DÖNEM
: 22 CİLT : 78 YASAMA YILI : 3
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
73 üncü Birleşim
22 Mart 2005 Salı
İ
Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- TBMM Başkanvekili Ali Dinçer'in,
bilinçsiz ve kendini bilmez bazı kişilerin Türk Bayrağına karşı saygısız
davranışlarda bulunmasını kınayan; Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası
münasebetiyle, tüm insanlığı, dünyanın taşına, toprağına, havasına, suyuna ve
ormanlarına sahip çıkmaya davet eden konuşması
B)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Giresun Milletvekili Mehmet Işık'ın,
Dünya Ormancılık Gününde, ormanların, odun hammaddesi sağlanmasıyla, erozyonun
ve hava kirliliğinin önlemesindeki önemine ilişkin gündemdışı konuşması
2.- İstanbul Milletvekili Yaşar Nuri
Öztürk'ün, Çanakkale Zaferinin 90 ıncı yıldönümünde dış mihrakların Türkiye'yi
parçalamak için oynadıkları oyunlara ve bunun önlenmesi için alınması gereken
tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması
3.- Manisa Milletvekili Ufuk Özkan'ın,
gazilerimizin sorunlarına ve bu konuda alınması gereken tedbirlere ilişkin
gündemdışı konuşması ve Millî Savunma Bakanı Mehmet Vecdi Gönül'ün cevabı
C) ÇEŞİTLİ
İŞLER
1.- Genel Kurulu ziyaret eden Avrupa
Birliği Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi raportörleri Heyet Başkanı Anders
Knape ve beraberindekilere Başkanlıkça "Hoşgeldiniz" denilmesi
2.- Arnavutluk Millî Eğitim Bakanı Livan Memushi'ye
Başkanlıkça "Hoşgeldiniz" denilmesi
D)
TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in,
Muhtar Ödeneklerinin Artırılması Hakkında Yasa Teklifinin (2/348) doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/272)
2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
14.9.1971 Tarihli ve 1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız
Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun
Teklifinin (2/352) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/273)
IV.- ÖNERİLER
A) SİYASÎ
PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.- Genel Kurulun çalışma saatlerinin
yeniden düzenlenmesi ile 22.3.2005 Salı günkü birleşimde sadece sözlü soruların
görüşülmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi
V.-
SEÇİMLER
A)
KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM
1.- Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda açık
bulunan üyeliklere seçim
VI.-
SORULAR VE CEVAPLAR
A) SÖZLÜ
SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın,
şeker fabrikaları işçilerinin çalıştırılmasındaki farklılıklara ilişkin Sanayi
ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/731) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı
Ali Coşkun'un cevabı
2 - Kars Milletvekili Selami Yiğit'in,
Kars Küçük Sanayi Sitesi inşaatının ödenek ihtiyacına ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından sözlü soru önergesi (6/808) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali
Coşkun'un cevabı
3 - Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın,
yatırım ve işletme kredisi kriterleri ile organize sanayi bölgelerine ilişkin
Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/951) ve Sanayi ve Ticaret
Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
4.- Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük'ün,
organize sanayi bölgelerinin sorunlarının çözümüne ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından sözlü soru önergesi (6/972) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali
Coşkun'un cevabı
5.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün,
yapılan atamalara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1018) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
6.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun, Malatya yöresi pancar kotasına ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1034) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali
Coşkun'un cevabı
7.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün,
tüketici kuruluşlarına yapılması gereken ödemelere ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1045) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali
Coşkun'un cevabı
8.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün,
tüketicinin korunması hakkındaki mevzuata ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1046) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
9.- Denizli Milletvekili Ümmet
Kandoğan'ın, Bakanlık tarafından Denizli İlinde yapılan çalışmalara ilişkin
Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1133) ve Sanayi ve Ticaret
Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
10.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in,
atanan ve görevden alınan personele ilişkin
Sanayi ve Ticaret Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1217) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
11.- Antalya Milletvekili Hüseyin
Ekmekcioğlu'nun, işletmelerin yeni bir birlik çatısı altında örgütlenmelerinin
TOBB'un temsil gücü üzerindeki etkisine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1384) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
12.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in,
2004 ve 2005 malî yılı bütçelerinden Iğdır İline ayrılan ödenek miktarı ve
kullanımına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1388)
ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
13.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun, pancar üretiminin denetimine ve Şeker Kurumunun kapatılmasının
sonuçlarına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1422)
ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
14.- Antalya Milletvekili Hüseyin
Ekmekcioğlu'nun, esnaf ve sanatkârlara verilen kredilere ilişkin Sanayi ve
Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1427) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali
Coşkun'un cevabı
15.- Denizli Milletvekili Ümmet
Kandoğan'ın, personel atamalarına ve geçici personele döner sermayeden ödenen
paya ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1431) ve
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
16.- Tokat Milletvekili Feramus Şahin'in,
Tokat'ın bazı beldelerinde kantarların kapatılma gerekçesine ilişkin Sanayi ve
Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1472) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali
Coşkun'un cevabı
17.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın,
beden eğitimi branşındaki öğretmen adayı fazlasına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/734) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı
18.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın,
Niğde-Altunhisar-Yakacık Kasabasında lise açılıp açılmayacağına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/735) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin
Çelik'in cevabı
19.- İstanbul Milletvekili Bihlun
Tamaylıgil'in, okullarda alınan kayıt paralarına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/739) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı
20.- Samsun Milletvekili Musa
Uzunkaya'nın, okullardaki kötü alışkanlıklarla ilgili olarak istatistikî
çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/769) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
21.- İzmir Milletvekili Enver Öktem'in,
iptal edilen bir sınav için yatırılan ücrete ilişkin Millî Eğitim Bakanından
sözlü soru önergesi (6/778) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
22.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat
Melik'in, Şanlıurfa'nın okul ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/785) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
23.- Muğla Milletvekili Ali Cumhur
Yaka'nın, eğitim fakültesi mezunlarının sınıf öğretmenliği haklarına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/790) ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik'in cevabı
24.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Sefa
Sirmen'in, öğretmenevlerinin özelleştirme kapsamına alınmasına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/794) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin
Çelik'in cevabı
25.- Afyon Milletvekili Halil
Ünlütepe'nin, Ankara Öğretmenevinde kütüphane bulunmamasının nedenine ilişkin
Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/820) ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik'in cevabı
26.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün
Bilgehan'ın, yarı dönemi başarıyla bitiren öğrencilerin üst sınıfa
geçebilmesine yönelik düzenlemeye ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/821) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
27.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün
Bilgehan'ın, okul değiştirme cezasına yönelik düzenlemeye ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/822) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı
28.- Ankara Milletvekili Mehmet
Tomanbay'ın, ilköğretim öğrencilerine ücretsiz dağıtılan kitapların maliyetine
ve bir firmanın finanse ettiği iddiasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/844) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
29.- Ağrı Milletvekili Naci Aslan'ın,
Ağrı'da fen lisesi açılıp açılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/851) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
30.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in,
açılması düşünülen üniversiteler için gerekli planlama ve hazırlıkların yapılıp
yapılmadığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/915) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
31.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan'ın, ÖSS'ye girecek öğrencilerin ikinci dönemde idarî izinli sayılıp
sayılmayacaklarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/941)
ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
32.- Ankara Milletvekili Mehmet
Tomanbay'ın, Yurt Dışı Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak Personelin Seçimine
İlişkin Yönetmelikte yapılan değişikliğe ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/975) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
33.- Muğla Milletvekili Fahrettin
Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/998) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
34.- Balıkesir Milletvekili Sedat
Pekel'in, eğitim fakültelerindeki akademik personel yetersizliğine ilişkin
Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1025) ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik'in cevabı
35.- Çorum Milletvekili Feridun
Ayvazoğlu'nun, Çorum'da üniversite kurulup kurulmayacağına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1062) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı
36.- Balıkesir Milletvekili Sedat
Pekel'in, eğitim fakültesi mezunu öğretmen adaylarına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1090) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı
37.- Adıyaman Milletvekili Şevket
Gürsoy'un, Adıyaman'da üniversite kurulup kurulmayacağına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1093) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı
38.- Malatya Milletvekili Muharrem
Kılıç'ın, 2004 KPSS kitapçığında Almanca ve Fransızca bölümü mezunlarına yer
verilmemesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1105) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
39.- Ankara Milletvekili Oya Araslı'nın,
basında yer alan bir habere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1122) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
40.- Denizli Milletvekili Ümmet
Kandoğan'ın, Bakanlık tarafından Denizli İlinde yapılan çalışmalara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1139) ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik'in cevabı
41.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün'ün,
Bilecik'te üniversite kurulup kurulmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1180) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
42.- Iğdır Milletvekili Dursun
Akdemir'in, atanan ve görevden alınan
personele ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1223) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
43.- Denizli Milletvekili Mustafa
Gazalcı'nın, Dış İlişkiler Genel Müdür ve Yardımcılığına yapılan atamalarla ilgili
iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1274) ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
44.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın,
bir milletvekilinin yaptığı iddia edilen açıklamaya ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1288) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı
45.- Balıkesir Milletvekili Sedat
Pekel'in, ücretsiz dağıtılan ders kitaplarına ve bazı iddialara ilişkin Millî
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1289) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin
Çelik'in cevabı
46.- Balıkesir Milletvekili Sedat
Pekel'in, öğretmen adaylarının atamalarında yaşandığı iddia edilen
mağduriyetlere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1290) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
47.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret
Baloğlu'nun, Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu binasına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1296) ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik'in cevabı
48.- Bursa Milletvekili Mustafa Özyurt'un,
Talim ve Terbiye Kurulu Başkanının bir ifadesine ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1320) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı
49.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret
Baloğlu'nun, Antalya-Korkuteli Anadolu Lisesinin sorununa ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1323) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı
50.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret
Baloğlu'nun, Manavgat'taki Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Uygulama
Oteli inşaatına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1328) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
51.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in,
2004-2005 öğretim yılı İzmir'deki boş öğretmen kadrolarına ve norm kadro
çerçevesinde atama yapılıp yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1341) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
52.- Balıkesir Milletvekili Sedat
Pekel'in, Türk eğitim ve öğretiminin kalitesinin artırılmasına yönelik
çalışmalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1370) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
53.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in,
2004 ve 2005 malî yılı bütçelerinden Iğdır İline ayrılan ödenek miktarı ve
kullanımına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1394) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
54.- Ağrı Milletvekili Naci Aslan'ın,
öğretmen ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1413) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
55.- Ağrı Milletvekili Naci Aslan'ın, Ağrı
İlinde yeni ilköğretim okulu yapılıp yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1414) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı
56.- Denizli Milletvekili Ümmet
Kandoğan'ın, personel atamalarına ve geçici personele döner sermayeden ödenen
paya ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1437) ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
57.- Muğla Milletvekili Ali Cumhur
Yaka'nın, İLKSAN Genel Kuruluna ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1451) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
58.- Trabzon Milletvekili Asım Aykan'ın,
yaygınlaşan misyonerlik faaliyetlerine ve alınacak önlemlere ilişkin Millî
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1473) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin
Çelik'in cevabı
59.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret
Baloğlu'nun, Antalya-Gazipaşa'da bir yatılı ilköğretim bölge okulu yapılıp
yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1481) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
60.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in,
Türk Lirasının ABD Doları karşısındaki değerine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/741)
61.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın,
İstanbul-Sultanbeyli İlçesindeki yapıların ruhsat durumuna ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/743) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun
cevabı
62.- Samsun Milletvekili Musa
Uzunkaya'nın, İmarbanktaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle aranan kişilere
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/768) ve İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu'nun cevabı
63.- Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in,
Ankara-Kızılay Meydanı ve Atatürk Bulvarındaki yeni trafik düzenine ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/797) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu'nun cevabı
64.- Samsun Milletvekili Musa
Uzunkaya'nın, silah ruhsatlarına ve suç işlemede kullanılan silahlara ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/803) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu'nun cevabı
65.- Samsun Milletvekili Musa
Uzunkaya'nın, yerli ateşli silah üretimine ve satışına ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/804) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun
cevabı
6. - Adana Milletvekili Atilla
Başoğlu'nun, yabancı vakıflara ve gayrimenkullerine ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/834) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
67.- Adana Milletvekili Atilla
Başoğlu'nun, Fener Rum Patrikhanesi çevresindeki gayrimenkullerin el
değiştirmesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/839) ve
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
68.- Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in,
trafik kazaları istatistiklerine ve kazalara karşı alınan önlemlere ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/859) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu'nun cevabı
69.- Muğla Milletvekili Fahrettin
Üstün'ün, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesi Müdürlüğü bünyesindeki
terörle mücadele ekiplerinin lağvedildiği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/863) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
70.- Trabzon Milletvekili Asım Aykan'ın,
Kemal ve Hakan Uzan'ın yakalanamamasının nedenlerine ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/864) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun
cevabı
71.- Balıkesir Milletvekili Sedat
Pekel'in, vatandaşlık başvurusunda bulunanlarda aranan şartlara ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/869) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu'nun cevabı
72.- Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in,
Mersin-Anamur Özel İdare Müdürünün tayininin gerekçesine ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/872) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun
cevabı
73.- Samsun Milletvekili Musa
Uzunkaya'nın, trafik kazası istatistiklerine ve trafik sigortası uygulamasına
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/921) ve İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu'nun cevabı
74.- Hatay Milletvekili Züheyir Amber'in,
trafik ekiplerinin bulundurması gereken araç ve gereçler ile kaza yerine
intikal süresine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/925) ve
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
75.- Samsun Milletvekili Musa
Uzunkaya'nın, Uzan grubuna yönelik operasyonda ele geçirilen silahlara ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1002) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu'nun cevabı
76.- Muğla Milletvekili Fahrettin
Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1016) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
77.- Diyarbakır Milletvekili Muhsin
Koçyiğit'in, OHAL bölgesi dışına çıkarılan kamu personeline ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1052) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun
cevabı
78.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret
Baloğlu'nun, YE-PA'da işten çıkarılan işçilere ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1081) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
79.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret
Baloğlu'nun, kaymakam atamalarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1121) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
80.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün'ün,
Bilecik'te gerçekleştirilen bir projeye ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1155) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
81.- Hatay Milletvekili Züheyir Amber'in,
Emniyet Teşkilatı mensuplarının özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1191) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu'nun cevabı
82.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in,
atanan ve görevden alınan personele ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1225) ve İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu'nun cevabı
83.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret
Baloğlu'nun, Bolu Belediyesince işine son verilen işçilere ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1256) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun
cevabı
84.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in,
imara uygun olmayan meskenlerde oturan vatandaşlar için yapılacak çalışmalara
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1309) ve İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu'nun cevabı
85.- Denizli Milletvekili Mehmet U.
Neşşar'ın, Denizli-Gökpınar Beldesi Belediye Başkanı hakkındaki iddialara
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1363) ve İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu'nun cevabı
86.- Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in,
Eğitim-Sen üyesi öğretmenlerin demokratik haklarının polis tarafından engellendiği
iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1371) ve
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
87.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in,
2004 ve 2005 malî yılı bütçelerinden Iğdır İline ayrılan ödenek miktarı ve
kullanımına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1396) ve
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
88.- Balıkesir Milletvekili Orhan Sür'ün,
Balıkesir-Havran İlçesi Kaymakamı hakkındaki bir iddiaya ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1405) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun
cevabı
89.- Denizli Milletvekili Ümmet
Kandoğan'ın, personel atamalarına ve geçici personele dönersermayeden ödenen
paya ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1439) ve İçişleri
Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
90.- Balıkesir Milletvekili Sedat
Pekel'in, sahte kimlik ve üniformayla yapılan gasp ve hırsızlık olaylarına
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1461) ve İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu'nun cevabı
91.- Muğla Milletvekili Fahrettin
Üstün'ün, Büyükşehir Belediyesi Ankaraspor futbol takımının ekonomik
kaynaklarına ve bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1468) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
92.- Muğla Milletvekili Fahrettin
Üstün'ün, okullarda çeteleşme ve bağımlılık yapıcı maddelere karşı alınan
önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1469) ve İçişleri
Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
B) YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın,
Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumundaki bir zimmet olayına ve bazı
iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/4838)
2.- Konya Milletvekili Nezir
BÜYÜKCENGİZ'in, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde görevden alınan bazı
yöneticilere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı
(7/4847)
3.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in,
kamu bankaları ile özel bankaların borçlularına uygulanan şartlar arasındaki
farklılığa ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif
ŞENER'in cevabı (7/4862)
4.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in,
gümrük birliğinin bazı sonuçlarına ve AB ülkelerinde serbest dolaşım hakkına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Kürşad TÜZMEN'in cevabı (7/4874)
5.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in,
Bursa-Mustafa Kemalpaşa İlçesindeki Bağ-Kur bürosunun personel ihtiyacına
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun
cevabı (7/4885)
6.- Tekirdağ Milletvekili Enis TÜTÜNCÜ'nün,
Bağ-Kurluların prim borcu sorununa ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/4886)
7.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın,
patates ihracatına teşvik uygulamasının devam edip etmeyeceğine ilişkin Maliye
Bakanından sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami GÜÇLÜ'nün cevabı (7/4890)
8.- Ordu Milletvekili İdris Sami
TANDOĞDU'nun, Ordu-İkizce İlçesine bağlı Şenbolluk, Devecik ve Kaynartaş
beldelerinde sağlıkocaklarının sorunlarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep
AKDAĞ'ın cevabı (7/4898)
9.- İzmir Milletvekili Yılmaz
KAYA'nın,Yüksek İhtisas Hastanesi personelinin taşıma ihalelerine ilişkin
sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/4936)
10.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in,
Bağ-Kurun işyeri açan SSK emeklilerinin maaşlarından yaptırdığı kesintiye
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun
cevabı (7/4942)
11.- Adıyaman Milletvekili Mahmut
GÖKSU'nun, ülkemizdeki sigara üreticisi firmalara ve denetimine ilişkin sorusu
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/4965)
12.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in,
SHÇEK'e bağlı yurtlarda yaşanan bazı sorunlara ve denetime ilişkin sorusu ve
Devlet Bakanı Güldal AKŞİT'in cevabı (7/4976)
13.- Yozgat Milletvekili Emin KOÇ'un, 12
Ocak 2004'ten sonra alınan yerli ve yabancı filmlere ve denetimine ilişkin
sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/4991)
14.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in,
yazılı soru önergelerinin cevaplandırılmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanından sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili İsmail
ALPTEKİN'in cevabı (7/5012)
15.- Denizli Milletvekili Ümmet
KANDOĞAN'ın, İkinci Yasama Dönemi soru önergelerine ilişkin Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanından sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili
İsmail ALPTEKİN'in cevabı (7/5013)
16.- Antalya Milletvekili Osman ÖZCAN'ın,
Antalya-Gündoğmuş-Ali Köprüsüne ulaşım sağlayacak yolun yapılıp yapılmayacağına
ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/5038)
17.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın,
kaymakamlar hakkındaki idarî soruşturmalara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı
Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/5071)
18.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in,
Bursa-Mudanya-Esence Köyü TRT lojmanlarının diğer kamu görevlilerine de
tahsisine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/5093)
I.- GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak
dokuz oturum yaptı.
Sakarya Milletvekili Süleyman Gündüz,
Çanakkale Milletvekili Mehmet Daniş,
Türk Milletinin tarih sahnesinde varlığını
sürdürme iradesini ortaya koyduğu Çanakkale Zaferinin 90 ıncı yıldönümüne;
Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik,
Şanlıurfa İlinin turizm ve ihracat potansiyeli ile ulaşım sorunlarına;
İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.
SEKA'nın mevcut durumunun ve sorunlarının
araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılması istemini havi (10/56) esas numaralı önergeden, adı geçen
kurumun kapatılması nedeniyle bazı milletvekillerinin imzalarını çektiklerine
ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu ve önergenin, Anayasanın
aradığı yetersayıda imza kalmaması nedeniyle işlemden kaldırıldığı açıklandı.
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:
1 inci sırasında bulunan, Kamu İhale
Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S. Sayısı:
305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporu henüz
gelmediğinden;
2 nci sırasında bulunan ve Devlet
Memurları Kanunu ve Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Diğer Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının (1/946) (S. Sayısı: 827) görüşmelerine devam olunarak, Geçici 3
üncü maddesine kadar kabul edildi; birleşime verilen aradan sonra ilgili
Komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından, müzakereleri;
Ertelendi.
3 üncü sırasında bulunan, Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının (1/971) (S. Sayısı: 831) maddelerine geçilmesi
oylamasından önce istem üzerine elektronik cihazla yapılan yoklamalar sonucunda
Genel Kurulda toplantı yetersayısının bulunmadığı anlaşıldığından,
22 Mart 2005 Salı günü saat 15.00'te
toplanmak üzere, birleşime 19.48'de son verildi.
|
Sadık
Yakut |
|
|
|
Başkanvekili |
|
|
|
Yaşar
Tüzün |
Mehmet
Daniş |
|
|
Bilecik |
Çanakkale |
|
|
Kâtip Üye |
Kâtip Üye |
|
|
|
|
|
|
Ahmet
Küçük |
Ahmet
Gökhan Sarıçam |
|
|
Çanakkale |
Kırklareli |
|
|
Kâtip Üye |
Kâtip Üye |
|
No.: 99
II.- GELEN KÂĞITLAR
18 Mart 2005 Cuma
Teklifler
1.- Trabzon Milletvekili
Cevdet Erdöl ile 5 Milletvekilinin; Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/408) (Adalet
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.3.2005)
2.- Trabzon Milletvekili Cevdet
Erdöl ile 6 Milletvekilinin; Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar
Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar
Sosyal Sigortalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/409) (Plan ve Bütçe ile Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.3.2005)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- İzmir Milletvekili
Ahmet ERSİN'in, yazılı soru önergelerinin cevaplandırılmasına ilişkin Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5012) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.2.2005)
2.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, 22 nci Yasama Dönemi soru önergelerine ilişkin Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5013) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21.2.2005)
No. :
100
21 Mart 2005
Pazartesi
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Mersin Milletvekili
Hüseyin GÜLER'in, polisin aşırı güç kullanmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/1489) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
2.- Bursa Milletvekili
Mehmet KÜÇÜKAŞIK'ın, bazı tarım ürünlerine destekleme primi ödenmesi şartlarına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1490) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9.3.2005)
3.- Amasya Milletvekili
Mustafa SAYAR'ın, Amasya-Taşova-Gölbeyli Beldesi Boraboy Gölünün Turizm
alanından çıkarılma gerekçesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1491) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
4.- Amasya Milletvekili
Mustafa SAYAR'ın, Tokat Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonuyla ilgili bir
iddiaya ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1492) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9.3.2005)
5.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki sınır ticaretine ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad
TÜZMEN) sözlü soru önergesi (6/1493) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
6.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Ardanuç Karayolu yapımı için gerekli harcamanın yapılıp
yapılmayacağına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1494) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
7.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Hükümet Konağı yapımına ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1495) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
8.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan İl merkezi, ilçeleri ve bağlı köylerinde kapalı bulunan
sağlık ocaklarının açılmasına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1496) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
9.- Tokat Milletvekili
Feramus ŞAHİN'in, deneme üretimi yapılan sigaraların piyasaya ne zaman
sürüleceğine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1497) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7.3.2005)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Mersin Milletvekili
Hüseyin GÜLER'in, özelleştirme programındaki kuruluşlarda geçici statüde
çalıştırılacak personele ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5198)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2.3.2005)
2.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki SSK ve BAĞ-KUR prim
borçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5199) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7.3.2005)
3.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, Asya Kalkınma Bankasının yıllık genel kurul
toplantısı ihalesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5200)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)
4.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, Asya Kalkınma Bankası 38 inci Yıllık Genel Kurul
Toplantısı ihalesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5201)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)
5.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, Asya Kalkınma Bankası 38 inci Yıllık Genel Kurul
Toplantısı İhalesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5202)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)
6.- Balıkesir
Milletvekili Sedat PEKEL'in, kaçak alkollü içeceklerin üretimine yönelik
denetimlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5203) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7.3.2005)
7.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, Mercedes Benz şirketi ile ilgili soruşturma sürecine ve bazı
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5204) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.3.2005)
8.- Ankara Milletvekili
Zekeriya AKINCI'nın, Batıkent'e 2 nci Ziraat Bankası şubesi açılmasına ve
Batıkent'in ilçe yapılıp yapılmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/5205) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)
9.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, ÇEAŞ imtiyaz sözleşmesinin iptaline ve uluslararası bir bankayla
yapılan anlaşmaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5206) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10.3.2005)
10.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, ÇEAŞ'ın imtiyaz sözleşmesinin iptaline ve
uluslararası bir bankayla imzalanan anlaşmaya ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/5207) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.3.2005)
11.- Tunceli Milletvekili
V. Sinan YERLİKAYA'nın, ülkemizin sosyal ve ekonomik sorunlarına ve alınacak
önlemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5208) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.3.2005)
12.- Mersin Milletvekili
Hüseyin GÜLER'in, SEKA fabrikasının kapatılmasına ve emniyet teşkilatına
personel alımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5209) (Başkanlığa
geliş tarihi: 3.3.2005)
13.- Eskişehir Milletvekili Cevdet SELVİ'nin,
kaçak alkollü içki ve tütün üretimine yönelik alınacak tedbirlere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5210) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)
14.- İzmir Milletvekili
Türkan MİÇOOĞULLARI'nın, İzmir'deki kamu yatırımlarına, liman genişletme ve
çevre yolu projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5211)
(Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)
15.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, Konut Edindirme Yardımı kesintilerine ve yapılacak
düzenlemeye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5212) (Başkanlığa geliş
tarihi: 9.3.2005)
16.- İstanbul
Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Cumhuriyet Gazetesinde bir yazı dizisinin
yayımının durdurulmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5213)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
17.- İzmir Milletvekili
Türkan MİÇOOĞULLARI'nın, AB ile müzakere sürecinde ülkemizi temsil edecek
heyete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5214) (Başkanlığa geliş
tarihi: 9.3.2005)
18.- Mersin Milletvekili
Hüseyin GÜLER'in, Mardin-Kızıltepe'de meydana gelen olaydan sorumlu tutulan
polislere ve olayla ilgili davaya ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5215) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.3.2005)
19.- İzmir Milletvekili
Vezir AKDEMİR'in, mahkemelerin iş yüküne ve adli personelin özlük haklarının
iyileştirilmesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5216)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)
20.- İzmir Milletvekili
Enver ÖKTEM'in, çocuk ıslahevlerinde eğitim ve öğretim programları uygulanıp
uygulanmadığına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5217)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
21.- Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR'in, DSİ'nin gölet projelerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5218) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)
22.- Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR'in, Türkiye'de petrol çıkarılmasına ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5219) (Başkanlığa geliş tarihi:
8.3.2005)
23.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, Burdur-Bucak İlçesindeki bazı beldeler ile Kestel
Ovasındaki su baskınlarına yönelik alınacak önlemlere ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5220) (Başkanlığa geliş tarihi:
8.3.2005)
24.- İzmir Milletvekili
Enver ÖKTEM'in, İzmir-Bergama'da Yortanlı Barajının sular altında bırakacağı
antik kentin korunmasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5221) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
25.- Çanakkale Milletvekili
Ahmet KÜÇÜK'ün, Çanakkale-Gelibolu İlçesi Çokal Barajı inşaatına ve sulama
projelerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5222) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
26.- Adana Milletvekili
Atilla BAŞOĞLU'nun, Cudi Dağı çevresinde maden veya petrol aranmasına ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5223) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9.3.2005)
27.- Giresun Milletvekili
Mehmet IŞIK'ın, İstanbul'daki bir orman arazisine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5224) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)
28.- Çanakkale
Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün, Gelibolu Tarihî Millî Parkında yapılan bir projeye
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/5225) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9.3.2005)
29.- Mersin Milletvekili
Hüseyin GÜLER'in, Mardin-Kızıltepe'de meydana gelen olaydan sorumlu tutulan
polislere ve güvenlik sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5226) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.3.2005)
30.- Bursa Milletvekili
Mehmet KÜÇÜKAŞIK'ın, ulaşım koordinasyon merkeziyle ilgili yönetmelik hazırlık
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5227)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)
31.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, bazı il ve ilçelerdeki olaylara yönelik alınacak
tedbirlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5228)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)
32.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununda değişiklik
yapılmasının düşünülüp düşünülmediğine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5229) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)
33.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, Gümüşhane-Şiran İlçesinde yaşanan bir olaya
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5230) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7.3.2005)
34.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, Gümüşhane-Şiran İlçesinde PKK terör örgütü ile
ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5231)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)
35.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, Eskişehir-Mahmudiye İlçesinde bir vatandaşın
öldürülmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5232)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)
36.- İstanbul
Milletvekili Onur ÖYMEN'in, bir vatandaşın ölüm nedenine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5233) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)
37.- Denizli Milletvekili
Mehmet U. NEŞŞAR'ın, belediyelerin atık su bedeli tahsil etmelerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5234) (Başkanlığa geliş tarihi:
7.3.2005)
38.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, AŞTİ'deki otobüs firmalarının şehiriçi servislerinin
kaldırılmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5235)
(Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)
39.- İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in,
İstanbul'daki olaylarda polisin şiddet kullanmasına ve alınacak tedbirlere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5236) (Başkanlığa geliş
tarihi: 8.3.2005)
40.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, ticari taksi şoförlerinin güvenliğine yönelik alınacak
tedbirlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5237)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
41.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, 3.11.2002'den itibaren affedilen veya silinen vergi
borçlarına ve mükelleflere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5238) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)
42.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, Batman TPAO Rafinerisine ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5239) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)
43.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, Diyarbakır-Kulp İlçesindeki bir okulun inşaatına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5240) (Başkanlığa geliş
tarihi: 8.3.2005)
44.- İstanbul
Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Ankara-Kartaltepe İlköğretim Okulunda meydana
gelen hasara ve sorumlu firmaya ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5241) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
45.- İzmir Milletvekili
Vezir AKDEMİR'in, Menemen Devlet Hastanesinin atık su kanalları olmadan
açıldığına ve yetkililer hakkında bir işlem yapılıp yapılmadığına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5242) (Başkanlığa geliş tarihi:
7.3.2005)
46.- Ankara Milletvekili
Zekeriya AKINCI'nın, Batıkentin hastane ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5243) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)
47.- İzmir Milletvekili
Yılmaz KAYA'nın, SSK hastanelerinin depolarında bekletildiği iddia edilen
ilaçlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5244) (Başkanlığa
geliş tarihi: 7.3.2005)
48.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkez Başkanlığına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5245) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)
49.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, Antalya Tıp Fakültesi Hastanesinde bir hastanın ölümüne
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5246) (Başkanlığa geliş
tarihi: 8.3.2005)
50.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, bebe bisküvilerindeki bir kimyasal maddenin oranının
tespitine yönelik analiz sonuçlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5247) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
51.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, kansere ve gıdalardan kaynaklanan hastalıklara ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5248) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
52.- İzmir Milletvekili
Enver ÖKTEM'in, SSK'ya ait hastanelerin devriyle ortaya çıkan sorunlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5249) (Başkanlığa geliş tarihi:
9.3.2005)
53.- Ordu Milletvekili
İdris Sami TANDOĞDU'nun, SSK hastaneleri bünyesindeki kreşlerin ücretlerine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5250) (Başkanlığa geliş
tarihi: 9.3.2005)
54.- Ordu Milletvekili
İdris Sami TANDOĞDU'nun, Ordu-Ünye-Esenyurt Beldesi Sağlık Ocağının personel
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5251) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9.3.2005)
55.- Denizli Milletvekili
Mehmet U. NEŞŞAR'ın, Atatürk Eğitim Hastanesindeki bazı uygulamalara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5252) (Başkanlığa geliş tarihi:
9.3.2005)
56.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, Ankara Numune Hastanesi Hariciye Servisindeki
ölümlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5253) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9.3.2005)
57.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, Adana'da hastanelere kabul edilmeyen bir hastanın ölümüne
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5254) (Başkanlığa geliş
tarihi: 9.3.2005)
58.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, Konya İl merkezindeki bir binanın kullanım şekline ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5255) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.3.2005)
59.- Balıkesir
Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, bal üretimi ve ihracatı ile sahte bal iddialarına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5256) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9.3.2005)
60.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, bebe bisküvilerindeki bir kimyasal maddenin oranına yönelik
alınacak tedbirlere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5257) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
61.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, Diyarbakır'a bağlı bazı ilçelerde Doğrudan Gelir
Desteği ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5258) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
62.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, Diyarbakır'da Doğrudan Gelir Desteği ödemelerinin
durdurulmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5259) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
63.- Tunceli Milletvekili
Hasan GÜYÜLDAR'ın, kaçak alkollü içecek üretimine ve TAPDK'nın görev alanına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru
önergesi (7/5260) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.3.2005)
64.- Balıkesir Milletvekili
Sedat PEKEL'in, Bandırma Limanının özelleştirilmesinin Eti Holding A.Ş.nin
ihracatına olan etkilerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5261) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)
65.- İzmir Milletvekili
Bülent BARATALI'nın, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunuyla kurulan
uzlaşma komisyonuna ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru
önergesi (7/5262) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)
66.- Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR'in, Türkiye ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasındaki vize
uygulamasına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru
önergesi (7/5263) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)
67.- Tokat Milletvekili
Resul TOSUN'un, Döner Sermaye İşletme Müdürlüğüne 2004-2005 yıllarında verilen
işçi kadrosuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5264) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)
68.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, Diyarbakır'da meydana gelen uçak kazasına yönelik
soruşturmaya ve ödenen tazminata ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5265) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)
69.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, Diyarbakır-Hani İlçesindeki Askerlik Şubesinin
başka bir ilçeye nakline ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5266) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)
70.- İzmir Milletvekili
Bülent BARATALI'nın, Belediyeler Kanununun geçici 7 nci maddesinde Bakanlar
Kuruluna verilen bir yetkiye ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı
soru önergesi (7/5267) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
71.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, orman vasfını kaybetmiş bazı tarım arazilerine
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5268)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
72.- Edirne Milletvekili
Rasim ÇAKIR'ın, tarihi Edirne-Tunca Köprüsüne ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/5269) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9.3.2005)
73.-
Trabzon Milletvekili Asım AYKAN'ın, din görevlilerinin özlük haklarına ilişkin
Devlet Bakanından (Mehmet AYDIN) yazılı soru önergesi (7/5270) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9.3.2005)
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
22 Mart 2005 Salı
BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 73 üncü Birleşimini açıyorum.
Toplantı yetersayısı
vardır; görüşmelere başlıyoruz.
III. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- TBMM
Başkanvekili Ali Dinçer'in, bilinçsiz ve kendini bilmez bazı kişilerin Türk
Bayrağına karşı saygısız davranışlarda bulunmasını kınayan; Dünya Ormancılık
Günü ve Orman Haftası münasebetiyle, tüm insanlığı, dünyanın taşına, toprağına,
havasına, suyuna ve ormanlarına sahip çıkmaya davet eden konuşması
BAŞKAN - Değerli
milletvekilleri, bugün, 21 Mart, Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftasının
başlangıcı.
1 ton kâğıt için, 40
yaşında 16 yetişmiş ağacın kesilmemesi, kâğıt geri dönüşümünün oransal olarak
artması, bir yılda 500 000 ton toprağın denizlere dökülmemesi, bütün ormanları,
tüm dünyanın ve gelecek kuşakların da malı görme anlayışının yaygınlaşması,
Erozyon Kontrol Genel Müdürlüğünün güçlendirilmesi, Türkiye'yi "meşe
denizi" olarak tanımlayan, tarih biliminin babası Halikarnaslı Herodot'un
zamanındaki gibi, Anadolu'yu tekrar meşe denizine dönüştürebilmemiz dileğimle,
tüm insanlığı, dünyanın taşına, toprağına, havasına, suyuna ve ormanlarına
sahip çıkmaya, sevgi ve saygılarımla çağırıyorum.
Gündeme geçmeden önce, üç
sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim. İlk gündemdışı söz...
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Sayın Başkan, gündeme geçmeden önce bir hususu arz etmek istiyorum.
Bu nevruz kutlamaları
dolayısıyla, bir ilimizde Türk Bayrağına karşı yapılan saldırıya karşı, Türkiye
Büyük Millet Meclisi, milletvekilleri olarak, bizlerin temsilcisi olarak Sayın
Başkanvekili, bu konuyla ilgili, Meclisin hislerini birkaç cümleyle de olsa
dile getirirseniz bizleri memnun edersiniz.
BAŞKAN - Elbette.
Değerli milletvekilleri,
biz, ulus olarak, hem kendi bayrağımıza hem de başka ulusların bayrağına en
derin saygıyı gösteren bir haslete sahibiz. Hepimiz biliriz ki, haksız bir
şekilde Türkiye'yi işgal eden Yunan Ordusu, İstiklal Harbinde denize döküldü.
Ordunun, Yunanistan'ın bayrağı da, başkomutanla birlikte bizim elimize geçti;
fakat, o bayrağı yerden kaldırıp "bu bayrak bir ulusu temsil ediyor"
diye, o bayrağa saygı gösterilmesini isteyen, Kurtuluş Savaşının Başkomutanı
Mustafa Kemal Atatürk'tü. Onun dile getirdiği bu saygı, aslında, ulusumuzun
saygısıydı.
Büyük olasılıkla,
bilinçsiz, kendini bilmez bazılarının Türk Bayrağıyla ilgili bu saygısız
davranışını, hep birlikte, ulus olarak, Meclis olarak telin etmemiz gerekiyor.
Bununla ilgili, belki,
çalışmalarımız sırasında daha ayrıntılı bir şekilde düşüncelerini, duygularını
dile getirecek arkadaşlarımız olacak. Biz, Divan olarak sizlere tercüman olmak
istedik.
Şimdi, gündemdışı söz
bölümüne geçiyoruz.
Parlamentomuzda çok
değişik mesleklerden arkadaşlarımız var. Bazı meslek gruplarından çok sayıda arkadaşımız
var; ama, orman mühendisi bir tek arkadaşımız var; o da Giresun Milletvekilimiz
Sayın Mehmet Işık.
Gündemdışı ilk sözü Sayın
Mehmet Işık'a veriyorum. Dünya Ormancılar Günü münasebetiyle söz isteyen Sayın
Işık'ı kürsüye davet ediyorum.
Buyurun Sayın Işık. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz 5 dakika.
B)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Giresun
Milletvekili Mehmet Işık'ın, Dünya Ormancılık Gününde, ormanların, odun
hammaddesi sağlanmasıyla, erozyonun ve hava kirliliğinin önlemesindeki önemine
ilişkin gündemdışı konuşması
MEHMET IŞIK (Giresun) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dünya Ormancılık Günü dolayısıyla söz
almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Dünyanın birçok yerinde
ormanların aşırı tahrip edilerek büyük çevre sorunları doğması üzerine, Avrupa
Tarım Federasyonu, kuzey yarımkürede ilkbaharın, güney yarımkürede sonbaharın
başlangıcının Dünya Ormancılık Günü olarak kutlanmasını Birleşmiş Milletler
Gıda ve Tarım Organizasyonuna teklif etmiş ve alınan bir kararla, 21 Mart günü,
Dünya Ormancılık Günü olarak 1971'den itibaren kutlanmaya başlanmıştır.
Ülkemizde bu uygulama 1975 yılından itibaren başlamıştır.
Değerli milletvekilleri,
bilindiği gibi, topraklar, bütün insanlığın en değerli doğal kaynaklarıdır.
Toprakları koruyan ormanlar, çevrenin yaşanabilir olmasında, su rejiminin
düzenlenmesinde ve hava kirliliğinin önlenmesinde çok önemli bir yere sahiptir.
Bugün, doğa ve çevre konusunda ulaşılan evrensel boyutlar incelendiğinde
ormanların çevre kavramıyla özdeş ölçülerde değerlendirildiğini görürüz.
Ülkemizde bir yılda
denizlere, göllere taşınan toprak 500 000 000 tondur. Ülkemizin 13 katı alana
sahip olan Avrupa Kıtasında yıllık 320 000 000 ton toprak taşınabildiği dikkate
alınırsa, erozyonun Türkiyemizdeki boyutu, toprak taşınmasının boyutu daha iyi
anlaşılır.
Ülkemizin yüzde 86'sı
çeşitli derecede erozyona tabidir. Anadolumuz, yaralanmış bir aslan gibi, bu
erozyonun kalıntılarını taşımaktadır. Bu tehlikenin en büyük nedeni,
yağmalanan, rant alanı haline getirilmek istenen ormanların tahrip edilip
azaltılmasıdır.
Ormanlar erozyonun
azaltılmasında en önemli varlıktır. 1 hektar ormanın kökleri 10 000 ton toprağı
tutabilmektedir. Ormanlar, yağan yağmurun akışını yavaşlatarak toprağın
taşınmasını ve yeraltı su kaynaklarının beslenmesini sağlayarak su ihtiyacımızı
sağladığımız gibi, sellerin oluşmasını da engeller. Ormanlar, bu konumuna
rağmen, maalesef, çeşitli nedenlerle tahrip edilmiş, bunun sonucunda, en
kıymetli, verimli topraklar sularla sürüklenerek araziler verimsiz hale gelmiş,
su rejimi bozulmuş; erozyon nedeniyle taşınan topraklar, baraj, göl ve
denizlere ulaşarak barajların dolmasına ve büyük ekonomik kayıpların meydana
gelmesine sebep olmuştur. Bir örnek vermek gerekirse, 1620'de inşa edilen su
toplama havzası ormanlarla kaplı İstanbul Karanlık Bend Barajı hiç
sedimantasyonla dolmamışken, 1937'de inşa edilen, etrafı çıplak araziyle kaplı
Çubuk Barajının 2/3'ü dolmuştur.
Ormanların, odun
hammaddesi sağlanması ve erozyonu önlemesi yanında hava kirliliğinin
önlenmesinde çok büyük önemi vardır. Atmosferi kirleten unsurların arasında en
önemli yeri karbondioksiti absorbe ederek fotosentezle selüloza çevirir. 1
hektar orman alanı yılda 2,5 ton karbondioksiti kimyasal olarak bağlar; bununla
5,9 ton selüloz üretir. 1 hektar çam ormanı yılda 30 ton oksijen üretir. Bir
kayın ağacı saatte 1,7 gram oksijen üretip 2,3 gram karbondioksiti absorbe
ederek atmosferin oksijen dengesini kurmaktadır.
Bu faydalarının yanında,
son yıllarda hızla kentleşme sonucu artan gezme, dinlenme, piknik ihtiyaçlarına
paralel olarak ormanlarımız yeni bir fonksiyon kazanmıştır. Ormanlar, ülkemizin
flora ve fauna zenginliğinin korunması için vazgeçilmez önemi haizdir.
Ülkemiz, orman bakımından
fakir bir ülkedir. 20,7 milyon hektar alan olan ormanlarımız, aşırı faydalanma,
tahribat, açma ve nitelikli olarak yerleşmelerle devamlı azalmaktadır ve
ormanlarımızın yarısı verimsiz ormanlardır. Ormanlarımızın, devamlı açma,
yerleşme ve yağmalarla rant konusu haline getirilmiş olması, üzülerek belirtmek
istiyorum ki, bu tahribatın hızla günümüzde devam etmesi, hepimiz için üzüntü
konusu olmalıdır.
Ormanlarımızı yeteri
kadar koruyup geliştiremediğimiz, büyütemediğimiz için, ülkemizin son yıllarda
artan heyelan ve sel felaketleriyle tarım alanlarındaki tahribatı görmemiz
mümkündür. Son yıllarda, özellikle Akdeniz, Karadeniz sahillerinde meydana
gelen sel felaketlerinin tek sebebi ormansızlaşmadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayınız.
MEHMET IŞIK (Devamla) -
Affedersiniz.
Bu arada, Sivas'ta
Koyulhisar İlçesinde meydana gelen heyelanı da zikretmek istiyorum, dikkatinize
sunmak istiyorum. Burada hayatını kaybedenlere rahmet ve vatandaşlarımıza ve
yakınlarına da başsağlığı diliyorum, sabırlar diliyorum.
Barajlarımız, ekili
arazilerimiz ve alanlarımız büyük ekonomik zararlara maruz kalmaktadır. Bugün,
ormanlarımız ve orman köylümüz maalesef sahipsiz durumdadır. Bugün, ormanlardan
faydalanma, koruyup geliştirmede de önemli bir konuma sahip olan 400 işletme
şefliği boş durumdadır. Binlerce orman mühendisi boşta, iş arayıp işsiz
gezerken, ormanlarımız ve 8,5 milyon orman köylümüz, maalesef, kaderiyle baş
başa bırakılmış durumdadır. Açma ve yerleşmeler bütün şiddetiyle devam
etmektedir.
Burada, size kısaca bir
bilgi sunmak istiyorum. 1981'den sonraki arazilerin 2/B maddesiyle çıkarılması
mümkün değil; ama, bakınız, şurada, yeni yerleşmeler ve açmalar bütün
şiddetiyle devam etmekte ve buna müdahale edecek yetkili bulunamamaktadır. 400
tane bölge şefliği, işletme şefliği boş bulunmaktadır.
Burada yapılan binalar,
fakir insanların gelerek başını sokmak
için yaptığı gecekondular değildir; her biri, 300-400 metrekare alana sahip üç
katlı villalar değil, kâşanelerdir. Bunlar yapılmaya devam etmektedir ve bu da
seyredilmektedir tarafımızdan ve maalesef, Orman Bakanlığı, 400 tane bölge
şefliğini boş bırakarak, ormanların geliştirilip, korunmasını kaderiyle baş
başa bırakmış durumdadır; bunu, üzülerek burada belirtmek istiyorum böyle bir günde. Ormanlarımıza bu bakış
açımız devam ettiği sürece ülkemiz yaşanabilir bir ülke olmaktan çıkacaktır.
Ulu Önderimizin bir
sözüyle konuşmama son vermek istiyorum: "Ormansız bir yurt vatan
değildir." Yaşayamayız bu ülkede. Yaşamak istiyorsak, çocuklarımıza
yaşanabilir bir ülke bırakmak istiyorsak, mutlaka, ormanlarımızı korumak ve
geliştirmek mecburiyetindeyiz.
Dünya Ormancılık Gününde
bir kez daha dikkatlerinizi, ormanlarımızın korunup geliştirilmesi üzerinde
yoğunlaştırmanız dileğiyle, saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum.
(Alkışlar)
BAŞKAN - Gümdemdışı
ikinci söz, Çanakkale Zaferinin 90 ıncı
yıldönümü münasebetiyle söz isteyen, İstanbul Milletvekili Yaşar Nuri Öztürk'e
aittir.
Buyurun.
2.-
İstanbul Milletvekili Yaşar Nuri Öztürk'ün, Çanakkale Zaferinin 90 ıncı
yıldönümünde dış mihrakların Türkiye'yi parçalamak için oynadıkları oyunlara ve
bunun önlenmesi için alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
(İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. Çanakkale Zaferinin 90 ıncı yıldönümü münasebetiyle şahsım adına
söz almış bulunuyorum.
Değerli üyeler,
Çanakkale'yle ilgili, burada, sanıyorum, epey konuşma yapıldı. Ben, Ankara
dışındaydım; ama, bu sefer, Halkın Yükselişi Partimizin Çanakkale il
teşkilatının kuruluşu, açılışı münasebetiyle Çanakkale şehitliklerini bir kere
daha gezdim, yıllarca gezdiğim gibi. Yaşadığımız günlerde Çanakkale'nin anlamı
bir kere daha gözümde ve vicdanımda büyüdü. Bu anlam ve bunun bizi davet ettiği
bazı davranışlara dikkat çekmek için bazı noktaların altını çizmek istiyorum.
Biliyorsunuz,
Çanakkale'de iki büyük savaş kaderi tayin etmiştir. Bunlardan birisi 6-18 Mart
1915 deniz savaşı, Nusret Mayın Gemisinin döktüğü mayınların kaderi tayin
ettiği bir muhteşem destan. İkincisi, 6-10 Ağustos 1915'te Anafartalar'da Büyük
Atatürk'ün komutasında verilen kara savaşı.
İtilaf güçlerinin, 18
Martta dökülen mayınlara çarparak 30 civarında gemisinin ya tamamen tahrip
olduğu yahut da kullanılamaz hale geldiği ve böylece denizden ümidi kesilerek
karaya yönelik hareketlerin planlandığı hepinizin malumudur. Bunun arkasından
Anafartalar'da vücut bulan kara savaşı, Çanakkale'nin geçilmezliğini bütün
dünyaya itiraf ettirmiştir. Ancak, Çanakkale geçilmemiştir; ama, Çanakkale'yle
ortaya konan Müslüman dünyaya ve Türkiye'ye yönelik hesaplar rafa
kaldırılmamıştır.
Esasında, Çanakkale
dediğimizde, bunu, bizim büyük Kurtuluş Savaşımızın başlangıcı olarak düşünmek
lazım, Kurtuluş Savaşı esas oradan başlıyor, tıpkı, Mustafa Kemal'in orada
tarihin önüne çıktığı gibi. Eğer, mesele sadece Çanakkale meselesi olsaydı,
Kurtuluş Savaşı olmazdı. Orada mağlup olanlar, Kurtuluş Savaşıyla ikinci
denemeyi yapmışlardır. Burada, bugün, bizler için önemli olan, değerli
arkadaşlarım, üçüncü, dördüncü denemelerin de yapılması ihtimalinin kuvvetli
olduğudur ve üçüncü denemenin yapılmakta olduğunun emarelerinin önümüze
konulduğudur. İşte, bakın, biraz önce, Sayın Başkanımız, bayrağımızın
yırtılmasıyla ilgili bir telini gündeme getirdi Meclis kürsüsünde. Askerin
başına çuval geçirilmesi, şimdi de bayrak yırtılması!.. Bakın Türkiye'nin
geldiği yere. Demek ki, Çanakkale'de sergilenen ihtiras, Anadolu'da da tokat
yediği için, biraz daha bilenerek ve biraz daha sivrilerek, kendisini bugünlere
taşımıştır. Bunu bilmeden ve meseleye buradan bakmadan, bugün yaşadığımız bölge
Ortadoğu'da ve yaşadığımız Türkiye coğrafyasında pazarlanan BOP Projesini ve
dinimize yeni bir ad bularak önümüze koydukları, ılımlı İslam diye koydukları
tahrip projesini anlayamayız. Din bizim, kitap bizim, Peygamber bizim, 120 000 cami
bizim; ama, okyanusun ötesinden birileri, bu dine yeni bir ad koyarak, Cenabı
Hakkın Kuran'da koyduğu ad yetmiyormuş gibi ve bunun üzerinde oynama hakkı
Müslümanların değil, başkalarınınmış gibi, bir ılımlı İslam getiriyorlar ve
enteresanı, dinî hassasiyetleriyle dünyanın ve Türkiye'nin önüne çıkmış bir
iktidarın zamanında getirip bunu Türkiye'ye dayatıyorlar ve Ortadoğu'ya
dayatıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın
Öztürk.
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
(Devamla) - Pekala.
Yalnız, benim, burada,
ikibuçuk yıldan beri ikinci konuşmam bu; hoşgörünüze sığınıyorum. Dışarıda,
gazetede yazdığım için, buraya fazla yüklenmiyordum; ama, sağ olsunlar,
gazetedeki yazılarıma son verdiler. Evet, şimdi, burayı biraz...
ALİ RIZA BODUR (İzmir) -
Ben de yılıma göre söz istiyorum Sayın Başkan!
BAŞKAN - Bu açıklamalara
gerek olmadan konuşmaya devam ederseniz, süreyi daha iyi kullanırsınız.
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
(Devamla) - Peki efendim.
Çanakkale, zilletle
yaşamak yerine izzetle ölmeyi tercih edenlerin savaşı. Çanakkale meselesinde,
son zamanlarda, hepimizi, ülkeyi rahatsız eden bir virüslü gelişme var; o da,
Çanakkale'yi âdeta Türk Ordusu ve kumandanları değil de, cinler, periler,
uzaylılar kazanmış gibi, bu büyük savaşı bir nevi türbecilik zihniyetiyle,
gerçek mihverinden saptırıyor, rasyonel zemininden saptırıyor ve bir şark
efsanesine dönüştürüyorlar; böyle bir gelişime var; buna da dikkatlerinizi
çekmek istiyorum. Yani, Çanakkale destanı, sistemli bir oyunla eski bir şark
efsanesine dönüştürülüyor ve Çanakkale'yi kutlamak adı altında, türbe
kutlamaları yapılıyor Çanakkale arazilerinde. Bunun bizi götürdüğü yer de
şurasıdır: Belli ki, Kurtuluş Savaşını kirletme operasyonu hazırlanıyor. Ermeni
soykırımının dünya gündemine oturtulması ile BOP ve ılımlı İslam projesinin
Ortadoğu gündemine oturtulması ve son günlerde yaşadığımız bayrak yırtma
hadisesini birlikte düşündüğümüzde, esas hedefin, şanlı Kurtuluş Savaşını
kirletme ve oradan bizim geleceğimize yara açma olduğunu anlamak durumundayız.
Mehmet Âkif, bizim
İstiklal Marşımızın, Anayasamızda yer alan marşımızın şairidir. Bu Çanakkale
Savaşını bütün cihana duyururken, onun manasını özellikle Müslüman ülkelere,
mazlum ülkelere duyururken, şunu söylemiştir Çanakkale şehitlerine,
Mehmetçiklere: "Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor tevhidi Bedir'in
aslanları ancak bu kadar şanlı idi." Bedir, İslamın kader savaşıdır,
bizzat İslam Peygamberi tarafından yönetilmiş. İstiklal Marşımızın Şairi, Bedir
ile Çanakkale arasında bağlantı kurmuş ve ikisini, aynı manaya aynı değerde
hizmet eden iki savaş gibi göstermiştir. Bunun için, Mehmet Âkif'i, bazı dinci
zihniyetler ve basının şurasına burasına çöreklenmiş ve Çanakkale'den
rahatsızlık duyanlar küçültmeye gitmeye kalktılar birkaç yıldan beri. Efendim
"Âkif, Bedir ile Çanakkale'yi nasıl mukayese edermiş?! Irak'ta verilen
savaşlar, Çanakkale'den daha önemliymiş!" Bunları yakın zamanda dinledik.
Neden bu rahatsızlık? Irak'ta Müslümanların kan ve namusunu pâymal edenleri
kınayalım dediğimiz zaman bu zihniyet tırsıyor ve diyor ki: "Amerika
rahatsız olur, bunu yapmayalım." Öbür taraftan, Çanakkale ile Bedir
arasında irtibat kuran "ikisi de tevhide ve Müslümanların onuruna güç
kazandırdı" diyen Mehmet Âkif'i yerden yere çalıyorlar. Bu gelişmelere de
dikkatinizi çekmek istiyorum.
BAŞKAN - Sayın Öztürk,
bir dakikanızı rica ediyorum.
C) ÇEŞİTLİ
İŞLER
1.- Genel
Kurulu ziyaret eden Avrupa Birliği Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi
raportörleri Heyet Başkanı Anders Knape ve beraberindekilere Başkanlıkça
"Hoşgeldiniz" denilmesi
BAŞKAN - Değerli
milletvekilleri, şu anda Genel Kurulumuzu teşrif eden Avrupa Birliği Yerel ve
Bölgesel Yönetimler Kongresi raportörleri aramızda; Heyet Başkanı Anders Knape
ve beraberindekiler salonumuzda. Kendilerine "hoşgeldiniz" diyoruz
sizin adınıza. (Alkışlar)
Teşekkür ediyoruz.
Sayın Öztürk, buyurun
devam edin.
B) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR (Devam)
2.-
İstanbul Milletvekili Yaşar Nuri Öztürk'ün, Çanakkale Zaferinin 90 ıncı
yıldönümünde dış mihrakların Türkiye'yi parçalamak için oynadıkları oyunlara ve
bunun önlenmesi için alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması
(Devam)
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
(Devamla) - Değerli milletvekilleri, 24 Şubat 2005 tarihinde yapılan Türkiye-AB
Karma Parlamento Komisyonunda vücut bulan tabloya da dikkat çekmek lazım. Bu
bayrak yırtma melaneti, konfederasyon lakırdıları, biraz daha geriye giderek,
24 Şubatta Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonunda vücut bulan
çirkin gelişmeyi de irdelememizi gerektiriyor. Biliyorsunuz orada, Rum
parlamenter Marios Matsakis ile Fransız parlamenter Jacques Toubon'nun
Türkiye'ye ve Türkiye'nin bağımsızlığına ilişkin çok çirkin saldırıları
olmuştur ve bizim duayen bir diplomatımızın âdeta üstüne yürüdüler. Açıkça şunu
ifade etmişlerdir: "Türkiye, Sevr'i kabul etmek zorundadır." İşte,
Çanakkale, Kurtuluş Savaşı ve başlayan üçüncü aşama. Bugün "Sevr'i
dünyanın önünde Türkiye kabul etmelidir" diye açıkça telaffuz etmenin arka
planındaki iradeyi ve ihtirası, emeli kurcalamak lazım. Bunlarla ilgili burada
neler konuşuldu ben fazla bir şeye tesadüf edebilmiş değilim ama, hükümetten,
bizi tatmin edecek herhangi bir açıklama duyabilmiş değilim, okuyabilmiş
değilim. Bunları kaygıyla burada kaydetmek istiyorum.
BAŞKAN - Toparlayalım
lütfen.
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK
(Devamla) - Bitiriyorum efendim.
Değerli üyeler, yeni
Çanakkalelerin, yeni kurtuluş savaşlarının, yeni Sevrlerin, bugünkü dünyada,
yeni stratejik terminolojiyle önümüze getirileceğini düşünmemiz lazım. Bu yeni
dönemde bunun stratejisi ve terminolojisi ekonomiktir ve özellikle, çökertilmek
istenen ülkenin ve toplumun borçlandırılması, borç kemendinin boynuna
atılmasıdır. Bizim de borç kemendi boynumuza atılmıştır. Şimdi, biz, borçların
döndürülmesini Türkiye'yi aydınlığa götürecek siyaset olarak lanse ettikçe,
Sevr dayatmaları parlamentolar düzeyinde bizim önümüze getirilecek ve bayrak
yırtmalar artacaktır. Borçların bitirilmesi, ödenip tüketilmesinin siyasetleri
ve stratejilerine Türkiye'nin ihtiyacı vardır. Buna ilişkin gelişmeleri
gördüğümüzde hepimiz mutlu olacağız; fakat, maalesef, bugün sadece
kaygılarımızı öne çıkarabiliyoruz.
Bu kaygıları sizinle
paylaşmak istedim. Hepinize saygılarımı iletiyorum.
Sayın Başkanım,
hoşgörünüze ayrıca teşekkür ediyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Değerli
milletvekilleri, Sayın Öztürk'ün de dile getirdiği gibi, Çanakkale Savaşında,
Kurtuluş Savaşında din, dil, ırk, mezhep farkı gözetmeksizin, atalarımız
çarpıştılar, Türkiye'nin bağımsızlığını, Türk Bayrağını korumak için. Hatta,
şehitler arasında çok sayıda, Ermeni, Rum, Yahudi, gayrimüslim yurttaşımız da
vardı.
Büyük olasılıkla, Türk
Bayrağına saldıranlar, ona saygısızlık yapanlar, bu gerçekleri bilmiyorlar;
bilselerdi, bu densiz, hayasız harekette bulunmazlardı.
Bu konuda, ulusumuzun,
halkımızın bilinçlenmesi için çaba göstermek hepimizin görevi; başta hükümetin
görevi, Meclisin görevi.
Bir kez daha, Türk
Bayrağına yapılan saldırıyı, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına, sizler adına
kınıyoruz.
Şimdi, gündemdışı üçüncü
söz, Manisa Milletvekili Sayın Ufuk Özkan'a ait.
Sayın Özkan, gazilerimizin
durumu hakkında söz istedi.
Sayın Özkan, buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
3.- Manisa
Milletvekili Ufuk Özkan'ın, gazilerimizin sorunlarına ve bu konuda alınması
gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Millî Savunma Bakanı Mehmet
Vecdi Gönül'ün cevabı
UFUK ÖZKAN (Manisa) -
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi sevgi ve saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
eylül ve ekim aylarında seçim bölgemiz Manisa Akhisar'da dolaşırken, traş olmak
üzere bir berber dükkânına girdim ve koltuğa oturdum; aynadan arkamda bir
çerçeveyi gördüm ve o çerçeveyi istedim. O çerçevede, o zamanlar Milliyet
Gazetesinde yazı yazan köşeyazarı Sayın Yavuz Donat'ın bir yazısını gördüm. O
yazıdan bir fotokopi aldım. O yazının ilk paragrafını sizinle paylaşmak
istiyorum. Sayın Yavuz Donat Amerika'daki bir gözlemini aktarıyor. "Geçen
hafta Amerika'dayken bir otomobilin plakası dikkatimizi çekti. Plakada damga,
mühür, madalya gibi bir şey vardı. Sonra, sürücüsüne baktım, sürücüsü de madalyalıydı.
Sürücü otomobilini park etti, park yerindekiler ona, saygıyla, sevgiyle ve
tebessümle bakıyorlardı; kimi de gidiyor, madalyalı adamın elini sıkıyor, ona
hürmet ediyordu. Yanımızdakilere sorduk, bu adam kim? Bu madalya neyin nesi?
Dediler ki: " Bu bir gazi, yakasındaki de gazi madalyası, mor kalp.'
Askerlik görevini
yaparken yaralananlara verilen madalya.
Polis mor kalpli adama
selam duruyor.
Lokantadaki garson mor
kalpli adama en iyi masayı gösteriyor.
Bazı müşteriler mor
kalpli adamın yanına yaklaşıp, siz, bizim için savaştınız, diye teşekkürlerini
sunuyor."
Değerli arkadaşlarım, bu,
Sayın Yavuz Donat'ın bir tespiti; bundan üç beş yıl önce Milliyet Gazetesinde
yayımlanmış bir yazısı. Bu yazıyı görünce aldım ve Ankara'ya geldiğimde Sayın
Yavuz Donat'ı aradım, bu yazınızdan sonra size bir cevap verildi mi, herhangi
bir şey yapıldı mı, herhangi bir gelişme var mı dedim; maalesef, hiçbir
gelişmenin olmadığını da öğrenmiş bulunuyorum.
Buna istinaden bir
araştırma yaptım. Elimde 26 Eylül 2002 tarihinde İçişleri Bakanlığının
yayımlamış olduğu bir yazı var:
"Son günlerde
Bakanlığımıza yapılan başvurularda İstiklal Madalyası sahiplerine bazı kurum
görevlileri tarafından yeterli ihtimam ve saygının gösterilmediği
belirtilmektedir.
Bilindiği üzere,
29.11.1920 tarih ve 66 sayılı İstiklal Madalyası Kanunu ile Ulusal Kurtuluş
Savaşımızın kazanılmasında üstün hizmeti geçenler ile bu uğurda şehit olan
yurttaşlarımızın vârislerine İstiklal Madalyası verilmiş ve aynı Kanunun 10
uncu maddesinde 'işbu madalya ashabına memurini mülkiye ve askeriye ile bilumum
zabıta ve saire tarafından hürmeti mahsusada bulunulacaktır.' denilmektedir.
Kanunun bu emredici hükmü
doğrultusunda, konu üzerinde hassasiyetle durulmasını, bu hususta kamu
görevlilerinin bilgilendirilmesini ve İstiklal Madalyası sahiplerine gerekli
saygı ve ihtimamın gösterilmesini önemle arz ederim.
Bakan adına, Müsteşar
Yardımcısı Sebati Buyuran."
Değerli arkadaşlarım,
buradan da anlaşılacağı üzere, Yavuz Donat'ın da tespitinin önümüze getirmiş
olduğu konuda, biz, gazilerimize gerekli ihtimamı, gerekli özeni, onların -bu
işi yaparken- bu konudaki önemini hatırlatmakta, onların -bu işi yaptıkları
zamandaki- önemini onlara hissettirmekte gerçekten ciddî bir güçlük çekiyoruz.
Maalesef, üzülerek ifade ediyorum ki, Çanakkale gazilerimizi, Kurtuluş Savaşı
gazilerimizi, Kore gazilerimizi, Kıbrıs gazilerimizi, terör gazilerimizi hak
ettiği kadar onurlandıramıyoruz ve hepiniz hak vereceksiniz ki, üç kuruşluk
maaşlarla onların onurlarını incitiyor ve zedeliyoruz.
Mutlaka hissettirmeliyiz
ki, o gazilerimizin de evlatları var, çocukları var. Bu vatan için kan akıtmış,
bu vatan için kolunu kaybetmiş, gözünü kaybetmiş, vatanı vatan yapan ulusal
değerler için mücadele etmiş insanlarımızın ailelerine, çocuklarına gerektiği
önemi de vermemiz gerekir.
