BIM 2 1 2005-03-14T12:26:00Z 2005-03-14T12:26:00Z 51 35719 203600 TBMM 1696 407 250035 9.3821 0 6 nk 6 nk 0

DÖNEM: 22         YASAMA YILI: 3

 

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

CİLT: 76

 

63 üncü Birleşim

24 Şubat 2005 Perşembe

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - YOKLAMALAR

 IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) ÇEŞİTLİ İŞLER

1.- Genel Kurulu ziyaret eden Azerbaycan Ankara Büyükelçisi Memmed Nevruzoğlu Aliyev, Azerbaycan Millî Meclisi Üyeleri Nizami Caferov ve Elman Memmedov'a Başkanlıkça "Hoşgeldiniz" denilmesi

B) GündemdIşI Konuşmalar

1.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, Azerbaycan'ın Hocalı Kentinde Ermeniler tarafından gerçekleştirilen katliamın 13 üncü yıldönümüne ilişkin gündemdışı konuşması

2.- Tokat Milletvekili Feramus Şahin'in, Tekelin özelleştirilmesine ilişkin gündemdışı konuşması

3.- Ankara Milletvekili Haluk İpek'in, Azerbaycan'ın Hocalı Kentinde Ermeniler tarafından gerçekleştirilen katliamın 13 üncü yıldönümüne ilişkin gündemdışı konuşması

V.- SEÇİMLER

A) Komiısyonlarda AçIk Bulunan Üyelİklere Seçİm

1.- Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

2.- Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/839) (S.Sayısı: 723)

VII.- SORULAR VE CEVAPLAR

A) YazIlI Sorular ve CevaplarI

1.- Ankara Milletvekili Yılmaz ATEŞ'in, Ankara Büyükşehir Belediyesinin Konya Yolu Doğusu Prestij Projelerine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/4701)

2.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, BDDK Başkanının Çukurova Grubu hakkındaki beyanına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/4741)

3.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Uzan grubuna ait İmar Bankasının kullandırmış olduğu kredilere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/4911)

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 

TBMM Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak üç oturum yaptı.

Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey'in, Kars'ta tarım ve hayvancılık sektöründe karşılaşılan sorunlara ve alınması gereken tedbirlere,

Denizli Milletvekili Osman Nuri Filiz'in, tarımsal desteklemeye,

İlişkin gündemdışı konuşmalarına, Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü cevap verdi.

İstanbul Milletvekili Bülent H. Tanla, kamu alacaklarının tahsiline ilişkin gündemdışı bir konuşma yaptı.

Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun (6/1421) esas numaralı sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi okundu; sorunun geri verildiği bildirildi.

Erzurum Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut ve 23 milletvekilinin, Doğu Anadolu Bölgesinde ağır kış şartlarının sebep olduğu (10/255),

Sakarya Milletvekili Hasan Ali Çelik ve 20 milletvekilinin, meslek yüksekokullarının ve mezunlarının (10/256),

Sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacakları ve öngörüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

23.2.2005 Çarşamba günkü TBMM gündeminin, "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 123 üncü sırasında yer alan 586'ya 1 inci ek sıra sayılı komisyon raporunun bu kısmın 2 nci sırasına alınmasına ilişkin CHP Grubu önerisinin, yapılan görüşmelerden sonra, kabul edilmediği,

23.2.2005 Çarşamba günkü birleşimde gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 186 ncı sırasında yer alan 799 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 3 üncü sırasına, 9 uncu sırasında yer alan 734 sıra sayılı kanun tasarısının 8 inci sırasına alınmasına ilişkin AK Parti Grubu önerisinin, yapılan görüşmelerden sonra, kabul edildiği,

Açıklandı.

Sayıştay üyelikleri için yapılan seçimler sonucunda Abdullah Özsan, Cevdet Kayhan, Fatma Gülriz Metin, Ahmet Özdemir, Alper Alpay, Hüseyin Arıcı, Kemal Turan ve Ali Hikmet Tuncer'in seçildikleri açıklandı.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:

1 inci sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S. Sayısı: 305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporu henüz gelmediğinden, ertelendi.

2 nci sırasında bulunan, Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarılarının (1/683, 1/577) (S. Sayısı: 731),

3 üncü sırasına alınan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Bursa Milletvekili Faruk Çelik, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa, Hatay Milletvekili Sadullah Ergin ile İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz ve İki Milletvekilinin, Yükseköğretim Kanununa Geçici Maddeler Eklenmesine Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Emin Şirin'in, Yükseköğretim Kanununa Geçici Maddeler Eklenmesine Dair Kanun Teklifi ile Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, Yükseköğretim Kanununa Geçici Maddeler Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/376, 2/323, 2/325) (S. Sayısı: 799),

Yapılan görüşmelerden sonra, kabul edilip kanunlaştıkları açıklandı.

Yükseköğretim Kanununa Geçici Maddeler Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin geçici 50 nci maddesinin af niteliği taşıyıp taşımadığı; nitelikli çoğunluk aranarak oylanıp oylanmaması üzerine açılan usul görüşmesinden sonra, nitelikli çoğunluk aranmaması yönündeki Başkanlık tutumunda herhangi bir değişiklik olmadığı açıklandı.

24 Şubat 2005 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşime 22.54'te son verildi.

Sadık Yakut

Başkanvekili

            Bayram Özçelik          Ahmet Gökhan Sarıçam

             Burdur                  Kırklareli

Kâtip Üye                Kâtip Üye

 

                                                     II.- GELEN KÂĞITLAR                                             No. : 85

24 Şubat 2005 Perşembe

Tasarılar

 

1.- Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile Özbekistan Cumhuriyeti Dış Ekonomik İlişkiler Ajansı Arasında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/970) (Plan ve Bütçe ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.2.2005)

2.- Emniyet Teşkilâtı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/971) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.2.2005)

3.- Türkiye Cumhuriyeti ile Lübnan Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/972) (Plan ve Bütçe ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.2.2005)

4.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında İki Taraflı Askeri Teknik İşbirliği Çerçevesinde Kullanılan ve Elde Edilen Fikri ve Sınai Mülkiyet Haklarının Karşılıklı Korunmasına İlişkin Müşterek Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/973) (Millî Savunma ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.2.2005)

5.- Geçici İthalat Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/974) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.2.2005)

6.- Sendikalar Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı (1/975) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.2.2005)

Teklifler

1.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel ile İzmir Milletvekili Yılmaz Kaya ve 22 Milletvekilinin; 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanununun 10. Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/384) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.2.2005)

2.- Bursa Milletvekili Niyazi Pakyürek'in; Çanakkale Savaşlarına Katılanlara, Ailelerine Hizmet ve Anı Madalyası Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/385) (Millî Savunma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.2.2005)

3.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in; Mera Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/386) (Tarım, Orman ve Köyişleri; Plan ve Bütçe ile Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.2.2005)

4.- Kahramanmaraş Milletvekilleri Mehmet Yılmazcan, Hanefi Mahçiçek ile Mehmet Ali Bulut'un; Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/387) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.2.2005)

5.- Kastamonu Milletvekilleri Musa Sıvacıoğlu, Hakkı Köylü ile Sinan Özkan'ın; Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/388) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.2.2005)

6.- Konya Milletvekili Hasan Angı'nın; 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/389) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.2.2005)

7.- Sakarya Milletvekilleri Ayhan Sefer Üstün, Erol Aslan Cebeci, Hasan Ali Çelik, Süleyman Gündüz ile Recep Yıldırım’ın; 29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/390) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.2.2005)

Tezkere

1.- İstanbul Milletvekili Kemal Unakıtan'ın; Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/764) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.2.2005)

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.00

24 Şubat 2005 Perşembe

BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 63 üncü Birleşimini açıyorum.

III. - YOKLAMA

BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için 5 dakika süre vereceğim. Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarını, teknik personel aracılığıyla 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Yoklama işlemini başlatacağım; ancak, bir ziyaretçimiz var.

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) ÇEŞİTLİ İŞLER

1.- Genel Kurulu ziyaret eden Azerbaycan Ankara Büyükelçisi Memmed Nevruzoğlu Aliyev, Azerbaycan Millî Meclisi Üyeleri Nizami Caferov ve Elman Memmedov'a Başkanlıkça "Hoşgeldiniz" denilmesi

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Genel Kurulumuzu, şu anda, Azerbaycan Ankara Büyükelçisi Memmed Nevruzoğlu Aliyev, Azerbaycan Millî Meclisi Üyesi Nizami Caferov, Azerbaycan Millî Meclisi Üyesi Elman Memmedov teşrif etmişlerdir; kendilerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına, hoş geldiniz diyorum. (Alkışlar)

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısı bulunmadığı için, birleşime 10 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati:14.08

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.20

BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 63 üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

III. - YOKLAMA

BAŞKAN - Açılış yoklamasında toplantı yetersayısı bulunamamıştı; şimdi, yoklama işlemini tekrarlayacağım.

Yoklama için 5 dakika süre veriyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.

Gündemdışı ilk söz, Azerbaycan Hocalı'da Ermenilerin gerçekleştirdiği katliamın 13 üncü yıldönümü münasebetiyle söz isteyen Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'e aittir.

Buyurun Sayın Akdemir. (Alkışlar)

VI. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

B) GündemdIşI Konuşmalar

1.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, Azerbaycan'ın Hocalı Kentinde Ermeniler tarafından gerçekleştirilen katliamın 13 üncü yıldönümüne ilişkin gündemdışı konuşması

DURSUN AKDEMİR (Iğdır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Azerbaycan Hocalı'da Ermeniler tarafından gerçekleştirilen katliamın 13 üncü yıldönümü münasebetiyle söz almış bulunuyorum; sözlerime başlamadan önce hepinizi ve Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, 26 Şubat, Türk dünyası ve Azerbaycan için acılı günlerden biri olmanın yanında, aynı zamanda, insanlık tarihi için kelimenin tam anlamıyla kara bir sayfadır. Ermenilerin, Azerbaycan'ın Hocalı Kentinde yaptıkları ve insanlık tarihine kara bir leke olarak geçen Hocalı katliamı bundan tam onüç yıl önce, 26 Şubat 1992 tarihinde gerçekleştirildi. Ermenilerin Karabağ bölgesinde gerçekleştirdikleri terör hareketleri ve bu hareketler sırasında Azerî Türklerine yönelik yapılan katliamları unutmak ve hatta, bu katliamlara tanık olanların ve akrabalarını yitirenlerin, bu vahşi olayları hafızalarından silmeleri mümkün değildir. Ermeniler tarafından insanlık tarihine düşürülmüş olan bu koca kara leke, insanlık adına bir şanssızlıktır. Bu durum, demokrasinin savunucusu devletleri düşündürmelidir ve utandırmalıdır.

Sayın Başkan, muhterem milletvekili arkadaşlarım; Hocalı'da yapılan bu saldırı, aslında, Ermenilerin, tarihte, Anadolu Türklerine karşı yaptıkları vahşi saldırıların bir benzeriydi. Zaten, tarihî kaynaklar, Ermenilerin, Sovyetler Birliği zamanından beri, Azerbaycan toprakları üzerinde emelleri olduğunu ortaya koymuş ve gerçekleştiği de dünya tarafından görülmüştür.

Ermenilerin bu yayılmacı politikası nedeniyle, tarih boyunca, Azerbaycan toprakları üzerinde gerginlik ve huzursuzluk eksik olmamıştır. Öyle ki, bu huzursuzluktan, Ermenistan'ın daha önceki yaptığı katliamlardan kurtulan Türkler olumsuz yönden etkilenmiş; hatta, 230 000 Türk, zor kullanılarak Azerbaycan'a göç ettirilmiştir ve 1988 Kasım ayı sonuna kadar, Ermenistan'da bir tek Türk kalmamıştır. Buna rağmen, Azerbaycan'da, bugün, binlerce Ermeni yaşamını sürdürmektedir.

Hocalı'da Ermeniler ne yaptı? Onları, o durumu kısaca anlatmak, yapılan haksızlığın derecesini göstermek bakımından çok önemlidir.

Değerli arkadaşlarım, onüç yıl önce, Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinde 7 000 kişilik nüfusa sahip ve coğrafî konumu itibariyle, bölge içinde stratejik önemi olan Hocalı Kentini ele geçirmek için, 25 Şubat gecesi, ağır silahlarla donatılmış Ermenistan silahlı kuvvetleri ve Hankendi'nde de bulunan 366 ncı Rus Zırhlı Alayı saldırıya geçmiş ve 7 000 nüfuslu Hocalı'da, bir gecede en az 1 500 savunmasız insanı, çocuk demeden, kadın demeden, tüm insanlığı utandıracak biçimde katletmiştir. Bunların hepsi, o tarihlerde, fotoğraflarla, dünya basınında, televizyonlarında insanlığın bilgisine sunulmuştur.

Arzu ederseniz, birkaç fotoğrafı -buradan seçemeyeceksiniz, ama- bu işkenceyi hatırlatmak açısından, basına ve dünyaya göstermek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, Hocalı katliamında her türlü vahşet yaşanmıştır. Ermeniler, insafsızca ve acımasız bir şekilde şehitlerin gözlerini oyarak, kafataslarının derilerini soyarak, vücutlarının değişik organlarını keserek öldürmüşlerdir; hamile kadınların karınları yırtılmış, bazı kişiler diri diri toprağa gömülmüş, şehitlerin penisleri kesilerek ağızlarına verilmiştir. Bu durumları, Fransız Gazeteci Jan Iv Yunet, Hocalı'da, o günlerde dünya basınına duyurmuş, yine Rus İzvestia Gazetesi Muhabiri Vladimir Belih, aynı zamanda Azerbaycan Adlî Tıp Kurumunda profesör olan Yusifov, bunları, belgeleriyle dünyaya o zaman duyurmuşlardı.

Hocalı faciasından sonra, Azerbaycan'da durum daha da gerginleşti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Akdemir, tamamlayabilir misiniz.

Buyurun.

DURSUN AKDEMİR (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Azerbaycan'da yönetim el değiştirdi. 9 Mayısta 30 000 nüfuslu Şuşa, 19 Mayısta 60 000 nüfuslu Laçin, Ermeniler tarafından işgal edildi. Sonuçta, Ermeniler, Dağlık Karabağ bölgesinin ve çevresinin işgalini tamamen gerçekleştirdiler.  

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ermenilerin Azerbaycan Türklerine yaptıkları katliamın boyutları çok büyük olmasına rağmen, dünya kamuoyundan gelen tepki yetersiz kalmıştır. Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sinin kaybedilmesine, 1 000 000'dan fazla insanın, yaşadığı yerinden, yurdundan edilmesine rağmen, Azerbaycan'a ekonomik ve askerî yaptırım uygulandı.

Olaydan sonra bölgeye AGİT heyeti gönderildi. AGİT heyeti, 28 Şubat 1992 tarihindeki kararında, bunun bir işgal olduğunu, uluslararası hukuk ve AGİT ilkelerinin kabul edilmez şekilde ihlal edildiğini resmen açıkladı. Yine, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 29 Temmuz 1993'te, Ermenistan'ın uluslararası hukuk kurallarını hiçe sayan saldırgan ve yayılmacı tutumunu kınayan bir karar aldı.

Bugün, Ermenistan'da Türk kalmamıştır, Azerbaycan'da halen binlerce Ermeni bulunmaktadır. Hatta, bugün, Amerika Birleşik Devletleri Kongresinde, Dan Burton, Hocalı katliamını Amerika Birleşik Devletleri Kongresine getirmiş ve desteğini almaya çalışmıştır. Bu da gösteriyor ki, Ermenistan ile Azerbaycan arasında yapılan görüşmelerde, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Komitesinde de Karabağ'ın Azerbaycan'a ait olduğu kabul edilmiş ve Ermenistan'ın bu bölgeleri işgal ettiği bilinmesine rağmen, adı geçen bu uluslararası kuruluşlar tarafından bu ülkeye karşı hiçbir yaptırım uygulanmamıştır. Bu durum da, uluslararası kuruluşların, Ermenistan'ı, çeşitli sebeplerden dolayı desteklediğini göstermektedir.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, en aşağılık insanlık suçu olan katliam uygulamasını, Ermeniler, Azerbaycan'daki Türklere karşı yapmışlardır. Bunu, bütün dünyaya, öncelikle, biz, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, Türkiye Türkleri olarak haykırmalıyız. Ben inanıyorum ki, insanlık suçu olan bu katliamda, Ermeniler, akıttıkları kanda boğulacaklardır.

Ne acı bir tecellidir ki, 20 nci Yüzyılın sonlarında büyük haksızlığa muhatap olan Türk Milleti, tarihinin her döneminde zulme uğramış, her dilden, her ırktan insana, hiçbir hesabın içine girmeden kucak açmış ve onları zalimlerin elinden kurtarmıştır.

Değerli arkadaşlarım, Yukarı Karabağ sorunu, Ermenistan'ın, uluslararası hukukun "sınırların kuvvet yoluyla değiştirilmezliği ve toprak bütünlüğüne saygı" ilkelerini ihlalinden kaynaklanan ve bütün uluslararası toplumu ilgilendiren bir sorundur. Ermeniler, halen, uluslararası hukuku ihlal ederek, Yukarı Karabağ ve diğer 6 Azeri bölgesini işgalleri altında tutmaya devam etmektedirler.

Söz konusu ihtilaf, Azerbaycan'da 1 000 000'dan fazla insanın kendi ülkesinde göçmen durumuna düşmesine neden olmuştur. Azerbaycan'ın en büyük sorunlarından biri, 1 000 000'dan fazla olan bu kaçkınların yaşam dramıdır. Ermenistan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 822, 553, 874 ve 584 sayılı kararlarına aykırı olarak, Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal altında tutmaya devam etmektedir.

Hocalı katliamının 13 üncü yılında, Azerbaycanlı soydaşlarımızı yalnız bırakmayalım. Onların bu haklı feryadını, Birleşmiş Milletlere, Avrupa Birliğine bizler taşımalıyız. Bu Meclisin görevi, bu olmalı diye hatırlatmak istiyorum.

Bütün bu durumlar karşısında, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir üyesi olarak, bu ulu çatı altında, Ermenistan'ın saldırgan, katliamcı ve uzlaşmaz tutumunu kınadığımı, bütün dünyaya, buradan duyurmak istiyorum. Ermenistan'ın komşularına yönelik düşmanca ve uzlaşmaz siyaseti, Türk Milleti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından elemle karşılanmaktadır.

Türkiye'nin, gerek Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı bünyesindeki Minsk Grubunun bir üyesi olarak gerek Güney Kafkasya'da sorumluluk yüklenmesi gereken bölgesel bir güç sıfatıyla, Yukarı Karabağ sorununun çözüm sürecine, sorunun başından bu yana olduğu gibi, katkı sağlama arzu ve kararlılığındadır. Esasen, Türkiye, bu amaçla, iki ülke dışişleri bakanlarını bir araya getirerek, diyalog ortamı yaratılmasını sağlama girişimlerini başarıyla uygulamıştır. Türkiye, barışçı, adil ve kalıcı bir çözümden yana olan tutumunu sürdürmektedir.

Değerli arkadaşlarım, Yukarı Karabağ sorununun Güney Kafkasya'da bölgesel güvenlik ve istikrarı olumsuz yönde etkilediği, inkâr edilemez bir gerçektir. Bu itibarla, Azerbaycan Halkının kabul edebileceği barışçı bir çözüme Türkiye'nin destek vermeye hazır olduğu, bilenen bir gerçektir. Milletvekilleri olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, bu konuda daha aktif olmamız gerektiğini düşünüyorum ve tüm Meclisimiz adına, Azerbaycanlı soydaşlarımızın acılarını buradan paylaşıyorum.

Değerli arkadaşlarım, totaliter yönetimlerin yerine demokratik yönetimlerin geçmesini isteyen, demokrasiyi korumaya çalışan tüm devletleri, Karabağ sorununun adil bir şekilde çözülmesine destek vermeye ve bölgede demokrasinin yerleştirilmesine katkı yapmaya çağırıyorum.

Değerli arkadaşlarım, Ermeni yayılmacılığı ve katliamını, burada, huzurunuzda kınıyor, adaletin ve haklının hâkim kılınmasını diliyor ve bana bu konuda konuşma imkânı veren ve tolerans sağlayan Sayın Başkana ve Yüce Heyetinize saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Akdemir.

Gündemdışı ikinci söz, Tekelin özelleştirilmesiyle ilgili söz isteyen Tokat Milletvekili Feramus Şahin'e aittir.

Buyurun Sayın Şahin. (CHP sıralarından alkışlar)

2.- Tokat Milletvekili Feramus Şahin'in, Tekelin özelleştirilmesine ilişkin gündemdışı konuşması

FERAMUS ŞAHİN (Tokat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; milletvekili olmadan önce Tokat Sigara Fabrikasında işçi olarak çalıştığımdan, Tekelin özelleşmesi hakkında, şahsen, gündemdışı konuşmayı görev bildim. Bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Adana Sigara Fabrikasında haklı davalarını Başbakana duyurmaya çalışan Tekel işçilerine polis tarafından yapılan uygulamayı şiddetle kınıyor, yaralı arkadaşlarıma geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tekel, çok büyük bir kuruluş; başta, tütün üreticisi olmak üzere, tarım kesiminde çok sayıdaki üreticinin ürününü değerlendiren, çok sayıda çalışana iş imkânı sağlayan ve devlete büyük rakamlarla vergi geliri getiren bir kuruluş; Türkiye'nin en büyük vergi dairesinden daha büyük vergi geliri getiren bir kuruluş; adı üzerinde, tütün ve sigarada tekel gücüne sahip.

Bu kuruluş özelleştirilince tütün ve sigara üretiminde neler olacak; bu konuya geçmeden önce, özelleştirme hakkında bir iki cümle söylemek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, özelleştirme, rekabeti değil tekelleşmeyi getirir. Türkiye'de özelleştirme olan her sektörde tekelleşme eğilimlerinin arttığı ya da mutlaka tekelleşme olduğu açıkça ortaya çıkmıştır.

Tekelin özelleştirilmesi de, sektörün rekabete açılmasını sağlamayacak, kamu tekelinin yerini, en acımasız pazarlama stratejisini uygulayan yabancı tekeller alacaktır.

Özelleştirme, yeni sömürgeciliğin en sinsi aracıdır. Liberal ekonominin gereği diye kitlelere yutturulan özelleştirmeler, gelişmekte olan ülkenin sınaî kalkınma motoru olan kaynakların yabancı küresel güçlerin denetimine geçmesini sağlayacak en etkili araçtır. Özelleştirmeler, ekonomik ve siyasal bağımsızlığın sonunu getirir. Tekel, ekonomik bağımsızlığımızı sürdürmemizin en önemli dayanaklarından biridir. O nedenle, Tekeli savunmak, vatanı savunmaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tekel özelleştirilince yerli sigara piyasamız çokuluslu sigara tekellerinin eline geçecek, Tekeli ele geçiren özel ve yerli-yabancı grup, Türkiye'de tütün tarımının yapısını, Türk tipi tütünün kaderini değiştirecek, tütün üreticisini kaderiyle baş başa bırakacaktır. Tekeli ele geçirecek özel ve yerli-yabancı grup, Türk sigara tüketicisinin alışkanlıklarını değiştirecek, Türk tipi tütünden yabancı tür tütüne geçişi sağlayacaktır. Özel ve yerli-yabancı tekel, 3,5 milyar dolarlık pastayı paylaşacak. Bunlar kaçınılmaz gelişmelerdir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, hükümete soruyorum: Tekelin satışından ne gelir elde etmeyi düşünüyorsunuz? Bir yılda Hazineye 2,5 milyar dolarlık kamu fonu aktaran Tekelin, bir yıllık gelirinin bile altında özelleştirilmesi vicdanlarınızı rahatsız etmiyor mu? Özelleştirme İdaresine bağlanmadan önce, son beş yılda, Tekelin pazar payı yüzde 70'lerdeyken, Özelleştirme İdaresine bağlandıktan sonra, neden hızla pazar payı kaybettirilmiştir? Yine, 4046 sayılı Kanuna göre, her türlü idarî ve hukukî sorumluluk ve yetkiyi elinde bulunduran Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, bunca yıldır her türlü yatırım talebini geri çevirirken, neden bu aşamada yatırım izni vermiştir? Mademki, yatırım izni verdi, neden sonuçlarını beklemeden, özelleştirme ihalesine çıkmaktadır. Özelleştirme İdaresi ve hükümet Tekeli özelleştirerek kimin çıkarlarına hizmet etmektedirler?

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP Hükümeti işbaşına geldiğinden bu yana 2 000 000 yurttaşımızın işsiz kaldığı bilinmektedir. Yaklaşık 23 000 Tekel personelinin işsiz kalmayacakları konusunda ciddî kim garanti verebilir?

Sigara fabrikaları ve yaprak tütün işletmeleri kapatılırsa 23 000 çalışan işinden olacak, bu işyerlerinin kurulu olduğu şehirlerin ekonomik ve sosyal yaşamı olumsuz etkilenecektir. Tüm bu bölgelerimizin halkı, esnafı işsizlik ve yoksullukla baş başa bırakılacaktır. Bu, yeni bir göç dalgası ve büyük kentlerde yeni suç örgütlerinin beslenmesinden başka bir şey getirmeyecektir. Örneğin, seçim bölgem olan Tokat'ta sigara fabrikasında memur ve işçi olarak çalışan toplam 1 400 personel vardır. Bu 1 400 çalışan sayesinde Tokat piyasasına ayda 3,5 trilyon civarında sıcakpara girmektedir. Tokat gibi küçük illerde 3,5 trilyon sıcakpara girişi sağlayan bu işletmenin kapatılmasıyla işçinin, memurun uğrayacağı zarar dışında, bölge esnafının, taşımacılık sektörünün ve çiftçinin uğrayacağı zararlar gözardı edilebilir mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Şahin, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

FERAMUS ŞAHİN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Daha evvel Tokat'ta faaliyet gösteren Konektaş ve Niksar Ayvaz Suyu kapatıldı, 170 işçi arkadaşımız işinden oldu. Şimdi Tokat Sigara Fabrikası kapatılmak isteniyor. Tokat Sigara Fabrikası zarar eden bir kuruluş değildir. Neredeyse tam kapasiteyle çalışmaktadır. Üstelik, Türkiye'nin üretimi olan Tekel 2000 sigarası bir tek Tokat Sigara Fabrikasında üretilmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP Hükümeti çok zor şartlarda yetiştirilen tütün ve anason üreticisine destek vermezken, durmadan sigaraya ve içkiye zam yapmaktadır.

Vergiler nedeniyle maliyetin çok üzerinde satılan sigara ve içki yüzünden kaçak satışlar çoğalmıştır. AKP Hükümetleri döneminde Türkiye kaçak sigara cenneti olmuştur. Yıllık yaklaşık 1 katrilyon liralık sigara kaçakçılığı yapılmaktadır. Bundan ötürü devletin de çok büyük vergi kaybı söz konusudur. Kaçakçılığı önlemek Hükümet ve Tütün Üst Kurulunun görevi değil midir?

Değerli arkadaşlarım, bir kez daha söylüyorum: Türkiye, Tekelin özelleştirilmesi sonucunda tütün ve sigarada devlet tekelinden kurtulurken, tütün piyasası, özel yerli ve yabancı tekellerin eline geçecektir. Üstelik, Tekel, yabancı bir tekelin tekeline satılmak istenmektedir. Aslında, sadece Tekel değil, satılan tütün üreticimizdir, satılan Tekelin 23 000 işçisidir, satılan dünyada ilk 10'a giren Türkiye sigara pazarıdır; satılmak istenilen toprak kültürümüzdür ve bu alanda ulusal iddiamızdır; satılan emektir, alınteridir; satılmak istenilen ulusal varlıklarımızdır. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri) İşini, aşını ve çocuklarını ve ülkesinin geleceğini düşünerek özelleştirme ve kapatma girişimlerine karşı fabrikalarını ve işyerlerini korumak isteyen, üreterek, alınteriyle geçimini sağlamak için direnen SEKA işçilerini, onların bağlı bulunduğu Selüloz-İşin Genel Başkanını, genel yönetim kurulu üyelerini yürekten kutluyorum ve bununla beraber, Tekel çalışanlarını ve Tekel çalışanlarının bağlı bulunmuş olduğu Tek Gıda-İş Sendikasının başta Genel Başkanını, bölge başkanlarını, yönetim kurulu üyelerini, en aşağıda çalışan çalışma arkadaşlarımı yürekten kutluyorum.

AKP Hükümetini, çalışanların sesini duymaya ve sorunlarını çözmeye davet ediyor, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Şahin.

Gündemdışı üçüncü söz, Azerbaycan Millî Meclisi tarafından ilan edilmiş bulunan 26 Şubat Matem Günü ve Hocalı katliamı hakkında söz isteyen, Ankara Milletvekili Haluk İpek'e aittir.

Buyurun Sayın İpek.

3.- Ankara Milletvekili Haluk İpek'in, Azerbaycan'ın Hocalı Kentinde Ermeniler tarafından gerçekleştirilen katliamın 13 üncü yıldönümüne ilişkin gündemdışı konuşması

HALUK İPEK (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 26 Şubat 1992 tarihinde Ermeniler tarafından Azerbaycan'ın Hocalı Kentinde Hocalı halkına karşı yapılan katliamın 13 üncü yıldönümü sebebiyle gündemdışı söz almış bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Azerbaycan ve Türkiye, tek millet, iki devlet olarak anılmaktadır; tarih boyunca da acılarını, sevinçlerini birlikte paylaşmışlardır. Bu Hocalı katliamı, tek olan bu millete ve iki devlete büyük acılar vermiştir. Bugün de, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, hem muhalefette bulanan bir milletvekili arkadaşımızın hem de iktidara mensup olan benim bu katliamı bugün anmamız, bu katliama Türkiye Cumhuriyetinin ne kadar önem verdiğini ve dikkatle izlediğini göstermesi açısından çok önemlidir.

Gerçekten, Azerbaycan'ın, Ermenistan'ın 1991 yılında bağımsızlıklarını kazanmaları ve 1992 yılı başında Rus birliklerinin Yukarı Karabağ'dan geri çekilmelerini takiben, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki ihtilaf savaşa dönüşmüş, bu durum, Yukarı Karabağ Ermenilerinin, Ermenistan Cumhuriyeti birliklerinin desteğiyle, Azerbaycan, Laçin, Kelbecer, Akdam, Fuzuli, Kubatlı, Zengilan bölgelerinde, Azerî nüfusun bu bölgelerden çıkarılmalarıyla devam etmiştir. Ancak, bu süreçte, insanlık onurunun çiğnendiği, hiçe sayıldığı, insanın insana yapamayacağı türden vahşetler de yaşanmıştır. İşte, bu vahşetlerden biri de Hocalı katliamıdır.

Tarih 26 Şubat 1992; Hocalı Şehri, gözü dönmüş Ermeni cellatlarınca yeryüzünden silinmişti. Hocalı halkı, tarihte eşine az rastlanan bir vahşet örneğiyle süngülenmiş, kurşuna dizilmiş, esir edilmiş; velhasıl, bir şehir her şeyiyle yok edilmiştir. Bu katliama, Rus Silahlı Kuvvetlerinin Yukarı Karabağ'da konuşlu 366 ncı birliği ve Ermenistan birlikleri de katılmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; insanlığın günümüzde ulaştığı insan hakları, bir ortak değer olarak, her türlü engeli aşıp evrensel bir boyut kazanmıştır. Artık, insan hakları, insanlığın hiçbir ayırım gözetmeden öncelikli gündemini oluşturmuştur. Bu haklardan en önemlilerinden birisi, insanın yaşam hakkıdır. Bazılarının ve bazı grupların zannettiği ve algıladığı gibi, insan hakları nostaljik düşüncelerin temel kaynağı değildir. İnsan haklarının fiiliyatta uygulanması ve bu hakların ihlaline karşı duyarlı olunması da, insanlığın ve insan olmanın bir gereğidir. Maalesef, Hocalı'da, insanlık, bu anlamda iyi bir örnek verememiş, insanlığın bu ortak değerleri gözardı edilmiştir.

25 Şubatı 26 Şubata bağlayan gece, Ermeni çeteleri Rus Silahlı Kuvvetlerinin Yukarı Karabağ'da konuşlu 366 ncı birliğinin katılımıyla Hocalı'ya saldırıya geçtikleri sırada, Hocalı'da yaklaşık 160 kişilik Azeri polis ve askeri vardı. Saldırıdan önce, 3 000 civarında Hocalı sakini kenti terk etmiş; ancak, sonradan kent abluka altına alındığı için, kimse kentten çıkamamıştır. Tek çare helikopterlerle halkı kurtarmaktı, bu da yapılamamıştır. Ermeni çetecileri, Hocalı'ya üç yönden saldırarak Askeran yönünü açık bırakmışlardı. Askeran, zaten bir Ermeni yerleşim birimiydi; bu yön, bilerek açık bırakılmıştı. Sabahın 05.00'inde uykudan uyanan Hocalı halkı, kadın, çocuk, ihtiyarlar perişan bir halde, soğuk, karlı ve tipili bir günde yollara döküldüler. Katliam, daha Hocalı Kentinin içinde başlamıştı. Hocalı halkı perişan bir halde kenti terk ediyor, daha doğrusu Azerbaycan'ın Akdam Kentine ulaşmak için dağlara doğru kaçmaya çalışıyorlardı. Ne yazık ki, Akdam'a ulaşmak için Ermenilerin elinde bulunan uzun bir bölgeden geçmek gerekiyordu. İşte, vahşet de bu yol üzerinde bütün çirkin yüzünü gösteriyor; Ermeni çeteleri, savunmasız, perişan, sivil Hocalı halkına mermi yağdırmaya devam ediyordu. Arkada kalanlar, Ermeni katillerce hunharca öldürülüyordu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın İpek, tamamlayabilir misiniz.

Buyurun.

HALUK İPEK (Devamla) - Zor arazi şartlarından kaçan Hocalı halkı için Ermeni çetelerin kurduğu pusular katliama doymuyordu. Çıplak halk, özellikle kadınlar, yaşlılar, çocuklar kara saplanarak kalıyor, hareket edemiyorlardı; soğuktan donan ve uçurumlardan düşüp ölenler de oluyordu. Ermeni çetelerin bu kaçan halkın önünü kesip zafer çığlıklarıyla yaptıkları zulüm manzaralarını huzurlarınızda anlatamıyorum, içim sızlıyor ve insanlığımdan utanıyorum ve bu asırda bunları bir türlü kabul edemiyorum. Ermeni çetecilerini, Yüce Meclisin çatısı altında bin kere lanetliyor ve o gün, bu katliamla birlikte ortaya çıkan manzarayı Türk Halkının da görmesi için, burada, resimleriyle, tekrar göstermek istiyorum.

