DÖNEM
: 22 CİLT : 81 YASAMA YILI : 3
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
84 üncü Birleşim
14 Nisan 2005 Perşembe
İ
Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın,
misyonerlik ve diğer olumsuz propagandalara
karşı en etkin gücümüz olan din ve millî tarih şuurumuzun Papa II. Jean
Paul'ün ölümü vesilesiyle daha ciddî anlamda yorumlanmasının faydalı olacağına
ilişkin gündemdışı konuşması
2.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat
Melik'in, Şanlıurfa'nın düşman işgalinden kurtarılışının 85 inci yıldönümüne
ilişkin gündemdışı konuşması
3.- Erzurum Milletvekili Mustafa Nuri
Akbulut'un, Ankara-Erzurum demiryolu hattının kısaltılmasının yolcu ve yük
taşımacılığı ile çevre illerin kalkınmasına yapacağı olumlu etkilere ilişkin
gündemdışı konuşması
B)
TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
İspanya'ya yaptığı resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin
Başbakanlık tezkeresi (3/797)
IV.-
SEÇİMLER
A)
KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM
1.- Dilekçe Komisyonunda açık bulunan
üyeliğe seçim
V.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş
ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici
Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde
Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S.
Sayısı: 305)
2.- Esnaf ve Sanatkârlar Meslek
Kuruluşları Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/969) (S. Sayısı: 851)
3.- Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/989)
(S. Sayısı: 861)
VI.-
AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Ali Topuz'un,
Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, konuşmasında, ileri sürmüş olduğu
görüşlerden farklı görüşleri kendisine atfetmesi nedeniyle konuşması
VII.-
SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Hatay Milletvekili Abdulaziz YAZAR'ın,
sosyal güvenlik kuruluşlarının ilaç bedellerini ödemelerine ilişkin Başbakandan
sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı
(7/5106)
2.- Erzincan Milletvekili Erol
TINASTEPE'nin, SSK emeklilerinin şubat ayı maaşlarından yapılan kesintiye
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun
cevabı (7/5137)
3.- Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri
SAYGUN'un, Irak'a işçi göçüne ve alınması gereken önlemlere ilişkin sorusu ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/5140)
4.- Diyarbakır Milletvekili Mesut
DEĞER'in, Diyarbakır-Kulp İlçesindeki bir okulun inşaatına ilişkin sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5240)
5.- İstanbul Milletvekili Berhan
ŞİMŞEK'in, Ankara-Kartaltepe İlköğretim Okulunda meydana gelen hasara ve
sorumlu firmaya ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı
(7/5241)
6.- Ordu Milletvekili İdris Sami
TANDOĞDU'nun, Mesudiye İlçe Millî Eğitim Müdürlüğüne yapılan atamaya ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5316)
7.- Tekirdağ Milletvekili Enis TÜTÜNCÜ'nün,
Ankara Meslekî Rehabilitasyon Merkezine ve bazı iddialara ilişkin sorusu ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/5344)
8.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un,
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Yasasında tanımlanan Danışma Kurulunun
çalışmalarının etkinleştirilmesine,
Türkiye'nin BM platformlarında ana
sunucusu olduğu konulara,
Şiddeti önleme platformuna,
Töre cinayetlerinin önlenmesine yönelik
çalışmalara,
CEDAW komitesinde sözü edilen kadınlara
yönelik şiddetin önlenmesiyle ilgili kampanyaya ve eylem plânına,
CEDAW Sözleşmesi uyarınca geçici özel
önlem uygulaması yapılıp yapılmayacağına,
CEDAW raporunu hazırlayan Kadının Statüsü
Genel Müdürlüğünün birlikte çalıştığı sivil toplum kuruluşlarına,
Kadının işgücüne katılımını artırmasına,
İŞKUR'un iş ilanlarında cinsiyet ayrımı
yapıldığı,
Eğitimde cinsiyet ayrımcılığını içeren
ifadelere,
İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Güldal
AKŞİT'in cevabı (7/5348, 5349, 5350, 5351, 5352, 5353, 5354, 5355, 5356, 5357)
9.- Muğla Milletvekili Ali Cumhur
YAKA'nın, personel maaşlarından mutemetlik ücreti alınmasına ilişkin sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5384)
10.- İstanbul Milletvekili Kemal
KILIÇDAROĞLU'nun, Spor Toto Teşkilâtının iddaa adlı oyundan Yüksek Öğrenim
Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne aktardığı kaynağın miktarına ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5388)
11.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in,
tasfiye edilen Emlak Bankasıyla ilgili bazı bilgilere ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/5516)
TBMM Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak
üç oturum yaptı.
Sakarya Milletvekili Süleyman Gündüz'ün,
Tunceli Milletvekili Vahdet Sinan Yerlikaya'nın,
Mersin'de yaşanan Türk Bayrağına saldırı
girişimi ile Trabzon ve Sakarya'da meydana gelen şiddet ve çatışma ortamının
yansımalarına ve alınması gereken önlemlere ilişkin gündemdışı konuşmalarına
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu cevap verdi.
Aksaray Milletvekili Ahmet Yaşar, Turizm
Haftası münasebetiyle turizmin çeşitlendirilmesine ve Türkiye için önemine
ilişkin gündemdışı bir konuşma yaptı.
Siyasî Partiler Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında 5325 sayılı Kanunun Anayasanın 89 uncu maddesine göre bir
kez daha görüşülmek üzere geri gönderildiğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı
tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Antalya Milletvekili Feridun Fikret
Baloğlu'nun (6/1479) ve (6/1501) esas numaralı sözlü sorularını geri aldığına
ilişkin önergesi okundu, soruların geri verildiği bildirildi.
Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda açık
bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen 1 üyeliğe İstanbul
Milletvekili Nimet Çubukçu seçildi.
Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak ve 31
milletvekilinin, Türkler ve Ermeniler arasındaki tarihsel ilişkilerin objektif
veriler ve tarafsızlık ölçüleri içerisinde ele alınarak bir millî politika
oluşturulması (8/19),
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ali Topuz, İzmir Milletvekili K. Kemal
Anadol ve Samsun Milletvekili Haluk Koç'un, Ermeni soykırımı iddialarına karşı
gerçeklerin ortaya çıkarılması (8/20),
Konusunda Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün
102 ve 103 üncü maddeleri uyarınca genel görüşme açılmasına ilişkin önergelerinin,
birlikte yapılan öngörüşmelerinden sonra, görüşmelerin yeterli bulunması
sebebiyle kabul edilmedikleri açıklandı.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin, gerek
Türkiye'nin gerek Ermenistan'ın çıkarlarının, asırlar boyu aynı topraklar
üzerinde birbirine karşı hoşgörü ve barış içinde yaşamış olan Türk ve Ermeni
uluslarının barıştırılmasında, onların savaş yıllarından kaynaklanan derin
önyargılara tutsak olmaktan kurtarılmasında olduğuna inandığına; Türkiye ile
Ermenistan'ın kendi tarihçilerinden oluşacak ortak bir komisyon kurulmasına;
Türkiye Cumhuriyetinin bu girişiminin esasında bir barış girişimi olduğunun
altının çizildiğine ve Ermenistan'ın Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak ve
işbirliği zeminini geliştirmek istiyorsa Türkiye'nin bu önerisini kabul etmesi gerektiğine;
dünya barış ve istikrarına katkıda bulunmak isteyen iyi niyetli her ülkenin
Türkiye'nin bu önerisine katkı vermesi gerektiğine; Osmanlı Ermenileri
tarihinin dünya tarihçileri arasında tartışmalı bazı sayfalarına ilişkin bir
konuda yabancı parlamentolar tarafından siyasî amaçlarla karar alınmasını
yakışıksız, anlamsız, keyfi ve adaletsiz bir uygulama olarak gördüğüne ve
kınadığına; yoğun bir uluslararası baskı kampanyası yoluyla Türkiye'ye,
tarihini bazı propaganda belgelerine dayanan tek yanlı ve yanıltıcı
değerlendirmeler üzerine bina etmesinin dayatılabileceğini düşünen ve
hesaplarını buna göre yapan çevrelerin büyük bir yanılgı içinde olduklarına ve
bunun hiçbir koşulda mümkün olmayacağına ilişkin, AK Parti ve CHP Grubu
Başkanvekilleri, DYP Genel Başkanı, ANAP, SHP ve bağımsız milletvekilleri
temsilcilerinin imzaladığı deklarasyon
Genel Kurulun bilgisine sunuldu ve ittifakla benimsenen bu deklarasyonun
gereğinin Başkanlıkça yerine getirileceği bildirildi.
Büyük Britanya Avam Kamarası ile Lordlar
Kamarasının üyelerine gönderilmek üzere bu konuyla ilgili hazırlanan mektubun
imzaya açıldığı duyuruldu.
Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmının:
1 inci sırasında bulunan, Kamu İhale
Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S. Sayısı:
305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporu henüz
gelmediğinden;
2 nci sırasında bulunan, Esnaf ve
Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu Tasarısının (1/969) (S. Sayısı: 851)
görüşmeleri ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından;
Ertelendi.
3 üncü sırasında bulunan, Gelir İdaresi
Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının (1/989) (S.
Sayısı: 861) tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlanarak 13 üncü maddesine kadar
kabul edildi.
Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan,
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın rencide edici ifadeleri nedeniyle bir
açıklamada bulundu.
14 Nisan 2005 Perşembe günü, alınan karar
gereğince saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşime 22.55'te son verildi.
Nevzat
Pakdil
Başkanvekili
Ahmet Gökhan Sarıçam Türkân Miçooğulları
Kırklareli İzmir
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mehmet
Daniş
Çanakkale
Kâtip Üye
No.: 116
II. - GELEN KÂĞITLAR
14 Nisan 2005 Perşembe
Cumhurbaşkanınca Geri Gönderilen Kanun
1. - 29.3.2005 tarihli ve
5325 sayılı Siyasî Partiler Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve
Anayasanın 89 ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha
Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi (1/1009) (Anayasa Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.4.2005)
Teklifler
1.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Gürsoy'un;
Kamuya Personel Alımında Sözlü Sınav Yapılamayacağı Hakkında Kanun Teklifi
(2/421) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Bursa Milletvekili Faruk Çelik ile 13 Milletvekilinin; Çeşitli Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/422) (Adalet; Plan ve Bütçe ile
Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.4.2005)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Balıkesir
Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, bazı Avrupa Birliği ülke vatandaşlarının canlı
kalkan olarak ülkemize geldikleri iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1519) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
2.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya-Gündoğmuş İlçesinde ormancılıkla ilgili bir
yüksekokul açılmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1520) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
3.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya-Gündoğmuş İlçesinin devlet hastanesi
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1521) (Başkanlığa
geliş tarihi: 1.4.2005)
4.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Tarım Orkam-Sen üyelerinin atanmalarına ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1522) (Başkanlığa geliş
tarihi: 1.4.2005)
5.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret BALOĞLU'nun, mısır ithalatına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1523) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
6.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Bingöl İli Kiğı-Yedisu yolunun onarımına ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1524) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5.4.2005)
7.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Bingöl-Karlıova-Yedisu karayoluna iyileştirme
çalışması yapılmasına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1525) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Eskişehir
Milletvekili Cevdet SELVİ'nin, kurulması düşünülen kırsal kalkınma bölge
müdürlükleri arasında Eskişehir İlinin bulunup bulunmadığına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5525) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
2.- Antalya Milletvekili
Nail KAMACI'nın, bazı demeçlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/5526) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
3.- Tokat Milletvekili Resul TOSUN'un, 2001-2004
yıllarında idarî mahkeme kararıyla görevine iade edilen bürokratlara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5527) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)
4.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret BALOĞLU'nun, bir siyasî parti il başkanının basın açıklamasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5528) (Başkanlığa geliş tarihi:
5.4.2005)
5.- İzmir Milletvekili
Erdal KARADEMİR'in, bir gözü görmeyen kişilere sürücü belgesi verilmesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5529) (Başkanlığa geliş tarihi:
5.4.2005)
6.- Yozgat Milletvekili
Emin KOÇ'un, gazetecilerle ilgili bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/5530) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
7.- Yozgat Milletvekili
Emin KOÇ'un, gezileriyle ilgili bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/5531) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
8.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S.
KESİMOĞLU'nun, Başbakanlık Müsteşarının intihal yaptığı iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5532) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)
9.- İzmir Milletvekili
Ahmet ERSİN'in, çifte vatandaşlık nedeniyle Alman vatandaşlığından çıkarılma
işlemi başlatılan Türklere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5533)
(Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)
10.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, Diyarbakır-Bismil-Sinan Köyü sakinlerinin arazilerinin
ellerinden alındığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/5534) (Başkanlığa geliş tarihi:
5.4.2005)
11.- Hatay Milletvekili
Mehmet ERASLAN'ın, iç borç faiz ödemelerine ve 2005 yılı Bütçesinden
yatırımlara ayrılan paya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5535)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
12.- Kars Milletvekili
Yusuf Selahattin BEYRİBEY'in, bazı suçlardan aranan kırmızı veya yeşil pasaport
sahibi vatandaş olup olmadığına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5536) (Başkanlığa geliş tarihi:
4.4.2005)
13.- Mersin Milletvekili
Hüseyin GÜLER'in, yurt dışında göçmen olarak çalışan vatandaşların
konsolosluklarda yaşadıkları sorunlara ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5537) (Başkanlığa geliş tarihi:
4.4.2005)
14.- Kocaeli Milletvekili
İzzet ÇETİN'in, İstanbul Küçükyalı Çocuk Yuvasındaki şiddet iddialarına ilişkin
Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi (7/5538) (Başkanlığa
geliş tarihi: 1.4.2005)
15.- Kocaeli Milletvekili
İzzet ÇETİN'in, SHÇEK'in İstanbul'daki yetiştirme yurtlarında ve
huzurevlerindeki yiyecek sıkıntısına ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT)
yazılı soru önergesi (7/5539) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
16.- İzmir Milletvekili
Enver ÖKTEM'in, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun, Türkiye Jokey
Kulübünün hasılatından alması gereken paya ilişkin Devlet Bakanından
(Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi
(7/5540) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
17.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, toplumsal cinsiyet rollerinin değiştirilmesine yönelik ne
tür çalışmalar yapıldığına ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru
önergesi (7/5541) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
18.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, kadınların eğitim olanaklarının artırılmasına yönelik
çalışmalara ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi
(7/5542) (Başkanlığa geliş tarihi:
1.4.2005)
19.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, çalışma yaşamında kadınların karşılaştığı cinsiyete dayalı
ayrımcılığa ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi
(7/5543) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
20.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, kadın işgücünün daha iyi koşullarda değerlendirilmesine
ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi (7/5544)
(Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
21.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, CEDAW raporunun sunumundaki bir konuşmasına ilişkin Devlet
Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi (7/5545) (Başkanlığa geliş
tarihi: 1.4.2005)
22.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, çocuk bakımevlerinin sayısına ve yaygınlaştırılması
yönündeki çalışmalara ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru
önergesi (7/5546) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
23.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, kadınların işgücüne katılımını destekleme amaçlı meslekî
eğitim kurslarına ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi
(7/5547) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
24.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, kadınların siyasete katılımını destekleyici ne gibi
çalışmalar yapıldığına ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru
önergesi (7/5548) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
25.- Antalya Milletvekili
Osman ÖZCAN'ın, Antalya-Gazipaşa İlçesinde Gökçeler Barajının yapımına ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5549) (Başkanlığa
geliş tarihi: 5.4.2005)
26.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Mavi Akım Doğalgaz Alım Sözleşmesine ilişkin Enerji
ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5550) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5.4.2005)
27.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Damal İlçesine emniyet müdürlüğü kurulup kurulmayacağına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5551) (Başkanlığa geliş
tarihi: 1.4.2005)
28.- Kırklareli
Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, TC kimlik numarası ile vergi kimlik
numarası uyumlaştırma çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5552) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
29.- Antalya Milletvekili
Osman ÖZCAN'ın, terör örgütü PKK'nın bazı faaliyetlerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5553) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
30.- Karaman Milletvekili
Mevlüt AKGÜN'ün, fikir ve sanat eserleri sahiplerinin vergilendirilmelerine
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5554) (Başkanlığa
geliş tarihi: 1.4.2005)
31.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret BALOĞLU'nun, ülkemizde kış turizminin geliştirilmesi için ne
gibi çalışmalar yapıldığına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5555) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
32.- Kırklareli
Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, Ergene Köşkünün müzeye dönüştürülmesine
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5556) (Başkanlığa
geliş tarihi: 5.4.2005)
33.- Karaman Milletvekili
Mevlüt AKGÜN'ün, kamu kurum ve kuruşlarının fatura ödemelerinin kredi kartıyla
tahsiline ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5557) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
34.- Karaman Milletvekili
Mevlüt AKGÜN'ün, kamyoncu esnafının vergi borçlarına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5558) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
35.- Kars Milletvekili
Yusuf Selahattin BEYRİBEY'in, Avrupa'da yaşayan ve emniyet güçlerince aranmakta
olan emekli milletvekili olup olmadığına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5559) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)
36.- Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, özelleştirmeden dolayı Emekli Sandığına yatırılamayan
aidatlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5560) (Başkanlığa
geliş tarihi: 5.4.2005)
37.- Yozgat Milletvekili
Emin KOÇ'un, TMSF'nin el koymasından sonra CINE-5 Televizyonunun durumuna
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5561) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5.4.2005)
38.- Adana Milletvekili
Atilla BAŞOĞLU'nun, "Nutuk"un ders kitabı olarak okutulmasının
düşünülüp düşünülmediğine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5562) (Başkanlığa geliş tarihi:
1.4.2005)
39.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, Konya İl Millî Eğitim Müdürlüğüyle ilgili bazı iddialara
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5563) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5.4.2005)
40.-
Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, öğretmenlere dizüstü
bilgisayar dağıtımına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5564) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)
41.- Karaman Milletvekili
Mevlüt AKGÜN'ün, SSK'lıların hastanelerin ortodonti servisinden
yararlanamamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5565)
(Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
42.- Balıkesir
Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, Bakanlığa devredilen SSK hastanesi eczanelerinde
bulunan ilaçlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5566) (Başkanlığa
geliş tarihi: 1.4.2005)
43.- Antalya Milletvekili
Nail KAMACI'nın, acil sağlık hizmetleri konusunda yapılan çalışmalara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5567) (Başkanlığa geliş tarihi:
1.4.2005)
44.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret BALOĞLU'nun, behçet hastalığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5568) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
45.- Muğla Milletvekili
Ali ARSLAN'ın, SSK sağlık hizmetlerinin Bakanlığa devriyle ortaya çıkan
sorunlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5569) (Başkanlığa
geliş tarihi: 4.4.2005)
46.- Eskişehir
Milletvekili Mehmet Vedat YÜCESAN'ın, kurulması düşünülen kırsal kalkınma genel
müdürlüğüne ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5570)
(Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
47.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, Bursa-İnegöl-Eskiköy'de yaşanan heyelandan zarar gören
köylülerin mağduriyetine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5571) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
48.- Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, sahte bal ihraç edilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5572) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
49.- Eskişehir
Milletvekili Mehmet Ali ARIKAN'ın, kurulması düşünülen kırsal kalkınma bölge
müdürlüklerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5573) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
50.- İzmir Milletvekili
Ahmet ERSİN'in, sahte bal üretimine ve denetimindeki aksaklıklara ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5574) (Başkanlığa geliş tarihi:
5.4.2005)
51.- Hatay Milletvekili
Mehmet ERASLAN'ın, sahte bal üretimine ve ithal edilen gıda maddelerinin
denetimine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5575)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
52.- İzmir Milletvekili
Ahmet ERSİN'in, işitme engelli millî sporculara maddi ve manevi imkan
verilmesine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN)
yazılı soru önergesi (7/5576) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
53.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret BALOĞLU'nun, kamu çalışanlarının kurumlara ve illere göre
dağılımı konusunda yaptığı açıklamaya ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5577) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2005)
54.- Tokat Milletvekili
Resul TOSUN'un, 2001-2004 yıllarında Eximbank'ın firmalara kullandırdığı
kredilere ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad TÜZMEN) yazılı soru önergesi
(7/5578) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)
55.- Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, bakanlıkça yapılan ihalelere ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5579) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
56.- İzmir Milletvekili
Erdal KARADEMİR'in, Trabzon-Beşikdüzü-Bakır Köyüne yönelik heyelan tehdidine
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5580)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
57.- Muğla Milletvekili
Ali ARSLAN'ın, Muğla İli sınırları içindeki bazı arazi bilgilerine ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/5581) (Başkanlığa geliş
tarihi: 4.4.2005)
58.- Mersin Milletvekili
Hüseyin GÜLER'in, emekli olduğu halde ikinci bir işte çalışanlardan kesilen
primlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5582) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)
59.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5584) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
60.- Yalova Milletvekili
Muharrem İNCE'nin, bir siyasî parti il başkanının basına verdiği bazı demeçlere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5585) (Başkanlığa geliş tarihi:
5.4.2005)
61.- Denizli Milletvekili
Mustafa GAZALCI'nın, TEKEL'in alkollü içecekler bölümünün özelleştirilmesiyle
ortaya çıkan sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5586)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6.4.2005)
62.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5587)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
63.- Hatay Milletvekili
İnal BATU'nun, Irak'taki ABD üslerinde güvenlik elemanı olarak çalışacak
vatandaşlarımıza ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı
soru önergesi (7/5588) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
64.- İzmir Milletvekili
Enver ÖKTEM'in, Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerine başlamanın ön koşulu
olan protokolün şartlarına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
yazılı soru önergesi (7/5589) (Başkanlığa geliş tarihi: 6.4.2005)
65.- İzmir Milletvekili
Enver ÖKTEM'in, Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonunda kabul
edilen Adalete Uluslararası Erişim Sözleşmesinin 20 nci maddesine ilişkin
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5590)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6.4.2005)
66.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi
(7/5591) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
67.- İzmir Milletvekili
Enver ÖKTEM'in, Bölgesel Kalkınma Ajansları Kanun Tasarısına ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi
(7/5592) (Başkanlığa geliş tarihi: 6.4.2005)
68.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Devlet
Bakanından (Kürşad TÜZMEN) yazılı soru önergesi (7/5593) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5.4.2005)
69.- İzmir Milletvekili
Abdurrezzak ERTEN'in, gümrük müşavirliği ve müşavir yardımcılığı sınavlarına
ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad TÜZMEN) yazılı soru önergesi (7/5594)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6.4.2005)
70.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Aksaray İli Eşmekaya Barajının ne zaman
tamamlanacağına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5595) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
71.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Enerji
ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5596) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5.4.2005)
72.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5597) (Başkanlığa geliş tarihi:
5.4.2005)
73.- Kırklareli
Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, üst düzey bir emniyet görevlisinin bir
dergide yayımlanan bazı açıklamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5598) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
74.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Sanayi
ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5599) (Başkanlığa geliş tarihi:
5.4.2005)
75.- Isparta Milletvekili
Mevlüt COŞKUNER'in, gülyağı üretim sektörünün korunmasına ilişkin Sanayi ve
Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5600) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
76.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5601) (Başkanlığa geliş tarihi:
5.4.2005)
77.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Çevre
ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/5602) (Başkanlığa geliş tarihi:
5.4.2005)
78.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5603) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
79.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Millî
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5604) (Başkanlığa geliş tarihi:
5.4.2005)
80.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Devlet
Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/5605) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5.4.2005)
81.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Devlet
Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi (7/5606) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5.4.2005)
82.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Devlet
Bakanından (Mehmet AYDIN) yazılı soru önergesi (7/5607) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5.4.2005)
83.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi
(7/5608) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
84.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Devlet
Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi (7/5609) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5.4.2005)
85.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5610) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
86.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5611) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5.4.2005)
87.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5612) (Başkanlığa geliş tarihi:
5.4.2005)
88.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5613) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.4.2005)
89.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5614) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5.4.2005)
90.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, yapılan atamalara ve atanan personel sayısına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5615) (Başkanlığa geliş tarihi:
5.4.2005)
91.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'a bağlı ilçe ve köylerdeki telefon santrallarının
arızalanmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5616)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6.4.2005)
Açılma Saati : 14.00
14 Nisan 2005 Perşembe
BAŞKAN : Başkanvekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER : Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Türkân
MİÇOOĞULLARI (İzmir)
BAŞKAN - Saygıdeğer
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84 üncü Birleşimini açıyorum.
Toplantı yetersayısı
vardır; görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce, üç
sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.
Konuşma süreleri 5'er
dakikadır. Hükümet, bu konuşmalara cevap verebilir; hükümetin cevap süresi 20
dakikadır.
Gündemdışı ilk söz, Papa
II. Jean Paul'ün ölümü ve din gerçeği konusunda söz isteyen, Samsun
Milletvekili Musa Uzunkaya'ya aittir.
Sayın Uzunkaya, buyurun.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
III. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Samsun
Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, misyonerlik ve diğer olumsuz
propagandalara karşı en etkin gücümüz
olan din ve millî tarih şuurumuzun Papa II. Jean Paul'ün ölümü vesilesiyle daha
ciddî anlamda yorumlanmasının faydalı olacağına ilişkin gündemdışı konuşması
MUSA UZUNKAYA (Samsun) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Papa II. Jean Paul'ün ölümü ve din
gerçeği üzerinde gündemdışı söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce
Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Papa II. Jean Paul, takribî yirmiyedi yıllık Papalık görevinin
ardından, geçtiğimiz günlerde Vatikan'da vefat edip, 8.4.2005 Cuma günü toprağa
verilmiştir. Bu vesileyle, tüm Hıristiyan dünyası ve Katolik âlemine başsağlığı
diliyorum.
Papa II. Jean Paul,
kilise tarihinin tek Polonyalısı, Katolik Hıristiyanların ruhanî lideri ve 455
yıldan sonra ilk yabancı ve 254 üncü Papa olarak tarihe geçmiştir. Yirmiyedi yıllık görevi süresince, toplam 1 247 613 kilometre yol katederek, hem
dinini yaymaya hem de dindaşlarıyla kaynaşıp, dünya barışına katkı sağlamaya
gayret etti. Bu mesafe, dünya çevresini 32 defa dolaşmaya, dünya ile ay
arasında 3,2 kez gidip gelmeye yetecek bir mesafedir. Papalığı süresince, başta
Türkiye olmak üzere, 23 İslam ülkesini ziyarette bulunmuş, özellikle İslam ve
Hıristiyanlar arasında dinlerarası diyaloğa katkı sağlamaya çalışmış, dinlerin
kardeşliği adına Vatikan'da konserler, seminerler ve değişik etkinliklere
öncülük etmiştir.
18 Mayıs 1920'de
Polonya'da doğan Papa, İkinci Cihan Harbi ve çeşitli badirelerden geçtikten
sonra Roma'da teoloji tahsili yapmış, 1946 yılında da Lublin Üniversitesine
rektör olarak atanmıştır. 1964 yılında İkinci Vatikan Konseyinde
"Veskov" olarak, ateizm, o dönemdeki yayılmaya istidat gösteren
dinsizlik faaliyetleri üzerinde yaptığı konuşmalarla dikkatleri üzerine çekmiş
ve V. Paul tarafından 1967 yılında Kardinal ilan edilmiş, 16 Ekim 1978'de de
Papalığa seçilmiştir. Ölümüne kadar 147 kutsama töreni gerçekleştirerek 1 338
kişiyi kutsal ilan etmiş, 51 kanonizasyon töreniyle 481 kişiye azizlik unvanı
vermiştir.
Ne garip tecellidir ki,
Papa'nın görev yaptığı son çeyrek yüzyılda dünya çok değişik olaylara sahne
olmuş, bir taraftan savaş verdiği komünist rejimin ve Berlin duvarının
yıkılması, öbür tarafta da İslam dünyası üzerinde Afganistan, Irak, Filistin,
Çeçenistan, Azerbaycan; Balkanlarda
Bosna-Hersek, Kosova, Makedonya ve Batı Trakya bölgelerindeki Müslüman toplumlar
üzerine, bir dine dayalı olmadığı iddia edilse de bazı devlet adamlarının
sürçülisanla telaffuz ettikleri, Haçlı ruhuyla saldırılar yapılmış olması, hep,
bu dönemin madalyonunun iki ayrı yüzü olarak önümüze çıkmıştır.
Benim burada ifade etmeye
çalıştığım husus, Papa II. Jean Paul'ün görevi, 84 yıllık ömrünün tahlili ve
değerlendirmesi değil. Onun, yerine göre, gençlerle olimpiyat statlarında maç
izleyen, dağlarda kayak yapan, jübile sırasında gençlere Katolikliği aşılamak,
kilisenin gençleri reddetmediğini göstermek için kurulan Papa Boys örgütü
mensuplarını kucaklaması ve İsviçre'de düzenlenen gençlik günlerine katılarak
şarkılar söylemesi değildir. Burada üzerinde durmak istediğim konu, halkıyla
bütünleşen, bütün kesimleri kucaklayan, hatta, diğer dinlerle diyalog
kapılarını aralamaya çalışan Papa'nın ebedî dünyaya uğurlanması esnasındaki,
başta Hıristiyan âlemi olmak üzere, tüm dünyanın gösterdiği yakın ve duygusal
alakayla milyarların ekran başında, milyonların da cenaze merasiminde
gözyaşlarıyla bir arada bulunması, en koyu laik ülkelerden Fransa ve Türkiye
dahil, hemen bütün dünya ülkelerinin bayraklarını yarıya indirmesi,
laik-antilaik ülke ve toplumların bir zamanların üniversite rektörü...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Uzunkaya,
konuşmanızı, lütfen, tamamlar mısınız.
Buyurun.
MUSA UZUNKAYA (Devamla) -
Toparlıyorum Sayın Başkan.
Evet, bir zamanların
üniversite rektörü, yirmiyedi yılda tüm
Katoliklerin ruhanî lideri olan Papa'ya gösterilen bu manevî tazimatın neyi
ifade ettiği bence önemlidir.
Kendi din mensuplarının
ve bir devleti olan Vatikan'ın başında bulunan Papa'nın ölümüne diğer ülkelerin
siyasîlerinin gösterdiği ilgiyi saygıyla karşılamak en mantıklı yoldur; ancak,
dinimize göre ruhbanlık anlayışı olmamasına rağmen, bizde bir din hizmeti
büyüğüne, örneğin Diyanet İşleri Başkanına bahis konusu tazimat gösterilseydi,
acaba Türkiye'de nice kalemşor gazete köşeyazarı ve televizyon ekranı mudileri
neleri söyleyecekti; herhalde, ibretle bunu izlemek mümkün olacaktı. Bunu,
toplumun ıttılaına ve ülkemizi yöneten tüm katmanların engin ferasetine havale
etmek, belki en doğru yoldur.
Ülkemizde son dönemde
misyonerlik faaliyetlerinden endişe edenler bilmelidirler ki, Papa'nın ölümü ve
sonrası yapılan merasimler, bu alanda en etkili argümanlarından birisi
olmuştur. Her dinin, mensupları tarafından yaşanma, ifade edilme ve
başkalarıyla paylaşılma hakkı vardır; bu, İslam dini için de böyle olduğu gibi,
Hıristiyanlık, millî bir din olan Yahudilik, Budizm, Maniheizm, Bahaîlik,
Kadiyanilik, Yehova Şahitliği, Moonculuk, Mormonlar, Hare Krişna, Rama Krişna
ve Sih dinleri dahil hepsi başka toplumlara yayılmaya, anlatılmaya teolojik
olarak talep ve hak sahibidir.
Nitekim, Kur'an-ı Kerim
"Ey Peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et, eğer bunu yapmazsan O'nun
verdiği Peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun" Maide 67 nci
ayetiyle İslamın öğretisinde de zorlama olmaksızın sadece anlatım önerilirken
-Dinde zorlama yoktur. Bakara 256 ncı ayet- başta Haçlı Seferleri olmak üzere,
içinde bulunduğumuz yüzyılda medeniyetlerin çatışmasına projeleriyle öncülük
yapan Batılı Hıristiyan düşünürler, bugün akıtılan kana maalesef din gölgesi
düşürmektedirler.
Türkiye'deki binlerle
ifade edildiği söylenen misyoner evleri ve kiliselerde faaliyet gösterilenin
yanında, din eğitiminin tökezlemesine,
20 000'den fazla camiin imamsız, ezansız ve Kur'ansız kalmasına vesile
olanların bir daha kulakları çınlasın.
Bugün, belki, bizim,
misyonerlik ve diğer olumsuz propagandalara karşı en etkin gücümüz, din ve
millî tarih şuurumuz; ancak, bu alanda iyi yetişmiş, maddî yönüyle tatmin
edilmiş, ehliyetli ve liyakatli din görevlilerini yetiştirmek olmalı; hiç
olmazsa Papa'nın ölümü vesilesiyle bir daha ciddî anlamda yorumlanmaya ve
kendisinden faydalanılacak bir unsur olarak değerlendirmeye tabi tutulmalıdır
diyor, bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Uzunkaya.
Biz de bu vesileyle,
Hıristiyan âleminin acısını paylaşıyor ve kendilerine başsağlığı dileklerimizi
iletiyoruz.
Sayın milletvekilleri,
gündemdışı ikinci söz, Şanlıurfa'nın düşman işgalinden kurtuluşunun 85 inci
yıldönümü münasebetiyle söz isteyen, Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat
Melik'e aittir.
Sayın Melik, buyurun
efendim. (Alkışlar)
2.- Şanlıurfa
Milletvekili Mehmet Vedat Melik'in, Şanlıurfa'nın düşman işgalinden
kurtarılışının 85 inci yıldönümüne ilişkin gündemdışı konuşması
MEHMET VEDAT MELİK
(Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Şanlıurfa'nın düşman
işgalinden kurtuluşunun 85 inci yıldönümü nedeniyle gündemdışı söz almış
bulunuyorum; öncelikle, Yüce Meclisi saygılarımla selamlarım.
Değerli arkadaşlar,
Birinci Dünya Savaşı sonunda 70 000 nüfuslu Birecik, Suruç, Harran ve bugün
Suriye toprakları içinde bulunan Rakka'nın bağlı bulunduğu bağımsız bir sancak
olan Urfa, Osmanlı İmparatorluğunun 30 Ekim 1918'de imzaladığı Mondros
Mütarekesine dayanılarak, 7 Mart 1919 tarihinde ilk olarak İngilizler
tarafından işgal edilmiştir.
İngilizlerin işgali
sırasında Urfa'da bulunan Birinci Süvari Alayı da İngilizlerin istemi üzerine
şehri terk edince, Urfa'da düşmana direnebilecek veya işgali önleyebilecek
düzenli bir askerî birlik de kalmamıştı; ancak, yıllardan beridir, Karadenizli,
Egeli, Orta Anadolulu, Akdenizli, Rumelili, Iraklı, Suriyeli, Türk, Kürt, Arap,
Çerkez, Arnavut, Sünnî, Alevî ve daha birçok değişik etnik kökenden
kardeşleriyle birlikte, Balkanlarda, Çanakkale'de, Süveyş'te, Kut-ül Amara'da
Sarıkamış'ta, Filistin'de, Galiçya'da çarpışan Urfalıların, böyle bir haksız
işgali, koşullar ne olursa olsun kabul etmeleri, direnmemeleri mümkün değildi.
Bu nedenle, şehri işgal
eden İngiliz komutana karşılama töreni düzenlemediği ve gereken saygıyı
göstermediği için, daha sonra İngilizlerce tutuklanıp Nemrut Mustafa Paşa
Divanı Harbinde yargılanıp idama mahkûm edilerek Beyazıt Meydanında asılan Urfa
Mutasarrıfı Nusret Bey'in -ki, daha sonra adı Şehit Nusret Bey olarak
anılacaktır- önderliğinde, 4-5 Eylül 1919 gecesi toplanan Urfalılar -ki, bunlar
da daha sonra halk arasında "Onikiler" diye adlandırılacaklardır-
Müdafaai Hukuk Cemiyetini kurarak, silahlı mücadele için teşkilatlanmaya
başlamışlardır. Fakat, 15 Eylül 1919 tarihinde Paris'te yapılan ve Suriye
İtilafnamesi olarak da bilinen, Suriye ve Kilikya'da işgal kuvvetlerinin
değiştirilmesine ilişkin İngiliz-Fransız anlaşmasına göre, Urfa ve çevresi
Fransızlara verilecektir. Yoğun direniş karşısında, kendini, bir daha geri
gelmemek üzere, Türkiye'nin bugünkü güney sınırlarının arkasına atan Fransız
generalinin "tarihimizde Fransa'nın başına konan talih kuşunu ürkütüp
kaçırdığı elemli bir devre" olarak dediği, Kilikya olarak adlandırılan
bölgenin Fransızlar tarafından işgali de bu anlaşmayla olmuştur.
1920 yılının ocak ayı
içinde, bazı Fransız askerlerinin Urfa'da bir kadınlar hamamına girmesi,
Urfalılar için bardağı taşıran son damla olmuş ve düşman birliklerine
saldırılar başlamıştır. Güçlü silahlarla donanmış düzenli düşman birlikleri
karşısında tamamen milis güçlerinden oluşan çetelerle savaşan ve onu
memleketinden kovan Urfalılar yüzlerce şehit vermişlerdir; ama, en son 11 Nisan
günü yapılan çarpışmalarda birçok askerle birlikte bütün Fransız subayları
öldürülmüş ve 100 kadar Fransız askeri de esir edilerek Urfa'ya getirilmiştir.
Değerli arkadaşlar, Urfa
halkının bu şanlı mücadelesi sonundadır ki, Urfa'nın adı, 1987'den itibaren,
çıkarılan kanunla birlikte, Şanlıurfa olarak değiştirilmiştir.
Değerli milletvekilleri,
asırlarca uğrunda savaştıkları ve hayatlarını feda etmekten çekinmeyen ataları
gibi, 1920 yılında da, Urfa halkı ve doğru dürüst Türkçe dahi bilmeyen Kürt ve
Arap aşiret çocukları, hilalli al bayrak ve onun temsil ettiği değerler
tehlikeye düştüğü zaman, yine, canlarını vermekten çekinmediler ve bundan sonra
da çekinmeyeceklerdir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Melik.
MEHMET VEDAT MELİK
(Devamla) - Zaten, yabancı bayrak görmeye alışkın olmayan o dedelerin
torunları, bölgelerinden geçen yabancı askerlere de, köylerine düşen roketleri
toplamaya gelenlere de, Türkiye'nin hiçbir yerinde olmadığı gibi tepkiyi de
2003 yılında vermişlerdir.
Değerli milletvekilleri,
elbette ki her devletin bir bayrağı vardır. Dünyadaki birçok devletin bayrağı,
o ülkeyi, o devleti uluslararası platformlarda tanıtmak için sonradan
yaratılmış simgelerdir; ama, bizim bayrağımız sadece Türkiye Cumhuriyeti
Devletinin simgesi değildir, Türk Milletinin bayrağıdır. Hatta şu anda
Türkiye'nin siyasî sınırları dışında yaşayan, devlet hayatı için kısa olan bir
süre öncesine kadar birlikte yaşadığımız, aynı devlet çatısı altında
bulunduğumuz; ama, şu anda birçok değişik devletin tabiyetinde olan milletlerin
de bayrağıdır.
Sözlerime, Urfa'nın
değerli evladı, şair rahmetli Mustafa Dişli'nin 1948'de, Urfa'nın kurtuluşuyla
ilgili yazdığı bir şiirle son vermek istiyorum.
"Başa kalkmam,
çabalaram ölürem.
Toprak vermem, içine
gömülürem.
İndirmem başımı ben,
Nabi'nin oğluyam.
Tapamam hiç kimseye, ben
Allah'ın kuluyam.
Benim anam sırtıyla su
daşıydı.
Babam düşmanla yaka yaka
savaşıydı.
O zaman Urfa kurtuluş
savaşıydı.
Ben o ananın, o babanın
oğluyam."
Urfa'nın kurtuluşunda
şehit düşen ve bugün hayatta olmayan tüm gazileri rahmet ve saygıyla anıyor,
Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Melik.
Biz de Urfalıların
kurtuluş bayramını canı gönülden kutluyor, nebiler şehrimize ebediyete kadar
bir daha düşman eli değmesin, düşman ayağı basmasın temennilerimizi iletiyoruz,
niyaz ediyoruz.
Gündemdışı üçüncü söz,
Ankara-Erzurum demiryolu hattının kısaltılması konusuyla ilgili söz isteyen,
Erzurum Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut'a aittir.
Sayın Akbulut, buyurun.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
3.- Erzurum
Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut'un, Ankara-Erzurum demiryolu hattının
kısaltılmasının yolcu ve yük taşımacılığı ile çevre illerin kalkınmasına
yapacağı olumlu etkilere ilişkin gündemdışı konuşması
MUSTAFA NURİ AKBULUT
(Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ankara-Erzurum İlleri
arasındaki demiryolu hattının kısaltılması hakkında gündemdışı söz almış
bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
Ankara-Erzurum arasındaki demiryolu 1 150 kilometredir. Güzergâh, Ankara,
Kayseri, Sivas, Erzincan, Erzurum ve Kars şeklindedir. İstanbul-Ankara-Erzurum
demiryolunun uzunluğu ise 1 716 kilometredir. İstanbul'dan hareket eden Doğu
Ekspresinin Erzurum için seyir süresi 32 saat 29 dakika; Ankara'dan hareket
eden Erzurum Ekspresinin Erzurum için seyir süresi ise 22 saat 20 dakikadır ve
günde karşılıklı birer sefer yapılmaktadır.