Nasıl oluyor da, Türk
Halkı, gazisine, şehidine gereken önemi vermiyor?! Nasıl oluyor da, Türk Halkı,
1920'li yıllarda yayımlanan kanuna rağmen, bir türlü, gazisine, şehidine
gereken önemi vermiyor?! Ulus olma bilincini ortadan kaldırır iseniz, ulus
olmanın özelliğini ortadan kaldırır iseniz, tarihi yanlış okur ve yanlış
yönlendirirseniz, elbette, netice böyle olur.
Bundan dört gün önce
Çanakkale şehitlerimizi andık; Çanakkale Savaşının 90 ıncı yılında Çanakkale şehitleri
ve gazilerimizi andık. Nasıl andığımıza bir bakalım mı?
Değerli arkadaşlarım...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
UFUK ÖZKAN (Devamla) -
Sayın Başkan, biraz daha süre istiyorum.
BAŞKAN - Toparlayalım
lütfen.
UFUK ÖZKAN (Devamla) -
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün bir sözüyle devam etmek istiyorum:
"Tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir. Yazanlar yapana sadık kalmaz
ise, değişmeyen gerçek insanlığı şaşırtacak bir nitelik alır." Bu sözden
hareketle, Çanakkale şehitlerimizin ve gazilerimizin nasıl anıldığını
hatırlatmak istiyorum.
Bazı televizyon
programlarında, Mustafa Kemalsiz, Çanakkale'yi anma programlarının yapıldığını
üzülerek gördüm. Üzülerek ifade ediyorum, seyrederken içim kan ağladı. Mustafa
Kemalsiz bir Çanakkale'yi düşünebilmek mümkün müdür?!
ALİ RIZA BODUR (İzmir) -
Başbakan ağzına bile almadı!
UFUK ÖZKAN (Devamla) -
Bazı gazetelerde alternatif programları okuduk. Bazı gazetelerde, Çanakkale
yazılırken, Mustafa Kemal'in adını hiçbir yerde göremedik. Bazı yetkisiz,
sıfatsız insanlar, Isparta Öğretmenevinde ve bazı illerimizde, ilçelerimizde
olduğu gibi, Atatürksüz, ulus bilincini almamış insanlara bunları anlatmaya
kalktılar. Ulus bilincini almamış, Mustafa Kemal'i tanımamış, Atatürk'ü
bilmeyen, Kurtuluş Savaşını, Çanakkale'yi bilmeyen insanların Çanakkale'yi
anlatabilmesi mümkün mü, Isparta'da olduğu gibi?!
Camilerimizde cuma
hutbesi okundu. Cuma hutbesi elimde. İki tane hutbe var. Bir tanesi 16 Mart
2001 tarihli cuma hutbesi, Çanakkale ile ilgili.
Arkadaşlar, hutbeden
okuyorum: "Muhterem Müslümanlar... Ancak askerî anlamda çok üstün
saydıkları planları ve harp taktikleri, başta devletimizin kurucusu Mustafa
Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının her şeyini ortaya koyarak yaptığı yurt
savunması karşısında, Çanakkale Boğazında suya düştü. Böylece, dünya durdukça
konuşulacak olan 'Çanakkale geçilemez' destanı yazıldı."
Bu 16 Mart 2001
tarihindeki haftanın hutbesi, bu da 18 Mart 2005 tarihindeki "Çanakkale
geçilemez" hutbesi.
Değerli arkadaşlarım,
inanmıyorsanız, internet sayfasından bu hutbeyi indirin. Bu hutbenin içerisinde
Mustafa Kemal'den, Atatürk'ten bir kelime bulabilirseniz, ben başka hiçbir şey
bilmiyorum! Lütfen, bunlara dikkat edin.
Değerli arkadaşlarım,
Çanakkale'de bir program yapıldı. Çanakkale'de de, Çanakkale şehitlerimiz ve
gazilerimiz anıldı. Elbette ki, Çanakkale'de, en doğru şekilde anılması
gerekir, tüm Türkiye'de anılacağı gibi; ama, gelin görün ki, Çanakkale İlindeki
programda, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal'ın göndermiş
olduğu, Çanakkale şehitlerimizi ve gazilerimizi anmakla ilgili mesajı okunmadı;
okutulmadı. Bilerek okunmadı, bilerek okutulmadı, kasten okutulmadı; çünkü, o
mesajın içerisinde Mustafa Kemal var, o mesajın içerisinde ulus var, o mesajın
içerisinde ulus olmanın bilinci var, onun için okutulmadı.
Unutulmamalı ki, bu
tarihi, biz, hep birlikte yazdık. Sinoplu Mustafa oğlu Ahmet, 19 yaşında;
Diyarbakırlı Hasan oğlu Maho, 24 yaşında; Kudüslü Hacı Mehmet oğlu İbrahim, 18
yaşında; Ödemişli Mehmet oğlu İsmail, 21 yaşında; Konyalı Ali oğlu Dede, 20
yaşında; Manisalı İbrahim oğlu Hasan, 19 yaşında; Fenerbahçe futbolcuları Arif,
Nurettin, Kemal, Beşiktaş kaptanı Kâzım, Galatasaray kalecisi Hamdi, Kürt Celal
ve daha adını anamadığımız niceleri, Kınalı Aliler, Kınalı Hasanlar, İstanbul
Alay Tabibi Yüzbaşı Dimitroyaki, Koca Seyit... Koca Seyit'in anıtını bile
aslına uygun yapamayan, maalesef, bir ulus olmaya çalışıyoruz.
Değerli arkadaşlarım, 9
uncu Tümen Komutanı Albay Halil'i, 77 nci Alay 1 inci Tabur Komutanı Binbaşı
Mehmet Emin'i, 77 nci Alay Komutanı Sait'i, 19 uncu Tümen Komutanı Yarbay
Mustafa Kemal'i kim unutabilir, kim unutturabilir?! Vatanın vatan olması için
dört bir taraftan gelmiş, anaların goncagüllerini, babaların koçyiğitlerini kim
unutabilir, kim unutturabilir?!
Yarbay Mustafa Kemal'e
gelen, o günkü padişahın gümüş imtiyaz madalyası ve altın liyakat madalyasıyla
ilgili emrini size bir tarihî belgeden okumak isterim.
"Gümüş imtiyaz
madalyası: 19 uncu Tümen Komutanı Mustafa Kemal Beye.
Çok çalışkan ve özverili
hizmetlerinizin bir armağanı olmak üzere Yüce Padişah Hazretleri adına yüce
kişiliğinize bir gümüş imtiyaz madalyası gönderildi. Geceli gündüzlü süren
savaşı başarılı bir biçimde yöneterek, her zaman bir başka biçimde belirlenen
özverili hizmetlerinizin sürdürülmesini bekler, sizi en içten duygularla
kutlarım.
Emrinizdeki subaylar ve
erlerden imtiyaz ve liyakat madalyasına hak kazananları bildiriniz.
3 üncü Kolordu Komutanı
Tuğgeneral Esat"
"Kolordu emri,
numara:14
19 uncu Tümen, 27 nci Alayın
ve sonradan bunları takviye eden 20 nci Alayın 3 üncü Taburu ve 33 üncü ve 64
ve 125 inci Alaylar ile 5 inci Tümen Birliklerinin komutanlarından en sonuncu
erine varıncaya kadar bütün silah arkadaşlarımın özverili, çalışkan ve yiğit
saldırıları düşmanı geriye sürerek(...) bu umudu kırılmış, pek çok yitik
verildikten başka, bugün kıyının sarp ve daracık kısımlarında donanmasının
koruması altına sıkışıp kalmış. Böylece, savaşın bu birinci evresi sona
ermiştir.
Bütün birliklere ve bu
birliklerin başında bulunan 19 uncu Tümen Komutanı Mustafa Kemal Beye özellikle
teşekkür ederek, bütün birliklerin temsilcisi olarak kendisine, Arıburnu
savaşları anısı olmak üzere, bir tane savaş altın liyakat madalyası ve Kurmay
İzzettin Beye gümüş savaş imtiyaz madalyası, ordu komutanının izniyle padişah
adına verilmiştir."
Değerli arkadaşlarım,
Osmanlı Padişahının, başarılarından dolayı takdir etmiş olduğu Mustafa Kemal'i
unutmak bugün Türk Ulusuna yakışabilir mi?!
Yine Mustafa Kemal'in bir
sözüyle devam etmek istiyorum: Siz, vatanı için, milleti için, namusu için
canını ortaya koyan böyle insanları bu kadar mı tanıyorsunuz? Eğer siz onları
tanımazsanız geleceğinizi göremezsiniz, hedefinizi bilemezsiniz." Kemal
Atatürk.
BAŞKAN- Lütfen
toparlayalım.
UFUK ÖZKAN (Devamla)-
Sayın Başkanım, toparlıyorum. Affınıza da sığınıyorum.
Bektaşi Haşim Baba'nın
şehit oğluna yazdığı birkaç kıtayı size okumak istiyorum:
"Gazilik haberini
beklerken yavrum
Şehitlik müjdesi geldi,
eyvallah.
Mektubun yolunu gözlerken
yavrum
Geldi, yüreğimi deldi,
eyvallah.
Gözyaşım sel gibi içime
aktı
"Vah yavrum"
oldu da dışarı çıktı.
Anan inanmadı yoluna
baktı
Rüyada haberin aldı,
eyvallah.
Bu ayrılık yetti, canıma
doydum
Albayrak önüne resmini
koydum.
Onca yaşadığın günleri
saydım
Beni ateşlere sardı,
eyvallah.
Yıkılsın da Gelibolu
yıkılsın
Düşmanın canına odlar
tıkılsın.
Benim yavrum varsın
kurban edilsin
Haşim Baba dara girdi,
eyvallah."
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; gösterdiğiniz sabra teşekkür ediyorum.
Şehitlerimiz rahat
uyusun, gazilerimiz rahat olsun. Biz önemlerini biliyoruz. Biz onları
tanıyoruz, onların yaptığı işleri de önemsiyoruz. Ne onları ne Mustafa Kemal'i
hiçbir zaman unutmayacağız ve unutturmayacağız.
Saygılarımla. (CHP
sıralarından alkışlar)
FARUK ÇELİK (Bursa) -
Sayın Başkan... Sayın Başkan...
BAŞKAN - Sayın Ufuk
Özkan'ın gündemdışı konuşmasıyla ilgili olarak Millî Savunma Bakanı Sayın Vecdi
Gönül'e, talebi üzerine söz veriyoruz.
Buyurun Sayın Bakan.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Cumhuriyet
Halk Partisi Manisa Milletvekili Sayın Ufuk Özkan'ın gündemdışı konuşmasıyla
ilgili olarak söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan
önce, Sayın Özkan'a, bu hassas konuyu gündeme getirdiği ve Yüce Meclise
açıklama fırsatını bana verdiği için teşekkür ediyorum.
Ömürlerinin baharında bu
vatan ve bu bayrak için hayatlarını, gözlerini kırpmadan feda edenler için
konuşmak ve onlar için bir şeyler yapabildik diyebilmek fevkalade zor.
Bilhassa, onların uğruna hayatlarını verdikleri Albayrağımıza saygısızlığın en
büyüğüne teşebbüs edildiği bu günlerde, bu konuşmayı yapmak daha zor. Bu
teşebbüsü nefretle, hiddetle ve lanetle kınıyorum.
Sayın milletvekilleri,
gazilerimizle ilgili düzenlemeler, şehitlerimizle ilgili düzenlemeler iki
kısımda mütalaa edilebilir: Bunlardan birinci bölümü, İstiklal Savaşı, Millî
Mücadele gazileri, Kore'de fiilen savaşa iştirak edenler ve Kıbrıs'ta fiilen
görev alanlardır. İkinci bölümü ise, terörle mücadelenin şehit ve gazileridir.
İstiklal Savaşı şehit ve
gazileri -kayıtlı olarak- 147 326'dır, Kore şehit ve gazileri 21 980, Kıbrıs
şehit ve gazileri ise 38 182'dir. Böylece, bu birinci bölümdeki şehit ve gazi
miktarı toplam 206 877'dir. Bunlarla ilgili olarak, verilen birinci imkân maaş
imkânıdır; bu, 5 000 göstergenin katsayıyla çarpımıdır ki, bugün 200 Yeni Türk
Lirası civarında bir maaş yapmaktadır.
Bugün için, 42 592 gazi,
10 302 gazi eşi Emekli Sandığından şeref aylığı almaktadır. Bu gösterge
rakamının 6 000'e çıkarılmasıyla ilgili teklif Yüksek Meclisimize sunulmuştur.
Arz ettiğim gibi bu miktar bir geçim miktarı değil, şeref aylığıdır. Bunun
yanında, verilen ikinci imkân,
gazilerimize, şehitlerimizin eşlerine, Devlet Demiryolları, Denizcilik Bankası
iç hatları vasıtalarında birinci mevkide ve belediye vasıtalarında ücretsiz
seyahat etmedir. Bir başka husus, sağlık hizmetlerinden ücretsiz faydalanma
hakkıdır. 1005 sayılı Kanun kapsamına girenler ile bunların eşleri, dul eşleri,
genel ve katma bütçeli daire, idareye ait ve bağlı hastanelerde ücretsiz tedavi
edilebilmektedirler. Ayrıca, bu tedavi kurumlarında dışarıdan alacakları ilaç
bedelleri de devlet tarafından ödenmektedir. Bunun dışında bir dördüncü hak
olarak, bu şehitlerimizin eşleri ve gazilerimiz, TEDAŞ'tan aldıkları elektriğe
yüzde 40 daha ucuz bir bedel ödemektedirler.
İkinci grup gazi ve
şehitlerimiz, terörle mücadele ederken şehit düşenler ve gazi olanlardır.
Bunlarla ilgili, 2330 sayılı Kanun kapsamına giren ve tedavi giderleri herhangi
bir kurum ve kuruluşça karşılanmayan yaralıların, sakatların tedavi giderleri,
devlet, üniversite, Sosyal Sigortalar Kurumu hastaneleri ile asker
hastanelerinde ücretsiz yapılmaktadır. Bunların eksilen vücut organları,
yurtiçi veya yurt dışında, en son teknik usullere göre yapılması mümkün olan
sunileriyle tamamlatılmakta ve gerekirse tamir ettirilmekte ve yenisi
yapılmaktadır. Yaşamak için gerekli hareketleri yapmaktan aciz olanlar, yani,
felçli olanlar için ise, kimsesizler, kamu kurum ve kuruluşlarına ait, bunlar
bulunmadığı takdirde özel rehabilitasyon ve bakım merkezlerinde, yurtlarda ve
huzurevlerinde, parasız olarak ve masrafları devlet tarafından karşılanmak
üzere barındırılmakta, bakılmakta ve tedavileri yapılmaktadır. Herhangi bir uzvunu
veya uzuv duygusunu kaybedenlerin, ilgili komutanlık tarafından her türlü
himaye ve bakımları bizzat sağlanmaktadır.
Sakat kalan personelin
maddî haklarına gelince, Silahlı Kuvvetler mensuplarına, yurt içinde ve yurt
dışında görevlerini ifade ederken veya bu sıfatı kalkmış olsa bile, bu
görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemlerine muhatap olarak, yaralanarak
sakat kalmaları halinde, malul personele, en yüksek devlet memuru brüt
aylığının, ekgösterge dahil, 100 kat tutarının, maluliyet derecesine göre yüzde
25'inden yüzde 75'ine kadar nakdî tazminat ödenmektedir.
Yaşamak için gerekli
hareketleri yapmaktan aciz ve hayatını başkasının yardım ve desteğiyle
sürdürebilecek şekilde malul olanlara ise, en yüksek devlet memuru brüt
aylığının, ekgösterge dahil, 200 katı tutarında tazminat ödenmektedir.
Malul subay, assubay ve
uzman çavuşlar, sakatlık halinde görevlerine devam etme isteğinde bulunurlarsa,
Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapamaz raporu ve organ kaybı bulunmasına
rağmen, kendi görevlerinde devam etmek isteyenler, mevcut statüleriyle istihdam
edilmekte ve istihdam edilen personelin bu durumlarını belgelemeleri halinde,
görev tahsisiyle birlikte, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev aldığı sürece Türk
Silahlı Kuvvetlerinin lojmanlarından istifade edebilmektedirler.
Bu Kategoridekilere Maaş
Bağlanması:
2330 sayılı Nakdi
Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun maddesi kapsamına girer bunlar ve
sakatlanarak bağlı oldukları sosyal güvenlik mevzuatına göre emekliye sevk
edilenlere görev malullüğü aylığı bağlanmaktadır.
Bu madde gereğince,
ilgili sosyal güvenlik kurumlarınca, kendi mevzuatlarına göre bağlanan aylıklar
yüzde 25 artırılarak ödenmektedir.
Herhangi bir sosyal
güvenlik kurumuna tabi olmayanların sakat kalmaları halinde, öğrenim durumlarına
göre -öğrenimi bulunmayanlar ilkokul mezunu sayılırlar- derece ve kademesi
üzerinden, 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre, Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığınca, görev malullüğü aylığı yüzde 25 artırılarak bağlanmaktadır.
Maaşa bağlanan malul
personelin vefatı halinde ise dul ve yetimlerine maaş bağlanmaktadır. Maaş
bağlanan hak sahipleri vergi iadelerini maaş aldıkları bankalardan
almaktadırlar. Bağlanan aylıklar her yıl kademe ilerlemesi, her üç yılda bir de
derece ilerlemesi suretiyle maaş artırımına ve terfie tabi tutulmaktadır.
Bunun yanında, başkasının
yardım ve desteği olmadan, yaşamak için gereken hareketleri yapamayacak
derecede malul olanlara, asgarî ücretin net tutarı, aylıklarıyla birlikte
ayrıca ödenmektedir.
Emekli İkramiyesi
Verilmesi:
Yaşamak için gerekli
hareketleri yapmaktan aciz ve hayatını başkasının yardım ve desteğiyle
sürdürebilecek şekilde malul olanlara, en yüksek devlet memuru brüt aylığı
-ekgösterge dahil- üzerinden, bunun dışında malul kalanlara, mevcut aylıkları
üzerinden otuz yıl hizmet yapmış gibi, ayrıca, emekli ikramiyesi ödenmektedir.
Harp ve vazife
malullerine, ayrıca, tütün ve alkollü ürünlerin satış bedellerinden de pay
verilmektedir.
Diğer taraftan, bu sınıfa
giren gazi ve malullere ve şehit yakınlarına öğrenim yardımı da yapılmaktadır.
Malul personelin öğrenim görmekte olan çocuklarına burs verilmektedir.
Türk Silahlı
Kuvvetlerinde görev yapamaz kararı alarak malulen emekliye ayrılan üyeler,
hizmet sürelerine bakılmaksızın, malul oldukları tarihten itibaren iki yıl
içerisinde, göreve devam edenler ise müracaatları tarihinden itibaren OYAK
konut kredisinden de istifade etmektedirler.
Kamu konutlarından
yararlanma ve kira yardımı da ayrıca yapılmaktadır. 3713 sayılı Terörle
Mücadele Kanununun 21 inci maddesinin (b) fıkrasına göre, kamu konutlarından
yararlanmaktayken malul olanlar olay tarihinden itibaren bir yıllık süreyle
lojmanda oturabilmekte, bir yıllık süre sonunda da ikametgâh olarak
kullanacakları yurt içindeki gayrimenkullerin on yıllık kiralarını devlet
ödemektedir.
Toplu konut kredi
verilmesi halleri ise, maaş bağlanan malulün kendisine, malulün kendisi hayatta
değilse maaş bağlanan dul eşine, eşi hayatta değilse veya evlenmişse maaş
bağlanan çocukları müştereken bir krediden faydalanabilmektedirler.
Ayrıca, malul ve
sakatlara gümrüksüz araç ithal edilme imkânı, bu kategoride bulunan
gazilerimize ve malullerimize tanınmaktadır.
Diğer taraftan,
malullerimiz ve sakatlanmış askerî personel, erbaş ve erlerin kendisi yanında
yakınlarından birisi, çalışabilir durumda olanların kendileri, özel sektörde iş
verilmesi konusunda hak sahibidirler.
Diğer taraftan, Gelir
Vergisine göre sakatlık indiriminden istifade etmektedirler. Mehmetçik
Vakfından toplu para ödenmektedir.
Diğer taraftan, sakat
personele, malul, gazi, şehit rozeti verilmekte; askerî hastanelerden yardım
almaktalar; eğer, tedavilerinde herhangi bir sıkıntıları olursa, Millî Savunma
Bakanlığı veya Emekli Sandığı kaynaklarından istifade etmektedirler.
Gazilerimize ve
malullerimize, askerî okullara girişte, ilave kontenjan da uygulanmaktadır.
Bunların çocukları, askerî okullarda, özel kontenjandan istifade
edebilmektedir.
Bir başka, verilen imkân
da, kendisinden sonra gelen kardeşi, askere gitmeyi arzu etmezse, onun askerlik
hizmeti de kaldırılmaktadır; yani, bir aileden, bir şehit, bir gazi olması
halinde, ikinci evlat, askerlik hizmetinden -kendisi arzu etmezse- muaf
tutulabilmektedir.
Yüksek Öğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne bağlı yurtlardan, gazilerin ve şehitlerin çocukları,
ücretsiz istifade edebilmektedirler.
Diğer bir imkân da,
hepinizin belki bildiği, Bilkent'teki rehabilitasyon merkezinin getirdiği
imkândır. Burada, malullerimiz, gazilerimiz, en ileri ölçüde, belki dünyanın en
iyilerinden, bir tedavi imkânından istifade edebilmektedirler.
Gene, bu grupta bulunan
şehitlerimizin aileleri ve gazilerimiz, diğer gruptakiler gibi, elektrikte,
yüzde 40 bir tenzilattan istifade etmektedirler.
Ayrıca, son olarak arz
edeceğim, şehitler, dul ve yetimlerin Türkiye hududu içerisindeki meskenleri
mesken vergisinden de muaf tutulmaktadır.
Sayın milletvekilleri,
görüldüğü gibi, gazi ve şehit yakınlarına verilen bu haklar, kanunlara
dayanılarak ve Yüce Meclisimizin -sizler tarafından verilmiş bulunan- kararları
sonucu sağlanmıştır. Bu sebeple, şehitlerimize, gazilerimize, malullerimize,
Yüce Meclisimizin gösterdiği bu ihtimama, gerek sizlere gerekse sizden önce bu
ihtimamı gösteren değerli milletvekillerimize şükranlarımı sunuyorum; ancak,
zannediyorum hep beraber kabul ederiz ki, bütün bu yaptıklarımız, yapmaya
çalıştıklarımız onların hatırası önünde bir hiç mesabesindedir.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Değerli
milletvekilleri, Manisa Milletvekili Sayın Ufuk Özkan'ın gündemdışı
konuşmasında yaptığı bazı saptamalarla ilgili olarak, Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili Sayın Faruk Çelik söz istedi.
ALİ TOPUZ (İstanbul) -
Böyle bir usul var mı Sayın Başkan?..
BAŞKAN - Talebini, ancak
İçtüzüğün 60 ıncı maddesine göre; o da pek kısa süre olmak üzere yerinden
konuşarak karşılayabiliriz.
Mikrofonunuzu açacağız.
Yerinizden ve sataşmaya neden olmayacak şekilde, pek kısa, İçtüzükte tarif
edildiği gibi pek kısa bir konuşma rica ediyoruz.
FARUK ÇELİK (Bursa) -
Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Çanakkale şehitleri,
toprağa sığmaz, göklere sığmaz bir vatan aşkıyla şehadeti yakalamışlardır. 250
000 şehit, Anadolu'nun yüreği haline gelmiştir.
Böyle şanlı bir tarih
sayfasından konuşurken, rahmetten bahsetmek, merhametten bahsetmek ve
gerçekten, o şerefli abideyi Meclisin mehabetine uygun yâd etmek doğru olurdu
düşüncesindeyim; ama, ne yazık ki, Manisa Milletvekili Sayın Özkan bu konuyu
bir siyasî malzeme noktasına çekmiştir.
Bakınız, Sayın Özkan,
Çanakkale Zaferinin 90 ıncı yılı kutlamalarında bir telgraftan bahsediyorlar ve
bu telgrafın içerisinde Mustafa Kemal Atatürk'ün ismi geçtiği için bu telgrafın
okunmadığını beyan ettiler.
Telgraf gönderilmişse,
protokol gereği telgraf okunur. Hükümetin görevi, Başbakanın görevi, oradaki
siyasîlerin görevi telgraf okumak veya okutmak değildir; bir.
İkincisi, Türkiye'nin,
Sayın Başkan, ortak değerleri vardır. Bakınız, Türkiye, devlet, Kurtuluş
Savaşı, Çanakkale, Mustafa Kemal, bayrak, inanç ve sayabileceğimiz birçok
değerler, bu milletin ortak değerleridir.
BAŞKAN - Biraz kısa
olarak tamamlayın.
FARUK ÇELİK (Bursa) -
Sayın Başkanım, son cümlelerimi söylüyorum.
Bu ortak değerler
üzerinde çok hassas davranmamız, hepimizin eşit mesafede olduğu inancıyla
hareket etmemizin çok doğru olacağı inancındayım. Kaldı ki, herkes koşa koşa
Çanakkale'ye giderken, Sayın Baykal da, telgrafı değil, bizzat kendisi
Çanakkale'yi şereflendirebilirlerdi. Sayın Özkan'ın, bu, gerçekten,
tarihimizdeki çok önemli sahneyi ve önemli bir olayı, seviyeyi düşüren ve millî
davaları siyasî amaçlara dönük kullanıyor olması, şahsen Grubumuzu, hepimizi
çok üzmüştür. Kınadığımı ifade ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
AHMET IŞIK (Konya) -
Gerçekle alakası yok.
UFUK ÖZKAN (Manisa) -
Sayın Başkan, ben söz istiyorum, cevap vermek istiyorum; sataşma var.
ALİ TOPUZ (İstanbul) -
"Seviyeyi düşürme" dedi.
UFUK ÖZKAN (Manisa) - Ben
siyaset yapmadım, gerçekleri söyledim, yaşadıklarımızı söyledim. Sayın Başkan,
ben, seviyeyi düşürmedim.
BAŞKAN - Bir dakika Sayın
Özkan; talebinizi, isteminizi aldık... Sizin konuşmanızı da dikkatli bir
şekilde izledim, Sayın Faruk Çelik'in konuşmalarını da dikkatli bir şekilde
izledim. Sizin konuşmanızda saptamalar vardı, sataşma yoktu. O saptamalarla
ilgili, yerinden, 60 ıncı maddeye göre bir konuşma yaptı Sayın Faruk Çelik.
UFUK ÖZKAN (Manisa) -
Sayın Başkan, seviyeyi düşürmedim.
BAŞKAN - Aynı şekilde,
siz de, yerinizden, İçtüzüğün 60 ıncı maddesine göre, pek kısa olmak kaydıyla,
yanlış anlaşılmaları giderecek bir açıklama yapabilirsiniz.
Buyurun.
AHMET IŞIK (Konya) -
"Kasten okunmadı" diyorsun arkadaş; nasıl ispat edeceksin?! (CHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Karşılıklı
konuşmayalım arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım.
UFUK ÖZKAN (Manisa) -
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, konuşmamın
tamamında son derece dikkatli konuşmaya çalıştım. Bunun ulusal bir mücadele
olduğunu ve hepimizin ortak bir tavrı olduğunu biliyorum. Konuşmamın içinde
hiçbir şekilde siyaset yoktur ve seviyeyi hiçbir şekilde düşürmedim; ama, AKP
milletvekili arkadaşlarıma bir şeyi hatırlatmak istiyorum; bu vatan
topraklarının satılması için kanunu siz teklif ettiniz.
Saygılarımla.
FATMA ŞAHİN (Gaziantep) -
Ne biçim konuşuyorsun sen ya!
ALİ YÜKSEL KAVUŞTU
(Çorum) - Hangi topraklar satılmış, Başkan?!
FARUK ÇELİK (Bursa) -
Daha büyük bir gaf işte... Seviye daha düştü, çukura indi...
ALİ YÜKSEL KAVUŞTU
(Çorum) - Seviyeye bak!
FATMA ŞAHİN (Gaziantep) -
Ne biçim konuşuyor, Sayın Başkanım!
BAŞKAN - Gündeme
geçiyoruz değerli milletvekilleri.
Değerli milletvekilleri,
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubunun, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır;
okutup, oylarınıza sunacağım.
Yalnız, okutmadan önce,
Divan Kâtibimizin -ayağında bir rahatsızlık var, fizikî bir ihtiyaç da var-
oturduğu yerden okumasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir. Divan Kâtibi arkadaşımız oturduğu yerden okuyacak.
Buyurun.
IV.-
ÖNERİLER
A) SİYASÎ
PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.- Genel
Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesi ile 22.3.2005 Salı günkü
birleşimde sadece sözlü soruların görüşülmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 22.3.2005
Salı günü (bugün) yapılan toplantısında, siyasî parti grupları arasında
oybirliği sağlanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İçtüzüğün 19 uncu
maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Faruk Çelik
Bursa
AK Parti Grup Başkanvekili
Öneri:
Genel Kurulun 22.3.2005
Salı günü, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Millî Eğitim Bakanı Hüseyin
Çelik ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'yla ilgili gündemin "Sözlü
Sorular" kısmındaki sözlü soru önergelerini cevaplandırıncaya kadar,
23.3.2005 Çarşamba günü 14.00-23.00; 24.3.2005 Perşembe günü 14.00-20.00
saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesinin; 22.3.2005 Salı günkü birleşimde
sadece sözlü soruların görüşülmesinin; 23.3.2005 Çarşamba günkü birleşimde
sözlü soruların görüşülmemesinin Genel Kurulun onayına sunulması önerilmiştir.
BAŞKAN - Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Önerisinin aleyhinde- lehinde söz isteyen arkadaşlarımız
var mı?
HALUK KOÇ (Samsun) -
Aleyhinde söz istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Aleyhinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Samsun Milletvekili Sayın Haluk Koç.
Lehinde söz isteyen
arkadaşımız var mı?
FARUK ÇELİK (Bursa) -
Duruma göre bakarız Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Koç,
buyurun.
Süreniz 10 dakika.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Adalet ve Kalkınma Partisinin bu haftaki Meclis çalışmalarının mesaisini
düzenleyen grup önerisi aleyhinde söz aldım. Maruzatım şu: Geçen haftalar
içerisinde de, çarşamba günleri 14.00-23.00, perşembe günleri de 14.00-21.00
arasında bir çalışma takvimi sunulmuştu. Hatta, daha önceki haftalarda, bunun
lehine de söz almıştım ve oy da vermiştik; fakat, şöyle bir çelişkiyi ben size
hatırlatmak istiyorum değerli arkadaşlarım. Bugün, gerçi, sözlü sorular
yanıtlanacak; ama, bu öneriyi veren bir siyasî partinin milletvekilleri olarak,
bizler katıldığımız halde, sizler -burada olanları kastetmiyorum, devamlı
gelen, devam eden arkadaşlarımızın yüzlerini görüyorum; ama, birçoğunuz- sanki
Gruptan bu karar çıkmamış gibi, burada karar yetersayısı bulundurmayacak
seviyede temsil ediliyorsunuz. Yani, bu önergeyi veriyorsunuz, 23.00'e kadar
çalışacağız diyorsunuz, ondan sonra iki kez yoklama yapılıyor, bulunamıyor,
Meclis kapanıyor.
Değerli arkadaşlarım, bu
çelişkinizi, bir arkadaşınız olarak, bir kere daha, özeleştiri yapabilmeniz
açısından takdirlerinize sunmak istiyorum. Söylediğim bu; yapıcı bir eleştiri.
Çalışmak istiyorsunuz, Danışma Kurulundan karar geçiriyorsunuz, grup önerisi
olarak getiriyorsunuz; önce sizin uymanız gerekir. Yani, bize hiç kızmayın,
karar yetersayısı istemekle. Buranın saygınlığını korumak zorundayız. Önemli
yasalar görüşüyoruz. Önemli yasaların 15 kişinin, 20 kişinin el kaldırmasıyla
geçmesi pek uygun düşmüyor, hiç olmazsa bir karar yetersayısının olması
gerekiyor. Onun için, ben, bu konuda daha dikkatli davranacağınızı ümit etmek
istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, bir
noktada görüşlerimi belirtmek istiyorum. Bugün, ben, biraz sıkıldım, biraz
üzüldüm. Parlamentolararası gelenektir, bir yabancı devlet başkanı gelir, bir
yabancı başbakan gelir, bir parlamentolararası dostluk grubu Türkiye'yi ziyaret
eder, bir parlamenter grubu gelir, Meclis Genel Kurul çalışmalarını locadan
izlerken, oturumu yöneten Meclis Başkanvekili veya Meclis Başkanı onu takdim
eder Genel Kurula, bizler de selamlarız; ama, artık, işin ucu kaçtı değerli
arkadaşlarım. Ben, hiçbir zaman, Avrupa Birliğinin bir memurunu Türkiye
Cumhuriyetinin Yüce Meclisinin bir milletvekili olarak buradan selamlamak
zorunda değilim! Değilim arkadaşlar! Nerede hata yapılıyorsa, bunu gündeme
getirmek zorundayız. Bakın, kimliklerini aldım, hiçbir parlamenter sıfatı yok;
"danışman, Edinburg Üniversitesinde danışman, kurumsal komitede
sekreteryada başkan yardımcısı, raportör, raportör…"
Değerli arkadaşlarım, işin
bir usulünü koymak zorundayız. Burası, Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu,
Türkiye Cumhuriyetini kuran Meclis. Bizler de, bu Yüce Milletin
temsilcileriyiz, iradenin buradaki yansımalarıyız. Ben kimi selamlıyorum
Allahaşkına?! Niye selamlıyorum?! Yabancı bir devlet başkanını, kendi devlet
başkanımla muadiliyeti dolayısıyla, önümü ilikler saygıyla selamlarım, bir
yabancı başbakanı, keza aynı şekilde selamlarım, bir yabancı parlamento
heyetini selamlarım, parlamenter temsilcisi sıfatı vardır üzerinde; ama, bize
kimleri selamlattırıyorsunuz Sayın Başkan?! Nerede bu hata?! Bu kadar edilgen
olmak zorunda değiliz! Seksenbir yıllık bir ulusuz, bağımsız bir ülkeyiz;
kalkıp, memurları selamlamak konumunda değiliz! Hepinizin adına söylemek
istiyorum. (Alkışlar)
Değerli arkadaşlarım,
duyarlılığınız için teşekkür ediyorum.
Bir küçük nokta da, bu
telgraf meselesi. Çanakkale Milletvekilimiz Sayın Ahmet Küçük not ilettiler,
Sayın Çanakkale Valisi Özel Kaleminden kendisine bilgi verilmiş, Sayın Vali de
-anladığım kadarıyla- bu konuyu kovuşturmakla meşgul; ama, saat 08.50'de
Çanakkale Protokole geliyor ve törenler 10.30'da başlıyor. Burada, hiç kimse
iktidarı suçlamıyor Sayın Çelik. Yani, orada bir hata varsa, bu protokolün
işlemesinde bir hata varsa, artık, bunları aşalım. Bir Anamuhalefet Partisi
Genel Başkanının orada bulunup bulunmamasından çok, oradaki duygularını
yansıtacak mesajın oraya iletilmesidir. Yani, bu hata neredeyse, tamir etmek,
tabiî ki Çanakkale Valisine düşer; ama, ondan önce siyasî iktidara düşer; söylemek
istediğimiz budur. Bu telgrafın 08.50'de Çanakkale Protokolüne ulaşmasına
rağmen, 10,30'da, Çanakkale Protokolünden tören alanına ulaşamayışının
nedenlerini incelemek, kovuşturmak, soruşturmak sizin göreviniz; bunu söylemek
istedik. Karşılıklı kalp kırmaya, değişik sözlerle vurgu yapmaya hiç gerek yok.
Amacı aşmamıştır arkadaşlarım da, bir tepkiyi dile getirmişlerdir. O tepkiyi,
ben…
FARUK ÇELİK (Bursa) -
Telgrafın içeriğiyle ilgili, arkadaş, öyle bir şey…
HALUK KOÇ (Devamla) -
Size saygım var Sayın Çelik. Ben, bir şeyi uygun bir lisanla ifade etmek
istiyorum; bunları aşalım. Bu ülke hepimizin, oradaki şehitler de hepimizin, bu
ülkenin toprakları da hepimizin. Gerektiğinde, bu konuda her türlü iradeyi
koyabilecek tıynetteyiz, vasıftayız, ben buna da inanıyorum; ama, bunları aşmak
kaydıyla.
Bu hafta, getirdiğiniz
Grup önerisine uygun bir mesai göstereceğinizi umuyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz.
Değerli milletvekilleri,
hepinizin bildiği gibi, özgürlükçü, çoğulcu, katılımcı çokpartili demokrasi,
parlamenter demokrasi Avrupa uygarlığının bir ürünü ve bu demokratik yapı da
öncelikle yerel yönetimlere dayalı olarak gelişmiştir. O nedenle, demokrasinin
beşiği olan yerel yönetimlerin, Avrupa genelindeki örgütlenmelerde ayrı yeri
var. Örneğin, Avrupa Konseyine paralel olarak, ayrıca Avrupa Konseyi
üyelerinin, yerel, bölgesel yöneticilerinin oluşturduğu bir ayrı yapı vardır.
Aynı şekilde, Avrupa Birliğinde, Avrupa Parlamentosunda da böylesine yapılar
var. Yine biliyoruz ki, pek çok Avrupa Birliği üyesi ülkede belediye başkanları
aynı anda milletvekili, parlamenter de olabiliyorlar; hatta, bir ara Paris
Belediye Başkanı olan, şu andaki Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chirac hem
belediye başkanıydı hem parlamenterdi hem de başbakanlık yapıyordu. Böyle bir
yerel yönetimlere, bölgesel yönetimlere verilen önemden dolayı ve bunlar,
Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresinin temsilcileriydiler, İçişleri
Komisyonumuzu ziyaret etmişler; onların bize aktardıkları bilgi notu gereği, biz,
onları size takdim ettik; Genel Kurulu izlemeye gelmişlerdi. Sayın Haluk Koç'un
konuşması üzerine bu açıklamaları da yapma ihtiyacı hissettim.
Şimdi, değerli
arkadaşlarım, bu, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisi üzerinde iki
parlamenterimizin aleyhte, iki parlamenterimizin de lehte söz alma hakkı var,
İçtüzüğe göre. Sadece Sayın Haluk Koç söz talebinde bulundu. Başka söz talebi
yoksa bu öneriyi oylarınıza sunacağım...
Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
İçtüzüğün 37 nci
maddesine göre verilmiş 2 adet doğrudan gündeme alınma önergesi vardır; ayrı
ayrı okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
III.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
D)
TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, Muhtar Ödeneklerinin Artırılması Hakkında Yasa
Teklifinin (2/348) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/272)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
12.11.2004 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunmuş olduğum (2/348) esas numaralı
Muhtar Ödeneklerinin Artırılması Hakkında Yasa Teklifim Başkanlıkça havale
edildiği komisyonlarda bugüne kadar görüşülemediğinden, teklifimin, İçtüzüğün
37 nci maddesi gereğince doğrudan gündeme alınması hususunda gereğini arz
ederim.
Dursun Akdemir
Iğdır
BAŞKAN - Teklif sahibi
olarak Sayın Akdemir söz istemişlerdir.
Buyurun.
Süreniz 5 dakika.
DURSUN AKDEMİR (Iğdır) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 12.11.2004 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına sunmuş olduğum; ancak, Başkanlıkça havale edildiği
Komisyonda bugüne kadar görüşülmeyen (2/348) esas numaralı Muhtar Ödeneklerinin
Artırılması Hakkında Kanun Teklifimin, İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan
gündeme alınmasıyla ilgili olarak söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlamadan
önce, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
mahalle ve köylerde, yerel yönetimin ilk basamağı, aynı zamanda, seçimle
işbaşına gelen muhtarlar, köy ve mahallelerde devleti temsil eden, vatandaş ile
devlet arasında köprü vazifesini gören, üstlenen kamu görevlileridir,
dolayısıyla, yaptıkları hizmet de kamu görevidir. Bu itibarla, yaklaşık, 53 000
civarında bulunan ve halka hizmeti aslî görev olarak yapan muhtarlarımız,
halkın ve devletin onlara yüklemiş olduğu görev ve sorumluluk anlayışı
içerisinde, devletten aldıkları imkânı halkın istekleri ve ihtiyaçları
doğrultusunda kullanmaya çalışmaktadırlar. Seçimle işbaşına gelmelerine rağmen,
günümüz koşullarında muhtarların sosyal güvenceleri yok denecek kadar azdır ve
bugün, Bağ-Kur prim borçlarını muhtarlarımızın çok büyük bir çoğunluğu
ödeyememektedir.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, muhtarlara verdiğimiz maaş 120 Yeni Türk Lirasıdır. Muhtarlar, bu
parayla kırtasiye mi alsınlar, telefon giderlerini mi karşılasınlar, elektrik
giderlerini mi karşılasınlar... Bu nedenle, muhtarlarımızın bu ihtiyaçları
gözönünde bulundurulmalı ve birçok muhtarımızın, demin de söylediğim gibi,
Bağ-Kur borçlarını ödeyemeyecek durumda olmaları bilinen bir gerçektir.
Muhtarların eline bir
mühür vermişiz, ondan sonra da "yetki sizde" demişiz; ama, onların
özlük haklarını şimdiye kadar unutmuşuz. Bu nedenle, hangi makamlarla, hangi
kaynaklarla, hangi donanımlarla bu hizmetleri görecektir diye hiç düşünülmemiştir
ya da düşünülmüş ise, bir çare bulunamamıştır.
Bu nedenle, bugün
şehirlerimizde 50 000-60 000 nüfuslu mahalleler oluşmuş ve bu mahallelerimizi,
köylerimizi muhtarlar yönetiyorlar. Buradaki muhtarlardan güvenlikle ilgili
konularda soru soruluyor, askerlik durumu nedir diye soruluyor, nüfusla ilgili
bilgi soruluyor... İşte, bu muhtarların eksiksiz olarak hizmet verebilmeleri
için takviye edilmeleri gerekiyor, özlük haklarının düzeltilmesi gerekiyor ve
en azından, özlük hakları yönünden, asgarî ücretteki bir işçinin alabileceği
bir ücreti alması artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Onun için, muhtarların
ödeneklerinin günümüz şartlarına göre yeniden düzenlenmesi, Bağ-Kur primlerinin
belli bir kaynaktan kesilmesinin sağlanması gerekmektedir.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, bu muhtarlarımız, gerçekten, köy ve mahalle muhtarlığı
kuruluşları olarak, idarî örgütlenmede devlet kuruluşunun en uç birimidir. Bu
uçta hizmet verebilmeleri için de onların belli bir gelirinin olması gerekiyor.
Bu niteliğiyle, vatandaşların devletin hizmet ve icraatıyla tanıştığı ilk
hizmet kademesi olarak çok önem arz eden bir mevkidir, bir makamdır, bir icraat
yeridir.
Devlet ile halk
arasındaki diyaloğun sağlandığı bu müessesede, hizmetlerin daha etkin, daha
verimli ve daha hızlı bir şekilde yapılmasını sağlamak amacıyla, muhtarların
ödeneklerinin yükseltilmesini amaçlayan bu kanun teklifinin doğrudan gündeme
alınması hususunda, siz değerli milletvekili arkadaşlarımın, ister muhalefet
olsun ister iktidar olsun, olumlu katkıda bulunacağına inanıyor ve bu duygu,
düşüncelerimle Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Önerge üzerinde,
Hükümet adına İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu söz istediler.
Sizin de 5 dakikalık
konuşma hakkınız var Sayın Bakan.
Buyurun Sayın Bakanım.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
İÇİŞLERİ BAKANI
ABDÜLKADİR AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım;
arkadaşlarımızın muhtarlarımızla ilgili teklifi üzerinde, müsaadenizle, birkaç
söz söylemek istiyorum; bu vesileyle, hepinize en derin saygılarımı sunuyorum.
Muhtarlarımızın durumu,
gerçekten, şu anda almış oldukları maaşa baktığımızda, hiç de uygun olmayan bir
maaş; bunun düzeltilmesi gerekir. Bizim Hükümet olarak bu konuda iki
hazırlığımızın olduğunu da bildirmek isterim.
Öncelikle, şu anda,
muhtarların aylıklarıyla ilgili yasa, 1977 tarihli, 2108 sayılı Kanun. Bu
kanuna göre, her yıl, gerek görüldüğü zaman, Maliye Bakanlığı, İçişleri
Bakanlığının görüşünü de almak suretiyle, bu maaşı 1 kat artırabilir. Ancak,
biz bunu aramızda görüştük, yeni bir düzenleme yapılmasına Bakanlar Kurulunda
karar verdik ve Sayın Başbakanımızın da talimatıyla, İçişleri Bakanlığı olarak
biz, bu kanunu değiştirecek yeni bir düzenlemeyle huzurlarınıza kısa bir sürede
geleceğiz.
Ancak, bu ara, biz bu
düzenlemeyi yaparken, yine, şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisimizde
görüşülmekte olan 827 sıra sayılı Devlet Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 9 uncu maddesi de, geçen hafta,
burada, oylarınızla onaylandı. Buradan "muhtarlıkların bulunduğu yerleşim
biriminin idarî yapısı, nüfusu gibi kriterler ayrı ayrı veya hep birlikte
düşünülmek suretiyle, yine, İçişleri Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle,
Maliye Bakanlığı tarafından 1 kat artırılabilir" diye bir hüküm de geçti;
ancak, biz, daha kapsamlısını, muhtarlarımıza daha çok maaş verilmesini öngören
tasarımızı da, İçişleri Bakanlığı olarak hazırlayıp, en kısa sürede
huzurlarınıza getireceğiz. O bakımdan, bu teklife, biz, şu anda gerek
görmüyoruz; çünkü, en kısa sürede getireceğiz.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN - Şahsı adına,
Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu söz istiyor.
Buyurun Sayın Aslanoğlu.
Süreniz 5 dakika.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Başkanım, Yüce Meclisin değerli üyeleri... Sayın Bakanım, iki
yıl önce bu kanun teklifini verdiğimizde, zatıâliniz, çıkıp "en kısa
sürede 3 000 göstergeden 5 000 göstergeye çıkarıyoruz" demiştiniz. Hâlâ
kulaklarımda "en kısa süre" tabiri; ama, aradan iki yıl geçti. En
son, yine, geçen hafta burada görüşülen yasa tasarısında, tam madde gelmişken
"teknik olarak olmaz" denildi. Tüm milletvekili arkadaşlarımız bir
önerge vermişti.
Sayın Bakanım, Yüce
Meclis, 37 nci madde uyarınca, daha önce benim ve diğer arkadaşların verdiği
yasa teklifini kabul etti. Derhal Genel Kurula indirmek üzere bekliyor,
yaklaşık altı aydır. Altı ay önce Yüce Meclisteki, burada bulunan herkes, her
iki partideki tüm milletvekili arkadaşlarım, bu yasanın komisyonlarda
görüşülmeksizin direkt Meclis gündemine alınması yönünde kabul buyurdular; ama,
her nedense, altı aydır da yine bu yasa gelmiyor. Hazır elimizde bir yasa
teklifi ve Yüce Genel Kurulun kabul ettiği ve derhal Meclis gündemine alınması
yönünde bir teklif var. Yani, bağışlayın, hakikaten, sadece spesifik örnek
veriyorum. Malatya'da 850 muhtarın 650'si Bağ-Kurla icralık. Bağ-Kurla icralık
olduğu zaman, 650 muhtar kesinlikle sağlık yardımından yararlanamıyor; çünkü,
prim borcu yatırılmadığı için bu insanların ne kendisi ne çocukları hiçbir
yardım alamıyor, yani, hiçbir hastaneye gidemiyor, hiçbir hastane kabul
etmiyor. Sayın Bakanım, geçen hafta bir muhtarın 3 milyarlık ameliyat parasını
dilendim, 10 kişiye böldürdüm. Yoksa hastaneye almıyorlardı. Bu şekilde ödedik.
Onun için, Sayın Bakanım,
süreç çok geçti. Ben size inanmak istiyorum; ama, iki yıl önceydi, yine 3 000
gösterge, 5 000 göstergeydi... Ne olursunuz; bu insanlar perişan. Bunlar bizim
insanlarımız, bunlar bizim muhtar amcalarımız; bunlar, bizim hepimizin köy
adına, bizim köyümüzdeki insanlar adına yükümüzü çeken insanlar. Gelin Sayın
Bakanım, buna bir süreç koyun. Ben bir iki yıl daha geçer diyemiyorum; ama,
inanın, artık burada her seferinde bu muhtar ödeneği geldiğinde... Geçen hafta
yine aynı şeyi söyledim. İnanın, artık inanamıyorum. Hatta, Sayın Fatsa bana
cevap verdi. Yine aynı şeyleri söylüyorum; ama, ne olursunuz bu insanlara
acıyalım. Hakikaten acınacak halde bu insanlar, perişan haldeler. Yani, biz, bu
Yüce Meclis, perişan insanlara mutlaka bir çözüm umudu bulur diyorum.
Türkiye'de çok elzem konu var; ama, hakikaten perişanlar. Ben, hepinizden bir
kez daha istirham ediyorum.
Yine, altı ay önce, Yüce
Meclise inmek üzere bekleyen bu teklifi, Sayın Akdemir'in teklifiyle beraber
kabul edelim. Sayın Bakanım da bir an önce, çalışmasını, Bakanlar Kurulundan
geçirmeden... Direkt Meclis gündemine alınacağı için, bu insanların sorununa
çözüm bulalım. Ben, hepinizin adına hepinizden istirham ediyorum. Onlar bizim
her şeyimiz, onlar bizim vekilharcımız, köyümüzdeki vekilharcımız.
Ben, Yüce Meclisin,
tekrar, bu insanların sorununa çok duyarlılık göstereceğine inanıyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Önerge üzerinde
görüşmeler tamamlandı.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
İkinci önergeyi
okutuyorum:
2.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt'ün, 14.9.1971 Tarihli ve 1479 Sayılı Esnaf ve
Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa Bir
Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/352) doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önergesi (4/273)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
2/352 esas numaralı Kanun
Teklifim, 45 gün içinde komisyonda görüşülmediğinden, İçtüzüğün 37 nci maddesi
gereğince doğrudan gündeme alınması konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim.
Ensar Öğüt
Ardahan
BAŞKAN - Önerge sahibi
Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt.
5 dakikalık süreniz var.
Buyurun Sayın Öğüt. (CHP
sıralarından alkışlar)
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; esnaf ve sanatkârlar ve diğer bağımsız
çalışanların Bağ-Kur primlerinin yeniden yapılanmasıyla ilgili vermiş olduğum
kanun teklifi hakkında söz almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlar, Kasım
2000 ve Şubat 2001 krizlerinde esnafımız, ticaret yapan kesim korkunç zarar
gördü. Toplumun bütün kesimleri gördü; ama, ticaret yapan kesim, birsürü insan
iflas etti, 400 000 de esnafımız dükkân kapattı ve durum öyle bir hale geldi
ki, daha önceki hükümet zamanında esnaf yolda yürümeye başladı, hatta, para
kasasını, hatırlayacaksınız, Başbakan Ecevit'in önüne getirip, Başbakanlığa,
attı "artık işe yaramıyor" dedi. Şu anda, hakikaten, Doğa Anadolu
başta olmak üzere, benim bölgem Ardahan dahil, üç dört aydır siftah yapmayan
esnaf var.
DURSUN AKDEMİR (Iğdır) -
Her yer öyle, her yer!
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) -
Türkiye'nin her yeri öyledir; doğrudur.
Böyle bir konumda bu
esnafımıza bir çare bulmamız lazım. Millet bize güvendi; 3 Kasım 2002
seçimlerinde iki partiyi Meclise gönderdi ve hakikaten, geldik, 27 Şubat
2003'te hemen Meclis olarak -ben bütün hükümete ve Büyük Millet Meclisindeki
bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum- bir vergi barışı çıkardık. Bazı
eksiklikler oldu; ama, bu vergi barışında, Gelir Vergisi, SSK ve Bağ-Kurla
ilgili yapılaşma oldu; Gelir Vergisi işledi, yani taksitle oldu; SSK ve Bağ-Kur
borçları halen ödenmedi. Niçin ödenmedi biliyor musunuz arkadaşlar; çok yüksek
faiz oldu.
Ben dün yetkililerle görüştüm.
Bağ-Kur borcunu ödemeyenlere bir gecikme zammı uyguluyorlarmış, otomatikman
yüzde 10. Diyelim ki 10 000 000 000 lira borcun var; ödeyemediniz, yüzde 10
otomatikman faiziyle birlikte 11 000 000 000 oluyor. 11 000 000 000 lira
üzerinden de aylık yüzde 1,5 faiz işleniyor. Bu da, birleştirdiğiniz zaman
aylık yüzde 3'e geliyor. Aylık yüzde 3 de yıllık yüzde 36 oluyor. Yıllık yüzde
36 faizin Türkiye'deki durumunu düşünün. Türkiye'deki enflasyon geçen ay yüzde
9. Enflasyon yüzde 9, faiz oranları yüzde 36! Bu haksızlığı ve adaletsizliği
ortadan kaldıralım. Halk bizi seçti gönderdi, derdine çare bulsun diye. İşte,
derdine çare de Büyük Millet Meclisi bulur, başka yerde aramanın gereği yok.
Ben, AK Partinin Grup
Başkanvekili Sayın Faruk Çelik Beyle de görüştüm, Sayın Bakanla da görüştüm,
gündeme alınacağını, kendilerinin de böyle bir hazırlık içerisinde olduklarını,
gündeme alındıktan sonra birlikte bu kanunu yeniden çıkartarak esnafımızın
yüzünü güldüreceğimizi söylediler. Ben, buradan da kendilerine teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, 16
234 000 Bağ-Kurdan yararlanan insanımız var; bu insanlarımız çok mağdur
durumda. Nasıl mağdur biliyor musunuz; Bağ-Kur primini ödeyemediği zaman,
insanlarımız, hastanede tedavi olamıyorlar. Hastanede tedavi olamayan bir insanın
milletvekilleri olarak herhalde hepimiz üzüntü duyuyoruz. Sosyal devletin
anlayışı da bu olmaması lazım ve ben buradan öneriyorum; en kısa zamanda
hükümet bu tasarıyı getirsin Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz de destek
verelim esnafımızın yüzünü güldürecek, onlara nefes aldıracak şekilde bir kanun
çıkaralım, faizlerini silelim, anaparasını taksite bağlayalım esnafımız rahat
etsin.
Kanun teklifimin gündeme
alınacağının müjdesini vermiştim; ben, hem AK Parti Grubuna hem de Cumhuriyet
Halk Partisine teşekkür ediyor hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Önerge üzerinde,
Hükümet adına, Sanayi Bakanımız Sayın Ali Coşkun söz istediler.
Buyurun Sayın Coşkun. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
Süreniz 5 dakika.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI
ALİ COŞKUN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Ardahan Milletvekili
Sayın Ensar Öğüt'ün, esnaf ve sanatkârlar ve diğer bağımsız çalışanların Sosyal
Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kurla ilgili hassasiyetine teşekkür ediyorum.
Önce bir şeyi düzeltmek
istiyorum; e-esnaf kapsamında 5 730 000 esnaf bulunmaktadır ve bunun yaklaşık 3
700 000'i aktif olarak çalışmaktadır, diğerlerini de tek tek incelemeye devam
etmekteyiz. 400 000'in üzerindeki esnaf kepenk kapatmıştı; aldığımız tedbirlerle
bu kepenkler açıldı. Takdir edersiniz ki, 2001 yılında başlayan ekonomik
depremin sarsıntılarını, böyle, bir günde, bir yılda geçirmek mümkün değil.
Esnafımız için ne yapsak azdır; ama, bu bir kaynak meselesi.
Özet olarak söylüyorum:
2002 yılında, esnafın kullandığı Halk Bankasından toplam kredi 153 trilyon
lira. Şu anda, 800 000 esnafın kullandığı kredi 2 katrilyon lirayı geçti. Dönen
paraları hesaplarsanız, havuzdan, 2,5 katrilyon kadar bir fon oluştu. Faiz
yüzde 59'du yüzde 18'e indirdik. Başka tedbirler de alıyoruz. Bağ-Kura borcu
olanlar bu kredilerden yararlanamıyordu; o şartı da kaldırdık, sizlerin de
destekleriyle.
Şimdi, esnafla çok
yakından ilgileniyoruz. Vergi barışı ve sigorta barışı uygulandı. İyi sonuçlar
alındı; ama, Bağ-Kur ve sosyal sigorta primlerinden dolayı uygulanan prim
barışından vergi kadar iyi sonuç alınamadı. Bu kapsamda, takdir edersiniz ki,
aslolan ekonomiyi sarsmayacak malî disiplinin korunmasıdır. Burada çok hassasız
Hükümet olarak; çünkü, enflasyonu tekli rakamlara indirmişken, tekrar yeni bir
sorunla karşılaşmak istemiyoruz. Bu bakımdan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığımız, bu konu üzerinde gerekli hazırlıkları yapmıştır, Hazine, Maliye,
Devlet Planlama Teşkilatı ve diğer kuruluşların görüşlerini alarak, bu konuyu,
zannediyorum, yakın zamanda gündeme taşıyacaktır. Bu bakımdan, tabiî, değerli
arkadaşımızın kanun teklifi verme, milletvekili olarak hakkıdır; ama, böyle
acilen gündeme alınma konusuna, biz, Hükümet olarak katılmıyoruz.
Saygılarımla.
BAŞKAN - Başka söz
talebi?.. Yok.
Önerge üzerinde
görüşmeler...
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) -
Sayın Bakan, tamam demiştiniz bana.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI
ALİ COŞKUN (İstanbul) - Komisyonlarda birleşir Sayın Öğüt.
BAŞKAN - Karşılıklı
konuşmayalım Sayın Bakanım.
Sayın Ensar Öğüt, Bakanla
görüşeceğiniz konuyu, gelip, kendisiyle görüşebilirsiniz.
Genel Kurul çalışmalarına
devam etmemiz gerekiyor; karşılıklı konuşmayın lütfen.
Önerge üzerinde
görüşmeler tamamlanmıştır.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) -
Sayın Bakanım, Sayın Fatsa teşekkür ederim.
BAŞKAN - Değerli
milletvekilleri, gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz.
V.-
SEÇİMLER
A)
KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM
1.- Avrupa
Birliği Uyum Komisyonunda açık bulunan üyeliklere seçim
BAŞKAN - Avrupa Birliği
Uyum Komisyonunda boş bulunan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen 2
üyelik için İstanbul Milletvekili İnci Özdemir ve İzmir Milletvekili Serpil
Yıldız aday gösterilmişlerdir.
İki yere 2 hanımefendi
milletvekilimiz aday gösteriliyor; takdire şayan bir davranış.
Bu adaylıkları oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Oybirliğiyle kabul edilmiştir.
Başarılı olacağınıza
inanıyoruz, başarılar diliyoruz.
Alınan karar gereğince,
bugün diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin "Sözlü Sorular"
kısmına geçiyoruz.
Değerli milletvekilleri,
bazı sayın bakanlarımız toplu yanıt verme durumunda olacaklar; onunla ilgili
bilgileri sunuyorum:
İçişleri Bakanımız Sayın
Abdülkadir Aksu "Sözlü Sorular" kısmının 6, 11, 29, 31, 32, 50, 55,
70, 73, 74, 79, 81, 103, 105, 157, 166, 190, 210, 232, 250, 271, 291, 314, 349,
385, 391, 407, 412, 418, 438, 452, 459, 460 ıncı sıralarındaki soruları
birlikte cevaplandırmak istemiştir. Sayın Bakanın bu istemini, sırası
geldiğinde yerine getireceğim.
Yine, aynı şekilde,
değerli milletvekilleri, Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik "Sözlü
Sorular" kısmının 2, 3, 4, 12,16, 20, 24, 27, 41, 42, 43, 60, 67, 99, 116,
139, 153, 174, 197, 212, 215, 222, 233, 242, 266, 290, 328, 336, 387, 338, 342
inci sıralarındaki ve ayrıca, 357, 359, 363, 372, 390, 406, 419, 437, 444, 464,
472 nci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın
Bakanın bu istemini, sırası geldiğinde yerine getireceğim.
Şimdi, sayın
milletvekilleri, Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun, gündemimizdeki
"Sözlü Sorular" kısmının 1, 33, 126, 137, 168, 176, 183, 184, 238,
286, 400, 402, 427, 431, 433, 463 üncü sıralarındaki soruları birlikte
cevaplandırmak istemiştir. Sayın Bakanın bu istemini yerine getiriyorum.
VI.-
SORULAR VE CEVAPLAR
A) SÖZLÜ
SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Niğde
Milletvekili Orhan Eraslan'ın, şeker fabrikaları işçilerinin
çalıştırılmasındaki farklılıklara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü
soru önergesi (6/731) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
2.- Kars
Milletvekili Selami Yiğit'in, Kars Küçük Sanayi Sitesi inşaatının ödenek
ihtiyacına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/808) ve
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
3.- Samsun
Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, yatırım ve işletme kredisi kriterleri ile
organize sanayi bölgelerine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru
önergesi (6/951) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
4.-
Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük'ün, organize sanayi bölgelerinin
sorunlarının çözümüne ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi
(6/972) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
5.- Muğla
Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1018) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali
Coşkun'un cevabı
6.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, Malatya yöresi pancar kotasına ilişkin
Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1034) ve Sanayi ve Ticaret
Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
7.- Muğla
Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, tüketici kuruluşlarına yapılması gereken
ödemelere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1045) ve
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
8.- Muğla
Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, tüketicinin korunması hakkındaki mevzuata
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1046) ve Sanayi ve
Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
9.- Denizli
Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, Bakanlık tarafından Denizli İlinde yapılan
çalışmalara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1133)
ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
10.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, atanan ve görevden alınan personele
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1217) ve
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
11.-
Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, işletmelerin yeni bir birlik
çatısı altında örgütlenmelerinin TOBB'un temsil gücü üzerindeki etkisine
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1384) ve Sanayi ve
Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
12.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, 2004 ve 2005 malî yılı bütçelerinden Iğdır
İline ayrılan ödenek miktarı ve kullanımına ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1388) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali
Coşkun'un cevabı
13.-
Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, pancar üretiminin denetimine
ve Şeker Kurumunun kapatılmasının sonuçlarına ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1422) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali
Coşkun'un cevabı
14.-
Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, esnaf ve sanatkârlara verilen
kredilere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1427) ve
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
15.-
Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, personel atamalarına ve geçici
personele döner sermayeden ödenen paya ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1431) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
16.- Tokat
Milletvekili Feramus Şahin'in, Tokat'ın bazı beldelerinde kantarların kapatılma
gerekçesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1472)
ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
BAŞKAN - Soruları
sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Orhan Eraslan
Niğde
Şeker Fabrikaları
kantarlarında çalışan işçiler arasında, çalışma süreleri ve buna bağlı olarak
da gelirleri bakımından farklılıklar bulunmaktadır. İşletmedeki kantar işçileri
kampanyada 120 gün çalışırken, pancar bölümündeki işçiler 60-70 gün çalışabilmektedir.
Böylelikle işletmede
çalışandan, pancar bölgesinde çalışanlar hem düşük ücret almakta hem de kısa
süre çalışmaktadırlar.
İkinci grupta çalışan
işçiler, çalışma süresi yılda 120 günün altında kaldıklarından ötürü sağlık
yardımından da yararlanamamaktadırlar.
Soru 1: Şeker
Fabrikasında çalışan işçiler arasındaki farklılıkların giderilmesi yönünde bir
çalışma yapılmakta mıdır?
Soru 2: Çalışma süreleri
120 günün altında kalan kantar işçilerinin sağlık güvencesinden
yararlandırılması yönünde bir çalışma yapılmakta mıdır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Sanayi
ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Selami Yiğit
Kars
Kars Küçük Sanayi
Sitesinin temeli 1986 yılında atılmış ve aradan 17 yıl geçmesine rağmen sitenin
inşaatı henüz bitirilmemiş ve 2003 yılı bütçesine ödenek konulmamıştır.
Sitenin noksan işleri ve
keşif bedellerinin karşılığı yaklaşık 1 trilyon Türk Lirasıdır. İhtiyaç duyulan
ödeneğin 2004 yılı bütçesine konulması konusunda bir çalışmanız var mıdır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.
