DÖNEM:
22 YASAMA
YILI: 3
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
CİLT : 80
79 uncu Birleşim
5 Nisan 2005 Salı
İ
Ç İ N D E K İ L E R
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMA
IV.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Gündemdişi Konuşmalar
1.- Balıkesir Milletvekili Turhan
Çömez'in, arı yetiştiricileri ile bal üreticilerinin sorunlarına, sahte bal
nedeniyle yaşanan sıkıntılara ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı
konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı
Sami Güçlü'nün cevabı
2.- Ordu Milletvekili İ. Sami
Tandoğdu'nun, Kanser Haftasına ve kanserle mücadelenin önemine ilişkin
gündemdışı konuşması
3.- Tokat Milletvekili Resul Tosun'un,
Siyasî Partiler ve Seçim Kanunlarındaki eksiklikler ve yanlışlıklar nedeniyle
yaşanan sıkıntılara ilişkin gündemdışı konuşması ve Adalet Bakanı Cemil
Çiçek'in cevabı
B) Tezkereler ve Önergeler
1.- 5317 sayılı, Bankalar Kanunu ile Radyo
ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanunun, bir kez daha görüşülmek üzere geri gönderildiğine ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/790)
2.- Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu Başkanlığının, (1/984) esas numaralı Kentsel Dönüşüm ve Gelişim
Kanunu Tasarısının, kapsam itibariyle ihtisas alanına girmesi nedeniyle
Komisyonlarına havale edilmesine ilişkin tezkeresi (3/791)
3.- Diyarbakır Milletvekili Cavit
Torun'un, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin (2/338) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin
önergesi (4/277)
4.- İzmir Milletvekili Yılmaz Kaya'nın,
4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 5 inci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifinin (2/343) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/278)
C) Gensoru, Genel Görüşme, Meclıs Soruşturmasi ve Meclıs Araştirmasi
Önergelerı
1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen
ve 41 milletvekilinin, ilköğretim ve ortaöğretim okullarında eğitim gören
çocukların ve gençlerin karşı karşıya bulunduğu tehlikeler ile bunlardan
korunma yollarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/271)
V.-
ÖNERİLER
A) Danişma Kurulu Önerılerı
1.- Gündemdeki sıralama ile çalışma
saatlerinin yeniden düzenlenmesine ve 5.4.2005 Salı günkü birleşimde sadece
sözlü soruların görüşülmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
VI.-
SEÇİMLER
A) Komısyonlarda Açik Bulunan Üyelıklere Seçım
1.- İçişleri ve Çevre Komisyonlarında açık
bulunan üyeliklere seçim
VII.-
SORULAR VE CEVAPLAR
A) Sözlü Sorular ve Cevaplari
1 - Kastamonu Milletvekili Mehmet
Yıldırım'ın, ihracatçıyı teşvik amaçlı önlemler ve döviz kuruna ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/749) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin'in cevabı
2.- Kastamonu Milletvekili Mehmet
Yıldırım'ın, Kastamonu'ya bağlı bazı ilçe ve köylerin altyapı gereksinimlerine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/756) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
3.- Kastamonu Milletvekili Mehmet
Yıldırım'ın, Organize Hayvancılığı Geliştirme Bölgesi Projesi uygulanıp
uygulanmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/786) ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
4.- Kastamonu Milletvekili Mehmet
Yıldırım'ın, Taşköprü-Karadere Barajının ne zaman bitirileceğine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/787) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin'in cevabı
5.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in,
emekli aylıklarında artış yapılıp yapılmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/789) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali
Şahin'in cevabı
6.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in,
TBMM'deki bir kapalı oturumun tutanaklarını istediği iddiasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/791) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin'in cevabı
7.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret
Baloğlu'nun, Manavgat Çayı suyunun dışarıya pazarlanmasına ve Manavgat Yat
Limanı projesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/801) ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
8.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in,
TÜBİTAK Başkanının atanmamasına ve Bilim Kurulu üyelerinin onaylanmamasına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/811) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
9.- Denizli Milletvekili Mustafa
Gazalcı'nın, Tekelin özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/831) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
10.- Kastamonu Milletvekili Mehmet
Yıldırım'ın, Kastamonu'daki köy yollarının bakım ve onarımlarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/833) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin'in cevabı
11.- Kastamonu Milletvekili Mehmet
Yıldırım'ın, Kastamonu Polis Okulu İnşaatına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/835) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in
cevabı
12.- Kastamonu Milletvekili Mehmet
Yıldırım'ın, Kastamonu'nun yeni adliye sarayı ihtiyacına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/836) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali
Şahin'in cevabı
13.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın,
Kastamonu doğu çevreyolu inşaatına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/837) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
14.- Kastamonu Milletvekili Mehmet
Yıldırım'ın, Kastamonu-Daday hükümet konağı inşaatı ödeneğine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/838) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin'in cevabı
15.- Kastamonu Milletvekili Mehmet
Yıldırım'ın, kişi başına millî gelirin hesaplanmasında doğal zenginlik
kriterine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/840) ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
16.- Balıkesir Milletvekili Sedat
Pekel'in, Tekelin özelleştirilme ihalesiyle ilgili iddialara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/841) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin'in cevabı
17.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret
Baloğlu'nun, Düzceli depremzede temsilcilerinin gözaltına alınmasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/843) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin'in cevabı
18.- Ankara Milletvekili Oya Araslı'nın,
tecavüz mağduru kadınların korunmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/849) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
19.- Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in,
Kristal-İş Sendikasının grev kararının hükümetçe ertelenmesinin gerekçelerine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/866) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
20.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel'in,
spor alanında yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/870) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
21.- Balıkesir Milletvekili Sedat
Pekel'in, satışa çıkarılan Millî Eğitim Bakanlığı sosyal tesislerine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/877) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin'in cevabı
22.- Malatya Milletvekili Muharrem
Kılıç'ın, dokunulmazlığı ile ilgili bir dosyanın Başbakanlıkta bekletilmiş
olmasının nedenine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/916) ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
23.- Balıkesir Milletvekili Sedat
Pekel'in, basın sektöründe 212 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/917) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali
Şahin'in cevabı
24.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in,
şeker kotalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/922) ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
25.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün,
Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği personeline ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/927) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin'in cevabı
26.- Muğla Milletvekili Fahrettin
Üstün'ün, açıktan atanan özel kalem müdürlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/928) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in
cevabı
27.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in,
bazı sermaye gruplarının çalışmalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/932) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
28.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret
Baloğlu'nun, Davos'taki görüşmelere katılan bazı kişilere ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/935) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali
Şahin'in cevabı
29.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan'ın, kredi kartı faizlerinin düşürülmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/940) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in
cevabı
30.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in,
bir ABD şirketinin kollandığı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/943) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
31.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in,
akaryakıt fiyatlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/978) ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
32.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret
Baloğlu'nun, Antalya'da Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait bir işhanına asılan
pankarta ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/984) ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
33.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret
Baloğlu'nun, Devlet olanaklarını seçim gezilerinde kullandığı iddialarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/985) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
34.- Kastamonu Milletvekili Mehmet
Yıldırım'ın, pirinç ithalatına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/986)
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
35.- Kastamonu Milletvekili Mehmet
Yıldırım'ın, pirinç ve benzeri ürünlerin üretiminin desteklenmesine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/988) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin'in cevabı
36.- Muğla Milletvekili Fahrettin
Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/989) ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
37.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in,
Halkbank ve Ziraat Bankasının görev zararlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/1000) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in
cevabı
38.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in,
2004 yılı bütçesinden illere ayrılan paylara ve Iğdır İlindeki bazı çalışmalara
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1022) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
39.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in,
Doğu ve Güneydoğu Anadoludaki illere Ziraat Bankasının verdiği hayvancılık
kredilerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1023) ve Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
40.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in,
seçim harcamalarında şeffaflığın sağlanması için yapılacak çalışmalara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1037) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
41.- Balıkesir Milletvekili Sedat
Pekel'in, ülkemizdeki işsizlik sorununa ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1038) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
42.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in,
bir şahısla ilgili iddialara ve bir atama iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/1039) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali
Şahin'in cevabı
43.- Balıkesir Milletvekili Sedat
Pekel'in, kamu çalışanlarının ücretlerinin iyileştirilmesine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1049) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
44.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in,
özelleştirilen kurumlardaki işçilere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1055) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
45.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in,
Elazığ İlinin ekonomik sorunlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1056) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
46.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in,
Elazığ İline ayrılan yatırım payına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1058) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
47.- Malatya Milletvekili Muharrem
Kılıç'ın, özelleştirme nedeniyle işten çıkarılanlara ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/1065) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali
Şahin'in cevabı
48.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret
Baloğlu'nun, Antalya gezisine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1074)
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
49.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in,
yatırımların ve istihdamın teşviki amacıyla çıkarılan kanunun uygulanmasına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1082) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
50.- Adıyaman Milletvekili Şevket
Gürsoy'un, Adıyaman İli için belirlenen tütün kotasına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/1092) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali
Şahin'in cevabı
B) Yazili Sorular ve Cevaplari
1.- İzmir Milletvekili Türkan
MİÇOOĞULLARI'nın, hâkimlik ve kaymakamlık mülakat sınavları ile ilgili
iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı
(7/4872)
2.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın,
adlî ve idarî yargı hâkim ve savcı adaylığı mülakatlarına ilişkin sorusu ve
Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/4880)
3.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın,
yargıç ve savcı adayları sözlü sınavlarına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı
Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/4881)
4.- İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ'nün,
Ankara ve İstanbul'da çalıştırılan özel halk otobüslerine ilişkin sorusu ve
İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/4960)
5.- Ordu Milletvekili İdris Sami
TANDOĞDU'nun, ASKİ'nin atık su bedeli tahsil ettiği iddiasına ilişkin sorusu ve
İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/4962)
6.- Muğla Milletvekili Ali Cumhur
YAKA'nın, il millî eğitim müdürü atamalarına ve yargı kararlarına ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/4963)
7.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in,
BOTAŞ'ın gaz alım anlaşmalarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Ali BABACAN'ın
cevabı (7/4969)
8.- Çanakkale Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün,
Çanakkale İlinde yapılan atama ve terfilere ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı
Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/4970)
9.- Tekirdağ Milletvekili Enis
TÜTÜNCÜ'nün, Konut Edindirme Yardımı Fonuna ilişkin Başbakandan sorusu ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/4982)
10.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in,
ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinin sayısının artırılıp artırılmayacağına
ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep
AKDAĞ'ın cevabı (7/5001)
11.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın,
medya kuruluşları hakkındaki bir beyanına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/5017)
12.- Denizli Milletvekili Ümmet
KANDOĞAN'ın, 2004 ve 2005 yılları kamu yatırım projelerine ayrılan ödeneğe
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif
ŞENER'in cevabı (7/5021)
13.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat
MELİK'in, Şanlıurfa'daki taşımalı eğitime ve bu amaçla açılan ihalelere ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5028)
14.- Denizli Milletvekili Mustafa
GAZALCI'nın, ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarındaki bilgisayar sayısına ve
kullanılan yazılım programlarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin
ÇELİK'in cevabı (7/5029)
15.- Ordu Milletvekili İdris Sami
TANDOĞDU'nun, Ordu-Akkuş-Akpınar Sağlıkocağı personelinin geçici görevle başka
yerde istihdam edilmesine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı
(7/5031)
16.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in,
SSK'dan devredilen hastanelere ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın
cevabı (7/5032)
17.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in,
Sayıştayın 3096 ve 4283 sayılı Kanunlara tabi işlere yönelik raporuna ilişkin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanvekili İsmail ALPTEKİN'in cevabı (7/5044)
18.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in,
SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığına devri nedeniyle ortaya çıkacak maliyet
artışına ilişkin Başbakandan sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı
(7/5045)
19.- Erzincan Milletvekili Erol
TINASTEPE'nin, Sivas'taki Madımak Otelinde yaşanmış olaylarla ilgili hükümetin
faaliyetlerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla
KOÇ'un cevabı (7/5046)
20.- İstanbul Milletvekili Berhan
ŞİMŞEK'in, Brüksel Havaalanında ABD Başkanıyla yaptığı görüşmeye ilişkin
Başbakandan sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün
cevabı (7/5054)
21.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in,
TMSF'nin denetimine ve elinde bulunan bazı bankaların faaliyetlerine ilişkin
sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı
(7/5058)
22.- Yozgat Milletvekili Emin KOÇ'un, Star
Medya Grubu Başkanlığına yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/5059)
23.- İstanbul Milletvekili Ali Rıza
GÜLÇİÇEK'in, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türk Diyanet Vakfının mal
varlıklarına ve çalışanlarına,
Diyanet İşleri Başkanlığının bazı
hizmetlerine,
İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Mehmet
AYDIN'ın cevabı (7/5062, 5063)
24.- Ordu Milletvekili İdris Sami
TANDOĞDU'nun, köy ve mahalle muhtarlarının özlük haklarının iyileştirilmesine
ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/5074)
25.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın,
öğretmen atamalarına ve bazı iddialara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5082)
26.- Edirne Milletvekili Nejat GENCAN'ın,
Meclis binalarındaki tadilat ve onarım çalışmalarına ilişkin Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanından sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili
İsmail ALPTEKİN'in cevabı (7/5097)
27.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in,
Atatürk Orman Çiftliğinde hayvan üretimi ve bakımında yaşanan sorunlara ilişkin
Başbakandan sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami GÜÇLÜ'nün cevabı (7/5098)
28.- Eskişehir Milletvekili Cevdet
SELVİ'nin, yurtdışı gezilerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/5111)
29.- İstanbul Milletvekili Berhan
ŞİMŞEK'in, ifade ve basın özgürlüğüne ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/5114)
30.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün,
Ardahan-Posof İlçesi ve köylerinin eğitim sorunu ile lojman ihtiyacına ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5165)
31.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün,
Ardahan-Çıldır İlçesi ve köylerinin eğitim sorunu ile lojman ihtiyacına ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5166)
32.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in,
sözde Ermeni soykırımı iddialarına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/5125)
33.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün,
Ardahan-Damal İlçesi ve köylerinin eğitim sorunu ile lojman ihtiyacına ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5167)
34.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün,
Ardahan-Hanak İlçesi ve köylerinin nitelikli öğretmen ihtiyacına ilişkin sorusu
ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5168)
35.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün,
Ardahan-Göle İlçesi ve köylerinin nitelikli öğretmen ihtiyacına ilişkin sorusu
ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5169)
36.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün,
Ardahan İl merkezi ve merkeze bağlı köylerin nitelikli öğretmen ihtiyacına
ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5170)
37.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün,
Ardahan-Posof İlçesi ve köylerindeki kapalı sağlıkocaklarına ilişkin sorusu ve
Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5176)
38.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün,
Ardahan İl merkezi ve köylerindeki kapalı sağlıkocaklarına ilişkin sorusu ve
Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5177)
39.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün,
Ardahan-Göle İlçesi ve köylerindeki kapalı sağlıkocaklarına ilişkin sorusu ve
Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5178)
40.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün,
Ardahan-Hanak İlçesi ve köylerindeki sağlıkocaklarının hizmete açılıp
açılmayacağına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5179)
41.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün,
Ardahan-Damal İlçesi ve köylerindeki sağlıkocaklarının hizmete açılıp
açılmayacağına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5180)
42.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün,
Ardahan-Çıldır İlçesi ve köylerindeki sağlıkocaklarının hizmete açılıp
açılmayacağına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5181)
43.- Tunceli Milletvekili V. Sinan
YERLİKAYA'nın, tiyatrolara ve sanat piyasasına yönelik alınacak tedbirlere
ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/5192)
44.- Tunceli Milletvekili Hasan
GÜYÜLDAR'ın, kaçak alkollü içecek üretimine ve TAPDK'nın görev alanına ilişkin
sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı
(7/5260)
45.- Balıkesir Milletvekili Sedat
PEKEL'in, Bandırma Limanının özelleştirilmesinin Eti Holding AŞ'nin ihracatına
olan etkilerine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı
(7/5261)
46.- Tokat Milletvekili Resul TOSUN'un,
Dönersermaye İşletme Müdürlüğüne 2004-2005 yıllarında verilen işçi kadrosuna
ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/5264)
47.- Afyonkarahisar Milletvekili Reyhan
BALANDI'nın, koruma kurullarının takibindeki kültür varlığı konumundaki
binalara ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı
(7/5298)
I.- GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak
yedi oturum yaptı.
Van Milletvekili Hacı Biner, Van'ın düşman
işgalinden kurtarılışının 87 nci,
Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, İnönü
Zaferinin 84 üncü,
Yıldönümüne,
Kars Milletvekili Yusuf Selahattin
Beyribey, devlet sanatçısı ve halk ozanı Murat Çobanoğlu'nun vefatı
münasebetiyle, ozanın edebî kişiliğine ve eserlerine,
İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
Bülent Arınç'ın Lüksemburg Meclis Başkanı Jean Spautz'un davetine icabetle
Lüksemburg'a yapacağı resmî ziyarete katılacak heyete ilişkin Başkanlık
tezkeresi,
Ankara Milletvekili Telat Karapınar'ın
Dilekçe Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi,
Muğla Milletvekili Ali Arslan ve 42
milletvekilinin, arıcılıkta ve bal üretiminin pazarlanmasında yaşanan
sıkıntıların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi (10/269),
İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek ve 41
milletvekilinin, yurt dışında öğrenimlerini sürdüren öğrencilere danışmanlık
yapan firmaların araştırılması ve hizmetlerinin denetlenmesi (10/270),
Amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergeleri;
Genel Kurulun bilgisine sunuldu; Meclis
araştırması önergelerinin gündemdeki yerini alacağı ve öngörüşmelerinin, sırası
geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in Belarus'a
yaptığı resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık
tezkeresi,
30.3.2005 tarihli gelen kâğıtlarda
yayımlanan 849 sıra sayılı Askerî Ceza Kanunu ile Disiplin Mahkemeleri
Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkındaki Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının, 48 saat geçmeden, gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmının 3 üncü sırasına alınmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi,
Kabul edildi.
Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmının:
1 inci sırasında bulunan, Kamu İhale
Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S. Sayısı:
305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporu henüz
gelmediğinden, ertelendi.
2 nci sırasında bulunan, Konya
Milletvekili Kerim Özkul'un, Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Kanun Teklifi, Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç ile 29 milletvekili ve
Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ile 5 milletvekilinin, Türk Ceza Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tekliflerinin (2/402, 2/406, 2/408)
(S.Sayısı: 842) görüşmeleri tamamlandı;
3 üncü sırasına alınan, Askerî Ceza Kanunu
ile Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları
Hakkındaki Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının (1/996) (S.
Sayısı: 849) görüşmelerini müteakiben,
Kabul edilip kanunlaştıkları açıklandı.
4 üncü sırasına alınan, Tarım Kredi
Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kanunlaştırılmasına İlişkin
Tasarının (1/947, 1/233) (S. Sayısı: 835) tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanarak 3 üncü maddesine kadar kabul edildi; 3 üncü maddesi için
elektronik cihazla yapılan oylamalar sonucunda Genel Kurulda karar yetersayısı
bulunmadığı anlaşıldığından;
5 Nisan 2005 Salı günü saat 15.00'te
toplanmak üzere, birleşime 19.50'de son verildi.
İsmail
Alptekin
Başkanvekili
|
Mehmet
Daniş |
Yaşar
Tüzün |
|
Çanakkale |
Bilecik |
|
Kâtip Üye |
Kâtip Üye |
|
|
|
|
Ahmet
Gökhan Sarıçam |
Bayram
Özçelik |
|
Kırklareli |
Burdur |
|
Kâtip Üye |
Kâtip Üye |
No.: 108
II.- GELEN KÂĞITLAR
4 Nisan 2005 Pazartesi
Cumhurbaşkanınca Geri Gönderilen Kanun
1.- 16.3.2005 tarihli ve
5317 sayılı Bankalar Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve Anayasanın 89 ve 104 üncü
Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme
Tezkeresi (1/999) (Anayasa ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 31.3.2005)
Tasarılar
1.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Moldova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ekonomik İşbirliğine Dair
Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/1000) (Plan ve Bütçe ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.3.2005)
2.- Kamulaştırma
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/1001) (Adalet ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25.3.2005)
3.- Türk Silahlı
Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanunu ve Millî
Savunma Bakanlığı ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklarına Bağlı
Kurumlarda Döner Sermaye Teşkili ve İşletilmesine İlişkin Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
(1/1002) (Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal
İşler ile Millî
Savunma Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)
4.- 2006 Yılı Programının
Hazırlanmasına Dair Kanun Tasarısı (1/1003) (Plan ve Bütçe Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 31.3.2005)
Teklifler
1.- Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer ile 33
Milletvekilinin; 3201 Sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 55 inci Maddesinin 10
uncu Fıkrasında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/412) (İçişleri
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)
2.- Diyarbakır Milletvekili Aziz Akgül'ün; Mikro
Finans Kuruluşları Hakkında Kanun Teklifi (2/413) (Adalet ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)
3.- İzmir Milletvekili
Zekeriya Akçam'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununun Bir Maddesinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/414) (Avrupa Birliği Uyum ile
Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.3.2005)
4.- Gümüşhane Milletvekili Sabri Varan'ın; Banka
Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Kanun Teklifi (2/415) (Adalet; Plan ve
Bütçe ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
5.- Bursa Milletvekili Abdülmecit Alp ile
5 Milletvekilinin; Toplu Konut Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi (2/416) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
6.- Erzurum Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut
ile 4 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 Sayılı Kanuna Ek
ve Geçici Maddeler Eklenmesi ve 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/417) (Millî Eğitim, Kültür,
Gençlik ve Spor ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
28.3.2005)
7.- Erzurum Milletvekili Mustafa Nuri
Akbulut'un; 2.7.1965 Tarih ve 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 20. Maddesinin
C Bendinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/418) (Adalet Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28.3.2005)
8.- Zonguldak Milletvekilleri Harun Akın, Nadir
Saraç ile İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun; Zonguldak İlinde Kozlu
ve Kilimli Adında Yeni İki İlçe Kurulmasına Dair Kanun Teklifi (2/419)
(İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
29.3.2005)
9.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ile Hatay Milletvekili
Sadullah Ergin'in; 633 Sayılı Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/420) (Plan ve
Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)
Tezkereler
1.- Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu'nun;
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/788)
(Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa
geliş tarihi: 29.3.2005)
2.- Mardin Milletvekili Selahattin Dağ'ın
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/789)
(Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa
geliş tarihi: 29.3.2005)
Rapor
1.- Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanun
Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu Raporu (1/969) (S. Sayısı: 851) (Dağıtma tarihi: 4.4.2005) (GÜNDEME)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Manisa Milletvekili Ufuk ÖZKAN'ın, Diyanet
İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan Çanakkale Zaferiyle ilgili hutbeye
ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet AYDIN) sözlü soru önergesi (6/1515)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)
2.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Bingöl-Yedisu İlçesindeki binaların depreme
dayanıklı hale getirilmesi için alınacak önlemlere ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1516) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
3.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret BALOĞLU'nun, olası bir depreme karşı Bingöl-Yedisu Pansiyonlu
İlköğretim Okulunda alınacak tedbirlere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1517) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
4.- Afyonkarahisar
Milletvekili Halil ÜNLÜTEPE'nin, Kocatepe Üniversitesi 400 yataklı hastane
projesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1518) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25.3.2005)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, Sayıştay'ın 3096 ve 4283 sayılı kanunlara tâbi işlere yönelik
raporuna ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi
(7/5044) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.2.2005)
2.- Edirne Milletvekili
Nejat GENCAN'ın, Meclis binalarındaki tadilat ve onarım çalışmalarına ilişkin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5097)
(Başkanlığa geliş tarihi: 3.3.2005)
3.- Denizli Milletvekili
Mustafa GAZALCI'nın, görevlendirme ve vekalet yoluyla görev yapan üst düzey
bürokratlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5409) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23.3.2005)
4.- Adana Milletvekili
Tacidar SEYHAN'ın, Başkentte yaşanan su kesintilerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/5410) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)
5.- Kocaeli Milletvekili
İzzet ÇETİN'in, Ankara Atatürk Kültür Merkezi alanının içinde bulunduğu imar
planına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5411) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.3.2005)
6.- Bilecik Milletvekili
Yaşar TÜZÜN'ün, Basın İlan Kurumunun malî durumuna ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/5412) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
7.- Bilecik Milletvekili
Yaşar TÜZÜN'ün, Basın İlan Kurumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/5413) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
8.- İstanbul Milletvekili
Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, yargı kararlarının uygulanmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/5414) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
9.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, çiftçiye yapılacak doğrudan gelir desteği ödemelerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5415) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
10.- Sinop Milletvekili
Engin ALTAY'ın, Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri
Birliğine bağlı esnafın kredi borçlarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/5416) (Başkanlığa
geliş tarihi: 24.3.2005)
11.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Bingöl çevresinde yaşanan depremlere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5417) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
12.- Tokat Milletvekili
Resul TOSUN'un, Basın İlân Kurumunca yapılan ödemelere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/5418) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
13.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Damal İlçesinde Hükümet Konağı yapılıp yapılmayacağına
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5419)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
14.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet YILDIRIM'ın, Karadeniz Sahil Yolu Projesine ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5420) (Başkanlığa geliş
tarihi: 24.3.2005)
15.- Ankara Milletvekili
Yılmaz ATEŞ'in, Karayolları Genel Müdürlüğüne ait bir araziye ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5421) (Başkanlığa geliş
tarihi: 24.3.2005)
16.- İzmir Milletvekili
Enver ÖKTEM'in, deprem sonrası güçlendirme çalışmalarına ilişkin Bayındırlık ve
İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5422) (Başkanlığa geliş tarihi:
25.3.2005)
17.- İzmir Milletvekili
Erdal KARADEMİR'in, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığına yapılan atamaya
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/5423) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23.3.2005)
18.- Kocaeli Milletvekili
Mehmet Sefa SİRMEN'in, otomatik meteoroloji istasyonu alım ihalesine ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/5424) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.3.2005)
19.- Hatay Milletvekili
Mehmet ERASLAN'ın, bir Türk gazetesinin Almanya'daki yayımının yargı kararı
olmaksızın Alman İçişleri Bakanlığınca yasaklanmasına ilişkin Dışişleri Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5425) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.3.2005)
20.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, Nevruz kutlamalarına katılan Norveç heyetine ilişkin
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5426)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)
21.- İstanbul
Milletvekili Onur ÖYMEN'in, İncirlik Üssünün Amerikan uçaklarının lojistik
faaliyetlerini desteklemek için açılacağı iddialarına ilişkin Dışişleri Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5427) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25.3.2005)
22.- İstanbul
Milletvekili Onur ÖYMEN'in, 17 Aralık 2004 tarihli zirvede sözü edilen,
Türkiye'nin imzalayacağı protokolün içeriğine ilişkin Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5428) (Başkanlığa geliş tarihi:
25.3.2005)
23.- Ankara Milletvekili
Ayşe Gülsün BİLGEHAN'ın, İslâm Konferansı Örgütü İstanbul Sonuç Bildirgesine
ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi
(7/5429) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)
24.- Zonguldak
Milletvekili Nadir SARAÇ'ın, Türkiye Jokey Kulübünce düzenlenen at
yarışlarından elde edilen gelirlerden pay aktarımına ilişkin Devlet Bakanından
(Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi (7/5430) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.3.2005)
25.- İstanbul
Milletvekili Güldal OKUDUCU'nun, Bakanlığın faaliyet alanına giren
hizmetlerdeki sorunlara ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru
önergesi (7/5431) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)
26.- Bursa Milletvekili
Ertuğrul YALÇINBAYIR'ın, Emniyet Genel Müdürlüğüne 4982 sayılı Bilgi Edinme
Hakkı Kanunu çerçevesinde yapılan başvurulara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5432) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.3.2005)
27.- Elazığ Milletvekili
Abdulbaki TÜRKOĞLU'nun, din değiştirenlerin sayısına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5433) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.3.2005)
28.- İstanbul
Milletvekili Hasan AYDIN'ın, hırsızlık ve gasp olaylarının önlenmesine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5434) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.3.2005)
29.- Karaman Milletvekili
Mevlüt AKGÜN'ün, yurdumuzda yaşayan Ahıska Türklerinin mağduriyetlerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5435) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.3.2005)
30.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, bir belediye başkanının görevine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5436) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)
31.- Balıkesir
Milletvekili Ali Kemal DEVECİLER'in, Balıkesir İl Jandarma Komutanlığının bir
operasyonuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5437)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)
32.- Kırklareli
Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, İçişleri Bakanlığı planlama uzman
yardımcılarının maaşlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5438) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)
33.- Tunceli Milletvekili
V. Sinan YERLİKAYA'nın, üniversite ve diğer eğitim kurumlarının kalite
standardına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5439)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)
34.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, Konya-Kulu-Tavşanlı beldesi yakınlarındaki tesislerin
kullanılmama nedenine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5440) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)
35.- Karaman Milletvekili
Mevlüt AKGÜN'ün, Ticaret ve Turizm Genel Müdürlüğüne bağlı okullardaki muhasebe
öğretmeni ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5441) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
36.- İstanbul
Milletvekili Gürsoy EROL'un, en iyi üniversite sıralamasında Türkiye'nin
durumuna ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5442)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
37.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Eğitim-Bir-Sen'in yaptırdığı öğretmen sorunları
araştırmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5443)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
38.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Damal İlçesinin Millî Eğitim Müdürü atamasının ne zaman
yapılacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5444)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
39.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, Orhaneli Termik Santralinin çevreye verdiği zararlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5445) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.3.2005)
40.- Denizli Milletvekili
Mehmet U. NEŞŞAR'ın, SSK hastanelerindeki sağlık personeli tayinlerine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5446) (Başkanlığa geliş tarihi:
25.3.2005)
41.- Ankara Milletvekili
İsmail DEĞERLİ'nin, bir şirket tarafından çeşitli kurumlara verildiği
belirtilen teklife ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5447)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)
42.- Ankara Milletvekili
İsmail DEĞERLİ'nin, İstanbul İl Sağlık Müdürü hakkındaki iddialara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5448) (Başkanlığa geliş tarihi:
25.3.2005)
43.- Denizli Milletvekili
Mehmet U. NEŞŞAR'ın, Vakıf Gureba Hastanesinin röntgen bölümüne ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5449) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)
44.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, Meram Ekspres Trenine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5450) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)
45.- Mersin Milletvekili
Vahit ÇEKMEZ'in, Mersin Ulaştırma Bölge Müdürlüğünün kaldırılmasına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5451) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.3.2005)
46.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, güreş milli takımı antrenörüne ödenecek maaşa ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi
(7/5452) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)
47.- Sinop Milletvekili
Engin ALTAY'ın, milli sporcuların eğitim ve istihdamına ilişkin Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/5453)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
48.- Trabzon Milletvekili
Asım AYKAN'ın, Kocatepe Camiinin bakım ve onarım ihtiyacına ilişkin Devlet
Bakanından (Mehmet AYDIN) yazılı soru önergesi (7/5454) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18.3.2005)
49.- İstanbul
Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, bankaları denetleyen dış denetim
kuruluşlarına ve TMSF kapsamına alınan ticari mevduata ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/5455)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)
50.- Antalya Milletvekili
Osman ÖZCAN'ın, Türkiye'ye hatalı gönderilen Volkswagen marka araçlara ilişkin
Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5456) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.3.2005)
51.- Trabzon Milletvekili
Asım AYKAN'ın, teknik elemanların ücret yetersizliğine ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5457) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
52.- Trabzon Milletvekili
Asım AYKAN'ın, Çanakkale Savaşı gazilerine ilişkin Millî Savunma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5458) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
53.- Malatya Milletvekili
Muharrem KILIÇ'ın, Köy Hizmetlerine ait bölge müdürlüklerinin yer tespitine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5459) (Başkanlığa
geliş tarihi: 24.3.2005)
54.- Sinop Milletvekili
Engin ALTAY'ın, BAĞ-KUR'lu çiftçilerin sağlık hizmetlerinden yararlanma
durumlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5460) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
55.- İzmir Milletvekili
Muharrem TOPRAK'ın, Yortanlı Baraj Projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5461) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
56.- İzmir Milletvekili
Muharrem TOPRAK'ın, Allianoi Antik Kenti'nin korunmasına ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5462) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.3.2005)
57.- İstanbul
Milletvekili Mehmet SEVİGEN'in, basında yer alan bir açıklamasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5463) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)
58.- İzmir Milletvekili
K.Kemal ANADOL'un, pamuk primi ödemelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/5464) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.3.2005)
59.- İzmir Milletvekili
K.Kemal ANADOL'un, Başbakanlık Müsteşarıyla ilgili iddialara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5465) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.3.2005)
60.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, İş Bankası-Telekom İtalya Mobil (İŞ-TİM) Şirketine
kaynak aktarılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5466)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)
61.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, Geçici Köy Koruculuğuna ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/5467) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)
62.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, Başbakana ve bakanlara yurt dışı seyahatlerinde eşlik eden
milletvekillerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5468) (Başkanlığa
geliş tarihi: 29.3.2005)
63.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, sanayide kullanılan doğalgaz fiyatlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/5469) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)
64.- Ankara Milletvekili
Yakup KEPENEK'in, yabancı yatırımlara ve borçların yeniden yapılandırılmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5470) (Başkanlığa geliş tarihi:
29.3.2005)
65.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, Başbakanlık Müsteşarı hakkındaki iddialara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/5471) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)
66.- Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR'in, Iğdır İl sınırında bulunan Metsamor Nükleer Santraline
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5472) (Başkanlığa geliş tarihi:
30.3.2005)
67.- İzmir Milletvekili
Hakkı ÜLKÜ'nün, işkence ve kötü muamele şikayetlerine karşı İzmir Cumhuriyet
Savcısının tutumuna ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5473)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)
68.- Samsun Milletvekili
Haluk KOÇ'un, Başbakan tarafından açılan manevi tazminat davalarına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5474) (Başkanlığa geliş tarihi:
30.3.2005)
69.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, İGDAŞ ile ilgili dava dosyasına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5475) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)
70.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, Konya Adliye Sarayı yapımına ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5476) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)
71.- Kırklareli
Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, Ankara Büyükşehir Belediyesinin
borçlarına ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi
(7/5477) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)
72.- Hatay Milletvekili
Mehmet ERASLAN'ın, IMF ve Dünya Bankasından alınan kredilere ve iç ve dış
borçlara ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/5478)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)
73.- Afyonkarahisar
Milletvekili Reyhan BALANDI'nın, 2003 ve 2004 yıllarındaki trafo yangınlarına
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5479)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)
74.- Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR'in, elektrik fiyatlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5480) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)
75.- İzmir Milletvekili
Hakkı ÜLKÜ'nün, Ulus Tarihi ve Kültürel Kentsel Dönüşüm Projesi kararına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5481) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29.3.2005)
76.- Kırklareli
Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, Çankırı İline atanan bir vali
yardımcısına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5482)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)
77.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, Ankara Büyükşehir Belediyesince kamulaştırılan bir arsaya
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5483) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30.3.2005)
78.- Hatay Milletvekili
Mehmet ERASLAN'ın, misyonerlik faaliyetlerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5484) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)
79.- Ordu Milletvekili
İdris Sami TANDOĞDU'nun, SSK'lıların tedavileriyle ilgili düzenlemelere ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5485) (Başkanlığa geliş tarihi:
30.3.2005)
80.- Ordu Milletvekili
İdris Sami TANDOĞDU'nun, bazı ilâç fiyatlarında indirim yapılmasına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5486) (Başkanlığa geliş tarihi:
29.3.2005)
81.- Edirne Milletvekili
Rasim ÇAKIR'ın, Bakanlığa devredilen bir hastaneye ait malzemelerle ilgili
iddialara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5487) (Başkanlığa
geliş tarihi: 29.3.2005)
82.- Afyonkarahisar
Milletvekili Reyhan BALANDI'nın, ithal edilen ilâçlara ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5488) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)
83.- Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR'in, hayvancılıkla ilgili destek ve teşvik uygulamalarına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5489) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29.3.2005)
84.- Bursa Milletvekili
Mehmet KÜÇÜKAŞIK'ın, doğrudan gelir desteği ödemelerine ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5490) (Başkanlığa geliş tarihi:
29.3.2005)
85.- Afyonkarahisar
Milletvekili Reyhan BALANDI'nın, tarımsal desteğe, gelirlere ve tarım nüfusunun
Millî Gelirdeki payına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5491) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)
86.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, SSK emekli aylıklarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5492) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)
87.- İzmir Milletvekili
K. Kemal ANADOL'un, halk kütüphanelerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5493) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)
88.- Ordu Milletvekili
İdris Sami TANDOĞDU'nun, Yurt-Kur Genel Müdürlüğüne verilen kredilerin geri
ödenmesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5494)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)
89.- Mersin Milletvekili
Hüseyin ÖZCAN'ın, Mersin Ulaştırma Bölge Müdürlüğüne ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5495) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)
90.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Turkcell hisselerinin satışıyla ilgili iddialara
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru
önergesi (7/5496) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)
No.: 109
5 Nisan 2005 Salı
Meclis Araştırması Önergesi
1.- İstanbul Milletvekili
Mehmet SEVİGEN ve 41 Milletvekilinin, ilköğretim ve ortaöğretim okullarında
eğitim gören çocukların ve gençlerin karşı karşıya bulunduğu tehlikeler ile
bunlardan korunma yollarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/271)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)
Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili
Berhan ŞİMŞEK'in, eski Başbakan Bülent Ecevit'e VİP salonunun
kullandırılmamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4946)
2.- İstanbul Milletvekili
Berhan ŞİMŞEK'in, Bingöl depremi sonrası inşa edilen deprem konutlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4947)
3.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, EÜAŞ'deki yolsuzluk soruşturması kapsamında Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanının görevden alınıp alınmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/4948)
4.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığında ortaya çıkan yolsuzluğa
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4950)
5.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, soru önergelerinin cevaplandırılmamasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/4951)
6.- Adana Milletvekili
Kemal SAĞ'ın, kamu kurum ve kuruluşlarında vekaleten yapılan atamalara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4953)
7.- Çanakkale
Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim,
Araştırma ve Uygulama Hastanesi Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/4954)
8.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, özel bir yemek ve servis firmasının Tekirdağ'da
aldığı ihalelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4955)
9.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, doğalgaz ve elektrik enerjisi kesintilerine ilişkin Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4956)
10.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Ankara'daki doğalgaz dağıtımına ve ortaya çıkan
sorunlara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4957)
11.- Zonguldak
Milletvekili Harun AKIN'ın, Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdür Vekiline ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4958)
12.- İstanbul
Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, Türkiye Elektrik Üretim A.Ş.'deki bazı
bürokratlarla ilgili iddialara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4959)
13.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının bir otopark
yapımıyla ilgili açıklamasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4961)
14.- Ankara Milletvekili
Yakup KEPENEK'in, Osmangazi Üniversitesi Ziraat Fakültesi Laboratuvarına ve bir
öğretim görevlisi hakkındaki iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4964)
15.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, içki ve sigara sektöründe faaliyet gösteren yerli ve yabancı
şirketlerin hasılatına ve ödenen vergi
miktarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4968)
16.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, bir inşaat şirketinin hissedarlarına ve bu
şirketin aldığı ihalelere ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4975)
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
5 Nisan 2005 Salı
BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur) Ahmet KÜÇÜK
(Çanakkale)
BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 79 uncu Birleşimini açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN - Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için 5 dakika
süre vereceğim.
