BIM 2 2 2005-04-26T15:36:00Z 2005-04-26T15:36:00Z 60 37930 216204 TBMM 1801 432 265513 9.3821 0 6 nk 6 nk 0

DÖNEM: 22         YASAMA YILI: 3

 

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

CİLT : 80

 

79 uncu Birleşim

5 Nisan 2005 Salı

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMA

IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Gündemdişi Konuşmalar

1.- Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez'in, arı yetiştiricileri ile bal üreticilerinin sorunlarına, sahte bal nedeniyle yaşanan sıkıntılara ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı  Sami Güçlü'nün cevabı

2.- Ordu Milletvekili İ. Sami Tandoğdu'nun, Kanser Haftasına ve kanserle mücadelenin önemine ilişkin gündemdışı konuşması

3.- Tokat Milletvekili Resul Tosun'un, Siyasî Partiler ve Seçim Kanunlarındaki eksiklikler ve yanlışlıklar nedeniyle yaşanan sıkıntılara ilişkin gündemdışı konuşması ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in cevabı

B) Tezkereler ve Önergeler

1.- 5317 sayılı, Bankalar Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun, bir kez daha görüşülmek üzere geri gönderildiğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/790)

2.- Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanlığının, (1/984) esas numaralı Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Kanunu Tasarısının, kapsam itibariyle ihtisas alanına girmesi nedeniyle Komisyonlarına havale edilmesine ilişkin tezkeresi (3/791)

3.- Diyarbakır Milletvekili Cavit Torun'un, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin (2/338) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/277)

4.- İzmir Milletvekili Yılmaz Kaya'nın, 4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 5 inci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin (2/343) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/278)

C) Gensoru, Genel Görüşme, Meclıs Soruşturmasi ve Meclıs Araştirmasi Önergelerı

1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen ve 41 milletvekilinin, ilköğretim ve ortaöğretim okullarında eğitim gören çocukların ve gençlerin karşı karşıya bulunduğu tehlikeler ile bunlardan korunma yollarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/271)

V.- ÖNERİLER

A) Danişma Kurulu Önerılerı

1.- Gündemdeki sıralama ile çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ve 5.4.2005 Salı günkü birleşimde sadece sözlü soruların görüşülmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

VI.- SEÇİMLER

A) Komısyonlarda Açik Bulunan Üyelıklere Seçım

1.- İçişleri ve Çevre Komisyonlarında açık bulunan üyeliklere seçim

VII.- SORULAR VE CEVAPLAR

A) Sözlü Sorular ve Cevaplari

1 - Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, ihracatçıyı teşvik amaçlı önlemler ve döviz kuruna ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/749) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

2.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu'ya bağlı bazı ilçe ve köylerin altyapı gereksinimlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/756) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

3.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Organize Hayvancılığı Geliştirme Bölgesi Projesi uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/786) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

4.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Taşköprü-Karadere Barajının ne zaman bitirileceğine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/787) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

5.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, emekli aylıklarında artış yapılıp yapılmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/789) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

6.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in, TBMM'deki bir kapalı oturumun tutanaklarını istediği iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/791) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

7.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Manavgat Çayı suyunun dışarıya pazarlanmasına ve Manavgat Yat Limanı projesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/801) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

8.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, TÜBİTAK Başkanının atanmamasına ve Bilim Kurulu üyelerinin onaylanmamasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/811) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

9.- Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı'nın, Tekelin özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/831) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

10.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu'daki köy yollarının bakım ve onarımlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/833) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

11.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu Polis Okulu İnşaatına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/835) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

12.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu'nun yeni adliye sarayı ihtiyacına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/836) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

13.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu doğu çevreyolu inşaatına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/837) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

14.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu-Daday hükümet konağı inşaatı ödeneğine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/838) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

15.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, kişi başına millî gelirin hesaplanmasında doğal zenginlik kriterine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/840) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

16.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, Tekelin özelleştirilme ihalesiyle ilgili iddialara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/841) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

17.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Düzceli depremzede temsilcilerinin gözaltına alınmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/843) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

18.- Ankara Milletvekili Oya Araslı'nın, tecavüz mağduru kadınların korunmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/849) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

19.- Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in, Kristal-İş Sendikasının grev kararının hükümetçe ertelenmesinin gerekçelerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/866) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

20.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel'in, spor alanında yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/870) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

21.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, satışa çıkarılan Millî Eğitim Bakanlığı sosyal tesislerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/877) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

22.- Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'ın, dokunulmazlığı ile ilgili bir dosyanın Başbakanlıkta bekletilmiş olmasının nedenine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/916) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

23.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, basın sektöründe 212 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/917) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

24.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, şeker kotalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/922) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

25.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği personeline ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/927) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

26.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, açıktan atanan özel kalem müdürlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/928) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

27.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, bazı sermaye gruplarının çalışmalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/932) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

28.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Davos'taki görüşmelere katılan bazı kişilere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/935) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

29.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın, kredi kartı faizlerinin düşürülmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/940) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

30.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, bir ABD şirketinin kollandığı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/943) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

31.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, akaryakıt fiyatlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/978) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

32.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya'da Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait bir işhanına asılan pankarta ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/984) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

33.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Devlet olanaklarını seçim gezilerinde kullandığı iddialarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/985) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

34.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, pirinç ithalatına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/986) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

35.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, pirinç ve benzeri ürünlerin üretiminin desteklenmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/988) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

36.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/989) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

37.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, Halkbank ve Ziraat Bankasının görev zararlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1000) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

38.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, 2004 yılı bütçesinden illere ayrılan paylara ve Iğdır İlindeki bazı çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1022) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

39.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, Doğu ve Güneydoğu Anadoludaki illere Ziraat Bankasının verdiği hayvancılık kredilerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1023) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

40.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, seçim harcamalarında şeffaflığın sağlanması için yapılacak çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1037) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

41.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, ülkemizdeki işsizlik sorununa ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1038) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

42.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, bir şahısla ilgili iddialara ve bir atama iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1039) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

43.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, kamu çalışanlarının ücretlerinin iyileştirilmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1049) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

44.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, özelleştirilen kurumlardaki işçilere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1055) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

45.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, Elazığ İlinin ekonomik sorunlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1056) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

46.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, Elazığ İline ayrılan yatırım payına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1058) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

47.- Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'ın, özelleştirme nedeniyle işten çıkarılanlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1065) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

48.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya gezisine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1074) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

49.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, yatırımların ve istihdamın teşviki amacıyla çıkarılan kanunun uygulanmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1082) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

50.- Adıyaman Milletvekili Şevket Gürsoy'un, Adıyaman İli için belirlenen tütün kotasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1092) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

B) Yazili Sorular ve Cevaplari

1.- İzmir Milletvekili Türkan MİÇOOĞULLARI'nın, hâkimlik ve kaymakamlık mülakat sınavları ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/4872)

2.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcı adaylığı mülakatlarına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/4880)

3.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, yargıç ve savcı adayları sözlü sınavlarına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/4881)

4.- İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ'nün, Ankara ve İstanbul'da çalıştırılan özel halk otobüslerine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/4960)

5.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, ASKİ'nin atık su bedeli tahsil ettiği iddiasına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/4962)

6.- Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, il millî eğitim müdürü atamalarına ve yargı kararlarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/4963)

7.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, BOTAŞ'ın gaz alım anlaşmalarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Ali BABACAN'ın cevabı (7/4969)

8.- Çanakkale Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün, Çanakkale İlinde yapılan atama ve terfilere ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/4970)

9.- Tekirdağ Milletvekili Enis TÜTÜNCÜ'nün, Konut Edindirme Yardımı Fonuna ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/4982)

10.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinin sayısının artırılıp artırılmayacağına ilişkin sorusu  ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5001)

11.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, medya kuruluşları hakkındaki bir beyanına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/5017)

12.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, 2004 ve 2005 yılları kamu yatırım projelerine ayrılan ödeneğe ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/5021)

13.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat MELİK'in, Şanlıurfa'daki taşımalı eğitime ve bu amaçla açılan ihalelere ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5028)

14.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarındaki bilgisayar sayısına ve kullanılan yazılım programlarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5029)

15.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, Ordu-Akkuş-Akpınar Sağlıkocağı personelinin geçici görevle başka yerde istihdam edilmesine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5031)

16.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, SSK'dan devredilen hastanelere ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5032)

17.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Sayıştayın 3096 ve 4283 sayılı Kanunlara tabi işlere yönelik raporuna ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili İsmail ALPTEKİN'in cevabı (7/5044)

18.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığına devri nedeniyle ortaya çıkacak maliyet artışına ilişkin Başbakandan sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5045)

19.- Erzincan Milletvekili Erol TINASTEPE'nin, Sivas'taki Madımak Otelinde yaşanmış olaylarla ilgili hükümetin faaliyetlerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/5046)

20.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Brüksel Havaalanında ABD Başkanıyla yaptığı görüşmeye ilişkin Başbakandan sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/5054)

21.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF'nin denetimine ve elinde bulunan bazı bankaların faaliyetlerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/5058)

22.- Yozgat Milletvekili Emin KOÇ'un, Star Medya Grubu Başkanlığına yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/5059)

23.- İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türk Diyanet Vakfının mal varlıklarına ve çalışanlarına,

Diyanet İşleri Başkanlığının bazı hizmetlerine,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Mehmet AYDIN'ın cevabı (7/5062, 5063)

24.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, köy ve mahalle muhtarlarının özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/5074)

25.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, öğretmen atamalarına ve bazı iddialara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5082)

26.- Edirne Milletvekili Nejat GENCAN'ın, Meclis binalarındaki tadilat ve onarım çalışmalarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili İsmail ALPTEKİN'in cevabı (7/5097)

27.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Atatürk Orman Çiftliğinde hayvan üretimi ve bakımında yaşanan sorunlara ilişkin Başbakandan sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami GÜÇLÜ'nün cevabı (7/5098)

28.- Eskişehir Milletvekili Cevdet SELVİ'nin, yurtdışı gezilerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/5111)

29.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, ifade ve basın özgürlüğüne ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/5114)

30.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Posof İlçesi ve köylerinin eğitim sorunu ile lojman ihtiyacına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5165)

31.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Çıldır İlçesi ve köylerinin eğitim sorunu ile lojman ihtiyacına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5166)

32.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, sözde Ermeni soykırımı iddialarına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/5125)

33.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Damal İlçesi ve köylerinin eğitim sorunu ile lojman ihtiyacına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5167)

34.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Hanak İlçesi ve köylerinin nitelikli öğretmen ihtiyacına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5168)

35.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Göle İlçesi ve köylerinin nitelikli öğretmen ihtiyacına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5169)

36.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan İl merkezi ve merkeze bağlı köylerin nitelikli öğretmen ihtiyacına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/5170)

37.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Posof İlçesi ve köylerindeki kapalı sağlıkocaklarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5176)

38.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan İl merkezi ve köylerindeki kapalı sağlıkocaklarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5177)

39.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Göle İlçesi ve köylerindeki kapalı sağlıkocaklarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5178)

40.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Hanak İlçesi ve köylerindeki sağlıkocaklarının hizmete açılıp açılmayacağına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5179)

41.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Damal İlçesi ve köylerindeki sağlıkocaklarının hizmete açılıp açılmayacağına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5180)

42.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Çıldır İlçesi ve köylerindeki sağlıkocaklarının hizmete açılıp açılmayacağına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/5181)

43.- Tunceli Milletvekili V. Sinan YERLİKAYA'nın, tiyatrolara ve sanat piyasasına yönelik alınacak tedbirlere ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/5192)

44.- Tunceli Milletvekili Hasan GÜYÜLDAR'ın, kaçak alkollü içecek üretimine ve TAPDK'nın görev alanına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/5260)

45.- Balıkesir Milletvekili Sedat PEKEL'in, Bandırma Limanının özelleştirilmesinin Eti Holding AŞ'nin ihracatına olan etkilerine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/5261)

46.- Tokat Milletvekili Resul TOSUN'un, Dönersermaye İşletme Müdürlüğüne 2004-2005 yıllarında verilen işçi kadrosuna ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/5264)

47.- Afyonkarahisar Milletvekili Reyhan BALANDI'nın, koruma kurullarının takibindeki kültür varlığı konumundaki binalara ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/5298)


I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 

TBMM Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak yedi oturum yaptı.

Van Milletvekili Hacı Biner, Van'ın düşman işgalinden kurtarılışının 87 nci,

Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, İnönü Zaferinin 84 üncü,

Yıldönümüne,

Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey, devlet sanatçısı ve halk ozanı Murat Çobanoğlu'nun vefatı münasebetiyle, ozanın edebî kişiliğine ve eserlerine,

İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın Lüksemburg Meclis Başkanı Jean Spautz'un davetine icabetle Lüksemburg'a yapacağı resmî ziyarete katılacak heyete ilişkin Başkanlık tezkeresi,

Ankara Milletvekili Telat Karapınar'ın Dilekçe Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi,

Muğla Milletvekili Ali Arslan ve 42 milletvekilinin, arıcılıkta ve bal üretiminin pazarlanmasında yaşanan sıkıntıların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi (10/269),

İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek ve 41 milletvekilinin, yurt dışında öğrenimlerini sürdüren öğrencilere danışmanlık yapan firmaların araştırılması ve hizmetlerinin denetlenmesi (10/270),

Amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri;

Genel Kurulun bilgisine sunuldu; Meclis araştırması önergelerinin gündemdeki yerini alacağı ve öngörüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in Belarus'a yaptığı resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi,

30.3.2005 tarihli gelen kâğıtlarda yayımlanan 849 sıra sayılı Askerî Ceza Kanunu ile Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkındaki Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının, 48 saat geçmeden, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 3 üncü sırasına alınmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi,

Kabul edildi.

Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmının:

1 inci sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S. Sayısı: 305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporu henüz gelmediğinden, ertelendi.

2 nci sırasında bulunan, Konya Milletvekili Kerim Özkul'un, Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç ile 29 milletvekili ve Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ile 5 milletvekilinin, Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tekliflerinin (2/402, 2/406, 2/408) (S.Sayısı: 842) görüşmeleri tamamlandı;

3 üncü sırasına alınan, Askerî Ceza Kanunu ile Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkındaki Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının (1/996) (S. Sayısı: 849) görüşmelerini müteakiben,

Kabul edilip kanunlaştıkları açıklandı.

4 üncü sırasına alınan, Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kanunlaştırılmasına İlişkin Tasarının (1/947, 1/233) (S. Sayısı: 835) tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanarak 3 üncü maddesine kadar kabul edildi; 3 üncü maddesi için elektronik cihazla yapılan oylamalar sonucunda Genel Kurulda karar yetersayısı bulunmadığı anlaşıldığından;

5 Nisan 2005 Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 19.50'de son verildi.

 

İsmail Alptekin

Başkanvekili

 

Mehmet Daniş

Yaşar Tüzün

 

Çanakkale

Bilecik

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

 

 

 

 

Ahmet Gökhan Sarıçam

Bayram Özçelik

 

Kırklareli

Burdur

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye


                 No.:                           108

II.- GELEN KÂĞITLAR

4 Nisan 2005 Pazartesi

Cumhurbaşkanınca Geri Gönderilen Kanun

1.- 16.3.2005 tarihli ve 5317 sayılı Bankalar Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve Anayasanın 89 ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi (1/999) (Anayasa ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.3.2005)

Tasarılar

1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moldova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ekonomik İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/1000) (Plan ve Bütçe ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

2.- Kamulaştırma Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/1001) (Adalet ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)

3.- Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanunu ve Millî Savunma Bakanlığı ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklarına Bağlı Kurumlarda Döner Sermaye Teşkili ve İşletilmesine İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı  (1/1002)  (Sağlık,  Aile,  Çalışma  ve  Sosyal  İşler  ile  Millî  Savunma  Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)

4.- 2006 Yılı Programının Hazırlanmasına Dair Kanun Tasarısı (1/1003) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.3.2005)

Teklifler

1.-   Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer ile 33 Milletvekilinin; 3201 Sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 55 inci Maddesinin 10 uncu Fıkrasında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/412) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)

2.-   Diyarbakır Milletvekili Aziz Akgül'ün; Mikro Finans Kuruluşları Hakkında Kanun Teklifi (2/413) (Adalet ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)

3.- İzmir Milletvekili Zekeriya Akçam'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/414) (Avrupa Birliği Uyum ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

4.- Gümüşhane Milletvekili Sabri Varan'ın; Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Kanun Teklifi (2/415) (Adalet; Plan ve Bütçe ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

5.-           Bursa Milletvekili Abdülmecit Alp ile 5 Milletvekilinin; Toplu Konut Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/416) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

6.-      Erzurum Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut ile 4 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 Sayılı Kanuna Ek ve Geçici Maddeler Eklenmesi ve 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/417) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.3.2005)

7.-     Erzurum Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut'un; 2.7.1965 Tarih ve 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 20. Maddesinin C Bendinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/418) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.3.2005)

8.-  Zonguldak Milletvekilleri Harun Akın, Nadir Saraç ile İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun; Zonguldak İlinde Kozlu ve Kilimli Adında Yeni İki İlçe Kurulmasına Dair Kanun Teklifi (2/419) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

9.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ile Hatay Milletvekili Sadullah Ergin'in; 633 Sayılı Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/420) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.4.2005)

Tezkereler

1.-     Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu'nun; Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/788) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

2.-        Mardin Milletvekili Selahattin Dağ'ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/789) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

Rapor

1.- Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/969) (S. Sayısı: 851) (Dağıtma tarihi: 4.4.2005) (GÜNDEME)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Manisa Milletvekili Ufuk ÖZKAN'ın, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan Çanakkale Zaferiyle ilgili hutbeye ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet AYDIN) sözlü soru önergesi (6/1515) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)

2.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Bingöl-Yedisu İlçesindeki binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi için alınacak önlemlere ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1516) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

3.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, olası bir depreme karşı Bingöl-Yedisu Pansiyonlu İlköğretim Okulunda alınacak tedbirlere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1517) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

4.- Afyonkarahisar Milletvekili Halil ÜNLÜTEPE'nin, Kocatepe Üniversitesi 400 yataklı hastane projesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1518) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Sayıştay'ın 3096 ve 4283 sayılı kanunlara tâbi işlere yönelik raporuna ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5044) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.2.2005)

2.- Edirne Milletvekili Nejat GENCAN'ın, Meclis binalarındaki tadilat ve onarım çalışmalarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5097) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.3.2005)

3.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, görevlendirme ve vekalet yoluyla görev yapan üst düzey bürokratlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5409) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)

4.- Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, Başkentte yaşanan su kesintilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5410) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)

5.- Kocaeli Milletvekili İzzet ÇETİN'in, Ankara Atatürk Kültür Merkezi alanının içinde bulunduğu imar planına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5411) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)

6.- Bilecik Milletvekili Yaşar TÜZÜN'ün, Basın İlan Kurumunun malî durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5412) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

7.- Bilecik Milletvekili Yaşar TÜZÜN'ün, Basın İlan Kurumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5413) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

8.- İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, yargı kararlarının uygulanmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5414) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

9.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, çiftçiye yapılacak doğrudan gelir desteği ödemelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5415) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

10.- Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın, Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birliğine bağlı esnafın kredi borçlarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/5416) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

11.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Bingöl çevresinde yaşanan depremlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5417) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

12.- Tokat Milletvekili Resul TOSUN'un, Basın İlân Kurumunca yapılan ödemelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5418) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

13.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Damal İlçesinde Hükümet Konağı yapılıp yapılmayacağına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5419) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

14.- Kastamonu Milletvekili Mehmet YILDIRIM'ın, Karadeniz Sahil Yolu Projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5420) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

15.- Ankara Milletvekili Yılmaz ATEŞ'in, Karayolları Genel Müdürlüğüne ait bir araziye ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5421) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

16.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, deprem sonrası güçlendirme çalışmalarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5422) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)

17.- İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığına yapılan atamaya ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/5423) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)

18.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Sefa SİRMEN'in, otomatik meteoroloji istasyonu alım ihalesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/5424) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)

19.- Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN'ın, bir Türk gazetesinin Almanya'daki yayımının yargı kararı olmaksızın Alman İçişleri Bakanlığınca yasaklanmasına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5425) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)

20.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Nevruz kutlamalarına katılan Norveç heyetine ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5426) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)

21.- İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, İncirlik Üssünün Amerikan uçaklarının lojistik faaliyetlerini desteklemek için açılacağı iddialarına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5427) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)

22.- İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, 17 Aralık 2004 tarihli zirvede sözü edilen, Türkiye'nin imzalayacağı protokolün içeriğine ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5428) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)

23.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün BİLGEHAN'ın, İslâm Konferansı Örgütü İstanbul Sonuç Bildirgesine ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5429) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)

24.- Zonguldak Milletvekili Nadir SARAÇ'ın, Türkiye Jokey Kulübünce düzenlenen at yarışlarından elde edilen gelirlerden pay aktarımına ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi (7/5430) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.3.2005)

25.- İstanbul Milletvekili Güldal OKUDUCU'nun, Bakanlığın faaliyet alanına giren hizmetlerdeki sorunlara ilişkin Devlet Bakanından (Güldal AKŞİT) yazılı soru önergesi (7/5431) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)

26.- Bursa Milletvekili Ertuğrul YALÇINBAYIR'ın, Emniyet Genel Müdürlüğüne 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çerçevesinde yapılan başvurulara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5432) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.3.2005)

27.- Elazığ Milletvekili Abdulbaki TÜRKOĞLU'nun, din değiştirenlerin sayısına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5433) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.3.2005)

28.- İstanbul Milletvekili Hasan AYDIN'ın, hırsızlık ve gasp olaylarının önlenmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5434) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)

29.- Karaman Milletvekili Mevlüt AKGÜN'ün, yurdumuzda yaşayan Ahıska Türklerinin mağduriyetlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5435) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

30.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, bir belediye başkanının görevine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5436) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)

31.- Balıkesir Milletvekili Ali Kemal DEVECİLER'in, Balıkesir İl Jandarma Komutanlığının bir operasyonuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5437) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)

32.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, İçişleri Bakanlığı planlama uzman yardımcılarının maaşlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5438) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)

33.- Tunceli Milletvekili V. Sinan YERLİKAYA'nın, üniversite ve diğer eğitim kurumlarının kalite standardına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5439) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)

34.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Konya-Kulu-Tavşanlı beldesi yakınlarındaki tesislerin kullanılmama nedenine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5440) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)

35.- Karaman Milletvekili Mevlüt AKGÜN'ün, Ticaret ve Turizm Genel Müdürlüğüne bağlı okullardaki muhasebe öğretmeni ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5441) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

36.- İstanbul Milletvekili Gürsoy EROL'un, en iyi üniversite sıralamasında Türkiye'nin durumuna ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5442) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

37.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Eğitim-Bir-Sen'in yaptırdığı öğretmen sorunları araştırmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5443) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

38.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Damal İlçesinin Millî Eğitim Müdürü atamasının ne zaman yapılacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5444) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

39.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Orhaneli Termik Santralinin çevreye verdiği zararlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5445) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)

40.- Denizli Milletvekili Mehmet U. NEŞŞAR'ın, SSK hastanelerindeki sağlık personeli tayinlerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5446) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)

41.- Ankara Milletvekili İsmail DEĞERLİ'nin, bir şirket tarafından çeşitli kurumlara verildiği belirtilen teklife ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5447) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)

42.- Ankara Milletvekili İsmail DEĞERLİ'nin, İstanbul İl Sağlık Müdürü hakkındaki iddialara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5448) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)

43.- Denizli Milletvekili Mehmet U. NEŞŞAR'ın, Vakıf Gureba Hastanesinin röntgen bölümüne ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5449) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2005)

44.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Meram Ekspres Trenine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5450) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)

45.- Mersin Milletvekili Vahit ÇEKMEZ'in, Mersin Ulaştırma Bölge Müdürlüğünün kaldırılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5451) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

46.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, güreş milli takımı antrenörüne ödenecek maaşa ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/5452) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)

47.- Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın, milli sporcuların eğitim ve istihdamına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/5453) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

48.- Trabzon Milletvekili Asım AYKAN'ın, Kocatepe Camiinin bakım ve onarım ihtiyacına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet AYDIN) yazılı soru önergesi (7/5454) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.3.2005)

49.- İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, bankaları denetleyen dış denetim kuruluşlarına ve TMSF kapsamına alınan ticari mevduata ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/5455) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)

50.- Antalya Milletvekili Osman ÖZCAN'ın, Türkiye'ye hatalı gönderilen Volkswagen marka araçlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/5456) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2005)

51.- Trabzon Milletvekili Asım AYKAN'ın, teknik elemanların ücret yetersizliğine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5457) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

52.- Trabzon Milletvekili Asım AYKAN'ın, Çanakkale Savaşı gazilerine ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5458) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

53.- Malatya Milletvekili Muharrem KILIÇ'ın, Köy Hizmetlerine ait bölge müdürlüklerinin yer tespitine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5459) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

54.- Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın, BAĞ-KUR'lu çiftçilerin sağlık hizmetlerinden yararlanma durumlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5460) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

55.- İzmir Milletvekili Muharrem TOPRAK'ın, Yortanlı Baraj Projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5461) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

56.- İzmir Milletvekili Muharrem TOPRAK'ın, Allianoi Antik Kenti'nin korunmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5462) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

57.- İstanbul Milletvekili Mehmet SEVİGEN'in, basında yer alan bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5463) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2005)

58.- İzmir Milletvekili K.Kemal ANADOL'un, pamuk primi ödemelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5464) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.3.2005)

59.- İzmir Milletvekili K.Kemal ANADOL'un, Başbakanlık Müsteşarıyla ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5465) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.3.2005)

60.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, İş Bankası-Telekom İtalya Mobil (İŞ-TİM) Şirketine kaynak aktarılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5466) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

61.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Geçici Köy Koruculuğuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5467) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

62.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Başbakana ve bakanlara yurt dışı seyahatlerinde eşlik eden milletvekillerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5468) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

63.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, sanayide kullanılan doğalgaz fiyatlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5469) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)

64.- Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK'in, yabancı yatırımlara ve borçların yeniden yapılandırılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5470) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

65.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Başbakanlık Müsteşarı hakkındaki iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5471) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

66.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, Iğdır İl sınırında bulunan Metsamor Nükleer Santraline ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5472) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)

67.- İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ'nün, işkence ve kötü muamele şikayetlerine karşı İzmir Cumhuriyet Savcısının tutumuna ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5473) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)

68.- Samsun Milletvekili Haluk KOÇ'un, Başbakan tarafından açılan manevi tazminat davalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5474) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)

69.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, İGDAŞ ile ilgili dava dosyasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5475) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

70.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Konya Adliye Sarayı yapımına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5476) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

71.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, Ankara Büyükşehir Belediyesinin borçlarına ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/5477) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

72.- Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN'ın, IMF ve Dünya Bankasından alınan kredilere ve iç ve dış borçlara ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/5478) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)

73.- Afyonkarahisar Milletvekili Reyhan BALANDI'nın, 2003 ve 2004 yıllarındaki trafo yangınlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5479) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)

74.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, elektrik fiyatlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5480) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

75.- İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ'nün, Ulus Tarihi ve Kültürel Kentsel Dönüşüm Projesi kararına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5481) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

76.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, Çankırı İline atanan bir vali yardımcısına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5482) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

77.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Ankara Büyükşehir Belediyesince kamulaştırılan bir arsaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5483) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)

78.- Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN'ın, misyonerlik faaliyetlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5484) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)

79.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, SSK'lıların tedavileriyle ilgili düzenlemelere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5485) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)

80.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, bazı ilâç fiyatlarında indirim yapılmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5486) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

81.- Edirne Milletvekili Rasim ÇAKIR'ın, Bakanlığa devredilen bir hastaneye ait malzemelerle ilgili iddialara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5487) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

82.- Afyonkarahisar Milletvekili Reyhan BALANDI'nın, ithal edilen ilâçlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5488) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)

83.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, hayvancılıkla ilgili destek ve teşvik uygulamalarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5489) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

84.- Bursa Milletvekili Mehmet KÜÇÜKAŞIK'ın, doğrudan gelir desteği ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5490) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

85.- Afyonkarahisar Milletvekili Reyhan BALANDI'nın, tarımsal desteğe, gelirlere ve tarım nüfusunun Millî Gelirdeki payına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5491) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)

86.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, SSK emekli aylıklarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5492) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

87.- İzmir Milletvekili K. Kemal ANADOL'un, halk kütüphanelerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5493) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)

88.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, Yurt-Kur Genel Müdürlüğüne verilen kredilerin geri ödenmesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5494) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)

89.- Mersin Milletvekili Hüseyin ÖZCAN'ın, Mersin Ulaştırma Bölge Müdürlüğüne ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5495) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.3.2005)

90.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Turkcell hisselerinin satışıyla ilgili iddialara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/5496) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)

          No.: 109

5 Nisan 2005 Salı

Meclis Araştırması Önergesi

1.- İstanbul Milletvekili Mehmet SEVİGEN ve 41 Milletvekilinin, ilköğretim ve ortaöğretim okullarında eğitim gören çocukların ve gençlerin karşı karşıya bulunduğu tehlikeler ile bunlardan korunma yollarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/271) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2005)

Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, eski Başbakan Bülent Ecevit'e VİP salonunun kullandırılmamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4946)

2.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Bingöl depremi sonrası inşa edilen deprem konutlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4947)

3.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, EÜAŞ'deki yolsuzluk soruşturması kapsamında Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanının görevden alınıp alınmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4948)

4.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığında ortaya çıkan yolsuzluğa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4950)

5.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, soru önergelerinin cevaplandırılmamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4951)

6.- Adana Milletvekili Kemal SAĞ'ın, kamu kurum ve kuruluşlarında vekaleten yapılan atamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4953)

7.- Çanakkale Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim, Araştırma ve Uygulama Hastanesi Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4954)

8.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, özel bir yemek ve servis firmasının Tekirdağ'da aldığı ihalelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4955)

9.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, doğalgaz ve elektrik enerjisi kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4956)

10.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Ankara'daki doğalgaz dağıtımına ve ortaya çıkan sorunlara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4957)

11.- Zonguldak Milletvekili Harun AKIN'ın, Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdür Vekiline ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4958)

12.- İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, Türkiye Elektrik Üretim A.Ş.'deki bazı bürokratlarla ilgili iddialara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4959)

13.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının bir otopark yapımıyla ilgili açıklamasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4961)

14.- Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK'in, Osmangazi Üniversitesi Ziraat Fakültesi Laboratuvarına ve bir öğretim görevlisi hakkındaki iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4964)

15.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, içki ve sigara sektöründe faaliyet gösteren yerli ve yabancı şirketlerin hasılatına ve ödenen  vergi miktarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4968)

16.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, bir inşaat şirketinin hissedarlarına ve bu şirketin aldığı ihalelere ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/4975)

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

5 Nisan 2005 Salı

BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur) Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 79 uncu Birleşimini açıyorum.

III.- Y O K L A M A

BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için 5 dakika süre vereceğim.

Sayın milletvekillerinin, oy düğmelerine basarak salonda hazır bulunduklarını bildirmelerini; bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen sayın üyelerin, salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama pusulalarını, teknik personel aracılığıyla, 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.

Gündemdışı ilk söz, arı yetiştiricilerinin sorunları hakkında söz isteyen Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez'e aittir.

Buyurun Sayın Çömez. (AK Parti sıralarından alkışlar)

IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Gündemdişi Konuşmalar

1.- Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez'in, arı yetiştiricileri ile bal üreticilerinin sorunlarına, sahte bal nedeniyle yaşanan sıkıntılara ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı  Sami Güçlü'nün cevabı

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'deki arı yetiştiricilerinin, bal üreticilerinin sorunlarını konuşmak üzere gündemdışı söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Doğrusunu isterseniz, bir hekim olarak, yıllarca, hastalarına bal yemelerini tavsiye eden birisiyim. Birkaç hafta öncesine kadar, Meclis odamda ziyaretime gelen köylüleri dinleyinceye kadar da, arıcılık sektöründe bu kadar önemli sorunlar olduğunu bilmiyordum. Sorunları dinlediğim zaman kulaklarıma inanamadım ve ciddî bir araştırma yapmaya başladım. Bugün sizlerle bunu paylaşacağım ve çözüm önerilerimi dile getireceğim.

Türkiye'de 250 000 aile arı yetiştiriyor ve bal üretiyor. Yıllık üretimimiz de, yaklaşık 70 000 ton civarında. Bu rakamla, dünyada bal üretiminde ilk 5'in içindeyiz. Türkiye, ürettiğini hem içpiyasada tüketiyor hem de yurtdışına ihraç ediyor; yani, bir anlamda, hem iç hem de dış ekonomik kazanç kapısı.

Bu sektörün ifade ettiği diğer bir stratejik avantaj ise, sahip olduğumuz geniş coğrafya, bitki sayısı ve çeşitliliği ve uzun iklim avantajlarından kaynaklanıyor. AB ülkelerinin yıllık bal talebi, yaklaşık 250 000 ton. Parasal karşılığı ise milyar dolarlarla ifade ediliyor.

