakalım oylamada ne vereceksiniz, onu göreceğiz o zaman.

Değerli arkadaşlarım, bu ciddî bir sorun; bunları dile getiriyoruz. Ben, bütün konuşmaları saygıyla karşılıyorum; umardım ki, bu konuşmalar boyutunda çıkan doğrulardan, hükümet, bundan sonra atacağı adımlarda yararlansın; ama, Sayın Bakanın ihtiyaç molaları o kadar uzun sürdü ki, tartışmaların çok büyük boyutunu dinleyemedi, dinleyemedi, sorulara cevap vermek lütfunda dahi bulunmuyor.

Değerli arkadaşlarım, bu Parlamentonun bir saygınlığı olmalı; bu saygınlığı hep beraber korumak zorundayız. Ben, son iki soruda sorulan soruların hiçbirinin zaman geçirmek amacıyla ya da başka amaçlarla sorulduğu kanaatinde değilim ve Sayın Bakanın da danışma almadan çok rahatlıkla yanıtlayabileceği sorular. Bu yasama görevini yaparken, iktidar ve muhalefet boyutlarında birbirimize karşı saygımızı her boyutta sürdürmemiz gerektiğine, ben, inanıyorum.

Değerli arkadaşlarım, evet, ben, Grup Başkanvekili olarak konuştum bu saate kadar, bu dakikaya kadar; şimdi de, bir Samsun Milletvekili olarak konuşacağım.

Samsun, gerçekten sıkıntı içinde değerli arkadaşlarım; Samsun, bir kuşatma altında. Bakın, hani o hep bildiğiniz, söylediğiniz, Samsun İli sosyoekonomik gelişmişlik sırası, o kadar çok parametre var ki, o kadar çok ölçü, kriter var ki burada, ben, size birkaç tanesini söyleyeyim de, Samsun'un, şu anda, eksi olmamakla beraber, tam sınırda olan bir il olarak ve kuşatılmış bir il olarak -çevre iller tarafından, teşvik alan iller tarafından- nasıl bir boyut içinde sıkıntı çektiğini, canlandırmanızı sağlamak için. Bakın, yeşilkartlı oranını söyleyeceğim Samsun'da: 81 il içinde 6 ncı sırada, 1 200 000 nüfusla. Samsun'da, bakıyorsunuz sanayi göstergelerine, organize sanayi bölgesi parsel sayısı 21. Şimdi, yeni kurulan Kavak Organize Sanayi Bölgesi, hemen yanında, komşu olan Amasya ve Çorum'u düşünecek olursak, hiçbir şekilde, bundan sonra yatırım alamayacak; hiç kendimizi kandırmayalım ve Türkiye'de, belki de ilk defa -bunu başka arkadaşlarım da söyledi- Samsun'da gerçekleşti ve yerel milliyetçilik rüzgarları altında tartışıldı. İlk defa, 2 tane ilçemiz, 2 büyük ilçemiz, Havza ve Vezirköprü İlçelerimiz, 20 000'e yakın imza topladılar. Havza, Suluova'ya çok yakın, Amasya'ya, Vezirköprü daha iç ilçemiz; geri kalmışlık sırasında -onların da sıraları var- oldukça geride ilçeler, temelinde. Değerli arkadaşlarım, şimdi, bunu, yerel milliyetçilikle açıklayabilir miyiz?!. Yani, koyun can derdinde, kasap et derdinde... Anadolu'daki manzara bu.

Peki, değerli milletvekili arkadaşım beni dinlemek lütfunda bulundular, sadece Samsun mu bağırıyor?.. Bakın, Gaziantep milletvekilleri, ses çıkaranlar bağırabiliyor, Zonguldak bağırıyor, Karabük bağırıyor, Eskişehir bağırıyor, Bilecik bağırıyor, Denizli bağırıyor, Burdur, Kayseri, Isparta, Adana, Kırıkkale, Konya, ilk dalgada teşvik alan doğu ve güneydoğu illeri bağırıyor.

MEHMET SOYDAN (Hatay) - Niye bizi saymıyorsun?..

HALUK KOÇ (Devamla) - Yani "burada, bir yanlışlık var" diyorlar, "bu şekilde olmaz" diyorlar. Bir tek bu ölçütlere bağlı kalarak, bu şekilde bir beş yıllık teşvik, Türkiye'de, bölgeler arasında "düşmanlık" kelimesini kullanmayacağım, kullanmak istemiyorum; ama, çekememezlik oranını ve sıkıntıyı artıracaktır değerli arkadaşlarım.

