DÖNEM:
22 YASAMA
YILI: 3
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
CİLT: 76
63 üncü Birleşim
24 Şubat 2005 Perşembe
İ
Ç İ N D E K İ L E R I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. -
YOKLAMALAR
IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) ÇEŞİTLİ
İŞLER
1.- Genel Kurulu ziyaret eden Azerbaycan
Ankara Büyükelçisi Memmed Nevruzoğlu Aliyev, Azerbaycan Millî Meclisi Üyeleri
Nizami Caferov ve Elman Memmedov'a Başkanlıkça "Hoşgeldiniz"
denilmesi
B) GündemdIşI Konuşmalar
1.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in,
Azerbaycan'ın Hocalı Kentinde Ermeniler tarafından gerçekleştirilen katliamın
13 üncü yıldönümüne ilişkin gündemdışı konuşması
2.- Tokat Milletvekili Feramus Şahin'in,
Tekelin özelleştirilmesine ilişkin gündemdışı konuşması
3.- Ankara Milletvekili Haluk İpek'in,
Azerbaycan'ın Hocalı Kentinde Ermeniler tarafından gerçekleştirilen katliamın
13 üncü yıldönümüne ilişkin gündemdışı konuşması
V.-
SEÇİMLER
A) Komiısyonlarda AçIk Bulunan Üyelİklere Seçİm
1.- Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda açık
bulunan üyeliğe seçim
VI.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş
ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici
Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde
Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S.
Sayısı: 305)
2.- Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG)
Piyasası Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji Komisyonu Raporu (1/839) (S.Sayısı: 723)
VII.-
SORULAR VE CEVAPLAR
A) YazIlI Sorular ve CevaplarI
1.- Ankara Milletvekili Yılmaz ATEŞ'in,
Ankara Büyükşehir Belediyesinin Konya Yolu Doğusu Prestij Projelerine ilişkin
sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/4701)
2.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in,
BDDK Başkanının Çukurova Grubu hakkındaki beyanına ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/4741)
3.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in,
Uzan grubuna ait İmar Bankasının kullandırmış olduğu kredilere ilişkin sorusu
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/4911)
I.- GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak
üç oturum yaptı.
Kars Milletvekili Yusuf Selahattin
Beyribey'in, Kars'ta tarım ve hayvancılık sektöründe karşılaşılan sorunlara ve
alınması gereken tedbirlere,
Denizli Milletvekili Osman Nuri Filiz'in,
tarımsal desteklemeye,
İlişkin gündemdışı konuşmalarına, Tarım ve
Köyişleri Bakanı Sami Güçlü cevap verdi.
İstanbul Milletvekili Bülent H. Tanla,
kamu alacaklarının tahsiline ilişkin gündemdışı bir konuşma yaptı.
Antalya Milletvekili Feridun Fikret
Baloğlu'nun (6/1421) esas numaralı sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi
okundu; sorunun geri verildiği bildirildi.
Erzurum Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut
ve 23 milletvekilinin, Doğu Anadolu Bölgesinde ağır kış şartlarının sebep
olduğu (10/255),
Sakarya Milletvekili Hasan Ali Çelik ve 20
milletvekilinin, meslek yüksekokullarının ve mezunlarının (10/256),
Sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacakları ve öngörüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
23.2.2005 Çarşamba günkü TBMM gündeminin,
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmının 123 üncü sırasında yer alan 586'ya 1 inci ek sıra sayılı komisyon
raporunun bu kısmın 2 nci sırasına alınmasına ilişkin CHP Grubu önerisinin,
yapılan görüşmelerden sonra, kabul edilmediği,
23.2.2005 Çarşamba günkü birleşimde gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmının 186 ncı sırasında yer alan 799 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın
3 üncü sırasına, 9 uncu sırasında yer alan 734 sıra sayılı kanun tasarısının 8
inci sırasına alınmasına ilişkin AK Parti Grubu önerisinin, yapılan
görüşmelerden sonra, kabul edildiği,
Açıklandı.
Sayıştay üyelikleri için yapılan seçimler
sonucunda Abdullah Özsan, Cevdet Kayhan, Fatma Gülriz Metin, Ahmet Özdemir,
Alper Alpay, Hüseyin Arıcı, Kemal Turan ve Ali Hikmet Tuncer'in seçildikleri
açıklandı.
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:
1 inci sırasında bulunan, Kamu İhale
Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S. Sayısı:
305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporu henüz
gelmediğinden, ertelendi.
2 nci sırasında bulunan, Türk Silahlı
Kuvvetleri İç Hizmet Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarılarının
(1/683, 1/577) (S. Sayısı: 731),
3 üncü sırasına alınan, Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri Bursa Milletvekili Faruk Çelik, Ordu Milletvekili
Eyüp Fatsa, Hatay Milletvekili Sadullah Ergin ile İstanbul Milletvekili İrfan
Gündüz ve İki Milletvekilinin, Yükseköğretim Kanununa Geçici Maddeler
Eklenmesine Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Emin Şirin'in,
Yükseköğretim Kanununa Geçici Maddeler Eklenmesine Dair Kanun Teklifi ile
Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, Yükseköğretim Kanununa Geçici Maddeler
Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/376, 2/323, 2/325) (S. Sayısı: 799),
Yapılan görüşmelerden sonra, kabul edilip
kanunlaştıkları açıklandı.
Yükseköğretim Kanununa Geçici Maddeler
Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin geçici 50 nci maddesinin af niteliği taşıyıp
taşımadığı; nitelikli çoğunluk aranarak oylanıp oylanmaması üzerine açılan usul
görüşmesinden sonra, nitelikli çoğunluk aranmaması yönündeki Başkanlık
tutumunda herhangi bir değişiklik olmadığı açıklandı.
24 Şubat 2005 Perşembe günü, alınan karar
gereğince saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşime 22.54'te son verildi.
Sadık Yakut
Başkanvekili
Bayram
Özçelik Ahmet Gökhan Sarıçam
Burdur Kırklareli
Kâtip Üye Kâtip
Üye
II.- GELEN
KÂĞITLAR No. : 85
24 Şubat 2005 Perşembe
Tasarılar
1.- Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile Özbekistan
Cumhuriyeti Dış Ekonomik İlişkiler Ajansı Arasında İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/970) (Plan ve Bütçe
ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.2.2005)
2.- Emniyet Teşkilâtı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/971) (İçişleri ile
Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.2.2005)
3.- Türkiye Cumhuriyeti
ile Lübnan Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/972) (Plan ve Bütçe ile
Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.2.2005)
4.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında İki Taraflı Askeri Teknik
İşbirliği Çerçevesinde Kullanılan ve Elde Edilen Fikri ve Sınai Mülkiyet
Haklarının Karşılıklı Korunmasına İlişkin Müşterek Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/973) (Millî Savunma ve Dışişleri
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.2.2005)
5.- Geçici İthalat
Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanunda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/974) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15.2.2005)
6.- Sendikalar Kanununun
Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı (1/975) (Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.2.2005)
Teklifler
1.- Bursa Milletvekili
Kemal Demirel ile İzmir Milletvekili Yılmaz Kaya ve 22 Milletvekilinin; 5188
Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanununun 10. Maddesinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/384) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16.2.2005)
2.- Bursa Milletvekili
Niyazi Pakyürek'in; Çanakkale Savaşlarına Katılanlara, Ailelerine Hizmet ve Anı
Madalyası Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/385) (Millî Savunma Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.2.2005)
3.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in; Mera Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/386) (Tarım, Orman ve Köyişleri;
Plan ve Bütçe ile Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.2.2005)
4.- Kahramanmaraş
Milletvekilleri Mehmet Yılmazcan, Hanefi Mahçiçek ile Mehmet Ali Bulut'un;
Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/387) (Plan ve
Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.2.2005)
5.- Kastamonu
Milletvekilleri Musa Sıvacıoğlu, Hakkı Köylü ile Sinan Özkan'ın; Yatırımların
ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/388) (Plan ve Bütçe Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.2.2005)
6.- Konya Milletvekili
Hasan Angı'nın; 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi (2/389) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
18.2.2005)
7.- Sakarya
Milletvekilleri Ayhan Sefer Üstün, Erol Aslan Cebeci, Hasan Ali Çelik, Süleyman
Gündüz ile Recep Yıldırım’ın; 29.1.2004 Tarih ve 5084 Sayılı Yatırımların ve
İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/390) (Plan ve Bütçe
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.2.2005)
Tezkere
1.- İstanbul Milletvekili
Kemal Unakıtan'ın; Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık
Tezkeresi (3/764) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.2.2005)
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
24 Şubat 2005 Perşembe
BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet Gökhan SARIÇAM
(Kırklareli)
BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 63 üncü Birleşimini açıyorum.
III. - YOKLAMA
BAŞKAN - Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için 5 dakika
süre vereceğim. Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda
bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen
milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarını,
teknik personel aracılığıyla 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama işlemini
başlatacağım; ancak, bir ziyaretçimiz var.
IV. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) ÇEŞİTLİ
İŞLER
1.- Genel
Kurulu ziyaret eden Azerbaycan Ankara Büyükelçisi Memmed Nevruzoğlu Aliyev,
Azerbaycan Millî Meclisi Üyeleri Nizami Caferov ve Elman Memmedov'a Başkanlıkça
"Hoşgeldiniz" denilmesi
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Genel Kurulumuzu, şu anda, Azerbaycan Ankara Büyükelçisi
Memmed Nevruzoğlu Aliyev, Azerbaycan Millî Meclisi Üyesi Nizami Caferov,
Azerbaycan Millî Meclisi Üyesi Elman Memmedov teşrif etmişlerdir; kendilerine,
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına, hoş geldiniz diyorum. (Alkışlar)
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, toplantı yetersayısı bulunmadığı için, birleşime 10 dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:14.08
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.20
BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 63 üncü Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
III. - YOKLAMA
BAŞKAN - Açılış
yoklamasında toplantı yetersayısı bulunamamıştı; şimdi, yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için 5 dakika
süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce, üç
sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.
Gündemdışı ilk söz,
Azerbaycan Hocalı'da Ermenilerin gerçekleştirdiği katliamın 13 üncü yıldönümü
münasebetiyle söz isteyen Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'e aittir.
Buyurun Sayın Akdemir.
(Alkışlar)
VI. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) GündemdIşI Konuşmalar
1.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, Azerbaycan'ın Hocalı Kentinde Ermeniler
tarafından gerçekleştirilen katliamın 13 üncü yıldönümüne ilişkin gündemdışı
konuşması
DURSUN AKDEMİR (Iğdır) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Azerbaycan Hocalı'da Ermeniler
tarafından gerçekleştirilen katliamın 13 üncü yıldönümü münasebetiyle söz almış
bulunuyorum; sözlerime başlamadan önce hepinizi ve Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, 26 Şubat, Türk dünyası ve Azerbaycan için acılı günlerden biri
olmanın yanında, aynı zamanda, insanlık tarihi için kelimenin tam anlamıyla
kara bir sayfadır. Ermenilerin, Azerbaycan'ın Hocalı Kentinde yaptıkları ve
insanlık tarihine kara bir leke olarak geçen Hocalı katliamı bundan tam onüç
yıl önce, 26 Şubat 1992 tarihinde gerçekleştirildi. Ermenilerin Karabağ
bölgesinde gerçekleştirdikleri terör hareketleri ve bu hareketler sırasında
Azerî Türklerine yönelik yapılan katliamları unutmak ve hatta, bu katliamlara
tanık olanların ve akrabalarını yitirenlerin, bu vahşi olayları hafızalarından
silmeleri mümkün değildir. Ermeniler tarafından insanlık tarihine düşürülmüş
olan bu koca kara leke, insanlık adına bir şanssızlıktır. Bu durum,
demokrasinin savunucusu devletleri düşündürmelidir ve utandırmalıdır.
Sayın Başkan, muhterem
milletvekili arkadaşlarım; Hocalı'da yapılan bu saldırı, aslında, Ermenilerin,
tarihte, Anadolu Türklerine karşı yaptıkları vahşi saldırıların bir benzeriydi.
Zaten, tarihî kaynaklar, Ermenilerin, Sovyetler Birliği zamanından beri,
Azerbaycan toprakları üzerinde emelleri olduğunu ortaya koymuş ve gerçekleştiği
de dünya tarafından görülmüştür.
Ermenilerin bu yayılmacı
politikası nedeniyle, tarih boyunca, Azerbaycan toprakları üzerinde gerginlik
ve huzursuzluk eksik olmamıştır. Öyle ki, bu huzursuzluktan, Ermenistan'ın daha
önceki yaptığı katliamlardan kurtulan Türkler olumsuz yönden etkilenmiş; hatta,
230 000 Türk, zor kullanılarak Azerbaycan'a göç ettirilmiştir ve 1988 Kasım ayı
sonuna kadar, Ermenistan'da bir tek Türk kalmamıştır. Buna rağmen, Azerbaycan'da,
bugün, binlerce Ermeni yaşamını sürdürmektedir.
Hocalı'da Ermeniler ne
yaptı? Onları, o durumu kısaca anlatmak, yapılan haksızlığın derecesini
göstermek bakımından çok önemlidir.
Değerli arkadaşlarım,
onüç yıl önce, Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinde 7 000 kişilik nüfusa sahip ve
coğrafî konumu itibariyle, bölge içinde stratejik önemi olan Hocalı Kentini ele
geçirmek için, 25 Şubat gecesi, ağır silahlarla donatılmış Ermenistan silahlı
kuvvetleri ve Hankendi'nde de bulunan 366 ncı Rus Zırhlı Alayı saldırıya geçmiş
ve 7 000 nüfuslu Hocalı'da, bir gecede en az 1 500 savunmasız insanı, çocuk
demeden, kadın demeden, tüm insanlığı utandıracak biçimde katletmiştir.
Bunların hepsi, o tarihlerde, fotoğraflarla, dünya basınında, televizyonlarında
insanlığın bilgisine sunulmuştur.
Arzu ederseniz, birkaç
fotoğrafı -buradan seçemeyeceksiniz, ama- bu işkenceyi hatırlatmak açısından,
basına ve dünyaya göstermek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Hocalı katliamında her türlü vahşet yaşanmıştır. Ermeniler, insafsızca ve
acımasız bir şekilde şehitlerin gözlerini oyarak, kafataslarının derilerini
soyarak, vücutlarının değişik organlarını keserek öldürmüşlerdir; hamile
kadınların karınları yırtılmış, bazı kişiler diri diri toprağa gömülmüş,
şehitlerin penisleri kesilerek ağızlarına verilmiştir. Bu durumları, Fransız
Gazeteci Jan Iv Yunet, Hocalı'da, o günlerde dünya basınına duyurmuş, yine Rus
İzvestia Gazetesi Muhabiri Vladimir Belih, aynı zamanda Azerbaycan Adlî Tıp
Kurumunda profesör olan Yusifov, bunları, belgeleriyle dünyaya o zaman
duyurmuşlardı.
Hocalı faciasından sonra,
Azerbaycan'da durum daha da gerginleşti.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Akdemir,
tamamlayabilir misiniz.
Buyurun.
DURSUN AKDEMİR (Devamla)
- Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Azerbaycan'da yönetim el
değiştirdi. 9 Mayısta 30 000 nüfuslu Şuşa, 19 Mayısta 60 000 nüfuslu Laçin,
Ermeniler tarafından işgal edildi. Sonuçta, Ermeniler, Dağlık Karabağ
bölgesinin ve çevresinin işgalini tamamen gerçekleştirdiler.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Ermenilerin Azerbaycan Türklerine yaptıkları katliamın
boyutları çok büyük olmasına rağmen, dünya kamuoyundan gelen tepki yetersiz
kalmıştır. Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sinin kaybedilmesine, 1 000
000'dan fazla insanın, yaşadığı yerinden, yurdundan edilmesine rağmen,
Azerbaycan'a ekonomik ve askerî yaptırım uygulandı.
Olaydan sonra bölgeye
AGİT heyeti gönderildi. AGİT heyeti, 28 Şubat 1992 tarihindeki kararında, bunun
bir işgal olduğunu, uluslararası hukuk ve AGİT ilkelerinin kabul edilmez
şekilde ihlal edildiğini resmen açıkladı. Yine, Birleşmiş Milletler Genel
Kurulu, 29 Temmuz 1993'te, Ermenistan'ın uluslararası hukuk kurallarını hiçe
sayan saldırgan ve yayılmacı tutumunu kınayan bir karar aldı.
Bugün, Ermenistan'da Türk
kalmamıştır, Azerbaycan'da halen binlerce Ermeni bulunmaktadır. Hatta, bugün,
Amerika Birleşik Devletleri Kongresinde, Dan Burton, Hocalı katliamını Amerika
Birleşik Devletleri Kongresine getirmiş ve desteğini almaya çalışmıştır. Bu da
gösteriyor ki, Ermenistan ile Azerbaycan arasında yapılan görüşmelerde,
Birleşmiş Milletler ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Komitesinde de Karabağ'ın
Azerbaycan'a ait olduğu kabul edilmiş ve Ermenistan'ın bu bölgeleri işgal
ettiği bilinmesine rağmen, adı geçen bu uluslararası kuruluşlar tarafından bu
ülkeye karşı hiçbir yaptırım uygulanmamıştır. Bu durum da, uluslararası
kuruluşların, Ermenistan'ı, çeşitli sebeplerden dolayı desteklediğini
göstermektedir.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, en aşağılık insanlık suçu olan katliam uygulamasını, Ermeniler,
Azerbaycan'daki Türklere karşı yapmışlardır. Bunu, bütün dünyaya, öncelikle,
biz, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, Türkiye Türkleri olarak
haykırmalıyız. Ben inanıyorum ki, insanlık suçu olan bu katliamda, Ermeniler,
akıttıkları kanda boğulacaklardır.
Ne acı bir tecellidir ki,
20 nci Yüzyılın sonlarında büyük haksızlığa muhatap olan Türk Milleti,
tarihinin her döneminde zulme uğramış, her dilden, her ırktan insana, hiçbir
hesabın içine girmeden kucak açmış ve onları zalimlerin elinden kurtarmıştır.
Değerli arkadaşlarım,
Yukarı Karabağ sorunu, Ermenistan'ın, uluslararası hukukun "sınırların
kuvvet yoluyla değiştirilmezliği ve toprak bütünlüğüne saygı" ilkelerini
ihlalinden kaynaklanan ve bütün uluslararası toplumu ilgilendiren bir sorundur.
Ermeniler, halen, uluslararası hukuku ihlal ederek, Yukarı Karabağ ve diğer 6
Azeri bölgesini işgalleri altında tutmaya devam etmektedirler.
Söz konusu ihtilaf,
Azerbaycan'da 1 000 000'dan fazla insanın kendi ülkesinde göçmen durumuna
düşmesine neden olmuştur. Azerbaycan'ın en büyük sorunlarından biri, 1 000
000'dan fazla olan bu kaçkınların yaşam dramıdır. Ermenistan, Birleşmiş
Milletler Güvenlik Konseyinin 822, 553, 874 ve 584 sayılı kararlarına aykırı
olarak, Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal altında tutmaya devam
etmektedir.
Hocalı katliamının 13
üncü yılında, Azerbaycanlı soydaşlarımızı yalnız bırakmayalım. Onların bu haklı
feryadını, Birleşmiş Milletlere, Avrupa Birliğine bizler taşımalıyız. Bu
Meclisin görevi, bu olmalı diye hatırlatmak istiyorum.
Bütün bu durumlar
karşısında, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir üyesi olarak, bu ulu çatı
altında, Ermenistan'ın saldırgan, katliamcı ve uzlaşmaz tutumunu kınadığımı,
bütün dünyaya, buradan duyurmak istiyorum. Ermenistan'ın komşularına yönelik
düşmanca ve uzlaşmaz siyaseti, Türk Milleti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından elemle karşılanmaktadır.
Türkiye'nin, gerek Avrupa
Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı bünyesindeki Minsk Grubunun bir üyesi olarak
gerek Güney Kafkasya'da sorumluluk yüklenmesi gereken bölgesel bir güç
sıfatıyla, Yukarı Karabağ sorununun çözüm sürecine, sorunun başından bu yana
olduğu gibi, katkı sağlama arzu ve kararlılığındadır. Esasen, Türkiye, bu
amaçla, iki ülke dışişleri bakanlarını bir araya getirerek, diyalog ortamı
yaratılmasını sağlama girişimlerini başarıyla uygulamıştır. Türkiye, barışçı,
adil ve kalıcı bir çözümden yana olan tutumunu sürdürmektedir.
Değerli arkadaşlarım,
Yukarı Karabağ sorununun Güney Kafkasya'da bölgesel güvenlik ve istikrarı
olumsuz yönde etkilediği, inkâr edilemez bir gerçektir. Bu itibarla, Azerbaycan
Halkının kabul edebileceği barışçı bir çözüme Türkiye'nin destek vermeye hazır
olduğu, bilenen bir gerçektir. Milletvekilleri olarak, Türkiye Büyük Millet
Meclisi olarak, bu konuda daha aktif olmamız gerektiğini düşünüyorum ve tüm
Meclisimiz adına, Azerbaycanlı soydaşlarımızın acılarını buradan paylaşıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
totaliter yönetimlerin yerine demokratik yönetimlerin geçmesini isteyen,
demokrasiyi korumaya çalışan tüm devletleri, Karabağ sorununun adil bir şekilde
çözülmesine destek vermeye ve bölgede demokrasinin yerleştirilmesine katkı
yapmaya çağırıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Ermeni yayılmacılığı ve katliamını, burada, huzurunuzda kınıyor, adaletin ve
haklının hâkim kılınmasını diliyor ve bana bu konuda konuşma imkânı veren ve
tolerans sağlayan Sayın Başkana ve Yüce Heyetinize saygılarımı sunuyorum.
Teşekkür ediyorum.
(Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Akdemir.
Gündemdışı ikinci söz,
Tekelin özelleştirilmesiyle ilgili söz isteyen Tokat Milletvekili Feramus
Şahin'e aittir.
Buyurun Sayın Şahin. (CHP
sıralarından alkışlar)
2.- Tokat
Milletvekili Feramus Şahin'in, Tekelin özelleştirilmesine ilişkin gündemdışı
konuşması
FERAMUS ŞAHİN (Tokat) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; milletvekili olmadan önce Tokat Sigara
Fabrikasında işçi olarak çalıştığımdan, Tekelin özelleşmesi hakkında, şahsen,
gündemdışı konuşmayı görev bildim. Bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
Adana Sigara Fabrikasında haklı davalarını Başbakana duyurmaya çalışan Tekel
işçilerine polis tarafından yapılan uygulamayı şiddetle kınıyor, yaralı
arkadaşlarıma geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Tekel, çok büyük bir kuruluş; başta, tütün üreticisi olmak
üzere, tarım kesiminde çok sayıdaki üreticinin ürününü değerlendiren, çok
sayıda çalışana iş imkânı sağlayan ve devlete büyük rakamlarla vergi geliri
getiren bir kuruluş; Türkiye'nin en büyük vergi dairesinden daha büyük vergi
geliri getiren bir kuruluş; adı üzerinde, tütün ve sigarada tekel gücüne sahip.
Bu kuruluş
özelleştirilince tütün ve sigara üretiminde neler olacak; bu konuya geçmeden
önce, özelleştirme hakkında bir iki cümle söylemek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
özelleştirme, rekabeti değil tekelleşmeyi getirir. Türkiye'de özelleştirme olan
her sektörde tekelleşme eğilimlerinin arttığı ya da mutlaka tekelleşme olduğu
açıkça ortaya çıkmıştır.
Tekelin özelleştirilmesi
de, sektörün rekabete açılmasını sağlamayacak, kamu tekelinin yerini, en
acımasız pazarlama stratejisini uygulayan yabancı tekeller alacaktır.
Özelleştirme, yeni
sömürgeciliğin en sinsi aracıdır. Liberal ekonominin gereği diye kitlelere
yutturulan özelleştirmeler, gelişmekte olan ülkenin sınaî kalkınma motoru olan
kaynakların yabancı küresel güçlerin denetimine geçmesini sağlayacak en etkili
araçtır. Özelleştirmeler, ekonomik ve siyasal bağımsızlığın sonunu getirir.
Tekel, ekonomik bağımsızlığımızı sürdürmemizin en önemli dayanaklarından
biridir. O nedenle, Tekeli savunmak, vatanı savunmaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Tekel özelleştirilince yerli sigara piyasamız çokuluslu sigara
tekellerinin eline geçecek, Tekeli ele geçiren özel ve yerli-yabancı grup,
Türkiye'de tütün tarımının yapısını, Türk tipi tütünün kaderini değiştirecek,
tütün üreticisini kaderiyle baş başa bırakacaktır. Tekeli ele geçirecek özel ve
yerli-yabancı grup, Türk sigara tüketicisinin alışkanlıklarını değiştirecek,
Türk tipi tütünden yabancı tür tütüne geçişi sağlayacaktır. Özel ve yerli-yabancı
tekel, 3,5 milyar dolarlık pastayı paylaşacak. Bunlar kaçınılmaz gelişmelerdir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; şimdi, hükümete soruyorum: Tekelin satışından ne gelir elde
etmeyi düşünüyorsunuz? Bir yılda Hazineye 2,5 milyar dolarlık kamu fonu aktaran
Tekelin, bir yıllık gelirinin bile altında özelleştirilmesi vicdanlarınızı
rahatsız etmiyor mu? Özelleştirme İdaresine bağlanmadan önce, son beş yılda,
Tekelin pazar payı yüzde 70'lerdeyken, Özelleştirme İdaresine bağlandıktan
sonra, neden hızla pazar payı kaybettirilmiştir? Yine, 4046 sayılı Kanuna göre,
her türlü idarî ve hukukî sorumluluk ve yetkiyi elinde bulunduran Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı, bunca yıldır her türlü yatırım talebini geri çevirirken,
neden bu aşamada yatırım izni vermiştir? Mademki, yatırım izni verdi, neden
sonuçlarını beklemeden, özelleştirme ihalesine çıkmaktadır. Özelleştirme
İdaresi ve hükümet Tekeli özelleştirerek kimin çıkarlarına hizmet
etmektedirler?
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; AKP Hükümeti işbaşına geldiğinden bu yana 2 000 000
yurttaşımızın işsiz kaldığı bilinmektedir. Yaklaşık 23 000 Tekel personelinin
işsiz kalmayacakları konusunda ciddî kim garanti verebilir?
Sigara fabrikaları ve
yaprak tütün işletmeleri kapatılırsa 23 000 çalışan işinden olacak, bu
işyerlerinin kurulu olduğu şehirlerin ekonomik ve sosyal yaşamı olumsuz
etkilenecektir. Tüm bu bölgelerimizin halkı, esnafı işsizlik ve yoksullukla baş
başa bırakılacaktır. Bu, yeni bir göç dalgası ve büyük kentlerde yeni suç
örgütlerinin beslenmesinden başka bir şey getirmeyecektir. Örneğin, seçim
bölgem olan Tokat'ta sigara fabrikasında memur ve işçi olarak çalışan toplam 1
400 personel vardır. Bu 1 400 çalışan sayesinde Tokat piyasasına ayda 3,5
trilyon civarında sıcakpara girmektedir. Tokat gibi küçük illerde 3,5 trilyon
sıcakpara girişi sağlayan bu işletmenin kapatılmasıyla işçinin, memurun uğrayacağı
zarar dışında, bölge esnafının, taşımacılık sektörünün ve çiftçinin uğrayacağı
zararlar gözardı edilebilir mi?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Şahin,
toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
FERAMUS ŞAHİN (Devamla) -
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Daha evvel Tokat'ta
faaliyet gösteren Konektaş ve Niksar Ayvaz Suyu kapatıldı, 170 işçi arkadaşımız
işinden oldu. Şimdi Tokat Sigara Fabrikası kapatılmak isteniyor. Tokat Sigara
Fabrikası zarar eden bir kuruluş değildir. Neredeyse tam kapasiteyle
çalışmaktadır. Üstelik, Türkiye'nin üretimi olan Tekel 2000 sigarası bir tek
Tokat Sigara Fabrikasında üretilmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; AKP Hükümeti çok zor şartlarda yetiştirilen tütün ve anason
üreticisine destek vermezken, durmadan sigaraya ve içkiye zam yapmaktadır.
Vergiler nedeniyle
maliyetin çok üzerinde satılan sigara ve içki yüzünden kaçak satışlar
çoğalmıştır. AKP Hükümetleri döneminde Türkiye kaçak sigara cenneti olmuştur.
Yıllık yaklaşık 1 katrilyon liralık sigara kaçakçılığı yapılmaktadır. Bundan
ötürü devletin de çok büyük vergi kaybı söz konusudur. Kaçakçılığı önlemek
Hükümet ve Tütün Üst Kurulunun görevi değil midir?
Değerli arkadaşlarım, bir
kez daha söylüyorum: Türkiye, Tekelin özelleştirilmesi sonucunda tütün ve
sigarada devlet tekelinden kurtulurken, tütün piyasası, özel yerli ve yabancı
tekellerin eline geçecektir. Üstelik, Tekel, yabancı bir tekelin tekeline
satılmak istenmektedir. Aslında, sadece Tekel değil, satılan tütün
üreticimizdir, satılan Tekelin 23 000 işçisidir, satılan dünyada ilk 10'a giren
Türkiye sigara pazarıdır; satılmak istenilen toprak kültürümüzdür ve bu alanda
ulusal iddiamızdır; satılan emektir, alınteridir; satılmak istenilen ulusal
varlıklarımızdır. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri) İşini, aşını ve
çocuklarını ve ülkesinin geleceğini düşünerek özelleştirme ve kapatma
girişimlerine karşı fabrikalarını ve işyerlerini korumak isteyen, üreterek,
alınteriyle geçimini sağlamak için direnen SEKA işçilerini, onların bağlı
bulunduğu Selüloz-İşin Genel Başkanını, genel yönetim kurulu üyelerini yürekten
kutluyorum ve bununla beraber, Tekel çalışanlarını ve Tekel çalışanlarının
bağlı bulunmuş olduğu Tek Gıda-İş Sendikasının başta Genel Başkanını, bölge
başkanlarını, yönetim kurulu üyelerini, en aşağıda çalışan çalışma
arkadaşlarımı yürekten kutluyorum.
AKP Hükümetini,
çalışanların sesini duymaya ve sorunlarını çözmeye davet ediyor, Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Şahin.
Gündemdışı üçüncü söz,
Azerbaycan Millî Meclisi tarafından ilan edilmiş bulunan 26 Şubat Matem Günü ve
Hocalı katliamı hakkında söz isteyen, Ankara Milletvekili Haluk İpek'e aittir.
Buyurun Sayın İpek.
3.- Ankara
Milletvekili Haluk İpek'in, Azerbaycan'ın Hocalı Kentinde Ermeniler tarafından
gerçekleştirilen katliamın 13 üncü yıldönümüne ilişkin gündemdışı konuşması
HALUK İPEK (Ankara) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 26 Şubat 1992 tarihinde Ermeniler tarafından Azerbaycan'ın
Hocalı Kentinde Hocalı halkına karşı yapılan katliamın 13 üncü yıldönümü
sebebiyle gündemdışı söz almış bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Azerbaycan ve Türkiye,
tek millet, iki devlet olarak anılmaktadır; tarih boyunca da acılarını,
sevinçlerini birlikte paylaşmışlardır. Bu Hocalı katliamı, tek olan bu millete
ve iki devlete büyük acılar vermiştir. Bugün de, Türkiye Büyük Millet
Meclisinde, hem muhalefette bulanan bir milletvekili arkadaşımızın hem de
iktidara mensup olan benim bu katliamı bugün anmamız, bu katliama Türkiye
Cumhuriyetinin ne kadar önem verdiğini ve dikkatle izlediğini göstermesi açısından
çok önemlidir.
Gerçekten, Azerbaycan'ın,
Ermenistan'ın 1991 yılında bağımsızlıklarını kazanmaları ve 1992 yılı başında
Rus birliklerinin Yukarı Karabağ'dan geri çekilmelerini takiben, Ermenistan ve
Azerbaycan arasındaki ihtilaf savaşa dönüşmüş, bu durum, Yukarı Karabağ
Ermenilerinin, Ermenistan Cumhuriyeti birliklerinin desteğiyle, Azerbaycan,
Laçin, Kelbecer, Akdam, Fuzuli, Kubatlı, Zengilan bölgelerinde, Azerî nüfusun
bu bölgelerden çıkarılmalarıyla devam etmiştir. Ancak, bu süreçte, insanlık
onurunun çiğnendiği, hiçe sayıldığı, insanın insana yapamayacağı türden
vahşetler de yaşanmıştır. İşte, bu vahşetlerden biri de Hocalı katliamıdır.
Tarih 26 Şubat 1992;
Hocalı Şehri, gözü dönmüş Ermeni cellatlarınca yeryüzünden silinmişti. Hocalı
halkı, tarihte eşine az rastlanan bir vahşet örneğiyle süngülenmiş, kurşuna
dizilmiş, esir edilmiş; velhasıl, bir şehir her şeyiyle yok edilmiştir. Bu
katliama, Rus Silahlı Kuvvetlerinin Yukarı Karabağ'da konuşlu 366 ncı birliği
ve Ermenistan birlikleri de katılmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; insanlığın günümüzde ulaştığı insan hakları, bir ortak değer
olarak, her türlü engeli aşıp evrensel bir boyut kazanmıştır. Artık, insan
hakları, insanlığın hiçbir ayırım gözetmeden öncelikli gündemini oluşturmuştur.
Bu haklardan en önemlilerinden birisi, insanın yaşam hakkıdır. Bazılarının ve
bazı grupların zannettiği ve algıladığı gibi, insan hakları nostaljik
düşüncelerin temel kaynağı değildir. İnsan haklarının fiiliyatta uygulanması ve
bu hakların ihlaline karşı duyarlı olunması da, insanlığın ve insan olmanın bir
gereğidir. Maalesef, Hocalı'da, insanlık, bu anlamda iyi bir örnek verememiş,
insanlığın bu ortak değerleri gözardı edilmiştir.
25 Şubatı 26 Şubata
bağlayan gece, Ermeni çeteleri Rus Silahlı Kuvvetlerinin Yukarı Karabağ'da
konuşlu 366 ncı birliğinin katılımıyla Hocalı'ya saldırıya geçtikleri sırada,
Hocalı'da yaklaşık 160 kişilik Azeri polis ve askeri vardı. Saldırıdan önce, 3
000 civarında Hocalı sakini kenti terk etmiş; ancak, sonradan kent abluka
altına alındığı için, kimse kentten çıkamamıştır. Tek çare helikopterlerle
halkı kurtarmaktı, bu da yapılamamıştır. Ermeni çetecileri, Hocalı'ya üç yönden
saldırarak Askeran yönünü açık bırakmışlardı. Askeran, zaten bir Ermeni
yerleşim birimiydi; bu yön, bilerek açık bırakılmıştı. Sabahın 05.00'inde
uykudan uyanan Hocalı halkı, kadın, çocuk, ihtiyarlar perişan bir halde, soğuk,
karlı ve tipili bir günde yollara döküldüler. Katliam, daha Hocalı Kentinin
içinde başlamıştı. Hocalı halkı perişan bir halde kenti terk ediyor, daha
doğrusu Azerbaycan'ın Akdam Kentine ulaşmak için dağlara doğru kaçmaya
çalışıyorlardı. Ne yazık ki, Akdam'a ulaşmak için Ermenilerin elinde bulunan
uzun bir bölgeden geçmek gerekiyordu. İşte, vahşet de bu yol üzerinde bütün
çirkin yüzünü gösteriyor; Ermeni çeteleri, savunmasız, perişan, sivil Hocalı
halkına mermi yağdırmaya devam ediyordu. Arkada kalanlar, Ermeni katillerce
hunharca öldürülüyordu.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın İpek,
tamamlayabilir misiniz.
Buyurun.
HALUK İPEK (Devamla) -
Zor arazi şartlarından kaçan Hocalı halkı için Ermeni çetelerin kurduğu pusular
katliama doymuyordu. Çıplak halk, özellikle kadınlar, yaşlılar, çocuklar kara
saplanarak kalıyor, hareket edemiyorlardı; soğuktan donan ve uçurumlardan düşüp
ölenler de oluyordu. Ermeni çetelerin bu kaçan halkın önünü kesip zafer
çığlıklarıyla yaptıkları zulüm manzaralarını huzurlarınızda anlatamıyorum, içim
sızlıyor ve insanlığımdan utanıyorum ve bu asırda bunları bir türlü kabul
edemiyorum. Ermeni çetecilerini, Yüce Meclisin çatısı altında bin kere
lanetliyor ve o gün, bu katliamla birlikte ortaya çıkan manzarayı Türk Halkının
da görmesi için, burada, resimleriyle, tekrar göstermek istiyorum.