Burada, karnı deşilmiş, savunmasız bir kadınımızın son durumu gözüküyor. Yine, burada, kafası parçalanmış ve tanınmaz hale gelmiş bir Azeri yurttaşımızın, sivil vatandaşımızın durumu gözler önünde. Yine, bir sivil vatandaşımızın, sivil Azeri halkının, buradaki resmini, kamuoyunun gündemine, burada gösteriyorum. Yine, katledilenlerin tamamı bir arada ve başında halk birikmiş halde, tamamı sivil olan, bu resmi de huzurlarınızda gösteriyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; az önce anlattığım çileli yolculuktan sonra, Hocalı halkından az sayıda kişi Akdam'a ulaşabildi. Çeşitli kayıtlara göre, Hocalı halkından 613 sivil, savunmasız Azerbaycan vatandaşı feci şekilde katledildi. Katledilenler arasında 63 çocuk, 106 kadın ve çok sayıda ihtiyar vardı. 487 kişi sakat kaldı, binlerce kişi esir alındı; ancak, daha sonradan, bu esirlerden 800 Azerbaycan vatandaşı serbest bırakıldı. 500 civarında sivil Hocalı halkı halen kayıptır. Bu katliamda 8 ailenin bütün fertleri öldürülmüştür.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal altında bulundurması hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu ihtilaflar, katliamlar, işgaller, Azerbaycan'da 1 000 000'dan fazla insanı kendi ülkesinden ve toprağından ayırmış, göçmen durumuna düşmesine ve yerlerinden edilmesine yol açmıştır. Azerbaycan'ın en önemli sorunlarından birini, Ermeni işgali sonucu yerlerini terk etmek zorunda bırakılan 1 000 000'dan fazla varlığı oluşturmaktadır. Bu durum, ülkenin ekonomik ve sosyal gelişmesi açısından önemli bir sorun olarak, yine, varlığını sürdürmektedir.

Ermeniler, halen, uluslararası hukuku açıkça ihlal ederek, Yukarı Karabağı ve diğer 6 Azeri bölgesini işgalleri altında tutmaya devam etmektedirler. İşgal altındaki Azeri bölgeleri, Azerbaycan topraklarının yaklaşık yüzde 20'sine tekabül etmektedir. Ermenistan, uluslararası hukuku hiçe sayan tavrından bir an önce vazgeçmelidir.

Bölgeye gönderilen AGİK Heyetinin 28 Şubat 1992 tarihli kararında, bunun bir işgal olduğu, uluslararası hukuk ve AGİK ilkelerinin kabul edilemez biçimde ihlal edildiği açıklanmıştır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu da, 29 Temmuz 1993'te, Ermenistan'ın uluslararası hukuk kurallarını hiçe sayan, saldırgan ve yayılmacı tutumunu kınayan bir karar alıp, işgalci güçlerin derhal, tamamen ve önşartsız çekilmesini istemiştir.

Bu kararı hiçe sayan Ermeniler, 10-11 Ağustos 1993'te, bu kez Cebrayil ve Fuzuli'ye saldırmış, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ise işgalci güçlerin derhal ve şartsız olarak işgal ettikleri tüm topraklardan çekilmeleri çağrısını tekrarlamıştır. AGİT Minsk Grubu, 1996'da Ermenistan'ı kınayıp, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini isterken, aynı yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Yukarı Karabağın Azerbaycan toprağı olduğunu 3 üncü defa teyit etmiştir.

Bütün bu kararlara rağmen, Savunma Bakanı Sarkisyan, Mayıs 2001'de, Ermeni Parlamentosunda "işgal ettiğimiz topraklar var; bunda utanılacak bir şey yok; güvenliğimiz gereği bu toprakları işgal ettik. Belki üslubum diplomatik değil; ancak, gerçek bu" diyebilmiş ve işgali birinci ağızdan itiraf etmiştir.

Son olarak Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Siyasî İşler Komisyonu Üyesi Davit Atkinson bir rapor hazırlamış ve Kurulda kabul edilmiştir. Azerbaycan topraklarının önemli bir bölümünün halen Ermeni işgali altında olduğunu belirten Atkinson "askerî eylem ve yaygın etnik düşmanlıklar, farklı etniklerin kovulmasına ve sonuçta mono-etnik bölgeler oluşmasına neden olmaktadır. Bu durum, etnik temizlik kavramına benzemektedir" demiştir.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; çok geçmişte, Kars'tan Hatay'a kadar uzanan çizgide, Bizanslıların doğudan gelen Müslüman ve Türklere karşı bir set oluştursun diye köylere yerleştirmiş olduğu Ermeniler, Selçuklu döneminde Alparslan'ın Anadolu'ya girişinde, Bizans'tan görmüş oldukları zulüm nedeniyle Türklerin Anadolu'ya girişine de yardımcı olmuşlardır. O tarihten sonra, hep ticaretle uğraşmışlar, özgür bir şekilde yaşamışlardır; ancak, Kurtuluş Savaşı sırasında, maalesef, Türkiye'nin kuzeydoğusundan, o zaman, Osmanlıyı ve Türk'ü arkadan vurmuşlardır.

Bugün, Sevr'in gizli tutanakları incelendiğinde, Sevr'i planlayanların gizli görüşmelerinde aynen şu görülmekte: Anadolu'da yaşayan Müslüman Türk halkı ile Ortaasya'da yaşayan başta Azerbaycan olmak üzere, bütün Türk halkının, bütün Türk cumhuriyetlerinin bağı... Arada mutlaka tampon bir Hıristiyan devlet oluşturularak burada bir tampon bölge oluşturulmalıdır denilmiştir.

Gerçekten, harita incelendiğinde, Ermenistan toprağı İran'a kadar küçük bir dil şeklinde uzanmaktadır. Bu dil, özellikle, Türkiye'nin Ortaasya'ya olan penceresinin kapatılması, Azerbaycan'ın ve diğer Türk cumhuriyetlerinin Batı'ya olan pencerelerinin kapanması için, bu küçük bir dil Stalin döneminde yapılmış, sunî bir harita çizilmiştir. İşte, Karabağ toprağının işgali, bu küçük bir dil şeklinde uzanan toprağın genişletilmesi, oraya bir karakol kurulması ve Türkiye'nin Ortaasya'ya açılan penceresinin burada kapatılması girişimidir; yine, Azerbaycan'ın da Batı'ya olan penceresinin, diğer Türk cumhuriyetlerinin Batı'ya olan penceresinin kapatılması girişimidir. O yüzden, bu katliamlar hepimizi ilgilendirmektedir.

BAŞKAN - Sayın İpek, tamamlayabilir misiniz.

HALUK İPEK (Devamla) - Toparlıyorum.

Ermenistan'ın komşularına yönelik düşmanca, uzlaşmasız, çağdığı, ilkel ve faşist siyasetinin bir göstergesi olarak ortaya çıkan bu katliamları nefretle kınıyor; ölenlere Cenabı Allah'tan rahmet diliyorum.

Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı bünyesindeki Minsk Grubunun bir üyesi olarak, Güney Kafkasya'da bölgesel güç sıfatıyla Yukarı Karabağ sorununun çözüm sürecine, sorunun başlangıcından bu yana katkı sağlama yönünde aktif politika izleyen Türkiye Cumhuriyeti, bu politikasına devam edecektir.

Ermeni işgalinden kaynaklanan Yukarı Karabağ sorunu, Güney Kafkasya'da istikrarı olumsuz yönde etkilemektedir. Çözüm, Azerbaycan halkının kabul edebileceği barışçı bir çözüme, Türkiye'nin de desteğiyle ulaşmasıdır. Çözüm, Ermenilerin işgal ettikleri Azeri topraklarından bir an önce çekilmeleridir.

Türk Milleti, Çin Seddinden taa Viyana'ya kadar giden bu serüvende birçok milletle karşılaşmış; ama, karşılaştığı milletlerin hiçbirine zulmetmemiş; bilakis, mağdur olan milletleri hep koruma altına almıştır. Bu millet, kendisine yapılan iyilikleri de, kötülükleri de hiçbir şekilde unutmayacaktır.

Bu vesileyle Ermeni katillerce öldürülen Hocalı halkını rahmetle anıyor; hepinize saygılar ve sevgiler sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın İpek.

Gündeme geçiyoruz.

Gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz.

V.- SEÇİMLER

A) Komİsyonlarda AçIk Bulunan Üyelİklere Seçİm

1.- Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

BAŞKAN - Kâtip üyenin oturarak okumasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda boş bulunan ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna düşen 1 üyelik için, İstanbul Milletvekili Ersin Arıoğlu aday gösterilmiştir.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

BAŞKAN - Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon raporları henüz gelmediğinden, teklifin görüşmelerini erteliyoruz.

Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu raporunun görüşmelerine başlıyoruz.

2.- Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/839) (S. Sayısı: 723) (x)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yerinde.

Hükümet?.. Yerinde.

Komisyon raporu 723 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Adana Milletvekili Tacidar Seyhan.

Buyurun Sayın Seyhan. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA TACİDAR SEYHAN (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; LPG olarak anılan Likit Petrol Gazları Piyasası Kanunu Tasarısı üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Çok yaygın kullanıldığı için, bir de burada ne görüştüğümüzün doğru anlaşılabilmesi için, ben, biraz, LPG hakkında bilgi vermek istiyorum. LPG, daha çok, petrole göre ve doğalgaza göre yanıcı özelliği olan bir madde. Bütan ve propan karışımı bir hidrokarbon. Bu LPG'nin üretim şekli, hampetrolden yüzde 15 oranında üretiliyor; diğeri de doğalgazdan üretiliyor.

Değerli arkadaşlar, bu üretimin yüzde 20'sini Türkiye'den sağlıyoruz biz; yüzde 80'ini de ithal ediyoruz. Bu ithalat içerisindeki pay şöyle dağılıyor: Yüzde 40'ını TÜPRAŞ ithal ediyor -yaklaşık rakamlardır bunlar- yüzde 60'ını da diğer ithalatçı firmalar ithal ediyor.

Piyasaya sunumu da şu şekilde: Bir, tüplü gaz; daha çok mutfaklarımızda kullanılan, sanayide kullanılan belli tüpler var, ama, daha çok mutfaklarda kullanılan tüplü gaz. İkincisi dökmegaz; enerji ve sanayide, üretimde, endüstriyel alanda kullanılan dökmegaz. Üçüncüsü, otogaz. Üç ayrı biçimde piyasaya sunuluyor.

Görüştüğümüz bu kanun, bunlarla ilgili piyasanın düzenlenmesi kanunu. Biz, LPG piyasasını düzenliyoruz. Daha önce, geçen yıl çıkardığımız Petrol Piyasası Kanununda, bu düzenleme, LPG'ye yönelik belli maddelerde atıfta bulunarak belli yetkilendirmeler yapmıştık; ancak, geçen yıldan beri düşünülen bir kanundu. Bence, gecikmiş bir kanun. Piyasayı boş bırakmayıp buradaki denetimi bir kuruma vermek gerekiyordu; bu kanunla onu yaptık.

İş hacmine bakarsak; Türkiye'deki iş hacmi, benim topladığım verilere göre, yaklaşık 4 500 000 000 dolar. Bu 4 500 000 000 doların 2 200 000 000 doları -tam olmayabilir bu rakamlar- ÖTV ve KDV'yle devlete gidiyor, diğer yanı da piyasada.

                                   

(x) 723 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Bu LPG'yi üç şekilde değerlendirebiliyoruz: Bir, ithalatçı firma var, dağıtıcı firma adı altında; iki, bayiler var; bunlar aracılığıyla da halka gidiyor. İşte, bu ithalatçı firma sayısı 57. Bunları tüpgaz bölümünde... 15 000 tüpgaz bayii var; bize, illerde hizmet veren ve illerde vatandaşa ulaşmasını sağlayan. 4 500 civarında da otogaz bayii var; ama, bu otogaz bayilerinin hepsi tek başına münferit istasyonlar değil; 2 600 tanesi benzin istasyonlarının içinde hizmet veren otogaz istasyonları. Bunların içerisinde GSM ruhsatını almış, bir şekilde, 1996'daki yönetmeliğe göre veya 2002'de çıkmış yönetmeliğe göre ruhsatlarını almış 600 kadar sadece münferit istasyon var; bunların dışındakiler de kaçak. Belki, bunların içerisinden küçük bir kısmı belediyeden yer seçim belgesi almış; ama, hizmetini kaçak olarak sürdürüyor; oraya geleceğiz, niye kaçak.

Tabiî, burada, bizi en çok düşündüren şey şudur değerli arkadaşlarım. Konuştuğumuz şey, Türkiye'de düzenlenmesi gereken bir kanun; insan hayatı söz konusu, ticarî işleyişi sağlamak söz konusu. Otoda kullanılmaya başladı, arabalarda kullanılmaya başladı. Emisyon açısından çevre kirliliğini daha az yarattığı gerekçesiyle teşvik edildi; ama, geldi, bugün, hem istasyonların yapısı itibariyle hem de kullanım itibariyle insan hayatını tehdit eder konuma taşındı.

Şimdi, biz, burada, önce istasyonları düzenlemeye çalışıyoruz, daha sonra güvenliği düzenlemeye çalışacağız. Peki, bu kanun güvenliği düzenlemiyor mu; düzenliyor, onlara da sorumluluk veriyor. Müsaade ederseniz, ben, sırayla bunları anlatmaya çalışacağım.

Değerli arkadaşlarım, eğer ne konuştuğumuzu net olarak anlamamız gerekiyorsa, önce bir güvenlik sorununa bakmamız lazım. Araçlarda kullanımı çok sık gündeme geldi; o kısmı ikinci konuşma bölümünde anlatacağım; ama, bakın, biz, bu kanunu çıkarıyoruz, istasyonları düzenleyeceğiz. Şu anda denetleme yetkisi nerede biliyor musunuz; Sanayi Bakanlığında. İllerde kurulmuş teşkilatları vasıtasıyla denetliyor -40'ın üzerinde araç var- gidiyor pompa ölçümünü yapıyor, pompada bir arıza varsa veya ölçümlerde bir hata varsa oraya ceza yazıyor -şu anda görüştüğümüz kanunun yürütmesi orada- teknik bir düzenleme varsa, onunla ilgili raporunu tutuyor.

Şimdi, bu yetkilerin hepsini alıyoruz, başka bir kuruma veriyoruz, EPDK'ya veriyoruz. Hani hatırlarsanız, geçen yıl petrol piyasasını da EPDK'ya devretmiştik, bir yıl oldu. Şimdi, EPDK alacak bunu; bir, lisans verecek; iki, teknik düzenlemeyi yaptıracak; üç, bunları denetleyecek. Kim yapacak bunu; EPDK yapacak. Ben, baştan beri, EPDK'nın bu işi yapabileceğine inanmıyorum. Geçen yıl bir hata yaptık; petrol piyasası düzenleme kurulunu kurmadık. Şimdi, tek başına EPDK, bir yıl içerisinde -Petrol Piyasası Kanununu düzenledik- kendine düşen sorumluluk alanı içerisinde daha ceza kesmedi -hepsi sağlıklı görünüyor- daha lisanslarını tamamlayamadı, lisans süresini tamamlayamadı, teknik donanımını tamamlayamadı, personelini tamamlayamadı. Her şeyi insan hayatı diye merkeze koyalım; ama, denetimden uzak tutalım değerli arkadaşlarım; böyle bir şey vicdanî mi?! Niyetle alakalı değil. Ben, burada, yetkili olan bakanın veya müsteşarın bu niyetle bunu yaptığını söylemiyorum. Ben, sadece, burada, bu yürütmenin problemin çözümüne çare olmayacağını söylüyorum. Böyle bir organ...

Bakın, Petrol Piyasası Kanununda düzenleme yaparak, petrolün denetimini Sanayi Bakanlığından aldınız. Oradaki aksiliği de söyleyeyim.

Şimdi, Sanayi Bakanlığının yetkilileri gidiyor otogaz istasyonlarına, petrol istasyonlarına, ürünün kalitesini ölçüyor. Bozukluk varsa, ceza yazma yetkisi yok; çünkü, o, artık, EPDK'da. Valilik emir çıkarıyor, diyor ki; gidin, denetleyin, orada kaçak varsa, standardını ölçün bize bildirin. Sanayi Bakanlığı, yetkindir ya da değildir; gidiyor, yakalıyor, raporunu tutuyor, elinde kalıyor. Ne onu laboratuvarda ölçtürecek parası var ne bu ödeneği nereden alacağı belli. Hadi, birinden tahsil etti, bunun, ürünün, standardının kötü olduğunu, kaçak olduğunu tespit etti, arızayı da tespit etti; ama, yetkisi yok ceza yazamıyor. Yetki nerede; EPDK'da.

Şimdi, aynı şey... Sanayi Bakanlığının tüketiciyi koruma konusundaki yetkilerinin hepsi EPDK'ya petrolde devredildi mi?! Şimdi, biz, LPG piyasasında da bu yetkilerin tamamını EPDK'ya devrediyoruz; yani, buradaki denetimler sonucu üründe veya diğer teknik anlamda ortaya çıkan hiçbir şeyden dolayı Sanayi Bakanlığı ceza yazamayacak. Kim yazacak; EPDK.

Şimdi, ben, size soruyorum arkadaşlar; bu kurum götürecek Enerji Bakanlığının bünyesinde; allahaşkına bakanlıklar niye var bütün yetkilerin hepsini kurullara verecekseniz?! Bu bakanlıklarda biz ne yapacağız; yani, sadece çay içip, birilerini mi teşvik edeceğiz, pışpışlayacağız?! Sadece sözleşme yapıp, bu sözleşmelerle ne kadar doğalgaz ithal edebilirsin; sözleşmenin şartları ne olur, onu mu söyleyeceğiz; sadece, bunlarla ilgili sınırlama mı yapacağız?! Şimdi, bu, bir yana. Buradaki karşıtlığımı, bu sorunun, Türkiye için büyüyeceğini burada uyarıyla söylemek istiyorum, kayıtlara geçirmek istiyorum. EPDK bu işi götüremez. Bağımsız bir petrol piyasası düzenleme kurulunun kurulması zorunludur. Araçları en son söyleyeceğim.

Değerli arkadaşlarım, ikincisi, biz bu kanunda dökmegazı düzenliyorduk. Bu kanunla, bayilerin standartlarının denetlenmesi yetkisini, dağıtıcıya da sorumluluk vererek, ilgili kuruma yüklüyoruz; yani, sadece kurum denetlemeyecek, dağıtıcı da sorumlu olacak; bu, iyi bir şey. Dökmegaz denilen, sanayide kullanılan gazı da... Eskiden dökmegaz bayileri vardı; bu kanunda dökmegaz bayilerini kaldırıyoruz; direkt, dağıtıcı, dökmegazı verecek; öyle bir bayi kalmıyor; bu da güzel. Tamam, kaldırıyoruz.

Tüp bayileri için de teknik sorumluluğu, donanımı, verilir mi verilmez mi; bir sorumluluğu da dağıtıcıya yüklüyoruz; bu da güzel; ama, dağıtıcıya yüklemiş olmak -yanlış anlaşılmasın- devletin denetleme yetkisini ortadan kaldırmıyor; yani, kanunla kaldırmıyoruz. Tabiî, az önce anlattıklarıma göre kanunda böyle bir denetleme yetkisinin var olmuş olması, bizim de denetlediğimiz anlamına gelmiyor. En az denetleyen ülke biziz; bu gerçeği kabul etmek lazım.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, bayilerin durumuna şöyle bir göz atmak istiyorum konuşmamın bu bölümünde. Kanunla ilgili ayrıntılara diğer bölümde gireceğim, otogaza ve teknik donanıma da gireceğim. Şimdi, bayilerimiz var, bunların durumlarını da düzenleyeceğiz. Diyoruz ki, Petrol Piyasası Kanununda olduğu gibi, bir yıl içerisinde, bu işi yapan bayiler, kurumlarını bu kanuna ve yönetmeliklere uygun hale getirir, bu güzel bir şey. Gerekirse üç ay süre verilir diyor.

Şimdi, 1996 yılında bir GSM (gayri sıhhi müessese) yönetmeliği çıkarmışız. Birtakım bayiler, otogaz bayileri, münferit, petrol istasyonları dışındaki münferit bayiler ruhsatlarını almışlar, yer seçim belgesi, açma izni, işyeri güvenlik ruhsatı, TSE garantisi, her şeyi almışlar, işyerlerini açmışlar. 2002 yılında bir yönetmelik daha çıkarmışız. Bu yönetmeliğe göre, yer seçim izni olmasına rağmen, belediye imar sahasında olmadıkları için belediye imara işlemediğinden bir kısmının ruhsatı iptal edilmiş. GSM almış; ama, ruhsatı iptal edilmiş. Petrollerin içerisinde de, 2 600 petrol bayiinin içerisinde de -belki çok az bir bölümünün yoktur- LPG istasyonu var. Bu istasyonlar da zaten imar sahası içerisinde olduğu için -petroller- bu değerlendirmeden etkilenmemiş.

Şimdi, burada şöyle bir sıkıntı var, biz, bu düzenlemeyle uygun hale getirin diyoruz. Bir, belediye imar sahasında değilse o istasyon, güvenlik sınırlarına uysa dahi, düzenleyemediğinde kapatmak zorunda kalacak ya da belediyeden bir yer değişikliği yapıp taşıyacak. Birinci seçenek bu. Gayri sıhhi müessese ruhsatı olsa dahi...

Bir maddede bunu koruduk; ama, burada bizim yapmak istediğimiz şu -Sayın Bakanım da burada- insan hayatını merkeze alalım; ama, güvenlik şartı olmayan koşulları da dikkatle düşünerek, insanlarımıza zarar vermeden, dürüst yatırımcıyı da korumaya çalışalım; ama, önce insan. İnsana zarar verecekse hemen kapatın. Hemen kapatalım, bir kişinin canı yanmasın.

Zaten, 1 300 taneye yakın kaçak istasyonun nasıl olduğunu anlamak mümkün değil. Elimdeki çizelgeye bakar mısınız; üç sayfa, oklarla ayırdım ben. Bunların hepsi, alınması gereken izinler. Bu kadar istasyon nasıl kuruldu ve çalışmasına nasıl devam ediyor; hangi erk buna müsaade ediyor, söyler misiniz arkadaşlar; biz niye varız burada, kurumlar niye var?! Gecekonduyu anladık, petrolkondu olur mu?! Yangın çıktı, patladı, insan hayatı söz konusu diye feryat ediyoruz; ama, bu kadar istasyonun, hiçbir işleme tabi tutulmadan Türkiye'nin her tarafında canlı bomba gibi çalışmasına izin veriyoruz. Kim izin veriyor buna; kim yapacak görevini, söyler misiniz. İşte, EPDK'ya devrediyoruz, inşallah yapacak; personel bulursa, araç bulursa, bir de üstüne niyet koyarsa yapacak; ama, Petrol Piyasası Kanunundaki düzenleme ne kadar rutin gittiyse, bu da öyle gidecek; durum görünüyor, açık.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, bir de şu durum var: Tamam, güvenli değilse kapatsınlar dediniz, önceki haklarını boş ver dediniz; ama, bir şeyi çözmek zorundasınız. Belediye sınırlarını biz genişlettik; bir vatandaş gitti, yer seçim belgesi aldı, şehre 30 kilometre uzaklıkta bir istasyon kurdu ve GSM, gayrisıhhî müessese ruhsatını da, gitti, sağlık müdürlüğünden aldı bu adam, çalışıyor; bütün koşulları müsait. Ama, biz, bir kanun çıkardık, belediye sınırlarını genişlettik. Şimdi, kimin alanında o; belediyenin alanında. Yeniden işlem yaptırırsanız nereden alacak; belediyeden alacak GSM'yi yeniden. İmar alanı içerisinde mi; hayır. Ne yapacak bu vatandaş; çok müsait bir ortamda dahi olsa, orayı kapatmak zorunda kalacak ya da belediye başkanıyla siyasî bir yandaşlığı varsa, ya siyasî rantla çözecek ya da başka kabiliyeti varsa, ekonomik rantla çözecek. İnsanları birbirleriyle akçeli iş yapmaya sokacak kanun düzenlemelerinden biz kaçınmalıyız, hak neyse onu yapmalıyız. Daha o maddeye var; ne yapacaksak, birlikte düzenleyelim; ama, ne buradaki dürüst çalışan insanı mağdur edelim ne de insan hayatını tehlikeye sokacak bir tedbiri burada almaktan kendimizi geri koyalım. Kolay şey konuşmuyoruz değerli arkadaşlarım.

Bakın, şimdi, ihmal sadece o düzeyde değil. Bir bakıyorsunuz, arabalar patlıyor, araçlar patlıyor, nasıl patlar bu; gaz kaçağından. Gaz kaçağı olduğunda, özellikle LPG'de, yapmanız gereken, kaçakla ateş arasındaki, yani alev arasındaki ilişkiyi ortadan kaldırmak. Bunu kaldırmadığınız... Kaçağı kaldıramıyorsanız, ilişkiyi ortadan kaldırmanız lazım. O zaman, ne olması lazım; LPG istasyonlarında, ateş kaynağından uzak tutacak düzenlemelerin yapılması lazım. Yani, istasyonu, çevrenin etkisinden uzaklaştırmak lazım. Kaçağı önlemiyorsanız, bunu yapmanız lazım. Orada marketin olmaması lazım, okulun olmaması lazım, restoranın olmaması lazım. Onun, ateş kaynağı saçacak bir merkezde olmaması lazım. Orada çalışanların, onu söndürme konusunda bilgi sahibi olması lazım. Kazalar oldu ya, bu kazaların büyük bir çoğunluğu tankerden depoya LPG boşaltılırken oldu, alev aldı ve büyük bir yangına dönüştü.

Arkadaşlar, LPG'de küçük yangını söndürebilirsiniz; ama, büyük yangınları kontrol altına alıp, sonuna kadar yanmasına izin vermek zorundasınız. Böyle, ciddî bir şey var. Burada, mesafeler konusunda da hassasiyet göstermemiz lazım. Şimdi, deniliyor ki... Daha fazla fırsat tanımak için, ha bire mesafeleri kısaltıyoruz yönetmelikte. Bu mesafeleri yeniden düzenlemek lazım ve mesafeleri nasıl alıyoruz, biliyor musunuz; istasyondan okula, okulun neresine; binasına. Olmadı!.. Arkadaşlar, uzaklıkları, mutlaka parsele göre belirlemek lazım. Sen, şimdi, derslikte ders yapan öğrenciyi koruyacaksın da, bahçesinde oynayan öğrenciyi korumayacak mısın?! İşte, okulu ölçü alırsan, bahçedeki öğrenciyi tehlikeye sokuyorsun. Mutlaka, uzaklıkların parselden parsele verilmesi lazım; bu, birincisi. İkincisi, böyle bir istasyon varsa, parseller arasında itfaiyenin geçiş alanını sağlayacak yolları ve düzenlemeleri de yapmanız lazım. Müdahale edilemeyecek bir istasyonun var olması mümkün mü?! Böyle bir şey mümkün mü değerli arkadaşlar?! Peki, bunu kim yapacak? Üç şekilde yapmalıyız: Sanayi Bakanlığı, belki Ulaştırma Bakanlığında Karayolları, taşıtlarla ilgili kanunlarda doğru düzenleme yaparak; ama, müşterek akılla düzenleme yaparak yapacaksınız bunu; ama, ben...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Seyhan, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Bu bölümünü toparlamaya çalışıyorum.

Değerli arkadaşlar, bunların düzenlemesini, biraz sonra, oluşan diğer tehditleri size anlatmaya çalışacağım, taleplerle birlikte.

Bunları ortadan kaldırmak için, bir kere, sağlıklı ve bütün olarak düşünmek şart; ortak amaç, ortak hedef olmalı; ama, bu şekilde olmaz. Sanayi Bakanlığı ayrı düşünüyor, Enerji Bakanlığı ayrı düşünüyor, EPDK ayrı düşünüyor, Hazine Müsteşarlığı ayrı düşünüyor. Böyle, müşterek menfaatlı bir kanun çıkarmak mümkün mü?! En azından, şu kanunun birkaç maddesinde, Sanayi Bakanlığı ile Enerji Bakanlığının farklı düşündüğünü biliyorum, EPDK'nın daha farklı düşündüğünü biliyorum. Böyle hükümet edilir mi?! Böyle bir şey olur mu?! Hani kurumlar arasında istişare?! En azından, çevresel etkiler ve koruma açısından birsürü öneri var. Arkadaşlarımız geç kalmış olabilir. Makine Mühendisleri Odası bu kadar bir kitap yolladı, onlar da, kendi adlarına meslek disiplinlerini korumaya çalışıyor; ama, Türkiye'de güvenliğe katkı vermeye çalışıyor. Bunların merkezindeki şey, ortak akıldır; bunu da yapmak, Enerji Bakanlığımızın, bu kanunun sorumluluğunu alan bakanlığın görevidir. Duyup geçmeyeceksiniz. Yanlış biliniyorsa, öğreteceksiniz; sizin işiniz bu. Biz eleştireceğiz, siz kızmayacaksınız. Gelip bizi ikna etmeye çalışacaksınız. Bilmiyorsak, öğreteceksiniz. İnsanlar iyi bir şey yaptığında kendiyle gurur duyar; ama, ben, en çok, öğrendiğimde kendimle gurur duyuyorum. Halk için, vatandaş için bir şey öğretecekse, ben, o insanın karşısında saygıyla saatlerce dinlemeye hazırım. Bu ülke bizim, bu ülke hepimizin. İnsan sağlığına bir zerre zarar getirmeyecek her tür düzenlemeye varız; ama, bunu yaparken bu işe gönül koymuş dürüst vatandaşların da haklarını gasbetmeyelim.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Seyhan.

Tasarının tümü üzerinde AK Parti Grubu adına söz isteyen, Düzce Milletvekili Fahri Çakır.

Buyurun Sayın Çakır. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 723 sıra sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu Tasarısı üzerinde Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, benden evvel konuşan değerli Cumhuriyet Halk Parti sözcüsü Tacidar Seyhan Bey, rakamsal değerlerle ve bu kanundaki kaygılarını teferruatıyla ortaya koymaya çalıştı. Katkılarından dolayı ben kendilerine teşekkür ediyorum. Komisyonda da birlikte, beraberce çalıştık; bu sektörün bu kanuna ihtiyaç duyduğu hepimiz tarafından belirlendiği ve kabul edildiği için birlikte bir çalışmanın ürünüdür. O nedenle, bu kanuna muhtaç olduğumuzu bir kere daha ifade etmek istiyorum; ancak, elbette ki "bu kanun bu sektörün sorunlarını tümden çözüyor mu" dersek, bu, çok iddialı bir söz olur; ama, azamî derecede çözdüğünü ifade etmek durumundayım. Hiç kanunu yokken, tamamen piyasa keşmekeş bir durumdayken, âdeta kim ne biliyorsa onu uyguluyorken mutlaka bir kanuna ihtiyaç vardı, biz de bu kanunu yapmaya çalıştık. Elbette ki, aksaklıklar, belli eksiklikler varsa, bilahara yönetmeliklerle düzeltilebilir ya da çok etkin bir denetim mekanizmasıyla -ki, buna katılıyorum- hiç şüphesiz, var olan eksiklikler, bilahara da giderilebilir olacaktır.

Değerli arkadaşlar, LPG diye adlandırılan sıvılaştırılmış petrol gazının -değerli arkadaşım da ifade ettiler hiç şüphesiz- hampetrol ve doğalgazdan elde edilen bütan ve propan karışımı bir gaz olduğu herkes tarafından bilinmektedir.

Büyüyen ekonomimiz ve gelişen teknoloji nedeniyle ülkemizin enerji ihtiyacı her geçen gün artmakta olup, gerek coğrafî konumu gerekse dünya konjonktüründeki değişimler sonucu ülkemiz lehine yeni imkânların oluştuğu günümüzde, enerji ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik olarak geliştirdiğimiz programlar, Avrupa Birliğine uyum süreci doğrultusunda mevcut mevzuatın yeniden yapılandırılmasını zorunlu kılmıştır.

Bu sebepledir ki, akaryakıt, doğalgaz ve elektrik sektörünün kendi faaliyetlerini düzenleyen kanunları hayata geçirdiğimiz gibi, büyük bir kitleyi, onların can ve mal güvenliğini ilgilendiren bir enerji türü olan sıvılaştırılmış petrol gazı, yani LPG sektöründe de arzu edilmeyen müessif olaylar, sektöriçi meydana gelen rahatsızlıklar, yetki karmaşası, tüketiciye zarar veren oluşumlar çok sıkça görülmeye başlanmıştır. Hızla artan bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için, yaklaşık kırk yıldan beri tebliğ, yönetmelik ve kararnamelerle yönetilen bu sektör acilen kanunî bir düzenlemeye, disiplin altına alınmaya ve bir düzene konulmaya muhtaç olduğundan dolayıdır ki, bu kanuna ihtiyaç duyulmuş ve Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanun Tasarısı hazırlanmıştır.

Değerli arkadaşlar, bu tasarı, 59 uncu cumhuriyet hükümetinin benimsemesi, sektörün tüm temsilcilerinin görüşleri alınarak, ilgili bürokratların özverili çalışmalarıyla ve Sanayi ve Ticaret Komisyonunda da enine boyuna görüşülerek, Genel Kurulun huzuruna getirilmiştir.

Sayın milletvekilleri, LPG sektörü, sanıldığından daha yüksek hacimli, finansal değeri oldukça yüksek, katmadeğeri ciddî, potansiyeli coğrafyamızın neredeyse tümüne yayılmış, insanlarımızı yakından ilgilendiren bir durum arz etmektedir. Ülkemizin LPG ihtiyacının yüzde 20'si mevcut rafinerilerimizden, kalan yüzde 80'i ise ithal yoluyla yurdumuza getirilmektedir.

Yıllık tüketim miktarı 4 000 000 ton mesabesindedir. 2000'li yıllarda 4 500 000 ton olan bu tüketim, 2001 ve 2002 krizleriyle, 2001 kriziyle özellikle düşüş göstermiş, hükümetimizin özverili çalışmaları, ekonomide sağladığı istikrarın da katkılarıyla, tekrar, tüketim, 2003 itibariyle yükselme trendine girerek, 2004 yılında 3 800 000 ton olarak gerçekleşmiştir.

Değerli milletvekilleri, bahse konu olan bu LPG, kullanım biçimiyle beraber adlandırılarak üç şekilde tanımlanmaktadır. Yüzde 48 oranında -ki, bu oran yaklaşık yarıya yakındır- tüplü gaz diye adlandırılır, bildiğimiz şekliyle, tüp şekliyle tüketiciye ulaşır ve bu şekilde tüketilir. En yaygın olan ve en köklü olan budur. Yüzde 15 oranında da dökmegaz şekliyle tüketilmektedir. Yüzde 37 oranında da otogaz olarak tüketiciye ulaşmaktadır.

İthalatın yüzde 40'ı TÜPRAŞ tarafından, kalan yüzde 60'ı da ithalatçı ve dağıtıcı firmalar tarafından yapılagelmekte.

Sektörün yıllık iş hacmi 4-4,5 milyar dolar mesabesinde olup, devlete, bütçeye katkısı 2,2 milyar dolar civarındadır.

Ülkemize LPG 1961 yılında girmiş olup, her geçen yıl kullanımı artarak devam etmektedir.

Bu sektörde -değerli arkadaşım rakamı 57 olarak verdi- 52 pazarlama ve dağıtım şirketi mevcuttur; yurt sathında yaklaşık 15 000 tüpgaz bayii vardır, 4 000 civarında da otogaz istasyonu. Bu sektörde de, 450 000 civarında istihdam vardır.

