BIM 2 7 2005-04-18T07:15:00Z 2005-04-18T07:15:00Z 97 66069 376598 TBMM 3138 753 462488 9.3821 0 6 nk 6 nk 0

DÖNEM : 22        CİLT : 78                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                       YASAMA YILI : 3

 

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

 

73 üncü Birleşim

22 Mart 2005 Salı

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- TBMM Başkanvekili Ali Dinçer'in, bilinçsiz ve kendini bilmez bazı kişilerin Türk Bayrağına karşı saygısız davranışlarda bulunmasını kınayan; Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası münasebetiyle, tüm insanlığı, dünyanın taşına, toprağına, havasına, suyuna ve ormanlarına sahip çıkmaya davet eden konuşması

B) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1.- Giresun Milletvekili Mehmet Işık'ın, Dünya Ormancılık Gününde, ormanların, odun hammaddesi sağlanmasıyla, erozyonun ve hava kirliliğinin önlemesindeki önemine ilişkin gündemdışı konuşması

2.- İstanbul Milletvekili Yaşar Nuri Öztürk'ün, Çanakkale Zaferinin 90 ıncı yıldönümünde dış mihrakların Türkiye'yi parçalamak için oynadıkları oyunlara ve bunun önlenmesi için alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması

3.- Manisa Milletvekili Ufuk Özkan'ın, gazilerimizin sorunlarına ve bu konuda alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Millî Savunma Bakanı Mehmet Vecdi Gönül'ün cevabı

C) ÇEŞİTLİ İŞLER

1.- Genel Kurulu ziyaret eden Avrupa Birliği Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi raportörleri Heyet Başkanı Anders Knape ve beraberindekilere Başkanlıkça "Hoşgeldiniz" denilmesi

2.- Arnavutluk Millî Eğitim Bakanı Livan Memushi'ye Başkanlıkça "Hoşgeldiniz" denilmesi

D) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, Muhtar Ödeneklerinin Artırılması Hakkında Yasa Teklifinin (2/348) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/272)

2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, 14.9.1971 Tarihli ve 1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/352) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/273)

IV.- ÖNERİLER

A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ

1.- Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesi ile 22.3.2005 Salı günkü birleşimde sadece sözlü soruların görüşülmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi

V.- SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM

1.- Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda açık bulunan üyeliklere seçim

VI.- SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, şeker fabrikaları işçilerinin çalıştırılmasındaki farklılıklara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/731) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

2 - Kars Milletvekili Selami Yiğit'in, Kars Küçük Sanayi Sitesi inşaatının ödenek ihtiyacına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/808) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

3 - Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, yatırım ve işletme kredisi kriterleri ile organize sanayi bölgelerine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/951) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

4.- Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük'ün, organize sanayi bölgelerinin sorunlarının çözümüne ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/972) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

5.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1018) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

6.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, Malatya yöresi pancar kotasına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1034) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

7.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, tüketici kuruluşlarına yapılması gereken ödemelere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1045) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

8.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, tüketicinin korunması hakkındaki mevzuata ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1046) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

9.- Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, Bakanlık tarafından Denizli İlinde yapılan çalışmalara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1133) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

10.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, atanan ve görevden alınan personele ilişkin  Sanayi ve Ticaret  Bakanından sözlü soru önergesi (6/1217) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

11.- Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, işletmelerin yeni bir birlik çatısı altında örgütlenmelerinin TOBB'un temsil gücü üzerindeki etkisine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1384) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

12.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, 2004 ve 2005 malî yılı bütçelerinden Iğdır İline ayrılan ödenek miktarı ve kullanımına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1388) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

13.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, pancar üretiminin denetimine ve Şeker Kurumunun kapatılmasının sonuçlarına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1422) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

14.- Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, esnaf ve sanatkârlara verilen kredilere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1427) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

15.- Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, personel atamalarına ve geçici personele döner sermayeden ödenen paya ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1431) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

16.- Tokat Milletvekili Feramus Şahin'in, Tokat'ın bazı beldelerinde kantarların kapatılma gerekçesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1472) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

17.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, beden eğitimi branşındaki öğretmen adayı fazlasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/734) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

18.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, Niğde-Altunhisar-Yakacık Kasabasında lise açılıp açılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/735) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

19.- İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil'in, okullarda alınan kayıt paralarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/739) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

20.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, okullardaki kötü alışkanlıklarla ilgili olarak istatistikî çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/769) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

21.- İzmir Milletvekili Enver Öktem'in, iptal edilen bir sınav için yatırılan ücrete ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/778) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

22.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik'in, Şanlıurfa'nın okul ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/785) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

23.- Muğla Milletvekili Ali Cumhur Yaka'nın, eğitim fakültesi mezunlarının sınıf öğretmenliği haklarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/790) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

24.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Sefa Sirmen'in, öğretmenevlerinin özelleştirme kapsamına alınmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/794) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

25.- Afyon Milletvekili Halil Ünlütepe'nin, Ankara Öğretmenevinde kütüphane bulunmamasının nedenine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/820) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

26.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan'ın, yarı dönemi başarıyla bitiren öğrencilerin üst sınıfa geçebilmesine yönelik düzenlemeye ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/821) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

27.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan'ın, okul değiştirme cezasına yönelik düzenlemeye ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/822) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

28.- Ankara Milletvekili Mehmet Tomanbay'ın, ilköğretim öğrencilerine ücretsiz dağıtılan kitapların maliyetine ve bir firmanın finanse ettiği iddiasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/844) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

29.- Ağrı Milletvekili Naci Aslan'ın, Ağrı'da fen lisesi açılıp açılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/851) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

30.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, açılması düşünülen üniversiteler için gerekli planlama ve hazırlıkların yapılıp yapılmadığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/915) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

31.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın, ÖSS'ye girecek öğrencilerin ikinci dönemde idarî izinli sayılıp sayılmayacaklarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/941) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

32.- Ankara Milletvekili Mehmet Tomanbay'ın, Yurt Dışı Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak Personelin Seçimine İlişkin Yönetmelikte yapılan değişikliğe ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/975) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

33.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/998) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

34.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, eğitim fakültelerindeki akademik personel yetersizliğine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1025) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

35.- Çorum Milletvekili Feridun Ayvazoğlu'nun, Çorum'da üniversite kurulup kurulmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1062) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

36.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, eğitim fakültesi mezunu öğretmen adaylarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1090) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

37.- Adıyaman Milletvekili Şevket Gürsoy'un, Adıyaman'da üniversite kurulup kurulmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1093) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

38.- Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'ın, 2004 KPSS kitapçığında Almanca ve Fransızca bölümü mezunlarına yer verilmemesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1105) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

39.- Ankara Milletvekili Oya Araslı'nın, basında yer alan bir habere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1122) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

40.- Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, Bakanlık tarafından Denizli İlinde yapılan çalışmalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1139) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

41.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün'ün, Bilecik'te üniversite kurulup kurulmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1180) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

42.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in,   atanan ve görevden alınan personele  ilişkin  Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1223) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

43.- Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı'nın, Dış İlişkiler Genel Müdür ve Yardımcılığına yapılan atamalarla ilgili iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1274) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

44.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, bir milletvekilinin yaptığı iddia edilen açıklamaya ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1288) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

45.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, ücretsiz dağıtılan ders kitaplarına ve bazı iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1289) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

46.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, öğretmen adaylarının atamalarında yaşandığı iddia edilen mağduriyetlere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1290) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

47.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu binasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1296) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

48.- Bursa Milletvekili Mustafa Özyurt'un, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanının bir ifadesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1320) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

49.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya-Korkuteli Anadolu Lisesinin sorununa ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1323) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

50.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Manavgat'taki Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Uygulama Oteli inşaatına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1328) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

51.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in, 2004-2005 öğretim yılı İzmir'deki boş öğretmen kadrolarına ve norm kadro çerçevesinde atama yapılıp yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1341) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

52.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, Türk eğitim ve öğretiminin kalitesinin artırılmasına yönelik çalışmalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1370) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

53.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, 2004 ve 2005 malî yılı bütçelerinden Iğdır İline ayrılan ödenek miktarı ve kullanımına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1394) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

54.- Ağrı Milletvekili Naci Aslan'ın, öğretmen ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1413) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

55.- Ağrı Milletvekili Naci Aslan'ın, Ağrı İlinde yeni ilköğretim okulu yapılıp yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1414) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

56.- Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, personel atamalarına ve geçici personele döner sermayeden ödenen paya ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1437) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

57.- Muğla Milletvekili Ali Cumhur Yaka'nın, İLKSAN Genel Kuruluna ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1451) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

58.- Trabzon Milletvekili Asım Aykan'ın, yaygınlaşan misyonerlik faaliyetlerine ve alınacak önlemlere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1473) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

59.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya-Gazipaşa'da bir yatılı ilköğretim bölge okulu yapılıp yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1481) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

60.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, Türk Lirasının ABD Doları karşısındaki değerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/741)

61.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, İstanbul-Sultanbeyli İlçesindeki yapıların ruhsat durumuna ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/743) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

62.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, İmarbanktaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle aranan kişilere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/768) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

63.- Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in, Ankara-Kızılay Meydanı ve Atatürk Bulvarındaki yeni trafik düzenine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/797) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

64.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, silah ruhsatlarına ve suç işlemede kullanılan silahlara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/803) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

65.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, yerli ateşli silah üretimine ve satışına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/804) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

6. - Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun, yabancı vakıflara ve gayrimenkullerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/834) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

67.- Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun, Fener Rum Patrikhanesi çevresindeki gayrimenkullerin el değiştirmesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/839) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

68.- Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in, trafik kazaları istatistiklerine ve kazalara karşı alınan önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/859) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

69.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesi Müdürlüğü bünyesindeki terörle mücadele ekiplerinin lağvedildiği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/863) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

70.- Trabzon Milletvekili Asım Aykan'ın, Kemal ve Hakan Uzan'ın yakalanamamasının nedenlerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/864) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

71.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, vatandaşlık başvurusunda bulunanlarda aranan şartlara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/869) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

72.- Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in, Mersin-Anamur Özel İdare Müdürünün tayininin gerekçesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/872) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

73.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, trafik kazası istatistiklerine ve trafik sigortası uygulamasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/921) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

74.- Hatay Milletvekili Züheyir Amber'in, trafik ekiplerinin bulundurması gereken araç ve gereçler ile kaza yerine intikal süresine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/925) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

75.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Uzan grubuna yönelik operasyonda ele geçirilen silahlara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1002) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

76.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1016) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

77.- Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, OHAL bölgesi dışına çıkarılan kamu personeline ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1052) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

78.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, YE-PA'da işten çıkarılan işçilere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1081) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

79.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, kaymakam atamalarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1121) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

80.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün'ün, Bilecik'te gerçekleştirilen bir projeye ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1155) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

81.- Hatay Milletvekili Züheyir Amber'in, Emniyet Teşkilatı mensuplarının özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1191) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

82.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, atanan ve görevden alınan personele ilişkin İçişleri  Bakanından sözlü soru önergesi (6/1225) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

83.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Bolu Belediyesince işine son verilen işçilere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1256) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

84.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in, imara uygun olmayan meskenlerde oturan vatandaşlar için yapılacak çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1309) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

85.- Denizli Milletvekili Mehmet U. Neşşar'ın, Denizli-Gökpınar Beldesi Belediye Başkanı hakkındaki iddialara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1363) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

86.- Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in, Eğitim-Sen üyesi öğretmenlerin demokratik haklarının polis tarafından engellendiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1371) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

87.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, 2004 ve 2005 malî yılı bütçelerinden Iğdır İline ayrılan ödenek miktarı ve kullanımına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1396) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

88.- Balıkesir Milletvekili Orhan Sür'ün, Balıkesir-Havran İlçesi Kaymakamı hakkındaki bir iddiaya ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1405) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

89.- Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, personel atamalarına ve geçici personele dönersermayeden ödenen paya ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1439) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

90.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, sahte kimlik ve üniformayla yapılan gasp ve hırsızlık olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1461) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

91.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, Büyükşehir Belediyesi Ankaraspor futbol takımının ekonomik kaynaklarına ve bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1468) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

92.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, okullarda çeteleşme ve bağımlılık yapıcı maddelere karşı alınan önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1469) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumundaki bir zimmet olayına ve bazı iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/4838)

2.- Konya Milletvekili Nezir BÜYÜKCENGİZ'in, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde görevden alınan bazı yöneticilere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/4847)

3.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, kamu bankaları ile özel bankaların borçlularına uygulanan şartlar arasındaki farklılığa ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/4862)

4.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, gümrük birliğinin bazı sonuçlarına ve AB ülkelerinde serbest dolaşım hakkına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Kürşad TÜZMEN'in cevabı (7/4874)

5.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa-Mustafa Kemalpaşa İlçesindeki Bağ-Kur bürosunun personel ihtiyacına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/4885)

6.- Tekirdağ Milletvekili Enis TÜTÜNCÜ'nün, Bağ-Kurluların prim borcu sorununa ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/4886)

7.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, patates ihracatına teşvik uygulamasının devam edip etmeyeceğine ilişkin Maliye Bakanından sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami GÜÇLÜ'nün cevabı (7/4890)

8.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, Ordu-İkizce İlçesine bağlı Şenbolluk, Devecik ve Kaynartaş beldelerinde sağlıkocaklarının sorunlarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/4898)

9.- İzmir Milletvekili Yılmaz KAYA'nın,Yüksek İhtisas Hastanesi personelinin taşıma ihalelerine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/4936)

10.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bağ-Kurun işyeri açan SSK emeklilerinin maaşlarından yaptırdığı kesintiye ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/4942)

11.- Adıyaman Milletvekili Mahmut GÖKSU'nun, ülkemizdeki sigara üreticisi firmalara ve denetimine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/4965)

12.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, SHÇEK'e bağlı yurtlarda yaşanan bazı sorunlara ve denetime ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Güldal AKŞİT'in cevabı (7/4976)

13.- Yozgat Milletvekili Emin KOÇ'un, 12 Ocak 2004'ten sonra alınan yerli ve yabancı filmlere ve denetimine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/4991)

14.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, yazılı soru önergelerinin cevaplandırılmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili İsmail ALPTEKİN'in cevabı (7/5012)

15.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, İkinci Yasama Dönemi soru önergelerine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili İsmail ALPTEKİN'in cevabı (7/5013)

16.- Antalya Milletvekili Osman ÖZCAN'ın, Antalya-Gündoğmuş-Ali Köprüsüne ulaşım sağlayacak yolun yapılıp yapılmayacağına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/5038)

17.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, kaymakamlar hakkındaki idarî soruşturmalara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/5071)

18.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa-Mudanya-Esence Köyü TRT lojmanlarının diğer kamu görevlilerine de tahsisine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/5093)

 

 

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak dokuz oturum yaptı.

Sakarya Milletvekili Süleyman Gündüz,

Çanakkale Milletvekili Mehmet Daniş,

Türk Milletinin tarih sahnesinde varlığını sürdürme iradesini ortaya koyduğu Çanakkale Zaferinin 90 ıncı yıldönümüne;

Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik, Şanlıurfa İlinin turizm ve ihracat potansiyeli ile ulaşım sorunlarına;

İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.

SEKA'nın mevcut durumunun ve sorunlarının araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılması istemini havi (10/56) esas numaralı önergeden, adı geçen kurumun kapatılması nedeniyle bazı milletvekillerinin imzalarını çektiklerine ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu ve önergenin, Anayasanın aradığı yetersayıda imza kalmaması nedeniyle işlemden kaldırıldığı açıklandı.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:

1 inci sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S. Sayısı: 305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporu henüz gelmediğinden;

2 nci sırasında bulunan ve Devlet Memurları Kanunu ve Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının (1/946) (S. Sayısı: 827) görüşmelerine devam olunarak, Geçici 3 üncü maddesine kadar kabul edildi; birleşime verilen aradan sonra ilgili Komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından, müzakereleri;

Ertelendi.

3 üncü sırasında bulunan, Emniyet Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının (1/971) (S. Sayısı: 831) maddelerine geçilmesi oylamasından önce istem üzerine elektronik cihazla yapılan yoklamalar sonucunda Genel Kurulda toplantı yetersayısının bulunmadığı anlaşıldığından,

22 Mart 2005 Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 19.48'de son verildi.

 

Sadık Yakut

 

 

 

Başkanvekili

 

 

 

Yaşar Tüzün

Mehmet Daniş

 

 

Bilecik

Çanakkale

 

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

 

 

 

 

 

 

Ahmet Küçük

Ahmet Gökhan Sarıçam

 

 

Çanakkale

Kırklareli

 

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

 


            No.: 99

II.- GELEN KÂĞITLAR

18 Mart 2005 Cuma

Teklifler

1.- Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ile 5 Milletvekilinin; Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/408)  (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.3.2005)

2.- Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ile 6 Milletvekilinin; Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/409)  (Plan ve Bütçe ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.3.2005)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, yazılı soru önergelerinin cevaplandırılmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5012) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.2.2005)

2.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, 22 nci Yasama Dönemi soru önergelerine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5013) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.2.2005)

 

 

                 No. : 100

 21 Mart 2005 Pazartesi

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, polisin aşırı güç kullanmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1489) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

2.- Bursa Milletvekili Mehmet KÜÇÜKAŞIK'ın, bazı tarım ürünlerine destekleme primi ödenmesi şartlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1490) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

3.- Amasya Milletvekili Mustafa SAYAR'ın, Amasya-Taşova-Gölbeyli Beldesi Boraboy Gölünün Turizm alanından çıkarılma gerekçesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1491) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

4.- Amasya Milletvekili Mustafa SAYAR'ın, Tokat Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonuyla ilgili bir iddiaya ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1492) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

5.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki sınır ticaretine ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad TÜZMEN) sözlü soru önergesi (6/1493) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

6.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Ardanuç Karayolu yapımı için gerekli harcamanın yapılıp yapılmayacağına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1494) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

7.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Hükümet Konağı yapımına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1495) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

8.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan İl merkezi, ilçeleri ve bağlı köylerinde kapalı bulunan sağlık ocaklarının açılmasına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1496) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

9.- Tokat Milletvekili Feramus ŞAHİN'in, deneme üretimi yapılan sigaraların piyasaya ne zaman sürüleceğine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1497) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, özelleştirme programındaki kuruluşlarda geçici statüde çalıştırılacak personele ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5198) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.3.2005)

2.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki SSK ve BAĞ-KUR prim borçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5199) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

3.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, Asya Kalkınma Bankasının yıllık genel kurul toplantısı ihalesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5200) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

4.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, Asya Kalkınma Bankası 38 inci Yıllık Genel Kurul Toplantısı ihalesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5201) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

5.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, Asya Kalkınma Bankası 38 inci Yıllık Genel Kurul Toplantısı İhalesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5202) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

6.- Balıkesir Milletvekili Sedat PEKEL'in, kaçak alkollü içeceklerin üretimine yönelik denetimlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5203) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

7.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Mercedes Benz şirketi ile ilgili soruşturma sürecine ve bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5204) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.3.2005)

8.- Ankara Milletvekili Zekeriya AKINCI'nın, Batıkent'e 2 nci Ziraat Bankası şubesi açılmasına ve Batıkent'in ilçe yapılıp yapılmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5205) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

9.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, ÇEAŞ imtiyaz sözleşmesinin iptaline ve uluslararası bir bankayla yapılan anlaşmaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5206) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.3.2005)

10.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, ÇEAŞ'ın imtiyaz sözleşmesinin iptaline ve uluslararası bir bankayla imzalanan anlaşmaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5207) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.3.2005)

11.- Tunceli Milletvekili V. Sinan YERLİKAYA'nın, ülkemizin sosyal ve ekonomik sorunlarına ve alınacak önlemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5208) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.3.2005)

12.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, SEKA fabrikasının kapatılmasına ve emniyet teşkilatına personel alımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5209) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.3.2005)

 13.- Eskişehir Milletvekili Cevdet SELVİ'nin, kaçak alkollü içki ve tütün üretimine yönelik alınacak tedbirlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5210) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)

14.- İzmir Milletvekili Türkan MİÇOOĞULLARI'nın, İzmir'deki kamu yatırımlarına, liman genişletme ve çevre yolu projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5211) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)

15.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, Konut Edindirme Yardımı kesintilerine ve yapılacak düzenlemeye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5212) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

16.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Cumhuriyet Gazetesinde bir yazı dizisinin yayımının durdurulmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5213) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

17.- İzmir Milletvekili Türkan MİÇOOĞULLARI'nın, AB ile müzakere sürecinde ülkemizi temsil edecek heyete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5214) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

18.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, Mardin-Kızıltepe'de meydana gelen olaydan sorumlu tutulan polislere ve olayla ilgili davaya ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5215) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.3.2005)

19.- İzmir Milletvekili Vezir AKDEMİR'in, mahkemelerin iş yüküne ve adli personelin özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5216) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

20.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, çocuk ıslahevlerinde eğitim ve öğretim programları uygulanıp uygulanmadığına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5217) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

21.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, DSİ'nin gölet projelerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5218) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)

22.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, Türkiye'de petrol çıkarılmasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5219) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)

23.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, Burdur-Bucak İlçesindeki bazı beldeler ile Kestel Ovasındaki su baskınlarına yönelik alınacak önlemlere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5220) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)

24.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, İzmir-Bergama'da Yortanlı Barajının sular altında bırakacağı antik kentin korunmasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5221) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

25.- Çanakkale Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün, Çanakkale-Gelibolu İlçesi Çokal Barajı inşaatına ve sulama projelerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5222) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

26.- Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, Cudi Dağı çevresinde maden veya petrol aranmasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5223) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

27.- Giresun Milletvekili Mehmet IŞIK'ın, İstanbul'daki bir orman arazisine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/5224) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

28.- Çanakkale Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün, Gelibolu Tarihî Millî Parkında yapılan bir projeye ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/5225) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

29.- Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, Mardin-Kızıltepe'de meydana gelen olaydan sorumlu tutulan polislere ve güvenlik sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5226) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.3.2005)

30.- Bursa Milletvekili Mehmet KÜÇÜKAŞIK'ın, ulaşım koordinasyon merkeziyle ilgili yönetmelik hazırlık çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5227) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

31.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, bazı il ve ilçelerdeki olaylara yönelik alınacak tedbirlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5228) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

32.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununda değişiklik yapılmasının düşünülüp düşünülmediğine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5229) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

33.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, Gümüşhane-Şiran İlçesinde yaşanan bir olaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5230) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

34.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, Gümüşhane-Şiran İlçesinde PKK terör örgütü ile ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5231) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

35.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, Eskişehir-Mahmudiye İlçesinde bir vatandaşın öldürülmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5232) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

36.- İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, bir vatandaşın ölüm nedenine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5233) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

37.- Denizli Milletvekili Mehmet U. NEŞŞAR'ın, belediyelerin atık su bedeli tahsil etmelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5234) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

38.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, AŞTİ'deki otobüs firmalarının şehiriçi servislerinin kaldırılmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5235) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)

  39.- İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, İstanbul'daki olaylarda polisin şiddet kullanmasına ve alınacak tedbirlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5236) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)

40.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, ticari taksi şoförlerinin güvenliğine yönelik alınacak tedbirlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5237) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

41.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, 3.11.2002'den itibaren affedilen veya silinen vergi borçlarına ve mükelleflere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5238) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

42.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, Batman TPAO Rafinerisine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5239) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

43.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, Diyarbakır-Kulp İlçesindeki bir okulun inşaatına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5240) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)

44.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Ankara-Kartaltepe İlköğretim Okulunda meydana gelen hasara ve sorumlu firmaya ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5241) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

45.- İzmir Milletvekili Vezir AKDEMİR'in, Menemen Devlet Hastanesinin atık su kanalları olmadan açıldığına ve yetkililer hakkında bir işlem yapılıp yapılmadığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5242) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

46.- Ankara Milletvekili Zekeriya AKINCI'nın, Batıkentin hastane ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5243) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

47.- İzmir Milletvekili Yılmaz KAYA'nın, SSK hastanelerinin depolarında bekletildiği iddia edilen ilaçlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5244) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

48.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkez Başkanlığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5245) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)

49.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, Antalya Tıp Fakültesi Hastanesinde bir hastanın ölümüne ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5246) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)

50.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, bebe bisküvilerindeki bir kimyasal maddenin oranının tespitine yönelik analiz sonuçlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5247) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

51.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, kansere ve gıdalardan kaynaklanan hastalıklara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5248) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

52.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, SSK'ya ait hastanelerin devriyle ortaya çıkan sorunlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5249) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

53.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, SSK hastaneleri bünyesindeki kreşlerin ücretlerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5250) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

54.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, Ordu-Ünye-Esenyurt Beldesi Sağlık Ocağının personel ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5251) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

55.- Denizli Milletvekili Mehmet U. NEŞŞAR'ın, Atatürk Eğitim Hastanesindeki bazı uygulamalara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5252) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

56.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, Ankara Numune Hastanesi Hariciye Servisindeki ölümlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5253) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

57.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Adana'da hastanelere kabul edilmeyen bir hastanın ölümüne ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5254) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

58.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Konya İl merkezindeki bir binanın kullanım şekline ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5255) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.3.2005)

59.- Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, bal üretimi ve ihracatı ile sahte bal iddialarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5256) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

60.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, bebe bisküvilerindeki bir kimyasal maddenin oranına yönelik alınacak tedbirlere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5257) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

61.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, Diyarbakır'a bağlı bazı ilçelerde Doğrudan Gelir Desteği ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5258) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

62.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, Diyarbakır'da Doğrudan Gelir Desteği ödemelerinin durdurulmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5259) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

63.- Tunceli Milletvekili Hasan GÜYÜLDAR'ın, kaçak alkollü içecek üretimine ve TAPDK'nın görev alanına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/5260) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.3.2005)

64.- Balıkesir Milletvekili Sedat PEKEL'in, Bandırma Limanının özelleştirilmesinin Eti Holding A.Ş.nin ihracatına olan etkilerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5261) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

65.- İzmir Milletvekili Bülent BARATALI'nın, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunuyla kurulan uzlaşma komisyonuna ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/5262) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

66.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, Türkiye ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasındaki vize uygulamasına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/5263) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.3.2005)

67.- Tokat Milletvekili Resul TOSUN'un, Döner Sermaye İşletme Müdürlüğüne 2004-2005 yıllarında verilen işçi kadrosuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5264) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)

68.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, Diyarbakır'da meydana gelen uçak kazasına yönelik soruşturmaya ve ödenen tazminata ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5265) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)

69.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, Diyarbakır-Hani İlçesindeki Askerlik Şubesinin başka bir ilçeye nakline ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5266) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2005)

70.- İzmir Milletvekili Bülent BARATALI'nın, Belediyeler Kanununun geçici 7 nci maddesinde Bakanlar Kuruluna verilen bir yetkiye ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/5267) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

71.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, orman vasfını kaybetmiş bazı tarım arazilerine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/5268) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

72.- Edirne Milletvekili Rasim ÇAKIR'ın, tarihi Edirne-Tunca Köprüsüne ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/5269) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)

73.- Trabzon Milletvekili Asım AYKAN'ın, din görevlilerinin özlük haklarına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet AYDIN) yazılı soru önergesi (7/5270) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.3.2005)
BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

22 Mart 2005 Salı

BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Harun TÜFEKCİ (Konya)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 73 üncü Birleşimini açıyorum.

Toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.

III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- TBMM Başkanvekili Ali Dinçer'in, bilinçsiz ve kendini bilmez bazı kişilerin Türk Bayrağına karşı saygısız davranışlarda bulunmasını kınayan; Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası münasebetiyle, tüm insanlığı, dünyanın taşına, toprağına, havasına, suyuna ve ormanlarına sahip çıkmaya davet eden konuşması

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, bugün, 21 Mart, Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftasının başlangıcı.

1 ton kâğıt için, 40 yaşında 16 yetişmiş ağacın kesilmemesi, kâğıt geri dönüşümünün oransal olarak artması, bir yılda 500 000 ton toprağın denizlere dökülmemesi, bütün ormanları, tüm dünyanın ve gelecek kuşakların da malı görme anlayışının yaygınlaşması, Erozyon Kontrol Genel Müdürlüğünün güçlendirilmesi, Türkiye'yi "meşe denizi" olarak tanımlayan, tarih biliminin babası Halikarnaslı Herodot'un zamanındaki gibi, Anadolu'yu tekrar meşe denizine dönüştürebilmemiz dileğimle, tüm insanlığı, dünyanın taşına, toprağına, havasına, suyuna ve ormanlarına sahip çıkmaya, sevgi ve saygılarımla çağırıyorum.

Gündeme geçmeden önce, üç sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim. İlk gündemdışı söz...

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, gündeme geçmeden önce bir hususu arz etmek istiyorum.

Bu nevruz kutlamaları dolayısıyla, bir ilimizde Türk Bayrağına karşı yapılan saldırıya karşı, Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletvekilleri olarak, bizlerin temsilcisi olarak Sayın Başkanvekili, bu konuyla ilgili, Meclisin hislerini birkaç cümleyle de olsa dile getirirseniz bizleri memnun edersiniz.

BAŞKAN - Elbette.

Değerli milletvekilleri, biz, ulus olarak, hem kendi bayrağımıza hem de başka ulusların bayrağına en derin saygıyı gösteren bir haslete sahibiz. Hepimiz biliriz ki, haksız bir şekilde Türkiye'yi işgal eden Yunan Ordusu, İstiklal Harbinde denize döküldü. Ordunun, Yunanistan'ın bayrağı da, başkomutanla birlikte bizim elimize geçti; fakat, o bayrağı yerden kaldırıp "bu bayrak bir ulusu temsil ediyor" diye, o bayrağa saygı gösterilmesini isteyen, Kurtuluş Savaşının Başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk'tü. Onun dile getirdiği bu saygı, aslında, ulusumuzun saygısıydı.

Büyük olasılıkla, bilinçsiz, kendini bilmez bazılarının Türk Bayrağıyla ilgili bu saygısız davranışını, hep birlikte, ulus olarak, Meclis olarak telin etmemiz gerekiyor.

Bununla ilgili, belki, çalışmalarımız sırasında daha ayrıntılı bir şekilde düşüncelerini, duygularını dile getirecek arkadaşlarımız olacak. Biz, Divan olarak sizlere tercüman olmak istedik.

Şimdi, gündemdışı söz bölümüne geçiyoruz.

Parlamentomuzda çok değişik mesleklerden arkadaşlarımız var. Bazı meslek gruplarından çok sayıda arkadaşımız var; ama, orman mühendisi bir tek arkadaşımız var; o da Giresun Milletvekilimiz Sayın Mehmet Işık.

Gündemdışı ilk sözü Sayın Mehmet Işık'a veriyorum. Dünya Ormancılar Günü münasebetiyle söz isteyen Sayın Işık'ı kürsüye davet ediyorum.

Buyurun Sayın Işık. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika.

B) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1.- Giresun Milletvekili Mehmet Işık'ın, Dünya Ormancılık Gününde, ormanların, odun hammaddesi sağlanmasıyla, erozyonun ve hava kirliliğinin önlemesindeki önemine ilişkin gündemdışı konuşması

MEHMET IŞIK (Giresun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dünya Ormancılık Günü dolayısıyla söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Dünyanın birçok yerinde ormanların aşırı tahrip edilerek büyük çevre sorunları doğması üzerine, Avrupa Tarım Federasyonu, kuzey yarımkürede ilkbaharın, güney yarımkürede sonbaharın başlangıcının Dünya Ormancılık Günü olarak kutlanmasını Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonuna teklif etmiş ve alınan bir kararla, 21 Mart günü, Dünya Ormancılık Günü olarak 1971'den itibaren kutlanmaya başlanmıştır. Ülkemizde bu uygulama 1975 yılından itibaren başlamıştır.

Değerli milletvekilleri, bilindiği gibi, topraklar, bütün insanlığın en değerli doğal kaynaklarıdır. Toprakları koruyan ormanlar, çevrenin yaşanabilir olmasında, su rejiminin düzenlenmesinde ve hava kirliliğinin önlenmesinde çok önemli bir yere sahiptir. Bugün, doğa ve çevre konusunda ulaşılan evrensel boyutlar incelendiğinde ormanların çevre kavramıyla özdeş ölçülerde değerlendirildiğini görürüz.

Ülkemizde bir yılda denizlere, göllere taşınan toprak 500 000 000 tondur. Ülkemizin 13 katı alana sahip olan Avrupa Kıtasında yıllık 320 000 000 ton toprak taşınabildiği dikkate alınırsa, erozyonun Türkiyemizdeki boyutu, toprak taşınmasının boyutu daha iyi anlaşılır.

Ülkemizin yüzde 86'sı çeşitli derecede erozyona tabidir. Anadolumuz, yaralanmış bir aslan gibi, bu erozyonun kalıntılarını taşımaktadır. Bu tehlikenin en büyük nedeni, yağmalanan, rant alanı haline getirilmek istenen ormanların tahrip edilip azaltılmasıdır.

Ormanlar erozyonun azaltılmasında en önemli varlıktır. 1 hektar ormanın kökleri 10 000 ton toprağı tutabilmektedir. Ormanlar, yağan yağmurun akışını yavaşlatarak toprağın taşınmasını ve yeraltı su kaynaklarının beslenmesini sağlayarak su ihtiyacımızı sağladığımız gibi, sellerin oluşmasını da engeller. Ormanlar, bu konumuna rağmen, maalesef, çeşitli nedenlerle tahrip edilmiş, bunun sonucunda, en kıymetli, verimli topraklar sularla sürüklenerek araziler verimsiz hale gelmiş, su rejimi bozulmuş; erozyon nedeniyle taşınan topraklar, baraj, göl ve denizlere ulaşarak barajların dolmasına ve büyük ekonomik kayıpların meydana gelmesine sebep olmuştur. Bir örnek vermek gerekirse, 1620'de inşa edilen su toplama havzası ormanlarla kaplı İstanbul Karanlık Bend Barajı hiç sedimantasyonla dolmamışken, 1937'de inşa edilen, etrafı çıplak araziyle kaplı Çubuk Barajının 2/3'ü dolmuştur.

Ormanların, odun hammaddesi sağlanması ve erozyonu önlemesi yanında hava kirliliğinin önlenmesinde çok büyük önemi vardır. Atmosferi kirleten unsurların arasında en önemli yeri karbondioksiti absorbe ederek fotosentezle selüloza çevirir. 1 hektar orman alanı yılda 2,5 ton karbondioksiti kimyasal olarak bağlar; bununla 5,9 ton selüloz üretir. 1 hektar çam ormanı yılda 30 ton oksijen üretir. Bir kayın ağacı saatte 1,7 gram oksijen üretip 2,3 gram karbondioksiti absorbe ederek atmosferin oksijen dengesini kurmaktadır.

Bu faydalarının yanında, son yıllarda hızla kentleşme sonucu artan gezme, dinlenme, piknik ihtiyaçlarına paralel olarak ormanlarımız yeni bir fonksiyon kazanmıştır. Ormanlar, ülkemizin flora ve fauna zenginliğinin korunması için vazgeçilmez önemi haizdir.

Ülkemiz, orman bakımından fakir bir ülkedir. 20,7 milyon hektar alan olan ormanlarımız, aşırı faydalanma, tahribat, açma ve nitelikli olarak yerleşmelerle devamlı azalmaktadır ve ormanlarımızın yarısı verimsiz ormanlardır. Ormanlarımızın, devamlı açma, yerleşme ve yağmalarla rant konusu haline getirilmiş olması, üzülerek belirtmek istiyorum ki, bu tahribatın hızla günümüzde devam etmesi, hepimiz için üzüntü konusu olmalıdır.

Ormanlarımızı yeteri kadar koruyup geliştiremediğimiz, büyütemediğimiz için, ülkemizin son yıllarda artan heyelan ve sel felaketleriyle tarım alanlarındaki tahribatı görmemiz mümkündür. Son yıllarda, özellikle Akdeniz, Karadeniz sahillerinde meydana gelen sel felaketlerinin tek sebebi ormansızlaşmadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayınız.

MEHMET IŞIK (Devamla) - Affedersiniz.

Bu arada, Sivas'ta Koyulhisar İlçesinde meydana gelen heyelanı da zikretmek istiyorum, dikkatinize sunmak istiyorum. Burada hayatını kaybedenlere rahmet ve vatandaşlarımıza ve yakınlarına da başsağlığı diliyorum, sabırlar diliyorum.

Barajlarımız, ekili arazilerimiz ve alanlarımız büyük ekonomik zararlara maruz kalmaktadır. Bugün, ormanlarımız ve orman köylümüz maalesef sahipsiz durumdadır. Bugün, ormanlardan faydalanma, koruyup geliştirmede de önemli bir konuma sahip olan 400 işletme şefliği boş durumdadır. Binlerce orman mühendisi boşta, iş arayıp işsiz gezerken, ormanlarımız ve 8,5 milyon orman köylümüz, maalesef, kaderiyle baş başa bırakılmış durumdadır. Açma ve yerleşmeler bütün şiddetiyle devam etmektedir.

Burada, size kısaca bir bilgi sunmak istiyorum. 1981'den sonraki arazilerin 2/B maddesiyle çıkarılması mümkün değil; ama, bakınız, şurada, yeni yerleşmeler ve açmalar bütün şiddetiyle devam etmekte ve buna müdahale edecek yetkili bulunamamaktadır. 400 tane bölge şefliği, işletme şefliği boş bulunmaktadır.

Burada yapılan binalar, fakir insanların gelerek başını  sokmak için yaptığı gecekondular değildir; her biri, 300-400 metrekare alana sahip üç katlı villalar değil, kâşanelerdir. Bunlar yapılmaya devam etmektedir ve bu da seyredilmektedir tarafımızdan ve maalesef, Orman Bakanlığı, 400 tane bölge şefliğini boş bırakarak, ormanların geliştirilip, korunmasını kaderiyle baş başa bırakmış durumdadır; bunu, üzülerek burada belirtmek istiyorum  böyle bir günde. Ormanlarımıza bu bakış açımız devam ettiği sürece ülkemiz yaşanabilir bir ülke olmaktan çıkacaktır.

Ulu Önderimizin bir sözüyle konuşmama son vermek istiyorum: "Ormansız bir yurt vatan değildir." Yaşayamayız bu ülkede. Yaşamak istiyorsak, çocuklarımıza yaşanabilir bir ülke bırakmak istiyorsak, mutlaka, ormanlarımızı korumak ve geliştirmek mecburiyetindeyiz.

Dünya Ormancılık Gününde bir kez daha dikkatlerinizi, ormanlarımızın korunup geliştirilmesi üzerinde yoğunlaştırmanız dileğiyle, saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Gümdemdışı ikinci  söz, Çanakkale Zaferinin 90 ıncı yıldönümü münasebetiyle söz isteyen, İstanbul Milletvekili Yaşar Nuri Öztürk'e aittir.

Buyurun.

2.- İstanbul Milletvekili Yaşar Nuri Öztürk'ün, Çanakkale Zaferinin 90 ıncı yıldönümünde dış mihrakların Türkiye'yi parçalamak için oynadıkları oyunlara ve bunun önlenmesi için alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Çanakkale Zaferinin 90 ıncı yıldönümü münasebetiyle şahsım adına söz almış bulunuyorum.

Değerli üyeler, Çanakkale'yle ilgili, burada, sanıyorum, epey konuşma yapıldı. Ben, Ankara dışındaydım; ama, bu sefer, Halkın Yükselişi Partimizin Çanakkale il teşkilatının kuruluşu, açılışı münasebetiyle Çanakkale şehitliklerini bir kere daha gezdim, yıllarca gezdiğim gibi. Yaşadığımız günlerde Çanakkale'nin anlamı bir kere daha gözümde ve vicdanımda büyüdü. Bu anlam ve bunun bizi davet ettiği bazı davranışlara dikkat çekmek için bazı noktaların altını çizmek istiyorum.

Biliyorsunuz, Çanakkale'de iki büyük savaş kaderi tayin etmiştir. Bunlardan birisi 6-18 Mart 1915 deniz savaşı, Nusret Mayın Gemisinin döktüğü mayınların kaderi tayin ettiği bir muhteşem destan. İkincisi, 6-10 Ağustos 1915'te Anafartalar'da Büyük Atatürk'ün komutasında verilen kara savaşı.

İtilaf güçlerinin, 18 Martta dökülen mayınlara çarparak 30 civarında gemisinin ya tamamen tahrip olduğu yahut da kullanılamaz hale geldiği ve böylece denizden ümidi kesilerek karaya yönelik hareketlerin planlandığı hepinizin malumudur. Bunun arkasından Anafartalar'da vücut bulan kara savaşı, Çanakkale'nin geçilmezliğini bütün dünyaya itiraf ettirmiştir. Ancak, Çanakkale geçilmemiştir; ama, Çanakkale'yle ortaya konan Müslüman dünyaya ve Türkiye'ye yönelik hesaplar rafa kaldırılmamıştır.

Esasında, Çanakkale dediğimizde, bunu, bizim büyük Kurtuluş Savaşımızın başlangıcı olarak düşünmek lazım, Kurtuluş Savaşı esas oradan başlıyor, tıpkı, Mustafa Kemal'in orada tarihin önüne çıktığı gibi. Eğer, mesele sadece Çanakkale meselesi olsaydı, Kurtuluş Savaşı olmazdı. Orada mağlup olanlar, Kurtuluş Savaşıyla ikinci denemeyi yapmışlardır. Burada, bugün, bizler için önemli olan, değerli arkadaşlarım, üçüncü, dördüncü denemelerin de yapılması ihtimalinin kuvvetli olduğudur ve üçüncü denemenin yapılmakta olduğunun emarelerinin önümüze konulduğudur. İşte, bakın, biraz önce, Sayın Başkanımız, bayrağımızın yırtılmasıyla ilgili bir telini gündeme getirdi Meclis kürsüsünde. Askerin başına çuval geçirilmesi, şimdi de bayrak yırtılması!.. Bakın Türkiye'nin geldiği yere. Demek ki, Çanakkale'de sergilenen ihtiras, Anadolu'da da tokat yediği için, biraz daha bilenerek ve biraz daha sivrilerek, kendisini bugünlere taşımıştır. Bunu bilmeden ve meseleye buradan bakmadan, bugün yaşadığımız bölge Ortadoğu'da ve yaşadığımız Türkiye coğrafyasında pazarlanan BOP Projesini ve dinimize yeni bir ad bularak önümüze koydukları, ılımlı İslam diye koydukları tahrip projesini anlayamayız. Din bizim, kitap bizim, Peygamber bizim, 120 000 cami bizim; ama, okyanusun ötesinden birileri, bu dine yeni bir ad koyarak, Cenabı Hakkın Kuran'da koyduğu ad yetmiyormuş gibi ve bunun üzerinde oynama hakkı Müslümanların değil, başkalarınınmış gibi, bir ılımlı İslam getiriyorlar ve enteresanı, dinî hassasiyetleriyle dünyanın ve Türkiye'nin önüne çıkmış bir iktidarın zamanında getirip bunu Türkiye'ye dayatıyorlar ve Ortadoğu'ya dayatıyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Öztürk.

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK (Devamla) - Pekala.

Yalnız, benim, burada, ikibuçuk yıldan beri ikinci konuşmam bu; hoşgörünüze sığınıyorum. Dışarıda, gazetede yazdığım için, buraya fazla yüklenmiyordum; ama, sağ olsunlar, gazetedeki yazılarıma son verdiler. Evet, şimdi, burayı biraz...

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Ben de yılıma göre söz istiyorum Sayın Başkan!

BAŞKAN - Bu açıklamalara gerek olmadan konuşmaya devam ederseniz, süreyi daha iyi kullanırsınız.

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK (Devamla) - Peki efendim.

Çanakkale, zilletle yaşamak yerine izzetle ölmeyi tercih edenlerin savaşı. Çanakkale meselesinde, son zamanlarda, hepimizi, ülkeyi rahatsız eden bir virüslü gelişme var; o da, Çanakkale'yi âdeta Türk Ordusu ve kumandanları değil de, cinler, periler, uzaylılar kazanmış gibi, bu büyük savaşı bir nevi türbecilik zihniyetiyle, gerçek mihverinden saptırıyor, rasyonel zemininden saptırıyor ve bir şark efsanesine dönüştürüyorlar; böyle bir gelişime var; buna da dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Yani, Çanakkale destanı, sistemli bir oyunla eski bir şark efsanesine dönüştürülüyor ve Çanakkale'yi kutlamak adı altında, türbe kutlamaları yapılıyor Çanakkale arazilerinde. Bunun bizi götürdüğü yer de şurasıdır: Belli ki, Kurtuluş Savaşını kirletme operasyonu hazırlanıyor. Ermeni soykırımının dünya gündemine oturtulması ile BOP ve ılımlı İslam projesinin Ortadoğu gündemine oturtulması ve son günlerde yaşadığımız bayrak yırtma hadisesini birlikte düşündüğümüzde, esas hedefin, şanlı Kurtuluş Savaşını kirletme ve oradan bizim geleceğimize yara açma olduğunu anlamak durumundayız.

Mehmet Âkif, bizim İstiklal Marşımızın, Anayasamızda yer alan marşımızın şairidir. Bu Çanakkale Savaşını bütün cihana duyururken, onun manasını özellikle Müslüman ülkelere, mazlum ülkelere duyururken, şunu söylemiştir Çanakkale şehitlerine, Mehmetçiklere: "Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor tevhidi Bedir'in aslanları ancak bu kadar şanlı idi." Bedir, İslamın kader savaşıdır, bizzat İslam Peygamberi tarafından yönetilmiş. İstiklal Marşımızın Şairi, Bedir ile Çanakkale arasında bağlantı kurmuş ve ikisini, aynı manaya aynı değerde hizmet eden iki savaş gibi göstermiştir. Bunun için, Mehmet Âkif'i, bazı dinci zihniyetler ve basının şurasına burasına çöreklenmiş ve Çanakkale'den rahatsızlık duyanlar küçültmeye gitmeye kalktılar birkaç yıldan beri. Efendim "Âkif, Bedir ile Çanakkale'yi nasıl mukayese edermiş?! Irak'ta verilen savaşlar, Çanakkale'den daha önemliymiş!" Bunları yakın zamanda dinledik. Neden bu rahatsızlık? Irak'ta Müslümanların kan ve namusunu pâymal edenleri kınayalım dediğimiz zaman bu zihniyet tırsıyor ve diyor ki: "Amerika rahatsız olur, bunu yapmayalım." Öbür taraftan, Çanakkale ile Bedir arasında irtibat kuran "ikisi de tevhide ve Müslümanların onuruna güç kazandırdı" diyen Mehmet Âkif'i yerden yere çalıyorlar. Bu gelişmelere de dikkatinizi çekmek istiyorum.

BAŞKAN - Sayın Öztürk, bir dakikanızı rica ediyorum.

C) ÇEŞİTLİ İŞLER

1.- Genel Kurulu ziyaret eden Avrupa Birliği Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi raportörleri Heyet Başkanı Anders Knape ve beraberindekilere Başkanlıkça "Hoşgeldiniz" denilmesi

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, şu anda Genel Kurulumuzu teşrif eden Avrupa Birliği Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi raportörleri aramızda; Heyet Başkanı Anders Knape ve beraberindekiler salonumuzda. Kendilerine "hoşgeldiniz" diyoruz sizin adınıza. (Alkışlar)

Teşekkür ediyoruz.

Sayın Öztürk, buyurun devam edin.

B) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR (Devam)

2.- İstanbul Milletvekili Yaşar Nuri Öztürk'ün, Çanakkale Zaferinin 90 ıncı yıldönümünde dış mihrakların Türkiye'yi parçalamak için oynadıkları oyunlara ve bunun önlenmesi için alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması (Devam)

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK (Devamla) - Değerli milletvekilleri, 24 Şubat 2005 tarihinde yapılan Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonunda vücut bulan tabloya da dikkat çekmek lazım. Bu bayrak yırtma melaneti, konfederasyon lakırdıları, biraz daha geriye giderek, 24 Şubatta Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonunda vücut bulan çirkin gelişmeyi de irdelememizi gerektiriyor. Biliyorsunuz orada, Rum parlamenter Marios Matsakis ile Fransız parlamenter Jacques Toubon'nun Türkiye'ye ve Türkiye'nin bağımsızlığına ilişkin çok çirkin saldırıları olmuştur ve bizim duayen bir diplomatımızın âdeta üstüne yürüdüler. Açıkça şunu ifade etmişlerdir: "Türkiye, Sevr'i kabul etmek zorundadır." İşte, Çanakkale, Kurtuluş Savaşı ve başlayan üçüncü aşama. Bugün "Sevr'i dünyanın önünde Türkiye kabul etmelidir" diye açıkça telaffuz etmenin arka planındaki iradeyi ve ihtirası, emeli kurcalamak lazım. Bunlarla ilgili burada neler konuşuldu ben fazla bir şeye tesadüf edebilmiş değilim ama, hükümetten, bizi tatmin edecek herhangi bir açıklama duyabilmiş değilim, okuyabilmiş değilim. Bunları kaygıyla burada kaydetmek istiyorum.

BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK (Devamla) - Bitiriyorum efendim.

Değerli üyeler, yeni Çanakkalelerin, yeni kurtuluş savaşlarının, yeni Sevrlerin, bugünkü dünyada, yeni stratejik terminolojiyle önümüze getirileceğini düşünmemiz lazım. Bu yeni dönemde bunun stratejisi ve terminolojisi ekonomiktir ve özellikle, çökertilmek istenen ülkenin ve toplumun borçlandırılması, borç kemendinin boynuna atılmasıdır. Bizim de borç kemendi boynumuza atılmıştır. Şimdi, biz, borçların döndürülmesini Türkiye'yi aydınlığa götürecek siyaset olarak lanse ettikçe, Sevr dayatmaları parlamentolar düzeyinde bizim önümüze getirilecek ve bayrak yırtmalar artacaktır. Borçların bitirilmesi, ödenip tüketilmesinin siyasetleri ve stratejilerine Türkiye'nin ihtiyacı vardır. Buna ilişkin gelişmeleri gördüğümüzde hepimiz mutlu olacağız; fakat, maalesef, bugün sadece kaygılarımızı öne çıkarabiliyoruz.

Bu kaygıları sizinle paylaşmak istedim. Hepinize saygılarımı iletiyorum.

Sayın Başkanım, hoşgörünüze ayrıca teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, Sayın Öztürk'ün de dile getirdiği gibi, Çanakkale Savaşında, Kurtuluş Savaşında din, dil, ırk, mezhep farkı gözetmeksizin, atalarımız çarpıştılar, Türkiye'nin bağımsızlığını, Türk Bayrağını korumak için. Hatta, şehitler arasında çok sayıda, Ermeni, Rum, Yahudi, gayrimüslim yurttaşımız da vardı.

Büyük olasılıkla, Türk Bayrağına saldıranlar, ona saygısızlık yapanlar, bu gerçekleri bilmiyorlar; bilselerdi, bu densiz, hayasız harekette bulunmazlardı.

Bu konuda, ulusumuzun, halkımızın bilinçlenmesi için çaba göstermek hepimizin görevi; başta hükümetin görevi, Meclisin görevi.

Bir kez daha, Türk Bayrağına yapılan saldırıyı, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına, sizler adına kınıyoruz.

Şimdi, gündemdışı üçüncü söz, Manisa Milletvekili Sayın Ufuk Özkan'a ait.

Sayın Özkan, gazilerimizin durumu hakkında söz istedi.

Sayın Özkan, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

3.- Manisa Milletvekili Ufuk Özkan'ın, gazilerimizin sorunlarına ve bu konuda alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Millî Savunma Bakanı Mehmet Vecdi Gönül'ün cevabı

UFUK ÖZKAN (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, eylül ve ekim aylarında seçim bölgemiz Manisa Akhisar'da dolaşırken, traş olmak üzere bir berber dükkânına girdim ve koltuğa oturdum; aynadan arkamda bir çerçeveyi gördüm ve o çerçeveyi istedim. O çerçevede, o zamanlar Milliyet Gazetesinde yazı yazan köşeyazarı Sayın Yavuz Donat'ın bir yazısını gördüm. O yazıdan bir fotokopi aldım. O yazının ilk paragrafını sizinle paylaşmak istiyorum. Sayın Yavuz Donat Amerika'daki bir gözlemini aktarıyor. "Geçen hafta Amerika'dayken bir otomobilin plakası dikkatimizi çekti. Plakada damga, mühür, madalya gibi bir şey vardı. Sonra, sürücüsüne baktım, sürücüsü de madalyalıydı. Sürücü otomobilini park etti, park yerindekiler ona, saygıyla, sevgiyle ve tebessümle bakıyorlardı; kimi de gidiyor, madalyalı adamın elini sıkıyor, ona hürmet ediyordu. Yanımızdakilere sorduk, bu adam kim? Bu madalya neyin nesi? Dediler ki: " Bu bir gazi, yakasındaki de gazi madalyası, mor kalp.'

Askerlik görevini yaparken yaralananlara verilen madalya.

Polis mor kalpli adama selam duruyor.

Lokantadaki garson mor kalpli adama en iyi masayı gösteriyor.

Bazı müşteriler mor kalpli adamın yanına yaklaşıp, siz, bizim için savaştınız, diye teşekkürlerini sunuyor."

Değerli arkadaşlarım, bu, Sayın Yavuz Donat'ın bir tespiti; bundan üç beş yıl önce Milliyet Gazetesinde yayımlanmış bir yazısı. Bu yazıyı görünce aldım ve Ankara'ya geldiğimde Sayın Yavuz Donat'ı aradım, bu yazınızdan sonra size bir cevap verildi mi, herhangi bir şey yapıldı mı, herhangi bir gelişme var mı dedim; maalesef, hiçbir gelişmenin olmadığını da öğrenmiş bulunuyorum.

Buna istinaden bir araştırma yaptım. Elimde 26 Eylül 2002 tarihinde İçişleri Bakanlığının yayımlamış olduğu bir yazı var:

"Son günlerde Bakanlığımıza yapılan başvurularda İstiklal Madalyası sahiplerine bazı kurum görevlileri tarafından yeterli ihtimam ve saygının gösterilmediği belirtilmektedir.

Bilindiği üzere, 29.11.1920 tarih ve 66 sayılı İstiklal Madalyası Kanunu ile Ulusal Kurtuluş Savaşımızın kazanılmasında üstün hizmeti geçenler ile bu uğurda şehit olan yurttaşlarımızın vârislerine İstiklal Madalyası verilmiş ve aynı Kanunun 10 uncu maddesinde 'işbu madalya ashabına memurini mülkiye ve askeriye ile bilumum zabıta ve saire tarafından hürmeti mahsusada bulunulacaktır.' denilmektedir.

Kanunun bu emredici hükmü doğrultusunda, konu üzerinde hassasiyetle durulmasını, bu hususta kamu görevlilerinin bilgilendirilmesini ve İstiklal Madalyası sahiplerine gerekli saygı ve ihtimamın gösterilmesini önemle arz ederim.

Bakan adına, Müsteşar Yardımcısı Sebati Buyuran."

Değerli arkadaşlarım, buradan da anlaşılacağı üzere, Yavuz Donat'ın da tespitinin önümüze getirmiş olduğu konuda, biz, gazilerimize gerekli ihtimamı, gerekli özeni, onların -bu işi yaparken- bu konudaki önemini hatırlatmakta, onların -bu işi yaptıkları zamandaki- önemini onlara hissettirmekte gerçekten ciddî bir güçlük çekiyoruz. Maalesef, üzülerek ifade ediyorum ki, Çanakkale gazilerimizi, Kurtuluş Savaşı gazilerimizi, Kore gazilerimizi, Kıbrıs gazilerimizi, terör gazilerimizi hak ettiği kadar onurlandıramıyoruz ve hepiniz hak vereceksiniz ki, üç kuruşluk maaşlarla onların onurlarını incitiyor ve zedeliyoruz.

Mutlaka hissettirmeliyiz ki, o gazilerimizin de evlatları var, çocukları var. Bu vatan için kan akıtmış, bu vatan için kolunu kaybetmiş, gözünü kaybetmiş, vatanı vatan yapan ulusal değerler için mücadele etmiş insanlarımızın ailelerine, çocuklarına gerektiği önemi de vermemiz gerekir.

Nasıl oluyor da, Türk Halkı, gazisine, şehidine gereken önemi vermiyor?! Nasıl oluyor da, Türk Halkı, 1920'li yıllarda yayımlanan kanuna rağmen, bir türlü, gazisine, şehidine gereken önemi vermiyor?! Ulus olma bilincini ortadan kaldırır iseniz, ulus olmanın özelliğini ortadan kaldırır iseniz, tarihi yanlış okur ve yanlış yönlendirirseniz, elbette, netice böyle olur.

Bundan dört gün önce Çanakkale şehitlerimizi andık; Çanakkale Savaşının 90 ıncı yılında Çanakkale şehitleri ve gazilerimizi andık. Nasıl andığımıza bir bakalım mı?

Değerli arkadaşlarım...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

UFUK ÖZKAN (Devamla) - Sayın Başkan, biraz daha süre istiyorum.

BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.

UFUK ÖZKAN (Devamla) - Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün bir sözüyle devam etmek istiyorum: "Tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir. Yazanlar yapana sadık kalmaz ise, değişmeyen gerçek insanlığı şaşırtacak bir nitelik alır." Bu sözden hareketle, Çanakkale şehitlerimizin ve gazilerimizin nasıl anıldığını hatırlatmak istiyorum.

Bazı televizyon programlarında, Mustafa Kemalsiz, Çanakkale'yi anma programlarının yapıldığını üzülerek gördüm. Üzülerek ifade ediyorum, seyrederken içim kan ağladı. Mustafa Kemalsiz bir Çanakkale'yi düşünebilmek mümkün müdür?!

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Başbakan ağzına bile almadı!

UFUK ÖZKAN (Devamla) - Bazı gazetelerde alternatif programları okuduk. Bazı gazetelerde, Çanakkale yazılırken, Mustafa Kemal'in adını hiçbir yerde göremedik. Bazı yetkisiz, sıfatsız insanlar, Isparta Öğretmenevinde ve bazı illerimizde, ilçelerimizde olduğu gibi, Atatürksüz, ulus bilincini almamış insanlara bunları anlatmaya kalktılar. Ulus bilincini almamış, Mustafa Kemal'i tanımamış, Atatürk'ü bilmeyen, Kurtuluş Savaşını, Çanakkale'yi bilmeyen insanların Çanakkale'yi anlatabilmesi mümkün mü, Isparta'da olduğu gibi?!

Camilerimizde cuma hutbesi okundu. Cuma hutbesi elimde. İki tane hutbe var. Bir tanesi 16 Mart 2001 tarihli cuma hutbesi, Çanakkale ile ilgili.

Arkadaşlar, hutbeden okuyorum: "Muhterem Müslümanlar... Ancak askerî anlamda çok üstün saydıkları planları ve harp taktikleri, başta devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının her şeyini ortaya koyarak yaptığı yurt savunması karşısında, Çanakkale Boğazında suya düştü. Böylece, dünya durdukça konuşulacak olan 'Çanakkale geçilemez' destanı yazıldı."

Bu 16 Mart 2001 tarihindeki haftanın hutbesi, bu da 18 Mart 2005 tarihindeki "Çanakkale geçilemez" hutbesi.

Değerli arkadaşlarım, inanmıyorsanız, internet sayfasından bu hutbeyi indirin. Bu hutbenin içerisinde Mustafa Kemal'den, Atatürk'ten bir kelime bulabilirseniz, ben başka hiçbir şey bilmiyorum! Lütfen, bunlara dikkat edin.

Değerli arkadaşlarım, Çanakkale'de bir program yapıldı. Çanakkale'de de, Çanakkale şehitlerimiz ve gazilerimiz anıldı. Elbette ki, Çanakkale'de, en doğru şekilde anılması gerekir, tüm Türkiye'de anılacağı gibi; ama, gelin görün ki, Çanakkale İlindeki programda, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal'ın göndermiş olduğu, Çanakkale şehitlerimizi ve gazilerimizi anmakla ilgili mesajı okunmadı; okutulmadı. Bilerek okunmadı, bilerek okutulmadı, kasten okutulmadı; çünkü, o mesajın içerisinde Mustafa Kemal var, o mesajın içerisinde ulus var, o mesajın içerisinde ulus olmanın bilinci var, onun için okutulmadı.

Unutulmamalı ki, bu tarihi, biz, hep birlikte yazdık. Sinoplu Mustafa oğlu Ahmet, 19 yaşında; Diyarbakırlı Hasan oğlu Maho, 24 yaşında; Kudüslü Hacı Mehmet oğlu İbrahim, 18 yaşında; Ödemişli Mehmet oğlu İsmail, 21 yaşında; Konyalı Ali oğlu Dede, 20 yaşında; Manisalı İbrahim oğlu Hasan, 19 yaşında; Fenerbahçe futbolcuları Arif, Nurettin, Kemal, Beşiktaş kaptanı Kâzım, Galatasaray kalecisi Hamdi, Kürt Celal ve daha adını anamadığımız niceleri, Kınalı Aliler, Kınalı Hasanlar, İstanbul Alay Tabibi Yüzbaşı Dimitroyaki, Koca Seyit... Koca Seyit'in anıtını bile aslına uygun yapamayan, maalesef, bir ulus olmaya çalışıyoruz.

