BIM 2 3 2005-03-08T12:21:00Z 2005-03-08T12:21:00Z 60 38566 219829 TBMM 1831 439 269965 9.3821 0 6 nk 6 nk 0

DÖNEM: 22         CİLT: 75       YASAMA YILI: 3

 

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

 

61 inci Birleşim

22 Şubat 2005 Salı

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

                                                      Sayfa    

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II.- GELEN KÂĞITLAR

III.-YOKLAMA

IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1.- Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaplan'ın, Türkiye-Suriye sınır arazisinin mayınlardan temizlenerek organik tarıma açılmasına ilişkin gündemdışı konuşması

2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Ardahan'ın düşman işgalinden kurtarılışının 84 üncü yıldönümünde, ilin sorunlarına ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

3.- Erzurum Milletvekili Muzaffer Gülyurt'un, üniversitelerarası dil sınavı ile üniversitelerde görev yapan yardımcı doçentlerin sorunlarına ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1.- Açık bulunan Kültür ve Turizm Bakanlığına Aydın Milletvekili Atilla Koç'un atandığına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/761)

2.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in (6/1385, 1386, 1389, 1390 ve 1402) esas numaralı sorularını geri aldığına ilişkin önergesi (4/254)

3.- Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık'ın (6/1298) esas numaralı sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/255)

4.- Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un Bahreyn'e yaptığı resmî ziyarete katılmaları uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/762)

5.- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Endonezya, Malezya, Tayland, Sri Lanka ve Maldivlere yaptığı resmî ziyaretlere katılmaları uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/763)

C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. Kesimoğlu ve 35 milletvekilinin, Şeker Kurumunun kapatılmasının neden olduğu düzenleme, denetleme ve uygulama sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/253)

2.- Kocaeli Milletvekili İzzet Çetin ve 30 milletvekilinin, Kocaeli Dilovası Beldesindeki kansere bağlı ölümlerle sanayi atık bağlantısının araştırılarak sorumluların tespiti ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/254)

V.- ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1.- Gündemdeki sıralama ile çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

2.- 24.6.2004 Tarihli ve 5197 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ve Anayasanın 89 uncu ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/856) (S. Sayısı: 791)

3.- Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği Arasındaki Malî İşbirliği Çerçevesinde Temin Edilecek Malî Yardımların Uygulanmasına İlişkin Çerçeve Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/861) (S.Sayısı: 694 ve 694'e 1 inci Ek)

4.- Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/858) (S. Sayısı: 728)

VII.- SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana Devlet Hastanesinde açılan bir ihaleye ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/4519)

* Ek cevap

2.- Çanakkale Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün, petrol fiyatlarındaki düşüşün akaryakıt ürünlerine yansıtılıp yansıtılmayacağına ilişkin Başbakandan sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/4594)

3.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya'daki hava kirliliğinin nedenlerine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/4607)

4.- İstanbul Milletvekili Gürsoy EROL'un, İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğünün öğrenci pasolarıyla ilgili bir uygulamasına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/4608)

5.- Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin, DÖSİM'de çalışan personel sayısına ve gelirlerin harcanma şekline ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Erkan MUMCU'nun cevabı (7/4610)

6.- İzmir Milletvekili Canan ARITMAN'ın, DÖSİM'de çalışan personel sayısına ve gelirlerin harcanma şekline ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Erkan MUMCU'nun cevabı (7/4611)

7.- Mersin Milletvekili Vahit ÇEKMEZ'in, belde ve köy esnafının yeni vergilendirme usulünden kaynaklanan mağduriyetine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/4613)

8.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, Dünya Bankası ile ortak yürütülen projelere ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/4626)

9.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisinin Kıbrıs'ın tanınma biçimiyle ilgili mektubuna ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/4653)

10.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa İli Babasultan Barajı inşaatına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/4674)

11.- Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, ülkemizde petrol aramasını sınırlandıran bir uluslararası anlaşma imzalanıp imzalanmadığına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/4678)

12.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Konya Büyükşehir Belediyesinde işine son verilen işçilere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/4680)

13.- İzmir Milletvekili Oğuz OYAN'ın, SEKA İzmit İşletmesinin kapatılma kararına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/4684)

14.- Denizli Milletvekili Mehmet U. NEŞŞAR'ın, ülkemizin aşı sorununa ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/4707)

15.- İzmir Milletvekili Oğuz OYAN'ın, Şeker Kurumu ile personeline ve hizmet birimlerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/4716)

16.- Tokat Milletvekili Feramus ŞAHİN'in, Tokat Sigara Fabrikası Müdürünün görevden alınmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/4719)

17.- Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK'in, yargıya intikal eden satın alma işlemlerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/4722)

18.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Ankara-Beypazarı-Sultan Alaaddin Camiinin bakım, onarım çalışmalarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/4737)

19.- Balıkesir Milletvekili Orhan SÜR'ün, ülkemizin aşı sıkıntısına ve aşı üretimine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/4739)

20.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, TRT'nin bir çalışanı hakkındaki iddialara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/4777)

21.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, TRT'de görevlendirilen bir kişi hakkındaki iddialara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/4778)


I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak altı oturum yaptı.

Adana Milletvekili N. Gaye Erbatur'un, Medenî Kanunun kabul edilişinin yıldönümüne ilişkin gündemdışı konuşmasına Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin görüşleriyle katkıda bulundu,

Balıkesir Milletvekili Ali Kemal Deveciler'in, Edremit ve Akçay Belediyeleri arasındaki sınır ve mücavir alan belirlemesinde yaşanan sorunlara ilişkin gündemdışı konuşmasına İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu cevap verdi.

Erzurum Milletvekili İbrahim Özdoğan, Millî Eğitim Vakfı Haftasına ilişkin gündemdışı bir konuşma yaptı.

İtalya Senato Başkanı Marcello Pera ve beraberindeki heyetin ülkemizi ziyaretinin Başkanlık Divanınca uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Niğde Milletvekili Mahmut Uğur Çetin'in (3/606) (S. Sayısı: 762),

Ağrı Milletvekili Kerim Yıldız'ın (3/607) (S. Sayısı: 763),

Tokat Milletvekilleri Orhan Ziya Diren ve Feramus Şahin'in (3/608) (S. Sayısı: 764),

Osmaniye Milletvekili Mehmet Sarı'nın (3/609) (S. Sayısı: 765),

Tokat Milletvekili Resul Tosun'un (3/610) (S. Sayısı: 766),

Yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmasına gerek bulunmadığı hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon raporları okundu; 10 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde raporların kesinleşeceği;

Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir ve 40 milletvekilinin, Ondokuz Mayıs Üniversitesinde keyfî yönetim, kamu kaynaklarının amaçdışı kullanımı ve kadrolaşma iddialarının araştırılarak (10/251),

İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen ve 27 milletvekilinin, LPG'li araç sektörünün sorunlarının araştırılarak sektörün etkin denetiminin sağlanması ve eğitimli uzman ihtiyacının giderilmesi için (10/252),

Alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve öngörüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı;

Açıklandı.

Edirne Milletvekili Necdet Budak'ın (6/1029) (6/1031) ve (6/1064) esas numaralı sorularını geri aldığına ilişkin önergesi okundu; soruların geri verildiği bildirildi.

Genel Kurulun 12.12.2004 tarihli 4 üncü Birleşiminde alınan karar gereğince 18 üyeden kurulması kabul edilen Avrupa Birliği Uyum Komisyonunun üye sayısının 21'e çıkarılmasına ve üye dağılımının Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna 14 üye, Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna da 7 üye şeklinde olmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.

Genel Kurulu ziyaret eden Avrupa Serbest Ticaret Birliği Parlamento Üyeleri Komitesi Başkanı Vidar Byörnsitad ve beraberindeki parlamento heyetine Başkanlıkça "Hoşgeldiniz" denildi.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:

1 inci sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S. Sayısı: 305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporu henüz gelmediğinden, ertelendi.

2 nci sırasında bulunan ve Cumhurbaşkanınca bir daha görüşülmek üzere geri gönderilen 24.6.2004 Tarihli ve 5197 Sayılı İl Özel İdaresi Kanununun (1/856) (S. Sayısı: 791) görüşmelerine devam olunarak, 52 nci maddesine kadar kabul edildi.

22 Şubat 2005 Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 21.00'de son verildi.

 

 

 

 

 

 

Ali Dinçer

 

 

 

Başkanvekili

 

 

Mehmet Daniş

 

Ahmet Küçük

 

Çanakkale

 

Çanakkale

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

 

 

Ahmet Gökhan Sarıçam

 

 

 

Kırklareli

 

 

 

Kâtip Üye

 

 

 


                     No.: 81

GELEN KÂĞITLAR

18 Şubat 2005 Cuma

Raporlar

1.- Türkiye Cumhuriyeti ile Fas Krallığı Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/842) (S. Sayısı: 796) (Dağıtma tarihi: 18.2.2005) (GÜNDEME)

2.- Gıda ve Tarım İçin Bitki Genetik Kaynakları Uluslararası Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Tarım, Orman ve Köyişleri ile Dışişleri Komisyonları Raporları (1/863) (S. Sayısı: 797) (Dağıtma tarihi: 18.2.2005) (GÜNDEME)

 

 

 

 

                                                                           No.: 82

21 Şubat 2005 Pazartesi

Rapor

1.- Ölüm Cezasının Kaldırılmasını Amaçlayan, Medenî ve Siyasî Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmeye Ek İkinci İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/919) (S. Sayısı: 798) (Dağıtma tarihi: 21.2.2005) (GÜNDEME)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Adıyaman Milletvekili Şevket GÜRSOY'un, Adıyaman İli için tütün kotasının ne zaman arttırılacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1462) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.2.2005)

2.- Antalya Milletvekili Hüseyin EKMEKÇİOĞLU'nun, Antalya'nın yatırım teşvik uygulamasına dahil edilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1463) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- İzmir Milletvekili K. Kemal ANADOL'un, Türkiye Cumhuriyeti aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde açılan davalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4869) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)

2.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, son 5 yıldaki millî gelir ile iç ve dış borç artışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4870) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.2.2005)

3.- İstanbul Milletvekili Güldal OKUDUCU'nun, Almanya'da yayımlanan bir gazeteye verdiği iddia edilen demece ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4871) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.2.2005)

4.- İzmir Milletvekili Türkan MİÇOOĞULLARI'nın, hâkimlik ve kaymakamlık mülâkat sınavları ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4872) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.2.2005)

5.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, AİHM'de Türkiye aleyhine açılan köy boşaltma davalarına ve köye dönüş projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4873) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.2.2005)

6.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Gümrük Birliğinin bazı sonuçlarına ve AB ülkelerinde serbest dolaşım hakkına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4874) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.2.2005)

7.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Şeker Kurumunun kapatılmasının sonuçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4875) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.2.2005)

8.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Bingöl depreminden sonra TOKİ ve TOBB tarafından yaptırılan deprem konutlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4876) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.2.2005)

9.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, soru önergelerinin cevaplandırılmaması nedeniyle denetim yetkisini kullanıp kullanmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4877) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)

10.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan fabrika, banka ve işletmelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4878) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)

11.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Devlet Denetleme Kurulunun hazırladığı raporlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4879) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)

12.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcı adaylığı mülakâtlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4880) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)

13.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, yargıç ve savcı adayları sözlü sınavlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4881) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.2.2005)

14.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, özürlü sporcuların ödüllendirme mağduriyetlerine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/4882) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)

15.- Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK'in, millî bir atletin cezalandırılmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/4883) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)

16.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, küçük esnaf ve sanatkârların BAĞ-KUR borçlarının yapılandırılmasına ve sağlık hizmetlerinden yararlandırılmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4884) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)

17.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa-Mustafa Kemal Paşa İlçesindeki BAĞ-KUR bürosunun personel ihtiyacına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4885) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.2.2005)

18.- Tekirdağ Milletvekili Enis TÜTÜNCÜ'nün, BAĞ-KUR'luların prim borcu sorununa ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4886) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)

19.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, tarımsal sulamada kullanılan elektrik  borçlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4887) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)

20.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, fuel-oil ve doğal gaz ile çalışan elektrik santrallerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4888) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.2.2005)

21.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, ülkemizin bor, altın ve petrol rezervlerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4889) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.2.2005)

22.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, patates ihracatına teşvik uygulamasının devam edip etmeyeceğine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4890) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)

23.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, kamu görevlilerine bir derece verilmesi uygulamasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4891) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.2.2005)

24.- Adana Milletvekili Ayhan Zeynep TEKİN BÖRÜ'nün, konutu olan kamu görevlilerine lojman tahsis edilip edilmediğine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4892) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.2.2005)

25.- Hatay Milletvekili Gökhan DURGUN'un, vergi mükelleflerine matrah artırma baskısı yapıldığı iddialarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4893) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.2.2005)

26.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, ilköğretim okullarına dağıtılan ders kitaplarının basım ihalelerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4894) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)

27.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Irak'ta Türk Koleji açılıp açılmadığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4895) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.2.2005)

28.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya'daki hekimlerin geçici olarak görevlendirilmelerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4896) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.2.2005)

29.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, Ordu-Aybastı Devlet Hastanesinin doktor ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4897) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)

30.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, Ordu-İkizce İlçesine bağlı Şenbolluk, Devecik ve Kaynartaş beldelerinde sağlık ocaklarının sorunlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4898) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)

31.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, Ordu-Çatalpınar İlçesindeki sağlık ocağının ulaşım sorununa ve personel yetersizliğine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4899) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)

32.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, çiftçilerin borçlarına ve alınacak önlemlere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4900) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)

33.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, patates ekimine getirilen karantina uygulamasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4901) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)

34.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Niğde-Çamardı-Eynelli Köyünün gölet ihtiyacına ve altyapı çalışmalarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4902) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)

35.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Niğde-Çamardı-Orhaniye Köyünün sulama suyu ihtiyacına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4903) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)

36.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, 2004 yılı doğrudan gelir desteği ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4904) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.2.2005)

37.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Elazığ-Baskil-Bilaluşağı Köyünün içme suyu sorununa ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4905) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.2.2005)

38.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya'daki bazı köylerin yol bakım çalışmalarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4906) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.2.2005)

39.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Niğde Telekom Müdürlüğündeki keyfi uygulama iddialarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4907) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)

40.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Kayseri-Adana tren seferinin durdurulma nedenine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4908) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)

41.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Atatürk Havaalanında pistten çıkan uçağa ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4909) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.2.2005)

42.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, İstanbul'daki Haydarpaşa Limanı ve Garının sorunlarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4910) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)

43.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Başbakanlık Teftiş Kurulunun BDDK'yla ilgili bir raporuna ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/4911) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)

44.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, bazı uluslararası görüşmelerde tutanak tutulup tutulmadığına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/4912) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.2.2005)

 45.- Muğla Milletvekili Gürol ERGİN'in, 2002, 2003, 2004 yılları sigara ve tütün ihracat ve ithalatına ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad TÜZMEN) yazılı soru önergesi (7/4913) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.2.2005)

46.- Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, gazilere verilen maaşa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4914) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)

47.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Konya'da bulunan Şükrü Doruk Revirinin amacına uygun kullanılmadığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4915) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2005)

48.- İzmir Milletvekili K. Kemal ANADOL'un, Türk Telekom ile bir Amerikan Firması arasındaki görüşmelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4916) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2005)

49.- Ankara Milletvekili İsmail DEĞERLİ'nin, Mamak Kaymakamlığınca dağıtılan yardımlar ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4917) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2005)

50.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, yurtdışında temsilcilikleri bulunan bakanlıklar ile diğer kamu kuruluşlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4918) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2005)

51.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, kara nakliye taşımacılığı kooperatifleri ile liman ve otoban fiyatlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4919) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2005)

52.- Ankara Milletvekili Muzaffer R. KURTULMUŞOĞLU'nun, TRT'nin kurum içi ve dışında yaptırdığı dizilere ve bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4920) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.2.2005)

53.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, Alman vatandaşlığı iptal edilen Türk vatandaşlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4921) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.2.2005)

54.- Adana Milletvekili Kemal SAĞ'ın, Mavi Akım Projesine ve gaz alım anlaşmalarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4922) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)

55.- Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, Tekirdağ-Hayrabolu İlçesinin bazı köylerinde kamulaştırma bedellerinin ödenmediğine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4923) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)

56.- İzmir Milletvekili K. Kemal ANADOL'un, rüşvet ve yolsuzluk iddialarıyla başlatılan enerji operasyonunda ismi geçen bir yöneticiye ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4924) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2005)

57.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, İzmir bölgesindeki ruhsatlı maden işletmelerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4925) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2005)

58.- İzmir Milletvekili Türkan MİÇOOĞULLARI'nın, rüşvet ve yolsuzluk iddialarıyla başlatılan enerji operasyonuna ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4926) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2005)

59.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, doğal kaynak suyu işletmecilerine ve kapasite artırımına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4927) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2005)

60.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, DSİ'nin Adana-Karataş İlçesi Ağyatan Gölündeki ıslah çalışmalarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4928) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.2.2005)

61.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, elektrik üretiminde kullanılan mobil santrallere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4929) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.2.2005)

62.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, DSİ'nin sulama birliklerinden geriye dönük ücret talep etmesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4930) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.2.2005)

63.- Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, çeşitli gerekçelerle kapalı tutulan kütüphanelere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4931) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)

64.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana-Pozantı-Elmalı Boğazındaki Kayak Merkezi Projesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4932) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.2.2005)

65.- Karaman Milletvekili Mevlüt AKGÜN'ün, Karaman'da mısır teşviği alabilmek için sertifikalı tohumluk faturası istenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4933) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2005)

66.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, soya üretiminin desteklenmesine ve teşvik primlerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4934) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.2.2005)

67.- Denizli Milletvekili Mehmet U. NEŞŞAR'ın, Diyanet İşleri Başkanlığının suni fertilizasyonla ilgili açıklamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4935) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.2.2005)

68.- İzmir Milletvekili Yılmaz KAYA'nın, Yüksek İhtisas Hastanesi personelinin taşıma ihalelerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4936) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.2.2005)

69.- Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, Çorlu-Ankara arasında uçak seferlerine başlanıp başlanmayacağına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4937) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)

70.- Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, bazı cep telefonu hizmetlerinin ücretlendirilme şekline ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4938) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2005)

71.- Isparta Milletvekili Mevlüt COŞKUNER'in, Şeker Kurumunun kapatılmasına ve muhtemel sorunlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4939) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)

72.- Çanakkale Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün, belediyelerin ilan ve reklam vergi oranlarını artırmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4940) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)

73.- Trabzon Milletvekili Asım AYKAN'ın, bedelli askerlik için gelen talep sayısına ve bu konuda bir çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4941) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2005)

74.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, BAĞ-KUR'un işyeri açan SSK emeklilerinin maaşlarından yaptırdığı kesintiye ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4942) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.2.2005)

75.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana'daki hava kirliliğine karşı alınacak önlemlere ve kaçak kömür satışına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/4943) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.2.2005)

76.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, ABD Büyükelçiliğinin bina çevresinde aldığı güvenlik önlemlerine ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/4944) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.2.2005)

 

 

 

 

                                                                           No.: 83

22 Şubat 2005 Salı

Raporlar

1.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in; Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/263) (S. Sayısı: 800) (Dağıtma tarihi: 22.2.2005) (GÜNDEME)

2.- İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu ve 58 Milletvekilinin; "3069 Sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeliği ile Bağdaşmayan İşler Hakkında Kanun" ile "3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu"nda Değişiklik Yapılması ve "TBMM Etik Komisyonunun Kurulmasına" İlişkin Yasa (SİYASÎ AHLAK YASASI) Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/22) (S. Sayısı: 801) (Dağıtma tarihi: 22.2.2005) (GÜNDEME)

3.- İş Mahkemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/522) (S. Sayısı: 802) (Dağıtma tarihi: 22.2.2005) (GÜNDEME)

4.- Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/536) (S. Sayısı: 803) (Dağıtma tarihi: 22.2.2005) (GÜNDEME)

5.- İcra ve İflas Kanunu ile Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunda Değişiklik  Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/541) (S. Sayısı: 804) (Dağıtma tarihi: 22.2.2005) (GÜNDEME)

6.- Noterlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/961) (S. Sayısı: 805) (Dağıtma tarihi: 22.2.2005) (GÜNDEME)

Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU  ve 35 Milletvekilinin, Şeker Kurumunun kapatılmasının neden olduğu düzenleme, denetleme ve uygulama sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/253) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.2.2005)

2.- Kocaeli Milletvekili İzzet ÇETİN ve 30 Milletvekilinin, Kocaeli Dilovası Beldesindeki kansere bağlı ölümlerle sanayi atık bağlantısının araştırılarak sorumluların tespiti ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/254) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.2.2005)

Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri

1.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, Musul'da şehit edilen Türk güvenlik görevlilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4505)

2.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, futbol stadyumlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4506)

3.- Hatay Milletvekili Züheyir AMBER'in, Musul'da şehit edilen Türk güvenlik görevlilerine ve Irak'taki kamyon şoförlerinin güvenliğine ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/4509)

4.- Yozgat Milletvekili Emin KOÇ'un, doğalgaz kullanılan illere ve boru hattı döşeyen şirketlere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4512)

5.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Fener Rum Patrikhanesinin bazı görüşlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4534)

6.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, 5084 sayılı Kanun kapsamında yatırım yapılan illere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4536)

7.- İstanbul Milletvekili Mehmet SEVİGEN'in, VİP uçak alım ihalesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4538)

8.- İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, Kıbrıs ile ilgili basında yer alan bir beyanına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4539)

9.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Türkiye'nin AB üyeliği ve serbest dolaşıma ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4542)

10.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, BOTAŞ'a ve elektrik enerjisi üretimine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4556)

11.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattıyla ilgili bir iddiaya ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4557)

12.- İstanbul Milletvekili Mehmet SEVİGEN'in, Dolmabahçe G-MALL alışveriş merkezindeki sinemada çıkan yangına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4562)

13.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, emekli ikramiyelerinin hisse senediyle ödeneceği iddialarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4568)

14.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, vergi gelirlerinin azalmasındaki temel nedenlere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4569)

15.- İzmir Milletvekili Bülent BARATALI'nın, generallerin makam tazminatı ödeneği kapsamına alınmama nedenlerine ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4580)

16.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, sözde Ermeni soykırımı iddiasına karşı oluşturulacak stratejiler ve politikalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4586)

17.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ahıska Türklerinden olan tıp doktorlarının diplomalarının tanınmasına yönelik bir çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4588)

18.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Avrupa Birliği ile müzakere sürecine hazırlık çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4591)

19.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmadaki bir ifadesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4592)

20.- Antalya Milletvekili Tuncay ERCENK'in, Antalya-Lara Kent Parkı Projesi tahsis protokolünün iptaline ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4593)

21.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, İSKİ Genel Müdürlüğünde terfi ettirilen bir görevliye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4604)

22.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, gençlerin tarihimiz konusunda bilinçlendirilmelerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4618)

23.- İzmir Milletvekili Ali Rıza BODUR'un, Ankara'daki bir imam hatip lisesiyle ilgili bazı iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4620)

24.- Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, bir mağaza ve eğitim kurumu ile ortaklığı olduğu iddialarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4623)

25.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana Devlet Hastanesince yapılan bir ihaleye ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4624)

26.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, sağlık ocaklarındaki verem aşısı ihtiyacına ve verem hastalığının tedavisine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4625)

27.- Eskişehir Milletvekili Mehmet Vedat YÜCESAN'ın, verem aşısının bulunamamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4627)


BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

22 Şubat 2005 Salı

BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 61 inci Birleşimini açıyorum.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için 5 dakika süre vereceğim. Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, yoklama pusulalarını teknik personel aracılığıyla 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.