Sayın milletvekillerinin,
oy düğmelerine basarak salonda hazır bulunduklarını bildirmelerini; bu süre
içerisinde elektronik sisteme giremeyen sayın üyelerin, salonda hazır bulunan
teknik personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin
ise yoklama pusulalarını, teknik personel aracılığıyla, 5 dakikalık süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce, üç
sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.
Gündemdışı ilk söz, arı
yetiştiricilerinin sorunları hakkında söz isteyen Balıkesir Milletvekili Turhan
Çömez'e aittir.
Buyurun Sayın Çömez. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Gündemdişi Konuşmalar
1.-
Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez'in, arı yetiştiricileri ile bal
üreticilerinin sorunlarına, sahte bal nedeniyle yaşanan sıkıntılara ve alınması
gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü'nün cevabı
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'deki arı yetiştiricilerinin,
bal üreticilerinin sorunlarını konuşmak üzere gündemdışı söz almış bulunuyorum;
bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Doğrusunu isterseniz, bir
hekim olarak, yıllarca, hastalarına bal yemelerini tavsiye eden birisiyim.
Birkaç hafta öncesine kadar, Meclis odamda ziyaretime gelen köylüleri
dinleyinceye kadar da, arıcılık sektöründe bu kadar önemli sorunlar olduğunu
bilmiyordum. Sorunları dinlediğim zaman kulaklarıma inanamadım ve ciddî bir
araştırma yapmaya başladım. Bugün sizlerle bunu paylaşacağım ve çözüm
önerilerimi dile getireceğim.
Türkiye'de 250 000 aile
arı yetiştiriyor ve bal üretiyor. Yıllık üretimimiz de, yaklaşık 70 000 ton
civarında. Bu rakamla, dünyada bal üretiminde ilk 5'in içindeyiz. Türkiye,
ürettiğini hem içpiyasada tüketiyor hem de yurtdışına ihraç ediyor; yani, bir
anlamda, hem iç hem de dış ekonomik kazanç kapısı.
Bu sektörün ifade ettiği
diğer bir stratejik avantaj ise, sahip olduğumuz geniş coğrafya, bitki sayısı
ve çeşitliliği ve uzun iklim avantajlarından kaynaklanıyor. AB ülkelerinin
yıllık bal talebi, yaklaşık 250 000 ton. Parasal karşılığı ise milyar dolarlarla
ifade ediliyor.
Hikâyeye 2003 yılından
başlayalım. 2003'te hükümetimiz bal ihraç edenlere, ton başına -bir kısmı
mahsup olmak üzere- 65 dolarlık teşvik öngördü ve bunu uyguladı. Bu, son derece
yerinde ve önemli bir karardı. O yıl Türkiye'de mevsim koşulları çok uygun
gitmedi ve arzu edilen miktarda bal üretilemedi; ancak, Türkiye'den AB üyesi
ülkelere binlerce ton bal ihraç edildi. İhraç edilen ballara, kendi
laboratuvarlarımızdan sağlam ve sağlıklı olduğuna dair onaylar alındı ve
belgelendi -burası, son derece önemli- ancak, AB gümrüğünden bu balların önemli
bir kısmının sahte ve sağlıksız olduğu ortaya çıktı, kanıtlandı ve Türkiye'ye
iade edildi.
Dış Ticaret
Müsteşarlığından aldığım bilgilere göre, balları iade edilen şirket sayısı 23.
Peki, bu 23 şirketin balına ne oldu?! Bu balların imha edildiğine dair hiçbir
bilgi ve belgeye ulaşamadım bugüne kadar. Bu şirketler, aldıkları ihracat
teşviklerini ne yaptılar?! Dış Ticaret Müsteşarlığımızdan yazılan yazılar var;
ancak, henüz bunun da akıbetine ulaşamadık.
Bu arada, Alman Bal
Birliği, bu sahtecilik anlayışıyla ilgili, üyelerini uyarıyor ve Türkiye'den
gelecek mallara çok dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor; yazının örnekleri
yanımda. Bu uyarı sonrasında, Suudi Arabistan bile, hac zamanı ülkemizden
aldığı yaklaşık 6 000 ton balla ilgili önemli çekinceler ortaya koyuyor ve
Arabistan ihracatımız da darbe yiyor.
Değerli arkadaşlarım,
köylülerin dertlerini dinlemek üzere İzmir'e gittim. Çok sayıda İzmirli arı
yetiştiricisi, son derece mağdur vaziyette ve ellerinde bol miktarda bal stoku
var. Neden olduğunu sorduğumda ise, piyasayı sahte balların işgal ettiğini ve
bunlarla ticarî olarak rekabet edemediklerini söylüyorlar.
Bu ifadeler ve gördüğüm
manzara, inanın, beni dehşete düşürdü. Alınteriyle uğraşıp didineceksin, gece
gündüz dağda bayırda bal yetiştireceksin ve bu hakiki balları piyasaya
satamayacaksın; piyasayı istila etmiş birkaç rant şebekesi, üç beş sahtekâr,
merdivenaltında ürettikleri taklit ballarla, hem üreticiyi mağdur edecek hem
halkın sağlığıyla oynayacak hem de inanılmaz rantlar elde edecek... Bu,
anlaşılır bir durum değil.
Bunun üzerine Ankara'ya
geldim ve rasgele, bazı marketlerden, noter huzurunda bal numuneleri alarak
tahlile gönderdim. Sonuç korkunç; 1 tanesi hakikî ve diğer 9 taneden 8 tanesi
gerçek bal değil.
Peki, diyeceksiniz ki,
içinde bal olmayan bu mamuller nasıl elde edilmiş? Bu sahtecilik çeteleri,
arıyı taklit etmekte oldukça yetenekliler. ABD'den ithal edilen mısır şurubunu,
Çin'den ithal edilen bal enzim ve ekstreleriyle karıştırıp, biraz da esans
ilave edip harika bir bal taklidi ürün ortaya çıkarmışlar. Merak ettim, acaba,
sorun sadece Ankara'da mı diye, Mersin'den aynı yöntemle 19 numune aldırdım;
maalesef, 13 tanesi sahte, 6 tanesi gerçek bal çıktı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çömez,
toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
TURHAN ÇÖMEZ (Devamla) -
Yine, Tarım Bakanlığımız, Türkiye'nin pek çok yerinden 100'den fazla numune
aldı; onların da sonuçlarında, yarıdan fazlası sahte olarak rapor edildi.
Değerli arkadaşlarım, bu
sahtecilerle nasıl mücadele edeceğiz? Öncelikle, bilinçli bir toplum tesis
edilmesi için, hepimizin üzerine düşen önemli görevler var. Gıda sahtecileri
ile sağlıksız ve taklit ürünlerle mücadele etmek için, kamuoyunun ve tüketici
haklarını savunan sivil toplum örgütlerinin bilinçlenmesi, mutlaka sürece katkı
sağlayacaktır. Bunun için, medyanın, bilinçlendiren ve öğreten, aynı zamanda
teşvik eden yayınlarına ihtiyacımız var.
İkincisi, denetim
mekanizması. Türkiye'deki 400 000 satış noktasına, Tarım ve Köyişleri
Bakanlığımızın önemli denetim ve kontrol mekanizmalarını uygulaması ve bunlarla
ilgili yaptırım uygulaması gerekiyor.
Bu arada, Ankara
Valimizin on gündür önünde duran kapatılma kararlarının hâlâ imzalanmadığına
dair bilgiler geldi bana. Buradan, hemen, bugün, bu kararların uygulanması için
talimat verilmesi konusunda, Sayın İçişleri Bakanımızdan da ricada bulunuyorum.
Diğer bir tedbir Maliye
Bakanlığımızı ilgilendiriyor; çünkü, bu sahtecilik şebekelerinin müstahsil
fişleri de sahte ve bunlar, maalesef, mezarlık taşlarından elde ettikleri
isimleri bu fişlere kullanmışlar. Maliye Bakanlığımızın da, bu sahte müstahsil
fişleriyle ilgili önemli yaptırımlar uygulamasını bekliyoruz.
Yine, gümrüklerden, bu
sahte balın hammaddesiyle ilgili olarak yurtiçine sokulan materyallerle ilgili
de Sayın Tüzmen'den bir beklentimiz var; bu malzemelerin de, Türkiye'ye
girişinde, önemli denetimler ve yaptırımlar uygulanması gerekiyor.
Değerli arkadaşlarım,
bunlarla ilgili alınacak tedbirler çok basit. İnanıyorum ki, hükümetimizin çok
değerli üyeleri ve ilgili bütün bürokrat arkadaşlarımız, gerekli tedbirleri
alacak ve bu sayede, hem hakiki bal üreticisinin mağdur olmasının önüne
geçilmiş olacak hem de piyasadaki bu sahtecilerle mücadele etmiş olacağız.
İnanıyorum ki Türkiye, bu
sahtecilerden kurtulduğu zaman, temiz ve sağlıklı bir toplum tesis edilmiş
olacak.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Çömez.
Gündemdışı konuşmaya,
Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Sami Güçlü cevap vereceklerdir.
Buyurun Sayın Bakan.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI
SAMİ GÜÇLÜ (Konya) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Balıkesir Milletvekilimiz
Sayın Turhan Çömez'in, bal üreticileriyle ilgili, arı yetiştiricileriyle ilgili
sorunlar, bu tarım kesimi mensuplarımızın sorunları hakkında gündemdışı
konuşmasına ben de kısaca katkıda bulunmak istiyorum.
Evvela duyarlılığı için
teşekkür ediyorum. Bu vesileyle, bir kısım ilave düşüncelerimi ifade edeceğim
ve konuya nasıl yaklaştığımızı kamuoyuna da duyurmuş olacağım.
Dünyada bal üretimi
yaklaşık 1,3 milyon ton. Türkiye 5 inci sırada bir ülke; dolayısıyla, dünyada
bal üretimi konusunda belli bir noktaya gelmiş, üretiminin belli yıllarda yüzde
20'sini ihraç edebilecek bir gelişmeyi de göstermiştir. Dolayısıyla, genel
olarak baktığımızda, üretim hacmi, ıslahı, desteklenmesi ve örgütlenmesi
konusunda elbette birkısım gelişmeler olmalıdır ki, dünyada bu pozisyona
ulaşabilelim ve üretimimizin de yüzde 20'sini ihraç etme noktasına gelelim.
Dolayısıyla, evvela,
sektörün geldiği nokta bu yönüyle önemlidir, potansiyeli ise çok daha
yüksektir. Evvela, coğrafyamızın sahip olduğu özellikler, kısaca doğal
kaynaklarımız, bu sektörümüzde çok daha önemli gelişmelere imkân vermektedir;
ama, elbette, sorunları da vardır. Bu sorunların içerisinde ilaç kalıntıları,
birkısım hastalıklar, uygun şartlarda üretim olmaması ve işte belki de en son
kamuoyunun gündemine gelen sahtecilik hususlarıdır. Tabiî, insanoğlunun böyle
bir zaafı vardır. Kolayı tercih etme ve kısa sürede kazanç sağlama konusu,
kuralları, ahlakı, etiği, bazen yasaları çiğneyerek bu noktada adım atılmasını
sağlamakta, dolayısıyla da haksız kazançlara sebep olmakta ve belki onun da
ötesinde birkısım ihmallerden dolayı bazı olumsuzluklara da sebep
olabilmektedir.
İşte, bu noktada kamuya
düşen görev, gelişmeyi belli bir yöne sevk ederken kuraldışılığı, ahlakdışılığı
da önleyici tedbirler almak ve kamu otoritesini kullanmak, eğitimi sağlamak,
bilinçlendirmeyi sağlamak ve örgütlenmeyle bu konuda bir iyileştirme ortaya
koymaktır.
Konunun gündeme geldiği
andan itibaren yapılan denetimler artırılmış -2005 yılından bahsediyorum- bu
yıl içerisinde, yani, bugüne kadar olan zaman diliminde, ihbar ve şikâyetler de
dahil olmak üzere bal üretimiyle ilgili 278 işyeri denetlenmiş, bu denetimlerde
şüphe üzerine alınan ve ihbar edilen yerlerden alınan 332 bal numunesi analiz
için laboratuvarlara gönderilmiş, bunlardan 263'ü hakkında ilk neticeler
gelmiş, 88'inde olumsuzluk, yani, genel anlamda birkısım sahtecilik
sonuçlarının doğruluğu ortaya çıkmış, 175 adedinin ise analiz sonuçları olumlu
netice vermiş.
Ülke genelinde bal üreten
32 işletme hakkında çalışma izni, gıda sicili ve üretim izni olmadığından
dolayı Gıda Kanunu gereğince idarî para cezası uygulanmış, 6 işletme hakkında
savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş ve bu işletmelerin bir kısmında 4 132
kilogram bala el konulmuştur. Denetim, ülke genelinde üretim ve satış
yerlerinde yoğun bir şekilde devam etmektedir.
Ülkemizde bal ihracı ve
iadesi konusunda da birkaç cümle söylemek istiyorum. 2002 yılında yaklaşık 16
000 ton bal ihraç edilmiş, 193 tonu iade edilmiştir. 2003 yılında ise, yine
yaklaşık bu kadar bal ihraç edilmiş, 293 tonu iade edilmiştir. Bunlar, iadeler
ihracatın yüzde 1,2'si civarındadır. 2004 yılında ise, daha az ihracat
yapılmış; ama, geri dönüş oranı daha yüksektir; yüzde 3'ü iade edilmiş.
İadelerle ilgili Dış
Ticaret Müsteşarlığımızdan ve ilgili ülkeden, iade eden ülkeden aldığımız
bilgilere göre, bunların içerisinde genel gerekçe, şartlara uymamak ve fiyat
konusundaki itirazdan kaynaklanarak iade edilmişler. Bunun çok gerçekçi
olmadığını biliyoruz; ama, bize gelen resmî yazılarda, Dış Ticaret
Müsteşarlığına intikal eden yazılarda, işin içerisinde, balın niteliğiyle
ilgili bir değerlendirme yerine "uygun bulunmamıştır, fiyatları yüksek
bulunmuştur" gibi ifadelerle iade edildiği gözlenmektedir. Dolayısıyla,
burada yapılması gereken işlem konusunda da, idare, bir nebze tereddüt
içerisinde kalmakta, çaresiz kalmaktadır; ancak, Türkiye'ye bu balların iadesi
konusunda resmî prosedür ise çok açıktır. Bunlar, Türkiye'den ihraç edilmiş ve
iade edilmiş olsa bile, Türkiye'ye girerken uygulanması gereken bir prosedür
vardır, ithal edilen bir mal muamelesine tabi tutulmaktadır ve Türkiye'nin
bünyesinde geçerli olan kurallar aranmaktadır. Dolayısıyla, bu konuda, evvela,
mevzuat yönünden de bir eksiklik yoktur; Türkiye'ye giren ballarla ilgili
konuda, bugün, laboratuvarlarımızdan olumsuz bir sonuç da elimizde değildir;
ancak, biraz önce söylediğim, tağşiş -yani, içerisine başka maddelerin
katılarak aslî unsurun bozulması- ve üzerindeki bilgilerin yanlış ve
eksikliğini ifade eden sahtecilik olaylarının -Turhan Beyin de söylediği, bizim
de kendi bulgularımıza göre- piyasada yer aldığını biliyoruz.
Peki, burada kamuya düşen
görev olarak evvela denetimlerin artırılması, bununla ilgili konuda kamu
otoritesinin caydırıcılığının burada gösterilmesi gerekir. Bununla ilgili
yapılması gereken ilk iş ise, kamuoyunu bilgilendirmek ve ilgili taraflar
arasında konunun enine boyuna çok tartışılmasını sağlamaktır. Bugün
Meclisimizde gündeme gelen bu konu da, aynı zamanda, Bakanlığımız tarafından bu
sektörün tüm unsurları bir araya getirilerek yapılan bir değerlendirme toplantısı
da halen Ankara'da devam etmektedir.
Kısaca bahsetmek
gerekirse, Bakanlığımız başta olmak üzere, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Ege
İhracatçılar Birliği, Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği, Tüketici Hakları
Federasyonu, Gıda Dernekleri Federasyonu, üniversitelerimiz, bugün bu konuyu
konuşmaktadır ve dolayısıyla, arayışımız, alınabilecek tedbirler konusunda
ilgili tüm tarafların da mutabakatını sağlayarak bu konuya köklü bir çözüm
getirmektir. Dolayısıyla, ben, konuyu Meclisimize taşıyan arkadaşlarımıza, bu
konuda fikir üreterek bize yol göstermeye çalışan, milletvekillerimize ve
konuyla ilgili uzmanlara, huzurlarınızda teşekkür ediyorum.
Bu konuyla ilgili olarak
kamuoyuna söyleyeceğimiz son söz, bir bakıma, sorumlu bakanlık olarak, gerekli
tedbirleri alarak, bu konuda tüketicilerimizin tereddütlerini ortadan
kaldıracak bir tutumu sergileyeceğiz.
Bilgilerinize sunuyorum,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
DURSUN AKDEMİR (Iğdır) -
Sayın Başkan...
BAŞKAN - Gündemdışı
ikinci söz, Kanser Haftası münasebetiyle söz isteyen Ordu Milletvekili...
DURSUN AKDEMİR (Iğdır) -
Sayın Başkan, arıcılıkla ilgili söz istemiştim?..
BAŞKAN - ...İdris Sami
Tandoğdu'ya aittir.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
2.- Ordu
Milletvekili İ. Sami Tandoğdu'nun, Kanser Haftasına ve kanserle mücadelenin
önemine ilişkin gündemdışı konuşması
İ. SAMİ TANDOĞDU (Ordu) -
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 1-7 Nisan tarihlerinin Kanser
Haftası olması nedeniyle gündemdışı söz almış bulunmaktayım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Kanser, vücuttaki
hücrelerin denetimden çıkıp vücudun diğer bölümlerinde bağımsız ve kontrolsüz
bir biçimde büyümeye başladığı bir hastalıktır. Bu hücreler, saldırıya geçen
vahşiler gibi vücudun normal kurallarına isyan başlatır ve kendilerine ait ayrı
bir düzen oluştururlar. Günümüzde her ülkede, her yaşta görülebilen, coğrafî
sınır tanımayan, sosyal statü ve gelir durumu ayırımı yapmayan kanser hastalığı
evrensel bir sorun niteliğindedir; bu nedenle kanser hastalığı dünyada önemli
bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Dünya Sağlık Teşkilatı
verilerine göre her yıl dünyada 6 000 000'dan fazla insan kanser hastalığına
yakalanmaktadır. Hastalanan bu insanların yaklaşık 5 000 000'u kanser hastalığından
dolayı hayatlarını kaybetmektedir. Dünyada 2003 yılında 6 000 000 kişinin
kanserden öldüğü bildirilmektedir. Gerekli önlemler alınmazsa, 2020 yılında bu
rakamın 10 000 000'a ulaşacağı saptanmış ve hesaplanmıştır. Önümüzdeki yirmi
yıl içerisinde de kanser vakalarında tüm dünyada yüzde 330'a varan ciddî bir
artış görüleceği, bu artışın yüzde 75'inin gelişmemiş veya gelişmekte olan
ülkelerde ortaya çıkacağı belirtilmektedir.
Sayın milletvekilleri,
ülkemizde, 1970'li yıllarda, sebebi bilinmeyen ölümler arasında dördüncü sırada
yer alırken, son yıllarda, kalp hastalığından sonra, kanser, ülkemizde, ikinci
sırada yer almaktadır. Dünyada her 100 000 kişiden 150 veya 300'ü kansere
yakalanmakta, Türkiyemizde ise her yıl 150 000 kişi kansere yakalanmış ve
kanser hastası olarak yaşamaktadır. Yüzyılımızdaki, çağımızdaki teknolojik
gelişmeler, tıp alanında birçok hastalığın azalmasına olanak sağlamaktadır.
Diğer yandan, artan çevresel ve psikolojik faktörler, insan sağlığını olumsuz
yönde etkileyen hastalıkların çoğalmasına ve kanser hastalığı riskinin
artmasına neden olmaktadır. Kanseri en çok etkileyen faktörlerin başında,
maalesef sigara gelmektedir. Sigarayı, Meclis koridorlarında ve Meclis
kulislerinde gördükçe, yüreğim, ayrıca, bir hekim olarak, bir doktor olarak,
sızlamaktadır. (Alkışlar)
Teşekkür ederim. Bugünü
fırsat bilerek, çok sevdiğim milletvekili arkadaşlarımızın ve halkımızın
sigaradan uzak yaşama kendilerini alıştırmasını ve o şekilde yaşamalarını
temenni ediyorum.
Sigaranın öldürücü
etkileri sonucunda, dünyada her yıl 4 000 000, Türkiye'de ise 110 000 kişinin
yalnız sigaradan hayatını kaybettiği bilinmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün
verilerine göre, dünyada, her 13 saniyede 1 kişi sigaradan ölmektedir
arkadaşlar. Ülkemizde de, gerekli önlemler alınmazsa, önümüzdeki yirmi yılda,
sigaraya bağlı nedenlerle ölen kişilerin sayısı yaklaşık 250 000'e
yükselecektir.
Kanser riskinin artmasını
etkileyen ve sebep olan faktörlerin başında, yine çevresel, sosyal ve kimyasal
faktörler çok önemli rol oynamaktadır. Bunun en önemli örneği olarak, Sovyetler
Birliğinde, 26 Nisan 1986 günü Çernobil Nükleer Santralında meydana gelen
nükleer kaza gösterilmektedir. Yaşanan bu nükleer kaza sonucunda, ülkemize ve
birçok komşu ülkeye yayılan radyasyonun etkisiyle kanser vakalarında artış
görülmüştür bariz bir şekilde. Örneğin, benim seçim bölgem Ordu İlinde, 1986
yılında kanserli hasta sayısı 16 iken, bu sayı 1990 yılında 50, 1991 yılında
66, 1993 yılında 189, 2001 yılında 308 olmuş, 2002 ve 2003 yıllarında 400'ü
aşmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Tandoğdu,
toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
İ. SAMİ TANDOĞDU
(Devamla) - Bu sayı, Çernobil nükleer santralının ve diğer etkenlerin tesiriyle
her geçen gün artmaktadır.
Bir tıp doktoru olarak,
bir kanser uzmanı olarak, bölgemden bana gelen her 10 hastanın 8'i ya akciğer
kanseri ya mide kanseri. Bunun nedeni olarak, kanser vakalarının artmasının en
büyük faktörü olarak Çernobil'i görmekteyim. Bu konuyla ilgili Meclis
araştırması istedim. Meclis araştırması daha evvel de yapılmış; fakat, o
zamanın koşullarıyla, o zamanın teknolojisiyle yapılan araştırmanın sağlıklı
bir netice vereceğine inanmam mümkün değil. O nedenle, Yüce Meclisten, bu
araştırmanın bir an evvel gündeme getirilerek değerlendirilmesi ve yapılmasını
isteyeceğim.
Karadeniz Bölgesindeki
halkımızın kanser rahatsızlıklarıyla ilgili, yazılı basında günaşırı haber
çıkmaktadır. Karadenizdeki ve ülkemdeki insanların en ufak bir hastalığının,
Çernobil olayından ve ailesel kalıtımdan meydana geldiği endişesi insanlarda
psikolojik olarak büyük bunalımlar yaratmaktadır. Bunları engellemek için,
bunları ortadan kaldırmak için de en kısa zamanda bir araştırma komisyonu
kurulması gerektiğine inanıyorum.
Kanser oluşumunu
etkileyen diğer faktörlerin oranlarına baktığımızda ise; dengesiz beslenme
yüzde 35, enfeksiyon hastalıkları yüzde 10, alkol yüzde 3, tozlu ve pis çalışma
yerleri yüzde 2 yer tutmaktadır. Gıdaların kirlenmesi, kanseri artıran
faktörlerin başında gelmektedir.
Kansersiz bir hayat ve
kanserden korunmak mümkündür. Kanserden korunabilmek için vatandaşlarımızın
bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi gerekir. Bunun için, özellikle 1-7 Nisan
Kanser Haftasında, kitle iletişim araçlarına çok büyük görevler düşmektedir.
Halkımızın bilinçlendirilmesi ve aydınlatılması için eğitim çalışmaları
yapılması gerekmektedir.
Bu duygu ve
düşüncelerimle, kansersiz günler, kansersiz gelecekler, sigarasız günler
dileğiyle, hepinize saygılar ve sevgiler sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Tandoğdu.
Gündemdışı üçüncü söz,
Siyasî Partiler ve Seçim Kanunları hakkında söz isteyen, Tokat Milletvekili
Resul Tosun'a aittir.
Buyurun Sayın Tosun. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
3.- Tokat
Milletvekili Resul Tosun'un, Siyasî Partiler ve Seçim Kanunlarındaki
eksiklikler ve yanlışlıklar nedeniyle yaşanan sıkıntılara ilişkin gündemdışı
konuşması ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in cevabı
RESUL TOSUN (Tokat) -
Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; Sami Beyin özellikle kanser konusundaki ve kanserin
en önemli unsurlarından biri olan sigara konusundaki hassasiyetine yürekten
katıldığımı ve Meclisteki uygulamalar konusundaki temennisinin de bir an önce
gerçekleşmesini ben de şiddetle arzuluyorum; özellikle Kabahatler Yasası
çıktıktan sonra, artık, önceki yasanın uygulanamadığı gerekçesinin de
kalktığını düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar,
demokrasiler, anayasaların ve yasaların hâkim olduğu, her şeyin yasal bir
çerçeve içerisinde cereyan ettiği sistemlerdir. Ülkemizde de Anayasamız ve
yasalarımız vardır. Anayasa ve yasalar herkesi bağlayıcıdır, yürürlükte olduğu
sürece. Beğensek de beğenmesek de, eksiklikleri bulunsa da, yürürlükte olduğu
sürece, Anayasanın da, yasaların da hepimizi bağladığının altını çizerek
sözlerime başlamak istiyorum.
Evet, kanser kadar
önemli, en az baldaki sahtekârlık kadar da önemli olan Siyasî Partiler ve Seçim
Yasalarındaki aksaklıkları, sadece bir temenni düzeyinde dile getirmek üzere,
gündemdışı söz almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlar, Siyasî
Partiler Yasası, Seçim Yasası, biz milletvekillerini doğrudan ilgilendiren, bu
yasalarla buralara gelmiş, görev yapan arkadaşlarız; hepimizi yakından
ilgilendiriyor; ancak, Anayasamızda olduğu gibi, Siyasî Partiler ve Seçim
Yasalarımızda da, biryığın eksikliklerin bulunduğunu, yanlışlıkların
bulunduğunu hepimiz biliyoruz; ama, söylediğim gibi, eksik de olsa yanlış da
olsa, yürürlükte olduğu sürece, hepimizi bağlamaktadır.
Bu bağlamda, son
günlerde, özellikle partilerde meydana gelen istifalar ve partilere gerçekleşen
iltihaklardan sonra, Siyasî Partiler Yasasının ve Seçim Yasasının, ciddî bir
şekilde gündeme alınması, ele alınması, gözden geçirilmesi,
demokratikleştirilmesi ve eksikliklerinin giderilmesi, seçim zamanı gelmeden
elzemdir. Seçim zamanı yaklaştığında, Seçim Kanununda, Siyasî Partiler
Kanununda yapılan değişiklik, hiçbir zaman, inandırıcı olmaz, olmayacaktır ve
olmamıştır. Benim, burada -sakın, istifa yahut da iltihak eden arkadaşlarım
alınmasın- onlar hakkında söyleyecek bir sözüm yok; bu yasalar onlara bu hakkı
verdiğine göre, kendi tercihleridir; ama, benim itirazım sistemedir. Benim
itirazım, gerek Anayasadaki gerekse Seçim Yasasındaki aksaklıkların, istikrar
olsun derken istikrarlı bir yönetim olsun derken, bu Seçim Yasasındaki
aksaklıklardan dolayı birtakım istikrarsızlıkların tekrar yaşanıyor olmasıdır.
Bunu, maalesef, geçmiş dönemlerde siyasî partiler, hep seçim zamanları
değiştirmek suretiyle, inandırıcılıklarını yitirmişlerdir. Hatırladığım
kadarıyla, sadece Anavatan döneminde, rahmetli Özal, en az 11 defa yasa
değiştirdi. Hiçbir inandırıcılığı olmuyordu, haklı da olsa.
Aynı şekilde, mesela
İstanbul'da, 1991 seçimlerinde 9 tane seçim bölgesi vardı. 1995'e
yaklaştığımızda, o dönemin siyasî partisinin, hatta genel başkanı, seçilme
endişesiyle, 9 bölgeyi 3 bölgeye düşürdü. 6 000 000 seçmeni bulunan bir
şehirde, seçimlere yakın böylesi keyfî düzenlemelerin, adaletten uzak,
demokratik ilkelerden uzak değişikliklerin inandırıcı olmadığı malumunuzdur.
Evet, Seçim Yasası
değiştirilmelidir, Siyasî Partiler Yasası değiştirilmeli, mercek altına
alınmalıdır; ama, bu yasayı değiştirirken herhangi bir siyasî partinin
çıkarını, herhangi bir ferdin menfaatını değil, adalet ölçüsünü esas almamız
gerekir. Biz, 40'a yakın temel yasa
değiştirdik. Yani, 22 nci Dönem Millet
Meclisi, hakikaten, son yılların en çok çalışan, performansı en yüksek bir
dönemdir. Ceza Yasasından Kabahatler Yasasına kadar, Basın Yasasından İŞKUR
Yasasına kadar temel yasalar değiştirdik; ama, asıl, seçmenin hukukunu, millî
egemenlik dediğimiz seçmenin gerçek manada temsilini ortaya koyacak olan Siyasî
Partiler ve Seçim Yasalarının...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Tosun,
toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
RESUL TOSUN (Devamla)
-Toparlıyorum Sayın Başkanım.
...hâlâ eski aksaklıkları
içeriyor olması, bizim için de, eğer değiştirmezsek, bir eksikliktir. Ne biz AK
Parti olarak ne de Cumhuriyet Halk Partisi, bu yasanın yapılışında söz sahibi
olmadığı için, bu yasayı eleştirebiliriz; ama, bu yasayı değiştirmezsek, aynı
şekilde devam ettirirsek, bütün Meclis, bu dönem, bu yasanın aksaklıklarından
ve eksikliklerinden de sorumlu olacaktır.
Bu münasebetle, seçmenin
temsil hak ve yetkisinin ihlal edilmemesini, gerçek manada temsil edilmesini
sağlayacak, (A) partisinde temsil edilmesi için verilmiş oyları (B) partisine
taşıyarak seçmenin hakkını ihlal edecek, egemenliği de zedeleyecek, bence,
yanlışlıklardan da arındıracak bir yasal düzenlemeyi mutlaka yapmamız
gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, AK
Parti Programında da Cumhuriyet Halk Parti Programında da bu meyanda beyanlar
vardır; seçim beyannamelerinde, aynı şekilde, Seçim Yasasının, Siyasî Partiler
Yasasının demokratikleştirileceği istikametinde; hatta, bazı noktalarda
teferruatlar vardır, önseçimden tercihli sisteme kadar biryığın teklifler
vardır; ama, ikibuçuk sene geçti, günübirlik yasal değişiklikler doğru da olsa
bazen inandırıcılığını yitiriyor. Geçen hafta geçici 16 ncı maddeyi kaldırdık.
Doğru bir şey yaptık; ama, yanlış bir zamanda yaptığımız için, maalesef,
dışarıda savunmakta her birimiz zorlanıyoruz. Yaptığımız iş doğru. Doğruyu
savunabilmek için, doğru zamanda yapmak ve tüm eleştirilerden uzak duracak
şekilde...