Değerli arkadaşlarım, 9 uncu Tümen Komutanı Albay Halil'i, 77 nci Alay 1 inci Tabur Komutanı Binbaşı Mehmet Emin'i, 77 nci Alay Komutanı Sait'i, 19 uncu Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal'i kim unutabilir, kim unutturabilir?! Vatanın vatan olması için dört bir taraftan gelmiş, anaların goncagüllerini, babaların koçyiğitlerini kim unutabilir, kim unutturabilir?!

Yarbay Mustafa Kemal'e gelen, o günkü padişahın gümüş imtiyaz madalyası ve altın liyakat madalyasıyla ilgili emrini size bir tarihî belgeden okumak isterim.

"Gümüş imtiyaz madalyası: 19 uncu Tümen Komutanı Mustafa Kemal Beye.

Çok çalışkan ve özverili hizmetlerinizin bir armağanı olmak üzere Yüce Padişah Hazretleri adına yüce kişiliğinize bir gümüş imtiyaz madalyası gönderildi. Geceli gündüzlü süren savaşı başarılı bir biçimde yöneterek, her zaman bir başka biçimde belirlenen özverili hizmetlerinizin sürdürülmesini bekler, sizi en içten duygularla kutlarım.

Emrinizdeki subaylar ve erlerden imtiyaz ve liyakat madalyasına hak kazananları bildiriniz.

3 üncü Kolordu Komutanı

       Tuğgeneral Esat"

"Kolordu emri, numara:14

19 uncu Tümen, 27 nci Alayın ve sonradan bunları takviye eden 20 nci Alayın 3 üncü Taburu ve 33 üncü ve 64 ve 125 inci Alaylar ile 5 inci Tümen Birliklerinin komutanlarından en sonuncu erine varıncaya kadar bütün silah arkadaşlarımın özverili, çalışkan ve yiğit saldırıları düşmanı geriye sürerek(...) bu umudu kırılmış, pek çok yitik verildikten başka, bugün kıyının sarp ve daracık kısımlarında donanmasının koruması altına sıkışıp kalmış. Böylece, savaşın bu birinci evresi sona ermiştir.

Bütün birliklere ve bu birliklerin başında bulunan 19 uncu Tümen Komutanı Mustafa Kemal Beye özellikle teşekkür ederek, bütün birliklerin temsilcisi olarak kendisine, Arıburnu savaşları anısı olmak üzere, bir tane savaş altın liyakat madalyası ve Kurmay İzzettin Beye gümüş savaş imtiyaz madalyası, ordu komutanının izniyle padişah adına verilmiştir."

Değerli arkadaşlarım, Osmanlı Padişahının, başarılarından dolayı takdir etmiş olduğu Mustafa Kemal'i unutmak bugün Türk Ulusuna yakışabilir mi?!

Yine Mustafa Kemal'in bir sözüyle devam etmek istiyorum: Siz, vatanı için, milleti için, namusu için canını ortaya koyan böyle insanları bu kadar mı tanıyorsunuz? Eğer siz onları tanımazsanız geleceğinizi göremezsiniz, hedefinizi bilemezsiniz." Kemal Atatürk.

BAŞKAN- Lütfen toparlayalım.

UFUK ÖZKAN (Devamla)- Sayın Başkanım, toparlıyorum. Affınıza da sığınıyorum.

Bektaşi Haşim Baba'nın şehit oğluna yazdığı birkaç kıtayı size okumak istiyorum:

"Gazilik haberini beklerken yavrum

Şehitlik müjdesi geldi, eyvallah.

Mektubun yolunu gözlerken yavrum

Geldi, yüreğimi deldi, eyvallah.

 

Gözyaşım sel gibi içime aktı

"Vah yavrum" oldu da dışarı çıktı.

Anan inanmadı yoluna baktı

Rüyada haberin aldı, eyvallah.

 

Bu ayrılık yetti, canıma doydum

Albayrak önüne resmini koydum.

Onca yaşadığın günleri saydım

Beni ateşlere sardı, eyvallah.

 

Yıkılsın da Gelibolu yıkılsın

Düşmanın canına odlar tıkılsın.

Benim yavrum varsın kurban edilsin

Haşim Baba dara girdi, eyvallah."

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gösterdiğiniz sabra teşekkür ediyorum.

Şehitlerimiz rahat uyusun, gazilerimiz rahat olsun. Biz önemlerini biliyoruz. Biz onları tanıyoruz, onların yaptığı işleri de önemsiyoruz. Ne onları ne Mustafa Kemal'i hiçbir zaman unutmayacağız ve unutturmayacağız.

Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)

FARUK ÇELİK (Bursa) - Sayın Başkan... Sayın Başkan...

BAŞKAN - Sayın Ufuk Özkan'ın gündemdışı konuşmasıyla ilgili olarak Millî Savunma Bakanı Sayın Vecdi Gönül'e, talebi üzerine söz veriyoruz.

Buyurun Sayın Bakan.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Manisa Milletvekili Sayın Ufuk Özkan'ın gündemdışı konuşmasıyla ilgili olarak söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce, Sayın Özkan'a, bu hassas konuyu gündeme getirdiği ve Yüce Meclise açıklama fırsatını bana verdiği için teşekkür ediyorum.

Ömürlerinin baharında bu vatan ve bu bayrak için hayatlarını, gözlerini kırpmadan feda edenler için konuşmak ve onlar için bir şeyler yapabildik diyebilmek fevkalade zor. Bilhassa, onların uğruna hayatlarını verdikleri Albayrağımıza saygısızlığın en büyüğüne teşebbüs edildiği bu günlerde, bu konuşmayı yapmak daha zor. Bu teşebbüsü nefretle, hiddetle ve lanetle kınıyorum.

Sayın milletvekilleri, gazilerimizle ilgili düzenlemeler, şehitlerimizle ilgili düzenlemeler iki kısımda mütalaa edilebilir: Bunlardan birinci bölümü, İstiklal Savaşı, Millî Mücadele gazileri, Kore'de fiilen savaşa iştirak edenler ve Kıbrıs'ta fiilen görev alanlardır. İkinci bölümü ise, terörle mücadelenin şehit ve gazileridir.

İstiklal Savaşı şehit ve gazileri -kayıtlı olarak- 147 326'dır, Kore şehit ve gazileri 21 980, Kıbrıs şehit ve gazileri ise 38 182'dir. Böylece, bu birinci bölümdeki şehit ve gazi miktarı toplam 206 877'dir. Bunlarla ilgili olarak, verilen birinci imkân maaş imkânıdır; bu, 5 000 göstergenin katsayıyla çarpımıdır ki, bugün 200 Yeni Türk Lirası civarında bir maaş yapmaktadır.

Bugün için, 42 592 gazi, 10 302 gazi eşi Emekli Sandığından şeref aylığı almaktadır. Bu gösterge rakamının 6 000'e çıkarılmasıyla ilgili teklif Yüksek Meclisimize sunulmuştur. Arz ettiğim gibi bu miktar bir geçim miktarı değil, şeref aylığıdır. Bunun yanında, verilen  ikinci imkân, gazilerimize, şehitlerimizin eşlerine, Devlet Demiryolları, Denizcilik Bankası iç hatları vasıtalarında birinci mevkide ve belediye vasıtalarında ücretsiz seyahat etmedir. Bir başka husus, sağlık hizmetlerinden ücretsiz faydalanma hakkıdır. 1005 sayılı Kanun kapsamına girenler ile bunların eşleri, dul eşleri, genel ve katma bütçeli daire, idareye ait ve bağlı hastanelerde ücretsiz tedavi edilebilmektedirler. Ayrıca, bu tedavi kurumlarında dışarıdan alacakları ilaç bedelleri de devlet tarafından ödenmektedir. Bunun dışında bir dördüncü hak olarak, bu şehitlerimizin eşleri ve gazilerimiz, TEDAŞ'tan aldıkları elektriğe yüzde 40 daha ucuz bir bedel ödemektedirler.

İkinci grup gazi ve şehitlerimiz, terörle mücadele ederken şehit düşenler ve gazi olanlardır. Bunlarla ilgili, 2330 sayılı Kanun kapsamına giren ve tedavi giderleri herhangi bir kurum ve kuruluşça karşılanmayan yaralıların, sakatların tedavi giderleri, devlet, üniversite, Sosyal Sigortalar Kurumu hastaneleri ile asker hastanelerinde ücretsiz yapılmaktadır. Bunların eksilen vücut organları, yurtiçi veya yurt dışında, en son teknik usullere göre yapılması mümkün olan sunileriyle tamamlatılmakta ve gerekirse tamir ettirilmekte ve yenisi yapılmaktadır. Yaşamak için gerekli hareketleri yapmaktan aciz olanlar, yani, felçli olanlar için ise, kimsesizler, kamu kurum ve kuruluşlarına ait, bunlar bulunmadığı takdirde özel rehabilitasyon ve bakım merkezlerinde, yurtlarda ve huzurevlerinde, parasız olarak ve masrafları devlet tarafından karşılanmak üzere barındırılmakta, bakılmakta ve tedavileri yapılmaktadır. Herhangi bir uzvunu veya uzuv duygusunu kaybedenlerin, ilgili komutanlık tarafından her türlü himaye ve bakımları bizzat sağlanmaktadır.

Sakat kalan personelin maddî haklarına gelince, Silahlı Kuvvetler mensuplarına, yurt içinde ve yurt dışında görevlerini ifade ederken veya bu sıfatı kalkmış olsa bile, bu görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemlerine muhatap olarak, yaralanarak sakat kalmaları halinde, malul personele, en yüksek devlet memuru brüt aylığının, ekgösterge dahil, 100 kat tutarının, maluliyet derecesine göre yüzde 25'inden yüzde 75'ine kadar nakdî tazminat ödenmektedir.

Yaşamak için gerekli hareketleri yapmaktan aciz ve hayatını başkasının yardım ve desteğiyle sürdürebilecek şekilde malul olanlara ise, en yüksek devlet memuru brüt aylığının, ekgösterge dahil, 200 katı tutarında tazminat ödenmektedir.

Malul subay, assubay ve uzman çavuşlar, sakatlık halinde görevlerine devam etme isteğinde bulunurlarsa, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapamaz raporu ve organ kaybı bulunmasına rağmen, kendi görevlerinde devam etmek isteyenler, mevcut statüleriyle istihdam edilmekte ve istihdam edilen personelin bu durumlarını belgelemeleri halinde, görev tahsisiyle birlikte, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev aldığı sürece Türk Silahlı Kuvvetlerinin lojmanlarından istifade edebilmektedirler.

Bu Kategoridekilere Maaş Bağlanması:

2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun maddesi kapsamına girer bunlar ve sakatlanarak bağlı oldukları sosyal güvenlik mevzuatına göre emekliye sevk edilenlere görev malullüğü aylığı bağlanmaktadır.

Bu madde gereğince, ilgili sosyal güvenlik kurumlarınca, kendi mevzuatlarına göre bağlanan aylıklar yüzde 25 artırılarak ödenmektedir.

Herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olmayanların sakat kalmaları halinde, öğrenim durumlarına göre -öğrenimi bulunmayanlar ilkokul mezunu sayılırlar- derece ve kademesi üzerinden, 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığınca, görev malullüğü aylığı yüzde 25 artırılarak bağlanmaktadır.

Maaşa bağlanan malul personelin vefatı halinde ise dul ve yetimlerine maaş bağlanmaktadır. Maaş bağlanan hak sahipleri vergi iadelerini maaş aldıkları bankalardan almaktadırlar. Bağlanan aylıklar her yıl kademe ilerlemesi, her üç yılda bir de derece ilerlemesi suretiyle maaş artırımına ve terfie tabi tutulmaktadır.

Bunun yanında, başkasının yardım ve desteği olmadan, yaşamak için gereken hareketleri yapamayacak derecede malul olanlara, asgarî ücretin net tutarı, aylıklarıyla birlikte ayrıca ödenmektedir.

Emekli İkramiyesi Verilmesi:

Yaşamak için gerekli hareketleri yapmaktan aciz ve hayatını başkasının yardım ve desteğiyle sürdürebilecek şekilde malul olanlara, en yüksek devlet memuru brüt aylığı -ekgösterge dahil- üzerinden, bunun dışında malul kalanlara, mevcut aylıkları üzerinden otuz yıl hizmet yapmış gibi, ayrıca, emekli ikramiyesi ödenmektedir.

Harp ve vazife malullerine, ayrıca, tütün ve alkollü ürünlerin satış bedellerinden de pay verilmektedir.

Diğer taraftan, bu sınıfa giren gazi ve malullere ve şehit yakınlarına öğrenim yardımı da yapılmaktadır. Malul personelin öğrenim görmekte olan çocuklarına burs verilmektedir.

Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapamaz kararı alarak malulen emekliye ayrılan üyeler, hizmet sürelerine bakılmaksızın, malul oldukları tarihten itibaren iki yıl içerisinde, göreve devam edenler ise müracaatları tarihinden itibaren OYAK konut kredisinden de istifade etmektedirler.

Kamu konutlarından yararlanma ve kira yardımı da ayrıca yapılmaktadır. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 21 inci maddesinin (b) fıkrasına göre, kamu konutlarından yararlanmaktayken malul olanlar olay tarihinden itibaren bir yıllık süreyle lojmanda oturabilmekte, bir yıllık süre sonunda da ikametgâh olarak kullanacakları yurt içindeki gayrimenkullerin on yıllık kiralarını devlet ödemektedir.

Toplu konut kredi verilmesi halleri ise, maaş bağlanan malulün kendisine, malulün kendisi hayatta değilse maaş bağlanan dul eşine, eşi hayatta değilse veya evlenmişse maaş bağlanan çocukları müştereken bir krediden faydalanabilmektedirler.

Ayrıca, malul ve sakatlara gümrüksüz araç ithal edilme imkânı, bu kategoride bulunan gazilerimize ve malullerimize tanınmaktadır.

Diğer taraftan, malullerimiz ve sakatlanmış askerî personel, erbaş ve erlerin kendisi yanında yakınlarından birisi, çalışabilir durumda olanların kendileri, özel sektörde iş verilmesi konusunda hak sahibidirler.

Diğer taraftan, Gelir Vergisine göre sakatlık indiriminden istifade etmektedirler. Mehmetçik Vakfından toplu para ödenmektedir.

Diğer taraftan, sakat personele, malul, gazi, şehit rozeti verilmekte; askerî hastanelerden yardım almaktalar; eğer, tedavilerinde herhangi bir sıkıntıları olursa, Millî Savunma Bakanlığı veya Emekli Sandığı kaynaklarından istifade etmektedirler.

Gazilerimize ve malullerimize, askerî okullara girişte, ilave kontenjan da uygulanmaktadır. Bunların çocukları, askerî okullarda, özel kontenjandan istifade edebilmektedir.

Bir başka, verilen imkân da, kendisinden sonra gelen kardeşi, askere gitmeyi arzu etmezse, onun askerlik hizmeti de kaldırılmaktadır; yani, bir aileden, bir şehit, bir gazi olması halinde, ikinci evlat, askerlik hizmetinden -kendisi arzu etmezse- muaf tutulabilmektedir.

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne bağlı yurtlardan, gazilerin ve şehitlerin çocukları, ücretsiz istifade edebilmektedirler.

Diğer bir imkân da, hepinizin belki bildiği, Bilkent'teki rehabilitasyon merkezinin getirdiği imkândır. Burada, malullerimiz, gazilerimiz, en ileri ölçüde, belki dünyanın en iyilerinden, bir tedavi imkânından istifade edebilmektedirler.

Gene, bu grupta bulunan şehitlerimizin aileleri ve gazilerimiz, diğer gruptakiler gibi, elektrikte, yüzde 40 bir tenzilattan istifade etmektedirler.

Ayrıca, son olarak arz edeceğim, şehitler, dul ve yetimlerin Türkiye hududu içerisindeki meskenleri mesken vergisinden de muaf tutulmaktadır.

Sayın milletvekilleri, görüldüğü gibi, gazi ve şehit yakınlarına verilen bu haklar, kanunlara dayanılarak ve Yüce Meclisimizin -sizler tarafından verilmiş bulunan- kararları sonucu sağlanmıştır. Bu sebeple, şehitlerimize, gazilerimize, malullerimize, Yüce Meclisimizin gösterdiği bu ihtimama, gerek sizlere gerekse sizden önce bu ihtimamı gösteren değerli milletvekillerimize şükranlarımı sunuyorum; ancak, zannediyorum hep beraber kabul ederiz ki, bütün bu yaptıklarımız, yapmaya çalıştıklarımız onların hatırası önünde bir hiç mesabesindedir.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, Manisa Milletvekili Sayın Ufuk Özkan'ın gündemdışı konuşmasında yaptığı bazı saptamalarla ilgili olarak, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili Sayın Faruk Çelik söz istedi.

ALİ TOPUZ (İstanbul) - Böyle bir usul var mı Sayın Başkan?..

BAŞKAN - Talebini, ancak İçtüzüğün 60 ıncı maddesine göre; o da pek kısa süre olmak üzere yerinden konuşarak karşılayabiliriz.

Mikrofonunuzu açacağız. Yerinizden ve sataşmaya neden olmayacak şekilde, pek kısa, İçtüzükte tarif edildiği gibi pek kısa bir konuşma rica ediyoruz.

FARUK ÇELİK (Bursa) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.

Çanakkale şehitleri, toprağa sığmaz, göklere sığmaz bir vatan aşkıyla şehadeti yakalamışlardır. 250 000 şehit, Anadolu'nun yüreği haline gelmiştir.

Böyle şanlı bir tarih sayfasından konuşurken, rahmetten bahsetmek, merhametten bahsetmek ve gerçekten, o şerefli abideyi Meclisin mehabetine uygun yâd etmek doğru olurdu düşüncesindeyim; ama, ne yazık ki, Manisa Milletvekili Sayın Özkan bu konuyu bir siyasî malzeme noktasına çekmiştir.

Bakınız, Sayın Özkan, Çanakkale Zaferinin 90 ıncı yılı kutlamalarında bir telgraftan bahsediyorlar ve bu telgrafın içerisinde Mustafa Kemal Atatürk'ün ismi geçtiği için bu telgrafın okunmadığını beyan ettiler.

Telgraf gönderilmişse, protokol gereği telgraf okunur. Hükümetin görevi, Başbakanın görevi, oradaki siyasîlerin görevi telgraf okumak veya okutmak değildir; bir.

İkincisi, Türkiye'nin, Sayın Başkan, ortak değerleri vardır. Bakınız, Türkiye, devlet, Kurtuluş Savaşı, Çanakkale, Mustafa Kemal, bayrak, inanç ve sayabileceğimiz birçok değerler, bu milletin ortak değerleridir.

BAŞKAN - Biraz kısa olarak tamamlayın.

FARUK ÇELİK (Bursa) - Sayın Başkanım, son cümlelerimi söylüyorum.

Bu ortak değerler üzerinde çok hassas davranmamız, hepimizin eşit mesafede olduğu inancıyla hareket etmemizin çok doğru olacağı inancındayım. Kaldı ki, herkes koşa koşa Çanakkale'ye giderken, Sayın Baykal da, telgrafı değil, bizzat kendisi Çanakkale'yi şereflendirebilirlerdi. Sayın Özkan'ın, bu, gerçekten, tarihimizdeki çok önemli sahneyi ve önemli bir olayı, seviyeyi düşüren ve millî davaları siyasî amaçlara dönük kullanıyor olması, şahsen Grubumuzu, hepimizi çok üzmüştür. Kınadığımı ifade ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AHMET IŞIK (Konya) - Gerçekle alakası yok.

UFUK ÖZKAN (Manisa) - Sayın Başkan, ben söz istiyorum, cevap vermek istiyorum; sataşma var.

ALİ TOPUZ (İstanbul) - "Seviyeyi düşürme" dedi.

UFUK ÖZKAN (Manisa) - Ben siyaset yapmadım, gerçekleri söyledim, yaşadıklarımızı söyledim. Sayın Başkan, ben, seviyeyi düşürmedim.

BAŞKAN - Bir dakika Sayın Özkan; talebinizi, isteminizi aldık... Sizin konuşmanızı da dikkatli bir şekilde izledim, Sayın Faruk Çelik'in konuşmalarını da dikkatli bir şekilde izledim. Sizin konuşmanızda saptamalar vardı, sataşma yoktu. O saptamalarla ilgili, yerinden, 60 ıncı maddeye göre bir konuşma yaptı Sayın Faruk Çelik.

UFUK ÖZKAN (Manisa) - Sayın Başkan, seviyeyi düşürmedim.

BAŞKAN - Aynı şekilde, siz de, yerinizden, İçtüzüğün 60 ıncı maddesine göre, pek kısa olmak kaydıyla, yanlış anlaşılmaları giderecek bir açıklama yapabilirsiniz.

Buyurun.

AHMET IŞIK (Konya) - "Kasten okunmadı" diyorsun arkadaş; nasıl ispat edeceksin?! (CHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Karşılıklı konuşmayalım arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım.

UFUK ÖZKAN (Manisa) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, konuşmamın tamamında son derece dikkatli konuşmaya çalıştım. Bunun ulusal bir mücadele olduğunu ve hepimizin ortak bir tavrı olduğunu biliyorum. Konuşmamın içinde hiçbir şekilde siyaset yoktur ve seviyeyi hiçbir şekilde düşürmedim; ama, AKP milletvekili arkadaşlarıma bir şeyi hatırlatmak istiyorum; bu vatan topraklarının satılması için kanunu siz teklif ettiniz.

Saygılarımla.

FATMA ŞAHİN (Gaziantep) - Ne biçim konuşuyorsun sen ya!

ALİ YÜKSEL KAVUŞTU (Çorum) - Hangi topraklar satılmış, Başkan?!

FARUK ÇELİK (Bursa) - Daha büyük bir gaf işte... Seviye daha düştü, çukura indi...

ALİ YÜKSEL KAVUŞTU (Çorum) - Seviyeye bak!

FATMA ŞAHİN (Gaziantep) - Ne biçim konuşuyor, Sayın Başkanım!

BAŞKAN - Gündeme geçiyoruz değerli milletvekilleri.

Değerli milletvekilleri, Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım.

Yalnız, okutmadan önce, Divan Kâtibimizin -ayağında bir rahatsızlık var, fizikî bir ihtiyaç da var- oturduğu yerden okumasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Divan Kâtibi arkadaşımız oturduğu yerden okuyacak.

Buyurun.

IV.- ÖNERİLER

A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ

1.- Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesi ile 22.3.2005 Salı günkü birleşimde sadece sözlü soruların görüşülmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 22.3.2005 Salı günü (bugün) yapılan toplantısında, siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.

      Faruk Çelik

               Bursa

AK Parti Grup Başkanvekili

Öneri:

Genel Kurulun 22.3.2005 Salı günü, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'yla ilgili gündemin "Sözlü Sorular" kısmındaki sözlü soru önergelerini cevaplandırıncaya kadar, 23.3.2005 Çarşamba günü 14.00-23.00; 24.3.2005 Perşembe günü 14.00-20.00 saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesinin; 22.3.2005 Salı günkü birleşimde sadece sözlü soruların görüşülmesinin; 23.3.2005 Çarşamba günkü birleşimde sözlü soruların görüşülmemesinin Genel Kurulun onayına sunulması önerilmiştir.

BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Önerisinin aleyhinde- lehinde söz isteyen arkadaşlarımız var mı?

HALUK KOÇ (Samsun) - Aleyhinde söz istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Aleyhinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Samsun Milletvekili Sayın Haluk Koç.

Lehinde söz isteyen arkadaşımız var mı?

FARUK ÇELİK (Bursa) - Duruma göre bakarız Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Koç, buyurun.

Süreniz 10 dakika.

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, Adalet ve Kalkınma Partisinin bu haftaki Meclis çalışmalarının mesaisini düzenleyen grup önerisi aleyhinde söz aldım. Maruzatım şu: Geçen haftalar içerisinde de, çarşamba günleri 14.00-23.00, perşembe günleri de 14.00-21.00 arasında bir çalışma takvimi sunulmuştu. Hatta, daha önceki haftalarda, bunun lehine de söz almıştım ve oy da vermiştik; fakat, şöyle bir çelişkiyi ben size hatırlatmak istiyorum değerli arkadaşlarım. Bugün, gerçi, sözlü sorular yanıtlanacak; ama, bu öneriyi veren bir siyasî partinin milletvekilleri olarak, bizler katıldığımız halde, sizler -burada olanları kastetmiyorum, devamlı gelen, devam eden arkadaşlarımızın yüzlerini görüyorum; ama, birçoğunuz- sanki Gruptan bu karar çıkmamış gibi, burada karar yetersayısı bulundurmayacak seviyede temsil ediliyorsunuz. Yani, bu önergeyi veriyorsunuz, 23.00'e kadar çalışacağız diyorsunuz, ondan sonra iki kez yoklama yapılıyor, bulunamıyor, Meclis kapanıyor.

Değerli arkadaşlarım, bu çelişkinizi, bir arkadaşınız olarak, bir kere daha, özeleştiri yapabilmeniz açısından takdirlerinize sunmak istiyorum. Söylediğim bu; yapıcı bir eleştiri. Çalışmak istiyorsunuz, Danışma Kurulundan karar geçiriyorsunuz, grup önerisi olarak getiriyorsunuz; önce sizin uymanız gerekir. Yani, bize hiç kızmayın, karar yetersayısı istemekle. Buranın saygınlığını korumak zorundayız. Önemli yasalar görüşüyoruz. Önemli yasaların 15 kişinin, 20 kişinin el kaldırmasıyla geçmesi pek uygun düşmüyor, hiç olmazsa bir karar yetersayısının olması gerekiyor. Onun için, ben, bu konuda daha dikkatli davranacağınızı ümit etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, bir noktada görüşlerimi belirtmek istiyorum. Bugün, ben, biraz sıkıldım, biraz üzüldüm. Parlamentolararası gelenektir, bir yabancı devlet başkanı gelir, bir yabancı başbakan gelir, bir parlamentolararası dostluk grubu Türkiye'yi ziyaret eder, bir parlamenter grubu gelir, Meclis Genel Kurul çalışmalarını locadan izlerken, oturumu yöneten Meclis Başkanvekili veya Meclis Başkanı onu takdim eder Genel Kurula, bizler de selamlarız; ama, artık, işin ucu kaçtı değerli arkadaşlarım. Ben, hiçbir zaman, Avrupa Birliğinin bir memurunu Türkiye Cumhuriyetinin Yüce Meclisinin bir milletvekili olarak buradan selamlamak zorunda değilim! Değilim arkadaşlar! Nerede hata yapılıyorsa, bunu gündeme getirmek zorundayız. Bakın, kimliklerini aldım, hiçbir parlamenter sıfatı yok; "danışman, Edinburg Üniversitesinde danışman, kurumsal komitede sekreteryada başkan yardımcısı, raportör, raportör…"

Değerli arkadaşlarım, işin bir usulünü koymak zorundayız. Burası, Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu, Türkiye Cumhuriyetini kuran Meclis. Bizler de, bu Yüce Milletin temsilcileriyiz, iradenin buradaki yansımalarıyız. Ben kimi selamlıyorum Allahaşkına?! Niye selamlıyorum?! Yabancı bir devlet başkanını, kendi devlet başkanımla muadiliyeti dolayısıyla, önümü ilikler saygıyla selamlarım, bir yabancı başbakanı, keza aynı şekilde selamlarım, bir yabancı parlamento heyetini selamlarım, parlamenter temsilcisi sıfatı vardır üzerinde; ama, bize kimleri selamlattırıyorsunuz Sayın Başkan?! Nerede bu hata?! Bu kadar edilgen olmak zorunda değiliz! Seksenbir yıllık bir ulusuz, bağımsız bir ülkeyiz; kalkıp, memurları selamlamak konumunda değiliz! Hepinizin adına söylemek istiyorum. (Alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, duyarlılığınız için teşekkür ediyorum.

Bir küçük nokta da, bu telgraf meselesi. Çanakkale Milletvekilimiz Sayın Ahmet Küçük not ilettiler, Sayın Çanakkale Valisi Özel Kaleminden kendisine bilgi verilmiş, Sayın Vali de -anladığım kadarıyla- bu konuyu kovuşturmakla meşgul; ama, saat 08.50'de Çanakkale Protokole geliyor ve törenler 10.30'da başlıyor. Burada, hiç kimse iktidarı suçlamıyor Sayın Çelik. Yani, orada bir hata varsa, bu protokolün işlemesinde bir hata varsa, artık, bunları aşalım. Bir Anamuhalefet Partisi Genel Başkanının orada bulunup bulunmamasından çok, oradaki duygularını yansıtacak mesajın oraya iletilmesidir. Yani, bu hata neredeyse, tamir etmek, tabiî ki Çanakkale Valisine düşer; ama, ondan önce siyasî iktidara düşer; söylemek istediğimiz budur. Bu telgrafın 08.50'de Çanakkale Protokolüne ulaşmasına rağmen, 10,30'da, Çanakkale Protokolünden tören alanına ulaşamayışının nedenlerini incelemek, kovuşturmak, soruşturmak sizin göreviniz; bunu söylemek istedik. Karşılıklı kalp kırmaya, değişik sözlerle vurgu yapmaya hiç gerek yok. Amacı aşmamıştır arkadaşlarım da, bir tepkiyi dile getirmişlerdir. O tepkiyi, ben…

FARUK ÇELİK (Bursa) - Telgrafın içeriğiyle ilgili, arkadaş, öyle bir şey…

HALUK KOÇ (Devamla) - Size saygım var Sayın Çelik. Ben, bir şeyi uygun bir lisanla ifade etmek istiyorum; bunları aşalım. Bu ülke hepimizin, oradaki şehitler de hepimizin, bu ülkenin toprakları da hepimizin. Gerektiğinde, bu konuda her türlü iradeyi koyabilecek tıynetteyiz, vasıftayız, ben buna da inanıyorum; ama, bunları aşmak kaydıyla.

Bu hafta, getirdiğiniz Grup önerisine uygun bir mesai göstereceğinizi umuyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz.

Değerli milletvekilleri, hepinizin bildiği gibi, özgürlükçü, çoğulcu, katılımcı çokpartili demokrasi, parlamenter demokrasi Avrupa uygarlığının bir ürünü ve bu demokratik yapı da öncelikle yerel yönetimlere dayalı olarak gelişmiştir. O nedenle, demokrasinin beşiği olan yerel yönetimlerin, Avrupa genelindeki örgütlenmelerde ayrı yeri var. Örneğin, Avrupa Konseyine paralel olarak, ayrıca Avrupa Konseyi üyelerinin, yerel, bölgesel yöneticilerinin oluşturduğu bir ayrı yapı vardır. Aynı şekilde, Avrupa Birliğinde, Avrupa Parlamentosunda da böylesine yapılar var. Yine biliyoruz ki, pek çok Avrupa Birliği üyesi ülkede belediye başkanları aynı anda milletvekili, parlamenter de olabiliyorlar; hatta, bir ara Paris Belediye Başkanı olan, şu andaki Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chirac hem belediye başkanıydı hem parlamenterdi hem de başbakanlık yapıyordu. Böyle bir yerel yönetimlere, bölgesel yönetimlere verilen önemden dolayı ve bunlar, Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresinin temsilcileriydiler, İçişleri Komisyonumuzu ziyaret etmişler; onların bize aktardıkları bilgi notu gereği, biz, onları size takdim ettik; Genel Kurulu izlemeye gelmişlerdi. Sayın Haluk Koç'un konuşması üzerine bu açıklamaları da yapma ihtiyacı hissettim.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisi üzerinde iki parlamenterimizin aleyhte, iki parlamenterimizin de lehte söz alma hakkı var, İçtüzüğe göre. Sadece Sayın Haluk Koç söz talebinde bulundu. Başka söz talebi yoksa bu öneriyi oylarınıza sunacağım...

Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

İçtüzüğün 37 nci maddesine göre verilmiş 2 adet doğrudan gündeme alınma önergesi vardır; ayrı ayrı okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

III.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

D) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, Muhtar Ödeneklerinin Artırılması Hakkında Yasa Teklifinin (2/348) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/272)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

12.11.2004 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunmuş olduğum (2/348) esas numaralı Muhtar Ödeneklerinin Artırılması Hakkında Yasa Teklifim Başkanlıkça havale edildiği komisyonlarda bugüne kadar görüşülemediğinden, teklifimin, İçtüzüğün 37 nci maddesi gereğince doğrudan gündeme alınması hususunda gereğini arz ederim.

            Dursun Akdemir

                 Iğdır

BAŞKAN - Teklif sahibi olarak Sayın Akdemir söz istemişlerdir.

Buyurun.

Süreniz 5 dakika.

DURSUN AKDEMİR (Iğdır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 12.11.2004 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunmuş olduğum; ancak, Başkanlıkça havale edildiği Komisyonda bugüne kadar görüşülmeyen (2/348) esas numaralı Muhtar Ödeneklerinin Artırılması Hakkında Kanun Teklifimin, İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasıyla ilgili olarak söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlamadan önce, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, mahalle ve köylerde, yerel yönetimin ilk basamağı, aynı zamanda, seçimle işbaşına gelen muhtarlar, köy ve mahallelerde devleti temsil eden, vatandaş ile devlet arasında köprü vazifesini gören, üstlenen kamu görevlileridir, dolayısıyla, yaptıkları hizmet de kamu görevidir. Bu itibarla, yaklaşık, 53 000 civarında bulunan ve halka hizmeti aslî görev olarak yapan muhtarlarımız, halkın ve devletin onlara yüklemiş olduğu görev ve sorumluluk anlayışı içerisinde, devletten aldıkları imkânı halkın istekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda kullanmaya çalışmaktadırlar. Seçimle işbaşına gelmelerine rağmen, günümüz koşullarında muhtarların sosyal güvenceleri yok denecek kadar azdır ve bugün, Bağ-Kur prim borçlarını muhtarlarımızın çok büyük bir çoğunluğu ödeyememektedir.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, muhtarlara verdiğimiz maaş 120 Yeni Türk Lirasıdır. Muhtarlar, bu parayla kırtasiye mi alsınlar, telefon giderlerini mi karşılasınlar, elektrik giderlerini mi karşılasınlar... Bu nedenle, muhtarlarımızın bu ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalı ve birçok muhtarımızın, demin de söylediğim gibi, Bağ-Kur borçlarını ödeyemeyecek durumda olmaları bilinen bir gerçektir.

Muhtarların eline bir mühür vermişiz, ondan sonra da "yetki sizde" demişiz; ama, onların özlük haklarını şimdiye kadar unutmuşuz. Bu nedenle, hangi makamlarla, hangi kaynaklarla, hangi donanımlarla bu hizmetleri görecektir diye hiç düşünülmemiştir ya da düşünülmüş ise, bir çare bulunamamıştır.

Bu nedenle, bugün şehirlerimizde 50 000-60 000 nüfuslu mahalleler oluşmuş ve bu mahallelerimizi, köylerimizi muhtarlar yönetiyorlar. Buradaki muhtarlardan güvenlikle ilgili konularda soru soruluyor, askerlik durumu nedir diye soruluyor, nüfusla ilgili bilgi soruluyor... İşte, bu muhtarların eksiksiz olarak hizmet verebilmeleri için takviye edilmeleri gerekiyor, özlük haklarının düzeltilmesi gerekiyor ve en azından, özlük hakları yönünden, asgarî ücretteki bir işçinin alabileceği bir ücreti alması artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Onun için, muhtarların ödeneklerinin günümüz şartlarına göre yeniden düzenlenmesi, Bağ-Kur primlerinin belli bir kaynaktan kesilmesinin sağlanması gerekmektedir.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, bu muhtarlarımız, gerçekten, köy ve mahalle muhtarlığı kuruluşları olarak, idarî örgütlenmede devlet kuruluşunun en uç birimidir. Bu uçta hizmet verebilmeleri için de onların belli bir gelirinin olması gerekiyor. Bu niteliğiyle, vatandaşların devletin hizmet ve icraatıyla tanıştığı ilk hizmet kademesi olarak çok önem arz eden bir mevkidir, bir makamdır, bir icraat yeridir.

Devlet ile halk arasındaki diyaloğun sağlandığı bu müessesede, hizmetlerin daha etkin, daha verimli ve daha hızlı bir şekilde yapılmasını sağlamak amacıyla, muhtarların ödeneklerinin yükseltilmesini amaçlayan bu kanun teklifinin doğrudan gündeme alınması hususunda, siz değerli milletvekili arkadaşlarımın, ister muhalefet olsun ister iktidar olsun, olumlu katkıda bulunacağına inanıyor ve bu duygu, düşüncelerimle Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Önerge üzerinde, Hükümet adına İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu söz istediler.

Sizin de 5 dakikalık konuşma hakkınız var Sayın Bakan.

Buyurun Sayın Bakanım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; arkadaşlarımızın muhtarlarımızla ilgili teklifi üzerinde, müsaadenizle, birkaç söz söylemek istiyorum; bu vesileyle, hepinize en derin saygılarımı sunuyorum.

Muhtarlarımızın durumu, gerçekten, şu anda almış oldukları maaşa baktığımızda, hiç de uygun olmayan bir maaş; bunun düzeltilmesi gerekir. Bizim Hükümet olarak bu konuda iki hazırlığımızın olduğunu da bildirmek isterim.

Öncelikle, şu anda, muhtarların aylıklarıyla ilgili yasa, 1977 tarihli, 2108 sayılı Kanun. Bu kanuna göre, her yıl, gerek görüldüğü zaman, Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığının görüşünü de almak suretiyle, bu maaşı 1 kat artırabilir. Ancak, biz bunu aramızda görüştük, yeni bir düzenleme yapılmasına Bakanlar Kurulunda karar verdik ve Sayın Başbakanımızın da talimatıyla, İçişleri Bakanlığı olarak biz, bu kanunu değiştirecek yeni bir düzenlemeyle huzurlarınıza kısa bir sürede geleceğiz.

Ancak, bu ara, biz bu düzenlemeyi yaparken, yine, şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisimizde görüşülmekte olan 827 sıra sayılı Devlet Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 9 uncu maddesi de, geçen hafta, burada, oylarınızla onaylandı. Buradan "muhtarlıkların bulunduğu yerleşim biriminin idarî yapısı, nüfusu gibi kriterler ayrı ayrı veya hep birlikte düşünülmek suretiyle, yine, İçişleri Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle, Maliye Bakanlığı tarafından 1 kat artırılabilir" diye bir hüküm de geçti; ancak, biz, daha kapsamlısını, muhtarlarımıza daha çok maaş verilmesini öngören tasarımızı da, İçişleri Bakanlığı olarak hazırlayıp, en kısa sürede huzurlarınıza getireceğiz. O bakımdan, bu teklife, biz, şu anda gerek görmüyoruz; çünkü, en kısa sürede getireceğiz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkan, söz istiyorum.

BAŞKAN - Şahsı adına, Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu söz istiyor.

Buyurun Sayın Aslanoğlu.

Süreniz 5 dakika.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkanım, Yüce Meclisin değerli üyeleri... Sayın Bakanım, iki yıl önce bu kanun teklifini verdiğimizde, zatıâliniz, çıkıp "en kısa sürede 3 000 göstergeden 5 000 göstergeye çıkarıyoruz" demiştiniz. Hâlâ kulaklarımda "en kısa süre" tabiri; ama, aradan iki yıl geçti. En son, yine, geçen hafta burada görüşülen yasa tasarısında, tam madde gelmişken "teknik olarak olmaz" denildi. Tüm milletvekili arkadaşlarımız bir önerge vermişti.

Sayın Bakanım, Yüce Meclis, 37 nci madde uyarınca, daha önce benim ve diğer arkadaşların verdiği yasa teklifini kabul etti. Derhal Genel Kurula indirmek üzere bekliyor, yaklaşık altı aydır. Altı ay önce Yüce Meclisteki, burada bulunan herkes, her iki partideki tüm milletvekili arkadaşlarım, bu yasanın komisyonlarda görüşülmeksizin direkt Meclis gündemine alınması yönünde kabul buyurdular; ama, her nedense, altı aydır da yine bu yasa gelmiyor. Hazır elimizde bir yasa teklifi ve Yüce Genel Kurulun kabul ettiği ve derhal Meclis gündemine alınması yönünde bir teklif var. Yani, bağışlayın, hakikaten, sadece spesifik örnek veriyorum. Malatya'da 850 muhtarın 650'si Bağ-Kurla icralık. Bağ-Kurla icralık olduğu zaman, 650 muhtar kesinlikle sağlık yardımından yararlanamıyor; çünkü, prim borcu yatırılmadığı için bu insanların ne kendisi ne çocukları hiçbir yardım alamıyor, yani, hiçbir hastaneye gidemiyor, hiçbir hastane kabul etmiyor. Sayın Bakanım, geçen hafta bir muhtarın 3 milyarlık ameliyat parasını dilendim, 10 kişiye böldürdüm. Yoksa hastaneye almıyorlardı. Bu şekilde ödedik.

Onun için, Sayın Bakanım, süreç çok geçti. Ben size inanmak istiyorum; ama, iki yıl önceydi, yine 3 000 gösterge, 5 000 göstergeydi... Ne olursunuz; bu insanlar perişan. Bunlar bizim insanlarımız, bunlar bizim muhtar amcalarımız; bunlar, bizim hepimizin köy adına, bizim köyümüzdeki insanlar adına yükümüzü çeken insanlar. Gelin Sayın Bakanım, buna bir süreç koyun. Ben bir iki yıl daha geçer diyemiyorum; ama, inanın, artık burada her seferinde bu muhtar ödeneği geldiğinde... Geçen hafta yine aynı şeyi söyledim. İnanın, artık inanamıyorum. Hatta, Sayın Fatsa bana cevap verdi. Yine aynı şeyleri söylüyorum; ama, ne olursunuz bu insanlara acıyalım. Hakikaten acınacak halde bu insanlar, perişan haldeler. Yani, biz, bu Yüce Meclis, perişan insanlara mutlaka bir çözüm umudu bulur diyorum. Türkiye'de çok elzem konu var; ama, hakikaten perişanlar. Ben, hepinizden bir kez daha istirham ediyorum.

Yine, altı ay önce, Yüce Meclise inmek üzere bekleyen bu teklifi, Sayın Akdemir'in teklifiyle beraber kabul edelim. Sayın Bakanım da bir an önce, çalışmasını, Bakanlar Kurulundan geçirmeden... Direkt Meclis gündemine alınacağı için, bu insanların sorununa çözüm bulalım. Ben, hepinizin adına hepinizden istirham ediyorum. Onlar bizim her şeyimiz, onlar bizim vekilharcımız, köyümüzdeki vekilharcımız.

Ben, Yüce Meclisin, tekrar, bu insanların sorununa çok duyarlılık göstereceğine inanıyorum. Hepinize teşekkür ediyorum, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Önerge üzerinde görüşmeler tamamlandı.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.

İkinci önergeyi okutuyorum:

2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, 14.9.1971 Tarihli ve 1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/352) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/273)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

2/352 esas numaralı Kanun Teklifim, 45 gün içinde komisyonda görüşülmediğinden, İçtüzüğün 37 nci maddesi gereğince doğrudan gündeme alınması konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim.

      Ensar Öğüt

           Ardahan

BAŞKAN - Önerge sahibi Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt.

5 dakikalık süreniz var.

Buyurun Sayın Öğüt. (CHP sıralarından alkışlar)

ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; esnaf ve sanatkârlar ve diğer bağımsız çalışanların Bağ-Kur primlerinin yeniden yapılanmasıyla ilgili vermiş olduğum kanun teklifi hakkında söz almış bulunuyorum.

Değerli arkadaşlar, Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizlerinde esnafımız, ticaret yapan kesim korkunç zarar gördü. Toplumun bütün kesimleri gördü; ama, ticaret yapan kesim, birsürü insan iflas etti, 400 000 de esnafımız dükkân kapattı ve durum öyle bir hale geldi ki, daha önceki hükümet zamanında esnaf yolda yürümeye başladı, hatta, para kasasını, hatırlayacaksınız, Başbakan Ecevit'in önüne getirip, Başbakanlığa, attı "artık işe yaramıyor" dedi. Şu anda, hakikaten, Doğa Anadolu başta olmak üzere, benim bölgem Ardahan dahil, üç dört aydır siftah yapmayan esnaf var.

DURSUN AKDEMİR (Iğdır) - Her yer öyle, her yer!

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Türkiye'nin her yeri öyledir; doğrudur.

Böyle bir konumda bu esnafımıza bir çare bulmamız lazım. Millet bize güvendi; 3 Kasım 2002 seçimlerinde iki partiyi Meclise gönderdi ve hakikaten, geldik, 27 Şubat 2003'te hemen Meclis olarak -ben bütün hükümete ve Büyük Millet Meclisindeki bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum- bir vergi barışı çıkardık. Bazı eksiklikler oldu; ama, bu vergi barışında, Gelir Vergisi, SSK ve Bağ-Kurla ilgili yapılaşma oldu; Gelir Vergisi işledi, yani taksitle oldu; SSK ve Bağ-Kur borçları halen ödenmedi. Niçin ödenmedi biliyor musunuz arkadaşlar; çok yüksek faiz oldu.

Ben dün yetkililerle görüştüm. Bağ-Kur borcunu ödemeyenlere bir gecikme zammı uyguluyorlarmış, otomatikman yüzde 10. Diyelim ki 10 000 000 000 lira borcun var; ödeyemediniz, yüzde 10 otomatikman faiziyle birlikte 11 000 000 000 oluyor. 11 000 000 000 lira üzerinden de aylık yüzde 1,5 faiz işleniyor. Bu da, birleştirdiğiniz zaman aylık yüzde 3'e geliyor. Aylık yüzde 3 de yıllık yüzde 36 oluyor. Yıllık yüzde 36 faizin Türkiye'deki durumunu düşünün. Türkiye'deki enflasyon geçen ay yüzde 9. Enflasyon yüzde 9, faiz oranları yüzde 36! Bu haksızlığı ve adaletsizliği ortadan kaldıralım. Halk bizi seçti gönderdi, derdine çare bulsun diye. İşte, derdine çare de Büyük Millet Meclisi bulur, başka yerde aramanın gereği yok.

Ben, AK Partinin Grup Başkanvekili Sayın Faruk Çelik Beyle de görüştüm, Sayın Bakanla da görüştüm, gündeme alınacağını, kendilerinin de böyle bir hazırlık içerisinde olduklarını, gündeme alındıktan sonra birlikte bu kanunu yeniden çıkartarak esnafımızın yüzünü güldüreceğimizi söylediler. Ben, buradan da kendilerine teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, 16 234 000 Bağ-Kurdan yararlanan insanımız var; bu insanlarımız çok mağdur durumda. Nasıl mağdur biliyor musunuz; Bağ-Kur primini ödeyemediği zaman, insanlarımız, hastanede tedavi olamıyorlar. Hastanede tedavi olamayan bir insanın milletvekilleri olarak herhalde hepimiz üzüntü duyuyoruz. Sosyal devletin anlayışı da bu olmaması lazım ve ben buradan öneriyorum; en kısa zamanda hükümet bu tasarıyı getirsin Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz de destek verelim esnafımızın yüzünü güldürecek, onlara nefes aldıracak şekilde bir kanun çıkaralım, faizlerini silelim, anaparasını taksite bağlayalım esnafımız rahat etsin.

Kanun teklifimin gündeme alınacağının müjdesini vermiştim; ben, hem AK Parti Grubuna hem de Cumhuriyet Halk Partisine teşekkür ediyor hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Önerge üzerinde, Hükümet adına, Sanayi Bakanımız Sayın Ali Coşkun söz istediler.

Buyurun Sayın Coşkun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika.

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt'ün, esnaf ve sanatkârlar ve diğer bağımsız çalışanların Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kurla ilgili hassasiyetine teşekkür ediyorum.

Önce bir şeyi düzeltmek istiyorum; e-esnaf kapsamında 5 730 000 esnaf bulunmaktadır ve bunun yaklaşık 3 700 000'i aktif olarak çalışmaktadır, diğerlerini de tek tek incelemeye devam etmekteyiz. 400 000'in üzerindeki esnaf kepenk kapatmıştı; aldığımız tedbirlerle bu kepenkler açıldı. Takdir edersiniz ki, 2001 yılında başlayan ekonomik depremin sarsıntılarını, böyle, bir günde, bir yılda geçirmek mümkün değil. Esnafımız için ne yapsak azdır; ama, bu bir kaynak meselesi.

Özet olarak söylüyorum: 2002 yılında, esnafın kullandığı Halk Bankasından toplam kredi 153 trilyon lira. Şu anda, 800 000 esnafın kullandığı kredi 2 katrilyon lirayı geçti. Dönen paraları hesaplarsanız, havuzdan, 2,5 katrilyon kadar bir fon oluştu. Faiz yüzde 59'du yüzde 18'e indirdik. Başka tedbirler de alıyoruz. Bağ-Kura borcu olanlar bu kredilerden yararlanamıyordu; o şartı da kaldırdık, sizlerin de destekleriyle.

Şimdi, esnafla çok yakından ilgileniyoruz. Vergi barışı ve sigorta barışı uygulandı. İyi sonuçlar alındı; ama, Bağ-Kur ve sosyal sigorta primlerinden dolayı uygulanan prim barışından vergi kadar iyi sonuç alınamadı. Bu kapsamda, takdir edersiniz ki, aslolan ekonomiyi sarsmayacak malî disiplinin korunmasıdır. Burada çok hassasız Hükümet olarak; çünkü, enflasyonu tekli rakamlara indirmişken, tekrar yeni bir sorunla karşılaşmak istemiyoruz. Bu bakımdan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız, bu konu üzerinde gerekli hazırlıkları yapmıştır, Hazine, Maliye, Devlet Planlama Teşkilatı ve diğer kuruluşların görüşlerini alarak, bu konuyu, zannediyorum, yakın zamanda gündeme taşıyacaktır. Bu bakımdan, tabiî, değerli arkadaşımızın kanun teklifi verme, milletvekili olarak hakkıdır; ama, böyle acilen gündeme alınma konusuna, biz, Hükümet olarak katılmıyoruz.

Saygılarımla.

BAŞKAN - Başka söz talebi?.. Yok. 

Önerge üzerinde görüşmeler...

ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Sayın Bakan, tamam demiştiniz bana.

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) - Komisyonlarda birleşir Sayın Öğüt.

BAŞKAN - Karşılıklı konuşmayalım Sayın Bakanım.

Sayın Ensar Öğüt, Bakanla görüşeceğiniz konuyu, gelip, kendisiyle görüşebilirsiniz.

Genel Kurul çalışmalarına devam etmemiz gerekiyor; karşılıklı konuşmayın lütfen.

Önerge üzerinde görüşmeler tamamlanmıştır.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Sayın Bakanım, Sayın Fatsa teşekkür ederim.

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz.

V.- SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM

1.- Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda açık bulunan üyeliklere seçim

BAŞKAN - Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda boş bulunan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen 2 üyelik için İstanbul Milletvekili İnci Özdemir ve İzmir Milletvekili Serpil Yıldız aday gösterilmişlerdir.

İki yere 2 hanımefendi milletvekilimiz aday gösteriliyor; takdire şayan bir davranış.

Bu adaylıkları oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Oybirliğiyle kabul edilmiştir.

Başarılı olacağınıza inanıyoruz, başarılar diliyoruz.

Alınan karar gereğince, bugün diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin "Sözlü Sorular" kısmına geçiyoruz.

Değerli milletvekilleri, bazı sayın bakanlarımız toplu yanıt verme durumunda olacaklar; onunla ilgili bilgileri sunuyorum:

İçişleri Bakanımız Sayın Abdülkadir Aksu "Sözlü Sorular" kısmının 6, 11, 29, 31, 32, 50, 55, 70, 73, 74, 79, 81, 103, 105, 157, 166, 190, 210, 232, 250, 271, 291, 314, 349, 385, 391, 407, 412, 418, 438, 452, 459, 460 ıncı sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemiştir. Sayın Bakanın bu istemini, sırası geldiğinde yerine getireceğim.

Yine, aynı şekilde, değerli milletvekilleri, Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik "Sözlü Sorular" kısmının 2, 3, 4, 12,16, 20, 24, 27, 41, 42, 43, 60, 67, 99, 116, 139, 153, 174, 197, 212, 215, 222, 233, 242, 266, 290, 328, 336, 387, 338, 342 inci sıralarındaki ve ayrıca, 357, 359, 363, 372, 390, 406, 419, 437, 444, 464, 472 nci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu istemini, sırası geldiğinde yerine getireceğim.

Şimdi, sayın milletvekilleri, Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun, gündemimizdeki "Sözlü Sorular" kısmının 1, 33, 126, 137, 168, 176, 183, 184, 238, 286, 400, 402, 427, 431, 433, 463 üncü sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemiştir. Sayın Bakanın bu istemini yerine getiriyorum.

VI.- SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, şeker fabrikaları işçilerinin çalıştırılmasındaki farklılıklara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/731) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

2.- Kars Milletvekili Selami Yiğit'in, Kars Küçük Sanayi Sitesi inşaatının ödenek ihtiyacına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/808) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

3.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, yatırım ve işletme kredisi kriterleri ile organize sanayi bölgelerine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/951) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

4.- Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük'ün, organize sanayi bölgelerinin sorunlarının çözümüne ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/972) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

5.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1018) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

6.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, Malatya yöresi pancar kotasına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1034) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

7.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, tüketici kuruluşlarına yapılması gereken ödemelere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1045) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

8.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, tüketicinin korunması hakkındaki mevzuata ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1046) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

9.- Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, Bakanlık tarafından Denizli İlinde yapılan çalışmalara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1133) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

10.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, atanan ve görevden alınan personele ilişkin  Sanayi ve Ticaret  Bakanından sözlü soru önergesi (6/1217) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

11.- Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, işletmelerin yeni bir birlik çatısı altında örgütlenmelerinin TOBB'un temsil gücü üzerindeki etkisine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1384) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

12.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, 2004 ve 2005 malî yılı bütçelerinden Iğdır İline ayrılan ödenek miktarı ve kullanımına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1388) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

13.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, pancar üretiminin denetimine ve Şeker Kurumunun kapatılmasının sonuçlarına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1422) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

14.- Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, esnaf ve sanatkârlara verilen kredilere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1427) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

15.- Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, personel atamalarına ve geçici personele döner sermayeden ödenen paya ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1431) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

16.- Tokat Milletvekili Feramus Şahin'in, Tokat'ın bazı beldelerinde kantarların kapatılma gerekçesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1472) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı

BAŞKAN - Soruları sırasıyla okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

  Orhan Eraslan

               Niğde

Şeker Fabrikaları kantarlarında çalışan işçiler arasında, çalışma süreleri ve buna bağlı olarak da gelirleri bakımından farklılıklar bulunmaktadır. İşletmedeki kantar işçileri kampanyada 120 gün çalışırken, pancar bölümündeki işçiler 60-70 gün çalışabilmektedir.

Böylelikle işletmede çalışandan, pancar bölgesinde çalışanlar hem düşük ücret almakta hem de kısa süre çalışmaktadırlar.

İkinci grupta çalışan işçiler, çalışma süresi yılda 120 günün altında kaldıklarından ötürü sağlık yardımından da yararlanamamaktadırlar.

Soru 1: Şeker Fabrikasında çalışan işçiler arasındaki farklılıkların giderilmesi yönünde bir çalışma yapılmakta mıdır?

Soru 2: Çalışma süreleri 120 günün altında kalan kantar işçilerinin sağlık güvencesinden yararlandırılması yönünde bir çalışma yapılmakta mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

     Selami Yiğit

                 Kars

Kars Küçük Sanayi Sitesinin temeli 1986 yılında atılmış ve aradan 17 yıl geçmesine rağmen sitenin inşaatı henüz bitirilmemiş ve 2003 yılı bütçesine ödenek konulmamıştır.

Sitenin noksan işleri ve keşif bedellerinin karşılığı yaklaşık 1 trilyon Türk Lirasıdır. İhtiyaç duyulan ödeneğin 2004 yılı bütçesine konulması konusunda bir çalışmanız var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.

               Musa Uzunkaya

            Samsun

Soru 1: 2004 yılında KOBİ'lere yatırım ve işletme kredisi hangi kriterlere göre verilecektir?

Soru 2 : Kredilendirmede, kalkınmada öncelikli olan-olmayan iller ayırımı olacak mı, olacaksa şartları ne şekilde belirlenecektir?

Soru:3 : Kavak ve Bafra organize sanayi bölgelerinin bitirilip bu yıl işletmeye açılabilmesi için ne kadar eködenek verilmesi düşünülmektedir?

Soru:4 : Organize sanayi bölgelerinin ihmal edilmemesi, özellikle birinci ve ikinci derecede tarım arazilerinin sanayi kuruluşlarıyla kirletilmesine neden oluyorsa, önleyici tedbir olarak Türkiye genelinde bir mastır planınız Bakanlık olarak var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

  Ahmet Küçük

        Çanakkale

Ülkemizde kalkınma hamlesinin motoru konumunda bulunan organize sanayi bölgelerine yapılan büyük yatırımlar görmezden gelinerek uygulanan teşvikler kaldırılarak, OSB'ler yok edilmeye çalışılmaktadır.

Yüzde 100 olan yatırım indirimleri yüzde 40'lara indirilmiş, OSB yönetimlerince bedeli ödenen trilyonluk enerji nakil ve dağıtım tesislerine rağmen, OSB'lere tanınan yüzde 5 ucuz enerji uygulaması kaldırılmıştır.

Bu doğrultuda;

1-Kalkınma ve gelişmenin temel kaleleri olan OSB'lerin sorunlarının çözümü konusunda herhangi bir çalışmanız var mıdır, varsa bu çalışmalar nelerdir?

2-OSB'lere uygulanan yatırım indiriminin yüzde 100'e çıkarılması, OSB'lere ucuz enerji sağlanması, OSB'lerin enerji tüketim miktarlarına bakılmaksızın "serbest tüketici" olarak kabul edilmesi için herhangi bir çalışmanız bulunuyor mu, bulunuyorsa bunlar nelerdir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

          Fahrettin Üstün

              Muğla

1-58 inci ve 59 uncu hükümetler döneminde size bağlı kuruluşlarda kaç atama yapılmıştır?

2-Bakanlığınıza bağlı kuruluşlarda idarî görevlere, her iki hükümet döneminde vekâleten, tedviren ve görevlendirmeyle kaç atama yapılmıştır?

3-İdarî görevlerde bulunan idarecilerden kaçı başka yerlere görevlendirilmiştir? Görevlendirilenlerin aldıkları harcırah miktarı ne kadardır?

4-58 inci ve 59 uncu hükümetler döneminde asil veya vekil kaç idareci görevden alınmıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Ferit Mevlüt Aslanoğlu

           Malatya

Malatya'da yaşanan aşırı soğuklar nedeniyle Malatya ekonomisinin temel taşı olan kayısı üretimi tabiî afet neticesinde yok olmuştur. Malatya köylüsü ve Malatya esnafı önümüzdeki günlerde çok sıkıntılı bir döneme girecektir.

1) Malatya köylüsünün geçimini kısmen sağladığı ikinci ürün olan pancardır. Bu nedenle, bu yıl için Malatya ve yöresinde pancar kotasını kaldıracak mısınız? Ve kota dışı ekilen tüm pancarı satın almayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

          Fahrettin Üstün

              Muğla

1) Yasada yer almasına rağmen, tüketici dernekleri ve bunların üst kuruluşlarına yardım yapılmayarak, Tüketici Fonunun Sanayi Bakanlığı personeline dağıtılması Anayasının eşitlik ilkesine ve yasalara aykırı değil midir?

2) 31.12.2003 tarihi itibariyle Tüketicinin Korunması Hesabında toplanan miktar ne kadar TL'dir?

3) Yönetmeliğe göre, Bakanlığınızca personele yapılan eködeme miktarı nasıl tespit edilmiştir ve toplam ne kadar TL'dir? Yapılan (dağıtılan) eködeme hangi kriterlere göre, hangi kademeli personele, ne kadar?

4) Yönetmeliğin diğer maddelerinde, ayrıntıları belirtilen harcama kalemleriyle kıyaslandığında eködenek olarak dağıtılan miktarın, toplam miktara göre oranı nedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

          Fahrettin Üstün

              Muğla

Anayasamızın 172 nci maddesi ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun amaç maddesi tüketici örgütlerinin teşvik edilmesi amir hükümlerini içermektedir. Ayrıca, bu yönetmeliğin yasal dayanağını oluşturan 29 uncu maddede tüketici örgütlerinin desteklenmesiyle ilgili detaylı hükümler bulunmasına rağmen,

1) "Tüketici örgütleri" ibaresi yönetmelikte neden yer almamıştır?

2) Yasa gereğince, Tüketici Koruma Fonu olarak, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması Hesabına ödenen miktarlar 31.12.2003 tarihi itibariyle toplam ne kadardır?