Burada, karnı deşilmiş,
savunmasız bir kadınımızın son durumu gözüküyor. Yine, burada, kafası
parçalanmış ve tanınmaz hale gelmiş bir Azeri yurttaşımızın, sivil
vatandaşımızın durumu gözler önünde. Yine, bir sivil vatandaşımızın, sivil
Azeri halkının, buradaki resmini, kamuoyunun gündemine, burada gösteriyorum.
Yine, katledilenlerin tamamı bir arada ve başında halk birikmiş halde, tamamı
sivil olan, bu resmi de huzurlarınızda gösteriyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; az önce anlattığım çileli yolculuktan sonra, Hocalı halkından
az sayıda kişi Akdam'a ulaşabildi. Çeşitli kayıtlara göre, Hocalı halkından 613
sivil, savunmasız Azerbaycan vatandaşı feci şekilde katledildi. Katledilenler
arasında 63 çocuk, 106 kadın ve çok sayıda ihtiyar vardı. 487 kişi sakat kaldı,
binlerce kişi esir alındı; ancak, daha sonradan, bu esirlerden 800 Azerbaycan
vatandaşı serbest bırakıldı. 500 civarında sivil Hocalı halkı halen kayıptır.
Bu katliamda 8 ailenin bütün fertleri öldürülmüştür.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal
altında bulundurması hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu ihtilaflar, katliamlar,
işgaller, Azerbaycan'da 1 000 000'dan fazla insanı kendi ülkesinden ve
toprağından ayırmış, göçmen durumuna düşmesine ve yerlerinden edilmesine yol
açmıştır. Azerbaycan'ın en önemli sorunlarından birini, Ermeni işgali sonucu
yerlerini terk etmek zorunda bırakılan 1 000 000'dan fazla varlığı
oluşturmaktadır. Bu durum, ülkenin ekonomik ve sosyal gelişmesi açısından
önemli bir sorun olarak, yine, varlığını sürdürmektedir.
Ermeniler, halen,
uluslararası hukuku açıkça ihlal ederek, Yukarı Karabağı ve diğer 6 Azeri
bölgesini işgalleri altında tutmaya devam etmektedirler. İşgal altındaki Azeri
bölgeleri, Azerbaycan topraklarının yaklaşık yüzde 20'sine tekabül etmektedir.
Ermenistan, uluslararası hukuku hiçe sayan tavrından bir an önce vazgeçmelidir.
Bölgeye gönderilen AGİK
Heyetinin 28 Şubat 1992 tarihli kararında, bunun bir işgal olduğu, uluslararası
hukuk ve AGİK ilkelerinin kabul edilemez biçimde ihlal edildiği açıklanmıştır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu da, 29 Temmuz 1993'te, Ermenistan'ın
uluslararası hukuk kurallarını hiçe sayan, saldırgan ve yayılmacı tutumunu
kınayan bir karar alıp, işgalci güçlerin derhal, tamamen ve önşartsız
çekilmesini istemiştir.
Bu kararı hiçe sayan
Ermeniler, 10-11 Ağustos 1993'te, bu kez Cebrayil ve Fuzuli'ye saldırmış,
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ise işgalci güçlerin derhal ve şartsız olarak
işgal ettikleri tüm topraklardan çekilmeleri çağrısını tekrarlamıştır. AGİT
Minsk Grubu, 1996'da Ermenistan'ı kınayıp, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne
saygı gösterilmesini isterken, aynı yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu,
Yukarı Karabağın Azerbaycan toprağı olduğunu 3 üncü defa teyit etmiştir.
Bütün bu kararlara
rağmen, Savunma Bakanı Sarkisyan, Mayıs 2001'de, Ermeni Parlamentosunda
"işgal ettiğimiz topraklar var; bunda utanılacak bir şey yok; güvenliğimiz
gereği bu toprakları işgal ettik. Belki üslubum diplomatik değil; ancak, gerçek
bu" diyebilmiş ve işgali birinci ağızdan itiraf etmiştir.
Son olarak Avrupa Konseyi
Parlamenterler Meclisi Siyasî İşler Komisyonu Üyesi Davit Atkinson bir rapor
hazırlamış ve Kurulda kabul edilmiştir. Azerbaycan topraklarının önemli bir
bölümünün halen Ermeni işgali altında olduğunu belirten Atkinson "askerî
eylem ve yaygın etnik düşmanlıklar, farklı etniklerin kovulmasına ve sonuçta
mono-etnik bölgeler oluşmasına neden olmaktadır. Bu durum, etnik temizlik
kavramına benzemektedir" demiştir.
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; çok geçmişte, Kars'tan Hatay'a kadar uzanan çizgide, Bizanslıların
doğudan gelen Müslüman ve Türklere karşı bir set oluştursun diye köylere
yerleştirmiş olduğu Ermeniler, Selçuklu döneminde Alparslan'ın Anadolu'ya
girişinde, Bizans'tan görmüş oldukları zulüm nedeniyle Türklerin Anadolu'ya
girişine de yardımcı olmuşlardır. O tarihten sonra, hep ticaretle uğraşmışlar,
özgür bir şekilde yaşamışlardır; ancak, Kurtuluş Savaşı sırasında, maalesef,
Türkiye'nin kuzeydoğusundan, o zaman, Osmanlıyı ve Türk'ü arkadan vurmuşlardır.
Bugün, Sevr'in gizli
tutanakları incelendiğinde, Sevr'i planlayanların gizli görüşmelerinde aynen şu
görülmekte: Anadolu'da yaşayan Müslüman Türk halkı ile Ortaasya'da yaşayan
başta Azerbaycan olmak üzere, bütün Türk halkının, bütün Türk cumhuriyetlerinin
bağı... Arada mutlaka tampon bir Hıristiyan devlet oluşturularak burada bir
tampon bölge oluşturulmalıdır denilmiştir.
Gerçekten, harita
incelendiğinde, Ermenistan toprağı İran'a kadar küçük bir dil şeklinde
uzanmaktadır. Bu dil, özellikle, Türkiye'nin Ortaasya'ya olan penceresinin
kapatılması, Azerbaycan'ın ve diğer Türk cumhuriyetlerinin Batı'ya olan
pencerelerinin kapanması için, bu küçük bir dil Stalin döneminde yapılmış, sunî
bir harita çizilmiştir. İşte, Karabağ toprağının işgali, bu küçük bir dil
şeklinde uzanan toprağın genişletilmesi, oraya bir karakol kurulması ve Türkiye'nin
Ortaasya'ya açılan penceresinin burada kapatılması girişimidir; yine,
Azerbaycan'ın da Batı'ya olan penceresinin, diğer Türk cumhuriyetlerinin
Batı'ya olan penceresinin kapatılması girişimidir. O yüzden, bu katliamlar
hepimizi ilgilendirmektedir.
BAŞKAN - Sayın İpek,
tamamlayabilir misiniz.
HALUK İPEK (Devamla) -
Toparlıyorum.
Ermenistan'ın komşularına
yönelik düşmanca, uzlaşmasız, çağdığı, ilkel ve faşist siyasetinin bir
göstergesi olarak ortaya çıkan bu katliamları nefretle kınıyor; ölenlere Cenabı
Allah'tan rahmet diliyorum.
Türkiye Cumhuriyeti
hükümetleri, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı bünyesindeki Minsk Grubunun
bir üyesi olarak, Güney Kafkasya'da bölgesel güç sıfatıyla Yukarı Karabağ
sorununun çözüm sürecine, sorunun başlangıcından bu yana katkı sağlama yönünde
aktif politika izleyen Türkiye Cumhuriyeti, bu politikasına devam edecektir.
Ermeni işgalinden
kaynaklanan Yukarı Karabağ sorunu, Güney Kafkasya'da istikrarı olumsuz yönde
etkilemektedir. Çözüm, Azerbaycan halkının kabul edebileceği barışçı bir
çözüme, Türkiye'nin de desteğiyle ulaşmasıdır. Çözüm, Ermenilerin işgal
ettikleri Azeri topraklarından bir an önce çekilmeleridir.
Türk Milleti, Çin
Seddinden taa Viyana'ya kadar giden bu serüvende birçok milletle karşılaşmış;
ama, karşılaştığı milletlerin hiçbirine zulmetmemiş; bilakis, mağdur olan
milletleri hep koruma altına almıştır. Bu millet, kendisine yapılan iyilikleri
de, kötülükleri de hiçbir şekilde unutmayacaktır.
Bu vesileyle Ermeni
katillerce öldürülen Hocalı halkını rahmetle anıyor; hepinize saygılar ve
sevgiler sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın İpek.
Gündeme geçiyoruz.
Gündemin
"Seçim" kısmına geçiyoruz.
V.-
SEÇİMLER
A) Komİsyonlarda AçIk Bulunan Üyelİklere Seçİm
1.- Avrupa
Birliği Uyum Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
BAŞKAN - Kâtip üyenin
oturarak okumasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Avrupa Birliği Uyum
Komisyonunda boş bulunan ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna düşen 1 üyelik
için, İstanbul Milletvekili Ersin Arıoğlu aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gündemin "Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına
geçiyoruz.
VI.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER
1.-
Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu
Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun
Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - Çanakkale
Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî
Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin geri
alınan maddeleriyle ilgili komisyon raporları henüz gelmediğinden, teklifin
görüşmelerini erteliyoruz.
Sıvılaştırılmış Petrol
Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî
Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
2.- Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu
Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu Raporu (1/839) (S. Sayısı: 723) (x)
BAŞKAN - Komisyon?..
Yerinde.
Hükümet?.. Yerinde.
Komisyon raporu 723 sıra
sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz isteyen, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Adana Milletvekili Tacidar
Seyhan.
Buyurun Sayın Seyhan.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA TACİDAR
SEYHAN (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; LPG olarak
anılan Likit Petrol Gazları Piyasası Kanunu Tasarısı üzerinde Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Çok yaygın kullanıldığı
için, bir de burada ne görüştüğümüzün doğru anlaşılabilmesi için, ben, biraz,
LPG hakkında bilgi vermek istiyorum. LPG, daha çok, petrole göre ve doğalgaza göre
yanıcı özelliği olan bir madde. Bütan ve propan karışımı bir hidrokarbon. Bu
LPG'nin üretim şekli, hampetrolden yüzde 15 oranında üretiliyor; diğeri de
doğalgazdan üretiliyor.
Değerli arkadaşlar, bu
üretimin yüzde 20'sini Türkiye'den sağlıyoruz biz; yüzde 80'ini de ithal
ediyoruz. Bu ithalat içerisindeki pay şöyle dağılıyor: Yüzde 40'ını TÜPRAŞ
ithal ediyor -yaklaşık rakamlardır bunlar- yüzde 60'ını da diğer ithalatçı
firmalar ithal ediyor.
Piyasaya sunumu da şu
şekilde: Bir, tüplü gaz; daha çok mutfaklarımızda kullanılan, sanayide
kullanılan belli tüpler var, ama, daha çok mutfaklarda kullanılan tüplü gaz.
İkincisi dökmegaz; enerji ve sanayide, üretimde, endüstriyel alanda kullanılan
dökmegaz. Üçüncüsü, otogaz. Üç ayrı biçimde piyasaya sunuluyor.
Görüştüğümüz bu kanun,
bunlarla ilgili piyasanın düzenlenmesi kanunu. Biz, LPG piyasasını
düzenliyoruz. Daha önce, geçen yıl çıkardığımız Petrol Piyasası Kanununda, bu
düzenleme, LPG'ye yönelik belli maddelerde atıfta bulunarak belli yetkilendirmeler
yapmıştık; ancak, geçen yıldan beri düşünülen bir kanundu. Bence, gecikmiş bir
kanun. Piyasayı boş bırakmayıp buradaki denetimi bir kuruma vermek gerekiyordu;
bu kanunla onu yaptık.
İş hacmine bakarsak;
Türkiye'deki iş hacmi, benim topladığım verilere göre, yaklaşık 4 500 000 000
dolar. Bu 4 500 000 000 doların 2 200 000 000 doları -tam olmayabilir bu
rakamlar- ÖTV ve KDV'yle devlete gidiyor, diğer yanı da piyasada.
(x) 723 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Bu LPG'yi üç şekilde
değerlendirebiliyoruz: Bir, ithalatçı firma var, dağıtıcı firma adı altında;
iki, bayiler var; bunlar aracılığıyla da halka gidiyor. İşte, bu ithalatçı
firma sayısı 57. Bunları tüpgaz bölümünde... 15 000 tüpgaz bayii var; bize,
illerde hizmet veren ve illerde vatandaşa ulaşmasını sağlayan. 4 500 civarında
da otogaz bayii var; ama, bu otogaz bayilerinin hepsi tek başına münferit
istasyonlar değil; 2 600 tanesi benzin istasyonlarının içinde hizmet veren
otogaz istasyonları. Bunların içerisinde GSM ruhsatını almış, bir şekilde,
1996'daki yönetmeliğe göre veya 2002'de çıkmış yönetmeliğe göre ruhsatlarını
almış 600 kadar sadece münferit istasyon var; bunların dışındakiler de kaçak.
Belki, bunların içerisinden küçük bir kısmı belediyeden yer seçim belgesi
almış; ama, hizmetini kaçak olarak sürdürüyor; oraya geleceğiz, niye kaçak.
Tabiî, burada, bizi en
çok düşündüren şey şudur değerli arkadaşlarım. Konuştuğumuz şey, Türkiye'de
düzenlenmesi gereken bir kanun; insan hayatı söz konusu, ticarî işleyişi sağlamak
söz konusu. Otoda kullanılmaya başladı, arabalarda kullanılmaya başladı.
Emisyon açısından çevre kirliliğini daha az yarattığı gerekçesiyle teşvik
edildi; ama, geldi, bugün, hem istasyonların yapısı itibariyle hem de kullanım
itibariyle insan hayatını tehdit eder konuma taşındı.
Şimdi, biz, burada, önce
istasyonları düzenlemeye çalışıyoruz, daha sonra güvenliği düzenlemeye
çalışacağız. Peki, bu kanun güvenliği düzenlemiyor mu; düzenliyor, onlara da
sorumluluk veriyor. Müsaade ederseniz, ben, sırayla bunları anlatmaya
çalışacağım.
Değerli arkadaşlarım,
eğer ne konuştuğumuzu net olarak anlamamız gerekiyorsa, önce bir güvenlik
sorununa bakmamız lazım. Araçlarda kullanımı çok sık gündeme geldi; o kısmı
ikinci konuşma bölümünde anlatacağım; ama, bakın, biz, bu kanunu çıkarıyoruz,
istasyonları düzenleyeceğiz. Şu anda denetleme yetkisi nerede biliyor musunuz;
Sanayi Bakanlığında. İllerde kurulmuş teşkilatları vasıtasıyla denetliyor
-40'ın üzerinde araç var- gidiyor pompa ölçümünü yapıyor, pompada bir arıza
varsa veya ölçümlerde bir hata varsa oraya ceza yazıyor -şu anda görüştüğümüz
kanunun yürütmesi orada- teknik bir düzenleme varsa, onunla ilgili raporunu
tutuyor.
Şimdi, bu yetkilerin
hepsini alıyoruz, başka bir kuruma veriyoruz, EPDK'ya veriyoruz. Hani
hatırlarsanız, geçen yıl petrol piyasasını da EPDK'ya devretmiştik, bir yıl
oldu. Şimdi, EPDK alacak bunu; bir, lisans verecek; iki, teknik düzenlemeyi
yaptıracak; üç, bunları denetleyecek. Kim yapacak bunu; EPDK yapacak. Ben,
baştan beri, EPDK'nın bu işi yapabileceğine inanmıyorum. Geçen yıl bir hata
yaptık; petrol piyasası düzenleme kurulunu kurmadık. Şimdi, tek başına EPDK,
bir yıl içerisinde -Petrol Piyasası Kanununu düzenledik- kendine düşen
sorumluluk alanı içerisinde daha ceza kesmedi -hepsi sağlıklı görünüyor- daha
lisanslarını tamamlayamadı, lisans süresini tamamlayamadı, teknik donanımını
tamamlayamadı, personelini tamamlayamadı. Her şeyi insan hayatı diye merkeze
koyalım; ama, denetimden uzak tutalım değerli arkadaşlarım; böyle bir şey
vicdanî mi?! Niyetle alakalı değil. Ben, burada, yetkili olan bakanın veya
müsteşarın bu niyetle bunu yaptığını söylemiyorum. Ben, sadece, burada, bu
yürütmenin problemin çözümüne çare olmayacağını söylüyorum. Böyle bir organ...
Bakın, Petrol Piyasası
Kanununda düzenleme yaparak, petrolün denetimini Sanayi Bakanlığından aldınız.
Oradaki aksiliği de söyleyeyim.
Şimdi, Sanayi
Bakanlığının yetkilileri gidiyor otogaz istasyonlarına, petrol istasyonlarına,
ürünün kalitesini ölçüyor. Bozukluk varsa, ceza yazma yetkisi yok; çünkü, o,
artık, EPDK'da. Valilik emir çıkarıyor, diyor ki; gidin, denetleyin, orada
kaçak varsa, standardını ölçün bize bildirin. Sanayi Bakanlığı, yetkindir ya da
değildir; gidiyor, yakalıyor, raporunu tutuyor, elinde kalıyor. Ne onu
laboratuvarda ölçtürecek parası var ne bu ödeneği nereden alacağı belli. Hadi,
birinden tahsil etti, bunun, ürünün, standardının kötü olduğunu, kaçak olduğunu
tespit etti, arızayı da tespit etti; ama, yetkisi yok ceza yazamıyor. Yetki
nerede; EPDK'da.
Şimdi, aynı şey... Sanayi
Bakanlığının tüketiciyi koruma konusundaki yetkilerinin hepsi EPDK'ya petrolde
devredildi mi?! Şimdi, biz, LPG piyasasında da bu yetkilerin tamamını EPDK'ya
devrediyoruz; yani, buradaki denetimler sonucu üründe veya diğer teknik anlamda
ortaya çıkan hiçbir şeyden dolayı Sanayi Bakanlığı ceza yazamayacak. Kim
yazacak; EPDK.
Şimdi, ben, size
soruyorum arkadaşlar; bu kurum götürecek Enerji Bakanlığının bünyesinde;
allahaşkına bakanlıklar niye var bütün yetkilerin hepsini kurullara
verecekseniz?! Bu bakanlıklarda biz ne yapacağız; yani, sadece çay içip, birilerini
mi teşvik edeceğiz, pışpışlayacağız?! Sadece sözleşme yapıp, bu sözleşmelerle
ne kadar doğalgaz ithal edebilirsin; sözleşmenin şartları ne olur, onu mu
söyleyeceğiz; sadece, bunlarla ilgili sınırlama mı yapacağız?! Şimdi, bu, bir
yana. Buradaki karşıtlığımı, bu sorunun, Türkiye için büyüyeceğini burada
uyarıyla söylemek istiyorum, kayıtlara geçirmek istiyorum. EPDK bu işi
götüremez. Bağımsız bir petrol piyasası düzenleme kurulunun kurulması zorunludur.
Araçları en son söyleyeceğim.
Değerli arkadaşlarım,
ikincisi, biz bu kanunda dökmegazı düzenliyorduk. Bu kanunla, bayilerin
standartlarının denetlenmesi yetkisini, dağıtıcıya da sorumluluk vererek,
ilgili kuruma yüklüyoruz; yani, sadece kurum denetlemeyecek, dağıtıcı da
sorumlu olacak; bu, iyi bir şey. Dökmegaz denilen, sanayide kullanılan gazı
da... Eskiden dökmegaz bayileri vardı; bu kanunda dökmegaz bayilerini
kaldırıyoruz; direkt, dağıtıcı, dökmegazı verecek; öyle bir bayi kalmıyor; bu
da güzel. Tamam, kaldırıyoruz.
Tüp bayileri için de
teknik sorumluluğu, donanımı, verilir mi verilmez mi; bir sorumluluğu da
dağıtıcıya yüklüyoruz; bu da güzel; ama, dağıtıcıya yüklemiş olmak -yanlış
anlaşılmasın- devletin denetleme yetkisini ortadan kaldırmıyor; yani, kanunla
kaldırmıyoruz. Tabiî, az önce anlattıklarıma göre kanunda böyle bir denetleme
yetkisinin var olmuş olması, bizim de denetlediğimiz anlamına gelmiyor. En az
denetleyen ülke biziz; bu gerçeği kabul etmek lazım.
Şimdi, değerli
arkadaşlarım, bayilerin durumuna şöyle bir göz atmak istiyorum konuşmamın bu
bölümünde. Kanunla ilgili ayrıntılara diğer bölümde gireceğim, otogaza ve
teknik donanıma da gireceğim. Şimdi, bayilerimiz var, bunların durumlarını da
düzenleyeceğiz. Diyoruz ki, Petrol Piyasası Kanununda olduğu gibi, bir yıl
içerisinde, bu işi yapan bayiler, kurumlarını bu kanuna ve yönetmeliklere uygun
hale getirir, bu güzel bir şey. Gerekirse üç ay süre verilir diyor.
Şimdi, 1996 yılında bir
GSM (gayri sıhhi müessese) yönetmeliği çıkarmışız. Birtakım bayiler, otogaz
bayileri, münferit, petrol istasyonları dışındaki münferit bayiler ruhsatlarını
almışlar, yer seçim belgesi, açma izni, işyeri güvenlik ruhsatı, TSE garantisi,
her şeyi almışlar, işyerlerini açmışlar. 2002 yılında bir yönetmelik daha
çıkarmışız. Bu yönetmeliğe göre, yer seçim izni olmasına rağmen, belediye imar
sahasında olmadıkları için belediye imara işlemediğinden bir kısmının ruhsatı
iptal edilmiş. GSM almış; ama, ruhsatı iptal edilmiş. Petrollerin içerisinde
de, 2 600 petrol bayiinin içerisinde de -belki çok az bir bölümünün yoktur- LPG
istasyonu var. Bu istasyonlar da zaten imar sahası içerisinde olduğu için
-petroller- bu değerlendirmeden etkilenmemiş.
Şimdi, burada şöyle bir
sıkıntı var, biz, bu düzenlemeyle uygun hale getirin diyoruz. Bir, belediye
imar sahasında değilse o istasyon, güvenlik sınırlarına uysa dahi,
düzenleyemediğinde kapatmak zorunda kalacak ya da belediyeden bir yer değişikliği
yapıp taşıyacak. Birinci seçenek bu. Gayri sıhhi müessese ruhsatı olsa dahi...
Bir maddede bunu koruduk;
ama, burada bizim yapmak istediğimiz şu -Sayın Bakanım da burada- insan
hayatını merkeze alalım; ama, güvenlik şartı olmayan koşulları da dikkatle
düşünerek, insanlarımıza zarar vermeden, dürüst yatırımcıyı da korumaya
çalışalım; ama, önce insan. İnsana zarar verecekse hemen kapatın. Hemen
kapatalım, bir kişinin canı yanmasın.
Zaten, 1 300 taneye yakın
kaçak istasyonun nasıl olduğunu anlamak mümkün değil. Elimdeki çizelgeye bakar
mısınız; üç sayfa, oklarla ayırdım ben. Bunların hepsi, alınması gereken
izinler. Bu kadar istasyon nasıl kuruldu ve çalışmasına nasıl devam ediyor;
hangi erk buna müsaade ediyor, söyler misiniz arkadaşlar; biz niye varız
burada, kurumlar niye var?! Gecekonduyu anladık, petrolkondu olur mu?! Yangın
çıktı, patladı, insan hayatı söz konusu diye feryat ediyoruz; ama, bu kadar
istasyonun, hiçbir işleme tabi tutulmadan Türkiye'nin her tarafında canlı bomba
gibi çalışmasına izin veriyoruz. Kim izin veriyor buna; kim yapacak görevini,
söyler misiniz. İşte, EPDK'ya devrediyoruz, inşallah yapacak; personel bulursa,
araç bulursa, bir de üstüne niyet koyarsa yapacak; ama, Petrol Piyasası
Kanunundaki düzenleme ne kadar rutin gittiyse, bu da öyle gidecek; durum
görünüyor, açık.
Şimdi, değerli
arkadaşlarım, bir de şu durum var: Tamam, güvenli değilse kapatsınlar dediniz,
önceki haklarını boş ver dediniz; ama, bir şeyi çözmek zorundasınız. Belediye
sınırlarını biz genişlettik; bir vatandaş gitti, yer seçim belgesi aldı, şehre
30 kilometre uzaklıkta bir istasyon kurdu ve GSM, gayrisıhhî müessese ruhsatını
da, gitti, sağlık müdürlüğünden aldı bu adam, çalışıyor; bütün koşulları
müsait. Ama, biz, bir kanun çıkardık, belediye sınırlarını genişlettik. Şimdi,
kimin alanında o; belediyenin alanında. Yeniden işlem yaptırırsanız nereden
alacak; belediyeden alacak GSM'yi yeniden. İmar alanı içerisinde mi; hayır. Ne
yapacak bu vatandaş; çok müsait bir ortamda dahi olsa, orayı kapatmak zorunda
kalacak ya da belediye başkanıyla siyasî bir yandaşlığı varsa, ya siyasî rantla
çözecek ya da başka kabiliyeti varsa, ekonomik rantla çözecek. İnsanları
birbirleriyle akçeli iş yapmaya sokacak kanun düzenlemelerinden biz kaçınmalıyız,
hak neyse onu yapmalıyız. Daha o maddeye var; ne yapacaksak, birlikte
düzenleyelim; ama, ne buradaki dürüst çalışan insanı mağdur edelim ne de insan
hayatını tehlikeye sokacak bir tedbiri burada almaktan kendimizi geri koyalım.
Kolay şey konuşmuyoruz değerli arkadaşlarım.
Bakın, şimdi, ihmal
sadece o düzeyde değil. Bir bakıyorsunuz, arabalar patlıyor, araçlar patlıyor,
nasıl patlar bu; gaz kaçağından. Gaz kaçağı olduğunda, özellikle LPG'de,
yapmanız gereken, kaçakla ateş arasındaki, yani alev arasındaki ilişkiyi
ortadan kaldırmak. Bunu kaldırmadığınız... Kaçağı kaldıramıyorsanız, ilişkiyi
ortadan kaldırmanız lazım. O zaman, ne olması lazım; LPG istasyonlarında, ateş
kaynağından uzak tutacak düzenlemelerin yapılması lazım. Yani, istasyonu,
çevrenin etkisinden uzaklaştırmak lazım. Kaçağı önlemiyorsanız, bunu yapmanız
lazım. Orada marketin olmaması lazım, okulun olmaması lazım, restoranın
olmaması lazım. Onun, ateş kaynağı saçacak bir merkezde olmaması lazım. Orada çalışanların,
onu söndürme konusunda bilgi sahibi olması lazım. Kazalar oldu ya, bu kazaların
büyük bir çoğunluğu tankerden depoya LPG boşaltılırken oldu, alev aldı ve büyük
bir yangına dönüştü.
Arkadaşlar, LPG'de küçük
yangını söndürebilirsiniz; ama, büyük yangınları kontrol altına alıp, sonuna
kadar yanmasına izin vermek zorundasınız. Böyle, ciddî bir şey var. Burada,
mesafeler konusunda da hassasiyet göstermemiz lazım. Şimdi, deniliyor ki...
Daha fazla fırsat tanımak için, ha bire mesafeleri kısaltıyoruz yönetmelikte.
Bu mesafeleri yeniden düzenlemek lazım ve mesafeleri nasıl alıyoruz, biliyor
musunuz; istasyondan okula, okulun neresine; binasına. Olmadı!.. Arkadaşlar,
uzaklıkları, mutlaka parsele göre belirlemek lazım. Sen, şimdi, derslikte ders
yapan öğrenciyi koruyacaksın da, bahçesinde oynayan öğrenciyi korumayacak
mısın?! İşte, okulu ölçü alırsan, bahçedeki öğrenciyi tehlikeye sokuyorsun.
Mutlaka, uzaklıkların parselden parsele verilmesi lazım; bu, birincisi.
İkincisi, böyle bir istasyon varsa, parseller arasında itfaiyenin geçiş alanını
sağlayacak yolları ve düzenlemeleri de yapmanız lazım. Müdahale edilemeyecek
bir istasyonun var olması mümkün mü?! Böyle bir şey mümkün mü değerli
arkadaşlar?! Peki, bunu kim yapacak? Üç şekilde yapmalıyız: Sanayi Bakanlığı,
belki Ulaştırma Bakanlığında Karayolları, taşıtlarla ilgili kanunlarda doğru düzenleme
yaparak; ama, müşterek akılla düzenleme yaparak yapacaksınız bunu; ama, ben...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Seyhan,
toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
TACİDAR SEYHAN (Devamla)
- Bu bölümünü toparlamaya çalışıyorum.
Değerli arkadaşlar,
bunların düzenlemesini, biraz sonra, oluşan diğer tehditleri size anlatmaya
çalışacağım, taleplerle birlikte.
Bunları ortadan kaldırmak
için, bir kere, sağlıklı ve bütün olarak düşünmek şart; ortak amaç, ortak hedef
olmalı; ama, bu şekilde olmaz. Sanayi Bakanlığı ayrı düşünüyor, Enerji
Bakanlığı ayrı düşünüyor, EPDK ayrı düşünüyor, Hazine Müsteşarlığı ayrı
düşünüyor. Böyle, müşterek menfaatlı bir kanun çıkarmak mümkün mü?! En azından,
şu kanunun birkaç maddesinde, Sanayi Bakanlığı ile Enerji Bakanlığının farklı
düşündüğünü biliyorum, EPDK'nın daha farklı düşündüğünü biliyorum. Böyle
hükümet edilir mi?! Böyle bir şey olur mu?! Hani kurumlar arasında istişare?!
En azından, çevresel etkiler ve koruma açısından birsürü öneri var.
Arkadaşlarımız geç kalmış olabilir. Makine Mühendisleri Odası bu kadar bir
kitap yolladı, onlar da, kendi adlarına meslek disiplinlerini korumaya
çalışıyor; ama, Türkiye'de güvenliğe katkı vermeye çalışıyor. Bunların
merkezindeki şey, ortak akıldır; bunu da yapmak, Enerji Bakanlığımızın, bu
kanunun sorumluluğunu alan bakanlığın görevidir. Duyup geçmeyeceksiniz. Yanlış
biliniyorsa, öğreteceksiniz; sizin işiniz bu. Biz eleştireceğiz, siz
kızmayacaksınız. Gelip bizi ikna etmeye çalışacaksınız. Bilmiyorsak,
öğreteceksiniz. İnsanlar iyi bir şey yaptığında kendiyle gurur duyar; ama, ben,
en çok, öğrendiğimde kendimle gurur duyuyorum. Halk için, vatandaş için bir şey
öğretecekse, ben, o insanın karşısında saygıyla saatlerce dinlemeye hazırım. Bu
ülke bizim, bu ülke hepimizin. İnsan sağlığına bir zerre zarar getirmeyecek her
tür düzenlemeye varız; ama, bunu yaparken bu işe gönül koymuş dürüst
vatandaşların da haklarını gasbetmeyelim.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Seyhan.
Tasarının tümü üzerinde
AK Parti Grubu adına söz isteyen, Düzce Milletvekili Fahri Çakır.
Buyurun Sayın Çakır. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan
723 sıra sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu Tasarısı
üzerinde Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; Yüce
Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
benden evvel konuşan değerli Cumhuriyet Halk Parti sözcüsü Tacidar Seyhan Bey,
rakamsal değerlerle ve bu kanundaki kaygılarını teferruatıyla ortaya koymaya
çalıştı. Katkılarından dolayı ben kendilerine teşekkür ediyorum. Komisyonda da
birlikte, beraberce çalıştık; bu sektörün bu kanuna ihtiyaç duyduğu hepimiz
tarafından belirlendiği ve kabul edildiği için birlikte bir çalışmanın
ürünüdür. O nedenle, bu kanuna muhtaç olduğumuzu bir kere daha ifade etmek
istiyorum; ancak, elbette ki "bu kanun bu sektörün sorunlarını tümden
çözüyor mu" dersek, bu, çok iddialı bir söz olur; ama, azamî derecede
çözdüğünü ifade etmek durumundayım. Hiç kanunu yokken, tamamen piyasa keşmekeş
bir durumdayken, âdeta kim ne biliyorsa onu uyguluyorken mutlaka bir kanuna
ihtiyaç vardı, biz de bu kanunu yapmaya çalıştık. Elbette ki, aksaklıklar,
belli eksiklikler varsa, bilahara yönetmeliklerle düzeltilebilir ya da çok
etkin bir denetim mekanizmasıyla -ki, buna katılıyorum- hiç şüphesiz, var olan
eksiklikler, bilahara da giderilebilir olacaktır.
Değerli arkadaşlar, LPG
diye adlandırılan sıvılaştırılmış petrol gazının -değerli arkadaşım da ifade
ettiler hiç şüphesiz- hampetrol ve doğalgazdan elde edilen bütan ve propan
karışımı bir gaz olduğu herkes tarafından bilinmektedir.
Büyüyen ekonomimiz ve
gelişen teknoloji nedeniyle ülkemizin enerji ihtiyacı her geçen gün artmakta
olup, gerek coğrafî konumu gerekse dünya konjonktüründeki değişimler sonucu
ülkemiz lehine yeni imkânların oluştuğu günümüzde, enerji ihtiyaçlarının
karşılanmasına yönelik olarak geliştirdiğimiz programlar, Avrupa Birliğine uyum
süreci doğrultusunda mevcut mevzuatın yeniden yapılandırılmasını zorunlu
kılmıştır.
Bu sebepledir ki,
akaryakıt, doğalgaz ve elektrik sektörünün kendi faaliyetlerini düzenleyen
kanunları hayata geçirdiğimiz gibi, büyük bir kitleyi, onların can ve mal
güvenliğini ilgilendiren bir enerji türü olan sıvılaştırılmış petrol gazı, yani
LPG sektöründe de arzu edilmeyen müessif olaylar, sektöriçi meydana gelen
rahatsızlıklar, yetki karmaşası, tüketiciye zarar veren oluşumlar çok sıkça
görülmeye başlanmıştır. Hızla artan bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için,
yaklaşık kırk yıldan beri tebliğ, yönetmelik ve kararnamelerle yönetilen bu
sektör acilen kanunî bir düzenlemeye, disiplin altına alınmaya ve bir düzene
konulmaya muhtaç olduğundan dolayıdır ki, bu kanuna ihtiyaç duyulmuş ve
Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanun Tasarısı hazırlanmıştır.
Değerli arkadaşlar, bu
tasarı, 59 uncu cumhuriyet hükümetinin benimsemesi, sektörün tüm
temsilcilerinin görüşleri alınarak, ilgili bürokratların özverili
çalışmalarıyla ve Sanayi ve Ticaret Komisyonunda da enine boyuna görüşülerek,
Genel Kurulun huzuruna getirilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
LPG sektörü, sanıldığından daha yüksek hacimli, finansal değeri oldukça yüksek,
katmadeğeri ciddî, potansiyeli coğrafyamızın neredeyse tümüne yayılmış,
insanlarımızı yakından ilgilendiren bir durum arz etmektedir. Ülkemizin LPG
ihtiyacının yüzde 20'si mevcut rafinerilerimizden, kalan yüzde 80'i ise ithal
yoluyla yurdumuza getirilmektedir.
Yıllık tüketim miktarı 4
000 000 ton mesabesindedir. 2000'li yıllarda 4 500 000 ton olan bu tüketim,
2001 ve 2002 krizleriyle, 2001 kriziyle özellikle düşüş göstermiş,
hükümetimizin özverili çalışmaları, ekonomide sağladığı istikrarın da
katkılarıyla, tekrar, tüketim, 2003 itibariyle yükselme trendine girerek, 2004
yılında 3 800 000 ton olarak gerçekleşmiştir.
Değerli milletvekilleri,
bahse konu olan bu LPG, kullanım biçimiyle beraber adlandırılarak üç şekilde
tanımlanmaktadır. Yüzde 48 oranında -ki, bu oran yaklaşık yarıya yakındır-
tüplü gaz diye adlandırılır, bildiğimiz şekliyle, tüp şekliyle tüketiciye
ulaşır ve bu şekilde tüketilir. En yaygın olan ve en köklü olan budur. Yüzde 15
oranında da dökmegaz şekliyle tüketilmektedir. Yüzde 37 oranında da otogaz
olarak tüketiciye ulaşmaktadır.
İthalatın yüzde 40'ı
TÜPRAŞ tarafından, kalan yüzde 60'ı da ithalatçı ve dağıtıcı firmalar
tarafından yapılagelmekte.
Sektörün yıllık iş hacmi
4-4,5 milyar dolar mesabesinde olup, devlete, bütçeye katkısı 2,2 milyar dolar
civarındadır.
Ülkemize LPG 1961 yılında
girmiş olup, her geçen yıl kullanımı artarak devam etmektedir.