Şimdi, ne getiriyoruz; kendi ilimle ilgili söyleyeceğim: Teşvik alamayan tek il Karadeniz Bölgesinde. İki kuşak il var etrafında, tek sıra il de değil, hadi Gaziantep'in Hatay'la bir ilişkisi var, bir sınırı var; Samsun'un o da yok, tam bir kuşatılmışlık. Bakın, doğusunda Terme-Ünye arası 20-25 kilometre; batısında Yakakent-Gerze arası, Sinop sınırı... Yakakent'e bakıyorsunuz, ilçe gelişmişlik sırasında Gerze'den çok altta, Terme'ye bakıyorsunuz, Ünye'den -Ordu'nun ilçesi, şirin ilçesi- gelişmişlik açısından çok daha altta. Hele Samsun'un bazı ilçeleri var -Sayın Uzunkaya bunları benden daha iyi bilir; çünkü, uzun dönemdir milletvekilliği yapıyor- Vezirköprü, Asarcık, Salıpazarı, Ayvacık; bunlar, Güney ve Doğu Anadoludaki birçok ilimizin ilçelerinden çok daha -üzülerek belirtiyorum- geri durumdalar.

Değerli arkadaşlarım, bir ili, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Ortadoğu'da İngilizlerin, emperyalistlerin yaptığı gibi, cetvelle haritasını çizerek, burası bir ülke, burası bir ülke, sen burada kralsın, sen burada kralsın diye haritaladıkları gibi, Türkiye il sınırlarını çizerek, bu ilin bu tarafı, teşvikte, hep bahsedilen şu kolaylıklardan faydalanıyor, bu ilin bu tarafı teşvik dışında...

Değerli arkadaşlarım, bakın, demirperde yıkıldıktan sonra bir dönem yaşandı Romanya ve Bulgaristan'da; çok yoğun teşvikler verildi ve Türkiye'de çalışan fabrikalar, üretim yapan fabrikalar sökülerek, Bulgaristan'a, Romanya'ya götürüldü, hatırlayın. Şimdi, aynısı Anadolu'da yaşanacak, bu beş yıl içinde yaşanacak. Hele de küçük ilçelerde, sınırı olan ilçelerde, teşvik alan-almayan bölgelerde, stok için depolarını bırakacaklar teşvik almayan bölgelerde, mesela Samsun'da ve hepsi 20 kilometre 25 kilometre öteye taşıyacak üretim noktalarını.

Değerli arkadaşlarım, Sayın Kafkas, biz karşı çıkmıyoruz, tüten her bacadan mutlu oluruz Türkiye'de, ekmek yiyen herkesin bir iş sahibi olmasından, emeğinin karşılığını almasından ancak mutlu oluruz. Burada karşı çıkışımız, eleştirilerimiz sadece Cumhuriyet Halk Partililerin değil, birçok, demin söylediğim illerdeki milletvekili arkadaşlarımın da...

Ben, bu eleştirilerin, Plan ve Bütçe Komisyonunda birçok arkadaşımız tarafından, altkomisyonda birçok arkadaşımız tarafından, Genel Kurulda, milletin kürsüsünde birçok arkadaşımız tarafından dile getirilmesinden ve görüşmelerin iki gün sürmesinden -üç gün de sürebilirdi- mutluyum; ama, daha da mutlu olmak için Sayın Bakanın...

AHMET YENİ (Samsun) - Şu anda dinliyor.

HALUK KOÇ (Devamla) - Evet, işte böyle bizim yasamamız!

Sayın Bakanın, buradaki hatipleri belli bir özenle dinlemesi ve buradan olumlu bir sonuç çıkarması ve yapılan yanlışların kısa zamanda düzeltileceği ifadesini belki teşekkür konuşmasında söylemesi gerekir.

Evet, Samsun gibi kuşatılmış birçok il var, hepsi Türkiye. Ben, kendi Havzalı ve Vezirköprülü hemşerilerime hiçbir zaman kızmıyorum, bunu Samsun'daki yerel gazetelerde de dile getirdim. Olaya, Samsun milliyetçiliği açısından bakmıyorum. Bu, ekmek kapısı; bu, aş kapısı; bu, geçim davası. 20 000 imza kolay bir imza değil küçük ilçelerde. Değerli arkadaşlarım, bu hataları söylüyoruz, bu yanlışları söylüyoruz.