Hikâyeye 2003 yılından başlayalım. 2003'te hükümetimiz bal ihraç edenlere, ton başına -bir kısmı mahsup olmak üzere- 65 dolarlık teşvik öngördü ve bunu uyguladı. Bu, son derece yerinde ve önemli bir karardı. O yıl Türkiye'de mevsim koşulları çok uygun gitmedi ve arzu edilen miktarda bal üretilemedi; ancak, Türkiye'den AB üyesi ülkelere binlerce ton bal ihraç edildi. İhraç edilen ballara, kendi laboratuvarlarımızdan sağlam ve sağlıklı olduğuna dair onaylar alındı ve belgelendi -burası, son derece önemli- ancak, AB gümrüğünden bu balların önemli bir kısmının sahte ve sağlıksız olduğu ortaya çıktı, kanıtlandı ve Türkiye'ye iade edildi.

Dış Ticaret Müsteşarlığından aldığım bilgilere göre, balları iade edilen şirket sayısı 23. Peki, bu 23 şirketin balına ne oldu?! Bu balların imha edildiğine dair hiçbir bilgi ve belgeye ulaşamadım bugüne kadar. Bu şirketler, aldıkları ihracat teşviklerini ne yaptılar?! Dış Ticaret Müsteşarlığımızdan yazılan yazılar var; ancak, henüz bunun da akıbetine ulaşamadık.

Bu arada, Alman Bal Birliği, bu sahtecilik anlayışıyla ilgili, üyelerini uyarıyor ve Türkiye'den gelecek mallara çok dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor; yazının örnekleri yanımda. Bu uyarı sonrasında, Suudi Arabistan bile, hac zamanı ülkemizden aldığı yaklaşık 6 000 ton balla ilgili önemli çekinceler ortaya koyuyor ve Arabistan ihracatımız da darbe yiyor.

Değerli arkadaşlarım, köylülerin dertlerini dinlemek üzere İzmir'e gittim. Çok sayıda İzmirli arı yetiştiricisi, son derece mağdur vaziyette ve ellerinde bol miktarda bal stoku var. Neden olduğunu sorduğumda ise, piyasayı sahte balların işgal ettiğini ve bunlarla ticarî olarak rekabet edemediklerini söylüyorlar.

Bu ifadeler ve gördüğüm manzara, inanın, beni dehşete düşürdü. Alınteriyle uğraşıp didineceksin, gece gündüz dağda bayırda bal yetiştireceksin ve bu hakiki balları piyasaya satamayacaksın; piyasayı istila etmiş birkaç rant şebekesi, üç beş sahtekâr, merdivenaltında ürettikleri taklit ballarla, hem üreticiyi mağdur edecek hem halkın sağlığıyla oynayacak hem de inanılmaz rantlar elde edecek... Bu, anlaşılır bir durum değil.

Bunun üzerine Ankara'ya geldim ve rasgele, bazı marketlerden, noter huzurunda bal numuneleri alarak tahlile gönderdim. Sonuç korkunç; 1 tanesi hakikî ve diğer 9 taneden 8 tanesi gerçek bal değil.

Peki, diyeceksiniz ki, içinde bal olmayan bu mamuller nasıl elde edilmiş? Bu sahtecilik çeteleri, arıyı taklit etmekte oldukça yetenekliler. ABD'den ithal edilen mısır şurubunu, Çin'den ithal edilen bal enzim ve ekstreleriyle karıştırıp, biraz da esans ilave edip harika bir bal taklidi ürün ortaya çıkarmışlar. Merak ettim, acaba, sorun sadece Ankara'da mı diye, Mersin'den aynı yöntemle 19 numune aldırdım; maalesef, 13 tanesi sahte, 6 tanesi gerçek bal çıktı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çömez, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

TURHAN ÇÖMEZ (Devamla) - Yine, Tarım Bakanlığımız, Türkiye'nin pek çok yerinden 100'den fazla numune aldı; onların da sonuçlarında, yarıdan fazlası sahte olarak rapor edildi.

Değerli arkadaşlarım, bu sahtecilerle nasıl mücadele edeceğiz? Öncelikle, bilinçli bir toplum tesis edilmesi için, hepimizin üzerine düşen önemli görevler var. Gıda sahtecileri ile sağlıksız ve taklit ürünlerle mücadele etmek için, kamuoyunun ve tüketici haklarını savunan sivil toplum örgütlerinin bilinçlenmesi, mutlaka sürece katkı sağlayacaktır. Bunun için, medyanın, bilinçlendiren ve öğreten, aynı zamanda teşvik eden yayınlarına ihtiyacımız var.

İkincisi, denetim mekanizması. Türkiye'deki 400 000 satış noktasına, Tarım ve Köyişleri Bakanlığımızın önemli denetim ve kontrol mekanizmalarını uygulaması ve bunlarla ilgili yaptırım uygulaması gerekiyor.

Bu arada, Ankara Valimizin on gündür önünde duran kapatılma kararlarının hâlâ imzalanmadığına dair bilgiler geldi bana. Buradan, hemen, bugün, bu kararların uygulanması için talimat verilmesi konusunda, Sayın İçişleri Bakanımızdan da ricada bulunuyorum.

Diğer bir tedbir Maliye Bakanlığımızı ilgilendiriyor; çünkü, bu sahtecilik şebekelerinin müstahsil fişleri de sahte ve bunlar, maalesef, mezarlık taşlarından elde ettikleri isimleri bu fişlere kullanmışlar. Maliye Bakanlığımızın da, bu sahte müstahsil fişleriyle ilgili önemli yaptırımlar uygulamasını bekliyoruz.

Yine, gümrüklerden, bu sahte balın hammaddesiyle ilgili olarak yurtiçine sokulan materyallerle ilgili de Sayın Tüzmen'den bir beklentimiz var; bu malzemelerin de, Türkiye'ye girişinde, önemli denetimler ve yaptırımlar uygulanması gerekiyor.

Değerli arkadaşlarım, bunlarla ilgili alınacak tedbirler çok basit. İnanıyorum ki, hükümetimizin çok değerli üyeleri ve ilgili bütün bürokrat arkadaşlarımız, gerekli tedbirleri alacak ve bu sayede, hem hakiki bal üreticisinin mağdur olmasının önüne geçilmiş olacak hem de piyasadaki bu sahtecilerle mücadele etmiş olacağız.

İnanıyorum ki Türkiye, bu sahtecilerden kurtulduğu zaman, temiz ve sağlıklı bir toplum tesis edilmiş olacak.

Hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çömez.

Gündemdışı konuşmaya, Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Sami Güçlü cevap vereceklerdir.

Buyurun Sayın Bakan.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI SAMİ GÜÇLÜ (Konya) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Balıkesir Milletvekilimiz Sayın Turhan Çömez'in, bal üreticileriyle ilgili, arı yetiştiricileriyle ilgili sorunlar, bu tarım kesimi mensuplarımızın sorunları hakkında gündemdışı konuşmasına ben de kısaca katkıda bulunmak istiyorum.

Evvela duyarlılığı için teşekkür ediyorum. Bu vesileyle, bir kısım ilave düşüncelerimi ifade edeceğim ve konuya nasıl yaklaştığımızı kamuoyuna da duyurmuş olacağım.

Dünyada bal üretimi yaklaşık 1,3 milyon ton. Türkiye 5 inci sırada bir ülke; dolayısıyla, dünyada bal üretimi konusunda belli bir noktaya gelmiş, üretiminin belli yıllarda yüzde 20'sini ihraç edebilecek bir gelişmeyi de göstermiştir. Dolayısıyla, genel olarak baktığımızda, üretim hacmi, ıslahı, desteklenmesi ve örgütlenmesi konusunda elbette birkısım gelişmeler olmalıdır ki, dünyada bu pozisyona ulaşabilelim ve üretimimizin de yüzde 20'sini ihraç etme noktasına gelelim.

Dolayısıyla, evvela, sektörün geldiği nokta bu yönüyle önemlidir, potansiyeli ise çok daha yüksektir. Evvela, coğrafyamızın sahip olduğu özellikler, kısaca doğal kaynaklarımız, bu sektörümüzde çok daha önemli gelişmelere imkân vermektedir; ama, elbette, sorunları da vardır. Bu sorunların içerisinde ilaç kalıntıları, birkısım hastalıklar, uygun şartlarda üretim olmaması ve işte belki de en son kamuoyunun gündemine gelen sahtecilik hususlarıdır. Tabiî, insanoğlunun böyle bir zaafı vardır. Kolayı tercih etme ve kısa sürede kazanç sağlama konusu, kuralları, ahlakı, etiği, bazen yasaları çiğneyerek bu noktada adım atılmasını sağlamakta, dolayısıyla da haksız kazançlara sebep olmakta ve belki onun da ötesinde birkısım ihmallerden dolayı bazı olumsuzluklara da sebep olabilmektedir.

İşte, bu noktada kamuya düşen görev, gelişmeyi belli bir yöne sevk ederken kuraldışılığı, ahlakdışılığı da önleyici tedbirler almak ve kamu otoritesini kullanmak, eğitimi sağlamak, bilinçlendirmeyi sağlamak ve örgütlenmeyle bu konuda bir iyileştirme ortaya koymaktır.

Konunun gündeme geldiği andan itibaren yapılan denetimler artırılmış -2005 yılından bahsediyorum- bu yıl içerisinde, yani, bugüne kadar olan zaman diliminde, ihbar ve şikâyetler de dahil olmak üzere bal üretimiyle ilgili 278 işyeri denetlenmiş, bu denetimlerde şüphe üzerine alınan ve ihbar edilen yerlerden alınan 332 bal numunesi analiz için laboratuvarlara gönderilmiş, bunlardan 263'ü hakkında ilk neticeler gelmiş, 88'inde olumsuzluk, yani, genel anlamda birkısım sahtecilik sonuçlarının doğruluğu ortaya çıkmış, 175 adedinin ise analiz sonuçları olumlu netice vermiş.

Ülke genelinde bal üreten 32 işletme hakkında çalışma izni, gıda sicili ve üretim izni olmadığından dolayı Gıda Kanunu gereğince idarî para cezası uygulanmış, 6 işletme hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş ve bu işletmelerin bir kısmında 4 132 kilogram bala el konulmuştur. Denetim, ülke genelinde üretim ve satış yerlerinde yoğun bir şekilde devam etmektedir.

Ülkemizde bal ihracı ve iadesi konusunda da birkaç cümle söylemek istiyorum. 2002 yılında yaklaşık 16 000 ton bal ihraç edilmiş, 193 tonu iade edilmiştir. 2003 yılında ise, yine yaklaşık bu kadar bal ihraç edilmiş, 293 tonu iade edilmiştir. Bunlar, iadeler ihracatın yüzde 1,2'si civarındadır. 2004 yılında ise, daha az ihracat yapılmış; ama, geri dönüş oranı daha yüksektir; yüzde 3'ü iade edilmiş.

İadelerle ilgili Dış Ticaret Müsteşarlığımızdan ve ilgili ülkeden, iade eden ülkeden aldığımız bilgilere göre, bunların içerisinde genel gerekçe, şartlara uymamak ve fiyat konusundaki itirazdan kaynaklanarak iade edilmişler. Bunun çok gerçekçi olmadığını biliyoruz; ama, bize gelen resmî yazılarda, Dış Ticaret Müsteşarlığına intikal eden yazılarda, işin içerisinde, balın niteliğiyle ilgili bir değerlendirme yerine "uygun bulunmamıştır, fiyatları yüksek bulunmuştur" gibi ifadelerle iade edildiği gözlenmektedir. Dolayısıyla, burada yapılması gereken işlem konusunda da, idare, bir nebze tereddüt içerisinde kalmakta, çaresiz kalmaktadır; ancak, Türkiye'ye bu balların iadesi konusunda resmî prosedür ise çok açıktır. Bunlar, Türkiye'den ihraç edilmiş ve iade edilmiş olsa bile, Türkiye'ye girerken uygulanması gereken bir prosedür vardır, ithal edilen bir mal muamelesine tabi tutulmaktadır ve Türkiye'nin bünyesinde geçerli olan kurallar aranmaktadır. Dolayısıyla, bu konuda, evvela, mevzuat yönünden de bir eksiklik yoktur; Türkiye'ye giren ballarla ilgili konuda, bugün, laboratuvarlarımızdan olumsuz bir sonuç da elimizde değildir; ancak, biraz önce söylediğim, tağşiş -yani, içerisine başka maddelerin katılarak aslî unsurun bozulması- ve üzerindeki bilgilerin yanlış ve eksikliğini ifade eden sahtecilik olaylarının -Turhan Beyin de söylediği, bizim de kendi bulgularımıza göre- piyasada yer aldığını biliyoruz.

Peki, burada kamuya düşen görev olarak evvela denetimlerin artırılması, bununla ilgili konuda kamu otoritesinin caydırıcılığının burada gösterilmesi gerekir. Bununla ilgili yapılması gereken ilk iş ise, kamuoyunu bilgilendirmek ve ilgili taraflar arasında konunun enine boyuna çok tartışılmasını sağlamaktır. Bugün Meclisimizde gündeme gelen bu konu da, aynı zamanda, Bakanlığımız tarafından bu sektörün tüm unsurları bir araya getirilerek yapılan bir değerlendirme toplantısı da halen Ankara'da devam etmektedir.

Kısaca bahsetmek gerekirse, Bakanlığımız başta olmak üzere, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Ege İhracatçılar Birliği, Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği, Tüketici Hakları Federasyonu, Gıda Dernekleri Federasyonu, üniversitelerimiz, bugün bu konuyu konuşmaktadır ve dolayısıyla, arayışımız, alınabilecek tedbirler konusunda ilgili tüm tarafların da mutabakatını sağlayarak bu konuya köklü bir çözüm getirmektir. Dolayısıyla, ben, konuyu Meclisimize taşıyan arkadaşlarımıza, bu konuda fikir üreterek bize yol göstermeye çalışan, milletvekillerimize ve konuyla ilgili uzmanlara, huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Bu konuyla ilgili olarak kamuoyuna söyleyeceğimiz son söz, bir bakıma, sorumlu bakanlık olarak, gerekli tedbirleri alarak, bu konuda tüketicilerimizin tereddütlerini ortadan kaldıracak bir tutumu sergileyeceğiz.

Bilgilerinize sunuyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

DURSUN AKDEMİR (Iğdır) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Gündemdışı ikinci söz, Kanser Haftası münasebetiyle söz isteyen Ordu Milletvekili...

DURSUN AKDEMİR (Iğdır) - Sayın Başkan, arıcılıkla ilgili söz istemiştim?..

BAŞKAN - ...İdris Sami Tandoğdu'ya aittir.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

2.- Ordu Milletvekili İ. Sami Tandoğdu'nun, Kanser Haftasına ve kanserle mücadelenin önemine ilişkin gündemdışı konuşması

İ. SAMİ TANDOĞDU (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 1-7 Nisan tarihlerinin Kanser Haftası olması nedeniyle gündemdışı söz almış bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Kanser, vücuttaki hücrelerin denetimden çıkıp vücudun diğer bölümlerinde bağımsız ve kontrolsüz bir biçimde büyümeye başladığı bir hastalıktır. Bu hücreler, saldırıya geçen vahşiler gibi vücudun normal kurallarına isyan başlatır ve kendilerine ait ayrı bir düzen oluştururlar. Günümüzde her ülkede, her yaşta görülebilen, coğrafî sınır tanımayan, sosyal statü ve gelir durumu ayırımı yapmayan kanser hastalığı evrensel bir sorun niteliğindedir; bu nedenle kanser hastalığı dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Dünya Sağlık Teşkilatı verilerine göre her yıl dünyada 6 000 000'dan fazla insan kanser hastalığına yakalanmaktadır. Hastalanan bu insanların yaklaşık 5 000 000'u kanser hastalığından dolayı hayatlarını kaybetmektedir. Dünyada 2003 yılında 6 000 000 kişinin kanserden öldüğü bildirilmektedir. Gerekli önlemler alınmazsa, 2020 yılında bu rakamın 10 000 000'a ulaşacağı saptanmış ve hesaplanmıştır. Önümüzdeki yirmi yıl içerisinde de kanser vakalarında tüm dünyada yüzde 330'a varan ciddî bir artış görüleceği, bu artışın yüzde 75'inin gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkacağı belirtilmektedir.

Sayın milletvekilleri, ülkemizde, 1970'li yıllarda, sebebi bilinmeyen ölümler arasında dördüncü sırada yer alırken, son yıllarda, kalp hastalığından sonra, kanser, ülkemizde, ikinci sırada yer almaktadır. Dünyada her 100 000 kişiden 150 veya 300'ü kansere yakalanmakta, Türkiyemizde ise her yıl 150 000 kişi kansere yakalanmış ve kanser hastası olarak yaşamaktadır. Yüzyılımızdaki, çağımızdaki teknolojik gelişmeler, tıp alanında birçok hastalığın azalmasına olanak sağlamaktadır. Diğer yandan, artan çevresel ve psikolojik faktörler, insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen hastalıkların çoğalmasına ve kanser hastalığı riskinin artmasına neden olmaktadır. Kanseri en çok etkileyen faktörlerin başında, maalesef sigara gelmektedir. Sigarayı, Meclis koridorlarında ve Meclis kulislerinde gördükçe, yüreğim, ayrıca, bir hekim olarak, bir doktor olarak, sızlamaktadır. (Alkışlar)

Teşekkür ederim. Bugünü fırsat bilerek, çok sevdiğim milletvekili arkadaşlarımızın ve halkımızın sigaradan uzak yaşama kendilerini alıştırmasını ve o şekilde yaşamalarını temenni ediyorum.

Sigaranın öldürücü etkileri sonucunda, dünyada her yıl 4 000 000, Türkiye'de ise 110 000 kişinin yalnız sigaradan hayatını kaybettiği bilinmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre, dünyada, her 13 saniyede 1 kişi sigaradan ölmektedir arkadaşlar. Ülkemizde de, gerekli önlemler alınmazsa, önümüzdeki yirmi yılda, sigaraya bağlı nedenlerle ölen kişilerin sayısı yaklaşık 250 000'e yükselecektir.

Kanser riskinin artmasını etkileyen ve sebep olan faktörlerin başında, yine çevresel, sosyal ve kimyasal faktörler çok önemli rol oynamaktadır. Bunun en önemli örneği olarak, Sovyetler Birliğinde, 26 Nisan 1986 günü Çernobil Nükleer Santralında meydana gelen nükleer kaza gösterilmektedir. Yaşanan bu nükleer kaza sonucunda, ülkemize ve birçok komşu ülkeye yayılan radyasyonun etkisiyle kanser vakalarında artış görülmüştür bariz bir şekilde. Örneğin, benim seçim bölgem Ordu İlinde, 1986 yılında kanserli hasta sayısı 16 iken, bu sayı 1990 yılında 50, 1991 yılında 66, 1993 yılında 189, 2001 yılında 308 olmuş, 2002 ve 2003 yıllarında 400'ü aşmıştır.

       (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Tandoğdu, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

İ. SAMİ TANDOĞDU (Devamla) - Bu sayı, Çernobil nükleer santralının ve diğer etkenlerin tesiriyle her geçen gün artmaktadır.

Bir tıp doktoru olarak, bir kanser uzmanı olarak, bölgemden bana gelen her 10 hastanın 8'i ya akciğer kanseri ya mide kanseri. Bunun nedeni olarak, kanser vakalarının artmasının en büyük faktörü olarak Çernobil'i görmekteyim. Bu konuyla ilgili Meclis araştırması istedim. Meclis araştırması daha evvel de yapılmış; fakat, o zamanın koşullarıyla, o zamanın teknolojisiyle yapılan araştırmanın sağlıklı bir netice vereceğine inanmam mümkün değil. O nedenle, Yüce Meclisten, bu araştırmanın bir an evvel gündeme getirilerek değerlendirilmesi ve yapılmasını isteyeceğim.

Karadeniz Bölgesindeki halkımızın kanser rahatsızlıklarıyla ilgili, yazılı basında günaşırı haber çıkmaktadır. Karadenizdeki ve ülkemdeki insanların en ufak bir hastalığının, Çernobil olayından ve ailesel kalıtımdan meydana geldiği endişesi insanlarda psikolojik olarak büyük bunalımlar yaratmaktadır. Bunları engellemek için, bunları ortadan kaldırmak için de en kısa zamanda bir araştırma komisyonu kurulması gerektiğine inanıyorum.

Kanser oluşumunu etkileyen diğer faktörlerin oranlarına baktığımızda ise; dengesiz beslenme yüzde 35, enfeksiyon hastalıkları yüzde 10, alkol yüzde 3, tozlu ve pis çalışma yerleri yüzde 2 yer tutmaktadır. Gıdaların kirlenmesi, kanseri artıran faktörlerin başında gelmektedir.

Kansersiz bir hayat ve kanserden korunmak mümkündür. Kanserden korunabilmek için vatandaşlarımızın bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi gerekir. Bunun için, özellikle 1-7 Nisan Kanser Haftasında, kitle iletişim araçlarına çok büyük görevler düşmektedir. Halkımızın bilinçlendirilmesi ve aydınlatılması için eğitim çalışmaları yapılması gerekmektedir.

Bu duygu ve düşüncelerimle, kansersiz günler, kansersiz gelecekler, sigarasız günler dileğiyle, hepinize saygılar ve sevgiler sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tandoğdu.

Gündemdışı üçüncü söz, Siyasî Partiler ve Seçim Kanunları hakkında söz isteyen, Tokat Milletvekili Resul Tosun'a aittir.

Buyurun Sayın Tosun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

3.- Tokat Milletvekili Resul Tosun'un, Siyasî Partiler ve Seçim Kanunlarındaki eksiklikler ve yanlışlıklar nedeniyle yaşanan sıkıntılara ilişkin gündemdışı konuşması ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in cevabı

RESUL TOSUN (Tokat) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Sami Beyin özellikle kanser konusundaki ve kanserin en önemli unsurlarından biri olan sigara konusundaki hassasiyetine yürekten katıldığımı ve Meclisteki uygulamalar konusundaki temennisinin de bir an önce gerçekleşmesini ben de şiddetle arzuluyorum; özellikle Kabahatler Yasası çıktıktan sonra, artık, önceki yasanın uygulanamadığı gerekçesinin de kalktığını düşünüyorum.

Değerli arkadaşlar, demokrasiler, anayasaların ve yasaların hâkim olduğu, her şeyin yasal bir çerçeve içerisinde cereyan ettiği sistemlerdir. Ülkemizde de Anayasamız ve yasalarımız vardır. Anayasa ve yasalar herkesi bağlayıcıdır, yürürlükte olduğu sürece. Beğensek de beğenmesek de, eksiklikleri bulunsa da, yürürlükte olduğu sürece, Anayasanın da, yasaların da hepimizi bağladığının altını çizerek sözlerime başlamak istiyorum.

Evet, kanser kadar önemli, en az baldaki sahtekârlık kadar da önemli olan Siyasî Partiler ve Seçim Yasalarındaki aksaklıkları, sadece bir temenni düzeyinde dile getirmek üzere, gündemdışı söz almış bulunuyorum.

Değerli arkadaşlar, Siyasî Partiler Yasası, Seçim Yasası, biz milletvekillerini doğrudan ilgilendiren, bu yasalarla buralara gelmiş, görev yapan arkadaşlarız; hepimizi yakından ilgilendiriyor; ancak, Anayasamızda olduğu gibi, Siyasî Partiler ve Seçim Yasalarımızda da, biryığın eksikliklerin bulunduğunu, yanlışlıkların bulunduğunu hepimiz biliyoruz; ama, söylediğim gibi, eksik de olsa yanlış da olsa, yürürlükte olduğu sürece, hepimizi bağlamaktadır.

Bu bağlamda, son günlerde, özellikle partilerde meydana gelen istifalar ve partilere gerçekleşen iltihaklardan sonra, Siyasî Partiler Yasasının ve Seçim Yasasının, ciddî bir şekilde gündeme alınması, ele alınması, gözden geçirilmesi, demokratikleştirilmesi ve eksikliklerinin giderilmesi, seçim zamanı gelmeden elzemdir. Seçim zamanı yaklaştığında, Seçim Kanununda, Siyasî Partiler Kanununda yapılan değişiklik, hiçbir zaman, inandırıcı olmaz, olmayacaktır ve olmamıştır. Benim, burada -sakın, istifa yahut da iltihak eden arkadaşlarım alınmasın- onlar hakkında söyleyecek bir sözüm yok; bu yasalar onlara bu hakkı verdiğine göre, kendi tercihleridir; ama, benim itirazım sistemedir. Benim itirazım, gerek Anayasadaki gerekse Seçim Yasasındaki aksaklıkların, istikrar olsun derken istikrarlı bir yönetim olsun derken, bu Seçim Yasasındaki aksaklıklardan dolayı birtakım istikrarsızlıkların tekrar yaşanıyor olmasıdır. Bunu, maalesef, geçmiş dönemlerde siyasî partiler, hep seçim zamanları değiştirmek suretiyle, inandırıcılıklarını yitirmişlerdir. Hatırladığım kadarıyla, sadece Anavatan döneminde, rahmetli Özal, en az 11 defa yasa değiştirdi. Hiçbir inandırıcılığı olmuyordu, haklı da olsa.

Aynı şekilde, mesela İstanbul'da, 1991 seçimlerinde 9 tane seçim bölgesi vardı. 1995'e yaklaştığımızda, o dönemin siyasî partisinin, hatta genel başkanı, seçilme endişesiyle, 9 bölgeyi 3 bölgeye düşürdü. 6 000 000 seçmeni bulunan bir şehirde, seçimlere yakın böylesi keyfî düzenlemelerin, adaletten uzak, demokratik ilkelerden uzak değişikliklerin inandırıcı olmadığı malumunuzdur.

Evet, Seçim Yasası değiştirilmelidir, Siyasî Partiler Yasası değiştirilmeli, mercek altına alınmalıdır; ama, bu yasayı değiştirirken herhangi bir siyasî partinin çıkarını, herhangi bir ferdin menfaatını değil, adalet ölçüsünü esas almamız gerekir.  Biz, 40'a yakın temel yasa değiştirdik.  Yani, 22 nci Dönem Millet Meclisi, hakikaten, son yılların en çok çalışan, performansı en yüksek bir dönemdir. Ceza Yasasından Kabahatler Yasasına kadar, Basın Yasasından İŞKUR Yasasına kadar temel yasalar değiştirdik; ama, asıl, seçmenin hukukunu, millî egemenlik dediğimiz seçmenin gerçek manada temsilini ortaya koyacak olan Siyasî Partiler ve Seçim Yasalarının...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Tosun, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

RESUL TOSUN (Devamla) -Toparlıyorum Sayın Başkanım.

...hâlâ eski aksaklıkları içeriyor olması, bizim için de, eğer değiştirmezsek, bir eksikliktir. Ne biz AK Parti olarak ne de Cumhuriyet Halk Partisi, bu yasanın yapılışında söz sahibi olmadığı için, bu yasayı eleştirebiliriz; ama, bu yasayı değiştirmezsek, aynı şekilde devam ettirirsek, bütün Meclis, bu dönem, bu yasanın aksaklıklarından ve eksikliklerinden de sorumlu olacaktır.

Bu münasebetle, seçmenin temsil hak ve yetkisinin ihlal edilmemesini, gerçek manada temsil edilmesini sağlayacak, (A) partisinde temsil edilmesi için verilmiş oyları (B) partisine taşıyarak seçmenin hakkını ihlal edecek, egemenliği de zedeleyecek, bence, yanlışlıklardan da arındıracak bir yasal düzenlemeyi mutlaka yapmamız gerekiyor.

Değerli arkadaşlar, AK Parti Programında da Cumhuriyet Halk Parti Programında da bu meyanda beyanlar vardır; seçim beyannamelerinde, aynı şekilde, Seçim Yasasının, Siyasî Partiler Yasasının demokratikleştirileceği istikametinde; hatta, bazı noktalarda teferruatlar vardır, önseçimden tercihli sisteme kadar biryığın teklifler vardır; ama, ikibuçuk sene geçti, günübirlik yasal değişiklikler doğru da olsa bazen inandırıcılığını yitiriyor. Geçen hafta geçici 16 ncı maddeyi kaldırdık. Doğru bir şey yaptık; ama, yanlış bir zamanda yaptığımız için, maalesef, dışarıda savunmakta her birimiz zorlanıyoruz. Yaptığımız iş doğru. Doğruyu savunabilmek için, doğru zamanda yapmak ve tüm eleştirilerden uzak duracak şekilde...

Seçim Yasası çok önemli bir yasa. Öyle bir yasa yapmalıyız ki, artık, değiştirilmesi de zor hale gelmeli. Nasıl bazı kanunlarda nitelikli çoğunluk istiyoruz; Seçim Yasasında da oturalım, iki partinin mutabakatıyla, hakikaten, hakkaniyet ölçülerine dayalı demokratik bir yasayı hazırlayalım, birlikte yasalaştıralım, değiştirilmesini de zorlaştıracak şekilde ve hiç değilse önümüzdeki dönemde, vekillerimizin, hakikaten demokratik bir ortamda yasama faaliyetini gerçekleştireceği bir seçime imkân sağlamış olalım diyorum, saygıyla selamlıyorum hepinizi. (Alkışlar)

BAŞKAN- Teşekkür ediyorum Sayın Tosun.

Gündemdışı konuşmaya Adalet Bakanı Cemil Çiçek cevap vereceklerdir.

Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)

ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK (Ankara)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Tosun'un görüşleri üzerine huzurunuza geldim. Aslında, önemli bir konuyu burada konuştuğumuz kanaatindeyim. Hemen hemen her Parlamento döneminde siyasî partiler ve seçim yasaları değişik vesilelerle gündeme gelir ve bu konuyla ilgili de bugüne kadar, esas itibariyle, söylenmesi gereken pek çok doğru söz de söylenmiştir. Meclis arşivlerine baktığımızda da, hem siyasî partiler hem de seçim yasalarıyla ilgili olarak her dönemde verilmiş sayısız teklifler de vardır.

Evvela, şunu belirtmek isterim ki, Siyasî Partiler Yasası ve Seçim Yasası, bizatihi Parlamentonun kendisi tarafından yapılması gereken ve doğrusunun da bu olduğu yasalardır. Yani, bu, bir hükümet faaliyetinden daha çok, Parlamentonun bizatihi kendisinin yapması gereken bir iştir. Neden; çünkü, hükümet tasarıları büyük ölçüde bürokratlarla işbirliği içerisinde hazırlanan yasalardır ve sonra, hükümetler, ortada siyasî tercihleri neyse onu o tasarıya yansıtır. Ama, bunlar, doğrudan doğruya, bizim, kendimizin hazırlamasında fayda gördüğümüz yasalardır ve bunda da bir zaruretin olduğunu ben de şahsen kabul ediyorum; çünkü, bizim siyasal sistemimiz partiler üzerine oturur. Hepimizin bildiği, sıkça vurguladığı, demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurları siyasî partilerdir deriz. Partiler, ne kadar güçlü olursa, ne kadar kurumsallaşırsa, ne kadar vatandaşla ilişkisi sağlam temellere oturursa; o zaman, demokrasiyi biraz daha kurumsallaştırırız, demokrasiden beklenen faydaları azamîye çıkarma imkânı da büyük ölçüde mümkün olacaktır; ama, Türkiye'de, maalesef, partilerin yeteri kadar kurumsallaşamadığı da, partilerin dışındaki sebeplerden dolayı büyük ölçüde... Maalesef, bu şikâyetler de zaman zaman meydana geliyor. Onun için, bir demokratik siyasî hayat içerisinde siyasî partiler ve seçim yasaları önemli yasalardır. Özellikle seçim yasaları, neyi amaçladığınıza bağlı olarak düzenlenir. İstikrarı istiyorsanız getireceğiniz seçim sistemi farklıdır, katılımı istiyorsanız daha farklı bir sonuca varırsınız, bunların dışında başka türlü beklentileriniz varsa, seçim kanunu netice itibariyle bir enstrümandır; bunu niçin ve nasıl kullanacağınız fevkalade önemlidir. Onun için, siyasî tercihler seçim yasalarının hazırlanmasında büyük ölçüde rol oynarlar. O nedenle -Sayın Tosun'un şu görüşüne de katılırım- bugüne kadar bu manada yapılan değişiklikler, seçim atmosferine girildiğinde yapıldığı için de, büyük ölçüde, daha çok Meclisteki çoğunluğun arzusunu yansıtacak tarzda ve biraz da belki istikrarı amaçlayan tarzda düzenlemeler olarak yapılmıştır. Şunun şurasında, seçim söz konusu olmadığına göre, belki de 2005 yılı içerisinde, Parlamentomuz, değerli milletvekillerimiz bu konuya öncelik verirlerse, bu iki yasayı bu sene çıkarma imkânımız olur. Şahsen, önümüzde daha zaman var, seçimlere ikibuçuk yıldan fazla zaman var. Onun için, enine boyuna tartışıp, aceleye de getirmeden, bu iki yasayı birlikte Mecliste hazırlayabiliriz; biz de, Bakanlık olarak, hükümet olarak buna katkı sağlarız. İşte, uzlaşma komisyonu dediğimiz komisyon, aslında, bu maksat için kurulmuştur. Burada temsil edilen partilerimiz, Meclisteki çoğunluğuna bakmaksızın, eşit sayıda bu komisyonlarda görev yaparlar ve ittifakla bu yasalar hazırlanır. Onun için, bu uzlaşma komisyonunu faaliyete geçirmekte, ben, şahsen fayda görürüm. Eğer, böyle olmayacaksa, iki partinin bu yönde iradesi varsa, bu bir başka şekilde de yapılabilir; ama, bunun şu dönemde yapılmasında fayda var.