Musa Uzunkaya
Samsun
Soru 1: 2004 yılında
KOBİ'lere yatırım ve işletme kredisi hangi kriterlere göre verilecektir?
Soru 2 : Kredilendirmede,
kalkınmada öncelikli olan-olmayan iller ayırımı olacak mı, olacaksa şartları ne
şekilde belirlenecektir?
Soru:3 : Kavak ve Bafra
organize sanayi bölgelerinin bitirilip bu yıl işletmeye açılabilmesi için ne
kadar eködenek verilmesi düşünülmektedir?
Soru:4 : Organize sanayi
bölgelerinin ihmal edilmemesi, özellikle birinci ve ikinci derecede tarım
arazilerinin sanayi kuruluşlarıyla kirletilmesine neden oluyorsa, önleyici
tedbir olarak Türkiye genelinde bir mastır planınız Bakanlık olarak var mıdır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Ahmet Küçük
Çanakkale
Ülkemizde kalkınma
hamlesinin motoru konumunda bulunan organize sanayi bölgelerine yapılan büyük
yatırımlar görmezden gelinerek uygulanan teşvikler kaldırılarak, OSB'ler yok
edilmeye çalışılmaktadır.
Yüzde 100 olan yatırım
indirimleri yüzde 40'lara indirilmiş, OSB yönetimlerince bedeli ödenen
trilyonluk enerji nakil ve dağıtım tesislerine rağmen, OSB'lere tanınan yüzde 5
ucuz enerji uygulaması kaldırılmıştır.
Bu doğrultuda;
1-Kalkınma ve gelişmenin
temel kaleleri olan OSB'lerin sorunlarının çözümü konusunda herhangi bir
çalışmanız var mıdır, varsa bu çalışmalar nelerdir?
2-OSB'lere uygulanan
yatırım indiriminin yüzde 100'e çıkarılması, OSB'lere ucuz enerji sağlanması,
OSB'lerin enerji tüketim miktarlarına bakılmaksızın "serbest
tüketici" olarak kabul edilmesi için herhangi bir çalışmanız bulunuyor mu,
bulunuyorsa bunlar nelerdir?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Fahrettin Üstün
Muğla
1-58 inci ve 59 uncu
hükümetler döneminde size bağlı kuruluşlarda kaç atama yapılmıştır?
2-Bakanlığınıza bağlı
kuruluşlarda idarî görevlere, her iki hükümet döneminde vekâleten, tedviren ve
görevlendirmeyle kaç atama yapılmıştır?
3-İdarî görevlerde
bulunan idarecilerden kaçı başka yerlere görevlendirilmiştir?
Görevlendirilenlerin aldıkları harcırah miktarı ne kadardır?
4-58 inci ve 59 uncu
hükümetler döneminde asil veya vekil kaç idareci görevden alınmıştır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Malatya'da yaşanan aşırı
soğuklar nedeniyle Malatya ekonomisinin temel taşı olan kayısı üretimi tabiî
afet neticesinde yok olmuştur. Malatya köylüsü ve Malatya esnafı önümüzdeki
günlerde çok sıkıntılı bir döneme girecektir.
1) Malatya köylüsünün
geçimini kısmen sağladığı ikinci ürün olan pancardır. Bu nedenle, bu yıl için
Malatya ve yöresinde pancar kotasını kaldıracak mısınız? Ve kota dışı ekilen
tüm pancarı satın almayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Sanayi ve Ticaret Bakanı tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Fahrettin Üstün
Muğla
1) Yasada yer almasına
rağmen, tüketici dernekleri ve bunların üst kuruluşlarına yardım yapılmayarak,
Tüketici Fonunun Sanayi Bakanlığı personeline dağıtılması Anayasının eşitlik
ilkesine ve yasalara aykırı değil midir?
2) 31.12.2003 tarihi
itibariyle Tüketicinin Korunması Hesabında toplanan miktar ne kadar TL'dir?
3) Yönetmeliğe göre,
Bakanlığınızca personele yapılan eködeme miktarı nasıl tespit edilmiştir ve
toplam ne kadar TL'dir? Yapılan (dağıtılan) eködeme hangi kriterlere göre,
hangi kademeli personele, ne kadar?
4) Yönetmeliğin diğer
maddelerinde, ayrıntıları belirtilen harcama kalemleriyle kıyaslandığında
eködenek olarak dağıtılan miktarın, toplam miktara göre oranı nedir?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Sanayi ve Ticaret Bakanı tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Fahrettin Üstün
Muğla
Anayasamızın 172 nci
maddesi ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun amaç maddesi
tüketici örgütlerinin teşvik edilmesi amir hükümlerini içermektedir. Ayrıca, bu
yönetmeliğin yasal dayanağını oluşturan 29 uncu maddede tüketici örgütlerinin
desteklenmesiyle ilgili detaylı hükümler bulunmasına rağmen,
1) "Tüketici
örgütleri" ibaresi yönetmelikte neden yer almamıştır?
2) Yasa gereğince,
Tüketici Koruma Fonu olarak, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması
Hesabına ödenen miktarlar 31.12.2003 tarihi itibariyle toplam ne kadardır?
3-Yönetmeliğin 4 üncü
maddesi hükmü gereğince, 2003 yılı içinde aylara göre Bakanlığınız ve Rekabet
Kurumuna aktarılan tutarlar ne kadardır?
4-Yönetmeliğin 5 inci
maddesinde belirtilen hesabın kullanım miktarı ne kadardır?
5-Yönetmeliğin 5 inci
maddesine göre hangi ihaleler nasıl yapılmıştır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Sanayi
ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Ümmet Kandoğan
Denizli
Soru: AK Parti İktidarı
döneminde Bakanlığınızca ve Bakanlığınıza bağlı ve ilgili kuruluşlarca Denizli
İline yapılmış olan çalışmalar nelerdir?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Dursun Akdemir
Iğdır
1-Göreve başladığınız
tarihten bugüne kadar sorumluluğunuzda bulunan kurumlara kaç kişinin devlet
memurları sınavıyla ataması yapılmıştır?
2-Aynı kurumu tercih ettiği
halde daha az puanla göreve başlattığınız personel var mıdır? Varsa kaç
kişidir? Niçin ve hangi gerekçeyle bu yönteme başvurulmuştur?
3-Geçici işçi statüsünde
kaç kişi, hangi kriterlere göre göreve başlatılmıştır?
4-İstisnaî kadro
hükümleri çerçevesinde kaç kişi göreve başlatılmıştır?
5- 28 Kasım 2002
tarihinden bugüne kadar sorumluluğunuzda bulunan kurumlarda kaç personelin
görevine son verilmiştir? Gerekçesi nelerdir? Mahkeme kararıyla görevine iade
edilen personel var mıdır? Varsa kaç kişidir?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Sanayi
ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından cevaplanmasını arz ederim.
Hüseyin Ekmekcioğlu
Antalya
Kültür ve Turizm
Bakanlığınca hazırlanan Türkiye Turizm Meslek Birliği Kanun Tasarısıyla
işletmelerin bir birlik çatısı altında örgütlenmeleri öngörülmektedir. Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği dışında yeni bir birliğin kurulması, hem yeni
kurulacak birliğin, hem de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin temsil gücünü
azaltacağı açıktır.
Soru: Bakanlık olarak, bu
önemli soruna bakışınız nasıldır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Dursun Akdemir
Iğdır
1- Bakanlığınızın 2004
malî yılı bütçesinden Iğdır İli için ayrılan ödeneğin tamamı kullanılmış mıdır?
Kullanılmış ise nerelerde, hangi projeler için kullanılmıştır? Kullanılmamış
ise gerekçesi nelerdir?
2- Bakanlığınızın 2005
malî yılı bütçesinden Iğdır İline ne kadar ödenek ayrılmıştır? Bu ödeneğin ne
kadarı yatırım, ne kadarı cari harcamalar içindir? Söz konusu ödenek hangi
yatırımlar için kullanılacaktır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sanayi
ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
1- Kota sisteminin
belirleyicisi hangi kurum olacaktır?
2- Pancar üretiminin
kontrolsüz ve denetimsiz kalması üretici açısından kaosa neden olmayacak mı?
3- İthalatta denetimin
kalkmasıyla Türkiye şeker ithalatçısı bir ülke konumuna gelmeyecek midir?
4- Şeker Kurumunun
görevinin sona erdirilmesine rağmen, Şeker Kurulunun görevinin 31.12.2007
tarihine kadar uzatılmasının ülke ekonomisi açısından yararı ne olacaktır?
5- Pancar üretiminde
yaşanacak kaos Türk çiftçisi ve Türk ekonomisi açısından büyük zararlara yol
açmayacak mıdır?
6- Şeker Kurumunun görev
süresinin sona erdirilmesi, ülkemiz insanı ve ekonomisine ne gibi bir katkı
sağlayacaktır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.
Hüseyin Ekmekcioğlu
Antalya
Enflasyon oranının yüzde
9,8 olduğu ülkemizde "esnaf ve sanatkârlara" verilen kredi oranları
yüzde 25'tir ve bu oran çok yüksektir.
1- Esnaf ve sanatkârlara
verilen faiz oranlarını düşürmek için Bakanlığınızca bir çalışma yapılmakta
mıdır?
2- Halk Bankası
tarafından "Esnaf ve Kefalet Kooperatifleri" aracılığıyla esnafa
verilen kredi limitlerini -ki bu limit 15 milyar TL'dir- yükseltmek için
Bakanlığınızca ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?
3- Küçük ve Orta Ölçekli
Sanayi Geliştirme İdaresi Başkanlığının (KOSGEB) KOBİ'lere vermekte olduğu
kredileri, küçük işletmelere de vermeyi düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın
Ali Coşkun tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Ümmet Kandoğan
Denizli
1 - İktidarınız döneminde
Bakanlığınıza naklen atanan personel sayısı ne kadardır? Bunlardan üst
kadrolara atanan personelin isimleri ile geldikleri kurumları açıklar mısınız?
2 - Aynı dönemde istisnaî
kadrolara atanan personel sayısı kaçtır? Bunların isimleri nelerdir?
3 - 58 inci ve 59 uncu
hükümetler döneminde, Başbakanlık ve diğer bakanlıklar ile kamu kurum ve
kuruluşlarından Bakanlığınıza vekâleten, asaleten ve geçici görevle atanan
toplam personel sayısı ne kadardır?
4 - Bakanlığınız merkez
teşkilatında görevli geçici personele döner sermayeden ödenen pay ne kadardır?
Unvanları itibariyle dağılımı nasıldır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın
Ali Coşkun tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Feramus Şahin
Tokat
22.1.2004 tarih ve 25354
sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 2004/8 sayılı kaynakları etkin kullanma ve
maliyetleri düşürme konulu Başbakanlık genelgesine istinaden, Türkiye Şeker
Fabrikaları AŞ Yönetim Kurulunun 27.1.2005 tarih ve 2542/2-3 sayılı
toplantısında 53 kantarın kapatılma kararı alınmıştır. Tokat-Dutluca, Kunduz,
Uluslu ve Yalınyazı Beldelerindeki kantarların kapatılma gerekçelerinden biri
de "çiftçinin firesi yüksek pancar teslim etme alışkanlığı" maddesi.
Bu bağlamda;
1 - 2002 seçimlerinde
çiftçilerin oylarını alarak iktidar oldunuz. Seçim öncesi söylemleriniz ile şu
anki uygulamalarınız çelişmiyor mu?
2 - "Çiftçinin
firesi yüksek pancar teslim etme alışkanlıkları" maddesiyle ilgili
görüşleriniz nelerdir?
3 - Kantarların amacı
firesiz pancar alımı yapmak değil midir? Burada çiftçinin verdiği değil, kantar
işletmelerinin alışkanlıklarından bahsedilmesi gerekmez mi?
BAŞKAN - Soruları
cevaplandıracak olan Sayın Bakan, Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun.
Buyurun Sayın Bakanım.
16 soruyu
yanıtlayacaksınız. Tam olarak kullanacağınızı düşünmüyorum; ama -16 çarpı 5
dakika- çok uzun bir süreniz var.
Buyurun Sayın Bakan.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI
ALİ COŞKUN (İstanbul) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; sualleri
cevaplandırmak için söz almış bulunuyorum.
Değerli Başkanım, izin
verirseniz, değerli arkadaşımızın okumuş olduğu sırayı biraz değiştirerek,
konulara göre, ilk okuduğu, 1 inci sırada, 6 ncı sırada, 13 üncü sırada ve 16
ncı sırada okuduğu, gündemin 1, 176, 427 ve 463 üncü sıralarındaki önergeler
aynı konuda olduğu için, bu grubu birlikte cevaplandırmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
Niğde Milletvekili Sayın Orhan Eraslan, Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt
Aslanoğlu ve Tokat Milletvekili Sayın Feramus Şahin'in tarafıma yönelttiği
sözlü soru önergelerini cevaplandırmak üzere huzurunuzda bulunuyorum.
1.2.2003 tarihi
itibariyle yürürlüğe giren ve 12.8.2003 tarihinde imzalanan toplu iş
sözleşmesiyle, Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketinde çalışan geçici
işçiler arasındaki adaletsiz çalışma süresi giderilmiştir. Çalışma süreleri 120
günün altında olan geçici işçilerin hastalık sigortasından yararlandırılmaları
için, çalışma süreleri en az 120 gün olacak şekilde düzenlenmiştir.
Cevap 2: Malatya Şeker
Fabrikasının 2003 yılında 210 000 ton olan pancar üretim kotası, 2004 yılında
220 000 tona yükseltilmiştir. Ayrıca, diğer fabrikalardan artan kotalardan
temin edilen 1 000 ton pancar üretim kotası, yörede meydana gelen don zararı
nedeniyle Malatya fabrikasına aktarılmış ve üreticilere dağıtılmıştır.
Cevap 3: KİT Komisyonu
kararı ve Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunun 1998-2003 yılı raporları ile
22.1.2004 tarih 2004/8 sayılı "kaynakları etkin kullanma ve maliyetleri
düşürme" konulu Başbakanlık genelgesi doğrultusunda, ekonomik olmayan
kantarlar kapatılmıştır. Kapatılan kantarlar arasında, Tokat İli sınırları
içinde bulunan Dutluca, Kunduz, Uluslu ve Yalınyazı kantarları da yer almaktadır.
Kapatılan kantarlarda, üreticilerin bir kısmı yüksek fireli pancar teslim
etmeyi alışkanlık haline getirmişlerdir. Bu üreticilerin aynı bölgeden olan
kantar personelini baskı altında tutmak istemeleri, fire tespit çalışmalarının
sağlıklı bir şekilde yapılmasına engel olmuş ve bundan dolayı pancar
alımlarının zaman zaman jandarma nezaretinde yapılması zorunlu hale gelmiştir.
Söz konusu kantarlarda
pancar boşaltma ve temizleme makinesi olmadığı için, alınan pancarlardaki
toprağın ayrılarak üreticiye iade edilmesi imkânı bulunmamaktadır. Kaldı ki,
buralara bu cihazların da konulması ekonomik görülmemektedir. Kapatılan
kantarların bağlı bulundukları kantarlarda pancar boşaltma ve temizleme
makinelerinin bulunduğu ve fabrika merkezlerinde fire tespit işlemleri,
otomatik numune alma cihazlarıyla numune alınıp laboratuvarlarda analizle
yapıldığı için, fire tespit işlemleri sağlıklı bir şekilde yapılmaktadır.
2004 yılında, toplam 233
adet pancar boşaltma ve temizleme makinesi çalıştırılarak, alınan pancarların
yüzde 75'i makinelerden geçirilerek boşaltılmıştır. Pancar silolama alanlarında
gerekli altyapı oluşturulmuştur ve pancar tesellümleri belirli bir program
dahilinde yapılarak fire oranları kabul edilebilir sınırlara çekilmiştir.
Diğer yandan, kantarı
kapatılan üreticilerin pancarlarını fabrika merkezine teslim etmeleri halinde,
nakliye ücreti, nakliye ücretinin yüzde 15 fazlasıyla nakliye tazminatı ve
teşvik primi ödemesi uygulamaları yapılarak üreticilere ilave bir gelir
sağlanmış ve mağdur edilmemişlerdir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; şimdi de, Malatya Milletvekili Sayın Mevlüt Aslanoğlu'nun,
Şeker Kurumuyla ilgili Bakanlar Kurulu kararının sonuçlarına ilişkin (6/1422)
esas numaralı sözlü soru önergesini cevaplandırıyorum.
Şeker Kurumu ve
organlarının görev süresinin 31.12.2007 tarihine kadar uzatılması için,
Başbakanlığa, Bakanlığımız tarafından karar taslağı gönderilmiş; ancak,
Bakanlar Kurulu kararıyla 31.12.2004 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanması
gereken bu kararla, kurum ve hizmet birimlerinin görev süresi 31.12.2004 tarihi
itibariyle sona erdirilmiş, kurulun görev süresi ise 31.12.2006 tarihine kadar
uzatılmıştır. Bu süre içinde, kota belirleme ve denetim yetkileri kurula ait
bulunmaktadır. Kurum hizmet birimlerinin görevinin sona erdirilmesi nedeniyle
doğan boşluğun doldurulması amacıyla, Bakanlar Kurulu kararı taslağı
hazırlanarak Başbakanlığa gönderilmiş, ayrıca, kazanılacak sürede kanun taslağı
çalışması yeniden düzenlenerek, bir an önce Meclise sevki için görüşe açılmıştır.
Şeker Kurulunun ithalatın denetimiyle ilgili bir görevi bulunmayıp, sadece
Şeker Kanununun 6 ncı maddesine istinaden, Şeker Kurulunun, şeker ticaretinde
yapılması istenen düzenlemeler konusunda Dış Ticaret Müsteşarlığına görüş
bildirme yetkisi bulunmaktadır. Şeker Kurum ve hizmet birimlerinin görev
süresinin sona erdirilmesi konusunda, Bakanlar Kurulu, Şeker Kanununun geçici 8
inci maddesinde yer alan "uluslararası kuruluşlarla yapılan anlaşmalar
çerçevesinde, Bakanlar Kurulu, kurum ve organlarının görev, yetki ve görev
süresini 31.12.2004 tarihinde yeniden belirler" hükmünden kaynaklanan
yetkisini kullanmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu konuda, Dünya Ticaret Örgütü ve Uluslararası Şeker Birliği
de kararlarını 2006 yılı sonuna ertelediği için, doğan boşluğu gidermek için,
biraz önce belirttiğim gibi, yasa Başbakanlığa sunulmuştur.
Değerli Başkan, değerli
milletvekilleri; 2 nci sırada cevaplandırmak istediğim… Değerli Kâtip Üyenin
okuma sırasına göre 2, 3, 4, 15, 12 nci sıra, gündem sırası olarak da 33, 126,
137, 238, 402 inci sıralardaki soru önergeleri, küçük sanayi siteleri ve
organize sanayi bölgeleriyle ilgili olduğundan, müştereken cevaplandırmak
istiyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Kars Milletvekili Sayın Selami Yiğit'in, Kars Küçük Sanayi
Sitesi inşaatının ödenek ihtiyacına ilişkin olarak tarafıma yönelttiği sözlü
soru önergesinin cevabını arz ediyorum:
Bakanlığımızın 22.10.2004
tarih, 13281 sayılı olurlarıyla kurulan Kesin Kabul Heyeti, 21.10.2004
tarihinde alt ve üstyapı inşaatlarının kesin kabulünü yapmak üzere, mahallinde
çalışmalara başlamıştır. Bu çalışmalar sonucunda tespit edilen eksik ve kusurlu
işler tutanaklarda belirtilmiş ve yapı müteahhidine 10.11.2004 tarihine kadar
süre verilerek, söz konusu eksik ve kusurlu işlerin tamamlanması istenmiştir.
Daha sonra, Kooperatif Yönetim Kurulu Başkanlığından alınan 2.11.2004 tarih, 60
sayılı yazıda söz konusu eksiklerin giderildiği ifade edildiğinden, 26.11.2004
tarihinde, Kars Merkez Küçük Sanayi Sitesi altyapı ve üstyapı inşaatına ilişkin
kesin kabul tutanakları onaylanmıştır.
Bakanlığımız, kredi
desteği ve kooperatif başkanlığının sorumluluğunda, 2002 yılında yapımı
tamamlanarak esnaf ve sanatkârlarımızın hizmetine sunulan proje için, 2003 yılı
birim fiyatlarıyla 13 trilyon 819 milyar Türk Lirası kredi kullandırılmıştır.
Değerli milletvekilleri,
Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya'nın, Samsun Organize Sanayi Bölgesine
ilişkin sorusunu cevaplandırıyorum:
Cevap 1: KOSGEB
Başkanlığının 2003 yılında, Vakıflar ve Halk Bankasıyla yaptığı protokoller
kapsamında aktarılan kaynak, 2004 yılı ocak ayı itibariyle KOBİ'lerde
kullandırılmış bulunmaktadır. 2004 yılı mart ayı itibariyle, Halk Bankası
aracılığıyla kullandırılan kredi programı sonlandırılmış olup; Vakıfbank aracılığıyla
kullandırılan krediler ise, kullandırılan kredilerin geri dönüşleri oranında
KOBİ'lere tekrar kullandırılmaya devam edilmektedir. Bu, bankanın kaynaklarına
bağlıdır, Bakanlıkla doğrudan ilgili değildir.
Ayrıca, 2004 yılı
içerisinde, Vakıfbank, Halkbank ve Ziraat Bankasıyla yapılan protokol
doğrultusunda, bankalar aracılığıyla, KOBİ'lere sıfır faizli ihracat kredisi
kullandırılmaktadır. Bankalar aracılığıyla kullandırılan krediler, KOSGEB
Kanunu uyarınca, imalat sanayiinde faaliyet gösteren, 1 ile 150 arasında işçi
çalıştıran işletmelere, bankacılık prosedürleri doğrultusunda düşük faizli
yatırım ve işletme sermayesi kredisi kullanma imkânıyla sağlanmıştır.
Cevap 2: KOSGEB
Başkanlığı tarafından bankalar aracılığıyla uygulanan kredi programlarında şu
an için kalkınmada öncelikli olan, olmayan iller ayırımı yapılmamaktadır.
Cevap 3: Bakanlığımız
2005 yılı yatırım programına göre, her iki projenin de 2005 yılında bitirilmesi
planlanmakta olup, 2005 yılında, Kavak Organize Sanayi Bölgesi için 600 000 Yeni
Türk Lirası, Bafra (BORSAB) Organize Sanayi Bölgesi için 3 000 000 Yeni Türk
Lirası ödenek ayrılmıştır. Söz konusu projelerin zamanında tamamlanabilmesi
için yeterli ödenek teminine çalışılacaktır.
Cevap 4: Bilindiği gibi,
başta tarım arazileri olmak üzere orman alanları, sulama alanları ve benzeri
önem arz eden kullanımların kirletilmemesi ve amacı dışında kullanılmaması için
organize sanayi bölgeleri kurulacak alanlar, Yer Seçim Yönetmeliği gereği
yaklaşık 22 kurum ve kuruluşun oybirliğiyle tespit edilmektedir. Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı da bu kuruluşlar arasında yer almaktadır.
OSB'lerin, ilgili kurum,
kuruluşların oybirliği kararıyla seçilmesine karşın, OSB'lerin sahip olduğu
fizikî yerleşme alanlarından daha büyük alanlarda, hiçbir surette ilgili kurum
ve kuruluşların oybirliği kararının alınmasını gerektirmeyen İmar Kanunu
çerçevesinde, belediyelere, belediye meclis kararıyla sanayi alanı planlama ve
onaylama yetkisinin verilmiş olması, birçok yerleşim birimi içinde veya yol
güzergâhları boyunca ya da verimli tarım arazileri üzerinde, gelişigüzel, her
türlü denetimden yoksun, çevre ve toplum sağlığını tehdit eden, her anlamda
plansız ve çarpık alanlarda sanayi yapılaşmalarına neden olmuş, olmaya da,
maalesef, zaman zaman, kaçak olarak devam edilmektedir. Bu durumun
önlenebilmesi için, OSB'ler dışında sanayi yapılaşmalarının engellenebilmesi
için, ilgili kurum ve kuruluşlar müteaddit defalar Bakanlığımca uyarılmış,
özellikle belediyelere çeşitli uyarılarda bulunulmuştur. Yatırımların OSB'lere
yönlendirilmesi talep edilmiştir. Teşvik Yasasında da OSB'lere öncelik
tanınmıştır. Bu konuda en son Bayındırlık Bakanlığı, 22.1.2004 tarih ve 162
sayılı bir genelge yayınlamış olup, genelgede, özetle "bu çerçevede,
sınırları içerisinde organize sanayi bölgesi bulunan tüm idarelerin, sanayi
alanı kullanımı kararı getirdikleri saha için Sanayi ve Ticaret Bakanlığının
görüşünün alınması ve bu görüş doğrultusunda işlem ve uygulama yapılması
zorunludur" denilmektedir. Bu genelge, tüm valilik, ilgili kurum ve kuruluşlara
gönderilmiştir ve bu tarihten itibaren de bu çarpık yapılaşmada gerileme tespit
edilmiştir.
Değerli milletvekilleri,
Çanakkale Milletvekili Sayın Ahmet Küçük'ün organize sanayi bölgesine ilişkin
sualini cevaplandırıyorum; aynı zamanda selamlıyorum.
Bakanlığımız kuruluş
kanununda bakanlığımıza verilen yetkiler çerçevesinde, OSB'lere yönelik olarak
yapılan çalışmalar sürdürülmekte olup, OSB uygulamalarında karşılaşılan
aksaklıkların giderilmesi ve yatırım ortamlarının iyileştirilmesi amacıyla,
sanayicilerimizin, odaların, birliklerin, yönetim kurullarının, kooperatif ve
derneklerin de görüşlerine başvurularak, sorunlar ve çözüm önerileri tespit
edilmiş ve bu çerçevede, uygulama yönetmeliğinin bazı maddelerinde
değişiklikler yapılarak, planlama ve OSB genel kurulları hususlarındaki
düzenlemelerde rahatlama sağlanmıştır.
Bazı illerde vergi ve
sigorta primi teşvikleri uygulamak, enerji desteği sağlamak ve yatırımlara
bedelsiz arsa ve arazi temin etmek suretiyle, yatırımları ve istihdam
imkânlarını artırmak amacıyla düzenlenen 5084 sayılı Teşvik Yasası, bildiğiniz
gibi, yürürlüktedir.
Organize sanayi bölgesi
ve küçük sanayi sitelerine kullandırılan ve kullandırılacak yüzde 10, yüzde 15,
yüzde 20 olan faiz oranları kalkınmada öncelikli yörelerde yüzde 2, normal
bölgelerde yüzde 7, kalkınmış bölgelerde yüzde 12'ye indirilmiştir.
Organize sanayi bölgesi
ve küçük sanayi sitelerine kullandırılan kredilere bankacılık hizmetleri
karşılığı ödenen komisyon oranları, OSB'lerde yüzde 1, küçük sanayi
sitelerinde, kalkınmada öncelikli yörelerde inşaat ve itfa dönemlerinde binde
5, diğer yörelerde inşaat döneminde binde 5, itfa döneminde yüzde 1 olarak
değiştirilmiştir. Borçlarını ödemekte sıkıntıya düşen OSB ve küçük sanayi
sitelerine bazı kolaylıklar getirilmesi amacıyla esas ve usullerde değişiklik
yapılmıştır.
Vadesinde ödeyemedikleri
borçları nedeniyle temerrüde düşen ve kredilendirme şartlarını yerine
getiremeyen küçük sanayi sitesi ve organize sanayi bölgelerinin borçlarının
yeniden yapılandırılmaları için hazırlanan protokol Maliye Bakanlığı ile
Bakanlığımız arasında imzalanarak yürürlüğe girmiş ve birçok küçük sanayi
sitesi borçları yeniden yapılandırılmıştır.
Sanayi alanları
planlamasının mutlaka Bakanlığımız görüşü alınarak gerçekleştirilmesi hususunda
Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca genelgenin yayınlanması, biraz önce
söylediğim gibi, gerçekleştirilmiştir.
Organize sanayi bölgeleri
yer seçimlerinde sorunlara neden olan mera vasfı değişikliği ve sağlık koruma
bantlarının mesafeleri hususunda, sırasıyla, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı,
Sağlık Bakanlığı ve Bakanlığımız arasında protokol imzalanarak bu konu büyük
ölçüde sorun olmaktan çıkarılmıştır.
Devam eden çalışmalar:
15 Nisan 2000 tarih 24021
sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4562 sayılı Organize Sanayi
Bölgeleri Kanunu, uygulamada görülen aksaklıkların giderilmesini teminen, 4562
sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununda değişiklik yapılması hakkındaki
kanun tasarısı taslağı kurum görüşlerine sunulmuş olup, hazırlanan kanun taslağı
ve tüm kamu kurum ve kuruluşlarından gelen teklif ve önerilerle birlikte
değerlendirilmekte olup, çalışmalar tamamlandığında ilgililerin görüş ve
önerilerine açılacaktır.
Tarım-sanayi
entegrasyonunun geliştirilmesi amacıyla, Bakanlığımız yatırım programına giren
besi, sera, çiçekçilik gibi tarım sektörüyle doğrudan ilişkili OSB'lerle ilgili
olarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı nezdinde görüşmeler yapılmıştır. Bu
OSB'lerin planlaması ve üstyapıları yapılırken, Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca
yapılacak değerlendirmelerin esas alınması hususundaki çalışmalara yer
verilmiştir.
Cevap 2: Organize sanayi
bölgelerinin serbest tüketici kabul edilmelerini de kapsayan ve OSB'lerin
yaşamış oldukları enerji sorunlarının giderilmesine yönelik olarak yapılan
çalışmalar neticesinde konuya ilişkin ortaya çıkan tespit ve öneriler,
28.12.2004 tarih, 17351 sayılı yazımızla Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığına
iletilmiştir. Ayrıca, 25.2.2005 tarih, 1990 sayılı yazımızla, 4628 sayılı
Elektrik Piyasası ile 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunları ve bunlarla
ilgili olan ikincil mevzuattaki aksaklıkların giderilmesi ve Enerji Piyasası
Düzenleme Kurulu, TEDAŞ ve BOTAŞ ile OSB'ler arasındaki idarî ve hukukî
sorunlara kalıcı çözüm bulabilmek amacıyla, söz konusu kanunlara birer fıkra
eklenmesi hususundaki değişiklik önerimiz, Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanlığınca ele alınmış bulunmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
şimdiyse, Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan'ın suallerini
cevaplandırıyorum.
Çalışmaları
Bakanlığımızca ilgili kanun ve yönetmelikler çerçevesinde yürütülen Denizli
İlindeki projelerin tümü hakkındaki bilgiler aşağıda sunulmakta olup, söz
konusu projelerden 2002 yılından önce tamamlananları için, yine, ilgili kanun
ve yönetmelikler çerçevesinde, Bakanlığımızca teknik hizmetlerin verilmesine
devam edilmektedir.
Diğer taraftan, 81
işyerinden müteşekkil Tavas-Kızılcabölük Küçük Sanayi Sitesi Projesi 2003
yılında tamamlanarak hizmete sunulmuştur. Proje için, 2005 yılı birim
fiyatlarıyla, toplam 1 050 822 Yeni Türk Lirası kredi kullandırılmıştır.
Denizli Deri OSB Projesi,
Bakanlığımız 2005 yılı yatırım programında 450 000 Yeni Türk Lirası ödenekle
yer almış olup, çalışmaları sürdürülmektedir.
Bununla birlikte, 2005
yılı yatırım programında yer almayan 9 adet OSB, 7 adet küçük sanayi sitesi
projesinin teknik çalışmaları Bakanlığımızca sürdürülmektedir.
Bakanlığımız kuruluşu
olan KOSGEB'in Denizli İline yaptığı destekler şöyledir: 2003, 2004, 2005
yılları içerisinde Denizli İlinde faaliyet gösteren KOBİ'lerin kullandığı
KOSGEB krediler toplamı 15 trilyon 430 milyar Türk Lirasıdır. Bu tutar
içerisinde, KOSGEB-Vakıfbank, KOSGEB-Halkbank kredileriyle birlikte, Halkbank,
Vakıfbank ve Ziraat Bankası aracılığıyla yürütülen KOSGEB ihracat kredileri yer
almaktadır. 153 adet KOBİ, bu kapsamda, 2003-3.3.2005 tarihleri arasında KOSGEB
tarafından Denizli İlinde 1 116 işletmeye 3 117 809 072 396 Türk Lirası destek,
artı, 15 trilyon 430 milyar Türk Liralık kredi kaynak olarak aktarılmıştır.
Değerli milletvekilleri,
şimdi, Iğdır Milletvekili Prof. Dr. Sayın Dursun Akdemir'in suallerini
cevaplandırıyorum.
Cevap 1: Iğdır Organize
Sanayi Bölgesi Projesi için 2004 yılı yatırımları hızlandırma ödeneğinden
sağlanan 300 milyar lira ödeneğin 4 559 000 000 Türk Lirası harcanmış olup, 295
441 000 000 Türk Lirası kullanılmamıştır. Harcanan para etüt, proje,
mühendislik hizmetleri için kullandırılmış olup, inşaat ihalesi
yapılamadığından, ödeneğin tamamı kullandırılamamıştır. Altyapı projelerinin
hazırlanması, Bakanlığımıza intikali ve onaylanmasını müteakip keşif ve ihale
çalışmalarına başlanabilecektir. Ayrıca, Bakanlığımızca, 2004 yılında Iğdır
Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğüne toplam 26 840 000 000 lira ödenek
gönderilmiştir.
Bakanlığımız kuruluşu
olan KOSGEB'in 2004 yılında Iğdır İline verilen destek miktarı, bir işletmeye
bilgisayar yazılım, kullanım desteği olmak üzere 17 673 810 000 lira olarak
gerçekleşmiştir.
Cevap 2: 2005 yılı
yatırım programında Iğdır Merkez Organize Sanayi Bölgesi Projesi için 300 000
Yeni Türk Lirası ödenek ayrılmıştır. Ayrılan ödeneğin tamamı, inşaat
harcamaları ve genel idare giderleri içindir.
Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım, izin
verirseniz, diğer gruba geçiyorum.
5 inci sırada, 10 uncu
sırada, 9 uncu sırada, değerli arkadaşımızın okumuş olduğu soru önergelerini
cevaplandıracağım. Bunlar, gündemin 168, 286, 433 üncü sıralarında olarak
Meclise sunulan soru önergeleridir.
BAŞKAN - Sayın Bakan, 1
saat 20 dakikalık sürenizin 57 dakikasını kullandınız; daha vaktiniz var.
Buyurun.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI
ALİ COŞKUN (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum.
Biraz hızlı okuyorum,
kusura bakmayın.
Muğla Milletvekili Sayın
Fahrettin Üstün, Iğdır Milletvekili Prof. Dr. Sayın Dursun Akdemir ve Denizli
Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan'ın sualleri.
Bakanlığımız bağlı,
ilgili ve ilişkili kuruluşlarına atanan ve görevden alınan geçici personel ve
dönersermayeden ödenen paya ilişkin olarak tarafıma yöneltmiş oldukları sözlü
soru şöyledir; cevaplarını veriyorum: Başbakanlık, bakanlıklar ile diğer kamu
kurum ve kuruluşlarından Bakanlığımıza 2 geçici, 2 vekâleten ve 122 personel
naklen, bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarımızdan ise 46 personel naklen ve
214 personel de açıktan atanmıştır.
Bakanlığımıza devlet
memurları sınavıyla atama yapılmamıştır; ancak, kamu personeli seçme sınavı ile
Bakanlığımızca yapılan özel yarışma sınavı sonucunda -tüketici ve rekabetin-
uzman yardımcısı kadrosuna 11 kişi, stajyer kontrolör kadrosuna 5 kişinin
ataması yapılmıştır.
Bağlı, ilgili ve ilişkili
kuruluşlarımıza devlet memurları sınavı sonucuna göre 198 personel açıktan
atanmıştır.
Bakanlığımız ile bağlı,
ilgili ve ilişkili kuruluşlarımızı tercih ettiği halde daha az puanla göreve
başlatılan personel yoktur.
Bakanlığımız ile bağlı,
ilgili ve ilişkili kuruluşlarımızda toplam 8 personel istisnai kadrolara
atanmıştır.
Bağlı, ilgili ve ilişkili
kuruluşlarımızda 143 eski hükümlü, 86 özürlü olmak üzere, toplam 229 geçici
işçi göreve başlatılmıştır.
Bakanlığımız bağlı,
ilgili ve ilişkili kuruluşlarımızda 14 personelin görevine son verilmiştir.
Bunlardan mahkeme kararı gereği görevine iade edilen bulunmamaktadır.
Yine, aynı grupta 27
personel görevinden alınmıştır.
Bakanlığımız merkez
teşkilatında dönersermaye bulunmamaktadır.
Zaten, personelin çoğu
da, nakil olarak, bu havuz dediğimiz özelleştirmelerden gelen personeldir.
Değerli Başkan,
izninizle, Kâtip Üyemizin 7 nci ve 8 inci sırada sunduğu sualleri
cevaplandırıyorum.
Muğla Milletvekili Sayın
Fahrettin Üstün'ün tüketici kuruluşlarına yapılması gereken ödemelere ve tüketicinin
korunması hakkındaki mevzuata ilişkin olarak tarafıma yönelttiği suallere
cevabımdır.
Söz konusu sözlü soru
önergelerine ilişkin cevabımız, Bakanlığımız Tüketicinin ve Rekabetin Korunması
Genel Müdürlüğünün 4 Mayıs 2004 tarih, 9698 sayılı yazısıyla Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Sekreterlik Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığına
gönderilmiştir; ancak, soruların özünü teşkil eden 4077 sayılı Kanunun 29 uncu
maddesinde yer alan "özel gelir" 23.7.2004 tarih ve 25531 sayılı
Resmî Gazetede yayımlanan 5217 sayılı Özel Gelir ve Özel Ödeneklerin
Düzenlenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun ile 1.1.2005 tarihi itibariyle yürürlükten
kaldırılmıştır; çünkü, bildiğiniz gibi, bütün fonlar bütçede toplanmıştır, bu
ödenekler de yürürlükten kaldırılmıştır. Bu nedenle, tüketici derneklerine ve
bunların üst kuruluşlarına yapılacak yardımlar ile diğer harcamaların özel
gelirden karşılanmasına ilişkin tüm yönetmenlik hükümleri de kendiliğinden
geçersiz duruma düşmüştür.
Biz, Bakanlık olarak
-aslında, bugün, dün başlayan, yılda bir defa yapılan ve bütün kesimlerin
temsilcilerinden oluşan Tüketici Konsey Toplantısından geliyorum; dolayısıyla,
orada da dile getirildi- arzumuz, tabiî, sivil toplum kuruluşlarının tüketici
haklarını korumayla ilgili projelerinin proje bazında desteklenmesi yönünde
olumlu düşünmekteyiz; ama, takdir edersiniz ki, malî disiplin çerçevesinde,
kaynak bulduğumuz takdirde, bunları yeniden ele almayı düşünüyoruz.
Değerli Başkan, değerli
milletvekilleri; izninizle, 11 inci sırada Sayın Kâtip Üyemizin dile getirdiği,
Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun 400'üncü sıradaki soru önergesini cevaplandırıyorum.
Türkiye Turizmciler
Meslek Birlikleri Kanunu Tasarısıyla turizm işletmelerinin bir birlik çatısı
altında örgütlenmesinin öngörüldüğüne, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
dışında yeni bir birliğin kurulmasının hem yeni kurulacak birliğin hem de
TOBB'un temsil gücünü azaltacağına ilişkin olarak tarafıma yönelttiği (6/1384)
esas numaralı sözlü soru önergesinin cevabıdır.
Ülke genelinde mevcut 206
ticaret odası ve ticaret ve sanayi odasında, en temel örgütlenme birimi olan
meslek komitesinde, meslek komiteleri tarafından oluşturulan meclis ve yönetim
kurulunda turizm meslek mensupları yer aldığından ve istenildiği takdirde, TOBB
bünyesinde, sektör bazında, Türkiye sektör meclisleri bünyesinde de bunların
seçimle yer alabileceği dikkate alındığından; odaların demokratik yapıları
sonucunda, diğer meslek grupları gibi, turizmciler de layıkıyla temsil
edildiğinden ve odalar, turizm sektörünün ihtiyaç duyduğu tüm hizmetleri
karşılayabilecek kapasiteye sahip olduğundan; turizm meslek mensupları,
istedikleri takdirde, odalar bünyesindeki meslek komitelerinden TOBB'daki
sektör meclislerine kadar tüm örgütlenme aşamalarında sorunlarını dile
getirebileceğinden ve çözüm yolları arayabileceğinden; meslek gruplarının kendi
birliklerini kurmalarının hem TOBB'un güç kaybetmesiyle hem de turizm
sektörünün beklentilerinin güçsüz bir birlik tarafından karşılanmasıyla karşı
karşıya kalmasıyla sonuçlanacağından; ayrıca, Dernekler Yasasına göre, bunlar,
kendi aralarında, sivil toplum kuruluşu olarak, dernek, federasyon
oluşturabileceğinden, turizm meslek grubunun yeni bir örgütlenme içine
girmesinin hem sayısal olarak hem de güç bakımından yararına inanılmamaktadır.
Sonuç olarak, Türkiye meslek birliği ve mahallî meslek birlikleri kurulmasını
öngören kanun tasarısının yasalaşmaması gerektiği düşünülmektedir.
Değerli Başkan, değerli
arkadaşlar; şimdi de, 14 üncü sırada takdim edilen, Antalya Milletvekili Sayın
Hüseyin Ekmekcioğlu'nun 431 inci sıradaki önergesini cevaplandırıyorum:
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sayın Ekmekcioğlu'nun esnaf ve sanatkârlara verilen kredi
oranlarına ilişkin olarak tarafıma yönelttiği suale özet olarak cevap
vereceğim; çünkü, daha önceki konuşmalarda da, bu konuda bilgi sunmuştum.
Cevap 1: Esnaf ve
sanatkârlara verilen kredilere yıllar itibariyle uygulanan faiz oranları:
30.1.2003 tarihinden itibaren... 2002 yılında bu yüzde 75 idi, biz iktidara
geldiğimizden hemen sonra yüzde 59 idi, 10.3.2003 tarihinden itibaren yüzde
52'ye, 15.5.2005 tarihinden itibaren yüzde 47'ye, 15.7.2003 tarihinden itibaren
yüzde 30'a, 1.1.2004 tarihinden itibaren yüzde 25'e ve 1.1.2005 tarihinden itibaren
de yüzde 18'e indirilmiştir.
Ayrıca, Türkiye Esnaf
Kredi Kefalet Kooperatifleri Birliği de, kendi aldığı yüzde 5'lik payı, bir
seferde -yıllık olarak değil, dönem olarak aldığı yüzde 5'lik payı- yüzde 3'e
indirdiği için, şu anda, faizler yüzde 18 - 19,5 arasında uygulanmaktadır.
Takdir edersiniz ki, kamu
bankalarının özerk olduğu ve üç yıllık sürede özelleştirileceği kanun metninde
vardır. Bunlara, bankalara talimat verilerek faizleri indirmek mümkün değildir.
Enflasyonun aşağıya çekilmesi, reel faizlerin aşağıya çekilmesi sonucunda
meydana gelen ekonomik iyileştirme paralelinde bankalar bunları hükümetin
önerisi doğrultusunda kendi kararlarıyla düzenlemiş bulunmaktadır ve gerekli
destek de, gerektiğinde Hazine tarafından verilmektedir.
Cevap 2: Esnaf ve
sanatkârlara verilen kredi limitleri 5 milyar liradan, 30 Ocak 2003 tarihinde
10 milyar liraya, 22 Eylül 2003 tarihinde de 15 milyar liraya çıkarılmış ve
Bağ-Kura borcu olanlara da kredi verilme uygulaması getirilmiştir. Bu kredi
limitini 25 milyara yükseltme çalışmalarımız devam etmektedir. Bankaların
kaynak imkânları doğduğunda 25 milyar liraya çıkarılacaktır.
Ayrıca, esnaf ve
sanatkârlara verilen kredilerden esnaf ve sanatkâr kredi ve kefalet
kooperatifleri tarafından 2002 yılından önce yapılan yüzde 10'luk blok -biraz
önce belirttiğim gibi, bloke oran- 30 Ocakta yüzde 5'e, 1 Ekim 2004'te de yüzde
3'e indirilmiştir. 2002 tarihinde bütün esnaf teşekkülleriyle -ki, bu esnaf
kredi kefalet kooperatiflerinde 1 100 000 civarında yararlanan esnaf vardır- o
tarihlerde 100 000'in altında esnaf ancak temas kurabilmiş, 153 trilyon lira
kredi kullanmıştır. Şu anda kullandığı kredi 2 katrilyon lirayı geçmiştir. 800
000 esnaf bu krediden istifade etmektedir ve dönen paraların kullanılmasıyla
-bir soru önergesine verdiğim cevapta da belirttiğim gibi- 2,5 katrilyon lira
civarında bir fon oluşturulmuştur.
Cevap 3: Bakanlığımız
kuruluşu olan KOSGEB, imalat sanayiinde faaliyette bulunan -ki, kanun gereğidir
imalat sanayii olması- 1 ilâ 150 arasında işçi çalıştıran işletmelere destek
vermektedir. Kredi ihtiyacı olan firmalara Vakıfbank aracılığıyla, TEFE,
şimdiki tabiriyle ÜFE -yani, üretim fiyat endeksi- artı yüzde 5 puan üzerinden,
iki yıllığına kadar, kredi verilebilmektedir. Bunun için şimdiye kadar 45
trilyon liralık kaynak kullandırılmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Antalya Milletvekili Sayın Hüseyin Ekmekcioğlu'nun suallerini
de böylece cevaplandırmış bulunuyorum. Değerli Başkanın bana tanıdığı süreyi de
fazlaca kullanmadan, beni sabırla dinlediğiniz için hepinize saygılar
sunuyorum.
Sayın Başkanımın
hoşgörüsüne sığınarak bir teklifte de bulunmak istiyorum. Arkadaşlarımız,
akıllarına gelen sualleri, tabiî, hakları olarak, soru önergesi olarak
sormaktadırlar. Mecliste görüşülemediği takdirde, bunların çoğu yerine
getirildiği halde sonradan gündeme gelmektedir. Kaldı ki, bazı konularda
fazlaca bilgi edinilmeden sorulmaktadır.
Ben, milletvekili
arkadaşlarımın hoşgörüsüne sığınarak, şu ricada bulunacağım: Bu bakanlıklar
sizin bakanlığınız, Türkiye'nin bakanlığı. Lütfen, bir telefonla, yazıyla,
Bakanlıktan bilgi alsınlar; hatta, vakitleri olursa, lütfetsinler, gelsinler ve
gerekli bilgileri aldıktan sonra, bunları sorarlarsa, hem vakitten kazanırız
hem Yüce Meclisi meşgul etmemiş oluruz.
Takdirlerinize sunuyorum.
Saygılarımla. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
III.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) ÇEŞİTLİ İŞLER (Devam)
2.- Arnavutluk Millî Eğitim Bakanı Livan Memushi’ye
Başkanlıkça “Hoşgeldiniz” denilmesi
BAŞKAN - Değerli milletvekilleri,
Arnavutluk Millî Eğitim Bakanı Sayın Livan Memushi, Genel Kurulumuzu
onurlandırmış bulunmaktadır; kendilerine, Yüce Heyetiniz adına,
"Hoşgeldiniz" diyorum. (Alkışlar)
VI.-
SORULAR VE CEVAPLAR (Devam)
A) SÖZLÜ
SORULAR VE CEVAPLARI (Devam)
1.- Niğde
Milletvekili Orhan Eraslan'ın, şeker fabrikaları işçilerinin
çalıştırılmasındaki farklılıklara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü
soru önergesi (6/731) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)
2.- Kars
Milletvekili Selami Yiğit'in, Kars Küçük Sanayi Sitesi inşaatının ödenek
ihtiyacına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/808) ve
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)
3.- Samsun
Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, yatırım ve işletme kredisi kriterleri ile
organize sanayi bölgelerine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru
önergesi (6/951) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)
4.-
Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük'ün, organize sanayi bölgelerinin
sorunlarının çözümüne ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi
(6/972) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)
5.- Muğla
Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1018) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali
Coşkun'un cevabı (Devam)
6.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, Malatya yöresi pancar kotasına ilişkin
Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1034) ve Sanayi ve Ticaret
Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)
7.- Muğla
Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, tüketici kuruluşlarına yapılması gereken
ödemelere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1045) ve
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)
8.- Muğla
Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, tüketicinin korunması hakkındaki mevzuata
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1046) ve Sanayi ve
Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)
9.- Denizli
Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, Bakanlık tarafından Denizli İlinde yapılan
çalışmalara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1133)
ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)
10.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, atanan ve görevden alınan
personele ilişkin Sanayi ve
Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1217) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)
11.-
Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, işletmelerin yeni bir birlik
çatısı altında örgütlenmelerinin TOBB'un temsil gücü üzerindeki etkisine
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1384) ve Sanayi ve
Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)
12.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, 2004 ve 2005 malî yılı bütçelerinden Iğdır
İline ayrılan ödenek miktarı ve kullanımına ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1388) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali
Coşkun'un cevabı (Devam)
13.-
Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, pancar üretiminin denetimine
ve Şeker Kurumunun kapatılmasının sonuçlarına ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1422) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali
Coşkun'un cevabı (Devam)
14.-
Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, esnaf ve sanatkârlara verilen
kredilere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1427) ve
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)
15.-
Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, personel atamalarına ve geçici
personele döner- sermayeden ödenen paya ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1431) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı
(Devam)
16.- Tokat
Milletvekili Feramus Şahin'in, Tokat'ın bazı beldelerinde kantarların kapatılma
gerekçesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1472)
ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)
BAŞKAN - Şimdi, soru
sahibi milletvekili arkadaşlarımızdan Ahmet Küçük, Feramus Şahin ve Ferit
Mevlüt Aslanoğlu, açıklama yapmak için söz istiyorlar.
Bu açıklamaları
yerinizden yapacaksınız.
İlk sırada, Çanakkale
Milletvekili Sayın Ahmet Küçük.
Buyurun.
AHMET KÜÇÜK (Çanakkale) -
Sayın Bakana, öncelikle teşekkür ediyorum, büyük bir gayretle, çok geç de olsa
sorularımızı cevapladığı için; ama, maalesef, sorularıma aldığım cevaplar,
benim açımdan çok tatmin edici olmadı.
Benim özellikle
söylediğim şuydu: Organize sanayi bölgeleri, hepimizin bildiği gibi, yakın
dönemin, sanayileşmeyi teşvik etmekle ilgili olarak önemli bulunan bir
projesiydi ve sanayileşmeyi, mümkün olduğu kadar organize sanayilerde
şekillendirmek, kontrol altında tutmak esastı; ama, son alınan kararlarla,
organize sanayi bölgelerindeki yatırım indirimleri, birden yüzde 100'den yüzde
40'lara indirildi. Bu da, dolayısıyla, organize sanayi bölgelerinde arsa alan
arkadaşlarımızın çoğunu yatırım yapmaktan caydırdı. Çünkü, yatırım indirimleri
daha çok teşvik bölgelerine doğru aktarılınca, organize sanayilerde yatırım
yapmak, çok cazip olmaktan çıktı. Bu organize sanayileri cazip hale getirmek
için bir çalışmanız var mı diye ben özellikle sormuştum. Bu konuda tatmin edici
bir cevap aldığımı söyleyemem.
Ben, Sayın Bakanla daha
önceki şifahî görüşmelerimizde de bu konuyu ilettiğimde, bazı konularda
sektörel anlamda destekler düşündüklerini ve sektörel bazda desteklemelerle bu
konuyu halledebilmeyi düşündüklerini söylemişlerdi; ama, bu konuda, bildiğim
kadarıyla, ciddî bir gelişme olmamıştır.
Örneğin, Çanakkale
Organize Sanayi Bölgesinde ve Biga Organize Sanayi Bölgesinde altyapı
yatırımları hemen hemen bitmiş. Biga Organize Sanayi Bölgesinde -bizim-
arsaların tamamı satıldığı halde, fabrika inşaatları, maalesef,
başlayamamaktadır. Çünkü, yüzde 100 yatırım indirimi alacağını düşünerek burada
arsa alan ve enerjiyi de yüzde 5 ucuza alacağını düşünen birçok insan, bunların
ortadan kalkmasıyla zor duruma düşmüş ve birçoğu yatırım yapmaktan
vazgeçmiştir.
Gene, şimdi, organize
sanayi bölgelerindeki enerji nakil hatlarının bedelleri, organize sanayi
bölgelerinden arsa alanlar tarafından ödenmiştir; ama, şimdi, bu hatlar tekrar
TEDAŞ'a devredilmiş ve böylece, bu arkadaşlarımızın elinden bu hatlar
alınmıştır. Şimdi, organize sanayi bölgelerinde yüzde 5 indirim, sadece belli
bir tüketim miktarını aşan organize sanayi bölgelerine uygulanmaktadır.
Halbuki, esas teşvik edilecek olan, yeni organize sanayi bölgeleri ve organize
sanayi bölgelerinde yeni yatırım yapan insanlar olması gerekirken, yeni yatırım
yapanlara bu avantajı sağlamakla ilgili ciddî bir çalışmanın olmadığı
anlaşılıyor. Bu konularda, tabiî, hükümetin bir an önce çalışma yapıp,
buralarda yatırımları heveslendirici birtakım organizasyonlar yapması
gerektiğine inanıyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Soru sahibi
Tokat Milletvekili Sayın Feramus Şahin; buyurun.
FERAMUS ŞAHİN (Tokat) -
Sayın Başkan, Sayın Bakana teşekkür ediyorum; ancak bölgemizde pancar kotasını
kaldırmadığınızdan, pancar ekicilerinin mağduriyeti devam ederken, tam bu
aşamada Türk Şeker AŞ'nin uygulamasının hiç doğru olmadığı inancındayım.
Sayın Bakan, soru
önergemde de bahsi geçen firesi yüksek pancar teslimatı yapan köylerimizden
Tutluca, Kunduz, Yenice, Mertekli, Bebekderesi, Gümüşyurt, Bayırlı, Tanyeli,
Aktaş, Ulusulu, Evlideresi, Tuzla'da yaşayan yurttaşlarımızın, soru önergemde
de bahsi geçtiği gibi, firesi yüksek pancar teslim etmeleri mümkün değildir.
Hatta bu kantarlarda Türk Şeker'in görevlileri de söz konusudur. Hem kotadan
dolayı hem de bu pancar kantarlarına pancarını teslim etmeyenler açısından
buradaki köylerin mağduriyetinin bir an önce giderilmesi ve bu yanlış karardan
vazgeçilmesini talep ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Soru sahibi Malatya
Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu; buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Bakanım, iki soru sormuştum, birinin cevabını alabildim. Bu
soruyu geçen yıl tam bu zamanlar sormuştum; 7 Nisan 2004.
Malatya'nın ekmeği,
Malatyalının ekmeği, tütün, pancar ve kayısı, Sayın Bakanım. Tütün yok oldu.
Tütün ekimi yasaklandı. Tüm tütün depoları, alım merkezleri kapatıldı. Artık,
tütün ekimi serbest; ama, Tekel tütün almıyor. Köylü bunu kime satacak?
Kayısıda geçen yıl 5
Nisanda büyük bir don olayı yaşadık. Bu yıl Allah'a yalvarıyoruz: Aman, 15
Nisana kadar bir don olayı olmasın!
Bir kere, geçen yıl
ağaçlar dondu, bu yıl kayısı rekoltesi yine az olacak Sayın Bakanım. Tabiî,
bunlar yaşanırken, bir taraftan "aman don olayı olmasın" diye Allah'a
yalvarıyoruz; ama, elimizde, Meclise üç ay önce gelen, komisyonda bekleyen
tarım sigortası, bir şekilde, Meclis Genel Kuruluna indirilmiyor. Sayın
Bakanım, ne olursunuz -tabiî, Tanrının verdiği bir felakete hepimiz razıyız
ama- bizim elimizde olan ve üç aydır komisyonda bekleyen tarım sigorta yasası
Genel Kurula öncelikle gelsin. Bu insanlar "Allahım, acaba don olacak mı,
olmayacak mı, oldu mu" diye sabaha kadar uyumuyor şu anda Malatya'da,
sabahlara kadar ağaçların dibinde ağaçlara ateş yakarak, duman üfleyerek
"aman don oluyor, ekmeğimiz elden gidecek" diyorlar. Onun için, tarım
sigorta yasa taslağının da öncelikle Meclise gelmesi önemli bir sorunu
çözecektir.
Sayın Bakanım, bu sene
yine kayısı rekoltesi çok düşük olacaktır -Malatya köylüsünün ekmeği- bu nedenle,
bu seneki Malatya Şeker Fabrikası pancar kotasının, tüm bu sorunlar dikkate
alınarak saptanmasında ve yüksek saptanmasında önemli bir yarar vardır. Aksi
halde Malatya köylüsü yok olacaktır.
Sayın Bakanım, geçen yıl
Malatya'da 4 kantar kapatıldı, 100 kilometre mesafedeki kantarlar kapatıldı.
Daha önce, şeker fabrikalarının, bu kantarlarda pancar alımı yapıp, trenle
şeker fabrikasına getirme olanağı vardı; şimdi, çiftçi traktörle... Trafik
polisi traktörleri bırakmıyor, çok büyük cezalar kesiyor; traktörlerin şehre
girmesi engelleniyor; polisle başları belaya giriyor. Şu anda tek merkezden
alım yapılıyor, Malatya Şeker Fabrikasında üç gün bekletiliyor bu insanlar.
Yazıktır bu köylüye. Daha önce küçük merkezlerde teslim edilen pancarlar,
trenle çok kolay bir şekilde Malatya Şeker Fabrikasına getiriliyordu. Bu bir
Allah yazgısı değil. Bu alım kantarları kapatıldı -3 tane- bu yıl, eski Malatya
"Battalgazi" dediğimiz kantar kapatılıyor. Yazıktır bu insanlara.
Benim elimde şu anda -ben geçen hafta cumartesi oradaydım- 2 000 imzalı mektup
var, onun bir fotokopisini size sunacağım, bir fotokopisini de Şeker
Fabrikaları Genel Müdürüme göndereceğim. Bugün kendilerine arz ettim, Şeker
Fabrikaları Genel Müdürüme.
Sayın Bakanım, orada
"7 000 ton toprak teslim edildi" diye bir şey var. Sizden istirham
ediyorum, bu toprağı kim aldıysa, bu sahtekârlığı kim yaptıysa, bir
müfettişle... Eğer, bu ülkede dürüst olan ile dürüst olmayanı ayırmazsak,
başımıza çok bela gelir.
Sizden istirhamım,
Battalgazi kantarında kim sahtekârlık yaptıysa, bunu bulmak bizim görevimiz;
ama, orada bir şey oldu diye “kantarı kapatıyorum” demek, orada pancar teslim
eden 20 000 çiftçiye ihanet demektir.
Sizden istirhamım, bunu
kim yaptıysa, şeker fabrikalarının elamanları yaptıysa veya köylü yaptıysa...
Mutlak, yapan, eğer, gün ışığına çıkmazsa Sayın Bakanım, bu şekilde kantarı
kapatıyorum demek yanlıştır; sizden istirhamım bu.
Tabiî, bir üçüncüsü Sayın
Bakanım; kotadışı pancarda bir sektör oluştu, para kazanan insanlar var. Kilosu
100 liraya alınan şekeri, pancarı, kotadışı eken köylüden 25 000 liraya alan
insanlar bu pancarı kime satıyor?
Sayın Bakanım, inanın,
kamyonlar yanaşıyor -sorun Yozgat'taki çiftçiye, sorun Malatya'daki çiftçiye,
sorun Tokat'taki çiftçiye- kotadışı pancar 25 000 liraya alınıyor köylüden.
Bunu alan insanlar, bu pancarı gidip kime satıyor ve kaç paraya satıyor? 70 000
liraya, 80 000 liraya, Sayın Bakanım, satıyorlar. Burada büyük bir sektör
oluştu. Ben, bir kez daha bunu dikkatinize sunuyorum.
Tabiî, bir de, ben, yine,
size sormuştum; Şeker Kurulunun görevini sona erdirip... Herhalde,
zannediyorum, gözünüzden kaçtı, cevaplamadınız o sorumu. Şeker Kurulunun
31.12'de görev süresi sona erdi. Şeker Kurulunun görev süresinin sona ermesi,
özellikle şeker endüstrisi, şeker fabrikaları ve pancar açısından önemli bir
sorun yaratmayacak mıdır? Bu sorunun... Görev süresi, sizin bilginiz dışında
bir şekilde; onu da biliyorum; ama, bunun önüne geçecek tedbirler alındı mı;
Şeker Kurulunun görev süresinin sona ermesi nedeniyle. Bu nedenle, o soruma
yanıt alamadım. Bir kez daha dikkatlerinize sunuyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Soru sahibi
Antalya Milletvekili Sayın Ekmekcioğlu; buyurun.
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU
(Antalya) - Sayın Bakanım verdiğiniz yanıtlar için teşekkür ediyorum. Yalnız,
bu vermiş olduğunuz yanıtlar, esnafımızın sorunlarına tam manasıyla çözüm
önlemlerini içermemektedir. Geçmişte, esnaf kredi faizleri bu döneme göre daha
düşüktü. Enflasyonun yüzde 120 olduğu yıllarda, esnafa verilen kredi faiz
oranları yüzde 45 ile yüzde 50 arasındaydı; bugün, enflasyonun yüzde 10 olduğu
günleri yaşıyoruz, esnafa verilen kredi faiz oranları yüzde 18 ile yüzde 25
civarındadır. Bu oranlarla esnafımızın ayakta kalması mümkün değildir; bırakın
büyümesini, ayakta kalması mümkün değildir. Hükümet olarak, esnafın sorunlarına
sahip çıkmanız gerektiğini düşünüyorum.
Sayın Bakanım, tüm işyeri
kiralarının kira stopajları yüzde 20'lerden yüzde 10'lara mutlaka
düşürülmelidir.
Çek defterlerinden alınan
harç mutlaka kaldırılmalıdır.
Esnaf ve sanatkârlar için
gerekli vergisel teşvikler mutlaka sağlanmalıdır.
Esnaf ve sanatkâr
üzerindeki istihdam maliyetleri azaltılmalıdır.
Esnaf ve sanatkâr
aleyhine olan rekabet dengesizliği düzeltilmelidir.
En az geçim indirimi
uygulaması tekrar getirilmelidir.
Basit usulde muhasebe,
defter tutma hadleri ve işletme defteri tutma hadleri yeniden gözden
geçirilerek yükseltilmelidir.
Gelir Vergisi tarifesi,
esnaf ve sanatkârları destekleyecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.
Özel Tüketim Vergisi ve
Katma Değer Vergisi oranlarında indirim yapılmalıdır.
Belge basımı yapacak
mükelleflerden meslekî faaliyet belgesi istenmelidir.
Devletimizin açmış ve
açacak olduğu tüm ihale şartnamelerinde ihaleye katılacak kişilerden oda ve
sicil kaydı istenmesi zorunluluk haline getirilmeli, ihale düzenlemelerinde
esnaf ve sanatkâra, ihaleye katılma fırsatı yaratılmalıdır.
Vergi mükellefi olmak
için vergi dairelerine müracaat eden vergi mükellefi adaylarından, 3308 sayılı
Yasaya göre ustalık belgesi istenmelidir.
Asgarî Ücret Tespit
Komisyonlarında esnaf ve sanatkâr temsilcisi mutlaka bulunmalıdır.
Hepsinden önemlisi,
kayıtdışı ekonomi mutlaka önlenmelidir diye düşünüyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN - Sanayi ve
Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun.
Buyurun.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI
ALİ COŞKUN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; aslında ben, bütün
suallere çok etraflı olarak cevap verdiğime inanıyorum; ama, tekrar, kısa kısa
hatırlatmada bulunacağım.