Bir kere daha tekrar ediyorum, öneriler: Yaşanan haksız rekabetin önlenmesi için, teşvikin ilçelerin gelişmişlik ölçülerine göre verilmesi düşünülebilir. Çok daha parçalı bir yapı çıkar diyebileceksiniz; ama, bundan daha iyi olur.

İkincisi, bölgesel olarak, o bölgenin üretim kapasitesi, altyapısı neye dönükse, ona dönük sektörel teşvikler planlanabilir. Çözüm var, çözüm yok değil. Lanet olsun bu IMF'ye, yeter artık... Yeter artık! Şuna, hep beraber, şu Meclis olarak bir karşı çıkalım; yeter artık!.. (CHP sıralarından alkışlar) Yeter artık!.. Yeter artık, hayatımızı şekillendirmesin, yeter artık! Bağımsız ülke olmak, ille bir bayrağa, bir millî marşa ve ayrı bir paraya sahip olmaktan geçmiyor. Bu bağımlılıktan kurtulalım artık.

MEHMET SOYDAN (Hatay) - Kurtaracağız inşallah.

HALUK KOÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bu kadar kısıtlamayla, bu kadar yaptırımla Türkiye nereye gidecek?! Kendi insanımızı kendi içerisinde birbiriyle davalı duruma düşürüyoruz. Sayın Bakana söyleyeceğim...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Koç, tamamlayın lütfen.

ASIM AYKAN (Trabzon) - Şov yapıyorsunuz.

HALUK KOÇ (Devamla) - Teşekkür ediyorum, bitiriyorum.

Değerli arkadaşlarım...

Şov filan yapmıyorum Asım Bey.

ASIM AYKAN (Trabzon) - IMF'nin kapısına biz mi getirdik efendim?

BAŞKAN - Lütfen, sayın milletvekilleri...

HALUK KOÇ (Devamla) - Efendim, bakın, bundan kurtulalım diyoruz, birlikte irade sergileyelim diyoruz.

BAŞKAN - Sayın Koç, lütfen, selamlar mısınız, süreniz doluyor.

HALUK KOÇ (devamla) - Bir şey daha söylüyorum: Yalnızca yeni yatırımların değil, mevcut işletmelerin de yararlanmalarının mutlaka yolu açılmalı, teşvik alan bölgelerde de bu tür bir sıkıntı var. Adam, üretimini kurmuş, kadrosunu yetiştirmiş, pazarını sağlamış, yeni kurulacak tesis, teşvik alacak, öteki çok büyük bir haksız rekabetle karşılaşacak; yani, birçok yerden tutar dalı yok bu işin. Yasalaşacak; ama, bir an önce bu yanlışlıkların düzeltilmesi için, Sayın Bakan burada, teşekkür konuşmasında, belki ufuk açıcı bazı ipuçları verir. Keşke siz de biraz şov yapabilseniz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Koç.

Madde üzerinde, AK Parti Grubu adına söz isteyen Hatay Milletvekili Sadullah Ergin.

Buyurun Sayın Ergin. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA SADULLAH ERGİN (Hatay) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabiî, bu saatte ve bu kadar az bir zaman kala, tasarının içeriğine girecek değilim; ancak, dün akşamdan beri gerçekten çok yoğun bir görüşme temposu içerisinde, büyük bir özveriyle, iktidarıyla muhalefetiyle yoğun bir çalışma ortaya koydunuz. Aslında, bu tempoya ve gösterdiğiniz ilgiye teşekkür için söz aldım.

Takdir edersiniz ki, daha önce 36 ile teşvik verilmiş idi, bu tasarıyla, artı 13 il daha teşvik kapsamına alınıyor. Temenni ederdik ki, 81 il böyle ayrıcalıklardan istifade edebilsin ya da burada çalışan tüm milletvekili arkadaşlarımız memnun olsunlar ve kendi seçim bölgelerine ve seçmenlerine karşı göğüslerini gererek gidebilsinler. Elimizdeki imkânlar, tasarının hazırlanma aşamasında, Komisyonda ve Genel Kurul aşamasında, birçok müzakereler sonucunda geldiğimiz nokta bu, gelebildiğimiz nokta bu. İnşallah, önümüzdeki süreçte, bunu daha da geliştirerek, diğer illerimizi de bu kapsam veya buna benzer birtakım teşvikliklerle buluşturma imkânı nasip olur diye, temenni ve ümit ediyorum.