3-Yönetmeliğin 4 üncü maddesi hükmü gereğince, 2003 yılı içinde aylara göre Bakanlığınız ve Rekabet Kurumuna aktarılan tutarlar ne kadardır?

4-Yönetmeliğin 5 inci maddesinde belirtilen hesabın kullanım miktarı ne kadardır?

5-Yönetmeliğin 5 inci maddesine göre hangi ihaleler nasıl yapılmıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

            Ümmet Kandoğan

             Denizli

Soru: AK Parti İktidarı döneminde Bakanlığınızca ve Bakanlığınıza bağlı ve ilgili kuruluşlarca Denizli İline yapılmış olan çalışmalar nelerdir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

            Dursun Akdemir

                 Iğdır

1-Göreve başladığınız tarihten bugüne kadar sorumluluğunuzda bulunan kurumlara kaç kişinin devlet memurları sınavıyla ataması yapılmıştır?

2-Aynı kurumu tercih ettiği halde daha az puanla göreve başlattığınız personel var mıdır? Varsa kaç kişidir? Niçin ve hangi gerekçeyle bu yönteme başvurulmuştur?

3-Geçici işçi statüsünde kaç kişi, hangi kriterlere göre göreve başlatılmıştır?

4-İstisnaî kadro hükümleri çerçevesinde kaç kişi göreve başlatılmıştır?

5- 28 Kasım 2002 tarihinden bugüne kadar sorumluluğunuzda bulunan kurumlarda kaç personelin görevine son verilmiştir? Gerekçesi nelerdir? Mahkeme kararıyla görevine iade edilen personel var mıdır? Varsa kaç kişidir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından cevaplanmasını arz ederim.

           Hüseyin Ekmekcioğlu

           Antalya

Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanan Türkiye Turizm Meslek Birliği Kanun Tasarısıyla işletmelerin bir birlik çatısı altında örgütlenmeleri öngörülmektedir. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği dışında yeni bir birliğin kurulması, hem yeni kurulacak birliğin, hem de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin temsil gücünü azaltacağı açıktır.

Soru: Bakanlık olarak, bu önemli soruna bakışınız nasıldır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

            Dursun Akdemir

                 Iğdır

1- Bakanlığınızın 2004 malî yılı bütçesinden Iğdır İli için ayrılan ödeneğin tamamı kullanılmış mıdır? Kullanılmış ise nerelerde, hangi projeler için kullanılmıştır? Kullanılmamış ise gerekçesi nelerdir?

2- Bakanlığınızın 2005 malî yılı bütçesinden Iğdır İline ne kadar ödenek ayrılmıştır? Bu ödeneğin ne kadarı yatırım, ne kadarı cari harcamalar içindir? Söz konusu ödenek hangi yatırımlar için kullanılacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Ferit Mevlüt Aslanoğlu

           Malatya

1- Kota sisteminin belirleyicisi hangi kurum olacaktır?

2- Pancar üretiminin kontrolsüz ve denetimsiz kalması üretici açısından kaosa neden olmayacak mı?

3- İthalatta denetimin kalkmasıyla Türkiye şeker ithalatçısı bir ülke konumuna gelmeyecek midir?

4- Şeker Kurumunun görevinin sona erdirilmesine rağmen, Şeker Kurulunun görevinin 31.12.2007 tarihine kadar uzatılmasının ülke ekonomisi açısından yararı ne olacaktır?

5- Pancar üretiminde yaşanacak kaos Türk çiftçisi ve Türk ekonomisi açısından büyük zararlara yol açmayacak mıdır?

6- Şeker Kurumunun görev süresinin sona erdirilmesi, ülkemiz insanı ve ekonomisine ne gibi bir katkı sağlayacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

           Hüseyin Ekmekcioğlu

           Antalya

Enflasyon oranının yüzde 9,8 olduğu ülkemizde "esnaf ve sanatkârlara" verilen kredi oranları yüzde 25'tir ve bu oran çok yüksektir.

1- Esnaf ve sanatkârlara verilen faiz oranlarını düşürmek için Bakanlığınızca bir çalışma yapılmakta mıdır?

2- Halk Bankası tarafından "Esnaf ve Kefalet Kooperatifleri" aracılığıyla esnafa verilen kredi limitlerini -ki bu limit 15 milyar TL'dir- yükseltmek için Bakanlığınızca ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?

3- Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme İdaresi Başkanlığının (KOSGEB) KOBİ'lere vermekte olduğu kredileri, küçük işletmelere de vermeyi düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki  sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

            Ümmet Kandoğan

             Denizli

1 - İktidarınız döneminde Bakanlığınıza naklen atanan personel sayısı ne kadardır? Bunlardan üst kadrolara atanan personelin isimleri ile geldikleri kurumları açıklar mısınız?

2 - Aynı dönemde istisnaî kadrolara atanan personel sayısı kaçtır? Bunların isimleri nelerdir?

3 - 58 inci ve 59 uncu hükümetler döneminde, Başbakanlık ve diğer bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarından Bakanlığınıza vekâleten, asaleten ve geçici görevle atanan toplam personel sayısı ne kadardır?

4 - Bakanlığınız merkez teşkilatında görevli geçici personele döner sermayeden ödenen pay ne kadardır? Unvanları itibariyle dağılımı nasıldır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki  sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Feramus Şahin

               Tokat

22.1.2004 tarih ve 25354 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 2004/8 sayılı kaynakları etkin kullanma ve maliyetleri düşürme konulu Başbakanlık genelgesine istinaden, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ Yönetim Kurulunun 27.1.2005 tarih ve 2542/2-3 sayılı toplantısında 53 kantarın kapatılma kararı alınmıştır. Tokat-Dutluca, Kunduz, Uluslu ve Yalınyazı Beldelerindeki kantarların kapatılma gerekçelerinden biri de "çiftçinin firesi yüksek pancar teslim etme alışkanlığı" maddesi.

Bu bağlamda;

1 - 2002 seçimlerinde çiftçilerin oylarını alarak iktidar oldunuz. Seçim öncesi söylemleriniz ile şu anki uygulamalarınız çelişmiyor mu?

2 - "Çiftçinin firesi yüksek pancar teslim etme alışkanlıkları" maddesiyle ilgili görüşleriniz nelerdir?

3 - Kantarların amacı firesiz pancar alımı yapmak değil midir? Burada çiftçinin verdiği değil, kantar işletmelerinin alışkanlıklarından bahsedilmesi gerekmez mi?

BAŞKAN - Soruları cevaplandıracak olan Sayın Bakan, Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun.

Buyurun Sayın Bakanım.

16 soruyu yanıtlayacaksınız. Tam olarak kullanacağınızı düşünmüyorum; ama -16 çarpı 5 dakika- çok uzun bir süreniz var.

Buyurun Sayın Bakan.

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; sualleri cevaplandırmak için söz almış bulunuyorum.

Değerli Başkanım, izin verirseniz, değerli arkadaşımızın okumuş olduğu sırayı biraz değiştirerek, konulara göre, ilk okuduğu, 1 inci sırada, 6 ncı sırada, 13 üncü sırada ve 16 ncı sırada okuduğu, gündemin 1, 176, 427 ve 463 üncü sıralarındaki önergeler aynı konuda olduğu için, bu grubu birlikte cevaplandırmak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, Niğde Milletvekili Sayın Orhan Eraslan, Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve Tokat Milletvekili Sayın Feramus Şahin'in tarafıma yönelttiği sözlü soru önergelerini cevaplandırmak üzere huzurunuzda bulunuyorum.

1.2.2003 tarihi itibariyle yürürlüğe giren ve 12.8.2003 tarihinde imzalanan toplu iş sözleşmesiyle, Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketinde çalışan geçici işçiler arasındaki adaletsiz çalışma süresi giderilmiştir. Çalışma süreleri 120 günün altında olan geçici işçilerin hastalık sigortasından yararlandırılmaları için, çalışma süreleri en az 120 gün olacak şekilde düzenlenmiştir.

Cevap 2: Malatya Şeker Fabrikasının 2003 yılında 210 000 ton olan pancar üretim kotası, 2004 yılında 220 000 tona yükseltilmiştir. Ayrıca, diğer fabrikalardan artan kotalardan temin edilen 1 000 ton pancar üretim kotası, yörede meydana gelen don zararı nedeniyle Malatya fabrikasına aktarılmış ve üreticilere dağıtılmıştır.

Cevap 3: KİT Komisyonu kararı ve Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunun 1998-2003 yılı raporları ile 22.1.2004 tarih 2004/8 sayılı "kaynakları etkin kullanma ve maliyetleri düşürme" konulu Başbakanlık genelgesi doğrultusunda, ekonomik olmayan kantarlar kapatılmıştır. Kapatılan kantarlar arasında, Tokat İli sınırları içinde bulunan Dutluca, Kunduz, Uluslu ve Yalınyazı kantarları da yer almaktadır. Kapatılan kantarlarda, üreticilerin bir kısmı yüksek fireli pancar teslim etmeyi alışkanlık haline getirmişlerdir. Bu üreticilerin aynı bölgeden olan kantar personelini baskı altında tutmak istemeleri, fire tespit çalışmalarının sağlıklı bir şekilde yapılmasına engel olmuş ve bundan dolayı pancar alımlarının zaman zaman jandarma nezaretinde yapılması zorunlu hale gelmiştir.

Söz konusu kantarlarda pancar boşaltma ve temizleme makinesi olmadığı için, alınan pancarlardaki toprağın ayrılarak üreticiye iade edilmesi imkânı bulunmamaktadır. Kaldı ki, buralara bu cihazların da konulması ekonomik görülmemektedir. Kapatılan kantarların bağlı bulundukları kantarlarda pancar boşaltma ve temizleme makinelerinin bulunduğu ve fabrika merkezlerinde fire tespit işlemleri, otomatik numune alma cihazlarıyla numune alınıp laboratuvarlarda analizle yapıldığı için, fire tespit işlemleri sağlıklı bir şekilde yapılmaktadır.

2004 yılında, toplam 233 adet pancar boşaltma ve temizleme makinesi çalıştırılarak, alınan pancarların yüzde 75'i makinelerden geçirilerek boşaltılmıştır. Pancar silolama alanlarında gerekli altyapı oluşturulmuştur ve pancar tesellümleri belirli bir program dahilinde yapılarak fire oranları kabul edilebilir sınırlara çekilmiştir.

Diğer yandan, kantarı kapatılan üreticilerin pancarlarını fabrika merkezine teslim etmeleri halinde, nakliye ücreti, nakliye ücretinin yüzde 15 fazlasıyla nakliye tazminatı ve teşvik primi ödemesi uygulamaları yapılarak üreticilere ilave bir gelir sağlanmış ve mağdur edilmemişlerdir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi de, Malatya Milletvekili Sayın Mevlüt Aslanoğlu'nun, Şeker Kurumuyla ilgili Bakanlar Kurulu kararının sonuçlarına ilişkin (6/1422) esas numaralı sözlü soru önergesini cevaplandırıyorum.

Şeker Kurumu ve organlarının görev süresinin 31.12.2007 tarihine kadar uzatılması için, Başbakanlığa, Bakanlığımız tarafından karar taslağı gönderilmiş; ancak, Bakanlar Kurulu kararıyla 31.12.2004 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanması gereken bu kararla, kurum ve hizmet birimlerinin görev süresi 31.12.2004 tarihi itibariyle sona erdirilmiş, kurulun görev süresi ise 31.12.2006 tarihine kadar uzatılmıştır. Bu süre içinde, kota belirleme ve denetim yetkileri kurula ait bulunmaktadır. Kurum hizmet birimlerinin görevinin sona erdirilmesi nedeniyle doğan boşluğun doldurulması amacıyla, Bakanlar Kurulu kararı taslağı hazırlanarak Başbakanlığa gönderilmiş, ayrıca, kazanılacak sürede kanun taslağı çalışması yeniden düzenlenerek, bir an önce Meclise sevki için görüşe açılmıştır. Şeker Kurulunun ithalatın denetimiyle ilgili bir görevi bulunmayıp, sadece Şeker Kanununun 6 ncı maddesine istinaden, Şeker Kurulunun, şeker ticaretinde yapılması istenen düzenlemeler konusunda Dış Ticaret Müsteşarlığına görüş bildirme yetkisi bulunmaktadır. Şeker Kurum ve hizmet birimlerinin görev süresinin sona erdirilmesi konusunda, Bakanlar Kurulu, Şeker Kanununun geçici 8 inci maddesinde yer alan "uluslararası kuruluşlarla yapılan anlaşmalar çerçevesinde, Bakanlar Kurulu, kurum ve organlarının görev, yetki ve görev süresini 31.12.2004 tarihinde yeniden belirler" hükmünden kaynaklanan yetkisini kullanmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu konuda, Dünya Ticaret Örgütü ve Uluslararası Şeker Birliği de kararlarını 2006 yılı sonuna ertelediği için, doğan boşluğu gidermek için, biraz önce belirttiğim gibi, yasa Başbakanlığa sunulmuştur.

Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; 2 nci sırada cevaplandırmak istediğim… Değerli Kâtip Üyenin okuma sırasına göre 2, 3, 4, 15, 12 nci sıra, gündem sırası olarak da 33, 126, 137, 238, 402 inci sıralardaki soru önergeleri, küçük sanayi siteleri ve organize sanayi bölgeleriyle ilgili olduğundan, müştereken cevaplandırmak istiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kars Milletvekili Sayın Selami Yiğit'in, Kars Küçük Sanayi Sitesi inşaatının ödenek ihtiyacına ilişkin olarak tarafıma yönelttiği sözlü soru önergesinin cevabını arz ediyorum:

Bakanlığımızın 22.10.2004 tarih, 13281 sayılı olurlarıyla kurulan Kesin Kabul Heyeti, 21.10.2004 tarihinde alt ve üstyapı inşaatlarının kesin kabulünü yapmak üzere, mahallinde çalışmalara başlamıştır. Bu çalışmalar sonucunda tespit edilen eksik ve kusurlu işler tutanaklarda belirtilmiş ve yapı müteahhidine 10.11.2004 tarihine kadar süre verilerek, söz konusu eksik ve kusurlu işlerin tamamlanması istenmiştir. Daha sonra, Kooperatif Yönetim Kurulu Başkanlığından alınan 2.11.2004 tarih, 60 sayılı yazıda söz konusu eksiklerin giderildiği ifade edildiğinden, 26.11.2004 tarihinde, Kars Merkez Küçük Sanayi Sitesi altyapı ve üstyapı inşaatına ilişkin kesin kabul tutanakları onaylanmıştır.

Bakanlığımız, kredi desteği ve kooperatif başkanlığının sorumluluğunda, 2002 yılında yapımı tamamlanarak esnaf ve sanatkârlarımızın hizmetine sunulan proje için, 2003 yılı birim fiyatlarıyla 13 trilyon 819 milyar Türk Lirası kredi kullandırılmıştır.

Değerli milletvekilleri, Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya'nın, Samsun Organize Sanayi Bölgesine ilişkin sorusunu cevaplandırıyorum:

Cevap 1: KOSGEB Başkanlığının 2003 yılında, Vakıflar ve Halk Bankasıyla yaptığı protokoller kapsamında aktarılan kaynak, 2004 yılı ocak ayı itibariyle KOBİ'lerde kullandırılmış bulunmaktadır. 2004 yılı mart ayı itibariyle, Halk Bankası aracılığıyla kullandırılan kredi programı sonlandırılmış olup; Vakıfbank aracılığıyla kullandırılan krediler ise, kullandırılan kredilerin geri dönüşleri oranında KOBİ'lere tekrar kullandırılmaya devam edilmektedir. Bu, bankanın kaynaklarına bağlıdır, Bakanlıkla doğrudan ilgili değildir.

Ayrıca, 2004 yılı içerisinde, Vakıfbank, Halkbank ve Ziraat Bankasıyla yapılan protokol doğrultusunda, bankalar aracılığıyla, KOBİ'lere sıfır faizli ihracat kredisi kullandırılmaktadır. Bankalar aracılığıyla kullandırılan krediler, KOSGEB Kanunu uyarınca, imalat sanayiinde faaliyet gösteren, 1 ile 150 arasında işçi çalıştıran işletmelere, bankacılık prosedürleri doğrultusunda düşük faizli yatırım ve işletme sermayesi kredisi kullanma imkânıyla sağlanmıştır.

Cevap 2: KOSGEB Başkanlığı tarafından bankalar aracılığıyla uygulanan kredi programlarında şu an için kalkınmada öncelikli olan, olmayan iller ayırımı yapılmamaktadır.

Cevap 3: Bakanlığımız 2005 yılı yatırım programına göre, her iki projenin de 2005 yılında bitirilmesi planlanmakta olup, 2005 yılında, Kavak Organize Sanayi Bölgesi için 600 000 Yeni Türk Lirası, Bafra (BORSAB) Organize Sanayi Bölgesi için 3 000 000 Yeni Türk Lirası ödenek ayrılmıştır. Söz konusu projelerin zamanında tamamlanabilmesi için yeterli ödenek teminine çalışılacaktır.

Cevap 4: Bilindiği gibi, başta tarım arazileri olmak üzere orman alanları, sulama alanları ve benzeri önem arz eden kullanımların kirletilmemesi ve amacı dışında kullanılmaması için organize sanayi bölgeleri kurulacak alanlar, Yer Seçim Yönetmeliği gereği yaklaşık 22 kurum ve kuruluşun oybirliğiyle tespit edilmektedir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı da bu kuruluşlar arasında yer almaktadır.

OSB'lerin, ilgili kurum, kuruluşların oybirliği kararıyla seçilmesine karşın, OSB'lerin sahip olduğu fizikî yerleşme alanlarından daha büyük alanlarda, hiçbir surette ilgili kurum ve kuruluşların oybirliği kararının alınmasını gerektirmeyen İmar Kanunu çerçevesinde, belediyelere, belediye meclis kararıyla sanayi alanı planlama ve onaylama yetkisinin verilmiş olması, birçok yerleşim birimi içinde veya yol güzergâhları boyunca ya da verimli tarım arazileri üzerinde, gelişigüzel, her türlü denetimden yoksun, çevre ve toplum sağlığını tehdit eden, her anlamda plansız ve çarpık alanlarda sanayi yapılaşmalarına neden olmuş, olmaya da, maalesef, zaman zaman, kaçak olarak devam edilmektedir. Bu durumun önlenebilmesi için, OSB'ler dışında sanayi yapılaşmalarının engellenebilmesi için, ilgili kurum ve kuruluşlar müteaddit defalar Bakanlığımca uyarılmış, özellikle belediyelere çeşitli uyarılarda bulunulmuştur. Yatırımların OSB'lere yönlendirilmesi talep edilmiştir. Teşvik Yasasında da OSB'lere öncelik tanınmıştır. Bu konuda en son Bayındırlık Bakanlığı, 22.1.2004 tarih ve 162 sayılı bir genelge yayınlamış olup, genelgede, özetle "bu çerçevede, sınırları içerisinde organize sanayi bölgesi bulunan tüm idarelerin, sanayi alanı kullanımı kararı getirdikleri saha için Sanayi ve Ticaret Bakanlığının görüşünün alınması ve bu görüş doğrultusunda işlem ve uygulama yapılması zorunludur" denilmektedir. Bu genelge, tüm valilik, ilgili kurum ve kuruluşlara gönderilmiştir ve bu tarihten itibaren de bu çarpık yapılaşmada gerileme tespit edilmiştir.

Değerli milletvekilleri, Çanakkale Milletvekili Sayın Ahmet Küçük'ün organize sanayi bölgesine ilişkin sualini cevaplandırıyorum; aynı zamanda selamlıyorum.

Bakanlığımız kuruluş kanununda bakanlığımıza verilen yetkiler çerçevesinde, OSB'lere yönelik olarak yapılan çalışmalar sürdürülmekte olup, OSB uygulamalarında karşılaşılan aksaklıkların giderilmesi ve yatırım ortamlarının iyileştirilmesi amacıyla, sanayicilerimizin, odaların, birliklerin, yönetim kurullarının, kooperatif ve derneklerin de görüşlerine başvurularak, sorunlar ve çözüm önerileri tespit edilmiş ve bu çerçevede, uygulama yönetmeliğinin bazı maddelerinde değişiklikler yapılarak, planlama ve OSB genel kurulları hususlarındaki düzenlemelerde rahatlama sağlanmıştır.

Bazı illerde vergi ve sigorta primi teşvikleri uygulamak, enerji desteği sağlamak ve yatırımlara bedelsiz arsa ve arazi temin etmek suretiyle, yatırımları ve istihdam imkânlarını artırmak amacıyla düzenlenen 5084 sayılı Teşvik Yasası, bildiğiniz gibi, yürürlüktedir.

Organize sanayi bölgesi ve küçük sanayi sitelerine kullandırılan ve kullandırılacak yüzde 10, yüzde 15, yüzde 20 olan faiz oranları kalkınmada öncelikli yörelerde yüzde 2, normal bölgelerde yüzde 7, kalkınmış bölgelerde yüzde 12'ye indirilmiştir.

Organize sanayi bölgesi ve küçük sanayi sitelerine kullandırılan kredilere bankacılık hizmetleri karşılığı ödenen komisyon oranları, OSB'lerde yüzde 1, küçük sanayi sitelerinde, kalkınmada öncelikli yörelerde inşaat ve itfa dönemlerinde binde 5, diğer yörelerde inşaat döneminde binde 5, itfa döneminde yüzde 1 olarak değiştirilmiştir. Borçlarını ödemekte sıkıntıya düşen OSB ve küçük sanayi sitelerine bazı kolaylıklar getirilmesi amacıyla esas ve usullerde değişiklik yapılmıştır.

Vadesinde ödeyemedikleri borçları nedeniyle temerrüde düşen ve kredilendirme şartlarını yerine getiremeyen küçük sanayi sitesi ve organize sanayi bölgelerinin borçlarının yeniden yapılandırılmaları için hazırlanan protokol Maliye Bakanlığı ile Bakanlığımız arasında imzalanarak yürürlüğe girmiş ve birçok küçük sanayi sitesi borçları yeniden yapılandırılmıştır.

Sanayi alanları planlamasının mutlaka Bakanlığımız görüşü alınarak gerçekleştirilmesi hususunda Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca genelgenin yayınlanması, biraz önce söylediğim gibi, gerçekleştirilmiştir.

Organize sanayi bölgeleri yer seçimlerinde sorunlara neden olan mera vasfı değişikliği ve sağlık koruma bantlarının mesafeleri hususunda, sırasıyla, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Bakanlığımız arasında protokol imzalanarak bu konu büyük ölçüde sorun olmaktan çıkarılmıştır.

Devam eden çalışmalar:

15 Nisan 2000 tarih 24021 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu, uygulamada görülen aksaklıkların giderilmesini teminen, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununda değişiklik yapılması hakkındaki kanun tasarısı taslağı kurum görüşlerine sunulmuş olup, hazırlanan kanun taslağı ve tüm kamu kurum ve kuruluşlarından gelen teklif ve önerilerle birlikte değerlendirilmekte olup, çalışmalar tamamlandığında ilgililerin görüş ve önerilerine açılacaktır.

Tarım-sanayi entegrasyonunun geliştirilmesi amacıyla, Bakanlığımız yatırım programına giren besi, sera, çiçekçilik gibi tarım sektörüyle doğrudan ilişkili OSB'lerle ilgili olarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı nezdinde görüşmeler yapılmıştır. Bu OSB'lerin planlaması ve üstyapıları yapılırken, Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılacak değerlendirmelerin esas alınması hususundaki çalışmalara yer verilmiştir.

Cevap 2: Organize sanayi bölgelerinin serbest tüketici kabul edilmelerini de kapsayan ve OSB'lerin yaşamış oldukları enerji sorunlarının giderilmesine yönelik olarak yapılan çalışmalar neticesinde konuya ilişkin ortaya çıkan tespit ve öneriler, 28.12.2004 tarih, 17351 sayılı yazımızla Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığına iletilmiştir. Ayrıca, 25.2.2005 tarih, 1990 sayılı yazımızla, 4628 sayılı Elektrik Piyasası ile 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunları ve bunlarla ilgili olan ikincil mevzuattaki aksaklıkların giderilmesi ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, TEDAŞ ve BOTAŞ ile OSB'ler arasındaki idarî ve hukukî sorunlara kalıcı çözüm bulabilmek amacıyla, söz konusu kanunlara birer fıkra eklenmesi hususundaki değişiklik önerimiz, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığınca ele alınmış bulunmaktadır.

Değerli milletvekilleri, şimdiyse, Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan'ın suallerini cevaplandırıyorum.

Çalışmaları Bakanlığımızca ilgili kanun ve yönetmelikler çerçevesinde yürütülen Denizli İlindeki projelerin tümü hakkındaki bilgiler aşağıda sunulmakta olup, söz konusu projelerden 2002 yılından önce tamamlananları için, yine, ilgili kanun ve yönetmelikler çerçevesinde, Bakanlığımızca teknik hizmetlerin verilmesine devam edilmektedir.

Diğer taraftan, 81 işyerinden müteşekkil Tavas-Kızılcabölük Küçük Sanayi Sitesi Projesi 2003 yılında tamamlanarak hizmete sunulmuştur. Proje için, 2005 yılı birim fiyatlarıyla, toplam 1 050 822 Yeni Türk Lirası kredi kullandırılmıştır.

Denizli Deri OSB Projesi, Bakanlığımız 2005 yılı yatırım programında 450 000 Yeni Türk Lirası ödenekle yer almış olup, çalışmaları sürdürülmektedir.

Bununla birlikte, 2005 yılı yatırım programında yer almayan 9 adet OSB, 7 adet küçük sanayi sitesi projesinin teknik çalışmaları Bakanlığımızca sürdürülmektedir.

Bakanlığımız kuruluşu olan KOSGEB'in Denizli İline yaptığı destekler şöyledir: 2003, 2004, 2005 yılları içerisinde Denizli İlinde faaliyet gösteren KOBİ'lerin kullandığı KOSGEB krediler toplamı 15 trilyon 430 milyar Türk Lirasıdır. Bu tutar içerisinde, KOSGEB-Vakıfbank, KOSGEB-Halkbank kredileriyle birlikte, Halkbank, Vakıfbank ve Ziraat Bankası aracılığıyla yürütülen KOSGEB ihracat kredileri yer almaktadır. 153 adet KOBİ, bu kapsamda, 2003-3.3.2005 tarihleri arasında KOSGEB tarafından Denizli İlinde 1 116 işletmeye 3 117 809 072 396 Türk Lirası destek, artı, 15 trilyon 430 milyar Türk Liralık kredi kaynak olarak aktarılmıştır.

Değerli milletvekilleri, şimdi, Iğdır Milletvekili Prof. Dr. Sayın Dursun Akdemir'in suallerini cevaplandırıyorum.

Cevap 1: Iğdır Organize Sanayi Bölgesi Projesi için 2004 yılı yatırımları hızlandırma ödeneğinden sağlanan 300 milyar lira ödeneğin 4 559 000 000 Türk Lirası harcanmış olup, 295 441 000 000 Türk Lirası kullanılmamıştır. Harcanan para etüt, proje, mühendislik hizmetleri için kullandırılmış olup, inşaat ihalesi yapılamadığından, ödeneğin tamamı kullandırılamamıştır. Altyapı projelerinin hazırlanması, Bakanlığımıza intikali ve onaylanmasını müteakip keşif ve ihale çalışmalarına başlanabilecektir. Ayrıca, Bakanlığımızca, 2004 yılında Iğdır Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğüne toplam 26 840 000 000 lira ödenek gönderilmiştir.

Bakanlığımız kuruluşu olan KOSGEB'in 2004 yılında Iğdır İline verilen destek miktarı, bir işletmeye bilgisayar yazılım, kullanım desteği olmak üzere 17 673 810 000 lira olarak gerçekleşmiştir.

Cevap 2: 2005 yılı yatırım programında Iğdır Merkez Organize Sanayi Bölgesi Projesi için 300 000 Yeni Türk Lirası ödenek ayrılmıştır. Ayrılan ödeneğin tamamı, inşaat harcamaları ve genel idare giderleri içindir.

Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkanım, izin verirseniz, diğer gruba geçiyorum.

5 inci sırada, 10 uncu sırada, 9 uncu sırada, değerli arkadaşımızın okumuş olduğu soru önergelerini cevaplandıracağım. Bunlar, gündemin 168, 286, 433 üncü sıralarında olarak Meclise sunulan soru önergeleridir.

BAŞKAN - Sayın Bakan, 1 saat 20 dakikalık sürenizin 57 dakikasını kullandınız; daha vaktiniz var.

Buyurun.

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum.

Biraz hızlı okuyorum, kusura bakmayın.

Muğla Milletvekili Sayın Fahrettin Üstün, Iğdır Milletvekili Prof. Dr. Sayın Dursun Akdemir ve Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan'ın sualleri.

Bakanlığımız bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarına atanan ve görevden alınan geçici personel ve dönersermayeden ödenen paya ilişkin olarak tarafıma yöneltmiş oldukları sözlü soru şöyledir; cevaplarını veriyorum: Başbakanlık, bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarından Bakanlığımıza 2 geçici, 2 vekâleten ve 122 personel naklen, bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarımızdan ise 46 personel naklen ve 214 personel de açıktan atanmıştır.

Bakanlığımıza devlet memurları sınavıyla atama yapılmamıştır; ancak, kamu personeli seçme sınavı ile Bakanlığımızca yapılan özel yarışma sınavı sonucunda -tüketici ve rekabetin- uzman yardımcısı kadrosuna 11 kişi, stajyer kontrolör kadrosuna 5 kişinin ataması yapılmıştır.

Bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarımıza devlet memurları sınavı sonucuna göre 198 personel açıktan atanmıştır.

Bakanlığımız ile bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarımızı tercih ettiği halde daha az puanla göreve başlatılan personel yoktur.

Bakanlığımız ile bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarımızda toplam 8 personel istisnai kadrolara atanmıştır.

Bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarımızda 143 eski hükümlü, 86 özürlü olmak üzere, toplam 229 geçici işçi göreve başlatılmıştır.

Bakanlığımız bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarımızda 14 personelin görevine son verilmiştir. Bunlardan mahkeme kararı gereği görevine iade edilen bulunmamaktadır.

Yine, aynı grupta 27 personel görevinden alınmıştır.

Bakanlığımız merkez teşkilatında dönersermaye bulunmamaktadır.

Zaten, personelin çoğu da, nakil olarak, bu havuz dediğimiz özelleştirmelerden gelen personeldir.

Değerli Başkan, izninizle, Kâtip Üyemizin 7 nci ve 8 inci sırada sunduğu sualleri cevaplandırıyorum.

Muğla Milletvekili Sayın Fahrettin Üstün'ün tüketici kuruluşlarına yapılması gereken ödemelere ve tüketicinin korunması hakkındaki mevzuata ilişkin olarak tarafıma yönelttiği suallere cevabımdır.

Söz konusu sözlü soru önergelerine ilişkin cevabımız, Bakanlığımız Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğünün 4 Mayıs 2004 tarih, 9698 sayılı yazısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterlik Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığına gönderilmiştir; ancak, soruların özünü teşkil eden 4077 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinde yer alan "özel gelir" 23.7.2004 tarih ve 25531 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 5217 sayılı Özel Gelir ve Özel Ödeneklerin Düzenlenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile 1.1.2005 tarihi itibariyle yürürlükten kaldırılmıştır; çünkü, bildiğiniz gibi, bütün fonlar bütçede toplanmıştır, bu ödenekler de yürürlükten kaldırılmıştır. Bu nedenle, tüketici derneklerine ve bunların üst kuruluşlarına yapılacak yardımlar ile diğer harcamaların özel gelirden karşılanmasına ilişkin tüm yönetmenlik hükümleri de kendiliğinden geçersiz duruma düşmüştür.

Biz, Bakanlık olarak -aslında, bugün, dün başlayan, yılda bir defa yapılan ve bütün kesimlerin temsilcilerinden oluşan Tüketici Konsey Toplantısından geliyorum; dolayısıyla, orada da dile getirildi- arzumuz, tabiî, sivil toplum kuruluşlarının tüketici haklarını korumayla ilgili projelerinin proje bazında desteklenmesi yönünde olumlu düşünmekteyiz; ama, takdir edersiniz ki, malî disiplin çerçevesinde, kaynak bulduğumuz takdirde, bunları yeniden ele almayı düşünüyoruz.

Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; izninizle, 11 inci sırada Sayın Kâtip Üyemizin dile getirdiği, Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun 400'üncü  sıradaki soru önergesini cevaplandırıyorum.

Türkiye Turizmciler Meslek Birlikleri Kanunu Tasarısıyla turizm işletmelerinin bir birlik çatısı altında örgütlenmesinin öngörüldüğüne, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği dışında yeni bir birliğin kurulmasının hem yeni kurulacak birliğin hem de TOBB'un temsil gücünü azaltacağına ilişkin olarak tarafıma yönelttiği (6/1384) esas numaralı sözlü soru önergesinin cevabıdır.

Ülke genelinde mevcut 206 ticaret odası ve ticaret ve sanayi odasında, en temel örgütlenme birimi olan meslek komitesinde, meslek komiteleri tarafından oluşturulan meclis ve yönetim kurulunda turizm meslek mensupları yer aldığından ve istenildiği takdirde, TOBB bünyesinde, sektör bazında, Türkiye sektör meclisleri bünyesinde de bunların seçimle yer alabileceği dikkate alındığından; odaların demokratik yapıları sonucunda, diğer meslek grupları gibi, turizmciler de layıkıyla temsil edildiğinden ve odalar, turizm sektörünün ihtiyaç duyduğu tüm hizmetleri karşılayabilecek kapasiteye sahip olduğundan; turizm meslek mensupları, istedikleri takdirde, odalar bünyesindeki meslek komitelerinden TOBB'daki sektör meclislerine kadar tüm örgütlenme aşamalarında sorunlarını dile getirebileceğinden ve çözüm yolları arayabileceğinden; meslek gruplarının kendi birliklerini kurmalarının hem TOBB'un güç kaybetmesiyle hem de turizm sektörünün beklentilerinin güçsüz bir birlik tarafından karşılanmasıyla karşı karşıya kalmasıyla sonuçlanacağından; ayrıca, Dernekler Yasasına göre, bunlar, kendi aralarında, sivil toplum kuruluşu olarak, dernek, federasyon oluşturabileceğinden, turizm meslek grubunun yeni bir örgütlenme içine girmesinin hem sayısal olarak hem de güç bakımından yararına inanılmamaktadır. Sonuç olarak, Türkiye meslek birliği ve mahallî meslek birlikleri kurulmasını öngören kanun tasarısının yasalaşmaması gerektiği düşünülmektedir.

Değerli Başkan, değerli arkadaşlar; şimdi de, 14 üncü sırada takdim edilen, Antalya Milletvekili Sayın Hüseyin Ekmekcioğlu'nun 431 inci sıradaki önergesini cevaplandırıyorum:

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Ekmekcioğlu'nun esnaf ve sanatkârlara verilen kredi oranlarına ilişkin olarak tarafıma yönelttiği suale özet olarak cevap vereceğim; çünkü, daha önceki konuşmalarda da, bu konuda bilgi sunmuştum.

Cevap 1: Esnaf ve sanatkârlara verilen kredilere yıllar itibariyle uygulanan faiz oranları: 30.1.2003 tarihinden itibaren... 2002 yılında bu yüzde 75 idi, biz iktidara geldiğimizden hemen sonra yüzde 59 idi, 10.3.2003 tarihinden itibaren yüzde 52'ye, 15.5.2005 tarihinden itibaren yüzde 47'ye, 15.7.2003 tarihinden itibaren yüzde 30'a, 1.1.2004 tarihinden itibaren yüzde 25'e ve 1.1.2005 tarihinden itibaren de yüzde 18'e indirilmiştir.

Ayrıca, Türkiye Esnaf Kredi Kefalet Kooperatifleri Birliği de, kendi aldığı yüzde 5'lik payı, bir seferde -yıllık olarak değil, dönem olarak aldığı yüzde 5'lik payı- yüzde 3'e indirdiği için, şu anda, faizler yüzde 18 - 19,5 arasında uygulanmaktadır.

Takdir edersiniz ki, kamu bankalarının özerk olduğu ve üç yıllık sürede özelleştirileceği kanun metninde vardır. Bunlara, bankalara talimat verilerek faizleri indirmek mümkün değildir. Enflasyonun aşağıya çekilmesi, reel faizlerin aşağıya çekilmesi sonucunda meydana gelen ekonomik iyileştirme paralelinde bankalar bunları hükümetin önerisi doğrultusunda kendi kararlarıyla düzenlemiş bulunmaktadır ve gerekli destek de, gerektiğinde Hazine tarafından verilmektedir.

Cevap 2: Esnaf ve sanatkârlara verilen kredi limitleri 5 milyar liradan, 30 Ocak 2003 tarihinde 10 milyar liraya, 22 Eylül 2003 tarihinde de 15 milyar liraya çıkarılmış ve Bağ-Kura borcu olanlara da kredi verilme uygulaması getirilmiştir. Bu kredi limitini 25 milyara yükseltme çalışmalarımız devam etmektedir. Bankaların kaynak imkânları doğduğunda 25 milyar liraya çıkarılacaktır.

Ayrıca, esnaf ve sanatkârlara verilen kredilerden esnaf ve sanatkâr kredi ve kefalet kooperatifleri tarafından 2002 yılından önce yapılan yüzde 10'luk blok -biraz önce belirttiğim gibi, bloke oran- 30 Ocakta yüzde 5'e, 1 Ekim 2004'te de yüzde 3'e indirilmiştir. 2002 tarihinde bütün esnaf teşekkülleriyle -ki, bu esnaf kredi kefalet kooperatiflerinde 1 100 000 civarında yararlanan esnaf vardır- o tarihlerde 100 000'in altında esnaf ancak temas kurabilmiş, 153 trilyon lira kredi kullanmıştır. Şu anda kullandığı kredi 2 katrilyon lirayı geçmiştir. 800 000 esnaf bu krediden istifade etmektedir ve dönen paraların kullanılmasıyla -bir soru önergesine verdiğim cevapta da belirttiğim gibi- 2,5 katrilyon lira civarında bir fon oluşturulmuştur.

Cevap 3: Bakanlığımız kuruluşu olan KOSGEB, imalat sanayiinde faaliyette bulunan -ki, kanun gereğidir imalat sanayii olması- 1 ilâ 150 arasında işçi çalıştıran işletmelere destek vermektedir. Kredi ihtiyacı olan firmalara Vakıfbank aracılığıyla, TEFE, şimdiki tabiriyle ÜFE -yani, üretim fiyat endeksi- artı yüzde 5 puan üzerinden, iki yıllığına kadar, kredi verilebilmektedir. Bunun için şimdiye kadar 45 trilyon liralık kaynak kullandırılmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Antalya Milletvekili Sayın Hüseyin Ekmekcioğlu'nun suallerini de böylece cevaplandırmış bulunuyorum. Değerli Başkanın bana tanıdığı süreyi de fazlaca kullanmadan, beni sabırla dinlediğiniz için hepinize saygılar sunuyorum.

Sayın Başkanımın hoşgörüsüne sığınarak bir teklifte de bulunmak istiyorum. Arkadaşlarımız, akıllarına gelen sualleri, tabiî, hakları olarak, soru önergesi olarak sormaktadırlar. Mecliste görüşülemediği takdirde, bunların çoğu yerine getirildiği halde sonradan gündeme gelmektedir. Kaldı ki, bazı konularda fazlaca bilgi edinilmeden sorulmaktadır.

Ben, milletvekili arkadaşlarımın hoşgörüsüne sığınarak, şu ricada bulunacağım: Bu bakanlıklar sizin bakanlığınız, Türkiye'nin bakanlığı. Lütfen, bir telefonla, yazıyla, Bakanlıktan bilgi alsınlar; hatta, vakitleri olursa, lütfetsinler, gelsinler ve gerekli bilgileri aldıktan sonra, bunları sorarlarsa, hem vakitten kazanırız hem Yüce Meclisi meşgul etmemiş oluruz.

Takdirlerinize sunuyorum.

Saygılarımla. (AK Parti sıralarından alkışlar)

III.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

C) ÇEŞİTLİ İŞLER (Devam)

2.- Arnavutluk Millî Eğitim Bakanı Livan Memushi’ye Başkanlıkça “Hoşgeldiniz” denilmesi

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, Arnavutluk Millî Eğitim Bakanı Sayın Livan Memushi, Genel Kurulumuzu onurlandırmış bulunmaktadır; kendilerine, Yüce Heyetiniz adına, "Hoşgeldiniz" diyorum. (Alkışlar)

VI.- SORULAR VE CEVAPLAR (Devam)

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI (Devam)

1.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, şeker fabrikaları işçilerinin çalıştırılmasındaki farklılıklara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/731) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)

2.- Kars Milletvekili Selami Yiğit'in, Kars Küçük Sanayi Sitesi inşaatının ödenek ihtiyacına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/808) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)

3.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, yatırım ve işletme kredisi kriterleri ile organize sanayi bölgelerine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/951) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)

4.- Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük'ün, organize sanayi bölgelerinin sorunlarının çözümüne ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/972) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)

5.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1018) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)

6.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, Malatya yöresi pancar kotasına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1034) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)

7.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, tüketici kuruluşlarına yapılması gereken ödemelere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1045) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)

8.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, tüketicinin korunması hakkındaki mevzuata ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1046) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)

9.- Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, Bakanlık tarafından Denizli İlinde yapılan çalışmalara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1133) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)

10.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, atanan ve görevden alınan personele ilişkin  Sanayi ve Ticaret  Bakanından sözlü soru önergesi (6/1217) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)

11.- Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, işletmelerin yeni bir birlik çatısı altında örgütlenmelerinin TOBB'un temsil gücü üzerindeki etkisine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1384) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)

12.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, 2004 ve 2005 malî yılı bütçelerinden Iğdır İline ayrılan ödenek miktarı ve kullanımına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1388) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)

13.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, pancar üretiminin denetimine ve Şeker Kurumunun kapatılmasının sonuçlarına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1422) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)

14.- Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, esnaf ve sanatkârlara verilen kredilere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1427) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)

15.- Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, personel atamalarına ve geçici personele döner- sermayeden ödenen paya ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1431) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)

16.- Tokat Milletvekili Feramus Şahin'in, Tokat'ın bazı beldelerinde kantarların kapatılma gerekçesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1472) ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (Devam)

BAŞKAN - Şimdi, soru sahibi milletvekili arkadaşlarımızdan Ahmet Küçük, Feramus Şahin ve Ferit Mevlüt Aslanoğlu, açıklama yapmak için söz istiyorlar.

Bu açıklamaları yerinizden yapacaksınız.

İlk sırada, Çanakkale Milletvekili Sayın Ahmet Küçük.

Buyurun.

AHMET KÜÇÜK (Çanakkale) - Sayın Bakana, öncelikle teşekkür ediyorum, büyük bir gayretle, çok geç de olsa sorularımızı cevapladığı için; ama, maalesef, sorularıma aldığım cevaplar, benim açımdan çok tatmin edici olmadı.

Benim özellikle söylediğim şuydu: Organize sanayi bölgeleri, hepimizin bildiği gibi, yakın dönemin, sanayileşmeyi teşvik etmekle ilgili olarak önemli bulunan bir projesiydi ve sanayileşmeyi, mümkün olduğu kadar organize sanayilerde şekillendirmek, kontrol altında tutmak esastı; ama, son alınan kararlarla, organize sanayi bölgelerindeki yatırım indirimleri, birden yüzde 100'den yüzde 40'lara indirildi. Bu da, dolayısıyla, organize sanayi bölgelerinde arsa alan arkadaşlarımızın çoğunu yatırım yapmaktan caydırdı. Çünkü, yatırım indirimleri daha çok teşvik bölgelerine doğru aktarılınca, organize sanayilerde yatırım yapmak, çok cazip olmaktan çıktı. Bu organize sanayileri cazip hale getirmek için bir çalışmanız var mı diye ben özellikle sormuştum. Bu konuda tatmin edici bir cevap aldığımı söyleyemem.

Ben, Sayın Bakanla daha önceki şifahî görüşmelerimizde de bu konuyu ilettiğimde, bazı konularda sektörel anlamda destekler düşündüklerini ve sektörel bazda desteklemelerle bu konuyu halledebilmeyi düşündüklerini söylemişlerdi; ama, bu konuda, bildiğim kadarıyla, ciddî bir gelişme olmamıştır.

Örneğin, Çanakkale Organize Sanayi Bölgesinde ve Biga Organize Sanayi Bölgesinde altyapı yatırımları hemen hemen bitmiş. Biga Organize Sanayi Bölgesinde -bizim- arsaların tamamı satıldığı halde, fabrika inşaatları, maalesef, başlayamamaktadır. Çünkü, yüzde 100 yatırım indirimi alacağını düşünerek burada arsa alan ve enerjiyi de yüzde 5 ucuza alacağını düşünen birçok insan, bunların ortadan kalkmasıyla zor duruma düşmüş ve birçoğu yatırım yapmaktan vazgeçmiştir.

Gene, şimdi, organize sanayi bölgelerindeki enerji nakil hatlarının bedelleri, organize sanayi bölgelerinden arsa alanlar tarafından ödenmiştir; ama, şimdi, bu hatlar tekrar TEDAŞ'a devredilmiş ve böylece, bu arkadaşlarımızın elinden bu hatlar alınmıştır. Şimdi, organize sanayi bölgelerinde yüzde 5 indirim, sadece belli bir tüketim miktarını aşan organize sanayi bölgelerine uygulanmaktadır. Halbuki, esas teşvik edilecek olan, yeni organize sanayi bölgeleri ve organize sanayi bölgelerinde yeni yatırım yapan insanlar olması gerekirken, yeni yatırım yapanlara bu avantajı sağlamakla ilgili ciddî bir çalışmanın olmadığı anlaşılıyor. Bu konularda, tabiî, hükümetin bir an önce çalışma yapıp, buralarda yatırımları heveslendirici birtakım organizasyonlar yapması gerektiğine inanıyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Soru sahibi Tokat Milletvekili Sayın Feramus Şahin; buyurun.

FERAMUS ŞAHİN (Tokat) - Sayın Başkan, Sayın Bakana teşekkür ediyorum; ancak bölgemizde pancar kotasını kaldırmadığınızdan, pancar ekicilerinin mağduriyeti devam ederken, tam bu aşamada Türk Şeker AŞ'nin uygulamasının hiç doğru olmadığı inancındayım.

Sayın Bakan, soru önergemde de bahsi geçen firesi yüksek pancar teslimatı yapan köylerimizden Tutluca, Kunduz, Yenice, Mertekli, Bebekderesi, Gümüşyurt, Bayırlı, Tanyeli, Aktaş, Ulusulu, Evlideresi, Tuzla'da yaşayan yurttaşlarımızın, soru önergemde de bahsi geçtiği gibi, firesi yüksek pancar teslim etmeleri mümkün değildir. Hatta bu kantarlarda Türk Şeker'in görevlileri de söz konusudur. Hem kotadan dolayı hem de bu pancar kantarlarına pancarını teslim etmeyenler açısından buradaki köylerin mağduriyetinin bir an önce giderilmesi ve bu yanlış karardan vazgeçilmesini talep ediyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Soru sahibi Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu; buyurun.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Bakanım, iki soru sormuştum, birinin cevabını alabildim. Bu soruyu geçen yıl tam bu zamanlar sormuştum; 7 Nisan 2004.

Malatya'nın ekmeği, Malatyalının ekmeği, tütün, pancar ve kayısı, Sayın Bakanım. Tütün yok oldu. Tütün ekimi yasaklandı. Tüm tütün depoları, alım merkezleri kapatıldı. Artık, tütün ekimi serbest; ama, Tekel tütün almıyor. Köylü bunu kime satacak?

Kayısıda geçen yıl 5 Nisanda büyük bir don olayı yaşadık. Bu yıl Allah'a yalvarıyoruz: Aman, 15 Nisana kadar bir don olayı olmasın!

Bir kere, geçen yıl ağaçlar dondu, bu yıl kayısı rekoltesi yine az olacak Sayın Bakanım. Tabiî, bunlar yaşanırken, bir taraftan "aman don olayı olmasın" diye Allah'a yalvarıyoruz; ama, elimizde, Meclise üç ay önce gelen, komisyonda bekleyen tarım sigortası, bir şekilde, Meclis Genel Kuruluna indirilmiyor. Sayın Bakanım, ne olursunuz -tabiî, Tanrının verdiği bir felakete hepimiz razıyız ama- bizim elimizde olan ve üç aydır komisyonda bekleyen tarım sigorta yasası Genel Kurula öncelikle gelsin. Bu insanlar "Allahım, acaba don olacak mı, olmayacak mı, oldu mu" diye sabaha kadar uyumuyor şu anda Malatya'da, sabahlara kadar ağaçların dibinde ağaçlara ateş yakarak, duman üfleyerek "aman don oluyor, ekmeğimiz elden gidecek" diyorlar. Onun için, tarım sigorta yasa taslağının da öncelikle Meclise gelmesi önemli bir sorunu çözecektir.

Sayın Bakanım, bu sene yine kayısı rekoltesi çok düşük olacaktır -Malatya köylüsünün ekmeği- bu nedenle, bu seneki Malatya Şeker Fabrikası pancar kotasının, tüm bu sorunlar dikkate alınarak saptanmasında ve yüksek saptanmasında önemli bir yarar vardır. Aksi halde Malatya köylüsü yok olacaktır.

Sayın Bakanım, geçen yıl Malatya'da 4 kantar kapatıldı, 100 kilometre mesafedeki kantarlar kapatıldı. Daha önce, şeker fabrikalarının, bu kantarlarda pancar alımı yapıp, trenle şeker fabrikasına getirme olanağı vardı; şimdi, çiftçi traktörle... Trafik polisi traktörleri bırakmıyor, çok büyük cezalar kesiyor; traktörlerin şehre girmesi engelleniyor; polisle başları belaya giriyor. Şu anda tek merkezden alım yapılıyor, Malatya Şeker Fabrikasında üç gün bekletiliyor bu insanlar. Yazıktır bu köylüye. Daha önce küçük merkezlerde teslim edilen pancarlar, trenle çok kolay bir şekilde Malatya Şeker Fabrikasına getiriliyordu. Bu bir Allah yazgısı değil. Bu alım kantarları kapatıldı -3 tane- bu yıl, eski Malatya "Battalgazi" dediğimiz kantar kapatılıyor. Yazıktır bu insanlara. Benim elimde şu anda -ben geçen hafta cumartesi oradaydım- 2 000 imzalı mektup var, onun bir fotokopisini size sunacağım, bir fotokopisini de Şeker Fabrikaları Genel Müdürüme göndereceğim. Bugün kendilerine arz ettim, Şeker Fabrikaları Genel Müdürüme.

Sayın Bakanım, orada "7 000 ton toprak teslim edildi" diye bir şey var. Sizden istirham ediyorum, bu toprağı kim aldıysa, bu sahtekârlığı kim yaptıysa, bir müfettişle... Eğer, bu ülkede dürüst olan ile dürüst olmayanı ayırmazsak, başımıza çok bela gelir.

Sizden istirhamım, Battalgazi kantarında kim sahtekârlık yaptıysa, bunu bulmak bizim görevimiz; ama, orada bir şey oldu diye “kantarı kapatıyorum” demek, orada pancar teslim eden 20 000 çiftçiye ihanet demektir.

Sizden istirhamım, bunu kim yaptıysa, şeker fabrikalarının elamanları yaptıysa veya köylü yaptıysa... Mutlak, yapan, eğer, gün ışığına çıkmazsa Sayın Bakanım, bu şekilde kantarı kapatıyorum demek yanlıştır; sizden istirhamım bu.

Tabiî, bir üçüncüsü Sayın Bakanım; kotadışı pancarda bir sektör oluştu, para kazanan insanlar var. Kilosu 100 liraya alınan şekeri, pancarı, kotadışı eken köylüden 25 000 liraya alan insanlar bu pancarı kime satıyor?

Sayın Bakanım, inanın, kamyonlar yanaşıyor -sorun Yozgat'taki çiftçiye, sorun Malatya'daki çiftçiye, sorun Tokat'taki çiftçiye- kotadışı pancar 25 000 liraya alınıyor köylüden. Bunu alan insanlar, bu pancarı gidip kime satıyor ve kaç paraya satıyor? 70 000 liraya, 80 000 liraya, Sayın Bakanım, satıyorlar. Burada büyük bir sektör oluştu. Ben, bir kez daha bunu dikkatinize sunuyorum.

Tabiî, bir de, ben, yine, size sormuştum; Şeker Kurulunun görevini sona erdirip... Herhalde, zannediyorum, gözünüzden kaçtı, cevaplamadınız o sorumu. Şeker Kurulunun 31.12'de görev süresi sona erdi. Şeker Kurulunun görev süresinin sona ermesi, özellikle şeker endüstrisi, şeker fabrikaları ve pancar açısından önemli bir sorun yaratmayacak mıdır? Bu sorunun... Görev süresi, sizin bilginiz dışında bir şekilde; onu da biliyorum; ama, bunun önüne geçecek tedbirler alındı mı; Şeker Kurulunun görev süresinin sona ermesi nedeniyle. Bu nedenle, o soruma yanıt alamadım. Bir kez daha dikkatlerinize sunuyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Soru sahibi Antalya Milletvekili Sayın Ekmekcioğlu; buyurun. 

HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Sayın Bakanım verdiğiniz yanıtlar için teşekkür ediyorum. Yalnız, bu vermiş olduğunuz yanıtlar, esnafımızın sorunlarına tam manasıyla çözüm önlemlerini içermemektedir. Geçmişte, esnaf kredi faizleri bu döneme göre daha düşüktü. Enflasyonun yüzde 120 olduğu yıllarda, esnafa verilen kredi faiz oranları yüzde 45 ile yüzde 50 arasındaydı; bugün, enflasyonun yüzde 10 olduğu günleri yaşıyoruz, esnafa verilen kredi faiz oranları yüzde 18 ile yüzde 25 civarındadır. Bu oranlarla esnafımızın ayakta kalması mümkün değildir; bırakın büyümesini, ayakta kalması mümkün değildir. Hükümet olarak, esnafın sorunlarına sahip çıkmanız gerektiğini düşünüyorum.

Sayın Bakanım, tüm işyeri kiralarının kira stopajları yüzde 20'lerden yüzde 10'lara mutlaka düşürülmelidir.

Çek defterlerinden alınan harç mutlaka kaldırılmalıdır.

Esnaf ve sanatkârlar için gerekli vergisel teşvikler mutlaka sağlanmalıdır.

Esnaf ve sanatkâr üzerindeki istihdam maliyetleri azaltılmalıdır.

Esnaf ve sanatkâr aleyhine olan rekabet dengesizliği düzeltilmelidir.

En az geçim indirimi uygulaması tekrar getirilmelidir.

Basit usulde muhasebe, defter tutma hadleri ve işletme defteri tutma hadleri yeniden gözden geçirilerek yükseltilmelidir.

Gelir Vergisi tarifesi, esnaf ve sanatkârları destekleyecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.

Özel Tüketim Vergisi ve Katma Değer Vergisi oranlarında indirim yapılmalıdır.

Belge basımı yapacak mükelleflerden meslekî faaliyet belgesi istenmelidir.

Devletimizin açmış ve açacak olduğu tüm ihale şartnamelerinde ihaleye katılacak kişilerden oda ve sicil kaydı istenmesi zorunluluk haline getirilmeli, ihale düzenlemelerinde esnaf ve sanatkâra, ihaleye katılma fırsatı yaratılmalıdır.

Vergi mükellefi olmak için vergi dairelerine müracaat eden vergi mükellefi adaylarından, 3308 sayılı Yasaya göre ustalık belgesi istenmelidir.

Asgarî Ücret Tespit Komisyonlarında esnaf ve sanatkâr temsilcisi mutlaka bulunmalıdır.

Hepsinden önemlisi, kayıtdışı ekonomi mutlaka önlenmelidir diye düşünüyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun.

Buyurun.

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; aslında ben, bütün suallere çok etraflı olarak cevap verdiğime inanıyorum; ama, tekrar, kısa kısa hatırlatmada bulunacağım.

Çanakkale, benim meslek hayatımda, otuzbeş yıl hizmet ettiğim bir bölge; dolayısıyla, detaylı bilgiyi, arkadaşıma sonra da verebilirim. Çanakkale'de, uzun yıllar, 2 trilyon lira ödenek bile kullandırılmamış ve gecikmiştir; bu gecikmeden dolayı çok kimse vazgeçmiştir. Zaten, Çanakkale, maalesef, teşvik bölgesine de alınmadığından, bildiğiniz gibi, kalkınmada öncelikli yörelerde de sadece Bozcaada ve Gökçeada teşvikte; o bakımdan, tabiî, tespitleriniz doğrudur; ama, şu anda, fazla yapacak bir şey yok. Biz, Bakanlık olarak, üzerimize ne görev düşüyorsa fazlasıyla yapmaya hazırız

Kantarlar konusu, tartışma konusu tabiî; ama, Mevlüt arkadaşımızın belirttiği gibi, sadece, bir iki yerde veyahut onlarca yerde meydana gelmiş usulsüzlük, yolsuzluk dolayısıyla değil. Bizden önceki hükümet tarafından, Dünya Bankası ve IMF'yle yapılan anlaşmalar çerçevesinde, aslında, biz iktidara geldiğimizde ve görevi devraldığımda, 7 fabrikanın kapatılması kararlaştırılmıştı ve 1 000 000 tonun üzerinde şeker vardı; kiralık depolarda, bunlar, terk edilmiş vaziyetteydi. İhraç edilen şeker de, 700 dolar civarında maliyete karşılık, 230-250 dolara ihraç edildiği takdirde, aradaki fark Hazine tarafından ödeniyordu. Biz iktidara geldiğimiz tarihten itibaren bu ödeme de durdurulmuştur; yani, üç yıllık sürede, sadece yüzde 11 -geçen sene yapılan- şekere zammın dışında bir zam yapılmadan, pancar fiyatında çok daha yüksek oranlarda, enflasyonun üzerinde artış olmasına, toplusözleşmeler dolayısıyla işçilere ödenen ücretlerde artış olmasına rağmen, Hazineye, üç senedir, yani üç dönem hiçbir yük götürmeden bu şirketler kâra geçirilmiştir. Sloganımız şudur: Alınan kararlar özelleştirilmesi doğrultusundadır, önce güzelleştirelim, sonra özelleştirelim. Çünkü, bizden önce, KİT'lerin özelleştirme havuzuna atılmasında şunu gördük: “Dur bakalım ne olacak” düşüncesiyle iyice çöküyor ve satış fiyatları da aşağı doğru iniyor. Biz şeker fabrikalarını güzelleştirdikçe, iyileştirdikçe, verimini artırıp kâra geçirdikçe, satış fiyatları da yükselmeye başladı. 5 şeker fabrikasını özelleştirmeye sunduk; 3 tanesinde, daha önce PANKOBİRLİK'le ortak olduğumuz fabrikaların hisse senetlerini devrettik ve deprem dolayısıyla çalışmayan ve 144 trilyon lira borca giren Adapazarı Şeker Fabrikasının da borcu bu kârdan düşülerek, şu anda özelleştirme için Kurula sunulmuş durumdadır.

Şunu söylemek istiyorum: Bu kapsamda şeker fabrikalarının atıl durumda olan varlıkları ve iştirakleri... Maalesef, siyasî kadrolar, çeşitli talepleri tatmin etmek için, kömür ocaklarından tutun da çeşitli kuruluşlara şeker fabrikalarını ortak etmişler. Bütün bunları ayıkladık, atıl durumdaki arazilerini sattık, sermayeye kattık ve kâra geçirdik.

Bu arada, verimsiz çalışan kantarlar... Maalesef, yüzlerce kantar, sırf o köyde 5 kişi, 15 kişi çalışsın diye açılmış, hiçbir özelliği yok, kuru bir kantar ve gelen  pancarın içinde yüzde 18 ile 37 oranında taş toprak. Fabrikaya yıkamaya geldikten sonra da bunu düzeltmek mümkün değil. Benim söylediğim olay, jandarmaya kadar intikal eden, karakollarda biten ve kanlı kavgalara sebebiyet veren olaylardır. Dolayısıyla, bütün bunları ele alarak, verimli çalışmayan kantarları, çok düşük miktarlarla pancar teslimatı yapılan kantarları kapatma mecburiyetinde kaldık. Kaldı ki, biliyorsunuz, yönetim kurulu, özerk olarak çalışan bir yönetim kuruludur, Bakanlığımızla ilgilidir. Bu yönetim kurulunda bizim Bakanlığımızı temsilen üye bulunduğu gibi, Hazineden, Maliyeden, diğer kuruluşlardan temsilciler vardır ve hür düşünceyle bunlar kararlarını alıp ve kapatmışlardır, biz de, Bakanlık olarak bunları kabul etmişizdir. Aksi takdirde, bu düzenlemeleri yapmasaydık... Bakın, iki sene biz yeni kota getirmedik pancara. Şeker ihtiyacından geri gelerek, pancar kotasını belirliyoruz ve bunu şahıslara, müstahsillere dağıtıyor fabrikalar.