Çanakkale, benim meslek
hayatımda, otuzbeş yıl hizmet ettiğim bir bölge; dolayısıyla, detaylı bilgiyi,
arkadaşıma sonra da verebilirim. Çanakkale'de, uzun yıllar, 2 trilyon lira
ödenek bile kullandırılmamış ve gecikmiştir; bu gecikmeden dolayı çok kimse
vazgeçmiştir. Zaten, Çanakkale, maalesef, teşvik bölgesine de alınmadığından,
bildiğiniz gibi, kalkınmada öncelikli yörelerde de sadece Bozcaada ve Gökçeada
teşvikte; o bakımdan, tabiî, tespitleriniz doğrudur; ama, şu anda, fazla
yapacak bir şey yok. Biz, Bakanlık olarak, üzerimize ne görev düşüyorsa
fazlasıyla yapmaya hazırız
Kantarlar konusu,
tartışma konusu tabiî; ama, Mevlüt arkadaşımızın belirttiği gibi, sadece, bir
iki yerde veyahut onlarca yerde meydana gelmiş usulsüzlük, yolsuzluk
dolayısıyla değil. Bizden önceki hükümet tarafından, Dünya Bankası ve IMF'yle
yapılan anlaşmalar çerçevesinde, aslında, biz iktidara geldiğimizde ve görevi
devraldığımda, 7 fabrikanın kapatılması kararlaştırılmıştı ve 1 000 000 tonun
üzerinde şeker vardı; kiralık depolarda, bunlar, terk edilmiş vaziyetteydi.
İhraç edilen şeker de, 700 dolar civarında maliyete karşılık, 230-250 dolara
ihraç edildiği takdirde, aradaki fark Hazine tarafından ödeniyordu. Biz
iktidara geldiğimiz tarihten itibaren bu ödeme de durdurulmuştur; yani, üç
yıllık sürede, sadece yüzde 11 -geçen sene yapılan- şekere zammın dışında bir
zam yapılmadan, pancar fiyatında çok daha yüksek oranlarda, enflasyonun
üzerinde artış olmasına, toplusözleşmeler dolayısıyla işçilere ödenen
ücretlerde artış olmasına rağmen, Hazineye, üç senedir, yani üç dönem hiçbir
yük götürmeden bu şirketler kâra geçirilmiştir. Sloganımız şudur: Alınan
kararlar özelleştirilmesi doğrultusundadır, önce güzelleştirelim, sonra
özelleştirelim. Çünkü, bizden önce, KİT'lerin özelleştirme havuzuna atılmasında
şunu gördük: “Dur bakalım ne olacak” düşüncesiyle iyice çöküyor ve satış
fiyatları da aşağı doğru iniyor. Biz şeker fabrikalarını güzelleştirdikçe,
iyileştirdikçe, verimini artırıp kâra geçirdikçe, satış fiyatları da yükselmeye
başladı. 5 şeker fabrikasını özelleştirmeye sunduk; 3 tanesinde, daha önce
PANKOBİRLİK'le ortak olduğumuz fabrikaların hisse senetlerini devrettik ve
deprem dolayısıyla çalışmayan ve 144 trilyon lira borca giren Adapazarı Şeker
Fabrikasının da borcu bu kârdan düşülerek, şu anda özelleştirme için Kurula
sunulmuş durumdadır.
Şunu söylemek istiyorum:
Bu kapsamda şeker fabrikalarının atıl durumda olan varlıkları ve iştirakleri...
Maalesef, siyasî kadrolar, çeşitli talepleri tatmin etmek için, kömür
ocaklarından tutun da çeşitli kuruluşlara şeker fabrikalarını ortak etmişler.
Bütün bunları ayıkladık, atıl durumdaki arazilerini sattık, sermayeye kattık ve
kâra geçirdik.
Bu arada, verimsiz
çalışan kantarlar... Maalesef, yüzlerce kantar, sırf o köyde 5 kişi, 15 kişi
çalışsın diye açılmış, hiçbir özelliği yok, kuru bir kantar ve gelen pancarın içinde yüzde 18 ile 37 oranında taş
toprak. Fabrikaya yıkamaya geldikten sonra da bunu düzeltmek mümkün değil.
Benim söylediğim olay, jandarmaya kadar intikal eden, karakollarda biten ve kanlı
kavgalara sebebiyet veren olaylardır. Dolayısıyla, bütün bunları ele alarak,
verimli çalışmayan kantarları, çok düşük miktarlarla pancar teslimatı yapılan
kantarları kapatma mecburiyetinde kaldık. Kaldı ki, biliyorsunuz, yönetim
kurulu, özerk olarak çalışan bir yönetim kuruludur, Bakanlığımızla ilgilidir.
Bu yönetim kurulunda bizim Bakanlığımızı temsilen üye bulunduğu gibi,
Hazineden, Maliyeden, diğer kuruluşlardan temsilciler vardır ve hür düşünceyle
bunlar kararlarını alıp ve kapatmışlardır, biz de, Bakanlık olarak bunları
kabul etmişizdir. Aksi takdirde, bu düzenlemeleri yapmasaydık... Bakın, iki
sene biz yeni kota getirmedik pancara. Şeker ihtiyacından geri gelerek, pancar
kotasını belirliyoruz ve bunu şahıslara, müstahsillere dağıtıyor fabrikalar.
Mevlüt Bey, bir yanlışlık
var; fabrikalar, müstahsile ektirdiği pancarı müstahsilden alıyor, aracı
kişilerin pancar toplayıp -eğer müstahsil değilse- satması mümkün değil; ama,
kendisi az ekmişse, kendisine verilen kotayı dolduracak kadar pancar
toplayanları tespit ettik. Yoksa, kota almayan şahsın pancar toplayıp satması
mümkün değil. Yani, bunu bilgilerinize sunmak istiyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - 25 000 liraya alıyor.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI
ALİ COŞKUN (Devamla) - Efendim, nerede varsa lütfen bize tespit edin,
müfettişleri yollayayım, ilgileneyim; çünkü, pancar ekme yetkisi olmayan
müstahsilin pancar getirip satması mümkün değil.
Mevlüt Beyin haklı olduğu
iki konu var; birisi, tarım sigortası konusu. Cumhuriyet tarihinde bu bir türlü
ele alınmamıştır. Şu anda Büyük Millet Meclisine sunulmuş durumda. Biz de,
tarım satış kooperatiflerinden sorumlu olduğum için -tabanda tarım var tabiî-
ve tarıma dayalı sanayiden sorumlu olduğum için, Bakanlık olarak arzu ediyoruz,
Tarım Bakanlığımız da bunun üzerinde duruyor. İnşallah, bu yoğun trafikte
yasaya bir yön vermeye gayret sarf ederiz.
Şeker Kurumu ve Şeker
Kurulu arasındaki hataya sebebiyet veren durumun düzeltilmesi için, hem
Bakanlar Kuruluna yeni kararname sevk edilmiştir hem de bu kurum bağımsız kurum
olmaktan çıkarılıp Bakanlığımla ilişkili, ilgili bir kurum halinde ve personel
durumunda da Bakanlık personelinden istifade edilerek çalışılması yönünden
yasada değişiklik yapılmış; o da şu anda bakanlıkların görüşüne açılmıştır. Biz
de bundan müştekiyiz, bir an önce bu durumu düzelteceğiz ve arada fırsatçılık
yapanları da teftiş kurulu incelemeye aldı; bu fırsatı da kendilerine
sağlamayacağız.
Ayrıca, tatmin edilmeyen
hususlar varsa, lütfen, müracaat etsinler; arkadaşlara yazılı olarak cevap
veririm.
Saygılarımla. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Değerli
milletvekilleri, birleşime 10 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.00
Açılma Saati: 18.13
BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 73 üncü Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
Değerli milletvekilleri,
size daha önce sıralarını belirttiğim sorulara bir ek var, 420 nci sıradaki
soru; Sayın Bakan, 420 nci soruyu da içerecek şekilde yanıtları verecek.
Bilgilerinize sundum.
VI.- SORULAR VE CEVAPLAR (Devam)
A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI (Devam)
17.- Niğde
Milletvekili Orhan Eraslan'ın, beden eğitimi branşındaki öğretmen adayı
fazlasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/734) ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
18.- Niğde
Milletvekili Orhan Eraslan'ın, Niğde-Altunhisar-Yakacık Kasabasında lise açılıp
açılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/735) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
19.-
İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil'in, okullarda alınan kayıt paralarına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/739) ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
20.- Samsun
Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, okullardaki kötü alışkanlıklarla ilgili olarak
istatistikî çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/769) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
21.- İzmir
Milletvekili Enver Öktem'in, iptal edilen bir sınav için yatırılan ücrete
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/778) ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
22.-
Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik'in, Şanlıurfa'nın okul ihtiyacına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/785) ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
23.- Muğla
Milletvekili Ali Cumhur Yaka'nın, eğitim fakültesi mezunlarının sınıf
öğretmenliği haklarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/790) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
24.-
Kocaeli Milletvekili Mehmet Sefa Sirmen'in, öğretmenevlerinin özelleştirme
kapsamına alınmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/794) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
25.- Afyon
Milletvekili Halil Ünlütepe'nin, Ankara Öğretmenevinde kütüphane bulunmamasının
nedenine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/820) ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
26.- Ankara
Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan'ın, yarı dönemi başarıyla bitiren
öğrencilerin üst sınıfa geçebilmesine yönelik düzenlemeye ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/821) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı
27.- Ankara
Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan'ın, okul değiştirme cezasına yönelik
düzenlemeye ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/822) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
28.- Ankara
Milletvekili Mehmet Tomanbay'ın, ilköğretim öğrencilerine ücretsiz dağıtılan
kitapların maliyetine ve bir firmanın finanse ettiği iddiasına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/844) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin
Çelik'in cevabı
29.- Ağrı
Milletvekili Naci Aslan'ın, Ağrı'da fen lisesi açılıp açılmayacağına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/851) ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik'in cevabı
30.- Ankara
Milletvekili Yakup Kepenek'in, açılması düşünülen üniversiteler için gerekli
planlama ve hazırlıkların yapılıp yapılmadığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
sözlü soru önergesi (6/915) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
31.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın, ÖSS'ye girecek öğrencilerin ikinci dönemde
idarî izinli sayılıp sayılmayacaklarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/941) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
32.- Ankara
Milletvekili Mehmet Tomanbay'ın, Yurt Dışı Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak
Personelin Seçimine İlişkin Yönetmelikte yapılan değişikliğe ilişkin Millî
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/975) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin
Çelik'in cevabı
33.- Muğla
Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/998) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı
34.-
Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, eğitim fakültelerindeki akademik
personel yetersizliğine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1025) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
35.- Çorum
Milletvekili Feridun Ayvazoğlu'nun, Çorum'da üniversite kurulup kurulmayacağına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1062) ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
36.-
Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, eğitim fakültesi mezunu öğretmen
adaylarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1090) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
37.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Gürsoy'un, Adıyaman'da üniversite kurulup
kurulmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1093) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
38.- Malatya
Milletvekili Muharrem Kılıç'ın, 2004 KPSS kitapçığında Almanca ve Fransızca
bölümü mezunlarına yer verilmemesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1105) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
39.- Ankara
Milletvekili Oya Araslı'nın, basında yer alan bir habere ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1122) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı
40.-
Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, Bakanlık tarafından Denizli İlinde
yapılan çalışmalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1139) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
41.-
Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün'ün, Bilecik'te üniversite kurulup
kurulmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1180) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
42.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, atanan
ve görevden alınan personele
ilişkin Millî Eğitim Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1223) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
43.-
Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı'nın, Dış İlişkiler Genel Müdür ve
Yardımcılığına yapılan atamalarla ilgili iddialara ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1274) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı
44.- Niğde
Milletvekili Orhan Eraslan'ın, bir milletvekilinin yaptığı iddia edilen
açıklamaya ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1288) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
45.-
Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, ücretsiz dağıtılan ders kitaplarına ve
bazı iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1289) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
46.-
Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, öğretmen adaylarının atamalarında
yaşandığı iddia edilen mağduriyetlere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1290) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
47.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Akdeniz Üniversitesi Antalya
Sağlık Yüksekokulu binasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1296) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
48.- Bursa
Milletvekili Mustafa Özyurt'un, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanının bir
ifadesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1320) ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
49.- Antalya
Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya-Korkuteli Anadolu Lisesinin
sorununa ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1323) ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
50.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Manavgat'taki Anadolu
Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Uygulama Oteli inşaatına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1328) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı
51.- İzmir
Milletvekili Vezir Akdemir'in, 2004-2005 öğretim yılı İzmir'deki boş öğretmen
kadrolarına ve norm kadro çerçevesinde atama yapılıp yapılmayacağına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1341) ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik'in cevabı
52.-
Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, Türk eğitim ve öğretiminin kalitesinin
artırılmasına yönelik çalışmalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1370) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
53.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, 2004 ve 2005 malî yılı bütçelerinden Iğdır İline
ayrılan ödenek miktarı ve kullanımına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1394) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
54.- Ağrı
Milletvekili Naci Aslan'ın, öğretmen ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1413) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
55.- Ağrı
Milletvekili Naci Aslan'ın, Ağrı İlinde yeni ilköğretim okulu yapılıp
yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1414) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
56.-
Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, personel atamalarına ve geçici
personele döner sermayeden ödenen paya ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1437) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
57.- Muğla
Milletvekili Ali Cumhur Yaka'nın, İLKSAN Genel Kuruluna ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1451) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı
58.-
Trabzon Milletvekili Asım Aykan'ın, yaygınlaşan misyonerlik faaliyetlerine ve
alınacak önlemlere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1473)
ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
59.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya-Gazipaşa'da bir yatılı
ilköğretim bölge okulu yapılıp yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1481) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
BAŞKAN - Millî Eğitim
Bakanı Sayın Hüseyin Çelik "Sözlü Sorular" kısmının daha önce
saydığımız sıralarındaki soruları birlikte cevaplandıracaklar.
Şimdi, soruları sırasıyla
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Millî
Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
için gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Orhan Eraslan
Niğde
Bilindiği üzere halen 14
000 beden eğitimi öğretmeni kadrosu atamadan ihtiyaç fazlası olarak açıkta
bekletilmektedir. Bununla birlikte, halen, 70 civarında okuldan her yıl
yüzlerce beden eğitimi öğretmeni adayı mezun olmaktadır.
Bu durum, bir yandan
öğretim kalitesini düşürürken, bir yandan da beden eğitimi öğretmeni olmak
üzere eğitim gören gençlerimizin işsiz kalmaları sonucunu doğurmaktadır.
Soru 1: Beden eğitimi
branşındaki öğretmen fazlasını ne şekilde istihdam etmeyi düşünüyorsunuz?
Soru 2: İhtiyaç fazlası
mezuniyetleri önlemek için ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Orhan Eraslan
Niğde
Niğde İli Altunhisar
İlçesi Yakacık Kasabasında hayırsever vatandaşlarca lise binası olarak
yapılması düşünülen, ancak Bakanlıktan izin alınması zor olacağı için
ilköğretim okulu olarak yapılan okul binası halen boş durumdadır.
Bu kasabamızda her yıl
temel eğitimden 55 - 60 civarında öğrenci mezun olurken, lise bulunmaması
nedeniyle özellikle kız çocukları taşımalı eğitim sistemiyle liseye
yollanmamaktadır.
Yakacık kasabasına lise
açılması için Bakanlığınıza çeşitli kereler müracaatlar yapılmış; ancak, bir
sonuç alınamamıştır.
Soru 1:
Altunhisar-Yakacık Kasabasına bir lise açılması düşünülmekte midir?
Soru 2: Eğer düşünülmüyor
ise gerekçesi nedir?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Öğrencilerin okul kaydı
sırasında "bağış" adı altında velilerden istek dışı kayıt parası
toplanmasının yasak olmasına rağmen, medyaya da yansıyan haberlerden bu yönde
taleplerin olduğu öğrenilmektedir.
Bu nedenle, aşağıdaki
sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Bihlun Tamaylıgil
İstanbul
1.Velilerden istekdışı
para toplayan yöneticilerin cezalandırılacağı yönündeki açıklamalara rağmen,
kayıtlar sırasında velilerden para istenmesinin bir açıklaması var mıdır?
2.Bu paralar okullar
tarafından ne şekilde toplanmaktadır?
3.Toplanan paraların
kullanım alanlarının denetimi yapılmakta mıdır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Musa Uzunkaya
Samsun
Soru 1: İlk ve
ortaöğretim çağındaki çocuklarımızın sağlık açısından tehlike oluşturan kötü alışkanlıkların haritası çıkarılmış mıdır?
Soru 2: Büyükşehir, il,
ilçe, belde ve köy okullarımızda (ilköğretim ve lise) sigara, alkol, uyuşturucu
(tiner, bali vb.) kullanımı yerleşim birimi açısından oransal farklılık arz
ediyorsa, bölgesel ve kentsel açıdan analizleri yapılmakta mıdır?
Soru 3: Başta sigara
olmak üzere, diğer kötü alışkanlıklarda eğitimcilerin öğrencilerine kötü örnek
olma oranları ve önlemlerinin varsa çalışması yapılmakta mıdır?
Soru 4: Okullardaki
eğitsel kollar arasında yer aldığını bildiğimiz Yeşilayın fonksiyon ve
çalışmalarına Bakanlık olarak katkınız nedir?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Millî
Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlandırılmasını
arz ederim.
Enver Öktem
İzmir
Bakanlığınızca
"maddî durumu kötü ve yardıma ihtiyacı olan" öğrencileri özel
okullarda ücretsiz okutmak amacıyla 2003 yılı içinde açılan sınava 60 000
yoksul öğrenci başvuruda bulunmuş ve 16-27 Haziran tarihleri arasında TC Ziraat
Bankası hesabına sınav harcı ve kılavuz ücreti olarak öğrenci başına 8,5 milyon
lira yatırmışlardır. Daha sonra gündeme gelen davalar neticesinde sınavın
iptali söz konusu olmuş fakat başvuruda bulunan öğrencilerin yatırdıkları
paralar şu ana kadar geri ödenmemiştir. Bu nedenle;
Zaten maddî durumları
kötü ve yardıma ihtiyacı olan bu ailelerden Bakanlığınızca alınan paranın
toplamı ne kadardır? Ayrıca, bu paraları geri ödemeyi düşünüyor musunuz? Eğer
düşünüyorsanız ne zaman?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Anayasanın 98 inci maddesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 96 ncı
ve devamı maddeleri uyarınca, Millî Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Mehmet Vedat Melik
Şanlıurfa
Sorular:
1- Şanlıurfa İlindeki
ilköğretim okulu ve lise ihtiyacı ne kadardır?
2- 2004 yılı yatırım
programında Urfa İlinde nerelere ilköğretim ve lise binası yapılması
planlanmaktadır.
3- Akziyaret ve Yardımcı
Köylerine lise yapılması düşünülmekte midir?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
arz ederim.
Ali Cumhur Yaka
Muğla
Danıştay 12. Dairesinin
2002/5354 esas no'lu kararında özetle; 2002 Öğretmen Atama Kılavuzunun, 5 750
sınıf öğretmeni kadrosunun 5 000'inin fen ve edebiyat fakültesi mezunları için
de kullanılacağına dair 2/b maddesinin yürütülmesinin durdurulmasına
hükmetmiştir.
Buna göre;
1. Danıştayın verdiği bu
kararla ilgili Bakanlığınızın bir çalışması var mı?
2. Bu kararla, mağdur
durumdan hak sahibi konumuna geçmiş olan eğitim fakültesi mezunlarının hakkını
nasıl teslim edeceksiniz?
3. Mağdur olan eğitim
fakültesi mezunları için ne zaman kadro istemeyi düşünüyorsunuz?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Mehmet Sefa Sirmen
Kocaeli
1. 1993'ten beri bütçeden
ödenek almadan, öğretmenlerden toplanan aidatlar, hayırseverlerin bağışları ve
işletme gelirleri ve kendi ayakları üzerinde duran ve gerçek anlamda sosyal işlevi
olan öğretmen evlerini, IMF'ye verilen sözler kapsamında KİT olarak ele alıp
özelleştirme kapsamına almanız hakkaniyete sığan bir uygulama mıdır?
2. Özelleştirme kapsamı
içerisinde öğretmen evlerine kendi adlarının verilmesi koşulu ile hayırseverlerin
inşa ettirmiş olduğu sosyal tesisler var mı? Eğer var ise bu tesislerin satışı
durumunda hayırseverlerin haklarını nasıl korumayı düşünüyorsunuz?
3. Hükümetin yayınladığı
acil eylem planı kapsamına alınarak özelleştirme kararı alınan öğretmen evleri
için "orduevleri, polis evleri ne ise öğretmen evleri de odur" diyen
Sayın Bakanın da dahil olduğu AKP Hükümeti aynı mantık çerçevesinde orduevleri
ve polis evlerini de satışa çıkarabilecek mi?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıda belirtilen sorularımın
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanması
hususunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Halil Ünlütepe
Afyonkarahisar
Ankara'da bulunan ve beş
yıldızlı olarak bilinen öğretmen evinde cafe, kafeterya, alacard restoran,
pastane, okey salonu, bar bulunmasına rağmen neden bir kitaplık veya okuma
salonu yok?Lobide bekleme sehpalarının üzerinde gazete, dergi, broşür bile
bulunmayan ve kantininde gazete satılmayan öğretmenevinde gazete ve kitap
yasaklandı mı? Yasaklandıysa neden yasaklandı? Eğitim veren öğretmenlerimizin
ve buraya gelen vatandaşlarımızın okumasından çekiniliyor mu? Bu yasağı
kaldırmayı düşünüyor musunuz? Burasının gerçekten öğretmenevi niteliği taşıması
ve öğretmenlik mesleğine yakışır yapısallıkta kurumsallaşması için bir
kütüphanesinin olması da gerekmez mi?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki soruların Millî
Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Gülsün Bilgehan
Ankara
27.8.2003-25212 tarih ve
sayılı Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 47 numaralı
maddesinde yarı dönem derslerinde başarı gösteren öğrencilerin, öğretmenler
kurulu kararıyla diğer dönemi okumadan bir üst sınıfa geçirilebileceği belirtilmektedir.
Bu bilgiler ışığında;
1- Bu yasal düzenleme
sekiz yıllık kesintisiz eğitimi kesintiye uğratmayacak mıdır?
2- Belirtilen düzenleme,
devletin eğitim üzerindeki etkisini azaltıp eğitim birliği esasını olumsuz
etkilemeyecek midir?
3- Bu düzenleme, zor
şartlarda eğitimini sürdüren özellikle kız öğrencilerin okula devam etmelerine
yeni bir engel oluşturmayacak mıdır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki soruların Millî
Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Gülsün Bilgehan
Ankara
27.8.2003-25212 tarih ve
sayılı Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 108-111
numaralı maddelerinde ilköğretim okulu 6, 7 ve 8 inci sınıf öğrencilerine
gelişim özellikleri dışındaki olumsuz davranışlarının özelliğine göre okul
değiştirme cezası verilebileceği belirtilmektedir.
Bu bilgiler ışığında;
1- 11-13 yaşları
arasındaki çocuklara okul değiştirme cezası verilmesindeki amaç nedir?
2- Öğrencilerin başka
okullara gönderilmesi, sorunun bir okuldan diğerine devredilmesi değil midir?
3- Okulu değiştirilen
öğrenci aynı sorunları tekrarlarsa başka okullara gönderilecek midir?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
dilerim.
Mehmet Tomanbay
Ankara
1- 2003 yılı içinde
ilköğretim öğrencilerine bedava dağıtılan kitapların basım, KDV ve dağıtım
maliyeti ne kadardır?
2- Bu bedel hangi
kaynaktan karşılanmıştır?
3- Kitapların basımı, KDV
ve dağıtım maliyetinin tümü ya da bir kısmı bir gıda şirketi tarafından mı
karşılanmıştır?
4- Bu gıda şirketine buna
karşılık olarak okullarımız kantinlerinden ürünleri ile ilgili olarak bir
ayrıcalık tanınmış mıdır?
5- Eğer bir gıda şirketinden
böyle bir katkı ve karşılığında da bir ayrıcalık söz konusu ise bu sizce yasal
bir uygulama mıdır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Millî
Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
için gerekli işlemlerin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 19.11.2003
Naci Aslan
Ağrı
1- Fen liseleri yatılı ve
karma okullardır. Zeka düzeyleri ile fen ve matematik alanlarındaki yetenekleri
yüksek olan öğrencileri, matematik ve fen bilimleri alanında yükseköğrenime
hazırlamayı, matematik ve fen bilimleri alanlarında gereksinim duyulan üstün
nitelikli bilim adamlarının yetiştirilmesine kaynaklık etmeyi amaçlamaktadır.
Bu nedenle, Ağrı gibi
yoksul, yatırımlar olmayan bir ilin önünde tek seçenek kalmaktadır. O da eğitim
alanında başarının en üst seviyesine ulaşmaktır.
Ağrı İlimizde,
ilköğretimde okuyan öğrencilerin Türkçe, matematik ve fen bilgisi derslerindeki
başarı ortalaması ise hayli yüksektir.
Bu kriterler göz önünde
bulundurularak, Ağrı'da geleceğin bilim adamlarını yetiştirecek bir fen lisesi
açmayı düşünüyor musunuz?
6
Ocak 2004
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun,
Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 96 ncı ve 98 inci maddeleri uyarınca Millî
Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını istiyorum.
Saygılarımla.
Yakup Kepenek
Ankara
Geçtiğimiz günlerde
Van'da yaptığınız bir açıklamada 20 yeni üniversite açılacağını açıkladınız. Bu
bağlamda:
1. Yeni üniversiteler
için gerekli derslik, yurt, kütüphane ve laboratuvar gibi fiziksel altyapı
hazırlıkları tamamlanmış mıdır?
2. Pek çok üniversitede
öğretim üyesi açığı varken, yeni üniversitelerin öğretim üyesi gereksinimi
nasıl karşılanacaktır?
3. Toplam üniversite
sayısını bir anda yaklaşık yüzde 27, devlet üniversitelerini de yüzde 37'den
fazla artıracak olan bu büyümenin, ekonominin nitelikli işgücü gereklerine
uygunluğu planlanmış mıdır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Millî Eğitim Bakanı Sayın
Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Ramazan Kerim Özkan
Burdur
Bilindiği üzere
ortaöğretim son sınıf öğrencileri ÖSS nedeniyle ikinci dönemle birlikte yoğun
bir çalışma temposunu girmektedirler.
Bununla birlikte ikinci
dönemde eğitimin kısmen ya da tamamen kesilmesi ve buna rağmen öğrencilerin
okula devam zorunluluğu bulunması nedeniyle öğrencilerin ÖSS'ye daha fazla
yoğunlaşması zorlaşmaktadır. Bu durum dikkate alınarak;
Birinci dönem karne notu
iyi olan öğrencilerin, ikinci dönemde idarî izinli sayılarak ÖSS'ye daha iyi
şekilde hazırlanmaları için gerekli yasal bir düzenlemenin yapılmasını uygun
bulur musunuz?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
dilerim.
Mehmet Tomanbay
Ankara
Millî Eğitim Bakanlığı,
Yurtdışı Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak Personelin Seçimine İlişkin
Yönetmelikte değişiklik yapmıştır.
1- Bu değişiklikler hangi
gerekçeyle ve hangi gereksinimden kaynaklara yapılmıştır?
2- "Atatürk İlke ve
İnkılaplarına Bağlılık Kriteri"nin, personelin seçiminde belirleyici olan
kriterler arasından çıkarılmasının gerekçesi nedir?
3- Altı yıllık sicil notu
ortalamasının iyi olması koşulunu, son yıla ait sicil notu olumlu olmak
kaydıyla üç yıllık sicil notu ortalamasının iyi olması şeklinde yapılan
değişikliğin, gönderilecek personelin niteliğini düşürücü bir değişiklik
olduğunu düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Fahrettin Üstün
Muğla
1- 58 inci-59 uncu
Hükümetler döneminde size bağlı kuruluşlarda kaç atama yapılmıştır?
2- Bakanlığınıza bağlı
kuruluşlarda idarî görevlere her iki hükümet döneminde vekâleten, tedviren ve
görevlendirmeyle kaç atama yapılmıştır?
3- İdari görevlerde
bulunan idarecilerden kaçı başka yerlere görevlendirilmiştir?
Görevlendirilenlerin aldıkları harcırah miktarı ne kadardır?
4- 58 inci ve 59 uncu
hükümetler döneminde asil veya vekil kaç idareci görevden alınmıştır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
arz ederim. 2.4.2004
Sedat Pekel
Balıkesir
ÖSYM, YÖK ve MEB veri
kayıtlarından alınarak yapılan ve medyaya da yansıyan araştırmalarda sayısı
78'i bulan eğitim fakültelerimizde akademik personel yönünden büyük sıkıntı
yaşanmaktadır. Profesör ve doçent yetersizliği nedeniyle fakültelerdeki
eğitimin niteliğini olumsuz yönde etkilemekte, derslerin işlenişini
bilimsellikten ve akademik derinlikten uzaklaşabilmektedir. Buna göre;
1- 30'unda doçent,
19'unda ise profesör ve 14'ünde profesör ile doçent bulunmayan eğitim
fakültelerimizin akademik personel ihtiyacını nasıl gidermeyi düşünüyorsunuz?
2- Öğretmenlik mesleğini
en çok tercih edenlerin kadınlar olmasına rağmen, 41 eğitim fakültesinde kadın
profesör ve doçent bulunmamaktadır. Bu konunun nedenlerine ve negatif tablonun
düzeltilmesine yönelik çalışmalarınız var mıdır?
3- Öğretmen eğitiminin
niteliğinin artırılması için ne tür çalışmalar yapmaktasınız?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıda yer alan konunun
Millî Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak
yanıtlanması için gereğini arz ederim.
Feridun Ayvazoğlu
Çorum
Çorum Hitit Üniversitesi
kurulması konusu, şimdiye kadar söylem şeklinde genel kamuoyunda gündeme
geldiği gibi, Çorum kamuoyundan da sık sık duyuyoruz. Buna rağmen
Bakanlığınızca da bazı çalışmaların yapıldığını biliyoruz.
1- 2004-2005 eğitim ve
öğretim yılına Hitit Üniversitesi adı altında bir üniversite kurmayı ve
yetiştirmeyi düşünüyor musunuz?
2- Düşünüyorsanız, bu
üniversitenin kurulması hangi aşamadadır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Sedat Pekel
Balıkesir
Ülkemizde, halen 158 128
öğrencinin eğitim gördüğü 60'ı devlet, 5'i vakıf üniversitesine bağlı 65 eğitim
fakültesinden 2003 yılında mezun olan 31 840 öğrenciden sadece 8 000'i öğretmen
olabilmiştir. Öğretmen yokluğu sebebiyle okullarda dersler vekil öğretmenlerle
doldurulurken, her yıl eğitim fakültelerinden mezun olan onbinler, işsizler
ordusuna katılmaktadır. Buna göre;
1- Eğitim
fakültelerindeki eğitim ve öğretimi öğretmenlik mesleği için yeterli buluyor
musunuz?
2- Onbinlerce öğretmen
adayı işsiz kalırken, okullarda öğretmen açığı bulunmasını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
3- İşsiz kalan öğretmen
adaylarının öğretmen olabilmeleri için ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?
4- Eğitim fakültelerinden
mezun olan öğrencilerimizin çoğunun işsiz kalmasının nedeni konusunda bir
araştırma yapıyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Millî
Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Şevket Gürsoy
Adıyaman
Malumları olduğu üzere,
Adıyaman'daki fakülte ve yüksekokullar, üç ayrı üniversitemiz olan Gaziantep
Üniversitesi, İnönü Üniversitesi ve Harran Üniversitesi Rektörlüklerine bağlı
durumda hizmet vermektedir. Takdir olunur ki, bu dağınık yapı eğitimi olumsuz
yönde etkilemektedir.
Bu dağınık yapıyı ortadan
kaldırmak için, Adıyaman'a üniversite kurmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından Anayasanın 98 inci ve
İçtüzüğün 96 ncı maddeleri gereğince sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. 5.5.2004
Muharrem Kılıç
Malatya
2004-KPSS kitapçığında,
Almanca ve Fransızca bölümü mezunlarına yer verilmemiştir. Yani, bu bölüm
mezunları kendi branşlarında çalışamayacaklardır. Bu gençlerimizin aileleri,
üniversiteyi kazanabilmeleri için, çocuklarını, boğazlarından kısarak, pek çok
fedakârlıklara katlanarak dershaneye gönderdiler. Yine, kazandıkları bu
bölümleri bitirene kadar pek çok maddî ve manevî fedakârlıklarda bulundular;
fakat, bunların hepsinin sonucunda, bu gençlerimiz, dört yıl boyunca aldıkları
eğitimin karşılığını alamayacaklar. Lütfen, gençlerimizin umutlarını, hayallerini
yok etmeyelim.
Bu bağlamda;
1- 2004-KPSS kitapçığında
neden Almanca ve Fransızca bölümü mezunlarına yer verilmemiştir?
2- Eğer bu bölümlerin
mezunlarına ihtiyaç yoksa, neden bu bölümler halen mezun vermektedir?
3- Bu bölümlerden mezun
olan ve olacak gençlerimizin istihdamına yönelik herhangi bir çalışmanız var
mı?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın TC
Anayasasının 98 ve TBMM İçtüzüğünün 96 ve 98 inci maddeleri uyarınca Millî
Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederdim.
Oya Araslı
Ankara
1- Basında, okullarda
ücretsiz olarak dağıtılan "Peygamberimiz Efendimiz" isimli kitapta,
cihada özendiren ve kadını aşağılayan ifadeler bulunduğuna ilişkin haberler yer
almaktadır. Bu haberler doğru ise, Millî Eğitim Bakanlığının bu kitabın
dağıtımında rolü nedir?
2- Basında, kitapta yer
aldığı iddia edilen ve yanlış yönlendirmelere sebep olabileceği ileri sürülen
ifadelere katılıyor musunuz? Bu tür düşüncelerle eğitimde çağdaşlığa
ulaşılabileceğine inanıyor musunuz? İnanmıyorsanız, Anayasanın 42 ve 58 inci
maddelerinde devlete verilen görevleri yerine getirmek ve bu kitabın içerdiği
iddia edilen ifadelerin doğurabileceği sakıncalı sonuçları engellemek için
hangi önlemleri aldınız?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Millî
Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
hususunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Ümmet Kandoğan
Denizli
Soru: AKP İktidarları
döneminde Bakanlığınızca veya Bakanlığınıza bağlı ilgili kuruluşlarca Denizli
İline yapılmış olan çalışmaları nelerdir?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Sn. Prof. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini arz ederim.
Yaşar Tüzün
Bilecik
Bilecik İlimizde
yükseköğretimdeki bugünkü öğrenci sayısı 4 450 civarındadır. Bu öğrenciler 3
üniversiteye dağılmış durumdadır. Bu öğrenci sayısının daha altında Türkiye'de
kurulmuş mevcut üniversiteler vardır. İlimizdeki yükseköğrenim kurumlarının
fizikî ve sosyal yapısı bu üniversitelerden daha iyi konumdadır.
Yükseköğrenim
kurumlarının bağlı oldukları rektörlük binalarının şehir dışında olması,
öğrencilerimizin rektörlükle olan ilişkilerini zaman zaman aksatmaktadır.
Saydığımız sebepler
gözönünde bulundurularak, Türkiye genelinde altyapısı hazır olan tek il Bilecik
İlimizde üniversite kurmayı düşünüyor musunuz? Bu konuda çalışmanız var mı?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Dursun Akdemir
Iğdır
1.- Göreve başladığınız
tarihten bugüne kadar, sorumluluğunuzda bulunan kurumlara, kaç kişinin devlet
memurları sınavıyla ataması yapılmıştır?
2.- Aynı kurumu tercih
ettiği halde, daha az puanla göreve başlattığınız personel var mıdır? Varsa kaç
kişidir? Niçin ve hangi gerekçeyle bu yönteme başvurulmuştur?
3.- Geçici işçi
statüsünde kaç kişi, hangi kriterlere göre göreve başlatılmıştır?
4.- İstisnaî kadro
hükümleri çerçevesinde kaç kişi göreve başlatılmıştır?
5.- 28 Kasım 2002
tarihinden bugüne kadar, sorumluluğunuzda bulunan kurumlarda kaç personelin
görevine son verilmiştir? Gerekçesi nelerdir? Mahkeme kararıyla görevine iade
edilen personel var mıdır? Varsa kaç kişidir?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki soruların Millî
Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
dilerim.
Saygılarımla.
Mustafa Gazalcı
Denizli
1- Millî Eğitim Bakanlığı
Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne önerilen İbrahim Kapaklıkaya'nın
Cumhurbaşkanından kararnamesi geri gönderilmesine karşın niçin bu görevde
tutulmaktadır?
2- İbrahim Kapaklıkaya,
kendisinin de içinde bulunduğu komisyon tarafından hazırlanan ve 25 Temmuz 2004
tarihinde gerçekleştirilen "Yurtdışı Eğitim Kadroları Meslekî Yeterlilik
Sınavı"na girmiş midir?
3- 17 Aralık 1996 tarihli
Millî Eğitim Bakanlığı Yurtdışı Teşkilatına Sürekli Görevde Atanacak Personel
Hakkında Yönetmeliğin "Görevlendirileceklerde Aranacak Genel Şartlar"
başlıklı 5 inci maddesindeki "son müracaat tarihi itibariyle son 3 yıldır
Bakanlık merkez veya taşra teşkilatı kadrolarında çalışıyor olmak"
şeklindeki bendi 24 Şubat 2004 tarihindeki değişiklikle kaldırılmış mıdır?
4- Dış İlişkiler Genel
Müdür Yardımcılığına getirilen; ancak, asaleten atanamayan ve bu sınavda
başarısız olan Doç. Dr. İbrahim Özdemir, sınavda başarılı olan adayların
mülakatını yapma sorumluluğunu almış mıdır?
5- Bu sınava başvurma
duyurusu ne zaman yapılmıştır? Kaç kişi başvurmuştur?
6- Bir genel müdürün
başında bulunduğu genel müdürlüğün sorumluluğunda olan sınava katılması hukuka
uygun bile olsa, etik açıdan doğru mudur?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından cevaplandırılması için
gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Orhan Eraslan
Niğde
Bir AKP milletvekilinin
Niğde İlinde yaptığı ziyaret sırasında "Niğde Millî Eğitim Müdürlüğünde
yakasında Atatürk rozeti taşıyan yönetici bırakmadık" şeklinde açıklamada
bulunduğu; yine, bazı AKP'li yerel yöneticilerin de buna benzer ifadeler
kullandıkları belirtilmektedir.
Soru 1- Yapılan bu
açıklamalar doğru mudur? Niğde İl Millî Eğitim Müdürlüğünde yakasında Atatürk
rozeti taşıyan yöneticiler görevden alınmış mıdır?
Soru 2- Bakanlığınızca
yapılan görevden almalarda, Atatürk rozeti taşımak bir kriter olarak alınmakta
mıdır? Yine, iddia edildiği şekilde, Atatürk rozeti takmamak, yönetici
atamalarında olumlu bir referans olarak alınmakta mıdır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını arz ederim. 22.9.2004
Sedat Pekel
Balıkesir
Bakanlığınız iki yıldır
ücretsiz olarak ders kitabı dağıtmaktadır. Bu uygulama, popülist bir politika
ürünü gibi görünmekte ve medyaya da yansıyan birtakım iddialar kamuoyunda kuşku
yaratmaktadır. Buna göre;
1- Dağıtılan ders
kitapları Millî Eğitim Bakanlığının olanaklarıyla mı basılmaktadır, yoksa özel
yayınevlerinden mi alınmaktadır?
2- Bu ders kitaplarının
toplam maliyeti ne kadardır?
3- Kitapların maliyeti
kimin talimatıyla Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan
karşılanmıştır?
4- Ders kitaplarının orta
ve üst gelir grubu ailelerin çocuklarına dağıtıldığı doğru mudur?
5- Bu uygulamadan
yararlanması için öğrencilerde hangi kriterler aranmaktadır?
6- Tasarruf Tedbirleri
Genelgesine göre, bu yıl dağıtılan kitapların geçen yıl toplanan kitaplar
olması gerekirken, genelgeye uyulmadığı doğru mudur?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını arz ederim. 22.9.2004
Sedat Pekel
Balıkesir
Bakanlığınız, öğretmen
atamalarını bilgisayar ortamında gerçekleştirdiğini ve hiçbir şekilde torpil
uygulanmadığını belirtirken, medyaya yansıyan haberlere göre bazı öğretmen
atamalarındaki uygulamaların çelişki yarattığı ve kamuoyunun atamalardan kuşku
duyduğu ifade edilmektedir. Buna göre;
1- Aynı okuldan pedagojik
formasyonu olan öğretmen adayları arasında aynı bölüme başvurmuş olmalarına
karşın daha yüksek puanlı öğretmen adayı atanmayarak, daha düşük puanlı
öğretmen adayının atandığı doğru mudur?
2- Puanı yüksek olan
öğretmen adayına verilen ret gerekçesinde "puanınız yetersiz" ifadesi
kullanıldığı doğru mudur?
3- Daha düşük puanlı
öğretmen adaylarının daha yüksek puanlı öğretmen adaylarından öncelikli olarak
atanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
4- Bu tür mağduriyetlerin
önlenmesi için bir düzenleme yapacak mısınız?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıda sunulan
sorularımın, Anayasanın 98 inci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 96
ncı maddelerine göre Millî Eğitim Bakanı Sn. Hüseyin Çelik tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
27.9.2004
Feridun Fikret Baloğlu
Antalya
Akdeniz Üniversitesi
Antalya Sağlık Yüksekokulunun kent merkezindeki binası, geçen öğretim yılı
sonunda kolonlarının patlaması nedeniyle boşaltılmıştı. Akdeniz Üniversitesi
Rektörlüğü okul için kalıcı ve sürekli bir çözüm üretmeye çalışmaktadır.
1-Antalya Sağlık
Yüksekokulu için yeni bir binanın yapılması amacıyla hazırlanmış bir projeniz
var mıdır?
2- Öğrencilerin geçici
bir binada öğretim görmelerinin eğitim ve öğretim açısından getireceği
sakıncalar düşünülerek, sorunun bir an önce çözümlenmesi konusunda ne
düşünüyorsunuz?
3- Kolonlarının patladığı
belirtilen bina ne olacaktır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun, Millî
Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
dilerim.
Mustafa Özyurt
Bursa
Kemalizm "Aydınlanma
Devrimi"nin Türkçesi...
Aklı devreye sokan,
eleştiriyi ve sorgulamayı temel yasaya dönüştüren uygarlık devrimini Türkiye
Atatürkçülükle tanıdı.
Buna karşın 27 Eylül 2004
tarihli Vatan Gazetesinde röportajı yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve
Terbiye Kurulu Başkanı "Kemalizm eğitimin yapı taşı olamaz"
tümcesiyle büyük bir çelişkiye düşmektedir.
Bu nedenle;
1- Yanlış görüşü
sergileyen Talim ve Terbiye Kurulu Başkanını görevde tutmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıda sunulan
sorularımın, Anayasanın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 96 ıncı maddelerine göre
Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Feridun Fikret Baloğlu
Antalya
1- Antalya'nın Korkuteli
İlçesinde on yıl önce açılan Anadolu Lisesinin bugüne kadar eğitim yapabileceği
bir binaya kavuşamamasının olağan kabul edilmesi mümkün müdür?
2- Korkuteli Anadolu
Lisesi binasının yapımı için Bakanlığınızın proje çalışması var mıdır?
3- Kaybedilen on yıldan
sonra, 2005 yılı bütçesinde de Korkuteli Anadolu Lisesi için yeterli ödenek
ayrılmazsa, Sayın Başbakanın "Antalya hakkını alacak" vaadi geçersiz
olmayacak mıdır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıda sunulan
sorularımın, Anayasanın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 96 ncı maddelerine göre
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Feridun Fikret Baloğlu
Antalya
1- Antalya'nın Manavgat
İlçesinde çürümeye terk edilen Anadolu otelcilik ve turizm meslek lisesi
uygulama oteli inşaatından Bakanlığınız haberdar mıdır?
2- Haberdar iseniz, son
günlerde yapı içindeki 8 adet dinamonun çalınmasıyla gündeme gelen bu inşaatı
tamamlamayı düşünüyor musunuz?
3- Uygulama otelinin
tamamlanması için gerekli ödenek, 2005 yılı bütçesine konulmuş mudur?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Millî
Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Vezir Akdemir
İzmir
Millî Eğitim Bakanlığınca
6.4.2004 tarihinde yayımlanan öğretmenlerin atanmalarına ilişkin genelgeyle, il
içi isteğe bağlı yer değiştirme isteğinde bulunacak öğretmenler, norm kadro
şartlarına göre, internet ortamında 12-19 Nisan 2004 tarihleri arasında başvuru
yapılması gerektiği beyan edilmişti.
Başvurulardan sonra,
Millî Eğitim Müdürlüğünce, 20-28 Nisan 2004 tarihleri arasında internet
ortamında duyurulup, tayinleri yapılacaktı; ancak, tüm yurtta olduğu gibi,
İzmir İlinde de açık öğretmen kadroları bulunduğu Millî Eğitim Müdürlüklerince
duyurulmuştu. Şartları uyan öğretmenler tayin talebinde bulunmasına rağmen,
tayinleri yapılmamıştır.
1- 2004-2005 öğretim
yılında, tüm yurtta olduğu gibi, İzmir İli bünyesinde bulunan okullarda da norm
kadro uygulamasına göre kaç adet boş öğretmen kadrosu bulunduğu, boş bulunan bu
öğretmen kadrolarına şartları tutup tayin talebinde bulunan öğretmenlerin
tayinleri neden yapılmamıştır? İçinde bulunduğumuz eğitim, öğretim yılında norm
kadro uygulaması çerçevesinde öğretmen ataması yapılacak mı?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını arz ederim.
Sedat Pekel
Balıkesir
OECD'nin düzenlediği ve
40 ülkeden 250 000 öğrencinin katıldığı uluslararası öğrenci performansı
değerlendirme sınavında, 30 OECD ülkesi arasında, Türkiye, sondan birinci,
genel sıralamada ise 35 inci olmuştur. Türkiye'nin kalifiye ve tecrübeli
öğretmen kadrosunun yetersiz olması nedeniyle öğrencilerin performansının düşük
kaldığı tespit edilmiştir. Ayrıca, okullararası kalite farkları sıralamasında
birinci olunmuştur. Buna göre;
1- Alınan bu sonuçları
Türk eğitim ve öğretimi açısından nasıl değerlendiriyorsunuz
2- Öğretmenlerin deneyim
ve niteliklerini artırabilmeleri için ücretlerine artış yapmayı düşünüyor musunuz?
3- Kalifiye ve tecrübeli
öğretmen sayımızın artırılması için çalışma yapıyor musunuz?
4- Özel okullar ile
devlet okulları arasındaki farkı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu farkın
azaltılmasıyla ilgili çalışma yapıyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Dursun Akdemir
Iğdır
1.- Bakanlığınızın 2004
malî yılı bütçesinden Iğdır İli için ayrılan ödeneğin tamamı kullanılmış mıdır?
Kullanılmış ise, nerelerde hangi projeler için kullanılmıştır? Kullanılmamış
ise, gerekçesi nelerdir?
2.- Bakanlığınızın 2005
malî yılı bütçesinden Iğdır İline ne kadar ödenek ayrılmıştır? Bu ödeneğin ne
kadarı yatırım, ne kadarı cari harcamalar içindir? Söz konusu ödenek hangi
yatırımlar için kullanılacaktır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aracılığınızla aşağıdaki
sorularımın Sayın Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından sözlü
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 6.1.2005
Naci Aslan
Ağrı
1.- Türkiye genelinde 133
833 öğretmene ihtiyaç var, ilim olan Ağrı'da da 1 596 öğretmene ihtiyaç vardır.
Toplumun gelişmesi için
en önemli kurum eğitim kurumlarıdır. Eğitime önem vermeyen toplumların
gelişmesi mümkün değildir. Ülkemizde şu anda üniversite bitiren yüzbinlerce
gencimiz boş gezerken, çoğu okullarımız da öğretmensizlikten ötürü kapalıdır.
Siz, özellikle, beden eğitimi bölümü mezunu gençlerimizi, sınıf öğretmeni
olarak, köylerde, geçici veya sözleşmeli personel olarak görevlendirmeyi
düşünüyor musunuz, yoksa bu eşitsizliğin devamına gönlünüz razı mı olacak?
2.- Öğretmenlik
formasyonu alan gençlerimizin sınavsız olarak öğretmenlik yapmalarına olanak
sağlamayı düşünüyor musunuz?
3.- Bir öğretim yılı
boyunca iki aydan fazla öğretmen yüzü görmeyen bir köy ilköğretim okulunda veya
ilkokulundan mezun olan öğrenci ile şehir merkezinde öğretmen kadrosu tam olan
bir okuldan mezun olan öğrencinin aynı sınava tabi tutulması eşitlik ilkesiyle
bağdaşır mı?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aracılığınızla aşağıdaki
sorumun Sayın Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 6.1.2005
Naci Aslan
Ağrı
1.- 8 yıllık ilköğretim
okullarının uygulamaya konulmasıyla geri kalmış ve dağınık yerleşim
birimlerinden meydana gelen bölgelerde eğitim ve öğretim kalitesinin ve
yüksekokulları kazanma oranının arttığı bizzat tarafımdan gözlenmiş ve
istatistiklerde de mevcuttur.
Ağrı İlinin eğitim
düzeyinin yükselmesi ve vatandaşın ilkokul 5 inci sınıftan sonra ekonomik nedenlerden
ötürü ortaokula çocuğunu gönderebilmesi için, 2005 yatırım programına ilave
olarak, yeni ilköğretim okulları yaptırmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Ümmet Kandoğan
Denizli
1- İktidarınız döneminde
Bakanlığınıza naklen atanan personel sayısı ne kadardır? Bunlardan üst
kadrolara atanan personelin isimleri ile geldikleri kurumları açıklar mısınız?
2- Aynı dönemde istisnaî
kadrolara atanan personel sayısı kaçtır? Bunların isimleri nelerdir?
3- 58 inci ve 59 uncu
hükümetler döneminde, Başbakanlık ve diğer bakanlıklar ile kamu kurum ve
kuruluşlarından Bakanlığınıza vekâleten, asaleten ve geçici görevle atanan
toplam personel sayısı ne kadardır?
4- Bakanlığınız merkez
teşkilatında görevli geçici personele dönersermayeden ödenen pay ne kadardır?
Unvanlar itibariyle dağılımı nasıldır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
arz ederim.
Ali Cumhur Yaka
Muğla
Uzun yıllardan beri
demokratik olmayan statüsü ve yolsuzluklarıyla anılan İLKSAN, bu dönemde de çeşitli
şaibe ve yasalara uygun olmadığı ileri sürülen kongreleriyle gündeme gelmiştir.
Buna göre;
1- İLKSAN'ın yeni dönem
genel kurul delegelerinin seçimi illerde hangi tarihlerde yapılmıştır?
2- İLKSAN Genel Kurulunun
daha önceden açıklanan olağan genel kurul tarihi nedir, niçin ertelenmiştir?
3- Olağan genel kurul
ertelenerek, yeni seçilmiş delegelerle niçin olağanüstü genel kurul yapıldı?
4- Olağan genel kurul
yerine olağanüstü genel kurul yapılmasının nedeni gündemin değiştirilmemesi
için midir?
5- Olağanüstü genel kurul
yapılarak İLKSAN üyelerinden ne kaçırılmak, neler saklanmak isteniyor?
6- Her konuda
şeffaflıktan söz eden hükümetiniz İLKSAN genel kuruluna basının alınmamasını
nasıl açıklıyor?
7- Bakanlığınız, İLKSAN
genel kurulunda yaşananlarla ilgili bir soruşturma açmayı ve İLKSAN'ın ana
statüsünü değiştirmeyi düşünüyor mu?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Millî Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Asım Aykan
Trabzon
Milletimizin yaşadığı
büyük depremler sonrası karşılaşılan sıkıntılar ve ekonomik krizler sebebiyle
insanlarımızın mağduriyetini fırsat bilen bazı gruplar, insanî yardım
görüntüsünde misyonerlik faaliyetleri yapmaktadır. Özellikle mağdur
insanlarımızı ve bu insanlarımızın çocuklarını hedef alan bu çalışmaların, dinî
tebliğ yerine siyasî amaçlar taşıdığı kanaati kamuoyunda paylaşılmaktadır.
Bu bağlamda;
1- Gerek Bakanlığınıza
bağlı okullarda gerek özel okullarda ve gerekse üniversitelerimizde misyonerlik
faaliyetleri var mıdır?
2- Son günlerde ülkemizde
misyonerlik faaliyetlerinde artış olduğu gazete ve televizyon haberlerinde
görülmektedir. Misyonerlik faaliyetlerindeki artışın sebepleri nelerdir?
3- Okullardaki din
öğretiminden sorumlu Bakanlık olarak anayasal göreviniz gereği din öğretiminin
daha etkin bir şekilde yapılabilmesi için planlanmış ve yürütülmekte olan
çalışmalarınız var mıdır?
4- Ülkemizde gençlerimize
ve öğrencilerimize yönelik misyonerlik faaliyetlerinin etkisiz kalması ve
öğrencilerimizin bu tür çalışmalardan korunması için geleceğe yönelik plan ve
projeleriniz var mı? Varsa nelerdir?
5- Çalışmalarınızda
Yüksek Öğretim Kurumu Başkanlığı ve diğer kurum ve kuruluşlarla, sivil toplum
örgütleriyle işbirliğiniz var mıdır?
6- Gençlerimiz bu menfi
faaliyetlerden korunması için gerekli donanımı sağlayacak sayı ve kalitede
öğretmenimiz mevcut mudur? Öğretim faaliyetleri yanında müfredatımıza eğitim
derslerinin de konulması yönündeki değerlendirmelere katılıyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıda sunulan
sorularımın, Anayasanın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 96 ncı maddelerine göre
Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
24.2.2005
Feridun Fikret Baloğlu
Antalya
Antalya'nın Gazipaşa
İlçesi, çok sayıda köyü ve nüfus büyüklüğüyle eğitim açısından sorunları
öncelikle çözülmesi gereken bir bölgedir.
Bu kapsamda;
1- Gazipaşa İlçe halkının
öncelikli bir istem olarak Bakanlığınızdan bekledikleri yatılı ilköğretim bölge
okulu konusunda bir hazırlığınız var mıdır?
2- Bakanlığınızın bu
konuda bugüne kadar bir çalışması yoksa, Gazipaşa İlçemizde bir yatılı bölge
ilköğretim okulu kurulabilmesi için 2005 yılında Bakanlığınızın bir çalışması
söz konusu olacak mıdır?
BAŞKAN - Millî Eğitim
Bakanı Sayın Hüseyin Çelik; buyurun.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Parlamentomuzun
değerli üyelerinin muhtelif zamanlarda şahsıma yönelttikleri sözlü sorulara
cevap vermek üzere huzurunuzdayım; Yüce Heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Divan Üyesi arkadaşımız
tarafından sorular okunduğu için, bir kez daha soruları tekrarlamayacağım;
ancak, hatırlamanız açısından bazı ipuçları vereceğim.
Niğde Milletvekili Sayın
Orhan Eraslan tarafından, beden eğitimi öğretmenlerinin atamalarıyla ilgili,
malumunuz, bir soru sorulmuştu. Bildiğiniz gibi, 2003 yılından bu yana,
Hükümetimiz, devlet olarak, tahsis edilen kadroların neredeyse yüzde 50'sini
Millî Eğitime ayırmaktadır. Bugüne kadar, ilk defa, ilk atama olarak, 48 000
öğretmen ataması yapılmıştır, bunlar arasında 2 650'si beden eğitimi
öğretmenidir. Malumunuz, ağustos ayında, 10 000 öğretmen ataması daha
yapılacaktır ve beden eğitimi öğretmenlerimizden de bu atama esnasında da
atamalar olacaktır.
Sayın Eraslan
"mademki bu insanların hepsini atamıyorsunuz, o zaman, bu eğitim
fakültelerine bu insanlar niçin alınıyor" şeklinde bir soru sormaktadır.
Hepimiz biliyoruz ki, dünyanın her yerinde "bütün üniversite mezunları
ille de kamuda istihdam edilir" diye bir kaide, bir kural yoktur. Bunu
diğer branşlar için de düşünebilirsiniz; bu, hukuk mezunu, siyasal mezunu,
veteriner fakültesi, ziraat fakültesi mezunları için de geçerlidir. Malumunuz,
beden eğitimi öğretmenleri, öğretmenliğin dışında, özellikle Beden Eğitimi ve
Spor Genel Müdürlüğünde çalışabilmektedirler, spor klüplerinde
çalışabilmektedirler, ayrıca, çeşitli sağlık merkezlerinde, fizik tedavi ve
terapi merkezlerinde çalışabilmektedirler; özel sektörde de, bu anlamda, beden
eğitimi öğretmenlerine ihtiyaç vardır.
Biz, Millî Eğitim
Bakanlığının en acil ve öncelikli ihtiyacı olarak bir kontenjan belirliyoruz ve
bu kontenjanlara gerekli atamaları yapıyoruz. Bu öğretmenlerimizden de maksimum
düzeyde yararlanmaya çalışıyoruz. Mesela, 2003 yılında yapılan atama esnasında,
belki, son on yılın en büyük beden eğitimi öğretmeni ataması yapılmıştır; 1 700
kişi, sadece 2003 yılında atanmıştır. Bunu ifade etmek isterim.
Öte taraftan, yine Sayın
Orhan Eraslan tarafından, Niğde'nin Altunhisar İlçesi Yakacık Kasabasında bir
lise açılıp açılmayacağı veya çokprogramlı lise açılıp açılmayacağı
sorulmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
bildiğiniz gibi, bir ilçeye veya bir beldeye lise veya çokprogramlı lise
açılabilmesi için Millî Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen kriterler
vardır. Bu kriterlere göre, valiliklerce, Millî Eğitimimizin yetkili
uzmanlarınca hazırlanan raporlara göre bunlara karar verilmektedir. Bizim
yaptığımız tespitlere göre, Altunhisar İlçesinde bir çokprogramlı lise vardır.
Altunhisar İlçesi ile Yakacık Kasabası arasındaki mesafe 5 kilometre ve asfalt
yoldur.
Bizim bir beldede
çokprogramlı lise açabilmemiz için, o beldenin nüfusunun 5 000 olması
gerekmektedir; Yakacık İlçesi 5 000'in altındadır. Artı, bir beldede
çokprogramlı lise açabilmemiz için, o beldede, en az 100 ilköğretim 8 inci
sınıf öğrencisi bulunması gerekmektedir; bu beldemizde öğrenci sayısı 60
civarındadır. Dolayısıyla, burada bir çokprogramlı lise açılması bugünkü şartlarda mümkün görünmemektedir.
İstanbul Milletvekili
Sayın Bihlun Tamaylıgil'in sorusu, malumunuz, özellikle bu kayıtlar esnasında
velilerden istekdışı olarak para toplanmasıyla ilgili bir soruydu.
Değerli milletvekilleri,
biz iktidara gelirken, özellikle Millî Eğitim Vakfı tarafından, her dönem
başında, öğrencilerden, belirli miktarda bir para alınıyordu ve bunun adına da
"zorunlu bağış" deniliyordu. İlk günlerden itibaren biz hep şunu
söyledik; dedik ki: "Bağışın zorunlusu olmaz." Vakıf yasasında
yaptığımız bir değişiklikle de, malumunuz, Millî Eğitim Vakfının, Millî Eğitim
Bakanlığıyla, o doğrudan olan bağlantısını kesmiş bulunuyoruz ve öğrencilerden,
bu zorunlu bağış adı altındaki paralar toplanmamaktadır. Ancak, şunu hemen
ifade edeyim, velilerimiz, işadamlarımız, hayırseverlerimiz, nasıl ki, yeniden,
sıfırdan bir okul inşa edip Türk millî eğitimine bağışlıyorlarsa, şu veya bu
okulda çocukları okuyan insanlar, kendi çocuklarının eğitiminin kalitesi adına
okullara zaman zaman bağışta bulunabilmektedirler; bu bağışlar dernekler
marifetiyle veya okul aile birlikleri marifetiyle yapılmaktadır. Ancak, bundan
önce, malumunuz, çok daha büyük bir kargaşa mevcuttu, okul aile birliklerinin
tüzelkişiliği yoktu ve bu hesapların kontrol edilebilirliği söz konusu değildi.
Biz, okul aile birliklerini, malumunuz, Türkiye Büyük Millet Meclisinden
geçirdiğimiz bir yasayla, hukukî altyapıya kavuşturduk ve yönetmeliğini de
bugünlerde yayınlıyoruz. Dolayısıyla, burada bir şeffaflık söz konusu olacak.
Gönüllü olarak kendi çocuğunun okuduğu okula bağışta bulunmak isteyen ve oraya
katkı sağlamak isteyen, aynî veya nakdî katkıda bulunmak isteyenlerin, elbette
ki, bağışları alınacaktır; ama, bunlar kesinlikle velilerin kontrolüne açık
olacaktır, şeffaf olacaktır, belli hesaplarda olacaktır ve harcamaları da,
yine, valiliklerce, yetkililerce kontrol edilecektir.
Değerli arkadaşlarım,
Samsun Milletvekilimiz Sayın Musa Uzunkaya'nın, özellikle, ilk ve ortaöğretim
çağındaki çocuklarımızı tehdit eden kötü alışkanlıklar, uyuşturucu maddelerle
ilgili, malumunuz, sorusu vardır. Ben, Sayın Uzunkaya'ya, bu hazırlanan cevabı,
kendisine yazılı olarak takdim edeceğim; ama, şunu söyleyeyim; Türkiye çapında
sürekli olarak okullarımız bu açıdan kontrol edilmektedir. Özellikle, son
aylarda kapkaç meselesinin iyice gündeme gelmesinden sonra, Hükümetimiz
tarafından 5 bakanımız görevlendirilmiştir. Bu meseleyle ilgili bir komisyon
kurulmuştur. Devlet Bakanımız Sayın Güldal Akşit'in başkanlığında, Adalet
Bakanımızın, İçişleri Bakanımızın, bendenizin ve Sağlık Bakanımızın yer aldığı
bu komisyon uzun süren çalışmalar yapmıştır ve SHÇEK koordinasyonunda, bu
bakanlıkların ilgili birimlerinin sorumlu olduğu bir seri proje hazırlanmıştır.
Bunlar hayata geçirilmektedir ve mesele şu bazda ele alınmaktadır: Özellikle, işin
en acil müdahale gerektiren kısmında, şüphesiz ki İçişleri Bakanlığı polisiye
tedbirler anlamında üzerine düşeni yapacaktır. Bir yasal zorunluluk söz
konusuysa, yasal altyapı gerekiyorsa, Adalet Bakanlığımız bunları yapacaktır.
Bu çalışmalar sürmektedir.
Sağlık Bakanlığı,
uyuşturucuya kapılmış olan, uyuşturucu müptelası olan, uçucu maddeler kullanan,
bu tehditlere maruz kalan çocuklarımızı alıp tedavi edecektir ve öte taraftan,
Devlet Bakanlığımız da devletin şefkatli ellerini bunlara uzatacaktır, SHÇEK'in
yurtlarında bunları barındıracaktır. Ve Millî Eğitim Bakanlığına düşen görev
de, uzun vadede toplumumuzu, gençlerimizi bu uyuşturuculara, uçuculara ve
yanlış, kötü örneklere karşı korumak üzere bir seri eğitim programı
hazırlamaktır. Aslında, Millî Eğitim Bakanlığının üstlendiği görev, bir
anlamda, koruyucu hekimlik anlamına gelebilecek bir görevdir. Bu uyuşturucu,
uçucu maddelere kapılmış olan, bağımlı olan çocukların tedavisinden önce,
mevcut gençlerimizin bu sıkıntılardan uzak tutulması için bir bilinçlendirme,
şuurlandırma çalışması Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır.
Yine, maddî durumu kötü
olup da özel okullarda okumak isteyen ve başarısını kanıtlayan, başarısını
kanıtladıktan sonra da Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ücretleri ödenmek
üzere buralara gönderilecek öğrencilerle ilgili -malumunuz- bir proje
hazırlamıştık, sonra bir kanun tasarısı hazırladık. Sınavlar yapılmak üzereyken
itirazlar oldu, Danıştaya başvuruldu. Ancak, bu sınavlara müracaat eden
gençlerin ödedikleri bir miktar ücret vardı, cüzi de olsa. Bunlardan hesap
numaralarını verenlerin ödedikleri paralar kendilerine iade edildi ve
internetten de ilan edildi. Bir miktar öğrenci velisi henüz adresini ve hesap
numarasını bildirmediği için bu paralar dönersermaye hesabında bulunmaktadır.
İsteyen herkese paraları iade edilmektedir.
Şanlıurfa Milletvekili
Sayın Mehmet Vedat Melik tarafından, "Şanlıurfa İlindeki ilköğretim okulu
ve lise ihtiyacı ne kadardır" diye bir soru sorulmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
üzülerek söyleyeyim ki, Şanlıurfa İlimiz, özellikle ilköğretim ve ortaöğretim
yatırımları açısından en sıkıntılı illerimizin başında gelmektedir.
