BIM 2 21 2005-05-03T12:07:00Z 2005-05-03T12:07:00Z 65 42719 243503 TBMM 2029 487 299038 9.2812 0 6 nk 6 nk 0

DÖNEM : 22        CİLT : 81                                  YASAMA YILI : 3

 

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

84 üncü Birleşim

14 Nisan 2005 Perşembe

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, misyonerlik ve diğer olumsuz propagandalara  karşı en etkin gücümüz olan din ve millî tarih şuurumuzun Papa II. Jean Paul'ün ölümü vesilesiyle daha ciddî anlamda yorumlanmasının faydalı olacağına ilişkin gündemdışı konuşması

2.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik'in, Şanlıurfa'nın düşman işgalinden kurtarılışının 85 inci yıldönümüne ilişkin gündemdışı konuşması

3.- Erzurum Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut'un, Ankara-Erzurum demiryolu hattının kısaltılmasının yolcu ve yük taşımacılığı ile çevre illerin kalkınmasına yapacağı olumlu etkilere ilişkin gündemdışı konuşması

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1.- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İspanya'ya yaptığı resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/797)

IV.- SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM

1.- Dilekçe Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

2.- Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/969) (S. Sayısı: 851)

3.- Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/989) (S. Sayısı: 861)

VI.- AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- İstanbul Milletvekili Ali Topuz'un, Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, konuşmasında, ileri sürmüş olduğu görüşlerden farklı görüşleri kendisine atfetmesi nedeniyle konuşması

VII.- SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Hatay Milletvekili Abdulaziz YAZAR'ın, sosyal güvenlik kuruluşlarının ilaç bedellerini ödemelerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/5106)

2.- Erzincan Milletvekili Erol TINASTEPE'nin, SSK emeklilerinin şubat ayı maaşlarından yapılan kesintiye ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/5137)

3.- Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, Irak'a işçi göçüne ve alınması gereken önlemlere ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/5140)

4.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, Diyarbakır-Kulp İlçesindeki bir okulun inşaatına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5240)

5.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Ankara-Kartaltepe İlköğretim Okulunda meydana gelen hasara ve sorumlu firmaya ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5241)

6.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, Mesudiye İlçe Millî Eğitim Müdürlüğüne yapılan atamaya ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5316)

7.- Tekirdağ Milletvekili Enis TÜTÜNCÜ'nün, Ankara Meslekî Rehabilitasyon Merkezine ve bazı iddialara ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/5344)

8.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Yasasında tanımlanan Danışma Kurulunun çalışmalarının etkinleştirilmesine,

Türkiye'nin BM platformlarında ana sunucusu olduğu konulara,

Şiddeti önleme platformuna,

Töre cinayetlerinin önlenmesine yönelik çalışmalara,

CEDAW komitesinde sözü edilen kadınlara yönelik şiddetin önlenmesiyle ilgili kampanyaya ve eylem plânına,

CEDAW Sözleşmesi uyarınca geçici özel önlem uygulaması yapılıp yapılmayacağına,

CEDAW raporunu hazırlayan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün birlikte çalıştığı sivil toplum kuruluşlarına,

Kadının işgücüne katılımını artırmasına,

İŞKUR'un iş ilanlarında cinsiyet ayrımı yapıldığı,

Eğitimde cinsiyet ayrımcılığını içeren ifadelere,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Güldal AKŞİT'in cevabı (7/5348, 5349, 5350, 5351, 5352, 5353, 5354, 5355, 5356, 5357)

9.- Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, personel maaşlarından mutemetlik ücreti alınmasına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5384)

10.- İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, Spor Toto Teşkilâtının iddaa adlı oyundan Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne aktardığı kaynağın miktarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5388)

11.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, tasfiye edilen Emlak Bankasıyla ilgili bazı bilgilere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/5516)

 

 

 

I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 

TBMM Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak üç oturum yaptı.

Sakarya Milletvekili Süleyman Gündüz'ün,

Tunceli Milletvekili Vahdet Sinan Yerlikaya'nın,

Mersin'de yaşanan Türk Bayrağına saldırı girişimi ile Trabzon ve Sakarya'da meydana gelen şiddet ve çatışma ortamının yansımalarına ve alınması gereken önlemlere ilişkin gündemdışı konuşmalarına İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu cevap verdi.

Aksaray Milletvekili Ahmet Yaşar, Turizm Haftası münasebetiyle turizmin çeşitlendirilmesine ve Türkiye için önemine ilişkin gündemdışı bir konuşma yaptı.

Siyasî Partiler Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında 5325 sayılı Kanunun Anayasanın 89 uncu maddesine göre bir kez daha görüşülmek üzere geri gönderildiğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun (6/1479) ve (6/1501) esas numaralı sözlü sorularını geri aldığına ilişkin önergesi okundu, soruların geri verildiği bildirildi.

Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda açık bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen 1 üyeliğe İstanbul Milletvekili Nimet Çubukçu seçildi.

Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak ve 31 milletvekilinin, Türkler ve Ermeniler arasındaki tarihsel ilişkilerin objektif veriler ve tarafsızlık ölçüleri içerisinde ele alınarak bir millî politika oluşturulması (8/19),

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ali Topuz, İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol ve Samsun Milletvekili Haluk Koç'un, Ermeni soykırımı iddialarına karşı gerçeklerin ortaya çıkarılması (8/20),

Konusunda Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 102 ve 103 üncü maddeleri uyarınca genel görüşme açılmasına ilişkin önergelerinin, birlikte yapılan öngörüşmelerinden sonra, görüşmelerin yeterli bulunması sebebiyle kabul edilmedikleri açıklandı.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin, gerek Türkiye'nin gerek Ermenistan'ın çıkarlarının, asırlar boyu aynı topraklar üzerinde birbirine karşı hoşgörü ve barış içinde yaşamış olan Türk ve Ermeni uluslarının barıştırılmasında, onların savaş yıllarından kaynaklanan derin önyargılara tutsak olmaktan kurtarılmasında olduğuna inandığına; Türkiye ile Ermenistan'ın kendi tarihçilerinden oluşacak ortak bir komisyon kurulmasına; Türkiye Cumhuriyetinin bu girişiminin esasında bir barış girişimi olduğunun altının çizildiğine ve Ermenistan'ın Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak ve işbirliği zeminini geliştirmek istiyorsa Türkiye'nin bu önerisini kabul etmesi gerektiğine; dünya barış ve istikrarına katkıda bulunmak isteyen iyi niyetli her ülkenin Türkiye'nin bu önerisine katkı vermesi gerektiğine; Osmanlı Ermenileri tarihinin dünya tarihçileri arasında tartışmalı bazı sayfalarına ilişkin bir konuda yabancı parlamentolar tarafından siyasî amaçlarla karar alınmasını yakışıksız, anlamsız, keyfi ve adaletsiz bir uygulama olarak gördüğüne ve kınadığına; yoğun bir uluslararası baskı kampanyası yoluyla Türkiye'ye, tarihini bazı propaganda belgelerine dayanan tek yanlı ve yanıltıcı değerlendirmeler üzerine bina etmesinin dayatılabileceğini düşünen ve hesaplarını buna göre yapan çevrelerin büyük bir yanılgı içinde olduklarına ve bunun hiçbir koşulda mümkün olmayacağına ilişkin, AK Parti ve CHP Grubu Başkanvekilleri, DYP Genel Başkanı, ANAP, SHP ve bağımsız milletvekilleri temsilcilerinin imzaladığı deklarasyon  Genel Kurulun bilgisine sunuldu ve ittifakla benimsenen bu deklarasyonun gereğinin Başkanlıkça yerine getirileceği bildirildi.

Büyük Britanya Avam Kamarası ile Lordlar Kamarasının üyelerine gönderilmek üzere bu konuyla ilgili hazırlanan mektubun imzaya açıldığı duyuruldu.

Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmının:

1 inci sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S. Sayısı: 305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporu henüz gelmediğinden;

2 nci sırasında bulunan, Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu Tasarısının (1/969) (S. Sayısı: 851) görüşmeleri ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından;

Ertelendi.

3 üncü sırasında bulunan, Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının (1/989) (S. Sayısı: 861) tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlanarak 13 üncü maddesine kadar kabul edildi.

Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın rencide edici ifadeleri nedeniyle bir açıklamada bulundu.

14 Nisan 2005 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşime 22.55'te son verildi.

 

Nevzat Pakdil

Başkanvekili

 

Ahmet Gökhan Sarıçam       Türkân Miçooğulları

         Kırklareli                        İzmir

Kâtip Üye                Kâtip Üye

 

Mehmet Daniş

Çanakkale

Kâtip Üye


No.: 116

II. - GELEN KÂĞITLAR

14 Nisan 2005 Perşembe

Cumhurbaşkanınca Geri Gönderilen Kanun

1. - 29.3.2005 tarihli ve 5325 sayılı Siyasî Partiler Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve Anayasanın 89 ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi (1/1009) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.4.2005)

Teklifler

1.-   Adıyaman Milletvekili Şevket Gürsoy'un; Kamuya Personel Alımında Sözlü Sınav Yapılamayacağı Hakkında Kanun Teklifi (2/421) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili Faruk Çelik ile 13 Milletvekilinin; Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/422) (Adalet; Plan ve Bütçe ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.4.2005)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, bazı Avrupa Birliği ülke vatandaşlarının canlı kalkan olarak ülkemize geldikleri iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1519) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

2.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya-Gündoğmuş İlçesinde ormancılıkla ilgili bir yüksekokul açılmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1520) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

3.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya-Gündoğmuş İlçesinin devlet hastanesi ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1521) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

4.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Tarım Orkam-Sen üyelerinin atanmalarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1522) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

5.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, mısır ithalatına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1523) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

6.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Bingöl İli Kiğı-Yedisu yolunun onarımına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1524) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

7.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Bingöl-Karlıova-Yedisu karayoluna iyileştirme çalışması yapılmasına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1525) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- Eskişehir Milletvekili Cevdet SELVİ'nin, kurulması düşünülen kırsal kalkınma bölge müdürlükleri arasında Eskişehir İlinin bulunup bulunmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5525) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

2.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, bazı demeçlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5526) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

3.-  Tokat Milletvekili Resul TOSUN'un, 2001-2004 yıllarında idarî mahkeme kararıyla görevine iade edilen bürokratlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5527) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)

4.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, bir siyasî parti il başkanının basın açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5528) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

5.- İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, bir gözü görmeyen kişilere sürücü belgesi verilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5529) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

6.- Yozgat Milletvekili Emin KOÇ'un, gazetecilerle ilgili bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5530) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

7.- Yozgat Milletvekili Emin KOÇ'un, gezileriyle ilgili bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5531) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

 8.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, Başbakanlık Müsteşarının intihal yaptığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5532) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)

9.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, çifte vatandaşlık nedeniyle Alman vatandaşlığından çıkarılma işlemi başlatılan Türklere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5533) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)

10.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Diyarbakır-Bismil-Sinan Köyü sakinlerinin arazilerinin ellerinden alındığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5534)       (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

11.- Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN'ın, iç borç faiz ödemelerine ve 2005 yılı Bütçesinden yatırımlara ayrılan paya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5535) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

12.- Kars Milletvekili Yusuf Selahattin BEYRİBEY'in, bazı suçlardan aranan kırmızı veya yeşil pasaport sahibi vatandaş olup olmadığına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5536) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)

13.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, yurt dışında göçmen olarak çalışan vatandaşların konsolosluklarda yaşadıkları sorunlara ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5537) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)

14.- Kocaeli Milletvekili İzzet ÇETİN'in, İstanbul Küçükyalı Çocuk Yuvasındaki şiddet iddialarına ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi (7/5538) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

15.- Kocaeli Milletvekili İzzet ÇETİN'in, SHÇEK'in İstanbul'daki yetiştirme yurtlarında ve huzurevlerindeki yiyecek sıkıntısına ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi (7/5539) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

16.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun, Türkiye Jokey Kulübünün hasılatından alması gereken paya ilişkin Devlet Bakanından (Güldal   AKŞİT) yazılı soru önergesi (7/5540) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

17.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, toplumsal cinsiyet rollerinin değiştirilmesine yönelik ne tür çalışmalar yapıldığına ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi (7/5541) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

18.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, kadınların eğitim olanaklarının artırılmasına yönelik çalışmalara ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi (7/5542)     (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

19.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, çalışma yaşamında kadınların karşılaştığı cinsiyete dayalı ayrımcılığa ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi (7/5543) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

20.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, kadın işgücünün daha iyi koşullarda değerlendirilmesine ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi (7/5544) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

21.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, CEDAW raporunun sunumundaki bir konuşmasına ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi (7/5545) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

22.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, çocuk bakımevlerinin sayısına ve yaygınlaştırılması yönündeki çalışmalara ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi (7/5546) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

23.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, kadınların işgücüne katılımını destekleme amaçlı meslekî eğitim kurslarına ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi (7/5547) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

24.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, kadınların siyasete katılımını destekleyici ne gibi çalışmalar yapıldığına ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi (7/5548) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

25.- Antalya Milletvekili Osman ÖZCAN'ın, Antalya-Gazipaşa İlçesinde Gökçeler Barajının yapımına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5549) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

26.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Mavi Akım Doğalgaz Alım Sözleşmesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5550) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

27.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Damal İlçesine emniyet müdürlüğü kurulup kurulmayacağına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5551) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

28.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, TC kimlik numarası ile vergi kimlik numarası uyumlaştırma çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5552) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

29.- Antalya Milletvekili Osman ÖZCAN'ın, terör örgütü PKK'nın bazı faaliyetlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5553) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

30.- Karaman Milletvekili Mevlüt AKGÜN'ün, fikir ve sanat eserleri sahiplerinin vergilendirilmelerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5554) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

31.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, ülkemizde kış turizminin geliştirilmesi için ne gibi çalışmalar yapıldığına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5555) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

32.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, Ergene Köşkünün müzeye dönüştürülmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5556) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

33.- Karaman Milletvekili Mevlüt AKGÜN'ün, kamu kurum ve kuruşlarının fatura ödemelerinin kredi kartıyla tahsiline ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5557)     (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

34.- Karaman Milletvekili Mevlüt AKGÜN'ün, kamyoncu esnafının vergi borçlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5558) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

35.- Kars Milletvekili Yusuf Selahattin BEYRİBEY'in, Avrupa'da yaşayan ve emniyet güçlerince aranmakta olan emekli milletvekili olup olmadığına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5559) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)

36.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, özelleştirmeden dolayı Emekli Sandığına yatırılamayan aidatlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5560) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

37.- Yozgat Milletvekili Emin KOÇ'un, TMSF'nin el koymasından sonra CINE-5 Televizyonunun durumuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5561) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

38.- Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, "Nutuk"un ders kitabı olarak okutulmasının düşünülüp düşünülmediğine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5562)          (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

39.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Konya İl Millî Eğitim Müdürlüğüyle ilgili bazı iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5563) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

40.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, öğretmenlere dizüstü bilgisayar dağıtımına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5564) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)

41.- Karaman Milletvekili Mevlüt AKGÜN'ün, SSK'lıların hastanelerin ortodonti servisinden yararlanamamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5565) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

42.- Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, Bakanlığa devredilen SSK hastanesi eczanelerinde bulunan ilaçlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5566) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

43.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, acil sağlık hizmetleri konusunda yapılan çalışmalara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5567) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

44.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, behçet hastalığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5568) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

45.- Muğla Milletvekili Ali ARSLAN'ın, SSK sağlık hizmetlerinin Bakanlığa devriyle ortaya çıkan sorunlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5569) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)

46.- Eskişehir Milletvekili Mehmet Vedat YÜCESAN'ın, kurulması düşünülen kırsal kalkınma genel müdürlüğüne ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5570) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

47.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa-İnegöl-Eskiköy'de yaşanan heyelandan zarar gören köylülerin mağduriyetine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5571) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

48.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, sahte bal ihraç edilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5572) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

49.- Eskişehir Milletvekili Mehmet Ali ARIKAN'ın, kurulması düşünülen kırsal kalkınma bölge müdürlüklerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5573) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

50.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, sahte bal üretimine ve denetimindeki aksaklıklara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5574) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

51.- Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN'ın, sahte bal üretimine ve ithal edilen gıda maddelerinin denetimine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5575) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

52.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, işitme engelli millî sporculara maddi ve manevi imkan verilmesine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/5576) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

53.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, kamu çalışanlarının kurumlara ve illere göre dağılımı konusunda yaptığı açıklamaya ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5577) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)

54.- Tokat Milletvekili Resul TOSUN'un, 2001-2004 yıllarında Eximbank'ın firmalara kullandırdığı kredilere ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad TÜZMEN) yazılı soru önergesi (7/5578) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)

55.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, bakanlıkça yapılan ihalelere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5579) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

56.- İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, Trabzon-Beşikdüzü-Bakır Köyüne yönelik heyelan tehdidine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5580) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

57.- Muğla Milletvekili Ali ARSLAN'ın, Muğla İli sınırları içindeki bazı arazi bilgilerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/5581) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)

58.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, emekli olduğu halde ikinci bir işte çalışanlardan kesilen primlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5582) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)

59.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5584) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

60.- Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin, bir siyasî parti il başkanının basına verdiği bazı demeçlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5585) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

61.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, TEKEL'in alkollü içecekler bölümünün özelleştirilmesiyle ortaya çıkan sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5586) (Başkanlığa geliş tarihi: 6.4.2005)

62.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5587) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

63.- Hatay Milletvekili İnal BATU'nun, Irak'taki ABD üslerinde güvenlik elemanı olarak çalışacak vatandaşlarımıza ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5588) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

64.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerine başlamanın ön koşulu olan protokolün şartlarına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5589) (Başkanlığa geliş tarihi: 6.4.2005)

65.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonunda kabul edilen Adalete Uluslararası Erişim Sözleşmesinin 20 nci maddesine ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5590) (Başkanlığa geliş tarihi: 6.4.2005)

66.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/5591) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

67.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Bölgesel Kalkınma Ajansları Kanun Tasarısına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/5592) (Başkanlığa geliş tarihi: 6.4.2005)

68.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad TÜZMEN) yazılı soru önergesi (7/5593) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

69.- İzmir Milletvekili Abdurrezzak ERTEN'in, gümrük müşavirliği ve müşavir yardımcılığı sınavlarına ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad TÜZMEN) yazılı soru önergesi (7/5594) (Başkanlığa geliş tarihi: 6.4.2005)

70.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Aksaray İli Eşmekaya Barajının ne zaman tamamlanacağına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5595) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

71.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5596) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

72.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5597) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

73.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, üst düzey bir emniyet görevlisinin bir dergide yayımlanan bazı açıklamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5598) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

74.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5599) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

75.- Isparta Milletvekili Mevlüt COŞKUNER'in, gülyağı üretim sektörünün korunmasına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5600) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

76.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5601) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

77.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/5602) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

78.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5603) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

79.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5604) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

80.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/5605) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

81.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi (7/5606) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

82.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet AYDIN) yazılı soru önergesi (7/5607) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

83.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/5608) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

84.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi (7/5609) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

85.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5610) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

86.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5611) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

87.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5612) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

88.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5613) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

89.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5614) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

90.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5615) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)

91.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'a bağlı ilçe ve köylerdeki telefon santrallarının arızalanmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5616) (Başkanlığa geliş tarihi: 6.4.2005)

 

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 14.00

14 Nisan 2005 Perşembe

BAŞKAN : Başkanvekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER : Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

BAŞKAN - Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84 üncü Birleşimini açıyorum.

Toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.

Konuşma süreleri 5'er dakikadır. Hükümet, bu konuşmalara cevap verebilir; hükümetin cevap süresi 20 dakikadır.

Gündemdışı ilk söz, Papa II. Jean Paul'ün ölümü ve din gerçeği konusunda söz isteyen, Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'ya aittir.

Sayın Uzunkaya, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, misyonerlik ve diğer olumsuz propagandalara  karşı en etkin gücümüz olan din ve millî tarih şuurumuzun Papa II. Jean Paul'ün ölümü vesilesiyle daha ciddî anlamda yorumlanmasının faydalı olacağına ilişkin gündemdışı konuşması

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Papa II. Jean Paul'ün ölümü ve din gerçeği üzerinde gündemdışı söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Papa II. Jean Paul, takribî yirmiyedi yıllık Papalık görevinin ardından, geçtiğimiz günlerde Vatikan'da vefat edip, 8.4.2005 Cuma günü toprağa verilmiştir. Bu vesileyle, tüm Hıristiyan dünyası ve Katolik âlemine başsağlığı diliyorum.

Papa II. Jean Paul, kilise tarihinin tek Polonyalısı, Katolik Hıristiyanların ruhanî lideri ve 455 yıldan sonra ilk yabancı ve 254 üncü Papa olarak tarihe geçmiştir.  Yirmiyedi yıllık   görevi süresince, toplam 1 247 613 kilometre yol katederek, hem dinini yaymaya hem de dindaşlarıyla kaynaşıp, dünya barışına katkı sağlamaya gayret etti. Bu mesafe, dünya çevresini 32 defa dolaşmaya, dünya ile ay arasında 3,2 kez gidip gelmeye yetecek bir mesafedir. Papalığı süresince, başta Türkiye olmak üzere, 23 İslam ülkesini ziyarette bulunmuş, özellikle İslam ve Hıristiyanlar arasında dinlerarası diyaloğa katkı sağlamaya çalışmış, dinlerin kardeşliği adına Vatikan'da konserler, seminerler ve değişik etkinliklere öncülük etmiştir.

18 Mayıs 1920'de Polonya'da doğan Papa, İkinci Cihan Harbi ve çeşitli badirelerden geçtikten sonra Roma'da teoloji tahsili yapmış, 1946 yılında da Lublin Üniversitesine rektör olarak atanmıştır. 1964 yılında İkinci Vatikan Konseyinde "Veskov" olarak, ateizm, o dönemdeki yayılmaya istidat gösteren dinsizlik faaliyetleri üzerinde yaptığı konuşmalarla dikkatleri üzerine çekmiş ve V. Paul tarafından 1967 yılında Kardinal ilan edilmiş, 16 Ekim 1978'de de Papalığa seçilmiştir. Ölümüne kadar 147 kutsama töreni gerçekleştirerek 1 338 kişiyi kutsal ilan etmiş, 51 kanonizasyon töreniyle 481 kişiye azizlik unvanı vermiştir.

Ne garip tecellidir ki, Papa'nın görev yaptığı son çeyrek yüzyılda dünya çok değişik olaylara sahne olmuş, bir taraftan savaş verdiği komünist rejimin ve Berlin duvarının yıkılması, öbür tarafta da İslam dünyası üzerinde Afganistan, Irak, Filistin, Çeçenistan, Azerbaycan; Balkanlarda          Bosna-Hersek, Kosova, Makedonya ve Batı Trakya bölgelerindeki Müslüman toplumlar üzerine, bir dine dayalı olmadığı iddia edilse de bazı devlet adamlarının sürçülisanla telaffuz ettikleri, Haçlı ruhuyla saldırılar yapılmış olması, hep, bu dönemin madalyonunun iki ayrı yüzü olarak önümüze çıkmıştır.

Benim burada ifade etmeye çalıştığım husus, Papa II. Jean Paul'ün görevi, 84 yıllık ömrünün tahlili ve değerlendirmesi değil. Onun, yerine göre, gençlerle olimpiyat statlarında maç izleyen, dağlarda kayak yapan, jübile sırasında gençlere Katolikliği aşılamak, kilisenin gençleri reddetmediğini göstermek için kurulan Papa Boys örgütü mensuplarını kucaklaması ve İsviçre'de düzenlenen gençlik günlerine katılarak şarkılar söylemesi değildir. Burada üzerinde durmak istediğim konu, halkıyla bütünleşen, bütün kesimleri kucaklayan, hatta, diğer dinlerle diyalog kapılarını aralamaya çalışan Papa'nın ebedî dünyaya uğurlanması esnasındaki, başta Hıristiyan âlemi olmak üzere, tüm dünyanın gösterdiği yakın ve duygusal alakayla milyarların ekran başında, milyonların da cenaze merasiminde gözyaşlarıyla bir arada bulunması, en koyu laik ülkelerden Fransa ve Türkiye dahil, hemen bütün dünya ülkelerinin bayraklarını yarıya indirmesi, laik-antilaik ülke ve toplumların bir zamanların üniversite rektörü...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Uzunkaya, konuşmanızı, lütfen, tamamlar mısınız.

Buyurun.

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

Evet, bir zamanların üniversite rektörü, yirmiyedi  yılda tüm Katoliklerin ruhanî lideri olan Papa'ya gösterilen bu manevî tazimatın neyi ifade ettiği bence önemlidir.

Kendi din mensuplarının ve bir devleti olan Vatikan'ın başında bulunan Papa'nın ölümüne diğer ülkelerin siyasîlerinin gösterdiği ilgiyi saygıyla karşılamak en mantıklı yoldur; ancak, dinimize göre ruhbanlık anlayışı olmamasına rağmen, bizde bir din hizmeti büyüğüne, örneğin Diyanet İşleri Başkanına bahis konusu tazimat gösterilseydi, acaba Türkiye'de nice kalemşor gazete köşeyazarı ve televizyon ekranı mudileri neleri söyleyecekti; herhalde, ibretle bunu izlemek mümkün olacaktı. Bunu, toplumun ıttılaına ve ülkemizi yöneten tüm katmanların engin ferasetine havale etmek, belki en doğru yoldur.

Ülkemizde son dönemde misyonerlik faaliyetlerinden endişe edenler bilmelidirler ki, Papa'nın ölümü ve sonrası yapılan merasimler, bu alanda en etkili argümanlarından birisi olmuştur. Her dinin, mensupları tarafından yaşanma, ifade edilme ve başkalarıyla paylaşılma hakkı vardır; bu, İslam dini için de böyle olduğu gibi, Hıristiyanlık, millî bir din olan Yahudilik, Budizm, Maniheizm, Bahaîlik, Kadiyanilik, Yehova Şahitliği, Moonculuk, Mormonlar, Hare Krişna, Rama Krişna ve Sih dinleri dahil hepsi başka toplumlara yayılmaya, anlatılmaya teolojik olarak talep ve hak sahibidir.

Nitekim, Kur'an-ı Kerim "Ey Peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et, eğer bunu yapmazsan O'nun verdiği Peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun" Maide 67 nci ayetiyle İslamın öğretisinde de zorlama olmaksızın sadece anlatım önerilirken -Dinde zorlama yoktur. Bakara 256 ncı ayet- başta Haçlı Seferleri olmak üzere, içinde bulunduğumuz yüzyılda medeniyetlerin çatışmasına projeleriyle öncülük yapan Batılı Hıristiyan düşünürler, bugün akıtılan kana maalesef din gölgesi düşürmektedirler.

Türkiye'deki binlerle ifade edildiği söylenen misyoner evleri ve kiliselerde faaliyet gösterilenin yanında, din eğitiminin tökezlemesine,  20 000'den fazla camiin imamsız, ezansız ve Kur'ansız kalmasına vesile olanların bir daha kulakları çınlasın.

Bugün, belki, bizim, misyonerlik ve diğer olumsuz propagandalara karşı en etkin gücümüz, din ve millî tarih şuurumuz; ancak, bu alanda iyi yetişmiş, maddî yönüyle tatmin edilmiş, ehliyetli ve liyakatli din görevlilerini yetiştirmek olmalı; hiç olmazsa Papa'nın ölümü vesilesiyle bir daha ciddî anlamda yorumlanmaya ve kendisinden faydalanılacak bir unsur olarak değerlendirmeye tabi tutulmalıdır diyor, bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Uzunkaya.

Biz de bu vesileyle, Hıristiyan âleminin acısını paylaşıyor ve kendilerine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.

Sayın milletvekilleri, gündemdışı ikinci söz, Şanlıurfa'nın düşman işgalinden kurtuluşunun 85 inci yıldönümü münasebetiyle söz isteyen, Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik'e aittir.

Sayın Melik, buyurun efendim. (Alkışlar)

2.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik'in, Şanlıurfa'nın düşman işgalinden kurtarılışının 85 inci yıldönümüne ilişkin gündemdışı konuşması

MEHMET VEDAT MELİK (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Şanlıurfa'nın düşman işgalinden kurtuluşunun 85 inci yıldönümü nedeniyle gündemdışı söz almış bulunuyorum; öncelikle, Yüce Meclisi saygılarımla selamlarım.

Değerli arkadaşlar, Birinci Dünya Savaşı sonunda 70 000 nüfuslu Birecik, Suruç, Harran ve bugün Suriye toprakları içinde bulunan Rakka'nın bağlı bulunduğu bağımsız bir sancak olan Urfa, Osmanlı İmparatorluğunun 30 Ekim 1918'de imzaladığı Mondros Mütarekesine dayanılarak, 7 Mart 1919 tarihinde ilk olarak İngilizler tarafından işgal edilmiştir.

İngilizlerin işgali sırasında Urfa'da bulunan Birinci Süvari Alayı da İngilizlerin istemi üzerine şehri terk edince, Urfa'da düşmana direnebilecek veya işgali önleyebilecek düzenli bir askerî birlik de kalmamıştı; ancak, yıllardan beridir, Karadenizli, Egeli, Orta Anadolulu, Akdenizli, Rumelili, Iraklı, Suriyeli, Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Arnavut, Sünnî, Alevî ve daha birçok değişik etnik kökenden kardeşleriyle birlikte, Balkanlarda, Çanakkale'de, Süveyş'te, Kut-ül Amara'da Sarıkamış'ta, Filistin'de, Galiçya'da çarpışan Urfalıların, böyle bir haksız işgali, koşullar ne olursa olsun kabul etmeleri, direnmemeleri mümkün değildi.

Bu nedenle, şehri işgal eden İngiliz komutana karşılama töreni düzenlemediği ve gereken saygıyı göstermediği için, daha sonra İngilizlerce tutuklanıp Nemrut Mustafa Paşa Divanı Harbinde yargılanıp idama mahkûm edilerek Beyazıt Meydanında asılan Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey'in -ki, daha sonra adı Şehit Nusret Bey olarak anılacaktır- önderliğinde, 4-5 Eylül 1919 gecesi toplanan Urfalılar -ki, bunlar da daha sonra halk arasında "Onikiler" diye adlandırılacaklardır- Müdafaai Hukuk Cemiyetini kurarak, silahlı mücadele için teşkilatlanmaya başlamışlardır. Fakat, 15 Eylül 1919 tarihinde Paris'te yapılan ve Suriye İtilafnamesi olarak da bilinen, Suriye ve Kilikya'da işgal kuvvetlerinin değiştirilmesine ilişkin İngiliz-Fransız anlaşmasına göre, Urfa ve çevresi Fransızlara verilecektir. Yoğun direniş karşısında, kendini, bir daha geri gelmemek üzere, Türkiye'nin bugünkü güney sınırlarının arkasına atan Fransız generalinin "tarihimizde Fransa'nın başına konan talih kuşunu ürkütüp kaçırdığı elemli bir devre" olarak dediği, Kilikya olarak adlandırılan bölgenin Fransızlar tarafından işgali de bu anlaşmayla olmuştur.

1920 yılının ocak ayı içinde, bazı Fransız askerlerinin Urfa'da bir kadınlar hamamına girmesi, Urfalılar için bardağı taşıran son damla olmuş ve düşman birliklerine saldırılar başlamıştır. Güçlü silahlarla donanmış düzenli düşman birlikleri karşısında tamamen milis güçlerinden oluşan çetelerle savaşan ve onu memleketinden kovan Urfalılar yüzlerce şehit vermişlerdir; ama, en son 11 Nisan günü yapılan çarpışmalarda birçok askerle birlikte bütün Fransız subayları öldürülmüş ve 100 kadar Fransız askeri de esir edilerek Urfa'ya getirilmiştir.

Değerli arkadaşlar, Urfa halkının bu şanlı mücadelesi sonundadır ki, Urfa'nın adı, 1987'den itibaren, çıkarılan kanunla birlikte, Şanlıurfa olarak değiştirilmiştir.

Değerli milletvekilleri, asırlarca uğrunda savaştıkları ve hayatlarını feda etmekten çekinmeyen ataları gibi, 1920 yılında da, Urfa halkı ve doğru dürüst Türkçe dahi bilmeyen Kürt ve Arap aşiret çocukları, hilalli al bayrak ve onun temsil ettiği değerler tehlikeye düştüğü zaman, yine, canlarını vermekten çekinmediler ve bundan sonra da çekinmeyeceklerdir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Melik.

MEHMET VEDAT MELİK (Devamla) - Zaten, yabancı bayrak görmeye alışkın olmayan o dedelerin torunları, bölgelerinden geçen yabancı askerlere de, köylerine düşen roketleri toplamaya gelenlere de, Türkiye'nin hiçbir yerinde olmadığı gibi tepkiyi de 2003 yılında vermişlerdir.

Değerli milletvekilleri, elbette ki her devletin bir bayrağı vardır. Dünyadaki birçok devletin bayrağı, o ülkeyi, o devleti uluslararası platformlarda tanıtmak için sonradan yaratılmış simgelerdir; ama, bizim bayrağımız sadece Türkiye Cumhuriyeti Devletinin simgesi değildir, Türk Milletinin bayrağıdır. Hatta şu anda Türkiye'nin siyasî sınırları dışında yaşayan, devlet hayatı için kısa olan bir süre öncesine kadar birlikte yaşadığımız, aynı devlet çatısı altında bulunduğumuz; ama, şu anda birçok değişik devletin tabiyetinde olan milletlerin de bayrağıdır.

Sözlerime, Urfa'nın değerli evladı, şair rahmetli Mustafa Dişli'nin 1948'de, Urfa'nın kurtuluşuyla ilgili yazdığı bir şiirle son vermek istiyorum.

"Başa kalkmam, çabalaram ölürem.

Toprak vermem, içine gömülürem.

İndirmem başımı ben, Nabi'nin oğluyam.

Tapamam hiç kimseye, ben Allah'ın kuluyam.

 

Benim anam sırtıyla su daşıydı.

Babam düşmanla yaka yaka savaşıydı.

O zaman Urfa kurtuluş savaşıydı.

Ben o ananın, o babanın oğluyam."

Urfa'nın kurtuluşunda şehit düşen ve bugün hayatta olmayan tüm gazileri rahmet ve saygıyla anıyor, Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Melik.

Biz de Urfalıların kurtuluş bayramını canı gönülden kutluyor, nebiler şehrimize ebediyete kadar bir daha düşman eli değmesin, düşman ayağı basmasın temennilerimizi iletiyoruz, niyaz ediyoruz.

Gündemdışı üçüncü söz, Ankara-Erzurum demiryolu hattının kısaltılması konusuyla ilgili söz isteyen, Erzurum Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut'a aittir.

Sayın Akbulut, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

3.- Erzurum Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut'un, Ankara-Erzurum demiryolu hattının kısaltılmasının yolcu ve yük taşımacılığı ile çevre illerin kalkınmasına yapacağı olumlu etkilere ilişkin gündemdışı konuşması

MUSTAFA NURİ AKBULUT (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ankara-Erzurum İlleri arasındaki demiryolu hattının kısaltılması hakkında gündemdışı söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Ankara-Erzurum arasındaki demiryolu 1 150 kilometredir. Güzergâh, Ankara, Kayseri, Sivas, Erzincan, Erzurum ve Kars şeklindedir. İstanbul-Ankara-Erzurum demiryolunun uzunluğu ise 1 716 kilometredir. İstanbul'dan hareket eden Doğu Ekspresinin Erzurum için seyir süresi 32 saat 29 dakika; Ankara'dan hareket eden Erzurum Ekspresinin Erzurum için seyir süresi ise 22 saat 20 dakikadır ve günde karşılıklı birer sefer yapılmaktadır.

Karayoluyla yapılan yolcu taşımacılığında, Ankara-Erzurum arasındaki ulaşım süresi 12-14 saat, İstanbul-Erzurum arasındaki ulaşım süresi ise 16-18 saattir. Dikkat edilirse, bu süreler, demiryoluyla yapılan yolcu taşımacılığındaki sürelerin yaklaşık yarısı kadardır; yani, Erzurum'dan Ankara'ya veya Erzurum'dan İstanbul'a yolculuk yapacak olan bir şahıs, demiryolunu tercih ederse, karayoluyla yapacağı yolculuk süresinin 2 katı bir süreyi göze almış demektir. Yük taşımacılığında bu fark daha da fazladır. Bu nedenle, yük ve yolcu taşımacılığında, halkımız, daha güvenli, daha rahat ve daha ucuz olmasına rağmen, yolculuk süresinin uzun olması ve anlamsız gecikmeler nedeniyle demiryolunu tercih etmemektedir. Gerekli yatırımların yapılmaması ve etkin tedbirlerin zamanında alınamamış olması nedeniyle, yük ve yolcu taşımacılığında çok büyük pazar payı olan demiryollarımız, pazar payını ne yazık ki giderek kaybetmiş, yok olmaya yüz tutmuştur.

Demiryolu yük ve yolcu taşımacılığının öneminin azalması nedeniyle, talep karayollarına yönelmiştir. Bu durum, ülke kaynaklarının heba olmasına, binlerce insanımızın hayatını kaybetmesine, onbinlerce insanımızın yaralanmasına, sakat kalmasına ve çok büyük maddî kayıplara neden olmaktadır. Karayollarında meydana gelen trafik kazaları, milletimizin kanayan yarası olmaya devam etmektedir. Diğer yandan, karayollarının yapımı, bakımı ve trafiğin güvenle seyri için yapılan harcamalar, akaryakıt ve diğer ulaşım giderleri, ülke kaynaklarının verimli kullanımı noktasında, demiryollarının önemini daha da artırmakta, alternatif ulaşım sistemlerinin devreye sokulmasını zorunlu kılmaktadır.

Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi, son iki yıl içinde yaşanan gelişmelerle, ülkemiz istikrar ve güven ortamına yeniden kavuşmuş, ülkenin yıllardan beri görmezden gelinen ve günlük çözümlerle sürekli ertelenen problemlerinin üzerine kararlılıkla gidilmiş ve bu tarihten birkaç yıl önce hayal dahi edilemeyecek başarılara ulaşılmıştır.

Ankara-Erzurum demiryolunun kısaltılması ve standardının yükseltilmesi çalışmaları da, hükümetimizin demiryolu alanında yürüttüğü çalışmalardan biridir. Ankara-Kayseri-Sivas demiryolunun Kayseri'ye uğramadan, doğrudan Sivas'a bağlanması ve yol standardının yükseltilmesi amacıyla, Haydarpaşa-Ankara hattının devamı olarak, Balışeyh-Yozgat-Yıldızeli demiryolu projesi hazırlanmış ve önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Projeye göre, hattın uzunluğu 306 kilometredir, elektrikli ve sinyalli olarak planlanan yolun tahminî maliyeti 2,1 milyar dolardır. Yüksek maliyet gerektiren Ankara-Sivas demiryolu hattı, fizibl olmasının temini bakımından iki kısma ayrılmıştır. Yapılan planlamaya göre, Ankara-Kayaş-Yerköy arasındaki mevcut hat rehabilite edilecek, Yerköy ile Sivas arasında ise yeni bir hat yapılacaktır. Yapılacak yeni demiryolu, çift hatlı, elektrikli ve hızı 200 kilometre/saat olarak planlanmıştır. Etüt proje ve fizibilite etüdü çalışmaları tamamlanan ve yatırım programına alınan, yeterli ödenek sağlanan bu hattın ihale işlemlerinin 2005 yılında tamamlanması öngörülmektedir. Uygulama projesi, ihalenin tamamlanmasını müteakiben ondört ay olarak planlanmıştır. Ülkemiz için çok büyük önem taşıyan bu hattın yapılması ve standardın yükseltilmesiyle...