Karayoluyla yapılan yolcu
taşımacılığında, Ankara-Erzurum arasındaki ulaşım süresi 12-14 saat,
İstanbul-Erzurum arasındaki ulaşım süresi ise 16-18 saattir. Dikkat edilirse,
bu süreler, demiryoluyla yapılan yolcu taşımacılığındaki sürelerin yaklaşık
yarısı kadardır; yani, Erzurum'dan Ankara'ya veya Erzurum'dan İstanbul'a
yolculuk yapacak olan bir şahıs, demiryolunu tercih ederse, karayoluyla
yapacağı yolculuk süresinin 2 katı bir süreyi göze almış demektir. Yük
taşımacılığında bu fark daha da fazladır. Bu nedenle, yük ve yolcu taşımacılığında,
halkımız, daha güvenli, daha rahat ve daha ucuz olmasına rağmen, yolculuk
süresinin uzun olması ve anlamsız gecikmeler nedeniyle demiryolunu tercih
etmemektedir. Gerekli yatırımların yapılmaması ve etkin tedbirlerin zamanında
alınamamış olması nedeniyle, yük ve yolcu taşımacılığında çok büyük pazar payı
olan demiryollarımız, pazar payını ne yazık ki giderek kaybetmiş, yok olmaya
yüz tutmuştur.
Demiryolu yük ve yolcu
taşımacılığının öneminin azalması nedeniyle, talep karayollarına yönelmiştir. Bu
durum, ülke kaynaklarının heba olmasına, binlerce insanımızın hayatını
kaybetmesine, onbinlerce insanımızın yaralanmasına, sakat kalmasına ve çok
büyük maddî kayıplara neden olmaktadır. Karayollarında meydana gelen trafik
kazaları, milletimizin kanayan yarası olmaya devam etmektedir. Diğer yandan,
karayollarının yapımı, bakımı ve trafiğin güvenle seyri için yapılan
harcamalar, akaryakıt ve diğer ulaşım giderleri, ülke kaynaklarının verimli
kullanımı noktasında, demiryollarının önemini daha da artırmakta, alternatif
ulaşım sistemlerinin devreye sokulmasını zorunlu kılmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
bildiğiniz gibi, son iki yıl içinde yaşanan gelişmelerle, ülkemiz istikrar ve
güven ortamına yeniden kavuşmuş, ülkenin yıllardan beri görmezden gelinen ve günlük
çözümlerle sürekli ertelenen problemlerinin üzerine kararlılıkla gidilmiş ve bu
tarihten birkaç yıl önce hayal dahi edilemeyecek başarılara ulaşılmıştır.
Ankara-Erzurum
demiryolunun kısaltılması ve standardının yükseltilmesi çalışmaları da, hükümetimizin
demiryolu alanında yürüttüğü çalışmalardan biridir. Ankara-Kayseri-Sivas
demiryolunun Kayseri'ye uğramadan, doğrudan Sivas'a bağlanması ve yol
standardının yükseltilmesi amacıyla, Haydarpaşa-Ankara hattının devamı olarak,
Balışeyh-Yozgat-Yıldızeli demiryolu projesi hazırlanmış ve önemli ilerlemeler
kaydedilmiştir. Projeye göre, hattın uzunluğu 306 kilometredir, elektrikli ve
sinyalli olarak planlanan yolun tahminî maliyeti 2,1 milyar dolardır. Yüksek
maliyet gerektiren Ankara-Sivas demiryolu hattı, fizibl olmasının temini
bakımından iki kısma ayrılmıştır. Yapılan planlamaya göre, Ankara-Kayaş-Yerköy
arasındaki mevcut hat rehabilite edilecek, Yerköy ile Sivas arasında ise yeni
bir hat yapılacaktır. Yapılacak yeni demiryolu, çift hatlı, elektrikli ve hızı
200 kilometre/saat olarak planlanmıştır. Etüt proje ve fizibilite etüdü
çalışmaları tamamlanan ve yatırım programına alınan, yeterli ödenek sağlanan bu
hattın ihale işlemlerinin 2005 yılında tamamlanması öngörülmektedir. Uygulama
projesi, ihalenin tamamlanmasını müteakiben ondört ay olarak planlanmıştır.
Ülkemiz için çok büyük önem taşıyan bu hattın yapılması ve standardın
yükseltilmesiyle...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Akbulut.
MUSTAFA NURİ AKBULUT
(Devamla) - Ülkemiz için büyük önem taşıyan bu hattın yapılmasıyla,
Ankara-Erzurum demiryolu yaklaşık 130 kilometre kısalacak, seyir süresi önemli
ölçüde azalacak, yük ve yolcu taşıma talebi çok büyük oranda artacaktır.
İstanbul-Kars demiryolu hattındaki iller ile bu illere komşu illerin
kalkınmasına önemli destek sağlanacaktır. Karayolları trafiğinde çok büyük bir
rahatlama olacak, karayolu yük ve yolcu taşımacılığının taşıdığı riskler önemli
ölçüde azaltılmış olacaktır. Yolcu taşımasının yanı sıra, demir cevheri, gübre,
linyit ve yük taşımacılığında kolaylık sağlanacak, cevher taşımacılığındaki
darboğazlar ortadan kalkacaktır.
Yine, Kars-Tiflis
demiryolu projesinin de hizmete girmesi durumunda, Avrupa ülkeleri ile Kafkasya
üzerinden Rusya'ya ve Ortaasya'ya en kısa ve en ekonomik demiryolu bağlantısı
sağlanacak; bu durum, ülkemizin dünya ticaretindeki önemini daha da
artıracaktır.
Son olarak, halen devam
eden, Asya ile Avrupa'yı birbirine bağlayacak olan Demiryolu Boğaz Tüp Geçişi
Marmaray Projesi ile Ankara-İstanbul Demiryolu Rehabilitasyon Projesinin
birinci etabı olan Esenkent-Eskişehir hattının tamamlanması çalışmalarında,
keza, ikinci etap olan İnönü-Köseköy arasının yapımı; yine Ankara-Konya arası
yeni demiryolu yapımı, Ankara-Aksaray-Ulukışla arası yeni demiryolu yapımı,
Polatlı-Afyon-İzmir hattında yeni demiryolu yapımıyla ilgili olarak yürütülen
çalışmalarda hükümetimize başarılar diliyor, etüt proje çalışmaları tamamlanmış
olan Yerköy-Sivas demiryolu hattının bir an önce ihale edilmesi ve tamamlanması
dileğiyle, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN- Teşekkür ediyorum
Sayın Akbulut.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Başbakanlığın Anayasanın
82 nci maddesine göre verilmiş bir tezkeresi vardır, okutup oylarınıza sunacağım.
B)
TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İspanya'ya yaptığı resmî ziyarete katılacak
milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/797)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Madrid'de yapılan
Demokrasi, Terörizm ve Güvenlik Zirvesinin kapanış oturumuna katılmak ve 11
Mart 2004 tarihinde aynı yerde gerçekleştirilmiş bulunan terör eyleminde
hayatlarını kaybedenler anısına düzenlenen törene katılmak üzere 10-11 Mart
2005 tarihlerinde İspanya'ya yaptığım resmî ziyarete ekli listede adları yazılı
milletvekillerinin de iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar
Kurulu Kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.
Anayasanın 82 nci
maddesine göre gereğini arz ederim.
Recep
Tayyip Erdoğan
Başbakan
LİSTE
Ömer Çelik (Adana)
Afif Demirkıran (Batman)
Egemen Bağış (İstanbul)
BAŞKAN - Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz.
IV.-
SEÇİMLER
A)
KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM
1.- Dilekçe
Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
BAŞKAN - Dilekçe
Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen 1 üyelik
için, Erzurum Milletvekili Mücahit Daloğlu aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gündemin "Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına
geçiyoruz.
V.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER
1.-
Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu
Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun
Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - 1 inci sırada
yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon raporu
gelmediğinden, teklifin görüşmelerini erteliyoruz.
Esnaf ve Sanatkârlar
Meslek Kuruluşları Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
2.- Esnaf
ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/969) (S. Sayısı: 851)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Tasarının görüşülmesi
ertelenmiştir.
Gelir İdaresi
Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe
Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
3.- Gelir
İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu (1/989) (S. Sayısı: 861) (X)
BAŞKAN - Komisyon?..
Yerinde.
Hükümet?.. Yerinde.
Sayın milletvekilleri, 13
üncü maddede kalmıştık.
13 üncü maddeyi
okutuyorum:
Denetim ve Uyum Yönetimi
Daire Başkanlığı
MADDE 13.- Denetim ve
Uyum Yönetimi Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Uyum bozukluklarını
tespit ve analiz etmek, çözümler üretmek suretiyle mükelleflerin vergi
kanunlarına gönüllü uyumunu sağlamak.
b) Uygulama ve Veri
Yönetimi Daire Başkanlığında oluşacak bilgileri değerlendirerek vergi
incelemesine yetkili birimlerin kullanımına sunmak.
c) Başkanlığın vergi
inceleme ve denetim yıllık planını hazırlamak.
d) Vergi inceleme ve
denetimine ilişkin yöntem ve teknikleri geliştirmek, standart ve ilkelerin
oluşturulmasını sağlamak, inceleme ve denetim rehberleri hazırlamak.
e) Vergi kayıp ve kaçağı
ile mücadele etmek, bu konuda gerekli tedbirleri önermek ve çalışmaları yapmak.
f) Başkanlığın vergi
inceleme ve denetim yıllık planına uygun olarak vergi denetmenleri ve
yardımcıları tarafından vergi inceleme ve denetimlerinin yapılmasını sağlamak.
g) Vergi incelemesine
yetkili birimlerin inceleme ve denetim sonuçlarını izlemek, değerlendirmek ve
istatistikler oluşturmak.
h) Vergi inceleme ve
denetimlerinin etkinlik ve verimliliğini artırıcı tedbirleri almak, bu konuda
görüş ve önerilerde bulunmak.
i) Vergi inceleme ve
denetim çalışmalarında merkez ve taşra birimleri arasında koordinasyonu
sağlamak.
j) Mükelleflerin
faaliyetlerini gruplar ve sektörler itibarıyla analiz etmek, mukayeseler yapmak
ve bu suretle risk alanlarını tespit etmek.
k) Vergi yükümlülüklerine
ilişkin ihbar ve şikayetleri değerlendirmek.
l) Görev alanıyla ilgili
olarak Başkanlıkça verilecek konularda araştırma ve incelemeler yapmak,
önerilerde bulunmak.
m) Başkanlığın görev
alanına giren konularda 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci
Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa ilişkin düzenleyici
işlemleri yapmak ve tereddütleri gidermek.
n) Tek düzen hesap planı
ve mali tablolara ilişkin düzenleyici işlemleri yapmak veya yapılmasına katkıda
bulunmak.
o) Muhasebe
standartlarının belirlenmesine ilişkin çalışmalara katılmak ve görüş bildirmek.
p) Başkanlıkça verilecek
diğer görevleri yapmak.
BAŞKAN - 13 üncü madde
üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Konya Milletvekili Sayın Atilla
Kart; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz 10 dakikadır.
CHP GRUBU ADINA ATİLLA
KART (Konya) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 861 sıra
sayılı tasarı üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
getirilen tasarının 13 üncü maddesi, Denetim ve Uyum Yönetimi Daire
Başkanlığının görevlerini düzenliyor. Maddenin (m) bendinde, daire
başkanlığının görev alanına giren konularda, Serbest Muhasebecilik, Serbest
Muhasebeci Malî Müşavirlik ve Yeminli Malî Müşavirlik Kanununa ilişkin
düzenleyici işlemleri yapmanın da bu daire başkanlığının görevleri arasında
olduğu belirtiliyor.
Değerli arkadaşlarım, dün
gece, 9 uncu maddeyle ilgili konuşmamda ayrıntılı olarak ifade ettiğim üzere,
herhangi bir daire başkanlığının yönetmelik düzenlemesi yapması anlamına gelen
bu tür bir görevlendirmenin Anayasanın 2, 6, 7, 8, 9, 115 ve 124 üncü
maddeleriyle bağdaşır bir yönü yoktur. Herhangi bir daire başkanlığının, ancak
bir bakanlığın veya Bakanlar Kurulunun yetkisinde olan yönetmelik veya tüzük
düzenlemesi yapmasını ve bu sonuçları yaratacak fiilî düzenlemeleri yaratmasını,
hukuk düzeni içinde kabul etmek mümkün değildir.
Değerli arkadaşlarım, bu
tür uygulamalarla, maalesef, 58 ve 59 uncu hükümetler döneminde çok sıkça
karşılaşıyoruz. Bu yapılan uygulamalarla, Anayasaya, normlar hiyerarşisine
aykırı düzenlemelerin ve ihlallerin yapıldığını, somut örnekleriyle anlatmak
istiyorum.
Bu uygulamaların,
özellikle -Maliye Bakanlığını da anlatacağım; ama, Maliye Bakanlığından evvel-
Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde yapıldığını ve âdeta bir hükümet politikası
haline geldiğini görüyoruz. Yapılan bu yönetmelik değişiklikleriyle aile
bütünlüğü ihlal edilmekte, ilköğretim müfettişlerinin tasfiyesi sağlanmakta ve
bunun devamında da, nihaî amaç olan kadrolaşma ve bunun altyapısı
sağlanmaktadır.
Değerli arkadaşlarım,
peki, Maliye Bakanlığındaki tablo nedir? Maliye Bakanlığındaki tablo da,
maalesef, farklı değildir. Ülkemizde kamu yönetiminin verimli, etkin ve hukuka
uygun işleyip işlememesinde, diğer unsurların yanında, ilgili bakanın kamu
yönetimi anlayışı, görgüsü, kültürü ve uygulamaları önemli ölçüde belirleyici
olmaktadır. İşte, bu aşamada, bütçe gelirini artırmaya ve verimliliğini
sağlamaya yönelik olan bu tasarının amacına ulaşıp ulaşmayacağını
değerlendirirken, zorunlu olarak, Sayın Bakanın uygulamalarını ve kamu
bütçesini ilgilendiren zafiyetlerini ve bu yoldaki bulguları değerlendirmemiz
gerekmektedir.
Değerli arkadaşlarım,
hemen ve önemle belirtiyorum, Maliye Bakanlığının saygıdeğer, birikimli,
nitelikli, kamu yönetimi kültürü ve geleneğine sahip olan bürokratlarını, kadrolarını
ve kurullarını tenzih ederek söylüyorum; bu kişi ve kurulların çalışma
disiplinlerini, özverilerini, sorumluluk anlayışlarını saygıyla karşılıyor ve
takdir ediyorum; bunu tereddütsüz bir şekilde ifade ediyorum; ancak, bu
kadroların, çok yönlü bir baskı altında, siyasî ve hukukî baskı altında
olduğunu da üzülerek ifade ediyorum. Bu baskı, Sayın Bakan ve hükümetten
kaynaklanmaktadır. Bunları, örnekleriyle ve belgeleriyle anlatmak istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Sayın Maliye Bakanı hakkında Meclise intikal eden 2 dosya var.
AHMET YENİ (Samsun) -
Bugün açıkladı onu.
ATİLLA KART (Devamla) -
Fezlekeyle Meclise intikal ettiği için, yasama dokunulmazlığı sebebiyle,
yargılama yapılması ve bağlı olarak da Sayın Bakanın beraat etmesi söz konusu
olamaz.
AHMET YENİ (Samsun) -
Sayın Bakan açıkladı.
ATİLLA KART (Devamla) -
Bu sebeple, Sayın Bakanın, kamuoyuna yönelik olarak "2 dosyada beraat
ettim, gümrük müfettişlerinin hazırladığı bu 3 üncü dosyada da beraat
ederim" demesi, bu anlamda konuşması, tutarsız, dayanaksız ve gerçekdışı
bir söylemden ibarettir.
Öte yandan, bu
dosyalardaki suçlamalar -yine Sayın Bakanın ifade ettiği gibi- usulsüz kredi
veya benzeri işlemlerden kaynaklanmıyor. Hayalî ihracat ve naylonfatura
konusunda, ASKOR adı altında ve bağlı olarak 91 adet paravan şirket kuran Orhan
Aslıtürk ve Muhammet Ciğer isimli kişilerle işbirliği içinde yapılan bir hayalî
ihracat ve naylon fatura düzenlemesi söz konusu. Hesap Uzmanları Kurulu
yargılama dosyaları, bu yoldaki ciddî bilgi ve bulguları içeriyor. Bu bilgi ve
belgelere dayanarak bunları gündeme getiriyoruz.
Bu rapor ve bilgilere
göre şu tespit ediliyor: Sayın Bakanın ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğu,
yani, bütün işlemlerinden hukuken sorumlu olduğu Albaraka Türk Özel Finans
Kurumu, 1995-1998 yılları içerisinde -dört yıllık dönem içerisinde- 150 000 000
dolarlık hayalî ihracat yapmıştır. Oradaki belgelerin tamamı sahtedir değerli
arkadaşlarım. Dramatik bir olayla karşı karşıyayız.
Bakın, o iş yoğunluğu
içerisinde, yüzde 1, yüzde 2, yüzde 3-5 seviyesinde, gözden kaçacak,
kaçabilecek bir evraktan söz etmiyorum, 150 000 000 dolarlık evrakların
tamamının sahte olmasından söz ediyorum. Sayın Bakanın, bu sebeple "bu
belgelerden haberim olamaz, bilgim dışında olmuştur" yolundaki beyanlarının
da hiçbir inandırıcı yönünün olamayacağı açıktır.
Sayın Bakan, yukarıda
sözünü ettiğim bu iki dosyada, 1997 ve 1998 yıllarına ilişkin sahte belge ve
faturalardan yargılanıyor. Gümrük müfettişlerinin düzenlemiş olduğu üçüncü
rapor ise, öyle anlaşılıyor ki, 1997 ve 1998 yılları dışında kalan yıllara ait.
Dolayısıyla, yeni bir dosya söz konusu, daha evvelki dosyaların mükerreren
anlatılması, ortaya getirilmesi söz konusu değil, değerli arkadaşlarım.
AHMET YENİ (Samsun) -
Nereye varmaya çalışıyorsun? Maddeyle ilgisi var mı?
ATİLLA KART (Devamla) -
Evet, değerli arkadaşım, onu anlatıyorum. Neyi anlatıyorum; gelir idaresinin
etkinliğini artırma amacına yönelik olan bu tasarıda, bu uygulamalar içerisinde
olan Sayın Bakanın bu anlayışının bunu sağlayamayacağını anlatıyorum, değerli
arkadaşım.
AHMET YENİ (Samsun) -
Sayın Bakan bugün açıklama yaptı.
ATİLLA KART (Devamla) -
Bakın, daha önemlisi şu, değerli arkadaşlarım: Sayın Bakanın mesai arkadaşı
olan Albaraka Türk Özel Finans Kurumu Yönetim Kurulunun beyan ve uygulamaları
da, Sayın Bakanın savunmasını maalesef doğrulamıyor.
İlgili şirket, 1998
yılına ilişkin, yasaya aykırı olan bu faaliyetlerinden dolayı, Boğaziçi
Kurumlar Vergisi Dairesi Başkanlığına toplam 3 958 807 250 000 Türk Lirası
ödemek suretiyle, bu eylemleri, bir anlamda kabullenmiştir. 1997 yılına ilişkin
974 661 912 540 Türk Lirası yönünden ise, ne gibi işlem yapıldığını halen
bilemiyoruz. Soru önergemizin cevabını, Sayın Bakandan, aradan bir ay geçmiş
olmasına rağmen, halen alamadığımızı ifade ediyorum.
AHMET YENİ (Samsun) -
Basına açıkladı.
ATİLLA KART (Devamla) -
Bu uygulamaların dışında, vahim olan bir diğer husus; biraz evvel sözünü
ettiğim her iki dosyanın hem adlî aşamada hem de, maalesef, yasama aşamasında,
yani, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında, mutat olmayan bir şekilde
savsaklandığını veya sumen- altı edildiğini görüyoruz değerli arkadaşlarım.
Yine, bakıyoruz, İstanbul
2. Ağır Ceza Mahkemesinin Albaraka Türk Özel Finans Kurumuyla ilgili 2001/133
ve 2004/230 esas sayılı dosyalarının temyizi aşamalarında da tuhaf bir
uygulamanın yapıldığını görüyoruz. Olayın müdahili durumunda olan Hazine
vekili, dosyayı temyiz ediyor değerli arkadaşlarım; ancak, her nedense ve her
nasılsa, hukuk müşavirliği temyizden vazgeçiyor. Tabiî, bunu, ayrıca, takip
edeceğimizi; ama, gelinen aşamada da yine bir soru olarak Sayın Bakana, bunun
açıklamasının yapılması gereğini hatırlatıyoruz.
Değerli arkadaşlarım,
Gelir İdaresi Başkanlığının başarıya ulaşmasının önündeki en büyük engel
-dramatiktir- Sayın Bakanın bizzat kendisidir. Bunu üzülerek ifade ediyorum.
Sayın Bakanın, kamu yönetimi, kamu yönetimi kültürü, anlayışı ve uygulamaları
karşısında, bu tasarının amacına ulaşabileceğine ihtimal veremiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kart, size
1 dakikalık eksüre veriyorum, lütfen konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
ATİLLA KART (Devamla) -
Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakan hakkında kesin hüküm niteliğinde bir
yargılama kararı mevcut olmadığından, elbette, suçludur diyemiyoruz. Ancak,
biliyoruz ki, demokrasilerde istifa, görevden alma gibi kavramlar ve kurumlar
vardır. Gelinen aşamada, olay, artık, Sayın Bakanın sorumluluğunu aşmış,
hükümetin, siyasî ve hukukî sorumluluğu boyutlarına ulaşmıştır.
Değerli arkadaşlarım,
kamu yönetiminde inatlaşma veya zıtlaşma olmaz. Bu anlayışa girmek, sistemi
tıkar, beraberinde yeni sorunlar getirir. Onun içindir ki, diyoruz ki, biz,
Sayın Maliye Bakanına olan güvensizliğimizi, gerçeğin ifadesi adına, o
dosyaların, o yargılamaların ifadesi adına kararlılıkla anlatmaya devam
edeceğiz; taa ki, sonuç alıncaya kadar.
Bu düşüncelerle, Genel
Kurulu saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Kart.
Madde üzerinde şahsı
adına, Trabzon Milletvekili Sayın Akif Hamzaçebi; buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; madde, Gelir İdaresi
Başkanlığının ana hizmet birimlerinden Denetim ve Uyum Yönetimi Daire
Başkanlığının görevlerini düzenlemektedir. Mevcut yapıda, bildiğiniz gibi, bir
genel müdür vardır, genel müdüre bağlı olarak genel müdür yardımcıları vardır ve onun altında da daire başkanları
vardır. Şu anda Gelirler Genel Müdürlüğünde 27 tane daire başkanı vardır.
Tasarı ise, 1 gelir idaresi başkanının başkanlığında, 3 başkan yardımcısını ve
toplam 8 daire başkanını istihdam ediyor, 7'si ana hizmet birimi içinde, 1'i
danışma birimi içinde olmak üzere. Yani, 27 daire başkanının görevi, bu 8 daire
başkanı tarafından yürütülecektir. Her şeyden önce, bu daire başkanları için
tasarıda öngörülen statü nedeniyle, gerek geçiş aşamasında gerekse daha sonra
hizmetin sunumunda, yönetiminde bir sorun olacağını ifade etmek istiyorum. Bu,
işin bir yanı.
Burada asıl üzerinde
durmak istediğim konu şu: Daire Başkanlığının adı Denetim ve Uyum Yönetimi
Daire Başkanlığı; yani, Türkiye'deki vergi denetimlerinin planlanmasını
sağlayacak olan ve mükelleflerin vergi kanunlarına uyumunu sağlayacak olan bir
daire başkanlığı. Görevlerine bakarsak, bunların orada sayıldığını görüyoruz.
Ancak, denetim konusunda, önceki maddelerde de ifade ettiğim gibi, Gelir
İdaresi Başkanlığı Türkiye'deki vergi denetiminin planlamasını ve
koordinasyonunu yapamayacak durumdadır. Şu anda kendi denetim elemanlarıyla
yürütmekte olduğu; ama, Türkiye'deki denetiminin tümünü planlayamadığı bir
gerçektir. Kendi denetim elemanlarıyla yürütmekte olduğu denetimlerin
programını yapabilmektedir; ancak, tasarıyla, onların dahi programlarını
yapamayacak durumdadır. Neden; Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığının
vergi denetimine ilişkin politikalarını ve stratejisini belirleyecektir. Bir
kere, bugünkü gücünden daha geriye gitmektedir.
Burada, denetim konusunda
burada ikinci sorun şudur: Bakanlıkta kalan denetim birimleri vardır ve Gelir
İdaresi Başkanlığı bünyesinde olan denetim birimleri vardır. Doğal olarak, bu
ikisi arasındaki, bu birimler arasındaki koordinasyonu sağlamak için bir organ
gerekmektedir; bir koordinasyon kurulu. Bu daire başkanlığına eğer koordinasyon
görevi verilmiyorsa -uygunu ona vermektir- Bakanlıktaki denetim elemanlarının,
denetim kurumlarının temsilcilerinin de katılımıyla Gelir İdaresi Başkanlığı
bünyesinde bir koordinasyon kurulunun oluşturulması gerekir. Bu tasarıda bu
yoktur. Yani, tasarının bu maddesinin, daire başkanlığının adı, Denetim ve Uyum
Yönetimi Daire Başkanlığı; ama, denetim konusunda bugünkü gücünden, konumundan
geriye giden bir gelir idaresi ve bugün koordinasyonu sağlayamıyor durumdaki
gelir idaresinin aynen devam ettiği bir gelir idaresi var karşımızda. Bir
iyileşme yok mevcut duruma kıyasla.
Mükellefin vergi
yasalarına uyumu çok önemli ve uyumun en önemli aracı da denetimdir; idarenin
elinde, mükellefin vergiye uyumunu sağlayacak araçların en önemlisi denetim
aracıdır. Bu, idarenin elindedir; ancak, bu aracı etkin kullanabilmesinin
düzenlemesi, bu maddede, maalesef, yapılmış değildir. Madde, uygulamada, gelir
idaresini, bugünkü durumdan daha ileriye götürecek araçları kapsamamaktadır.
Sözlerimi burada
bitiriyorum ve hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Hamzaçebi.
Madde üzerinde, şahsı
adına, Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit.
Sayın Koçyiğit, buyurun.
MUHSİN KOÇYİĞİT
(Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 861
sıra sayılı kanun tasarısının 13 üncü maddesi üzerinde, şahsım adına söz almış
bulunuyorum; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
günümüzde, beyan esasına dayanan çağdaş vergi sistemlerinin başarılı olması
için, vergi kanunlarının, basit, adil ve verimli olması yeterli olmayıp, vergi
idaresinin de güçlü bir şekilde örgütlenerek, bir taraftan mükelleflere çağdaş
bir vergilendirme hizmeti sunması, diğer taraftan da mükelleflerin beyanlarının
denetlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, vergi idaresinin modernizasyonu ve
vergilendirme hizmetinin etkin bir şekilde sunulması, son yıllarda, tüm çağdaş
vergi dairelerinin üzerinde durdukları konuların başında gelmektedir.
Değerli arkadaşlarım,
vergi idaresinin çağdaşlaşması çalışmalarına paralel olarak, günümüzde, vergi
idaresinin amaçları, temel ilke ve stratejileri önemli değişikliklere uğramakta
ve vergi idaresinin etkinlik anlayışında, klasik hazineci yaklaşımdan, mükellef
memnuniyeti ile performans ölçümünü esas alan bir yönetim anlayışına doğru
gidilmektedir. Bu çerçevede, vergi idaresinin misyonu, vizyonu ve stratejik
önceliklerinin önplana çıkarılması gerekmektedir.
Değerli arkadaşlarım,
gelir idaresini yeniden yapılandırma çalışmalarının, IMF niyet mektuplarında ve
kredi koşullarında gelir idaresiyle ilgili yapılanmanın şart koşulmuş olması,
hatta, bunun, hükümetin performans kriteri olarak belirlenmesi, ayrıca, bu
yapılanmanın IMF'nin sürdürülebilir borç politikasının devamını güvence altına
almak üzere yapılan bir düzenleme olduğu da açıktır.
Tasarıların hazırlanması
aşamasında, hükümetin tüm katılımcılık ve şeffaflık söylemlerine rağmen,
hazırlık aşamasında çalışmalar gizlilikle yürütülmüş, ilgili Bakanlık da dahil,
sendikalardan ve ilgili taraflardan gizlenerek, bunların görüş ve önerilerinin
alınmasına gerek duyulmamıştır.
Değerli milletvekilleri,
gelir idaresinin yeniden yapılandırılması, mevcut bütçe ve ekonomi
politikalarından soyutlanmış bir şekilde, sanki, teknik bir tartışmaymış gibi
yürütülmeye çalışılmıştır. Tasarıda ise, adaletli bir gelir sistemi ve vergi
politikasına ilişkin düzenlemelere yer verilmemiştir.
Tasarıya göre, önemli
olan, gelir idaresinin en az giderle, yani, en az maliyetle en çok geliri
sağlayacak şekilde mükellefi memnun etmeye yöneliktir.
Yine, tasarıya göre,
verginin kimden toplanıp kimden toplanmadığı, toplanan değerin kime gidip kime
gitmediği, uygulanan vergi politikalarının neoliberal ekonomi politikalarıyla
bağı tümüyle gözardı edilmektedir.
Ayrıca, tasarıda, kamu ve
sosyal devlet anlayışına da yer verilmemiştir.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; burada, gelir idaresinin yeniden yapılandırılması kadar önemli
olan bir diğer konu da vergi sisteminin yapısıdır; yani, vergi sisteminin
kimden yana olduğu ya da kimden yana olmadığıdır.
Tasarıda, kayıtiçi
ekonomiyi, vergi yükünü, dolaylı dolaysız vergi ayırımı ile adaletli gelir
dağılımını esas alan vergi sistemine yer verilmemiştir.
Bilindiği üzere, bugün,
kayıtdışı ekonominin boyutları her geçen yıl artmaya devam etmektedir. Yüzde
50'ler civarında olan kayıtdışı ekonomi, tırmanarak yüzde 60'lara doğru
yükselişe geçmiş bulunmaktadır.
Değerli arkadaşlarım,
kimileri, kayıtdışı ekonomiyi Türkiye'nin dinamizmi olarak niteliyor. Oysa, bu
tutum, makro dengeleri bozarak ve krizler yaratarak, istihdam ve üretimi
olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca, Türkiye'de toplayamadığımız vergiler,
dışborç olarak sırtımıza yüklenmektedir. Bu, bir yandan haksız rekabete neden
olurken, öte yandan da Hazinenin finansmanı sürekli olarak kayıtlı ekonomi içindeki
mükelleflerden sağlandığı için, artan vergi yükü nedeniyle de eşit işlemeyen
bir ekonomik yapının sürdürülmesi teşvik edilmektedir. Bu durum, aynı zamanda,
yatırım, üretim, istihdam ve yabancı sermayenin önünde bir engel olarak durmaya
da devam etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Koçyiğit,
1 dakikalık süre içinde konuşmanızı tamamlar mısınız.
Buyurun.
MUHSİN KOÇYİĞİT (Devamla)
- Teşekkür ederim.
Değerli milletvekilleri,
bu şekilde Hazinenin finansmanının sürekli olarak kayıtlı ekonomi içindeki
mükelleflerden sağlanmasının doğal bir sonucu olarak, vergi oranları aşağıya
çekilememektedir. Bir başka deyişle, Türkiye'de kayıtdışı ekonominin varlığı ve
etkinliği de dikkate alındığında, vergi yükündeki artışın daha çok kayıt
içerisinde olanlar üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Bu durum, doğal olarak,
uygulanması gereken ekonomi ve maliye politikalarını da etkilemektedir.
Kayıtdışı ekonominin neden olduğu haksız rekabet ortamı, üretime yönelik,
yatırıma yönelik uzun vadeli doğrudan yabancı sermayenin ülkemize gelmesinin
önündeki en büyük engellerden birini de oluşturmaktadır. Uzun vadeli doğrudan
yabancı sermaye girişi olmayınca, doğal olarak, cari işlemler açığının kısa
vadeli portföy yatırımlarından, bir başka deyişle, sıcak para hareketlerinden
finanse edilmeye çalışılması, hiç kuşkusuz, ekonomideki kırılganlığı iyice
artırmaktadır.
Değerli arkadaşlarım, bir
de bir konuya değinmek istiyorum. Özellikle, gelirler bölge müdürlükleri...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Koçyiğit,
bugünkü uygulamada 1 dakikalık süreyi kullanıyorum baştan itibaren;
mikrofonunuzu açayım, sadece teşekkür ederseniz... Daha sonraki maddeler
üzerinde konuşmak isterseniz, tamamlarsınız.
Buyurun.
MUHSİN KOÇYİĞİT (Devamla)
- Teşekkür ederim, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Koçyiğit.
Saygıdeğer milletvekili
arkadaşlarım, madde üzerinde 2 adet önerge vardır. Önergeleri, önce geliş
sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık derecelerine göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gelir
İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 13 üncü
maddesinin (m) bendinde yer alan "Kanununa ilişkin düzenleyici işlemleri
yapmak" ibaresinin "Kanununun uygulanmasına ilişkin çalışmalar
yapmak" ve (n) bendinde yer alan "düzenleyici işlemleri yapmak"
ibaresinin "çalışmalar yapmak" şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
|
İrfan Gündüz |
Cavit Torun |
Haci Biner |
|
İstanbul |
Diyarbakır |
Van |
|
Zekeriya Akçam |
Sedat Kızılcıklı |
Mehmet Çiçek |
|
İzmir |
Bursa |
Yozgat |
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, şimdi ikinci ve aykırı önergeyi okutup, işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 861
sıra sayılı tasarının 13 üncü maddesinin (m) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. 13.4.2005
|
M. Akif Hamzaçebi |
A. Kemal Kumkumoğlu |
Gürol Ergin |
|
Trabzon |
İstanbul |
Muğla |
|
Osman Kaptan |
Enis Tütüncü |
Birgen Keleş |
|
Antalya |
Tekirdağ |
İstanbul |
|
M. Mesut Özakcan |
Mehmet Yıldırım |
Kemal Kılıçdaroğlu |
|
Aydın |
Kastamonu |
İstanbul |
"m) Başkanlığın
görev alanına giren konularda 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminlik Mali Müşavirlik Kanununa ilişkin
uygulamayı yönlendirici düzenleyici işlemleri hazırlamak ve tereddütleri
gidermek"
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz, Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Hamzaçebi.
Süreniz 5 dakika.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; maddeyle ilgili 2 tane
önerge var. Biri, benim imzamı taşıyan ve şu anda Sayın Başkan tarafından
işleme alınmış olan önerge. Şunu düzenliyor önerge: Yasa tasarısının bu
maddesinin (m) bendine göre, Denetim ve Uyum Yönetimi Daire Başkanlığı, 3568
sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Malî Müşavirlik ve Yeminli
Malî Müşavirlik Kanununa göre düzenleyici işlemleri yapmakla yetkili,
uygulamayı düzenleyici işlemlerle yönlendirecek. Düzenleyici işlem konusunda
daire başkanına verilmiş olan bu sınırsız yetki, her şeyden önce Anayasaya
aykırı; çünkü, düzenleyici işlem kapsamına, tebliğ ve genelgeler dışında, tüzük
ve yönetmelikler de girmektedir. Tüzük, Anayasamıza göre Bakanlar Kurulunca
çıkarılmaktadır. Yine, yönetmelikleri de, kamu tüzelkişileri, bakanlıklar ve
Başbakanlık çıkarmaktadır. Gelir İdaresi Başkanlığının tüzelkişiliği olmadığına
göre, bu başkanlığın, yönetmelik veya tüzük gibi bir düzenleme yapması hukuken
mümkün değil, Anayasamıza göre mümkün değil; ama, tasarının bu maddesinde yer
alan şekliyle, bunlara da yetkiliymiş gibi bir anlam çıkıyor.
Nitekim, biz, bunu, Plan
ve Bütçe Komisyonunda ifade ettik bunun düzeltilmesi gerekir diye; ancak,
orada, bu önerimiz dikkate alınmadı ve şunu da orada açıklıkla ifade etmiştim:
Bunu burada düzeltmiyorsanız, Genel Kurulda düzeltmek zorunda kalacaksınız.
Biz, bir başka önerge
olup olmadığını araştırmaksızın, beklemeksizin önergemizi verdik ve nitekim
aynı yönde AKP Grubundan da bir önerge gelmiş bulunuyor; ancak, iki önerge
arasında, çok temel bir fark var. Bizim önergemizde, tüzük ve yönetmelik gibi,
Anayasaya göre Bakanlar Kurulu veya bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri
tarafından çıkarılabilecek düzenlemeler dışındaki düzenlemeleri yapmaya bu
daire başkanlığı yetkili kılınıyor; daha doğrusu, Gelir İdaresi başkanlığı
yetkili kılınıyor. Bu tip düzenlemelerin, bir üst organ tarafından yapılması
gerekir. Bu daire başkanlığının üst organı Gelir İdaresi Başkanlığı olduğuna
göre, bu tip düzenlemelerin, tebliğ, genelge gibi düzenlemelerin de Gelir
İdaresi Başkanlığı tarafından yapılması gerekir.
İşin özü şu: Eğer bizim
önergemiz yerine, biraz sonra okunacak olan önerge kabul edilirse, Gelir
İdaresi Başkanlığı, tebliğ dahi çıkaramayacak durumda olacaktır.
Bir yandan "güçlü
gelir idaresini kuruyorum" diyeceksiniz, bir yandan, bu idarenin öteden
beri hukukunda olan, mükellefleri çeşitli konularda aydınlatmaya yönelik
konuları kapsayan tebliğ uygulamasının bu idareye bırakılmayıp Maliye
Bakanlığına alınması son derece yanlıştır. Bunun sonucu, bu idare, Gelir
İdaresi Başkanlığı tebliğleri hazırlayacak, yayımlanmak için Maliye Bakanlığına
gönderecek -Maliye Bakanlığı tebliği uygun görebilir, görmeyebilir,
düzelttirebilir, değiştirtebilir, hepsi mümkün- Maliye Bakanlığının uygun
görüşünden sonra, Resmî Gazetede yayımlanacaktır.
Evet; güçlü gelir
idaresi, tebliğ çıkaramayan bir idare konumunda olacaktır. Bunun güçlü olup
olmadığını sizlerin takdirine sunuyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Hamzaçebi.
Saygıdeğer
milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gelir
İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 13 üncü
maddesinin (m) bendinde yer alan "Kanununa ilişkin düzenleyici işlemleri
yapmak" ibaresinin "Kanununun uygulanmasına ilişkin çalışmalar
yapmak" ve (n) bendinde yer alan "düzenleyici işlemleri yapmak"
ibaresinin "çalışmalar yapmak" şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
İrfan
Gündüz (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
İdare hukukunun temel
prensiplerine uygun olarak gerekli değişikliğin yapılması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, komisyonun takdire bıraktığı, hükümetin katıldığı önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
13 üncü maddeyi kabul
edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
14 üncü maddeyi
okutuyorum:
Gelirler Kontrolörleri
Daire Başkanlığı
MADDE 14.- Gelirler
Kontrolörleri Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Başkanlığın vergi
inceleme ve denetim yıllık planına uygun olarak, vergi inceleme ve
denetimlerinin gelirler kontrolörleri ve stajyer gelirler kontrolörleri
tarafından yerine getirilmesini sağlamak.
b) Gelirler kontrolörleri
ve stajyer gelirler kontrolörleri tarafından yapılacak vergi inceleme ve
denetimine ilişkin yöntem ve teknikleri geliştirmek, standart ve ilkelerin
oluşturulmasını sağlamak, inceleme ve denetim rehberleri hazırlamak.
c) Gelirler kontrolörleri
ve stajyer gelirler kontrolörlerinin Başkanlıkça belirlenecek görev yerlerinde
çalıştırılmalarına ilişkin usul ve esasları belirlemek.
d) Vergi inceleme ve
denetimlerinin etkinlik ve verimliliğini artırıcı tedbirler konusunda görüş ve
önerilerde bulunmak.
e) Başkanlıkça verilecek
konularda etüt, araştırma ve incelemeler yapmak.
f) Mevzuatla gelirler
kontrolörlerine verilen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak.
g) Başkanlıkça verilecek
diğer görevleri yapmak.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına, Adana Milletvekili Sayın Kemal
Sağ; buyurun.
CHP GRUBU ADINA KEMAL SAĞ
(Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 861 sıra
sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısının 14 üncü maddesi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsım
adına söz almış bulunuyorum; sözlerime başlarken, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın Başkan, konuşmama
başlarken, öncelikle bir hususu vurgulamak istiyorum. Tasarının genel
gerekçesinde kayıtdışı ekonomiyle mücadelenin önemine açık biçimde vurgu
yapılmış olmasına rağmen, bu mücadeledeki en önemli ayak olan vergi denetimine
gereken önem verilmemiştir. Bu kurgunun, gelir idaresiyle ilgili yasa
tasarısının genel gerekçesinde söz edildiği gibi, dünyadaki trendler ve
uluslararası anlaşmaların gerektirdiği uyum sürecinin esası ya da anayasası
olan yasalaşma sürecindeki Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasarısının ruhuna uygun
düştüğünü ve mümkün mertebe denetim ve denetime ilişkin fonksiyonlardan
uzaklaşıldığını, maalesef, görmekteyiz.