Ayrıca, üzerinde durulması gereken iki tane konu daha var, Seçim Yasası söz konusu olduğunda. Bunlardan bir tanesi yurt dışındaki vatandaşlarımızın, maalesef, arzu edilmiş olmasına rağmen, yeteri kadar Türkiye'deki seçimlere katılmasını temin edemedik. Gümrük kapılarında veya izne gelmişken bu söz konusu oluyor; bu da, ilave bir masraf getiriyor. Yani, Türkiye'deki vatandaş, Türk vatandaşı reyini bedavaya kullanırken Almanya'daki, Fransa'daki insan Türkiye'ye gelecek; işinden olacak, uçak parası... Bu da, katılımı azaltıyor. Her defasında, hepimiz görüyoruz ki, bu vatandaşlarımızın en fazla şikâyet ettikleri husus budur "biz, her türlü katkıyı Türkiye'ye sağlıyoruz, seçim hakkımızı kullanamıyoruz" diye. Hiç olmazsa, bu dönem, yurt dışındaki vatandaşlarımızın bu katılımını sağlayacak bir düzenlemeyi yapmamız lazım. Bununla ilgili, geçtiğimiz dönemlerde komisyonlar kuruldu, yurt dışında değişik ülkelerde incelemeler yapıldı, yeteri kadar Meclis arşivinde bu konuda taslak var; bunu da, bu düzenlemeler içerisinde bu defa gerçekleştirebilirsek, oradaki insanlarla siyasî, hukukî gönül bağımızı kuvvetlendirme anlamında, bu yasa, özellikle Seçim Yasası önemli bir faktör olur.

Belki üzerinde en fazla durmamız gereken husus siyasetin finansmanıyla ilgili husustur. Yani, gerçekten, Türkiye'de, yozlaşmanın, kirliliğin, devlete güvenin, siyasî iktidarlara veya partilere olan güvensizliğin temelinde bu siyasetin finansmanı yatıyor. Bunu, hem partilerin finansmanı açısından hem de adayların seçimlerdeki harcamaları açısından, Batı ülkelerinde olduğu gibi bir standarda, bir çerçeveye getirip koymamız lazım. Bunu yapamadığımız sürece, her defasında, yaptığımız harcamalar sebebiyle siyaset kurumu yıpranıyor, yıpranmakta; bu da, beraberinde pek çok sıkıntıyı gündeme getirmektedir.

Aslında, kişisel olarak, hem Siyasî Partiler Kanunuyla ilgili hem de siyasetin finansmanıyla ilgili, ben bir çalışmayı yapmış idim. İsteyen arkadaşlara bunları da verme imkânımız olabilir; ama, bu konu gündeme geldi madem, eğer, bunda bir ittifakımız varsa, bu konuyu tasvip ediyorsak, vakit geçirmeden, özel bir komisyonda, Seçim Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu, siyasetin finansmanı ve yurt dışındaki vatandaşlarımızın Türkiye'de oy kullanmasına imkân verecek en az dört konuyu da içine alan -buna ilave başka konular da olabilir- demokratik standartları Türkiye'ye kazandırma adına bu çalışmaların yapılmasında, Hükümet olarak, ben de, şahsen, fayda gördüğümüzü ifade etmek istiyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Gündeme geçiyoruz...

AHMET IŞIK (Konya) - Sayın Başkanım, Avukatlar Günü münasebetiyle, 60 ıncı maddeye göre bir söz hakkı istemiştim; ama, takdir sizindir...

BAŞKAN - Sayın Işık, yerinizden, çok kısa olmak şartıyla; buyurun.

AHMET IŞIK (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; malumunuz, bugün 5 Nisan Avukatlar Günü. Avukatlar Günü nedeniyle, avukat bir parlamenter olmam hasebiyle de, özellikle avukat meslektaşlarımın bu anlamlı günlerini kutluyorum.

Avukatlarımızın hangi şartlarda görev yaptıkları Yüce Parlamentonun malumudur. Genel olarak ifade etmek istiyorum ki, avukatlarımızın sosyal ve mesleği icra şartlarının daha da iyileştirilmesi en büyük temennilerimiz arasında yer almaktadır. Özellikle vurgu yapmak istediğim -Pasaport Kanununda yapılacak olası değişiklik gündemdedir- avukatlarımızın tümüne, şayet bu mümkün olmadığında, belli süre kıstası dikkate alınarak yeşil pasaport hakkı tanınmasını Yüce Parlamentodan meslektaşlarımız adına talep ediyorum.

Genel Kurulu, tekrar, saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Işık.

Başkanlığın Genel Kurula diğer sunuşları vardır.

Kâtip Üyenin oturarak okuması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Cumhurbaşkanlığının bir tezkeresi vardır; okutup, bilgilerinize sunacağım.

B) Tezkereler ve Önergeler

1.- 5317 sayılı, Bankalar Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun, bir kez daha görüşülmek üzere geri gönderildiğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/790)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: 17.3.2005 günlü, A.01.0.GNS.0.10.00.02-8820/27424 sayılı yazınız.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca 16.3.2005 gününde kabul edilen 5317 sayılı "Bankalar Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" incelenmiştir.

1- 18.6.1999 günlü, 4389 sayılı Bankalar Yasasının 15 inci maddesinin 7 nci fıkrasının (a) bendinin, incelenen Yasanın 1 inci maddesiyle değiştirilen ikinci paragrafının ondört ve onbeşinci tümcelerinde,

"... Satışın Fon Kurulu tarafından iptal edilmesi hali hariç olmak üzere, ihalenin feshi halinde alıcısına teslim edilmiş olan mal, hak ve varlıkların iadesi istenemez. Ancak, ihale bedeli ve bu bedelin ödeme tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca işleyecek faiz tutarı toplamı ile sınırlı olmak kaydıyla hak sahiplerinin tazminat hakları saklıdır..."

Düzenlemesine yer verilmiştir.

Düzenlemede, yönetimi ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna geçen hak ve varlıkların 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Yasa uyarınca haczedilenlerin, ticarî ve iktisadî bütünlük içinde bir araya getirilerek alıcısına geçişini sağlayacak biçimde ihale yoluyla satışında,

- Satışın Fon Kurulunca iptal edilmesi ayrık olmak üzere, ihalenin feshi durumunda, alıcısına teslim edilmiş olan mal, hak ve varlıkların geri verilmesinin istenemeyeceği,

- Ancak, ihale bedeli ve bu bedelin ödeme gününden başlayarak işleyecek yasal faizi toplamıyla sınırlı olmak koşuluyla ilgililerin tazminat haklarının saklı tutulduğu,

Belirtilmiştir.

a- Yapılan düzenlemeye göre, satışın Fon Kurulunca iptaline karar verilmesi durumunda, alıcıya geçmiş olan ihale konusu mal, hak ve varlıklar geri alınacak; ihalenin feshi durumunda ise, alıcısına teslim edilmiş olan mal, hak ve varlıkların geri verilmesi istenilemeyecektir.

İhalenin feshi kavramı, bir ihale işleminin, ihale sürecine ilişkin aykırılıkların sonradan ortaya çıkması nedeniyle yargı kararıyla ortadan kaldırılması durumunu kapsamaktadır. Nitekim, 4389 sayılı Bankalar Yasasının 15 inci maddesinin 7 nci fıkrasının (a) bendinin incelenen Yasayla değiştirilen ikinci paragrafının onaltıncı tümcesinde,

"Bu hüküm uyarınca  yapılan satışlarla ilgili ihalenin feshi davaları, Fonun merkezinin bulunduğu yer idare mahkemelerinde görülür."

Denilerek, feshin yargı kararıyla yapılacağı kurala bağlanmıştır.

Getirilen kurala göre, ihalenin feshi için açılan idarî dava sonunda yargı yerince ihalenin iptaline karar verilse de, alıcısına teslim edilmiş olan ihale konusu mal, hak ve varlıkların geri verilmesi  istenilemeyecektir.

Böylece, yasaya ve hukuka aykırılığı yargı yerince saptanarak iptal edilen ihalenin konusu olan mal, hak ve varlıklar yönetimin elinden çıkmış olacağından, ihalenin yeniden yapılması olanağı ortadan kalkmaktadır.

Bu durumun, çoğu kez ihalenin yeniden yapılmasını gerektirecek yargı kararını etkisiz kılacağı, iptal davasından  elde edilmek istenen sonucu engelleyeceği, başka bir deyişle iptal kararını hükümsüz bırakacağı açıktır.

Anayasanın 2 nci maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir. Hukuk devleti, toplum yaşamında adalete ve eşitliğe uygun bir hukuk düzeni kuran, bu düzeni sürdürmekle kendini yükümlü sayan, hukuk güvenliğini sağlayan, tüm davranışlarında hukuk kurullarına uyan, işlem ve eylemleri yargı denetimine bağlı olan, hukukun üstünlüğünü benimseyip uygulayan devlettir.

Hukukun üstünlüğü ilkesi, yönetimin tüm eylem ve işlemlerinin yargı denetimine bağlı olmasını ve yargı kararlarının tüm sonuçlarıyla, geciktirilmeksizin uygulanmasını gerektirmektedir.

Anayasamızda her iki konuda da düzenleme yapılarak hukukun üstünlüğü kabul edilmiştir. Anayasanın 125 inci maddesinde, yönetimin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtilmiş; 138 inci maddesinde de, yasama ve yürütme organları ile yönetimin yargı kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve yönetiminin yargı kararlarını hiçbir biçimde değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği vurgulanmıştır.

Bu kurallar uyarınca yönetim, yargı kararlarının tüm gereklerini yerine getirmek, bunun için gerekli işlem ve eylemi yapmak zorundadır.

Oysa, incelenen Yasanın yukarıda açıklanan söz konusu düzenlemesi, yönetimin yargı kararlarını tüm sonuçlarıyla yerine getirme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaktadır. Bu  nedenle ve yargı kararlarını etkisiz ve hükümsüz  kılan içeriğiyle söz konusu düzenleme, Anayasanın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ve 138 inci maddesindeki yargı kararlarının bağlayıcılığı ilkelerine uygun düşmemektedir.

b- 4389 sayılı Bankalar Yasasının 15 inci maddesinin 7 nci fıkrasının (a) bendinin incelenen Yasayla değişik ikinci paragrafının onbeşinci tümcesinde,

"... Ancak, ihale bedeli ve bu bedelin ödeme tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca işleyecek faiz tutarı toplamı ile sınırlı olmak kaydıyla hak sahiplerinin tazminat hakları saklıdır... "

Düzenlemesine yer verilmiştir.

Böylece, tazminat davasında yargı yerinin hükmedeceği tazminat tutarına, ihale bedeli ve bunun yasal faizini geçemeyeceği belirtilerek, üst sınır getirilmiştir.

İncelenen Yasaya göre ihale konusu mal, hak ve varlıkların "muhammen bedeli", Satış Komisyonunun raporu üzerine Fon Kurulunca, bir başka deyişle yönetimce belirlenmektedir. Getirilen düzenlemeyle, bu bedel üzerinden başlayan ihale sonunda elde edilen bedel, ihalenin feshi durumunda hak sahibinin isteyebileceği tazminat tutarının üst sınırı olarak kabul edilmektedir. Oysa, bu bedelin, ihalenin feshinin söz konusu olduğu durumlarda, çoğu kez, fesat karıştırılmış bir ihale sonunda oluştuğundan, ihale konusu mal, hak ve varlıkların gerçek değeri olup olmadığı da tartışmalıdır.

Ayrıca, tazminat davasını açan kişinin Yasada belirtilenden daha fazla zarara uğradığını kanıtlayabilmesi olanaklıdır. Bu olanağın davacının elinden alınması hukuka uygun düşmemektedir.

Öte yandan, getirilen düzenlemeyle yargıcın takdir hakkı da sınırlandırılmış ve kanıtlanan gerçek zararın tazminine karar verme olanağı elinden alınmıştır.

Anayasanın "Cumhuriyetin nitelikleri" başlıklı 2 nci maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğu belirtilmiş; "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36 ncı maddesinde, herkesin meşru vasıta ve yollardan yararlanarak yargı yerleri önünde davacı ya da davalı olarak sav ve savunma ile adil yargılanma haklarına sahip olduğu vurgulanmış; "Yargı yolu" başlıklı 125 inci maddesinde, yönetimin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kabul edilmiş; "Mahkemelerin bağımsızlığı" başlıklı 138 inci maddesinde de, yargıçların görevlerinde bağımsız olduğu, Anayasaya, yasaya ve hukuka uygun biçimde vicdanî kanaatlerine göre hüküm verecekleri, hiçbir organ, makam, merci ya da kişinin, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve yargıçlara emir ve talimat veremeyeceği, genelge gönderemeyeceği ve telkinde bulunamayacağı kurala bağlanmıştır.

İncelenen yasayla yapılan söz konusu düzenleme, Anayasanın yukarıda belirtilen kurallarıyla bağdaşmamaktadır.

Nitekim, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluşu ve Yayınları Hakkında Yasanın 28 inci maddesinde 4756 sayılı Yasayla yapılan değişiklikle getirilen, gerçek ve tüzelkişilik haklarına saldırı oluşturan yayınlar ile gerçeğe aykırı yayınlar nedeniyle yapılan tazminat davalarında uygulanacak on milyar liralık alt sınıra ilişkin kuralın yürürlüğü, Anayasa Mahkemesinin 12.6.2002 günlü, E.2002/97, K.2002/9 (YD) sayılı kararıyla durdurulmuş ve anılan kural, gerekçeli karara henüz yayımlanmamakla birlikte, Yüksek Mahkemenin 21.9.2004 günlü, E.2002/100, K.2004/109 sayılı kararıyla iptal edilmiştir. Söz konusu kuralın yürürlüğü, Yüksek Mahkemenin 21.9.2004 günlü, E.2002/100, K.2004/9 (YD) sayılı kararıyla iptal kararının sonuçsuz kalmaması için, kararın Resmî Gazetede yayımlanacağı güne kadar yeniden durdurulmuştur.

2- İncelenen yasanın 2 nci maddesiyle değiştirilen, 13.4.2004 günlü, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Yasanın 29 uncu maddesinin (h) bendinde,

"h) Bir ulusal radyo ve televizyon yayın kuruluşunda yabancı sermaye payı, bu Kanunun ilgili diğer hükümleri saklı kalmak kaydıyla herhangi bir sınırlamaya tabi değildir.

Yüzde 50'den fazla yabancı sermaye payı bulunan toplam radyo ve televizyon yayın kuruluşu sayısı ulusal yayın yapan kuruluş sayısının dörtte birinden fazla olamaz.

Bölgesel ve yerel radyo ve televizyon yayın kuruluşlarında yabancı sermaye hisse sahibi olamaz."

Düzenlemesine yer verilmiştir.

a- Yapılan düzenlemeyle ulusal radyo ve televizyon yayın kuruluşlarının yabancılara satışına olanak sağlanmakta, bu bağlamda, yönetimi ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen şirketlerden radyo ve televizyon yayıncılığı yapanların tüm payının yabancılara satışının da yolu açılmaktadır.

Yönetimi ve denetimi Fona devredilen radyo ve televizyon yayıncılığı yapan şirketlerin tüm payının yabancılara satışının gerçekleştirilmesi için; önce, incelenen Yasanın 1 inci maddesiyle, bu şirketlerdeki geçici frekans ve kanal kullanımı izinlerinden doğan haklar, yabancı gerçek ve tüzelkişilere yapılacak satışa konu olacak hak ve varlıklar kapsamına alınmış; sonra da, incelenen Yasanın 2 nci maddesiyle, yönetimi ve denetimi Fona geçen yayın kuruluşunun paylarının tümünün yabancı gerçek ya da tüzelkişilere satışı olanaklı kılınmıştır.

Ne var ki, incelenen Yasanın 2 nci maddesiyle yapılan düzenleme, yalnızca yönetimi ve denetimi Fona devredilen yayın kuruluşlarıyla sınırlı değildir. Diğer ulusal radyo ve televizyon yayın kuruluşları da, öngörülen sınırlar çerçevesinde yabancı gerçek ve tüzelkişilere satılabilecektir.

Başka bir anlatımla, incelenen Yasanın 2 nci maddesiyle yapılan düzenlemeyle, radyo ve televizyon kuruluşlarındaki yabancı sermaye payının oranıyla ilgili sınırlama, ulusal ölçekte yayın yapan radyo ve televizyon kuruluşlarının dörtte 1'i yönünden kaldırılmakta ve bu kuruluşlardaki yabancı sermaye payının yüzde 25'ten, yüzde 100'e çıkarılmasına olanak sağlanmaktadır.

b- Anayasanın 25 inci maddesinde, herkesin düşünce ve kanaat özgürlüğüne sahip olduğu; 26 ncı maddesinde, herkesin düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim ya da başka yollarla tek başına ya da toplu olarak açıklama ve yayma hakkının bulunduğu belirtilmiştir.

Anayasanın 28 inci maddesinde ise, basın özgürlüğü düzenlenmiş; devlete, basın ve haber alma özgürlüğünü sağlayacak önlemleri alma görevi verilmiştir.

Düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü ile basın özgürlüğü birbirini tamamlayan özgürlüklerdir. Nitekim, Anayasanın 26 ncı maddesinde, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün, resmî makamların karışması olmaksızın, haber ya da düşünce almak ya da vermek serbestliğini de kapsadığı belirtilmiştir.

Yine, Anayasanın 26 ve 28 inci maddelerine göre, her iki özgürlüğün kullanılması da, ulusal güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, cumhuriyetin temel nitelikleri, devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, devlet sırrı olarak yöntemince belirlenmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret ya da haklarının özel ve aile yaşamlarının yahut yasanın öngördüğü meslek sırlarının korunması ya da yargılama görevinin gereğine uygun biçimde yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlandırılabilmektedir.

Ayrıca, basın özgürlüğü, Anayasanın 1, 2 ve 3 üncü maddeleri kurallarının değiştirilmesini sağlamak amacıyla da kullanılamayacaktır.

Bu kurallar, anayasa koyucunun kimi kavram, ilke ve değerlere verdiği önemi, bunların korunması için devletin gerekli özeni gösterip, önlemleri alması gerektiğini göstermektedir.

Günümüzde düşüncenin, kültürün ve bilimin toplum içinde yayılmasını sağlamakta en etkili aracın radyo ve televizyon yayınları olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Bu gerçek, yayın hizmetleri ile temel hak ve özgürlükler arasında yakın ilişki olduğunu ortaya koymaktadır.

Yazılı basının yanı sıra, görsel ve işitsel medya, düşünce ve kanaat özgürlüğünü önemli derecede etkileme gücüne sahiptir. Medya kuruluşları ve medya yayınları, bir toplumda demokrasinin yerleşmesi, gelişip güçlenmesi, özgün biçimde düşünce ve kanaatlerin oluşması, ülke ve ulus bilincinin yerleşip geliştirilmesi yönünde önemli bir güce ve etkiye sahiptir.

Bu nedenle, ülkemizde radyo ve televizyon yayınları kamu hizmeti yayıncılığı ilkesine göre düzenlenmiş, radyo ve televizyon yayınları çeşitli yönlerden yasal sınırlamalara ve kamusal denetime bağlı tutulmuştur.

Radyo ve televizyon yayın kuruluşlarının toplumu oluşturmaktaki etkileme gücü, yayın izni verilmesinde yerli ve yabancı tüm yayıncılar yönünden çok seçici davranılmasını, ülke çıkarlarının gözetilip kollanmasını gerektirmektedir.

Geçmiş deneyimler, yayıncılığın kimi ticarî ve öznel nedenlerle nasıl kullanıldığının örnekleriyle doludur. Bu deneyimler ortada iken, yabancı  gerçek ve tüzelkişilere ulusal radyo ve televizyon yayın kuruluşlarının tüm payına sahip olma olanağının sağlanması ulusal çıkarlarla ve kamu yararıyla bağdaşmamaktadır.

c- Anayasanın 133 üncü maddesinde, devletçe kamu tüzelkişiliği olarak kurulan tek radyo ve televizyon kurumu ile kamu tüzelkişiliklerinden yardım gören haber ajanslarının özerkliği ve yayınlarının yansızlığının esas olduğu belirtilirken, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü kapsamında bulunan haber almak ya da vermek özgürlüğü korunmak istenmiştir.

Anayasanın aynı maddesinde, 8.7.1993 günlü 3913 sayılı Yasayla yapılan değişiklikle radyo ve televizyon istasyonları kurmak ve işletmek, yasayla düzenlenecek koşullar çerçevesinde serbest bırakılmıştır.

Anayasanın 26 ncı maddesinde ise, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün radyo, televizyon, sinema ya da benzeri yollarla yapılan yayınların izin sistemine bağlanmasına engel olmadığı belirtilmiştir. Madde gerekçesinde de, radyo, televizyon ve sinema yoluyla yapılan yayınlarda "serbestî sistemi" yerine "izin sistemi"nin kabul edildiği açıklanmıştır.

Bu ilke ve kurallar, radyo ve televizyon yayıncılığının özelleştirilmesine karşın "ticarî yayıncılık modeli"ne geçilmediğini, yayıncılığın "kamu hizmeti anlayışı" içinde yapılması gerektiğini göstermektedir.

Nitekim, Anayasa Mahkemesinin, TRT Kurumuna ilişkin verici tesislerinin PTT Yönetimine devriyle ilgili 3517 Yasanın iptali istemiyle açılan dava sonunda verdiği 18.5.1990 günlü, E.1989/9, K.1990/8 sayılı kararında,

"....Anayasanın, radyo-televizyon yayını gibi çağın en ileri teknolojik aşamasını yapmış bir kamu hizmeti için öngördüğü yönetim biçimi, yine Anayasada belirtilen nitelikleri taşımalıdır...."

Denilerek, radyo ve televizyon yayıncılığı "kamu hizmeti" olarak nitelendirilmiştir.

Yayıncılığın devlet tekelinden çıkarılmasına karşın, kamu ve özel tüm yayınların özerk bir kamu otoritesinin gözetim ve denetimi altında tutulması, yayınların yasayla düzenlenecek ilkelere uygun olma koşulunun öngörülmesi, kamunun yansız ve özgür haber alma hakkının korunması ve yayınların kamuoyunu etkilemekteki olağanüstü gücü nedeniyledir.

Bu niteliği nedeniyle radyo ve televizyon yayıncılığında tekelleşmenin önlenmesi de büyük önem taşımaktadır. Bu alanda tekelleşmenin önlenmesinin amacı, bağımsız ve yansız yayıncılığı sağlamaktır. Çünkü, bağımsız ve yansız yayıncılık eşitlikçi, dengeli, doğru ve çoğulcu yayın anlayışının, dolayısıyla kamu hizmeti niteliğinin olmazsa olmaz koşuludur.

Öte yandan, geleneksel elektronik yayıncılık teknolojisi çerçevesinde, tüm telekomünikasyon iletileri gibi radyo ve televizyon iletileri de havadaki elektromanyetik dalgalar yoluyla taşınmaktadır. Bu dalgalar çeşitli frekanslara sahiptir ve radyo ve televizyon sinyalleri ancak belirli frekanslar üzerinden iletilebilmektedir.

Elektromanyetik dalga ortamı kamu malıdır; kullanımı izne bağlıdır. Bir kamu hizmeti olarak düzenlenen yayıncılık hizmeti için gereken kamu malı, özerk bir kamu tüzelkişisince, yasada yer verilen koşullar çerçevesinde "tahsis" edilerek kullanılabilmektedir.

Bu sinyalleri taşıyan elektromanyetik dalgalar aynı zamanda doğal kaynaklardır ve Anayasanın 168 inci maddesi uyarınca devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.

Bu nedenlerle, yabancı gerçek ya da tüzelkişilerin ulusal radyo ve televizyon yayın kuruluşlarına sahip olmaları, bağımsız ve yansız yayıncılık ilkeleri ve kamu hizmetinin gerekleriyle de bağdaşmamaktadır.

d- Anayasa Mahkemesinin, 3987 sayılı "Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesi ve Özelleştirme Sonucunda Doğabilecek İstihdamla İlgili Sorunların Çözümlenmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararnameler Çıkarılması Amacıyla Yetki Verilmesine Dair Kanun"un iptali istemiyle açılan dava sonunda verdiği, 7.7.1994 günlü, E.1994/49, K.1994/45-2 sayılı kararında, yabancı sermayeye ilişkin ortaya koyduğu ilkelerden biri de, ülkenin bağımsızlığı, güvenliği ve ulusal çıkarlar yönünden, özelleştirmenin yabancılaştırmaya dönüştürülmemesi zorunluluğudur.

Yüksek Mahkeme bu kararında,

- İçerdiği temel görüş ve ilkeler, öbür kurallarla eşdeğer olan Anayasanın başlangıç kısmının beşinci paragrafında, hiçbir düşünce ve mülahazanın Türk ulusal çıkarları karşısında korunma göremeyeceği ilkesinin, Anayasanın öngördüğü hukuk düzeni içinde ulusal çıkarların her şeyin üzerinde tutulmasını gerektirdiğini,

- Anayasanın 2 nci maddesinde, "...toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı ...içinde insan haklarına saygılı" olunacağına yer verilerek devlet ve toplum çıkarlarına öncelik tanındığını,

- Anayasanın 5 inci maddesinde yer verilen "Türk Milletinin bağımsızlığı" ilkesinin siyasal ve ekonomik bağımsızlığı birlikte içerdiğini, bu kavramların yalnız başına bir anlam taşımadıklarını, birbirlerini tamamlayan kavramlar olduklarını,

- Anayasanın 16 ncı maddesinde, Anayasanın 12 nci maddesinde herkese tanınan temel hak ve özgürlüklerin, yabancılar için, uluslararası hukuka uygun olarak yasayla sınırlandırılabileceğinin kurala bağlandığını, yabancıların temel hak ve özgürlüklerin kimilerinden yurttaşlar gibi yararlandırılmamasının, bu hakların kimi sınırlama ve kısıtlamalara bağlı tutulmasının nedenlerinin, devleti korumak, onun sürekliliğini sağlamak gibi düşüncelerde aranması gerektiğini, devletin geleceği üzerinde doğrudan etkisi olan yaşamsal önemdeki konularda yabancıların ağırlığını önleyici kuralların getirilmesinin bağımsızlığın korunması yönünden zorunlu olduğunu,

Belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi yine aynı kararında,

- Kalkınmayı hızlandırmak için dış borçlanma, yabancı sermaye ve yabancı ortaklıklardan yararlanmak gerektiğini, ancak özelleştirme yoluyla giderek yabancıların nüfuzuna yol açılmasının ülke bağımsızlığı yönünden kabul edilemez olduğunu, bu gerçeğin özelleştirme politikası uygulayan gelişmiş kimi ülkeleri bile önlem almak zorunda bıraktığını,

- Türk Ulusunun çıkarlarının, ülke bağımsızlığının ve güvenliğinin gözetilmesini, özelleştirmenin yabancılaştırmaya dönüşmemesi yönünden getirilecek kuralların öneminin büyük olduğunu ve uygulamaların karşılıklılık ilkesi gözetilerek yapılması gerektiğini,

- Telekomünikasyon, elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı gibi stratejik önemi olan alanlara yabancıların girmesinin ötesinde egemen olmasının, güvenlik, bağımsızlık ve ekonomik yönlerden çok sakıncalı olabileceğini; çünkü, bu tür kamu hizmetlerinin ülke güvenliğiyle çok yakından ilgili olduğunu, düzenlemelerin bu tür durumları önleyecek biçimde yapılmasının gerektiğini,

- Özelleştirmenin stratejik konumda olan bölgelerde yabancılara taşınmaz mal satışına neden olmaması gerektiğini,

Vurgulamıştır.

Ayrıca, burada önemle belirtmek gerekir ki, Anayasa Mahkemesi, ülkemizdeki sermaye birikimi düzeyinin, özelleştirmenin yabancılaştırmaya dönüşmesi olasılığını yükselteceğini, telekomünikasyon ve elektrik gibi stratejik öneme sahip kamu hizmetlerinin yabancılaşmasının, ülke savunması, güvenliği ve bağımsızlığı yönünden sakıncalı olacağının altını yeniden ve önemle çizmekte, devletleştirme olanağının bu riski ortadan kaldırabileceği düşüncesinin ise, ulusal ve uluslararası hukuk yönünden pek geçerli görülemeyeceğini de belirtmektedir.

Anayasa Mahkemesinin yukarıda değinilen kararıyla ortaya konulan ilkeler, kamuoyunu etkilemekteki olağanüstü gücü, bugüne kadar yaşanan birçok olay nedeniyle tartışılmayacak bir gerçek olan radyo ve televizyon yayıncılığı için de geçerlidir.

Yabancılara tanınacak hakların kimi sınırlama ya da kısıtlamalara bağlı tutulmasını, devleti korumak, onun sürekliliğini sağlamak gibi düşüncelerde aramak gerekir. Devletin geleceği üzerinde doğrudan etkisi olan yaşamsal önemdeki konularda yabancıların ağırlığını önleyici gerçekçi sınırlamalar getirilmesi, bağımsızlığın ve ulusal çıkarların korunması yönünden zorunludur.

e - İncelenen yasanın 2 nci maddesiyle yapılan düzenlemeyle özel radyo ve televizyon kuruluşlarında yabancıların ağırlığının önlenmesi amacıyla kimi sınırlamalara yer verildiği görülmektedir. Gerçekten, yapılan düzenlemede,

- Yabancı sermayenin bölgesel ve yerel radyo ve televizyon yayın kuruluşlarında pay sahibi olması yasaklanmış,

- Yüzde 50'den fazla yabancı sermaye payı bulunan toplam radyo ve televizyon yayın kuruluşu sayısının, ulusal yayın yapan kuruluş sayısının dörtte 1'inden fazla olamayacağı belirtilmiş,

- 3984 sayılı Yasanın ilgili diğer sınırlayıcı kuralları saklı tutularak, bir özel radyo ve televizyon kuruluşunda ortak olan gerçek ya da tüzel yabancı kişinin bir başka radyo ve televizyon kuruluşuna ortak olması önlenmiştir.

Önemle vurgulamak gerekir ki, yukarıda sözü edilen sınırlamalar, yabancıların bu alanda oluşacak etkinliklerini önleyecek nitelik taşımamaktadır.

Bir kez, kendi devletleri ve şirketlerinin desteğiyle, bir televizyon kanalının tüm payını satın alan yabancı yayıncılara karşı Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun etkili bir denetim ve sınırlama uygulaması, uluslararası siyasal nedenlerden dolayı son derece güçtür. Böyle bir uygulamanın Türkiye'ye ciddî sorunlar yaşatması güçlü olasılıktır.

İkinci olarak, incelenen Yasanın Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi sırasında, hükümet adına konuşan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısınca belirtildiğine göre, bugün yurdumuzda ulusal yayın yapan 24 yayın kuruluşu vardır. Getirilen kurala göre, yabancı gerçek ya da tüzelkişiler, 6 yayın kuruşunun tümüne, geri kalanlara da yüzde 50 oranında sahip olabilecektir.

Kamuoyu oluşturmakta, toplumun bilgi almasında en etkili ve izlenme payı yüzde 50'nin üzerinde olan 6 televizyon kanalındaki yabancı sermaye payının yüzde 100'e çıkmasıyla Türkiye'nin en kritik sorunlarında nasıl bir tabloyla karşılaşacağını görmek güç değildir.

Yabancı sermaye payı yüzde 50'den fazla, gerektiğinde yüzde 100'e ulaşacak ulusal radyo ve televizyonların sayısal olarak belirlenmesi, yapılan düzenlemenin hukuka ve kamu yararına aykırılığını ve yaratacağı sakıncaları azaltmamakta ya da ortadan kaldırmamaktadır. Çünkü, radyo ve televizyonların kamuoyu oluşturmaktaki, haber ve bilgilendirme programları yoluyla tüm toplumu etkileme ve koşullandırmadaki güç ve etkileri inanılmaz boyuttadır. Yazılı ve görsel basının demokrasilerde "dördüncü güç" olarak nitelendirilmesinin nedeni de budur.

Yazılı, görsel ve işitsel medya ve özellikle de radyo ve televizyonların toplum üzerindeki etkinlikleri yaptıkları yayınların dinlenmesi ve izlenmesiyle doğru orantılıdır.

TRT Genel Müdürlüğünce kitaplaştırılan, 2004 yılı "Televizyon Yayınları Kamuoyu Araştırması"na göre, ulusal ölçekte yayın yapan 6 televizyon kanalının toplam izlenme payı yüzde 59'un üstündedir.

Araştırma sonuçlarına göre, TRT kanallarının (TRT 1, 2, 3, 4 ve GAP) toplam izlenme payı yüzde 23,58, diğer kanalların izlenme payı yüzde 13,73, yerel televizyon kanallarının izlenme payı ise yüzde 0,55'tir.

Görüldüğü gibi 24 ulusal kanaldan 6'sının yabancıların eline geçmesi Türkiye'nin kültür yaşamını, demokrasisini, ulusal çıkarlarını, kamu düzenini ve kamu güvenliğini yabancıların etki alanına açık duruma getirecektir. Görsel medyanın, toplumun en küçük birimlerinin günlük yaşamına girdiği ve insanları ve toplumları derinden etkilediği, davranışlarını, düşünce ve yaşam biçimlerini önemli ölçüde yönlendirip değiştirdiği göz önünde bulundurulduğunda, incelenen Yasayla yapılan değişikliğin kamu yararına uygun bulunmadığı açıkça görülecektir.