Seçim Yasası çok önemli
bir yasa. Öyle bir yasa yapmalıyız ki, artık, değiştirilmesi de zor hale
gelmeli. Nasıl bazı kanunlarda nitelikli çoğunluk istiyoruz; Seçim Yasasında da
oturalım, iki partinin mutabakatıyla, hakikaten, hakkaniyet ölçülerine dayalı
demokratik bir yasayı hazırlayalım, birlikte yasalaştıralım, değiştirilmesini
de zorlaştıracak şekilde ve hiç değilse önümüzdeki dönemde, vekillerimizin,
hakikaten demokratik bir ortamda yasama faaliyetini gerçekleştireceği bir
seçime imkân sağlamış olalım diyorum, saygıyla selamlıyorum hepinizi.
(Alkışlar)
BAŞKAN- Teşekkür ediyorum
Sayın Tosun.
Gündemdışı konuşmaya
Adalet Bakanı Cemil Çiçek cevap vereceklerdir.
Buyurun Sayın Bakan. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın Tosun'un görüşleri
üzerine huzurunuza geldim. Aslında, önemli bir konuyu burada konuştuğumuz
kanaatindeyim. Hemen hemen her Parlamento döneminde siyasî partiler ve seçim
yasaları değişik vesilelerle gündeme gelir ve bu konuyla ilgili de bugüne
kadar, esas itibariyle, söylenmesi gereken pek çok doğru söz de söylenmiştir.
Meclis arşivlerine baktığımızda da, hem siyasî partiler hem de seçim
yasalarıyla ilgili olarak her dönemde verilmiş sayısız teklifler de vardır.
Evvela, şunu belirtmek
isterim ki, Siyasî Partiler Yasası ve Seçim Yasası, bizatihi Parlamentonun
kendisi tarafından yapılması gereken ve doğrusunun da bu olduğu yasalardır.
Yani, bu, bir hükümet faaliyetinden daha çok, Parlamentonun bizatihi kendisinin
yapması gereken bir iştir. Neden; çünkü, hükümet tasarıları büyük ölçüde
bürokratlarla işbirliği içerisinde hazırlanan yasalardır ve sonra, hükümetler,
ortada siyasî tercihleri neyse onu o tasarıya yansıtır. Ama, bunlar, doğrudan
doğruya, bizim, kendimizin hazırlamasında fayda gördüğümüz yasalardır ve bunda da
bir zaruretin olduğunu ben de şahsen kabul ediyorum; çünkü, bizim siyasal
sistemimiz partiler üzerine oturur. Hepimizin bildiği, sıkça vurguladığı,
demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurları siyasî partilerdir deriz.
Partiler, ne kadar güçlü olursa, ne kadar kurumsallaşırsa, ne kadar vatandaşla
ilişkisi sağlam temellere oturursa; o zaman, demokrasiyi biraz daha kurumsallaştırırız,
demokrasiden beklenen faydaları azamîye çıkarma imkânı da büyük ölçüde mümkün
olacaktır; ama, Türkiye'de, maalesef, partilerin yeteri kadar
kurumsallaşamadığı da, partilerin dışındaki sebeplerden dolayı büyük ölçüde...
Maalesef, bu şikâyetler de zaman zaman meydana geliyor. Onun için, bir
demokratik siyasî hayat içerisinde siyasî partiler ve seçim yasaları önemli
yasalardır. Özellikle seçim yasaları, neyi amaçladığınıza bağlı olarak
düzenlenir. İstikrarı istiyorsanız getireceğiniz seçim sistemi farklıdır,
katılımı istiyorsanız daha farklı bir sonuca varırsınız, bunların dışında başka
türlü beklentileriniz varsa, seçim kanunu netice itibariyle bir enstrümandır;
bunu niçin ve nasıl kullanacağınız fevkalade önemlidir. Onun için, siyasî
tercihler seçim yasalarının hazırlanmasında büyük ölçüde rol oynarlar. O
nedenle -Sayın Tosun'un şu görüşüne de katılırım- bugüne kadar bu manada
yapılan değişiklikler, seçim atmosferine girildiğinde yapıldığı için de, büyük
ölçüde, daha çok Meclisteki çoğunluğun arzusunu yansıtacak tarzda ve biraz da
belki istikrarı amaçlayan tarzda düzenlemeler olarak yapılmıştır. Şunun
şurasında, seçim söz konusu olmadığına göre, belki de 2005 yılı içerisinde,
Parlamentomuz, değerli milletvekillerimiz bu konuya öncelik verirlerse, bu iki
yasayı bu sene çıkarma imkânımız olur. Şahsen, önümüzde daha zaman var,
seçimlere ikibuçuk yıldan fazla zaman var. Onun için, enine boyuna tartışıp,
aceleye de getirmeden, bu iki yasayı birlikte Mecliste hazırlayabiliriz; biz
de, Bakanlık olarak, hükümet olarak buna katkı sağlarız. İşte, uzlaşma
komisyonu dediğimiz komisyon, aslında, bu maksat için kurulmuştur. Burada
temsil edilen partilerimiz, Meclisteki çoğunluğuna bakmaksızın, eşit sayıda bu
komisyonlarda görev yaparlar ve ittifakla bu yasalar hazırlanır. Onun için, bu
uzlaşma komisyonunu faaliyete geçirmekte, ben, şahsen fayda görürüm. Eğer,
böyle olmayacaksa, iki partinin bu yönde iradesi varsa, bu bir başka şekilde de
yapılabilir; ama, bunun şu dönemde yapılmasında fayda var.
Ayrıca, üzerinde
durulması gereken iki tane konu daha var, Seçim Yasası söz konusu olduğunda.
Bunlardan bir tanesi yurt dışındaki vatandaşlarımızın, maalesef, arzu edilmiş
olmasına rağmen, yeteri kadar Türkiye'deki seçimlere katılmasını temin
edemedik. Gümrük kapılarında veya izne gelmişken bu söz konusu oluyor; bu da,
ilave bir masraf getiriyor. Yani, Türkiye'deki vatandaş, Türk vatandaşı reyini
bedavaya kullanırken Almanya'daki, Fransa'daki insan Türkiye'ye gelecek; işinden
olacak, uçak parası... Bu da, katılımı azaltıyor. Her defasında, hepimiz
görüyoruz ki, bu vatandaşlarımızın en fazla şikâyet ettikleri husus budur
"biz, her türlü katkıyı Türkiye'ye sağlıyoruz, seçim hakkımızı
kullanamıyoruz" diye. Hiç olmazsa, bu dönem, yurt dışındaki
vatandaşlarımızın bu katılımını sağlayacak bir düzenlemeyi yapmamız lazım.
Bununla ilgili, geçtiğimiz dönemlerde komisyonlar kuruldu, yurt dışında değişik
ülkelerde incelemeler yapıldı, yeteri kadar Meclis arşivinde bu konuda taslak
var; bunu da, bu düzenlemeler içerisinde bu defa gerçekleştirebilirsek, oradaki
insanlarla siyasî, hukukî gönül bağımızı kuvvetlendirme anlamında, bu yasa,
özellikle Seçim Yasası önemli bir faktör olur.
Belki üzerinde en fazla
durmamız gereken husus siyasetin finansmanıyla ilgili husustur. Yani,
gerçekten, Türkiye'de, yozlaşmanın, kirliliğin, devlete güvenin, siyasî
iktidarlara veya partilere olan güvensizliğin temelinde bu siyasetin finansmanı
yatıyor. Bunu, hem partilerin finansmanı açısından hem de adayların
seçimlerdeki harcamaları açısından, Batı ülkelerinde olduğu gibi bir standarda,
bir çerçeveye getirip koymamız lazım. Bunu yapamadığımız sürece, her defasında,
yaptığımız harcamalar sebebiyle siyaset kurumu yıpranıyor, yıpranmakta; bu da,
beraberinde pek çok sıkıntıyı gündeme getirmektedir.
Aslında, kişisel olarak,
hem Siyasî Partiler Kanunuyla ilgili hem de siyasetin finansmanıyla ilgili, ben
bir çalışmayı yapmış idim. İsteyen arkadaşlara bunları da verme imkânımız
olabilir; ama, bu konu gündeme geldi madem, eğer, bunda bir ittifakımız varsa,
bu konuyu tasvip ediyorsak, vakit geçirmeden, özel bir komisyonda, Seçim
Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu, siyasetin finansmanı ve yurt dışındaki
vatandaşlarımızın Türkiye'de oy kullanmasına imkân verecek en az dört konuyu da
içine alan -buna ilave başka konular da olabilir- demokratik standartları
Türkiye'ye kazandırma adına bu çalışmaların yapılmasında, Hükümet olarak, ben
de, şahsen, fayda gördüğümüzü ifade etmek istiyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Gündeme geçiyoruz...
AHMET IŞIK (Konya) -
Sayın Başkanım, Avukatlar Günü münasebetiyle, 60 ıncı maddeye göre bir söz
hakkı istemiştim; ama, takdir sizindir...
BAŞKAN - Sayın Işık,
yerinizden, çok kısa olmak şartıyla; buyurun.
AHMET IŞIK (Konya) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; malumunuz, bugün 5 Nisan Avukatlar Günü.
Avukatlar Günü nedeniyle, avukat bir parlamenter olmam hasebiyle de, özellikle
avukat meslektaşlarımın bu anlamlı günlerini kutluyorum.
Avukatlarımızın hangi
şartlarda görev yaptıkları Yüce Parlamentonun malumudur. Genel olarak ifade
etmek istiyorum ki, avukatlarımızın sosyal ve mesleği icra şartlarının daha da
iyileştirilmesi en büyük temennilerimiz arasında yer almaktadır. Özellikle
vurgu yapmak istediğim -Pasaport Kanununda yapılacak olası değişiklik
gündemdedir- avukatlarımızın tümüne, şayet bu mümkün olmadığında, belli süre
kıstası dikkate alınarak yeşil pasaport hakkı tanınmasını Yüce Parlamentodan
meslektaşlarımız adına talep ediyorum.
Genel Kurulu, tekrar,
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Işık.
Başkanlığın Genel Kurula
diğer sunuşları vardır.
Kâtip Üyenin oturarak
okuması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Cumhurbaşkanlığının bir
tezkeresi vardır; okutup, bilgilerinize sunacağım.
B) Tezkereler ve Önergeler
1.- 5317
sayılı, Bankalar Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun, bir kez daha görüşülmek
üzere geri gönderildiğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/790)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi: 17.3.2005 günlü,
A.01.0.GNS.0.10.00.02-8820/27424 sayılı yazınız.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kurulunca 16.3.2005 gününde kabul edilen 5317 sayılı
"Bankalar Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" incelenmiştir.
1- 18.6.1999 günlü, 4389
sayılı Bankalar Yasasının 15 inci maddesinin 7 nci fıkrasının (a) bendinin,
incelenen Yasanın 1 inci maddesiyle değiştirilen ikinci paragrafının ondört ve
onbeşinci tümcelerinde,
"... Satışın Fon
Kurulu tarafından iptal edilmesi hali hariç olmak üzere, ihalenin feshi halinde
alıcısına teslim edilmiş olan mal, hak ve varlıkların iadesi istenemez. Ancak,
ihale bedeli ve bu bedelin ödeme tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunî Faiz ve
Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca işleyecek faiz tutarı toplamı
ile sınırlı olmak kaydıyla hak sahiplerinin tazminat hakları saklıdır..."
Düzenlemesine yer
verilmiştir.
Düzenlemede, yönetimi ve
denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna geçen hak ve varlıkların 6183 sayılı
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Yasa uyarınca haczedilenlerin, ticarî
ve iktisadî bütünlük içinde bir araya getirilerek alıcısına geçişini sağlayacak
biçimde ihale yoluyla satışında,
- Satışın Fon Kurulunca
iptal edilmesi ayrık olmak üzere, ihalenin feshi durumunda, alıcısına teslim
edilmiş olan mal, hak ve varlıkların geri verilmesinin istenemeyeceği,
- Ancak, ihale bedeli ve
bu bedelin ödeme gününden başlayarak işleyecek yasal faizi toplamıyla sınırlı
olmak koşuluyla ilgililerin tazminat haklarının saklı tutulduğu,
Belirtilmiştir.
a- Yapılan düzenlemeye
göre, satışın Fon Kurulunca iptaline karar verilmesi durumunda, alıcıya geçmiş
olan ihale konusu mal, hak ve varlıklar geri alınacak; ihalenin feshi durumunda
ise, alıcısına teslim edilmiş olan mal, hak ve varlıkların geri verilmesi
istenilemeyecektir.
İhalenin feshi kavramı,
bir ihale işleminin, ihale sürecine ilişkin aykırılıkların sonradan ortaya
çıkması nedeniyle yargı kararıyla ortadan kaldırılması durumunu kapsamaktadır.
Nitekim, 4389 sayılı Bankalar Yasasının 15 inci maddesinin 7 nci fıkrasının (a)
bendinin incelenen Yasayla değiştirilen ikinci paragrafının onaltıncı
tümcesinde,
"Bu hüküm
uyarınca yapılan satışlarla ilgili
ihalenin feshi davaları, Fonun merkezinin bulunduğu yer idare mahkemelerinde
görülür."
Denilerek, feshin yargı
kararıyla yapılacağı kurala bağlanmıştır.
Getirilen kurala göre,
ihalenin feshi için açılan idarî dava sonunda yargı yerince ihalenin iptaline
karar verilse de, alıcısına teslim edilmiş olan ihale konusu mal, hak ve
varlıkların geri verilmesi
istenilemeyecektir.
Böylece, yasaya ve hukuka
aykırılığı yargı yerince saptanarak iptal edilen ihalenin konusu olan mal, hak
ve varlıklar yönetimin elinden çıkmış olacağından, ihalenin yeniden yapılması
olanağı ortadan kalkmaktadır.
Bu durumun, çoğu kez
ihalenin yeniden yapılmasını gerektirecek yargı kararını etkisiz kılacağı,
iptal davasından elde edilmek istenen
sonucu engelleyeceği, başka bir deyişle iptal kararını hükümsüz bırakacağı
açıktır.
Anayasanın 2 nci
maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir.
Hukuk devleti, toplum yaşamında adalete ve eşitliğe uygun bir hukuk düzeni
kuran, bu düzeni sürdürmekle kendini yükümlü sayan, hukuk güvenliğini sağlayan,
tüm davranışlarında hukuk kurullarına uyan, işlem ve eylemleri yargı denetimine
bağlı olan, hukukun üstünlüğünü benimseyip uygulayan devlettir.
Hukukun üstünlüğü ilkesi,
yönetimin tüm eylem ve işlemlerinin yargı denetimine bağlı olmasını ve yargı
kararlarının tüm sonuçlarıyla, geciktirilmeksizin uygulanmasını gerektirmektedir.
Anayasamızda her iki
konuda da düzenleme yapılarak hukukun üstünlüğü kabul edilmiştir. Anayasanın
125 inci maddesinde, yönetimin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı
yolunun açık olduğu belirtilmiş; 138 inci maddesinde de, yasama ve yürütme
organları ile yönetimin yargı kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve
yönetiminin yargı kararlarını hiçbir biçimde değiştiremeyeceği ve bunların
yerine getirilmesini geciktiremeyeceği vurgulanmıştır.
Bu kurallar uyarınca
yönetim, yargı kararlarının tüm gereklerini yerine getirmek, bunun için gerekli
işlem ve eylemi yapmak zorundadır.
Oysa, incelenen Yasanın
yukarıda açıklanan söz konusu düzenlemesi, yönetimin yargı kararlarını tüm
sonuçlarıyla yerine getirme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaktadır. Bu nedenle ve yargı kararlarını etkisiz ve
hükümsüz kılan içeriğiyle söz konusu
düzenleme, Anayasanın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ve 138 inci maddesindeki
yargı kararlarının bağlayıcılığı ilkelerine uygun düşmemektedir.
b- 4389 sayılı Bankalar
Yasasının 15 inci maddesinin 7 nci fıkrasının (a) bendinin incelenen Yasayla
değişik ikinci paragrafının onbeşinci tümcesinde,
"... Ancak, ihale
bedeli ve bu bedelin ödeme tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunî Faiz ve
Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca işleyecek faiz tutarı toplamı
ile sınırlı olmak kaydıyla hak sahiplerinin tazminat hakları saklıdır... "
Düzenlemesine yer
verilmiştir.
Böylece, tazminat
davasında yargı yerinin hükmedeceği tazminat tutarına, ihale bedeli ve bunun
yasal faizini geçemeyeceği belirtilerek, üst sınır getirilmiştir.
İncelenen Yasaya göre
ihale konusu mal, hak ve varlıkların "muhammen bedeli", Satış
Komisyonunun raporu üzerine Fon Kurulunca, bir başka deyişle yönetimce
belirlenmektedir. Getirilen düzenlemeyle, bu bedel üzerinden başlayan ihale
sonunda elde edilen bedel, ihalenin feshi durumunda hak sahibinin
isteyebileceği tazminat tutarının üst sınırı olarak kabul edilmektedir. Oysa,
bu bedelin, ihalenin feshinin söz konusu olduğu durumlarda, çoğu kez, fesat
karıştırılmış bir ihale sonunda oluştuğundan, ihale konusu mal, hak ve
varlıkların gerçek değeri olup olmadığı da tartışmalıdır.
Ayrıca, tazminat davasını
açan kişinin Yasada belirtilenden daha fazla zarara uğradığını kanıtlayabilmesi
olanaklıdır. Bu olanağın davacının elinden alınması hukuka uygun düşmemektedir.
Öte yandan, getirilen
düzenlemeyle yargıcın takdir hakkı da sınırlandırılmış ve kanıtlanan gerçek
zararın tazminine karar verme olanağı elinden alınmıştır.
Anayasanın
"Cumhuriyetin nitelikleri" başlıklı 2 nci maddesinde, Türkiye
Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğu belirtilmiş; "Hak arama
hürriyeti" başlıklı 36 ncı maddesinde, herkesin meşru vasıta ve yollardan
yararlanarak yargı yerleri önünde davacı ya da davalı olarak sav ve savunma ile
adil yargılanma haklarına sahip olduğu vurgulanmış; "Yargı yolu"
başlıklı 125 inci maddesinde, yönetimin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan
zararı ödemekle yükümlü olduğu kabul edilmiş; "Mahkemelerin
bağımsızlığı" başlıklı 138 inci maddesinde de, yargıçların görevlerinde
bağımsız olduğu, Anayasaya, yasaya ve hukuka uygun biçimde vicdanî kanaatlerine
göre hüküm verecekleri, hiçbir organ, makam, merci ya da kişinin, yargı
yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve yargıçlara emir ve talimat
veremeyeceği, genelge gönderemeyeceği ve telkinde bulunamayacağı kurala
bağlanmıştır.
İncelenen yasayla yapılan
söz konusu düzenleme, Anayasanın yukarıda belirtilen kurallarıyla
bağdaşmamaktadır.
Nitekim, 3984 sayılı
Radyo ve Televizyonların Kuruluşu ve Yayınları Hakkında Yasanın 28 inci
maddesinde 4756 sayılı Yasayla yapılan değişiklikle getirilen, gerçek ve
tüzelkişilik haklarına saldırı oluşturan yayınlar ile gerçeğe aykırı yayınlar
nedeniyle yapılan tazminat davalarında uygulanacak on milyar liralık alt sınıra
ilişkin kuralın yürürlüğü, Anayasa Mahkemesinin 12.6.2002 günlü, E.2002/97,
K.2002/9 (YD) sayılı kararıyla durdurulmuş ve anılan kural, gerekçeli karara
henüz yayımlanmamakla birlikte, Yüksek Mahkemenin 21.9.2004 günlü, E.2002/100,
K.2004/109 sayılı kararıyla iptal edilmiştir. Söz konusu kuralın yürürlüğü,
Yüksek Mahkemenin 21.9.2004 günlü, E.2002/100, K.2004/9 (YD) sayılı kararıyla iptal
kararının sonuçsuz kalmaması için, kararın Resmî Gazetede yayımlanacağı güne
kadar yeniden durdurulmuştur.
2- İncelenen yasanın 2
nci maddesiyle değiştirilen, 13.4.2004 günlü, 3984 sayılı Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Yasanın 29 uncu maddesinin (h)
bendinde,
"h) Bir ulusal radyo
ve televizyon yayın kuruluşunda yabancı sermaye payı, bu Kanunun ilgili diğer
hükümleri saklı kalmak kaydıyla herhangi bir sınırlamaya tabi değildir.
Yüzde 50'den fazla
yabancı sermaye payı bulunan toplam radyo ve televizyon yayın kuruluşu sayısı
ulusal yayın yapan kuruluş sayısının dörtte birinden fazla olamaz.
Bölgesel ve yerel radyo
ve televizyon yayın kuruluşlarında yabancı sermaye hisse sahibi olamaz."
Düzenlemesine yer
verilmiştir.
a- Yapılan düzenlemeyle
ulusal radyo ve televizyon yayın kuruluşlarının yabancılara satışına olanak
sağlanmakta, bu bağlamda, yönetimi ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna
devredilen şirketlerden radyo ve televizyon yayıncılığı yapanların tüm payının
yabancılara satışının da yolu açılmaktadır.
Yönetimi ve denetimi Fona
devredilen radyo ve televizyon yayıncılığı yapan şirketlerin tüm payının
yabancılara satışının gerçekleştirilmesi için; önce, incelenen Yasanın 1 inci
maddesiyle, bu şirketlerdeki geçici frekans ve kanal kullanımı izinlerinden
doğan haklar, yabancı gerçek ve tüzelkişilere yapılacak satışa konu olacak hak
ve varlıklar kapsamına alınmış; sonra da, incelenen Yasanın 2 nci maddesiyle,
yönetimi ve denetimi Fona geçen yayın kuruluşunun paylarının tümünün yabancı
gerçek ya da tüzelkişilere satışı olanaklı kılınmıştır.
Ne var ki, incelenen
Yasanın 2 nci maddesiyle yapılan düzenleme, yalnızca yönetimi ve denetimi Fona
devredilen yayın kuruluşlarıyla sınırlı değildir. Diğer ulusal radyo ve
televizyon yayın kuruluşları da, öngörülen sınırlar çerçevesinde yabancı gerçek
ve tüzelkişilere satılabilecektir.
Başka bir anlatımla,
incelenen Yasanın 2 nci maddesiyle yapılan düzenlemeyle, radyo ve televizyon
kuruluşlarındaki yabancı sermaye payının oranıyla ilgili sınırlama, ulusal
ölçekte yayın yapan radyo ve televizyon kuruluşlarının dörtte 1'i yönünden
kaldırılmakta ve bu kuruluşlardaki yabancı sermaye payının yüzde 25'ten, yüzde
100'e çıkarılmasına olanak sağlanmaktadır.
b- Anayasanın 25 inci
maddesinde, herkesin düşünce ve kanaat özgürlüğüne sahip olduğu; 26 ncı
maddesinde, herkesin düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim ya da başka
yollarla tek başına ya da toplu olarak açıklama ve yayma hakkının bulunduğu
belirtilmiştir.
Anayasanın 28 inci
maddesinde ise, basın özgürlüğü düzenlenmiş; devlete, basın ve haber alma
özgürlüğünü sağlayacak önlemleri alma görevi verilmiştir.
Düşünceyi açıklama ve
yayma özgürlüğü ile basın özgürlüğü birbirini tamamlayan özgürlüklerdir.
Nitekim, Anayasanın 26 ncı maddesinde, düşünceyi açıklama ve yayma
özgürlüğünün, resmî makamların karışması olmaksızın, haber ya da düşünce almak
ya da vermek serbestliğini de kapsadığı belirtilmiştir.
Yine, Anayasanın 26 ve 28
inci maddelerine göre, her iki özgürlüğün kullanılması da, ulusal güvenlik,
kamu düzeni, kamu güvenliği, cumhuriyetin temel nitelikleri, devletin ülkesi ve
ulusuyla bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların
cezalandırılması, devlet sırrı olarak yöntemince belirlenmiş bilgilerin
açıklanmaması, başkalarının şöhret ya da haklarının özel ve aile yaşamlarının
yahut yasanın öngördüğü meslek sırlarının korunması ya da yargılama görevinin
gereğine uygun biçimde yerine getirilmesi amaçlarıyla
sınırlandırılabilmektedir.
Ayrıca, basın özgürlüğü,
Anayasanın 1, 2 ve 3 üncü maddeleri kurallarının değiştirilmesini sağlamak
amacıyla da kullanılamayacaktır.
Bu kurallar, anayasa
koyucunun kimi kavram, ilke ve değerlere verdiği önemi, bunların korunması için
devletin gerekli özeni gösterip, önlemleri alması gerektiğini göstermektedir.
Günümüzde düşüncenin,
kültürün ve bilimin toplum içinde yayılmasını sağlamakta en etkili aracın radyo
ve televizyon yayınları olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Bu gerçek, yayın
hizmetleri ile temel hak ve özgürlükler arasında yakın ilişki olduğunu ortaya
koymaktadır.
Yazılı basının yanı sıra,
görsel ve işitsel medya, düşünce ve kanaat özgürlüğünü önemli derecede etkileme
gücüne sahiptir. Medya kuruluşları ve medya yayınları, bir toplumda
demokrasinin yerleşmesi, gelişip güçlenmesi, özgün biçimde düşünce ve
kanaatlerin oluşması, ülke ve ulus bilincinin yerleşip geliştirilmesi yönünde
önemli bir güce ve etkiye sahiptir.
Bu nedenle, ülkemizde
radyo ve televizyon yayınları kamu hizmeti yayıncılığı ilkesine göre
düzenlenmiş, radyo ve televizyon yayınları çeşitli yönlerden yasal
sınırlamalara ve kamusal denetime bağlı tutulmuştur.
Radyo ve televizyon yayın
kuruluşlarının toplumu oluşturmaktaki etkileme gücü, yayın izni verilmesinde
yerli ve yabancı tüm yayıncılar yönünden çok seçici davranılmasını, ülke
çıkarlarının gözetilip kollanmasını gerektirmektedir.
Geçmiş deneyimler,
yayıncılığın kimi ticarî ve öznel nedenlerle nasıl kullanıldığının örnekleriyle
doludur. Bu deneyimler ortada iken, yabancı
gerçek ve tüzelkişilere ulusal radyo ve televizyon yayın kuruluşlarının
tüm payına sahip olma olanağının sağlanması ulusal çıkarlarla ve kamu yararıyla
bağdaşmamaktadır.
c- Anayasanın 133 üncü
maddesinde, devletçe kamu tüzelkişiliği olarak kurulan tek radyo ve televizyon
kurumu ile kamu tüzelkişiliklerinden yardım gören haber ajanslarının özerkliği
ve yayınlarının yansızlığının esas olduğu belirtilirken, düşünceyi açıklama ve
yayma özgürlüğü kapsamında bulunan haber almak ya da vermek özgürlüğü korunmak
istenmiştir.
Anayasanın aynı
maddesinde, 8.7.1993 günlü 3913 sayılı Yasayla yapılan değişiklikle radyo ve
televizyon istasyonları kurmak ve işletmek, yasayla düzenlenecek koşullar
çerçevesinde serbest bırakılmıştır.
Anayasanın 26 ncı
maddesinde ise, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün radyo, televizyon,
sinema ya da benzeri yollarla yapılan yayınların izin sistemine bağlanmasına
engel olmadığı belirtilmiştir. Madde gerekçesinde de, radyo, televizyon ve
sinema yoluyla yapılan yayınlarda "serbestî sistemi" yerine
"izin sistemi"nin kabul edildiği açıklanmıştır.
Bu ilke ve kurallar,
radyo ve televizyon yayıncılığının özelleştirilmesine karşın "ticarî
yayıncılık modeli"ne geçilmediğini, yayıncılığın "kamu hizmeti
anlayışı" içinde yapılması gerektiğini göstermektedir.
Nitekim, Anayasa
Mahkemesinin, TRT Kurumuna ilişkin verici tesislerinin PTT Yönetimine devriyle
ilgili 3517 Yasanın iptali istemiyle açılan dava sonunda verdiği 18.5.1990
günlü, E.1989/9, K.1990/8 sayılı kararında,
"....Anayasanın,
radyo-televizyon yayını gibi çağın en ileri teknolojik aşamasını yapmış bir
kamu hizmeti için öngördüğü yönetim biçimi, yine Anayasada belirtilen
nitelikleri taşımalıdır...."
Denilerek, radyo ve
televizyon yayıncılığı "kamu hizmeti" olarak nitelendirilmiştir.
Yayıncılığın devlet
tekelinden çıkarılmasına karşın, kamu ve özel tüm yayınların özerk bir kamu
otoritesinin gözetim ve denetimi altında tutulması, yayınların yasayla düzenlenecek
ilkelere uygun olma koşulunun öngörülmesi, kamunun yansız ve özgür haber alma
hakkının korunması ve yayınların kamuoyunu etkilemekteki olağanüstü gücü
nedeniyledir.
Bu niteliği nedeniyle
radyo ve televizyon yayıncılığında tekelleşmenin önlenmesi de büyük önem
taşımaktadır. Bu alanda tekelleşmenin önlenmesinin amacı, bağımsız ve yansız
yayıncılığı sağlamaktır. Çünkü, bağımsız ve yansız yayıncılık eşitlikçi,
dengeli, doğru ve çoğulcu yayın anlayışının, dolayısıyla kamu hizmeti
niteliğinin olmazsa olmaz koşuludur.
Öte yandan, geleneksel
elektronik yayıncılık teknolojisi çerçevesinde, tüm telekomünikasyon iletileri
gibi radyo ve televizyon iletileri de havadaki elektromanyetik dalgalar yoluyla
taşınmaktadır. Bu dalgalar çeşitli frekanslara sahiptir ve radyo ve televizyon
sinyalleri ancak belirli frekanslar üzerinden iletilebilmektedir.
Elektromanyetik dalga
ortamı kamu malıdır; kullanımı izne bağlıdır. Bir kamu hizmeti olarak
düzenlenen yayıncılık hizmeti için gereken kamu malı, özerk bir kamu tüzelkişisince,
yasada yer verilen koşullar çerçevesinde "tahsis" edilerek kullanılabilmektedir.
Bu sinyalleri taşıyan
elektromanyetik dalgalar aynı zamanda doğal kaynaklardır ve Anayasanın 168 inci
maddesi uyarınca devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.
Bu nedenlerle, yabancı
gerçek ya da tüzelkişilerin ulusal radyo ve televizyon yayın kuruluşlarına
sahip olmaları, bağımsız ve yansız yayıncılık ilkeleri ve kamu hizmetinin
gerekleriyle de bağdaşmamaktadır.
d- Anayasa Mahkemesinin,
3987 sayılı "Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesi ve Özelleştirme
Sonucunda Doğabilecek İstihdamla İlgili Sorunların Çözümlenmesine İlişkin Kanun
Hükmünde Kararnameler Çıkarılması Amacıyla Yetki Verilmesine Dair Kanun"un
iptali istemiyle açılan dava sonunda verdiği, 7.7.1994 günlü, E.1994/49,
K.1994/45-2 sayılı kararında, yabancı sermayeye ilişkin ortaya koyduğu
ilkelerden biri de, ülkenin bağımsızlığı, güvenliği ve ulusal çıkarlar
yönünden, özelleştirmenin yabancılaştırmaya dönüştürülmemesi zorunluluğudur.
Yüksek Mahkeme bu kararında,
- İçerdiği temel görüş ve
ilkeler, öbür kurallarla eşdeğer olan Anayasanın başlangıç kısmının beşinci
paragrafında, hiçbir düşünce ve mülahazanın Türk ulusal çıkarları karşısında
korunma göremeyeceği ilkesinin, Anayasanın öngördüğü hukuk düzeni içinde ulusal
çıkarların her şeyin üzerinde tutulmasını gerektirdiğini,
- Anayasanın 2 nci
maddesinde, "...toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı
...içinde insan haklarına saygılı" olunacağına yer verilerek devlet ve
toplum çıkarlarına öncelik tanındığını,
- Anayasanın 5 inci
maddesinde yer verilen "Türk Milletinin bağımsızlığı" ilkesinin
siyasal ve ekonomik bağımsızlığı birlikte içerdiğini, bu kavramların yalnız
başına bir anlam taşımadıklarını, birbirlerini tamamlayan kavramlar olduklarını,
- Anayasanın 16 ncı
maddesinde, Anayasanın 12 nci maddesinde herkese tanınan temel hak ve
özgürlüklerin, yabancılar için, uluslararası hukuka uygun olarak yasayla
sınırlandırılabileceğinin kurala bağlandığını, yabancıların temel hak ve özgürlüklerin
kimilerinden yurttaşlar gibi yararlandırılmamasının, bu hakların kimi sınırlama
ve kısıtlamalara bağlı tutulmasının nedenlerinin, devleti korumak, onun
sürekliliğini sağlamak gibi düşüncelerde aranması gerektiğini, devletin
geleceği üzerinde doğrudan etkisi olan yaşamsal önemdeki konularda yabancıların
ağırlığını önleyici kuralların getirilmesinin bağımsızlığın korunması yönünden
zorunlu olduğunu,
Belirtmiştir. Anayasa
Mahkemesi yine aynı kararında,
- Kalkınmayı hızlandırmak
için dış borçlanma, yabancı sermaye ve yabancı ortaklıklardan yararlanmak
gerektiğini, ancak özelleştirme yoluyla giderek yabancıların nüfuzuna yol
açılmasının ülke bağımsızlığı yönünden kabul edilemez olduğunu, bu gerçeğin
özelleştirme politikası uygulayan gelişmiş kimi ülkeleri bile önlem almak
zorunda bıraktığını,
- Türk Ulusunun
çıkarlarının, ülke bağımsızlığının ve güvenliğinin gözetilmesini,
özelleştirmenin yabancılaştırmaya dönüşmemesi yönünden getirilecek kuralların
öneminin büyük olduğunu ve uygulamaların karşılıklılık ilkesi gözetilerek yapılması
gerektiğini,
- Telekomünikasyon,
elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı gibi stratejik önemi olan alanlara
yabancıların girmesinin ötesinde egemen olmasının, güvenlik, bağımsızlık ve
ekonomik yönlerden çok sakıncalı olabileceğini; çünkü, bu tür kamu hizmetlerinin
ülke güvenliğiyle çok yakından ilgili olduğunu, düzenlemelerin bu tür durumları
önleyecek biçimde yapılmasının gerektiğini,
- Özelleştirmenin
stratejik konumda olan bölgelerde yabancılara taşınmaz mal satışına neden
olmaması gerektiğini,
Vurgulamıştır.
Ayrıca, burada önemle
belirtmek gerekir ki, Anayasa Mahkemesi, ülkemizdeki sermaye birikimi
düzeyinin, özelleştirmenin yabancılaştırmaya dönüşmesi olasılığını
yükselteceğini, telekomünikasyon ve elektrik gibi stratejik öneme sahip kamu hizmetlerinin
yabancılaşmasının, ülke savunması, güvenliği ve bağımsızlığı yönünden sakıncalı
olacağının altını yeniden ve önemle çizmekte, devletleştirme olanağının bu
riski ortadan kaldırabileceği düşüncesinin ise, ulusal ve uluslararası hukuk
yönünden pek geçerli görülemeyeceğini de belirtmektedir.
Anayasa Mahkemesinin
yukarıda değinilen kararıyla ortaya konulan ilkeler, kamuoyunu etkilemekteki
olağanüstü gücü, bugüne kadar yaşanan birçok olay nedeniyle tartışılmayacak bir
gerçek olan radyo ve televizyon yayıncılığı için de geçerlidir.