Mevlüt Bey, bir yanlışlık var; fabrikalar, müstahsile ektirdiği pancarı müstahsilden alıyor, aracı kişilerin pancar toplayıp -eğer müstahsil değilse- satması mümkün değil; ama, kendisi az ekmişse, kendisine verilen kotayı dolduracak kadar pancar toplayanları tespit ettik. Yoksa, kota almayan şahsın pancar toplayıp satması mümkün değil. Yani, bunu bilgilerinize sunmak istiyorum.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - 25 000 liraya alıyor.

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) - Efendim, nerede varsa lütfen bize tespit edin, müfettişleri yollayayım, ilgileneyim; çünkü, pancar ekme yetkisi olmayan müstahsilin pancar getirip satması mümkün değil.

Mevlüt Beyin haklı olduğu iki konu var; birisi, tarım sigortası konusu. Cumhuriyet tarihinde bu bir türlü ele alınmamıştır. Şu anda Büyük Millet Meclisine sunulmuş durumda. Biz de, tarım satış kooperatiflerinden sorumlu olduğum için -tabanda tarım var tabiî- ve tarıma dayalı sanayiden sorumlu olduğum için, Bakanlık olarak arzu ediyoruz, Tarım Bakanlığımız da bunun üzerinde duruyor. İnşallah, bu yoğun trafikte yasaya bir yön vermeye gayret sarf ederiz.

Şeker Kurumu ve Şeker Kurulu arasındaki hataya sebebiyet veren durumun düzeltilmesi için, hem Bakanlar Kuruluna yeni kararname sevk edilmiştir hem de bu kurum bağımsız kurum olmaktan çıkarılıp Bakanlığımla ilişkili, ilgili bir kurum halinde ve personel durumunda da Bakanlık personelinden istifade edilerek çalışılması yönünden yasada değişiklik yapılmış; o da şu anda bakanlıkların görüşüne açılmıştır. Biz de bundan müştekiyiz, bir an önce bu durumu düzelteceğiz ve arada fırsatçılık yapanları da teftiş kurulu incelemeye aldı; bu fırsatı da kendilerine sağlamayacağız.

Ayrıca, tatmin edilmeyen hususlar varsa, lütfen, müracaat etsinler; arkadaşlara yazılı olarak cevap veririm.

Saygılarımla. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, birleşime 10 dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 18.00

 

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 18.13

BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER

KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 73 üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Değerli milletvekilleri, size daha önce sıralarını belirttiğim sorulara bir ek var, 420 nci sıradaki soru; Sayın Bakan, 420 nci soruyu da içerecek şekilde yanıtları verecek.

Bilgilerinize sundum.

VI.- SORULAR VE CEVAPLAR (Devam)

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI (Devam)

17.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, beden eğitimi branşındaki öğretmen adayı fazlasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/734) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

18.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, Niğde-Altunhisar-Yakacık Kasabasında lise açılıp açılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/735) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

19.- İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil'in, okullarda alınan kayıt paralarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/739) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

20.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, okullardaki kötü alışkanlıklarla ilgili olarak istatistikî çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/769) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

21.- İzmir Milletvekili Enver Öktem'in, iptal edilen bir sınav için yatırılan ücrete ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/778) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

22.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik'in, Şanlıurfa'nın okul ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/785) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

23.- Muğla Milletvekili Ali Cumhur Yaka'nın, eğitim fakültesi mezunlarının sınıf öğretmenliği haklarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/790) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

24.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Sefa Sirmen'in, öğretmenevlerinin özelleştirme kapsamına alınmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/794) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

25.- Afyon Milletvekili Halil Ünlütepe'nin, Ankara Öğretmenevinde kütüphane bulunmamasının nedenine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/820) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

26.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan'ın, yarı dönemi başarıyla bitiren öğrencilerin üst sınıfa geçebilmesine yönelik düzenlemeye ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/821) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

27.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan'ın, okul değiştirme cezasına yönelik düzenlemeye ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/822) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

28.- Ankara Milletvekili Mehmet Tomanbay'ın, ilköğretim öğrencilerine ücretsiz dağıtılan kitapların maliyetine ve bir firmanın finanse ettiği iddiasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/844) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

29.- Ağrı Milletvekili Naci Aslan'ın, Ağrı'da fen lisesi açılıp açılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/851) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

30.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, açılması düşünülen üniversiteler için gerekli planlama ve hazırlıkların yapılıp yapılmadığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/915) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

31.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın, ÖSS'ye girecek öğrencilerin ikinci dönemde idarî izinli sayılıp sayılmayacaklarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/941) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

32.- Ankara Milletvekili Mehmet Tomanbay'ın, Yurt Dışı Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak Personelin Seçimine İlişkin Yönetmelikte yapılan değişikliğe ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/975) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

33.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/998) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

34.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, eğitim fakültelerindeki akademik personel yetersizliğine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1025) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

35.- Çorum Milletvekili Feridun Ayvazoğlu'nun, Çorum'da üniversite kurulup kurulmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1062) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

36.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, eğitim fakültesi mezunu öğretmen adaylarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1090) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

37.- Adıyaman Milletvekili Şevket Gürsoy'un, Adıyaman'da üniversite kurulup kurulmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1093) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

38.- Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'ın, 2004 KPSS kitapçığında Almanca ve Fransızca bölümü mezunlarına yer verilmemesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1105) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

39.- Ankara Milletvekili Oya Araslı'nın, basında yer alan bir habere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1122) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

40.- Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, Bakanlık tarafından Denizli İlinde yapılan çalışmalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1139) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

41.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün'ün, Bilecik'te üniversite kurulup kurulmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1180) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

42.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in,   atanan ve görevden alınan personele  ilişkin  Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1223) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

43.- Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı'nın, Dış İlişkiler Genel Müdür ve Yardımcılığına yapılan atamalarla ilgili iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1274) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

44.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, bir milletvekilinin yaptığı iddia edilen açıklamaya ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1288) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

45.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, ücretsiz dağıtılan ders kitaplarına ve bazı iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1289) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

46.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, öğretmen adaylarının atamalarında yaşandığı iddia edilen mağduriyetlere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1290) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

47.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu binasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1296) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

48.- Bursa Milletvekili Mustafa Özyurt'un, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanının bir ifadesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1320) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

49.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya-Korkuteli Anadolu Lisesinin sorununa ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1323) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

50.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Manavgat'taki Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Uygulama Oteli inşaatına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1328) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

51.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in, 2004-2005 öğretim yılı İzmir'deki boş öğretmen kadrolarına ve norm kadro çerçevesinde atama yapılıp yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1341) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

52.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, Türk eğitim ve öğretiminin kalitesinin artırılmasına yönelik çalışmalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1370) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

53.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, 2004 ve 2005 malî yılı bütçelerinden Iğdır İline ayrılan ödenek miktarı ve kullanımına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1394) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

54.- Ağrı Milletvekili Naci Aslan'ın, öğretmen ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1413) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

55.- Ağrı Milletvekili Naci Aslan'ın, Ağrı İlinde yeni ilköğretim okulu yapılıp yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1414) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

56.- Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, personel atamalarına ve geçici personele döner sermayeden ödenen paya ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1437) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

57.- Muğla Milletvekili Ali Cumhur Yaka'nın, İLKSAN Genel Kuruluna ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1451) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

58.- Trabzon Milletvekili Asım Aykan'ın, yaygınlaşan misyonerlik faaliyetlerine ve alınacak önlemlere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1473) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

59.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya-Gazipaşa'da bir yatılı ilköğretim bölge okulu yapılıp yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1481) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

BAŞKAN - Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik "Sözlü Sorular" kısmının daha önce saydığımız sıralarındaki soruları birlikte cevaplandıracaklar.

Şimdi, soruları sırasıyla okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

  Orhan Eraslan

               Niğde

Bilindiği üzere halen 14 000 beden eğitimi öğretmeni kadrosu atamadan ihtiyaç fazlası olarak açıkta bekletilmektedir. Bununla birlikte, halen, 70 civarında okuldan her yıl yüzlerce beden eğitimi öğretmeni adayı mezun olmaktadır.

Bu durum, bir yandan öğretim kalitesini düşürürken, bir yandan da beden eğitimi öğretmeni olmak üzere eğitim gören gençlerimizin işsiz kalmaları sonucunu doğurmaktadır.

Soru 1: Beden eğitimi branşındaki öğretmen fazlasını ne şekilde istihdam etmeyi düşünüyorsunuz?

Soru 2: İhtiyaç fazlası mezuniyetleri önlemek için ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

  Orhan Eraslan

               Niğde

Niğde İli Altunhisar İlçesi Yakacık Kasabasında hayırsever vatandaşlarca lise binası olarak yapılması düşünülen, ancak Bakanlıktan izin alınması zor olacağı için ilköğretim okulu olarak yapılan okul binası halen boş durumdadır.

Bu kasabamızda her yıl temel eğitimden 55 - 60 civarında öğrenci mezun olurken, lise bulunmaması nedeniyle özellikle kız çocukları taşımalı eğitim sistemiyle liseye yollanmamaktadır.

Yakacık kasabasına lise açılması için Bakanlığınıza çeşitli kereler müracaatlar yapılmış; ancak, bir sonuç alınamamıştır.

Soru 1: Altunhisar-Yakacık Kasabasına bir lise açılması düşünülmekte midir?

Soru 2: Eğer düşünülmüyor ise gerekçesi nedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Öğrencilerin okul kaydı sırasında "bağış" adı altında velilerden istek dışı kayıt parası toplanmasının yasak olmasına rağmen, medyaya da yansıyan haberlerden bu yönde taleplerin olduğu öğrenilmektedir.

Bu nedenle, aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

              Bihlun Tamaylıgil

           İstanbul

1.Velilerden istekdışı para toplayan yöneticilerin cezalandırılacağı yönündeki açıklamalara rağmen, kayıtlar sırasında velilerden para istenmesinin bir açıklaması var mıdır?

2.Bu paralar okullar tarafından ne şekilde toplanmaktadır?

3.Toplanan paraların kullanım alanlarının denetimi yapılmakta mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

               Musa Uzunkaya

            Samsun

Soru 1: İlk ve ortaöğretim çağındaki çocuklarımızın sağlık açısından  tehlike oluşturan kötü alışkanlıkların haritası çıkarılmış mıdır?

Soru 2: Büyükşehir, il, ilçe, belde ve köy okullarımızda (ilköğretim ve lise) sigara, alkol, uyuşturucu (tiner, bali vb.) kullanımı yerleşim birimi açısından oransal farklılık arz ediyorsa, bölgesel ve kentsel açıdan analizleri yapılmakta mıdır?

Soru 3: Başta sigara olmak üzere, diğer kötü alışkanlıklarda eğitimcilerin öğrencilerine kötü örnek olma oranları ve önlemlerinin varsa çalışması yapılmakta mıdır?

Soru 4: Okullardaki eğitsel kollar arasında yer aldığını bildiğimiz Yeşilayın fonksiyon ve çalışmalarına Bakanlık olarak katkınız nedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlandırılmasını arz ederim.

   Enver Öktem

                İzmir

Bakanlığınızca "maddî durumu kötü ve yardıma ihtiyacı olan" öğrencileri özel okullarda ücretsiz okutmak amacıyla 2003 yılı içinde açılan sınava 60 000 yoksul öğrenci başvuruda bulunmuş ve 16-27 Haziran tarihleri arasında TC Ziraat Bankası hesabına sınav harcı ve kılavuz ücreti olarak öğrenci başına 8,5 milyon lira yatırmışlardır. Daha sonra gündeme gelen davalar neticesinde sınavın iptali söz konusu olmuş fakat başvuruda bulunan öğrencilerin yatırdıkları paralar şu ana kadar geri ödenmemiştir. Bu nedenle;

Zaten maddî durumları kötü ve yardıma ihtiyacı olan bu ailelerden Bakanlığınızca alınan paranın toplamı ne kadardır? Ayrıca, bu paraları geri ödemeyi düşünüyor musunuz? Eğer düşünüyorsanız ne zaman?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Anayasanın 98 inci maddesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 96 ncı ve devamı maddeleri uyarınca, Millî Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Mehmet Vedat Melik

          Şanlıurfa

Sorular:

1- Şanlıurfa İlindeki ilköğretim okulu ve lise ihtiyacı ne kadardır?

2- 2004 yılı yatırım programında Urfa İlinde nerelere ilköğretim ve lise binası yapılması planlanmaktadır.

3- Akziyaret ve Yardımcı Köylerine lise yapılması düşünülmekte midir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Ali Cumhur Yaka

              Muğla

Danıştay 12. Dairesinin 2002/5354 esas no'lu kararında özetle; 2002 Öğretmen Atama Kılavuzunun, 5 750 sınıf öğretmeni kadrosunun 5 000'inin fen ve edebiyat fakültesi mezunları için de kullanılacağına dair 2/b maddesinin yürütülmesinin durdurulmasına hükmetmiştir.

Buna göre;

1. Danıştayın verdiği bu kararla ilgili Bakanlığınızın bir çalışması var mı?

2. Bu kararla, mağdur durumdan hak sahibi konumuna geçmiş olan eğitim fakültesi mezunlarının hakkını nasıl teslim edeceksiniz?

3. Mağdur olan eğitim fakültesi mezunları için ne zaman kadro istemeyi düşünüyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Mehmet Sefa Sirmen

            Kocaeli

1. 1993'ten beri bütçeden ödenek almadan, öğretmenlerden toplanan aidatlar, hayırseverlerin bağışları ve işletme gelirleri ve kendi ayakları üzerinde duran ve gerçek anlamda sosyal işlevi olan öğretmen evlerini, IMF'ye verilen sözler kapsamında KİT olarak ele alıp özelleştirme kapsamına almanız hakkaniyete sığan bir uygulama mıdır?

2. Özelleştirme kapsamı içerisinde öğretmen evlerine kendi adlarının verilmesi koşulu ile hayırseverlerin inşa ettirmiş olduğu sosyal tesisler var mı? Eğer var ise bu tesislerin satışı durumunda hayırseverlerin haklarını nasıl korumayı düşünüyorsunuz?

3. Hükümetin yayınladığı acil eylem planı kapsamına alınarak özelleştirme kararı alınan öğretmen evleri için "orduevleri, polis evleri ne ise öğretmen evleri de odur" diyen Sayın Bakanın da dahil olduğu AKP Hükümeti aynı mantık çerçevesinde orduevleri ve polis evlerini de satışa çıkarabilecek mi?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda belirtilen sorularımın Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Halil Ünlütepe

Afyonkarahisar

Ankara'da bulunan ve beş yıldızlı olarak bilinen öğretmen evinde cafe, kafeterya, alacard restoran, pastane, okey salonu, bar bulunmasına rağmen neden bir kitaplık veya okuma salonu yok?Lobide bekleme sehpalarının üzerinde gazete, dergi, broşür bile bulunmayan ve kantininde gazete satılmayan öğretmenevinde gazete ve kitap yasaklandı mı? Yasaklandıysa neden yasaklandı? Eğitim veren öğretmenlerimizin ve buraya gelen vatandaşlarımızın okumasından çekiniliyor mu? Bu yasağı kaldırmayı düşünüyor musunuz? Burasının gerçekten öğretmenevi niteliği taşıması ve öğretmenlik mesleğine yakışır yapısallıkta kurumsallaşması için bir kütüphanesinin olması da gerekmez mi?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

             Gülsün Bilgehan

             Ankara

27.8.2003-25212 tarih ve sayılı Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 47 numaralı maddesinde yarı dönem derslerinde başarı gösteren öğrencilerin, öğretmenler kurulu kararıyla diğer dönemi okumadan bir üst sınıfa geçirilebileceği belirtilmektedir.

Bu bilgiler ışığında;

1- Bu yasal düzenleme sekiz yıllık kesintisiz eğitimi kesintiye uğratmayacak mıdır?

2- Belirtilen düzenleme, devletin eğitim üzerindeki etkisini azaltıp eğitim birliği esasını olumsuz etkilemeyecek midir?

3- Bu düzenleme, zor şartlarda eğitimini sürdüren özellikle kız öğrencilerin okula devam etmelerine yeni bir engel oluşturmayacak mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

             Gülsün Bilgehan

             Ankara

27.8.2003-25212 tarih ve sayılı Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 108-111 numaralı maddelerinde ilköğretim okulu 6, 7 ve 8 inci sınıf öğrencilerine gelişim özellikleri dışındaki olumsuz davranışlarının özelliğine göre okul değiştirme cezası verilebileceği belirtilmektedir.

Bu bilgiler ışığında;

1- 11-13 yaşları arasındaki çocuklara okul değiştirme cezası verilmesindeki amaç nedir?

2- Öğrencilerin başka okullara gönderilmesi, sorunun bir okuldan diğerine devredilmesi değil midir?

3- Okulu değiştirilen öğrenci aynı sorunları tekrarlarsa başka okullara gönderilecek midir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını dilerim.

           Mehmet Tomanbay

             Ankara

1- 2003 yılı içinde ilköğretim öğrencilerine bedava dağıtılan kitapların basım, KDV ve dağıtım maliyeti ne kadardır?

2- Bu bedel hangi kaynaktan karşılanmıştır?

3- Kitapların basımı, KDV ve dağıtım maliyetinin tümü ya da bir kısmı bir gıda şirketi tarafından mı karşılanmıştır?

4- Bu gıda şirketine buna karşılık olarak okullarımız kantinlerinden ürünleri ile ilgili olarak bir ayrıcalık tanınmış mıdır?

5- Eğer bir gıda şirketinden böyle bir katkı ve karşılığında da bir ayrıcalık söz konusu ise bu sizce yasal bir uygulama mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gerekli işlemlerin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 19.11.2003

       Naci Aslan

                 Ağrı

1- Fen liseleri yatılı ve karma okullardır. Zeka düzeyleri ile fen ve matematik alanlarındaki yetenekleri yüksek olan öğrencileri, matematik ve fen bilimleri alanında yükseköğrenime hazırlamayı, matematik ve fen bilimleri alanlarında gereksinim duyulan üstün nitelikli bilim adamlarının yetiştirilmesine kaynaklık etmeyi amaçlamaktadır.

Bu nedenle, Ağrı gibi yoksul, yatırımlar olmayan bir ilin önünde tek seçenek kalmaktadır. O da eğitim alanında başarının en üst seviyesine ulaşmaktır.

Ağrı İlimizde, ilköğretimde okuyan öğrencilerin Türkçe, matematik ve fen bilgisi derslerindeki başarı ortalaması ise hayli yüksektir.

Bu kriterler göz önünde bulundurularak, Ağrı'da geleceğin bilim adamlarını yetiştirecek bir fen lisesi açmayı düşünüyor musunuz?

6 Ocak 2004

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun, Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 96 ncı ve 98 inci maddeleri uyarınca Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını istiyorum.

 Saygılarımla.

              Yakup Kepenek

             Ankara

Geçtiğimiz günlerde Van'da yaptığınız bir açıklamada 20 yeni üniversite açılacağını açıkladınız. Bu bağlamda:

1. Yeni üniversiteler için gerekli derslik, yurt, kütüphane ve laboratuvar gibi fiziksel altyapı hazırlıkları tamamlanmış mıdır?

2. Pek çok üniversitede öğretim üyesi açığı varken, yeni üniversitelerin öğretim üyesi gereksinimi nasıl karşılanacaktır?

3. Toplam üniversite sayısını bir anda yaklaşık yüzde 27, devlet üniversitelerini de yüzde 37'den fazla artıracak olan bu büyümenin, ekonominin nitelikli işgücü gereklerine uygunluğu planlanmış mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

          Ramazan Kerim Özkan

             Burdur

Bilindiği üzere ortaöğretim son sınıf öğrencileri ÖSS nedeniyle ikinci dönemle birlikte yoğun bir çalışma temposunu girmektedirler.

Bununla birlikte ikinci dönemde eğitimin kısmen ya da tamamen kesilmesi ve buna rağmen öğrencilerin okula devam zorunluluğu bulunması nedeniyle öğrencilerin ÖSS'ye daha fazla yoğunlaşması zorlaşmaktadır. Bu durum dikkate alınarak;

Birinci dönem karne notu iyi olan öğrencilerin, ikinci dönemde idarî izinli sayılarak ÖSS'ye daha iyi şekilde hazırlanmaları için gerekli yasal bir düzenlemenin yapılmasını uygun bulur musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını dilerim.

           Mehmet Tomanbay

             Ankara

Millî Eğitim Bakanlığı, Yurtdışı Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak Personelin Seçimine İlişkin Yönetmelikte değişiklik yapmıştır.

1- Bu değişiklikler hangi gerekçeyle ve hangi gereksinimden kaynaklara yapılmıştır?

2- "Atatürk İlke ve İnkılaplarına Bağlılık Kriteri"nin, personelin seçiminde belirleyici olan kriterler arasından çıkarılmasının gerekçesi nedir?

3- Altı yıllık sicil notu ortalamasının iyi olması koşulunu, son yıla ait sicil notu olumlu olmak kaydıyla üç yıllık sicil notu ortalamasının iyi olması şeklinde yapılan değişikliğin, gönderilecek personelin niteliğini düşürücü bir değişiklik olduğunu düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

          Fahrettin Üstün

              Muğla

1- 58 inci-59 uncu Hükümetler döneminde size bağlı kuruluşlarda kaç atama yapılmıştır?

2- Bakanlığınıza bağlı kuruluşlarda idarî görevlere her iki hükümet döneminde vekâleten, tedviren ve görevlendirmeyle kaç atama yapılmıştır?

3- İdari görevlerde bulunan idarecilerden kaçı başka yerlere görevlendirilmiştir? Görevlendirilenlerin aldıkları harcırah miktarı ne kadardır?

4- 58 inci ve 59 uncu hükümetler döneminde asil veya vekil kaç idareci görevden alınmıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. 2.4.2004

      Sedat Pekel

          Balıkesir

ÖSYM, YÖK ve MEB veri kayıtlarından alınarak yapılan ve medyaya da yansıyan araştırmalarda sayısı 78'i bulan eğitim fakültelerimizde akademik personel yönünden büyük sıkıntı yaşanmaktadır. Profesör ve doçent yetersizliği nedeniyle fakültelerdeki eğitimin niteliğini olumsuz yönde etkilemekte, derslerin işlenişini bilimsellikten ve akademik derinlikten uzaklaşabilmektedir. Buna göre;

1- 30'unda doçent, 19'unda ise profesör ve 14'ünde profesör ile doçent bulunmayan eğitim fakültelerimizin akademik personel ihtiyacını nasıl gidermeyi düşünüyorsunuz?

2- Öğretmenlik mesleğini en çok tercih edenlerin kadınlar olmasına rağmen, 41 eğitim fakültesinde kadın profesör ve doçent bulunmamaktadır. Bu konunun nedenlerine ve negatif tablonun düzeltilmesine yönelik çalışmalarınız var mıdır?

3- Öğretmen eğitiminin niteliğinin artırılması için ne tür çalışmalar yapmaktasınız?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda yer alan konunun Millî Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanması için gereğini arz ederim.

            Feridun Ayvazoğlu

             Çorum

Çorum Hitit Üniversitesi kurulması konusu, şimdiye kadar söylem şeklinde genel kamuoyunda gündeme geldiği gibi, Çorum kamuoyundan da sık sık duyuyoruz. Buna rağmen Bakanlığınızca da bazı çalışmaların yapıldığını biliyoruz.

1- 2004-2005 eğitim ve öğretim yılına Hitit Üniversitesi adı altında bir üniversite kurmayı ve yetiştirmeyi düşünüyor musunuz?

2- Düşünüyorsanız, bu üniversitenin kurulması hangi aşamadadır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

      Sedat Pekel

          Balıkesir

Ülkemizde, halen 158 128 öğrencinin eğitim gördüğü 60'ı devlet, 5'i vakıf üniversitesine bağlı 65 eğitim fakültesinden 2003 yılında mezun olan 31 840 öğrenciden sadece 8 000'i öğretmen olabilmiştir. Öğretmen yokluğu sebebiyle okullarda dersler vekil öğretmenlerle doldurulurken, her yıl eğitim fakültelerinden mezun olan onbinler, işsizler ordusuna katılmaktadır. Buna göre;

1- Eğitim fakültelerindeki eğitim ve öğretimi öğretmenlik mesleği için yeterli buluyor musunuz?

2- Onbinlerce öğretmen adayı işsiz kalırken, okullarda öğretmen açığı bulunmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

3- İşsiz kalan öğretmen adaylarının öğretmen olabilmeleri için ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?

4- Eğitim fakültelerinden mezun olan öğrencilerimizin çoğunun işsiz kalmasının nedeni konusunda bir araştırma yapıyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Şevket Gürsoy

        Adıyaman

Malumları olduğu üzere, Adıyaman'daki fakülte ve yüksekokullar, üç ayrı üniversitemiz olan Gaziantep Üniversitesi, İnönü Üniversitesi ve Harran Üniversitesi Rektörlüklerine bağlı durumda hizmet vermektedir. Takdir olunur ki, bu dağınık yapı eğitimi olumsuz yönde etkilemektedir.

Bu dağınık yapıyı ortadan kaldırmak için, Adıyaman'a üniversite kurmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 96 ncı maddeleri gereğince sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 5.5.2004

       Muharrem Kılıç

           Malatya

2004-KPSS kitapçığında, Almanca ve Fransızca bölümü mezunlarına yer verilmemiştir. Yani, bu bölüm mezunları kendi branşlarında çalışamayacaklardır. Bu gençlerimizin aileleri, üniversiteyi kazanabilmeleri için, çocuklarını, boğazlarından kısarak, pek çok fedakârlıklara katlanarak dershaneye gönderdiler. Yine, kazandıkları bu bölümleri bitirene kadar pek çok maddî ve manevî fedakârlıklarda bulundular; fakat, bunların hepsinin sonucunda, bu gençlerimiz, dört yıl boyunca aldıkları eğitimin karşılığını alamayacaklar. Lütfen, gençlerimizin umutlarını, hayallerini yok etmeyelim.

Bu bağlamda;

1- 2004-KPSS kitapçığında neden Almanca ve Fransızca bölümü mezunlarına yer verilmemiştir?

2- Eğer bu bölümlerin mezunlarına ihtiyaç yoksa, neden bu bölümler halen mezun vermektedir?

3- Bu bölümlerden mezun olan ve olacak gençlerimizin istihdamına yönelik herhangi bir çalışmanız var mı?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın TC Anayasasının 98 ve TBMM İçtüzüğünün 96 ve 98 inci maddeleri uyarınca Millî Eğitim Bakanı tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederdim.

       Oya Araslı

             Ankara

1- Basında, okullarda ücretsiz olarak dağıtılan "Peygamberimiz Efendimiz" isimli kitapta, cihada özendiren ve kadını aşağılayan ifadeler bulunduğuna ilişkin haberler yer almaktadır. Bu haberler doğru ise, Millî Eğitim Bakanlığının bu kitabın dağıtımında rolü nedir?

2- Basında, kitapta yer aldığı iddia edilen ve yanlış yönlendirmelere sebep olabileceği ileri sürülen ifadelere katılıyor musunuz? Bu tür düşüncelerle eğitimde çağdaşlığa ulaşılabileceğine inanıyor musunuz? İnanmıyorsanız, Anayasanın 42 ve 58 inci maddelerinde devlete verilen görevleri yerine getirmek ve bu kitabın içerdiği iddia edilen ifadelerin doğurabileceği sakıncalı sonuçları engellemek için hangi önlemleri aldınız?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

            Ümmet Kandoğan

             Denizli

Soru: AKP İktidarları döneminde Bakanlığınızca veya Bakanlığınıza bağlı ilgili kuruluşlarca Denizli İline yapılmış olan çalışmaları nelerdir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sn. Prof. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

    Yaşar Tüzün

             Bilecik

Bilecik İlimizde yükseköğretimdeki bugünkü öğrenci sayısı 4 450 civarındadır. Bu öğrenciler 3 üniversiteye dağılmış durumdadır. Bu öğrenci sayısının daha altında Türkiye'de kurulmuş mevcut üniversiteler vardır. İlimizdeki yükseköğrenim kurumlarının fizikî ve sosyal yapısı bu üniversitelerden daha iyi konumdadır.

Yükseköğrenim kurumlarının bağlı oldukları rektörlük binalarının şehir dışında olması, öğrencilerimizin rektörlükle olan ilişkilerini zaman zaman aksatmaktadır.

Saydığımız sebepler gözönünde bulundurularak, Türkiye genelinde altyapısı hazır olan tek il Bilecik İlimizde üniversite kurmayı düşünüyor musunuz? Bu konuda çalışmanız var mı?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

            Dursun Akdemir

                 Iğdır

1.- Göreve başladığınız tarihten bugüne kadar, sorumluluğunuzda bulunan kurumlara, kaç kişinin devlet memurları sınavıyla ataması yapılmıştır?

2.- Aynı kurumu tercih ettiği halde, daha az puanla göreve başlattığınız personel var mıdır? Varsa kaç kişidir? Niçin ve hangi gerekçeyle bu yönteme başvurulmuştur?

3.- Geçici işçi statüsünde kaç kişi, hangi kriterlere göre göreve başlatılmıştır?

4.- İstisnaî kadro hükümleri çerçevesinde kaç kişi göreve başlatılmıştır?

5.- 28 Kasım 2002 tarihinden bugüne kadar, sorumluluğunuzda bulunan kurumlarda kaç personelin görevine son verilmiştir? Gerekçesi nelerdir? Mahkeme kararıyla görevine iade edilen personel var mıdır? Varsa kaç kişidir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını dilerim.

Saygılarımla.

           Mustafa Gazalcı

             Denizli

1- Millî Eğitim Bakanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne önerilen İbrahim Kapaklıkaya'nın Cumhurbaşkanından kararnamesi geri gönderilmesine karşın niçin bu görevde tutulmaktadır?

2- İbrahim Kapaklıkaya, kendisinin de içinde bulunduğu komisyon tarafından hazırlanan ve 25 Temmuz 2004 tarihinde gerçekleştirilen "Yurtdışı Eğitim Kadroları Meslekî Yeterlilik Sınavı"na girmiş midir?

3- 17 Aralık 1996 tarihli Millî Eğitim Bakanlığı Yurtdışı Teşkilatına Sürekli Görevde Atanacak Personel Hakkında Yönetmeliğin "Görevlendirileceklerde Aranacak Genel Şartlar" başlıklı 5 inci maddesindeki "son müracaat tarihi itibariyle son 3 yıldır Bakanlık merkez veya taşra teşkilatı kadrolarında çalışıyor olmak" şeklindeki bendi 24 Şubat 2004 tarihindeki değişiklikle kaldırılmış mıdır?

4- Dış İlişkiler Genel Müdür Yardımcılığına getirilen; ancak, asaleten atanamayan ve bu sınavda başarısız olan Doç. Dr. İbrahim Özdemir, sınavda başarılı olan adayların mülakatını yapma sorumluluğunu almış mıdır?

5- Bu sınava başvurma duyurusu ne zaman yapılmıştır? Kaç kişi başvurmuştur?

6- Bir genel müdürün başında bulunduğu genel müdürlüğün sorumluluğunda olan sınava katılması hukuka uygun bile olsa, etik açıdan doğru mudur?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

  Orhan Eraslan

               Niğde

Bir AKP milletvekilinin Niğde İlinde yaptığı ziyaret sırasında "Niğde Millî Eğitim Müdürlüğünde yakasında Atatürk rozeti taşıyan yönetici bırakmadık" şeklinde açıklamada bulunduğu; yine, bazı AKP'li yerel yöneticilerin de buna benzer ifadeler kullandıkları belirtilmektedir.

Soru 1- Yapılan bu açıklamalar doğru mudur? Niğde İl Millî Eğitim Müdürlüğünde yakasında Atatürk rozeti taşıyan yöneticiler görevden alınmış mıdır?

Soru 2- Bakanlığınızca yapılan görevden almalarda, Atatürk rozeti taşımak bir kriter olarak alınmakta mıdır? Yine, iddia edildiği şekilde, Atatürk rozeti takmamak, yönetici atamalarında olumlu bir referans olarak alınmakta mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. 22.9.2004

      Sedat Pekel

          Balıkesir

Bakanlığınız iki yıldır ücretsiz olarak ders kitabı dağıtmaktadır. Bu uygulama, popülist bir politika ürünü gibi görünmekte ve medyaya da yansıyan birtakım iddialar kamuoyunda kuşku yaratmaktadır. Buna göre;

1- Dağıtılan ders kitapları Millî Eğitim Bakanlığının olanaklarıyla mı basılmaktadır, yoksa özel yayınevlerinden mi alınmaktadır?

2- Bu ders kitaplarının toplam maliyeti ne kadardır?

3- Kitapların maliyeti kimin talimatıyla Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan karşılanmıştır?

4- Ders kitaplarının orta ve üst gelir grubu ailelerin çocuklarına dağıtıldığı doğru mudur?

5- Bu uygulamadan yararlanması için öğrencilerde hangi kriterler aranmaktadır?

6- Tasarruf Tedbirleri Genelgesine göre, bu yıl dağıtılan kitapların geçen yıl toplanan kitaplar olması gerekirken, genelgeye uyulmadığı doğru mudur?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim. 22.9.2004

      Sedat Pekel

          Balıkesir

Bakanlığınız, öğretmen atamalarını bilgisayar ortamında gerçekleştirdiğini ve hiçbir şekilde torpil uygulanmadığını belirtirken, medyaya yansıyan haberlere göre bazı öğretmen atamalarındaki uygulamaların çelişki yarattığı ve kamuoyunun atamalardan kuşku duyduğu ifade edilmektedir. Buna göre;

1- Aynı okuldan pedagojik formasyonu olan öğretmen adayları arasında aynı bölüme başvurmuş olmalarına karşın daha yüksek puanlı öğretmen adayı atanmayarak, daha düşük puanlı öğretmen adayının atandığı doğru mudur?

2- Puanı yüksek olan öğretmen adayına verilen ret gerekçesinde "puanınız yetersiz" ifadesi kullanıldığı doğru mudur?

3- Daha düşük puanlı öğretmen adaylarının daha yüksek puanlı öğretmen adaylarından öncelikli olarak atanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

4- Bu tür mağduriyetlerin önlenmesi için bir düzenleme yapacak mısınız?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda sunulan sorularımın, Anayasanın 98 inci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 96 ncı maddelerine göre Millî Eğitim Bakanı Sn. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

        27.9.2004

Feridun Fikret Baloğlu

           Antalya

Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulunun kent merkezindeki binası, geçen öğretim yılı sonunda kolonlarının patlaması nedeniyle boşaltılmıştı. Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü okul için kalıcı ve sürekli bir çözüm üretmeye çalışmaktadır.

1-Antalya Sağlık Yüksekokulu için yeni bir binanın yapılması amacıyla hazırlanmış bir projeniz var mıdır?

2- Öğrencilerin geçici bir binada öğretim görmelerinin eğitim ve öğretim açısından getireceği sakıncalar düşünülerek, sorunun bir an önce çözümlenmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?

3- Kolonlarının patladığı belirtilen bina ne olacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun, Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını dilerim.

           Mustafa Özyurt

               Bursa

Kemalizm "Aydınlanma Devrimi"nin Türkçesi...

Aklı devreye sokan, eleştiriyi ve sorgulamayı temel yasaya dönüştüren uygarlık devrimini Türkiye Atatürkçülükle tanıdı.

Buna karşın 27 Eylül 2004 tarihli Vatan Gazetesinde röportajı yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı "Kemalizm eğitimin yapı taşı olamaz" tümcesiyle büyük bir çelişkiye düşmektedir.

Bu nedenle;

1- Yanlış görüşü sergileyen Talim ve Terbiye Kurulu Başkanını görevde tutmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda sunulan sorularımın, Anayasanın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 96 ıncı maddelerine göre Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Feridun Fikret Baloğlu

           Antalya

1- Antalya'nın Korkuteli İlçesinde on yıl önce açılan Anadolu Lisesinin bugüne kadar eğitim yapabileceği bir binaya kavuşamamasının olağan kabul edilmesi mümkün müdür?

2- Korkuteli Anadolu Lisesi binasının yapımı için Bakanlığınızın proje çalışması var mıdır?

3- Kaybedilen on yıldan sonra, 2005 yılı bütçesinde de Korkuteli Anadolu Lisesi için yeterli ödenek ayrılmazsa, Sayın Başbakanın "Antalya hakkını alacak" vaadi geçersiz olmayacak mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda sunulan sorularımın, Anayasanın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 96 ncı maddelerine göre Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Feridun Fikret Baloğlu

           Antalya

1- Antalya'nın Manavgat İlçesinde çürümeye terk edilen Anadolu otelcilik ve turizm meslek lisesi uygulama oteli inşaatından Bakanlığınız haberdar mıdır?

2- Haberdar iseniz, son günlerde yapı içindeki 8 adet dinamonun çalınmasıyla gündeme gelen bu inşaatı tamamlamayı düşünüyor musunuz?

3- Uygulama otelinin tamamlanması için gerekli ödenek, 2005 yılı bütçesine konulmuş mudur?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Vezir Akdemir

                İzmir

Millî Eğitim Bakanlığınca 6.4.2004 tarihinde yayımlanan öğretmenlerin atanmalarına ilişkin genelgeyle, il içi isteğe bağlı yer değiştirme isteğinde bulunacak öğretmenler, norm kadro şartlarına göre, internet ortamında 12-19 Nisan 2004 tarihleri arasında başvuru yapılması gerektiği beyan edilmişti.

Başvurulardan sonra, Millî Eğitim Müdürlüğünce, 20-28 Nisan 2004 tarihleri arasında internet ortamında duyurulup, tayinleri yapılacaktı; ancak, tüm yurtta olduğu gibi, İzmir İlinde de açık öğretmen kadroları bulunduğu Millî Eğitim Müdürlüklerince duyurulmuştu. Şartları uyan öğretmenler tayin talebinde bulunmasına rağmen, tayinleri yapılmamıştır.

1- 2004-2005 öğretim yılında, tüm yurtta olduğu gibi, İzmir İli bünyesinde bulunan okullarda da norm kadro uygulamasına göre kaç adet boş öğretmen kadrosu bulunduğu, boş bulunan bu öğretmen kadrolarına şartları tutup tayin talebinde bulunan öğretmenlerin tayinleri neden yapılmamıştır? İçinde bulunduğumuz eğitim, öğretim yılında norm kadro uygulaması çerçevesinde öğretmen ataması yapılacak mı?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

      Sedat Pekel

          Balıkesir

OECD'nin düzenlediği ve 40 ülkeden 250 000 öğrencinin katıldığı uluslararası öğrenci performansı değerlendirme sınavında, 30 OECD ülkesi arasında, Türkiye, sondan birinci, genel sıralamada ise 35 inci olmuştur. Türkiye'nin kalifiye ve tecrübeli öğretmen kadrosunun yetersiz olması nedeniyle öğrencilerin performansının düşük kaldığı tespit edilmiştir. Ayrıca, okullararası kalite farkları sıralamasında birinci olunmuştur. Buna göre;

1- Alınan bu sonuçları Türk eğitim ve öğretimi açısından nasıl değerlendiriyorsunuz

2- Öğretmenlerin deneyim ve niteliklerini artırabilmeleri için ücretlerine artış  yapmayı düşünüyor musunuz?

3- Kalifiye ve tecrübeli öğretmen sayımızın artırılması için çalışma yapıyor musunuz?

4- Özel okullar ile devlet okulları arasındaki farkı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu farkın azaltılmasıyla ilgili çalışma yapıyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

            Dursun Akdemir

                 Iğdır

1.- Bakanlığınızın 2004 malî yılı bütçesinden Iğdır İli için ayrılan ödeneğin tamamı kullanılmış mıdır? Kullanılmış ise, nerelerde hangi projeler için kullanılmıştır? Kullanılmamış ise, gerekçesi nelerdir?

2.- Bakanlığınızın 2005 malî yılı bütçesinden Iğdır İline ne kadar ödenek ayrılmıştır? Bu ödeneğin ne kadarı yatırım, ne kadarı cari harcamalar içindir? Söz konusu ödenek hangi yatırımlar için kullanılacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aracılığınızla aşağıdaki sorularımın Sayın Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından sözlü cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 6.1.2005

       Naci Aslan

                 Ağrı

1.- Türkiye genelinde 133 833 öğretmene ihtiyaç var, ilim olan Ağrı'da da 1 596 öğretmene ihtiyaç vardır.

Toplumun gelişmesi için en önemli kurum eğitim kurumlarıdır. Eğitime önem vermeyen toplumların gelişmesi mümkün değildir. Ülkemizde şu anda üniversite bitiren yüzbinlerce gencimiz boş gezerken, çoğu okullarımız da öğretmensizlikten ötürü kapalıdır. Siz, özellikle, beden eğitimi bölümü mezunu gençlerimizi, sınıf öğretmeni olarak, köylerde, geçici veya sözleşmeli personel olarak görevlendirmeyi düşünüyor musunuz, yoksa bu eşitsizliğin devamına gönlünüz razı mı olacak?

2.- Öğretmenlik formasyonu alan gençlerimizin sınavsız olarak öğretmenlik yapmalarına olanak sağlamayı düşünüyor musunuz?

3.- Bir öğretim yılı boyunca iki aydan fazla öğretmen yüzü görmeyen bir köy ilköğretim okulunda veya ilkokulundan mezun olan öğrenci ile şehir merkezinde öğretmen kadrosu tam olan bir okuldan mezun olan öğrencinin aynı sınava tabi tutulması eşitlik ilkesiyle bağdaşır mı?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aracılığınızla aşağıdaki sorumun Sayın Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 6.1.2005

       Naci Aslan

                 Ağrı

1.- 8 yıllık ilköğretim okullarının uygulamaya konulmasıyla geri kalmış ve dağınık yerleşim birimlerinden meydana gelen bölgelerde eğitim ve öğretim kalitesinin ve yüksekokulları kazanma oranının arttığı bizzat tarafımdan gözlenmiş ve istatistiklerde de mevcuttur.

Ağrı İlinin eğitim düzeyinin yükselmesi ve vatandaşın ilkokul 5 inci sınıftan sonra ekonomik nedenlerden ötürü ortaokula çocuğunu gönderebilmesi için, 2005 yatırım programına ilave olarak, yeni ilköğretim okulları yaptırmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

            Ümmet Kandoğan

             Denizli

1- İktidarınız döneminde Bakanlığınıza naklen atanan personel sayısı ne kadardır? Bunlardan üst kadrolara atanan personelin isimleri ile geldikleri kurumları açıklar mısınız?

2- Aynı dönemde istisnaî kadrolara atanan personel sayısı kaçtır? Bunların isimleri nelerdir?

3- 58 inci ve 59 uncu hükümetler döneminde, Başbakanlık ve diğer bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarından Bakanlığınıza vekâleten, asaleten ve geçici görevle atanan toplam personel sayısı ne kadardır?

4- Bakanlığınız merkez teşkilatında görevli geçici personele dönersermayeden ödenen pay ne kadardır? Unvanlar itibariyle dağılımı nasıldır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Ali Cumhur Yaka

              Muğla

Uzun yıllardan beri demokratik olmayan statüsü ve yolsuzluklarıyla anılan İLKSAN, bu dönemde de çeşitli şaibe ve yasalara uygun olmadığı ileri sürülen kongreleriyle gündeme gelmiştir.

Buna göre;

1- İLKSAN'ın yeni dönem genel kurul delegelerinin seçimi illerde hangi tarihlerde yapılmıştır?

2- İLKSAN Genel Kurulunun daha önceden açıklanan olağan genel kurul tarihi nedir, niçin ertelenmiştir?

3- Olağan genel kurul ertelenerek, yeni seçilmiş delegelerle niçin olağanüstü genel kurul yapıldı?

4- Olağan genel kurul yerine olağanüstü genel kurul yapılmasının nedeni gündemin değiştirilmemesi için midir?

5- Olağanüstü genel kurul yapılarak İLKSAN üyelerinden ne kaçırılmak, neler saklanmak isteniyor?

6- Her konuda şeffaflıktan söz eden hükümetiniz İLKSAN genel kuruluna basının alınmamasını nasıl açıklıyor?

7- Bakanlığınız, İLKSAN genel kurulunda yaşananlarla ilgili bir soruşturma açmayı ve İLKSAN'ın ana statüsünü değiştirmeyi düşünüyor mu?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

    Asım Aykan

           Trabzon

Milletimizin yaşadığı büyük depremler sonrası karşılaşılan sıkıntılar ve ekonomik krizler sebebiyle insanlarımızın mağduriyetini fırsat bilen bazı gruplar, insanî yardım görüntüsünde misyonerlik faaliyetleri yapmaktadır. Özellikle mağdur insanlarımızı ve bu insanlarımızın çocuklarını hedef alan bu çalışmaların, dinî tebliğ yerine siyasî amaçlar taşıdığı kanaati kamuoyunda paylaşılmaktadır.

Bu bağlamda;

1- Gerek Bakanlığınıza bağlı okullarda gerek özel okullarda ve gerekse üniversitelerimizde misyonerlik faaliyetleri var mıdır?

2- Son günlerde ülkemizde misyonerlik faaliyetlerinde artış olduğu gazete ve televizyon haberlerinde görülmektedir. Misyonerlik faaliyetlerindeki artışın sebepleri nelerdir?

3- Okullardaki din öğretiminden sorumlu Bakanlık olarak anayasal göreviniz gereği din öğretiminin daha etkin bir şekilde yapılabilmesi için planlanmış ve yürütülmekte olan çalışmalarınız var mıdır?

4- Ülkemizde gençlerimize ve öğrencilerimize yönelik misyonerlik faaliyetlerinin etkisiz kalması ve öğrencilerimizin bu tür çalışmalardan korunması için geleceğe yönelik plan ve projeleriniz var mı? Varsa nelerdir?

5- Çalışmalarınızda Yüksek Öğretim Kurumu Başkanlığı ve diğer kurum ve kuruluşlarla, sivil toplum örgütleriyle işbirliğiniz var mıdır?

6- Gençlerimiz bu menfi faaliyetlerden korunması için gerekli donanımı sağlayacak sayı ve kalitede öğretmenimiz mevcut mudur? Öğretim faaliyetleri yanında müfredatımıza eğitim derslerinin de konulması yönündeki değerlendirmelere katılıyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda sunulan sorularımın, Anayasanın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 96 ncı maddelerine göre Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

        24.2.2005

Feridun Fikret Baloğlu

           Antalya

Antalya'nın Gazipaşa İlçesi, çok sayıda köyü ve nüfus büyüklüğüyle eğitim açısından sorunları öncelikle çözülmesi gereken bir bölgedir.

Bu kapsamda;

1- Gazipaşa İlçe halkının öncelikli bir istem olarak Bakanlığınızdan bekledikleri yatılı ilköğretim bölge okulu konusunda bir hazırlığınız var mıdır?

2- Bakanlığınızın bu konuda bugüne kadar bir çalışması yoksa, Gazipaşa İlçemizde bir yatılı bölge ilköğretim okulu kurulabilmesi için 2005 yılında Bakanlığınızın bir çalışması söz konusu olacak mıdır?

BAŞKAN - Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik; buyurun.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Parlamentomuzun değerli üyelerinin muhtelif zamanlarda şahsıma yönelttikleri sözlü sorulara cevap vermek üzere huzurunuzdayım; Yüce Heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Divan Üyesi arkadaşımız tarafından sorular okunduğu için, bir kez daha soruları tekrarlamayacağım; ancak, hatırlamanız açısından bazı ipuçları vereceğim.

Niğde Milletvekili Sayın Orhan Eraslan tarafından, beden eğitimi öğretmenlerinin atamalarıyla ilgili, malumunuz, bir soru sorulmuştu. Bildiğiniz gibi, 2003 yılından bu yana, Hükümetimiz, devlet olarak, tahsis edilen kadroların neredeyse yüzde 50'sini Millî Eğitime ayırmaktadır. Bugüne kadar, ilk defa, ilk atama olarak, 48 000 öğretmen ataması yapılmıştır, bunlar arasında 2 650'si beden eğitimi öğretmenidir. Malumunuz, ağustos ayında, 10 000 öğretmen ataması daha yapılacaktır ve beden eğitimi öğretmenlerimizden de bu atama esnasında da atamalar olacaktır.

Sayın Eraslan "mademki bu insanların hepsini atamıyorsunuz, o zaman, bu eğitim fakültelerine bu insanlar niçin alınıyor" şeklinde bir soru sormaktadır. Hepimiz biliyoruz ki, dünyanın her yerinde "bütün üniversite mezunları ille de kamuda istihdam edilir" diye bir kaide, bir kural yoktur. Bunu diğer branşlar için de düşünebilirsiniz; bu, hukuk mezunu, siyasal mezunu, veteriner fakültesi, ziraat fakültesi mezunları için de geçerlidir. Malumunuz, beden eğitimi öğretmenleri, öğretmenliğin dışında, özellikle Beden Eğitimi ve Spor Genel Müdürlüğünde çalışabilmektedirler, spor klüplerinde çalışabilmektedirler, ayrıca, çeşitli sağlık merkezlerinde, fizik tedavi ve terapi merkezlerinde çalışabilmektedirler; özel sektörde de, bu anlamda, beden eğitimi öğretmenlerine ihtiyaç vardır.

Biz, Millî Eğitim Bakanlığının en acil ve öncelikli ihtiyacı olarak bir kontenjan belirliyoruz ve bu kontenjanlara gerekli atamaları yapıyoruz. Bu öğretmenlerimizden de maksimum düzeyde yararlanmaya çalışıyoruz. Mesela, 2003 yılında yapılan atama esnasında, belki, son on yılın en büyük beden eğitimi öğretmeni ataması yapılmıştır; 1 700 kişi, sadece 2003 yılında atanmıştır. Bunu ifade etmek isterim.

Öte taraftan, yine Sayın Orhan Eraslan tarafından, Niğde'nin Altunhisar İlçesi Yakacık Kasabasında bir lise açılıp açılmayacağı veya çokprogramlı lise açılıp açılmayacağı sorulmaktadır.

Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi, bir ilçeye veya bir beldeye lise veya çokprogramlı lise açılabilmesi için Millî Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen kriterler vardır. Bu kriterlere göre, valiliklerce, Millî Eğitimimizin yetkili uzmanlarınca hazırlanan raporlara göre bunlara karar verilmektedir. Bizim yaptığımız tespitlere göre, Altunhisar İlçesinde bir çokprogramlı lise vardır. Altunhisar İlçesi ile Yakacık Kasabası arasındaki mesafe 5 kilometre ve asfalt yoldur.

Bizim bir beldede çokprogramlı lise açabilmemiz için, o beldenin nüfusunun 5 000 olması gerekmektedir; Yakacık İlçesi 5 000'in altındadır. Artı, bir beldede çokprogramlı lise açabilmemiz için, o beldede, en az 100 ilköğretim 8 inci sınıf öğrencisi bulunması gerekmektedir; bu beldemizde öğrenci sayısı 60 civarındadır. Dolayısıyla, burada bir çokprogramlı lise açılması  bugünkü şartlarda mümkün görünmemektedir.

İstanbul Milletvekili Sayın Bihlun Tamaylıgil'in sorusu, malumunuz, özellikle bu kayıtlar esnasında velilerden istekdışı olarak para toplanmasıyla ilgili bir soruydu.

Değerli milletvekilleri, biz iktidara gelirken, özellikle Millî Eğitim Vakfı tarafından, her dönem başında, öğrencilerden, belirli miktarda bir para alınıyordu ve bunun adına da "zorunlu bağış" deniliyordu. İlk günlerden itibaren biz hep şunu söyledik; dedik ki: "Bağışın zorunlusu olmaz." Vakıf yasasında yaptığımız bir değişiklikle de, malumunuz, Millî Eğitim Vakfının, Millî Eğitim Bakanlığıyla, o doğrudan olan bağlantısını kesmiş bulunuyoruz ve öğrencilerden, bu zorunlu bağış adı altındaki paralar toplanmamaktadır. Ancak, şunu hemen ifade edeyim, velilerimiz, işadamlarımız, hayırseverlerimiz, nasıl ki, yeniden, sıfırdan bir okul inşa edip Türk millî eğitimine bağışlıyorlarsa, şu veya bu okulda çocukları okuyan insanlar, kendi çocuklarının eğitiminin kalitesi adına okullara zaman zaman bağışta bulunabilmektedirler; bu bağışlar dernekler marifetiyle veya okul aile birlikleri marifetiyle yapılmaktadır. Ancak, bundan önce, malumunuz, çok daha büyük bir kargaşa mevcuttu, okul aile birliklerinin tüzelkişiliği yoktu ve bu hesapların kontrol edilebilirliği söz konusu değildi. Biz, okul aile birliklerini, malumunuz, Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçirdiğimiz bir yasayla, hukukî altyapıya kavuşturduk ve yönetmeliğini de bugünlerde yayınlıyoruz. Dolayısıyla, burada bir şeffaflık söz konusu olacak. Gönüllü olarak kendi çocuğunun okuduğu okula bağışta bulunmak isteyen ve oraya katkı sağlamak isteyen, aynî veya nakdî katkıda bulunmak isteyenlerin, elbette ki, bağışları alınacaktır; ama, bunlar kesinlikle velilerin kontrolüne açık olacaktır, şeffaf olacaktır, belli hesaplarda olacaktır ve harcamaları da, yine, valiliklerce, yetkililerce kontrol edilecektir.

Değerli arkadaşlarım, Samsun Milletvekilimiz Sayın Musa Uzunkaya'nın, özellikle, ilk ve ortaöğretim çağındaki çocuklarımızı tehdit eden kötü alışkanlıklar, uyuşturucu maddelerle ilgili, malumunuz, sorusu vardır. Ben, Sayın Uzunkaya'ya, bu hazırlanan cevabı, kendisine yazılı olarak takdim edeceğim; ama, şunu söyleyeyim; Türkiye çapında sürekli olarak okullarımız bu açıdan kontrol edilmektedir. Özellikle, son aylarda kapkaç meselesinin iyice gündeme gelmesinden sonra, Hükümetimiz tarafından 5 bakanımız görevlendirilmiştir. Bu meseleyle ilgili bir komisyon kurulmuştur. Devlet Bakanımız Sayın Güldal Akşit'in başkanlığında, Adalet Bakanımızın, İçişleri Bakanımızın, bendenizin ve Sağlık Bakanımızın yer aldığı bu komisyon uzun süren çalışmalar yapmıştır ve SHÇEK koordinasyonunda, bu bakanlıkların ilgili birimlerinin sorumlu olduğu bir seri proje hazırlanmıştır. Bunlar hayata geçirilmektedir ve mesele şu bazda ele alınmaktadır: Özellikle, işin en acil müdahale gerektiren kısmında, şüphesiz ki İçişleri Bakanlığı polisiye tedbirler anlamında üzerine düşeni yapacaktır. Bir yasal zorunluluk söz konusuysa, yasal altyapı gerekiyorsa, Adalet Bakanlığımız bunları yapacaktır. Bu çalışmalar sürmektedir.

Sağlık Bakanlığı, uyuşturucuya kapılmış olan, uyuşturucu müptelası olan, uçucu maddeler kullanan, bu tehditlere maruz kalan çocuklarımızı alıp tedavi edecektir ve öte taraftan, Devlet Bakanlığımız da devletin şefkatli ellerini bunlara uzatacaktır, SHÇEK'in yurtlarında bunları barındıracaktır. Ve Millî Eğitim Bakanlığına düşen görev de, uzun vadede toplumumuzu, gençlerimizi bu uyuşturuculara, uçuculara ve yanlış, kötü örneklere karşı korumak üzere bir seri eğitim programı hazırlamaktır. Aslında, Millî Eğitim Bakanlığının üstlendiği görev, bir anlamda, koruyucu hekimlik anlamına gelebilecek bir görevdir. Bu uyuşturucu, uçucu maddelere kapılmış olan, bağımlı olan çocukların tedavisinden önce, mevcut gençlerimizin bu sıkıntılardan uzak tutulması için bir bilinçlendirme, şuurlandırma çalışması Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır.

Yine, maddî durumu kötü olup da özel okullarda okumak isteyen ve başarısını kanıtlayan, başarısını kanıtladıktan sonra da Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ücretleri ödenmek üzere buralara gönderilecek öğrencilerle ilgili -malumunuz- bir proje hazırlamıştık, sonra bir kanun tasarısı hazırladık. Sınavlar yapılmak üzereyken itirazlar oldu, Danıştaya başvuruldu. Ancak, bu sınavlara müracaat eden gençlerin ödedikleri bir miktar ücret vardı, cüzi de olsa. Bunlardan hesap numaralarını verenlerin ödedikleri paralar kendilerine iade edildi ve internetten de ilan edildi. Bir miktar öğrenci velisi henüz adresini ve hesap numarasını bildirmediği için bu paralar dönersermaye hesabında bulunmaktadır. İsteyen herkese paraları iade edilmektedir.

Şanlıurfa Milletvekili Sayın Mehmet Vedat Melik tarafından, "Şanlıurfa İlindeki ilköğretim okulu ve lise ihtiyacı ne kadardır" diye bir soru sorulmaktadır.

Değerli milletvekilleri, üzülerek söyleyeyim ki, Şanlıurfa İlimiz, özellikle ilköğretim ve ortaöğretim yatırımları açısından en sıkıntılı illerimizin başında gelmektedir.

Sebep de şudur: Doğu ve güneydoğu illerimizden Şanlıurfa, Diyarbakır, Van ve Batman İlleri, çevre illerden, ilçelerden, beldelerden ve köylerden, aşırı diyebileceğimiz miktarda göç almaktadır. Köyler boşalıyor, köylerdeki okullar boş vaziyette; ama, şehir merkezlerinde ciddî bir yığınak olduğu için buralarda sıkıntımız vardır; ancak, şunu hemen söyleyebilirim, 2004 yılı, 2005 yılı bu anlamda, çok ciddî... 2004 yılı bir hamle yılı olmuştur, 2005 yılında da bu hamle devam edecektir. Bir örnek olarak söyleyeyim; özel idare katkılarıyla birlikte, geçen yıl -yani, 2004 yılı- içerisinde bizim sadece ilköğretim yatırımları için Şanlıurfa'ya gönderdiğimiz, tahsis ettiğimiz miktar 25 trilyonu geçmektedir.

30 öğrenciye göre hesap yaparsanız, Şanlıurfa İlinde derslik ihtiyacı, ilköğretimde 2 925 dersliktir. 35 öğrenciye, 40 öğrenciye, 45, 50 öğrenciye göre bu hesapları yaparsanız farklı çıkar. 50 öğrenciye göre hesapladığımızda 816, 40 öğrenciye göre hesapladığımızda 1 592 gibi bir ihtiyaç karşımıza çıkıyor. Ortaöğretimde ise, 30 öğrenciye göre hesap yaptığımızda 193, 40 öğrenciye göre yaptığımız zaman 40 derslik gibi bir ihtiyaç bulunmaktadır.

Ancak, şunu söyleyeyim değerli milletvekilleri, burada, Şanlıurfa İlinde görülen şudur ki, ilköğretimden ortaöğretime geçmede de ciddî kayıplar vardır. İlköğretimdeki problem çok daha büyüktür; ama, ilköğretimden ortaöğretime gitmeyen, bir şekilde okulu terk eden gençlerimizin ortaöğretime devamlarını sağlamak üzere de ciddî bir çalışma yapılmaktadır; bunu da sizlerle paylaşmak istedim.

Muğla Milletvekilimiz Sayın Ali Cumhur Yaka'nın sorduğu bir soru var. Benim selefim olan, benden önce Millî Eğitim Bakanı olan değerli bir arkadaşımız tarafından tahsis edilen 5 000 küsur kadronun 5 000'i fen-edebiyat öğrencilerinden alınmış, yani, sınıf öğretmenliğine 5 000 fen-edebiyat mezunu; ama, sınıf öğretmenliği sertifikası olan insan atanmıştı. Buna karşı, Danıştaya dava açıldı; Danıştay, yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bizim iki şey yapmak gibi bir şansımız vardı; ya bu 5 000 öğretmenin işine son verecektik, öğretmen olan, öğretmenliği müktesep hak haline gelen 5 000 insanı sokağa bırakacaktık; bunu yapmadık... Maliye Bakanlığından, Devlet Personel Başkanlığından 500 yeni ilave kadro istedik. Bu esnada eğitim fakültesi mezunu olup da müracaat eden, fakat alınmayan 300 küsur öğretmen adayının da ataması yapıldı. Böylelikle, bu problem halledildi. Yani, yoklukta eşitlik değil, varlıkta eşitlik ilkesi benimsenerek bu konu çözüldü.