Gündemdışı ilk söz, Türkiye-Suriye sınır arazisinin mayınlardan temizlenerek organik tarıma açılması hakkında söz isteyen Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaplan'a aittir.

Buyurun Sayın Kaplan. (AK Parti sıralarından alkışlar)

IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1.- Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaplan'ın, Türkiye-Suriye sınır arazisinin mayınlardan temizlenerek organik tarıma açılmasına ilişkin gündemdışı konuşması

MAHMUT KAPLAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, Yüce Meclisimizin değerli üyeleri; kaçakçılığı önlemek amacıyla 1956 yılında döşenen mayınlardan, Türkiye-Suriye sınırındaki 35 000 hektar sınır alanının temizlenerek organik tarıma açılması hakkında gündemdışı söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

1 Mart 1999 tarihinde yürürlüğe giren, 12 Mart 2003 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda kabul edilen, 14 Mart 2003 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak 15 Mart 2003 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan Ottowa Sözleşmesi, on yıl içinde, döşeli bulunan bütün antipersonel kara mayınlarının imha edilmesini gerekli kılmaktadır.

Suriye sınırında 300 ilâ 750 metre genişliğinde, 700 kilometre uzunluğunda ve 35 000 hektar büyüklüğündeki atıl alanın mayınlardan temizlenerek organik tarıma açılması son derece önemli ve stratejik bir uygulama olacaktır.

Söz konusu sınırı Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak İllerimiz paylaşmaktadır. Tarıma elverişli olan bu alanın bir an önce mayınlardan temizlenerek amacına uygun olarak kullanılması önem arz etmektedir.

Bu maksatla, sınırı paylaşan illerimizin valilerinin yetki ve sorumluluğunda, askerî birliklerin de destekleri alınarak, il sınırları dahilindeki mayınlı arazinin temizlenmesi, kaynakların etkin kullanılması bakımından faydalı olacaktır. Böylece, eşzamanlı ve kısa sürede arazi mayınlardan temizlenecek ve amacına uygun olarak kullanılması mümkün olacaktır.

Temizlenen bu arazinin kiralama yoluyla işletmeci kuruluşlara verilerek organik tarıma açılması, dünya uygulamalarına da uygunluk arz etmektedir.

Bölge, toprak yapısı ve iklim özellikleri bakımından organik tarım, seracılık, badem, zeytin, ceviz ve aynı şartlarda yetiştirilebilen ürünlerin üretimi bakımından son derece elverişlidir.

Ayrıca, Güneydoğu Anadolu Projesinin önemli bir kısmını kapsayan bu bakir arazide yılda birden çok ürün elde etme imkânı bulunmaktadır. Bugüne kadar kullanılmayan bu zengin potansiyelin değerlendirilerek işsizlerimize yeni istihdam alanlarının açılması, toplumun refahı ve ülkemizin kalkınması için kaynakların etkin ve verimli kullanılmasını zorunlu hale getirmektedir. Bu sebeple, söz konusu sınır arazisinin mayınlardan temizlenerek uygulanabilecek projelerle organik tarıma açılmasını çok önemsiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Meclisimizin huzurunda takdim ettiğim ve projelendirmeye çalıştığım bu hususların hayata geçirilmesiyle, işsizler ordusuna yeni istihdam alanları açılacak, milletin refah düzeyi yükselecek ve ülke ekonomisi büyüyecektir; iç ve dışpazarlarda tercih edilen organik ürünlerde Türkiye'nin payı artacaktır; özellikle komşu ülkelerle olan ticaret hacmimiz artacak ve dostluk ilişkilerimiz güçlenecektir; bölgede alternatif tarım potansiyeline rağmen, henüz oluşmamış olan organik tarım bilinci gelişecek ve modern tarım kültürü yaygınlaşacaktır; sağlıklı bir hayat ve sağlıklı bir nesil için, ekolojik dengeyi bozmadan, modern tarım yapılacaktır.

Bana bu konuşma fırsatını veren Sayın Başkanıma ve siz değerli arkadaşlarıma teşekkür ediyor, hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.

Gündemdışı ikinci söz, 23 Şubatın Ardahan'ın kurtarılış günü olması münasebetiyle söz isteyen Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'e aittir.

Buyurun Sayın Öğüt.

2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Ardahan'ın düşman işgalinden kurtarılışının 84 üncü yıldönümünde, ilin sorunlarına ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

 ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; yarın, Ardahan'ın düşman işgalinden kurtarılışının 84 üncü yıldönümü. Evet, ben, geçen sene de konuşmuştum, demiştim ki: Bu Meclisin Ardahan'a borcu var. Niçin borcu var -hatta, bir arkadaş demiş ki " ne borcu"- çünkü, Ardahan, Türkiye işgal edilmesin diye iki defa Rusya'ya savaş tazminatı olarak verildi. Eğer, Ardahan iki defa Rusya'ya savaş tazminatı olarak verilmeseydi, Türkiye işgal edilmiş olsaydı -Allah göstermesin- sizler ve bizler burada olur muyduk; cumhuriyet hükümetleri olur muydu?! Kırküç yıl Rus işgali altında kalmış bir toplum, cumhuriyetin kurulması için 3 Ocak 1918'de Ardahan'da Millî Şûra Hükümeti kurmuş ve Ardahan devlet olmuş, Atatürk'e destek vermiş, cumhuriyet kurmuş ve cumhuriyet hükümetinin milletvekilleri olarak da bizler burada oturuyoruz; ama, Ardahan ve Doğu Anadolu perişan bir durumda.

Türkiye'de en çok bebek ölümleri Ardahan'da; Türkiye'de en çok çocuk ölümleri Ardahan'da; Türkiye'de en çok göç veren il Ardahan; Türkiye'de en çok üniversiteye giremeyen, Türkiye sonuncusu Ardahan; yani, bu Ardahanlı, vatanına, milletine, bayrağına bağlı, cumhuriyet değerlerine bağlı diye cezalandırılıyor mu?!

Hükümet, ikibuçuk yıldır işbaşında. Geçmiş hükümetlerin de kabahati var; ama, bu hükümetin daha çok kabahati var. Şimdi, sizden istirham ediyorum. İkibuçuk yıl geçti, hiçbir şey yapılmadı. Eğitimde sonuncuyuz, sağlıkta sonuncuyuz, köylerimizin yüzde 70'inde su yok. Ardahan'da -Ardahan oniki yıldır il- oniki yılda 8 vali değişti. İstikrar yok. Ardahan sürgün yeri. Ardahan sürgün yeri olduğu gibi, eğitimde de sürgün yeri. Biz nasıl kalkınacağız?

Büyük şehirlerde, zengin çocukları dershanelere gidiyor, üniversiteye girerken Ardahanlıyla eşit yarışıyor; o da aynı puanı alırsa üniversiteye girecek, Ardahanlı da, Hakkârili de, Karslı da. Böyle bir şey mümkün mü?! İşte, mutlak surette, doğu ve güneydoğuya, kalkınmamış illere bir kontenjan tanınması lazım. Değil mi Hakkâri Milletvekili?..

Teşekkür ediyorum.

Şimdi, bu ve buna benzer birsürü sorunlar var değerli arkadaşlar. Belediyelerimiz iş yapamıyor. Ardahan Belediyesinin, 90 milyar lira civarında, 93 milyar lira alacağı var; 40 milyar lirası kesiliyor, 53 milyar lirası ödeniyor. Ardahan Belediyesinin personel gideri 87 milyar lira. Yani, Ardahan ve Doğu ve Güneydoğu Anadoluya bağlı diğer belediyelerin kaynaklarını artırmak, teşvik etmek hiç mi aklımıza gelmiyor?

Şimdi, biz, 36 ile teşvikle ilgili bir yasa çıkardık. Düzce'ye de, Osmaniye'ye de aynı haklar tanındı, Ardahan'a da, Kars'a da, Erzurum'a da aynı haklar tanındı; yani, böyle bir dengesizlik olabilir mi?! Bunun da giderilmesi lazım.

Değerli arkadaşlar, Ardahan'ı terör bölgesi ilan etmek isteyenler vardır. Ardahan'da terör yoktur, Ardahan terör bölgesi olamaz. Ardahan'da, Kürdü, yerlisi, Terekemesi, Türkmeni ve bir bütün insanı, kavga etmeden, barış içerisinde, kardeşçe, özgür bir biçimde yaşamaktadırlar, bundan sonra da yaşayacaklardır; Ardahan'ın terör bölgesi olmasını istemiyoruz. Ardahan'daki polislerimize ücretleri verilsin, yüksek ücretler verilsin; ama, Ardahanımız terör bölgesi değildir, terör bölgesi olamaz.

Bu nedenle, burada, hükümete sesleniyorum: Lütfen... Şu anda, Ardahan'ın valisi yok değerli arkadaşlar. Sınır ili olan Ardahanımızın valisi yok, sınır ticaretinden yararlanamıyoruz. Derhal, gönüllü, genç, dinamik, herkese eşit davranacak bir vali rica ediyorum. Sınır ticaretimizde mazotun geliştirilmesi, esnafımızın para kazanmasını istirham ediyorum. Esnafımız çok kötü durumda.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Öğüt, tamamlayabilir misiniz.

Buyurun.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Sayın Başkanım, toparlıyorum.

Dün, oda başkanları geldi arkadaşlar; inanın, Ardahan'da, dört aydır siftah yapmayan esnaf var diyorlar. Yollar kapalı, alışveriş yok, dört aydır siftah yapamıyoruz. Sınır ticaretimiz var, sınırdan yararlanamıyoruz. Köylümüzün hayvanı para etmiyor.

Şimdi, ben iki şey rica ediyorum hükümetten:

Ardahan'a fakülte kurulması için Kafkas Üniversitesiyle görüştük ve Ardahan'a fakülte kurulacak. Şu anda, Ardahan Hükümet Binası yapılıyor. Bu bina bitirilirse, mevcut valilik ve millî eğitim binaları fakülteye verilecek. Ardahan'a fakülte açıldığı zaman, esnafımızın yüzü gülecek, alışveriş olacak.

Bir de, Ardahan'da, beş yıldan beri devam eden yarım kalmış bir yurt inşaatı var. Rica ediyorum Millî Eğitim Bakanından, bu yurdu bitirsin. Yurt biterse, 300 talebemiz orada kalacak ve Ardahan esnafı rahat bir nefes alacak.

Arkadaşlar, sizler, göç ettiniz, geldiniz; çok güzel ortamda yaşıyorsunuz. Orada, bu kış günü, zemheride, -30 derecede, Ardahanlı sınırı bekliyor. Oradaki insanlara bu imkânı verelim. Oradaki insanlara, Doğu Anadoluda bu -30 derecede mücadele veren, sınırda vatanın bekçiliğini yapan insanlara, lütfen hükümet bir şeyler versin; hatta onlara maaş vermesi gerekir, eğer onlar orada duruyorsa.

Peki, size bir şey sorayım; onlar da buraya gelirse ne olacak? Zaten, Ermeniler, Kars'ı, Ardahan'ı kendi sınırları içerisinde gösteriyor, Ahıska Türkleri perişan bir durumda.

Sizden istirham ediyorum; hükümetin, mutlak surette buna çare bulması lazım.

Doğu Anadolu farklı bir konumda arkadaşlar; kaybediyoruz. 2 000 000 Ardahanlı dışarıda yaşıyor, Arhahan'ın 130 000 nüfusu kalmış. Enayi mi o insanlar orada kalsın kardeşim?! Doğum yapacak kadın kızakta ölüyor, yol kapalı, şehre gelemiyor, bebekleri ölüyor, çocukları ölüyor; yani, nedir bu zulüm?! Hakikaten "Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi" diyor ya Sayın Bakanım, şimdi de, Ardahan, böyle bir zulüm görmedi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Düşman işgalindeyken belki daha iyiydik.

BAŞKAN - Lütfen, Sayın Öğüt...

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Hemen toparlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Öğüt.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Yarım dakika rica ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Öğüt, 5 dakikalık sürenizi kullandınız; toparlamanız için de 2 dakika eksüre verdim.

Lütfen, Sayın Öğüt...

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Teşekkür edip, bitireceğim.

BAŞKAN - Teşekkür edin, buyurun Sayın Öğüt.

ALİ YÜKSEL KAVUŞTU (Çorum) - Düşman işgalindeyken daha iyi değildiniz. O sözünüzü geri alın.

ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Değerli arkadaşlar, yarın akşam, Ardahan'ın kurtuluşunu, Ardahan Kapalı Spor Salonunda kutlayacağız. Ben de Ardahan'a gideceğim. Herkesi oraya davet ediyorum. Edirne'den Ardahan'a kadar bu toprakları vatan yapan şehitleri saygı ve rahmetle anıyor, hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Öğüt.

Gündemdışı üçüncü söz, üniversitelerarası dil sınavı ve üniversitelerde görev yapan yardımcı doçentlerin problemleri hakkında söz isteyen Erzurum Milletvekili Muzaffer Gülyurt'a aittir.

Buyurun Sayın Gülyurt.

3.- Erzurum Milletvekili Muzaffer Gülyurt'un, üniversitelerarası dil sınavı ile üniversitelerde görev yapan yardımcı doçentlerin sorunlarına ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı

MUZAFFER GÜLYURT (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; üniversitelerarası dil sınavı ve üniversitelerimizde görev yapan yardımcı doçentlerin problemlerini gündeme getirmek üzere söz almış bulunuyorum; bu vesileyle Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Üniversitelerde uygulanmakta olan 2547 sayılı YÖK Yasası, öğretim üyelerini üç kategoride sınıflandırmaktadır; bunlardan birincisi profesörler, doçentler ve yardımcı doçentlerdir. Ayrıca, öğretim elemanı olarak tanımlanan öğretim görevlileri, okutmanlar ve araştırma görevlileri de bulunmaktadır.

Bugün, birçok ilde yeni üniversitelerin açılmasının hazırlıklarının yapıldığı bir dönemdeyiz ve bu dönemde üniversitelerin açılmasıyla ilgili olarak yapılan çalışmalara baktığımız zaman -biraz önce konuşmacı arkadaşımız da Ardahan'da bir fakülte açılmasını talep etti- ben, kendim de eski bir öğretim üyesi olarak şunu ifade etmek istiyorum: Bina bulursunuz, öğrenci bulabilirsiniz; ama, burada eğitim ve öğretimi kaliteli olarak yürütebilmek için önemli olan, öğretim üyesi bulabilmektir. Bugün, ülkemizde yeterince -sayı itibariyle ifade etmek istiyorum- öğretim üyesi maalesef yetiştirilememektedir.

Öğretim üyesi nasıl yetişiyor; öğretim üyesi, önce araştırma görevlilerinden, onların doktora yapmasından sonra yardımcı doçent, doçent ve daha sonra profesör olmalarıyla sağlanmış oluyor. Bugün, yardımcı doçentliğe atama ve yardımcı doçentlik görevini yürütme sırasında ortaya çıkan sıkıntılar nedeniyle doçent olma oranında düşmeler görülmektedir. Elimdeki rakamlara baktığımız zaman, 1999-2000 yıllarında ülkemizde yüzde 22 oranında doçent olma oranı gerçekleşmişken, 2003-2004 öğretim yılındaysa bu oran yüzde 18'e düşmüştür; yani, daha önceleri YÖK Yasası çıktığında bir program düzenlenmişti "biz, piramidi tersine çevireceğiz" denmişti. "Profesörlerin sayısı az, onun altında doçentler, onun altında yardımcı doçentler ve asistanlar olacak" şeklinde ifade edilmişti; ama, ne yazık ki, bu piramit, bugün, yine tekrar tersine dönmüştür ve profesör sayısı çok olmasına rağmen, alttan gelecek olan yardımcı doçent ve doçent sayısı gittikçe azalmaktadır.

Bunun sebebi nedir; bunun sebebi, yardımcı doçentlerin kadrolardaki çekmiş oldukları özlük hakları noktasındaki sıkıntılardır. Bir yardımcı doçent en fazla 3 üncü dereceye kadar yükselebilmekte, 1 inci derece kadroyu hak ettiği halde alamamaktadır. İkinci olarak da, sürelerde bir problem vardır. Bunların atama süreleri iki yılda bir yenilenmekte ve bazen üç yılda bir yenilenerek en fazla 12 yıla kadar yardımcı doçent kadrosunda devam etmeleri sağlanmaktadır.

Bütün bunlara baktığınız zaman, öğretim üyelerinde yardımcı doçentlere karşı bir ayırımcılık yapıldığı dikkati çekmektedir. O halde, burada yapılacak şey, bu atamaların ve kadro özlük haklarının kendilerine verilecek şekilde bir düzenlemenin yapılması gerekmektedir.

İkinci olarak; yapılan yabancı dil sınavları, öğretim üyeliğine yükseltilme noktasında oldukça sıkıntı doğurmaktadır. Tabiî ki, bir öğretim üyesi, bir akademisyen mutlaka yabancı dil bilmelidir; ancak, ağır yabancı dil sınavları ve ayrıca, jürilerin sübjektif birtakım kriterleri yüzünden, yardımcı doçentlerimiz, doçent olma hakkını elde etmeye çalışan değerli bilimadamları, ne yazık ki, hedeflerine, hak ettikleri noktalara ulaşamamakta ve kendileri engellenmektedir.

Bütün bunlara baktığımız zaman, yabancı dil eğitiminin ülkemizde çok önemli ve gerekli olmasına karşılık, bunun bilim dili olmadığı şeklindeki ifadeleri de duyunca, insan üzülmekten kendini alıkoyamıyor. Ne yazık ki, geçmiş dönemdeki bir YÖK yetkilisi "Türkçe bilim dili olamaz" diye ifade etmişti. Bu, bir Türk olarak hepimizi üzen bir konuydu.