Yabancılara tanınacak
hakların kimi sınırlama ya da kısıtlamalara bağlı tutulmasını, devleti korumak,
onun sürekliliğini sağlamak gibi düşüncelerde aramak gerekir. Devletin geleceği
üzerinde doğrudan etkisi olan yaşamsal önemdeki konularda yabancıların
ağırlığını önleyici gerçekçi sınırlamalar getirilmesi, bağımsızlığın ve ulusal
çıkarların korunması yönünden zorunludur.
e - İncelenen yasanın 2
nci maddesiyle yapılan düzenlemeyle özel radyo ve televizyon kuruluşlarında
yabancıların ağırlığının önlenmesi amacıyla kimi sınırlamalara yer verildiği
görülmektedir. Gerçekten, yapılan düzenlemede,
- Yabancı sermayenin
bölgesel ve yerel radyo ve televizyon yayın kuruluşlarında pay sahibi olması
yasaklanmış,
- Yüzde 50'den fazla
yabancı sermaye payı bulunan toplam radyo ve televizyon yayın kuruluşu
sayısının, ulusal yayın yapan kuruluş sayısının dörtte 1'inden fazla
olamayacağı belirtilmiş,
- 3984 sayılı Yasanın
ilgili diğer sınırlayıcı kuralları saklı tutularak, bir özel radyo ve
televizyon kuruluşunda ortak olan gerçek ya da tüzel yabancı kişinin bir başka
radyo ve televizyon kuruluşuna ortak olması önlenmiştir.
Önemle vurgulamak gerekir
ki, yukarıda sözü edilen sınırlamalar, yabancıların bu alanda oluşacak
etkinliklerini önleyecek nitelik taşımamaktadır.
Bir kez, kendi devletleri
ve şirketlerinin desteğiyle, bir televizyon kanalının tüm payını satın alan
yabancı yayıncılara karşı Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun etkili bir denetim
ve sınırlama uygulaması, uluslararası siyasal nedenlerden dolayı son derece
güçtür. Böyle bir uygulamanın Türkiye'ye ciddî sorunlar yaşatması güçlü
olasılıktır.
İkinci olarak, incelenen
Yasanın Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi sırasında, hükümet adına
konuşan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısınca belirtildiğine göre, bugün
yurdumuzda ulusal yayın yapan 24 yayın kuruluşu vardır. Getirilen kurala göre,
yabancı gerçek ya da tüzelkişiler, 6 yayın kuruşunun tümüne, geri kalanlara da
yüzde 50 oranında sahip olabilecektir.
Kamuoyu oluşturmakta,
toplumun bilgi almasında en etkili ve izlenme payı yüzde 50'nin üzerinde olan 6
televizyon kanalındaki yabancı sermaye payının yüzde 100'e çıkmasıyla
Türkiye'nin en kritik sorunlarında nasıl bir tabloyla karşılaşacağını görmek
güç değildir.
Yabancı sermaye payı
yüzde 50'den fazla, gerektiğinde yüzde 100'e ulaşacak ulusal radyo ve
televizyonların sayısal olarak belirlenmesi, yapılan düzenlemenin hukuka ve
kamu yararına aykırılığını ve yaratacağı sakıncaları azaltmamakta ya da ortadan
kaldırmamaktadır. Çünkü, radyo ve televizyonların kamuoyu oluşturmaktaki, haber
ve bilgilendirme programları yoluyla tüm toplumu etkileme ve koşullandırmadaki
güç ve etkileri inanılmaz boyuttadır. Yazılı ve görsel basının demokrasilerde
"dördüncü güç" olarak nitelendirilmesinin nedeni de budur.
Yazılı, görsel ve işitsel
medya ve özellikle de radyo ve televizyonların toplum üzerindeki etkinlikleri
yaptıkları yayınların dinlenmesi ve izlenmesiyle doğru orantılıdır.
TRT Genel Müdürlüğünce
kitaplaştırılan, 2004 yılı "Televizyon Yayınları Kamuoyu
Araştırması"na göre, ulusal ölçekte yayın yapan 6 televizyon kanalının
toplam izlenme payı yüzde 59'un üstündedir.
Araştırma sonuçlarına
göre, TRT kanallarının (TRT 1, 2, 3, 4 ve GAP) toplam izlenme payı yüzde 23,58,
diğer kanalların izlenme payı yüzde 13,73, yerel televizyon kanallarının
izlenme payı ise yüzde 0,55'tir.
Görüldüğü gibi 24 ulusal
kanaldan 6'sının yabancıların eline geçmesi Türkiye'nin kültür yaşamını,
demokrasisini, ulusal çıkarlarını, kamu düzenini ve kamu güvenliğini
yabancıların etki alanına açık duruma getirecektir. Görsel medyanın, toplumun
en küçük birimlerinin günlük yaşamına girdiği ve insanları ve toplumları
derinden etkilediği, davranışlarını, düşünce ve yaşam biçimlerini önemli ölçüde
yönlendirip değiştirdiği göz önünde bulundurulduğunda, incelenen Yasayla
yapılan değişikliğin kamu yararına uygun bulunmadığı açıkça görülecektir.
Ayrıca, getirilen
düzenlemeye göre, ulusal ölçekte yayın yapan 6 televizyon kanalının tümünün
yanı sıra diğer 18 televizyon kanalının yüzde 50'sinin de yabancılara
geçebileceği gözden uzak tutulmamalıdır.
Öte yandan, bugün için 24
olan ulusal ölçekli televizyon yayınlarının, kanal ve uydudan yayın
olanaklarının artmasıyla çok yüksek sayılara ulaşması uzak bir olasılık
değildir. Televizyonlarla ilgili bu gerçeklere ulusal ölçekte yayın yapan
radyolar da eklendiğinde durumun ülke yönünden sakıncaları daha da
belirginleşmektedir.
Kaldı ki, yabancı
sermayeye yerel ve bölgesel yayın yapan radyo ve televizyon kuruluşları için
getirilen yasağın, kamuoyunu etkileme gücü çok daha yüksek olan ulusal yayın
yapanlar yönünden kaldırılmasının haklı bir gerekçesi de yoktur ve bu çelişki
yaratmaktadır.
Ulusal radyo ve
televizyonlarda yabancı sermaye payına ilişkin yüzde 25'lik sınırın
kaldırılmasının Avrupa Birliğine uyum süreciyle de bir ilgisi bulunmamaktadır.
Bu yönden bakıldığında, Avrupa Birliği üyesi ülkelerde farklı uygulamalar ve
düzenlemeler olduğu görülmektedir.
Bu nedenlerle, ulusal
radyo ve televizyon yayın kuruluşlarının dörtte 1'inde yabancı gerçek ve
tüzelkişilerin sahip olacakları payın yüzde 100 oranına çıkmasına, diğerlerinde
yüzde 50'ye ulaşmasına olanak sağlayan ve böylece bu alana yabancıların egemen
olmasının yolunu açan düzenleme, anayasal kurallar, ulusal çıkarlar ve kamu yararıyla
bağdaşmamaktadır.
Yayımlanması yukarıda
açıklanan gerekçelerle uygun görülmeyen 5317 sayılı "Bankalar Kanunu ile
Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun" Türkiye Büyük Millet Meclisince bir kez daha
görüşülmesi için, Anayasanın değişik 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca ilişikte
geri gönderilmiştir.
Ahmet
Necdet Sezer
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanlığının Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Kanunu
Tasarısı hakkında İçtüzüğün 34 üncü maddesi uyarınca verilmiş bir tezkeresi
vardır, okutuyorum:
2.-
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanlığının, (1/984) esas
numaralı Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Kanunu Tasarısının, kapsam itibariyle
ihtisas alanına girmesi nedeniyle Komisyonlarına havale edilmesine ilişkin
tezkeresi (3/791)
31.3.2005
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Başkanlıklarınca,
8.3.2005 tarihinde esas komisyon olarak İçişleri Komisyonuna, tali komisyon
olarak da Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor; Çevre; Plan ve Bütçe
Komisyonlarına havale edilen (1/984) esas numaralı Kentsel Dönüşüm ve Gelişim
Kanunu Tasarısının "Amaç ve
kapsam" başlıklı 1 inci maddesinde de belirtildiği üzere, gerek
bayındırlık-imar gerekse turizm konularını içermesi nedeniyle, İçtüzüğün 34
üncü maddesi hükümlerine uygun olarak Komisyonumuzda da görüşülmesinde yarar
görülmektedir.
Gereğini saygılarımla arz
ederim.
Mustafa
Demir
Samsun
Komisyon
Başkanı
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, okunmuş bulunan tezkeredeki Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonunun talebi, İçişleri Komisyonunca da uygun bulunduğundan, bu
istem İçtüzüğün 34 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Başkanlığımızca
yerine getirilmiştir.
Bir Meclis araştırması
önergesi vardır, okutuyorum:
C) Gensoru, Genel Görüşme, Meclıs Soruşturmasi ve Meclıs Araştirmasi
Önergelerı
1.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen ve 41 milletvekilinin, ilköğretim ve
ortaöğretim okullarında eğitim gören çocukların ve gençlerin karşı karşıya
bulunduğu tehlikeler ile bunlardan korunma yollarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/271)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Ülkemizi kuşatan sosyal,
siyasal ve ekonomik sorunlar, ilk ve ortaöğretim okullarında eğitim gören, 10
298 646'sı ilköğretim, 2 721 519'u ortaöğretim okullarında olmak üzere toplam
13 020 165 çocuk ve gencimizi tahrip etmeye başlamıştır. İlköğretim ve
ortaöğretim okullarının çevresi ve bu yaştaki öğrencilerimizin gittikleri
mekânlar, uyuşturucu tacirlerinin pazar yeri haline gelmiştir. Çocuklarımızın
suçla, uyuşturucuyla, sigara ve alkolle tanışma yaşları gittikçe aşağıya
düşmektedir. Çocuklar ve gençler, uyuşturucu maddeleri satanların hedef kitlesi
haline gelmiştir. Sorun, sadece sokakta yaşayan çocuklarımızın sorunu olmaktan
çıkmış, okula giden, eğitim alan çocuklarımızı, gençlerimizi kuşatmıştır.
Sorumsuzca, sadece reyting uğruna yapılan dizilerde, bu tür suç örgütleri,
hukukdışı yöntemler, yaşama tarzı, ateşli silahlar ve uyuşturucu kullanımı
meşru ve normal olarak gösterilerek, çocuklarımızda bu modellere özenti
oluşturulmaktadır.
İlk ve ortaöğretime giden
çocuklarımızın, cumhuriyetin emanetçisi olan gençlerimizin, karşı karşıya
bulunduğu, sağlığa, ahlaka ve yasalara aykırı tehlikeler ile bunlardan koruma
yollarının araştırılması ve alınacak tedbirlerin tespiti amacıyla Anayasamızın
98 inci, İçtüzüğün 104 vd maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz
ederiz.
1- Mehmet Sevigen (İstanbul)
2- Ufuk Özkan (Manisa)
3- Mehmet Uğur Neşşar (Denizli)
4- Ferit Mevlüt Aslanoğlu (Malatya)
5- Mevlüt Coşkuner (Isparta)
6- Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
7- Kemal Demirel (Bursa)
8- Tacidar Seyhan (Adana)
9- Hasan Güyüldar (Tunceli)
10- Abdulaziz Yazar (Hatay)
11- Erdal Karademir (İzmir)
12-Gökhan Durgun (Hatay)
13- Şefik Zengin (Mersin)
14- Algan Hacaloğlu (İstanbul)
15- Feridun Ayvazoğlu (Çorum)
16- Erol Tınastepe (Erzincan)
17-Nurettin Sözen (Sivas)
18- Mustafa Özyurt (Bursa)
19- Yavuz Altınorak (Kırklareli)
20- N. Gaye Erbatur (Adana)
21- Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
22- İdris Sami Tandoğdu (Ordu)
23- Necati Uzdil (Osmaniye)
24- Gürol Ergin (Muğla)
25- Mehmet Semerci (Aydın)
26- Mehmet Vedat Melik (Şanlıurfa)
27- Muharrem Kılıç (Malatya)
28- Ali Cumhur Yaka (Muğla)
29- Feridun Fikret
Baloğlu (Antalya)
30- Nadir Saraç (Zonguldak)
31- Ali Arslan (Muğla)
32- Mustafa Gazalcı (Denizli)
33- Kemal Sağ (Adana)
34- Mehmet Ziya Yergök (Adana)
35- Muhsin Koçyiğit (Diyarbakır)
36- Hüseyin Özcan (Mersin)
37- Mehmet Ali Arıkan (Eskişehir)
38- Vahit Çekmez (Mersin)
39- Rasim Çakır (Edirne)
40- Atilla Kart (Konya)
41- Ahmet Yılmazkaya (Gaziantep)
42- Mustafa Yılmaz (Gaziantep)
Gerekçe:
Genç bir nüfusa sahip
Türkiye'de, 2004 yılı istatistiklerine göre, toplam 35 580 adet ilköğretim
okulunda, 10 298 646 öğrenci, toplam 6 837 adet ortaöğretim okulunda 2 721 519
öğrenci eğitim almaktadır.
06-17 yaş arasında
bulunan ilk ve ortaöğretimdeki öğrenci sayımız, ülke nüfusumuzun yaklaşık yüzde
20'sini oluşturmaktadır.
Ülkemizi kuşatan sosyal,
siyasal ve ekonomik sorunlar, cumhuriyeti emanet ettiğimiz ve ülkenin
geleceğinde önemli roller üstlenecek gençliğimizi de tahrip etmeye başlamıştır.
Anası, babası, kardeşleri işsiz kalan, kazanılan üç beş kuruşla karın doyurmaya
çalışılan, büyük çoğunluğu açlık sınırlarında yaşayan aile ortamında yaşayan
çocuklarımız, gelecek umutlarını kaybederek, eğitime, yönetime ve adalete olan
inançlarını kaybetmeye başlamıştır.
Bu ekonomik şartlar ve
ruh hali içindeki çocuklarımızın, sadece toplumsal değerleri erozyona
uğramamakta, giderek hukukdışı yöntem ve organizasyonların sempatizanı olmaya
başlamaktadırlar. Bu şartlar altındaki çocuklarımız, yasadışı, organize suç
şebekelerinin de hedefi haline gelmektedir.
Sorumsuzca, sadece
reyting uğruna yapılan dizilerde, bu tür suç örgütleri, hukukdışı yöntemler,
yaşama tarzı, ateşli silahlar ve uyuşturucu kullanımı meşru ve normal olarak
gösterilmekte, çocuklarımızda bu modellere özenti oluşturulmaktadır. Büyüyünce,
doktor, öğretmen, asker olacağını söyleyen çocuklarımız, bugünlerde mafya
babası olmaya heveslenmektedirler.
Çocuklarımızın suçla,
uyuşturucuyla, sigara ve alkolle tanışma yaşları gittikçe aşağıya düşmektedir.
Çocuklar ve gençler uyuşturucu maddeleri satanların hedef kitlesi haline
gelmiştir. Sorun, sadece sokakta yaşayan çocuklarımızın sorunu olmaktan çıkmış,
okula giden, eğitim alan çocuklarımızı, gençlerimizi kuşatmıştır.
İlköğretim ve ortaöğretim
okullarının çevresi ve bu yaştaki öğrencilerimizin gittikleri mekânlar,
uyuşturucu tacirlerinin pazar yeri haline gelmiştir.
Cumhuriyetin emanetçisi
olan gençlerimizin, ilk ve ortaöğretime giden çocuklarımızın karşı karşıya
bulunduğu, sağlığa, ahlaka ve yasalara aykırı tehlikeler ile bunlardan koruma
yollarının araştırılması ve alınacak tedbirlerin tespiti amacıyla, Anayasamızın
98 inci, İçtüzüğün 104 vd maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz
ederiz.
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önerge gündemde yerini
alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Danışma Kurulunun bir
önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım.
Öneriyi okutuyorum:
V.- ÖNERİLER
A) Danişma Kurulu Önerılerı
1.-
Gündemdeki sıralama ile çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ve 5.4.2005
Salı günkü birleşimde sadece sözlü soruların görüşülmesine ilişkin Danışma
Kurulu önerisi
Danışma
Kurulu Önerisi
No: 141 Tarihi: 5.4.2005
4.4.2005 tarihli gelen
kâğıtlarda yayımlanan 851 sıra sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları
Kanunu Tasarısının, 48 saat geçmeden, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 4 üncü sırasına
alınmasının; 5.4.2005 Salı günkü birleşimde sadece sözlü soruların görüşülmesi
ve diğer denetim konularının görüşülmemesinin; 6.4.2005 Çarşamba günkü
birleşimde sözlü soruların görüşülmemesinin; Genel Kurulun 6.4.2005 Çarşamba
günü 14.00 - 22.00; 7.4.2005 Perşembe günü de 14.00 - 20.00 saatleri arasında
çalışmalarını sürdürmesinin Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca
uygun görülmüştür.
Nevzat
Pakdil
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
V.
|
Sadullah Ergin |
Kemal Anadol |
|
AK Parti Grubu Başkanvekili |
CHP Grubu Başkanvekili |
BAŞKAN - Öneri hakkında
söz talebi?.. Yok.
Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
İçtüzüğün 37 nci
maddesine göre verilmiş 2 adet doğrudan gündeme alınma önergesi vardır; ayrı ayrı
okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Tezkereler ve Önergeler (Devam)
3.-
Diyarbakır Milletvekili Cavit Torun'un, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun
Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin (2/338)
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/277)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Plan ve Bütçe
Komisyonunda bulunan (2/338) esas numaralı 657 Sayılı Devlet Memurları
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Cavit
Torun
Diyarbakır
BAŞKAN - Öneri üzerinde,
Diyarbakır Milletvekili Sayın Cavit Torun; buyurun.
Sayın Torun, süreniz 5
dakikadır.
CAVİT TORUN (Diyarbakır)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun
kimi maddelerinde değişiklik yapılmasına ilişkin olarak vermiş olduğum kanun
teklifinin doğrudan Meclis gündemine alınması için söz almış bulunmaktayım;
hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.
Bu arada, 5 Nisan
Avukatlar Gününün tüm meslektaşlarımıza, Türk hukuk camiasına kutlu olmasını ve
hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Bugün, bu kanun da -benim vermiş
olduğum- kamu kurumunda çalışan avukatlarla ilgili olduğundan tam bir tevafuk
oldu. Bunun da bu açıdan belirtilmesinde yarar olduğunu düşünüyorum.
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarım; teklifimin özü, kamuda çalışan avukatların özlük haklarının,
sosyal haklarının eşitlerinin düzeyine getirilmesidir. Bilindiği üzere, yargı
erki üç sacayağı üzerine oturmuş bulunmaktadır; iddia, müdafaa ve yargı. İddia
makamını savcılar, müdafaa makamını avukatlar, yargı makamını bağımsız hâkimler
oluşturur. Her üç makamın yaptıkları hizmet bakımından birbirinden en küçük bir
farkı bulunmamaktadır. Her üç kurum adaleti sağlamak üzere görev yaparlar ve
toplum huzuruna hiç kimsenin yadsımasına imkân bulunmayan bir görev ifa
ederler. Bu görev, hiç kuşkusuz, adaletin gerçekleşmesini temin ve toplum
huzuruna katkıda bulunmaktır.
Bu üçlü sacayağının
içerisinde toplumumuz tarafından pek tanınmayan ve hatta birçoğunun kim
olduğunun karıştırıldığı bir azınlık vardır. Bu azınlık, aynen savcılar gibi,
kamunun ve devletin haklarını savunan, aynı eğitimi almış, hatta, ağır
sorumlulukları bulunan, ancak, onlar kadar özlük hakları bulunmayan; ama, yine
de fedakârca devletinin, halkının, öksüz ve yetiminin hakkını savunan,
hortumcular, dolandırıcılar karşısında bir nevi kahramanca mücadele sürdüren bir
azınlıktır. İşte, bu azınlığın adı kamu avukatı ve hukuk müşavirleridir.
Kamu avukatlığı ve hukuk
müşavirliği nasıl bir meslektir; sizlerin her birinizin tek tek oluşturduğu ve
sahibi olduğu bu devletin bütün haklarını sizler adına savunan, devletin tüm
işlemlerinde hukuka uygunluk konusunda bilgi verip yol gösteren, devletimizi
tüm saldırılardan hukuk kalemini kullanarak koruyan, bir hukuk fakültesi mezunu
ve avukat unvanına sahip, ancak, devlet adına ve yalnızca devletin ve kamunun
hukuksal işlemlerini yürütebilen, davalarını takip edebilen, tıpkı hâkim ve
savcılar gibi devlet bünyesinde görev yapan, hâkim ve savcılarla aynı eğitimi
almış, onlardan hiçbir farkı bulunmayan, konusu çok yüksek meblağlar olan
davaları takip ettikleri için büyük sorumluluk taşıyan, ancak, hâkim ve
savcıların sahip oldukları hukuksal güvenceleri ve bağımsızlıkları olmayan, bu
nedenle sürekli sıkıntı yaşayan bir mesleğin mensuplarıdır.
1 inci derecenin 4 üncü
kademesinde bulunan bir kamu avukatı, bundan altı ay öncesine kadar 903 500 000
lira maaş alıyordu; ama, emekli olduğunda da bu para 650 000 000 liraya
düşüyordu. Aynı durumda olan bir savcı -lütfen dikkat buyurun- 2 344 700 000
lira maaş alıyor ve emekli olduğunda da bu rakam 2 130 920 000 TL'ye isabet
ediyordu. Aradaki fark tam 3 katıdır.
Arkadaşlar, böyle bir
farkın sebebi nedir? Her ikisi de kamu adına aynı görevi yapmıyor mu? Hatta,
kamu avukatının görev ve sorumlulukları, bana göre, iddiayı oluşturan sayın
savcılarımızdan daha zor ve önemlidir. Zira, kamuda çalışan avukatlar, sayın
savcılarımız gibi sadece ceza davalarını değil, miktarı trilyonları bulan,
hatta şimdi Uzanlar olayında olduğu gibi, katrilyonlarla ifade edilen davalara
giriyorlar, kamu yararına kararların oluşmasında çok büyük görevler ifa
ediyorlar.
Değerli arkadaşlar,
kamuda çalışan avukatlar, bir başka mesleği yapamazlar, dışarıdan dava
alamazlar, sadece devletin hukuksal işlerini takip ederler; tek gelirleri,
devletin verdiği, işte biraz önce size ifade etmeye çalışmış olduğum üç beş
kuruşluk maaşlarıdır. Mesleğe yeni başlayan bir kamu avukatının almış olduğu
maaş 750-800 milyon Türk Lirasıdır. Oysa, mesleğe henüz başlamamış stajyer bir
hâkim 1 150 000 000 TL maaş almaktadır. Aradaki farkı izah etmemizin imkânı
yoktur.
Çok değerli
milletvekilleri, emekli bir kamu avukatı arkadaşım vardı, bana gelip gitti
"maaşım çok az, geçinemiyorum, 650 000 000 maaş gerçekten yetmiyor. Hanım
da, biliyorsun, bir kamu kurumunda hukuk müşaviri olarak çalışıyor. Hiç olmaz ise
durumuna uygun bir genel müdür muavinliği kadrosu almasına yardımcı ol söz
veriyorum altı ay sonra emekli olsun. Bir kadro almadan emekli olur ise, biz
hepten sıkıntıya düşeceğiz" diyordu.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Torun,
toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
CAVİT TORUN (Devamla) -
Bu konuda yardımcı olamadım. Meclisi döndü dolaştı, milletvekillerimizi gezdi
dolaştı ve kısa bir süre önce bu arkadaşımız vefat etti. Tutanaklara geçmemesi
için ismini vermiyorum. İsmi bende mahfuz.
Sevgili arkadaşlar, bu teklifimle,
657 sayılı Kanuna ekli 1 sayılı ek gösterge cetvelinde Avukatlık Hizmetleri
Sınıfı için gösterilen göstergelerde bir nebze iyileşme sağlamaya çalışıyorum.
Biraz önce ifade etmeye çalıştığım üzere, bu türden arkadaşlarımız büyük
zararlar görmesinler, Meclisi dolaşıp milletvekillerinin yanında, onlara, tabir
caiz ise, zor durumda kalacak hal ve hareketler içerisinde bulunmasınlar ve
böylece, namuslarıyla geçinebilecekleri birkaç kuruş para ellerine geçmiş
olsun.
Çok kıymetli arkadaşlar,
bu konuda, Anayasa Mahkememizin zaten vermiş olduğu bir karar var; yani, bize
düşen bir yükümlülük var. Anayasa Mahkememiz -esas sayısı 2003/77, karar sayısı
2003/81 ve karar günü 11.9.2003- kararında, Betül Demirsoy tarafından açılan
davada ve zaten kamu avukatları için gösterge rakamlarının yanlışlığını ortaya
koyan ve bunu iptal eden bir karar vermiş oldu.
Kararın son kısmını,
Sayın Başkanımın müsaadesine, sizin de hoşgörünüze sığınarak, okumak istiyorum.
BAŞKAN - Sayın Torun,
süre açısından, lütfen.
CAVİT TORUN (Devamla) -
Hemen bitiriyorum.
Sonuç kısmında diyor ki:
"18.5.1994 günlü, 527 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri ile İlgili
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa
eklenen 1 sayılı cetvelin..."
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
CAVİT TORUN (Devamla) -
Bitiriyorum efendim.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Torun.
CAVİT TORUN (Devamla) -
"...Avukatlık Hizmetleri Sınıfı başlıklı bölümünün, 1 inci derece
avukatlar için 1.1.1995 tarihinden itibaren uygulanacak 3 000 ekgösterge
yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline.
İptal hükmünün doğuracağı
hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasanın
153 üncü maddesine göre altı ay süre
tanınmasına, iptal hükmünün, kararın Resmî Gazetede yayımlanmasından başlayarak
bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir."
Sevgili arkadaşlar,
Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu bu karar dokuzuncu ayda sona erdi. Biz
parlamenterler olarak bu kanunun gereğini şu ana kadar zaten yerine getirmek
zorundaydık. İşte, biraz sonra yapacağımız oylamayla bu konuda önemli bir
katkıda bulunacaksınız diye düşünüyorum.
Hepinize, beni
dinlediğiniz için teşekkür ediyorum, saygılar
sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Torun.
Başka söz talebi?.. Yok.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) -
Oybirliğiyle...
ALİ RIZA BODUR (İzmir) -
Oybirliğiyle; tutanaklara geçsin Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge
oybirliğiyle kabul edilmiştir.
İkinci önergeyi
okutuyorum:
4.- İzmir
Milletvekili Yılmaz Kaya'nın, 4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 5 inci
Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin (2/343) doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/278)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
4.11.2004 tarihinde Sayın
Başkanlığınıza gelen (2/343) esas numaralı 4925 sayılı Karayolu Taşıma
Kanununun 5 inci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifimiz
11.11.2004 tarihinde de Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonuna
havale edilmiştir.
Kanun teklifimiz TBMM
İçtüzüğünün 37 nci maddesi gereği kırkbeş gün içinde komisyonda görüşülüp
sonuçlandırılmadığı için, söz konusu yasa teklifimizin İçtüzük madde 37
gereğince doğrudan Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu gündemine alınması
konusunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Yılmaz
Kaya
İzmir
BAŞKAN - Önerge sahibi,
İzmir Milletvekili Yılmaz Kaya; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz 5 dakikadır.
YILMAZ KAYA (İzmir) -
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; sözlerime başlamadan önce, 5
Nisan Avukatlar Günü nedeniyle bütün avukatların, meslektaşlarımın gününü
kutlar, saygılarımı ve selamlarımı iletirim.
Değerli arkadaşlar,
verdiğimiz yasa teklifinin, İçtüzüğün 37 nci maddesi gereği doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergemiz üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu yasa
teklifimizde ne yapmak istiyoruz, önce, biraz ondan bahsetmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
4925 sayılı Yasanın 5 inci maddesinde -ki, değiştirmek istediğimiz madde-
"taşımacılık yapanlarda -özellikle, yük taşıyıcıları bu maddeyle mağdur
olmaktadır- nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yetki belgesi alınabilmesi
için, taşıma işleri işletmecilerinin meslekî saygınlık, malî yeterlilik ve
meslekî yeterliliğe sahip olması gerekmektedir. Bu maddeye ilişkin usul ve
esaslar yönetmelikle belirlenir" denilmektedir. 5 inci maddenin gönderdiği
karayolları taşımacılığına ilişkin yönetmeliğin 18 inci maddesi de, yetki
belgesi alınmasını zorunlu kılmakta, yetki belgesi almak için başvuranlardan
da, eğer gerçek kişi ise, kendi adına kayıt ve tescil edilmiş, en az 25 ton
istiap haddinde, taşıma kooperatiflerinde ve tüzelkişilerin tümünde, kendi
adına kayıt ve tescil edilmiş, en az 75 ton istiap haddinde eşya taşımaya
mahsus araçların bulunması gerektiğini emretmektedir.
Değerli arkadaşlarım, bu
yönetmelikten dolayı mağduriyetlerini bildiren taşımacılarla ilgili sorunları
bir soru önergesiyle Ulaştırma Bakanımıza iletmiştim. Orada, fiilî olarak, 25
ton ve 75 tonun, gerçek kişilerde 3 tane kamyon sahibi olmaları gerektirdiğini,
tüzelkişilerde ve kooperatiflerde 8 tane kamyon sahibi olmaları gerektirdiğini
söylemiştim. Verilen cevap gayet enteresan; "biz, bu yönetmeliği ve yasayı
çıkarmakla -ki, daha önce yoktu, iyi yaptık anlamında bir şeyler söylendikten
sonra- kanun öncesi, yurtiçi taşımacılık, ferdî olarak verimsiz ve ekonomik
olmayan şekilde yürütülmekte, ekonomik kayıplara da yol açmaktaydı. Bu
bağlamda, kapasite kullanımı, yurtiçi yolcu taşıma alanında doluluk oranı yüzde
40, eşya taşımacılığında yüzde 50'ler düzeyinde bulunmaktaydı. Diğer bir
ifadeyle, yurt içinde yolcu taşımacılığı yapan her 100 taşıttan 60'ı, eşya
taşımacılığında kullanılan her 100 taşıttan 50'si boş gitmekte -özet olarak
geçiyorum- ve bu nedenle de kazaların artmasına da sebep olmakta" şeklinde
bir cevap vermişlerdi bana.
Değerli arkadaşlarım,
böyle bir gerekçe olabilir mi?! Kazalar artıyor; ne yapalım; biz, tek kamyonu
olan kişiye 3 kamyon alma zorunluluğunu getirelim, o alamasın, kazalar da
azalsın. Trafiğe araç çıkmasını yasaklayalım o zaman değerli arkadaşlarım, hiç
kaza olmaz. Yani, böyle bir cevap.
Onun dışında, 3 kamyon
alınması konusunda bir kredi, maddî anlamda desteklemede bulunacak mısınız
şeklindeki soruma da, yine, aynen, alakasız bir cevap: "Yönetmelikte 3
kamyon alma zorunluluğu bulunmamaktadır." Yani, yönetmelikte bulunmamakta
da, bir kamyonu olan kişiye 25 ton istiap haddi zorunluluğu getirirsen, 3 tane
kamyon alma zorunluluğu da doğmuş olur.
Buradan da, o zaman, en
azından -şimdi bilemiyorum, birazdan belli olacak- bu yönetmeliği düzeltme
şeklinde bir girişim olmayacağı anlaşılmış bulunmaktaydı.
Değerli arkadaşlarım, şu
anda, bu tekliften etkilenen yaklaşık 2 000 000 taşıyıcı şoför esnaf vardır;
bunlar da, aileleriyle birlikte 8 000 000'u bulmaktadır. Yani, 8 000 000 kişi,
bu yönetmelik ve bu kanun nedeniyle mağdur durumdadır, bu mağduriyeti
gidermemiz gerekmektedir.
Bakın, biraz önce
konuştuğum bir kooperatif yetkilisi "taşıyıcıların en üst örgütü merkez
birliği, onun altında bölge birlikleri ve birliklere bağlı toplam 2 946
kooperatif bulunmaktadır. Bunların 495 tanesi yük taşıma kooperatifi olup, 140
000 kamyoncu esnafı kayıtlı olarak çalışmaktadır" diye bu bilgiyi verdi.
Toplamda, biraz önce belirttiğim gibi, 2 000 000 kişi, yolcu ve yük taşımacısı
olarak bu kooperatiflere üye ve 8 000 000 kişiyi mağdur etmektedir bu uygulama.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Kaya.
YILMAZ KAYA (Devamla) -
Değerli arkadaşlarım, biraz önce
anlattığım nedenlerle, bu 2 000 000 ve
aileleriyle birlikte 8 000 000 esnafın mağduriyetinin giderilmesi
gerekmektedir. Bu mağduriyetin giderilmesine dönük olarak yasa teklifimize,
daha doğrusu, doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergemize destek olursanız,
bu desteğin, bu konuda yapılan çalışmanın yararı bütün Meclise ait olacaktır;
gerçi, şahsen benim teklifim olmasına rağmen, bu onur bütün Meclise ait
olacaktır. Kamu avukatlarıyla ilgili
biraz önce yapılan teklifte, bütün Meclis, her iki grubun mensupları olumlu oy
vermiştir, bu teklife de olumlu oy vermenizi talep ediyorum.
Hepinize saygılarımı
sunuyor, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Kaya.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) -
Şoförler izledi bunu...
BAŞKAN - Gündemin
"Seçim" kısmına geçiyoruz.
VI.-
SEÇİMLER
A) Komısyonlarda Açik Bulunan Üyelıklere Seçım
1.-
İçişleri ve Çevre Komisyonlarında açık bulunan üyeliklere seçim
BAŞKAN - İçişleri
Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen 2 üyelik
için Muş Milletvekili Seracettin Karayağız ve Yozgat Milletvekili Mehmet Çiçek
aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Çevre Komisyonunda boş
bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen 1 üyelik için Zonguldak
Milletvekili Polat Türkmen aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Birleşime 10 dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 16.43
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.56
BAŞKAN : Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER : Bayram ÖZÇELİK (Burdur) Ahmet KÜÇÜK
(Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 79 uncu Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
Alınan karar gereğince,
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, gündemin "Sözlü
Sorular" kısmının, 1, 2, 11, 12, 13, 14, 17, 19, 29, 30, 31, 32, 33, 34,
35, 36, 38, 43, 50, 53, 57, 71, 72, 74, 75, 76, 79, 81, 84, 86, 106, 108, 109,
110, 111, 112, 119, 132, 133, 137, 138, 139, 144, 147, 148, 150, 154, 161, 165
ve 167 nci sıralarında yer alan ve Sayın Başbakana yöneltilmiş bulunan sözlü
soru önergelerine İçtüzüğün 98 inci maddesine göre birlikte cevap vermek
istemiştir. Şimdi, bu istemin gereğini yerine getireceğim.