Tüplü LPG, neredeyse, herkesin de hayatında karşılaştığı bir enerji türü; çünkü, yurt sathı mahallindeki yaklaşık 15 000 000 haneden 13 500 000'i bir şekilde tüpgazı veya LPG'nin diğer türlerini kullanmaktadır.

Bilindiği gibi tüpgaz, kamp tüpü olarak 2 kilogramlıktan başlar, 12 kilogramlık mutfak tüpü, 24 kilogramlık ticarî tüp ve 45 kilogramlık sanayi tüpü şeklinde yüzde 48 tüketim oranıyla, halkın, bir şekilde enerji ihtiyacını sağlar.

Değerli arkadaşlar, tüketimin yüzde 48'ini ihtiva eden tüplü gaz, genellikle, kırsal kesim ve kentsel kesimde birlikte kullanılmaktadır. Bir de, doğalgaz var ki, doğalgaz, daha ziyade, kentsel kesimde, kentlerde, kentlerin de gelir grubu yüksek kesimlerinde, evvela, metropollerde kullanılan bir gaz türüdür. O nedenle, doğalgaz ile LPG'yi, yani, sıvılaştırılmış petrol gazını birbirine rakip gibi görmememiz lazım geldiğine inanıyorum.

Değerli arkadaşlar, tüplü gaz, hanelere, mutfağa girdiği için, âdeta, insanımızla özdeşleşmiş olup, can ve mal güvenliğini tehdit etmeden cihaza bağlanması zorunludur. Bu ayrıntılar dahi kanun tasarısında yer almıştır.

Tüplü gaz, 81 il, 700 ilçe ve 1 000'den fazla beldede tüketiciye dağıtılmakta ve yaklaşık 15 000 bayii, 30 000 de tali bayiiyle birlikte, 50 000 dağıtım aracıyla tüketiciye bir şekilde ulaştırılmaktadır. Tüplü gaz bayileri, hazırlanan bu tasarıya göre, lisans alma mecburiyetinde de değillerdir.

Bu tasarıyla, hedeflenen hizmet -tüketiciye fayda sağlamak bakımından- üçüncü şahıslara zarar verdiğinde, zararın tazminini gerekli kılmakta ve zorunlu sigorta getirmektedir; bu da, tüketici hakları açısından önemli bir katkı demektir.

Tüplü LPG, standartlara uygun doldurulduğu ve tüp imalatı yine standart ve evsafına uygun imal edildiği takdirde, hiçbir şekilde tehlike arz etmeyen bir biçimde kullanılabilmektedir.

Tasarıda, tüm görevlilerin eğitimleri de mecbur kılınmıştır. Bu tasarıyla, tüplü LPG bayilerine birtakım yükümlülükler de getirilmiştir. Tasarıya göre, bayiler, tüplerini, bayii oldukları dağıtıcılardan temin etmek; hiçbir şekilde LPG dolum işlemi yapmamak ve işyerlerinde, depolarında, nakil vasıtalarında LPG dolumunu sağlayan araç bulundurmamak; ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından gerekli ruhsat, izin ve belgeleri almak; LPG tüp depolarının, nakil araçlarının ve perakende satış yerlerinin teknik düzenlemelere uygun olmasını sağlamak; bağlı bulundukları dağıtıcının yazılı izniyle, aynı dağıtıcıya bağlı diğer bayiler hariç ve diğer dağıtıcıların bayilerine tüp, yani, LPG satışı yapmamak; meskûn mahallerdeki tüp satış yerlerini nakil, itfaiye ve cankurtaran araçlarının kolaylıkla ulaşabilecekleri noktalarda kurmak; tüp teslimini ve bağlantısını adreste yapmak gibi yükümlülükler getirilmiştir.

Değerli arkadaşlar, tüplü LPG, usulüne uygun kullanıldığı, dolumu gerçekten tekniğine uygun yapıldığında hiç de tehlikeli bir enerji türü değildir. Tehlike arz eden şudur: Korsan tüp dolumudur. Evsafına uygun olmayan, standardına TSE damgası almayan tüp üretiminin sonucunda, bu tüpler, âdeta, insanımızın başında bomba gibi patlar hale gelmiştir; yoksa, tüpün kendisinde, gazın kendisinde bir kusur, bir eksik olduğundan değil. Bunlar da, bir şekilde, bu kanunî düzenlemeyle beraber zapturapt altına alınarak, disiplin altına alınmaya çalışılmıştır.

Değerli arkadaşlar, LPG'nin bir diğer kullanım biçimi, yeni adlandırıldığı gibi, dökmegazdır. Dökmegaz yüzde 15 nispetindedir; sanayide, sosyal tesislerde bir şekilde enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır.

Otogaz ise, ülkemizde 1996'dan itibaren kullanılan, dünyada 1937 yılından beri araçlarda kullanılan bir enerji türüdür. Türkiye'de takribî 1 200 000 araçta otogaz, gerek orijinal gerek dönüşüm cihazıyla birlikte yapılarak, tesis edilerek kullanılagelmektedir.

Ülkemizde toplam 4 000 otogaz istasyonu mevcut olup, bu istasyonlardan 2 600 adedi benzin istasyonları bünyesinde, 600 adedi münferit ruhsatlı, kalan yaklaşık 700-800 civarındaki otogaz istasyonu da tamamen ruhsatsız konumdadır.

Değerli arkadaşlar, esas problem, bu ruhsatsız LPG istasyonlarında, otogaz istasyonlarında oluşmaktadır. Ruhsatsız bu istasyonlarda gereksiz dolum yapılmakta, hiç ilgisi olmadığı şekliyle, her gelen tüp bir şekilde buralarda doldurulduğu şekliyle kullanıcıya gittiğinde fevkalade sıkıntı arz etmekte, fevkalade tehlike arz etmektedir. Bu 800 ruhsatsız istasyonun bir şekilde ruhsatlandırılması ya da men edilmesi zarurettir.

Ülkemizde 52 LPG dağıtım ve pazarlama şirketinin mevcudiyetinde bu 4 000 istasyonun yüzde 50'si 6 büyük şirkete, 6 dağıtım firmasına, kalan yüzde 50'si de 46 dağıtım şirketine aittir. Haksız rekabet, kaçakçılık ve uygun olmayan gazlar ruhsatsız istasyonlarda, maalesef, satılmakta ve sıkıntı kaynağı olmaya devam etmektedir. İşte, bu nedenledir ki, bu kanun tasarısıyla, otogaz istasyonlarının ruhsat mevzuatı belirlenmiş, kanunsuz çalışanları da işten men etmeye yönelik hükümler getirilerek, sektör disiplin altına alınmaya çalışılmıştır.

Bu tasarıda getirilen müeyyideler bakımından, otogaz bayileri, tek bir dağıtıcıyla sözleşme yapmak ve istasyonunda sadece sözleşmeli olduğu dağıtım şirketince ikmal edilen LPG'yi satmakla yükümlü kılınmış, otogaz istasyonları için ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından gerekli ruhsat, izin ve belgeleri alma zorunluluğu getirilmiş, otogaz istasyonlarında LPG'yle çalışan araçlara otogaz LPG ikmali yapmak, otogaz istasyonlarında LPG tüpü dolumu ve satışı yapmamak, LPG tüpü dolumuna yarayan hiçbir alet, makine ve teçhizatı istasyon dahilinde bulundurmamak, anlaşma yaptıkları dağıtıcının tescilli markası ve amblemini istasyonunda görülebilecek bir yere koymak, istasyonlarda sorumlu müdür çalıştırmakla yükümlü kılınmışlardır.

Değerli arkadaşlar, LPG piyasasında kaçak faaliyetlerin, haksız kazancın temel nedenlerinden bir tanesi de vergilendirme politikasında yatmaktadır.LPG'nin kullanım maksadına göre; yani, tüpgaz, dökmegaz ve otogaz olarak belirlenen biçimde, farklı ÖTV'ye tabi olması, düşük ÖTV'yle alınan, örneğin, tüplü LPG ve dökme LPG'yi otogaz olarak yüksek ÖTV'li satışa sunmak, haksız kazanca neden olmaktadır. Bu ÖTV farkı, bilhassa, ruhsatsız istasyonlarda değişik maksatla alınan LPG'nin satışıyla piyasanın dengesini bozmakta ve haksız kazanca sebep olmaktadır.

Değerli arkadaşlar, buraya bir vurgu yapmak istiyorum; sadece, burada, istasyon sahipleri bayileri suçlamak değil... Eğer bir kanunsuzluk oluyor, kaçakçılık oluyor, haksız kazanç oluyor, bu da tehlike arz ediyor, halkın can ve mal güvenliğini tehdit ediyorsa, bunun tek müsebbibi, elbette ki, bayiler değildir; bayilere gaz veren dağıtıcı firmalar da en az bu işi istasyonda satan istasyon sahipleri kadar sorumlu ve suçludurlar. Rakamsal farkları ciddî boyutta olduğu için, suiistimali özendiren bir biçimde haksız rekabet yaratmakta ve tehlike de yine -söylediğim gibi- buralarda oluşmaktadır. Yaklaşık 270-280 000 lira mesabesinde ÖTV farkı, maalesef, özendirici olmaktadır. Bu nedenledir ki, ruhsat konusu, ilgili taraflarca oldukça fazla tartışılmış ve en son karara bağlanmıştır. Evvelce, GSM konusunda -yani, gayri sıhhî müessese ruhsatı- ilgili polis, jandarma, çevre, sağlık, mülkî idare veya yerel yönetimlerden alınmış ruhsatların devamı hakların korunması bakımından faydalı olmuştur; çünkü, GSM ruhsatı, mevcut mülkî idareden, o zaman, devletin öngördüğü, resmiyetin öngördüğü biçimde alındığı için, GSM ruhsat sahiplerinin devamında bir haklılık payı vardır.

Bu tasarıyla, dünyada ve Avrupa Birliği ülkelerinde değişikliklere uyum açısından sektörün korunması, sektöre gereksiz müdahalelerin yapılamayacak olması, böylece, özel teşebbüsün, serbest piyasa ekonomisine geçişine imkân sağlayacak ve rekabetçi bir ortam yaratılmış olacaktır. Böylece, tüketicilere, rekabetçi ortamda, güvenle, ekonomik bir şekilde LPG ürünü kullanma imkânı sağlanmış olacak, bu kanunla, sektörün ihtiyaç duyduğu ve gerekli olan tüm düzenlemeler, azamî miktarda yapılmış olacaktır.

Ürünün temininden nihaî tüketiciye kadar ulaşmasında geçen safahatın tariflerinin yapılmış olması, ürünün, ülkemize girişi, tesislere boşaltılması, depolanması, tüplere dolumu, bayilere sevk, tüplü gaz ve otogaz bayiliklerinin faaliyetlerinin tanımının yapılması ve tüm işlemlerin kayıt altına alınması kanunun en önemli özelliğidir.

Değerli milletvekilleri, bu tasarıyla, sektörün tüm faaliyetleri düzenlenmiş, kayıt altına alınmış, yapılacaklar ve yapılması gerekenler belirtilmiş ve müeyyideleri gösterilmiştir. Yetkili ve sorumlu kurullar belirtilmiş olup, cezaları da peşinen tespit edilmiştir. Önemli bir rahatsızlık bu kanunla giderilmiş olacaktır. Tasarıda hedeflenen amaç, hiç şüphesiz, LPG ürününün, güvenli ve ekonomik olarak oluşturulan rekabet ortamında kullanıcılara sunulmasıdır.

Değerli arkadaşlar, konuşmamın özetinden de anlaşılacağı gibi, LPG sektörünün temel meselesi iki önemli noktaya oturmakta; bir tanesi, kaçak otogaz istasyonları ve buralarda yapılan kanunsuz dolumlar; diğer kısmı, evsafına uygun olmayarak üretilen tüplerin, bir şekilde, doldurulup, halka sunulması.

Elbette ki, bunlar ortadan kalktığında, hiç de tehlikeli olmayan bir enerji, hiç de, bu tür, insanların can ve mal güvenliğini tehdit eder bir enerji olmaması en mahal yoldur; yeter ki denetim yapılsın, yeter ki mevzuat belirlensin, yeter ki bu kanun uygulansın. Elbette ki, bu kanunun uygulayıcıları insanlar. Hiç şüphesiz, belli aksamalar olacaktır; ancak, var olan aksamalar, uygulanma biçimini gördüğümüz süre içerisinde, zamanla giderilecek, insanlarımıza faydalı bir hale getirilmiş olacaktır.

Değerli arkadaşlar, ülkemizde -çok üzerinde durulduğu için, birkaç cümleyle sözümü bitirmiş olacağım- 1 200 araçtaki otogaz kullanımının, orijinal imalatın ötesinde, kahir ekseriyeti dönüşüm cihazlarıyla sağlanmıştır. Bu dönüşüm cihazları piyasada çokrenklilik arz etmekte, bu dönüşüm fotoğrafında, bir cihazın, 300 000 000 liradan 1 700 000 000 liraya kadar, araçlara, dönüşüm olarak takıldığı bilinmektedir.

Bu cihazların bir kısmı yerli, bir kısmı ithaldir; yani, Avrupa'dır. Ayrıca, bu cihazların takıldığı araçlar da çok önemlidir. Bu ülkede, neredeyse benimle yaşıt araçlara cihaz takılarak, maalesef, insanlarımız taşınmaktadır. O nedenle, bu cihazların takılması, bu cihazların bir şekilde denetlenmesi gerekli olabilir. Elbette ki, bu, ciddî anlamda ele alınacak bir iş olarak görülebilir; ancak, mevcut mevzuat çerçevesinde, bunlara azamî derecede müeyyideler getirmek, kanunun da birinci derecede önceliklerinden olmuştur.

Değerli arkadaşlar, bir de, 52 dağıtım şirketinin, kendi arasında hacim grafiği de çok zikzaklıdır. 52 dağıtım şirketi, yılda 4,5 milyon ton gazı bir şekilde dağıtmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çakır, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

FAHRİ ÇAKIR (Devamla) - En düşük 5 000 ton kapasiteli dağıtıcı firmadan, yıllık hacmi 1 000 000 tona kadar ulaşan dağıtım şirketi mevcuttur. O nedenle, bu, kombine düşünülecek bir mevzu olup, kanun, hem dağıtım firmalarını hem bayileri hem bir şekilde tüketiciyi disiplin altına alma bakımından faydalıdır. O nedenle, bu tasarının, kanunlaşarak, inşallah ülkemize, milletimize, sektörümüze hayırlı olmasını temenni ediyor, Yüce Meclisi bir kere daha saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çakır.

Tasarının tümü üzerinde şahsı adına söz isteyen Adana Milletvekili Sayın Ayhan Zeynep Tekin Börü?.. Yok.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Sayın Başkan, CHP Grubu adına da Nuri Çelik konuşacaklar.

BAŞKAN - Sayın Anadol, niye acele ediyorsunuz?!..

Tasarının tümü üzerinde Hükümet adına söz isteyen Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler.

Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sıvılaştırılmış petrol gazları, LPG kanununa ihtiyaç duyulmasının gerekçeleriyle birlikte, bu yasa tasarısı hakkında bazı temel bilgiler arz edeceğim.

1961 yılında ülkemiz sıvılaştırılmış doğalgazla tanışmış. O zamanlar 4 tane firma varmış, şimdi 56 firma var.

Bu sıvılaştırılmış doğalgazın yüzde 15'i petrolden üretiliyor, yüzde 85'i de doğalgazdan. Şu anda Türkiye'de toplam olarak 15 000 000 konutu var kabul edersek, bunun 13,5 milyonu sıvılaştırılmış doğalgaz, yani, bizim tüpgaz dediğimiz gazı kullanıyor. Ayrıca da, 1 000 000 araç, otogaz dediğimiz sıvılaştırılmış petrolgazını kullanıyor.

2004 yılında rakamlara baktığımız zaman, beş yıl içinde yüzde 22 artış var; yani, bu sıvılaştırılmış gaz piyasası giderek büyüyor ve 4,1 milyon tonluk da yıllık kullanım miktarı var. Bunun dağılımı şöyle: Yüzde 44'ü evlerde kullanılıyor, yüzde 23'ü sanayide kullanılıyor, yüzde 33'ü de otomobillerde kullanılıyor. Bunun yüzde 20'si yerli, yüzde 80'i ithal. İthalin de yüzde 26'sını TÜPRAŞ, yüzde 74'ünü dağıtım firmaları oluşturuyor ve 30,8 milyon ton/yıllık petrol tüketiminin yüzde 13'ünü bu gaz oluşturuyor. Dolayısıyla, 25-30 milyar dolarlık bir piyasa var; yatırım miktarı bu; toplam yatırım miktarı 25-30 milyar dolar. İş hacmi de, yılda 4,5 milyar dolar. Vergi olarak da -biraz önce Sayın Milletvekilim de ifade etti- 2,2 milyar dolarlık bir vergi kazancı söz konusu.

1961 yılında 4 adetken, şu anda 56 büyük firma bu işi yapıyor Türkiye'de. Rakam olarak da baktığımız zaman, 15 000 tüplü bayi var, 4 000 de otogaz bayii var, toplam 19 000 bayi yapıyor. Tali bayiileri de 30 000 civarında. Dolayısıyla, 450 000 kişilik de bir iş hacmi oluşturulmuştur. Türkiye, İtalya'dan sonra ikinci büyük piyasa durumunda Avrupa'da.

Şimdi, biz bu sektörün önemini de gözönüne alarak, hükümet olarak, serbest piyasaya geçene kadar, yani, yılbaşına kadar, iki sene içerisinde buna özel bir politika uyguladık; çünkü, bu, geniş halk kitlelerinin, dargelirlilerin kullandığı bir yakıt türü olduğu için, petrolde yüzde 70'i bulan artışlar olduğu halde, biz, tüpgazlarda yüzde 9,67 zam yaptık; yani, özellikle bunu halkımıza yansıtmadık ki, fakir fukara, dargelirli halkımız bundan etkilenmesin diye.

Otogazda da bu oranı yüzde 13,18 civarında tuttuk; yani, birini yüzde 13 yaptık, diğerini de yüzde 9,67 yaptık. Bunu, özellikle yansıtmadık; bu, bizim Hükümetimizin ve Bakanlığımızın hassasiyetle üzerinde durduğu bir politika oldu.

Şimdi, bu yasayla neler getiriyoruz; birincisi, dağıtım, taşıma, depolama ve tüp imalatı faaliyetleri gibi piyasa faaliyetlerinde bulunmak isteyen özel ve tüzelkişilere, lisans alma zorunluluğu getiriyoruz; yani, mutlaka lisans alacaklar.

İkincisi, kurulduğu dönemdeki mevzuata göre gayri sıhhî müessese ruhsatı veya kısa adıyla GSM ruhsatı almış otogaz istasyonlarının kazanılmış haklarını saklı tutuyoruz.

Yurt dışından LPG temin edecek şirketlere, rafineri veya dağıtıcı lisanslarına sahip olmaları şartını getiriyoruz. Bu da önemli bir karar; yani, lisans alma zorunluluğuyla birlikte, bir de ayrıca, rafineri ve dağıtıcı lisanslarına sahip olmaları şartını getiriyoruz.

Ayrıca, ithalatın, ihtisas gümrüklerinden yapılmasını zorunlu kılıyoruz. Bu da son derece önemli; çünkü, özel bir üründür; bu özel ürünün özel bir gümrükleme mevzuatına uyması lazım. Onun için, ihtisas gümrükleriyle bu işin yapılmasını zorunlu kılıyoruz.

Ayrıca, dağıtıcılar, otogaz istasyonlarına ve sözleşmeli dökmegaz kullanıcılarına LPG ikmali yaparken, mülkiyeti ve tasarrufu altında tescilli markasının teknik düzenlemelere uygun olmasından sorumlu olup, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından gerekli izin ve ruhsatı almamış olan otogaz istasyonlarına ikmal yapamayacakları şartı getiriyoruz. Bunu da zapturapta alıyoruz. Çünkü, müessif kazalar oldu, can kayıpları oldu, mal kayıpları oldu. Bunlara bu yeni yasayla bir önlem getirmiş oluyoruz, ciddî bir tedbir getirmiş oluyoruz.

Ayrıca dağıtıcıların 1 adet LPG dolum ve depolama tesisine sahip olmaları halinde, sadece tesisinin bulunduğu il ile komşu illerde otogaz dağıtımı faaliyeti yapmasına müsaade ediyoruz. Yani, 1 adet LPG dolum tesisi varsa, depolama tesisi varsa, bulunduğu ilde ve komşu illerde otogaz dağıtım faaliyeti yapmasına izin veriliyor. Ayrıca, dağıtıcıların, yurtiçi pazar payına en fazla yüzde 45 olarak sınırlama getiriyoruz; bu da önemli.

Bunun dışında, dağıtıcıların, teknik düzenlemelere uygun depolama, dolum tesisi ve LPG tüplerine sahip olmaları zorunluluğu getirilerek, ikmal ettikleri günlük ortalama LPG miktarının en az 20 katını depolarında bulundurmaları şartı konuyor. LPG'nin tüketiciye intikaline kadar geçen safhada halkın can ve mal güvenliği açısından teknik düzenlemelere uyulması ve gerekli emniyet tedbirleri alındıktan sonra LPG tesis ve tesisatlarının kurulup, işletilmesi sağlanıyor. Burada emniyet, birinci önceliği alıyor.

Onun dışında, lisans kapsamında yürütülecek faaliyetler sigorta kapsamına alınıyor ve bu sigortayla ilgili muafiyetler de, EPDK tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenecek. Yurtiçi ve yurtdışı kaynaklardan temin edilen sıvılaştırılmış petrolgazının, yani LPG'nin, doğrudan veya işlenerek, güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumu sağlanıyor. Rekabet esas; yani, bizim daha evvelden de Petrol Piyasası Yasasında yaptığımız gibi, doğalgaz ve elektrik yasalarında da yapıldığı gibi, artık, sıvılaştırılmış tüpgaz da doğrudan doğruya tam bir rekabet ortamı içinde belli emniyet kurallarına uygun olarak satılacak ve tüketicilere, kullanıcılara sunulacak.

Bunun dışında, LPG dolum tesislerinde, otogaz istasyonlarında işlerin yetkili bir uzmanın gözetiminde yürütülmesi için de bir sorumlu müdür bulundurulmasını da biz mecburî kılıyoruz.

Onun dışında, piyasa faaliyetlerinde çalışacak personele zorunlu eğitim getiriyoruz. Öyle, sokaktan bulunup getirilen adamlar bu işlerle iştigal etmeyecek, bunların mutlaka bir eğitimden geçmesi lazım; çünkü, ciddî bir konu; sağlık açısından, çevre güvenliği açısından ve mal güvenliği açısından son derece önemli; mutlaka, bunun için de bir zorunlu eğitim şart.

Onun dışında, LPG ile ilgili kamu kurum ve kuruluşları arasında koordinasyonun temini sağlanıyor. Aslında, bu kamu kurum ve kuruluşları arasında koordinasyon var; yani, biraz önce bahsedildi, Tacidar Bey de özellikle bunu vurguladı; aslında, kurum ve kuruluşlar arasında bu koordinasyonu biz çok önemsiyoruz. Gerek Sağlık Bakanlığı gerek Sanayi Bakanlığı gerek EPDK ve gerekse diğer kuruluşlarla biz bu koordinasyonu zaten sağladık. Bu yasa çıkarılırken de onlarla beraber, sivil toplum örgütleriyle ortak çalışmalar yapılarak bu taslak zaten ortaya çıktı. Ayrıca da komisyonda da gene aynı katılımcıların daha geniş bir şekilde katılımlarıyla bu hale geldi. Bugün de zaten bu yasayı gene birlikte sizlerle görüşüyoruz. Henüz yasalaşmadığı için de değerli önerilerinize ve katkılarınıza biz ayrıca hazırız ve bunu da şimdiden peşinen teşekkürle karşılıyoruz.

Özet olarak bakacak olursak, LPG Piyasası Kanunu, lisans almadan faaliyet yapılması, standartdışı ürün satılması, rekabeti bozucu ve engelleyici faaliyetlerde bulunulmaması, lisanstaki faaliyetlerin gereklerinin yapılmaması gibi durumlarda 200 000 000 ile 50 000 000 000 Türk Lirası idarî para cezaları getirildi bunlarla ilgili olarak; yani 200 Yeni Türk Lirasıyla 50 000 Yeni Türk Lirası idarî para cezaları geldi ve idarî para cezaları, her yıl, yeniden değerlendirme oranında artırılacak. Eğer, lisans sahiplerince, lisanslarında kayıtlı hususlara, bu kanuna göre hazırlanmış yönetmeliklere ve kurumun yazılı talimatlarına uyulmaması hallerinde, 30 günden az 180 günden çok olmamak üzere faaliyetlerini geçici olarak durdurabileceğiz ve bunun neticesinde, yapılacak soruşturma neticesinde, lisansların iptali hususu da, ayrıca burada düzenlendi. Yani, sıkı bir kontrol ve denetimle işler yürüyecek.

Şimdi, olaya bir bütün halinde baktığımız zaman, işin, sektörün disipline edilmesi gereği var; Avrupa Birliğine uyum sağlama gereği var; Avrupa Birliğiyle uyumu sağlarken, ileriye dönük olarak yapılması gereken çalışmalar var; serbest piyasa şartlarının sağlanması burada çok ciddî olarak ele alınıyor. Her faaliyetin tarifinin yapılması ve kayıt altına alınması var; çünkü, çok başıbozuk ve kontrolsüz bir şekilde yürütülüyordu bu çalışmalar maalesef; onlar, ancak, şimdi, bu yasayla düzeltilmiş olacak. Görevli birimlerin ve müeyyidelerin belirlenmesi gerçekleştiriliyor ve onun dışında da, yatırımcıya ve yabancı yatırımcıya da güvence sağlanmış oluyor.

Şimdi, bir bütün olarak olaya bakacak olursak, bizim, 13,5 milyon hanede 65 000 000 kişinin kullandığı 81 ilde 700'ü aşkın ilçede ve 1 000'i aşan beldede dağıtım ağı bulunan, bünyesinde 15 000 bayi, 30 000 yanbayi ve 4 000 adede ulaşan otogaz istasyonu ve 50 000 araçla hizmet sağlayan 30 milyar dolar yatırım hacmi olan, 4,4 milyar dolarlık iş hacmiyle 2,2 milyar dolarlık vergi üreten, yanıcı ve patlayıcı özelliği bulunan -yani, bir yerde tehlikeli sayılan- bir yakıt türü, artık, zapturapta alınmış oluyor, kontrol altına alınmış oluyor ve bize yakışan, insan sağlığına, çevreye saygı oluşturan bir şartta bunların kullanılması gerçekleştirilmiş oluyor.

Tabiî, ekonomide hızlı bir değişimimiz var. Avrupa Birliği ilkelerine uyum sağlama açısından da sektörün böyle bir kontrol içinde olması, zaten, gerekmekteydi ve bunu, biz, zaten, Avrupa Birliği meselesi olmasa da ele alacaktık. Bu çalışmayı, hükümete gelir gelmez, iktidara gelir gelmez ele aldık ve geliştirdik bu çalışmaları.

Şimdi, serbest piyasa şartlarının sağlanması açısından da, bu, son derece önemli; çünkü, standartdışı ürünlerin kullanılması tüketici açısından çok büyük dezavantajlar taşıyordu. Hem onlar eksik gramajlı -tabiri caizse- ürün kullanıyorlardı hem de bu standartlar uygun olmadığı için kalori bazında da önemli kayıplar meydana gelmekteydi.

Biz, burada, bütün birimleri, tüketiciyi, bayileri, bunların müeyyidelerini çok net bir hale getirmiş olduk. Burada, LPG'nin, yani, sıvılaştırılmış petrol gazının birincil enerji içinde payı yüzde 5 civarında. Biz, tabiî, bunun, mümkün olduğu kadar yerli kaynaklarla oluşması için ilave tedbirler almaktayız.

Ben, bu tasarının bu hale gelmesinde emeği geçen, başta, Cumhuriyet Halk Partisinin değerli milletvekilleri ve komisyon üyeleri olmak üzere, sizlere teşekkür ediyorum. Bütün bürokratlara, sivil toplum örgütlerine ve aynı zamanda piyasanın bütün aktörlerine -onlar çok aktif katılımlarda bulundular, onlara- peşinen teşekkür ediyorum.

Bundan sonraki katkılarınız için de, ayrıca, peşinen teşekkür ediyorum ve ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyor; saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Sayın Bakan, operasyon var, ucu açık; nereye kadar gidiyor? O konuda bir bilginiz var mı?

BAŞKAN - Tasarının tümü üzerinde şahsı adına söz isteyen Manisa Milletvekili Nuri Çilingir; buyurun.

NURİ ÇİLİNGİR (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 723 sıra sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu Tasarısı üzerinde, şahsım adına söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Meclisimizin bir geleneği vardır; tümü üzerinde görüşmeler tamamlandıktan sonra bakanlar söz alıp, açıklamalarda bulunur. Nedense, Sayın Bakan, benden önce söz aldı; bunu da anlayamadım; aynı rakamları tekrarlamak durumunda kalacağız.

Kısa adı LPG olan likit petrol gazı, petrolden elde edilen, basınç altında sıvılaştırılan ve bütan ile propan gazının karışımından oluşan yanıcı bir gazdır. Enerji üretimi amacıyla kullanılan fosil yakıtların yanması sonucu meydana gelen ve atmosferde birikimi tehlikeli bir boyuta varan, başta karbondioksit olmak üzere, diğer sera gazları, iklim sistemini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durum, küresel iklim değişikliklerine sebep olmaktadır. Dünyada ve Türkiye'de, LPG, çevre dostu olması, yüksek yanma verimi, kullanım kolaylığı ve her yere kesintisiz ikmal edilebilirliğiyle enerji ihtiyacı olan tüm işletmelerde kullanılabilmektedir.

Tüm dünyada ekonomik ve çevresel nedenlerden ötürü hükümetlerin alternatif yakıt arayışları sonunda, özellikle 1970'li yıllardan sonra LPG'nin araçlarda kullanımı hızlanmıştır. Dünyada motorlu araçlarda LPG'nin kullanımı yeni değildir. Bazı ülkelerde LPG kullanımı çok uzun sürelerden beri devam etmektedir. İtalya ve Hollanda'da, özel araçlar ve taksilerde kırk yılı aşkın bir süredir LPG kullanılmaktadır. İtalya'nın hava kirliliğini azaltmak için iki günde bir trafiğe çıkma yasağı, kısıtlaması 18 bölgede uygulanmaktadır; LPG kullanan araçlar, bu uygulamanın dışında tutulmuştur. Belçika'da LPG'den sıfır vergi alınmaktadır. Diğer taraftan, dünyadaki en büyük otogaz kullanıcısı Japonya, Tokyo'daki taksilerin LPG kullanımlarını zorunlu kılan bir karar alarak, şehir kirliliğine önlem almıştır. Japonya'da otogaz kullanımı diğer şehirlerde de teşvik edilmiş ve Japonya, bugün dünyanın bir numaralı LPG pazarı haline gelmiştir. Bu ülkelerde LPG'nin kullanımı için bütün işlemler bir sistem içerisinde oturtulmuş, gerekli düzenlemeler yapılmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; likit petrol gazının ülkemizde yakıt olarak kullanılmasına 1960'lı yıllarda başlanmıştır. İlkönceleri Marmara Bölgemizde, daha sonra diğer bölgelerimizde kullanımının hızla yaygınlaşması, mutfak kullanımında birincil enerji kaynağı olarak yerini almasını sağlamıştır. Bugün, ülkemizde LPG tüketimi, yaklaşık 3 500 000 ton olup; bunun yüzde 48'i tüplü olarak evlerde, yüzde 16'sı sanayide, yüzde 36'sı da otogaz olarak gerçekleşmektedir. Çok geniş ve yaygın bir kullanım alanı olan LPG'nin petrol ürünleri tüketimi içindeki yeri yüzde 11,8'dir.

 LPG'nin ülkemizde kullanılmaya başlandığı 1961 yılında 4 dağıtım ve pazarlama şirketi faaliyet gösterirken, şu anda, bu sayı 57'dir. Tüplü ve otogaz olarak 19 000 bayi ve bunlara bağlı 30 000 tali bayiin faaliyet gösterdiği sektörde, yaklaşık 450 000 kişi istihdam edilmektedir. LPG kullanım alanının artması, sektörün hızla büyümesine neden olmuştur. Bu büyümeye karşılık, mevcut mevzuat ve denetimler yetersiz kalmıştır. Kısaca değinecek olursak, tüp kontrolleri yeterince yapılmamaktadır. Başka tüplere korsan dolumlar yapılmaktadır. Düzensiz, ruhsatsız olarak kurulan otogaz istasyonları faaliyete geçmiştir. Bu istasyonlarda tüp dolumları yapılmakta, tedbirsiz davranışlar sonucu, can ve mal kaybına neden olunmaktadır. Bazı şirketler, ÖTV sebebiyle, rant elde etme teşebbüslerinde bulunmaktadır. Mevcut uygulamalar birtakım düzenlemeler getirmektedir; ancak, yetersizdir. Halkımızın LPG'ye yoğun talebi ve sektörün büyümesi, bu konuda, ayrı ve yeni bir yasa çıkarılmasını gerekli kılmıştır.

LPG, yapısı itibariyle yakıcı, yanıcı, parlayıcı ve patlayıcı olması nedeniyle, LPG piyasasında faaliyet gösteren tesisler büyük risk altındadır. Bazı tesislerin çeşitli risklerle karşılaşarak devreden çıkması, harap olması veya kullanılamaz duruma gelmesi kamu düzenini büyük ölçüde rahatsız edecektir. Bu risklerin, kamuya yük olmayacak şekilde azaltılması gerekmektedir. LPG tesis ve faaliyetlerine mecburî sigorta yükümlülüğü getirilmesi son derece önemlidir. Gerekli şartları yerine getiren tüketiciler, tüplü gazı kullandıkları süre içerisinde sigorta kapsamında olmalıdırlar.

Bu sektörde hizmet veren çalışanlarımız hiçbir eğitim ve deneyim almadan çalışmaya başlamaktadırlar. Bu ise, hem çalışan hem de vatandaşlarımız için büyük tehlikeler oluşturmaktadır. LPG tesisleri ve otogaz istasyonlarında çalıştırılan insanlarımızın, bu konuda, mutlaka eğitime tabi tutulmaları gerekmektedir. Yürütülen hizmetlerin, konusunda eğitilmiş, eğitim görmüş, yetkili bir uzman denetiminde yapılması son derece önemlidir.

Bugün ülkemizde otogaz ile tüplü gaz arasındaki fiyat farkı ton başına 260 YTL'dir. Aradaki bu fark büyük rant kavgasına sebep olmaktadır. Tüplü gaz veya dökmegaz adı altında aldıkları LPG'yi otogaz istasyonlarında satan şirketlerin devlet tarafından kontrol altına alınması ve takip edilmesi gerekmektedir. Herhangi bir şirket, yeterli bayii veya tüpü olmadığı halde, fizikî olarak satması mümkün olmayan miktarlarda, istediği kadar tüplü gaz alabiliyor. Aslında ne yapıldığı ortada; ama, bu durumdan kimse hesap sormuyor. Söz konusu şirket, tüplü gaz alıp, otogaz istasyonlarına boşaltıyor, şirket ve istasyon sahibi, var olan dağıtım payının üstüne bir de ÖTV farkını ilave ederek büyük kârlara ulaşabiliyor.