Sayın Sefa Sirmen'in, öğretmenevlerinin özelleştirme kapsamına alındığı ve "tıpkı -benim yaptığım bir açıklamayı da burada kullanmış Sayın Sirmen- öğretmenevleri, orduevleri, polisevleri gibidir, bunları da satacak mısınız" şeklinde bir soru soruyor. Değerli arkadaşlarım, öğretmenevleri özelleştirme kapsamından çıkarılmıştır ve öğretmenevleri, bizim gayretimizle, daha önceden alınmış olmasına rağmen, sayın bakanlarımızla gerekli görüşmeler yapıldı, sayın başbakanımızla görüşmeler yapıldı; öğretmenevleri özelleştirme kapsamında değildir. Sadece 6 tane, sosyal tesis olarak geçen, yazlık olarak geçen ve Millî Eğitim Bakanlığına bağlı olan tesisin özelleştirilmesi söz konusudur.

Afyonkarahisar Milletvekili Sayın Halil Ünlütepe'nin Ankara Öğretmenevinde kitap ve gazete bulunmamasından şikâyetçi olduğu bir sorusu var. "Burada gazete, kitap yasaklanmış mıdır?" Asla. Aksine, değerli arkadaşlarım, bakın, 24.12.2003 tarihli 4447 sayılı bir yazıyla bütün valiliklere gönderdiğim bir genelgede, mutlak surette bütün öğretmenevlerinde bir kütüphane bulunması gerektiği, mutlaka, gazete alınması gerektiği genelge halinde valiliklere gönderilmiştir. Ankara Başkent Öğretmenevine her gün 4 çeşit gazete alınmaktadır ve kültürel faaliyetlere ağırlık verilmektedir. Bu eksiklik, zamanında tarafımızdan da görüldüğü için bu giderilmiştir.

Bir başka şey: Öğretmenevlerimizin lokalleri maalesef sigara dumanından göz gözü görmeyecek durumdaydı. Sigara içilen ve içilmeyen bölümler olarak da öğretmenevlerinin lokalleri ayrılmıştır. Bunu da ifade etmek isterim.

Ankara Milletvekili Sayın Gülsün Bilgehan tarafından sorulan bir soru, Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 47 nci maddesindeki değişiklikten söz etmektedir. Buna da hemen cevap vereyim: Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 47 nci maddesindeki, herhangi bir nedenle okula devam edemeyen ve 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun ilgili maddelerine göre okullara devamları sağlanan öğrencilerin başarı durumları belirlenirken, en az bir dönem notu almış olmaları kaydıyla devam eden öğrenciler gibi işlem yapılır. Başarısız dersleri olan öğrenciler sınıfının gerektirdiği bilgi düzeyine ulaştığına, sınıf öğretmeni ve varsa branş öğretmenleri ve öğretmenler kurulu tarafından karar verilenler bir üst sınıfa geçirilir hükmü, 21.12.2004 tarihli 25620 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11 inci maddesiyle değişik 47 nci maddesinde "yurt dışında olması, tutuklu olması, oturduğu yerde okul bulunmaması ve sağlık durumu nedeniyle okula devam edemeyenler ile 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun ilgili maddeleri gereğince okula devamları sağlanan öğrencilerin başarı durumları belirlenirken en az bir yarı yıl notu almış olmaları kaydıyla devam eden öğrenciler gibi işlem yapılır" şeklinde yer almıştır.

Anılan hükümlerin sekiz yıllık kesintisiz eğitimi kesintiye uğratması gibi bir durum asla söz konusu değildir. Bu yönetmelikten önce yürürlükte bulunan diğer yönetmeliklerde de bu doğrultuda ifadeler yer almıştır.

Nitekim, söz konusu yönetmelikle yürürlükten kaldırılan ve 7.8.1992 tarihli 21303 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 47 nci maddesinin (a) bendinin hükmü de "herhangi bir nedenle bir dersten, yalnız bir kanaat dönemi notu alan öğrencinin bu notu yıl sonu notu sayılır" şeklindeydi.

Görüldüğü gibi, yeni düzenlemede, yürürlükten kaldırılan yönetmelikteki bir dönem notuyla başarılı sayılabilme, yurt dışında olma, tutuklu olma, oturulan yerde okul bulunmaması, sağlık durumu nedeniyle okula devam edememe, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun ilgili maddeleri gereğince okula devamın sağlanması gibi çok net ve insanî gerekçelerle sınırlandırılmıştır ki, bu da çoğunlukla, özellikle tarımda çocuklarını çalıştıran insanların yoğunluklu olarak yaşadığı bölgeler esas alınarak yapılmıştır.

Diğer taraftan, söz konusu yönetmeliğin 26 ncı maddesindeki "bir veya daha fazla derse özürsüz olarak girmeyen öğrencinin durumu ivedilikle velisine bildirilir ve devamsızlığı yarım gün sayılır" ve 25 inci maddesindeki "ilköğretim kurumlarına kaydedilen zorunlu öğrenim çağındaki öğrencilerin velileri öğrencilerin okula devamını sağlamakla yükümlüdürler. Okul yönetimleri, millî eğitim müdürlükleri, müfettişler, muhtarlar ve mülkî amirleri, 222 sayılı Kanunun ilgili hükümleri gereğince, çocukların okula devamını sağlamakla yükümlüdürler" hükümleri de, bu düzenlemenin sekiz yıllık kesintisiz eğitimi kesintiye uğratmayacağının ve uğratılamayacağının da teyididir.

Ayrıca, bu düzenlemenin, devletin eğitim üzerindeki etkisini azaltıcı ve eğitimin birliğini bozucu bir yönü de bulunmamaktadır; çünkü, yönetmeliğin "devam zorunluluğu" başlıklı 25 inci "derse devamsızlık" başlıklı 26 ncı ve "devamın izlenmesi" başlıklı 47 nci maddeleri, kız ve erkek öğrenci ayırımı yapmadan tüm öğrencilerin okula devam ettirilmelerine imkân sağlamaktadır. Söz konusu düzenleme, özellikle zor şartlarda eğitimini sürdüren kız öğrencilerin okula devamlarını ve okulla ilişkilerini sürdürmelerini sağlamaya da yönelik olup, onların okula devamına engel oluşturmayacağı gibi, okula devamları yönündeki engelleri ortadan kaldırmayı sağlayacaktır.

Yine, Ankara Milletvekilimiz Sayın Gülsün Bilgehan'ın, yönetmeliğin bir başka maddesiyle ilgili, 6, 7 ve 8 inci sınıf öğrencilerine yönelik olarak sorduğu bir soru var; ona da cevabımız şu: 27.8.2003 tarih ve 25212 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin "öğrencilerin olumsuz davranışları ve uygulanacak yaptırımlar" başlıklı 108 inci maddesinin birinci fıkrasında "ilköğretim okulu 6, 7 ve 8 inci sınıf öğrencilerine, gelişim özellikleri dışındaki olumsuz davranışlarının özelliğine göre uyarma, kınama ve okul değiştirme yaptırımlarından biri uygulanır." Ve ikinci fıkrasında da "bu yaptırımların uygulanmasındaki amaç caydırıcı olması, toplum düzeninin korunması, öğrencinin yaptığı davranışlarının farkına vararak bu davranışlarının olumlu yönde düzeltilmesini sağlamaktır" denilerek, okul değiştirme yaptırımının uygulanmasındaki amaç belirtilmiştir.

Diğer taraftan, söz konusu yönetmeliğin "yaptırım gerektiren davranışlar" başlıklı 109 uncu maddesinde "okul değiştirme yaptırımını gerektiren davranışlar: Anayasanın başlangıcında belirtilen temel ilkelere dayalı millî, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti niteliklerine aykırı davranışlarda bulunmak veya başkalarını da bu tür davranışlara zorlamak. Hakaret, iftira, tehdit ve taciz etmek veya başkalarını bu gibi davranışlara kışkırtmak. Okula yaralayıcı, öldürücü aletler getirmek ve bunları bulundurmak. Okul ve çevresinde, kasıtlı olarak yangın çıkarmak. Okulla ilgili mekân ve malzemeyi izinsiz ve eğitim amaçları dışında kullanmayı alışkanlık haline getirmek. Okul içinde ve dışında dernek, siyasî parti, sendikaların propagandasını yapmak ve bunlarla ilgili eylemlere etkin bir şekilde katılmak. Herhangi bir kurum, dernek ve örgüt adına yardım ve para toplamak. Kişi veya grupları dil, ırk, cinsiyet, siyasî düşünce ve inançlarına göre ayırmak, kınamak, kötülemek ve bu tür eylemlere katılmak. Başkasının malına zarar vermek; haberi olmadan almayı alışkanlık haline getirmek. Okulun bina, eklenti ve donanımlarını, taşınır ve taşınmaz mallarını kasıtlı olarak tahrip etmek ve okula, derslere, sınavlara girilmesine ve bunların sağlıklı yapılmasına engel olmak..." Daha birçok madde var; ben, değerli vakitlerinizi almak istemiyorum. Bütün bu şartlara bağlı olarak, özellikle, değerli milletvekilleri, ilköğretim çağında... Malumumuz, bizden önce okullardaki disiplin kurulları lağvedilmişti. Biz, disiplini despotizm şeklinde anlamamalıyız. Öğrenciye, sevecen ve pedagojik yaklaşmayı da "başıboşluk ve anarşi" şeklinde "anarşiye, kaosa, başıboşluğa meydan verme" şeklinde anlamamalıyız. Bu tedbirler ve bu yönetmelik değişiklikleri bunlar için alınmıştır. Değerli milletvekilimiz isterse, bunun detaylarını tekrar kendisiyle paylaşırız.

Ankara Milletvekili Sayın Mehmet Tomanbay'ın, bizim, ücretsiz olarak, 2003 ve 2004 yılında basımını yaptığımız, dağıtımını yaptığımız kitaplarla ilgili maliyetleri sormaktadır ve bunların hangi kaynaktan ödendiğini sormaktadır.

2003-2004 eğitim ve öğretim yılı başında ilköğretim öğrencilerine ücretsiz olarak dağıtılan, ilave alımlarla birlikte 81 834 280 adet ders kitabının maliyeti, alınan ders kitapları için 143 059 057 800 000 Türk Lirası.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile diğer ülkelerdeki Türk okullarına gönderilen kitaplar ile yurtdışı-yurtiçi nakliye, tasnif, poşet ve poşetleme için 14 463 955 550 000 Türk Lirası olmak üzere toplam 2003 yılında dağıtılan kitapların devletimize maliyeti 157 523 013 350 000 Türk Lirasıdır.

Bu harcamaların tamamı, 2003 Malî Yılı Bütçe Kanununun  20/b)maddesine göre Millî Eğitim Bakanlığına sağlanan kaynaktan sağlanmış olup, hiçbir şekilde başka bir finansman söz konusu olmamıştır.

Yalnız, sosyal devlet ilkesi çerçevesinde, bu para, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonuna aktarıldığı için, birileri, sanki, fakir fukaradan toplanan veya fakir fukaraya dağıtılması gereken paralardan harcandı şeklinde bunu zannetmektedir; kesinlikle öyle değildir.

Evet, Ağrı Milletvekilimiz Sayın Naci Aslan, Ağrı'da bir fen lisesinin açılıp açılmayacağını sormaktadır. Yine, bu detaylı cevabı Değerli Aslan'la paylaşmak isterim; ancak, hemen şunu söyleyeyim: Değerli milletvekilleri, biz, bir ilde fen lisesi, üniversite veya bir başka şey açarken, o ilin altyapı durumunu, sosyoekonomik, sosyokültürel durumunu gözönünde bulundururuz. Öncelikle fizikî mekân, buralarda eğitim-öğretim yapılacak okul çevresi var mıdır, buna bakarız.

Ağrı İlinde, şu anda, böyle bir imkân bulunmadığı için fen lisesi açılmamıştır; ama, bu, açılmayacağı anlamına gelmez. Bazı illerimiz, diyelim ki, fen lisesi binası olarak bir lise binası yapılmamış olmasına rağmen, vilayetler, kendi imkânlarını kullanarak bu okullarımıza uygun gelecek binalar, mekânlar temin etmektedirler. Ağrı Valiliğimiz tarafından Ağrı'daki mahallî potansiyel kullanılarak eğer böyle bir bina temin edilirse, yeni bir bina inşaını beklemeden de Ağrı İlimize bir fen lisesi açabiliriz.

Ankara Milletvekili Sayın Yakup Kepenek tarafından yeni açılacak üniversitelerle ilgili bir soru sorulmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, biz, burada, daha önce bu kürsüden ifade ettiğim gibi, kesinlikle popülist bir politika olsun diye bunu yapmıyoruz. Malumuz, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planının amir hükmü şudur: 2005 yılının sonuna kadar örgün yükseköğretimdeki okullaşma oranının yüzde 28,3 olması lazım; Türkiye'nin önüne koyduğu hedef budur; örgün eğitimde yüzde 28,3'lük bir hedefe ulaşmamız lazım. Peki, şu anda yüzde kaçtayız; şu anda yüzde 19'dayız. Peki, bunu nasıl tamamlayacağız; bir taraftan üniversite kapılarına yığılan milyonlarca öğrencimiz, yükseköğretim imkânı isteyen, kontenjan isteyen öğrencimiz, bir taraftan da efendim yeni üniversite açmayalım şeklinde bazı insanların itirazları var. Bize, aslında, öğretim üyesi nereden getireceksiniz, kaynak nereden getireceksiniz, bina nereden getireceksiniz diye soruluyor; bizim açacağımız üniversitelerin altyapıları büyük çapta hazır zaten. Malumunuz, birçok büyük üniversiteye bağlı çeşitli vilayetlerimizde açılan ve şu anda eğitim-öğretim faaliyetini, araştırma faaliyetini sürdüren fakülteler var. Bazı illerimiz vardır ki, orada üniversite yoktur; ama, başka büyük bir üniversiteye bağlı veya birden fazla üniversiteye bağlı 3, 4, yerine göre 5 fakülte vardır. Buralarda halihazırda zaten eğitim kampusleri, binalar mevcuttur; buralarda öğretim üyesi mevcuttur, öğrenci mevcuttur ve Kredi Yurtlar Kurumu tarafından bu kampuslere çok güzel yurtlar inşa edilmiştir. Bu hazır potansiyeli ve malzemeyi ülkemizin gençliğinin emrine sokmak üzere, biz, müstakil üniversiteler haline getirmek istiyoruz. Bunları müstakil üniversite haline getirdiğimiz zaman, müstakil bütçeleri olacaktır. Böylelikle, bağlı bulundukları üniversitelerin, sadece, himayesi olduğu sürece yaşama şansları olmayacak, aksine, kendi ayakları üzerinde, gelişimlerini çok daha rahatlıkla yapacaklardır ve son olarak şunu söyleyeyim: Biz iktidara geldiğimizden beri -biliyorsunuz, üniversitelerimizde 76 000 küsur öğretim elemanı vardı- bizim dönemimizde, üniversitelere, 14 800 yeni kadro tahsis edilmiştir. Ayrıca, Devlet Personel Başkanlığımızın bağlı bulunduğu Devlet Bakanlığımız tarafından, Sayın Mehmet Ali Şahin'in başında bulunduğu Devlet Bakanlığı tarafından yapılan bir düzenlemeyle, üniversitelerdeki araştırma görevlilerinin kendi kadrolarıyla ilişikleri kesildikten sonra, boşalan araştırma görevliliği kadrolarına atama yapılması için ikinci bir izin istemi ihtiyacı ortadan kaldırılmıştır. Üniversiteler, otomatikman, bu kadrolara atama yapabilmektedirler. Dolayısıyla, bir taraftan öğretim üyesi yetiştirmek için üniversitelerimizin çalışmaları var; ayrıca, bizim, Hükümet olarak, yeni üniversiteler için öğretim üyesi yetiştirmekle ilgili tasarılarımız, tasavvurlarımız var; onlar da olgunlaştığı zaman, sizlerle ve kamuoyuyla bunları paylaşacağız.

Burdur Milletvekilimiz Sayın Ramazan Kerim Özkan Bey, özetle, şunu sormaktadır: Lise son sınıf öğrencileri, eğer birinci dönem başarılıysalar, ikinci dönemde izinli sayılsınlar şeklinde bir talebi var. Zaten, bunlar, fiilî olarak okullarını terk ediyorlar... Değerli arkadaşlar, bu, maalesef, bu ÖSS sisteminin çarpıklığından kaynaklanıyor. ÖSS sistemi böyledir diye, biz, liselerimizi buna uyduramayız; bu, yanlış olur. Türkiye'de durum şudur: Önce, birileri fiilî durum oluşturur; sonra, bu fiilî durumdan sonra, birileri gelir, bunu legalleştirir; yani, siz, fiilî durumun ardından gitmek zorunda kalırsınız. Ben, bunun, çok büyük bir sıkıntı yarattığını biliyorum. Hepimiz, kendi çocuklarımızdan bunu yaşıyoruz. ÖSS düzeltilmelidir. ÖSS, üç sınıftan soru soracak şekilde, yeniden düzenlenmelidir. Öğrenci "üçüncü sınıftan soru sorulmuyor; ben, niye okula gideyim" diyor. Biz, bunu, geldiğimizden beri söylüyoruz; dilimizde tüy bitti, bunu söylüyoruz; ama, ÖSS'yi düzeltmek, maalesef, bu Parlamentonun ve siyasî iradenin yetkisinde değildir. Biz buraya kanun getirdik, siz değerli CHP'li arkadaşlarım buna şiddetle muhalefet ettiniz.

Evet, yine, Ankara Milletvekilimiz Sayın Mehmet Tomanbay'ın sorduğu bir başka soru: "Millî Eğitim Bakanlığı Yurtdışı Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak Personelin Seçimine İlişkin Yönetmelikte değişiklik yapılmıştır..." Ve burada özetle sorduğu şey şu: Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık kriterinin, personelin seçiminde belirleyici olma kriterleri arasından çıkarılmasının gerekçeleri nedir?

Tabiî, öncelikle hemen söyleyeyim, böyle bir şey yok ve bununla ilgili daha detaylı cevabı sizlerle paylaşmak isterim.

Başbakanlıkça hazırlanan ve 7.4.1988 tarihli ve 19778 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yurt Dışında Görevlendirilecek Memurların Seçim Esaslarına Dair Yönetmeliğin "temsil yeteneği" başlıklı 11 inci maddesinde "kamu kurum ve kuruluşlarında, yurtdışı teşkilatında görevlendirileceklerin temsil yeteneklerinin tespitinde millî şuur, genel kültür, görgü kuralları bilgisi, fiziksel yapı, temizlik ve giyim, örf ve âdetlere bağlılık, ahlakî durum, tutum ve davranış, muhite intibak gibi nitelikler aranır" hükümlerine yer verilmiştir.

Bu hükümler gereğince, 24.2.2004 tarihli ve 25383 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan Millî Eğitim Bakanlığı Yurtdışı Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak Personelin Seçimine İlişkin Yönetmelik eki, ek 1, mülakat formunun değerlendirme bölümünde, Türkçeyi doğru kullanma becerisi, genel kültür, genel görünüm, fiziksel yapı, temizlik ve giyim, tutum ve davranış, görgü kuralları, örf ve âdetlere bağlılık, millî şuur ve protokol bilgisi, genel bilgi başlıkları olarak düzenlenmiştir.

Ayrıca, söz konusu yönetmeliğin "meslekî yeterlilik sınavı konuları ve değerlendirme" başlıklı 8 inci maddesinde, meslekî yeterlilik sınavı konuları ve puan değerleri de şöyledir: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yüzde 15, Atatürk ilkeleri ve inkılap tarihi ve ulusal güvenlik yüzde 20, devlet teşkilatı yüzde 10, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu yüzde 10, Millî Eğitim Temel Kanunu yüzde 10, genel kültür, Türkçe, dilbilgisi ve yazışmayla ilgili kurallar yüzde 25, başlıca uluslararası kuruluşlar, görevleri ve Türkiye ile olan ilişkileri yüzde 10 olarak belirlenmiştir.

Yine, aynı yönetmeliğin "atananların geriye çekilmesi" başlıklı 17 nci maddesinde "bu görevlerde bulunanlardan, görevlerinde başarılı olamadığı veya devlet memurluğu ve yurt dışındaki temsil göreviyle bağdaşmayan davranış ve faaliyetlerde bulunduğu, Anayasada ifadesini bulan -buraya özellikle dikkatinizi çekerim- Atatürk milliyetçiliği ve cumhuriyetin temel niteliklerine aykırı siyasî ve ideolojik telkinlerde bulunduğu veya bu nitelikteki günlük siyasî olay ve tartışmalara karıştığı yapılan inceleme veya soruşturma sonucunda belirlenip büyükelçilik, başkonsolosluk ve diğer resmî kuruluşlarca geri çekilme teklifi yapılanlar, Bakanlığın uygun görmesi halinde görev süresinin doldurulması beklenilmeden derhal geri çekilirler ve yurt içinde başka bir göreve atanırlar" hükmüne yer verilmiştir.

Ayrıca, yürürlükten kaldırılan bu konudaki yönetmeliklerde yer verilen hükümlere göre, yapılan mülakat sınavları, yargı organlarınca, mülakat sınav ve konularının ve sorularının objektif kriterlere uygun olmadığı kararına varılarak iptal edilmiştir.

Bu nedenle, gerek genel yönetmelik gerekse yargı organlarının bu yönlü kararları dikkate alınarak yürürlüğe konulan bu yönetmelikte, mülakata ilişkin konuların bir yandan üst hukuk normlarına, diğer yandan yargı kararlarıyla aranan nitelik haline gelmiş olan objektiflik anlayışına uygun olmasına özen gösterilmiştir.

Görüleceği üzere, 24.2.2004 tarihinde yürürlüğe konulan Millî Eğitim Bakanlığı Yurtdışı Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak Personelin Seçimine İlişkin Yönetmelik, yukarıdaki açıklamalarla birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde, dayanak olarak alınan Yurt Dışında Görevlendirilecek Memurların Seçim Esaslarına Dair Yönetmelikte yer alan mevzuata aykırı hükümler içermediği gibi, söz konusu yönetmelikten Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık kriterinin çıkarılmış olduğundan söz etmek de mümkün olmayacaktır.

Diğer taraftan, Millî Eğitim Bakanlığı Yurtdışı Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak Personelin Seçimine İlişkin Yönetmeliğin dayanağında yer alan "Yurt Dışında Görevlendirilecek Memurların Seçim Esaslarına Dair Yönetmeliğin genel şartları" başlıklı 3 üncü maddesinin (e) bendinde, olumlu sicil almış olmak yeterli görülmüştür. Bu çerçevede, yürürlükten kaldırılan yönetmelikte yer alan son altı yıllık sicil notu ortalaması en az iyi derecede olmak şartı, Millî Eğitim Bakanlığı Yurtdışı Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak Personelin Seçimine İlişkin Yönetmelikte, üç yıllık sicil notu ortalaması olarak belirlenmiştir. Bu durumun genel yönetmeliğe aykırı olması, sicil notunun nitelik belirlenmesinde tek başına bir ölçüt olması ve niteliği düşürmesi söz konusu değildir.

Muğla Milletvekili Sayın Fahrettin Üstün tarafından sorulan, bu, özellikle Millî Eğitim Bakanlığına yapılan atamaların ne kadar olduğu ifadesi, 58 inci ve 59 uncu hükümetler döneminde; 18.11.2000 tarihinden 7.3.2005 tarihine kadar Bakanlığımız kadrolarına çeşitli branşlarda toplam 51 419 öğretmen atanmıştır.

Ayrıca, Bakanlığımızın merkez ve taşra teşkilatı kadrolarına, özelleştirilen kuruluşlardan gelenler de dahil, çeşitli unvanlarda 773 şef ve daha üst yönetici kadrolarından olmak üzere, toplam 885 atama yapılmıştır.

Diğer taraftan, aynı dönemde merkez ve taşra teşkilatına şef ve daha üst yönetici kadrolarındaki personelden, 76'sı vekâleten olmak üzere, toplam 899 görevlendirme yapılmış; 143'ü başka yere atanmış, 262'si de görevden alınmıştır.

Ayrıca, bağlı kuruluşumuz olan Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünce de, özelleştirilen kuruluşlardan gelenler de dahil, 34'ü yönetici olmak üzere, toplam 584 atama yapılmış, 1'i vekaleten olmak üzere 2 yönetici görevlendirilmiş, 18 yönetici de soruşturma sonucu görevden alınmıştır.

58 inci ve 59 uncu hükümetler döneminde, Türkiye genelinde yolluklu ve yevmiyeli olarak görevlendirilen personel sayısı, 1'i Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne bağlı personel olmak üzere 65'tir.

Harcırah alma şartlarını taşıyan her türlü görevlendirmelerde, personele, bir yılda, birinci 90 gün tam, ikinci 90 gün 2/3 olmak üzere en fazla 180 gün harcırah ödenmekte olup, söz konusu kişilerin aldıkları harcırahlara ilişkin ayrıca kayıt tutulmamaktadır.

Sayın Sedat Pekel tarafından, eğitim fakülteleriyle ilgili bir soru sorulmaktadır. Eğitim fakültelerinin sayısı burada ifade edilmiş ve biraz sonra okuyacağım, yine Sayın Pekel tarafından sorulan soruda da aynı, benzer bir teknik hata vardır, sayısı 78'i bulan eğitim fakültesinden söz edilmektedir Sayın Pekel tarafından.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye'de muhtelif üniversitelere bağlı olan 69 eğitim fakültesi mevcuttur, 78 değil. buralarda, yükseköğretim kurumlarında öğretim üyeleri ders verme ile araştırma yapma yetkisine sahip ve bu faaliyetlerden eşit ölçüde sorumlu yardımcı doçent, doçent ve profesörlerden oluşmaktadır. Bununla birlikte, 2547 sayılı Kanunun 3/d maddesi gereğince ders verme ve uygulama yaptırmakla yükümlü öğretim görevlileri de eğitim kadrosu içerisinde yer almaktadırlar.

Eğitim fakültelerinin eğitim kadrosu, 1 958 öğretim üyesi, 1 180 öğretim görevlisi olmak üzere, toplam 3 138 kişiye ulaşmaktadır. Eğitim fakültelerinde, 2004 yılı itibariyle öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı 80, artı öğretim görevlisi başına düşen öğrenci sayısı ise 50'dir.

Özellikle bayan öğretim üyesi sayısında, eğitim fakülteleri açısından bir azlık söz konusu olabilir; ama, Türkiye'de, bayan profesör sayısı, genelde, erkek profesör sayısından daha fazladır; bu da, Avrupa Birliği ülkeleri de dahil olmak üzere, Türkiye adına bir artı özelliktir.

"Eğitim fakültelerindeki öğretmen niteliğini doğru buluyor musunuz" şeklinde bir soru var.

Değerli arkadaşlarım, biz, malumunuz, ilköğretim ve ortaöğretim müfredatlarını değiştiriyoruz ve bu yeni müfredatlar ve bu yeni konsept çerçevesinde öğretmen yetiştirmeleri için eğitim fakülteleriyle ve Yükseköğretim Kuruluyla yazışmalar yapmaktayız. Bakanlığımız tarafından, ideal öğretmenin nitelikleri tespit edilmiştir, belirlenmiştir ve bu doğrultuda öğretmen yetiştirilmesi talep edilmektedir Bakanlığımız tarafından.

Çorum Milletvekili Sayın Feridun Ayvazoğlu tarafından, Çorum'da, 2004 - 2005 eğitim-öğretim yılında Hitit üniversitesi adı altında bir üniversite kurulup kurulmayacağı sorulmaktadır. 2004 - 2005 eğitim-öğretim yılı geçti malumunuz; kurulmadığına göre, demek ki, bu yıl içinde de kurulmadı. Sayın Ayvazoğlu ismi de bulmuş; hayırlı olsun.

Biraz önce de ifade ettiğim gibi, değerli arkadaşlar, biz bir ile üniversite açacaksak, daha önce Yükseköğretim Kurulu tarafından da belirlenen bazı kriterler var, bu kriterler çerçevesinde eğer bu vilayetimiz buna uyuyorsa orada açarız. Bu anlamda bakıldığı zaman, Çorum Vilayetimiz, özellikle altyapısı, kriterleri yerine getirme açısından Türkiye'nin en avantajlı illerinden birisidir, onu da ifade edeyim.

Balıkesir Milletvekilimiz Sedat Pekel Bey, (6/1090) sıra sayılı sorusunda, Türkiye'deki 65 eğitim fakültesinde yılda şu kadar mezun verilmektedir diyor. Yine, benzer mahiyette "eğitim öğretimi burada yeterli buluyor musunuz; bunlar işsiz kalıyorlar; niçin, bunlar işsizken, özellikle vekil öğretmenler çalıştırılıyor" şeklinde bir soru var.

Bir anda, bizim, yüzbinlerce öğretmen tayin edebilmemiz için elimizde kadro mevcut değildir. Şu anda, ülkemizin imkânları buna yetmektedir; ama, şu anda, Türkiye'nin hiçbir tarafında, boş geçen dersimiz mevcut değildir.

Adıyaman Milletvekili Sayın Şevket Gürsoy tarafından, Adıyaman'a üniversite açılıp açılmayacağı sorulmaktadır. Biraz önce, Çorum'la ilgili söylediklerimi de burada tekrarlamak isterim; şartları tutarsa, kriterlere uyarsa, Hükümetimiz tarafından, daha sonra da tabiî bu kanun sevk edileceği için, Parlamentomuz tarafından, bu, şüphesiz ki değerlendirilecektir.

Malatya Milletvekili Sayın Muharrem Kılıç tarafından, Almanca ve Fransızca bölümü mezunlarına yer verilmemesiyle ilgili bir soru vardır ve bu derslerin niçin müfredattan çıkarıldığı sorulmaktadır. Aksine, Sayın Kılıç'a şunu söylemek isterim: Biz, anadolu lisesi uygulaması yapan bütün okullarımızda, Almanca ve Fransızca'yı ikinci mecburî, zorunlu yabancı dil haline getirdik. Bununla ilgili olarak da yapılan çalışmalar tamamlanmış durumdadır. Yabancı dil eğitimiyle ilgili, genel olarak, Türkiye'de çok büyük iyileştirmeler yapmak için gayret göstermekteyiz.

Değerli arkadaşlarım, maalesef, yabancı dil dersi verme ile yabancı dil öğretme, öğretebilme farklı şeylerdir. Yabancı dil öğretme konusunda başarılı olduğumuzu söyleyemem, ülke olarak başarılı olduğumuzu söyleyemem. Herkese yabancı dil dersi verdiğimizi sanıyoruz; ama, gramer ağırlıklı bir ders veriyoruz ve burada da maalesef sonuç alamıyoruz. Bu meseleyi temelinden halledecek şekilde çalışmalar yapıyoruz. Finlandiya bu konuda çok başarılı; Finlandiya örneği, arkadaşlarımız tarafından detaylı şekilde araştırıldı ve önümüzdeki yıl, bununla ilgili çok ciddî adımlar atacağız.

Ankara Milletvekili Sayın Oya Araslı tarafından sorulan bir soruya cevap veriyorum: 17.5.2004 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde "Öğrenciye Cihat Çağrısı" başlığı altında Mehmet Ertuğrul Düzdağ tarafından neşre hazırlanan "Peygamber Efendimiz" adlı kitabın Kütahya Tavşanlı Anadolu Lisesinde öğrencilere dağıtıldığı da belirtilerek haber yapılmıştır. 19.5.2004 tarihli aynı gazetede, konu, bu sefer de Oya Araslı'nın soru önergesi "Peygamber Efendimiz Türkiye Büyük Millet Meclisi Gündeminde" başlığı altında yine bir başka haber yapılmıştır.

Kütahya Valiliğince yapılan araştırma sonucu;

a) 1-7 Mayıs tarihleri arasında yurt genelinde kutlanan Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri münasebetiyle Tavşanlı İlçe Müftülüğünce 4.5.2004 tarihli ve 240/101 sayılı Tavşanlı Kaymakamlığının onayıyla Kültür Bakanlığı yayınlarından 1 000 Temel Eser Dizisi arasında 6 cilt olarak yayımlanan Ahmet Cevdet Paşanın "Kısası Enbiya" isimli eserinin ilk cildinin, Mahir İz tarafından düzenlenen ve Mehmet Ertuğrul Düzdağ tarafından neşre hazırlanan "Peygamber Efendimiz" adlı kitabın, Kur'an-ı Kerim'in Türkçe meali ve Diyanet İşleri Başkanlığının hazırlamış olduğu 40 hadis kartelasıyla birlikte ilçedeki lise 11 inci sınıf öğrencilerinden isteyenlere müftülüğün hediyesi olarak dağıtıldı. Tavşanlı İlçe Müftülüğünce temin edilen "Peygamber Efendimiz" adlı kitap sadece isteyen öğrencilere yüzde 50 oranında dağıtılmış olup, kalan kitaplar okul müdürlükleri tarafından ilçe müftülüğüne iade edilmiştir.

b) Kitapların dağıtımıyla ilgili Tavşanlı Kaymakamlığı onayının Tavşanlı İlçe Müftülüğünce alındığı ve Tavşanlı İlçe Millî Eğitim Müdürlüğünün konuyla doğrudan ilgili olmadığı anlaşılmıştır.

Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan tarafından Denizli'ye yapılan yatırımlarla ilgili sorulan soruya cevap veriyorum: Bakanlığımızca bütün illerimizde sunulan eğitim hizmetinin mevcut imkânlarla en üst düzeyde gerçekleştirilmesi için çalışmalarımız aralıksız olarak sürdürülmektedir. Söz konusu dönemde, Bakanlığımızın Denizli İlindeki yatırımları arasında;

a) 2003 yılında il yapım programı kapsamında 1'i yeni iş ve 1'i devam eden iş olmak üzere 2 anaokulu yapımı; 3'ü yeni iş, 4'ü devam eden iş olmak üzere toplam 7 ilköğretim okulu yapımı; 7'si yeni iş ve 5'i devam eden iş olmak üzere toplam 12 ilköğretim okulu ek derslik yapımı, yeni iş olarak 3 ilköğretim okulunun onarımı yer almıştır.

2003 yılı yatırım programı kapsamında devam eden yatırımlar olarak da Denizli Merkez Üçler Beldesi Lisesi, Denizli Merkez Genel Lise, Denizli Merkez Erbakır Fen Lisesi Pansiyonu, Denizli Merkez Anadolu Öğretmen Lisesi, artı, pansiyon, artı, lojman, Denizli Honaz Lisesi, Denizli Buldan Yenicekent M. Aktan Lisesi, Denizli Akköy Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi, Denizli Saray Çıraklık Eğitim Merkezi yer almıştır.

Diğer taraftan, 2003 yılı yatırım programı kapsamında Denizli'ye ortaöğretim kurumlarının onarımı için de 493 186 YTL ödenek gönderilmiştir.

b) 2004 yılında il yapım programı kapsamında 1'i yeni iş ve 1'i devam eden iş olmak üzere toplam 2 anaokulu yapımı, 3'ü yeni iş 2'si devam eden iş olmak üzere toplam 5 ilköğretim okulu yapımı, 2'si yeni iş ve 6'sı devam eden iş olmak üzere toplam 8 ilköğretim okulunun ekderslik yapımı; yeni iş olarak 2 ilköğretim okuluna pansiyon yapımı, 1'i yeni iş ve 1'i devam eden iş olmak üzere 2 ilköğretim okulunun onarımı yer almıştır.

2004 yılı yatırım programı kapsamında devam eden yatırımlar olarak da 2003 yılı yatırım programındakilerin aynısı yer almıştır. Ayrıca, 2004 yılı yatırım programı kapsamında Denizli'ye ortaöğretim kurumlarının onarımı için 830 750 YTL ödenek gönderilmiştir. Diğer taraftan, Eğitime Fiziksel Katkı Projesi ikinci etap kapsamında Denizli merkezde 1 ticaret meslek lisesi ile 1 kız meslek lisesinin yapımı planlanmış, Eğitime Yüzde Yüz Destek Projesi kapsamında hayırseverlerce  1 ilköğretim okulu tamamlanarak eğitime açılmış, 1 ilköğretim okulunun onarımı yapılmış; 2'si ilköğretim okulu, 1'i genel lise ve 1'i de endüstri meslek lisesi olmak üzere toplam 4 okul ile 1 ilköğretim okuluna ek bina yapımı devam etmekte. 1 ilköğretim okulu yapımı proje safhasında, 1 ilköğretim okulu ile 1 kapalı spor salonu yapımı protokol imzalanmış durumda. 200 000 Yeni Türk Lirası ve 1 apartman dairesi, yine, Eğitime Yüzde Yüz Destek Kampanyası çerçevesinde bağışlanmıştır. 1 ilköğretim okuluna ek merdiven yapımının planlanması ve yine 1 011 000 Yeni Türk Liralık ders araç gerecinin alınması; 18.5.2004 tarihli 2004/7337 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı olarak Yabancı Diller Yüksekokulu kurulmuş; Pamukkale Üniversitesi yatırım programında bulunan projelerden Fen-Edebiyat Fakültesi 2 nci bloku 2003 yılında ve Kan Bankası ve İlkyardım Hastanesi Projesinin 2 nci bloku da 2004 yılı sonu itibariyle tamamlanarak hizmete açılmış; teknik eğitim fakültesi, merkezî kafeterya ve açık-kapalı spor tesisleri projelerinin hızlandırılması ve 2005 yılı sonunda tamamlanabilmesi için, 2004 yılı ödeneklerine ilaveten yatırımları hızlandırma ödeneğinden 2 000 000 Yeni Türk Lirası eködenek sağlanmış; üniversitenin yatırım programında bulunan projeler için eğitim, sağlık ve spor teknolojik araştırma sektörlerinde 2003 yılında toplam 13 880 000 Yeni Türk Lirası, 2004 yılında da toplam 14 840 000 Yeni Türk Lirası ödenek tahsis edilmiş ve tamamı kullanılmış; 2005 yılında kullanılmak üzere de toplam 13 066 000 Yeni Türk Lirası ödenek ayrılmıştır.

Denizli'nin Bozkurt İlçesinde, yükseköğrenim gören öğrenciler için, 200 kişilik -100'ü kız ve 100'ü erkek olmak üzere- yatak kapasiteli bir öğrenci yurdu 11.11.2003 tarihinde hizmete açılmıştır. Bütün illerde olduğu gibi bu ilimizde de 2003-2004 ve 2004-2005 öğretim yılı ilköğretim öğrencilerinin kitapları ücretsiz dağıtılmıştır. Söz konusu dönemde, Kasım 2002 ve 7 Mart 2005 tarihleri arasında, Denizli İlindeki ortaöğretim kurumlarımıza toplam 4 193 909 Yeni Türk Lirası tutarında donatım malzemesi gönderilmiştir. Ayrıca, temel eğitim programı kapsamında, 195 ilköğretim okuluna projeksiyon cihazı, 518 ilköğretim okuluna tepegöz, 165 ilköğretim okuluna dünya çocuk edebiyatı seti, 784 ilköğretim okuluna bilgisayar, yazıcı, tarayıcı, güç kaynağı ve ekipmanları gönderilmiştir.

Meslekî eğitim ve öğretim sisteminin güçlendirilmesi projesinin uygulanacağı 30 il arasında Denizli de bulunmakta olup, bu proje kapsamında da Denizli İline meslekî ve teknik eğitim alanında yaklaşık 1 000 000 euro katkı sağlanacaktır.

Bu ilde, 2003-2004 öğretim yılında 11 517 öğrenci taşımalı eğitim uygulamasından yararlandırılmış, 2004-2005 öğretim yılında da 11 699 öğrenci bu uygulamadan yararlandırılmaktadır.

Diğer taraftan, eğitim ve öğretimle ilgili incelemelerde bulunmak, olabilecek çözüm önerilerini mahallî yöneticilerle görüşmek üzere başlattığımız inceleme gezileri kapsamında, 19.10.2004 tarihinde Denizli İli ve ilçelerinde bürokratlarımızın da dahil olduğu bir inceleme gezisi düzenlenmiş olup, okullarımızın tespit edilen ihtiyaçları, imkânlar oranında giderilmiştir, giderilmeye devam edilmektedir.

Sayın Yaşar Tüzün tarafından, Bilecik İlinde bir üniversite açılıp açılmayacağı sorulmaktadır. Kriterleri bizim objektif kriterlere uyması halinde Bilecik İli de bundan yararlanacaktır, uymuyorsa yararlanmayacaktır.

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Uyuyo, uyuyo Sayın Bakanım.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Devamla) - "Uyuyor" mu, "uyuyo(!)" mu?

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - 28 Mart seçimlerinde bakanlarımız geldiler, Bilecik halkına söz verdiler "oy verin, üniversite açacağız" dediler. Biz üniversitemizi istiyoruz.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Devamla) - Peki.

Sayın Iğdır Milletvekilimiz tarafından, "göreve başladığınız tarihten bugüne kadar sorumluluğunuzda bulunan, özellikle..."

DURSUN AKDEMİR (Iğdır) - Iğdır Milletvekili kim efendim?!

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Devamla) - Iğdır Milletvekili Sayın Prof. Dr. Dursun Akdemir.

Özür dilerim Sayın Akdemir.

Evet, sorumluluğumuzda olan bütün birimlerde kaç kişinin istihdam edildiği, atandığı, sınavla, yatay geçişlerle; bunlara da cevap vereyim. Bakanlığımızca, kamu personeli seçme sınavı sonuçları esas alınarak, 2003 yılında 19 369, 2004 yılında 18 051 ve 14.2.2005 tarihinde ise 9 496 olmak üzere toplam 46 916 öğretmenin ilk defa ataması yapılmıştır.

Bakanlığımıza bağlı eğitim kurumlarının öğretmen ihtiyacı, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığınca düzenlenen kamu personeli seçme sınavı sonuçları esas alınarak, puan üstünlüğü ilkesi ve illerin norm kadro açığı dikkate alınarak, bilgisayar ortamında, öncelikle adayın ilk tercihine, mümkün olmuyorsa ikinci tercihine bakılarak, il emrine verilmek suretiyle yapılmaktadır.

28 Kasım 2002 tarihinden bugüne kadar ücretleri genel bütçeden ödenmek üzere geçici işçi alımı yapılmamıştır; ancak, okul ve kurumlarımızdan 1 009 adedinin bünyesinde faaliyet gösteren dönersermaye işletmelerinin dönemsel ihtiyaçlarında kullanılmak ve ücretleri dönersermayeden ödenmek üzere, önceki yıllarda olduğu gibi, ilgili okul müdürlüklerince, birer ikişer kişi olmak üzere, 2003 malî yılı için 823, 2004 malî yılı için 823, 2005 malî yılı için de 698 olmak üzere toplam 2 344 geçici işçi kadrosu kullanılmıştır. Her yıl aynı kişiler çalıştırılmaktadır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri çerçevesinde istisnaî kadrolara 2 personel ataması yapılmıştır.

Bakanlığımızca, 28.11.2002-21.3.2005 tarihleri arasında 202'si 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre, 33'ü soruşturma sonucu, 52'si mahkeme kararı gereği, 4'ü askerlik gerekçesiyle olmak üzere toplam 291 personelin görevine son verilmiş ve mahkeme kararına bağlı olarak 193 personel de görevine iade edilmiştir.

Evet, Sayın Mustafa Gazalcı'nın, Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü müdür vekili, eski Müdür Vekili Sayın İbrahim Kapaklıkaya'nın sınava girişi, atanmasıyla ilgili bir sorusuna cevap veriyorum.

Sayın Gazalcı'nın, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından kararnamesi iade edildiği halde, bu kişinin, neden, tekrar, buraya atanmak istendiği şeklinde bir sorusu vardır. Sayın İbrahim Kapaklıkaya'nın kararnamesi hiçbir zaman Sayın Cumhurbaşkanına gönderilmemiştir; gönderilmeyen bir kararnamenin de iade edilmesi söz konusu değildir.

Sayın İbrahim Kapaklıkaya bir mülkiye müfettişidir ve kendisi (A) düzeyinde yabancı dil bilmektedir; bu yabancı dil sınavından, kamu personeli dil sınavından 90'ın üzerinde puan aldığı için bu yeterliliği haizdir. Eğer Sayın İbrahim Kapaklıkaya Millî Eğitim Bakanlığında genel müdür yardımcısı düzeyinde aslî kadroda birisi olsaydı, bu sınavların da hiçbirine girmeyecekti; artı, Sayın İbrahim Kapaklıkaya, yapılan merkezî sınava kendisi girmiştir, 70'in üzerinde puan almıştır -70 ve üzeri puan geçer nottur- mülakatında kendisi yerine vekâlet eden Sayın Doç.Dr. İbrahim Özdemir bulunmuştur.

Malumu âliniz, daha önce de ifade ettim, aslında Danıştayın aldığı daha önceki bir kararla mülakat kısmı, daha önce mülakattan elenen birinin itirazı üzerine Danıştayın verdiği karar, mülakatın aslında sınavın aslî unsuru olmadığı şeklinde bir karar mevcuttur; ancak, bu uygulama devam etmektedir.

Burada müsteşarın başkanlığında oluşturulan bir jüride sadece İbrahim Özdemir bir kişi olarak bulunmuştur. Tekrar ifade ediyorum: Kararnamesi hiçbir zaman Sayın Cumhurbaşkanından dönmemiştir, (A) düzeyinde yabancı dil bilmektedir, İngiltere'de mastır derecesi almıştır; bu özelliklerinden dolayı bu pozisyona teklif edilmiştir.

Arz ederim.

Niğde Milletvekili Sayın Orhan Eraslan'ın bir sorusu. Söz konusu açıklamanın yapıldığına ilişkin Bakanlığımıza intikal eden herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Burada soru şuydu: Efendim, yakasında Atatürk rozeti olan herkesi temizledik şeklinde bir ifade kullanıldığı iddia ediliyor; bu, bir varsayım, bir söylenti. Ayrıca, yakasında Atatürk rozeti taşıdığı için görevden alınan yönetici asla olmamıştır, olması da söz konusu olamaz. Kaldı ki, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün rozetini gururla takmak, her Türk vatandaşı ve yöneticisinden beklenen olumlu bir davranıştır.

Bakanlığımızda yöneticiliğe atanma ve yöneticilikten alınmanın mevzuatla düzenlendiği ve bu mevzuatta belli işaret ve şekillerin yöneticilik kriteri olmadığı veya referans alınmadığı da malumlarınızdır.

Diğer taraftan, ülkemizde, devlet organlarının ve idare makamlarının bütün işlemleri yargı denetimine açık olup, Anayasanın 10 uncu maddesinde, "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir."

Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.

Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar" hükümleri yer almaktadır. 

Bakanlığımızca tesis edilen işlemlerde, başta Anayasamızın bu maddesi olmak üzere bütün kanunlarımızın hükümlerine uygunluk konusunda gerekli hassasiyet gösterilmekte, personelimizden görev ve sorumluluklarıyla bağdaşmayan fiilleri bulunan ve bulunduğuna dair duyum alınanlar hakkında yasaların gereği yerine getirilmektedir.

Balıkesir Milletvekili Sayın Sedat Pekel tarafından, yine, sorulan bir soru; özellikle bu ücretsiz ders kitaplarının, yine, maliyetleri sorulmaktadır. Hemen şunu söyleyeyim arkadaşlar, biraz önce, yine değerli bir arkadaşımızın sorduğu soruya cevap verirken bunu ifade ettim, bir kez daha söyleyeyim.

Söz konusu ücretsiz dağıtılan ders kitaplarından 2003-2004 öğretim yılında dağıtılan toplam 81 834 281 kitaptan 66 625 226'sı özel sektörden, 15 209 055'i de devlet kitaplarından, yani, Bakanlığımız yayınlarından temin edilmiştir. 2004-2005 öğretim yılında dağıtılan toplam 83 749 000 kitaptan 64 095 000'lik kısmı özel sektörden ve 19 654 000'i de devlet kitaplarından alınmıştır. Bu ders kitaplarından 2003-2004 öğretim yılında dağıtılanların toplam maliyeti 157 523 013 YTL'dir. 2004-2005 te dağıtılanların toplam maliyeti ise 146 343 470 YTL'dir.

2003-2004 öğretim yılı başında ilköğretim öğrencilerine dağıtılan ücretsiz ders kitaplarının giderleri 2003 Malî Yılı Bütçe Kanunun 20/b maddesiyle Millî Eğitim Bakanlığına sağlanan kaynaktan temin edilmiştir. Bakanlığımızca 2004 malî yılı bütçesi hazırlanırken, taşımalı ilköğretim kapsamındaki öğrencilerin öğle yemeği için 180 000 000 YTL, ilköğretim öğrencilerine ücretsiz ders kitabı dağıtımı için 200 000 000 YTL olmak üzere, toplam 380 000 000 YTL ödenek talebinde bulunulmuş; fakat, bu ödenek, Bakanlığımız bütçesinde yer almamıştır. Ancak, Maliye Bakanlığınca 12.3.2004 tarih ve 4327 sayılı yazıyla 2004 malî yılı Başbakanlık Bütçesinin 07.01.00.09.6.01.05.01 tertibindeki 380 000 000 YTL ödeneğin 105 000 000 YTL'sinin taşımalı ilköğretim kapsamındaki öğrencilere öğle yemeği için, 175 000 000 YTL'sinin de ilköğretim öğrencilerine ücretsiz ders kitabı dağıtımı için tefrik edildiği bildirilmiş ve 2004-2005 öğretim yılı başında ilköğretim öğrencilerine dağıtılan ücretsiz ders kitaplarının giderleri de bu paradan karşılanmıştır. Söz konusu ders kitapları, gelir düzeyine bakılmaksızın, resmî ilköğretim okullarında öğrenim gören bütün öğrencilere dağıtılmıştır.

Bakanlığımızca ilköğretim öğrencilerine ücretsiz ders kitabı temin projesi kapsamında 2003-2004 öğretim yılında ücretsiz dağıtılan ders kitapları, bir öğretim yılı kullanılmak üzere projelendirilmiştir. Bu nedenle, baskısından kullanımına kadarki bütün aşamalar buna göre planlanmış ve uygulanmış olup, sadece o öğretim yılında kullanılmak ve toplanmak üzere dağıtılmıştır. Bunun dışındaki iddiaların gerçekle ilgisi bulunmamaktadır.

Sayın Pekel'in bir başka sorusunda, öğretmen atamalarında herhangi bir torpil işleyip işlemediği sorulmaktadır. Hepinizin bildiği gibi, öğretmen atamaları, puan üstünlüğü esasına göre, basının gözü önünde, kesinlikle, torpil, kayırma, tavassut mekanizmasına yer verilmeksizin yapılmaktadır. İllerdeki dağıtım da ayrıca kurayla yapılmaktadır. Öte yandan, eğer bu manada bir itiraz söz konusu olursa, bir haksızlık söz konusu olursa, Bakanlığımız tarafından incelenmektedir. Bu yıl, bu illerdeki dağılımın dengesizliğini de ortadan kaldırmak üzere, Millî Eğitim Bakanlığı, bundan sonra nokta atama yapacaktır; ağustos ayındaki atama da böyle olacaktır.

Antalya Milletvekili Sayın Feridun Baloğlu tarafından, Akdeniz Üniversitesi Antalya Meslek Yüksekokuluyla ilgili sorulan soruya cevap veriyorum. Akdeniz Üniversitesinin 2005 yılı yatırım teklifinde, sağlık yüksekokulu için yeni yatırım talebinde bulunulmuş, fakat, yatırım programına yeni proje olarak konulmadığından, merkezî derslik ve amfi projesinin karakteristiğine, sağlık yüksekokulu için 4 000 metrekare örtülü alan ilave edilmiştir. 2004 yılında, çeşitli ünitelerin etik projesi kapsamında hizmet alımı ihalesi yapılarak sağlık yüksekokullarına ait tüm uygulama projeleri hazırlatılıp onaylanmıştır. Hazırlanan uygulama projeleri doğrultusunda, yaklaşık maliyeti hesaplanacak ve eködenek sağlandığı takdirde sarî ihale izni alınması için gerekli çalışma yapılacaktır.

Diğer taraftan, Sağlık Bakanlığı mülkiyetindeyken, 22 Kasım 1996 tarihinde Sağlık Bakanlığı ile Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı arasında yapılan protokol gereği yirmi yıllığına Akdeniz Üniversitesine tahsis edilmiş olan Antalya Sağlık Yüksekokuluna ait bina tamamen boşaltılmış olup, bina hakkında Sağlık Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı Millî Emlak Genel Müdürlüğü tarafından verilecek karara göre işlem yapılacaktır.

Yine, Bursa Milletvekili Sayın Mustafa Özyurt tarafından sorulan soruya cevap veriyorum. Vatan Gazetesinin 27 Eylül 2004 tarihli nüshasında yer alan yazının başlığı ile muhtevası arasında ciddî bir çelişki bulunmaktadır. Kullanılan başlıkla, tüm konuşma içerisinde verilmek istenen mesaj, gazetecilikte uyulması gereken temel etik ilkelere aykırı bir şekilde çarpıtılmıştır. Söz konusu röportajın içeriğinde, marjinal gruplarca popülarize edilen, günlük siyasetin malzemesi haline getirilen ve medyada kullanıldığı anlamda Kemalizm vurgulanmaktadır; ancak, başlık, konuşmanın başlangıç kısmı kesilerek "Kemalizm eğitimin yapıtaşı olamaz" biçiminde, eksik olarak oluşturulmuştur. Diğer yandan, toplumun tümüne ait bir değer olması gereken Mustafa Kemal Atatürk ile günlük politikaya alet edilen Kemalizmin aynı anlama gelmediği de açıktır. Adı geçen gazetenin 28 Eylül 2004 tarihli baskısında tekzip metni yayımlanmış ve yapılan yanlışlık düzeltilmiştir. Verilen soru önergesinden, bu düzeltmeden haberdar olunmadığı ve ayrıca, yazının içeriğinin okunmadığı anlaşılmaktadır.

Yine, Sayın Feridun Baloğlu tarafından, Korkuteli İlçesinde, Anadolu Lisesinin bugüne kadar bir binaya kavuşmamasıyla ilgili bir soru sorulmaktadır. Genel bütçeden eğitime ayrılan sınırlı kaynaklarla, toplumun sürekli artan eğitim ihtiyacının karşılanması, eğitimin fizikî altyapısının iyileştirilmesi ve buna bağlı olarak eğitim ortamının nitelikli hale getirilmesi, kalkınma planlarında belirlenen hedeflere ulaşılması ve millî eğitim şûralarında öngörülen tedbirlerin yerine getirilmesi istenilen düzeyde ve hızda yapılamamaktadır. Bu nedenle, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması öncelikli önem arz etmektedir. 2005 yılı yatırım teklifleri, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının 26.7.2004 tarih ve 2004-1 sayılı genelgesi ve Yüksek Planlama Kurulu tarafından istihsal edilen 19.7.2004 tarih ve 2004/27 sayılı 2005 yılı programı ve malî yılı bütçesi makro çerçeve kararı çerçevesinde yapılmıştır. Bu bağlamda, Bakanlığımızca, herhangi bir eğitim kademesinin ihtiyacı olmayan öğretim binalarının, ihtiyacı olan eğitim kademelerine tahsisi yapılmaktadır. Diğer taraftan, atıl durumda olan kamu binaları da, Bakanlığımızın ihtiyaç durumuna göre, çeşitli eğitim kademelerine tahsisi yapılarak kullanılmaktadır.

Özetle, ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik durum, yeni okul tekliflerinden ziyade, mevcut atıl kapasitelerin kullanılarak değerlendirilmesini zorunlu hale getirmiştir.

Korkuteli Anadolu Lisesi, 1995-1996 öğretim yılında önkayıtla 72 öğrenci alarak Korkuteli Lisesine ait binada eğitim-öğretime başlamıştır; 2001-2002 öğretim yılındaysa, Korkuteli İmam-Hatip Lisesinin kullanılmayan binasına taşınmıştır, mevcut binası ihtiyaca cevap verecek kapasitededir. Bu sebeple, 2005 yılı Bakanlığımız yatırımları arasında Korkuteli Anadolu Lisesi için yeni bina yapımı yer almamaktadır.

Yine, Antalya Milletvekili Sayın Feridun Baloğlu "Antalya'nın Manavgat İlçesinde çürümeye terk edilen Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Uygulama Oteli inşaatından Bakanlığınız haberdar mıdır" diye soruyor. Evet, haberdardır. Sayın Milletvekili, üç sorudan oluşan ve ilk iki sorusu bu soru önergesinin ilk iki sorusuyla aynı olan 7/4728 esas numaralı yazılı soru önergesiyle de bu inşaatı sormuş, 1.3.2005 tarihli ve 1100 sayılı yazımızla da kendisine cevap verilmiştir. Dolayısıyla, bu cevapta bütün detaylar mevcuttur.

Yine, İzmir Milletvekili Sayın Vezir Akdemir tarafından, öğretmen atamalarının özellikle internet ortamında yapılmasıyla ilgili bir sorusu vardır. Biz, gerek ilk atamaları gerekse iliçi ve ildışı atamalarını, müracaatları da internetle alarak, değerlendirmeleri de internette yapıyoruz. Kişisel olarak bütün müracaatlarını yaptığı halde, bütün yükümlülüklerini yerine getirdiği halde, eğer, bir öğretmenin tayini yapılmamışsa, puan üstünlüğü iddiasındaysa ve yapılmamışsa, yapılan başvuruları incelenmekte ve mağduriyetleri giderilmektedir.

Balıkesir Milletvekili Sayın Sedat Pekel tarafından, OECD tarafından düzenlenen, özellikle, bizim ilköğretim öğrencilerimiz arasında, ilköğretim öğrencilerimizi kapsayan PISA sınavında, ülkemizin elde ettiği başarıyı yeterli bulup bulmadığımız sorulmaktadır. Zaten, biz, ilk defa, Türkiye'yi bu programa dahil eden Hükümetiz. Bunun bedelini biz ödedik, bu talimatı bizzat ben verdim; çünkü, arkadaşlarıma dedim ki, birilerinin aynayı yüzümüze tutmasından asla rahatsız olmayalım. PISA programına bugüne kadar Türkiye dahil edilmemişti. Eğitimdeki konsept farklılıklarından dolayı, öğrencilerimiz buradaki bazı soruları algılayamamışlardır. Zaten, biz, bunu bildiğimiz için, bu eksikliğimizi bildiğimiz, tespit ettiğimiz ve tahlil ettiğimiz için, biz, müfredat programını değiştirdik ve yeni müfredat çerçevesinde bu durumun çok daha iyi olacağına, biz, kesinlikle inanıyoruz.

Iğdır Milletvekili Sayın Dursun Akdemir'in, Iğdır'a tahsis edilen ödeneklerle ilgili sorusuna cevap veriyorum. Bakanlığımızın 2004 yılı bütçesinden, Iğdır İline, okulöncesi eğitim kurumlarının donatım giderleri için 25 000 Yeni Türk Lirası, ilköğretim kurumlarının donatım giderleri için 378 800 Yeni Türk Lirası ödenek gönderilmiş ve diğer okul ve kurumların makine, teçhizat ve donatım giderleri için de Bakanlığımız Eğitim Araçları ve Donatım Dairesi Başkanlığınca gerekli olan yatırımlar, harcamalar yapılmıştır. 539 225 Yeni Türk Lirası ödenek bu çerçevede harcanmıştır. Iğdır İlinin 2004 yılı makine teçhizat ve donatım ödeneğinin toplamı ise 943 025 Yeni Türk Lirasıdır.

Diğer taraftan, bu ilimize, okulöncesi eğitim yatırımları için 209 757 Yeni Türk Lirası, ilköğretim yatırımları için 3 158 134 Yeni Türk Lirası ve ortaöğretim yatırımları için de, Iğdır merkezde 8 derslikli Iğdır Lisesi ek bina inşaatı ve 8 derslikli merkez Endüstri Meslek Lisesi ek bina inşaatı için 340 990 YTL olmak üzere toplam 3 708 881 YTL yatırım ödeneği gönderilmiştir. Bu ödeneklerin tamamının harcanmasına ilişkin iş ve işlemler mahallinde gerçekleştirilmektedir.

2004 yılında ayrıca Iğdır'daki ilköğretim okullarına, Temel Eğitim Projesi kapsamında, toplam maliyeti 26 092 euro olan projeksiyon cihazıyla, toplam maliyeti 195 637 dolar olan bilgisayar, yazıcı, tarayıcı, güç kaynağı ve ekipmanları, tepegöz ve Dünya Çocuk Edebiyatı seti gönderilmiştir. 2005 yılında, Dünya Bankası destekli Temel Eğitim Projesi ve Avrupa Yatırım Bankası destekli Eğitim Çerçevesi Projesi kapsamında da 13 ilköğretim okuluna toplam maliyeti 385 000 dolar olan bilgi teknolojisi sınıfı kurulması programlanmış olup, bir ilköğretim okuluna da 300 000 dolar tutarında ek derslik yapımı öngörülmüştür.

2005 yılı yatırım programı 9 Ocak 2005 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış olup, valilikler ve proje bazında dağılımı henüz sonuçlanmamıştır. Malumunuz, valilikler, il özel idaresi payını da ilave ederek bunları ilan ediyorlar.