Ayrıca, getirilen düzenlemeye göre, ulusal ölçekte yayın yapan 6 televizyon kanalının tümünün yanı sıra diğer 18 televizyon kanalının yüzde 50'sinin de yabancılara geçebileceği gözden uzak tutulmamalıdır.

Öte yandan, bugün için 24 olan ulusal ölçekli televizyon yayınlarının, kanal ve uydudan yayın olanaklarının artmasıyla çok yüksek sayılara ulaşması uzak bir olasılık değildir. Televizyonlarla ilgili bu gerçeklere ulusal ölçekte yayın yapan radyolar da eklendiğinde durumun ülke yönünden sakıncaları daha da belirginleşmektedir.

Kaldı ki, yabancı sermayeye yerel ve bölgesel yayın yapan radyo ve televizyon kuruluşları için getirilen yasağın, kamuoyunu etkileme gücü çok daha yüksek olan ulusal yayın yapanlar yönünden kaldırılmasının haklı bir gerekçesi de yoktur ve bu çelişki yaratmaktadır.

Ulusal radyo ve televizyonlarda yabancı sermaye payına ilişkin yüzde 25'lik sınırın kaldırılmasının Avrupa Birliğine uyum süreciyle de bir ilgisi bulunmamaktadır. Bu yönden bakıldığında, Avrupa Birliği üyesi ülkelerde farklı uygulamalar ve düzenlemeler olduğu görülmektedir.

Bu nedenlerle, ulusal radyo ve televizyon yayın kuruluşlarının dörtte 1'inde yabancı gerçek ve tüzelkişilerin sahip olacakları payın yüzde 100 oranına çıkmasına, diğerlerinde yüzde 50'ye ulaşmasına olanak sağlayan ve böylece bu alana yabancıların egemen olmasının yolunu açan düzenleme, anayasal kurallar, ulusal çıkarlar ve kamu yararıyla bağdaşmamaktadır.

Yayımlanması yukarıda açıklanan gerekçelerle uygun görülmeyen 5317 sayılı "Bankalar Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" Türkiye Büyük Millet Meclisince bir kez daha görüşülmesi için, Anayasanın değişik 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca ilişikte geri gönderilmiştir.

                        Ahmet Necdet Sezer

                               Cumhurbaşkanı

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanlığının Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Kanunu Tasarısı hakkında İçtüzüğün 34 üncü maddesi uyarınca verilmiş bir tezkeresi vardır, okutuyorum:

2.- Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanlığının, (1/984) esas numaralı Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Kanunu Tasarısının, kapsam itibariyle ihtisas alanına girmesi nedeniyle Komisyonlarına havale edilmesine ilişkin tezkeresi (3/791)

31.3.2005

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Başkanlıklarınca, 8.3.2005 tarihinde esas komisyon olarak İçişleri Komisyonuna, tali komisyon olarak da Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor; Çevre; Plan ve Bütçe Komisyonlarına havale edilen (1/984) esas numaralı Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Kanunu Tasarısının "Amaç  ve kapsam" başlıklı 1 inci maddesinde de belirtildiği üzere, gerek bayındırlık-imar gerekse turizm konularını içermesi nedeniyle, İçtüzüğün 34 üncü maddesi hükümlerine uygun olarak Komisyonumuzda da görüşülmesinde yarar görülmektedir.

Gereğini saygılarımla arz ederim.                     

                               Mustafa Demir

                                            Samsun

                        Komisyon Başkanı

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, okunmuş bulunan tezkeredeki Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunun talebi, İçişleri Komisyonunca da uygun bulunduğundan, bu istem İçtüzüğün 34 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Başkanlığımızca yerine getirilmiştir.

Bir Meclis araştırması önergesi vardır, okutuyorum:

C) Gensoru, Genel Görüşme, Meclıs Soruşturmasi ve Meclıs Araştirmasi Önergelerı

1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen ve 41 milletvekilinin, ilköğretim ve ortaöğretim okullarında eğitim gören çocukların ve gençlerin karşı karşıya bulunduğu tehlikeler ile bunlardan korunma yollarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/271)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ülkemizi kuşatan sosyal, siyasal ve ekonomik sorunlar, ilk ve ortaöğretim okullarında eğitim gören, 10 298 646'sı ilköğretim, 2 721 519'u ortaöğretim okullarında olmak üzere toplam 13 020 165 çocuk ve gencimizi tahrip etmeye başlamıştır. İlköğretim ve ortaöğretim okullarının çevresi ve bu yaştaki öğrencilerimizin gittikleri mekânlar, uyuşturucu tacirlerinin pazar yeri haline gelmiştir. Çocuklarımızın suçla, uyuşturucuyla, sigara ve alkolle tanışma yaşları gittikçe aşağıya düşmektedir. Çocuklar ve gençler, uyuşturucu maddeleri satanların hedef kitlesi haline gelmiştir. Sorun, sadece sokakta yaşayan çocuklarımızın sorunu olmaktan çıkmış, okula giden, eğitim alan çocuklarımızı, gençlerimizi kuşatmıştır. Sorumsuzca, sadece reyting uğruna yapılan dizilerde, bu tür suç örgütleri, hukukdışı yöntemler, yaşama tarzı, ateşli silahlar ve uyuşturucu kullanımı meşru ve normal olarak gösterilerek, çocuklarımızda bu modellere özenti oluşturulmaktadır.

İlk ve ortaöğretime giden çocuklarımızın, cumhuriyetin emanetçisi olan gençlerimizin, karşı karşıya bulunduğu, sağlığa, ahlaka ve yasalara aykırı tehlikeler ile bunlardan koruma yollarının araştırılması ve alınacak tedbirlerin tespiti amacıyla Anayasamızın 98 inci, İçtüzüğün 104 vd maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.

  1- Mehmet Sevigen                                (İstanbul)

  2- Ufuk Özkan                                (Manisa)

  3- Mehmet Uğur Neşşar                                (Denizli)

  4- Ferit Mevlüt Aslanoğlu                                (Malatya)

  5- Mevlüt Coşkuner                                (Isparta)

  6- Halil Ünlütepe                                (Afyonkarahisar)

  7- Kemal Demirel                                (Bursa)

  8- Tacidar Seyhan                                (Adana)

  9- Hasan Güyüldar                                (Tunceli)

10- Abdulaziz Yazar                                (Hatay)

11- Erdal Karademir                                (İzmir)

12-Gökhan Durgun                                (Hatay)

13- Şefik Zengin                                (Mersin)

14- Algan Hacaloğlu                                (İstanbul)

15- Feridun Ayvazoğlu                                (Çorum)

16- Erol Tınastepe                                (Erzincan)

17-Nurettin Sözen                                (Sivas)

18- Mustafa Özyurt                                (Bursa)

19- Yavuz Altınorak                                (Kırklareli)

20- N. Gaye Erbatur                                (Adana)

21- Ramazan Kerim Özkan                                (Burdur)

22- İdris Sami Tandoğdu                                (Ordu)

23- Necati Uzdil                                (Osmaniye)

24- Gürol Ergin                                (Muğla)

25- Mehmet Semerci                                (Aydın)

26- Mehmet Vedat Melik                                (Şanlıurfa)

27- Muharrem Kılıç                                (Malatya)

28- Ali Cumhur Yaka                                (Muğla)

29- Feridun Fikret Baloğlu                                (Antalya)

30- Nadir Saraç                                (Zonguldak)

31- Ali Arslan                                (Muğla)

32- Mustafa Gazalcı                                (Denizli)

33- Kemal Sağ                                (Adana)

34- Mehmet Ziya Yergök                                (Adana)

35- Muhsin Koçyiğit                                (Diyarbakır)

36-  Hüseyin Özcan                                (Mersin)

37- Mehmet Ali Arıkan                                (Eskişehir)

38- Vahit Çekmez                                (Mersin)

39- Rasim Çakır                                (Edirne)

40- Atilla Kart                                (Konya)

41- Ahmet Yılmazkaya                                (Gaziantep)

42- Mustafa Yılmaz                                (Gaziantep)

Gerekçe:

Genç bir nüfusa sahip Türkiye'de, 2004 yılı istatistiklerine göre, toplam 35 580 adet ilköğretim okulunda, 10 298 646 öğrenci, toplam 6 837 adet ortaöğretim okulunda 2 721 519 öğrenci eğitim almaktadır.

06-17 yaş arasında bulunan ilk ve ortaöğretimdeki öğrenci sayımız, ülke nüfusumuzun yaklaşık yüzde 20'sini oluşturmaktadır.

Ülkemizi kuşatan sosyal, siyasal ve ekonomik sorunlar, cumhuriyeti emanet ettiğimiz ve ülkenin geleceğinde önemli roller üstlenecek gençliğimizi de tahrip etmeye başlamıştır. Anası, babası, kardeşleri işsiz kalan, kazanılan üç beş kuruşla karın doyurmaya çalışılan, büyük çoğunluğu açlık sınırlarında yaşayan aile ortamında yaşayan çocuklarımız, gelecek umutlarını kaybederek, eğitime, yönetime ve adalete olan inançlarını kaybetmeye başlamıştır.

Bu ekonomik şartlar ve ruh hali içindeki çocuklarımızın, sadece toplumsal değerleri erozyona uğramamakta, giderek hukukdışı yöntem ve organizasyonların sempatizanı olmaya başlamaktadırlar. Bu şartlar altındaki çocuklarımız, yasadışı, organize suç şebekelerinin de hedefi haline gelmektedir.

Sorumsuzca, sadece reyting uğruna yapılan dizilerde, bu tür suç örgütleri, hukukdışı yöntemler, yaşama tarzı, ateşli silahlar ve uyuşturucu kullanımı meşru ve normal olarak gösterilmekte, çocuklarımızda bu modellere özenti oluşturulmaktadır. Büyüyünce, doktor, öğretmen, asker olacağını söyleyen çocuklarımız, bugünlerde mafya babası olmaya heveslenmektedirler.

Çocuklarımızın suçla, uyuşturucuyla, sigara ve alkolle tanışma yaşları gittikçe aşağıya düşmektedir. Çocuklar ve gençler uyuşturucu maddeleri satanların hedef kitlesi haline gelmiştir. Sorun, sadece sokakta yaşayan çocuklarımızın sorunu olmaktan çıkmış, okula giden, eğitim alan çocuklarımızı, gençlerimizi kuşatmıştır.

İlköğretim ve ortaöğretim okullarının çevresi ve bu yaştaki öğrencilerimizin gittikleri mekânlar, uyuşturucu tacirlerinin pazar yeri haline gelmiştir.

Cumhuriyetin emanetçisi olan gençlerimizin, ilk ve ortaöğretime giden çocuklarımızın karşı karşıya bulunduğu, sağlığa, ahlaka ve yasalara aykırı tehlikeler ile bunlardan koruma yollarının araştırılması ve alınacak tedbirlerin tespiti amacıyla, Anayasamızın 98 inci, İçtüzüğün 104 vd maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Danışma Kurulunun bir önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım.

Öneriyi okutuyorum:

V.- ÖNERİLER

A) Danişma Kurulu Önerılerı

1.- Gündemdeki sıralama ile çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ve 5.4.2005 Salı günkü birleşimde sadece sözlü soruların görüşülmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

No: 141                                                 Tarihi: 5.4.2005

4.4.2005 tarihli gelen kâğıtlarda yayımlanan 851 sıra sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu Tasarısının, 48 saat geçmeden, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 4 üncü sırasına alınmasının; 5.4.2005 Salı günkü birleşimde sadece sözlü soruların görüşülmesi ve diğer denetim konularının görüşülmemesinin; 6.4.2005 Çarşamba günkü birleşimde sözlü soruların görüşülmemesinin; Genel Kurulun 6.4.2005 Çarşamba günü 14.00 - 22.00; 7.4.2005 Perşembe günü de 14.00 - 20.00 saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesinin Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.

                                 Nevzat Pakdil

                        Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                       Başkanı V.

 

Sadullah Ergin

Kemal Anadol

 

AK Parti Grubu Başkanvekili

CHP Grubu Başkanvekili

BAŞKAN - Öneri hakkında söz talebi?.. Yok.

Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

İçtüzüğün 37 nci maddesine göre verilmiş 2 adet doğrudan gündeme alınma önergesi vardır; ayrı ayrı okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

 

IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

B) Tezkereler ve Önergeler (Devam)

3.- Diyarbakır Milletvekili Cavit Torun'un, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin (2/338) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/277)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Plan ve Bütçe Komisyonunda bulunan (2/338) esas numaralı 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                    Cavit Torun

                                       Diyarbakır

BAŞKAN - Öneri üzerinde, Diyarbakır Milletvekili Sayın Cavit Torun; buyurun.

Sayın Torun, süreniz 5 dakikadır.

CAVİT TORUN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun kimi maddelerinde değişiklik yapılmasına ilişkin olarak vermiş olduğum kanun teklifinin doğrudan Meclis gündemine alınması için söz almış bulunmaktayım; hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Bu arada, 5 Nisan Avukatlar Gününün tüm meslektaşlarımıza, Türk hukuk camiasına kutlu olmasını ve hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Bugün, bu kanun da -benim vermiş olduğum- kamu kurumunda çalışan avukatlarla ilgili olduğundan tam bir tevafuk oldu. Bunun da bu açıdan belirtilmesinde yarar olduğunu düşünüyorum.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; teklifimin özü, kamuda çalışan avukatların özlük haklarının, sosyal haklarının eşitlerinin düzeyine getirilmesidir. Bilindiği üzere, yargı erki üç sacayağı üzerine oturmuş bulunmaktadır; iddia, müdafaa ve yargı. İddia makamını savcılar, müdafaa makamını avukatlar, yargı makamını bağımsız hâkimler oluşturur. Her üç makamın yaptıkları hizmet bakımından birbirinden en küçük bir farkı bulunmamaktadır. Her üç kurum adaleti sağlamak üzere görev yaparlar ve toplum huzuruna hiç kimsenin yadsımasına imkân bulunmayan bir görev ifa ederler. Bu görev, hiç kuşkusuz, adaletin gerçekleşmesini temin ve toplum huzuruna katkıda bulunmaktır.

Bu üçlü sacayağının içerisinde toplumumuz tarafından pek tanınmayan ve hatta birçoğunun kim olduğunun karıştırıldığı bir azınlık vardır. Bu azınlık, aynen savcılar gibi, kamunun ve devletin haklarını savunan, aynı eğitimi almış, hatta, ağır sorumlulukları bulunan, ancak, onlar kadar özlük hakları bulunmayan; ama, yine de fedakârca devletinin, halkının, öksüz ve yetiminin hakkını savunan, hortumcular, dolandırıcılar karşısında bir nevi kahramanca mücadele sürdüren bir azınlıktır. İşte, bu azınlığın adı kamu avukatı ve hukuk müşavirleridir.

Kamu avukatlığı ve hukuk müşavirliği nasıl bir meslektir; sizlerin her birinizin tek tek oluşturduğu ve sahibi olduğu bu devletin bütün haklarını sizler adına savunan, devletin tüm işlemlerinde hukuka uygunluk konusunda bilgi verip yol gösteren, devletimizi tüm saldırılardan hukuk kalemini kullanarak koruyan, bir hukuk fakültesi mezunu ve avukat unvanına sahip, ancak, devlet adına ve yalnızca devletin ve kamunun hukuksal işlemlerini yürütebilen, davalarını takip edebilen, tıpkı hâkim ve savcılar gibi devlet bünyesinde görev yapan, hâkim ve savcılarla aynı eğitimi almış, onlardan hiçbir farkı bulunmayan, konusu çok yüksek meblağlar olan davaları takip ettikleri için büyük sorumluluk taşıyan, ancak, hâkim ve savcıların sahip oldukları hukuksal güvenceleri ve bağımsızlıkları olmayan, bu nedenle sürekli sıkıntı yaşayan bir mesleğin mensuplarıdır.

1 inci derecenin 4 üncü kademesinde bulunan bir kamu avukatı, bundan altı ay öncesine kadar 903 500 000 lira maaş alıyordu; ama, emekli olduğunda da bu para 650 000 000 liraya düşüyordu. Aynı durumda olan bir savcı -lütfen dikkat buyurun- 2 344 700 000 lira maaş alıyor ve emekli olduğunda da bu rakam 2 130 920 000 TL'ye isabet ediyordu. Aradaki fark tam 3 katıdır.

Arkadaşlar, böyle bir farkın sebebi nedir? Her ikisi de kamu adına aynı görevi yapmıyor mu? Hatta, kamu avukatının görev ve sorumlulukları, bana göre, iddiayı oluşturan sayın savcılarımızdan daha zor ve önemlidir. Zira, kamuda çalışan avukatlar, sayın savcılarımız gibi sadece ceza davalarını değil, miktarı trilyonları bulan, hatta şimdi Uzanlar olayında olduğu gibi, katrilyonlarla ifade edilen davalara giriyorlar, kamu yararına kararların oluşmasında çok büyük görevler ifa ediyorlar.

Değerli arkadaşlar, kamuda çalışan avukatlar, bir başka mesleği yapamazlar, dışarıdan dava alamazlar, sadece devletin hukuksal işlerini takip ederler; tek gelirleri, devletin verdiği, işte biraz önce size ifade etmeye çalışmış olduğum üç beş kuruşluk maaşlarıdır. Mesleğe yeni başlayan bir kamu avukatının almış olduğu maaş 750-800 milyon Türk Lirasıdır. Oysa, mesleğe henüz başlamamış stajyer bir hâkim 1 150 000 000 TL maaş almaktadır. Aradaki farkı izah etmemizin imkânı yoktur.

Çok değerli milletvekilleri, emekli bir kamu avukatı arkadaşım vardı, bana gelip gitti "maaşım çok az, geçinemiyorum, 650 000 000 maaş gerçekten yetmiyor. Hanım da, biliyorsun, bir kamu kurumunda hukuk müşaviri olarak çalışıyor. Hiç olmaz ise durumuna uygun bir genel müdür muavinliği kadrosu almasına yardımcı ol söz veriyorum altı ay sonra emekli olsun. Bir kadro almadan emekli olur ise, biz hepten sıkıntıya düşeceğiz" diyordu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Torun, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

CAVİT TORUN (Devamla) - Bu konuda yardımcı olamadım. Meclisi döndü dolaştı, milletvekillerimizi gezdi dolaştı ve kısa bir süre önce bu arkadaşımız vefat etti. Tutanaklara geçmemesi için ismini vermiyorum. İsmi bende mahfuz.

Sevgili arkadaşlar, bu teklifimle, 657 sayılı Kanuna ekli 1 sayılı ek gösterge cetvelinde Avukatlık Hizmetleri Sınıfı için gösterilen göstergelerde bir nebze iyileşme sağlamaya çalışıyorum. Biraz önce ifade etmeye çalıştığım üzere, bu türden arkadaşlarımız büyük zararlar görmesinler, Meclisi dolaşıp milletvekillerinin yanında, onlara, tabir caiz ise, zor durumda kalacak hal ve hareketler içerisinde bulunmasınlar ve böylece, namuslarıyla geçinebilecekleri birkaç kuruş para ellerine geçmiş olsun.

Çok kıymetli arkadaşlar, bu konuda, Anayasa Mahkememizin zaten vermiş olduğu bir karar var; yani, bize düşen bir yükümlülük var. Anayasa Mahkememiz -esas sayısı 2003/77, karar sayısı 2003/81 ve karar günü 11.9.2003- kararında, Betül Demirsoy tarafından açılan davada ve zaten kamu avukatları için gösterge rakamlarının yanlışlığını ortaya koyan ve bunu iptal eden bir karar vermiş oldu.

Kararın son kısmını, Sayın Başkanımın müsaadesine, sizin de hoşgörünüze sığınarak, okumak istiyorum.

BAŞKAN - Sayın Torun, süre açısından, lütfen.

CAVİT TORUN (Devamla) - Hemen bitiriyorum.

Sonuç kısmında diyor ki: "18.5.1994 günlü, 527 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri ile İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa eklenen 1 sayılı cetvelin..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CAVİT TORUN (Devamla) - Bitiriyorum efendim.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Torun.

CAVİT TORUN (Devamla) - "...Avukatlık Hizmetleri Sınıfı başlıklı bölümünün, 1 inci derece avukatlar için 1.1.1995 tarihinden itibaren uygulanacak 3 000 ekgösterge yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline.

İptal hükmünün doğuracağı hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasanın 153 üncü  maddesine göre altı ay süre tanınmasına, iptal hükmünün, kararın Resmî Gazetede yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir."

Sevgili arkadaşlar, Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu bu karar dokuzuncu ayda sona erdi. Biz parlamenterler olarak bu kanunun gereğini şu ana kadar zaten yerine getirmek zorundaydık. İşte, biraz sonra yapacağımız oylamayla bu konuda önemli bir katkıda bulunacaksınız diye düşünüyorum.

Hepinize, beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum, saygılar  sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Torun.

Başka söz talebi?.. Yok.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Oybirliğiyle...

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Oybirliğiyle; tutanaklara geçsin Sayın Başkan.

BAŞKAN - Önerge oybirliğiyle kabul edilmiştir.

İkinci önergeyi okutuyorum:

4.- İzmir Milletvekili Yılmaz Kaya'nın, 4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 5 inci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin (2/343) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/278)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

4.11.2004 tarihinde Sayın Başkanlığınıza gelen (2/343) esas numaralı 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 5 inci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifimiz 11.11.2004 tarihinde de Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonuna havale edilmiştir.

Kanun teklifimiz TBMM İçtüzüğünün 37 nci maddesi gereği kırkbeş gün içinde komisyonda görüşülüp sonuçlandırılmadığı için, söz konusu yasa teklifimizin İçtüzük madde 37 gereğince doğrudan Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu gündemine alınması konusunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

                                   Yılmaz Kaya

                                               İzmir

BAŞKAN - Önerge sahibi, İzmir Milletvekili Yılmaz Kaya; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakikadır.

YILMAZ KAYA (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; sözlerime başlamadan önce, 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle bütün avukatların, meslektaşlarımın gününü kutlar, saygılarımı ve selamlarımı iletirim.

Değerli arkadaşlar, verdiğimiz yasa teklifinin, İçtüzüğün 37 nci maddesi gereği doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergemiz üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu yasa teklifimizde ne yapmak istiyoruz, önce, biraz ondan bahsetmek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, 4925 sayılı Yasanın 5 inci maddesinde -ki, değiştirmek istediğimiz madde- "taşımacılık yapanlarda -özellikle, yük taşıyıcıları bu maddeyle mağdur olmaktadır- nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yetki belgesi alınabilmesi için, taşıma işleri işletmecilerinin meslekî saygınlık, malî yeterlilik ve meslekî yeterliliğe sahip olması gerekmektedir. Bu maddeye ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir" denilmektedir. 5 inci maddenin gönderdiği karayolları taşımacılığına ilişkin yönetmeliğin 18 inci maddesi de, yetki belgesi alınmasını zorunlu kılmakta, yetki belgesi almak için başvuranlardan da, eğer gerçek kişi ise, kendi adına kayıt ve tescil edilmiş, en az 25 ton istiap haddinde, taşıma kooperatiflerinde ve tüzelkişilerin tümünde, kendi adına kayıt ve tescil edilmiş, en az 75 ton istiap haddinde eşya taşımaya mahsus araçların bulunması gerektiğini emretmektedir.

Değerli arkadaşlarım, bu yönetmelikten dolayı mağduriyetlerini bildiren taşımacılarla ilgili sorunları bir soru önergesiyle Ulaştırma Bakanımıza iletmiştim. Orada, fiilî olarak, 25 ton ve 75 tonun, gerçek kişilerde 3 tane kamyon sahibi olmaları gerektirdiğini, tüzelkişilerde ve kooperatiflerde 8 tane kamyon sahibi olmaları gerektirdiğini söylemiştim. Verilen cevap gayet enteresan; "biz, bu yönetmeliği ve yasayı çıkarmakla -ki, daha önce yoktu, iyi yaptık anlamında bir şeyler söylendikten sonra- kanun öncesi, yurtiçi taşımacılık, ferdî olarak verimsiz ve ekonomik olmayan şekilde yürütülmekte, ekonomik kayıplara da yol açmaktaydı. Bu bağlamda, kapasite kullanımı, yurtiçi yolcu taşıma alanında doluluk oranı yüzde 40, eşya taşımacılığında yüzde 50'ler düzeyinde bulunmaktaydı. Diğer bir ifadeyle, yurt içinde yolcu taşımacılığı yapan her 100 taşıttan 60'ı, eşya taşımacılığında kullanılan her 100 taşıttan 50'si boş gitmekte -özet olarak geçiyorum- ve bu nedenle de kazaların artmasına da sebep olmakta" şeklinde bir cevap vermişlerdi bana.

Değerli arkadaşlarım, böyle bir gerekçe olabilir mi?! Kazalar artıyor; ne yapalım; biz, tek kamyonu olan kişiye 3 kamyon alma zorunluluğunu getirelim, o alamasın, kazalar da azalsın. Trafiğe araç çıkmasını yasaklayalım o zaman değerli arkadaşlarım, hiç kaza olmaz. Yani, böyle bir cevap.

Onun dışında, 3 kamyon alınması konusunda bir kredi, maddî anlamda desteklemede bulunacak mısınız şeklindeki soruma da, yine, aynen, alakasız bir cevap: "Yönetmelikte 3 kamyon alma zorunluluğu bulunmamaktadır." Yani, yönetmelikte bulunmamakta da, bir kamyonu olan kişiye 25 ton istiap haddi zorunluluğu getirirsen, 3 tane kamyon alma zorunluluğu da doğmuş olur.

Buradan da, o zaman, en azından -şimdi bilemiyorum, birazdan belli olacak- bu yönetmeliği düzeltme şeklinde bir girişim olmayacağı anlaşılmış bulunmaktaydı.

Değerli arkadaşlarım, şu anda, bu tekliften etkilenen yaklaşık 2 000 000 taşıyıcı şoför esnaf vardır; bunlar da, aileleriyle birlikte 8 000 000'u bulmaktadır. Yani, 8 000 000 kişi, bu yönetmelik ve bu kanun nedeniyle mağdur durumdadır, bu mağduriyeti gidermemiz gerekmektedir.

Bakın, biraz önce konuştuğum bir kooperatif yetkilisi "taşıyıcıların en üst örgütü merkez birliği, onun altında bölge birlikleri ve birliklere bağlı toplam 2 946 kooperatif bulunmaktadır. Bunların 495 tanesi yük taşıma kooperatifi olup, 140 000 kamyoncu esnafı kayıtlı olarak çalışmaktadır" diye bu bilgiyi verdi. Toplamda, biraz önce belirttiğim gibi, 2 000 000 kişi, yolcu ve yük taşımacısı olarak bu kooperatiflere üye ve 8 000 000 kişiyi mağdur etmektedir bu uygulama.

       (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kaya.

YILMAZ KAYA (Devamla) - Değerli arkadaşlarım,  biraz önce anlattığım nedenlerle,  bu 2 000 000 ve aileleriyle birlikte 8 000 000 esnafın mağduriyetinin giderilmesi gerekmektedir. Bu mağduriyetin giderilmesine dönük olarak yasa teklifimize, daha doğrusu, doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergemize destek olursanız, bu desteğin, bu konuda yapılan çalışmanın yararı bütün Meclise ait olacaktır; gerçi, şahsen benim teklifim olmasına rağmen, bu onur bütün Meclise ait olacaktır.  Kamu avukatlarıyla ilgili biraz önce yapılan teklifte, bütün Meclis, her iki grubun mensupları olumlu oy vermiştir, bu teklife de olumlu oy vermenizi talep ediyorum.

Hepinize saygılarımı sunuyor, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kaya.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Şoförler izledi bunu...

BAŞKAN - Gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz.

 

VI.- SEÇİMLER

A) Komısyonlarda Açik Bulunan Üyelıklere Seçım

1.- İçişleri ve Çevre Komisyonlarında açık bulunan üyeliklere seçim

BAŞKAN - İçişleri Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen 2 üyelik için Muş Milletvekili Seracettin Karayağız ve Yozgat Milletvekili Mehmet Çiçek aday gösterilmiştir.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Çevre Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen 1 üyelik için Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen aday gösterilmiştir.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Birleşime 10 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 16.43

 


İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.56

BAŞKAN : Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER : Bayram ÖZÇELİK (Burdur) Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 79 uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Alınan karar gereğince, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, gündemin "Sözlü Sorular" kısmının, 1, 2, 11, 12, 13, 14, 17, 19, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 38, 43, 50, 53, 57, 71, 72, 74, 75, 76, 79, 81, 84, 86, 106, 108, 109, 110, 111, 112, 119, 132, 133, 137, 138, 139, 144, 147, 148, 150, 154, 161, 165 ve 167 nci sıralarında yer alan ve Sayın Başbakana yöneltilmiş bulunan sözlü soru önergelerine İçtüzüğün 98 inci maddesine göre birlikte cevap vermek istemiştir. Şimdi, bu istemin gereğini yerine getireceğim.

VII.- SORULAR VE CEVAPLAR

A) Sözlü Sorular ve Cevaplari

1 - Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, ihracatçıyı teşvik amaçlı önlemler ve döviz kuruna ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/749) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

2.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu'ya bağlı bazı ilçe ve köylerin altyapı gereksinimlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/756) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

3.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Organize Hayvancılığı Geliştirme Bölgesi Projesi uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/786) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

4.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Taşköprü-Karadere Barajının ne zaman bitirileceğine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/787) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

5.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, emekli aylıklarında artış yapılıp yapılmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/789) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

6.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in, TBMM'deki bir kapalı oturumun tutanaklarını istediği iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/791) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

7.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Manavgat Çayı suyunun dışarıya pazarlanmasına ve Manavgat Yat Limanı projesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/801) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

8.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, TÜBİTAK Başkanının atanmamasına ve Bilim Kurulu üyelerinin onaylanmamasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/811) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

9.- Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı'nın, Tekelin özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/831) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

10.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu'daki köy yollarının bakım ve onarımlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/833) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

11.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu Polis Okulu İnşaatına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/835) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

12.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu'nun yeni adliye sarayı ihtiyacına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/836) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

13.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu doğu çevreyolu inşaatına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/837) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

14.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu-Daday hükümet konağı inşaatı ödeneğine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/838) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

15.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, kişi başına millî gelirin hesaplanmasında doğal zenginlik kriterine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/840) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

16.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, Tekelin özelleştirilme ihalesiyle ilgili iddialara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/841) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

17.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Düzceli depremzede temsilcilerinin gözaltına alınmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/843) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

18.- Ankara Milletvekili Oya Araslı'nın, tecavüz mağduru kadınların korunmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/849) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

19.- Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in, Kristal-İş Sendikasının grev kararının hükümetçe ertelenmesinin gerekçelerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/866) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

20.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel'in, spor alanında yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/870) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

21.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, satışa çıkarılan Millî Eğitim Bakanlığı sosyal tesislerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/877) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

22.- Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'ın, dokunulmazlığı ile ilgili bir dosyanın Başbakanlıkta bekletilmiş olmasının nedenine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/916) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

23.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, basın sektöründe 212 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/917) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

24.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, şeker kotalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/922) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

25.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği personeline ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/927) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

26.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, açıktan atanan özel kalem müdürlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/928) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

27.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, bazı sermaye gruplarının çalışmalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/932) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

28.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Davos'taki görüşmelere katılan bazı kişilere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/935) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

29.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın, kredi kartı faizlerinin düşürülmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/940) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

30.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, bir ABD şirketinin kollandığı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/943) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

31.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, akaryakıt fiyatlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/978) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

32.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya'da Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait bir işhanına asılan pankarta ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/984) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

33.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Devlet olanaklarını seçim gezilerinde kullandığı iddialarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/985) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

34.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, pirinç ithalatına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/986) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

35.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, pirinç ve benzeri ürünlerin üretiminin desteklenmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/988) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

36.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/989) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

37.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, Halkbank ve Ziraat Bankasının görev zararlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1000) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

38.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, 2004 yılı bütçesinden illere ayrılan paylara ve Iğdır İlindeki bazı çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1022) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

39.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, Doğu ve Güneydoğu Anadoludaki illere Ziraat Bankasının verdiği hayvancılık kredilerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1023) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

40.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, seçim harcamalarında şeffaflığın sağlanması için yapılacak çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1037) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

41.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, ülkemizdeki işsizlik sorununa ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1038) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

42.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, bir şahısla ilgili iddialara ve bir atama iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1039) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

43.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, kamu çalışanlarının ücretlerinin iyileştirilmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1049) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

44.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, özelleştirilen kurumlardaki işçilere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1055) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

45.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, Elazığ İlinin ekonomik sorunlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1056) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

46.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, Elazığ İline ayrılan yatırım payına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1058) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

47.- Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'ın, özelleştirme nedeniyle işten çıkarılanlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1065) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

48.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya gezisine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1074) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

49.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, yatırımların ve istihdamın teşviki amacıyla çıkarılan kanunun uygulanmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1082) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

50.- Adıyaman Milletvekili Şevket Gürsoy'un, Adıyaman İli için belirlenen tütün kotasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1092) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

BAŞKAN - Soruları sırasıyla okutuyorum:

30.9.2003

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını tensiplerinize arz ederim.