       (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Akbulut.

MUSTAFA NURİ AKBULUT (Devamla) - Ülkemiz için büyük önem taşıyan bu hattın yapılmasıyla, Ankara-Erzurum demiryolu yaklaşık 130 kilometre kısalacak, seyir süresi önemli ölçüde azalacak, yük ve yolcu taşıma talebi çok büyük oranda artacaktır. İstanbul-Kars demiryolu hattındaki iller ile bu illere komşu illerin kalkınmasına önemli destek sağlanacaktır. Karayolları trafiğinde çok büyük bir rahatlama olacak, karayolu yük ve yolcu taşımacılığının taşıdığı riskler önemli ölçüde azaltılmış olacaktır. Yolcu taşımasının yanı sıra, demir cevheri, gübre, linyit ve yük taşımacılığında kolaylık sağlanacak, cevher taşımacılığındaki darboğazlar ortadan kalkacaktır.

Yine, Kars-Tiflis demiryolu projesinin de hizmete girmesi durumunda, Avrupa ülkeleri ile Kafkasya üzerinden Rusya'ya ve Ortaasya'ya en kısa ve en ekonomik demiryolu bağlantısı sağlanacak; bu durum, ülkemizin dünya ticaretindeki önemini daha da artıracaktır.

Son olarak, halen devam eden, Asya ile Avrupa'yı birbirine bağlayacak olan Demiryolu Boğaz Tüp Geçişi Marmaray Projesi ile Ankara-İstanbul Demiryolu Rehabilitasyon Projesinin birinci etabı olan Esenkent-Eskişehir hattının tamamlanması çalışmalarında, keza, ikinci etap olan İnönü-Köseköy arasının yapımı; yine Ankara-Konya arası yeni demiryolu yapımı, Ankara-Aksaray-Ulukışla arası yeni demiryolu yapımı, Polatlı-Afyon-İzmir hattında yeni demiryolu yapımıyla ilgili olarak yürütülen çalışmalarda hükümetimize başarılar diliyor, etüt proje çalışmaları tamamlanmış olan Yerköy-Sivas demiryolu hattının bir an önce ihale edilmesi ve tamamlanması dileğiyle, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN- Teşekkür ediyorum Sayın Akbulut.

Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Başbakanlığın Anayasanın 82 nci maddesine göre verilmiş bir tezkeresi vardır, okutup oylarınıza sunacağım.

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1.- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İspanya'ya yaptığı resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/797)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Madrid'de yapılan Demokrasi, Terörizm ve Güvenlik Zirvesinin kapanış oturumuna katılmak ve 11 Mart 2004 tarihinde aynı yerde gerçekleştirilmiş bulunan terör eyleminde hayatlarını kaybedenler anısına düzenlenen törene katılmak üzere 10-11 Mart 2005 tarihlerinde İspanya'ya yaptığım resmî ziyarete ekli listede adları yazılı milletvekillerinin de iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu Kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.

Anayasanın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.

                        Recep Tayyip Erdoğan

                                         Başbakan

LİSTE

Ömer Çelik                                (Adana)

Afif Demirkıran                                (Batman)

Egemen Bağış                                (İstanbul)

BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz.

IV.- SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM

1.- Dilekçe Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

BAŞKAN - Dilekçe Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen 1 üyelik için, Erzurum Milletvekili Mücahit Daloğlu aday gösterilmiştir.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

 

1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

BAŞKAN - 1 inci sırada yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon raporu gelmediğinden, teklifin görüşmelerini erteliyoruz.

Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2.- Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/969) (S. Sayısı: 851)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

Tasarının görüşülmesi ertelenmiştir.

Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

3.- Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/989) (S. Sayısı: 861) (X)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yerinde.

Hükümet?.. Yerinde.

Sayın milletvekilleri, 13 üncü maddede kalmıştık.

13 üncü maddeyi okutuyorum:

Denetim ve Uyum Yönetimi Daire Başkanlığı

MADDE 13.- Denetim ve Uyum Yönetimi Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:

a) Uyum bozukluklarını tespit ve analiz etmek, çözümler üretmek suretiyle mükelleflerin vergi kanunlarına gönüllü uyumunu sağlamak.

b) Uygulama ve Veri Yönetimi Daire Başkanlığında oluşacak bilgileri değerlendirerek vergi incelemesine yetkili birimlerin kullanımına sunmak.

c) Başkanlığın vergi inceleme ve denetim yıllık planını hazırlamak.

d) Vergi inceleme ve denetimine ilişkin yöntem ve teknikleri geliştirmek, standart ve ilkelerin oluşturulmasını sağlamak, inceleme ve denetim rehberleri hazırlamak.

e) Vergi kayıp ve kaçağı ile mücadele etmek, bu konuda gerekli tedbirleri önermek ve çalışmaları yapmak.

f) Başkanlığın vergi inceleme ve denetim yıllık planına uygun olarak vergi denetmenleri ve yardımcıları tarafından vergi inceleme ve denetimlerinin yapılmasını sağlamak.

g) Vergi incelemesine yetkili birimlerin inceleme ve denetim sonuçlarını izlemek, değerlendirmek ve istatistikler oluşturmak.

h) Vergi inceleme ve denetimlerinin etkinlik ve verimliliğini artırıcı tedbirleri almak, bu konuda görüş ve önerilerde bulunmak.

i) Vergi inceleme ve denetim çalışmalarında merkez ve taşra birimleri arasında koordinasyonu sağlamak.

j) Mükelleflerin faaliyetlerini gruplar ve sektörler itibarıyla analiz etmek, mukayeseler yapmak ve bu suretle risk alanlarını tespit etmek.

k) Vergi yükümlülüklerine ilişkin ihbar ve şikayetleri değerlendirmek.

l) Görev alanıyla ilgili olarak Başkanlıkça verilecek konularda araştırma ve incelemeler yapmak, önerilerde bulunmak.

m) Başkanlığın görev alanına giren konularda 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa ilişkin düzenleyici işlemleri yapmak ve tereddütleri gidermek.

n) Tek düzen hesap planı ve mali tablolara ilişkin düzenleyici işlemleri yapmak veya yapılmasına katkıda bulunmak.

o) Muhasebe standartlarının belirlenmesine ilişkin çalışmalara katılmak ve görüş bildirmek.

p) Başkanlıkça verilecek diğer görevleri yapmak.

BAŞKAN - 13 üncü madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Konya Milletvekili Sayın Atilla Kart; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakikadır.

CHP GRUBU ADINA ATİLLA KART (Konya) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 861 sıra sayılı tasarı üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, getirilen tasarının 13 üncü maddesi, Denetim ve Uyum Yönetimi Daire Başkanlığının görevlerini düzenliyor. Maddenin (m) bendinde, daire başkanlığının görev alanına giren konularda, Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Malî Müşavirlik ve Yeminli Malî Müşavirlik Kanununa ilişkin düzenleyici işlemleri yapmanın da bu daire başkanlığının görevleri arasında olduğu belirtiliyor.

Değerli arkadaşlarım, dün gece, 9 uncu maddeyle ilgili konuşmamda ayrıntılı olarak ifade ettiğim üzere, herhangi bir daire başkanlığının yönetmelik düzenlemesi yapması anlamına gelen bu tür bir görevlendirmenin Anayasanın 2, 6, 7, 8, 9, 115 ve 124 üncü maddeleriyle bağdaşır bir yönü yoktur. Herhangi bir daire başkanlığının, ancak bir bakanlığın veya Bakanlar Kurulunun yetkisinde olan yönetmelik veya tüzük düzenlemesi yapmasını ve bu sonuçları yaratacak fiilî düzenlemeleri yaratmasını, hukuk düzeni içinde kabul etmek mümkün değildir.

Değerli arkadaşlarım, bu tür uygulamalarla, maalesef, 58 ve 59 uncu hükümetler döneminde çok sıkça karşılaşıyoruz. Bu yapılan uygulamalarla, Anayasaya, normlar hiyerarşisine aykırı düzenlemelerin ve ihlallerin yapıldığını, somut örnekleriyle anlatmak istiyorum.

Bu uygulamaların, özellikle -Maliye Bakanlığını da anlatacağım; ama, Maliye Bakanlığından evvel- Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde yapıldığını ve âdeta bir hükümet politikası haline geldiğini görüyoruz. Yapılan bu yönetmelik değişiklikleriyle aile bütünlüğü ihlal edilmekte, ilköğretim müfettişlerinin tasfiyesi sağlanmakta ve bunun devamında da, nihaî amaç olan kadrolaşma ve bunun altyapısı sağlanmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, peki, Maliye Bakanlığındaki tablo nedir? Maliye Bakanlığındaki tablo da, maalesef, farklı değildir. Ülkemizde kamu yönetiminin verimli, etkin ve hukuka uygun işleyip işlememesinde, diğer unsurların yanında, ilgili bakanın kamu yönetimi anlayışı, görgüsü, kültürü ve uygulamaları önemli ölçüde belirleyici olmaktadır. İşte, bu aşamada, bütçe gelirini artırmaya ve verimliliğini sağlamaya yönelik olan bu tasarının amacına ulaşıp ulaşmayacağını değerlendirirken, zorunlu olarak, Sayın Bakanın uygulamalarını ve kamu bütçesini ilgilendiren zafiyetlerini ve bu yoldaki bulguları değerlendirmemiz gerekmektedir.

Değerli arkadaşlarım, hemen ve önemle belirtiyorum, Maliye Bakanlığının saygıdeğer, birikimli, nitelikli, kamu yönetimi kültürü ve geleneğine sahip olan bürokratlarını, kadrolarını ve kurullarını tenzih ederek söylüyorum; bu kişi ve kurulların çalışma disiplinlerini, özverilerini, sorumluluk anlayışlarını saygıyla karşılıyor ve takdir ediyorum; bunu tereddütsüz bir şekilde ifade ediyorum; ancak, bu kadroların, çok yönlü bir baskı altında, siyasî ve hukukî baskı altında olduğunu da üzülerek ifade ediyorum. Bu baskı, Sayın Bakan ve hükümetten kaynaklanmaktadır. Bunları, örnekleriyle ve belgeleriyle anlatmak istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, Sayın Maliye Bakanı hakkında Meclise intikal eden 2 dosya var.

AHMET YENİ (Samsun) - Bugün açıkladı onu.

ATİLLA KART (Devamla) - Fezlekeyle Meclise intikal ettiği için, yasama dokunulmazlığı sebebiyle, yargılama yapılması ve bağlı olarak da Sayın Bakanın beraat etmesi söz konusu olamaz.

AHMET YENİ (Samsun) - Sayın Bakan açıkladı.

ATİLLA KART (Devamla) - Bu sebeple, Sayın Bakanın, kamuoyuna yönelik olarak "2 dosyada beraat ettim, gümrük müfettişlerinin hazırladığı bu 3 üncü dosyada da beraat ederim" demesi, bu anlamda konuşması, tutarsız, dayanaksız ve gerçekdışı bir söylemden ibarettir.

Öte yandan, bu dosyalardaki suçlamalar -yine Sayın Bakanın ifade ettiği gibi- usulsüz kredi veya benzeri işlemlerden kaynaklanmıyor. Hayalî ihracat ve naylonfatura konusunda, ASKOR adı altında ve bağlı olarak 91 adet paravan şirket kuran Orhan Aslıtürk ve Muhammet Ciğer isimli kişilerle işbirliği içinde yapılan bir hayalî ihracat ve naylon fatura düzenlemesi söz konusu. Hesap Uzmanları Kurulu yargılama dosyaları, bu yoldaki ciddî bilgi ve bulguları içeriyor. Bu bilgi ve belgelere dayanarak bunları gündeme getiriyoruz.

Bu rapor ve bilgilere göre şu tespit ediliyor: Sayın Bakanın ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğu, yani, bütün işlemlerinden hukuken sorumlu olduğu Albaraka Türk Özel Finans Kurumu, 1995-1998 yılları içerisinde -dört yıllık dönem içerisinde- 150 000 000 dolarlık hayalî ihracat yapmıştır. Oradaki belgelerin tamamı sahtedir değerli arkadaşlarım. Dramatik bir olayla karşı karşıyayız.

Bakın, o iş yoğunluğu içerisinde, yüzde 1, yüzde 2, yüzde 3-5 seviyesinde, gözden kaçacak, kaçabilecek bir evraktan söz etmiyorum, 150 000 000 dolarlık evrakların tamamının sahte olmasından söz ediyorum. Sayın Bakanın, bu sebeple "bu belgelerden haberim olamaz, bilgim dışında olmuştur" yolundaki beyanlarının da hiçbir inandırıcı yönünün olamayacağı açıktır.

Sayın Bakan, yukarıda sözünü ettiğim bu iki dosyada, 1997 ve 1998 yıllarına ilişkin sahte belge ve faturalardan yargılanıyor. Gümrük müfettişlerinin düzenlemiş olduğu üçüncü rapor ise, öyle anlaşılıyor ki, 1997 ve 1998 yılları dışında kalan yıllara ait. Dolayısıyla, yeni bir dosya söz konusu, daha evvelki dosyaların mükerreren anlatılması, ortaya getirilmesi söz konusu değil, değerli arkadaşlarım.

AHMET YENİ (Samsun) - Nereye varmaya çalışıyorsun? Maddeyle ilgisi var mı?

ATİLLA KART (Devamla) - Evet, değerli arkadaşım, onu anlatıyorum. Neyi anlatıyorum; gelir idaresinin etkinliğini artırma amacına yönelik olan bu tasarıda, bu uygulamalar içerisinde olan Sayın Bakanın bu anlayışının bunu sağlayamayacağını anlatıyorum, değerli arkadaşım.

AHMET YENİ (Samsun) - Sayın Bakan bugün açıklama yaptı.

ATİLLA KART (Devamla) - Bakın, daha önemlisi şu, değerli arkadaşlarım: Sayın Bakanın mesai arkadaşı olan Albaraka Türk Özel Finans Kurumu Yönetim Kurulunun beyan ve uygulamaları da, Sayın Bakanın savunmasını maalesef doğrulamıyor.

İlgili şirket, 1998 yılına ilişkin, yasaya aykırı olan bu faaliyetlerinden dolayı, Boğaziçi Kurumlar Vergisi Dairesi Başkanlığına toplam 3 958 807 250 000 Türk Lirası ödemek suretiyle, bu eylemleri, bir anlamda kabullenmiştir. 1997 yılına ilişkin 974 661 912 540 Türk Lirası yönünden ise, ne gibi işlem yapıldığını halen bilemiyoruz. Soru önergemizin cevabını, Sayın Bakandan, aradan bir ay geçmiş olmasına rağmen, halen alamadığımızı ifade ediyorum.

AHMET YENİ (Samsun) - Basına açıkladı.

ATİLLA KART (Devamla) - Bu uygulamaların dışında, vahim olan bir diğer husus; biraz evvel sözünü ettiğim her iki dosyanın hem adlî aşamada hem de, maalesef, yasama aşamasında, yani, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında, mutat olmayan bir şekilde savsaklandığını veya sumen- altı edildiğini görüyoruz değerli arkadaşlarım.

Yine, bakıyoruz, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin Albaraka Türk Özel Finans Kurumuyla ilgili 2001/133 ve 2004/230 esas sayılı dosyalarının temyizi aşamalarında da tuhaf bir uygulamanın yapıldığını görüyoruz. Olayın müdahili durumunda olan Hazine vekili, dosyayı temyiz ediyor değerli arkadaşlarım; ancak, her nedense ve her nasılsa, hukuk müşavirliği temyizden vazgeçiyor. Tabiî, bunu, ayrıca, takip edeceğimizi; ama, gelinen aşamada da yine bir soru olarak Sayın Bakana, bunun açıklamasının yapılması gereğini hatırlatıyoruz.

Değerli arkadaşlarım, Gelir İdaresi Başkanlığının başarıya ulaşmasının önündeki en büyük engel -dramatiktir- Sayın Bakanın bizzat kendisidir. Bunu üzülerek ifade ediyorum. Sayın Bakanın, kamu yönetimi, kamu yönetimi kültürü, anlayışı ve uygulamaları karşısında, bu tasarının amacına ulaşabileceğine ihtimal veremiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kart, size 1 dakikalık eksüre veriyorum, lütfen konuşmanızı tamamlayınız.

Buyurun.

ATİLLA KART (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakan hakkında kesin hüküm niteliğinde bir yargılama kararı mevcut olmadığından, elbette, suçludur diyemiyoruz. Ancak, biliyoruz ki, demokrasilerde istifa, görevden alma gibi kavramlar ve kurumlar vardır. Gelinen aşamada, olay, artık, Sayın Bakanın sorumluluğunu aşmış, hükümetin, siyasî ve hukukî sorumluluğu boyutlarına ulaşmıştır.

Değerli arkadaşlarım, kamu yönetiminde inatlaşma veya zıtlaşma olmaz. Bu anlayışa girmek, sistemi tıkar, beraberinde yeni sorunlar getirir. Onun içindir ki, diyoruz ki, biz, Sayın Maliye Bakanına olan güvensizliğimizi, gerçeğin ifadesi adına, o dosyaların, o yargılamaların ifadesi adına kararlılıkla anlatmaya devam edeceğiz; taa ki, sonuç alıncaya kadar.

Bu düşüncelerle, Genel Kurulu saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kart.

Madde üzerinde şahsı adına, Trabzon Milletvekili Sayın Akif Hamzaçebi; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; madde, Gelir İdaresi Başkanlığının ana hizmet birimlerinden Denetim ve Uyum Yönetimi Daire Başkanlığının görevlerini düzenlemektedir. Mevcut yapıda, bildiğiniz gibi, bir genel müdür vardır, genel müdüre bağlı olarak genel müdür yardımcıları  vardır ve onun altında da daire başkanları vardır. Şu anda Gelirler Genel Müdürlüğünde 27 tane daire başkanı vardır. Tasarı ise, 1 gelir idaresi başkanının başkanlığında, 3 başkan yardımcısını ve toplam 8 daire başkanını istihdam ediyor, 7'si ana hizmet birimi içinde, 1'i danışma birimi içinde olmak üzere. Yani, 27 daire başkanının görevi, bu 8 daire başkanı tarafından yürütülecektir. Her şeyden önce, bu daire başkanları için tasarıda öngörülen statü nedeniyle, gerek geçiş aşamasında gerekse daha sonra hizmetin sunumunda, yönetiminde bir sorun olacağını ifade etmek istiyorum. Bu, işin bir yanı.

Burada asıl üzerinde durmak istediğim konu şu: Daire Başkanlığının adı Denetim ve Uyum Yönetimi Daire Başkanlığı; yani, Türkiye'deki vergi denetimlerinin planlanmasını sağlayacak olan ve mükelleflerin vergi kanunlarına uyumunu sağlayacak olan bir daire başkanlığı. Görevlerine bakarsak, bunların orada sayıldığını görüyoruz. Ancak, denetim konusunda, önceki maddelerde de ifade ettiğim gibi, Gelir İdaresi Başkanlığı Türkiye'deki vergi denetiminin planlamasını ve koordinasyonunu yapamayacak durumdadır. Şu anda kendi denetim elemanlarıyla yürütmekte olduğu; ama, Türkiye'deki denetiminin tümünü planlayamadığı bir gerçektir. Kendi denetim elemanlarıyla yürütmekte olduğu denetimlerin programını yapabilmektedir; ancak, tasarıyla, onların dahi programlarını yapamayacak durumdadır. Neden; Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığının vergi denetimine ilişkin politikalarını ve stratejisini belirleyecektir. Bir kere, bugünkü gücünden daha geriye gitmektedir.

Burada, denetim konusunda burada ikinci sorun şudur: Bakanlıkta kalan denetim birimleri vardır ve Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde olan denetim birimleri vardır. Doğal olarak, bu ikisi arasındaki, bu birimler arasındaki koordinasyonu sağlamak için bir organ gerekmektedir; bir koordinasyon kurulu. Bu daire başkanlığına eğer koordinasyon görevi verilmiyorsa -uygunu ona vermektir- Bakanlıktaki denetim elemanlarının, denetim kurumlarının temsilcilerinin de katılımıyla Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde bir koordinasyon kurulunun oluşturulması gerekir. Bu tasarıda bu yoktur. Yani, tasarının bu maddesinin, daire başkanlığının adı, Denetim ve Uyum Yönetimi Daire Başkanlığı; ama, denetim konusunda bugünkü gücünden, konumundan geriye giden bir gelir idaresi ve bugün koordinasyonu sağlayamıyor durumdaki gelir idaresinin aynen devam ettiği bir gelir idaresi var karşımızda. Bir iyileşme yok mevcut duruma kıyasla.

Mükellefin vergi yasalarına uyumu çok önemli ve uyumun en önemli aracı da denetimdir; idarenin elinde, mükellefin vergiye uyumunu sağlayacak araçların en önemlisi denetim aracıdır. Bu, idarenin elindedir; ancak, bu aracı etkin kullanabilmesinin düzenlemesi, bu maddede, maalesef, yapılmış değildir. Madde, uygulamada, gelir idaresini, bugünkü durumdan daha ileriye götürecek araçları kapsamamaktadır.

Sözlerimi burada bitiriyorum ve hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.

Madde üzerinde, şahsı adına, Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit.

Sayın Koçyiğit, buyurun.

MUHSİN KOÇYİĞİT (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 861 sıra sayılı kanun tasarısının 13 üncü maddesi üzerinde, şahsım adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, günümüzde, beyan esasına dayanan çağdaş vergi sistemlerinin başarılı olması için, vergi kanunlarının, basit, adil ve verimli olması yeterli olmayıp, vergi idaresinin de güçlü bir şekilde örgütlenerek, bir taraftan mükelleflere çağdaş bir vergilendirme hizmeti sunması, diğer taraftan da mükelleflerin beyanlarının denetlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, vergi idaresinin modernizasyonu ve vergilendirme hizmetinin etkin bir şekilde sunulması, son yıllarda, tüm çağdaş vergi dairelerinin üzerinde durdukları konuların başında gelmektedir.

Değerli arkadaşlarım, vergi idaresinin çağdaşlaşması çalışmalarına paralel olarak, günümüzde, vergi idaresinin amaçları, temel ilke ve stratejileri önemli değişikliklere uğramakta ve vergi idaresinin etkinlik anlayışında, klasik hazineci yaklaşımdan, mükellef memnuniyeti ile performans ölçümünü esas alan bir yönetim anlayışına doğru gidilmektedir. Bu çerçevede, vergi idaresinin misyonu, vizyonu ve stratejik önceliklerinin önplana çıkarılması gerekmektedir.

Değerli arkadaşlarım, gelir idaresini yeniden yapılandırma çalışmalarının, IMF niyet mektuplarında ve kredi koşullarında gelir idaresiyle ilgili yapılanmanın şart koşulmuş olması, hatta, bunun, hükümetin performans kriteri olarak belirlenmesi, ayrıca, bu yapılanmanın IMF'nin sürdürülebilir borç politikasının devamını güvence altına almak üzere yapılan bir düzenleme olduğu da açıktır.

Tasarıların hazırlanması aşamasında, hükümetin tüm katılımcılık ve şeffaflık söylemlerine rağmen, hazırlık aşamasında çalışmalar gizlilikle yürütülmüş, ilgili Bakanlık da dahil, sendikalardan ve ilgili taraflardan gizlenerek, bunların görüş ve önerilerinin alınmasına gerek duyulmamıştır.

Değerli milletvekilleri, gelir idaresinin yeniden yapılandırılması, mevcut bütçe ve ekonomi politikalarından soyutlanmış bir şekilde, sanki, teknik bir tartışmaymış gibi yürütülmeye çalışılmıştır. Tasarıda ise, adaletli bir gelir sistemi ve vergi politikasına ilişkin düzenlemelere yer verilmemiştir.

Tasarıya göre, önemli olan, gelir idaresinin en az giderle, yani, en az maliyetle en çok geliri sağlayacak şekilde mükellefi memnun etmeye yöneliktir.

Yine, tasarıya göre, verginin kimden toplanıp kimden toplanmadığı, toplanan değerin kime gidip kime gitmediği, uygulanan vergi politikalarının neoliberal ekonomi politikalarıyla bağı tümüyle gözardı edilmektedir.

Ayrıca, tasarıda, kamu ve sosyal devlet anlayışına da yer verilmemiştir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; burada, gelir idaresinin yeniden yapılandırılması kadar önemli olan bir diğer konu da vergi sisteminin yapısıdır; yani, vergi sisteminin kimden yana olduğu ya da kimden yana olmadığıdır.

Tasarıda, kayıtiçi ekonomiyi, vergi yükünü, dolaylı dolaysız vergi ayırımı ile adaletli gelir dağılımını esas alan vergi sistemine yer verilmemiştir.

Bilindiği üzere, bugün, kayıtdışı ekonominin boyutları her geçen yıl artmaya devam etmektedir. Yüzde 50'ler civarında olan kayıtdışı ekonomi, tırmanarak yüzde 60'lara doğru yükselişe geçmiş bulunmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, kimileri, kayıtdışı ekonomiyi Türkiye'nin dinamizmi olarak niteliyor. Oysa, bu tutum, makro dengeleri bozarak ve krizler yaratarak, istihdam ve üretimi olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca, Türkiye'de toplayamadığımız vergiler, dışborç olarak sırtımıza yüklenmektedir. Bu, bir yandan haksız rekabete neden olurken, öte yandan da Hazinenin finansmanı sürekli olarak kayıtlı ekonomi içindeki mükelleflerden sağlandığı için, artan vergi yükü nedeniyle de eşit işlemeyen bir ekonomik yapının sürdürülmesi teşvik edilmektedir. Bu durum, aynı zamanda, yatırım, üretim, istihdam ve yabancı sermayenin önünde bir engel olarak durmaya da devam etmektedir.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Koçyiğit, 1 dakikalık süre içinde konuşmanızı tamamlar mısınız.

Buyurun.

MUHSİN KOÇYİĞİT (Devamla) - Teşekkür ederim.

Değerli milletvekilleri, bu şekilde Hazinenin finansmanının sürekli olarak kayıtlı ekonomi içindeki mükelleflerden sağlanmasının doğal bir sonucu olarak, vergi oranları aşağıya çekilememektedir. Bir başka deyişle, Türkiye'de kayıtdışı ekonominin varlığı ve etkinliği de dikkate alındığında, vergi yükündeki artışın daha çok kayıt içerisinde olanlar üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Bu durum, doğal olarak, uygulanması gereken ekonomi ve maliye politikalarını da etkilemektedir. Kayıtdışı ekonominin neden olduğu haksız rekabet ortamı, üretime yönelik, yatırıma yönelik uzun vadeli doğrudan yabancı sermayenin ülkemize gelmesinin önündeki en büyük engellerden birini de oluşturmaktadır. Uzun vadeli doğrudan yabancı sermaye girişi olmayınca, doğal olarak, cari işlemler açığının kısa vadeli portföy yatırımlarından, bir başka deyişle, sıcak para hareketlerinden finanse edilmeye çalışılması, hiç kuşkusuz, ekonomideki kırılganlığı iyice artırmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, bir de bir konuya değinmek istiyorum. Özellikle, gelirler bölge müdürlükleri...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Koçyiğit, bugünkü uygulamada 1 dakikalık süreyi kullanıyorum baştan itibaren; mikrofonunuzu açayım, sadece teşekkür ederseniz... Daha sonraki maddeler üzerinde konuşmak isterseniz, tamamlarsınız.

Buyurun.

MUHSİN KOÇYİĞİT (Devamla) - Teşekkür ederim, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Koçyiğit.

Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, madde üzerinde 2 adet önerge vardır. Önergeleri, önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık derecelerine göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 13 üncü maddesinin (m) bendinde yer alan "Kanununa ilişkin düzenleyici işlemleri yapmak" ibaresinin "Kanununun uygulanmasına ilişkin çalışmalar yapmak" ve (n) bendinde yer alan "düzenleyici işlemleri yapmak" ibaresinin "çalışmalar yapmak" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

İrfan Gündüz

Cavit Torun

Haci Biner

 

İstanbul

Diyarbakır

Van

 

Zekeriya Akçam

Sedat Kızılcıklı

Mehmet Çiçek

 

İzmir

Bursa

Yozgat

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, şimdi ikinci ve aykırı önergeyi okutup, işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 861 sıra sayılı tasarının 13 üncü maddesinin (m) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.                       13.4.2005

 

M. Akif Hamzaçebi

A. Kemal Kumkumoğlu

Gürol Ergin

 

Trabzon

İstanbul

Muğla

 

Osman Kaptan

Enis Tütüncü

Birgen Keleş

 

Antalya

Tekirdağ

İstanbul

 

M. Mesut Özakcan

Mehmet Yıldırım

Kemal Kılıçdaroğlu

 

Aydın

Kastamonu

İstanbul

 

"m) Başkanlığın görev alanına giren konularda 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminlik Mali Müşavirlik Kanununa ilişkin uygulamayı yönlendirici düzenleyici işlemleri hazırlamak ve tereddütleri gidermek"

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, katılmıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz, Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Hamzaçebi.

Süreniz 5 dakika.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; maddeyle ilgili 2 tane önerge var. Biri, benim imzamı taşıyan ve şu anda Sayın Başkan tarafından işleme alınmış olan önerge. Şunu düzenliyor önerge: Yasa tasarısının bu maddesinin (m) bendine göre, Denetim ve Uyum Yönetimi Daire Başkanlığı, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Malî Müşavirlik ve Yeminli Malî Müşavirlik Kanununa göre düzenleyici işlemleri yapmakla yetkili, uygulamayı düzenleyici işlemlerle yönlendirecek. Düzenleyici işlem konusunda daire başkanına verilmiş olan bu sınırsız yetki, her şeyden önce Anayasaya aykırı; çünkü, düzenleyici işlem kapsamına, tebliğ ve genelgeler dışında, tüzük ve yönetmelikler de girmektedir. Tüzük, Anayasamıza göre Bakanlar Kurulunca çıkarılmaktadır. Yine, yönetmelikleri de, kamu tüzelkişileri, bakanlıklar ve Başbakanlık çıkarmaktadır. Gelir İdaresi Başkanlığının tüzelkişiliği olmadığına göre, bu başkanlığın, yönetmelik veya tüzük gibi bir düzenleme yapması hukuken mümkün değil, Anayasamıza göre mümkün değil; ama, tasarının bu maddesinde yer alan şekliyle, bunlara da yetkiliymiş gibi bir anlam çıkıyor.

Nitekim, biz, bunu, Plan ve Bütçe Komisyonunda ifade ettik bunun düzeltilmesi gerekir diye; ancak, orada, bu önerimiz dikkate alınmadı ve şunu da orada açıklıkla ifade etmiştim: Bunu burada düzeltmiyorsanız, Genel Kurulda düzeltmek zorunda kalacaksınız.

Biz, bir başka önerge olup olmadığını araştırmaksızın, beklemeksizin önergemizi verdik ve nitekim aynı yönde AKP Grubundan da bir önerge gelmiş bulunuyor; ancak, iki önerge arasında, çok temel bir fark var. Bizim önergemizde, tüzük ve yönetmelik gibi, Anayasaya göre Bakanlar Kurulu veya bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri tarafından çıkarılabilecek düzenlemeler dışındaki düzenlemeleri yapmaya bu daire başkanlığı yetkili kılınıyor; daha doğrusu, Gelir İdaresi başkanlığı yetkili kılınıyor. Bu tip düzenlemelerin, bir üst organ tarafından yapılması gerekir. Bu daire başkanlığının üst organı Gelir İdaresi Başkanlığı olduğuna göre, bu tip düzenlemelerin, tebliğ, genelge gibi düzenlemelerin de Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yapılması gerekir.

İşin özü şu: Eğer bizim önergemiz yerine, biraz sonra okunacak olan önerge kabul edilirse, Gelir İdaresi Başkanlığı, tebliğ dahi çıkaramayacak durumda olacaktır.

Bir yandan "güçlü gelir idaresini kuruyorum" diyeceksiniz, bir yandan, bu idarenin öteden beri hukukunda olan, mükellefleri çeşitli konularda aydınlatmaya yönelik konuları kapsayan tebliğ uygulamasının bu idareye bırakılmayıp Maliye Bakanlığına alınması son derece yanlıştır. Bunun sonucu, bu idare, Gelir İdaresi Başkanlığı tebliğleri hazırlayacak, yayımlanmak için Maliye Bakanlığına gönderecek -Maliye Bakanlığı tebliği uygun görebilir, görmeyebilir, düzelttirebilir, değiştirtebilir, hepsi mümkün- Maliye Bakanlığının uygun görüşünden sonra, Resmî Gazetede yayımlanacaktır.

Evet; güçlü gelir idaresi, tebliğ çıkaramayan bir idare konumunda olacaktır. Bunun güçlü olup olmadığını sizlerin takdirine sunuyorum.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.

Saygıdeğer milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 13 üncü maddesinin (m) bendinde yer alan "Kanununa ilişkin düzenleyici işlemleri yapmak" ibaresinin "Kanununun uygulanmasına ilişkin çalışmalar yapmak" ve (n) bendinde yer alan "düzenleyici işlemleri yapmak" ibaresinin "çalışmalar yapmak" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                        İrfan Gündüz (İstanbul) ve arkadaşları

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

İdare hukukunun temel prensiplerine uygun olarak gerekli değişikliğin yapılması amaçlanmıştır.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, komisyonun takdire bıraktığı, hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

13 üncü maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

14 üncü maddeyi okutuyorum:

Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanlığı

MADDE 14.- Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:

a) Başkanlığın vergi inceleme ve denetim yıllık planına uygun olarak, vergi inceleme ve denetimlerinin gelirler kontrolörleri ve stajyer gelirler kontrolörleri tarafından yerine getirilmesini sağlamak.

b) Gelirler kontrolörleri ve stajyer gelirler kontrolörleri tarafından yapılacak vergi inceleme ve denetimine ilişkin yöntem ve teknikleri geliştirmek, standart ve ilkelerin oluşturulmasını sağlamak, inceleme ve denetim rehberleri hazırlamak.

c) Gelirler kontrolörleri ve stajyer gelirler kontrolörlerinin Başkanlıkça belirlenecek görev yerlerinde çalıştırılmalarına ilişkin usul ve esasları belirlemek.

d) Vergi inceleme ve denetimlerinin etkinlik ve verimliliğini artırıcı tedbirler konusunda görüş ve önerilerde bulunmak.

e) Başkanlıkça verilecek konularda etüt, araştırma ve incelemeler yapmak.

f) Mevzuatla gelirler kontrolörlerine verilen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak.

g) Başkanlıkça verilecek diğer görevleri yapmak.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına, Adana Milletvekili Sayın Kemal Sağ; buyurun.

CHP GRUBU ADINA KEMAL SAĞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 861 sıra sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 14 üncü maddesi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsım adına söz almış bulunuyorum; sözlerime başlarken, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, konuşmama başlarken, öncelikle bir hususu vurgulamak istiyorum. Tasarının genel gerekçesinde kayıtdışı ekonomiyle mücadelenin önemine açık biçimde vurgu yapılmış olmasına rağmen, bu mücadeledeki en önemli ayak olan vergi denetimine gereken önem verilmemiştir. Bu kurgunun, gelir idaresiyle ilgili yasa tasarısının genel gerekçesinde söz edildiği gibi, dünyadaki trendler ve uluslararası anlaşmaların gerektirdiği uyum sürecinin esası ya da anayasası olan yasalaşma sürecindeki Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasarısının ruhuna uygun düştüğünü ve mümkün mertebe denetim ve denetime ilişkin fonksiyonlardan uzaklaşıldığını, maalesef, görmekteyiz.

Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilmiş olmakla birlikte, içinde teftiş ve denetimle ilgili hususlar da bulunan ve bazı maddelerinin bir kez daha görüşülmesi düşüncesiyle Sayın Cumhurbaşkanınca iade edilen ve bu nedenle de yürürlüğe girmemiş olan bu tasarıdaki üslubun esas ya da model olarak alınması, kanun yapma anlayışı açısından, ciddî bir eksikliktir.

Kamu yönetiminin temel çerçevesini çizen, bakanlıkların kuruluş ve görevlerine ilişkin 3046 sayılı Kanuna göre, bakanlıklar ve diğer kuruluşlarda denetim birimleri, ana hizmet birimleri içerisinde değil, danışma ve denetim birimleri içerisinde yer almaktadır. Keza, 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu bakımından da durum aynı olup, kanunun 64 üncü maddesi uyarınca, denetim elemanlarının en üst yöneticilere doğrudan doğruya bağlı olarak görev yapacakları hükme bağlanmıştır. Kanuna göre, denetimde etkinlik, verimlilik, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerinin uygulanabilmesi için, denetim birimlerinin doğrudan idarenin en üst amirine bağlı olarak örgütlenmeleri zorunludur.

Bu tasarıda ise, Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanlığı, ana hizmet birimleri içerisinde yer almaktadır.

Ayrıca, yürürlükte bulunan Bakanlıkların Kuruluş ve Görevleri Hakkında 3046 sayılı Yasa gibi kamu yönetimine ilişkin temel bir çerçeve oluşturulmadan, bu gruplandırmanın münferit yasada yapılması, kanun yapma usulü ve kamu yönetiminin istikrarı açısından da doğru değildir.

Kamu yönetiminde, kontrolör veya benzeri denetim elemanı istihdam eden kurumlarda kontrolörler doğrudan birim amirine bağlıyken, bu tasarı, gelirler kontrolörlerini doğrudan birim amiri yerine, daire başkanına bağlamıştır. Ayrıca, daire başkanı da doğrudan başkana değil, başkan yardımcısına bağlı gözükmektedir.

Tasarıyla, gelir idaresi, sanki vergi toplayan ve vergiyi denetleyen bir Türkiye vergi dairesine dönüştürülmektedir.

Tasarının 14 üncü maddesi, vergi denetiminin en önemli ayaklarından birisini oluşturan gelirler kontrolörlerini yapılandırmaktadır. Yukarıda sözü edildiği gibi, Gelir İdaresi Başkanlığının merkez vergi denetim birimi olan gelirler kontrolörleri, idarî yapılanmamızda hiçbir benzeri olmayacak şekilde, daire başkanlığı biçiminde ana hizmet birimi olarak örgütlenmektedir.

Yine, gelirler kontrolörleri, kendi yıllık denetim plan ve programlarını hazırlayamamakta ve maalesef, kendi yeterlik sınavlarını dahi yapamamaktadırlar.

Oysa, idarî yapılanmamızda merkez denetim elemanlarının tamamı, bulundukları idarenin danışma ve denetim birimleri içinde en üst amire doğrudan bağlı olarak görev yapmaktadırlar. En üst amire doğrudan bağlılık, denetim elemanlarının tarafsız ve bağımsız, önyargılardan uzak bir tutum içinde olmaları ve denetim sonucunda kanaatlerini belirtirken sadece kendi iradelerini esas almaları bakımından zorunluluktur. Aksi takdirde, bugün iktidarda olan partinin, yarın da başka bir partinin çıkarları doğrultusunda çalıştırılması muhtemeldir.