Sayın Naci Aslan tarafından Ağrı İlinin öğretmen ihtiyacı sorulmaktadır. Ben Naci Beye bunun detaylarını yazılı olarak takdim edebilirim; ancak, hemen şunu söyleyeyim: Biz, özellikle, yaptığımız atamalarda, geri kalmış, öğretmen temininde güçlük çekilen illerimize ağırlık veriyoruz, öncelik veriyoruz ve Ağrı İli de bu önceliklerimiz arasındadır. Malumunuz, 10 000 öğretmen tayin ettiğimiz zaman bu dengeyi gözetmek zorundayız. Bunun detaylarını Sayın Aslan'la paylaşacağım.

Yine, sekiz yıllık ilköğretim okullarının özellikle eksikliğinden söz ediyor Sayın Aslan. Bir taraftan, EFİKAP çerçevesinde Ağrı İlinde 960 öğrenci kapasiteli bir ilköğretim okulunun inşaatı şu anda devam etmektedir. Bu yıl yine bu kapsamda yapacağımız yeni yatırımlar vardır, Telekomun Millî Eğitime yapacağı okullar arasında Ağrı'ya yönlendirilen yatırımlar vardır. Yine, Sayın Kadir Has tarafından doğu ve güneydoğuda yapılacak olan 4 okuldan 1'i, tarafımızdan Ağrı'ya yönlendirilmiştir. Ayrıca, TES-İŞ Sendikası tarafından yapılmak istenilen bir okul oraya yönlendirilmiştir. Gerek eğitime yüzde yüz destek gerek özel idare kaynakları konsolide bütçesinin imkânları seferber edilerek, Ağrı'da, gerçekten çok kötü durumda olan okul, derslik ihtiyacının karşılanmasına önem verilmektedir, hız verilmektedir.

Yine, Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan tarafından, Bakanlığımıza yapılan personel atamalarıyla ilgili olarak sorulan sorular vardır.

Bakanlığımız kadrolarına 58 inci ve 59 uncu hükümet döneminde 24.2.2005 tarihi itibariyle naklen atanan personel sayısı, toplam 166'dır. İlk atamayı bununla karıştırmayalım. 657 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde istisnaî kadrolara, 58 inci hükümet döneminde Hasan Karabacak, 59 uncu hükümet döneminde de Mustafa Özgül olmak üzere, toplam, sadece 2 personel ataması yapılmıştır.

Söz konusu dönemde, diğer kamu kurum ve kuruluşlarından Bakanlığımız kadrolarına 26 personel gönderilmiş, 166 personelin ise ataması yapılmıştır.

Diğer taraftan, Bakanlığımız kadrolarında görevli personelden 116'sı Başbakanlık ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevlendirilmiş, 17 personelin ise ataması yapılmıştır.

Millî Eğitim Bakanlığı Dönersermaye İşletmeleri Üretim ve Teşvik Primi Dağıtım Yönetmeliği ve diğer ilgili dönersermaye mevzuatı hükümleri gereğince, Bakanlığımız merkez teşkilatında görev yapan personele dönersermaye kârından pay vermek mümkün değildir. Dolayısıyla, merkez teşkilatında görev yapan personele bu ad altında herhangi bir ödeme yapılmamaktadır.

Muğla Milletvekili Sayın Ali Cumhur Yaka tarafından İLKSAN'la ilgili olarak sorulan soruya cevap veriyorum.

İLKSAN'ın yeni dönem genel kurul delegelerinin seçimi, ilçelerde 17 Nisan 2004 tarihinde, illerde de 15 Mayıs 2004 tarihinde yapılmak istenmiştir; ancak, 17 Nisanda yapılan ilçe temsilciliği seçimlerinde, bazı ilçelerde usule aykırı işlemlerin yapıldığı tespit edilmiş ve valiliklerce müfettiş gönderilerek, mahallinde incelenmesi, soruşturulması ve soruşturmalar sonuçlandıktan sonra il temsilciliği seçimlerinin yapılması istenilmiştir.

Ayrıca, 15 Mayıs 2004 tarihinde, bazı ilçe temsilcileri Ankara'da TODAİ sınavına katılacağından, ilk il temsilcileri seçimlerine katılamayacakları ve seçme ve seçilme hakkını kullanamayacakları belirlenmiştir. Bu nedenlerden dolayı, İLKSAN'ın il temsilcileri seçimlerinin valilikler tarafından belirlenecek tarihte yapılması, 12.5.2004 tarih ve 891 sayılı yazıyla valiliklere duyurulmuştur. İzmir İlinde 26.6.2004, Gaziantep İlinde 25.9.2004, Isparta İlinde 29.9.2004 ve Antalya İlinde 27.12.2004 tarihinde seçimler sonuçlanmıştır.

İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Anastatüsünün 6 ncı maddesinin (b) bendine göre olağan genel kurulun 20 Mart-21 Nisan tarihleri arasında yapılması gerekmektedir. Nitekim, yeni il temsilcileri seçilemediğinden, mevcut temsilcilerle 13-14 Mart 2004 tarihlerinde olağan genel kurul yapılmıştır. İl temsilcileri değişeceğinden, bu olağan genel kurul gündemine "seçim" maddesi konulmamış ve seçimin yapılabilmesi için Kasım 2004'te olağanüstü genel kurul yapılması uygun görülmüştür.

Yukarıda da belirtildiği gibi, olağan genel kurul 13-14 Mart 2004 tarihlerinde yapılmıştır. Yeni il temsilcileri seçileceğinden, yeni yönetim ve denetleme kurullarının bu temsilciler tarafından ve yeni temsilciler tarafından seçilmesi için olağanüstü seçimli genel kurulun Kasım 2004'te yapılması öngörülmüştür; ancak, 1 inci maddeyle açıklandığı üzere, ilçe, il temsilcilikleri seçimlerinin sonuçlanmamasından dolayı, 25-26 Ocak 2005 tarihlerinde seçimli olağanüstü genel kurul yapılmıştır.

Sayın Asım Aykan beyin misyoner faaliyetleriyle ilgili, özellikle, okullara yönelik misyoner faaliyetlerle ilgili bir sorusu vardır. Yine, hazırlanan notu kendisiyle yazılı olarak paylaşırım; ama, hemen şunu söyleyeyim değerli arkadaşlar: Misyoner faaliyetlerle ilgili çeşitli televizyon programlarında konunun uzmanı olan-olmayan insanlar tarafından tartışmalar sürmektedir. Bazıları tarafından Türkiye'nin bir misyoner kuşatması altında olduğu iddia edilmektedir; bazı insanlar da bunun bir abartı olduğunu iddia etmektedirler. Okullarımızdan, bugüne kadar, misyoner faaliyetlere maruz kaldıklarına dair Bakanlığımıza herhangi bir yazılı müracaat olmamıştır; ama, şunu belirteyim değerli arkadaşlar: İnsanlar, sahip oldukları inançları ve dinleri başkalarıyla paylaşabilirler; bunun propagandasını da yapabilirler. Bu din, Müslümanlık olabileceği gibi, Yahudilik, Hıristiyanlık, başka bir din de olabilir; ancak, insanların sefaletinden, insanların içerisinde bulunduğu fakrüzaruretten ve kötü durumlardan veya afetlerden yararlanarak maddî menfaat karşılığında eğer din ticareti yapılıyorsa, bu, son derece sakıncalıdır ve buna karşı çıkılması gerekiyor. Bunun bir başka boyutu vardır. Eğer bu ülkede insanlar kendi dinlerini, isteyen kim hangi dine mensupsa, kendi dinini rahatlıkla öğrenebilirse, öğrenme hakkına ve imkânına sahipse, bu manada kimsenin kimseden şikâyeti söz konusu olmaz. Osmanlı Devleti döneminde, son yıllarında bile, imparatorluk coğrafyasının bir başından bir başına İncil Cemiyeti, Neşri Nasraniyet Cemiyeti, yani "Hıristiyanlığı Yayma Cemiyetleri" adı altında cemiyetler vardı; ama, toplum, kesinlikle bunları çok fazla önemsemiyordu. Eğer siz çocuklarınıza aşı yaparsanız, gelecek salgınlardan korkmanız için bir sebep yok. Türkiye'deki esas problemin, bence, din eğitimi alanında bazı düzenlemelerin yapılması gerektiğidir; okullarımızdaki din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri, adı üzerinde, din kültürü ve ahlak bilgisi vermek üzere konmuş olan dersler olduğudur. Anayasanın 24 üncü maddesi gereği, isteyen insanlar kendi dinî pratiklerini de, nasıl yapacaklarını öğrenme adına da olsa, daha detaylı, yeterli bilgiye sahip olmaları için imkân isterlerse, bunun devlet eliyle veya sivil toplum örgütleri tarafından kendilerine verilmesi esastır diyorum ve hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, 1 saat sonra toplanmak üzere birleşime ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 20.15

 

 

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 21.23

BAŞKAN: Başkanvekili Ali DİNÇER

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Harun TÜFEKCİ (Konya)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 73 üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Görüşmelere kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI.- SORULAR VE CEVAPLAR (Devam)

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI (Devam)

17.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, beden eğitimi branşındaki öğretmen adayı fazlasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/734) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

18.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, Niğde-Altunhisar-Yakacık Kasabasında lise açılıp açılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/735) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

19.- İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil'in, okullarda alınan kayıt paralarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/739) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

20.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, okullardaki kötü alışkanlıklarla ilgili olarak istatistikî çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/769) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

21.- İzmir Milletvekili Enver Öktem'in, iptal edilen bir sınav için yatırılan ücrete ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/778) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

22.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik'in, Şanlıurfa'nın okul ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/785) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

23.- Muğla Milletvekili Ali Cumhur Yaka'nın, eğitim fakültesi mezunlarının sınıf öğretmenliği haklarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/790) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

24.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Sefa Sirmen'in, öğretmenevlerinin özelleştirme kapsamına alınmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/794) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

25.- Afyon Milletvekili Halil Ünlütepe'nin, Ankara Öğretmenevinde kütüphane bulunmamasının nedenine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/820) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevab (Devam)

26.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan'ın, yarı dönemi başarıyla bitiren öğrencilerin üst sınıfa geçebilmesine yönelik düzenlemeye ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/821) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

27.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan'ın, okul değiştirme cezasına yönelik düzenlemeye ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/822) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

28.- Ankara Milletvekili Mehmet Tomanbay'ın, ilköğretim öğrencilerine ücretsiz dağıtılan kitapların maliyetine ve bir firmanın finanse ettiği iddiasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/844) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

29.- Ağrı Milletvekili Naci Aslan'ın, Ağrı'da fen lisesi açılıp açılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/851) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

30.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, açılması düşünülen üniversiteler için gerekli planlama ve hazırlıkların yapılıp yapılmadığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/915) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

31.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın, ÖSS'ye girecek öğrencilerin ikinci dönemde idarî izinli sayılıp sayılmayacaklarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/941) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

32.- Ankara Milletvekili Mehmet Tomanbay'ın, Yurt Dışı Teşkilatına Sürekli Görevle Atanacak Personelin Seçimine İlişkin Yönetmelikte yapılan değişikliğe ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/975) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

33.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/998) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

34.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, eğitim fakültelerindeki akademik personel yetersizliğine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1025) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

35.- Çorum Milletvekili Feridun Ayvazoğlu'nun, Çorum'da üniversite kurulup kurulmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1062) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

36.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, eğitim fakültesi mezunu öğretmen adaylarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1090) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

37.- Adıyaman Milletvekili Şevket Gürsoy'un, Adıyaman'da üniversite kurulup kurulmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1093) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

38.- Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'ın, 2004 KPSS kitapçığında Almanca ve Fransızca bölümü mezunlarına yer verilmemesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1105) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

39.- Ankara Milletvekili Oya Araslı'nın, basında yer alan bir habere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1122) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

40.- Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, Bakanlık tarafından Denizli İlinde yapılan çalışmalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1139) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

41.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün'ün, Bilecik'te üniversite kurulup kurulmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1180) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

42.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, atanan ve görevden alınan personele  ilişkin  Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1223) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

43.- Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı'nın, Dış İlişkiler Genel Müdür ve Yardımcılığına yapılan atamalarla ilgili iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1274) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

44.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, bir milletvekilinin yaptığı iddia edilen açıklamaya ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1288) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

45.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, ücretsiz dağıtılan ders kitaplarına ve bazı iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1289) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

46.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, öğretmen adaylarının atamalarında yaşandığı iddia edilen mağduriyetlere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1290) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

47.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu binasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1296) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

48.- Bursa Milletvekili Mustafa Özyurt'un, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanının bir ifadesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1320) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

49.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya-Korkuteli Anadolu Lisesinin sorununa ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1323) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

50.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Manavgat'taki Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Uygulama Oteli inşaatına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1328) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

51.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in, 2004-2005 öğretim yılı İzmir'deki boş öğretmen kadrolarına ve norm kadro çerçevesinde atama yapılıp yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1341) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

52.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, Türk eğitim ve öğretiminin kalitesinin artırılmasına yönelik çalışmalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1370) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

53.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, 2004 ve 2005 malî yılı bütçelerinden Iğdır İline ayrılan ödenek miktarı ve kullanımına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1394) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

54.- Ağrı Milletvekili Naci Aslan'ın, öğretmen ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1413) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

55.- Ağrı Milletvekili Naci Aslan'ın, Ağrı İlinde yeni ilköğretim okulu yapılıp yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1414) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

56.- Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, personel atamalarına ve geçici personele döner sermayeden ödenen paya ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1437) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

57.- Muğla Milletvekili Ali Cumhur Yaka'nın, İLKSAN Genel Kuruluna ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1451) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

58.- Trabzon Milletvekili Asım Aykan'ın, yaygınlaşan misyonerlik faaliyetlerine ve alınacak önlemlere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1473) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

59.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya-Gazipaşa'da bir yatılı ilköğretim bölge okulu yapılıp yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1481) ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (Devam)

BAŞKAN - Soru sahibi arkadaşların açıklık getirmek için söz talepleri var; sırayla söz vereceğim; mikrofonlarını açacağız, yerlerinden katkılarını yapacaklar.

İlk sırada, Denizli Milletvekili Sayın Mustafa Gazalcı; buyurun.

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Sayın Başkanım, bu yöntemin ben çok yararlı olduğu kanısında değilim. Baştan sona, aylarca, yıllarca bekletilen sorulara bir birbuçuk saat içerisinde, Bakan, kime, nasıl, ne kadar cevap verdiği belli olmadan birtakım yanıtlar verdi. Ben de bir soru sormuştum geçen yıl, onun yanıtını verdi Sayın Bakan; ama, her zaman yaptığı gibi, özünü söylemeden yanıtladı.

Konu şu değerli arkadaşlar: Millî Eğitim Bakanlığında Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne İçişleri Bakanlığından -Bakan demin övdü, övdü; gerçekten de belki öyledir- bir arkadaşı Genel Müdür atıyor geçici görevle ve bu kişi, yurt dışına gidecek kişilerin en az üç yıl Millî Eğitim Bakanlığında çalışma koşulunu önce kaldırıyor ortadan; sonra, kendisinin ve yardımcısının da içinde olduğu yurt dışına gidecek elemanları seçecek bir sınav yapıyor. Yani, Millî Eğitim Bakanlığından değil, başka bir bakanlıktan getiriliyor; getirildikten sonra yönetmeliği değiştiriyor, üç yıl çalışma koşulunu ortadan kaldırıyor; sonra, kendisinin de içinde olduğu, yardımcısının da içinde olduğu 295 kişiyle sınava giriyor ve sınava girerken, kendisi 70 puan alıyor -kazandığı bir puan alıyor- yardımcısı 65 puan alıyor -İbrahim Özdemir, sanıyorum, o, şimdi, vekâlet ediyor o genel müdürlüğe- sonra, kendisinin girdiği sınavda, yardımcısı, onun, sınavı yapan kurulun arasında oluyor. Ben, bu olaya, belki hukuksal olarak bir şey yoktur, ama, etik olarak bakıyorum. Siz bir yerdesiniz, o yer size teslim ediliyor; yurt dışında, 4 500- 5 000 dolarlık bir iş var; kendinizi ve yardımcınızı oraya sokuyorsunuz; mülakatta, yardımcınız o kurula giriyor -her ne kadar, Sayın Bakan, müsteşar onun başkanlığını yapıyor dese de- yani, ortada, gerçekten bir skandal var, bir yanlışlık var. İnsan, bir yere geldiği zaman, önce onun yönetmeliğini kendine göre değiştirip, sonra orada sınava girmez.

Bir de, Sayın Bakan, bu uzun yanıtlardan sonra, geçen gün, Din Şûrasında da aynı şeyleri söyledi: "Din kültürü ve ahlak bilgisi yeterli değildir; din eğitimi vermek durumundadır devlet, pratik bir eğitim" gibi, gene, kapanırken, öyle şeyler söyledi. Bu, uzun bir tartışma konusu, değerli arkadaşlar. Millî Eğitim Bakanımız, Anayasanın 42 nci maddesinde, Millî Eğitim Temel Kanununda belirtilen ilkelere göre bakanlık yapmak durumundadır. Kendi rengini, dokusunu, o kuralların üstünde tutamaz, işlemleri ona göre yapamaz. Bugün, Millî Eğitim Bakanlığında, birçok kişi, geçici görevle görev yapmaktadır. Başka bakanlıklardan gelen kişiler kilit yerlerde görevlidir. Bunların doğru olmadığını söylüyoruz; bundan önceki bakanlıklarda bu tür şeyler yapılmadı diyoruz. Sorularımız ona ilişkindir.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Sedat Pekel...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Sayın Başkan, toplu olarak mı cevap vereyim?

BAŞKAN - Toplu olarak da olur...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Her soru taze taze müzakere olursa daha iyi olur.

BAŞKAN - Sizin takdiriniz...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Her defasında kürsüye çıkarım, önemli değil.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.

Süreniz 5 dakika.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle şunu ifade edeyim, aradan önce yaptığım açıklamalarda da ifade ettim: Sayın Gazalcı'nın bu konuyla ilgili sorusu serapâ yanlışlarla doludur. Bir sefer, diyor ki -gazetelerden haberi alıp ona göre sorduğu için- "daha önce kararnamesi Sayın Cumhurbaşkanından gönderilen ve Sayın Cumhurbaşkanınca reddedilen..."

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Efendim, onu anladık...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Devamla) - Müsaade edin, ben sizi dinledim.

Böyle bir şey yok.

İki; diyor ki: "Bu kişi geliyor, yönetmeliği değiştiriyor."

Değerli milletvekilleri, yönetmelikler nasıl değiştirilir, bu bellidir. Sayın Gazalcı, yönetmeliği değiştiren o genel müdür değil. Yönetmeliği değiştiren benim, bakan olarak benim, siyasî iradeyi temsilen orada bakan benim ve bir genel müdür kendi keyfince yönetmelik değiştiremez. O yönetmelik, birçok bakanlığa sorulur, birçok kuruluşa sorulur, onların görüşleri alınır, ilgili bakan tarafından onaylanır, daha sonra, Resmî Gazetede yayımlanmadan önce Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü tarafından incelenir, eğer Anayasaya, yasalara aykırı bir durum varsa bu ayıklanır veya kuruma iade edilir. Resmî Gazetede yayımlandıktan sonra da, o, yönetmelik olur.

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Onun için birçokları Danıştaydan dönüyor!

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Devamla) - Efendim... Sayın Gazalcı, bu memlekette, herkesin yaptığı icraat yargı denetimine tabidir. Dolayısıyla, bir kere, bu, bir genel müdürün boyunu aşar. Şimdi, bu yanlış bir beyan, kamuoyunu yanıltmayalım.

Öte yandan, bakın değerli arkadaşlar, biz, üç yıl Millî Eğitim Bakanlığında, on yıl Millî Eğitim Bakanlığında çalışma şartını kaldırmışız. Ben ne şartını getirdim biliyor musunuz; biz Washington'a eğitim müşaviri gönderiyoruz, kim gidiyor; sadece bir İngilizce öğretmenini buluyoruz, yabancı dil şartı olduğu için İngilizce öğretmeni gidiyor. Ben dedim ki: Londra'ya göndereceğim insan İngiltere'den derece almış insan olsun, oradaki üniversite sistemini tanısın; yurt dışında binlerce mastır, doktora düzeyinde öğrencimiz var. Amerika'ya göndereceğim insan oradaki üniversite sistemini, oradaki eğitim sistemini bilsin. Millî Eğitim Bakanlığında yıllarca çalışmış olmak, birisi için niçin, bu manada, eğer ehil, daha iyi insanlar varsa, bir avantaj olsun?! Bir taraftan, ben bir eğitimciyim, ben kendi mensuplarıma karşı bir peşin hükümlülük içerisinde olabilir miyim?!

Sonra diyor ki: "Bu şahıs kendisi sınav yapıyor." Bakın arkadaşlar, beyanlara...

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Evet...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Devamla) - Asla, bu, kesinlikle hilafı hakikat bir beyandır. Niçin; merkezî sınav yapılıyor, merkezî sınav diye bir şey var.

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Mülakatı soruyorum, mülakatı...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Devamla) - Sayın Gazalcı, bu ülkede iki tane kurum merkezî sınav yapar; birisi, ÖSYM, biri de Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü Sınav Merkezi tarafından merkezî sınav yapılır. Bugüne kadar LGS sınavları, ortaöğretim kurumları sınavları başta olmak üzere, birçok sınav bu kurum tarafından, kesinlikle, hakkaniyetle, adil ölçüler içerisinde ve sağlam yapılmıştır. Diğer bakanlıkların merkezî sınavlarını da, hâkim, savcı sınavlarını da burası yapar. Bu arkadaş, diyelim ki, bizim kurumumuzda, Adalet Bakanlığında çalışan birisi, Adalet Bakanlığında, diyelim ki, avukat olarak çalışan bir insan, kendisi gidip de Adalet Bakanlığı tarafından açılan hâkimlik sınavına giremez mi; bu suç mu?! Bu arkadaşımız, merkezî bir sınava girmiştir, 70'in üzerinde puan almıştır. Söyledim, 90'ın üzerinde yabancı dil puanı alan insandır bu ve İngilizceden, yabancı dilden 11 tane yaptığı kitap tercümesi vardır. Bu konuda eğer ehliyetine inanmazsam, nasıl ben bu arkadaşıma itimat ederim?!

Sonra, bir şey daha; kim mülakata tabi tutulur arkadaşlar?! Ben, yıllarca, benimle, genel müdür olarak, genel müdür vekili olarak çalışmış bir insanı mülakata tabi tutmam komik bir şeydir. Siz bir gazetenin genel yayın yönetmenisiniz, on sene yanınızda çalıştırdığınız bir insanı bir başka pozisyona getireceğiniz zaman mülakat mı yapılır?! Mülakat niçin yapılır; karşıdaki insan kendini rahat ifade...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Devamla) - ...edebiliyor mu, bilgi, birikim sahibi mi, bunları ölçmek için mülakat yaparsınız. Getirip getirip, mülakata takılıp; efendim, Anayasanın şu maddesine göre... Bana, bakanlığın nasıl yapılacağını lütfen öğretmeyin, ben de sorulara nasıl cevap vereceğimi çok iyi bilen bir insanım. Ben, burada, Bakan olarak soruya cevap veririm, ilgili milletvekili arkadaşımız tatmin olur veya olmaz; tatmin olmazsa, yine o ölçü içerisinde burada düşüncelerini ifade eder. Çok rica ediyorum.

Teşekkür ederim. (AK Parti sıralarından alkışlar)

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Sayın Başkan, benim kastetmediğim sözleri bir başka biçimde yorumladı Sayın Bakan; bir iki cümleyle oturduğum yerden yanıt verebilir miyim?

BAŞKAN - Buyurun, dinliyoruz.

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; Sayın Bakan, bir kere çok öfkeli, sinirli bir vaziyette yanıt veriyor.

BAŞKAN - Çok kısa olacak ama.

MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Ben, şunu söylüyorum: Bu arkadaş, genel müdürlüğe vekâlet ederken -tabiî ki yönetmeliği Sayın Bakan yapar, ama- yurt dışına gidecek kişilerde en az üç yıl görev yapma koşulunu değiştiriyor ve kendisi ve yardımcısı sınava giriyor. Ben, bunu söyledim; bu kadar kızacak, öfkelenecek bir şey yok. Elbette yönetmeliği... Sizin nasıl bakanlık yapacağınızı -bir kere daha söylüyorum- hukuk belirler, siz kendiniz belirlemezsiniz.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Elbette.

BAŞKAN - Sayın Sedat Pekel, buyurun.

SEDAT PEKEL (Balıkesir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, hükümetlerin denetimi açısından son derece önemli olan soru önergesi mekanizmasının işlevselliği açısından, toplu olarak sorularımızı yanıtlamanız çok verimli olmasa da ve sorularımın tüm şıkları çok net olmasına rağmen cevaplarınızdan yeteri kadar tatmin olmasam da, yine de verdiğiniz cevaplar için size teşekkür ediyorum.

5 soru önergem vardı, onların büyük bölümüne girmeyeceğim; ancak, ders kitaplarıyla ilgili bir soru önergem vardı; onunla ilgili olarak birkaç noktaya dikkatinizi çekmek için söz aldım, onları sunmak istiyorum.

Ücretsiz olarak dağıttığınız ders kitaplarıyla ilgili soru önergeme vermiş olduğunuz yanıt üzerine, kısaca şu görüşlere değinmek istiyorum: Bir tanesi, bu okullarda yapılan bir araştırmaya göre -ki, Eğitim-Senin yaptığı bir araştırma bu- öğrencilerin elindeki kitapların yüzde 75'i, ikinci yıl da kullanılabilecek durumdadır. Savurganlığın önlenmesi için, okullar tatil olmadan önce, okul yönetimleri tarafından eski kitapların toplanarak yeni öğretim yılı aynı sınıfta okuyacak öğrencilere dağıtılabilmesi mümkünken, bunun neden yapılmadığını öğrenmek isterim. Bu uygulamayla, Bakanlık, sadece kullanılamayacak durumda olan kitaplarla, sınıf mevcuduna göre eksikleri varsa, bu kitapları tamamlayabilir ve böylece Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden fazla para çıkışının önüne geçmek pekâla mümkün olabilir.

Yine buna bağlı olarak ders ve kaynak kitap sorunu, eğitim-öğretim sistemimizin her zaman gündeminde yer almıştır. Kitaplar, hem içerik hem maliyet hem de kalite açısından hep tartışılmıştır. Eğitimde gerçekleştirilecek nitelik değişimi açısından son derece önemli olan ders kitaplarının içeriği, bilimsel ölçütlere uygun olarak düzenlenmelidir; oysa, buna pek dikkat edilmeden, ders kitaplarının sıkça değiştirildiğini görüyoruz.

Son olarak, bir başka nokta: Bununla birlikte, Bakanlık, ücretsiz olarak dağıtılan ders kitaplarını, bize göre, kendi basımevlerinde pekâla basabilir; oysa, sizin az önce verdiğiniz yanıtlarda oranlara baktığımızda, bunun yüzde 80'ini özel sektöre, ihale yoluyla verdiğinizi açıkça ifade ettiniz. Bunu, pekâla, büyük oranda kendi imkânlarımızla çözebileceğimizi, yaptığımız araştırmalarla görüyoruz.

Bunun da bir uyarı olarak dikkate alınması gerektiğini ifade ediyor, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Vedat Melik?.. Yok.

Sayın Fikret Baloğlu, buyurun.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakana dört soru yöneltmiştim, dördü de Antalya'nın yerel sorunlarıyla ilgiliydi. Bunlara verilen yanıtlar, beni tam bir umutsuzluğa sevk etti. Öyle anlaşılıyor ki, Bakanlık, Antalya'yla ilgili hiçbir yatırımı gündeme getirmeyecektir; bu, açıkça ortaya çıkıyor.

Sayın Bakanın verdiği yanıtlarda planlamaya ilişkin birtakım beyanlar da var; ama, zaten Antalya olarak bugün, son derece moralimiz bozuk; Sayın Başbakanın dört gün önce açmış olduğu üst geçitte 1 metrelik bir çukur açıldı. Biz bunun üzüntüsünü yaşarken, şimdi, millî eğitim yatırımlarının da yerine getirilemeyeceğini duyunca iyice üzüldük.

Ayrıca, Sayın Bakana ben Gazipaşa'yla ilgili bir sorunu da aktarmıştım -son sorum- ona yanıt verilmediğini sanıyorum. Eğer incelerler, ona da bir yanıt verirlerse teşekkür edeceğim.

Sağ olun.

BAŞKAN - Sayın Ayşe Bilgehan?.. Yok.

Sayın Dursun Akdemir.

DURSUN AKDEMİR (Iğdır) - Sayın Başkan, Sayın Bakanımızın sözlü olarak sorularıma verdiği cevapların yazılı olarak da verilmesini Başkanlığınızdan arz ediyorum.

Ayrıca, sorulara aldığım cevaptan, tabiî, her şeyin mükemmel olması mümkün değil; ama, Sayın Bakan gerekli hazırlığı yaparak, bazı konuları, bilebildiğim kadarıyla, olumlu şekilde yansıttı; ancak, burada, hem İçişleri Bakanımızın olması hem Millî Eğitim Bakanımızın da bulunması dolayısıyla, bugün, toplumumuzda önemli bir yer işgal eden şiddet olayları ve bu şiddet olaylarında vesile olan kişilerin özelliği dikkate alınırsa, gençlik kesimi içinden çıkan kişilerdir genellikle.

Sokakta yaşayan çocuklarla ilgili, 2003'te ben bir Meclis araştırması önergesi vermiştim; fakat, aradan geçen uzun aylardan sonra komisyon kuruldu. Komisyon, raporunu yeni tamamlamak üzere; fakat, bu arada çok güzel bir şey oldu; Sayın Millî Eğitim Bakanımızın, Güldal Hanımın isminden bahsederek, başkanlığında 5 bakandan oluşan bir komisyonun kurulmasını söylemiş olması, toplumda şiddeti önleme açısından, bizim de, milletvekili olarak, sivil toplum örgütleri, dernekler ve üniversiteler olarak bu konuya bir katkımız olmuştu.

Bu, şöyle gelişti: Koordinasyon ve işbirliği alt çalışma grubu şeklinde bana görev verildi. Şiddeti önleme platformu şeklinde bir komisyon kurulması... Üniversitelerden vardı -bu toplantıyı Güldal Hanım düzenlemişti- derneklerden temsilciler vardı, RTÜK Başkanı vardı, basın mensupları vardı ve biz milletvekilleri vardık. Bu arada, dört alt çalışma grubu oluşturuldu. Alt çalışma grubunun birisi koordinasyon ve işbirliği alt çalışma grubu idi. Burada görev verildi ve bu üniversitelerden, sivil toplum kuruluşlarından ve devlet dairelerinden, ilgili birimlerden görüş alarak bir sivil inisiyatif ve Parlamentonun ortaklığıyla çalışma oluştu. Burada sorunlar tespit edildi. Önce sorunlar, sonra çözüm önerileri ve bu çözüm önerilerini gerçekleştirecek görev alması gereken kuruluşlar belirlendi ve bizim koordinasyon ve işbirliği alt çalışma grubumuz 2005 yılını şiddetle mücadele yılı olarak önerdik Başkanlığa. Dolayısıyla, ben, bu çalışma raporunu tüm milletvekili arkadaşların e-mail adreslerine mail ettim. Eğer ulaşmayanlar varsa onları kendilerine ulaştırabiliriz. Parlamento olarak, bu şiddet olayının üzerine, 2005 yılında, sadece hükümet değil Parlamentonun da gitmesinin, milletvekilleri olarak bizlerin de, her birimiz, bu konu üzerinde hassasiyetle durması gerektiğini Başkanlığınıza arz etmek istedim.

Bu vesileyle, bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Halil Ünlütepe...

HALİL ÜNLÜTEPE (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan...

Sayın Bakanım, verdiğim soru önergesine verdiğiniz yanıttan dolayı teşekkür ediyorum. Gerçi, verdiğiniz yanıtta, bu konudaki eksikliklerin zamanında tarafınızdan da görüldüğünü ve bunların giderilmesi için 24 Aralık 2003 tarihinde bir genelge gönderildiğini belirtiyorsunuz. Biz, bu soru önergesini 4 Kasım 2003 tarihinde vermiştik. Yurt dışında bir eğitimci olan, Hollanda'da duran emekli bir eğitimci Ankara'ya gelmiş, Ankara'da öğretmenevinde kalıyor. Orada ne kitap bulabiliyor okunacak ne de bir okuma salonu. Gazete arıyor, gazete de bulamıyor; yani, gazetenin, derginin, broşürün olmadığı bir öğretmenevi.

Eğitimcilerin barınmasına ayrılan öğretmenevlerinde kitaplık, okuma salonunun olmaması; gazete, dergi, broşürün bulunmaması yadırganacak bir durumdur. Öğretmenlik mesleğine yakışır yapısallıkla kurumsallaşmış öğretmenevlerine ihtiyaç olduğunu belirtiyorum ve tekrar, verdiğiniz bilgilerden dolayı teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Naci Aslan, buyurun.

NACİ ASLAN (Ağrı) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanıma sormuş olduğum sorulara vermiş olduğu cevaptan ötürü ve özellikle de Ağrı, Doğu Anadolu'ya eğitim yönündeki duyarlılığına son derece teşekkür ediyorum.

Fen lisesiyle ilgili, Sayın Bakan, fizikî durum gerçekleştirildiği takdirde fen lisesinin açılabileceğini söylemişti. Bugün Millî Eğitim Müdürümüz Murtaza Uğur'un beni ziyaretiyle öğrenmiş bulunuyorum ki, Ağrı'da bir eğitim kampanyası açıldı ve fen lisesinin binasının tamamlanması yönünde; yani, parasal durumun toplanması noktasında tam bir mutabakata varılmıştır. İnşallah, bu yaz bu fen lisemizin binası yapılıp Millî Eğitim Bakanlığımıza teslim edilecektir. Yalnız, bölgemizin özelliği itibariyle, yerleşim birimlerinin birbirinden çok uzak ve küçük komlar halinde olması YİBO'lara ve ilköğretim okullarına son derece ihtiyaç vardır. Ben de bir eğitimci olarak, gözlemlediğim kadarıyla, bu son yıllarda ilköğretim okullarının ve YİBO'ların gelişmesiyle eğitim kalitesinin yükseldiğini ve üniversitelere çok sayıda gencimizin girdiğini görüyoruz. Bu nedenle, şu anda Ağrı'da 22 000 öğrencimiz eğitimdışı, 12 000 kız öğrencimiz; yani, toplam olarak 22 000'dir, ama, bunun 12 000'i kız öğrencimiz. Sayın Bakanımızın "Haydi Kızlar Okula" kampanyası orada son derece ilgi görmüştür; ama, şu anda sınıflarımızda 72 öğrenci eğitim görmektedir. Dolayısıyla, aynı zamanda bu kampanyanın içeriği 1 348 dersliğe ihtiyacımız olduğu ve "1 Liraya 1 Derslik" kampanyası sloganıyla da yine tüm hemşerilerimizden ve Ağrılılardan yardım toplanmaya başlanmış. İnşallah, bu ay içerisinde bunu gerçekleştireceğiz.

Sayın Bakanın bu duyarlılığından ötürü kendisine teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum.

Saygılarımla.

BAŞKAN - Sayın Yakup Kepenek, buyurun.

YAKUP KEPENEK (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakanımız, benim, yeni üniversiteler açılmasıyla ilgili sorularıma yanıt verirken şöyle bir cümle kullanıyor -tutanaklardan söylüyorum- "Efendim, yeni üniversite açmayalım şeklinde bazı insanların itirazları var" diyor. Sanıyorum, Sayın Bakan, bunu bana söylemiyor; çünkü, ben ve arkadaşlarım ve Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'de üniversite sayısının artmasından yanayız, artırılmasından yanayız.

Yalnız, burada bir soru var ve bir büyük sorun var, o sorun da şudur Sayın Bakanım: Yeni üniversite açmak için ülkemizde en önemli eksik, en büyük eksik, siz de biliyorsunuz ki, öğretim üyesi yetersizliğidir, eksiğidir. Şimdi, işin düğümü buradadır. Burada açıklıyorsunuz: "Pek çok yerde fakülteler var, bunlar üniversitelere bağlı çalışıyorlar, dolayısıyla fiziksel altyapı dediğimiz, bina, yurt ve benzerleri var." Buna büyük ölçüde katılıyorum. Katılmadığım bir nokta var. O da, hükümetinizin işbaşına gelmesinden bu yana, sürekli olarak, ben ve arkadaşlarım, bu kürsüden, buralarda vurguladığımız, sorduğumuz halde, doğru dürüst, bir öğretim üyesi yetiştirme programını bu hükümet yürürlüğe koyamamıştır. Şimdi, yanıtınızda, bana verdiğiniz yanıtta "bu konuda öğretim üyesi yetiştirmekle ilgili tasarılarımız, tasavvurlarımız var, onlar olgunlaştığı zaman kamuoyuyla paylaşacağız" diyorsunuz; ama, bunun için zaman kalmadı, zaman yok. Yani, şunu demek istiyorum: Hükümeti aldığınızdan bu yana ikibuçuk sene geçti; öğretim üyesi yetiştirmek için en az beş yıla ihtiyacınız var. Siz ikibuçuk sene önce başlasaydınız, yolun yarısında olacaktınız Sayın Bakan. Dolayısıyla, Türkiye'nin en önemli eksiği olan öğretim üyesi konusunda yapılanlar çok yetersiz kalıyor. O bakımdan, yeni üniversite açılmasının gerekli altyapısı var mı sorusunu gündeme getiriyoruz.

Bu bağlamda bir iki şey daha söylememe izin veriniz. Önce, diyorsunuz ki: "14 800 yeni kadro verdik üniversitelere." Sayın Bakanım, siz işbaşına gelmeden önceki Ecevit Hükümeti zamanında yıllık araştırma görevlisi kadrosu 4 500'dür verilen, yıllık. Bunu hep tekrar ediyorum. Sizin zamanınızda, birinci yıl, 2003'te 3 500, yani, bunu 1 000 azalttınız. Yalnız, dikkat edin, bu 1 000'in içine sekreterler, teknisyenler, uzmanlar dahildir; öbüründe dahil değildi, burada dahil. Geçiyoruz... 2004'te verdiğiniz sayı bunun da altındadır,    3 000'e yakın bir sayıdır, 2 095'tir.

Şimdi, Sayın Bakanım, burada 14 800'ün hangi anlamda kadro olduğu konusu açık değil. Benim vurguladığım, öğretim üyesi fidanlığı olan araştırma görevlisi meselesi. Burada üniversitelerimiz çok büyük sıkıntı çekiyorlar, genç öğretim üyesi yetişmiyor ve daha da kötüsü, öğretim üyesinin gitmediği, fakat, asistanlar eliyle yapılması gereken laboratuvar çalışmaları, bu ekdersler -siz bunları çok iyi bilirsiniz, meslektaşız- ekişler yapılamıyor; yani, üniversitede araştırma görevlisinin yetersizliği, sistemi çökertiyor, azaltıyor.

Değerli arkadaşlar, bunu, hepimiz acıyla yaşıyoruz. Şimdi, ben, soruyorum: 2005-2006 ders yılında kaç yeni araştırma görevlisi kadrosu ve öğretim üyesi kadrosu yeni katılacaktır sisteme?

Onun dışında, bir şey daha var; sizinle paylaşmak istiyorum. Geçenlerde, dünyanın en iyi 500 üniversitesinin listesi yayınlandı arkadaşlar.

Sayın Bakan, bunların içerisinde bir tek Türk üniversitesi yoktur. Bu, hepimizin eksiğidir. Bu, sizin değil yalnızca, hepimizin eksiğidir. Buna karşılık, Yunanistan'dan 2, Macaristan'dan da 3 üniversite dünyada en iyi 500'ün içine girmeyi başarabilmişlerdir. Bunu, burada, doğru değerlendirmek zorundayız.

Bir son nokta daha var. Son günlerde, kimi üniversitelerimizde, öğrenciler, sivil polisleri alkışladıkları için üniversiteden kovuluyorlar. Şimdi, böyle şey olmaz. Çağımızın demokratik ortamında, bir toplantıda polisi alkışladığı için öğrenci üniversiteden uzaklaştırılıyorsa, burada, düşünce özgürlüğü, hak ve özgürlüklerin kullanımı ve benzeri konularda çok ciddî sıkıntılarımız var demektir. Bu bağlamda, bu çerçevede, üç üniversitemizin, İstanbul, Zonguldak ve Sakarya üniversitelerinin öğrencilerinin okullarından atıldığına dair ciddî haberler var. Bu konuda bir bilgi var mı? Kaç öğrencinin üniversiteden atılması söz konusu? Bu konuya da açıklık getirirseniz sevinirim.

Bu arada, yanıtınız için de, ayrıca, çok teşekkür ederim.

BAŞKAN - Sayın Yaşar Tüzün?.. Yok.

Sayın Muharrem Kılıç.

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, öncelikle sorularımıza cevap verdiniz; ancak, benim sorumun tarihi 5.5.2004; yani, sorumun güncelliği geçtikten sonra verilen cevapların da çok fazla bir anlamı olmuyor.

Ben, o tarihte, kamu personeli seçme sınavında Almanca ve Fransızca bölümü mezunlarına yer verilmemişti, bunun nedenlerini öğrenmek istemiştim. Yanıtınızda, bu derslerin müfredattan çıkarıldığını sorduğumu belirttiniz. Oysa, ben, öyle bir şey sormadım; ancak, Sayın Bakanım, yanıtınızda, anadolu liselerine ikinci bir mecburî dil olarak Fransızcayı ve Almancayı koyduğunuzu söylediniz. Bu, gerçekten sevindirici bir olay; çünkü, AB süreci içinde ve küreselleşen dünyamızda yabancı dilin önemi çok fazla artmıştır. Bu nedenle, okullarımızdaki yabancı dil eğitimini en üst düzeye çıkarmak hepimizin ortak görevidir diye düşünüyorum.

Sayın Bakanım, ayrıca, benim, sanırım, bu soruyu sorduğumu Malatya'dan birkısım öğrenciler öğrenmiş olacaklar ki, biraz önce cep telefonuma mesajları geldi, telefon ediyorlar. Şu anda da, felsefe grubu mezunları büyük bir sorun yaşıyorlar; onlar için sınav açılmadığı, onlar için kadro açılmadığı yönünde şikâyetleri var. Şu anda konuşma fırsatı yakalamışken ve siz de buradayken, bu gençlerin de sorularına cevap verirseniz... Yani, bu dönemde, sanırım, ilköğretim okullarına felsefe grubu dersleri de konuluyor. Bu dönemde, acaba, felsefe bölümü mezunlarına da bu sınavlarda yarışma imkânı  tanınacak mı?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Oya Araslı.

OYA ARASLI (Ankara) - Sayın  Başkan, Değerli Bakan; ben sorumun yanıtıyla ilgili değerlendirmelerimi yapmadan önce, Yüce Mecliste soru yoluyla denetimin gerçekleştirilme biçimine ilişkin birkaç söz söylemek istiyorum.

Gündem belirlenirken, çok uzun zamandan beri, çoğu kez sözlü sorulardan fedakârlık edilerek, yasa teklif ve tasarıların görüşülmesine öncelik tanındığı görülmektedir. Sorulara yer verildiğinde ise, toptancı bir yaklaşımla, önce sorular okunmakta, sonra da yine toptancı bir biçimde yanıtlarına geçilmektedir. Bu uygulama, izleyen milletvekili ve vatandaşların soru ile yanıtları eşleştirmesini güçleştirmekte, neyin denetlendiği, hangi soruların yanıtlandığı konusunda açık bir fikir elde etmesini önlemekte ve denetim bu nedenlerle görüntülük bir hal almaktadır.

Soru, yasama çalışmasının temelini, yasamanın yürütmeyi en etkili biçimde denetlemesini sağlayan bir yoldur. Bunun bu şekle dökülmüş olmasından üzüntü duyduğumu ifade etmek istiyorum ve bugün ve birkaç toplantıdır sorular yanıtlandığı zaman en azından bunların bir yıl, iki yıl önce sorulmuş sorular olması, yanıt verildiği zaman denetimi ne kadar anlamsızlaştırmaktadır; bunu da sizlerin değerli takdirlerine bırakmak istiyorum.

Sayın Bakan sorumla ilgili açıklamalar yapmıştır, en azından soruda söz konusu edilen kitabın nasıl bir yayın olduğu konusunda yeterli ve gerekli bilgileri vermiştir. Ancak, benim merak ettiğim bir husus var; sorunun konusu olan kitap gibi indirimle öğrencilere verilmesi düşünülen başka kitaplar olmuş mudur; olmamışsa niçin bu kitaba öncelik verilmiştir de bu uygulama devam ettirilmemiştir? Örneğin, gönül arzu ederdi ki, yabancı klasiklerden, Türk edebiyatının ünlü isimlerinden de birtakım kitaplar çocuklarımıza bu şekilde indirimle temin edilebilsin, hatta bedava olarak verilebilsin ve çocuklarımız, eğitimlerinde, bu yazarlarla tanışabilmek, onların eserlerini okuyabilmek imkânını bulabilsinler. Doğrusu, Sayın Bakanımızdan, bu konuda yaptığı uygulamalar ve ileride neler yapmayı düşündüğü konusunda da bilgiler edinmeyi arzu ederdim.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle Değerli Milletvekilimiz Sayın Sedat Pekel'in ders kitaplarıyla ilgili belirttiği birkaç hususa açıklık getirmek istiyorum. Bu, bir yıl basılan kitapların ertesi yıl toplanarak tekrar öğrencilere dağıtılabileceğini ifade ettiler. Aslında, tasarruf açısından bu mümkün olabilirse, belki düşünülebilecek olan bir şeydir; ancak, hemen şunu ifade edeyim: Değerli arkadaşlar, bu kitaplar, özellikle baskıları, baskı kalitesi, kullanılan malzeme itibariyle, çoğunlukla, iki sene çok sağlam bir şekilde kalabilecek kitaplar değil. Bunların çok daha sağlam hale getirilmesi için yapılacak harcamayı, bütün maliyetleri hesaplattık, mevcuttan 2,4 kat daha pahalıya geliyor.

Bir de, şunu gözönünde bulundurmamız lazım; diyelim ki, siz kitapların bir kısmını topluyorsunuz; varsayın ki, yüzde 50'sini topladık ve bunları tekrar dağıtacağız. Hangi öğrenciye eskiyi vereceksiniz, hangi öğrenciye yenisini vereceksiniz; bu, bir başka problem.

Öte yandan, biz, bu sene, biliyorsunuz, müfredatı değiştirdik ve gelecek yıl, yani, 2005-2006 öğretim yılında, müfredat değişikliğine paralel olarak hazırlanan ders kitapları önemli bir ölçüde değişecek ve Türkiye'de, bu kitaplar, yani, konstraktif dediğimiz eğitim yöntemini esas alan bu kitaplar öğrencilerimize dağıtılacaktır. Dolayısıyla, bu, çok faydalı görülmemiştir.

Öte yandan, bunların içeriğinin doğru dürüst olmadığı konusundaki görüşünüze de katılıyorum. Biz, bu kitapların büyük bir kısmını hazır olarak bulduk; yani, biz iktidara gelirken, bunlar, Talim ve Terbiye Kurulundan geçmiş, ders kitabı olarak tescil edilmiş olan kitaplardı ve bunların devletle angajmanları var; belli yıllar için bunlar ders kitabı olarak kabul edilir. Diyelim ki, beş yıllığına ders kitabı olarak tescil edilmiş olan bir kitabı, siz ders kitabı olmaktan çıkaramazsınız; mahkemeye giderler, müktesep haklarını alırlar; ama, dediğim gibi, peyderpey, bu kitaplar değiştirilmektedir.

Niye Millî Eğitim Bakanlığı bunların hepsini kendi matbaasında basmamaktadır; Millî Eğitim Bakanlığı, ancak kendi yayınlarını, yani, Millî Eğitim Bakanlığının telif sahibi olduğu kitapları kendi matbaalarında basabilmektedir. Biz, dışarıdan, diğer yayınevlerinin ve diğer müelliflerin kitaplarını satın alıyoruz. O zaman, tek tip kitaba döneriz. Millî Eğitim Bakanlığının ürettiği, müellifin Millî Eğitim Bakanlığı olduğu ders kitapları var. Biz, bunların hepsini basıp, bütün Türkiye'ye dağıtabiliriz ve yaptığımız hesaplamalara göre, bunların da maliyeti diğerlerinin altında kalmıyor; çünkü, neticede, bu, sadece bir kitap ve baskı meselesi değil. Elbette, orada telif ücreti var, orada o insanların entelektüel birikimlerinin de bir karşılığı var; ancak, bizim matbaalarımızda bastığımız kitaplarla diğerlerini mukayese ettiğimiz zaman, arada çok büyük bir fark oluşmuyor. Tekrar ifade ediyorum: Kitap bana aitse, kimse, beni ille de Millî Eğitim Bakanlığının matbaasında bu kitapları basmaya zorlayamaz. İnsanlar ihaleye giriyorlar, bunu alıyorlar ve bu, serbest rekabete dayalı olan bir şeydir, bunu ifade edeyim.

Antalya Milletvekilimiz Sayın Baloğlu'nun cevap vermediğim sorusuna daha sonra cevap vereceğim, ezbere bildiğim bir konu olmadığı için. Size bu konuyla ilgili cevap vereceğim; ancak, "Sayın Başbakan 'Antalya hak ettiği yatırımları alacaktır' dediği halde, almadı" diyorsunuz. Sayın Baloğlu, siz, spesifik bazı sorular sordunuz, ben bunlara cevap verdim. Antalya Valisi, devletin valisidir ve Antalya Valisine, lütfedip, hemen toplantıdan sonra telefon açın. 2004 yılı, 2003 yılı, Millî Eğitim yatırımları açısından, Antalya'daki okul inşaatları, yapımı açısından altın yıl olmuştur ve sorunuz bu olmadığı için, zatıâlinize, 2003'e kadar Antalya'da yapılan bütün derslik miktarını ve daha sonra bizim yaptığımız derslik miktarını takdim ederim, bundan zevk duyarım.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Bende var efendim.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Devamla) - Mesele yok o zaman. Dolayısıyla "Korkuteli İlçesinde, bir fen lisesi kendi binasında değildir" diye sormuşsunuz. Evet, bazı okullarımız… Diyelim ki, bir okul açıyoruz, öte taraftan imam-hatip binası boş, orayı değerlendirmişiz.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - İmam-hatip nerede efendim?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Devamla) - Efendim, imam-hatibin öğrencisi yoksa, orada derslikler boş kalıyorsa, devletin tekrar büyük büyük paralar harcayıp orada bir başka bina yapmasını niçin bekliyorsunuz?! İhtiyaç varsa, gereklilik varsa Türkiye'nin öncelikleri bunu gerektirir, kamu adına verimlilik bunu getirir Sayın Baloğlu.

Bir başka şey de şudur: Bakın, cumartesi günü ben de Antalya'daydım. Antalya, bugüne kadar, altgeçit, üstgeçit, kavşaklı altgeçit, köprülü altgeçit diye bir kavram tanımamıştır. Bunu, belki, Ankara'ya geldikleri zaman, kartpostallarda, filmlerde görmüşler. 4'ü birden yapıldı 120 gün gibi bir süre içerisinde Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından ve geldik, açılışını yaptık. Bir greyder bir tarafa çarpmış -bakın, bir greyder, bir iş makinesi- orada bir delik açılmış. Şimdi, bu 4 tane harika üstgeçidi, bu harika köprülü kavşağı görmezden gelip de, burada greyderin çarpması sonucu oluşan bir çukuru eğer gündeme getirirseniz, bunun adı, açıkçası, samimî olarak itiraf edeyim, muhalefet olmaz.

Değerli Milletvekilimiz Sayın Yakup Kepenek Beyin öğretim üyesi yetiştirilmesiyle ilgili görüşlerine kesinlikle katılıyorum. Üniversitede dört unsur bir araya gelmedikçe, o üniversite üniversite olmaz. Birinci öncelikli, olmazsa olmaz, en önemli şart, öğretim üyesidir. Fizikî mekân, donanım, dokümantasyon, öğrenci birleşir, üniversiteyi oluşturur; en önemli unsur, öğretim üyesidir.

Sayın Kepenek, bu konuda şunu söyleyeyim, tekrar altını çizerek ifade ediyorum -bir şey söyledim, sanırım orayı zatıâliniz kaçırdınız- şu anda, üniversitelerin açığa çıkan araştırma görevlisi kadrolarına, onlar ayrıldıktan hemen sonra tekrar araştırma görevlileri tayin ediliyor; eskiden, bunlar iade ediliyordu.

YAKUP KEPENEK (Ankara) - Yeni yapıldı.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Devamla) - Bakın, bu yapılmıştır.

Şimdi, 14 800 kadro verdiğimiz zaman... Üniversitelerin özellikle idarî kadroları, öğretim üyesi kadroları gibi değişken değildir, oturmuş üniversitelerde bu idarî kadrolar mevcuttur; ancak, birileri emekli olursa yerine birileri geliyor. Dolayısıyla, bu 14 800 kadro, büyük çapta, akademik personel tayin edilsin diye verilmiştir, buna yardımcı doçent, doçent, profesör kadrosu dahil değildir.

YAKUP KEPENEK (Ankara) - TUS dahil mi?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Devamla) - Hayır; TUS'un, ayrıca, kadroları var, TUS dahil değil buna.

14 800 kadro üniversitelere verilmiştir, üniversiteler öyle dağıttı veya böyle dağıttı. Ben şunu ifade etmek isterim: Bildiğiniz gibi, 1416 sayılı Yasanın hükümlerini Millî Eğitim Bakanlığı yürütür; yurtdışında mastır ve doktora yaptırarak öğretim üyesi yetiştirme... Bunu biz yürütüyoruz, bununla ilgili de bazı düşüncelerimiz var, tasavvurlarımız var derken, budur. Bu olgunlaşmadan, bunu, ortaya çıkıp da söylemenin bir anlamı yoktur. Hükümetimiz bu fedakârlıkları yaparak, yurt dışında, yurt içinde öğretim üyesi yetiştirilmesi için gereken tedbirleri alacaktır; ama, diyorsunuz ki, ikibuçuk yıldan beri... Sayın Kepenek, şunu ifade edeyim; bakın, geldiğimiz zaman, ülkenin ekonomik şartlarının nasıl olduğunu, zatıâiniz, herkes çok iyi biliyor. Buna rağmen, bakın, üniversitelerle ilgili, yapılması gereken önemli şeyler var. Bizim, Bakanlık bütçeleri, 2005 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısında, yüzde 10 - 15 artmıştır. Üniversitelerin artış ortalaması ne kadar biliyor musunuz; yüzde 41,5. Öte taraftan, TÜBİTAK'a araştırma için ayrılan kaynaklar sadece 107 000 000 euro, Altıncı Çerçeve Programına Türkiye ortak olsun diye Hükümetimiz tarafından iki yılda ödenmiştir. Şimdi, bunları nasıl görmemezlikten gelebiliriz?!

Öte yandan, öğretim üyesi, özellikle, kendi içerisinde öğretim üyesi yetiştirme, YÖK'ün ve yükseköğretim kurumlarının vazifesidir. Elbette, Hükümet olarak, biz, onlara imkân ve zemin hazırlarız. Bu konuda hemfikiriz.

Dünyadaki 500 üniversite sıralaması içerisine Türkiye'deki üniversitelerin girmemiş olması, siz zatıâlinizi üzdüğü gibi beni de Bakan olarak fevkalade üzmektedir; ama, bu konuda hepimiz gerekli çabayı sarf etmeliyiz. Üniversiteden, özellikle, sivil polisi alkışladı diye, kaç kişi atılmıştır veya kaç kişi atılacaktır? Bununla ilgili olarak elimde bir veri yok; ama, demokratik protesto hakkını kullandığı için, üniversiteden öğrenci atılmasına kesinlikle ben de karşıyım. Ankara Üniversitesinde, öğretmen yetiştirmeyle ilgili bir toplantıya katıldım. Aşırı uçlara mensup olan bir grup öğrenci, beni de protesto etti. Dışarı çıktım. Onlar beni protesto etti, ben de onları alkışladım. Mesele bu. Dolayısıyla, biz, demokratik hakların kullanılmasından yanayız, bunu ifade etti diye de öğrencilerin üniversiteden atılmasını hiçbir zaman savunmadım, bundan sonra da savunmayacağım.

Sayın Muharrem Kılıç'ın, özellikle, güncelliği geçtikten sonra soru önergelerine cevap verilmesinin anlamsız olduğunu söylemesine de yüzde yüz katılıyorum. Ben, Meclis Başkanlık Divanı Üyesi olduğum günden beri, bunu hep söylüyorum. Bu çok anlamsız bir şey. Buyurun, beraber, İçtüzüğü değiştirelim ve bunu anlamlı, mantıklı bir hale getirelim.

Sayın Araslı'nın özellikle itirazından şu sonucu çıkarıyorum. Şu yapılabilir: Yine sayın bakanlar gelip burada toplu cevap verebilir. Ben Bakan olarak buraya gelirim; oradaki değerli Divan Üyesi arkadaşım soruyu okur, ben cevabını veririm, soruyu okur, cevabımı veririm. Soru ve cevabın örtüşmesi problemi o zaman ortadan kalkmış olur; ama, yarım saat boyunca değerli arkadaşımız soruları peş peşe sıralıyor ve bunlar da zapta geçiyor. Bu da çok anlamsız bir şey; yasak savma gibi bir şey oluyor bu. Ben bunu kabul ediyorum. Bu stil doğru bir stil değildir. Bu uygulama yeni başladı. Bu da bize bir tecrübe oldu ve eminim ki, sizin teklifinizi, benim de bu söylediklerimi bizim, Meclis yönetimimiz de, özellikle parti gruplarının yönetimi de gözönünde bulunduracaktır.

Ben, sayın Kâtip Üyenin soruyu okuduğu süre kadar burada beklemekten hiçbir zaman yorulmam. Varsın müzakere süresi 1 saat daha uzun olsun; ama, esaslı olsun. Ben buna kesinlikle katılıyorum.

Bu arada, Sayın Kılıç'ın felsefe grubu öğretmenleriyle ilgili bir sorusu var. Sayın Kılıç, bu dönem bile felsefe grubu öğretmenleri sınava girdiler ve 40 kişinin ataması yapıldı. Biz, felsefenin özellikle önemsenmesi gerektiğini düşünüyoruz ve müfredat programları içerisinde felsefenin ağırlıklı olarak yer alması için gerekli tedbirleri aldık. Ayrıca, felsefe grubundan mezun olup da öğretmen olarak atanamayan arkadaşların hizmetiçi eğitim kurslarına tabi tutularak, o konudaki eksiklikleri giderilerek, özellikle dershanelerde ve diğer özel öğretim kurumlarında rehber öğretmen olarak atanmalarını temin etmek için geçen sene bir uygulama başlattık, bu sene de ona devam edeceğiz.

Sayın Araslı'nın sorusu: "Özellikle, bir okulda 'Peygamber Efendimiz' isimli kitabın indirimli olarak verilmesinden sonra acaba başka kitaplar da indirimli olarak verilmiş midir?" Tabiî, Sayın Araslı, sorunuz spesifik olarak buna yönelik olduğu için bununla ilgili gerekli araştırma yapılmış ve cevap verilmiştir. Ama, bu sorunuz üzerine, eğer bütün Türkiye'de bugüne kadar hangi kitapları, kim indirimli olarak dağıttı diye sorulursa, şüphesiz ki birçok kitap dağıtılmıştır. Ben en azından şunu biliyorum: Birçok belediyemiz, gerçekten, gençlere, öğrencilere faydalı olabilecek kitapları ücretsiz dağıtmıştır.

Biliyorsunuz, biz, özellikle lise gençliğinin mutlaka okuması gereken 100 kitap belirledik. Bunun dışında kitap okumayacaklar anlamına gelmiyordu bu. Ben, bununla ilgili olarak görüştüğüm bütün yayınevlerine, bütün gazetelere -mesela, gazeteler bunların özetlerini yayımladılar- dedim ki: "Bu çok anlamsızdır. Bu kitapları basın; eğer, promosyon verecekseniz bunları verin." Veya birçok kişiye, işadamına, bunları basıp, özellikle öğrencilere başka şeyler yerine, insanlara yılbaşında, başka günlerde başka hediyeler verme yerine, kitap hediye edebileceklerini söyledim.

Dolayısıyla, bu yabancı klasiklerinin, Türk klasiklerinin, hatta, bedava olarak basılması, dağıtılması için önümüzdeki günlerde -Sayın Araslı, ona da tanık olacaksınız- bir okuma kampanyası başlatıyoruz, bütün toplumun kitap okuması için bir kampanya başlatıyoruz. Bu çerçevede de, bu anlamda yapılacak faaliyetleri, inşallah, hep birlikte göreceğiz diyorum.