O halde, ben, şunu ifade etmek istiyorum: Yabancı dili gereklilikten çıkarıp zorunluluğa dönüştüren anlayışlardan kurtarmak; Türkçeyi, Anayasada da öngörüldüğü gibi bilim dili olarak esas alan anlayışları geliştirmemiz gerekmektedir. O halde, Türkçe, bilim dilidir ve bu konuda bilim ve teknoloji alanında yapılan çalışmaların Türkçe olarak yayınlanmasının çok daha uygun olacağını düşünüyorum; ama, doçentliğe ve profesörlüğe yükseltilme kriterlerine baktığımız zaman, Türkçede yapılmış olan bilimsel yayınlar, ne yazık ki, ikinci sınıf yayın olarak görülmektedir. Bu ise, ülkemizde, bir Türk olarak bizi gerçekten üzmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Gülyurt, toparlayabilir misiniz.

MUZAFFER GÜLYURT (Devamla) - Hemen bitiriyorum efendim.

BAŞKAN - Buyurun.

MUZAFFER GÜLYURT (Devamla) - Kendi analisanımızda yaptığımız yayınlar, ne yazık ki, ikinci sınıf yayın olarak kabul edilmektedir.

Son cümle olarak şunu ifade etmek istiyorum: Millî bilinç, her şeyden önce dilin ayakta durması, gelişmesi, yabancı kelimelerden arındırılmasıyla mümkün olmaktadır. O halde, çocuklarımıza millî bilinci aşılayabilmek için mutlaka kendi analisanımızı, öz lisanımızı, Türkçemizi en iyi şekilde öğretmemiz gerektiği kanaatindeyim.

Bu duygularla, hepinizi saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN -  Teşekkür ediyorum Sayın Gülyurt.

Gündemdışı konuşmaya Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik cevap vereceklerdir.

Buyurun Sayın Çelik. (AK Parti sıralarından alkışlar)

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Erzurum Milletvekili Sayın Muzaffer Gülyurt Beyin, üniversitelerdeki yardımcı doçentlerin problemleri ve üniversite öğretim üyelerine uygulanan yabancı dil sınavlarıyla ilgili yapmış olduğu gündemdışı konuşmaya, aynı zamanda, yine, Ardahan Milletvekilimiz Sayın Ensar Öğüt'ün, Ardahan'ın kurtuluşu ve Ardahan'ın problemleriyle ilgili yapmış olduğu gündemdışı konuşmaya, hükümet adına cevap vermek üzere huzurlarınızdayım; Yüce Heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Öncelikle, konuşma sırasına göre, Sayın Ensar Öğüt'ün yapmış olduğu konuşmada dile getirdiği bazı konulara açıklık getirmek istiyorum. Sayın Öğüt haklıdır; doğu ve güneydoğudaki birçok vilayetimizdeki eksiklikler, aksaklıklar, mahrumiyetler Ardahan İlimizde de mevcuttur. Bütün Türkiye'deki, her bölgedeki, her vilayetteki ve ülkemizin her karış toprağında yaşayan insanlara, başta eğitim olmak üzere, her alanda fırsat eşitliği oluşturulması için, hepimiz üzerimize düşeni yapmalıyız.

Özellikle eğitim alanıyla ilgili olarak söyleyeyim, Ardahan'ın bu konudaki problemleri, tarafımdan ve arkadaşlarım tarafından yakından takip edilmektedir. Bundan dolayıdır ki, biz, bu yıl, özellikle yatırım programını belirlerken Ardahan İline öncelik verdik. Ardahan İlinde bu yıl bir anadolu öğretmen lisesini programa almış bulunuyoruz ki, bu, sadece, tek başına bir binadan ibaret değil, büyük bir eğitim kampusudur ve maliyeti 4 trilyon civarındadır. Bu öğretmen lisesine bu sene başlıyoruz. Ümit ediyoruz ki, geçmişte yapılan yatırımlar gibi böyle yıllara sari, uzun boylu sürüncemede kalacak bir yatırım olmayacak. Bunu kısa zamanda bitireceğiz.

Yine, Telekom da, yakında imzalayacağımız bir sözleşmeyle, Türkiye çapında, Telekom, eğitime katkıda bulunmak üzere, 50 trilyona yakın bir meblağ ayırarak, Millî Eğitim Bakanlığına, okul yapıp bağışlayacaktır. Bu çerçevede yaptığımız programda, Ardahan İline 32 derslikli bir lise yapıyoruz; Ensar Bey de bunu ilk defa duyuyor. Böylelikle, hem Ensar Beye hem de Ardahanlılara, bu arada, bu müjdeyi de vermek isterim.

İlköğretim yatırımları bu söylediklerimin dışındadır. Malumunuz, ilköğretim yatırımlarının programlanması, önceliklerin belirlenmesi, il genel meclislerine aittir. İl özel idaresi tarafından bu mesele takip edilmektedir ve biz, bu sene, Ardahan'a ayıracağımız özellikle ilköğretim yatırımlarıyla ilgili ödenekleri de bu çerçevede ele alarak, en iyisini yapmaya çalışacağız. Orada yarım kalan yurdumuzla ilgili olarak da, şimdi değil, daha önce -sadece Ensar Bey bunu dile getirdiği için değil- bu yurtlarımızın bir an önce bitirilmesi, eski yatırımlarımızın bir an önce bitirilmesi için gerekli talimatları verdim. Yine bu hassasiyetimizden dolayıdır ki, geçmişte başlayan yatırımlara ağırlık verdiğimiz için, bu sene bize yatırım ödeneği olarak verilen ödenekten sadece ve sadece 13 trilyonluk kısmını yeni ortaöğretim yatırımlarına ayırdık; diğerlerini, eski yatırımları, eskiden başlayan inşaatları bir an önce bitirmek için harcayacağız; bunu, sizlerle paylaşmak isterim.

Ardahan'dan Edirne'ye, Edirne'den Kars'a kadar, şüphesiz ki, Sinop'tan Mersin'e kadar bizim yurdumuzun her köşesi bizim için değerlidir. Ben bu vesileyle, düşman işgalinden kurtuluş yıldönümünde değerli Ardahanlı hemşerilerimizi, vatandaşlarımızı da bir kez daha tebrik ediyorum ve bu ülkedeki birliğin, dirliğin, bu ülkedeki güzelliğin bütün vatandaşlarımız tarafından paylaşılması gerektiğini bir kez daha huzurlarınızda ifade etmek istiyorum.

Sayın Gülyurt'un, yardımcı doçentlerin problemleriyle ilgili dile getirdiği konular, uzun zamandır gündemde olan ve kesinlikle çözüm getirilmesi gereken konulardır. Sayın Gülyurt, yerden göğe kadar haklıdır. Nitekim, bu haklılıktan dolayıdır ki, Türkiye Büyük Millet Meclisine getirdiğimiz YÖK Yasasında en önemli maddelerden biri, yardımcı doçentlerimizin bu durumunun, Sayın Gülyurt tarafından dile getirilen ve şikâyet konusu olan durumlarının düzeltilmesiyle ilgiliydi. İki yıllık bir yüksekokul bitiren herhangi bir kamu personeli 1'inci dereceye kadar yükselebiliyorken, 1'inci dereceden emekli olma hakkına sahipken, akademik kariyer yapmış, en azından doktora yapmış olan yardımcı doçentlerin ve yıllarca üniversitede öğretim üyesi olarak çalışan yardımcı doçentlerin 3'üncü dereceden daha yukarıya çıkamamaları -derecelerde her ne kadar aşağıya inilir; ama, aşağıya inildikçe insanlar terfi ederler- sakat bir durumdur. Biz bunu, getirdiğimiz YÖK Yasasıyla, aslında, ortadan kaldırıyorduk ve Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından, Meclisten çıkan YÖK Yasası iade edildi; ama, bu madde veto edilen maddeler arasında değildi; artı, bir başka problem var; örnek veriyorum; diyelim ki, Malatya'daki İnönü Üniversitesinde bir yardımcı doçent oniki yıl çalıştıktan sonra eğer doçent olamazsa, bugün yürürlükte olan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa göre oniki yıldan sonra doçent olamazsa tenzili rütbeyle öğretim görevliliğine indirilir; fakat, eğer, aynı kişi, mesela Boğaziçi Üniversitesine gider, orada öğretim üyeliğine devam ederse, yardımcı doçent olarak devam eder veya bir başka üniversiteye... Bunun kesinlikle bir mantığı yok. Bu son derece komik bir uygulamadır. Bunun ortadan kaldırılması gerekiyor.

Bizim, yine, Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçirdiğimiz YÖK Yasasında şöyle bir şart getiriyorduk: Eğer, yardımcı doçentler sekiz yıl üniversitede çalıştıktan sonra doçent olmak için, doçent olacak kadar, bilimsel kriterlere göre doçentliğe girme sınavını hak etmişlerse, yabancı dili vermemiş olsalar bile, bu yardımcı doçentlerimiz üniversitelerde sürekli kadroya geçiyordu. Yani, iki yılda bir veya üç yılda bir bunların üniversitedeki atama süreleri uzatılmıyordu, daimî statüde çalışma hakkını elde ediyorlardı. Bu da Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından veto edilmeyen maddelerden birisidir.

Bu YÖK Yasası, Türkiye Büyük Millet Meclisinin şu anda ilgili biriminde bulunmaktadır. Bunun tekrar çıkarılması, gönderilmesi Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirindedir; ama, bu meselelerin, şüphesiz ki, düzeltilmesi gerekiyor.

Dilimize önem verilmesi gerektiği, Türkçenin en iyi şekilde bilim, sanat ve kültür hayatımızda kullanılmasıyla ilgili Sayın Gülyurt'un söylediklerine de katılıyorum. Türkçe, sadece, bir, günlük konuşma ve anlaşma dili değil, Türkçe, aynı zamanda bir bilim dilidir. Bilim dili olmadığını söyleyenler bence çok yanlış beyanda bulunuyorlar; buna katılmam mümkün değildir.

Üniversite öğretim üyelerine yönelik olarak yapılan yabancı dil sınavında da, maalesef, çoğunlukla gramer ağırlıklı bir yapı vardır; geçmişte bu sınavlara girmiş birisi olarak söylüyorum. Aslında, her meslek erbabının kendi mesleğine yönelik bir dil sınavının ağırlıklı olduğu bir yapının olması çok daha anlamlı olacaktır. Biz, bütün bu konuları, YÖK'le, YÖK temsilcileriyle konuşuyoruz. YÖK Yasası tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine geldiği zaman -ki, gelmelidir- bunu, ümit ediyorum ki, hep birlikte düzeltiriz; yardımcı doçentlerimiz, hem hak ettikleri dereceleri alırlar hem de bugünkü durumdan kurtulurlar.

Üniversitelerimize öğretim üyesi yetiştirilmesi, yeni öğretim üyesi yetiştirilmesiyle ilgili olarak da çalışmalarımız sürmektedir. Gerek yeni açılacak üniversitelerin öğretim üyesi bulmaları gerekse mevcut üniversitelerimizin öğretim üyesi kadrolarının güçlendirilmesi için Hükümetimizin gayretleri vardır; bunu, Türkiye Büyük Millet Meclisiyle paylaşmak istiyorum ve hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çelik.

Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula diğer sunuşları vardır.

Cumhurbaşkanlığının bir tezkeresi vardır; okutup bilgilerinize sunacağım.

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1.- Açık bulunan Kültür ve Turizm Bakanlığına Aydın Milletvekili Atilla Koç'un atandığına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/761)

                                                                 21 Şubat 2005

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: Başbakanlığın, 21.2.2005 günlü, B.02.0.PPG.0.12-300-02/2283 sayılı yazısı.

Açık bulunan Kültür ve Turizm Bakanlığına, Aydın Milletvekili Atilla Koç, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 109 ve 113 üncü maddeleri gereğince atanmıştır.

Bilgilerinize sunarım.

                                                        Ahmet Necdet Sezer

                                                               Cumhurbaşkanı

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Sözlü soru önergelerinin geri alınmasına dair 2 adet tezkere vardır; okutuyorum:

2.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in (6/1385, 1386, 1389, 1390 ve 1402) esas numaralı sorularını geri aldığına ilişkin önergesi (4/254)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 526, 527, 530, 531 ve 543 üncü sıralarında yer alan (6/1385, 1386, 1389, 1390 ve 1402) esas numaralı sözlü soru önergelerimi geri alıyorum.

                                                             Dursun Akdemir

                                                                                 Iğdır

BAŞKAN - Sözlü soru önergesi geri verilmiştir.

Diğerini okutuyorum:

3.- Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık'ın (6/1298) esas numaralı sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/255)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 450 nci sırasında yer alan (6/1298) esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.

                                                        Mehmet Küçükaşık

                                                                               Bursa

BAŞKAN - Sözlü soru önergesi geri verilmiştir.

2 adet Meclis araştırması önergesi vardır; okutuyorum:

C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. Kesimoğlu ve 35 milletvekilinin, Şeker Kurumunun kapatılmasının neden olduğu düzenleme, denetleme ve uygulama sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/253)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Pancar ekiminden geçimini sağlayan 7 000 000 pancar çiftçisi ile 30 fabrikada çalışan 26 000 şeker çalışanı ve aileleriyle birlikte 100 000'den fazla insanımızı doğrudan etkileyen Şeker Kurumunun kapatılmasından sonra ortaya çıkan ve çıkabilecek düzenleme, denetleme ve uygulama sorunlarının araştırılıp, alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 üncü ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.                                     14.2.2005

1- Mehmet S. Kesimoğlu                                (Kırklareli)

2- Birgen Keleş                                (İstanbul)

3- Hüseyin Ekmekcioğlu                                (Antalya)

4- Vezir Akdemir                                (İzmir)

5- Mevlüt Coşkuner                                (Isparta)

6- Nurettin Sözen                                (Sivas)

7- Orhan Eraslan                                (Niğde)

8- Halil Tiryaki                                (Kırıkkale)

9- Ufuk Özkan                                (Manisa)

10- İzzet Çetin                                (Kocaeli)

11- Sedat Pekel                                (Balıkesir)

12- N. Gaye Erbatur                                (Adana)

13- Mehmet Uğur Neşşar                                (Denizli)

14- Abdulaziz Yazar                                (Hatay)

15- Salih Gün                                (Kocaeli)

16- Mehmet Vedat Yücesan                                (Eskişehir)

17- Orhan Ziya Diren                                (Tokat)

18- Ali Arslan                                (Muğla)

19- Gökhan Durgun                                (Hatay)

20- Nuri Çilingir                                (Manisa)

21- Ahmet Yılmazkaya                                (Gaziantep)

22- Uğur Aksöz                                (Adana)

23- Ali Oksal                                (Mersin)

24- Mehmet Vedat Melik                                (Şanlıurfa)

25- Özlem Çerçioğlu                                (Aydın)

26- Mehmet Ziya Yergök                                (Adana)

27- Atilla Kart                                (Konya)

28- Kemal Sağ                                (Adana)

29- Yılmaz Kaya                                 (İzmir)

30- Mehmet Boztaş                                (Aydın)

31- Kemal Demirel                                (Bursa)

32- Halil Ünlütepe                                (Afyonkarahisar)

33- İsmail Değerli                                (Ankara)

34- Nejat Gencan                                (Edirne)

35- Selami Yiğit                                (Kars)

36- İdris Sami Tandoğdu                                (Ordu)

Gerekçe:

Bilindiği gibi, 4634 sayılı Şeker Kanunuyla kurulan Şeker Kurumu ve hizmet birimleri, Bakanlar Kurulunun 27.12.2004 tarih ve 2004/8330 sayılı kararıyla 31.12.2004 tarihi itibariyle kapatılırken, Şeker Kurulunun görev, yetki ve görev süresi ise 13.12.2006 tarihine kadar uzatılmıştır.

Şeker Kurumunun kapatılması Şeker Kanununu uygulamakla yükümlü kamu idaresini de ortadan kaldırmış durumdadır. Bu durum, kota rejiminin uygulanmasında ve izlenmesinde zorluklar doğurabilecek ve nişasta bazlı şeker üreten bazı firmalara haksız kazanç sağlama imkânları yaratacaktır. İmalatçı-ihracatçılara dahilde işleme izin belgesi işlemlerini yürütün Şeker Kurumunun kapatılması sonucu, ithalat rejiminin nasıl düzenleneceği konusunda belirsizlikler bulunmaktadır.

Ülkemiz şeker sektörünü en iyi tanıyan ve AB çalışma gruplarında önemli yer üstlenen Şeker Kurumunun görevine son verilmesiyle, Avrupa Birliği tarım müzakerelerinde şeker sektörünün temsil edilmesinde büyük bir boşluk doğması ve bu konudaki müzakerelerin etkin bir biçimde yürütülememesi riski ortaya çıkacaktır. Ayrıca, kurumun ortadan kalkmasıyla, Avrupa Birliğindeki gibi, ileriye yönelik, sektörün istikrarını sağlayacak programlar yapılamayacaktır.

Ülkemizde, son yıllarda, özellikle nişasta ve nişasta bazlı şeker ithalatındaki hızlı artışın, Şeker Kurumunun kapatılmasıyla daha da ivmelenmesi beklenmektedir. Ayrıca, şekeri ikame eden ve insanların fazla miktarda kullanmasının sakıncaları olduğu bilinen, büyük kısmı ithal edilen yapay tatlandırıcıların ithalatı kat kat artacaktır. Yapay tatlandırıcıların büyük oranda Amerika Birleşik Devletlerinden ithal edilen genleriyle oynanmış mısır kullanılarak üretildikleri bilinmektedir.

Ülkemizde, tüketicileri genetik modifiye ürünlerden koruma yönünde hiçbir önlem bulunmamaktadır. Oysa, başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere, dünyada pek çok ülkede, içinde genetik modifiye organizma kullanılmış ürünlerde etiketleme zorunluluğu bulunmaktadır. Ülkemizde ise, bu konuda mevzuat çalışmaları henüz çok yetersiz olduğu gibi, gümrüklerde de bu tür ürünleri belirlemeye yönelik teknik donanım bulunmamaktadır.

Genetik yapıları değiştirilmiş ürünler, üzerinde yeterince araştırma yapılmadan piyasaya verildikleri için çeşitli riskler taşımaktadır. Bu riskler, antibiyotiklere dayanıklılığı artırarak, tedavide antibiyotiklerden sonuç alamama, vücuttaki vitamin mekanizmasında değişiklik, alerjen etkilerin artışı, toksik etki yapma ihtimali, gece körlüğüne yol açması, başta beyin tümörleri olmak üzere kanser vakalarında artışa neden olması olarak sıralanmaktadır. Bilimadamları, bu ürünler tüketilirken transfer edilen genlerin, vücuttaki diğer mikroorganizmalarla birleşerek "terminatör gen" denilen zararlı formdaki zararlı mikroorganizmaları üretme riski bulunduğunu ifade etmektedir, hatta, alzheimer ve delidana hastalıklarının, genetik modifiye ürün tüketimine bağlı olarak artış gösterdiği şekilde görüşler ileri sürülmektedir. Gen transferleriyle elde edilen hammadeden üretilen mamullerin de aynı riskleri taşıdığı vurgulanmaktadır.

Yapay tatlandırıcı olarak bilinen nişasta bazlı şekerler de, genetik modifiye ürün olmaları nedeniyle, aynı riskleri içermektedir. Bu tür şekerlerin ithalatının yeterli ve sağlıklı olarak denetlenmemesi nedeniyle Türkiye'deki bazı şirketler kota fazlası üretim yapmaları olası bir tehlikedir. Bu durum nedeniyle 74 ilde yapılan pancar ekiminden geçimini sağlayan 7 000 000 pancar çiftçisiyle 30 fabrikada çalışan 26 000 şeker çalışanı ve aileleriyle birlikte 100 000'den fazla insanımız mağdur olacaklardır.

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Kâtip üyenin oturarak okumasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

2.- Kocaeli Milletvekili İzzet Çetin ve 30 milletvekilinin, Kocaeli Dilovası Beldesindeki kansere bağlı ölümlerle sanayi atık bağlantısının araştırılarak sorumluların tespiti ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/254)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Çevre kirliliği, konunun uzmanları tarafından çevrenin doğal yapısının ve birleşiminin bozulması, değişmesi ve böylece insanların olumsuz yönde etkilenmesi olarak tanımlanmaktadır. Bilinçsiz kullanılan her şey gibi, temiz ve sağlıklı tutulmayan çevre de insanlara zarar vermektedir. İnsanların en temel hakkı olan yaşam hakkı, çevre kirlenmesiyle tehdit edilmektedir.