Gelirler kontrolörleri, 178 sayılı Maliye Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname uyarınca, gelir idaresi personelini teftiş etmekte ve soruşturmalarını yapmaktadır. Tasarının 34 üncü maddesinin 5 nolu bendi uyarınca, gelirler kontrolörlerinin bu yetkileri devam etmektedir. Ayrıca, Vergi Usul Kanununun 135 inci maddesi uyarınca da ülke genelinde vergi incelemesi yapmaya devam edeceklerdir.

Bu görevlerini ifa ederken, tarafsız ve bağımsız hareket etmeleri için, bulundukları birimin en üst amirine doğrudan bağlı olmaları şarttır. Uluslararası denetim standartları da bunu gerektirmektedir. Teftiş ve soruşturma yapacak birimin alt birimlere bağlanması doğru değildir.

Maliye Bakanlığında yer alan diğer kontrolörler ve diğer bakanlıklarda yer alan diğer kontrolörler, yine, aynen, dediğim gibi, mevcut birimlerin en üst amirine bağlı olarak çalışmaya devam etmektedirler; kaldı ki, Gelirler Kontrolörleri Yönetmeliğinin 32 nci maddesi uyarınca da, gelir idaresinin en üst amiri olan -mevcut durumdan bahsediyorum- Gelirler Genel Müdürüne doğrudan bağlı olarak çalışmaya devam ediyorlar.

Bütün kontrolörler en üst amire doğrudan bağlı iken, gelirler kontrolörlerinin daha alt bir birim olan daire başkanlığına bağlanmasını anlamak mümkün değildir. Yoksa, gelirler kontrolörleri gözden çıkarılmak mı isteniyor? Üstelik, muadilleriyle aralarında gelirler kontrolörleri aleyhine bir eşitsizlik oluşturularak Anayasanın 11 inci maddesi hükmü de gözardı edilmiş olmaktadır.

Tasarının 4 üncü maddesinin (i) bendinde ise "Bakanlıkça belirlenen temel politikalar ve stratejiler doğrultusunda, vergi inceleme ve denetimlerini gerçekleştirmek" hükmü yer aldığından, Gelir İdaresi Başkanlığı, en önemli fonksiyonu olan vergi denetimini ifa ederken, kendi stratejisini geliştirememekte, Maliye Bakanlığına bağımlı olmaktan kurtulamamaktadır. Mademki düzenleme böyle yapılacaktı, neden gelir idaresinde yeniden bir yapılanmaya gidiliyor?! Pekala, Bakanlar Kurulu kararıyla da bunların çoğunu yapabilirdiniz, hatta bazıları bakan onayıyla da yapılabilirdi.

Tüm bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, gelirler kontrolörlerinin, hem muadilleri hem de fonksiyonları dikkate alındığında, yeni oluşturulacak olan gelir idaresinde en üst amir olan Gelir İdaresi Başkanına doğrudan bağlı olmaları gerekmektedir.

Sözünü ettiğimiz kontrolörler, 2004 yılında yaklaşık 6 katrilyon civarında matrah farkı tespit etmiş ve buna bağlı olarak da 1 katrilyon civarında ilave vergi tarhını sağlamış durumdadırlar.

Bu detaylı açıklamaları yapmamızın nedeni, bu girişimin sadece meri mevzuat bakımından durumu saptamak değildir. Bu değerlendirme, aynı zamanda, hükümetin bu tasarıyla getirilen değişiklikler konusundaki mevcut bilgisinin derinliğini tayin eden, daha önemlisi, samimiyetini ölçen bir bakış açısıdır.

Ne var ki, dünya trendlerinden, uluslararası yükümlülüklerden ve buna ilişkin normlardan alıntılar yaparak gerekçeyi yazan arkadaşlarımız, bu ulusların bu işi nasıl yaptığına, merak edip bakmamışlardır bile. Eğer, bakmış olsalar idi, uluslararası denetim standartları haline gelmiş olan bağımsız düşünme ve davranma esası temelinde, denetim elemanlarının tarafsız ve bağımsız, önyargıdan uzak bir tutum içinde kendi kanaatini belirlerken, sadece kendi iradesine dayanacağı koşulların, bu konuda çağdaş denetim standartlarını uygulama iddiasındaki bütün ülkelerde bu meslek mensuplarının ortak etik kurallarını oluşturan ortak metinler haline gelmiş olduğunu da herhalde görmeleri gerekirdi.

Doğaldır ki, bu standardın uluslararası bir mutabakatla bu şekilde oluşması, ancak belirtilen özelliklerde davranmaya uygun organizasyonların gerçekleştirilmesiyle mümkündür. Nitekim, bu standartları oluşturan ve dünya ölçeğinde uygulanacak kadar çağdaş, saygın meslek ilkeleri haline getiren bu ülkeler, gelir idareleri bünyesindeki denetim birimlerinin, uygulayıcı birimlerin üzerinde yer almasını da sağlamışlardır. Bu basit, ama sağlam kriter, bize, uygulamanın gerekçeler ve çözüm bazındaki iç tutarlılığının sınanması ile çözüme ilişkin yaklaşımdaki samimiyetin de derecesini ölçme şansı vermektedir.

Ancak, üzülerek gözlemliyoruz ki, bırakınız idare içindeki yapılandırmayı, yapacakları denetimi idarî ve siyasî etkilere açık hale getirmeyi, denetim mesleğinin uluslararası standartlara göre yeri bile tartışılır hale getirilmiş ve uzun yıllardır Vergi Usul Kanununun 135 inci maddesinden aldıkları yetkiyle vergi incelemelerini başarı ve samimiyetle yürüten gelirler kontrolörlerinden, bu emek ve duygularının karşılığı niteliğinde olmasa bile, küçük bir samimî adım dahi atılmamıştır.

En azından gelirler kontrolörlerinin bugüne kadar gösterdikleri performansın karşılığı olarak samimî bir adım atılması ve kontrolörlerin doğrudan doğruya Gelirler İdaresi Başkanlığına bağlı olması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sağ.

Şahsı adına, Sayın Fatih Arıkan?..

Kütahya Milletvekili Sayın Alaettin Güven; buyurun.

ALAETTİN GÜVEN (Kütahya) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlarım; 22 nci Dönem Parlamentosu hep ilklere imza atan bir parlamento. Temel yasalar çıkarmak, temel hedefimiz. Bunu da yol boyunca gündeme getirmiş ve önemine binaen de yasalaştırmış durumdayız. 1960 yılında, 1963 yılında, taa o zamanlardan gündeme gelen gelir idaresiyle ilgili teşkilatlanma hep ertelenmiş, bugünlere kadar gelmiş; bu yasayı da çıkarmak bize nasip olmuş.

Değerli arkadaşlarım, yasa önemli; hukuk devleti, hukukun üstünlüğü olan bir ülkede yasalar önemli. Bu, bizim tarihî birikimimiz. Devlet idare etme anlayışımız, yönetme anlayışımız da bunu gerektiriyor. Bakınız, şimdi size, bu anlamda, Kutadgu Bilig nedir desem, hepimiz biliriz; bunun bir kitap ve hatta, Kutlu Olma Bilgisi adını taşıyan bir kitap olduğunu hep biliriz; yazarının Yusuf Has Hacib olduğunu biliriz; 1069 yılına kadar gittiğini biliriz.

Burada, vatandaş ile devleti yönetenler arasında bir diyalogdan söz edeceğim; çok önemli. Bu diyalogda, yasa, vergi gündeme getirilerek şöyle deniliyor; vaktinizi fazla almadan... Şimdi, ekonomik istikrarın ve toplumsal mutabakatın olabilmesi, insanların mutlu ve huzurlu olabilmesi için, vatandaş ile devlet, yurttaş ile hakan karşı karşıya oturuyorlar ve bir diyaloga giriyorlar. Devlet adına hakan ve karşı tarafta, olmazsa olmazların arasında ve bizim vekil olarak temsil ettiğimiz yurttaş bir diyaloga giriyor. Hakan diyor ki, mutlu olabilmemiz için, benim iyi yönetmem için sen yasalarıma uy. Başka ne yapmam gerekiyor; vergini öde. Başka; dostumu dost, düşmanımı düşman bil. Peki, bunları yaparım; ama, benim de şartım var diyor vatandaş. Yani, bizleri seçen yurttaş, vatandaş, yani millet, yani milletin talebi. Neymiş o; yurttaş, vatandaş diyor ki: Yasalarına uyarım; ama, adil olsun, adaletli olsun, herkese aynı şekilde, eşit bir şekilde uygulansın, ben zarar görmeyeyim, daima benim mutluluğumu sağlayan yasalar olsun. Başka; vergimi de öderim; ama, gümüşün ayarını bozma. Ayarı bozulmuş gümüş, enflasyona giden yoldur. Biliyorsunuz, temel hedeflerimizden birisi bu olmuş. İnşallah, bunu hep beraber, muhalefetiyle iktidarıyla çıkardığımız yasalarla, çalışmalarımızla, ekonomik istikrara giden yollardan biri olan, enflasyonu da düşürdük çok şükür. Başka; düşmanını düşman, dostunu dost bilirim; ama, benim de, vatandaş olarak can ve mal güvenliğimi koru, diyor.

Değerli arkadaşlar, bu diyalogdan şunu anlıyoruz: Bizim tarihî birikimimiz, tecrübemiz, devlet yönetmeye giden yol, devlet yönetmeden maksat, yönetilenlerin mutlu olması, mutlu olmak için de, temel yapılanma, temel yasaların çıkması ve bunları uygulayan kişilerin de, bu yasaların ruhuna uygun olarak onu uygulamasıdır.

Gelir önemli, gider önemli. Geliri, tabiri caizse, çok güzel bir şekilde toparlayamazsak -millî gelirimizin yüzde 25'i vergi idaresine bağlı- bu da, harcamayı yapamamamız demektir, iyi kullanamamamız demektir, bu da, toplumumuzun, milletimizin, insanımızın mutluluğunu önleyen bir konudur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Güven, lütfen, teşekkür eder misiniz.

1 dakika içerisinde tamamlayın.

Buyurun.

ALAETTİN GÜVEN (Devamla) - Yasanın hepimize, ülkemize, milletimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Güven, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

15 inci maddeyi okutuyorum:

Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Daire Başkanlığı

MADDE 15.- Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:

a) Uygulamaya ilişkin uluslararası vergi ilişkilerini yürütmek ve bu kapsamla sınırlı ikili ve çok taraflı anlaşmalarla ilgili işlemleri yapmak.

b) Devlet gelirlerine etkisi olan her türlü uluslararası anlaşma tekliflerini vergi tekniği ve uygulamaları açısından inceleyerek görüş bildirmek.

c) Avrupa Birliği ile vergi uygulamasıyla ilgili ilişkileri ve Türk vergi sisteminin Birliğin vergi sistemine uyumuna ilişkin çalışmaları yürütmek.

d) Uluslararası kuruluşlar ve diğer devletlerle görev alanına giren konularda işbirliği yapmak ve bu çerçevede eğitim faaliyetlerini yürütmek.

e) Başkanlıkça verilecek diğer görevleri yapmak.

BAŞKAN - Madde üzerinde, şahsı adına, Kütahya Milletvekili Abdullah Cantimur; buyurun.

Süreniz 5 dakika, Sayın Cantimur.

ABDULLAH ERDEM CANTİMUR (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; tabiî, dünden beri tüm milletvekili arkadaşlarımızın da ifade ettiği gibi, gerek ülkemizin vergi yapısını gerekse mükelleflerimizi yakından ilgilendiren önemli bir tasarıyı görüşüyoruz.

Türk gelir idaresinin mevcut yapısı incelendiğinde, içe dönük bir organizasyon yapısının bulunduğu, merkez ve taşra teşkilatının yönetsel bir bütünlük arz etmediği, iş ve işlemlerinin ve bu sürecin birbirinden kopuk olduğu ve bu idare yapısı içerisinde vergi politikalarının oluşturulmasında yeterli bir etkinliğin sağlanamadığı ve dolayısıyla, kaynaklarımızın etkin bir şekilde kullanılamadığı, hep vergi camiası içerisinde yıllardan beri söylenegelen bir husustur. Bu tasarıyla, belki, çok çağdaş, çok modern bir vergi idaresi yapılandıramadığımız hususu iddia edilebilir; ancak, bu tasarı içerisinde, inanıyorum ki, etkin bir vergi idaresi, çağdaş bir vergi idaresi ve mükellef odaklı bir vergi idaresinin temelleri atılmaktadır.

Vergide yapılan değişiklikler, elbette ki, toplumda yaşayan tüm insanları ilgilendirmektedir. Sadece vergi idaresi bünyesinde çalışan insanlarımızın değil, belki toplumun tüm kesimlerinin televizyonlarda bizleri izlediğini biliyoruz; ama, burada, gerçekten, hem gerçek bir adil vergi idaresinin yapılanması hem de verginin mükellef odaklı şekilde düzenlenmesi suretiyle daha adil bir yapının oluşturulacağını düşünüyorum.

Ben, bu tasarının ve bu maddenin tamamının hem vergi idaremize hem de ülkemize hayırlar getirmesini diliyor, hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Cantimur.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, söz istiyorum.

BAŞKAN - Bir dakika efendim.

Kayseri Milletvekili Sayın Mustafa Elitaş; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, üzerinde görüşmekte olduğumuz yasa tasarısıyla, yaklaşık 2,5 milyon mükellefimizi ilgilendiren ve onların bundan sonraki süreç içerisinde ne yapacaklarıyla ilgili, vergi yönünden ne şekilde davranacaklarıyla ilgili düzenlemeyi ortaya çıkaracak bir kurum hakkında konuşuyoruz.

Yıllardır, yaklaşık yirmibeş yıldır, ben, bu memlekette, hep mükellef olarak kamuya katkıda bulunmaya gayret ettim. Bu yasa tasarısı içerisinde en çok dikkatimi çeken husus... Şu ana kadarki kanunlarımız içerisinde -Vergi Usul Kanunu, Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi ve Katma Değer Vergisi Kanunları gibi diğer kanunlarımız içerisinde- sadece mükelleften vergi almanın nasıl olacağı şeklinde yöntemler bulunmaya çalışılırdı. Ama, Gelir İdaresi Yasa Tasarısı hazırlanırken, bir mükellef olarak, yıllarca mükelleflik yapmış birisi olarak en çok dikkatimi çeken madde, 10 uncu madde, mükellef hizmetleri maddesi. Aslında, 10 uncu madde içerisine baktığımızda, mükellef hak ve hizmetleri diye ifade etmenin belki daha doğru olacağı kanaatindeyim; çünkü, bir taraftan mükellefe hizmet etmek, öbür taraftan da mükellefin hak ve menfaatlarının nasıl korunacağı hakkında mükelleflere bilgi vermek yönünde, gelir idaresinin, vergi idaresinin çok önemli bir fonksiyon olduğunu düşünüyorum.

Bugüne kadar, vergi mükelleflerinin vergi dairesine gitmekten sürekli imtina ettiklerinin ve çekindiklerinin, orada kendilerine yakın birisini bulamamanın verdiği sıkıntı ve üzüntüyle vergi dairesinden kaçınma gibi bir hislerinin ortaya çıkması, inşallah, Gelir İdaresi Yasasıyla birlikte, mükelleflerin kendi hak ve menfaatlarını koruyacak bir kurum ve birimin olacağı kanaatindeyim.

Yasa tasarımızın şu anda görüşmekte olduğumuz 15 inci maddesinde, uluslararası düzeyde, gelişmiş ülkelerde vergi mevzuatının nasıl düzenlendiği ve uluslararası düzeydeki yapılacak anlaşmaların ülkemize nasıl bir vergi artırıcı etki sağlayacağı konusunda da Gelir İdaresi Başkanlığına önemli bir görev verilmiş. Öyle ümit ediyorum ki, yasa tasarısı içerisindeki lafzında ifade edilen hükümlerin ruhuna da intikaliyle birlikte, bugüne kadar toplayamadığımız, toplamakta zorluk çektiğimiz, kimilerinin vergi kaçırması diye tanımladığı; ama, genel itibariyle vergiden kaçınma olayının, artık, ortadan kalkacağı, milletin, mükelleflerin millî bir şuur içerisinde vergilerini en güzel şekilde verecekleri bir tasarı olduğunu düşünüyorum ve hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Elitaş.

Sayın Kandoğan, 2 kişi konuştuğu için size söz veremiyorum.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Karar yetersayısı aranılmasını istiyorum.

BAŞKAN - Daha bir şey yapmadık; oylama falan yapmadık.

Madde üzerinde soru-cevap işlemi var.

Sayın Ercenk, buyurun.

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, aracılığınızla, Sayın Bakana bir soru yöneltmek istiyorum.

3046 sayılı Yasa gereği, denetimdeki verimlilik, etkinlik, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerinin bir gereği olarak denetim birimlerinin doğrudan idarenin en üst amirine bağlı olarak örgütlenmeleri zorunludur. Oysa, bu tasarıya göre, gelirler kontrolörleri denetim birimi iken, ana hizmet birimleri içinde daire başkanlığı biçiminde örgütlenmekte; ancak, denetim görevini üstlenen gelirler kontrolörleri, Gelir İdaresi Başkan Yardımcısına bağlanmaktadır. Bu düzenlemedeki gerçek amacınız nedir?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ercenk.

Sayın Bakanım, cevap verecek misiniz, yoksa, yazılı mı cevap vereceksiniz?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) - Arz edeyim Sayın Başkanım.

3046'daki zorunluluk yalnız teftiş kurullarıyla alakalıdır, bakanlık teftiş kurullarıyla alakalıdır; o da, bakanlık teftiş kurullarının özelliğinden kaynaklanmaktadır. Diğer teşkilatlarla bir ilgisi yoktur.

Arz ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakanım.

Sayın milletvekilleri, 15 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Karar yetersayısının aranılmasını istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın Kandoğan, bu karar yetersayısı istemenin, diğer şeylerin bir zamanı, bir zemini vardır; iyi takip ederseniz, olur. Ben oylamaya geçtikten sonra böyle bir imkân olmaz.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Daha önceden istedik.

BAŞKAN - Hayır, daha önceden olmaz, tam zamanında olacak.

16 ncı maddeyi okutuyorum:

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Danışma Birimleri

Danışma birimleri

MADDE 16.- Başkanlığın danışma birimleri şunlardır:

a) Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı.

b) Hukuk Müşavirliği.

c) Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği.

BAŞKAN - Madde üzerinde, şahsı adına, Bursa Milletvekili Sedat Kızılcıklı; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının 16 ncı maddesi üzerinde, şahsım adına söz almış bulunuyorum; öncelikle, hepinizi, sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Tabiî, 16 ncı madde, Başkanlığın danışma birimlerinin nerelerden oluşacağını ifade ediyor. Ancak, ben, buraya gelmeden önce -müsaade ederseniz- bu kanunla ilgili pek çok konuşma yapıldı kürsüde ve burada, sanki, bu kanun hiçbir şeyi değiştirmiyor ve konuşmalardan, bu kanunun gelir idaresine hiçbir katkısı yokmuş gibi bir algılama çıkıyor diye, neler getiriyor, hangi katkıları varla ilgili birkaç cümle söylemek istiyorum.

Tabiî, Maliye Bakanlığımız, bu yasama döneminde, bu dönemde, uzun yıllardır konuşulan enflasyon muhasebesini çıkarmakla tarihî bir adım atmıştır.

Yine, bütçemizin gider bölümünü ilgilendiren Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu da çıkarılmış ve bununla da ilgili çok önemli bir başarı sağlanmıştır.

Yine, sürekli, Maliye Bakanlığı, sanki, vergileri artıran bir kurummuş, bir bakanlıkmış gibi gösteriliyor. Halbuki, bütün millet ve ülke biliyor ki, bu dönemde, kurum kazançları üzerinden alınan yüzde 65'lik vergi oranı, yüzde 45'lere düşürülmüştür. Yine, yüzde 33'lük olan kurum vergisi oranı, fonların kaldırılması suretiyle, yüzde 30'lara düşürülmüştür. Vergiye tabi gelirlerdeki en üst dilim yüzde 45'lerden 40'a, ücretlerde de 40'lardan 35'lere düşürülmüştür. Yine, sağlıkta ve eğitimde, bazı gıda ürünlerinde de vergi oranları, yüzde 18'lerden 8'e indirilmiştir.  Bununla ilgili, ben, seçim bölgemde, hep, halkımıza şunu söylüyorum: Bu ülke, bu millet, maalesef, uzun yıllardır, içmesuyuna bile yüzde 18 KDV ödemiştir. İlk defa, Maliye Bakanlığımız, bu KDV'lerdeki değişiklikle, indirimlerle, hiç olmazsa, bunu, yüzde 18'den yüzde 8'e düşürme başarısını göstermiştir.

Değerli arkadaşlar, bu tasarıyla neler getiriliyor, hangi katkılar var gelir idaresine; en azından, oradaki personel kesinlikle rahatsız edilmiyor, kimsenin özlük haklarında geriye bir gidiş söz konusu değil ve yenilenmeler var.

Maliye Bakanlığına doğrudan bağlı bir gelir idaresi kuruluyor. Bu da, gelir idaresine verilen önemi göstermektedir.

Yine, merkezde, vergi türlerine göre oluşturulan hantal bir yapı vardı. Şimdi, gelir idaresinin yeniden yapılandırılmasıyla, vergi türlerine göre oluşturulan bu yapı değiştiriliyor ve gelir idaresinin merkez teşkilatı daha fonksiyonel bir örgüt haline getiriliyor.

Yine, taşradaki vergi dairelerinin doğrudan merkeze bağlanması sağlanıyor. Böylece, taşra birimlerinin doğrudan ve hızlı bir şekilde  merkezle iletişimi sağlanmış oluyor. Taşra teşkilatının mevcut yapısı ve sorunları dikkate alınarak böyle bir düzenleme yapılıyor. Temel fonksiyonlarını yerine getirebilen, güçlü, kendi kendine yeterli, yönetsel bütünlüğe sahip, yetkileri artırılmış, merkezden planlanan ve uygulama birliği teminine, uzlaşmaya ve yetki devrine imkân veren, ortak hizmetleri birleştirmiş bir taşra teşkilatının önü böylelikle açılıyor.

Yine, mükellef odaklı bir vergi dairesine doğru çok ciddî adımlar atılıyor.

Taşra yapılanmasında, ortak hizmetlerin birleştirilerek etkinliğin ve verimliliğin artırılması, sadece vergi türlerini esas alan mevcut vergi tipi organizasyon yapısından, mükellef odaklılığı esas alan fonksiyonel bir yapıya doğru hızla -inşallah- koşuyoruz.

Yine, Maliye Bakanlığımıza, maliye politikaları belirleme yetkisi veriliyor. Gelir İdaresi Başkanlığı da bunları uygulayan bir birim haline dönüştürülüyor ve çok önemli bir şeyi ifade etmek istiyorum. Biliyorsunuz Adalet ve Kalkınma Partisi, hep, önce insan diyor. Bununla ilgili olarak, daha önce, Sağlık Bakanlığında hasta hakları kurulmuştu, şimdi de, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi bünyesi içerisinde mükellef hakları, ilk defa, bir kanuna girmiş oluyor. Böylelikle bu ciddî ve önemli adımı da, mükellef hakları tabirini de, ilk defa kanunlara sokma başarısının da bizim iktidarımıza nasip olduğunu söylemek istiyorum.

Katılımcı bir yönetim anlayışı getiriliyor. Demokrasimizin özünde bu var. Demokraside katılımcı yönetim anlayışı önemlidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kızılcıklı, lütfen, konuşmanızı tamamlayınız.

Buyurun.

SEDAT KIZILCIKLI (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Son cümlelerimi söylüyorum.

Vergi kanunlarının mükellef tarafından doğru ve kolay anlaşılabilmesi ve kolay uygulanabilmesi, vergi yönetiminde yeni bir anlayışın oluşmasını gerekli kılmakta idi. Bu açıdan, hizmet anlayışı yeniden tanımlanırken, katılımcı yönetim anlayışını sağlamak amacıyla, meslek birlikleri temsilcilerinin ve akademisyenlerinin katılımıyla oluşan -Vergi Danışma Komitesi madde 31 ile- yolun birliğinin sağlanması ve ihtilafların en aza indirilmesi, bununla da hedefleniyor.

Daha çok getirdikleri var, sürem kısıtlı olduğu için sözlerimi tamamlıyorum.

Gelir İdaresi Kanununun hayırlar getirmesi temennisiyle, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kızılcıklı.

Sayın Topuz, talebiniz intikal etti; ama, şahsı adına bir konuşmacı başladığı için grup adına konuşmaları geçmiş olduk; onun için Sayın Hamzaçebi'ye söz veremedim. Bir sonraki madde üzerinde mi söz vereyim?..

ALİ TOPUZ (İstanbul) - Bir sonraki madde üzerinde...

BAŞKAN - Tamam.

Şahsı adına, Kütahya Milletvekili Sayın Alaettin Güven.

Buyurun Sayın Güven.

ALAETTİN GÜVEN (Kütahya) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlarım; ben, 861 sıra sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun Tasarısı elime geldiğinde, en iyi iletişim yolunun kelimeler ve sözcükler olduğunu kabul ettiğimden, dedim ki, daire nedir, idare nedir; gelir idaresi... Çünkü, 1975 yılında Millî Eğitimde göreve başladığımda, vergi dairesiyle -o zamanlar mal müdürü deniyordu- oralarla ilişkimiz oluyordu; başıma bir hadise geldi; benim hakkımda karar verecek daire başka, bir başka yerde bir başka. Yani, iki insan -o günlerin tabiriyle, şimdi vergi dairesi müdürü deniyor; ama, o zamanlar mal müdürü deniyordu- iki ayrı kişi ayrı düşünüyor. Tecrübeli bir büyüğümüz benim kulağıma şöyle fısıldadı, dedi ki: "Kafanı yorma, başına daha çok işler gelecek; bu ülkede ne kadar mal müdürü varsa, o kadar da maliyeyle ilgili kanun vardır." Hiç unutmam bunu ve şunu anladım şimdi, demek ki, temelli yasa yok, yasalar yok; herkes kendine göre, kendi buyruğunca işlem yapmaya kalkıyor, karar veriyor. Dolayısıyla da insanlarımız mutlu olmuyor.

Bakınız, daire olunca ne oluyormuş: Resmî kuruluşlardan her biri ve bulundukları bina. Peki idare ne imiş: Bir işi çekip çevirme, yönetme, bir memleketin mülkî ve idarî işlerinin yürütülmesi, kamuya ait hizmetlerin bütünü. İşte, bizim, dairelerimizin sadece resmî olarak bir yerde bulunmasını değil, artık, oraların, bir yönetim yeri, bir idare yeri olmasını sağlamak için çalışmalarımız devam ettiğine göre, burada da güzel bir tasarı geliyor. Her şeyden önce, gelirimizin idare edilebilmesi, yönetilmesi için bir teşkilat kanunu gerekir; şekillenmesi gerekir; bunun için adım atılmış oluyor ve tasarının da epey ilerlemesini yaptık.

Tekrar, geçen ve gelecek maddelerle birlikte tasarının memleketimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyor, teşekkürler ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Güven.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum:

ÜNMET KANDOĞAN (Denizli) - Karar yetersayısı, Başkanım...

BAŞKAN - Kabul edenler...

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan "madde üzerinde görüşmeler tamamlanmıştır" ifadesini kullanın. (AK Parti sıralarından "geç kaldı" sesleri)

Lütfen, bu kadar yanlı davranmayın.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

17 nci maddeyi okutuyorum:

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Lütfen!..

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, sizin...

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Hayır efendim, usulümüz bu şekildedir. "Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır" ifadesini kullanın lütfen! (AK Parti sıralarından gürültüler)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Başkanlığa karşı biraz saygılı ol.

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, lütfen, yerinize oturunuz.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Bu kadar yanlı, taraflı bir Meclis yönetimi olmaz.

BAŞKAN - Sen görevini yapmıyorsan bizim bir kabahatimiz yok. Zamanında talebini ileteceksin biz de görevi yerine getireceğiz.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Karar yetersayısı istemememiz için her şeyi yapıyorsunuz. Yanlı uygulama yapıyorsunuz; lütfen, yanlı davranmayın.

BAŞKAN - Bağırarak hiçbir şeyi halledemezsin; lütfen...

Sesinizi yükseltmeyin, Başkanlık Divanına karşı gerekli üslupla konuşunuz.

Teşekkür ederim.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Lütfen!.. Oturum başından beri aynı uygulamayı yapıyorsunuz.

BAŞKAN - Görevini sen yapacaksın, sizin görevinizi biz yapmayacağız.

Buyurun Sayın Miçooğulları, maddeyi okuyunuz:

Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı

MADDE 17.- Strateji Geliştirme Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:

a) Ulusal kalkınma strateji ve politikaları ile yıllık program çerçevesinde Başkanlığın orta ve uzun vadeli strateji ve politikalarını belirlemek, amaçlarını oluşturmak üzere gerekli çalışmaları yapmak.

b) Başkanlığın görev alanına giren konularda performans ve kalite ölçütleri geliştirmek, izlemek, değerlendirmek, sürekli gelişim önerilerinde bulunmak ve bu kapsamda verilecek diğer görevleri yerine getirmek.

c) Başkanlık bütçesini stratejik plana ve yıllık hedeflere göre hazırlamak; Başkanlık faaliyetlerinin bunlara uygunluğunu izlemek ve değerlendirmek.

d) Vergi kanunlarında veya diğer mali kanunlarda yer alan her türlü istisna, muaflık ve indirimlerin maliyetlerini ölçmek, ekonomik ve sosyal etkilerini analiz etmek.

e) Merkez ve taşra teşkilatının iş ve işlem akışları ile verimliliğinin artırılmasına yönelik öneriler geliştirmek.

f) Başkanlığın faaliyetleriyle ilgili bilgi ve verileri toplayarak yönetim hizmetlerinin geliştirilmesi ve performansa yönelik olarak analiz yapmak, yorumlamak ve yıllık faaliyet raporlarını hazırlamak.

g) Başkanlık üst yönetiminin iç denetime yönelik işlevinin etkililiğini ve verimliliğini artırmak için gerekli hazırlıkları yapmak.

h) Başkanlığın görev alanına giren konularda, hizmetleri etkileyecek iç ve dış faktörleri incelemek ve bu konuda gerekli kriz yönetimi planını hazırlamak, kurum içi kapasite araştırması yapmak, hizmetlerin etkililiğini ve tatmin düzeyini analiz etmek ve genel araştırmalar yapmak.

i) Yapılacak yeni düzenlemeler ve ihdas edilecek birimler için düzenleyici etki analizi yapmak, gelir kanunlarına ilişkin tasarıları uygulanabilirliği açısından değerlendirmek ve görüş bildirmek.

j) Başkanlıkça verilecek diğer görevleri yapmak.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi.

Sayın Hamzaçebi, buyurun.

Süreniz 10 dakika.

CHP GRUBU ADINA MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu daire başkanlığının görevleri arasında şu da var: Vergi kanunlarında veya diğer malî kanunlarda yer alan istisna, muaflık ve indirimlerin maliyetlerini ölçmek. Hakikaten, bu, çok önemli bir konudur. Birçok kanunda, çeşitli vergilerden, çeşitli konuları, alanları veya mükellefleri istisna eden, muaf kılan hükümler vardır. Bu kanunlar kabul edilirken, bunların vergi gelirlerinde nasıl bir kayba yol açtığı bilinmez; belki kanunu hazırlayanlar bilir; ama, Parlamento bunu bilmez, toplum bilmez; gerçekten, bunun maliyetini ölçmek ve Parlamentoya sunmak topluma sunmak son derece önemli bir görevdir. Bu görev, Strateji Geliştirme Daire Başkanlığının görevleri arasında sayılıyor. Bunun, tabiî ki, Kamu Malî Yönetim ve Kontrol Kanunu uyarınca, ayrıca, kamuoyuna ve Parlamentoya da sunulması gerekiyor, bu muaflık ve istisnalar nedeniyle tahsilinden vazgeçilen vergi gelirinin tutarının ne olduğu.

Burada, biraz önce söz alan Adalet ve Kalkınma Partili bir milletvekili arkadaşımız, bu hükümet döneminde, Kurumlar Vergisi başta olmak üzere çeşitli vergilerde indirimler yapıldığını ifade etti; yani, bu hükümet döneminde vergide hiçbir şey yapılmadı değil, tam tersine, birçok vergide indirim yapıldı açıklamasında bulundu. Ben, arkadaşımızın bu açıklamasına bir katkı yapmak istiyorum, konuyu biraz daha açmak istiyorum.

Evet, bu hükümet döneminde bazı vergilerin oranlarında indirim yapıldığı doğrudur. Örneğin, Kurumlar Vergisi oranı yüzde 33'ten 30'a inmiştir. Buna paralel olarak, Gelir Vergisi tarifesinde de en üst dilimdeki vergi oranı 5 puan indirilmiştir; yani, ücretlilerin Gelir Vergisi tarifesindeki en yüksek oran yüzde 40'tan 35'e, ücretli dışındaki diğer mükelleflerin Gelir Vergisi tarifesi oranı da yüzde 45'ten 40'a indirilmiştir.

Bu tasarı burada görüşülürken, yani, bu vergilerde indirimi öngören tasarı burada görüşülürken bir öneride bulunmuştuk Cumhuriyet Halk Partisi olarak; önerinin konusu şuydu: Beyannameli mükelleflerde Gelir Vergisi oranını yüzde 45'ten 40'a indirirken, Maliye Bakanlığı önemli bir vergi gelirinden vazgeçiyor, geçebilir. Yani, vergi indirimi, sonuçta, bütün topluma mal ediliyorsa, bütün toplumun Gelir Vergisi yükü indiriliyorsa, sonuçta hoş bir şeydir; ama, sadece belli kesimlere yönelik bir indirim yapıyorsanız, bu, vergide eşitlik ve adalet ilkesine aykırıdır.

Konumuza dönüyorum. Yüzde 45'lik oranı, beyannameli mükelleflerde yüzde 40'a indirirken, önemli bir vergi gelirinden vazgeçiyor Maliye Bakanlığı; ama, ücretlilerdeki yüzde 40'lık Gelir Vergisi oranını yüzde 35'e indirirken, vazgeçtiği vergi geliri son derece önemsizdir; neden; çünkü, ücretlilerde Gelir Vergisi tarifesinin en üst diliminde bir yığılma yoktur, çok az sayıda ücretli o dilimden vergilenir; ama, beyannameli mükelleflere baktığımızda, en üst dilimde bir yığılma vardır. Önemli sayıda mükellef, önemli miktarda bir matrah, en üst dilimden vergilenir. Dolayısıyla, görünüşte, kâğıt üzerinde, hükümet "her iki gelir grubunun da vergi oranını 5 puan indiriyorum" derken, eşit, adil davranmış gözüküyor; ama, bunun altına baktığımızda, gerçekte, eşit davranmadığı ortaya çıkıyor; ücretliler aleyhine bir Gelir Vergisi düzenlemesini, hükümet, o zaman yapmıştır.

Devam ediyorum; hükümet, acil eylem planında, Gelir Vergisi Kanunundaki özel indirim tutarını, kademeli olarak, asgarî ücret seviyesine çıkarma sözünü vermiştir. Acil eylem planını, hükümet, toplumla yapılan bir sözleşme olarak tanımlamıştı. Evet, hükümet, bu sözleşmenin gereğini yapmalıydı; ama, tam tersini yaptı, ilk kanun değişikliğinde özel indirimi tamamen          kaldırdı. Özel indirimi asgarî ücret seviyesine çıkarma sözü veren hükümet -ki, aylık, bir ücretlide 40 000 000 lira civarında bir rakamdır- ilk yasa değişikliğinde özel indirimi tamamen kaldırmıştır.

Devam ediyorum; hükümet, haberleşme üzerindeki vergileri azaltma sözünü vermiştir ve yine, hükümet, ekvergi getirme kolaycılığına gidilmeyecektir sözünü vermiştir. Bu sözde, önceki hükümetleri alaya alan, onları eleştiren bir anlayış da var; ekvergi getirme kolaycılığına gitmeyeceğiz, yani eski hükümetler böyle bir kolaycılığa gittiler. Hükümet, gerçekten, bu iki sözünü, bu sözünü tuttu ekvergi getirme kolaycılığına gitmedi; önceki hükümet, 57 nci hükümet, cep telefonları üzerindeki Özel İletişim Vergisini geçici olarak çıkarmıştı, bu hükümet bunu daimî hale getirerek ekvergiyi, geçici vergiyi kaldırmış oldu; hükümet sözünü tuttu. Haberleşme üzerindeki vergileri kaldıracaktınız hani; işte, bu, haberleşme üzerinden alınan vergi değil midir?! Özel İletişim Vergisi, tam tersine kalıcı hale getirildi; hatta, Özel İletişim Vergisinin kapsamı genişletildi.

Devam ediyorum; Özel İşlem Vergisi, yine 57 nci hükümetin çıkardığı geçici vergilerden biriydi. Bu hükümet, ekvergi getirme kolaycılığına gidilmeyecektir sözüne sadık kalarak bu vergiyi kaldırdı. Ne yaptı; verginin kapsamına giren işlemleri Damga Vergisi ve harç kapsamına alarak daimî hale getirdi!

Devam ediyorum; enerji kaynakları üzerindeki finansman amaçlı vergiler azaltılacaktır; yani, önceki hükümetler, kamu finansmanını sağlayabilmek için sürekli enerji kaynakları üzerine vergi koydular, biz bunları hafifleteceğiz sözünü verdi hükümet. Evet, enerji kaynakları üzerindeki vergileri, akaryakıt üzerindeki vergileri, hükümetin her gün yaptığı zamları, vergiye dayalı zamları hepiniz biliyorsunuz!

Devam ediyorum; alkollü içkiler ve tütün mamulleri üzerindeki vergiler... Hükümet, sigara ve diğer tütün mamulleri üzerindeki vergileri önceki hükümetten devraldığında, Avrupa Birliği ortalamalarının altındaydı bu vergiler. Şimdi, hükümetimiz sayesinde, Avrupa Birliği ortalamalarının üzerinde bir vergi yükü var sigara ve diğer tütün mamullerinde. Burada, ilgili bakanımızın, bir yabancı ülkedeki, İsveç'teki sigaranın perakende satış fiyatını örnek göstererek "Türkiye'de sigara ucuz" yaklaşımına sığınmasını da sizlerin takdirine sunuyorum.

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün; yani, sadece bir kalemdeki, Kurumlar Vergisindeki 3 puanlık indirimi esas alarak, bunu topluma bir vergi indirim programı gibi sunmayı, açıklamayı doğru bulmuyorum. Eğer bunları söyleyecekseniz, Kurumlar Vergisindeki 3 puan indirimi söylerken, diğerlerini de söylemek gerekir.

Teşekkür ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.