VII.-
SORULAR VE CEVAPLAR
A) Sözlü Sorular ve Cevaplari
1 -
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, ihracatçıyı teşvik amaçlı önlemler
ve döviz kuruna ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/749) ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
2.-
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu'ya bağlı bazı ilçe ve
köylerin altyapı gereksinimlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/756) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
3.-
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Organize Hayvancılığı Geliştirme
Bölgesi Projesi uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/786) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in
cevabı
4.-
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Taşköprü-Karadere Barajının ne zaman
bitirileceğine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/787) ve Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
5.-
Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, emekli aylıklarında artış yapılıp
yapılmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/789) ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
6.- İzmir
Milletvekili Vezir Akdemir'in, TBMM'deki bir kapalı oturumun tutanaklarını
istediği iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/791) ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
7.- Antalya
Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Manavgat Çayı suyunun dışarıya
pazarlanmasına ve Manavgat Yat Limanı projesine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/801) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in
cevabı
8.- Ankara
Milletvekili Yakup Kepenek'in, TÜBİTAK Başkanının atanmamasına ve Bilim Kurulu
üyelerinin onaylanmamasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/811) ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
9.- Denizli
Milletvekili Mustafa Gazalcı'nın, Tekelin özelleştirilmesine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/831) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin'in cevabı
10.-
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu'daki köy yollarının bakım
ve onarımlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/833) ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
11.-
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu Polis Okulu İnşaatına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/835) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
12.-
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu'nun yeni adliye sarayı
ihtiyacına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/836) ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
13.-
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu doğu çevreyolu inşaatına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/837) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
14.-
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu-Daday hükümet konağı
inşaatı ödeneğine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/838) ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
15.-
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, kişi başına millî gelirin hesaplanmasında
doğal zenginlik kriterine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/840) ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
16.-
Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, Tekelin özelleştirilme ihalesiyle ilgili
iddialara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/841) ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
17.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Düzceli depremzede
temsilcilerinin gözaltına alınmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/843)
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
18.- Ankara
Milletvekili Oya Araslı'nın, tecavüz mağduru kadınların korunmasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/849) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin'in cevabı
19.- Mersin
Milletvekili Hüseyin Güler'in, Kristal-İş Sendikasının grev kararının hükümetçe
ertelenmesinin gerekçelerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/866) ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
20.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel'in, spor alanında yapılan çalışmalara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/870) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin'in cevabı
21.-
Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, satışa çıkarılan Millî Eğitim Bakanlığı
sosyal tesislerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/877) ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
22.-
Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'ın, dokunulmazlığı ile ilgili bir dosyanın
Başbakanlıkta bekletilmiş olmasının nedenine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/916) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in
cevabı
23.-
Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, basın sektöründe 212 sayılı Kanunun
uygulanmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/917) ve Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
24.- Ankara
Milletvekili Yakup Kepenek'in, şeker kotalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/922) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in
cevabı
25.- Muğla
Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler
Müşavirliği personeline ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/927) ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
26.- Muğla
Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, açıktan atanan özel kalem müdürlerine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/928) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin'in cevabı
27.- Ankara
Milletvekili Yakup Kepenek'in, bazı sermaye gruplarının çalışmalarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/932) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin'in cevabı
28.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Davos'taki görüşmelere katılan
bazı kişilere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/935) ve Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
29.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın, kredi kartı faizlerinin düşürülmesine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/940) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
30.- Ankara
Milletvekili Yakup Kepenek'in, bir ABD şirketinin kollandığı iddiasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/943) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin'in cevabı
31.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, akaryakıt fiyatlarına ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/978) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali
Şahin'in cevabı
32.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya'da Vakıflar Genel
Müdürlüğüne ait bir işhanına asılan pankarta ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/984) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in
cevabı
33.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Devlet olanaklarını seçim
gezilerinde kullandığı iddialarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/985) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
34.-
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, pirinç ithalatına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/986) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin'in cevabı
35.-
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, pirinç ve benzeri ürünlerin
üretiminin desteklenmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/988) ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
36.- Muğla
Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/989) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali
Şahin'in cevabı
37.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, Halkbank ve Ziraat Bankasının görev zararlarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1000) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
38.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, 2004 yılı bütçesinden illere ayrılan paylara ve
Iğdır İlindeki bazı çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1022) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
39.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, Doğu ve Güneydoğu Anadoludaki illere Ziraat
Bankasının verdiği hayvancılık kredilerine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/1023) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in
cevabı
40.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, seçim harcamalarında şeffaflığın sağlanması
için yapılacak çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1037) ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
41.-
Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, ülkemizdeki işsizlik sorununa ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1038) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
42.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, bir şahısla ilgili iddialara ve bir atama
iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1039) ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
43.-
Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, kamu çalışanlarının ücretlerinin
iyileştirilmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1049) ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
44.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, özelleştirilen kurumlardaki işçilere ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1055) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
45.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, Elazığ İlinin ekonomik sorunlarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1056) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
46.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, Elazığ İline ayrılan yatırım payına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1058) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
47.-
Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'ın, özelleştirme nedeniyle işten
çıkarılanlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1065) ve Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
48.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya gezisine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1074) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
49.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, yatırımların ve istihdamın teşviki amacıyla
çıkarılan kanunun uygulanmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1082) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
50.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Gürsoy'un, Adıyaman İli için belirlenen tütün
kotasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1092) ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
BAŞKAN - Soruları
sırasıyla okutuyorum:
30.9.2003
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını tensiplerinize
arz ederim.
Mehmet
Yıldırım
Kastamonu
Ülkemizin içinde
bulunduğu ekonomik darboğazdan kurtulmasının tek yolu üretim ve ihracattır.
İhracatçılarımızın dış pazarlarda başarılı olmaları âdeta döviz kurundaki
dalgalanmalara endekslenmektedir.
Soru 1 - İhracatçıyı
teşvik etmek için ne gibi önlemler almayı düşünüyorsunuz?
Soru 2 - İhracatçıyı
teşvik ve dış pazarı kaybetmemeleri, ihracatta istikrarı sağlamak için döviz
kurlarındaki artı ve eksi dalgalanmalarını göz önüne alarak, yaptıkları gerçekçi
ihracat belge ve sözleşmelerine göre aradaki kur farkını (artı ve eksi)
Hazineden karşılamayı düşünüyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
tensiplerinize arz ederim.
Mehmet
Yıldırım
Kastamonu
Kastamonu Köy Hizmetleri
Bölge Müdürlüğü sınırları içinde bulunan 20 ilçemiz ve 1079 köyümüz, altyapı
bakımından ülke standartlarının ve genel yaşam standartlarının çok altındadır.
1 - Temel altyapı
gereksinimleri olan kanalizasyon ve küçük sulama yatırımları için gerekli
ödeneği ayırmayı düşünüyor musunuz?
2 - Bu altyapı
gereksinimlerini karşılamayı düşünüyorsanız, kaç yılda bitirmeyi
hedefliyorsunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
tensiplerinize arz ederim.
Mehmet
Yıldırım
Kastamonu
Türkiye'nin darboğazdan
kurtulmasının tek çaresi, planlı ve programlı bir şekilde, tarlada, fabrikada,
yayla ve merada üretim ve ülkede dürüst yönetimdir.
1 - Türkiye'de
hayvancılığı geliştirmek için Organize Hayvancılığı Geliştirme Bölgesi
Projesini (OHGBP) uygulamayı düşünür müsünüz?
2- Organize Hayvancılığı
Geliştirme Bölgesi Projesi kapsamında Kastamonu'yu pilot bölge olarak seçmeyi
düşünür müsünüz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
tensiplerinize arz ederim.
Mehmet
Yıldırım
Kastamonu
1 - 1995 yılından beri
yapımı devam eden, Kastamonu'nun GAP'ı olarak bilinen ve dünyanın en ünlü
sarımsağını yetiştiren 7 000 hektar toprağın sulamasını gerçekleştirecek olan
Taşköprü-Karadere Barajını, gerekli ödeneği sağlayarak bitirmeyi düşünüyor
musunuz?
2 - Baraj gövdesini ve
sulama kanallarını ne zaman bitirmeyi düşünüyorsunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim. 15.4.2003
Sedat
Pekel
Balıkesir
Aldıkları aylıklarla
yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi veren, işçi ve memur
emeklilerimiz, dul ve yetimlerimiz yoksulluk sınırından kurtulmak, adaletsiz
gelir dağılımının bir an önce insanca yaşanabilir seviyeye çıkarılmasını
beklemektedir. Yurttaşlarımızın refah içinde yaşaması, demokrasinin tüm
kurallarının etkin bir şekilde işletilmesi ile gerçekleşeceği olgusundan
hareketle;
1- Memurlarımızın
maaşlarında 2003 yılında oluşan kayıplarının kapatılması için 160 000 000
liralık artışın aynısı veya daha fazlasını en düşük emekli aylığı 322 000 000
lira olan emeklilerimize de vermeyi düşünüyor musunuz?
2- Emekli, dul ve
yetimlerimizin 2003 yılındaki maaş kayıplarının tespiti için herhangi bir
çalışma yapılıyor mu?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın,
Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplanmasını
arz ederim.
Vezir
Akdemir
İzmir
Irak'a asker gönderilme
ile ilgili tezkerenin Meclis Genel Kuruluna getirildikten sonra tartışılmadan AK
Partinin oylarıyla kapalı görüşmeye geçildi. Tarafınızdan, Meclis Başkanı Sayın
Bülent Arınç'tan kapalı olarak yapılan görüşme tutanaklarını istediğinizi
9.10.2003 tarihinde saat 6.25'te Habertürk kanalından öğrenmiş bulunmaktayım.
1- Verilen haber doğru
ise, sizinle partiniz tarafından kapalı görüşmeyi Meclis İçtüzüğünün hangi
maddesine göre kapalı görüşme oylama sonuçlarını Meclis Başkanından istediniz?
2- Siz ve grubunuz
tarafından kapalı görüşmeye geçilmesini ve oylama sonuçlarını Türk Halkından neden
gizlediniz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına
Aşağıda sunulan
sorularımın, Anayasanın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 96 ncı vd. maddelerine göre
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
20.10.2003
Feridun
Fikret Baloğlu
Antalya
1- Antalya'nın Manavgat
İlçesindeki Manavgat Çayı suyunun, dış ülkelere pazarlanmasına ilişkin
çalışmalar hangi aşamadadır?
2- Bu çalışmalar
sürerken, çevre halkının görüş ve önerileri dikkate alınacak mıdır? Ticarî
nitelikteki bu girişime, Manavgat halkının katılımı sağlanacak mıdır?
3- Manavgat suyunun
dışarıya pazarlanmasının ülke ekonomisine katkısı nedir? Manavgat'ın ticarî
yaşamına ne tür katkıları olacaktır? Bölge turizmini ne yönde etkileyeceği
konusunda bir araştırma yapılmış mıdır?
4- Manavgat'ın
gereksinimi olan Yat Limanı Projesinin bu çerçeve içinde düşünülmesi mümkün
olacak mıdır? Yat limanının işletilmesinde, Manavgatlı girişimcilere öncelik
tanınacak mıdır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 96 ve 98 inci maddeleri gereğince Sayın
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını istiyorum.
Saygılarımla.
Yakup
Kepenek
Ankara
TÜBİTAK'ın Başkanının
atamasının yapılmadığı, altı ayı; Bilim Kurulu üyelerinin onaylanmamasının da
bir ayı aştığı bilinmektedir. Bu sırada, ülkemizi TÜBİTAK aracılığıyla yurt
dışında temsil edecek olan bilim insanlarının görevlendirmelerinin, sizden onay
çıkmadığı için gerçekleştirilemediği doğru mudur?
Bu bağlamda:
1- Hangi toplantılara
katılım engellenmiştir?
2- Bu tutumunuzun gerçek
nedeni nedir?
3- Avrupa Birliği 6 ncı
Çerçeve Programı gibi ülkemizin bilimsel gelişmesinde çok önemli olan bir
oluşumun ilk aşamalarında yapılmakta olan üst düzey ve program toplantılarına
katılmamanın, ilerde bilimsel gelişmemize vereceği zarar neden göz ardı
edilmektedir?
4- Türkiye bilim
insanlarının katılmamasının, AB bilim çevrelerinde yaratacağı olumsuz etkiler
neden dikkate alınmamaktadır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki soruların
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlü olarak yanıtlanmasını dilerim.
Saygılarımla.
Mustafa
Gazalcı
Denizli
1- Tekel
özelleştirildiğinde, başta tütün olmak üzere birçok tarım üreticisinin, bu
kuruluşta çalışan 30 000'den fazla işçinin, Tekel ürünlerini dağıtan
kuruluşların zarara uğramaması için ne gibi önlemler alındı?
2- Tütüncülüğümüzün,
sigara sanayimizin korunması için özelleştirme öncesi alınan ön koşullar ve
düzenleme (regulasyon) nedir?
3- Devlete vergi yoluyla
büyük gelir sağlayan Tekel'in yabancılara satılması ulusal çıkarlarımıza aykırı
değil midir? Bununla ilgili bir çalışma yapılmış mıdır?
4- Geçen yıl açık artırma
yöntemiyle tütün alımı işlemediği için tütün üreticisi mağdur oldu. Tekel,
yasayla elde kalan bir bölüm tütünleri yok pahasına aldı. Özelleştirme
gerçekleşirse gelecek yıllarda bu mağduriyetler artmayacak mıdır? Alınan
önlemler nelerdir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
tensiplerinize arz ederim.
Mehmet
Yıldırım
Kastamonu
Kastamonu Köy Hizmetleri
Bölge Müdürlüğü sınırları içindeki 20 ilçede toplam 7 600 kilometre köy yolu
ağı bulunmaktadır.
1.- 1 200 kilometrelik
toprak tesviye yol kış şartlarında insanlarımıza geçit vermemekte,
çocuklarımızın eğitimlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Köy yollarımızı
standart stabilize veya asfalt kaplamaya dönüştürmeyi düşünüyor musunuz?
2. 1 200 kilometrelik
asfalt kaplama yolun bakım ve onarımı için 2 adet asfalt plenti almayı
düşünüyor musunuz?
3. 5 400 kilometrelik
stabilize kaplama yolun eksik olan sanat yapısı, köprü ve asfalt kaplama gibi
ihtiyaçları karşılayacak gerekli ödeneği ayırmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
tensiplerinize arz ederim.
Mehmet
Yıldırım
Kastamonu
Soru: Fizikî olarak yüzde
70'i tamamlanmış olan Kastamonu polis okulu inşaatını gerekli ödeneği
sağlayarak 2004 yılı sonunda hizmete açmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
tensiplerinize arz ederim.
Mehmet
Yıldırım
Kastamonu
Kastamonu İlimizin Adliye
Sarayı her yıl bakım ve onarım geçirmesine rağmen, mekân eksikliğinden dolayı
yetersiz kalmaktadır. Her yıl bütçeden bu bakım ve onarım giderleri için kaynak
aktarılması yerine çağın gereklerine uygun ve ihtiyaçlara cevap verebilecek bir
modern bir yapı için plan yapmak ve kaynak aktarmak daha akıllıca olacaktır.
Soru: Yeni bir adliye
sarayı inşa etmek için gereken ödeneği çıkarmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
tensiplerinize arz ederim.
Mehmet
Yıldırım
Kastamonu
Soru: Sinop ve
Kastamonu'yu Ankara'ya bağlayan, projesi bitmiş 11 kilometrelik Kastamonu doğu
çevreyolu inşaatını 2004 yılında başlatıp bitirerek hizmete açmayı düşünüyor
musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
tensiplerinize arz ederim.
Mehmet
Yıldırım
Kastamonu
Soru: 2003 yılında hiçbir
ödenek sağlanmayan Kastamonu İli Daday İlçesi hükümet konağa inşaatını bitirmek
için 2004 yılında gerekli ödeneği sağlamayı düşünüyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
tensiplerinize arz ederim.
Mehmet
Yıldırım
Kastamonu
Kastamonu İlimiz yatırım
teşviklerinde öncelikli 36 il arasında bulunmamaktadır. Geliri 1 500 USD
altında olmadığından kapsam dışındadır. Ancak yatırım eksikliğinden dolayı
gelir getirisi olmayan doğal kaynaklara sahip oluşu sebebiyle yanıltıcı bir
şekilde fert başına millî gelir 1 781 USD olarak görünmektedir. Bu
göstergelerin tersine ilimiz büyük kentlere yoğun göç vermektedir. Bu da fert
başına millî gelirin hesaplanmasında kimi kriterlerin yanıltıcı olduğunun
kanıtıdır.
Soru: Fert başına millî
gelirin hesaplanmasında doğal zenginliklerin tüm topluma mal edilip, tüm ülke
nüfusuna oranlanarak dağıtılmasını ve böylece sosyal adaleti ve dengeli
kalkınmayı sağlamayı düşünüyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.6.11.2003
Sedat
Pekel
Balıkesir
Tekel ihalesinin beklentilere
yanıt vermemesinin yanı sıra, ihaleyle ilgili iddia ortaya atılmaktadır. Bu
nedenle;
1- Tekelin 2002 geliri
2,8 milyar doları bulurken, en yüksek teklif 1,5 milyar dolar olarak
verilmiştir. İhale komisyonu, kamu yararı olmayan bu ihaleyi iptal etmeyi
düşünüyor mu?
2- Kamuoyuna yansıyan
basın haberlerinde, ihaleyi yapan şirketlerin başka hesaplar yaptığı iddiaları
yer almaktadır. Bu hesaplar Türk kamuoyunu rahatsız edecek nitelikte hesaplar
mıdır? Bu konu araştırılıyor mu?
3- Teklif veren firma yetkililerinden
biri "Türkiye'nin, dostane olmayan yatırım ortamı, istikrarsız düzenleyici
kurumları ve ahlaksız bürokrasisi" bulunduğunu iddia etmiştir. Devlet
kurumlarını yargılayan, Türk bürokrasisini hedef alan bu iddialar araştırılıyor
mu? Bu iddialar doğru değilse, ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına
Aşağıda sunulan
sorularımın, Anayasanın 98 inci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 96
ncı ve diğer maddelerine göre, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla. 12.11.2003
Feridun
Fikret Baloğlu
Antalya
1- Hükümetinize
istemlerini sunmak için Başbakanlığa gelmek isteyen Düzceli depremzedelerin
temsilcileri neden gözaltına alınmıştır? Sorunları çözmek yerine, sorunlarını
anlatmak isteyenleri gözaltına almak ve dilekçe hakkının kullanılmasına engel
olmak, sizce, demokratik işleyişe uygun mudur?
2- Kışın en ağır
koşullarına direnerek yaşamaya çalışan Düzce halkının sorunlarını anlatmak için
Ankara'ya gelen ve bir çadırda günlerdir çözüm için destek bekleyen
Düzcelilerin gözaltına alınması, sizce, kabul edilebilecek bir uygulama mıdır?
3- Bugün Düzce İlimizin
uğradığı deprem felaketinin dördüncü yılında, Hükümetiniz, Düzceli
felaketzedelerin acılarının dindirildiğine inanmakta mıdır? Yaralı Düzce
halkına iktidarda bulunduğunuz bir yıllık sürede hangi olanakları sağladınız?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla dilerim.
Oya
Araslı
Ankara
19 Kasım 2000 tarihli
kimi gazetelerde, tecavüze uğrayan 15 yaşındaki K. D.'nin aile meclisi
kararıyla, ağabeyi tarafından öldürüldüğüne ilişkin haberler yer almıştır.
1- Bu tür cinayetleri
önlemek için kadın statüsüyle ilgili Devlet Bakanlığınca bir eğitim programının
düzenlenmesi düşünülmekte midir?
2- Bu tür tecavüz
olaylarının mağdurlarının koruma altına alınması için Bakanlık düzeyinde
herhangi bir program düzenlenmiş midir ve düzenlenmesi düşünülmekte midir?
3- Bu tür tecavüz
mağdurlarının sığınma evlerine alınması, töre cinayetlerine kurban gitmelerini
belli bir ölçüde önleyebilmektedir. Böyle bir işlevi olan kadın sığınma
evlerinin veya benzeri kurumların sayısını artırmak için, kadın statüsüyle
ilgili Devlet Bakanlığınca ne tür çalışmalar yapılmaktadır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. 9.12.2003
Hüseyin
Güler
Mersin
Soru : Kristal İş Sendikası,
Cam İşverenler Sendikasıyla yürüttüğü 19 uncu dönem toplu iş sözleşmesi
görüşmelerinde anlaşmaya varılamaması üzerine 9 Aralık 2003 tarihinde greve
gidilmesi kararlaştırılmasına rağmen Hükümet, Bakanlar Kurulu kararıyla grevin
ertelenmesine karar vermiştir. Hangi gerekçelerle bu grevin ertelenmesine karar
verilmiştir? Sendikal örgütlenmenin doğal sonucu olan grev hakkının
engellenmesi sizce doğru mudur? Çalışanların kazanılmış haklarının çeşitli
gerekçelerle yok sayılmasını onaylıyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Kemal
Demirel
Bursa
59 uncu hükümet,
programında "özgür düşünceli, kendi başına karar verebilen, sorgulayan,
kendi toplumunun ve evrensel doğrulardan haberdar olan ve hayatın güçlükleriyle
baş edebilecek donanımlı ve yetenekli gençler yetiştirmek önemli hedeflerimiz
arasındadır" ibaresini kullanmıştır.
Ancak; bu hedeflere nasıl
varılacağıyla ilgili olarak herhangi bir açıklama yapılmamıştır.
"... yeni bir spor
politikası oluşturulacağı" belirtilen hükümet programında, bu çalışmaların
yürütüldüğü "Gençlik Spor Genel Müdürlüğü"nün çalışmalarıyla ilgili
bir bölüm yer almamaktadır.
Hükümetin kurulduğu
günden günümüze kadar;
- Özellikle gençlerin
spor faaliyetleriyle ilgili yapılan çalışmalar nelerdir?
- Başlatılan projeler
nelerdir?
- Bu projeler hangi
düzeye getirilmiştir?
- Gençlik Spor Genel
Müdürlüğü bu hükümet döneminde hangi faaliyetlere imza atacaktır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim. 12.12.2003
Sedat
Pekel
Balıkesir
3797 Sayılı Millî Eğitim
Bakanlığı Kanununun 37 nci Maddesiyle Bakanlık, öğretmen ve ailelerinin tatil,
dinlenme ihtiyaçlarını karşılamak için sosyal tesisler kurmak, bu tesislerin
yönetimiyle ilgili hizmetleri düzenlemek ve yürütmekle görevlendirilmiştir.
Ancak, Hükümet, kamu kurumlarının eğitim ve dinlenme sosyal tesislerini satışa
çıkarmıştır. Buna göre;
1-Millî Emlak Genel
Müdürlüğü tarafından satışa çıkarılan ve Millî Eğitim Bakanlığına ait kaç adet
eğitim ve dinlenme sosyal tesisleri ile öğretmenevi vardır?
2- Yurdun iç bölgelerinde
bu tür tesislerin satışının durdurulduğu, başta Erdek olmak üzere, Burhaniye,
Gemlik, Seferihisar gibi yurdun kıyı kesimlerinde satışlara hâlâ devam edildiği
doğru mudur?
3- Sayın Başbakan
"öğretmenevlerinin satışını durduracağım" sözünü tutacak mıdır ?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın,
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün
96 ncı maddeleri gereğince sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.7.1.2004
Muharrem
Kılıç
Malatya
Danıştay 2 inci Daire
Başkanlığının 12.5.2003 gün ve 2000/2380 esas 2003/1041 sayılı tefrik kararı ve
dosya 8.7.2003 günü İstanbul Valiliği İl İdare Kurulu tarafından Adalet
Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığına 22.7.2003 günü gelen dosya
bekletilmeksizin Başbakanlığa gönderilmiştir. Dosya ve karar 25.7.2003 günü
Başbakanlığa intikal ettiği halde beş ay bekletilerek 25.12.2003 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilmiştir.
1- Dosyanın Başbakanlıkta
beş ay süreyle bekletilmesinin nedenleri nelerdir? Bekletme, dosyanın
Başbakanın şahsıyla ilgili olmasından mı kaynaklanmaktadır?
2- Dosyanın gecikmesine
neden olanlar hakkında herhangi bir soruşturma yapılmış mıdır? Yapılmamışsa,
soruşturma açmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim. 8.10.2003
Sedat
Pekel
Balıkesir
10 Ocak 1961 tarihinde
yürürlüğe giren 212 sayılı Yasa, gazetecinin şahsında, basın özgürlüğünü,
halkın bilgi edinme ve haber alma
hakkını korumaya, dolayısıyla demokrasinin korunmasına yönelik önemli bir
yasadır. Ancak, basın meslek örgütleri ve sendikaları, 212 sayılı Yasanın basın
işverenleri tarafından uygulanmadığını belirtmektedirler. Buna göre ;
1- 212 sayılı Yasanın
bütün hükümleri basın yayın kuruluşlarında uygulanmakta mıdır?
2- Bu konuda 212 sayılı
Yasanın hüküm altına aldığı gerekli denetim, araştırma yapılmakta mıdır?
3- Basın mensuplarının ve
mesleğe yeni başlayan stajyer gazetecilerin istihdam edildiği halde 212 sayılı
Yasayla çalışması gerekirken iş yasalarıyla çalıştırıldığı doğru mudur?
4- Basın çalışanlarının
mağduriyetlerini giderecek bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?
12
Ocak 2004
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun,
Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 96 ncı ve 98 inci maddeleri uyarınca Başbakan
R. T. Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını istiyorum.
Saygılarımla.
Yakup
Kepenek
Ankara
Şeker üretimi ve kotaları
konusunda:
1- Seçimlerden önce,
"şeker kotalarının, şekerpancarı üreticilerinin yararına olmak üzere
yeniden düzenleneceği ve depremde zarar gören Adapazarı Şeker Fabrikasının yeniden işletmeye
açılacağı" sözlerinizi ne zaman yerine getireceksiniz?
2- Cargill Şirketi başta
olmak üzere, nişasta kökenli şeker üreten firmaların, kotalarının artırılması,
giderek bu kotanın tamamıyla kaldırılması ve gümrük vergilerinin yeniden
düzenlenmesi yönündeki istemlerini yerine getirmeyi düşünüyor musunuz?
3- ABD Başkanı G. W.
Bush'un Cargill Firmasının korunup kollanması için sizden bir isteği oldu mu?
4- Olduysa bu isteğin
içeriği nedir ve bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim
Fahrettin
Üstün
Muğla
1- Başbakanlık Basın ve
Halkla İlişkiler Müşavirliği personel norm kadrosu kaçtır? 58 ve 59 uncu
hükümet döneminde bu kadrolara atama yapılmış mıdır?
2- Yapılmışsa kimledir?
3- Atanan kimseler halen
Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğinde mi görev yapmakta, yoksa
başka kurumlara nakil edilmiş midir?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim
Fahrettin
Üstün
Muğla
1- 58 ve 59 uncu hükümet
döneminde bakanlıklarda açıktan atanan özel kalem müdürleri var mıdır?
2- Var ise sayıları
kaçtır?
3- Atanmış ise halen
atanmış oldukları kadrolarda mı yoksa görevlendirme yoluyla başka kamu kurum ve
kuruluşlarına nakil edilmişler midir?
26
Ocak 2004
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun,
Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 96 ncı ve 98 inci maddeleri gereğince Başbakan
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını istiyorum.
Saygılarımla.
Yakup
Kepenek
Ankara
Son Suudi Arabistan
seyahatinizde "paranın dini olmaz" dediğiniz basında yer aldı. Bu
çerçevede;
1- Ülkemizde faaliyet
gösteren ve kimi çevrelerce "İslamî sermaye" olarak tanımlanan
girişimlerin çalışmaları ve ortaklarıyla ilişkileri geçerli yasal düzenlemelere
uygun mudur?
2- Ülkemizin sermaye
kesimlerinin tamamının aynı kurallarla çalışmasını sağlamak amacıyla bir
girişiminiz olacak mı?
3- Özellikle yurt dışında
yaşayan yurttaşlarımızın çok ortaklı olan bu tür sermaye gruplarınca dolandırıldığı
iddiaları karşısında hükümet olarak ne yaptınız ve neler yapmayı
tasarlıyorsunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına
Aşağıda sunulan
sorularımın, Anayasanın 98 inci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 96
ncı vd. maddelerine göre Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla. 27.1.2004
Feridun
Fikret Baloğlu
Antalya
1- Partinizin MKYK
üyelerinden Cüneyt Zapsu'nun eşi ve yengesi Davos gezinize hangi sıfatla
katılmışlardır? Kendilerine resmî bir görev verilmiş midir?
2- Bu kişilerin çeşitli
toplantı ve görüşmelerde Türkiye'yi temsil ettikleri doğru mudur? Doğruysa,
hangi sıfatla temsil etmişler ve hangi konularda görüşme yapmışlardır? Bu
görüşmelerden ne tür bir sonuç alınmıştır?
3- Davos'taki bu
görüşmelere ilişkin haberler medyada yer aldıktan sonra resmî bir açıklama
yapılmış mıdır?
4- Bu tür uluslararası
görüşmelerin aile çerçevesi içinde gerçekleştirilmesi, bir iktidar tercihi
olarak bundan sonra da sürdürülecek midir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Sorularımın Sayın
Başbakan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Ramazan
Kerim Özkan
Burdur
Kredi kartı faizlerinin
yüksek düzeylerde olması nedeniyle vatandaşlarımızın bir kredi kartı krizine
maruz kaldığı malumunuzdur.
Enflasyonun yüzde 20'lere
düştüğü, tüketici kredilerinin yüzde 2'lerin bile altına düştüğü bir ekonomik
göstergede kredi kartı faizleri yüzde 6,5-9,5 ve gecikme faizleri yüzde 8-11
civarlarında bulunmaktadır.
1- Bankaların bu keyfî
tutumları sonucu vatandaşlarımızın icra mahkemelerinde süründüğünü, intihar
olaylarının arttığını ve bunun sosyal bir yara haline geldiğini biliyor
musunuz?
2- Bankalar Birliğini
göreve davet ederek etik dışı bankacılık uygulamalarına son verilmesini ve
faizlerin düşürülmesini düşünür müsünüz?
3- Bankalardaki bu haksız
uygulamaların düzenlenmesi amacıyla bir kredi kartları yasasının çıkartılmasını
ve ödeme güçlüğü çeken vatandaşlarımızın bu sorunlarının çözümlenmesini uygun
buluyor musunuz?
6
Şubat 2004
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun,
Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 96 ncı ve 98 inci maddeleri uyarınca Başbakan
Recep T. Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını istiyorum.
Yakup
Kepenek
Ankara
Amerika Birleşik
Devletlerine yaptığınız resmî seyahatte, Cargill Şirketiyle ilgili olarak:
1- Bu şirketin ürettiği
mısır şekeri üzerinde ülkemizde uygulanmakta olan kotanın kaldırılması için söz
verildi mi?
2- Cargill'in ortağı olan
Ülker'in bayiliğinin, sizin de ortağı olduğunuz bir şirket tarafından
yürütülmekte olması, adı geçen ABD firmasının kollanmasında etkili oldu mu?
3- Cargill'in
yargılandığı davalarda, hükümetiniz bir kolaylık sağlayacak mı? Eğer, ABD
Başkanı Bush'a böyle bir söz verdinizse, bu, Anayasanın yargı bağımsızlığı
ilkesiyle bağdaştırılabilir mi?
4- ABD'nin kimi üst
yöneticilerinin Cargill'le ilişkisi olduğu doğru mudur?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın,
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
hususunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla. 27.2.2004
Dursun
Akdemir
Iğdır
1- Bugün itibariyle, 1
litre kurşunsuz benzin ile motorinin Türkiye'deki ortalama maliyeti ayrı ayrı
kaç liradır?
2- Her iki akaryakıtın
litresi, tüketiciye ortalama kaç liraya satılmaktadır?
3- Türkiye'de 1 litre
kurşunsuz benzin ile motorinden kaç çeşit ve hangi oranlarda vergi
alınmaktadır? Bu durum AB ülkelerinde ne şekilde, hangi oranlarda
uygulanmaktadır?
4- Dolar kuru 15 ay
öncesine göre reel olarak ne kadar değer kaybetmiştir? Akaryakıtta
"otomatik fiyatlandırma sistemi" uygulandığına göre, dolardaki değer
kaybının ciddî olarak akaryakıt fiyatlarına yansıtılmamasının ve fiyatların gerçek
anlamda düşürülmemesinin nedenleri nelerdir?
5- İddia edildiği gibi,
bütçe açıklarının bir bölümünü kapatmak için, halen çok yüksek olan akaryakıt
fiyatlarına yeni zam ya da zamlar yapmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına
Aşağıda sunulan sorularımın,
Anayasanın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 96 ncı vd. maddelerine göre Başbakan
Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Saygılarımla. 4.3.2004
Feridun
Fikret Baloğlu
Antalya
1) Antalya Kalekapısı
mevkiindeki Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait Vakıf İşhanının cephesine asılan ve
altında isminiz yer alan "Antalya Dünya Kenti Olacaktır" pankartından
haberiniz var mıdır?
2) Bu pankartın, Vakıflar
İşhanına asılması için gerekli yasal işlemler yapılmış mıdır? Pankart, içerik
ve ebat olarak, bu konudaki yasal düzenlemelere uygun mudur? Kaldırılması için
ilgili belediyenin girişimde bulunduğu haberleri doğru mudur?
3 - Söz konusu
pankarttaki ifade, bir seçim vaadi niteliğindedir ve birbuçuk yıllık
iktidarınız döneminde hiçbir ciddî yatırımın yapılmadığı Antalya'nın büyük boy
pankartlar asılarak dünya kenti olacağına inanıyor musunuz?
4 - Seçim kampanyasına
katkı niteliği taşıyan bu siyasî afişin, Vakıflar İşhanına asılması, eğer,
bilginiz dahilinde ise, bunun siyasal eşitlik yönünden doğru olduğuna inanıyor
musunuz? Diğer siyasal partilerin de, benzer binalara siyasal nitelikli
pankartlar asmak istemleri olursa, bunları olumlu karşılayacak mısınız?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına
Aşağıda sunulan
sorularımın, Anayasanın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 96 ncı vd. maddelerine göre
Başbakan Sn. Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim.
Saygılarımla. 4.3.2004
Feridun
Fikret Baloğlu
Antalya
1 - AKP'nin düzenlediği seçim
mitinglerine devlete ait "ATA" uçağıyla gittiğinize ilişkin haberler
doğru mudur?
2 - Devlet uçağı ile
ulaştığınız kentlerde kırmızı plakalı makam aracınızı kullandığınıza ilişkin
haberler doğru mudur?
3 - Tasarruf iddialarını
övünçle gündeme getiren iktidarınız döneminde, resmî görevlere tahsis edilmiş
araçların, partinizin propaganda çalışmalarında kullanılması çelişki
oluşturmuyor mu? Başbakanlık maaşı ile geçinmenizin güç olduğunu ifade
ettiğiniz bir dönemde devlet olanaklarını seçim gezilerinizde kullanmayı nasıl
açıklıyorsunuz?
4 - Bu davranışınızı
eleştirenlere "ucuz politika" tanımlaması yaparak, yanıt vermek
yerine, girmek için uğraş verdiğimiz Avrupa Birliği ülkelerindeki uygulamaları
örnek almayı düşünüyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Mehmet
Yıldırım
Kastamonu
1 - 2003 ve 2004 Şubat
ayına kadar ABD, Çin ve Tayland ve başka ülkelerden Türkiye'ye ne kadar pirinç
ithalatı yapılmıştır?
2 - İthalatı
gerçekleştiren firmaları açıklamayı düşünür müsünüz?
3 - Ülkemize ithal edilen
pirinçler, ithalatçılar tarafından paketlenip, Kastamonu Tosya-Hanönü, Sinop
Boyabat-Durağan, Çorum Kargı-Osmancık, Samsun-Terme ve Trakya pirinci olarak
satılmakta mıdır?
4 - Üreticinin zarar
görmesini, tüketicinin aldatılmasını önlemeyi düşünüyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın,
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Mehmet
Yıldırım
Kastamonu
1- Türkiye'de kişi başına
pirinç tüketimi 8 kg. civarında olup, üretim açığını kapatmak için çeltik
üretimini (pirinç üretim alanlarını) artırmayı düşünüyor musunuz?