Tabiî, burada, muhalefet partisi milletvekilleri de, bizim kendi grubumuza mensup milletvekilleri de, zaman zaman, değişik konularda karşı görüşlerini, eleştirilerini ortaya koydular. Tabiî, bir iki üslup noktasında karşı çıkacağım ve kabul edemeyeceğimiz üslup oldu; ama, geneli itibariyle, muhalefet partimizin, biz, bu tasarıda herhangi bir engellemesiyle karşılaşmadık; bu açıdan teşekkür ediyoruz. Elbette ki, olumsuz buldukları noktada eleştirilerini dile getirecekler. Yalnız, siyaseten bu Meclis çatısı altında belki kabul edilemeyecek üsluplardan bu eleştirilerin arındırılması gerekir diye de düşünüyorum.

Ben, tekrar, bu saatte, vaktinizi fazla işgal etmemek adına, bu tasarının bu hale gelmesinde, hazırlık aşamasında, komisyon aşamasında ve Genel Kurul aşamasında çalışan tüm parlamenterlerimize -iktidarıyla muhalefetiyle- her iki partimize, diğer partilerin mensuplarına teşekkür ediyorum ve birazdan inşallah yasalaşacağını ümit ettiğim bu tasarının ülkemize hayırlar getirmesini diliyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Ergin.

Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen Niğde Milletvekili Erdoğan Özegen.

Buyurun Sayın Özegen.

ERDOĞAN ÖZEGEN (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; biraz önce, Grup Başkanvekilimizin de söylediği gibi, gerçekten, yorucu bir çalışmadan sonra, burada, huzurunuzu uzunca meşgul edecek değilim.

Görüşmekte olduğumuz 880 sıra sayılı kanun tasarısının son maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben de -gerçekten, bu yasa o kadar fazla tartışıldı ki- bunun üzerinde, artık, arkadaşlarımızla, yasanın içeriğini, getirdiğini götürdüğünü tartışmanın çok sıkıcı olacağını düşünüyorum.

Ben, öncelikle, tabiî, bu tasarının, gerek Plan ve Bütçe Komisyonunda gerek Genel Kurulda müzakereleri sırasında, gerek iktidar gerek muhalefet partimizin bu yasaya çok önemli katkılar verdiğini, en azından, bundan böyle, yeni yapılacak düzenlemelere de ışık tutacak çok önemli bilgilerin ortaya çıktığına inanıyorum. Tabiî, yine, bu yasa, 5084 sayılı Yasa olarak daha önce, 36 ille ilgili çıkarken, burada, yine, bu konular, uzun uzun tartışıldı; ancak, bu tartışmalar sürecinde benim bir şey dikkatimi çekti.

Şimdi, yasanın eksikleri vardır, doğrudur; zaten, bunu, Sayın Maliye Bakanımız da, elimizdeki imkânlar ölçüsünde bu yasayı düzenlemeye, böyle bir düzenlemeye imkân olduğunu ifade etmişlerdir. Çeşitli sözcülerimiz de bunu ifade etmişlerdir. Anadolu'da bir tabir vardır: Pazar kurulmuş; gelmiş "baba deve satılıyor" demiş. Ne kadar oğlum? "1 pula" demiş. Baba "yaramaz" demiş. Ertesi gün; gelmiş "baba deve satılıyor" demiş. Ne kadar oğlum? "1 000 pula." "Çek, gel" demiş.

Şimdi, ülkemizin içinde bulunduğu durum, şartlar, evet, biraz önce değerli Anamuhalefet Partimizin Grup Başkanvekili Sayın Koç, burada, IMF'den kurtulmamızı önerdi. Gerçekten, buna, her Türk vatandaşının ve Parlamentoda bulunan bütün arkadaşlarımın yürekten katıldığına inanıyorum.

NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Katılıyorsan borcu az alacaksın, artırmayacaksın.