Madde üzerinde, şahsı adına, İstanbul Milletvekili Sayın Alaattin Büyükkaya; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

ALAATTİN BÜYÜKKAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gelir İdaresi Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 17 nci maddesi üzerinde, şahsım adına söz almış bulunuyorum; önce, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, hep şunu konuştuk; dedik ki: "Vergi tabana yayılmalıdır." Bu konuda, sanıyorum ki, muhalefetiyle iktidarıyla hiç birimiz farklı düşünmüyoruz; ama, nasıl yayacağız, nasıl tabana yayacağız; tabana yaymanın yolu, teşkilatını da, tabana yayacak şekilde organize etmekten geçer. Eğer siz bunu yapmıyorsanız; aynı teşkilatla, aynı şemayla her şeyi yürütmeye kalkıyorsanız, bunu gerçekleştirmeniz mümkün değildir.

Bizim yaptığımız ne; tabana yayacak bir teşkilatlanma yapısı kurmak. Yaptığımız bu ve diyoruz ki, artık, en küçük birimde bile, oradaki mükellefleri belirleyecek, onları denetleyecek, onları vergi mükellefi haline getirecek bir sistemi kurmak. Şimdiye kadarki mantık şuydu: Vergi veren, mükellef olan sıkıntıdaydı; çünkü, hep onlar üzerine gidiliyordu. Şimdi, anlayış şu: Artık, mükellef olanlar rahatsız olmayacak, huzursuz olmayacak; mükellef olmayanlar huzursuz olacak bundan sonra. Getirilen yapının temel mantığı burada.

Dolayısıyla, bence, vergi idaresinde, gelir elde etmek noktasında, Türkiye Cumhuriyeti ve AK Parti Hükümeti, en önemli radikal değişimi yapıyor. Bunu, hepimiz böyle bilmeliyiz.

17 nci maddede de şunları gündeme getiriyoruz, diyoruz ki: Konulan vergilerin, ülkenin genel ekonomik stratejileri, kalkınma planlarına uygunluğu; Akif Hamzaçebi Bey de belirtti; muafiyetler ne getiriyor, ne götürüyor, bunların maliyetlerini hesaplayalım, stratejiler geliştirelim ve bunlarla ilgili performans ölçütleri koyalım, kaliteyi ihdas edelim. Bunları yapmak, bunları getirmek... İnşallah, bunlar uygulamaya da girecek ve ülkemizde gelirin nasıl arttığını da hep beraber göreceğiz.

Hayırlı uğurlu olmasını diliyorum, hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Büyükkaya.

Şahsı adına, Kütahya Milletvekili Hasan Fehmi Kinay...

Sayın Kinay?.. Yok.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Söz istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kandoğan.

Usulüne uygun olduğu zaman, talebiniz yerine getiriliyor, görüyorsunuz.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Çok önemli bir kanun tasarısını görüşürken, şu andaki Meclis çalışmasının ne durumda olduğunu, bütün milletvekillerimizin ve milletin takdirine bırakıyorum. Bu kadar önemli bir kanun tasarısı görüşülürken Mecliste 30-40 kişiyle ve muhalefetin de sesini kesmek maksadıyla, bütün maddelerin kişisel söz taleplerinin doldurularak, âdeta, bu tasarının, milletvekillerinin görüş ve önerilerini dile getirmeden bu Meclisten kaçırılma yönündeki bir anlayışı da şiddetle reddediyorum.

Deminden beri, Adalet ve Kalkınma Partisi adına konuşan milletvekillerimiz, burada, Allah için söyleyin, bu kanunla ilgili, bu tasarıyla ilgili ne söylediler?!

MUSTAFA ATAŞ (İstanbul) - Sen ne söylüyorsun?!

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Bir milletvekilimiz çıktı, Kutadgu Bilig'ten bahsetti; bir milletvekilimiz çıktı, bu kanun çok önemlidir dedi, yerine oturdu.

Ben, dünden beri söylüyorum; Sayın Bakana hitap ettim burada; Sayın Bakanım, ne olur gelin, buranın bir usulü var; bu kanun tasarısı ne getiriyor ne götürüyor, Bakan olarak gelin, burada -20 tane soru sordum, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri soru sordular- bizi tatmin edin, kamuoyunu aydınlatın. Binlerce Maliye çalışanı meydanlarda bu kanunun çıkmaması için protesto gösterilerinde bulunuyorlar, işlerini yavaşlatıyorlar, vergi dairelerini boşaltıyorlar. Bu kadar önemli bir kanun tasarısının Meclisteki görüşülmesinin böyle mi olması lazım, sevgili milletvekilleri?!

HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) - Önemsiz kanun teklifi var mı?!

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Çok önemli bu. Bu, yetmiş milyon insanı ilgilendiren bir kanun tasarısı, Meclisin gündeminde; ancak, ne yazık ki, 30 kişiyle bu kanun tasarısı görüşülüyor ve muhalefetin...

YAHYA BAŞ (İstanbul) - Siz kaç kişisiniz?!

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Ben, bütün milletvekillerine hitap ediyorum Sayın Milletvekilim. Bu boş koltuklar sizleri rahatsız etmiyor mu allahaşkına? Ben rahatsız oluyorum, millet rahatsız oluyor bu tablodan. Niye, bu salonlarda, bu koltuklarda milletvekillerimiz gelip, bu kanun tasarısıyla ilgili katkılarını sunmuyorlar, ben merak ediyorum.

Fakat, değerli milletvekilleri, öyle bir kanun tasarısı hazırlanıyor ki, ne olacağı belirsiz, bunun sonucunda ne çıkacağı belirsiz. Teşkilat karmakarışık olacak. Yapı ve sistem tamamen bozuluyor ve bakınız, bir maddesi var, ona dikkatinizi çekmek istiyorum; benim söylediklerimin ne kadar haklı olduğunu bu bir madde gösteriyor. Bakınız, geçici madde 6 "Başkanlığın çalışmaları ve uygulamaları ile yönetim sistemini on yıl süreyle stratejik plan ve hedefler açısından gözlemlemek ve tavsiyelerde bulunmak üzere Bakanlık bünyesinde izleme komitesi kurulur" diyor. Bakınız, Bakanlık da biliyor ki, en az on yıl süreyle, getirilen bu tasarıyla birlikte çok büyük bir karmaşa yaşanacak; kargaşa yaşanacak ve Bakanlık da bunu bildiği için en az on yıl süreyle bir izleme komitesi kurulup, bu kanunun uygulanmasında çıkabilecek çok büyük aksaklıkları şimdiden görüyorlar ve kamu çalışanlarının, vergi dairesinde çalışanların huzuru kaçarken, bu maddeyle birilerine huzur hakkı ödeniyor arkadaşlar. İşte, feryat ediyorlar. Dosyalarımızın içerisinde yüzlerce faks var. Vergi dairesinde çalışan memurlardan şeflere, gelir müdürlerinden defterdarlara kadar yüzlerce, binlerce faks bize geldi. Hepsi feryat ediyor.

HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) - Göster...

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Göstereyim Sayın Milletvekilim. Hay hay... Göstereyim, memnuniyetle göstereyim. Bunlar sizlere de geliyor.

CENGİZ KAPTANOĞLU (İstanbul) - Bana hiç gelmedi.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Sizlere de geliyor bunlar. Sizler de bu faksları, bu eleştirileri, bunları biliyorsunuz.

OSMAN KILIÇ (Sivas) - Göster... Çıkar ortaya...

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Göstereceğim...

Bakınız...

BAŞKAN - Sayın Kılıç... Sayın Kılıç, lütfen...

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Biraz sonra gelin, dosyanın içerisinde, göstereceğim; onlarca telefon aldım Türkiye'nin dört bir köşesinden, onlarca telefon...

HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) - Onlarca mı, yüzlerce mi?!

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - ...ve "bizim hakkımızı, hukukumuzu Meclis kürsüsünden lütfen savunun..."

Bu kanun tasarısıyla personel arasında maddî bakımdan ciddî farklar ortaya çıkacağını, birçok kamu görevlisinin, vergi dairesinde çalışanların önlerinin kesildiğini... 3 500 şef adına gönderilen bir yazının da fotokopisi elimde; onları da sizlere takdim edeyim. Yani, bir kanun tasarısı görüşülürken, siz, tarafların görüşlerini nazarı dikkate almadan, onlarla bir mutabakat içerisine girmeden, böyle bir kanun tasarısını Meclisin gündemine getirirseniz, işte, böyle, alelacele, tartışılmadan, karar yetersayısı isteme imkânını dahi ortadan kaldırarak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, 1 dakikalık süre veriyorum bütün arkadaşlarıma verdiğim gibi; bu süre içerisinde konuşmanızı lütfen tamamlayınız.

Buyurun.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısıyla ilgili birçok maddede söz talebimiz oldu; maalesef, o maddelerde şahıslar adına konuşma talepleri olması nedeniyle bu konularla ilgili düşüncelerimizi dile getirme imkânı, fırsatı bulamadım. Bu tasarıyla ilgili, dün de Sayın Maliye Bakanımıza -biraz önce buradaydı, ama, ayrıldılar- onlarca soru yönelttik; fakat, Sayın Maliye Bakanımız da geldi, bu kürsüden hiçbir şey söylemeden -bakın, altını çiziyorum; tutanaklar da elimizde- bu kanun tasarısı ne getiriyor ne götürüyor, personele hangi imkânları veriyor, Türkiye bundan sonra vergi idaresi bakımından hangi durumlarda olacaktır, hangi iyileştirmeler söz konusu olacaktır; bu konularla ilgili bir tek söz söylemeden, maalesef, bu kürsüden ayrılmak durumunda kalmıştır; bu da, toplumumuz tarafından, maalesef, büyük ölçüde yadırganan ve Sayın Maliye Bakanının da bu kanun tasarısıyla ilgili söyleyebilecek çok sözü olmadığı şeklinde yorumlanmıştır.

Hepinize saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, teşekkür ediyorum.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - "Hiçbir şey söylemedi" demekten başka bir şey söylemedin.

BAŞKAN - Görüşmeler tamamlanmıştır.

17 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

18 inci maddeyi okutuyorum:

Hukuk Müşavirliği

MADDE 18.- Hukuk Müşavirliğinin görevleri şunlardır:

a) Başkan, Başkanlık birimleri ve bakanlıklar tarafından gönderilen kanun, tüzük ve yönetmelik tasarı ve taslakları ile diğer hukuki konular hakkında görüş bildirmek.

b) Başkanlığın menfaatlerini koruyucu ve anlaşmazlıkları önleyici hukuki tedbirleri zamanında almak, anlaşma ve sözleşmelerin bu esaslara uygun olarak yapılmasına yardımcı olmak.

c) 8.1.1943 tarihli ve 4353 sayılı Kanun hükümlerine göre adli ve idari davalarda gerekli bilgileri hazırlamak, taraf olduğu idari davalarda Başkanlığı temsil etmek veya Başkanlıkça hizmet satın alma yoluyla temsil ettirilen davaları takip ve koordine etmek.

d) Başkan tarafından verilecek diğer görevleri yapmak

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Kemal Kılıçdaroğlu; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aslında söz almayacaktım; ama, Adalet ve Kalkınma Partisinden kürsüye gelen arkadaşlar öyle bir tablo çizdiler ki, dayanamayıp söz aldım. Şimdi deniyor ki "efendim çok büyük değişiklikler getiriliyor." Yok efendim. Hangi değişiklik?! Yani, söylenen, IMF talepte bulunmuş; diyor ki, arkadaş, siz, gelir idaresini değiştireceksiniz, yeni bir gelir idaresi kuracaksınız, Gelir İdaresi Başkanlığı şeklinde örgütleyeceksiniz, bu özerk olacak, bütçesi olacak. Bunların hiçbirisi yok. Adı var, doğru; Gelir İdaresi Başkanlığı. Başka da bir şey yok arkadaşlar. Nedir; IMF'nin talebi yerine geliyor, siz de böyle bir değişikliği yapıyorsunuz. Öyle, köklü değişiklik, sistemde ciddî, tutarlı değişiklikler bu tasarıda yok arkadaşlar. Bunu, bir sefer, bir köşeye yazalım.

İki; efendim katılımcı anlayış geliyormuş bununla. Merak ediyorum, hangi maddesinde katılımcılık var; böyle bir şey yok arkadaşlar. Katılımcı anlayıştan benim anladığım şudur: Ben mükellef olarak vergi ödüyorsam, o yönetim sırasında benim de söz hakkım olur. Denilir ki, birisi bana sorar; arkadaş, biz, böyle bir şey getiriyoruz, senin de bu yönetim içerisinde bir yerin var; gel sözünü söyle, düşünceni aktar. Böyle bir şey yok. Neymiş; izleme komitesi varmış. İzleme komitesi, zaten bu tasarının bir başka ayıbı. Örgüt kuruyorsunuz; ama, bu, doğru dürüst bu işi yapıyor mu yapmıyor mu; bir de, ben, onu izleyeceğim. Hani özgürlüktü, hani katılımcılıktı; böyle bir şey yok.

Efendim, neymiş; vergi kanunlarının kolay anlaşılması için çaba harcanıyormuş. Arkadaşlar, Parlamentonun, eğer, çıkardığı vergi kanunu anlaşılmıyorsa, bunun iyi anlaşılması için bir başka örgüt mü kurmamız lazım?! Nereden çıktı böyle bir şey?! Ama, siz, bunu getiriyorsunuz. Önemli olan nedir; bu Parlamento yasa yapar, yasanın ne olduğunu da vatandaş anlar. Şimdi öyle bir şey yapıyorsunuz ki... Şunu ikrar ediyor hükümetiniz; biz öyle bir yasa yapıyoruz ki, vatandaş anlamıyor; ama, vatandaşın anlayacağı bir örgüt kuruyoruz; onlar vatandaşa anlatacaklar bunu. Bu değil mi; söylenen bu.

Siz bir örgütü nasıl kurarsanız kurun, önemli olan insan unsurudur. Nitelikli, kaliteli, özveriyle çalışan insanlar eğer bu örgütte çalışacaksa, o zaman, buna, dersiniz ki, ben, bu örgütü kuruyorum. Şimdi, siz, burada, çalışanlara ne veriyorsunuz; hiçbir şey. Ama, her seferinde, her bütçe görüşmelerinde, Sayın Maliye Bakanları bu kürsüye geldiklerinde, nitelikli eleman tutamadıklarını, çoğunun meslekten istifa edip özel sektöre geçtiğini söylüyor. Açın demeçlerini, pek çok demeçte bunu görürsünüz. Gerçek de budur; ama, ne önlem getiriyorsunuz; gelir idaresinde reform yapıyoruz! Yok canım, ne reformu!.. Kendi kendimizi kandırmayalım; ama, IMF'yi kandıracaksınız; sizi kutluyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kılıçdaroğlu.

Madde üzerinde, şahsı adına, Ordu Milletvekili Sayın Cemal Uysal; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Sayın Uysal, süreniz 5 dakika.

CEMAL UYSAL (Ordu) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının 18 inci maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabiî, vergi, gerek toplum için gerekse devlet için fevkalade önemli, çok önemli. Burada, özellikle vergi konusunda devlet ile halkın, daha doğrusu devlet ile mükellefin ilişkileri de fevkalade önemli. İşte, getirilen  bu kurumsal yapı, kurumsal yapıdaki değişiklik, vergi ödemeye hazır olan mükelleflerin, bu vergiyi ödemeleri sırasında, yani, vergi idaresiyle muhatap oldukları durumlarda daha iyi, daha rasyonel bir yapıyı ortaya koymaktadır.

Tabiî, burada, vergi oranlarıyla ilgili, vergi ihdasıyla ilgili, verginin artırılması veya eksiltilmesiyle ilgili bir hüküm yok. O bakımdan, bu, bir kurumsal değişikliktir. Bu, kurumsal değişiklik olduğu için de, bu Parlamentoda, tahmin ediyorum, gerek muhalefette gerekse iktidarda bu konuda bir mutabakat olduğunu zannediyorum.

Ben esasen şuna değinmek istiyorum: Vergi özellikle toplumun üzerindeki yük bakımından, yani, topluma yüklenen yükler bakımından, yani, gayri safî millî hâsıla içerisinde vatandaştan alınan vergiler bakımından dünyadaki gelişmeye baktığımız zaman, Birinci Dünya Harbine kadar, hiçbir devlet, toplumun kazançlarından yüzde 5'ten fazla bir hisse almıyordu. Birinci Dünya Harbinden sonra yüzde 5'in çok çok üzerinde vergi alınmaya başlandı. Bu, özellikle 1929 ekonomik buhranından sonra daha da hızlandı. Devletin elinde para birikince, yani, toplumun cebindeki veya müesseselerin kasalarındaki parayı devlet iyice keşfettikten sonra, devlette, millî gelirin yüzde 38'ine, yüzde 40'ına varan gelirler toplandı. Devletin elinde gelir toplanınca, devletin de, bununla ekonomik kalkınmayı bizzat kendisinin gerçekleştirmesi; yani, sahip olacağı ekonomik işletmelerle bizzat yönetimini de kendisinin yapmış olduğu; ama, tamamen kamu sermayesiyle kurulmuş olan kamu iktisadî teşebbüsleri organizasyonu kuruldu dünyada. Bu, Türkiye'de de oldu. 1930'lu yıllarda, tabiî ki, yegâne sermaye birikimi, nakdî sermaye birikimi devletin elinde olduğu için, devlet, kamu iktisadî teşebbüsleri organizasyonunu kurdu. Bu organizasyon, maalesef, Türkiye'de malî disiplinin bozulmasına sebep oldu. Neden; gerçekten bütçenin kendi içerisinde bir disiplini vardı, malî disiplin ekonomik istikrar bakımından çok önemli, tamamen özerk bütçeler, kendi harcamalarında siyasî otoriteye bağlı olmadan tamamen yöneticiler ve oranın yönetim kurulu üyeleri tarafından yapılan bütçeler kanalıyla devlet harcama yaptı; ama, bunun sermayesinin tamamı devlet tarafından konulduğu için, tabiî iflasa da tabi olmadığı için, böyle bir sıkıntısı da olmadığı için bunlar gitgide büyük zararlar etti ve zararlar da devlet bütçesinden karşılanmaya başlandı ve bütçe disiplini bozuldu. İşte özelleştirmenin, KİT'lerin özelleştirilmesinin temel sebebi budur.

İkinci bozulma fonlarla oldu; fonlarla bütçe sisteminin dışında çok daha rahat harcanabilen birtakım kaynaklar yarattı. Biliyorsunuz bizim hükümetimiz zamanında bu fonlar da mümkün olduğu kadar kaldırıldı veya bütçe içerisine alındı. İşte, böylece bütçe sistemi içerisinde daha disiplinli bir malî yapı oluştu.

Tabiî, bütçenin kendi harcamalarını da özellikle belli bir disiplin içinde yapması, harcamalarda rasyonel davranış, bugünkü ekonomik istikrarın doğmasına sebep oldu. Gerçekten, ekonomi politikasının da çok önemli bir aracı olan malî politika, böylece Türkiye'de istikrarın sağlanmasında, ekonominin istikrara kavuşmasında, enflasyonun düşmesinde fevkalade yardımcı oldu.

O bakımdan da, bu idarî sistemle, yeni gelen bu idarî sistemle bütçe disiplini yanında ayrıca idarî bakımdan da çok daha rasyonel bir sistemin olacağına ve devlet ile mükellef arasındaki ilişkilerin bu yeni idare sayesinde çok daha iyi olacağına inanıyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Uysal.

Kütahya Milletvekili Sayın Alaettin Güven; buyurun.

ALAETTİN GÜVEN (Kütahya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; 861 sıra sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde söz almış bulunuyorum.

Ancak, sizleri saygıyla selamladıktan sonra, gerçekten, samimiyetle, üzüntülerimi de ifade ediyorum; çünkü, devlet yönetimiyle, insan yönetimiyle doğrudan ilgili ve bizim hafızamız olan devlet yönetimiyle ilgili tarihimizde, geçmişimizde, bize şu an ve gelecekte yön verecek olan eser ve değerli kişilerden birisi olan Yusuf Has Hacib ve Kutadgu Bilig'ten bahsettiğimde -ve bu tasarımızla da direkt ilgilidir- hiçbir alakası, ilgisi yoktur denilemez; denilirse, sadece beni, Yusuf Has Hacib'i üzer ve bir gün, ötelerin ötesinde, Mavera'da, o arkadaşımızla karşılıklı oturduğumuzda ve mutlaka ve mutlaka, Yusuf Has Hacib'ten, onu küçümsediğinden, Kutadgu Bilig'ten bahsediliyor dediğinden ve istihzayla bahsettiğinden dolayı özür dileyecektir. O zamana işi bırakmadan, gel bugün özür dile.

Değerli arkadaşlarım, geçmişimizi ve büyüklerimizi, yüce insanları, önden gidenlerimizi küçümsemekle... "Siyaset, insan yönetme sanatıdır" der; açın sözlükleri ve böyle bir sanat varken, onu önplana almayıp da, muhalefet adına, güzellikleri, iyilikleri tenkit etmek, hiçbir zaman muhalefet değil; bence, biraz düşünülürse, biraz zihniyet yanılgısı, sapması da olabilir diye düşünüyorum.

Kanunumuzun, tekrar, milletimize, hepimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyor, teşekkürler ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Güven.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

19 uncu maddeyi okutuyorum:

Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

MADDE 19.- Basın ve Halkla İlişkiler  Müşavirliğinin görevleri şunlardır:

a) Basın ve halkla ilişkilerle ilgili faaliyetleri planlamak ve bu faaliyetlerin belirlenecek usul ve ilkelere göre yürütülmesini sağlamak.

b) 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununa göre yapılacak bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru bir şekilde sonuçlandırmak üzere gerekli tedbirleri almak.

c) Başkan tarafından verilecek diğer görevleri yapmak.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

20 nci maddeyi okutuyorum:

BEŞİNCİ BÖLÜM

Yardımcı Hizmet Birimleri

Yardımcı hizmet birimleri

MADDE 20.- Başkanlığın yardımcı hizmet birimleri şunlardır:

a) İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı.

b) Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

21 inci maddeyi okutuyorum:

İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı

MADDE 21.- İnsan Kaynakları Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:

a) Başkanlığın fonksiyonlarının gerektirdiği yetkinlikleri tanımlamak, bu yetkinliklere uygun insan gücü politikası ve planlaması konusunda çalışmalar yapmak ve önerilerde bulunmak.

b) Başkanlığın her seviyede çalışanının kariyer ve eğitim planlarını hazırlamak, uygulamak ve değerlendirmek.

c) Performans değerlendirmelerini koordine etmek.

d) Başkanlık personelinin atama, nakil, sicil, terfi, ücret, emeklilik ve benzeri özlük işlemlerini yürütmek.

e) Başkanlık personelinin mesleğe giriş, yeterlik ve görevde yükselme sınavlarına ilişkin işlemleri yürütmek.

f) Personelin görev ve çalışma esasları ile ilgili yönetmelikleri hazırlamak ve uygulamak.

g) Görev alanına giren konularda Başkanlığın ilgili birimleri ile işbirliği yapmak.

h) Kamu Görevlileri Etik Kurulunun belirlediği ilkeler çerçevesinde kurumsal etik kurallar düzenleyerek personele ve mükelleflere duyurmak.

i) Başkanlıkça verilecek diğer görevleri yapmak.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına, Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım; buyurun.

CHP GRUBU ADINA MEHMET YILDIRIM (Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 21 inci maddesi üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsım adına söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Gerçekten, bu tasarıyla ilgili, Grubumuz adına, bu konunun uzmanları olan Sayın Akif Hamzaçebi ve Sayın Kılıçdaroğlu çok güzel değerlendirmelerde bulundu. Ben de, tasarıyı, bu konunun uzmanı olmamakla birlikte, vatandaşın vekili, yurttaşın vekili, Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyesi, bu tasarıya pozitif veya negatif oy verecek bir vekil olarak, vatandaş gözüyle, çalışan memurlar gözüyle, Türkiye gözüyle, esnaf gözüyle, vergi verenler gözüyle değerlendirmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bu madde 11 fıkradan oluşmaktadır. Burada, görevler, performans değerlendirmesi, atamalar ve eğitime kadar varan bir değerlendirme var.

Bakın -arkadaşlarımız da söyledi- bu tasarı çok önemli bir değişiklik getiriyor -gerçekten de, Sayın Maliye Bakanını kutluyorum- Gelir İdaresi Genel Müdürlüğü, daire başkanlığına dönüştürülüyor. Onun ötesinde, çalışana bir şey var mı; yok. Çalışanların tamamını bir havuza atıyor. Bütün Türkiye'de gördüğümüz gibi, her yerde, gerek KESK'e bağlı memurlar gerekse Kamu-Sene bağlı, örgütlenmiş memurlar bu yasaya karşı direniyor. Niçin direniyor, neden toplumsal bir mutabakat yok? Neden, toplumsal mutabakatı arıyoruz diyor sayın milletvekili? Doğru Yol Partisinin arada bir çıkan, AK Partiden seçilmiş; ama, Doğru Yol Partisinde şimdi siyaset yapan Sayın Ümmet Kandoğan -Taşköprü eski Kaymakamıdır, çok iyi de tanıyorum kendisini- çok iyi değerlendirmeler yapıyor ve Meclisin salonunun... Veya koridorlarda, kulislerde arkadaşlarımızın oturduğunu ve burada izlemediğini, vatandaşlarımızın da bundan rahatsız olduğunu ifade ediyor. Gerçekten de, vatandaşların yanına gittiğimizde, vatandaşlarımızın, bu konudan, bu görüntüden müşteki olduğu açıktır.

Değerli arkadaşlar, Sayın Maliye Bakanı buradayken açıklıkla itiraf ediyorum ki, Türkiye'de birbirini seven iki tane kamu kuruluşu çalışanı vardır; bir tanesi Maliyeciler, ikincisi de Karayolcular. Ben Karayolcuyum ve Maliyeciler de, doğrudur...

Bana göre, Türkiye'nin en dürüst insanları, ifade edeyim ki, Maliyecilerdir, Maliye çalışanlarıdır. Devletin 1 kuruşunu heder etmemek için, kuruşuna kadar yerli yerinde harcanması için bütün taleplere karşı direnirler, direnirler, direnirler. Ama, kendi çalışanına hiçbir şey vermezler. Kendi çalışanlarıyla ilgili çok cimridirler. Kendi çalışanlarıyla ilgili, özlük haklarıyla ilgili hiçbir katmadeğer yaratmazlar.

Şimdi, Gelir İdaresi Kurumunu yeniden yapılandırırken, 6 500 kişiye kadar ve bir kadro noktasına gelmiş vatandaşımızı havuza atarak, yarınından emin olmadığı noktaya taşıyorsak ve tedirgin ediyorsak, bunu yanlış yaptığımızı ifade etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, elbette ki, diyeceksiniz ki, Cumhuriyet Halk Partisi adına konuşuyorsun ve Cumhuriyet Halk Partisi adına konuşurken, sen Kastamonu Milletvekili olarak Kastamonu'yu yerine, ortasına sokuyorsun.

Evet, değerli arkadaşlar, ben, Türkiye'nin milletvekiliyim; ama, benim seçim bölgem Kastamonu. Kastamonu insanlarının, Kastamonu çalışanlarının, Kastamonu Defterdarlığında görev yapan memurların sorunlarını, yüksek sesle, onların vekili olarak, onlardan oy almış veya almamış bir kişi olarak, Meclisin kürsüsünü kullanmıyorsam, yazıklar olsun bana! (CHP sıralarından alkışlar)

"Bizler, son derece fedakâr şartlarda çalışan, gecesini gündüzüne katıp, asla maddî çıkar gözetmeyen Kastamonu Vergi Dairesi Müdürlüğündeki vergi memurlarıyız. Bizler -son yasadaki yerini alan- Gelir İdaresi Yasasıyla ilgili olarak tedirgin bir halde beklemekteyiz. Hangimiz hangi kuruma gidecek, hangimiz hangi havuza atılacak diye uykularımız kaçmaktadır. Servisimiz yok, lojmanımız yok, hiçbir sosyal imkânımız yok; ama, çok şükür ki, itibarımız var. Mükelleflere yüzümüzü asmadan, onlara hizmet vermek için gece gündüz fedakârlık eden biz memurların, son dönemde, hakları elinden alınmakta, unvanlarımızın ne olacağı meçhul bir şekilde beklemekteyiz. Çoğumuz açlık sınırını zorlamakta, çocuğumuza yeterli eğitimi veremediğimizden, dershane, okul paralarını düşünmekteyiz. Her şeyin maddiyata dönüştüğü bir ortamda, onurumuzla, alnımızın akıyla mücadelemizi sürdürmekteyiz. Sorunlarımızı, Türkiye kamu çalışanları olarak duyurmaya çalışmaktayız; ama, ne yazık ki, bizi bölmeye ve küçültmeye çalışmakta direnen IMF'ye ayıp olur düşüncesiyle sesimizi duymamakta direniyorlar. Çoğumuz, yol parasını düşünerek, eve gitmeden, simitle vaktimizi geçiriyoruz; buna, Sayın Vekilimiz Mehmet Yıldırım şahittir. Almakta olduğumuz ekücretlerin tırpanlandığını biliyoruz ve duyuyoruz. O zaman... Maaşlarımız asgarî ücretten bile azdır. Biz, onurumuza yakışan, devleti ve milleti düşünen... İnsanca yaşamak istiyoruz" diyor Kastamonu vergi çalışanları. Değerli Sayın Bakan, duy çalışanlarının sesini!

Değerli arkadaşlar, bu yetmiyor... Bakın, Karayolları mühendisleri dilekçe veriyor. Diyorlar ki: "Sayın Mehmet Yıldırım, 15 inci Bölge Müdürlüğü çalışanları, teknik elemanları olarak, bir mühendis olarak 917  YTL para alıyorum, elime 745  YTL geçiyor. Üniversitede okuyan çocuğum var. Ne olacak; onurumla nasıl çalışacağım?" Bakın, mühendisi ne hale getirdiniz, çalışanları ne hale getirdiniz! Üstelik, değerli arkadaşlar, bunun burasında, bütün AK Partili milletvekillerine de mektuplar yazmışlar; sanıyorum, bu mektuplar, sizlere de gelmiştir, Karayolları mühendislerinden gelmiştir.

Şimdi, ikibuçuk yılda, allahaşkına, gözünüz görmüyor mu, kulağınız duymuyor mu?.. Bu hafta, biz, Güdül'deydik, bu hafta, biz, Evren İlçesindeydik; esnaf "siftah etmedik" diyor.

AYHAN ZEYNEP TEKİN (BÖRÜ) (Adana) - Hayır, hiç öyle bir şey demiyor.

MEHMET YILDIRIM (Devamla) - "Biz, AK Parti Türkiye'nin sorunlarını çözecek, IMF'yi kapı dışarı edecek diye oy verdik; elimiz kırılsaydı" diyorlar.

AYHAN ZEYNEP TEKİN (BÖRÜ) (Adana) - Hayır, hiç öyle demiyorlar; elinize sağlık diyorlar.

MAHFUZ GÜLER (Bingöl) - İyi ki vermişiz diyorlar.

MEHMET YILDIRIM (Devamla) - Soruyoruz, hangi partiye oy verdin?... Evren'e gittik, AKP'ye vermişler; Güdül'e gittik, AKP'ye vermişler. Güdül'ün Karataş Köyünde 2 000 insan var; havuç yetiştirmişler, deposunda havuçlar bekliyor. Soğukhava deposuna gittik; 3 000 ton havucu satamıyorlar. Türkiye'yi bu hale getirdiniz?

AYHAN ZEYNEP TEKİN (BÖRÜ) (Adana) - Mehmet Bey, seni severiz; biraz insaf!

MEHMET YILDIRIM (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakın, bir gerçeği ifade edelim. Siz aşağı iniyorsunuz, biz de, size karşı etkin muhalefet etmediğimiz için, bizi de sizin terazinizde tartıyorlar, bizi de size eşdeğer tutuyorlar. Onun için, bundan sonra, size karşı muhalefetimizi etkin bir şekilde sürdüreceğiz; bunu bilesiniz! (AK Parti sıralarından "Ooo" sesleri, alkışlar [!])

Değerli arkadaşlar, bakın, Karayolcu işçiler perişan; biraz önce, vergi çalışanlarının durumunu anlattık, perişan. Bu kürsüden, çalışanların vekili olarak, Sayın Bakan, 657 sayılı Yasada, özlük haklarına yönelik, bu, IMF'ye karşı gösterdiğiniz cömertliği, ülkeyi sömüren hortumcuya karşı gösterdiğiniz cömertliği ve ileri giderek, tefeciye karşı gösterdiğiniz cömertliği, memura ne zaman göstereceksiniz, çalışana ne zaman göstereceksiniz?.. Memurun hakkını, köylünün hakkını ne zaman vereceksiniz?..

HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) - Atış serbest!..

MEHMET YILDIRIM (Devamla) - Değerli arkadaşlar, geliri konuşuyoruz. Gelir nereden gelecek; gelir, vergi mükellefinden gelecek. Peki, vatandaşın durumu müsait mi; yani, çok iyi, değil mi; gerçekten çok iyi!..

HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) - Atış serbest!..

MEHMET YILDIRIM (Devamla) - Bakın, burada, elimde bir belge var. Yaklaşık olarak, Türkiye ihracatının en büyük dilimini gerçekleştiren konfeksiyon sektörünün sorunu ve bu, İstanbul Tekstilciler ve Konfeksiyoncular ve Fasoncular Derneği ile Tekstil İhracatçıları Birliğinin bir istihdam manifestosu; "üretim, istihdam ve sosyal barış tehdit altında" diyor. Bakın, burada ve bu, Hürriyet Gazetesinin pazar günkü sayfalarında tam sayfa çıktı. Sayın Yılmaz Kocaoğlu ve Sayın Süleyman Orakçıoğlu, örgütledikleri tekstil sanayii örgütüyle "hükümete uyarı yap" diyorlar; "sesimizi sağır sultan duydu, Ankara'daki hükümet duymadı" diyorlar; yani, Türkiye batıyor, 3,5 milyon insan, bizim sektörde, atölyelerde çalışan, istihdam yarattığımız sektör çöküyor. Avrupa'ya ihracat bağlantıları yapmıştık; bu kur sistemi nedeniyle bizim üretimimiz düştü, atölyelerimiz kapanma noktasına geldi ve bizim bu konudaki feryadımızı hükümet duymuyor diyorlar.

Sayın Hükümet, Sayın Maliye Bakanı, duy!.. Sayın Bakan, duy sesimi, duy!.. Ben, tekstilcinin sesini burada duyurmaya çalışıyorum, çiftçinin sesini duyurmaya çalışıyorum, sizin şu anda görüşülen gelir idaresi tasarısında konuştuğunuz 43 000 memurun derdini anlatmaya çalışıyorum, 600 000 000 liraya çalışan, geçimini sağlayan insanların derdini anlatmaya çalışıyorum.

Değerli arkadaşlar, Sayın Başbakan bizim adımıza ifade etti. Allah'a şükür, bu devlet, bize, burada çalışmalarımızı yapmak için, 6 500 000 000-7 000 000 000 civarında para veriyor. Başbakan, bu kadar servetin içerisinde "ben, bu parayla geçinemiyorum" diyor. Peki, asgarî ücretli    350 000 000 lirayla nasıl geçiniyor, 450 000 000-500 000 000 lirayla nasıl geçiniyor?! Benim Karayolcu mühendis arkadaşlarım, trilyonlarca liraya, milyonlarca dolara imza atan, sizin kuruş kuruş topladığınız paraları çarçur etmeyen o meslektaşlarım, 650 000 000-900 000 000 lirayla nasıl geçiniyor?!

Sayın Bakan, bu yasayı ne zaman getireceksiniz? Bu yasayı getirmenizi talep ediyoruz. Bu yasayla ilgili kaynak nerede?.. Kaynak nerede, biliyor musunuz; akaryakıt kaçakçılarında. Türkiye'yi -9 katrilyon civarında- akaryakıt kaçakçılığı cenneti haline soktunuz, et kaçakçılığı cenneti haline soktunuz ve sınırları açarak, tarım ürünlerinin girişini serbest hale getirdiniz, 100 milyar dolar civarındaki ithalat patlamasıyla, Türkiye'yi bir ithalat cenneti haline dönüştürdünüz. Türkiye'nin kaynağı ihracata dönüştürmesinden geçmektedir ve tefeciye verdiğiniz 40 milyar dolar paranın vergilendirilmesinden geçmektedir. Eğer, asgarî ücretliden vergi alıyorsanız, sanayi çarşısındaki makasçı Zeki ve motorcu...

YAHYA BAŞ (İstanbul) - Hasan...

MEHMET YILDIRIM (Devamla) - Hasan; doğrudur... Hasan; doğru...

Kastamonu'da çalışan sanayi esnafı, Bağ-Kur primini ödeyemeyen vatandaş, mart ayında, vergi barışı için, vergi günleri için, koşarak vergisini ödüyorsa, tefeciden ne zaman vergi alacaksın?.. 40 milyar dolar Türkiye'yi üten karapara sahiplerinden, bir gün borsaya para yatırıp, ikinci gün faize para yatıran ve üçüncü gün dolara para yatıran üçkağıtçılardan ne zaman bu Meclis hesap soracak?

Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yıldırım.

Madde üzerinde 1 önerge vardır; önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 21 inci maddesinin (h) bendinde yer alan "ve mükelleflere" ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

 

Salih Kapusuz

Mehmet Emin Tutan

Zülfü Demirbağ

 

Ankara

Bursa

Elazığ

 

Alaettin Güven

Hasan Fehmi Kinay

Nimet Çubukçu

 

Kütahya

Kütahya

İstanbul

 

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Kamu Görevlileri Etik Kurulunun belirlediği ilkeler çerçevesinde idarece belirlenecek kurumsal etik kuralların mükellefe duyurulması görevi bu birimin görevi olmadığından, madde metninden çıkarılması sağlanmaktadır.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Komisyonun takdire bıraktığı, Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge istikametinde maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

22 nci maddeyi okutuyorum:

Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı

MADDE 22.- Destek Hizmetleri Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:

a) Başkanlığın ihtiyacı olan her türlü yapım, satın alma, kiralama, bakım ve onarım, arşiv, sağlık ve benzeri hizmetler ile mali hizmetleri yürütmek.

b) Fiziki çalışma ortamlarını uygun ve standart hale getirmek.

c) Kaynak ihtiyaçlarını etkin, verimli ve zamanında karşılamak.

d) Taşınır ve taşınmaz kayıtlarını tutmak.

e) Basılı kâğıtlar ve malzemenin temini ile yayın faaliyetleriyle ilgili hizmetleri yürütmek.

f) Başkanlığın sivil savunma ve seferberlik hizmetlerini planlamak ve yürütmek.

g) Görev alanına giren konularda Bakanlığın ilgili birimleri ile işbirliği yapmak.

h) Başkanlıkça verilecek diğer görevleri yapmak.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Konya Milletvekili Sayın Ahmet Işık; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AHMET IŞIK (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 22 nci maddesi üzerinde, şahsım adına söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; millî gelirin yaklaşık yüzde 25'ini vergi olarak toplayan gelir idaresinin, farklı mükellef gruplarının sorunlarının çözümlenmesi, vergi sisteminin ekonomik ve sosyal politikalara uyumunun gözetilmesi, ekonomik kalkınmanın sürdürülebilmesi, etkin vergi politikası uygulamaları ile mükelleflerin vergiye uyumunun en üst seviyeye yükseltilmesi açısından önemli sorumlulukları vardır. Bu, çok yönlü ve karmaşık görev ve fonksiyonları ile ağır sorumluluklar, gelir idarelerini bütün ülkelerde çok önemli kılmaktadır. Gelir idaresinin önemi ve söz konusu sorunların çözümünün gerekliliği de dikkate alındığında, mevcut yönetim kapasitesinin güçlendirilmesine ve yeni bir anlayışla yapılandırılmasına ihtiyaç olduğu da görülmektedir.