2- Türkiye'yi ithal
ürünlere mahkûm etmemek için doğrudan gelir desteğine ilave olarak ithal edilen
pirinç, mısır gibi ürünlere, ihraç edilen sarımsak gibi tarım ürünlerine ürün
bazında destekleme yapmayı düşünür müsünüz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Fahrettin
Üstün
Muğla
1- 58 inci - 59 uncu
hükümetler döneminde Başbakanlığa ait kuruluşlarda kaç atama yapılmıştır?
2- Başbakanlığa bağlı
kuruluşlarda idarî görevlere her iki hükümet döneminde vekâleten, tedviren ve
görevlendirme ile kaç atama yapılmıştır?
3- Başbakanlıkta idarî
görevlerde bulunan idarecilerden kaçı başka yerlere görevlendirilmiştir?
Görevlendirilenlerin aldıkları harcırah miktarı ne kadardır?
4- 5 inci ve 59 uncu
hükümetler döneminde Başbakanlıkta asıl veya vekil kaç idareci görevden
alınmıştır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
hususunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Dursun
Akdemir
Iğdır
1- Halkbank ve Ziraat
Bankasının son iki yıldaki görev zararı ne kadardır?
2- Söz konusu görev
zararı nereden kaynaklanmıştır? Banka kaynaklarından, tablo halinde ve detaylı
olarak, hangi kurum, kuruluş ve şahıslara ne kadar kredi verilmiştir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
hususunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Dursun
Akdemir
Iğdır
1- 2004 yılı bütçesinden
Iğdır İline ne kadar para ayrılmıştır? Bu paralar nerelerde kullanılacaktır?
2- 2004 yılı bütçesinden
diğer illere ne kadar para ayrıldı? İl bazında miktarı ayrı ayrı ne kadardır?
3- 2004 yılında Iğdır'a
kaç km. asfalt yapmayı planlıyorsunuz?
4- 2004 yılında Iğdır'ın
hangi köylerinde kanalizasyon çalışması yapılacaktır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
hususunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Dursun
Akdemir
Iğdır
Soru: İktidara geldiğiniz
28 Kasım 2002 tarihinden bugüne kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki illere
T.C. Ziraat Bankası şubelerinden ne miktarlarda hayvancılık kredisi
verilmiştir? Bu kredilerin tahsis edildiği il ve ilçeler hangileridir? İl ve
ilçeler bazında kredi miktarları kaç liradır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
hususunda gereğini müsaadelerinize arz ederim.
Saygılarımla.
Dursun
Akdemir
Iğdır
28 Mart 2004 Pazar günü
yapılan Mahallî İdareler Genel Seçimlerinde, siyasî partiler ve belediye başkan
adayları tarafından toplam olarak 7-8 katrilyon lira civarında seçim harcaması
yapıldığı, harcamaların kaynaklarının
tespit edilemediği, ayrıca adayların halkın önünde birikimleri, tecrübeleri,
siyasî fikirleri ve partilerin itibarıyla değil, banka defteriyle çıktıkları
yönünde bazı basın ve yayın organlarında haberler yer almıştır.
Bu çerçevede;
Soru: Seçim, katılımcı
demokrasinin en önemli mekanizmalarından biridir. Millet, karar alma ve çözüm
üretme süreçlerine seçim yoluyla etkili olabilmektedir.
Millî iradenin ve siyasal
partilerin diğer güç odaklarının etkisinden korunması, seçim harcamalarında
şeffaflığın sağlanmasıyla mümkün olabilmektedir.
Bu konuda hükümetinizin
herhangi bir çalışması var mıdır? Varsa düşündüğünüz başlıca önlemler nelerdir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim. 7.4.2004
Sedat
Pekel
Balıkesir
Hükümet yetkilileri
ekonominin iyiye doğru yöneldiğini beyan etmesine karşın yurttaşlarımız iş
bulamamaktadır. DİE verilerine göre ülkemizdeki işsizlik oranı yüzde 10,5
civarındadır ve bu rakam ekonominin istihdam açısından yeterli düzeyde
olmadığını göstermektedir. Buna göre;
1- Ekonominin istihdam
açısından yeterli düzeye ulaştırılması için ne tür somut çalışmalar
yapılmaktadır?
2- İstihdam üzerindeki
vergi gibi, SSK primi gibi yükleri azaltmayı düşünüyor musunuz?
3- Türk ekonomisinin
istihdam sorununu çözmek için yeterli derecede büyüdüğünü düşünüyor musunuz?
4- Çalışabilir her 100
kadından 88'i çalışamamaktadır. Kadın istihdamı artırmak için ne tür somut
çalışmalar yapılmaktadır?
5- Ülkemizde her 3
gençten 1'i işsizdir. Gençlerimize iş imkânları sağlamak için ne tür somut
çalışmalar yapılmaktadır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
hususunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Dursun
Akdemir
Iğdır
1 - AKP Kadın Kolları
üyesi Emine Alioğlu'nun "Ekrim İnşaat" isimli firması ne zaman
kurulmuştur? AKP İktidarı döneminde bu firma hangi ihalelere katılmıştır? Almış
olduğu ihalelerin toplam tutarı kaç liradır? Adı geçen şahsa "yeşilkart"
verilmiş midir? Verilmiş ise hukukî dayanağı nedir?
2 - AKP Kadın Kolları
Başkanı Selma Kavaf'ın eşi Alaattin Oktay Kavaf, AKP İktidarından önce hangi
görevde bulunmaktaydı?
3 - AKP iktidar olduktan
sonra Kadın Kolları Başkanının eşi Alaattin Oktay Kavaf, Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanlığına bağlı Eti Zeolit Anonim Şirketine Genel Müdür olarak
atanmış mıdır?
4 - Adı geçen kişinin bu
göreve getirilmesinde hangi kriterler dikkate alınmıştır? Bu atamada AKP Kadın
Kolları Başkanı Selma Kavaf'ın etkisi nedir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.12.4.2004
Sedat
Pekel
Balıkesir
Hükümetiniz, dönersermaye
ve ek tazminat adı altında bazı kamu çalışanlarının ücretlerinde iyileştirme
yapmak için çalışmalar sürdürmektedir. Savcı ve hâkimler ile doğu ve güneydoğu
Anadolu'da 36 ilde şehir dışında görev yapan öğretmenlere ek tazminat verilmesi
olumlu bir gelişme olmasına karşın, bu düzenlemelerin diğer kamu çalışanlarına
yönelik olmaması hakkaniyete ve eşitliğe aykırı olduğu açıkça görülmektedir.
Buna göre;
1 - 36 ilin dışında görev
yapan öğretmenlerin, yargı çalışanlarının, bulunla birlikte tüm kamu
çalışanlarının ekonomik durumlarının iyi olduğunu söyleyemez. Bu anlamda bir
iyileştirme yapılacaksa herkese yapılması gerektiğini düşünmüyor musunuz?
2 - Tazminat artışı
yalnızca hâkim ve savcılarla sınırlı tutulduğu takdirde, adaletin bütünlüğünün
bozulmasını önlemek için ne tür çalışmalar yapacaksınız?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
hususunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Dursun
Akdemir
Iğdır
1 - Özelleştirilen
kurumlardaki işçilerin sınavsız olarak boş kadrolara atanabilmelerine imkân
tanıyan mevzuat gereğince, AKP hükümetleri döneminde hangi özelleştirilen
kurumda kaç işçi, kamu kurum ve kuruluşlarında işe başlatılmıştır?
2 - Özelleştirilme
ihalesi tamamlanan ve nihaî kararın verilmesi için Özelleştirme Yüksek
Kurulunun onayına sunulan kuruluşlar var mıdır? Varsa hangi kuruluşlardır? Bu
kuruluşlarda kaç işçi çalışmaktadır? Özelleştirilecek kuruluşlarda görev yapan
işçileri, özelleştirmenin sosyal etkilerinden korumak amacıyla, mevzuat
çerçevesinde, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına yerleştirmeyi düşünüyor
musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
hususunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Dursun
Akdemir
Iğdır
1- Elazığ İlimizde işsiz
sayısı her geçen gün artmaktadır. İşsizlik sorununun çözümüne yönelik ivedi bir
önlem düşünüyor musunuz?
2- Elazığ Hayvan Ürünleri
OSB ve Besi OSB'nin alt ve üstyapı ihtiyaçlarının karşılanması için kredi
imkânlarının sağlanmasına yönelik düşündüğünüz başlıca önlemler nelerdir?
3- Elazığ İli ekonomisine
önemli katkılar sağlayacak olan mermer OSB'nin kurulmasıyla ilgili olarak
iktidarınızın bir projesi var mıdır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
hususunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Dursun
Akdemir
Iğdır
Soru: Elazığ İlinde halen
yatırımları devam eden projelerin tamamlanabilmesi için, 2004 yılı Yatırım
Programında;
Sulama Projeleri,
Kültür Sitesi,
Güney Çevre Yolu,
Olimpik Yüzme Havuzu,
Merkez Kapalı Spor Salonu
için ayrı ayrı olmak üzere, ne kadar pay ayrılmıştır? Bu projeler ne zaman
tamamlanacaktır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın,
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün
96 ncı maddeleri gereğince sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Muharrem
Kılıç
Malatya
Divriği-Hekimhan
Madenleri Sanayi ve Ticaret AŞ'nin özelleştirilme ihalesi sonucunda Ereğli
Demir ve Çelik Fabrikaları TAŞ'ne satılıp devredilmesiyle birlikte tüm
personelin hizmet sözleşmeleri sona erdirilerek 133 kişi işsiz bırakılarak
mağdur edilmişlerdir.
1- Bu özelleştirme
nedeniyle, işini kaybeden işçilerin yeniden işe yerleştirilmeleri konusunda
herhangi bir çalışmanız var mı?
2- Hükümetiniz döneminde
yapılacak özelleştirmelerde işçilerin işlerini kaybetmemeleri noktasında bir
çalışmanız var mı?
3- Özelleştirme Sosyal
Destek Projesi kapsamında, Dünya Bankasından alınan 355,3 milyon ABD Doları
hangi hizmetler için kullanılmaktadır? Özelleştirme mağdurlarının ne kadarı bu
proje kapsamındaki hizmetlerden yararlandırılmıştır?
4- Bugüne kadar
özelleştirme mağdurlarının ne kadarı yeni bir işe yerleştirilmiştir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda sunulan
sorularımın, Anayasanın 98 inci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 96
ncı ve devamı maddelerine göre Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.22.4.2004
Saygılarımla.
Feridun
Fikret Baloğlu
Antalya
1- 15-16 Nisan 2004 tarihlerinde AKP milletvekillerinin katıldığı
toplantı nedeniyle bulunduğunuz Antalya'daki geziniz süresince devlete ait
araçların kullanıldığına ilişkin haberler doğru mudur?
2- Aynı günlerde Antalya'da bir güvenlik kurumunun resmî
helikopteriyle gerçekleşen gezinizin, bu gezinti özelliği dışında size ne tür
yeni bilgiler edinme imkânı verdiğini açıklar mısınız? Söz konusu gezide, resmî
helikopter içinde, siyasal kimliği öne çıkan kişilerin bulunduğu haberleri
doğru mudur?
3- Daha önce devlete ait ATA Uçağının, iç siyasete yönelik çalışmalarda
kullanıldığına ilişkin iddia henüz cevaplanmadığına göre, süregelen ve sayıları
artan bu uygulamaları hangi kurallar açıklayacaksınız?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
hususunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Dursun
Akdemir
Iğdır
1- Bazı illerde enerji ve sigorta primi teşviklerini uygulamak, enerji
desteği sağlamak ve yatırımlara bedelsiz arsa ve arazi temin etmek amacıyla
çıkarılan Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunun uygulanmasına yönelik olarak usul ve esasları
düzenleyen yönetmelikler çıkarılmış mıdır?
2- Gelir Vergisi stopaj teşvikiyle ilgili olarak ne gibi çalışmalar
yapılmıştır?
3- Sigorta primi işveren paylarında teşvik amacıyla hangi yenilikler
getirilmiştir?
4- Kanunda öngörülen illerde yatırım yapan girişimcilere hangi
kriterlerde enerji desteği sağlanmıştır?
5- Kanun kapsamındaki illerde yatırım amacıyla kaç hektar
bedelsiz arsa ve arazi temin edilmiştir? Bu arsa ve araziler kimlere ve hangi
yatırımlar için tahsis edilmiştir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim.
Şevket
Gürsoy
Adıyaman
Adıyaman İli için halen
200 kilogram olan ve bu nedenle çiftçinin mağduriyetine yol açan tütün kotasını
yükseltmeyi düşünüyor musunuz?
BAŞKAN - Soruları
cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Ali
Şahin.
Buyurun Sayın Bakanım.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım;
hepinize saygılarımı sunuyorum.
Gündemde, Sayın
Başbakanımıza yöneltilmiş 101 tane sözlü soru önergesi var. Bunların tamamını
bugün cevaplandırmayı planlamıştık; ancak, hem fizikî olarak, fiilen bu kadar
soruyu bir anda cevaplandırmanın zorluğu hem de zamanın darlığı nedeniyle ancak
50 soruyu cevaplandırmaya çalışacağım.
Şu anda gündemde 410 tane
sözlü soru var. Biz, Hükümet olarak düşündük ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi
ve saygıdeğer milletvekillerimiz, Hükümetimize ve bakanlara yöneltmiş oldukları
soruların cevabını sıcağı sıcağına alabilsinler. Burada cevaplandırmaya
çalışacağım soruların önemli bir bölümü 2003 ve 2004 yılından kalmadır.
Bunların aktüalitesini kaybettiği, hatta bu sorulardan sonra o alanla ilgili
birçok değişiklikler olduğunu biliyoruz. Şimdi, biz, Hükümet olarak toplu şekilde
bu soruları cevaplandırıp, gündemdeki sözlü soruların adedini 100'ün altına
düşürmeyi planlıyoruz. Böylece, milletvekili arkadaşlarımız, sordukları
soruların cevabını hemen akabinde, belki birkaç hafta sonra alma imkânına sahip
olacaklardır; çünkü, Hükümet olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve
saygıdeğer milletvekillerimizin denetim hakkına büyük saygı duyuyoruz ve bu
sürecin ve bu diyaloğun çok canlı bir şekilde yürütülmesinde büyük yarar görüyoruz.
Şimdi, izin verirseniz,
milletvekili arkadaşlarımızın sorularını cevaplandırmaya geçiyorum.
İlk soru, Kastamonu
Milletvekili arkadaşımız Sayın Mehmet Yıldırım'a ait. Kendisi, özetle -biraz
önce okundu- ihracatçıyı teşvik için ne gibi önlemler almayı düşünüyorsunuz
diyorlar. Değerli arkadaşlarım, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Eximbank tarafından
ihracatın desteklenmesi amacıyla bir dizi faaliyet yapılmaktadır. Bu anlamda,
Dış Ticaret Örgütü ve Avrupa Birliği normlarıyla uyumlu çalışmalar tamamlanmış
ve gerekli mevzuat düzenlemeleri de yürürlüğe girmiştir. Eximbank kaynakları
da, yeni pazarlara giriş veya kısa vadeli ihracat finansmanı amacıyla, etkin
bir şekilde kullanılmaktadır.
Bu cümleden olarak,
ihracatı teşvik bakımından özetle şunları söyleyebilirim: Ar-ge faaliyetlerinin
proje bazında desteklenmesi, projelere sermaye desteği sağlanması, stratejik
odak konuları projelerine sermaye desteği sağlanması, yurt dışında kendi unvan
ve markasıyla satış yapmak amacıyla ofis, depo ve mağaza açılmasına destek
sağlanması, yurt dışında mal ticaretine aracılık etmek amacıyla şube açılmasına
destek sağlanması, temsilcilik giderlerinin karşılanması, sektörel dışticaret
şirketlerine destek sağlanması gibi konular, ihracatçıyı teşvik amacıyla şu
anda uygulanan konulardır. Zaman darlığı nedeniyle, sadece özet halinde Değerli
Milletvekili arkadaşımızın sorusuna cevap verme imkânı bulabildim.
Yine, hemen arkasından
gelen soru, Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım arkadaşımıza ait. Kendileri,
Taşköprü Karadere Barajıyla ilgili bir soru yöneltiyorlar. Karadere Barajında
depolanacak 26 000 000 metreküp suyla, 6 449 hektarlık alana su hizmeti
götürülecektir.
Karadere Barajı 1993
yılında ihale edilmiş, 1.12.1993 tarihinde de işe başlanılmıştır. Dip savak
işleri, cebrî boru ve teçhizatı dışında tamamlanmıştır. Dolu savak kazılarına
başlanmış olup, gövde dolgusu çalışmaları devam etmektedir. Gövdede dolgu,
temelden itibaren 57 metre yükseltilmiştir. Yüzde 73,73 fizikî gerçekleşme
sağlanan Karadere Barajına, 2005 yılında 9,5 milyon Yeni Türk Lirası; yani, 9,5
trilyon Türk Lirası ödenek ayrılmıştır. Projenin 2006 yılında tamamlanması
öngörülmektedir.
Karadere sulaması inşaatı
işi ise 1995 yılında ihale edilmiş olup, 31.12.2004 tarihi itibariyle nakdî
gerçekleşmesi yüzde 35,11'dir. 250 kilometre olan toplam kanal uzunluğunun 63
kilometresi anakanaldır. Bugüne kadar anakanal inşaatının 20 kilometresi
tamamlanmıştır. Mukavelesine göre, program, 2007 yılında tamamlanmış olacaktır.
Üçüncü soru da, Kastamonu
Milletvekili arkadaşımız Sayın Yıldırım'a ait. Hayvancılığın geliştirilmesiyle
ilgili yapılan veya yapılacak olan çalışmalarla ilgili -soruyu özet halinde
hatırlatmak için bu cümleyi kullanıyorum- kendileri soru yöneltmektedir.
Değerli arkadaşlarım,
ülkemiz tarım sektörünün en önemli sorunlarından birisi de, işletme
büyüklüklerimizin optimum büyüklükte olmamasıdır. Küçük veya dağınık yapıdaki
işletmeler, etkin ve verimli tarımsal faaliyetlerin sürdürülmesine imkân
vermemekte, dolayısıyla çiftçilerimiz düşük gelir elde etmektedirler. Bu
gerçekten hareketle, ülkemizdeki tarımsal üretimin, kaynakları etkin kullanan,
talep bazlı üretim yapan, iç ve dış piyasa sinyalleri doğrultusunda yönlenen
organize bir yapıda olması gerekmektedir.
Tarım ve Köyişleri
Bakanlığımızca, yukarıda bahsedilen hususlarda, özel sektör ve tarımla ilgili
sivil toplum örgütleri ile diğer kurum ve kuruluşlarla görüş alışverişinde
bulunulmuş ve ülkemizdeki bölgeler ve iller itibariyle tarım havzaları
oluşturulması gündemimize alınmıştır. Tarım havzalarının, büyük ölçekli
işletmeleri, laboratuvarları, paketleme üniteleri, ar - ge bölümleriyle birer
entegre üretim bölgeleri olmaları öngörülmektedir. İlgili bakanlıkça, tarım
havzaları projesinin, hukukî altyapı hazırlık çalışmaları da başlatılmış olup,
Tarım Kanunu içerisinde bir madde olarak yer almıştır. Projenin, hangi bölgeler
veya iller itibariyle uygulanacağı hususundaki değerlendirmeler, yörenin
tarımsal potansiyeli, ürün deseni, entegre üretim modellerine uygunluğu gibi
kriterler dikkate alınarak yapılacaktır.
Dördüncü soru, yine
Mehmet Yıldırım'a ait. Onu da kısaca cevaplandırmak istiyorum.
"Kastamonu'da köylere yönelik hangi hizmetleri yapıyorsunuz" diye
soruyor Sayın Yıldırım. Kastamonu İlinde, altyapı hizmetlerinden, içmesuları
için, iki yıl içerisinde, 778 yerleşim yerinde şebekeli ve sağlıklı içmesuyu
çalışması yapılmış, 574 yerleşim yerinde çalışmalar 2004 yılında bitirilmiş,
204 yerleşim yerinde de devam eden bu çalışmalar 2005 yılında bitirilmiş
olacaktır. Ayrıca, 2005 yılı yatırım programına da, Kastamonu İlindeki tüm
susuz köyler alınmıştır. Kastamonu İlinde, altyapı hizmetlerinden,
içmesularının 2005 yılı sonuna kadar bitirilmesi -biraz önce söylediğim gibi-
planlandı; köy yolları çalışmalarının da beş yıl içerisinde tamamlanması
-stabilizeyi kast ediyorum- planlanmaktadır.
Yeni düzenlemeyle,
biliyorsunuz, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü il özel idarelerine devredildi. Bu
çalışmalar, il özel idaresi tarafından yapılacaktır. Bu konuda, kısaca, değerli
milletvekili arkadaşlarımla bir hususu paylaşmak istiyorum. Dün, Bakanlar
Kurulumuzda, sanıyorum, 2 saati aşkın bir süre, köylere götürülecek hizmetleri
nasıl çabuklaştırabiliriz; bu konuyu tartıştık. Gerçekten, suyu olmayan
köylerimiz var maalesef, yolu olmayan köylerimiz var. Bu tempoyla ve bu
mekanizmayla, evet, bu yolları yaparız, bu köylere su götürebiliriz; ama, bu,
çok uzun bir zamanı gerektirebilir. O halde, bunu daha öne alalım, çok çabuk
şekilde gerçekleştirelim diye düşündük. Bununla ilgili şu anda ciddî bir çalışma
yapılıyor, özellikle İçişleri Bakanımızın riyasetinde.
Biz, biliyorsunuz, merkezdeki
yetkileri yerele devrediyoruz. Şimdi, köylere hizmet götürme bakımından da köye
hizmet götürme birlikleri var. Bu birlikleri daha aktif hale getirmek istiyoruz
ve gerekli kaynakları da bu birliklere aktarabilirsek, ciddî bir takip ve
kontrolle, kaymakamlarımız, köye hizmet götürme birliklerimiz köylerin sorununu
daha kısa sürede çözer diye düşünüyoruz. Bununla ilgili çalışmalarımız
bittiğinde, tamamlandığında, mutlaka, Türkiye Büyük Millet Meclisiyle ve siz
milletvekili arkadaşlarımızla bu hususu paylaşacağımızı bilmenizi istiyorum.
Ben, Sayın Yıldırım'a, böyle bir açıklama fırsatı da verdiği için ayrıca
teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Balıkesir Milletvekili arkadaşımız Sedat Pekel'in bir sorusu var. Soru uzun;
ama, ben, özet halinde soruyu takdim edip sonra cevabını sizlere arz etmek
istiyorum. 2004 yılı başında, memurlarımıza, toplugörüşme sonucunda, bir defaya
mahsus olmak üzere 160 000 000'ar lira para vermiştik. Değerli milletvekili
arkadaşımız bunu emeklilere yansıtacak mısınız diye soruyor. Tabiî, aradan
zaman da geçti; herhalde birbuçuk yıl gibi bir zaman da geçti. Bu toplugörüşme
sırasında, yetkili sendika ve konfederasyonlarla yapmış olduğumuz
toplugörüşmede, çalışan memurlarımız için bir defaya mahsus olmak üzere vermiş
olduğumuz bir paraydı. Dolayısıyla, bunu, emekli olmuş olanlara yansıtmamız da
mümkün değildi; ancak, şunu ifade edebilirim: 2004 yılı ocak ayında kamu
görevlilerinin aylıkları yüzde 6 oranında artarken, memur emeklilerinin
aylıkları, çalışanlara göre daha fazla olmak üzere, yüzde 7,9 ile yüzde 6,4
arasında değişen oranlarda artırılmıştır. Kuşkusuz, biz, çalışanlarımıza ve
emeklilerimize bütçeden daha fazla pay ayırmayı arzu ederiz; ancak, biz,
bilindiği gibi, bir malî disiplin uygulamak durumundayız; çünkü, çok borçlu bir
ülkeyiz; ama, hiçbir zaman çalışanlarımızı ve emeklilerimizi enflasyonun
altında bir zam oranıyla karşı karşıya bırakmadık, hep enflasyonun üstünde
vermeye özen gösterdik. Yine, bu prensipli tavrımızı bundan sonra da devam
ettireceğiz.
İzmir Milletvekili
arkadaşımız Vezir Akdemir Bey de şöyle bir soru yöneltmiş; biraz önce okundu.
Bilindiği gibi, burada, Irak'la ilgili bir tezkere oylaması yapılmıştı ve
tezkere görüşmeleri gizli yapılmıştı. Sayın Akdemir, Sayın Başbakanımıza diyor
ki: "Kapalı görüşme tutanaklarını Meclis Başkanından istediniz mi
istemediniz mi?" Bu soruyu soruyor.
Değerli arkadaşlarım,
bilindiği gibi, kapalı oturumdaki görüşmeler ve buradaki tutanaklar on yıl
süreyle kimseye açıklanamaz. Sayın Başbakanımız da Meclis Başkanımızdan hiçbir
zaman böyle bir talepte bulunmamıştır.
Antalya Milletvekili
arkadaşımız Feridun Fikret Baloğlu Bey, Antalya'nın Manavgat İlçesindeki
Manavgat Çayı suyunun dış ülkelere pazarlanmasına ilişkin çalışmalar hakkında
bilgi istemektedir. Bu konuyla ilgili şunları söyleyebilirim: Manavgat Çayı Su
Temin Projesi, Bakanlar Kurulunun 8.8.1990 gün ve 90/750 sayılı kararıyla, Kamu
Ortaklığı İdaresince finanse edilmek üzere, Kamu Ortaklığı İdaresi ile Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğü arasında düzenlenen bir protokol çerçevesinde
yürütülmekte iken, Kamu Ortaklığı İdaresinin yeniden düzenlenmesinden sonra,
daha önce Kamu Ortaklığı İdaresince üstlenilen finansman dahil tüm
yükümlülükler Hazine Müsteşarlığı tarafından yerine getirilmiştir. Ülkemizin ve
dış ülkelerin içme ve kullanma suyu ihtiyaçlarının karşılanmasını amaçlayan
proje, günde 500 000 metreküp suyun Manavgat Çayından alınmasını ve 250 000
metreküpü arıtılmış halde, 250 000 metreküpü de ham su olarak denizden tankerlere
yüklenerek taşımaya hazır hale getirilmesini kapsamaktadır. 1992 yılında yerli
ve yabancı firmalar arasında ihaleye çıkarılan bu iş, 1992 yılında imzalanan
sözleşmeyle ihale edilmiş, 2001 yılında da kesin kabulü yapılmıştır.
Değerli arkadaşlarım,
Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 8 Eylül 2003 tarih ve 2003/58 sayılı
kararıyla Manavgat Çayı içmesuyu tesisleri özelleştirme kapsamına alınmıştır.
Bu proje, özellikle Akdeniz ve Ortadoğu ülkelerinin içme ve kullanma suyu
ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunmak düşüncesiyle "barış
suyu" olarak tanımlanmış ve geliştirilmiştir.
Dünyada giderek artan
nüfus ve çevre kirliliği sonucunda kullanılabilir su kaynaklarının varlıkları
giderek azalmaktadır. Bu nedenle, insanların kullanımına sunulabilen suların
büyük ekonomik değer olduğu kabul edilmektedir. Diğer yandan, sulu tarımın
geliştirilmesi ve artan nüfusun gıda ihtiyaçlarının karşılanmasını teminen
sulama amaçlı su ihtiyaçları da giderek artmaktadır. Bu çerçevede, Türkiye,
bölgenin mevcut ve ileride olabilecek su ihtiyaçlarının karşılanmasına çözüm
getirebilmek amacıyla, Manavgat Su Temini Projesini geliştirmiş ve ihtiyacı
olan ülkelerin kullanımına sunmuş bulunmaktadır.
Projenin geliştirildiği
Manavgat Nehrinin 4,70 milyar metreküp olan yıllık ortalama akımı, Türkiye su
potansiyelinin yüzde 2,5'ine karşılık gelmektedir. Bu projeyle, Manavgat
Nehrinin yıllık ortalama akımının yüzde 4'üne karşılık gelen 182,5 milyon
metreküp suyun üretimi ve ihtiyaç bölgelerine gönderilmesi için gerekli
kapasite yaratılmıştır. Projenin kara ve denizdeki tüm yapıları tamamlanmış
olup, su, tankerlere yüklenebilecek durumdadır.
Manavgat Çayı Su Temin
Projesi, türü itibariyle, dünyada benzersiz, büyük ve önemli bir projedir.
Dolayısıyla, gerek ülkemiz ekonomisine gerekse Manavgat bölgesindeki ticarî
yaşama önemli katkılar sağlayacaktır. Bütün bu faydalar, suyun uygun bir
yöntemle ekonomik bir değere dönüştürülmesi ve kullanıma sunulmasıyla ortaya
çıkacaktır.
Değerli arkadaşlarım,
şimdi de, Ankara Milletvekili arkadaşımız Sayın Yakup Kepenek'in bir sorusu
var; onu cevaplandırmaya çalışacağım. Kendileri, özetle, TÜBİTAK aracılığıyla
yurt dışına gönderilecek bilim adamlarıyla ilgili Başbakanlıktan onayın
çıkmadığı, bekletildiği şeklinde bir soru sormakta ve bu konuda bizden açıklama
beklemektedir.
Değerli
arkadaşlarım, bilindiği üzere, kamu
kurum ve kuruluşlarının giderlerinden tasarruf sağlanması ve bürokratik
işlemlerin azaltılmasını teminen çeşitli
tedbirler alınmakta ve bunun için de Başbakanlık genelgesi çıkarılmaktadır.
Bu çerçevede, 59 uncu
hükümet döneminde de uygulanmakta olan ekonomik programla ilgili olarak kamu
harcamalarının azaltılması ve bütçe denkliğinin sağlanması amacıyla tasarruf
tedbirlerini içeren 26.6.2003 tarihli ve 2003/39 sayılı Başbakanlık genelgesi
yayımlanmıştır. Mezkûr genelgede, kamu kurum ve kuruluşlarının kendi bütçeleri
veya tasarruflarındaki diğer kaynaklardan yapacakları yurtiçi ve yurtdışı
harcamaları azamî tasarruf anlayışı içerisinde yürütecekleri, yurtdışı geçici
görevlendirmeleri zorunlu hallerde yapacakları, görevin süresi ve görevli
sayısının en az düzeyde tutulacağı, görevlendirmelerin, bağlı ve ilgili
kuruluşlarda bakan tarafından yapılacağı, yurtdışı geçici görev yolluklarına
ilişkin bütçe başlangıç ödeneklerine aktarma yapılamayacağı hüküm altına
alınmıştır.
TÜBİTAK Başkanlığından
Başbakanlığa intikal eden yurtdışı geçici görevlendirme talepleri, yukarıda
belirtilen hususlar doğrultusunda değerlendirilmiş ve uygun bulunanlara gerekli
izin verilmiştir. Bu nedenle, TÜBİTAK tarafından çeşitli vesilelerle yurt
dışına gönderilmek istenen bilim adamları için Başbakanlık onayının verilmediği
iddiası gerçekleri yansıtmamaktadır.
Halen yürütülmekte olan
genelgenin yayımlandığı 26 Haziran 2003 tarihinden itibaren TÜBİTAK Başkanlığı
tarafından yurtdışı geçici görevlendirme amacıyla Başbakanlığa gönderilen
taleplerden 89 tanesine olumlu cevap verilmiştir; sadece 37 tane başvuru
yukarıda sözü edilen tasarruf tedbirleri gereğince uygun bulunmamıştır. İzin
talepleri değerlendirilirken, ülkemizin uluslararası alanda temsili ve bilimsel
gelişmelerin takibi hususunda azamî hassasiyet gösterilmiştir.
Değerli arkadaşlarım,
şimdi de, Denizli Milletvekili arkadaşımız Sayın Mustafa Gazalcı'nın sorusunu
cevaplandırmaya çalışacağım. Kendileri, Tekelin özelleştirilmesi ve bu
gerçekleştiği takdirde ne gibi sorunlarla karşılaşacağımız anlamına gelen
sorular yöneltmektedir.
9.1.2002 tarihinde
yürürlüğe giren 4733 sayılı Tütün Kanunuyla,
üretici tütünlerinin alımı ve satımı, tütün mamullerinin üretimi ve
ticaretine ilişkin esaslar Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası
Düzenleme Kurumu tarafından tespit edilmektedir. Bu yasa, bizim Hükümetimizden
önceki dönemde çıkmıştır, hatırlatmak için söylüyorum. Alternatif tarım
politikalarıyla ilgili olarak, Tarım Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı
koordinasyonunda çalışmalar sürdürülmektedir.
4046 sayılı Kanunun 21
inci maddesi çerçevesinde, özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlarda
-iştirakler hariç- bir hizmet akdine dayalı olarak ücret karşılığı çalışırken,
bu kuruluşların özelleştirmeye hazırlanması, özelleştirilmesi, küçültülmesi
veya faaliyetlerinin kısmen veya tamamen durdurulması, süreli veya süresiz
kapatılması veya tasfiye edilmesi nedenleriyle hizmet akitleri, tabi oldukları
iş kanunları ve toplu iş sözleşmeleri gereğince tazminata hak kazanacak şekilde
sona erenlere, kanunlardan ve yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinden doğan
tazminatları dışında, ilave olarak iş kaybı tazminatı da ödenmektedir.
Bu önergenin verildiği
Ekim 2003 tarihi itibariyle, Alkollü İçkiler Sanayi ve Ticaret Anonim
Şirketinde 3 269, Sigara Sanayii İşletmeleri ve Ticaret Anonim Şirketinde 3
948, Alkollü İçkiler ve Sigara Pazarlama ve Dağıtım Anonim Şirketlerinde de
toplam 1 523 işçi çalışmaktadır.
Tekelin sigara bölümünün
ihalesine yeniden çıkılacak olması sebebiyle, konuyla ilgili çalışmalar devam
etmektedir. Anılan şirketleri satın alacak şirketlerin, sigara sektöründe
yetişmiş personelinin büyük bir kısmından yararlanacağı, ayrıca kapasite
artışına giderek yeni istihdam imkânları sağlayacağı tahmin edilmektedir.
Yine, bahse konu kanunun
22 nci maddesi çerçevesinde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi personel
ile sözleşmeli personel; Alkollü İçkiler Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinde
583, Sigara Sanayii İşletmeleri ve Ticaret Anonim Şirketinde 443, Alkollü
İçkiler ve Sigara Pazarlama ve Dağıtım Anonim Şirketlerinde ise toplam 1 370
personel çalışmaktadır ve bunlar, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına
nakledileceklerdir.
Değerli arkadaşlarım,
ayrıca, hatırlayacaksınız, 1992 yılından beri, özelleştirme nedeniyle işsiz
kalan, emeklilik hakkını da elde edemediği için sıkıntıya giren tüm
özelleştirme mağdurlarının kamu kurum ve kuruluşlarında geçici personel olarak
istihdamı amaçlı yasal bir düzenleme yapıldı, bu konuda Bakanlar Kurulu kararı
alındı ve Özelleştirme İdaresince, 8 600 civarında kişinin şartları taşıdığı
ifade edildi. Şu anda, hatırladığım kadarıyla, 8 400 küsur özelleştirme mağduru
arkadaşımız, başta Millî Eğitim Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı olmak üzere,
diğer kamu kurum ve kuruluşlarına gönderilmiştir. Bu da, Hükümetimizin,
özelleştirme sonucu ortaya çıkacak sosyal problemleri önleme konusundaki
samimiyetini göstermektedir.