LPG'de uygulanan haksız ve yüksek orandaki ÖTV oranı başka, otogaz ve tüplügaz arasındaki ÖTV farkının yüksek olması başka bir şeydir. İki ürün arasındaki ÖTV farkı makul bir seviyede tutulmalı, devletin denetim mekanizmaları da harekete geçirilerek, rantçılara fırsat verilmemelidir. Devletimiz, bu yolsuzluklardan dolayı milyonlarca dolar vergi kaybına uğramaktadır. Bu uygulamanın altında "alabildiğim kadarını alayım, alamadığım kalsın" mantığı yatmaktadır. Halkımıza hizmet olarak geri döneceğine inanmak istediğimiz bu vergi gelirleri, birkısım rantçılara peşkeş çekilemez.

Gerek evlerde gerekse araçlarda ve diğer yerlerde, LPG kullanıcıları da belli standartları gözönünde bulundurmalıdır.

Bu sektör, çeşitli kanunlara dayanılarak çıkarılan kararname, yönetmelik ve teknik düzenlemelerle yürütülmektedir. Mevcut yasal düzenlemelerin bütünlük içerisinde yenilenmesi ve piyasanın bu anlayışa göre düzenlenmesi ihtiyacı vardır. Bu kanun da, bu ihtiyaca cevap verecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çilingir.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Birleşime 15 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 16.10

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 16.30

BAŞKAN: Başkanvekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 63 üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

723 sıra sayılı kanun tasarısı üzerindeki görüşmelere kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

2.- Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/839) (S.Sayısı: 723) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştı.

Tasarının 1 inci maddesini okutuyorum:

SIVILAŞTIRILMIŞ PETROL GAZLARI (LPG) PİYASASI KANUNU VE ELEKTRİK PİYASASI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

BİRİNCİ KISIM

Genel Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam ve Tanımlar

Amaç ve kapsam

MADDE 1. - Bu Kanunun amacı, yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan temin olunan sıvılaştırılmış petrol gazlarının güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde sürdürülmesi için gerekli düzenleme, yönlendirme, gözetim ve denetim faaliyetlerinin yapılmasını sağlamaktır.

Bu Kanun; sıvılaştırılmış petrol gazlarının yurt içi ve yurt dışından temini, dağıtımı, taşınması, depolanması ve ticareti ile bu faaliyetlere ilişkin gerçek ve tüzel kişilerin hak ve yükümlülüklerini kapsar.

BAŞKAN - Madde üzerinde, AK Parti Grubu adına, Van Milletvekili Yekta Haydaroğlu.

Sayın Haydaroğlu, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakika.

AK PARTİ GRUBU ADINA YEKTA HAYDAROĞLU (Van) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu Tasarısının 1 inci maddesiyle ilgili görüşleri bildirmek üzere, AK Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, alternatif bir enerji kaynağı olan ve ülkemizde, ilk defa 1961 yılında kullanılmaya başlanılan sıvılaştırılmış petrol gazı, bileşimi itibariyle yüzde 15'i petrolden, yüzde 85'i doğalgazdan elde edilen ve bu yönüyle diğer petrol ürünlerinden çok farklı olan bir maddedir.

Ülkemizde, tüplü, dökme ve otogaz olmak üzere üç segmentte tüketilen LPG'nin yüzde 20'si rafinerilerimizden, yüzde 80'i ise ithalat yoluyla karşılanmaktadır.

Tüplü LPG, ülkemizin en ücra köşesine kadar ulaşmış ve 15 000 000 haneden yaklaşık 13 000 000 tanesinde mutfak, sıcak su ve ısınma gibi zarurî ihtiyaçlarda kullanılmaktadır.

Dökme LPG, sanayide ve konutlarda enerji ihtiyacı olarak kullanılmaktadır.

Otogaz, otomobillerde, çevre dostu ve ekonomik bir yakıt olarak kullanılmaktadır.

Ülkemizde yaklaşık 1,2 milyon araç LPG ile çalışmaktadır. Önemli bir sektör olan LPG'nin ülkemizde kullanılmasına başlandığı 1961 yılında 4 adet pazarlama ve dağıtım şirketi faaliyet göstermekteyken, bugün itibariyle 53'ü bulmuştur. Halen bu şirketlere bağlı, yaklaşık olarak 15 600 adet tüplü ve 3 658 adedi otogaz olmak üzere 19 000'in üzerinde bayi ve bunlara bağlı 30 000 adet tali bayi faaliyet göstermekte, yaklaşık 50 000 adet dağıtım aracı bulunmaktadır. Yapılan yatırım miktarı 30 milyar dolar, yıllık iş hacmi 4,4 milyar dolar olan sektörün sağladığı yıllık vergi 2,2 milyar dolar ve istihdam sayısı 450 000 kişi civarındadır.

Değerli milletvekilleri, gün geçtikçe, sektörün giderek büyümesine karşılık, gerek mevcut mevzuatın gerekse denetimin yetersizliği, ayrıca, hukukî ve cezaî yaptırımların caydırıcı olma özelliğinin bulunmaması sonucu, sektörde bazı kişi ve firmaların keyfî çalışması, bir dizi sakınca ve olumsuzlukları da beraberinde getirmiştir. Bunları kısaca sıralayacak olursak; yeterli kontrollerin yapılmadığı, tüplere eksik dolum ve başka marka tüplere korsan dolum yapılarak bunların vatandaşlarımıza satılması, rahatsız ve düzensiz otogaz istasyonlarında ev tüpü dolumu yapılması nedeniyle meydana gelen kazalar sonucu oluşan can kayıpları, farklı ÖTV sebebiyle tüplü ve dökme LPG'nin otogaz olarak pazarlanması sonucunda elde edilen yaklaşık yıllık 100 000 000 dolarlık haksız kazanç, sektörde görülen genel olumsuzluklardır.

Sektörün, mevcut yönetmelik, kararname, tebliğlerle ve TSE standartlarıyla Avrupa Birliğine uyum sağlaması mümkün görülmemektedir. Tüketiciye zarar veren oluşumların görüldüğü bu sektörün çalışmalarını düzenleyecek yönetmelik, tebliğ ve kararnamelere dayanak olarak bir kanuna ihtiyaç duyulmuştur ve tüm bu olumsuzluklar gözönünde bulundurularak, görüşülmekte olan kanun tasarısı hazırlanmıştır.

Saygıdeğer milletvekilleri, bu tasarının kanunlaşmasıyla, ürünün ülkemize girişi, tesislere boşaltılması, depolanması, tüplere dolumu, bayilere sevki ile tüpgaz ve otogaz bayiliklerinin tanımı yapılacak ve tüm işlemler kayıt altına alınacaktır. Doğabilecek bir olumsuzlukta yetkili ve sorumlu kurum ve birimler gösterilmiş, cezaları da peşinen tespit edilmiştir.

Bu sektör, yabancı sermaye için cazip bir sektör olmasına rağmen, gereksiz müdahaleler, çalışma şartlarının düzenlenmemiş olması ve piyasa ekonomisine geçilmemiş olması, yabancı sermaye gelişini engellemektedir. Bu kanunla, yabancı sermaye için güven ve istikrar sağlanmış olacaktır.

LPG piyasasında faaliyette bulunacakların hak ve yükümlülüklerini düzenlemekte, üretim ve dağıtım lisansları kapsamındaki faaliyetlerin yapılabilmesi için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan lisans alınması gerektiği hükme bağlanmaktadır.

Otogaz bayileri, LPG tüp dolumu ve satışı yapamayacak, sadece LPG'yle çalışan araçlara uygun otogaz, LPG ikmali yapabileceklerdir.

LPG alım ve taşınmasında fiyatlar, erişilebilir dünya serbest piyasa koşullarına göre teşebbüsler tarafından serbestçe belirlenerek oluşturulacaktır; ancak, LPG piyasasında faaliyetleri ve rekabeti engelleyen, piyasa düzenini bozan etkilerin oluşması halinde, iki ayı aşmamak üzere, faaliyetlerin her aşamasında taban veya tavanfiyat tespitinde ve gerekli tedbirlerin alınmasında kurum yetkili olacaktır.

LPG tesis ve faaliyetleriyle ilgili olarak lisans sahipleri için sigorta yükümlülüğü getirilmiştir.

Konuşmamın başında da belirttiğim gibi, büyük bir pazar payına sahip olan, vatandaşlarımızın hayatında önemli bir yer tutan ve kullanımı her geçen gün daha fazla yaygınlaşan LPG sektöründe ihtiyaç duyulan bütün düzenlemeleri hayata geçirecek bu yasanın ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ederken, böylesine önemli bir kanunun hazırlanmasında emeği geçen tüm şahıs ve kurumlara, siz değerli milletvekillerine AK Parti Grubu adına teşekkür ediyor, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Haydaroğlu, teşekkür ediyorum.

Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına, Adana Milletvekili Sayın Tacidar Seyhan; buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA TACİDAR SEYHAN (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, burada, sizinle paylaşmak istediğim ikinci konu, çok önemli bir yasa kabul ediyoruz, bir düzenleme yasası; ama, bu denetimlerin başında gelen şey, eğitilmiş insangücüdür. Birincisi bu. Eğer biz, piyasada sağlıklı denetim koşullarını yaratacaksak, kurumlarımızda eğitilmiş insangücüne öncelik vermemiz lazım. Eğer, siz, gıda konusunda denetim yetkisi olan birine pompayı denetlettirirseniz, ona ölçtürürseniz vay gele başımıza! Ona da gıdayı ölçtürürseniz -tüketici nasıl korunur diye- ya da ehil olmayan insanı bu işin başına koyarsanız, teknik olarak böyle bir şey yapması mümkün değil. Bunu şu amaçla söylemiyorum: Bu işi yapanların hiçbiri yaptığı işten anlamıyor demiyorum; ama, Türkiye'de teknik bir yetersizlik var. Eğer liyakat sahibi arkadaşlarımızı bu işin başında tutmazsak, bunlarla ilgili kamu niteliğindeki kuruluşları bu işin bir parçası haline getirmezsek, onları dinlemezsek, Türkiye ciddî sıkıntıya girer.

Bakın, kazalar oluyor. Makine Mühendisleri Odası, daha önceki dönemde, bu LPG dönüşümlü otoların denetiminden 2001 yılına kadar sorumlu idi. Şimdi, sorumlulukları, sadece gaz sızdırmazlık koşuluna indirildi; başka hiçbir şeyle ilgilenemiyorlar. Bir etken daha var; bu montajı yapan atölyelerde çalışanların Makine Mühendisleri Odasına kayıtlı olması, ehil kişiler olması yönetmelikle oraya konulmuş. Şimdi, Odanın, meslekî olarak haklı bir talebi var. Deniliyor ki: "Yönetmelik bağlamıyor; bunu kanunlaştırın. Orada çalışacak kişilerin, Makine Mühendisleri Odasından belgeli kişiler olması, orada üye olması bir zorunluluk haline gelsin." Ve bir teklifleri daha var. Böyle olur mu olmaz mı; onu tartışacağız; diyorlar ki, bunu bir sertifikaya bağlayın, eğitime bağlayın. Bu eğitimin müfredatını da biz bakanlıkla birlikte yapalım; burada çalışanlar, kontrolörler, bu eğitimi almış olsunlar, sertifikalandıralım bunu.

Şimdi, bu eğitim çok önemli bir şey; ama, bir odayı, bir meslekî kuruluşu, bir kitle örgütünü denetim mekanizmasının içine almak daha önemli bir şey. Demokrasinin geliştiği ülkelerde bu durum böyle olmalı. Mümkün olduğu kadar, bu kuruluşlarımızı, biz, devlet denetleme erkinin içerisinde yer vererek, kamu yararına çalışmak için özendirmeliyiz. Bunlar da bir kuruluş.

Bakın, neden istiyorum biliyor musunuz; tankerlerde bunlar taşınıyor. İnanın bana, birçok tanker şoförü, gaz sızdırdığı zaman ona karşı ne yapması gerektiğini bilmiyor ya da yangın çıktığı zaman nasıl söndüreceğini bilmiyor, nasıl kontrol altına alınacağını bilmiyor, nasıl tedbir alınır bunu bilmiyor. Eğitimsiz, biz, bu işe nasıl engel olacağız?!

Allahaşkına, ben, onları bırakıyorum, sizlere soruyorum, kendime soruyorum; yolda gaz kaçıran bir arabaya veya yolda gaz kaçağından dolayı yanmaya başlayan bir arabaya müdahale edebilecek, bilgisini aktarabilecek aramızda kaç milletvekili var; yok. Bu bilgisizliği bir kere kabul edeceğiz. Bizler de toplumla birlikte öğreneceğiz, eğitileceğiz; ama, her şeyden önce, bu kurumlarda eğitilmiş insan çalıştıracağız. Bu, insanın doğasındadır; bu, siyasetin doğasındadır değerli arkadaşlarım.

Şimdi, ikmalde özen gösterme, aktarmada özen gösterme; bununla bitmiyor, bununla bitmiyor. İkmalden sonra koruma da söz konusu. Şimdi, hep münferit istasyonları konuşuyoruz; ama, bana sorarsanız, daha önce çıkan yönetmelikte -Sanayi Bakanlığı yetkilisi değerli bürokrat arkadaşım hatırlar- deniliyordu ki: "Şehir içinde LPG istasyonları münferit olarak kurulurlar." Yani, petrol istasyonunda bunların kurulmasına izin verilmiyor idi; sonra ne olduysa, bir yasa çıktı, petrol istasyonlarının içine de yerleştirildi. Önce mesafeler daraltıldı. Petrol istasyonunun içinde, kardeşim, güvenlik tedbirini aldıktan sonra, mesafeler uygun olduktan sonra bu iş olur, niye olmasın; önemli olan güvenliği almak... Güzel; ama, olumsuz bir şey çıktığında felaket haline dönüşüyor. İnsan sirkülesi fazla. Bu nedenle, güvenlik tedbirlerinin yeniden gözden geçirilmesi lazım, mesafelerle ilgili yönetmeliğin yeniden gözden geçirilmesi lazım, Karayolları Kanununda da bu araçların güvenli çalışmasına, güvenli seyrine meydan verecek düzenlemeleri yapmak lazım.

Şimdi, deniliyordu ki, hiç mi... Peki, yapılmıyor mu; yapılan var. Vatandaş da uymuyor. Aslında, LPG, bir projeyle dönüştürülüyor araçta. Gidiyorsunuz, onun projesi çizdiriliyor -benzin deposuna da dokunmamak lazım, o projeyi hiç bozmuyor- TSE standartlarına uygun malzeme belirlenmiş, nasıl montaj yapılacağı belirlenmiş, projesi çiziliyor, dönüştürülüyor. Bu dönüşümü sağlayan araçlar, trafiğe gidip ruhsatına bu dönüşümü işletiyor; ama, yasal olarak yönetmeliklerde şu zaten sınırlanmış; denilmiş ki: "İşletmekle yükümlüdür." Aslında otogaz istasyonu da, ruhsatta o işlemeyi gördükten sonra, o araca, LPG vermek zorundadır; ama, şimdi, bu koşulda, bunu böyle denetlemek mümkün değil.

Geliyor, gaz satabilmek için, ver yavrum diyor, parayı almanın dışındakilere istasyon bakmıyor. Bu şekilde denetlemek mümkün mü?! Belki bir barkoda bağlanabilir, belki bir pula bağlanabilir; ama, onun sağlıklı dönüşüm yaptırdığını, standartlara uygun dönüşüm yaptırdığını belli eden bir şey koymalıyız. Bunu nasıl yaparız, biliyor musunuz; ruhsatla bu işin içinden çıkamayız. Benim bir önerim var; düzenlemeleri yapın plaka üzerinde, ben bile o aracın arkasında seyrediyorsam LPG dönüşümü yaptırıp yaptırmadığını bilmek istiyorum. Plakaya küçük bir ibare değişikliği yapın, petrolcü de bilir, seyir halindeki araç da bilir. Sadece dönüşümünü belli eden bir simge yeter plakada. Trafik tescil bürolarına da güvenin. Standartlara uygun dönüşüm yapmış olanın plakasına işareti koyun, ne petrolcü gaz versin ne de ben trafiğimde, çocuğumla birlikte bu tehdide, bu teröre maruz kalayım. Bunun çözümü gayet basit. Ben yönetmelikte yaptım deyip köşeye çekilirseniz, biz bunlardan kurtulamayacağız. Belki ben seyir mesafemi ayarlayacağım. Ben vatandaş olarak kendimi nasıl koruyacağım?.. Bir öngörünün mutlaka ortaya çıkması lazım değerli arkadaşlarım.

İleriki dönemde değişiklik yapıyoruz birlikte, ona devam edeceğim; ama, çok önemli bir şey var, Sayın Bakanımın da affına sığınarak paylaşmak istiyorum sizinle. Tabiî, bu yasayla ilgili değil; fakat, söylemek istiyorum, çok bekledi çünkü. Daha önceki Meclis konuşmamda, Sayın Bakandan, komisyonumuzda uygun görülen yasaların buradaki prosedür gereği bir an önce çıkarılmasından yana olmamız gerektiğini ve bu durumda, bu şekilde davranılmasını, acilen çıkarılmasını rica etmiştik. Sayın Bakan da bir nezaket göstererek, bu yasaların arkasında olduğunu ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu yasanın sırada olduğunu, bir an önce çıkarılacağını söyledi. Söz konusu yasa, yenilenebilir enerji yasası.

Bakın, çok uzun bir dönemdir bekliyor Sayın Bakanım bu yasa. Siz, her konuşma yaptığınızda ben sizi dikkatle izliyorum. Her konferansa, her açılışa gittiğinizde konuşma metinlerinizi alıyorum. Hepsinde, yenilenebilir enerjiye Türkiye'nin duyduğu ihtiyacı, dünyada gelinmesi gereken noktayı o kadar güzel anlatıyorsunuz ki, ben mest oluyorum. İyi o zaman, yapalım. Bakın, sonradan gelen kanunları ha bire öne getiriyoruz; ama, o yasa burada bekliyor aylardır. Dünya bir standart koymuş. 2020 yılına kadar yenilenebilir enerjideki üretilen elektrik miktarını yüzde 25'e çıkarmayı hedefleyen ülkeler var. Ben, böyle bir hedefte yüzde 10'a razıyım. Bir hedef koyalım. Bunu benim için değil, yenilenebilir enerjiye yatırım yapacak esnaf için değil, benim çocuklarımın, sizin çocuklarınızın geleceği için istiyorum. Önünde bir engel yok ki. Temiz enerji için ben burada feryat ediyorum. Altında kuzuları yayabileceğiniz rüzgârgüllerini koymanın bu ülkeye hiçbir zararı yok.

Bu meseleye sadece Hazineye getirdiği yükten bakamazsınız. Ben biliyorum ki, Hazineden sorumlu Bakanımızla bu mesele konusunda bir anlaşmazlık var; ama, Türkiye bir yerden başlamak zorunda. Bunu böyle yapmamalıyız. Eğer bir aksaklık varsa, biz hazırız. O kanunu - ondan önce Mecliste bekleyen piyasa düzenleme kanunumuz da var- biz imza verirsek komisyona geri çekebiliriz, bize bir şey öneriyorsanız. Kanunu burada tutup bir sonraki döneme kadar kadük hale getirmeyi, ben, komisyondaki arkadaşlarımıza ve bu sektöre saygısızlık ve haksızlık sayarım. Çekin komisyonumuza, asgarî müştereklerde anlaşalım, geçirelim gitsin. Niye Mecliste "Komisyon burada mı? Yok. Bakan burada mı? Yok. Kanunun görüşmesini erteliyorum. İkinci sıraya" diye geçiyoruz. Niye bunu geriye atayım; niye bunu yaşayalım; görüşelim, gitsin. Öyle ya, her şeyde gerekliliğini bize anlatmaya çalışıyorsunuz, ülke için faydasını anlatmaya çalışıyorsunuz "gelin, o faydalı şeyi çıkaralım" diyorsunuz; ama, hareket kabiliyeti olmuyor.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Nükleer ne olacak, nükleer?..

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Nükleer lobisi bizi konuşturuyor, oraya belki diğer maddelerde gireceğiz.

Değerli arkadaşlar, bakın, bir örnek vereceğim. Eğer, siz devlet erki iseniz -bu, duygusal bir münasebete benzemez- sizin hareket kabiliyetiniz olacak. Gideceksiniz, mesele neredeyse, onu alıp getirip çözeceksiniz; ama, ben yolda durayım, bu işi zamana yayayım, bekleyeyim, belki gelir; gelirse çözerim diyemezsiniz. Eğer öyle beklerseniz, zaman geçiyor, çağ değişiyor, bir bakarsınız ki, gelir, ama, o gelen, istediğiniz olma özelliğini kaybetmiş ya da döner bir aynaya bakarsınız, siz artık eski siz değilsiniz, anlayışınız değişmiş, fikriniz değişmiş. Yasayı, siz, günün ve ülkenin koşullarına uygun bir şekilde çıkarmak zorundasınız; bu, siyasetin gereğidir, doğasıdır. Bir yıl bekletirseniz, ülkenin ihtiyaçları değiştiğinde onu da içerisine katarız canım derseniz, bu işin gideceği hiçbir nokta yok. Yapmayalım, yazık etmeyelim; çok bir şey değil, bizim için bir hareket noktası, şu yenilenebilir enerjiyle ilgili kanunu bir çıkaralım, bir bakalım; birincisi bu.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Çıkacak, çıkacak!..

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - İkincisi -çok kısa ona da değinmek istiyorum- yahu, şu komisyonlara, ne olur, ehliyet sahibi arkadaşlarımıza bir değer verin dedik. Teşvik Yasasında da, Hazine, sanki, bu iş sadece bütçeyle alakalıymış gibi, Plan ve Bütçe Komisyonuna gönderdi. Allahaşkına, teşvikin bu ülkeye yararı, zararı, bir tek malî konuyla mı ölçülür; sanayideki denge, sektörel planlama, diğer sektörlerin göreceği zarar, ürün planlaması hiç mi bizim için geçerli bir kriter değil?.. Buradaki yetişmiş sanayicilerin fikirleri bizim için hiç mi önemli değil?.. 3 istihdam yaratılırken 300 istihdam kaybediliyorsa, buna kim engel olacak?.. Devlet eliyle haksız rekabet yaratmış olmayı, ben, Sanayi Komisyonunun bir üyesi olarak, sokakta gezerken vatandaşa nasıl izah edeceğim?.. Siz o komisyonda değil miydiniz, bunu parayla sınırlayıp, sadece parayla ölçüp, bu yasanın çıkmasına nasıl izin verdiniz derse nasıl izah edeceğim?.. İki yıl sonra, hiçbir işe yaramadı, hani istihdam, doğuda 70 kişi çalışıyor, batıya fabrika yığıldı, biz rekabet edemiyoruz diye işveren sokağa dökülürse nasıl izah edeceğim?.. İşte, bir ölçümü, parayı kriter alarak yaparsanız, ne sizler işin içinden çıkabilirsiniz, ne bizler işin içinden çıkabiliriz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Seyhan, 1 dakika içerisinde konuşmanızı tamamlar mısınız.

Buyurun.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Hiç kimse, bizi, bu dünyayı mükemmellik vaat ederek yaşamaya zorlamadı, onu mükemmelleştirecek kişiler bizleriz. Bizim görevimiz, hem insan hayatını kolaylaştırmak hem insanlar arasında, sanayiciler arasında fırsat eşitliği sağlamak; ama, her şeyden önce, insanı teknolojiyle buluşturup, onun refahını, hukukunu, sosyal yaşamını korumaktır ve ondan önce de, bilginin, ilimin ve liyakatin bir erdem olduğunu insanlığa öğretmektir. Bizim görevimiz budur. Eğer, buna inanıyorsanız, bir daha, hiçbir komisyonun önünden, onlarla alakalı hiçbir kanunu kaçırmayın; verin, korkmayın, çıkacak şey siyasî rant sağlayamayabilir; ama, insanlığa fayda sağlayacaktır.

Saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Seyhan.

Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

Tanımlar

MADDE 2. - Bu Kanunun uygulanmasında;

a) Bakanlık: Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığını,

b) Kurum : Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunu,

c) Kurul : Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunu,

ç) Sıvılaştırılmış petrol gazları (LPG): Petrol ve doğal gazdan elde edilerek basınç altında sıvılaştırılan propan, bütan ve izomerleri gibi hidrokarbonlar veya bunların karışımını,

d) İhtisas gümrüğü: Yurt dışından ithal edilen LPG'nin, teknik düzenlemelere uygunluğunu denetleyebilecek ve miktar ölçümlerini yapabilecek laboratuvara ve donanıma sahip LPG konusunda uzmanlaşmış gümrük birimini,

e) Taşıma: LPG'nin teknik düzenlemelere uygun taşıma araçları ve boru hatları  ile yapılan tüm nakil faaliyetlerini,

f) Taşıyıcı: Taşıma faaliyeti yapan gerçek ve tüzel kişileri,

g) Kullanım: LPG'nin sadece kişisel veya işletme ihtiyaçları için tüketimi,

ğ) Kullanıcı: LPG kullanan gerçek ve tüzel kişileri,

h) Lisans : Bu Kanuna göre gerçek ve tüzel kişilere (tüplü LPG bayileri hariç) piyasada faaliyet gösterebilmeleri için Kurul tarafından izin verildiğini gösterir belgeyi,

ı) Depolama: LPG dağıtıcılarının veya kullanıcılarının stok ihtiyaçlarını karşılamak üzere kendilerine ait veya yapılan sözleşmeler gereği kullanım hakkına sahip bulundukları ve LPG'nin teknik düzenlemelere uygun olarak depolanmasını sağlayan tesisler ile buralarda yürütülen iş ve işlemleri,

i) Dağıtıcı: LPG dağıtım yetkisi olan ve lisanslarına işlenmesi halinde depolama, dolum, taşıma işlemleri yapabilen sermaye şirketini,

j) Dolum tesisi: Dağıtıcının tescilli markası ve amblemini ve teknik düzenlemelere uygun tüplere veya sözleşme ile diğer bir dağıtıcının tescilli markası ve amblemini taşıyan ve teknik düzenlemelere uygun tüplere, otogaz ve dökme LPG'nin taşıma araçlarına doldurulduğu, boşaltıldığı, depolandığı ve teknik düzenlemelere göre kurulan ve çalışan bir dağıtıcıya ait tesisi,

k) Tüplü LPG faaliyeti: Sıvılaştırılmış petrol gazının dolum tesislerinde tüplere doldurularak mutfak, sanayi ve ticari tüpleri vasıtasıyla piyasaya arz işlemini,

l) Tüplü LPG bayii: Sadece sözleşmeli olduğu dağıtıcının tescilli markası ve amblemini  taşıyan teknik düzenlemelere uygun LPG tüplerini işyerinde bulunduran ve pazarlayan gerçek veya tüzel kişiyi,

m) Dağıtım: LPG' nin, tüplü ve otogaz olarak kullanıcılara ve bayilere, dökme olarak kullanıcılara satış ve ikmal faaliyetlerinin bütününü,

n) Bayilik: Karşılıklı yükümlülüklerin ekinde fizibilite olan bir sözleşmeye bağlanarak, LPG dağıtıcıları tarafından gerçek ve tüzel kişilere LPG' nin kullanıcılara ikmali yetkisi verilmesi işlemini,

o) Fizibilite: Kuruma verilmesi gerekli olmayan fakat bayilik sözleşmesi ekinde (tüplü LPG bayiliği hariç) yer alan ve yapılacak yatırımların analizini içeren raporu,

ö) Otogaz istasyonu: Dağıtıcı veya bunlarla tek elden satış sözleşmesi yapmış bayilerce ilgili mevzuata uygun (teknik, kalite ve güvenlik) olarak kurulup, dağıtıcının tescilli markası ve amblemi altında faaliyette bulunan ve esas itibarıyla motorlu araçların otogaz LPG, madeni yağ, temizlik ve ihtiyarî olarak bakım ile kullanıcıların, tüplü LPG hariç, diğer asgarî ihtiyaçlarını karşılayacak imkânları sunan akaryakıt istasyonu içinde veya müstakil olarak hizmet veren tesisleri,

p) Otogaz LPG faaliyeti : Yakıt olarak kullanılmak üzere akaryakıt ve otogaz istasyonlarında araçlara LPG ikmali işlemini,

r) Otogaz bayii: Otogaz istasyonu işleten gerçek veya tüzel kişiyi,

s) Dökme LPG: LPG dağıtıcıları tarafından kullanıcıların tüplü ve otogaz LPG hariç, tüketim mahallindeki tanklarına teknik düzenlemelere uygun özel nakliye araçlarıyla LPG ikmalini,

ş) Dökme LPG kullanıcısı: Dökme LPG'yi kullanan gerçek veya tüzel kişiyi,

t) Tehlikeli eylem: Piyasa faaliyetinin yapılmasında, bunların yapıldığı mahalde veya yakınında bulunan bir kimsenin ölümüne, sakatlanmasına veya sağlığının bozulmasına, çevrenin kirlenmesine sebep olan veya olabilecek nitelikte bulunan bir fiil veya ihmali,

u) Kötüniyet: Piyasa faaliyetinin yapılmasında, LPG'nin kaybına, karışmasına, bozulmasına veya amaç dışı kullanımına sebebiyet veren bir eylem veya ihmali,

ü) Kilometre tahdidi: Şehir içi veya şehirlerarası trafiğe açık yollarda aynı istikamette iki akaryakıt ve otogaz istasyonu arasındaki Kurul tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirlenecek asgari mesafeyi,

v) Piyasa faaliyeti: LPG'nin ithali, ihracı, depolanması, taşınması, dağıtımı ve bayiliğini,

y) Teknik düzenleme: LPG'nin niteliği ile LPG faaliyetlerinde kullanılan mekan, aksam ve hareketlerin tanımlanmasında TSE standartları ve diğer mevzuatla getirilen düzenlemeleri,

İfade eder.

BAŞKAN- Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

İKİNCİ BÖLÜM

Lisansların Tabi Olacağı Usûl ve Esaslar, Lisans Sahiplerinin Hak ve Yükümlülükleri

Lisansların tâbi olacağı usul ve esaslar

MADDE 3. - LPG'nin dağıtımı, taşınması ve otogaz bayilik faaliyetlerinin yapılması (tüplü LPG bayiliği hariç), depolanması, LPG tüpünün imalatı, dolumu, muayenesi, tamiri ve bakımı ile bu amaçla tesis kurulması ve işletilmesi için lisans alınması zorunludur.

Piyasa faaliyetinde bulunacak olan gerçek veya tüzelkişiler, LPG tesislerinin kuruluşunda ve işletilmesinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca kendi mevzuatları gereği; imar, toplum, çevre, iş sağlığı, güvenlik, teknik düzenleme ve benzeri konularda bir sakınca bulunmadığını gösteren, tesisin kuruluşuna ve işletilmesine yönelik gerekli ruhsat, izin ve belgelerin tamamlanmasını müteakip Kuruma lisans başvurusunda bulunurlar. Lisans vermede faaliyetin icrası için gereken fizikî varlıkların temini açısından taahhüt üzerinden işlem yapılamaz.

Lisans taleplerine ilişkin değerlendirmeler bu madde hükümleri çerçevesinde tamamlanarak en geç altmış gün içerisinde karara bağlanır ve ilgiliye tebliğ edilir. Reddedilen taleplerin gerekçesi bildirilir.

Bu Kanuna göre; lisansların verilmesi, güncelleştirilmesi, geçici olarak durdurulması veya iptaline ilişkin işlemler Kurumca yapılır. Lisansların verilmesinde pazara giriş açısından teknoloji, kalite, güvenlik, hizmet ve teşebbüsün sürdürülebilirliği dikkate alınır.

Lisans kapsamındaki faaliyetlerde bulunacak özel hukuk tüzelkişileri 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tâbidir.

Lisanslar, yukarıda sayılan faaliyet başlıklarına göre düzenlenir. Ayrıca lisanslarda, Kurumca belirlenen diğer alt başlıklar da yer alır.

Lisans, üzerinde kayıtlı faaliyeti yapmak üzere hak sahibi kılınan gerçek veya tüzelkişi adına verilir. Lisans belgesinde, faaliyet niteliğinin yanı sıra faaliyetin gerektirdiği tesisin türü ve coğrafi konumu, teknoloji ve miktarlar ile ilgili bilgiler de yer alır.

Kurum, bu Kanunda tanınan yetkiler dahilinde aşağıda belirtilen konularda düzenlemeler yapmaya yetkilidir:

a) Lisans gerektiren faaliyet ve/veya işlemlerin kapsamları.

b) Lisans ile kazanılan hak ve üstlenilen yükümlülükler.

c) Lisans kapsamındaki faaliyetlerin kısıtlanması.

ç) Faaliyetin yürütülmesine ilişkin olarak özel şartlar belirlenmesi.

Lisansta yer alan hususlarda değişiklik yapılmasını gerektirecek faaliyetler, Kurumca onaylanıp lisansa işlenmedikçe yapılamaz.

Lisanslar ile ilgili olarak;

a) Başvuru, değerlendirme, lisans verme, lisans süresi, tadili, bedeli ile sona ermesi ve süre uzatma işlemlerine,

b) Sınıflandırılması uygun görülen lisansların, sınıflandırılmasına ait esaslar ve sınıflara göre asgarî büyüklüklerine,

c) Değişiklik ile sınıflandırmaya tâbi lisanslarda sınıf değiştirme işlemlerine,

ç) Aranacak asgarî nitelikler ve ilgililerin tasarrufunda olması gereken asgarî varlıklarına,

d) Tutulması zorunlu olan kayıtlar ve kayıt yöntemleri ile bildirim yükümlülüklerine,

e) Faaliyet alt başlıkları ve bunların tanımlarına,

f) Kamunun can ve mal güvenliği ile kullanıcı haklarına ilişkin hususlara,

g) Lisansta yer alacak hususlara,

ğ) Lisans kapsamında olsun veya olmasın piyasa ile ilgili faaliyetlerin yönlendirilmesi, gözetimi ve denetimine,

Ait usûl ve esaslar ile dağıtıcı olma şartları Kurumca çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir.

BAŞKAN- Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Edirne Milletvekili Sayın Nejat Gencan.

Sayın Gencan, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA NEJAT GENCAN (Edirne)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 723 sıra sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu Tasarısının 3 üncü maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini sunmak üzere söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; toplum ve çevre sağlığı ile can, mal ve çevre güvenliği açısından büyük önem taşıyan bu yasa öncesinde, LPG faaliyetlerinin izin, ruhsat, denetim ve kontrol işlemleri bugüne kadar yürürlükte olan 11 adet kanun hükümleri ile bu kanunlara dayanılarak çıkarılan kararname, yönetmelik, tebliğler ve teknik düzenlemelere istinaden çeşitli kurum ve kuruluşlarca yürütülmekteydi.