                            Mehmet Yıldırım

                                      Kastamonu

Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik darboğazdan kurtulmasının tek yolu üretim ve ihracattır. İhracatçılarımızın dış pazarlarda başarılı olmaları âdeta döviz kurundaki dalgalanmalara endekslenmektedir.

Soru 1 - İhracatçıyı teşvik etmek için ne gibi önlemler almayı düşünüyorsunuz?

Soru 2 - İhracatçıyı teşvik ve dış pazarı kaybetmemeleri, ihracatta istikrarı sağlamak için döviz kurlarındaki artı ve eksi dalgalanmalarını göz önüne alarak, yaptıkları gerçekçi ihracat belge ve sözleşmelerine göre aradaki kur farkını (artı ve eksi) Hazineden karşılamayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını tensiplerinize arz ederim.

                            Mehmet Yıldırım

                                      Kastamonu

Kastamonu Köy Hizmetleri Bölge Müdürlüğü sınırları içinde bulunan 20 ilçemiz ve 1079 köyümüz, altyapı bakımından ülke standartlarının ve genel yaşam standartlarının çok altındadır.

1 - Temel altyapı gereksinimleri olan kanalizasyon ve küçük sulama yatırımları için gerekli ödeneği ayırmayı düşünüyor musunuz?

2 - Bu altyapı gereksinimlerini karşılamayı düşünüyorsanız, kaç yılda bitirmeyi hedefliyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını tensiplerinize arz ederim.

                            Mehmet Yıldırım

                                      Kastamonu

Türkiye'nin darboğazdan kurtulmasının tek çaresi, planlı ve programlı bir şekilde, tarlada, fabrikada, yayla ve merada üretim ve ülkede dürüst yönetimdir.

1 - Türkiye'de hayvancılığı geliştirmek için Organize Hayvancılığı Geliştirme Bölgesi Projesini (OHGBP) uygulamayı düşünür müsünüz?

2- Organize Hayvancılığı Geliştirme Bölgesi Projesi kapsamında Kastamonu'yu pilot bölge olarak seçmeyi düşünür müsünüz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını tensiplerinize arz ederim.

                            Mehmet Yıldırım

                                      Kastamonu

1 - 1995 yılından beri yapımı devam eden, Kastamonu'nun GAP'ı olarak bilinen ve dünyanın en ünlü sarımsağını yetiştiren 7 000 hektar toprağın sulamasını gerçekleştirecek olan Taşköprü-Karadere Barajını, gerekli ödeneği sağlayarak bitirmeyi düşünüyor musunuz?

2 - Baraj gövdesini ve sulama kanallarını ne zaman bitirmeyi düşünüyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. 15.4.2003

                                      Sedat Pekel

                                          Balıkesir

Aldıkları aylıklarla yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi veren, işçi ve memur emeklilerimiz, dul ve yetimlerimiz yoksulluk sınırından kurtulmak, adaletsiz gelir dağılımının bir an önce insanca yaşanabilir seviyeye çıkarılmasını beklemektedir. Yurttaşlarımızın refah içinde yaşaması, demokrasinin tüm kurallarının etkin bir şekilde işletilmesi ile gerçekleşeceği olgusundan hareketle;

1- Memurlarımızın maaşlarında 2003 yılında oluşan kayıplarının kapatılması için 160 000 000 liralık artışın aynısı veya daha fazlasını en düşük emekli aylığı 322 000 000 lira olan emeklilerimize de vermeyi düşünüyor musunuz?

2- Emekli, dul ve yetimlerimizin 2003 yılındaki maaş kayıplarının tespiti için herhangi bir çalışma yapılıyor mu?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplanmasını arz ederim.

                                Vezir Akdemir

                                               İzmir

Irak'a asker gönderilme ile ilgili tezkerenin Meclis Genel Kuruluna getirildikten sonra tartışılmadan AK Partinin oylarıyla kapalı görüşmeye geçildi. Tarafınızdan, Meclis Başkanı Sayın Bülent Arınç'tan kapalı olarak yapılan görüşme tutanaklarını istediğinizi 9.10.2003 tarihinde saat 6.25'te Habertürk kanalından öğrenmiş bulunmaktayım.

1- Verilen haber doğru ise, sizinle partiniz tarafından kapalı görüşmeyi Meclis İçtüzüğünün hangi maddesine göre kapalı görüşme oylama sonuçlarını Meclis Başkanından istediniz?

2- Siz ve grubunuz tarafından kapalı görüşmeye geçilmesini ve oylama sonuçlarını Türk Halkından neden gizlediniz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına

Aşağıda sunulan sorularımın, Anayasanın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 96 ncı vd. maddelerine göre Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

                                      20.10.2003

                        Feridun Fikret Baloğlu

                                           Antalya

1- Antalya'nın Manavgat İlçesindeki Manavgat Çayı suyunun, dış ülkelere pazarlanmasına ilişkin çalışmalar hangi aşamadadır?

2- Bu çalışmalar sürerken, çevre halkının görüş ve önerileri dikkate alınacak mıdır? Ticarî nitelikteki bu girişime, Manavgat halkının katılımı sağlanacak mıdır?

3- Manavgat suyunun dışarıya pazarlanmasının ülke ekonomisine katkısı nedir? Manavgat'ın ticarî yaşamına ne tür katkıları olacaktır? Bölge turizmini ne yönde etkileyeceği konusunda bir araştırma yapılmış mıdır?

4- Manavgat'ın gereksinimi olan Yat Limanı Projesinin bu çerçeve içinde düşünülmesi mümkün olacak mıdır? Yat limanının işletilmesinde, Manavgatlı girişimcilere öncelik tanınacak mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 96 ve 98 inci maddeleri gereğince Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını istiyorum.

Saygılarımla.

                              Yakup Kepenek

                                            Ankara

TÜBİTAK'ın Başkanının atamasının yapılmadığı, altı ayı; Bilim Kurulu üyelerinin onaylanmamasının da bir ayı aştığı bilinmektedir. Bu sırada, ülkemizi TÜBİTAK aracılığıyla yurt dışında temsil edecek olan bilim insanlarının görevlendirmelerinin, sizden onay çıkmadığı için gerçekleştirilemediği doğru mudur?

Bu bağlamda:

1- Hangi toplantılara katılım engellenmiştir?

2- Bu tutumunuzun gerçek nedeni nedir?

3- Avrupa Birliği 6 ncı Çerçeve Programı gibi ülkemizin bilimsel gelişmesinde çok önemli olan bir oluşumun ilk aşamalarında yapılmakta olan üst düzey ve program toplantılarına katılmamanın, ilerde bilimsel gelişmemize vereceği zarar neden göz ardı edilmektedir?

4- Türkiye bilim insanlarının katılmamasının, AB bilim çevrelerinde yaratacağı olumsuz etkiler neden dikkate alınmamaktadır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlü olarak yanıtlanmasını dilerim.

Saygılarımla.

                             Mustafa Gazalcı

                                            Denizli

1- Tekel özelleştirildiğinde, başta tütün olmak üzere birçok tarım üreticisinin, bu kuruluşta çalışan 30 000'den fazla işçinin, Tekel ürünlerini dağıtan kuruluşların zarara uğramaması için ne gibi önlemler alındı?

2- Tütüncülüğümüzün, sigara sanayimizin korunması için özelleştirme öncesi alınan ön koşullar ve düzenleme (regulasyon) nedir?

3- Devlete vergi yoluyla büyük gelir sağlayan Tekel'in yabancılara satılması ulusal çıkarlarımıza aykırı değil midir? Bununla ilgili bir çalışma yapılmış mıdır?

4- Geçen yıl açık artırma yöntemiyle tütün alımı işlemediği için tütün üreticisi mağdur oldu. Tekel, yasayla elde kalan bir bölüm tütünleri yok pahasına aldı. Özelleştirme gerçekleşirse gelecek yıllarda bu mağduriyetler artmayacak mıdır? Alınan önlemler nelerdir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını tensiplerinize arz ederim.

                            Mehmet Yıldırım

                                      Kastamonu

Kastamonu Köy Hizmetleri Bölge Müdürlüğü sınırları içindeki 20 ilçede toplam 7 600 kilometre köy yolu ağı bulunmaktadır.

1.- 1 200 kilometrelik toprak tesviye yol kış şartlarında insanlarımıza geçit vermemekte, çocuklarımızın eğitimlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Köy yollarımızı standart stabilize veya asfalt kaplamaya dönüştürmeyi düşünüyor musunuz?

2. 1 200 kilometrelik asfalt kaplama yolun bakım ve onarımı için 2 adet asfalt plenti almayı düşünüyor musunuz?

3. 5 400 kilometrelik stabilize kaplama yolun eksik olan sanat yapısı, köprü ve asfalt kaplama gibi ihtiyaçları karşılayacak gerekli ödeneği ayırmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını tensiplerinize arz ederim.

                            Mehmet Yıldırım

                                      Kastamonu

Soru: Fizikî olarak yüzde 70'i tamamlanmış olan Kastamonu polis okulu inşaatını gerekli ödeneği sağlayarak 2004 yılı sonunda hizmete açmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını tensiplerinize arz ederim.

                            Mehmet Yıldırım

                                      Kastamonu

Kastamonu İlimizin Adliye Sarayı her yıl bakım ve onarım geçirmesine rağmen, mekân eksikliğinden dolayı yetersiz kalmaktadır. Her yıl bütçeden bu bakım ve onarım giderleri için kaynak aktarılması yerine çağın gereklerine uygun ve ihtiyaçlara cevap verebilecek bir modern bir yapı için plan yapmak ve kaynak aktarmak daha akıllıca olacaktır.

Soru: Yeni bir adliye sarayı inşa etmek için gereken ödeneği çıkarmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını tensiplerinize arz ederim.

                            Mehmet Yıldırım

                                      Kastamonu

Soru: Sinop ve Kastamonu'yu Ankara'ya bağlayan, projesi bitmiş 11 kilometrelik Kastamonu doğu çevreyolu inşaatını 2004 yılında başlatıp bitirerek hizmete açmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını tensiplerinize arz ederim.

                            Mehmet Yıldırım

                                      Kastamonu

Soru: 2003 yılında hiçbir ödenek sağlanmayan Kastamonu İli Daday İlçesi hükümet konağa inşaatını bitirmek için 2004 yılında gerekli ödeneği sağlamayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını tensiplerinize arz ederim.

                            Mehmet Yıldırım

                                      Kastamonu

Kastamonu İlimiz yatırım teşviklerinde öncelikli 36 il arasında bulunmamaktadır. Geliri 1 500 USD altında olmadığından kapsam dışındadır. Ancak yatırım eksikliğinden dolayı gelir getirisi olmayan doğal kaynaklara sahip oluşu sebebiyle yanıltıcı bir şekilde fert başına millî gelir 1 781 USD olarak görünmektedir. Bu göstergelerin tersine ilimiz büyük kentlere yoğun göç vermektedir. Bu da fert başına millî gelirin hesaplanmasında kimi kriterlerin yanıltıcı olduğunun kanıtıdır.

Soru: Fert başına millî gelirin hesaplanmasında doğal zenginliklerin tüm topluma mal edilip, tüm ülke nüfusuna oranlanarak dağıtılmasını ve böylece sosyal adaleti ve dengeli kalkınmayı sağlamayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.6.11.2003

                                      Sedat Pekel

                                          Balıkesir

Tekel ihalesinin beklentilere yanıt vermemesinin yanı sıra, ihaleyle ilgili iddia ortaya atılmaktadır. Bu nedenle;

1- Tekelin 2002 geliri 2,8 milyar doları bulurken, en yüksek teklif 1,5 milyar dolar olarak verilmiştir. İhale komisyonu, kamu yararı olmayan bu ihaleyi iptal etmeyi düşünüyor mu?

2- Kamuoyuna yansıyan basın haberlerinde, ihaleyi yapan şirketlerin başka hesaplar yaptığı iddiaları yer almaktadır. Bu hesaplar Türk kamuoyunu rahatsız edecek nitelikte hesaplar mıdır? Bu konu araştırılıyor mu?

3- Teklif veren firma yetkililerinden biri "Türkiye'nin, dostane olmayan yatırım ortamı, istikrarsız düzenleyici kurumları ve ahlaksız bürokrasisi" bulunduğunu iddia etmiştir. Devlet kurumlarını yargılayan, Türk bürokrasisini hedef alan bu iddialar araştırılıyor mu? Bu iddialar doğru değilse, ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına

Aşağıda sunulan sorularımın, Anayasanın 98 inci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 96 ncı ve diğer maddelerine göre, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.                  12.11.2003

                        Feridun Fikret Baloğlu

                                           Antalya

1- Hükümetinize istemlerini sunmak için Başbakanlığa gelmek isteyen Düzceli depremzedelerin temsilcileri neden gözaltına alınmıştır? Sorunları çözmek yerine, sorunlarını anlatmak isteyenleri gözaltına almak ve dilekçe hakkının kullanılmasına engel olmak, sizce, demokratik işleyişe uygun mudur?

2- Kışın en ağır koşullarına direnerek yaşamaya çalışan Düzce halkının sorunlarını anlatmak için Ankara'ya gelen ve bir çadırda günlerdir çözüm için destek bekleyen Düzcelilerin gözaltına alınması, sizce, kabul edilebilecek bir uygulama mıdır?

3- Bugün Düzce İlimizin uğradığı deprem felaketinin dördüncü yılında, Hükümetiniz, Düzceli felaketzedelerin acılarının dindirildiğine inanmakta mıdır? Yaralı Düzce halkına iktidarda bulunduğunuz bir yıllık sürede hangi olanakları sağladınız?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla dilerim.

                                      Oya Araslı

                                            Ankara

19 Kasım 2000 tarihli kimi gazetelerde, tecavüze uğrayan 15 yaşındaki K. D.'nin aile meclisi kararıyla, ağabeyi tarafından öldürüldüğüne ilişkin haberler yer almıştır.

1- Bu tür cinayetleri önlemek için kadın statüsüyle ilgili Devlet Bakanlığınca bir eğitim programının düzenlenmesi düşünülmekte midir?

2- Bu tür tecavüz olaylarının mağdurlarının koruma altına alınması için Bakanlık düzeyinde herhangi bir program düzenlenmiş midir ve düzenlenmesi düşünülmekte midir?

3- Bu tür tecavüz mağdurlarının sığınma evlerine alınması, töre cinayetlerine kurban gitmelerini belli bir ölçüde önleyebilmektedir. Böyle bir işlevi olan kadın sığınma evlerinin veya benzeri kurumların sayısını artırmak için, kadın statüsüyle ilgili Devlet Bakanlığınca ne tür çalışmalar yapılmaktadır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 9.12.2003

                                Hüseyin Güler

                                            Mersin

Soru : Kristal İş Sendikası, Cam İşverenler Sendikasıyla yürüttüğü 19 uncu dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşmaya varılamaması üzerine 9 Aralık 2003 tarihinde greve gidilmesi kararlaştırılmasına rağmen Hükümet, Bakanlar Kurulu kararıyla grevin ertelenmesine karar vermiştir. Hangi gerekçelerle bu grevin ertelenmesine karar verilmiştir? Sendikal örgütlenmenin doğal sonucu olan grev hakkının engellenmesi sizce doğru mudur? Çalışanların kazanılmış haklarının çeşitli gerekçelerle yok sayılmasını onaylıyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

                                Kemal Demirel

                                               Bursa

59 uncu hükümet, programında "özgür düşünceli, kendi başına karar verebilen, sorgulayan, kendi toplumunun ve evrensel doğrulardan haberdar olan ve hayatın güçlükleriyle baş edebilecek donanımlı ve yetenekli gençler yetiştirmek önemli hedeflerimiz arasındadır" ibaresini kullanmıştır.

Ancak; bu hedeflere nasıl varılacağıyla ilgili olarak herhangi bir açıklama yapılmamıştır.

"... yeni bir spor politikası oluşturulacağı" belirtilen hükümet programında, bu çalışmaların yürütüldüğü "Gençlik Spor Genel Müdürlüğü"nün çalışmalarıyla ilgili bir bölüm yer almamaktadır.

Hükümetin kurulduğu günden günümüze kadar;

- Özellikle gençlerin spor faaliyetleriyle ilgili yapılan çalışmalar nelerdir?

- Başlatılan projeler nelerdir?

- Bu projeler hangi düzeye getirilmiştir?

- Gençlik Spor Genel Müdürlüğü bu hükümet döneminde hangi faaliyetlere imza atacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. 12.12.2003

                                      Sedat Pekel

                                          Balıkesir

3797 Sayılı Millî Eğitim Bakanlığı Kanununun 37 nci Maddesiyle Bakanlık, öğretmen ve ailelerinin tatil, dinlenme ihtiyaçlarını karşılamak için sosyal tesisler kurmak, bu tesislerin yönetimiyle ilgili hizmetleri düzenlemek ve yürütmekle görevlendirilmiştir. Ancak, Hükümet, kamu kurumlarının eğitim ve dinlenme sosyal tesislerini satışa çıkarmıştır. Buna göre;

1-Millî Emlak Genel Müdürlüğü tarafından satışa çıkarılan ve Millî Eğitim Bakanlığına ait kaç adet eğitim ve dinlenme sosyal tesisleri ile öğretmenevi vardır?

2- Yurdun iç bölgelerinde bu tür tesislerin satışının durdurulduğu, başta Erdek olmak üzere, Burhaniye, Gemlik, Seferihisar gibi yurdun kıyı kesimlerinde satışlara hâlâ devam edildiği doğru mudur?

3- Sayın Başbakan "öğretmenevlerinin satışını durduracağım" sözünü tutacak mıdır ?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 96 ncı maddeleri gereğince sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.7.1.2004

                              Muharrem Kılıç

                                          Malatya

Danıştay 2 inci Daire Başkanlığının 12.5.2003 gün ve 2000/2380 esas 2003/1041 sayılı tefrik kararı ve dosya 8.7.2003 günü İstanbul Valiliği İl İdare Kurulu tarafından Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığına 22.7.2003 günü gelen dosya bekletilmeksizin Başbakanlığa gönderilmiştir. Dosya ve karar 25.7.2003 günü Başbakanlığa intikal ettiği halde beş ay bekletilerek 25.12.2003 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilmiştir.

1- Dosyanın Başbakanlıkta beş ay süreyle bekletilmesinin nedenleri nelerdir? Bekletme, dosyanın Başbakanın şahsıyla ilgili olmasından mı kaynaklanmaktadır?

2- Dosyanın gecikmesine neden olanlar hakkında herhangi bir soruşturma yapılmış mıdır? Yapılmamışsa, soruşturma açmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.                                    8.10.2003

                                      Sedat Pekel

                                          Balıkesir

10 Ocak 1961 tarihinde yürürlüğe giren 212 sayılı Yasa, gazetecinin şahsında, basın özgürlüğünü, halkın bilgi edinme  ve haber alma hakkını korumaya, dolayısıyla demokrasinin korunmasına yönelik önemli bir yasadır. Ancak, basın meslek örgütleri ve sendikaları, 212 sayılı Yasanın basın işverenleri tarafından uygulanmadığını belirtmektedirler. Buna göre ;

1- 212 sayılı Yasanın bütün hükümleri basın yayın kuruluşlarında uygulanmakta mıdır?

2- Bu konuda 212 sayılı Yasanın hüküm altına aldığı gerekli denetim, araştırma yapılmakta mıdır?

3- Basın mensuplarının ve mesleğe yeni başlayan stajyer gazetecilerin istihdam edildiği halde 212 sayılı Yasayla çalışması gerekirken iş yasalarıyla çalıştırıldığı doğru mudur?

4- Basın çalışanlarının mağduriyetlerini giderecek bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?

12 Ocak 2004

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun, Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 96 ncı ve 98 inci maddeleri uyarınca Başbakan R. T. Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını istiyorum.

Saygılarımla.

                              Yakup Kepenek

                                            Ankara

Şeker üretimi ve kotaları konusunda:

1- Seçimlerden önce, "şeker kotalarının, şekerpancarı üreticilerinin yararına olmak üzere yeniden düzenleneceği ve depremde zarar gören Adapazarı Şeker  Fabrikasının yeniden işletmeye açılacağı" sözlerinizi ne zaman yerine getireceksiniz?

2- Cargill Şirketi başta olmak üzere, nişasta kökenli şeker üreten firmaların, kotalarının artırılması, giderek bu kotanın tamamıyla kaldırılması ve gümrük vergilerinin yeniden düzenlenmesi yönündeki istemlerini yerine getirmeyi düşünüyor musunuz?

3- ABD Başkanı G. W. Bush'un Cargill Firmasının korunup kollanması için sizden bir isteği oldu mu?

4- Olduysa bu isteğin içeriği nedir ve bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim

                              Fahrettin Üstün

                                              Muğla

1- Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği personel norm kadrosu kaçtır? 58 ve 59 uncu hükümet döneminde bu kadrolara atama yapılmış mıdır?

2- Yapılmışsa kimledir?

3- Atanan kimseler halen Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğinde mi görev yapmakta, yoksa başka kurumlara nakil edilmiş midir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim

                              Fahrettin Üstün

                                              Muğla

1- 58 ve 59 uncu hükümet döneminde bakanlıklarda açıktan atanan özel kalem müdürleri var mıdır?

2- Var ise sayıları kaçtır?

3- Atanmış ise halen atanmış oldukları kadrolarda mı yoksa görevlendirme yoluyla başka kamu kurum ve kuruluşlarına nakil edilmişler midir?

26 Ocak 2004

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun, Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 96 ncı ve 98 inci maddeleri gereğince Başbakan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını istiyorum.

Saygılarımla.

                              Yakup Kepenek

                                            Ankara

Son Suudi Arabistan seyahatinizde "paranın dini olmaz" dediğiniz basında yer aldı. Bu çerçevede;

1- Ülkemizde faaliyet gösteren ve kimi çevrelerce "İslamî sermaye" olarak tanımlanan girişimlerin çalışmaları ve ortaklarıyla ilişkileri geçerli yasal düzenlemelere uygun mudur?

2- Ülkemizin sermaye kesimlerinin tamamının aynı kurallarla çalışmasını sağlamak amacıyla bir girişiminiz olacak mı?

3- Özellikle yurt dışında yaşayan yurttaşlarımızın çok ortaklı olan bu tür sermaye gruplarınca dolandırıldığı iddiaları karşısında hükümet olarak ne yaptınız ve neler yapmayı tasarlıyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına

Aşağıda sunulan sorularımın, Anayasanın 98 inci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 96 ncı vd. maddelerine göre Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.                    27.1.2004

                        Feridun Fikret Baloğlu

                                           Antalya

1- Partinizin MKYK üyelerinden Cüneyt Zapsu'nun eşi ve yengesi Davos gezinize hangi sıfatla katılmışlardır? Kendilerine resmî bir görev verilmiş midir?

2- Bu kişilerin çeşitli toplantı ve görüşmelerde Türkiye'yi temsil ettikleri doğru mudur? Doğruysa, hangi sıfatla temsil etmişler ve hangi konularda görüşme yapmışlardır? Bu görüşmelerden ne tür bir sonuç alınmıştır?

3- Davos'taki bu görüşmelere ilişkin haberler medyada yer aldıktan sonra resmî bir açıklama yapılmış mıdır?

4- Bu tür uluslararası görüşmelerin aile çerçevesi içinde gerçekleştirilmesi, bir iktidar tercihi olarak bundan sonra da sürdürülecek midir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Sorularımın Sayın Başbakan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

                        Ramazan Kerim Özkan

                                             Burdur

Kredi kartı faizlerinin yüksek düzeylerde olması nedeniyle vatandaşlarımızın bir kredi kartı krizine maruz kaldığı malumunuzdur.

Enflasyonun yüzde 20'lere düştüğü, tüketici kredilerinin yüzde 2'lerin bile altına düştüğü bir ekonomik göstergede kredi kartı faizleri yüzde 6,5-9,5 ve gecikme faizleri yüzde 8-11 civarlarında bulunmaktadır.

1- Bankaların bu keyfî tutumları sonucu vatandaşlarımızın icra mahkemelerinde süründüğünü, intihar olaylarının arttığını ve bunun sosyal bir yara haline geldiğini biliyor musunuz?

2- Bankalar Birliğini göreve davet ederek etik dışı bankacılık uygulamalarına son verilmesini ve faizlerin düşürülmesini düşünür müsünüz?

3- Bankalardaki bu haksız uygulamaların düzenlenmesi amacıyla bir kredi kartları yasasının çıkartılmasını ve ödeme güçlüğü çeken vatandaşlarımızın bu sorunlarının çözümlenmesini uygun buluyor musunuz?

6 Şubat 2004

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun, Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 96 ncı ve 98 inci maddeleri uyarınca Başbakan Recep T. Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını istiyorum.

                              Yakup Kepenek

                                            Ankara

Amerika Birleşik Devletlerine yaptığınız resmî seyahatte, Cargill Şirketiyle ilgili olarak:

1- Bu şirketin ürettiği mısır şekeri üzerinde ülkemizde uygulanmakta olan kotanın kaldırılması için söz verildi mi?

2- Cargill'in ortağı olan Ülker'in bayiliğinin, sizin de ortağı olduğunuz bir şirket tarafından yürütülmekte olması, adı geçen ABD firmasının kollanmasında etkili oldu mu?

3- Cargill'in yargılandığı davalarda, hükümetiniz bir kolaylık sağlayacak mı? Eğer, ABD Başkanı Bush'a böyle bir söz verdinizse, bu, Anayasanın yargı bağımsızlığı ilkesiyle bağdaştırılabilir mi?

4- ABD'nin kimi üst yöneticilerinin Cargill'le ilişkisi olduğu doğru mudur?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.                    27.2.2004

                             Dursun Akdemir

                                                 Iğdır

1- Bugün itibariyle, 1 litre kurşunsuz benzin ile motorinin Türkiye'deki ortalama maliyeti ayrı ayrı kaç liradır?

2- Her iki akaryakıtın litresi, tüketiciye ortalama kaç liraya satılmaktadır?

3- Türkiye'de 1 litre kurşunsuz benzin ile motorinden kaç çeşit ve hangi oranlarda vergi alınmaktadır? Bu durum AB ülkelerinde ne şekilde, hangi oranlarda uygulanmaktadır?

4- Dolar kuru 15 ay öncesine göre reel olarak ne kadar değer kaybetmiştir? Akaryakıtta "otomatik fiyatlandırma sistemi" uygulandığına göre, dolardaki değer kaybının ciddî olarak akaryakıt fiyatlarına yansıtılmamasının ve fiyatların gerçek anlamda düşürülmemesinin nedenleri nelerdir?

5- İddia edildiği gibi, bütçe açıklarının bir bölümünü kapatmak için, halen çok yüksek olan akaryakıt fiyatlarına yeni zam ya da zamlar yapmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına

Aşağıda sunulan sorularımın, Anayasanın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 96 ncı vd. maddelerine göre Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.                      4.3.2004

                        Feridun Fikret Baloğlu

                                           Antalya

1) Antalya Kalekapısı mevkiindeki Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait Vakıf İşhanının cephesine asılan ve altında isminiz yer alan "Antalya Dünya Kenti Olacaktır" pankartından haberiniz var mıdır?

2) Bu pankartın, Vakıflar İşhanına asılması için gerekli yasal işlemler yapılmış mıdır? Pankart, içerik ve ebat olarak, bu konudaki yasal düzenlemelere uygun mudur? Kaldırılması için ilgili belediyenin girişimde bulunduğu haberleri doğru mudur?

3 - Söz konusu pankarttaki ifade, bir seçim vaadi niteliğindedir ve birbuçuk yıllık iktidarınız döneminde hiçbir ciddî yatırımın yapılmadığı Antalya'nın büyük boy pankartlar asılarak dünya kenti olacağına inanıyor musunuz?

4 - Seçim kampanyasına katkı niteliği taşıyan bu siyasî afişin, Vakıflar İşhanına asılması, eğer, bilginiz dahilinde ise, bunun siyasal eşitlik yönünden doğru olduğuna inanıyor musunuz? Diğer siyasal partilerin de, benzer binalara siyasal nitelikli pankartlar asmak istemleri olursa, bunları olumlu karşılayacak mısınız?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına

Aşağıda sunulan sorularımın, Anayasanın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 96 ncı vd. maddelerine göre Başbakan Sn. Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.                      4.3.2004

                        Feridun Fikret Baloğlu

                                           Antalya

1 - AKP'nin düzenlediği seçim mitinglerine devlete ait "ATA" uçağıyla gittiğinize ilişkin haberler doğru mudur?

2 - Devlet uçağı ile ulaştığınız kentlerde kırmızı plakalı makam aracınızı kullandığınıza ilişkin haberler doğru mudur?

3 - Tasarruf iddialarını övünçle gündeme getiren iktidarınız döneminde, resmî görevlere tahsis edilmiş araçların, partinizin propaganda çalışmalarında kullanılması çelişki oluşturmuyor mu? Başbakanlık maaşı ile geçinmenizin güç olduğunu ifade ettiğiniz bir dönemde devlet olanaklarını seçim gezilerinizde kullanmayı nasıl açıklıyorsunuz?

4 - Bu davranışınızı eleştirenlere "ucuz politika" tanımlaması yaparak, yanıt vermek yerine, girmek için uğraş verdiğimiz Avrupa Birliği ülkelerindeki uygulamaları örnek almayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

                            Mehmet Yıldırım

                                      Kastamonu

1 - 2003 ve 2004 Şubat ayına kadar ABD, Çin ve Tayland ve başka ülkelerden Türkiye'ye ne kadar pirinç ithalatı yapılmıştır?

2 - İthalatı gerçekleştiren firmaları açıklamayı düşünür müsünüz?

3 - Ülkemize ithal edilen pirinçler, ithalatçılar tarafından paketlenip, Kastamonu Tosya-Hanönü, Sinop Boyabat-Durağan, Çorum Kargı-Osmancık, Samsun-Terme ve Trakya pirinci olarak satılmakta mıdır?

4 - Üreticinin zarar görmesini, tüketicinin aldatılmasını önlemeyi düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

                            Mehmet Yıldırım

                                      Kastamonu

1- Türkiye'de kişi başına pirinç tüketimi 8 kg. civarında olup, üretim açığını kapatmak için çeltik üretimini (pirinç üretim alanlarını) artırmayı düşünüyor musunuz?

2- Türkiye'yi ithal ürünlere mahkûm etmemek için doğrudan gelir desteğine ilave olarak ithal edilen pirinç, mısır gibi ürünlere, ihraç edilen sarımsak gibi tarım ürünlerine ürün bazında destekleme yapmayı düşünür müsünüz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

                              Fahrettin Üstün

                                              Muğla

1- 58 inci - 59 uncu hükümetler döneminde Başbakanlığa ait kuruluşlarda kaç atama yapılmıştır?

2- Başbakanlığa bağlı kuruluşlarda idarî görevlere her iki hükümet döneminde vekâleten, tedviren ve görevlendirme ile kaç atama yapılmıştır?

3- Başbakanlıkta idarî görevlerde bulunan idarecilerden kaçı başka yerlere görevlendirilmiştir? Görevlendirilenlerin aldıkları harcırah miktarı ne kadardır?

4- 5 inci ve 59 uncu hükümetler döneminde Başbakanlıkta asıl veya vekil kaç idareci görevden alınmıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

                             Dursun Akdemir

                                                 Iğdır

1- Halkbank ve Ziraat Bankasının son iki yıldaki görev zararı ne kadardır?

2- Söz konusu görev zararı nereden kaynaklanmıştır? Banka kaynaklarından, tablo halinde ve detaylı olarak, hangi kurum, kuruluş ve şahıslara ne kadar kredi verilmiştir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

                             Dursun Akdemir

                                                 Iğdır

1- 2004 yılı bütçesinden Iğdır İline ne kadar para ayrılmıştır? Bu paralar nerelerde kullanılacaktır?

2- 2004 yılı bütçesinden diğer illere ne kadar para ayrıldı? İl bazında miktarı ayrı ayrı ne kadardır?

3- 2004 yılında Iğdır'a kaç km. asfalt yapmayı planlıyorsunuz?

4- 2004 yılında Iğdır'ın hangi köylerinde kanalizasyon çalışması yapılacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

                             Dursun Akdemir

                                                 Iğdır

Soru: İktidara geldiğiniz 28 Kasım 2002 tarihinden bugüne kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki illere T.C. Ziraat Bankası şubelerinden ne miktarlarda hayvancılık kredisi verilmiştir? Bu kredilerin tahsis edildiği il ve ilçeler hangileridir? İl ve ilçeler bazında kredi miktarları kaç liradır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini müsaadelerinize arz ederim.

Saygılarımla.

                             Dursun Akdemir

                                                 Iğdır

28 Mart 2004 Pazar günü yapılan Mahallî İdareler Genel Seçimlerinde, siyasî partiler ve belediye başkan adayları tarafından toplam olarak 7-8 katrilyon lira civarında seçim harcaması yapıldığı, harcamaların  kaynaklarının tespit edilemediği, ayrıca adayların halkın önünde birikimleri, tecrübeleri, siyasî fikirleri ve partilerin itibarıyla değil, banka defteriyle çıktıkları yönünde bazı basın ve yayın organlarında haberler yer almıştır.

Bu çerçevede;

Soru: Seçim, katılımcı demokrasinin en önemli mekanizmalarından biridir. Millet, karar alma ve çözüm üretme süreçlerine seçim yoluyla etkili olabilmektedir.