Bu sektörde -değerli
arkadaşım rakamı 57 olarak verdi- 52 pazarlama ve dağıtım şirketi mevcuttur;
yurt sathında yaklaşık 15 000 tüpgaz bayii vardır, 4 000 civarında da otogaz
istasyonu. Bu sektörde de, 450 000 civarında istihdam vardır.
Tüplü LPG, neredeyse,
herkesin de hayatında karşılaştığı bir enerji türü; çünkü, yurt sathı
mahallindeki yaklaşık 15 000 000 haneden 13 500 000'i bir şekilde tüpgazı veya
LPG'nin diğer türlerini kullanmaktadır.
Bilindiği gibi tüpgaz,
kamp tüpü olarak 2 kilogramlıktan başlar, 12 kilogramlık mutfak tüpü, 24
kilogramlık ticarî tüp ve 45 kilogramlık sanayi tüpü şeklinde yüzde 48 tüketim
oranıyla, halkın, bir şekilde enerji ihtiyacını sağlar.
Değerli arkadaşlar,
tüketimin yüzde 48'ini ihtiva eden tüplü gaz, genellikle, kırsal kesim ve
kentsel kesimde birlikte kullanılmaktadır. Bir de, doğalgaz var ki, doğalgaz,
daha ziyade, kentsel kesimde, kentlerde, kentlerin de gelir grubu yüksek
kesimlerinde, evvela, metropollerde kullanılan bir gaz türüdür. O nedenle,
doğalgaz ile LPG'yi, yani, sıvılaştırılmış petrol gazını birbirine rakip gibi
görmememiz lazım geldiğine inanıyorum.
Değerli arkadaşlar, tüplü
gaz, hanelere, mutfağa girdiği için, âdeta, insanımızla özdeşleşmiş olup, can
ve mal güvenliğini tehdit etmeden cihaza bağlanması zorunludur. Bu ayrıntılar
dahi kanun tasarısında yer almıştır.
Tüplü gaz, 81 il, 700
ilçe ve 1 000'den fazla beldede tüketiciye dağıtılmakta ve yaklaşık 15 000
bayii, 30 000 de tali bayiiyle birlikte, 50 000 dağıtım aracıyla tüketiciye bir
şekilde ulaştırılmaktadır. Tüplü gaz bayileri, hazırlanan bu tasarıya göre,
lisans alma mecburiyetinde de değillerdir.
Bu tasarıyla, hedeflenen
hizmet -tüketiciye fayda sağlamak bakımından- üçüncü şahıslara zarar
verdiğinde, zararın tazminini gerekli kılmakta ve zorunlu sigorta
getirmektedir; bu da, tüketici hakları açısından önemli bir katkı demektir.
Tüplü LPG, standartlara
uygun doldurulduğu ve tüp imalatı yine standart ve evsafına uygun imal edildiği
takdirde, hiçbir şekilde tehlike arz etmeyen bir biçimde kullanılabilmektedir.
Tasarıda, tüm
görevlilerin eğitimleri de mecbur kılınmıştır. Bu tasarıyla, tüplü LPG
bayilerine birtakım yükümlülükler de getirilmiştir. Tasarıya göre, bayiler,
tüplerini, bayii oldukları dağıtıcılardan temin etmek; hiçbir şekilde LPG dolum
işlemi yapmamak ve işyerlerinde, depolarında, nakil vasıtalarında LPG dolumunu
sağlayan araç bulundurmamak; ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından gerekli
ruhsat, izin ve belgeleri almak; LPG tüp depolarının, nakil araçlarının ve perakende
satış yerlerinin teknik düzenlemelere uygun olmasını sağlamak; bağlı
bulundukları dağıtıcının yazılı izniyle, aynı dağıtıcıya bağlı diğer bayiler
hariç ve diğer dağıtıcıların bayilerine tüp, yani, LPG satışı yapmamak; meskûn
mahallerdeki tüp satış yerlerini nakil, itfaiye ve cankurtaran araçlarının
kolaylıkla ulaşabilecekleri noktalarda kurmak; tüp teslimini ve bağlantısını
adreste yapmak gibi yükümlülükler getirilmiştir.
Değerli arkadaşlar, tüplü
LPG, usulüne uygun kullanıldığı, dolumu gerçekten tekniğine uygun yapıldığında
hiç de tehlikeli bir enerji türü değildir. Tehlike arz eden şudur: Korsan tüp
dolumudur. Evsafına uygun olmayan, standardına TSE damgası almayan tüp
üretiminin sonucunda, bu tüpler, âdeta, insanımızın başında bomba gibi patlar
hale gelmiştir; yoksa, tüpün kendisinde, gazın kendisinde bir kusur, bir eksik
olduğundan değil. Bunlar da, bir şekilde, bu kanunî düzenlemeyle beraber
zapturapt altına alınarak, disiplin altına alınmaya çalışılmıştır.
Değerli arkadaşlar,
LPG'nin bir diğer kullanım biçimi, yeni adlandırıldığı gibi, dökmegazdır.
Dökmegaz yüzde 15 nispetindedir; sanayide, sosyal tesislerde bir şekilde enerji
kaynağı olarak kullanılmaktadır.
Otogaz ise, ülkemizde
1996'dan itibaren kullanılan, dünyada 1937 yılından beri araçlarda kullanılan
bir enerji türüdür. Türkiye'de takribî 1 200 000 araçta otogaz, gerek orijinal
gerek dönüşüm cihazıyla birlikte yapılarak, tesis edilerek kullanılagelmektedir.
Ülkemizde toplam 4 000
otogaz istasyonu mevcut olup, bu istasyonlardan 2 600 adedi benzin istasyonları
bünyesinde, 600 adedi münferit ruhsatlı, kalan yaklaşık 700-800 civarındaki
otogaz istasyonu da tamamen ruhsatsız konumdadır.
Değerli arkadaşlar, esas
problem, bu ruhsatsız LPG istasyonlarında, otogaz istasyonlarında oluşmaktadır.
Ruhsatsız bu istasyonlarda gereksiz dolum yapılmakta, hiç ilgisi olmadığı
şekliyle, her gelen tüp bir şekilde buralarda doldurulduğu şekliyle kullanıcıya
gittiğinde fevkalade sıkıntı arz etmekte, fevkalade tehlike arz etmektedir. Bu
800 ruhsatsız istasyonun bir şekilde ruhsatlandırılması ya da men edilmesi
zarurettir.
Ülkemizde 52 LPG dağıtım
ve pazarlama şirketinin mevcudiyetinde bu 4 000 istasyonun yüzde 50'si 6 büyük
şirkete, 6 dağıtım firmasına, kalan yüzde 50'si de 46 dağıtım şirketine aittir.
Haksız rekabet, kaçakçılık ve uygun olmayan gazlar ruhsatsız istasyonlarda,
maalesef, satılmakta ve sıkıntı kaynağı olmaya devam etmektedir. İşte, bu
nedenledir ki, bu kanun tasarısıyla, otogaz istasyonlarının ruhsat mevzuatı
belirlenmiş, kanunsuz çalışanları da işten men etmeye yönelik hükümler
getirilerek, sektör disiplin altına alınmaya çalışılmıştır.
Bu tasarıda getirilen
müeyyideler bakımından, otogaz bayileri, tek bir dağıtıcıyla sözleşme yapmak ve
istasyonunda sadece sözleşmeli olduğu dağıtım şirketince ikmal edilen LPG'yi
satmakla yükümlü kılınmış, otogaz istasyonları için ilgili kamu kurum ve
kuruluşlarından gerekli ruhsat, izin ve belgeleri alma zorunluluğu getirilmiş,
otogaz istasyonlarında LPG'yle çalışan araçlara otogaz LPG ikmali yapmak,
otogaz istasyonlarında LPG tüpü dolumu ve satışı yapmamak, LPG tüpü dolumuna
yarayan hiçbir alet, makine ve teçhizatı istasyon dahilinde bulundurmamak,
anlaşma yaptıkları dağıtıcının tescilli markası ve amblemini istasyonunda
görülebilecek bir yere koymak, istasyonlarda sorumlu müdür çalıştırmakla
yükümlü kılınmışlardır.
Değerli arkadaşlar, LPG
piyasasında kaçak faaliyetlerin, haksız kazancın temel nedenlerinden bir tanesi
de vergilendirme politikasında yatmaktadır.LPG'nin kullanım maksadına göre;
yani, tüpgaz, dökmegaz ve otogaz olarak belirlenen biçimde, farklı ÖTV'ye tabi
olması, düşük ÖTV'yle alınan, örneğin, tüplü LPG ve dökme LPG'yi otogaz olarak
yüksek ÖTV'li satışa sunmak, haksız kazanca neden olmaktadır. Bu ÖTV farkı,
bilhassa, ruhsatsız istasyonlarda değişik maksatla alınan LPG'nin satışıyla
piyasanın dengesini bozmakta ve haksız kazanca sebep olmaktadır.
Değerli arkadaşlar,
buraya bir vurgu yapmak istiyorum; sadece, burada, istasyon sahipleri bayileri
suçlamak değil... Eğer bir kanunsuzluk oluyor, kaçakçılık oluyor, haksız kazanç
oluyor, bu da tehlike arz ediyor, halkın can ve mal güvenliğini tehdit
ediyorsa, bunun tek müsebbibi, elbette ki, bayiler değildir; bayilere gaz veren
dağıtıcı firmalar da en az bu işi istasyonda satan istasyon sahipleri kadar
sorumlu ve suçludurlar. Rakamsal farkları ciddî boyutta olduğu için,
suiistimali özendiren bir biçimde haksız rekabet yaratmakta ve tehlike de yine
-söylediğim gibi- buralarda oluşmaktadır. Yaklaşık 270-280 000 lira mesabesinde
ÖTV farkı, maalesef, özendirici olmaktadır. Bu nedenledir ki, ruhsat konusu,
ilgili taraflarca oldukça fazla tartışılmış ve en son karara bağlanmıştır.
Evvelce, GSM konusunda -yani, gayri sıhhî müessese ruhsatı- ilgili polis,
jandarma, çevre, sağlık, mülkî idare veya yerel yönetimlerden alınmış ruhsatların
devamı hakların korunması bakımından faydalı olmuştur; çünkü, GSM ruhsatı,
mevcut mülkî idareden, o zaman, devletin öngördüğü, resmiyetin öngördüğü
biçimde alındığı için, GSM ruhsat sahiplerinin devamında bir haklılık payı
vardır.
Bu tasarıyla, dünyada ve
Avrupa Birliği ülkelerinde değişikliklere uyum açısından sektörün korunması,
sektöre gereksiz müdahalelerin yapılamayacak olması, böylece, özel teşebbüsün,
serbest piyasa ekonomisine geçişine imkân sağlayacak ve rekabetçi bir ortam
yaratılmış olacaktır. Böylece, tüketicilere, rekabetçi ortamda, güvenle,
ekonomik bir şekilde LPG ürünü kullanma imkânı sağlanmış olacak, bu kanunla,
sektörün ihtiyaç duyduğu ve gerekli olan tüm düzenlemeler, azamî miktarda
yapılmış olacaktır.
Ürünün temininden nihaî
tüketiciye kadar ulaşmasında geçen safahatın tariflerinin yapılmış olması,
ürünün, ülkemize girişi, tesislere boşaltılması, depolanması, tüplere dolumu,
bayilere sevk, tüplü gaz ve otogaz bayiliklerinin faaliyetlerinin tanımının
yapılması ve tüm işlemlerin kayıt altına alınması kanunun en önemli
özelliğidir.
Değerli milletvekilleri,
bu tasarıyla, sektörün tüm faaliyetleri düzenlenmiş, kayıt altına alınmış,
yapılacaklar ve yapılması gerekenler belirtilmiş ve müeyyideleri
gösterilmiştir. Yetkili ve sorumlu kurullar belirtilmiş olup, cezaları da
peşinen tespit edilmiştir. Önemli bir rahatsızlık bu kanunla giderilmiş
olacaktır. Tasarıda hedeflenen amaç, hiç şüphesiz, LPG ürününün, güvenli ve
ekonomik olarak oluşturulan rekabet ortamında kullanıcılara sunulmasıdır.
Değerli arkadaşlar,
konuşmamın özetinden de anlaşılacağı gibi, LPG sektörünün temel meselesi iki
önemli noktaya oturmakta; bir tanesi, kaçak otogaz istasyonları ve buralarda
yapılan kanunsuz dolumlar; diğer kısmı, evsafına uygun olmayarak üretilen
tüplerin, bir şekilde, doldurulup, halka sunulması.
Elbette ki, bunlar
ortadan kalktığında, hiç de tehlikeli olmayan bir enerji, hiç de, bu tür,
insanların can ve mal güvenliğini tehdit eder bir enerji olmaması en mahal
yoldur; yeter ki denetim yapılsın, yeter ki mevzuat belirlensin, yeter ki bu
kanun uygulansın. Elbette ki, bu kanunun uygulayıcıları insanlar. Hiç şüphesiz,
belli aksamalar olacaktır; ancak, var olan aksamalar, uygulanma biçimini
gördüğümüz süre içerisinde, zamanla giderilecek, insanlarımıza faydalı bir hale
getirilmiş olacaktır.
Değerli arkadaşlar,
ülkemizde -çok üzerinde durulduğu için, birkaç cümleyle sözümü bitirmiş
olacağım- 1 200 araçtaki otogaz kullanımının, orijinal imalatın ötesinde, kahir
ekseriyeti dönüşüm cihazlarıyla sağlanmıştır. Bu dönüşüm cihazları piyasada
çokrenklilik arz etmekte, bu dönüşüm fotoğrafında, bir cihazın, 300 000 000
liradan 1 700 000 000 liraya kadar, araçlara, dönüşüm olarak takıldığı
bilinmektedir.
Bu cihazların bir kısmı
yerli, bir kısmı ithaldir; yani, Avrupa'dır. Ayrıca, bu cihazların takıldığı
araçlar da çok önemlidir. Bu ülkede, neredeyse benimle yaşıt araçlara cihaz
takılarak, maalesef, insanlarımız taşınmaktadır. O nedenle, bu cihazların
takılması, bu cihazların bir şekilde denetlenmesi gerekli olabilir. Elbette ki,
bu, ciddî anlamda ele alınacak bir iş olarak görülebilir; ancak, mevcut mevzuat
çerçevesinde, bunlara azamî derecede müeyyideler getirmek, kanunun da birinci
derecede önceliklerinden olmuştur.
Değerli arkadaşlar, bir
de, 52 dağıtım şirketinin, kendi arasında hacim grafiği de çok zikzaklıdır. 52
dağıtım şirketi, yılda 4,5 milyon ton gazı bir şekilde dağıtmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çakır,
toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
FAHRİ ÇAKIR (Devamla) -
En düşük 5 000 ton kapasiteli dağıtıcı firmadan, yıllık hacmi 1 000 000 tona
kadar ulaşan dağıtım şirketi mevcuttur. O nedenle, bu, kombine düşünülecek bir
mevzu olup, kanun, hem dağıtım firmalarını hem bayileri hem bir şekilde
tüketiciyi disiplin altına alma bakımından faydalıdır. O nedenle, bu tasarının,
kanunlaşarak, inşallah ülkemize, milletimize, sektörümüze hayırlı olmasını
temenni ediyor, Yüce Meclisi bir kere daha saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Çakır.
Tasarının tümü üzerinde
şahsı adına söz isteyen Adana Milletvekili Sayın Ayhan Zeynep Tekin Börü?..
Yok.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) -
Sayın Başkan, CHP Grubu adına da Nuri Çelik konuşacaklar.
BAŞKAN - Sayın Anadol,
niye acele ediyorsunuz?!..
Tasarının tümü üzerinde
Hükümet adına söz isteyen Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler.
Buyurun Sayın Bakan. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sıvılaştırılmış petrol gazları, LPG kanununa ihtiyaç duyulmasının
gerekçeleriyle birlikte, bu yasa tasarısı hakkında bazı temel bilgiler arz
edeceğim.
1961 yılında ülkemiz
sıvılaştırılmış doğalgazla tanışmış. O zamanlar 4 tane firma varmış, şimdi 56
firma var.
Bu sıvılaştırılmış
doğalgazın yüzde 15'i petrolden üretiliyor, yüzde 85'i de doğalgazdan. Şu anda
Türkiye'de toplam olarak 15 000 000 konutu var kabul edersek, bunun 13,5
milyonu sıvılaştırılmış doğalgaz, yani, bizim tüpgaz dediğimiz gazı kullanıyor.
Ayrıca da, 1 000 000 araç, otogaz dediğimiz sıvılaştırılmış petrolgazını
kullanıyor.
2004 yılında rakamlara
baktığımız zaman, beş yıl içinde yüzde 22 artış var; yani, bu sıvılaştırılmış
gaz piyasası giderek büyüyor ve 4,1 milyon tonluk da yıllık kullanım miktarı
var. Bunun dağılımı şöyle: Yüzde 44'ü evlerde kullanılıyor, yüzde 23'ü sanayide
kullanılıyor, yüzde 33'ü de otomobillerde kullanılıyor. Bunun yüzde 20'si
yerli, yüzde 80'i ithal. İthalin de yüzde 26'sını TÜPRAŞ, yüzde 74'ünü dağıtım
firmaları oluşturuyor ve 30,8 milyon ton/yıllık petrol tüketiminin yüzde 13'ünü
bu gaz oluşturuyor. Dolayısıyla, 25-30 milyar dolarlık bir piyasa var; yatırım
miktarı bu; toplam yatırım miktarı 25-30 milyar dolar. İş hacmi de, yılda 4,5
milyar dolar. Vergi olarak da -biraz önce Sayın Milletvekilim de ifade etti-
2,2 milyar dolarlık bir vergi kazancı söz konusu.
1961 yılında 4 adetken,
şu anda 56 büyük firma bu işi yapıyor Türkiye'de. Rakam olarak da baktığımız
zaman, 15 000 tüplü bayi var, 4 000 de otogaz bayii var, toplam 19 000 bayi
yapıyor. Tali bayiileri de 30 000 civarında. Dolayısıyla, 450 000 kişilik de
bir iş hacmi oluşturulmuştur. Türkiye, İtalya'dan sonra ikinci büyük piyasa
durumunda Avrupa'da.
Şimdi, biz bu sektörün
önemini de gözönüne alarak, hükümet olarak, serbest piyasaya geçene kadar,
yani, yılbaşına kadar, iki sene içerisinde buna özel bir politika uyguladık;
çünkü, bu, geniş halk kitlelerinin, dargelirlilerin kullandığı bir yakıt türü
olduğu için, petrolde yüzde 70'i bulan artışlar olduğu halde, biz, tüpgazlarda
yüzde 9,67 zam yaptık; yani, özellikle bunu halkımıza yansıtmadık ki, fakir
fukara, dargelirli halkımız bundan etkilenmesin diye.
Otogazda da bu oranı
yüzde 13,18 civarında tuttuk; yani, birini yüzde 13 yaptık, diğerini de yüzde
9,67 yaptık. Bunu, özellikle yansıtmadık; bu, bizim Hükümetimizin ve
Bakanlığımızın hassasiyetle üzerinde durduğu bir politika oldu.
Şimdi, bu yasayla neler
getiriyoruz; birincisi, dağıtım, taşıma, depolama ve tüp imalatı faaliyetleri
gibi piyasa faaliyetlerinde bulunmak isteyen özel ve tüzelkişilere, lisans alma
zorunluluğu getiriyoruz; yani, mutlaka lisans alacaklar.
İkincisi, kurulduğu
dönemdeki mevzuata göre gayri sıhhî müessese ruhsatı veya kısa adıyla GSM
ruhsatı almış otogaz istasyonlarının kazanılmış haklarını saklı tutuyoruz.
Yurt dışından LPG temin
edecek şirketlere, rafineri veya dağıtıcı lisanslarına sahip olmaları şartını
getiriyoruz. Bu da önemli bir karar; yani, lisans alma zorunluluğuyla birlikte,
bir de ayrıca, rafineri ve dağıtıcı lisanslarına sahip olmaları şartını
getiriyoruz.
Ayrıca, ithalatın,
ihtisas gümrüklerinden yapılmasını zorunlu kılıyoruz. Bu da son derece önemli;
çünkü, özel bir üründür; bu özel ürünün özel bir gümrükleme mevzuatına uyması
lazım. Onun için, ihtisas gümrükleriyle bu işin yapılmasını zorunlu kılıyoruz.
Ayrıca, dağıtıcılar,
otogaz istasyonlarına ve sözleşmeli dökmegaz kullanıcılarına LPG ikmali
yaparken, mülkiyeti ve tasarrufu altında tescilli markasının teknik
düzenlemelere uygun olmasından sorumlu olup, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından
gerekli izin ve ruhsatı almamış olan otogaz istasyonlarına ikmal
yapamayacakları şartı getiriyoruz. Bunu da zapturapta alıyoruz. Çünkü, müessif
kazalar oldu, can kayıpları oldu, mal kayıpları oldu. Bunlara bu yeni yasayla
bir önlem getirmiş oluyoruz, ciddî bir tedbir getirmiş oluyoruz.
Ayrıca dağıtıcıların 1
adet LPG dolum ve depolama tesisine sahip olmaları halinde, sadece tesisinin
bulunduğu il ile komşu illerde otogaz dağıtımı faaliyeti yapmasına müsaade
ediyoruz. Yani, 1 adet LPG dolum tesisi varsa, depolama tesisi varsa, bulunduğu
ilde ve komşu illerde otogaz dağıtım faaliyeti yapmasına izin veriliyor.
Ayrıca, dağıtıcıların, yurtiçi pazar payına en fazla yüzde 45 olarak sınırlama
getiriyoruz; bu da önemli.
Bunun dışında,
dağıtıcıların, teknik düzenlemelere uygun depolama, dolum tesisi ve LPG
tüplerine sahip olmaları zorunluluğu getirilerek, ikmal ettikleri günlük
ortalama LPG miktarının en az 20 katını depolarında bulundurmaları şartı konuyor.
LPG'nin tüketiciye intikaline kadar geçen safhada halkın can ve mal güvenliği
açısından teknik düzenlemelere uyulması ve gerekli emniyet tedbirleri
alındıktan sonra LPG tesis ve tesisatlarının kurulup, işletilmesi sağlanıyor.
Burada emniyet, birinci önceliği alıyor.
Onun dışında, lisans
kapsamında yürütülecek faaliyetler sigorta kapsamına alınıyor ve bu sigortayla
ilgili muafiyetler de, EPDK tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle
düzenlenecek. Yurtiçi ve yurtdışı kaynaklardan temin edilen sıvılaştırılmış
petrolgazının, yani LPG'nin, doğrudan veya işlenerek, güvenli ve ekonomik
olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumu sağlanıyor. Rekabet esas;
yani, bizim daha evvelden de Petrol Piyasası Yasasında yaptığımız gibi, doğalgaz
ve elektrik yasalarında da yapıldığı gibi, artık, sıvılaştırılmış tüpgaz da doğrudan
doğruya tam bir rekabet ortamı içinde belli emniyet kurallarına uygun olarak
satılacak ve tüketicilere, kullanıcılara sunulacak.
Bunun dışında, LPG dolum
tesislerinde, otogaz istasyonlarında işlerin yetkili bir uzmanın gözetiminde
yürütülmesi için de bir sorumlu müdür bulundurulmasını da biz mecburî
kılıyoruz.
Onun dışında, piyasa
faaliyetlerinde çalışacak personele zorunlu eğitim getiriyoruz. Öyle, sokaktan
bulunup getirilen adamlar bu işlerle iştigal etmeyecek, bunların mutlaka bir
eğitimden geçmesi lazım; çünkü, ciddî bir konu; sağlık açısından, çevre
güvenliği açısından ve mal güvenliği açısından son derece önemli; mutlaka,
bunun için de bir zorunlu eğitim şart.
Onun dışında, LPG ile
ilgili kamu kurum ve kuruluşları arasında koordinasyonun temini sağlanıyor.
Aslında, bu kamu kurum ve kuruluşları arasında koordinasyon var; yani, biraz
önce bahsedildi, Tacidar Bey de özellikle bunu vurguladı; aslında, kurum ve
kuruluşlar arasında bu koordinasyonu biz çok önemsiyoruz. Gerek Sağlık
Bakanlığı gerek Sanayi Bakanlığı gerek EPDK ve gerekse diğer kuruluşlarla biz
bu koordinasyonu zaten sağladık. Bu yasa çıkarılırken de onlarla beraber, sivil
toplum örgütleriyle ortak çalışmalar yapılarak bu taslak zaten ortaya çıktı.
Ayrıca da komisyonda da gene aynı katılımcıların daha geniş bir şekilde
katılımlarıyla bu hale geldi. Bugün de zaten bu yasayı gene birlikte sizlerle
görüşüyoruz. Henüz yasalaşmadığı için de değerli önerilerinize ve katkılarınıza
biz ayrıca hazırız ve bunu da şimdiden peşinen teşekkürle karşılıyoruz.
Özet olarak bakacak
olursak, LPG Piyasası Kanunu, lisans almadan faaliyet yapılması, standartdışı
ürün satılması, rekabeti bozucu ve engelleyici faaliyetlerde bulunulmaması,
lisanstaki faaliyetlerin gereklerinin yapılmaması gibi durumlarda 200 000 000
ile 50 000 000 000 Türk Lirası idarî para cezaları getirildi bunlarla ilgili
olarak; yani 200 Yeni Türk Lirasıyla 50 000 Yeni Türk Lirası idarî para
cezaları geldi ve idarî para cezaları, her yıl, yeniden değerlendirme oranında
artırılacak. Eğer, lisans sahiplerince, lisanslarında kayıtlı hususlara, bu
kanuna göre hazırlanmış yönetmeliklere ve kurumun yazılı talimatlarına
uyulmaması hallerinde, 30 günden az 180 günden çok olmamak üzere faaliyetlerini
geçici olarak durdurabileceğiz ve bunun neticesinde, yapılacak soruşturma
neticesinde, lisansların iptali hususu da, ayrıca burada düzenlendi. Yani, sıkı
bir kontrol ve denetimle işler yürüyecek.
Şimdi, olaya bir bütün
halinde baktığımız zaman, işin, sektörün disipline edilmesi gereği var; Avrupa
Birliğine uyum sağlama gereği var; Avrupa Birliğiyle uyumu sağlarken, ileriye
dönük olarak yapılması gereken çalışmalar var; serbest piyasa şartlarının
sağlanması burada çok ciddî olarak ele alınıyor. Her faaliyetin tarifinin
yapılması ve kayıt altına alınması var; çünkü, çok başıbozuk ve kontrolsüz bir
şekilde yürütülüyordu bu çalışmalar maalesef; onlar, ancak, şimdi, bu yasayla
düzeltilmiş olacak. Görevli birimlerin ve müeyyidelerin belirlenmesi
gerçekleştiriliyor ve onun dışında da, yatırımcıya ve yabancı yatırımcıya da
güvence sağlanmış oluyor.
Şimdi, bir bütün olarak
olaya bakacak olursak, bizim, 13,5 milyon hanede 65 000 000 kişinin kullandığı
81 ilde 700'ü aşkın ilçede ve 1 000'i aşan beldede dağıtım ağı bulunan,
bünyesinde 15 000 bayi, 30 000 yanbayi ve 4 000 adede ulaşan otogaz istasyonu
ve 50 000 araçla hizmet sağlayan 30 milyar dolar yatırım hacmi olan, 4,4 milyar
dolarlık iş hacmiyle 2,2 milyar dolarlık vergi üreten, yanıcı ve patlayıcı
özelliği bulunan -yani, bir yerde tehlikeli sayılan- bir yakıt türü, artık,
zapturapta alınmış oluyor, kontrol altına alınmış oluyor ve bize yakışan, insan
sağlığına, çevreye saygı oluşturan bir şartta bunların kullanılması
gerçekleştirilmiş oluyor.
Tabiî, ekonomide hızlı
bir değişimimiz var. Avrupa Birliği ilkelerine uyum sağlama açısından da
sektörün böyle bir kontrol içinde olması, zaten, gerekmekteydi ve bunu, biz,
zaten, Avrupa Birliği meselesi olmasa da ele alacaktık. Bu çalışmayı, hükümete
gelir gelmez, iktidara gelir gelmez ele aldık ve geliştirdik bu çalışmaları.
Şimdi, serbest piyasa
şartlarının sağlanması açısından da, bu, son derece önemli; çünkü, standartdışı
ürünlerin kullanılması tüketici açısından çok büyük dezavantajlar taşıyordu.
Hem onlar eksik gramajlı -tabiri caizse- ürün kullanıyorlardı hem de bu
standartlar uygun olmadığı için kalori bazında da önemli kayıplar meydana
gelmekteydi.
Biz, burada, bütün
birimleri, tüketiciyi, bayileri, bunların müeyyidelerini çok net bir hale getirmiş
olduk. Burada, LPG'nin, yani, sıvılaştırılmış petrol gazının birincil enerji
içinde payı yüzde 5 civarında. Biz, tabiî, bunun, mümkün olduğu kadar yerli
kaynaklarla oluşması için ilave tedbirler almaktayız.
Ben, bu tasarının bu hale
gelmesinde emeği geçen, başta, Cumhuriyet Halk Partisinin değerli
milletvekilleri ve komisyon üyeleri olmak üzere, sizlere teşekkür ediyorum.
Bütün bürokratlara, sivil toplum örgütlerine ve aynı zamanda piyasanın bütün
aktörlerine -onlar çok aktif katılımlarda bulundular, onlara- peşinen teşekkür
ediyorum.
Bundan sonraki
katkılarınız için de, ayrıca, peşinen teşekkür ediyorum ve ülkemize,
milletimize hayırlı olmasını diliyor; saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
TUNCAY ERCENK (Antalya) -
Sayın Bakan, operasyon var, ucu açık; nereye kadar gidiyor? O konuda bir
bilginiz var mı?
BAŞKAN - Tasarının tümü
üzerinde şahsı adına söz isteyen Manisa Milletvekili Nuri Çilingir; buyurun.
NURİ ÇİLİNGİR (Manisa) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 723 sıra sayılı Sıvılaştırılmış Petrol
Gazları Piyasası Kanunu Tasarısı üzerinde, şahsım adına söz almış bulunuyorum;
Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Meclisimizin bir geleneği
vardır; tümü üzerinde görüşmeler tamamlandıktan sonra bakanlar söz alıp,
açıklamalarda bulunur. Nedense, Sayın Bakan, benden önce söz aldı; bunu da
anlayamadım; aynı rakamları tekrarlamak durumunda kalacağız.
Kısa adı LPG olan likit
petrol gazı, petrolden elde edilen, basınç altında sıvılaştırılan ve bütan ile
propan gazının karışımından oluşan yanıcı bir gazdır. Enerji üretimi amacıyla
kullanılan fosil yakıtların yanması sonucu meydana gelen ve atmosferde birikimi
tehlikeli bir boyuta varan, başta karbondioksit olmak üzere, diğer sera
gazları, iklim sistemini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durum, küresel iklim
değişikliklerine sebep olmaktadır. Dünyada ve Türkiye'de, LPG, çevre dostu
olması, yüksek yanma verimi, kullanım kolaylığı ve her yere kesintisiz ikmal
edilebilirliğiyle enerji ihtiyacı olan tüm işletmelerde kullanılabilmektedir.
Tüm dünyada ekonomik ve
çevresel nedenlerden ötürü hükümetlerin alternatif yakıt arayışları sonunda,
özellikle 1970'li yıllardan sonra LPG'nin araçlarda kullanımı hızlanmıştır.
Dünyada motorlu araçlarda LPG'nin kullanımı yeni değildir. Bazı ülkelerde LPG
kullanımı çok uzun sürelerden beri devam etmektedir. İtalya ve Hollanda'da,
özel araçlar ve taksilerde kırk yılı aşkın bir süredir LPG kullanılmaktadır.
İtalya'nın hava kirliliğini azaltmak için iki günde bir trafiğe çıkma yasağı,
kısıtlaması 18 bölgede uygulanmaktadır; LPG kullanan araçlar, bu uygulamanın
dışında tutulmuştur. Belçika'da LPG'den sıfır vergi alınmaktadır. Diğer
taraftan, dünyadaki en büyük otogaz kullanıcısı Japonya, Tokyo'daki taksilerin
LPG kullanımlarını zorunlu kılan bir karar alarak, şehir kirliliğine önlem
almıştır. Japonya'da otogaz kullanımı diğer şehirlerde de teşvik edilmiş ve
Japonya, bugün dünyanın bir numaralı LPG pazarı haline gelmiştir. Bu ülkelerde
LPG'nin kullanımı için bütün işlemler bir sistem içerisinde oturtulmuş, gerekli
düzenlemeler yapılmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; likit petrol gazının ülkemizde yakıt olarak kullanılmasına
1960'lı yıllarda başlanmıştır. İlkönceleri Marmara Bölgemizde, daha sonra diğer
bölgelerimizde kullanımının hızla yaygınlaşması, mutfak kullanımında birincil
enerji kaynağı olarak yerini almasını sağlamıştır. Bugün, ülkemizde LPG
tüketimi, yaklaşık 3 500 000 ton olup; bunun yüzde 48'i tüplü olarak evlerde,
yüzde 16'sı sanayide, yüzde 36'sı da otogaz olarak gerçekleşmektedir. Çok geniş
ve yaygın bir kullanım alanı olan LPG'nin petrol ürünleri tüketimi içindeki
yeri yüzde 11,8'dir.
LPG'nin ülkemizde kullanılmaya başlandığı
1961 yılında 4 dağıtım ve pazarlama şirketi faaliyet gösterirken, şu anda, bu
sayı 57'dir. Tüplü ve otogaz olarak 19 000 bayi ve bunlara bağlı 30 000 tali
bayiin faaliyet gösterdiği sektörde, yaklaşık 450 000 kişi istihdam
edilmektedir. LPG kullanım alanının artması, sektörün hızla büyümesine neden
olmuştur. Bu büyümeye karşılık, mevcut mevzuat ve denetimler yetersiz
kalmıştır. Kısaca değinecek olursak, tüp kontrolleri yeterince yapılmamaktadır.
Başka tüplere korsan dolumlar yapılmaktadır. Düzensiz, ruhsatsız olarak kurulan
otogaz istasyonları faaliyete geçmiştir. Bu istasyonlarda tüp dolumları
yapılmakta, tedbirsiz davranışlar sonucu, can ve mal kaybına neden
olunmaktadır. Bazı şirketler, ÖTV sebebiyle, rant elde etme teşebbüslerinde
bulunmaktadır. Mevcut uygulamalar birtakım düzenlemeler getirmektedir; ancak,
yetersizdir. Halkımızın LPG'ye yoğun talebi ve sektörün büyümesi, bu konuda,
ayrı ve yeni bir yasa çıkarılmasını gerekli kılmıştır.
LPG, yapısı itibariyle
yakıcı, yanıcı, parlayıcı ve patlayıcı olması nedeniyle, LPG piyasasında
faaliyet gösteren tesisler büyük risk altındadır. Bazı tesislerin çeşitli
risklerle karşılaşarak devreden çıkması, harap olması veya kullanılamaz duruma
gelmesi kamu düzenini büyük ölçüde rahatsız edecektir. Bu risklerin, kamuya yük
olmayacak şekilde azaltılması gerekmektedir. LPG tesis ve faaliyetlerine
mecburî sigorta yükümlülüğü getirilmesi son derece önemlidir. Gerekli şartları
yerine getiren tüketiciler, tüplü gazı kullandıkları süre içerisinde sigorta
kapsamında olmalıdırlar.
Bu sektörde hizmet veren
çalışanlarımız hiçbir eğitim ve deneyim almadan çalışmaya başlamaktadırlar. Bu
ise, hem çalışan hem de vatandaşlarımız için büyük tehlikeler oluşturmaktadır.
LPG tesisleri ve otogaz istasyonlarında çalıştırılan insanlarımızın, bu konuda,
mutlaka eğitime tabi tutulmaları gerekmektedir. Yürütülen hizmetlerin,
konusunda eğitilmiş, eğitim görmüş, yetkili bir uzman denetiminde yapılması son
derece önemlidir.
Bugün ülkemizde otogaz
ile tüplü gaz arasındaki fiyat farkı ton başına 260 YTL'dir. Aradaki bu fark
büyük rant kavgasına sebep olmaktadır. Tüplü gaz veya dökmegaz adı altında
aldıkları LPG'yi otogaz istasyonlarında satan şirketlerin devlet tarafından
kontrol altına alınması ve takip edilmesi gerekmektedir. Herhangi bir şirket,
yeterli bayii veya tüpü olmadığı halde, fizikî olarak satması mümkün olmayan
miktarlarda, istediği kadar tüplü gaz alabiliyor. Aslında ne yapıldığı ortada;
ama, bu durumdan kimse hesap sormuyor. Söz konusu şirket, tüplü gaz alıp,
otogaz istasyonlarına boşaltıyor, şirket ve istasyon sahibi, var olan dağıtım
payının üstüne bir de ÖTV farkını ilave ederek büyük kârlara ulaşabiliyor.