Türkiye Büyük Millet
Meclisinde kabul edilmiş olmakla birlikte, içinde teftiş ve denetimle ilgili
hususlar da bulunan ve bazı maddelerinin bir kez daha görüşülmesi düşüncesiyle
Sayın Cumhurbaşkanınca iade edilen ve bu nedenle de yürürlüğe girmemiş olan bu
tasarıdaki üslubun esas ya da model olarak alınması, kanun yapma anlayışı
açısından, ciddî bir eksikliktir.
Kamu yönetiminin temel
çerçevesini çizen, bakanlıkların kuruluş ve görevlerine ilişkin 3046 sayılı
Kanuna göre, bakanlıklar ve diğer kuruluşlarda denetim birimleri, ana hizmet
birimleri içerisinde değil, danışma ve denetim birimleri içerisinde yer
almaktadır. Keza, 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu bakımından
da durum aynı olup, kanunun 64 üncü maddesi uyarınca, denetim elemanlarının en
üst yöneticilere doğrudan doğruya bağlı olarak görev yapacakları hükme
bağlanmıştır. Kanuna göre, denetimde etkinlik, verimlilik, bağımsızlık ve tarafsızlık
ilkelerinin uygulanabilmesi için, denetim birimlerinin doğrudan idarenin en üst
amirine bağlı olarak örgütlenmeleri zorunludur.
Bu tasarıda ise, Gelirler
Kontrolörleri Daire Başkanlığı, ana hizmet birimleri içerisinde yer almaktadır.
Ayrıca, yürürlükte
bulunan Bakanlıkların Kuruluş ve Görevleri Hakkında 3046 sayılı Yasa gibi kamu
yönetimine ilişkin temel bir çerçeve oluşturulmadan, bu gruplandırmanın
münferit yasada yapılması, kanun yapma usulü ve kamu yönetiminin istikrarı
açısından da doğru değildir.
Kamu yönetiminde,
kontrolör veya benzeri denetim elemanı istihdam eden kurumlarda kontrolörler
doğrudan birim amirine bağlıyken, bu tasarı, gelirler kontrolörlerini doğrudan
birim amiri yerine, daire başkanına bağlamıştır. Ayrıca, daire başkanı da
doğrudan başkana değil, başkan yardımcısına bağlı gözükmektedir.
Tasarıyla, gelir idaresi,
sanki vergi toplayan ve vergiyi denetleyen bir Türkiye vergi dairesine
dönüştürülmektedir.
Tasarının 14 üncü
maddesi, vergi denetiminin en önemli ayaklarından birisini oluşturan gelirler
kontrolörlerini yapılandırmaktadır. Yukarıda sözü edildiği gibi, Gelir İdaresi
Başkanlığının merkez vergi denetim birimi olan gelirler kontrolörleri, idarî
yapılanmamızda hiçbir benzeri olmayacak şekilde, daire başkanlığı biçiminde ana
hizmet birimi olarak örgütlenmektedir.
Yine, gelirler
kontrolörleri, kendi yıllık denetim plan ve programlarını hazırlayamamakta ve
maalesef, kendi yeterlik sınavlarını dahi yapamamaktadırlar.
Oysa, idarî
yapılanmamızda merkez denetim elemanlarının tamamı, bulundukları idarenin
danışma ve denetim birimleri içinde en üst amire doğrudan bağlı olarak görev
yapmaktadırlar. En üst amire doğrudan bağlılık, denetim elemanlarının tarafsız
ve bağımsız, önyargılardan uzak bir tutum içinde olmaları ve denetim sonucunda
kanaatlerini belirtirken sadece kendi iradelerini esas almaları bakımından
zorunluluktur. Aksi takdirde, bugün iktidarda olan partinin, yarın da başka bir
partinin çıkarları doğrultusunda çalıştırılması muhtemeldir.
Gelirler kontrolörleri,
178 sayılı Maliye Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname uyarınca, gelir idaresi personelini teftiş etmekte ve
soruşturmalarını yapmaktadır. Tasarının 34 üncü maddesinin 5 nolu bendi
uyarınca, gelirler kontrolörlerinin bu yetkileri devam etmektedir. Ayrıca,
Vergi Usul Kanununun 135 inci maddesi uyarınca da ülke genelinde vergi
incelemesi yapmaya devam edeceklerdir.
Bu görevlerini ifa
ederken, tarafsız ve bağımsız hareket etmeleri için, bulundukları birimin en
üst amirine doğrudan bağlı olmaları şarttır. Uluslararası denetim standartları
da bunu gerektirmektedir. Teftiş ve soruşturma yapacak birimin alt birimlere
bağlanması doğru değildir.
Maliye Bakanlığında yer
alan diğer kontrolörler ve diğer bakanlıklarda yer alan diğer kontrolörler,
yine, aynen, dediğim gibi, mevcut birimlerin en üst amirine bağlı olarak
çalışmaya devam etmektedirler; kaldı ki, Gelirler Kontrolörleri Yönetmeliğinin
32 nci maddesi uyarınca da, gelir idaresinin en üst amiri olan -mevcut durumdan
bahsediyorum- Gelirler Genel Müdürüne doğrudan bağlı olarak çalışmaya devam
ediyorlar.
Bütün kontrolörler en üst
amire doğrudan bağlı iken, gelirler kontrolörlerinin daha alt bir birim olan
daire başkanlığına bağlanmasını anlamak mümkün değildir. Yoksa, gelirler kontrolörleri
gözden çıkarılmak mı isteniyor? Üstelik, muadilleriyle aralarında gelirler
kontrolörleri aleyhine bir eşitsizlik oluşturularak Anayasanın 11 inci maddesi
hükmü de gözardı edilmiş olmaktadır.
Tasarının 4 üncü
maddesinin (i) bendinde ise "Bakanlıkça belirlenen temel politikalar ve
stratejiler doğrultusunda, vergi inceleme ve denetimlerini
gerçekleştirmek" hükmü yer aldığından, Gelir İdaresi Başkanlığı, en önemli
fonksiyonu olan vergi denetimini ifa ederken, kendi stratejisini geliştirememekte,
Maliye Bakanlığına bağımlı olmaktan kurtulamamaktadır. Mademki düzenleme böyle
yapılacaktı, neden gelir idaresinde yeniden bir yapılanmaya gidiliyor?! Pekala,
Bakanlar Kurulu kararıyla da bunların çoğunu yapabilirdiniz, hatta bazıları
bakan onayıyla da yapılabilirdi.
Tüm bu açıklamalardan
anlaşılacağı üzere, gelirler kontrolörlerinin, hem muadilleri hem de
fonksiyonları dikkate alındığında, yeni oluşturulacak olan gelir idaresinde en
üst amir olan Gelir İdaresi Başkanına doğrudan bağlı olmaları gerekmektedir.
Sözünü ettiğimiz
kontrolörler, 2004 yılında yaklaşık 6 katrilyon civarında matrah farkı tespit
etmiş ve buna bağlı olarak da 1 katrilyon civarında ilave vergi tarhını
sağlamış durumdadırlar.
Bu detaylı açıklamaları
yapmamızın nedeni, bu girişimin sadece meri mevzuat bakımından durumu saptamak
değildir. Bu değerlendirme, aynı zamanda, hükümetin bu tasarıyla getirilen
değişiklikler konusundaki mevcut bilgisinin derinliğini tayin eden, daha
önemlisi, samimiyetini ölçen bir bakış açısıdır.
Ne var ki, dünya
trendlerinden, uluslararası yükümlülüklerden ve buna ilişkin normlardan
alıntılar yaparak gerekçeyi yazan arkadaşlarımız, bu ulusların bu işi nasıl
yaptığına, merak edip bakmamışlardır bile. Eğer, bakmış olsalar idi,
uluslararası denetim standartları haline gelmiş olan bağımsız düşünme ve
davranma esası temelinde, denetim elemanlarının tarafsız ve bağımsız,
önyargıdan uzak bir tutum içinde kendi kanaatini belirlerken, sadece kendi
iradesine dayanacağı koşulların, bu konuda çağdaş denetim standartlarını
uygulama iddiasındaki bütün ülkelerde bu meslek mensuplarının ortak etik
kurallarını oluşturan ortak metinler haline gelmiş olduğunu da herhalde
görmeleri gerekirdi.
Doğaldır ki, bu
standardın uluslararası bir mutabakatla bu şekilde oluşması, ancak belirtilen
özelliklerde davranmaya uygun organizasyonların gerçekleştirilmesiyle
mümkündür. Nitekim, bu standartları oluşturan ve dünya ölçeğinde uygulanacak
kadar çağdaş, saygın meslek ilkeleri haline getiren bu ülkeler, gelir idareleri
bünyesindeki denetim birimlerinin, uygulayıcı birimlerin üzerinde yer almasını
da sağlamışlardır. Bu basit, ama sağlam kriter, bize, uygulamanın gerekçeler ve
çözüm bazındaki iç tutarlılığının sınanması ile çözüme ilişkin yaklaşımdaki
samimiyetin de derecesini ölçme şansı vermektedir.
Ancak, üzülerek
gözlemliyoruz ki, bırakınız idare içindeki yapılandırmayı, yapacakları denetimi
idarî ve siyasî etkilere açık hale getirmeyi, denetim mesleğinin uluslararası
standartlara göre yeri bile tartışılır hale getirilmiş ve uzun yıllardır Vergi
Usul Kanununun 135 inci maddesinden aldıkları yetkiyle vergi incelemelerini
başarı ve samimiyetle yürüten gelirler kontrolörlerinden, bu emek ve
duygularının karşılığı niteliğinde olmasa bile, küçük bir samimî adım dahi
atılmamıştır.
En azından gelirler
kontrolörlerinin bugüne kadar gösterdikleri performansın karşılığı olarak
samimî bir adım atılması ve kontrolörlerin doğrudan doğruya Gelirler İdaresi
Başkanlığına bağlı olması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor, Yüce
Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Sağ.
Şahsı adına, Sayın Fatih
Arıkan?..
Kütahya Milletvekili
Sayın Alaettin Güven; buyurun.
ALAETTİN GÜVEN (Kütahya)
- Sayın Başkanım, değerli arkadaşlarım; 22 nci Dönem Parlamentosu hep ilklere
imza atan bir parlamento. Temel yasalar çıkarmak, temel hedefimiz. Bunu da yol
boyunca gündeme getirmiş ve önemine binaen de yasalaştırmış durumdayız. 1960
yılında, 1963 yılında, taa o zamanlardan gündeme gelen gelir idaresiyle ilgili
teşkilatlanma hep ertelenmiş, bugünlere kadar gelmiş; bu yasayı da çıkarmak
bize nasip olmuş.
Değerli arkadaşlarım,
yasa önemli; hukuk devleti, hukukun üstünlüğü olan bir ülkede yasalar önemli.
Bu, bizim tarihî birikimimiz. Devlet idare etme anlayışımız, yönetme anlayışımız
da bunu gerektiriyor. Bakınız, şimdi size, bu anlamda, Kutadgu Bilig nedir
desem, hepimiz biliriz; bunun bir kitap ve hatta, Kutlu Olma Bilgisi adını
taşıyan bir kitap olduğunu hep biliriz; yazarının Yusuf Has Hacib olduğunu
biliriz; 1069 yılına kadar gittiğini biliriz.
Burada, vatandaş ile
devleti yönetenler arasında bir diyalogdan söz edeceğim; çok önemli. Bu
diyalogda, yasa, vergi gündeme getirilerek şöyle deniliyor; vaktinizi fazla
almadan... Şimdi, ekonomik istikrarın ve toplumsal mutabakatın olabilmesi,
insanların mutlu ve huzurlu olabilmesi için, vatandaş ile devlet, yurttaş ile
hakan karşı karşıya oturuyorlar ve bir diyaloga giriyorlar. Devlet adına hakan
ve karşı tarafta, olmazsa olmazların arasında ve bizim vekil olarak temsil
ettiğimiz yurttaş bir diyaloga giriyor. Hakan diyor ki, mutlu olabilmemiz için,
benim iyi yönetmem için sen yasalarıma uy. Başka ne yapmam gerekiyor; vergini
öde. Başka; dostumu dost, düşmanımı düşman bil. Peki, bunları yaparım; ama,
benim de şartım var diyor vatandaş. Yani, bizleri seçen yurttaş, vatandaş, yani
millet, yani milletin talebi. Neymiş o; yurttaş, vatandaş diyor ki: Yasalarına
uyarım; ama, adil olsun, adaletli olsun, herkese aynı şekilde, eşit bir şekilde
uygulansın, ben zarar görmeyeyim, daima benim mutluluğumu sağlayan yasalar
olsun. Başka; vergimi de öderim; ama, gümüşün ayarını bozma. Ayarı bozulmuş
gümüş, enflasyona giden yoldur. Biliyorsunuz, temel hedeflerimizden birisi bu
olmuş. İnşallah, bunu hep beraber, muhalefetiyle iktidarıyla çıkardığımız yasalarla,
çalışmalarımızla, ekonomik istikrara giden yollardan biri olan, enflasyonu da
düşürdük çok şükür. Başka; düşmanını düşman, dostunu dost bilirim; ama, benim
de, vatandaş olarak can ve mal güvenliğimi koru, diyor.
Değerli arkadaşlar, bu
diyalogdan şunu anlıyoruz: Bizim tarihî birikimimiz, tecrübemiz, devlet
yönetmeye giden yol, devlet yönetmeden maksat, yönetilenlerin mutlu olması,
mutlu olmak için de, temel yapılanma, temel yasaların çıkması ve bunları
uygulayan kişilerin de, bu yasaların ruhuna uygun olarak onu uygulamasıdır.
Gelir önemli, gider
önemli. Geliri, tabiri caizse, çok güzel bir şekilde toparlayamazsak -millî
gelirimizin yüzde 25'i vergi idaresine bağlı- bu da, harcamayı yapamamamız
demektir, iyi kullanamamamız demektir, bu da, toplumumuzun, milletimizin,
insanımızın mutluluğunu önleyen bir konudur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Güven,
lütfen, teşekkür eder misiniz.
1 dakika içerisinde
tamamlayın.
Buyurun.
ALAETTİN GÜVEN (Devamla)
- Yasanın hepimize, ülkemize, milletimize hayırlı uğurlu olmasını temenni
ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Güven,
teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri,
madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
15 inci maddeyi
okutuyorum:
Avrupa Birliği ve Dış
İlişkiler Daire Başkanlığı
MADDE 15.- Avrupa Birliği
ve Dış İlişkiler Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Uygulamaya ilişkin
uluslararası vergi ilişkilerini yürütmek ve bu kapsamla sınırlı ikili ve çok
taraflı anlaşmalarla ilgili işlemleri yapmak.
b) Devlet gelirlerine
etkisi olan her türlü uluslararası anlaşma tekliflerini vergi tekniği ve
uygulamaları açısından inceleyerek görüş bildirmek.
c) Avrupa Birliği ile
vergi uygulamasıyla ilgili ilişkileri ve Türk vergi sisteminin Birliğin vergi
sistemine uyumuna ilişkin çalışmaları yürütmek.
d) Uluslararası
kuruluşlar ve diğer devletlerle görev alanına giren konularda işbirliği yapmak
ve bu çerçevede eğitim faaliyetlerini yürütmek.
e) Başkanlıkça verilecek
diğer görevleri yapmak.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
şahsı adına, Kütahya Milletvekili Abdullah Cantimur; buyurun.
Süreniz 5 dakika, Sayın
Cantimur.
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR
(Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; tabiî, dünden beri
tüm milletvekili arkadaşlarımızın da ifade ettiği gibi, gerek ülkemizin vergi
yapısını gerekse mükelleflerimizi yakından ilgilendiren önemli bir tasarıyı
görüşüyoruz.
Türk gelir idaresinin mevcut
yapısı incelendiğinde, içe dönük bir organizasyon yapısının bulunduğu, merkez
ve taşra teşkilatının yönetsel bir bütünlük arz etmediği, iş ve işlemlerinin ve
bu sürecin birbirinden kopuk olduğu ve bu idare yapısı içerisinde vergi
politikalarının oluşturulmasında yeterli bir etkinliğin sağlanamadığı ve
dolayısıyla, kaynaklarımızın etkin bir şekilde kullanılamadığı, hep vergi
camiası içerisinde yıllardan beri söylenegelen bir husustur. Bu tasarıyla,
belki, çok çağdaş, çok modern bir vergi idaresi yapılandıramadığımız hususu
iddia edilebilir; ancak, bu tasarı içerisinde, inanıyorum ki, etkin bir vergi
idaresi, çağdaş bir vergi idaresi ve mükellef odaklı bir vergi idaresinin
temelleri atılmaktadır.
Vergide yapılan
değişiklikler, elbette ki, toplumda yaşayan tüm insanları ilgilendirmektedir.
Sadece vergi idaresi bünyesinde çalışan insanlarımızın değil, belki toplumun
tüm kesimlerinin televizyonlarda bizleri izlediğini biliyoruz; ama, burada,
gerçekten, hem gerçek bir adil vergi idaresinin yapılanması hem de verginin
mükellef odaklı şekilde düzenlenmesi suretiyle daha adil bir yapının
oluşturulacağını düşünüyorum.
Ben, bu tasarının ve bu
maddenin tamamının hem vergi idaremize hem de ülkemize hayırlar getirmesini
diliyor, hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Cantimur.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Sayın Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN - Bir dakika
efendim.
Kayseri Milletvekili
Sayın Mustafa Elitaş; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, üzerinde
görüşmekte olduğumuz yasa tasarısıyla, yaklaşık 2,5 milyon mükellefimizi
ilgilendiren ve onların bundan sonraki süreç içerisinde ne yapacaklarıyla
ilgili, vergi yönünden ne şekilde davranacaklarıyla ilgili düzenlemeyi ortaya
çıkaracak bir kurum hakkında konuşuyoruz.
Yıllardır, yaklaşık
yirmibeş yıldır, ben, bu memlekette, hep mükellef olarak kamuya katkıda
bulunmaya gayret ettim. Bu yasa tasarısı içerisinde en çok dikkatimi çeken
husus... Şu ana kadarki kanunlarımız içerisinde -Vergi Usul Kanunu, Gelir
Vergisi, Kurumlar Vergisi ve Katma Değer Vergisi Kanunları gibi diğer
kanunlarımız içerisinde- sadece mükelleften vergi almanın nasıl olacağı şeklinde
yöntemler bulunmaya çalışılırdı. Ama, Gelir İdaresi Yasa Tasarısı
hazırlanırken, bir mükellef olarak, yıllarca mükelleflik yapmış birisi olarak
en çok dikkatimi çeken madde, 10 uncu madde, mükellef hizmetleri maddesi.
Aslında, 10 uncu madde içerisine baktığımızda, mükellef hak ve hizmetleri diye
ifade etmenin belki daha doğru olacağı kanaatindeyim; çünkü, bir taraftan
mükellefe hizmet etmek, öbür taraftan da mükellefin hak ve menfaatlarının nasıl
korunacağı hakkında mükelleflere bilgi vermek yönünde, gelir idaresinin, vergi
idaresinin çok önemli bir fonksiyon olduğunu düşünüyorum.
Bugüne kadar, vergi
mükelleflerinin vergi dairesine gitmekten sürekli imtina ettiklerinin ve
çekindiklerinin, orada kendilerine yakın birisini bulamamanın verdiği sıkıntı
ve üzüntüyle vergi dairesinden kaçınma gibi bir hislerinin ortaya çıkması,
inşallah, Gelir İdaresi Yasasıyla birlikte, mükelleflerin kendi hak ve
menfaatlarını koruyacak bir kurum ve birimin olacağı kanaatindeyim.
Yasa tasarımızın şu anda
görüşmekte olduğumuz 15 inci maddesinde, uluslararası düzeyde, gelişmiş
ülkelerde vergi mevzuatının nasıl düzenlendiği ve uluslararası düzeydeki
yapılacak anlaşmaların ülkemize nasıl bir vergi artırıcı etki sağlayacağı
konusunda da Gelir İdaresi Başkanlığına önemli bir görev verilmiş. Öyle ümit
ediyorum ki, yasa tasarısı içerisindeki lafzında ifade edilen hükümlerin ruhuna
da intikaliyle birlikte, bugüne kadar toplayamadığımız, toplamakta zorluk
çektiğimiz, kimilerinin vergi kaçırması diye tanımladığı; ama, genel itibariyle
vergiden kaçınma olayının, artık, ortadan kalkacağı, milletin, mükelleflerin
millî bir şuur içerisinde vergilerini en güzel şekilde verecekleri bir tasarı
olduğunu düşünüyorum ve hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Elitaş.
Sayın Kandoğan, 2 kişi
konuştuğu için size söz veremiyorum.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Karar yetersayısı aranılmasını istiyorum.
BAŞKAN - Daha bir şey
yapmadık; oylama falan yapmadık.
Madde üzerinde soru-cevap
işlemi var.
Sayın Ercenk, buyurun.
TUNCAY ERCENK (Antalya) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
aracılığınızla, Sayın Bakana bir soru yöneltmek istiyorum.
3046 sayılı Yasa gereği,
denetimdeki verimlilik, etkinlik, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerinin bir
gereği olarak denetim birimlerinin doğrudan idarenin en üst amirine bağlı
olarak örgütlenmeleri zorunludur. Oysa, bu tasarıya göre, gelirler
kontrolörleri denetim birimi iken, ana hizmet birimleri içinde daire başkanlığı
biçiminde örgütlenmekte; ancak, denetim görevini üstlenen gelirler
kontrolörleri, Gelir İdaresi Başkan Yardımcısına bağlanmaktadır. Bu
düzenlemedeki gerçek amacınız nedir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Ercenk.
Sayın Bakanım, cevap
verecek misiniz, yoksa, yazılı mı cevap vereceksiniz?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) - Arz edeyim Sayın Başkanım.
3046'daki zorunluluk
yalnız teftiş kurullarıyla alakalıdır, bakanlık teftiş kurullarıyla alakalıdır;
o da, bakanlık teftiş kurullarının özelliğinden kaynaklanmaktadır. Diğer
teşkilatlarla bir ilgisi yoktur.
Arz ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Bakanım.
Sayın milletvekilleri, 15
inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Karar yetersayısının aranılmasını istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın Kandoğan, bu karar
yetersayısı istemenin, diğer şeylerin bir zamanı, bir zemini vardır; iyi takip
ederseniz, olur. Ben oylamaya geçtikten sonra böyle bir imkân olmaz.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Daha önceden istedik.
BAŞKAN - Hayır, daha
önceden olmaz, tam zamanında olacak.
16 ncı maddeyi
okutuyorum:
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Danışma Birimleri
Danışma birimleri
MADDE 16.- Başkanlığın
danışma birimleri şunlardır:
a) Strateji Geliştirme
Daire Başkanlığı.
b) Hukuk Müşavirliği.
c) Basın ve Halkla
İlişkiler Müşavirliği.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
şahsı adına, Bursa Milletvekili Sedat Kızılcıklı; buyurun. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
SEDAT KIZILCIKLI (Bursa)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının 16
ncı maddesi üzerinde, şahsım adına söz almış bulunuyorum; öncelikle, hepinizi,
sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Tabiî, 16 ncı madde,
Başkanlığın danışma birimlerinin nerelerden oluşacağını ifade ediyor. Ancak,
ben, buraya gelmeden önce -müsaade ederseniz- bu kanunla ilgili pek çok konuşma
yapıldı kürsüde ve burada, sanki, bu kanun hiçbir şeyi değiştirmiyor ve
konuşmalardan, bu kanunun gelir idaresine hiçbir katkısı yokmuş gibi bir
algılama çıkıyor diye, neler getiriyor, hangi katkıları varla ilgili birkaç
cümle söylemek istiyorum.
Tabiî, Maliye
Bakanlığımız, bu yasama döneminde, bu dönemde, uzun yıllardır konuşulan
enflasyon muhasebesini çıkarmakla tarihî bir adım atmıştır.
Yine, bütçemizin gider
bölümünü ilgilendiren Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu da çıkarılmış ve
bununla da ilgili çok önemli bir başarı sağlanmıştır.
Yine, sürekli, Maliye
Bakanlığı, sanki, vergileri artıran bir kurummuş, bir bakanlıkmış gibi
gösteriliyor. Halbuki, bütün millet ve ülke biliyor ki, bu dönemde, kurum
kazançları üzerinden alınan yüzde 65'lik vergi oranı, yüzde 45'lere
düşürülmüştür. Yine, yüzde 33'lük olan kurum vergisi oranı, fonların
kaldırılması suretiyle, yüzde 30'lara düşürülmüştür. Vergiye tabi gelirlerdeki
en üst dilim yüzde 45'lerden 40'a, ücretlerde de 40'lardan 35'lere
düşürülmüştür. Yine, sağlıkta ve eğitimde, bazı gıda ürünlerinde de vergi
oranları, yüzde 18'lerden 8'e indirilmiştir.
Bununla ilgili, ben, seçim bölgemde, hep, halkımıza şunu söylüyorum: Bu
ülke, bu millet, maalesef, uzun yıllardır, içmesuyuna bile yüzde 18 KDV
ödemiştir. İlk defa, Maliye Bakanlığımız, bu KDV'lerdeki değişiklikle,
indirimlerle, hiç olmazsa, bunu, yüzde 18'den yüzde 8'e düşürme başarısını
göstermiştir.
Değerli arkadaşlar, bu
tasarıyla neler getiriliyor, hangi katkılar var gelir idaresine; en azından,
oradaki personel kesinlikle rahatsız edilmiyor, kimsenin özlük haklarında
geriye bir gidiş söz konusu değil ve yenilenmeler var.
Maliye Bakanlığına
doğrudan bağlı bir gelir idaresi kuruluyor. Bu da, gelir idaresine verilen
önemi göstermektedir.
Yine, merkezde, vergi
türlerine göre oluşturulan hantal bir yapı vardı. Şimdi, gelir idaresinin
yeniden yapılandırılmasıyla, vergi türlerine göre oluşturulan bu yapı
değiştiriliyor ve gelir idaresinin merkez teşkilatı daha fonksiyonel bir örgüt
haline getiriliyor.
Yine, taşradaki vergi
dairelerinin doğrudan merkeze bağlanması sağlanıyor. Böylece, taşra
birimlerinin doğrudan ve hızlı bir şekilde
merkezle iletişimi sağlanmış oluyor. Taşra teşkilatının mevcut yapısı ve
sorunları dikkate alınarak böyle bir düzenleme yapılıyor. Temel fonksiyonlarını
yerine getirebilen, güçlü, kendi kendine yeterli, yönetsel bütünlüğe sahip,
yetkileri artırılmış, merkezden planlanan ve uygulama birliği teminine,
uzlaşmaya ve yetki devrine imkân veren, ortak hizmetleri birleştirmiş bir taşra
teşkilatının önü böylelikle açılıyor.
Yine, mükellef odaklı bir
vergi dairesine doğru çok ciddî adımlar atılıyor.
Taşra yapılanmasında,
ortak hizmetlerin birleştirilerek etkinliğin ve verimliliğin artırılması,
sadece vergi türlerini esas alan mevcut vergi tipi organizasyon yapısından,
mükellef odaklılığı esas alan fonksiyonel bir yapıya doğru hızla -inşallah-
koşuyoruz.
Yine, Maliye
Bakanlığımıza, maliye politikaları belirleme yetkisi veriliyor. Gelir İdaresi
Başkanlığı da bunları uygulayan bir birim haline dönüştürülüyor ve çok önemli
bir şeyi ifade etmek istiyorum. Biliyorsunuz Adalet ve Kalkınma Partisi, hep,
önce insan diyor. Bununla ilgili olarak, daha önce, Sağlık Bakanlığında hasta
hakları kurulmuştu, şimdi de, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi bünyesi içerisinde
mükellef hakları, ilk defa, bir kanuna girmiş oluyor. Böylelikle bu ciddî ve
önemli adımı da, mükellef hakları tabirini de, ilk defa kanunlara sokma
başarısının da bizim iktidarımıza nasip olduğunu söylemek istiyorum.
Katılımcı bir yönetim
anlayışı getiriliyor. Demokrasimizin özünde bu var. Demokraside katılımcı
yönetim anlayışı önemlidir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın
Kızılcıklı, lütfen, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
SEDAT KIZILCIKLI
(Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Son cümlelerimi söylüyorum.
Vergi kanunlarının
mükellef tarafından doğru ve kolay anlaşılabilmesi ve kolay uygulanabilmesi,
vergi yönetiminde yeni bir anlayışın oluşmasını gerekli kılmakta idi. Bu
açıdan, hizmet anlayışı yeniden tanımlanırken, katılımcı yönetim anlayışını
sağlamak amacıyla, meslek birlikleri temsilcilerinin ve akademisyenlerinin
katılımıyla oluşan -Vergi Danışma Komitesi madde 31 ile- yolun birliğinin
sağlanması ve ihtilafların en aza indirilmesi, bununla da hedefleniyor.
Daha çok getirdikleri
var, sürem kısıtlı olduğu için sözlerimi tamamlıyorum.
Gelir İdaresi Kanununun
hayırlar getirmesi temennisiyle, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Kızılcıklı.
Sayın Topuz, talebiniz
intikal etti; ama, şahsı adına bir konuşmacı başladığı için grup adına
konuşmaları geçmiş olduk; onun için Sayın Hamzaçebi'ye söz veremedim. Bir
sonraki madde üzerinde mi söz vereyim?..
ALİ TOPUZ (İstanbul) -
Bir sonraki madde üzerinde...
BAŞKAN - Tamam.
Şahsı adına, Kütahya
Milletvekili Sayın Alaettin Güven.
Buyurun Sayın Güven.
ALAETTİN GÜVEN (Kütahya)
- Sayın Başkanım, değerli arkadaşlarım; ben, 861 sıra sayılı Gelir İdaresi
Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun Tasarısı elime geldiğinde,
en iyi iletişim yolunun kelimeler ve sözcükler olduğunu kabul ettiğimden, dedim
ki, daire nedir, idare nedir; gelir idaresi... Çünkü, 1975 yılında Millî
Eğitimde göreve başladığımda, vergi dairesiyle -o zamanlar mal müdürü
deniyordu- oralarla ilişkimiz oluyordu; başıma bir hadise geldi; benim hakkımda
karar verecek daire başka, bir başka yerde bir başka. Yani, iki insan -o
günlerin tabiriyle, şimdi vergi dairesi müdürü deniyor; ama, o zamanlar mal
müdürü deniyordu- iki ayrı kişi ayrı düşünüyor. Tecrübeli bir büyüğümüz benim
kulağıma şöyle fısıldadı, dedi ki: "Kafanı yorma, başına daha çok işler gelecek;
bu ülkede ne kadar mal müdürü varsa, o kadar da maliyeyle ilgili kanun
vardır." Hiç unutmam bunu ve şunu anladım şimdi, demek ki, temelli yasa
yok, yasalar yok; herkes kendine göre, kendi buyruğunca işlem yapmaya kalkıyor,
karar veriyor. Dolayısıyla da insanlarımız mutlu olmuyor.
Bakınız, daire olunca ne
oluyormuş: Resmî kuruluşlardan her biri ve bulundukları bina. Peki idare ne
imiş: Bir işi çekip çevirme, yönetme, bir memleketin mülkî ve idarî işlerinin
yürütülmesi, kamuya ait hizmetlerin bütünü. İşte, bizim, dairelerimizin sadece
resmî olarak bir yerde bulunmasını değil, artık, oraların, bir yönetim yeri,
bir idare yeri olmasını sağlamak için çalışmalarımız devam ettiğine göre,
burada da güzel bir tasarı geliyor. Her şeyden önce, gelirimizin idare
edilebilmesi, yönetilmesi için bir teşkilat kanunu gerekir; şekillenmesi
gerekir; bunun için adım atılmış oluyor ve tasarının da epey ilerlemesini
yaptık.
Tekrar, geçen ve gelecek
maddelerle birlikte tasarının memleketimize hayırlı uğurlu olmasını temenni
ediyor, teşekkürler ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Güven.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum:
ÜNMET KANDOĞAN (Denizli)
- Karar yetersayısı, Başkanım...
BAŞKAN - Kabul edenler...
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Sayın Başkan "madde üzerinde görüşmeler tamamlanmıştır" ifadesini
kullanın. (AK Parti sıralarından "geç kaldı" sesleri)
Lütfen, bu kadar yanlı
davranmayın.
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
17 nci maddeyi
okutuyorum:
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Lütfen!..
BAŞKAN - Sayın Kandoğan,
sizin...
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Hayır efendim, usulümüz bu şekildedir. "Madde üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır" ifadesini kullanın lütfen! (AK Parti sıralarından
gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
- Başkanlığa karşı biraz saygılı ol.
BAŞKAN - Sayın Kandoğan,
lütfen, yerinize oturunuz.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Bu kadar yanlı, taraflı bir Meclis yönetimi olmaz.
BAŞKAN - Sen görevini
yapmıyorsan bizim bir kabahatimiz yok. Zamanında talebini ileteceksin biz de
görevi yerine getireceğiz.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Karar yetersayısı istemememiz için her şeyi yapıyorsunuz. Yanlı uygulama
yapıyorsunuz; lütfen, yanlı davranmayın.
BAŞKAN - Bağırarak hiçbir
şeyi halledemezsin; lütfen...
Sesinizi yükseltmeyin,
Başkanlık Divanına karşı gerekli üslupla konuşunuz.
Teşekkür ederim.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Lütfen!.. Oturum başından beri aynı uygulamayı yapıyorsunuz.
BAŞKAN - Görevini sen
yapacaksın, sizin görevinizi biz yapmayacağız.
Buyurun Sayın
Miçooğulları, maddeyi okuyunuz:
Strateji Geliştirme Daire
Başkanlığı
MADDE 17.- Strateji
Geliştirme Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Ulusal kalkınma
strateji ve politikaları ile yıllık program çerçevesinde Başkanlığın orta ve
uzun vadeli strateji ve politikalarını belirlemek, amaçlarını oluşturmak üzere
gerekli çalışmaları yapmak.
b) Başkanlığın görev
alanına giren konularda performans ve kalite ölçütleri geliştirmek, izlemek,
değerlendirmek, sürekli gelişim önerilerinde bulunmak ve bu kapsamda verilecek
diğer görevleri yerine getirmek.
c) Başkanlık bütçesini
stratejik plana ve yıllık hedeflere göre hazırlamak; Başkanlık faaliyetlerinin
bunlara uygunluğunu izlemek ve değerlendirmek.
d) Vergi kanunlarında veya
diğer mali kanunlarda yer alan her türlü istisna, muaflık ve indirimlerin
maliyetlerini ölçmek, ekonomik ve sosyal etkilerini analiz etmek.
e) Merkez ve taşra
teşkilatının iş ve işlem akışları ile verimliliğinin artırılmasına yönelik
öneriler geliştirmek.
f) Başkanlığın
faaliyetleriyle ilgili bilgi ve verileri toplayarak yönetim hizmetlerinin
geliştirilmesi ve performansa yönelik olarak analiz yapmak, yorumlamak ve
yıllık faaliyet raporlarını hazırlamak.
g) Başkanlık üst
yönetiminin iç denetime yönelik işlevinin etkililiğini ve verimliliğini
artırmak için gerekli hazırlıkları yapmak.
h) Başkanlığın görev
alanına giren konularda, hizmetleri etkileyecek iç ve dış faktörleri incelemek
ve bu konuda gerekli kriz yönetimi planını hazırlamak, kurum içi kapasite
araştırması yapmak, hizmetlerin etkililiğini ve tatmin düzeyini analiz etmek ve
genel araştırmalar yapmak.
i) Yapılacak yeni
düzenlemeler ve ihdas edilecek birimler için düzenleyici etki analizi yapmak,
gelir kanunlarına ilişkin tasarıları uygulanabilirliği açısından değerlendirmek
ve görüş bildirmek.
j) Başkanlıkça verilecek
diğer görevleri yapmak.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi.
Sayın Hamzaçebi, buyurun.
Süreniz 10 dakika.
CHP GRUBU ADINA MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu daire
başkanlığının görevleri arasında şu da var: Vergi kanunlarında veya diğer malî
kanunlarda yer alan istisna, muaflık ve indirimlerin maliyetlerini ölçmek.
Hakikaten, bu, çok önemli bir konudur. Birçok kanunda, çeşitli vergilerden,
çeşitli konuları, alanları veya mükellefleri istisna eden, muaf kılan hükümler
vardır. Bu kanunlar kabul edilirken, bunların vergi gelirlerinde nasıl bir
kayba yol açtığı bilinmez; belki kanunu hazırlayanlar bilir; ama, Parlamento
bunu bilmez, toplum bilmez; gerçekten, bunun maliyetini ölçmek ve Parlamentoya
sunmak topluma sunmak son derece önemli bir görevdir. Bu görev, Strateji
Geliştirme Daire Başkanlığının görevleri arasında sayılıyor. Bunun, tabiî ki,
Kamu Malî Yönetim ve Kontrol Kanunu uyarınca, ayrıca, kamuoyuna ve Parlamentoya
da sunulması gerekiyor, bu muaflık ve istisnalar nedeniyle tahsilinden
vazgeçilen vergi gelirinin tutarının ne olduğu.
Burada, biraz önce söz
alan Adalet ve Kalkınma Partili bir milletvekili arkadaşımız, bu hükümet
döneminde, Kurumlar Vergisi başta olmak üzere çeşitli vergilerde indirimler
yapıldığını ifade etti; yani, bu hükümet döneminde vergide hiçbir şey yapılmadı
değil, tam tersine, birçok vergide indirim yapıldı açıklamasında bulundu. Ben,
arkadaşımızın bu açıklamasına bir katkı yapmak istiyorum, konuyu biraz daha
açmak istiyorum.
Evet, bu hükümet
döneminde bazı vergilerin oranlarında indirim yapıldığı doğrudur. Örneğin,
Kurumlar Vergisi oranı yüzde 33'ten 30'a inmiştir. Buna paralel olarak, Gelir
Vergisi tarifesinde de en üst dilimdeki vergi oranı 5 puan indirilmiştir; yani,
ücretlilerin Gelir Vergisi tarifesindeki en yüksek oran yüzde 40'tan 35'e,
ücretli dışındaki diğer mükelleflerin Gelir Vergisi tarifesi oranı da yüzde
45'ten 40'a indirilmiştir.
Bu tasarı burada
görüşülürken, yani, bu vergilerde indirimi öngören tasarı burada görüşülürken
bir öneride bulunmuştuk Cumhuriyet Halk Partisi olarak; önerinin konusu şuydu:
Beyannameli mükelleflerde Gelir Vergisi oranını yüzde 45'ten 40'a indirirken,
Maliye Bakanlığı önemli bir vergi gelirinden vazgeçiyor, geçebilir. Yani, vergi
indirimi, sonuçta, bütün topluma mal ediliyorsa, bütün toplumun Gelir Vergisi
yükü indiriliyorsa, sonuçta hoş bir şeydir; ama, sadece belli kesimlere yönelik
bir indirim yapıyorsanız, bu, vergide eşitlik ve adalet ilkesine aykırıdır.
Konumuza dönüyorum. Yüzde
45'lik oranı, beyannameli mükelleflerde yüzde 40'a indirirken, önemli bir vergi
gelirinden vazgeçiyor Maliye Bakanlığı; ama, ücretlilerdeki yüzde 40'lık Gelir
Vergisi oranını yüzde 35'e indirirken, vazgeçtiği vergi geliri son derece
önemsizdir; neden; çünkü, ücretlilerde Gelir Vergisi tarifesinin en üst
diliminde bir yığılma yoktur, çok az sayıda ücretli o dilimden vergilenir; ama,
beyannameli mükelleflere baktığımızda, en üst dilimde bir yığılma vardır.
Önemli sayıda mükellef, önemli miktarda bir matrah, en üst dilimden vergilenir.
Dolayısıyla, görünüşte, kâğıt üzerinde, hükümet "her iki gelir grubunun da
vergi oranını 5 puan indiriyorum" derken, eşit, adil davranmış gözüküyor;
ama, bunun altına baktığımızda, gerçekte, eşit davranmadığı ortaya çıkıyor;
ücretliler aleyhine bir Gelir Vergisi düzenlemesini, hükümet, o zaman
yapmıştır.
Devam ediyorum; hükümet,
acil eylem planında, Gelir Vergisi Kanunundaki özel indirim tutarını, kademeli
olarak, asgarî ücret seviyesine çıkarma sözünü vermiştir. Acil eylem planını,
hükümet, toplumla yapılan bir sözleşme olarak tanımlamıştı. Evet, hükümet, bu
sözleşmenin gereğini yapmalıydı; ama, tam tersini yaptı, ilk kanun
değişikliğinde özel indirimi tamamen
kaldırdı. Özel indirimi asgarî ücret seviyesine çıkarma sözü veren
hükümet -ki, aylık, bir ücretlide 40 000 000 lira civarında bir rakamdır- ilk
yasa değişikliğinde özel indirimi tamamen kaldırmıştır.
Devam ediyorum; hükümet,
haberleşme üzerindeki vergileri azaltma sözünü vermiştir ve yine, hükümet,
ekvergi getirme kolaycılığına gidilmeyecektir sözünü vermiştir. Bu sözde,
önceki hükümetleri alaya alan, onları eleştiren bir anlayış da var; ekvergi
getirme kolaycılığına gitmeyeceğiz, yani eski hükümetler böyle bir kolaycılığa
gittiler. Hükümet, gerçekten, bu iki sözünü, bu sözünü tuttu ekvergi getirme
kolaycılığına gitmedi; önceki hükümet, 57 nci hükümet, cep telefonları
üzerindeki Özel İletişim Vergisini geçici olarak çıkarmıştı, bu hükümet bunu
daimî hale getirerek ekvergiyi, geçici vergiyi kaldırmış oldu; hükümet sözünü
tuttu. Haberleşme üzerindeki vergileri kaldıracaktınız hani; işte, bu,
haberleşme üzerinden alınan vergi değil midir?! Özel İletişim Vergisi, tam
tersine kalıcı hale getirildi; hatta, Özel İletişim Vergisinin kapsamı
genişletildi.