Mükelleflere en iyi hizmetin adalet ve tarafsızlıkla sunulması ve mükellef haklarının korunması da, yeniden yapılanmanın önemli hedefleri arasında yer almaktadır.

Bu amaçla, söz konusu hizmetlerin ana hizmet çatısı altında sürdürülmesi öngörülmüştür.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisinin, iki yılı aşkın iktidar sürecinde, vergi sisteminde de köklü değişimlere imza attığı görülmektedir. Ekonomide kaydedilen olumlu gelişmelere paralel olarak vergi sistemimiz de elden geçirilmiş, mevcut vergilendirme yaklaşımının tamamen değiştirilmesi hedeflenmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kurum kazancı üzerinde yüzde 65'lere varan vergi yükü, yapılan düzenlemelerle yüzde 45'lere çekilmiştir. Kurumlar Vergisi oranı yüzde 30'lara çekilmiş, Gelir Vergisi mükellefleri, kendisi, eşi ve çocukları için yapmış olduğu eğitim ve sağlık harcamalarını vergiye tabi gelirinden indirebilme imkânına kavuşturulmuş, ücret gelirleri ile diğer gelirlerin vergileri 2005'ten itibaren 5 puan düşürülmüş, en yüksek gelir dilimi için geçerli olan yüzde 40 oranı, yüzde 35'e, diğer gelirler için  geçerli olan yüzde 45 oranı ise, yüzde 40'a çekilmekle birlikte, bu indirimlerin önümüzdeki yıllarda da devam edeceği hükümetimizce ifade edilmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vergide en son gerçekleştirilen önemli bir indirim ise, KDV oranlarında olmuştur. Sağlık ve eğitimdeki tüm hizmet ve ürünler, gıdada da bazı ürünler,       1 Ocak 2005'ten itibaren yüzde 18 değil, yüzde 8 oranında vergilendirilmiştir. Sağlık sektöründe bazı mal ve hizmetlerde ise KDV oranı yüzde 1'e çekilmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz bu tasarının hayırlı olmasını temenni ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Işık.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

23 üncü maddeyi okutuyorum:

ALTINCI BÖLÜM

Taşra Teşkilatı

Taşra teşkilatı

MADDE 23.- Başkanlığın taşra teşkilatı, doğrudan merkeze bağlı vergi dairesi başkanlıklarından oluşur. Vergi dairesi başkanlıklarının kuruluş yerleri ve sayıları ile bunlara ilişkin değişiklikler Bakanlar Kurulunca belirlenir.

Vergi dairesi başkanlıklarına bağlı vergi dairesi müdürlükleri ile şubeler kurulmasına ve bunların faaliyete geçirilmesine ilişkin usul ve esaslar ile mükelleflerin, işyeri ve kanuni merkezlerine bağlı kalınmaksızın belirlenecek ölçütlere göre hangi vergi dairesi müdürlüğü veya başkanlığına bağlı olacağını belirlemeye Bakan yetkilidir.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına, Adana Milletvekili Sayın Kemal Sağ; buyurun.

CHP GRUBU ADINA KEMAL SAĞ (Adana) - Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; tam kürsüye geliyorum, çok enteresan bir şey oldu, bütün kâğıtlarım dağılıverdi. Sanki bu ilahî bir tesadüf gibi geldi bana; çünkü, Sayın Bakanım da bugün asırlık Maliye Bakanlığını hakikaten dağıtmak üzere; bu kâğıtlar onu sanki ilahî bir işaret gibi göstermiş oldu.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Defterdarım, bu size yakışmadı!..

HÜSEYİN TANRIVERDİ (Manisa) - Kendinizi dağıtmış anlamına da gelir.

KEMAL SAĞ (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 861 sıra sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 23 üncü maddesi hakkında CHP Grubu ve şahsım adına söz almış bulunuyorum; sözlerime başlarken Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum; ancak, maddeyle ilgili görüşlerime geçmeden önce, tasarının geneli hakkında birkaç söz söylemek istiyorum.

Bu tasarının genel gerekçesinde, dünyadaki vergi rekabetinin artışından söz edilerek yabancı sermayenin daha düşük vergi ortamlarına kaydığı ve başta AB olmak üzere uluslararası anlaşmaların vergilemede yeni normlar getirdiği, dolayısıyla, bu gelişmelerin, vergi sistemimizi dünya trendleriyle uyumlaştırma zorunluluğu doğurduğu ifade ediliyor.

Yine, tasarının genel gerekçesinde, değişikliğe neden olan ülkeiçi sebepler, daha doğru bir ifadeyle sorunlar, idarenin mevcut şekliyle incelenmesinin bir sonucu olarak, organizasyon yapısının içe dönük olduğu noktasında yoğunlaştırılmış; merkez-taşra ilişkisi ise, idarî bir bütünlük içerisinde olmadığı şeklinde değerlendirilmiştir.

Önerilen yapının gerekçeleri de, güçlü bir merkez-taşra teşkilatının oluşturulması, idarî anlamda taşranın doğrudan merkeze bağlı olması, yetki devrini esas alan ve mümkün olduğunca yatay bir organizasyonun ortaya konulması, bu amaçla, merkez ve taşradaki fonksiyonel birimlerin hiyerarşiye yol açmadan, doğrudan ve hızlı bir şekilde iletişiminin hedeflenmesi, merkezde yer alan birimlerin, strateji geliştirme, koordinasyon ve yönlendirme kapasitelerinde artış, taşra birimlerine de inisiyatif kullanma ve operasyonel esneklik imkânının sağlanması, merkez ve taşra birimleri görev tanımlarında mükerrerliğin önlenmesi ve özellikle taşrada ortak hizmetlerin birleştirilmesi yoluyla verimliliğin artırılması şeklinde sıralanmıştır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bakalım, öngörülen değişiklikler gerekçelere ve gerçeklere uygun düşüyor mu. Güçlü bir gelir idaresi sloganıyla yola çıkılan sürecin bu ilk aşamasında, Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin, bu kararnamedeki adıyla Gelirler Genel Müdürlüğünün görevlerini belirleyen 12 nci maddesindeki,

"a) Devlet gelirleri politikasını hazırlar ve uygular" hükmü tamamen kaldırılmış,

"b) Devlet gelirlerine ilişkin kanun ve tüzükleri ve bunlarla ilgili her türlü değişiklikleri hazırlar" hükmü "devlet gelirleri politikasıyla ilgili kanun ve kararname çalışmalarına katılmak" şeklinde değiştirilmiş,

"c) Devletin gelir bütçesini gerekçesiyle birlikte düzenler" hükmü tamamen kaldırılmış,

"e) Gelirlere tesiri olan her türlü kanun teklif ve tasarılarını inceleyip, bunlar hakkındaki düşünceleri bildirir ve tasarıların devlet gelirleri politikasına ve vergi tekniğine uygunluğunu sağlar" hükmü "gelirleri etkileyen her türlü kanun tasarı ve tekliflerini vergi tekniği ve uygulamaları açısından inceleyerek görüş bildirmek" şeklinde değiştirilmiş,

 Son olarak da "Milletlerarası vergi ilişkilerini yürütür, ikili veya çok taraflı vergi anlaşmaları yapar" hükmü, "görev alanına giren konularda, uluslararası gelişmeleri izlemek ve Avrupa Birliği, uluslararası kuruluşlar ve diğer devletlerle işbirliği yapmak" şeklinde düzenlenmiştir.

Sayın milletvekilleri, burada bazı örneklerini verdiğimiz bu değişiklerle -yeni adıyla- Gelir İdaresi Başkanlığının gücünü artırdığının ileri sürülmesi, akıl ve izan sınırları içerisinde, mümkün değildir. Maliye Bakanlığının diğer birimlerinin mevzuatında ya da mevcut mevzuatla verilmiş görevlerinde bir değişiklik yapılmadığına göre, yeni adıyla Gelir İdaresi Başkanlığının, eski adıyla Gelirler Genel Müdürlüğüne kıyasla azaltılmış yetkilerini kim ya da kimler kullanacaktır?

Şimdi, gelelim, maddeyle ilgili görüşlerime.

Sayın Bakanım, sayın milletvekilleri; ikibuçuk yıldır şu Yüce Mecliste, onlarca kez konuşma yaptım. Hemen hemen tüm konuşmalarımda, konuların özüne değinmeye, boş laf konuşmamaya, can alıcı noktalarda sorular sorarak düşündürtmeye ve genellikle öneriler getirerek o konuda çözüm üretmeye çalıştım.

Bugün de, yetiştiğim, içinden geldiğim, gerçekten bir ocak olduğuna inandığım Maliye camiasının acı bir gerçeğini, size, bir kez daha hatırlatmak istiyor, bir kez daha düşünmenizi istirham ediyorum.

Sayın Bakanım, sizin çocuğunuza birisi haksızlık yapsa, beş defa sınav kazanarak hak ettiği bir görevi elinden alırsa ne yaparsınız?!

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Benim çocuğuma her zaman haksızlık yapıldı.

KEMAL SAĞ (Devamla) - O zaman, bu konuyu daha iyi anlarsınız, Sayın Bakanım.

Peki, Sayın Bakanım, siz, Maliye Bakanı değil misiniz?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Evet.

KEMAL SAĞ (Devamla) - Siz, 110 000 kişilik bu büyük camianın aile reisi ve Bakanı değil misiniz?.. Siz, 43 000 kişilik gelir idaresi camiasının reisi ve babası değil misiniz?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Evet.

KEMAL SAĞ (Devamla) - Güzel... Peki; sayıları 6 000'i aşan, yıllarını bu mesleğe veren, çoğunluğu iki yıl süreyle ailesinden ayrı kalma pahasına maliye kursunda eğitim alan ve yüzde 90'ı üniversite mezunu olan vergi dairesi ve gelir şefleri ile müdür yardımcıları ve müdürler sizin üvey evladınız mı Sayın Bakanım?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Hayır, öz evladımız.

KEMAL SAĞ (Devamla) - Bu değerli meslektaşlarımın, en az 5-6 defa sınav kazanarak, geceli gündüzlü çalışarak elde ettikleri müdür yardımcılığı ve şeflik haklarını ellerinden alarak, müdürlerin yetkilerini kısıtlayarak onları mağdur etmek hiç mi yüreğinizi sızlatmıyor, Sayın Bakanım?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Yanlış, yanlış!

KEMAL SAĞ (Devamla) - Onların çektiği ıstırap ve zulüm hiç mi vicdanınızı acıtmıyor Sayın Bakanım?!

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Hatalısın Kemal!

KEMAL SAĞ (Devamla) - Sayın Bakanım, evet, şimdi, sakın ola ki, biz onların unvanlarını mı aldık, haklarını mı gasbettik diye sormaya kalkmayın lütfen. Bugün, bu konunun içinde olan, eli taşın altında olan herkes biliyor ki, bu olay, geçici bir durumdur ve geçiş süreci sonunda, maalesef, dediklerim olacak ve bahsettiğim bu 6 000 arkadaşım, Yüce Meclisin affına sığınarak söylüyorum, lütfen beni bağışlayın, yolunmuş tavuk gibi ortada kalacaktır.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Yanlış, yanlış!

KEMAL SAĞ (Devamla) - Sayın Bakanım, aylardan, hatta yıllardan beri, daha da açığı kırkbeş yıldan beri, meşhur White Raporundan beri, bu ülkede, gizli veya açık bir şekilde, Maliye Bakanlığı bünyesinde bir gelir idaresi özerkliği hikâyesi, temcit pilavı gibi anlatılır durur. Bir müfettiş-hesap uzmanı çekişmesi sunî bir şekilde uzayıp gider.

Bugün şunu söylemek zorundayım: Sırf IMF istiyor diye, bu güzelim teşkilatı ve onun değerli personelini üzmeye kimsenin hakkı yoktur; Sayın Bakanım, izin verin, sizin de hakkınız yoktur. Sırf IMF'yi mutlu edelim, Sayın Babacan IMF'ye söz verdi, sözümüzden dönemeyiz diye, bu kadar insanın haklarını elinden almaya kimsenin hakkı olmamalıdır. Birkısım insanların hakları ellerinden alınırken, diğer gruplara da, ağızlarına bir parmak bal çalarcasına, gerekli gereksiz birtakım tavizler ve sus payı verilmesini de anlamak mümkün değildir.

Bu insanlar, bu yasa çıkmadan önce, birlikte, huzur içinde, düzenli bir hiyerarşi içerisinde çalışıyorlardı. Şimdi, merak ve endişeyle soruyorum Sayın Bakanım: Birkısım arkadaşlara ulufe dağıtırken, birkısım arkadaşların hakları ellerinden alınırken, ne yapalım, maaşlarınızı biraz artırıyoruz, daha ne istiyorsunuz da diyebilirsiniz... Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, sizin deyiminizle, gelir idaresi özerk hale gelince, siz, vergi idaresinin çalışma şevkinin, veriminin ve vergi gelirlerinin artacağını mı sanıyorsunuz?..

Sayın Bakan, eğer her şey kanunlarla hallolsaydı, bugün, örneğin sosyal güvenlik sistemindeki kargaşa ve finansal açıklar olur muydu?! Her şey "ben yaptım oldu" ile hallolsaydı, SSK hastanelerindeki kargaşa ve başıboşluk son bulmaz mıydı?!

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; izninizle, Sayın Maliye Bakanına önemli bir hususu hatırlatmak ve bir soru daha sormak istiyorum. Sayın Bakanım, siz değil miydiniz, 2003 ve 2004 bütçe sonuçlarını açıklarken, bu memurlara, bu şeflere, bu müdür yardımcıları ve müdürlere teşekkür eden?.. Neden teşekkür ediyordunuz; çünkü, bu değerli personeli haksız ve hukuksuz bir şekilde mükellefin üzerine göndermiştiniz. Bunlar sayesinde, mükelleflerden, zorla -çok affedersiniz, kaba tabirle oldu ama- Deli Dumrul misali usulsüz vergi toplamıştınız! Neredeyse, vergi mevzuatımızda yer alan beyan usulünü salma usulüne çevirmiştiniz.

Az önce bir telefon aldı bir vekil arkadaşım Antalya'dan, bugün de şoförler üzerinde "vergilerinizin matrahlarını artırın" diye bir dayatma başlamış. Bilginize sunuyorum bunu da Sayın Bakanım.

Sayın Bakanım, bizler, mükelleflerin şikâyet ve sıkıntılarını, size, çeşitli şekillerde aktarırken, siz duymazlıktan geliyor, zaman zaman da bu hukuka aykırı tutumunuzu savunuyordunuz. Şimdi ne oldu da Sayın Bakanım, bir çırpıda bu değerli personeli bir kenara itiverdiniz? Baktınız büyük tepki var; bu defa "pardon" dediniz, "sehven unutmuşuz" dediniz, "tekrar unvanlarını vereceğiz" dediniz; ama, herkes biliyor ki, zaten geçiş sürecinde bu yetki ve unvanlar kullanılacaktır. Önemli olan, geçiş süreci bitince ne olacaktır, Sayın Bakanım?

Sayın Bakanım, şimdi sadede gelelim lütfen. Şimdi, burada, 6 000 vergi personeline, evet, geçiş sürecinden sonra da sizleri aynen koruyacağım diyebiliyor musunuz? Bu arkadaşları, yeni sisteme entegre ederek, en azından gelir uzmanlığı haklarını veriyor musunuz?  Şu anda, televizyonları başında bizleri umut ve heyecanla izleyen 40 000'i aşkın Maliye personeline, hak ve yetkileri elinden alınan 6 000'in üzerindeki arkadaşımıza söz verebiliyor musunuz? Gelin, bu hatayı düzeltelim Sayın Bakanım, bu çınarı devirmeyelim, bu barış ortamını bozmayalım, bu arkadaşları kazanalım, sokaklara dökülmesini önleyelim. Samimiyetinizi ya da aksini, şu anda belirleyeceğiniz tavrınız ortaya koyacaktır. Sizi, bu konuda, benden sonra, lütfen, açıklama yapmaya davet ediyorum.

Sayın Bakanım, ömrümün yarısını Maliyeye verdim. İzin verin, size bir şey daha anlatmak istiyorum; çünkü, bugün içim yanıyor Sayın Bakanım. Şimdi, siz, AKP Hükümetinin, her alanda yapmaya çalıştığı "mevcut düzeni hele bir değiştireyim, taşları yerinden hele bir oynatayım" mantığıyla hareket ediyorsunuz. Nedenini söyleyeyim. Bakınız, defterdarlık sistemi, Osmanlıdan beri gelen oturmuş bir kurumdur. Uzun bir süreden beri, birileri bu kurumu yıpratmaya çalışıyor. Efendim, defterdarın 41 ayrı görevi varmış, gelir idaresine bakmaya zaman bulamıyormuş, siyasî baskı altındaymış, gelir idaresi de bu yüzden özerk olmalıymış ve benzerleri...

Bakınız, sayın milletvekilleri, çoğunuzun belki bilmediği defterdarlık sistemi nasıl çalışır, size kısaca anlatayım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Sağ, bütün arkadaşlarıma uyguladığım usulü size de uygulayacağım,              1 dakikalık eksüre vereceğim; konuşmanızı lütfen tamamlayınız.

Buyurun.

KEMAL SAĞ (Devamla) - Teşekkür ederim.

Defterdarlık, vergi daireleri kanalıyla, devletin vergilerini toplar; saymanlıklar kanalıyla, kamu harcamalarını yapar; millî emlak kanalıyla, devletin tüm mallarını idare eder ve muhakemat kanalıyla da, devletin hukukî işlemlerini tekemmül ettirir.

Sayın Bakanım, siz, bir Maliye Bakanı olarak, bu sistemi nasıl daha güçlendiririm diye düşünmeniz gerekirken, IMF'nin talimatıyla, bu uç beylerinizi feda ediyorsunuz. Öylesine feda ediyorsunuz ki, defterdarların iki üç kademe altında, defterdara bağlı olarak çalışan vergi denetmeni arkadaşlarıma YMM hakkını, sırf seslerini kesmeleri için verirken, bu teşkilatta her ne şart altında olursa olsun, tek hedefi maliye ve devlete hizmet olan 81 il defterdarına bu hak sakınılmıştır, verilmemiştir. Bunun yanında, yurdun dört bir yanında özveriyle görev yapan 189 vergi dairesi müdürü de bu haktan mahrum edilmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Sağ, teşekkür ediyorum. Bugünkü uygulama bu şekilde; 1 dakikalık süreyi bütün arkadaşlara uyguladım. Mikrofonunuzu açacağım, teşekkür eder misiniz lütfen.

Buyurun.

KEMAL SAĞ (Devamla) - Efendim, bir sonraki maddede devam edeceğim.

Hepinize saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Sağ, nezaketinize çok teşekkür ediyorum, sağ olun.

Madde üzerinde, şahsı adına, Kütahya Milletvekili Sayın Alaettin Güven; buyurun.  (AK Parti sıralarından alkışlar)

ALAETTİN GÜVEN (Kütahya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; 861 sıra sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde söz almış bulunuyorum, şahsım adına; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, görüştüğümüz maddede, artık, merkeziyetçilikten yerele doğru bir gidiş söz konusu. Tabiî, bu, gelir idaresi teşkilat ve görevlerinde de yerinden yönetim, yerinden idare şekli de gelişiyor; önemli bir konu tabiî. Bu yerinden yönetimle, ayrıca, tasarımızın genel gerekçelerinde de gelir idaresinin gelirleri elde ederken, bir tabirle, toplarken, görevini yerine getirirken özellikle mükelleflerin vergi yasalarına gönüllü uyumunu sağlamak, vergi mükellefleriyle olan ilişkileri karşılıklı anlayış, güven esasına uygun olarak geliştirmektir derken de, bizim öz kültürümüzde her işin başı olan "sevdiriniz, nefret ettirmeyiniz; müjdeleyin, korkutmayın" esasına dayalı bir teşkilatlanma yapısı olduğundan dolayı da, inşallah, gelir idaresinin bu teşkilatlanması neticesinde gelirlerimizin toplanması daha yetkin ve etkin olacaktır diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Güven, teşekkür ediyorum.

Madde üzerinde 2 adet önerge vardır; önergeleri önce geliş sıralarına göre okutup, sonra, aykırılıklarına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"Başkanlığın taşra teşkilatı doğrudan merkeze bağlı Vergi Dairesi Başkanlıklarından oluşur. Her ilde en az bir Vergi Dairesi Başkanlığı kurulur. Aynı ilde birden fazla Vergi Dairesi Başkanlığının kurulması hususu Bakanlar Kurulunca belirlenir."

 

Mustafa Özyürek

Ali Kemal Kumkumoğlu

Vezir Akdemir

 

Mersin

İstanbul

İzmir

 

Erdal Karademir

Kemal Kılıçdaroğlu

Mehmet Yıldırım

 

İzmir

İstanbul

Kastamonu

 

BAŞKAN - Şimdi en aykırı önergeyi okutup, işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 23 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Salih Kapusuz

Mustafa Ataş

Sedat Kızılcıklı

 

Ankara

İstanbul

Bursa

 

Ahmet Çağlayan

Şerif Birinç

Alaettin Güven

 

Uşak

Bursa

Kütahya

 

"Madde 23.- Başkanlığın taşra teşkilatı, doğrudan merkeze bağlı vergi dairesi başkanlıkları ile vergi dairesi başkanlığı kurulmayan yerlerde bu Kanunun 24 ve 25 inci maddelerindeki görev ve yetkileri haiz vergi dairesi müdürlüklerinden oluşur. Vergi dairesi başkanlıklarının kuruluş yerleri ve sayıları ile bunlara ilişkin değişiklikler Bakanlar Kurulunca belirlenir.

Vergi dairesi başkanlıklarına bağlı vergi dairesi müdürlükleri ile şubeler kurulmasına ve bunların faaliyete geçirilmesine ilişkin usul ve esaslarla; aynı il sınırları içinde kalmak kaydıyla mükelleflerin, işyeri ve kanunî merkezlerine bağlı kalınmaksızın belirlenecek ölçütlere göre hangi vergi dairesi müdürlüğü veya başkanlığına bağlı olacağını belirlemeye Bakan yetkilidir."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Bu okunan önergeye katılıyoruz Sayın Başkan.

SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gerekçe okunsun Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Taşra teşkilatının merkez teşkilatı ile ilişkilerine açıklık getirilmektedir.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Komisyonun takdire bıraktığı, Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, 23 üncü maddeyi tümüyle değiştiren Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve arkadaşlarının önergesi kabul edildiğinden, aynı maddenin birinci fıkrasının değiştirilmesini öngören, Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek ve arkadaşlarının önergesini işlemden kaldırıyorum.

Sayın milletvekilleri...

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz.

BAŞKAN - Daha oylamaya geçmedim; geçince arayayım.

Sayın milletvekilleri, kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı yoktur; birleşime 5 dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 17.08

 

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 17.25

BAŞKAN : Başkanvekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER : Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84 üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

861 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER  (Devam)

3.- Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/989) (S. Sayısı: 861) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

Tasarının 23 üncü maddesinin oylamasında karar yetersayısı bulanamamıştı.

Şimdi, 23 üncü maddeyi oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısını arayacağım.

23 üncü maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir; karar yetersayısı vardır.

24 üncü maddeyi okutuyorum:

Vergi Dairesi Başkanlığı

MADDE 24.- Vergi Dairesi Başkanlığının amacı, yetki alanı içinde ekonomik faaliyetleri ve gelişmeleri yakından takip etmek, sektör ve mükellef gruplarının ihtiyaçlarına uygun hizmetleri en iyi şekilde sunmak ve yetkinlikleri geliştirmek suretiyle vergi yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlamaktır.

Vergi Dairesi Başkanlığı; yetki alanı içindeki mükellefi tespit etmek, vergi ve benzeri mali yükümlülüklere ilişkin tarh, tahakkuk, tahsil, terkin, tecil, iade, ödeme, muhasebe ve benzeri işlemleri yapmak, bu işlemlere ilişkin olarak yaratılan ihtilaflarla ilgili yargı mercileri nezdinde talep ve savunmalarda bulunmak, gerektiğinde temyiz ve tashihi karar talebinde bulunmak, yargı kararlarının uygulanması işlemlerini yürütmek, vergi uygulamalarını geliştirmek ve iyileştirmek, mükelleflere kanunların uygulanması ile ilgili görüş bildirmek, mükellefi hakları konusunda bilgilendirmek ve uygulamalarında mükellef haklarını gözetmek, mükellef hizmetleri ile bilgi işlem, istatistik, bilgi toplama, eğitim, satın alma, kiralama, vergi inceleme ve denetimi, uzlaşma, takdir ve benzeri görevleri ve işlemleri yürütmekle görevli ve yetkilidir.

Vergi dairesi başkanlıkları bünyesinde; mükellef hizmetleri, vergilendirme, denetim, tahsilat ve hukuk işleri, muhasebe, insan kaynakları, destek hizmetleri ve benzeri fonksiyonlar için grup müdürlükleri ve bunlara bağlı müdürlükler ile yetki alanlarında ekonomik analizler yapmak ve mükellef hizmetlerini en yakın yerden sunmak üzere şubeler kurulur. Merkez ile taşra birimleri arasındaki fonksiyonel ilişkiler doğrudan sağlanır. Bunların organizasyon yapıları, görevleri, yetki ve sorumlulukları, merkez teşkilatıyla ilişkileri ile çalışma usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Trabzon Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi.

Sayın Hamzaçebi, buyurun efendim.

CHP GRUBU ADINA MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının bu maddesi, taşra teşkilatı kapsamında vergi dairesi başkanlıklarını düzenlemektedir.

Bu madde, hükümet tasarısında 25 inci madde olarak yer alıyordu ve başlığı, "Gelir İdaresi Bölge Başkanlığı" idi. Hükümet tasarısında, taşrada 22 tane bölge başkanlığı kuruluyordu. Bu bölge başkanlığı, vergi dairesi olarak tanımlanıyordu ve 22 bölge başkanlığına bağlı olarak da şubeler açılması öngörülüyordu.

Tasarı genel gerekçesinde mevcut idarî yapıyı eleştirirken özellikle bu hususu öne çıkararak, bu yapıyla vergi toplama maliyetinin yükseldiğini savunuyordu. Dolayısıyla, bunu azaltmak için, vergiyi daha düşük maliyetle toplayabilmek için taşrada farklı bir örgütlenme öngörüyordu. Kendine göre bir model kurmuştu. Bölge başkanlığının kendi içinde bir tutarlılığı vardı. Plan ve Bütçe Komisyonu çalışmalarında bölge başkanlığı düşüncesinden hükümet vazgeçti, vergi dairesi başkanlıkları olarak düzenledi; ancak, bu vergi dairesi başkanlığının altında ayrıca vergi dairesi müdürlüklerinin olması da getirildi. Hükümet tasarısında vergi dairesi müdürlüğü yoktu, onun yerine şubeler vardı.

Şimdi, bir başka önergeyle hükümet bu düşüncesinden vazgeçiyor, taşrada ana birimin vergi dairesi başkanlığı olması düşüncesinden de vazgeçip, vergi dairesi başkanlığı yanında, taşrada vergi dairesi başkanlığı bulunmayan yerlerde vergi dairesi müdürlüğünün de bir taşra birimi olduğu söyleniyor.

BAŞKAN - Sayın Hamzaçebi, bir 5 saniyenizi rica edeceğim.

Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, salon içindeki uğultu sebebiyle sayın hatibin konuşması anlaşılmıyor. Lütfen...

Buyurunuz Sayın Hamzaçebi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Yani, Maliye Bakanlığımız henüz taşrada nasıl bir örgütlenmeye gideceğine karar verebilmiş değil. Hükümet tasarısından Genel Kurula gelene kadar iki kez değişen düşünce söz konusu ve iki kez değişen düşünceyle aşağı yukarı bugünkü yapıya, bugün uygulamada olan yapıya benzer bir yapıyı kurmayı düşünüyor. Tek farkı, bugünkü yapıda vergi daireleri defterdara bağlı, yeni tasarıda vergi dairesi başkanlıkları doğrudan Ankara'ya, yani, Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı olacak.

Şimdi, ben sormak istiyorum, bütün yapıyı hemen hemen bugünkü haline getirdikten sonra, bütün kabahat defterdarlıklarda mı, defterdarlık kurumunda mı diye sormak istiyorum. Bölge başkanlığını ortaya koyarken onun kendi içinde bir tutarlılığı vardı, savunulabilir, defterdarlık kurumunun alternatifi olarak ortaya konulabilir; ama, şu yapının, önergeyle getirilen bu yapının, defterdarlık kurumu dışında, mevcut yapıdan hiçbir farkı kalmamaktadır değerli arkadaşlar ve tekrar soruyorum; bütün kabahat defterdarlık kurumunun mu?!

Devam ediyorum. Bu şekilde bir yapılanmayla, tasarının diğer maddelerinde, gelir idaresinin yapısına güç katmayan, hatta, tersine, bugünkü gücünden daha geriye gitmesine neden olan düzenlemelerle birlikte, bu teşkilatın defterdarlık kurumundan koparılması, korkarım, bu idareyi zayıflatır. Korkarım diyorum; çünkü, defterdarlık kurumunun bu yapıya, bu teşkilata kattığı bir güç vardır. Defterdarlığın, malî idarenin ildeki en büyük temsilcisi olması nedeniyle, gelir idaresine, görev alanındaki diğer unsurlardan aldığı güçle yapmış olduğu bir destek, vermiş olduğu bir güç vardır. Şimdi, bu gücü dengeleyecek veya bu gücün yerine konulabilecek bir gücü bu tasarı getirmemektedir.

Bir kere, altyapı yatırımları için bu idareye bir esneklik vermiyor bu tasarı. Plan ve Bütçe Komisyonunda, böyle bir güvenceyi, tasarıya, özellikle benim önerimle koymuştuk. Gelir İdaresi Başkanlığının bu yeni modelde ihtiyaç duyacağı altyapı yatırımlarını sağlayabilmek için kendisine bir ödenek güvencesi verilmesini sağlamaya yönelik madde, maalesef, altkomisyonda koymamıza rağmen, Plan ve Bütçe Komisyonunda çıkarıldı. Bir kere, altyapı yatırımını yapamıyor, harcama esnekliği yok. Oysa, yarı özerk veya güçlü gelir idarelerinin önemli bir özelliği, genel bütçe veya harcama kurallarına kıyasla biraz daha esnekliğinin olmasıdır, personel politikalarında biraz daha esnekliğinin olabilmesidir. Bütün bunların hiçbirinde, bu idarenin esnekliği yok. Yatırımları için bir ödenek güvencesi yok. Bu idare, genel tebliğ çıkarma gücüne bile sahip değil. Şimdi, bu idare nasıl güçlü olacak, gerçekten merak ediyorum. Bu değişiklikler, bu idareyi giderek daha güçsüz kılan bir yapıya dönüştürmektedir. Bunun tek bir anlamı var, bu tasarının tek bir hedefi var bana göre; bu tasarı, Türkiye'nin ihtiyacı olduğu için değil, sadece, hükümetin IMF'ye vermiş olduğu bir söz nedeniyle çıkarılıyor. İşte, bir şey yapılmış gözükülüyor, yapıyormuş gibi görünülüyor maalesef, üzülerek belirtmek istiyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.

Madde üzerinde, şahsı adına, Adana Milletvekili Sayın Kemal Sağ; buyurun.

KEMAL SAĞ (Adana) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; önce şu konuşmamı bir tamamlayayım, sonra bir açıklama daha yapacağım.

Sayın Bakanım, 2 700 kişiye YMM hakkı verirken -demiştim- 81 defterdara ve 189 vergi dairesi müdürüne bu hakkı vermediğiniz için, eski bir defterdar olarak, üzüntümü belirtmiştim. Şimdi, zannediyorum, vergi denetmeni arkadaşlarım, buradan, bu hakkın verilmesini istemediğimi düşünmüş olabilirler. Öyle bir düşünce asla mümkün değildir. Benim düşüncem, yoklukta değil, varlıkta eşitliktir. Yetkileri dağıtırken de, hem bu denetmen arkadaşlarımız hak etmişlerdir, bu hakkı, biliyorum ki, hakkıyla kullanacaklardır ve mevcut piyasadaki denetimi de artıracaklar ve daha etkin hale getireceklerdir; ama, ben diyorum ki, biz, yoklukta değil, varlıkta eşit olalım. Yani, yetkisi bulunmayan ve yetki verilmeyen 81 il defterdarına ve 189 vergi dairesi müdürüne de bu hakkın verilmesini talep ediyorum. Denetmen arkadaşlarım eğer yanlış anladılarsa, bunu düzeltiyorum. Teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, bugün, siz, birçok gün yaptığınız gibi, belki aşka gelir, bu arkadaşlarımıza da, yani, defterdar ve vergi dairesi müdürlerimize de bu hakkı verirsiniz diye düşünüyorum ve inanıyorum ki, siz eğer bunu vermeyi düşünürseniz, bunun yolu da kolaydır. Sizden bunu bekliyorum Sayın Bakanım.

Son bir örnek vermek istiyorum. Değerli arkadaşlar, 1980'li yıllarda Hazine, Maliye Bakanlığından ayrılmıştı. Peki ne oldu ayrıldı da?! Görüyorsunuz, kamu borçlarının durumu ortada. Bu da normaldir; çünkü, vergiyi Maliye toplar, Hazine harcar, yetmeyince de borçlanır. Davul birinin omzunda, tokmak diğerinin elinde. Sayın Bakanım, şimdi gelir idaresini özerkleştiriyorsunuz; sonucunu size şimdiden söyleyebilirim; özerk; ama, maalesef, güçsüz bir teşkilat yaratıyorsunuz.

Sayın Başkanım, sözlerimi tamamlarken, bir açıklama daha yapmak istiyorum. Bakınız, kaç günden beri, gerek Büyük Millet Meclisi önünde gerekse il defterdarlıklarında ve vergi dairelerinde... İşte, dün Isparta'da, Büro-Sen ve Kamu-Sen müşterek olarak Kaymakkapı'da yürüdüler. Adana'da, İstanbul'da, İzmir'de ve Türkiye'nin dörtbir yanında Maliye memurları, şu anda, infial halinde, üzüntü içerisinde; sizin bugün vereceğiniz müjdeleri bekliyor Sayın Bakanım. Bunu da buradan belirtmek istedim.

Efendim, ben, bu duygularımla, düşüncelerimi arz ettim; artık, bundan sonrası AKP İktidarına ve Sayın Maliye Bakanıma kalıyor.

Teşekkür ediyor, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sağ.

Sayın Muhsin Koçyiğit?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

25 inci maddeyi okutuyorum:

Vergi Dairesi Başkanı

MADDE 25.- Vergi Dairesi Başkanı; Vergi Dairesi Başkanlığının amiri olup, yetki alanındaki işlemlerin mevzuat hükümlerine göre yürütülmesi ve izlenmesi, vergi inceleme ve denetimlerinin gerçekleştirilmesi, kendisine bağlı birimlerin görevlerini etkin bir şekilde yerine getirmelerinin sağlanması, mükelleflere kanunların uygulanmasına ilişkin görüş bildirilmesi, mükellef haklarının gözetilmesi, faaliyetleri hakkında Başkanlığın bilgilendirilmesi, kanunlara aykırı hareketi görülenler hakkında takibatta bulunulması ve emrine atanan personelin özlük işlemlerinin yürütülmesinden doğrudan Başkanlığa karşı sorumludur.

Ödenek gönderme belgesi ile verilen harcama yetkisi çerçevesinde Vergi Dairesi Başkanlığınca yapılacak ödemelere ilişkin harcama yetkisi, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 31 inci maddesinde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde Vergi Dairesi Başkanlığınca kısmen veya tamamen grup müdürlüklerine veya vergi dairesi müdürlüklerine devredilebilir.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

26 ncı maddeyi okutuyorum:

YEDİNCİ BÖLÜM

Yetki ve Sorumluluk

Yöneticilerin sorumlulukları

MADDE 26.- Başkanlığın her kademedeki yöneticileri görevlerini mevzuata, stratejik plan ve programlara, performans ölçütlerine ve hizmet kalite standartlarına uygun olarak yürütmekten üst kademelere karşı sorumludur.

BAŞKAN - Madde üzerinde 1 adet önerge vardır; önergeyi okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 861 sıra sayılı tasarının "Yöneticilerin sorumlulukları" başlıklı 26 ncı maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

M. Akif Hamzaçebi

Ali Kemal Kumkumoğlu

Mehmet Yıldırım

 

Trabzon

İstanbul

Kastamonu

 

Gürol Ergin

Osman Kaptan

Enis Tütüncü

 

Muğla

Antalya

Tekirdağ

 

Birgen Keleş

Kemal Kılıçdaroğlu

M. Mesut Özakcan

 

İstanbul

İstanbul

Aydın

 

 

Mustafa Özyürek

Mersin

 

 

 

"Yöneticilerin sorumlulukları

Madde 26.- Başkanlığın her kademedeki yöneticileri görevlerini mevzuat, stratejik plan ve programlara uygun yürütmekten üst kademelere karşı sorumludur. Yöneticiler, stratejik planlarda belirlenen amaç ve hedeflere ulaşmakla ilgili hesap verme sorumluluklarını yerine getirmekle yükümlüdür."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının "Yöneticilerin sorumlulukları" başlıklı 26 ncı maddesinde, her kademedeki yöneticilerin görevlerini performans ölçütlerine uygun yürütmekten sorumlu olduğu yazılıdır. Kamu görevlilerinin görevlerini performans ölçütlerine uygun olarak yürütmeleri çok anlamlı değildir; çünkü, performans ölçütü, en kaba tanımıyla, herhangi bir şeyin sayısal göstergesidir. Yöneticilerin faaliyetlerini birim başına maliyet ya da başvuru sayısı gibi ölçütlere uygun yürütmekten sorumlu olmalarının hiçbir makul nedeni yoktur.

Çağdaş kamu yönetimlerinde sorumluluk, çıktı ve sonuçlar üzerinden değerlendirilen bir kavramdır. Performans ölçütleri veya performans göstergeleri, amaç ve hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığını anlamamıza yardım eder. Bu nedenle, performans ölçütlerini oluştururken bunların çıktı ve sonuçlarıyla ilgili değerlendirme yapmaya uygun göstergeler olmasına büyük dikkat sarf edilir. Amaç ve uzun dönemli hedefler, sonuçlarla, yıllık hedefler, çıktılarla ilgili olduğundan değerlendirme yapmaya uygun ölçütler seçilirken bu hususa da dikkat edilir.