Yine, Mehmet Yıldırım'ın
bir sorusu -sanıyorum, seçim bölgesinden telefonlar geliyor kendisine, o da
tebrikleri kabul ediyor olabilir- bu soru, Kastamonu köy yollarıyla ilgili bir
soru. Biraz önce böyle bir sorusu da vardı Sayın Yıldırım'ın,
cevaplandırmıştım; ama, tekraren bir iki cümle daha söyleyeyim.
MEHMET YILDIRIM
(Kastamonu) - Bu başka; asfalt plenti istiyoruz.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Peki.
1.1.2004 tarihi
itibariyle köy yollarının 1 207 kilometresi asfalt, 56 kilometresi beton, 5 779
kilometresi stabilize, 2 026 kilometresi tesviye ve 35 kilometresi ham yol
niteliğindedir. Ayrıca, halihazırda, 350 adet köprü yol ağında hizmet
vermektedir. Bu ilimizde, ulaşımı olmayan ünite bulunmamaktadır.
2004 yılı yatırım
programına göre, 31.12.2004 itibariyle, 5 kilometre tesviye, 93 kilometre
stabilize, 14 kilometre birinci kat asfalt, 64 kilometre ikinci kat asfalt, 112
kilometre onarım yapımı gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, 195 kilometre malzemeli,
1 293 kilometre greyderli bakım yapılmıştır.
2005 yılı yatırım
programında, 4 kilometre tesviye -2005'ten bahsediyorum- 83 kilometre onarım,
117 kilometre stabilize, 91 kilometre asfalt yapımı öngörülmektedir.
2005 yılı içinde asfalt
plent alımı için ödenek bulunmamaktadır; ancak, imkânlar ölçüsünde, Kastamonu
İlimizin yaklaşık 1 207 kilometrelik asfalt kaplamalı yolunun, her yıl olduğu
gibi, greyderli bakım ve asfalt kaplamalı yolunun, her yıl olduğu gibi,
greyderli bakım ve asfalt yama işlemleriyle yolların açık tutulmasına
çalışılacaktır. Ayrıca, il özel idaresi imkânlarıyla 1 adet asfalt planti
alınmıştır. Böylece, bu sorunuza da cevap vermiş oldum.
MEHMET YILDIRIM
(Kastamonu) - Bir alacağımız var...
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Evet, dört sorunuz daha var.
AHMET IŞIK (Konya) - Her
gün soru soruyor.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Evet, her gün soru soruyor. Biraz sonra
kendisine bir fıkra anlatacağım.
Sayın Yıldırım'ın bir
sorusu daha var: "Fizikî olarak yüzde 70'i tamamlanmış olan Kastamonu
Polis Okulu inşaatına gerekli ödeneği sağlayarak 2004 yılı sonunda hizmete
açmayı düşünüyor musunuz" demişsiniz.
Şimdi, kısaca şöyle cevap
vereyim: Kastamonu Polis Okulu inşaatının başlama tarihi oldukça eski. Şu ana
kadar 5 trilyon 130 milyar Türk Lirası harcanmış. Bitirilebilmesi için daha 9
trilyon; yani, 9 000 000 küsur Yeni Türk Lirasına ihtiyaç bulunmaktadır. 2005
yılı için 722 600 000 Yeni Türk Lirası ödenek ayrılabilmiştir. Keşke, ekonomik
imkânlarımız elverse de, daha fazla ödenek ayırabilsek ve bu tür yatırımları
çok kısa sürede tamamlayabilsek; ama, hemen şunu ifade edeyim ki, 2005 yılında
yatırımlar için ayırabildiğimiz ödeneği, geçtiğimiz 2004 yılına nispeten yüzde
45 oranında artırabildik. Bu, faiz ödemeleri için ayırdığımız payın düşmesinden
kaynaklanıyor; ama, Türkiye, bu sorunu bir süre daha yaşamaya devam edecek;
çünkü, çok borçlu bir ülkeyiz takdir edersiniz ki.
Mehmet Bey, Kastamonu
Adliyesiyle ilgili bir soru sormuşlar. Kastamonu'da üç katlı ve 1 350 metrekare
kapalı alanlı anabina ile iki katlı ve 1 050 metrekare kapalı alanlı ekbina
olmak üzere toplam 2 400 metrekare kapalı alanlı bir adliye bulunmaktadır. Bu
ekbina 2002 yılında tamamlanmış ve hizmete açılmış; ancak, şunu hemen
belirteyim ki, yeni adliye binasının 2005 yılında da programa alındığı hususunu
belirtmek istiyorum.
MEHMET YILDIRIM (Kastamonu)
- Teşekkür ederiz.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - "Sinop ve Kastamonu'yu Ankara'ya
bağlayan proje bitmiş, 11 kilometrelik Kastamonu doğu çevre yolu inşaatını 2004
yılında başlatıp, bitirerek, hizmete açmayı düşünüyor musunuz" diyor,
yine, Sayın Yıldırım.
Kastamonu-Ilgaz yolu ile
Kastamonu-Taşköprü yolunu birbirine bağlayan 12 kilometrelik çevre yolunun
-doğu çevre yolu- yapım çalışmalarına, 2005 yılı çalışma sezonunda
birleştirilmiş makine parkıyla püremanet olarak başlanmıştır, bugün aldığım
bilgiye göre, 2 kilometrelik kısmı da yapılmıştır ve yapım hızla devam
etmektedir.
"2003 yılında hiçbir
ödenek sağlanamayan Kastamonu İli Daday İlçesi hükümet konağı inşaatı için
-tabiî, bu soruyu daha önce sormuşsunuz- 2004 yılında gerekli ödeneği sağlamayı
düşünüyor musunuz" demişsiniz.
Daday hükümet konağıyla
ilgili -ki, sanıyorum, bunun maliyeti Türk Lirası cinsinden 2 trilyonu geçiyor-
şu ana kadar 690 milyar Türk Lirası
harcanmış, bitirilebilmesi için, 1 trilyon 216 milyar liraya ihtiyaç vardır;
yani, 1 216 000 YTL'ye ihtiyaç vardır; bu sene ayırabildiğimiz para 300 milyar
Türk Lirasıdır. Önümüzdeki yıl inşallah bitireceğiz.
MEHMET YILDIRIM
(Kastamonu) - Teşekkür ederiz Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - "Kastamonu İlimiz neden yatırım
teşvikinden yararlanamıyor" dediniz. Biliyorsunuz, hazırlanan tasarıda,
Kastamonu, Hükümetimizce, yatırımların ve istihdamın teşviki amaçlı kanun
kapsamındadır.
Balıkesir Milletvekili
arkadaşımız Sayın Sedat Pekel, Tekelin özelleştirilmesiyle ilgili yapılan ihale
hakkında bir soru yöneltmekte ve sorusunda şunu ifade etmektedir: Buna ihale
veren firmalardan bir tanesi, Türkiye'nin dostane olmayan yatırım ortamı,
istikrarsız düzenleyici kurumları ve ahlaksız bürokrasisi bulunduğuna dair bazı
iddialarda bulunmuştur, bunun aslı var mıdır?
Bilindiği üzere, 5.11.2003 tarihinde yapılan ihalede, Tekelin sigara bölümü için, en yüksek, 1 150 000 Amerikan Doları; alkol
bölümü için de, en yüksek, 292 000 000 Amerikan Doları; teklif verilmiştir.
İhale komisyonunca yapılan değerlendirme neticesinde Tekelin sigara bölümü için
yapılan ihale iptal edilmiştir. Bahse konu spekülatif iddialar hakkında
Özelleştirme İdaresinin herhangi bir bilgisi yoktur. Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı, yaptığı özelleştirme çalışmalarını, kamu yararı ve ülke menfaatları
esas olmak üzere, kamuoyunun bilgisi dahilinde, açık ve şeffaf olarak
gerçekleştirmektedir. Bürokrasimizi hedef alarak itham altında bırakan ve
gerçekle bağdaşmayan söz konusu ifade, Financial Times Gazetesinin 6.11.2003
tarihli sayısında çıkmış olup, gazeteye gerekli cevap verilmiştir.
Değerli arkadaşlarım,
Antalya Milletvekili arkadaşımız Sayın Feridun Fikret Baloğlu Bey
"Düzce'den bir grubun Ankara'ya geldiği; ancak, Başbakanlığa gelmek
istedikleri anda bunların gözaltına alındığı... Bunu doğru buluyor musunuz"
diye Sayın Başbakana bir soru yöneltmişler.
Evet, böyle bir olay
olmuş, Düzce Depremzedeler Derneği mensupları, konut sorunlarını yetkililere
anlatmak ve kamuoyu oluşturmak amacıyla 2.9.2003 günü saat 11.00 sıralarında,
yaklaşık 600 kişilik bir grupla Abdi İpekçi Parkına gelerek, izinsiz olarak
çadır kurma ve oturma eylemine başlamışlardır. Parkta "bekleme" adı
altında protesto eylemi yapmaya başlayan grup, buradan toplu olarak ellerindeki
dövizlerle birlikte Başbakanlığa yürümek istediklerini belirtmişler, bu şekilde
toplu olarak döviz ve pankartlarla Başbakanlığa gidilemeyeceği, ancak temsilci
seçilerek gidilebileceği dernek başkanına bildirilmiş, grubun ısrarla
görüşmeleri engellemeye çalışması, grupta bulunan bazı şahıslar tarafından
sürekli olarak grubun kışkırtılmak istenmesi üzerine, megafonla, yapılmak
istenilen eylemin 2911 sayılı Kanuna ve Türk Ceza Kanununun 526 ncı maddesine
muhalefet teşkil edeceğinin gruptaki herkesin duyabileceği şekilde üç defa ikaz
edilmesine rağmen, topluluğun yürümekte ısrar ederek, barikat kuran güvenlik
görevlilerine yüklenmeleri üzerine gruba müdahale edilmiş ve 45 kişiden oluşan
eylemci grup, söz konusu kanuna muhalefet ettiklerinden dolayı gözaltına alınmıştır.
Gözaltına alınmalarının
nedeni, tamamen Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına ve Türk Ceza Kanununun
ilgili maddelerine muhalefettir. Kamu görevlileri, yasanın kendilerine verdiği
yetki ve görevi kullanmışlardır.
Ancak, şunu hemen
belirtmek istiyorum ki, Düzce İlimizin uğradığı deprem felaketinin acılarının
dindirilmesi konusunda gerek Hükümetimizin ilgili birimleri gerekse valilik ve
belediyelerimiz kanalıyla ciddî mesafeler alınmıştır, sorun büyük ölçüde çözülmüştür;
arz ederim efendim.
Değerli arkadaşlarım,
Ankara Milletvekili arkadaşımız Sayın Oya Araslı'nın töre cinayetleriyle ilgili
bir sorusu var. Bu soru tabiî, kadın ve aileden sorumlu bakan arkadaşımızı ve
ona bağlı olan ilgili genel müdürlükleri ilgilendiriyor; ancak, ben, izin
verirseniz, bu konuyla ilgili, Hükümetin bakış açısını ve yapılanları kısaca
sizlere özetlemek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
ülkemizin geleneksel yaşam tarzının sürdürüldüğü bazı bölgelerinde namus
kavramı, çoğu zaman, kadın bedeni üzerinden tanımlanmakta; bu anlayış, şiddetin
doğrudan yaşam hakkına yönelen en ağır türü olan töre cinayetlerine mazeret
oluşturmaktadır.
Namus cinayetlerinin
önlenmesi konusunda 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe girecek olan; ama, iki ay
ertelenen yeni Türk Ceza Kanunuyla önemli düzenlemeler yapılmıştır.
Diğer taraftan, toplumun
bilgi ve bilinç düzeyini artırmak amacıyla eğitim programları, seminerler,
konferanslar, toplantılar düzenlenmektedir.
Kadının Statüsü Genel
Müdürlüğü, konuyla ilgili olarak çeşitli faaliyetler yürütmektedir. Genel
Müdürlük, valilikler ve sivil toplum örgütleri işbirliğiyle, Pekin Eylem
Platformunda yer alan 8 kritik alana ilişkin olarak toplumun bilinçlendirilmesi
amacıyla 81 ilimizde ve bazı ilçelerimizde seri toplantılar gerçekleştirmiştir.
Kadınların yoğun olarak katıldığı bu toplantılarda, kadına yönelik şiddet
konusu içinde, töre cinayetleri, kadınların sosyal hakları ağırlıklı olarak
işlenen konular olmuştur.
Değerli arkadaşlarım,
kadınların ve kız çocuklarının, hakları konusunda aydınlatılması, kadına
yönelik şiddeti önleme konusunda önemli çalışma alanlarından biridir. Bu
alanda, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, kendi çalışmaları yanında, sivil
toplum örgütlerinin kadına yönelik şiddet konusunda yaptıkları eğitim
programları, film yapımı gibi faaliyetleri de -yürütmekte olduğu uluslararası
projeler çerçevesinde- desteklemektedir.
Kadının Statüsü Genel
Müdürlüğü tarafından hazırlanan 6 spot filmden biri de töre cinayetleri
konusundadır. Söz konusu filmler, eğitimlerinde kullanılmak üzere talep eden
kurum ve kuruluşlara verilmektedir.
Töre cinayetlerinin yasal
yaptırımının artırılması ve geleneksel bakış biçiminin değiştirilmesi amacıyla
1999 yılında başlamak üzere çeşitli paneller düzenlenmiştir. Söz konusu
panellere ilişkin tebliğler kitap haline getirilmiş, tüm kamu kurum ve
kuruluşlarına, üniversitelere ve talep eden araştırmacılara sunulmuştur.
Töre cinayetlerinin
önlenmesi ve ortadan kaldırılması konusunda alınacak yasal tedbirlerin yanı
sıra, toplumun bilgi ve bilinç düzeyinin yükseltilmesi konusunda eğitim
çalışmalarına devam edilecektir ve devam edilmektedir.
Hizmet verdiği bölgede
toplum kesimlerinin daha iyi yaşam koşullarına ulaşmalarını sağlamak ve kentsel
alanda yaşam biçimlerinde izlenen farklılaşmayı azaltmak amacıyla açılan,
SHÇEK'e (Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu) bağlı toplum merkezlerinde
yoksulluktan ve hızlı kentleşmeden en çok etkilenen kadın ve çocuklar öncelikli
hizmet grubu olarak düşünülmektedir. Toplum merkezlerinde uygulanan program ve
projeler aracılığıyla hizmet verdiği bölge halkının bilgi ve bilinç düzeyi
araştırılarak, özellikle kadının aile ve toplum içindeki statüsünün
yükseltilmesi, üretken hale getirilmesi, sağlık, beslenme, çocuk gelişimi ve
eğitimi, aile planlaması ve ev ekonomisi konularında bilgilendirilmesi, kadın,
çocuk ve gençlere, vatandaşlık haklarından başlayarak, insan haklarının ve
Çocuk Hakları Sözleşmesi kapsamında, çocuk haklarının ve bu hakların nasıl
kullanılacağının öğretilmesi, çeşitli konularda rehberlik yapılması, sosyal,
kültürel açıdan çok boyutlu ilgi alanlarının geliştirilerek halk katılımının
sağlanması gerçekleştirilmektedir.
Değerli arkadaşlarım, 18
yaşın altında olup tecavüz olaylarının mağduru konumunda bulunan çocukların,
2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu kapsamında
değerlendirilerek, korunmaya muhtaç olduklarının tespiti halinde
"gizlilik" ilkesi gözardı edilmeden, öncelikle, Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı durumlarına uygun çocuk yuvası ya da yetiştirme
yurtlarına acilen kabulleri yapılmakta, daha sonra ilgili mahkemeden korunma kararları
çıkarılmaktadır. Söz konusu çocukların can güvenliğinin tehlikede olması
durumunda, bulunduğu bölgeden uzak illerde bulunan bir sosyal hizmet kuruluşuna
-bu, yuva olabilir, yetiştirme yurdu, çocuk ve gençlik rehabilitasyon merkezi
ya da geçici bir süre kalabileceği kadın konukevi olabilir-
yerleştirilmektedir.
Değerli arkadaşlarım,
cevaplandırmam gereken soru oldukça çok. Sayın Başkan özet halinde takdim
etmemle ilgili önüme bir not da gönderdi. Ben, Sayın Araslı'ya, bu konuyla
ilgili, yapılan çalışmalarla ilgili bu bilgileri ayrıca yazılı olarak da takdim
etmeyi düşünüyorum; ama, böyle bir konuyu gündeme getirme fırsatını bize
verdiği için kendisine ayrıca teşekkür ediyorum.
Mersin Milletvekili
arkadaşımız Sayın Hüseyin Güler'in bir sorusu var. Kristal-İş Sendikası ile Cam
İşverenleri Sendikası arasında toplu iş sözleşmesi görüşmeleri devam ederken
hükümetçe bu grevin niçin ertelendiği soruluyor. Evet, bu grev, Hükümetimizce
-sanıyorum 2003 yılının sonuydu- ertelendi; ama, daha sonra hem işçi hem
işveren sendikası bir araya gelerek bir anlaşma zemini buldular, iş tatlıya
bağlandı ve sorun çözüldü. Tabiî, bu da, cevaplandırılması çok geç kalmış olan
sorulardan biriydi.
Sayın Kemal Demirel'in
bir sorusu var. Kendisi, bizim spor politikamızla ilgili soru yöneltmişler.
"Gençlerimizin spora yönlendirilmesi konusunda hükümet olarak hangi
çalışmaları yapıyorsunuz" diye soru yöneltiyorlar.
Değerli arkadaşlarım,
çeşitli vesilelerle de huzurunuzda ifade etmiştim; Türkiye'de, spor yönetiminin
yeniden yapılanması ve gençlerimizin yeni tesislerde spor yapma imkânına
kavuşturulması konusunda ciddî adımlar attığımızı ifade etmek istiyorum.
Sanıyorum, 5 veya 6 yasal düzenleme yaptık iki yıllık süre içerisinde. Bunlar;
federasyonlarımıza özerklik yolunu açmak, sponsorluğun kapsama alanını
genişletmek bir de, maalesef, bizleri zaman zaman üzen sporda şiddetle ilgili
bir yasal düzenlemeyi yapmaktı ve ayrıca, Futbol Federasyonu Yasasında da
önemli değişiklikler yaptığımızı biliyorsunuz.
Bunun dışında, gençlik
merkezlerinin sayısını Türkiye genelinde artırıyoruz. Gençlik merkezlerine
gençlerimizi getirmek suretiyle, hem sportif hem de kültürel etkinlikler
içerisinde, onların müspet istikamette gelişmelerini sağlamaya özen
gösteriyoruz.
Bir de, performans
sporcusu dediğimiz yarışma sporcusu, Türkiyemizi dünyada temsil etme
kapasitesini geliştirmiş olan sporcular yetiştirmeye de özen gösteriyoruz.
Nitekim, son yıllarda, Türk sporunda, sadece belirli spor branşlarında değil,
birçok spor branşında çok başarılı sporcular da yetiştirilmektedir.
Ortaya koymuş olduğumuz
proje ve aksiyonu bu hızla devam ettirdiğimiz sürece, önümüzdeki yıllarda,
inanıyorum ki, Türkiye, sporda, dünyanın ilk ülkeleri arasında yer alacaktır.
Sedat Pekel Bey
"öğretmenevlerini satacak mısınız" diye sormuşlar. Hayır,
öğretmenevlerini satmayı düşünmüyoruz ve böyle bir uygulama da yapmadık.
Malatya Milletvekili
Muharrem Kılıç Bey “Başbakanlıkta dokunulmazlık dosyalarını bekletiyorsunuz,
niye bekletiyorsunuz” diye Sayın Başbakana bir soru yöneltmişler. Hayır, böyle
bir şey yok; şu anda, Başbakanlıkta bekleyen hiçbir dosya mevcut değildir.
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Sorduğum tarihte efendim...
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - İşte, dedim ya, geç kalmış; o zaman
sormuştunuz; ama, şu anda böyle bir şey yok, şu anda böyle bir bekleme söz
konusu değil, o zaman da beklememişti.
Yine, Balıkesir
Milletvekilimiz Sedat Pekel Beyin bir sorusu var, basınla ilgili bir soru
yöneltiyor. "Basın çalışanlarının mağduriyetlerini giderecek bir çalışma
yapmayı düşünüyor musunuz" diye bir soru yöneltmişler.
Değerli arkadaşlarım,
Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında
231 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, Türk ve yabancı basın yayın organları
mensuplarına basın kartı düzenleme yetki ve görevini ilgili Genel Müdürlüğe
vermiştir. Bu yasal dayanak çerçevesinde, Genel Müdürlükçe hazırlanan, 23 Mart
2001 tarih ve 24351 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Basın Kartı Yönetmeliği
hükümleri uyarınca basın mensuplarına basın kartı düzenlenmektedir.
Yine, ilgili Genel
Müdürlükçe -yapılan basın kartı başvurularında- başvuru belgeleri arasında yer
alan iş sözleşmelerinin bazılarının 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlar ile
Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna uygun
düzenlenmediği saptandığı takdirde, basın mensuplarının bağlı bulundukları
basın yayın organlarına, çalışanların iş sözleşmelerinin 5953 sayılı Basın
Mesleğinde Çalışanlar ile Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi
Hakkında Kanuna uygun düzenlendikten sonra gönderilmesi halinde, başvuruların
işleme konulacağı yazıyla bildirilmektedir. 5953 sayılı Basın Mesleğinde
Çalışanlar ile Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun
9 uncu maddesi, iş sözleşmelerinin yapılışının ve feshinin bölge çalışma
müdürlüklerine bildirimi zorunluluğunu hükme bağlamıştır.
Denetim görevi Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığının görev alanına girmektedir.
Yukarıda da belirtildiği
gibi, basın kartı başvurusunda bulunan bazı basın mensuplarının, iş
sözleşmelerinin 4857 sayılı İş Kanununa göre düzenlendiği görülmektedir. Ancak,
İş Kanununun 91 inci maddesi "devlet, çalışma hayatıyla ilgili mevzuatın
uygulanmasını izler, denetler ve teftiş eder" hükmünü getirmiş. Söz konusu
görevin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına verildiğini de bir kez daha
belirtmek istiyorum. Ayrıca, benzer bir düzenlemeye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığının 3146 sayılı kuruluş kanununda da yer verilmiştir.
Ankara Milletvekilimiz
Sayın Yakup Kepenek, şeker kotalarıyla ilgili bir soru yöneltiyor, bir de, bir
Amerikan firmasının Türkiye'de korunup korunmadığını soruyor; buna da çok kısa
olarak cevap vermek istiyorum.
Nişasta bazlı şekerlerin
kota uygulaması öncesi 2001-2002 pazarlama yılında yurtiçi satışları 463 000
ton iken, 2002-2003 pazarlama yılında kota uygulamasına geçilmesiyle bu miktar,
yüzde 24 daraltılarak, nişasta bazlı şekerlere 360 000 ton kota verilmiştir. Bu
kota miktarı -nişasta bazlı şekerlerin- 936 000 tonluk kurulu kapasitesinin de
yüzde 38'ine karşılık gelmektedir. Böylece, pancar şekeri pazar payının nişasta
bazlı şeker karşısında gerilemesinin önüne geçilerek, iki şeker türü arasında
bir denge tesis edilmiş ve pancar şekeri güvence altına alınmıştır.
Kota uygulanmaması
durumunda, nişasta bazlı şeker üretimi sınırsız olarak gerçekleştirilecek ve
pancar şekerinin yurtiçi pazar payını
olumsuz etkileyerek zaman içinde onun varlığını tehdit eder hale gelecektir.
Değerli arkadaşlarım,
ayrıca, bir Amerikan firması, Cargill Firmasının korunup korunmadığı, bu konuda
Amerika ziyareti esnasında Sayın Bush'un Sayın Başbakanımızdan ricacı olup
olmadığı sorulmaktadır.
Böyle bir konuşma, böyle
bir şey asla olmuş değildir; tamamen tevatürden ibarettir; bunu da ayrıca
belirtme imkânı buldum.
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarım; bir diğer soru, Muğla Milletvekili arkadaşımız Sayın Fahrettin
Üstün'e ait. Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğinin personel,
norm kadro sayısını sormaktadır. Başbakanlıkta 175 adet basın ve halkla
ilişkiler müşavir kadrosu vardır. Hükümetlerimiz döneminde, hem 58 inci hem 59
uncu Hükümetler döneminde bu kadrolara atama yapılmıştır. Kim, nereye atanmış;
bununla ilgili liste elimdedir, ama, bunu burada okursam zaman almış olurum.
İlgili arkadaşıma, arzu ettiği takdirde bu listeyi de verebilirim.
Yine, Muğla Milletvekili
Fahrettin Üstün arkadaşımız
"açıktan atanan özel kalem müdürleri var mıdır; varsa sayıları
kaçtır" diyor. Bu soruya da... Bilindiği gibi, bu kadrolar istisnaî
kadrolardır. Bununla ilgili biraz önce cevap verdim. Ayrıca, bu konudaki
listeleri de ilgili arkadaşıma takdim edeceğim; sayının 34 olduğu görülüyor.
Kim, nerede özel kalem müdürü olarak atanmış, nereden atanmış, açıktan mı
atanmış; bunlarla ilgili listeyi de, eğer arzu ederse, Sayın Üstün'e takdim
edebilirim.
Sayın Yakup Kepenek
"ülkemizde faaliyet gösteren ve kimi çevrelerce 'İslamî sermaye' olarak
tanımlanan girişimlerin çalışmaları ve ortaklarıyla ilişkileri geçerli yasal
düzenlemelere uygun mudur" diye bir soru soruyor. Geçtiğimiz hafta,
Türkiye Büyük Millet Meclisi, iki parti grubunun bu doğrultuda vermiş olduğu
araştırma önergelerini birleştirerek görüşmüş ve bu konuda bir araştırma
komisyonu kurulmasına karar vermiştir. Hükümet olarak, bu konularda ve buna
benzer konularda ne kadar hassas olduğumuzun da açık bir göstergesidir.
Fikret Baloğlu
arkadaşımız, Partimizin Merkez Karar Yönetim Kurulu üyelerinden "Cüneyt
Zapsu'nun eşi ve yengesi Davos gezisine hangi sıfatla katılmışlardır;
kendilerine resmî bir görev verilmiş midir" diye soruyor.
Değerli arkadaşlarım,
Sayın Zapsu ve ağabeyi, Dünya Ekonomik Forumunun üyesidirler. Bunlar, Dünya
Ekonomik Forumunun her toplantısına öteden beri iştirak etmektedirler. Bu
nedenle, kendileri buraya giderken, Hükümet imkânlarını ve Parti imkânlarını
kullanmış değillerdir, kendi imkânlarıyla gitmişlerdir. O bakımdan, burada, hem
Hükümetimizi hem Partimizi ilgilendiren herhangi bir olumsuzluk söz konusu
değildir.
Burdur Milletvekili
arkadaşımız Ramazan Kerim Özkan Beyin, kredi kartları faiz oranlarının
yüksekliğiyle ilgili bir sorusu var. "Bu konuda hükümet olarak bir şey
yapmayı düşünüyor musunuz" diye sormuşlar.
Değerli arkadaşlarım,
kredi kartı, bir kredilenme aracından ziyade ödeme aracı olduğundan, son ödeme
tarihinde borcun tamamının yatırılmaması durumunda, ödenmeyen tutar kadar kredi
kullanılmış olmakta ve kredi kartı, kredilendirme aracı işlevi görmektedir. Bu
çerçevede, diğer ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de bankalar kredi kartlarına
uygulayacakları faiz oranlarını genel faiz oranlarından ve özellikle diğer
tüketici kredileri faiz oranlarından daha yüksek belirlemektedirler.
Bankalar, reeskont
kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranlarını serbestçe
belirleyebilmektedir; ancak, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda
kredi kartı borcundan dolayı ödeme güçlüğü içinde olan kişilerin korunmasına
yönelik düzenlemeler getirildiğini biliyorsunuz ve yine, ayrıca, Hazineden
sorumlu Bakan arkadaşımız bu konuyla ilgili yeni bir çalışma yapmaktadır. Bu
çalışma, sanıyorum, önümüzdeki günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisine
gelecektir.
Sayın Kepenek'in bir
sorusu var; bu, yine Cargill Şirketiyle ilgili bir soru. Bu soruya da biraz
önce cevap verdim. Yani, bu, Cargill Firmasının korunup korunmayacağıyla ilgili
bir soru. Hatta "bu şirketin ürettiği mısır şekeri üzerinde ülkemizde
uygulanmakta olan kotanın kaldırılmasına söz verildi mi" diye bir soru
var. Cargill Şirketinin ürettiği mısır şekeri üzerinde ülkemizde uygulanmakta
olan kotanın kaldırılmasıyla ilgili herhangi bir kimseye söz verilmiş filan
değildir. Ülkemizde faaliyet gösteren hiçbir yabancı firmaya ayrıcalık
gösterilmediği gibi, kollanması da mümkün değildir. Cargill'in yargılandığı
davalarda Hükümetimizce bu firmaya kolaylık sağlanacağı hususunda hiçbir yetkiliye
bir söz verilmiş değildir. Ayrıca, Amerika Birleşik Devletlerinin üst
yöneticilerinin Cargill'le ilişkisi olduğu hususunda herhangi bir bilgiye sahip
değiliz.
Iğdır Milletvekili
arkadaşımız Sayın Dursun Akdemir, petrol fiyatlarıyla, akaryakıt fiyatlarıyla
ilgili bir soru sormuş. Tabiî, bu soru, sanıyorum bir veya birbuçuk yıl önce
sorulmuş. Ben bugün Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığından bir bilgi aldım.
Kendileri şöyle diyorlar: "Bugün itibariyle 1 litre kurşunsuz benzin ile
motorinin ortalama maliyeti ayrı ayrı kaçtır? Her iki akaryakıtın litresi,
tüketiciye ortalama kaç liraya satılmaktadır?"
1 litre kurşunsuz
benzinin tavanfiyatı -dağıtım payı ve nakliye tutarlarıyla birlikte maliyeti-
Türk Lirası cinsinden 796 480 lira, Yeni Türk Lirası cinsinden 79, 648 Yeni
Kuruş oluyor.
Bunu niye söylüyorum;
çünkü, bu, bugün geldi bana Enerji Bakanlığından. Herhalde, Enerji
Bakanlığımız, henüz, Yeni Türk Lirasına geçmedi ki, bunu, Türk Lirası cinsinden
göndermiş. Ben de, demin üzerinde Türk Lirasını Yeni Türk Lirasına çevirmeye
çalışırken, lojistik destek aldım Çevre ve Orman Bakanımız Osman Pepe'den ve
üzerinde bazı rakamsal oynamalar yapmak durumunda kaldık. Bugünkü tarih
itibariyle Enerji Bakanlığı tarafından böyle bir bilgi notunun, mutlaka, Yeni
Türk Lirası cinsinden düzenlenerek bize gönderilmesi gerekirdi.
Ama, şu bilgileri,
değerli arkadaşlarım, sizlerle paylaşmak isterim. Bugünkü tarih itibariyle ÖTV
oranı, kurşunsuz benzinin pompa satış fiyatı içerisinde yüzde 47, motorinin
pompa satış fiyatı içerisinde ise, yüzde 56 olarak gerçekleşmiştir.
Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankasının 1.1.2004 tarihi itibariyle, yani, yaklaşık onbeş ay önceki dolar
satış kuru, 1 395 983 iken, 5.4.2005 tarihi itibariyle, yüzde 2 oranında
düşerek, 1 366 600 olmuştur. Buna mukabil, 1.1.2004 tarihi itibariyle kurşunsuz
benzinin dışpiyasa satış fiyatı 311 dolar/ton iken, bugünkü tarih itibariyle
yüzde 84 oranında artarak 573 dolar/tona yükselmiştir.
1.1.2004 tarihi
itibariyle motorinin dışpiyasa satış fiyatı 279,75 dolar/ton iken, 5.4.2005
tarihi itibariyle -yani, bugünkü tarih itibariyle- yüzde 95 oranında artarak
545,50 dolar/tona yükselmiştir. Yani, dünya piyasalarında akaryakıtın, bizdeki
artışın çok üzerinde olduğunu vurgulamak için bu bilgileri sizlere aktarma
ihtiyacını hissediyorum.
1.1.2005 tarihinden
itibaren, yani, bu yılın 1 Ocağından itibaren, artık, otomatik fiyatlandırma
sistemi uygulamadan kaldırılmıştır Türkiye'de. Fiyatlar, en yakın erişilebilir
uluslararası piyasalara göre serbestçe oluşmaktadır. Bu bakımdan, olağanüstü
durumlar dışında kamunun fiyatlara müdahalesi söz konusu değildir. Fiyatlar
üzerinde esas olarak, ham petrol fiyatlarındaki ve döviz kurundaki dalgalanmalar
etkili olmaktadır.
Fikret Baloğlu Bey, bir
soru yöneltiyor. Herhalde, yerel seçimler esnasında...
HALUK KOÇ (Samsun) -
Feridun Fikret...
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Affedersiniz, Sayın Feridun Fikret
Baloğlu, özür dilerim.
Antalya Kalekapısı
mevkiinde Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait Vakıf İşhanının cephesine seçimler
esnasında bir resim, bir pankart asılmış, bunda da "Antalya dünya kenti
olacaktır" diyormuş. "Vakıflar Genel Müdürlüğü bir kamu kuruluşudur;
bir Başbakan buraya nasıl pankartını astırır" diyor.
Değerli arkadaşlar,
Antalya İli merkez Kalekapısı mevkiinde bulunan Vakıf İşhanı 7 katlıdır.
Binanın 3 ve 4 üncü katlarında Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü hizmet vermekte
olup, diğer katlar ise dükkân ve büro olarak kiradadır. Vakıf İşhanının batı ve
doğu cephelerinde kalan her iki duvar reklam amacıyla kullanılmak üzere, batı
cephesi Kenan Değer adına, doğu cephesi ise İlgi Limitet Şirketi adına
kiralanmıştır. Bu sebeple, reklam firmaları tarafından bu duvarlara asacakları
reklamların, gerek içerik gerek şekil olarak idaremizle herhangi bir ilgisinin
olmadığını takdirlerinize arz ediyorum. Çünkü, duvarlar kiralanmış, reklam
firmaları da buraları almışlar ve siyasî partililerle anlaşma sonucu buralara
pankart asabilirler. Kamu imkânlarının kullanılması anlamında bir uygulama söz
konusu değildir.
Yine, Feridun Fikret
Baloğlu arkadaşımız -herhalde, mahallî seçimlerden sonraya geliyor bu soru da-
"Adalet ve Kalkınma Partisinin düzenlediği seçim mitinglerine devlete ait
Ata uçağıyla gittiğiniz doğru mudur" diye Sayın Başbakana soruyorlar.
Değerli arkadaşlar, Sayın
Başbakanımız, seçim döneminde mitinglere katılmak maksadıyla devlete ait Ata
uçağını ve kırmızı plakalı makam aracını hiçbir zaman kullanmamıştır.
Evet, Sayın Mehmet
Yıldırım'ın bir sorusu daha karşıma çıktı.
Kaç, 15 oldu mu?
MEHMET YILDIRIM
(Kastamonu) - 13 tane efendim, toplam.
SADULLAH ERGİN (Hatay) -
Mehmet Beye çalışıyoruz bugün...
MEHMET YILDIRIM
(Kastamonu) - Kastamonu'ya...
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Evet; bu soru da pirinçle ilgili bir
soru.
MEHMET YILDIRIM
(Kastamonu) - Tosya pirinci...
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Evet, Tosya pirinciyle ilgili bir soru.