Millî iradenin ve siyasal partilerin diğer güç odaklarının etkisinden korunması, seçim harcamalarında şeffaflığın sağlanmasıyla mümkün olabilmektedir.

Bu konuda hükümetinizin herhangi bir çalışması var mıdır? Varsa düşündüğünüz başlıca önlemler nelerdir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. 7.4.2004

                                      Sedat Pekel

                                          Balıkesir

Hükümet yetkilileri ekonominin iyiye doğru yöneldiğini beyan etmesine karşın yurttaşlarımız iş bulamamaktadır. DİE verilerine göre ülkemizdeki işsizlik oranı yüzde 10,5 civarındadır ve bu rakam ekonominin istihdam açısından yeterli düzeyde olmadığını göstermektedir. Buna göre;

1- Ekonominin istihdam açısından yeterli düzeye ulaştırılması için ne tür somut çalışmalar yapılmaktadır?

2- İstihdam üzerindeki vergi gibi, SSK primi gibi yükleri azaltmayı düşünüyor musunuz?

3- Türk ekonomisinin istihdam sorununu çözmek için yeterli derecede büyüdüğünü düşünüyor musunuz?

4- Çalışabilir her 100 kadından 88'i çalışamamaktadır. Kadın istihdamı artırmak için ne tür somut çalışmalar yapılmaktadır?

5- Ülkemizde her 3 gençten 1'i işsizdir. Gençlerimize iş imkânları sağlamak için ne tür somut çalışmalar yapılmaktadır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

                             Dursun Akdemir

                                                 Iğdır

1 - AKP Kadın Kolları üyesi Emine Alioğlu'nun "Ekrim İnşaat" isimli firması ne zaman kurulmuştur? AKP İktidarı döneminde bu firma hangi ihalelere katılmıştır? Almış olduğu ihalelerin toplam tutarı kaç liradır? Adı geçen şahsa "yeşilkart" verilmiş midir? Verilmiş ise hukukî dayanağı nedir?

2 - AKP Kadın Kolları Başkanı Selma Kavaf'ın eşi Alaattin Oktay Kavaf, AKP İktidarından önce hangi görevde bulunmaktaydı?

3 - AKP iktidar olduktan sonra Kadın Kolları Başkanının eşi Alaattin Oktay Kavaf, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığına bağlı Eti Zeolit Anonim Şirketine Genel Müdür olarak atanmış mıdır?

4 - Adı geçen kişinin bu göreve getirilmesinde hangi kriterler dikkate alınmıştır? Bu atamada AKP Kadın Kolları Başkanı Selma Kavaf'ın etkisi nedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.12.4.2004

                                      Sedat Pekel

                                          Balıkesir

Hükümetiniz, dönersermaye ve ek tazminat adı altında bazı kamu çalışanlarının ücretlerinde iyileştirme yapmak için çalışmalar sürdürmektedir. Savcı ve hâkimler ile doğu ve güneydoğu Anadolu'da 36 ilde şehir dışında görev yapan öğretmenlere ek tazminat verilmesi olumlu bir gelişme olmasına karşın, bu düzenlemelerin diğer kamu çalışanlarına yönelik olmaması hakkaniyete ve eşitliğe aykırı olduğu açıkça görülmektedir. Buna göre;

1 - 36 ilin dışında görev yapan öğretmenlerin, yargı çalışanlarının, bulunla birlikte tüm kamu çalışanlarının ekonomik durumlarının iyi olduğunu söyleyemez. Bu anlamda bir iyileştirme yapılacaksa herkese yapılması gerektiğini düşünmüyor musunuz?

2 - Tazminat artışı yalnızca hâkim ve savcılarla sınırlı tutulduğu takdirde, adaletin bütünlüğünün bozulmasını önlemek için ne tür çalışmalar yapacaksınız?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

                             Dursun Akdemir

                                                 Iğdır

1 - Özelleştirilen kurumlardaki işçilerin sınavsız olarak boş kadrolara atanabilmelerine imkân tanıyan mevzuat gereğince, AKP hükümetleri döneminde hangi özelleştirilen kurumda kaç işçi, kamu kurum ve kuruluşlarında işe başlatılmıştır?

2 - Özelleştirilme ihalesi tamamlanan ve nihaî kararın verilmesi için Özelleştirme Yüksek Kurulunun onayına sunulan kuruluşlar var mıdır? Varsa hangi kuruluşlardır? Bu kuruluşlarda kaç işçi çalışmaktadır? Özelleştirilecek kuruluşlarda görev yapan işçileri, özelleştirmenin sosyal etkilerinden korumak amacıyla, mevzuat çerçevesinde, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına yerleştirmeyi düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

                             Dursun Akdemir

                                                 Iğdır

1- Elazığ İlimizde işsiz sayısı her geçen gün artmaktadır. İşsizlik sorununun çözümüne yönelik ivedi bir önlem düşünüyor musunuz?

2- Elazığ Hayvan Ürünleri OSB ve Besi OSB'nin alt ve üstyapı ihtiyaçlarının karşılanması için kredi imkânlarının sağlanmasına yönelik düşündüğünüz başlıca önlemler nelerdir?

3- Elazığ İli ekonomisine önemli katkılar sağlayacak olan mermer OSB'nin kurulmasıyla ilgili olarak iktidarınızın bir projesi var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

                             Dursun Akdemir

                                                 Iğdır

Soru: Elazığ İlinde halen yatırımları devam eden projelerin tamamlanabilmesi için, 2004 yılı Yatırım Programında;

Sulama Projeleri,

Kültür Sitesi,

Güney Çevre Yolu,

Olimpik Yüzme Havuzu,

Merkez Kapalı Spor Salonu için ayrı ayrı olmak üzere, ne kadar pay ayrılmıştır? Bu projeler ne zaman tamamlanacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 96 ncı maddeleri gereğince  sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                              Muharrem Kılıç

                                          Malatya

Divriği-Hekimhan Madenleri Sanayi ve Ticaret AŞ'nin özelleştirilme ihalesi sonucunda Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları TAŞ'ne satılıp devredilmesiyle birlikte tüm personelin hizmet sözleşmeleri sona erdirilerek 133 kişi işsiz bırakılarak mağdur edilmişlerdir.

1- Bu özelleştirme nedeniyle, işini kaybeden işçilerin yeniden işe yerleştirilmeleri konusunda herhangi bir çalışmanız var mı?

2- Hükümetiniz döneminde yapılacak özelleştirmelerde işçilerin işlerini kaybetmemeleri noktasında bir çalışmanız var mı?

3- Özelleştirme Sosyal Destek Projesi kapsamında, Dünya Bankasından alınan 355,3 milyon ABD Doları hangi hizmetler için kullanılmaktadır? Özelleştirme mağdurlarının ne kadarı bu proje kapsamındaki hizmetlerden yararlandırılmıştır?

4- Bugüne kadar özelleştirme mağdurlarının ne kadarı yeni bir işe yerleştirilmiştir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda sunulan sorularımın, Anayasanın 98 inci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 96 ncı ve devamı maddelerine göre Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.22.4.2004

Saygılarımla.

                        Feridun Fikret Baloğlu

                                           Antalya

1- 15-16 Nisan 2004 tarihlerinde AKP milletvekillerinin katıldığı toplantı nedeniyle bulunduğunuz Antalya'daki geziniz süresince devlete ait araçların kullanıldığına ilişkin haberler doğru mudur?

2-             Aynı günlerde Antalya'da bir güvenlik kurumunun resmî helikopteriyle gerçekleşen gezinizin, bu gezinti özelliği dışında size ne tür yeni bilgiler edinme imkânı verdiğini açıklar mısınız? Söz konusu gezide, resmî helikopter içinde, siyasal kimliği öne çıkan kişilerin bulunduğu haberleri doğru mudur?

3- Daha önce devlete ait ATA Uçağının, iç siyasete yönelik çalışmalarda kullanıldığına ilişkin iddia henüz cevaplanmadığına göre, süregelen ve sayıları artan bu uygulamaları hangi kurallar açıklayacaksınız?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

                             Dursun Akdemir

                                                 Iğdır

1- Bazı illerde enerji ve sigorta primi teşviklerini uygulamak, enerji desteği sağlamak ve yatırımlara bedelsiz arsa ve arazi temin etmek amacıyla çıkarılan Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun uygulanmasına yönelik olarak usul ve esasları düzenleyen yönetmelikler çıkarılmış mıdır?

2- Gelir Vergisi stopaj teşvikiyle ilgili olarak ne gibi çalışmalar yapılmıştır?

3- Sigorta primi işveren paylarında teşvik amacıyla hangi yenilikler getirilmiştir?

4-       Kanunda öngörülen illerde yatırım yapan girişimcilere hangi kriterlerde enerji desteği sağlanmıştır?

5-          Kanun kapsamındaki illerde yatırım amacıyla kaç hektar bedelsiz arsa ve arazi temin edilmiştir? Bu arsa ve araziler kimlere ve hangi yatırımlar için tahsis edilmiştir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

                                Şevket Gürsoy

                                       Adıyaman

Adıyaman İli için halen 200 kilogram olan ve bu nedenle çiftçinin mağduriyetine yol açan tütün kotasını yükseltmeyi düşünüyor musunuz?

BAŞKAN - Soruları cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Ali Şahin.

Buyurun Sayın Bakanım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinize saygılarımı sunuyorum.

Gündemde, Sayın Başbakanımıza yöneltilmiş 101 tane sözlü soru önergesi var. Bunların tamamını bugün cevaplandırmayı planlamıştık; ancak, hem fizikî olarak, fiilen bu kadar soruyu bir anda cevaplandırmanın zorluğu hem de zamanın darlığı nedeniyle ancak 50 soruyu cevaplandırmaya çalışacağım.

Şu anda gündemde 410 tane sözlü soru var. Biz, Hükümet olarak düşündük ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve saygıdeğer milletvekillerimiz, Hükümetimize ve bakanlara yöneltmiş oldukları soruların cevabını sıcağı sıcağına alabilsinler. Burada cevaplandırmaya çalışacağım soruların önemli bir bölümü 2003 ve 2004 yılından kalmadır. Bunların aktüalitesini kaybettiği, hatta bu sorulardan sonra o alanla ilgili birçok değişiklikler olduğunu biliyoruz. Şimdi, biz, Hükümet olarak toplu şekilde bu soruları cevaplandırıp, gündemdeki sözlü soruların adedini 100'ün altına düşürmeyi planlıyoruz. Böylece, milletvekili arkadaşlarımız, sordukları soruların cevabını hemen akabinde, belki birkaç hafta sonra alma imkânına sahip olacaklardır; çünkü, Hükümet olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve saygıdeğer milletvekillerimizin denetim hakkına büyük saygı duyuyoruz ve bu sürecin ve bu diyaloğun çok canlı bir şekilde yürütülmesinde büyük yarar görüyoruz.

Şimdi, izin verirseniz, milletvekili arkadaşlarımızın sorularını cevaplandırmaya geçiyorum.

İlk soru, Kastamonu Milletvekili arkadaşımız Sayın Mehmet Yıldırım'a ait. Kendisi, özetle -biraz önce okundu- ihracatçıyı teşvik için ne gibi önlemler almayı düşünüyorsunuz diyorlar. Değerli arkadaşlarım, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Eximbank tarafından ihracatın desteklenmesi amacıyla bir dizi faaliyet yapılmaktadır. Bu anlamda, Dış Ticaret Örgütü ve Avrupa Birliği normlarıyla uyumlu çalışmalar tamamlanmış ve gerekli mevzuat düzenlemeleri de yürürlüğe girmiştir. Eximbank kaynakları da, yeni pazarlara giriş veya kısa vadeli ihracat finansmanı amacıyla, etkin bir şekilde kullanılmaktadır.

Bu cümleden olarak, ihracatı teşvik bakımından özetle şunları söyleyebilirim: Ar-ge faaliyetlerinin proje bazında desteklenmesi, projelere sermaye desteği sağlanması, stratejik odak konuları projelerine sermaye desteği sağlanması, yurt dışında kendi unvan ve markasıyla satış yapmak amacıyla ofis, depo ve mağaza açılmasına destek sağlanması, yurt dışında mal ticaretine aracılık etmek amacıyla şube açılmasına destek sağlanması, temsilcilik giderlerinin karşılanması, sektörel dışticaret şirketlerine destek sağlanması gibi konular, ihracatçıyı teşvik amacıyla şu anda uygulanan konulardır. Zaman darlığı nedeniyle, sadece özet halinde Değerli Milletvekili arkadaşımızın sorusuna cevap verme imkânı bulabildim.

Yine, hemen arkasından gelen soru, Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım arkadaşımıza ait. Kendileri, Taşköprü Karadere Barajıyla ilgili bir soru yöneltiyorlar. Karadere Barajında depolanacak 26 000 000 metreküp suyla, 6 449 hektarlık alana su hizmeti götürülecektir.

Karadere Barajı 1993 yılında ihale edilmiş, 1.12.1993 tarihinde de işe başlanılmıştır. Dip savak işleri, cebrî boru ve teçhizatı dışında tamamlanmıştır. Dolu savak kazılarına başlanmış olup, gövde dolgusu çalışmaları devam etmektedir. Gövdede dolgu, temelden itibaren 57 metre yükseltilmiştir. Yüzde 73,73 fizikî gerçekleşme sağlanan Karadere Barajına, 2005 yılında 9,5 milyon Yeni Türk Lirası; yani, 9,5 trilyon Türk Lirası ödenek ayrılmıştır. Projenin 2006 yılında tamamlanması öngörülmektedir.

Karadere sulaması inşaatı işi ise 1995 yılında ihale edilmiş olup, 31.12.2004 tarihi itibariyle nakdî gerçekleşmesi yüzde 35,11'dir. 250 kilometre olan toplam kanal uzunluğunun 63 kilometresi anakanaldır. Bugüne kadar anakanal inşaatının 20 kilometresi tamamlanmıştır. Mukavelesine göre, program, 2007 yılında tamamlanmış olacaktır.

Üçüncü soru da, Kastamonu Milletvekili arkadaşımız Sayın Yıldırım'a ait. Hayvancılığın geliştirilmesiyle ilgili yapılan veya yapılacak olan çalışmalarla ilgili -soruyu özet halinde hatırlatmak için bu cümleyi kullanıyorum- kendileri soru yöneltmektedir.

Değerli arkadaşlarım, ülkemiz tarım sektörünün en önemli sorunlarından birisi de, işletme büyüklüklerimizin optimum büyüklükte olmamasıdır. Küçük veya dağınık yapıdaki işletmeler, etkin ve verimli tarımsal faaliyetlerin sürdürülmesine imkân vermemekte, dolayısıyla çiftçilerimiz düşük gelir elde etmektedirler. Bu gerçekten hareketle, ülkemizdeki tarımsal üretimin, kaynakları etkin kullanan, talep bazlı üretim yapan, iç ve dış piyasa sinyalleri doğrultusunda yönlenen organize bir yapıda olması gerekmektedir.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığımızca, yukarıda bahsedilen hususlarda, özel sektör ve tarımla ilgili sivil toplum örgütleri ile diğer kurum ve kuruluşlarla görüş alışverişinde bulunulmuş ve ülkemizdeki bölgeler ve iller itibariyle tarım havzaları oluşturulması gündemimize alınmıştır. Tarım havzalarının, büyük ölçekli işletmeleri, laboratuvarları, paketleme üniteleri, ar - ge bölümleriyle birer entegre üretim bölgeleri olmaları öngörülmektedir. İlgili bakanlıkça, tarım havzaları projesinin, hukukî altyapı hazırlık çalışmaları da başlatılmış olup, Tarım Kanunu içerisinde bir madde olarak yer almıştır. Projenin, hangi bölgeler veya iller itibariyle uygulanacağı hususundaki değerlendirmeler, yörenin tarımsal potansiyeli, ürün deseni, entegre üretim modellerine uygunluğu gibi kriterler dikkate alınarak yapılacaktır.

Dördüncü soru, yine Mehmet Yıldırım'a ait. Onu da kısaca cevaplandırmak istiyorum. "Kastamonu'da köylere yönelik hangi hizmetleri yapıyorsunuz" diye soruyor Sayın Yıldırım. Kastamonu İlinde, altyapı hizmetlerinden, içmesuları için, iki yıl içerisinde, 778 yerleşim yerinde şebekeli ve sağlıklı içmesuyu çalışması yapılmış, 574 yerleşim yerinde çalışmalar 2004 yılında bitirilmiş, 204 yerleşim yerinde de devam eden bu çalışmalar 2005 yılında bitirilmiş olacaktır. Ayrıca, 2005 yılı yatırım programına da, Kastamonu İlindeki tüm susuz köyler alınmıştır. Kastamonu İlinde, altyapı hizmetlerinden, içmesularının 2005 yılı sonuna kadar bitirilmesi -biraz önce söylediğim gibi- planlandı; köy yolları çalışmalarının da beş yıl içerisinde tamamlanması -stabilizeyi kast ediyorum- planlanmaktadır.

Yeni düzenlemeyle, biliyorsunuz, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü il özel idarelerine devredildi. Bu çalışmalar, il özel idaresi tarafından yapılacaktır. Bu konuda, kısaca, değerli milletvekili arkadaşlarımla bir hususu paylaşmak istiyorum. Dün, Bakanlar Kurulumuzda, sanıyorum, 2 saati aşkın bir süre, köylere götürülecek hizmetleri nasıl çabuklaştırabiliriz; bu konuyu tartıştık. Gerçekten, suyu olmayan köylerimiz var maalesef, yolu olmayan köylerimiz var. Bu tempoyla ve bu mekanizmayla, evet, bu yolları yaparız, bu köylere su götürebiliriz; ama, bu, çok uzun bir zamanı gerektirebilir. O halde, bunu daha öne alalım, çok çabuk şekilde gerçekleştirelim diye düşündük. Bununla ilgili şu anda ciddî bir çalışma yapılıyor, özellikle İçişleri Bakanımızın riyasetinde.

Biz, biliyorsunuz, merkezdeki yetkileri yerele devrediyoruz. Şimdi, köylere hizmet götürme bakımından da köye hizmet götürme birlikleri var. Bu birlikleri daha aktif hale getirmek istiyoruz ve gerekli kaynakları da bu birliklere aktarabilirsek, ciddî bir takip ve kontrolle, kaymakamlarımız, köye hizmet götürme birliklerimiz köylerin sorununu daha kısa sürede çözer diye düşünüyoruz. Bununla ilgili çalışmalarımız bittiğinde, tamamlandığında, mutlaka, Türkiye Büyük Millet Meclisiyle ve siz milletvekili arkadaşlarımızla bu hususu paylaşacağımızı bilmenizi istiyorum. Ben, Sayın Yıldırım'a, böyle bir açıklama fırsatı da verdiği için ayrıca teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlarım, Balıkesir Milletvekili arkadaşımız Sedat Pekel'in bir sorusu var. Soru uzun; ama, ben, özet halinde soruyu takdim edip sonra cevabını sizlere arz etmek istiyorum. 2004 yılı başında, memurlarımıza, toplugörüşme sonucunda, bir defaya mahsus olmak üzere 160 000 000'ar lira para vermiştik. Değerli milletvekili arkadaşımız bunu emeklilere yansıtacak mısınız diye soruyor. Tabiî, aradan zaman da geçti; herhalde birbuçuk yıl gibi bir zaman da geçti. Bu toplugörüşme sırasında, yetkili sendika ve konfederasyonlarla yapmış olduğumuz toplugörüşmede, çalışan memurlarımız için bir defaya mahsus olmak üzere vermiş olduğumuz bir paraydı. Dolayısıyla, bunu, emekli olmuş olanlara yansıtmamız da mümkün değildi; ancak, şunu ifade edebilirim: 2004 yılı ocak ayında kamu görevlilerinin aylıkları yüzde 6 oranında artarken, memur emeklilerinin aylıkları, çalışanlara göre daha fazla olmak üzere, yüzde 7,9 ile yüzde 6,4 arasında değişen oranlarda artırılmıştır. Kuşkusuz, biz, çalışanlarımıza ve emeklilerimize bütçeden daha fazla pay ayırmayı arzu ederiz; ancak, biz, bilindiği gibi, bir malî disiplin uygulamak durumundayız; çünkü, çok borçlu bir ülkeyiz; ama, hiçbir zaman çalışanlarımızı ve emeklilerimizi enflasyonun altında bir zam oranıyla karşı karşıya bırakmadık, hep enflasyonun üstünde vermeye özen gösterdik. Yine, bu prensipli tavrımızı bundan sonra da devam ettireceğiz.

İzmir Milletvekili arkadaşımız Vezir Akdemir Bey de şöyle bir soru yöneltmiş; biraz önce okundu. Bilindiği gibi, burada, Irak'la ilgili bir tezkere oylaması yapılmıştı ve tezkere görüşmeleri gizli yapılmıştı. Sayın Akdemir, Sayın Başbakanımıza diyor ki: "Kapalı görüşme tutanaklarını Meclis Başkanından istediniz mi istemediniz mi?" Bu soruyu soruyor.

Değerli arkadaşlarım, bilindiği gibi, kapalı oturumdaki görüşmeler ve buradaki tutanaklar on yıl süreyle kimseye açıklanamaz. Sayın Başbakanımız da Meclis Başkanımızdan hiçbir zaman böyle bir talepte bulunmamıştır.

Antalya Milletvekili arkadaşımız Feridun Fikret Baloğlu Bey, Antalya'nın Manavgat İlçesindeki Manavgat Çayı suyunun dış ülkelere pazarlanmasına ilişkin çalışmalar hakkında bilgi istemektedir. Bu konuyla ilgili şunları söyleyebilirim: Manavgat Çayı Su Temin Projesi, Bakanlar Kurulunun 8.8.1990 gün ve 90/750 sayılı kararıyla, Kamu Ortaklığı İdaresince finanse edilmek üzere, Kamu Ortaklığı İdaresi ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü arasında düzenlenen bir protokol çerçevesinde yürütülmekte iken, Kamu Ortaklığı İdaresinin yeniden düzenlenmesinden sonra, daha önce Kamu Ortaklığı İdaresince üstlenilen finansman dahil tüm yükümlülükler Hazine Müsteşarlığı tarafından yerine getirilmiştir. Ülkemizin ve dış ülkelerin içme ve kullanma suyu ihtiyaçlarının karşılanmasını amaçlayan proje, günde 500 000 metreküp suyun Manavgat Çayından alınmasını ve 250 000 metreküpü arıtılmış halde, 250 000 metreküpü de ham su olarak denizden tankerlere yüklenerek taşımaya hazır hale getirilmesini kapsamaktadır. 1992 yılında yerli ve yabancı firmalar arasında ihaleye çıkarılan bu iş, 1992 yılında imzalanan sözleşmeyle ihale edilmiş, 2001 yılında da kesin kabulü yapılmıştır.

Değerli arkadaşlarım, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 8 Eylül 2003 tarih ve 2003/58 sayılı kararıyla Manavgat Çayı içmesuyu tesisleri özelleştirme kapsamına alınmıştır. Bu proje, özellikle Akdeniz ve Ortadoğu ülkelerinin içme ve kullanma suyu ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunmak düşüncesiyle "barış suyu" olarak tanımlanmış ve geliştirilmiştir.

Dünyada giderek artan nüfus ve çevre kirliliği sonucunda kullanılabilir su kaynaklarının varlıkları giderek azalmaktadır. Bu nedenle, insanların kullanımına sunulabilen suların büyük ekonomik değer olduğu kabul edilmektedir. Diğer yandan, sulu tarımın geliştirilmesi ve artan nüfusun gıda ihtiyaçlarının karşılanmasını teminen sulama amaçlı su ihtiyaçları da giderek artmaktadır. Bu çerçevede, Türkiye, bölgenin mevcut ve ileride olabilecek su ihtiyaçlarının karşılanmasına çözüm getirebilmek amacıyla, Manavgat Su Temini Projesini geliştirmiş ve ihtiyacı olan ülkelerin kullanımına sunmuş bulunmaktadır.

Projenin geliştirildiği Manavgat Nehrinin 4,70 milyar metreküp olan yıllık ortalama akımı, Türkiye su potansiyelinin yüzde 2,5'ine karşılık gelmektedir. Bu projeyle, Manavgat Nehrinin yıllık ortalama akımının yüzde 4'üne karşılık gelen 182,5 milyon metreküp suyun üretimi ve ihtiyaç bölgelerine gönderilmesi için gerekli kapasite yaratılmıştır. Projenin kara ve denizdeki tüm yapıları tamamlanmış olup, su, tankerlere yüklenebilecek durumdadır.

Manavgat Çayı Su Temin Projesi, türü itibariyle, dünyada benzersiz, büyük ve önemli bir projedir. Dolayısıyla, gerek ülkemiz ekonomisine gerekse Manavgat bölgesindeki ticarî yaşama önemli katkılar sağlayacaktır. Bütün bu faydalar, suyun uygun bir yöntemle ekonomik bir değere dönüştürülmesi ve kullanıma sunulmasıyla ortaya çıkacaktır.

Değerli arkadaşlarım, şimdi de, Ankara Milletvekili arkadaşımız Sayın Yakup Kepenek'in bir sorusu var; onu cevaplandırmaya çalışacağım. Kendileri, özetle, TÜBİTAK aracılığıyla yurt dışına gönderilecek bilim adamlarıyla ilgili Başbakanlıktan onayın çıkmadığı, bekletildiği şeklinde bir soru sormakta ve bu konuda bizden açıklama beklemektedir.

Değerli arkadaşlarım,  bilindiği üzere, kamu kurum ve kuruluşlarının giderlerinden tasarruf sağlanması ve bürokratik işlemlerin azaltılmasını teminen çeşitli  tedbirler alınmakta ve bunun için de Başbakanlık genelgesi çıkarılmaktadır.

Bu çerçevede, 59 uncu hükümet döneminde de uygulanmakta olan ekonomik programla ilgili olarak kamu harcamalarının azaltılması ve bütçe denkliğinin sağlanması amacıyla tasarruf tedbirlerini içeren 26.6.2003 tarihli ve 2003/39 sayılı Başbakanlık genelgesi yayımlanmıştır. Mezkûr genelgede, kamu kurum ve kuruluşlarının kendi bütçeleri veya tasarruflarındaki diğer kaynaklardan yapacakları yurtiçi ve yurtdışı harcamaları azamî tasarruf anlayışı içerisinde yürütecekleri, yurtdışı geçici görevlendirmeleri zorunlu hallerde yapacakları, görevin süresi ve görevli sayısının en az düzeyde tutulacağı, görevlendirmelerin, bağlı ve ilgili kuruluşlarda bakan tarafından yapılacağı, yurtdışı geçici görev yolluklarına ilişkin bütçe başlangıç ödeneklerine aktarma yapılamayacağı hüküm altına alınmıştır.

TÜBİTAK Başkanlığından Başbakanlığa intikal eden yurtdışı geçici görevlendirme talepleri, yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda değerlendirilmiş ve uygun bulunanlara gerekli izin verilmiştir. Bu nedenle, TÜBİTAK tarafından çeşitli vesilelerle yurt dışına gönderilmek istenen bilim adamları için Başbakanlık onayının verilmediği iddiası gerçekleri yansıtmamaktadır.

Halen yürütülmekte olan genelgenin yayımlandığı 26 Haziran 2003 tarihinden itibaren TÜBİTAK Başkanlığı tarafından yurtdışı geçici görevlendirme amacıyla Başbakanlığa gönderilen taleplerden 89 tanesine olumlu cevap verilmiştir; sadece 37 tane başvuru yukarıda sözü edilen tasarruf tedbirleri gereğince uygun bulunmamıştır. İzin talepleri değerlendirilirken, ülkemizin uluslararası alanda temsili ve bilimsel gelişmelerin takibi hususunda azamî hassasiyet gösterilmiştir.

Değerli arkadaşlarım, şimdi de, Denizli Milletvekili arkadaşımız Sayın Mustafa Gazalcı'nın sorusunu cevaplandırmaya çalışacağım. Kendileri, Tekelin özelleştirilmesi ve bu gerçekleştiği takdirde ne gibi sorunlarla karşılaşacağımız anlamına gelen sorular yöneltmektedir.

9.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4733 sayılı Tütün Kanunuyla,  üretici tütünlerinin alımı ve satımı, tütün mamullerinin üretimi ve ticaretine ilişkin esaslar Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından tespit edilmektedir. Bu yasa, bizim Hükümetimizden önceki dönemde çıkmıştır, hatırlatmak için söylüyorum. Alternatif tarım politikalarıyla ilgili olarak, Tarım Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı koordinasyonunda çalışmalar sürdürülmektedir.

4046 sayılı Kanunun 21 inci maddesi çerçevesinde, özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlarda -iştirakler hariç- bir hizmet akdine dayalı olarak ücret karşılığı çalışırken, bu kuruluşların özelleştirmeye hazırlanması, özelleştirilmesi, küçültülmesi veya faaliyetlerinin kısmen veya tamamen durdurulması, süreli veya süresiz kapatılması veya tasfiye edilmesi nedenleriyle hizmet akitleri, tabi oldukları iş kanunları ve toplu iş sözleşmeleri gereğince tazminata hak kazanacak şekilde sona erenlere, kanunlardan ve yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinden doğan tazminatları dışında, ilave olarak iş kaybı tazminatı da ödenmektedir.

Bu önergenin verildiği Ekim 2003 tarihi itibariyle, Alkollü İçkiler Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinde 3 269, Sigara Sanayii İşletmeleri ve Ticaret Anonim Şirketinde 3 948, Alkollü İçkiler ve Sigara Pazarlama ve Dağıtım Anonim Şirketlerinde de toplam 1 523 işçi çalışmaktadır.

Tekelin sigara bölümünün ihalesine yeniden çıkılacak olması sebebiyle, konuyla ilgili çalışmalar devam etmektedir. Anılan şirketleri satın alacak şirketlerin, sigara sektöründe yetişmiş personelinin büyük bir kısmından yararlanacağı, ayrıca kapasite artışına giderek yeni istihdam imkânları sağlayacağı tahmin edilmektedir.

Yine, bahse konu kanunun 22 nci maddesi çerçevesinde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi personel ile sözleşmeli personel; Alkollü İçkiler Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinde 583, Sigara Sanayii İşletmeleri ve Ticaret Anonim Şirketinde 443, Alkollü İçkiler ve Sigara Pazarlama ve Dağıtım Anonim Şirketlerinde ise toplam 1 370 personel çalışmaktadır ve bunlar, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledileceklerdir.

Değerli arkadaşlarım, ayrıca, hatırlayacaksınız, 1992 yılından beri, özelleştirme nedeniyle işsiz kalan, emeklilik hakkını da elde edemediği için sıkıntıya giren tüm özelleştirme mağdurlarının kamu kurum ve kuruluşlarında geçici personel olarak istihdamı amaçlı yasal bir düzenleme yapıldı, bu konuda Bakanlar Kurulu kararı alındı ve Özelleştirme İdaresince, 8 600 civarında kişinin şartları taşıdığı ifade edildi. Şu anda, hatırladığım kadarıyla, 8 400 küsur özelleştirme mağduru arkadaşımız, başta Millî Eğitim Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı olmak üzere, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına gönderilmiştir. Bu da, Hükümetimizin, özelleştirme sonucu ortaya çıkacak sosyal problemleri önleme konusundaki samimiyetini göstermektedir.

Yine, Mehmet Yıldırım'ın bir sorusu -sanıyorum, seçim bölgesinden telefonlar geliyor kendisine, o da tebrikleri kabul ediyor olabilir- bu soru, Kastamonu köy yollarıyla ilgili bir soru. Biraz önce böyle bir sorusu da vardı Sayın Yıldırım'ın, cevaplandırmıştım; ama, tekraren bir iki cümle daha söyleyeyim.

MEHMET YILDIRIM (Kastamonu) - Bu başka; asfalt plenti istiyoruz.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Peki.

1.1.2004 tarihi itibariyle köy yollarının 1 207 kilometresi asfalt, 56 kilometresi beton, 5 779 kilometresi stabilize, 2 026 kilometresi tesviye ve 35 kilometresi ham yol niteliğindedir. Ayrıca, halihazırda, 350 adet köprü yol ağında hizmet vermektedir. Bu ilimizde, ulaşımı olmayan ünite bulunmamaktadır.

2004 yılı yatırım programına göre, 31.12.2004 itibariyle, 5 kilometre tesviye, 93 kilometre stabilize, 14 kilometre birinci kat asfalt, 64 kilometre ikinci kat asfalt, 112 kilometre onarım yapımı gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, 195 kilometre malzemeli, 1 293 kilometre greyderli bakım yapılmıştır.

2005 yılı yatırım programında, 4 kilometre tesviye -2005'ten bahsediyorum- 83 kilometre onarım, 117 kilometre stabilize, 91 kilometre asfalt yapımı öngörülmektedir.

2005 yılı içinde asfalt plent alımı için ödenek bulunmamaktadır; ancak, imkânlar ölçüsünde, Kastamonu İlimizin yaklaşık 1 207 kilometrelik asfalt kaplamalı yolunun, her yıl olduğu gibi, greyderli bakım ve asfalt kaplamalı yolunun, her yıl olduğu gibi, greyderli bakım ve asfalt yama işlemleriyle yolların açık tutulmasına çalışılacaktır. Ayrıca, il özel idaresi imkânlarıyla 1 adet asfalt planti alınmıştır. Böylece, bu sorunuza da cevap vermiş oldum.