Devam ediyorum; Özel
İşlem Vergisi, yine 57 nci hükümetin çıkardığı geçici vergilerden biriydi. Bu
hükümet, ekvergi getirme kolaycılığına gidilmeyecektir sözüne sadık kalarak bu
vergiyi kaldırdı. Ne yaptı; verginin kapsamına giren işlemleri Damga Vergisi ve
harç kapsamına alarak daimî hale getirdi!
Devam ediyorum; enerji
kaynakları üzerindeki finansman amaçlı vergiler azaltılacaktır; yani, önceki
hükümetler, kamu finansmanını sağlayabilmek için sürekli enerji kaynakları
üzerine vergi koydular, biz bunları hafifleteceğiz sözünü verdi hükümet. Evet,
enerji kaynakları üzerindeki vergileri, akaryakıt üzerindeki vergileri,
hükümetin her gün yaptığı zamları, vergiye dayalı zamları hepiniz biliyorsunuz!
Devam ediyorum; alkollü
içkiler ve tütün mamulleri üzerindeki vergiler... Hükümet, sigara ve diğer
tütün mamulleri üzerindeki vergileri önceki hükümetten devraldığında, Avrupa
Birliği ortalamalarının altındaydı bu vergiler. Şimdi, hükümetimiz sayesinde,
Avrupa Birliği ortalamalarının üzerinde bir vergi yükü var sigara ve diğer
tütün mamullerinde. Burada, ilgili bakanımızın, bir yabancı ülkedeki,
İsveç'teki sigaranın perakende satış fiyatını örnek göstererek "Türkiye'de
sigara ucuz" yaklaşımına sığınmasını da sizlerin takdirine sunuyorum.
Bu örnekleri çoğaltmak
mümkün; yani, sadece bir kalemdeki, Kurumlar Vergisindeki 3 puanlık indirimi
esas alarak, bunu topluma bir vergi indirim programı gibi sunmayı, açıklamayı
doğru bulmuyorum. Eğer bunları söyleyecekseniz, Kurumlar Vergisindeki 3 puan
indirimi söylerken, diğerlerini de söylemek gerekir.
Teşekkür ediyorum,
hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Hamzaçebi.
Madde üzerinde, şahsı
adına, İstanbul Milletvekili Sayın Alaattin Büyükkaya; buyurun. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
ALAATTİN BÜYÜKKAYA
(İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gelir İdaresi Başkanlığı
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 17 nci maddesi üzerinde,
şahsım adına söz almış bulunuyorum; önce, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
hep şunu konuştuk; dedik ki: "Vergi tabana yayılmalıdır." Bu konuda,
sanıyorum ki, muhalefetiyle iktidarıyla hiç birimiz farklı düşünmüyoruz; ama,
nasıl yayacağız, nasıl tabana yayacağız; tabana yaymanın yolu, teşkilatını da,
tabana yayacak şekilde organize etmekten geçer. Eğer siz bunu yapmıyorsanız;
aynı teşkilatla, aynı şemayla her şeyi yürütmeye kalkıyorsanız, bunu
gerçekleştirmeniz mümkün değildir.
Bizim yaptığımız ne;
tabana yayacak bir teşkilatlanma yapısı kurmak. Yaptığımız bu ve diyoruz ki,
artık, en küçük birimde bile, oradaki mükellefleri belirleyecek, onları
denetleyecek, onları vergi mükellefi haline getirecek bir sistemi kurmak.
Şimdiye kadarki mantık şuydu: Vergi veren, mükellef olan sıkıntıdaydı; çünkü,
hep onlar üzerine gidiliyordu. Şimdi, anlayış şu: Artık, mükellef olanlar
rahatsız olmayacak, huzursuz olmayacak; mükellef olmayanlar huzursuz olacak bundan
sonra. Getirilen yapının temel mantığı burada.
Dolayısıyla, bence, vergi
idaresinde, gelir elde etmek noktasında, Türkiye Cumhuriyeti ve AK Parti
Hükümeti, en önemli radikal değişimi yapıyor. Bunu, hepimiz böyle bilmeliyiz.
17 nci maddede de şunları
gündeme getiriyoruz, diyoruz ki: Konulan vergilerin, ülkenin genel ekonomik
stratejileri, kalkınma planlarına uygunluğu; Akif Hamzaçebi Bey de belirtti;
muafiyetler ne getiriyor, ne götürüyor, bunların maliyetlerini hesaplayalım,
stratejiler geliştirelim ve bunlarla ilgili performans ölçütleri koyalım,
kaliteyi ihdas edelim. Bunları yapmak, bunları getirmek... İnşallah, bunlar
uygulamaya da girecek ve ülkemizde gelirin nasıl arttığını da hep beraber
göreceğiz.
Hayırlı uğurlu olmasını
diliyorum, hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Büyükkaya.
Şahsı adına, Kütahya
Milletvekili Hasan Fehmi Kinay...
Sayın Kinay?.. Yok.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Söz istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Kandoğan.
Usulüne uygun olduğu
zaman, talebiniz yerine getiriliyor, görüyorsunuz.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Çok önemli bir kanun
tasarısını görüşürken, şu andaki Meclis çalışmasının ne durumda olduğunu, bütün
milletvekillerimizin ve milletin takdirine bırakıyorum. Bu kadar önemli bir
kanun tasarısı görüşülürken Mecliste 30-40 kişiyle ve muhalefetin de sesini
kesmek maksadıyla, bütün maddelerin kişisel söz taleplerinin doldurularak,
âdeta, bu tasarının, milletvekillerinin görüş ve önerilerini dile getirmeden bu
Meclisten kaçırılma yönündeki bir anlayışı da şiddetle reddediyorum.
Deminden beri, Adalet ve
Kalkınma Partisi adına konuşan milletvekillerimiz, burada, Allah için söyleyin,
bu kanunla ilgili, bu tasarıyla ilgili ne söylediler?!
MUSTAFA ATAŞ (İstanbul) -
Sen ne söylüyorsun?!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Bir milletvekilimiz çıktı, Kutadgu Bilig'ten bahsetti; bir milletvekilimiz
çıktı, bu kanun çok önemlidir dedi, yerine oturdu.
Ben, dünden beri
söylüyorum; Sayın Bakana hitap ettim burada; Sayın Bakanım, ne olur gelin,
buranın bir usulü var; bu kanun tasarısı ne getiriyor ne götürüyor, Bakan
olarak gelin, burada -20 tane soru sordum, Cumhuriyet Halk Partisi
milletvekilleri soru sordular- bizi tatmin edin, kamuoyunu aydınlatın. Binlerce
Maliye çalışanı meydanlarda bu kanunun çıkmaması için protesto gösterilerinde
bulunuyorlar, işlerini yavaşlatıyorlar, vergi dairelerini boşaltıyorlar. Bu
kadar önemli bir kanun tasarısının Meclisteki görüşülmesinin böyle mi olması
lazım, sevgili milletvekilleri?!
HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) - Önemsiz kanun teklifi var mı?!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Çok önemli bu. Bu, yetmiş milyon insanı ilgilendiren bir kanun tasarısı, Meclisin
gündeminde; ancak, ne yazık ki, 30 kişiyle bu kanun tasarısı görüşülüyor ve
muhalefetin...
YAHYA BAŞ (İstanbul) -
Siz kaç kişisiniz?!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Ben, bütün milletvekillerine hitap ediyorum Sayın Milletvekilim. Bu boş
koltuklar sizleri rahatsız etmiyor mu allahaşkına? Ben rahatsız oluyorum,
millet rahatsız oluyor bu tablodan. Niye, bu salonlarda, bu koltuklarda
milletvekillerimiz gelip, bu kanun tasarısıyla ilgili katkılarını sunmuyorlar,
ben merak ediyorum.
Fakat, değerli milletvekilleri,
öyle bir kanun tasarısı hazırlanıyor ki, ne olacağı belirsiz, bunun sonucunda
ne çıkacağı belirsiz. Teşkilat karmakarışık olacak. Yapı ve sistem tamamen
bozuluyor ve bakınız, bir maddesi var, ona dikkatinizi çekmek istiyorum; benim
söylediklerimin ne kadar haklı olduğunu bu bir madde gösteriyor. Bakınız,
geçici madde 6 "Başkanlığın çalışmaları ve uygulamaları ile yönetim
sistemini on yıl süreyle stratejik plan ve hedefler açısından gözlemlemek ve
tavsiyelerde bulunmak üzere Bakanlık bünyesinde izleme komitesi kurulur"
diyor. Bakınız, Bakanlık da biliyor ki, en az on yıl süreyle, getirilen bu
tasarıyla birlikte çok büyük bir karmaşa yaşanacak; kargaşa yaşanacak ve
Bakanlık da bunu bildiği için en az on yıl süreyle bir izleme komitesi kurulup,
bu kanunun uygulanmasında çıkabilecek çok büyük aksaklıkları şimdiden
görüyorlar ve kamu çalışanlarının, vergi dairesinde çalışanların huzuru
kaçarken, bu maddeyle birilerine huzur hakkı ödeniyor arkadaşlar. İşte, feryat
ediyorlar. Dosyalarımızın içerisinde yüzlerce faks var. Vergi dairesinde
çalışan memurlardan şeflere, gelir müdürlerinden defterdarlara kadar yüzlerce,
binlerce faks bize geldi. Hepsi feryat ediyor.
HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) - Göster...
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Göstereyim Sayın Milletvekilim. Hay hay... Göstereyim, memnuniyetle
göstereyim. Bunlar sizlere de geliyor.
CENGİZ KAPTANOĞLU
(İstanbul) - Bana hiç gelmedi.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Sizlere de geliyor bunlar. Sizler de bu faksları, bu eleştirileri, bunları
biliyorsunuz.
OSMAN KILIÇ (Sivas) -
Göster... Çıkar ortaya...
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Göstereceğim...
Bakınız...
BAŞKAN - Sayın Kılıç...
Sayın Kılıç, lütfen...
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Biraz sonra gelin, dosyanın içerisinde, göstereceğim; onlarca telefon aldım
Türkiye'nin dört bir köşesinden, onlarca telefon...
HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) - Onlarca mı, yüzlerce mi?!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- ...ve "bizim hakkımızı, hukukumuzu Meclis kürsüsünden lütfen
savunun..."
Bu kanun tasarısıyla
personel arasında maddî bakımdan ciddî farklar ortaya çıkacağını, birçok kamu
görevlisinin, vergi dairesinde çalışanların önlerinin kesildiğini... 3 500 şef
adına gönderilen bir yazının da fotokopisi elimde; onları da sizlere takdim
edeyim. Yani, bir kanun tasarısı görüşülürken, siz, tarafların görüşlerini
nazarı dikkate almadan, onlarla bir mutabakat içerisine girmeden, böyle bir
kanun tasarısını Meclisin gündemine getirirseniz, işte, böyle, alelacele,
tartışılmadan, karar yetersayısı isteme imkânını dahi ortadan kaldırarak...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kandoğan,
1 dakikalık süre veriyorum bütün arkadaşlarıma verdiğim gibi; bu süre
içerisinde konuşmanızı lütfen tamamlayınız.
Buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Bitiriyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
bu kanun tasarısıyla ilgili birçok maddede söz talebimiz oldu; maalesef, o
maddelerde şahıslar adına konuşma talepleri olması nedeniyle bu konularla
ilgili düşüncelerimizi dile getirme imkânı, fırsatı bulamadım. Bu tasarıyla
ilgili, dün de Sayın Maliye Bakanımıza -biraz önce buradaydı, ama, ayrıldılar-
onlarca soru yönelttik; fakat, Sayın Maliye Bakanımız da geldi, bu kürsüden
hiçbir şey söylemeden -bakın, altını çiziyorum; tutanaklar da elimizde- bu
kanun tasarısı ne getiriyor ne götürüyor, personele hangi imkânları veriyor,
Türkiye bundan sonra vergi idaresi bakımından hangi durumlarda olacaktır, hangi
iyileştirmeler söz konusu olacaktır; bu konularla ilgili bir tek söz
söylemeden, maalesef, bu kürsüden ayrılmak durumunda kalmıştır; bu da,
toplumumuz tarafından, maalesef, büyük ölçüde yadırganan ve Sayın Maliye
Bakanının da bu kanun tasarısıyla ilgili söyleyebilecek çok sözü olmadığı
şeklinde yorumlanmıştır.
Hepinize saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN - Sayın Kandoğan,
teşekkür ediyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
- "Hiçbir şey söylemedi" demekten başka bir şey söylemedin.
BAŞKAN - Görüşmeler
tamamlanmıştır.
17 nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
18 inci maddeyi
okutuyorum:
Hukuk Müşavirliği
MADDE 18.- Hukuk
Müşavirliğinin görevleri şunlardır:
a) Başkan, Başkanlık
birimleri ve bakanlıklar tarafından gönderilen kanun, tüzük ve yönetmelik
tasarı ve taslakları ile diğer hukuki konular hakkında görüş bildirmek.
b) Başkanlığın
menfaatlerini koruyucu ve anlaşmazlıkları önleyici hukuki tedbirleri zamanında
almak, anlaşma ve sözleşmelerin bu esaslara uygun olarak yapılmasına yardımcı
olmak.
c) 8.1.1943 tarihli ve
4353 sayılı Kanun hükümlerine göre adli ve idari davalarda gerekli bilgileri
hazırlamak, taraf olduğu idari davalarda Başkanlığı temsil etmek veya
Başkanlıkça hizmet satın alma yoluyla temsil ettirilen davaları takip ve
koordine etmek.
d) Başkan tarafından
verilecek diğer görevleri yapmak
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; aslında söz almayacaktım; ama, Adalet ve Kalkınma Partisinden
kürsüye gelen arkadaşlar öyle bir tablo çizdiler ki, dayanamayıp söz aldım.
Şimdi deniyor ki "efendim çok büyük değişiklikler getiriliyor." Yok
efendim. Hangi değişiklik?! Yani, söylenen, IMF talepte bulunmuş; diyor ki,
arkadaş, siz, gelir idaresini değiştireceksiniz, yeni bir gelir idaresi
kuracaksınız, Gelir İdaresi Başkanlığı şeklinde örgütleyeceksiniz, bu özerk
olacak, bütçesi olacak. Bunların hiçbirisi yok. Adı var, doğru; Gelir İdaresi
Başkanlığı. Başka da bir şey yok arkadaşlar. Nedir; IMF'nin talebi yerine
geliyor, siz de böyle bir değişikliği yapıyorsunuz. Öyle, köklü değişiklik,
sistemde ciddî, tutarlı değişiklikler bu tasarıda yok arkadaşlar. Bunu, bir
sefer, bir köşeye yazalım.
İki; efendim katılımcı
anlayış geliyormuş bununla. Merak ediyorum, hangi maddesinde katılımcılık var;
böyle bir şey yok arkadaşlar. Katılımcı anlayıştan benim anladığım şudur: Ben
mükellef olarak vergi ödüyorsam, o yönetim sırasında benim de söz hakkım olur.
Denilir ki, birisi bana sorar; arkadaş, biz, böyle bir şey getiriyoruz, senin
de bu yönetim içerisinde bir yerin var; gel sözünü söyle, düşünceni aktar.
Böyle bir şey yok. Neymiş; izleme komitesi varmış. İzleme komitesi, zaten bu
tasarının bir başka ayıbı. Örgüt kuruyorsunuz; ama, bu, doğru dürüst bu işi
yapıyor mu yapmıyor mu; bir de, ben, onu izleyeceğim. Hani özgürlüktü, hani
katılımcılıktı; böyle bir şey yok.
Efendim, neymiş; vergi
kanunlarının kolay anlaşılması için çaba harcanıyormuş. Arkadaşlar,
Parlamentonun, eğer, çıkardığı vergi kanunu anlaşılmıyorsa, bunun iyi
anlaşılması için bir başka örgüt mü kurmamız lazım?! Nereden çıktı böyle bir
şey?! Ama, siz, bunu getiriyorsunuz. Önemli olan nedir; bu Parlamento yasa
yapar, yasanın ne olduğunu da vatandaş anlar. Şimdi öyle bir şey yapıyorsunuz
ki... Şunu ikrar ediyor hükümetiniz; biz öyle bir yasa yapıyoruz ki, vatandaş
anlamıyor; ama, vatandaşın anlayacağı bir örgüt kuruyoruz; onlar vatandaşa
anlatacaklar bunu. Bu değil mi; söylenen bu.
Siz bir örgütü nasıl
kurarsanız kurun, önemli olan insan unsurudur. Nitelikli, kaliteli, özveriyle
çalışan insanlar eğer bu örgütte çalışacaksa, o zaman, buna, dersiniz ki, ben,
bu örgütü kuruyorum. Şimdi, siz, burada, çalışanlara ne veriyorsunuz; hiçbir
şey. Ama, her seferinde, her bütçe görüşmelerinde, Sayın Maliye Bakanları bu
kürsüye geldiklerinde, nitelikli eleman tutamadıklarını, çoğunun meslekten
istifa edip özel sektöre geçtiğini söylüyor. Açın demeçlerini, pek çok demeçte
bunu görürsünüz. Gerçek de budur; ama, ne önlem getiriyorsunuz; gelir
idaresinde reform yapıyoruz! Yok canım, ne reformu!.. Kendi kendimizi
kandırmayalım; ama, IMF'yi kandıracaksınız; sizi kutluyorum.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Kılıçdaroğlu.
Madde üzerinde, şahsı
adına, Ordu Milletvekili Sayın Cemal Uysal; buyurun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
Sayın Uysal, süreniz 5
dakika.
CEMAL UYSAL (Ordu) -
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının
18 inci maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tabiî, vergi, gerek
toplum için gerekse devlet için fevkalade önemli, çok önemli. Burada, özellikle
vergi konusunda devlet ile halkın, daha doğrusu devlet ile mükellefin
ilişkileri de fevkalade önemli. İşte, getirilen bu kurumsal yapı, kurumsal yapıdaki değişiklik, vergi ödemeye
hazır olan mükelleflerin, bu vergiyi ödemeleri sırasında, yani, vergi
idaresiyle muhatap oldukları durumlarda daha iyi, daha rasyonel bir yapıyı
ortaya koymaktadır.
Tabiî, burada, vergi
oranlarıyla ilgili, vergi ihdasıyla ilgili, verginin artırılması veya
eksiltilmesiyle ilgili bir hüküm yok. O bakımdan, bu, bir kurumsal
değişikliktir. Bu, kurumsal değişiklik olduğu için de, bu Parlamentoda, tahmin
ediyorum, gerek muhalefette gerekse iktidarda bu konuda bir mutabakat olduğunu
zannediyorum.
Ben esasen şuna değinmek
istiyorum: Vergi özellikle toplumun üzerindeki yük bakımından, yani, topluma
yüklenen yükler bakımından, yani, gayri safî millî hâsıla içerisinde
vatandaştan alınan vergiler bakımından dünyadaki gelişmeye baktığımız zaman,
Birinci Dünya Harbine kadar, hiçbir devlet, toplumun kazançlarından yüzde 5'ten
fazla bir hisse almıyordu. Birinci Dünya Harbinden sonra yüzde 5'in çok çok
üzerinde vergi alınmaya başlandı. Bu, özellikle 1929 ekonomik buhranından sonra
daha da hızlandı. Devletin elinde para birikince, yani, toplumun cebindeki veya
müesseselerin kasalarındaki parayı devlet iyice keşfettikten sonra, devlette,
millî gelirin yüzde 38'ine, yüzde 40'ına varan gelirler toplandı. Devletin elinde
gelir toplanınca, devletin de, bununla ekonomik kalkınmayı bizzat kendisinin
gerçekleştirmesi; yani, sahip olacağı ekonomik işletmelerle bizzat yönetimini
de kendisinin yapmış olduğu; ama, tamamen kamu sermayesiyle kurulmuş olan kamu
iktisadî teşebbüsleri organizasyonu kuruldu dünyada. Bu, Türkiye'de de oldu.
1930'lu yıllarda, tabiî ki, yegâne sermaye birikimi, nakdî sermaye birikimi
devletin elinde olduğu için, devlet, kamu iktisadî teşebbüsleri organizasyonunu
kurdu. Bu organizasyon, maalesef, Türkiye'de malî disiplinin bozulmasına sebep
oldu. Neden; gerçekten bütçenin kendi içerisinde bir disiplini vardı, malî
disiplin ekonomik istikrar bakımından çok önemli, tamamen özerk bütçeler, kendi
harcamalarında siyasî otoriteye bağlı olmadan tamamen yöneticiler ve oranın
yönetim kurulu üyeleri tarafından yapılan bütçeler kanalıyla devlet harcama
yaptı; ama, bunun sermayesinin tamamı devlet tarafından konulduğu için, tabiî
iflasa da tabi olmadığı için, böyle bir sıkıntısı da olmadığı için bunlar
gitgide büyük zararlar etti ve zararlar da devlet bütçesinden karşılanmaya
başlandı ve bütçe disiplini bozuldu. İşte özelleştirmenin, KİT'lerin
özelleştirilmesinin temel sebebi budur.
İkinci bozulma fonlarla
oldu; fonlarla bütçe sisteminin dışında çok daha rahat harcanabilen birtakım
kaynaklar yarattı. Biliyorsunuz bizim hükümetimiz zamanında bu fonlar da mümkün
olduğu kadar kaldırıldı veya bütçe içerisine alındı. İşte, böylece bütçe
sistemi içerisinde daha disiplinli bir malî yapı oluştu.
Tabiî, bütçenin kendi
harcamalarını da özellikle belli bir disiplin içinde yapması, harcamalarda
rasyonel davranış, bugünkü ekonomik istikrarın doğmasına sebep oldu. Gerçekten,
ekonomi politikasının da çok önemli bir aracı olan malî politika, böylece
Türkiye'de istikrarın sağlanmasında, ekonominin istikrara kavuşmasında,
enflasyonun düşmesinde fevkalade yardımcı oldu.
O bakımdan da, bu idarî
sistemle, yeni gelen bu idarî sistemle bütçe disiplini yanında ayrıca idarî
bakımdan da çok daha rasyonel bir sistemin olacağına ve devlet ile mükellef
arasındaki ilişkilerin bu yeni idare sayesinde çok daha iyi olacağına
inanıyorum.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Uysal.
Kütahya Milletvekili
Sayın Alaettin Güven; buyurun.
ALAETTİN GÜVEN (Kütahya)
- Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; 861 sıra sayılı Gelir
İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde
söz almış bulunuyorum.
Ancak, sizleri saygıyla
selamladıktan sonra, gerçekten, samimiyetle, üzüntülerimi de ifade ediyorum;
çünkü, devlet yönetimiyle, insan yönetimiyle doğrudan ilgili ve bizim hafızamız
olan devlet yönetimiyle ilgili tarihimizde, geçmişimizde, bize şu an ve
gelecekte yön verecek olan eser ve değerli kişilerden birisi olan Yusuf Has
Hacib ve Kutadgu Bilig'ten bahsettiğimde -ve bu tasarımızla da direkt
ilgilidir- hiçbir alakası, ilgisi yoktur denilemez; denilirse, sadece beni,
Yusuf Has Hacib'i üzer ve bir gün, ötelerin ötesinde, Mavera'da, o
arkadaşımızla karşılıklı oturduğumuzda ve mutlaka ve mutlaka, Yusuf Has
Hacib'ten, onu küçümsediğinden, Kutadgu Bilig'ten bahsediliyor dediğinden ve
istihzayla bahsettiğinden dolayı özür dileyecektir. O zamana işi bırakmadan,
gel bugün özür dile.
Değerli arkadaşlarım,
geçmişimizi ve büyüklerimizi, yüce insanları, önden gidenlerimizi
küçümsemekle... "Siyaset, insan yönetme sanatıdır" der; açın
sözlükleri ve böyle bir sanat varken, onu önplana almayıp da, muhalefet adına,
güzellikleri, iyilikleri tenkit etmek, hiçbir zaman muhalefet değil; bence,
biraz düşünülürse, biraz zihniyet yanılgısı, sapması da olabilir diye
düşünüyorum.
Kanunumuzun, tekrar,
milletimize, hepimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyor, teşekkürler
ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Güven.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
19 uncu maddeyi
okutuyorum:
Basın ve Halkla İlişkiler
Müşavirliği
MADDE 19.- Basın ve
Halkla İlişkiler Müşavirliğinin
görevleri şunlardır:
a) Basın ve halkla
ilişkilerle ilgili faaliyetleri planlamak ve bu faaliyetlerin belirlenecek usul
ve ilkelere göre yürütülmesini sağlamak.
b) 4982 sayılı Bilgi
Edinme Hakkı Kanununa göre yapılacak bilgi edinme başvurularını etkin, süratli
ve doğru bir şekilde sonuçlandırmak üzere gerekli tedbirleri almak.
c) Başkan tarafından
verilecek diğer görevleri yapmak.
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
20 nci maddeyi
okutuyorum:
BEŞİNCİ BÖLÜM
Yardımcı Hizmet Birimleri
Yardımcı hizmet birimleri
MADDE 20.- Başkanlığın
yardımcı hizmet birimleri şunlardır:
a) İnsan Kaynakları Daire
Başkanlığı.
b) Destek Hizmetleri
Daire Başkanlığı.
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
21 inci maddeyi okutuyorum:
İnsan Kaynakları Daire
Başkanlığı
MADDE 21.- İnsan
Kaynakları Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Başkanlığın
fonksiyonlarının gerektirdiği yetkinlikleri tanımlamak, bu yetkinliklere uygun
insan gücü politikası ve planlaması konusunda çalışmalar yapmak ve önerilerde
bulunmak.
b) Başkanlığın her
seviyede çalışanının kariyer ve eğitim planlarını hazırlamak, uygulamak ve
değerlendirmek.
c) Performans
değerlendirmelerini koordine etmek.
d) Başkanlık personelinin
atama, nakil, sicil, terfi, ücret, emeklilik ve benzeri özlük işlemlerini
yürütmek.
e) Başkanlık personelinin
mesleğe giriş, yeterlik ve görevde yükselme sınavlarına ilişkin işlemleri
yürütmek.
f) Personelin görev ve
çalışma esasları ile ilgili yönetmelikleri hazırlamak ve uygulamak.
g) Görev alanına giren
konularda Başkanlığın ilgili birimleri ile işbirliği yapmak.
h) Kamu Görevlileri Etik
Kurulunun belirlediği ilkeler çerçevesinde kurumsal etik kurallar düzenleyerek
personele ve mükelleflere duyurmak.
i) Başkanlıkça verilecek
diğer görevleri yapmak.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına, Kastamonu Milletvekili Mehmet
Yıldırım; buyurun.
CHP GRUBU ADINA MEHMET
YILDIRIM (Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gelir İdaresi
Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 21 inci maddesi
üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsım adına söz almış bulunuyorum;
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten, bu tasarıyla
ilgili, Grubumuz adına, bu konunun uzmanları olan Sayın Akif Hamzaçebi ve Sayın
Kılıçdaroğlu çok güzel değerlendirmelerde bulundu. Ben de, tasarıyı, bu konunun
uzmanı olmamakla birlikte, vatandaşın vekili, yurttaşın vekili, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin üyesi, bu tasarıya pozitif veya negatif oy verecek bir vekil
olarak, vatandaş gözüyle, çalışan memurlar gözüyle, Türkiye gözüyle, esnaf
gözüyle, vergi verenler gözüyle değerlendirmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bu
madde 11 fıkradan oluşmaktadır. Burada, görevler, performans değerlendirmesi,
atamalar ve eğitime kadar varan bir değerlendirme var.
Bakın -arkadaşlarımız da
söyledi- bu tasarı çok önemli bir değişiklik getiriyor -gerçekten de, Sayın
Maliye Bakanını kutluyorum- Gelir İdaresi Genel Müdürlüğü, daire başkanlığına
dönüştürülüyor. Onun ötesinde, çalışana bir şey var mı; yok. Çalışanların
tamamını bir havuza atıyor. Bütün Türkiye'de gördüğümüz gibi, her yerde, gerek
KESK'e bağlı memurlar gerekse Kamu-Sene bağlı, örgütlenmiş memurlar bu yasaya
karşı direniyor. Niçin direniyor, neden toplumsal bir mutabakat yok? Neden,
toplumsal mutabakatı arıyoruz diyor sayın milletvekili? Doğru Yol Partisinin
arada bir çıkan, AK Partiden seçilmiş; ama, Doğru Yol Partisinde şimdi siyaset
yapan Sayın Ümmet Kandoğan -Taşköprü eski Kaymakamıdır, çok iyi de tanıyorum
kendisini- çok iyi değerlendirmeler yapıyor ve Meclisin salonunun... Veya
koridorlarda, kulislerde arkadaşlarımızın oturduğunu ve burada izlemediğini,
vatandaşlarımızın da bundan rahatsız olduğunu ifade ediyor. Gerçekten de,
vatandaşların yanına gittiğimizde, vatandaşlarımızın, bu konudan, bu görüntüden
müşteki olduğu açıktır.
Değerli arkadaşlar, Sayın
Maliye Bakanı buradayken açıklıkla itiraf ediyorum ki, Türkiye'de birbirini
seven iki tane kamu kuruluşu çalışanı vardır; bir tanesi Maliyeciler, ikincisi
de Karayolcular. Ben Karayolcuyum ve Maliyeciler de, doğrudur...
Bana göre, Türkiye'nin en
dürüst insanları, ifade edeyim ki, Maliyecilerdir, Maliye çalışanlarıdır.
Devletin 1 kuruşunu heder etmemek için, kuruşuna kadar yerli yerinde harcanması
için bütün taleplere karşı direnirler, direnirler, direnirler. Ama, kendi
çalışanına hiçbir şey vermezler. Kendi çalışanlarıyla ilgili çok cimridirler.
Kendi çalışanlarıyla ilgili, özlük haklarıyla ilgili hiçbir katmadeğer
yaratmazlar.
Şimdi, Gelir İdaresi Kurumunu
yeniden yapılandırırken, 6 500 kişiye kadar ve bir kadro noktasına gelmiş
vatandaşımızı havuza atarak, yarınından emin olmadığı noktaya taşıyorsak ve
tedirgin ediyorsak, bunu yanlış yaptığımızı ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar,
elbette ki, diyeceksiniz ki, Cumhuriyet Halk Partisi adına konuşuyorsun ve
Cumhuriyet Halk Partisi adına konuşurken, sen Kastamonu Milletvekili olarak
Kastamonu'yu yerine, ortasına sokuyorsun.
Evet, değerli arkadaşlar,
ben, Türkiye'nin milletvekiliyim; ama, benim seçim bölgem Kastamonu. Kastamonu
insanlarının, Kastamonu çalışanlarının, Kastamonu Defterdarlığında görev yapan
memurların sorunlarını, yüksek sesle, onların vekili olarak, onlardan oy almış
veya almamış bir kişi olarak, Meclisin kürsüsünü kullanmıyorsam, yazıklar olsun
bana! (CHP sıralarından alkışlar)
"Bizler, son derece
fedakâr şartlarda çalışan, gecesini gündüzüne katıp, asla maddî çıkar
gözetmeyen Kastamonu Vergi Dairesi Müdürlüğündeki vergi memurlarıyız. Bizler
-son yasadaki yerini alan- Gelir İdaresi Yasasıyla ilgili olarak tedirgin bir
halde beklemekteyiz. Hangimiz hangi kuruma gidecek, hangimiz hangi havuza
atılacak diye uykularımız kaçmaktadır. Servisimiz yok, lojmanımız yok, hiçbir
sosyal imkânımız yok; ama, çok şükür ki, itibarımız var. Mükelleflere yüzümüzü
asmadan, onlara hizmet vermek için gece gündüz fedakârlık eden biz memurların,
son dönemde, hakları elinden alınmakta, unvanlarımızın ne olacağı meçhul bir
şekilde beklemekteyiz. Çoğumuz açlık sınırını zorlamakta, çocuğumuza yeterli
eğitimi veremediğimizden, dershane, okul paralarını düşünmekteyiz. Her şeyin
maddiyata dönüştüğü bir ortamda, onurumuzla, alnımızın akıyla mücadelemizi
sürdürmekteyiz. Sorunlarımızı, Türkiye kamu çalışanları olarak duyurmaya
çalışmaktayız; ama, ne yazık ki, bizi bölmeye ve küçültmeye çalışmakta direnen
IMF'ye ayıp olur düşüncesiyle sesimizi duymamakta direniyorlar. Çoğumuz, yol
parasını düşünerek, eve gitmeden, simitle vaktimizi geçiriyoruz; buna, Sayın
Vekilimiz Mehmet Yıldırım şahittir. Almakta olduğumuz ekücretlerin
tırpanlandığını biliyoruz ve duyuyoruz. O zaman... Maaşlarımız asgarî ücretten
bile azdır. Biz, onurumuza yakışan, devleti ve milleti düşünen... İnsanca
yaşamak istiyoruz" diyor Kastamonu vergi çalışanları. Değerli Sayın Bakan,
duy çalışanlarının sesini!
Değerli arkadaşlar, bu
yetmiyor... Bakın, Karayolları mühendisleri dilekçe veriyor. Diyorlar ki:
"Sayın Mehmet Yıldırım, 15 inci Bölge Müdürlüğü çalışanları, teknik
elemanları olarak, bir mühendis olarak 917
YTL para alıyorum, elime 745 YTL
geçiyor. Üniversitede okuyan çocuğum var. Ne olacak; onurumla nasıl
çalışacağım?" Bakın, mühendisi ne hale getirdiniz, çalışanları ne hale
getirdiniz! Üstelik, değerli arkadaşlar, bunun burasında, bütün AK Partili
milletvekillerine de mektuplar yazmışlar; sanıyorum, bu mektuplar, sizlere de
gelmiştir, Karayolları mühendislerinden gelmiştir.
Şimdi, ikibuçuk yılda,
allahaşkına, gözünüz görmüyor mu, kulağınız duymuyor mu?.. Bu hafta, biz,
Güdül'deydik, bu hafta, biz, Evren İlçesindeydik; esnaf "siftah
etmedik" diyor.
AYHAN ZEYNEP TEKİN (BÖRÜ)
(Adana) - Hayır, hiç öyle bir şey demiyor.
MEHMET YILDIRIM (Devamla)
- "Biz, AK Parti Türkiye'nin sorunlarını çözecek, IMF'yi kapı dışarı
edecek diye oy verdik; elimiz kırılsaydı" diyorlar.
AYHAN ZEYNEP TEKİN (BÖRÜ)
(Adana) - Hayır, hiç öyle demiyorlar; elinize sağlık diyorlar.
MAHFUZ GÜLER (Bingöl) -
İyi ki vermişiz diyorlar.
MEHMET YILDIRIM (Devamla)
- Soruyoruz, hangi partiye oy verdin?... Evren'e gittik, AKP'ye vermişler;
Güdül'e gittik, AKP'ye vermişler. Güdül'ün Karataş Köyünde 2 000 insan var;
havuç yetiştirmişler, deposunda havuçlar bekliyor. Soğukhava deposuna gittik; 3
000 ton havucu satamıyorlar. Türkiye'yi bu hale getirdiniz?
AYHAN ZEYNEP TEKİN (BÖRÜ)
(Adana) - Mehmet Bey, seni severiz; biraz insaf!
MEHMET YILDIRIM (Devamla)
- Değerli milletvekilleri, bakın, bir gerçeği ifade edelim. Siz aşağı
iniyorsunuz, biz de, size karşı etkin muhalefet etmediğimiz için, bizi de sizin
terazinizde tartıyorlar, bizi de size eşdeğer tutuyorlar. Onun için, bundan
sonra, size karşı muhalefetimizi etkin bir şekilde sürdüreceğiz; bunu
bilesiniz! (AK Parti sıralarından "Ooo" sesleri, alkışlar [!])
Değerli arkadaşlar,
bakın, Karayolcu işçiler perişan; biraz önce, vergi çalışanlarının durumunu
anlattık, perişan. Bu kürsüden, çalışanların vekili olarak, Sayın Bakan, 657
sayılı Yasada, özlük haklarına yönelik, bu, IMF'ye karşı gösterdiğiniz
cömertliği, ülkeyi sömüren hortumcuya karşı gösterdiğiniz cömertliği ve ileri
giderek, tefeciye karşı gösterdiğiniz cömertliği, memura ne zaman
göstereceksiniz, çalışana ne zaman göstereceksiniz?.. Memurun hakkını, köylünün
hakkını ne zaman vereceksiniz?..
HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) - Atış serbest!..
MEHMET YILDIRIM (Devamla)
- Değerli arkadaşlar, geliri konuşuyoruz. Gelir nereden gelecek; gelir, vergi
mükellefinden gelecek. Peki, vatandaşın durumu müsait mi; yani, çok iyi, değil
mi; gerçekten çok iyi!..
HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) - Atış serbest!..
MEHMET YILDIRIM (Devamla)
- Bakın, burada, elimde bir belge var. Yaklaşık olarak, Türkiye ihracatının en
büyük dilimini gerçekleştiren konfeksiyon sektörünün sorunu ve bu, İstanbul
Tekstilciler ve Konfeksiyoncular ve Fasoncular Derneği ile Tekstil
İhracatçıları Birliğinin bir istihdam manifestosu; "üretim, istihdam ve
sosyal barış tehdit altında" diyor. Bakın, burada ve bu, Hürriyet
Gazetesinin pazar günkü sayfalarında tam sayfa çıktı. Sayın Yılmaz Kocaoğlu ve
Sayın Süleyman Orakçıoğlu, örgütledikleri tekstil sanayii örgütüyle
"hükümete uyarı yap" diyorlar; "sesimizi sağır sultan duydu, Ankara'daki
hükümet duymadı" diyorlar; yani, Türkiye batıyor, 3,5 milyon insan, bizim
sektörde, atölyelerde çalışan, istihdam yarattığımız sektör çöküyor. Avrupa'ya
ihracat bağlantıları yapmıştık; bu kur sistemi nedeniyle bizim üretimimiz
düştü, atölyelerimiz kapanma noktasına geldi ve bizim bu konudaki feryadımızı
hükümet duymuyor diyorlar.
Sayın Hükümet, Sayın
Maliye Bakanı, duy!.. Sayın Bakan, duy sesimi, duy!.. Ben, tekstilcinin sesini
burada duyurmaya çalışıyorum, çiftçinin sesini duyurmaya çalışıyorum, sizin şu
anda görüşülen gelir idaresi tasarısında konuştuğunuz 43 000 memurun derdini
anlatmaya çalışıyorum, 600 000 000 liraya çalışan, geçimini sağlayan insanların
derdini anlatmaya çalışıyorum.
Değerli arkadaşlar, Sayın
Başbakan bizim adımıza ifade etti. Allah'a şükür, bu devlet, bize, burada
çalışmalarımızı yapmak için, 6 500 000 000-7 000 000 000 civarında para
veriyor. Başbakan, bu kadar servetin içerisinde "ben, bu parayla
geçinemiyorum" diyor. Peki, asgarî ücretli 350 000 000 lirayla nasıl geçiniyor, 450 000 000-500 000 000
lirayla nasıl geçiniyor?! Benim Karayolcu mühendis arkadaşlarım, trilyonlarca
liraya, milyonlarca dolara imza atan, sizin kuruş kuruş topladığınız paraları
çarçur etmeyen o meslektaşlarım, 650 000 000-900 000 000 lirayla nasıl
geçiniyor?!
Sayın Bakan, bu yasayı ne
zaman getireceksiniz? Bu yasayı getirmenizi talep ediyoruz. Bu yasayla ilgili
kaynak nerede?.. Kaynak nerede, biliyor musunuz; akaryakıt kaçakçılarında.
Türkiye'yi -9 katrilyon civarında- akaryakıt kaçakçılığı cenneti haline
soktunuz, et kaçakçılığı cenneti haline soktunuz ve sınırları açarak, tarım
ürünlerinin girişini serbest hale getirdiniz, 100 milyar dolar civarındaki
ithalat patlamasıyla, Türkiye'yi bir ithalat cenneti haline dönüştürdünüz.
Türkiye'nin kaynağı ihracata dönüştürmesinden geçmektedir ve tefeciye
verdiğiniz 40 milyar dolar paranın vergilendirilmesinden geçmektedir. Eğer,
asgarî ücretliden vergi alıyorsanız, sanayi çarşısındaki makasçı Zeki ve
motorcu...
YAHYA BAŞ (İstanbul) -
Hasan...
MEHMET YILDIRIM (Devamla)
- Hasan; doğrudur... Hasan; doğru...
Kastamonu'da çalışan
sanayi esnafı, Bağ-Kur primini ödeyemeyen vatandaş, mart ayında, vergi barışı
için, vergi günleri için, koşarak vergisini ödüyorsa, tefeciden ne zaman vergi
alacaksın?.. 40 milyar dolar Türkiye'yi üten karapara sahiplerinden, bir gün
borsaya para yatırıp, ikinci gün faize para yatıran ve üçüncü gün dolara para
yatıran üçkağıtçılardan ne zaman bu Meclis hesap soracak?
Yüce Meclise saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Yıldırım.