ERDOĞAN ÖZEGEN (Devamla) - Ne yazık ki, ülkemizin bu noktaya gelmesi, IMF ile böyle bir ekonomik programı yürütmesi bu iktidarın marifetiyle olmuş bir hadise değildir; ancak, tabiî, burada eleştiriler yapılacak, mükemmeli bulmak için gayret olunacak ve çok ciddî katkılar oldu. Ben, şahsen çok istifade ettim. Ancak, burada, hemen şunu ifade edeyim: Gerçekten, Sayın Haluk Beyin, biraz önce, Sayın Başkanvekilinin söylediği duyguya katılırken, onun gereğini yapmak için de, gelin, iktidarıyla muhalefetiyle, bu ülkenin özkaynaklarını harekete geçirici bazı düzenlemelerde de aynı uyumu gösterirsek, örneğin önümüzdeki günlerde 2/B'yi getirelim, bu Parlamentodan çıkaralım, önümüzdeki dönemde de, işte, IMF'den 10 milyar dolarlık yeni stand-by'a vesaireye gerek kalmaksızın, 15 milyar dolarlık bir kaynağı, ülkemizin 81 vilayetine teşvik verecek bir duruma getirelim diyorum.

Ben, bu yasaya katkı sağlayan, muhalefetiyle, iktidarıyla, bürokratıyla, herkese teşekkür ediyorum. Önümüzdeki dönemde, inşallah, yine, ülkemizin her köşesinde yeni yatırımların önünü açacak teşviklerin daha mükemmel bir tarzda çıkmasına da bu tartışmaların ışık tutacağına inanıyorum.

Yasanın hayırlı olmasını temenni ediyor, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özegen.

Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün.

Buyurun Sayın Tüzün. (CHP sıralarından alkışlar)

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlar; görüşmekte olduğumuz kanunun son maddesine geldik. Üç gündür gerçekten yoğun bir şekilde çalışıyoruz; ancak, bu kanunun gerekçelerini, içeriğini, olumlu, olumsuz, müspet ve menfi yönde birçok arkadaşımız düşüncelerini söyledi. Ben, Bilecik İlini gerçekten çok yakinen ilgilendirdiği için birkaç konuya daha temas edip, sözlerimi kısaca tamamlayacağım.

Değerli arkadaşlar, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin 5 Ocak 2005 tarihinde yapmış olduğu bölgesel ve sektörel istişare toplantısına değinmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bu toplantıya, Güney Marmara Bölgesinde yer alan Kocaeli, Bursa, Sakarya, Yalova, Çanakkale, Balıkesir, Bilecik, Bolu ve Düzce'den oluşan 9 il ve 48 oda ve borsası adına Sayın Başbakana ve hükümetin diğer yetkililerine bir sunuş yapıldı.

Değerli arkadaşlar, bakın, bu sunuşta ne deniliyor: "5084 sayılı Teşvik Yasası, bölgesel, sektörel ve proje bazında yeniden ele alınmalı. İlçelerin de gelişmişlik seviyesi göz önünde bulundurularak, bölgelere yönelik özel teşvikler verilmelidir" deniliyor.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye'nin 9 tane büyük şehri, Marmara Bölgesinin güneyindeki 9 tane ilin oda ve borsa başkanları, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin genel kuruluna gelip, bu konuda, “bu teşvik kapsamının yeniden değerlendirilmesi gerekir” diye söylüyor. Buna, hatta, bu teşvik kapsamının içerisine giren iller de dahil, buna Düzce İlinin de imzası var ve biz, ona rağmen, hâlâ, hayır arkadaş, dediğimiz dedik çaldığımız düdük misali, siz bunları düşünseniz de Türkiye'yi biz yönetiyoruz, biz bu teşvik kapsamını genişleteceğiz diyoruz. Yani, bu işin özeti bu. Maalesef, bu sektörde uğraşan birçok işadamı, sanayici kardeşimiz, bu teşvik kapsamına gerçekten karşı çıkıyor, biz de ısrarla bunu yürürlüğe koymak istiyoruz.

Diğer bir taraftan, bu kanun, Anayasamıza da aykırı. Anayasamızın 167 nci maddesinde deniliyor ki değerli arkadaşlar: "Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiilî veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler."