LPG'de uygulanan haksız
ve yüksek orandaki ÖTV oranı başka, otogaz ve tüplügaz arasındaki ÖTV farkının
yüksek olması başka bir şeydir. İki ürün arasındaki ÖTV farkı makul bir
seviyede tutulmalı, devletin denetim mekanizmaları da harekete geçirilerek,
rantçılara fırsat verilmemelidir. Devletimiz, bu yolsuzluklardan dolayı
milyonlarca dolar vergi kaybına uğramaktadır. Bu uygulamanın altında
"alabildiğim kadarını alayım, alamadığım kalsın" mantığı yatmaktadır.
Halkımıza hizmet olarak geri döneceğine inanmak istediğimiz bu vergi gelirleri,
birkısım rantçılara peşkeş çekilemez.
Gerek evlerde gerekse
araçlarda ve diğer yerlerde, LPG kullanıcıları da belli standartları gözönünde
bulundurmalıdır.
Bu sektör, çeşitli
kanunlara dayanılarak çıkarılan kararname, yönetmelik ve teknik düzenlemelerle
yürütülmektedir. Mevcut yasal düzenlemelerin bütünlük içerisinde yenilenmesi ve
piyasanın bu anlayışa göre düzenlenmesi ihtiyacı vardır. Bu kanun da, bu
ihtiyaca cevap verecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle,
hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Çilingir.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Birleşime 15 dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 16.10
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.30
BAŞKAN: Başkanvekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 63 üncü Birleşiminin Üçüncü
Oturumunu açıyorum.
723 sıra sayılı kanun
tasarısı üzerindeki görüşmelere kaldığımız yerden devam ediyoruz.
VI.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
2.- Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu
Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu Raporu (1/839) (S.Sayısı: 723) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükümet yerinde.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştı.
Tasarının 1 inci
maddesini okutuyorum:
SIVILAŞTIRILMIŞ PETROL GAZLARI (LPG) PİYASASI KANUNU VE
ELEKTRİK PİYASASI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
BİRİNCİ KISIM
Genel Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar
Amaç ve kapsam
MADDE 1. - Bu Kanunun
amacı, yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan temin olunan sıvılaştırılmış petrol
gazlarının güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara
sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde
sürdürülmesi için gerekli düzenleme, yönlendirme, gözetim ve denetim
faaliyetlerinin yapılmasını sağlamaktır.
Bu Kanun; sıvılaştırılmış
petrol gazlarının yurt içi ve yurt dışından temini, dağıtımı, taşınması,
depolanması ve ticareti ile bu faaliyetlere ilişkin gerçek ve tüzel kişilerin
hak ve yükümlülüklerini kapsar.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
AK Parti Grubu adına, Van Milletvekili Yekta Haydaroğlu.
Sayın Haydaroğlu,
buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Süreniz 10 dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA
YEKTA HAYDAROĞLU (Van) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; görüşmekte
olduğumuz Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu Tasarısının 1 inci
maddesiyle ilgili görüşleri bildirmek üzere, AK Parti Grubu adına söz almış
bulunmaktayım; bu vesileyle, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
alternatif bir enerji kaynağı olan ve ülkemizde, ilk defa 1961 yılında
kullanılmaya başlanılan sıvılaştırılmış petrol gazı, bileşimi itibariyle yüzde
15'i petrolden, yüzde 85'i doğalgazdan elde edilen ve bu yönüyle diğer petrol
ürünlerinden çok farklı olan bir maddedir.
Ülkemizde, tüplü, dökme
ve otogaz olmak üzere üç segmentte tüketilen LPG'nin yüzde 20'si
rafinerilerimizden, yüzde 80'i ise ithalat yoluyla karşılanmaktadır.
Tüplü LPG, ülkemizin en
ücra köşesine kadar ulaşmış ve 15 000 000 haneden yaklaşık 13 000 000 tanesinde
mutfak, sıcak su ve ısınma gibi zarurî ihtiyaçlarda kullanılmaktadır.
Dökme LPG, sanayide ve
konutlarda enerji ihtiyacı olarak kullanılmaktadır.
Otogaz, otomobillerde,
çevre dostu ve ekonomik bir yakıt olarak kullanılmaktadır.
Ülkemizde yaklaşık 1,2
milyon araç LPG ile çalışmaktadır. Önemli bir sektör olan LPG'nin ülkemizde
kullanılmasına başlandığı 1961 yılında 4 adet pazarlama ve dağıtım şirketi
faaliyet göstermekteyken, bugün itibariyle 53'ü bulmuştur. Halen bu şirketlere
bağlı, yaklaşık olarak 15 600 adet tüplü ve 3 658 adedi otogaz olmak üzere 19
000'in üzerinde bayi ve bunlara bağlı 30 000 adet tali bayi faaliyet
göstermekte, yaklaşık 50 000 adet dağıtım aracı bulunmaktadır. Yapılan yatırım
miktarı 30 milyar dolar, yıllık iş hacmi 4,4 milyar dolar olan sektörün
sağladığı yıllık vergi 2,2 milyar dolar ve istihdam sayısı 450 000 kişi
civarındadır.
Değerli milletvekilleri,
gün geçtikçe, sektörün giderek büyümesine karşılık, gerek mevcut mevzuatın
gerekse denetimin yetersizliği, ayrıca, hukukî ve cezaî yaptırımların caydırıcı
olma özelliğinin bulunmaması sonucu, sektörde bazı kişi ve firmaların keyfî
çalışması, bir dizi sakınca ve olumsuzlukları da beraberinde getirmiştir.
Bunları kısaca sıralayacak olursak; yeterli kontrollerin yapılmadığı, tüplere
eksik dolum ve başka marka tüplere korsan dolum yapılarak bunların
vatandaşlarımıza satılması, rahatsız ve düzensiz otogaz istasyonlarında ev tüpü
dolumu yapılması nedeniyle meydana gelen kazalar sonucu oluşan can kayıpları,
farklı ÖTV sebebiyle tüplü ve dökme LPG'nin otogaz olarak pazarlanması
sonucunda elde edilen yaklaşık yıllık 100 000 000 dolarlık haksız kazanç,
sektörde görülen genel olumsuzluklardır.
Sektörün, mevcut
yönetmelik, kararname, tebliğlerle ve TSE standartlarıyla Avrupa Birliğine uyum
sağlaması mümkün görülmemektedir. Tüketiciye zarar veren oluşumların görüldüğü
bu sektörün çalışmalarını düzenleyecek yönetmelik, tebliğ ve kararnamelere
dayanak olarak bir kanuna ihtiyaç duyulmuştur ve tüm bu olumsuzluklar gözönünde
bulundurularak, görüşülmekte olan kanun tasarısı hazırlanmıştır.
Saygıdeğer
milletvekilleri, bu tasarının kanunlaşmasıyla, ürünün ülkemize girişi,
tesislere boşaltılması, depolanması, tüplere dolumu, bayilere sevki ile tüpgaz
ve otogaz bayiliklerinin tanımı yapılacak ve tüm işlemler kayıt altına alınacaktır.
Doğabilecek bir olumsuzlukta yetkili ve sorumlu kurum ve birimler gösterilmiş,
cezaları da peşinen tespit edilmiştir.
Bu sektör, yabancı
sermaye için cazip bir sektör olmasına rağmen, gereksiz müdahaleler, çalışma
şartlarının düzenlenmemiş olması ve piyasa ekonomisine geçilmemiş olması,
yabancı sermaye gelişini engellemektedir. Bu kanunla, yabancı sermaye için
güven ve istikrar sağlanmış olacaktır.
LPG piyasasında
faaliyette bulunacakların hak ve yükümlülüklerini düzenlemekte, üretim ve
dağıtım lisansları kapsamındaki faaliyetlerin yapılabilmesi için Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumundan lisans alınması gerektiği hükme bağlanmaktadır.
Otogaz bayileri, LPG tüp
dolumu ve satışı yapamayacak, sadece LPG'yle çalışan araçlara uygun otogaz, LPG
ikmali yapabileceklerdir.
LPG alım ve taşınmasında
fiyatlar, erişilebilir dünya serbest piyasa koşullarına göre teşebbüsler
tarafından serbestçe belirlenerek oluşturulacaktır; ancak, LPG piyasasında
faaliyetleri ve rekabeti engelleyen, piyasa düzenini bozan etkilerin oluşması
halinde, iki ayı aşmamak üzere, faaliyetlerin her aşamasında taban veya
tavanfiyat tespitinde ve gerekli tedbirlerin alınmasında kurum yetkili
olacaktır.
LPG tesis ve faaliyetleriyle
ilgili olarak lisans sahipleri için sigorta yükümlülüğü getirilmiştir.
Konuşmamın başında da
belirttiğim gibi, büyük bir pazar payına sahip olan, vatandaşlarımızın
hayatında önemli bir yer tutan ve kullanımı her geçen gün daha fazla
yaygınlaşan LPG sektöründe ihtiyaç duyulan bütün düzenlemeleri hayata geçirecek
bu yasanın ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ederken, böylesine
önemli bir kanunun hazırlanmasında emeği geçen tüm şahıs ve kurumlara, siz
değerli milletvekillerine AK Parti Grubu adına teşekkür ediyor, hepinize saygı
ve sevgilerimi sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın
Haydaroğlu, teşekkür ediyorum.
Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına, Adana Milletvekili Sayın Tacidar
Seyhan; buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA TACİDAR
SEYHAN (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
burada, sizinle paylaşmak istediğim ikinci konu, çok önemli bir yasa kabul
ediyoruz, bir düzenleme yasası; ama, bu denetimlerin başında gelen şey,
eğitilmiş insangücüdür. Birincisi bu. Eğer biz, piyasada sağlıklı denetim
koşullarını yaratacaksak, kurumlarımızda eğitilmiş insangücüne öncelik vermemiz
lazım. Eğer, siz, gıda konusunda denetim yetkisi olan birine pompayı
denetlettirirseniz, ona ölçtürürseniz vay gele başımıza! Ona da gıdayı ölçtürürseniz
-tüketici nasıl korunur diye- ya da ehil olmayan insanı bu işin başına
koyarsanız, teknik olarak böyle bir şey yapması mümkün değil. Bunu şu amaçla
söylemiyorum: Bu işi yapanların hiçbiri yaptığı işten anlamıyor demiyorum; ama,
Türkiye'de teknik bir yetersizlik var. Eğer liyakat sahibi arkadaşlarımızı bu
işin başında tutmazsak, bunlarla ilgili kamu niteliğindeki kuruluşları bu işin
bir parçası haline getirmezsek, onları dinlemezsek, Türkiye ciddî sıkıntıya
girer.
Bakın, kazalar oluyor.
Makine Mühendisleri Odası, daha önceki dönemde, bu LPG dönüşümlü otoların
denetiminden 2001 yılına kadar sorumlu idi. Şimdi, sorumlulukları, sadece gaz
sızdırmazlık koşuluna indirildi; başka hiçbir şeyle ilgilenemiyorlar. Bir etken
daha var; bu montajı yapan atölyelerde çalışanların Makine Mühendisleri Odasına
kayıtlı olması, ehil kişiler olması yönetmelikle oraya konulmuş. Şimdi, Odanın,
meslekî olarak haklı bir talebi var. Deniliyor ki: "Yönetmelik bağlamıyor;
bunu kanunlaştırın. Orada çalışacak kişilerin, Makine Mühendisleri Odasından
belgeli kişiler olması, orada üye olması bir zorunluluk haline gelsin." Ve
bir teklifleri daha var. Böyle olur mu olmaz mı; onu tartışacağız; diyorlar ki,
bunu bir sertifikaya bağlayın, eğitime bağlayın. Bu eğitimin müfredatını da biz
bakanlıkla birlikte yapalım; burada çalışanlar, kontrolörler, bu eğitimi almış
olsunlar, sertifikalandıralım bunu.
Şimdi, bu eğitim çok
önemli bir şey; ama, bir odayı, bir meslekî kuruluşu, bir kitle örgütünü
denetim mekanizmasının içine almak daha önemli bir şey. Demokrasinin geliştiği
ülkelerde bu durum böyle olmalı. Mümkün olduğu kadar, bu kuruluşlarımızı, biz,
devlet denetleme erkinin içerisinde yer vererek, kamu yararına çalışmak için
özendirmeliyiz. Bunlar da bir kuruluş.
Bakın, neden istiyorum
biliyor musunuz; tankerlerde bunlar taşınıyor. İnanın bana, birçok tanker
şoförü, gaz sızdırdığı zaman ona karşı ne yapması gerektiğini bilmiyor ya da
yangın çıktığı zaman nasıl söndüreceğini bilmiyor, nasıl kontrol altına
alınacağını bilmiyor, nasıl tedbir alınır bunu bilmiyor. Eğitimsiz, biz, bu işe
nasıl engel olacağız?!
Allahaşkına, ben, onları
bırakıyorum, sizlere soruyorum, kendime soruyorum; yolda gaz kaçıran bir
arabaya veya yolda gaz kaçağından dolayı yanmaya başlayan bir arabaya müdahale
edebilecek, bilgisini aktarabilecek aramızda kaç milletvekili var; yok. Bu
bilgisizliği bir kere kabul edeceğiz. Bizler de toplumla birlikte öğreneceğiz,
eğitileceğiz; ama, her şeyden önce, bu kurumlarda eğitilmiş insan
çalıştıracağız. Bu, insanın doğasındadır; bu, siyasetin doğasındadır değerli arkadaşlarım.
Şimdi, ikmalde özen
gösterme, aktarmada özen gösterme; bununla bitmiyor, bununla bitmiyor. İkmalden
sonra koruma da söz konusu. Şimdi, hep münferit istasyonları konuşuyoruz; ama,
bana sorarsanız, daha önce çıkan yönetmelikte -Sanayi Bakanlığı yetkilisi
değerli bürokrat arkadaşım hatırlar- deniliyordu ki: "Şehir içinde LPG
istasyonları münferit olarak kurulurlar." Yani, petrol istasyonunda
bunların kurulmasına izin verilmiyor idi; sonra ne olduysa, bir yasa çıktı,
petrol istasyonlarının içine de yerleştirildi. Önce mesafeler daraltıldı.
Petrol istasyonunun içinde, kardeşim, güvenlik tedbirini aldıktan sonra,
mesafeler uygun olduktan sonra bu iş olur, niye olmasın; önemli olan güvenliği
almak... Güzel; ama, olumsuz bir şey çıktığında felaket haline dönüşüyor. İnsan
sirkülesi fazla. Bu nedenle, güvenlik tedbirlerinin yeniden gözden geçirilmesi
lazım, mesafelerle ilgili yönetmeliğin yeniden gözden geçirilmesi lazım,
Karayolları Kanununda da bu araçların güvenli çalışmasına, güvenli seyrine
meydan verecek düzenlemeleri yapmak lazım.
Şimdi, deniliyordu ki,
hiç mi... Peki, yapılmıyor mu; yapılan var. Vatandaş da uymuyor. Aslında, LPG,
bir projeyle dönüştürülüyor araçta. Gidiyorsunuz, onun projesi çizdiriliyor
-benzin deposuna da dokunmamak lazım, o projeyi hiç bozmuyor- TSE
standartlarına uygun malzeme belirlenmiş, nasıl montaj yapılacağı belirlenmiş,
projesi çiziliyor, dönüştürülüyor. Bu dönüşümü sağlayan araçlar, trafiğe gidip
ruhsatına bu dönüşümü işletiyor; ama, yasal olarak yönetmeliklerde şu zaten
sınırlanmış; denilmiş ki: "İşletmekle yükümlüdür." Aslında otogaz
istasyonu da, ruhsatta o işlemeyi gördükten sonra, o araca, LPG vermek
zorundadır; ama, şimdi, bu koşulda, bunu böyle denetlemek mümkün değil.
Geliyor, gaz satabilmek
için, ver yavrum diyor, parayı almanın dışındakilere istasyon bakmıyor. Bu
şekilde denetlemek mümkün mü?! Belki bir barkoda bağlanabilir, belki bir pula
bağlanabilir; ama, onun sağlıklı dönüşüm yaptırdığını, standartlara uygun
dönüşüm yaptırdığını belli eden bir şey koymalıyız. Bunu nasıl yaparız, biliyor
musunuz; ruhsatla bu işin içinden çıkamayız. Benim bir önerim var; düzenlemeleri
yapın plaka üzerinde, ben bile o aracın arkasında seyrediyorsam LPG dönüşümü
yaptırıp yaptırmadığını bilmek istiyorum. Plakaya küçük bir ibare değişikliği
yapın, petrolcü de bilir, seyir halindeki araç da bilir. Sadece dönüşümünü
belli eden bir simge yeter plakada. Trafik tescil bürolarına da güvenin. Standartlara
uygun dönüşüm yapmış olanın plakasına işareti koyun, ne petrolcü gaz versin ne
de ben trafiğimde, çocuğumla birlikte bu tehdide, bu teröre maruz kalayım.
Bunun çözümü gayet basit. Ben yönetmelikte yaptım deyip köşeye çekilirseniz,
biz bunlardan kurtulamayacağız. Belki ben seyir mesafemi ayarlayacağım. Ben
vatandaş olarak kendimi nasıl koruyacağım?.. Bir öngörünün mutlaka ortaya
çıkması lazım değerli arkadaşlarım.
İleriki dönemde
değişiklik yapıyoruz birlikte, ona devam edeceğim; ama, çok önemli bir şey var,
Sayın Bakanımın da affına sığınarak paylaşmak istiyorum sizinle. Tabiî, bu
yasayla ilgili değil; fakat, söylemek istiyorum, çok bekledi çünkü. Daha önceki
Meclis konuşmamda, Sayın Bakandan, komisyonumuzda uygun görülen yasaların
buradaki prosedür gereği bir an önce çıkarılmasından yana olmamız gerektiğini
ve bu durumda, bu şekilde davranılmasını, acilen çıkarılmasını rica etmiştik.
Sayın Bakan da bir nezaket göstererek, bu yasaların arkasında olduğunu ve
Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu yasanın sırada olduğunu, bir an önce
çıkarılacağını söyledi. Söz konusu yasa, yenilenebilir enerji yasası.
Bakın, çok uzun bir
dönemdir bekliyor Sayın Bakanım bu yasa. Siz, her konuşma yaptığınızda ben sizi
dikkatle izliyorum. Her konferansa, her açılışa gittiğinizde konuşma
metinlerinizi alıyorum. Hepsinde, yenilenebilir enerjiye Türkiye'nin duyduğu
ihtiyacı, dünyada gelinmesi gereken noktayı o kadar güzel anlatıyorsunuz ki,
ben mest oluyorum. İyi o zaman, yapalım. Bakın, sonradan gelen kanunları ha
bire öne getiriyoruz; ama, o yasa burada bekliyor aylardır. Dünya bir standart
koymuş. 2020 yılına kadar yenilenebilir enerjideki üretilen elektrik miktarını
yüzde 25'e çıkarmayı hedefleyen ülkeler var. Ben, böyle bir hedefte yüzde 10'a
razıyım. Bir hedef koyalım. Bunu benim için değil, yenilenebilir enerjiye
yatırım yapacak esnaf için değil, benim çocuklarımın, sizin çocuklarınızın
geleceği için istiyorum. Önünde bir engel yok ki. Temiz enerji için ben burada
feryat ediyorum. Altında kuzuları yayabileceğiniz rüzgârgüllerini koymanın bu
ülkeye hiçbir zararı yok.
Bu meseleye sadece
Hazineye getirdiği yükten bakamazsınız. Ben biliyorum ki, Hazineden sorumlu
Bakanımızla bu mesele konusunda bir anlaşmazlık var; ama, Türkiye bir yerden
başlamak zorunda. Bunu böyle yapmamalıyız. Eğer bir aksaklık varsa, biz
hazırız. O kanunu - ondan önce Mecliste bekleyen piyasa düzenleme kanunumuz da
var- biz imza verirsek komisyona geri çekebiliriz, bize bir şey öneriyorsanız.
Kanunu burada tutup bir sonraki döneme kadar kadük hale getirmeyi, ben, komisyondaki
arkadaşlarımıza ve bu sektöre saygısızlık ve haksızlık sayarım. Çekin
komisyonumuza, asgarî müştereklerde anlaşalım, geçirelim gitsin. Niye Mecliste
"Komisyon burada mı? Yok. Bakan burada mı? Yok. Kanunun görüşmesini
erteliyorum. İkinci sıraya" diye geçiyoruz. Niye bunu geriye atayım; niye
bunu yaşayalım; görüşelim, gitsin. Öyle ya, her şeyde gerekliliğini bize
anlatmaya çalışıyorsunuz, ülke için faydasını anlatmaya çalışıyorsunuz
"gelin, o faydalı şeyi çıkaralım" diyorsunuz; ama, hareket kabiliyeti
olmuyor.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) -
Nükleer ne olacak, nükleer?..
TACİDAR SEYHAN (Devamla)
- Nükleer lobisi bizi konuşturuyor, oraya belki diğer maddelerde gireceğiz.
Değerli arkadaşlar,
bakın, bir örnek vereceğim. Eğer, siz devlet erki iseniz -bu, duygusal bir
münasebete benzemez- sizin hareket kabiliyetiniz olacak. Gideceksiniz, mesele
neredeyse, onu alıp getirip çözeceksiniz; ama, ben yolda durayım, bu işi zamana
yayayım, bekleyeyim, belki gelir; gelirse çözerim diyemezsiniz. Eğer öyle
beklerseniz, zaman geçiyor, çağ değişiyor, bir bakarsınız ki, gelir, ama, o
gelen, istediğiniz olma özelliğini kaybetmiş ya da döner bir aynaya bakarsınız,
siz artık eski siz değilsiniz, anlayışınız değişmiş, fikriniz değişmiş. Yasayı,
siz, günün ve ülkenin koşullarına uygun bir şekilde çıkarmak zorundasınız; bu,
siyasetin gereğidir, doğasıdır. Bir yıl bekletirseniz, ülkenin ihtiyaçları değiştiğinde
onu da içerisine katarız canım derseniz, bu işin gideceği hiçbir nokta yok.
Yapmayalım, yazık etmeyelim; çok bir şey değil, bizim için bir hareket noktası,
şu yenilenebilir enerjiyle ilgili kanunu bir çıkaralım, bir bakalım; birincisi
bu.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Çıkacak, çıkacak!..
TACİDAR SEYHAN (Devamla)
- İkincisi -çok kısa ona da değinmek istiyorum- yahu, şu komisyonlara, ne olur,
ehliyet sahibi arkadaşlarımıza bir değer verin dedik. Teşvik Yasasında da,
Hazine, sanki, bu iş sadece bütçeyle alakalıymış gibi, Plan ve Bütçe
Komisyonuna gönderdi. Allahaşkına, teşvikin bu ülkeye yararı, zararı, bir tek
malî konuyla mı ölçülür; sanayideki denge, sektörel planlama, diğer sektörlerin
göreceği zarar, ürün planlaması hiç mi bizim için geçerli bir kriter değil?..
Buradaki yetişmiş sanayicilerin fikirleri bizim için hiç mi önemli değil?.. 3
istihdam yaratılırken 300 istihdam kaybediliyorsa, buna kim engel olacak?..
Devlet eliyle haksız rekabet yaratmış olmayı, ben, Sanayi Komisyonunun bir
üyesi olarak, sokakta gezerken vatandaşa nasıl izah edeceğim?.. Siz o
komisyonda değil miydiniz, bunu parayla sınırlayıp, sadece parayla ölçüp, bu
yasanın çıkmasına nasıl izin verdiniz derse nasıl izah edeceğim?.. İki yıl
sonra, hiçbir işe yaramadı, hani istihdam, doğuda 70 kişi çalışıyor, batıya
fabrika yığıldı, biz rekabet edemiyoruz diye işveren sokağa dökülürse nasıl
izah edeceğim?.. İşte, bir ölçümü, parayı kriter alarak yaparsanız, ne sizler
işin içinden çıkabilirsiniz, ne bizler işin içinden çıkabiliriz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Seyhan, 1
dakika içerisinde konuşmanızı tamamlar mısınız.
Buyurun.
TACİDAR SEYHAN (Devamla)
- Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Hiç kimse, bizi, bu
dünyayı mükemmellik vaat ederek yaşamaya zorlamadı, onu mükemmelleştirecek
kişiler bizleriz. Bizim görevimiz, hem insan hayatını kolaylaştırmak hem
insanlar arasında, sanayiciler arasında fırsat eşitliği sağlamak; ama, her
şeyden önce, insanı teknolojiyle buluşturup, onun refahını, hukukunu, sosyal
yaşamını korumaktır ve ondan önce de, bilginin, ilimin ve liyakatin bir erdem
olduğunu insanlığa öğretmektir. Bizim görevimiz budur. Eğer, buna inanıyorsanız,
bir daha, hiçbir komisyonun önünden, onlarla alakalı hiçbir kanunu kaçırmayın;
verin, korkmayın, çıkacak şey siyasî rant sağlayamayabilir; ama, insanlığa
fayda sağlayacaktır.
Saygılar sunuyorum,
teşekkür ediyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Seyhan.
Madde üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
1 inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
Tanımlar
MADDE 2. - Bu Kanunun
uygulanmasında;
a) Bakanlık: Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanlığını,
b) Kurum : Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumunu,
c) Kurul : Enerji
Piyasası Düzenleme Kurulunu,
ç) Sıvılaştırılmış petrol
gazları (LPG): Petrol ve doğal gazdan elde edilerek basınç altında
sıvılaştırılan propan, bütan ve izomerleri gibi hidrokarbonlar veya bunların
karışımını,
d) İhtisas gümrüğü: Yurt
dışından ithal edilen LPG'nin, teknik düzenlemelere uygunluğunu
denetleyebilecek ve miktar ölçümlerini yapabilecek laboratuvara ve donanıma
sahip LPG konusunda uzmanlaşmış gümrük birimini,
e) Taşıma: LPG'nin teknik
düzenlemelere uygun taşıma araçları ve boru hatları ile yapılan tüm nakil faaliyetlerini,
f) Taşıyıcı: Taşıma
faaliyeti yapan gerçek ve tüzel kişileri,
g) Kullanım: LPG'nin
sadece kişisel veya işletme ihtiyaçları için tüketimi,
ğ) Kullanıcı: LPG
kullanan gerçek ve tüzel kişileri,
h) Lisans : Bu Kanuna
göre gerçek ve tüzel kişilere (tüplü LPG bayileri hariç) piyasada faaliyet
gösterebilmeleri için Kurul tarafından izin verildiğini gösterir belgeyi,
ı) Depolama: LPG
dağıtıcılarının veya kullanıcılarının stok ihtiyaçlarını karşılamak üzere
kendilerine ait veya yapılan sözleşmeler gereği kullanım hakkına sahip
bulundukları ve LPG'nin teknik düzenlemelere uygun olarak depolanmasını sağlayan
tesisler ile buralarda yürütülen iş ve işlemleri,
i) Dağıtıcı: LPG dağıtım
yetkisi olan ve lisanslarına işlenmesi halinde depolama, dolum, taşıma
işlemleri yapabilen sermaye şirketini,
j) Dolum tesisi:
Dağıtıcının tescilli markası ve amblemini ve teknik düzenlemelere uygun tüplere
veya sözleşme ile diğer bir dağıtıcının tescilli markası ve amblemini taşıyan
ve teknik düzenlemelere uygun tüplere, otogaz ve dökme LPG'nin taşıma
araçlarına doldurulduğu, boşaltıldığı, depolandığı ve teknik düzenlemelere göre
kurulan ve çalışan bir dağıtıcıya ait tesisi,
k) Tüplü LPG faaliyeti:
Sıvılaştırılmış petrol gazının dolum tesislerinde tüplere doldurularak mutfak,
sanayi ve ticari tüpleri vasıtasıyla piyasaya arz işlemini,
l) Tüplü LPG bayii:
Sadece sözleşmeli olduğu dağıtıcının tescilli markası ve amblemini taşıyan teknik düzenlemelere uygun LPG
tüplerini işyerinde bulunduran ve pazarlayan gerçek veya tüzel kişiyi,
m) Dağıtım: LPG' nin,
tüplü ve otogaz olarak kullanıcılara ve bayilere, dökme olarak kullanıcılara
satış ve ikmal faaliyetlerinin bütününü,
n) Bayilik: Karşılıklı
yükümlülüklerin ekinde fizibilite olan bir sözleşmeye bağlanarak, LPG
dağıtıcıları tarafından gerçek ve tüzel kişilere LPG' nin kullanıcılara ikmali
yetkisi verilmesi işlemini,
o) Fizibilite: Kuruma
verilmesi gerekli olmayan fakat bayilik sözleşmesi ekinde (tüplü LPG bayiliği
hariç) yer alan ve yapılacak yatırımların analizini içeren raporu,
ö) Otogaz istasyonu:
Dağıtıcı veya bunlarla tek elden satış sözleşmesi yapmış bayilerce ilgili
mevzuata uygun (teknik, kalite ve güvenlik) olarak kurulup, dağıtıcının
tescilli markası ve amblemi altında faaliyette bulunan ve esas itibarıyla
motorlu araçların otogaz LPG, madeni yağ, temizlik ve ihtiyarî olarak bakım ile
kullanıcıların, tüplü LPG hariç, diğer asgarî ihtiyaçlarını karşılayacak
imkânları sunan akaryakıt istasyonu içinde veya müstakil olarak hizmet veren
tesisleri,
p) Otogaz LPG faaliyeti :
Yakıt olarak kullanılmak üzere akaryakıt ve otogaz istasyonlarında araçlara LPG
ikmali işlemini,
r) Otogaz bayii: Otogaz
istasyonu işleten gerçek veya tüzel kişiyi,
s) Dökme LPG: LPG
dağıtıcıları tarafından kullanıcıların tüplü ve otogaz LPG hariç, tüketim
mahallindeki tanklarına teknik düzenlemelere uygun özel nakliye araçlarıyla LPG
ikmalini,
ş) Dökme LPG kullanıcısı:
Dökme LPG'yi kullanan gerçek veya tüzel kişiyi,
t) Tehlikeli eylem:
Piyasa faaliyetinin yapılmasında, bunların yapıldığı mahalde veya yakınında bulunan
bir kimsenin ölümüne, sakatlanmasına veya sağlığının bozulmasına, çevrenin
kirlenmesine sebep olan veya olabilecek nitelikte bulunan bir fiil veya ihmali,
u) Kötüniyet: Piyasa
faaliyetinin yapılmasında, LPG'nin kaybına, karışmasına, bozulmasına veya amaç
dışı kullanımına sebebiyet veren bir eylem veya ihmali,
ü) Kilometre tahdidi:
Şehir içi veya şehirlerarası trafiğe açık yollarda aynı istikamette iki
akaryakıt ve otogaz istasyonu arasındaki Kurul tarafından çıkarılacak
yönetmelikte belirlenecek asgari mesafeyi,
v) Piyasa faaliyeti:
LPG'nin ithali, ihracı, depolanması, taşınması, dağıtımı ve bayiliğini,
y) Teknik düzenleme:
LPG'nin niteliği ile LPG faaliyetlerinde kullanılan mekan, aksam ve
hareketlerin tanımlanmasında TSE standartları ve diğer mevzuatla getirilen
düzenlemeleri,
İfade eder.
BAŞKAN- Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi
okutuyorum:
İKİNCİ BÖLÜM
Lisansların Tabi Olacağı
Usûl ve Esaslar, Lisans Sahiplerinin Hak ve Yükümlülükleri
Lisansların tâbi olacağı
usul ve esaslar
MADDE 3. - LPG'nin
dağıtımı, taşınması ve otogaz bayilik faaliyetlerinin yapılması (tüplü LPG
bayiliği hariç), depolanması, LPG tüpünün imalatı, dolumu, muayenesi, tamiri ve
bakımı ile bu amaçla tesis kurulması ve işletilmesi için lisans alınması
zorunludur.
Piyasa faaliyetinde
bulunacak olan gerçek veya tüzelkişiler, LPG tesislerinin kuruluşunda ve
işletilmesinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca kendi mevzuatları gereği;
imar, toplum, çevre, iş sağlığı, güvenlik, teknik düzenleme ve benzeri
konularda bir sakınca bulunmadığını gösteren, tesisin kuruluşuna ve
işletilmesine yönelik gerekli ruhsat, izin ve belgelerin tamamlanmasını
müteakip Kuruma lisans başvurusunda bulunurlar. Lisans vermede faaliyetin
icrası için gereken fizikî varlıkların temini açısından taahhüt üzerinden işlem
yapılamaz.
Lisans taleplerine
ilişkin değerlendirmeler bu madde hükümleri çerçevesinde tamamlanarak en geç
altmış gün içerisinde karara bağlanır ve ilgiliye tebliğ edilir. Reddedilen
taleplerin gerekçesi bildirilir.
Bu Kanuna göre;
lisansların verilmesi, güncelleştirilmesi, geçici olarak durdurulması veya
iptaline ilişkin işlemler Kurumca yapılır. Lisansların verilmesinde pazara
giriş açısından teknoloji, kalite, güvenlik, hizmet ve teşebbüsün sürdürülebilirliği
dikkate alınır.
Lisans kapsamındaki
faaliyetlerde bulunacak özel hukuk tüzelkişileri 6762 sayılı Türk Ticaret
Kanunu hükümlerine tâbidir.
Lisanslar, yukarıda
sayılan faaliyet başlıklarına göre düzenlenir. Ayrıca lisanslarda, Kurumca
belirlenen diğer alt başlıklar da yer alır.
Lisans, üzerinde kayıtlı
faaliyeti yapmak üzere hak sahibi kılınan gerçek veya tüzelkişi adına verilir.
Lisans belgesinde, faaliyet niteliğinin yanı sıra faaliyetin gerektirdiği
tesisin türü ve coğrafi konumu, teknoloji ve miktarlar ile ilgili bilgiler de
yer alır.
Kurum, bu Kanunda tanınan
yetkiler dahilinde aşağıda belirtilen konularda düzenlemeler yapmaya
yetkilidir:
a) Lisans gerektiren
faaliyet ve/veya işlemlerin kapsamları.
b) Lisans ile kazanılan
hak ve üstlenilen yükümlülükler.
c) Lisans kapsamındaki
faaliyetlerin kısıtlanması.
ç) Faaliyetin
yürütülmesine ilişkin olarak özel şartlar belirlenmesi.
Lisansta yer alan
hususlarda değişiklik yapılmasını gerektirecek faaliyetler, Kurumca onaylanıp
lisansa işlenmedikçe yapılamaz.
Lisanslar ile ilgili
olarak;
a) Başvuru,
değerlendirme, lisans verme, lisans süresi, tadili, bedeli ile sona ermesi ve
süre uzatma işlemlerine,
b) Sınıflandırılması
uygun görülen lisansların, sınıflandırılmasına ait esaslar ve sınıflara göre
asgarî büyüklüklerine,
c) Değişiklik ile
sınıflandırmaya tâbi lisanslarda sınıf değiştirme işlemlerine,
ç) Aranacak asgarî
nitelikler ve ilgililerin tasarrufunda olması gereken asgarî varlıklarına,
d) Tutulması zorunlu olan
kayıtlar ve kayıt yöntemleri ile bildirim yükümlülüklerine,
e) Faaliyet alt
başlıkları ve bunların tanımlarına,
f) Kamunun can ve mal
güvenliği ile kullanıcı haklarına ilişkin hususlara,
g) Lisansta yer alacak
hususlara,
ğ) Lisans kapsamında
olsun veya olmasın piyasa ile ilgili faaliyetlerin yönlendirilmesi, gözetimi ve
denetimine,
Ait usûl ve esaslar ile
dağıtıcı olma şartları Kurumca çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir.
BAŞKAN- Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Edirne Milletvekili Sayın Nejat Gencan.
Sayın Gencan, buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA NEJAT
GENCAN (Edirne)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 723 sıra sayılı
Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu Tasarısının 3 üncü maddesi
üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini sunmak üzere söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; toplum ve çevre sağlığı ile can, mal ve çevre güvenliği
açısından büyük önem taşıyan bu yasa öncesinde, LPG faaliyetlerinin izin,
ruhsat, denetim ve kontrol işlemleri bugüne kadar yürürlükte olan 11 adet kanun
hükümleri ile bu kanunlara dayanılarak çıkarılan kararname, yönetmelik,
tebliğler ve teknik düzenlemelere istinaden çeşitli kurum ve kuruluşlarca
yürütülmekteydi.