Madde üzerinde 1 önerge
vardır; önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gelir
İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 21 inci
maddesinin (h) bendinde yer alan "ve mükelleflere" ibaresinin madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Salih Kapusuz |
Mehmet Emin Tutan |
Zülfü Demirbağ |
|
Ankara |
Bursa |
Elazığ |
|
Alaettin Güven |
Hasan Fehmi Kinay |
Nimet Çubukçu |
|
Kütahya |
Kütahya |
İstanbul |
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Kamu Görevlileri Etik
Kurulunun belirlediği ilkeler çerçevesinde idarece belirlenecek kurumsal etik
kuralların mükellefe duyurulması görevi bu birimin görevi olmadığından, madde
metninden çıkarılması sağlanmaktadır.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Komisyonun takdire bıraktığı, Hükümetin katıldığı önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge
istikametinde maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
22 nci maddeyi
okutuyorum:
Destek Hizmetleri Daire
Başkanlığı
MADDE 22.- Destek
Hizmetleri Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Başkanlığın ihtiyacı
olan her türlü yapım, satın alma, kiralama, bakım ve onarım, arşiv, sağlık ve
benzeri hizmetler ile mali hizmetleri yürütmek.
b) Fiziki çalışma
ortamlarını uygun ve standart hale getirmek.
c) Kaynak ihtiyaçlarını
etkin, verimli ve zamanında karşılamak.
d) Taşınır ve taşınmaz
kayıtlarını tutmak.
e) Basılı kâğıtlar ve
malzemenin temini ile yayın faaliyetleriyle ilgili hizmetleri yürütmek.
f) Başkanlığın sivil
savunma ve seferberlik hizmetlerini planlamak ve yürütmek.
g) Görev alanına giren
konularda Bakanlığın ilgili birimleri ile işbirliği yapmak.
h) Başkanlıkça verilecek
diğer görevleri yapmak.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Konya Milletvekili Sayın Ahmet Işık; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
AHMET IŞIK (Konya) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 22 nci maddesi üzerinde, şahsım adına söz
almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; millî gelirin yaklaşık yüzde 25'ini vergi olarak toplayan
gelir idaresinin, farklı mükellef gruplarının sorunlarının çözümlenmesi, vergi
sisteminin ekonomik ve sosyal politikalara uyumunun gözetilmesi, ekonomik
kalkınmanın sürdürülebilmesi, etkin vergi politikası uygulamaları ile
mükelleflerin vergiye uyumunun en üst seviyeye yükseltilmesi açısından önemli
sorumlulukları vardır. Bu, çok yönlü ve karmaşık görev ve fonksiyonları ile
ağır sorumluluklar, gelir idarelerini bütün ülkelerde çok önemli kılmaktadır.
Gelir idaresinin önemi ve söz konusu sorunların çözümünün gerekliliği de
dikkate alındığında, mevcut yönetim kapasitesinin güçlendirilmesine ve yeni bir
anlayışla yapılandırılmasına ihtiyaç olduğu da görülmektedir.
Mükelleflere en iyi
hizmetin adalet ve tarafsızlıkla sunulması ve mükellef haklarının korunması da,
yeniden yapılanmanın önemli hedefleri arasında yer almaktadır.
Bu amaçla, söz konusu
hizmetlerin ana hizmet çatısı altında sürdürülmesi öngörülmüştür.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisinin, iki yılı aşkın iktidar
sürecinde, vergi sisteminde de köklü değişimlere imza attığı görülmektedir.
Ekonomide kaydedilen olumlu gelişmelere paralel olarak vergi sistemimiz de
elden geçirilmiş, mevcut vergilendirme yaklaşımının tamamen değiştirilmesi
hedeflenmiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; kurum kazancı üzerinde yüzde 65'lere varan vergi yükü, yapılan
düzenlemelerle yüzde 45'lere çekilmiştir. Kurumlar Vergisi oranı yüzde 30'lara
çekilmiş, Gelir Vergisi mükellefleri, kendisi, eşi ve çocukları için yapmış
olduğu eğitim ve sağlık harcamalarını vergiye tabi gelirinden indirebilme imkânına
kavuşturulmuş, ücret gelirleri ile diğer gelirlerin vergileri 2005'ten itibaren
5 puan düşürülmüş, en yüksek gelir dilimi için geçerli olan yüzde 40 oranı,
yüzde 35'e, diğer gelirler için geçerli
olan yüzde 45 oranı ise, yüzde 40'a çekilmekle birlikte, bu indirimlerin
önümüzdeki yıllarda da devam edeceği hükümetimizce ifade edilmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; vergide en son gerçekleştirilen önemli bir indirim ise, KDV
oranlarında olmuştur. Sağlık ve eğitimdeki tüm hizmet ve ürünler, gıdada da
bazı ürünler, 1 Ocak 2005'ten
itibaren yüzde 18 değil, yüzde 8 oranında vergilendirilmiştir. Sağlık
sektöründe bazı mal ve hizmetlerde ise KDV oranı yüzde 1'e çekilmiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz bu tasarının hayırlı olmasını temenni
ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Işık.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
23 üncü maddeyi okutuyorum:
ALTINCI BÖLÜM
Taşra Teşkilatı
Taşra teşkilatı
MADDE 23.- Başkanlığın
taşra teşkilatı, doğrudan merkeze bağlı vergi dairesi başkanlıklarından oluşur.
Vergi dairesi başkanlıklarının kuruluş yerleri ve sayıları ile bunlara ilişkin
değişiklikler Bakanlar Kurulunca belirlenir.
Vergi dairesi
başkanlıklarına bağlı vergi dairesi müdürlükleri ile şubeler kurulmasına ve
bunların faaliyete geçirilmesine ilişkin usul ve esaslar ile mükelleflerin,
işyeri ve kanuni merkezlerine bağlı kalınmaksızın belirlenecek ölçütlere göre
hangi vergi dairesi müdürlüğü veya başkanlığına bağlı olacağını belirlemeye
Bakan yetkilidir.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına, Adana Milletvekili Sayın Kemal
Sağ; buyurun.
CHP GRUBU ADINA KEMAL SAĞ
(Adana) - Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; tam kürsüye geliyorum, çok
enteresan bir şey oldu, bütün kâğıtlarım dağılıverdi. Sanki bu ilahî bir
tesadüf gibi geldi bana; çünkü, Sayın Bakanım da bugün asırlık Maliye
Bakanlığını hakikaten dağıtmak üzere; bu kâğıtlar onu sanki ilahî bir işaret
gibi göstermiş oldu.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
- Sayın Defterdarım, bu size yakışmadı!..
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Manisa) - Kendinizi dağıtmış anlamına da gelir.
KEMAL SAĞ (Devamla) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 861 sıra sayılı Gelir
İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 23 üncü
maddesi hakkında CHP Grubu ve şahsım adına söz almış bulunuyorum; sözlerime
başlarken Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum; ancak, maddeyle ilgili
görüşlerime geçmeden önce, tasarının geneli hakkında birkaç söz söylemek
istiyorum.
Bu tasarının genel
gerekçesinde, dünyadaki vergi rekabetinin artışından söz edilerek yabancı
sermayenin daha düşük vergi ortamlarına kaydığı ve başta AB olmak üzere
uluslararası anlaşmaların vergilemede yeni normlar getirdiği, dolayısıyla, bu
gelişmelerin, vergi sistemimizi dünya trendleriyle uyumlaştırma zorunluluğu
doğurduğu ifade ediliyor.
Yine, tasarının genel
gerekçesinde, değişikliğe neden olan ülkeiçi sebepler, daha doğru bir ifadeyle
sorunlar, idarenin mevcut şekliyle incelenmesinin bir sonucu olarak,
organizasyon yapısının içe dönük olduğu noktasında yoğunlaştırılmış;
merkez-taşra ilişkisi ise, idarî bir bütünlük içerisinde olmadığı şeklinde
değerlendirilmiştir.
Önerilen yapının
gerekçeleri de, güçlü bir merkez-taşra teşkilatının oluşturulması, idarî
anlamda taşranın doğrudan merkeze bağlı olması, yetki devrini esas alan ve
mümkün olduğunca yatay bir organizasyonun ortaya konulması, bu amaçla, merkez
ve taşradaki fonksiyonel birimlerin hiyerarşiye yol açmadan, doğrudan ve hızlı
bir şekilde iletişiminin hedeflenmesi, merkezde yer alan birimlerin, strateji
geliştirme, koordinasyon ve yönlendirme kapasitelerinde artış, taşra
birimlerine de inisiyatif kullanma ve operasyonel esneklik imkânının
sağlanması, merkez ve taşra birimleri görev tanımlarında mükerrerliğin
önlenmesi ve özellikle taşrada ortak hizmetlerin birleştirilmesi yoluyla
verimliliğin artırılması şeklinde sıralanmıştır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; bakalım, öngörülen değişiklikler gerekçelere ve gerçeklere
uygun düşüyor mu. Güçlü bir gelir idaresi sloganıyla yola çıkılan sürecin bu
ilk aşamasında, Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında 178 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin, bu kararnamedeki adıyla Gelirler Genel
Müdürlüğünün görevlerini belirleyen 12 nci maddesindeki,
"a) Devlet gelirleri
politikasını hazırlar ve uygular" hükmü tamamen kaldırılmış,
"b) Devlet
gelirlerine ilişkin kanun ve tüzükleri ve bunlarla ilgili her türlü
değişiklikleri hazırlar" hükmü "devlet gelirleri politikasıyla ilgili
kanun ve kararname çalışmalarına katılmak" şeklinde değiştirilmiş,
"c) Devletin gelir
bütçesini gerekçesiyle birlikte düzenler" hükmü tamamen kaldırılmış,
"e) Gelirlere tesiri
olan her türlü kanun teklif ve tasarılarını inceleyip, bunlar hakkındaki
düşünceleri bildirir ve tasarıların devlet gelirleri politikasına ve vergi
tekniğine uygunluğunu sağlar" hükmü "gelirleri etkileyen her türlü
kanun tasarı ve tekliflerini vergi tekniği ve uygulamaları açısından
inceleyerek görüş bildirmek" şeklinde değiştirilmiş,
Son olarak da "Milletlerarası vergi
ilişkilerini yürütür, ikili veya çok taraflı vergi anlaşmaları yapar"
hükmü, "görev alanına giren konularda, uluslararası gelişmeleri izlemek ve
Avrupa Birliği, uluslararası kuruluşlar ve diğer devletlerle işbirliği
yapmak" şeklinde düzenlenmiştir.
Sayın milletvekilleri,
burada bazı örneklerini verdiğimiz bu değişiklerle -yeni adıyla- Gelir İdaresi
Başkanlığının gücünü artırdığının ileri sürülmesi, akıl ve izan sınırları
içerisinde, mümkün değildir. Maliye Bakanlığının diğer birimlerinin mevzuatında
ya da mevcut mevzuatla verilmiş görevlerinde bir değişiklik yapılmadığına göre,
yeni adıyla Gelir İdaresi Başkanlığının, eski adıyla Gelirler Genel Müdürlüğüne
kıyasla azaltılmış yetkilerini kim ya da kimler kullanacaktır?
Şimdi, gelelim, maddeyle
ilgili görüşlerime.
Sayın Bakanım, sayın
milletvekilleri; ikibuçuk yıldır şu Yüce Mecliste, onlarca kez konuşma yaptım.
Hemen hemen tüm konuşmalarımda, konuların özüne değinmeye, boş laf konuşmamaya,
can alıcı noktalarda sorular sorarak düşündürtmeye ve genellikle öneriler
getirerek o konuda çözüm üretmeye çalıştım.
Bugün de, yetiştiğim,
içinden geldiğim, gerçekten bir ocak olduğuna inandığım Maliye camiasının acı
bir gerçeğini, size, bir kez daha hatırlatmak istiyor, bir kez daha düşünmenizi
istirham ediyorum.
Sayın Bakanım, sizin
çocuğunuza birisi haksızlık yapsa, beş defa sınav kazanarak hak ettiği bir
görevi elinden alırsa ne yaparsınız?!
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Benim çocuğuma her zaman haksızlık yapıldı.
KEMAL SAĞ (Devamla) - O
zaman, bu konuyu daha iyi anlarsınız, Sayın Bakanım.
Peki, Sayın Bakanım, siz,
Maliye Bakanı değil misiniz?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Evet.
KEMAL SAĞ (Devamla) -
Siz, 110 000 kişilik bu büyük camianın aile reisi ve Bakanı değil misiniz?..
Siz, 43 000 kişilik gelir idaresi camiasının reisi ve babası değil misiniz?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Evet.
KEMAL SAĞ (Devamla) -
Güzel... Peki; sayıları 6 000'i aşan, yıllarını bu mesleğe veren, çoğunluğu iki
yıl süreyle ailesinden ayrı kalma pahasına maliye kursunda eğitim alan ve yüzde
90'ı üniversite mezunu olan vergi dairesi ve gelir şefleri ile müdür
yardımcıları ve müdürler sizin üvey evladınız mı Sayın Bakanım?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Hayır, öz evladımız.
KEMAL SAĞ (Devamla) - Bu
değerli meslektaşlarımın, en az 5-6 defa sınav kazanarak, geceli gündüzlü
çalışarak elde ettikleri müdür yardımcılığı ve şeflik haklarını ellerinden
alarak, müdürlerin yetkilerini kısıtlayarak onları mağdur etmek hiç mi
yüreğinizi sızlatmıyor, Sayın Bakanım?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Yanlış, yanlış!
KEMAL SAĞ (Devamla) -
Onların çektiği ıstırap ve zulüm hiç mi vicdanınızı acıtmıyor Sayın Bakanım?!
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Hatalısın Kemal!
KEMAL SAĞ (Devamla) -
Sayın Bakanım, evet, şimdi, sakın ola ki, biz onların unvanlarını mı aldık,
haklarını mı gasbettik diye sormaya kalkmayın lütfen. Bugün, bu konunun içinde
olan, eli taşın altında olan herkes biliyor ki, bu olay, geçici bir durumdur ve
geçiş süreci sonunda, maalesef, dediklerim olacak ve bahsettiğim bu 6 000
arkadaşım, Yüce Meclisin affına sığınarak söylüyorum, lütfen beni bağışlayın,
yolunmuş tavuk gibi ortada kalacaktır.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Yanlış, yanlış!
KEMAL SAĞ (Devamla) -
Sayın Bakanım, aylardan, hatta yıllardan beri, daha da açığı kırkbeş yıldan
beri, meşhur White Raporundan beri, bu ülkede, gizli veya açık bir şekilde,
Maliye Bakanlığı bünyesinde bir gelir idaresi özerkliği hikâyesi, temcit pilavı
gibi anlatılır durur. Bir müfettiş-hesap uzmanı çekişmesi sunî bir şekilde
uzayıp gider.
Bugün şunu söylemek
zorundayım: Sırf IMF istiyor diye, bu güzelim teşkilatı ve onun değerli
personelini üzmeye kimsenin hakkı yoktur; Sayın Bakanım, izin verin, sizin de
hakkınız yoktur. Sırf IMF'yi mutlu edelim, Sayın Babacan IMF'ye söz verdi,
sözümüzden dönemeyiz diye, bu kadar insanın haklarını elinden almaya kimsenin
hakkı olmamalıdır. Birkısım insanların hakları ellerinden alınırken, diğer
gruplara da, ağızlarına bir parmak bal çalarcasına, gerekli gereksiz birtakım
tavizler ve sus payı verilmesini de anlamak mümkün değildir.
Bu insanlar, bu yasa
çıkmadan önce, birlikte, huzur içinde, düzenli bir hiyerarşi içerisinde
çalışıyorlardı. Şimdi, merak ve endişeyle soruyorum Sayın Bakanım: Birkısım
arkadaşlara ulufe dağıtırken, birkısım arkadaşların hakları ellerinden
alınırken, ne yapalım, maaşlarınızı biraz artırıyoruz, daha ne istiyorsunuz da
diyebilirsiniz... Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, sizin deyiminizle,
gelir idaresi özerk hale gelince, siz, vergi idaresinin çalışma şevkinin,
veriminin ve vergi gelirlerinin artacağını mı sanıyorsunuz?..
Sayın Bakan, eğer her şey
kanunlarla hallolsaydı, bugün, örneğin sosyal güvenlik sistemindeki kargaşa ve
finansal açıklar olur muydu?! Her şey "ben yaptım oldu" ile
hallolsaydı, SSK hastanelerindeki kargaşa ve başıboşluk son bulmaz mıydı?!
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; izninizle, Sayın Maliye Bakanına önemli bir hususu hatırlatmak
ve bir soru daha sormak istiyorum. Sayın Bakanım, siz değil miydiniz, 2003 ve
2004 bütçe sonuçlarını açıklarken, bu memurlara, bu şeflere, bu müdür
yardımcıları ve müdürlere teşekkür eden?.. Neden teşekkür ediyordunuz; çünkü,
bu değerli personeli haksız ve hukuksuz bir şekilde mükellefin üzerine
göndermiştiniz. Bunlar sayesinde, mükelleflerden, zorla -çok affedersiniz, kaba
tabirle oldu ama- Deli Dumrul misali usulsüz vergi toplamıştınız! Neredeyse,
vergi mevzuatımızda yer alan beyan usulünü salma usulüne çevirmiştiniz.
Az önce bir telefon aldı
bir vekil arkadaşım Antalya'dan, bugün de şoförler üzerinde
"vergilerinizin matrahlarını artırın" diye bir dayatma başlamış.
Bilginize sunuyorum bunu da Sayın Bakanım.
Sayın Bakanım, bizler,
mükelleflerin şikâyet ve sıkıntılarını, size, çeşitli şekillerde aktarırken,
siz duymazlıktan geliyor, zaman zaman da bu hukuka aykırı tutumunuzu
savunuyordunuz. Şimdi ne oldu da Sayın Bakanım, bir çırpıda bu değerli
personeli bir kenara itiverdiniz? Baktınız büyük tepki var; bu defa
"pardon" dediniz, "sehven unutmuşuz" dediniz, "tekrar
unvanlarını vereceğiz" dediniz; ama, herkes biliyor ki, zaten geçiş
sürecinde bu yetki ve unvanlar kullanılacaktır. Önemli olan, geçiş süreci
bitince ne olacaktır, Sayın Bakanım?
Sayın Bakanım, şimdi
sadede gelelim lütfen. Şimdi, burada, 6 000 vergi personeline, evet, geçiş
sürecinden sonra da sizleri aynen koruyacağım diyebiliyor musunuz? Bu
arkadaşları, yeni sisteme entegre ederek, en azından gelir uzmanlığı haklarını
veriyor musunuz? Şu anda,
televizyonları başında bizleri umut ve heyecanla izleyen 40 000'i aşkın Maliye
personeline, hak ve yetkileri elinden alınan 6 000'in üzerindeki arkadaşımıza
söz verebiliyor musunuz? Gelin, bu hatayı düzeltelim Sayın Bakanım, bu çınarı
devirmeyelim, bu barış ortamını bozmayalım, bu arkadaşları kazanalım, sokaklara
dökülmesini önleyelim. Samimiyetinizi ya da aksini, şu anda belirleyeceğiniz
tavrınız ortaya koyacaktır. Sizi, bu konuda, benden sonra, lütfen, açıklama
yapmaya davet ediyorum.
Sayın Bakanım, ömrümün
yarısını Maliyeye verdim. İzin verin, size bir şey daha anlatmak istiyorum;
çünkü, bugün içim yanıyor Sayın Bakanım. Şimdi, siz, AKP Hükümetinin, her
alanda yapmaya çalıştığı "mevcut düzeni hele bir değiştireyim, taşları
yerinden hele bir oynatayım" mantığıyla hareket ediyorsunuz. Nedenini
söyleyeyim. Bakınız, defterdarlık sistemi, Osmanlıdan beri gelen oturmuş bir
kurumdur. Uzun bir süreden beri, birileri bu kurumu yıpratmaya çalışıyor.
Efendim, defterdarın 41 ayrı görevi varmış, gelir idaresine bakmaya zaman
bulamıyormuş, siyasî baskı altındaymış, gelir idaresi de bu yüzden özerk
olmalıymış ve benzerleri...
Bakınız, sayın
milletvekilleri, çoğunuzun belki bilmediği defterdarlık sistemi nasıl çalışır,
size kısaca anlatayım.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Sağ, bütün
arkadaşlarıma uyguladığım usulü size de uygulayacağım, 1 dakikalık eksüre vereceğim;
konuşmanızı lütfen tamamlayınız.
Buyurun.
KEMAL SAĞ (Devamla) -
Teşekkür ederim.
Defterdarlık, vergi
daireleri kanalıyla, devletin vergilerini toplar; saymanlıklar kanalıyla, kamu
harcamalarını yapar; millî emlak kanalıyla, devletin tüm mallarını idare eder
ve muhakemat kanalıyla da, devletin hukukî işlemlerini tekemmül ettirir.
Sayın Bakanım, siz, bir
Maliye Bakanı olarak, bu sistemi nasıl daha güçlendiririm diye düşünmeniz
gerekirken, IMF'nin talimatıyla, bu uç beylerinizi feda ediyorsunuz. Öylesine
feda ediyorsunuz ki, defterdarların iki üç kademe altında, defterdara bağlı
olarak çalışan vergi denetmeni arkadaşlarıma YMM hakkını, sırf seslerini
kesmeleri için verirken, bu teşkilatta her ne şart altında olursa olsun, tek
hedefi maliye ve devlete hizmet olan 81 il defterdarına bu hak sakınılmıştır,
verilmemiştir. Bunun yanında, yurdun dört bir yanında özveriyle görev yapan 189
vergi dairesi müdürü de bu haktan mahrum edilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Sağ,
teşekkür ediyorum. Bugünkü uygulama bu şekilde; 1 dakikalık süreyi bütün
arkadaşlara uyguladım. Mikrofonunuzu açacağım, teşekkür eder misiniz lütfen.
Buyurun.
KEMAL SAĞ (Devamla) -
Efendim, bir sonraki maddede devam edeceğim.
Hepinize saygılar
sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Sağ,
nezaketinize çok teşekkür ediyorum, sağ olun.
Madde üzerinde, şahsı
adına, Kütahya Milletvekili Sayın Alaettin Güven; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ALAETTİN GÜVEN (Kütahya)
- Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; 861 sıra sayılı Gelir
İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde
söz almış bulunuyorum, şahsım adına; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
görüştüğümüz maddede, artık, merkeziyetçilikten yerele doğru bir gidiş söz
konusu. Tabiî, bu, gelir idaresi teşkilat ve görevlerinde de yerinden yönetim,
yerinden idare şekli de gelişiyor; önemli bir konu tabiî. Bu yerinden
yönetimle, ayrıca, tasarımızın genel gerekçelerinde de gelir idaresinin
gelirleri elde ederken, bir tabirle, toplarken, görevini yerine getirirken
özellikle mükelleflerin vergi yasalarına gönüllü uyumunu sağlamak, vergi
mükellefleriyle olan ilişkileri karşılıklı anlayış, güven esasına uygun olarak
geliştirmektir derken de, bizim öz kültürümüzde her işin başı olan
"sevdiriniz, nefret ettirmeyiniz; müjdeleyin, korkutmayın" esasına
dayalı bir teşkilatlanma yapısı olduğundan dolayı da, inşallah, gelir
idaresinin bu teşkilatlanması neticesinde gelirlerimizin toplanması daha yetkin
ve etkin olacaktır diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Güven,
teşekkür ediyorum.
Madde üzerinde 2 adet
önerge vardır; önergeleri önce geliş sıralarına göre okutup, sonra,
aykırılıklarına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gelir
İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 23 üncü
maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
"Başkanlığın taşra
teşkilatı doğrudan merkeze bağlı Vergi Dairesi Başkanlıklarından oluşur. Her
ilde en az bir Vergi Dairesi Başkanlığı kurulur. Aynı ilde birden fazla Vergi
Dairesi Başkanlığının kurulması hususu Bakanlar Kurulunca belirlenir."
|
Mustafa Özyürek |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
Vezir Akdemir |
|
Mersin |
İstanbul |
İzmir |
|
Erdal Karademir |
Kemal Kılıçdaroğlu |
Mehmet Yıldırım |
|
İzmir |
İstanbul |
Kastamonu |
BAŞKAN - Şimdi en aykırı
önergeyi okutup, işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gelir
İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 23 üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Salih Kapusuz |
Mustafa Ataş |
Sedat Kızılcıklı |
|
Ankara |
İstanbul |
Bursa |
|
Ahmet Çağlayan |
Şerif Birinç |
Alaettin Güven |
|
Uşak |
Bursa |
Kütahya |
"Madde 23.-
Başkanlığın taşra teşkilatı, doğrudan merkeze bağlı vergi dairesi başkanlıkları
ile vergi dairesi başkanlığı kurulmayan yerlerde bu Kanunun 24 ve 25 inci
maddelerindeki görev ve yetkileri haiz vergi dairesi müdürlüklerinden oluşur.
Vergi dairesi başkanlıklarının kuruluş yerleri ve sayıları ile bunlara ilişkin
değişiklikler Bakanlar Kurulunca belirlenir.
Vergi dairesi
başkanlıklarına bağlı vergi dairesi müdürlükleri ile şubeler kurulmasına ve
bunların faaliyete geçirilmesine ilişkin usul ve esaslarla; aynı il sınırları
içinde kalmak kaydıyla mükelleflerin, işyeri ve kanunî merkezlerine bağlı
kalınmaksızın belirlenecek ölçütlere göre hangi vergi dairesi müdürlüğü veya
başkanlığına bağlı olacağını belirlemeye Bakan yetkilidir."
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Bu okunan önergeye katılıyoruz Sayın Başkan.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
Gerekçe okunsun Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Taşra teşkilatının merkez
teşkilatı ile ilişkilerine açıklık getirilmektedir.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Komisyonun takdire bıraktığı, Hükümetin katıldığı önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Saygıdeğer milletvekili
arkadaşlarım, 23 üncü maddeyi tümüyle değiştiren Ankara Milletvekili Salih
Kapusuz ve arkadaşlarının önergesi kabul edildiğinden, aynı maddenin birinci
fıkrasının değiştirilmesini öngören, Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek ve
arkadaşlarının önergesini işlemden kaldırıyorum.
Sayın milletvekilleri...
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz.
BAŞKAN - Daha oylamaya
geçmedim; geçince arayayım.
Sayın milletvekilleri,
kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı yoktur; birleşime 5 dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 17.08
Açılma Saati : 17.25
BAŞKAN : Başkanvekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER : Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84 üncü Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
861 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
V.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
3.- Gelir
İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu (1/989) (S. Sayısı: 861) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükümet yerinde.
Tasarının 23 üncü
maddesinin oylamasında karar yetersayısı bulanamamıştı.
Şimdi, 23 üncü maddeyi
oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısını arayacağım.
23 üncü maddeyi kabul
edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir; karar yetersayısı vardır.
24 üncü maddeyi
okutuyorum:
Vergi Dairesi Başkanlığı
MADDE 24.- Vergi Dairesi
Başkanlığının amacı, yetki alanı içinde ekonomik faaliyetleri ve gelişmeleri
yakından takip etmek, sektör ve mükellef gruplarının ihtiyaçlarına uygun
hizmetleri en iyi şekilde sunmak ve yetkinlikleri geliştirmek suretiyle vergi
yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlamaktır.
Vergi Dairesi Başkanlığı;
yetki alanı içindeki mükellefi tespit etmek, vergi ve benzeri mali
yükümlülüklere ilişkin tarh, tahakkuk, tahsil, terkin, tecil, iade, ödeme,
muhasebe ve benzeri işlemleri yapmak, bu işlemlere ilişkin olarak yaratılan
ihtilaflarla ilgili yargı mercileri nezdinde talep ve savunmalarda bulunmak,
gerektiğinde temyiz ve tashihi karar talebinde bulunmak, yargı kararlarının
uygulanması işlemlerini yürütmek, vergi uygulamalarını geliştirmek ve
iyileştirmek, mükelleflere kanunların uygulanması ile ilgili görüş bildirmek,
mükellefi hakları konusunda bilgilendirmek ve uygulamalarında mükellef
haklarını gözetmek, mükellef hizmetleri ile bilgi işlem, istatistik, bilgi
toplama, eğitim, satın alma, kiralama, vergi inceleme ve denetimi, uzlaşma,
takdir ve benzeri görevleri ve işlemleri yürütmekle görevli ve yetkilidir.
Vergi dairesi
başkanlıkları bünyesinde; mükellef hizmetleri, vergilendirme, denetim, tahsilat
ve hukuk işleri, muhasebe, insan kaynakları, destek hizmetleri ve benzeri
fonksiyonlar için grup müdürlükleri ve bunlara bağlı müdürlükler ile yetki
alanlarında ekonomik analizler yapmak ve mükellef hizmetlerini en yakın yerden
sunmak üzere şubeler kurulur. Merkez ile taşra birimleri arasındaki fonksiyonel
ilişkiler doğrudan sağlanır. Bunların organizasyon yapıları, görevleri, yetki
ve sorumlulukları, merkez teşkilatıyla ilişkileri ile çalışma usul ve esasları
yönetmelikle düzenlenir.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Trabzon Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi.
Sayın Hamzaçebi, buyurun
efendim.
CHP GRUBU ADINA MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının bu
maddesi, taşra teşkilatı kapsamında vergi dairesi başkanlıklarını
düzenlemektedir.
Bu madde, hükümet
tasarısında 25 inci madde olarak yer alıyordu ve başlığı, "Gelir İdaresi
Bölge Başkanlığı" idi. Hükümet tasarısında, taşrada 22 tane bölge
başkanlığı kuruluyordu. Bu bölge başkanlığı, vergi dairesi olarak
tanımlanıyordu ve 22 bölge başkanlığına bağlı olarak da şubeler açılması öngörülüyordu.
Tasarı genel gerekçesinde
mevcut idarî yapıyı eleştirirken özellikle bu hususu öne çıkararak, bu yapıyla
vergi toplama maliyetinin yükseldiğini savunuyordu. Dolayısıyla, bunu azaltmak
için, vergiyi daha düşük maliyetle toplayabilmek için taşrada farklı bir
örgütlenme öngörüyordu. Kendine göre bir model kurmuştu. Bölge başkanlığının
kendi içinde bir tutarlılığı vardı. Plan ve Bütçe Komisyonu çalışmalarında
bölge başkanlığı düşüncesinden hükümet vazgeçti, vergi dairesi başkanlıkları
olarak düzenledi; ancak, bu vergi dairesi başkanlığının altında ayrıca vergi
dairesi müdürlüklerinin olması da getirildi. Hükümet tasarısında vergi dairesi
müdürlüğü yoktu, onun yerine şubeler vardı.
Şimdi, bir başka
önergeyle hükümet bu düşüncesinden vazgeçiyor, taşrada ana birimin vergi
dairesi başkanlığı olması düşüncesinden de vazgeçip, vergi dairesi başkanlığı
yanında, taşrada vergi dairesi başkanlığı bulunmayan yerlerde vergi dairesi
müdürlüğünün de bir taşra birimi olduğu söyleniyor.
BAŞKAN - Sayın Hamzaçebi,
bir 5 saniyenizi rica edeceğim.
Saygıdeğer milletvekili
arkadaşlarım, salon içindeki uğultu sebebiyle sayın hatibin konuşması
anlaşılmıyor. Lütfen...
Buyurunuz Sayın
Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yani, Maliye Bakanlığımız
henüz taşrada nasıl bir örgütlenmeye gideceğine karar verebilmiş değil. Hükümet
tasarısından Genel Kurula gelene kadar iki kez değişen düşünce söz konusu ve
iki kez değişen düşünceyle aşağı yukarı bugünkü yapıya, bugün uygulamada olan yapıya
benzer bir yapıyı kurmayı düşünüyor. Tek farkı, bugünkü yapıda vergi daireleri
defterdara bağlı, yeni tasarıda vergi dairesi başkanlıkları doğrudan Ankara'ya,
yani, Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı olacak.
Şimdi, ben sormak
istiyorum, bütün yapıyı hemen hemen bugünkü haline getirdikten sonra, bütün
kabahat defterdarlıklarda mı, defterdarlık kurumunda mı diye sormak istiyorum.
Bölge başkanlığını ortaya koyarken onun kendi içinde bir tutarlılığı vardı,
savunulabilir, defterdarlık kurumunun alternatifi olarak ortaya konulabilir;
ama, şu yapının, önergeyle getirilen bu yapının, defterdarlık kurumu dışında,
mevcut yapıdan hiçbir farkı kalmamaktadır değerli arkadaşlar ve tekrar
soruyorum; bütün kabahat defterdarlık kurumunun mu?!
Devam ediyorum. Bu
şekilde bir yapılanmayla, tasarının diğer maddelerinde, gelir idaresinin
yapısına güç katmayan, hatta, tersine, bugünkü gücünden daha geriye gitmesine
neden olan düzenlemelerle birlikte, bu teşkilatın defterdarlık kurumundan
koparılması, korkarım, bu idareyi zayıflatır. Korkarım diyorum; çünkü,
defterdarlık kurumunun bu yapıya, bu teşkilata kattığı bir güç vardır.
Defterdarlığın, malî idarenin ildeki en büyük temsilcisi olması nedeniyle,
gelir idaresine, görev alanındaki diğer unsurlardan aldığı güçle yapmış olduğu bir
destek, vermiş olduğu bir güç vardır. Şimdi, bu gücü dengeleyecek veya bu gücün
yerine konulabilecek bir gücü bu tasarı getirmemektedir.
Bir kere, altyapı
yatırımları için bu idareye bir esneklik vermiyor bu tasarı. Plan ve Bütçe
Komisyonunda, böyle bir güvenceyi, tasarıya, özellikle benim önerimle
koymuştuk. Gelir İdaresi Başkanlığının bu yeni modelde ihtiyaç duyacağı altyapı
yatırımlarını sağlayabilmek için kendisine bir ödenek güvencesi verilmesini
sağlamaya yönelik madde, maalesef, altkomisyonda koymamıza rağmen, Plan ve
Bütçe Komisyonunda çıkarıldı. Bir kere, altyapı yatırımını yapamıyor, harcama
esnekliği yok. Oysa, yarı özerk veya güçlü gelir idarelerinin önemli bir
özelliği, genel bütçe veya harcama kurallarına kıyasla biraz daha esnekliğinin
olmasıdır, personel politikalarında biraz daha esnekliğinin olabilmesidir.
Bütün bunların hiçbirinde, bu idarenin esnekliği yok. Yatırımları için bir
ödenek güvencesi yok. Bu idare, genel tebliğ çıkarma gücüne bile sahip değil.
Şimdi, bu idare nasıl güçlü olacak, gerçekten merak ediyorum. Bu değişiklikler,
bu idareyi giderek daha güçsüz kılan bir yapıya dönüştürmektedir. Bunun tek bir
anlamı var, bu tasarının tek bir hedefi var bana göre; bu tasarı, Türkiye'nin
ihtiyacı olduğu için değil, sadece, hükümetin IMF'ye vermiş olduğu bir söz
nedeniyle çıkarılıyor. İşte, bir şey yapılmış gözükülüyor, yapıyormuş gibi
görünülüyor maalesef, üzülerek belirtmek istiyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Hamzaçebi.
Madde üzerinde, şahsı
adına, Adana Milletvekili Sayın Kemal Sağ; buyurun.
KEMAL SAĞ (Adana) - Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; önce şu konuşmamı bir tamamlayayım, sonra bir
açıklama daha yapacağım.
Sayın Bakanım, 2 700
kişiye YMM hakkı verirken -demiştim- 81 defterdara ve 189 vergi dairesi
müdürüne bu hakkı vermediğiniz için, eski bir defterdar olarak, üzüntümü
belirtmiştim. Şimdi, zannediyorum, vergi denetmeni arkadaşlarım, buradan, bu
hakkın verilmesini istemediğimi düşünmüş olabilirler. Öyle bir düşünce asla mümkün
değildir. Benim düşüncem, yoklukta değil, varlıkta eşitliktir. Yetkileri
dağıtırken de, hem bu denetmen arkadaşlarımız hak etmişlerdir, bu hakkı,
biliyorum ki, hakkıyla kullanacaklardır ve mevcut piyasadaki denetimi de
artıracaklar ve daha etkin hale getireceklerdir; ama, ben diyorum ki, biz,
yoklukta değil, varlıkta eşit olalım. Yani, yetkisi bulunmayan ve yetki
verilmeyen 81 il defterdarına ve 189 vergi dairesi müdürüne de bu hakkın
verilmesini talep ediyorum. Denetmen arkadaşlarım eğer yanlış anladılarsa, bunu
düzeltiyorum. Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, bugün,
siz, birçok gün yaptığınız gibi, belki aşka gelir, bu arkadaşlarımıza da, yani,
defterdar ve vergi dairesi müdürlerimize de bu hakkı verirsiniz diye
düşünüyorum ve inanıyorum ki, siz eğer bunu vermeyi düşünürseniz, bunun yolu da
kolaydır. Sizden bunu bekliyorum Sayın Bakanım.
Son bir örnek vermek
istiyorum. Değerli arkadaşlar, 1980'li yıllarda Hazine, Maliye Bakanlığından
ayrılmıştı. Peki ne oldu ayrıldı da?! Görüyorsunuz, kamu borçlarının durumu
ortada. Bu da normaldir; çünkü, vergiyi Maliye toplar, Hazine harcar,
yetmeyince de borçlanır. Davul birinin omzunda, tokmak diğerinin elinde. Sayın
Bakanım, şimdi gelir idaresini özerkleştiriyorsunuz; sonucunu size şimdiden
söyleyebilirim; özerk; ama, maalesef, güçsüz bir teşkilat yaratıyorsunuz.
Sayın Başkanım, sözlerimi
tamamlarken, bir açıklama daha yapmak istiyorum. Bakınız, kaç günden beri,
gerek Büyük Millet Meclisi önünde gerekse il defterdarlıklarında ve vergi
dairelerinde... İşte, dün Isparta'da, Büro-Sen ve Kamu-Sen müşterek olarak
Kaymakkapı'da yürüdüler. Adana'da, İstanbul'da, İzmir'de ve Türkiye'nin dörtbir
yanında Maliye memurları, şu anda, infial halinde, üzüntü içerisinde; sizin
bugün vereceğiniz müjdeleri bekliyor Sayın Bakanım. Bunu da buradan belirtmek
istedim.
Efendim, ben, bu
duygularımla, düşüncelerimi arz ettim; artık, bundan sonrası AKP İktidarına ve
Sayın Maliye Bakanıma kalıyor.
Teşekkür ediyor, Yüce
Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Sağ.
Sayın Muhsin Koçyiğit?..
Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
25 inci maddeyi
okutuyorum:
Vergi Dairesi Başkanı
MADDE 25.- Vergi Dairesi
Başkanı; Vergi Dairesi Başkanlığının amiri olup, yetki alanındaki işlemlerin
mevzuat hükümlerine göre yürütülmesi ve izlenmesi, vergi inceleme ve
denetimlerinin gerçekleştirilmesi, kendisine bağlı birimlerin görevlerini etkin
bir şekilde yerine getirmelerinin sağlanması, mükelleflere kanunların uygulanmasına
ilişkin görüş bildirilmesi, mükellef haklarının gözetilmesi, faaliyetleri
hakkında Başkanlığın bilgilendirilmesi, kanunlara aykırı hareketi görülenler
hakkında takibatta bulunulması ve emrine atanan personelin özlük işlemlerinin
yürütülmesinden doğrudan Başkanlığa karşı sorumludur.
Ödenek gönderme belgesi
ile verilen harcama yetkisi çerçevesinde Vergi Dairesi Başkanlığınca yapılacak
ödemelere ilişkin harcama yetkisi, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol
Kanununun 31 inci maddesinde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde Vergi
Dairesi Başkanlığınca kısmen veya tamamen grup müdürlüklerine veya vergi
dairesi müdürlüklerine devredilebilir.
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
26 ncı maddeyi okutuyorum:
YEDİNCİ BÖLÜM
Yetki ve Sorumluluk
Yöneticilerin
sorumlulukları
MADDE 26.- Başkanlığın
her kademedeki yöneticileri görevlerini mevzuata, stratejik plan ve
programlara, performans ölçütlerine ve hizmet kalite standartlarına uygun
olarak yürütmekten üst kademelere karşı sorumludur.
BAŞKAN - Madde üzerinde 1
adet önerge vardır; önergeyi okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 861
sıra sayılı tasarının "Yöneticilerin sorumlulukları" başlıklı 26 ncı
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
M. Akif Hamzaçebi |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
Mehmet Yıldırım |
|
Trabzon |
İstanbul |
Kastamonu |
|
Gürol Ergin |
Osman Kaptan |
Enis Tütüncü |
|
Muğla |
Antalya |
Tekirdağ |
|
Birgen Keleş |
Kemal Kılıçdaroğlu |
M. Mesut Özakcan |
|
İstanbul |
İstanbul |
Aydın |
|
|
Mustafa Özyürek Mersin |
|
"Yöneticilerin
sorumlulukları
Madde 26.- Başkanlığın
her kademedeki yöneticileri görevlerini mevzuat, stratejik plan ve programlara
uygun yürütmekten üst kademelere karşı sorumludur. Yöneticiler, stratejik
planlarda belirlenen amaç ve hedeflere ulaşmakla ilgili hesap verme
sorumluluklarını yerine getirmekle yükümlüdür."