Sebep de şudur: Doğu ve
güneydoğu illerimizden Şanlıurfa, Diyarbakır, Van ve Batman İlleri, çevre
illerden, ilçelerden, beldelerden ve köylerden, aşırı diyebileceğimiz miktarda
göç almaktadır. Köyler boşalıyor, köylerdeki okullar boş vaziyette; ama, şehir
merkezlerinde ciddî bir yığınak olduğu için buralarda sıkıntımız vardır; ancak,
şunu hemen söyleyebilirim, 2004 yılı, 2005 yılı bu anlamda, çok ciddî... 2004
yılı bir hamle yılı olmuştur, 2005 yılında da bu hamle devam edecektir. Bir
örnek olarak söyleyeyim; özel idare katkılarıyla birlikte, geçen yıl -yani,
2004 yılı- içerisinde bizim sadece ilköğretim yatırımları için Şanlıurfa'ya
gönderdiğimiz, tahsis ettiğimiz miktar 25 trilyonu geçmektedir.
30 öğrenciye göre hesap
yaparsanız, Şanlıurfa İlinde derslik ihtiyacı, ilköğretimde 2 925 dersliktir.
35 öğrenciye, 40 öğrenciye, 45, 50 öğrenciye göre bu hesapları yaparsanız
farklı çıkar. 50 öğrenciye göre hesapladığımızda 816, 40 öğrenciye göre
hesapladığımızda 1 592 gibi bir ihtiyaç karşımıza çıkıyor. Ortaöğretimde ise,
30 öğrenciye göre hesap yaptığımızda 193, 40 öğrenciye göre yaptığımız zaman 40
derslik gibi bir ihtiyaç bulunmaktadır.
Ancak, şunu söyleyeyim
değerli milletvekilleri, burada, Şanlıurfa İlinde görülen şudur ki,
ilköğretimden ortaöğretime geçmede de ciddî kayıplar vardır. İlköğretimdeki
problem çok daha büyüktür; ama, ilköğretimden ortaöğretime gitmeyen, bir şekilde
okulu terk eden gençlerimizin ortaöğretime devamlarını sağlamak üzere de ciddî
bir çalışma yapılmaktadır; bunu da sizlerle paylaşmak istedim.
Muğla Milletvekilimiz
Sayın Ali Cumhur Yaka'nın sorduğu bir soru var. Benim selefim olan, benden önce
Millî Eğitim Bakanı olan değerli bir arkadaşımız tarafından tahsis edilen 5 000
küsur kadronun 5 000'i fen-edebiyat öğrencilerinden alınmış, yani, sınıf
öğretmenliğine 5 000 fen-edebiyat mezunu; ama, sınıf öğretmenliği sertifikası
olan insan atanmıştı. Buna karşı, Danıştaya dava açıldı; Danıştay, yürütmeyi
durdurma kararı verdi. Bizim iki şey yapmak gibi bir şansımız vardı; ya bu 5
000 öğretmenin işine son verecektik, öğretmen olan, öğretmenliği müktesep hak
haline gelen 5 000 insanı sokağa bırakacaktık; bunu yapmadık... Maliye
Bakanlığından, Devlet Personel Başkanlığından 500 yeni ilave kadro istedik. Bu
esnada eğitim fakültesi mezunu olup da müracaat eden, fakat alınmayan 300 küsur
öğretmen adayının da ataması yapıldı. Böylelikle, bu problem halledildi. Yani,
yoklukta eşitlik değil, varlıkta eşitlik ilkesi benimsenerek bu konu çözüldü.
Sayın Sefa Sirmen'in,
öğretmenevlerinin özelleştirme kapsamına alındığı ve "tıpkı -benim
yaptığım bir açıklamayı da burada kullanmış Sayın Sirmen- öğretmenevleri,
orduevleri, polisevleri gibidir, bunları da satacak mısınız" şeklinde bir
soru soruyor. Değerli arkadaşlarım, öğretmenevleri özelleştirme kapsamından
çıkarılmıştır ve öğretmenevleri, bizim gayretimizle, daha önceden alınmış
olmasına rağmen, sayın bakanlarımızla gerekli görüşmeler yapıldı, sayın
başbakanımızla görüşmeler yapıldı; öğretmenevleri özelleştirme kapsamında
değildir. Sadece 6 tane, sosyal tesis olarak geçen, yazlık olarak geçen ve
Millî Eğitim Bakanlığına bağlı olan tesisin özelleştirilmesi söz konusudur.
Afyonkarahisar
Milletvekili Sayın Halil Ünlütepe'nin Ankara Öğretmenevinde kitap ve gazete
bulunmamasından şikâyetçi olduğu bir sorusu var. "Burada gazete, kitap
yasaklanmış mıdır?" Asla. Aksine, değerli arkadaşlarım, bakın, 24.12.2003
tarihli 4447 sayılı bir yazıyla bütün valiliklere gönderdiğim bir genelgede,
mutlak surette bütün öğretmenevlerinde bir kütüphane bulunması gerektiği,
mutlaka, gazete alınması gerektiği genelge halinde valiliklere gönderilmiştir.
Ankara Başkent Öğretmenevine her gün 4 çeşit gazete alınmaktadır ve kültürel
faaliyetlere ağırlık verilmektedir. Bu eksiklik, zamanında tarafımızdan da
görüldüğü için bu giderilmiştir.
Bir başka şey:
Öğretmenevlerimizin lokalleri maalesef sigara dumanından göz gözü görmeyecek
durumdaydı. Sigara içilen ve içilmeyen bölümler olarak da öğretmenevlerinin
lokalleri ayrılmıştır. Bunu da ifade etmek isterim.
Ankara Milletvekili Sayın
Gülsün Bilgehan tarafından sorulan bir soru, Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim
Kurumları Yönetmeliğinin 47 nci maddesindeki değişiklikten söz etmektedir. Buna
da hemen cevap vereyim: Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları
Yönetmeliğinin 47 nci maddesindeki, herhangi bir nedenle okula devam edemeyen
ve 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun ilgili maddelerine göre okullara
devamları sağlanan öğrencilerin başarı durumları belirlenirken, en az bir dönem
notu almış olmaları kaydıyla devam eden öğrenciler gibi işlem yapılır.
Başarısız dersleri olan öğrenciler sınıfının gerektirdiği bilgi düzeyine
ulaştığına, sınıf öğretmeni ve varsa branş öğretmenleri ve öğretmenler kurulu
tarafından karar verilenler bir üst sınıfa geçirilir hükmü, 21.12.2004 tarihli
25620 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim
Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11 inci
maddesiyle değişik 47 nci maddesinde "yurt dışında olması, tutuklu olması,
oturduğu yerde okul bulunmaması ve sağlık durumu nedeniyle okula devam
edemeyenler ile 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun ilgili maddeleri
gereğince okula devamları sağlanan öğrencilerin başarı durumları belirlenirken
en az bir yarı yıl notu almış olmaları kaydıyla devam eden öğrenciler gibi
işlem yapılır" şeklinde yer almıştır.
Anılan hükümlerin sekiz
yıllık kesintisiz eğitimi kesintiye uğratması gibi bir durum asla söz konusu
değildir. Bu yönetmelikten önce yürürlükte bulunan diğer yönetmeliklerde de bu
doğrultuda ifadeler yer almıştır.
Nitekim, söz konusu
yönetmelikle yürürlükten kaldırılan ve 7.8.1992 tarihli 21303 sayılı Resmî
Gazetede yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin
47 nci maddesinin (a) bendinin hükmü de "herhangi bir nedenle bir dersten,
yalnız bir kanaat dönemi notu alan öğrencinin bu notu yıl sonu notu
sayılır" şeklindeydi.
Görüldüğü gibi, yeni
düzenlemede, yürürlükten kaldırılan yönetmelikteki bir dönem notuyla başarılı
sayılabilme, yurt dışında olma, tutuklu olma, oturulan yerde okul bulunmaması,
sağlık durumu nedeniyle okula devam edememe, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim
Kanununun ilgili maddeleri gereğince okula devamın sağlanması gibi çok net ve
insanî gerekçelerle sınırlandırılmıştır ki, bu da çoğunlukla, özellikle tarımda
çocuklarını çalıştıran insanların yoğunluklu olarak yaşadığı bölgeler esas
alınarak yapılmıştır.
Diğer taraftan, söz
konusu yönetmeliğin 26 ncı maddesindeki "bir veya daha fazla derse özürsüz
olarak girmeyen öğrencinin durumu ivedilikle velisine bildirilir ve
devamsızlığı yarım gün sayılır" ve 25 inci maddesindeki "ilköğretim
kurumlarına kaydedilen zorunlu öğrenim çağındaki öğrencilerin velileri
öğrencilerin okula devamını sağlamakla yükümlüdürler. Okul yönetimleri, millî
eğitim müdürlükleri, müfettişler, muhtarlar ve mülkî amirleri, 222 sayılı
Kanunun ilgili hükümleri gereğince, çocukların okula devamını sağlamakla
yükümlüdürler" hükümleri de, bu düzenlemenin sekiz yıllık kesintisiz
eğitimi kesintiye uğratmayacağının ve uğratılamayacağının da teyididir.
Ayrıca, bu düzenlemenin,
devletin eğitim üzerindeki etkisini azaltıcı ve eğitimin birliğini bozucu bir
yönü de bulunmamaktadır; çünkü, yönetmeliğin "devam zorunluluğu"
başlıklı 25 inci "derse devamsızlık" başlıklı 26 ncı ve "devamın
izlenmesi" başlıklı 47 nci maddeleri, kız ve erkek öğrenci ayırımı
yapmadan tüm öğrencilerin okula devam ettirilmelerine imkân sağlamaktadır. Söz
konusu düzenleme, özellikle zor şartlarda eğitimini sürdüren kız öğrencilerin
okula devamlarını ve okulla ilişkilerini sürdürmelerini sağlamaya da yönelik
olup, onların okula devamına engel oluşturmayacağı gibi, okula devamları
yönündeki engelleri ortadan kaldırmayı sağlayacaktır.
Yine, Ankara
Milletvekilimiz Sayın Gülsün Bilgehan'ın, yönetmeliğin bir başka maddesiyle
ilgili, 6, 7 ve 8 inci sınıf öğrencilerine yönelik olarak sorduğu bir soru var;
ona da cevabımız şu: 27.8.2003 tarih ve 25212 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin
"öğrencilerin olumsuz davranışları ve uygulanacak yaptırımlar"
başlıklı 108 inci maddesinin birinci fıkrasında "ilköğretim okulu 6, 7 ve
8 inci sınıf öğrencilerine, gelişim özellikleri dışındaki olumsuz
davranışlarının özelliğine göre uyarma, kınama ve okul değiştirme
yaptırımlarından biri uygulanır." Ve ikinci fıkrasında da "bu
yaptırımların uygulanmasındaki amaç caydırıcı olması, toplum düzeninin
korunması, öğrencinin yaptığı davranışlarının farkına vararak bu
davranışlarının olumlu yönde düzeltilmesini sağlamaktır" denilerek, okul
değiştirme yaptırımının uygulanmasındaki amaç belirtilmiştir.
Diğer taraftan, söz
konusu yönetmeliğin "yaptırım gerektiren davranışlar" başlıklı 109
uncu maddesinde "okul değiştirme yaptırımını gerektiren davranışlar:
Anayasanın başlangıcında belirtilen temel ilkelere dayalı millî, demokratik,
laik ve sosyal bir hukuk devleti niteliklerine aykırı davranışlarda bulunmak
veya başkalarını da bu tür davranışlara zorlamak. Hakaret, iftira, tehdit ve
taciz etmek veya başkalarını bu gibi davranışlara kışkırtmak. Okula yaralayıcı,
öldürücü aletler getirmek ve bunları bulundurmak. Okul ve çevresinde, kasıtlı
olarak yangın çıkarmak. Okulla ilgili mekân ve malzemeyi izinsiz ve eğitim
amaçları dışında kullanmayı alışkanlık haline getirmek. Okul içinde ve dışında
dernek, siyasî parti, sendikaların propagandasını yapmak ve bunlarla ilgili
eylemlere etkin bir şekilde katılmak. Herhangi bir kurum, dernek ve örgüt adına
yardım ve para toplamak. Kişi veya grupları dil, ırk, cinsiyet, siyasî düşünce
ve inançlarına göre ayırmak, kınamak, kötülemek ve bu tür eylemlere katılmak.
Başkasının malına zarar vermek; haberi olmadan almayı alışkanlık haline
getirmek. Okulun bina, eklenti ve donanımlarını, taşınır ve taşınmaz mallarını
kasıtlı olarak tahrip etmek ve okula, derslere, sınavlara girilmesine ve
bunların sağlıklı yapılmasına engel olmak..." Daha birçok madde var; ben,
değerli vakitlerinizi almak istemiyorum. Bütün bu şartlara bağlı olarak,
özellikle, değerli milletvekilleri, ilköğretim çağında... Malumumuz, bizden
önce okullardaki disiplin kurulları lağvedilmişti. Biz, disiplini despotizm
şeklinde anlamamalıyız. Öğrenciye, sevecen ve pedagojik yaklaşmayı da
"başıboşluk ve anarşi" şeklinde "anarşiye, kaosa, başıboşluğa
meydan verme" şeklinde anlamamalıyız. Bu tedbirler ve bu yönetmelik
değişiklikleri bunlar için alınmıştır. Değerli milletvekilimiz isterse, bunun
detaylarını tekrar kendisiyle paylaşırız.
Ankara Milletvekili Sayın
Mehmet Tomanbay'ın, bizim, ücretsiz olarak, 2003 ve 2004 yılında basımını
yaptığımız, dağıtımını yaptığımız kitaplarla ilgili maliyetleri sormaktadır ve
bunların hangi kaynaktan ödendiğini sormaktadır.
2003-2004 eğitim ve
öğretim yılı başında ilköğretim öğrencilerine ücretsiz olarak dağıtılan, ilave
alımlarla birlikte 81 834 280 adet ders kitabının maliyeti, alınan ders
kitapları için 143 059 057 800 000 Türk Lirası.
Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti ile diğer ülkelerdeki Türk okullarına gönderilen kitaplar ile
yurtdışı-yurtiçi nakliye, tasnif, poşet ve poşetleme için 14 463 955 550 000
Türk Lirası olmak üzere toplam 2003 yılında dağıtılan kitapların devletimize
maliyeti 157 523 013 350 000 Türk Lirasıdır.
Bu harcamaların tamamı,
2003 Malî Yılı Bütçe Kanununun
20/b)maddesine göre Millî Eğitim Bakanlığına sağlanan kaynaktan
sağlanmış olup, hiçbir şekilde başka bir finansman söz konusu olmamıştır.
Yalnız, sosyal devlet
ilkesi çerçevesinde, bu para, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonuna
aktarıldığı için, birileri, sanki, fakir fukaradan toplanan veya fakir fukaraya
dağıtılması gereken paralardan harcandı şeklinde bunu zannetmektedir;
kesinlikle öyle değildir.
Evet, Ağrı
Milletvekilimiz Sayın Naci Aslan, Ağrı'da bir fen lisesinin açılıp açılmayacağını
sormaktadır. Yine, bu detaylı cevabı Değerli Aslan'la paylaşmak isterim; ancak,
hemen şunu söyleyeyim: Değerli milletvekilleri, biz, bir ilde fen lisesi,
üniversite veya bir başka şey açarken, o ilin altyapı durumunu, sosyoekonomik,
sosyokültürel durumunu gözönünde bulundururuz. Öncelikle fizikî mekân,
buralarda eğitim-öğretim yapılacak okul çevresi var mıdır, buna bakarız.
Ağrı İlinde, şu anda,
böyle bir imkân bulunmadığı için fen lisesi açılmamıştır; ama, bu, açılmayacağı
anlamına gelmez. Bazı illerimiz, diyelim ki, fen lisesi binası olarak bir lise
binası yapılmamış olmasına rağmen, vilayetler, kendi imkânlarını kullanarak bu
okullarımıza uygun gelecek binalar, mekânlar temin etmektedirler. Ağrı
Valiliğimiz tarafından Ağrı'daki mahallî potansiyel kullanılarak eğer böyle bir
bina temin edilirse, yeni bir bina inşaını beklemeden de Ağrı İlimize bir fen
lisesi açabiliriz.
Ankara Milletvekili Sayın
Yakup Kepenek tarafından yeni açılacak üniversitelerle ilgili bir soru
sorulmaktadır.
Değerli arkadaşlarım,
biz, burada, daha önce bu kürsüden ifade ettiğim gibi, kesinlikle popülist bir
politika olsun diye bunu yapmıyoruz. Malumuz, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma
Planının amir hükmü şudur: 2005 yılının sonuna kadar örgün yükseköğretimdeki
okullaşma oranının yüzde 28,3 olması lazım; Türkiye'nin önüne koyduğu hedef
budur; örgün eğitimde yüzde 28,3'lük bir hedefe ulaşmamız lazım. Peki, şu anda
yüzde kaçtayız; şu anda yüzde 19'dayız. Peki, bunu nasıl tamamlayacağız; bir
taraftan üniversite kapılarına yığılan milyonlarca öğrencimiz, yükseköğretim
imkânı isteyen, kontenjan isteyen öğrencimiz, bir taraftan da efendim yeni
üniversite açmayalım şeklinde bazı insanların itirazları var. Bize, aslında,
öğretim üyesi nereden getireceksiniz, kaynak nereden getireceksiniz, bina
nereden getireceksiniz diye soruluyor; bizim açacağımız üniversitelerin
altyapıları büyük çapta hazır zaten. Malumunuz, birçok büyük üniversiteye bağlı
çeşitli vilayetlerimizde açılan ve şu anda eğitim-öğretim faaliyetini,
araştırma faaliyetini sürdüren fakülteler var. Bazı illerimiz vardır ki, orada
üniversite yoktur; ama, başka büyük bir üniversiteye bağlı veya birden fazla
üniversiteye bağlı 3, 4, yerine göre 5 fakülte vardır. Buralarda halihazırda
zaten eğitim kampusleri, binalar mevcuttur; buralarda öğretim üyesi mevcuttur,
öğrenci mevcuttur ve Kredi Yurtlar Kurumu tarafından bu kampuslere çok güzel
yurtlar inşa edilmiştir. Bu hazır potansiyeli ve malzemeyi ülkemizin
gençliğinin emrine sokmak üzere, biz, müstakil üniversiteler haline getirmek
istiyoruz. Bunları müstakil üniversite haline getirdiğimiz zaman, müstakil
bütçeleri olacaktır. Böylelikle, bağlı bulundukları üniversitelerin, sadece,
himayesi olduğu sürece yaşama şansları olmayacak, aksine, kendi ayakları
üzerinde, gelişimlerini çok daha rahatlıkla yapacaklardır ve son olarak şunu
söyleyeyim: Biz iktidara geldiğimizden beri -biliyorsunuz, üniversitelerimizde
76 000 küsur öğretim elemanı vardı- bizim dönemimizde, üniversitelere, 14 800
yeni kadro tahsis edilmiştir. Ayrıca, Devlet Personel Başkanlığımızın bağlı
bulunduğu Devlet Bakanlığımız tarafından, Sayın Mehmet Ali Şahin'in başında
bulunduğu Devlet Bakanlığı tarafından yapılan bir düzenlemeyle,
üniversitelerdeki araştırma görevlilerinin kendi kadrolarıyla ilişikleri
kesildikten sonra, boşalan araştırma görevliliği kadrolarına atama yapılması
için ikinci bir izin istemi ihtiyacı ortadan kaldırılmıştır. Üniversiteler,
otomatikman, bu kadrolara atama yapabilmektedirler. Dolayısıyla, bir taraftan
öğretim üyesi yetiştirmek için üniversitelerimizin çalışmaları var; ayrıca,
bizim, Hükümet olarak, yeni üniversiteler için öğretim üyesi yetiştirmekle
ilgili tasarılarımız, tasavvurlarımız var; onlar da olgunlaştığı zaman,
sizlerle ve kamuoyuyla bunları paylaşacağız.
Burdur Milletvekilimiz
Sayın Ramazan Kerim Özkan Bey, özetle, şunu sormaktadır: Lise son sınıf
öğrencileri, eğer birinci dönem başarılıysalar, ikinci dönemde izinli
sayılsınlar şeklinde bir talebi var. Zaten, bunlar, fiilî olarak okullarını
terk ediyorlar... Değerli arkadaşlar, bu, maalesef, bu ÖSS sisteminin
çarpıklığından kaynaklanıyor. ÖSS sistemi böyledir diye, biz, liselerimizi buna
uyduramayız; bu, yanlış olur. Türkiye'de durum şudur: Önce, birileri fiilî
durum oluşturur; sonra, bu fiilî durumdan sonra, birileri gelir, bunu
legalleştirir; yani, siz, fiilî durumun ardından gitmek zorunda kalırsınız.
Ben, bunun, çok büyük bir sıkıntı yarattığını biliyorum. Hepimiz, kendi
çocuklarımızdan bunu yaşıyoruz. ÖSS düzeltilmelidir. ÖSS, üç sınıftan soru
soracak şekilde, yeniden düzenlenmelidir. Öğrenci "üçüncü sınıftan soru
sorulmuyor; ben, niye okula gideyim" diyor. Biz, bunu, geldiğimizden beri
söylüyoruz; dilimizde tüy bitti, bunu söylüyoruz; ama, ÖSS'yi düzeltmek,
maalesef, bu Parlamentonun ve siyasî iradenin yetkisinde değildir. Biz buraya
kanun getirdik, siz değerli CHP'li arkadaşlarım buna şiddetle muhalefet
ettiniz.
Evet, yine, Ankara
Milletvekilimiz Sayın Mehmet Tomanbay'ın sorduğu bir başka soru: "Millî
Eğitim Bakanlığı Yurtdışı Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak Personelin
Seçimine İlişkin Yönetmelikte değişiklik yapılmıştır..." Ve burada özetle
sorduğu şey şu: Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık kriterinin, personelin
seçiminde belirleyici olma kriterleri arasından çıkarılmasının gerekçeleri
nedir?
Tabiî, öncelikle hemen
söyleyeyim, böyle bir şey yok ve bununla ilgili daha detaylı cevabı sizlerle
paylaşmak isterim.
Başbakanlıkça hazırlanan
ve 7.4.1988 tarihli ve 19778 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren
Yurt Dışında Görevlendirilecek Memurların Seçim Esaslarına Dair Yönetmeliğin
"temsil yeteneği" başlıklı 11 inci maddesinde "kamu kurum ve
kuruluşlarında, yurtdışı teşkilatında görevlendirileceklerin temsil
yeteneklerinin tespitinde millî şuur, genel kültür, görgü kuralları bilgisi,
fiziksel yapı, temizlik ve giyim, örf ve âdetlere bağlılık, ahlakî durum, tutum
ve davranış, muhite intibak gibi nitelikler aranır" hükümlerine yer
verilmiştir.
Bu hükümler gereğince,
24.2.2004 tarihli ve 25383 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan
Millî Eğitim Bakanlığı Yurtdışı Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak Personelin
Seçimine İlişkin Yönetmelik eki, ek 1, mülakat formunun değerlendirme
bölümünde, Türkçeyi doğru kullanma becerisi, genel kültür, genel görünüm,
fiziksel yapı, temizlik ve giyim, tutum ve davranış, görgü kuralları, örf ve
âdetlere bağlılık, millî şuur ve protokol bilgisi, genel bilgi başlıkları
olarak düzenlenmiştir.
Ayrıca, söz konusu
yönetmeliğin "meslekî yeterlilik sınavı konuları ve değerlendirme"
başlıklı 8 inci maddesinde, meslekî yeterlilik sınavı konuları ve puan
değerleri de şöyledir: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yüzde 15, Atatürk ilkeleri
ve inkılap tarihi ve ulusal güvenlik yüzde 20, devlet teşkilatı yüzde 10, 657
sayılı Devlet Memurları Kanunu yüzde 10, Millî Eğitim Temel Kanunu yüzde 10,
genel kültür, Türkçe, dilbilgisi ve yazışmayla ilgili kurallar yüzde 25,
başlıca uluslararası kuruluşlar, görevleri ve Türkiye ile olan ilişkileri yüzde
10 olarak belirlenmiştir.
Yine, aynı yönetmeliğin
"atananların geriye çekilmesi" başlıklı 17 nci maddesinde "bu
görevlerde bulunanlardan, görevlerinde başarılı olamadığı veya devlet memurluğu
ve yurt dışındaki temsil göreviyle bağdaşmayan davranış ve faaliyetlerde
bulunduğu, Anayasada ifadesini bulan -buraya özellikle dikkatinizi çekerim-
Atatürk milliyetçiliği ve cumhuriyetin temel niteliklerine aykırı siyasî ve
ideolojik telkinlerde bulunduğu veya bu nitelikteki günlük siyasî olay ve
tartışmalara karıştığı yapılan inceleme veya soruşturma sonucunda belirlenip
büyükelçilik, başkonsolosluk ve diğer resmî kuruluşlarca geri çekilme teklifi
yapılanlar, Bakanlığın uygun görmesi halinde görev süresinin doldurulması
beklenilmeden derhal geri çekilirler ve yurt içinde başka bir göreve
atanırlar" hükmüne yer verilmiştir.
Ayrıca, yürürlükten
kaldırılan bu konudaki yönetmeliklerde yer verilen hükümlere göre, yapılan
mülakat sınavları, yargı organlarınca, mülakat sınav ve konularının ve
sorularının objektif kriterlere uygun olmadığı kararına varılarak iptal
edilmiştir.
Bu nedenle, gerek genel
yönetmelik gerekse yargı organlarının bu yönlü kararları dikkate alınarak
yürürlüğe konulan bu yönetmelikte, mülakata ilişkin konuların bir yandan üst
hukuk normlarına, diğer yandan yargı kararlarıyla aranan nitelik haline gelmiş
olan objektiflik anlayışına uygun olmasına özen gösterilmiştir.
Görüleceği üzere,
24.2.2004 tarihinde yürürlüğe konulan Millî Eğitim Bakanlığı Yurtdışı
Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak Personelin Seçimine İlişkin Yönetmelik,
yukarıdaki açıklamalarla birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde,
dayanak olarak alınan Yurt Dışında Görevlendirilecek Memurların Seçim
Esaslarına Dair Yönetmelikte yer alan mevzuata aykırı hükümler içermediği gibi,
söz konusu yönetmelikten Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık kriterinin
çıkarılmış olduğundan söz etmek de mümkün olmayacaktır.
Diğer taraftan, Millî
Eğitim Bakanlığı Yurtdışı Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak Personelin
Seçimine İlişkin Yönetmeliğin dayanağında yer alan "Yurt Dışında
Görevlendirilecek Memurların Seçim Esaslarına Dair Yönetmeliğin genel şartları"
başlıklı 3 üncü maddesinin (e) bendinde, olumlu sicil almış olmak yeterli
görülmüştür. Bu çerçevede, yürürlükten kaldırılan yönetmelikte yer alan son
altı yıllık sicil notu ortalaması en az iyi derecede olmak şartı, Millî Eğitim
Bakanlığı Yurtdışı Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak Personelin Seçimine
İlişkin Yönetmelikte, üç yıllık sicil notu ortalaması olarak belirlenmiştir. Bu
durumun genel yönetmeliğe aykırı olması, sicil notunun nitelik belirlenmesinde
tek başına bir ölçüt olması ve niteliği düşürmesi söz konusu değildir.
Muğla Milletvekili Sayın
Fahrettin Üstün tarafından sorulan, bu, özellikle Millî Eğitim Bakanlığına
yapılan atamaların ne kadar olduğu ifadesi, 58 inci ve 59 uncu hükümetler
döneminde; 18.11.2000 tarihinden 7.3.2005 tarihine kadar Bakanlığımız
kadrolarına çeşitli branşlarda toplam 51 419 öğretmen atanmıştır.
Ayrıca, Bakanlığımızın
merkez ve taşra teşkilatı kadrolarına, özelleştirilen kuruluşlardan gelenler de
dahil, çeşitli unvanlarda 773 şef ve daha üst yönetici kadrolarından olmak
üzere, toplam 885 atama yapılmıştır.
Diğer taraftan, aynı
dönemde merkez ve taşra teşkilatına şef ve daha üst yönetici kadrolarındaki
personelden, 76'sı vekâleten olmak üzere, toplam 899 görevlendirme yapılmış;
143'ü başka yere atanmış, 262'si de görevden alınmıştır.
Ayrıca, bağlı kuruluşumuz
olan Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünce de,
özelleştirilen kuruluşlardan gelenler de dahil, 34'ü yönetici olmak üzere,
toplam 584 atama yapılmış, 1'i vekaleten olmak üzere 2 yönetici görevlendirilmiş,
18 yönetici de soruşturma sonucu görevden alınmıştır.
58 inci ve 59 uncu
hükümetler döneminde, Türkiye genelinde yolluklu ve yevmiyeli olarak
görevlendirilen personel sayısı, 1'i Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne
bağlı personel olmak üzere 65'tir.
Harcırah alma şartlarını
taşıyan her türlü görevlendirmelerde, personele, bir yılda, birinci 90 gün tam,
ikinci 90 gün 2/3 olmak üzere en fazla 180 gün harcırah ödenmekte olup, söz
konusu kişilerin aldıkları harcırahlara ilişkin ayrıca kayıt tutulmamaktadır.
Sayın Sedat Pekel
tarafından, eğitim fakülteleriyle ilgili bir soru sorulmaktadır. Eğitim
fakültelerinin sayısı burada ifade edilmiş ve biraz sonra okuyacağım, yine
Sayın Pekel tarafından sorulan soruda da aynı, benzer bir teknik hata vardır,
sayısı 78'i bulan eğitim fakültesinden söz edilmektedir Sayın Pekel tarafından.
Değerli arkadaşlarım,
Türkiye'de muhtelif üniversitelere bağlı olan 69 eğitim fakültesi mevcuttur, 78
değil. buralarda, yükseköğretim kurumlarında öğretim üyeleri ders verme ile
araştırma yapma yetkisine sahip ve bu faaliyetlerden eşit ölçüde sorumlu
yardımcı doçent, doçent ve profesörlerden oluşmaktadır. Bununla birlikte, 2547
sayılı Kanunun 3/d maddesi gereğince ders verme ve uygulama yaptırmakla yükümlü
öğretim görevlileri de eğitim kadrosu içerisinde yer almaktadırlar.
Eğitim fakültelerinin
eğitim kadrosu, 1 958 öğretim üyesi, 1 180 öğretim görevlisi olmak üzere,
toplam 3 138 kişiye ulaşmaktadır. Eğitim fakültelerinde, 2004 yılı itibariyle
öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı 80, artı öğretim görevlisi başına
düşen öğrenci sayısı ise 50'dir.
Özellikle bayan öğretim
üyesi sayısında, eğitim fakülteleri açısından bir azlık söz konusu olabilir;
ama, Türkiye'de, bayan profesör sayısı, genelde, erkek profesör sayısından daha
fazladır; bu da, Avrupa Birliği ülkeleri de dahil olmak üzere, Türkiye adına
bir artı özelliktir.
"Eğitim
fakültelerindeki öğretmen niteliğini doğru buluyor musunuz" şeklinde bir
soru var.
Değerli arkadaşlarım,
biz, malumunuz, ilköğretim ve ortaöğretim müfredatlarını değiştiriyoruz ve bu
yeni müfredatlar ve bu yeni konsept çerçevesinde öğretmen yetiştirmeleri için
eğitim fakülteleriyle ve Yükseköğretim Kuruluyla yazışmalar yapmaktayız.
Bakanlığımız tarafından, ideal öğretmenin nitelikleri tespit edilmiştir,
belirlenmiştir ve bu doğrultuda öğretmen yetiştirilmesi talep edilmektedir
Bakanlığımız tarafından.
Çorum Milletvekili Sayın
Feridun Ayvazoğlu tarafından, Çorum'da, 2004 - 2005 eğitim-öğretim yılında
Hitit üniversitesi adı altında bir üniversite kurulup kurulmayacağı
sorulmaktadır. 2004 - 2005 eğitim-öğretim yılı geçti malumunuz; kurulmadığına
göre, demek ki, bu yıl içinde de kurulmadı. Sayın Ayvazoğlu ismi de bulmuş;
hayırlı olsun.
Biraz önce de ifade
ettiğim gibi, değerli arkadaşlar, biz bir ile üniversite açacaksak, daha önce
Yükseköğretim Kurulu tarafından da belirlenen bazı kriterler var, bu kriterler
çerçevesinde eğer bu vilayetimiz buna uyuyorsa orada açarız. Bu anlamda
bakıldığı zaman, Çorum Vilayetimiz, özellikle altyapısı, kriterleri yerine
getirme açısından Türkiye'nin en avantajlı illerinden birisidir, onu da ifade
edeyim.
Balıkesir Milletvekilimiz
Sedat Pekel Bey, (6/1090) sıra sayılı sorusunda, Türkiye'deki 65 eğitim
fakültesinde yılda şu kadar mezun verilmektedir diyor. Yine, benzer mahiyette
"eğitim öğretimi burada yeterli buluyor musunuz; bunlar işsiz kalıyorlar;
niçin, bunlar işsizken, özellikle vekil öğretmenler çalıştırılıyor"
şeklinde bir soru var.
Bir anda, bizim,
yüzbinlerce öğretmen tayin edebilmemiz için elimizde kadro mevcut değildir. Şu
anda, ülkemizin imkânları buna yetmektedir; ama, şu anda, Türkiye'nin hiçbir
tarafında, boş geçen dersimiz mevcut değildir.
Adıyaman Milletvekili
Sayın Şevket Gürsoy tarafından, Adıyaman'a üniversite açılıp açılmayacağı
sorulmaktadır. Biraz önce, Çorum'la ilgili söylediklerimi de burada tekrarlamak
isterim; şartları tutarsa, kriterlere uyarsa, Hükümetimiz tarafından, daha
sonra da tabiî bu kanun sevk edileceği için, Parlamentomuz tarafından, bu,
şüphesiz ki değerlendirilecektir.
Malatya Milletvekili
Sayın Muharrem Kılıç tarafından, Almanca ve Fransızca bölümü mezunlarına yer
verilmemesiyle ilgili bir soru vardır ve bu derslerin niçin müfredattan
çıkarıldığı sorulmaktadır. Aksine, Sayın Kılıç'a şunu söylemek isterim: Biz,
anadolu lisesi uygulaması yapan bütün okullarımızda, Almanca ve Fransızca'yı
ikinci mecburî, zorunlu yabancı dil haline getirdik. Bununla ilgili olarak da
yapılan çalışmalar tamamlanmış durumdadır. Yabancı dil eğitimiyle ilgili, genel
olarak, Türkiye'de çok büyük iyileştirmeler yapmak için gayret göstermekteyiz.
Değerli arkadaşlarım,
maalesef, yabancı dil dersi verme ile yabancı dil öğretme, öğretebilme farklı
şeylerdir. Yabancı dil öğretme konusunda başarılı olduğumuzu söyleyemem, ülke
olarak başarılı olduğumuzu söyleyemem. Herkese yabancı dil dersi verdiğimizi
sanıyoruz; ama, gramer ağırlıklı bir ders veriyoruz ve burada da maalesef sonuç
alamıyoruz. Bu meseleyi temelinden halledecek şekilde çalışmalar yapıyoruz.
Finlandiya bu konuda çok başarılı; Finlandiya örneği, arkadaşlarımız tarafından
detaylı şekilde araştırıldı ve önümüzdeki yıl, bununla ilgili çok ciddî adımlar
atacağız.
Ankara Milletvekili Sayın
Oya Araslı tarafından sorulan bir soruya cevap veriyorum: 17.5.2004 tarihli
Cumhuriyet Gazetesinde "Öğrenciye Cihat Çağrısı" başlığı altında
Mehmet Ertuğrul Düzdağ tarafından neşre hazırlanan "Peygamber
Efendimiz" adlı kitabın Kütahya Tavşanlı Anadolu Lisesinde öğrencilere
dağıtıldığı da belirtilerek haber yapılmıştır. 19.5.2004 tarihli aynı gazetede,
konu, bu sefer de Oya Araslı'nın soru önergesi "Peygamber Efendimiz
Türkiye Büyük Millet Meclisi Gündeminde" başlığı altında yine bir başka
haber yapılmıştır.
Kütahya Valiliğince
yapılan araştırma sonucu;
a) 1-7 Mayıs tarihleri
arasında yurt genelinde kutlanan Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri münasebetiyle
Tavşanlı İlçe Müftülüğünce 4.5.2004 tarihli ve 240/101 sayılı Tavşanlı
Kaymakamlığının onayıyla Kültür Bakanlığı yayınlarından 1 000 Temel Eser Dizisi
arasında 6 cilt olarak yayımlanan Ahmet Cevdet Paşanın "Kısası
Enbiya" isimli eserinin ilk cildinin, Mahir İz tarafından düzenlenen ve
Mehmet Ertuğrul Düzdağ tarafından neşre hazırlanan "Peygamber
Efendimiz" adlı kitabın, Kur'an-ı Kerim'in Türkçe meali ve Diyanet İşleri
Başkanlığının hazırlamış olduğu 40 hadis kartelasıyla birlikte ilçedeki lise 11
inci sınıf öğrencilerinden isteyenlere müftülüğün hediyesi olarak dağıtıldı.
Tavşanlı İlçe Müftülüğünce temin edilen "Peygamber Efendimiz" adlı
kitap sadece isteyen öğrencilere yüzde 50 oranında dağıtılmış olup, kalan kitaplar
okul müdürlükleri tarafından ilçe müftülüğüne iade edilmiştir.
b) Kitapların dağıtımıyla
ilgili Tavşanlı Kaymakamlığı onayının Tavşanlı İlçe Müftülüğünce alındığı ve
Tavşanlı İlçe Millî Eğitim Müdürlüğünün konuyla doğrudan ilgili olmadığı
anlaşılmıştır.
Denizli Milletvekili
Sayın Ümmet Kandoğan tarafından Denizli'ye yapılan yatırımlarla ilgili sorulan
soruya cevap veriyorum: Bakanlığımızca bütün illerimizde sunulan eğitim
hizmetinin mevcut imkânlarla en üst düzeyde gerçekleştirilmesi için çalışmalarımız
aralıksız olarak sürdürülmektedir. Söz konusu dönemde, Bakanlığımızın Denizli
İlindeki yatırımları arasında;
a) 2003 yılında il yapım
programı kapsamında 1'i yeni iş ve 1'i devam eden iş olmak üzere 2 anaokulu
yapımı; 3'ü yeni iş, 4'ü devam eden iş olmak üzere toplam 7 ilköğretim okulu
yapımı; 7'si yeni iş ve 5'i devam eden iş olmak üzere toplam 12 ilköğretim
okulu ek derslik yapımı, yeni iş olarak 3 ilköğretim okulunun onarımı yer
almıştır.
2003 yılı yatırım
programı kapsamında devam eden yatırımlar olarak da Denizli Merkez Üçler
Beldesi Lisesi, Denizli Merkez Genel Lise, Denizli Merkez Erbakır Fen Lisesi
Pansiyonu, Denizli Merkez Anadolu Öğretmen Lisesi, artı, pansiyon, artı,
lojman, Denizli Honaz Lisesi, Denizli Buldan Yenicekent M. Aktan Lisesi,
Denizli Akköy Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi, Denizli Saray Çıraklık Eğitim
Merkezi yer almıştır.
Diğer taraftan, 2003 yılı
yatırım programı kapsamında Denizli'ye ortaöğretim kurumlarının onarımı için de
493 186 YTL ödenek gönderilmiştir.
b) 2004 yılında il yapım
programı kapsamında 1'i yeni iş ve 1'i devam eden iş olmak üzere toplam 2
anaokulu yapımı, 3'ü yeni iş 2'si devam eden iş olmak üzere toplam 5 ilköğretim
okulu yapımı, 2'si yeni iş ve 6'sı devam eden iş olmak üzere toplam 8
ilköğretim okulunun ekderslik yapımı; yeni iş olarak 2 ilköğretim okuluna
pansiyon yapımı, 1'i yeni iş ve 1'i devam eden iş olmak üzere 2 ilköğretim
okulunun onarımı yer almıştır.
2004 yılı yatırım
programı kapsamında devam eden yatırımlar olarak da 2003 yılı yatırım programındakilerin
aynısı yer almıştır. Ayrıca, 2004 yılı yatırım programı kapsamında Denizli'ye
ortaöğretim kurumlarının onarımı için 830 750 YTL ödenek gönderilmiştir. Diğer
taraftan, Eğitime Fiziksel Katkı Projesi ikinci etap kapsamında Denizli
merkezde 1 ticaret meslek lisesi ile 1 kız meslek lisesinin yapımı planlanmış,
Eğitime Yüzde Yüz Destek Projesi kapsamında hayırseverlerce 1 ilköğretim okulu tamamlanarak eğitime
açılmış, 1 ilköğretim okulunun onarımı yapılmış; 2'si ilköğretim okulu, 1'i
genel lise ve 1'i de endüstri meslek lisesi olmak üzere toplam 4 okul ile 1
ilköğretim okuluna ek bina yapımı devam etmekte. 1 ilköğretim okulu yapımı
proje safhasında, 1 ilköğretim okulu ile 1 kapalı spor salonu yapımı protokol
imzalanmış durumda. 200 000 Yeni Türk Lirası ve 1 apartman dairesi, yine,
Eğitime Yüzde Yüz Destek Kampanyası çerçevesinde bağışlanmıştır. 1 ilköğretim
okuluna ek merdiven yapımının planlanması ve yine 1 011 000 Yeni Türk Liralık
ders araç gerecinin alınması; 18.5.2004 tarihli 2004/7337 sayılı Bakanlar
Kurulu kararıyla Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı olarak Yabancı
Diller Yüksekokulu kurulmuş; Pamukkale Üniversitesi yatırım programında bulunan
projelerden Fen-Edebiyat Fakültesi 2 nci bloku 2003 yılında ve Kan Bankası ve
İlkyardım Hastanesi Projesinin 2 nci bloku da 2004 yılı sonu itibariyle
tamamlanarak hizmete açılmış; teknik eğitim fakültesi, merkezî kafeterya ve
açık-kapalı spor tesisleri projelerinin hızlandırılması ve 2005 yılı sonunda
tamamlanabilmesi için, 2004 yılı ödeneklerine ilaveten yatırımları hızlandırma
ödeneğinden 2 000 000 Yeni Türk Lirası eködenek sağlanmış; üniversitenin
yatırım programında bulunan projeler için eğitim, sağlık ve spor teknolojik
araştırma sektörlerinde 2003 yılında toplam 13 880 000 Yeni Türk Lirası, 2004
yılında da toplam 14 840 000 Yeni Türk Lirası ödenek tahsis edilmiş ve tamamı
kullanılmış; 2005 yılında kullanılmak üzere de toplam 13 066 000 Yeni Türk
Lirası ödenek ayrılmıştır.
Denizli'nin Bozkurt
İlçesinde, yükseköğrenim gören öğrenciler için, 200 kişilik -100'ü kız ve 100'ü
erkek olmak üzere- yatak kapasiteli bir öğrenci yurdu 11.11.2003 tarihinde
hizmete açılmıştır. Bütün illerde olduğu gibi bu ilimizde de 2003-2004 ve
2004-2005 öğretim yılı ilköğretim öğrencilerinin kitapları ücretsiz dağıtılmıştır.
Söz konusu dönemde, Kasım 2002 ve 7 Mart 2005 tarihleri arasında, Denizli
İlindeki ortaöğretim kurumlarımıza toplam 4 193 909 Yeni Türk Lirası tutarında
donatım malzemesi gönderilmiştir. Ayrıca, temel eğitim programı kapsamında, 195
ilköğretim okuluna projeksiyon cihazı, 518 ilköğretim okuluna tepegöz, 165
ilköğretim okuluna dünya çocuk edebiyatı seti, 784 ilköğretim okuluna
bilgisayar, yazıcı, tarayıcı, güç kaynağı ve ekipmanları gönderilmiştir.
Meslekî eğitim ve öğretim
sisteminin güçlendirilmesi projesinin uygulanacağı 30 il arasında Denizli de
bulunmakta olup, bu proje kapsamında da Denizli İline meslekî ve teknik eğitim
alanında yaklaşık 1 000 000 euro katkı sağlanacaktır.
Bu ilde, 2003-2004
öğretim yılında 11 517 öğrenci taşımalı eğitim uygulamasından yararlandırılmış,
2004-2005 öğretim yılında da 11 699 öğrenci bu uygulamadan
yararlandırılmaktadır.
Diğer taraftan, eğitim ve
öğretimle ilgili incelemelerde bulunmak, olabilecek çözüm önerilerini mahallî
yöneticilerle görüşmek üzere başlattığımız inceleme gezileri kapsamında,
19.10.2004 tarihinde Denizli İli ve ilçelerinde bürokratlarımızın da dahil
olduğu bir inceleme gezisi düzenlenmiş olup, okullarımızın tespit edilen
ihtiyaçları, imkânlar oranında giderilmiştir, giderilmeye devam edilmektedir.
Sayın Yaşar Tüzün
tarafından, Bilecik İlinde bir üniversite açılıp açılmayacağı sorulmaktadır.
Kriterleri bizim objektif kriterlere uyması halinde Bilecik İli de bundan
yararlanacaktır, uymuyorsa yararlanmayacaktır.
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) -
Uyuyo, uyuyo Sayın Bakanım.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
HÜSEYİN ÇELİK (Devamla) - "Uyuyor" mu, "uyuyo(!)" mu?
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) -
28 Mart seçimlerinde bakanlarımız geldiler, Bilecik halkına söz verdiler
"oy verin, üniversite açacağız" dediler. Biz üniversitemizi istiyoruz.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
HÜSEYİN ÇELİK (Devamla) - Peki.
Sayın Iğdır
Milletvekilimiz tarafından, "göreve başladığınız tarihten bugüne kadar
sorumluluğunuzda bulunan, özellikle..."
DURSUN AKDEMİR (Iğdır) -
Iğdır Milletvekili kim efendim?!
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
HÜSEYİN ÇELİK (Devamla) - Iğdır Milletvekili Sayın Prof. Dr. Dursun Akdemir.
Özür dilerim Sayın
Akdemir.
Evet, sorumluluğumuzda
olan bütün birimlerde kaç kişinin istihdam edildiği, atandığı, sınavla, yatay
geçişlerle; bunlara da cevap vereyim. Bakanlığımızca, kamu personeli seçme
sınavı sonuçları esas alınarak, 2003 yılında 19 369, 2004 yılında 18 051 ve
14.2.2005 tarihinde ise 9 496 olmak üzere toplam 46 916 öğretmenin ilk defa
ataması yapılmıştır.
Bakanlığımıza bağlı
eğitim kurumlarının öğretmen ihtiyacı, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi
Başkanlığınca düzenlenen kamu personeli seçme sınavı sonuçları esas alınarak,
puan üstünlüğü ilkesi ve illerin norm kadro açığı dikkate alınarak, bilgisayar
ortamında, öncelikle adayın ilk tercihine, mümkün olmuyorsa ikinci tercihine
bakılarak, il emrine verilmek suretiyle yapılmaktadır.
28 Kasım 2002 tarihinden
bugüne kadar ücretleri genel bütçeden ödenmek üzere geçici işçi alımı
yapılmamıştır; ancak, okul ve kurumlarımızdan 1 009 adedinin bünyesinde faaliyet
gösteren dönersermaye işletmelerinin dönemsel ihtiyaçlarında kullanılmak ve
ücretleri dönersermayeden ödenmek üzere, önceki yıllarda olduğu gibi, ilgili
okul müdürlüklerince, birer ikişer kişi olmak üzere, 2003 malî yılı için 823,
2004 malî yılı için 823, 2005 malî yılı için de 698 olmak üzere toplam 2 344
geçici işçi kadrosu kullanılmıştır. Her yıl aynı kişiler çalıştırılmaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri çerçevesinde istisnaî kadrolara 2
personel ataması yapılmıştır.
Bakanlığımızca,
28.11.2002-21.3.2005 tarihleri arasında 202'si 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununa göre, 33'ü soruşturma sonucu, 52'si mahkeme kararı gereği, 4'ü
askerlik gerekçesiyle olmak üzere toplam 291 personelin görevine son verilmiş
ve mahkeme kararına bağlı olarak 193 personel de görevine iade edilmiştir.
Evet, Sayın Mustafa
Gazalcı'nın, Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü müdür vekili, eski Müdür Vekili
Sayın İbrahim Kapaklıkaya'nın sınava girişi, atanmasıyla ilgili bir sorusuna
cevap veriyorum.
Sayın Gazalcı'nın, Sayın
Cumhurbaşkanı tarafından kararnamesi iade edildiği halde, bu kişinin, neden,
tekrar, buraya atanmak istendiği şeklinde bir sorusu vardır. Sayın İbrahim
Kapaklıkaya'nın kararnamesi hiçbir zaman Sayın Cumhurbaşkanına
gönderilmemiştir; gönderilmeyen bir kararnamenin de iade edilmesi söz konusu
değildir.
Sayın İbrahim Kapaklıkaya
bir mülkiye müfettişidir ve kendisi (A) düzeyinde yabancı dil bilmektedir; bu
yabancı dil sınavından, kamu personeli dil sınavından 90'ın üzerinde puan
aldığı için bu yeterliliği haizdir. Eğer Sayın İbrahim Kapaklıkaya Millî Eğitim
Bakanlığında genel müdür yardımcısı düzeyinde aslî kadroda birisi olsaydı, bu
sınavların da hiçbirine girmeyecekti; artı, Sayın İbrahim Kapaklıkaya, yapılan
merkezî sınava kendisi girmiştir, 70'in üzerinde puan almıştır -70 ve üzeri
puan geçer nottur- mülakatında kendisi yerine vekâlet eden Sayın Doç.Dr.
İbrahim Özdemir bulunmuştur.
Malumu âliniz, daha önce
de ifade ettim, aslında Danıştayın aldığı daha önceki bir kararla mülakat
kısmı, daha önce mülakattan elenen birinin itirazı üzerine Danıştayın verdiği
karar, mülakatın aslında sınavın aslî unsuru olmadığı şeklinde bir karar
mevcuttur; ancak, bu uygulama devam etmektedir.
Burada müsteşarın
başkanlığında oluşturulan bir jüride sadece İbrahim Özdemir bir kişi olarak
bulunmuştur. Tekrar ifade ediyorum: Kararnamesi hiçbir zaman Sayın
Cumhurbaşkanından dönmemiştir, (A) düzeyinde yabancı dil bilmektedir,
İngiltere'de mastır derecesi almıştır; bu özelliklerinden dolayı bu pozisyona
teklif edilmiştir.
Arz ederim.
Niğde Milletvekili Sayın
Orhan Eraslan'ın bir sorusu. Söz konusu açıklamanın yapıldığına ilişkin
Bakanlığımıza intikal eden herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Burada soru
şuydu: Efendim, yakasında Atatürk rozeti olan herkesi temizledik şeklinde bir
ifade kullanıldığı iddia ediliyor; bu, bir varsayım, bir söylenti. Ayrıca,
yakasında Atatürk rozeti taşıdığı için görevden alınan yönetici asla
olmamıştır, olması da söz konusu olamaz. Kaldı ki, Türkiye Cumhuriyetinin
kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün rozetini gururla takmak, her Türk vatandaşı ve
yöneticisinden beklenen olumlu bir davranıştır.
Bakanlığımızda
yöneticiliğe atanma ve yöneticilikten alınmanın mevzuatla düzenlendiği ve bu
mevzuatta belli işaret ve şekillerin yöneticilik kriteri olmadığı veya referans
alınmadığı da malumlarınızdır.
Diğer taraftan,
ülkemizde, devlet organlarının ve idare makamlarının bütün işlemleri yargı
denetimine açık olup, Anayasanın 10 uncu maddesinde, "Herkes, dil, ırk,
renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri
sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir."
Kadınlar ve erkekler eşit
haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Hiçbir kişiye, aileye,
zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare
makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket
etmek zorundadırlar" hükümleri yer almaktadır.
Bakanlığımızca tesis
edilen işlemlerde, başta Anayasamızın bu maddesi olmak üzere bütün
kanunlarımızın hükümlerine uygunluk konusunda gerekli hassasiyet gösterilmekte,
personelimizden görev ve sorumluluklarıyla bağdaşmayan fiilleri bulunan ve
bulunduğuna dair duyum alınanlar hakkında yasaların gereği yerine
getirilmektedir.
Balıkesir Milletvekili
Sayın Sedat Pekel tarafından, yine, sorulan bir soru; özellikle bu ücretsiz
ders kitaplarının, yine, maliyetleri sorulmaktadır. Hemen şunu söyleyeyim
arkadaşlar, biraz önce, yine değerli bir arkadaşımızın sorduğu soruya cevap
verirken bunu ifade ettim, bir kez daha söyleyeyim.
Söz konusu ücretsiz
dağıtılan ders kitaplarından 2003-2004 öğretim yılında dağıtılan toplam 81 834
281 kitaptan 66 625 226'sı özel sektörden, 15 209 055'i de devlet
kitaplarından, yani, Bakanlığımız yayınlarından temin edilmiştir. 2004-2005
öğretim yılında dağıtılan toplam 83 749 000 kitaptan 64 095 000'lik kısmı özel
sektörden ve 19 654 000'i de devlet kitaplarından alınmıştır. Bu ders
kitaplarından 2003-2004 öğretim yılında dağıtılanların toplam maliyeti 157 523
013 YTL'dir. 2004-2005 te dağıtılanların toplam maliyeti ise 146 343 470
YTL'dir.
2003-2004 öğretim yılı
başında ilköğretim öğrencilerine dağıtılan ücretsiz ders kitaplarının giderleri
2003 Malî Yılı Bütçe Kanunun 20/b maddesiyle Millî Eğitim Bakanlığına sağlanan
kaynaktan temin edilmiştir. Bakanlığımızca 2004 malî yılı bütçesi
hazırlanırken, taşımalı ilköğretim kapsamındaki öğrencilerin öğle yemeği için
180 000 000 YTL, ilköğretim öğrencilerine ücretsiz ders kitabı dağıtımı için
200 000 000 YTL olmak üzere, toplam 380 000 000 YTL ödenek talebinde
bulunulmuş; fakat, bu ödenek, Bakanlığımız bütçesinde yer almamıştır. Ancak,
Maliye Bakanlığınca 12.3.2004 tarih ve 4327 sayılı yazıyla 2004 malî yılı
Başbakanlık Bütçesinin 07.01.00.09.6.01.05.01 tertibindeki 380 000 000 YTL
ödeneğin 105 000 000 YTL'sinin taşımalı ilköğretim kapsamındaki öğrencilere
öğle yemeği için, 175 000 000 YTL'sinin de ilköğretim öğrencilerine ücretsiz
ders kitabı dağıtımı için tefrik edildiği bildirilmiş ve 2004-2005 öğretim yılı
başında ilköğretim öğrencilerine dağıtılan ücretsiz ders kitaplarının giderleri
de bu paradan karşılanmıştır. Söz konusu ders kitapları, gelir düzeyine
bakılmaksızın, resmî ilköğretim okullarında öğrenim gören bütün öğrencilere
dağıtılmıştır.
Bakanlığımızca ilköğretim
öğrencilerine ücretsiz ders kitabı temin projesi kapsamında 2003-2004 öğretim
yılında ücretsiz dağıtılan ders kitapları, bir öğretim yılı kullanılmak üzere
projelendirilmiştir. Bu nedenle, baskısından kullanımına kadarki bütün aşamalar
buna göre planlanmış ve uygulanmış olup, sadece o öğretim yılında kullanılmak
ve toplanmak üzere dağıtılmıştır. Bunun dışındaki iddiaların gerçekle ilgisi
bulunmamaktadır.
Sayın Pekel'in bir başka
sorusunda, öğretmen atamalarında herhangi bir torpil işleyip işlemediği
sorulmaktadır. Hepinizin bildiği gibi, öğretmen atamaları, puan üstünlüğü
esasına göre, basının gözü önünde, kesinlikle, torpil, kayırma, tavassut
mekanizmasına yer verilmeksizin yapılmaktadır. İllerdeki dağıtım da ayrıca
kurayla yapılmaktadır. Öte yandan, eğer bu manada bir itiraz söz konusu olursa,
bir haksızlık söz konusu olursa, Bakanlığımız tarafından incelenmektedir. Bu
yıl, bu illerdeki dağılımın dengesizliğini de ortadan kaldırmak üzere, Millî
Eğitim Bakanlığı, bundan sonra nokta atama yapacaktır; ağustos ayındaki atama
da böyle olacaktır.
Antalya Milletvekili
Sayın Feridun Baloğlu tarafından, Akdeniz Üniversitesi Antalya Meslek
Yüksekokuluyla ilgili sorulan soruya cevap veriyorum. Akdeniz Üniversitesinin
2005 yılı yatırım teklifinde, sağlık yüksekokulu için yeni yatırım talebinde
bulunulmuş, fakat, yatırım programına yeni proje olarak konulmadığından,
merkezî derslik ve amfi projesinin karakteristiğine, sağlık yüksekokulu için 4
000 metrekare örtülü alan ilave edilmiştir. 2004 yılında, çeşitli ünitelerin
etik projesi kapsamında hizmet alımı ihalesi yapılarak sağlık yüksekokullarına
ait tüm uygulama projeleri hazırlatılıp onaylanmıştır. Hazırlanan uygulama
projeleri doğrultusunda, yaklaşık maliyeti hesaplanacak ve eködenek sağlandığı
takdirde sarî ihale izni alınması için gerekli çalışma yapılacaktır.
Diğer taraftan, Sağlık
Bakanlığı mülkiyetindeyken, 22 Kasım 1996 tarihinde Sağlık Bakanlığı ile
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı arasında yapılan protokol gereği yirmi
yıllığına Akdeniz Üniversitesine tahsis edilmiş olan Antalya Sağlık
Yüksekokuluna ait bina tamamen boşaltılmış olup, bina hakkında Sağlık Bakanlığı
ile Maliye Bakanlığı Millî Emlak Genel Müdürlüğü tarafından verilecek karara
göre işlem yapılacaktır.
Yine, Bursa Milletvekili
Sayın Mustafa Özyurt tarafından sorulan soruya cevap veriyorum. Vatan
Gazetesinin 27 Eylül 2004 tarihli nüshasında yer alan yazının başlığı ile
muhtevası arasında ciddî bir çelişki bulunmaktadır. Kullanılan başlıkla, tüm
konuşma içerisinde verilmek istenen mesaj, gazetecilikte uyulması gereken temel
etik ilkelere aykırı bir şekilde çarpıtılmıştır. Söz konusu röportajın
içeriğinde, marjinal gruplarca popülarize edilen, günlük siyasetin malzemesi
haline getirilen ve medyada kullanıldığı anlamda Kemalizm vurgulanmaktadır;
ancak, başlık, konuşmanın başlangıç kısmı kesilerek "Kemalizm eğitimin
yapıtaşı olamaz" biçiminde, eksik olarak oluşturulmuştur. Diğer yandan,
toplumun tümüne ait bir değer olması gereken Mustafa Kemal Atatürk ile günlük
politikaya alet edilen Kemalizmin aynı anlama gelmediği de açıktır. Adı geçen
gazetenin 28 Eylül 2004 tarihli baskısında tekzip metni yayımlanmış ve yapılan
yanlışlık düzeltilmiştir. Verilen soru önergesinden, bu düzeltmeden haberdar
olunmadığı ve ayrıca, yazının içeriğinin okunmadığı anlaşılmaktadır.
Yine, Sayın Feridun
Baloğlu tarafından, Korkuteli İlçesinde, Anadolu Lisesinin bugüne kadar bir
binaya kavuşmamasıyla ilgili bir soru sorulmaktadır. Genel bütçeden eğitime
ayrılan sınırlı kaynaklarla, toplumun sürekli artan eğitim ihtiyacının
karşılanması, eğitimin fizikî altyapısının iyileştirilmesi ve buna bağlı olarak
eğitim ortamının nitelikli hale getirilmesi, kalkınma planlarında belirlenen
hedeflere ulaşılması ve millî eğitim şûralarında öngörülen tedbirlerin yerine
getirilmesi istenilen düzeyde ve hızda yapılamamaktadır. Bu nedenle, kamu
kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması öncelikli önem arz etmektedir. 2005
yılı yatırım teklifleri, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının 26.7.2004
tarih ve 2004-1 sayılı genelgesi ve Yüksek Planlama Kurulu tarafından istihsal
edilen 19.7.2004 tarih ve 2004/27 sayılı 2005 yılı programı ve malî yılı
bütçesi makro çerçeve kararı çerçevesinde yapılmıştır. Bu bağlamda,
Bakanlığımızca, herhangi bir eğitim kademesinin ihtiyacı olmayan öğretim
binalarının, ihtiyacı olan eğitim kademelerine tahsisi yapılmaktadır. Diğer
taraftan, atıl durumda olan kamu binaları da, Bakanlığımızın ihtiyaç durumuna
göre, çeşitli eğitim kademelerine tahsisi yapılarak kullanılmaktadır.
Özetle, ülkemizin
içerisinde bulunduğu ekonomik durum, yeni okul tekliflerinden ziyade, mevcut
atıl kapasitelerin kullanılarak değerlendirilmesini zorunlu hale getirmiştir.
Korkuteli Anadolu Lisesi,
1995-1996 öğretim yılında önkayıtla 72 öğrenci alarak Korkuteli Lisesine ait
binada eğitim-öğretime başlamıştır; 2001-2002 öğretim yılındaysa, Korkuteli
İmam-Hatip Lisesinin kullanılmayan binasına taşınmıştır, mevcut binası ihtiyaca
cevap verecek kapasitededir. Bu sebeple, 2005 yılı Bakanlığımız yatırımları
arasında Korkuteli Anadolu Lisesi için yeni bina yapımı yer almamaktadır.
Yine, Antalya
Milletvekili Sayın Feridun Baloğlu "Antalya'nın Manavgat İlçesinde
çürümeye terk edilen Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Uygulama Oteli
inşaatından Bakanlığınız haberdar mıdır" diye soruyor. Evet, haberdardır.
Sayın Milletvekili, üç sorudan oluşan ve ilk iki sorusu bu soru önergesinin ilk
iki sorusuyla aynı olan 7/4728 esas numaralı yazılı soru önergesiyle de bu
inşaatı sormuş, 1.3.2005 tarihli ve 1100 sayılı yazımızla da kendisine cevap
verilmiştir. Dolayısıyla, bu cevapta bütün detaylar mevcuttur.
Yine, İzmir Milletvekili
Sayın Vezir Akdemir tarafından, öğretmen atamalarının özellikle internet
ortamında yapılmasıyla ilgili bir sorusu vardır. Biz, gerek ilk atamaları
gerekse iliçi ve ildışı atamalarını, müracaatları da internetle alarak,
değerlendirmeleri de internette yapıyoruz. Kişisel olarak bütün müracaatlarını
yaptığı halde, bütün yükümlülüklerini yerine getirdiği halde, eğer, bir
öğretmenin tayini yapılmamışsa, puan üstünlüğü iddiasındaysa ve yapılmamışsa,
yapılan başvuruları incelenmekte ve mağduriyetleri giderilmektedir.
Balıkesir Milletvekili
Sayın Sedat Pekel tarafından, OECD tarafından düzenlenen, özellikle, bizim
ilköğretim öğrencilerimiz arasında, ilköğretim öğrencilerimizi kapsayan PISA
sınavında, ülkemizin elde ettiği başarıyı yeterli bulup bulmadığımız
sorulmaktadır. Zaten, biz, ilk defa, Türkiye'yi bu programa dahil eden
Hükümetiz. Bunun bedelini biz ödedik, bu talimatı bizzat ben verdim; çünkü,
arkadaşlarıma dedim ki, birilerinin aynayı yüzümüze tutmasından asla rahatsız
olmayalım. PISA programına bugüne kadar Türkiye dahil edilmemişti. Eğitimdeki
konsept farklılıklarından dolayı, öğrencilerimiz buradaki bazı soruları
algılayamamışlardır. Zaten, biz, bunu bildiğimiz için, bu eksikliğimizi
bildiğimiz, tespit ettiğimiz ve tahlil ettiğimiz için, biz, müfredat programını
değiştirdik ve yeni müfredat çerçevesinde bu durumun çok daha iyi olacağına,
biz, kesinlikle inanıyoruz.