Doğal etmenlerin dışında günümüzde daha çok insan faaliyetleri, çevre kirlenmesine neden olmaktadır. Dünyada yaşanan kalkınma yarışı, pek çok çevre felaketlerini de beraberinde getirmektedir, özellikle sanayi atıkları ve evsel atıkların çevreye gelişigüzel, arıtma önlemleri alınmadan bırakılması çevre sağlığının bozulmasına neden olmaktadır.

1970'li yıllardan itibaren çevre önplana çıkmış, çevre kirliliğinden kaynaklanan tehlike, ülkelerin ve insanların gündemlerinin baş sıralarına yerleşmiştir. Buna paralel olarak alınan önlemler ve yapılan düzenlemelerle çevre standartları yükseltilmiş, çevre kirliliğine karşı önlemler alınmaya başlanmıştır; ancak, ne yazık ki, alınan önlemler insanları sağlıklı bir çevreye kavuşturacak yeterli düzeye ulaşmamıştır.

Son yıllarda, özellikle kanser hastalığı ile çevre kirliliği arasında bir bağ kurulmaktadır. Buna göre, zehirli ya da radyasyonlu atıkların kansere yol açtığına dair yaygın bir kanaat hâkimdir.

Kocaeli, ülkemizin sanayileşme bakımından en önde gelen illerindendir. Gerek il merkezi gerekse Gebze İlçesinde çok sayıda sanayi tesisi bulunmaktadır. Özellikle kimya, demir-çelik ve enerji sektörünün ağırlıklı olarak üretim yaptığı Dilovası Beldesi de sanayiin yoğunlaştığı yerleşim merkezlerindendir.

Son aylarda, özellikle Kocaeli İli Dilovası Beldesinde çevresel kaynaklı etkenlerle birtakım sağlık sorunlarının yaşandığı pek çok kere bölgede yayın yapan yerel basında yer almıştır. Dilovası Beldesinde faaliyetlerini sürdüren sanayi tesislerinin atıklarını Dilderesi'ne bıraktıkları da iddialar arasındadır.

Dilovası'nda yaşanan bu sağlık sorunları ve özellikle kanser olaylarındaki anormal artışlar üzerine Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı konuyla ilgili bir çalışma yapmıştır. Yapılan çalışmayla ilgili olarak hazırlanan bir önrapor Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu tarafından ilgili mercilere sunulmuştur.

Önraporda yer alan bilgilere göre, Dilovası'nda son sekiz yılda gerçekleşen ölümlerin yüzde 32,3'ü kanser nedeniyledir. Kanser nedenli bu ölümlerin yüzde 44'ü akciğer, yüzde 19,5'i de mide kanseri nedeniyle gerçekleşmiştir. Dünya Sağlık Örgütünün 2004 verilerine göre dünyadaki ölümlerin yüzde 12,5'i kanser nedeniyledir ve kanser ölümlerinin de yüzde 17,5'i akciğer, yüzde 11,9'u mide kanseri nedeniyle gerçekleşmektedir. Türkiye'deki ölümlerin ise yüzde 12,5'i kanser nedeniyle gerçekleşmektedir.

Görüldüğü üzere, Dilovası'nda yaşanan kansere bağlı ölümler hem dünyadaki rakamların hem de Türkiye'deki rakamların çok üstündedir. Bölge halkı, dünya ve Türkiye'deki rakamların 2,5 katı miktarda gerçekleşen kansere bağlı ölümleri Dilovası'ndaki çevre kirliliği ile ilişkilendirmektedir ve haklı olarak halk büyük bir tedirginlik yaşamaktadır Ne yazık ki, aylardır kamuoyunda tartışılmasına rağmen konuyla ilgili kamu kurum ve kuruluşları bugüne kadar bölge halkını rahatlatacak yeterlilikte bir açıklama yapamamışlardır.

Kocaeli İli Dilovası Beldesinde yaşanan kansere bağlı ölümler ile bu beldede kurulu sanayi tesislerinin ürettiği atık maddeler arasında bir ilişkinin bulunup bulunmadığı, işletmelerin ve bu konuda görevli kamu kurumlarının sorumluluklarının gereğini yapıp yapmadıklarının tespit edilmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 üncü ve 105 inci maddeleri gereğince bir Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

1- İzzet Çetin                                 (Kocaeli)

2-  Birgen Keleş                                (İstanbul)

3- Salih Gün                                (Kocaeli)

4- Mehmet Sefa Sirmen                                (Kocaeli)

5- Orhan Eraslan                                (Niğde)

6- Nurettin Sözen                                (Sivas)

7- Hüseyin Ekmekcioğlu                                (Antalya)

8- Ufuk Özkan                                (Manisa)

9- Sedat Pekel                                (Balıkesir)

10- Mehmet Uğur Neşşar                                (Denizli)

11- Mehmet Vedat Yücesan                                (Eskişehir)

12- Uğur Aksöz                                (Adana)

13- Orhan Ziya Diren                                (Tokat)

14-  Ali Arslan                                (Muğla)

15-  Ali Oksal                                (Mersin)

16-  Mehmet Ziya Yergök                                (Adana)

17-  Vezir Akdemir                                (İzmir)

18- Mehmet Vedat Melik                                (Şanlıurfa)

19- Gökhan Durgun                                (Hatay)

20- Nuri Çilingir                                (Manisa)

21- Özlem Çerçioğlu                                (Aydın)

22- Mevlüt Coşkuner                                (Isparta)

23- Ahmet Yılmazkaya                                (Gaziantep)

24- Atilla Kart                                (Konya)

25- Kemal Sağ                                (Adana)

26- Yılmaz Kaya                                (İzmir)

27- Abdulaziz Yazar                                (Hatay)

28- Mehmet Boztaş                                (Aydın)

29- Kemal Demirel                                (Bursa)

30- N. Gaye Erbatur                                (Adana)

31- İsmail Değerli                                 (Ankara)

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Başbakanlığın, Anayasanın 82 nci maddesine göre verilmiş 2 adet tezkeresi vardır; ayrı ayrı okutup oylarınıza sunacağım.

İlk tezkereyi okutuyorum:

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)

4.- Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un Bahreyn'e yaptığı resmî ziyarete katılmaları uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/762)

                                                                        21.2.2005

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un, 10. İslam Ülkeleri Ticaret Fuarı ve 11. Özel Sektör Forumuna katılmak ve görüşmelerde bulunmak üzere 4-8 Şubat 2005 tarihlerinde Bahreyn'e yaptığı resmî ziyarete, Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan'ın da iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.

Anayasanın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.

                                                        Recep Tayyip Erdoğan

                                                                         Başbakan

BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

5.- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Endonezya, Malezya, Tayland, Sri Lanka ve Maldivlere yaptığı resmî ziyaretlere katılmaları uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/763)

                                                                        21.2.2005

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Deprem ve tsunaminin yol açtığı zararları yerinde görmek ve görüşmelerde bulunmak üzere, bir heyetle birlikte 5-10 Şubat 2005 tarihlerinde Endonezya, Malezya, Tayland, Sri Lanka ve Maldivlere yaptığım resmî ziyarete, ekli listede adları yazılı milletvekillerinin de iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.

Anayasanın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.

                                                        Recep Tayyip Erdoğan

                                                                         Başbakan

                Liste

Ömer Çelik                                (Adana)

Akif Gülle                                (Amasya)

Ahmet Koca                                (Afyonkarahisar)

Mehmet Mesut Özakcan                                (Aydın)

Vahit Kiler                                (Bitlis)

Egemen Bağış                                (İstanbul)

Ekrem Erdem                                (İstanbul)

Fatih Arıkan                                (Kahramanmaraş)

Şükrü Ayalan                                (Tokat)

Nadir Saraç                                (Zonguldak)

BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Danışma Kurulunun bir önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım.

V.- ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1.- Gündemdeki sıralama ile çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

No.: 132                                              Tarihi: 22.2.2005

22.2.2005 Salı günkü (bugünkü) birleşimde yapılması kararlaştırılan, Sayıştayda boş bulunan üyeliklere 832 sayılı Sayıştay Kanununun 6 ve ek 8 inci maddeleri hükümlerine göre yapılacak seçimlerin 23.2.2005 Çarşamba günkü birleşimde yapılmasının; gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 5 inci sırasında yer alan 694 ve 694'e 1 inci ek sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 3 üncü sırasına, 22.2.2005 tarihli Gelen Kâğıtlarda yayımlanan 802, 805, 803, 804 sıra sayılı kanun tasarılarının, 48 saat geçmeden, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 7, 8, 9 ve 10 uncu sıralarına alınmasının; Genel Kurulun 22.2.2005 Salı günü 15.00-21.00, 23.2.2005 Çarşamba günü 14.00-23.00, 24.2.2005 Perşembe günü de 14.00-21.00 saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesinin; 22.2.2005 Salı günkü birleşimde sözlü sorular ile diğer denetim konularının görüşülmeyerek bu birleşimde de kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesinin; 23.2.2005 Çarşamba günkü birleşimde sözlü soruların görüşülmemesinin Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.

                                   Bülent Arınç

                        Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                           Başkanı

Eyüp Fatsa                                         Kemal Anadol

AK Parti Grubu Başkanvekili                                CHP Grubu Başkanvekili

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Alınan karar gereğince, Sayıştaya üye seçimi yapmıyor, sözlü sorular ile diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

BAŞKAN - Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon raporu henüz gelmediğinden, teklifin görüşmelerini erteliyoruz.

24.6.2004 tarihli ve 5197 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ve Anayasanın 89 uncu ve 104 üncü maddeleri gereğince Cumhurbaşkanınca bir daha görüşülmek üzere geri gönderme tezkeresi ile Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

2.- 24.6.2004 Tarihli ve 5197 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ve Anayasanın 89 uncu ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/856) (S. Sayısı: 791) (x)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yerinde.

Hükümet?.. Yerinde

52 nci maddeyi okutuyorum:

Şirket kurulması

MADDE 52. - İl özel idaresi kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre sermaye şirketleri kurabilir.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen, İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, görüştüğümüz Yasa, Sayın Cumhurbaşkanının ikinci kez görüşülmek üzere belli maddelerini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına iade ettiği Yasadır.

Bu Yasanın 52 nci maddesini, az önce Başkanlık Divanından arkadaşlarımız okudu. Madde oldukça kısa. "İl özel idaresi kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre sermaye şirketleri kurabilir." Bu kadar.

Şimdi, bu yasanın 1 inci maddesine bakıyoruz -il özel idaresi- bu yasa neyi amaçlıyor; bu yasanın amacı, il özel idaresinin kuruluşunu, organlarını, yönetimini, görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esaslarını düzenlemektir.

Şimdi, bu çerçeveden baktığınızda, il özel idaresinin organlarını görüyoruz; nasıl çalışacağını, yetkilerini görüyoruz. İl özel idaresinin, görev yaparken kaynakları sağlıklı kullanması, ne ölçüde sağlıklı kullanıp kullanılmadığının denetlenmesi de, elbette, bu yasada yer alması gereken düzenlemelerden birisi.

Nitekim, yasanın 37 nci maddesi, il özel idarelerinin denetimini öngörüyor.Denetimin amacı, 37 nci maddede yer alıyor, 38 inci maddesinde ise, denetimin kapsamı ve türleri belirtilmiş durumda. 38 inci maddesine göre, il özel idarelerinde iç ve dış denetim yapılır; denetim, iş ve işlemlerin hukuka uygunluk, malî ve performans denetimini kapsar.

Geliyoruz şimdi şirket kurulmasına arkadaşlar; il özel idaresi niye şirket kurar; bunun gerekçesi yok burada. Ama, şirketi şunun için kuruyor, diyor ki: "Yasalarla kendisine verilen görevleri ve hizmet alanlarını yerine getirebilmek için sermaye şirketleri kurar." Hangi görev veriliyor; ilin sorunlarını çözmek için. Eğer, ilin sorunlarını çözmek için il özel idaresi şirket kuracaksa, o zaman bunun altına bir madde daha eklememiz lazım; özel sektör şirket kuramaz. Çünkü, bütün sorunları zaten il özel idaresi çözecek. Neyle; şirket kurarak.

Değerli arkadaşlarım, medyada, gerek bugün gerek geçmişte en büyük yolsuzlukların yerel yönetimlerden kaynaklandığını biliyorsunuz, hepimiz biliyoruz. Yerel yönetimlerde söz konusu olan yolsuzlukların ne kadar büyük boyutlara ulaştığını hepiniz biliyorsunuz; ama, ben, yine, hafızanızı yenilemek açısından bir iki noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinden örnek vereceğim, bu belediyelerimiz de şirket kurabiliyorlar. Bu belediyelerimizde kurulan şirketlerin büyük ölçüde vergi kaçakçılığı yaptıklarını bu kürsüden ilan ediyorum. Geçmişte çok önemli vergi kaçakçılığı yaptılar bunlar; raporlar yazıldı.

Şimdi, elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün; bir kamu şirketi niye vergi kaçakçılığı yapar? Sermayesi yüzde 100 devlete ait, vatandaşın parasıyla kurulmuş; siz, kalkıyorsunuz, devletten bazı gelirleri gizliyorsunuz; niçin?! Demek ki, başka yerde kullanacaksınız bu paraları.

                         

(x) 791 S. Sayılı Basmayazı 16.2.2005 tarihli 59 uncu Birleşim Tutanağına eklidir.

Elimde sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait şöyle bir liste var arkadaşlar: Her satırda ayrı bir şirket ve her bir şirketin geçmişte Maliye Bakanlığından, vergi dairelerinden gizlediği gelirler.

Şu liste de Ankara Büyükşehir Belediyesine ait.

Şimdi, diyeceksiniz ki, bunları niye gündeme getiriyorsunuz, il özel idaresiyle bunun ne ilgisi var?

Şimdi, il özel idaresi de şirket kuruyor, artık, şirket kuracak bunlar da. Peki, şirket... Olabilir, zorunlu hallerdedir; örneğin, Hakkâri'de il özel idaresi şirket kurabilir; Hakkâri'de, özel sektör gitmiyordur, valinin öncülüğünde bir şirket kurabilirsiniz; il özel sermayesinden belli bir kaynak da ayırabilirsiniz; buna da evet diyebiliriz.

Peki, değerli arkadaşlarım, bana, dünyanın herhangi bir demokratik ülkesinden şöyle bir örnek verebilir misiniz; kamu kaynağıyla kurulan bir şirketin yüzde 100 denetim dışına çıkarıldığı bir örnek gösterebilir misiniz? Hiçbir çağdaş ülkede, hiçbir uygar ülkede, yurttaşlarının kendi kaynaklarına sahip çıktığı, kendi ödedikleri vergiye sahip çıktığı bir ülkede denetimsiz bir kamu kaynağı kullanılamaz; ama, siz, bu maddeyle bu şirketlerin denetimine olanak vermiyorsunuz; çünkü, bunun nasıl denetleneceği bu maddede yer almıyor.

Size bir başka örnek vereceğim: Eğer, AKP'li arkadaşlarımız merak ederlerse, özellikle Erzincan milletvekili olan arkadaşlarımız merak ederlerse sorsunlar, Erzincan Hava Yolları olarak kurulan şirket ne oldu; bu şirkete ayrılan kaynaklar ne oldu; 1 000 000 dolarlık para kime verildi ve nereye gitti; acaba, bunu hiç merak edenleriniz oldu mu?

Şimdi, şirket kuruyorsunuz, güzel; ama, şirketi bütün denetim organlarının dışına çıkarıyorsunuz. Plan ve Bütçe Komisyonunda ısrarla söyledik, bunun altına bu şirketlerin denetimini öngören bir düzenleme koyun. Elbet şirket kurulabilir, ihtiyaç da olabilir; ama, siz, nasıl bunların denetimine olanak vermezsiniz?!

Bu, şu demektir: Bu madde böyle geçerse, biz yerel yönetimlerdeki yolsuzluğu aynen devam ettireceğiz, sürdüreceğiz anlamına gelir. Bunun altına... Buna "evet" diyecek kişilerin de bu çerçevede buna "evet" dediklerini, el kaldıracakların da bu çerçevede buna el kaldıracaklarını bilgilerinize sunmak isterim.

O çerçevede, özet olarak şunu söylemek istiyorum değerli arkadaşlar: Türkiye'nin temel sorunlarından birisi yolsuzluklardır. AKP, yolsuzluklardan hesap soracağız diye iktidar oldu; ama, şu anda, yolsuzluklarla mücadele etmenin çok çok dışındadır. "Yolsuzlukların damarına girdik" diyenlerin, bugün, o damardan beslendiklerini görüyoruz maalesef. Yolsuzlukları Araştırma Komisyonunun, sayfa numarası şu anda yanımda yok, veremeyeceğim... Şaibeli olarak belirledikleri kişilerin AKP İktidarınca daha üst görevlere atandıklarını da biliyoruz. Kendi yazdığınız raporlara dahi itibar etmiyor bu hükümet değerli arkadaşlar. Siz buna nasıl güvenir, buna, şirket kurulmasına evet diyebilirsiniz, bütün denetimlerin dışında tutabilirsiniz?! Eğer, yolsuzluklardan beslenmek istemeyen bir iktidar varsa ve o iktidarın parlamenterleri varsa, bu maddeye "hayır" derler değerli arkadaşlarım.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kılıçdaroğlu.

Madde üzerinde, AK Parti Grubu adına söz isteyen Balıkesir Milletvekili Ali Osman Sali; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; İl Özel İdaresi Kanununun 52 nci maddesiyle ilgili olarak AK Parti Grubu adına huzurunuzdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Sayın Cumhurbaşkanımızın geri gönderme tezkeresinde bu maddeyle ilgili spesifik bir eleştiri bulunmamaktadır; genel eleştiriler kapsamında tezkerede yer almış bir maddedir.

Değerli arkadaşlar, mevcut İl Özel İdaresi Kanununa göre, hepinizin bildiği gibi, il özel idareleri şirketler kurabilmektedir ve yine hepimizin uygulamada gördüğümüz üzere, bu şirketlerin yönetim kurulu başkanı, vali, vali yardımcısı veya bir başka kamu görevlisidir. Nihayetinde, bu şirketler, kamusal yetkililer tarafından etkin olarak yönetilen şirketlerdir.

Diğer yandan, bunların, sermayeleri açısından, Sayıştay tarafından denetimleri de mümkündür; ama, sadece verilen sermayeyle sınırlı olarak.

Değerli milletvekilleri, sizinle, özelleştirmeyle ilgili 4046 sayılı Kanunun 26 ncı maddesinin son fıkrasını paylaşmak istiyorum. Yasada diyor ki: "Belediyeler ve diğer mahallî idareler ile bunların kurdukları birlikler tarafından ticarî amaçla faaliyette bulunmak üzere ticarî kuruluşlar kurulması, mevcut veya kurulacak şirketlere sermaye katılımında bulunulması, Bakanlar Kurulunun iznine tabidir."

Gördüğünüz gibi, halen yürürlükte olan 4046 sayılı Yasaya göre, il özel idareleri ve belediyeler, konu sınırlaması olmaksızın, Bakanlar Kurulu izniyle şirket kurabilmektedirler. Tartıştığımız 52 nci madde en azından konu sınırlaması getirmiştir; il özel idarelerinin görevleriyle ilgili konularda şirket kurulması. Yani, halen tartıştığımız 52 nci madde konuya sınırlama getirmiştir. Bu bakımdan, konuyu dikkatlerinize sunmak istiyorum.

Diğer yandan, Sayın Kılıçdaroğlu'nun da belirttiği gibi, il özel idareleri ve belediyeler, bir başka ifadeyle, kamu kurum ve kuruluşları -genellersek- kurumsal muhataplığı sağlayarak, yöresel aktiviteye katkı sağlayabilir. Bunun sakıncaları yok mudur; insanın olduğu her yerde sakınca olduğu gibi, elbette, bu şirketlerde de sakıncalı durumlar olabilir. Bunun başında vali veya bir kamusal yetkili olduğuna göre, gerekli hassasiyetin gösterileceği kanaatindeyiz. Diğer yandan, bunlar, Bakanlar Kurulu izniyle kurulacağına göre -ki, bir başka ifadeyle, Bakanlar Kurulu, bu şirketlerle ilgili olarak, il özel idarelerinin idarî vesayet yetkilisidir- iznin verilmesinde gerekli hassasiyeti göstereceği inancındayım.

Bu düşüncelerle, maddenin hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sali.

Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu; buyurun.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Sali'nin de ifade ettiği gibi, burada bir konu sınırlaması var; çünkü, il özel idaresinin görev ve yetki alanına giren konularda ancak şirket kurabilir.