Genel anlamda toplumun
tamamını ilgilendiren, özelde ise 450 000 kişinin çalıştığı 4,5 milyar dolar
civarında cirosu olan ve devletin 2,5 milyar dolar civarında geliri olan ve her
geçen gün de tüketimi artmakta olan bir sektör piyasasının koşullarını,
şartlarını ortaya koyan bir kanun tasarısının hayata geçirilmesinin ne kadar
elzem olduğunu, hatta, yaşamış olduğumuz kötü tecrübelerden bu kanunla ilgili
geç bile kalındığını belirtmek istiyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tasarının 3 üncü maddesinde LPG piyasasına dahil olan
faaliyetlerden, yapılması lisans alma koşuluna bağlı olanlarının tabi olacağı
usul ve esasları belirten bu yasayla, lisans vermek suretiyle kamu hizmet alanı
oluşturulan faaliyetlerin belirlenmesi konusunda, kamunun can ve mal güvenliği,
LPG temini ve arz güvenliği, rekabetin oluşumu ve gelişimi unsurları
değerlendirilmiştir.
LPG'nin dağıtımı,
taşınması ve otogaz bayilik faaliyetlerinin yapılması depolanması, LPG tüpünün
imalatı, dolumu, muayenesi, tamiri ve bakımı ile bu amaçla tesis kurulması ve
işletilmesi için lisans alınması zorunlu hale getirilmektedir.
EPDK'ya bu kanunda
tanınan yetkiler dahilinde lisans gerektiren faaliyet ve işlemlerin kapsamları
aşağıdaki gibidir:
a) Lisans ile kazanılan
hak ve üstlenilen yükümlülükler,
b) Lisans kapsamındaki
faaliyetlerin kısıtlanması,
c) Faaliyetin
yürütülmesine ilişkin olarak özel şartlar belirlenmesi.
Konularında düzenlemeler
yapmaya yetkili kılınmıştır.
Ayrıca, lisansta yer alan
hususlarda değişiklik yapılmasını gerektirecek faaliyetler, EPDK tarafından
onaylanıp lisansa işlenmedikçe yapılamayacağı, hükme bağlanmıştır.
Lisanslarla ilgili olarak
da; başvuru, değerlendirme, lisans verme, lisans süresi, tadili, bedeli ile
sona ermesi ve süre uzatma işlemlerine; sınıflandırılması uygun görülen
lisansların, sınıflandırılmasına ait esaslar ve sınıflara göre asgarî
büyüklüklerine; değişiklik ile sınıflandırılmaya tabi lisanslarda sınıf
değiştirme işlemlerine; aranacak asgarî nitelikler ve ilgililerin tasarrufunda
olması gereken asgarî varlıklarına; tutulması zorunlu olan kayıtlar ve kayıt
yöntemleri ile bildirim yükümlülüklerine; faaliyet alt başlıkları ve bunların
tanımlarına; kamunun can ve mal güvenliği ile kullanıcı haklarına ilişkin
hususlara; lisansta yer alacak hususlara; lisans kapsamında olsun veya olmasın,
piyasayla ilgili faaliyetlerin yönlendirilmesi, gözetimi ve denetimine ait usul
ve esaslar ile dağıtıcı olma şartları, EPDK tarafından çıkarılacak
yönetmeliklerle düzenlenecektir hükmü bulunmaktadır.
Değerli arkadaşlar,
sadece kanun çıkararak, her şeyi kâğıt üzerine yazarak düzenlemenin mümkün
olmadığını, geçmişte, uzun mesailer harcayarak çıkarmış olduğumuz kanunlarda
yaşadık. Biraz önce çerçevesini çizdiğim konular dahilinde, uygulama
aşamasında, ilgili kurumlara, öncelikle de EPDK'ya büyük görevler düşmektedir.
Peki, bu görevlerin ifa
edilmesi konusunda yaşanacak olumsuzluklarda sorumluluk kimde olacak
arkadaşlar? Herkes yetki istiyor, güç istiyor, ben yaparım diyor; tamam,
yapsın; fakat, başlangıçta, gerekli tedbirleri almayarak, ülkemiz ekonomisine
verilen zararlarda ve ülkemizin geleceğe yönelik projeksiyonlarında yaşanacak
tahribatlarda sorumlu, yetkili aradığımız zaman, bir de bakıyorsunuz, kimse
kalmamış. Bu ülkenin, ne deneme yanılma yöntemiyle öğrenmeye ne de kaynaklarını
savurma gibi bir lüksü kalmamıştır. Bir atımlık barutumuz varsa, onu da hedefle
buluşturmak zorundayız.
Bu bağlamda, gerekli
tedbirlerin alınması konusunda her türlü hassasiyetin gözönünde bulundurulup,
bilhassa hepimizin izlediği ve yolsuzlukların bir bir ortaya döküldüğü şu
dönemde denetim mekanizmasının da oluşturulmasında ne kadar dikkat etmemiz
gerektiğini sizlere hatırlatmak istiyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sizlere, düzenlemesini yaptığımız LPG'yle ilgili birtakım
teknik bilgiler sunmak istiyorum: LPG, sıvı petrol gazı, basınç altında sıvı
halde bulunan propan ve bütana verilen ticarî isim ve taşıtlar için temiz bir
enerji kaynağıdır; basıncı düşürülüp, sıcaklığı artırılarak sıvı halden gaz
haline dönüştürülür ve bilhassa dünyadaki petrol rezervlerinin gittikçe
azaldığı gözönüne alındığında ise, benzine mükemmel bir alternatif yakıttır.
Böyle bir alternatifi
değerlendirmek, araçları LPG'ye dönüştürmek için oldukça geçerli sebepler de
bulunmaktadır. Bunların birkaçını sizlere şöyle özetleyebilirim:
Çevre bakımından
egzozdaki karbonmonoksit, karbondioksit ve hidrokarbonlar düzeyinin azaltılması
daha temiz egzoz ve dolayısıyla, daha temiz bir hava demektir.
Yakıt fiyatı bakımından
LPG'yle ulaşım, günümüzde petrole oranla yüzde 30 daha ucuza nakil imkânı
demektir.
Taşıt bakımından, LPG,
yağ değişim periyodunun uzaması ve daha az karbon artıkları nedeniyle, daha
temiz motor demektir.
Yerel yönetimler
bakımından düşündüğümüz zaman da, zararlı egzoz emisyonları nedeniyle yakın
gelecekte benzinle çalışan araçların büyük şehir merkezlerinde trafiğe
çıkmalarına kısıtlamalar getirileceği aşikârdır.
Bu nedenle, dünyanın
birçok ülkesinde araçlarda LPG kullanımı vergi indirimleri yoluyla
desteklenmektedir. LPG dönüşümü yapan araçlar İtalya'da üç yıl, Avustralya'da
beş yıl vergiden muaf tutulmaktadır. Belçika'da LPG kullanımından vergi
alınmamaktadır. Hollanda, 1995 yılından beri, LPG'yi desteklemektedir. Tokyo'da
taksilerin LPG'yle çalıştırılması zorunludur. Hava kirliliği nedeniyle tek-çift
plaka yasağı uygulayan ülkelerde, mesela, İtalya'da LPG'li araçlar kapsamdışı
tutulmaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu değerlendirmeler ışığında, tüplü ve dökme LPG'ye göre daha
yeni bir geçmişi olan ve 1996 yılından bu yana kullanılmaya başlanan otogaz
segmentinin dağıtıcı ayağının düzenlendiği bu kanundan sonra, araçlarla ilgili
de önemli adımların atılması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda devletin
devamlılık içeren bir politikası oluşturulmalı ve denetim konularında dünya
standartlarının yakalanmasıyla, sektör, kontrol edilebilir, izlenebilir ve
denetlenebilir bir yapıya kavuşmalıdır.
Sektörde kaçakçılığı
teşvik eden bir uygulama haline dönüşen dökme LPG'nin ÖTV'si ile otogazdaki
ÖTV'nin eşitlenmesi gerekmektedir. KDV dahil satış fiyatı arasında ton başına,
yeni birimle 291 YTL, yani, 300 000 000 Türk Liralık bir farkın olduğunu ve bu
fark kaldığı sürece de bu yakıt kaçakçılığının devam edeceğini hatırlatmak
istiyorum. Bu durumun vergi kaybına da sebebiyet verdiğini unutmamak gerekir.
Kısa vadede, sıkı kontrollerle, standartdışı LPG cihazlarının kullanımı
önlenerek, orta vadede ise, çevreci, güvenli ve ucuz olan bu yakıtın
kullanımını yaygınlaştırıcı politikalar izlenerek, hem ticarî hayat
canlandırılır hem ulaşım maliyetleri düşürülür. Kyoto Protokolünün devreye
girdiği şu dönemde, hem şehirlerimizdeki hava kirliliği bir ölçüde engellenir
hem de petrole ödemiş olduğumuz yüksek faturayı düşürmenin bir yolunun da bu
uygulamalardan geçtiğini düşünmek zorundayız.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 13 000 000 hanede kullanılan, 65 000 000 insanımızın istifade
ettiği, bünyesinde 15 000 bayi, 30 000 yan bayi, 4 000 adede ulaşan otogaz
istasyonu -ki, bu istasyonların şu sıralar malî açıdan denetlendiğini görüyor
ve olumlu karşılıyoruz- 30 milyar dolar yatırım hacmi ...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
NEJAT GENCAN (Devamla) -
... 4,5 milyar dolara varan iş hacmi olan bu sektörde, sektöriçi
rahatsızlıklar, yetki kargaşaları, tüketiciye zarar veren oluşumların
yaşandığına şahit olmaktayız.
Sektörün çalışmalarını
düzenleyecek bu kanun tasarısını destekliyor, ilgili taraflara yarar
sağlayacağı düşüncesiyle hayırlı olmasını diliyor, Yüce Heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Gencan.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
4 üncü maddeyi
okutuyorum:
Lisans sahiplerinin hak
ve yükümlülükleri
MADDE 4. - Lisans,
sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere
girişilmesi haklarını verir.
Lisans ile tanınan
haklar; bu Kanunun, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan hususların
yerine getirilmesi koşuluyla kullanılır.
Piyasa faaliyetinde
bulunanlar, kötüniyet veya tehlikeli eylem sonucunu doğuracak her türlü
işlemden özenle kaçınmak, bunların oluşumunun engellenmesi için her türlü
tedbiri almak ve istenmeyen durumları en kısa sürede gidermek zorundadır.
Bu Kanuna göre faaliyette
bulunanlar;
a) Ticarî ve teknik
mevzuata uygun davranmak,
b) Çevreye zarar vermemek
için gerekli tedbirleri almak,
c) Kamunun can, mal ve
çevre güvenliği ile kendi tesis ve faaliyetlerini önemli ölçüde tehdit eden
veya olumsuz etkileyen bir durum oluştuğunda, kamu yetkililerini ve bundan
etkilenme ihtimali bulunan ilgilileri haberdar etmek, tehdidin niteliği ve
niceliği ile bunu önlemek üzere alınmakta olan tedbirleri Kuruma bildirmek,
ç) Zorunlu sigorta
yükümlülüğü kapsamında bulunan tesis ve/veya faaliyetlere zorunlu sigorta ile
birlikte malî mesuliyet sigortası yaptırmak,
d) Faaliyetleri esnasında
üçüncü kişilere veya çevreye verilecek zarar veya ziyanları tazmin etmek,
e) 12 nci maddenin
birinci fıkrasına göre Kurumca belirlenen usûl ve esaslara uygun bildirimleri
yapmak,
f) 5 inci maddedeki
hükümleri yerine getirmek ve Kurumca istendiğinde 12 nci maddenin üçüncü
fıkrasına göre gerekli bilgi, belge ve numuneleri vermek, tutanakları imzalamak
ve görevlilerin tesislerde inceleme yapmasına müsaade etmek,
g) Esas faaliyetlerine
ilişkin tip sözleşme örneklerini ve bunlarda yapılacak değişiklikleri yürürlüğe
koymadan önce Kuruma bildirmek,
ğ) Piyasa
faaliyetlerinde, teknik düzenlemelere uygun LPG sağlamak,
h) Dolum tesislerinde ve
otogaz istasyonlarında sorumlu müdür bulundurmak,
ı) Aslî faaliyetlerinde
eğitim ve sertifika almış personel çalıştırmak,
i) Eşit durumdaki
alıcılara (kategorilere), eşit hak ve yükümlülük tanımak, farklı şartlar
uygulamamak, ile yükümlüdür.
Yurt dışından LPG temin
edeceklerin rafinerici veya dağıtıcı lisansına sahip olması gereklidir.
Dağıtıcılar LPG'yi rafinerilerden veya ithalat yoluyla yurt dışından temin
ederler. LPG ithalatı, Kurumun belirleyeceği teknik düzenlemelere uygunluğu
ihtisas gümrüklerindeki laboratuvarlarda belirlendikten sonra ihtisas
gümrüklerinden yapılır. Lisans sahibi olmayanlar LPG ticareti yapamaz.
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınızı sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
5 inci maddeyi
okutuyorum:
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Lisans
Türleri ve Faaliyetlerin Düzenlenmesi
Üretim ve dağıtım
MADDE 5. - Rafineriler,
4.12.2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu kapsamında alacakları
rafinerici lisansı çerçevesinde LPG üretimi yaparlar. Ancak dağıtıcı lisansı
sahipleri LPG dağıtım hakkına sahip olur.
Dağıtıcı lisansı
sahipleri, kendi mülkiyetlerindeki veya sözleşmelerle oluşturacakları
bayilerinin istasyonlarına otogaz LPG dağıtımı, kullanıcılara dökme LPG satış
ve ikmali, tüplü LPG dağıtım ve pazarlaması, taşıma, dolum ve depolama
faaliyetlerinde bulunabilirler. Dağıtıcılar, otogaz faaliyetine başlayabilmek
için öncelikle bu Kanun ile istenen kriterleri sağlayarak tüplü LPG faaliyetini
başlatmak ve en az bir dolum tesisini işletmeye almak zorundadır. Dağıtıcılar,
başka LPG dağıtıcılarının bayilerine dağıtım yapamazlar.
Akaryakıt dağıtıcı
lisansı sahipleri, bu Kanuna göre alacakları lisans kapsamında, LPG piyasa
faaliyetlerinde bulunabilirler. Aynı şekilde LPG dağıtıcı lisansı sahipleri,
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununa göre alacakları lisanslar kapsamında,
petrol piyasası faaliyetlerinde bulunabilirler.
Dağıtıcıların, teknik
düzenlemelere uygun depolama, dolum tesisi ve LPG tüplerine sahip olması
zorunludur. Dağıtıcılar, ikmal ettikleri günlük ortalama LPG miktarının en az
yirmi katını depolarında bulundurmak zorundadır. Tüplü LPG'nin kullanıcılara
teslimi, dağıtıcılar ve bunların tüplü LPG bayileri vasıtasıyla yapılır.
Dağıtıcılar, yıllık
pazarlama projeksiyonları yapmak ve ayrıntıları ile birlikte her yıl Şubat ayı
içinde Kuruma vermekle yükümlüdür. Dağıtıcılar her yıl, üçer aylık dönemlerde
projeksiyonlarının gerçekleşme değerlemesini yaparak ocak, nisan, temmuz ve
ekim aylarında Kuruma verir ve projeksiyonlarında oluşan yüzde ondan fazla
artış ve eksilişleri açıklarlar.
Dağıtıcılar, 2 nci
maddenin birinci fıkrasının (n) ve (o) bentlerinde belirtilen şekilde sözleşme ile
bayilikler oluşturur. Bayilik süresi bitiminden üç ay öncesinde
bayiliğin devamı için sözleşme yenilenmez ise sürenin bitimine kadar dağıtıcı, bayinin ikmal ihtiyacını karşılar. Süre
bitiminde bayi, sözleşme yaptığı yeni dağıtıcının ürünlerini pazarladığı
anlaşılacak şekilde faaliyetine devam eder ve en geç bir ay içinde eski dağıtım
şirketi ile ilgili tüm belirtileri kaldırır. Tüplü LPG bayileri dağıtıcı işaretlerini
sözleşme bitiminde kaldırır.
Dağıtıcıların yurt içi
pazar payı, toplam yurt içi pazarın yüzde kırkbeşini geçemez. Dağıtıcı, otogaz
LPG faaliyetinde bulunuyorsa kendi işlettiği istasyonlara sübvansiyon ve bayi
istasyonlarından farklı uygulama yapamaz.
Dağıtıcı, bir adet LPG dolum ve depolama tesisine sahip ise sadece tesislerinin
bulunduğu il ile komşu illerde otogaz dağıtım faaliyeti yapabilir.
Dağıtıcılar, tescilli
markası altında yapılan faaliyetlere
ilişkin kalite kontrol ve kalite temin faaliyetlerinin etkin biçimde
yönetimini sağlamak, bayilerini ve bayilik iptallerini gerekçeleriyle birlikte
Kuruma bildirmekle yükümlüdür. LPG dağıtımı için kurulacak tesis ve ekipmanlar
ile taşıma araçlarına ilişkin teknik özellikler, piyasa faaliyeti ile ilgili
servis hizmetleri ve güvenlik, LPG satış yeri, çevre ve benzeri kriterler Kurum
tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir.
a) Dağıtıcılar otogaz LPG
faaliyeti yaparken;
1) Bayilik sözleşmesi
yaptıkları kendi tescilli markası ve amblemini taşıyan otogaz istasyonlarına
LPG ikmali yapmak,
2) İlgili kamu kurum ve
kuruluşlarından gerekli ruhsat, izin ve belgeleri almamış olan istasyonlara LPG
ikmali yapmamak,
3) Otogaz istasyonlarına
tüplü ve dökme LPG ikmali yapmamak,
4) Otogaz istasyonlarına
LPG ikmalini, mülkiyeti veya tasarrufu
altında tescilli markasını, unvanını ve amblemini taşıyan teknik düzenlemelere
uygun araçlar ile yapmak,
5) Otogaz istasyonlarını
gözlemlemek ve otogaz istasyonlarının teknik düzenlemelere ve bakımlarına ilişkin
bilgileri içeren sonuç raporlarını yıllık bazda Kuruma bildirmek,
İle yükümlüdür.
b) Dağıtıcılar dökme LPG
faaliyeti yaparken;
1) Sadece sözleşme
yaptıkları kullanıcılara dökme LPG ikmali yapmak,
2) LPG ikmali yaptıkları
sözleşmeli kullanıcıların, dağıtıcı veya kullanıcı tarafından kurulmuş, dökme
LPG tesis ve tesisatlarının ilgili teknik düzenlemelere uygunluğunu tespit etmek, periyodik
kontrolleri yapmak, teknik düzenlemelere uygun olmayan tesislere LPG ikmali
yapmamak,
3) LPG ikmalini, mülkiyetinde
veya tasarrufu altında tescilli markasını, unvanını ve amblemini taşıyan teknik
düzenlemelere uygun araçlar ile yapmak,
4) Kullanıcılara teslim ettikleri dökme
LPG'nin, farklı amaçlarla kullanılması halinde Kuruma bildirmek ve ikmal
yapmayı durdurmak,
5) Kullanıcının dökme LPG
tesislerini yürürlükteki teknik düzenlemelere uygun olarak kurmak, bu işlem
esnasında uzman personel kullanmak ve bu esnada oluşan zarar ve ziyanı tazmin
etmek,
6) Kullanıcıları, dökme LPG kullanımı ve tesisin işletilmesi konusunda
bilgilendirmek,
7) Kullanıcıların arıza,
kontrol ve bakım taleplerini zamanında yerine getirmek üzere gerekli tedbirleri
almak,
İle yükümlüdür.
c) Dağıtıcılar tüplü LPG
faaliyeti yaparken;
1) Gerekli ruhsatları
haiz teknik düzenlemelere uygun tesisler kurmak ve işletme faaliyetlerinde
bulunmak, tesisleri ve yürütülen faaliyetleri ile ilgili olarak bir risk
değerlendirmesi yaparak gerçekleşmesi halinde işyerinin tamamını ve çevreyi
olumsuz etkileyebilecek durumları tespit ederek yapılacak eylemleri, uyulacak
kuralları ve alınması gerekli tedbirleri belirleyen bir acil müdahale planı
hazırlamak ve bu planı bulunduğu yerin en büyük mülki amirine bildirmek,
2) Dolum tesislerinde
sadece kendi tescilli markası ve amblemini taşıyan LPG tüplerinin dolumunu
yapmak, dolum anlaşması olan firmaların tüplerini anlaşma şartları uyarınca doldurmak,
3) Bayilerinin tüplü LPG
ihtiyaçlarını zamanında ve aksatmadan karşılamak için gerekli her türlü tedbiri
almak,
4) Tescilli markası ve
amblemini taşıyan LPG tüplerinin teknik düzenlemelerde belirtilen
periyodik muayenelerini yapabilecek
üniteleri kurmak, periyodik muayeneler dışında kalan tamir, ısıl işlem,
kumlama, temizleme ve metal kaplama gibi diğer ana işlemleri yapabilecek
üniteleri kurmak ya da bu işlemleri yapabilecek yeterlilikteki yerlerle
sözleşme yapmak,
5) LPG tüplerinin dolum
öncesi, dolum sırası ve dolum sonrası kontrol işlemlerini yapmak,
6) Teknik düzenlemelere
uygun olmayan, periyodik muayenesi yapılmayan, paslı, şişkin, ezik, kesik,
boyasız, çatlak, yangın hasarlı ve benzeri tüplere dolum yapmamak, dolum için
getirilen tüpleri dolum yapmadan önce teknik düzenlemelere göre kontrolden
geçirmek, tamir ve bakım işlemlerini yapmak veya yaptırmak mümkün değilse imha
etmek,
7) Bayileri eğitmek ve
tüketicileri bilgilendirmek,
İle yükümlüdür.
Dağıtıcılar birbirleri
arasında toptan LPG ticareti yapabilirler.
BAŞKAN- Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
6 ncı maddeyi okutuyorum:
Taşıma, depolama, dolum,
tüp imalatı, tüp muayene, tamir ve bakımı
MADDE 6. - Dökme LPG,
otogaz LPG ile depolama ve dolum faaliyetlerinin yapılması için verilecek
lisanslara uygulanacak değerleme kriterleri ve lisansın verilmesini
gerektirecek teknik ve malî şartlar Kurumca belirlenir.
LPG'nin piyasaya arzı
işleminde kullanılacak tüplerin imalatını gerçekleştirecek olanlar, gerekli
teknik düzenlemelere uygun üretim yapabildiklerini gösterir tesislerinin teknik
özellikleri ile birlikte Kuruma başvurarak lisans almak ve diğer mevzuatta
belirtilen teknik özelliklere uygun üretim yapmakla yükümlüdür.
Muayene, tamir ve bakım
işlemlerini yapacak olanlar bu işlemleri yapabilmek için Kurumdan lisans almak zorundadır.
BAŞKAN- Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Adana Milletvekili Tacidar Seyhan söz
istemişlerdir.
Sayın Seyhan, buyurun.
CHP GRUBU ADINA TACİDAR
SEYHAN (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Tabiî, bundan sonraki
maddelerde, her konuda güvenlik koşulu da ayrıntılı bir şekilde dile
getiriliyor. Ben, bir şeye daha inanıyorum; bu düzenlemeyle, biz, araçlardaki
güvenliği tek başına sağlayamayız. Bunun araştırılması lazım ve gerekli
düzenlemelerin yapılması lazım; ciddî olarak üstüne eğilmeliyiz.
Zannediyorum, bu kanun
tasarısında, az önce anlattığım odaların dahil edilmesini de sağlayamayacağız,
öyle görünüyor; çünkü, iktidarın böyle bir hazırlığı yok. Kanun tasarısına da
yeniden madde monte etmek, komisyonun çoğunluğuna bağlı; böyle bir şey söz
konusu olamıyor.
Şimdi, bu ilave için önce
bir şey söyleyeceğim değerli arkadaşlar. Biz yetkili arkadaşlarımızla konuştuk.
Kanun tasarısına iki madde ilave etme arzusu var Sayın Bakanın. Bir kere, o
maddeleri zamanı geldiğinde konuşalım; ama, bizim komisyon görüşümüz şu: Bizim
önümüze, başka bir amaçla kanun tasarısına ilave edilecek maddeleri getirmeyin,
koymayın. Bu, LPG Piyasası Kanunu Tasarısı. Eğer, Elektrik Piyasası Kanununda
düzenleme yapacaksanız, zaten erksiniz, iktidar elinizde. Şimdi, yazın kanunu,
verin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına, iki gün sonra komisyonda
görüşelim, Millet Meclisinin gündemine bunu getirelim; ama, biz bunu Genel
Kurulda eklemeyi alışkanlık haline getirirsek, bu işin içerisinden çıkamayız.
Dikkat ederseniz -hadi,
diyelim ki bazı arkadaşlarımız razı oldu, kanunlar da doğru- hatırlarsanız,
daha önce, bu Odalar ve Borsalar Birliğiyle ilgili, iki kanun maddesinde
değişiklik yaptık. Bu da, başka bir kanuna ek olarak verilmişti; hatırlıyor
musunuz? Nereye verilmişti; değerli komisyon üyesi arkadaşlarıma
hatırlatıyorum: Lisanslı Depoculuk Kanununa monte edilmişti. O zaman,
arkadaşlarımız dediler ki: "Montaj kanun çıkarmaktan yıldık." Bakan
da geldi bize "gelin iki kanun maddesi daha ekleyelim, bunu ayrı bir kanun
olarak çıkaralım." Etik olan budur ve "Türkiye Büyük Millet
Meclisinin geleneklerine yeni gelenekler eklemeyin" dendi. Biz de olur
dedik, o maddeyi o kanundan çıkardık, yeni bir kanun düzenleyip, iki gün sonra
yukarıda görüştük. Şimdi, böyle bir şey yaptıktan sonra, aynı komisyon üyeleri,
oraya oturup, bu kanunla alakası olmayan iki maddeyi ne şekilde ekleyeceğiz
Allahaşkına! Hangisi doğru? Bana söyler misiniz, hangisi doğru? Etik değerlere
bağlı olalım, kanun yapmada keyfiyeti ortadan kaldıralım dediğimiz bir önceki
tavır mı, yoksa, bugün burada sergileyeceğimiz tavır mı; hangisi doğru? Bizi
dinleyen vatandaş, ne yapıyorsunuz siz demeyecek mi?! Onun için, biz, böyle bir
uygulamada olmayız. Kanunun niteliği başka. Getirilen kanunun birisi makul,
olabilir; ama, diğeri makul değil. Onu da bir kenara koyuyorum; ama, bu şekilde
çıkarılacak olması, hiç makul değil, doğru değil değerli arkadaşlar.
Yeniden, kanunun içerisindeki bazı şeyleri
hatırlatacağım. Bir de arkadaşlar, bu dökmegazla, tüpgaz ile otogaz arasındaki
KDV, ÖTV farkı, her ne kadar sektör "kaçakçılık yok" diyorsa da,
kaçakçılığı teşvik ediyor. Doğru dürüst düzenleme yapılmadan, kontrol
yapılmadan, bu kaçakçılığın önüne geçemiyoruz. Bir bakıyorsunuz, bir tesis,
kullanma kapasitesi ne kadar, 200 ton; yıllık faturasına bakıyorsunuz 3 000 ton
kullanmış dökmegazı. Beni arıyorlar diyorlar ki: "Geliyor, bize fatura
kesiyorlar, benim de işime geliyor..." Ama "kaçakçılığa doğru
gidiyorum" diyen insanlar var; buna engel olun. Herkes biliyor bunu. Eğer,
Türkiye'de kaçağı önleyeceksek, düzenlemelerle de bunu sınırlamanın bir
çaresini, bir yolunu bulmamız lazım; sadece insan yaşamı değil...
Bir arkadaşımızın,
İstanbul Milletvekilimiz Sayın Mehmet Sevigen'in bir araştırma önergesi var bu
LPG'li araçlarla ilgili; patlamaların olmasından dolayı, kamuoyunun
duyarlılığını dile getirmek açısından Meclis gündemine taşıdı. Bence, o
önergenin, kısa sürede, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilip, bunun
araştırılması ve gerekli yönetmeliklerin çıkarılması doğru olacaktır. Bunu da,
sizden, şimdiden, özellikle rica ediyorum.
Buraya gelmişken, Sayın
Bakanıma ve sizlere... Yine, enerjiyle ilgili olduğu için, her zaman fırsat
bulamıyoruz; bu gazla da ilgili, petrolle de ilgili. Şimdi, dünyada, günlük
petrol kullanımının seksenbeşte 1'i Bakû-Ceyhan'da olacak; aşağı yukarı
seksenbeşte 1'i... Bu, büyük bir miktar dünyadaki petrol rezervi için; ancak,
değerli arkadaşlarım, Bakû-Ceyhan gecikiyor; bizden mi gecikiyor bilmiyorum.
Bizden gecikmeler olabilir biraz; ama, yabancı devletlerden dolayı da
gecikiyor; ama, ben, o sözleşmede, biliyorum ki, gecikme için, Türkiye
Cumhuriyeti, her güne 500 000 dolar ceza ödemek zorunda. Bunun koşulları
hafifleştirilebilir mi? Ödenmeyebilir mi? Hukukî yapısını bir kenara
bırakıyorum; ama, Bakanlığımızı uyarıyorum. Türkiye'nin üzerine bir yük
gelmeden, buradan veya diğer ülkelerden, var olan gecikmeye engel olacak her
tür yetkiyi ve tasarrufu kullanın. Bunu yapmadınız mı, bu fatura ülkeye
binecektir. Sonra, o da, şey gibi olmasın; "haberim yoktu"
denilmesin. Onun için de mi ikibuçuk yıl bekleyeceğiz?! Ee, hadi, bunu konuşmak
istemiyordum; ama, Enerji Bakanlığında "ikibuçuk yıl sonra biz düğmeye
bastık" denildi değil mi; denildi. Bunu da Sayın Bakanıma sormak istiyorum.
Sayın Bakan "biz, temmuz ayında düğmeye bastık" diyor ve lütfen,
bunu, bir vatandaş olarak öğrenmek istiyorum: Temmuz ayında düğmeye basıldıysa,
aynı kişi, üç defa veto görmüş kişi, Ağustos ayının 17'sinde, nasıl oluyor da
bir devlet kurumunun yönetim kurulu üyeliğine atanıyor?! Hani, temmuzda
basmıştınız... Ya tarihi karıştırdık ya da asansör düğmesine basarken onu
yolsuzluk düğmesiyle karıştırdık; bilemiyorum ki hangisi doğru! Ben vatandaşım,
yüreğim sızlıyor. Hep beraber çıkaralım; ama, böyle bir şey var.
Sayın Eşref Erdem soru
önergesi vermiş. Soru önergesine 5'inde cevap geliyor; deniliyor ki, bu işte,
hani "kirli gömlek" olan arkadaşlar var ya, bu kirli gömlek olan
arkadaşlar hakkında rapor tutan müfettişler yanlı davranmıştır. Bunların
hakkında da dava açıyor, açacağını söylüyor; bu önergeye verilen cevap...
Arkadaşlar, madem
temmuzda düğmeye bastık, madem bu vatandaşlar kirliydi; niye savunduk? Ben mi
yazdım bu cevabı?!. Ya da, hakkında iki defa "bu, görev alamaz" diye
rapor tutulmuş -teftiş kurulu raporu yanımda; gizlidir diyor; ama, bir şeyin
gizliliği kalmıyor Türkiye'de- rapor tutulmuş adam soru önergesine cevap
veriyor! Enerji Bakanlığı... Bakanlığa yazıyor; cevap verenlerden biri de bunun
içinde adı geçen kişi. Biz, şimdi, neye inanacağız?! Yani, böyle kirli gömlek
çıkarmak olur mu?! Bu koku bizim üzerimize siner, ondan sonra ömür boyu
çıkaramayız valla.
Değerli arkadaşlar,
bakın, şöyle bir gerçek var: Kimseyi rencide etmek istemiyorum; ben, burada,
yargıda olan bir dava hakkında hüküm vermek de istemiyorum; ama, dünyanın
neresinde olursa olsun, hangi siyasetçi böyle bir olaya maruz kalırsa, ya
kamuoyunu aydınlatır ya da bulunduğu yeri bırakır. İkisinden birini yapmak
zorundayız. "Ben görmedim" olmaz! Ben, bir şirketin yöneticisi
olacağım, yaptığım işin, ikibuçuk yıl altımda yapılan işin...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Seyhan,
konuşmanızı tamamlar mısınız.
Buyurun.
TACİDAR SEYHAN (Devamla)
- Tamamlıyorum Sayın Başkanım.
...ikibuçuk yıl yaptığım
işin farkında olmayacağım; ikibuçuk yıl sonra "düğmeye bastım,
temizliyorum" diyeceğim; yok böyle bir şey! Hepimizin... Yani, şunu
söylüyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisinde, haberim olmasa da altına imza
attığım, benim yetkimin de kullanıldığı, bir grup içerisinde çıkarılmış bir
kanunda sorumluluğumu reddetme şansım var mı benim?! Hangi insan yönettiği
kurumda -kim yaparsa yapsın- kendi sorumluluğunu hiç görmezden sayabilir?!
Mutlaka yapılması gereken, her şeyi bir kenara bırakıp... Bakın, çok özenle
seçiyorum, kimseyi rencide etmiyorum; ama, kamuoyuna, temiz ve şeffaf siyaset
anlayışı için, bunların açıklanması zorunludur. Ya "bu düğmeye biz
basmadık, başkaları bastı; ama, gereğini yapacağız" diyeceksiniz, ya da
"bu düğmeye biz bastık" diyorsanız, ikibuçuk yılın hesabını
vereceksiniz.
Saygılar sunuyorum,
teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Seyhan.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Sayın Başkan, cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Bakanım.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konu
her ne kadar sıvılaştırılmış petrol yasasıysa da, Sayın Tacidar Seyhan Bey
arkadaşımıza cevap vermem gerektiğini hissediyorum.
Şimdi, birkaç noktayı
konuşmaları sırasında araya sıkıştırdı. Bunlardan bir tanesi, yenilenebilir
enerji. Sırasıyla cevap veriyorum. Yenilenebilir enerji, biliyorsunuz, Genel
Kurul gündeminde ve mutlaka çıkacak bu yasa; ancak, belli bir sıralaması var,
belli bir önem sırası var, bu önem sırasına göre de...
K. KEMAL ANADOL (İzmir) -
Hep geriye atılıyor Sayın Bakanım, hep geride kalıyor; başkaları öne geçiyor.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
Gelecek, gelecek.
Bakınız, şimdi, bu LPG
yasası, yani, tüpgaz... Patlamaları, çatlamaları görüyorsunuz. Bunlar ele
alınıyor. 15 000 000 hanenin 13 500 000'ini ilgilendiriyor, 65 000 000 kişi
bunu kullanıyor. Önem sırasına göre bunu aldık; ancak, dediğim gibi, yenilenebilir
enerji yasasının her şeyini hazırladık ve biz, bu arada boş durmuyoruz. Rüzgâr
haritaları çıktı, jeotermal çalışmalar sürüyor, MTA bütün Türkiye'yi yeniden
tarıyor ve aynı zamanda, bizim Enerji Bakanlığı, eskiden olduğu gibi, bütün
genel müdürlükleri tek tek çalıştırmıyor; biz, bir bütün halinde çalışıyoruz.
Eskiden, sadece MTA'dan sorumlu bir devlet bakanlığı vardı; eskiden, Etibanktan
sorumlu devlet bakanlığı vardı. Şimdi, biz, hepsinin, aradaki duvarları kaldırdık,
ortak çalışıyoruz. Mesela, TPAO, bir sondaj yaparken, petrol ararken, eğer
kömüre rastladıysa sondajda, kömür kesiyorsa, hemen onu TKİ'ye veya TTK'ya
gönderiyor, su bulursak, DSİ'yle ortak çalışıyor; yani, biz, çok verimli bir çalışmayı
sürdürüyoruz. Zaten, onun için de bu meyveli ağaç taşlanıyor; yoksa, siz, kavak
ağacının taşlandığını gördünüz mü?
Şimdi, buradaki mesele
şu: İkibuçuk yıl meselesi değil. Biz, bu arkadaşlarımızı, çalışkan diye,
güvenilir diye getirdik ve bu arkadaşlarımız da... Şu anda, yargı süreci devam
ettiği sürece, onlar hakkında herhangi bir şey söylememeyi biz devletadamlığının
ciddiyetinin bir gereği olarak görüyoruz. Yargı neticelensin, ona göre
konuşalım. Bu, şu anda erken olur ve bu arkadaşlarımız, henüz, şu anda suçlu
durumda değil, şu anda çalışmalarını sürdürüyor. Biz, farklı bir şey yaptık.