Iğdır Milletvekili Sayın
Dursun Akdemir'in, Iğdır'a tahsis edilen ödeneklerle ilgili sorusuna cevap
veriyorum. Bakanlığımızın 2004 yılı bütçesinden, Iğdır İline, okulöncesi eğitim
kurumlarının donatım giderleri için 25 000 Yeni Türk Lirası, ilköğretim
kurumlarının donatım giderleri için 378 800 Yeni Türk Lirası ödenek gönderilmiş
ve diğer okul ve kurumların makine, teçhizat ve donatım giderleri için de
Bakanlığımız Eğitim Araçları ve Donatım Dairesi Başkanlığınca gerekli olan
yatırımlar, harcamalar yapılmıştır. 539 225 Yeni Türk Lirası ödenek bu
çerçevede harcanmıştır. Iğdır İlinin 2004 yılı makine teçhizat ve donatım
ödeneğinin toplamı ise 943 025 Yeni Türk Lirasıdır.
Diğer taraftan, bu
ilimize, okulöncesi eğitim yatırımları için 209 757 Yeni Türk Lirası,
ilköğretim yatırımları için 3 158 134 Yeni Türk Lirası ve ortaöğretim
yatırımları için de, Iğdır merkezde 8 derslikli Iğdır Lisesi ek bina inşaatı ve
8 derslikli merkez Endüstri Meslek Lisesi ek bina inşaatı için 340 990 YTL
olmak üzere toplam 3 708 881 YTL yatırım ödeneği gönderilmiştir. Bu ödeneklerin
tamamının harcanmasına ilişkin iş ve işlemler mahallinde
gerçekleştirilmektedir.
2004 yılında ayrıca
Iğdır'daki ilköğretim okullarına, Temel Eğitim Projesi kapsamında, toplam
maliyeti 26 092 euro olan projeksiyon cihazıyla, toplam maliyeti 195 637 dolar
olan bilgisayar, yazıcı, tarayıcı, güç kaynağı ve ekipmanları, tepegöz ve Dünya
Çocuk Edebiyatı seti gönderilmiştir. 2005 yılında, Dünya Bankası destekli Temel
Eğitim Projesi ve Avrupa Yatırım Bankası destekli Eğitim Çerçevesi Projesi
kapsamında da 13 ilköğretim okuluna toplam maliyeti 385 000 dolar olan bilgi
teknolojisi sınıfı kurulması programlanmış olup, bir ilköğretim okuluna da 300
000 dolar tutarında ek derslik yapımı öngörülmüştür.
2005 yılı yatırım
programı 9 Ocak 2005 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış olup, valilikler ve
proje bazında dağılımı henüz sonuçlanmamıştır. Malumunuz, valilikler, il özel
idaresi payını da ilave ederek bunları ilan ediyorlar.
Sayın Naci Aslan
tarafından Ağrı İlinin öğretmen ihtiyacı sorulmaktadır. Ben Naci Beye bunun
detaylarını yazılı olarak takdim edebilirim; ancak, hemen şunu söyleyeyim: Biz,
özellikle, yaptığımız atamalarda, geri kalmış, öğretmen temininde güçlük
çekilen illerimize ağırlık veriyoruz, öncelik veriyoruz ve Ağrı İli de bu
önceliklerimiz arasındadır. Malumunuz, 10 000 öğretmen tayin ettiğimiz zaman bu
dengeyi gözetmek zorundayız. Bunun detaylarını Sayın Aslan'la paylaşacağım.
Yine, sekiz yıllık
ilköğretim okullarının özellikle eksikliğinden söz ediyor Sayın Aslan. Bir
taraftan, EFİKAP çerçevesinde Ağrı İlinde 960 öğrenci kapasiteli bir ilköğretim
okulunun inşaatı şu anda devam etmektedir. Bu yıl yine bu kapsamda yapacağımız
yeni yatırımlar vardır, Telekomun Millî Eğitime yapacağı okullar arasında
Ağrı'ya yönlendirilen yatırımlar vardır. Yine, Sayın Kadir Has tarafından doğu
ve güneydoğuda yapılacak olan 4 okuldan 1'i, tarafımızdan Ağrı'ya
yönlendirilmiştir. Ayrıca, TES-İŞ Sendikası tarafından yapılmak istenilen bir
okul oraya yönlendirilmiştir. Gerek eğitime yüzde yüz destek gerek özel idare
kaynakları konsolide bütçesinin imkânları seferber edilerek, Ağrı'da, gerçekten
çok kötü durumda olan okul, derslik ihtiyacının karşılanmasına önem
verilmektedir, hız verilmektedir.
Yine, Denizli
Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan tarafından, Bakanlığımıza yapılan personel
atamalarıyla ilgili olarak sorulan sorular vardır.
Bakanlığımız kadrolarına
58 inci ve 59 uncu hükümet döneminde 24.2.2005 tarihi itibariyle naklen atanan
personel sayısı, toplam 166'dır. İlk atamayı bununla karıştırmayalım. 657
sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde istisnaî kadrolara, 58 inci hükümet
döneminde Hasan Karabacak, 59 uncu hükümet döneminde de Mustafa Özgül olmak
üzere, toplam, sadece 2 personel ataması yapılmıştır.
Söz konusu dönemde, diğer
kamu kurum ve kuruluşlarından Bakanlığımız kadrolarına 26 personel gönderilmiş,
166 personelin ise ataması yapılmıştır.
Diğer taraftan,
Bakanlığımız kadrolarında görevli personelden 116'sı Başbakanlık ve diğer kamu
kurum ve kuruluşlarında görevlendirilmiş, 17 personelin ise ataması
yapılmıştır.
Millî Eğitim Bakanlığı
Dönersermaye İşletmeleri Üretim ve Teşvik Primi Dağıtım Yönetmeliği ve diğer
ilgili dönersermaye mevzuatı hükümleri gereğince, Bakanlığımız merkez
teşkilatında görev yapan personele dönersermaye kârından pay vermek mümkün
değildir. Dolayısıyla, merkez teşkilatında görev yapan personele bu ad altında
herhangi bir ödeme yapılmamaktadır.
Muğla Milletvekili Sayın
Ali Cumhur Yaka tarafından İLKSAN'la ilgili olarak sorulan soruya cevap
veriyorum.
İLKSAN'ın yeni dönem
genel kurul delegelerinin seçimi, ilçelerde 17 Nisan 2004 tarihinde, illerde de
15 Mayıs 2004 tarihinde yapılmak istenmiştir; ancak, 17 Nisanda yapılan ilçe
temsilciliği seçimlerinde, bazı ilçelerde usule aykırı işlemlerin yapıldığı
tespit edilmiş ve valiliklerce müfettiş gönderilerek, mahallinde incelenmesi,
soruşturulması ve soruşturmalar sonuçlandıktan sonra il temsilciliği
seçimlerinin yapılması istenilmiştir.
Ayrıca, 15 Mayıs 2004
tarihinde, bazı ilçe temsilcileri Ankara'da TODAİ sınavına katılacağından, ilk
il temsilcileri seçimlerine katılamayacakları ve seçme ve seçilme hakkını
kullanamayacakları belirlenmiştir. Bu nedenlerden dolayı, İLKSAN'ın il
temsilcileri seçimlerinin valilikler tarafından belirlenecek tarihte yapılması,
12.5.2004 tarih ve 891 sayılı yazıyla valiliklere duyurulmuştur. İzmir İlinde
26.6.2004, Gaziantep İlinde 25.9.2004, Isparta İlinde 29.9.2004 ve Antalya
İlinde 27.12.2004 tarihinde seçimler sonuçlanmıştır.
İlkokul Öğretmenleri
Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Anastatüsünün 6 ncı maddesinin (b) bendine göre
olağan genel kurulun 20 Mart-21 Nisan tarihleri arasında yapılması
gerekmektedir. Nitekim, yeni il temsilcileri seçilemediğinden, mevcut
temsilcilerle 13-14 Mart 2004 tarihlerinde olağan genel kurul yapılmıştır. İl
temsilcileri değişeceğinden, bu olağan genel kurul gündemine "seçim"
maddesi konulmamış ve seçimin yapılabilmesi için Kasım 2004'te olağanüstü genel
kurul yapılması uygun görülmüştür.
Yukarıda da belirtildiği
gibi, olağan genel kurul 13-14 Mart 2004 tarihlerinde yapılmıştır. Yeni il
temsilcileri seçileceğinden, yeni yönetim ve denetleme kurullarının bu
temsilciler tarafından ve yeni temsilciler tarafından seçilmesi için olağanüstü
seçimli genel kurulun Kasım 2004'te yapılması öngörülmüştür; ancak, 1 inci
maddeyle açıklandığı üzere, ilçe, il temsilcilikleri seçimlerinin sonuçlanmamasından
dolayı, 25-26 Ocak 2005 tarihlerinde seçimli olağanüstü genel kurul
yapılmıştır.
Sayın Asım Aykan beyin
misyoner faaliyetleriyle ilgili, özellikle, okullara yönelik misyoner
faaliyetlerle ilgili bir sorusu vardır. Yine, hazırlanan notu kendisiyle yazılı
olarak paylaşırım; ama, hemen şunu söyleyeyim değerli arkadaşlar: Misyoner
faaliyetlerle ilgili çeşitli televizyon programlarında konunun uzmanı
olan-olmayan insanlar tarafından tartışmalar sürmektedir. Bazıları tarafından
Türkiye'nin bir misyoner kuşatması altında olduğu iddia edilmektedir; bazı
insanlar da bunun bir abartı olduğunu iddia etmektedirler. Okullarımızdan,
bugüne kadar, misyoner faaliyetlere maruz kaldıklarına dair Bakanlığımıza
herhangi bir yazılı müracaat olmamıştır; ama, şunu belirteyim değerli
arkadaşlar: İnsanlar, sahip oldukları inançları ve dinleri başkalarıyla
paylaşabilirler; bunun propagandasını da yapabilirler. Bu din, Müslümanlık
olabileceği gibi, Yahudilik, Hıristiyanlık, başka bir din de olabilir; ancak,
insanların sefaletinden, insanların içerisinde bulunduğu fakrüzaruretten ve
kötü durumlardan veya afetlerden yararlanarak maddî menfaat karşılığında eğer
din ticareti yapılıyorsa, bu, son derece sakıncalıdır ve buna karşı çıkılması
gerekiyor. Bunun bir başka boyutu vardır. Eğer bu ülkede insanlar kendi
dinlerini, isteyen kim hangi dine mensupsa, kendi dinini rahatlıkla
öğrenebilirse, öğrenme hakkına ve imkânına sahipse, bu manada kimsenin kimseden
şikâyeti söz konusu olmaz. Osmanlı Devleti döneminde, son yıllarında bile, imparatorluk
coğrafyasının bir başından bir başına İncil Cemiyeti, Neşri Nasraniyet
Cemiyeti, yani "Hıristiyanlığı Yayma Cemiyetleri" adı altında
cemiyetler vardı; ama, toplum, kesinlikle bunları çok fazla önemsemiyordu. Eğer
siz çocuklarınıza aşı yaparsanız, gelecek salgınlardan korkmanız için bir sebep
yok. Türkiye'deki esas problemin, bence, din eğitimi alanında bazı
düzenlemelerin yapılması gerektiğidir; okullarımızdaki din kültürü ve ahlak
bilgisi dersleri, adı üzerinde, din kültürü ve ahlak bilgisi vermek üzere
konmuş olan dersler olduğudur. Anayasanın 24 üncü maddesi gereği, isteyen
insanlar kendi dinî pratiklerini de, nasıl yapacaklarını öğrenme adına da olsa,
daha detaylı, yeterli bilgiye sahip olmaları için imkân isterlerse, bunun
devlet eliyle veya sivil toplum örgütleri tarafından kendilerine verilmesi
esastır diyorum ve hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Değerli
milletvekilleri, 1 saat sonra toplanmak üzere birleşime ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.15
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 21.23
BAŞKAN:
Başkanvekili Ali DİNÇER
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 73 üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Görüşmelere kaldığımız yerden devam
ediyoruz.
VI.- SORULAR VE CEVAPLAR (Devam)
A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI (Devam)
17.- Niğde
Milletvekili Orhan Eraslan'ın, beden eğitimi branşındaki öğretmen adayı
fazlasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/734) ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
18.- Niğde
Milletvekili Orhan Eraslan'ın, Niğde-Altunhisar-Yakacık Kasabasında lise açılıp
açılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/735) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
19.- İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil'in, okullarda alınan kayıt paralarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/739) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
20.- Samsun
Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, okullardaki kötü alışkanlıklarla ilgili olarak
istatistikî çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/769) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
21.- İzmir
Milletvekili Enver Öktem'in, iptal edilen bir sınav için yatırılan ücrete
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/778) ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
22.-
Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik'in, Şanlıurfa'nın okul ihtiyacına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/785) ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
23.- Muğla
Milletvekili Ali Cumhur Yaka'nın, eğitim fakültesi mezunlarının sınıf
öğretmenliği haklarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/790) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
24.-
Kocaeli Milletvekili Mehmet Sefa Sirmen'in, öğretmenevlerinin özelleştirme
kapsamına alınmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/794) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
25.- Afyon
Milletvekili Halil Ünlütepe'nin, Ankara Öğretmenevinde kütüphane bulunmamasının
nedenine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/820) ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevab (Devam)
26.- Ankara
Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan'ın, yarı dönemi başarıyla bitiren
öğrencilerin üst sınıfa geçebilmesine yönelik düzenlemeye ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/821) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı (Devam)
27.- Ankara
Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan'ın, okul değiştirme cezasına yönelik
düzenlemeye ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/822) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
28.- Ankara
Milletvekili Mehmet Tomanbay'ın, ilköğretim öğrencilerine ücretsiz dağıtılan
kitapların maliyetine ve bir firmanın finanse ettiği iddiasına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/844) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin
Çelik'in cevabı (Devam)
29.- Ağrı
Milletvekili Naci Aslan'ın, Ağrı'da fen lisesi açılıp açılmayacağına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/851) ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
30.- Ankara
Milletvekili Yakup Kepenek'in, açılması düşünülen üniversiteler için gerekli
planlama ve hazırlıkların yapılıp yapılmadığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
sözlü soru önergesi (6/915) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
(Devam)
31.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın, ÖSS'ye girecek öğrencilerin ikinci dönemde
idarî izinli sayılıp sayılmayacaklarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/941) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
32.- Ankara
Milletvekili Mehmet Tomanbay'ın, Yurt Dışı Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak
Personelin Seçimine İlişkin Yönetmelikte yapılan değişikliğe ilişkin Millî
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/975) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin
Çelik'in cevabı (Devam)
33.- Muğla
Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/998) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı (Devam)
34.-
Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, eğitim fakültelerindeki akademik
personel yetersizliğine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1025) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
35.- Çorum
Milletvekili Feridun Ayvazoğlu'nun, Çorum'da üniversite kurulup kurulmayacağına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1062) ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
36.- Balıkesir
Milletvekili Sedat Pekel'in, eğitim fakültesi mezunu öğretmen adaylarına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1090) ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
37.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Gürsoy'un, Adıyaman'da üniversite kurulup
kurulmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1093) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
38.-
Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'ın, 2004 KPSS kitapçığında Almanca ve
Fransızca bölümü mezunlarına yer verilmemesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1105) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
(Devam)
39.- Ankara
Milletvekili Oya Araslı'nın, basında yer alan bir habere ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1122) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı (Devam)
40.-
Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, Bakanlık tarafından Denizli İlinde
yapılan çalışmalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1139) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
41.-
Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün'ün, Bilecik'te üniversite kurulup
kurulmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1180) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
42.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, atanan ve görevden alınan personele ilişkin
Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1223) ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
43.-
Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı'nın, Dış İlişkiler Genel Müdür ve Yardımcılığına
yapılan atamalarla ilgili iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1274) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
44.- Niğde
Milletvekili Orhan Eraslan'ın, bir milletvekilinin yaptığı iddia edilen
açıklamaya ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1288) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
45.-
Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, ücretsiz dağıtılan ders kitaplarına ve
bazı iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1289) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
46.-
Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, öğretmen adaylarının atamalarında
yaşandığı iddia edilen mağduriyetlere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1290) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
47.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Akdeniz Üniversitesi Antalya
Sağlık Yüksekokulu binasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1296) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
48.- Bursa
Milletvekili Mustafa Özyurt'un, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanının bir
ifadesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1320) ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
49.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya-Korkuteli Anadolu
Lisesinin sorununa ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1323)
ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
50.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Manavgat'taki Anadolu
Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Uygulama Oteli inşaatına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1328) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı (Devam)
51.- İzmir
Milletvekili Vezir Akdemir'in, 2004-2005 öğretim yılı İzmir'deki boş öğretmen
kadrolarına ve norm kadro çerçevesinde atama yapılıp yapılmayacağına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1341) ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
52.-
Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, Türk eğitim ve öğretiminin kalitesinin
artırılmasına yönelik çalışmalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1370) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
53.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, 2004 ve 2005 malî yılı bütçelerinden Iğdır
İline ayrılan ödenek miktarı ve kullanımına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1394) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
(Devam)
54.- Ağrı
Milletvekili Naci Aslan'ın, öğretmen ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1413) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
(Devam)
55.- Ağrı
Milletvekili Naci Aslan'ın, Ağrı İlinde yeni ilköğretim okulu yapılıp
yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1414) ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
56.-
Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, personel atamalarına ve geçici
personele döner sermayeden ödenen paya ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1437) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
57.- Muğla
Milletvekili Ali Cumhur Yaka'nın, İLKSAN Genel Kuruluna ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1451) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı (Devam)
58.-
Trabzon Milletvekili Asım Aykan'ın, yaygınlaşan misyonerlik faaliyetlerine ve
alınacak önlemlere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1473)
ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)
59.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya-Gazipaşa'da bir yatılı
ilköğretim bölge okulu yapılıp yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1481) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
(Devam)
BAŞKAN - Soru sahibi arkadaşların açıklık
getirmek için söz talepleri var; sırayla söz vereceğim; mikrofonlarını
açacağız, yerlerinden katkılarını yapacaklar.
İlk sırada, Denizli Milletvekili Sayın
Mustafa Gazalcı; buyurun.
MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Sayın
Başkanım, bu yöntemin ben çok yararlı olduğu kanısında değilim. Baştan sona,
aylarca, yıllarca bekletilen sorulara bir birbuçuk saat içerisinde, Bakan,
kime, nasıl, ne kadar cevap verdiği belli olmadan birtakım yanıtlar verdi. Ben
de bir soru sormuştum geçen yıl, onun yanıtını verdi Sayın Bakan; ama, her
zaman yaptığı gibi, özünü söylemeden yanıtladı.
Konu şu değerli arkadaşlar: Millî Eğitim
Bakanlığında Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne İçişleri Bakanlığından -Bakan
demin övdü, övdü; gerçekten de belki öyledir- bir arkadaşı Genel Müdür atıyor
geçici görevle ve bu kişi, yurt dışına gidecek kişilerin en az üç yıl Millî
Eğitim Bakanlığında çalışma koşulunu önce kaldırıyor ortadan; sonra, kendisinin
ve yardımcısının da içinde olduğu yurt dışına gidecek elemanları seçecek bir
sınav yapıyor. Yani, Millî Eğitim Bakanlığından değil, başka bir bakanlıktan
getiriliyor; getirildikten sonra yönetmeliği değiştiriyor, üç yıl çalışma
koşulunu ortadan kaldırıyor; sonra, kendisinin de içinde olduğu, yardımcısının
da içinde olduğu 295 kişiyle sınava giriyor ve sınava girerken, kendisi 70 puan
alıyor -kazandığı bir puan alıyor- yardımcısı 65 puan alıyor -İbrahim Özdemir,
sanıyorum, o, şimdi, vekâlet ediyor o genel müdürlüğe- sonra, kendisinin
girdiği sınavda, yardımcısı, onun, sınavı yapan kurulun arasında oluyor. Ben,
bu olaya, belki hukuksal olarak bir şey yoktur, ama, etik olarak bakıyorum. Siz
bir yerdesiniz, o yer size teslim ediliyor; yurt dışında, 4 500- 5 000 dolarlık
bir iş var; kendinizi ve yardımcınızı oraya sokuyorsunuz; mülakatta,
yardımcınız o kurula giriyor -her ne kadar, Sayın Bakan, müsteşar onun
başkanlığını yapıyor dese de- yani, ortada, gerçekten bir skandal var, bir
yanlışlık var. İnsan, bir yere geldiği zaman, önce onun yönetmeliğini kendine
göre değiştirip, sonra orada sınava girmez.
Bir de, Sayın Bakan, bu uzun yanıtlardan
sonra, geçen gün, Din Şûrasında da aynı şeyleri söyledi: "Din kültürü ve
ahlak bilgisi yeterli değildir; din eğitimi vermek durumundadır devlet, pratik
bir eğitim" gibi, gene, kapanırken, öyle şeyler söyledi. Bu, uzun bir
tartışma konusu, değerli arkadaşlar. Millî Eğitim Bakanımız, Anayasanın 42 nci
maddesinde, Millî Eğitim Temel Kanununda belirtilen ilkelere göre bakanlık
yapmak durumundadır. Kendi rengini, dokusunu, o kuralların üstünde tutamaz,
işlemleri ona göre yapamaz. Bugün, Millî Eğitim Bakanlığında, birçok kişi,
geçici görevle görev yapmaktadır. Başka bakanlıklardan gelen kişiler kilit
yerlerde görevlidir. Bunların doğru olmadığını söylüyoruz; bundan önceki
bakanlıklarda bu tür şeyler yapılmadı diyoruz. Sorularımız ona ilişkindir.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Sedat Pekel...
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) -
Sayın Başkan, toplu olarak mı cevap vereyim?
BAŞKAN - Toplu olarak da olur...
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) -
Her soru taze taze müzakere olursa daha iyi olur.
BAŞKAN - Sizin takdiriniz...
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) -
Her defasında kürsüye çıkarım, önemli değil.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.
Süreniz 5 dakika.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle şunu ifade edeyim, aradan önce
yaptığım açıklamalarda da ifade ettim: Sayın Gazalcı'nın bu konuyla ilgili
sorusu serapâ yanlışlarla doludur. Bir sefer, diyor ki -gazetelerden haberi
alıp ona göre sorduğu için- "daha önce kararnamesi Sayın Cumhurbaşkanından
gönderilen ve Sayın Cumhurbaşkanınca reddedilen..."
MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Efendim, onu
anladık...
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK
(Devamla) - Müsaade edin, ben sizi dinledim.
Böyle bir şey yok.
İki; diyor ki: "Bu kişi geliyor,
yönetmeliği değiştiriyor."
Değerli milletvekilleri, yönetmelikler
nasıl değiştirilir, bu bellidir. Sayın Gazalcı, yönetmeliği değiştiren o genel
müdür değil. Yönetmeliği değiştiren benim, bakan olarak benim, siyasî iradeyi
temsilen orada bakan benim ve bir genel müdür kendi keyfince yönetmelik
değiştiremez. O yönetmelik, birçok bakanlığa sorulur, birçok kuruluşa sorulur,
onların görüşleri alınır, ilgili bakan tarafından onaylanır, daha sonra, Resmî
Gazetede yayımlanmadan önce Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü
tarafından incelenir, eğer Anayasaya, yasalara aykırı bir durum varsa bu
ayıklanır veya kuruma iade edilir. Resmî Gazetede yayımlandıktan sonra da, o,
yönetmelik olur.
MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Onun için
birçokları Danıştaydan dönüyor!
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK
(Devamla) - Efendim... Sayın Gazalcı, bu memlekette, herkesin yaptığı icraat
yargı denetimine tabidir. Dolayısıyla, bir kere, bu, bir genel müdürün boyunu
aşar. Şimdi, bu yanlış bir beyan, kamuoyunu yanıltmayalım.
Öte yandan, bakın değerli arkadaşlar, biz,
üç yıl Millî Eğitim Bakanlığında, on yıl Millî Eğitim Bakanlığında çalışma
şartını kaldırmışız. Ben ne şartını getirdim biliyor musunuz; biz Washington'a
eğitim müşaviri gönderiyoruz, kim gidiyor; sadece bir İngilizce öğretmenini
buluyoruz, yabancı dil şartı olduğu için İngilizce öğretmeni gidiyor. Ben dedim
ki: Londra'ya göndereceğim insan İngiltere'den derece almış insan olsun,
oradaki üniversite sistemini tanısın; yurt dışında binlerce mastır, doktora
düzeyinde öğrencimiz var. Amerika'ya göndereceğim insan oradaki üniversite
sistemini, oradaki eğitim sistemini bilsin. Millî Eğitim Bakanlığında yıllarca
çalışmış olmak, birisi için niçin, bu manada, eğer ehil, daha iyi insanlar
varsa, bir avantaj olsun?! Bir taraftan, ben bir eğitimciyim, ben kendi
mensuplarıma karşı bir peşin hükümlülük içerisinde olabilir miyim?!
Sonra diyor ki: "Bu şahıs kendisi
sınav yapıyor." Bakın arkadaşlar, beyanlara...
MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Evet...
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK
(Devamla) - Asla, bu, kesinlikle hilafı hakikat bir beyandır. Niçin; merkezî
sınav yapılıyor, merkezî sınav diye bir şey var.
MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Mülakatı
soruyorum, mülakatı...
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK
(Devamla) - Sayın Gazalcı, bu ülkede iki tane kurum merkezî sınav yapar;
birisi, ÖSYM, biri de Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Eğitim Teknolojileri Genel
Müdürlüğü Sınav Merkezi tarafından merkezî sınav yapılır. Bugüne kadar LGS
sınavları, ortaöğretim kurumları sınavları başta olmak üzere, birçok sınav bu
kurum tarafından, kesinlikle, hakkaniyetle, adil ölçüler içerisinde ve sağlam
yapılmıştır. Diğer bakanlıkların merkezî sınavlarını da, hâkim, savcı
sınavlarını da burası yapar. Bu arkadaş, diyelim ki, bizim kurumumuzda, Adalet
Bakanlığında çalışan birisi, Adalet Bakanlığında, diyelim ki, avukat olarak
çalışan bir insan, kendisi gidip de Adalet Bakanlığı tarafından açılan hâkimlik
sınavına giremez mi; bu suç mu?! Bu arkadaşımız, merkezî bir sınava girmiştir,
70'in üzerinde puan almıştır. Söyledim, 90'ın üzerinde yabancı dil puanı alan
insandır bu ve İngilizceden, yabancı dilden 11 tane yaptığı kitap tercümesi
vardır. Bu konuda eğer ehliyetine inanmazsam, nasıl ben bu arkadaşıma itimat
ederim?!
Sonra, bir şey daha; kim mülakata tabi
tutulur arkadaşlar?! Ben, yıllarca, benimle, genel müdür olarak, genel müdür
vekili olarak çalışmış bir insanı mülakata tabi tutmam komik bir şeydir. Siz
bir gazetenin genel yayın yönetmenisiniz, on sene yanınızda çalıştırdığınız bir
insanı bir başka pozisyona getireceğiniz zaman mülakat mı yapılır?! Mülakat
niçin yapılır; karşıdaki insan kendini rahat ifade...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK
(Devamla) - ...edebiliyor mu, bilgi, birikim sahibi mi, bunları ölçmek için
mülakat yaparsınız. Getirip getirip, mülakata takılıp; efendim, Anayasanın şu
maddesine göre... Bana, bakanlığın nasıl yapılacağını lütfen öğretmeyin, ben de
sorulara nasıl cevap vereceğimi çok iyi bilen bir insanım. Ben, burada, Bakan olarak
soruya cevap veririm, ilgili milletvekili arkadaşımız tatmin olur veya olmaz;
tatmin olmazsa, yine o ölçü içerisinde burada düşüncelerini ifade eder. Çok
rica ediyorum.
Teşekkür ederim. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Sayın Başkan,
benim kastetmediğim sözleri bir başka biçimde yorumladı Sayın Bakan; bir iki
cümleyle oturduğum yerden yanıt verebilir miyim?
BAŞKAN - Buyurun, dinliyoruz.
MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Sayın
Başkanım, değerli arkadaşlar; Sayın Bakan, bir kere çok öfkeli, sinirli bir
vaziyette yanıt veriyor.
BAŞKAN - Çok kısa olacak ama.
MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Ben, şunu
söylüyorum: Bu arkadaş, genel müdürlüğe vekâlet ederken -tabiî ki yönetmeliği
Sayın Bakan yapar, ama- yurt dışına gidecek kişilerde en az üç yıl görev yapma
koşulunu değiştiriyor ve kendisi ve yardımcısı sınava giriyor. Ben, bunu
söyledim; bu kadar kızacak, öfkelenecek bir şey yok. Elbette yönetmeliği...
Sizin nasıl bakanlık yapacağınızı -bir kere daha söylüyorum- hukuk belirler, siz
kendiniz belirlemezsiniz.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) -
Elbette.
BAŞKAN - Sayın Sedat Pekel, buyurun.
SEDAT PEKEL (Balıkesir) - Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, hükümetlerin denetimi
açısından son derece önemli olan soru önergesi mekanizmasının işlevselliği
açısından, toplu olarak sorularımızı yanıtlamanız çok verimli olmasa da ve
sorularımın tüm şıkları çok net olmasına rağmen cevaplarınızdan yeteri kadar
tatmin olmasam da, yine de verdiğiniz cevaplar için size teşekkür ediyorum.
5 soru önergem vardı, onların büyük
bölümüne girmeyeceğim; ancak, ders kitaplarıyla ilgili bir soru önergem vardı;
onunla ilgili olarak birkaç noktaya dikkatinizi çekmek için söz aldım, onları
sunmak istiyorum.
Ücretsiz olarak dağıttığınız ders
kitaplarıyla ilgili soru önergeme vermiş olduğunuz yanıt üzerine, kısaca şu
görüşlere değinmek istiyorum: Bir tanesi, bu okullarda yapılan bir araştırmaya
göre -ki, Eğitim-Senin yaptığı bir araştırma bu- öğrencilerin elindeki
kitapların yüzde 75'i, ikinci yıl da kullanılabilecek durumdadır. Savurganlığın
önlenmesi için, okullar tatil olmadan önce, okul yönetimleri tarafından eski
kitapların toplanarak yeni öğretim yılı aynı sınıfta okuyacak öğrencilere
dağıtılabilmesi mümkünken, bunun neden yapılmadığını öğrenmek isterim. Bu
uygulamayla, Bakanlık, sadece kullanılamayacak durumda olan kitaplarla, sınıf
mevcuduna göre eksikleri varsa, bu kitapları tamamlayabilir ve böylece Millî
Eğitim Bakanlığı bütçesinden fazla para çıkışının önüne geçmek pekâla mümkün olabilir.
Yine buna bağlı olarak ders ve kaynak
kitap sorunu, eğitim-öğretim sistemimizin her zaman gündeminde yer almıştır.
Kitaplar, hem içerik hem maliyet hem de kalite açısından hep tartışılmıştır.
Eğitimde gerçekleştirilecek nitelik değişimi açısından son derece önemli olan
ders kitaplarının içeriği, bilimsel ölçütlere uygun olarak düzenlenmelidir;
oysa, buna pek dikkat edilmeden, ders kitaplarının sıkça değiştirildiğini
görüyoruz.
Son olarak, bir başka nokta: Bununla
birlikte, Bakanlık, ücretsiz olarak dağıtılan ders kitaplarını, bize göre,
kendi basımevlerinde pekâla basabilir; oysa, sizin az önce verdiğiniz
yanıtlarda oranlara baktığımızda, bunun yüzde 80'ini özel sektöre, ihale
yoluyla verdiğinizi açıkça ifade ettiniz. Bunu, pekâla, büyük oranda kendi
imkânlarımızla çözebileceğimizi, yaptığımız araştırmalarla görüyoruz.
Bunun da bir uyarı olarak dikkate alınması
gerektiğini ifade ediyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Vedat Melik?.. Yok.
Sayın Fikret Baloğlu, buyurun.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakana dört soru yöneltmiştim, dördü
de Antalya'nın yerel sorunlarıyla ilgiliydi. Bunlara verilen yanıtlar, beni tam
bir umutsuzluğa sevk etti. Öyle anlaşılıyor ki, Bakanlık, Antalya'yla ilgili
hiçbir yatırımı gündeme getirmeyecektir; bu, açıkça ortaya çıkıyor.
Sayın Bakanın verdiği yanıtlarda
planlamaya ilişkin birtakım beyanlar da var; ama, zaten Antalya olarak bugün,
son derece moralimiz bozuk; Sayın Başbakanın dört gün önce açmış olduğu üst
geçitte 1 metrelik bir çukur açıldı. Biz bunun üzüntüsünü yaşarken, şimdi,
millî eğitim yatırımlarının da yerine getirilemeyeceğini duyunca iyice üzüldük.
Ayrıca, Sayın Bakana ben Gazipaşa'yla
ilgili bir sorunu da aktarmıştım -son sorum- ona yanıt verilmediğini sanıyorum.
Eğer incelerler, ona da bir yanıt verirlerse teşekkür edeceğim.
Sağ olun.
BAŞKAN - Sayın Ayşe Bilgehan?.. Yok.
Sayın Dursun Akdemir.
DURSUN AKDEMİR (Iğdır) - Sayın Başkan,
Sayın Bakanımızın sözlü olarak sorularıma verdiği cevapların yazılı olarak da
verilmesini Başkanlığınızdan arz ediyorum.
Ayrıca, sorulara aldığım cevaptan, tabiî,
her şeyin mükemmel olması mümkün değil; ama, Sayın Bakan gerekli hazırlığı
yaparak, bazı konuları, bilebildiğim kadarıyla, olumlu şekilde yansıttı; ancak,
burada, hem İçişleri Bakanımızın olması hem Millî Eğitim Bakanımızın da
bulunması dolayısıyla, bugün, toplumumuzda önemli bir yer işgal eden şiddet
olayları ve bu şiddet olaylarında vesile olan kişilerin özelliği dikkate
alınırsa, gençlik kesimi içinden çıkan kişilerdir genellikle.
Sokakta yaşayan çocuklarla ilgili, 2003'te
ben bir Meclis araştırması önergesi vermiştim; fakat, aradan geçen uzun
aylardan sonra komisyon kuruldu. Komisyon, raporunu yeni tamamlamak üzere;
fakat, bu arada çok güzel bir şey oldu; Sayın Millî Eğitim Bakanımızın, Güldal
Hanımın isminden bahsederek, başkanlığında 5 bakandan oluşan bir komisyonun
kurulmasını söylemiş olması, toplumda şiddeti önleme açısından, bizim de,
milletvekili olarak, sivil toplum örgütleri, dernekler ve üniversiteler olarak
bu konuya bir katkımız olmuştu.
Bu, şöyle gelişti: Koordinasyon ve
işbirliği alt çalışma grubu şeklinde bana görev verildi. Şiddeti önleme
platformu şeklinde bir komisyon kurulması... Üniversitelerden vardı -bu
toplantıyı Güldal Hanım düzenlemişti- derneklerden temsilciler vardı, RTÜK
Başkanı vardı, basın mensupları vardı ve biz milletvekilleri vardık. Bu arada,
dört alt çalışma grubu oluşturuldu. Alt çalışma grubunun birisi koordinasyon ve
işbirliği alt çalışma grubu idi. Burada görev verildi ve bu üniversitelerden,
sivil toplum kuruluşlarından ve devlet dairelerinden, ilgili birimlerden görüş
alarak bir sivil inisiyatif ve Parlamentonun ortaklığıyla çalışma oluştu.
Burada sorunlar tespit edildi. Önce sorunlar, sonra çözüm önerileri ve bu çözüm
önerilerini gerçekleştirecek görev alması gereken kuruluşlar belirlendi ve
bizim koordinasyon ve işbirliği alt çalışma grubumuz 2005 yılını şiddetle
mücadele yılı olarak önerdik Başkanlığa. Dolayısıyla, ben, bu çalışma raporunu
tüm milletvekili arkadaşların e-mail adreslerine mail ettim. Eğer ulaşmayanlar
varsa onları kendilerine ulaştırabiliriz. Parlamento olarak, bu şiddet olayının
üzerine, 2005 yılında, sadece hükümet değil Parlamentonun da gitmesinin,
milletvekilleri olarak bizlerin de, her birimiz, bu konu üzerinde hassasiyetle
durması gerektiğini Başkanlığınıza arz etmek istedim.
Bu vesileyle, bana bu fırsatı verdiğiniz
için teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Halil Ünlütepe...
HALİL ÜNLÜTEPE (Afyonkarahisar) - Sayın
Başkan...
Sayın Bakanım, verdiğim soru önergesine
verdiğiniz yanıttan dolayı teşekkür ediyorum. Gerçi, verdiğiniz yanıtta, bu
konudaki eksikliklerin zamanında tarafınızdan da görüldüğünü ve bunların
giderilmesi için 24 Aralık 2003 tarihinde bir genelge gönderildiğini
belirtiyorsunuz. Biz, bu soru önergesini 4 Kasım 2003 tarihinde vermiştik. Yurt
dışında bir eğitimci olan, Hollanda'da duran emekli bir eğitimci Ankara'ya
gelmiş, Ankara'da öğretmenevinde kalıyor. Orada ne kitap bulabiliyor okunacak
ne de bir okuma salonu. Gazete arıyor, gazete de bulamıyor; yani, gazetenin,
derginin, broşürün olmadığı bir öğretmenevi.
Eğitimcilerin barınmasına ayrılan
öğretmenevlerinde kitaplık, okuma salonunun olmaması; gazete, dergi, broşürün
bulunmaması yadırganacak bir durumdur. Öğretmenlik mesleğine yakışır
yapısallıkla kurumsallaşmış öğretmenevlerine ihtiyaç olduğunu belirtiyorum ve
tekrar, verdiğiniz bilgilerden dolayı teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Naci Aslan, buyurun.
NACİ ASLAN (Ağrı) - Sayın Başkan, teşekkür
ediyorum.
Sayın Bakanıma sormuş olduğum sorulara
vermiş olduğu cevaptan ötürü ve özellikle de Ağrı, Doğu Anadolu'ya eğitim
yönündeki duyarlılığına son derece teşekkür ediyorum.
Fen lisesiyle ilgili, Sayın Bakan, fizikî
durum gerçekleştirildiği takdirde fen lisesinin açılabileceğini söylemişti.
Bugün Millî Eğitim Müdürümüz Murtaza Uğur'un beni ziyaretiyle öğrenmiş
bulunuyorum ki, Ağrı'da bir eğitim kampanyası açıldı ve fen lisesinin binasının
tamamlanması yönünde; yani, parasal durumun toplanması noktasında tam bir
mutabakata varılmıştır. İnşallah, bu yaz bu fen lisemizin binası yapılıp Millî
Eğitim Bakanlığımıza teslim edilecektir. Yalnız, bölgemizin özelliği
itibariyle, yerleşim birimlerinin birbirinden çok uzak ve küçük komlar halinde
olması YİBO'lara ve ilköğretim okullarına son derece ihtiyaç vardır. Ben de bir
eğitimci olarak, gözlemlediğim kadarıyla, bu son yıllarda ilköğretim
okullarının ve YİBO'ların gelişmesiyle eğitim kalitesinin yükseldiğini ve
üniversitelere çok sayıda gencimizin girdiğini görüyoruz. Bu nedenle, şu anda
Ağrı'da 22 000 öğrencimiz eğitimdışı, 12 000 kız öğrencimiz; yani, toplam
olarak 22 000'dir, ama, bunun 12 000'i kız öğrencimiz. Sayın Bakanımızın
"Haydi Kızlar Okula" kampanyası orada son derece ilgi görmüştür; ama,
şu anda sınıflarımızda 72 öğrenci eğitim görmektedir. Dolayısıyla, aynı zamanda
bu kampanyanın içeriği 1 348 dersliğe ihtiyacımız olduğu ve "1 Liraya 1
Derslik" kampanyası sloganıyla da yine tüm hemşerilerimizden ve
Ağrılılardan yardım toplanmaya başlanmış. İnşallah, bu ay içerisinde bunu gerçekleştireceğiz.
Sayın Bakanın bu duyarlılığından ötürü
kendisine teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum.
Saygılarımla.
BAŞKAN - Sayın Yakup Kepenek, buyurun.
YAKUP KEPENEK (Ankara) - Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Bakanımız, benim, yeni üniversiteler
açılmasıyla ilgili sorularıma yanıt verirken şöyle bir cümle kullanıyor
-tutanaklardan söylüyorum- "Efendim, yeni üniversite açmayalım şeklinde
bazı insanların itirazları var" diyor. Sanıyorum, Sayın Bakan, bunu bana
söylemiyor; çünkü, ben ve arkadaşlarım ve Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'de
üniversite sayısının artmasından yanayız, artırılmasından yanayız.
Yalnız, burada bir soru var ve bir büyük
sorun var, o sorun da şudur Sayın Bakanım: Yeni üniversite açmak için ülkemizde
en önemli eksik, en büyük eksik, siz de biliyorsunuz ki, öğretim üyesi
yetersizliğidir, eksiğidir. Şimdi, işin düğümü buradadır. Burada
açıklıyorsunuz: "Pek çok yerde fakülteler var, bunlar üniversitelere bağlı
çalışıyorlar, dolayısıyla fiziksel altyapı dediğimiz, bina, yurt ve benzerleri
var." Buna büyük ölçüde katılıyorum. Katılmadığım bir nokta var. O da,
hükümetinizin işbaşına gelmesinden bu yana, sürekli olarak, ben ve
arkadaşlarım, bu kürsüden, buralarda vurguladığımız, sorduğumuz halde, doğru
dürüst, bir öğretim üyesi yetiştirme programını bu hükümet yürürlüğe
koyamamıştır. Şimdi, yanıtınızda, bana verdiğiniz yanıtta "bu konuda
öğretim üyesi yetiştirmekle ilgili tasarılarımız, tasavvurlarımız var, onlar
olgunlaştığı zaman kamuoyuyla paylaşacağız" diyorsunuz; ama, bunun için
zaman kalmadı, zaman yok. Yani, şunu demek istiyorum: Hükümeti aldığınızdan bu
yana ikibuçuk sene geçti; öğretim üyesi yetiştirmek için en az beş yıla
ihtiyacınız var. Siz ikibuçuk sene önce başlasaydınız, yolun yarısında
olacaktınız Sayın Bakan. Dolayısıyla, Türkiye'nin en önemli eksiği olan öğretim
üyesi konusunda yapılanlar çok yetersiz kalıyor. O bakımdan, yeni üniversite
açılmasının gerekli altyapısı var mı sorusunu gündeme getiriyoruz.
Bu bağlamda bir iki şey daha söylememe
izin veriniz. Önce, diyorsunuz ki: "14 800 yeni kadro verdik
üniversitelere." Sayın Bakanım, siz işbaşına gelmeden önceki Ecevit
Hükümeti zamanında yıllık araştırma görevlisi kadrosu 4 500'dür verilen,
yıllık. Bunu hep tekrar ediyorum. Sizin zamanınızda, birinci yıl, 2003'te 3 500,
yani, bunu 1 000 azalttınız. Yalnız, dikkat edin, bu 1 000'in içine
sekreterler, teknisyenler, uzmanlar dahildir; öbüründe dahil değildi, burada
dahil. Geçiyoruz... 2004'te verdiğiniz sayı bunun da altındadır, 3 000'e yakın bir sayıdır, 2 095'tir.
Şimdi, Sayın Bakanım, burada 14 800'ün
hangi anlamda kadro olduğu konusu açık değil. Benim vurguladığım, öğretim üyesi
fidanlığı olan araştırma görevlisi meselesi. Burada üniversitelerimiz çok büyük
sıkıntı çekiyorlar, genç öğretim üyesi yetişmiyor ve daha da kötüsü, öğretim
üyesinin gitmediği, fakat, asistanlar eliyle yapılması gereken laboratuvar
çalışmaları, bu ekdersler -siz bunları çok iyi bilirsiniz, meslektaşız- ekişler
yapılamıyor; yani, üniversitede araştırma görevlisinin yetersizliği, sistemi çökertiyor,
azaltıyor.
Değerli arkadaşlar, bunu, hepimiz acıyla
yaşıyoruz. Şimdi, ben, soruyorum: 2005-2006 ders yılında kaç yeni araştırma
görevlisi kadrosu ve öğretim üyesi kadrosu yeni katılacaktır sisteme?
Onun dışında, bir şey daha var; sizinle
paylaşmak istiyorum. Geçenlerde, dünyanın en iyi 500 üniversitesinin listesi
yayınlandı arkadaşlar.
Sayın Bakan, bunların içerisinde bir tek
Türk üniversitesi yoktur. Bu, hepimizin eksiğidir. Bu, sizin değil yalnızca,
hepimizin eksiğidir. Buna karşılık, Yunanistan'dan 2, Macaristan'dan da 3
üniversite dünyada en iyi 500'ün içine girmeyi başarabilmişlerdir. Bunu,
burada, doğru değerlendirmek zorundayız.
Bir son nokta daha var. Son günlerde, kimi
üniversitelerimizde, öğrenciler, sivil polisleri alkışladıkları için
üniversiteden kovuluyorlar. Şimdi, böyle şey olmaz. Çağımızın demokratik
ortamında, bir toplantıda polisi alkışladığı için öğrenci üniversiteden
uzaklaştırılıyorsa, burada, düşünce özgürlüğü, hak ve özgürlüklerin kullanımı
ve benzeri konularda çok ciddî sıkıntılarımız var demektir. Bu bağlamda, bu
çerçevede, üç üniversitemizin, İstanbul, Zonguldak ve Sakarya üniversitelerinin
öğrencilerinin okullarından atıldığına dair ciddî haberler var. Bu konuda bir
bilgi var mı? Kaç öğrencinin üniversiteden atılması söz konusu? Bu konuya da
açıklık getirirseniz sevinirim.
Bu arada, yanıtınız için de, ayrıca, çok
teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sayın Yaşar Tüzün?.. Yok.
Sayın Muharrem Kılıç.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, öncelikle sorularımıza
cevap verdiniz; ancak, benim sorumun tarihi 5.5.2004; yani, sorumun güncelliği
geçtikten sonra verilen cevapların da çok fazla bir anlamı olmuyor.
Ben, o tarihte, kamu personeli seçme
sınavında Almanca ve Fransızca bölümü mezunlarına yer verilmemişti, bunun
nedenlerini öğrenmek istemiştim. Yanıtınızda, bu derslerin müfredattan
çıkarıldığını sorduğumu belirttiniz. Oysa, ben, öyle bir şey sormadım; ancak,
Sayın Bakanım, yanıtınızda, anadolu liselerine ikinci bir mecburî dil olarak
Fransızcayı ve Almancayı koyduğunuzu söylediniz. Bu, gerçekten sevindirici bir
olay; çünkü, AB süreci içinde ve küreselleşen dünyamızda yabancı dilin önemi
çok fazla artmıştır. Bu nedenle, okullarımızdaki yabancı dil eğitimini en üst
düzeye çıkarmak hepimizin ortak görevidir diye düşünüyorum.
Sayın Bakanım, ayrıca, benim, sanırım, bu
soruyu sorduğumu Malatya'dan birkısım öğrenciler öğrenmiş olacaklar ki, biraz
önce cep telefonuma mesajları geldi, telefon ediyorlar. Şu anda da, felsefe
grubu mezunları büyük bir sorun yaşıyorlar; onlar için sınav açılmadığı, onlar
için kadro açılmadığı yönünde şikâyetleri var. Şu anda konuşma fırsatı
yakalamışken ve siz de buradayken, bu gençlerin de sorularına cevap
verirseniz... Yani, bu dönemde, sanırım, ilköğretim okullarına felsefe grubu
dersleri de konuluyor. Bu dönemde, acaba, felsefe bölümü mezunlarına da bu
sınavlarda yarışma imkânı tanınacak mı?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Oya Araslı.
OYA ARASLI (Ankara) - Sayın Başkan, Değerli Bakan; ben sorumun yanıtıyla
ilgili değerlendirmelerimi yapmadan önce, Yüce Mecliste soru yoluyla denetimin
gerçekleştirilme biçimine ilişkin birkaç söz söylemek istiyorum.
Gündem belirlenirken, çok uzun zamandan
beri, çoğu kez sözlü sorulardan fedakârlık edilerek, yasa teklif ve tasarıların
görüşülmesine öncelik tanındığı görülmektedir. Sorulara yer verildiğinde ise,
toptancı bir yaklaşımla, önce sorular okunmakta, sonra da yine toptancı bir
biçimde yanıtlarına geçilmektedir. Bu uygulama, izleyen milletvekili ve
vatandaşların soru ile yanıtları eşleştirmesini güçleştirmekte, neyin
denetlendiği, hangi soruların yanıtlandığı konusunda açık bir fikir elde
etmesini önlemekte ve denetim bu nedenlerle görüntülük bir hal almaktadır.
Soru, yasama çalışmasının temelini,
yasamanın yürütmeyi en etkili biçimde denetlemesini sağlayan bir yoldur. Bunun
bu şekle dökülmüş olmasından üzüntü duyduğumu ifade etmek istiyorum ve bugün ve
birkaç toplantıdır sorular yanıtlandığı zaman en azından bunların bir yıl, iki
yıl önce sorulmuş sorular olması, yanıt verildiği zaman denetimi ne kadar
anlamsızlaştırmaktadır; bunu da sizlerin değerli takdirlerine bırakmak
istiyorum.
Sayın Bakan sorumla ilgili açıklamalar
yapmıştır, en azından soruda söz konusu edilen kitabın nasıl bir yayın olduğu
konusunda yeterli ve gerekli bilgileri vermiştir. Ancak, benim merak ettiğim
bir husus var; sorunun konusu olan kitap gibi indirimle öğrencilere verilmesi
düşünülen başka kitaplar olmuş mudur; olmamışsa niçin bu kitaba öncelik
verilmiştir de bu uygulama devam ettirilmemiştir? Örneğin, gönül arzu ederdi
ki, yabancı klasiklerden, Türk edebiyatının ünlü isimlerinden de birtakım
kitaplar çocuklarımıza bu şekilde indirimle temin edilebilsin, hatta bedava
olarak verilebilsin ve çocuklarımız, eğitimlerinde, bu yazarlarla tanışabilmek,
onların eserlerini okuyabilmek imkânını bulabilsinler. Doğrusu, Sayın
Bakanımızdan, bu konuda yaptığı uygulamalar ve ileride neler yapmayı düşündüğü
konusunda da bilgiler edinmeyi arzu ederdim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle Değerli Milletvekilimiz Sayın
Sedat Pekel'in ders kitaplarıyla ilgili belirttiği birkaç hususa açıklık
getirmek istiyorum. Bu, bir yıl basılan kitapların ertesi yıl toplanarak tekrar
öğrencilere dağıtılabileceğini ifade ettiler. Aslında, tasarruf açısından bu
mümkün olabilirse, belki düşünülebilecek olan bir şeydir; ancak, hemen şunu
ifade edeyim: Değerli arkadaşlar, bu kitaplar, özellikle baskıları, baskı
kalitesi, kullanılan malzeme itibariyle, çoğunlukla, iki sene çok sağlam bir
şekilde kalabilecek kitaplar değil. Bunların çok daha sağlam hale getirilmesi
için yapılacak harcamayı, bütün maliyetleri hesaplattık, mevcuttan 2,4 kat daha
pahalıya geliyor.
Bir de, şunu gözönünde bulundurmamız
lazım; diyelim ki, siz kitapların bir kısmını topluyorsunuz; varsayın ki, yüzde
50'sini topladık ve bunları tekrar dağıtacağız. Hangi öğrenciye eskiyi
vereceksiniz, hangi öğrenciye yenisini vereceksiniz; bu, bir başka problem.
Öte yandan, biz, bu sene, biliyorsunuz,
müfredatı değiştirdik ve gelecek yıl, yani, 2005-2006 öğretim yılında, müfredat
değişikliğine paralel olarak hazırlanan ders kitapları önemli bir ölçüde
değişecek ve Türkiye'de, bu kitaplar, yani, konstraktif dediğimiz eğitim
yöntemini esas alan bu kitaplar öğrencilerimize dağıtılacaktır. Dolayısıyla,
bu, çok faydalı görülmemiştir.
Öte yandan, bunların içeriğinin doğru
dürüst olmadığı konusundaki görüşünüze de katılıyorum. Biz, bu kitapların büyük
bir kısmını hazır olarak bulduk; yani, biz iktidara gelirken, bunlar, Talim ve
Terbiye Kurulundan geçmiş, ders kitabı olarak tescil edilmiş olan kitaplardı ve
bunların devletle angajmanları var; belli yıllar için bunlar ders kitabı olarak
kabul edilir. Diyelim ki, beş yıllığına ders kitabı olarak tescil edilmiş olan
bir kitabı, siz ders kitabı olmaktan çıkaramazsınız; mahkemeye giderler,
müktesep haklarını alırlar; ama, dediğim gibi, peyderpey, bu kitaplar
değiştirilmektedir.
Niye Millî Eğitim Bakanlığı bunların
hepsini kendi matbaasında basmamaktadır; Millî Eğitim Bakanlığı, ancak kendi
yayınlarını, yani, Millî Eğitim Bakanlığının telif sahibi olduğu kitapları
kendi matbaalarında basabilmektedir. Biz, dışarıdan, diğer yayınevlerinin ve
diğer müelliflerin kitaplarını satın alıyoruz. O zaman, tek tip kitaba döneriz.
Millî Eğitim Bakanlığının ürettiği, müellifin Millî Eğitim Bakanlığı olduğu
ders kitapları var. Biz, bunların hepsini basıp, bütün Türkiye'ye dağıtabiliriz
ve yaptığımız hesaplamalara göre, bunların da maliyeti diğerlerinin altında kalmıyor;
çünkü, neticede, bu, sadece bir kitap ve baskı meselesi değil. Elbette, orada
telif ücreti var, orada o insanların entelektüel birikimlerinin de bir
karşılığı var; ancak, bizim matbaalarımızda bastığımız kitaplarla diğerlerini
mukayese ettiğimiz zaman, arada çok büyük bir fark oluşmuyor. Tekrar ifade
ediyorum: Kitap bana aitse, kimse, beni ille de Millî Eğitim Bakanlığının
matbaasında bu kitapları basmaya zorlayamaz. İnsanlar ihaleye giriyorlar, bunu
alıyorlar ve bu, serbest rekabete dayalı olan bir şeydir, bunu ifade edeyim.
Antalya Milletvekilimiz Sayın Baloğlu'nun
cevap vermediğim sorusuna daha sonra cevap vereceğim, ezbere bildiğim bir konu
olmadığı için. Size bu konuyla ilgili cevap vereceğim; ancak, "Sayın
Başbakan 'Antalya hak ettiği yatırımları alacaktır' dediği halde, almadı"
diyorsunuz. Sayın Baloğlu, siz, spesifik bazı sorular sordunuz, ben bunlara
cevap verdim. Antalya Valisi, devletin valisidir ve Antalya Valisine, lütfedip,
hemen toplantıdan sonra telefon açın. 2004 yılı, 2003 yılı, Millî Eğitim
yatırımları açısından, Antalya'daki okul inşaatları, yapımı açısından altın yıl
olmuştur ve sorunuz bu olmadığı için, zatıâlinize, 2003'e kadar Antalya'da
yapılan bütün derslik miktarını ve daha sonra bizim yaptığımız derslik
miktarını takdim ederim, bundan zevk duyarım.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Bende
var efendim.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK
(Devamla) - Mesele yok o zaman. Dolayısıyla "Korkuteli İlçesinde, bir fen
lisesi kendi binasında değildir" diye sormuşsunuz. Evet, bazı okullarımız…
Diyelim ki, bir okul açıyoruz, öte taraftan imam-hatip binası boş, orayı
değerlendirmişiz.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) -
İmam-hatip nerede efendim?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK
(Devamla) - Efendim, imam-hatibin öğrencisi yoksa, orada derslikler boş
kalıyorsa, devletin tekrar büyük büyük paralar harcayıp orada bir başka bina
yapmasını niçin bekliyorsunuz?! İhtiyaç varsa, gereklilik varsa Türkiye'nin
öncelikleri bunu gerektirir, kamu adına verimlilik bunu getirir Sayın Baloğlu.
Bir başka şey de şudur: Bakın, cumartesi
günü ben de Antalya'daydım. Antalya, bugüne kadar, altgeçit, üstgeçit, kavşaklı
altgeçit, köprülü altgeçit diye bir kavram tanımamıştır. Bunu, belki, Ankara'ya
geldikleri zaman, kartpostallarda, filmlerde görmüşler. 4'ü birden yapıldı 120
gün gibi bir süre içerisinde Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından ve
geldik, açılışını yaptık. Bir greyder bir tarafa çarpmış -bakın, bir greyder,
bir iş makinesi- orada bir delik açılmış. Şimdi, bu 4 tane harika üstgeçidi, bu
harika köprülü kavşağı görmezden gelip de, burada greyderin çarpması sonucu
oluşan bir çukuru eğer gündeme getirirseniz, bunun adı, açıkçası, samimî olarak
itiraf edeyim, muhalefet olmaz.
Değerli Milletvekilimiz Sayın Yakup
Kepenek Beyin öğretim üyesi yetiştirilmesiyle ilgili görüşlerine kesinlikle
katılıyorum. Üniversitede dört unsur bir araya gelmedikçe, o üniversite
üniversite olmaz. Birinci öncelikli, olmazsa olmaz, en önemli şart, öğretim
üyesidir. Fizikî mekân, donanım, dokümantasyon, öğrenci birleşir, üniversiteyi
oluşturur; en önemli unsur, öğretim üyesidir.
Sayın Kepenek, bu konuda şunu söyleyeyim,
tekrar altını çizerek ifade ediyorum -bir şey söyledim, sanırım orayı
zatıâliniz kaçırdınız- şu anda, üniversitelerin açığa çıkan araştırma görevlisi
kadrolarına, onlar ayrıldıktan hemen sonra tekrar araştırma görevlileri tayin
ediliyor; eskiden, bunlar iade ediliyordu.
YAKUP KEPENEK (Ankara) - Yeni yapıldı.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK
(Devamla) - Bakın, bu yapılmıştır.
Şimdi, 14 800 kadro verdiğimiz zaman...
Üniversitelerin özellikle idarî kadroları, öğretim üyesi kadroları gibi
değişken değildir, oturmuş üniversitelerde bu idarî kadrolar mevcuttur; ancak,
birileri emekli olursa yerine birileri geliyor. Dolayısıyla, bu 14 800 kadro,
büyük çapta, akademik personel tayin edilsin diye verilmiştir, buna yardımcı
doçent, doçent, profesör kadrosu dahil değildir.
YAKUP KEPENEK (Ankara) - TUS dahil mi?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK
(Devamla) - Hayır; TUS'un, ayrıca, kadroları var, TUS dahil değil buna.
14 800 kadro üniversitelere verilmiştir,
üniversiteler öyle dağıttı veya böyle dağıttı. Ben şunu ifade etmek isterim:
Bildiğiniz gibi, 1416 sayılı Yasanın hükümlerini Millî Eğitim Bakanlığı
yürütür; yurtdışında mastır ve doktora yaptırarak öğretim üyesi yetiştirme...
Bunu biz yürütüyoruz, bununla ilgili de bazı düşüncelerimiz var,
tasavvurlarımız var derken, budur. Bu olgunlaşmadan, bunu, ortaya çıkıp da
söylemenin bir anlamı yoktur. Hükümetimiz bu fedakârlıkları yaparak, yurt
dışında, yurt içinde öğretim üyesi yetiştirilmesi için gereken tedbirleri
alacaktır; ama, diyorsunuz ki, ikibuçuk yıldan beri... Sayın Kepenek, şunu
ifade edeyim; bakın, geldiğimiz zaman, ülkenin ekonomik şartlarının nasıl
olduğunu, zatıâiniz, herkes çok iyi biliyor. Buna rağmen, bakın,
üniversitelerle ilgili, yapılması gereken önemli şeyler var. Bizim, Bakanlık
bütçeleri, 2005 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısında, yüzde 10 - 15 artmıştır.
Üniversitelerin artış ortalaması ne kadar biliyor musunuz; yüzde 41,5. Öte
taraftan, TÜBİTAK'a araştırma için ayrılan kaynaklar sadece 107 000 000 euro,
Altıncı Çerçeve Programına Türkiye ortak olsun diye Hükümetimiz tarafından iki
yılda ödenmiştir. Şimdi, bunları nasıl görmemezlikten gelebiliriz?!
Öte yandan, öğretim üyesi, özellikle,
kendi içerisinde öğretim üyesi yetiştirme, YÖK'ün ve yükseköğretim kurumlarının
vazifesidir. Elbette, Hükümet olarak, biz, onlara imkân ve zemin hazırlarız. Bu
konuda hemfikiriz.
Dünyadaki 500 üniversite sıralaması
içerisine Türkiye'deki üniversitelerin girmemiş olması, siz zatıâlinizi üzdüğü
gibi beni de Bakan olarak fevkalade üzmektedir; ama, bu konuda hepimiz gerekli
çabayı sarf etmeliyiz. Üniversiteden, özellikle, sivil polisi alkışladı diye,
kaç kişi atılmıştır veya kaç kişi atılacaktır? Bununla ilgili olarak elimde bir
veri yok; ama, demokratik protesto hakkını kullandığı için, üniversiteden
öğrenci atılmasına kesinlikle ben de karşıyım. Ankara Üniversitesinde, öğretmen
yetiştirmeyle ilgili bir toplantıya katıldım. Aşırı uçlara mensup olan bir grup
öğrenci, beni de protesto etti. Dışarı çıktım. Onlar beni protesto etti, ben de
onları alkışladım. Mesele bu. Dolayısıyla, biz, demokratik hakların
kullanılmasından yanayız, bunu ifade etti diye de öğrencilerin üniversiteden
atılmasını hiçbir zaman savunmadım, bundan sonra da savunmayacağım.
Sayın Muharrem Kılıç'ın, özellikle,
güncelliği geçtikten sonra soru önergelerine cevap verilmesinin anlamsız
olduğunu söylemesine de yüzde yüz katılıyorum. Ben, Meclis Başkanlık Divanı
Üyesi olduğum günden beri, bunu hep söylüyorum. Bu çok anlamsız bir şey.
Buyurun, beraber, İçtüzüğü değiştirelim ve bunu anlamlı, mantıklı bir hale
getirelim.
Sayın Araslı'nın özellikle itirazından şu
sonucu çıkarıyorum. Şu yapılabilir: Yine sayın bakanlar gelip burada toplu
cevap verebilir. Ben Bakan olarak buraya gelirim; oradaki değerli Divan Üyesi
arkadaşım soruyu okur, ben cevabını veririm, soruyu okur, cevabımı veririm.
Soru ve cevabın örtüşmesi problemi o zaman ortadan kalkmış olur; ama, yarım
saat boyunca değerli arkadaşımız soruları peş peşe sıralıyor ve bunlar da zapta
geçiyor. Bu da çok anlamsız bir şey; yasak savma gibi bir şey oluyor bu. Ben
bunu kabul ediyorum. Bu stil doğru bir stil değildir. Bu uygulama yeni başladı.
Bu da bize bir tecrübe oldu ve eminim ki, sizin teklifinizi, benim de bu
söylediklerimi bizim, Meclis yönetimimiz de, özellikle parti gruplarının
yönetimi de gözönünde bulunduracaktır.
Ben, sayın Kâtip Üyenin soruyu okuduğu
süre kadar burada beklemekten hiçbir zaman yorulmam. Varsın müzakere süresi 1
saat daha uzun olsun; ama, esaslı olsun. Ben buna kesinlikle katılıyorum.
Bu arada, Sayın Kılıç'ın felsefe grubu
öğretmenleriyle ilgili bir sorusu var. Sayın Kılıç, bu dönem bile felsefe grubu
öğretmenleri sınava girdiler ve 40 kişinin ataması yapıldı. Biz, felsefenin
özellikle önemsenmesi gerektiğini düşünüyoruz ve müfredat programları
içerisinde felsefenin ağırlıklı olarak yer alması için gerekli tedbirleri
aldık. Ayrıca, felsefe grubundan mezun olup da öğretmen olarak atanamayan
arkadaşların hizmetiçi eğitim kurslarına tabi tutularak, o konudaki
eksiklikleri giderilerek, özellikle dershanelerde ve diğer özel öğretim
kurumlarında rehber öğretmen olarak atanmalarını temin etmek için geçen sene
bir uygulama başlattık, bu sene de ona devam edeceğiz.
Sayın Araslı'nın sorusu: "Özellikle,
bir okulda 'Peygamber Efendimiz' isimli kitabın indirimli olarak verilmesinden
sonra acaba başka kitaplar da indirimli olarak verilmiş midir?" Tabiî,
Sayın Araslı, sorunuz spesifik olarak buna yönelik olduğu için bununla ilgili
gerekli araştırma yapılmış ve cevap verilmiştir. Ama, bu sorunuz üzerine, eğer
bütün Türkiye'de bugüne kadar hangi kitapları, kim indirimli olarak dağıttı
diye sorulursa, şüphesiz ki birçok kitap dağıtılmıştır. Ben en azından şunu
biliyorum: Birçok belediyemiz, gerçekten, gençlere, öğrencilere faydalı
olabilecek kitapları ücretsiz dağıtmıştır.