Şimdi, bakıyoruz, il özel idaresinin görev ve yetkileri nedir; sağlık; mesela, sağlık gereçleri üreten bir şirket kurabilir. İl özel idaresi hastane kurabilir. İl özel idaresi sağlıkla ilgili aklınıza ne geliyorsa, örneğin, bir enjektör fabrikası kurabilir; örneğin, bir kütlü pamuk -sağlıkta kullanılan pamuk- fabrikası kurabilir, her türlü şeyi yapabilir. Tarım; mesela, tarım araç ve gereçleri üreten bir fabrika kurabilir, ticarethane açabilir, traktör fabrikası kurabilir. Sanayi; istiyorsa, üçüncü bir entegre sanayi kurabilir; yani, bütün alanlara girebilir, hiçbir sınırlama söz konusu değil. Ticaret; mesela, il özel idaresi bakkal dükkânı açabilir, deterjan satabilir, ayakkabı satabilir, konfeksiyon malzemesi satabilir, kumaş satabilir.

Değerli arkadaşlar, böyle bir il özel idaresine bu tür yetkiler verilir mi? Diyeceksiniz ki, efendim, bunun başında vali var, vali devlette umur görmüş adamdır; ama, bunlar, bu işi yapmazlar. Peki, öyle bir valinin olmadığını düşünelim. Geldi, kaynakları istediği gibi savurdu. Şimdi, bu kuracak mı, biz buna evet mi diyeceğiz, bunun denetimini yapmayacak mıyız? Haydi bunların hepsini yaptı diyelim, hepsini yaptı... Bütün bu yetkileri de verelim. Yahu, yaptığı iş doğru mu yanlış mı, bu paralar doğru mu kullanıldı yanlış mı kullanıldı, bunu da mı sormayacağız; yok, bunu da sormayacağız!

Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, bu madde, neresinden bakılırsa... Bakın "müessese kurabilir" var zaten. Ona itiraz etmiyoruz, müessese kurabilir; ama, il özel idaresi ticaret şirketini niye kursun arkadaşlar?! Bu ülkede siz kalkıp özelleştirmenin şampiyonluğunu yapıyorsunuz, kamu hiçbir şekilde ekonomiye girmeyecek diyorsunuz, kamu ekonomiden elini çekecek diyorsunuz, kamu ekonomiye artık hiçbir şekilde müdahale etmeyecek diyorsunuz; girmeyecek, fabrika kurmayacak, özelleştireceğiz diyorsunuz, ondan sonra, kalkıyorsunuz, söylediğinizin tam tersine, her alanda şirket kurmak için yerel yönetimlere izin veriyorsunuz. Adama tabiî sorarlar; bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Ama, AKP için bu gayet normal.

Teşekkür ediyorum arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN- Teşekkür ediyorum Sayın Kılıçdaroğlu.

Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen, Bayburt Milletvekili Ülkü Gökalp Güney; buyurun.

ÜLKÜ GÖKALP GÜNEY (Bayburt)- Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, burada, İl Özel İdaresi Kanununun Sayın Reisicumhur tarafından bir defa daha görüşülmek üzere geri gönderilen maddelerini görüşüyoruz ve şu anda da 52 nci madde üzerinde konuşuyoruz.

Ben, haziran ayında bu kanun görüşülürken burada tereddütlerimi, eksikleri, kendi deneyimlerime ve kendi bilgime göre aktarmaya çalışmıştım. Zabıtlar elimde; o gün söylemiş olduğum, o gün ifade ettiğim, en başta, il özel idaresinin başının vali olmasının gerekçelerinin altını çizerek ifade ettiğim sakınca, Sayın Reisicumhurumuz tarafından geri çevrildi.

Şimdi, arkadaşlar, burada konumuz, kimseyi eleştirmek değil; burada, olaya katkıyı, katkımızı koymak istiyoruz. Evvela, bunun, sizler tarafından böyle bilinmesini istiyorum.

Biraz evvel, benden önce Sayın Kılıçdaroğlu ve diğer değerli milletvekili arkadaşım konuştu. Özellikle Sayın Kılıçdaroğlu'nun ifadelerini çok dikkatle dinledim; yerden göğe kadar haklı.

Şimdi, orada bir eksik var, onu da ben tamamlayayım. Hani, diyoruz ki, canım, biz özel idareye bunları kurdururuz da... Ee, kurduralım... Ee, canım, bir şey olursa denetimini vali yapar... Vali yok; valiyi özel idarenin başından almışsın. Olmayan bir makama, olmayan bir otoriteye, siz, gıyaben, nasıl diyebilirsiniz ki, vali bunu yapar, düzeltir... Yok böyle bir şey!

Hatta, valinin getirmiş olduğu faaliyet raporunu il özel idaresi kabul etmiyor. Eğer etmiyorsa, gidiş yeri Bakanlık; Bakanlığın görüşüne sunulur. Böyle şey olur mu?!.

Arkadaşlar, bu kanun yanlış yerde hazırlanmıştır. Bu kanunu, ben, İçişleri Bakanlığının hazırladığı kanaatinde değilim. Bu kanunun nerede hazırlandığını, hepiniz benim gibi biliyorsunuz. Kamu Yönetimi Kanunu Tasarısı -İçişleri Bakanlığının uzmanları dışında- Başbakanlıkta, şöyle veya böyle, hazırlanmıştır; ama, uzmanlık alanına girmeyen yerlerde bu yanlışlara düşülmüştür.

Çok samimî söylüyorum, bu kanun uygulanamaz, çoğu yerde uygulanamayacak, uygulamada büyük zorluklar çıkacak. Bu zorluklar, yarın, o mahallî idarelerdeki bir kaosu önümüze getirecek. Bizim önerilerimiz, bizim getirdiğimiz şeyler hiç dikkate alınmadı. Bir inat... Nedir, nereden geldi, nasıl geldi; onu bilmiyorum. Bunu anlatamadık. Eğer baştan yanlış yaparsanız, konuyu yanlış arz ederseniz, onun üzerine, hiçbir zaman hiçbir yerde doğruyu oturtamazsınız. İl genel meclisinin başına valiyi veriyorsunuz uygulamak için, il özel idaresinin başından valiyi çekiyorsunuz. İl genel meclisi onun uygulama organı. Hiç böyle bir şey olur mu, böyle iki başlılık olur mu?

RECEP KORAL (İstanbul) - Tersini söylediniz.

ÜLKÜ GÖKALP GÜNEY (Devamla) - Çok affedersiniz. İl özel idaresinden valiyi alıyoruz, il genel meclisinin başında zaten vali var; iki başlı bir yönetim, böyle bir şey olur mu, böyle bir şeyi uygulayabilirler mi; olmayacak, uygulanması mümkün değil.

Valilerin yetkisini artırdık... Yahu biz de okuyoruz bunları, okuduk; valilerin yetkileri kısaltıldı, valiyi zaten devredışı bırakıyorsun. Valilerin yetkisinin artırıldığını...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Güney.

ÜLKÜ GÖKALP GÜNEY (Devamla) - Türkiye'de 81 valimiz var. Buradaki milletvekili arkadaşlarımızın hepsinin vilayetlerinde valiler var, hepsi deneyimli arkadaşlarımız. Onları da hepsi okudu; burada valinin yetkisini artıran bir şey yok. Valiyi il özel idaresindeki görevinden alıyorsunuz, fonksiyonunu... Ama "efendim, bir sıkıntı olduğu zaman vali bunu halleder..." Vali onu halledemez. Vali olmadığı bir organda neyi halledecek? Valinin, faaliyet raporu dahi, valinin, reddedildiği zaman, yapacağı bir şey yok. Bu bakımdan, bu kanun yanlış doğuyor, bu ölü doğuyor. Bu, mutlaka ve mutlaka, göreceksiniz, Anayasa Mahkemesinden geri dönecek. Ne oldu? Geçen hafta hepimiz burada çalıştık, herkes gayret etti, önergeler vermeye çalıştık, şifahî ikaz etmeye çalıştık, geldik burada konuştuk; konuştuklarımız tamamen burada kaldı.

Şimdi, arkadaşlar, bu kanunun uygulanmamasındaki en önemli -altını çizerek söylüyorum- faktör, valilerin il genel meclisinin başından alınmasıdır. Ülkemizin hassasiyetlerine dikkat etmeliydik, bölgelerimizin hassasiyetlerine dikkat etmeliydik. Bunu burada ısrarla söyledim, ısrarla anlatmaya çalıştım; ama, muvaffak olamadım.

Şunu söylemek istiyorum son olarak: Önemli olan kanun çıkarmak değildir. Çok kanun çıkarabiliriz, kanunlar çıkarabiliriz; ama, onun uygulamasını gözardı edemeyiz, gözardı etmemeliyiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Güney, toparlar mısınız!

Buyurun.

ÜLKÜ GÖKALP GÜNEY (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Burada, anladığım kadarıyla, biraz sonra bu kanun çıkacak; ama, inanın ki, bu kanun eğer Anayasa Mahkemesinden dönmezse -ki, dönecektir göreceksiniz; eğer, Allah bize ömür verirse, karşılıklı, burada göreceğiz durumu- mutlaka uygulamada büyük kaoslar ortaya çıkacaktır diyorum, bu duygularla, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Güney.

Madde üzerinde 1 önerge vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 791 sıra sayılı Yasanın 52 nci maddesine aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Kemal Kılıçdaroğlu

Mehmet Boztaş

Erdal Karademir

 

İstanbul

Aydın

İzmir

 

Türkân Miçooğulları

M. Mesut Özakcan

Mehmet Uğur Neşşar

 

İzmir

Aydın

Denizli

 

 

M.Akif Hamzaçebi

 

 

 

Trabzon

 

"Şirketlerin dış denetimi Sayıştay tarafından yapılır."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Önergeye katılamıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (İstanbul) -Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Sayın Kılıçdaroğlu konuşacak mısınız?

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) - Evet efendim.

BAŞKAN - Buyurun.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, şirketlerle ilgili olarak, il özel idarelerinin şirketleriyle ilgili olarak, burada, az önce, doğurabileceği riskleri... Türkiye ekonomisinden, kültür yozlaşmasına yol açabilecek, ekonomide ciddî sapmalara yol açabilecek bir düzenleme bu. Madde oldukça kısa; ama, sistemin özünü oluşturan bir madde. Bari, şirket kurulmasına izin veriyorsanız, bu şirketlerin bir denetim organı olması lazım. Birilerinin, gelip, zaman zaman veya gerektiğinde, bunları denetlemesi lazım.

Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununda, bütün dışdenetimin Sayıştay tarafından yapılacağı öngörülmüş durumda. Biz de, gayet iyi niyetlerle, eğer, bu şirketler kurulacaksa, o zaman, bu şirketlerin dışdenetimini de Sayıştayın yerine getirmesini, dolayısıyla, bir kamu kaynağı harcanırken, bu kamu kaynağına gerekli özenin gösterilmesi isteniyorsa, bu önergemize değerli milletvekillerinin "evet" demesini bekliyoruz.

Tabiî, ben, isterdim ki, Sayın Bakan, buna "evet" desin. Sayın Bakanın önüne -ben biliyorum- İçişleri Bakanlığının müfettişleri tarafından getirilen yüzlerce yolsuzluk dosyası vardır il özel idareleriyle ilgili olarak. Sayın Bakan da eski vali; bu özel idare kaynaklarının nasıl kullanıldığını kendisi gayet iyi bilir. Haydi, bunlara bir de şirket kurduruyorsunuz; şirketin başında kim var allahını seversen, kim yönetiyor bu şirketi?! Ekmek dağıtım şirketi kurduğunu düşünün, gazete dağıtım şirketi kurduğunu düşünün. Böyle şirketler olur mu?! Neye el kaldırıyoruz, neye "evet" neye "hayır" diyoruz... Yani, bu ülkede, hâlâ, yolsuzluklardan dilimiz yanmadı mı?! Yolsuzluklara çanak tutan bir parlamento olabilir mi arkadaşlar? Bu önergeye, eğer "evet" denilmezse, "evet" demeyen arkadaşların yolsuzluğa çanak tutmayı uygun gördüklerini, kişisel olarak, düşünüyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

RECEP KORAL (İstanbul) - Türk Ticaret Kanunu var...

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) - Kişisel olarak dedim...

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kılıçdaroğlu.

Sayın Bakan, yerinizden, Tüzüğün 60 ıncı maddesine göre kısa bir açıklama yapabilirsiniz; buyurun.

İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; şimdi, bu maddeyle ilgili yapılan takdim, sanki, ilk defa, ülkemizde belediyeler ve özel idareler şirket kuruyor; sanki, ilk defa, bu yasayla şirket kurulma getirilmiş oluyor.

Bakın, ben, idarecilik yaptım, yıllarca valilik yaptım. Hem benim vali olarak kurduğum çok şirket var -özel idare- hem de çalıştığım illerde benden önceki valilerin kurmuş olduğu, yöre için gerçekten faydalı olan, örnek olan, yol gösteren şirketler oldu. Yani, ilk defa kurulmuyor değerli arkadaşlarım. Yıllardır, ülkemizde, il özel idareleri ve belediyeler şirket kurar. Şirketten amaç, bu, özel hukuk tüzelkişisidir, Şirketler Yasasına göre faaliyet gösterir. Onun için, bunun denetimi de var, denetimi yok değil. Şirketler, öncelikle Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından denetlenir, Maliye Bakanlığı tarafından denetlenir. Vali, her zaman, hem özel idare hem belediye şirketini denetletebilir ve İçişleri Bakanı olarak ben, hem il özel idarelerini hem de şirketleri denetletebilirim.

BAŞKAN - Sayın Bakan, toparlar mısınız.

İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (İstanbul) - Ben bunu arz etmek istedim efendim.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Birleşime 10 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 16.24
İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.39

BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 61 inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

791 sıra sayılı kanun tasarısı üzerindeki görüşmelere kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

2.- 24.6.2004 Tarihli ve 5197 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ve Anayasanın 89 uncu ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/856) (S. Sayısı: 791) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

Geçici 1 inci maddeyi okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 1. - Bu Kanunun 11 inci maddesi gereğince yapılacak meclis başkanlık divanı seçimi bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç bir ay içinde yapılır.

Bu Kanunun 25 inci maddesi hükmüne uygun il encümeni oluşuncaya kadar mevcut encümen görevine devam eder.

BAŞKAN - Madde üzerinde, AK Parti Grubu adına, Balıkesir Milletvekili Sayın Ali Osman Sali; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; İl Özel İdaresi Kanununun geçici 1 inci maddesiyle ilgili olarak Grup adına huzurunuzdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, geçici 1 inci maddedeki 11 inci ve 25 inci maddelerin gerekçelerini sayarak, Anayasaya uygunluk gerekçelerini sayarak huzurunuzu işgal edecek değilim; 11 ve 25 inci maddeler için söylenenler ve verilecek kararlar, bu madde için de tabiatıyla geçerli olacaktır.

Bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyor, yasanın hayırlı olmasını temenni ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sali.

Madde üzerinde, şahsı adına, Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan söz istemiştir.

Buyurun Sayın Kandoğan.

Konuşma süreniz 5 dakikadır.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben, 52 nci madde üzerinde de söz talebim olmuştu; ancak, o maddede konuşamadım, o maddeyle ilgili birkaç cümle söyledikten sonra geçici maddeyle ilgili görüşlerimi ifade edeceğim.

52 nci maddeyle ilgili olarak değerli konuşmacıları dinledik; ancak, bu maddenin, hükümetin genel icraatıyla, genel söylemleriyle ne kadar ters bir madde olduğunu da sizlerin takdirine sunmak istiyorum.

Balıkesir SEKA fabrikasını kapatıyorsunuz, Kocaeli SEKA fabrikasını kapatıyorsunuz, bunların gerekçeleri olarak da zarar ettiklerini söylüyor, ifade ediyorsunuz; ama, bir PETKİM 2004 kârını açıkladı, bir TÜPRAŞ 2004 kârını açıkladı; TÜPRAŞ'ın, 2004 yılında 1 katrilyon liraya yakın kârı, PETKİM'in ise 2004 yılında 62 trilyon liraya yakın kârı oldu. Bir taraftan bu şirketleri, kamu tüzelkişiliğine sahip olan bu fabrikaları kapatırken, diğer taraftan, mahallî idarelere, şirket kurmaları yönünde, geçmişteki kanuna benzer, paralel bir düzenleme getirilmesinin de haklı bir gerekçesini izah etmek çok zor.

Yine, burada birkaç sefer dile getirdim, son maddeyle ilgili -Sayın Bakana da sordum- tekrar soruyorum: Bu kanunla valilerin yetkilerinin artırıldığını ifade ediyorsunuz; hangi maddede, ne olur, gelin bir tek madde söyleyin dedim. Sayın Bakan geldi, burada, geçmiş kanunda olan maddeleri aynen yineledi; ancak, valilerden bir şeyler alıp götüren maddelerle ilgili olarak bir tek kelime söylemedi. O günden sonra, onlarca valimiz, vali yardımcımız, kaymakamımız beni aradılar ve bugün bu konuşmayı yapmam da bu telefon görüşmelerinin neticesidir.

Yine, geçen oturumda Sayın Ziyaeddin Akbulut'un konuşmalarını da büyük bir üzüntüyle dinledim. Sayın Ziyaeddin Akbulut, sekiz yıl valilik yaptığını ve il genel meclisi başkanlığı görevinde bulunurken, meclise başkanlık yaparken, kendisini misafir gibi gördüğünü ifade etti. Bu nasıl misafirliktir ki, sekiz yıl süren bir misafirlik! Ben, hiçbir valimizin, il genel meclisi başkanlığı yaparken, kendisini o makamda, mevkide misafir olarak gördüğü düşüncesine katılmıyorum ve ikinci bir vali dahi bu iddiayı ileri süremez.

Yine, Sayın Akbulut, encümenin beş atanmış üyesinin encümen hizmetleriyle ilgili olarak "daha objektif, daha tarafsız, daha etkili hizmet verilecek" diyor; yani, seçilmiş üyelerle bu görev sürdürülürken daha objektif değilmiş, daha tarafsız değilmiş, daha etkili hizmet verilemiyormuş manası çıkıyor. Yine, bu şekildeki bir encümen yapısını Sayın Akbulut ifade ediyor ki, daha objektif çalışan, daha aktif çalışan, daha kararlı çalışan bir encümen.

Şimdi, bir taraftan, atanmışların il genel meclisinin başı olmasını istemiyorsunuz, özelleştirme ve yerelleştirme konusunda çok ileri adımlar attığınızı ifade ediyorsunuz, bir taraftan da encümene yeni atanan kamu görevlileriyle bu encümenin çok daha aktif, objektif, verimli ve kararlı çalışacağını ifade ediyorsunuz. Bu, ne tenakuzdur; bu, nasıl bir çelişkidir?.. 

Yine, Sayın Akbulut, il genel meclisi başkanı olarak oy verme işlemlerinde, oy kullanma durumunda, kendi lehlerine oy verilmeyen taraflarca -yani, siyasî parti mensuplarınca- il genel meclisi üyelerince, sen de bu hükümetin valisi değil misin, biz seni tayin etmedik mi şeklinde eleştirilerin; oy verirse de, ben sana sorarım, sen bizim partinin lehinde değilsin şeklindeki ifadelerin kendisine ve valilere ifade edildiğini söylüyor. Eğer, bu doğruysa, bu gerçekse, kendisine bu şekilde hitaplarda bulunulmuşsa, bundan sonra, il genel meclisi başkanı olmayan ve otoritesi zayıflayan, yetkisi azaltılan bir valiye karşı bu sözlerin daha fazla söyleneceği iddiasında bulunabilir mi veya olmayacağını söyleyebilir mi?

Yine Sayın Akbulut, meslek mensuplarımızı yaralayan, çok talihsiz bir ifadede bulundu. Onlarca vali yardımcısı beni aradı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kandoğan, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Vali olmadığı zamanlarda, bugüne kadar, encümen başkanlığı vali yardımcıları tarafından yürütülmekteydi; ancak, bu kanunla, bundan sonra genel sekreter unvanlı birisi özel idarede görev alacak, valinin olmadığı dönemlerde encümen başkanlığını bu genel sekreter yapacak.

Sayın Akbulut, bunun gerekçesinde diyor ki "genel sekreter, uzman bir kişi olacak." Bu, ne zaman atanacak, ne zaman uzman olacak?!

Ben, buradan, bir kez daha üzüntülerimi belirtmek istiyorum ki, vali yardımcıları, mesleğe atanmalarından o göreve gelinceye kadar bu işin uzmanı olarak yetiştirilirler Sayın Akbulut. Siz de biliyorsunuz ki, vali yardımcısının, kaymakamlıktan itibaren -vali yardımcılığı yaptığı süre içerisinde de- encümene başkanlık yapabilecek en ehil, en yetenekli, en yetişmiş kişi olduğu konusunda hiç kimsenin tereddütü olmaması lazım.