Genel anlamda toplumun tamamını ilgilendiren, özelde ise 450 000 kişinin çalıştığı 4,5 milyar dolar civarında cirosu olan ve devletin 2,5 milyar dolar civarında geliri olan ve her geçen gün de tüketimi artmakta olan bir sektör piyasasının koşullarını, şartlarını ortaya koyan bir kanun tasarısının hayata geçirilmesinin ne kadar elzem olduğunu, hatta, yaşamış olduğumuz kötü tecrübelerden bu kanunla ilgili geç bile kalındığını belirtmek istiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının 3 üncü maddesinde LPG piyasasına dahil olan faaliyetlerden, yapılması lisans alma koşuluna bağlı olanlarının tabi olacağı usul ve esasları belirten bu yasayla, lisans vermek suretiyle kamu hizmet alanı oluşturulan faaliyetlerin belirlenmesi konusunda, kamunun can ve mal güvenliği, LPG temini ve arz güvenliği, rekabetin oluşumu ve gelişimi unsurları değerlendirilmiştir.

LPG'nin dağıtımı, taşınması ve otogaz bayilik faaliyetlerinin yapılması depolanması, LPG tüpünün imalatı, dolumu, muayenesi, tamiri ve bakımı ile bu amaçla tesis kurulması ve işletilmesi için lisans alınması zorunlu hale getirilmektedir.

EPDK'ya bu kanunda tanınan yetkiler dahilinde lisans gerektiren faaliyet ve işlemlerin kapsamları aşağıdaki gibidir:

a) Lisans ile kazanılan hak ve üstlenilen yükümlülükler,

b) Lisans kapsamındaki faaliyetlerin kısıtlanması,

c) Faaliyetin yürütülmesine ilişkin olarak özel şartlar belirlenmesi.

Konularında düzenlemeler yapmaya yetkili kılınmıştır.

Ayrıca, lisansta yer alan hususlarda değişiklik yapılmasını gerektirecek faaliyetler, EPDK tarafından onaylanıp lisansa işlenmedikçe yapılamayacağı, hükme bağlanmıştır.

Lisanslarla ilgili olarak da; başvuru, değerlendirme, lisans verme, lisans süresi, tadili, bedeli ile sona ermesi ve süre uzatma işlemlerine; sınıflandırılması uygun görülen lisansların, sınıflandırılmasına ait esaslar ve sınıflara göre asgarî büyüklüklerine; değişiklik ile sınıflandırılmaya tabi lisanslarda sınıf değiştirme işlemlerine; aranacak asgarî nitelikler ve ilgililerin tasarrufunda olması gereken asgarî varlıklarına; tutulması zorunlu olan kayıtlar ve kayıt yöntemleri ile bildirim yükümlülüklerine; faaliyet alt başlıkları ve bunların tanımlarına; kamunun can ve mal güvenliği ile kullanıcı haklarına ilişkin hususlara; lisansta yer alacak hususlara; lisans kapsamında olsun veya olmasın, piyasayla ilgili faaliyetlerin yönlendirilmesi, gözetimi ve denetimine ait usul ve esaslar ile dağıtıcı olma şartları, EPDK tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenecektir hükmü bulunmaktadır.

Değerli arkadaşlar, sadece kanun çıkararak, her şeyi kâğıt üzerine yazarak düzenlemenin mümkün olmadığını, geçmişte, uzun mesailer harcayarak çıkarmış olduğumuz kanunlarda yaşadık. Biraz önce çerçevesini çizdiğim konular dahilinde, uygulama aşamasında, ilgili kurumlara, öncelikle de EPDK'ya büyük görevler düşmektedir.

Peki, bu görevlerin ifa edilmesi konusunda yaşanacak olumsuzluklarda sorumluluk kimde olacak arkadaşlar? Herkes yetki istiyor, güç istiyor, ben yaparım diyor; tamam, yapsın; fakat, başlangıçta, gerekli tedbirleri almayarak, ülkemiz ekonomisine verilen zararlarda ve ülkemizin geleceğe yönelik projeksiyonlarında yaşanacak tahribatlarda sorumlu, yetkili aradığımız zaman, bir de bakıyorsunuz, kimse kalmamış. Bu ülkenin, ne deneme yanılma yöntemiyle öğrenmeye ne de kaynaklarını savurma gibi bir lüksü kalmamıştır. Bir atımlık barutumuz varsa, onu da hedefle buluşturmak zorundayız.

Bu bağlamda, gerekli tedbirlerin alınması konusunda her türlü hassasiyetin gözönünde bulundurulup, bilhassa hepimizin izlediği ve yolsuzlukların bir bir ortaya döküldüğü şu dönemde denetim mekanizmasının da oluşturulmasında ne kadar dikkat etmemiz gerektiğini sizlere hatırlatmak istiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizlere, düzenlemesini yaptığımız LPG'yle ilgili birtakım teknik bilgiler sunmak istiyorum: LPG, sıvı petrol gazı, basınç altında sıvı halde bulunan propan ve bütana verilen ticarî isim ve taşıtlar için temiz bir enerji kaynağıdır; basıncı düşürülüp, sıcaklığı artırılarak sıvı halden gaz haline dönüştürülür ve bilhassa dünyadaki petrol rezervlerinin gittikçe azaldığı gözönüne alındığında ise, benzine mükemmel bir alternatif yakıttır.

Böyle bir alternatifi değerlendirmek, araçları LPG'ye dönüştürmek için oldukça geçerli sebepler de bulunmaktadır. Bunların birkaçını sizlere şöyle özetleyebilirim:

Çevre bakımından egzozdaki karbonmonoksit, karbondioksit ve hidrokarbonlar düzeyinin azaltılması daha temiz egzoz ve dolayısıyla, daha temiz bir hava demektir.

Yakıt fiyatı bakımından LPG'yle ulaşım, günümüzde petrole oranla yüzde 30 daha ucuza nakil imkânı demektir.

Taşıt bakımından, LPG, yağ değişim periyodunun uzaması ve daha az karbon artıkları nedeniyle, daha temiz motor demektir.

Yerel yönetimler bakımından düşündüğümüz zaman da, zararlı egzoz emisyonları nedeniyle yakın gelecekte benzinle çalışan araçların büyük şehir merkezlerinde trafiğe çıkmalarına kısıtlamalar getirileceği aşikârdır.

Bu nedenle, dünyanın birçok ülkesinde araçlarda LPG kullanımı vergi indirimleri yoluyla desteklenmektedir. LPG dönüşümü yapan araçlar İtalya'da üç yıl, Avustralya'da beş yıl vergiden muaf tutulmaktadır. Belçika'da LPG kullanımından vergi alınmamaktadır. Hollanda, 1995 yılından beri, LPG'yi desteklemektedir. Tokyo'da taksilerin LPG'yle çalıştırılması zorunludur. Hava kirliliği nedeniyle tek-çift plaka yasağı uygulayan ülkelerde, mesela, İtalya'da LPG'li araçlar kapsamdışı tutulmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu değerlendirmeler ışığında, tüplü ve dökme LPG'ye göre daha yeni bir geçmişi olan ve 1996 yılından bu yana kullanılmaya başlanan otogaz segmentinin dağıtıcı ayağının düzenlendiği bu kanundan sonra, araçlarla ilgili de önemli adımların atılması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda devletin devamlılık içeren bir politikası oluşturulmalı ve denetim konularında dünya standartlarının yakalanmasıyla, sektör, kontrol edilebilir, izlenebilir ve denetlenebilir bir yapıya kavuşmalıdır.

Sektörde kaçakçılığı teşvik eden bir uygulama haline dönüşen dökme LPG'nin ÖTV'si ile otogazdaki ÖTV'nin eşitlenmesi gerekmektedir. KDV dahil satış fiyatı arasında ton başına, yeni birimle 291 YTL, yani, 300 000 000 Türk Liralık bir farkın olduğunu ve bu fark kaldığı sürece de bu yakıt kaçakçılığının devam edeceğini hatırlatmak istiyorum. Bu durumun vergi kaybına da sebebiyet verdiğini unutmamak gerekir. Kısa vadede, sıkı kontrollerle, standartdışı LPG cihazlarının kullanımı önlenerek, orta vadede ise, çevreci, güvenli ve ucuz olan bu yakıtın kullanımını yaygınlaştırıcı politikalar izlenerek, hem ticarî hayat canlandırılır hem ulaşım maliyetleri düşürülür. Kyoto Protokolünün devreye girdiği şu dönemde, hem şehirlerimizdeki hava kirliliği bir ölçüde engellenir hem de petrole ödemiş olduğumuz yüksek faturayı düşürmenin bir yolunun da bu uygulamalardan geçtiğini düşünmek zorundayız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 13 000 000 hanede kullanılan, 65 000 000 insanımızın istifade ettiği, bünyesinde 15 000 bayi, 30 000 yan bayi, 4 000 adede ulaşan otogaz istasyonu -ki, bu istasyonların şu sıralar malî açıdan denetlendiğini görüyor ve olumlu karşılıyoruz- 30 milyar dolar yatırım hacmi ...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

NEJAT GENCAN (Devamla) - ... 4,5 milyar dolara varan iş hacmi olan bu sektörde, sektöriçi rahatsızlıklar, yetki kargaşaları, tüketiciye zarar veren oluşumların yaşandığına şahit olmaktayız.

Sektörün çalışmalarını düzenleyecek bu kanun tasarısını destekliyor, ilgili taraflara yarar sağlayacağı düşüncesiyle hayırlı olmasını diliyor, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Gencan.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

4 üncü maddeyi okutuyorum:

Lisans sahiplerinin hak ve yükümlülükleri

MADDE 4. - Lisans, sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi haklarını verir.

Lisans ile tanınan haklar; bu Kanunun, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılır.

Piyasa faaliyetinde bulunanlar, kötüniyet veya tehlikeli eylem sonucunu doğuracak her türlü işlemden özenle kaçınmak, bunların oluşumunun engellenmesi için her türlü tedbiri almak ve istenmeyen durumları en kısa sürede gidermek zorundadır.

Bu Kanuna göre faaliyette bulunanlar;

a) Ticarî ve teknik mevzuata uygun davranmak,

b) Çevreye zarar vermemek için gerekli tedbirleri almak,

c) Kamunun can, mal ve çevre güvenliği ile kendi tesis ve faaliyetlerini önemli ölçüde tehdit eden veya olumsuz etkileyen bir durum oluştuğunda, kamu yetkililerini ve bundan etkilenme ihtimali bulunan ilgilileri haberdar etmek, tehdidin niteliği ve niceliği ile bunu önlemek üzere alınmakta olan tedbirleri Kuruma bildirmek,

ç) Zorunlu sigorta yükümlülüğü kapsamında bulunan tesis ve/veya faaliyetlere zorunlu sigorta ile birlikte malî mesuliyet sigortası yaptırmak,

d) Faaliyetleri esnasında üçüncü kişilere veya çevreye verilecek zarar veya ziyanları tazmin etmek,

e) 12 nci maddenin birinci fıkrasına göre Kurumca belirlenen usûl ve esaslara uygun bildirimleri yapmak,

f) 5 inci maddedeki hükümleri yerine getirmek ve Kurumca istendiğinde 12 nci maddenin üçüncü fıkrasına göre gerekli bilgi, belge ve numuneleri vermek, tutanakları imzalamak ve görevlilerin tesislerde inceleme yapmasına müsaade etmek,

g) Esas faaliyetlerine ilişkin tip sözleşme örneklerini ve bunlarda yapılacak değişiklikleri yürürlüğe koymadan önce Kuruma bildirmek,

ğ) Piyasa faaliyetlerinde, teknik düzenlemelere uygun LPG sağlamak,  

h) Dolum tesislerinde ve otogaz istasyonlarında sorumlu müdür bulundurmak,

ı) Aslî faaliyetlerinde eğitim ve sertifika almış personel çalıştırmak,

i) Eşit durumdaki alıcılara (kategorilere), eşit hak ve yükümlülük tanımak, farklı şartlar uygulamamak, ile yükümlüdür.

Yurt dışından LPG temin edeceklerin rafinerici veya dağıtıcı lisansına sahip olması gereklidir. Dağıtıcılar LPG'yi rafinerilerden veya ithalat yoluyla yurt dışından temin ederler. LPG ithalatı, Kurumun belirleyeceği teknik düzenlemelere uygunluğu ihtisas gümrüklerindeki laboratuvarlarda belirlendikten sonra ihtisas gümrüklerinden yapılır. Lisans sahibi olmayanlar LPG ticareti yapamaz.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınızı sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

5 inci maddeyi okutuyorum:

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Lisans Türleri ve Faaliyetlerin Düzenlenmesi

Üretim ve dağıtım

MADDE 5. - Rafineriler, 4.12.2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu kapsamında alacakları rafinerici lisansı çerçevesinde LPG üretimi yaparlar. Ancak dağıtıcı lisansı sahipleri LPG dağıtım hakkına sahip olur.

Dağıtıcı lisansı sahipleri, kendi mülkiyetlerindeki veya sözleşmelerle oluşturacakları bayilerinin istasyonlarına otogaz LPG dağıtımı, kullanıcılara dökme LPG satış ve ikmali, tüplü LPG dağıtım ve pazarlaması, taşıma, dolum ve depolama faaliyetlerinde bulunabilirler. Dağıtıcılar, otogaz faaliyetine başlayabilmek için öncelikle bu Kanun ile istenen kriterleri sağlayarak tüplü LPG faaliyetini başlatmak ve en az bir dolum tesisini işletmeye almak zorundadır. Dağıtıcılar, başka LPG dağıtıcılarının bayilerine dağıtım yapamazlar.

Akaryakıt dağıtıcı lisansı sahipleri, bu Kanuna göre alacakları lisans kapsamında, LPG piyasa faaliyetlerinde bulunabilirler. Aynı şekilde LPG dağıtıcı lisansı sahipleri, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununa göre alacakları lisanslar kapsamında, petrol piyasası faaliyetlerinde bulunabilirler.

Dağıtıcıların, teknik düzenlemelere uygun depolama, dolum tesisi ve LPG tüplerine sahip olması zorunludur. Dağıtıcılar, ikmal ettikleri günlük ortalama LPG miktarının en az yirmi katını depolarında bulundurmak zorundadır. Tüplü LPG'nin kullanıcılara teslimi, dağıtıcılar ve bunların tüplü LPG bayileri vasıtasıyla yapılır.

Dağıtıcılar, yıllık pazarlama projeksiyonları yapmak ve ayrıntıları ile birlikte her yıl Şubat ayı içinde Kuruma vermekle yükümlüdür. Dağıtıcılar her yıl, üçer aylık dönemlerde projeksiyonlarının gerçekleşme değerlemesini yaparak ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında Kuruma verir ve projeksiyonlarında oluşan yüzde ondan fazla artış ve eksilişleri açıklarlar.

Dağıtıcılar, 2 nci maddenin birinci fıkrasının (n) ve (o) bentlerinde  belirtilen şekilde sözleşme ile  bayilikler oluşturur. Bayilik süresi bitiminden üç ay öncesinde bayiliğin devamı için sözleşme yenilenmez ise sürenin bitimine kadar dağıtıcı,  bayinin ikmal ihtiyacını karşılar. Süre bitiminde bayi, sözleşme yaptığı yeni dağıtıcının ürünlerini pazarladığı anlaşılacak şekilde faaliyetine devam eder ve en geç bir ay içinde eski dağıtım şirketi ile ilgili tüm belirtileri kaldırır. Tüplü LPG bayileri dağıtıcı işaretlerini sözleşme bitiminde kaldırır.

Dağıtıcıların yurt içi pazar payı, toplam yurt içi pazarın yüzde kırkbeşini geçemez. Dağıtıcı, otogaz LPG faaliyetinde bulunuyorsa kendi işlettiği istasyonlara sübvansiyon ve bayi istasyonlarından farklı uygulama  yapamaz. Dağıtıcı, bir adet LPG dolum ve depolama tesisine sahip ise sadece tesislerinin bulunduğu il ile komşu illerde otogaz dağıtım faaliyeti yapabilir.

Dağıtıcılar, tescilli markası altında yapılan faaliyetlere  ilişkin kalite kontrol ve kalite temin faaliyetlerinin etkin biçimde yönetimini sağlamak, bayilerini ve bayilik iptallerini gerekçeleriyle birlikte Kuruma bildirmekle yükümlüdür. LPG dağıtımı için kurulacak tesis ve ekipmanlar ile taşıma araçlarına ilişkin teknik özellikler, piyasa faaliyeti ile ilgili servis hizmetleri ve güvenlik, LPG satış yeri, çevre ve benzeri kriterler Kurum tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir.

a) Dağıtıcılar otogaz LPG faaliyeti yaparken;

1) Bayilik sözleşmesi yaptıkları kendi tescilli markası ve amblemini taşıyan otogaz istasyonlarına LPG ikmali yapmak,

2) İlgili kamu kurum ve kuruluşlarından gerekli ruhsat, izin ve belgeleri almamış olan istasyonlara LPG ikmali yapmamak,

3) Otogaz istasyonlarına tüplü ve dökme LPG ikmali yapmamak,

4) Otogaz istasyonlarına LPG ikmalini,  mülkiyeti veya tasarrufu altında tescilli markasını, unvanını ve amblemini taşıyan teknik düzenlemelere uygun araçlar ile yapmak,

5) Otogaz istasyonlarını gözlemlemek ve otogaz istasyonlarının teknik düzenlemelere ve bakımlarına ilişkin bilgileri içeren sonuç raporlarını yıllık bazda Kuruma bildirmek,

İle yükümlüdür.

b) Dağıtıcılar dökme LPG faaliyeti yaparken;

1) Sadece sözleşme yaptıkları kullanıcılara dökme LPG ikmali yapmak,

2) LPG ikmali yaptıkları sözleşmeli kullanıcıların, dağıtıcı veya kullanıcı tarafından kurulmuş, dökme LPG tesis ve tesisatlarının ilgili teknik düzenlemelere  uygunluğunu tespit etmek, periyodik kontrolleri yapmak, teknik düzenlemelere uygun olmayan tesislere LPG ikmali yapmamak,

3) LPG ikmalini, mülkiyetinde veya tasarrufu altında tescilli markasını, unvanını ve amblemini taşıyan teknik düzenlemelere uygun araçlar ile yapmak,

 4) Kullanıcılara teslim ettikleri dökme LPG'nin, farklı amaçlarla kullanılması halinde Kuruma bildirmek ve ikmal yapmayı durdurmak,

5) Kullanıcının dökme LPG tesislerini yürürlükteki teknik düzenlemelere uygun olarak kurmak, bu işlem esnasında uzman personel kullanmak ve bu esnada oluşan zarar ve ziyanı tazmin etmek,

6) Kullanıcıları,  dökme LPG kullanımı ve  tesisin işletilmesi konusunda bilgilendirmek,

7) Kullanıcıların arıza, kontrol ve bakım taleplerini zamanında yerine getirmek üzere gerekli tedbirleri almak,

İle yükümlüdür.

c) Dağıtıcılar tüplü LPG faaliyeti yaparken;

1) Gerekli ruhsatları haiz teknik düzenlemelere uygun tesisler kurmak ve işletme faaliyetlerinde bulunmak, tesisleri ve yürütülen faaliyetleri ile ilgili olarak bir risk değerlendirmesi yaparak gerçekleşmesi halinde işyerinin tamamını ve çevreyi olumsuz etkileyebilecek durumları tespit ederek yapılacak eylemleri, uyulacak kuralları ve alınması gerekli tedbirleri belirleyen bir acil müdahale planı hazırlamak ve bu planı bulunduğu yerin en büyük mülki amirine bildirmek,

2) Dolum tesislerinde sadece kendi tescilli markası ve amblemini taşıyan LPG tüplerinin dolumunu yapmak, dolum anlaşması olan firmaların tüplerini anlaşma şartları  uyarınca doldurmak,

3) Bayilerinin tüplü LPG ihtiyaçlarını zamanında ve aksatmadan karşılamak için gerekli her türlü tedbiri almak,

4) Tescilli markası ve amblemini taşıyan LPG tüplerinin teknik düzenlemelerde belirtilen periyodik  muayenelerini yapabilecek üniteleri kurmak, periyodik muayeneler dışında kalan tamir, ısıl işlem, kumlama, temizleme ve metal kaplama gibi diğer ana işlemleri yapabilecek üniteleri kurmak ya da bu işlemleri yapabilecek yeterlilikteki yerlerle sözleşme yapmak,

5) LPG tüplerinin dolum öncesi, dolum sırası ve dolum sonrası kontrol işlemlerini yapmak,

6) Teknik düzenlemelere uygun olmayan, periyodik muayenesi yapılmayan, paslı, şişkin, ezik, kesik, boyasız, çatlak, yangın hasarlı ve benzeri tüplere dolum yapmamak, dolum için getirilen tüpleri dolum yapmadan önce teknik düzenlemelere göre kontrolden geçirmek, tamir ve bakım işlemlerini yapmak veya yaptırmak mümkün değilse imha etmek,

7) Bayileri eğitmek ve tüketicileri bilgilendirmek,

İle yükümlüdür.

Dağıtıcılar birbirleri arasında toptan LPG ticareti yapabilirler.

BAŞKAN- Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

6 ncı maddeyi okutuyorum:

Taşıma, depolama, dolum, tüp imalatı, tüp muayene, tamir ve bakımı

MADDE 6. - Dökme LPG, otogaz LPG ile depolama ve dolum faaliyetlerinin yapılması için verilecek lisanslara uygulanacak değerleme kriterleri ve lisansın verilmesini gerektirecek teknik ve malî şartlar Kurumca belirlenir.

LPG'nin piyasaya arzı işleminde kullanılacak tüplerin imalatını gerçekleştirecek olanlar, gerekli teknik düzenlemelere uygun üretim yapabildiklerini gösterir tesislerinin teknik özellikleri ile birlikte Kuruma başvurarak lisans almak ve diğer mevzuatta belirtilen teknik özelliklere uygun üretim yapmakla yükümlüdür.

Muayene, tamir ve bakım işlemlerini yapacak olanlar bu işlemleri yapabilmek için Kurumdan  lisans almak zorundadır.

BAŞKAN- Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Adana Milletvekili Tacidar Seyhan söz istemişlerdir.

Sayın Seyhan, buyurun.

CHP GRUBU ADINA TACİDAR SEYHAN (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabiî, bundan sonraki maddelerde, her konuda güvenlik koşulu da ayrıntılı bir şekilde dile getiriliyor. Ben, bir şeye daha inanıyorum; bu düzenlemeyle, biz, araçlardaki güvenliği tek başına sağlayamayız. Bunun araştırılması lazım ve gerekli düzenlemelerin yapılması lazım; ciddî olarak üstüne eğilmeliyiz.

Zannediyorum, bu kanun tasarısında, az önce anlattığım odaların dahil edilmesini de sağlayamayacağız, öyle görünüyor; çünkü, iktidarın böyle bir hazırlığı yok. Kanun tasarısına da yeniden madde monte etmek, komisyonun çoğunluğuna bağlı; böyle bir şey söz konusu olamıyor.

Şimdi, bu ilave için önce bir şey söyleyeceğim değerli arkadaşlar. Biz yetkili arkadaşlarımızla konuştuk. Kanun tasarısına iki madde ilave etme arzusu var Sayın Bakanın. Bir kere, o maddeleri zamanı geldiğinde konuşalım; ama, bizim komisyon görüşümüz şu: Bizim önümüze, başka bir amaçla kanun tasarısına ilave edilecek maddeleri getirmeyin, koymayın. Bu, LPG Piyasası Kanunu Tasarısı. Eğer, Elektrik Piyasası Kanununda düzenleme yapacaksanız, zaten erksiniz, iktidar elinizde. Şimdi, yazın kanunu, verin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına, iki gün sonra komisyonda görüşelim, Millet Meclisinin gündemine bunu getirelim; ama, biz bunu Genel Kurulda eklemeyi alışkanlık haline getirirsek, bu işin içerisinden çıkamayız.

Dikkat ederseniz -hadi, diyelim ki bazı arkadaşlarımız razı oldu, kanunlar da doğru- hatırlarsanız, daha önce, bu Odalar ve Borsalar Birliğiyle ilgili, iki kanun maddesinde değişiklik yaptık. Bu da, başka bir kanuna ek olarak verilmişti; hatırlıyor musunuz? Nereye verilmişti; değerli komisyon üyesi arkadaşlarıma hatırlatıyorum: Lisanslı Depoculuk Kanununa monte edilmişti. O zaman, arkadaşlarımız dediler ki: "Montaj kanun çıkarmaktan yıldık." Bakan da geldi bize "gelin iki kanun maddesi daha ekleyelim, bunu ayrı bir kanun olarak çıkaralım." Etik olan budur ve "Türkiye Büyük Millet Meclisinin geleneklerine yeni gelenekler eklemeyin" dendi. Biz de olur dedik, o maddeyi o kanundan çıkardık, yeni bir kanun düzenleyip, iki gün sonra yukarıda görüştük. Şimdi, böyle bir şey yaptıktan sonra, aynı komisyon üyeleri, oraya oturup, bu kanunla alakası olmayan iki maddeyi ne şekilde ekleyeceğiz Allahaşkına! Hangisi doğru? Bana söyler misiniz, hangisi doğru? Etik değerlere bağlı olalım, kanun yapmada keyfiyeti ortadan kaldıralım dediğimiz bir önceki tavır mı, yoksa, bugün burada sergileyeceğimiz tavır mı; hangisi doğru? Bizi dinleyen vatandaş, ne yapıyorsunuz siz demeyecek mi?! Onun için, biz, böyle bir uygulamada olmayız. Kanunun niteliği başka. Getirilen kanunun birisi makul, olabilir; ama, diğeri makul değil. Onu da bir kenara koyuyorum; ama, bu şekilde çıkarılacak olması, hiç makul değil, doğru değil değerli arkadaşlar.

 Yeniden, kanunun içerisindeki bazı şeyleri hatırlatacağım. Bir de arkadaşlar, bu dökmegazla, tüpgaz ile otogaz arasındaki KDV, ÖTV farkı, her ne kadar sektör "kaçakçılık yok" diyorsa da, kaçakçılığı teşvik ediyor. Doğru dürüst düzenleme yapılmadan, kontrol yapılmadan, bu kaçakçılığın önüne geçemiyoruz. Bir bakıyorsunuz, bir tesis, kullanma kapasitesi ne kadar, 200 ton; yıllık faturasına bakıyorsunuz 3 000 ton kullanmış dökmegazı. Beni arıyorlar diyorlar ki: "Geliyor, bize fatura kesiyorlar, benim de işime geliyor..." Ama "kaçakçılığa doğru gidiyorum" diyen insanlar var; buna engel olun. Herkes biliyor bunu. Eğer, Türkiye'de kaçağı önleyeceksek, düzenlemelerle de bunu sınırlamanın bir çaresini, bir yolunu bulmamız lazım; sadece insan yaşamı değil...

Bir arkadaşımızın, İstanbul Milletvekilimiz Sayın Mehmet Sevigen'in bir araştırma önergesi var bu LPG'li araçlarla ilgili; patlamaların olmasından dolayı, kamuoyunun duyarlılığını dile getirmek açısından Meclis gündemine taşıdı. Bence, o önergenin, kısa sürede, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilip, bunun araştırılması ve gerekli yönetmeliklerin çıkarılması doğru olacaktır. Bunu da, sizden, şimdiden, özellikle rica ediyorum.

Buraya gelmişken, Sayın Bakanıma ve sizlere... Yine, enerjiyle ilgili olduğu için, her zaman fırsat bulamıyoruz; bu gazla da ilgili, petrolle de ilgili. Şimdi, dünyada, günlük petrol kullanımının seksenbeşte 1'i Bakû-Ceyhan'da olacak; aşağı yukarı seksenbeşte 1'i... Bu, büyük bir miktar dünyadaki petrol rezervi için; ancak, değerli arkadaşlarım, Bakû-Ceyhan gecikiyor; bizden mi gecikiyor bilmiyorum. Bizden gecikmeler olabilir biraz; ama, yabancı devletlerden dolayı da gecikiyor; ama, ben, o sözleşmede, biliyorum ki, gecikme için, Türkiye Cumhuriyeti, her güne 500 000 dolar ceza ödemek zorunda. Bunun koşulları hafifleştirilebilir mi? Ödenmeyebilir mi? Hukukî yapısını bir kenara bırakıyorum; ama, Bakanlığımızı uyarıyorum. Türkiye'nin üzerine bir yük gelmeden, buradan veya diğer ülkelerden, var olan gecikmeye engel olacak her tür yetkiyi ve tasarrufu kullanın. Bunu yapmadınız mı, bu fatura ülkeye binecektir. Sonra, o da, şey gibi olmasın; "haberim yoktu" denilmesin. Onun için de mi ikibuçuk yıl bekleyeceğiz?! Ee, hadi, bunu konuşmak istemiyordum; ama, Enerji Bakanlığında "ikibuçuk yıl sonra biz düğmeye bastık" denildi değil mi; denildi. Bunu da Sayın Bakanıma sormak istiyorum. Sayın Bakan "biz, temmuz ayında düğmeye bastık" diyor ve lütfen, bunu, bir vatandaş olarak öğrenmek istiyorum: Temmuz ayında düğmeye basıldıysa, aynı kişi, üç defa veto görmüş kişi, Ağustos ayının 17'sinde, nasıl oluyor da bir devlet kurumunun yönetim kurulu üyeliğine atanıyor?! Hani, temmuzda basmıştınız... Ya tarihi karıştırdık ya da asansör düğmesine basarken onu yolsuzluk düğmesiyle karıştırdık; bilemiyorum ki hangisi doğru! Ben vatandaşım, yüreğim sızlıyor. Hep beraber çıkaralım; ama, böyle bir şey var.

Sayın Eşref Erdem soru önergesi vermiş. Soru önergesine 5'inde cevap geliyor; deniliyor ki, bu işte, hani "kirli gömlek" olan arkadaşlar var ya, bu kirli gömlek olan arkadaşlar hakkında rapor tutan müfettişler yanlı davranmıştır. Bunların hakkında da dava açıyor, açacağını söylüyor; bu önergeye verilen cevap...

Arkadaşlar, madem temmuzda düğmeye bastık, madem bu vatandaşlar kirliydi; niye savunduk? Ben mi yazdım bu cevabı?!. Ya da, hakkında iki defa "bu, görev alamaz" diye rapor tutulmuş -teftiş kurulu raporu yanımda; gizlidir diyor; ama, bir şeyin gizliliği kalmıyor Türkiye'de- rapor tutulmuş adam soru önergesine cevap veriyor! Enerji Bakanlığı... Bakanlığa yazıyor; cevap verenlerden biri de bunun içinde adı geçen kişi. Biz, şimdi, neye inanacağız?! Yani, böyle kirli gömlek çıkarmak olur mu?! Bu koku bizim üzerimize siner, ondan sonra ömür boyu çıkaramayız valla.

Değerli arkadaşlar, bakın, şöyle bir gerçek var: Kimseyi rencide etmek istemiyorum; ben, burada, yargıda olan bir dava hakkında hüküm vermek de istemiyorum; ama, dünyanın neresinde olursa olsun, hangi siyasetçi böyle bir olaya maruz kalırsa, ya kamuoyunu aydınlatır ya da bulunduğu yeri bırakır. İkisinden birini yapmak zorundayız. "Ben görmedim" olmaz! Ben, bir şirketin yöneticisi olacağım, yaptığım işin, ikibuçuk yıl altımda yapılan işin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Seyhan, konuşmanızı tamamlar mısınız.

Buyurun.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.

...ikibuçuk yıl yaptığım işin farkında olmayacağım; ikibuçuk yıl sonra "düğmeye bastım, temizliyorum" diyeceğim; yok böyle bir şey! Hepimizin... Yani, şunu söylüyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisinde, haberim olmasa da altına imza attığım, benim yetkimin de kullanıldığı, bir grup içerisinde çıkarılmış bir kanunda sorumluluğumu reddetme şansım var mı benim?! Hangi insan yönettiği kurumda -kim yaparsa yapsın- kendi sorumluluğunu hiç görmezden sayabilir?! Mutlaka yapılması gereken, her şeyi bir kenara bırakıp... Bakın, çok özenle seçiyorum, kimseyi rencide etmiyorum; ama, kamuoyuna, temiz ve şeffaf siyaset anlayışı için, bunların açıklanması zorunludur. Ya "bu düğmeye biz basmadık, başkaları bastı; ama, gereğini yapacağız" diyeceksiniz, ya da "bu düğmeye biz bastık" diyorsanız, ikibuçuk yılın hesabını vereceksiniz.

Saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Seyhan.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Sayın Başkan, cevap vermek istiyorum.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakanım.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konu her ne kadar sıvılaştırılmış petrol yasasıysa da, Sayın Tacidar Seyhan Bey arkadaşımıza cevap vermem gerektiğini hissediyorum.

Şimdi, birkaç noktayı konuşmaları sırasında araya sıkıştırdı. Bunlardan bir tanesi, yenilenebilir enerji. Sırasıyla cevap veriyorum. Yenilenebilir enerji, biliyorsunuz, Genel Kurul gündeminde ve mutlaka çıkacak bu yasa; ancak, belli bir sıralaması var, belli bir önem sırası var, bu önem sırasına göre de...

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Hep geriye atılıyor Sayın Bakanım, hep geride kalıyor; başkaları öne geçiyor.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -  Gelecek, gelecek.

Bakınız, şimdi, bu LPG yasası, yani, tüpgaz... Patlamaları, çatlamaları görüyorsunuz. Bunlar ele alınıyor. 15 000 000 hanenin 13 500 000'ini ilgilendiriyor, 65 000 000 kişi bunu kullanıyor. Önem sırasına göre bunu aldık; ancak, dediğim gibi, yenilenebilir enerji yasasının her şeyini hazırladık ve biz, bu arada boş durmuyoruz. Rüzgâr haritaları çıktı, jeotermal çalışmalar sürüyor, MTA bütün Türkiye'yi yeniden tarıyor ve aynı zamanda, bizim Enerji Bakanlığı, eskiden olduğu gibi, bütün genel müdürlükleri tek tek çalıştırmıyor; biz, bir bütün halinde çalışıyoruz. Eskiden, sadece MTA'dan sorumlu bir devlet bakanlığı vardı; eskiden, Etibanktan sorumlu devlet bakanlığı vardı. Şimdi, biz, hepsinin, aradaki duvarları kaldırdık, ortak çalışıyoruz. Mesela, TPAO, bir sondaj yaparken, petrol ararken, eğer kömüre rastladıysa sondajda, kömür kesiyorsa, hemen onu TKİ'ye veya TTK'ya gönderiyor, su bulursak, DSİ'yle ortak çalışıyor; yani, biz, çok verimli bir çalışmayı sürdürüyoruz. Zaten, onun için de bu meyveli ağaç taşlanıyor; yoksa, siz, kavak ağacının taşlandığını gördünüz mü?