Biz, bunu hissettiğimiz anda gereğini yaptık; önemli olan bu. Biz, halının
altına tozu süpürmedik. Biz, ne yaptıysa, hayır, kardeşimiz dahi olsa, babamız
anamız dahi olsa, biz buna hiçbir zaman göz yummayacağımızı gösterdik ve hemen
düğmeye bastık. Bu, çok önemlidir; ama, siz, bunu, eski birtakım
alışkanlıklarla, başka müdahalelerle benzetmeye çalışırsanız, bundan, hiçbir
şey, kimse kazanmaz. Bu, bizim millî bir sorunumuz. Bunu, siyasî bir mecraa,
siyasî bir düzleme taşımanız doğru olmaz; çünkü, bu hepimizin meselesi; çünkü,
daha fazla konuşmaya kalkarsak, iş, bazı yerlere de gidebilir. Hiç gereksiz bir
yere, işi demagojiye, mugalataya dökmüş oluruz ki, bunda, hiç, polemik yapmanın
bir gereği yok. Biz, çok ciddî bir şekilde olayı takip ediyoruz ve anında da
-bu izlemeleri yaptıktan sonra- gene açıklamaları da yapacağız. Sizleri tatmin
edecek bütün açıklamaları, hiçbir şeyi saklamadan da ortaya koyacağız; çünkü,
bizim şeffaflığımızın gereği bu ve hiçbir şekilde de bir alınganlığımız yok.
Biz AK Partiyiz, tertemiz geldik ve tertemiz gideceğiz. Bunu bir kere
söyleyeyim.
İkinci bir noktayı size
ifade edeyim: Üç defa geri dönmedi arkadaşlar. Bu arkadaşımız iki defa geri
döndü. Birinci defa döndükten sonra bir yerden haber geldi
"imzalanacak" diye, onun üzerine gitti. Hatta, orada da, Başbakan
Müsteşarımızın da imzası olmadan, parafı olmadan gitti. Orada ufak bir
karışıklık olmuş; ama, hata bizimdir, hiçbir zaman bunu bir şey olarak
söylemiyoruz; ama, neticede, iki defa gitmiştir.
TACİDAR SEYHAN (Adana) -
Ne fark eder efendim!
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Bakınız, ama öbür arkadaşımızda direkt
imzalanmıştır yani.
Şimdi, bunu tartışmaya
açmak doğru değil; çünkü, burada, çok önem verdiğimiz makamlar söz konusu.
Kaldı ki, burada da biz çok hassas davranıyoruz. Bunu özellikle bildiririm.
Yönetim kurulu üyeliği
meselesi... Özelleştirme 1 Nisan'da... TEDAŞ, Özelleştirmeye bağlı bir yer.
Dolayısıyla, o atama Özelleştirme İdaresi tarafından yapılmıştır. Şu anda bana
bağlı olan bir yer değil. Kaldı ki, bu arkadaşlarımız çalışkan arkadaşlardı,
iyi çalışmalar yaptılar, kâra geçirdiler. Bu arkadaşlarımızı, biz, yolsuzluğa
uğradığını bile bile yapmadık. Zaten ortada bir yolsuzluk da henüz kesinleşmiş
değil, yargı süreci devam ediyor. Onun için, beni daha fazla konuşmaya mecbur
bırakmayın. Bunu yaptığımız zaman farklı konular gündeme gelir, o da hiç
gereksiz polemiklere sebep olur, doğru da olmaz. Onu özellikle ifade edeyim.
İkincisi, kirli filan
değil bu arkadaşlar; çünkü, henüz yargı kararıyla sonuca varmadıktan sonra,
yargı süreci devam ettiği için, bunu lütfen bir bekleyelim; bize yakışan budur.
Gördükten sonra değerlendirmeleri yaparız.
Bakû-Tiflis-Ceyhan
Projesi... Ben, bu konuyu, LPG ile Bakû-Tiflis-Ceyhan Projesinin ilişkisini
anlayamadım; ama, ben, yine de, Tacidar Bey, hakikaten sevdiğim, çok çalışkan
bir arkadaşımız olduğu için, izah edeyim durumunu. Bakû-Tiflis-Ceyhan'ın...
Hatta, bugün, buraya gelmeden önce, saat 11.00'de, en üst düzeyde, BTC'nin
yöneticileriyle beraber toplantı yaptık -tesadüf diyelim buna- ve çalışma
fevkalade güzel bir şekilde gidiyor. İftihar edeceğimiz bir çalışmadır, millî
bir projemizdir ve bu proje 1 760 kilometrelik bir projedir, üçte 2'si
Türkiye'dedir ve biz, burada, dağları, tepeleri aşarak bunu yapıyoruz.
Azerbaycan ve Gürcistan'daki çalışmalar da sürüyor. Bizden, şu anda, gecikmeye
sebep olacak bir çalışma yok; ama, hakikaten, Türk mühendisleri, Türk
müteahhitleri ve hepimiz, başta BOTAŞ'ın değerli yöneticileri olmak üzere
hepsi, bu çalışmaları fevkalade bir başarıyla sürdürüyorlar.
Ben, Bakanlığımın bütün
elemanlarından, gelmiş geçmiş, adı geçen bütün çalışmalarında... Bütün o
başarıları oluşturan arkadaşlardır. Bu kadromla ben iftihar ediyorum. BTC'de
çok güzel bir şekilde çalışma sürüyor ve inşallah, zamanında bitecek ve
haziranın sonunda, inşallah, ilk petrolü Ceyhan'dan akıtacağız. Bu çok önemli
ve zamanında bitecek.
Onun dışında, biraz önce,
yenilenebilir enerjiden bahsettiniz. Biz, sadece yenilenebilir enerji değil,
aynı zamanda enerji verimliliğiyle ilgili çok önemli bir yasayı çıkarıyoruz.
Türkiye'de, şu anda enerji açısından tasarruf edilebilecek miktar 3 milyar
dolardır. 3 milyar doların sadece 1,2 milyar doları binalardaki tasarrufla elde
edilecek miktardır. Ayrıca, bu 3 milyar dolarlık paranın içerisinde, tasarruf
edilebilecek miktarın içerisinde ulaştırma sektörüyle beraber sanayi de var;
yani, binaların ısınması, ulaştırma sektörü ve sanayi, üçünün toplamında
tasarruf edilecek miktar 3 milyar dolardır ve bununla ilgili çok ciddî bir
çalışma yapıyoruz.
Mesela -siz, mademki bu
konuyu açtınız- biyodizel diye bir çalışma başlattık; yani, bitkilerden mazot
elde etmeyle ilgili. Bu çalışmada, geçen hafta, enerji verimliliği haftası
münasebetiyle, biyodizelle çalışan otobüsle Ankara'da seyahat ettik ve Çocuk
Esirgeme Kurumunda, örnek bir bina olarak, ısı tasarrufu çalışmalarını orada
kutladık.
Bizim insanımız görerek
inanır. Bizde palavra yok. Biz, uyguluyoruz, söylüyoruz, elle tutuyoruz, gözle
görüyoruz ve çalışmayı yapıyoruz. Bizde teorik çalışmalar falan da var; ama,
esas, uygulamadır. Onun için, bu enerji verimliliği çalışmasında da önemli
adımlar atıyoruz.
Biyodizel çok ilginç bir
konu arkadaşlar. Bitkiden mazot elde etme; yani, kanola, kolza, ayçiçeği gibi
bitkilerden mazot elde ediyoruz. Bu çalışmayı başlattık ve bununla, ithal
edilen; yani, dışarıya döviz ödediğimiz mazotun yerine, kendimiz, kendi
topraklarımızdaki bitkilerden elde edilen mazotu kullanmaya çalışıyoruz ve bunu
yaygınlaştırıyoruz.
Bu ne yapacak; bu, tarımı
daha da canlandıracak, küspesiyle hayvancılığı canlandıracak. Ayrıca,
ürettiğimiz gliserinle kimya sanayiine; hatta, ilaç sanayiine önemli katkıları
olacak. Bu, müthiş bir şey aslında.
Biyodizelden başka, bir
de biyoetanol var, benzinin yerine. Açtığınız için size teşekkür ediyorum, bu
fırsatı verdiğiniz için. Biz, biyodizelle mazotu, biyoetanolle de benzini ikame
edeceğiz.
Bildiğiniz gibi, şu anda
bizim şeker fabrikaları zarar ediyor filan deniliyor. Biz, bununla da, şeker
fabrikalarında, şuruptan doğrudan doğruya biyoetanolü üretip, benzinin yerine
bunu ve/veya kullanacağız ve bunu yaptığımız zaman da, hem şekerpancarı
üretiminde büyük bir yaygınlaşma olacak -en çok şekerpancarından üretildiği
için bu böyle; onun dışında, diğer ürünler de var- hem hayvancılığı harekete
geçireceğiz hem tarım tetiklenmiş olacak. Bunlar bizim önemli çalışmalarımız;
ama, bunları anlatmayalım, yaptıktan sonra söyleyelim dedik; ama, bu çalışmayı
başlattık, Pankobirlikle bu çalışmayı sürdürüyoruz.
Bütün amacımız yerli
kaynakları harekete geçirmek. Bunu yaptığımız zaman, çok önemli adımlar
atacağız; yani, bir yandan Türkiye Petrolleri... Şu anda, Türkiye Petrollerinin
bütçesini 8 kat artırdık ve işte, Doğu Karadeniz'de, Hopa açıklarında, haziran
ayında deleceğiz. Bunu bulursak, belki, işte, bu LPG'ye de katkısı olacak;
çünkü, petrolün yan ürünü. İnşallah bulursak; ama, bulmadan var demiyoruz; onu
tekrar söyleyeyim.
Onun dışında, nisan
ayından itibaren Akçakoca açıklarında doğalgaz aramalarımıza devam edeceğiz.
Bunlar da, bizim, inşallah, yeni kaynaklarımız olarak devreye girecek.
Kısacası, şunu ifade
edeyim: Hakikaten, boş durulmuyor ve bu çalışmaları, çok iftihar ettiğim
Bakanlık elemanlarıyla yapıyorum. 130 000 eleman var bizde. Bu 130 000
arkadaşımız, bu başarı öykülerini, bu çalışma düzeninde oluşturuyor ve dediğim
gibi, bu çalışmalar, başta BTC (Bakü-Tiflis-Ceyhan) Projesi olmak üzere, hepsi
büyük bir başarıyla sürüyor. Onun dışında da, biz, hiçbir yanlış harekete göz
yummayan hatta, şüphelensek dahi, bu şüphe durumunda bile hemen, anında gereğini
yapan bir partiyiz, hükümetiz ve bakanlığız. Burada da sorumluluğumuz var ve bu
sorumluluk konusunu, ben, belli bir siyasî düzlemde değil, özellikle, ulusal
bir konu olması bakımından, hepimizin çok soğukkanlı, bilinçli katkılarıyla bu
işlerin hallolacağına inanıyorum ve devletadamı ciddiyeti de bunu gerektirir.
Ben, hepinize saygılar
sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Bakanım.
Sayın Başkanım, buyurun.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Efendim, madde 6'da "dökme LPG ve" kelimesini ilave ediyoruz;
"otogaz LPG" ondan sonra da "taşıma" kelimesini ilave edip virgül
koyuyoruz. Bu kadar efendim.
BAŞKAN - Tashih
yapıyoruz. Orada bir redaksiyon...
Sayın Seyhan, buyurun.
Süreniz 5 dakika.
TACİDAR SEYHAN (Adana) -
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sanıyorum, Sayın Bakanım
konuşmamın bir bölümünü atlamış olacak ki, ben, zaten, Bakû-Ceyhan ve bu
meseleye geçerken, LPG Yasasıyla pek ilişkisi yok; ama, toplumsal duyarlılığın
gereği olarak bunları da dile getirmek istiyorum demiştim. O kısmı atladığı
için bayağı yadırgayarak cevap verdi.
Şimdi, tabiî, burada
icraatları konuşmuyoruz. Yalnız, benim burada göstermiş olduğum toplumsal
duyarlılığın, eski alışkanlıklarla siyaset malzemesi yapıp, meseleyi farklı
mecraa taşımak diye yorumlanması ne derece makul, mantıklıdır; ben, sizin ve
kamuoyunun vicdanına bırakıyorum. Ben, burada, bir toplumsal duyarlılığı dile
getiriyorum; Sayın Bakan, bana "eski alışkanlıklarla kürsüye
geldiniz" şeklinde bir ithamda bulunuyor.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - İthamda bulunmadım.
TACİDAR SEYHAN (Devamla)
- Sayın Bakan, siz, Türkiye'nin Bakanısınız; bana değil, Türkiye'ye cevap
vereceksiniz. İcraatlarınızı her ortamda anlatabiliyorsunuz. Ben, size net soru
sordum. Asıl eski siyasî alışkanlık benim yaptığım değil. Eski siyasî
alışkanlıklarda, her politikacı istediğini sorar, her bakan da istediği gibi
cevap verirdi. Eski siyasî alışkanlık budur; burada da o oldu. Ben soru sordum,
Sayın Bakan istediğini anlattı bana.
Bakar mısınız cevaplara:
"Bir kere, kirli değil; bu iş yargıda" diyor. Allahaşkına söyler
misiniz, bu işin kirli olduğunu kim söyledi; Cumhuriyet Halk Partisinin Genel
Başkanı mı söyledi, yoksa, ondan daha önce bu hükümetin bir bakanı mı söyledi?
"Kirli gömleği çıkarıyoruz" diyen biz miyiz?! Önce bir karar verin,
kirli mi değil mi ya da bunu bir siyasî rant malzemesi siz yapmayın. Hiçbir
siyasetçinin gözünden bu ince ayrıntı kaçmaz. Birincisi bu.
İkincisi, "üç defa
döndü" deniliyor, üç defa döndü dedim ben, "iki defa döndü"
diyor.
CAVİT TORUN (Diyarbakır)
- Kanunu konuşun lütfen...
TACİDAR SEYHAN (Devamla)
- Çok affedersiniz... Kanunu da konuşuyorum, şahsım adına. Lütfen... Müsaade
ederseniz bitireceğim. Ben, sizin ve Sayın Bakanın, Sayın Başkanın affına
sığınarak hemen bitiriyorum, bundan sonra gündeme getirmeyeceğim.
CAVİT TORUN (Diyarbakır)
- Sizin tarzınıza yakışmıyor.
TACİDAR SEYHAN (Devamla)
- Efendim, kötü bir üslup kullanmıyorum ben. Ben kamuoyunun duyarlılığını dile
getiriyorum. Kimseye hak etmediği suçu yüklemiyorum, kimseyi suçlamıyorum;
hâkim, savcı, yargıç görevi görmüyorum; kamuoyu vicdanında konuşulanları,
burada, vatandaşın sorusu olarak dile getiriyorum. Lütfen, dinleyin.
AHMET IŞIK (Konya) -
Yargıya intikal etmiş.
BAŞKAN - Sayın Işık...
TACİDAR SEYHAN (Devamla)
- Soruyorum...
Müdahale etmeyin lütfen. Ben sizi dinliyorum.
BAŞKAN - Sayın Seyhan,
Genel Kurula hitap ediniz lütfen.
Buyurun.
TACİDAR SEYHAN (Devamla)
- Evet efendim, özür diliyorum.
Efendim, şimdi, savunma,
iki defa döndü... Bunu konuşalım, bitirelim.
Bir şey daha var; nasıl
ben buna cevap vermem. Deniliyor ki, ben Sayın Bakana diyorum ki: Temmuz ayında
düğmeye bastık dediniz, ağustosun 17'sinde o kişi bir yönetim kurulu üyeliğine
atandı. Cevaba bakar mısınız: " O kurum Özelleştirme İdaresine
geçmişti."
OSMAN ÖZCAN (Antalya) - O
kime bağlı?
TACİDAR SEYHAN (Devamla)
- O kime bağlı; bu hükümetin başka bir bakanına. Ben atamadım da... "Bu
olumsuz bir şey, ben atamadım" diyor.
OSMAN ÖZCAN (Antalya) -
Şirket!... Şirket!..
TACİDAR SEYHAN (Devamla)
- Kim atadı; o atadı. O kim; bu hükümetin bir mensubu. Kamuoyuna sunuyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
6 ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
7 nci maddeyi okutuyorum:
Otogaz bayileri
MADDE 7. - Otogaz
bayileri, dağıtıcılar ile yapacakları tek elden satış sözleşmesine göre bayilik
faaliyetlerini yürütürler.
Otogaz bayileri;
1) Tek bir dağıtıcı ile
sözleşme yapmak ve istasyonunda sadece sözleşmeli olduğu dağıtım şirketince
ikmal edilen LPG' yi satmak,
2) Otogaz istasyonları
için ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından gerekli ruhsat, izin ve belgeleri
almak,
3) Otogaz istasyonlarında
LPG ile çalışan araçlara otogaz LPG ikmali yapmak,
4) Otogaz istasyonlarında
LPG tüpü dolumu ve satışı yapmamak, LPG tüpü dolumuna yarayan hiçbir alet,
makine ve teçhizatı istasyon dahilinde bulundurmamak,
5) Anlaşma yaptıkları
dağıtıcının tescilli markası ve amblemini istasyonunda görülebilecek bir yere
koymak,
6) İstasyonlarında
sorumlu müdür çalıştırmak,
ile yükümlüdür.
Otogaz istasyonları ve
depolama tanklarının, dispenserlerinin, pompa ve aksamlarının, idarî
binalarının; metro hatlarına, okullara, camilere, hastanelere, çocuk parklarına
ve kamu kullanımının yoğun olduğu tesislere, doğal gaz reglaj, depolama
tankları ve baz istasyonları gibi yanıcı parlayıcı özellik arz eden depo ve
tesislere, akaryakıt dispenserlerine olan mesafelerinin teknik düzenlemelere
uygun olması, kendi mülkiyeti veya kullanma hakkına sahip olduğu alan içinde
sağlanması zorunludur.
Belediye ve mücavir alan
sınırları içinde ve dışında bulunan otogaz istasyonlarının depolama tankları
teknik düzenlemelere uygun olarak yerleştirilir.
Otogaz istasyonları ile
içinde otogaz tesisi bulunan akaryakıt istasyonlarının sahası içinde, teknik
düzenlemelere uygun olarak tesis edilmiş idarî büro, araç yıkama ve yağlama
tesisleri, müşterilerin acil ihtiyaçlarının giderilmesi için kurulan küçük
market gibi tesislerin dışında lokanta, ticarî ve sosyal amaçlı tesisler
kurulması, kamu can ve mal güvenliği açısından konulmuş kriterleri ihlâl
edemez.
Dağıtıcılar ve bayiler kurdukları
otogaz istasyonlarını lisans alarak işletmeye başlar.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına, Balıkesir Milletvekili Sayın Ali
Kemal Deveciler; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ALİ KEMAL
DEVECİLER (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte
olduğumuz 723 sıra sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu
Tasarısının 7 nci maddesi hakkında, Cumhuriyet Halk Partisi ve şahsım adına söz
almış bulunmaktayım; hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz
kanun tasarısının sadece otogaz bayilerini, sıvılaştırılmış petrol gazlarını
kapsaması yetersizdir. Kanun tasarısında, akaryakıt istasyonları da can ve mal
güvenliği açısından ciddî tehditler içermektedir. Akaryakıt istasyonlarının bu
kanun kapsamına alınması veya yeni kanun hazırlanması için yeni patlamaların
meydana gelmesi, can ve mal kayıplarının olması mı beklenmektedir? Böyle bir
sorumluluktan kaçmak mümkün değildir. Konuya can ve mal güvenliği açısından
bakılmalıdır. Olası ekonomik kayıplar da dikkate alınmalıdır.
Otogaz bayileri, LPG
istasyonlarının da, akaryakıt istasyonlarının açılmasında aranan tüm şartları
sağlaması gerekliliğinin tüm düzenlemelerde vurgulanması sağlanmalıdır.
Bu tip kamu yararı ve
toplum sağlığı açısından çok büyük önem taşıyan işletmelerin, yer seçimine
ilişkin belirlenen ölçütlerin bilimsel analiz ve saptamalar üzerinden hayata
geçmesini sağlayacak planlama çalışmalarının yapılması şart koşulmalı ve imar
planlarında bu alanların LPG istasyonu, akaryakıt istasyonu alanı olarak
belirtilmeleri sağlanmalıdır. İmar planlarında bu amaçlarla ayrılmış yerlerin
dışında söz konusu tesislerin açılabilmeleri engellenmelidir. Mevcutta, birçok
alanda, akaryakıt ve LPG istasyonları, birlikte, aynı alan içerisinde
bulunmaktadır. LPG istasyonlarına birtakım hükümler uygulanıp akaryakıt
istasyonlarına bu hükümlerin uygulanmaması, hukuksal ve teknik açıdan ciddî
sorunlara yol açacaktır. Akaryakıt istasyonları içinde kaçak LPG istasyonlarının
oluşumu engellenemeyecektir. Bu nedenle, kanun, akaryakıt istasyonlarını da
içerecek şekilde düzenlenmelidir.
Kanunun asıl amacı,
akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazlarının piyasa gözetimi ve denetimini
yapmak değil, bu istasyonların olası risklerini en aza indirmek olmalıdır.
Akaryakıt ve LPG istasyonlarının yaratacağı tehlikelerin önlenmesi ve en aza
indirilmesi, planlama kararlarıyla mümkündür. Can ve mal güvenliğinin
sağlanması, sağlıklı çevrelerde yaşanması, imar planlarının usulüne uygun bir biçimde
hazırlanıp onanmasını zorunlu kılmaktadır.
Akaryakıt ve LPG
istasyonlarının yerleşim yerleri içinde uygun yer seçimi, bu alanlardan optimum
biçimde yararlanmak için, planlama bir ön koşuldur. Planlama koşullarının
yerine getirilmemesi halinde, diğer ruhsatlar tek başına sorunu çözemeyecektir.
Bunun için, otogaz bayiliği istasyonlarının planlama esasları, şehircilik
ilkeleri ve kamu yararına göre yapılması zorunludur.
Toplum sağlığı açısından
büyük önem taşıyan ve bu tür tesislerin yer seçimi, ilgili tüm standart ve
ölçütler oluşturulduktan sonra plan kararına bırakılmalı ve bu tesislerin,
planlarda, ancak LPG istasyonu, akaryakıt servis istasyonu, otogaz bayiliği
olarak işaretlenmesi halinde faaliyet göstermesine izin verilmelidir. İmar
Kanununda, bu konuda var olan sorunun giderilebilmesi amacıyla, konutdışı
kentsel çalışma alanları tanımı içerisinde yanıcı, parlayıcı, patlayıcı
işlevler içermeyen imalathaneler ve akaryakıt istasyonlarının bir arada
bulunmasından kaynaklanan çelişki giderilmelidir. Bunun için, konutdışı kentsel
çalışma alanlarının tanımlanması içerisinden akaryakıt istasyonu tanımı çıkarılmalı
ve bu tesislerin, kendi özel gösterimi ve yapılaşma, yer seçim koşulları
dışında hayata geçebilmesi engellenmelidir. Akaryakıt ve LPG depolama, dolum
otogaz bayi ve istasyonlarında imar planı yapılmalı, planlamaya ilişkin koşullar,
her biri için ayrı ayrı uygulanmalıdır.
Günümüzde sadece ev tipi
LPG satışı yapan bayilerin yanı sıra, LPG'yle çalışan motorlu taşıtların
akaryakıt gereksinimini karşılamak amacıyla kurulan LPG satış ve servis
istasyonları da eklenmiştir. Bu servis birimleri ise, gerek daha önce kuruluş
ve yer seçimlerini belirleyen bir yasal düzenleme bulunmaması gerek bu
istasyonların yasal düzenleme olmaksızın ruhsatsız kurulmuş ve faaliyetlerini
sürdürmüş olmaları ve gerekse de yer seçimi ve işletmelerinde, gerekli yer
seçim, işletim ve etkin denetim mekanizmalarının işletilememesi nedenleriyle
acil önlem alınması gereken bir nitelik taşımaktadır.
LPG otogaz, akaryakıt
istasyonları, üretim, depolama, satış özelliklerinden dolayı insan, çevre
sağlığı açısından yer seçimi, planlama ve denetlemesinde bir dizi ölçüt
belirlenerek, titizlikle uygulanması gerekli olan bir kentsel servis niteliği
taşımaktadır.
Otogaz ve akaryakıt
tesislerine yapılacak planlarda uygun yer seçiminin sağlanması için özel
ilkeler getirilmeli ve bunlar, yönetmeliklerle detaylandırılmalıdır. Bu
tesislerin yer seçiminde ulaşım önemli bir faktördür. Bunun için, kanunda,
Karayolları Genel Müdürlüğünden "geçiş yolu izin belgesi" zorunlu
hükme bağlıdır; bunun dışında, yer seçiminde, ulaşım açısından da değerlendirme
yapılması gerektiği açık ve net olarak belirtilmelidir.
Aynı yol güzergâhı
üzerinde ne kadar mesafe içinde otogaz ve akaryakıt istasyonu bulunabileceği de
teknik açıdan tespit edilmelidir. Bu amaçla, Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanlığı ilkeler tespit etmeli ve konuda görüşler vermelidir; aksi halde,
ihtiyaç olup olmadığına bakılmaksızın çok sık aralıklarla istasyonların yapımı
gerçekleşecektir. Bu durum, ekonomik açıdan da önemli bir kayıptır.
Bulunan yolun genişliği,
geçen araç sayısı ve yoğunluğuna göre belli ölçütler belirlenebilir. Yürürlükte
olan ve karayolu kenarında yapılacak akaryakıt istasyonu mesafelerine ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığının 11 Eylül 1996 tarih ve 22754 sayılı
Resmî Gazetede yayımlanan tebliği bu açıdan bilimsel nitelik taşımamaktadır.
Şehir plancılarına istasyonlarla ilgili bilimsel veriler verilmek suretiyle
konunun diğer veriler bütünlüğünde değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
LPG otogaz, akaryakıt
tesislerinin, etrafında bulunan kullanımlarla birlikte düşünülmesi
gerekmektedir. Özellikle herhangi bir afet anında bu tesislerin patlamasıyla
tehlikenin artmasına neden olabilecek kullanımlara kesinlikle izin
verilmemelidir. Bu alanların etrafında diğer patlayıcı tesislere izin
verilmemesi gereği de dikkate alınmalıdır. Aksi halde, sanayi ve depolama
alanları içerisinde ve çevresindeki diğer işlevler gözönünde bulundurulmadan
herhangi bir yerde açılabilecek LPG otogaz, akaryakıt istasyonları yeni
sakıncaları da beraberinde getirecektir. Sözgelimi, bir kimyevî nitelikli
fabrika ile LPG otogaz istasyonu bir arada faaliyet gösterebilecek ya da
organize sanayi alanlarının sosyal tesisleri ya da sağlık eğitim tesisleri
bitişiğinde LPG otogaz istasyonlarının açılması yönündeki hiçbir talep geri
çevrilemeyecektir. Şüphesiz ki, bu tip toplu bulunmayı gerektirecek alanlarda,
LPG otogaz, akaryakıt istasyonu benzeri işlevler yer almamalıdır. Bu durumu
belirleyip, uygulayacak olan da imar planlarıdır. Bu tip bir planlama çalışması
ve denetimin dışlanması, mevcut, ruhsatsız ve toplum sağlığı açısından
sakıncalar taşıyan yerlerde yer seçmiş durumda bulunan LPG otogaz
istasyonlarının yasallaştırılması yönünde bir çabanın olduğu endişelerini haklı
çıkarmaktadır.
Özellikle yoğun yerleşim
yerlerinin bulunduğu kent merkezleri içinde bu tür istasyonlara kesinkes izin
verilmemelidir. Akaryakıt ve otogaz tesisleri, Gayri Sıhhî Müesseseler
Yönetmeliğine tabi olmasına rağmen, bu yönetmelik hükümlerine uygun olarak
sağlık koruma bantlarının uygulamada belirlenmediği görülmektedir.
Bu nedenle, hangi
tesislerin birinci ve ikinci sınıf gayrisıhhî müessese olduğu kanunla
öngörülmelidir. Koruma bantlarının da yeterli mesafede tespit edilip edilmediği
uygulamada karşılaşılan diğer bir sorundur. Bu konuda yeterli ve bilimsel
mesafeler konulmamaktadır. Kanunda sağlık koruma mesafelerinin hangi ilkelere
göre tespit edileceği de hükme bağlanmalıdır.
Ayrıca, LPG otogaz,
akaryakıt tesislerinin, birbirlerine, okul, sağlık gibi umumî hizmet
tesislerine, yerleşme yerlerine, yollara ne kadar uzaklıkta olması gerektiğine
ilişkin güvenlik mesafelerinin belirlenmesi de zorunludur. Tesislerin
niteliğine göre, kapasitesi, yeraltı-yerüstü ve yapının niteliği gibi, mesafe
koşulları da farklılaşmalıdır. Kanunda ilkeler belirlenmeli, yapılacak
yönetmelikle bunlar detaylandırılmalıdır.
Güvenlik mesafeleri ve
sağlık koruma bantlarının kapsayacağı alanda mülkiyet sorunları
çözümlenmelidir. Kişilerin mülkiyet haklarının sınırlandırılmaması için, bu
alanların satın alınacağı veya kiralanacağı kanunda yer almalıdır. Bu koşullar
yerine getirildikten sonra, yapılacak planlarda mesafeler işaretlenmelidir. Bu
mesafeler içinde kanunda yer alan kullanımlar dışında hiçbir kullanıma
kesinlikle izin verilmemelidir. Bu durumda, insanların ve çevrenin korunması
mümkün olacak ve sorun temelden, kökünden çözülecektir.
Akaryakıt istasyonu ya da
konutdışı kentsel çalışma alanları tanımı kapsamında kurulmuş akaryakıt ya da
LPG otogaz istasyonları içerisinde yapılabilen ticarî ünitelerden, toplu
bulunmayı gerektirecek sosyal tesis, alışveriş merkezi, süpermarket, düğün
salonu gibi işlevler, böylesi tehlikeli alanlar içerisinden kesinlikle
ayıklanmalıdır.
Bu bakımdan, LPG otogaz,
akaryakıt istasyonları içerisindeki ünitelerden, zorunlu olması halinde,
yalnızca servis, bakım, yönetim, küçük çaplı market bulunabilmeli, bunun
dışındaki ticarî işlevlerin bu alanlar içerisinde bulunamayacağı kanunda
açıklayıcı olarak kesinlikle belirtilmelidir.
LPG otogaz, akaryakıt
istasyonları içerisindeki ticarî ünitelerde ne gibi faaliyetlere izin
verilebileceği konusunda belediyelerin küşat, işletme ruhsatı birimlerinin
uyarılması sağlanmalı, uzun vadede bu birimlerin imarla ilgili birimlerle
eşgüdüm içerisinde çalışmasını sağlayabilecek düzenlemeler araştırılmalı ve
yapılmalıdır.
Unutulmamalıdır ki,
birçok ruhsatlı benzin istasyonu alanı içerisinde imar planıyla verilen inşaat
alanı içerisinde kalan ticarî birimlere, yukarıda vurguladığım hassasiyet
gözardı edilerek ruhsat verilebilmektedir. Böylesi bir, ticarî işlevleri
sınırlama, yönlendirme çabası olmaması ve birimlerarası eşgüdüm eksikliği, her
açıdan yasal göründüğü halde, telafisi olanaksız sakıncalara yol açabilen
tesislerin açılıp işletilmesine neden olmaktadır. Sorunun yalnızca ruhsatsız
LPG otogaz istasyonlarında olmadığı, konunun akaryakıt istasyonlarından
bağımsız düşünülmemesi gerektiği unutulmamalı ve ruhsatlı-ruhsatsız tüm LPG
otogaz akaryakıt istasyonlarının, tüm bu hassasiyetler üzerinden yeniden
değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
Yürürlükte bulunan imar
planlarının birçoğunda kamu yararına aykırı olarak plan değişiklikleri
kolaylıkla yapılmakta ve hiçbir kurala da uyulmamaktadır. Yapılan plan
değişiklikleriyle, bazı kişilere ayrıcalık yaratılmakta, rant aktarılmaktadır.
Özellikle ticaret, yeşilalan, spor gibi sosyal ve teknik altyapı alanlarında bu
tür değişikliklere gidilmektedir. Yapılan plan değişiklikleri planlama
ilkelerine aykırı olarak yapılmaktadır. Bu tesisler, can ve mal güvenliği açısından
çok büyük tehditler içermektedir. Bu nedenle, LPG otogaz akaryakıt
istasyonlarına ilişkin plan değişiklikleri tasarıyla getirilecek maddeyle
zorlaştırılmalıdır.
Görüşmekte olduğumuz
tasarının geçici 2 nci maddesinde "bu kanunun yürürlüğe gireceği tarihten
önceki mevzuat hükümlerine uygun oldukları tespit edilen ve açılma ruhsatına
sahip olan otogaz istasyonlarının depolama ve dolum tesislerinin müktesep
hakları saklıdır" hükmü yer almaktadır. Ancak, mevcut istasyonların nasıl
ve kimler tarafından, ne kadar süre içerisinde tespit edileceği belli değildir.
Ayrıca, tespitlerin yürürlüğe girecek olan bu kanun hükümlerine göre yapılması
gerekmektedir. Bu kanuna aykırı olanlara, aykırılıklarını gidereceği belli bir
süre verilmeli ve bu sürenin kesinlikle uzatılmayacağı da hükme bağlanmalıdır.
Kentlerimizin içerisinde
bulunan tüm akaryakıt ve LPG otogaz istasyonları için, her kent için ayrı ayrı
kurulacak LPG otogaz akaryakıt inceleme komisyonlarınca bir envanterinin
çıkarılması zorunlu tutulmalıdır. Bu envanter uyarınca, ilgili tüm mevzuat
hükümlerine uygun olması nedeniyle ruhsat almış olsa dahi, kentteki konumu,
çevre ilişkileri uyarınca LPG otogaz istasyonları için aranan şartları
sağlayamayan, konut alanları içerisinde kalmış, gerekli sağlık, güvenlik,
koruma bandı bulunmayan, üzerinde veya güvenlik şeridi içerisinde tesise ait
servis, bakım, yönetim yapıları dışında yapı ya da işlev barındıran tüm
istasyonların olası tehlikeleri ve telafisi olanaksız sakıncaları gözönünde bulundurularak,
her türlü maliyeti karşılayıp faaliyetlerin durdurulması, uygun bulunacak ve
ilgili mevzuat uyarınca sakınca görülmeyen alanlara taşınması sağlanmalıdır;
ancak, kamuya düşen temel görev, gerek doğal miras alanlarının ve gerekse
kamuya ait tüm değerlerin tüketilerek yaratıldığı düşünülen, gerçekte de
yitirilen bu özel alanların işgalcilerine ödül verircesine satılması yerine,
kentlerde, kamu yararı ve toplum sağlığı açısından çok önemli sorunları, LPG
otogaz, akaryakıt istasyonlarının faaliyetlerinin durdurulup sağlıklaştırılması
şeklinde çözmek olmalıdır.
LPG otogaz, akaryakıt
istasyonlarıyla ilgili yasal düzenlemelerde ceza hükümleri getirmek olasıdır.
Bu konuda, daha evvelce, yürürlükte herhangi bir kanun olmadığı için, bir ceza
da söz konusu değildi. Öncelikle, mevcutta kaçak olarak çalışan, imar planı ve
ruhsatları olmayan LPG otogaz, akaryakıt istasyonlarının, gerekli tespitler
yapıldıktan sonra, hemen yıkılacağı yönünde hükümler getirilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Deveciler.
ALİ KEMAL DEVECİLER
(Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
Bununla ilgili belli bir
süre verilmelidir. Kanuna aykırı hareket eden ve gerekli sürelerde işlemleri
yapmayan idarelerle ilgili daha ağır cezalar getirilmeli ve sorumluluklar
kanunda açıkça belirlenmelidir. Belli süreler içinde yürürlüğe girecek kanun
hükümlerine aykırılıklarını gidermeyen istasyonlar için yıkım ve diğer cezaî
işlemler tanımlanmalı ve yeni süreler verilmemelidir.
Can ve mal güvenliğinin
sağlanması için, kaçak istasyonların ivedilikle tespit edilmesi ve gerekli
işlemlerin yapılması, mevzuata aykırı hareket eden kişi ve kurumların
sorumlulukları oranında cezalandırılması da kanunda açık ve net olarak yer
almalıdır.
Görüşmekte olduğumuz
yasanın ülkemize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum, saygılarımı ve
sevgilerimi sunuyorum. (CHP sırlarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Deveciler.