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının
"Yöneticilerin sorumlulukları" başlıklı 26 ncı maddesinde, her
kademedeki yöneticilerin görevlerini performans ölçütlerine uygun yürütmekten
sorumlu olduğu yazılıdır. Kamu görevlilerinin görevlerini performans
ölçütlerine uygun olarak yürütmeleri çok anlamlı değildir; çünkü, performans
ölçütü, en kaba tanımıyla, herhangi bir şeyin sayısal göstergesidir. Yöneticilerin
faaliyetlerini birim başına maliyet ya da başvuru sayısı gibi ölçütlere uygun
yürütmekten sorumlu olmalarının hiçbir makul nedeni yoktur.
Çağdaş kamu
yönetimlerinde sorumluluk, çıktı ve sonuçlar üzerinden değerlendirilen bir
kavramdır. Performans ölçütleri veya performans göstergeleri, amaç ve hedeflere
ulaşılıp ulaşılmadığını anlamamıza yardım eder. Bu nedenle, performans
ölçütlerini oluştururken bunların çıktı ve sonuçlarıyla ilgili değerlendirme
yapmaya uygun göstergeler olmasına büyük dikkat sarf edilir. Amaç ve uzun
dönemli hedefler, sonuçlarla, yıllık hedefler, çıktılarla ilgili olduğundan
değerlendirme yapmaya uygun ölçütler seçilirken bu hususa da dikkat edilir.
Yöneticilerin görevlerini
stratejik plana uygun yürütmesi, stratejik plan çerçevesinde belirlenen
performans ölçütlerini de zaten içermektedir ve yöneticilerin başarılı olup
olmadıklarını en iyi şekilde, stratejik planlarda belirlenen amaç ve hedeflere
ne ölçüde ulaşıldığının sergilenmesi ile anlayabiliriz.
Açıklanan nedenlerle 26
ncı maddenin önergede belirtildiği şekilde değiştirilmesi, kamu yönetiminin
çağdaş kavramlarının daha doğru ve etkili bir şekilde kullanılmasını
sağlayacaktır.
BAŞKAN- Sayın
milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
26 ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
27 nci maddeyi
okutuyorum:
Yetki devri
MADDE 27.- Başkan ve her
kademedeki Başkanlık yöneticileri, sınırlarını açıkça belirtmek ve yazılı olmak
şartıyla, yetkilerinden bir kısmını astlarına devredebilir. Yetki devri uygun
araçlarla ilgililere duyurulur.
BAŞKAN- 27 nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
28 inci maddeyi
okutuyorum:
SEKİZİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Atama
MADDE 28.- Başkan
yardımcıları, daire başkanları, vergi dairesi başkanları ve gelirler
kontrolörleri, Başkanın önerisi üzerine Bakan tarafından; 23.4.1981 tarihli ve
2451 sayılı Kanun hükümleri dışında kalan diğer personelin atamaları Başkan
tarafından yapılır. Başkan bu yetkilerini gerekli gördüğü takdirde alt
kademelere devredebilir.
Başkan kadrosuna atanmak
için; hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler
fakültelerinde en az lisans düzeyinde yüksek öğrenim görmüş, Bakanlıkta veya
Başkanlıkta fiilen en az üç yıl çalışmış olmak gerekir.
Başkan yardımcısı, daire
başkanı ve vergi dairesi başkanı kadrolarına atanacakların; hukuk, siyasal
bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler fakültelerinde en az
lisans düzeyinde yüksek öğrenim görmüş ve Devlet memuriyetinde en az on hizmet
yılını doldurmuş olanlardan; Başkanlıkta en az üç yıl yönetici düzeyinde
çalışmış ya da maliye müfettişi, hesap uzmanı veya gelirler kontrolörü olması
gerekir.
Gelirler Kontrolörleri
Daire Başkanı, daire başkanı olma niteliklerini haiz gelirler kontrolörü
unvanını almış olanlar arasından atanır.
BAŞKAN- Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
29 uncu maddeyi
okutuyorum:
Denetim elemanı ve uzman
personel çalıştırılması
MADDE 29.- Gelirler
kontrolörleri; en az dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler,
iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler fakültelerinden mezun olanlar
arasından yapılacak özel yarışma sınavı sonucuna göre mesleğe stajyer gelirler
kontrolörü olarak alınırlar ve en az üç yıl çalışmak ve olumlu sicil almak
kaydıyla yeterlik sınavına girmeye hak kazanırlar. Yapılacak yeterlik sınavında
başarılı olanlar gelirler kontrolörlüğüne atanırlar. Gelirler kontrolörlerinin
mesleğe alınmaları ve yeterlik sınavları ile çalışma usul ve esasları
yönetmelikle düzenlenir.
Vergi denetmenleri; en az
dört yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme,
iktisadi ve idari bilimler fakültelerinden mezun olanlar arasından yapılacak
özel yarışma sınavı sonucuna göre mesleğe vergi denetmen yardımcısı olarak
alınırlar ve en az üç yıl çalışmak ve olumlu sicil almak kaydıyla yeterlik sınavına
girmeye hak kazanırlar. Yapılacak yeterlik sınavında başarılı olanlar vergi
denetmenliğine atanırlar. Vergi denetmenleri vergi dairesi başkanlığı emrinde
çalıştırılırlar. Vergi denetmenlerinin mesleğe alınmaları ve yeterlik sınavları
ile çalışma usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir.
Devlet gelir uzmanları,
vergi istihbarat uzmanları ve gelir uzmanları; en az dört yıllık lisans eğitimi
veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler
fakülteleri ve mühendislik fakültelerinin lisans bölümleri ile matematik ve
istatistik lisans bölümlerinden mezun olanlar arasından yapılacak özel yarışma
sınavı sonucuna göre mesleğe Devlet gelir uzman yardımcısı, vergi istihbarat
uzman yardımcısı ve gelir uzman yardımcısı olarak alınırlar. Bunlar en az üç
yıl çalışmak ve olumlu sicil almak kaydıyla yeterlik sınavına girmeye hak
kazanırlar. Yapılacak yeterlik sınavında başarılı olanlar durumlarına uygun
Devlet gelir uzmanlığı, vergi istihbarat uzmanlığı veya gelir uzmanlığına
atanırlar. Bunların mesleğe alınmaları ve yeterlik sınavları ile çalışma usul
ve esasları yönetmelikle düzenlenir.
Vergi dairesi
başkanlıklarının taraf olduğu davaların ilgili mercilerde takip ve savunmasını
yapmak üzere, vergi dairesi başkanlıkları emrinde yeterli sayıda Hazine avukatı
görevlendirilir. Vergi dairesi başkanı, 8.1.1943 tarihli ve 4353 sayılı Kanunun
22 nci maddesi ile kendisine verilen yetkiyi, Hazine avukatlarına veya ilgili
müdürlere devredebilir. Vergi dairesi başkanlıkları emrinde çalıştırılacak
Hazine avukatlarının çalışma usul ve esasları, Başkanlık ile Maliye Bakanlığı
Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü tarafından müştereken
belirlenir.
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
30 uncu maddeyi
okutuyorum:
Performans yönetimi
MADDE 30.- Başkanlık
personelinin; mükellef memnuniyeti, vergi gelirlerindeki tahakkuk ve tahsilat
artış oranı, vergi toplama maliyeti, uyum oranı ve benzeri genel performans
ölçütleri ve hedefleri Başkan tarafından belirlenir. Uyum oranından maksat,
mükellef beyanlarının vergi kanunlarına uygunluğu ölçüsüdür.
Başkan, performans modeli
çerçevesinde birimlerin ve bireylerin genel performans hedeflerini
gerçekleştirmek üzere özel performans ölçütleri ve hedeflerini belirler.
Personel bazındaki bireysel performanslar merkezdeki personel ve vergi dairesi
başkanları için Başkan, taşradaki personel için vergi dairesi başkanları
tarafından belirlenir.
Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usul ve esaslar Bakan tarafından belirlenir.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına, Adana Milletvekili Sayın Kemal
Sağ; buyurun.
CHP GRUBU ADINA KEMAL SAĞ
(Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 861 sıra
sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısının 30 uncu maddesi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsım
adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
üzerinde konuştuğumuz teşkilatın adını Gelir İdaresi Başkanlığı koyacaksınız;
ama, bir yandan, devlet gelirleri politikasının hazırlanması şeklindeki aslî
misyonunu ortadan kaldıracaksınız, mevzuat oluşturma yetkisini alacaksınız,
gelir bütçesini siz yapmayın diyeceksiniz, diğer yandan da, kendi hedeflerini
belirlemek üzere elinde herhangi bir araç bırakmadığınız kurumun önüne vergi
gelirlerindeki tahakkuk ve tahsilat oranı gibi makro hedefler koyarak,
performans ölçmek üzere mevzuat yapacaksınız. Kanun yapma usulünün hiçe
sayılmasının doğal sonuçlarından bahsediyoruz.
Sayın Maliye Bakanım,
elbette, vergi gelirlerindeki tahakkuk artışının, etkin ve sağlıklı bir biçimde
vergi inceleme ve denetimden geçtiğini bilir; ancak, görünen o ki, sevk
ettikleri tasarıyı dikkatle okuyacak vakti bulamadılar herhalde. Eğer, dikkat
edilmiş olsaydı, yeniden teşkilatlandırmaya çalıştıkları bu birimin, tasarıda,
baştan sona, uygulayıcı bir birim olarak tanımlandığını ve planlandığını,
üstelik, denetimi de buna tabi kıldıklarını kolaylıkla görebileceklerdi.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; vergi gelirlerindeki tahakkuk artışı, buna ilişkin çabaların
etkin bir inceleme ve denetimle desteklenmesine bağlıdır. Bunun dışında kalan
iş ve işlemler, ancak bir uygulayıcı birimin iş tanımı içerisinde yer alır.
Dolayısıyla, uygulayıcı birimler tahakkuk artışı safhasında etkin değillerdir.
Politika belirleme
anlamında etkisini kırdığınız, zafiyete uğrattığınız bir idarî organınızın
önüne, dışarıdan dayatılmış, giydirilmiş hedefler koyarak, bunu bir başarı ya
da daha doğru bir ifadeyle, performans ölçüm kriteri haline getiremezseniz. Bu,
en hafif deyimle, haksızlık olur ve elbette, personelin genel performans ölçüt
ve hedefleri de, bu makro hedeflere göre şekillenecektir.
Bireysel başarılar, her
zaman kurumsal başarılarla sonuçlanmaz, şayet bu başarı girişimlerinin kurumsal
başarıya dönüşmesini sağlayacak kanallar açık tutulmuyorsa.
Bu, meselenin genel
görünümü ve değerlendirmesidir. Özel görünümü ise, oldukça karmaşık ve bulanık
görünmektedir. Zira, bir yandan, başkanlık personeli bakımından tanımlanmamış
bir modele göre birim ve bireylerin özel performans ölçüt ve hedefleri başkan
tarafından belirlenirken, maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların
nasıl belirleneceği hususu bakana bırakılmış olup, bu usul ve esasların ne
olduğu konusunda kimsenin fikri bulunmamaktadır. Kaldı ki, doğrudan Maliye
Bakanına bağlı olarak çalışacak olan bir teşkilata ilişkin gelirler
politikasının belirlenmesinde olduğu gibi, bu performans usul ve esaslarının
-bunları Sayın Bakan oturup yazamayacağına göre- hangi birimlerin yetkisinde
bulunduğu da belli değildir.
Tasarının 30 uncu
maddesinin başlığı "Performans yönetimi" olmasına rağmen, madde
metninde bir performans yönetiminin tanımlanması yerine, bu yönetimin sadece
birer parçası durumundaki performans hedef ve ölçütlerinin tarifiyle
yetinilmiştir.
Performans yönetimini
hedefleyen ve bu yönde bir irade kullanacak olan idarenin, öncelikle, uzun
vadeli stratejik planı bulunmalı ve bu plan çerçevesinde ölçülebilir nitelikte
hedefler belirlenmelidir.
Yıllık performans
planları ile kendisini bu hedeflere götürecek olan araçları saptamak suretiyle
hem yıllık, yani kısa dönem, hem de uzun dönem hedeflere ulaşılıp
ulaşılmadığını değerlendirmeye uygun mahiyette performans göstergeleri
seçilmeli ve oluşturulan bilgi yönetim sistemiyle de performans bilgileri
üretilmeli ve bu bilgiler temelinde yapılacak olan performans ölçümü
sonuçlarına göre oluşan performans bilgileri, bütçe süreçlerindeki kaynak
tahsislerinde belirlenmelidir.
Tasarının açıkladığımız
çerçevede bir yaklaşım içinde olmadığı malumdur. Ortada, sadece, tanımı ve
mahiyeti belirsiz "genel ve özel performans ölçüt ve hedefleri"
olarak ifade edilen bir ibare bulunmaktadır; buradan hareketle de, bir
performans yönetiminin oluşturulabileceğine ilişkin bir varsayım mevcuttur.
Kaldı ki, performans değerlendirmesi ve ölçümü yapabilmenin olmazsa olmaz
koşulu, performans bilgilerinin üretimine uygun veri tabanı ile bunları belirli
bir zaman aralığı ya da serisi içinde izlemeye elverişli bir yönetim bilgi
sistemi oluşturulmasıdır. Güvenilir, güncel ve geçerli veri ve bilgileri elde
etmenin yolu ancak buradan geçebilir. Dolayısıyla, belirlenen hedeflere
ulaşılıp ulaşılmadığını ölçecek nitelikte maliyet, verimlilik, kalite, etkinlik
ve benzeri veri ve bilgilerin üretilmesi ihtiyacı açıktır. Oysa, tasarıda bu
veri ve bilgi üretim sürecinden söz edilmemektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; her ne kadar tasarının 11 inci maddesinde Uygulama ve Veri
Yönetimi Daire Başkanlığı ve görevleri düzenlenmiş ise de, 11 bent halinde
sayılan görevler arasında açıklamaya çalıştığımız nitelikte bir veri ve bilgi
üretim süreci bulunmamaktadır. Tersine, tasarıda "mükellefiyet",
"vergilendirme", "denetim" ve "risk analizine dayalı
bilgi" gibi performans ölçüm ve değerlendirme süreçlerinde kullanılmayan
bir terminoloji tercih edilmiştir; ancak, ilave edilmelidir ki, politika
belirleme yetkisine sahip olmayan bir kurumun bu politikalara hayatiyet
kazandıracak stratejileri belirleme şansı da olmayacaktır. Dolayısıyla, böyle
bir organizasyon, tasarının 17 nci maddesinde düzenlendiği gibi, bir strateji
geliştirme daire başkanlığına sahip olsa bile, fonksiyonu -görevlerini
belirleyen ilk maddeden de anlaşılacağı üzere- kendi dışında tayin edilen
politikaları onaylayan ve varsa, başkanlığın uzun vadeli strateji ve
politikalarını belirlemekten ibaret kalacaktır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; performans yönetimi konusuna bu detayda girilmişken, aklıma,
toplam kalite yönetimi geliyor. Sayın Bakandan öğrenmek istediğim bir husus da
budur.
Sayın Bakanım, 2000'li
yılların başında, Maliye Bakanlığı bünyesinde, zamanın müsteşarı Sayın Ertan
Dikmen'in başkanlığında, bir toplam kalite yönetimi çalışması başlatılmış,
hatta, epeyce de mesafe alınmıştı.
Sayın Bakanım, ikibuçuk
yıllık Bakanlık döneminiz içinde, bu çalışmadan haberdar mısınız; bu
çalışmalar, şu anda hangi safhadadır, sürdürülmekte midir; bu konuda bizi
aydınlatabilir misiniz?
Herhalde, performans
yönetimini gündeme getirenler, toplam kalite yönetimini de ihmal etmezler diye
düşünüyorum.
Tasarıyla, önerilen
organizasyon eksikliklerini gideren bir dizi yapıcı tavsiye ve uyarılarımızın
tamamının ısrarla dikkate alınmamakta oluşu, bu değerlendirmeleri yapmak üzere
emek veren bizleri olduğu kadar, televizyonları başında kendi kaderlerini
etkileyen şu görüşmeleri izleyen binlerce Maliye çalışanını da üzmekte, IMF
talimatlarına sadakatinizin derecesi de bu üzüntümüzü derinleştirmektedir.
Belki, IMF ve Dünya Bankası cenahından takdir topluyor olabilirsiniz; ancak, gerçek
şu ki, halkın size verdiği başlangıçtaki desteği, hızla, maalesef,
kaybediyorsunuz. Eğer, bariz bir örneğe ihtiyaç olacak ise, açık ve kesinlikle
söyleyebilirim ki, Sayın Bakanım, daha şimdiden, binlerce Maliye çalışanının
desteğini kaybettiniz.
Son sözümü şöyle
tamamlamak istiyorum: Sayın Bakanım, performans yönetimi maddesinde merak
ettiğim bir husus da var. Eğer bir performans ölçümü yapıyorsanız, bunun
sonucunda bir ceza veya ödül olması gerekir; ama, bu maddede öyle bir şey de
yok.
Ben, bu duygularla,
tekrar, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Sağ.
Madde üzerinde 1 önerge
vardır; önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 861
sıra sayılı tasarının "Performans yönetimi" başlıklı 30 uncu
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. 13.4.2005
|
M. Akif Hamzaçebi |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
Birgen Keleş |
|
Trabzon |
İstanbul |
İstanbul |
|
M. Mesut Özakcan |
Kemal Kılıçdaroğlu |
Mehmet Yıldırım |
|
Aydın |
İstanbul |
Kastamonu |
|
Gürol Ergin |
Osman Kaptan |
Enis Tütüncü |
|
Muğla |
Antalya |
Tekirdağ |
|
|
Mustafa Özyürek |
|
|
|
Mersin |
|
"Performans yönetimi
Madde 30.- Başkanlık,
faaliyetlerini oluşturulacak performans yönetimine göre yürütür. Bunun için
faaliyetler uzun dönemli stratejik plan çerçevesinde belirlenen ölçülebilir
amaç ve hedeflere ve bu hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığını değerlendirmeye uygun
performans göstergeleri setine göre yürütülür.
Başkanlık, bu amaç ve
hedeflere ulaşabilmek için yıllık performans planları çerçevesinde yıllık
hedeflerini ve hedeflere ulaşma araçlarını belirler. Başkanlık, performans veri
ve bilgilerini üretecek yönetim bilgi sistemi oluşturarak yıllık performans
değerlendirmelerini ve kaynak tahsislerini performans ölçümü sonucu ortaya
çıkan performans bilgilerine dayalı olarak yapar.
Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin hususlar Başkan tarafından yayımlanacak rehber ve el kitapları ile
belirlenir."
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının
"Performans yönetimi" başlıklı 30 uncu maddesindeki düzenleme,
oluşturulacak performans yönetiminin, "genel performans ölçütleri ve
hedefleri" ile "özel performans ölçütleri ve hedefleri"ni
belirlemekten ibaret olduğu izlenimini vermektedir. Sadece hedef ve ölçüt belirleyerek
performans yönetimi oluşturulamaz. Performans yönetimi, yeni bir yönetim
sistemi oluşturmaktır. Bu sistemin içerisinde elbette hedef ve performans
ölçütü belirleme işi vardır; ama, sadece bundan ibaret bir şey değildir. Hedef
ve ölçüt belirleyerek yönetim sistemi oluşturulamaz. Gerçek bir performans
yönetiminden söz edebilmek için en azından şunların olması gerekir:
Performans yönetimi
oluşturacak herhangi bir yönetim, uzun dönemli stratejik plana sahip olmalı, bu
plan çerçevesinde ölçülebilir amaç ve hedefler belirlemeli, bu amaç ve
hedeflere ulaşabilmek için yıllık performans planları çerçevesinde yıllık
hedeflerini ve hedeflere ulaşma
araçlarını belirlemeli, amaç, hedef ve yıllık hedeflere ulaşıp ulaşılmadığını
değerlendirmeye uygun performans göstergeleri setini oluşturmalı, oluşturulan
bilgi yönetim sistemi doğrultusunda performans bilgileri üretmeli ve bütçe
sürecinde kaynak tahsislerini performans ölçümü sonucu ortaya çıkan performans
bilgilerine dayalı olarak yapmalıdır.
Tasarı, böyle bir
yaklaşımı benimsemediği gibi "genel performans ölçütleri ve
hedefleri" ile "özel performans ölçütleri ve hedeflerini"
belirleyerek performans yönetimi oluşturulacağı varsayımına dayanmaktadır.
Belirtmek gerekir ki, tasarıda olduğu gibi genel performans ölçütleri, özel
performans ölçütleri adı altında toplanabilecek bir performans ölçütü
kategorisi yoktur. Performans ölçütleri; Girdi ölçütleri - Çıktı ölçütleri -
Sonuç ölçütleri - Maliyet ölçütleri - Kalite ölçütleri - Tutumluluk ölçütleri -
Verimlilik ölçütleri - Etkinlik ölçütleri gibi kategoriler altında toplanır ve
değerlendirmeler bunlara göre yapılır.
Kişilerin, birimlerin
-tasarının özel performans olarak adlandırdığı- faaliyetlerin -tasarının genel
performans olarak adlandırdığı- performansı yukarıda belirtilen ölçütler
çerçevesinde değerlendirilir. Kaldı ki, performans değerlendirmesi sadece
kişiler, birimler ve faaliyetlerle sınırlı değildir. Sistemler, süreçler, elde
edilen sonuçlar, yaratılan etkiler gibi değerlendirme yapılabilecek başka
alanlar da vardır.
Öte yandan, performans
yönetimi oluşturmakla ilgili süreçler dinamik olduğu ve belirlenen ilkeler iyi
uygulamaları yansıttığı için ayrıntıların el kitapları ve rehberlerle
belirlenmesi daha uygun olacaktır.
Açıklanan nedenlerle
değişiklik önergesi hazırlanmıştır.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
30 uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
31 inci maddeyi
okutuyorum:
Vergi Danışma Komitesi
MADDE 31.- Vergi Danışma
Komitesi, vergi kanunlarının uygulanması sırasında ortaya çıkan tereddütlerin
giderilmesi ve uygulama birliğinin sağlanması için ilke ve prensiplerin
oluşturulmasına yönelik önerilerde bulunmak üzere; ilgili başkan yardımcısının
başkanlığında ilgili daire başkanları, vergi incelemesine yetkili denetim
birimleri ve ilgili meslek birliği temsilcileri ile akademisyenlerden oluşur.
Komitenin teşkili ile çalışma usul ve esasları Başkanlıkça belirlenir.
BAŞKAN - 31 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
32 nci maddeyi
okutuyorum:
Kadrolar
MADDE 32.- Ekli (2)
sayılı listede yer alan kadrolar iptal edilerek 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Maliye Bakanlığına
ait bölümünden çıkarılmış ve ekli (3) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas
edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvele Gelir
İdaresi Başkanlığı olarak eklenmiştir.
BAŞKAN - Madde üzerinde 1
adet önerge vardır; önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gelir
İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 32 nci
maddesiyle 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenmesi öngörülen ekli (3)
sayılı listenin taşra bölümünde yer alan "Vergi Dairesi Müdür
Yardımcısı" ile "Şef" unvanlara ait kadroların aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini ve toplam kadro sayısının da 56.680 olarak düzeltilmesini arz
ve teklif ederiz.
|
İrfan Gündüz |
Mustafa Elitaş |
Zülfü Demirbağ |
|
İstanbul |
Kayseri |
Elazığ |
|
Hasan Anğı |
Sedat Kızılcıklı |
|
|
Konya |
Bursa |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Sınıfı |
Unvanı |
Derecesi |
Serbest Kadro Adedi |
Toplam |
|
|
|
G.İ.H |
Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı |
1 |
900 |
900 |
|
|
|
G.İ.H |
Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı |
2 |
105 |
105 |
|
|
|
G.İ.H |
Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı |
3 |
70 |
70 |
|
|
|
G.İ.H |
Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı |
4 |
20 |
20 |
|
|
|
G.İ.H |
Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı |
5 |
5 |
5 |
|
|
|
G.İ.H |
Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı |
6 |
5 |
5 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Sınıfı |
Unvanı |
Derecesi |
Kadro Adedi |
Serbest Kadro Adedi |
Toplam |
|
|
G.İ.H |
Şef |
|
3 |
3400 |
3400 |
|
|
G.İ.H |
Şef |
|
4 |
580 |
580 |
|
|
G.İ.H |
Şef |
|
5 |
350 |
350 |
|
|
G.İ.H |
Şef |
|
6 |
115 |
115 |
|
|
G.İ.H |
Şef |
|
7 |
110 |
110 |
|
BAŞKAN- Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)- Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN- Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul)- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN- Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Taşra birimlerinde görev yapan
mevcut müdür yardımcısı ve şeflerin aynı görevlere atamalarını sağlamak üzere
toplam 1 210 adet kadro artışı yapılmaktadır.
BAŞKAN- Sayın
milletvekilleri, Komisyonun katılmadığı, Hükümetin katıldığı önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Saygıdeğer
milletvekilleri, 32 nci maddeyi, kabul edilen önerge ve ekli listeleriyle
birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
33 üncü maddeyi
okutuyorum:
Atıflar ve yetkiler
MADDE 33.- Diğer
mevzuatta Gelirler Genel Müdürlüğüne yapılmış olan atıflar ilgisine göre Gelir
İdaresi Başkanlığına; Gelirler Genel Müdürüne yapılmış atıflar Gelir İdaresi
Başkanına; Başkanlığın görev alanına giren konularda mülki idare amirlerine,
mahallin en büyük memuruna, ilin en büyük malmemuruna, defterdara ve
defterdarlığa yapılmış atıflar ilgisine göre vergi dairesi başkanı ve
başkanlığına; gelir müdürlüğüne, takdir komisyonu başkanı veya başkanlığına,
tahsil dairesine, mal müdürü ve müdürlüğüne yapılmış atıflar ilgisine göre
vergi dairesi başkanı ve başkanlığına veya ilgili müdür veya müdürlüğüne; vergi
kontrol memuruna yapılmış atıflar ise vergi denetmenine yapılmış sayılır.
BAŞKAN - Madde üzerinde 1
önerge vardır; önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
"Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı"nın 33 üncü maddesinde yer alan "defterdara ve defterdarlığa
yapılan atıflar ilgisine göre vergi dairesi başkanı ve başkanlığına"
ibaresinden sonra gelmek üzere, "vergi dairesi başkanlığı bulunmayan
yerlerde vergi dairesi müdürü veya müdürlüğüne" ibaresinin eklenmesini arz
ve teklif ederiz.
|
İrfan Gündüz |
Hasan Anğı |
Mustafa Elitaş |
|
İstanbul |
Konya |
Kayseri |
|
Zülfü Demirbağ |
Sedat Kızılcıklı |
|
|
Elazığ |
Bursa |
|
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN
(İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkanım.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
Gerekçe okunsun Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Vergi dairesi başkanlığı
kurulmayan yerler için vergi dairesi müdür ve müdürlüğüne yapılacak atıflar
düzenlenmektedir.
BAŞKAN - Komisyonun
takdire bıraktığı, Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge
istikametinde 33 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
34 üncü maddeyi
okutuyorum:
Değiştirilen hükümler
MADDE 34.- 1) 14.7.1965
tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun;
a) 36 ncı maddesinin
"ORTAK HÜKÜMLER" başlıklı bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı
bendine "Özürlüler Uzman Yardımcıları," ibaresinden sonra gelmek
üzere "Vergi Denetmen Yardımcıları," ibaresi, "Özürlüler
Uzmanlığına," ibaresinden sonra gelmek üzere "Vergi
Denetmenliğine," ibaresi eklenmiştir.
b) 59 uncu maddesinin
birinci fıkrasına "Başbakanlık Basın Müşavirliğine," ibaresinden
sonra gelmek üzere "Gelir İdaresi Başkanlığında Basın ve Halkla İlişkiler
Müşavirliğine," ibaresi eklenmiştir.
c) Ekli (I) sayılı Ek
Gösterge Cetvelinin; "I- Genel İdare Hizmetleri Sınıfı" bölümünün (c)
bendine "Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Başkanı," ibaresinden
sonra gelmek üzere "Gelir İdaresi Başkanı,", (d) bendine "Sosyal
Güvenlik Kurumu Başkan Yardımcısı," ibaresinden önce gelmek üzere
"Gelir İdaresi Başkan Yardımcıları", (f) bendine "Türk İşbirliği
ve Kalkınma İdaresi Başkan Yardımcısı" ibaresinden sonra gelmek üzere
"Gelir İdaresi Daire Başkanları ile Ankara, İstanbul, İzmir Vergi Dairesi
Başkanları", (g) bendine "Dış Ticaret Müsteşarlığı Dış Ticaret
Uzmanları ve Dış Ticaret Kontrolörleri," ibaresinden sonra gelmek üzere
"Gelirler Kontrolörleri," ibareleri eklenmiştir.
d) Ekli (II) sayılı Ek
Gösterge Cetvelinin; "2- Yargı Kuruluşları, Bağlı ve İlgili Kuruluşlar ile
Yüksek Öğretim Kuruluşlarında" bölümüne "Genel Müdür
Yardımcısı," ibaresinden sonra gelmek üzere "Gelir İdaresi Grup
Başkanı ile Vergi Dairesi Başkanı,", "5- Yargı Kuruluşları, Bağlı ve
İlgili Kuruluşlar ile Yüksek öğretim Kuruluşlarında" bölümüne "Bölge
Başmüdürü," ibaresinden sonra gelmek üzere "Gelir İdaresinde Grup Müdürü,
Vergi Dairesi Müdürü ve Müdür," ibareleri eklenmiştir.
e) Ekli (IV) sayılı Makam
Tazminatı Cetvelinin; 5 inci sırasının (c) bendine "Genel Müdür
Yardımcıları" ibaresinden sonra gelmek üzere "Vergi Dairesi
Başkanı,", 7 nci sırasına "Başbakanlık, Bakanlık, Müsteşarlık, Kurum
Başkanlığı ve Müstakil Genel Müdürlüklerin merkez teşkilatı Daire Başkanı
kadrolarına atananlar (Bütçe Dairesi Başkanı hariç)," ibaresinden sonra
gelmek üzere " Gelir İdaresi Grup Başkanı ve Grup Müdürü," ibareleri
eklenmiş ve 8 inci sırasının (a) bendindeki " Müsteşarlık
kontrolörleri," ibaresi " Müsteşarlık ve Başkanlık
kontrolörleri," şeklinde değiştirilmiştir.
2) 23.4.1981 tarihli ve
2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanuna ekli
(2) sayılı cetvele "Devlet Personel Başkanı" ibaresinden önce gelmek
üzere "Gelir İdaresi Başkanı" ibaresi eklenmiştir.
3) 10.12.2003 tarihli ve
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvele
"56- Gelir İdaresi Başkanlığı" ibaresi eklenmiştir.
4) 4.1.1961 tarihli ve
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 128 inci maddesinin birinci fıkrasına "5.
Gelir uzmanları;" ibaresi eklenmiştir.
5) 13.12.1983 tarihli ve
178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin 35/A maddesine "a) Gelir İdaresi Başkanlığı," bendi
eklenmiş ve mevcut bentler teselsül ettirilmiş; 43 üncü maddesinin (a) bendinin
ikinci paragrafına "Kontrolörler" ibaresinden sonra gelmek üzere
"(Gelir İdaresi Başkanlığı gelirler kontrolörleri dahil)" ibaresi,
"bağlı bulundukları" ibaresinden sonra gelmek üzere "Başkanlık
ve" ibareleri eklenmiştir.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Trabzon Milletvekili Sayın Akif Hamzaçebi;
buyurun efendim.
CHP GRUBU ADINA MEHMET
ÂKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz
madde, Gelir İdaresi Teşkilatında bazı görevlerin hangi ekgöstergeye sahip
olacağını düzenliyor. Gelirler Genel Müdürlüğünü başkanlık adı altında
örgütlemenin nedenlerini, daha önce çeşitli vesilelerle, çeşitli maddeler üzerinde
yaptığım görüşmelerde ifade etmiştim, tekrar aynı konuya değinmek istemiyorum;
ancak, şu kadarını söyleyeyim ki, bu değişikliğin temel gerekçesi, daha güçlü
bir idare kurmaktı. Bunun için de, Gelir İdaresi Başkanını, bugün genel müdürün
bürokraside taşıdığı konumun daha üzerinde konumlandırarak aşağıdaki unvanları
da aşağıdaki kademeleri de silsile yoluyla biraz daha ileri taşımaktı. Bu
nedenle tasarı, bugün genel müdür olan gelir idaresinin yöneticisinin konumunu
başkan konumuna taşımış başkanı da, gerçekte olması gereken yere değil, bir
müsteşar konumuna değil, ama, genel müdürün biraz daha üstüne getirmiştir;
tasarı, müsteşar yardımcısıyla müsteşar
arasında bir yerde konumlandırmıştır başkanı. Altında 3 tane başkan yardımcısı
vardır, onun altında 10 tane daire başkanı vardır, onun altında da grup
başkanları vardır. Gelirler Genel Müdürlüğünün bugünkü yapısında, genel müdürün
altında genel müdür yardımcıları, onun altında 27 tane daire başkanı vardır.
Komisyonda yaptığımız
çalışmalarda, 27 daire başkanı 10 daire başkanına indirilmiş olduğu için, kalan
17 daire başkanının müktesep hakları kaybolmasın diye -onlar muhtemelen grup başkanı konumuna inecekler- grup
başkanının ekgöstergesini düzeltmiştik, yukarı taşımıştık, ona paralel olarak,
diğer unvanların ekgöstergeleri de yukarı doğru taşınmıştı. Makul sınırlar
içerisinde bunlar. Gelir İdaresi Başkanının ekgöstergesi değişmeksizin, aradaki
unvanların ekgöstergeleri biraz daha ileri taşındı. Örneğin; başkan
yardımcıları 6400 ekgöstergeye sahip oldu. Yani, onlar, bugün genel müdürün
sahip olduğu özlük hakkına sahip olacaklar. Bunun temel nedeni şuydu: Mademki
genel müdürlük yapılanması bu teşkilatı yürütmeye yetmiyor, o zaman, yukarıda
konumlandırdığımız kişilerin özlük haklarını o şekilde düzenleyelim ki,
aşağıdaki kişilerin bir hedefi olsun, ulaşabilecekleri bir hedefi olsun. Bu
yönde, makul sınırlar içerisinde bir düzeltme yapıldı. Zaten, tasarıya
yaklaşımımız, ideali yakalamak olmadı; maalesef, ideali yakalama şansımız yoktu
muhalefet partisi olarak; ama, en azından, tasarının benimsediği bu modelde
bile bir miktar daha sistemi iyileştirebilir miyiz diye çabalarımız oldu.
Şimdi, görüyorum ki bir
önerge var; birazdan görüşülecek, oylarınıza sunulacak, kabul edilecek
sanıyorum; ama, komisyonda yaptığımız şu makul düzeltmeleri geri alan bir
düzenleme değerli arkadaşlar. Biraz önce saydım, bu idare, harcama esnekliğine
sahip değil, bir harcama kolaylığı yok; altyapı yatırımlarını yapabilmek için,
bu yasayla kendisine verilen bir ödenek güvencesi yok; tebliğ çıkarma olanağına
sahip değil; bir genel tebliği bile Resmî Gazetede yayımlama olanağına sahip
değil doğrudan. Bu idare, güçlü bir idare değil arkadaşlar. Bir miktar özlük
haklarında yapılan iyileştirmeyi de, hükümetimiz, adım adım, bir kısmını komisyonda
bir kısmını burada tasarıdan çıkarmak suretiyle, gerçekte güçlü bir gelir
idaresi kurma niyeti olmadığını gösteriyor.
Bakın, komisyonda
yaptığımız, altkomisyonda yaptığımız bir düzenleme daha vardı; gelir idaresi
çalışanları için, 4 maaşa kadar, performansa dayalı bir ödeme, ikramiye; devlet
personel rejiminde gerekli düzenleme yapılıncaya kadar. O yapılınca, bu
kalkacaktı; geçici bir düzenlemeydi. Ona bağlı kılındı; çünkü, hükümet
"devlet personel rejiminde biz gerekli iyileştirmeleri yapacağız" diyordu.
Madem öyle, böyle -geçici de olsa- bir düzeltmeyi burada yapalım dedik;
performansa bağlı kılındı; ama, maalesef, bu düzenleme, altkomisyonda yapılan
bu düzenleme, komisyonda, hükümetin görüşü doğrultusunda tasarıdan çıkarıldı.
Şimdi, öyle bir tasarı oldu ki, güçlü gelir idaresi yok, çalışanların hiçbirisi
mutlu değil; mükellef kesimine sorarsanız, sivil toplum örgütlerine sorarsanız,
onların hiçbirisi mutlu değil. Yani, öyle bir düzenleme yapıyorsunuz ki,
toplumun hiçbir kesimi mutlu değil.
Şunu anlayabilirim; bir
radikal değişiklik yapılır, bundan mutlu olanlar olur, mutsuz olanlar olur.
Bunda öyle bir şey yok; bütün kesimler mutsuz değerli arkadaşlar.
Birazdan kabul edilecek
bu önergeyle de -kabul edilmemesini diliyorum tabiî ki- yapılan bir küçücük
iyileştirme, hükümetimiz tarafından geri alınmış olacak.
Dinlediğiniz için
teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Hamzaçebi.
Madde üzerinde, şahsı
adına, Erzurum Milletvekili Sayın Mustafa Nuri Akbulut; buyurun.
Süreniz 5 dakika; lütfen
itinalı kullanalım.
MUSTAFA NURİ AKBULUT
(Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan tasarının
34 üncü maddesiyle ilgili olarak, şahsım adına söz almış bulunuyorum; hepinize
saygılar sunuyorum.
Değerli milletvekilleri,
görüşülen tasarıyla ilgili olarak, bir süreden beri, çeşitli kesimlerden çok
çeşitli eleştiriler yöneltiliyor. Biraz önce görüşlerini beyan eden arkadaşımız
da, tasarının hiç kimse tarafından beğenilmediğini, birçok kesimi rahatsız
ettiğini belirtti.
34 üncü madde, aslında,
bazı yasalardaki değişikliklerle ilgili. Bunlar, Devlet Memurları Kanunu,
bakanlıklar ve bağlı kuruluşlarda atamayla ilgili kanundaki bir cetvel, yine,
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvel, 213 sayılı Vergi
Usul Kanununun bir maddesi ve Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkındaki 178 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamede değişiklik.
Ben, şimdi, bu tasarının
yasalaşmasıyla olumlu olarak neler öngörülmüş; onları, izin verirseniz sizlere
aktarmak istiyorum.
Birincisi, vergi idaresi,
günün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde ve uluslararası örneklere uygun olarak
yapılanmış olacaktır.
Yine, güçlü bir merkez ve
taşra teşkilatına sahip olunacaktır; merkez ve taşradaki birimler arasında
doğrudan ve hızlı bir iletişim sağlanacaktır.
Yetki devrini esas alan
yatay organizasyon yapısına geçilecektir. Ortak hizmetler birleştirilerek
etkinlik ve verimlilik artacaktır.
Mükellef hakları
gözetilerek, mükellef hizmetleri en iyi şekilde sunulacaktır; mükellef odaklı
çözümler üretilmesine imkân sağlanacaktır; mükellefe en yakın yerde ve kaliteli
hizmet sunulması esas alınmıştır.
Kaynaklar etkin ve
verimli şekilde kullanılarak vergi toplama maliyeti düşürülecektir.
Kayıtdışı ekonomiyle
mücadeleye önemli katkı sağlanacaktır. Vergi tahsilatında hedeflenen artış
sağlanacaktır.
Değerli arkadaşlar, bu
tasarıya getirilen diğer bir eleştiri de, personelin durumuyla ilgilidir.
Bununla ilgili olarak da, eleştirilerin haksız olduğunu belirtmek üzere şunlar
söylenebilir:
Bu tasarıyla, mevcut dolu
kadrolar ve müktesep haklar korunmaktadır, korunacaktır.
Unvanlararası geçişlerde
mevcut yapı korunmakta ve yükselme bakımından başarılı personelin önünde hiçbir
engel bulunmamaktadır.
Motivasyon açısından,
personele sınavla gelir uzmanlığına geçiş hakkı tanınmaktadır.
Diğer yandan, kadro ve
görev unvanı değişmeyen 40 592 personel, kanunun yayımı tarihinde, aynı unvanlı
kadrolara atanmış sayılacaktır. Yine, kadro ve görev unvanı değişen veya
kaldırılan toplam 1 028 personel ise, bir yıl içinde mükteseplerine uygun boş
kadrolara atanacaklardır. Böylece, mevcut personel için hiçbir hak kaybı söz
konusu değildir.
Bu duygularla, tasarının
milletimize, ülkemize hayırlar getirmesine vesile olmasını diliyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Akbulut.