Sayın milletvekilleri, biraz sonra, oylarınızla bu çıkacak; ancak, son olarak şunu söylemek istiyorum: Meclise getirilen her kanun tasarısında, mülkî idareden bir şeyler alınıp gidiyor. Yarın, mülkî idareye, hepimizin ve sizlerin de ihtiyacı olacak.

Hani, bilirsiniz, ama, bizi yaralayan bir husus var; onu da söylememi ifade ettiler bütün vali yardımcılarımız, valilerimiz ve kaymakamlarımız, onu da söylüyorum son olarak. Hani, ormanda, ağaçları kesmeye çalışan balta karşısında ağaçlar birbirlerine omuz vererek şunu söylerlermiş: "Biraz sonra sıra bize de gelecek, bizi de kesecekler; ancak, biz, baltaya değil de, baltanın sapının bizden olduğuna üzülüyoruz." Ben de, son olarak şunu söylüyorum: Sayın Bakanım, sizin İçişleri Bakanlığı döneminizde, Sayın Akbulut, sizin İçişleri Komisyonu Başkanlığınız döneminde, mülkî idareden bu kadar şey alıp götüren bir kanunun, bir tasarının bu Meclisten geçmesini hiçbir mülkî idare amirine rahatlıkla izah edemeyeceksiniz; bunun vebali ve sorumluluğu altındasınız.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.(DYP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kandoğan.

Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen, Amasya Milletvekili Sayın Hamza Albayrak; buyurun. (AKP sıralarından alkışlar)

HAMZA ALBAYRAK (Amasya) - Sayın Başkan, Meclisin yüce temsilcileri; görüşülmekte olan 791 sıra sayılı yasa tasarısının geçici 1 inci maddesiyle ilgili olarak şahsım adına söz almış bulunuyorum; hepinizi en içten duygularla selamlıyorum.

Efendim, geçici 1 inci madde, bu yasanın 11 inci ve 25 inci maddelerinin uygulanmasına yönelik bir madde olup, bu konuyla ilgili konuşmalar yapıldı. Ben, özellikle bu 52 nci maddeyle ilgili yapılan görüşmeleri ve konuşmaları değerlendirmek üzere söz almış bulunuyorum.

Değerli arkadaşlar, biz, Özel İdareler Yasasına 52 nci maddeyle yeni bir uygulama getirmiyoruz aslında. İl özel idarelerinin, halen, uygulamada, muhtelif şirketleri var; turizmle ilgili, kömür ocaklarının çalıştırılmasıyla ilgili muhtelif şirketleri var. Bunların sermaye şirketi olarak kurulması, var olan bir uygulama; yeni bir uygulama değil. Elbette ki, iştigal sahaları genişledikçe bu şirketler belki çoğalabilecek.

Zaten, bu 52 nci madde dikkatle tetkik edildiğinde şu görülecektir: İl özel idareleri, ihtiyaç duyması halinde, mevcut yasaların kendilerine verdiği yetkiye binaen, isterlerse, sermaye şirketi kurabilecekler; bakınız, kurabilir isterse; yani, burada bir şarta bağlı ruhsat var. İhtiyaç duyulduğunda il özel idareleri şirket kursun. Belediyelerin var. Belediyeler yıllar önce kurmuş da il özel idareleri niçin kurmasın değerli arkadaşlar?!

Bakınız, bugün, kamu kurum ve kuruluşlarının özellikle hizmet alımıyla ilgili ihalelerdeki spekülasyonları hep birlikte izliyoruz. Temizlik ihalelerinde, ulaşım ihalelerinde çeşitli kişilerin birbirlerini gasbettikleri, yaraladıkları hepimizin malumu. İstihdam da Türkiye'nin en önemli problemi; işsizlik... Bunu, şahıs şirketleri kurana kadar, özel idareler kursun bu şirketi; kâr etmesin, başabaş noktasında şirketleri çalıştırsın; ama, daha çok istihdama katkı versin. Bunu yapmakta hiçbir mahzur yok.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Niye özelleştiriyorsunuz? Niye kapatıyorsunuz SEKA'yı?

HAMZA ALBAYRAK (Devamla) -Efendim, özelleştirmeyi değişik bir platformda açıklarız.

Burada önemli olan şu, değerli arkadaşlar: Yasadan çok tatbikatçı önemli, kanundan çok tatbikatçı önemli. İşte, burada, iyi bir şekilde bu şirketler çalıştırılırsa, kamuya yönelik işletilirse, bunda çok önemli hizmetler doğacaktır.

Tabiî, burada, İstanbul Büyükşehir Belediyesiyle ilgili de, bazı konuşmacı arkadaşlar, şirketlerdeki usulsüzlüklere değindiler. Ben, şahsen, 1995 ile 1999 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesinde Teftiş Kurulu Başkanı olarak çalıştım. Özellikle, çalışmış olduğum dönemde, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı şirketlerin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı müfettişlerince, konularıyla ilgili olarak hesap uzmanlarınca, Maliye müfettişlerince, SSK müfettişlerince, iş müfettişlerince çok yoğun bir şekilde denetime tabi tutulduğunu bizzat yaşadım. Türkiye'de eksik olan denetim eksikliği değil arkadaşlar, denetim raporlarına uyulup uyulmaması; bunun sorgulanması lazım. Müfettiş arkadaşların düzenlemiş oldukları raporların sonucuna ne kadar uyuluyor; bunun sorgulanması lazım. Dolayısıyla, bu 52 nci maddeye uygun olarak şirket kurulmasında herhangi bir sakınca, elbette ki, yoktur; bu, tamamen yasalara uygundur. Tabiî, mülkî erkana da biz şükran borçluyuz, Türkiye'ye değerli hizmet veren herkesi biz takdirle kucaklarız; fakat, değerli arkadaşlar, en iyi yönetişim biçiminin konsensüs olduğunu unutmayalım. Katılımcı, şeffaf yönetimlere taraf olmak hepimizin görevi. Bir kişi değil, birçok kişinin, gerçekten bilimsel veri tabanlı olarak önlerine getirilen problemlere çözüm üretmesi ideali yakalama noktasında kaçınılmazdır. Bu 52 nci maddeyle il özel idarelerinin kuracağı sermaye şirketleri eğer gerçekten konsensüse dayalı olarak oluşacaksa, bu, hem o bulunduğu şehir için hem de ülkemiz için mutlaka faydalar getirecektir. Dolayısıyla, bu şarta bağlı ruhsatı kullanmaktan kaçınmamak lazım. Artık, yıllar önce Napolyon'un söylediği gibi, kişilerle yönetime değil, sistemle yönetime ağırlık vermek lazım diye düşünüyorum.

Bu kanunun, ülkemize hayırlar getirmesini dilerken, hepinize en kalbî muhabbet ve saygılarımı arz ediyor; teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN -  Teşekkür ediyorum Sayın Albayrak.

Geçici 1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum...

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Sayın Başkan, karar yetersayısının aranılmasını istiyorum.

BAŞKAN - Arayacağım Sayın Başkan.

Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı vardır; madde kabul edilmiştir.

Kanunun tümü açıkoylamaya tabidir.

Açıkoylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama için 3 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 24.6.2004 Tarihli ve 5197 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ve Anayasanın 89 uncu ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresinin açıkoylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı:                                272

Kabul:                                207

Ret:                   65 (x)

Böylece, kanun kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu teşekkür konuşması yapacaktır.

Buyurun Sayın Aksu. (AK Parti sıralarından alkışlar)

İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; yerel yönetimler reformu kapsamında hazırladığımız İl Özel İdaresi Kanununun, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından bazı maddelerinin görüşülmek üzere iadesinden sonra, Yüce Meclisimizce tekrar kabul edilmesi üzerine söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Meclisimizin siz değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum.

Hatırlanacağı gibi, yerel yönetimler reformu kapsamında hazırladığımız İl Özel İdaresi Kanunu, Belediye Kanunu ve Büyükşehir Belediye Kanunu, geçtiğimiz yasama yılında, Yüce Meclisimizce kabul edilmişti. Yerel yönetimler reform paketi içerisinde yer alan İl Özel İdaresi Yasasının, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından, bazı maddelerinin tekrar görüşülmek üzere iade edildiği hepinizin malumudur. Bu defa, Sayın Cumhurbaşkanımızın iade gerekçeleri de dikkate alınmak suretiyle, yasanın çıkış mantığı ve temel öğelerini de etkilemeyecek şekilde kanun yeniden düzenlenmiştir. Plan ve Bütçe Komisyonumuz bu düzenlemeyi yapmış, sizler de biraz önce onaylamış bulunuyorsunuz. İl Özel İdaresinin görev ve sorumluluklarını düzenleyen madde de, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun üyelerinin değerli katkılarıyla, yerel yönetim reformunda bir eksiklik doğurmayacak şekilde yeniden yazılmıştır.

Doğal olarak, bunca yıllık uygulamalarımızın bir bölümünden vazgeçmek ve yeni bazı ilkeler üzerine geleceği inşa etmek, tabiî ki, kimi itirazları doğurabilir. Bu itirazlardan, elbette ki, yasanın çıkış mantığını etkilemeyecek olanları uygulamak durumundayız. Bizim amacımız, özel idareleri, demokratik, etkin ve verimli bir yapıya kavuşturmak ve Avrupa Birliğindeki yerel yönetimlere benzer hale getirmektir.

Malumunuz, bugün görüşmelerini tamamladığımız İl Özel İdaresi Kanunu, kamu yönetimimizin en temel yasalarından biridir; bu özelliği nedeniyle, gerek hazırlık sürecinde ve gerekse ilgili komisyonlarda üzerinde yoğun mesai harcanmış, kamuoyunun ve Yüce Meclisin önüne bir reform paketiyle çıkılmıştır. Bugüne kadar, neredeyse birbirinin rakibi ve hatta alternatifi gibi gösterilmeye çalışılan yerel yönetimler ile merkezî idare, idarenin bütünlüğü ilkesi ışığında, birbirini tamamlayan üniteler olarak, kamu hizmet ve yetkilerini paylaşır duruma getirilmiştir. Bu çerçevede, mahallî idare anlayışı bütünüyle değiştirilmiştir. Mahallî ihtiyaçlar, kanunla başka idarelere verilmedikçe, mahallî idarelerce yürütülecek biçimde, yerel yönetimler yetkilendirilmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; yerel yönetim reformu dediğimiz, bu denli geniş bir bakış açısını, modern bir yapılanmayı sizlerin katkılarıyla sağlamaktayız. Üstelik, yıllardır konuşulup bir türlü icra edilmeyen reformu gerçekleştiriyoruz; bu da, siz değerli arkadaşlarıma, 22 nci Dönem Parlamentomuza nasip olmuştur. Bu kadar yoğun çalışmalar sonucunda kabul edilen İl Özel İdaresi Kanununun, aziz vatandaşlarımıza etkin ve verimli hizmetin getirilmesine yardımcı olması dileklerimle, Yüce Meclisin siz değerli üyelerini yeniden saygıyla selamlıyorum, hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

                  

(x) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.

Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği Arasındaki Malî İşbirliği Çerçevesinde Temin Edilecek Malî Yardımların Uygulanmasına İlişkin Çerçeve Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun görüşmelerine başlıyoruz.

3.- Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği Arasındaki Malî İşbirliği Çerçevesinde Temin Edilecek Malî Yardımların Uygulanmasına İlişkin Çerçeve Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/861) (S. Sayısı: 694 ve 694’e 1 inci Ek) (x)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

Komisyon raporu 694 ve 694'e 1 inci ek sıra sayılarıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE AVRUPA BİRLİĞİ ARASINDAKİ MALÎ İŞBİRLİĞİ ÇERÇEVESİNDE TEMİN EDİLECEK MALÎ YARDIMLARIN UYGULANMASINA İLİŞKİN ÇERÇEVE ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR

KANUN TASARISI

MADDE 1. - 14 Mayıs 2004 tarihinde Ankara'da imzalanan Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği arasındaki malî işbirliği çerçevesinde temin edilecek malî yardımların uygulanmasına ilişkin "Çerçeve Anlaşma"nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.

Açıkoylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama için 3 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

                     

(x)  694 ve 694’e 1 inci Ek S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği Arasındaki Malî İşbirliği Çerçevesinde Temin Edilecek Malî Yardımların Uygulanmasına İlişkin Çerçeve Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı                      :                          262

Kabul              :                          257

Ret                  :                              5                            (x)

Böylece, kanun tasarısı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu raporunun görüşmelerine başlıyoruz.

4.- Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/858) (S. Sayısı: 728) (xx)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

Komisyon raporu 728 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Erdal Karademir.

Buyurun Sayın Karademir. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının tümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, Fransa'da, 1801 yılında, vergi kadastrosu için önce toprak sahiplerince verilen bilgiler üzerine temellendirilen kadastro, 1808 yılında, doğru ve adil bir vergilendirme kadastronun ölçü temeline dayandırılmasının gerekli olduğu saptanarak bugünkü konuma getirilmiştir. Yaklaşık yirmi yıllık gelişme sonucunda kadastro, günümüzde çokamaçlı bir kapsama kavuşmuş ve bu kapsamıyla da mekâna dayalı bilgi sistemlerinin altyapısı olma işlevini üstlenmiştir.

Ülkemizde ölçüye dayalı kadastro 1912 yılında başlamış, 1925 yılında 658 sayılı Kadastro Yasası, 1934 yılında 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ve bugün de 3402 sayılı Kadastro Kanunuyla devam etmektedir. Ülkemizde kadastronun gelişmesini belirleyen, 1926 tarihli Türk Medenî Kanunudur. Bu kanunla taşınmaz mülkiyeti konusunda getirilen hükümlere uygun bir tapu sicil sisteminin kurulması hedefi, başlangıçta kadastro çalışmalarının temel amacı olarak belirlenmiştir. Bu sınırlı amaca büyük oranda ulaşılmış, tesis kadastrosu olarak adlandırılan çalışmalar büyük oranda tamamlanmıştır. Kalan 10 000'e yakın köyün kadastrosunun 2006 yılı sonu itibariyle bitirilmesi öngörülmüştür. Bu hedef olumludur; ama, yeterli değildir; çünkü, kadastrodan günümüzdeki çağdaş beklentiler değişmiştir. Günümüzdeki bilgi teknolojilerinde ortaya çıkan gelişmeler, toprağa ilişkin verilerin toplumsal ve teknik gereksinimlere çok yönlü yanıt verecek özellikte oluşturmalarını, güvenilir olmalarını, güncel tutulmalarını ve bunlara kolayca ulaşılmasını sağlayacak bir veri tabanında yapılandırılması gerekliliği vardır. Dolayısıyla, Türkiye kadastrosu, bugünkü kapsamıyla ve ürettiği verilerin durumu, özellikleri ve standartlarıyla, mekâna yönelik yukarıda sayılan çok yönlü gereksinimleri karşılayabilmekten uzaktır. Nedeniyse, kadastro planları ve verileri güncel durumda değildir. Kadastro bilgileri farklı standartlarda üretilmiştir. Kadastro ölçülerinin çok büyük bölümü ülke nirengi ağına bağlı değildir. Kadastro planları, büyük oranda teknik yönden beklentileri karşılamaktan uzaktır. Tesis kadastrosu olarak adlandırdığımız mevcut kadastro, yapıldıktan sonraki oluşan değişiklikleri sağlıklı biçimde izleyemediğinden, veriler güncel tutulmadığından, zemin ve kadastro planı ilişkisi bozulmuştur. Bundan dolayıdır ki, Türkiye kadastrosu paftalarının yüzde 60 oranında yenilenmesi gereği, başta Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yetkilileri, üniversiteler, ilgili meslek odaları tarafından ifade edilmektedir.

             

(x) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.

(xx) 728 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Değerli arkadaşlarım, özellikle büyük kentlerdeki kadastronun yaşını incelediğimizde, bu konunun ne kadar önemli ve ivedi olduğunu göreceğiz. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Konya gibi 5 büyük kentimizde... İstanbul'da 1925 yılında başlayan kadastro, 1967 yılında bitirilerek tam 42 yılda tamamlanmıştır. İzmir'de 1929 yılında başlamış, 1962 yılında -33 yılda- tamamlanmış.

Böylesi, çok uzun sürelerde tamamlanan kadastro, bugün geldiğimiz noktada, özellikle 1925 ile 1960 yılları arasındaki teknolojiyle üretilen -ki, o günkü teknoloji, bildiğimiz gibi, urgan, adım, metre gibi ölçü aletleri kullanılıyordu- verilerle mevcut kadastroyu bugün istediğimiz, arzuladığımız özellikteki çağdaş kadastrolar düzeyine çıkarmak olanaklı değildir.

Yine, o günkü teknolojiyle üretilen kadastro verileriyle, bugün, özellikle, e-devlet kapsamında yapılması öngörülen mekânsal bilgi sistemleri, yani, kent bilgi sistemi, arazi bilgi sistemi, tarım bilgi sistemi, çiftçi kayıt sistemi, çevre bilgi sistemi gibi sistemleri oluşturmaksa mümkün değildir. Bundan dolayıdır ki, 3402 sayılı Kadastro Yasasının, yeniden, kökten ele alınması gereği vardır. Kadastro Yasasının sadece bazı maddelerinde değişiklik öngörerek Türkiye kadastrosunun sorunlarına çözüm arayanların, yani, AKP İktidarının, Bayındırlık ve İskân Bakanlığının, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün, kadastronun gerçek sorunlarından bihaber olduklarının bir göstergesidir.

Değerli arkadaşlarım, hepinizin bildiği gibi, ülkemiz, 1963 yılından bu yana beş yıllık kalkınma planlarına dayalı bir planlama döneminde yaşamaktadır. Harita ve kadastro sektörü de bir özel ihtisas komisyonunun çalışmalarıyla beş yıllık kalkınma planlarının kapsamında yer almıştır. Dolayısıyla, kadastro konusunun planlı kalkınma dönemlerinde ele alınması kadastroya verilen önemin de bir göstergesidir; ancak, kadastro sektörünün beş yıllık kalkınma planlarına dayalı olarak geliştiğini söylemek ise günümüzde mümkün değildir. Çünkü, Bayındırlık ve İskân Bakanlığının ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün, Sekizinci Beş Yıllık Ulusal Kalkınma Planlarındaki sektörle ilgili tespit ve sorunlara yönelik çözüm önerilerine yeterli düzeyde eğildikleri söylenemez.

Sekizinci Beş Yıllık Ulusal Kalkınma Planının "harita, tapu kadastro, coğrafî bilgi sistemleri ve uzaktan algılama  sistemleri" başlıklı bölümünde mevcut durum şöyle özetlenmektedir: 1/5000 ölçekli standart topografik harita yapımının ülke düzeyinde yüzde 90'ı tamamlanmıştır; ancak, harita kullanıcısı kurum ve kuruluş ve kişilerin harita taleplerinin beklenen ölçüde karşılanabilmesi için amaçlanan düzeyde sayısal sisteme geçilmemiştir.

Yine, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planlarında tapu hizmetlerinde de yeterli derecede otomasyona geçilmediğinden, işlemler yavaş ilerlemektedir. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün merkez ve taşra birimlerinde diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla, özel ve tüzelkişilere verilen hizmetlerde, zaman ve nitelik olarak yetersizlikler görülmektedir. Kadastro yapımında önemli darboğazlar ve yetersizlikler görülmekte, ilk yıllarda yapılan kadastro paftaları bugünkü ihtiyaçları karşılamaktan nitelik olarak uzak durmaktadır.

Türkiye'nin büyük bir kısmının kadastrosu tamamlanmıştır; ancak, kadastro paftaları ülke koordinat sisteminde ülke bütünlüğünde oluşturulmadığından kenarlaşma sorunları yaşanmakta, dolayısıyla, hem bu sorunların boyutu bilinememekte hem de tescil dışı alanların belirlenmesinde büyük problemlerle  karşılaşılmaktadır. Bundan dolayıdır ki, Sekizinci Beş Yıllık Ulusal Kalkınma Planlarının tespit ettiği ve bu benzeri sorunların çözümünü, bu tasarıdan beklemek mümkün değildir. Onun için, bu tasarı, yeni baştan ele alınmalı ve ilgililerin, üniversitelerin, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasının katılımıyla yeni baştan değerlendirilmelidir.

Değerli arkadaşlarım, bugünlerde ipotekli taşınmaz kredi sistemi (mortgage) Türkiye'nin gündemindedir; dışarılardaki bilboardlarda da  reklamlarını görmekteyiz. Oysa, böylesi bir sistemin sağlıklı işleyebilmesi, sağlam tapu kadastro bilgi sistemine dayalı olması gerekmektedir. Böylesi bir sistem için yapının bulunduğu arsanın kadastrosu yapılmış, tapuya bağlanmış, binanın iskân ruhsatı alınmış olmalıdır. Alınan kredinin geri dönebilmesi için, taşınmaz zorlanmadan satılabilmelidir.