Sayın milletvekilleri,
madde üzerinde 2 adet önerge vardır; önergeleri önce geliş sıralarına göre
okutup, sonra aykırılıklarına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
723 sıra sayılı
Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Tasarısının 7 nci
maddesinin "otogaz bayileri" başlıklı bölümün 6 nolu fıkranın
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erdal Karademir Ali
Arslan Mehmet Yıldırım
İzmir Muğla
Kastamonu
Ahmet Küçük Rasim Çakır Kemal Demirel
Çanakkale Edirne Bursa
Enis
Tütüncü
Tekirdağ
Değişiklik Maddesi:
6. İstasyonlarında TMMOB
(Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği)'ne bağlı ilgili meslek odasınca
meslekî yeterliliği belgelendirilmiş sorumlu müdür çalıştırmak,
BAŞKAN - İkinci önergeyi
okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
723 sıra sayılı
Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Tasarısının 7 nci
maddesinin "otogaz bayileri" başlıklı bölümün 3 nolu fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erdal Karademir Mehmet
Siyam Kesimoğlu Muharrem İnce
İzmir Kırklareli Yalova
Nadir Saraç Mehmet Parlakyiğit
Zonguldak Kahramanmaraş
Değişiklik Maddesi:
Otogaz istasyonlarında
LPG ile çalışabilmesi için gerekli yakıt sistemi dönüşümünü motorlu araç trafik
ve tescil belgesine kayıt ettirmiş olan, TMMOB (Türk Mühendis ve Mimarlar
Odaları Birliği) Makine Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen montaj tespit
raporu ve LPG sızdırmazlık raporu bulunan araçlara otogaz LPG ikmali yapmak,
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Hayır efendim.
BAŞKAN - Hükümet?..
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Hayır.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan ek düzenlemeyle,
ülkemizde halen yaklaşık 1 500 000 adet olduğu bilinen LPG sistemli araçların
yaklaşık 500 000 adedinin trafik tescil belgesine (ruhsatına) LPG yakıt sistemi
dönüşümleri işlenmemiştir. Bu araçların LPG dönüşümlerinin standartlara ve
yönetmeliklere uygun olup olmadığı bilinmemektedir. Bu araçlar, gaz
sızdırmazlık raporu da alamamaktadırlar. Yine, trafik tescil belgesine işlenen
yaklaşık 1 000 000 aracın ise, yüzde 75'inin sızdırmazlık raporu olmadığı
bilinmektedir. Bu durum, ülkemizde, toplam mevcut 1 500 000 aracın yaklaşık
yüzde 20'sinin standart ve yönetmeliklere uygun hareket ettiği gerçeğini
somutlamaktadır. Son günlerde, basın ve kamuoyuna yansıyan LPG'li araçların
neden olduğu can alıcı kazalar da, bu denetim eksikliğinden kaynaklanan acı
tabloyu açıkça ortaya çıkarmaktadır.
Bu nedenle, yapılan
düzenlemeyle, otogaz bayilerinin montaj tespit raporu ve sızdırmazlık raporu
bulunmayan araçlara LPG ikmali yapmasının önüne geçilmesi ve araç muayene
istasyonlarının yanı sıra oluşturulacak kontrol mekanizmasıyla, LPG dönüşümü
gerçekleşmiş araçların standart ve yönetmeliklere uygun iyileştirilmesinin
sağlanması hedeflenmiştir. Madde mevcut haliyle, LPG kullanan araçlara dolum
yapılması gerektiğini ifade etmekte; ancak, aracın LPG dönüşümünün standartlara
uygun yapılmış ve ruhsata işlenmiş olması koşulunu taşımamaktadır. Oysa,
sıvılaştırılmış petrol gazları (LPG) -ikmal istasyonu- karayolu taşıtları için
emniyet kuralları başlıklı TS 11939 nolu standardın 1.23 maddesi hangi araçlara
ne şekilde dolum yapılacağını açıkça ifade etmiştir. Dolayısıyla, sırf ticarî
kaygılarla, otogaz istasyonuna gelen her araca "ben LPG satarım sonrasını
bilmem" anlayışının önünün kesilmesi ve konuda yapılacak denetimin önünün
açılabilmesi için bu değişiklik önerilmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
723 sıra sayılı
Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Tasarısının 7 nci
maddesinin "otogaz bayileri" başlıklı bölümün 6 nolu fıkranın
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erdal Karademir
(İzmir) ve arkadaşları
6) İstasyonlarında TMMOB
(Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği)ne bağlı ilgili meslek odasınca
meslekî yeterliliği belgelendirilmiş sorumlu müdür çalıştırmak,
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Sayın Başkan, 2002 yılında çıkmış olan bir kararname var, bugün yürürlükte olan
Bakanlar Kurulu kararnamesine bağlı olarak bir yönetmelik var. Bu yönetmeliğin
4 üncü maddesinin son fıkrasını, izin verirseniz, okuyayım efendim. Burada
sorumlu müdür tarifi var; şimdi, mühendis kardeşlerimizin de talep ettikleri
budur.
Yönetmelikte deniyor ki:
"Bu istasyonlar için, kimya, makine, petrol veya çevre mühendisliği
dallarında herhangi birinin eğitimini almış ve LPG ikmal istasyonunda işlerini
yürütmek üzere görevlendirilen kişiye sorumlu müdür denir." Yani, bu
yönetmeliğe göre sorumlu müdürün mühendis olması gerekiyor zaten. Onun için,
yönetmelik bu önergeyi kapsadığından dolayı, önergeye katılmıyoruz efendim;
maksat hâsıl oluyor çünkü.
BAŞKAN- Hükümet?..
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu)- Biz de aynı gerekçelerle -mükerrerlik olmasın
diye, zaten, hepsi mühendis- katılmıyoruz.
BAŞKAN- Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Bu değişiklikle, can ve
mal güvenliği yönleriyle uzmanlık gerektiren bu konuda meslekî yeterliliğin
belgelenmesi ve meslek odalarının öngöreceği periyotlarda sürekli eğitim
verilerek meslekî yeterlilik belgelerinin vizelenmesi ile konuyla ilgili
görevli sorumlu müdürlerin değişen ve gelişen teknolojiye bağlı kendilerini
sürekli yenilemeleri ve geliştirmeleri sağlanacaktır.
Bu uygulama ile LPG
otogaz istasyonlarının kanunun amacına uygun ticarî ve teknik mevzuata uygun
koşullarda faaliyet gösterip, kanunun can, mal ve çevre güvenliğini sağlamasını
temel alan amacına katkıda bulunulmuş olacaktır.
BAŞKAN- Sayın
milletvekilleri, komisyonun ve hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
8 inci maddeyi
okutuyorum:
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Tüplü LPG Bayilerinin,
Dökme LPG Kullanıcıları ve Tüplü LPG Kullanıcılarının Uyması
Gereken Usûl ve Esaslar
Tüplü LPG bayileri
MADDE 8. - Tüplü LPG
bayileri lisansa tâbi değildir. Boş olanlar da dahil olmak üzere LPG tüpleri;
imalat fabrikaları, dağıtıcılar ve tüplü LPG bayileri dışında, şahsi ihtiyaç
haricinde hiçbir kişi veya kurum tarafından bulundurulamaz, takas ve satışa
konu edilemez.
Tüplü LPG kullanıcıları,
Türk Standartları Enstitüsü tarafından yayınlanan kullanma kurallarına ilişkin
standartlar ile dağıtım şirketi ve bayisi tarafından kendisine bildirilen usûl
ve esaslara uygun şekilde davranmakla yükümlüdür.
Bayiler; depoları,
işyerleri ve nakil araçlarında bayii oldukları dağıtıcının tescilli markası ve
amblemini taşıyan LPG tüpleri bulundurmak zorundadır, ayrıca bayii oldukları
dağıtıcının çoğunluk hissesine sahip olduğu diğer dağıtıcıların tüplerini de
sözleşme yapmak kaydıyla bulundurabilir ve satışını yapabilir.
Tüplü LPG bayileri ;
1) Tüplerini bayii
oldukları dağıtıcılardan temin etmek, hiçbir şekilde LPG dolum işlemi yapmamak
ve işyerlerinde, depolarında, nakil vasıtalarında LPG dolumu sağlayan araç
bulundurmamak,
2) İlgili kamu kurum ve kuruluşlarından gerekli ruhsat,
izin ve belgeleri almak,
3) LPG tüp depolarının,
nakil araçlarının ve perakende satış yerlerinin teknik düzenlemelere uygun olmasını sağlamak,
4) Bağlı bulundukları
(dağıtıcının yazılı izni ile aynı dağıtıcıya bağlı diğer bayiler hariç) ve
diğer dağıtıcıların bayilerine tüplü LPG satışı yapmamak,
5) Meskûn mahallerdeki
tüp satış yerlerini nakil, itfaiye ve cankurtaran araçlarının kolaylıkla
ulaşabilecekleri noktalarda kurmak,
6) İki kilogram üzeri tüp
teslimini ve bağlantısını adreste yapmak,
İle yükümlüdür.
LPG birikmesine müsait
bodrumlarda veya merdivenle çıkılan zemin üstü asma katlarda kaza veya yangın
halinde rahatlıkla tahliye yapılmasına imkân verecek genişlikte çıkışı olmayan
yerlerde tüp satış yerleri açılamaz.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Eskişehir Milletvekili Vedat Yücesan;
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET
VEDAT YÜCESAN (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu Tasarısının 8 inci maddesi
üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini belirtmek üzere söz
almış bulunuyorum; bu vesileyle, konuşmama başlamadan önce Yüce Heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sıvılaştırılmış petrol gazlar piyasası 450 000 kişinin
istihdam edildiği ve 4,5 milyar dolar düzeyinde seyreden cirosuyla enerji
sektöründe önemli bir konuma sahiptir. Devletin, yaklaşık olarak 2,5 milyar
dolar gelir elde ettiği bu piyasada tüketim oranı her geçen gün artmaktadır. Bu
artışta, LPG'nin kullanım alanlarının çeşitlendirilmesinin büyük etkisi
olmuştur. Özellikle taşıtlarda ve endüstride LPG türevlerinden olan otogaz ve
dökme LPG'ye yönelik tüketici talebi çarpıcı boyutlara ulaşmıştır. Maalesef,
LPG piyasasının kurumlaşma süreci tüketici talebinin hızına yetişememiş,
kontrol ve denetim mekanizmaları sağlıklı bir yapıya kavuşamamıştır. Bu çerçevede
bugün tartıştığımız kanun tasarısı, hızla büyüyen bir piyasanın koşullarını,
şartlarını ortaya koyan bir kanun tasarısı olması bakımından önem arz
etmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; LPG dolum, satış ve ikmal hizmeti sunan işletmelerin emniyet
kurallarına ve teknik düzenlemelerine uygun bir biçimde kurulması ve
işletilmesi ve kamunun can ve mal güvenliği açısından büyük ehemmiyet
taşımaktadır.
Takdir edeceğiniz üzere,
toplum olarak, LPG'nin kullanıldığı bütün alanlarda büyük tehlikelere maruz
kaldık, çok acı olaylar yaşadık. LPG'yle çalışan araçların karıştığı kazalar
neticesinde yaşananlar ya da bu araçların herhangi bir tetikleyicisi unsur
olmadan park halindeyken infilak etmesiyle ilgili üzüntü verici haberler ile
çeşitli yerlerde yaşanan tüpgaz faciaları halen hafızalarımızda canlılığını
korumaktadır.
Geçen senelerde, Ankara
şehir merkezinde yer alan bir benzin istasyonunda LPG tankerine boşaltım
yapılırken oluşan patlamanın neticesinde yaşanan dehşeti, istasyon yanındaki
düğün salonunda yaşanan korkunç olayı, zannederim, hiçbirimiz unutmadık.
Bu yaşananlar karşısında,
piyasa işleyişindeki düzensizliklerin ortadan kaldırılması, LPG'yle ilgili
sektörün ihtiyaçlarına ve mevcut sorunlarına cevap verebilecek yasal
düzenlemenin yapılmasının yeni bir karar olduğuna inanıyorum.
Görüştüğümüz tasarıyla,
LPG sektöründe güvenliğin sağlanmasından kaliteli ürün sunumuna kadar önemli
noktalara temas edilmektedir. Bu çerçevede, LPG'nin ithali, ihracatı,
depolanması, taşınması, dağıtım ve bayiliği, özetle, LPG'ye ilişkin piyasa
faaliyetlerini ilgilendiren hükümler getirilmiştir.
Piyasa ekonomisinin
kurumlaştırılması neticesinde ve rekabet ortamının geliştirilmesi amaçlarının
yanı sıra, uluslararası norm ve standartlar ile Avrupa'ya uyum sağlama hedefi
açısından, tasarı, güvenli ve istikrarlı bir oluşum imkânı sağlayacaktır.
Değerli arkadaşlarım, LPG
piyasasına olumlu katkı sağlayacağına inandığım tasarının 8 inci maddesinde
tüplü LPG bayilerinin uyması gereken husus ve esaslar belirlenmiştir. Maddeyle,
bayilerin, tüplerini bağlı oldukları dağıtıcılardan temin etmesi, hiçbir
şekilde dolum işlemi yapmaması, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından gerekli
ruhsat ve izin belgeleri alınması ve bu depoların, nakil araçlarının ve
perakende satış yerlerinin teknik düzenlemelere uygun olmasıyla ilgili hükümler
getirilmektedir.
Malumunuz üzere, tüpgaz
kullanımı ülkemizde oldukça yaygındır; Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve
Akdeniz Bölgeleri başta olmak üzere, doğalgaza kavuşmamış birçok bölgemizde
tüpgaz kullanılmaktadır. Bu bölgelerimizin hemen her noktasında, genellikle
apartman altlarında faaliyet gösteren tüpgaz satış bayileri göze çarpmaktadır.
Hepimiz için sıradanlaşan
bu görüntüler, aslında çok büyük bir tehlike arz etmektedir. Özellikle bazı
kötü niyetli kişilerin işyerlerinde tüp dolumu yapmaları, izinsiz faaliyet
göstermeleri, korsan tüp satmaları, kamunun can ve mal güvenliğini tehlikeye
sokmaktadır. Maddeyle, bu tehlikeleri, riskleri minimize edecek düzenlemeler
getirilmekle, bayilik faaliyetleri disipline edilmektedir.
Değerli milletvekilleri,
maddede satış ve depolama ortamlarını rehabilite etmek için bazı şartlar
getirilmiştir. Bu amaçla, tüpgaz bayileri, meskûn mahallerdeki tüp satış
yerlerini nakil, itfaiye ve cankurtaran araçlarının rahatlıkla ulaşabilecekleri
noktalara kurmakla yükümlüdürler, yükümlü tutulmuşlardır. Bunun yanı sıra, kaza
veya yangın halinde rahatlıkla tahliye edilemeyecek yerlerde tüp satışları
yasaklanmıştır.
Bu hükümler, kamunun can
ve mal güvenliğini sağlayan, hepimizin düzenleme yapılması konusunda mutabık
olduğumuz çok önemli noktaları içermektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 8 inci madde, satıcıların yanı sıra kullanıcılar açısından da
bazı sorumluluklara atıfta bulunmuştur. Tüplü LPG kullanıcıları, Türk
Standartları Enstitüsü tarafından yayınlanan kullanma kurallarına ilişkin
standartlar ile dağıtım şirketi veya bayii tarafından kendisine bildirilen usul
ve esaslara uygun şekilde davranmakla yükümlü kılınmıştır. Örneğin, tüpgaz
kullanıcısı, standart ölçüsü 1 metre 25 santim olması gereken ocak ile tüp
arasındaki hortum uzunluğunu farklı uzunluklarda kullanamayacaktır. Standardı
ihlal ettiği takdirde, hortumda herhangi bir olay olduğu zaman ya da patlamaya
sebep olabilecek tehlikeli bir durum oluşmasına yol açabilir. Bu bakımdan,
getirilen düzenleme doğrudur. Ancak, bu hüküm bazı sakıncaları da beraberinde
getirmektedir.
Söz konusu hükümle
üretici firma TSE standartlarını yerine getirmiş kabul edildiğinden, meydana
gelebilecek bir kaza durumunda tüketicinin tazminat alabilmesi, LPG'ye TSE
standartlarının uygun kullanılmadığını ispatlamasına bağlı olacaktır.
Kanunda, uyulması gereken
TSE standardının ne olduğu açıkça belirtilmemektedir; ama, bu konu, Türk
Standartları Enstitüsünün "Evlerde ve Benzeri Yerlerde Kullanılan Gazla
Çalışan Isıtma Cihazlarında Genel Güvenlik Kuralları" başlıklı TSE 5800
sayılı Standart Tebliğinde düzenlenmiştir. 6 sayfalık tebliğdeki yükümlülükleri
yerine getirmemiş ya da bu yükümlülükleri yerine getirdiğini ispatlayamamış
olan tüketicilerin tazminat elde etme şansları neredeyse imkânsızdır.
Mağduriyetlerin önüne geçmek için madde hükmünde "Tüplü LPG
kullanıcılarının, TSE tarafından yayınlanan kullanma kurallarına ilişkin
standartlar ile dağıtım şirketi veya bayii tarafından kendisine bildirilen usul
ve esaslara uygun şekilde davranmasını sağlamaya yönelik kampanyalar, ilgili
kamu kurum ve kuruluşlarca yapılır" şeklinde bir düzenlemedir.
Sözlerime son verirken,
ifade ettiğim hususların da dikkate alınması temennisiyle, yasanın hayırlı
olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Yücesan.
Sayın milletvekilleri,
madde üzerinde 1 adet önerge vardır; okutup, işleme alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 723
sıra sayılı Kanun Tasarısının 8 inci maddesinin ikinci fıkrasının "Tüplü
LPG kullanıcılarının, TSE tarafından yayınlanan kullanma kurallarına ilişkin
standartlar ile dağıtım şirketi veya bayii tarafından kendisine bildirilen usul
ve esaslara uygun şekilde davranmasını sağlamaya yönelik kampanyalar, ilgili
kamu kurum ve kuruluşlarca yapılır" şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Mehmet Vedat Yücesan Ali Kemal
Deveciler Mehmet Işık
Eskişehir Balıkesir
Giresun
Mehmet Parlakyiğit Nejat Gencan
Kahramanmaraş Edirne
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet?..
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
ALİ KEMAL DEVECİLER
(Balıkesir) - Gerekçe...
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Sıvılaştırılmış Petrol
Gazları Piyasası Kanunu Tasarısının 8 inci maddesindeki hükümle, üretici firma
TSE standartlarını yerine getirmiş kabul edildiğinden, meydana gelebilecek bir
kaza durumunda, tüplü LPG kullanıcılarının tazminat alabilmesi, LPG'yi TSE
standartlarına uygun kullandığını ispatlamasına bağlı olacaktır. Yükümlülükleri
yerine getirdiğini ispatlayamamış olan tüketicilerin tazminat elde etme
şansları neredeyse imkânsız hale geleceğinden değişiklikle tüplü gaz
kullanıcılarının mağduriyeti önlenmiş olacaktır.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
9 uncu maddeyi
okutuyorum:
Dökme LPG kullanıcıları
MADDE 9. - Dökme LPG
kullanıcıları sözleşme yaptıkları dağıtıcıdan dökme LPG ikmali yapmak ve ilgili
mevzuata göre gerekli izinleri almak zorundadır.
Dökme LPG kullanıcıları
dağıtıcının bilgisi dışında dökme LPG sistemine başkalarının müdahale etmesine
izin veremez. Kurum bu tesislerin işletilmesinde, geliştireceği ilke ve
ölçütler doğrultusunda düzenlemeler yapabilir.
Kullanıcılar tesis veya
konutu için aldığı LPG'yi amacı dışında kullanamaz.
BAŞKAN - 9 uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
10 uncu maddeyi
okutuyorum:
İKİNCİ
KISIM
Çeşitli
Hükümler
BİRİNCİ
BÖLÜM
Fiyat
Oluşumu, Eşgüdüm, Bilgilerin Toplanması, Kayıt Düzeni, Denetim,
Tebligat,
Sigorta, Sorumlu Müdür ve Eğitim
Fiyat oluşumu
MADDE 10. - LPG alım
satımında fiyatlar, erişilebilir dünya serbest piyasa koşullarına göre
teşebbüsler tarafından serbestçe belirlenerek oluşur.
Ancak, LPG piyasasında
faaliyetleri veya rekabeti engelleme, bozma veya kısıtlama amacını taşıyan veya
bu etkiyi doğuran veya doğurabilecek nitelikte anlaşma veya eylemlerin piyasa
düzenini bozucu etkiler oluşturması halinde, gerekli işlemlerin başlatılmasıyla
birlikte, her seferinde iki ayı aşmamak üzere, faaliyetlerin her aşamasında,
bölgesel veya ulusal düzeyde uygulanmak için taban ve/veya tavan fiyat
tespitine ve gerekli tedbirlerin alınmasına Kurum yetkilidir. Belirli bölgelere
ve belirli amaçlara yönelik olarak fiyatlara müdahale edilmeksizin kullanıcıların
desteklenmesinin usûl ve esasları ile miktarı Bakanlığın teklifi üzerine
Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenir.
BAŞKAN - Madde üzerinde 1
adet önerge vardır; önergeyi okutup, işleme alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 10 uncu maddesinin
birinci fıkrasının "LPG alım satımında fiyatlar erişilebilir dünya serbest
piyasa koşullarına göre oluşur" şeklinde değiştirilmesini, aşağıdaki
fıkranın ikinci fıkra olarak eklenmesini ve takip eden fıkranın buna göre
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Eyüp Fatsa Hasan Ali Çelik Ahmet Rıza Acar
Ordu Sakarya Aydın
Fatma Şahin Fahri Çakır
Gaziantep Düzce
"Rafineriler ve dağıtıcılar lisansları
kapsamında yaptıkları piyasa faaliyetlerine ilişkin fiyatları, erişilebilir
dünya serbest piyasalarındaki fiyat oluşumunu dikkate alarak, tavan fiyatlar
olarak kuruma bildirirler."
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet?..
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
LPG piyasasındaki fiyat
oluşumuna ilişkin düzenlemenin, Petrol Piyasası Kanunundaki fiyat oluşumuna
ilişkin hükümlere paralellik sağlaması ve bu konuda yetki karmaşası oluşmasını
önlemek açısından bu değişiklik önerilmektedir.
BAŞKAN - Komisyonun
takdire bıraktığı, Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
ALİ KEMAL DEVECİLER
(Balıkesir) - Hayır; kabul edilmedi efendim, 3 kişi el kaldırdı. Olmaz böyle...
BAŞKAN - Bir dakika...
Yeniden oylayacağım.
ALİ KEMAL DEVECİLER
(Balıkesir) - Olmaz böyle şey efendim.
BAŞKAN - Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
ALİ KEMAL DEVECİLER
(Balıkesir) - Ama, yanlış yapıyorsunuz.
BAŞKAN - Kabul edilen
önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
ALİ KEMAL DEVECİLER
(Balıkesir) - Sayın Başkan, oylandıktan sonra olmaz böyle bir şey. O zaman
arkadaşlarımız dinlesinler, muhabbet etmesinler.
BAŞKAN - 11 inci maddeyi
okutuyorum:
Eşgüdüm
MADDE 11. - Piyasayı
doğrudan veya dolaylı olarak ilgilendiren konularda yetkili kılınan diğer
mercilerce yapılacak her türlü düzenleme çalışması öncesi (vergi, resim ve
harçlara ilişkin düzenlemeler hariç) Kurumun haberdar edilmesi ve çalışmalara
iştirakinin sağlanması esastır.
LPG piyasası faaliyetleri
ile ilgili olarak Türk Standartları Enstitüsü tarafından yapılacak standart
hazırlık çalışmalarında Kurum temsilcisi de bulunur. Piyasa faaliyetlerine
ilişkin Türk Standartları, Kurul onayı ile mecburi hale getirilebilir.
Kurum;
a) Lisanslı tesisler
açısından tehlikeli eylem ve kötüniyetin oluşması halinde,
b) Piyasada haksız
rekabet yaratacak ve yanıltıcı nitelikte reklam ve ilânlar ile benzeri faaliyetlerin
yapılması durumunda,
c) Piyasada faaliyet
gösteren malzeme ve cihaz ithalatçı, üretici ve satıcıları ile bunların yetkili
servisleri hakkındaki düzenleme ve uygulamalarda,
Görüş bildirmeye veya
ilgili makamlardan talepte bulunmaya yetkilidir.
Kurum, piyasa
faaliyetlerine ilişkin olarak açılmış veya açılacak kamu davalarına müdahil
olabilir. Bu konularla ilgili olarak suç duyurusunda bulunabileceği gibi
mevzuatın uygulanması açısından, adlî ve mülkî makamlardan yaptırım talebinde
bulunabilir.
Kurum, bu Kanunun etkin
bir biçimde uygulanmasının sağlanması için ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla
koordineli çalışmalar yürütür ve alınacak kararların uygulanmasında ilgili kamu
kurum ve kuruluşlarından uzman eleman çalıştırabilir.
BAŞKAN - 11 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul
edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
saat 19.00'da toplanmak üzere birleşime ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.38
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati : 19.05
BAŞKAN : Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 63 üncü Birleşiminin Dördüncü
Oturumunu açıyorum.
723 sıra sayılı tasarı
üzerindeki görüşmelere kaldığımız yerden devam ediyoruz.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
2.- Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu
Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu Raporu (1/839) (S.Sayısı: 723) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükümet yerinde.
12 nci maddeyi
okutuyorum:
Bilgilerin toplanması,
kayıt düzeni, denetim ve tebligat
MADDE 12. - Piyasanın
işleyişine ilişkin bilgileri derlemek amacıyla bildirim yükümlülükleri Kurumca
belirlenir. Kurum, lisans sahiplerinin, Vergi Usul Kanunu hükümleri saklı
kalmak şartı ile, düzenleyecekleri belge ve tutacakları kayıt düzenlerine
ilişkin özel usûl ve esaslar belirleyebilir.
Kurum, bu Kanunun
kendisine verdiği görevleri yerine getirirken gerekli gördüğü her türlü bilgiyi
kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerden isteyebilir.
Görevlendirilen Kurum
personeli, piyasa tarafları ve/veya tesisleri nezdinde, defterler de dahil
olmak üzere her türlü evrak, belge ve emtianın incelenmesi, suret veya numune
alınması, konuyla ilgili yazılı veya sözlü açıklama istenmesi, gerekli
tutanakların düzenlenmesi, tesislerin ve işletiminin incelenmesi konularında
yetkilidir. Görevlendirme yazısında amaç, kapsam, süre ve yetkinin çerçevesi yer
alır.
Kurum, piyasa
faaliyetlerini kendi personeli ile veya kamu kurum ve kuruluşları ile özel
denetim kuruluşlarından hizmet alımı yoluyla denetime tâbi tutar. Kurum, idarî
ve teknolojik yöntemler ile denetim sistemini kurar. Valilikler, görevli
elemanların başvurusu halinde denetim amaçlı alınacak numunelerin rafineri,
dağıtıcı, kullanıcı ve bayilerden alınmasını ve emniyetini sağlamakla
yükümlüdür. Numunelerde yapılacak testlerde alınan numunelerin laboratuvar
analizi ile standarda uymadığı tespit edildiğinde, 16 ncı madde hükümleri
uygulanır. Denetlemede, ön araştırmada ve soruşturmada takip edilecek usûl ve
esaslar yönetmelikle düzenlenir.
Bilgilerin ilgililere ve
kamuya açıklanmasına ilişkin ilke, usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak
yönetmelikle belirlenir. Piyasa açısından ticarî gizlilik niteliği taşıyan
bilgiler açıklanamaz. Lisans sahiplerinin lisans belgesi içeriği özet bilgileri
Kurum tarafından ilân edilir. Kurumca bu Kanuna göre yapılacak her türlü
tebligat hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır; ancak ilânen
yapılacak tebligatlar Resmî Gazetede yayımlanır.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
13 üncü maddeyi
okutuyorum:
Sigorta
MADDE 13. - Lisans
kapsamında yürütülen faaliyetler için sigorta yaptırılması zorunludur. Bakanlar
Kurulu kararıyla sigorta kapsamından muaf tutulacak faaliyetler belirlenebilir.
Sigorta kapsamına alınacak varlık çeşitlerinin belirlenmesi ile bunların tâbi
olacağı sigorta kolları ve muafiyet tanınan hususlar, yönetmelikle düzenlenir.
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
14 üncü maddeyi
okutuyorum:
Sorumlu müdür
MADDE 14. - LPG dolum
tesislerinde ve otogaz istasyonlarında sorumlu müdür bulundurulması zorunludur.
LPG dolum tesislerinde ve otogaz istasyonlarında bulundurulacak sorumlu müdürün
yetki, sorumluluk ve nitelikleri Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle
belirlenir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
1 adet önerge vardır;
okutup işleme alacağım:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
723 sıra sayılı
Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Tasarısının 14 üncü
maddesindeki "istasyonlarında" ifadesinden sonra gelmek üzere
"TMMOB (Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği)'a bağlı ilgili meslek
odasınca meslekî yeterliliği belgelendirilmiş sorumlu müdür bulundurulması
zorunludur" ifadesinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Erdal Karademir Ali
Arslan Mehmet Yıldırım
İzmir Muğla Kastamonu
Ahmet Küçük Rasim Çakır Enis Tütüncü
Çanakkale Edirne Tekirdağ
Kemal
Demirel
Bursa
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya)-
Efendim, şu anda yürürlükte olan bir kararnameye bağlı yönetmelikte bu husus
mevcut; mühendis bulundurulması zorunlu. O bakımdan, buna katılmıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?..
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Anadol
konuşacak mısınız?..
K. KEMAL ANADOL (İzmir) -
Gerekçeyi okutun.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Madde 14
Gerekçe 1'in bendi ile
özdeştir; 12.2.2002 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan
Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) ile Çalışan Motorlu Taşıtlar İçin İkmal
İstasyonlarının Kuruluş, Denetim, Emniyet ve Ruhsatlandırma İşlerine İlişkin
Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin (z) fıkrasında da "sorumlu müdür" tanımı
yapılmaktadır.
Bu yönetmelik, sorumlu
müdür; "kimya, makine veya petrol mühendisliği dallarında herhangi birisinin eğitimini almış ve LPG
istasyonlarında işleri yürütmek üzere görevlendirilen kişidir"
denilmektedir. Bu yönetmelikte de konuyla ilgili eğitimden, meslekî
yeterliliğin belgelendirilmesinden, meslekî denetimin ilgili meslek odalarınca
gerçekleştirilmesinden söz edilmemektedir.
Bu nedenle, kamunun, can,
mal ve çevre güvenliğini sağlama amacına yönelik sorumlu müdürün niteliğine
ilişkin yasal düzenlemeden başlanarak mevzuatta yer verilmesinde yarar
görülmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
15 inci maddeyi
okutuyorum:
Eğitim
MADDE 15. - LPG
piyasasında görev yapacak sorumlu müdürler, tanker şoförleri, dolum personeli,
tüp dolum personeli, tüp dağıtım araçlarının şoförleri ve tüp dağıtım
personeli, tanker dolum personeli, test ve muayene elemanları ve otogaz LPG
dolum personeli, pompacılar ile tesisat, projelendirme ve imalatında görev alan
diğer personel, dağıtıcılar tarafından asgarî düzeyde eğitime tabi tutulurlar.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
1 adet önerge vardır;
okutup, işleme alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
723 sıra sayılı
Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Tasarısının 15 inci
maddesinin "diğer personel" deyiminden sonra gelen kısmının
kaldırılarak "TMMOB (Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği)'a bağlı
ilgili meslek odası tarafından eğitime tabi tutulurlar. Eğitime ilişkin esas ve
usullerin yer alacağı yönetmelik TMMOB (Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları
Birliği ) ve ilgili kurum tarafından müştereken hazırlanır" ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Erdal Karademir Ali
Arslan Mehmet Yıldırım
İzmir Muğla
Kastamonu
Ahmet Küçük Rasim Çakır Kemal Demirel
Çanakkale Edirne Bursa
Enis
Tütüncü
Tekirdağ
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Topuz,
gerekçeyi mi okutayım?..
ALİ TOPUZ (İstanbul) -
Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Konuyla ilgili Tüm
eğitimlerin tarafsız, bağımsız kamu kurumu niteliğindeki kuruluşlar tarafından
verilmesi önerilmektedir. Bu öneriyle eğitimlerin göstermelik değil, gelişen ve
değişen teknolojik uygulamaları kapsayacak şekilde sürekli gerçekleştirilerek
kamunun can, mal ve çevre güvenliğinin en üst düzeyde sağlanması
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
16 ncı maddeyi
okutuyorum:
İKİNCİ BÖLÜM
İdarî Para Cezaları,
Yaptırımlar, Ön Araştırma, Soruşturma, Dava Hakkı ve Yönetmelik
İdarî para cezaları
MADDE 16. - Bu Kanuna
göre idarî para cezalarının veya idarî yaptırımların uygulanması, bu Kanunun
diğer hükümlerinin uygulanmasına engel oluşturmaz. Bu Kanuna göre verilen ceza
ve tedbirler diğer kanunlar gereği yapılacak işlemleri engellemez.
Bu Kanuna göre;
a) Aşağıdaki haller ağır
kusur sayılarak sorumluları hakkında beşyüzmilyar Türk Lirası idarî para cezası
verilir:
1) Lisans almaksızın
lisansa tabi faaliyetlerin yapılması.
2) 4 üncü maddenin son
fıkrasının ihlâli.
3) 10 uncu madde gereği
Kurum tarafından yapılan uygulamaların dolaylı veya dolaysız olarak
engellenmesi veya engellenmeye teşebbüs edilmesi.
4) 12 ve 13 üncü madde
hükümlerinin ihlâli.
b) Aşağıdaki haller
birinci derece kusur sayılarak sorumluları hakkında ikiyüzmilyar Türk Lirası
idarî para cezası verilir:
1) 5, 6 ve 7 nci madde
hükümlerinin ihlâli.
2) Lisans almaksızın hak
konusu yapılan tesislerin yapımına ve/veya işletimine başlanması ile bunlar
üzerinde tasarruf hakkı doğuracak işlemlerin yapılması.
3) Sahip olunan lisansın
verdiği haklar dışında faaliyet gösterilmesi.
4) Son fıkrası hariç 4
üncü madde hükümlerinin ihlâli.
c) 9, 14 ve 15 inci madde
hükümlerinin ihlâli ikinci derece kusur sayılarak sorumlular hakkında elli
milyar Türk Lirası idarî para cezası uygulanır.
ç) 8 inci maddenin üçüncü
fıkrasının (6) numaralı bendinin ihlali halinde bayilere yüz milyon Türk Lirası
idarî para cezası verilir.
Ancak tüpün sisteme
bağlantısının kullanıcı tarafından yapıldığının kanıtlanması durumunda tüp
bayii ve dağıtıcı şirketlere hukukî ve cezaî sorumluluk yüklenmez.
Yukarıda belirtilenlerin
dışında kalan ancak bu Kanunun getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca
birmilyar Türk Lirası idarî para cezası verilir.
Cezalar tahsil edilinceye
kadar mahkeme kararı ile ilgililerin varlıklarına tedbir konulabilir. Tesisler,
lisans alınıncaya veya bu Kanuna göre lisans gerektirmeyen faaliyet gösterecek
hale getirilinceye kadar mühürlenir.
Ceza uygulanan bir fiilin
iki takvim yılı geçmeden aynı kişi tarafından tekrarı halinde, cezalar iki kat
olarak uygulanır.
Kurulun ceza vermesinde
zamanaşımı süresi, ihlâlin ve/veya olayın meydana geliş tarihinden itibaren beş
yıldır. Bununla ilgili olarak Kurumun inceleme ve araştırma amacıyla yapacağı
herhangi bir işlem, bu işlemin kişilerden birine tebliği anından itibaren
zamanaşımını keser. Karar aleyhine yargı yoluna başvurulmuş olması da
zamanaşımı süresini keser.
Ay içinde tahsil edilen
idarî para cezaları müteakip ayın yirminci işgünü sonuna kadar Hazineye irat
kaydedilir.
İdarî para cezalarında
tüzel kişilerin sorumluluğu 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 65 inci
maddesine göre tayin olunur.
İdarî para cezaları,
tebliğ tarihini takip eden otuzgün içinde Kurul tarafından belirlenen hesaplara
ödenir. Süresinde ödenmeyen cezalar, 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre takip ve tahsil edilmek üzere
Kurum tarafından cezaya muhatap olanların bağlı bulundukları vergi dairelerine
bildirilir.