Şimdi, buradaki mesele şu: İkibuçuk yıl meselesi değil. Biz, bu arkadaşlarımızı, çalışkan diye, güvenilir diye getirdik ve bu arkadaşlarımız da... Şu anda, yargı süreci devam ettiği sürece, onlar hakkında herhangi bir şey söylememeyi biz devletadamlığının ciddiyetinin bir gereği olarak görüyoruz. Yargı neticelensin, ona göre konuşalım. Bu, şu anda erken olur ve bu arkadaşlarımız, henüz, şu anda suçlu durumda değil, şu anda çalışmalarını sürdürüyor. Biz, farklı bir şey yaptık. Biz, bunu hissettiğimiz anda gereğini yaptık; önemli olan bu. Biz, halının altına tozu süpürmedik. Biz, ne yaptıysa, hayır, kardeşimiz dahi olsa, babamız anamız dahi olsa, biz buna hiçbir zaman göz yummayacağımızı gösterdik ve hemen düğmeye bastık. Bu, çok önemlidir; ama, siz, bunu, eski birtakım alışkanlıklarla, başka müdahalelerle benzetmeye çalışırsanız, bundan, hiçbir şey, kimse kazanmaz. Bu, bizim millî bir sorunumuz. Bunu, siyasî bir mecraa, siyasî bir düzleme taşımanız doğru olmaz; çünkü, bu hepimizin meselesi; çünkü, daha fazla konuşmaya kalkarsak, iş, bazı yerlere de gidebilir. Hiç gereksiz bir yere, işi demagojiye, mugalataya dökmüş oluruz ki, bunda, hiç, polemik yapmanın bir gereği yok. Biz, çok ciddî bir şekilde olayı takip ediyoruz ve anında da -bu izlemeleri yaptıktan sonra- gene açıklamaları da yapacağız. Sizleri tatmin edecek bütün açıklamaları, hiçbir şeyi saklamadan da ortaya koyacağız; çünkü, bizim şeffaflığımızın gereği bu ve hiçbir şekilde de bir alınganlığımız yok. Biz AK Partiyiz, tertemiz geldik ve tertemiz gideceğiz. Bunu bir kere söyleyeyim.

İkinci bir noktayı size ifade edeyim: Üç defa geri dönmedi arkadaşlar. Bu arkadaşımız iki defa geri döndü. Birinci defa döndükten sonra bir yerden haber geldi "imzalanacak" diye, onun üzerine gitti. Hatta, orada da, Başbakan Müsteşarımızın da imzası olmadan, parafı olmadan gitti. Orada ufak bir karışıklık olmuş; ama, hata bizimdir, hiçbir zaman bunu bir şey olarak söylemiyoruz; ama, neticede, iki defa gitmiştir.

TACİDAR SEYHAN (Adana) - Ne fark eder efendim!

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bakınız, ama öbür arkadaşımızda direkt imzalanmıştır yani.

Şimdi, bunu tartışmaya açmak doğru değil; çünkü, burada, çok önem verdiğimiz makamlar söz konusu. Kaldı ki, burada da biz çok hassas davranıyoruz. Bunu özellikle bildiririm.

Yönetim kurulu üyeliği meselesi... Özelleştirme 1 Nisan'da... TEDAŞ, Özelleştirmeye bağlı bir yer. Dolayısıyla, o atama Özelleştirme İdaresi tarafından yapılmıştır. Şu anda bana bağlı olan bir yer değil. Kaldı ki, bu arkadaşlarımız çalışkan arkadaşlardı, iyi çalışmalar yaptılar, kâra geçirdiler. Bu arkadaşlarımızı, biz, yolsuzluğa uğradığını bile bile yapmadık. Zaten ortada bir yolsuzluk da henüz kesinleşmiş değil, yargı süreci devam ediyor. Onun için, beni daha fazla konuşmaya mecbur bırakmayın. Bunu yaptığımız zaman farklı konular gündeme gelir, o da hiç gereksiz polemiklere sebep olur, doğru da olmaz. Onu özellikle ifade edeyim.

İkincisi, kirli filan değil bu arkadaşlar; çünkü, henüz yargı kararıyla sonuca varmadıktan sonra, yargı süreci devam ettiği için, bunu lütfen bir bekleyelim; bize yakışan budur. Gördükten sonra değerlendirmeleri yaparız.

Bakû-Tiflis-Ceyhan Projesi... Ben, bu konuyu, LPG ile Bakû-Tiflis-Ceyhan Projesinin ilişkisini anlayamadım; ama, ben, yine de, Tacidar Bey, hakikaten sevdiğim, çok çalışkan bir arkadaşımız olduğu için, izah edeyim durumunu. Bakû-Tiflis-Ceyhan'ın... Hatta, bugün, buraya gelmeden önce, saat 11.00'de, en üst düzeyde, BTC'nin yöneticileriyle beraber toplantı yaptık -tesadüf diyelim buna- ve çalışma fevkalade güzel bir şekilde gidiyor. İftihar edeceğimiz bir çalışmadır, millî bir projemizdir ve bu proje 1 760 kilometrelik bir projedir, üçte 2'si Türkiye'dedir ve biz, burada, dağları, tepeleri aşarak bunu yapıyoruz. Azerbaycan ve Gürcistan'daki çalışmalar da sürüyor. Bizden, şu anda, gecikmeye sebep olacak bir çalışma yok; ama, hakikaten, Türk mühendisleri, Türk müteahhitleri ve hepimiz, başta BOTAŞ'ın değerli yöneticileri olmak üzere hepsi, bu çalışmaları fevkalade bir başarıyla sürdürüyorlar.

Ben, Bakanlığımın bütün elemanlarından, gelmiş geçmiş, adı geçen bütün çalışmalarında... Bütün o başarıları oluşturan arkadaşlardır. Bu kadromla ben iftihar ediyorum. BTC'de çok güzel bir şekilde çalışma sürüyor ve inşallah, zamanında bitecek ve haziranın sonunda, inşallah, ilk petrolü Ceyhan'dan akıtacağız. Bu çok önemli ve zamanında bitecek.

Onun dışında, biraz önce, yenilenebilir enerjiden bahsettiniz. Biz, sadece yenilenebilir enerji değil, aynı zamanda enerji verimliliğiyle ilgili çok önemli bir yasayı çıkarıyoruz. Türkiye'de, şu anda enerji açısından tasarruf edilebilecek miktar 3 milyar dolardır. 3 milyar doların sadece 1,2 milyar doları binalardaki tasarrufla elde edilecek miktardır. Ayrıca, bu 3 milyar dolarlık paranın içerisinde, tasarruf edilebilecek miktarın içerisinde ulaştırma sektörüyle beraber sanayi de var; yani, binaların ısınması, ulaştırma sektörü ve sanayi, üçünün toplamında tasarruf edilecek miktar 3 milyar dolardır ve bununla ilgili çok ciddî bir çalışma yapıyoruz.

Mesela -siz, mademki bu konuyu açtınız- biyodizel diye bir çalışma başlattık; yani, bitkilerden mazot elde etmeyle ilgili. Bu çalışmada, geçen hafta, enerji verimliliği haftası münasebetiyle, biyodizelle çalışan otobüsle Ankara'da seyahat ettik ve Çocuk Esirgeme Kurumunda, örnek bir bina olarak, ısı tasarrufu çalışmalarını orada kutladık.

Bizim insanımız görerek inanır. Bizde palavra yok. Biz, uyguluyoruz, söylüyoruz, elle tutuyoruz, gözle görüyoruz ve çalışmayı yapıyoruz. Bizde teorik çalışmalar falan da var; ama, esas, uygulamadır. Onun için, bu enerji verimliliği çalışmasında da önemli adımlar atıyoruz.

Biyodizel çok ilginç bir konu arkadaşlar. Bitkiden mazot elde etme; yani, kanola, kolza, ayçiçeği gibi bitkilerden mazot elde ediyoruz. Bu çalışmayı başlattık ve bununla, ithal edilen; yani, dışarıya döviz ödediğimiz mazotun yerine, kendimiz, kendi topraklarımızdaki bitkilerden elde edilen mazotu kullanmaya çalışıyoruz ve bunu yaygınlaştırıyoruz.

Bu ne yapacak; bu, tarımı daha da canlandıracak, küspesiyle hayvancılığı canlandıracak. Ayrıca, ürettiğimiz gliserinle kimya sanayiine; hatta, ilaç sanayiine önemli katkıları olacak. Bu, müthiş bir şey aslında.

Biyodizelden başka, bir de biyoetanol var, benzinin yerine. Açtığınız için size teşekkür ediyorum, bu fırsatı verdiğiniz için. Biz, biyodizelle mazotu, biyoetanolle de benzini ikame edeceğiz.

Bildiğiniz gibi, şu anda bizim şeker fabrikaları zarar ediyor filan deniliyor. Biz, bununla da, şeker fabrikalarında, şuruptan doğrudan doğruya biyoetanolü üretip, benzinin yerine bunu ve/veya kullanacağız ve bunu yaptığımız zaman da, hem şekerpancarı üretiminde büyük bir yaygınlaşma olacak -en çok şekerpancarından üretildiği için bu böyle; onun dışında, diğer ürünler de var- hem hayvancılığı harekete geçireceğiz hem tarım tetiklenmiş olacak. Bunlar bizim önemli çalışmalarımız; ama, bunları anlatmayalım, yaptıktan sonra söyleyelim dedik; ama, bu çalışmayı başlattık, Pankobirlikle bu çalışmayı sürdürüyoruz.

Bütün amacımız yerli kaynakları harekete geçirmek. Bunu yaptığımız zaman, çok önemli adımlar atacağız; yani, bir yandan Türkiye Petrolleri... Şu anda, Türkiye Petrollerinin bütçesini 8 kat artırdık ve işte, Doğu Karadeniz'de, Hopa açıklarında, haziran ayında deleceğiz. Bunu bulursak, belki, işte, bu LPG'ye de katkısı olacak; çünkü, petrolün yan ürünü. İnşallah bulursak; ama, bulmadan var demiyoruz; onu tekrar söyleyeyim.

Onun dışında, nisan ayından itibaren Akçakoca açıklarında doğalgaz aramalarımıza devam edeceğiz. Bunlar da, bizim, inşallah, yeni kaynaklarımız olarak devreye girecek.

Kısacası, şunu ifade edeyim: Hakikaten, boş durulmuyor ve bu çalışmaları, çok iftihar ettiğim Bakanlık elemanlarıyla yapıyorum. 130 000 eleman var bizde. Bu 130 000 arkadaşımız, bu başarı öykülerini, bu çalışma düzeninde oluşturuyor ve dediğim gibi, bu çalışmalar, başta BTC (Bakü-Tiflis-Ceyhan) Projesi olmak üzere, hepsi büyük bir başarıyla sürüyor. Onun dışında da, biz, hiçbir yanlış harekete göz yummayan hatta, şüphelensek dahi, bu şüphe durumunda bile hemen, anında gereğini yapan bir partiyiz, hükümetiz ve bakanlığız. Burada da sorumluluğumuz var ve bu sorumluluk konusunu, ben, belli bir siyasî düzlemde değil, özellikle, ulusal bir konu olması bakımından, hepimizin çok soğukkanlı, bilinçli katkılarıyla bu işlerin hallolacağına inanıyorum ve devletadamı ciddiyeti de bunu gerektirir.

Ben, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakanım.

Sayın Başkanım, buyurun.

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Efendim, madde 6'da "dökme LPG ve" kelimesini ilave ediyoruz; "otogaz LPG" ondan sonra da "taşıma" kelimesini ilave edip virgül koyuyoruz. Bu kadar efendim.

BAŞKAN - Tashih yapıyoruz. Orada bir redaksiyon...

Sayın Seyhan, buyurun.

Süreniz 5 dakika.

TACİDAR SEYHAN (Adana) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sanıyorum, Sayın Bakanım konuşmamın bir bölümünü atlamış olacak ki, ben, zaten, Bakû-Ceyhan ve bu meseleye geçerken, LPG Yasasıyla pek ilişkisi yok; ama, toplumsal duyarlılığın gereği olarak bunları da dile getirmek istiyorum demiştim. O kısmı atladığı için bayağı yadırgayarak cevap verdi.

Şimdi, tabiî, burada icraatları konuşmuyoruz. Yalnız, benim burada göstermiş olduğum toplumsal duyarlılığın, eski alışkanlıklarla siyaset malzemesi yapıp, meseleyi farklı mecraa taşımak diye yorumlanması ne derece makul, mantıklıdır; ben, sizin ve kamuoyunun vicdanına bırakıyorum. Ben, burada, bir toplumsal duyarlılığı dile getiriyorum; Sayın Bakan, bana "eski alışkanlıklarla kürsüye geldiniz" şeklinde bir ithamda bulunuyor.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - İthamda bulunmadım.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Sayın Bakan, siz, Türkiye'nin Bakanısınız; bana değil, Türkiye'ye cevap vereceksiniz. İcraatlarınızı her ortamda anlatabiliyorsunuz. Ben, size net soru sordum. Asıl eski siyasî alışkanlık benim yaptığım değil. Eski siyasî alışkanlıklarda, her politikacı istediğini sorar, her bakan da istediği gibi cevap verirdi. Eski siyasî alışkanlık budur; burada da o oldu. Ben soru sordum, Sayın Bakan istediğini anlattı bana.

Bakar mısınız cevaplara: "Bir kere, kirli değil; bu iş yargıda" diyor. Allahaşkına söyler misiniz, bu işin kirli olduğunu kim söyledi; Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı mı söyledi, yoksa, ondan daha önce bu hükümetin bir bakanı mı söyledi? "Kirli gömleği çıkarıyoruz" diyen biz miyiz?! Önce bir karar verin, kirli mi değil mi ya da bunu bir siyasî rant malzemesi siz yapmayın. Hiçbir siyasetçinin gözünden bu ince ayrıntı kaçmaz. Birincisi bu.

İkincisi, "üç defa döndü" deniliyor, üç defa döndü dedim ben, "iki defa döndü" diyor.

CAVİT TORUN (Diyarbakır) - Kanunu konuşun lütfen...

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Çok affedersiniz... Kanunu da konuşuyorum, şahsım adına. Lütfen... Müsaade ederseniz bitireceğim. Ben, sizin ve Sayın Bakanın, Sayın Başkanın affına sığınarak hemen bitiriyorum, bundan sonra gündeme getirmeyeceğim.

CAVİT TORUN (Diyarbakır) - Sizin tarzınıza yakışmıyor.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Efendim, kötü bir üslup kullanmıyorum ben. Ben kamuoyunun duyarlılığını dile getiriyorum. Kimseye hak etmediği suçu yüklemiyorum, kimseyi suçlamıyorum; hâkim, savcı, yargıç görevi görmüyorum; kamuoyu vicdanında konuşulanları, burada, vatandaşın sorusu olarak dile getiriyorum. Lütfen, dinleyin.

AHMET IŞIK (Konya) - Yargıya intikal etmiş.

BAŞKAN - Sayın Işık...

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Soruyorum...

 Müdahale etmeyin lütfen. Ben sizi dinliyorum.

BAŞKAN - Sayın Seyhan, Genel Kurula hitap ediniz lütfen.

Buyurun.

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Evet efendim, özür diliyorum.

Efendim, şimdi, savunma, iki defa döndü... Bunu konuşalım, bitirelim.

Bir şey daha var; nasıl ben buna cevap vermem. Deniliyor ki, ben Sayın Bakana diyorum ki: Temmuz ayında düğmeye bastık dediniz, ağustosun 17'sinde o kişi bir yönetim kurulu üyeliğine atandı. Cevaba bakar mısınız: " O kurum Özelleştirme İdaresine geçmişti."

OSMAN ÖZCAN (Antalya) - O kime bağlı?

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - O kime bağlı; bu hükümetin başka bir bakanına. Ben atamadım da... "Bu olumsuz bir şey, ben atamadım" diyor.

OSMAN ÖZCAN (Antalya) - Şirket!... Şirket!..

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Kim atadı; o atadı. O kim; bu hükümetin bir mensubu. Kamuoyuna sunuyorum.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

6 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

7 nci maddeyi okutuyorum:

Otogaz bayileri

MADDE 7. - Otogaz bayileri, dağıtıcılar ile yapacakları tek elden satış sözleşmesine göre bayilik faaliyetlerini yürütürler.

Otogaz bayileri;

1) Tek bir dağıtıcı ile sözleşme yapmak ve istasyonunda sadece sözleşmeli olduğu dağıtım şirketince ikmal edilen LPG' yi satmak,

2) Otogaz istasyonları için ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından gerekli ruhsat, izin ve belgeleri almak,

3) Otogaz istasyonlarında LPG ile çalışan araçlara otogaz LPG ikmali yapmak,

4) Otogaz istasyonlarında LPG tüpü dolumu ve satışı yapmamak, LPG tüpü dolumuna yarayan hiçbir alet, makine ve teçhizatı istasyon dahilinde bulundurmamak,

5) Anlaşma yaptıkları dağıtıcının tescilli markası ve amblemini istasyonunda görülebilecek bir yere koymak,

6) İstasyonlarında sorumlu müdür çalıştırmak,

ile yükümlüdür.

Otogaz istasyonları ve depolama tanklarının, dispenserlerinin, pompa ve aksamlarının, idarî binalarının; metro hatlarına, okullara, camilere, hastanelere, çocuk parklarına ve kamu kullanımının yoğun olduğu tesislere, doğal gaz reglaj, depolama tankları ve baz istasyonları gibi yanıcı parlayıcı özellik arz eden depo ve tesislere, akaryakıt dispenserlerine olan mesafelerinin teknik düzenlemelere uygun olması, kendi mülkiyeti veya kullanma hakkına sahip olduğu alan içinde sağlanması zorunludur.

Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında bulunan otogaz istasyonlarının depolama tankları teknik düzenlemelere uygun olarak yerleştirilir.

Otogaz istasyonları ile içinde otogaz tesisi bulunan akaryakıt istasyonlarının sahası içinde, teknik düzenlemelere uygun olarak tesis edilmiş idarî büro, araç yıkama ve yağlama tesisleri, müşterilerin acil ihtiyaçlarının giderilmesi için kurulan küçük market gibi tesislerin dışında lokanta, ticarî ve sosyal amaçlı tesisler kurulması, kamu can ve mal güvenliği açısından konulmuş kriterleri ihlâl edemez.

Dağıtıcılar ve bayiler kurdukları otogaz istasyonlarını lisans alarak işletmeye başlar.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına, Balıkesir Milletvekili Sayın Ali Kemal Deveciler; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 723 sıra sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu Tasarısının 7 nci maddesi hakkında, Cumhuriyet Halk Partisi ve şahsım adına söz almış bulunmaktayım; hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz kanun tasarısının sadece otogaz bayilerini, sıvılaştırılmış petrol gazlarını kapsaması yetersizdir. Kanun tasarısında, akaryakıt istasyonları da can ve mal güvenliği açısından ciddî tehditler içermektedir. Akaryakıt istasyonlarının bu kanun kapsamına alınması veya yeni kanun hazırlanması için yeni patlamaların meydana gelmesi, can ve mal kayıplarının olması mı beklenmektedir? Böyle bir sorumluluktan kaçmak mümkün değildir. Konuya can ve mal güvenliği açısından bakılmalıdır. Olası ekonomik kayıplar da dikkate alınmalıdır.

Otogaz bayileri, LPG istasyonlarının da, akaryakıt istasyonlarının açılmasında aranan tüm şartları sağlaması gerekliliğinin tüm düzenlemelerde vurgulanması sağlanmalıdır.

Bu tip kamu yararı ve toplum sağlığı açısından çok büyük önem taşıyan işletmelerin, yer seçimine ilişkin belirlenen ölçütlerin bilimsel analiz ve saptamalar üzerinden hayata geçmesini sağlayacak planlama çalışmalarının yapılması şart koşulmalı ve imar planlarında bu alanların LPG istasyonu, akaryakıt istasyonu alanı olarak belirtilmeleri sağlanmalıdır. İmar planlarında bu amaçlarla ayrılmış yerlerin dışında söz konusu tesislerin açılabilmeleri engellenmelidir. Mevcutta, birçok alanda, akaryakıt ve LPG istasyonları, birlikte, aynı alan içerisinde bulunmaktadır. LPG istasyonlarına birtakım hükümler uygulanıp akaryakıt istasyonlarına bu hükümlerin uygulanmaması, hukuksal ve teknik açıdan ciddî sorunlara yol açacaktır. Akaryakıt istasyonları içinde kaçak LPG istasyonlarının oluşumu engellenemeyecektir. Bu nedenle, kanun, akaryakıt istasyonlarını da içerecek şekilde düzenlenmelidir.

Kanunun asıl amacı, akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazlarının piyasa gözetimi ve denetimini yapmak değil, bu istasyonların olası risklerini en aza indirmek olmalıdır. Akaryakıt ve LPG istasyonlarının yaratacağı tehlikelerin önlenmesi ve en aza indirilmesi, planlama kararlarıyla mümkündür. Can ve mal güvenliğinin sağlanması, sağlıklı çevrelerde yaşanması, imar planlarının usulüne uygun bir biçimde hazırlanıp onanmasını zorunlu kılmaktadır.

Akaryakıt ve LPG istasyonlarının yerleşim yerleri içinde uygun yer seçimi, bu alanlardan optimum biçimde yararlanmak için, planlama bir ön koşuldur. Planlama koşullarının yerine getirilmemesi halinde, diğer ruhsatlar tek başına sorunu çözemeyecektir. Bunun için, otogaz bayiliği istasyonlarının planlama esasları, şehircilik ilkeleri ve kamu yararına göre yapılması zorunludur.

Toplum sağlığı açısından büyük önem taşıyan ve bu tür tesislerin yer seçimi, ilgili tüm standart ve ölçütler oluşturulduktan sonra plan kararına bırakılmalı ve bu tesislerin, planlarda, ancak LPG istasyonu, akaryakıt servis istasyonu, otogaz bayiliği olarak işaretlenmesi halinde faaliyet göstermesine izin verilmelidir. İmar Kanununda, bu konuda var olan sorunun giderilebilmesi amacıyla, konutdışı kentsel çalışma alanları tanımı içerisinde yanıcı, parlayıcı, patlayıcı işlevler içermeyen imalathaneler ve akaryakıt istasyonlarının bir arada bulunmasından kaynaklanan çelişki giderilmelidir. Bunun için, konutdışı kentsel çalışma alanlarının tanımlanması içerisinden akaryakıt istasyonu tanımı çıkarılmalı ve bu tesislerin, kendi özel gösterimi ve yapılaşma, yer seçim koşulları dışında hayata geçebilmesi engellenmelidir. Akaryakıt ve LPG depolama, dolum otogaz bayi ve istasyonlarında imar planı yapılmalı, planlamaya ilişkin koşullar, her biri için ayrı ayrı uygulanmalıdır.

Günümüzde sadece ev tipi LPG satışı yapan bayilerin yanı sıra, LPG'yle çalışan motorlu taşıtların akaryakıt gereksinimini karşılamak amacıyla kurulan LPG satış ve servis istasyonları da eklenmiştir. Bu servis birimleri ise, gerek daha önce kuruluş ve yer seçimlerini belirleyen bir yasal düzenleme bulunmaması gerek bu istasyonların yasal düzenleme olmaksızın ruhsatsız kurulmuş ve faaliyetlerini sürdürmüş olmaları ve gerekse de yer seçimi ve işletmelerinde, gerekli yer seçim, işletim ve etkin denetim mekanizmalarının işletilememesi nedenleriyle acil önlem alınması gereken bir nitelik taşımaktadır.

LPG otogaz, akaryakıt istasyonları, üretim, depolama, satış özelliklerinden dolayı insan, çevre sağlığı açısından yer seçimi, planlama ve denetlemesinde bir dizi ölçüt belirlenerek, titizlikle uygulanması gerekli olan bir kentsel servis niteliği taşımaktadır.

Otogaz ve akaryakıt tesislerine yapılacak planlarda uygun yer seçiminin sağlanması için özel ilkeler getirilmeli ve bunlar, yönetmeliklerle detaylandırılmalıdır. Bu tesislerin yer seçiminde ulaşım önemli bir faktördür. Bunun için, kanunda, Karayolları Genel Müdürlüğünden "geçiş yolu izin belgesi" zorunlu hükme bağlıdır; bunun dışında, yer seçiminde, ulaşım açısından da değerlendirme yapılması gerektiği açık ve net olarak belirtilmelidir.

Aynı yol güzergâhı üzerinde ne kadar mesafe içinde otogaz ve akaryakıt istasyonu bulunabileceği de teknik açıdan tespit edilmelidir. Bu amaçla, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı ilkeler tespit etmeli ve konuda görüşler vermelidir; aksi halde, ihtiyaç olup olmadığına bakılmaksızın çok sık aralıklarla istasyonların yapımı gerçekleşecektir. Bu durum, ekonomik açıdan da önemli bir kayıptır.

Bulunan yolun genişliği, geçen araç sayısı ve yoğunluğuna göre belli ölçütler belirlenebilir. Yürürlükte olan ve karayolu kenarında yapılacak akaryakıt istasyonu mesafelerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığının 11 Eylül 1996 tarih ve 22754 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan tebliği bu açıdan bilimsel nitelik taşımamaktadır. Şehir plancılarına istasyonlarla ilgili bilimsel veriler verilmek suretiyle konunun diğer veriler bütünlüğünde değerlendirilmesi sağlanmalıdır.

LPG otogaz, akaryakıt tesislerinin, etrafında bulunan kullanımlarla birlikte düşünülmesi gerekmektedir. Özellikle herhangi bir afet anında bu tesislerin patlamasıyla tehlikenin artmasına neden olabilecek kullanımlara kesinlikle izin verilmemelidir. Bu alanların etrafında diğer patlayıcı tesislere izin verilmemesi gereği de dikkate alınmalıdır. Aksi halde, sanayi ve depolama alanları içerisinde ve çevresindeki diğer işlevler gözönünde bulundurulmadan herhangi bir yerde açılabilecek LPG otogaz, akaryakıt istasyonları yeni sakıncaları da beraberinde getirecektir. Sözgelimi, bir kimyevî nitelikli fabrika ile LPG otogaz istasyonu bir arada faaliyet gösterebilecek ya da organize sanayi alanlarının sosyal tesisleri ya da sağlık eğitim tesisleri bitişiğinde LPG otogaz istasyonlarının açılması yönündeki hiçbir talep geri çevrilemeyecektir. Şüphesiz ki, bu tip toplu bulunmayı gerektirecek alanlarda, LPG otogaz, akaryakıt istasyonu benzeri işlevler yer almamalıdır. Bu durumu belirleyip, uygulayacak olan da imar planlarıdır. Bu tip bir planlama çalışması ve denetimin dışlanması, mevcut, ruhsatsız ve toplum sağlığı açısından sakıncalar taşıyan yerlerde yer seçmiş durumda bulunan LPG otogaz istasyonlarının yasallaştırılması yönünde bir çabanın olduğu endişelerini haklı çıkarmaktadır.

Özellikle yoğun yerleşim yerlerinin bulunduğu kent merkezleri içinde bu tür istasyonlara kesinkes izin verilmemelidir. Akaryakıt ve otogaz tesisleri, Gayri Sıhhî Müesseseler Yönetmeliğine tabi olmasına rağmen, bu yönetmelik hükümlerine uygun olarak sağlık koruma bantlarının uygulamada belirlenmediği görülmektedir.

Bu nedenle, hangi tesislerin birinci ve ikinci sınıf gayrisıhhî müessese olduğu kanunla öngörülmelidir. Koruma bantlarının da yeterli mesafede tespit edilip edilmediği uygulamada karşılaşılan diğer bir sorundur. Bu konuda yeterli ve bilimsel mesafeler konulmamaktadır. Kanunda sağlık koruma mesafelerinin hangi ilkelere göre tespit edileceği de hükme bağlanmalıdır.

Ayrıca, LPG otogaz, akaryakıt tesislerinin, birbirlerine, okul, sağlık gibi umumî hizmet tesislerine, yerleşme yerlerine, yollara ne kadar uzaklıkta olması gerektiğine ilişkin güvenlik mesafelerinin belirlenmesi de zorunludur. Tesislerin niteliğine göre, kapasitesi, yeraltı-yerüstü ve yapının niteliği gibi, mesafe koşulları da farklılaşmalıdır. Kanunda ilkeler belirlenmeli, yapılacak yönetmelikle bunlar detaylandırılmalıdır.

Güvenlik mesafeleri ve sağlık koruma bantlarının kapsayacağı alanda mülkiyet sorunları çözümlenmelidir. Kişilerin mülkiyet haklarının sınırlandırılmaması için, bu alanların satın alınacağı veya kiralanacağı kanunda yer almalıdır. Bu koşullar yerine getirildikten sonra, yapılacak planlarda mesafeler işaretlenmelidir. Bu mesafeler içinde kanunda yer alan kullanımlar dışında hiçbir kullanıma kesinlikle izin verilmemelidir. Bu durumda, insanların ve çevrenin korunması mümkün olacak ve sorun temelden, kökünden çözülecektir.

Akaryakıt istasyonu ya da konutdışı kentsel çalışma alanları tanımı kapsamında kurulmuş akaryakıt ya da LPG otogaz istasyonları içerisinde yapılabilen ticarî ünitelerden, toplu bulunmayı gerektirecek sosyal tesis, alışveriş merkezi, süpermarket, düğün salonu gibi işlevler, böylesi tehlikeli alanlar içerisinden kesinlikle ayıklanmalıdır.

Bu bakımdan, LPG otogaz, akaryakıt istasyonları içerisindeki ünitelerden, zorunlu olması halinde, yalnızca servis, bakım, yönetim, küçük çaplı market bulunabilmeli, bunun dışındaki ticarî işlevlerin bu alanlar içerisinde bulunamayacağı kanunda açıklayıcı olarak kesinlikle belirtilmelidir.

LPG otogaz, akaryakıt istasyonları içerisindeki ticarî ünitelerde ne gibi faaliyetlere izin verilebileceği konusunda belediyelerin küşat, işletme ruhsatı birimlerinin uyarılması sağlanmalı, uzun vadede bu birimlerin imarla ilgili birimlerle eşgüdüm içerisinde çalışmasını sağlayabilecek düzenlemeler araştırılmalı ve yapılmalıdır.

Unutulmamalıdır ki, birçok ruhsatlı benzin istasyonu alanı içerisinde imar planıyla verilen inşaat alanı içerisinde kalan ticarî birimlere, yukarıda vurguladığım hassasiyet gözardı edilerek ruhsat verilebilmektedir. Böylesi bir, ticarî işlevleri sınırlama, yönlendirme çabası olmaması ve birimlerarası eşgüdüm eksikliği, her açıdan yasal göründüğü halde, telafisi olanaksız sakıncalara yol açabilen tesislerin açılıp işletilmesine neden olmaktadır. Sorunun yalnızca ruhsatsız LPG otogaz istasyonlarında olmadığı, konunun akaryakıt istasyonlarından bağımsız düşünülmemesi gerektiği unutulmamalı ve ruhsatlı-ruhsatsız tüm LPG otogaz akaryakıt istasyonlarının, tüm bu hassasiyetler üzerinden yeniden değerlendirilmesi sağlanmalıdır.

Yürürlükte bulunan imar planlarının birçoğunda kamu yararına aykırı olarak plan değişiklikleri kolaylıkla yapılmakta ve hiçbir kurala da uyulmamaktadır. Yapılan plan değişiklikleriyle, bazı kişilere ayrıcalık yaratılmakta, rant aktarılmaktadır. Özellikle ticaret, yeşilalan, spor gibi sosyal ve teknik altyapı alanlarında bu tür değişikliklere gidilmektedir. Yapılan plan değişiklikleri planlama ilkelerine aykırı olarak yapılmaktadır. Bu tesisler, can ve mal güvenliği açısından çok büyük tehditler içermektedir. Bu nedenle, LPG otogaz akaryakıt istasyonlarına ilişkin plan değişiklikleri tasarıyla getirilecek maddeyle zorlaştırılmalıdır.

Görüşmekte olduğumuz tasarının geçici 2 nci maddesinde "bu kanunun yürürlüğe gireceği tarihten önceki mevzuat hükümlerine uygun oldukları tespit edilen ve açılma ruhsatına sahip olan otogaz istasyonlarının depolama ve dolum tesislerinin müktesep hakları saklıdır" hükmü yer almaktadır. Ancak, mevcut istasyonların nasıl ve kimler tarafından, ne kadar süre içerisinde tespit edileceği belli değildir. Ayrıca, tespitlerin yürürlüğe girecek olan bu kanun hükümlerine göre yapılması gerekmektedir. Bu kanuna aykırı olanlara, aykırılıklarını gidereceği belli bir süre verilmeli ve bu sürenin kesinlikle uzatılmayacağı da hükme bağlanmalıdır.

Kentlerimizin içerisinde bulunan tüm akaryakıt ve LPG otogaz istasyonları için, her kent için ayrı ayrı kurulacak LPG otogaz akaryakıt inceleme komisyonlarınca bir envanterinin çıkarılması zorunlu tutulmalıdır. Bu envanter uyarınca, ilgili tüm mevzuat hükümlerine uygun olması nedeniyle ruhsat almış olsa dahi, kentteki konumu, çevre ilişkileri uyarınca LPG otogaz istasyonları için aranan şartları sağlayamayan, konut alanları içerisinde kalmış, gerekli sağlık, güvenlik, koruma bandı bulunmayan, üzerinde veya güvenlik şeridi içerisinde tesise ait servis, bakım, yönetim yapıları dışında yapı ya da işlev barındıran tüm istasyonların olası tehlikeleri ve telafisi olanaksız sakıncaları gözönünde bulundurularak, her türlü maliyeti karşılayıp faaliyetlerin durdurulması, uygun bulunacak ve ilgili mevzuat uyarınca sakınca görülmeyen alanlara taşınması sağlanmalıdır; ancak, kamuya düşen temel görev, gerek doğal miras alanlarının ve gerekse kamuya ait tüm değerlerin tüketilerek yaratıldığı düşünülen, gerçekte de yitirilen bu özel alanların işgalcilerine ödül verircesine satılması yerine, kentlerde, kamu yararı ve toplum sağlığı açısından çok önemli sorunları, LPG otogaz, akaryakıt istasyonlarının faaliyetlerinin durdurulup sağlıklaştırılması şeklinde çözmek olmalıdır.

LPG otogaz, akaryakıt istasyonlarıyla ilgili yasal düzenlemelerde ceza hükümleri getirmek olasıdır. Bu konuda, daha evvelce, yürürlükte herhangi bir kanun olmadığı için, bir ceza da söz konusu değildi. Öncelikle, mevcutta kaçak olarak çalışan, imar planı ve ruhsatları olmayan LPG otogaz, akaryakıt istasyonlarının, gerekli tespitler yapıldıktan sonra, hemen yıkılacağı yönünde hükümler getirilmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Deveciler.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

Bununla ilgili belli bir süre verilmelidir. Kanuna aykırı hareket eden ve gerekli sürelerde işlemleri yapmayan idarelerle ilgili daha ağır cezalar getirilmeli ve sorumluluklar kanunda açıkça belirlenmelidir. Belli süreler içinde yürürlüğe girecek kanun hükümlerine aykırılıklarını gidermeyen istasyonlar için yıkım ve diğer cezaî işlemler tanımlanmalı ve yeni süreler verilmemelidir.

Can ve mal güvenliğinin sağlanması için, kaçak istasyonların ivedilikle tespit edilmesi ve gerekli işlemlerin yapılması, mevzuata aykırı hareket eden kişi ve kurumların sorumlulukları oranında cezalandırılması da kanunda açık ve net olarak yer almalıdır.