Madde üzerinde 2 adet
önerge vardır; önergeleri, önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık
derecesine göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan (1/989)
esas sayılı tasarının 34 üncü maddesinin (e) bendinin "Gelir İdaresi Grup
Başkanı ve Grup Müdürü" ibarelerinden sonra gelmek üzere "Vergi
Dairesi Müdürü" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
M. Akif Hamzaçebi |
Kemal Kılıçdaroğlu |
Mustafa Özyürek |
|
Trabzon |
İstanbul |
Mersin |
|
Ali Kemal Kumkumoğlu |
M. Ziya Yergök |
Vezir Akdemir |
|
İstanbul |
Adana |
İzmir |
|
|
Mehmet Yıldırım |
|
|
|
Kastamonu |
|
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
"Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı"nın 34 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (a) bendinde yer alan
"vergi" ibarelerinden sonra gelmek üzere ",muhasebe ve millî
emlak" ibarelerinin eklenmesi ile (c), (d) ve (e) bentlerinin ve (4)
numaralı fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Salih Kapusuz |
Kenan Altun |
Alaettin Güven |
|
Ankara |
Ardahan |
Kütahya |
|
Resul Tosun |
Soner Aksoy |
Öner Ergenç |
|
Tokat |
Kütahya |
Siirt |
"c) Ekli (I) sayılı
Ek Gösterge Cetvelinin; "I- Genel İdare Hizmetleri Sınıfı" bölümünün
(c) bendine "Devlet Personel Başkanı," ibaresinden sonra gelmek üzere
"Gelir İdaresi Başkanı,", (e) bendine "Başbakan Müşavirleri,"
ibaresinden sonra gelmek üzere "Gelir İdaresi Başkan Yardımcıları",
(f) bendine "Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkan Yardımcısı"
ibaresinden sonra gelmek üzere, ", Vergi Dairesi Başkanı (Ankara,
İstanbul, İzmir)", (g) bendine "Dış Ticaret Müsteşarlığı Dış Ticaret
Uzmanları ve Dış Ticaret Kontrolörleri," ibaresinden sonra gelmek üzere
"Gelirler Kontrolörleri," ibareleri eklenmiştir.
d) Ekli (II) sayılı Ek
Gösterge Cetvelinin "2- Yargı Kuruluşları, Bağlı ve İlgili Kuruluşlar ile
Yüksek Öğretim Kuruluşlarında" bölümüne "Genel Müdür Yardımcısı"
ibaresinden önce gelmek üzere "Gelir İdaresi Daire Başkanı, Vergi Dairesi
Başkanı,","5-Yargı Kuruluşları, Bağlı ve İlgili Kuruluşlar ile Yüksek
Öğretim Kuruluşlarında" bölümüne "Daire Başkanı," ibaresinden sonra
gelmek üzere "Gelir İdaresi Grup Başkanı," ve "Bölge
Başmüdürü," ibaresinden sonra gelmek üzere "Gelir İdaresi Grup
Müdürü, Vergi Dairesi Müdürü," ibareleri eklenmiştir.
e) Ekli (IV) sayılı Makam
Tazminatı Cetvelinin; 5 inci sırasının (c) bendine "Genel Müdür
Yardımcıları" ibaresinden sonra gelmek üzere ",Gelir İdaresi Daire
Başkanı, Vergi Dairesi Başkanı,", 7 nci sırasına "Başbakanlık,
Bakanlık, Müsteşarlık, Kurum Başkanlığı ve Müstakil Genel Müdürlüklerin merkez
teşkilatı Daire Başkanı kadrolarına atananlar (Bütçe Dairesi Başkanı
hariç)," ibaresinden sonra gelmek üzere "Gelir İdaresi Grup
Başkanı," ibaresi eklenmiş ve 8 inci sırasının (a) bendindeki
"Müsteşarlık kontrolörleri," ibaresi "Müsteşarlık ve Başkanlık
kontrolörleri," şeklinde değiştirilmiştir.
4) 4.1.1961 tarihli ve
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 128 inci maddesinin birinci fıkrasına "5.
Gelir Uzmanları;", ek 13 üncü maddesinin (4) numaralı fıkrasının (b) ve
(c) bentlerine "Maliye Bakanlığı" ibaresinden sonra gelmek üzere "ile
Gelir İdaresi Başkanlığı" ibareleri eklenmiştir."
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, maddede geçen
unvanlara ait ekgösterge ve makam tazminatı göstergelerinin, diğer kamu
kurumlarındaki emsallerine paralel hale getirilmesi ve Gelir İdaresi
Başkanlığında görev yapacak personelin mevcut özlük haklarında bir azalma
olmaması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Komisyonun katılamadığı, Hükümetin katıldığı önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge
istikametinde...
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
Bir önerge daha vardı Sayın Başkan.
BAŞKAN - Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, bu önerge, okuttuğum önerge, çok kapsamlı bir önerge
olup, diğer önergeyi de kapsadığı için, aynı mealdedir, bu daha kapsamlıdır;
onun ihtiva ettiği, gösterdiği gerekçeleri de kapsıyor. O bakımdan, o önergeyi
işlemden kaldırıyorum.
Kabul edilen önerge
istikametinde, 34 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
35 inci maddeyi
okutuyorum:
Yürürlükten kaldırılan
hükümler
MADDE 35.- 1) 178 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin;
a) 2 nci maddesinin (e)
bendinde yer alan "uygulamak ve devlet gelirlerini tahsil etmek,"
ibaresi,
b) 8 inci maddesinin (d)
bendi,
c) 9 uncu maddesinin
dördüncü ve beşinci fıkraları,
d) 12 nci maddesi,
e) 34 üncü maddesinin
birinci fıkrasının ikinci cümlesi,
f) 43 üncü maddesinin (a)
bendinde yer alan "Gelirler,", (b) bendinin (1) numaralı alt
bendindeki "Gelirler Genel Müdürlüğünde Devlet Gelir Uzmanı,", (2)
numaralı alt bendindeki "Gelir Uzmanı,", (4) numaralı alt bendindeki
"Gelirler Genel Müdürlüğü," ve "Devlet Gelir Uzmanlığı,",
(5) numaralı alt bendindeki "Gelir Uzmanı," ibareleri ile (c)
bendinin birinci paragrafı,
g) Ek 8, 9, 10, 13, 14,
15 ve 16 ncı maddeleri,
h) Ek 11 inci maddesinin
üçüncü fıkrası,
i) Ek 12 nci maddesinin
birinci fıkrasındaki "gelir" ibaresi,
j) Ekli (1) sayılı
cetvelinin "Ana Hizmet Birimleri" bölümünde yer alan "4-
Gelirler Gn. Md." ibaresi,
k) "Maliye Bakanlığı
Gelirler Genel Müdürlüğü Gelirler Bölge Müdürlüklerinin Merkezleri ve Kapsadığı
İller" başlıklı ekli (3) sayılı cetveli,
2) 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun ekli (II) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin "1-
Başbakanlık ve Bakanlıklarda" bölümünde yer alan "Defterdar"
ibaresinden sonra gelen "(Ankara, İstanbul, İzmir)", "Gelirler
Bölge Müdürü, Vergi Dairesi Başkanı", "4- Başbakanlık ve
Bakanlıklarda" bölümünde yer alan "Defterdar,", "Vergi
Dairesi Müdürü,", "Gelir Müdürü,", "Takdir Komisyonu
Başkanı,", "Bilgi İşlem Merkezi Müdürü (Maliye Bakanlığı Bölgede),
Vergi İstihbarat Müdürü (Maliye Bakanlığı), Vergi Müdürü (Maliye
Bakanlığı)," ibareleri,
3 ) Diğer kanun ve kanun
hükmünde kararnamelerin bu Kanuna aykırı hükümleri,
Yürürlükten
kaldırılmıştır.
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici madde 1'i
okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 1.-
31.12.2004 tarihi itibarıyla Bakanlık merkez ve taşra teşkilatına ait
taşınırlar, araç, gereç, malzeme, demirbaş ve taşıtlardan fiilen Gelirler Genel
Müdürlüğü, gelirler bölge müdürlükleri ve defterdarlık gelir birimlerince
kullanılanlar ve bu idarelerde fiilen görev yapan personel ile Bakanlığa ait
her türlü hak ve yükümlülüklerden Gelirler Genel Müdürlüğünü ilgilendirenler
hiçbir işleme gerek kalmaksızın ilgisine göre Başkanlığın merkez ve taşra
teşkilatına devredilmiş, taşınmazlar ise tahsis edilmiş sayılır.
Başkanlığın merkez ve
taşra teşkilatı bu Kanun esaslarına göre kısmen veya tamamen yeniden
düzenleninceye kadar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki mevcut kadroların
kullanımına devam olunur.
Başkanlığın 2005 Mali
Yılı harcamaları 2005 Mali Yılı Bütçe Kanununun 15 inci maddesinin (a)
fıkrasının (8) numaralı bendine istinaden yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar
Bakanlığın 2005 yılı bütçesinde yer alan Gelirler Genel Müdürlüğüne ait
ödeneklerden karşılanır.
Bu Kanunun uygulanmasında
teşkilat, personel, kadro, demirbaş devri ile taşınmazların tahsisi ve benzeri
hususlarda ortaya çıkabilecek sorunları gidermeye Bakan yetkilidir.
BAŞKAN - Geçici madde 1'i
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici madde 2'yi
okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 2.- Bu
Kanunla yapılan yeni düzenlemeler nedeniyle kadro ve görev unvanı
değişmeyenlerden bu Kanunda öngörülen şartları taşıyanlar başka bir işleme
gerek kalmaksızın durumlarına uygun aynı unvanlı kadrolara atanmış sayılır.
Bu Kanuna göre kadro ve
görev unvanları değişen yahut kaldırılan veya gerekli şartları taşımayan
personel müktesep hakları da dikkate alınarak durumlarına uygun boş kadrolara
en geç bir yıl içinde atanır ve atama işlemi yapılıncaya kadar Başkanlıkça
ihtiyaç duyulan işlerde görevlendirilebilir. Bunlar, yeni bir kadroya
atanıncaya kadar, eski kadrolarına ait aylık, ek gösterge ve her türlü zam ve
tazminatlar ile diğer mali haklarını almaya devam ederler. Söz konusu
personelin atandıkları yeni kadroların aylık, ek gösterge, her türlü zam ve
tazminatlar ile diğer mali hakları toplamının net tutarının, eski kadrolarına
bağlı olarak en son aldıkları aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatlar
ile diğer mali hakları toplamının net tutarından az olması halinde, aradaki
fark giderilinceye kadar atandıkları kadrolarda kaldıkları sürece herhangi bir
kesintiye tabi tutulmaksızın tazminat olarak ödenir.
Başkanlık; vergi dairesi
müdürlerini veya müdürleri, takdir komisyonlarına başkanlık etmek üzere
görevlendirmeye yetkilidir.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Mersin Milletvekili Sayın Mustafa Özyürek;
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA
ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz
861 sıra sayılı tasarının geçici 2 nci maddesi üzerinde Grubumuz adına söz
almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, bu madde, önemli
bir madde değerli arkadaşlarım. Deniliyor ki, ilke olarak, eğer şu anda
Gelirler Genel Müdürlüğünde çalışmakta olanların kadroları ve görev unvanları
değişmemişse, yeni kurulan daire başkanlığında aynı yerlere gidecekler; ama,
değişmişse, görev unvanı değişmişse, yani yeni ihdas edilen görevler arasında,
kadrolar arasında şu anda çalışan kişilere uygun görevler, kadrolar yoksa,
bunların durumu ne olacak; burada düzenlenmeye çalışılmış.
Şimdi, tabiî, önemli bazı
görevler de kaldırılmış. Mesela, takdir komisyonları başkanları kaldırılmış.
Takdir komisyonu -takdir edersiniz ki, önemli bir komisyondur- özellikle vergi
tarhında çok önemli bir müessesedir. Bazen vergi incelemelerinde belgeye dayalı
olarak fark bulamazsınız; ama, çeşitli emareler, çeşitli deliller, o mükellefin
daha fazla kazandığını ortaya koyuyorsa, takdir komisyonuna belli doneleri
vermek suretiyle oradan bir matrah takdirini istersiniz. O bakımdan, önemli bir
görevdir.
Şimdi, bu tasarıyla bu
başkanlıklar kaldırılıyor; vergi dairesi müdürleri arasından veya başka
müdürler arasından, biraz da geçici olarak, siz şu takdir komisyonu görevini
yürütün, gibi bir görevlendirme yapılıyor. Tabiî, esas işi takdir komisyonu
başkanlığı olmayan, esas görevi takdirle ilgili sorunları çözmek olmayan
insanlar, bu görevi biraz emaneten yapacaklardır, hakkını vermeyeceklerdir. Bu
da görevde önemli bir aksamaya neden olacaktır.
Şimdi, görevle ilgili bu
değişiklik önemli bir eksiklik; aynı zamanda, peki, takdir komisyonu başkanları
ne olacaktır; burada düzenleniyor. Takdir komisyonu başkanı gibi, şu anda vergi
dairesi başkanlıklarında görev yapmakta olan vergi müdürleri gibi, daha pek
çok, bu yeni ihdas ettiğimiz kadroda ve görev unvanında yerini bulamayan
kimseler açıkta kalmaktadır.
Bu açıkta kalan kimseler,
deniliyor ki, boş kadrolara bir yıl içinde atanır. Peki, bu bir yıl içinde ne
olur; çeşitli işlerde, Gelir İdaresi Başkanlığı bunları görevlendirebilir.
Acaba bu çeşitli işler ne olacak; daha önce vergi müdürlüğü gibi, takdir
komisyonu başkanlığı gibi önemli görevleri yürütmekte olan insanlar, sıradan
işlere mi verilecekler?! Denilebilir ki, bunların özlük hakları yönünden bir
kaybı olmaması noktasında bu geçici 2 nci maddede bir düzenleme var, özlük
haklarını koruyacağız diyor madde; ama, görevde, sadece özlük hakkı, sadece
aldığınız para önemli değil, yaptığınız işin de bir önemi var.
Burada daha üst bir görev
yürütmekte olan kimseler açıkta kalacak ve idare neyi takdir ederse onu
yapacak. Kanunla böyle bir yetki de idareye tanındığı için, herhangi bir yargı
merciine de gitme şansı olmaksızın bunlar, orada, burada itilip kakılan
insanlar durumuna gelecekler ve büyük çoğunluğu da, ne yazık ki, bankamatik
memuru olacaktır. Onun için, bunların durumunu mutlaka iyileştirecek bir
çözümün bulunması, düşünülmesi lazım.
Değerli arkadaşlarım,
bürokrat, kolay yetişen insan değildir. Yıllarını vererek bir takdir komisyonu
başkanlığına gelmiş, yıllarını vererek vergi müdürlüğüne gelmiş kimselere,
şimdi, biz, diyoruz ki, sizin kadrolarınızı lağvettik, kaldırdık, sizin görev
unvanlarınızı kaldırdık. Peki, ben ne olacağım dediği zaman da; sana uygun bir
iş buluruz...
Şimdi, bu, insanlara
eziyet etmektir; bu, insanları tedirgin etmektir; bu, insanları biraz
aşağılamaktır değerli arkadaşlarım.
Şimdi, ben, Sayın
Bakandan öğrenmek istiyorum; acaba, bu şekilde, kadrolarını ve görev
unvanlarını kaç kişi kaybetmektedir ve bu kişiler, unvanlar itibariyle,
diyelim, kaç takdir komisyonu vardır, kaç vergi müdürü vardır veya diğer, benim
aklıma gelmeyen görevler vardır ve bunları, acaba, idare hangi işlerde
çalıştırmayı düşünmektedir? "Bir yıl içerisinde atanır" deniliyor;
demek ki, bir yıl, bunlara doğru dürüst bir iş verilmeyecek, geçici olarak
çeşitli işlerde çalıştırılacak. Daha önce müdürlük yapmış birisine, sıradan, acaba,
evrak memurluğu noktasında bir eksikliğimiz var, sen git evrak memuru olarak
çalış denilecek midir veya sen git kapıda resepsiyon memuru olarak çalış mı
denilecektir?! Bu noktada, bir bilgilenme, bir açıklama ihtiyacı var.
Değerli arkadaşlarım, bu
tasarıya, biz, çok çeşitli yönlerden itirazlarımızı getirdik. Özellikle,
eskiden Gelirler Genel Müdürlüğü de yapmış olan değerli arkadaşımız Akif
Hamzaçebi, önemli eleştiriler getirdi ve hiçbir önergemizin kabul
edilmeyişinden ve yukarıda, komisyonda yaptığımız eleştirilerin de dikkate
alınmayışından anlıyoruz ki, bizim önerilerimiz, eleştirilerimiz,
değerlendirmelerimiz önemli bulunmamış; Bakanlık, benim dediğim doğrudur diye
gitmektedir; ama, şunu açıkça görmeliyiz ki değerli arkadaşlarım, bu tasarıyla,
gelir idaresinde çalışan herkes huzursuz edilmiştir. Memurlar huzursuz
edilmiştir; şefler, vergi dairesi müdür muavinleri, önce kadroları kaldırılmak,
daha sonra unuttuk denilerek tekrar konulmak suretiyle huzursuz edilmişlerdir.
Yine, biraz önce saydığım gibi, belli noktalarda önemli görevlere terfi ederek,
sınavlar geçerek gelmiş olan insanlar, kadroları, görev unvanları ellerinden
alınmak suretiyle, sıradan işlerde çalıştırılır noktaya getirilmişlerdir.
Bunlara, bir yıl içinde, bir boş kadro varsa, o boş kadroya seni atarız
diyorlar; ama, bu boş kadronun, şu anda işgal ettiği, şu anda çalıştığı görev
unvanından, kadrosundan daha düşük olacağı burada açıkça ifade edilmiş; çünkü,
atandığı yerin özlük hakları, alacağı ücret, maaş, daha önce çalıştığı yerin
maaşından düşükse, aradaki fark tazminat olarak verilir deniliyor. Yani, biz,
şimdiden, takdir komisyonu başkanımızı, vergi müdürümüzü ve burada saymadığım
pek çok görev unvanı olan ve sınavla, yıllarını vererek bu noktalara gelmiş
olan insanları, önce, bir yıl herhangi bir göreve atamayarak, istediğimiz işte
çalıştırarak mağdur ediyoruz; ikincisi, daha sonra, bir yıl sonra, senin eski
çalıştığın unvanına, kadrona uygun yerler boşalmadı, gel, şu sıradan işe seni
atayacağız; ama, o kadar da üzülme, aradaki farkı tazminat olarak al diyoruz;
ama, tazminat vermek, belki ücret yönünden bir ölçüde onu tatmin etmektedir;
ama, yaptığı iş açısından, değerli arkadaşlarım, o arkadaşlarımızı mağdur
ediyoruz. Ben, bu şekilde, bize göre mağdur olan -belki, Sayın Bakan buraya
gelince, bunların hiç mağdur olmayacağını söyleyecektir- bu şekilde görev
unvanlarını kaybeden, kadrolarını kaybeden kaç kişi olduğunu, buradaki
"çeşitli işlerde çalıştırılabilir" ifadesinin, Bakanımız tarafından,
idaremiz tarafından nasıl anlaşılacağını, bir takdir komisyonu başkanının, bir
vergi müdürünün sıradan işlerde çalıştırılıp çalıştırılmayacağını öğrenmek
istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Özyürek.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
- Öyle zannediyorum ki, bizi izleyen, vergi idaresinde çalışan ve yıllarını bu
mesleğe vermiş ve bu yasayla çok açık bir şekilde mağdur edilmiş insanlar da
bunun cevabını öğrenmek istiyorlar. Bu konularda aydınlatıcı bilgi verilirse
mutlu oluruz.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Özyürek.
Madde üzerinde 2 adet
önerge vardır.
Önergeleri, önce geliş
sıralarına göre okutup aykırılıklarına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gelir
İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının geçici 2
nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "müktesep hakları da"
ibaresinin "kazanılmış hak aylık dereceleri" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
|
Salih Kapusuz |
Kenan Altun |
Alaettin Güven |
|
Ankara |
Ardahan |
Kütahya |
|
Öner Ergenç |
Resul Tosun |
Soner Aksoy |
|
Siirt |
Tokat |
Kütahya |
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 861
sıra sayılı kanun tasarısının geçici madde 2'sine dördüncü fıkra olarak
aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Akif Hamzaçebi |
Enis Tütüncü |
Birgen Keleş |
|
Trabzon |
Tekirdağ |
İstanbul |
|
Mesut Özakcan |
Gürol Ergin |
Osman Kaptan |
|
Aydın |
Muğla |
Antalya |
|
Ali Kemal Kumkumoğlu |
Mustafa Özyürek |
Kemal Kılıçdaroğlu |
|
İstanbul |
Mersin |
İstanbul |
"Devlet personel rejiminde yeni bir
düzenleme yapılıncaya kadar 2005 yılından itibaren; Başkanlığın yeniden
yapılanma ve değişim süreciyle ilgili güçlükler ve oluşacak olan yoğun çalışma
ortamını dikkate alarak, Başkanlık personeline, eline geçen net aylık tutarının
dört katına kadar ikramiye ödemeye Başkan yetkilidir. Bu ödemeler damga vergisi
hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz."
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Vergi sistemi ve vergi
idaresi ülkemizde en çok eleştirilen kurumlardandır. Vergi sistemi ve vergi
idaresinde reform ihtiyacı güçlü şekilde ortaya çıkmıştır. Daha güçlü bir gelir
idaresine sahip olmak için, burada görev yapan kamu görevlilerine belirli
olanakların tanınması gereklidir. Başkanlığın yeniden yapılanma ve değişim
sürecinde çeşitli güçlüklerle karşılaşılacak ve her düzeydeki Başkanlık
personeli yoğun bir şekilde çalışmak durumunda kalacaktır.
Bu nedenle, devlet
personel rejiminde yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar, 2005 yılından
itibaren, Başkanlık personeline, net aylık tutarlarının dört katına kadar
ikramiye ödenmesi için Bakana yetki verilmesi önerilmektedir.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gelir
İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının geçici 2
nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "müktesep hakları da"
ibaresinin "kazanılmış hak aylık dereceleri" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Salih
Kapusuz (Ankara) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Devlet Memurları Kanununa
uygun bir düzeltme yapılmaktadır.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Komisyonun takdire bıraktığı, Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler.. Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge
istikametinde geçici madde 2'yi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici madde 3'ü
okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 3.-
Başkanlık kadrolarına, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren üç yıl içinde
yapılacak atamalarda aşağıdaki şartlar aranır:
a) Başkan kadrosuna
atanacaklarda; Gelirler Genel Müdürlüğünde daire başkanı veya üstü görevlerde
bulunmak veya bulunmuş olmak ya da Bakanlıkta genel müdür yardımcısı veya daha
üst görevlerde en az iki yıl bulunmuş veya Devlet memuriyetinde en az oniki
hizmet yılını doldurmuş maliye müfettişi, hesap uzmanı veya gelirler kontrolörü
olmak ya da kamuda üst düzey yönetici olarak en az on yıl çalışmış olmak,
b) Başkan yardımcısı,
daire başkanı ve vergi dairesi başkanı kadrolarına atanacaklarda; Gelirler
Genel Müdürlüğünde daire başkanı veya üstü görevlerde bulunmak veya bulunmuş
olmak ya da Bakanlıkta daire başkanı veya daha üst görevlerde en az iki yıl
bulunmuş ya da defterdar veya gelir idaresi grup başkanı veya grup müdürü
kadrolarında çalışmış olmak ya da Devlet memuriyetinde en az on hizmet yılını
doldurmuş maliye müfettişi, hesap uzmanı veya gelirler kontrolörü olmak,
c) Gelir idaresi grup
başkanı ve grup müdürü kadrolarına atanacaklarda; Gelirler Genel Müdürlüğünde
daire başkanı görevinde bulunmak veya bulunmuş olmak ya da defterdar veya
defterdar yardımcısı kadrolarında çalışmış ya da Gelirler Genel Müdürlüğü şube
müdürü ile vergi dairesi müdürü, gelir müdürü, takdir komisyonu başkanı olmak
veya Devlet memuriyetinde en az on hizmet yılını doldurmuş maliye müfettişi,
hesap uzmanı, gelirler kontrolörü, Devlet gelir uzmanı veya vergi denetmeni
olmak,
d) Müdür ve vergi dairesi
müdürü kadrolarına atanacaklarda; Gelirler Genel Müdürlüğü şube müdürü
kadrosunda bulunmak veya bu kadroda en az iki yıl süreyle görev yapmış olmak
veya vergi dairesi müdürü, gelir müdürü veya takdir komisyonu başkanı
kadrolarında bulunmak ya da Devlet memuriyetinde en az sekiz hizmet yılını
doldurmuş Devlet gelir uzmanı veya vergi denetmeni olmak,
Gerekir.
İhtiyaç duyulması
halinde, Bakanlık merkez atamalı personel, yaptıkları görevlere uygun merkez ve
taşra teşkilatındaki muhasebe, insan kaynakları ve destek hizmetleriyle ilgili
kadrolara atanabilirler.
Gelirler Genel Müdürlüğü
merkez teşkilatında; organizasyon metot uzmanlığı eğitimi alarak organizasyon
metot şubesinde en az beş yıl süreyle fiilen organizasyon metod uzmanı olarak
görevlendirilen personel ile uzman kadrolarında çalışan personelden son üç
yılda olumlu sicil almış olanlar yaş ve öğrenim alanı şartları hariç Maliye
Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Devlet Gelir Uzmanlığı Görev, Çalışma ve
Atama Yönetmeliğindeki şartları taşımaları kaydıyla bu Kanunun yayımı
tarihinden itibaren üç yıl içinde açılacak özel sınavlardan en fazla ikisine
girme hakkına sahiptir. Bu sınavı kazananlar Devlet gelir uzmanlığı kadrosuna
atanırlar.
Başkanlığın merkez veya
taşra teşkilatı kadrolarında görev yapan ve son üç yılda Bakanlıkta olumlu
sicil almış olan personel, yaş ve öğrenim alanı şartları hariç Kamu Görevlerine
İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik ile
Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Gelir Uzmanlığı Görev, Çalışma ve
Atama Yönetmeliğindeki şartları taşımaları kaydıyla, bu Kanunun yayımı
tarihinden itibaren beş yıl içinde açılacak özel sınavlardan en fazla üçüne
girme hakkına sahiptir. Bu sınavı kazananlar gelir uzmanı olarak atanırlar.
22.7.1998 tarihine kadar
vergi denetmeni veya yardımcısı kadrosunda olup, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihte halen bu kadrolarda veya kamuda görev yapanlardan bu unvanlarda fiilen
en az üç yıl çalışmış olanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla
yeterlik sınavını vermiş sayılırlar.
BAŞKAN- Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına, İstanbul Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlu.
Sayın Kılıçdaroğlu,
buyurun.
CHP GRUBU ADINA KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
aslında, çok önemli bir tasarıyı görüşüyor olmamız gerekiyordu; ama,
maalesef... Hükümetin getirdiği tasarı altkomisyonda kısmen iyileştirilmeye
çalışıldı, Adalet ve Kalkınma Partisinden arkadaşlar destek verdi, biz destek
verdik, Gelir İdaresi Başkanlığı, hükümetin getirdiğinden daha iyi bir konuma
gelsin dedik; bu konuda gerçekten de olumlu bazı düzenlemeler yapıldı; ama,
maalesef, Genel Kurulda, sizlerin, çok da farkında olmadan kaldırdığınız ellerle
bu tasarı hiç işe yaramaz bir noktaya geldi.
Değerli arkadaşlar, bu
tasarı yasalaştığı gün- Sayın Bakanım da gayet iyi öğrensin- ilk başta Gelir
İdaresi Başkanlığı ile Bakanlık arasında çok ama çok ciddî kavgalara yol
açacaktır. Örneğin, genel tebliği kim hazırlayacak, genel tebliği kim
yayınlayacak?! Efendim, sen yaz bana gönder, ben yazıp sana gönderiyorum, şu
cümleyi beğenmedim...
Değerli arkadaşlar, bir
yasa yapıyorsanız, yasayı çıkarıyorsanız, bürokratik kavgalara ortam
hazırlamayan bir düzen içinde yapmanız lazım; ama, maalesef, bu olmadı.
Bakınız şimdi,
altkomisyonda karar verdik, oybirliğiyle geldi, üstkomisyonda karar verdik,
Genel Kurula indi, sizler el kaldırdınız, Türkiye'nin vergi gelirlerini
toplayan Gelir İdaresi Başkanı -efendim, falan daire başkanının önünde mi
olsun, onun arkasında mı olsun- o bürokratik kavganın, sizin görmediğiniz,
hükümetteki o kavganın sonucu olarak burada altta bir göreve yerleştirildi.
Yani, mutlu mu oldunuz bundan arkadaşlar?! Bu adam Türkiye'deki bütün vergileri
toplayacak adam. Bu kadar önemsiz bir görev mi üstleniyor bu adam?! Ama, sizler
el kaldırdınız...
Yine, bir şey daha
yaptınız; altkomisyonda görüşülürken tasarı, Adalet ve Kalkınma Partisinden
değerli milletvekili arkadaşların önerisiyle iki maaş, devlet personel
rejiminde iyileşme yapılıncaya kadar iki maaş, çıplak maaş, öyle çok büyük
paralar değil...
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin)
- Dört maaş...
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(Devamla) - İki maaş... İki maaş...
İki maaş öneri geldi.
Sayın Bakanın da altkomisyonda bulunduğu bir ortamda, bu iki maaşın yetersiz
olduğunu, bunu dört maaşa çıkarmamızın daha uygun olacağını söyledik, Sayın
Bakan da uygun gördü ve dört maaş yaptık. Üstkomisyonda görüşülüyor; efendim,
ne gerek var buna, bunu kaldıralım ve üstkomisyonda kaldırıldı.
Değerli arkadaşlar,
şimdi, hükümetteki çelişkiye mi inanırsınız, hükümetteki çelişkinin bu
boyutlara varmasına mı inanırsınız... Ne yapacaksınız?.. Tasarı getiriyorsunuz;
karar veremiyorsunuz, memurlarla oynuyorsunuz. Vergi toplayan memurla oynamak
kolay ve güzel bir iş değildir. Bu adam vergi topluyor. Bunun, morale ihtiyacı
var, desteğe ihtiyacı var. Siz, bunların moralini bozmak için elinizden gelen
tüm çabaları gösteriyorsunuz; yani, gerçekten de, iktidar olarak, size yakışan
bir şeyi yapıyorsunuz! Böyle şey olur mu arkadaşlar?! Yapıyorsanız, adam gibi
bir şey yapın; bir karar verin, kimseyle de oynamayın. Herkes, dört maaş alacak
diye beklerken, hiç maaş yok. Şimdi önerge verdik; olur ya, belki de, değerli
milletvekillerimiz vicdanen derler ki, olmaz, bu, yeniden yapılanıyor;
dolayısıyla, bunlara bir ikramiye verelim, devlet personel rejimi
gerçekleşinceye kadar da, bu yoğun çalışma temposuna bir katkımız olsun diye.
Sağ olun, sizler de hep beraber el kaldırdınız, buna gerek yok dediniz.
Değerli arkadaşlar,
devlet yönetiminde ciddiyet gerekir. Devlet yönetiminde tutarlılık gerekir.
Devlet yönetiminde karar alınırken, o alınan kararın arkasında durmak gerekir.
Böylesine bir karar alırsanız, 40 000 personeli hayal kırıklığına uğratırsınız.
Şimdi, bakın,
yarattığınız Gelir İdaresi Başkanlığının bütçesi yok; ama, Bakanlığa bağlı bir
kuruluş. Efendim, özerk bir kuruluş; yok efendim, özerk değil. Yarı özerk bir
kuruluş; hiç yarı özerk de değil. Peki, değerli arkadaşlar, böylesine bir
kuruluş, bürokratik kavgaların sonucu olarak, nereye gidecek? Ne olacak bu
kuruluş?
Değerli arkadaşlar,
şimdi, politika üretemeyen, tebliğini dahi çıkaramayan... Bir arkadaşımız
diyordu ya, vergide yorum yapacak diye; çok şükür, kaldırdığınız ellerle, o
yorum yapma yetkisini de elinden aldınız; böylece, yorum da yapamayacak, genel
tebliğ de yayımlayamayacak. Siz düşünebiliyor musunuz, Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonu Başkanının, Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurulu Başkanının veya
Sermaye Piyasası Kurulu Başkanının onda 1 yetkisine dahi sahip olmayan bir
başkanlık yaratıyorsunuz. Neden? Böyle bir şeyi yapmaya Türkiye Cumhuriyeti
Parlamentosunun yetkisi var mı acaba arkadaşlar?! Niye bunu böyle yapıyoruz?!
Vergi toplayacak adamı güçlendirmemiz lazım. Bu adamı, biz, başkanlık haline
dönüştürürken, siyasal etkilerden arındırıp, bunu, gerçekten, Türkiye'de vergi
toplayan, vergi kaçağının üzerine giden, kayıtdışı ekonomiyle mücadele eden bir
konuma taşımamız lazım. Tamamen şamar oğlanına döndüren bir mekanizmanın içine
koyduk biz bunu. Ondan sonra da, göreceksiniz, Gelir İdaresi Başkanlığıyla
ilgili çok sayıda tasarı buraya gelecek, o tasarılarla ilgili, eğer, bize söz
verilirse yine konuşacağız.
Değerli arkadaşlar,
bakınız, ben size örnek vermek istiyorum. 17 katrilyon lira topluyor Gelir
İdaresi Başkanı. Bulunduğu konum, sizin oylarınızla, devlet bürokrasisindeki en
alt konumlardan birisine konuldu. Bana söyler misiniz Türkiye Cumhuriyetinde 17
katrilyon lira toplayan başka bir başkan var mı acaba?
Vergi dairesini alalım;
Boğaziçi Vergi Dairesi 3,6 katrilyon lira para topluyor arkadaşlar. Müdürüne ne
kadar para veriyorsunuz biliyor musunuz; 1 400 000 000 Lira. Gidin bakayım, o
bağımsız kuruluşlarda normal bir memur kaç lira alıyor? Normal memur, bırakın
vergi dairesi müdürünü falan filan, normal memur kaç lira alıyor? Değerli
arkadaşlar, sizin niyetiniz vergi toplamak değil, vergi kaçağını özendirmek.
Eğer, bu tedbirlerle, bu politikalarla gidilirse, bu ülkede vergi kaçağı
özendirilir, vergi kaçağıyla mücadele yapılmaz.
Marmara Vergi Dairesi....
Bakın, bütün vergi dairelerinin var. Nakil vasıtalarını alalım; 1,5 katrilyon
lira vergi topluyor, biz, bunun müdürüne de, yine, 1 400 000 000 lira para
ödüyoruz. Peki, diyebilirsiniz ki bu maaşlar çok yüksek. Acaba, gerçekten, elimizi
vicdanımıza koyalım, 3 katrilyon lira vergi toplayan bir müdüre 1 400 000 000
lira para ödediğimiz zaman, biz, vicdanen rahat olabilir miyiz?!
Peki, yapmak istediğimiz
neydi? 1960'lardan bu yana, Türkiye Cumhuriyetinde, gelir idaresinin yeniden
yapılanması tartışılır. En çok yasa taslağı gelir idaresinin yeniden
yapılanması için hazırlanmıştır. Bütün maliye kürsülerinde vardır. Vergi reform
komisyonları bu konuda raporlar hazırlamıştır; ama, bütün o tasarıların
hepsinden en geri olanını, şu anda, biz, kabul ediyoruz; en geri olanı değerli
arkadaşlar. Arzu eden milletvekili arkadaşlarımız, Gelirler Genel Müdürlüğüne
başvursunlar, Gelirler Genel Müdürlüğündeki geçmiş tasarılar ile bu tasarıyı
kıyaslasınlar.
Yine, burada, bir
arkadaşımız dedi ki: "Efendim, uluslararası örneklere uygun olarak yeniden
yapılandırıyoruz biz bunu." Sizi bütün vicdanımla temin ederim ki, şunu
söylemek istiyorum ki; değerli arkadaşlar, dünyada bu kadar çarpık bir Gelir
İdaresi Başkanlığı hiçbir ülkede yoktur. IRS modelini mi aldınız Amerika'dan;
hayır, ilgisi dahi yok. Kanada modelini mi aldınız; hayır. Almanya'daki modeli
mi aldınız; hayır. Şu andaki Gelirler Genel Müdürü, Gelir İdaresi Başkanından
daha yetkili arkadaşlar. Neden; çünkü, gelir idaresi politikasını belirleyen
adam. Onu da elinden aldınız. Ondan sonra, diyorsunuz ki, biz, vergi
yönetiminde reform yaptık. Vergi reformunu deforme ettiniz.
Yeniden, deforme olmuş
vergi yönetimi, Adalet ve Kalkınma Partisine hayırlı olsun.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Kılıçdaroğlu.
Madde üzerinde 5 adet
önerge vardır; önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 861
sıra sayılı tasarının geçici 3 üncü maddesinin (d) bendinde yer alan "veya
vergi denetmeni" ibaresinin "vergi denetmeni veya gelir uzmanı"
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Akif Hamzaçebi |
Birgen Keleş |
Enis Tütüncü |
|
Trabzon |
İstanbul |
Tekirdağ |
|
Mehmet Mesut Özakcan |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
Osman Kaptan |
|
Aydın |
İstanbul |
Antalya |
|
Gürol Ergin |
Mustafa Özyürek |
Mehmet Yıldırım |
|
Muğla |
Mersin |
Kastamonu |
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gelir
İdaresi Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun tasarısının geçici 3
üncü maddesinin son fıkrasındaki "22.7.1998 tarihine kadar"
ibaresinden sonra gelmek üzere "vergi dairesi müdürü" (d) bendine
"vergi dairesi müdür yardımcısı ve gelir müdürü" ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek |
Mehmet Ziya Yergök |
Vezir Akdemir |
|
Mersin |
Adana |
İzmir |
|
Kemal Kılıçdaroğlu |
Mehmet Yıldırım |
Naci Aslan |
|
İstanbul |
Kastamonu |
Ağrı |
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 861
sıra sayılı tasarının geçici 3 üncü maddesinin sonuna aşağıdaki fıkranın
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
"Halen Gelirler
Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatında şef kadrosunda görev yapanlar
herhangi bir şart aranmaksızın gelir
uzmanı olarak atanırlar. Şeflikte geçen süre gelir uzmanlığında geçen süre
olarak sayılır."
|
Osman Kaptan |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
Mehmet Boztaş |
|
Antalya |
İstanbul |
Aydın |
|
Kemal Kılıçdaroğlu |
İ.Sami Tandoğdu |
Mehmet Vedat Yücesan |
|
İstanbul |
Ordu |
Eskişehir |
|
|
Mehmet Yıldırım |
|
|
|
Kastamonu |
|
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 861
sıra sayılı tasarının geçici 3 üncü maddesinin sonuna aşağıdaki fıkranın
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Akif |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
Gürol Ergin |
|
Trabzon |
İstanbul |
Muğla |
|
Birgen Keleş |
Enis Tütüncü |
Osman Kaptan |
|
İstanbul |
Tekirdağ |
Antalya |
"Bu kanunun yürürlük
tarihi itibariyle 213 sayılı VUK'nun 135 inci maddesinde sayılan vergi inceleme
yetkisine sahip olanlardan meslek ile ilgili en az dört yıllık yüksekokul
mezunu olanlar ve halen bu görevde bulunanlar meslekî yeterlik sınavını vermiş
sayılırlar."
BAŞKAN - En aykırı
önergeyi okutuyorum ve işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gelir
İdaresi Teşkilatının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının geçici 3
üncü maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve anılan
maddeye aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Salih Kapusuz |
Kenan Altun |
Alaettin Güven |
|
Ankara |
Ardahan |
Kütahya |
|
Fatma Şahin |
Ayhan Zeynep Tekin Börü |
|
|
Gaziantep |
Adana |
|
"22.7.1998 tarihine
kadar vergi denetmeni veya yardımcısı kadrosunda olup bu kanunun yürürlüğe
girdiği tarihte halen bu kadrolarda veya kamuda görev yapanlardan bu unvanlarda
fiilen en az üç yıl çalışmış olanlar, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarih
itibariyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin "ORTAK
HÜKÜMLER" başlıklı bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı bendi yönünden
yeterlik sınavını vermiş sayılırlar. Bu hükmün 1.6.1989 tarihli ve 3568 sayılı
Kanunun 9 uncu maddesinin son fıkrasına şümulü yoktur."
"22.7.1998 tarihli
ve 4369 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi uyarınca açılanlar dahil olmak
üzere, 29.7.1998 tarihinden sonra yapılan yeterlik sınavlarında başarılı olarak
Muhasebe Denetmeni, Vergi Denetmeni ve Millî Emlak Denetmeni kadrolarına
atanmış olanlardan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin
"ORTAK HÜKÜMLER" başlıklı bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı
bendi hükmünden daha önce yararlanmamış olan ve yukarıdaki fıkra kapsamına
girmeyenlerin kazanılmış hak aylık dereceleri, bir defaya mahsus olmak üzere
bir üst dereceye yükseltilir."
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
22.7.1998 tarihinden önce
vergi denetmenliği mesleğine girenlerde yeterlik sınavı olmadığından bu
tarihten önce mesleğe giren vergi denetmenlerine ilave bir derece verilmesi ile
bu tarihten sonra girmiş oldukları yeterlik sınavlarında başarılı olarak vergi,
muhasebe ve millî emlak denetmeni kadrolarına atanmış olanların da emsali
personelde olduğu gibi bir derece yükselmesinden yararlandırılmaları için
tasarının 34 üncü maddesiyle 657 sayılı Kanuna eklenen hükümle uyumun
sağlanması ve daha önce yapılmış olan yeterlik sınavlarının dikkate alınması
amaçlanmaktadır. Ayrıca, 3568 sayılı Kanunun hükümleri mahfuz tutulmaktadır.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Komisyonun katılamadığı, Hükümetin katıldığı önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 861
sıra sayılı tasarının geçici 3 üncü maddesinin sonuna aşağıdaki fıkranın
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
13.4.2005
Mehmet
Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları
"Bu kanunun yürürlük
tarihi itibariyle 213 sayılı VUK'nun 135 inci maddesinde sayılan vergi inceleme
yetkisine sahip olanlardan meslekle ilgili en az dört yıllık yüksekokul mezunu
olanlar ve halen bu görevlerde bulunanlar meslekî yeterlik sınavını vermiş
sayılırlar."