İdarî para cezalarının
miktarları her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun mükerrer 298 inci maddesi uyarınca belirlenen yeniden değerleme
oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Bu şekilde yapılacak hesaplamalarda
milyon kesirleri dikkate alınmaz.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?..: Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
17 nci maddeyi
okutuyorum:
Yaptırımlar
MADDE 17. - Lisans sahibi
kişiler hakkında, bu Kanuna, bu Kanuna göre yürürlüğe konulmuş yönetmeliklere,
Kurumun yazılı talimatlarına veya lisanslarına kayıtlı hususların herhangi
birine riayet edilmediği takdirde, Kurum tarafından ön araştırma veya
soruşturma başlatılır. Ayrıca, ilgiliye onbeş gün içerisinde aykırılıkların
giderilmesi, aksi halde bahse konu piyasa faaliyetlerinin geçici bir süre için
durdurulabileceği veya doğrudan doğruya iptal yaptırımının uygulanacağı ihbar
edilir. Bu ihbara rağmen onbeş günlük sürenin bitiminde aykırılıklar giderilmezse,
Kurum piyasa faaliyetini otuz günden az, yüzseksen günden çok olmamak üzere
geçici olarak durdurur. Geçici durdurma süresince, tehlikeli eylemin veya
kötüniyetin veya herhangi bir zararın oluşmasının önlenmesi ile faaliyetin
durdurulmasına neden olan durumun ortadan kaldırılmasına ilişkin faaliyetler
dışında hiçbir piyasa faaliyeti yapılamaz. Lisans iptalleri Kurumca yapılacak
soruşturma neticesine göre karara bağlanır.
Kaçak veya menşei belli
olmayan veya teknik düzenlemelere uygun olmayan LPG ile piyasa faaliyetinde
bulunan lisans sahiplerinin lisansı iptal edilir. Teknik düzenlemelere uygun
olmayan LPG mahkeme kararı ile müsadere edilir. Bu LPG'yi ikmal edenler zararı
tazmin etmekle yükümlüdür.
Otogaz istasyonu
kapsamında sürdürülen bayilik faaliyetlerinin, bu Kanuna veya bu Kanuna
istinaden çıkarılan düzenlemelere aykırılığının Kurumca tespiti halinde, anılan
istasyonda yapılan LPG ikmali Kurumca geçici veya süresiz olarak mühürleme
suretiyle durdurulur. İptale veya mühürlemeye ilişkin usul ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Lisans iptaline veya
mühürlemeye rağmen, faaliyetlerini sürdüren gerçek kişiler ile tüzel kişilerin
yetkilileri hakkında 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 274 üncü maddesi hükümleri
uygulanır.
Bu Kanuna göre yapılan
talep veya işlemlerde, kanuna karşı hile veya gerçek dışı beyanda
bulunulduğunun tespiti halinde lisans iptal olunur.
Teknik düzenlemelere
uygun olmayan LPG ikmali nedeniyle kullanıcıya verilen zarar ve hasarların
tazmini hususu, kullanıcıların muhatap olduğu lisans sahibi gerçek veya tüzel
kişilerin lisanslarında ve sözleşmelerinde yer alır. Uygulamaya ilişkin usûl ve
esaslar yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
18 inci maddeyi
okutuyorum:
Ön araştırma, soruşturma
ve dava hakkı
MADDE 18. - Kurul, re’sen
veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma
açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön
araştırma yapılmasına karar verir.
Ön araştırma ve
soruşturmada takip edilecek usûl ve esaslar, Kurum tarafından yürürlüğe
konulacak yönetmelikle düzenlenir.
Kurul kararlarına karşı
açılacak davalar ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülür. Danıştay,
Kurul kararlarına karşı yapılan başvuruları acele işlerden sayar.
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
19 uncu maddeyi
okutuyorum:
Yönetmelik
MADDE 19. - LPG piyasa
faaliyetlerine ilişkin hususlar, bu Kanunun ilgili maddelerinde yer alan
çerçeve ve yetkilendirme dahilinde Kurul tarafından yürürlüğe konulacak
yönetmeliklerle düzenlenir. Bu yönetmelikler Resmi Gazetede yayımlanır.
Ayrıca, Kurum yetkilerini
Kurul kararıyla özel nitelikli kararlar almak suretiyle de kullanabilir. Özel
nitelikli kararlardan kamuoyunu ilgilendiren hususlar ile yapılacak
düzenlemeleri açıklamak amacıyla çıkarılacak tebliğler, basın ve yayın
araçlarıyla veya özel bültenler ile duyurulur.
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
20 nci maddeyi
okutuyorum:
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Elektrik
Piyasası Kanununda Yapılan Değişiklikler
MADDE 20. - 20.2.2001
tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa 5/B maddesinden sonra gelmek
üzere aşağıdaki 5/C maddesi eklenmiştir.
"Kurulun
sıvılaştırılmış petrol gazları (LPG) piyasası ile ilgili görevleri
MADDE 5/C. - Enerji
Piyasası Düzenleme Kurulu LPG piyasası ile ilgili olarak aşağıda belirtilen
görevleri de yerine getirir:
a) Sıvılaştırılmış Petrol
Gazları (LPG) Piyasası Kanunu hükümlerini uygulamak, piyasa faaliyetlerine
ilişkin her türlü düzenlemeleri yapmak ve yürütülmesini sağlamak.
b) LPG piyasası
faaliyetlerine ilişkin plân, politika ve uygulamalarla ilgili Kurum görüş ve
önerilerini belirlemek.
c) LPG piyasası
faaliyetleriyle ilgili denetleme, ön araştırma ve soruşturma işlemlerini
yürütmek, yetkisi dahilindeki ceza ve yaptırımları uygulamak ve dava açmak da
dahil olmak üzere her türlü adlî ve idarî makama başvuru kararlarını almak.
d) Uluslararası
organizasyon ve teşkilatların LPG piyasasına ilişkin uygulamalarını izlemek.
e) LPG piyasasında lisans
ve lisanslarla ilgili işlem bedellerini belirlemek.
f) LPG piyasasında
faaliyet gösteren kişilerin denetlenmiş malî tablolarını incelemek veya
incelettirmek.
g) LPG piyasasında
faaliyet gösteren kişilerden istenecek olan hizmet güvenilirliği, hizmet dışı
kalmalar ve diğer performans ölçütleriyle ilgili raporların kapsamını
belirlemek ve düzenli olarak Kurula vermelerini sağlamak.
h) Sıvılaştırılmış Petrol
Gazları (LPG) Piyasası Kanunu hükümlerine, çıkarılan yönetmelik hükümlerine,
Kurul tarafından onaylanan tarife ve yönetmeliklere, lisans hüküm ve
şartlarına, teknik düzenlemelere ve Kurul kararlarına aykırı davranıldığı
durumlarda idarî para cezası vermek, lisansları iptal etmek."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Sayın Başkanım, burada bir redaksiyon söz konusu; yasa başlığına uygun olarak,
buradaki (a) fıkrasında "sıvılaştırılmış petrol gazları"ndan sonra,
yasa başlığına uygun olarak redakte edilmesini istiyoruz efendim. Bütün kanun
metninde bu tür bir hata söz konusu, sehven, unutulmuş. Kanun başlığına uygun
olarak redakte edilmesini istiyoruz. Herhalde anlaşıldı, değil mi efendim?
BAŞKAN - Sayın Başkan,
not alınmıştır.
Redakte edilmesi
suretiyle maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
21 inci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 21. - 4628 sayılı
Kanunun 6 ncı maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarında geçen "elektrik ve
doğal gaz" ibaresinden sonra gelmek üzere ile petrol ve LPG" ibaresi,
"elektrik enerjisi ticareti ve doğal gaz ticareti" ibaresinden sonra
gelmek üzere "ile petrol ve LPG ticareti" ibaresi, dördüncü
fıkrasında geçen "elektrik enerjisi ve doğal gaz" ibaresinden sonra
gelmek üzere "ile petrol ve LPG" ibaresi eklenmiştir.
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
22 nci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 22. - 4628 sayılı
Kanunun 10 uncu maddesine aşağıdaki (D) bendi ile bu bentten sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"D) Kurumun LPG
piyasası ile ilgili gelirleri aşağıdaki kalemlerden oluşur:
a) Katılma payı.
b) Lisans, onay, izin ve
vize işlemleri üzerinden alınacak bedeller.
c) Yayın ve sair
gelirler.
d) Ayrıntıları kamuoyuna
duyurulmak kaydıyla ve piyasanın gelişimine dair etüt ve proje çalışmalarının
finansmanında kullanılmak üzere uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından
verilecek hibeler.
(a) alt bendindeki
katılma payının mükellefi; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası
Kanununa göre üretim, dağıtım, dolum ve otogaz bayii lisansı sahibi gerçek ve
tüzel kişilerdir. Petrol Piyasası Kanunu ve Sıvılaştırılmış Petrol Gazları
(LPG) Piyasası Kanununa göre lisans alarak
faaliyet gösteren lisans veya müşterek lisans sahipleri, katılma payını
toplam net akaryakıt ve LPG satışları üzerinden öder. Katılma payı, lisans
sahiplerince yıllık gelir tablolarında yer alan net satışlar tutarının binde
biri oranını ve ikimilyon ABD Dolarını aşmayacak şekilde Kurulca belirlenir.
Yıl içinde uygulanacak katılma payı oranı bir önceki yılın aralık ayı içinde
açıklanır.
Net satış hasılatı içinde
yer alması halinde, yıl içinde LPG için ödenen gümrük vergi, resim ve harçları
ile özel tüketim vergisi toplamı net satışlar toplamından tenzil edilir.
Katılma payı ödemekle
yükümlü lisans sahipleri, herhangi bir bildirim beklemeksizin her yıl mayıs ayı
sonuna kadar bir önceki yıla ait bilanço ve gelir tablolarını Kuruma göndermek
ve katılma payının yarısını haziran, ikinci yarısını kasım ayı sonuna kadar
ödemek zorundadır.
Süresinde beyan edilmeyen
veya hatalı beyan edilen katılma paylarına ilişkin cezaî ve idarî işlemler
Kurumca tamamlanarak ilgili organlar nezdinde adlî ve idarî işlemler
başlatılır. Süresinde ödenmeyen malî yükümlülükler ve gecikme zamları hakkında
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri
uygulanarak ilgili vergi daireleri aracılığı ile tahsili sağlanır."
BAŞKAN - Sayın Başkan,
burada da aynı şey mi söz konusu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Efendim, bütün kanun tasarısı içerisindeki her yer için bunu istirham ediyoruz.
BAŞKAN - Peki.
Maddeyi redakte edilmiş
şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Geçici madde 1'i
okutuyorum:
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Geçici
ve Son Hükümler
GEÇİCİ MADDE 1. - Bu
Kanunun yürürlüğe girmesinden önce; sıvılaştırılmış petrol gazları (LPG)
dağıtım ve pazarlama şirketlerinin, mevcut mevzuat kapsamında tanınan hak ve
menfaatleri ile yükümlülüklerine ilişkin hükümler, bu Kanunda belirlenen süre
ve esaslar dahilinde faaliyeti ile ilgili lisans verilinceye kadar saklıdır.
Otogaz istasyonları ile içinde otogaz tesisi
bulunan akaryakıt istasyonlarının sahası içinde, teknik düzenlemelere uygun
olarak tesis edilmiş idarî büro, araç yıkama ve yağlama tesisleri, müşterilerin
acil ihtiyaçlarının giderilmesi için kurulan küçük market ve benzeri tesislerin
dışındaki lokanta, ticarî ve sosyal amaçlı tesisler 7 nci maddenin beşinci
fıkrasında belirtilen şartlara iki yıl içinde uygun hale getirilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
şahsı adına söz isteyen, Sakarya Milletvekili Hasan Ali Çelik; buyurun. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
HASAN ALİ ÇELİK (Sakarya)
- Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun tasarısının
geçici 1 inci maddesi üzerinde konuşmak istiyorum; ancak, bu ifadelerimde biraz
genel bir değerlendirme var; kısaca, maddeler halinde sunacağım.
Bildiğiniz gibi, bu
çıkarmakta olduğumuz kanun... Avrupa için düşündüğümüzde, Avrupa'da en fazla
gaz tüketen ikinci ülkeyiz ve kırk yıldır da bu sektör, bu çıkarmakta olduğumuz
yasanın alakalı olduğu alanlar, çeşitli kanunlar -kanunlar olduğu kadar-
beraberinde tebliğler ve yönetmeliklerle yönetilmekte ve yürütülmektedir, disipline
edilmektedir; ancak, şimdi bu yasayla şu hale gelmiş bulunmaktadır: Kanun
tasarısı, onbir ayrı kanunun bir bütünlüğünü sağlamaktadır. Onbir ayrı kanunla
bugüne kadar yürütülmekte olan bu faaliyetler, bundan sonra ev tüpleri, sanayi
dolum sistemleri, yine, dökmegazlar ve otogaz sistemleri -ki, bunlar, otogaz
için söyleyecek olursak, 4 000 adet otogaz istasyonunu ihtiva etmektedir-
bunların kimi ruhsatlı, kimi ruhsatsız; işte, çeşitli sorunlar yaşıyoruz.
Bunların tümünün dolumu, ikmali, dağıtımı gibi faaliyetlerin daha disiplin
altında tutulmasını temin ediyor. Yine, yaklaşık olarak 1,5 milyon otogazla
çalışan araç var; belki, yanımızda çalışan bir araç böyle bir araç. Biz, bu
araçların, bu yasayla, daha düzenli bir şekilde dolum yapmasını,
istasyonlardaki disiplinini temin ediyoruz.
Yine, bu istasyonlarda,
dolum yapılan, ikmal yapılan istasyonlarda, daha eğitilmiş personelle, daha
eğitilmiş yöneticilerle, daha disiplinli ve insan can ve güvenliğini daha
tedbir altına almış oluyoruz.
Yine, bu kanun tasarısı
-ki, ben, yine çok önemsiyorum; belki, sektörün en fazla artış yapan, 2003'e
göre 2004'te en fazla artış yapan alanı tüpgaz tüketimidir; Türkiye'de,
yaklaşık 15 000 000 haneden 13,5 milyon hanede tüpgaz tüketilmektedir- 13,5
milyon haneyi ilgilendiriyor. Onlara bir güven getiriyoruz. Neyin güveni diye
baktığımızda, tüpgazlar, işte, sahipli olacak, filan markanın adı altında
çıkacak, markayla başka bir satış yapılmayacak, eve kadar götürülecek; piknik
tüpleri -2 kilogramlıklar- hariç eve kadar götürüp, takma mecburiyeti var
dağıtıcının, satıcının yahut da bayiin, her neyse, bununla ilgili her kesimin.
Böylece, halkımızın yüzde 90'ını, hane sayısının yüzde 90'ını, belki yüzde
100'ünü ilgilendiriyor bir başka alanda.
Yine, bununla birlikte,
ben bir şey daha ifade etmek istiyorum: Tasarıyla, 52 dağıtım şirketi, 15 000
adet bayi, 30 000 adet tali tüp bayii, 50 000 adet dağıtım aracı, yine, 4 000
adet otogaz istasyonu etkileniyor ve olumlu olarak da halkımıza, bunun,
katkılarını görmek istiyoruz.
Yine, bu kanun tasarısı,
disiplini bir kuruma veriyor; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, bu işi disiplin
altına, denetim altına alıyor. Dolayısıyla, bununla da bizim bir istifademiz
olacak ve sahipsiz, açıkta kalmış, herhangi bir şekilde hangi kurumun elinde
olduğu belli olmayan bir durumdan çıkıp, Enerji Bakanlığı ve EPDK'nın denetimi
altında olmuş olacak böylece.
Bir de -herhangi bir
sıkıntı altında- bu yasa, bir dolum güvenliği, bir depolama garantisi de
getiriyor. Dolayısıyla, Avrupa Birliği müktesebatı içerisinde öngörülen
şartları sağlamış olacağız ve birtakım eksikliklerimiz de böylece daha iyi
giderilmiş olacak.
Sonuç olarak, bu yasa,
hepimiz tarafından, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, olumlu olarak
topluma hitap edecek, topluma haklar ve mesuliyetler getirecek, bazı kişilere
cezaî sorumluluklar yükleyecek bir müeyyideyi ortaya koyuyor. Bu yasayı -az
önce belli bir noktaya getirdik- inşallah, bitirdiğimiz zaman, milletimizin,
ülkemizin, bunun getirdiği disiplinden dolayı, bugüne kadar yaşadığı birçok
aksama ve hatalar ortadan kalkmış olacaktır.
Ben, bu vesileyle, bana
verilen fırsattan dolayı herkese teşekkür ediyor, yasanın çıkmasına vesile olan
herkese de saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum.
(Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Çelik.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici 2 nci maddeyi
okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 2-. Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte fiilen, bu Kanun uyarınca lisans alınması
gereken faaliyetleri yürüten kişiler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
sonra bir yıl içinde durumlarını bu Kanuna uygun hale getirerek, Kurum
tarafından istenecek bilgi ve belgelerle Kuruma başvurmak zorundadır.
Başvurusunu yapmış ancak işlemleri tamamlayamayan kişilerin faaliyetlerinin
devamı için üç ayı aşmamak üzere ek süre verilmesinde Kurum yetkilidir. Ancak
bu Kanun yürürlüğe girmeden önce kurulduğu dönemdeki mevzuata göre gayri sıhhi
müessese, işyeri açma ve çalışma ruhsatı almış otogaz istasyonlarının bu Kanun
gereği belirlenen güvenlik önlemlerine uymak kaydıyla kazanılmış hakları saklıdır.
Süresinde başvurmayan
veya süresinde başvurduğu halde süresinde durumunu bu Kanuna uygun hale
getirmeyenlerin faaliyetleri sürenin bitim tarihi itibarıyla durdurulur.
BAŞKAN - Madde üzerinde 2
adet önerge vardır. Önergeleri önce geliş sıralarına göre okutacağım; sonra,
aykırılıklarına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının geçici 2 nci maddesinin
birinci fıkrası 3 üncü cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Eyüp Fatsa Ahmet Rıza Acar Fatma Şahin
Ordu Aydın Gaziantep
Tacidar Seyhan Fahri
Çakır Hasan Anğı
Adana Düzce Konya
Hasan
Ali Çelik
Sakarya
"Ancak bu Kanun
yürürlüğe girmeden önce, kurulduğu dönemdeki mevzuata göre Gayri Sıhhi
Müessese, İş Yeri Açma ve Çalışma Ruhsatlı olarak faaliyetlerini sürdüren
otogaz istasyonları, bu Kanun gereği belirlenen güvenlik önlemlerine uymak
kaydıyla faaliyetlerine devam ederler."
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
EYÜP FATSA (Ordu) -
Gerekçeyi okuyalım.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Bu düzenlemeyle, geçerli
ruhsatı devam eden ve fiilen faaliyetini sürdüren müesseselerin kanuna uyum
sağlayarak, haklarını korumak, faaliyetlerini sürdürmelerine imkân tanınması
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan LPG
Piyasası Kanunu Tasarısında, otogaz istasyonlarının GSM ve çalışma ruhsatlarını
tamamlamaları için bir süre verilmesi için önerge verilmiş bulunmaktadır.
Bilindiği üzere, Yüce Meclisimizde 4 Aralık 2003 tarihinde 5015 sayılı Petrol
Piyasası Kanunu görüşülerek kabul edilmiştir. Petrol Piyasası Kanunu uyarınca,
rafineriler, akaryakıt dağıtım şirketleri, depolama yapan şirketler ve
akaryakıt bayileri, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan lisans almakla
yükümlüdürler. Lisans almak için, EPDK tarafından yayınlanan Lisans
Yönetmeliğinin önşartlarından biri de, tüm işletmelerce GSM ruhsatı
alınmasıdır. Otogaz istasyonlarına ruhsat vb işlemleri tamamlamaları ve ilgili
mevzuata uymaları için süre vermek ve benzer durumdaki akaryakıt işletmelerine
eşit hakların sağlanması amacıyla LPG Piyasası Kanunu Taslağının geçici 2 nci
maddesinin birinci fıkrasının sonuna aşağıdaki ilavenin yapılmasını teklif
ederiz.
LPG Piyasası Kanunu
Geçici Madde 2'ye ilave:
"Ancak yer seçimi
izin belgesi olan ve İmarda 1/1000'lik ve 5000'lik plana işlenmiş otogaz
istasyonları ile yasal süresi içinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna
başvuran Akaryakıt İstasyonları ve tesisleri üç yıl içinde GSM (Gayri Sıhhi
Müesseseler) Ruhsatı alarak durumlarını bu ve tabi oldukları ilgili Kanunun
hükümlerine uygun hale getirmek şartıyla faaliyetlerine devam ederler."
Ümmet Kandoğan Dursun
Akdemir E. Safder Gaydalı
Denizli Iğdır Bitlis
Süleyman Sarıbaş Ülkü
Güney Süleyman Bölünmez
Malatya Bayburt Mardin
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet önergeye
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçeler:
1- LPG Kanunu ve Petrol
Piyasası Kanunu akaryakıt ve oto LPG dağıtım faaliyetleri açısından birbirine
eşdeğer faaliyetleri düzenlemektedir. Her iki kanunun lisans önşartına
bağladığı işletmelerden gerekli işlemlerin tamamlanması için tanınan sürelerde
bütünlük yaratmak, benzer işletmelerin ruhsat işlemleri arasında farklı
uygulamalardan kaynaklanacak haksız rekabete engel olmak.
2- Akaryakıt
istasyonlarının, depo ve tesisatlarının ülkemizdeki tarihçesi çok eski yıllara
dayanmaktadır. Özellikle oto LPG ile kıyaslandığında mazisi yıllarca önceye
dayanan akaryakıt işletmeleri için GSM ruhsatlarıyla ilgili sorunlar
incelendiğinde, eksüre verilmesini gerekli kılacak çok haklı gerekçeler
bulunmaktadır. Bu işletmelerin kurulduğu dönemde, özellikle bugünkü kapsamıyla
imar ve GSM mevzuatının bulunmadığı hepimizce bilinmektedir. Nitekim 10-50 yıl
önce kurulan birçok akaryakıt işletmesi, müteakip yıllarda imar mevzuatının
değişmesi, söz konusu işletmelerin bulunduğu çevredeki yapılaşmanın kamu eliyle
değiştirilmesi neticesinde, bugünkü mevzuata göre GSM almaları çok uzun süreler
gerektirmektedir. Bu işletmelerin kurularak çalışmaya başladıktan yıllar sonra
imar mevzuatının değiştirilmesi, bu tesislerin yakın çevrelerine çok kez kamu
eliyle yeniden yapılaşmaya izin verilmesi nedeniyle binlerce akaryakıt
istasyonu, tesisat ve depo işletmeleri bugün GSM ruhsatlarını alabilmek için
büyük zorluklar çekmekte olup, yerel yönetimlerle yoğun bir çalışma içine
girmişlerdir. Diğer taraftan, GSM ruhsatlarıyla ilgili bürokratik süreç son
derece uzun ve yavaş işlemektedir. Bu tablo içinde söz konusu işletmelere ek
bir süre verilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir.
3- 5015 sayılı Petrol
Piyasası Kanunu EPDK'ya işletmelerin lisans işlemlerini tamamlamaları için üç
aya kadar süre uzatımı hakkı vermiştir. Bu süre 20 Mart 2005 tarihinde sona
erecek olup, sorunun çözümü EPDK yetkisi dışına çıkmaktadır. Belediyeler
tarafından yatırımcılara kiralamayla verilen veya kamu tarafından tesis
edilerek özel sektöre kiralanan çok sayıda işletme, bürokratik nedenlerle GSM
ruhsat işlemlerini tamamlayamamış durumdadır. Bu düzenleme yapılmadığı takdirde
yüzlerce işletmenin kapanması, birçok yatırımın çöpe atılması, binlerce
çalışanın işsiz kalması gibi toplumun zararına bir durumun oluşmasına ve
eşdeğer öneme ve uygulamalara sahip sektörler için farklı bir düzenleme
yapılmasına engel olunması gerekmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Geçici 3 üncü maddeyi
okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 3. - Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte olan LPG ile ilgili kararname,
yönetmelik ve tebliğlerde yer alan hükümler, Kurumca düzenleme yapılıncaya
kadar saklıdır. Kurum tarafından hazırlanacak yönetmelik ve diğer mevzuat
yürürlüğe girene kadar Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı ve/veya Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce yürütülmekte olan işlemlere
ilişkin görevler sürdürülür. Ancak, bu süre içerisinde anılan mevzuata
istinaden yeni LPG dağıtım ve pazarlama şirketlerinin kurulması ile ilgili
olarak statü verilmez.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici madde 4'ü
okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 4. - Lisans
yönetmeliği yürürlüğe girinceye kadar piyasa faaliyetlerine ilişkin lisans
isteminde bulunulamaz. Lisans yönetmeliğinin yürürlüğe girişi, bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihi takip eden yüzsekseninci günü aşamaz.
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici madde 5'i
okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 5. - 4 üncü
maddenin son fıkrasında yer alan ihtisas gümrüklerinin kurulması için gerekli
alt yapı ve teçhizat Gümrük Müsteşarlığının belirleyeceği gümrüklerde 1.7.2005
tarihine kadar Kurum tarafından yaptırılır ve Gümrük Müsteşarlığına devredilir.
İhtisas gümrüklerinin personel ihtiyacı Gümrük Müsteşarlığı tarafından temin
edilir ve personelin eğitimi de Kurum tarafından sağlanır.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
tasarıya yeni geçici madde eklenmesine dair 2 adet önerge vardır.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) -
Efendim, çoğunluk var mı Komisyonda? Ek madde için çoğunluğun olması lazım.
BAŞKAN - Sayın Anadol,
geçici madde olduğu için çoğunluk aranmıyor. Ayrıca, önerge işlemi yapıyoruz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) -
Önerge yok elimizde.
BAŞKAN - İlk önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 723
sıra sayılı kanun tasarısına aşağıdaki maddenin geçici 6 ncı madde olarak
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
"Geçici Madde 6.-
Elektrik Üretim Anonim Şirketi özelleştirilmesi tamamlanıncaya kadar;
a) Dahilde işleme
belgesine sahip elektrik ihraç eden elektrik üretim şirketleri elektrik
üretiminde kullanacakları, dahilde işleme belgelerinde hammadde olarak
belirtilen akaryakıtları Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'na bilgi vermek
koşuluyla yurt dışından, kara ve/veya deniz yolu ile Dahilde İşleme Rejimi
kapsamında kendileri temin edebilirler.
b) Elektrik Üretim Anonim
Şirketi mevcut kapasitesinin yeterli olması ve ihraç edilmesi kaydı ile toptan
satış şirketlerine ikili anlaşma ve döviz bedeli ile elektrik enerjisi
satabilir. Satış fiyatı Elektrik Üretim Anonim Şirketinin yıllık ortalama
üretim maliyetinin altında olamaz ve Elektrik Üretim Anonim Şirketi Yönetim
Kurulu tarafından belirlenir.
Ayrıca, Türkiye Elektrik
Ticaret ve Taahhüt Anonim Şirketi, döviz bazında ihraç kayıtlı elektrik
enerjisi satışına ve buna ilişkin toptan satış tarifesini belirlemeye
yetkilidir. Uluslararası enterkoneksiyon şartı oluşana kadar ihraç kaydıyla
elektrik enerjisi ithalatına Bakanlık ve Türkiye Elektrik İletim Anonim
Şirketinin görüşleri çerçevesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından
izin verilir.
Eyüp Fatsa Mustafa Ataş İbrahim Hakkı Birlik
Ordu İstanbul
Şırnak
Mehmet Alp Recep Yıldırım
Burdur Sakarya
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet önergeye
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
EYÜP FATSA (Ordu) -
Gerekçeyi okuyalım.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Komşu ülkelere elektrik
enerjisi ihracında kamu zararı doğmaksızın ihracatta rekabet şansının temin
edilmesi, boş kapasiteleri değerlendirerek KİT finansman dengesine ve ülke
ödemeler dengesine olumlu katkılarda bulunması, sınır ötesi elektrik enerjisi
ticaretinin gelişmesi ve ülkemizde bulunan arz fazlasının ihracat yoluyla
değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Elektrik Üretim Anonim Şirketi
santrallerinin yaptığı üretimden ihracatın yapılması, Elektrik Üretim Anonim
Şirketi bünyesinde yapılacak yatırımlara kaynak sağlayacak, diğer taraftan, boş
kapasitenin ihracat yoluyla değerlendirilmesi sağlanarak ülkeye döviz girişine
imkân verilmiş olacaktır.
İhraç kaydıyla dahilde
işleme belgesiyle elektrik enerjisi üretiminde hampetrol, LPG, doğalgaz ve
akaryakıt kullanan elektrik üretim şirketlerinin daha önceki mevzuatta yer alan
doğrudan ithal hakkı, yeni mevzuata açık olarak düzenlenmemiştir.
Ülkemizin doğu ile batı
arasında elektrik enerjisi açısından da enerji koridoru ve terminali olabilmesi
ve sınır ötesi ticarette aktif olarak yer alabilmesi, fiyat avantajlarından
ülke lehine yararlanılabilmesi için, ülke ihracatını artıracak faaliyetlerde
önceki mevzuatta da yeri olan bu hususlarda söz konusu düzenlemelere ihtiyaç
duyulmuştur.
BAŞKAN - Yeni geçici
madde 6 eklenmesine dair önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın Fatsa, yeni geçici
madde 7 eklenmesine dair bir önergeniz var; bu önerge bu yasayla ilgili midir,
değil midir?
EYÜP FATSA (Ordu) -
İlgilidir.
BAŞKAN - Önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 723
sıra sayılı kanun tasarısına aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Eyüp Fatsa Faruk Çelik Enver Yılmaz
Ordu Bursa Ordu
Fahri Çakır Ahmet Rıza Acar
Düzce Aydın
"Geçici Madde 7.-
1.1.2005 tarihinde doğalgaza bağlanmamış ve üretimlerini likit petrol gazı veya
likit naturel gaz ile yapan karo seramik, vitrifiye sağlık gereçleri ve
porselen sofra eşyası üreticilerinin, kullandıkları likit petrol gazı veya
likit naturel gaz maliyeti ile aynı üretimin doğalgaz ile yapılmış olması
halinde hesaplanacak maliyet farkının 1.1.2003'ten 31.12.2005'e kadar oluşan
miktarının % 100'ü, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı bütçesine konulacak
ödenekten, bu tesislere doğalgaz verilinceye kadar karşılanır.
Bu Kanun gereğince
31.12.2005 tarihine kadar yapılacak ödemelerin tutarı 30 trilyon lirayı
geçemez. Ödemelere ilişkin usul ve esaslar Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu
Devlet Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı
tarafından müştereken belirlenir.
Bu Kanun kapsamında
maliyet farkları karşılanan firmaların 1.1.2003 tarihinden itibaren ilgili
aylarda tahakkuk etmiş zarar alacakları miktarı kadar, birikmiş olan, elektrik,
Sosyal Sigortalar prim ve vergi borçlarına faiz tahakkuk ettirilmez."
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Evet, katılıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Fatsa?..
EYÜP FATSA (Ordu) -
Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Bu önergeyle, ihracatta
uluslararası rekabetin sübvanse edilebilmesi ve seramik imalatçılarının mevcut
pazar paylarını korumaları amaçlanmaktadır.
BAŞKAN - Geçici madde 7
eklenmesine dair önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
23 üncü maddeyi
okutuyorum:
Yürürlük
MADDE 23. - Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde
şahsı adına söz isteyen Adana Milletvekili Sayın Tacidar Seyhan; buyurun.
TACİDAR SEYHAN (Adana) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum:
Her ne kadar, son anda 2
madde ilave edilmişse de, özellikle seramikçiler için verilmiş olan ek bir
ödenek var burada. Rekabetin korunması için verilmiştir. Daha önce de
vermiştik. Yaklaşık 100 trilyon parayı kullandırmak üzere, iki yıl önce,
rekabet edemiyorlar, doğalgazla üretim yapan şirketlerin, elektrikle üretim
yapan şirketlere göre maliyetleri daha ucuz oluyor, diğerlerinin rekabet şansı
kalmıyor şeklinde bir duyarlılıkla, biz, bu dengeyi kurabilmek için, bir miktar
paranın buraya aktarılmasını arzu ettik ve aktardık. O gitti; ama, biz, dedik
ki, kısa sürede buradaki durum uygun hale gelsin, bu, gelenek haline
dönüşmesin; fakat, BOTAŞ, dağıtım yaparken, birçok yerde ihmalden dolayı devletin
üstüne bu yükü yükledi. İhale edip, 40 kilometre, 30 kilometre kıyıdaki
tesislere bunu göndermiş olsaydı, bugün, biz, bu 30 trilyonu vermek zorunda
kalmayacaktık.
Bunun yükünü ben devlete
niye yükleyeyim?! Bir kurumun ihmalinin yükünü devletin bütçesi niye çeksin?!
Daha, depremden bu yana yardım almayan yerler var. Kaynak aktarabileceğimiz
birdolu yer var. Bu ihmal devam ederse, bunun sonu yok. Daha kaç defa bu
dengeyi kurmak için para aktaracağız?.. Sonra, bu işler, böyle, akşamdan sabaha
aktarılacak bir konu değil ki. Yani, böyle bir ihtiyaç vardı da, komisyonda
önümüze niye gelmedi, niye değerlendirmedik, niye incelemedik?.. Bakın,
katılıyorum, bunlar hakikaten zor durumda, yardım edelim; ama, bu işi de
gelenek olmaktan çıkaralım.
Burada amenna, onu köşeye
koyuyorum; ama, diğer önergede "Elektrik Üretim Anonim Şirketi, mevcut
kapasitesinin yeterli olması ve ihraç edilmesi kaydıyla, toptan satış
şirketlerine ikili anlaşma ve döviz bedeliyle elektrik enerjisi satabilir"
diyor. Gerekçede de "komşu ülkelere elektrik ihraç edilmesini
sağlamak" diyor. İhracatı herkes ister; ama, bu önerge -Sayın Bakanla
konuştum- her ne kadar, geçmişte ihraç edilenleri kapsamıyor dese de, bana
göre... Geçmişte şu denildi: "Siz elektrik ihracatını yapın, biz, oradan
doğan alacaklarınızı -ya da alımını yapın- bir şekilde tazmin ederiz." Bu
önerge -çok yeni geldi elime- Tekelin eski makinesinde olduğu gibi, eski
makineleri alın, sonra kanunda düzeltiriz gibi bir önergeyse, bunun altından
kalkamayız. Eğer bundan sonra yapılacakları kapsıyor ise, herkes Türkiye'de
üretilen enerjinin ihracından yanadır, ben de yana olurum; ama, bu önergeden
dolayı, geçmişte elektrik ihraç etmiş bir tek kişiye hak doğarsa, ben bu
sorumluluğu taşımam. Sorumluluğum gereği bu önergeye katılamıyorum; çünkü,
sizler oy vereceksiniz. Önerge yeni geldi elime, algılamaya çalışıyorum. Grubum
oy verecek. Apar topar gelmiş bir önerge. Türkiye'deki elektrik enerjisinin
ihracı konusunda karar verilecek. Böyle bir şey olmaz değerli arkadaşlar.
Her konuda anlaştığımız
bir kanun üzerinde, şimdi, böyle geçici 2 madde getirerek buradaki huzuru
bozmak, gruplar arasında dengeyi bozmak doğru değil. Biz buna katılmadığımızı
beyan ettik. Keşke verselerdi kanun teklifini, komisyondan önümüzdeki hafta
indirseydik, burada yeniden geçirseydik.
Değerli arkadaşlarım
-Sayın Bakan dedi- hakikaten, devlet yönetimi, devletadamlığı başka bir şey.
Keyfiyet olmaz, "ben yaptım oldu" diyemezsiniz, "çoğunluğum
var" diyemezsiniz. Hepimizin toplumsal sorumluluğu var. Bu Meclisi maksimum
düzeyde verimli çalıştırmak hepimizin görevi; ama, Meclisin çalışma biçimini
istediğimiz yönde değiştirerek keyfiyete dayatmak hiç kimsenin hakkı
olmamalıdır.
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN- 23 üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)-
Bakan konuşmak istiyordu.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu)- Sonunda...
BAŞKAN- Birleşime 5
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.51
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati : 20.00
BAŞKAN : Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 63 üncü Birleşiminin Beşinci
Oturumunu açıyorum.
723 sıra sayılı yasa
tasarısı üzerindeki görüşmelerimize devam ediyoruz.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
2.- Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu
Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu Raporu (1/839) (S. Sayısı: 723) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Hükümet?.. Yok.
Ertelenmiştir.
Sayın milletvekilleri,
Başkanlık Divanı olarak, bugün ülkemizi UEFA Kupasında temsil edecek olan
Fenerbahçe Spor Kulübüne, Zaragoza karşısında başarılar diliyor, tur atlamasını
temenni ediyoruz. (Alkışlar)
Sözlü soru önergeleri ile
diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için, 1 Mart 2005 Salı günü saat
15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 20.01