Görüşmekte olduğumuz yasanın ülkemize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum, saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum. (CHP sırlarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Deveciler.

Sayın milletvekilleri, madde üzerinde 2 adet önerge vardır; önergeleri önce geliş sıralarına göre okutup, sonra aykırılıklarına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

723 sıra sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Tasarısının 7 nci maddesinin "otogaz bayileri" başlıklı bölümün 6 nolu fıkranın aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                Erdal Karademir          Ali Arslan        Mehmet Yıldırım

                İzmir                      Muğla               Kastamonu

Ahmet Küçük Rasim Çakır        Kemal Demirel

        Çanakkale                      Edirne                       Bursa

                                 Enis Tütüncü

                                         Tekirdağ

Değişiklik Maddesi:

6. İstasyonlarında TMMOB (Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği)'ne bağlı ilgili meslek odasınca meslekî yeterliliği belgelendirilmiş sorumlu müdür çalıştırmak,

BAŞKAN - İkinci önergeyi okutup işleme alacağım.

           Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

723 sıra sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Tasarısının 7 nci maddesinin "otogaz bayileri" başlıklı bölümün 3 nolu fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                Erdal Karademir  Mehmet Siyam Kesimoğlu       Muharrem İnce

                İzmir                 Kırklareli                     Yalova

Nadir Saraç                              Mehmet Parlakyiğit

       Zonguldak                                    Kahramanmaraş

Değişiklik Maddesi:

Otogaz istasyonlarında LPG ile çalışabilmesi için gerekli yakıt sistemi dönüşümünü motorlu araç trafik ve tescil belgesine kayıt ettirmiş olan, TMMOB (Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği) Makine Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen montaj tespit raporu ve LPG sızdırmazlık raporu bulunan araçlara otogaz LPG ikmali yapmak,

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Hayır efendim.

BAŞKAN - Hükümet?..

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Hayır.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Yapılan ek düzenlemeyle, ülkemizde halen yaklaşık 1 500 000 adet olduğu bilinen LPG sistemli araçların yaklaşık 500 000 adedinin trafik tescil belgesine (ruhsatına) LPG yakıt sistemi dönüşümleri işlenmemiştir. Bu araçların LPG dönüşümlerinin standartlara ve yönetmeliklere uygun olup olmadığı bilinmemektedir. Bu araçlar, gaz sızdırmazlık raporu da alamamaktadırlar. Yine, trafik tescil belgesine işlenen yaklaşık 1 000 000 aracın ise, yüzde 75'inin sızdırmazlık raporu olmadığı bilinmektedir. Bu durum, ülkemizde, toplam mevcut 1 500 000 aracın yaklaşık yüzde 20'sinin standart ve yönetmeliklere uygun hareket ettiği gerçeğini somutlamaktadır. Son günlerde, basın ve kamuoyuna yansıyan LPG'li araçların neden olduğu can alıcı kazalar da, bu denetim eksikliğinden kaynaklanan acı tabloyu açıkça ortaya çıkarmaktadır.

Bu nedenle, yapılan düzenlemeyle, otogaz bayilerinin montaj tespit raporu ve sızdırmazlık raporu bulunmayan araçlara LPG ikmali yapmasının önüne geçilmesi ve araç muayene istasyonlarının yanı sıra oluşturulacak kontrol mekanizmasıyla, LPG dönüşümü gerçekleşmiş araçların standart ve yönetmeliklere uygun iyileştirilmesinin sağlanması hedeflenmiştir. Madde mevcut haliyle, LPG kullanan araçlara dolum yapılması gerektiğini ifade etmekte; ancak, aracın LPG dönüşümünün standartlara uygun yapılmış ve ruhsata işlenmiş olması koşulunu taşımamaktadır. Oysa, sıvılaştırılmış petrol gazları (LPG) -ikmal istasyonu- karayolu taşıtları için emniyet kuralları başlıklı TS 11939 nolu standardın 1.23 maddesi hangi araçlara ne şekilde dolum yapılacağını açıkça ifade etmiştir. Dolayısıyla, sırf ticarî kaygılarla, otogaz istasyonuna gelen her araca "ben LPG satarım sonrasını bilmem" anlayışının önünün kesilmesi ve konuda yapılacak denetimin önünün açılabilmesi için bu değişiklik önerilmektedir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

723 sıra sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Tasarısının 7 nci maddesinin "otogaz bayileri" başlıklı bölümün 6 nolu fıkranın aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                            Erdal Karademir (İzmir) ve arkadaşları

                                                     

6) İstasyonlarında TMMOB (Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği)ne bağlı ilgili meslek odasınca meslekî yeterliliği belgelendirilmiş sorumlu müdür çalıştırmak,

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Sayın Başkan, 2002 yılında çıkmış olan bir kararname var, bugün yürürlükte olan Bakanlar Kurulu kararnamesine bağlı olarak bir yönetmelik var. Bu yönetmeliğin 4 üncü maddesinin son fıkrasını, izin verirseniz, okuyayım efendim. Burada sorumlu müdür tarifi var; şimdi, mühendis kardeşlerimizin de talep ettikleri budur.

Yönetmelikte deniyor ki: "Bu istasyonlar için, kimya, makine, petrol veya çevre mühendisliği dallarında herhangi birinin eğitimini almış ve LPG ikmal istasyonunda işlerini yürütmek üzere görevlendirilen kişiye sorumlu müdür denir." Yani, bu yönetmeliğe göre sorumlu müdürün mühendis olması gerekiyor zaten. Onun için, yönetmelik bu önergeyi kapsadığından dolayı, önergeye katılmıyoruz efendim; maksat hâsıl oluyor çünkü.

BAŞKAN- Hükümet?..

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu)- Biz de aynı gerekçelerle -mükerrerlik olmasın diye, zaten, hepsi mühendis- katılmıyoruz.

BAŞKAN- Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Bu değişiklikle, can ve mal güvenliği yönleriyle uzmanlık gerektiren bu konuda meslekî yeterliliğin belgelenmesi ve meslek odalarının öngöreceği periyotlarda sürekli eğitim verilerek meslekî yeterlilik belgelerinin vizelenmesi ile konuyla ilgili görevli sorumlu müdürlerin değişen ve gelişen teknolojiye bağlı kendilerini sürekli yenilemeleri ve geliştirmeleri sağlanacaktır.

Bu uygulama ile LPG otogaz istasyonlarının kanunun amacına uygun ticarî ve teknik mevzuata uygun koşullarda faaliyet gösterip, kanunun can, mal ve çevre güvenliğini sağlamasını temel alan amacına katkıda bulunulmuş olacaktır.

BAŞKAN- Sayın milletvekilleri, komisyonun ve hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

8 inci maddeyi okutuyorum:

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Tüplü LPG Bayilerinin, Dökme LPG Kullanıcıları ve Tüplü LPG Kullanıcılarının Uyması

Gereken Usûl ve Esaslar

Tüplü LPG bayileri

MADDE 8. - Tüplü LPG bayileri lisansa tâbi değildir. Boş olanlar da dahil olmak üzere LPG tüpleri; imalat fabrikaları, dağıtıcılar ve tüplü LPG bayileri dışında, şahsi ihtiyaç haricinde hiçbir kişi veya kurum tarafından bulundurulamaz, takas ve satışa konu edilemez.

Tüplü LPG kullanıcıları, Türk Standartları Enstitüsü tarafından yayınlanan kullanma kurallarına ilişkin standartlar ile dağıtım şirketi ve bayisi tarafından kendisine bildirilen usûl ve esaslara uygun şekilde davranmakla yükümlüdür.

Bayiler; depoları, işyerleri ve nakil araçlarında bayii oldukları dağıtıcının tescilli markası ve amblemini taşıyan LPG tüpleri bulundurmak zorundadır, ayrıca bayii oldukları dağıtıcının çoğunluk hissesine sahip olduğu diğer dağıtıcıların tüplerini de sözleşme yapmak kaydıyla bulundurabilir ve satışını yapabilir.

Tüplü LPG bayileri ;

1) Tüplerini bayii oldukları dağıtıcılardan temin etmek, hiçbir şekilde LPG dolum işlemi yapmamak ve işyerlerinde, depolarında, nakil vasıtalarında LPG dolumu sağlayan araç bulundurmamak,

2) İlgili kamu  kurum ve kuruluşlarından gerekli ruhsat, izin ve belgeleri almak,

3) LPG tüp depolarının, nakil araçlarının ve perakende satış yerlerinin teknik düzenlemelere  uygun olmasını sağlamak,

4) Bağlı bulundukları (dağıtıcının yazılı izni ile aynı dağıtıcıya bağlı diğer bayiler hariç) ve diğer dağıtıcıların bayilerine tüplü LPG satışı yapmamak,

5) Meskûn mahallerdeki tüp satış yerlerini nakil, itfaiye ve cankurtaran araçlarının kolaylıkla ulaşabilecekleri noktalarda kurmak,

6) İki kilogram üzeri tüp teslimini ve bağlantısını adreste yapmak,

İle yükümlüdür.

LPG birikmesine müsait bodrumlarda veya merdivenle çıkılan zemin üstü asma katlarda kaza veya yangın halinde rahatlıkla tahliye yapılmasına imkân verecek genişlikte çıkışı olmayan yerlerde tüp satış yerleri açılamaz.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Eskişehir Milletvekili Vedat Yücesan; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA MEHMET VEDAT YÜCESAN (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu Tasarısının 8 inci maddesi üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini belirtmek üzere söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, konuşmama başlamadan önce Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sıvılaştırılmış petrol gazlar piyasası 450 000 kişinin istihdam edildiği ve 4,5 milyar dolar düzeyinde seyreden cirosuyla enerji sektöründe önemli bir konuma sahiptir. Devletin, yaklaşık olarak 2,5 milyar dolar gelir elde ettiği bu piyasada tüketim oranı her geçen gün artmaktadır. Bu artışta, LPG'nin kullanım alanlarının çeşitlendirilmesinin büyük etkisi olmuştur. Özellikle taşıtlarda ve endüstride LPG türevlerinden olan otogaz ve dökme LPG'ye yönelik tüketici talebi çarpıcı boyutlara ulaşmıştır. Maalesef, LPG piyasasının kurumlaşma süreci tüketici talebinin hızına yetişememiş, kontrol ve denetim mekanizmaları sağlıklı bir yapıya kavuşamamıştır. Bu çerçevede bugün tartıştığımız kanun tasarısı, hızla büyüyen bir piyasanın koşullarını, şartlarını ortaya koyan bir kanun tasarısı olması bakımından önem arz etmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; LPG dolum, satış ve ikmal hizmeti sunan işletmelerin emniyet kurallarına ve teknik düzenlemelerine uygun bir biçimde kurulması ve işletilmesi ve kamunun can ve mal güvenliği açısından büyük ehemmiyet taşımaktadır.

Takdir edeceğiniz üzere, toplum olarak, LPG'nin kullanıldığı bütün alanlarda büyük tehlikelere maruz kaldık, çok acı olaylar yaşadık. LPG'yle çalışan araçların karıştığı kazalar neticesinde yaşananlar ya da bu araçların herhangi bir tetikleyicisi unsur olmadan park halindeyken infilak etmesiyle ilgili üzüntü verici haberler ile çeşitli yerlerde yaşanan tüpgaz faciaları halen hafızalarımızda canlılığını korumaktadır.

Geçen senelerde, Ankara şehir merkezinde yer alan bir benzin istasyonunda LPG tankerine boşaltım yapılırken oluşan patlamanın neticesinde yaşanan dehşeti, istasyon yanındaki düğün salonunda yaşanan korkunç olayı, zannederim, hiçbirimiz unutmadık.

Bu yaşananlar karşısında, piyasa işleyişindeki düzensizliklerin ortadan kaldırılması, LPG'yle ilgili sektörün ihtiyaçlarına ve mevcut sorunlarına cevap verebilecek yasal düzenlemenin yapılmasının yeni bir karar olduğuna inanıyorum.

Görüştüğümüz tasarıyla, LPG sektöründe güvenliğin sağlanmasından kaliteli ürün sunumuna kadar önemli noktalara temas edilmektedir. Bu çerçevede, LPG'nin ithali, ihracatı, depolanması, taşınması, dağıtım ve bayiliği, özetle, LPG'ye ilişkin piyasa faaliyetlerini ilgilendiren hükümler getirilmiştir.

Piyasa ekonomisinin kurumlaştırılması neticesinde ve rekabet ortamının geliştirilmesi amaçlarının yanı sıra, uluslararası norm ve standartlar ile Avrupa'ya uyum sağlama hedefi açısından, tasarı, güvenli ve istikrarlı bir oluşum imkânı sağlayacaktır.

Değerli arkadaşlarım, LPG piyasasına olumlu katkı sağlayacağına inandığım tasarının 8 inci maddesinde tüplü LPG bayilerinin uyması gereken husus ve esaslar belirlenmiştir. Maddeyle, bayilerin, tüplerini bağlı oldukları dağıtıcılardan temin etmesi, hiçbir şekilde dolum işlemi yapmaması, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından gerekli ruhsat ve izin belgeleri alınması ve bu depoların, nakil araçlarının ve perakende satış yerlerinin teknik düzenlemelere uygun olmasıyla ilgili hükümler getirilmektedir.

Malumunuz üzere, tüpgaz kullanımı ülkemizde oldukça yaygındır; Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz Bölgeleri başta olmak üzere, doğalgaza kavuşmamış birçok bölgemizde tüpgaz kullanılmaktadır. Bu bölgelerimizin hemen her noktasında, genellikle apartman altlarında faaliyet gösteren tüpgaz satış bayileri göze çarpmaktadır.

Hepimiz için sıradanlaşan bu görüntüler, aslında çok büyük bir tehlike arz etmektedir. Özellikle bazı kötü niyetli kişilerin işyerlerinde tüp dolumu yapmaları, izinsiz faaliyet göstermeleri, korsan tüp satmaları, kamunun can ve mal güvenliğini tehlikeye sokmaktadır. Maddeyle, bu tehlikeleri, riskleri minimize edecek düzenlemeler getirilmekle, bayilik faaliyetleri disipline edilmektedir.

Değerli milletvekilleri, maddede satış ve depolama ortamlarını rehabilite etmek için bazı şartlar getirilmiştir. Bu amaçla, tüpgaz bayileri, meskûn mahallerdeki tüp satış yerlerini nakil, itfaiye ve cankurtaran araçlarının rahatlıkla ulaşabilecekleri noktalara kurmakla yükümlüdürler, yükümlü tutulmuşlardır. Bunun yanı sıra, kaza veya yangın halinde rahatlıkla tahliye edilemeyecek yerlerde tüp satışları yasaklanmıştır.

Bu hükümler, kamunun can ve mal güvenliğini sağlayan, hepimizin düzenleme yapılması konusunda mutabık olduğumuz çok önemli noktaları içermektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 8 inci madde, satıcıların yanı sıra kullanıcılar açısından da bazı sorumluluklara atıfta bulunmuştur. Tüplü LPG kullanıcıları, Türk Standartları Enstitüsü tarafından yayınlanan kullanma kurallarına ilişkin standartlar ile dağıtım şirketi veya bayii tarafından kendisine bildirilen usul ve esaslara uygun şekilde davranmakla yükümlü kılınmıştır. Örneğin, tüpgaz kullanıcısı, standart ölçüsü 1 metre 25 santim olması gereken ocak ile tüp arasındaki hortum uzunluğunu farklı uzunluklarda kullanamayacaktır. Standardı ihlal ettiği takdirde, hortumda herhangi bir olay olduğu zaman ya da patlamaya sebep olabilecek tehlikeli bir durum oluşmasına yol açabilir. Bu bakımdan, getirilen düzenleme doğrudur. Ancak, bu hüküm bazı sakıncaları da beraberinde getirmektedir.

Söz konusu hükümle üretici firma TSE standartlarını yerine getirmiş kabul edildiğinden, meydana gelebilecek bir kaza durumunda tüketicinin tazminat alabilmesi, LPG'ye TSE standartlarının uygun kullanılmadığını ispatlamasına bağlı olacaktır.

Kanunda, uyulması gereken TSE standardının ne olduğu açıkça belirtilmemektedir; ama, bu konu, Türk Standartları Enstitüsünün "Evlerde ve Benzeri Yerlerde Kullanılan Gazla Çalışan Isıtma Cihazlarında Genel Güvenlik Kuralları" başlıklı TSE 5800 sayılı Standart Tebliğinde düzenlenmiştir. 6 sayfalık tebliğdeki yükümlülükleri yerine getirmemiş ya da bu yükümlülükleri yerine getirdiğini ispatlayamamış olan tüketicilerin tazminat elde etme şansları neredeyse imkânsızdır. Mağduriyetlerin önüne geçmek için madde hükmünde "Tüplü LPG kullanıcılarının, TSE tarafından yayınlanan kullanma kurallarına ilişkin standartlar ile dağıtım şirketi veya bayii tarafından kendisine bildirilen usul ve esaslara uygun şekilde davranmasını sağlamaya yönelik kampanyalar, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarca yapılır" şeklinde bir düzenlemedir.

Sözlerime son verirken, ifade ettiğim hususların da dikkate alınması temennisiyle, yasanın hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yücesan.

Sayın milletvekilleri, madde üzerinde 1 adet önerge vardır; okutup, işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 723 sıra sayılı Kanun Tasarısının 8 inci maddesinin ikinci fıkrasının "Tüplü LPG kullanıcılarının, TSE tarafından yayınlanan kullanma kurallarına ilişkin standartlar ile dağıtım şirketi veya bayii tarafından kendisine bildirilen usul ve esaslara uygun şekilde davranmasını sağlamaya yönelik kampanyalar, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarca yapılır" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mehmet Vedat Yücesan Ali Kemal Deveciler   Mehmet Işık

          Eskişehir                   Balıkesir                    Giresun

           Mehmet Parlakyiğit                       Nejat Gencan

Kahramanmaraş                                                   Edirne

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükümet?..

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Gerekçe...

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu Tasarısının 8 inci maddesindeki hükümle, üretici firma TSE standartlarını yerine getirmiş kabul edildiğinden, meydana gelebilecek bir kaza durumunda, tüplü LPG kullanıcılarının tazminat alabilmesi, LPG'yi TSE standartlarına uygun kullandığını ispatlamasına bağlı olacaktır. Yükümlülükleri yerine getirdiğini ispatlayamamış olan tüketicilerin tazminat elde etme şansları neredeyse imkânsız hale geleceğinden değişiklikle tüplü gaz kullanıcılarının mağduriyeti önlenmiş olacaktır.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

9 uncu maddeyi okutuyorum:

Dökme LPG kullanıcıları

MADDE 9. - Dökme LPG kullanıcıları sözleşme yaptıkları dağıtıcıdan dökme LPG ikmali yapmak ve ilgili mevzuata göre gerekli izinleri almak zorundadır.

Dökme LPG kullanıcıları dağıtıcının bilgisi dışında dökme LPG sistemine başkalarının müdahale etmesine izin veremez. Kurum bu tesislerin işletilmesinde, geliştireceği ilke ve ölçütler doğrultusunda düzenlemeler yapabilir.

Kullanıcılar tesis veya konutu için aldığı LPG'yi amacı dışında kullanamaz.

BAŞKAN - 9 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

10 uncu maddeyi okutuyorum:

 

İKİNCİ KISIM

Çeşitli Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Fiyat Oluşumu, Eşgüdüm, Bilgilerin Toplanması, Kayıt Düzeni, Denetim,

Tebligat, Sigorta, Sorumlu Müdür ve Eğitim

Fiyat oluşumu

MADDE 10. - LPG alım satımında fiyatlar, erişilebilir dünya serbest piyasa koşullarına göre teşebbüsler tarafından serbestçe belirlenerek oluşur.

Ancak, LPG piyasasında faaliyetleri veya rekabeti engelleme, bozma veya kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran veya doğurabilecek nitelikte anlaşma veya eylemlerin piyasa düzenini bozucu etkiler oluşturması halinde, gerekli işlemlerin başlatılmasıyla birlikte, her seferinde iki ayı aşmamak üzere, faaliyetlerin her aşamasında, bölgesel veya ulusal düzeyde uygulanmak için taban ve/veya tavan fiyat tespitine ve gerekli tedbirlerin alınmasına Kurum yetkilidir. Belirli bölgelere ve belirli amaçlara yönelik olarak fiyatlara müdahale edilmeksizin kullanıcıların desteklenmesinin usûl ve esasları ile miktarı Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenir.

BAŞKAN - Madde üzerinde 1 adet önerge vardır; önergeyi okutup, işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının "LPG alım satımında fiyatlar erişilebilir dünya serbest piyasa koşullarına göre oluşur" şeklinde değiştirilmesini, aşağıdaki fıkranın ikinci fıkra olarak eklenmesini ve takip eden fıkranın buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.

Eyüp Fatsa Hasan Ali Çelik    Ahmet Rıza Acar

                Ordu                   Sakarya                      Aydın

Fatma Şahin                                            Fahri Çakır

        Gaziantep                                                    Düzce

 "Rafineriler ve dağıtıcılar lisansları kapsamında yaptıkları piyasa faaliyetlerine ilişkin fiyatları, erişilebilir dünya serbest piyasalarındaki fiyat oluşumunu dikkate alarak, tavan fiyatlar olarak kuruma bildirirler."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükümet?..

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

LPG piyasasındaki fiyat oluşumuna ilişkin düzenlemenin, Petrol Piyasası Kanunundaki fiyat oluşumuna ilişkin hükümlere paralellik sağlaması ve bu konuda yetki karmaşası oluşmasını önlemek açısından bu değişiklik önerilmektedir.

BAŞKAN - Komisyonun takdire bıraktığı, Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Hayır; kabul edilmedi efendim, 3 kişi el kaldırdı. Olmaz böyle...

BAŞKAN - Bir dakika... Yeniden oylayacağım.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Olmaz böyle şey efendim.

BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Ama, yanlış yapıyorsunuz.

BAŞKAN - Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Sayın Başkan, oylandıktan sonra olmaz böyle bir şey. O zaman arkadaşlarımız dinlesinler, muhabbet etmesinler.

BAŞKAN - 11 inci maddeyi okutuyorum:

Eşgüdüm

MADDE 11. - Piyasayı doğrudan veya dolaylı olarak ilgilendiren konularda yetkili kılınan diğer mercilerce yapılacak her türlü düzenleme çalışması öncesi (vergi, resim ve harçlara ilişkin düzenlemeler hariç) Kurumun haberdar edilmesi ve çalışmalara iştirakinin sağlanması esastır.

LPG piyasası faaliyetleri ile ilgili olarak Türk Standartları Enstitüsü tarafından yapılacak standart hazırlık çalışmalarında Kurum temsilcisi de bulunur. Piyasa faaliyetlerine ilişkin Türk Standartları, Kurul onayı ile mecburi hale getirilebilir.

Kurum;

a) Lisanslı tesisler açısından tehlikeli eylem ve kötüniyetin oluşması halinde,

b) Piyasada haksız rekabet yaratacak ve yanıltıcı nitelikte reklam ve ilânlar ile benzeri faaliyetlerin yapılması durumunda,

c) Piyasada faaliyet gösteren malzeme ve cihaz ithalatçı, üretici ve satıcıları ile bunların yetkili servisleri hakkındaki düzenleme ve uygulamalarda,

Görüş bildirmeye veya ilgili makamlardan talepte bulunmaya yetkilidir.

Kurum, piyasa faaliyetlerine ilişkin olarak açılmış veya açılacak kamu davalarına müdahil olabilir. Bu konularla ilgili olarak suç duyurusunda bulunabileceği gibi mevzuatın uygulanması açısından, adlî ve mülkî makamlardan yaptırım talebinde bulunabilir.

Kurum, bu Kanunun etkin bir biçimde uygulanmasının sağlanması için ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla koordineli çalışmalar yürütür ve alınacak kararların uygulanmasında ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından uzman eleman çalıştırabilir.

BAŞKAN - 11 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, saat 19.00'da toplanmak üzere birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati: 18.38

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati : 19.05

BAŞKAN : Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 63 üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

723 sıra sayılı tasarı üzerindeki görüşmelere kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

2.- Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/839) (S.Sayısı: 723) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

12 nci maddeyi okutuyorum:

Bilgilerin toplanması, kayıt düzeni, denetim ve tebligat

MADDE 12. - Piyasanın işleyişine ilişkin bilgileri derlemek amacıyla bildirim yükümlülükleri Kurumca belirlenir. Kurum, lisans sahiplerinin, Vergi Usul Kanunu hükümleri saklı kalmak şartı ile, düzenleyecekleri belge ve tutacakları kayıt düzenlerine ilişkin özel usûl ve esaslar belirleyebilir.

Kurum, bu Kanunun kendisine verdiği görevleri yerine getirirken gerekli gördüğü her türlü bilgiyi kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerden isteyebilir.

Görevlendirilen Kurum personeli, piyasa tarafları ve/veya tesisleri nezdinde, defterler de dahil olmak üzere her türlü evrak, belge ve emtianın incelenmesi, suret veya numune alınması, konuyla ilgili yazılı veya sözlü açıklama istenmesi, gerekli tutanakların düzenlenmesi, tesislerin ve işletiminin incelenmesi konularında yetkilidir. Görevlendirme yazısında amaç, kapsam, süre ve yetkinin çerçevesi yer alır.

Kurum, piyasa faaliyetlerini kendi personeli ile veya kamu kurum ve kuruluşları ile özel denetim kuruluşlarından hizmet alımı yoluyla denetime tâbi tutar. Kurum, idarî ve teknolojik yöntemler ile denetim sistemini kurar. Valilikler, görevli elemanların başvurusu halinde denetim amaçlı alınacak numunelerin rafineri, dağıtıcı, kullanıcı ve bayilerden alınmasını ve emniyetini sağlamakla yükümlüdür. Numunelerde yapılacak testlerde alınan numunelerin laboratuvar analizi ile standarda uymadığı tespit edildiğinde, 16 ncı madde hükümleri uygulanır. Denetlemede, ön araştırmada ve soruşturmada takip edilecek usûl ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.

Bilgilerin ilgililere ve kamuya açıklanmasına ilişkin ilke, usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Piyasa açısından ticarî gizlilik niteliği taşıyan bilgiler açıklanamaz. Lisans sahiplerinin lisans belgesi içeriği özet bilgileri Kurum tarafından ilân edilir. Kurumca bu Kanuna göre yapılacak her türlü tebligat hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır; ancak ilânen yapılacak tebligatlar Resmî Gazetede yayımlanır.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

13 üncü maddeyi okutuyorum:

Sigorta

MADDE 13. - Lisans kapsamında yürütülen faaliyetler için sigorta yaptırılması zorunludur. Bakanlar Kurulu kararıyla sigorta kapsamından muaf tutulacak faaliyetler belirlenebilir. Sigorta kapsamına alınacak varlık çeşitlerinin belirlenmesi ile bunların tâbi olacağı sigorta kolları ve muafiyet tanınan hususlar, yönetmelikle düzenlenir.

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

14 üncü maddeyi okutuyorum:

Sorumlu müdür

MADDE 14. - LPG dolum tesislerinde ve otogaz istasyonlarında sorumlu müdür bulundurulması zorunludur. LPG dolum tesislerinde ve otogaz istasyonlarında bulundurulacak sorumlu müdürün yetki, sorumluluk ve nitelikleri Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

1 adet önerge vardır; okutup işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

723 sıra sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Tasarısının 14 üncü maddesindeki "istasyonlarında" ifadesinden sonra gelmek üzere "TMMOB (Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği)'a bağlı ilgili meslek odasınca meslekî yeterliliği belgelendirilmiş sorumlu müdür bulundurulması zorunludur" ifadesinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                Erdal Karademir          Ali Arslan        Mehmet Yıldırım

                İzmir                      Muğla              Kastamonu

Ahmet Küçük Rasim Çakır          Enis Tütüncü

        Çanakkale                      Edirne                  Tekirdağ

                               Kemal Demirel

                                              Bursa

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya)- Efendim, şu anda yürürlükte olan bir kararnameye bağlı yönetmelikte bu husus mevcut; mühendis bulundurulması zorunlu. O bakımdan, buna katılmıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?..

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Hayır, katılmıyoruz.

BAŞKAN - Sayın Anadol konuşacak mısınız?..

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Gerekçeyi okutun.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Madde 14

Gerekçe 1'in bendi ile özdeştir; 12.2.2002 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) ile Çalışan Motorlu Taşıtlar İçin İkmal İstasyonlarının Kuruluş, Denetim, Emniyet ve Ruhsatlandırma İşlerine İlişkin Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin (z) fıkrasında da "sorumlu müdür" tanımı yapılmaktadır.

Bu yönetmelik, sorumlu müdür; "kimya, makine veya petrol mühendisliği dallarında herhangi  birisinin eğitimini almış ve LPG istasyonlarında işleri yürütmek üzere görevlendirilen kişidir" denilmektedir. Bu yönetmelikte de konuyla ilgili eğitimden, meslekî yeterliliğin belgelendirilmesinden, meslekî denetimin ilgili meslek odalarınca gerçekleştirilmesinden söz edilmemektedir.

Bu nedenle, kamunun, can, mal ve çevre güvenliğini sağlama amacına yönelik sorumlu müdürün niteliğine ilişkin yasal düzenlemeden başlanarak mevzuatta yer verilmesinde yarar görülmektedir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

15 inci maddeyi okutuyorum:

Eğitim

MADDE 15. - LPG piyasasında görev yapacak sorumlu müdürler, tanker şoförleri, dolum personeli, tüp dolum personeli, tüp dağıtım araçlarının şoförleri ve tüp dağıtım personeli, tanker dolum personeli, test ve muayene elemanları ve otogaz LPG dolum personeli, pompacılar ile tesisat, projelendirme ve imalatında görev alan diğer personel, dağıtıcılar tarafından asgarî düzeyde eğitime tabi tutulurlar.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

1 adet önerge vardır; okutup, işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

723 sıra sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Tasarısının 15 inci maddesinin "diğer personel" deyiminden sonra gelen kısmının kaldırılarak "TMMOB (Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği)'a bağlı ilgili meslek odası tarafından eğitime tabi tutulurlar. Eğitime ilişkin esas ve usullerin yer alacağı yönetmelik TMMOB (Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği ) ve ilgili kurum tarafından müştereken hazırlanır" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                Erdal Karademir          Ali Arslan        Mehmet Yıldırım

                İzmir                       Muğla               Kastamonu

Ahmet Küçük Rasim Çakır        Kemal Demirel

        Çanakkale                      Edirne                       Bursa

                                 Enis Tütüncü

                                         Tekirdağ

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.

BAŞKAN - Sayın Topuz, gerekçeyi mi okutayım?..

ALİ TOPUZ (İstanbul) - Gerekçe okunsun.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Konuyla ilgili Tüm eğitimlerin tarafsız, bağımsız kamu kurumu niteliğindeki kuruluşlar tarafından verilmesi önerilmektedir. Bu öneriyle eğitimlerin göstermelik değil, gelişen ve değişen teknolojik uygulamaları kapsayacak şekilde sürekli gerçekleştirilerek kamunun can, mal ve çevre güvenliğinin en üst düzeyde sağlanması amaçlanmaktadır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

16 ncı maddeyi okutuyorum:

İKİNCİ BÖLÜM

İdarî Para Cezaları, Yaptırımlar, Ön Araştırma, Soruşturma, Dava Hakkı ve Yönetmelik

İdarî para cezaları

MADDE 16. - Bu Kanuna göre idarî para cezalarının veya idarî yaptırımların uygulanması, bu Kanunun diğer hükümlerinin uygulanmasına engel oluşturmaz. Bu Kanuna göre verilen ceza ve tedbirler diğer kanunlar gereği yapılacak işlemleri engellemez.

Bu Kanuna göre;

a) Aşağıdaki haller ağır kusur sayılarak sorumluları hakkında beşyüzmilyar Türk Lirası idarî para cezası verilir:

1) Lisans almaksızın lisansa tabi faaliyetlerin yapılması.

2) 4 üncü maddenin son fıkrasının ihlâli.

3) 10 uncu madde gereği Kurum tarafından yapılan uygulamaların dolaylı veya dolaysız olarak engellenmesi veya engellenmeye teşebbüs edilmesi.

4) 12 ve 13 üncü madde hükümlerinin ihlâli.

b) Aşağıdaki haller birinci derece kusur sayılarak sorumluları hakkında ikiyüzmilyar Türk Lirası idarî para cezası verilir:

1) 5, 6 ve 7 nci madde hükümlerinin ihlâli.

2) Lisans almaksızın hak konusu yapılan tesislerin yapımına ve/veya işletimine başlanması ile bunlar üzerinde tasarruf hakkı doğuracak işlemlerin yapılması.

3) Sahip olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterilmesi.

4) Son fıkrası hariç 4 üncü madde hükümlerinin ihlâli.

c) 9, 14 ve 15 inci madde hükümlerinin ihlâli ikinci derece kusur sayılarak sorumlular hakkında elli milyar Türk Lirası idarî para cezası uygulanır.

ç) 8 inci maddenin üçüncü fıkrasının (6) numaralı bendinin ihlali halinde bayilere yüz milyon Türk Lirası idarî para cezası verilir.

Ancak tüpün sisteme bağlantısının kullanıcı tarafından yapıldığının kanıtlanması durumunda tüp bayii ve dağıtıcı şirketlere hukukî ve cezaî sorumluluk yüklenmez.

Yukarıda belirtilenlerin dışında kalan ancak bu Kanunun getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca birmilyar Türk Lirası idarî para cezası verilir.

Cezalar tahsil edilinceye kadar mahkeme kararı ile ilgililerin varlıklarına tedbir konulabilir. Tesisler, lisans alınıncaya veya bu Kanuna göre lisans gerektirmeyen faaliyet gösterecek hale getirilinceye kadar mühürlenir.

Ceza uygulanan bir fiilin iki takvim yılı geçmeden aynı kişi tarafından tekrarı halinde, cezalar iki kat olarak uygulanır.

Kurulun ceza vermesinde zamanaşımı süresi, ihlâlin ve/veya olayın meydana geliş tarihinden itibaren beş yıldır. Bununla ilgili olarak Kurumun inceleme ve araştırma amacıyla yapacağı herhangi bir işlem, bu işlemin kişilerden birine tebliği anından itibaren zamanaşımını keser. Karar aleyhine yargı yoluna başvurulmuş olması da zamanaşımı süresini keser.

Ay içinde tahsil edilen idarî para cezaları müteakip ayın yirminci işgünü sonuna kadar Hazineye irat kaydedilir.

İdarî para cezalarında tüzel kişilerin sorumluluğu 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 65 inci maddesine göre tayin olunur.

İdarî para cezaları, tebliğ tarihini takip eden otuzgün içinde Kurul tarafından belirlenen hesaplara ödenir. Süresinde ödenmeyen cezalar, 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre takip ve tahsil edilmek üzere Kurum tarafından cezaya muhatap olanların bağlı bulundukları vergi dairelerine bildirilir.