BAŞKAN - Sayın Hamzaçebi,
biraz önce kabul edilen önerge istikametinde ihtiva ettiği için, önergeyi geri
çekiyor musunuz?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Trabzon) - Aynı konu değil.
BAŞKAN - Aynı değil
diyorsunuz!.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Trabzon) - Kapsam biraz farklı.
BAŞKAN - Peki, tamam,
anladım Sayın Hamzaçebi.
Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet?...
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul)- Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının Geçici 3 üncü
maddesinin son fıkrası, yeterlik sınavına girmemiş veya girmiş olmakla birlikte
bu sınavı kazanamamış vergi denetmenlerinin yeterlik sınavını vermiş
sayılacağını düzenlemektedir. Aynı uygulamanın vergi denetmenleri gibi vergi
inceleme yetkisine sahip olan vergi dairesi müdürleri için de yapılması
önerilmektedir.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 861
sıra sayılı tasarının geçici 3 üncü maddesinin sonuna aşağıdaki fıkranın
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Osman
Kaptan (Antalya) ve arkadaşları
"Halen Gelirler
Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatında şef kadrosunda görev yapanlar,
herhangi bir şart aranmaksızın gelir uzmanı olarak atanırlar. Şeflikte geçen
süre gelir uzmanlığında geçen süre olarak sayılır."
BAŞKAN - Komisyon
önergeyi katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Halen yürürlükte olan
mevzuat uyarınca; gelir şefi, memur ile daire amiri, mükellef ile idare
arasında bir köprü, sigorta görevi görmektedir. Bir taraftan kamu hakkının
savunulması, diğer taraftan mükellef hakkının korunmasını sağlayan başta
Anayasa olmak üzere yasalarla verilmiş bütün hak ve yetkileri kullanan ilk
basamak gelir idarecisidir.
Gelir idaresini ayakta
tutan, bir servisi sevk ve idare eden, kamu görevlerini zamanında tam ve doğru
olarak tarh, tahakkuk ve tahsil eden birimlerin amiridir. Aynı zamanda, daire
müdürü adına inceleme ve raportörlük yapandır. Bu kadar geniş yetki tanınan ve
sorumluluk yüklenen şeflerin; şef kadrosuna gelebilmeleri için 6 ayrı sınavdan
geçerek şef oldukları gözönüne alındığında, gelir uzmanlığı kadrosuna
atanmaları sınavsız bir hak alma gibi değerlendirilmemelidir. Bu sayede, yeni
yapı içerisinde zaten konunun uzmanı olduğunu sınavlardan geçerek ispatlayan
şeflerin yeni yapıya entegrasyonu sağlanmaktadır.
BAŞKAN- Sayın
milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gelir
İdaresi Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının geçici 3
üncü maddesinin son fıkrasındaki "22.7.1998 tarihine kadar"
ibaresinden sonra gelmek üzere "Vergi Dairesi Müdürü", (d) bendine
"Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı ve Gelir Müdürü" ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal
Kılıçdaroğlu (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN- Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)- Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN- Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul)- Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN- Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Bilindiği gibi, 213
sayılı Yasanın 134 üncü maddesinde "Vergi incelemelerinde maksat" 135
inci maddesinde "Vergi incelemeye yetkililer" 137 nci maddesinde ise
"Vergi İncelemesine Tabi Olanlar" ile ilgili hukukî düzenlemeler yapılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul
Kanununun 135 inci maddesinde sayılanlar arasında Vergi Dairesi Müdürlerinin
kendi adına hiç kimseden emir ve talimat almadan vergi incelemesi yapacağı
kurala bağlanmış ve uygulama da bu yöndedir. Bu maddelere göre, bağımsız Vergi
Dairesi Müdürü 137 nci maddeye göre incelemeye tabi olanları her hal ve
takdirde 134 üncü maddedeki usul ve esaslarda incelemeye yetkilidir.
Görüşülmekte olan
tasarının geçici 3 üncü maddesinin son fıkrasında 22.7.1998 tarihine kadar
Vergi Denetmeni veya Vergi Denetmen Yardımcısı kadrosunda olup, bu tasarının
kanunlaşıp yürürlüğe girdiği tarihte halen Vergi Denetmeni veya Vergi Denetmen
Yardımcısı veya daha önce bu kadrolarda bulunup, kanunun yürürlüğe girdiği
tarihte kamuda herhangi bir unvan ve kadroda görev yapanlardan bu unvanlarda
fiilen en az 3 yıl çalışmış olanlara bir jest yapılarak, bunların kanunun
yürürlük tarihi itibariyle yeterlik sınavlarını vermiş sayılarak, bunlara 3568
sayılı Yasanın 9 uncu maddesinin son fıkrası hükmüne göre sınavsız Yeminli Malî
Müşavirlik unvanı ve ruhsatı alma hakkı tanınmaktadır.
Maliye Bakanlığı Gelirler
Genel Müdürlüğü taşra teşkilatında 'Yönetim Hizmetleri Sınıfında' yer alan
'Vergi Dairesi Müdürü' kadrosuna atanacaklar arasında yapılacak sınava 'Vergi
Denetmeni' kadrosunda bulunanlar da katılmaktadır.
Maliye Bakanlığı Gelirler
Genel Müdürlüğü taşra teşkilatında Vergi Dairesi Müdürü olabilmek için mesleğin
gerektirdiği meslekî bilgilerin ölçülmesi amacıyla yazılı ve sözlü olarak
yapılan meslekî yeterlilik ya da yeterlilik sınavını kazananlar göreve
atanmadan önce meslekî kurs ve seminerler neticesinde başarılı olmaları halinde
bağımsız Vergi Dairesi Müdürü vergi müdürü, gelir müdürü ve takdir komisyonu
başkanı olarak atanmaktadırlar.
Tasarıda yapılan
değişiklikle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 135 inci maddesine göre vergi
incelemesine yetkili olan ve üstlendiği görev ve sorumluluk nedeniyle Sayıştaya
hesap veren 'Vergi Dairesi Müdürü' kadrosu eklenerek tasarıda eşitsizlik
giderilmiş olacaktır.
Öte yandan, Maliye
Bakanlığı Atama ve Görevde Yükselme Yönetmeliğinde belirtilen şartları taşıyan,
ayrıca ilgili yönetmelikte yer alan sınavlarda başarılı olan uygulamada Vergi
Müdürünün görev ve yetki sorumluluklarını büyük ölçüde paylaşan Gelirler Genel
Müdürlüğünün taşra teşkilatında kazanılmış hak ve unvan olan halen Müdür
Yardımcılığı kadrolarında görev yapan ve söz konusu yönetmelik gereğince 2 yıl
Müdür Yardımcılığı kadrolarında çalışanların Müdürlük sınavına girme hakkının
da bulunduğu dikkate alınarak, kazanılmış hakların gereği olarak Vergi
Müdürlüğüne atanmaları gerekmektedir.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Son önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 861
sıra sayılı tasarının geçici 3 üncü maddesinin (d) bendinde yer alan "veya
vergi denetmeni" ibaresinin "vergi denetmeni veya gelir uzmanı"
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Tasarı metninde
657 sayılı Devlet Memurları Kanunundaki kariyer meslekler için öngörülen
düzenlemelere paralel olarak "gelir uzmanlarının" vergi müdürü
kadrosuna atanmasına imkân tanınmış iken, altkomisyonda bu ibare metinden
çıkarılmıştır. Değişiklikle, gelir uzmanlarına tasarının ilk halinde tanınan
hakkın yeniden sağlanmasıyla grup müdürlüğüne de atanmaları imkânının
sağlanması amaçlanmaktadır
Gelir uzmanlarının fiilen
görev yaptıkları taşra birimlerinde yöneticilik yapmalarına imkân tanınmalıdır.
Zira, Bakanlık merkez teşkilatında görev yapan ve 657 sayılı Kanunda gelir
uzmanlarıyla tamamen eşit haklara sahip devlet gelir uzmanlarının hem vergi
müdürlüğüne/vergi dairesi müdürlüğüne hem de gelir idaresi grup başkanlığı ve
grup müdürlüğü kadrolarına atanmalarına imkân tanınırken, Devlet Memurları
Kanununda devlet gelir uzmanlarıyla aynı grupta ve eşit haklara sahip gelir
uzmanlarına bu imkânın tanınmaması, eşitlik, adalet, kamu yararı ve hukuk genel
ilkelerine açıkça aykırılık teşkil edecektir.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Kabul edilen önerge
istikametinde, geçici madde 3'ü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici madde 4'ü
okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 4.- Bu
Kanunda öngörülen yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar, aynı konuları
düzenleyen tüzük ve yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin
uygulanmasına devam olunur.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
şahsı adına, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında, bu madde
üzerinde söz almamın en önemli sebeplerinden birisi, şu ana kadarki yaptığımız
tartışmalar içerisinde, muhalefet grubundaki değerli milletvekili
arkadaşlarımızın, vergi politikaları yönünden yapılan bu yasa tasarısının vergi
toplama yönünde pek fayda sağlamayacağı yönündeki ifadeleri ortaya çıkmakta; bu
politikaların, gelir idaresinin özerk bir yapıda olduğu şeklindeki bir
düşünceyi ispat etme noktasında konuştuklarını görüyoruz; ama, değerli
arkadaşlar, kanunun 1 inci maddesinde, zaten, Gelir İdaresi Başkanlığını
kurarken, amaçlarının ne olduğunu belirlemişiz. Siyasî iradenin yapmak
istediği, gelir politikasının, vergi tahsilat politikasının nasıl olacağını,
Gelir İdaresi Başkanlığının en uygun ve en iyi şartlarla ve en ucuz maliyetle
tahsil edebilmesinin yöntemini bulabilmek; bütün, buradaki amacımız,
isteklerimiz bu. Biz, bir özerk kurum ortaya çıkarmak için Gelir İdaresi
Başkanlığını yapmıyoruz; siyasî iradenin politikalarını en iyi şekilde
uygulayabilecek ve bunları icra edecek bir organ yapmak için uğraşıyoruz.
Değerli arkadaşlar, bu
kanunda özlük haklarını düzenlemiyoruz. Komisyonda da Sayın Bakanın ifade
ettiği gibi, Başbakanlığa sevk edilmiş, devlet personel rejimiyle genel olarak
ortaya çıkarılmış, özlük haklarını düzenleyen, tüm kamuda çalışan personeli
-birbirleriyle- çeşitli sınıflara ayırarak, işe göre maaşları tespit etme
yöntemiyle bir yasa tasarısı gündemimizde; ki, bunu, komisyonda, Değerli
Bakanımız, komisyon üyesi milletvekillerimize aynı şekilde ifade ettiler.
İnşallah, önümüzdeki en yakın zamanda bu da gelecek ve özlük hakları genel
manada iyileştirilecektir.
Değerli arkadaşlar, bir
de şu meseleye dikkat etmemiz lazım: Bakınız, 1970'li yılların sonunda, ben, bu
konuyla ilgili öğrencilik hayatımı düzenlerken, bizim, öğretim üyesi, görevlisi
hocalarımız hep, gelir idaresinin yeniden yapılandırılması gerektiğini, çünkü,
gelir idaresinin, Gelirler Genel Müdürlüğünün vergi toplama işlevlerini tam
olarak yerine getiremediğinden dolayı vergi kaçaklarının çok fazla olduğunu
ifade ederlerdi. Bunu, komisyonda aynı sıraları paylaştığımız arkadaşlar da
-herhalde aynı hocalarda tahsil gördük- dinlemişlerdir diye tahmin ediyorum.
Burada, gelir idaresi esnek bir şekilde yapılanabilmekte ve gelirleri en iyi
şekilde toplayacak şekilde örgütlenmesine çalışılıyor.
Değerli arkadaşlar,
bakınız, hep söylüyoruz; toplanan verginin yaklaşık yüzde 73'ü dolaylı vergi
haline gelmiş, yüzde 27'si Gelir ve Kurumlar Vergisi şeklinde alınıyor. İşin
enteresan tarafı, bu toplanan vergilerin ancak yüzde 8 veya 10'luk kısmı beyana
dayalı vergilerden oluşuyor. Siz, mükellefin yüzde 1,5 veya 2'sinin
denetlenebildiği bir ülkede gelir toplamanın... Biraz önce değerli dostum
Alaattin Büyükkaya Beyin söylediği gibi, bugüne kadarki yasal düzenleme, sadece
kayıtlı mükellef için bir korkutucu unsur haline gelmiş; ama, inşallah,
dileğimiz, umudumuz, bu yasa tasarısıyla birlikte kayıt dışındaki mükellefin
korkulu rüyası haline gelecek ve en azından bu millete hizmet etmek için
alınteriyle kazancını biraz daha belgeleyip millete hizmet haline döndürmek
için vergi vermeyi özendirici bir noktaya getirecektir diye düşünüyorum.
Bu noktaları açıklamak
için söz almış bulunuyorum. Hepinize saygı ve hürmetler sunarken, tasarının
hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Elitaş.
Geçici madde 4'ü
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici madde 5'i
okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 5.-
Kurulacak vergi dairesi başkanlıklarının faaliyete geçmesiyle birlikte vergi
dairesi müdürlükleri ile gelir müdürlükleri ilgili vergi dairesi başkanlığına
bağlanmış; defterdarlıklara ve gelirler bölge müdürlüklerine bağlı vergi
denetmen ve yardımcıları ise ilgili vergi dairesi başkanlıklarına atanmış sayılır.
Mal müdürlükleri bünyesinde bulunan bağlı vergi daireleri ise vergi dairesi
başkanlığı birimi haline dönüştürülünceye kadar defterdarlıklara bağlı olarak
faaliyetlerine devam ederler. Buralarda çalışan Başkanlık personeli fiilen
görev yaptıkları bu birimlerde görevlendirilmiş sayılır. Vergi dairesi
başkanlıklarına bağlanan birimler ile defterdarlıklar ve gelirler bölge
müdürlükleri bünyesinde faaliyetine devam eden birimler açısından 178 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin bu Kanunla kaldırılan ek 8, 9, 10, 13, 14, 15 ve 16
ncı maddeleri ile ek 11 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükümlerinin yürürlüğü
ve anılan maddelerde yer alan görev, yetki ve sorumlulukların kullanılması bu
birimlerin tüm iş ve işlemlerinin sona erdirilmesine kadar devam eder.
BAŞKAN - Geçici madde 5
üzerinde, şahsı adına, İstanbul Milletvekili Sayın Kemal Kılıçdaroğlu; buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Elitaş 1 inci
maddeyle ilgili görüşünü bildirirken, daha doğrusu, az önce görüşünü
bildirirken, 1 inci maddeye yollama yaptı ve dedi ki: "Bu tasarıyla biz
vergi gelirlerini en ucuz maliyetle toplamayı hedefliyoruz." Doğrudur; siz
en ucuz maliyetle toplamayı hedefliyorsunuz; ama, yasa bunu öyle öngörmüyor.
Yasa diyor ki: "En az maliyetle toplamak." Ucuz ile maliyet farklı
şeylerdir. Siz, memura az para vererek daha ucuza... Ama, isterseniz, şunu
yapın: Bir önerge versin Sayın Grup Başkanvekili, gelir idaresi personeline
verilen aylıklar yüzde 50 kesilmiştir diye; maliyeti daha da düşürürsünüz!
Hatta hiç maaş verilmez derseniz, böylece sıfır maliyetle toplamış olursunuz!
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU
(Tokat) - Bu hiç aklımıza gelmedi(!)
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(Devamla) - Evet, aklınıza getirdim böylece; önerge verebilirsiniz!
Burada önemli olan şudur
değerli arkadaşlar, önemli olan şudur: Gelir idaresi personelinin etkinliğini
artırmak. Bakın, yasada performanstan söz ediyorsunuz. Performans ne demektir;
çalışan insana daha fazla aylık vermek demektir. O zaman verdiğimiz önergeyi
niye reddediyorsunuz? Reddedilmemesi lazım.
Yine, bir başka şey daha;
Sayın Elitaş, Gelir İdaresi Başkanlığı için "siyasî iradenin
politikalarını uygulayacak" diye bir ifade kullandı. Hayır, böyle bir şeyi
yoktur Gelir İdaresi Başkanlığının. Madde şöyle: "Gelir politikasını
adalet ve tarafsızlık içinde uygulamak." Siyasî politikaları uygulamak
burada değildir.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU
(Tokat) - Siyasî irade de zaten adalet içerisinde uyguluyor.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(Devamla) - Siyasî irade de her zaman adalet içinde uygulamaz. Nitekim, az önce
verdiğiniz şeylerle adalet içinde uygulamadığınızı gösterdiniz. Hem memuru
koruyorum diyorsunuz, hem ona aylık vermiyorsunuz. Bunun, adalet neresinde?!
Adalet kavramı toplum vicdanını eğer tatmin ediyorsa, adalet kavramı
gerçekleşmiş demektir; eğer toplum vicdanını tatmin etmiyorsa, adalet kavramı
olmaz. Örneğin, bu Parlamento bir yasa çıkarabilir, diyebilir ki, sigara
içenler idam edilecektir. Doğru; yasa olarak çıkabilir; ama, adalet kavramına
baktığınız zaman doğru değildir bu uygulama. Gelir idaresi personeline hak
ettiği ücreti vereceksiniz. Bakın, bir banka müdürüne, eğer gerçekten iyi
mevduat topluyorsa, ona birsürü eködemeler yapılıyor, performansı
değerlendiriliyor; ama, siz uygulamada bunu yapmıyorsunuz ve bu tasarıda da
bunu yapmıyorsunuz. Asıl tehlikeli olan nokta da bu.
Bir başka şey, bu
tasarıda, kayıtdışıyla ilgili, olursa, çıkarsa "kayıtdışıyla daha iyi
mücadele edilecek" diye... Bu tasarıda kayıtdışı ekonomiyle mücadele
konusunda tek satır bile yok. Adı vardır, kayıtdışı ekonomi belki bir yerde
geçiyordur. Kayıtdışı ekonomiyle mücadele, teşkilat yasalarıyla yapılmaz
arkadaşlar, teşkilat yasalarıyla yapılmaz. Kayıtdışı ekonomiyle mücadele,
etkin, güçlü gelir idaresi kurularak yapılır. Siz, etkin ve güçlü gelir idaresi
değil, bürokrasinin kendi içinde boğuştuğu bir gelir idaresi yarattınız.
Maalesef, bakın, bunu, yakın bir gelecekte göreceksiniz ve evet diyeceksiniz;
bu konudaki dünya örnekleri esas alınsaydı, böylesine garip bir Gelir İdaresi
Başkanlığı kurulmamış olacaktı.
Teşekkür ediyor, saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Kılıçdaroğlu.
Geçici madde 5'i
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici madde 6'yı
okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 6.-
Başkanlığın çalışmaları ve uygulamaları ile yönetim sistemini on yıl süreyle
stratejik plan ve hedefler açısından gözlemlemek ve tavsiyelerde bulunmak üzere
Bakanlık bünyesinde İzleme Komitesi kurulur. Komite; Bakanın başkanlığında,
Bakanlık Müsteşarı, Gelir İdaresi Başkanı ve Vergi Konseyi Başkanı ile hukuk,
makro ekonomi, kamu maliyesi, insan kaynakları, halkla ilişkiler alanlarında
birer uzman ile yönetim bilimleri alanında iki uzman olmak üzere ve en az onbeş
yıl deneyime sahip üniversite öğretim üyesi veya kamu kesimi dışındaki kişiler
arasından Bakan tarafından seçilen toplam on üyeden oluşur. Kamu kesimi
dışındaki üyelerin görev süresi üç yıldır. İzleme Komitesi üyelerinin görev
süreleri ile çalışma usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir. İzleme Komitesinin
sekretarya hizmetlerini Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı yürütür.
İzleme Komitesinin başkan
ve üyelerinden uhdesinde kamu görevi bulunmayanlara (3000) gösterge rakamının
memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda ve ayda iki
toplantıyı geçmemek üzere, her toplantı günü için damga vergisi hariç herhangi
bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın Bakanlık bütçesinden huzur hakkı
ödenir.
BAŞKAN - Madde üzerinde 1
adet önerge vardır; önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 861
sıra sayılı tasarının geçici 6 ncı maddesindeki "ve Vergi Konseyi Başkanı
ile" ibaresinin "TURMOB Başkanı, Vergi Konseyi Başkanı ile gelir
idaresi çalışanlarını temsilen bir üye;" şeklinde "on" ibaresinin
de "oniki" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. 13.4.2005
|
M. Akif Hamzaçebi |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
Gürol Ergin |
|
Trabzon |
İstanbul |
Muğla |
|
Osman Kaptan |
Birgen Keleş |
Enis Tütüncü |
|
Antalya |
İstanbul |
Tekirdağ |
|
M. Mesut Özakcan |
Mustafa Özyürek |
Mehmet Yıldırım |
|
Aydın |
Mersin |
Kastamonu |
|
|
Kemal Kılıçdaroğlu |
|
|
|
İstanbul |
|
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN
(İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Trabzon) - Söz istiyorum.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söz almayacaktım; ama, belki
çok küçücük bir şeyde küçük bir katkı olabilir mi diye söz alma ihtiyacı
duydum.
Bu idare güçlü bir idare
olmuyor; bu çok açık ve net. Bunu Sayın Maliye Bakanımız da biliyor, Maliye
Bakanlığı bürokrasisi de biliyor; ama, niyet mektuplarına, bir şekilde, bir
gelir idaresi kuracağız, güçlü bir gelir idaresi kuracağız cümlesi yazılmış
olduğu için, IMF'ye verilen söz gereği, görünüşte bir şey yapılıyor. Adı, Gelir
İdaresi Başkanlığı; ama, birçok konuda bugünkünden daha geriye giden
-uygulamaya girdiğinde göreceğiz- çok daha fazla sorun yaratan bir idare.
Birtakım, merkezde
fonksiyonel örgütlenme şeklinde yaptığı iyi düzenlemeler var; ama, bu idareyi
bugünkü konumundan, gücünden geriye götüren o kadar düzenlemesi var ki, bu
yapılan iyi düzenlemeler de onlar arasında kaybolup gidecek, etkisini
hissettiremeyecek.
Bu idare güçlü değil
dedik. Harcama esnekliği yok, harcama kolaylığı yok, personel politikalarında
bir esnekliği yok. Yatırım yapacak bu idare; yatırım konusunda bir ödenek
güvencesi olsun istedik, bütçenin, yatırım programının genel kuralları
içerisinde biraz esnekliği olsun istedik; bunlar yok. Oysa, bunu kuran
idarelerde bunlar var. Kurulma gerekçelerinden birisi bu zaten. Personeli
motive edecek düzenlemeler yok ve bu idare, genel tebliğ bile çıkaramayacak durumda. Komisyondan buraya gelen
tasarıda genel tebliğ çıkarabilir durumdaydı; burada kabul edilen önergelerle
genel tebliğ bile çıkaramayacak duruma getirilmiş bir idare var; her yönüyle
Maliye Bakanlığına bağlı. O zaman, bu idareyi kurmanın gerçekten anlamı yok. 30
OECD ülkesi içerisinde bu tip gelir idaresi kuran ülke sayısı 14. Mutlaka,
böyle örgütlenilecek diye bir şey yok. Örgütleniyorsanız tam örgütlenin, o
modele uygun yapın; yapmıyorsanız, bugünkü genel müdürlüğü güçlendirin, bu
yapıyı güçlendirin. Vergi politikası ile vergi uygulamasını birbirinden
ayırmanın hiç anlamı yok; bu şekilde devam eden ülkeler de var. Bu, tek ve
şaşmaz model değildir; ama, o, tek ve şaşmaz model de alınmış değildir; onu
söylüyorum, alıyorsanız tam alın, almıyorsanız bırakın.
Bu madde, izleme
komitesini düzenliyor. Bu idareyi, Maliye Bakanlığı on yıl süreyle izleyecek.
Bakanın başkanlığında, müsteşarın üyesi olduğu, vergi konseyi başkanının üyesi
olduğu ve özel sektörden de, çeşitli kesimlerden de alınan üyelerden oluşan bir
izleme komitesi on yıl süreyle bu idareyi izleyecek. Bunun, Amerika'daki IRS
modelinden esinlenildiği, alındığı anlaşılıyor; -Amerika'daki gelir idaresinin
kısaltılmış adı IRS- orada da, bu idareyi yeniden yapılandırma programı için
böyle bir komite öngörülmüş; ama, madem oradan aldınız, yani, oradan
esinlendiniz, o zaman onu oradan tam alın. Orada üyelerden birisi, senato
tarafından atanan... Üyeler, senato tarafından atanıyor orada, onu da
söyleyeyim; senatonun önerisi üzerine başkan tarafından... Orada, idare çalışanlarını
temsilen bir üye vardır; izleme komitesinde gelir idaresinin çalışanlarını
temsilen bir üye vardır. Önergemiz bunu kapsıyor; gelir idaresi çalışanlarını
temsilen bu komitede bir üye olsun.
Artı, mükellef ile idare
arasında görev yapan meslek mensupları var. TÜRMOB şemsiyesi altında
örgütlenmiş serbest muhasebeciler, serbest muhasebeci malî müşavirler, yeminli
malî müşavirler var. Bu odayı temsilen de bir üye olsun izleme komitesinde.
Yani, yapıyorsanız tam yapın, yapmıyorsanız yapmayın. Yani, biraz oradan biraz
buradan... Bir şey yapıyor gibi gözükmek, Gelir İdaresi Yasa Tasarısına
yakışmıyor.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Hamzaçebi.
Komisyonun ve Hükümetin
katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Geçici madde 6'yı
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici madde 7'yi
okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 7.- Bu
Kanunun yürürlüğe girmesini takip eden otuz gün içinde Bakan 2005 yılı ile
ilgili performans hedeflerini Başkanlığa ve vergi incelemesine yetkili bakanlık
denetim birimlerine bildirir. Bu hedefler doğrultusunda ilgili birimler bu
Kanunun 30 uncu maddesinin hükümlerini uygularlar.
BAŞKAN - Geçici madde
7'yi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
36 ncı maddeyi
okutuyorum:
Yürürlük
MADDE 36.- Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - 36 ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
37 nci maddeyi
okutuyorum:
Yürütme
MADDE 37.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, tasarının
tümünün oylanmasından önce, İçtüzüğün 86 ncı maddesine göre, ne yönde oy
kullanacağını belirtmek üzere, aleyhinde, Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan;
buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar [!])
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Teşekkür ediyorum Aydın milletvekilim; sağ olun, zahmet buyurdunuz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Kanun tasarısının artık
sonuna geldik. Ancak, ben bu kanun tasarısıyla ilgili olarak -son olarak-
düşüncelerimi aktarmak istiyorum.
İkibuçuk yıldan beri bu
Parlamentodayız. Bugüne kadar, çeşitli kanun tasarıları bu Parlamentoya geldi;
ancak, ilk defa olan bir uygulama. Bu kanun tasarısının altında imzası olan ve
ilgili bakanlıkça buraya gönderilen bir tasarı hakkında, Sayın Maliye Bakanından
ısrarla istirham ettik, geliniz, bu kanun tasarısı ne getiriyor ne götürüyor,
lütfen, bu kürsüden izah edin, bizleri ikna edin diye yalvardık, yakardık;
onlarca soru sorduk; ancak, dikkatimi çeken bir şey var; Sayın Maliye Bakanı,
bugüne kadar, kendi Bakanlığının göndermiş olduğu kanun tasarıları üzerinde,
gelir, burada, bizlere çok ciddî açıklamalarda bulunurdu, bizleri aydınlatırdı,
bizleri ikna etmeye çalışırdı; ancak, ne hikmettir ki, ne gariptir ki, ilk
defa, bir kanun tasarısı üzerinde, Sayın Maliye Bakanının, Meclisi, kamuoyunu
ve vergi dairesi çalışanlarını ikna etmeye yönelik herhangi bir açıklaması
olmadan bu kanun tasarısı Meclisten geçmek üzere.
Yine, İktidar Partisi
milletvekillerinin konuşmalarını da dinledim ve yine ilk defa olarak, kanun
tasarısı üzerinde, lehinde ciddî argümanlarla bu kanun tasarısının
savunulmadığını da gördüm ve çok da üzüldüm. Bu kanun tasarısını hiç okumadan
buraya çıkıp, sadece muhalefetin konuşmasını engellemek için, şahsı adına çıkıp
konuşma yapan milletvekillerini de üzülerek izledim; çünkü, bir
milletvekilimiz, tasarının başlığını "gelir idaresi" olarak okuyunca,
bütün düzenlemelerin bu şekilde olduğunu "daire" yerine
"idare" tabirinin geldiğini ve artık, bunun, idarenin, Türkiye'nin
lehine olduğunu ifade etti; birçok yerinde "vergi dairesi
başkanlıkları" ibaresinin aynen yer aldığını da, bilmeden, burada
söyleyenler oldu ve yine bir konuşmacı...
AHMET IŞIK (Konya) -
Sadede gel, sadede!..
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- ... uygulamada mal müdürlüğünün olmadığını söyledi...
AHMET IŞIK (Konya) -
Oyunun rengini söyle!..
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Yani, mal müdürlüğü, hâlâ, Türkiye'nin bütün ilçelerinde fiilen görev yapar.
AHMET IŞIK (Konya) - Sen
kendine bak, kendine!..
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, lütfen...
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Ve yine, bir milletvekilimiz, bu kanunla yerelleşmenin sağlandığını ifade
etti; okumadan... Tam tersine, vergi daireleri, direkt olarak merkeze bağlanan
bir uygulama.
Ve yine, bir
milletvekilimiz, vergi oranının yüzde 45'ten yüzde 40'a düşmesinden, burada,
sitayişle bahsetti. O kimi kapsıyor, biliyor musunuz sayın milletvekilleri;
biz, yılda 155 milyar lira gelir elde edenlerin vergilerini yüzde 45'ten yüzde
40'a indirdik. Hani, asgarî ücretle çalışanların veya memurların vergilerini
niye indirmiyoruz?! Sadece, bir yılda 155 milyar lira ve üzerinde gelir elde
edenlerin vergileri indi sayın milletvekilleri.
Ve bir şeyi de Sayın CHP
yetkililerine söylemek istiyorum. Sayın Akif Hamzaçebi'ye ve Kemal
Kılıçdaroğlu'na çok teşekkür ediyorum, bu kanunla ilgili çok ciddî katkılarda
bulundular; ancak, Sayın Topuz, siz, bugüne kadar, bu Mecliste, istemediğiniz,
eleştirdiğiniz ve çıkmasını arzu etmediğiniz kanunlarla ilgili, burada çok
engelleme yöntemlerini uyguladınız; ancak, bugün, bu kanunun bugün çıkması
noktasında, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuyla anlaştığınızı da biliyoruz. O
bakımdan, kamuoyu, bunu bu şekilde de değerlendirecektir.
AHMET IŞIK (Konya) -
Bırak be!..
AHMET YENİ (Samsun) -
Yalnız kaldın...
AHMET IŞIK (Konya) -
Bırak bu işleri!..
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Ben, son söz olarak...
Sayın Işık, gelin, burada
söyleyin!..
BAŞKAN - Sayın Işık,
lütfen!..
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Son olarak şunu söylemek istiyorum. Eğer, bu kanun tasarısı vergi dairesi
çalışanlarının lehine ise, onların yararına ise, ben, Sayın Bakanıma bir
teklifte bulunuyorum; yarın sabah, Sayın Bakanımla birlikte, vergi dairelerinin
herhangi birine uğrayalım, oradaki memurların bu işten ne kadar memnun olup
olmadığını birlikte, yerinde tespit edelim.
Hepinize saygılar
sunuyorum.
NUSRET BAYRAKTAR
(İstanbul) - Oyunun rengi ne oldu?!
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Kandoğan.
Tasarının tümünün
oylanmasından önce, İçtüzüğün 86 ncı maddesine göre, lehinde oy kullanacağını
belirtmek üzere, Kayseri Milletvekili Sayın Mustafa Elitaş; buyurun. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir değerli arkadaşımız,
burada, AK Parti Grubu adına konuşan milletvekillerinin kanun tasarısı hakkında
bilgi sahibi olmadığını, gelir idaresi başkanlığı, vergi dairesi başkanlığı
hakkında bilmeden konuştuklarını ve biraz daha seyyal hale getirdiğimizi ifade
ettiklerini; ama, bilmeden söylediklerini ifade ediyor.
Değerli arkadaşım, bu
tasarı, komisyonda uzun bir süre tartışıldı. Komisyonda hiç katkı sağlamadınız.
İçtüzüğün 29 uncu veya 30 uncu maddelerine göre, bütün milletvekilleri komisyon
toplantılarına katılabilir, fikirlerini beyan edebilir; komisyon üyelerine 10
dakika söz verilir, diğer milletvekillerine 5 dakika söz verilir. Diğer
bağımsız milletvekillerimiz, Cumhuriyet Halk Partisinden bu konuyla ilgili olan
milletvekillerimiz önerge vererek, önerge verdirerek, konuşarak katkıda
bulundular.
ALGAN HACALOĞLU
(İstanbul) - Niye kabul etmediniz?!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla)
- AK Partiden bu konuyla ilgili olan arkadaşlarımız geldiler, bizimle
konuştular, katkıda bulundular; ama, burada, ekranları görüp, seçmene selam
konuşması yapmak size yakışmıyor! (AK Parti sıralarından "Bravo" sesleri,
alkışlar)
Değerli arkadaşlar, eğer
bu konuyu biliyorsanız, komisyona gelirsiniz, konuşuruz.
MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU
(Tokat) - Komisyonlara hiç gelmedi!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla)
- Komisyonlara hiç gelmeyen; ama, burada gelip de, seçmenle, televizyonla,
görüntüyle... İnanın, samimiyetle söylüyorum, şu anda yayın dursun, Sayın
Kandoğan buraya gelip bir kelime söylemeyecek; çünkü, kendisi konuya hâkim
değil. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- O sana ait!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla)
- Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi arkadaşlarım bu konuda, kanun tasarısında emek
vermişler, alınteri dökmüşler.
Ben şuna inanıyorum:
Bugüne kadar, eğer vergi idaresi vergi toplama konusunda, hepimizin
eleştirdiği, hem muhalefetin hem iktidarın eleştirdiği vergi toplama konusunda,
beyana dayalı Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi toplama konusunda eğer
yetersizse, bu yapılan kanun, muhakkak önceki kanundan daha iyi olacaktır;
çünkü, tüm sivil toplum örgütlerinin ve ilgili kurumların görüşleri alınarak bunlar
yapılmıştır. Ama, mükemmel mi; olmayabilir, mükemmeli yaptığımızı da iddia
etmiyoruz zaten. Onun için, değerli arkadaşlarım, kanun tasarılarını; ki,
muhalefetten arkadaşlarımız da muhakkak bu tasarının olması gerektiği, gelir
idaresinin yeniden düzenlenmesi gerektiği konusunda hemfikirler; ama, bizim
tasarımızda bazı eksikliklerin ve bunların personel politikası yönünde çeşitli
sıkıntılarının olacağını ifade etmeye gayret ediyorlar. Komisyonda da tahmin
ediyorum bu şekilde görüşleri vardı; çünkü, 28 inci madde gelene kadar, değerli
milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi Grubundan arkadaşlarımız hiç muhalefet
yapmadılar, 28 inci maddeden itibaren muhalefetlerini yaptılar; zaten, toplam
37 madde, 7 de geçici maddemiz var.
Değerli arkadaşlarım, iyi
olacağı kanaatindeyiz, iyi olsun diye yapıyoruz ve o inançla da bu yasayı
yaptık. Ben, bu yasanın, hem mükelleflerimiz açısından hem de vergi
politikalarını uygulayacak gelir idaresinin mükellefler üzerinde çok büyük
etkisi olduğunu ifade ediyorum. Bugüne kadar hep mükellef olarak bulunmuş bir
kişi olarak, ilk defa mükellef haklarını, mükellef hizmetlerini beyan eden bir
vergi yasasıyla karşı karşıyayız. Bunu hazırlayan, emeği geçen, hem
muhalefetteki milletvekili arkadaşlarımıza hem de İktidar Partisine mensup arkadaşlarımıza
teşekkür ediyor; hayırlı, uğurlu olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Elitaş.
Sayın milletvekilleri,
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Sayın Ali Topuz, biraz önce Sayın
Kandoğan'ın yapmış olduğu konuşmada sataşma gerekçesiyle İçtüzüğün 69 uncu
maddesine göre Başkanlığımızdan söz istemiştir; kendisine söz veriyorum.
Sayın Topuz, buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
VI.-
AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Ali Topuz'un, Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın,
konuşmasında, ileri sürmüş olduğu görüşlerden farklı görüşleri kendisine
atfetmesi nedeniyle konuşması
ALİ TOPUZ (İstanbul) -
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu aşamada söz almak zorunda kaldığım için
üzgün olduğumu ifade etmek istiyorum; ama, yapılan konuşmalara yanıt vermeyecek
olursam kamuoyunda da yanlış izlenimlerin doğabileceğini düşündüm. O nedenle,
birkaç dakika ben de sizin vaktinizi alacağım, hepinizden, tekrar, özür
diliyorum.
Sayın Ümmet Kandoğan,
buradaki konuşmasının son bölümünde, Grubumuz adına bu kürsüden gelir idaresi
kanunuyla ilgili yapılan eleştirilere övgüler yağdırdıktan sonra, ismimden
bahsederek bu tasarının engellenmesine dönük bir çaba içinde olmadığımız için
beni ve Grubumu suçladı ve bunu, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuyla bir
anlaşma yapılmış olmasına bağladı.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elazığ)-
Keşke muhatap olmasaydınız...
ALİ TOPUZ (Devamla)-
Tabiî, böyle bir değerlendirmenin, bu saatte, burada yapılmış olması, bu
değerlendirmeyi yapan arkadaşımızın talihsizliği kadar, bizim için de üzüntü
vericidir.
Muhalefetin bu Mecliste
nasıl yapılacağına ilişkin olarak herkesin bir fikri vardır ve Cumhuriyet Halk
Partisinin muhalefet üslubunu da herkes bilmektedir.
Bu yasanın tümü
üzerindeki görüşmelerden başlayarak, sonuna kadar, hemen hemen maddelerin
yarıdan fazlası, üçte 2'sine yakını üzerinde hem Grup adına hem şahıslar adına
eleştiri içerikli konuşmalar yapılmıştır, bazıları da ağır eleştiriler olarak
ortaya konulmuştur, hem de çeşitli önergelerle, bu yasanın iyileştirilmesine
katkı da yapılmak istenmiştir Grubumuz tarafından. Zaten, Genel Kurula bu
konunun gelmesinden önce, Plan ve Bütçe Komisyonunun altkomisyonundan
başlayarak, komisyon toplantılarında bu tasarının iyileştirilmesine dönük,
arkadaşlarımız önemli çabalar sarf etmişlerdir. Burada ifade edildiği gibi,
altkomisyonda iyileştirme yolunda önemli adımlar atılmış; ama, maalesef,
komisyonda ve Genel Kurulda bu iyileştirmeler de geriye çekilmiştir.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)-
Bazıları...
ALİ TOPUZ (Devamla)-
Dolayısıyla, bu yasayla ilgili verilen mücadele, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin vakarına yakışacak ölçüler içinde geçmiştir ve de bir anamuhalefet
partisi olarak da, yapılması gereken eleştirileri sonuna kadar kürsüden dile
getirmişizdir.
Bu nedenle, yapılmış olan
değerlendirme bir haksızlıktır. Sayın Ümmet Kandoğan'ın, bu haksızlık
dolayısıyla bizden özür dilemesi gerekmektedir. (CHP ve AK Parti sıralarından
alkışlar)
Sayın milletvekilleri,
son olarak, bu yasa tasarısını iyileştirmeye gösterdiğimiz çabalara İktidar
Grubundan yeterli desteği görmemiş olmamızdan dolayı üzgün olduğumuzu
belirtirken, Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri olarak bu tasarıya olumlu
oy veremeyeceğimizi de huzurunuzda ifade etme imkânını bulduğum için beni
lütfen bağışlayın.
Hepinize saygılarımı
sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP
ve AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Topuz.
V.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
3.- Gelir
İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu (1/989) (S. Sayısı: 861) (Devam)
BAŞKAN - Saygıdeğer
milletvekilleri, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Tasarının tümü
açıkoylamaya tabidir.
Açıkoylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açıkoylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için 5 dakika süre
vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden
yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy
pusulalarını, oylama için öngörülen 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy
kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy
pusulasını, yine, oylama için öngörülen 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 260
Kabul : 215
Ret : 45 (X)
Böylece, tasarı
kanunlaşmıştır; ülkemiz için hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Saygıdeğer milletvekili
arkadaşlarım, çalışma süremizin sonuna yaklaşmış bulunuyoruz ve ayrıca, gruplar
arasında da mutabakat olduğundan, alınan karar gereğince, Devlet Bakanı Güldal
Akşit ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü haklarındaki (9/12) esas numaralı
Meclis soruşturması önergesini ve sözlü soru önergeleri ile diğer denetim
konularını sırasıyla görüşmek için, 19 Nisan 2005 Salı günü saat 15.00'te
toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum; hepinize hayırlı hafta sonları
diliyorum.
Kapanma Saati: 19.48