Yüce Heyetinizi, sabırla beni dinlediğiniz için saygılarımla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Yaşar Tüzün...

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, benimle ilgili birtakım beyanlarda bulundu...

BAŞKAN - Sizin sıranız daha sonra, ikinci sırada...

Buyurun.

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanımızın, üniversitelerle ilgili, yeni kurulacak üniversitelerle ilgili kriter sorusunun ne olduğunu merak ediyoruz.

Türkiye'de birçok ilimiz, hak eden de hak etmeyen de, maalesef, ilinde üniversite kurulması için, gerek Parlamentoda gerekse seçim bölgesinde birtakım taahhütlerde bulunuldu. Bu bulunmadan sonra, Meclise seçilen milletvekillerimiz bu konuda kanun teklifleri verdi.

Hükümetimizin, 15 + 10; yani, 15 üniversiteden sonra 10 yeni üniversite kuracağı konusunda kamuoyunda duyumlar var. Ben, bu konuda Sayın Bakanımızdan net bir açıklama bekliyorum.

İkincisi, bizim, Bilecik İli için, seçim bölgem Bilecik için, gerçekten hayatî önem taşıyan bir üniversite konusu gündemde. Özellikle, 28 Mart yerel seçimlerinde hükümetimize bağlı birçok bakan, Bilecik İline gelip "eğer, bizim partimizin adayını seçerseniz, biz, Bilecik İline Şeyh Edebali üniversitesini kuruyoruz; şimdiden hayırlı olsun" diyenler oldu. Ben, bu sayın bakanlarımızın isimlerini vermeyeceğim; ancak, Bilecik kamuoyunda ve yerel basınında bunlar sık sık konuşulmaktadır. Bilecik halkımız da bakanlarımızın bu söylediklerine inandı ve AKP'nin adayını Bilecik Belediye Başkanı yaptı. Şimdi, tüm Bilecik halkı adına Sayın Bakanımızdan öğrenmek istiyorum. Bilecik'e gerçekten hak ettiği -3 fakültenin olduğu, meslek yüksekokullarının olduğu, kampusünün ve arazisinin hazır olduğu, yaklaşık 6 000 öğrencinin olduğu Bilecik İline- üniversite kurulacak mı, kurulmayacak mı; bu konuda net ve somut cevap bekliyorum.

Başkanım, size de teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Baloğlu.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, benim çok kısa açıklamama yanıt verirken, bir hususu gözden kaçırdı. Ben, Antalya'ya ilişkin çok net örnekler verdim. 4 ilçeden 4 örnek verdim, hiçbir şey yapılmadığını gösterdim buralarda, sadece vaat var. Sayın Bakan, bunlara yanıt vermek yerine, benim sadece bir örnek olarak verdiğim üstgeçitle ilgili konuyu öne çıkardı. Tabiî, burada Sayın Bayındırlık Bakanı ya da Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı yok; ama, izin verirseniz, çok kısaca o konuya değinmek istiyorum.

Sayın Bakan...

BAŞKAN - Bu, eğitimle ilgili bir konu değil...

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Evet, eğitimle ilgili bir konu, iyi eğitilmediği için bazı müteahhitler, yapılar yıkılıyor.

BAŞKAN - Hayır, yani, köprünün çökmesi, eğitimle ilgili bir konu değil.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Hayır, Sayın Bakanın yanıtıyla ilgili efendim; oradan, kalkarak benimle ilgili bir şey söylediler, onu düzeltmek istiyorum izin verirseniz ve kentimle ilgili bir şey söylediler. Dediler ki, bugüne kadar...

FARUK ÇELİK (Bursa) - Sayın Başkan, böyle bir usul yok.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Antalya'ya yatırım konusunu dile getirdim ben; Sayın Bakan da Antalya'ya olağanüstü yatırım yapıldığını söylediler ve örnek olarak da 4 tane üstgeçitten bahsettiler. O 4 tane üstgeçidin maliyeti 13,5 trilyon liradır; geçen yıl Antalya'da tahsis arazilerin satışından elde edilen miktar 200 trilyon liradır. 200 trilyon liradan bize birkaç damlayı ayırmayı bir lütuf gibi göstermelerini kabul etmiyorum; bu birincisi.

İkincisi, Antalya'nın ilk kez üstgeçitlerle tanıştığını söylerken, bizim de medeniyetle bu vesileyle tanıştığımızı söyler gibi ifade takındılar. Antalya binlerce yıldan beri bir medeniyet ocağı ve biz o üstgeçitlerden çok önce medeniyetle tanıştık ve o üstgeçitlerin yapılmasını sağlayan yolları, bulvarları Antalya halkı açtı. Siz onların üstüne sadece 13 trilyonluk, toplam 4 üstgeçit yaptınız; ama, Antalya sadece altyapıya, sizden önceki dönemde 150 trilyon harcadı Sayın Bakan. Onun için, Antalya halkıyla ilgili, Antalya Kentiyle ilgili yargılarınızı bu çerçevede değerlendirmenizi rica ediyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Sayın Baloğlu, biz millî eğitimle ilgili konuları görüşürken başka konulara girmeyelim lütfen.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) -O zaman millî eğitimle ilgili olanı söylüyorum. Üstgeçitle ilgili konuya Sayın Bakan girdi. Greyderin çarptığından bahsetti. Şimdi telefonlar geliyor, diğer bölümde de... Oraya da mı greyder çarptı? Öğreneceğiz yani.

Teşekkür ederim Sayın Bakan.

BAŞKAN - Sayın Bakan sizin de bu konuda titiz olmanızı rica ediyorum. Millî eğitim konusunun dışındaki konularla tartışmaları sürdürürsek, bu işin sonunu alamayız.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Efendim, millî eğitimle ilgili dördüncü sorumu zaten Sayın Bakan yanıtlamadı. Gazipaşa ile ilgili sorumu yanıtladığı zaman o konudaki düşüncelerimi söyleyeceğim.

BAŞKAN - Anlaşıldı.

Buyurun Sayın Bakan.

Sayın Bakan, sizden de rica edeyim, millî eğitimin dışındaki konulara girmeyelim.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Girmiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özellikle Bilecik Milletvekilimiz Sayın Yaşar Tüzün Beyin üniversiteyle ilgili sorduğu soruyla ilgili hemen şunu söyleyeyim: Başta Sayın Başbakanımız olmak üzere, ben, hiçbir arkadaşımızın, bir ilde "bizim belediye başkan adayımızı seçerseniz biz size üniversite açacağız" dediğini zannetmiyorum. Yaşar Bey bunları tespit eder getirirse, biz de o arkadaşlarımıza deriz ki: Madem böyle bir söz verdiniz, buyurun açın.

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Memnuniyetle, Sayın Bakan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Devamla) - Bir de, belediye başkanı seçmek ile üniversite kurmak çok farklı şeylerdir. Belediye başkanları üniversite açsınlar diye seçilmezler. Netice itibariyle, halk, bizim Partimize, Hükümetimize teveccüh göstermiştir ve orada seçimde AK Parti adayını desteklemiştir; ama, tekrar söyleyeyim Yaşar Bey: Bu kriter dediğimiz şey şudur arkadaşlar: Bir sefer, sekiz ayrı değişken var. Eğer Bilecik'in durumu buna uyarsa... Nedir bunlar: Siz bir başka ilden önde olursanız sizin olur, bir başka il daha önde olursa o il olur. Netice, Türkiye'nin 81 vilayeti, bu ülkenin vilayetleridir. Öncelik sıralamasında eğer birisi önde olursa orada kurulur. Burada, öğretim üyesi sayısı son derece önemlidir; fizikî mekan son derece önemlidir; üniversitenin üzerinde bulunduğu arazi son derece önemlidir; öğrenci sayısı, mevcut fakülte sayısı son derece önemlidir; ilin sosyoekonomik, sosyokültürel yapısı son derece önemlidir. Bütün bunları alt alta koyduğunuz zaman eğer Bilecik'in şartları uyuyorsa, eğer mesele seçim yatırımıysa veyahut da verdikleri oy nispetinde ise Bilecik bize seçimlerde gerekli teveccühü göstermiş olan vilayetlerden birisidir. Bizim Bilecik halkına karşı şükran borcumuz vardır ve üzerimize düşen neyse Hükümet olarak bunu yapmakla mükellefiz; ama, tekrar söylüyorum, objektifliği elden bırakmayacağız ve popülist politika yapmayacağız diyorum, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Sayın Başkan, son söz...

BAŞKAN - Bitti.

60.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, Türk Lirasının ABD Doları karşısındaki değerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/741)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Sayın Kepenek?.. Yok.

Bu önerge, üç birleşimde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir; önerge gündemden çıkarılmıştır.

Sayın milletvekilleri, şimdi, Sayın İçişleri Bakanı sözlü sorular kısmının 6, 11, 29, 31, 32, 50, 55, 70, 73, 74, 79, 81, 103, 105, 157, 166, 190, 210, 232, 250, 271, 291, 314, 349, 385, 391, 407, 412, 418, 438, 452, 459, 460 ıncı sıralardaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu istemini biraz sonra yerine getireceğiz.

61.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, İstanbul-Sultanbeyli İlçesindeki yapıların ruhsat durumuna ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/743) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

62.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, İmarbanktaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle aranan kişilere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/768) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

63.- Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in, Ankara-Kızılay Meydanı ve Atatürk Bulvarındaki yeni trafik düzenine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/797) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

64.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, silah ruhsatlarına ve suç işlemede kullanılan silahlara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/803) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

65.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, yerli ateşli silah üretimine ve satışına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/804) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

66. - Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun, yabancı vakıflara ve gayrimenkullerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/834) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

67.- Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun, Fener Rum Patrikhanesi çevresindeki gayrimenkullerin el değiştirmesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/839) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

68.- Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in, trafik kazaları istatistiklerine ve kazalara karşı alınan önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/859) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

69.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesi Müdürlüğü bünyesindeki terörle mücadele ekiplerinin lağvedildiği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/863) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

70.- Trabzon Milletvekili Asım Aykan'ın, Kemal ve Hakan Uzan'ın yakalanamamasının nedenlerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/864) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

71.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, vatandaşlık başvurusunda bulunanlarda aranan şartlara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/869) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

72.- Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in, Mersin-Anamur Özel İdare Müdürünün tayininin gerekçesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/872) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

73.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, trafik kazası istatistiklerine ve trafik sigortası uygulamasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/921) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

74.- Hatay Milletvekili Züheyir Amber'in, trafik ekiplerinin bulundurması gereken araç ve gereçler ile kaza yerine intikal süresine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/925) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

75.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Uzan grubuna yönelik operasyonda ele geçirilen silahlara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1002) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

76.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1016) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

77.- Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, OHAL bölgesi dışına çıkarılan kamu personeline ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1052) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

78.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, YE-PA'da işten çıkarılan işçilere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1081) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

79.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, kaymakam atamalarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1121) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

80.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün'ün, Bilecik'te gerçekleştirilen bir projeye ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1155) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

81.- Hatay Milletvekili Züheyir Amber'in, Emniyet Teşkilatı mensuplarının özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1191) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

82.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, atanan ve görevden alınan personele ilişkin İçişleri  Bakanından sözlü soru önergesi (6/1225) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

83.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Bolu Belediyesince işine son verilen işçilere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1256) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

84.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in, imara uygun olmayan meskenlerde oturan vatandaşlar için yapılacak çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1309) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

85.- Denizli Milletvekili Mehmet U. Neşşar'ın, Denizli-Gökpınar Beldesi Belediye Başkanı hakkındaki iddialara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1363) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

86.- Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in, Eğitim-Sen üyesi öğretmenlerin demokratik haklarının polis tarafından engellendiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1371) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

87.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, 2004 ve 2005 malî yılı bütçelerinden Iğdır İline ayrılan ödenek miktarı ve kullanımına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1396) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

88.- Balıkesir Milletvekili Orhan Sür'ün, Balıkesir-Havran İlçesi Kaymakamı hakkındaki bir iddiaya ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1405) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

89.- Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, personel atamalarına ve geçici personele dönersermayeden ödenen paya ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1439) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

90.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, sahte kimlik ve üniformayla yapılan gasp ve hırsızlık olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1461) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

91.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, Büyükşehir Belediyesi Ankaraspor futbol takımının ekonomik kaynaklarına ve bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1468) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

92.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, okullarda çeteleşme ve bağımlılık yapıcı maddelere karşı alınan önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1469) ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı

BAŞKAN -  Soruları sırasıyla okutmadan evvel şöyle bir açıklama yapmak gerekiyor: 418 inci sıradaki soru Sayın Naci Aslan'ın sorusu; kendisi, yazılı olarak, sorusunu geri aldığını söyledi. Yanıtlarken, Sayın Bakanın, 418'i yanıtlamasına gerek yok; bunu duyuruyoruz.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, Sayın Millî Eğitim Bakanı ile Sayın Oya Araslı arasındaki konuda... İçtüzüğe göre sayın bakanların toplu yanıt verme talepleri olabiliyor; 98 inci madde bu hakkı sayın bakanlara tanıyor. Biz de, bu hakkı talep ettikleri zaman, ona uygun davranıyoruz; ama, tabiî, sayın bakanlar isterlerse soru sorulur, hemen yanıtlanır; arkadan gelen soru okunur, yanıtlanır; öyle bir yöntem de sayın bakanların tercihine kalmıştır; fakat, bizim, şimdi hareket etmemiz gereken yol, usul, toplu yanıt talebi olduğu için, toplu olarak soruları okutup, toplu olarak yanıtları almaktır.

Şimdi, soruları, sırayla okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

  Orhan Eraslan

               Niğde

Üç tarafı ormanla çevrili olan ve büyük oranda orman ve hazine arazisi üzerine kurulmuş bulunan İstanbul-Sultanbeyli İlçesinde, belediye statüsünün verildiği 1989 tarihinde 2 000 civarında bina bulunmaktaydı.

Bugün, yaklaşık 40 000 binanın yer aldığı ve bunlardan çok azının yapı ruhsatına sahip olduğu Sultanbeyli'de, izinsiz ve ruhsatsız kaçak yapılaşma halen son hızıyla devam etmektedir. Bu binalar arasında 2 000-3 000 metrekare fabrikaların bulunduğu da bilinmektedir.

Soru 1: Sultanbeyli'de toplam kaç bina bulunmaktadır? Bu binalardan kaç tanesi yapı ruhsatına sahiptir?

Soru 2: 500 metrekarenin üzerinde kaç işyeri bulunmaktadır ve ruhsatlı olanların sayısı kaçtır?

Soru 3: Orman arazilerinin satışının gündeme gelmesiyle, kaçak yapılaşmadaki artışı önlemek üzere bir tedbir alınmış mıdır? Bu ilçede, kaçak yapılaşmaya, merkezî ve yerel makamlarca göz yumulmakta mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 16.10.2003

               Musa Uzunkaya

            Samsun

Soru 1: Uzun zamandan beri Uzan ailesi ve İmarbank yolsuzluk iddiaları nedeniyle Uzan ailesinden bazı isimlerin arandığı ve halen bulunamadıkları doğru mudur?

Soru 2: Doğruysa aranan isimler kimlerdir?

Soru 3: Kırmızı bültenle aranıyorlarsa, Kıbrıs dahil herhangi bir ülkede izlerine rastlanılmış mıdır?

Soru 4: ÇEAŞ ve Kepez olaylarından sonra, geçen zaman içerisinde adı geçen şahısların izlerini kaybedeceği ihtimali düşünülmediyse bir eksiklik, düşünüldüğü halde ulaşılamıyorsa bir hata söz konusu değil midir?

Soru 5: Yolsuzluklarla mücadeleyi öncelikleri arasına alan 59 uncu cumhuriyet hükümetinin şu ana kadar İmarbank dahil, hazineye kazandırdığı maddî değerin miktarı ne kadardır?

Soru 6: Yolsuzluk ve soygunların gerçek sebepleri üzerinde herhangi bir araştırma yapılmış mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü cevaplandırılmasını arz ederim.              15.10.2003

Hüseyin Güler

             Mersin

Çağdaş şehircilik anlayışı insan merkezli hizmet ve politikaları içermektedir. Ancak, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Melih Gökçek'in Kızılay Meydanı ve Atatürk Bulvarı üzerinde uygulamaya koyduğu düzenleme, bu alanı yaya olarak kullanmak durumunda olan kentlilerin, uluslararası yönetmeliklerle tanınan haklarının açık bir ihlalidir. Yaya hareketlerini kısıtlamaya yönelik bu düzenleme, özellikle yaşlı, engelli, çocuk ve sağlık sorunu olan yaya vatandaşlarımızı mağdur etmiştir.

1- Kızılay Meydanı ve Atatürk Bulvarını otoyola çeviren çağdışı uygulamanın gerekçesi nedir ve yaya geçitlerinin beton bloklarla kapatılması Başkentimize yakışan bir görüntü müdür?

2- Uygulama planlanırken konuyla ilgili uzman kuruluşlar ve sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınmış mıdır?

3- Uygulamanın malî tablosu nedir ve nereden finansman sağlanmıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

               Musa Uzunkaya

            Samsun

Soru 1: Ülkemizde resmî kolluk görevlilerinin (polis-jandarma) dışında ruhsatlı (taşıma ve bulundurma) silah kimler edinebilmektedir?

Soru 2 : Bekçiler ve özel güvenlik görevlileri silah taşıyabilmekte midir?

Soru 3 : Ülkemizde -kolluk görevlileri dışında- taşıma ve bulundurma suretiyle silahı olanların sayısı bilinmekte midir?

Soru 4 : Yaralama, cinayet ve birkısım olaylarda ruhsatlı silahların kullanılma nispeti, ateşli silahların katıldığı olaylardaki oransal durumu nedir?

Soru 5 : Bulundurma ve taşıma suretiyle silah edinenlerin, beş yıllık ikinci yenileme süresinde cürümlere iştirak oranı, benzer meslek sahiplerine kıyaslandığında artış veya düşüş eğiliminde neyi göstermektedir?

Soru 6 : İkinci kez yenilemede engel edeceği düşüncesiyle bulundurma ve taşıma ruhsatlı silah sahiplerinin her türlü suçtan sakındıkları iddiasına katılıyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

               Musa Uzunkaya

            Samsun

Soru 1: Türkiye'de tabanca, av tüfeği ve pompalı tüfek hangi iller ve fabrikalarda üretilmektedir?

Soru 2 : Bugüne kadar bu fabrikalarda üretilen tabancaların sayısı, çap ve markası -isimleri- nelerdir?

Soru 3 : Üretilen bu tabancalar hangi sistemle, nereden, kimlere satılabilmektedir?

Soru 4 : Emniyet ve Jandarma teşkilatımıza bugüne kadar yerli silah alınmış mıdır, alınmışsa ne kadar ve hangi silahlardan, alınmamışsa niçin alınmamaktadır?

Soru 5 : Çevremizdeki ülkelerin benzeri kolluk kuvvetlerine yerli silahlardan satılması düşünülmekte midir?

Soru 6 : Yerli tabanca üretimi ve silah sanayiimizin güçlendirilmesi için hükümet olarak bir eylem planınız var mıdır, varsa neler hedeflenmektedir?

Soru 7 : Resmî olarak imalat gerçekleştirilen silah fabrikaları kurulduktan sonra gayri resmî -kaçak- silah imalatı yapılmakta mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Sayın İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunu saygılarımla arz ederim.

  Atilla Başoğlu

              Adana

1 - Ülkemizde faaliyet alanlarına göre kaç grup vakıf bulunmaktadır? Yabancı kökenli olup da ülkemizde faaliyet sürdüren vakıfların isimleri nelerdir ve bu durumdaki vakıfların merkezleri hangi ülkelerdedir?

2 - Bu tür vakıfların sahip oldukları gayrimenkullerin miktarları, isimlerine göre ne kadardır ve sahip oldukları bu gayrimenkullerin yoğunlaştıkları bölgeler en çok nerelerdedir?

3 - Fener Rum Patrikhanesine ve Türkiye sınırları içerisindeki Patrikhane ile ilişkili kiliselere bağlı vakıf arazileri toplamı ne kadardır ve bulundukları bölgeler nerelerdir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Sayın İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunu saygılarımla arz ederim.

  Atilla Başoğlu

              Adana

1- Son on yılda, Fener Rum Patrikhanesinin etrafında olan gayrimenkullerin ne kadarı taşınmaz satımı sözleşmesine konu olmuştur? Coğrafî konum itibariyle bu durumdaki gayrimenkuller, kimler tarafından satın alınmıştır.

2- Yukarıdaki şekilde satın alınan gayrimenkullerin, Patrikhane lehine bağışlama sözleşmesine konu edilebilmeleri mevcut yasal düzenlemelere göre mümkün müdür? Mümkünse, söz konusu gayrimenkullerin Patrikhaneye bağışlananları olmuş mudur? Bağışlananlar olmuşsa miktarları ne kadardır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Hüseyin Güler

             Mersin

Soru: Ülkemizde uzun tatil dönemlerinde, yapılan istatistikler neticesinde yüzlerce insanımızı trafik terörüne kurban veriyoruz. Ramazan bayramı tatili süresince trafik terörünün bilançosu, 120 ölü, 316 yaralı ve milyarlarca lira maddî hasar olmuştur. Bu kadar insanımızın ölmesi, alınan tedbirlerin yetersizliğini göstermektedir. Bu, kader midir? Bakanlık olarak, günümüze kadar trafik kazalarındaki ölü ve yaralı sayısı ve oluşan maddî hasar konusunda istatistikî bir araştırma yapılmış mıdır? Yapılmışsa, bu istatistikî veriler ışığında ne gibi tedbirler almayı düşünüyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, aracılığınızla, İçişleri Bakanından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

          Fahrettin Üstün

              Muğla

1- 11 Eylül olayları sonucunda İstanbul Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüğü bünyesinde kurulan ve Türkiye'nin terörle mücadeledeki en seçkin elamanlarının yer aldığı 4 tane ekip kurulmuştu. Bu ekipler, Hizbullah ve El-Kaide örgütlerine yönelik operasyonlar yapmak üzere görev yaparken, iktidara geldiğiniz dönemde bu ekipler neden lağvedildi?

2- Bu ekiplerin lağvedilme gerekçeleri nelerdir?

3- Bu ekipler tekrar göreve çağrıldı mı?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinize arz ederim.

    Asım Aykan

           Trabzon

İmar Bankasının Fona devredilmesinde sorumluluğu bulunduğuna dair bir kanaat oluşmuş olan Kemal ve Hakan Uzan'ın, bugüne kadar yakalanamamış olması, kamuoyunda rahatsızlık meydana getirmektedir.

Bu bağlamda;

Sorular:

1- Kemal ve Hakan Uzan'ın yakalanamamış olmalarında hangi sebepler etkilidir?

2- Bu kişilerin yakalanması için ne gibi işlemler yapılmıştır?

3- Bu konuda kamuoyu yeterince bilgilendiriliyor mu?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

      Sedat Pekel

          Balıkesir

Anayasamızın 10 uncu maddesi kanun önünde eşitlik, 16 ncı maddesi de yabancıların durumunu hüküm altına almış bulunmaktadır. Ayrıca, Türkiye, Birleşmiş Milletlerin kurucu üyelerinden birisi olarak İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini ilk onaylayan ülkeler arasında yer almış ve insan hakları konusundaki önemli sözleşmelerin büyük bölümüne taraf olmuştur. Uluslararası antlaşmalar açıkça kanunüstü bir statüye sahiptir ve hukuk sistemimizde kanunüstü düzenleme ise Anayasamızdır. Buna göre;

1- İçişleri Bakanlığı, yurttaşlık başvurusunda bulunanların kökenleri hakkında araştırma yapılması için emniyet müdürlüklerine talimat vermiş midir?

2- Başvuruda bulunanlar hakkında temel ölçüt olarak "dilencilik ve çingenelikle ilişkilerinin bulunup bulunmadığı" koşulu bulunmakta mıdır?

3- Yurttaşlık ölçütlerinin, ayrımcı düzenlemeler içermesini engelleyecek değişiklikler yapmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Hüseyin Güler

             Mersin

Mersin'in Anamur İlçesi Özel İdare Müdürü Halime Aktay'ın, hiçbir gerekçe gösterilmeden, isteği dışında ve aile bütünlüğü bozularak Gülnar İlçesine tayin edilmesinin sebebi nedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

               Musa Uzunkaya

            Samsun

Soru 1: Türkiye'de yıllık trafik kazalarının sayısı, yoğunlaştığı bölge ve zaman dilimleriyle, yaralı, ölü sayısı ve maddî hasar miktarı ne kadardır?

Soru 2: Yol kusurlarından kaynaklanan kazalar nedeniyle, kurumların ve devletin vatandaşa ödediği maddî ve manevî tazminatlar olmuş mudur? Olmuşsa ne kadardır?

Soru 3: Araçların zorunlu trafik sigortaları veya varsa kaskoları, trafik kazasında yaralanan, ancak sosyal güvencesi olan veya olmayanların tedavi masraflarını karşılama zorunluluğu var mıdır? Varsa, bunlar düzenli ve sağlıklı bir şekilde karşılanıyor mu? Uygulama hatalarına müdahale edilmekte midir?

Soru 4: Karayolları Zorunlu Sorumluluk Sigortası ile Karayolları Trafik Garanti Sigortaları pratikte hangi fiili gerçekleştirmekte, kazazede mal sahibi ile yaralı, yolcu ve diğer şahıslara hangi yükümlülükleri yerine getirmektedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gerekli işlemlerin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 15.1.2004

           Züheyir Amber

              Hatay

1-Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı trafik ekiplerinde bulundurulması gereken teçhizat, donanım, araç ve gereçler nelerdir?

2-Bunlar tüm trafik ekiplerinde mevcut mudur?

3-Ülkemiz Avrupa Birliğine üye olma yolunda iken, kaza sonrası trafik ekiplerinin kaza mahalline gelme süresi çok uzun olup, kaza geçiren vatandaşlarımız mağdur olmaktadır. Bu kaza mahalline varma süresinin bir standardı var mıdır? Yoksa, bu konuda bir çalışmanız olacak mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.      1.3.2004

               Musa Uzunkaya

            Samsun

Uzan Grubuna ait şirketlerin yönetimine el konulmasıyla başlayan operasyonda âdeta bir cephaneliği andıran silahların ele geçirildiği basın- yayın organlarında yer almıştır. Adı geçen Grubun temsilcileri tarafından, kamuoyuna "bu, merak nedeniyle sahip bulunan bir koleksiyondur" diye açıklanmıştır.

Soru 1-TMSF tarafından yürütülen bu operasyonda, polis tarafından ele geçirilen silahların çap, marka, ne amaçla kullanılabilecekleri ile toplam adedi ne kadardır?

2-Basın ve yayın organlarına yansıyan bilgiler doğruysa, bir kişinin ve grubun bu tür silahları ve bu miktarlarda edinmesi ve bunlara ruhsat verilmesi yasal mıdır? Değilse, bu ruhsatları verenler hakkında ne gibi bir işlem yapmayı düşünüyorsunuz?

3-Yasalarımız silah koleksiyonu sahibi olmayı yasaklıyor mu? Yasaklıyorsa, bu kadar silah nasıl bir şahısta veya şahıslarda nasıl bulunabiliyor?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

          Fahrettin Üstün

              Muğla

1-58 inci, 59 uncu hükümetler döneminde size bağlı kuruluşlarda kaç atama yapılmıştır?

2-Bakanlığınıza bağlı kuruluşlarda idarî görevlere her iki hükümet döneminde vekâleten, tedviren ve görevlendirmeyle kaç atama yapılmıştır?

3-İdarî görevlerde bulunan idarecilerden kaçı başka yerlere görevlendirilmiştir? Görevlendirilenlerin aldıkları harcırah miktarı ne kadardır?

4- 58 inci ve 59 uncu hükümetler döneminde asil veya vekil kaç idareci görevden alınmıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

            Muhsin Koçyiğit

       Diyarbakır

Bilindiği üzere, 17 Temmuz 1987 tarihinde yürürlüğe giren 2985 sayılı Olağanüstü Hal Bölge Valiliği Kanunu, 30 Kasım 2002 tarihinde yürürlükten kaldırılmıştır. Binlerce kamu görevlisi, bu kanuna dayanılarak OHAL Valiliğince bölge dışına çıkarılmıştır.

1- Bu kanuna dayanılarak bölge dışına çıkarılan kamu personeli sayısı kaçtır?

2- Söz konusu kanun yürürlükten kaldırıldığına göre, bu kanuna dayanılarak bölge dışına çıkarılan kamu personelinin bölgeye dahil illere geri dönmesine izin verilecek mi?

3- Bu kanuna göre bölge dışına çıkarılan kamu personelinden kaçı eski görev yerlerine (illerine) geri döndürülmüştür?

4- AB'ne girme sürecinde önemli olan yasaların çıkarılması değil, uygulamasıdır söylemi karşısında, bölge dışına çıkarılan kamu personelinin geri döndürülmemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda sunulan sorularımın, Anayasanın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 96 ncı vd. maddelerine göre İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.                26.4.2004

Feridun Fikret Baloğlu

           Antalya

1- Ankara Yenimahalle Belediyesine bağlı YE-PA'da çalışan 15 işçinin, ekmek fabrikası kapanınca görevlendirildikleri birimlerdeki işlerinden çıkarıldıklarına ilişkin haberler doğru mudur?

2- İşçiler hangi gerekçeyle çıkarılmıştır? Tazminatları ödenmiş midir?

3- Çıkarılan işçilerin yerine yeni işçilerin alınacağı haberleri doğru mudur?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda sunulan sorularımın, Anayasanın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 96 ncı vd. maddelerine göre İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.                17.5.2004

Feridun Fikret Baloğlu

           Antalya

1- Türkiye'nin kaç ilçesinde şu anda kaymakam bulunmamaktadır?

2- Bakanlığınız, kaymakam olarak görevlendirecek idareci bulmakta ciddî bir sorun mu yaşamaktadır?

3- Örneğin, Antalya'nın İbradı İlçesine sekiz aydır kaymakam ataması yapılamadığı haberleri doğru mudur? Bu, olağan bir durum mudur?

4- Bakanlığınızın sorunun çözümüne ilişkin çalışmaları hangi aşamadadır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

    Yaşar Tüzün

             Bilecik

1- Altıyüz yıl hüküm süren Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş yeri olan Bilecik'te, kültürümüzü yaşatmak, tarihimizi canlı tutmak için "Beylikten İmparatorluğa; İmparatorluktan Kurtuluşa" adı altında proje gerçekleştirdik ve bu projenin bir miktar ödeneği İçişleri Bakanlığından sağlandı.

Yarım kalan projemiz hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

           Züheyir Amber

              Hatay

1-Emniyet teşkilatında görev alan polis memuru ve çarşı, mahalle bekçilerinin özlük haklarının iyileştirilmesiyle ilgili çalışmalarınız var mıdır?

2-Eğer böyle bir çalışmanız varsa; bu çalışmalarınız hangi aşamada ve ne zaman hayata geçireceksiniz?

3-Halkımızın güvenliği için gecesini gündüzüne katan ve insanüstü gayretle görev yapan emniyet güçlerimizin özlük haklarına ne gibi iyileştirmeler getirilecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

            Dursun Akdemir

                 Iğdır

1-Göreve başladığınız tarihten bu güne kadar sorumluluğunuzda bulunan kurumlara, kaç kişinin devlet memurları sınavıyla ataması yapılmıştır?

2-Aynı kurumu tercih ettiği halde, daha az puanla göreve başlattığınız personel var mıdır? Varsa kaç kişidir? Niçin ve hangi gerekçeyle bu yönteme başvurulmuştur?

3-Geçici işçi statüsünde kaç kişi, hangi kriterlere göre göreve başlatılmıştır?

4-İstisnaî kadro hükümleri çerçevesinde kaç kişi göreve başlatılmıştır?

5-28 Kasım 2002 tarihinden bugüne kadar sorumluluğunuzda bulunan kurumlarda kaç personelin görevine son verilmiştir? Gerekçesi nelerdir? Mahkeme kararıyla görevine iade edilen personel var mıdır? Varsa kaç kişidir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 3.8.2004

Feridun Fikret Baloğlu

           Antalya

1. Bolu Belediyesinin 119 işçiyi işten çıkardığına ilişkin haberler doğru mudur?

2. Doğruysa, Belediyenin bu toplu işten çıkarma işlemi karşısında, Bakanlığınızın başlattığı bir soruşturma var mıdır?

Varsa hangi sonuca ulaşılmıştır?

3. "Bolu hakkını alacak" iddiasıyla yönetime gelen sağ siyasî çizginin, şimdi 119 aileyi işsiz ve çaresiz bırakması karşısında, AKP İktidarının "Bolu'ya hakkını verme" anlayışını yeniden gözden geçirmeyi düşünüyor musunuz?

4. Düşünmüyorsanız, Bolulu 119 ailenin yaşam ve çalışma hakkı kâğıt üzerinde mi kalacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Vezir Akdemir

                İzmir

12 000 000 işsizin bulunduğu ülkemizde Anadolu'nun çeşitli köy ve şehirlerinden iş bulmak için metropol şehirlere, özellikle de İstanbul, Ankara, İzmir'e yerleşmek için gelen vatandaşlarımızın barınmak için imara uygun olmayan, gecekondu olarak tabir ettiğimiz yapılarda oturmaları bir zorunluluktan doğmaktadır. Bu meskenlerin yıkılmadan önce burada iskân olunan vatandaşlarımızın barınma yerinin verilmesi sosyal devlet ilkesinin bir gereğidir.

1- Türkiye'de imara uygun olmayan yapılaşma yoğun olarak metropol şehirlerde bulunmaktadır. Ancak, vatandaşlarımızın gecekondu olarak tabir ettiğimiz bu meskenlerde ikamet etmeleri keyfîlikten ziyade bir zorunluluktan doğmuştur. Dolayısıyla, belediyelerin gecekonduları yıkmadan önce vatandaşlarımıza barınma yeri temin etmesi, sosyal devlet ilkesinin bir gereğidir. Bakanlığımızca imara uygun olmayan meskenlerde oturan vatandaşlarımız için ne tür çalışma yapılmaktadır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.                8.12.2004

           Mehmet Neşşar

             Denizli

1- Denizli Merkez Gökpınar Beldesi Belediye Başkanı hakkında yolsuzluk yaptığıyla ilgili yerel bir gazetede çıkan haberi ihbar olarak kabul edecek misiniz?

2- Bu konuda bir soruşturma yaptıracak mısınız?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.                9.12.2004

Hüseyin Güler

             Mersin

Soru: Eğitim-Sen üyesi öğretmenlerin sendikalarının kapatılmasıyla ilgili açılmış davaya yönelik tepkilerini ortaya koymak için kullanmak istedikleri demokratik haklarının, 8 Aralık 2004 tarihinde, polis tarafından sert bir tutumla önlenmeye çalışılması, girmek için büyük çaba sarf ettiğimiz, önemli yasal değişiklikler gerçekleştirmeye çalıştığımız bir dönemde, Avrupa Birliği kriterlerine uygun mudur? Çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlere karşı daha hoşgörülü davranmanın kime, ne zararı olabilir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

            Dursun Akdemir

                 Iğdır

1- Bakanlığınızın 2004 malî yılı bütçesinden Iğdır İli için ayrılan ödeneğin tamamı kullanılmış mıdır? Kullanılmış ise, nerelerde hangi projeler için kullanılmıştır? Kullanılmamış ise, gerekçesi nelerdir?

2- Bakanlığınızın 2005 malî yılı bütçesinden Iğdır İline ne kadar ödenek ayrılmıştır? Bu ödeneğin ne kadarı yatırım, ne kadarı cari harcamalar içindir? Söz konusu ödenek hangi yatırımlar için kullanılacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.      4.1.2005

        Orhan Sür

          Balıkesir

Balıkesir'in Havran İlçesindeki Nakiboğlu Stadında 7.8.2004 tarihinde Belediye Başkanının oğlunun düğün töreni sırasında 155 polis ve 156 jandarma telefonları, ismini gizleyen bir vatandaş tarafından aranarak bomba ihbarı yapılmıştır. Polis tarafından stat boşaltılarak aranmış ve bomba olmadığı görülmüştür. Cumhuriyet Savcılığının yaptığı soruşturma sonucu, bu asılsız ihbarların ilçe kaymakamı A. Murat Kayhan tarafından kullanılan cep telefonundan yapıldığı saptanmıştır.

1- Kaymakamların görevleri arasında isimlerini gizleyerek bu tür asılsız ihbarlarda bulunmak var mıdır? Bu yeni yöneticilik profili midir?

2- Belgelerle kanıtlanan bu olay sonrasında adı geçen kaymakam hakkında hangi işlem yapılmıştır?

3- Bu tür davranışlar sergilemesine rağmen kaymakamlık görevini sürdüren başka bir kaymakam var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

            Ümmet Kandoğan

             Denizli

1- İktidarınız döneminde Bakanlığınıza naklen atanan personel sayısı ne kadardır? Bunlardan üst kadrolara atanan personelin isimleri ile geldikleri kurumları açıklar mısınız?

2- Aynı dönemde istisnaî kadrolara atanan personel sayısı kaçtır? Bunların isimleri nelerdir?

3- 58 inci ve 59 uncu hükümetler döneminde, Başbakanlık ve diğer bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarından Bakanlığınıza vekâleten, asaleten ve geçici görevle atanan toplam personel sayısı ne kadardır?

4- Bakanlığınız merkez teşkilatında görevli geçici personele döner sermayeden ödenen pay ne kadardır? Unvanlar itibariyle dağılımı nasıldır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.      3.2.2005

      Sedat Pekel

          Balıkesir

Son zamanlarda kendilerini polis, postacı veya elektrik görevlisi olarak  tanıtan kişiler rahatlıkla girdikleri evlerin sakinlerini gasp etmektedirler. Piyasadan kolaylıkla satın alınabilen resmî üniformalar veya sahtesi kolayca basılan kimlikler bu tür olaylarda rahatlıkla kullanılmaktadır. Buna göre;

1- Son bir yıl içinde bu tür kaç gasp ve hırsızlık olayı olmuştur?

2- Bu tür olayların faillerinin kaçı yakalanmıştır?

3- Polis kimliklerinin sahtelerinden ayırt edilebilmesi için Bakanlığınız çalışma yapmakta mıdır?

4- Üniforma üretimi ve satışını yapanlar nasıl denetlenmektedir? Bununla ilgili çalışmanız bulunmakta mıdır?

5- Kamuoyunu bu konuda bilgilendirmek için çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu  tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.                 17.2.2005

          Fahrettin Üstün

              Muğla

Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı İ. Melih Gökçek'in Onursal Başkanlığını yaptığı ve Büyükşehir Belediyesi Ankaraspor adını taşıyan futbol takımı, Türkiye Süper Liginde mücadele etmektedir. Büyükşehir Belediyesi Ankaraspor'un gizli başkanının İ.Melih Gökçek olduğu, Ankara Büyükşehir Belediyesi kaynaklarından desteklendiği ve bu durumun Ankaralıları rahatsız ettiği basın-yayın organlarında yer almaktadır.

1- Büyükşehir Belediyesi Ankaraspor takımının giderleri ve transfer ücretleri belediye kaynaklarından mı karşılanmaktadır? Kulübün gelir kaynakları nelerdir ve giderlerini karşılama oranı nedir?

2- Kurulduğu günden bugüne, bahse konu futbol takımına Büyükşehir Belediyesi bütçesi ve bağlı iştiraklerinden ne kadar kaynak aktarılmıştır?

3- Süper Ligde Ankara adına yer alan Ankaragücü ve Gençlerbirliği futbol takımlarına bugüne kadar Büyükşehir Belediyesi ve bağlı iştiraklerinden herhangi bir kaynak aktarılmış mıdır?

4- Ankaragücü ve Gençlerbirliği de Ankara takımları olduğuna göre, Büyükşehir Belediyesi Ankaraspor'un Büyükşehir Belediyesi tarafından büyük malî kaynaklarla desteklenmesi, haksız rekabete yol açmakta mıdır?

5- Büyükşehir belediyelerinin asıl görevi, amatör spor kulüplerini mi, profesyonel futbol takımlarını mı desteklemektir?

6- Büyükşehir Ankaraspor'a taraftar kitlesi oluşturabilmek için gençlere ücretsiz forma ve maç bileti sağlandığı, bu toplama taraftarların rakip takım yönetici ve seyircilerine küfür ettirilmek amacıyla kullanıldığı doğru mudur? Böyle bir uygulama, sporda şiddet ve kötü tezahüratın Ankara Büyükşehir Belediyesi eliyle resmîleştirilmesi değil midir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

          Fahrettin Üstün

              Muğla

1- Basın-yayın organlarında sıkça yer alan okullardaki çeteleşmelere karşı bugüne kadar kaç operasyon yapıldı? Kaç kişi yargıya sevk edildi?

2- Bununla ilgili olarak okullarda ne gibi güvenlik önlemleri alınmaktadır? Bunun için yeterli personeliniz var mıdır?

3- Ayrıca, okullarda uyuşturucu, bağımlılık yapıcı ve extacy'e karşı ne gibi önlemler aldınız? Bugüne kadar bu yönde kaç operasyon yapıldı? Kaç kişi adliyeye sevk edildi?

BAŞKAN - Divan Kâtibi arkadaşa teşekkür ediyoruz.

Sayın Bakanı kürsüye çağırmadan önce, Edirne Milletvekilimiz Sayın Ali Ayağ'ın bir uyarısı var. "İçişleri Bakanımıza sorulan sorulardan birinde dilencilik ve çingenelik bir arada zikredilerek Çingene vatandaşlarımıza hakaret söz konusudur" diyor Sayın Ali Ayağ.

BURHAN KUZU (İstanbul) - Doğrudur, Sayın Başkan.

BAŞKAN - Bu durumu ayırımcılık olarak gördüğünü belirtiyor; soruda yer alan ifadenin düzeltilmesini rica ediyor. Düzeltilmesini soru sahibiyle de görüşerek Divan olarak gerçekleştireceğiz; yalnız, bu konu o kadar basit bir konu değil. Genelde "Çingene" olarak tabir edilen insanlarımız bütün dünyada örgütleniyorlar ve Türkiye dahil, diğer bütün, özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde kendilerine "Çingene"ye benzer bir şekilde "Gitanes, Cigani, Gypsy" gibi çağırılmalarını kabul etmiyorlar. Dünya genelinde kendilerinin etnik isim olarak "Roman" adıyla çağırılmasını istiyorlar. Bu da onların doğal hakkıdır.

BURHAN KUZU (İstanbul) - Doğrudur.

BAŞKAN - Bu haklarının gereğini de Türkiye'de yerine getirebilmemiz gerekiyor. Onların istediği isimle onlara hitap edebilmemizde insan hakları açısından yarar vardır.

Bunu da bilgilerinizi sunuyorum.

ALİ AYAĞ (Edirne) - Teşekkür ederim Sayın Başkan, sağ olun.

BAŞKAN - Sayın Bakanı, soruları yanıtlamak üzere, kürsüye davet ediyorum.

Buyurun Sayın Bakan.

İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; müsaadenizle, önce, ilk soruyu, Niğde Milletvekili Sayın Orhan Eraslan'ın sorusunu çevaplamak istiyorum, İstanbul-Sultanbeyli'yle ilgili.

Değerli arkadaşlarım, malumunuz, ülkemizde nüfusun yüzde 65'i kentlerde yaşamlarını sürdürmektedir ve her geçen yıl, bu oran, kentler lehine artış göstermektedir. Bu trendin nüfusun yaklaşık yüzde 90'ı kentlerde yaşayana değin devam edeceğini öngörmemiz gerekiyor. Doğal olarak, iç göç hareketleri, ekonomik ve sosyal imkânların daha çok olduğu varsayılan büyük kentlere ve özellikle de İstanbul'a yönelmiş durumdadır.

İstanbul, 1950'li yıllarda başlayan bu büyük göç için, maalesef, yeterince hazır değildi. Durumu açıkyüreklilikle ifade etmek gerekirse, yerel yönetimlerimizin yetki, kaynak ve imkânları, bu büyüklükteki bir göçü kabul edebilecek durumda değildi. İşte, Hükümet olarak, yerel yönetim reformuna öncelik vermemizin en önemli gerekçelerinden biri de bu sorunda gizli. Mademki ülkemiz gelecek yıllarda da iç göçe sahne olacak, belediyelerimizin, kentlerimizi bu akışa hazırlayacak imkânlara sahip olması lazım.

Bu genel gerekçeden sonra, Sultanbeyli özeline işaret etmek istiyorum. Malum, bu ilçemiz, yeni Büyükşehir Belediyesi Kanunuyla, metropol ilçe belediyesi sıfatını kazandı; yani, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ilk kademe belediye sıfatını kazandı. Yaklaşık 30 000 binanın var olduğunu düşündüğümüz bir ilçemiz Sultanbeyli. Bu binaların büyük bir kısmı, henüz daha ilçe dahi olmadan, belediye kurulmadan, köy döneminde başlanılan inşaatlardan oluşuyor. Maalesef, Sultanbeyli, İstanbul'un yapı stoku açısından en sorunlu bölgelerden birisidir. Eldeki verilere göre, belediye tarafından verilen yapı ruhsatı sayısı 203. Soru önergesinde de ifade edildiği gibi, Sultanbeyli'de sanayi tesisleri de önemli bir yer tutuyor. Örneğin, 500 metrekarenin üzerinde toplam 310 adet işyeri var. Bunların 197 tanesinin ruhsatı mevcut, 113 işyerinde de ruhsat işlemleri devam ediyor.

İlçede geçmişin bakiyesi olarak var olan kaçak yapılarla ilgili olarak Belediye ve Kaymakamlık, yasal sınırlar içerisinde mücadele veriyor. Bakanlığıma ulaşan bilgiler çerçevesinde, ihmali görülen yetkililer hakkında denetim ve soruşturma yaptırılıyor. Nitekim, Ekim 2003-2004 tarihleri arasında Kaymakamlıkça yapılan kontrolde, Sultanbeyli İlçesinde tespit edilen 152 adet kaçak yapı hakkında gerekli işlemlerin yapılması için Belediyeye talimat verilmiştir. Gecekondu Kanununa muhalefet suçlarında ise, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur. 28 Mart 2004 tarihinden sonra alınan tedbir ve kontroller sayesinde kaçak yapılaşma olmamıştır. Bu tarihten önce yaptırılan kaçak binaların bir kısmı, 19.8.2004 tarihinde, Büyükşehir ve İlçe Belediye zabıta ekiplerince yıkılmıştır. Yıkımlar, yasal imkânlar çerçevesinde, gelecekte de devam edecektir.

Hemen açıkça şu hususu da ifade edeyim ki, orman arazilerinin satışına ilişkin yasa çalışmasına dayanılarak kaçak yapılaşmada artış olmamıştır. Orman arazilerinin satışının gündeme geldiğinden bu yana Sultanbeyli civarında bulunan orman arazilerinde işgal de söz konusu olmamıştır.

Saygıyla arz ediyorum.

Sayın Musa Uzunkaya Samsun Milletvekili ve Sayın Asım Aykan Trabzon Milletvekili; bu her iki arkadaşımın da soruları aynı mahiyette olduğu için birlikte yanıtlamak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bildiğiniz gibi, Şişli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 27.8.2003 tarih ve 2003/305 sorgu nosuna kayden, bankayı aracı kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçu işlemek için teşekkül oluşturmak ve banka parasını zimmetine geçirmek ile 4389 sayılı Bankalar Kanununa muhalefet suçlarından Osman ve Ayşe oğlu, 1935 Adapazarı doğumlu Kemal Uzan ve Osman ve Ayşe oğlu 1937 Adapazarı doğumlu Yavuz Uzan hakkında gıyabi tutuklama müzekkeresi düzenlenmiştir. Adı geçenler, söz konusu gıyabi tutuklama müzekkerelerine istinaden halen aranmaktadırlar. Adı geçenler ve Murat Hakan Uzan hakkında, uluslararası düzeyde aranmaları ve yakalanmaları amacıyla, talebimiz üzerine Interpol Genel Sekreterliğince kırmızı bülten çıkarılmıştır. Kırmızı bülten, Interpol'e üye olmamasına karşın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine de gönderilmiştir. Şu zamana kadar adı geçen şahısların bulunduğu ülkeye ilişkin, muhatap ülkelerden bir bilgi ulaşmamıştır. Buna karşın, sözü edilen kişilerin, uluslararası seviyedeki aranmaları Emniyet Genel Müdürlüğümüzce hassasiyetle takip edilmektedir.

ÇEAŞ ve Kepez'e el  konulduğu sırada, bahis mevzuu kişiler hakkında herhangi bir mahkeme kararı veya savcılık talebi, yakalanmaları konusunda olmamıştır. Bu bakımdan, şahısların yakalanması ve yurt dışına çıkışlarını engellemek için de herhangi bir işlem yapılmamıştır. Yargı sürecinin halen devam ettiği bu konuda, anayasal kayıtlar nedeniyle daha fazla fikir beyan etmenin, yargının bağımsızlığı prensibine uygun düşmeyebileceğini değerlendiriyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Yine, Mersin Milletvekilimiz Sayın Dr. Hüseyin Güler'in sorusunu yanıtlamaya çalışacağım. Konu hakkında yapılan araştırmaya göre elde edilen bilgilerde, Ankara Kenti trafiğinin daha düzenli ve güvenli bir şekilde akışını temin etmek amacıyla, Ankara İl Trafik Komisyonunun 1.10.2003 tarih ve 2003/147 sayılı kararı doğrultusunda Kızılay kavşağında yeni bir düzenleme yapıldığı ve Çankaya yönünden Sıhhıye yönüne gidişe göre orta refüjün kapatılarak sinyal sisteminin devredışı bırakıldığı, yayaların metro- ankaray alt geçitlerine yönlendirilerek, Çankaya-Ulus yönünden trafik akışının kesintisiz hale getirildiği; ancak, bu uygulamaya karşı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Vekili Avukat Berna Çelik tarafından 11. İdare Mahkemesi nezdinde açılan dava kapsamında Kızılay kavşağındaki yeni uygulamanın iptali ve yürütmenin durdurulmasına karar verilmişti. Ankara İl Trafik Komisyonu da 28.10.2003 tarih ve 2003/149 sayılı kararıyla Kızılay kavşağındaki yeni düzenlemeleri içeren 2003/147 sayılı kararını iptal ederek, eski trafik düzenine dönülmesine karar vermesi üzerine, Büyükşehir Belediyesi tarafından gerekli düzenlemeler yapılarak Kızılay kavşağında tekrar eski trafik uygulamasına dönüldüğü; uygulama yapılırken İl Trafik Komisyonu kararının dikkate alındığı, Komisyonun, Ankara Valiliği, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Ankara Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı, İl Millî Eğitim Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Başkanlığı, Ankara Trafik Vakfı ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi temsilcilerinden oluştuğu, bunların hepsinin trafik konusunda uzman kuruluşlar olduğu, uygulamanın Belediyenin elinde bulanan prefabrik ve demontabl elemanlarla yapıldığı, ekstra bir harcama da yapılmadığı anlaşılmıştır.

Arz ediyorum.

Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya'nın silah ruhsatlarına ilişkin sorusunu cevaplandırmaya çalışıyorum. Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan ve tarafımdan cevaplandırılması istenen silah ruhsatlarına ve suç işlemede kullanılan silahlara ilişkin sözlü soru önergesini cevaplandırıyorum.

Meri mevzuatımıza göre, sağlık yönünden ve kanunî açıdan silah ruhsatı almaya engel hali bulunmadığının tespit edilmesi kaydıyla, 21 yaşını doldurmuş Türk vatandaşlarına, talepleri halinde silah almalarına ve bulundurmalarına izin verilebilmektedir. Ayrıca, halen veya geçmişte yürüttükleri görev durumlarına göre, bazı kamu görevlilerine, sahip oldukları sıfat nedeniyle silah ruhsatı verilebilmektedir. Bununla beraber, yaptıkları iş ve faaliyetlerine göre bazı meslek mensuplarının da silah taşıma yetkisi bulunmaktadır. Bunlara örnek olarak, fahrî konsoloslar, sarı basın kartı sahipleri, avukatlar ve noterler verilebilir. Özel güvenlik teşkilatı kurulmayan kurum ve kuruluşlarda görevli bekçiler, görev yerinin dışına çıkarmamak şartıyla, görev sırasında demirbaş silahlarını taşıyabilmektedirler.

Ülkemizde, polis bölgesinde, kolluk görevlileri dışında, 294 431 adet bulundurma ruhsatlı, 119 966 adet taşıma ruhsatlı silah bulunmaktadır. Ateşli silahlarla işlenen suçların toplam asayiş olaylarına oranı yüzde 3,5; ruhsatlı silahlarla işlenen suçların ateşli silahlarla işlenen suçlara oranı ise yüzde 31,7'dir. Taşıma ve bulundurma ruhsatı bulunan ve kanunun 16 ncı maddesine aykırı davrananların ruhsatları iptal edilmektedir. Silah bulundurma ve taşıma ruhsatının iptal edileceği endişesi, elbette ki, kişileri daha dikkatli davranmaya sevk etmektedir. Ancak, bulundurma ve taşıma ruhsatıyla silah edinenlerin beş yıllık ikinci yenileme sürecinde cürümlere iştirak oranıyla ilgili herhangi bir istatistikî kayıt tutulmamaktadır.

Saygıyla arz ederim.

Yine, Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya'nın, yerli ateşli silah üretimi ve satışına ilişkin sorusunu cevaplandırmaya çalışacağım.

Değerli arkadaşlarım, 2521 sayılı Avda ve Sporda Kullanılan Tüfekler, Nişan Tabancaları ve Av Bıçaklarının Yapımı, Alımı, Satımı ve Bulundurulmasına Dair Kanuna göre, ülkemizde yivsiz av tüfeği üretimine izin verilen yerlerle ilgili olarak, polis sorumluluk bölgesinde, yivsiz av tüfeği üretimi yapan, Antalya'da 1, Bolu'da 1, Burdur'da 5, Denizli'de 1, İstanbul'da 12, İzmir'de 1, Konya'da 4, Kırıkkale'de 1 ve Düzce'de 34 olmak üzere, toplam 60; jandarma sorumluluk bölgesinde ise, yivsiz tüfek üretimi yapan, Burdur'da 41, Düzce'de 12, İstanbul'da 2, İzmir'de 2 ve Konya'da 65 olmak üzere, toplam 122 adet imalathane bulunmaktadır. Millî Savunma Bakanlığı tarafından 3763 sayılı Kanuna göre üretimine izin verilen tabancalar, durumları 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun uygulanmasını gösteren yönetmeliğin "Silah Ruhsatı Verilmesini Engelleyen Haller" başlıklı 16 ncı maddesinde sayılan durumlara girmeyen şahıslara, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumunca, Genel Müdürlükçe bedeli mukabili bu silahlardan satış yapılmaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğünün zatî demirbaş tabanca ihtiyacını karşılamak amacıyla 15 000 adet 9x19 milimetre Yavuz 16 model yarıotomatik tabanca alımı, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 71 inci maddesi uyarınca, 9.6.1996 tarihinde Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumuna ihale edilmiş ve 5.8.2000 tarihinde de teslim alınmıştır. Jandarma Genel Komutanlığının kadro ve görev ihtiyacı için tespit edilen silahlar, 3833 sayılı Kanuna uygun olarak, bütçe imkânları doğrultusunda tedarik edilmektedir. Tedarik edilmesi planlanan silahlar, yurtiçi üretimi mevcut ise, teknik şartnamelere göre yurtiçi tedarik kaynağından karşılanmaktadır.

Sayın milletvekilinin çevre ülkelere silah satışı konusundaki soru maddesi bir başka bakanlığın yetki ve çalışma alanında kalmaktadır. Millî Savunma Bakanlığı Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından, 17.4.2001 tarihinde, Türk Silahlı Kuvvetleri ve İçişleri Bakanlığının tabanca ihtiyacının yurt içinden karşılanması ve Doğu Karadeniz Silah Projesinde yer alan firmalarca imal edilen tabancaların değerlendirilmesi amacına yönelik çalışma yapmak üzere, Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin de katılımıyla Tabanca Çalışma Grubu kurulmuştur. Tabanca Çalışma Grubu tarafından gerekli çalışmalar yapılmış ve Tabanca Teknik Şartnamesi hazırlanmıştır.

Polis bölgesinde, 2000 yılından günümüze kadar, 54 adet kaçak silah ve mühimmat imal ve tamir etme olayı meydana gelmiştir. Jandarma bölgesinde ise, 2000 yılından günümüze kadar, izinsiz ve kaçak olarak faaliyet gösteren 138 silah imalathanesi tespit edilerek tahkikata konu edilmiştir.

Saygıyla arz ederim.

Adana Milletvekilimiz Sayın Atilla Başoğlu'nun, yabancı vakıflara ve gayrimenkullerine ilişkin sorusunu yanıtlıyorum.

4963 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 29 uncu maddesinin dört ve beşinci fıkrası "yabancı ülkelerde kurulmuş vakıflar, uluslararası alanda işbirliği yapılmasına yarar görülen hallerde, karşılıklı olmak koşulu ile, Dışişleri Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle, İçişleri Bakanlığının izniyle Türkiye'de faaliyette bulunabilirler, temsilcilik kurabilirler, şube açabilirler, üst kuruluşlar kurabilirler veya kurulmuş vakıflarla işbirliği yapabilirler.

Bu vakıflar, Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre kurulan vakıflar hakkında uygulanan mevzuata tabidir" hükmünü amirdir.

Belirtilen kanun maddesi doğrultusunda, şu ana kadar Bakanlığımca verilen bir izin bulunmamaktadır; ancak, yukarıda belirtilen kanunî düzenlemeden önce bazı yabancı vakıflara, kurumlarınca izin verildiği de anlaşılmaktadır.

Türkiye sınırları içerisinde herhangi bir tüzelkişiliği bulunmayan Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi adına kayıtlı bir vakıf arazi bulunmamaktadır. 2762 sayılı Vakıflar Kanununa göre, bağımsız birer tüzelkişiliğe sahip olan cemaat vakfı niteliğindeki kilise vakıflarının Patrikhaneyle ilişki kurmaları söz konusu olmamakla birlikte, 4778 sayılı Kanununun 3 üncü maddesine istinaden, cemaat vakıflarının mal edinmelerine ilişkin çıkarılan yönetmeliğe göre, Vakıflar Genel Müdürlüğünün izniyle, kendi amaçları doğrultusunda mal edinmeleri mümkündür.

Soru önergesinde yer alan diğer hususlar Bakanlığımızın görev alanında yer almadığından cevaplandırılamamıştır; arz ediyorum.

Yine, Adana Milletvekilimiz Sayın Atilla Başoğlu'nun, Fener Rum Patrikhanesi çevresindeki gayrimenkullerin el değiştirmesine ilişkin sorusunu yanıtlamaya çalışacağım.

Değerli arkadaşlarım, Lozan Anlaşması ve Lozan barış görüşmeleri tutanaklarına göre, Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olan ve Türkiye'de yaşayan Rum asıllı vatandaşlarımızın sadece dinî vecibelerini yerine getirmekle yükümlü, siyasî ve idarî görev ve imtiyazları bulunmayan Fener Rum Ortodoks Patrikhanesinin, Türk yasalarına tabi olan bir statüsü bulunmakta olup, İstanbul'da kurulu bulunan Aya Yorgi Kilisesi Vakfına ait binada faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu çerçevede herhangi bir vakıf veya dernek gibi tüzelkişiliği bulunmayan Fener Rum Ortodoks Patrikhanesinin, gayrimenkul satın alması ve bağış kabul etmesi hukuken mümkün değildir. Fener Rum Ortodoks Patrikhanesinin, çevresinde bulunan gayrimenkulleri satın aldığı yönündeki hususlar zaman zaman basın yayın organlarında da dile getirilmekle birlikte, konuyu teyit eder mahiyette herhangi bir veriye rastlanılmamıştır.

Saygılar sunuyorum.

Mersin Milletvekilimiz Sayın Hüseyin Güler'in, trafik kazaları istatistiklerine ve kazalara karşı alınan önlemlere ilişkin sorusunu yanıtlamaya çalışacağım.

Değerli arkadaşlarım, ülkemizde meydana gelen tüm ölümlü trafik kazaları günlük olarak, yaralanmalı ve maddî hasarlı trafik kazaları ise, aylık olarak, istatistiki bilgi haline getirilmektedir. Bu bilgiler trafikten sorumlu kurum ve kuruluşlara gönderildiği gibi, Emniyet Genel Müdürlüğü internet adresinden de tüm vatandaşlarımızın hizmetine sunulmaktadır. Hazırlanan günlük, haftalık, aylık ve yıllık yayınların yanı sıra, resmî veya dinî bayram tatillerinde meydana gelen trafik kazaları hakkında da detaylı analizler içeren bültenler hazırlanmaktadır.