Tapu kayıtlarının doğruluğu, önceki sahiplerinin bu taşınmazlar üzerinde hakları bulunup bulunmadıklarının tespiti garanti altına alınmalıdır. Taşınmaz sahiplerinin bu veya başka taşınmazlarla ilgili veya taşınmaza yüklenebilecek vergi borcunun bulunmaması ve bu nedenle, vergi dahil her türlü devlet alacağının sisteme bilgi verebilir duruma getirilmesi gerekmektedir. Taşınmazın değeri, mutlaka, spekülatif etkenlerden arındırılmış alım-satım değerinde beyan edilmek zorundadır. Böyle bir sistemin, batı ülkelerinde olduğu gibi, sağlıklı biçimde kurulabilmesi ve işletilebilmesi, kadastro bilgilerinin ve belgelerinin doğru, sağlıklı ve güvenilir olmasına bağlıdır.

Yakın gelecekte Türkiye ekonomisinin gündemine girecek emlak borsası sisteminin de temeli, objektif ve güncel taşınmaz değerlerini de içeren kadastro sistemi olacaktır. Öte yandan, günümüzde çağdaş kadastrolar, verilerini güncel tutmak, yaşatmak, gerekiyorsa yenilemek zorundadır.

Türkiye kadastrosu ise, seksen yıldır ürettiği verilerin yaklaşık yüzde 60'ını, büyük bir bölümünü yenilemek ve verilerini, mekânsal bilgi sistemlerinin gerektirdiği sayısal ülke koordinat noktaları sisteminde tanımlanmış, hukuken geçerli biçime kavuşturmak zorundadır.

Oysa, ülkemizdeki mevcut kadastroya baktığımızda, kadastro planları ve verileri güncel durumda değildir. Türkiye kadastro sonrası zeminde oluşan değişikliklerin, ancak ilgililerin talebiyle sicillerine yansıtılması mümkündür. Sınır değişiklikleri, yeni inşa edilen yapı ve tesisler, yeni açılan yollar ve benzeri değişiklikler, ilgilileri tarafından istenerek gerekli işlemler yapılmadıkça, sicile yansıtılamamaktadır. Bu yüzden, zaman içerisinde zemin-kadastro planı ilişkisi bozulmuş ve kadastro planları zemini yansıtamaz duruma gelmiştir. Bunları sizlere örneksemek isterim. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bulunduğu arazi 7 955 ada, 4, 5, 6 parselden oluşmaktadır. Bu parsellerin tapu sicilinde cinslerine baktığımızda şöyle görmekteyiz: 4 parselin cinsi ev ve bağdır; 6 parselin cinsi bağ ve evdir; 5 parselin cinsi ise Türkiye Büyük Millet Meclisi binası ve arsasıdır.

Değerli arkadaşlarım, siz, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yaşadığımız bu arsasını gezip, bağ ve kârgir evi görebiliyor musunuz? İşte, mevcut kadastronun bugünkü güncel verilerden ne kadar uzak olduğunun bir göstergesi.

Yine, size örneksemek istiyorum. Maliye Bakanlığımızın binası var. Bunun bulunduğu parsel 16 490 ada, 26 parselden oluşmaktadır. Cinsine baktığımız zaman arsa olarak görürüz. Gördüğünüz gibi, bu veriler dahi, Türkiye kadastrosunun, tapu sicilinin ne kadar güncel yapılanmadan uzak olduğunun tam bir göstergesidir.

Kadastro bilgileri farklı standartlardadır. Geniş zaman diliminde ve farklı yöntem ve standartlarda üretilen kadastro bilgilerinin bilgi sistemine aktarılması için, standartların yükseltilmesi ve iyileştirilmesi gerekmektedir, kadastro planlarının sayısallaştırılması gerekmektedir. 260 000 dolayındaki kadastro haritasının, farklı koordinat sistemlerinde, farklı ölçeklerde, farklı altlıklarda olduğu bilinmektedir. Tüm bu farklılıklardan dolayı, ortadan kaldırmak için, kadastronun teknik verilerinin tek bir koordinat sisteminde, sayısal formda ve hukuken geçerli nitelikte olmasını sağlamak, Türkiye kadastrosunun önünde duran en önemli görevlerden bir tanesidir. Bu nedenle, bilgi sistemlerini uyarlanabilir durumdaki kadastro altlıklarının sayısal formda dönüştürülmesi önem kazanmaktadır. Bu tasarıda "Sayısallaştırma" başlığıyla getirilen ek madde bu sorunları çözme kabiliyetinden uzaktır.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye kadastrosunun bu sorunlarının giderilerek, mekâna dayalı her türlü yatırımının altyapısı durumunda olan, karar verici mekanizmalar için gerekli olan harita kadastro verilerinin sayısal formda ve güvenilir durumda olması, tapu kayıtlarının ve kadastro haritalarının her gün yaşatılması, tüm bu bilgilerin bir veri tabanına aktarılması, bilgilerin güncel olarak bilgisayar ortamında tutulması ve bunların bilgi teknolojileri kapsamında yeniden değerlendirilmesi ve kullanıma sunulması gereklidir.

Tapu ve kadastro bilgilerinin mülkiyet ve değer boyutlarını içeren mekân boyutu bilgi sistemlerinin zorunlu temelini oluşturarak, tapu kadastro bilgi sisteminin oluşturulması, sorgulanması hatta gerekiyorsa yeniden yapılandırılması gerekmektedir.

Sistemlerdeki verilerin güncel olmasını sağlayacak yaşatma, güncel tutma, gerektiğinde yenileme faaliyetlerinin kurumsallaştırılması gereklidir. Var olan verileri bilgi sistemlerine uyarlama çalışmalarının yanı sıra, henüz kadastrosu bitmeyen bölgelerdeki tesis kadastrosu faaliyetlerinin bu amaca yönelik yönlendirilmesi gerekmektedir.

Taşınmazlar kadastrosu, orman kadastrosu, mera kadastrosu ve afet kadastrosu biçiminde ortaya çıkan çokbaşlılığın giderilmesi, bu sağlanıncaya kadar sayılan faaliyetleri yürüten kurumlar arasında daha sağlıklı bir işbirliği gereklidir.

Taşınmaz sınır bilgilerinin, gelişmiş teknolojiler olan yersel alım teknolojileri GPS ve fotogrometri yöntemleriyle ülke ve yer kontrol noktalarına dayalı olarak elde edilmesi ve bu bilgilerin araziye aktarılmasını olanaklı kılacak yeterlilikte olmasının sağlanması gereklidir.

Kamulaştırma, emlak vergisi, alım-satım harç ve vergileri, ipotekli taşınmaz kredi sistemi, emlak borsası birçok işlemlerde yararlanılacak taşınmaz değerlerine işlemleriyle ilişkilendirilmesi gereklidir.

Kadastroları kesinleşmiş taşınmazlarda vasıf değişikliği dışında kalan, ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan hataların yanı sıra, yüzölçümü hatalarının da düzeltilmesi amaçlanmalıdır.

Değerli arkadaşlarım, bugünkü kadastro taşınmazlarıyla ilgili uyuşmazlıklar çözülme noktasında değildir. Kadastro mahkemelerinden ve diğer mahkemelerden Yargıtaya gelen dosyaların 200 000'e ulaşmış olması, bugünkü kadastronun bu sorunlarını çözmeden ne kadar uzak olduğunun bir görüntüsüdür.

Değerli arkadaşlarım, kadastronun bundan sonraki hangi hedefe götürülmesi gerektiği konusuna gelince; daha 1973 yılında, Anayasa Mahkememiz, kadastroya yönelik olarak, Türkiye kadastrosunun, ülkemizin çağdaş kimliğinin bir simgesi, taşınmaz yüzölçümlerinin kesin ve gerçek tanımının, imarın ve mekâna ilişkin düzenlemelerin ilk koşulu, arazi ıslahının tek aracı, taşınmazların vergilendirilmesinde devletin dayandığı büyük bir kuvvet, ulusal dayanışmayı bozan etkenleri ortadan kaldıran toplumsal bir varlık, taşınmazlarla ilgili yatırımların en güvenli koruyucusu olarak görülmesi gereğinin altını çizmiştir. Ancak, bugün, AKP İktidarının, Bayındırlık Bakanlığının, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü bürokratlarının, otuziki yıl sonra dahi, Anayasa Mahkememizin söylediklerini anlamakta zorlandıklarını görmekteyiz.

Değerli arkadaşlarım, tarihsel gelişim gözlendiğinde, toplumun yapısı ve gereksinimleri değiştikçe, kadastronun da, kapsamının da içeriğinin de değiştiği ve bu içeriğe bağlı olarak kadastro hedefinin ve temel ilkelerinin değişime uğradığı bir gerçektir.

Bu durum, artık, kadastronun çağdaş, çokamaçlı kadastroya dönüşmesi gereğini göstermektedir. Peki, nedir çokamaçlı kadastro? Yalnızca kişilerin değil, kamunun taşınmazlarını da güvence ve denetim altına alan, kamu ve toplum yararına bir mülkiyet anlayışından kaynaklanan, ülkenin doğal kaynaklarının korunmasını ve uygun kullanımını amaçlayan, ülke, bölge ve kent ölçeğinde planlı kalkınmaya gerekli verileri kullanma ve işlemeye hazır bulunduran, merkezî yönetimin ve yerel yönetimlerin gereksindikleri bilgileri kapsayan, teknolojik gelişmeleri jeodezi uygulamalarına uyarlayan, mekânsal bilgi sistemlerinin kurulmasını temel alan, verilerin güncel tutulmasını ve sürekli akımını sağlayan dinamik ve sistemli bir süreçtir çokamaçlı kadastro. İşte bu amaca hizmet edecek Kadastro Yasasının yeniden ele alınması gerekmektedir.

Kadastro Yasasına getirilen bu çarpık, sadece belli maddelerine yönelik değişiklikler, çokamaçlı kadastronun taleplerini yerine getirmekten uzaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN- Buyurun Sayın Karademir.

ERDAL KARADEMİR (Devamla)- Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu haliyle Kadastro Yasasının ve bu değişikliklerin, gerçekten, kadastroya yönelik beklentileri yerine getirmeyeceği bilinciyle eksikleri ortaya koyuyoruz. Koyduğumuz eksiklikler, başta üniversitelerin, meslek odalarımızın ortak görüşüdür. Biz bu ortak görüşle, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, tekrar tekrar kadastronun yeni baştan ele alınmasından yanayız. Buna rağmen, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu yetersizliği ortaya koyarak, görüştüğümüz bu tasarıya olumlu oy vereceğimizi ifade eder, hepinizi saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN- Teşekkür ediyorum Sayın Karademir.

Tasarının tümü üzerinde AK Parti Grubu adına söz isteyen, İstanbul Milletvekili Ali İbiş.

Buyurun Sayın İbiş. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA ALİ İBİŞ (İstanbul)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 728 sıra sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yasa Tasarısıyla ilgili olarak AK Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz, Adalet ve Kalkınma Partisi olarak, halkımızın teveccühü ve desteğiyle iktidara geldiğimiz günden beri, yurdumuzun bütün sorunlarını teker teker çözmenin gayreti içerisindeyiz. AK Parti olarak, halkımızın verdiği gücü yine halkımızın hizmetine sunuyor ve geleceğe, halkımızla birlikte, güvenle bakıyoruz.

Hükümetimizle ve Parlamentomuzla, asla, günü kurtarma siyaseti yapmıyoruz. Günü kurtarma siyasetinden ve popülist yaklaşımlardan, geçmişte halkımız hiçbir fayda görmemiştir; tam tersine, büyük bir mağduriyet ve sıkıntı yaşamıştır. Bu duruma düşüren siyasetçileri, halkımız, geçtiğimiz seçimde yönetimden tasfiye etmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yurdumuzun bütün kaynakları, suiistimallerden ve kaçaklardan arındırılarak halkımızın kullanımına sunulmuştur. Demokrasi yönetiminin vazgeçilmezi olan siyaset kurumuna güven en alt seviyelere inmişti, siyasetçiye güven kalmamıştı. İşte, bu noktada, bizler, halkımızın desteğiyle işbaşına geldik ve bu siyaset kurumunun itibarını olması gereken noktaya ulaştırıyoruz.

Başta, Partimizin Genel Başkanı ve Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, hepimiz canla başla çalışıyoruz. Bizler, kötümserliğe ve karamsarlığa asla prim vermedik ve vermeyeceğiz. Hedeflediğimiz noktalara, Allah'ın izniyle, mutlaka ulaşacağımızdan hiçbir kimsenin şüphesi olmasın. Bunun için olması gereken heyecan, vatan sevgisi ve sevdası, bizim içimizde fazlasıyla mevcuttur. Bugüne kadarki icraatlarımızda bunu halkımız da görmüştür.

Ülkemizin yarınları aydınlıktır. Bazılarının hayalleri bile bizim yaptıklarımıza yetişmese de, aydınlık geleceğimiz görülmektedir. Bu vatan hepimizin. Bugün bulunduğumuz noktadan daha ileri noktalara ulaşmamız, hepimizin ortak enerjisini ve emeğini gerektirmektedir. Geçen iki yılımızda da bu çabalarımızı en iyi şekilde göstermiş bulunuyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; halkımızın sorunlarını teker teker çözerken, ilerlemiş ülke göstergelerinden ve halkımızın en tabiî haklarından biri olan kadastral eksikliklerimizi de bir an önce gidermenin gayreti içerisindeyiz. Bu cümleden olarak, en kısa zamanda, yurdumuzun kadastral işlemleri yapılmamış ve kadastral sorunları çözülmemiş hiçbir noktası kalmayacaktır. Görüşmekte olduğumuz bu kanun tasarısıyla ve siz değerli milletvekillerimizin kanun tasarısına vereceği destekle bunu gerçekleştireceğiz. Uygulamayı yapacak olan Bayındırlık Bakanlığı ve Tapu Kadastro çalışanlarına, bu hedeflere ulaşmamız doğrultusunda da başarılar diliyorum.

Kadastro, taşınmaz malların arz üzerinde sınırlandırılması, sınır köşe noktalarının harita yapım tekniklerine uygun olarak ölçülüp belli ölçeklerde çizgisel biçimlerde gösterilmesi sonucu plana bağlanması ile üzerindeki mülkiyet ve mülkiyetten gayri  aynî hakların tespiti suretiyle, Türk Medenî Kanununun öngördüğü modern tapu sicillerinin oluşumunu sağlayan hukukî ve teknik bir işlemdir. Kadastro çalışmaları, 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yürütülmektedir.

Günümüzde, tüm dünyada toprağa ve kadastroya bakış büyük bir önem kazanmıştır. Kadastro, çevresel yönetim, sürdürülebilir gelişme, ekonomik gelişim ve sosyal adalete hizmet eden bir yapıya kavuşmuştur. Bayındırlık ve İskân Bakanlığımız da bu görüş ve düşünceyle, 2006 yılı sonuna kadar kadastro çalışmalarını tamamlayarak haritacılık bilgi bankacılığı oluşturmayı ve otomasyona geçmeyi hedeflemiştir.

Hâlâ, 21.6.1987 tarihli 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yürütülmekte olan kadastro çalışmaları, güncelliğini kaybetmiş, ihtiyaçları karşılayamaz duruma gelmiştir. Bu durumda, belirlenen hedeflere ulaşabilmek için geleceğin kadastrosuna bir zemin hazırlayabilmek mümkün olamayacağı için bu kanun değişikliğinin yapılması, zorunlu hale gelmiştir.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; ancak, tesis kadastro çalışmalarının kısa sürede bitirilebilmesi ve ülke kaynaklarının israfına, yetki karmaşasına engel olunması için, halen birçok kurumca yürütülmekte olan kadastro çalışmalarının tek bir kurumca yürütülmesine geçiş sağlanmaktadır. Günümüzdeki gelişmeler sonucu ihtiyaçları karşılayamaz hale gelen 3402 sayılı Kanunda, bu gelişmelere paralel olarak değişiklik yapılması zorunluluğu doğmuştur.

Teknolojik gelişmelere paralel olarak, kadastro çalışmaları sırasında, koordinat sistemine göre, ihtiyaca uygun kadastro ve topografik haritalar, kadastral haritalar üretilecektir; bu haritalara dayalı olarak, taşınmaz malların sınırları, arazi ve harita üzerinde belirtilecektir. Hukukî durumlarının tespiti ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun öngördüğü tapu sicilinin kurulmasıyla, bu çalışmalar sonucu elde edilen verilerin kullanılacağı mekânsal bilgi sistemlerinin altyapısı da oluşturulacaktır.

Ülke kadastrosunun bir an önce bitirilebilmesi hedeflerden biri olmasına rağmen, mevcut teknik personel sayısı buna yetmemektedir. Tasarıda yapılan düzenlemeyle, teknik işlerin ihale usulüyle de yapılabilmesi sağlanmaktadır. Kadastro ekibinde 2 kadastro teknisyeni, temin edilememesi durumunda 1 kadastro teknisyeninin görevlendirilmesi, taşra birimlerinde sayıca daha fazla olan kontrol memurlarının da teknisyen yerine görevlendirilerek üretime katılabilmelerine imkân sağlanmıştır.

Orman kadastro çalışmaları, 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine göre orman kadastro komisyonlarınca yapılmaktadır. Ancak, bu ekiplerin sayılarının az olması nedeniyle, orman kadastro çalışmalarından netice tam olarak alınamamıştır.

Orman kadastro çalışmalarına başlanılmayan yerlerde, ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti, halen, 3402 sayılı Kanun çerçevesinde, kadastro ekibince yapılmaktadır. Yapılan değişikliklerle, bu işlem, orman ve tarım kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla daha nitelikli hale gelecek ve tesis kadastro çalışmalarıyla birlikte orman kadastro çalışmaları yürütülecektir.

Öncelikle orman sınırının belirlenmesi suretiyle, orman ve kültür arazisi arasındaki sınırların tespiti ve mülkiyet ihtilafları da çözümlenecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu tasarıyla, yürütülen çalışmaların daha etkin bir şekilde denetlenmesine imkân sağlanacaktır.

Ülkemiz gerçekleri gözönünde bulundurularak, imar planı bulunmayan yerlerde kadastrodan önce meydana getirilen hukukî durumun yasallaştırılabilmesi için, belediye encümeni veya idare kurulu kararı aranmadan tespitler yapılabilecektir.

Bu kanun tasarısıyla, tapulama ve kadastro sonucu yapılan haritaların teknik nedenlerle yetersiz kalması, eksikliğin görülmesi veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediğinin tespit edilmesi halinde paftaların sağlıklı hale getirilmesi amacıyla, 3402 sayılı Kadastro Kanununun "ikinci defa kadastro yapılamaz" hükmüne istisna getirme zorunluluğu doğmuştur. Kanunun 22 nci maddesinin yeniden düzenlenmesine imkân sağlanmıştır. Kanunun 26 ncı maddesinin ikinci fıkrasında, kanun numarası 3533 yerine 3553 olarak hatalı yazılmış olduğundan, bu hatanın da düzeltilmesi amaçlanmıştır.

21.6.1987 tarih ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 37 nci maddesi hükmü ve ilgili yönetmelik gereğince, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan Dönersermaye İşletmesi Müdürlüğü, görevlerini etkin bir şekilde uygulamaya koymuş bulunmakta, çalışmalarını bütün tapu sicil ve kadastro müdürlüklerinin faaliyet alanında sürdürmektedir, dönersermaye işletmelerinin faaliyetlerinin gerektirdiği gider ve harcamaların açıklığa kavuşturulmasına imkân sağlamaktadır.

Sınırlandırma nedeniyle yapılan hataların, vatandaşların mahkemelerde uzun süren davalarla karşı karşıya kalmaksızın idare tarafından düzeltilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, kadastroları kesinleşmiş taşınmaz mallarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hataların tebliğ edilerek düzeltilmesiyle, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalan ve bu nedenle mülkiyet değişikliği olarak nitelendirilebilecek olanların resen düzeltilmesine imkân sağlanacaktır.

Bu kanun tasarısıyla 3402 sayılı Kadastro Kanununda yapılan değişiklikler nedeniyle uygulamaya açıklık getirilmek istenilmiş, 3402 sayılı kanunun 22 nci maddesinin (a) fıkrası, 41 inci maddesi ve sayılaştırma maddesine ilişkin olarak yönetmelik çıkarılmasına imkân sağlanmıştır.