Değerli arkadaşlarım, bakın, bu kanun, açık ve net olarak, Türkiye'de, tekelleşmeyi ve kartelleşmeyi getiriyor. Ben açıkça söylüyorum, benim bölgemde bulunan seramik fabrikaları, örneğin, Termal Seramik, Eczacıbaşı, Serel, Sögüt Seramik, Ercan Seramik, Yurtbay Seramik, Efes, Bozüyük Seramik, Anatolia, Çanakkale'nin bir grubu, teşvik kapsamına giren illerin seramik fabrikalarıyla nasıl yarışacak, onlarla nasıl rekabet edecek değerli arkadaşlarım? Yani, bir diğer ilde bu hizmeti yaparken, kaş yaparken göz çıkarmanın anlamı yok, değerli arkadaşlarım.

O nedenle, bu kanunu görüştük, tartıştık, değerlendirdik, ben, çok değerli milletvekili arkadaşlarımdan şunu rica ediyorum: Özellikle, doğu ve güneydoğu illerinden gelen Parlamentodaki değerli milletvekili arkadaşlarım, geçmişte, 36 il teşvik kapsamına girdiğinde, bölgenize zaten hiçbir yatırım yapılmadı; bu 13 il de dahil olduktan sonra, doğu ve güneydoğuya hiçbir yatırımın yapılması söz konusu değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Tüzün, tamamlayabilir misiniz.

Buyurun.

YAŞAR TÜZÜN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

O nedenle, elinizi vicdanınıza koyun, oylarınızı o yönde kullanınız diyorum.

Tabiî ki, bu yasa yürürlüğe girdikten sonra, en büyük zararı görecek illerden bir tanesi de Bilecik İlidir değerli arkadaşlar. Burada şovenistlik adına söylemek istemiyorum; ancak, Bilecik İli, kendi içindeki bu sorunları çözmüş, gerçek bir sanayi kenti olmuştur; ama, maalesef, bu kanunla birlikte, Bilecik'te bulunan sanayicimiz, en yakın illere, başta Kütahya olmak üzere, Afyon ve Uşak'a yatırımlarını kaydıracaktır.

O nedenle, doğu ve güneydoğuya mensup değerli milletvekilli arkadaşlarımızdan, oylarını, ellerini vicdanlarına koyarak kullanmalarını talep ediyorum.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyor, Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tüzün.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

İçtüzüğün 86 ncı maddesine göre, lehinde oy kullanacağını belirtmek üzere, Zafer Hıdıroğlu söz istemiştir.

Buyurun Sayın Hıdıroğlu. (AK Parti sıralarından alkışlar)

ZAFER HIDIROĞLU (Bursa) - Efendim, tabiî, arkadaşlar, bu yasayı uzun uzun görüştüler, onun için de, bana "acele et" diyorlar.

Ben, Sayın Başkana ve değerli üyelerimize saygılarımı sunuyorum.

Şimdi, şu birkaç dakika içerisinde şunu söylemek istiyorum: Maddeler çok çok tartışıldı. Ben, teşvikte, bu 49 ilden herhangi bir ili temsilen burada değilim.

MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa) - Bursa'yı savun bari, Bursa'yı savun!..

ZAFER HIDIROĞLU (Devamla) - Yani, bu konuda daha objektif olabileceğim kanaatindeyim; arkadaşların da bu konuda değerlendirmesi gerekir.

Efendim, makroekonominin temelleri, Türkiye'de, AK Parti İktidarıyla oturdu; bunu, hepimiz görüyoruz.

NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Bravo!..

ZAFER HIDIROĞLU (Devamla) - Sonunda da, yani, enflasyonun düşüşüne, paramızın değer kazanmasına, faizlerin düşüşüne ve yüzde 9,9 büyümenin temeline baktığımızda, esasına baktığımızda, içeriğine baktığımızda, yatırım mallarının ve sanayiin ön sıralarda, birinci sırada geldiğini, ticaretin ve turizmin bunu takip ettiğini görüyoruz, ki, çok sağlam yoldayız. Şimdi, mikro planda ise yapılması gereken buydu.

NECATİ UZDİL (Osmaniye) - Şimdi yüzde 20'ye çıkaracağız bu yasayla!..