Trafik kazalarının önlenmesine yönelik olarak meydana gelen kazalar ve sonuçlarına ilişkin çıkarılan istatistikî bilgilerin ışığında bir dizi tedbirler alınmaktadır. Bu konuda, 2000 yılında başlanan sürücü ve yaya eğitimleri kapsamında, bugüne kadar toplam 6 213 570 kişi eğitilmiştir. Bununla birlikte, kendi personelimizin eğitimlerinin yapılması amacıyla, yerinde eğitimler, temel trafik ve kaza inceleme eğitimleri ile geliştirme eğitimleri de verilmektedir.

Trafik düzenleme ve denetleme faaliyetlerinin etkinliğini artırmak amacıyla illerimizin yaptığı trafik denetimlerinin yanı sıra, Merkez Trafik Hizmetleri Başkanlığınca trafik kaza istatistikleri değerlendirilerek, trafik kazalarının nedenleri, yoğun olduğu yol kesimleri, mevsim, gün ve saatler tespit edilmiş ve bu tespitler doğrultusunda özel denetim programları hazırlanarak trafik kuruluşlarımıza gönderilmiştir. Bahse konu talimatlarla şehirdışı trafik kuruluşlarımıza ağırlıklı olarak otobüs ve kamyonlar üzerinde denetim programları verilmektedir.

Ayrıca, şehirdışı karayollarımızda her gün, gündüz 4 ve gece 2 saat olmak üzere radarla hız kontrolü, 1 saat hatalı sollama kontrolü, 1 saat emniyet kemeri kontrolü, geceleyin ve tatil günlerinde mesire yerleri dönüş güzergâhında en az 2 saat süreyle alkol kontrolü ve yine geceleyin en az 1 saat süreyle ışık donanımı kontrolü yapılmaktadır. Yine, şehiriçi trafik kuruluşlarımızca, şehir içerisinde her gün yaya trafiğinin yoğunlaştığı yer ve zamanlarda en az 2 saat süreyle hız denetimi, en az 1 saat süreyle okul servis araçlarıyla, fazla yolcu denetimi, en az 1 saat süreyle emniyet kemeri denetimi, geceleyin ve tatil günlerinde mesire yerleri dönüş güzergâhında en az 2 saat süreyle alkol kontrolü ve yine geceleyin en az 1 saat süreyle ışık donanımı kontrolü yapılmaktadır. Ayrıca, haftanın iki gününde en az 1'er saat süreyle motosiklet ve motorlu bisikletler üzerinde denetimler yapılmaktadır. Bahse konu denetim programlarına istinaden illerimizin yerine getirdiği denetim faaliyetleri ve sonuçları Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığımızca titizlikle takip edilerek değerlendirilmektedir.

Yukarıda açıklanan trafik denetimlerinin yanı sıra, bayram tatilleri süresince tatile gidiş ve dönüş günlerinde karayollarımızda trafik yoğunluğunun artacağı gözönüne alınarak vatandaşlarımızın rahat ve huzur içinde seyahat edebilmelerini sağlamak amacıyla Bakanlığımızca illerimizde ek trafik tedbirleri alınmaktadır.

Saygıyla arz ederim.

Muğla Milletvekili Sayın Fahrettin Üstün'ün, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesi Müdürlüğü bünyesinde terörle mücadele ekiplerinin lağvedilmesi konusundaki sorusunu yanıtlayacağım.

Değerli arkadaşlarım, ülkemize legal veya illegal yollardan giriş-çıkış yapan yabancı uyruklu şahısların İstanbul İlinde yoğunlaştıklarının anlaşılması üzerine, bu şahısların ülkemize giriş-çıkışları, ikamet ettikleri ve konakladıkları yerler, gidebilecekleri kültür merkezleri ve eğlence yerlerinin kontrolünün sağlanması amacıyla, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü bünyesinde 4 birimin kendi bünyelerinden oluşturulan birer ekip, İstanbul İlinde bulunan yabancı uyruklu şahıslara yönelik çalışma yapmak üzere valilik makamınca görevlendirilmişlerdir. Önemli olaylar ve beklentiler sonrasında oluşturulan bu ekipler tarafından, hava taşıtlarının kullanıldığı alanlar, İstanbul İlinde stratejik noktalar, kamu kurum ve kuruluşları, oteller, alışveriş merkezleri, toplu ulaşım noktaları, misyon temsilcilikleri ve bunlar gibi, güvenlik eksikliklerinin yeni konsepte göre tespitine yönelik çalışmalar yapılmıştır.

Bununla birlikte, kanunlar çerçevesinde, yabancı uyruklu şahıslara yönelik çalışmalar da yürütülmüştür. Belli sürelerle oluşturulan bu ekipler, bilahara, aslî görevlerine dönmektedirler.

Soru önergesinde bahsedildiği gibi, Hizbullah terör örgütüyle ilgili olarak Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü bünyesinde büro amirliği düzeyinde bir yapılanma bulunduğundan, ayrıca bir çalışma grubu oluşturulmamıştır. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan bu büro, aralıksız olarak çalışmalarına devam etmektedir.

Saygıyla arz olunur.

Balıkesir Milletvekili Sayın Sedat Pekel'in, vatandaşlık başvurusunda bulunanlarda aranan şartlara ilişkin İçişleri Bakanlığımıza sorduğu sözlü soru önergesini cevaplamaya çalışacağım.

Değerli arkadaşlarım, 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik uyarınca, soy tahkikatlarının, Dışişleri Bakanlığı, MİT Müsteşarlığı veya gerekli görülen hallerde Emniyet Genel Müdürlüğünce araştırılması öngörülmekte olup, anılan yönetmeliğin 17 nci maddesinin (a) paragrafının üçüncü bendinde de "valiliklerce yaptırılan araştırmalar sonucu elde edilen bilgilere de itibar edilir" hükmü yer almaktadır.

Bu hüküm doğrultusunda, yabancı uyruklu şahısların vatandaşlık tahkikatlarının yapılmasına ilişkin protokol, Bakanlık makamının 21.3.2002 tarihli yazısıyla yürürlüğe girmiş olup, Emniyet Genel Müdürlüğünün 1.5.2002 gün ve 3516 sayılı Uygulama Talimatı çerçevesinde güvenlik ve soy tahkikatları, başvurunun yapıldığı il emniyet müdürlüklerince yapılmaktadır. Yapılan çalışmalar sonucu derlenen soy durumu hakkındaki bilgiler ile mevcut dosya bilgilerinden faydalanılarak soy tespiti yapılmaktadır.

Türk vatandaşlığına alınma talebinde bulunan yabancıların durumları, 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 6 ncı ve 7 nci maddelerinde belirtilen genel ve istisnaî şartlar doğrultusunda değerlendirilmektedir. Bu şartlar içerisinde dilenci ve çingenelikle ilgili herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Yani, bunun kullanılması bile uygun düşmemektedir; değerli milletvekili arkadaşımız da Başkanlığa bir şey vermiştir. Bu nedenle, böyle bir ayırım yapılmıyor.

SEDAT PEKEL (Balıkesir) - Var; burada genelgede var!..

İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (Devamla) - Hayır.

Alınmasıyla ilgili farklı bir uygulamamız da yoktur. Türk vatandaşlık mevzuatının, yabancıların vatandaşlığımıza alınmasında koyduğu ölçütler, insan hakları açısından değerlendirildiğinde, gelişmiş Batı ülkelerinden daha ileri düzeyde olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, mevzuatta yapılacak bundan sonraki değişikliklerde de insan hakları konusu gözönünde bulundurulmaya devam edilecektir.

Vatandaşlığa alınmak isteyen yabancılar, kanunda belirtilen bütün şartları taşımaları halinde, Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığına alınabilmektedirler. Ancak, bütün şartları tamamen taşımış olmak, vatandaşlığa alınmak için başvuran kişiye kesin bir hak sağlamaz. Şunu da söylemek istiyorum: Konu, devletin egemenlik hakkını ilgilendirdiğinden, vatandaşlığa alınıp alınmama Bakanlar Kurulunun takdirine bağlı olarak yürütülmektedir.

Saygıyla arz ediyorum.

Mersin Milletvekili, Sayın Dr. Hüseyin Güler'in, Mersin-Anamur Özel İdare Müdürüyle ilgili sorusunu yanıtlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, Mersin-Anamur İlçe Özel İdare Müdürü Halime Aktay hakkında Mersin Valiliği tarafından yapılan inceleme sonucunda, adı geçenin görev yerinin değiştirilmesinin uygun olacağının belirtilmesi üzerine, boş bulunan Gülnar İlçe Özel İdare Müdürlüğüne, kazanılmış hakları saklı kalmak üzere, naklen atandığı anlaşılmıştır.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya'nın, yine, trafik kaza istatistikleriyle ilgili sorusunu cevaplandırmaya çalışıyorum.

Değerli arkadaşlarım, 2003 yılında meydana gelen 494 851 adet ölümlü, yaralamalı, maddî hasarlı dahil, trafik kazalarında 3 082 kişi ölmüş, 109 681 kişi yaralanmış ve 652 191 328 000 000 Türk Liralık maddî hasar meydana gelmiştir. Bu kazaların 436 187 adedi yerleşim yerinde meydana gelmiş, 1 128 vatandaşımız ölmüş, 67 693 vatandaşımız da yaralanmıştır.

Yerleşim yeri dışındaki 58 064 kazada 1 954 vatandaşımız ölmüş, 41 988 vatandaşımız da yaralanmıştır.

Meydana gelen trafik kazaları, günün saatlerine göre değerlendirildiğinde, çoğunlukla 14.00-18.00 (yüzde 27,7) ve 08.00-12.00 (yüzde 23,3) saatleri arasında olduğu görülmektedir.

Trafik kazalarının yüzde 97,4'ü sürücü, yüzde 2,2'si yaya, yüzde 0,16'sı araç, yüzde 0,10'u yol, yüzde 0,06'sı da yolcu kusurlarından meydana gelmiştir.

Yoldan kaynaklanan sorunlar nedeniyle meydana gelen trafik kazalarında oluşan maddî ve manevî tazminatlar, kaza tahkik görevlileri tarafından düzenlenen trafik kazası tespit tutanağı ve bilirkişi raporu da adlî makamlarca tespit edilmektedir.

Karayolları motorlu araçlar malî sorumluluk sigortasının (trafik sigortası) amacı, motorlu taşıt işletenlerin trafikte üçüncü kişilere verebilecekleri maddî ve bedenî (tedavi giderleri, ölüm, sakatlanma) zararların sigorta yoluyla giderilmesi, böylece zarar veren kişinin maddî gücüne bakılmaksızın zarar gören üçüncü kişilerin mağdur olmalarının önlenmesidir.

Trafik kazaları neticesinde yaralananların tedavi giderlerinin sigortalar yoluyla karşılanması için yaralının sosyal güvencesinin olup olmaması önem taşımamaktadır. Sigorta şirketleri tedavi giderlerinin karşılanmasında sigorta sözleşmesi şartları kapsamında sorumludur.

Karayolları motorlu araçları zorunlu malî sorumluluk sigortasında sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına ve bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukukî sorumluluğu, zorunlu sigorta limitleri dahilinde temin etmektedir. Karayolları trafik garanti sigortası hesabı aşağıda belirtilen hallerden birinin gerçekleşmesi durumunda bazı motorlu araçların sebep olacakları zararları işletenin sorumluluğuna ilişkin kurallar uyarınca ve geçerli trafik sigortası teminat tutarları dahilinde karşılamaktadır. Bunlar, kaza yapan motorlu aracın tespit edilmemesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar, kazanın meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde trafik sigortası yaptırmamış olan işletenlerin üçüncü kişilerde neden olduğu bedensel zararlar, işletenin sorumlu olmadığı bir hırsızlık ya da gasp olayı nedeniyle aracın üçüncü kişilere vermiş olduğu bedensel zararlar, trafik sigortasını yapan sigorta şirketinin malî bünye zafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası durumlarında sigortacının ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlar.

Bu itibarla, yukarıda sayılan özel durumların mevcudiyeti halinde garanti hesabı bir motorlu araç tarafından zarar gören vatandaşların mağdur duruma düşmelerini engellemek üzere kaza tarihinde kaza tarihinde geçerli olan trafik sigortası teminat limitleri dahilindeki zararları ödemektedir. Garanti hesabına yapılacak başvurularda, hak sahibi, kazada zarar gören olduğundan, başvurunun hak sahibi tarafından ve onun adına yapılması gerekmektedir.

Saygıyla arz olunur.

Hatay Milletvekili Sayın Züheyir Amber’in, yine trafik ekipleriyle ilgili sorusunu cevaplandırmaya çalışacağım.

Hatay Milletvekili Sayın Züheyir Amber tarafından verilen soru önergesinde, trafik denetim ekiplerinde alkol test cihazı, trafik konisi, trafik kontrol ve kaza levhası, flaşörlü el feneri, dominit lamba, reflektörlü trafik ikaz yeleği ve yağmurluk bulunması gerekmektedir. 2004 malî yılı alımlarının da yapılmasıyla, yukarıda sayılan teçhizatların, tüm şehiriçi ve şehirdışı trafik ekiplerimizde bulundurulması sağlanmıştır.

Bölge trafik denetleme şube müdürlükleri ile istasyon amirliklerinde, toplam 1 625 ekip bulunmakta olup, bunlardan 1 013 ekip gündüz, 612 ekip ise gece görev yapmaktadır. Trafik tescil denetleme şube müdürlüklerinde ise toplam 2 686 ekip bulunmakta; bunlardan 2 041'i gündüz, 645'i ise gece görev yapmakta olup, yaklaşık olarak her 10 kilometreye 1 ekip düşmektedir.

15.12.1993 tarihinde hizmete başlayan ve 24 saat esasına göre hizmet veren 154 Alo Trafik hattı, 5.5.2004 tarihinden itibaren 155 Polis İmdat hattına devredilmiştir. 155 Polis İmdat hattı da 24 saat esasına göre hizmet vermekte olup, operatörler tarafından trafik kazası ihbarı alındığında, adlî işlemlerin yerine getirilmesi için mahallî zabıtaya, karayolunu kullananlar için bir tehlikenin gelmesini önlemeye yönelik tedbir alınması ve olay yerinin kaza tahkikat memurları tarafından incelenebilmesi için en yakın trafik ekibine, yaralı olması halinde ilk ve acil yardım yapılmasını sağlamak için en yakın sağlık kuruluşuna, kaza mahallinde yangın varsa itfaiyeye de haber verilmektedir. Alınan ihbar sonrası, beklenmeksizin, ekiplerimiz, kaza mahalline süratle intikal etmektedirler. Ayrıca, gelişmiş ülkelerde maddî hasarlı trafik kazalarının değerlendirilmesi, trafik polisinin dışında kaza tarafları veya sigorta şirketlerine ait görevlilerce de yerine getirilmektedir. Ülkemiz karayollarında meydana gelen hasarlı trafik kazalarının trafik polisince değerlendirilmesinde sorunlarla karşılaşılmaktadır. Özellikle metropol kentlerimizde, yağışlı havada, çok sayıda hafif hasarlı trafik kazası meydana gelmekte, bu kazaların tamamına, aynı anda trafik polisinin müdahalesi mümkün olmadığından, Avrupa ülkelerine benzer düzenleme yapılması amacıyla, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 83 üncü maddesine bir fıkra eklenerek, maddî hasarla sonuçlanan trafik kazalarının tespiti ve değerlendirilmesinin, Türkiye Reasürans Şirketleri Birliği ve bu birliğe bağlı sigorta kuruluşları tarafından yerine getirilmesi amaçlanmıştır. Konuyla ilgili çalışmalar sürdürülmekte olup, tasarı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde komisyonlarda bulunmaktadır.

Arz ederim.

Yine, Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya'nın, Uzan grubuna yönelik operasyonda ele geçen silahlarla ilgili sorusuna cevap veriyorum.

Söz konusu operasyonlarda 6,35 milimetre, 9 milimetre, 22 kalibre, 32 kalibre, 44 kalibre, 50 kalibre, 57 kalibre çaplı, Uzi, M-16, Calico, Glock, MP5 A3, Jericho, Colt, Nagant, Heckler Koch, Sig Sauer, Desert Eagle, Winchester, Remington, Ruger, Beretta, Magnum, Smith Wesson markalarda toplam 40 adet yarıotomatik tabancalar ve tüfekler (29 adedi tabanca olmak üzere) ele geçirilmiştir.

6136 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin 5 inci fıkrası, birden fazla silaha sahip olanlardan bu kanun hükümlerine göre durumları silah taşımaya uygun olanlara istekleri halinde, mevcut silahların hepsi için ayrı ayrı taşıma ruhsatı verileceği, ek 7 nci maddesinin birinci fıkrası ise, silah ruhsatı almasına mâni hal bulunmayan her Türk vatandaşının bulundurmak maksadıyla silah satın alabileceği hükmünü amirdir.

Bu nedenle, engel hali olmayan her Türk vatandaşı silah satın alabilmekte, durumlarının uygun olması halinde, her silah için ruhsat verilmektedir. Mevzuatımızda, kişi veya kuruluşların en fazla ne kadar silah edinebileceğine dair herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Kanunlarımızda ruhsatlı silah edinilmesinde sayısal bir sınırlama bulunmadığından, ruhsata bağlanan bu silahların koleksiyon amacıyla edinilip edinilmemesi, ruhsat sahibinin tercihine bağlıdır.

Saygıyla arz ederim.

Muğla Milletvekili Sayın Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin sorusu. Mülkî idare amirleri atama, değerlendirme, yer değiştirme yönetmeliği gereği, her yıl düzenli olarak, yönetmeliğe tabi meslek mensuplarının üçte 1'i yer değiştirmektedir. Bu kapsamda, 58 ve 59 uncu hükümetler döneminde 2 adet rutin müşterek kararnameyle, 765 mülkî idare amirinin görev yerleri değiştirilmiştir.

Ayrıca, 5 adet Bakanlar Kurulu kararıyla, 134 valinin ataması yapılmıştır.

Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde, genel atama dönemi içerisinde toplu olarak yapılan zorunlu birinci bölge ve ikinci bölge atamaları ile eş durumu, sağlık sorunu, birim teklifi gibi nedenlerle de toplam 49 021 personelin ataması yapılmıştır.

Merkez ve taşra teşkilatında toplam 32 mülkî idare amiri, mazeretleri, ihtiyaç ve hizmet gerekleri dikkate alınarak vekâleten görevlendirilmiştir.

Emniyet hizmetleri sınıfında 8, sağlık hizmetleri sınıfında 4 ve 1 personel de tedviren olmak üzere, toplam 13 personelin vekâleten görevlendirilmeleri yapılmıştır.

Kararnameyle, 39 emniyet müdürü, 4 daire başkanı, 4 polis okulu müdürü görevlerinden alınarak yerlerine atama yapılmıştır.

İdarî görevlerde bulunan personelden aslî görevlerinin dışında diğer kamu kurum ve kuruluşlarında 26 mülkî idare amiri, 15 mahallî idareler genel müdürlüğü kontrolörü olmak üzere, toplam 41 kişi görevlendirilmiş olup, harcırah ödenmemiştir.

Müfettiş raporları doğrultusunda, 6 özel idare müdürü, il basın ve halkla ilişkiler müdürlüğüne atanmıştır.

Arz ederim.

Diyarbakır Milletvekili Sayın Muhsin Koçyiğit'in, olağanüstü hal bölgesi dışına çıkarılan kamu personeliyle ilgili sorusunu cevaplamaya çalışacağım.

Değerli arkadaşlarım, Anayasamız ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanununa dayanılarak çıkarılan 285 sayılı Olağanüstü Hal Bölge Valiliği İhdası Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 4/g ve 430 sayılı Olağanüstü Hal Bölge Valiliği ve Olağanüstü Halin Devamı Süresince Alınacak İlave Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/a maddesi çerçevesinde, olağanüstü hal bölgesi dışına atanan kamu görevlilerinin sayısı, toplam 855'tir. Bölgede sağlanan barış ve huzur ortamı nedeniyle, 30 Kasım 2002 tarihinden itibaren olağanüstü halin kaldırıldığı malumlarınızdır. Olağanüstü hal uygulanan dönemde bölge dışına çıkarılan personelin, talebi halinde, çalıştığı kurumun uygun görmesi ve ilgili valinin olumlu görüşünün sağlanması durumunda, bölge illerinde çalıştırılmasının önünde bir engel bulunmamaktadır. Olağanüstü halin kaldırılması ve bu kapsamda illere geri dönüşler Bakanlığımca izlenmediğinden, bölge dışına atanan ve eski görev yerlerine dönenlerle ilgili bir bilgi bulunmamaktadır. 2709 sayılı Anayasamızın 2 nci maddesinde söz edildiği üzere, Türkiye, bir hukuk devletidir. Avrupa Birliği süreci ve bu süreçten bağımsız olarak, vatandaşlarımızın kanunlar karşısında eşit haklara sahip olduğundan ve uygulamanın bu yönde sürdüğünden kuşku bulunmamaktadır. Bu çerçevede, kamuda bir iş aktiyle işçi ya da memur statüsünde çalışan herkes, kanunların izin verdiği ölçüde, tayin talep etme hakkına sahiptir. İdarelerin, bu talebi, kendi ihtiyaçları çerçevesinde değerlendirmesini de tabiî karşılamak gerekmektedir.

Saygıyla arz ederim.

Antalya Milletvekili Sayın Feridun Fikret Baloğlu'nun, YE-PA'da işten çıkarılan işçilere ilişkin soru önergesini cevaplamaya çalışacağım.

Değerli arkadaşlarım, YE-PA'da çalışan 15 işçinin, işgücüne ihtiyaç duyulmaması nedeniyle işten çıkarıldığı, YE-PA'nın (Yenimahalle Gıda Maddeleri, Çevre, Temizlik, Düzenleme, Tanzim Satış Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi) ticarî olarak, kira geliri dışında herhangi bir faaliyetinin bulunmadığı, bu nedenle, şirketin, 15 adet işçi çalıştırmasının ve bunlara ait, ücret, vergi ve sigorta ödemeleri yapılmasının fiilen mümkün olmadığı, şirketin vergi ve sigorta borçları hakkında ilgili kurumlarca başlatılan icra takip işlemlerinin halen devam ettiği, mevcut ekonomik şartlar içerisinde işgücüne ihtiyaç duyulmayan 15 işçinin iş akitleri feshedilerek işlerine son verildiği ve kıdem tazminatı ile ücret alacaklarının tamamının ödendiği, şirketin şu an itibariyle iş kapasitesi ve ekonomik durumunda olumlu yönde herhangi bir değişiklik olmadığından, iş akitleri sona erdirilen işçilerin yerine yeni işçi alınmasının düşünülmediği anlaşılmıştır.

Saygıyla arz edilir.

Yine, Antalya Milletvekili Sayın Feridun Baloğlu'nun, kaymakam atamalarına ilişkin sorusunu cevaplamaya çalışacağım.

Değerli arkadaşlarım, 850 ilçenin 123'ünde kaymakam bulunmamaktadır. Yılda kaç defa, hangi aylarda, ne kadar kaymakam adayı alınacağı, Bakanlığımızın personel politikası, açık kadro ve ihtiyaç durumu, fakültelerin mezun verme dönemleri, yazılı sözlü sınavlar için gerekli süre gözönünde bulundurularak, Personel Genel Müdürlüğümüzün teklifi üzerine Bakanlık makamınca kararlaştırılmaktadır.

Kaymakam adaylarımız bir ay il merkez stajı, yedi ay Bakanlık merkez stajı, bir ay kaymakam refikliği stajı, birbuçuk ay mülkiye müfettişi refakatinde teftiş stajı, oniki ay yurtdışı stajı, birbuçuk ay millî güvenlik stajı, sekiz ay kaymakam vekilliği stajı ve dört ay kaymakamlık kursu olmak üzere toplam üç yıl staj devresine tabi tutulmaktadırlar. Görüleceği üzere, bir mülkî idare amirinin yetiştirilmesi uzun bir süreyi kapsamaktadır; ancak, buna karşılık, önümüzdeki üç yıl içerisinde kaymakamsız ilçe sayısı en az seviyeye indirilecektir. Açılacak ilk kaymakamlık kursu sonunda İbradı İlçesine de kaymakam atanması için gerekli not alınmıştır. Yukarıda açıklanan staj devrelerine tabi tutulan, şu anda 270 kaymakam adayımız bulunmaktadır.

Saygıyla arz ederim.

Bilecik Milletvekili Sayın Yaşar Tüzün'ün sorusunu cevaplandırıyorum.

Değerli arkadaşlar, Bilecik İlinde "Beylikten İmparatorluğa, İmparatorluktan Kurtuluşa" adı altında gerçekleşen projeye ilişkin olarak, söz konusu projeye, bugüne kadar Bakanlığımız imkânları dahilinde gereken yardım yapılmış olup, bundan sonra da bütçe imkânları elverdiği ölçüde destek verilmeye devam edilecektir.

Saygıyla arz ederim.

Hatay Milletvekili Sayın Züheyir Amber'in sorusunu cevaplandırıyorum.

Değerli arkadaşlarım, çalışan ve emekli olan mensuplarımızın özlük haklarının düzeltilmesiyle ilgili çalışmalar Bakanlığım, Başbakanlık ve Maliye Bakanlığımız arasında devam etmektedir. Öyle zannediyorum ki, en kısa zamanda tamamlanıp huzurlarınıza getirilecektir.

Ayrıca, yine Emniyet Teşkilatı bünyesinde görev yapan çarşı ve mahalle bekçilerimizin de özlük haklarının düzeltilmesi amacıyla hazırlanan bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanun tasarısıyla ilgili olan çalışmalar da son safhaya gelmiştir. İnşallah en kısa zamanda tamamlar, huzurlarınıza getiririz.

Saygıyla arz ediyorum.

Iğdır Milletvekili Sayın Dursun Akdemir'in sorusunu cevaplandırıyorum.

Göreve başladığım tarihten bugüne kadar kamu personeli seçme sınavı (KPSS) ile 22 kişinin 30.1.2003 tarihli Bakanlık onayı ile 55 kaymakam adayının, 26.07.2004 tarihli Bakanlık onayı ile 111 kaymakam adayının, 17.02.2005 tarihli Bakanlık onayı ile 62 kaymakam adayının ataması yapılmıştır.

Aynı kurumu tercih ettiği halde daha az puanla göreve başlattığımız herhangi bir personel bulunmamaktadır.

Geçici işçi statüsünde göreve başlatılan personel de yoktur.

1.1.2002-26.07.2004 tarihi itibariyle Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatındaki istisnaî kadrolara, 1 adet bakanlık müşaviri, 1 bakan özel kalem müdürü, 1 basın ve halkla ilişkiler müşaviri, 13 valilik özel kalem müdürü olmak üzere, toplam 16 atama yapılmıştır.

28 Kasım 2002 tarihinden itibaren bugüne kadar Bakanlığımız Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/E maddesi uyarınca, mülkî idare amirliği hizmetleri sınıfından 1, genel idare hizmetleri sınıfından 28, özel idare ve belediye personeli 29 kişi olmak üzere toplam 58 kişi hakkında devlet memurluğundan çıkarma cezası verilmiştir.

28 Kasım 2002 tarihinden bugüne kadar sahte evrak düzenlemekten 1 kişi, sahtecilik suçundan 1 kişi, para, mal veya kıymetleri zimmete geçirmekten 2 kişi olmak üzere toplam 4 kişinin, atamaya yetkili amirlerin onayıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 98/b fıkrası gereğince görevine son verilmiştir. Mahkeme kararıyla 3 personel görevlerine iade edilmiştir.

Saygıyla arz olunur.

Antalya Milletvekili Sayın Feridun Fikret Baloğlu'nun, Bolu Belediyesince işine son verilen işçilere ilişkin soru önergesini cevaplamaya çalışıyorum.

Bolu Belediyesince işine son verilen işçiler konusuyla ilgili olarak, Bolu Belediye Başkanlığında geçici işçi statüsünde çalışmakta olan 119 işçinin iş aktinin, bütçe yetersizliği ve vizesiz çalıştırıldıkları gerekçesiyle sona erdirildiği; bu işçilerden 112'si tarafından Bolu Asliye Birinci Hukuk -yani, iş- Mahkemesinde feshin geçersizliğinin tespitiyle işe iade davası açıldığı anlaşılmıştır.

Ayrıca, Bolu Belediye Başkanlığında, 2003 yılında 44, 2004 yılının ilk üç ayında 128, kalan dokuz ayda ise 117 geçici işçinin vizesiz çalıştırıldığı iddialarına dair Bakanlığıma valilik tarafından yapılan başvuru üzerine, konuyla ilgili olarak 4483 sayılı Kanun hükümlerine göre ön inceleme yapılması için, 26.8.2004 tarihinde onay verilmiştir.

Saygıyla arz edilir.

İzmir Milletvekili Sayın Vezir Akdemir'in, imara uygun olmayan meskenlerde oturan vatandaşlarla ilgili sorusuna cevap veriyorum.

Değerli arkadaşlarım, bilindiği gibi, vatandaşların, kanunlarla düzenlenen usul ve esaslar dahilinde konut sahibi olması, yerleşme yerini seçmesi ve konut yapımında kanunların ihdas ettiği hükümlere göre hareket etmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, sağlıklı yerleşimin, nitelikli konut üretiminin ve düzenli kentleşmenin temini, hükümetimizin temel hedeflerinden birisidir. Belediyelerimiz, düzenli kentleşmeyi sağlamak ve bununla ilgili olarak vatandaşlarımızın ihtiyaç duyduğu yerleşim altyapısını gerçekleştirmek için, başta İmar Kanunu ve Belediye Kanunu olmak üzere, yürürlükteki mevzuata göre gerekli çalışmaları yapmakla görevlidir. Bu çalışmalar yapılırken, yasaların öngördüğü esaslar çerçevesinde, sosyal devlet ilkesinin gereği olan politikaların üretilmesi ve uygulanması hususu, belediyelerimizin görev ve yetkileri dahilindedir. Ayrıca, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca başlatılan konut yapımı da hızlı bir şekilde devam etmektedir.

Arz ederim.

Denizli Milletvekili Sayın Mehmet Neşşar'ın, Gökpınar Beldesi Belediye Başkanıyla ilgili sorusunu cevaplandırıyorum.

Değerli arkadaşlarım, Denizli İli Merkez İlçeye bağlı Gökpınar Belediye Başkanı Kâzım Yıldız'ın yolsuzluk yaptığı iddialarıyla ilgili olarak yerel gazetede çıkan haberden önce, aynı konunun, bazı belediye meclis üyelerince Denizli Valiliğine intikal ettirilmesi üzerine, valilikçe, il idare kurulu müdürlüğünün 7.12.2004 tarih ve 1739 sayılı yazısıyla 4483 sayılı Kanun hükümlerine göre öninceleme başlatıldığı ve halen devam ettiği anlaşılmıştır.

Saygıyla arz olunur.

Mersin Milletvekili Sayın Hüseyin Güler'in, Eğitim-Sen üyesi öğretmenlerin demokratik haklarının kullanılmasıyla ilgili sorusunu cevaplıyorum.

Değerli arkadaşlarım, uluslararası metinler ve ulusal mevzuatımızda güvence altına alınan hak ve hürriyetlerin nasıl kullanılacağı kanunlarımızda açıkça belirtilmiş olup, kamu sendika ve konfederasyonlarının kanunen yasaklanmış olmamak kaydıyla 4688 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen amaçları gerçekleştirmek üzere yapacakları faaliyetlerin önünde kanunî bir engel bulunmamaktadır.

Sivil toplum örgütlerinin basın açıklaması ve benzer adlarda yaptıkları etkinlikler, Anayasamızın 26 ncı maddesiyle güvence altına alınan düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanımı olarak değerlendirilmektedir. Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamayacağı, kullanılması durumunda ise alınacak önlemler, Anayasa ve ilgili mevzuatlarda yapılan değişikliklerle, uluslararası düzenlemelere uygun hale getirilmiştir. Yetkili otoriteler, bir yandan bu hak ve hürriyetleri ihlal etmekten kaçınırken, diğer yandan bu hakkın kullanımını sağlamak, barış ve düzeni korumak için kanunî düzenlemelerin kendilerine verdiği yetkiler çerçevesinde önlemler almak, gerçek ve tüzelkişilerin faaliyetlerinde yasalara uymayan fiillere rastlanması durumunda da gerekli işlemleri yapmak zorundadırlar.

Bu çerçevede, 8 Aralık 2004 tarihinde İstanbul İli Kadıköy İskelesi meydanında toplanan yaklaşık 1 000 kişilik topluluğa hitaben Eğitim-Sen üyelerinin basın açıklaması yapmalarının ardından, topluluğun, bildiride bulunulmadan, valilikçe önceden belirlenen yer ve güzergâhlar dışında bir alanda, yolu araç ve yaya trafiğine tamamen kapatarak kortej oluşturmak suretiyle yürüyüşe geçmeleri neticesinde, 2911 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinde sayılan, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü olarak nitelendirilen hususların oluşması nedeniyle, usulüne uygun olarak yapılan ikazlara ve caddenin trafiğe açılması ve topluluğun dağılması için verilen makul süreye rağmen dağılmamakta ısrar eden ve görevlilere şiddet göstererek mukavemette bulunan kişiler, anılan kanunun 24 üncü maddesinde belirtilen yetkiye göre gözaltına alınmışlardır. Polisimiz, kanunların emrettiği görevleri, kanun önünde eşitlik prensibine uygun olarak, bütün vatandaşlarımıza karşı adil bir şekilde uygulamaktadır.

Arz ederim.

Iğdır Milletvekili Sayın Dursun Akdemir'in, 2004, 2005 malî yılı bütçelerinden Iğdır İline ayrılan ödeneklerle ilgili sorusunu yanıtlıyorum.

Bakanlığımız 2004 malî yılı bütçesinden Iğdır İline personel giderleri ve mal ve hizmet alım giderleri için toplam 2 747 325 350 000 Türk Liralık ödenek gönderilmiştir. Ayrıca, Iğdır İline Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce 7 530 429 600 Türk Lirası değerinde 5 adet bilgisayar ve 1 adet yazıcı gönderilmiştir. Bakanlığımız 2005 malî yılı bütçesinde ise gelen talepler doğrultusunda ödenek planlaması yapılarak, Maliye Bakanlığınca belirlenen ödenek serbest bırakma oranları doğrultusunda ödenekler Iğdır Valiliğine gönderilecektir.

Arz ederim.

Balıkesir Milletvekili Sayın Orhan Sür'ün, Balıkesir-Havran İlçesi Kaymakamı hakkındaki sorusunu yanıtlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, soru önergesinde belirtilen konu daha önce de Bakanlığımıza intikal etmiş olup, konunun araştırılması için mülkiye müfettişi görevlendirilmiştir. Mülkiye müfettişi tarafından düzenlenecek raporun sonucuna göre değerlendirme yapılacaktır.

Saygıyla arz ederim.

Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan'ın, personel atamaları ve geçici personelle ilgili sorusunu yanıtlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, 18.2.2002 tarihinden itibaren bugüne kadar, Bakanlığımıza, özelleştirme dahil, 938 kişi, Jandarma Genel Komutanlığına 68 kişi, Emniyet Genel Müdürlüğüne 53 kişi naklen atanmıştır. 3.1.2003 tarihinde Vali Gökhan Aydıner Emniyet Genel Müdürü olarak atanmış olup, üst düzeye başka naklen atama yapılmamıştır. Aynı dönemde, merkez ve taşra teşkilatında bulunan istisnaî kadrolara 16 kişi atanmış olup, diğer birimlerde istisnaî memuriyet bulunmamaktadır.

58 ve 59 uncu hükümet döneminde Bakanlığım ve diğer bağlı kuruluşlardan Başbakanlık ve diğer bakanlıklardan geçici görevli atanan personel bulunmamaktadır.

Bakanlığımız ve bağlı kuruluşlarında dönersermaye sistemi bulunmamaktadır.

Arz ederim.

Değerli arkadaşımız, Balıkesir Milletvekili Sayın Sedat Pekel'in, gasp ve hırsızlık olayına ilişkin sorusunu cevaplamaya çalışıyorum.

1- Değerli arkadaşlar, ülkemiz genelinde sahte üniforma ve kimlikle kendilerini polis, MİT mensubu, ordu mensubu, TEDAŞ görevlisi, belediye görevlisi, Tekel görevlisi, doktor ve hastabakıcı süsü  vermek suretiyle tanıtan kişilerce son bir yılda 103 gasp ve hırsızlık olayı meydana gelmiştir.

2- Meydana gelen bu olayların 71'i Emniyet Teşkilatımızın özverili ve başarılı çalışmaları neticesinde aydınlatılmış, 22 olayla ilgili olarak çalışmalar ise halen sürdürülmektedir. Bu olaylarla ilgili toplam 153 şahıs adlî makamlara teslim edilmiştir.

3- Polis kimlik kartlarının sahtelerinden ayırt edilebilmesi için yeni polis kimlik kartı çalışmaları son safhaya gelmiş olup önümüzdeki aylarda bunların personele dağıtımı yapılacaktır.

4- Emniyet hizmetleri sınıfı personelinin kullandığı tanıtma karnesi ve polis kimlik kokartlarında bulunan işaret, arma, kokart ve amblemler ile polis parkası ve polis montunun başka kuruluş ve kişilerce kullanılmasının önlenmesi için Türk Patent Enstitüsü tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü adına tescil istemi gerçekleştirilmiştir. Emniyet Genel Müdürlüğü adına tescil ettirilen bu malzemeleri kullananlar hakkında TCK'nın ilgili maddeleri gereğince yasal işlem yapılması ve bu konuda gerekli önlem ve hassasiyetin gösterilmesi için 81 il valiliğiyle tüm kurum ve kuruluşlara bilgi verilmiştir. Ayrıca, Emniyet Genel Müdürlüğünün ihtiyacını karşılamak için yapılan giyim kuşam ihalelerinde yüklenici firmalardan talep edilen kadar giyim kuşam malzemesi üretilmesi istenilmektedir.

4- Asayişle ilgili konularda, yeri ve zamanı geldikçe, Emniyet Genel Müdürlüğü Basın Sözcülüğü tarafından vatandaşlarımız bilgilendirilmektedir. Ayrıca, zaman zaman, genelgeler yoluyla da vatandaşlarımızın aydınlatılması için valilerimize, il emniyet müdürlerimize durum duyurulmaktadır.

Arz ederim.

Muğla Milletvekili Sayın Fahrettin Üstün'ün, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Ankaraspor futbol takımıyla ilgili sorularını yanıtlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, bu konu hakkında yapılan araştırmaya göre elde edilen bilgilerden, Ankara Büyükşehir Belediyesi Ankaraspor profesyonel futbol takımının giderlerinin Ankara Büyükşehir Belediyesince karşılanmadığı; bu kulübün gelirlerinin Digitürk, reklam, göğüs reklam ve iktisadî işletme gelirlerinden oluştuğu, giderleri için bu gelirlerden ödeme yapıldığı; profesyonel Ankaraspor Kulübü ile Ankaragücü ve Gençlerbirliği futbol takımlarına, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve iştirakleri tarafından herhangi bir kaynak aktarılmadığı; 5216 sayılı Kanun kapsamında, büyükşehir belediyelerinin amatör spor kulüplerine malzeme vermek ve gerekli desteği sağlama görevi bulunduğu anlaşılmıştır.

Hepinize saygılar sunuyorum.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Bir soru daha var.

İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (Devamla) - Muğla Milletvekilimiz Sayın Fahrettin Üstün; okullarda çeteleşme ve bağımlılık yapıcı maddelere karşı alınan önlemler...

Değerli arkadaşlarım, ülkemiz genelinde 7 ilimizdeki bazı okullarda çeteleşme konusunda 91 olay meydana gelmiş; bu olaylara Emniyet Teşkilatımız görevlilerince zamanında ve yerinde müdahale edilerek toplam 244 şahıs yakalanarak adalete teslim edilmiştir.

Emniyet müdürlüklerimizce oluşturulan sokak ve okul timleri aracılığıyla okul önlerinde ve çevresinde istihbarî çalışmalara ağırlık verilerek uyuşturucu madde satıcılarına meydan verilmemesi sağlanmaktadır. Giriş ve çıkış saatlerinde okullarımızın yakın çevresinde ve güzergâhında asayiş birimlerimizin resmî ve sivil ekipleri görev almakta; herhangi bir olayda veya şüpheli durumda gerekli müdahaleler yapılmaktadır.

Yine, özellikle okul çevresindeki umuma açık yerlerin denetimi kesintisiz bir şekilde sürdürülmekte, okul yöneticileri ve okul aile birlikleriyle irtibata geçilerek sorunlar ve çözüm yolları konusunda bilgi alışverişinde bulunulmaktadır.

Ayrıca, 81 ilimizin emniyet müdürlükleri bünyesinde oluşturulan madde kullanımıyla mücadele uygulama ve irtibat birimleri, millî eğitim ve sağlık müdürlüklerinin desteğiyle lise ve dengi okul öğretmen ve yöneticilerine, öğrenci velilerine, okul aile birliği üyelerine, ceza ve tutukevleri personeline, talep halinde diğer kitlelere yönelik madde kullanımı ve bağımlılığı konusunda konferans, panel ve seminer gibi etkinlikler düzenlenerek bilinçlendirme faaliyetlerini sürekli gerçekleştirmektedir. Münhasıran okullardaki uyuşturucu ve bağımlılık yapıcı madde kullanımına yönelik olarak yapılan operasyonların istatistikî bilgileri de tutulmamaktadır.

Saygıyla arz ediyorum.

BAŞKAN - Bitti mi Sayın Bakanım?

İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (Devamla) - Bitti efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz.

Soru sahibi arkadaşlardan söz isteyen Denizli Milletvekili Mehmet Uğur Neşşar.

MEHMET UĞUR NEŞŞAR (Denizli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Gecenin ilerleyen saatinde, ben, sorumla ilgili bir iki not ileteceğim Sayın Bakana; ama, ondan önce -Sayın Bakan kürsüdeyken, kendisi de fark ettiler, üst üste birkaç tane telefon geldi- çok direkt konuyla ilgili olmasa bile, biz, madem yurttaşın vekiliyiz, Denizli'den arayan yurttaşlarımızın size iletmek istedikleri mesajı da buradan söylememe lütfen izin veriniz. Yurttaşlarımız, birden fazla sayıda yurttaşımız, nevruz bahane edilerek Türk Bayrağına yapılan saldırıyı buradan kınamamı istediler ve İçişleri Bakanlığının da bu konudaki yaklaşımını yetersiz bulduklarını iletmemi istediler. Bunu dikkatlerinize sunuyorum.

Şimdi, bu belediyeyle ilgili, Denizli'deki belediyedeki olayla ilgili, tabiî, soruşturma devam ediyor, çok fazla detaylarına -şimdi, bu konuda, bizim amacımız, esas itibariyle konunun gündeme gelmesiydi- girmeyeceğim; ama, Belediye Başkanının da, sizin bahsettiğiniz olayı vilayete şikâyet eden arkadaşın da aynı partiden olması ilgi çekici bir gelişme. Bu konuda daha fazla, soruşturma devam ettiği için, herhangi bir yorum yapmak istemiyorum; ama, size de, Denizli Valimize de, bu konuda hassasiyetle davrandığınız için ve gerekli soruşturmayı başlattığınız için teşekkür ediyorum; çünkü, belediyeciliğin geçtiğimiz yıllarda ciddî sorunlar, ciddî yolsuzluklara vesile olduğu ve sanki birbirinden taklit ede ede de insanların bunu alışkanlık haline getirdiği gibi bir durumun ortaya çıkmaması bakımından olayların üzerine kararlılıkla gidilmesi, bence, çok önemli. Bir kere daha teşekkür ediyorum.

Gecenin bu saatinde verdiğiniz bilgiler için de, bir kere daha teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Feridun Fikret Baloğlu, Antalya Milletvekili...

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakana da, sorularıma verdiği yanıtlar için, teşekkür ediyorum. Eksik kalan bölümleri de, izninizle, ben tamamlamak istiyorum.

Bolu Belediyesinde, 119 işçi, 2004 yılı ağustos ayı içinde işten çıkarılmışlardı. Sayın Bakana ulaşan bilgilerin bir bölümü doğru. 112'si dava açtı. O davalar sonuçlandı iş mahkemesinde, işçilerin haklılığı ortaya çıktı ve karar, Yargıtay tarafından da onandı; yani, Bolu Belediyesinin yaptığı işlemin haksızlığı ortaya çıktı. Biz, o nedenle, sorumuzun ikinci bölümünde, belediyenin bu toplu işten çıkarma işlemi karşısında bakanlığınızın tavrını sormuştuk. Bu bilgiler size ulaştıktan sonra, umut ediyorum ki, o konuda bir araştırma yapılacaktır Sayın Bakan.

İkinci sorum, Türkiye'de kaymakamsız ilçelerle ilgiliydi. Siz de bunu teyit ettiniz; 123 ilçemizde kaymakam yok. Yani, sizi eleştirmek için söylemiyorum; bu, bir süreç sonunda varılmış bir noktadır; ama, Türkiye'nin 123 ilçesinde kaymakam bulunmuyor ve Türkiye'de kaymakamlık yapabilecek eğitime sahip binlerce gencimiz de işsiz. Şu anda benim bildiğim, 12 000 hukuk fakültesi mezunu iş bekliyor. Mülkiye mezunlarının da bir bölümü işsiz ne yazık ki şu anda. Türkiye'de görülmemiş bir şeydir bu, Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunlarının işsizliği ve bu şartlarda 123 ilçemizde hâlâ kaymakam olmamasını mutlaka çözmemiz gereken ciddî bir sorun olarak ele almamız gerekiyor. Bu konuda gösterdiğiniz ve açıkladığınız çabaları destekliyorum Sayın Bakan.

Bir de, Antalyamın İbradı İlçesine hızla bir kaymakam atama konusunda verdiğiniz sözün en kısa sürede yerine getirileceğini umut ediyorum.

Sayın Başkan, izin verirseniz, bir diğer konu da, Büyükşehir Belediyesi Ankarasporla ilgili Sayın Bakanın açıklamasıdır. Biliyorsunuz, Ankara'nın iki köklü ve güçlü kulübü vardır; büyük Ankaragücü ve büyük Gençlerbirliği. Bunlar halk kulüpleridir ve Ankara'nın her sokağında taraftarı olan kulüplerdir. Ne yazık ki, Türkiye'nin her köşesinde belediyeler futbol kulüplerini, dolaylı ya da dolaysız yoldan, açıkça veya gizlice desteklemektedir; bunu bilmeyen yoktur. Diyarbakırsporun, o kentin desteği yanında, belediyenin ve diğer katmanların desteğiyle ayakta kaldığını Sayın Bakan da bilirler. Benim kentimdeki Antalyasporda da böyle bir durum var; ama, nedense Başkentimizin iki kulübü, büyük Ankaragücü ve büyük Gençlerbirliği sahipsizdir.

Şimdi,  böyle bir ortamda Sayın Büyükşehir Belediye Başkanının bütün imkânları, sonradan üretilmiş bir yerel kulübe aktarmasını ve 15 trilyona yakın bir parayı bulmasını ve ona harcamasını doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Eğer, Ankara futboluna sahip çıkmak gerekiyorsa, bunu, Ankaragücü ve  Gençlerbirliğiyle ilgili olarak yapabilirler. Üstelik de bunu kuralları zorlamadan yapabilirler. Kuralların zorlandığı konusundaki iddiaları da Sayın Bakanın daha dikkatle incelemesi gerektiğini düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Balıkesir Milletvekili Sayın Sedat Pekel...

SEDAT PEKEL (Balıkesir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakan iki sözlü soru önergemi cevaplandırdı, kendilerine teşekkür ediyorum. Ancak bu ikinci soru önergem cevabını buldu, özellikle o kıyafetlerinde sahtekârlık yapıp, çeşitli gasp olaylarına karışanlarla ilgili olan; fakat, 8 Aralık 2003 tarihinde verdiğim, özellikle bazı vatandaşların vatandaşlığa kabulüyle ilgili soru önergemin cevabını gecikmeli de olsa almanın mutluluğunu yaşamayı umarken, neredeyse, önergemin ikinci maddesinde -aynen okuyorum- başvuruda bulunanlar hakkında temel ölçüt olarak dilencilik ve Çingenelikle ilişkilerinin bulunup bulunmadığı koşulu bulunmakta mıdır diye soruyorum; biz suçlanır duruma geldik. İkisinin birbirine hiç yakışmadığı, bağdaşmadığı, Sayın Bakan tarafından da ve Edirne Milletvekilimiz Sayın Ali Ayağ Bey tarafından da... Hatta, bir önerge, talep olarak da Başkanlığa iletildi.

Aynı noktada buluşmaktan mutluluk duyduğumu ifade edeyim. Ancak, bu ifade, benim ifadem değil. Sayın Bakan her ne kadar böyle bir şey olmadığını söylüyorsa da ve özellikle Anayasamızın 10 uncu maddesinde "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar" denilerek, kanun önünde eşitlik hüküm altına alınmıştır. Yine, Anayasanın 16 ncı maddesinde "Temel hak ve hürriyetler, yabancılar için, milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir" denilerek, yabancıların durumu hüküm altına alınmış bulunmaktadır. Ayrıca, Türkiye, Birleşmiş Milletlerin kurucu üyelerinden birisi olarak, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini ilk onaylayan ülkeler arasında yer almış ve insan hakları konusundaki önemli sözleşmelerin büyük bölümüne taraf olmuştur. Bütün bunlara rağmen, İçişleri Bakanlığının -üzerine basarak, altını çizerek söylüyorum; İçişleri Bakanlığının- 23.10.2003 tarihinde il nüfus ve vatandaşlık müdürlüklerine gönderdiği 13 maddelik genelgesiyle, vatandaşlık başvurusunda bulunanlar hakkında temel alınacak ölçütler arasına dilencilik ve Çingenelikle ilişkilerinin bulunup bulunmadığı konusunun eklenmesini ve bu durumun emniyet müdürlükleri tarafından da araştırılmasını istediği belgeleri tarafıma ulaştı ve arzu ediyorlarsa, Sayın Bakana da takdim edebilirim.

İçişleri Bakanlığı genelgesi, ayırımcılık olarak değerlendirilmiş ve büyük tepki toplamıştır. Çingene yurttaşlarımızı üzen ve sıkıntıya sokan, Avrupa Birliği kapılarını zorladığımız bugünlerde toplumsal dışlanmaya neden olan mevzuatlara son verecek çalışmaları beklerken, maalesef, böyle bir şey olmadığı söylendi. Oysa, dediğim gibi, elimde, genelgenin bir fotokopisi var ve bu, önce Cumhuriyet Gazetesinde de yayımlandı; ona bağlı, paralel olarak, birkaç basın organında da yer aldı. Ben, iyi niyetle, bu soru önergesini vermeden önce, bakanlık yetkilileriyle görüştüm. Böyle bir şeyin olmadığı ve çıkan böyle bir haberin de tekzip edildiği bana bildirildi. Bununla yetinmedim, ilgili gazeteyi aradım; durumu özetledikten sonra, evet, bize öyle bir talep, tekzip yazısı geldi; ancak, bizim elimizde belge var, o nedenle biz tekzibi yayımlamadık, bundan sonra da yayımlamayı düşünmüyoruz dediler ve ben kendilerinden de o genelgeyi temin ettim. Durum net bir şekilde ortaya çıktıktan sonra fotoğrafta, bu soru önergesini verdim.

Benim istediğim, beklediğim, gerçekten, o yurttaşlarımızı, bir insanı üzen, gerçekten ayırımcılık olarak nitelendirilecek bu durumun giderilmesiyle ilgili olarak bakanlığın, önce o vatandaşlarımızdan, yurttaşlarımızdan özür dilemesi ve bu genelgenin tamamen hükümsüz kılınması ve bundan sonra vatandaşlığa kabullerde tamamen objektif kriterlerle, herkese uygulanan o ölçülerin uygulanması talebimi yinelemek istiyorum.

Burada, 13 tane maddeden bahsettim, çoğunu saymayacağım; ama, sayıyor; kaçakçılık, sahtekârlık, dolandırıcılık gibi, kamuoyu tarafından hoş karşılanmayan suçları ve hareketleri itiyat haline getirip getirmedikleri; hemen arkasından, dilencilik ve Çingenelikle ilişkilerinin bulunup bulunmadığı… Aynı satırda geçiyor. İş, ahlak sahibi kişi olup olmadıkları ve benzeri şeyler. Yani, bunların bir bölümünü kabul etmek elbette mümkün; ama, 12 nci maddenin kabulü asla mümkün değil.

Bu konunun açıklığa kavuşması gerektiğinin altını bir kez daha çiziyor, Sayın Bakandan da açıklama beklediğimi ifade ediyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Balıkesir Milletvekili Sayın Orhan Sür.

Buyurun.

ORHAN SÜR (Balıkesir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Aslında, Sayın Bakanımıza özellikle teşekkür etmek istiyorum. İlk kez, bir sözlü soru önergeme üç aydan kısa bir süre içinde, tam olmasa da bir yanıt alabilme şansına eriştim milletvekili olduğumdan bu yana. O nedenle, yanıt tam olmasa da, bir yanıt verilmeye çalışıldığı için, kendisine teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlarım, vermiş olduğum soru önergesinde, aslında, Balıkesir'de yaşanan bir olayı anlatarak, Sayın Bakanımdan bu olay hakkında bazı bilgiler edinmek istedim. Sayın Bakanımız, yanıtında, bir mülkiye müfettişinin görevlendirildiğini ve olayın incelenmekte olduğunu ifade etti.

Nedir yaşanan olay; 7 Ağustosta, Havran İlçesi Belediye Başkanının oğlunun düğününde, önce polise bir bomba ihbarında bulunuluyor; yetinilmiyor, aradan bir süre geçtikten sonra, aynı telefondan jandarmaya bomba ihbarında bulunuluyor. Bir süre sonra, jandarma, yaptığı araştırmada, ihbarda bulunulan telefonun Havran Kaymakamı tarafından kullanılan cep telefonu olduğunu saptıyor. Bu, Balıkesir basınında çıktı. Daha sonra, bu soru önergesini verdikten sonra, elbette soru önergesi de basında çıktıktan sonra, Sayın Kaymakamımızdan bir açıklama aldım; "o telefon benim telefonum değil, Köylere Hizmet Götürme Birliğinin telefonu" diyor. Biliyoruz ki, Türkiye'nin birçok yerinde, Köylere Hizmet Götürme Birliklerinin telefonları kaymakamlar tarafından kullanılıyor ve bu numaralı telefon da, uzun süreden beri Havran Kaymakamı tarafından kullanılmakta olan bir telefon.

Ayrıca, başka bir şey daha söylüyor Sayın Kaymakamımız; "o bölgedeki, stadyumdaki arama, meskûn mahalde bir havai fişek patlaması falan olur diye yapılmıştır" diyor. Havran'ı bilenler, herhalde, Havran Stadyumunun kentle hiçbir alakası olmadığını bilirler. Ben Balıkesir Milletvekiliyim, Balıkesir'in ilçesinin stadyumunun meskun mahalde olduğunu söylüyor bana Sayın Kaymakam; ama, stadyum meskun mahalde değil; yani, bazı gerçekler çarpıtılıyor.

Ben soru önergemde üç tane soru sormuştum. Bir, ne işlem yapılmıştır diye sordum; onun yanıtını Sayın Bakanım çok net şekilde verdi "mülkiye müfettişlerini gönderdik" dedi. Ama, iki sorum daha vardı; kaymakamların görevleri arasında isimlerini gizleyerek bu tür asılsız ihbarlarda bulunmak var mıdır diye sordum; bir de, bu tür davranışları sergilenmesine rağmen kaymakamlık görevini sürdüren başka kaymakam var mıdır diye sordum; bu ikisine yanıt alamadım. Yani, üç sorunun bir tanesi yanıtlandı, ikisine yanıt verilmedi. Sayın Bakanımız bu konuda açıklama yaparsa kendisine minnettar kalacağım.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Bakan, buyurun.

İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Sayın Mehmet Neşşar Bey arkadaşımızın hissiyatına, duygularına biz de katılıyoruz. Mersin'deki, gerçekten hepimizi üzen olayı nefretle kınıyoruz ve sadece kınamakla kalmıyoruz; bunu yapanların tespit edilmesi ve derhal adaletin huzuruna çıkarılması için de çalışmaları başlattık. Bu çirkin, kınanacak, nefret edilecek olaya tevessül edenlerin -hainler diyorum- kimlikleri de tespit edildi; herhalde, en kısa sürede yakalanıp adalete teslim edileceklerdir.

Tabiî, ben olayı öğrenir öğrenmez, bu üzüntüyle beraber, ilimizin valisini de aradım. Bu üzücü olaya tevessül eden hainlerin, o topluluğun içerisine büyük bir cesaretle dalarak, bayrağımızı onların elinden kurtaran polis memurumuzun, hem benim tarafımdan takdirnameyle taltif hem de para cezasıyla taltif edileceğini o gece bildirdim ve hemen sabahı bana...

BAŞKAN - Para ödülüyle herhalde?!

İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (Devamla) - Para ödülüyle... Pardon... Özür dilerim... Takdirname ve 24 maaş...

YILMAZ KAYA (İzmir) - Maliye Bakanı da burada yok ama...

İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (Devamla) - Hep öyle alıştırdı Maliye Bakanımız.

Evet, o talimatı, o gece vermiştim. Bu akşam -bugün öğleden sonra da eşgallerin tespit edildiği, daha doğrusu hüviyetlerinin tespit edildiğini- belki bu gece alınacaklar. Onun için, biz de onu kınıyoruz, nefretle kınıyoruz ve hiç kimseye, o mukaddes bayrağımıza dokundurtmamaya, hep birlikte tabiî... Bugün Yüce Meclis olarak güzel bir bildiri kaleme alındı. Yayınlandı değil mi Sayın Başkan?

FARUK ÇELİK (Bursa) - Evet, iki grup olarak, birlikte.

İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (Devamla) - Hem de iki grup olarak yayınlandı.

Değerli arkadaşlar, belediye başkanımızla ilgili, siz de ifade ettiniz, şikâyet bize intikal etmiş, bizden evvel vilayete intikal ettiği için, valilik soruşturma başlatmıştır. Biz de onun neticesini takip ediyoruz.

Sayın Baloğlu'na teşekkür ediyorum. 119 işçi mahkemeyi kazanmışlar. Zaten, biz de, belediye hakkında, ben soruyu yanıtlarken de söyledim, soruşturma için müfettiş de gönderip, öninceleme başlatmıştık. Bu durumu da, öyle zannediyorum ki, müfettişler tabiî ki dikkate alacaklar.

Ankara Büyükşehir Belediyesine gelince, ben yanıtladım. Ne Anakaragücüne ne Gençlerbirliğine ne de Ankaraspora, belediye olarak, Büyükşehir Belediyesi olarak yardım yapılmıyor. Ankaraspor, işte saydığım birtakım gelirlerle, giderlerini karşılamaktadır deniliyor. Üç kulübümüze de belediye olarak, belediye imkânlarıyla yardım yapılmıyor denilmektedir.

Sayın Pekel'e teşekkür ediyorum. Biraz evvel belgeyi bana da gönderdi. Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu belgedeki sorular ve o çizelge de, İskân Kanunumuzdaki bir hükme göre yazılmıştır. Şu anda, ne 403 sayılı Vatandaşlık Kanunumuza ne de bu kanunun uygulamasıyla ilgili yönetmelikte, bu yok. Şu andan itibaren de yok. Yani, illerimizde şu anda vatandaşlıkla ilgili uygulamalarda böyle bir soru ne sorulmakta ne incelenmekte. Ben de o vatandaşlarımızdan özür diliyorum. İskân Kanununa göre eski konulmuş, çok eski... Yani, 2003 yılında, Vatandaşlık Kanunumuzda ve vatandaşlıkla ilgili yönetmeliğimizde böyle bir konunun incelenmesi, araştırılması konusunda bir hüküm yoktur. İskân Kanununa göre, zamanında konulduğu için yazılmış. Bu çıkarılmıştır. Şimdi vatandaşlıkla ilgili işlemlerde katiyen bu aranmamakta, sorulmamaktadır.

Sayın Orhan Sür, bize Havran Kaymakamıyla ilgili olarak siz soru önergesi vermiştiniz. O ara bize de olay intikal etmişti ve mülkiye müfettişi görevlendirdik. Olayı bütün boyutlarıyla inceliyor. Tabiî, ortada çok vahim, gerçekten önemli bir iddia vardır. Telefon edilmiş. İşte, telefonun, kaymakamın telefonu olduğu söyleniyor. Bu, tabiî hoş olmayan bir şey, bu etik olmayan bir durum. Müfettiş arkadaşımız inceliyor ve müfettişimizin vereceği rapora göre de arkadaşımızın durumu değerlendirilecektir.

Arz ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN- Değerli milletvekilleri, sözlü soruların yanıtlanması süreci tamamlandı.

Alınan karar gereğince, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 23 Mart 2005 Çarşamba günü saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

 

Kapanma saati: 00.14