İdarî para cezalarının miktarları her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Bu şekilde yapılacak hesaplamalarda milyon kesirleri dikkate alınmaz.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?..: Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

17 nci maddeyi okutuyorum:

Yaptırımlar

MADDE 17. - Lisans sahibi kişiler hakkında, bu Kanuna, bu Kanuna göre yürürlüğe konulmuş yönetmeliklere, Kurumun yazılı talimatlarına veya lisanslarına kayıtlı hususların herhangi birine riayet edilmediği takdirde, Kurum tarafından ön araştırma veya soruşturma başlatılır. Ayrıca, ilgiliye onbeş gün içerisinde aykırılıkların giderilmesi, aksi halde bahse konu piyasa faaliyetlerinin geçici bir süre için durdurulabileceği veya doğrudan doğruya iptal yaptırımının uygulanacağı ihbar edilir. Bu ihbara rağmen onbeş günlük sürenin bitiminde aykırılıklar giderilmezse, Kurum piyasa faaliyetini otuz günden az, yüzseksen günden çok olmamak üzere geçici olarak durdurur. Geçici durdurma süresince, tehlikeli eylemin veya kötüniyetin veya herhangi bir zararın oluşmasının önlenmesi ile faaliyetin durdurulmasına neden olan durumun ortadan kaldırılmasına ilişkin faaliyetler dışında hiçbir piyasa faaliyeti yapılamaz. Lisans iptalleri Kurumca yapılacak soruşturma neticesine göre karara bağlanır.

Kaçak veya menşei belli olmayan veya teknik düzenlemelere uygun olmayan LPG ile piyasa faaliyetinde bulunan lisans sahiplerinin lisansı iptal edilir. Teknik düzenlemelere uygun olmayan LPG mahkeme kararı ile müsadere edilir. Bu LPG'yi ikmal edenler zararı tazmin etmekle yükümlüdür.

Otogaz istasyonu kapsamında sürdürülen bayilik faaliyetlerinin, bu Kanuna veya bu Kanuna istinaden çıkarılan düzenlemelere aykırılığının Kurumca tespiti halinde, anılan istasyonda yapılan LPG ikmali Kurumca geçici veya süresiz olarak mühürleme suretiyle durdurulur. İptale veya mühürlemeye ilişkin usul ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Lisans iptaline veya mühürlemeye rağmen, faaliyetlerini sürdüren gerçek kişiler ile tüzel kişilerin yetkilileri hakkında 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 274 üncü maddesi hükümleri uygulanır.

Bu Kanuna göre yapılan talep veya işlemlerde, kanuna karşı hile veya gerçek dışı beyanda bulunulduğunun tespiti halinde lisans iptal olunur.

Teknik düzenlemelere uygun olmayan LPG ikmali nedeniyle kullanıcıya verilen zarar ve hasarların tazmini hususu, kullanıcıların muhatap olduğu lisans sahibi gerçek veya tüzel kişilerin lisanslarında ve sözleşmelerinde yer alır. Uygulamaya ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

18 inci maddeyi okutuyorum:

Ön araştırma, soruşturma ve dava hakkı

MADDE 18. - Kurul, re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar verir.

Ön araştırma ve soruşturmada takip edilecek usûl ve esaslar, Kurum tarafından yürürlüğe konulacak yönetmelikle düzenlenir.

Kurul kararlarına karşı açılacak davalar ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülür. Danıştay, Kurul kararlarına karşı yapılan başvuruları acele işlerden sayar.

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

19 uncu maddeyi okutuyorum:

Yönetmelik

MADDE 19. - LPG piyasa faaliyetlerine ilişkin hususlar, bu Kanunun ilgili maddelerinde yer alan çerçeve ve yetkilendirme dahilinde Kurul tarafından yürürlüğe konulacak yönetmeliklerle düzenlenir. Bu yönetmelikler Resmi Gazetede yayımlanır.

Ayrıca, Kurum yetkilerini Kurul kararıyla özel nitelikli kararlar almak suretiyle de kullanabilir. Özel nitelikli kararlardan kamuoyunu ilgilendiren hususlar ile yapılacak düzenlemeleri açıklamak amacıyla çıkarılacak tebliğler, basın ve yayın araçlarıyla veya özel bültenler ile duyurulur.

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

20 nci maddeyi okutuyorum:

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Elektrik Piyasası Kanununda Yapılan Değişiklikler

MADDE 20. - 20.2.2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa 5/B maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 5/C maddesi eklenmiştir.

"Kurulun sıvılaştırılmış petrol gazları (LPG) piyasası ile ilgili görevleri

MADDE 5/C. - Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu LPG piyasası ile ilgili olarak aşağıda belirtilen görevleri de yerine getirir:

a) Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu hükümlerini uygulamak, piyasa faaliyetlerine ilişkin her türlü düzenlemeleri yapmak ve yürütülmesini sağlamak.

b) LPG piyasası faaliyetlerine ilişkin plân, politika ve uygulamalarla ilgili Kurum görüş ve önerilerini belirlemek.

c) LPG piyasası faaliyetleriyle ilgili denetleme, ön araştırma ve soruşturma işlemlerini yürütmek, yetkisi dahilindeki ceza ve yaptırımları uygulamak ve dava açmak da dahil olmak üzere her türlü adlî ve idarî makama başvuru kararlarını almak.

d) Uluslararası organizasyon ve teşkilatların LPG piyasasına ilişkin uygulamalarını izlemek.

e) LPG piyasasında lisans ve lisanslarla ilgili işlem bedellerini belirlemek.

f) LPG piyasasında faaliyet gösteren kişilerin denetlenmiş malî tablolarını incelemek veya incelettirmek.

g) LPG piyasasında faaliyet gösteren kişilerden istenecek olan hizmet güvenilirliği, hizmet dışı kalmalar ve diğer performans ölçütleriyle ilgili raporların kapsamını belirlemek ve düzenli olarak Kurula vermelerini sağlamak.

h) Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu hükümlerine, çıkarılan yönetmelik hükümlerine, Kurul tarafından onaylanan tarife ve yönetmeliklere, lisans hüküm ve şartlarına, teknik düzenlemelere ve Kurul kararlarına aykırı davranıldığı durumlarda idarî para cezası vermek, lisansları iptal etmek."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Sayın Başkanım, burada bir redaksiyon söz konusu; yasa başlığına uygun olarak, buradaki (a) fıkrasında "sıvılaştırılmış petrol gazları"ndan sonra, yasa başlığına uygun olarak redakte edilmesini istiyoruz efendim. Bütün kanun metninde bu tür bir hata söz konusu, sehven, unutulmuş. Kanun başlığına uygun olarak redakte edilmesini istiyoruz. Herhalde anlaşıldı, değil mi efendim?

BAŞKAN - Sayın Başkan, not alınmıştır.

Redakte edilmesi suretiyle maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

21 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 21. - 4628 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarında geçen "elektrik ve doğal gaz" ibaresinden sonra gelmek üzere ile petrol ve LPG" ibaresi, "elektrik enerjisi ticareti ve doğal gaz ticareti" ibaresinden sonra gelmek üzere "ile petrol ve LPG ticareti" ibaresi, dördüncü fıkrasında geçen "elektrik enerjisi ve doğal gaz" ibaresinden sonra gelmek üzere "ile petrol ve LPG" ibaresi eklenmiştir.

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

22 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 22. - 4628 sayılı Kanunun 10 uncu maddesine aşağıdaki (D) bendi ile bu bentten sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

"D) Kurumun LPG piyasası ile ilgili gelirleri aşağıdaki kalemlerden oluşur:

a) Katılma payı.

b) Lisans, onay, izin ve vize işlemleri üzerinden alınacak bedeller.

c) Yayın ve sair gelirler.

d) Ayrıntıları kamuoyuna duyurulmak kaydıyla ve piyasanın gelişimine dair etüt ve proje çalışmalarının finansmanında kullanılmak üzere uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından verilecek hibeler.

(a) alt bendindeki katılma payının mükellefi; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanununa göre üretim, dağıtım, dolum ve otogaz bayii lisansı sahibi gerçek ve tüzel kişilerdir. Petrol Piyasası Kanunu ve Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanununa göre lisans alarak  faaliyet gösteren lisans veya müşterek lisans sahipleri, katılma payını toplam net akaryakıt ve LPG satışları üzerinden öder. Katılma payı, lisans sahiplerince yıllık gelir tablolarında yer alan net satışlar tutarının binde biri oranını ve ikimilyon ABD Dolarını aşmayacak şekilde Kurulca belirlenir. Yıl içinde uygulanacak katılma payı oranı bir önceki yılın aralık ayı içinde açıklanır.

Net satış hasılatı içinde yer alması halinde, yıl içinde LPG için ödenen gümrük vergi, resim ve harçları ile özel tüketim vergisi toplamı net satışlar toplamından tenzil edilir.

Katılma payı ödemekle yükümlü lisans sahipleri, herhangi bir bildirim beklemeksizin her yıl mayıs ayı sonuna kadar bir önceki yıla ait bilanço ve gelir tablolarını Kuruma göndermek ve katılma payının yarısını haziran, ikinci yarısını kasım ayı sonuna kadar ödemek zorundadır.

Süresinde beyan edilmeyen veya hatalı beyan edilen katılma paylarına ilişkin cezaî ve idarî işlemler Kurumca tamamlanarak ilgili organlar nezdinde adlî ve idarî işlemler başlatılır. Süresinde ödenmeyen malî yükümlülükler ve gecikme zamları hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanarak ilgili vergi daireleri aracılığı ile tahsili sağlanır."

BAŞKAN - Sayın Başkan, burada da aynı şey mi söz konusu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Efendim, bütün kanun tasarısı içerisindeki her yer için bunu istirham ediyoruz.

BAŞKAN - Peki.

Maddeyi redakte edilmiş şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici madde 1'i okutuyorum:

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Geçici ve Son Hükümler

GEÇİCİ MADDE 1. - Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce; sıvılaştırılmış petrol gazları (LPG) dağıtım ve pazarlama şirketlerinin, mevcut mevzuat kapsamında tanınan hak ve menfaatleri ile yükümlülüklerine ilişkin hükümler, bu Kanunda belirlenen süre ve esaslar dahilinde faaliyeti ile ilgili lisans verilinceye kadar saklıdır.

 Otogaz istasyonları ile içinde otogaz tesisi bulunan akaryakıt istasyonlarının sahası içinde, teknik düzenlemelere uygun olarak tesis edilmiş idarî büro, araç yıkama ve yağlama tesisleri, müşterilerin acil ihtiyaçlarının giderilmesi için kurulan küçük market ve benzeri tesislerin dışındaki lokanta, ticarî ve sosyal amaçlı tesisler 7 nci maddenin beşinci fıkrasında belirtilen şartlara iki yıl içinde uygun hale getirilir.

BAŞKAN - Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen, Sakarya Milletvekili Hasan Ali Çelik; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

HASAN ALİ ÇELİK (Sakarya) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun tasarısının geçici 1 inci maddesi üzerinde konuşmak istiyorum; ancak, bu ifadelerimde biraz genel bir değerlendirme var; kısaca, maddeler halinde sunacağım.

Bildiğiniz gibi, bu çıkarmakta olduğumuz kanun... Avrupa için düşündüğümüzde, Avrupa'da en fazla gaz tüketen ikinci ülkeyiz ve kırk yıldır da bu sektör, bu çıkarmakta olduğumuz yasanın alakalı olduğu alanlar, çeşitli kanunlar -kanunlar olduğu kadar- beraberinde tebliğler ve yönetmeliklerle yönetilmekte ve yürütülmektedir, disipline edilmektedir; ancak, şimdi bu yasayla şu hale gelmiş bulunmaktadır: Kanun tasarısı, onbir ayrı kanunun bir bütünlüğünü sağlamaktadır. Onbir ayrı kanunla bugüne kadar yürütülmekte olan bu faaliyetler, bundan sonra ev tüpleri, sanayi dolum sistemleri, yine, dökmegazlar ve otogaz sistemleri -ki, bunlar, otogaz için söyleyecek olursak, 4 000 adet otogaz istasyonunu ihtiva etmektedir- bunların kimi ruhsatlı, kimi ruhsatsız; işte, çeşitli sorunlar yaşıyoruz. Bunların tümünün dolumu, ikmali, dağıtımı gibi faaliyetlerin daha disiplin altında tutulmasını temin ediyor. Yine, yaklaşık olarak 1,5 milyon otogazla çalışan araç var; belki, yanımızda çalışan bir araç böyle bir araç. Biz, bu araçların, bu yasayla, daha düzenli bir şekilde dolum yapmasını, istasyonlardaki disiplinini temin ediyoruz.

Yine, bu istasyonlarda, dolum yapılan, ikmal yapılan istasyonlarda, daha eğitilmiş personelle, daha eğitilmiş yöneticilerle, daha disiplinli ve insan can ve güvenliğini daha tedbir altına almış oluyoruz.

Yine, bu kanun tasarısı -ki, ben, yine çok önemsiyorum; belki, sektörün en fazla artış yapan, 2003'e göre 2004'te en fazla artış yapan alanı tüpgaz tüketimidir; Türkiye'de, yaklaşık 15 000 000 haneden 13,5 milyon hanede tüpgaz tüketilmektedir- 13,5 milyon haneyi ilgilendiriyor. Onlara bir güven getiriyoruz. Neyin güveni diye baktığımızda, tüpgazlar, işte, sahipli olacak, filan markanın adı altında çıkacak, markayla başka bir satış yapılmayacak, eve kadar götürülecek; piknik tüpleri -2 kilogramlıklar- hariç eve kadar götürüp, takma mecburiyeti var dağıtıcının, satıcının yahut da bayiin, her neyse, bununla ilgili her kesimin. Böylece, halkımızın yüzde 90'ını, hane sayısının yüzde 90'ını, belki yüzde 100'ünü ilgilendiriyor bir başka alanda.

Yine, bununla birlikte, ben bir şey daha ifade etmek istiyorum: Tasarıyla, 52 dağıtım şirketi, 15 000 adet bayi, 30 000 adet tali tüp bayii, 50 000 adet dağıtım aracı, yine, 4 000 adet otogaz istasyonu etkileniyor ve olumlu olarak da halkımıza, bunun, katkılarını görmek istiyoruz.

Yine, bu kanun tasarısı, disiplini bir kuruma veriyor; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, bu işi disiplin altına, denetim altına alıyor. Dolayısıyla, bununla da bizim bir istifademiz olacak ve sahipsiz, açıkta kalmış, herhangi bir şekilde hangi kurumun elinde olduğu belli olmayan bir durumdan çıkıp, Enerji Bakanlığı ve EPDK'nın denetimi altında olmuş olacak böylece.

Bir de -herhangi bir sıkıntı altında- bu yasa, bir dolum güvenliği, bir depolama garantisi de getiriyor. Dolayısıyla, Avrupa Birliği müktesebatı içerisinde öngörülen şartları sağlamış olacağız ve birtakım eksikliklerimiz de böylece daha iyi giderilmiş olacak.

Sonuç olarak, bu yasa, hepimiz tarafından, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, olumlu olarak topluma hitap edecek, topluma haklar ve mesuliyetler getirecek, bazı kişilere cezaî sorumluluklar yükleyecek bir müeyyideyi ortaya koyuyor. Bu yasayı -az önce belli bir noktaya getirdik- inşallah, bitirdiğimiz zaman, milletimizin, ülkemizin, bunun getirdiği disiplinden dolayı, bugüne kadar yaşadığı birçok aksama ve hatalar ortadan kalkmış olacaktır.

Ben, bu vesileyle, bana verilen fırsattan dolayı herkese teşekkür ediyor, yasanın çıkmasına vesile olan herkese de saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çelik.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici 2 nci maddeyi okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 2-. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte fiilen, bu Kanun uyarınca lisans alınması gereken faaliyetleri yürüten kişiler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra bir yıl içinde durumlarını bu Kanuna uygun hale getirerek, Kurum tarafından istenecek bilgi ve belgelerle Kuruma başvurmak zorundadır. Başvurusunu yapmış ancak işlemleri tamamlayamayan kişilerin faaliyetlerinin devamı için üç ayı aşmamak üzere ek süre verilmesinde Kurum yetkilidir. Ancak bu Kanun yürürlüğe girmeden önce kurulduğu dönemdeki mevzuata göre gayri sıhhi müessese, işyeri açma ve çalışma ruhsatı almış otogaz istasyonlarının bu Kanun gereği belirlenen güvenlik önlemlerine uymak kaydıyla kazanılmış hakları saklıdır.

Süresinde başvurmayan veya süresinde başvurduğu halde süresinde durumunu bu Kanuna uygun hale getirmeyenlerin faaliyetleri sürenin bitim tarihi itibarıyla durdurulur.

BAŞKAN - Madde üzerinde 2 adet önerge vardır. Önergeleri önce geliş sıralarına göre okutacağım; sonra, aykırılıklarına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrası 3 üncü cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Eyüp Fatsa Ahmet Rıza Acar            Fatma Şahin

                Ordu                      Aydın               Gaziantep

            Tacidar Seyhan Fahri Çakır             Hasan Anğı

              Adana                      Düzce                     Konya

                              Hasan Ali Çelik

                                          Sakarya

"Ancak bu Kanun yürürlüğe girmeden önce, kurulduğu dönemdeki mevzuata göre Gayri Sıhhi Müessese, İş Yeri Açma ve Çalışma Ruhsatlı olarak faaliyetlerini sürdüren otogaz istasyonları, bu Kanun gereği belirlenen güvenlik önlemlerine uymak kaydıyla faaliyetlerine devam ederler."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.

EYÜP FATSA (Ordu) - Gerekçeyi okuyalım.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Bu düzenlemeyle, geçerli ruhsatı devam eden ve fiilen faaliyetini sürdüren müesseselerin kanuna uyum sağlayarak, haklarını korumak, faaliyetlerini sürdürmelerine imkân tanınması amaçlanmaktadır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan LPG Piyasası Kanunu Tasarısında, otogaz istasyonlarının GSM ve çalışma ruhsatlarını tamamlamaları için bir süre verilmesi için önerge verilmiş bulunmaktadır. Bilindiği üzere, Yüce Meclisimizde 4 Aralık 2003 tarihinde 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu görüşülerek kabul edilmiştir. Petrol Piyasası Kanunu uyarınca, rafineriler, akaryakıt dağıtım şirketleri, depolama yapan şirketler ve akaryakıt bayileri, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan lisans almakla yükümlüdürler. Lisans almak için, EPDK tarafından yayınlanan Lisans Yönetmeliğinin önşartlarından biri de, tüm işletmelerce GSM ruhsatı alınmasıdır. Otogaz istasyonlarına ruhsat vb işlemleri tamamlamaları ve ilgili mevzuata uymaları için süre vermek ve benzer durumdaki akaryakıt işletmelerine eşit hakların sağlanması amacıyla LPG Piyasası Kanunu Taslağının geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrasının sonuna aşağıdaki ilavenin yapılmasını teklif ederiz.

LPG Piyasası Kanunu Geçici Madde 2'ye ilave:

"Ancak yer seçimi izin belgesi olan ve İmarda 1/1000'lik ve 5000'lik plana işlenmiş otogaz istasyonları ile yasal süresi içinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna başvuran Akaryakıt İstasyonları ve tesisleri üç yıl içinde GSM (Gayri Sıhhi Müesseseler) Ruhsatı alarak durumlarını bu ve tabi oldukları ilgili Kanunun hükümlerine uygun hale getirmek şartıyla faaliyetlerine devam ederler."

            Ümmet Kandoğan    Dursun Akdemir E. Safder Gaydalı

             Denizli                         Iğdır                       Bitlis

         Süleyman Sarıbaş Ülkü Güney                Süleyman Bölünmez

           Malatya                   Bayburt                    Mardin

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükümet önergeye katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçeler:

1- LPG Kanunu ve Petrol Piyasası Kanunu akaryakıt ve oto LPG dağıtım faaliyetleri açısından birbirine eşdeğer faaliyetleri düzenlemektedir. Her iki kanunun lisans önşartına bağladığı işletmelerden gerekli işlemlerin tamamlanması için tanınan sürelerde bütünlük yaratmak, benzer işletmelerin ruhsat işlemleri arasında farklı uygulamalardan kaynaklanacak haksız rekabete engel olmak.

2- Akaryakıt istasyonlarının, depo ve tesisatlarının ülkemizdeki tarihçesi çok eski yıllara dayanmaktadır. Özellikle oto LPG ile kıyaslandığında mazisi yıllarca önceye dayanan akaryakıt işletmeleri için GSM ruhsatlarıyla ilgili sorunlar incelendiğinde, eksüre verilmesini gerekli kılacak çok haklı gerekçeler bulunmaktadır. Bu işletmelerin kurulduğu dönemde, özellikle bugünkü kapsamıyla imar ve GSM mevzuatının bulunmadığı hepimizce bilinmektedir. Nitekim 10-50 yıl önce kurulan birçok akaryakıt işletmesi, müteakip yıllarda imar mevzuatının değişmesi, söz konusu işletmelerin bulunduğu çevredeki yapılaşmanın kamu eliyle değiştirilmesi neticesinde, bugünkü mevzuata göre GSM almaları çok uzun süreler gerektirmektedir. Bu işletmelerin kurularak çalışmaya başladıktan yıllar sonra imar mevzuatının değiştirilmesi, bu tesislerin yakın çevrelerine çok kez kamu eliyle yeniden yapılaşmaya izin verilmesi nedeniyle binlerce akaryakıt istasyonu, tesisat ve depo işletmeleri bugün GSM ruhsatlarını alabilmek için büyük zorluklar çekmekte olup, yerel yönetimlerle yoğun bir çalışma içine girmişlerdir. Diğer taraftan, GSM ruhsatlarıyla ilgili bürokratik süreç son derece uzun ve yavaş işlemektedir. Bu tablo içinde söz konusu işletmelere ek bir süre verilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir.

3- 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu EPDK'ya işletmelerin lisans işlemlerini tamamlamaları için üç aya kadar süre uzatımı hakkı vermiştir. Bu süre 20 Mart 2005 tarihinde sona erecek olup, sorunun çözümü EPDK yetkisi dışına çıkmaktadır. Belediyeler tarafından yatırımcılara kiralamayla verilen veya kamu tarafından tesis edilerek özel sektöre kiralanan çok sayıda işletme, bürokratik nedenlerle GSM ruhsat işlemlerini tamamlayamamış durumdadır. Bu düzenleme yapılmadığı takdirde yüzlerce işletmenin kapanması, birçok yatırımın çöpe atılması, binlerce çalışanın işsiz kalması gibi toplumun zararına bir durumun oluşmasına ve eşdeğer öneme ve uygulamalara sahip sektörler için farklı bir düzenleme yapılmasına engel olunması gerekmektedir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Geçici 3 üncü maddeyi okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 3. - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte olan LPG ile ilgili kararname, yönetmelik ve tebliğlerde yer alan hükümler, Kurumca düzenleme yapılıncaya kadar saklıdır. Kurum tarafından hazırlanacak yönetmelik ve diğer mevzuat yürürlüğe girene kadar Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve/veya Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce yürütülmekte olan işlemlere ilişkin görevler sürdürülür. Ancak, bu süre içerisinde anılan mevzuata istinaden yeni LPG dağıtım ve pazarlama şirketlerinin kurulması ile ilgili olarak statü verilmez.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici madde 4'ü okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 4. - Lisans yönetmeliği yürürlüğe girinceye kadar piyasa faaliyetlerine ilişkin lisans isteminde bulunulamaz. Lisans yönetmeliğinin yürürlüğe girişi, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden yüzsekseninci günü aşamaz.

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici madde 5'i okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 5. - 4 üncü maddenin son fıkrasında yer alan ihtisas gümrüklerinin kurulması için gerekli alt yapı ve teçhizat Gümrük Müsteşarlığının belirleyeceği gümrüklerde 1.7.2005 tarihine kadar Kurum tarafından yaptırılır ve Gümrük Müsteşarlığına devredilir. İhtisas gümrüklerinin personel ihtiyacı Gümrük Müsteşarlığı tarafından temin edilir ve personelin eğitimi de Kurum tarafından sağlanır.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarıya yeni geçici madde eklenmesine dair 2 adet önerge vardır.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Efendim, çoğunluk var mı Komisyonda? Ek madde için çoğunluğun olması lazım.

BAŞKAN - Sayın Anadol, geçici madde olduğu için çoğunluk aranmıyor. Ayrıca, önerge işlemi yapıyoruz.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Önerge yok elimizde.

BAŞKAN - İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 723 sıra sayılı kanun tasarısına aşağıdaki maddenin geçici 6 ncı madde olarak eklenmesini arz ve teklif ederiz.

"Geçici Madde 6.- Elektrik Üretim Anonim Şirketi özelleştirilmesi tamamlanıncaya kadar;

a) Dahilde işleme belgesine sahip elektrik ihraç eden elektrik üretim şirketleri elektrik üretiminde kullanacakları, dahilde işleme belgelerinde hammadde olarak belirtilen akaryakıtları Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'na bilgi vermek koşuluyla yurt dışından, kara ve/veya deniz yolu ile Dahilde İşleme Rejimi kapsamında kendileri temin edebilirler.

b) Elektrik Üretim Anonim Şirketi mevcut kapasitesinin yeterli olması ve ihraç edilmesi kaydı ile toptan satış şirketlerine ikili anlaşma ve döviz bedeli ile elektrik enerjisi satabilir. Satış fiyatı Elektrik Üretim Anonim Şirketinin yıllık ortalama üretim maliyetinin altında olamaz ve Elektrik Üretim Anonim Şirketi Yönetim Kurulu tarafından belirlenir.

Ayrıca, Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Anonim Şirketi, döviz bazında ihraç kayıtlı elektrik enerjisi satışına ve buna ilişkin toptan satış tarifesini belirlemeye yetkilidir. Uluslararası enterkoneksiyon şartı oluşana kadar ihraç kaydıyla elektrik enerjisi ithalatına Bakanlık ve Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketinin görüşleri çerçevesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından izin verilir.

Eyüp Fatsa Mustafa Ataş İbrahim Hakkı Birlik

                Ordu                    İstanbul                       Şırnak

Mehmet Alp                                       Recep Yıldırım

             Burdur                                                  Sakarya

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükümet önergeye katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.

EYÜP FATSA (Ordu) - Gerekçeyi okuyalım.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Komşu ülkelere elektrik enerjisi ihracında kamu zararı doğmaksızın ihracatta rekabet şansının temin edilmesi, boş kapasiteleri değerlendirerek KİT finansman dengesine ve ülke ödemeler dengesine olumlu katkılarda bulunması, sınır ötesi elektrik enerjisi ticaretinin gelişmesi ve ülkemizde bulunan arz fazlasının ihracat yoluyla değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Elektrik Üretim Anonim Şirketi santrallerinin yaptığı üretimden ihracatın yapılması, Elektrik Üretim Anonim Şirketi bünyesinde yapılacak yatırımlara kaynak sağlayacak, diğer taraftan, boş kapasitenin ihracat yoluyla değerlendirilmesi sağlanarak ülkeye döviz girişine imkân verilmiş olacaktır.

İhraç kaydıyla dahilde işleme belgesiyle elektrik enerjisi üretiminde hampetrol, LPG, doğalgaz ve akaryakıt kullanan elektrik üretim şirketlerinin daha önceki mevzuatta yer alan doğrudan ithal hakkı, yeni mevzuata açık olarak düzenlenmemiştir.

Ülkemizin doğu ile batı arasında elektrik enerjisi açısından da enerji koridoru ve terminali olabilmesi ve sınır ötesi ticarette aktif olarak yer alabilmesi, fiyat avantajlarından ülke lehine yararlanılabilmesi için, ülke ihracatını artıracak faaliyetlerde önceki mevzuatta da yeri olan bu hususlarda söz konusu düzenlemelere ihtiyaç duyulmuştur.

BAŞKAN - Yeni geçici madde 6 eklenmesine dair önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın Fatsa, yeni geçici madde 7 eklenmesine dair bir önergeniz var; bu önerge bu yasayla ilgili midir, değil midir?

EYÜP FATSA (Ordu) - İlgilidir.

BAŞKAN - Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 723 sıra sayılı kanun tasarısına aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

Eyüp Fatsa Faruk Çelik          Enver Yılmaz

                Ordu                       Bursa                        Ordu

Fahri Çakır                                  Ahmet Rıza Acar

              Düzce                                                    Aydın

"Geçici Madde 7.- 1.1.2005 tarihinde doğalgaza bağlanmamış ve üretimlerini likit petrol gazı veya likit naturel gaz ile yapan karo seramik, vitrifiye sağlık gereçleri ve porselen sofra eşyası üreticilerinin, kullandıkları likit petrol gazı veya likit naturel gaz maliyeti ile aynı üretimin doğalgaz ile yapılmış olması halinde hesaplanacak maliyet farkının 1.1.2003'ten 31.12.2005'e kadar oluşan miktarının % 100'ü, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten, bu tesislere doğalgaz verilinceye kadar karşılanır.

Bu Kanun gereğince 31.12.2005 tarihine kadar yapılacak ödemelerin tutarı 30 trilyon lirayı geçemez. Ödemelere ilişkin usul ve esaslar Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Devlet Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı tarafından müştereken belirlenir.

Bu Kanun kapsamında maliyet farkları karşılanan firmaların 1.1.2003 tarihinden itibaren ilgili aylarda tahakkuk etmiş zarar alacakları miktarı kadar, birikmiş olan, elektrik, Sosyal Sigortalar prim ve vergi borçlarına faiz tahakkuk ettirilmez."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Evet, katılıyoruz.

BAŞKAN - Sayın Fatsa?..

EYÜP FATSA (Ordu) - Gerekçe okunsun.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Bu önergeyle, ihracatta uluslararası rekabetin sübvanse edilebilmesi ve seramik imalatçılarının mevcut pazar paylarını korumaları amaçlanmaktadır.

BAŞKAN - Geçici madde 7 eklenmesine dair önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

23 üncü maddeyi okutuyorum:

Yürürlük

MADDE 23. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen Adana Milletvekili Sayın Tacidar Seyhan; buyurun.

TACİDAR SEYHAN (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum:

Her ne kadar, son anda 2 madde ilave edilmişse de, özellikle seramikçiler için verilmiş olan ek bir ödenek var burada. Rekabetin korunması için verilmiştir. Daha önce de vermiştik. Yaklaşık 100 trilyon parayı kullandırmak üzere, iki yıl önce, rekabet edemiyorlar, doğalgazla üretim yapan şirketlerin, elektrikle üretim yapan şirketlere göre maliyetleri daha ucuz oluyor, diğerlerinin rekabet şansı kalmıyor şeklinde bir duyarlılıkla, biz, bu dengeyi kurabilmek için, bir miktar paranın buraya aktarılmasını arzu ettik ve aktardık. O gitti; ama, biz, dedik ki, kısa sürede buradaki durum uygun hale gelsin, bu, gelenek haline dönüşmesin; fakat, BOTAŞ, dağıtım yaparken, birçok yerde ihmalden dolayı devletin üstüne bu yükü yükledi. İhale edip, 40 kilometre, 30 kilometre kıyıdaki tesislere bunu göndermiş olsaydı, bugün, biz, bu 30 trilyonu vermek zorunda kalmayacaktık.

Bunun yükünü ben devlete niye yükleyeyim?! Bir kurumun ihmalinin yükünü devletin bütçesi niye çeksin?! Daha, depremden bu yana yardım almayan yerler var. Kaynak aktarabileceğimiz birdolu yer var. Bu ihmal devam ederse, bunun sonu yok. Daha kaç defa bu dengeyi kurmak için para aktaracağız?.. Sonra, bu işler, böyle, akşamdan sabaha aktarılacak bir konu değil ki. Yani, böyle bir ihtiyaç vardı da, komisyonda önümüze niye gelmedi, niye değerlendirmedik, niye incelemedik?.. Bakın, katılıyorum, bunlar hakikaten zor durumda, yardım edelim; ama, bu işi de gelenek olmaktan çıkaralım.

Burada amenna, onu köşeye koyuyorum; ama, diğer önergede "Elektrik Üretim Anonim Şirketi, mevcut kapasitesinin yeterli olması ve ihraç edilmesi kaydıyla, toptan satış şirketlerine ikili anlaşma ve döviz bedeliyle elektrik enerjisi satabilir" diyor. Gerekçede de "komşu ülkelere elektrik ihraç edilmesini sağlamak" diyor. İhracatı herkes ister; ama, bu önerge -Sayın Bakanla konuştum- her ne kadar, geçmişte ihraç edilenleri kapsamıyor dese de, bana göre... Geçmişte şu denildi: "Siz elektrik ihracatını yapın, biz, oradan doğan alacaklarınızı -ya da alımını yapın- bir şekilde tazmin ederiz." Bu önerge -çok yeni geldi elime- Tekelin eski makinesinde olduğu gibi, eski makineleri alın, sonra kanunda düzeltiriz gibi bir önergeyse, bunun altından kalkamayız. Eğer bundan sonra yapılacakları kapsıyor ise, herkes Türkiye'de üretilen enerjinin ihracından yanadır, ben de yana olurum; ama, bu önergeden dolayı, geçmişte elektrik ihraç etmiş bir tek kişiye hak doğarsa, ben bu sorumluluğu taşımam. Sorumluluğum gereği bu önergeye katılamıyorum; çünkü, sizler oy vereceksiniz. Önerge yeni geldi elime, algılamaya çalışıyorum. Grubum oy verecek. Apar topar gelmiş bir önerge. Türkiye'deki elektrik enerjisinin ihracı konusunda karar verilecek. Böyle bir şey olmaz değerli arkadaşlar.

Her konuda anlaştığımız bir kanun üzerinde, şimdi, böyle geçici 2 madde getirerek buradaki huzuru bozmak, gruplar arasında dengeyi bozmak doğru değil. Biz buna katılmadığımızı beyan ettik. Keşke verselerdi kanun teklifini, komisyondan önümüzdeki hafta indirseydik, burada yeniden geçirseydik.

Değerli arkadaşlarım -Sayın Bakan dedi- hakikaten, devlet yönetimi, devletadamlığı başka bir şey. Keyfiyet olmaz, "ben yaptım oldu" diyemezsiniz, "çoğunluğum var" diyemezsiniz. Hepimizin toplumsal sorumluluğu var. Bu Meclisi maksimum düzeyde verimli çalıştırmak hepimizin görevi; ama, Meclisin çalışma biçimini istediğimiz yönde değiştirerek keyfiyete dayatmak hiç kimsenin hakkı olmamalıdır.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN- 23 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

K. KEMAL ANADOL (İzmir)- Bakan konuşmak istiyordu.

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu)- Sonunda...

BAŞKAN- Birleşime 5 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 19.51

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 20.00

BAŞKAN : Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 63 üncü Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

723 sıra sayılı yasa tasarısı üzerindeki görüşmelerimize devam ediyoruz.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

2.- Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/839) (S. Sayısı: 723) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

Hükümet?.. Yok.

Ertelenmiştir.

Sayın milletvekilleri, Başkanlık Divanı olarak, bugün ülkemizi UEFA Kupasında temsil edecek olan Fenerbahçe Spor Kulübüne, Zaragoza karşısında başarılar diliyor, tur atlamasını temenni ediyoruz. (Alkışlar)

Sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için, 1 Mart 2005 Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 20.01