MEHMET YILDIRIM (Kastamonu) - Bir alacağımız var...

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Evet, dört sorunuz daha var.

AHMET IŞIK (Konya) - Her gün soru soruyor.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Evet, her gün soru soruyor. Biraz sonra kendisine bir fıkra anlatacağım.

Sayın Yıldırım'ın bir sorusu daha var: "Fizikî olarak yüzde 70'i tamamlanmış olan Kastamonu Polis Okulu inşaatına gerekli ödeneği sağlayarak 2004 yılı sonunda hizmete açmayı düşünüyor musunuz" demişsiniz.

Şimdi, kısaca şöyle cevap vereyim: Kastamonu Polis Okulu inşaatının başlama tarihi oldukça eski. Şu ana kadar 5 trilyon 130 milyar Türk Lirası harcanmış. Bitirilebilmesi için daha 9 trilyon; yani, 9 000 000 küsur Yeni Türk Lirasına ihtiyaç bulunmaktadır. 2005 yılı için 722 600 000 Yeni Türk Lirası ödenek ayrılabilmiştir. Keşke, ekonomik imkânlarımız elverse de, daha fazla ödenek ayırabilsek ve bu tür yatırımları çok kısa sürede tamamlayabilsek; ama, hemen şunu ifade edeyim ki, 2005 yılında yatırımlar için ayırabildiğimiz ödeneği, geçtiğimiz 2004 yılına nispeten yüzde 45 oranında artırabildik. Bu, faiz ödemeleri için ayırdığımız payın düşmesinden kaynaklanıyor; ama, Türkiye, bu sorunu bir süre daha yaşamaya devam edecek; çünkü, çok borçlu bir ülkeyiz takdir edersiniz ki.

Mehmet Bey, Kastamonu Adliyesiyle ilgili bir soru sormuşlar. Kastamonu'da üç katlı ve 1 350 metrekare kapalı alanlı anabina ile iki katlı ve 1 050 metrekare kapalı alanlı ekbina olmak üzere toplam 2 400 metrekare kapalı alanlı bir adliye bulunmaktadır. Bu ekbina 2002 yılında tamamlanmış ve hizmete açılmış; ancak, şunu hemen belirteyim ki, yeni adliye binasının 2005 yılında da programa alındığı hususunu belirtmek istiyorum.

MEHMET YILDIRIM (Kastamonu) - Teşekkür ederiz.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - "Sinop ve Kastamonu'yu Ankara'ya bağlayan proje bitmiş, 11 kilometrelik Kastamonu doğu çevre yolu inşaatını 2004 yılında başlatıp, bitirerek, hizmete açmayı düşünüyor musunuz" diyor, yine, Sayın Yıldırım.

Kastamonu-Ilgaz yolu ile Kastamonu-Taşköprü yolunu birbirine bağlayan 12 kilometrelik çevre yolunun -doğu çevre yolu- yapım çalışmalarına, 2005 yılı çalışma sezonunda birleştirilmiş makine parkıyla püremanet olarak başlanmıştır, bugün aldığım bilgiye göre, 2 kilometrelik kısmı da yapılmıştır ve yapım hızla devam etmektedir.

"2003 yılında hiçbir ödenek sağlanamayan Kastamonu İli Daday İlçesi hükümet konağı inşaatı için -tabiî, bu soruyu daha önce sormuşsunuz- 2004 yılında gerekli ödeneği sağlamayı düşünüyor musunuz" demişsiniz.

Daday hükümet konağıyla ilgili -ki, sanıyorum, bunun maliyeti Türk Lirası cinsinden 2 trilyonu geçiyor- şu ana kadar 690 milyar  Türk Lirası harcanmış, bitirilebilmesi için, 1 trilyon 216 milyar liraya ihtiyaç vardır; yani, 1 216 000 YTL'ye ihtiyaç vardır; bu sene ayırabildiğimiz para 300 milyar Türk Lirasıdır. Önümüzdeki yıl inşallah bitireceğiz.

MEHMET YILDIRIM (Kastamonu) - Teşekkür ederiz Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - "Kastamonu İlimiz neden yatırım teşvikinden yararlanamıyor" dediniz. Biliyorsunuz, hazırlanan tasarıda, Kastamonu, Hükümetimizce, yatırımların ve istihdamın teşviki amaçlı kanun kapsamındadır.

Balıkesir Milletvekili arkadaşımız Sayın Sedat Pekel, Tekelin özelleştirilmesiyle ilgili yapılan ihale hakkında bir soru yöneltmekte ve sorusunda şunu ifade etmektedir: Buna ihale veren firmalardan bir tanesi, Türkiye'nin dostane olmayan yatırım ortamı, istikrarsız düzenleyici kurumları ve ahlaksız bürokrasisi bulunduğuna dair bazı iddialarda bulunmuştur, bunun aslı var mıdır?

Bilindiği üzere,  5.11.2003 tarihinde yapılan ihalede,  Tekelin sigara bölümü için,  en yüksek, 1 150 000 Amerikan Doları; alkol bölümü için de, en yüksek, 292 000 000 Amerikan Doları; teklif verilmiştir. İhale komisyonunca yapılan değerlendirme neticesinde Tekelin sigara bölümü için yapılan ihale iptal edilmiştir. Bahse konu spekülatif iddialar hakkında Özelleştirme İdaresinin herhangi bir bilgisi yoktur. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, yaptığı özelleştirme çalışmalarını, kamu yararı ve ülke menfaatları esas olmak üzere, kamuoyunun bilgisi dahilinde, açık ve şeffaf olarak gerçekleştirmektedir. Bürokrasimizi hedef alarak itham altında bırakan ve gerçekle bağdaşmayan söz konusu ifade, Financial Times Gazetesinin 6.11.2003 tarihli sayısında çıkmış olup, gazeteye gerekli cevap verilmiştir.

Değerli arkadaşlarım, Antalya Milletvekili arkadaşımız Sayın Feridun Fikret Baloğlu Bey "Düzce'den bir grubun Ankara'ya geldiği; ancak, Başbakanlığa gelmek istedikleri anda bunların gözaltına alındığı... Bunu doğru buluyor musunuz" diye Sayın Başbakana bir soru yöneltmişler.

Evet, böyle bir olay olmuş, Düzce Depremzedeler Derneği mensupları, konut sorunlarını yetkililere anlatmak ve kamuoyu oluşturmak amacıyla 2.9.2003 günü saat 11.00 sıralarında, yaklaşık 600 kişilik bir grupla Abdi İpekçi Parkına gelerek, izinsiz olarak çadır kurma ve oturma eylemine başlamışlardır. Parkta "bekleme" adı altında protesto eylemi yapmaya başlayan grup, buradan toplu olarak ellerindeki dövizlerle birlikte Başbakanlığa yürümek istediklerini belirtmişler, bu şekilde toplu olarak döviz ve pankartlarla Başbakanlığa gidilemeyeceği, ancak temsilci seçilerek gidilebileceği dernek başkanına bildirilmiş, grubun ısrarla görüşmeleri engellemeye çalışması, grupta bulunan bazı şahıslar tarafından sürekli olarak grubun kışkırtılmak istenmesi üzerine, megafonla, yapılmak istenilen eylemin 2911 sayılı Kanuna ve Türk Ceza Kanununun 526 ncı maddesine muhalefet teşkil edeceğinin gruptaki herkesin duyabileceği şekilde üç defa ikaz edilmesine rağmen, topluluğun yürümekte ısrar ederek, barikat kuran güvenlik görevlilerine yüklenmeleri üzerine gruba müdahale edilmiş ve 45 kişiden oluşan eylemci grup, söz konusu kanuna muhalefet ettiklerinden dolayı gözaltına alınmıştır.

Gözaltına alınmalarının nedeni, tamamen Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına ve Türk Ceza Kanununun ilgili maddelerine muhalefettir. Kamu görevlileri, yasanın kendilerine verdiği yetki ve görevi kullanmışlardır.

Ancak, şunu hemen belirtmek istiyorum ki, Düzce İlimizin uğradığı deprem felaketinin acılarının dindirilmesi konusunda gerek Hükümetimizin ilgili birimleri gerekse valilik ve belediyelerimiz kanalıyla ciddî mesafeler alınmıştır, sorun büyük ölçüde çözülmüştür; arz ederim efendim.

Değerli arkadaşlarım, Ankara Milletvekili arkadaşımız Sayın Oya Araslı'nın töre cinayetleriyle ilgili bir sorusu var. Bu soru tabiî, kadın ve aileden sorumlu bakan arkadaşımızı ve ona bağlı olan ilgili genel müdürlükleri ilgilendiriyor; ancak, ben, izin verirseniz, bu konuyla ilgili, Hükümetin bakış açısını ve yapılanları kısaca sizlere özetlemek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, ülkemizin geleneksel yaşam tarzının sürdürüldüğü bazı bölgelerinde namus kavramı, çoğu zaman, kadın bedeni üzerinden tanımlanmakta; bu anlayış, şiddetin doğrudan yaşam hakkına yönelen en ağır türü olan töre cinayetlerine mazeret oluşturmaktadır.

Namus cinayetlerinin önlenmesi konusunda 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe girecek olan; ama, iki ay ertelenen yeni Türk Ceza Kanunuyla önemli düzenlemeler yapılmıştır.

Diğer taraftan, toplumun bilgi ve bilinç düzeyini artırmak amacıyla eğitim programları, seminerler, konferanslar, toplantılar düzenlenmektedir.

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, konuyla ilgili olarak çeşitli faaliyetler yürütmektedir. Genel Müdürlük, valilikler ve sivil toplum örgütleri işbirliğiyle, Pekin Eylem Platformunda yer alan 8 kritik alana ilişkin olarak toplumun bilinçlendirilmesi amacıyla 81 ilimizde ve bazı ilçelerimizde seri toplantılar gerçekleştirmiştir. Kadınların yoğun olarak katıldığı bu toplantılarda, kadına yönelik şiddet konusu içinde, töre cinayetleri, kadınların sosyal hakları ağırlıklı olarak işlenen konular olmuştur.

Değerli arkadaşlarım, kadınların ve kız çocuklarının, hakları konusunda aydınlatılması, kadına yönelik şiddeti önleme konusunda önemli çalışma alanlarından biridir. Bu alanda, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, kendi çalışmaları yanında, sivil toplum örgütlerinin kadına yönelik şiddet konusunda yaptıkları eğitim programları, film yapımı gibi faaliyetleri de -yürütmekte olduğu uluslararası projeler çerçevesinde- desteklemektedir.

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 6 spot filmden biri de töre cinayetleri konusundadır. Söz konusu filmler, eğitimlerinde kullanılmak üzere talep eden kurum ve kuruluşlara verilmektedir.

Töre cinayetlerinin yasal yaptırımının artırılması ve geleneksel bakış biçiminin değiştirilmesi amacıyla 1999 yılında başlamak üzere çeşitli paneller düzenlenmiştir. Söz konusu panellere ilişkin tebliğler kitap haline getirilmiş, tüm kamu kurum ve kuruluşlarına, üniversitelere ve talep eden araştırmacılara sunulmuştur.

Töre cinayetlerinin önlenmesi ve ortadan kaldırılması konusunda alınacak yasal tedbirlerin yanı sıra, toplumun bilgi ve bilinç düzeyinin yükseltilmesi konusunda eğitim çalışmalarına devam edilecektir ve devam edilmektedir.

Hizmet verdiği bölgede toplum kesimlerinin daha iyi yaşam koşullarına ulaşmalarını sağlamak ve kentsel alanda yaşam biçimlerinde izlenen farklılaşmayı azaltmak amacıyla açılan, SHÇEK'e (Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu) bağlı toplum merkezlerinde yoksulluktan ve hızlı kentleşmeden en çok etkilenen kadın ve çocuklar öncelikli hizmet grubu olarak düşünülmektedir. Toplum merkezlerinde uygulanan program ve projeler aracılığıyla hizmet verdiği bölge halkının bilgi ve bilinç düzeyi araştırılarak, özellikle kadının aile ve toplum içindeki statüsünün yükseltilmesi, üretken hale getirilmesi, sağlık, beslenme, çocuk gelişimi ve eğitimi, aile planlaması ve ev ekonomisi konularında bilgilendirilmesi, kadın, çocuk ve gençlere, vatandaşlık haklarından başlayarak, insan haklarının ve Çocuk Hakları Sözleşmesi kapsamında, çocuk haklarının ve bu hakların nasıl kullanılacağının öğretilmesi, çeşitli konularda rehberlik yapılması, sosyal, kültürel açıdan çok boyutlu ilgi alanlarının geliştirilerek halk katılımının sağlanması gerçekleştirilmektedir.

Değerli arkadaşlarım, 18 yaşın altında olup tecavüz olaylarının mağduru konumunda bulunan çocukların, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu kapsamında değerlendirilerek, korunmaya muhtaç olduklarının tespiti halinde "gizlilik" ilkesi gözardı edilmeden, öncelikle, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı durumlarına uygun çocuk yuvası ya da yetiştirme yurtlarına acilen kabulleri yapılmakta, daha sonra ilgili mahkemeden korunma kararları çıkarılmaktadır. Söz konusu çocukların can güvenliğinin tehlikede olması durumunda, bulunduğu bölgeden uzak illerde bulunan bir sosyal hizmet kuruluşuna -bu, yuva olabilir, yetiştirme yurdu, çocuk ve gençlik rehabilitasyon merkezi ya da geçici bir süre kalabileceği kadın konukevi olabilir- yerleştirilmektedir.

Değerli arkadaşlarım, cevaplandırmam gereken soru oldukça çok. Sayın Başkan özet halinde takdim etmemle ilgili önüme bir not da gönderdi. Ben, Sayın Araslı'ya, bu konuyla ilgili, yapılan çalışmalarla ilgili bu bilgileri ayrıca yazılı olarak da takdim etmeyi düşünüyorum; ama, böyle bir konuyu gündeme getirme fırsatını bize verdiği için kendisine ayrıca teşekkür ediyorum.

Mersin Milletvekili arkadaşımız Sayın Hüseyin Güler'in bir sorusu var. Kristal-İş Sendikası ile Cam İşverenleri Sendikası arasında toplu iş sözleşmesi görüşmeleri devam ederken hükümetçe bu grevin niçin ertelendiği soruluyor. Evet, bu grev, Hükümetimizce -sanıyorum 2003 yılının sonuydu- ertelendi; ama, daha sonra hem işçi hem işveren sendikası bir araya gelerek bir anlaşma zemini buldular, iş tatlıya bağlandı ve sorun çözüldü. Tabiî, bu da, cevaplandırılması çok geç kalmış olan sorulardan biriydi.

Sayın Kemal Demirel'in bir sorusu var. Kendisi, bizim spor politikamızla ilgili soru yöneltmişler. "Gençlerimizin spora yönlendirilmesi konusunda hükümet olarak hangi çalışmaları yapıyorsunuz" diye soru yöneltiyorlar.

Değerli arkadaşlarım, çeşitli vesilelerle de huzurunuzda ifade etmiştim; Türkiye'de, spor yönetiminin yeniden yapılanması ve gençlerimizin yeni tesislerde spor yapma imkânına kavuşturulması konusunda ciddî adımlar attığımızı ifade etmek istiyorum. Sanıyorum, 5 veya 6 yasal düzenleme yaptık iki yıllık süre içerisinde. Bunlar; federasyonlarımıza özerklik yolunu açmak, sponsorluğun kapsama alanını genişletmek bir de, maalesef, bizleri zaman zaman üzen sporda şiddetle ilgili bir yasal düzenlemeyi yapmaktı ve ayrıca, Futbol Federasyonu Yasasında da önemli değişiklikler yaptığımızı biliyorsunuz.

Bunun dışında, gençlik merkezlerinin sayısını Türkiye genelinde artırıyoruz. Gençlik merkezlerine gençlerimizi getirmek suretiyle, hem sportif hem de kültürel etkinlikler içerisinde, onların müspet istikamette gelişmelerini sağlamaya özen gösteriyoruz.

Bir de, performans sporcusu dediğimiz yarışma sporcusu, Türkiyemizi dünyada temsil etme kapasitesini geliştirmiş olan sporcular yetiştirmeye de özen gösteriyoruz. Nitekim, son yıllarda, Türk sporunda, sadece belirli spor branşlarında değil, birçok spor branşında çok başarılı sporcular da yetiştirilmektedir.

Ortaya koymuş olduğumuz proje ve aksiyonu bu hızla devam ettirdiğimiz sürece, önümüzdeki yıllarda, inanıyorum ki, Türkiye, sporda, dünyanın ilk ülkeleri arasında yer alacaktır.

Sedat Pekel Bey "öğretmenevlerini satacak mısınız" diye sormuşlar. Hayır, öğretmenevlerini satmayı düşünmüyoruz ve böyle bir uygulama da yapmadık.

Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç Bey “Başbakanlıkta dokunulmazlık dosyalarını bekletiyorsunuz, niye bekletiyorsunuz” diye Sayın Başbakana bir soru yöneltmişler. Hayır, böyle bir şey yok; şu anda, Başbakanlıkta bekleyen hiçbir dosya mevcut değildir.

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Sorduğum tarihte efendim...

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - İşte, dedim ya, geç kalmış; o zaman sormuştunuz; ama, şu anda böyle bir şey yok, şu anda böyle bir bekleme söz konusu değil, o zaman da beklememişti.

Yine, Balıkesir Milletvekilimiz Sedat Pekel Beyin bir sorusu var, basınla ilgili bir soru yöneltiyor. "Basın çalışanlarının mağduriyetlerini giderecek bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz" diye bir soru yöneltmişler.

Değerli arkadaşlarım, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında 231 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, Türk ve yabancı basın yayın organları mensuplarına basın kartı düzenleme yetki ve görevini ilgili Genel Müdürlüğe vermiştir. Bu yasal dayanak çerçevesinde, Genel Müdürlükçe hazırlanan, 23 Mart 2001 tarih ve 24351 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Basın Kartı Yönetmeliği hükümleri uyarınca basın mensuplarına basın kartı düzenlenmektedir.

Yine, ilgili Genel Müdürlükçe -yapılan basın kartı başvurularında- başvuru belgeleri arasında yer alan iş sözleşmelerinin bazılarının 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlar ile Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna uygun düzenlenmediği saptandığı takdirde, basın mensuplarının bağlı bulundukları basın yayın organlarına, çalışanların iş sözleşmelerinin 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlar ile Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna uygun düzenlendikten sonra gönderilmesi halinde, başvuruların işleme konulacağı yazıyla bildirilmektedir. 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlar ile Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 9 uncu maddesi, iş sözleşmelerinin yapılışının ve feshinin bölge çalışma müdürlüklerine bildirimi zorunluluğunu hükme bağlamıştır.

Denetim görevi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının görev alanına girmektedir.

Yukarıda da belirtildiği gibi, basın kartı başvurusunda bulunan bazı basın mensuplarının, iş sözleşmelerinin 4857 sayılı İş Kanununa göre düzenlendiği görülmektedir. Ancak, İş Kanununun 91 inci maddesi "devlet, çalışma hayatıyla ilgili mevzuatın uygulanmasını izler, denetler ve teftiş eder" hükmünü getirmiş. Söz konusu görevin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına verildiğini de bir kez daha belirtmek istiyorum. Ayrıca, benzer bir düzenlemeye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 3146 sayılı kuruluş kanununda da yer verilmiştir.

Ankara Milletvekilimiz Sayın Yakup Kepenek, şeker kotalarıyla ilgili bir soru yöneltiyor, bir de, bir Amerikan firmasının Türkiye'de korunup korunmadığını soruyor; buna da çok kısa olarak cevap vermek istiyorum.

Nişasta bazlı şekerlerin kota uygulaması öncesi 2001-2002 pazarlama yılında yurtiçi satışları 463 000 ton iken, 2002-2003 pazarlama yılında kota uygulamasına geçilmesiyle bu miktar, yüzde 24 daraltılarak, nişasta bazlı şekerlere 360 000 ton kota verilmiştir. Bu kota miktarı -nişasta bazlı şekerlerin- 936 000 tonluk kurulu kapasitesinin de yüzde 38'ine karşılık gelmektedir. Böylece, pancar şekeri pazar payının nişasta bazlı şeker karşısında gerilemesinin önüne geçilerek, iki şeker türü arasında bir denge tesis edilmiş ve pancar şekeri güvence altına alınmıştır.

Kota uygulanmaması durumunda, nişasta bazlı şeker üretimi sınırsız olarak gerçekleştirilecek ve pancar şekerinin yurtiçi  pazar payını olumsuz etkileyerek zaman içinde onun varlığını tehdit eder hale gelecektir.

Değerli arkadaşlarım, ayrıca, bir Amerikan firması, Cargill Firmasının korunup korunmadığı, bu konuda Amerika ziyareti esnasında Sayın Bush'un Sayın Başbakanımızdan ricacı olup olmadığı sorulmaktadır.

Böyle bir konuşma, böyle bir şey asla olmuş değildir; tamamen tevatürden ibarettir; bunu da ayrıca belirtme imkânı buldum.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; bir diğer soru, Muğla Milletvekili arkadaşımız Sayın Fahrettin Üstün'e ait. Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğinin personel, norm kadro sayısını sormaktadır. Başbakanlıkta 175 adet basın ve halkla ilişkiler müşavir kadrosu vardır. Hükümetlerimiz döneminde, hem 58 inci hem 59 uncu Hükümetler döneminde bu kadrolara atama yapılmıştır. Kim, nereye atanmış; bununla ilgili liste elimdedir, ama, bunu burada okursam zaman almış olurum. İlgili arkadaşıma, arzu ettiği takdirde bu listeyi de verebilirim.

Yine, Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün arkadaşımız  "açıktan atanan özel kalem müdürleri var mıdır; varsa sayıları kaçtır" diyor. Bu soruya da... Bilindiği gibi, bu kadrolar istisnaî kadrolardır. Bununla ilgili biraz önce cevap verdim. Ayrıca, bu konudaki listeleri de ilgili arkadaşıma takdim edeceğim; sayının 34 olduğu görülüyor. Kim, nerede özel kalem müdürü olarak atanmış, nereden atanmış, açıktan mı atanmış; bunlarla ilgili listeyi de, eğer arzu ederse, Sayın Üstün'e takdim edebilirim.

Sayın Yakup Kepenek "ülkemizde faaliyet gösteren ve kimi çevrelerce 'İslamî sermaye' olarak tanımlanan girişimlerin çalışmaları ve ortaklarıyla ilişkileri geçerli yasal düzenlemelere uygun mudur" diye bir soru soruyor. Geçtiğimiz hafta, Türkiye Büyük Millet Meclisi, iki parti grubunun bu doğrultuda vermiş olduğu araştırma önergelerini birleştirerek görüşmüş ve bu konuda bir araştırma komisyonu kurulmasına karar vermiştir. Hükümet olarak, bu konularda ve buna benzer konularda ne kadar hassas olduğumuzun da açık bir göstergesidir.

Fikret Baloğlu arkadaşımız, Partimizin Merkez Karar Yönetim Kurulu üyelerinden "Cüneyt Zapsu'nun eşi ve yengesi Davos gezisine hangi sıfatla katılmışlardır; kendilerine resmî bir görev verilmiş midir" diye soruyor.

Değerli arkadaşlarım, Sayın Zapsu ve ağabeyi, Dünya Ekonomik Forumunun üyesidirler. Bunlar, Dünya Ekonomik Forumunun her toplantısına öteden beri iştirak etmektedirler. Bu nedenle, kendileri buraya giderken, Hükümet imkânlarını ve Parti imkânlarını kullanmış değillerdir, kendi imkânlarıyla gitmişlerdir. O bakımdan, burada, hem Hükümetimizi hem Partimizi ilgilendiren herhangi bir olumsuzluk söz konusu değildir.

Burdur Milletvekili arkadaşımız Ramazan Kerim Özkan Beyin, kredi kartları faiz oranlarının yüksekliğiyle ilgili bir sorusu var. "Bu konuda hükümet olarak bir şey yapmayı düşünüyor musunuz" diye sormuşlar.

Değerli arkadaşlarım, kredi kartı, bir kredilenme aracından ziyade ödeme aracı olduğundan, son ödeme tarihinde borcun tamamının yatırılmaması durumunda, ödenmeyen tutar kadar kredi kullanılmış olmakta ve kredi kartı, kredilendirme aracı işlevi görmektedir. Bu çerçevede, diğer ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de bankalar kredi kartlarına uygulayacakları faiz oranlarını genel faiz oranlarından ve özellikle diğer tüketici kredileri faiz oranlarından daha yüksek belirlemektedirler.

Bankalar, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranlarını serbestçe belirleyebilmektedir; ancak, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda kredi kartı borcundan dolayı ödeme güçlüğü içinde olan kişilerin korunmasına yönelik düzenlemeler getirildiğini biliyorsunuz ve yine, ayrıca, Hazineden sorumlu Bakan arkadaşımız bu konuyla ilgili yeni bir çalışma yapmaktadır. Bu çalışma, sanıyorum, önümüzdeki günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisine gelecektir.

Sayın Kepenek'in bir sorusu var; bu, yine Cargill Şirketiyle ilgili bir soru. Bu soruya da biraz önce cevap verdim. Yani, bu, Cargill Firmasının korunup korunmayacağıyla ilgili bir soru. Hatta "bu şirketin ürettiği mısır şekeri üzerinde ülkemizde uygulanmakta olan kotanın kaldırılmasına söz verildi mi" diye bir soru var. Cargill Şirketinin ürettiği mısır şekeri üzerinde ülkemizde uygulanmakta olan kotanın kaldırılmasıyla ilgili herhangi bir kimseye söz verilmiş filan değildir. Ülkemizde faaliyet gösteren hiçbir yabancı firmaya ayrıcalık gösterilmediği gibi, kollanması da mümkün değildir. Cargill'in yargılandığı davalarda Hükümetimizce bu firmaya kolaylık sağlanacağı hususunda hiçbir yetkiliye bir söz verilmiş değildir. Ayrıca, Amerika Birleşik Devletlerinin üst yöneticilerinin Cargill'le ilişkisi olduğu hususunda herhangi bir bilgiye sahip değiliz.

Iğdır Milletvekili arkadaşımız Sayın Dursun Akdemir, petrol fiyatlarıyla, akaryakıt fiyatlarıyla ilgili bir soru sormuş. Tabiî, bu soru, sanıyorum bir veya birbuçuk yıl önce sorulmuş. Ben bugün Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığından bir bilgi aldım. Kendileri şöyle diyorlar: "Bugün itibariyle 1 litre kurşunsuz benzin ile motorinin ortalama maliyeti ayrı ayrı kaçtır? Her iki akaryakıtın litresi, tüketiciye ortalama kaç liraya satılmaktadır?"

1 litre kurşunsuz benzinin tavanfiyatı -dağıtım payı ve nakliye tutarlarıyla birlikte maliyeti- Türk Lirası cinsinden 796 480 lira, Yeni Türk Lirası cinsinden 79, 648 Yeni Kuruş oluyor.

Bunu niye söylüyorum; çünkü, bu, bugün geldi bana Enerji Bakanlığından. Herhalde, Enerji Bakanlığımız, henüz, Yeni Türk Lirasına geçmedi ki, bunu, Türk Lirası cinsinden göndermiş. Ben de, demin üzerinde Türk Lirasını Yeni Türk Lirasına çevirmeye çalışırken, lojistik destek aldım Çevre ve Orman Bakanımız Osman Pepe'den ve üzerinde bazı rakamsal oynamalar yapmak durumunda kaldık. Bugünkü tarih itibariyle Enerji Bakanlığı tarafından böyle bir bilgi notunun, mutlaka, Yeni Türk Lirası cinsinden düzenlenerek bize gönderilmesi gerekirdi.

Ama, şu bilgileri, değerli arkadaşlarım, sizlerle paylaşmak isterim. Bugünkü tarih itibariyle ÖTV oranı, kurşunsuz benzinin pompa satış fiyatı içerisinde yüzde 47, motorinin pompa satış fiyatı içerisinde ise, yüzde 56 olarak gerçekleşmiştir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının 1.1.2004 tarihi itibariyle, yani, yaklaşık onbeş ay önceki dolar satış kuru, 1 395 983 iken, 5.4.2005 tarihi itibariyle, yüzde 2 oranında düşerek, 1 366 600 olmuştur. Buna mukabil, 1.1.2004 tarihi itibariyle kurşunsuz benzinin dışpiyasa satış fiyatı 311 dolar/ton iken, bugünkü tarih itibariyle yüzde 84 oranında artarak 573 dolar/tona yükselmiştir.

1.1.2004 tarihi itibariyle motorinin dışpiyasa satış fiyatı 279,75 dolar/ton iken, 5.4.2005 tarihi itibariyle -yani, bugünkü tarih itibariyle- yüzde 95 oranında artarak 545,50 dolar/tona yükselmiştir. Yani, dünya piyasalarında akaryakıtın, bizdeki artışın çok üzerinde olduğunu vurgulamak için bu bilgileri sizlere aktarma ihtiyacını hissediyorum.

1.1.2005 tarihinden itibaren, yani, bu yılın 1 Ocağından itibaren, artık, otomatik fiyatlandırma sistemi uygulamadan kaldırılmıştır Türkiye'de. Fiyatlar, en yakın erişilebilir uluslararası piyasalara göre serbestçe oluşmaktadır. Bu bakımdan, olağanüstü durumlar dışında kamunun fiyatlara müdahalesi söz konusu değildir. Fiyatlar üzerinde esas olarak, ham petrol fiyatlarındaki ve döviz kurundaki dalgalanmalar etkili olmaktadır.

Fikret Baloğlu Bey, bir soru yöneltiyor. Herhalde, yerel seçimler esnasında...

HALUK KOÇ (Samsun) - Feridun Fikret...

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Affedersiniz, Sayın Feridun Fikret Baloğlu, özür dilerim.

Antalya Kalekapısı mevkiinde Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait Vakıf İşhanının cephesine seçimler esnasında bir resim, bir pankart asılmış, bunda da "Antalya dünya kenti olacaktır" diyormuş. "Vakıflar Genel Müdürlüğü bir kamu kuruluşudur; bir Başbakan buraya nasıl pankartını astırır" diyor.

Değerli arkadaşlar, Antalya İli merkez Kalekapısı mevkiinde bulunan Vakıf İşhanı 7 katlıdır. Binanın 3 ve 4 üncü katlarında Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü hizmet vermekte olup, diğer katlar ise dükkân ve büro olarak kiradadır. Vakıf İşhanının batı ve doğu cephelerinde kalan her iki duvar reklam amacıyla kullanılmak üzere, batı cephesi Kenan Değer adına, doğu cephesi ise İlgi Limitet Şirketi adına kiralanmıştır. Bu sebeple, reklam firmaları tarafından bu duvarlara asacakları reklamların, gerek içerik gerek şekil olarak idaremizle herhangi bir ilgisinin olmadığını takdirlerinize arz ediyorum. Çünkü, duvarlar kiralanmış, reklam firmaları da buraları almışlar ve siyasî partililerle anlaşma sonucu buralara pankart asabilirler. Kamu imkânlarının kullanılması anlamında bir uygulama söz konusu değildir.

Yine, Feridun Fikret Baloğlu arkadaşımız -herhalde, mahallî seçimlerden sonraya geliyor bu soru da- "Adalet ve Kalkınma Partisinin düzenlediği seçim mitinglerine devlete ait Ata uçağıyla gittiğiniz doğru mudur" diye Sayın Başbakana soruyorlar.

Değerli arkadaşlar, Sayın Başbakanımız, seçim döneminde mitinglere katılmak maksadıyla devlete ait Ata uçağını ve kırmızı plakalı makam aracını hiçbir zaman kullanmamıştır.

Evet, Sayın Mehmet Yıldırım'ın bir sorusu daha karşıma çıktı.

Kaç, 15 oldu mu?

MEHMET YILDIRIM (Kastamonu) - 13 tane efendim, toplam.

SADULLAH ERGİN (Hatay) - Mehmet Beye çalışıyoruz bugün...

MEHMET YILDIRIM (Kastamonu) - Kastamonu'ya...

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Evet; bu soru da pirinçle ilgili bir soru.

MEHMET YILDIRIM (Kastamonu) - Tosya pirinci...

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Evet, Tosya pirinciyle ilgili bir soru.

"2003 yılında, dışarıdan ne kadar pirinç aldınız" diye soruluyor. 2003 yılında, Mısır'dan 102 310 ton, Çin Halk Cumhuriyetinden 70 109 ton, İtalya'dan 22 616 ton, Amerika Birleşik Devletlerinden 11 719 ton, Tayland'dan 2 267 ton ve diğer ülkelerden 15 261 ton olmak üzere, 224 222 ton pirinç ithali gerçekleşmiştir.

Diğer taraftan, 2004 yılında toplam pirinç ithalatı, bir önceki yıla göre yüzde 43,2 oranında azaltılarak 127 736 tona inmiştir. Ancak, şunu hemen belirtmek istiyorum ki, pirinçte arz açığı ithalatla karşılanmaktadır; çünkü, Türkiye'de ürettiğimiz pirinç yetmemektedir.

Bundan yerli üretimin zarar görmemesi ve sanayiciler ile tüccarın yerli ürün almasının teşvik edilmesi amacıyla, 27.8.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 2004/7756 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, üretici ve üreticilerin ortağı olduğu kooperatif veya birlikler ile Toprak Mahsulleri Ofisinden çeltik veya pirinç alımı yapanlara, 1 Kasım 2004 ile 31 Temmuz 2005 tarihleri arasında kullandırılmak üzere, mevcut gümrük vergilerinden 2'şer puan indirimli pirinç cinsinden toplam 300 000 tonluk ithalat için tarife kontenjanı açılmıştır.