Biliyorsunuz, biz, özellikle lise
gençliğinin mutlaka okuması gereken 100 kitap belirledik. Bunun dışında kitap
okumayacaklar anlamına gelmiyordu bu. Ben, bununla ilgili olarak görüştüğüm
bütün yayınevlerine, bütün gazetelere -mesela, gazeteler bunların özetlerini
yayımladılar- dedim ki: "Bu çok anlamsızdır. Bu kitapları basın; eğer,
promosyon verecekseniz bunları verin." Veya birçok kişiye, işadamına,
bunları basıp, özellikle öğrencilere başka şeyler yerine, insanlara yılbaşında,
başka günlerde başka hediyeler verme yerine, kitap hediye edebileceklerini
söyledim.
Dolayısıyla, bu yabancı klasiklerinin,
Türk klasiklerinin, hatta, bedava olarak basılması, dağıtılması için önümüzdeki
günlerde -Sayın Araslı, ona da tanık olacaksınız- bir okuma kampanyası
başlatıyoruz, bütün toplumun kitap okuması için bir kampanya başlatıyoruz. Bu
çerçevede de, bu anlamda yapılacak faaliyetleri, inşallah, hep birlikte
göreceğiz diyorum.
Yüce Heyetinizi, sabırla beni dinlediğiniz
için saygılarımla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Yaşar Tüzün...
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Sayın
Başkan, Sayın Bakan, benimle ilgili birtakım beyanlarda bulundu...
BAŞKAN - Sizin sıranız daha sonra, ikinci
sırada...
Buyurun.
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Sayın Bakanımızın, üniversitelerle ilgili,
yeni kurulacak üniversitelerle ilgili kriter sorusunun ne olduğunu merak
ediyoruz.
Türkiye'de birçok ilimiz, hak eden de hak
etmeyen de, maalesef, ilinde üniversite kurulması için, gerek Parlamentoda
gerekse seçim bölgesinde birtakım taahhütlerde bulunuldu. Bu bulunmadan sonra,
Meclise seçilen milletvekillerimiz bu konuda kanun teklifleri verdi.
Hükümetimizin, 15 + 10; yani, 15
üniversiteden sonra 10 yeni üniversite kuracağı konusunda kamuoyunda duyumlar
var. Ben, bu konuda Sayın Bakanımızdan net bir açıklama bekliyorum.
İkincisi, bizim, Bilecik İli için, seçim
bölgem Bilecik için, gerçekten hayatî önem taşıyan bir üniversite konusu
gündemde. Özellikle, 28 Mart yerel seçimlerinde hükümetimize bağlı birçok
bakan, Bilecik İline gelip "eğer, bizim partimizin adayını seçerseniz,
biz, Bilecik İline Şeyh Edebali üniversitesini kuruyoruz; şimdiden hayırlı
olsun" diyenler oldu. Ben, bu sayın bakanlarımızın isimlerini
vermeyeceğim; ancak, Bilecik kamuoyunda ve yerel basınında bunlar sık sık
konuşulmaktadır. Bilecik halkımız da bakanlarımızın bu söylediklerine inandı ve
AKP'nin adayını Bilecik Belediye Başkanı yaptı. Şimdi, tüm Bilecik halkı adına
Sayın Bakanımızdan öğrenmek istiyorum. Bilecik'e gerçekten hak ettiği -3
fakültenin olduğu, meslek yüksekokullarının olduğu, kampusünün ve arazisinin
hazır olduğu, yaklaşık 6 000 öğrencinin olduğu Bilecik İline- üniversite
kurulacak mı, kurulmayacak mı; bu konuda net ve somut cevap bekliyorum.
Başkanım, size de teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Baloğlu.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, benim çok kısa açıklamama
yanıt verirken, bir hususu gözden kaçırdı. Ben, Antalya'ya ilişkin çok net
örnekler verdim. 4 ilçeden 4 örnek verdim, hiçbir şey yapılmadığını gösterdim
buralarda, sadece vaat var. Sayın Bakan, bunlara yanıt vermek yerine, benim
sadece bir örnek olarak verdiğim üstgeçitle ilgili konuyu öne çıkardı. Tabiî,
burada Sayın Bayındırlık Bakanı ya da Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı yok;
ama, izin verirseniz, çok kısaca o konuya değinmek istiyorum.
Sayın Bakan...
BAŞKAN - Bu, eğitimle ilgili bir konu
değil...
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Evet,
eğitimle ilgili bir konu, iyi eğitilmediği için bazı müteahhitler, yapılar
yıkılıyor.
BAŞKAN - Hayır, yani, köprünün çökmesi,
eğitimle ilgili bir konu değil.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Hayır,
Sayın Bakanın yanıtıyla ilgili efendim; oradan, kalkarak benimle ilgili bir şey
söylediler, onu düzeltmek istiyorum izin verirseniz ve kentimle ilgili bir şey
söylediler. Dediler ki, bugüne kadar...
FARUK ÇELİK (Bursa) - Sayın Başkan, böyle
bir usul yok.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) -
Antalya'ya yatırım konusunu dile getirdim ben; Sayın Bakan da Antalya'ya
olağanüstü yatırım yapıldığını söylediler ve örnek olarak da 4 tane üstgeçitten
bahsettiler. O 4 tane üstgeçidin maliyeti 13,5 trilyon liradır; geçen yıl
Antalya'da tahsis arazilerin satışından elde edilen miktar 200 trilyon liradır.
200 trilyon liradan bize birkaç damlayı ayırmayı bir lütuf gibi göstermelerini
kabul etmiyorum; bu birincisi.
İkincisi, Antalya'nın ilk kez
üstgeçitlerle tanıştığını söylerken, bizim de medeniyetle bu vesileyle
tanıştığımızı söyler gibi ifade takındılar. Antalya binlerce yıldan beri bir
medeniyet ocağı ve biz o üstgeçitlerden çok önce medeniyetle tanıştık ve o
üstgeçitlerin yapılmasını sağlayan yolları, bulvarları Antalya halkı açtı. Siz
onların üstüne sadece 13 trilyonluk, toplam 4 üstgeçit yaptınız; ama, Antalya
sadece altyapıya, sizden önceki dönemde 150 trilyon harcadı Sayın Bakan. Onun
için, Antalya halkıyla ilgili, Antalya Kentiyle ilgili yargılarınızı bu
çerçevede değerlendirmenizi rica ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sayın Baloğlu, biz millî eğitimle
ilgili konuları görüşürken başka konulara girmeyelim lütfen.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) -O zaman
millî eğitimle ilgili olanı söylüyorum. Üstgeçitle ilgili konuya Sayın Bakan
girdi. Greyderin çarptığından bahsetti. Şimdi telefonlar geliyor, diğer bölümde
de... Oraya da mı greyder çarptı? Öğreneceğiz yani.
Teşekkür ederim Sayın Bakan.
BAŞKAN - Sayın Bakan sizin de bu konuda
titiz olmanızı rica ediyorum. Millî eğitim konusunun dışındaki konularla
tartışmaları sürdürürsek, bu işin sonunu alamayız.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) -
Efendim, millî eğitimle ilgili dördüncü sorumu zaten Sayın Bakan yanıtlamadı.
Gazipaşa ile ilgili sorumu yanıtladığı zaman o konudaki düşüncelerimi
söyleyeceğim.
BAŞKAN - Anlaşıldı.
Buyurun Sayın Bakan.
Sayın Bakan, sizden de rica edeyim, millî
eğitimin dışındaki konulara girmeyelim.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) -
Girmiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
özellikle Bilecik Milletvekilimiz Sayın Yaşar Tüzün Beyin üniversiteyle ilgili
sorduğu soruyla ilgili hemen şunu söyleyeyim: Başta Sayın Başbakanımız olmak
üzere, ben, hiçbir arkadaşımızın, bir ilde "bizim belediye başkan
adayımızı seçerseniz biz size üniversite açacağız" dediğini zannetmiyorum.
Yaşar Bey bunları tespit eder getirirse, biz de o arkadaşlarımıza deriz ki:
Madem böyle bir söz verdiniz, buyurun açın.
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Memnuniyetle,
Sayın Bakan.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK
(Devamla) - Bir de, belediye başkanı seçmek ile üniversite kurmak çok farklı
şeylerdir. Belediye başkanları üniversite açsınlar diye seçilmezler. Netice
itibariyle, halk, bizim Partimize, Hükümetimize teveccüh göstermiştir ve orada
seçimde AK Parti adayını desteklemiştir; ama, tekrar söyleyeyim Yaşar Bey: Bu
kriter dediğimiz şey şudur arkadaşlar: Bir sefer, sekiz ayrı değişken var. Eğer
Bilecik'in durumu buna uyarsa... Nedir bunlar: Siz bir başka ilden önde
olursanız sizin olur, bir başka il daha önde olursa o il olur. Netice,
Türkiye'nin 81 vilayeti, bu ülkenin vilayetleridir. Öncelik sıralamasında eğer
birisi önde olursa orada kurulur. Burada, öğretim üyesi sayısı son derece
önemlidir; fizikî mekan son derece önemlidir; üniversitenin üzerinde bulunduğu
arazi son derece önemlidir; öğrenci sayısı, mevcut fakülte sayısı son derece
önemlidir; ilin sosyoekonomik, sosyokültürel yapısı son derece önemlidir. Bütün
bunları alt alta koyduğunuz zaman eğer Bilecik'in şartları uyuyorsa, eğer
mesele seçim yatırımıysa veyahut da verdikleri oy nispetinde ise Bilecik bize
seçimlerde gerekli teveccühü göstermiş olan vilayetlerden birisidir. Bizim
Bilecik halkına karşı şükran borcumuz vardır ve üzerimize düşen neyse Hükümet
olarak bunu yapmakla mükellefiz; ama, tekrar söylüyorum, objektifliği elden
bırakmayacağız ve popülist politika yapmayacağız diyorum, saygılar sunuyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Sayın Başkan, son
söz...
BAŞKAN - Bitti.
60.- Ankara
Milletvekili Yakup Kepenek'in, Türk Lirasının ABD Doları karşısındaki değerine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/741)
BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın
Bakan?.. Yok.
Sayın Kepenek?.. Yok.
Bu önerge, üç birleşimde
cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca
yazılı soruya çevrilecektir; önerge gündemden çıkarılmıştır.
Sayın milletvekilleri, şimdi, Sayın
İçişleri Bakanı sözlü sorular kısmının 6, 11, 29, 31, 32, 50, 55, 70, 73, 74,
79, 81, 103, 105, 157, 166, 190, 210, 232, 250, 271, 291, 314, 349, 385, 391,
407, 412, 418, 438, 452, 459, 460 ıncı sıralardaki soruları birlikte
cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu istemini biraz sonra yerine
getireceğiz.
61.- Niğde
Milletvekili Orhan Eraslan'ın, İstanbul-Sultanbeyli İlçesindeki yapıların
ruhsat durumuna ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/743) ve
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
62.- Samsun
Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, İmarbanktaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle
aranan kişilere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/768) ve
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
63.- Mersin
Milletvekili Hüseyin Güler'in, Ankara-Kızılay Meydanı ve Atatürk Bulvarındaki
yeni trafik düzenine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/797) ve
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
64.- Samsun
Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, silah ruhsatlarına ve suç işlemede kullanılan
silahlara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/803) ve İçişleri
Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
65.- Samsun
Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, yerli ateşli silah üretimine ve satışına
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/804) ve İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu'nun cevabı
66. - Adana
Milletvekili Atilla Başoğlu'nun, yabancı vakıflara ve gayrimenkullerine ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/834) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu'nun cevabı
67.- Adana
Milletvekili Atilla Başoğlu'nun, Fener Rum Patrikhanesi çevresindeki
gayrimenkullerin el değiştirmesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/839) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
68.- Mersin
Milletvekili Hüseyin Güler'in, trafik kazaları istatistiklerine ve kazalara
karşı alınan önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/859)
ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
69.- Muğla
Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesi
Müdürlüğü bünyesindeki terörle mücadele ekiplerinin lağvedildiği iddiasına
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/863) ve İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu'nun cevabı
70.-
Trabzon Milletvekili Asım Aykan'ın, Kemal ve Hakan Uzan'ın yakalanamamasının
nedenlerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/864) ve İçişleri
Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
71.-
Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, vatandaşlık başvurusunda bulunanlarda
aranan şartlara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/869) ve
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
72.- Mersin
Milletvekili Hüseyin Güler'in, Mersin-Anamur Özel İdare Müdürünün tayininin
gerekçesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/872) ve İçişleri
Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
73.- Samsun
Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, trafik kazası istatistiklerine ve trafik
sigortası uygulamasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/921)
ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
74.- Hatay
Milletvekili Züheyir Amber'in, trafik ekiplerinin bulundurması gereken araç ve
gereçler ile kaza yerine intikal süresine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/925) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
75.- Samsun
Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Uzan grubuna yönelik operasyonda ele geçirilen
silahlara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1002) ve İçişleri
Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
76.- Muğla
Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1016) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
77.-
Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, OHAL bölgesi dışına çıkarılan kamu
personeline ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1052) ve
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
78.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, YE-PA'da işten çıkarılan
işçilere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1081) ve İçişleri
Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
79.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, kaymakam atamalarına ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1121) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu'nun cevabı
80.-
Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün'ün, Bilecik'te gerçekleştirilen bir projeye
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1155) ve İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu'nun cevabı
81.- Hatay
Milletvekili Züheyir Amber'in, Emniyet Teşkilatı mensuplarının özlük haklarının
iyileştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1191) ve
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
82.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, atanan ve görevden alınan personele ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1225) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
83.- Antalya
Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Bolu Belediyesince işine son verilen
işçilere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1256) ve İçişleri
Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
84.- İzmir
Milletvekili Vezir Akdemir'in, imara uygun olmayan meskenlerde oturan
vatandaşlar için yapılacak çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1309) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
85.-
Denizli Milletvekili Mehmet U. Neşşar'ın, Denizli-Gökpınar Beldesi Belediye
Başkanı hakkındaki iddialara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1363) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
86.- Mersin
Milletvekili Hüseyin Güler'in, Eğitim-Sen üyesi öğretmenlerin demokratik
haklarının polis tarafından engellendiği iddialarına ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1371) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun
cevabı
87.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, 2004 ve 2005 malî yılı bütçelerinden Iğdır
İline ayrılan ödenek miktarı ve kullanımına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1396) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
88.-
Balıkesir Milletvekili Orhan Sür'ün, Balıkesir-Havran İlçesi Kaymakamı
hakkındaki bir iddiaya ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1405)
ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
89.-
Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, personel atamalarına ve geçici
personele dönersermayeden ödenen paya ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1439) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
90.- Balıkesir
Milletvekili Sedat Pekel'in, sahte kimlik ve üniformayla yapılan gasp ve
hırsızlık olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1461)
ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
91.- Muğla
Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, Büyükşehir Belediyesi Ankaraspor futbol
takımının ekonomik kaynaklarına ve bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1468) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
92.- Muğla
Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, okullarda çeteleşme ve bağımlılık yapıcı
maddelere karşı alınan önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1469) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
BAŞKAN -
Soruları sırasıyla okutmadan evvel şöyle bir açıklama yapmak gerekiyor:
418 inci sıradaki soru Sayın Naci Aslan'ın sorusu; kendisi, yazılı olarak,
sorusunu geri aldığını söyledi. Yanıtlarken, Sayın Bakanın, 418'i yanıtlamasına
gerek yok; bunu duyuruyoruz.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, Sayın Millî
Eğitim Bakanı ile Sayın Oya Araslı arasındaki konuda... İçtüzüğe göre sayın
bakanların toplu yanıt verme talepleri olabiliyor; 98 inci madde bu hakkı sayın
bakanlara tanıyor. Biz de, bu hakkı talep ettikleri zaman, ona uygun
davranıyoruz; ama, tabiî, sayın bakanlar isterlerse soru sorulur, hemen yanıtlanır;
arkadan gelen soru okunur, yanıtlanır; öyle bir yöntem de sayın bakanların
tercihine kalmıştır; fakat, bizim, şimdi hareket etmemiz gereken yol, usul,
toplu yanıt talebi olduğu için, toplu olarak soruları okutup, toplu olarak
yanıtları almaktır.
Şimdi, soruları, sırayla okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı
Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini
arz ederim.
Saygılarımla.
Orhan Eraslan
Niğde
Üç tarafı ormanla çevrili olan ve büyük
oranda orman ve hazine arazisi üzerine kurulmuş bulunan İstanbul-Sultanbeyli
İlçesinde, belediye statüsünün verildiği 1989 tarihinde 2 000 civarında bina
bulunmaktaydı.
Bugün, yaklaşık 40 000 binanın yer aldığı
ve bunlardan çok azının yapı ruhsatına sahip olduğu Sultanbeyli'de, izinsiz ve
ruhsatsız kaçak yapılaşma halen son hızıyla devam etmektedir. Bu binalar
arasında 2 000-3 000 metrekare fabrikaların bulunduğu da bilinmektedir.
Soru 1: Sultanbeyli'de toplam kaç bina bulunmaktadır?
Bu binalardan kaç tanesi yapı ruhsatına sahiptir?
Soru 2: 500 metrekarenin üzerinde kaç
işyeri bulunmaktadır ve ruhsatlı olanların sayısı kaçtır?
Soru 3: Orman arazilerinin satışının
gündeme gelmesiyle, kaçak yapılaşmadaki artışı önlemek üzere bir tedbir alınmış
mıdır? Bu ilçede, kaçak yapılaşmaya, merkezî ve yerel makamlarca göz yumulmakta
mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla
arz ederim. 16.10.2003
Musa Uzunkaya
Samsun
Soru 1: Uzun zamandan beri Uzan ailesi ve
İmarbank yolsuzluk iddiaları nedeniyle Uzan ailesinden bazı isimlerin arandığı
ve halen bulunamadıkları doğru mudur?
Soru 2: Doğruysa aranan isimler kimlerdir?
Soru 3: Kırmızı bültenle aranıyorlarsa,
Kıbrıs dahil herhangi bir ülkede izlerine rastlanılmış mıdır?
Soru 4: ÇEAŞ ve Kepez olaylarından sonra,
geçen zaman içerisinde adı geçen şahısların izlerini kaybedeceği ihtimali
düşünülmediyse bir eksiklik, düşünüldüğü halde ulaşılamıyorsa bir hata söz
konusu değil midir?
Soru 5: Yolsuzluklarla mücadeleyi
öncelikleri arasına alan 59 uncu cumhuriyet hükümetinin şu ana kadar İmarbank
dahil, hazineye kazandırdığı maddî değerin miktarı ne kadardır?
Soru 6: Yolsuzluk ve soygunların gerçek
sebepleri üzerinde herhangi bir araştırma yapılmış mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü cevaplandırılmasını arz
ederim. 15.10.2003
Hüseyin Güler
Mersin
Çağdaş şehircilik anlayışı insan merkezli
hizmet ve politikaları içermektedir. Ancak, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
Sayın Melih Gökçek'in Kızılay Meydanı ve Atatürk Bulvarı üzerinde uygulamaya
koyduğu düzenleme, bu alanı yaya olarak kullanmak durumunda olan kentlilerin,
uluslararası yönetmeliklerle tanınan haklarının açık bir ihlalidir. Yaya
hareketlerini kısıtlamaya yönelik bu düzenleme, özellikle yaşlı, engelli, çocuk
ve sağlık sorunu olan yaya vatandaşlarımızı mağdur etmiştir.
1- Kızılay Meydanı ve Atatürk Bulvarını
otoyola çeviren çağdışı uygulamanın gerekçesi nedir ve yaya geçitlerinin beton
bloklarla kapatılması Başkentimize yakışan bir görüntü müdür?
2- Uygulama planlanırken konuyla ilgili
uzman kuruluşlar ve sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınmış mıdır?
3- Uygulamanın malî tablosu nedir ve
nereden finansman sağlanmıştır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim.
Musa Uzunkaya
Samsun
Soru 1: Ülkemizde resmî kolluk
görevlilerinin (polis-jandarma) dışında ruhsatlı (taşıma ve bulundurma) silah
kimler edinebilmektedir?
Soru 2 : Bekçiler ve özel güvenlik
görevlileri silah taşıyabilmekte midir?
Soru 3 : Ülkemizde -kolluk görevlileri
dışında- taşıma ve bulundurma suretiyle silahı olanların sayısı bilinmekte
midir?
Soru 4 : Yaralama, cinayet ve birkısım
olaylarda ruhsatlı silahların kullanılma nispeti, ateşli silahların katıldığı
olaylardaki oransal durumu nedir?
Soru 5 : Bulundurma ve taşıma suretiyle
silah edinenlerin, beş yıllık ikinci yenileme süresinde cürümlere iştirak
oranı, benzer meslek sahiplerine kıyaslandığında artış veya düşüş eğiliminde
neyi göstermektedir?
Soru 6 : İkinci kez yenilemede engel
edeceği düşüncesiyle bulundurma ve taşıma ruhsatlı silah sahiplerinin her türlü
suçtan sakındıkları iddiasına katılıyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim.
Musa Uzunkaya
Samsun
Soru 1: Türkiye'de tabanca, av tüfeği ve
pompalı tüfek hangi iller ve fabrikalarda üretilmektedir?
Soru 2 : Bugüne kadar bu fabrikalarda
üretilen tabancaların sayısı, çap ve markası -isimleri- nelerdir?
Soru 3 : Üretilen bu tabancalar hangi
sistemle, nereden, kimlere satılabilmektedir?
Soru 4 : Emniyet ve Jandarma teşkilatımıza
bugüne kadar yerli silah alınmış mıdır, alınmışsa ne kadar ve hangi
silahlardan, alınmamışsa niçin alınmamaktadır?
Soru 5 : Çevremizdeki ülkelerin benzeri
kolluk kuvvetlerine yerli silahlardan satılması düşünülmekte midir?
Soru 6 : Yerli tabanca üretimi ve silah
sanayiimizin güçlendirilmesi için hükümet olarak bir eylem planınız var mıdır,
varsa neler hedeflenmektedir?
Soru 7 : Resmî olarak imalat
gerçekleştirilen silah fabrikaları kurulduktan sonra gayri resmî -kaçak- silah
imalatı yapılmakta mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki soruların Sayın İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunu saygılarımla
arz ederim.
Atilla Başoğlu
Adana
1 - Ülkemizde faaliyet alanlarına göre kaç
grup vakıf bulunmaktadır? Yabancı kökenli olup da ülkemizde faaliyet sürdüren
vakıfların isimleri nelerdir ve bu durumdaki vakıfların merkezleri hangi
ülkelerdedir?
2 - Bu tür vakıfların sahip oldukları
gayrimenkullerin miktarları, isimlerine göre ne kadardır ve sahip oldukları bu
gayrimenkullerin yoğunlaştıkları bölgeler en çok nerelerdedir?
3 - Fener Rum Patrikhanesine ve Türkiye
sınırları içerisindeki Patrikhane ile ilişkili kiliselere bağlı vakıf arazileri
toplamı ne kadardır ve bulundukları bölgeler nerelerdir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki soruların Sayın İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunu saygılarımla
arz ederim.
Atilla Başoğlu
Adana
1- Son on yılda, Fener Rum Patrikhanesinin
etrafında olan gayrimenkullerin ne kadarı taşınmaz satımı sözleşmesine konu
olmuştur? Coğrafî konum itibariyle bu durumdaki gayrimenkuller, kimler
tarafından satın alınmıştır.
2- Yukarıdaki şekilde satın alınan
gayrimenkullerin, Patrikhane lehine bağışlama sözleşmesine konu edilebilmeleri
mevcut yasal düzenlemelere göre mümkün müdür? Mümkünse, söz konusu gayrimenkullerin
Patrikhaneye bağışlananları olmuş mudur? Bağışlananlar olmuşsa miktarları ne
kadardır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı
Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Hüseyin Güler
Mersin
Soru: Ülkemizde uzun tatil dönemlerinde,
yapılan istatistikler neticesinde yüzlerce insanımızı trafik terörüne kurban
veriyoruz. Ramazan bayramı tatili süresince trafik terörünün bilançosu, 120
ölü, 316 yaralı ve milyarlarca lira maddî hasar olmuştur. Bu kadar insanımızın
ölmesi, alınan tedbirlerin yetersizliğini göstermektedir. Bu, kader midir?
Bakanlık olarak, günümüze kadar trafik kazalarındaki ölü ve yaralı sayısı ve
oluşan maddî hasar konusunda istatistikî bir araştırma yapılmış mıdır?
Yapılmışsa, bu istatistikî veriler ışığında ne gibi tedbirler almayı
düşünüyorsunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın, aracılığınızla,
İçişleri Bakanından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Fahrettin Üstün
Muğla
1- 11 Eylül olayları sonucunda İstanbul
Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüğü bünyesinde kurulan ve Türkiye'nin
terörle mücadeledeki en seçkin elamanlarının yer aldığı 4 tane ekip kurulmuştu.
Bu ekipler, Hizbullah ve El-Kaide örgütlerine yönelik operasyonlar yapmak üzere
görev yaparken, iktidara geldiğiniz dönemde bu ekipler neden lağvedildi?
2- Bu ekiplerin lağvedilme gerekçeleri
nelerdir?
3- Bu ekipler tekrar göreve çağrıldı mı?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı
Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda
delaletlerinize arz ederim.
Asım Aykan
Trabzon
İmar Bankasının Fona devredilmesinde
sorumluluğu bulunduğuna dair bir kanaat oluşmuş olan Kemal ve Hakan Uzan'ın,
bugüne kadar yakalanamamış olması, kamuoyunda rahatsızlık meydana
getirmektedir.
Bu bağlamda;
Sorular:
1- Kemal ve Hakan Uzan'ın yakalanamamış
olmalarında hangi sebepler etkilidir?
2- Bu kişilerin yakalanması için ne gibi
işlemler yapılmıştır?
3- Bu konuda kamuoyu yeterince
bilgilendiriliyor mu?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı
Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Sedat Pekel
Balıkesir
Anayasamızın 10 uncu maddesi kanun önünde
eşitlik, 16 ncı maddesi de yabancıların durumunu hüküm altına almış
bulunmaktadır. Ayrıca, Türkiye, Birleşmiş Milletlerin kurucu üyelerinden birisi
olarak İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini ilk onaylayan ülkeler arasında yer
almış ve insan hakları konusundaki önemli sözleşmelerin büyük bölümüne taraf
olmuştur. Uluslararası antlaşmalar açıkça kanunüstü bir statüye sahiptir ve
hukuk sistemimizde kanunüstü düzenleme ise Anayasamızdır. Buna göre;
1- İçişleri
Bakanlığı, yurttaşlık başvurusunda bulunanların kökenleri hakkında araştırma
yapılması için emniyet müdürlüklerine talimat vermiş midir?
2- Başvuruda
bulunanlar hakkında temel ölçüt olarak "dilencilik ve çingenelikle
ilişkilerinin bulunup bulunmadığı" koşulu bulunmakta mıdır?
3- Yurttaşlık
ölçütlerinin, ayrımcı düzenlemeler içermesini engelleyecek değişiklikler
yapmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı
Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Hüseyin Güler
Mersin
Mersin'in Anamur İlçesi Özel İdare Müdürü
Halime Aktay'ın, hiçbir gerekçe gösterilmeden, isteği dışında ve aile bütünlüğü
bozularak Gülnar İlçesine tayin edilmesinin sebebi nedir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı
Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla
arz ederim.
Musa Uzunkaya
Samsun
Soru 1: Türkiye'de yıllık trafik
kazalarının sayısı, yoğunlaştığı bölge ve zaman dilimleriyle, yaralı, ölü
sayısı ve maddî hasar miktarı ne kadardır?
Soru 2: Yol kusurlarından kaynaklanan
kazalar nedeniyle, kurumların ve devletin vatandaşa ödediği maddî ve manevî
tazminatlar olmuş mudur? Olmuşsa ne kadardır?
Soru 3: Araçların zorunlu trafik sigortaları
veya varsa kaskoları, trafik kazasında yaralanan, ancak sosyal güvencesi olan
veya olmayanların tedavi masraflarını karşılama zorunluluğu var mıdır? Varsa,
bunlar düzenli ve sağlıklı bir şekilde karşılanıyor mu? Uygulama hatalarına
müdahale edilmekte midir?
Soru 4: Karayolları Zorunlu Sorumluluk
Sigortası ile Karayolları Trafik Garanti Sigortaları pratikte hangi fiili
gerçekleştirmekte, kazazede mal sahibi ile yaralı, yolcu ve diğer şahıslara
hangi yükümlülükleri yerine getirmektedir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı
Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gerekli
işlemlerin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 15.1.2004
Züheyir Amber
Hatay
1-Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı trafik
ekiplerinde bulundurulması gereken teçhizat, donanım, araç ve gereçler
nelerdir?
2-Bunlar tüm trafik ekiplerinde mevcut
mudur?
3-Ülkemiz Avrupa Birliğine üye olma
yolunda iken, kaza sonrası trafik ekiplerinin kaza mahalline gelme süresi çok uzun
olup, kaza geçiren vatandaşlarımız mağdur olmaktadır. Bu kaza mahalline varma
süresinin bir standardı var mıdır? Yoksa, bu konuda bir çalışmanız olacak
mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
hususunda gereğini saygılarımla arz ederim. 1.3.2004
Musa Uzunkaya
Samsun
Uzan Grubuna ait şirketlerin yönetimine el
konulmasıyla başlayan operasyonda âdeta bir cephaneliği andıran silahların ele
geçirildiği basın- yayın organlarında yer almıştır. Adı geçen Grubun
temsilcileri tarafından, kamuoyuna "bu, merak nedeniyle sahip bulunan bir
koleksiyondur" diye açıklanmıştır.
Soru 1-TMSF tarafından yürütülen bu
operasyonda, polis tarafından ele geçirilen silahların çap, marka, ne amaçla
kullanılabilecekleri ile toplam adedi ne kadardır?
2-Basın ve yayın organlarına yansıyan
bilgiler doğruysa, bir kişinin ve grubun bu tür silahları ve bu miktarlarda
edinmesi ve bunlara ruhsat verilmesi yasal mıdır? Değilse, bu ruhsatları
verenler hakkında ne gibi bir işlem yapmayı düşünüyorsunuz?
3-Yasalarımız silah koleksiyonu sahibi
olmayı yasaklıyor mu? Yasaklıyorsa, bu kadar silah nasıl bir şahısta veya
şahıslarda nasıl bulunabiliyor?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Fahrettin Üstün
Muğla
1-58 inci, 59 uncu hükümetler döneminde
size bağlı kuruluşlarda kaç atama yapılmıştır?
2-Bakanlığınıza bağlı kuruluşlarda idarî
görevlere her iki hükümet döneminde vekâleten, tedviren ve görevlendirmeyle kaç
atama yapılmıştır?
3-İdarî görevlerde bulunan idarecilerden
kaçı başka yerlere görevlendirilmiştir? Görevlendirilenlerin aldıkları harcırah
miktarı ne kadardır?
4- 58 inci ve 59 uncu hükümetler döneminde
asil veya vekil kaç idareci görevden alınmıştır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı
Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Muhsin Koçyiğit
Diyarbakır
Bilindiği üzere, 17 Temmuz 1987 tarihinde
yürürlüğe giren 2985 sayılı Olağanüstü Hal Bölge Valiliği Kanunu, 30 Kasım 2002
tarihinde yürürlükten kaldırılmıştır. Binlerce kamu görevlisi, bu kanuna
dayanılarak OHAL Valiliğince bölge dışına çıkarılmıştır.
1- Bu kanuna dayanılarak bölge dışına
çıkarılan kamu personeli sayısı kaçtır?
2- Söz konusu kanun yürürlükten
kaldırıldığına göre, bu kanuna dayanılarak bölge dışına çıkarılan kamu
personelinin bölgeye dahil illere geri dönmesine izin verilecek mi?
3- Bu kanuna göre bölge dışına çıkarılan
kamu personelinden kaçı eski görev yerlerine (illerine) geri döndürülmüştür?
4- AB'ne girme sürecinde önemli olan
yasaların çıkarılması değil, uygulamasıdır söylemi karşısında, bölge dışına çıkarılan
kamu personelinin geri döndürülmemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda sunulan sorularımın, Anayasanın 98
inci ve TBMM İçtüzüğünün 96 ncı vd. maddelerine göre İçişleri Bakanı Sayın
Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla. 26.4.2004
Feridun Fikret Baloğlu
Antalya
1- Ankara Yenimahalle Belediyesine bağlı
YE-PA'da çalışan 15 işçinin, ekmek fabrikası kapanınca görevlendirildikleri
birimlerdeki işlerinden çıkarıldıklarına ilişkin haberler doğru mudur?
2- İşçiler hangi gerekçeyle çıkarılmıştır?
Tazminatları ödenmiş midir?
3- Çıkarılan işçilerin yerine yeni
işçilerin alınacağı haberleri doğru mudur?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda sunulan sorularımın, Anayasanın 98
inci ve TBMM İçtüzüğünün 96 ncı vd. maddelerine göre İçişleri Bakanı Sayın
Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla. 17.5.2004
Feridun Fikret Baloğlu
Antalya
1- Türkiye'nin kaç ilçesinde şu anda
kaymakam bulunmamaktadır?
2- Bakanlığınız, kaymakam olarak
görevlendirecek idareci bulmakta ciddî bir sorun mu yaşamaktadır?
3- Örneğin, Antalya'nın İbradı İlçesine
sekiz aydır kaymakam ataması yapılamadığı haberleri doğru mudur? Bu, olağan bir
durum mudur?
4- Bakanlığınızın sorunun çözümüne ilişkin
çalışmaları hangi aşamadadır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun İçişleri Bakanı Sayın
Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz
ederim.
Saygılarımla.
Yaşar Tüzün
Bilecik
1- Altıyüz yıl hüküm süren Osmanlı
İmparatorluğunun kuruluş yeri olan Bilecik'te, kültürümüzü yaşatmak, tarihimizi
canlı tutmak için "Beylikten İmparatorluğa; İmparatorluktan
Kurtuluşa" adı altında proje gerçekleştirdik ve bu projenin bir miktar
ödeneği İçişleri Bakanlığından sağlandı.
Yarım kalan projemiz hakkında ne
düşünüyorsunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Züheyir Amber
Hatay
1-Emniyet teşkilatında görev alan polis
memuru ve çarşı, mahalle bekçilerinin özlük haklarının iyileştirilmesiyle
ilgili çalışmalarınız var mıdır?
2-Eğer böyle bir çalışmanız varsa; bu
çalışmalarınız hangi aşamada ve ne zaman hayata geçireceksiniz?
3-Halkımızın güvenliği için gecesini
gündüzüne katan ve insanüstü gayretle görev yapan emniyet güçlerimizin özlük
haklarına ne gibi iyileştirmeler getirilecektir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Dursun Akdemir
Iğdır
1-Göreve başladığınız tarihten bu güne
kadar sorumluluğunuzda bulunan kurumlara, kaç kişinin devlet memurları
sınavıyla ataması yapılmıştır?
2-Aynı kurumu tercih ettiği halde, daha az
puanla göreve başlattığınız personel var mıdır? Varsa kaç kişidir? Niçin ve
hangi gerekçeyle bu yönteme başvurulmuştur?
3-Geçici işçi statüsünde kaç kişi, hangi
kriterlere göre göreve başlatılmıştır?
4-İstisnaî kadro hükümleri çerçevesinde
kaç kişi göreve başlatılmıştır?
5-28 Kasım 2002 tarihinden bugüne kadar
sorumluluğunuzda bulunan kurumlarda kaç personelin görevine son verilmiştir?
Gerekçesi nelerdir? Mahkeme kararıyla görevine iade edilen personel var mıdır?
Varsa kaç kişidir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. 3.8.2004
Feridun Fikret Baloğlu
Antalya
1. Bolu Belediyesinin 119 işçiyi işten
çıkardığına ilişkin haberler doğru mudur?
2. Doğruysa, Belediyenin bu toplu işten
çıkarma işlemi karşısında, Bakanlığınızın başlattığı bir soruşturma var mıdır?
Varsa hangi sonuca ulaşılmıştır?
3. "Bolu hakkını alacak"
iddiasıyla yönetime gelen sağ siyasî çizginin, şimdi 119 aileyi işsiz ve
çaresiz bırakması karşısında, AKP İktidarının "Bolu'ya hakkını verme"
anlayışını yeniden gözden geçirmeyi düşünüyor musunuz?
4. Düşünmüyorsanız, Bolulu 119 ailenin
yaşam ve çalışma hakkı kâğıt üzerinde mi kalacaktır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun İçişleri Bakanı Sayın
Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Vezir Akdemir
İzmir
12 000 000 işsizin bulunduğu ülkemizde
Anadolu'nun çeşitli köy ve şehirlerinden iş bulmak için metropol şehirlere,
özellikle de İstanbul, Ankara, İzmir'e yerleşmek için gelen vatandaşlarımızın
barınmak için imara uygun olmayan, gecekondu olarak tabir ettiğimiz yapılarda
oturmaları bir zorunluluktan doğmaktadır. Bu meskenlerin yıkılmadan önce burada
iskân olunan vatandaşlarımızın barınma yerinin verilmesi sosyal devlet
ilkesinin bir gereğidir.
1- Türkiye'de imara uygun olmayan
yapılaşma yoğun olarak metropol şehirlerde bulunmaktadır. Ancak, vatandaşlarımızın
gecekondu olarak tabir ettiğimiz bu meskenlerde ikamet etmeleri keyfîlikten
ziyade bir zorunluluktan doğmuştur. Dolayısıyla, belediyelerin gecekonduları
yıkmadan önce vatandaşlarımıza barınma yeri temin etmesi, sosyal devlet
ilkesinin bir gereğidir. Bakanlığımızca imara uygun olmayan meskenlerde oturan
vatandaşlarımız için ne tür çalışma yapılmaktadır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. 8.12.2004
Mehmet Neşşar
Denizli
1- Denizli Merkez Gökpınar Beldesi
Belediye Başkanı hakkında yolsuzluk yaptığıyla ilgili yerel bir gazetede çıkan
haberi ihbar olarak kabul edecek misiniz?
2- Bu konuda bir soruşturma yaptıracak
mısınız?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim. 9.12.2004
Hüseyin Güler
Mersin
Soru: Eğitim-Sen üyesi öğretmenlerin
sendikalarının kapatılmasıyla ilgili açılmış davaya yönelik tepkilerini ortaya
koymak için kullanmak istedikleri demokratik haklarının, 8 Aralık 2004
tarihinde, polis tarafından sert bir tutumla önlenmeye çalışılması, girmek için
büyük çaba sarf ettiğimiz, önemli yasal değişiklikler gerçekleştirmeye
çalıştığımız bir dönemde, Avrupa Birliği kriterlerine uygun mudur?
Çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlere karşı daha hoşgörülü davranmanın
kime, ne zararı olabilir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı
Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Dursun Akdemir
Iğdır
1- Bakanlığınızın 2004 malî yılı
bütçesinden Iğdır İli için ayrılan ödeneğin tamamı kullanılmış mıdır?
Kullanılmış ise, nerelerde hangi projeler için kullanılmıştır? Kullanılmamış
ise, gerekçesi nelerdir?
2- Bakanlığınızın 2005 malî yılı
bütçesinden Iğdır İline ne kadar ödenek ayrılmıştır? Bu ödeneğin ne kadarı
yatırım, ne kadarı cari harcamalar içindir? Söz konusu ödenek hangi yatırımlar için
kullanılacaktır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
arz ederim. 4.1.2005
Orhan Sür
Balıkesir
Balıkesir'in Havran İlçesindeki Nakiboğlu
Stadında 7.8.2004 tarihinde Belediye Başkanının oğlunun düğün töreni sırasında
155 polis ve 156 jandarma telefonları, ismini gizleyen bir vatandaş tarafından
aranarak bomba ihbarı yapılmıştır. Polis tarafından stat boşaltılarak aranmış
ve bomba olmadığı görülmüştür. Cumhuriyet Savcılığının yaptığı soruşturma
sonucu, bu asılsız ihbarların ilçe kaymakamı A. Murat Kayhan tarafından
kullanılan cep telefonundan yapıldığı saptanmıştır.
1- Kaymakamların görevleri arasında
isimlerini gizleyerek bu tür asılsız ihbarlarda bulunmak var mıdır? Bu yeni
yöneticilik profili midir?
2- Belgelerle kanıtlanan bu olay
sonrasında adı geçen kaymakam hakkında hangi işlem yapılmıştır?
3- Bu tür davranışlar sergilemesine rağmen
kaymakamlık görevini sürdüren başka bir kaymakam var mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı
Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda
gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Ümmet Kandoğan
Denizli
1- İktidarınız döneminde Bakanlığınıza
naklen atanan personel sayısı ne kadardır? Bunlardan üst kadrolara atanan
personelin isimleri ile geldikleri kurumları açıklar mısınız?
2- Aynı dönemde istisnaî kadrolara atanan
personel sayısı kaçtır? Bunların isimleri nelerdir?
3- 58 inci ve 59 uncu hükümetler
döneminde, Başbakanlık ve diğer bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarından
Bakanlığınıza vekâleten, asaleten ve geçici görevle atanan toplam personel
sayısı ne kadardır?
4- Bakanlığınız merkez teşkilatında
görevli geçici personele döner sermayeden ödenen pay ne kadardır? Unvanlar
itibariyle dağılımı nasıldır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
arz ederim. 3.2.2005
Sedat Pekel
Balıkesir
Son zamanlarda kendilerini polis, postacı
veya elektrik görevlisi olarak tanıtan
kişiler rahatlıkla girdikleri evlerin sakinlerini gasp etmektedirler. Piyasadan
kolaylıkla satın alınabilen resmî üniformalar veya sahtesi kolayca basılan
kimlikler bu tür olaylarda rahatlıkla kullanılmaktadır. Buna göre;
1- Son bir yıl içinde bu tür kaç gasp ve
hırsızlık olayı olmuştur?
2- Bu tür olayların faillerinin kaçı
yakalanmıştır?
3- Polis kimliklerinin sahtelerinden ayırt
edilebilmesi için Bakanlığınız çalışma yapmakta mıdır?
4- Üniforma üretimi ve satışını yapanlar
nasıl denetlenmektedir? Bununla ilgili çalışmanız bulunmakta mıdır?
5- Kamuoyunu bu konuda bilgilendirmek için
çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
aracılığınızla İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 17.2.2005
Fahrettin Üstün
Muğla
Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı İ.
Melih Gökçek'in Onursal Başkanlığını yaptığı ve Büyükşehir Belediyesi
Ankaraspor adını taşıyan futbol takımı, Türkiye Süper Liginde mücadele
etmektedir. Büyükşehir Belediyesi Ankaraspor'un gizli başkanının İ.Melih Gökçek
olduğu, Ankara Büyükşehir Belediyesi kaynaklarından desteklendiği ve bu durumun
Ankaralıları rahatsız ettiği basın-yayın organlarında yer almaktadır.
1- Büyükşehir Belediyesi Ankaraspor
takımının giderleri ve transfer ücretleri belediye kaynaklarından mı
karşılanmaktadır? Kulübün gelir kaynakları nelerdir ve giderlerini karşılama
oranı nedir?
2- Kurulduğu günden bugüne, bahse konu
futbol takımına Büyükşehir Belediyesi bütçesi ve bağlı iştiraklerinden ne kadar
kaynak aktarılmıştır?
3- Süper Ligde Ankara adına yer alan
Ankaragücü ve Gençlerbirliği futbol takımlarına bugüne kadar Büyükşehir
Belediyesi ve bağlı iştiraklerinden herhangi bir kaynak aktarılmış mıdır?
4- Ankaragücü ve Gençlerbirliği de Ankara
takımları olduğuna göre, Büyükşehir Belediyesi Ankaraspor'un Büyükşehir
Belediyesi tarafından büyük malî kaynaklarla desteklenmesi, haksız rekabete yol
açmakta mıdır?
5- Büyükşehir belediyelerinin asıl görevi,
amatör spor kulüplerini mi, profesyonel futbol takımlarını mı desteklemektir?
6- Büyükşehir Ankaraspor'a taraftar
kitlesi oluşturabilmek için gençlere ücretsiz forma ve maç bileti sağlandığı,
bu toplama taraftarların rakip takım yönetici ve seyircilerine küfür ettirilmek
amacıyla kullanıldığı doğru mudur? Böyle bir uygulama, sporda şiddet ve kötü
tezahüratın Ankara Büyükşehir Belediyesi eliyle resmîleştirilmesi değil midir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı
Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Fahrettin Üstün
Muğla
1- Basın-yayın organlarında sıkça yer alan
okullardaki çeteleşmelere karşı bugüne kadar kaç operasyon yapıldı? Kaç kişi
yargıya sevk edildi?
2- Bununla ilgili olarak okullarda ne gibi
güvenlik önlemleri alınmaktadır? Bunun için yeterli personeliniz var mıdır?
3- Ayrıca, okullarda uyuşturucu,
bağımlılık yapıcı ve extacy'e karşı ne gibi önlemler aldınız? Bugüne kadar bu
yönde kaç operasyon yapıldı? Kaç kişi adliyeye sevk edildi?
BAŞKAN - Divan Kâtibi arkadaşa teşekkür
ediyoruz.
Sayın Bakanı kürsüye çağırmadan önce,
Edirne Milletvekilimiz Sayın Ali Ayağ'ın bir uyarısı var. "İçişleri Bakanımıza
sorulan sorulardan birinde dilencilik ve çingenelik bir arada zikredilerek
Çingene vatandaşlarımıza hakaret söz konusudur" diyor Sayın Ali Ayağ.
BURHAN KUZU (İstanbul) - Doğrudur, Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Bu durumu ayırımcılık olarak
gördüğünü belirtiyor; soruda yer alan ifadenin düzeltilmesini rica ediyor.
Düzeltilmesini soru sahibiyle de görüşerek Divan olarak gerçekleştireceğiz;
yalnız, bu konu o kadar basit bir konu değil. Genelde "Çingene"
olarak tabir edilen insanlarımız bütün dünyada örgütleniyorlar ve Türkiye
dahil, diğer bütün, özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde kendilerine
"Çingene"ye benzer bir şekilde "Gitanes, Cigani, Gypsy"
gibi çağırılmalarını kabul etmiyorlar. Dünya genelinde kendilerinin etnik isim
olarak "Roman" adıyla çağırılmasını istiyorlar. Bu da onların doğal
hakkıdır.
BURHAN KUZU (İstanbul) - Doğrudur.
BAŞKAN - Bu haklarının gereğini de
Türkiye'de yerine getirebilmemiz gerekiyor. Onların istediği isimle onlara
hitap edebilmemizde insan hakları açısından yarar vardır.
Bunu da bilgilerinizi sunuyorum.
ALİ AYAĞ (Edirne) - Teşekkür ederim Sayın
Başkan, sağ olun.
BAŞKAN - Sayın Bakanı, soruları yanıtlamak
üzere, kürsüye davet ediyorum.
Buyurun Sayın Bakan.
İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (İstanbul)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; müsaadenizle, önce, ilk soruyu, Niğde
Milletvekili Sayın Orhan Eraslan'ın sorusunu çevaplamak istiyorum,
İstanbul-Sultanbeyli'yle ilgili.
Değerli arkadaşlarım, malumunuz, ülkemizde
nüfusun yüzde 65'i kentlerde yaşamlarını sürdürmektedir ve her geçen yıl, bu
oran, kentler lehine artış göstermektedir. Bu trendin nüfusun yaklaşık yüzde
90'ı kentlerde yaşayana değin devam edeceğini öngörmemiz gerekiyor. Doğal
olarak, iç göç hareketleri, ekonomik ve sosyal imkânların daha çok olduğu
varsayılan büyük kentlere ve özellikle de İstanbul'a yönelmiş durumdadır.
İstanbul, 1950'li yıllarda başlayan bu
büyük göç için, maalesef, yeterince hazır değildi. Durumu açıkyüreklilikle
ifade etmek gerekirse, yerel yönetimlerimizin yetki, kaynak ve imkânları, bu
büyüklükteki bir göçü kabul edebilecek durumda değildi. İşte, Hükümet olarak,
yerel yönetim reformuna öncelik vermemizin en önemli gerekçelerinden biri de bu
sorunda gizli. Mademki ülkemiz gelecek yıllarda da iç göçe sahne olacak,
belediyelerimizin, kentlerimizi bu akışa hazırlayacak imkânlara sahip olması
lazım.
Bu genel gerekçeden sonra, Sultanbeyli
özeline işaret etmek istiyorum. Malum, bu ilçemiz, yeni Büyükşehir Belediyesi
Kanunuyla, metropol ilçe belediyesi sıfatını kazandı; yani, İstanbul Büyükşehir
Belediyesi ilk kademe belediye sıfatını kazandı. Yaklaşık 30 000 binanın var
olduğunu düşündüğümüz bir ilçemiz Sultanbeyli. Bu binaların büyük bir kısmı,
henüz daha ilçe dahi olmadan, belediye kurulmadan, köy döneminde başlanılan
inşaatlardan oluşuyor. Maalesef, Sultanbeyli, İstanbul'un yapı stoku açısından
en sorunlu bölgelerden birisidir. Eldeki verilere göre, belediye tarafından
verilen yapı ruhsatı sayısı 203. Soru önergesinde de ifade edildiği gibi,
Sultanbeyli'de sanayi tesisleri de önemli bir yer tutuyor. Örneğin, 500
metrekarenin üzerinde toplam 310 adet işyeri var. Bunların 197 tanesinin
ruhsatı mevcut, 113 işyerinde de ruhsat işlemleri devam ediyor.
İlçede geçmişin bakiyesi olarak var olan
kaçak yapılarla ilgili olarak Belediye ve Kaymakamlık, yasal sınırlar
içerisinde mücadele veriyor. Bakanlığıma ulaşan bilgiler çerçevesinde, ihmali
görülen yetkililer hakkında denetim ve soruşturma yaptırılıyor. Nitekim, Ekim
2003-2004 tarihleri arasında Kaymakamlıkça yapılan kontrolde, Sultanbeyli
İlçesinde tespit edilen 152 adet kaçak yapı hakkında gerekli işlemlerin
yapılması için Belediyeye talimat verilmiştir. Gecekondu Kanununa muhalefet
suçlarında ise, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur. 28
Mart 2004 tarihinden sonra alınan tedbir ve kontroller sayesinde kaçak
yapılaşma olmamıştır. Bu tarihten önce yaptırılan kaçak binaların bir kısmı,
19.8.2004 tarihinde, Büyükşehir ve İlçe Belediye zabıta ekiplerince
yıkılmıştır. Yıkımlar, yasal imkânlar çerçevesinde, gelecekte de devam
edecektir.
Hemen açıkça şu hususu da ifade edeyim ki,
orman arazilerinin satışına ilişkin yasa çalışmasına dayanılarak kaçak
yapılaşmada artış olmamıştır. Orman arazilerinin satışının gündeme geldiğinden
bu yana Sultanbeyli civarında bulunan orman arazilerinde işgal de söz konusu
olmamıştır.
Saygıyla arz ediyorum.
Sayın Musa Uzunkaya Samsun Milletvekili ve
Sayın Asım Aykan Trabzon Milletvekili; bu her iki arkadaşımın da soruları aynı
mahiyette olduğu için birlikte yanıtlamak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bildiğiniz gibi, Şişli
2. Sulh Ceza Mahkemesinin 27.8.2003 tarih ve 2003/305 sorgu nosuna kayden,
bankayı aracı kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçu işlemek için teşekkül
oluşturmak ve banka parasını zimmetine geçirmek ile 4389 sayılı Bankalar
Kanununa muhalefet suçlarından Osman ve Ayşe oğlu, 1935 Adapazarı doğumlu Kemal
Uzan ve Osman ve Ayşe oğlu 1937 Adapazarı doğumlu Yavuz Uzan hakkında gıyabi
tutuklama müzekkeresi düzenlenmiştir. Adı geçenler, söz konusu gıyabi tutuklama
müzekkerelerine istinaden halen aranmaktadırlar. Adı geçenler ve Murat Hakan
Uzan hakkında, uluslararası düzeyde aranmaları ve yakalanmaları amacıyla,
talebimiz üzerine Interpol Genel Sekreterliğince kırmızı bülten çıkarılmıştır.
Kırmızı bülten, Interpol'e üye olmamasına karşın, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetine de gönderilmiştir. Şu zamana kadar adı geçen şahısların bulunduğu
ülkeye ilişkin, muhatap ülkelerden bir bilgi ulaşmamıştır. Buna karşın, sözü
edilen kişilerin, uluslararası seviyedeki aranmaları Emniyet Genel
Müdürlüğümüzce hassasiyetle takip edilmektedir.
ÇEAŞ ve Kepez'e el konulduğu sırada, bahis mevzuu kişiler
hakkında herhangi bir mahkeme kararı veya savcılık talebi, yakalanmaları
konusunda olmamıştır. Bu bakımdan, şahısların yakalanması ve yurt dışına
çıkışlarını engellemek için de herhangi bir işlem yapılmamıştır. Yargı
sürecinin halen devam ettiği bu konuda, anayasal kayıtlar nedeniyle daha fazla
fikir beyan etmenin, yargının bağımsızlığı prensibine uygun düşmeyebileceğini
değerlendiriyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Yine, Mersin Milletvekilimiz Sayın Dr.
Hüseyin Güler'in sorusunu yanıtlamaya çalışacağım. Konu hakkında yapılan
araştırmaya göre elde edilen bilgilerde, Ankara Kenti trafiğinin daha düzenli
ve güvenli bir şekilde akışını temin etmek amacıyla, Ankara İl Trafik Komisyonunun
1.10.2003 tarih ve 2003/147 sayılı kararı doğrultusunda Kızılay kavşağında yeni
bir düzenleme yapıldığı ve Çankaya yönünden Sıhhıye yönüne gidişe göre orta
refüjün kapatılarak sinyal sisteminin devredışı bırakıldığı, yayaların metro-
ankaray alt geçitlerine yönlendirilerek, Çankaya-Ulus yönünden trafik akışının
kesintisiz hale getirildiği; ancak, bu uygulamaya karşı Türk Mühendis ve Mimar
Odaları Birliği Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Vekili Avukat Berna Çelik
tarafından 11. İdare Mahkemesi nezdinde açılan dava kapsamında Kızılay
kavşağındaki yeni uygulamanın iptali ve yürütmenin durdurulmasına karar
verilmişti. Ankara İl Trafik Komisyonu da 28.10.2003 tarih ve 2003/149 sayılı
kararıyla Kızılay kavşağındaki yeni düzenlemeleri içeren 2003/147 sayılı
kararını iptal ederek, eski trafik düzenine dönülmesine karar vermesi üzerine,
Büyükşehir Belediyesi tarafından gerekli düzenlemeler yapılarak Kızılay
kavşağında tekrar eski trafik uygulamasına dönüldüğü; uygulama yapılırken İl
Trafik Komisyonu kararının dikkate alındığı, Komisyonun, Ankara Valiliği,
Ankara Büyükşehir Belediyesi, Ankara Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma
Komutanlığı, İl Millî Eğitim Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü, Türkiye
Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Başkanlığı, Ankara Trafik Vakfı ve Orta
Doğu Teknik Üniversitesi temsilcilerinden oluştuğu, bunların hepsinin trafik
konusunda uzman kuruluşlar olduğu, uygulamanın Belediyenin elinde bulanan
prefabrik ve demontabl elemanlarla yapıldığı, ekstra bir harcama da yapılmadığı
anlaşılmıştır.
Arz ediyorum.
Samsun Milletvekili Sayın Musa
Uzunkaya'nın silah ruhsatlarına ilişkin sorusunu cevaplandırmaya çalışıyorum.
Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına sunulan ve tarafımdan cevaplandırılması istenen silah ruhsatlarına
ve suç işlemede kullanılan silahlara ilişkin sözlü soru önergesini
cevaplandırıyorum.
Meri mevzuatımıza göre, sağlık yönünden ve
kanunî açıdan silah ruhsatı almaya engel hali bulunmadığının tespit edilmesi
kaydıyla, 21 yaşını doldurmuş Türk vatandaşlarına, talepleri halinde silah
almalarına ve bulundurmalarına izin verilebilmektedir. Ayrıca, halen veya
geçmişte yürüttükleri görev durumlarına göre, bazı kamu görevlilerine, sahip
oldukları sıfat nedeniyle silah ruhsatı verilebilmektedir. Bununla beraber,
yaptıkları iş ve faaliyetlerine göre bazı meslek mensuplarının da silah taşıma
yetkisi bulunmaktadır. Bunlara örnek olarak, fahrî konsoloslar, sarı basın
kartı sahipleri, avukatlar ve noterler verilebilir. Özel güvenlik teşkilatı
kurulmayan kurum ve kuruluşlarda görevli bekçiler, görev yerinin dışına
çıkarmamak şartıyla, görev sırasında demirbaş silahlarını taşıyabilmektedirler.
Ülkemizde, polis bölgesinde, kolluk
görevlileri dışında, 294 431 adet bulundurma ruhsatlı, 119 966 adet taşıma
ruhsatlı silah bulunmaktadır. Ateşli silahlarla işlenen suçların toplam asayiş
olaylarına oranı yüzde 3,5; ruhsatlı silahlarla işlenen suçların ateşli
silahlarla işlenen suçlara oranı ise yüzde 31,7'dir. Taşıma ve bulundurma
ruhsatı bulunan ve kanunun 16 ncı maddesine aykırı davrananların ruhsatları
iptal edilmektedir. Silah bulundurma ve taşıma ruhsatının iptal edileceği
endişesi, elbette ki, kişileri daha dikkatli davranmaya sevk etmektedir. Ancak,
bulundurma ve taşıma ruhsatıyla silah edinenlerin beş yıllık ikinci yenileme
sürecinde cürümlere iştirak oranıyla ilgili herhangi bir istatistikî kayıt
tutulmamaktadır.
Saygıyla arz ederim.
Yine, Samsun Milletvekili Sayın Musa
Uzunkaya'nın, yerli ateşli silah üretimi ve satışına ilişkin sorusunu
cevaplandırmaya çalışacağım.
Değerli arkadaşlarım, 2521 sayılı Avda ve
Sporda Kullanılan Tüfekler, Nişan Tabancaları ve Av Bıçaklarının Yapımı, Alımı,
Satımı ve Bulundurulmasına Dair Kanuna göre, ülkemizde yivsiz av tüfeği
üretimine izin verilen yerlerle ilgili olarak, polis sorumluluk bölgesinde,
yivsiz av tüfeği üretimi yapan, Antalya'da 1, Bolu'da 1, Burdur'da 5,
Denizli'de 1, İstanbul'da 12, İzmir'de 1, Konya'da 4, Kırıkkale'de 1 ve
Düzce'de 34 olmak üzere, toplam 60; jandarma sorumluluk bölgesinde ise, yivsiz
tüfek üretimi yapan, Burdur'da 41, Düzce'de 12, İstanbul'da 2, İzmir'de 2 ve
Konya'da 65 olmak üzere, toplam 122 adet imalathane bulunmaktadır. Millî
Savunma Bakanlığı tarafından 3763 sayılı Kanuna göre üretimine izin verilen
tabancalar, durumları 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler
Hakkında Kanunun uygulanmasını gösteren yönetmeliğin "Silah Ruhsatı
Verilmesini Engelleyen Haller" başlıklı 16 ncı maddesinde sayılan
durumlara girmeyen şahıslara, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumunca, Genel
Müdürlükçe bedeli mukabili bu silahlardan satış yapılmaktadır. Emniyet Genel
Müdürlüğünün zatî demirbaş tabanca ihtiyacını karşılamak amacıyla 15 000 adet
9x19 milimetre Yavuz 16 model yarıotomatik tabanca alımı, 2886 sayılı Devlet
İhale Kanununun 71 inci maddesi uyarınca, 9.6.1996 tarihinde Makine ve Kimya
Endüstrisi Kurumuna ihale edilmiş ve 5.8.2000 tarihinde de teslim alınmıştır.
Jandarma Genel Komutanlığının kadro ve görev ihtiyacı için tespit edilen
silahlar, 3833 sayılı Kanuna uygun olarak, bütçe imkânları doğrultusunda
tedarik edilmektedir. Tedarik edilmesi planlanan silahlar, yurtiçi üretimi
mevcut ise, teknik şartnamelere göre yurtiçi tedarik kaynağından
karşılanmaktadır.
Sayın milletvekilinin çevre ülkelere silah
satışı konusundaki soru maddesi bir başka bakanlığın yetki ve çalışma alanında
kalmaktadır. Millî Savunma Bakanlığı Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından,
17.4.2001 tarihinde, Türk Silahlı Kuvvetleri ve İçişleri Bakanlığının tabanca
ihtiyacının yurt içinden karşılanması ve Doğu Karadeniz Silah Projesinde yer
alan firmalarca imal edilen tabancaların değerlendirilmesi amacına yönelik
çalışma yapmak üzere, Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin de katılımıyla
Tabanca Çalışma Grubu kurulmuştur. Tabanca Çalışma Grubu tarafından gerekli
çalışmalar yapılmış ve Tabanca Teknik Şartnamesi hazırlanmıştır.
Polis bölgesinde, 2000 yılından günümüze
kadar, 54 adet kaçak silah ve mühimmat imal ve tamir etme olayı meydana
gelmiştir. Jandarma bölgesinde ise, 2000 yılından günümüze kadar, izinsiz ve
kaçak olarak faaliyet gösteren 138 silah imalathanesi tespit edilerek tahkikata
konu edilmiştir.
Saygıyla arz ederim.
Adana Milletvekilimiz Sayın Atilla
Başoğlu'nun, yabancı vakıflara ve gayrimenkullerine ilişkin sorusunu
yanıtlıyorum.
4963 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanunun 29 uncu maddesinin dört ve beşinci fıkrası
"yabancı ülkelerde kurulmuş vakıflar, uluslararası alanda işbirliği
yapılmasına yarar görülen hallerde, karşılıklı olmak koşulu ile, Dışişleri Bakanlığının
görüşü alınmak suretiyle, İçişleri Bakanlığının izniyle Türkiye'de faaliyette
bulunabilirler, temsilcilik kurabilirler, şube açabilirler, üst kuruluşlar
kurabilirler veya kurulmuş vakıflarla işbirliği yapabilirler.
Bu vakıflar, Türk Medenî Kanunu
hükümlerine göre kurulan vakıflar hakkında uygulanan mevzuata tabidir"
hükmünü amirdir.
Belirtilen kanun maddesi doğrultusunda, şu
ana kadar Bakanlığımca verilen bir izin bulunmamaktadır; ancak, yukarıda
belirtilen kanunî düzenlemeden önce bazı yabancı vakıflara, kurumlarınca izin
verildiği de anlaşılmaktadır.
Türkiye sınırları içerisinde herhangi bir
tüzelkişiliği bulunmayan Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi adına kayıtlı bir
vakıf arazi bulunmamaktadır. 2762 sayılı Vakıflar Kanununa göre, bağımsız birer
tüzelkişiliğe sahip olan cemaat vakfı niteliğindeki kilise vakıflarının
Patrikhaneyle ilişki kurmaları söz konusu olmamakla birlikte, 4778 sayılı
Kanununun 3 üncü maddesine istinaden, cemaat vakıflarının mal edinmelerine
ilişkin çıkarılan yönetmeliğe göre, Vakıflar Genel Müdürlüğünün izniyle, kendi
amaçları doğrultusunda mal edinmeleri mümkündür.
Soru önergesinde yer alan diğer hususlar
Bakanlığımızın görev alanında yer almadığından cevaplandırılamamıştır; arz
ediyorum.
Yine, Adana Milletvekilimiz Sayın Atilla
Başoğlu'nun, Fener Rum Patrikhanesi çevresindeki gayrimenkullerin el
değiştirmesine ilişkin sorusunu yanıtlamaya çalışacağım.
Değerli arkadaşlarım, Lozan Anlaşması ve
Lozan barış görüşmeleri tutanaklarına göre, Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı
olan ve Türkiye'de yaşayan Rum asıllı vatandaşlarımızın sadece dinî
vecibelerini yerine getirmekle yükümlü, siyasî ve idarî görev ve imtiyazları
bulunmayan Fener Rum Ortodoks Patrikhanesinin, Türk yasalarına tabi olan bir
statüsü bulunmakta olup, İstanbul'da kurulu bulunan Aya Yorgi Kilisesi Vakfına
ait binada faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu çerçevede herhangi bir vakıf veya
dernek gibi tüzelkişiliği bulunmayan Fener Rum Ortodoks Patrikhanesinin,
gayrimenkul satın alması ve bağış kabul etmesi hukuken mümkün değildir. Fener
Rum Ortodoks Patrikhanesinin, çevresinde bulunan gayrimenkulleri satın aldığı
yönündeki hususlar zaman zaman basın yayın organlarında da dile getirilmekle
birlikte, konuyu teyit eder mahiyette herhangi bir veriye rastlanılmamıştır.