ZAFER HIDIROĞLU (Devamla) - Şunun için buydu: Değerli arkadaşlar, taa Osmanlı döneminden bu yana, aşağı yukarı yüz yılı aşkın süreden bu yana "bölgesel iktisat" kavramı üzerine ciddî hiçbir çalışma olmamış; yani, yüz yılı aşan sorunun halledilmesi noktasında bölgeler arasında dengeleri sağlamak için bu yasa çıkıyor.

Tabiî, Zonguldak milletvekili arkadaşımızın Bartın'a yakınlığından ilçenin zor durumda kalmasına, Sayın Koç'un Samsun Milletvekili sıfatıyla Bafra'nın köylerinin durumunu veya başka ilçeleri söylemesine, ben bunlara katılıyorum; ama, IMF'yi bu ülkeden gönderilim derken, iki sene önce, IMF, bu ülkede, teşviklerin mevcutlarını da kaldırın demiş; biz, şimdi, bu teşvikin yenisini bile koyabiliyorsak, önemli bir mesafe kaydettik demektir.

NECATİ UZDİL (Osmaniye) - IMF'yi kovduk!..

ZAFER HIDIROĞLU (Devamla) - Ama, bu yasanın şu faydası da var: Değerli dostlarım, bakın, bu yasayla beraber sadece Düzce'de değil, şu anda Ağrı'da bu zamana kadar alınan teşvik sayısı 15'i geçmiş, Bitlis'te 14 tane; Giresun'da 15 tane fabrika yapılıyor ve ayda 1 000 000 pantolon üretiyor; bu misaller çok. 1 000'in üzerinde teşvik alınmış buralara. Tabiî, bunlar yeterli değil; ama, biz, bu yasayla büyük şehirlerin yoğunluğunu biraz dağıtıp...

BAŞKAN - Sayın Hıdıroğlu, toparlar mısınız.

ZAFER HIDIROĞLU (Devamla) - ... bundan sonra yapılacak olan düzenlemelere de buradaki konuşmalar bizim için örnek olacaktır. Ben, bu yüzden, teşvikli bölgede olmamama rağmen, bu yasayı destekliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Hıdıroğlu.

Tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.

Açıkoylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama için 5 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma  rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını ve oy pusulası verecek sayın vekillerin Genel Kuruldan ayrılmamalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı oylama sonucu:

Oy sayısı : 217

Kabul       : 208

Ret            :    6

Çekimser        :     3 (x)

Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı olsun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, teşekkür konuşması yapacaktır.

Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Sayın Bakan, süreniz yok; buyurun.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; önce, ülkemiz için, ekonomimiz için ve bilhassa bölgelerarası dengesizliğe faydası olması açısından çok kıymetli olan bir kanunu kabul ettiniz ve uzun da çalışmalar yapıldı. Dünden beri bu kanun üzerinde, 8 madde, 1 geçici madde olmasına rağmen, 2 tanesi de yürürlük maddesidir, yani, esas 6 madde üzerinde, çok yoğun bir çalışma yapıldı, tenkitler yapıldı, değerlendirmeler yapıldı.

Bakınız değerli arkadaşlar, biz, iktidar olarak hükümete geldiğimizde, AK Parti olarak hükümete geldiğimizde, faizler yüzde 65'in üzerindeydi, enflasyon yüzde 30'lar civarındaydı. Ondan birkaç sene öncesi de çok korkunçtu enflasyonlar. Ve devletin bütçesi o şekilde gitseydi, memurların maaşları bile ödenemeyecek bir haldeydi. Biz öyle geldik. Ve bunu da bilerek geldik, hiç kimseye de bundan dolayı da bir şikâyette bulunmadık. Geceli gündüzlü çalışmalarımızın neticesi bugünlere geldik. İşte faizler yüzde 17'ye indi ve enflasyon da tek haneli rakamlara indi. Ve bütçe açığı geçen sene 45 katrilyon lira hedeflenmişken, 30 katrilyon lirayla bağladık. Bu sene dört aylık bütçe açığı 5 katrilyon lira oldu. Geçen sene aynı dönemde 10 katrilyon liraydı. Yarı yarışa düşürmüşüz. Evet, dönemsel başarıya bakmıyoruz biz, sene sonundaki hedefe bakıyoruz; ama, şu andaki de insana bir fikir verir. Yarı yarıya; geçen sene çok başarılıydık. Onun da yarısına düşürdük bu sene. Bunlar kolay olmuyor.