MEHMET YILDIRIM (Kastamonu) - O yanlış.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Söz konusu kontenjanın dağıtım ve yönetimi ile ithalatçıların başvuru usul ve esasları, 8.9.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan tebliğle tespit edilmiştir. Bahse konu karar ve tebliğ hükümleri uyarınca tarife kontenjanından faydalanmak isteyenlerin, ülkemizde çeltik üretimi yapan çiftçi veya bu üreticilerin ortağı olduğu kooperatif veya birliklerden çeltik veya Toprak Mahsulleri Ofisinden çeltik veya pirinç almaları mecburîdir. Bu uygulama sonucunda, 2004-2005 kampanya döneminde ülkemizde üretilen çeltiğin tamamına yakın bir kısmı sanayici ve tüccar tarafından doğrudan üreticiden satın alınmıştır.

Evet, bu sorunuz üzerine de kısaca bu bilgileri arz etmiş oldum.

MEHMET YILDIRIM (Kastamonu) - Destekleme istiyoruz, Sayın Bakanım.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Şimdi zamanımız yok; sizinle sonra oturur konuşuruz.

Yine Mehmet Beyin bir sorusu, bakalım burada ne diyor: "Türkiye'de kişi başına pirinç tüketimi 8 kilogram civarında olup, üretim açığını kapatmak için çeltik üretimini artırmayı düşünüyor musunuz?"

Ülkemizde yıllık pirinç talebi yaklaşık 570 000 ton civarında olup, yurtiçi üretiminin bu miktarı karşılamakta yetersiz olması nedeniyle her yıl yaklaşık 350 000 ton pirinç ithal edilmektedir.

Çeltik üretimi, 2004 yılında yüzde 3,5 oranında artış göstermiştir. Üretimin artırılmasıyla ilgili olarak Tarım Bakanlığı tarafından çalışmalar sürdürülmektedir. Tarımsal ürünlerin desteklenmesi amacıyla, üretim açığı olan ürünlerden pamuk, ayçiçeği, soya, zeytinyağı ve kanola için prim ödemesi yapılmaktadır; mısır da 2004 yılından başlayarak bu kapsamda desteklenmektedir.

Bu da, diğer bir sorunuz üzerine vermiş olduğum cevaptır.

Sanıyorum, soruları azalttık, 1 saat olmuş; yetiştireceğim herhalde efendim. Sayın Başkan, yetiştiriyorum...

Muğla Milletvekili arkadaşımız Fahrettin Üstün Beyin sorusu; diyorlar ki:"58 ve 59 uncu hükümetler döneminde, Başbakanlığa ait kuruluşlarda kaç atama yapılmıştır?"

Kısaca cevap veriyorum: Hükümetlerimiz döneminde, 58 ve 59 uncu hükümetler döneminde, merkezî sistem yoluyla, daha önce kamuda görev yapmış, Devlet Memurları Kanununun 92 nci maddesi gereği açıktan atama yoluyla ve naklen atama yoluyla 4 699 atama yapılmıştır. Vekâleten atama ne kadardır; 3 840'tır. Bu, nasıl olur diyeceksiniz; bunun 3 500 tanesi vekil imamdır da onun için, kafanızda büyütmeyin. Tedviren 84, görevlendirme 13'tür.

Bu soruya da böylece cevap vermiş oldum.

Sayın Dursun Akdemir, Halk Bankası ve Ziraat Bankasının son iki yıldaki görev zararını sormaktadır. Bu iki bankanın da bizden önceki dönemde görev zararları çoktu; hamdolsun, bizim dönemimizde hiç görev zararı olmamıştır; demek ki, iyi yönetiliyor her iki banka.

Yine, Iğdır Milletvekili arkadaşımız Dursun Akdemir'in bir sorusu var; "Iğdır İline ne kadar para ayrılmıştır 2004 yılında" diyor. Tabiî, bu soru da geç kalmış bir soru. "Iğdır'da asfalt yol yapımıyla ilgili ne kadar para ayrılmıştır bütçeden" diye soruyor. Bu sorulara da çok kısa olarak cevap vermek istiyorum. 2004 yılında, Iğdır İline köy yolu olarak 6 kilometre birinci kat, 34 kilometre ikinci kat asfalt... 2005 yılında, Iğdır'da yapılması planlanan asfalt yol ise -bugün Iğdır Valisinden aldığım bilgiyi aktarıyorum- 103 kilometredir; bugün, buraya gelmeden önce Iğdır Valisiyle görüştüm, 103 kilometrelik yol yapmayı planlamışlar. 2005 yılında, Iğdır'da kanalizasyon çalışması yapılacak köy sayısı da 12 olarak tespit edilmiş -onu da bugün Iğdır Valiliğinden istedim, geldi- bu köylerin isimleri var, zaman darlığı nedeniyle bunları da okumuyorum.

Yine Sayın Dursun Akdemir'in bir sorusu var; "iktidara geldiğiniz günden beri Ziraat Bankası şubelerinden Güneydoğu Anadoluda vatandaşlara ne kadar hayvancılık kredisi kullandırdınız" diye soruyor. 2002 yılında 2,3 trilyonken, bu 2004 yılında yüzde 160 artırılmış ve 6 trilyon liralık kredi kullandırılmış.

Şimdi, bir soru var yine Iğdır Milletvekili arkadaşımız Dursun Akdemir'e ait; "Siyasî Partiler Kanununda bir değişiklik düşünüyor mu hükümet" diye soruyor. Doğrusu, şu anda, Hükümetimizin gündeminde -şu an için söylüyorum- seçim kanunları ve Siyasî Partiler Kanunuyla ilgili bir değişiklik çalışması yoktur; ama, şu an itibariyle olduğunu ifade etmek istiyorum.

Balıkesir Milletvekili arkadaşımız Sedat Pekel Beyin bir sorusu var; o da, "işsizlik ve işsizlikle mücadele konusunda ne düşünüyorsunuz; çünkü, ülkemizin en önemli sorunlarından biri işsizliktir" diyor. Doğrudur, bu tespite biz de katılıyoruz, ülkemizin en önemli sorunu işsizliktir; ama, Hükümet olarak biz, işsizliği önlemek ve Türkiye'de ekonomiyi büyüterek, büyüyen ekonomide artan değerleri vatandaşlarımıza adil şekilde taksim etmek için, özel sektörün öncülüğünde kalkınabileceğimizi düşünüyoruz. O nedenle, özel sektörü yatırıma teşvik etmek amacıyla, gayretli bir çalışma içerisinde olduğumuzu biliyorsunuz. Bu konuyla ilgili bir yasal düzenleme yapıldı. Bunun sonuçlarını önümüzdeki günlerde alacağız; ama, şunu hemen ifade etmek istiyorum ki; nüfusumuz hızla artıyor, her yıl, işsizlere, en azından bir 500 000  -600 000 yeni işsiz ekleniyor; ama, buna rağmen, bizim iş bulduğumuz insanların sayısı bunun üstündedir. Önemli olan, şimdi, özellikle, yatırımların ve istihdamın teşviki amacıyla çıkmış olan yasadan yararlanacak işyerlerinin bir an önce devreye girmesi, yeni iş alanlarının açılması, sanıyorum, bu konuda, yani, işsizliği önleme konusunda önemli bir çare olacaktır. Türkiye'de, makro ölçekteki ekonomik dengeler yavaş yavaş yerine oturuyor. İnanıyorum ki, bu, artık, tabana doğru da yansımaya başlayacaktır; onun çalışmaları ve gayreti içerisinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Şimdi, yine, Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir arkadaşımızın bir sorusu var. İki tane isimden bahsediyor; biri, Emine Alioğlu, bir diğeri de Alaattin Oktay Kavaf. Bu Emine Ailoğlu, Devlet Demiryollarından bir ihale almış; aynı zamanda, bunun bir de yeşilkartı varmış. Evet, biz araştırdık, yeşilkartı varmış; ancak, almış olduğu ihale de, ihale yoluyla almış olduğu bir iş değilmiş, 167 milyar liralık, kendisi ressam olduğundan -bana verilen bilgi- Devlet Demiryollarında istasyonların güzelleştirilmesiyle ilgili bir iş aldığı ifade ediliyor.

Şimdi, Alaattin Oktay Kavaf -soyadı Kavaf- Adalet ve Kalkınma Partisi Kadın Kolları üyesi Selma Kavaf'ın eşi. Diyor ki; bunu genel müdür yapmışsınız; niçin yaptınız, burada bir siyaset mi var? Şöyle bir araştırdığımızda, 1973 yılından beri Enerji Bakanlığında çalışıyor bu zat. 1991-1995 yılları arasında TKİ Afşin-Elbistan Linyit İşletmeleri Müessese Müdürüymüş, Yönetim Kurulu Başkanıymış. 1995-2000 yılları arasında TEİAŞ başuzmanı olarak çalışmış. Şu anda da Eti Zeolit Kimya Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi Genel Müdürü olarak görev yapmaktadır. Yani, biz göreve geldiğimiz için bu görevlerde bulunan bir isim değildir. Yani, biz göreve geldik diye, bizim Partimizde görev yapan bir kişinin, kamudan ayrılarak, allahaısmarladık diyecek hali yoktur. Zaten 1973 yılından beri çalışan biridir.

Şimdi, Sayın Sedat Pekel'in bir sorusu var; bazı kamu görevlilerine iyileştirmeler yapıyorsunuz; bu, adalete uyar mı?! Herkes için yapsanız daha iyi olmaz mı diyor özetle. Tabiî, bu cümlelere katılmamak mümkün değil. Şu anda da, bu konuyla ilgili yapmış olduğumuz çalışmaları, hamdolsun, bitirdik. Ben, Sayın Başbakanın Bakanlar Kurulu gündemine almasını bekliyorum, yeni personel kanunu taslağının Bakanlar Kuruluna takdimini. Özellikle malî ve sosyal haklarla ilgili yeni bir sisteme geçiyoruz. Eşit işe eşit ücret politikasını mümkün olduğu kadar yansıtmaya çalışan, şikâyetleri en asgarîye indirmeyi öngören bir çalışma yaptığımız inancındayım. Çok uzun süredir çalışıyorduk. Bakanlar Kuruluna takdimden sonra, oradan geçip Parlamentoya geldiğinde, tabiî ki, Plan ve Bütçe Komisyonunda daha da mükemmel hale getirilecektir. Türkiye için çok önemli bir yasa olduğunu düşünüyorum, temel yasalarımızdan biridir ve son derece de riski olan bir yasal düzenlemedir. Tabiî, malî yükü de vardır ayrıca bunun; çünkü, dengeleri sağlamaya çalışırken, tabiî ki, Maliyeye yük getirmesi de olağandır; ama, inanıyorum ki, biraz da belki zamana yayarak iyileştirmeleri, bu yasal düzenlemeyi mutlaka gerçekleştirmek istiyoruz. Bunu da, Sayın Sedat Pekel'in bir sorusu üzerine açıklama ihtiyacını duydum.

Biraz önce Iğdır Milletvekili arkadaşımız Sayın Dursun Akdemir'in, "özelleştirme nedeniyle işsiz kalanlar için ne yaptınız" şeklindeki sorusuna cevap vermiştim; hatta, rakamları da ifade etmiştim. O nedenle, bu soruyu da cevaplandırmış olayım.

Yine, Dursun Akdemir arkadaşımızın bir sorusu var; o da, "Elazığ'da işsizlik çok arttı, Elazığ'ı neden teşvik kapsamına almadınız" diye bir soru soruyor. Herhalde bu da sorulalı bayağı olmuş; ama, biliyorsunuz, tasarıda Elazığ da kapsama alınıyor. Böylece, bu soruya da cevap verilmiş oldu.

Yine Iğdır Milletvekili arkadaşımız Dursun Akdemir'in bir sorusu var; Elazığ'daki bazı yatırımlarla ilgili bilgi talep etmektedir. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün 2004 yılı yatırım programında, Elazığ İline ait 1 adet sulama amaçlı büyük su işi projesi ile küçük su işleri toplu projesi kapsamındaki 9 adet taşkın koruma ve 3 adet gölet projesi olmak üzere, toplam 262 trilyon TL keşif bedeliyle 13 adet gölet projesi yer almaktadır. Bu projelere, 2003 yılı sonu itibariyle toplam 29 trilyon TL harcanmış olup, 2004 yılında da toplam 2,7 trilyon TL ödenek ayrıldığını ifade etmek istiyorum.

Ayrıca, olimpik yüzme havuzu ve merkez kapalı spor salonunu sormaktadırlar. Olimpik yüzme havuzu, 2006 yılında bitecektir; bunun planlamalarını yaptık. Spor salonuyla ilgili de, yine onu da 2006 yılında bitirmeyi planlıyoruz. Bunların temelleri, arkadaşlar, biri 1994'te, biri 1995'te atılmış, bir türlü bitirilememiş; şimdi biz bunları bitirmeye çalışıyoruz.

AHMET IŞIK (Konya) - Bize nasip olacak inşallah.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Evet.

Muharrem Kılıç Beyin bir sorusu var. "Divriği-Hekimhan madenleri özelleştirildi, ne olacak bu işçiler" diye soruyor. Bütün bunların cevabını bulduk, biliyorsunuz; onları kamuda geçici personel olarak görevlendiriyoruz. Bu insanların da sorununu çözdük. Bu da, tabiî, o düzenlemeden önce sorulduğu için cevabını şimdi almış oldu.

Yine, Antalya Milletvekili arkadaşımız Feridun Fikret Baloğlu "Sayın Başbakan Antalya'ya gitmişti, Emniyet Genel Müdürlüğünün helikopterine bindi, niçin ona bindi" diye soruyor. Şimdi, Emniyet Genel Müdürlüğünün helikopteriyle, evet, bir uçuş yaptı Antalya üzerinde; ama, Antalya'nın turizm potansiyelini görme ve yeni yapılmakta olan çevre yollarını incelemek amacıyla yapılmış olan bir düzenlemedir ve nitekim, o çevre yolları da hızla bitti, biliyorsunuz. Sayın Baloğlu'nun bu sorusunu, belki, bir Antalya Milletvekili olarak teşekkür babında da değerlendirebiliriz.

Evet, arkadaşlar, son soruya geldik. Adıyaman Milletvekili arkadaşımız Sayın Şevket Gürsoy'un bir sorusu. "Adıyaman İli için halen 200 kilogram olan ve bu nedenle çiftçinin mağduriyetine yol açan tütün kotasını yükseltmeyi düşünüyor musunuz" demişler.

Değerli arkadaşlarım, Tekel Genel Müdürlüğünce verilen üretim izni kota olmayıp -tabiî, bir kotadan bahsediliyor burada, soruda- Genel Müdürlüğün stok durumu, sigara fabrikaları harman ihtiyaçları, satış kabiliyetleri, verimlilik ve tasarruf tedbirleri de gözönüne alınarak yapılan bir üretim planlamasıdır.

Tekel, 2003 ürün yılında, Adıyaman İlinde, 27.5.2004 tarihi itibariyle 6 277 ton tütün satın alarak, ekicilere yaklaşık 18,3 trilyon ödeme yapmıştır. 2004 yılında, 6 209 000 kilogram tütün üretim ve alım satımı, ayrıca sözleşmesi yapılarak, gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla, Adıyaman'da tütün işiyle uğraşan vatandaşlarımızın mağdur olmaması konusunda da hassas davrandığımızı ifade etmek istiyorum.

Böylece, 50 tane soruyu, belki özet halinde cevaplandırmaya çalıştım. Beni sabırla dinleyen arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Geriye kalan soruları da kısa sürede cevaplandırmak suretiyle, konuşmamın başında ifade ettiğim gibi, sorulan soruları, günlük, haftalık; yani, anında, taze taze cevaplandırma imkânını, Hükümet olarak, arkadaşlarımıza sağlamak istiyoruz. Onun için, böylece toplu cevaplandırıyoruz. Sanıyorum, şu andaki 410 tane soruyu bir ay içerisinde 100'ün altına indiririz. Böylece, denetim konusunda bir rahatlama olacağı kanaatindeyim.

Efendim, Sayın Başkana ve değerli milletvekili arkadaşlarıma, yeniden, sevgiler, saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Sayın Aslanoğlu, İçtüzük gereği, Sayın Bakandan kısa bir açıklama talebiniz var.

Buyurun.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkan, bize verilen listede, benim sorularıma da Sayın Bakanımın cevap vereceğini biliyordum; çünkü, bize verilen bir liste var. Ama, bizim sorularımıza Sayın Bakan cevap vermedi. Herhalde bilahara cevap verecek. Bize verilen listede, şu sorulara cevap verilecek denildiği için ben sisteme girmiştim.

BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu, zaten sizin sorunuz yokmuş; ancak, sisteme girmişsiniz...

Teşekkür ediyorum.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Bu listeden dolayı sisteme girdim.

BAŞKAN - Sayın Gazalcı, buyurun.

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Ben, bu soru önergesini, 2003 yılında vermiştim; tabiî, 2005'i konuşuyoruz. Tekelin özelleştirme ihalesine girmek için son başvuru tarihi 8 Nisan. İçki kısmı da, bu arada, 2003'te gitti. Bugün, basında, benim sorumla ilgili, Yüksek Denetleme Kurulunun, yani bağlantılı olduğu için...

Sayın Bakana teşekkür ediyorum verdiği bilgiler için; ama, örneğin, 2003 yılında, Tekelin, alkollü içecekler bölümü özelleştirilmeden kısa bir süre önce -işte, şişe, ambalaj kâğıdı, kuru ve yaşüzüm, anason gibi- 100 trilyon lirayı aşan bir alım yaptığı ve bu alımların da, özelleştirme ihalesini kazanan firmaya aktarıldığı, haksız aktarıldığı Yüksek Denetleme Kurulunun raporunda bildirilmiş. Biz bir soru sormuşuz, iki yıl sonra konuşuyoruz! Acaba, bu Yüksek Denetleme Kurulunun Tekelle ilgili 2003 yılı raporunda bunlar belirtildiği halde, bir işlem yapıldı mı? Ben, buradaki soruda diyorum ki, özelleştirilmeden önce, bütün dünyada olduğu gibi...

BAŞKAN - Sayın Gazalcı, lütfen, açıklanmasını istediğiniz konuyu sorar mısınız Sayın Bakana.

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Evet efendim.

Yani, ben burada diyorum ki, özelleştirilmeden önce, Türkiye'de sigara sanayiinin, tütüncülüğün korunması için ne gibi düzenleme yapıyorsunuz? Bütün dünyada öyle oluyor... Biz, Tekelin özelleştirilmesine karşıyız; ama, görüyorum ki diyorum, Yüksek Denetleme Kurulu da saptadığı halde, bu konuda hükümet bir inceleme, bir hazırlık yapmamış; hatta, aynı genel müdür, devlette çalışırken, özelleştirme olduktan sonra orada çalışmış ve bir ay önce, üç gün önce büyük alımlar yapmış. Aynı şey Tekelde de olacak...

BAŞKAN - Sayın Gazalcı, yorum yapma hakkınız yok; açıklanmasını istediğiniz konuyu sorun lütfen... Teşekkür ediyorum...

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Ben diyorum ki, içki bölümündeki hataya düşmemek için, Tekelin özelleştirilmesini istemiyoruz; ama, şayet böyle bir hata yapılacak olursa, şu anda depoda bulunan tütünler, depoda bulunan sigaralar, yeniden, böyle, özelleştirilecek firmaya, aynen içki bölümünde olduğu gibi, aktarılacak mı? Bunun çalışması yapıldı mı? Konuşmada, o, ortaya tam konulmadı diyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gazalcı.

Sayın Kepenek, buyurun.

YAKUP KEPENEK (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Aracılığınızla, Sayın Bakanımızdan, sorularıma ilişkin olmak üzere, birkaç sorum daha olacak.

Öncelikle, Sayın Başbakan Yardımcımızın sorulara yanıt vermekteki duyarlılığı için, kendilerine ben de teşekkür ediyorum.

Şimdi, benim sorularımdan bir tanesi, yurt dışına bilim insanı gönderilmesiyle ilgiliydi. 2003 Ekiminde verilmiş bir soru ve o tarihten bu yana kadar, TÜBİTAK'ın yönetiminin nasıl tartışmalı olduğunu Sayın Bakanım çok iyi bilmektedir. Yani, vekâleten yönetiliyor, yasal durumu kuşkulu bir hale geldi TÜBİTAK'ın maalesef, bu çok önemli kurumumuzun; ancak, bu arada, bilimden tasarruf olmaz, olmamalıdır; ama, tasarruf gerekçesiyle yurt dışındaki bilimsel toplantılara bilim insanlarımızın katılmamasını onaylamamız olanağı yoktur. Yani, tasarrufu başka yerden yapabiliriz.

Şimdi, benim sorularımın içinde çok somut bir nokta vardı. Kaç toplantıya, bu nedenle, tasarruf nedeniyle katılamadı ülkemiz? Bu, çok somut bir sorudur ve bu sorunun maalesef, maalesef, yanıtını alabilmiş değilim.

İkinci önemli konu, kollanan ABD firması Cargill ile ilgili bir soru idi. Açıklamalar için teşekkür ediyorum. Kuşkusuz, Başbakanımızın ABD gezisinde bu konuda neler yaptığı konusundaki açıklamaları veri almak durumundayız; doğrusu budur. Ancak, bu firmaya ve benzerlerine yönelik olarak daha sonra çıkarılan Endüstri Bölgeleri Yasasıyla belli bir koruma ve kollama yolu açıldı mı açılmadı mı; bu konuda bir netlik olsaydı, kanımca, çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum.

İslamî sermaye ve paranın dini olmaz konularındaki araştırma önergeleri girişimini çok olumlu buluyorum; ancak, yine, Sayın Bakanımın bileceği gibi, yeni bir tasarıyla benzer bir soru Meclisin gündemine gelmektedir. Umarım, bu konuyu çok daha ayrıntılı tartışır ve olumlu sonuçlara varırız.

Sayın Başkan, ben yeniden teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kepenek.

Sayın milletvekilleri, çalışma süremiz dolmak üzeredir. Cevaplandırılan soruların işlemlerinin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılmasını Genel Kurulun onayına sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın Gürsoy, buyurun.

ŞEVKET GÜRSOY (Adıyaman) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

23 Mart 2004'te, Sayın Başbakan Adıyaman'ı ziyaretinde "tütün üreticilerinin sorunlarına çare bulmak için bir müjde vereceğim" demişti, tütün kotasını yüzde 100 artıracağını söylemişti. Böyle bir sözü vardı Sayın Başbakanın. Aradan bir sezon geçmesine rağmen, tütün piyasası açıldı, henüz sözünde durmadı Sayın Başbakanımız. Şu anda, ortalama fiyat 3 400 000 civarında; 200 ile çarparsan bir yılda tütün üreticisinin eline geçecek miktar... Bununla nasıl geçinecek? Sayın Başbakan bunu düşünüyor mu acaba? Kotamız artacak mı?

Teşekkür ediyorum.

Bir de, Millî Eğitim Bakanımız da geldi...

BAŞKAN - Lütfen Sayın Gürsoy, sorularla ilgili olacak.

Teşekkür ediyorum.

ŞEVKET GÜRSOY (Adıyaman) - Onunla ilgili soruydu da, birlikte... Üniversitemizi soracaktım...

Peki.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Gürsoy.

Sayın Kılıç, buyurun.

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakana, verdiği cevaplar için teşekkür ediyorum; ancak, Sayın Bakanın verdiği cevap, benim sorularımla hiç ilgisi olmayan bir cevap. Örneğin, dokunulmazlık dosyalarının bekletilmesiyle ilgili bir soru sormuştum; bu sorduğum dosya, Sayın Başbakanın dosyasıydı. Bu dosya, İstanbul'dan Adalet Bakanlığına geliyor, Adalet Bakanlığında gün bekletilmeksizin Başbakanlığa gidiyor, Başbakanlıkta Başbakanın kendi dosyası beş ay bekletiliyor; ben, bunu sormuştum. Bunun bekletilme sebebi sadece Başbakanın olduğundan dolayı mı bu kadar bekletildi diye sormuştum.

Yine, bir diğer sorum da... Eğer Başbakanın şahsıyla ilgili değilse, oradaki görevlilerin bir hatasıysa bu bekletme, oradaki görevliler hakkında bir soruşturma yapılmış mıdır, yapılmamış mıdır; ben, bunu öğrenmek istemiştim; ama, Sayın Bakan vermiş olduğu cevapta "şu anda bekleyen bir dosya yok" diyor. Ben onu sormadım. Benim sorduğum sorulara Sayın Bakanımız cevap vermedi. Ben -lütfen- bu sorularıma cevap verirse, memnun olacağım.

Diğer bir sorum vardı Sayın Başkanım; ona da izin verirseniz... O sorumda da özelleştirme mağduru işçilerin konumunu dile getirmiştim. Hekimhan'da özelleştirme yapılmıştı, Hekimhan Demir-Çelik İşletmeleri özelleştirilmişti 2003 yılının 5 inci ayında ve işçiler, deyim yerindeyse, sokağa atılmıştı. Sayın Bakanımız diyor ki: "Bu sorun çözüldü." Ancak, şu anda 2005 yılındayız. Bu iki yıl içinde bu işçilerin çocukları okula nasıl gittiler, kiraları nasıl ödendi, bunların giyim kuşamları nasıl yapıldı?.. Yani, hükümet, bu özelleştirmeleri yaparken özelleştirmelerin sosyal boyutunu kesinlikle dikkate alıyor mu almıyor mu; ben, bunu öğrenmek istemiştim.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kılıç.

Sayın Yıldırım, buyurun.

MEHMET YILDIRIM (Kastamonu) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım; Sayın Başbakana da, sorularımıza yanıt verdiğiniz için size de teşekkür ediyorum. Kastamonu halkı adına da, ayrıca bazı projelerimizde, Karadere'de, hayvancılıkta, doğu çevre yolunda olmak üzere, Teşvik Yasasında olmak üzere, olumlu gelişmeler de sağladık; teşekkürü bir borç biliyorum.

Ancak, birinci, ihracatçıyı teşvikle ilgili yaklaşık olarak 12 kalemin üstünde bir teşvik kapsamı olduğunu biliyoruz. Benim sorum bugünü de, güncel. İhracatımızın en büyük kesimini otomotiv sektörü ve tekstil sektörü oluşturmaktadır. Bugün, dolar kurunun düşük olması nedeniyle, örneğin dolar kuru 1 600 000 lira iken, o civarda iken anlaşma yapan ihracatçımız ile bugün 1 300 000 olması arasındaki fark da devletin kârı olmaktadır. Doların düşmesinde de yarar görmekteyim. Ben bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, Türk parasının değerlenmesine tarafım; ancak, dışarıda sözleşme yapan ihracatçımız, büyük sıkıntı içine düşmektedir, arada 5 parça üretimde yüzde 20 civarında bir eksik kazanç temin etmektedir ve zarar etmektedir, dışarıyla bağlantıları zorlaşmaktadır. Bu aradaki farkın, ben, Hazine tarafından karşılanıp karşılanmayacağını sordum; buna yanıt vermediniz. Sanıyorum, zor bir soru; ama, bizi dinleyen, şu anda tekstil sektöründe çalışan 3 000 000 civarında vatandaşımız Çin'in işgali altındadır. Buna bir çözüm bulunması gerektiğini düşünüyorum.

Ayrıca, yine, pirinç ithalatında ve sarmısakta da destekleme talep etmiştim, diğer ürünlerde olduğu gibi. Mısırda sağlandı. Buna yanıt vermediniz. Pirinç ithalatını önlemek için, üretimi gerçekleştirmek için, ben, destekleme talebimi yeniliyorum ve bu Mecliste olduğum sürece de devam edeceğim.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Yıldırım.

Sayın Baloğlu, buyurun.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan birbuçuk yıllık bir gecikmeyle de olsa sorularımıza yanıt verdiği için son derece mutluyum.

Bu sorulardan birisi Manavgat'la ilgiliydi, Manavgat Çayının suyunun pazarlanmasına ilişkindi. Benim öğrenmek istediğim şey, Manavgat halkının bundan ne tür bir ekonomik katkı sağlayacağıydı, buna ilişkin bir düzenleme var mıydı. Bir de sorunun son bölümü vardı Manavgat'ta yat limanına ilişkin. Sanıyorum, Sayın Bakan onunla ilgili bir yazılı yanıt verecektir.

Diğer sorum, Düzce depremzedelerinin, demokratik haklarını kullanırken polis tarafından ölçüsüz biçimde engellenmelerine ilişkindi. Sanıyorum, kadınların, kadınlar gününde dövülmesi gerekiyor; depremzedelerin, deprem gününde dövülmesi gerekiyor; o zaman medyamız ilgi gösteriyor, olağanüstü günler dışında, olağan bir günde dövüldükleri zaman pek ilgi çekmiyor. Ben o olayı gözlerimle görmüştüm, polisin ölçüsüzlüğünü Sayın Bakana iletmiştim, iletmek istemiştim bu önergeyle.

Tabiî, yasalara aykırı bir gösteriyi yatıştırmak polisin görevidir; ama, o gün uygulanan yöntemler uygun değildi. İkincisi, Sayın Bakan -o konuyu araştırmanızı diliyorum- Düzce'de Depremzedeler Derneği, dün bana ulaşan bir raporunda, Düzce depreminin yaralarının bu kadar uzun bir süreden sonra hâlâ sarılamadığından şikâyet ediyordu. Bunların içinde Partinizin üyeleri de var. Bu mikrofonda onları söylemek istemiyorum. Lütfen ilgilenin, Düzce'deki depremzedeler hâlâ çaresiz.

Üçüncü soru ve yanıtı şuydu: Ata uçağıyla ilgili bir soruydu. Sayın Bakan, Ata uçağını ve kırmızı plakalı araçları hiçbir zaman Sayın Başbakanın, seçim amacıyla, seçim kampanyalarında kullanmadığını söylediler. Ben, Sayın Başbakanın danışmanlarını burada yürekten kutluyorum; çünkü, Sayın Başbakanın danışmanlarının oluşturduğu bir yöntemle, Sayın Başbakan bir ile gittiği zaman önce valiyi bir ziyaret ediyor, böylece resmî bir ziyaret haline dönüşüyor, ondan sonra siyasî faaliyetlerine girişiyor. Böylece bir hilei şeriyeyle sorun çözümlenmiş oluyor; ama, halk bunu biliyor.

Antalya'daki Vakıf İşhanının...

BAŞKAN - Sayın Baloğlu, açıklanmasını istediğiniz konuyu sorar mısınız?!

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Evet, bu cevapların doğru olmadığını söylüyorum. Sayın Bakanın da doğru cevaplar vermesini bekliyorum. Sorum bu.

Soru, Vakıf İşhanına ilan, Antalya'da... Sayın Bakan, gerçekten, Vakıf İşhanının 3 üncü, 4 üncü katları Vakıflar Bölge Müdürlüğüne aittir; ama, benim bir sorum daha vardı, ona yanıt verseydiniz, ikisi birbirini tamamlayacaktı; sıra gelmedi. Oraya Sayın Başbakanın asılmış olan afişi siyasî bir çalışmayla ilgiliydi ve aynı yere diğer bir partinin afişinin asılması engellenmişti. Sayın Başbakanın seçim kampanyasını siyasî parti lideri olarak mı, Başbakan olarak mı yürüttüğünü öğrenmek için bunu sormuştum; bir daha soruyorum, öğrenebilir miyim?

Son yanıtınız, Sayın Cüneyt Zapsu'nun bir geziye katılmasına ilişkindi. Sayın Cüneyt Zapsu'nun Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi olduğunu biliyorum; ama, eşi ve yengesinin hangi sıfatı haiz olduklarını cevabınızdan anlamış değilim. Kendi imkânlarıyla gitmişlerdir biçiminde bir yanıt verdiniz; olabilir, yani, devlet imkânlarını kullanmamış olabilirler, ona da saygı duyarım; ama, şunu anlamak istiyorum: Bu tür resmî gezilere ve tam bir eşzamanlamayla herkesin kendi parasını ödeyerek katılması olanağı var mıdır?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Baloğlu.

Sayın Işık, sisteme niye girdiniz siz?

AHMET IŞIK (Konya) - Sayın Bakandan soru sorma hakkım yoksa, vazgeçiyorum.

BAŞKAN - Tüzük gereğince mümkün değil Sayın Işık.

Teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, cevap verecek misiniz, yazılı mı göndereceksiniz?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, yazılı mı cevap vereceksiniz derken, yazılı cevap verseniz iyi olur anlamını çıkarıyorum.

BAŞKAN - Hayır Sayın Bakan, o, kendi takdiriniz.

Buyurun.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Peki efendim, ben bütün arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. Şimdi zabıtları da alacağım, gerçi not tutmaya çalıştım; ama, tutanakları da inceleyerek, arkadaşlarıma bu ilave sorularıyla ilgili yazılı cevap vermek istiyorum.

Çok teşekkür ederim arkadaşlarımıza, katkıları için.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Soru önergeleri cevaplandırılmıştır.

Alınan karar gereğince, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 6 Nisan 2005 Çarşamba günü saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati : 19.07