Yöneticilerin görevlerini stratejik plana uygun yürütmesi, stratejik plan çerçevesinde belirlenen performans ölçütlerini de zaten içermektedir ve yöneticilerin başarılı olup olmadıklarını en iyi şekilde, stratejik planlarda belirlenen amaç ve hedeflere ne ölçüde ulaşıldığının sergilenmesi ile anlayabiliriz.

Açıklanan nedenlerle 26 ncı maddenin önergede belirtildiği şekilde değiştirilmesi, kamu yönetiminin çağdaş kavramlarının daha doğru ve etkili bir şekilde kullanılmasını sağlayacaktır.

BAŞKAN- Sayın milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

26 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

27 nci maddeyi okutuyorum:

Yetki devri

MADDE 27.- Başkan ve her kademedeki Başkanlık yöneticileri, sınırlarını açıkça belirtmek ve yazılı olmak şartıyla, yetkilerinden bir kısmını astlarına devredebilir. Yetki devri uygun araçlarla ilgililere duyurulur.

BAŞKAN- 27 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

28 inci maddeyi okutuyorum:

SEKİZİNCİ BÖLÜM

Çeşitli Hükümler

Atama

MADDE 28.- Başkan yardımcıları, daire başkanları, vergi dairesi başkanları ve gelirler kontrolörleri, Başkanın önerisi üzerine Bakan tarafından; 23.4.1981 tarihli ve 2451 sayılı Kanun hükümleri dışında kalan diğer personelin atamaları Başkan tarafından yapılır. Başkan bu yetkilerini gerekli gördüğü takdirde alt kademelere devredebilir.

Başkan kadrosuna atanmak için; hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler fakültelerinde en az lisans düzeyinde yüksek öğrenim görmüş, Bakanlıkta veya Başkanlıkta fiilen en az üç yıl çalışmış olmak gerekir.

Başkan yardımcısı, daire başkanı ve vergi dairesi başkanı kadrolarına atanacakların; hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler fakültelerinde en az lisans düzeyinde yüksek öğrenim görmüş ve Devlet memuriyetinde en az on hizmet yılını doldurmuş olanlardan; Başkanlıkta en az üç yıl yönetici düzeyinde çalışmış ya da maliye müfettişi, hesap uzmanı veya gelirler kontrolörü olması gerekir.

Gelirler Kontrolörleri Daire Başkanı, daire başkanı olma niteliklerini haiz gelirler kontrolörü unvanını almış olanlar arasından atanır.

BAŞKAN- Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

29 uncu maddeyi okutuyorum:

Denetim elemanı ve uzman personel çalıştırılması

MADDE 29.- Gelirler kontrolörleri; en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler fakültelerinden mezun olanlar arasından yapılacak özel yarışma sınavı sonucuna göre mesleğe stajyer gelirler kontrolörü olarak alınırlar ve en az üç yıl çalışmak ve olumlu sicil almak kaydıyla yeterlik sınavına girmeye hak kazanırlar. Yapılacak yeterlik sınavında başarılı olanlar gelirler kontrolörlüğüne atanırlar. Gelirler kontrolörlerinin mesleğe alınmaları ve yeterlik sınavları ile çalışma usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir.

Vergi denetmenleri; en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler fakültelerinden mezun olanlar arasından yapılacak özel yarışma sınavı sonucuna göre mesleğe vergi denetmen yardımcısı olarak alınırlar ve en az üç yıl çalışmak ve olumlu sicil almak kaydıyla yeterlik sınavına girmeye hak kazanırlar. Yapılacak yeterlik sınavında başarılı olanlar vergi denetmenliğine atanırlar. Vergi denetmenleri vergi dairesi başkanlığı emrinde çalıştırılırlar. Vergi denetmenlerinin mesleğe alınmaları ve yeterlik sınavları ile çalışma usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir.

Devlet gelir uzmanları, vergi istihbarat uzmanları ve gelir uzmanları; en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler fakülteleri ve mühendislik fakültelerinin lisans bölümleri ile matematik ve istatistik lisans bölümlerinden mezun olanlar arasından yapılacak özel yarışma sınavı sonucuna göre mesleğe Devlet gelir uzman yardımcısı, vergi istihbarat uzman yardımcısı ve gelir uzman yardımcısı olarak alınırlar. Bunlar en az üç yıl çalışmak ve olumlu sicil almak kaydıyla yeterlik sınavına girmeye hak kazanırlar. Yapılacak yeterlik sınavında başarılı olanlar durumlarına uygun Devlet gelir uzmanlığı, vergi istihbarat uzmanlığı veya gelir uzmanlığına atanırlar. Bunların mesleğe alınmaları ve yeterlik sınavları ile çalışma usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir.

Vergi dairesi başkanlıklarının taraf olduğu davaların ilgili mercilerde takip ve savunmasını yapmak üzere, vergi dairesi başkanlıkları emrinde yeterli sayıda Hazine avukatı görevlendirilir. Vergi dairesi başkanı, 8.1.1943 tarihli ve 4353 sayılı Kanunun 22 nci maddesi ile kendisine verilen yetkiyi, Hazine avukatlarına veya ilgili müdürlere devredebilir. Vergi dairesi başkanlıkları emrinde çalıştırılacak Hazine avukatlarının çalışma usul ve esasları, Başkanlık ile Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü tarafından müştereken belirlenir.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

30 uncu maddeyi okutuyorum:

Performans yönetimi

MADDE 30.- Başkanlık personelinin; mükellef memnuniyeti, vergi gelirlerindeki tahakkuk ve tahsilat artış oranı, vergi toplama maliyeti, uyum oranı ve benzeri genel performans ölçütleri ve hedefleri Başkan tarafından belirlenir. Uyum oranından maksat, mükellef beyanlarının vergi kanunlarına uygunluğu ölçüsüdür.

Başkan, performans modeli çerçevesinde birimlerin ve bireylerin genel performans hedeflerini gerçekleştirmek üzere özel performans ölçütleri ve hedeflerini belirler. Personel bazındaki bireysel performanslar merkezdeki personel ve vergi dairesi başkanları için Başkan, taşradaki personel için vergi dairesi başkanları tarafından belirlenir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakan tarafından belirlenir.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına, Adana Milletvekili Sayın Kemal Sağ; buyurun.

CHP GRUBU ADINA KEMAL SAĞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 861 sıra sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 30 uncu maddesi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsım adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, üzerinde konuştuğumuz teşkilatın adını Gelir İdaresi Başkanlığı koyacaksınız; ama, bir yandan, devlet gelirleri politikasının hazırlanması şeklindeki aslî misyonunu ortadan kaldıracaksınız, mevzuat oluşturma yetkisini alacaksınız, gelir bütçesini siz yapmayın diyeceksiniz, diğer yandan da, kendi hedeflerini belirlemek üzere elinde herhangi bir araç bırakmadığınız kurumun önüne vergi gelirlerindeki tahakkuk ve tahsilat oranı gibi makro hedefler koyarak, performans ölçmek üzere mevzuat yapacaksınız. Kanun yapma usulünün hiçe sayılmasının doğal sonuçlarından bahsediyoruz.

Sayın Maliye Bakanım, elbette, vergi gelirlerindeki tahakkuk artışının, etkin ve sağlıklı bir biçimde vergi inceleme ve denetimden geçtiğini bilir; ancak, görünen o ki, sevk ettikleri tasarıyı dikkatle okuyacak vakti bulamadılar herhalde. Eğer, dikkat edilmiş olsaydı, yeniden teşkilatlandırmaya çalıştıkları bu birimin, tasarıda, baştan sona, uygulayıcı bir birim olarak tanımlandığını ve planlandığını, üstelik, denetimi de buna tabi kıldıklarını kolaylıkla görebileceklerdi.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vergi gelirlerindeki tahakkuk artışı, buna ilişkin çabaların etkin bir inceleme ve denetimle desteklenmesine bağlıdır. Bunun dışında kalan iş ve işlemler, ancak bir uygulayıcı birimin iş tanımı içerisinde yer alır. Dolayısıyla, uygulayıcı birimler tahakkuk artışı safhasında etkin değillerdir.

Politika belirleme anlamında etkisini kırdığınız, zafiyete uğrattığınız bir idarî organınızın önüne, dışarıdan dayatılmış, giydirilmiş hedefler koyarak, bunu bir başarı ya da daha doğru bir ifadeyle, performans ölçüm kriteri haline getiremezseniz. Bu, en hafif deyimle, haksızlık olur ve elbette, personelin genel performans ölçüt ve hedefleri de, bu makro hedeflere göre şekillenecektir.

Bireysel başarılar, her zaman kurumsal başarılarla sonuçlanmaz, şayet bu başarı girişimlerinin kurumsal başarıya dönüşmesini sağlayacak kanallar açık tutulmuyorsa.

Bu, meselenin genel görünümü ve değerlendirmesidir. Özel görünümü ise, oldukça karmaşık ve bulanık görünmektedir. Zira, bir yandan, başkanlık personeli bakımından tanımlanmamış bir modele göre birim ve bireylerin özel performans ölçüt ve hedefleri başkan tarafından belirlenirken, maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların nasıl belirleneceği hususu bakana bırakılmış olup, bu usul ve esasların ne olduğu konusunda kimsenin fikri bulunmamaktadır. Kaldı ki, doğrudan Maliye Bakanına bağlı olarak çalışacak olan bir teşkilata ilişkin gelirler politikasının belirlenmesinde olduğu gibi, bu performans usul ve esaslarının -bunları Sayın Bakan oturup yazamayacağına göre- hangi birimlerin yetkisinde bulunduğu da belli değildir.

Tasarının 30 uncu maddesinin başlığı "Performans yönetimi" olmasına rağmen, madde metninde bir performans yönetiminin tanımlanması yerine, bu yönetimin sadece birer parçası durumundaki performans hedef ve ölçütlerinin tarifiyle yetinilmiştir.

Performans yönetimini hedefleyen ve bu yönde bir irade kullanacak olan idarenin, öncelikle, uzun vadeli stratejik planı bulunmalı ve bu plan çerçevesinde ölçülebilir nitelikte hedefler belirlenmelidir.

Yıllık performans planları ile kendisini bu hedeflere götürecek olan araçları saptamak suretiyle hem yıllık, yani kısa dönem, hem de uzun dönem hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığını değerlendirmeye uygun mahiyette performans göstergeleri seçilmeli ve oluşturulan bilgi yönetim sistemiyle de performans bilgileri üretilmeli ve bu bilgiler temelinde yapılacak olan performans ölçümü sonuçlarına göre oluşan performans bilgileri, bütçe süreçlerindeki kaynak tahsislerinde belirlenmelidir.

Tasarının açıkladığımız çerçevede bir yaklaşım içinde olmadığı malumdur. Ortada, sadece, tanımı ve mahiyeti belirsiz "genel ve özel performans ölçüt ve hedefleri" olarak ifade edilen bir ibare bulunmaktadır; buradan hareketle de, bir performans yönetiminin oluşturulabileceğine ilişkin bir varsayım mevcuttur. Kaldı ki, performans değerlendirmesi ve ölçümü yapabilmenin olmazsa olmaz koşulu, performans bilgilerinin üretimine uygun veri tabanı ile bunları belirli bir zaman aralığı ya da serisi içinde izlemeye elverişli bir yönetim bilgi sistemi oluşturulmasıdır. Güvenilir, güncel ve geçerli veri ve bilgileri elde etmenin yolu ancak buradan geçebilir. Dolayısıyla, belirlenen hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığını ölçecek nitelikte maliyet, verimlilik, kalite, etkinlik ve benzeri veri ve bilgilerin üretilmesi ihtiyacı açıktır. Oysa, tasarıda bu veri ve bilgi üretim sürecinden söz edilmemektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her ne kadar tasarının 11 inci maddesinde Uygulama ve Veri Yönetimi Daire Başkanlığı ve görevleri düzenlenmiş ise de, 11 bent halinde sayılan görevler arasında açıklamaya çalıştığımız nitelikte bir veri ve bilgi üretim süreci bulunmamaktadır. Tersine, tasarıda "mükellefiyet", "vergilendirme", "denetim" ve "risk analizine dayalı bilgi" gibi performans ölçüm ve değerlendirme süreçlerinde kullanılmayan bir terminoloji tercih edilmiştir; ancak, ilave edilmelidir ki, politika belirleme yetkisine sahip olmayan bir kurumun bu politikalara hayatiyet kazandıracak stratejileri belirleme şansı da olmayacaktır. Dolayısıyla, böyle bir organizasyon, tasarının 17 nci maddesinde düzenlendiği gibi, bir strateji geliştirme daire başkanlığına sahip olsa bile, fonksiyonu -görevlerini belirleyen ilk maddeden de anlaşılacağı üzere- kendi dışında tayin edilen politikaları onaylayan ve varsa, başkanlığın uzun vadeli strateji ve politikalarını belirlemekten ibaret kalacaktır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; performans yönetimi konusuna bu detayda girilmişken, aklıma, toplam kalite yönetimi geliyor. Sayın Bakandan öğrenmek istediğim bir husus da budur.

Sayın Bakanım, 2000'li yılların başında, Maliye Bakanlığı bünyesinde, zamanın müsteşarı Sayın Ertan Dikmen'in başkanlığında, bir toplam kalite yönetimi çalışması başlatılmış, hatta, epeyce de mesafe alınmıştı.

Sayın Bakanım, ikibuçuk yıllık Bakanlık döneminiz içinde, bu çalışmadan haberdar mısınız; bu çalışmalar, şu anda hangi safhadadır, sürdürülmekte midir; bu konuda bizi aydınlatabilir misiniz?

Herhalde, performans yönetimini gündeme getirenler, toplam kalite yönetimini de ihmal etmezler diye düşünüyorum.

Tasarıyla, önerilen organizasyon eksikliklerini gideren bir dizi yapıcı tavsiye ve uyarılarımızın tamamının ısrarla dikkate alınmamakta oluşu, bu değerlendirmeleri yapmak üzere emek veren bizleri olduğu kadar, televizyonları başında kendi kaderlerini etkileyen şu görüşmeleri izleyen binlerce Maliye çalışanını da üzmekte, IMF talimatlarına sadakatinizin derecesi de bu üzüntümüzü derinleştirmektedir. Belki, IMF ve Dünya Bankası cenahından takdir topluyor olabilirsiniz; ancak, gerçek şu ki, halkın size verdiği başlangıçtaki desteği, hızla, maalesef, kaybediyorsunuz. Eğer, bariz bir örneğe ihtiyaç olacak ise, açık ve kesinlikle söyleyebilirim ki, Sayın Bakanım, daha şimdiden, binlerce Maliye çalışanının desteğini kaybettiniz.

Son sözümü şöyle tamamlamak istiyorum: Sayın Bakanım, performans yönetimi maddesinde merak ettiğim bir husus da var. Eğer bir performans ölçümü yapıyorsanız, bunun sonucunda bir ceza veya ödül olması gerekir; ama, bu maddede öyle bir şey de yok.

Ben, bu duygularla, tekrar, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sağ.

Madde üzerinde 1 önerge vardır; önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 861 sıra sayılı tasarının "Performans yönetimi" başlıklı 30 uncu maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.                 13.4.2005

 

M. Akif Hamzaçebi

Ali Kemal Kumkumoğlu

Birgen Keleş

 

Trabzon

İstanbul

İstanbul

 

M. Mesut Özakcan

Kemal Kılıçdaroğlu

Mehmet Yıldırım

 

Aydın

İstanbul

Kastamonu

 

Gürol Ergin

Osman Kaptan

Enis Tütüncü

 

Muğla

Antalya

Tekirdağ

 

 

Mustafa Özyürek

 

 

 

Mersin

 

 

 "Performans yönetimi

Madde 30.- Başkanlık, faaliyetlerini oluşturulacak performans yönetimine göre yürütür. Bunun için faaliyetler uzun dönemli stratejik plan çerçevesinde belirlenen ölçülebilir amaç ve hedeflere ve bu hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığını değerlendirmeye uygun performans göstergeleri setine göre yürütülür.

Başkanlık, bu amaç ve hedeflere ulaşabilmek için yıllık performans planları çerçevesinde yıllık hedeflerini ve hedeflere ulaşma araçlarını belirler. Başkanlık, performans veri ve bilgilerini üretecek yönetim bilgi sistemi oluşturarak yıllık performans değerlendirmelerini ve kaynak tahsislerini performans ölçümü sonucu ortaya çıkan performans bilgilerine dayalı olarak yapar.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin hususlar Başkan tarafından yayımlanacak rehber ve el kitapları ile belirlenir."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının "Performans yönetimi" başlıklı 30 uncu maddesindeki düzenleme, oluşturulacak performans yönetiminin, "genel performans ölçütleri ve hedefleri" ile "özel performans ölçütleri ve hedefleri"ni belirlemekten ibaret olduğu izlenimini vermektedir. Sadece hedef ve ölçüt belirleyerek performans yönetimi oluşturulamaz. Performans yönetimi, yeni bir yönetim sistemi oluşturmaktır. Bu sistemin içerisinde elbette hedef ve performans ölçütü belirleme işi vardır; ama, sadece bundan ibaret bir şey değildir. Hedef ve ölçüt belirleyerek yönetim sistemi oluşturulamaz. Gerçek bir performans yönetiminden söz edebilmek için en azından şunların olması gerekir:

Performans yönetimi oluşturacak herhangi bir yönetim, uzun dönemli stratejik plana sahip olmalı, bu plan çerçevesinde ölçülebilir amaç ve hedefler belirlemeli, bu amaç ve hedeflere ulaşabilmek için yıllık performans planları çerçevesinde yıllık hedeflerini  ve hedeflere ulaşma araçlarını belirlemeli, amaç, hedef ve yıllık hedeflere ulaşıp ulaşılmadığını değerlendirmeye uygun performans göstergeleri setini oluşturmalı, oluşturulan bilgi yönetim sistemi doğrultusunda performans bilgileri üretmeli ve bütçe sürecinde kaynak tahsislerini performans ölçümü sonucu ortaya çıkan performans bilgilerine dayalı olarak yapmalıdır.

Tasarı, böyle bir yaklaşımı benimsemediği gibi "genel performans ölçütleri ve hedefleri" ile "özel performans ölçütleri ve hedeflerini" belirleyerek performans yönetimi oluşturulacağı varsayımına dayanmaktadır. Belirtmek gerekir ki, tasarıda olduğu gibi genel performans ölçütleri, özel performans ölçütleri adı altında toplanabilecek bir performans ölçütü kategorisi yoktur. Performans ölçütleri; Girdi ölçütleri - Çıktı ölçütleri - Sonuç ölçütleri - Maliyet ölçütleri - Kalite ölçütleri - Tutumluluk ölçütleri - Verimlilik ölçütleri - Etkinlik ölçütleri gibi kategoriler altında toplanır ve değerlendirmeler bunlara göre yapılır.

Kişilerin, birimlerin -tasarının özel performans olarak adlandırdığı- faaliyetlerin -tasarının genel performans olarak adlandırdığı- performansı yukarıda belirtilen ölçütler çerçevesinde değerlendirilir. Kaldı ki, performans değerlendirmesi sadece kişiler, birimler ve faaliyetlerle sınırlı değildir. Sistemler, süreçler, elde edilen sonuçlar, yaratılan etkiler gibi değerlendirme yapılabilecek başka alanlar da vardır.

Öte yandan, performans yönetimi oluşturmakla ilgili süreçler dinamik olduğu ve belirlenen ilkeler iyi uygulamaları yansıttığı için ayrıntıların el kitapları ve rehberlerle belirlenmesi daha uygun olacaktır.

Açıklanan nedenlerle değişiklik önergesi hazırlanmıştır.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

30 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

31 inci maddeyi okutuyorum:

Vergi Danışma Komitesi

MADDE 31.- Vergi Danışma Komitesi, vergi kanunlarının uygulanması sırasında ortaya çıkan tereddütlerin giderilmesi ve uygulama birliğinin sağlanması için ilke ve prensiplerin oluşturulmasına yönelik önerilerde bulunmak üzere; ilgili başkan yardımcısının başkanlığında ilgili daire başkanları, vergi incelemesine yetkili denetim birimleri ve ilgili meslek birliği temsilcileri ile akademisyenlerden oluşur. Komitenin teşkili ile çalışma usul ve esasları Başkanlıkça belirlenir.

BAŞKAN - 31 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

32 nci maddeyi okutuyorum:

Kadrolar

MADDE 32.- Ekli (2) sayılı listede yer alan kadrolar iptal edilerek 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Maliye Bakanlığına ait bölümünden çıkarılmış ve ekli (3) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvele Gelir İdaresi Başkanlığı olarak eklenmiştir.

BAŞKAN - Madde üzerinde 1 adet önerge vardır; önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 32 nci maddesiyle 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenmesi öngörülen ekli (3) sayılı listenin taşra bölümünde yer alan "Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı" ile "Şef" unvanlara ait kadroların aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve toplam kadro sayısının da 56.680 olarak düzeltilmesini arz ve teklif ederiz.

 

İrfan Gündüz

Mustafa Elitaş

Zülfü Demirbağ

 

İstanbul

Kayseri

Elazığ

 

Hasan Anğı

Sedat Kızılcıklı

 

 

Konya

Bursa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sınıfı

Unvanı                                   

Derecesi

Serbest

Kadro Adedi

Toplam

 

 

 

G.İ.H

Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı

1

900

900

 

 

 

G.İ.H

Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı

2

105

105

 

 

 

G.İ.H

Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı

3

70

70

 

 

 

G.İ.H

Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı

4

20

20

 

 

 

G.İ.H

Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı

5

5

5

 

 

 

G.İ.H

Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı

6

5

5

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sınıfı

Unvanı                                   

Derecesi

Kadro Adedi

Serbest

Kadro Adedi

Toplam

 

 

G.İ.H

Şef

 

3

3400

3400

 

 

G.İ.H

Şef

 

4

580

580

 

 

G.İ.H

Şef

 

5

350

350

 

 

G.İ.H

Şef

 

6

115

115

 

 

G.İ.H

Şef

 

7

110

110

 

 

BAŞKAN- Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)- Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN- Hükümet?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul)- Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN- Gerekçeyi okutuyorum:

 Gerekçe: Taşra birimlerinde görev yapan mevcut müdür yardımcısı ve şeflerin aynı görevlere atamalarını sağlamak üzere toplam 1 210 adet kadro artışı yapılmaktadır.

BAŞKAN- Sayın milletvekilleri, Komisyonun katılmadığı, Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Saygıdeğer milletvekilleri, 32 nci maddeyi, kabul edilen önerge ve ekli listeleriyle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

33 üncü maddeyi okutuyorum:

Atıflar ve yetkiler

MADDE 33.- Diğer mevzuatta Gelirler Genel Müdürlüğüne yapılmış olan atıflar ilgisine göre Gelir İdaresi Başkanlığına; Gelirler Genel Müdürüne yapılmış atıflar Gelir İdaresi Başkanına; Başkanlığın görev alanına giren konularda mülki idare amirlerine, mahallin en büyük memuruna, ilin en büyük malmemuruna, defterdara ve defterdarlığa yapılmış atıflar ilgisine göre vergi dairesi başkanı ve başkanlığına; gelir müdürlüğüne, takdir komisyonu başkanı veya başkanlığına, tahsil dairesine, mal müdürü ve müdürlüğüne yapılmış atıflar ilgisine göre vergi dairesi başkanı ve başkanlığına veya ilgili müdür veya müdürlüğüne; vergi kontrol memuruna yapılmış atıflar ise vergi denetmenine yapılmış sayılır.

BAŞKAN - Madde üzerinde 1 önerge vardır; önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan "Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı"nın 33 üncü maddesinde yer alan "defterdara ve defterdarlığa yapılan atıflar ilgisine göre vergi dairesi başkanı ve başkanlığına" ibaresinden sonra gelmek üzere, "vergi dairesi başkanlığı bulunmayan yerlerde vergi dairesi müdürü veya müdürlüğüne" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

İrfan Gündüz

Hasan Anğı

Mustafa Elitaş

 

İstanbul

Konya

Kayseri

 

Zülfü Demirbağ

Sedat Kızılcıklı

 

 

Elazığ

Bursa

 

 

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkanım.

SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gerekçe okunsun Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Vergi dairesi başkanlığı kurulmayan yerler için vergi dairesi müdür ve müdürlüğüne yapılacak atıflar düzenlenmektedir.

BAŞKAN - Komisyonun takdire bıraktığı, Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge istikametinde 33 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

34 üncü maddeyi okutuyorum:

Değiştirilen hükümler

MADDE 34.- 1) 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun;

a) 36 ncı maddesinin "ORTAK HÜKÜMLER" başlıklı bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı bendine "Özürlüler Uzman Yardımcıları," ibaresinden sonra gelmek üzere "Vergi Denetmen Yardımcıları," ibaresi, "Özürlüler Uzmanlığına," ibaresinden sonra gelmek üzere "Vergi Denetmenliğine," ibaresi eklenmiştir.

b) 59 uncu maddesinin birinci fıkrasına "Başbakanlık Basın Müşavirliğine," ibaresinden sonra gelmek üzere "Gelir İdaresi Başkanlığında Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine," ibaresi eklenmiştir.

c) Ekli (I) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin; "I- Genel İdare Hizmetleri Sınıfı" bölümünün (c) bendine "Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Başkanı," ibaresinden sonra gelmek üzere "Gelir İdaresi Başkanı,", (d) bendine "Sosyal Güvenlik Kurumu Başkan Yardımcısı," ibaresinden önce gelmek üzere "Gelir İdaresi Başkan Yardımcıları", (f) bendine "Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkan Yardımcısı" ibaresinden sonra gelmek üzere "Gelir İdaresi Daire Başkanları ile Ankara, İstanbul, İzmir Vergi Dairesi Başkanları", (g) bendine "Dış Ticaret Müsteşarlığı Dış Ticaret Uzmanları ve Dış Ticaret Kontrolörleri," ibaresinden sonra gelmek üzere "Gelirler Kontrolörleri," ibareleri eklenmiştir.

d) Ekli (II) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin; "2- Yargı Kuruluşları, Bağlı ve İlgili Kuruluşlar ile Yüksek Öğretim Kuruluşlarında" bölümüne "Genel Müdür Yardımcısı," ibaresinden sonra gelmek üzere "Gelir İdaresi Grup Başkanı ile Vergi Dairesi Başkanı,", "5- Yargı Kuruluşları, Bağlı ve İlgili Kuruluşlar ile Yüksek öğretim Kuruluşlarında" bölümüne "Bölge Başmüdürü," ibaresinden sonra gelmek üzere "Gelir İdaresinde Grup Müdürü, Vergi Dairesi Müdürü ve Müdür," ibareleri eklenmiştir.

e) Ekli (IV) sayılı Makam Tazminatı Cetvelinin; 5 inci sırasının (c) bendine "Genel Müdür Yardımcıları" ibaresinden sonra gelmek üzere "Vergi Dairesi Başkanı,", 7 nci sırasına "Başbakanlık, Bakanlık, Müsteşarlık, Kurum Başkanlığı ve Müstakil Genel Müdürlüklerin merkez teşkilatı Daire Başkanı kadrolarına atananlar (Bütçe Dairesi Başkanı hariç)," ibaresinden sonra gelmek üzere " Gelir İdaresi Grup Başkanı ve Grup Müdürü," ibareleri eklenmiş ve 8 inci sırasının (a) bendindeki " Müsteşarlık kontrolörleri," ibaresi " Müsteşarlık ve Başkanlık kontrolörleri," şeklinde değiştirilmiştir.

2) 23.4.1981 tarihli ve 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanuna ekli (2) sayılı cetvele "Devlet Personel Başkanı" ibaresinden önce gelmek üzere "Gelir İdaresi Başkanı" ibaresi eklenmiştir.

3) 10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvele "56- Gelir İdaresi Başkanlığı" ibaresi eklenmiştir.

4) 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 128 inci maddesinin birinci fıkrasına "5. Gelir uzmanları;" ibaresi eklenmiştir.

5) 13.12.1983 tarihli ve 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 35/A maddesine "a) Gelir İdaresi Başkanlığı," bendi eklenmiş ve mevcut bentler teselsül ettirilmiş; 43 üncü maddesinin (a) bendinin ikinci paragrafına "Kontrolörler" ibaresinden sonra gelmek üzere "(Gelir İdaresi Başkanlığı gelirler kontrolörleri dahil)" ibaresi, "bağlı bulundukları" ibaresinden sonra gelmek üzere "Başkanlık ve" ibareleri eklenmiştir.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Trabzon Milletvekili Sayın Akif Hamzaçebi; buyurun efendim.

CHP GRUBU ADINA MEHMET ÂKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz madde, Gelir İdaresi Teşkilatında bazı görevlerin hangi ekgöstergeye sahip olacağını düzenliyor. Gelirler Genel Müdürlüğünü başkanlık adı altında örgütlemenin nedenlerini, daha önce çeşitli vesilelerle, çeşitli maddeler üzerinde yaptığım görüşmelerde ifade etmiştim, tekrar aynı konuya değinmek istemiyorum; ancak, şu kadarını söyleyeyim ki, bu değişikliğin temel gerekçesi, daha güçlü bir idare kurmaktı. Bunun için de, Gelir İdaresi Başkanını, bugün genel müdürün bürokraside taşıdığı konumun daha üzerinde konumlandırarak aşağıdaki unvanları da aşağıdaki kademeleri de silsile yoluyla biraz daha ileri taşımaktı. Bu nedenle tasarı, bugün genel müdür olan gelir idaresinin yöneticisinin konumunu başkan konumuna taşımış başkanı da, gerçekte olması gereken yere değil, bir müsteşar konumuna değil, ama, genel müdürün biraz daha üstüne getirmiştir; tasarı,  müsteşar yardımcısıyla müsteşar arasında bir yerde konumlandırmıştır başkanı. Altında 3 tane başkan yardımcısı vardır, onun altında 10 tane daire başkanı vardır, onun altında da grup başkanları vardır. Gelirler Genel Müdürlüğünün bugünkü yapısında, genel müdürün altında genel müdür yardımcıları, onun altında 27 tane daire başkanı vardır.

Komisyonda yaptığımız çalışmalarda, 27 daire başkanı 10 daire başkanına indirilmiş olduğu için, kalan 17 daire başkanının müktesep hakları kaybolmasın diye  -onlar muhtemelen grup başkanı konumuna inecekler- grup başkanının ekgöstergesini düzeltmiştik, yukarı taşımıştık, ona paralel olarak, diğer unvanların ekgöstergeleri de yukarı doğru taşınmıştı. Makul sınırlar içerisinde bunlar. Gelir İdaresi Başkanının ekgöstergesi değişmeksizin, aradaki unvanların ekgöstergeleri biraz daha ileri taşındı. Örneğin; başkan yardımcıları 6400 ekgöstergeye sahip oldu. Yani, onlar, bugün genel müdürün sahip olduğu özlük hakkına sahip olacaklar. Bunun temel nedeni şuydu: Mademki genel müdürlük yapılanması bu teşkilatı yürütmeye yetmiyor, o zaman, yukarıda konumlandırdığımız kişilerin özlük haklarını o şekilde düzenleyelim ki, aşağıdaki kişilerin bir hedefi olsun, ulaşabilecekleri bir hedefi olsun. Bu yönde, makul sınırlar içerisinde bir düzeltme yapıldı. Zaten, tasarıya yaklaşımımız, ideali yakalamak olmadı; maalesef, ideali yakalama şansımız yoktu muhalefet partisi olarak; ama, en azından, tasarının benimsediği bu modelde bile bir miktar daha sistemi iyileştirebilir miyiz diye çabalarımız oldu.

Şimdi, görüyorum ki bir önerge var; birazdan görüşülecek, oylarınıza sunulacak, kabul edilecek sanıyorum; ama, komisyonda yaptığımız şu makul düzeltmeleri geri alan bir düzenleme değerli arkadaşlar. Biraz önce saydım, bu idare, harcama esnekliğine sahip değil, bir harcama kolaylığı yok; altyapı yatırımlarını yapabilmek için, bu yasayla kendisine verilen bir ödenek güvencesi yok; tebliğ çıkarma olanağına sahip değil; bir genel tebliği bile Resmî Gazetede yayımlama olanağına sahip değil doğrudan. Bu idare, güçlü bir idare değil arkadaşlar. Bir miktar özlük haklarında yapılan iyileştirmeyi de, hükümetimiz, adım adım, bir kısmını komisyonda bir kısmını burada tasarıdan çıkarmak suretiyle, gerçekte güçlü bir gelir idaresi kurma niyeti olmadığını gösteriyor.

Bakın, komisyonda yaptığımız, altkomisyonda yaptığımız bir düzenleme daha vardı; gelir idaresi çalışanları için, 4 maaşa kadar, performansa dayalı bir ödeme, ikramiye; devlet personel rejiminde gerekli düzenleme yapılıncaya kadar. O yapılınca, bu kalkacaktı; geçici bir düzenlemeydi. Ona bağlı kılındı; çünkü, hükümet "devlet personel rejiminde biz gerekli iyileştirmeleri yapacağız" diyordu. Madem öyle, böyle -geçici de olsa- bir düzeltmeyi burada yapalım dedik; performansa bağlı kılındı; ama, maalesef, bu düzenleme, altkomisyonda yapılan bu düzenleme, komisyonda, hükümetin görüşü doğrultusunda tasarıdan çıkarıldı. Şimdi, öyle bir tasarı oldu ki, güçlü gelir idaresi yok, çalışanların hiçbirisi mutlu değil; mükellef kesimine sorarsanız, sivil toplum örgütlerine sorarsanız, onların hiçbirisi mutlu değil. Yani, öyle bir düzenleme yapıyorsunuz ki, toplumun hiçbir kesimi mutlu değil.

Şunu anlayabilirim; bir radikal değişiklik yapılır, bundan mutlu olanlar olur, mutsuz olanlar olur. Bunda öyle bir şey yok; bütün kesimler mutsuz değerli arkadaşlar.

Birazdan kabul edilecek bu önergeyle de -kabul edilmemesini diliyorum tabiî ki- yapılan bir küçücük iyileştirme, hükümetimiz tarafından geri alınmış olacak.

Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.

Madde üzerinde, şahsı adına, Erzurum Milletvekili Sayın Mustafa Nuri Akbulut; buyurun.

Süreniz 5 dakika; lütfen itinalı kullanalım.

MUSTAFA NURİ AKBULUT (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan tasarının 34 üncü maddesiyle ilgili olarak, şahsım adına söz almış bulunuyorum; hepinize saygılar sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, görüşülen tasarıyla ilgili olarak, bir süreden beri, çeşitli kesimlerden çok çeşitli eleştiriler yöneltiliyor. Biraz önce görüşlerini beyan eden arkadaşımız da, tasarının hiç kimse tarafından beğenilmediğini, birçok kesimi rahatsız ettiğini belirtti.

34 üncü madde, aslında, bazı yasalardaki değişikliklerle ilgili. Bunlar, Devlet Memurları Kanunu, bakanlıklar ve bağlı kuruluşlarda atamayla ilgili kanundaki bir cetvel, yine, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvel, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun bir maddesi ve Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki 178 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamede değişiklik.

Ben, şimdi, bu tasarının yasalaşmasıyla olumlu olarak neler öngörülmüş; onları, izin verirseniz sizlere aktarmak istiyorum.

Birincisi, vergi idaresi, günün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde ve uluslararası örneklere uygun olarak yapılanmış olacaktır.

Yine, güçlü bir merkez ve taşra teşkilatına sahip olunacaktır; merkez ve taşradaki birimler arasında doğrudan ve hızlı bir iletişim sağlanacaktır.

Yetki devrini esas alan yatay organizasyon yapısına geçilecektir. Ortak hizmetler birleştirilerek etkinlik ve verimlilik artacaktır.

Mükellef hakları gözetilerek, mükellef hizmetleri en iyi şekilde sunulacaktır; mükellef odaklı çözümler üretilmesine imkân sağlanacaktır; mükellefe en yakın yerde ve kaliteli hizmet sunulması esas alınmıştır.

Kaynaklar etkin ve verimli şekilde kullanılarak vergi toplama maliyeti düşürülecektir.

Kayıtdışı ekonomiyle mücadeleye önemli katkı sağlanacaktır. Vergi tahsilatında hedeflenen artış sağlanacaktır.

Değerli arkadaşlar, bu tasarıya getirilen diğer bir eleştiri de, personelin durumuyla ilgilidir. Bununla ilgili olarak da, eleştirilerin haksız olduğunu belirtmek üzere şunlar söylenebilir:

Bu tasarıyla, mevcut dolu kadrolar ve müktesep haklar korunmaktadır, korunacaktır.

Unvanlararası geçişlerde mevcut yapı korunmakta ve yükselme bakımından başarılı personelin önünde hiçbir engel bulunmamaktadır.

Motivasyon açısından, personele sınavla gelir uzmanlığına geçiş hakkı tanınmaktadır.

Diğer yandan, kadro ve görev unvanı değişmeyen 40 592 personel, kanunun yayımı tarihinde, aynı unvanlı kadrolara atanmış sayılacaktır. Yine, kadro ve görev unvanı değişen veya kaldırılan toplam 1 028 personel ise, bir yıl içinde mükteseplerine uygun boş kadrolara atanacaklardır. Böylece, mevcut personel için hiçbir hak kaybı söz konusu değildir.

Bu duygularla, tasarının milletimize, ülkemize hayırlar getirmesine vesile olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Akbulut.