"2003 yılında,
dışarıdan ne kadar pirinç aldınız" diye soruluyor. 2003 yılında, Mısır'dan
102 310 ton, Çin Halk Cumhuriyetinden 70 109 ton, İtalya'dan 22 616 ton,
Amerika Birleşik Devletlerinden 11 719 ton, Tayland'dan 2 267 ton ve diğer ülkelerden
15 261 ton olmak üzere, 224 222 ton pirinç ithali gerçekleşmiştir.
Diğer taraftan, 2004
yılında toplam pirinç ithalatı, bir önceki yıla göre yüzde 43,2 oranında
azaltılarak 127 736 tona inmiştir. Ancak, şunu hemen belirtmek istiyorum ki,
pirinçte arz açığı ithalatla karşılanmaktadır; çünkü, Türkiye'de ürettiğimiz
pirinç yetmemektedir.
Bundan yerli üretimin
zarar görmemesi ve sanayiciler ile tüccarın yerli ürün almasının teşvik
edilmesi amacıyla, 27.8.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 2004/7756 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararıyla, üretici ve üreticilerin ortağı olduğu kooperatif
veya birlikler ile Toprak Mahsulleri Ofisinden çeltik veya pirinç alımı
yapanlara, 1 Kasım 2004 ile 31 Temmuz 2005 tarihleri arasında kullandırılmak
üzere, mevcut gümrük vergilerinden 2'şer puan indirimli pirinç cinsinden toplam
300 000 tonluk ithalat için tarife kontenjanı açılmıştır.
MEHMET YILDIRIM
(Kastamonu) - O yanlış.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Söz konusu kontenjanın dağıtım ve yönetimi
ile ithalatçıların başvuru usul ve esasları, 8.9.2004 tarihli Resmî Gazetede
yayımlanan tebliğle tespit edilmiştir. Bahse konu karar ve tebliğ hükümleri
uyarınca tarife kontenjanından faydalanmak isteyenlerin, ülkemizde çeltik
üretimi yapan çiftçi veya bu üreticilerin ortağı olduğu kooperatif veya
birliklerden çeltik veya Toprak Mahsulleri Ofisinden çeltik veya pirinç
almaları mecburîdir. Bu uygulama sonucunda, 2004-2005 kampanya döneminde
ülkemizde üretilen çeltiğin tamamına yakın bir kısmı sanayici ve tüccar
tarafından doğrudan üreticiden satın alınmıştır.
Evet, bu sorunuz üzerine
de kısaca bu bilgileri arz etmiş oldum.
MEHMET YILDIRIM
(Kastamonu) - Destekleme istiyoruz, Sayın Bakanım.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Şimdi zamanımız yok; sizinle sonra
oturur konuşuruz.
Yine Mehmet Beyin bir
sorusu, bakalım burada ne diyor: "Türkiye'de kişi başına pirinç tüketimi 8
kilogram civarında olup, üretim açığını kapatmak için çeltik üretimini
artırmayı düşünüyor musunuz?"
Ülkemizde yıllık pirinç
talebi yaklaşık 570 000 ton civarında olup, yurtiçi üretiminin bu miktarı
karşılamakta yetersiz olması nedeniyle her yıl yaklaşık 350 000 ton pirinç
ithal edilmektedir.
Çeltik üretimi, 2004
yılında yüzde 3,5 oranında artış göstermiştir. Üretimin artırılmasıyla ilgili
olarak Tarım Bakanlığı tarafından çalışmalar sürdürülmektedir. Tarımsal
ürünlerin desteklenmesi amacıyla, üretim açığı olan ürünlerden pamuk, ayçiçeği,
soya, zeytinyağı ve kanola için prim ödemesi yapılmaktadır; mısır da 2004
yılından başlayarak bu kapsamda desteklenmektedir.
Bu da, diğer bir sorunuz
üzerine vermiş olduğum cevaptır.
Sanıyorum, soruları
azalttık, 1 saat olmuş; yetiştireceğim herhalde efendim. Sayın Başkan,
yetiştiriyorum...
Muğla Milletvekili
arkadaşımız Fahrettin Üstün Beyin sorusu; diyorlar ki:"58 ve 59 uncu
hükümetler döneminde, Başbakanlığa ait kuruluşlarda kaç atama
yapılmıştır?"
Kısaca cevap veriyorum:
Hükümetlerimiz döneminde, 58 ve 59 uncu hükümetler döneminde, merkezî sistem
yoluyla, daha önce kamuda görev yapmış, Devlet Memurları Kanununun 92 nci
maddesi gereği açıktan atama yoluyla ve naklen atama yoluyla 4 699 atama
yapılmıştır. Vekâleten atama ne kadardır; 3 840'tır. Bu, nasıl olur
diyeceksiniz; bunun 3 500 tanesi vekil imamdır da onun için, kafanızda
büyütmeyin. Tedviren 84, görevlendirme 13'tür.
Bu soruya da böylece
cevap vermiş oldum.
Sayın Dursun Akdemir,
Halk Bankası ve Ziraat Bankasının son iki yıldaki görev zararını sormaktadır.
Bu iki bankanın da bizden önceki dönemde görev zararları çoktu; hamdolsun,
bizim dönemimizde hiç görev zararı olmamıştır; demek ki, iyi yönetiliyor her
iki banka.
Yine, Iğdır Milletvekili
arkadaşımız Dursun Akdemir'in bir sorusu var; "Iğdır İline ne kadar para
ayrılmıştır 2004 yılında" diyor. Tabiî, bu soru da geç kalmış bir soru.
"Iğdır'da asfalt yol yapımıyla ilgili ne kadar para ayrılmıştır bütçeden"
diye soruyor. Bu sorulara da çok kısa olarak cevap vermek istiyorum. 2004
yılında, Iğdır İline köy yolu olarak 6 kilometre birinci kat, 34 kilometre
ikinci kat asfalt... 2005 yılında, Iğdır'da yapılması planlanan asfalt yol ise
-bugün Iğdır Valisinden aldığım bilgiyi aktarıyorum- 103 kilometredir; bugün,
buraya gelmeden önce Iğdır Valisiyle görüştüm, 103 kilometrelik yol yapmayı
planlamışlar. 2005 yılında, Iğdır'da kanalizasyon çalışması yapılacak köy
sayısı da 12 olarak tespit edilmiş -onu da bugün Iğdır Valiliğinden istedim,
geldi- bu köylerin isimleri var, zaman darlığı nedeniyle bunları da okumuyorum.
Yine Sayın Dursun
Akdemir'in bir sorusu var; "iktidara geldiğiniz günden beri Ziraat Bankası
şubelerinden Güneydoğu Anadoluda vatandaşlara ne kadar hayvancılık kredisi
kullandırdınız" diye soruyor. 2002 yılında 2,3 trilyonken, bu 2004 yılında
yüzde 160 artırılmış ve 6 trilyon liralık kredi kullandırılmış.
Şimdi, bir soru var yine
Iğdır Milletvekili arkadaşımız Dursun Akdemir'e ait; "Siyasî Partiler
Kanununda bir değişiklik düşünüyor mu hükümet" diye soruyor. Doğrusu, şu
anda, Hükümetimizin gündeminde -şu an için söylüyorum- seçim kanunları ve
Siyasî Partiler Kanunuyla ilgili bir değişiklik çalışması yoktur; ama, şu an
itibariyle olduğunu ifade etmek istiyorum.
Balıkesir Milletvekili
arkadaşımız Sedat Pekel Beyin bir sorusu var; o da, "işsizlik ve
işsizlikle mücadele konusunda ne düşünüyorsunuz; çünkü, ülkemizin en önemli
sorunlarından biri işsizliktir" diyor. Doğrudur, bu tespite biz de katılıyoruz,
ülkemizin en önemli sorunu işsizliktir; ama, Hükümet olarak biz, işsizliği
önlemek ve Türkiye'de ekonomiyi büyüterek, büyüyen ekonomide artan değerleri
vatandaşlarımıza adil şekilde taksim etmek için, özel sektörün öncülüğünde
kalkınabileceğimizi düşünüyoruz. O nedenle, özel sektörü yatırıma teşvik etmek
amacıyla, gayretli bir çalışma içerisinde olduğumuzu biliyorsunuz. Bu konuyla
ilgili bir yasal düzenleme yapıldı. Bunun sonuçlarını önümüzdeki günlerde alacağız;
ama, şunu hemen ifade etmek istiyorum ki; nüfusumuz hızla artıyor, her yıl,
işsizlere, en azından bir 500 000 -600
000 yeni işsiz ekleniyor; ama, buna rağmen, bizim iş bulduğumuz insanların
sayısı bunun üstündedir. Önemli olan, şimdi, özellikle, yatırımların ve
istihdamın teşviki amacıyla çıkmış olan yasadan yararlanacak işyerlerinin bir
an önce devreye girmesi, yeni iş alanlarının açılması, sanıyorum, bu konuda,
yani, işsizliği önleme konusunda önemli bir çare olacaktır. Türkiye'de, makro
ölçekteki ekonomik dengeler yavaş yavaş yerine oturuyor. İnanıyorum ki, bu,
artık, tabana doğru da yansımaya başlayacaktır; onun çalışmaları ve gayreti
içerisinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Şimdi, yine, Iğdır Milletvekili
Dursun Akdemir arkadaşımızın bir sorusu var. İki tane isimden bahsediyor; biri,
Emine Alioğlu, bir diğeri de Alaattin Oktay Kavaf. Bu Emine Ailoğlu, Devlet
Demiryollarından bir ihale almış; aynı zamanda, bunun bir de yeşilkartı varmış.
Evet, biz araştırdık, yeşilkartı varmış; ancak, almış olduğu ihale de, ihale
yoluyla almış olduğu bir iş değilmiş, 167 milyar liralık, kendisi ressam
olduğundan -bana verilen bilgi- Devlet Demiryollarında istasyonların
güzelleştirilmesiyle ilgili bir iş aldığı ifade ediliyor.
Şimdi, Alaattin Oktay
Kavaf -soyadı Kavaf- Adalet ve Kalkınma Partisi Kadın Kolları üyesi Selma
Kavaf'ın eşi. Diyor ki; bunu genel müdür yapmışsınız; niçin yaptınız, burada
bir siyaset mi var? Şöyle bir araştırdığımızda, 1973 yılından beri Enerji
Bakanlığında çalışıyor bu zat. 1991-1995 yılları arasında TKİ Afşin-Elbistan
Linyit İşletmeleri Müessese Müdürüymüş, Yönetim Kurulu Başkanıymış. 1995-2000
yılları arasında TEİAŞ başuzmanı olarak çalışmış. Şu anda da Eti Zeolit Kimya
Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi Genel Müdürü olarak görev yapmaktadır. Yani,
biz göreve geldiğimiz için bu görevlerde bulunan bir isim değildir. Yani, biz
göreve geldik diye, bizim Partimizde görev yapan bir kişinin, kamudan ayrılarak,
allahaısmarladık diyecek hali yoktur. Zaten 1973 yılından beri çalışan biridir.
Şimdi, Sayın Sedat
Pekel'in bir sorusu var; bazı kamu görevlilerine iyileştirmeler yapıyorsunuz;
bu, adalete uyar mı?! Herkes için yapsanız daha iyi olmaz mı diyor özetle.
Tabiî, bu cümlelere katılmamak mümkün değil. Şu anda da, bu konuyla ilgili
yapmış olduğumuz çalışmaları, hamdolsun, bitirdik. Ben, Sayın Başbakanın
Bakanlar Kurulu gündemine almasını bekliyorum, yeni personel kanunu taslağının
Bakanlar Kuruluna takdimini. Özellikle malî ve sosyal haklarla ilgili yeni bir
sisteme geçiyoruz. Eşit işe eşit ücret politikasını mümkün olduğu kadar
yansıtmaya çalışan, şikâyetleri en asgarîye indirmeyi öngören bir çalışma
yaptığımız inancındayım. Çok uzun süredir çalışıyorduk. Bakanlar Kuruluna
takdimden sonra, oradan geçip Parlamentoya geldiğinde, tabiî ki, Plan ve Bütçe
Komisyonunda daha da mükemmel hale getirilecektir. Türkiye için çok önemli bir
yasa olduğunu düşünüyorum, temel yasalarımızdan biridir ve son derece de riski
olan bir yasal düzenlemedir. Tabiî, malî yükü de vardır ayrıca bunun; çünkü,
dengeleri sağlamaya çalışırken, tabiî ki, Maliyeye yük getirmesi de olağandır;
ama, inanıyorum ki, biraz da belki zamana yayarak iyileştirmeleri, bu yasal
düzenlemeyi mutlaka gerçekleştirmek istiyoruz. Bunu da, Sayın Sedat Pekel'in
bir sorusu üzerine açıklama ihtiyacını duydum.
Biraz önce Iğdır
Milletvekili arkadaşımız Sayın Dursun Akdemir'in, "özelleştirme nedeniyle
işsiz kalanlar için ne yaptınız" şeklindeki sorusuna cevap vermiştim;
hatta, rakamları da ifade etmiştim. O nedenle, bu soruyu da cevaplandırmış
olayım.
Yine, Dursun Akdemir
arkadaşımızın bir sorusu var; o da, "Elazığ'da işsizlik çok arttı,
Elazığ'ı neden teşvik kapsamına almadınız" diye bir soru soruyor. Herhalde
bu da sorulalı bayağı olmuş; ama, biliyorsunuz, tasarıda Elazığ da kapsama alınıyor.
Böylece, bu soruya da cevap verilmiş oldu.
Yine Iğdır Milletvekili
arkadaşımız Dursun Akdemir'in bir sorusu var; Elazığ'daki bazı yatırımlarla
ilgili bilgi talep etmektedir. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün 2004 yılı
yatırım programında, Elazığ İline ait 1 adet sulama amaçlı büyük su işi projesi
ile küçük su işleri toplu projesi kapsamındaki 9 adet taşkın koruma ve 3 adet
gölet projesi olmak üzere, toplam 262 trilyon TL keşif bedeliyle 13 adet gölet
projesi yer almaktadır. Bu projelere, 2003 yılı sonu itibariyle toplam 29
trilyon TL harcanmış olup, 2004 yılında da toplam 2,7 trilyon TL ödenek
ayrıldığını ifade etmek istiyorum.
Ayrıca, olimpik yüzme
havuzu ve merkez kapalı spor salonunu sormaktadırlar. Olimpik yüzme havuzu,
2006 yılında bitecektir; bunun planlamalarını yaptık. Spor salonuyla ilgili de,
yine onu da 2006 yılında bitirmeyi planlıyoruz. Bunların temelleri, arkadaşlar,
biri 1994'te, biri 1995'te atılmış, bir türlü bitirilememiş; şimdi biz bunları
bitirmeye çalışıyoruz.
AHMET IŞIK (Konya) - Bize
nasip olacak inşallah.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Evet.
Muharrem Kılıç Beyin bir
sorusu var. "Divriği-Hekimhan madenleri özelleştirildi, ne olacak bu
işçiler" diye soruyor. Bütün bunların cevabını bulduk, biliyorsunuz;
onları kamuda geçici personel olarak görevlendiriyoruz. Bu insanların da sorununu
çözdük. Bu da, tabiî, o düzenlemeden önce sorulduğu için cevabını şimdi almış
oldu.
Yine, Antalya
Milletvekili arkadaşımız Feridun Fikret Baloğlu "Sayın Başbakan Antalya'ya
gitmişti, Emniyet Genel Müdürlüğünün helikopterine bindi, niçin ona bindi"
diye soruyor. Şimdi, Emniyet Genel Müdürlüğünün helikopteriyle, evet, bir uçuş
yaptı Antalya üzerinde; ama, Antalya'nın turizm potansiyelini görme ve yeni
yapılmakta olan çevre yollarını incelemek amacıyla yapılmış olan bir
düzenlemedir ve nitekim, o çevre yolları da hızla bitti, biliyorsunuz. Sayın Baloğlu'nun
bu sorusunu, belki, bir Antalya Milletvekili olarak teşekkür babında da
değerlendirebiliriz.
Evet, arkadaşlar, son
soruya geldik. Adıyaman Milletvekili arkadaşımız Sayın Şevket Gürsoy'un bir
sorusu. "Adıyaman İli için halen 200 kilogram olan ve bu nedenle çiftçinin
mağduriyetine yol açan tütün kotasını yükseltmeyi düşünüyor musunuz"
demişler.
Değerli arkadaşlarım,
Tekel Genel Müdürlüğünce verilen üretim izni kota olmayıp -tabiî, bir kotadan
bahsediliyor burada, soruda- Genel Müdürlüğün stok durumu, sigara fabrikaları
harman ihtiyaçları, satış kabiliyetleri, verimlilik ve tasarruf tedbirleri de
gözönüne alınarak yapılan bir üretim planlamasıdır.
Tekel, 2003 ürün yılında,
Adıyaman İlinde, 27.5.2004 tarihi itibariyle 6 277 ton tütün satın alarak,
ekicilere yaklaşık 18,3 trilyon ödeme yapmıştır. 2004 yılında, 6 209 000
kilogram tütün üretim ve alım satımı, ayrıca sözleşmesi yapılarak, gerçekleştirilmiştir.
Dolayısıyla, Adıyaman'da tütün işiyle uğraşan vatandaşlarımızın mağdur olmaması
konusunda da hassas davrandığımızı ifade etmek istiyorum.
Böylece, 50 tane soruyu,
belki özet halinde cevaplandırmaya çalıştım. Beni sabırla dinleyen
arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Geriye kalan soruları da kısa sürede
cevaplandırmak suretiyle, konuşmamın başında ifade ettiğim gibi, sorulan
soruları, günlük, haftalık; yani, anında, taze taze cevaplandırma imkânını,
Hükümet olarak, arkadaşlarımıza sağlamak istiyoruz. Onun için, böylece toplu
cevaplandırıyoruz. Sanıyorum, şu andaki 410 tane soruyu bir ay içerisinde
100'ün altına indiririz. Böylece, denetim konusunda bir rahatlama olacağı
kanaatindeyim.
Efendim, Sayın Başkana ve
değerli milletvekili arkadaşlarıma, yeniden, sevgiler, saygılar sunuyorum.
(Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Sayın Aslanoğlu, İçtüzük
gereği, Sayın Bakandan kısa bir açıklama talebiniz var.
Buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Başkan, bize verilen listede, benim sorularıma da Sayın
Bakanımın cevap vereceğini biliyordum; çünkü, bize verilen bir liste var. Ama,
bizim sorularımıza Sayın Bakan cevap vermedi. Herhalde bilahara cevap verecek.
Bize verilen listede, şu sorulara cevap verilecek denildiği için ben sisteme
girmiştim.
BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu,
zaten sizin sorunuz yokmuş; ancak, sisteme girmişsiniz...
Teşekkür ediyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Bu listeden dolayı sisteme girdim.
BAŞKAN - Sayın Gazalcı,
buyurun.
MUSTAFA GAZALCI (Denizli)
- Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Ben, bu soru önergesini,
2003 yılında vermiştim; tabiî, 2005'i konuşuyoruz. Tekelin özelleştirme
ihalesine girmek için son başvuru tarihi 8 Nisan. İçki kısmı da, bu arada,
2003'te gitti. Bugün, basında, benim sorumla ilgili, Yüksek Denetleme
Kurulunun, yani bağlantılı olduğu için...
Sayın Bakana teşekkür
ediyorum verdiği bilgiler için; ama, örneğin, 2003 yılında, Tekelin, alkollü
içecekler bölümü özelleştirilmeden kısa bir süre önce -işte, şişe, ambalaj
kâğıdı, kuru ve yaşüzüm, anason gibi- 100 trilyon lirayı aşan bir alım yaptığı
ve bu alımların da, özelleştirme ihalesini kazanan firmaya aktarıldığı, haksız
aktarıldığı Yüksek Denetleme Kurulunun raporunda bildirilmiş. Biz bir soru
sormuşuz, iki yıl sonra konuşuyoruz! Acaba, bu Yüksek Denetleme Kurulunun
Tekelle ilgili 2003 yılı raporunda bunlar belirtildiği halde, bir işlem yapıldı
mı? Ben, buradaki soruda diyorum ki, özelleştirilmeden önce, bütün dünyada
olduğu gibi...
BAŞKAN - Sayın Gazalcı,
lütfen, açıklanmasını istediğiniz konuyu sorar mısınız Sayın Bakana.
MUSTAFA GAZALCI (Denizli)
- Evet efendim.
Yani, ben burada diyorum
ki, özelleştirilmeden önce, Türkiye'de sigara sanayiinin, tütüncülüğün
korunması için ne gibi düzenleme yapıyorsunuz? Bütün dünyada öyle oluyor...
Biz, Tekelin özelleştirilmesine karşıyız; ama, görüyorum ki diyorum, Yüksek
Denetleme Kurulu da saptadığı halde, bu konuda hükümet bir inceleme, bir
hazırlık yapmamış; hatta, aynı genel müdür, devlette çalışırken, özelleştirme
olduktan sonra orada çalışmış ve bir ay önce, üç gün önce büyük alımlar yapmış.
Aynı şey Tekelde de olacak...
BAŞKAN - Sayın Gazalcı,
yorum yapma hakkınız yok; açıklanmasını istediğiniz konuyu sorun lütfen...
Teşekkür ediyorum...
MUSTAFA GAZALCI (Denizli)
- Ben diyorum ki, içki bölümündeki hataya düşmemek için, Tekelin
özelleştirilmesini istemiyoruz; ama, şayet böyle bir hata yapılacak olursa, şu
anda depoda bulunan tütünler, depoda bulunan sigaralar, yeniden, böyle,
özelleştirilecek firmaya, aynen içki bölümünde olduğu gibi, aktarılacak mı?
Bunun çalışması yapıldı mı? Konuşmada, o, ortaya tam konulmadı diyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Gazalcı.
Sayın Kepenek, buyurun.
YAKUP KEPENEK (Ankara) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Aracılığınızla, Sayın
Bakanımızdan, sorularıma ilişkin olmak üzere, birkaç sorum daha olacak.
Öncelikle, Sayın Başbakan
Yardımcımızın sorulara yanıt vermekteki duyarlılığı için, kendilerine ben de
teşekkür ediyorum.
Şimdi, benim sorularımdan
bir tanesi, yurt dışına bilim insanı gönderilmesiyle ilgiliydi. 2003 Ekiminde
verilmiş bir soru ve o tarihten bu yana kadar, TÜBİTAK'ın yönetiminin nasıl
tartışmalı olduğunu Sayın Bakanım çok iyi bilmektedir. Yani, vekâleten
yönetiliyor, yasal durumu kuşkulu bir hale geldi TÜBİTAK'ın maalesef, bu çok
önemli kurumumuzun; ancak, bu arada, bilimden tasarruf olmaz, olmamalıdır; ama,
tasarruf gerekçesiyle yurt dışındaki bilimsel toplantılara bilim insanlarımızın
katılmamasını onaylamamız olanağı yoktur. Yani, tasarrufu başka yerden
yapabiliriz.
Şimdi, benim sorularımın
içinde çok somut bir nokta vardı. Kaç toplantıya, bu nedenle, tasarruf
nedeniyle katılamadı ülkemiz? Bu, çok somut bir sorudur ve bu sorunun maalesef,
maalesef, yanıtını alabilmiş değilim.
İkinci önemli konu,
kollanan ABD firması Cargill ile ilgili bir soru idi. Açıklamalar için teşekkür
ediyorum. Kuşkusuz, Başbakanımızın ABD gezisinde bu konuda neler yaptığı
konusundaki açıklamaları veri almak durumundayız; doğrusu budur. Ancak, bu
firmaya ve benzerlerine yönelik olarak daha sonra çıkarılan Endüstri Bölgeleri
Yasasıyla belli bir koruma ve kollama yolu açıldı mı açılmadı mı; bu konuda bir
netlik olsaydı, kanımca, çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum.
İslamî sermaye ve paranın
dini olmaz konularındaki araştırma önergeleri girişimini çok olumlu buluyorum;
ancak, yine, Sayın Bakanımın bileceği gibi, yeni bir tasarıyla benzer bir soru
Meclisin gündemine gelmektedir. Umarım, bu konuyu çok daha ayrıntılı tartışır
ve olumlu sonuçlara varırız.
Sayın Başkan, ben yeniden
teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Kepenek.
Sayın milletvekilleri,
çalışma süremiz dolmak üzeredir. Cevaplandırılan soruların işlemlerinin
tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılmasını Genel Kurulun onayına
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın Gürsoy, buyurun.
ŞEVKET GÜRSOY (Adıyaman)
- Teşekkür ederim Sayın Başkan.
23 Mart 2004'te, Sayın
Başbakan Adıyaman'ı ziyaretinde "tütün üreticilerinin sorunlarına çare
bulmak için bir müjde vereceğim" demişti, tütün kotasını yüzde 100
artıracağını söylemişti. Böyle bir sözü vardı Sayın Başbakanın. Aradan bir
sezon geçmesine rağmen, tütün piyasası açıldı, henüz sözünde durmadı Sayın
Başbakanımız. Şu anda, ortalama fiyat 3 400 000 civarında; 200 ile çarparsan
bir yılda tütün üreticisinin eline geçecek miktar... Bununla nasıl geçinecek?
Sayın Başbakan bunu düşünüyor mu acaba? Kotamız artacak mı?
Teşekkür ediyorum.
Bir de, Millî Eğitim
Bakanımız da geldi...
BAŞKAN - Lütfen Sayın
Gürsoy, sorularla ilgili olacak.
Teşekkür ediyorum.
ŞEVKET GÜRSOY (Adıyaman)
- Onunla ilgili soruydu da, birlikte... Üniversitemizi soracaktım...
Peki.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Gürsoy.
Sayın Kılıç, buyurun.
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakana, verdiği
cevaplar için teşekkür ediyorum; ancak, Sayın Bakanın verdiği cevap, benim
sorularımla hiç ilgisi olmayan bir cevap. Örneğin, dokunulmazlık dosyalarının
bekletilmesiyle ilgili bir soru sormuştum; bu sorduğum dosya, Sayın Başbakanın
dosyasıydı. Bu dosya, İstanbul'dan Adalet Bakanlığına geliyor, Adalet
Bakanlığında gün bekletilmeksizin Başbakanlığa gidiyor, Başbakanlıkta
Başbakanın kendi dosyası beş ay bekletiliyor; ben, bunu sormuştum. Bunun
bekletilme sebebi sadece Başbakanın olduğundan dolayı mı bu kadar bekletildi
diye sormuştum.
Yine, bir diğer sorum
da... Eğer Başbakanın şahsıyla ilgili değilse, oradaki görevlilerin bir
hatasıysa bu bekletme, oradaki görevliler hakkında bir soruşturma yapılmış
mıdır, yapılmamış mıdır; ben, bunu öğrenmek istemiştim; ama, Sayın Bakan vermiş
olduğu cevapta "şu anda bekleyen bir dosya yok" diyor. Ben onu
sormadım. Benim sorduğum sorulara Sayın Bakanımız cevap vermedi. Ben -lütfen-
bu sorularıma cevap verirse, memnun olacağım.
Diğer bir sorum vardı
Sayın Başkanım; ona da izin verirseniz... O sorumda da özelleştirme mağduru
işçilerin konumunu dile getirmiştim. Hekimhan'da özelleştirme yapılmıştı,
Hekimhan Demir-Çelik İşletmeleri özelleştirilmişti 2003 yılının 5 inci ayında
ve işçiler, deyim yerindeyse, sokağa atılmıştı. Sayın Bakanımız diyor ki:
"Bu sorun çözüldü." Ancak, şu anda 2005 yılındayız. Bu iki yıl içinde
bu işçilerin çocukları okula nasıl gittiler, kiraları nasıl ödendi, bunların
giyim kuşamları nasıl yapıldı?.. Yani, hükümet, bu özelleştirmeleri yaparken
özelleştirmelerin sosyal boyutunu kesinlikle dikkate alıyor mu almıyor mu; ben,
bunu öğrenmek istemiştim.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Kılıç.
Sayın Yıldırım, buyurun.
MEHMET YILDIRIM
(Kastamonu) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım; Sayın Başbakana da, sorularımıza
yanıt verdiğiniz için size de teşekkür ediyorum. Kastamonu halkı adına da,
ayrıca bazı projelerimizde, Karadere'de, hayvancılıkta, doğu çevre yolunda
olmak üzere, Teşvik Yasasında olmak üzere, olumlu gelişmeler de sağladık;
teşekkürü bir borç biliyorum.
Ancak, birinci,
ihracatçıyı teşvikle ilgili yaklaşık olarak 12 kalemin üstünde bir teşvik
kapsamı olduğunu biliyoruz. Benim sorum bugünü de, güncel. İhracatımızın en
büyük kesimini otomotiv sektörü ve tekstil sektörü oluşturmaktadır. Bugün,
dolar kurunun düşük olması nedeniyle, örneğin dolar kuru 1 600 000 lira iken, o
civarda iken anlaşma yapan ihracatçımız ile bugün 1 300 000 olması arasındaki
fark da devletin kârı olmaktadır. Doların düşmesinde de yarar görmekteyim. Ben
bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, Türk parasının değerlenmesine
tarafım; ancak, dışarıda sözleşme yapan ihracatçımız, büyük sıkıntı içine
düşmektedir, arada 5 parça üretimde yüzde 20 civarında bir eksik kazanç temin
etmektedir ve zarar etmektedir, dışarıyla bağlantıları zorlaşmaktadır. Bu
aradaki farkın, ben, Hazine tarafından karşılanıp karşılanmayacağını sordum;
buna yanıt vermediniz. Sanıyorum, zor bir soru; ama, bizi dinleyen, şu anda
tekstil sektöründe çalışan 3 000 000 civarında vatandaşımız Çin'in işgali
altındadır. Buna bir çözüm bulunması gerektiğini düşünüyorum.
Ayrıca, yine, pirinç
ithalatında ve sarmısakta da destekleme talep etmiştim, diğer ürünlerde olduğu
gibi. Mısırda sağlandı. Buna yanıt vermediniz. Pirinç ithalatını önlemek için,
üretimi gerçekleştirmek için, ben, destekleme talebimi yeniliyorum ve bu
Mecliste olduğum sürece de devam edeceğim.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Yıldırım.
Sayın Baloğlu, buyurun.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan birbuçuk
yıllık bir gecikmeyle de olsa sorularımıza yanıt verdiği için son derece
mutluyum.
Bu sorulardan birisi
Manavgat'la ilgiliydi, Manavgat Çayının suyunun pazarlanmasına ilişkindi. Benim
öğrenmek istediğim şey, Manavgat halkının bundan ne tür bir ekonomik katkı
sağlayacağıydı, buna ilişkin bir düzenleme var mıydı. Bir de sorunun son bölümü
vardı Manavgat'ta yat limanına ilişkin. Sanıyorum, Sayın Bakan onunla ilgili
bir yazılı yanıt verecektir.
Diğer sorum, Düzce
depremzedelerinin, demokratik haklarını kullanırken polis tarafından ölçüsüz
biçimde engellenmelerine ilişkindi. Sanıyorum, kadınların, kadınlar gününde
dövülmesi gerekiyor; depremzedelerin, deprem gününde dövülmesi gerekiyor; o
zaman medyamız ilgi gösteriyor, olağanüstü günler dışında, olağan bir günde
dövüldükleri zaman pek ilgi çekmiyor. Ben o olayı gözlerimle görmüştüm, polisin
ölçüsüzlüğünü Sayın Bakana iletmiştim, iletmek istemiştim bu önergeyle.
Tabiî, yasalara aykırı
bir gösteriyi yatıştırmak polisin görevidir; ama, o gün uygulanan yöntemler
uygun değildi. İkincisi, Sayın Bakan -o konuyu araştırmanızı diliyorum-
Düzce'de Depremzedeler Derneği, dün bana ulaşan bir raporunda, Düzce depreminin
yaralarının bu kadar uzun bir süreden sonra hâlâ sarılamadığından şikâyet
ediyordu. Bunların içinde Partinizin üyeleri de var. Bu mikrofonda onları
söylemek istemiyorum. Lütfen ilgilenin, Düzce'deki depremzedeler hâlâ çaresiz.
Üçüncü soru ve yanıtı
şuydu: Ata uçağıyla ilgili bir soruydu. Sayın Bakan, Ata uçağını ve kırmızı
plakalı araçları hiçbir zaman Sayın Başbakanın, seçim amacıyla, seçim
kampanyalarında kullanmadığını söylediler. Ben, Sayın Başbakanın danışmanlarını
burada yürekten kutluyorum; çünkü, Sayın Başbakanın danışmanlarının oluşturduğu
bir yöntemle, Sayın Başbakan bir ile gittiği zaman önce valiyi bir ziyaret
ediyor, böylece resmî bir ziyaret haline dönüşüyor, ondan sonra siyasî
faaliyetlerine girişiyor. Böylece bir hilei şeriyeyle sorun çözümlenmiş oluyor;
ama, halk bunu biliyor.
Antalya'daki Vakıf
İşhanının...
BAŞKAN - Sayın Baloğlu,
açıklanmasını istediğiniz konuyu sorar mısınız?!
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Evet, bu cevapların doğru olmadığını söylüyorum. Sayın Bakanın da
doğru cevaplar vermesini bekliyorum. Sorum bu.
Soru, Vakıf İşhanına
ilan, Antalya'da... Sayın Bakan, gerçekten, Vakıf İşhanının 3 üncü, 4 üncü
katları Vakıflar Bölge Müdürlüğüne aittir; ama, benim bir sorum daha vardı, ona
yanıt verseydiniz, ikisi birbirini tamamlayacaktı; sıra gelmedi. Oraya Sayın
Başbakanın asılmış olan afişi siyasî bir çalışmayla ilgiliydi ve aynı yere
diğer bir partinin afişinin asılması engellenmişti. Sayın Başbakanın seçim
kampanyasını siyasî parti lideri olarak mı, Başbakan olarak mı yürüttüğünü
öğrenmek için bunu sormuştum; bir daha soruyorum, öğrenebilir miyim?
Son yanıtınız, Sayın
Cüneyt Zapsu'nun bir geziye katılmasına ilişkindi. Sayın Cüneyt Zapsu'nun
Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi olduğunu biliyorum; ama, eşi ve yengesinin
hangi sıfatı haiz olduklarını cevabınızdan anlamış değilim. Kendi imkânlarıyla
gitmişlerdir biçiminde bir yanıt verdiniz; olabilir, yani, devlet imkânlarını
kullanmamış olabilirler, ona da saygı duyarım; ama, şunu anlamak istiyorum: Bu
tür resmî gezilere ve tam bir eşzamanlamayla herkesin kendi parasını ödeyerek
katılması olanağı var mıdır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Baloğlu.
Sayın Işık, sisteme niye
girdiniz siz?
AHMET IŞIK (Konya) -
Sayın Bakandan soru sorma hakkım yoksa, vazgeçiyorum.
BAŞKAN - Tüzük gereğince
mümkün değil Sayın Işık.
Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, cevap
verecek misiniz, yazılı mı göndereceksiniz?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, yazılı mı cevap
vereceksiniz derken, yazılı cevap verseniz iyi olur anlamını çıkarıyorum.
BAŞKAN - Hayır Sayın
Bakan, o, kendi takdiriniz.
Buyurun.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Peki efendim, ben bütün arkadaşlarıma
çok teşekkür ederim. Şimdi zabıtları da alacağım, gerçi not tutmaya çalıştım;
ama, tutanakları da inceleyerek, arkadaşlarıma bu ilave sorularıyla ilgili
yazılı cevap vermek istiyorum.
Çok teşekkür ederim
arkadaşlarımıza, katkıları için.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Soru önergeleri
cevaplandırılmıştır.
Alınan karar gereğince,
kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 6 Nisan 2005 Çarşamba
günü saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati : 19.07