Saygılar sunuyorum.
Mersin Milletvekilimiz Sayın Hüseyin
Güler'in, trafik kazaları istatistiklerine ve kazalara karşı alınan önlemlere
ilişkin sorusunu yanıtlamaya çalışacağım.
Değerli arkadaşlarım, ülkemizde meydana
gelen tüm ölümlü trafik kazaları günlük olarak, yaralanmalı ve maddî hasarlı
trafik kazaları ise, aylık olarak, istatistiki bilgi haline getirilmektedir. Bu
bilgiler trafikten sorumlu kurum ve kuruluşlara gönderildiği gibi, Emniyet
Genel Müdürlüğü internet adresinden de tüm vatandaşlarımızın hizmetine
sunulmaktadır. Hazırlanan günlük, haftalık, aylık ve yıllık yayınların yanı
sıra, resmî veya dinî bayram tatillerinde meydana gelen trafik kazaları
hakkında da detaylı analizler içeren bültenler hazırlanmaktadır.
Trafik kazalarının önlenmesine yönelik
olarak meydana gelen kazalar ve sonuçlarına ilişkin çıkarılan istatistikî
bilgilerin ışığında bir dizi tedbirler alınmaktadır. Bu konuda, 2000 yılında
başlanan sürücü ve yaya eğitimleri kapsamında, bugüne kadar toplam 6 213 570
kişi eğitilmiştir. Bununla birlikte, kendi personelimizin eğitimlerinin
yapılması amacıyla, yerinde eğitimler, temel trafik ve kaza inceleme eğitimleri
ile geliştirme eğitimleri de verilmektedir.
Trafik düzenleme ve denetleme
faaliyetlerinin etkinliğini artırmak amacıyla illerimizin yaptığı trafik
denetimlerinin yanı sıra, Merkez Trafik Hizmetleri Başkanlığınca trafik kaza
istatistikleri değerlendirilerek, trafik kazalarının nedenleri, yoğun olduğu
yol kesimleri, mevsim, gün ve saatler tespit edilmiş ve bu tespitler doğrultusunda
özel denetim programları hazırlanarak trafik kuruluşlarımıza gönderilmiştir.
Bahse konu talimatlarla şehirdışı trafik kuruluşlarımıza ağırlıklı olarak
otobüs ve kamyonlar üzerinde denetim programları verilmektedir.
Ayrıca, şehirdışı karayollarımızda her
gün, gündüz 4 ve gece 2 saat olmak üzere radarla hız kontrolü, 1 saat hatalı
sollama kontrolü, 1 saat emniyet kemeri kontrolü, geceleyin ve tatil günlerinde
mesire yerleri dönüş güzergâhında en az 2 saat süreyle alkol kontrolü ve yine
geceleyin en az 1 saat süreyle ışık donanımı kontrolü yapılmaktadır. Yine,
şehiriçi trafik kuruluşlarımızca, şehir içerisinde her gün yaya trafiğinin
yoğunlaştığı yer ve zamanlarda en az 2 saat süreyle hız denetimi, en az 1 saat
süreyle okul servis araçlarıyla, fazla yolcu denetimi, en az 1 saat süreyle
emniyet kemeri denetimi, geceleyin ve tatil günlerinde mesire yerleri dönüş
güzergâhında en az 2 saat süreyle alkol kontrolü ve yine geceleyin en az 1 saat
süreyle ışık donanımı kontrolü yapılmaktadır. Ayrıca, haftanın iki gününde en
az 1'er saat süreyle motosiklet ve motorlu bisikletler üzerinde denetimler
yapılmaktadır. Bahse konu denetim programlarına istinaden illerimizin yerine
getirdiği denetim faaliyetleri ve sonuçları Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik
Hizmetleri Başkanlığımızca titizlikle takip edilerek değerlendirilmektedir.
Yukarıda açıklanan trafik denetimlerinin
yanı sıra, bayram tatilleri süresince tatile gidiş ve dönüş günlerinde
karayollarımızda trafik yoğunluğunun artacağı gözönüne alınarak
vatandaşlarımızın rahat ve huzur içinde seyahat edebilmelerini sağlamak
amacıyla Bakanlığımızca illerimizde ek trafik tedbirleri alınmaktadır.
Saygıyla arz ederim.
Muğla Milletvekili Sayın Fahrettin
Üstün'ün, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesi Müdürlüğü bünyesinde
terörle mücadele ekiplerinin lağvedilmesi konusundaki sorusunu yanıtlayacağım.
Değerli arkadaşlarım, ülkemize legal veya
illegal yollardan giriş-çıkış yapan yabancı uyruklu şahısların İstanbul İlinde
yoğunlaştıklarının anlaşılması üzerine, bu şahısların ülkemize giriş-çıkışları,
ikamet ettikleri ve konakladıkları yerler, gidebilecekleri kültür merkezleri ve
eğlence yerlerinin kontrolünün sağlanması amacıyla, İstanbul Emniyet Müdürlüğü
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü bünyesinde 4 birimin kendi bünyelerinden
oluşturulan birer ekip, İstanbul İlinde bulunan yabancı uyruklu şahıslara
yönelik çalışma yapmak üzere valilik makamınca görevlendirilmişlerdir. Önemli
olaylar ve beklentiler sonrasında oluşturulan bu ekipler tarafından, hava
taşıtlarının kullanıldığı alanlar, İstanbul İlinde stratejik noktalar, kamu
kurum ve kuruluşları, oteller, alışveriş merkezleri, toplu ulaşım noktaları,
misyon temsilcilikleri ve bunlar gibi, güvenlik eksikliklerinin yeni konsepte
göre tespitine yönelik çalışmalar yapılmıştır.
Bununla birlikte, kanunlar çerçevesinde,
yabancı uyruklu şahıslara yönelik çalışmalar da yürütülmüştür. Belli sürelerle
oluşturulan bu ekipler, bilahara, aslî görevlerine dönmektedirler.
Soru önergesinde bahsedildiği gibi,
Hizbullah terör örgütüyle ilgili olarak Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü
bünyesinde büro amirliği düzeyinde bir yapılanma bulunduğundan, ayrıca bir
çalışma grubu oluşturulmamıştır. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü bünyesinde
oluşturulan bu büro, aralıksız olarak çalışmalarına devam etmektedir.
Saygıyla arz olunur.
Balıkesir Milletvekili Sayın Sedat
Pekel'in, vatandaşlık başvurusunda bulunanlarda aranan şartlara ilişkin
İçişleri Bakanlığımıza sorduğu sözlü soru önergesini cevaplamaya çalışacağım.
Değerli arkadaşlarım, 403 sayılı Türk Vatandaşlığı
Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik uyarınca, soy tahkikatlarının,
Dışişleri Bakanlığı, MİT Müsteşarlığı veya gerekli görülen hallerde Emniyet
Genel Müdürlüğünce araştırılması öngörülmekte olup, anılan yönetmeliğin 17 nci
maddesinin (a) paragrafının üçüncü bendinde de "valiliklerce yaptırılan
araştırmalar sonucu elde edilen bilgilere de itibar edilir" hükmü yer
almaktadır.
Bu hüküm doğrultusunda, yabancı uyruklu
şahısların vatandaşlık tahkikatlarının yapılmasına ilişkin protokol, Bakanlık
makamının 21.3.2002 tarihli yazısıyla yürürlüğe girmiş olup, Emniyet Genel
Müdürlüğünün 1.5.2002 gün ve 3516 sayılı Uygulama Talimatı çerçevesinde
güvenlik ve soy tahkikatları, başvurunun yapıldığı il emniyet müdürlüklerince
yapılmaktadır. Yapılan çalışmalar sonucu derlenen soy durumu hakkındaki
bilgiler ile mevcut dosya bilgilerinden faydalanılarak soy tespiti
yapılmaktadır.
Türk vatandaşlığına alınma talebinde
bulunan yabancıların durumları, 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 6 ncı ve
7 nci maddelerinde belirtilen genel ve istisnaî şartlar doğrultusunda
değerlendirilmektedir. Bu şartlar içerisinde dilenci ve çingenelikle ilgili
herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Yani, bunun kullanılması bile uygun
düşmemektedir; değerli milletvekili arkadaşımız da Başkanlığa bir şey
vermiştir. Bu nedenle, böyle bir ayırım yapılmıyor.
SEDAT PEKEL (Balıkesir) - Var; burada
genelgede var!..
İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (Devamla)
- Hayır.
Alınmasıyla ilgili farklı bir uygulamamız
da yoktur. Türk vatandaşlık mevzuatının, yabancıların vatandaşlığımıza
alınmasında koyduğu ölçütler, insan hakları açısından değerlendirildiğinde,
gelişmiş Batı ülkelerinden daha ileri düzeyde olduğu görülmektedir. Bununla
birlikte, mevzuatta yapılacak bundan sonraki değişikliklerde de insan hakları
konusu gözönünde bulundurulmaya devam edilecektir.
Vatandaşlığa alınmak isteyen yabancılar,
kanunda belirtilen bütün şartları taşımaları halinde, Bakanlar Kurulu kararıyla
Türk vatandaşlığına alınabilmektedirler. Ancak, bütün şartları tamamen taşımış
olmak, vatandaşlığa alınmak için başvuran kişiye kesin bir hak sağlamaz. Şunu
da söylemek istiyorum: Konu, devletin egemenlik hakkını ilgilendirdiğinden,
vatandaşlığa alınıp alınmama Bakanlar Kurulunun takdirine bağlı olarak
yürütülmektedir.
Saygıyla arz ediyorum.
Mersin Milletvekili, Sayın Dr. Hüseyin
Güler'in, Mersin-Anamur Özel İdare Müdürüyle ilgili sorusunu yanıtlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, Mersin-Anamur İlçe
Özel İdare Müdürü Halime Aktay hakkında Mersin Valiliği tarafından yapılan inceleme
sonucunda, adı geçenin görev yerinin değiştirilmesinin uygun olacağının
belirtilmesi üzerine, boş bulunan Gülnar İlçe Özel İdare Müdürlüğüne,
kazanılmış hakları saklı kalmak üzere, naklen atandığı anlaşılmıştır.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Samsun Milletvekili Sayın Musa
Uzunkaya'nın, yine, trafik kaza istatistikleriyle ilgili sorusunu
cevaplandırmaya çalışıyorum.
Değerli arkadaşlarım, 2003 yılında meydana
gelen 494 851 adet ölümlü, yaralamalı, maddî hasarlı dahil, trafik kazalarında
3 082 kişi ölmüş, 109 681 kişi yaralanmış ve 652 191 328 000 000 Türk Liralık
maddî hasar meydana gelmiştir. Bu kazaların 436 187 adedi yerleşim yerinde
meydana gelmiş, 1 128 vatandaşımız ölmüş, 67 693 vatandaşımız da yaralanmıştır.
Yerleşim yeri dışındaki 58 064 kazada 1
954 vatandaşımız ölmüş, 41 988 vatandaşımız da yaralanmıştır.
Meydana gelen trafik kazaları, günün
saatlerine göre değerlendirildiğinde, çoğunlukla 14.00-18.00 (yüzde 27,7) ve
08.00-12.00 (yüzde 23,3) saatleri arasında olduğu görülmektedir.
Trafik kazalarının yüzde 97,4'ü sürücü,
yüzde 2,2'si yaya, yüzde 0,16'sı araç, yüzde 0,10'u yol, yüzde 0,06'sı da yolcu
kusurlarından meydana gelmiştir.
Yoldan kaynaklanan sorunlar nedeniyle
meydana gelen trafik kazalarında oluşan maddî ve manevî tazminatlar, kaza
tahkik görevlileri tarafından düzenlenen trafik kazası tespit tutanağı ve
bilirkişi raporu da adlî makamlarca tespit edilmektedir.
Karayolları motorlu araçlar malî
sorumluluk sigortasının (trafik sigortası) amacı, motorlu taşıt işletenlerin
trafikte üçüncü kişilere verebilecekleri maddî ve bedenî (tedavi giderleri,
ölüm, sakatlanma) zararların sigorta yoluyla giderilmesi, böylece zarar veren
kişinin maddî gücüne bakılmaksızın zarar gören üçüncü kişilerin mağdur
olmalarının önlenmesidir.
Trafik kazaları neticesinde yaralananların
tedavi giderlerinin sigortalar yoluyla karşılanması için yaralının sosyal
güvencesinin olup olmaması önem taşımamaktadır. Sigorta şirketleri tedavi
giderlerinin karşılanmasında sigorta sözleşmesi şartları kapsamında sorumludur.
Karayolları motorlu araçları zorunlu malî
sorumluluk sigortasında sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın
işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına ve bir şeyin zarara
uğramasına sebep olması durumunda Karayolları Trafik Kanununa göre işletene
düşen hukukî sorumluluğu, zorunlu sigorta limitleri dahilinde temin etmektedir.
Karayolları trafik garanti sigortası hesabı aşağıda belirtilen hallerden
birinin gerçekleşmesi durumunda bazı motorlu araçların sebep olacakları
zararları işletenin sorumluluğuna ilişkin kurallar uyarınca ve geçerli trafik
sigortası teminat tutarları dahilinde karşılamaktadır. Bunlar, kaza yapan
motorlu aracın tespit edilmemesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar,
kazanın meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde trafik
sigortası yaptırmamış olan işletenlerin üçüncü kişilerde neden olduğu bedensel
zararlar, işletenin sorumlu olmadığı bir hırsızlık ya da gasp olayı nedeniyle
aracın üçüncü kişilere vermiş olduğu bedensel zararlar, trafik sigortasını
yapan sigorta şirketinin malî bünye zafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün
branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası durumlarında sigortacının
ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlar.
Bu itibarla, yukarıda sayılan özel durumların
mevcudiyeti halinde garanti hesabı bir motorlu araç tarafından zarar gören
vatandaşların mağdur duruma düşmelerini engellemek üzere kaza tarihinde kaza
tarihinde geçerli olan trafik sigortası teminat limitleri dahilindeki zararları
ödemektedir. Garanti hesabına yapılacak başvurularda, hak sahibi, kazada zarar
gören olduğundan, başvurunun hak sahibi tarafından ve onun adına yapılması
gerekmektedir.
Saygıyla arz olunur.
Hatay Milletvekili Sayın Züheyir Amber’in,
yine trafik ekipleriyle ilgili sorusunu cevaplandırmaya çalışacağım.
Hatay Milletvekili Sayın Züheyir Amber
tarafından verilen soru önergesinde, trafik denetim ekiplerinde alkol test
cihazı, trafik konisi, trafik kontrol ve kaza levhası, flaşörlü el feneri,
dominit lamba, reflektörlü trafik ikaz yeleği ve yağmurluk bulunması
gerekmektedir. 2004 malî yılı alımlarının da yapılmasıyla, yukarıda sayılan
teçhizatların, tüm şehiriçi ve şehirdışı trafik ekiplerimizde bulundurulması
sağlanmıştır.
Bölge trafik denetleme şube müdürlükleri
ile istasyon amirliklerinde, toplam 1 625 ekip bulunmakta olup, bunlardan 1 013
ekip gündüz, 612 ekip ise gece görev yapmaktadır. Trafik tescil denetleme şube
müdürlüklerinde ise toplam 2 686 ekip bulunmakta; bunlardan 2 041'i gündüz,
645'i ise gece görev yapmakta olup, yaklaşık olarak her 10 kilometreye 1 ekip
düşmektedir.
15.12.1993 tarihinde hizmete başlayan ve
24 saat esasına göre hizmet veren 154 Alo Trafik hattı, 5.5.2004 tarihinden
itibaren 155 Polis İmdat hattına devredilmiştir. 155 Polis İmdat hattı da 24 saat
esasına göre hizmet vermekte olup, operatörler tarafından trafik kazası ihbarı
alındığında, adlî işlemlerin yerine getirilmesi için mahallî zabıtaya,
karayolunu kullananlar için bir tehlikenin gelmesini önlemeye yönelik tedbir
alınması ve olay yerinin kaza tahkikat memurları tarafından incelenebilmesi
için en yakın trafik ekibine, yaralı olması halinde ilk ve acil yardım
yapılmasını sağlamak için en yakın sağlık kuruluşuna, kaza mahallinde yangın
varsa itfaiyeye de haber verilmektedir. Alınan ihbar sonrası, beklenmeksizin,
ekiplerimiz, kaza mahalline süratle intikal etmektedirler. Ayrıca, gelişmiş
ülkelerde maddî hasarlı trafik kazalarının değerlendirilmesi, trafik polisinin
dışında kaza tarafları veya sigorta şirketlerine ait görevlilerce de yerine getirilmektedir.
Ülkemiz karayollarında meydana gelen hasarlı trafik kazalarının trafik
polisince değerlendirilmesinde sorunlarla karşılaşılmaktadır. Özellikle
metropol kentlerimizde, yağışlı havada, çok sayıda hafif hasarlı trafik kazası
meydana gelmekte, bu kazaların tamamına, aynı anda trafik polisinin müdahalesi
mümkün olmadığından, Avrupa ülkelerine benzer düzenleme yapılması amacıyla,
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 83 üncü maddesine bir fıkra eklenerek,
maddî hasarla sonuçlanan trafik kazalarının tespiti ve değerlendirilmesinin,
Türkiye Reasürans Şirketleri Birliği ve bu birliğe bağlı sigorta kuruluşları
tarafından yerine getirilmesi amaçlanmıştır. Konuyla ilgili çalışmalar
sürdürülmekte olup, tasarı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde komisyonlarda
bulunmaktadır.
Arz ederim.
Yine, Samsun Milletvekili Sayın Musa
Uzunkaya'nın, Uzan grubuna yönelik operasyonda ele geçen silahlarla ilgili
sorusuna cevap veriyorum.
Söz konusu operasyonlarda 6,35 milimetre,
9 milimetre, 22 kalibre, 32 kalibre, 44 kalibre, 50 kalibre, 57 kalibre çaplı,
Uzi, M-16, Calico, Glock, MP5 A3, Jericho, Colt, Nagant, Heckler Koch, Sig
Sauer, Desert Eagle, Winchester, Remington, Ruger, Beretta, Magnum, Smith
Wesson markalarda toplam 40 adet yarıotomatik tabancalar ve tüfekler (29 adedi
tabanca olmak üzere) ele geçirilmiştir.
6136 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin 5
inci fıkrası, birden fazla silaha sahip olanlardan bu kanun hükümlerine göre
durumları silah taşımaya uygun olanlara istekleri halinde, mevcut silahların
hepsi için ayrı ayrı taşıma ruhsatı verileceği, ek 7 nci maddesinin birinci
fıkrası ise, silah ruhsatı almasına mâni hal bulunmayan her Türk vatandaşının
bulundurmak maksadıyla silah satın alabileceği hükmünü amirdir.
Bu nedenle, engel hali olmayan her Türk
vatandaşı silah satın alabilmekte, durumlarının uygun olması halinde, her silah
için ruhsat verilmektedir. Mevzuatımızda, kişi veya kuruluşların en fazla ne
kadar silah edinebileceğine dair herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Kanunlarımızda ruhsatlı silah edinilmesinde sayısal bir sınırlama
bulunmadığından, ruhsata bağlanan bu silahların koleksiyon amacıyla edinilip
edinilmemesi, ruhsat sahibinin tercihine bağlıdır.
Saygıyla arz ederim.
Muğla Milletvekili Sayın Fahrettin
Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin sorusu. Mülkî idare amirleri atama,
değerlendirme, yer değiştirme yönetmeliği gereği, her yıl düzenli olarak,
yönetmeliğe tabi meslek mensuplarının üçte 1'i yer değiştirmektedir. Bu
kapsamda, 58 ve 59 uncu hükümetler döneminde 2 adet rutin müşterek kararnameyle,
765 mülkî idare amirinin görev yerleri değiştirilmiştir.
Ayrıca, 5 adet Bakanlar Kurulu kararıyla,
134 valinin ataması yapılmıştır.
Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde, genel
atama dönemi içerisinde toplu olarak yapılan zorunlu birinci bölge ve ikinci
bölge atamaları ile eş durumu, sağlık sorunu, birim teklifi gibi nedenlerle de
toplam 49 021 personelin ataması yapılmıştır.
Merkez ve taşra teşkilatında toplam 32
mülkî idare amiri, mazeretleri, ihtiyaç ve hizmet gerekleri dikkate alınarak
vekâleten görevlendirilmiştir.
Emniyet hizmetleri sınıfında 8, sağlık
hizmetleri sınıfında 4 ve 1 personel de tedviren olmak üzere, toplam 13
personelin vekâleten görevlendirilmeleri yapılmıştır.
Kararnameyle, 39 emniyet müdürü, 4 daire
başkanı, 4 polis okulu müdürü görevlerinden alınarak yerlerine atama
yapılmıştır.
İdarî görevlerde bulunan personelden aslî
görevlerinin dışında diğer kamu kurum ve kuruluşlarında 26 mülkî idare amiri,
15 mahallî idareler genel müdürlüğü kontrolörü olmak üzere, toplam 41 kişi
görevlendirilmiş olup, harcırah ödenmemiştir.
Müfettiş raporları doğrultusunda, 6 özel
idare müdürü, il basın ve halkla ilişkiler müdürlüğüne atanmıştır.
Arz ederim.
Diyarbakır Milletvekili Sayın Muhsin
Koçyiğit'in, olağanüstü hal bölgesi dışına çıkarılan kamu personeliyle ilgili
sorusunu cevaplamaya çalışacağım.
Değerli arkadaşlarım, Anayasamız ve 2935
sayılı Olağanüstü Hal Kanununa dayanılarak çıkarılan 285 sayılı Olağanüstü Hal
Bölge Valiliği İhdası Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 4/g ve 430 sayılı Olağanüstü
Hal Bölge Valiliği ve Olağanüstü Halin Devamı Süresince Alınacak İlave
Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/a maddesi çerçevesinde,
olağanüstü hal bölgesi dışına atanan kamu görevlilerinin sayısı, toplam
855'tir. Bölgede sağlanan barış ve huzur ortamı nedeniyle, 30 Kasım 2002
tarihinden itibaren olağanüstü halin kaldırıldığı malumlarınızdır. Olağanüstü
hal uygulanan dönemde bölge dışına çıkarılan personelin, talebi halinde,
çalıştığı kurumun uygun görmesi ve ilgili valinin olumlu görüşünün sağlanması
durumunda, bölge illerinde çalıştırılmasının önünde bir engel bulunmamaktadır.
Olağanüstü halin kaldırılması ve bu kapsamda illere geri dönüşler Bakanlığımca
izlenmediğinden, bölge dışına atanan ve eski görev yerlerine dönenlerle ilgili
bir bilgi bulunmamaktadır. 2709 sayılı Anayasamızın 2 nci maddesinde söz
edildiği üzere, Türkiye, bir hukuk devletidir. Avrupa Birliği süreci ve bu
süreçten bağımsız olarak, vatandaşlarımızın kanunlar karşısında eşit haklara
sahip olduğundan ve uygulamanın bu yönde sürdüğünden kuşku bulunmamaktadır. Bu
çerçevede, kamuda bir iş aktiyle işçi ya da memur statüsünde çalışan herkes,
kanunların izin verdiği ölçüde, tayin talep etme hakkına sahiptir. İdarelerin,
bu talebi, kendi ihtiyaçları çerçevesinde değerlendirmesini de tabiî karşılamak
gerekmektedir.
Saygıyla arz ederim.
Antalya Milletvekili Sayın Feridun Fikret
Baloğlu'nun, YE-PA'da işten çıkarılan işçilere ilişkin soru önergesini
cevaplamaya çalışacağım.
Değerli arkadaşlarım, YE-PA'da çalışan 15
işçinin, işgücüne ihtiyaç duyulmaması nedeniyle işten çıkarıldığı, YE-PA'nın
(Yenimahalle Gıda Maddeleri, Çevre, Temizlik, Düzenleme, Tanzim Satış Sanayi ve
Ticaret Limitet Şirketi) ticarî olarak, kira geliri dışında herhangi bir
faaliyetinin bulunmadığı, bu nedenle, şirketin, 15 adet işçi çalıştırmasının ve
bunlara ait, ücret, vergi ve sigorta ödemeleri yapılmasının fiilen mümkün
olmadığı, şirketin vergi ve sigorta borçları hakkında ilgili kurumlarca
başlatılan icra takip işlemlerinin halen devam ettiği, mevcut ekonomik şartlar
içerisinde işgücüne ihtiyaç duyulmayan 15 işçinin iş akitleri feshedilerek
işlerine son verildiği ve kıdem tazminatı ile ücret alacaklarının tamamının
ödendiği, şirketin şu an itibariyle iş kapasitesi ve ekonomik durumunda olumlu
yönde herhangi bir değişiklik olmadığından, iş akitleri sona erdirilen
işçilerin yerine yeni işçi alınmasının düşünülmediği anlaşılmıştır.
Saygıyla arz edilir.
Yine, Antalya Milletvekili Sayın Feridun
Baloğlu'nun, kaymakam atamalarına ilişkin sorusunu cevaplamaya çalışacağım.
Değerli arkadaşlarım, 850 ilçenin 123'ünde
kaymakam bulunmamaktadır. Yılda kaç defa, hangi aylarda, ne kadar kaymakam
adayı alınacağı, Bakanlığımızın personel politikası, açık kadro ve ihtiyaç
durumu, fakültelerin mezun verme dönemleri, yazılı sözlü sınavlar için gerekli
süre gözönünde bulundurularak, Personel Genel Müdürlüğümüzün teklifi üzerine
Bakanlık makamınca kararlaştırılmaktadır.
Kaymakam adaylarımız bir ay il merkez
stajı, yedi ay Bakanlık merkez stajı, bir ay kaymakam refikliği stajı, birbuçuk
ay mülkiye müfettişi refakatinde teftiş stajı, oniki ay yurtdışı stajı,
birbuçuk ay millî güvenlik stajı, sekiz ay kaymakam vekilliği stajı ve dört ay
kaymakamlık kursu olmak üzere toplam üç yıl staj devresine tabi
tutulmaktadırlar. Görüleceği üzere, bir mülkî idare amirinin yetiştirilmesi
uzun bir süreyi kapsamaktadır; ancak, buna karşılık, önümüzdeki üç yıl
içerisinde kaymakamsız ilçe sayısı en az seviyeye indirilecektir. Açılacak ilk
kaymakamlık kursu sonunda İbradı İlçesine de kaymakam atanması için gerekli not
alınmıştır. Yukarıda açıklanan staj devrelerine tabi tutulan, şu anda 270
kaymakam adayımız bulunmaktadır.
Saygıyla arz ederim.
Bilecik Milletvekili Sayın Yaşar Tüzün'ün
sorusunu cevaplandırıyorum.
Değerli arkadaşlar, Bilecik İlinde
"Beylikten İmparatorluğa, İmparatorluktan Kurtuluşa" adı altında
gerçekleşen projeye ilişkin olarak, söz konusu projeye, bugüne kadar
Bakanlığımız imkânları dahilinde gereken yardım yapılmış olup, bundan sonra da
bütçe imkânları elverdiği ölçüde destek verilmeye devam edilecektir.
Saygıyla arz ederim.
Hatay Milletvekili Sayın Züheyir Amber'in
sorusunu cevaplandırıyorum.
Değerli arkadaşlarım, çalışan ve emekli
olan mensuplarımızın özlük haklarının düzeltilmesiyle ilgili çalışmalar
Bakanlığım, Başbakanlık ve Maliye Bakanlığımız arasında devam etmektedir. Öyle
zannediyorum ki, en kısa zamanda tamamlanıp huzurlarınıza getirilecektir.
Ayrıca, yine Emniyet Teşkilatı bünyesinde
görev yapan çarşı ve mahalle bekçilerimizin de özlük haklarının düzeltilmesi
amacıyla hazırlanan bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanun
tasarısıyla ilgili olan çalışmalar da son safhaya gelmiştir. İnşallah en kısa
zamanda tamamlar, huzurlarınıza getiririz.
Saygıyla arz ediyorum.
Iğdır Milletvekili Sayın Dursun Akdemir'in
sorusunu cevaplandırıyorum.
Göreve başladığım tarihten bugüne kadar
kamu personeli seçme sınavı (KPSS) ile 22 kişinin 30.1.2003 tarihli Bakanlık
onayı ile 55 kaymakam adayının, 26.07.2004 tarihli Bakanlık onayı ile 111
kaymakam adayının, 17.02.2005 tarihli Bakanlık onayı ile 62 kaymakam adayının
ataması yapılmıştır.
Aynı kurumu tercih ettiği halde daha az
puanla göreve başlattığımız herhangi bir personel bulunmamaktadır.
Geçici işçi statüsünde göreve başlatılan
personel de yoktur.
1.1.2002-26.07.2004 tarihi itibariyle
Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatındaki istisnaî kadrolara, 1 adet bakanlık
müşaviri, 1 bakan özel kalem müdürü, 1 basın ve halkla ilişkiler müşaviri, 13
valilik özel kalem müdürü olmak üzere, toplam 16 atama yapılmıştır.
28 Kasım 2002 tarihinden itibaren bugüne
kadar Bakanlığımız Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 125/E maddesi uyarınca, mülkî idare amirliği hizmetleri
sınıfından 1, genel idare hizmetleri sınıfından 28, özel idare ve belediye
personeli 29 kişi olmak üzere toplam 58 kişi hakkında devlet memurluğundan
çıkarma cezası verilmiştir.
28 Kasım 2002 tarihinden bugüne kadar
sahte evrak düzenlemekten 1 kişi, sahtecilik suçundan 1 kişi, para, mal veya
kıymetleri zimmete geçirmekten 2 kişi olmak üzere toplam 4 kişinin, atamaya
yetkili amirlerin onayıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 98/b fıkrası
gereğince görevine son verilmiştir. Mahkeme kararıyla 3 personel görevlerine
iade edilmiştir.
Saygıyla arz olunur.
Antalya Milletvekili Sayın Feridun Fikret
Baloğlu'nun, Bolu Belediyesince işine son verilen işçilere ilişkin soru
önergesini cevaplamaya çalışıyorum.
Bolu Belediyesince işine son verilen
işçiler konusuyla ilgili olarak, Bolu Belediye Başkanlığında geçici işçi
statüsünde çalışmakta olan 119 işçinin iş aktinin, bütçe yetersizliği ve
vizesiz çalıştırıldıkları gerekçesiyle sona erdirildiği; bu işçilerden 112'si
tarafından Bolu Asliye Birinci Hukuk -yani, iş- Mahkemesinde feshin
geçersizliğinin tespitiyle işe iade davası açıldığı anlaşılmıştır.
Ayrıca, Bolu Belediye Başkanlığında, 2003
yılında 44, 2004 yılının ilk üç ayında 128, kalan dokuz ayda ise 117 geçici
işçinin vizesiz çalıştırıldığı iddialarına dair Bakanlığıma valilik tarafından
yapılan başvuru üzerine, konuyla ilgili olarak 4483 sayılı Kanun hükümlerine
göre ön inceleme yapılması için, 26.8.2004 tarihinde onay verilmiştir.
Saygıyla arz edilir.
İzmir Milletvekili Sayın Vezir Akdemir'in,
imara uygun olmayan meskenlerde oturan vatandaşlarla ilgili sorusuna cevap veriyorum.
Değerli arkadaşlarım, bilindiği gibi,
vatandaşların, kanunlarla düzenlenen usul ve esaslar dahilinde konut sahibi
olması, yerleşme yerini seçmesi ve konut yapımında kanunların ihdas ettiği
hükümlere göre hareket etmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, sağlıklı yerleşimin,
nitelikli konut üretiminin ve düzenli kentleşmenin temini, hükümetimizin temel
hedeflerinden birisidir. Belediyelerimiz, düzenli kentleşmeyi sağlamak ve
bununla ilgili olarak vatandaşlarımızın ihtiyaç duyduğu yerleşim altyapısını gerçekleştirmek
için, başta İmar Kanunu ve Belediye Kanunu olmak üzere, yürürlükteki mevzuata
göre gerekli çalışmaları yapmakla görevlidir. Bu çalışmalar yapılırken,
yasaların öngördüğü esaslar çerçevesinde, sosyal devlet ilkesinin gereği olan
politikaların üretilmesi ve uygulanması hususu, belediyelerimizin görev ve
yetkileri dahilindedir. Ayrıca, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca
başlatılan konut yapımı da hızlı bir şekilde devam etmektedir.
Arz ederim.
Denizli Milletvekili Sayın Mehmet Neşşar'ın,
Gökpınar Beldesi Belediye Başkanıyla ilgili sorusunu cevaplandırıyorum.
Değerli arkadaşlarım, Denizli İli Merkez
İlçeye bağlı Gökpınar Belediye Başkanı Kâzım Yıldız'ın yolsuzluk yaptığı
iddialarıyla ilgili olarak yerel gazetede çıkan haberden önce, aynı konunun,
bazı belediye meclis üyelerince Denizli Valiliğine intikal ettirilmesi üzerine,
valilikçe, il idare kurulu müdürlüğünün 7.12.2004 tarih ve 1739 sayılı
yazısıyla 4483 sayılı Kanun hükümlerine göre öninceleme başlatıldığı ve halen
devam ettiği anlaşılmıştır.
Saygıyla arz olunur.
Mersin Milletvekili Sayın Hüseyin
Güler'in, Eğitim-Sen üyesi öğretmenlerin demokratik haklarının kullanılmasıyla
ilgili sorusunu cevaplıyorum.
Değerli arkadaşlarım, uluslararası
metinler ve ulusal mevzuatımızda güvence altına alınan hak ve hürriyetlerin
nasıl kullanılacağı kanunlarımızda açıkça belirtilmiş olup, kamu sendika ve
konfederasyonlarının kanunen yasaklanmış olmamak kaydıyla 4688 sayılı Kanunun 1
inci maddesinde belirtilen amaçları gerçekleştirmek üzere yapacakları
faaliyetlerin önünde kanunî bir engel bulunmamaktadır.
Sivil toplum örgütlerinin basın açıklaması
ve benzer adlarda yaptıkları etkinlikler, Anayasamızın 26 ncı maddesiyle
güvence altına alınan düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanımı olarak
değerlendirilmektedir. Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamayacağı,
kullanılması durumunda ise alınacak önlemler, Anayasa ve ilgili mevzuatlarda
yapılan değişikliklerle, uluslararası düzenlemelere uygun hale getirilmiştir.
Yetkili otoriteler, bir yandan bu hak ve hürriyetleri ihlal etmekten
kaçınırken, diğer yandan bu hakkın kullanımını sağlamak, barış ve düzeni
korumak için kanunî düzenlemelerin kendilerine verdiği yetkiler çerçevesinde
önlemler almak, gerçek ve tüzelkişilerin faaliyetlerinde yasalara uymayan
fiillere rastlanması durumunda da gerekli işlemleri yapmak zorundadırlar.
Bu çerçevede, 8 Aralık 2004 tarihinde
İstanbul İli Kadıköy İskelesi meydanında toplanan yaklaşık 1 000 kişilik
topluluğa hitaben Eğitim-Sen üyelerinin basın açıklaması yapmalarının ardından,
topluluğun, bildiride bulunulmadan, valilikçe önceden belirlenen yer ve
güzergâhlar dışında bir alanda, yolu araç ve yaya trafiğine tamamen kapatarak
kortej oluşturmak suretiyle yürüyüşe geçmeleri neticesinde, 2911 sayılı Kanunun
23 üncü maddesinde sayılan, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü olarak
nitelendirilen hususların oluşması nedeniyle, usulüne uygun olarak yapılan
ikazlara ve caddenin trafiğe açılması ve topluluğun dağılması için verilen
makul süreye rağmen dağılmamakta ısrar eden ve görevlilere şiddet göstererek
mukavemette bulunan kişiler, anılan kanunun 24 üncü maddesinde belirtilen
yetkiye göre gözaltına alınmışlardır. Polisimiz, kanunların emrettiği
görevleri, kanun önünde eşitlik prensibine uygun olarak, bütün vatandaşlarımıza
karşı adil bir şekilde uygulamaktadır.
Arz ederim.
Iğdır Milletvekili Sayın Dursun
Akdemir'in, 2004, 2005 malî yılı bütçelerinden Iğdır İline ayrılan ödeneklerle
ilgili sorusunu yanıtlıyorum.
Bakanlığımız 2004 malî yılı bütçesinden
Iğdır İline personel giderleri ve mal ve hizmet alım giderleri için toplam 2
747 325 350 000 Türk Liralık ödenek gönderilmiştir. Ayrıca, Iğdır İline Nüfus
ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce 7 530 429 600 Türk Lirası değerinde 5
adet bilgisayar ve 1 adet yazıcı gönderilmiştir. Bakanlığımız 2005 malî yılı
bütçesinde ise gelen talepler doğrultusunda ödenek planlaması yapılarak, Maliye
Bakanlığınca belirlenen ödenek serbest bırakma oranları doğrultusunda ödenekler
Iğdır Valiliğine gönderilecektir.
Arz ederim.
Balıkesir Milletvekili Sayın Orhan Sür'ün,
Balıkesir-Havran İlçesi Kaymakamı hakkındaki sorusunu yanıtlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, soru önergesinde
belirtilen konu daha önce de Bakanlığımıza intikal etmiş olup, konunun
araştırılması için mülkiye müfettişi görevlendirilmiştir. Mülkiye müfettişi
tarafından düzenlenecek raporun sonucuna göre değerlendirme yapılacaktır.
Saygıyla arz ederim.
Denizli Milletvekili Sayın Ümmet
Kandoğan'ın, personel atamaları ve geçici personelle ilgili sorusunu
yanıtlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, 18.2.2002 tarihinden
itibaren bugüne kadar, Bakanlığımıza, özelleştirme dahil, 938 kişi, Jandarma
Genel Komutanlığına 68 kişi, Emniyet Genel Müdürlüğüne 53 kişi naklen
atanmıştır. 3.1.2003 tarihinde Vali Gökhan Aydıner Emniyet Genel Müdürü olarak
atanmış olup, üst düzeye başka naklen atama yapılmamıştır. Aynı dönemde, merkez
ve taşra teşkilatında bulunan istisnaî kadrolara 16 kişi atanmış olup, diğer
birimlerde istisnaî memuriyet bulunmamaktadır.
58 ve 59 uncu hükümet döneminde Bakanlığım
ve diğer bağlı kuruluşlardan Başbakanlık ve diğer bakanlıklardan geçici görevli
atanan personel bulunmamaktadır.
Bakanlığımız ve bağlı kuruluşlarında
dönersermaye sistemi bulunmamaktadır.
Arz ederim.
Değerli arkadaşımız, Balıkesir Milletvekili
Sayın Sedat Pekel'in, gasp ve hırsızlık olayına ilişkin sorusunu cevaplamaya
çalışıyorum.
1- Değerli arkadaşlar, ülkemiz genelinde
sahte üniforma ve kimlikle kendilerini polis, MİT mensubu, ordu mensubu, TEDAŞ
görevlisi, belediye görevlisi, Tekel görevlisi, doktor ve hastabakıcı süsü vermek suretiyle tanıtan kişilerce son bir
yılda 103 gasp ve hırsızlık olayı meydana gelmiştir.
2- Meydana gelen bu olayların 71'i Emniyet
Teşkilatımızın özverili ve başarılı çalışmaları neticesinde aydınlatılmış, 22
olayla ilgili olarak çalışmalar ise halen sürdürülmektedir. Bu olaylarla ilgili
toplam 153 şahıs adlî makamlara teslim edilmiştir.
3- Polis kimlik kartlarının sahtelerinden
ayırt edilebilmesi için yeni polis kimlik kartı çalışmaları son safhaya gelmiş
olup önümüzdeki aylarda bunların personele dağıtımı yapılacaktır.
4- Emniyet hizmetleri sınıfı personelinin
kullandığı tanıtma karnesi ve polis kimlik kokartlarında bulunan işaret, arma,
kokart ve amblemler ile polis parkası ve polis montunun başka kuruluş ve kişilerce
kullanılmasının önlenmesi için Türk Patent Enstitüsü tarafından Emniyet Genel
Müdürlüğü adına tescil istemi gerçekleştirilmiştir. Emniyet Genel Müdürlüğü
adına tescil ettirilen bu malzemeleri kullananlar hakkında TCK'nın ilgili
maddeleri gereğince yasal işlem yapılması ve bu konuda gerekli önlem ve
hassasiyetin gösterilmesi için 81 il valiliğiyle tüm kurum ve kuruluşlara bilgi
verilmiştir. Ayrıca, Emniyet Genel Müdürlüğünün ihtiyacını karşılamak için
yapılan giyim kuşam ihalelerinde yüklenici firmalardan talep edilen kadar giyim
kuşam malzemesi üretilmesi istenilmektedir.
4- Asayişle
ilgili konularda, yeri ve zamanı geldikçe, Emniyet Genel Müdürlüğü Basın
Sözcülüğü tarafından vatandaşlarımız bilgilendirilmektedir. Ayrıca, zaman
zaman, genelgeler yoluyla da vatandaşlarımızın aydınlatılması için
valilerimize, il emniyet müdürlerimize durum duyurulmaktadır.
Arz ederim.
Muğla Milletvekili Sayın Fahrettin
Üstün'ün, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Ankaraspor futbol takımıyla ilgili
sorularını yanıtlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu konu hakkında
yapılan araştırmaya göre elde edilen bilgilerden, Ankara Büyükşehir Belediyesi
Ankaraspor profesyonel futbol takımının giderlerinin Ankara Büyükşehir
Belediyesince karşılanmadığı; bu kulübün gelirlerinin Digitürk, reklam, göğüs
reklam ve iktisadî işletme gelirlerinden oluştuğu, giderleri için bu
gelirlerden ödeme yapıldığı; profesyonel Ankaraspor Kulübü ile Ankaragücü ve
Gençlerbirliği futbol takımlarına, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve iştirakleri
tarafından herhangi bir kaynak aktarılmadığı; 5216 sayılı Kanun kapsamında,
büyükşehir belediyelerinin amatör spor kulüplerine malzeme vermek ve gerekli
desteği sağlama görevi bulunduğu anlaşılmıştır.
Hepinize saygılar sunuyorum.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Bir
soru daha var.
İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (Devamla)
- Muğla Milletvekilimiz Sayın Fahrettin Üstün; okullarda çeteleşme ve
bağımlılık yapıcı maddelere karşı alınan önlemler...
Değerli arkadaşlarım, ülkemiz genelinde 7
ilimizdeki bazı okullarda çeteleşme konusunda 91 olay meydana gelmiş; bu
olaylara Emniyet Teşkilatımız görevlilerince zamanında ve yerinde müdahale
edilerek toplam 244 şahıs yakalanarak adalete teslim edilmiştir.
Emniyet müdürlüklerimizce oluşturulan
sokak ve okul timleri aracılığıyla okul önlerinde ve çevresinde istihbarî
çalışmalara ağırlık verilerek uyuşturucu madde satıcılarına meydan verilmemesi
sağlanmaktadır. Giriş ve çıkış saatlerinde okullarımızın yakın çevresinde ve
güzergâhında asayiş birimlerimizin resmî ve sivil ekipleri görev almakta;
herhangi bir olayda veya şüpheli durumda gerekli müdahaleler yapılmaktadır.
Yine, özellikle okul çevresindeki umuma
açık yerlerin denetimi kesintisiz bir şekilde sürdürülmekte, okul yöneticileri
ve okul aile birlikleriyle irtibata geçilerek sorunlar ve çözüm yolları
konusunda bilgi alışverişinde bulunulmaktadır.
Ayrıca, 81 ilimizin emniyet müdürlükleri
bünyesinde oluşturulan madde kullanımıyla mücadele uygulama ve irtibat
birimleri, millî eğitim ve sağlık müdürlüklerinin desteğiyle lise ve dengi okul
öğretmen ve yöneticilerine, öğrenci velilerine, okul aile birliği üyelerine,
ceza ve tutukevleri personeline, talep halinde diğer kitlelere yönelik madde
kullanımı ve bağımlılığı konusunda konferans, panel ve seminer gibi etkinlikler
düzenlenerek bilinçlendirme faaliyetlerini sürekli gerçekleştirmektedir.
Münhasıran okullardaki uyuşturucu ve bağımlılık yapıcı madde kullanımına
yönelik olarak yapılan operasyonların istatistikî bilgileri de tutulmamaktadır.
Saygıyla arz ediyorum.
BAŞKAN - Bitti mi Sayın Bakanım?
İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (Devamla)
- Bitti efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz.
Soru sahibi arkadaşlardan söz isteyen
Denizli Milletvekili Mehmet Uğur Neşşar.
MEHMET UĞUR NEŞŞAR (Denizli) - Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Gecenin ilerleyen saatinde, ben, sorumla
ilgili bir iki not ileteceğim Sayın Bakana; ama, ondan önce -Sayın Bakan
kürsüdeyken, kendisi de fark ettiler, üst üste birkaç tane telefon geldi- çok
direkt konuyla ilgili olmasa bile, biz, madem yurttaşın vekiliyiz, Denizli'den
arayan yurttaşlarımızın size iletmek istedikleri mesajı da buradan söylememe
lütfen izin veriniz. Yurttaşlarımız, birden fazla sayıda yurttaşımız, nevruz
bahane edilerek Türk Bayrağına yapılan saldırıyı buradan kınamamı istediler ve
İçişleri Bakanlığının da bu konudaki yaklaşımını yetersiz bulduklarını iletmemi
istediler. Bunu dikkatlerinize sunuyorum.
Şimdi, bu belediyeyle ilgili, Denizli'deki
belediyedeki olayla ilgili, tabiî, soruşturma devam ediyor, çok fazla
detaylarına -şimdi, bu konuda, bizim amacımız, esas itibariyle konunun gündeme
gelmesiydi- girmeyeceğim; ama, Belediye Başkanının da, sizin bahsettiğiniz
olayı vilayete şikâyet eden arkadaşın da aynı partiden olması ilgi çekici bir
gelişme. Bu konuda daha fazla, soruşturma devam ettiği için, herhangi bir yorum
yapmak istemiyorum; ama, size de, Denizli Valimize de, bu konuda hassasiyetle
davrandığınız için ve gerekli soruşturmayı başlattığınız için teşekkür
ediyorum; çünkü, belediyeciliğin geçtiğimiz yıllarda ciddî sorunlar, ciddî
yolsuzluklara vesile olduğu ve sanki birbirinden taklit ede ede de insanların
bunu alışkanlık haline getirdiği gibi bir durumun ortaya çıkmaması bakımından
olayların üzerine kararlılıkla gidilmesi, bence, çok önemli. Bir kere daha
teşekkür ediyorum.
Gecenin bu saatinde verdiğiniz bilgiler
için de, bir kere daha teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Feridun Fikret Baloğlu,
Antalya Milletvekili...
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakana da, sorularıma verdiği
yanıtlar için, teşekkür ediyorum. Eksik kalan bölümleri de, izninizle, ben
tamamlamak istiyorum.
Bolu Belediyesinde, 119 işçi, 2004 yılı
ağustos ayı içinde işten çıkarılmışlardı. Sayın Bakana ulaşan bilgilerin bir
bölümü doğru. 112'si dava açtı. O davalar sonuçlandı iş mahkemesinde, işçilerin
haklılığı ortaya çıktı ve karar, Yargıtay tarafından da onandı; yani, Bolu
Belediyesinin yaptığı işlemin haksızlığı ortaya çıktı. Biz, o nedenle,
sorumuzun ikinci bölümünde, belediyenin bu toplu işten çıkarma işlemi
karşısında bakanlığınızın tavrını sormuştuk. Bu bilgiler size ulaştıktan sonra,
umut ediyorum ki, o konuda bir araştırma yapılacaktır Sayın Bakan.
İkinci sorum, Türkiye'de kaymakamsız
ilçelerle ilgiliydi. Siz de bunu teyit ettiniz; 123 ilçemizde kaymakam yok.
Yani, sizi eleştirmek için söylemiyorum; bu, bir süreç sonunda varılmış bir
noktadır; ama, Türkiye'nin 123 ilçesinde kaymakam bulunmuyor ve Türkiye'de
kaymakamlık yapabilecek eğitime sahip binlerce gencimiz de işsiz. Şu anda benim
bildiğim, 12 000 hukuk fakültesi mezunu iş bekliyor. Mülkiye mezunlarının da
bir bölümü işsiz ne yazık ki şu anda. Türkiye'de görülmemiş bir şeydir bu,
Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunlarının işsizliği ve bu şartlarda 123 ilçemizde
hâlâ kaymakam olmamasını mutlaka çözmemiz gereken ciddî bir sorun olarak ele
almamız gerekiyor. Bu konuda gösterdiğiniz ve açıkladığınız çabaları
destekliyorum Sayın Bakan.
Bir de, Antalyamın İbradı İlçesine hızla
bir kaymakam atama konusunda verdiğiniz sözün en kısa sürede yerine getirileceğini
umut ediyorum.
Sayın Başkan, izin verirseniz, bir diğer
konu da, Büyükşehir Belediyesi Ankarasporla ilgili Sayın Bakanın açıklamasıdır.
Biliyorsunuz, Ankara'nın iki köklü ve güçlü kulübü vardır; büyük Ankaragücü ve
büyük Gençlerbirliği. Bunlar halk kulüpleridir ve Ankara'nın her sokağında
taraftarı olan kulüplerdir. Ne yazık ki, Türkiye'nin her köşesinde belediyeler
futbol kulüplerini, dolaylı ya da dolaysız yoldan, açıkça veya gizlice
desteklemektedir; bunu bilmeyen yoktur. Diyarbakırsporun, o kentin desteği
yanında, belediyenin ve diğer katmanların desteğiyle ayakta kaldığını Sayın
Bakan da bilirler. Benim kentimdeki Antalyasporda da böyle bir durum var; ama,
nedense Başkentimizin iki kulübü, büyük Ankaragücü ve büyük Gençlerbirliği sahipsizdir.
Şimdi,
böyle bir ortamda Sayın Büyükşehir Belediye Başkanının bütün imkânları,
sonradan üretilmiş bir yerel kulübe aktarmasını ve 15 trilyona yakın bir parayı
bulmasını ve ona harcamasını doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Eğer,
Ankara futboluna sahip çıkmak gerekiyorsa, bunu, Ankaragücü ve Gençlerbirliğiyle ilgili olarak
yapabilirler. Üstelik de bunu kuralları zorlamadan yapabilirler. Kuralların
zorlandığı konusundaki iddiaları da Sayın Bakanın daha dikkatle incelemesi
gerektiğini düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Balıkesir Milletvekili Sayın
Sedat Pekel...
SEDAT PEKEL (Balıkesir) - Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakan iki sözlü soru önergemi
cevaplandırdı, kendilerine teşekkür ediyorum. Ancak bu ikinci soru önergem cevabını
buldu, özellikle o kıyafetlerinde sahtekârlık yapıp, çeşitli gasp olaylarına
karışanlarla ilgili olan; fakat, 8 Aralık 2003 tarihinde verdiğim, özellikle
bazı vatandaşların vatandaşlığa kabulüyle ilgili soru önergemin cevabını
gecikmeli de olsa almanın mutluluğunu yaşamayı umarken, neredeyse, önergemin
ikinci maddesinde -aynen okuyorum- başvuruda bulunanlar hakkında temel ölçüt
olarak dilencilik ve Çingenelikle ilişkilerinin bulunup bulunmadığı koşulu
bulunmakta mıdır diye soruyorum; biz suçlanır duruma geldik. İkisinin birbirine
hiç yakışmadığı, bağdaşmadığı, Sayın Bakan tarafından da ve Edirne
Milletvekilimiz Sayın Ali Ayağ Bey tarafından da... Hatta, bir önerge, talep
olarak da Başkanlığa iletildi.
Aynı noktada buluşmaktan mutluluk
duyduğumu ifade edeyim. Ancak, bu ifade, benim ifadem değil. Sayın Bakan her ne
kadar böyle bir şey olmadığını söylüyorsa da ve özellikle Anayasamızın 10 uncu
maddesinde "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî
inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde
eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet
organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine
uygun olarak hareket etmek zorundadırlar" denilerek, kanun önünde eşitlik
hüküm altına alınmıştır. Yine, Anayasanın 16 ncı maddesinde "Temel hak ve
hürriyetler, yabancılar için, milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla
sınırlanabilir" denilerek, yabancıların durumu hüküm altına alınmış
bulunmaktadır. Ayrıca, Türkiye, Birleşmiş Milletlerin kurucu üyelerinden birisi
olarak, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini ilk onaylayan ülkeler arasında yer
almış ve insan hakları konusundaki önemli sözleşmelerin büyük bölümüne taraf
olmuştur. Bütün bunlara rağmen, İçişleri Bakanlığının -üzerine basarak, altını
çizerek söylüyorum; İçişleri Bakanlığının- 23.10.2003 tarihinde il nüfus ve
vatandaşlık müdürlüklerine gönderdiği 13 maddelik genelgesiyle, vatandaşlık
başvurusunda bulunanlar hakkında temel alınacak ölçütler arasına dilencilik ve Çingenelikle
ilişkilerinin bulunup bulunmadığı konusunun eklenmesini ve bu durumun emniyet
müdürlükleri tarafından da araştırılmasını istediği belgeleri tarafıma ulaştı
ve arzu ediyorlarsa, Sayın Bakana da takdim edebilirim.
İçişleri Bakanlığı genelgesi, ayırımcılık
olarak değerlendirilmiş ve büyük tepki toplamıştır. Çingene yurttaşlarımızı
üzen ve sıkıntıya sokan, Avrupa Birliği kapılarını zorladığımız bugünlerde
toplumsal dışlanmaya neden olan mevzuatlara son verecek çalışmaları beklerken,
maalesef, böyle bir şey olmadığı söylendi. Oysa, dediğim gibi, elimde,
genelgenin bir fotokopisi var ve bu, önce Cumhuriyet Gazetesinde de yayımlandı;
ona bağlı, paralel olarak, birkaç basın organında da yer aldı. Ben, iyi
niyetle, bu soru önergesini vermeden önce, bakanlık yetkilileriyle görüştüm.
Böyle bir şeyin olmadığı ve çıkan böyle bir haberin de tekzip edildiği bana
bildirildi. Bununla yetinmedim, ilgili gazeteyi aradım; durumu özetledikten
sonra, evet, bize öyle bir talep, tekzip yazısı geldi; ancak, bizim elimizde
belge var, o nedenle biz tekzibi yayımlamadık, bundan sonra da yayımlamayı
düşünmüyoruz dediler ve ben kendilerinden de o genelgeyi temin ettim. Durum net
bir şekilde ortaya çıktıktan sonra fotoğrafta, bu soru önergesini verdim.
Benim istediğim, beklediğim, gerçekten, o
yurttaşlarımızı, bir insanı üzen, gerçekten ayırımcılık olarak nitelendirilecek
bu durumun giderilmesiyle ilgili olarak bakanlığın, önce o vatandaşlarımızdan,
yurttaşlarımızdan özür dilemesi ve bu genelgenin tamamen hükümsüz kılınması ve
bundan sonra vatandaşlığa kabullerde tamamen objektif kriterlerle, herkese
uygulanan o ölçülerin uygulanması talebimi yinelemek istiyorum.
Burada, 13 tane maddeden bahsettim, çoğunu
saymayacağım; ama, sayıyor; kaçakçılık, sahtekârlık, dolandırıcılık gibi,
kamuoyu tarafından hoş karşılanmayan suçları ve hareketleri itiyat haline
getirip getirmedikleri; hemen arkasından, dilencilik ve Çingenelikle
ilişkilerinin bulunup bulunmadığı… Aynı satırda geçiyor. İş, ahlak sahibi kişi
olup olmadıkları ve benzeri şeyler. Yani, bunların bir bölümünü kabul etmek
elbette mümkün; ama, 12 nci maddenin kabulü asla mümkün değil.
Bu konunun açıklığa kavuşması gerektiğinin
altını bir kez daha çiziyor, Sayın Bakandan da açıklama beklediğimi ifade
ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Balıkesir Milletvekili Sayın
Orhan Sür.
Buyurun.
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Aslında, Sayın Bakanımıza özellikle
teşekkür etmek istiyorum. İlk kez, bir sözlü soru önergeme üç aydan kısa bir
süre içinde, tam olmasa da bir yanıt alabilme şansına eriştim milletvekili
olduğumdan bu yana. O nedenle, yanıt tam olmasa da, bir yanıt verilmeye
çalışıldığı için, kendisine teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlarım, vermiş olduğum soru
önergesinde, aslında, Balıkesir'de yaşanan bir olayı anlatarak, Sayın
Bakanımdan bu olay hakkında bazı bilgiler edinmek istedim. Sayın Bakanımız,
yanıtında, bir mülkiye müfettişinin görevlendirildiğini ve olayın incelenmekte
olduğunu ifade etti.
Nedir yaşanan olay; 7 Ağustosta, Havran
İlçesi Belediye Başkanının oğlunun düğününde, önce polise bir bomba ihbarında
bulunuluyor; yetinilmiyor, aradan bir süre geçtikten sonra, aynı telefondan
jandarmaya bomba ihbarında bulunuluyor. Bir süre sonra, jandarma, yaptığı
araştırmada, ihbarda bulunulan telefonun Havran Kaymakamı tarafından kullanılan
cep telefonu olduğunu saptıyor. Bu, Balıkesir basınında çıktı. Daha sonra, bu
soru önergesini verdikten sonra, elbette soru önergesi de basında çıktıktan
sonra, Sayın Kaymakamımızdan bir açıklama aldım; "o telefon benim
telefonum değil, Köylere Hizmet Götürme Birliğinin telefonu" diyor.
Biliyoruz ki, Türkiye'nin birçok yerinde, Köylere Hizmet Götürme Birliklerinin
telefonları kaymakamlar tarafından kullanılıyor ve bu numaralı telefon da, uzun
süreden beri Havran Kaymakamı tarafından kullanılmakta olan bir telefon.
Ayrıca, başka bir şey daha söylüyor Sayın
Kaymakamımız; "o bölgedeki, stadyumdaki arama, meskûn mahalde bir havai
fişek patlaması falan olur diye yapılmıştır" diyor. Havran'ı bilenler,
herhalde, Havran Stadyumunun kentle hiçbir alakası olmadığını bilirler. Ben
Balıkesir Milletvekiliyim, Balıkesir'in ilçesinin stadyumunun meskun mahalde
olduğunu söylüyor bana Sayın Kaymakam; ama, stadyum meskun mahalde değil; yani,
bazı gerçekler çarpıtılıyor.
Ben soru önergemde üç tane soru sormuştum.
Bir, ne işlem yapılmıştır diye sordum; onun yanıtını Sayın Bakanım çok net
şekilde verdi "mülkiye müfettişlerini gönderdik" dedi. Ama, iki sorum
daha vardı; kaymakamların görevleri arasında isimlerini gizleyerek bu tür asılsız
ihbarlarda bulunmak var mıdır diye sordum; bir de, bu tür davranışları
sergilenmesine rağmen kaymakamlık görevini sürdüren başka kaymakam var mıdır
diye sordum; bu ikisine yanıt alamadım. Yani, üç sorunun bir tanesi yanıtlandı,
ikisine yanıt verilmedi. Sayın Bakanımız bu konuda açıklama yaparsa kendisine
minnettar kalacağım.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Bakan, buyurun.
İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (İstanbul)
- Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Sayın Mehmet Neşşar Bey arkadaşımızın
hissiyatına, duygularına biz de katılıyoruz. Mersin'deki, gerçekten hepimizi
üzen olayı nefretle kınıyoruz ve sadece kınamakla kalmıyoruz; bunu yapanların
tespit edilmesi ve derhal adaletin huzuruna çıkarılması için de çalışmaları
başlattık. Bu çirkin, kınanacak, nefret edilecek olaya tevessül edenlerin
-hainler diyorum- kimlikleri de tespit edildi; herhalde, en kısa sürede
yakalanıp adalete teslim edileceklerdir.
Tabiî, ben olayı öğrenir öğrenmez, bu
üzüntüyle beraber, ilimizin valisini de aradım. Bu üzücü olaya tevessül eden
hainlerin, o topluluğun içerisine büyük bir cesaretle dalarak, bayrağımızı
onların elinden kurtaran polis memurumuzun, hem benim tarafımdan takdirnameyle
taltif hem de para cezasıyla taltif edileceğini o gece bildirdim ve hemen
sabahı bana...
BAŞKAN - Para ödülüyle herhalde?!
İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (Devamla)
- Para ödülüyle... Pardon... Özür dilerim... Takdirname ve 24 maaş...
YILMAZ KAYA (İzmir) - Maliye Bakanı da
burada yok ama...
İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (Devamla)
- Hep öyle alıştırdı Maliye Bakanımız.
Evet, o talimatı, o gece vermiştim. Bu
akşam -bugün öğleden sonra da eşgallerin tespit edildiği, daha doğrusu
hüviyetlerinin tespit edildiğini- belki bu gece alınacaklar. Onun için, biz de
onu kınıyoruz, nefretle kınıyoruz ve hiç kimseye, o mukaddes bayrağımıza
dokundurtmamaya, hep birlikte tabiî... Bugün Yüce Meclis olarak güzel bir
bildiri kaleme alındı. Yayınlandı değil mi Sayın Başkan?
FARUK ÇELİK (Bursa) - Evet, iki grup
olarak, birlikte.
İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (Devamla)
- Hem de iki grup olarak yayınlandı.
Değerli arkadaşlar, belediye başkanımızla
ilgili, siz de ifade ettiniz, şikâyet bize intikal etmiş, bizden evvel vilayete
intikal ettiği için, valilik soruşturma başlatmıştır. Biz de onun neticesini
takip ediyoruz.
Sayın Baloğlu'na teşekkür ediyorum. 119
işçi mahkemeyi kazanmışlar. Zaten, biz de, belediye hakkında, ben soruyu
yanıtlarken de söyledim, soruşturma için müfettiş de gönderip, öninceleme
başlatmıştık. Bu durumu da, öyle zannediyorum ki, müfettişler tabiî ki dikkate
alacaklar.
Ankara Büyükşehir Belediyesine gelince,
ben yanıtladım. Ne Anakaragücüne ne Gençlerbirliğine ne de Ankaraspora,
belediye olarak, Büyükşehir Belediyesi olarak yardım yapılmıyor. Ankaraspor,
işte saydığım birtakım gelirlerle, giderlerini karşılamaktadır deniliyor. Üç
kulübümüze de belediye olarak, belediye imkânlarıyla yardım yapılmıyor
denilmektedir.
Sayın Pekel'e teşekkür ediyorum. Biraz
evvel belgeyi bana da gönderdi. Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu belgedeki
sorular ve o çizelge de, İskân Kanunumuzdaki bir hükme göre yazılmıştır. Şu
anda, ne 403 sayılı Vatandaşlık Kanunumuza ne de bu kanunun uygulamasıyla
ilgili yönetmelikte, bu yok. Şu andan itibaren de yok. Yani, illerimizde şu
anda vatandaşlıkla ilgili uygulamalarda böyle bir soru ne sorulmakta ne
incelenmekte. Ben de o vatandaşlarımızdan özür diliyorum. İskân Kanununa göre
eski konulmuş, çok eski... Yani, 2003 yılında, Vatandaşlık Kanunumuzda ve
vatandaşlıkla ilgili yönetmeliğimizde böyle bir konunun incelenmesi, araştırılması
konusunda bir hüküm yoktur. İskân Kanununa göre, zamanında konulduğu için
yazılmış. Bu çıkarılmıştır. Şimdi vatandaşlıkla ilgili işlemlerde katiyen bu
aranmamakta, sorulmamaktadır.
Sayın Orhan Sür, bize Havran Kaymakamıyla
ilgili olarak siz soru önergesi vermiştiniz. O ara bize de olay intikal etmişti
ve mülkiye müfettişi görevlendirdik. Olayı bütün boyutlarıyla inceliyor. Tabiî,
ortada çok vahim, gerçekten önemli bir iddia vardır. Telefon edilmiş. İşte,
telefonun, kaymakamın telefonu olduğu söyleniyor. Bu, tabiî hoş olmayan bir
şey, bu etik olmayan bir durum. Müfettiş arkadaşımız inceliyor ve
müfettişimizin vereceği rapora göre de arkadaşımızın durumu
değerlendirilecektir.
Arz ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN- Değerli milletvekilleri, sözlü
soruların yanıtlanması süreci tamamlandı.
Alınan karar gereğince, kanun tasarı ve
tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 23 Mart 2005 Çarşamba günü saat 14.00'te
toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
saati: 00.14