Madde üzerinde 2 adet önerge vardır; önergeleri, önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık derecesine göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan (1/989) esas sayılı tasarının 34 üncü maddesinin (e) bendinin "Gelir İdaresi Grup Başkanı ve Grup Müdürü" ibarelerinden sonra gelmek üzere "Vergi Dairesi Müdürü" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

M. Akif Hamzaçebi

Kemal Kılıçdaroğlu

Mustafa Özyürek

 

Trabzon

İstanbul

Mersin

 

Ali Kemal Kumkumoğlu

M. Ziya Yergök

Vezir Akdemir

 

İstanbul

Adana

İzmir

 

 

Mehmet Yıldırım

 

 

 

Kastamonu

 

 

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan "Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı"nın 34 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (a) bendinde yer alan "vergi" ibarelerinden sonra gelmek üzere ",muhasebe ve millî emlak" ibarelerinin eklenmesi ile (c), (d) ve (e) bentlerinin ve (4) numaralı fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Salih Kapusuz

Kenan Altun

Alaettin Güven

 

Ankara

Ardahan

Kütahya

 

Resul Tosun

Soner Aksoy

Öner Ergenç

 

Tokat

Kütahya

Siirt

 

"c) Ekli (I) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin; "I- Genel İdare Hizmetleri Sınıfı" bölümünün (c) bendine "Devlet Personel Başkanı," ibaresinden sonra gelmek üzere "Gelir İdaresi Başkanı,", (e) bendine "Başbakan Müşavirleri," ibaresinden sonra gelmek üzere "Gelir İdaresi Başkan Yardımcıları", (f) bendine "Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkan Yardımcısı" ibaresinden sonra gelmek üzere, ", Vergi Dairesi Başkanı (Ankara, İstanbul, İzmir)", (g) bendine "Dış Ticaret Müsteşarlığı Dış Ticaret Uzmanları ve Dış Ticaret Kontrolörleri," ibaresinden sonra gelmek üzere "Gelirler Kontrolörleri," ibareleri eklenmiştir.

d) Ekli (II) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin "2- Yargı Kuruluşları, Bağlı ve İlgili Kuruluşlar ile Yüksek Öğretim Kuruluşlarında" bölümüne "Genel Müdür Yardımcısı" ibaresinden önce gelmek üzere "Gelir İdaresi Daire Başkanı, Vergi Dairesi Başkanı,","5-Yargı Kuruluşları, Bağlı ve İlgili Kuruluşlar ile Yüksek Öğretim Kuruluşlarında" bölümüne "Daire Başkanı," ibaresinden sonra gelmek üzere "Gelir İdaresi Grup Başkanı," ve "Bölge Başmüdürü," ibaresinden sonra gelmek üzere "Gelir İdaresi Grup Müdürü, Vergi Dairesi Müdürü," ibareleri eklenmiştir.

e) Ekli (IV) sayılı Makam Tazminatı Cetvelinin; 5 inci sırasının (c) bendine "Genel Müdür Yardımcıları" ibaresinden sonra gelmek üzere ",Gelir İdaresi Daire Başkanı, Vergi Dairesi Başkanı,", 7 nci sırasına "Başbakanlık, Bakanlık, Müsteşarlık, Kurum Başkanlığı ve Müstakil Genel Müdürlüklerin merkez teşkilatı Daire Başkanı kadrolarına atananlar (Bütçe Dairesi Başkanı hariç)," ibaresinden sonra gelmek üzere "Gelir İdaresi Grup Başkanı," ibaresi eklenmiş ve 8 inci sırasının (a) bendindeki "Müsteşarlık kontrolörleri," ibaresi "Müsteşarlık ve Başkanlık kontrolörleri," şeklinde değiştirilmiştir.

4) 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 128 inci maddesinin birinci fıkrasına "5. Gelir Uzmanları;", ek 13 üncü maddesinin (4) numaralı fıkrasının (b) ve (c) bentlerine "Maliye Bakanlığı" ibaresinden sonra gelmek üzere "ile Gelir İdaresi Başkanlığı" ibareleri eklenmiştir."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Önergeyle, maddede geçen unvanlara ait ekgösterge ve makam tazminatı göstergelerinin, diğer kamu kurumlarındaki emsallerine paralel hale getirilmesi ve Gelir İdaresi Başkanlığında görev yapacak personelin mevcut özlük haklarında bir azalma olmaması amaçlanmıştır.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Komisyonun katılamadığı, Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge istikametinde...

SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Bir önerge daha vardı Sayın Başkan.

BAŞKAN - Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, bu önerge, okuttuğum önerge, çok kapsamlı bir önerge olup, diğer önergeyi de kapsadığı için, aynı mealdedir, bu daha kapsamlıdır; onun ihtiva ettiği, gösterdiği gerekçeleri de kapsıyor. O bakımdan, o önergeyi işlemden kaldırıyorum.

Kabul edilen önerge istikametinde, 34 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

35 inci maddeyi okutuyorum:

Yürürlükten kaldırılan hükümler

MADDE 35.- 1) 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin;

a) 2 nci maddesinin (e) bendinde yer alan "uygulamak ve devlet gelirlerini tahsil etmek," ibaresi,

b) 8 inci maddesinin (d) bendi,

c) 9 uncu maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları,

d) 12 nci maddesi,

e) 34 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi,

f) 43 üncü maddesinin (a) bendinde yer alan "Gelirler,", (b) bendinin (1) numaralı alt bendindeki "Gelirler Genel Müdürlüğünde Devlet Gelir Uzmanı,", (2) numaralı alt bendindeki "Gelir Uzmanı,", (4) numaralı alt bendindeki "Gelirler Genel Müdürlüğü," ve "Devlet Gelir Uzmanlığı,", (5) numaralı alt bendindeki "Gelir Uzmanı," ibareleri ile (c) bendinin birinci paragrafı,

g) Ek 8, 9, 10, 13, 14, 15 ve 16 ncı maddeleri,

h) Ek 11 inci maddesinin üçüncü fıkrası,

i) Ek 12 nci maddesinin birinci fıkrasındaki "gelir" ibaresi,

j) Ekli (1) sayılı cetvelinin "Ana Hizmet Birimleri" bölümünde yer alan "4- Gelirler Gn. Md." ibaresi,

k) "Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Gelirler Bölge Müdürlüklerinin Merkezleri ve Kapsadığı İller" başlıklı ekli (3) sayılı cetveli,

2) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ekli (II) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin "1- Başbakanlık ve Bakanlıklarda" bölümünde yer alan "Defterdar" ibaresinden sonra gelen "(Ankara, İstanbul, İzmir)", "Gelirler Bölge Müdürü, Vergi Dairesi Başkanı", "4- Başbakanlık ve Bakanlıklarda" bölümünde yer alan "Defterdar,", "Vergi Dairesi Müdürü,", "Gelir Müdürü,", "Takdir Komisyonu Başkanı,", "Bilgi İşlem Merkezi Müdürü (Maliye Bakanlığı Bölgede), Vergi İstihbarat Müdürü (Maliye Bakanlığı), Vergi Müdürü (Maliye Bakanlığı)," ibareleri,

3 ) Diğer kanun ve kanun hükmünde kararnamelerin bu Kanuna aykırı hükümleri,

Yürürlükten kaldırılmıştır.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici madde 1'i okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 1.- 31.12.2004 tarihi itibarıyla Bakanlık merkez ve taşra teşkilatına ait taşınırlar, araç, gereç, malzeme, demirbaş ve taşıtlardan fiilen Gelirler Genel Müdürlüğü, gelirler bölge müdürlükleri ve defterdarlık gelir birimlerince kullanılanlar ve bu idarelerde fiilen görev yapan personel ile Bakanlığa ait her türlü hak ve yükümlülüklerden Gelirler Genel Müdürlüğünü ilgilendirenler hiçbir işleme gerek kalmaksızın ilgisine göre Başkanlığın merkez ve taşra teşkilatına devredilmiş, taşınmazlar ise tahsis edilmiş sayılır.

Başkanlığın merkez ve taşra teşkilatı bu Kanun esaslarına göre kısmen veya tamamen yeniden düzenleninceye kadar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki mevcut kadroların kullanımına devam olunur.

Başkanlığın 2005 Mali Yılı harcamaları 2005 Mali Yılı Bütçe Kanununun 15 inci maddesinin (a) fıkrasının (8) numaralı bendine istinaden yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar Bakanlığın 2005 yılı bütçesinde yer alan Gelirler Genel Müdürlüğüne ait ödeneklerden karşılanır.

Bu Kanunun uygulanmasında teşkilat, personel, kadro, demirbaş devri ile taşınmazların tahsisi ve benzeri hususlarda ortaya çıkabilecek sorunları gidermeye Bakan yetkilidir.

BAŞKAN - Geçici madde 1'i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici madde 2'yi okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 2.- Bu Kanunla yapılan yeni düzenlemeler nedeniyle kadro ve görev unvanı değişmeyenlerden bu Kanunda öngörülen şartları taşıyanlar başka bir işleme gerek kalmaksızın durumlarına uygun aynı unvanlı kadrolara atanmış sayılır.

Bu Kanuna göre kadro ve görev unvanları değişen yahut kaldırılan veya gerekli şartları taşımayan personel müktesep hakları da dikkate alınarak durumlarına uygun boş kadrolara en geç bir yıl içinde atanır ve atama işlemi yapılıncaya kadar Başkanlıkça ihtiyaç duyulan işlerde görevlendirilebilir. Bunlar, yeni bir kadroya atanıncaya kadar, eski kadrolarına ait aylık, ek gösterge ve her türlü zam ve tazminatlar ile diğer mali haklarını almaya devam ederler. Söz konusu personelin atandıkları yeni kadroların aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatlar ile diğer mali hakları toplamının net tutarının, eski kadrolarına bağlı olarak en son aldıkları aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatlar ile diğer mali hakları toplamının net tutarından az olması halinde, aradaki fark giderilinceye kadar atandıkları kadrolarda kaldıkları sürece herhangi bir kesintiye tabi tutulmaksızın tazminat olarak ödenir.

Başkanlık; vergi dairesi müdürlerini veya müdürleri, takdir komisyonlarına başkanlık etmek üzere görevlendirmeye yetkilidir.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Mersin Milletvekili Sayın Mustafa Özyürek; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 861 sıra sayılı tasarının geçici 2 nci maddesi üzerinde Grubumuz adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, bu madde, önemli bir madde değerli arkadaşlarım. Deniliyor ki, ilke olarak, eğer şu anda Gelirler Genel Müdürlüğünde çalışmakta olanların kadroları ve görev unvanları değişmemişse, yeni kurulan daire başkanlığında aynı yerlere gidecekler; ama, değişmişse, görev unvanı değişmişse, yani yeni ihdas edilen görevler arasında, kadrolar arasında şu anda çalışan kişilere uygun görevler, kadrolar yoksa, bunların durumu ne olacak; burada düzenlenmeye çalışılmış.

Şimdi, tabiî, önemli bazı görevler de kaldırılmış. Mesela, takdir komisyonları başkanları kaldırılmış. Takdir komisyonu -takdir edersiniz ki, önemli bir komisyondur- özellikle vergi tarhında çok önemli bir müessesedir. Bazen vergi incelemelerinde belgeye dayalı olarak fark bulamazsınız; ama, çeşitli emareler, çeşitli deliller, o mükellefin daha fazla kazandığını ortaya koyuyorsa, takdir komisyonuna belli doneleri vermek suretiyle oradan bir matrah takdirini istersiniz. O bakımdan, önemli bir görevdir.

Şimdi, bu tasarıyla bu başkanlıklar kaldırılıyor; vergi dairesi müdürleri arasından veya başka müdürler arasından, biraz da geçici olarak, siz şu takdir komisyonu görevini yürütün, gibi bir görevlendirme yapılıyor. Tabiî, esas işi takdir komisyonu başkanlığı olmayan, esas görevi takdirle ilgili sorunları çözmek olmayan insanlar, bu görevi biraz emaneten yapacaklardır, hakkını vermeyeceklerdir. Bu da görevde önemli bir aksamaya neden olacaktır.

Şimdi, görevle ilgili bu değişiklik önemli bir eksiklik; aynı zamanda, peki, takdir komisyonu başkanları ne olacaktır; burada düzenleniyor. Takdir komisyonu başkanı gibi, şu anda vergi dairesi başkanlıklarında görev yapmakta olan vergi müdürleri gibi, daha pek çok, bu yeni ihdas ettiğimiz kadroda ve görev unvanında yerini bulamayan kimseler açıkta kalmaktadır.

Bu açıkta kalan kimseler, deniliyor ki, boş kadrolara bir yıl içinde atanır. Peki, bu bir yıl içinde ne olur; çeşitli işlerde, Gelir İdaresi Başkanlığı bunları görevlendirebilir. Acaba bu çeşitli işler ne olacak; daha önce vergi müdürlüğü gibi, takdir komisyonu başkanlığı gibi önemli görevleri yürütmekte olan insanlar, sıradan işlere mi verilecekler?! Denilebilir ki, bunların özlük hakları yönünden bir kaybı olmaması noktasında bu geçici 2 nci maddede bir düzenleme var, özlük haklarını koruyacağız diyor madde; ama, görevde, sadece özlük hakkı, sadece aldığınız para önemli değil, yaptığınız işin de bir önemi var.

Burada daha üst bir görev yürütmekte olan kimseler açıkta kalacak ve idare neyi takdir ederse onu yapacak. Kanunla böyle bir yetki de idareye tanındığı için, herhangi bir yargı merciine de gitme şansı olmaksızın bunlar, orada, burada itilip kakılan insanlar durumuna gelecekler ve büyük çoğunluğu da, ne yazık ki, bankamatik memuru olacaktır. Onun için, bunların durumunu mutlaka iyileştirecek bir çözümün bulunması, düşünülmesi lazım.

Değerli arkadaşlarım, bürokrat, kolay yetişen insan değildir. Yıllarını vererek bir takdir komisyonu başkanlığına gelmiş, yıllarını vererek vergi müdürlüğüne gelmiş kimselere, şimdi, biz, diyoruz ki, sizin kadrolarınızı lağvettik, kaldırdık, sizin görev unvanlarınızı kaldırdık. Peki, ben ne olacağım dediği zaman da; sana uygun bir iş buluruz...

Şimdi, bu, insanlara eziyet etmektir; bu, insanları tedirgin etmektir; bu, insanları biraz aşağılamaktır değerli arkadaşlarım.

Şimdi, ben, Sayın Bakandan öğrenmek istiyorum; acaba, bu şekilde, kadrolarını ve görev unvanlarını kaç kişi kaybetmektedir ve bu kişiler, unvanlar itibariyle, diyelim, kaç takdir komisyonu vardır, kaç vergi müdürü vardır veya diğer, benim aklıma gelmeyen görevler vardır ve bunları, acaba, idare hangi işlerde çalıştırmayı düşünmektedir? "Bir yıl içerisinde atanır" deniliyor; demek ki, bir yıl, bunlara doğru dürüst bir iş verilmeyecek, geçici olarak çeşitli işlerde çalıştırılacak. Daha önce müdürlük yapmış birisine, sıradan, acaba, evrak memurluğu noktasında bir eksikliğimiz var, sen git evrak memuru olarak çalış denilecek midir veya sen git kapıda resepsiyon memuru olarak çalış mı denilecektir?! Bu noktada, bir bilgilenme, bir açıklama ihtiyacı var.

Değerli arkadaşlarım, bu tasarıya, biz, çok çeşitli yönlerden itirazlarımızı getirdik. Özellikle, eskiden Gelirler Genel Müdürlüğü de yapmış olan değerli arkadaşımız Akif Hamzaçebi, önemli eleştiriler getirdi ve hiçbir önergemizin kabul edilmeyişinden ve yukarıda, komisyonda yaptığımız eleştirilerin de dikkate alınmayışından anlıyoruz ki, bizim önerilerimiz, eleştirilerimiz, değerlendirmelerimiz önemli bulunmamış; Bakanlık, benim dediğim doğrudur diye gitmektedir; ama, şunu açıkça görmeliyiz ki değerli arkadaşlarım, bu tasarıyla, gelir idaresinde çalışan herkes huzursuz edilmiştir. Memurlar huzursuz edilmiştir; şefler, vergi dairesi müdür muavinleri, önce kadroları kaldırılmak, daha sonra unuttuk denilerek tekrar konulmak suretiyle huzursuz edilmişlerdir. Yine, biraz önce saydığım gibi, belli noktalarda önemli görevlere terfi ederek, sınavlar geçerek gelmiş olan insanlar, kadroları, görev unvanları ellerinden alınmak suretiyle, sıradan işlerde çalıştırılır noktaya getirilmişlerdir. Bunlara, bir yıl içinde, bir boş kadro varsa, o boş kadroya seni atarız diyorlar; ama, bu boş kadronun, şu anda işgal ettiği, şu anda çalıştığı görev unvanından, kadrosundan daha düşük olacağı burada açıkça ifade edilmiş; çünkü, atandığı yerin özlük hakları, alacağı ücret, maaş, daha önce çalıştığı yerin maaşından düşükse, aradaki fark tazminat olarak verilir deniliyor. Yani, biz, şimdiden, takdir komisyonu başkanımızı, vergi müdürümüzü ve burada saymadığım pek çok görev unvanı olan ve sınavla, yıllarını vererek bu noktalara gelmiş olan insanları, önce, bir yıl herhangi bir göreve atamayarak, istediğimiz işte çalıştırarak mağdur ediyoruz; ikincisi, daha sonra, bir yıl sonra, senin eski çalıştığın unvanına, kadrona uygun yerler boşalmadı, gel, şu sıradan işe seni atayacağız; ama, o kadar da üzülme, aradaki farkı tazminat olarak al diyoruz; ama, tazminat vermek, belki ücret yönünden bir ölçüde onu tatmin etmektedir; ama, yaptığı iş açısından, değerli arkadaşlarım, o arkadaşlarımızı mağdur ediyoruz. Ben, bu şekilde, bize göre mağdur olan -belki, Sayın Bakan buraya gelince, bunların hiç mağdur olmayacağını söyleyecektir- bu şekilde görev unvanlarını kaybeden, kadrolarını kaybeden kaç kişi olduğunu, buradaki "çeşitli işlerde çalıştırılabilir" ifadesinin, Bakanımız tarafından, idaremiz tarafından nasıl anlaşılacağını, bir takdir komisyonu başkanının, bir vergi müdürünün sıradan işlerde çalıştırılıp çalıştırılmayacağını öğrenmek istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Özyürek.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Öyle zannediyorum ki, bizi izleyen, vergi idaresinde çalışan ve yıllarını bu mesleğe vermiş ve bu yasayla çok açık bir şekilde mağdur edilmiş insanlar da bunun cevabını öğrenmek istiyorlar. Bu konularda aydınlatıcı bilgi verilirse mutlu oluruz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özyürek.

Madde üzerinde 2 adet önerge vardır.

Önergeleri, önce geliş sıralarına göre okutup aykırılıklarına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının geçici 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "müktesep hakları da" ibaresinin "kazanılmış hak aylık dereceleri" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Salih Kapusuz

Kenan Altun

Alaettin Güven

 

Ankara

Ardahan

Kütahya

 

Öner Ergenç

Resul Tosun

Soner Aksoy

 

Siirt

Tokat

Kütahya

 

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 861 sıra sayılı kanun tasarısının geçici madde 2'sine dördüncü fıkra olarak aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                 

 

Mehmet Akif Hamzaçebi

Enis Tütüncü

Birgen Keleş

 

Trabzon

Tekirdağ

İstanbul

 

Mesut Özakcan

Gürol Ergin

Osman Kaptan

 

Aydın

Muğla

Antalya

 

Ali Kemal Kumkumoğlu

 Mustafa Özyürek

Kemal Kılıçdaroğlu

 

İstanbul

Mersin

İstanbul

 

 "Devlet personel rejiminde yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar 2005 yılından itibaren; Başkanlığın yeniden yapılanma ve değişim süreciyle ilgili güçlükler ve oluşacak olan yoğun çalışma ortamını dikkate alarak, Başkanlık personeline, eline geçen net aylık tutarının dört katına kadar ikramiye ödemeye Başkan yetkilidir. Bu ödemeler damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Vergi sistemi ve vergi idaresi ülkemizde en çok eleştirilen kurumlardandır. Vergi sistemi ve vergi idaresinde reform ihtiyacı güçlü şekilde ortaya çıkmıştır. Daha güçlü bir gelir idaresine sahip olmak için, burada görev yapan kamu görevlilerine belirli olanakların tanınması gereklidir. Başkanlığın yeniden yapılanma ve değişim sürecinde çeşitli güçlüklerle karşılaşılacak ve her düzeydeki Başkanlık personeli yoğun bir şekilde çalışmak durumunda kalacaktır.

Bu nedenle, devlet personel rejiminde yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar, 2005 yılından itibaren, Başkanlık personeline, net aylık tutarlarının dört katına kadar ikramiye ödenmesi için Bakana yetki verilmesi önerilmektedir.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının geçici 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "müktesep hakları da" ibaresinin "kazanılmış hak aylık dereceleri" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                        Salih Kapusuz (Ankara) ve arkadaşları

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Devlet Memurları Kanununa uygun bir düzeltme yapılmaktadır.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Komisyonun takdire bıraktığı, Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler.. Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge istikametinde geçici madde 2'yi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici madde 3'ü okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 3.- Başkanlık kadrolarına, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren üç yıl içinde yapılacak atamalarda aşağıdaki şartlar aranır:

a) Başkan kadrosuna atanacaklarda; Gelirler Genel Müdürlüğünde daire başkanı veya üstü görevlerde bulunmak veya bulunmuş olmak ya da Bakanlıkta genel müdür yardımcısı veya daha üst görevlerde en az iki yıl bulunmuş veya Devlet memuriyetinde en az oniki hizmet yılını doldurmuş maliye müfettişi, hesap uzmanı veya gelirler kontrolörü olmak ya da kamuda üst düzey yönetici olarak en az on yıl çalışmış olmak,

b) Başkan yardımcısı, daire başkanı ve vergi dairesi başkanı kadrolarına atanacaklarda; Gelirler Genel Müdürlüğünde daire başkanı veya üstü görevlerde bulunmak veya bulunmuş olmak ya da Bakanlıkta daire başkanı veya daha üst görevlerde en az iki yıl bulunmuş ya da defterdar veya gelir idaresi grup başkanı veya grup müdürü kadrolarında çalışmış olmak ya da Devlet memuriyetinde en az on hizmet yılını doldurmuş maliye müfettişi, hesap uzmanı veya gelirler kontrolörü olmak,

c) Gelir idaresi grup başkanı ve grup müdürü kadrolarına atanacaklarda; Gelirler Genel Müdürlüğünde daire başkanı görevinde bulunmak veya bulunmuş olmak ya da defterdar veya defterdar yardımcısı kadrolarında çalışmış ya da Gelirler Genel Müdürlüğü şube müdürü ile vergi dairesi müdürü, gelir müdürü, takdir komisyonu başkanı olmak veya Devlet memuriyetinde en az on hizmet yılını doldurmuş maliye müfettişi, hesap uzmanı, gelirler kontrolörü, Devlet gelir uzmanı veya vergi denetmeni olmak,

d) Müdür ve vergi dairesi müdürü kadrolarına atanacaklarda; Gelirler Genel Müdürlüğü şube müdürü kadrosunda bulunmak veya bu kadroda en az iki yıl süreyle görev yapmış olmak veya vergi dairesi müdürü, gelir müdürü veya takdir komisyonu başkanı kadrolarında bulunmak ya da Devlet memuriyetinde en az sekiz hizmet yılını doldurmuş Devlet gelir uzmanı veya vergi denetmeni olmak,

Gerekir.

İhtiyaç duyulması halinde, Bakanlık merkez atamalı personel, yaptıkları görevlere uygun merkez ve taşra teşkilatındaki muhasebe, insan kaynakları ve destek hizmetleriyle ilgili kadrolara atanabilirler.

Gelirler Genel Müdürlüğü merkez teşkilatında; organizasyon metot uzmanlığı eğitimi alarak organizasyon metot şubesinde en az beş yıl süreyle fiilen organizasyon metod uzmanı olarak görevlendirilen personel ile uzman kadrolarında çalışan personelden son üç yılda olumlu sicil almış olanlar yaş ve öğrenim alanı şartları hariç Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Devlet Gelir Uzmanlığı Görev, Çalışma ve Atama Yönetmeliğindeki şartları taşımaları kaydıyla bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren üç yıl içinde açılacak özel sınavlardan en fazla ikisine girme hakkına sahiptir. Bu sınavı kazananlar Devlet gelir uzmanlığı kadrosuna atanırlar.

Başkanlığın merkez veya taşra teşkilatı kadrolarında görev yapan ve son üç yılda Bakanlıkta olumlu sicil almış olan personel, yaş ve öğrenim alanı şartları hariç Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik ile Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Gelir Uzmanlığı Görev, Çalışma ve Atama Yönetmeliğindeki şartları taşımaları kaydıyla, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren beş yıl içinde açılacak özel sınavlardan en fazla üçüne girme hakkına sahiptir. Bu sınavı kazananlar gelir uzmanı olarak atanırlar.

22.7.1998 tarihine kadar vergi denetmeni veya yardımcısı kadrosunda olup, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte halen bu kadrolarda veya kamuda görev yapanlardan bu unvanlarda fiilen en az üç yıl çalışmış olanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla yeterlik sınavını vermiş sayılırlar.

BAŞKAN- Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına, İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu.

Sayın Kılıçdaroğlu, buyurun.

CHP GRUBU ADINA KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, aslında, çok önemli bir tasarıyı görüşüyor olmamız gerekiyordu; ama, maalesef... Hükümetin getirdiği tasarı altkomisyonda kısmen iyileştirilmeye çalışıldı, Adalet ve Kalkınma Partisinden arkadaşlar destek verdi, biz destek verdik, Gelir İdaresi Başkanlığı, hükümetin getirdiğinden daha iyi bir konuma gelsin dedik; bu konuda gerçekten de olumlu bazı düzenlemeler yapıldı; ama, maalesef, Genel Kurulda, sizlerin, çok da farkında olmadan kaldırdığınız ellerle bu tasarı hiç işe yaramaz bir noktaya geldi.

Değerli arkadaşlar, bu tasarı yasalaştığı gün- Sayın Bakanım da gayet iyi öğrensin- ilk başta Gelir İdaresi Başkanlığı ile Bakanlık arasında çok ama çok ciddî kavgalara yol açacaktır. Örneğin, genel tebliği kim hazırlayacak, genel tebliği kim yayınlayacak?! Efendim, sen yaz bana gönder, ben yazıp sana gönderiyorum, şu cümleyi beğenmedim...

Değerli arkadaşlar, bir yasa yapıyorsanız, yasayı çıkarıyorsanız, bürokratik kavgalara ortam hazırlamayan bir düzen içinde yapmanız lazım; ama, maalesef, bu olmadı.

Bakınız şimdi, altkomisyonda karar verdik, oybirliğiyle geldi, üstkomisyonda karar verdik, Genel Kurula indi, sizler el kaldırdınız, Türkiye'nin vergi gelirlerini toplayan Gelir İdaresi Başkanı -efendim, falan daire başkanının önünde mi olsun, onun arkasında mı olsun- o bürokratik kavganın, sizin görmediğiniz, hükümetteki o kavganın sonucu olarak burada altta bir göreve yerleştirildi. Yani, mutlu mu oldunuz bundan arkadaşlar?! Bu adam Türkiye'deki bütün vergileri toplayacak adam. Bu kadar önemsiz bir görev mi üstleniyor bu adam?! Ama, sizler el kaldırdınız...

Yine, bir şey daha yaptınız; altkomisyonda görüşülürken tasarı, Adalet ve Kalkınma Partisinden değerli milletvekili arkadaşların önerisiyle iki maaş, devlet personel rejiminde iyileşme yapılıncaya kadar iki maaş, çıplak maaş, öyle çok büyük paralar değil...

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Dört maaş...

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - İki maaş... İki maaş...

İki maaş öneri geldi. Sayın Bakanın da altkomisyonda bulunduğu bir ortamda, bu iki maaşın yetersiz olduğunu, bunu dört maaşa çıkarmamızın daha uygun olacağını söyledik, Sayın Bakan da uygun gördü ve dört maaş yaptık. Üstkomisyonda görüşülüyor; efendim, ne gerek var buna, bunu kaldıralım ve üstkomisyonda kaldırıldı.

Değerli arkadaşlar, şimdi, hükümetteki çelişkiye mi inanırsınız, hükümetteki çelişkinin bu boyutlara varmasına mı inanırsınız... Ne yapacaksınız?.. Tasarı getiriyorsunuz; karar veremiyorsunuz, memurlarla oynuyorsunuz. Vergi toplayan memurla oynamak kolay ve güzel bir iş değildir. Bu adam vergi topluyor. Bunun, morale ihtiyacı var, desteğe ihtiyacı var. Siz, bunların moralini bozmak için elinizden gelen tüm çabaları gösteriyorsunuz; yani, gerçekten de, iktidar olarak, size yakışan bir şeyi yapıyorsunuz! Böyle şey olur mu arkadaşlar?! Yapıyorsanız, adam gibi bir şey yapın; bir karar verin, kimseyle de oynamayın. Herkes, dört maaş alacak diye beklerken, hiç maaş yok. Şimdi önerge verdik; olur ya, belki de, değerli milletvekillerimiz vicdanen derler ki, olmaz, bu, yeniden yapılanıyor; dolayısıyla, bunlara bir ikramiye verelim, devlet personel rejimi gerçekleşinceye kadar da, bu yoğun çalışma temposuna bir katkımız olsun diye. Sağ olun, sizler de hep beraber el kaldırdınız, buna gerek yok dediniz.

Değerli arkadaşlar, devlet yönetiminde ciddiyet gerekir. Devlet yönetiminde tutarlılık gerekir. Devlet yönetiminde karar alınırken, o alınan kararın arkasında durmak gerekir. Böylesine bir karar alırsanız, 40 000 personeli hayal kırıklığına uğratırsınız.

Şimdi, bakın, yarattığınız Gelir İdaresi Başkanlığının bütçesi yok; ama, Bakanlığa bağlı bir kuruluş. Efendim, özerk bir kuruluş; yok efendim, özerk değil. Yarı özerk bir kuruluş; hiç yarı özerk de değil. Peki, değerli arkadaşlar, böylesine bir kuruluş, bürokratik kavgaların sonucu olarak, nereye gidecek? Ne olacak bu kuruluş?

Değerli arkadaşlar, şimdi, politika üretemeyen, tebliğini dahi çıkaramayan... Bir arkadaşımız diyordu ya, vergide yorum yapacak diye; çok şükür, kaldırdığınız ellerle, o yorum yapma yetkisini de elinden aldınız; böylece, yorum da yapamayacak, genel tebliğ de yayımlayamayacak. Siz düşünebiliyor musunuz, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkanının, Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurulu Başkanının veya Sermaye Piyasası Kurulu Başkanının onda 1 yetkisine dahi sahip olmayan bir başkanlık yaratıyorsunuz. Neden? Böyle bir şeyi yapmaya Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosunun yetkisi var mı acaba arkadaşlar?! Niye bunu böyle yapıyoruz?! Vergi toplayacak adamı güçlendirmemiz lazım. Bu adamı, biz, başkanlık haline dönüştürürken, siyasal etkilerden arındırıp, bunu, gerçekten, Türkiye'de vergi toplayan, vergi kaçağının üzerine giden, kayıtdışı ekonomiyle mücadele eden bir konuma taşımamız lazım. Tamamen şamar oğlanına döndüren bir mekanizmanın içine koyduk biz bunu. Ondan sonra da, göreceksiniz, Gelir İdaresi Başkanlığıyla ilgili çok sayıda tasarı buraya gelecek, o tasarılarla ilgili, eğer, bize söz verilirse yine konuşacağız.

Değerli arkadaşlar, bakınız, ben size örnek vermek istiyorum. 17 katrilyon lira topluyor Gelir İdaresi Başkanı. Bulunduğu konum, sizin oylarınızla, devlet bürokrasisindeki en alt konumlardan birisine konuldu. Bana söyler misiniz Türkiye Cumhuriyetinde 17 katrilyon lira toplayan başka bir başkan var mı acaba?

Vergi dairesini alalım; Boğaziçi Vergi Dairesi 3,6 katrilyon lira para topluyor arkadaşlar. Müdürüne ne kadar para veriyorsunuz biliyor musunuz; 1 400 000 000 Lira. Gidin bakayım, o bağımsız kuruluşlarda normal bir memur kaç lira alıyor? Normal memur, bırakın vergi dairesi müdürünü falan filan, normal memur kaç lira alıyor? Değerli arkadaşlar, sizin niyetiniz vergi toplamak değil, vergi kaçağını özendirmek. Eğer, bu tedbirlerle, bu politikalarla gidilirse, bu ülkede vergi kaçağı özendirilir, vergi kaçağıyla mücadele yapılmaz.

Marmara Vergi Dairesi.... Bakın, bütün vergi dairelerinin var. Nakil vasıtalarını alalım; 1,5 katrilyon lira vergi topluyor, biz, bunun müdürüne de, yine, 1 400 000 000 lira para ödüyoruz. Peki, diyebilirsiniz ki bu maaşlar çok yüksek. Acaba, gerçekten, elimizi vicdanımıza koyalım, 3 katrilyon lira vergi toplayan bir müdüre 1 400 000 000 lira para ödediğimiz zaman, biz, vicdanen rahat olabilir miyiz?!

Peki, yapmak istediğimiz neydi? 1960'lardan bu yana, Türkiye Cumhuriyetinde, gelir idaresinin yeniden yapılanması tartışılır. En çok yasa taslağı gelir idaresinin yeniden yapılanması için hazırlanmıştır. Bütün maliye kürsülerinde vardır. Vergi reform komisyonları bu konuda raporlar hazırlamıştır; ama, bütün o tasarıların hepsinden en geri olanını, şu anda, biz, kabul ediyoruz; en geri olanı değerli arkadaşlar. Arzu eden milletvekili arkadaşlarımız, Gelirler Genel Müdürlüğüne başvursunlar, Gelirler Genel Müdürlüğündeki geçmiş tasarılar ile bu tasarıyı kıyaslasınlar.

Yine, burada, bir arkadaşımız dedi ki: "Efendim, uluslararası örneklere uygun olarak yeniden yapılandırıyoruz biz bunu." Sizi bütün vicdanımla temin ederim ki, şunu söylemek istiyorum ki; değerli arkadaşlar, dünyada bu kadar çarpık bir Gelir İdaresi Başkanlığı hiçbir ülkede yoktur. IRS modelini mi aldınız Amerika'dan; hayır, ilgisi dahi yok. Kanada modelini mi aldınız; hayır. Almanya'daki modeli mi aldınız; hayır. Şu andaki Gelirler Genel Müdürü, Gelir İdaresi Başkanından daha yetkili arkadaşlar. Neden; çünkü, gelir idaresi politikasını belirleyen adam. Onu da elinden aldınız. Ondan sonra, diyorsunuz ki, biz, vergi yönetiminde reform yaptık. Vergi reformunu deforme ettiniz.

Yeniden, deforme olmuş vergi yönetimi, Adalet ve Kalkınma Partisine hayırlı olsun.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kılıçdaroğlu.

Madde üzerinde 5 adet önerge vardır; önergeleri okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 861 sıra sayılı tasarının geçici 3 üncü maddesinin (d) bendinde yer alan "veya vergi denetmeni" ibaresinin "vergi denetmeni veya gelir uzmanı" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                

 

Mehmet Akif Hamzaçebi

Birgen Keleş

Enis Tütüncü

 

Trabzon

İstanbul

Tekirdağ

 

Mehmet Mesut Özakcan

Ali Kemal Kumkumoğlu

Osman Kaptan

 

Aydın

İstanbul

Antalya

 

Gürol Ergin

Mustafa Özyürek

Mehmet Yıldırım

 

Muğla

Mersin

Kastamonu

 

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Gelir İdaresi Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun tasarısının geçici 3 üncü maddesinin son fıkrasındaki "22.7.1998 tarihine kadar" ibaresinden sonra gelmek üzere "vergi dairesi müdürü" (d) bendine "vergi dairesi müdür yardımcısı ve gelir müdürü" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mustafa Özyürek

Mehmet Ziya Yergök

Vezir Akdemir

 

Mersin

Adana

İzmir

 

Kemal Kılıçdaroğlu

Mehmet Yıldırım

Naci Aslan

 

İstanbul

Kastamonu

Ağrı

 

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 861 sıra sayılı tasarının geçici 3 üncü maddesinin sonuna aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

"Halen Gelirler Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatında şef kadrosunda görev yapanlar herhangi  bir şart aranmaksızın gelir uzmanı olarak atanırlar. Şeflikte geçen süre gelir uzmanlığında geçen süre olarak sayılır."

 

Osman Kaptan

Ali Kemal Kumkumoğlu

Mehmet Boztaş

 

Antalya

İstanbul

Aydın

 

Kemal Kılıçdaroğlu

İ.Sami Tandoğdu

Mehmet Vedat Yücesan

 

İstanbul

Ordu

Eskişehir

 

 

Mehmet Yıldırım

 

 

 

Kastamonu

 

 

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 861 sıra sayılı tasarının geçici 3 üncü maddesinin sonuna aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                 

 

 

 

Mehmet Akif

Ali Kemal Kumkumoğlu

Gürol Ergin

 

Trabzon

İstanbul

Muğla

 

Birgen Keleş

Enis Tütüncü

Osman Kaptan

 

İstanbul

Tekirdağ

Antalya

"Bu kanunun yürürlük tarihi itibariyle 213 sayılı VUK'nun 135 inci maddesinde sayılan vergi inceleme yetkisine sahip olanlardan meslek ile ilgili en az dört yıllık yüksekokul mezunu olanlar ve halen bu görevde bulunanlar meslekî yeterlik sınavını vermiş sayılırlar."

BAŞKAN - En aykırı önergeyi okutuyorum ve işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Gelir İdaresi Teşkilatının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının geçici 3 üncü maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve anılan maddeye aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Salih Kapusuz

Kenan Altun

Alaettin Güven

 

Ankara

Ardahan

Kütahya

 

Fatma Şahin

Ayhan Zeynep Tekin Börü

 

 

Gaziantep

Adana

 

 

"22.7.1998 tarihine kadar vergi denetmeni veya yardımcısı kadrosunda olup bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte halen bu kadrolarda veya kamuda görev yapanlardan bu unvanlarda fiilen en az üç yıl çalışmış olanlar, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin "ORTAK HÜKÜMLER" başlıklı bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı bendi yönünden yeterlik sınavını vermiş sayılırlar. Bu hükmün 1.6.1989 tarihli ve 3568 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin son fıkrasına şümulü yoktur."

"22.7.1998 tarihli ve 4369 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi uyarınca açılanlar dahil olmak üzere, 29.7.1998 tarihinden sonra yapılan yeterlik sınavlarında başarılı olarak Muhasebe Denetmeni, Vergi Denetmeni ve Millî Emlak Denetmeni kadrolarına atanmış olanlardan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin "ORTAK HÜKÜMLER" başlıklı bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı bendi hükmünden daha önce yararlanmamış olan ve yukarıdaki fıkra kapsamına girmeyenlerin kazanılmış hak aylık dereceleri, bir defaya mahsus olmak üzere bir üst dereceye yükseltilir."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

22.7.1998 tarihinden önce vergi denetmenliği mesleğine girenlerde yeterlik sınavı olmadığından bu tarihten önce mesleğe giren vergi denetmenlerine ilave bir derece verilmesi ile bu tarihten sonra girmiş oldukları yeterlik sınavlarında başarılı olarak vergi, muhasebe ve millî emlak denetmeni kadrolarına atanmış olanların da emsali personelde olduğu gibi bir derece yükselmesinden yararlandırılmaları için tasarının 34 üncü maddesiyle 657 sayılı Kanuna eklenen hükümle uyumun sağlanması ve daha önce yapılmış olan yeterlik sınavlarının dikkate alınması amaçlanmaktadır. Ayrıca, 3568 sayılı Kanunun hükümleri mahfuz tutulmaktadır.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Komisyonun katılamadığı, Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 861 sıra sayılı tasarının geçici 3 üncü maddesinin sonuna aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz. 13.4.2005

Mehmet Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları

"Bu kanunun yürürlük tarihi itibariyle 213 sayılı VUK'nun 135 inci maddesinde sayılan vergi inceleme yetkisine sahip olanlardan meslekle ilgili en az dört yıllık yüksekokul mezunu olanlar ve halen bu görevlerde bulunanlar meslekî yeterlik sınavını vermiş sayılırlar."

BAŞKAN - Sayın Hamzaçebi, biraz önce kabul edilen önerge istikametinde ihtiva ettiği için, önergeyi geri çekiyor musunuz?