Demek ki, bu ülkenin dikkat etmesi gereken hususlar var. Nesine dikkat edecek; hazinesine dikkat edecek, bütçesine dikkat edecek ve bu arada da ülkenin gelişmesini sağlayacak. Ne olmuş ülke geçen sene; 9,9 büyümüş, hem enflasyon düşmüş hem 9,9 büyümüş. Eskiden derlerdi ki, iktisatçıların da çoğu: "Efendim, enflasyon düşerken büyüme olmaz." Demek ki oluyormuş. Bu iktidar bunu da gösterdi. Öyle, bunun teorisi yapılmaz. Bunu gösterdi iktidar. Bu şekilde de politikalarımıza devam edeceğiz.

2004 yılında geldik, 36 ile biz teşvik verdik. Neden; imkânımız vardı. O kadar ile bizim teşvik vermemiz lazımdı, ona inanıyorduk ve onları verdik.

Bu sene imkânlarımız daha da iyi oldu, 13 daha ilave ettik bunlara; ama, bunlar, bir hesap kitap içerisinde oluyor. Yoksa, hesabı kitabı bilmeden, sen hazinedeki paranı pulunu bilmezsen, ondan sonra, gözü kapa, burada her türlü, AK Partili Debreli Hasan götürsün; ona da ne ver, şuna da ne... Bu, hesap kitap içerisinde oluyor, bunu herkes de biliyor.

                                 

(x) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.

Şimdi, Hükümet olarak bizim bir politikamız var. Bizim zamanımızda paradan para kazanmak devri bitti, yok. Ne olacak; reel sektör. Ülkenin hakikî büyümesi için reel sektörün yanındayız biz. Her zaman da yanında olacağız, teşviklerle de olacağız... Bunu, bir kereyle, iki tane kanunla da yapmayacağız. Biz, Türkiye'yi mutlu etmek için geldik, mahzun etmek için gelmedik. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Onun için, değerli arkadaşlar, ben biliyorum ki, birçok arkadaşımızın burada ili belki mahzun olmuş; ama, bunu iyice bilin ki, sakın, kimse mahzun olmasın. Bugünkü kanun her şey değildir. Biz, teşviklerimize devam edeceğiz değerli arkadaşlar. Sektörel de edeceğiz, bölgesel de edeceğiz, istihdam için de edeceğiz...

BAŞKAN - Sayın Bakan, toparlayabilir misiniz.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) - Hay hay...

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Ne zaman? Zamanı var mı, bekleyecek miyiz?

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) - Sektöreli yapalım, geç kalmayalım.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) - Biraz sabırlı olun. Ben burada çok iyi hatırlıyorum ki, daha yeni Hükümet olduğumuz günde, sayın arkadaşlarımız, hani faizler inecekti, hani efendim şu olacaktı deyip, hepimiz yeni olmuşuz daha; bir aya, faizler inecekti ne oldu, enflasyon inecekti ne oldu... Bakın, biraz sabrettiniz, hepsini gördünüz; biraz sabır, hepsini göreceksiniz. (AK Parti sıralarından alkışlar)

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Sektörel teşvik ne zaman olacak, onu merak ediyorum.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, biraz sabredin, biraz sabırlı olun. Bakın, yaşınız da genç, bekleyebilirsiniz.

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Bilecik'e var mı?

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) - Bilecik'le de iftihar ediyorum; ben de Bilecikli sayılırım. Benim ilk çocuğum Bilecik doğumludur. Askerliğim de oradadır. Bilecik'le de ben her zaman gurur duymuşumdur, iftihar etmişimdir.

BAŞKAN - Sayın Bakan...

RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) - Burdur?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) - Burdur'da ben yapmadım ama, oğlum askerlik yaptı. Evet, Burdur'u da seviyoruz, hiç merak etmeyin, hiç kimse mahzun olmayacak.

Sayın Başkan, toparlıyorum.

Değerli arkadaşlar, hepinize çok teşekkür ediyorum. Yüce Meclise teşekkür ediyorum ve önemli bir kanunu kabul ettiniz. Bunun memleketimize hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah, bunların devamının geleceğini de buradan tekrar söylüyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler hakkındaki gensoru önergesi ile sözlü soru önergelerini ve diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için, 17 Mayıs 2005 Salı günü, alınan karar gereğince saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

                                                                                           Kapanma Saati : 21.12