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Aynı konu değil.

BAŞKAN - Aynı değil diyorsunuz!.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Kapsam biraz farklı.

BAŞKAN - Peki, tamam, anladım Sayın Hamzaçebi.

Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?...

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul)- Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının Geçici 3 üncü maddesinin son fıkrası, yeterlik sınavına girmemiş veya girmiş olmakla birlikte bu sınavı kazanamamış vergi denetmenlerinin yeterlik sınavını vermiş sayılacağını düzenlemektedir. Aynı uygulamanın vergi denetmenleri gibi vergi inceleme yetkisine sahip olan vergi dairesi müdürleri için de yapılması önerilmektedir.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 861 sıra sayılı tasarının geçici 3 üncü maddesinin sonuna aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Osman Kaptan (Antalya) ve arkadaşları

"Halen Gelirler Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatında şef kadrosunda görev yapanlar, herhangi bir şart aranmaksızın gelir uzmanı olarak atanırlar. Şeflikte geçen süre gelir uzmanlığında geçen süre olarak sayılır."

BAŞKAN - Komisyon önergeyi katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Halen yürürlükte olan mevzuat uyarınca; gelir şefi, memur ile daire amiri, mükellef ile idare arasında bir köprü, sigorta görevi görmektedir. Bir taraftan kamu hakkının savunulması, diğer taraftan mükellef hakkının korunmasını sağlayan başta Anayasa olmak üzere yasalarla verilmiş bütün hak ve yetkileri kullanan ilk basamak gelir idarecisidir.

Gelir idaresini ayakta tutan, bir servisi sevk ve idare eden, kamu görevlerini zamanında tam ve doğru olarak tarh, tahakkuk ve tahsil eden birimlerin amiridir. Aynı zamanda, daire müdürü adına inceleme ve raportörlük yapandır. Bu kadar geniş yetki tanınan ve sorumluluk yüklenen şeflerin; şef kadrosuna gelebilmeleri için 6 ayrı sınavdan geçerek şef oldukları gözönüne alındığında, gelir uzmanlığı kadrosuna atanmaları sınavsız bir hak alma gibi değerlendirilmemelidir. Bu sayede, yeni yapı içerisinde zaten konunun uzmanı olduğunu sınavlardan geçerek ispatlayan şeflerin yeni yapıya entegrasyonu sağlanmaktadır.

BAŞKAN- Sayın milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Gelir İdaresi Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının geçici 3 üncü maddesinin son fıkrasındaki "22.7.1998 tarihine kadar" ibaresinden sonra gelmek üzere "Vergi Dairesi Müdürü", (d) bendine "Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı ve Gelir Müdürü" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                        Kemal Kılıçdaroğlu (İstanbul) ve arkadaşları

BAŞKAN- Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)- Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN- Hükümet?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul)- Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN- Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Bilindiği gibi, 213 sayılı Yasanın 134 üncü maddesinde "Vergi incelemelerinde maksat" 135 inci maddesinde "Vergi incelemeye yetkililer" 137 nci maddesinde ise "Vergi İncelemesine Tabi Olanlar" ile ilgili hukukî düzenlemeler yapılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 135 inci maddesinde sayılanlar arasında Vergi Dairesi Müdürlerinin kendi adına hiç kimseden emir ve talimat almadan vergi incelemesi yapacağı kurala bağlanmış ve uygulama da bu yöndedir. Bu maddelere göre, bağımsız Vergi Dairesi Müdürü 137 nci maddeye göre incelemeye tabi olanları her hal ve takdirde 134 üncü maddedeki usul ve esaslarda incelemeye yetkilidir.

Görüşülmekte olan tasarının geçici 3 üncü maddesinin son fıkrasında 22.7.1998 tarihine kadar Vergi Denetmeni veya Vergi Denetmen Yardımcısı kadrosunda olup, bu tasarının kanunlaşıp yürürlüğe girdiği tarihte halen Vergi Denetmeni veya Vergi Denetmen Yardımcısı veya daha önce bu kadrolarda bulunup, kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kamuda herhangi bir unvan ve kadroda görev yapanlardan bu unvanlarda fiilen en az 3 yıl çalışmış olanlara bir jest yapılarak, bunların kanunun yürürlük tarihi itibariyle yeterlik sınavlarını vermiş sayılarak, bunlara 3568 sayılı Yasanın 9 uncu maddesinin son fıkrası hükmüne göre sınavsız Yeminli Malî Müşavirlik unvanı ve ruhsatı alma hakkı tanınmaktadır.

Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü taşra teşkilatında 'Yönetim Hizmetleri Sınıfında' yer alan 'Vergi Dairesi Müdürü' kadrosuna atanacaklar arasında yapılacak sınava 'Vergi Denetmeni' kadrosunda bulunanlar da katılmaktadır.

Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü taşra teşkilatında Vergi Dairesi Müdürü olabilmek için mesleğin gerektirdiği meslekî bilgilerin ölçülmesi amacıyla yazılı ve sözlü olarak yapılan meslekî yeterlilik ya da yeterlilik sınavını kazananlar göreve atanmadan önce meslekî kurs ve seminerler neticesinde başarılı olmaları halinde bağımsız Vergi Dairesi Müdürü vergi müdürü, gelir müdürü ve takdir komisyonu başkanı olarak atanmaktadırlar.

Tasarıda yapılan değişiklikle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 135 inci maddesine göre vergi incelemesine yetkili olan ve üstlendiği görev ve sorumluluk nedeniyle Sayıştaya hesap veren 'Vergi Dairesi Müdürü' kadrosu eklenerek tasarıda eşitsizlik giderilmiş olacaktır.

Öte yandan, Maliye Bakanlığı Atama ve Görevde Yükselme Yönetmeliğinde belirtilen şartları taşıyan, ayrıca ilgili yönetmelikte yer alan sınavlarda başarılı olan uygulamada Vergi Müdürünün görev ve yetki sorumluluklarını büyük ölçüde paylaşan Gelirler Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatında kazanılmış hak ve unvan olan halen Müdür Yardımcılığı kadrolarında görev yapan ve söz konusu yönetmelik gereğince 2 yıl Müdür Yardımcılığı kadrolarında çalışanların Müdürlük sınavına girme hakkının da bulunduğu dikkate alınarak, kazanılmış hakların gereği olarak Vergi Müdürlüğüne atanmaları gerekmektedir.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Son önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 861 sıra sayılı tasarının geçici 3 üncü maddesinin (d) bendinde yer alan "veya vergi denetmeni" ibaresinin "vergi denetmeni veya gelir uzmanı" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mehmet Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Tasarı metninde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunundaki kariyer meslekler için öngörülen düzenlemelere paralel olarak "gelir uzmanlarının" vergi müdürü kadrosuna atanmasına imkân tanınmış iken, altkomisyonda bu ibare metinden çıkarılmıştır. Değişiklikle, gelir uzmanlarına tasarının ilk halinde tanınan hakkın yeniden sağlanmasıyla grup müdürlüğüne de atanmaları imkânının sağlanması amaçlanmaktadır

Gelir uzmanlarının fiilen görev yaptıkları taşra birimlerinde yöneticilik yapmalarına imkân tanınmalıdır. Zira, Bakanlık merkez teşkilatında görev yapan ve 657 sayılı Kanunda gelir uzmanlarıyla tamamen eşit haklara sahip devlet gelir uzmanlarının hem vergi müdürlüğüne/vergi dairesi müdürlüğüne hem de gelir idaresi grup başkanlığı ve grup müdürlüğü kadrolarına atanmalarına imkân tanınırken, Devlet Memurları Kanununda devlet gelir uzmanlarıyla aynı grupta ve eşit haklara sahip gelir uzmanlarına bu imkânın tanınmaması, eşitlik, adalet, kamu yararı ve hukuk genel ilkelerine açıkça aykırılık teşkil edecektir.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Kabul edilen önerge istikametinde, geçici madde 3'ü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici madde 4'ü okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 4.- Bu Kanunda öngörülen yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar, aynı konuları düzenleyen tüzük ve yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

BAŞKAN - Madde üzerinde, şahsı adına, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş; buyurun.  (AK Parti sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında, bu madde üzerinde söz almamın en önemli sebeplerinden birisi, şu ana kadarki yaptığımız tartışmalar içerisinde, muhalefet grubundaki değerli milletvekili arkadaşlarımızın, vergi politikaları yönünden yapılan bu yasa tasarısının vergi toplama yönünde pek fayda sağlamayacağı yönündeki ifadeleri ortaya çıkmakta; bu politikaların, gelir idaresinin özerk bir yapıda olduğu şeklindeki bir düşünceyi ispat etme noktasında konuştuklarını görüyoruz; ama, değerli arkadaşlar, kanunun 1 inci maddesinde, zaten, Gelir İdaresi Başkanlığını kurarken, amaçlarının ne olduğunu belirlemişiz. Siyasî iradenin yapmak istediği, gelir politikasının, vergi tahsilat politikasının nasıl olacağını, Gelir İdaresi Başkanlığının en uygun ve en iyi şartlarla ve en ucuz maliyetle tahsil edebilmesinin yöntemini bulabilmek; bütün, buradaki amacımız, isteklerimiz bu. Biz, bir özerk kurum ortaya çıkarmak için Gelir İdaresi Başkanlığını yapmıyoruz; siyasî iradenin politikalarını en iyi şekilde uygulayabilecek ve bunları icra edecek bir organ yapmak için uğraşıyoruz.

Değerli arkadaşlar, bu kanunda özlük haklarını düzenlemiyoruz. Komisyonda da Sayın Bakanın ifade ettiği gibi, Başbakanlığa sevk edilmiş, devlet personel rejimiyle genel olarak ortaya çıkarılmış, özlük haklarını düzenleyen, tüm kamuda çalışan personeli -birbirleriyle- çeşitli sınıflara ayırarak, işe göre maaşları tespit etme yöntemiyle bir yasa tasarısı gündemimizde; ki, bunu, komisyonda, Değerli Bakanımız, komisyon üyesi milletvekillerimize aynı şekilde ifade ettiler. İnşallah, önümüzdeki en yakın zamanda bu da gelecek ve özlük hakları genel manada iyileştirilecektir.

Değerli arkadaşlar, bir de şu meseleye dikkat etmemiz lazım: Bakınız, 1970'li yılların sonunda, ben, bu konuyla ilgili öğrencilik hayatımı düzenlerken, bizim, öğretim üyesi, görevlisi hocalarımız hep, gelir idaresinin yeniden yapılandırılması gerektiğini, çünkü, gelir idaresinin, Gelirler Genel Müdürlüğünün vergi toplama işlevlerini tam olarak yerine getiremediğinden dolayı vergi kaçaklarının çok fazla olduğunu ifade ederlerdi. Bunu, komisyonda aynı sıraları paylaştığımız arkadaşlar da -herhalde aynı hocalarda tahsil gördük- dinlemişlerdir diye tahmin ediyorum. Burada, gelir idaresi esnek bir şekilde yapılanabilmekte ve gelirleri en iyi şekilde toplayacak şekilde örgütlenmesine çalışılıyor.

Değerli arkadaşlar, bakınız, hep söylüyoruz; toplanan verginin yaklaşık yüzde 73'ü dolaylı vergi haline gelmiş, yüzde 27'si Gelir ve Kurumlar Vergisi şeklinde alınıyor. İşin enteresan tarafı, bu toplanan vergilerin ancak yüzde 8 veya 10'luk kısmı beyana dayalı vergilerden oluşuyor. Siz, mükellefin yüzde 1,5 veya 2'sinin denetlenebildiği bir ülkede gelir toplamanın... Biraz önce değerli dostum Alaattin Büyükkaya Beyin söylediği gibi, bugüne kadarki yasal düzenleme, sadece kayıtlı mükellef için bir korkutucu unsur haline gelmiş; ama, inşallah, dileğimiz, umudumuz, bu yasa tasarısıyla birlikte kayıt dışındaki mükellefin korkulu rüyası haline gelecek ve en azından bu millete hizmet etmek için alınteriyle kazancını biraz daha belgeleyip millete hizmet haline döndürmek için vergi vermeyi özendirici bir noktaya getirecektir diye düşünüyorum.

Bu noktaları açıklamak için söz almış bulunuyorum. Hepinize saygı ve hürmetler sunarken, tasarının hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Elitaş.

Geçici madde 4'ü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici madde 5'i okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 5.- Kurulacak vergi dairesi başkanlıklarının faaliyete geçmesiyle birlikte vergi dairesi müdürlükleri ile gelir müdürlükleri ilgili vergi dairesi başkanlığına bağlanmış; defterdarlıklara ve gelirler bölge müdürlüklerine bağlı vergi denetmen ve yardımcıları ise ilgili vergi dairesi başkanlıklarına atanmış sayılır. Mal müdürlükleri bünyesinde bulunan bağlı vergi daireleri ise vergi dairesi başkanlığı birimi haline dönüştürülünceye kadar defterdarlıklara bağlı olarak faaliyetlerine devam ederler. Buralarda çalışan Başkanlık personeli fiilen görev yaptıkları bu birimlerde görevlendirilmiş sayılır. Vergi dairesi başkanlıklarına bağlanan birimler ile defterdarlıklar ve gelirler bölge müdürlükleri bünyesinde faaliyetine devam eden birimler açısından 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin bu Kanunla kaldırılan ek 8, 9, 10, 13, 14, 15 ve 16 ncı maddeleri ile ek 11 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükümlerinin yürürlüğü ve anılan maddelerde yer alan görev, yetki ve sorumlulukların kullanılması bu birimlerin tüm iş ve işlemlerinin sona erdirilmesine kadar devam eder.

BAŞKAN - Geçici madde 5 üzerinde, şahsı adına, İstanbul Milletvekili Sayın Kemal Kılıçdaroğlu; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Elitaş 1 inci maddeyle ilgili görüşünü bildirirken, daha doğrusu, az önce görüşünü bildirirken, 1 inci maddeye yollama yaptı ve dedi ki: "Bu tasarıyla biz vergi gelirlerini en ucuz maliyetle toplamayı hedefliyoruz." Doğrudur; siz en ucuz maliyetle toplamayı hedefliyorsunuz; ama, yasa bunu öyle öngörmüyor. Yasa diyor ki: "En az maliyetle toplamak." Ucuz ile maliyet farklı şeylerdir. Siz, memura az para vererek daha ucuza... Ama, isterseniz, şunu yapın: Bir önerge versin Sayın Grup Başkanvekili, gelir idaresi personeline verilen aylıklar yüzde 50 kesilmiştir diye; maliyeti daha da düşürürsünüz! Hatta hiç maaş verilmez derseniz, böylece sıfır maliyetle toplamış olursunuz!

MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Bu hiç aklımıza gelmedi(!)

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Evet, aklınıza getirdim böylece; önerge verebilirsiniz!

Burada önemli olan şudur değerli arkadaşlar, önemli olan şudur: Gelir idaresi personelinin etkinliğini artırmak. Bakın, yasada performanstan söz ediyorsunuz. Performans ne demektir; çalışan insana daha fazla aylık vermek demektir. O zaman verdiğimiz önergeyi niye reddediyorsunuz? Reddedilmemesi lazım.

Yine, bir başka şey daha; Sayın Elitaş, Gelir İdaresi Başkanlığı için "siyasî iradenin politikalarını uygulayacak" diye bir ifade kullandı. Hayır, böyle bir şeyi yoktur Gelir İdaresi Başkanlığının. Madde şöyle: "Gelir politikasını adalet ve tarafsızlık içinde uygulamak." Siyasî politikaları uygulamak burada değildir.

MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Siyasî irade de zaten adalet içerisinde uyguluyor.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) - Siyasî irade de her zaman adalet içinde uygulamaz. Nitekim, az önce verdiğiniz şeylerle adalet içinde uygulamadığınızı gösterdiniz. Hem memuru koruyorum diyorsunuz, hem ona aylık vermiyorsunuz. Bunun, adalet neresinde?! Adalet kavramı toplum vicdanını eğer tatmin ediyorsa, adalet kavramı gerçekleşmiş demektir; eğer toplum vicdanını tatmin etmiyorsa, adalet kavramı olmaz. Örneğin, bu Parlamento bir yasa çıkarabilir, diyebilir ki, sigara içenler idam edilecektir. Doğru; yasa olarak çıkabilir; ama, adalet kavramına baktığınız zaman doğru değildir bu uygulama. Gelir idaresi personeline hak ettiği ücreti vereceksiniz. Bakın, bir banka müdürüne, eğer gerçekten iyi mevduat topluyorsa, ona birsürü eködemeler yapılıyor, performansı değerlendiriliyor; ama, siz uygulamada bunu yapmıyorsunuz ve bu tasarıda da bunu yapmıyorsunuz. Asıl tehlikeli olan nokta da bu.

Bir başka şey, bu tasarıda, kayıtdışıyla ilgili, olursa, çıkarsa "kayıtdışıyla daha iyi mücadele edilecek" diye... Bu tasarıda kayıtdışı ekonomiyle mücadele konusunda tek satır bile yok. Adı vardır, kayıtdışı ekonomi belki bir yerde geçiyordur. Kayıtdışı ekonomiyle mücadele, teşkilat yasalarıyla yapılmaz arkadaşlar, teşkilat yasalarıyla yapılmaz. Kayıtdışı ekonomiyle mücadele, etkin, güçlü gelir idaresi kurularak yapılır. Siz, etkin ve güçlü gelir idaresi değil, bürokrasinin kendi içinde boğuştuğu bir gelir idaresi yarattınız. Maalesef, bakın, bunu, yakın bir gelecekte göreceksiniz ve evet diyeceksiniz; bu konudaki dünya örnekleri esas alınsaydı, böylesine garip bir Gelir İdaresi Başkanlığı kurulmamış olacaktı.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kılıçdaroğlu.

Geçici madde 5'i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici madde 6'yı okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 6.- Başkanlığın çalışmaları ve uygulamaları ile yönetim sistemini on yıl süreyle stratejik plan ve hedefler açısından gözlemlemek ve tavsiyelerde bulunmak üzere Bakanlık bünyesinde İzleme Komitesi kurulur. Komite; Bakanın başkanlığında, Bakanlık Müsteşarı, Gelir İdaresi Başkanı ve Vergi Konseyi Başkanı ile hukuk, makro ekonomi, kamu maliyesi, insan kaynakları, halkla ilişkiler alanlarında birer uzman ile yönetim bilimleri alanında iki uzman olmak üzere ve en az onbeş yıl deneyime sahip üniversite öğretim üyesi veya kamu kesimi dışındaki kişiler arasından Bakan tarafından seçilen toplam on üyeden oluşur. Kamu kesimi dışındaki üyelerin görev süresi üç yıldır. İzleme Komitesi üyelerinin görev süreleri ile çalışma usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir. İzleme Komitesinin sekretarya hizmetlerini Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı yürütür.

İzleme Komitesinin başkan ve üyelerinden uhdesinde kamu görevi bulunmayanlara (3000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda ve ayda iki toplantıyı geçmemek üzere, her toplantı günü için damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın Bakanlık bütçesinden huzur hakkı ödenir.

BAŞKAN - Madde üzerinde 1 adet önerge vardır; önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 861 sıra sayılı tasarının geçici 6 ncı maddesindeki "ve Vergi Konseyi Başkanı ile" ibaresinin "TURMOB Başkanı, Vergi Konseyi Başkanı ile gelir idaresi çalışanlarını temsilen bir üye;" şeklinde "on" ibaresinin de "oniki" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.                                                       13.4.2005

 

M. Akif Hamzaçebi

Ali Kemal Kumkumoğlu

Gürol Ergin

 

Trabzon

İstanbul

Muğla

 

Osman Kaptan

Birgen Keleş

Enis Tütüncü

 

Antalya

İstanbul

Tekirdağ

 

M. Mesut Özakcan

Mustafa Özyürek

Mehmet Yıldırım

 

Aydın

Mersin

Kastamonu

 

 

Kemal Kılıçdaroğlu

 

 

 

İstanbul

 

 

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Söz istiyorum.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Hamzaçebi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söz almayacaktım; ama, belki çok küçücük bir şeyde küçük bir katkı olabilir mi diye söz alma ihtiyacı duydum.

Bu idare güçlü bir idare olmuyor; bu çok açık ve net. Bunu Sayın Maliye Bakanımız da biliyor, Maliye Bakanlığı bürokrasisi de biliyor; ama, niyet mektuplarına, bir şekilde, bir gelir idaresi kuracağız, güçlü bir gelir idaresi kuracağız cümlesi yazılmış olduğu için, IMF'ye verilen söz gereği, görünüşte bir şey yapılıyor. Adı, Gelir İdaresi Başkanlığı; ama, birçok konuda bugünkünden daha geriye giden -uygulamaya girdiğinde göreceğiz- çok daha fazla sorun yaratan bir idare.

Birtakım, merkezde fonksiyonel örgütlenme şeklinde yaptığı iyi düzenlemeler var; ama, bu idareyi bugünkü konumundan, gücünden geriye götüren o kadar düzenlemesi var ki, bu yapılan iyi düzenlemeler de onlar arasında kaybolup gidecek, etkisini hissettiremeyecek.

Bu idare güçlü değil dedik. Harcama esnekliği yok, harcama kolaylığı yok, personel politikalarında bir esnekliği yok. Yatırım yapacak bu idare; yatırım konusunda bir ödenek güvencesi olsun istedik, bütçenin, yatırım programının genel kuralları içerisinde biraz esnekliği olsun istedik; bunlar yok. Oysa, bunu kuran idarelerde bunlar var. Kurulma gerekçelerinden birisi bu zaten. Personeli motive edecek düzenlemeler yok ve bu idare, genel  tebliğ bile çıkaramayacak durumda. Komisyondan buraya gelen tasarıda genel tebliğ çıkarabilir durumdaydı; burada kabul edilen önergelerle genel tebliğ bile çıkaramayacak duruma getirilmiş bir idare var; her yönüyle Maliye Bakanlığına bağlı. O zaman, bu idareyi kurmanın gerçekten anlamı yok. 30 OECD ülkesi içerisinde bu tip gelir idaresi kuran ülke sayısı 14. Mutlaka, böyle örgütlenilecek diye bir şey yok. Örgütleniyorsanız tam örgütlenin, o modele uygun yapın; yapmıyorsanız, bugünkü genel müdürlüğü güçlendirin, bu yapıyı güçlendirin. Vergi politikası ile vergi uygulamasını birbirinden ayırmanın hiç anlamı yok; bu şekilde devam eden ülkeler de var. Bu, tek ve şaşmaz model değildir; ama, o, tek ve şaşmaz model de alınmış değildir; onu söylüyorum, alıyorsanız tam alın, almıyorsanız bırakın.

Bu madde, izleme komitesini düzenliyor. Bu idareyi, Maliye Bakanlığı on yıl süreyle izleyecek. Bakanın başkanlığında, müsteşarın üyesi olduğu, vergi konseyi başkanının üyesi olduğu ve özel sektörden de, çeşitli kesimlerden de alınan üyelerden oluşan bir izleme komitesi on yıl süreyle bu idareyi izleyecek. Bunun, Amerika'daki IRS modelinden esinlenildiği, alındığı anlaşılıyor; -Amerika'daki gelir idaresinin kısaltılmış adı IRS- orada da, bu idareyi yeniden yapılandırma programı için böyle bir komite öngörülmüş; ama, madem oradan aldınız, yani, oradan esinlendiniz, o zaman onu oradan tam alın. Orada üyelerden birisi, senato tarafından atanan... Üyeler, senato tarafından atanıyor orada, onu da söyleyeyim; senatonun önerisi üzerine başkan tarafından... Orada, idare çalışanlarını temsilen bir üye vardır; izleme komitesinde gelir idaresinin çalışanlarını temsilen bir üye vardır. Önergemiz bunu kapsıyor; gelir idaresi çalışanlarını temsilen bu komitede bir üye olsun.

Artı, mükellef ile idare arasında görev yapan meslek mensupları var. TÜRMOB şemsiyesi altında örgütlenmiş serbest muhasebeciler, serbest muhasebeci malî müşavirler, yeminli malî müşavirler var. Bu odayı temsilen de bir üye olsun izleme komitesinde. Yani, yapıyorsanız tam yapın, yapmıyorsanız yapmayın. Yani, biraz oradan biraz buradan... Bir şey yapıyor gibi gözükmek, Gelir İdaresi Yasa Tasarısına yakışmıyor.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.

Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Geçici madde 6'yı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici madde 7'yi okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 7.- Bu Kanunun yürürlüğe girmesini takip eden otuz gün içinde Bakan 2005 yılı ile ilgili performans hedeflerini Başkanlığa ve vergi incelemesine yetkili bakanlık denetim birimlerine bildirir. Bu hedefler doğrultusunda ilgili birimler bu Kanunun 30 uncu maddesinin hükümlerini uygularlar.

BAŞKAN - Geçici madde 7'yi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

36 ncı maddeyi okutuyorum:

Yürürlük

MADDE 36.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - 36 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

37 nci maddeyi okutuyorum:

Yürütme

MADDE 37.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümünün oylanmasından önce, İçtüzüğün 86 ncı maddesine göre, ne yönde oy kullanacağını belirtmek üzere, aleyhinde, Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar [!])

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Aydın milletvekilim; sağ olun, zahmet buyurdunuz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Kanun tasarısının artık sonuna geldik. Ancak, ben bu kanun tasarısıyla ilgili olarak -son olarak- düşüncelerimi aktarmak istiyorum.

İkibuçuk yıldan beri bu Parlamentodayız. Bugüne kadar, çeşitli kanun tasarıları bu Parlamentoya geldi; ancak, ilk defa olan bir uygulama. Bu kanun tasarısının altında imzası olan ve ilgili bakanlıkça buraya gönderilen bir tasarı hakkında, Sayın Maliye Bakanından ısrarla istirham ettik, geliniz, bu kanun tasarısı ne getiriyor ne götürüyor, lütfen, bu kürsüden izah edin, bizleri ikna edin diye yalvardık, yakardık; onlarca soru sorduk; ancak, dikkatimi çeken bir şey var; Sayın Maliye Bakanı, bugüne kadar, kendi Bakanlığının göndermiş olduğu kanun tasarıları üzerinde, gelir, burada, bizlere çok ciddî açıklamalarda bulunurdu, bizleri aydınlatırdı, bizleri ikna etmeye çalışırdı; ancak, ne hikmettir ki, ne gariptir ki, ilk defa, bir kanun tasarısı üzerinde, Sayın Maliye Bakanının, Meclisi, kamuoyunu ve vergi dairesi çalışanlarını ikna etmeye yönelik herhangi bir açıklaması olmadan bu kanun tasarısı Meclisten geçmek üzere.

Yine, İktidar Partisi milletvekillerinin konuşmalarını da dinledim ve yine ilk defa olarak, kanun tasarısı üzerinde, lehinde ciddî argümanlarla bu kanun tasarısının savunulmadığını da gördüm ve çok da üzüldüm. Bu kanun tasarısını hiç okumadan buraya çıkıp, sadece muhalefetin konuşmasını engellemek için, şahsı adına çıkıp konuşma yapan milletvekillerini de üzülerek izledim; çünkü, bir milletvekilimiz, tasarının başlığını "gelir idaresi" olarak okuyunca, bütün düzenlemelerin bu şekilde olduğunu "daire" yerine "idare" tabirinin geldiğini ve artık, bunun, idarenin, Türkiye'nin lehine olduğunu ifade etti; birçok yerinde "vergi dairesi başkanlıkları" ibaresinin aynen yer aldığını da, bilmeden, burada söyleyenler oldu ve yine bir konuşmacı...

AHMET IŞIK (Konya) - Sadede gel, sadede!..

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - ... uygulamada mal müdürlüğünün olmadığını söyledi...

AHMET IŞIK (Konya) - Oyunun rengini söyle!..

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Yani, mal müdürlüğü, hâlâ, Türkiye'nin bütün ilçelerinde fiilen görev yapar.

AHMET IŞIK (Konya) - Sen kendine bak, kendine!..

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Ve yine, bir milletvekilimiz, bu kanunla yerelleşmenin sağlandığını ifade etti; okumadan... Tam tersine, vergi daireleri, direkt olarak merkeze bağlanan bir uygulama.

Ve yine, bir milletvekilimiz, vergi oranının yüzde 45'ten yüzde 40'a düşmesinden, burada, sitayişle bahsetti. O kimi kapsıyor, biliyor musunuz sayın milletvekilleri; biz, yılda 155 milyar lira gelir elde edenlerin vergilerini yüzde 45'ten yüzde 40'a indirdik. Hani, asgarî ücretle çalışanların veya memurların vergilerini niye indirmiyoruz?! Sadece, bir yılda 155 milyar lira ve üzerinde gelir elde edenlerin vergileri indi sayın milletvekilleri.

Ve bir şeyi de Sayın CHP yetkililerine söylemek istiyorum. Sayın Akif Hamzaçebi'ye ve Kemal Kılıçdaroğlu'na çok teşekkür ediyorum, bu kanunla ilgili çok ciddî katkılarda bulundular; ancak, Sayın Topuz, siz, bugüne kadar, bu Mecliste, istemediğiniz, eleştirdiğiniz ve çıkmasını arzu etmediğiniz kanunlarla ilgili, burada çok engelleme yöntemlerini uyguladınız; ancak, bugün, bu kanunun bugün çıkması noktasında, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuyla anlaştığınızı da biliyoruz. O bakımdan, kamuoyu, bunu bu şekilde de değerlendirecektir.

AHMET IŞIK (Konya) - Bırak be!..

AHMET YENİ (Samsun) - Yalnız kaldın...

AHMET IŞIK (Konya) - Bırak bu işleri!..

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Ben, son söz olarak...

Sayın Işık, gelin, burada söyleyin!..

BAŞKAN - Sayın Işık, lütfen!..

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Son olarak şunu söylemek istiyorum. Eğer, bu kanun tasarısı vergi dairesi çalışanlarının lehine ise, onların yararına ise, ben, Sayın Bakanıma bir teklifte bulunuyorum; yarın sabah, Sayın Bakanımla birlikte, vergi dairelerinin herhangi birine uğrayalım, oradaki memurların bu işten ne kadar memnun olup olmadığını birlikte, yerinde tespit edelim.

Hepinize saygılar sunuyorum.

NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul) - Oyunun rengi ne oldu?!

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kandoğan.

Tasarının tümünün oylanmasından önce, İçtüzüğün 86 ncı maddesine göre, lehinde oy kullanacağını belirtmek üzere, Kayseri Milletvekili Sayın Mustafa Elitaş; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bir değerli arkadaşımız, burada, AK Parti Grubu adına konuşan milletvekillerinin kanun tasarısı hakkında bilgi sahibi olmadığını, gelir idaresi başkanlığı, vergi dairesi başkanlığı hakkında bilmeden konuştuklarını ve biraz daha seyyal hale getirdiğimizi ifade ettiklerini; ama, bilmeden söylediklerini ifade ediyor.

Değerli arkadaşım, bu tasarı, komisyonda uzun bir süre tartışıldı. Komisyonda hiç katkı sağlamadınız. İçtüzüğün 29 uncu veya 30 uncu maddelerine göre, bütün milletvekilleri komisyon toplantılarına katılabilir, fikirlerini beyan edebilir; komisyon üyelerine 10 dakika söz verilir, diğer milletvekillerine 5 dakika söz verilir. Diğer bağımsız milletvekillerimiz, Cumhuriyet Halk Partisinden bu konuyla ilgili olan milletvekillerimiz önerge vererek, önerge verdirerek, konuşarak katkıda bulundular.

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) - Niye kabul etmediniz?!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - AK Partiden bu konuyla ilgili olan arkadaşlarımız geldiler, bizimle konuştular, katkıda bulundular; ama, burada, ekranları görüp, seçmene selam konuşması yapmak size yakışmıyor! (AK Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Değerli arkadaşlar, eğer bu konuyu biliyorsanız, komisyona gelirsiniz, konuşuruz.

MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Komisyonlara hiç gelmedi!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Komisyonlara hiç gelmeyen; ama, burada gelip de, seçmenle, televizyonla, görüntüyle... İnanın, samimiyetle söylüyorum, şu anda yayın dursun, Sayın Kandoğan buraya gelip bir kelime söylemeyecek; çünkü, kendisi konuya hâkim değil. (AK Parti sıralarından alkışlar)

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - O sana ait!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi arkadaşlarım bu konuda, kanun tasarısında emek vermişler, alınteri dökmüşler.

Ben şuna inanıyorum: Bugüne kadar, eğer vergi idaresi vergi toplama konusunda, hepimizin eleştirdiği, hem muhalefetin hem iktidarın eleştirdiği vergi toplama konusunda, beyana dayalı Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi toplama konusunda eğer yetersizse, bu yapılan kanun, muhakkak önceki kanundan daha iyi olacaktır; çünkü, tüm sivil toplum örgütlerinin ve ilgili kurumların görüşleri alınarak bunlar yapılmıştır. Ama, mükemmel mi; olmayabilir, mükemmeli yaptığımızı da iddia etmiyoruz zaten. Onun için, değerli arkadaşlarım, kanun tasarılarını; ki, muhalefetten arkadaşlarımız da muhakkak bu tasarının olması gerektiği, gelir idaresinin yeniden düzenlenmesi gerektiği konusunda hemfikirler; ama, bizim tasarımızda bazı eksikliklerin ve bunların personel politikası yönünde çeşitli sıkıntılarının olacağını ifade etmeye gayret ediyorlar. Komisyonda da tahmin ediyorum bu şekilde görüşleri vardı; çünkü, 28 inci madde gelene kadar, değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi Grubundan arkadaşlarımız hiç muhalefet yapmadılar, 28 inci maddeden itibaren muhalefetlerini yaptılar; zaten, toplam 37 madde, 7 de geçici maddemiz var.

Değerli arkadaşlarım, iyi olacağı kanaatindeyiz, iyi olsun diye yapıyoruz ve o inançla da bu yasayı yaptık. Ben, bu yasanın, hem mükelleflerimiz açısından hem de vergi politikalarını uygulayacak gelir idaresinin mükellefler üzerinde çok büyük etkisi olduğunu ifade ediyorum. Bugüne kadar hep mükellef olarak bulunmuş bir kişi olarak, ilk defa mükellef haklarını, mükellef hizmetlerini beyan eden bir vergi yasasıyla karşı karşıyayız. Bunu hazırlayan, emeği geçen, hem muhalefetteki milletvekili arkadaşlarımıza hem de İktidar Partisine mensup arkadaşlarımıza teşekkür ediyor; hayırlı, uğurlu olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Elitaş.

Sayın milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Sayın Ali Topuz, biraz önce Sayın Kandoğan'ın yapmış olduğu konuşmada sataşma gerekçesiyle İçtüzüğün 69 uncu maddesine göre Başkanlığımızdan söz istemiştir; kendisine söz veriyorum.

Sayın Topuz, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

VI.- AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- İstanbul Milletvekili Ali Topuz'un, Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, konuşmasında, ileri sürmüş olduğu görüşlerden farklı görüşleri kendisine atfetmesi nedeniyle konuşması

ALİ TOPUZ (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu aşamada söz almak zorunda kaldığım için üzgün olduğumu ifade etmek istiyorum; ama, yapılan konuşmalara yanıt vermeyecek olursam kamuoyunda da yanlış izlenimlerin doğabileceğini düşündüm. O nedenle, birkaç dakika ben de sizin vaktinizi alacağım, hepinizden, tekrar, özür diliyorum.

Sayın Ümmet Kandoğan, buradaki konuşmasının son bölümünde, Grubumuz adına bu kürsüden gelir idaresi kanunuyla ilgili yapılan eleştirilere övgüler yağdırdıktan sonra, ismimden bahsederek bu tasarının engellenmesine dönük bir çaba içinde olmadığımız için beni ve Grubumu suçladı ve bunu, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuyla bir anlaşma yapılmış olmasına bağladı.

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elazığ)- Keşke muhatap olmasaydınız...

ALİ TOPUZ (Devamla)- Tabiî, böyle bir değerlendirmenin, bu saatte, burada yapılmış olması, bu değerlendirmeyi yapan arkadaşımızın talihsizliği kadar, bizim için de üzüntü vericidir.

Muhalefetin bu Mecliste nasıl yapılacağına ilişkin olarak herkesin bir fikri vardır ve Cumhuriyet Halk Partisinin muhalefet üslubunu da herkes bilmektedir.

Bu yasanın tümü üzerindeki görüşmelerden başlayarak, sonuna kadar, hemen hemen maddelerin yarıdan fazlası, üçte 2'sine yakını üzerinde hem Grup adına hem şahıslar adına eleştiri içerikli konuşmalar yapılmıştır, bazıları da ağır eleştiriler olarak ortaya konulmuştur, hem de çeşitli önergelerle, bu yasanın iyileştirilmesine katkı da yapılmak istenmiştir Grubumuz tarafından. Zaten, Genel Kurula bu konunun gelmesinden önce, Plan ve Bütçe Komisyonunun altkomisyonundan başlayarak, komisyon toplantılarında bu tasarının iyileştirilmesine dönük, arkadaşlarımız önemli çabalar sarf etmişlerdir. Burada ifade edildiği gibi, altkomisyonda iyileştirme yolunda önemli adımlar atılmış; ama, maalesef, komisyonda ve Genel Kurulda bu iyileştirmeler de geriye çekilmiştir.

SALİH KAPUSUZ (Ankara)- Bazıları...

ALİ TOPUZ (Devamla)- Dolayısıyla, bu yasayla ilgili verilen mücadele, Türkiye Büyük Millet Meclisinin vakarına yakışacak ölçüler içinde geçmiştir ve de bir anamuhalefet partisi olarak da, yapılması gereken eleştirileri sonuna kadar kürsüden dile getirmişizdir.

Bu nedenle, yapılmış olan değerlendirme bir haksızlıktır. Sayın Ümmet Kandoğan'ın, bu haksızlık dolayısıyla bizden özür dilemesi gerekmektedir. (CHP ve AK Parti sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri, son olarak, bu yasa tasarısını iyileştirmeye gösterdiğimiz çabalara İktidar Grubundan yeterli desteği görmemiş olmamızdan dolayı üzgün olduğumuzu belirtirken, Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri olarak bu tasarıya olumlu oy veremeyeceğimizi de huzurunuzda ifade etme imkânını bulduğum için beni lütfen bağışlayın.

Hepinize saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP ve AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Topuz.

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER  (Devam)

3.- Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/989) (S. Sayısı: 861) (Devam)

BAŞKAN - Saygıdeğer milletvekilleri, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.

Açıkoylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama için 5 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı                                :   260

Kabul                                :   215

Ret                                :    45 (X)

Böylece, tasarı kanunlaşmıştır; ülkemiz için hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, çalışma süremizin sonuna yaklaşmış bulunuyoruz ve ayrıca, gruplar arasında da mutabakat olduğundan, alınan karar gereğince, Devlet Bakanı Güldal Akşit ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü haklarındaki (9/12) esas numaralı Meclis soruşturması önergesini ve sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için, 19 Nisan 2005 Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum; hepinize hayırlı hafta sonları diliyorum.

Kapanma Saati: 19.48