3402 sayılı Kadastro Kanununun yürürlüğe girmesiyle, kadastro çalışmaları bu kanun hükümlerine göre yürütülmektedir; ancak, 3402 sayılı Kadastro Kanununun geçici 5 inci maddesinde, mülga bazı maddelerinden kalan komisyon incelemelerinin 3402 sayılı Kanuna göre sonuçlandırılması, tebligatların da 7201 sayılı Tebligat Kanununa göre yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Halen, yaklaşık, 12 000 adet parsel bu durumda olup, kadastro komisyonu çalışmaları da sonuçsuz kalmıştır. Bu, uygulamada, zaman ve masraf olarak hazineye büyük yük getirmektedir; işlemler yarım kalmakta ve vatandaşların tapularını alamamaları şikâyetlerine neden olmaktadır. Bu çerçevede, 3402 sayılı Kadastro Kanununun geçici 5 inci maddesinin aynı kanunun 11 inci maddesine uygun hale getirilmesine imkân sağlanmıştır. Sayılan bu değişiklikle, 3402 sayılı Kanunun 11 inci maddesine göre ilan yapılmak suretiyle giderlerin önlenmesi ve işlemlerin kısa sürede sonuçlandırılarak vatandaş mağduriyetinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.

Bu kanun tasarısıyla, 3402 sayılı Kanunda yapılan değişiklik nedeniyle, uygulamaya açıklık getirmek amaçlanmıştır; 3402 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (a) fıkrası, 41 inci maddesi ve sayılaştırma maddesine ilişkin yönetmeliklerin çıkarılacağı sürenin belirlenmesi sağlanmıştır; uygulamada herhangi bir karışıklığa neden olunmaması için, orman kadastro çalışmalarına hangi kanun uyarınca başlanmışsa o kanuna göre sonuçlandırılması hükmü getirilmiştir.

21.6.1987 tarih ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 45 inci maddesiyle, orman sınırının dışına çıkarılmış veya çıkarılacak alanlarda, zilyetlik yoluyla iktisap edilmesine imkân tanınmıştı; ancak, bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları tamamen, üçüncü fıkrası ise kısmen olmak üzere, Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiştir. Maddenin iptal edilmeyen bölümlerini uygulama imkânı da kalmamıştır. Bu nedenle, söz konusu maddenin yürürlükten kaldırılması amaçlanmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilgi ve bilişim çağına girdiğimiz bu dönemde dünyanın ilerlemiş ülkeleri seviyesine ulaşmak ve daha da ileri gitmek için, gecemizi gündüzümüze katarak, birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Geldiğimiz noktanın yeterli olduğunu söylememiz henüz mümkün değil; daha katedilecek çok yolumuz olduğunun da bilincindeyiz.

Tarih, bu dönemi, bu hükümeti ve bu Parlamentoyu, milletin arzularını yerine getiren yönetim olarak yâd edecektir. Bu asil millet, kendisine hizmet edenleri asla unutmamıştır ve unutmayacaktır. Bizler de, böyle bir dönemdeTürkiye Büyük Millet Meclisinin üyesi olmaktan ne kadar onur duysak azdır. Bugün, yurdumuz için çok önemli olan bu kanun tasarısını görüşmek ve yasalaştırmak için Yüce Meclisin çatısı altındayız.

Bu kanunun yapılmasında emeği geçen Bayındırlık ve İskân Bakanımıza, Bakanlığımızın değerli mensuplarına, bu kanun tasarısını görüşerek son şeklini veren Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunun Değerli Başkan ve üyelerine, bu kanunun yasalaşması için desteğini esirgemeyecek siz değerli iktidar ve muhalefet partileri mensubu milletvekili arkadaşlarıma, şahsım ve AK Parti Grubu adına teşekkürlerimi bir borç biliyorum.

Bu kanunun aziz milletimize hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyor; şahsım ve AK Parti Grubu adına, Yüce Heyetinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.

Sağ olun, var olun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın İbiş.

Tasarının tümü üzerinde şahsı adına söz isteyen, Balıkesir Milletvekili Orhan Sür. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Sür, konuşma süreniz 10 dakikadır.

Buyurun

ORHAN SÜR (Balıkesir) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte olan 728 sıra sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının tümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, bugün görüşmelerine başladığımız ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun bazı maddelerini değiştiren ve bu yasaya yeni bazı maddeler ekleyen bu tasarının sıradan bir değişiklik olduğunu düşünürsek yanılırız. Ülkemizin kaynaklarının topyekûn seferber edilerek ulaşılmaya çalışılan çağdaş medeniyet ve çağdaş yaşam modelinin yakalanmasında, çağı yakalamış bir kadastro modelinin çok büyük bir önemi vardır. Günlerdir bu tasarının Meclise gelmesini ve bu tasarı hakkındaki düşüncelerimizi sizlerle paylaşmayı bekliyorduk; iki haftalık bir beklemenin sonucunda tasarı gündeme geldi. Tasarı hakkında siyasî parti grupları adına görüşmeler yapıldı ve tasarı hakkındaki düşünceler yansıdı.

Değerli arkadaşlarım, elbette siyaset yapıyoruz, elbette bu toplumun yararına olduğunu düşündüğümüz konularda düşüncelerimizi yaşama geçirmeye çalışıyoruz; ama, şuna da yürekten inanıyorum: Her işi uzmanı yapmalı, her işin yapılmasında uzman katkısı olmalı ve uzmanın gösterdiği, bu işi bilenlerin gösterdiği doğrultuda da adım atılmalı. Şimdi, şunu gayet iyi biliyoruz: Meclisimizde, 550 milletvekilinin içinde 3 harita kadastro mühendisi var; bunun 2'si Cumhuriyet Halk Partisinde, 1'i de AKP'de olan bir arkadaşımız; ama, burada, görüyorum ki, bir kadastro kanununun tümü üzerinde bile bir harita kadastro mühendisinin konuşmasına gerek duyulmuyor. Yani, o zaman, bu kanuna, bu yasaya nasıl yaklaşılıyor arkadaşlar?! Yani, uzmanlar gelip burada görüşlerini belirtmeyeceklerse, sadece burada konuşmak için veya ele verilen bir şeyleri okumak için buraya çıkıp konuşmanın anlamı yok. İşin içinden gelmek lazım, işin esasını bilmek lazım; kadastro nedir bilmek lazım, kadastrocu nedir bilmek lazım, tapucu nedir bilmek lazım. Bunları bilmezsek, burada sadece konuşuruz, burada söylediklerimiz de havada, askıda kalır; bir şeyler çıkarırız, bir şeyler üretiriz, ürettiğimizi zannederiz. İşte, bugüne kadar da, aslında, bunları yaptık. İki yıldan beri bu Meclisin kürsüsünde konuşulanların, söylenenlerin birçoğu gerçekleşti. Ne dedik; birçok konu Anayasaya aykırıdır dedik, geri geldi; yanlış dedik, yanlış, bile bile çıktı.

Şimdi, burada konuşmak için birçok şeyler hazırlamıştım; ama, hiçbirisine bakmak gereği hissetmiyorum. Neden hissetmiyorum; çünkü, bu ülkede sorunlar büyük. Kadastroda da sorunlar büyük; ama, bu sorunları çözmek de bu Meclisin görevi.

Değerli arkadaşlarım, hepimizin görevi ne; bu ülkeyi geleceğe, aydınlık yarınlara hazırlamak. O zaman, geleceği oluşturacak, geleceği planlayacak yasaları bu Meclisten çıkarmak zorundayız. Bu Meclisten, günü kurtaracak, bugünü kurtaracak yasaları çıkararak bu ülkenin aydınlık geleceğini kuramayız.

Şimdi, gönül isterdi ki, buraya, Kadastro Yasasının birkaç maddesini değiştiren ve Kadastro Yasasına ilave birkaç madde getiren bir tasarıyla gelinmesin; buraya, bu ülkenin aydınlık yarınlarını kurabileceğimiz çağdaş kadastro yasasıyla, geleceğin kadastrosunu kurabileceğimiz bir kadastro yasasıyla, tasarısıyla gelinsin ve bu tasarıya elbirliğiyle destek olalım ve bu ülkede, çağdaş, geleceğin kadastrosunu elbirliğiyle kuralım; ama, görünürde bu yok değerli arkadaşlarım, görünürde günü kurtarmak için hazırlanmış bir tasarı var.

Şimdi, diyeceksiniz ki, bu tasarıya karşı mısın; hayır, bu tasarıya karşı değilim; ama, ben, bu tasarıyı yetersiz buluyorum ve bu Meclisin, bundan çok daha iyi bir tasarıyı, Kadastro Yasasını tümden ele alıp, geleceğin kadastrosunu oluşturabilecek bir tasarıyı burada görüşüp, burada yasalaştırabileceğine de yürekten inanıyordum; ama, görünen o ki, bu yok.

Peki, neden yok; şimdi, bu tasarının hazırlanması aşamasında geçen safhalar incelendiğinde, maalesef, şunu görüyorum: Önce, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüzün böyle bir talebi yok. Yani, çağdaş, geleceğin kadastrosunu kurmak gibi bir talep söz konusu değil. Türkiye'de kadastroyu bitirdi desinler de, Türkiye'de kadastro kâğıt üzerinde de olsa bitsin de, gerisi ne olursa olsun. Aslında, anladığım kadarıyla, Genel Müdürlüğümüzün böyle bir talebi yok. Elbette, bu işin başındaki Genel Müdürlükten böyle bir talep gelmezse, siyasînin de buraya getireceği proje, maalesef, bu olur.

Peki, bu tasarı bu şekilde hazırlanırken, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasının tutumu ne olmuş -orada da birsürü yanlışlıklar var- bir gün söylediklerinden ertesi gün, nedense, caymışlar! Neden caymışlar?.. Yanıtını, herhalde, bu ülkenin harita kadastro mühendislerine verecekler.

Değerli arkadaşlarım, bazı maddeleri değiştirirsiniz, bazı maddeleri iyileştirirsiniz, bunun sonucunda Türkiye'de kadastroyu da bitirirsiniz ve biz size "Türkiye'de kadastro bittiği için teşekkür ederiz" deriz; ama, Türkiye'deki kadastrodan doğan sorunları çözemezsiniz. Bu ülkede, yüzbinlerce dava gayrimenkullerle ilgilidir. Yasaların getirdiği bu sorunlar, düzensizliklerin getirdiği bu sorunlar nedeniyle mahkemelerde yüzbinlerce dava var. Bizim, bu sorunları çözebilmemiz için çağdaş bir kadastro yasasına gereksinimimiz var. Peki, çağdaş kadastro yasasını teknik şartlarla buraya getirsek ne olacak, sorun çözülür mü; hayır.

Şimdi, bu kürsüde, 2005 yılının bütçesi görüşülürken, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bütçesi hakkında söz almış bir arkadaşınızım, o zaman da söylemiştim. Çok şanssız bir Genel Müdürlük, sahipsiz bir Genel Müdürlük, hiç sahip çıkılmayan bir Genel Müdürlük. Sonuçta, Genel Müdürlüğün personeliyle Genel Müdürlüğün çalışmalarıyla geldiğimiz nokta, maalesef, özlediğimiz nokta değil.

Şimdi, yasanın bazı maddelerini değiştirdik, her şey düzgün. Peki, iş bitti mi; bu genel müdürlükte çalışan insanlarımız mutlu mu; bu genel müdürlükte çalışan mühendisi, teknik elemanı, tapu sicil müdürü, tapu sicilde görevli insanlar mutlu mu; hayır, hiçbirisi mutlu değil değerli arkadaşlarım; çünkü, bu yasanın içerisinde onlar yok, bu tasarıda onlar yok. O insanlar hep unutuluyor, o insanlar hep dışlanıyor; nasıl olsa çalışıyorlar, nasıl olsa üretiyorlar, bırakalım canım, yapsınlar, üretsinler... Buna hakkımız yok değerli arkadaşlarım. Bakın, bizim, bu tasarının içerisine Tapu ve Kadastro çalışanlarını da koymamız lazım. Bu tasarıyı bir bütün olarak çıkarmamız lazım. Hani, Cumhuriyet Halk Partililer olarak biz "önce insan" diyoruz ya; önce Tapu ve Kadastroda çalışan, üreten insanlara sahip çıkmalıyız ki, arkasından, onlardan bu işleri takip etmelerini, bu işleri hakkıyla yerine getirmelerini isteyelim; ama, bu var mı burada; yok. Değişiklik önergelerimiz var; bu maddelere bunları eklemeye çalışacağız. Ne kadarına uyulacak, ne kadarına uyulmayacak; bunu önümüzdeki saatler boyunca göreceğiz.

Şuna yürekten inanıyorum: Bu ülkenin çağdaş bir kadastro yasasına gereksinimi var değerli arkadaşlarım; çünkü, bütün dünyada, bütün çağdaş ülkeler, artık, kadastroyu bizim ülkemizde anlaşıldığı gibi anlamıyorlar. Sadece sayısallaştırma ihaleleri yapmakla, sadece nokta kadastrosu yapıyoruz, koordinatlı kadastro yapıyoruz diye bir şeyler yapmakla bu işler yürümüyor.

İşte, geçtiğimiz hafta içerisinde yapılan iki tane sayısallaştırma ihalesi var. Şimdi, ben, Kadastro Genel Müdürlüğümüze trilyonlarca lira vererek yapılan bu sayısallaştırma ihalelerinin sonuçlarında ortaya çıkacak o mal ve hizmetlerin, yani, sayısallaşmış kadastro parsellerinin, o değerlerin yasallığı var mıdır yok mudur diye sorsam; yasallığı vardır diyemeyecek. O zaman, niye bu ülkenin trilyonlarını çöpe atıyoruz? Niye çöpe atılıyor trilyonlar? Bu ülkede bu kadar çok, bol kaynak mı var?! O zaman, gelin, bir bütün olarak yenilemeyi düşünerek, kadastroyu bütün ülkede yenilemeyi hedefleyerek, çağdaş bir kadastro yaratmayı düşünerek, bu yasayı sil baştan ele alalım; ama, görünen o ki, bu, buradan, bu şekilde geçecek.

Değerli arkadaşlarım, bu şekilde de geçse, belki bir adım ileri gideceğiz düşüncesiyle, ben de, kişisel olarak bu tasarının yanında olacağım; ama ...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Sür.

ORHAN SÜR (Devamla) - ... biraz önce ifade ettiğim gibi, gönül isterdi ki, bu yasa tasarısı, sadece üç beş maddede değişiklik, üç beş maddeye ilave şeklinde gelmeseydi. Tapu Kadastro örgütünü, geleceğin kadastrosunu ve o kadastro örgütünde çalışan mutlu insanların kadastrosunu oluşturacak bir yasa tasarısı şeklinde gelseydi ve elbirliğiyle, gönül gönüle, bu ülkeyi yarınlara hazırlayacak bir yeni kadastro yasası çıkarsaydık çok daha mutlu olacaktık.

Bu duygularla, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sür.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

KADASTRO KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARISI

MADDE 1. - 21.6.1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 1. - Bu Kanunun amacı, ülke koordinat sistemine göre memleketin kadastral veya topoğrafik kadastral haritasına dayalı olarak taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukukî durumlarını tespit etmek suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun öngördüğü tapu sicilini kurmak, mekansal bilgi sisteminin alt yapısını oluşturmaktır."

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına ve şahsı adına söz isteyen Sayın Erdal Karademir; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 15 dakikadır.

CHP GRUBU ADINA ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 728 sıra sayılı Kadastro Yasasında değişiklik yapılmasıyla ilgili tasarının 1 numaralı amaç maddesi üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsım adına söz aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, bugünkü Türkiye kadastrosu, biraz önce de bahsettiğim gibi, Türk Medenî Yasasının öngördüğü kurallar çerçevesinde, taşınmazların sınırlandırılması ve üzerlerindeki hakların belirlenmesi görevini yükümlenen bir hukuksal kadastrodur.

Tasarının amaç maddesinde, hükümetin teklif ettiği metinde bulunmayan, ama, komisyonun kabul ettiği metinde yer alan değişiklikler, bugünkü istenen, çağdaş, çokamaçlı kadastro anlayışını karşılamaktan uzaktır. Esas olan, komisyon görüşmelerinde de dile getirdiğimiz gibi, Kadastro Yasasının tamamının ele alınması ve yeniden düzenlenmesidir; çünkü, parçacı yaklaşımlarla ele alınan düzenlemeler, ne yazık ki, sorunu çözmekten, değişimden ve gelişimden uzak kalmaktadır. Amaç maddesindeki değişikliklerin de sınırlı olarak ele alınması, bunun bir sonucudur.

Kadastronun amacının yeniden ele alınması, yeniden tanımlanması, dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmelere ve değişen teknolojiye göre yeniden düzenlenmesini öngörmek, Kadastro Yasasının tamamı üzerinde bir değişikliğe gidilmesi zorunluluğunu önümüze koymaktadır; ancak, gerek AKP yönetiminin yaklaşımı ve gerekse Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü bürokratlarının önerdiğimiz yeniliklere karşı gösterdiği direniş ve yaklaşım, çağdaş, çokamaçlı kadastroyu ülkemizde yaşama geçirmeyi olanaksız kılmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, Kadastro Yasasının amacı, Türk Medenî Yasasının öngördüğü tapu sicil sisteminin kurulması temel amacının yanında, kadastronun e-devletin ana unsuru olan tapu ve kadastro bilgi sistemini kurmak, bu sistemi topografik verilerle bütünlemek suretiyle, toprakla ilişkili projelere ve yatırımlara altlık oluşturacak bir sistemin kurulması olmalıdır. Bundan dolayıdır ki, şu temel yaklaşımlar altında, Kadastro Yasasının amacı ve kapsamının yeniden düzenlenmesi gerekmektedir:

Taşınmaz malların ülke kontrol noktalarına, ülke nirengi ağına, ülke bütünlüğüne dayalı olarak kadastrosunu yapmak ve böylece, taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirlemek, hukukî durumlarının tespit edilmesi suretiyle Türk Medenî Kanununun öngördüğü tapu sicilini oluşturmak; bilgi teknolojileri yardımıyla, e-devletin en temel unsurlarından olan mekânsal bilgi sistemlerinin -kent bilgi sistemi, arazi bilgi sistemi, çiftçi kayıt sistemi, coğrafî bilgi sistemi gibi sistemlerin- altyapısını oluşturacak tapu ve kadastro bilgi sistemlerini kurmak amaçlanmalıdır.

Ekonominin, vergilemenin, yargının, kentleşmenin, imar ve kamulaştırma faaliyetlerinin, arsa ve arazi kullanımının düzenlenmesinin, mühendislik projelerinin gereksinmelerini karşılayabilmek kadastronun amacı olmalıdır.

Sosyal, kültürel, turistik, teknik ve ekonomik planlama gibi toprakla ilgili her türlü tasarımda ve uygulamada, gerekli bilgilerin hızlı ve rasyonel biçimde elde edilmesi amaçlanmalıdır. Çevre ve doğaya yönelik koruma önlemlerinin en sağlıklı biçimde alınması amacıyla oluşturulacak mekânsal bilgi sistemlerinin temel bilgilerini sağlamak olmalıdır.

Yukarıda sayılan amaçlara ulaşılabilmesi için, sistemin temelini oluşturan mekânsal verilerin sürekli güncel tutulması, gerektiğinde yenilenmesi, kuruluş kadastrosu sonrası teknik ve hukuksal hizmetlerin yürütülmesi için yöntemleri ve ilkeleri belirlemek amaç olmalıdır.

Değerli arkadaşlarım, diğer yandan, Türkiye kadastrosunun özellikle Avrupa ülkelerindeki kadastroların içeriğine yaklaştırılması amacıyla kapsamının da yeniden belirlenmesi gerekli ve zorunludur. Bu anlamda, taşınmazlar kadastrosu, bilgi sistemi olarak sayısal formda oluşturulan kadastro planlarından ve tapu sicilinden oluşması sağlanmalıdır; çünkü, plan ve siciller, kadastronun birbirini bütünleyen ayrılmaz parçaları olmasıdır.

Taşınmazlar kadastrosunun birimi, yeryüzünde sınırları kendi içinde kapsayan, geometrik olarak belirlenebilen parseldir.

Taşınmazların ölçümü, ülke yer kontrol noktalarına dayalı olarak yapılması amaçlanmalıdır.

Taşınmazlar kadastrosunun temel verilerini, parsellerin konum verileri, kullanım türleri, yüzölçümleri, malikleri ve hak sahipleri, o parsel üzerindeki yapılar ve karakteristik özellikleri içermelidir.

Taşınmazlar kadastrosu, ilgili yasal düzenlemelere göre belirlenen, taşınmaz değerleri ve tarımsal toprakların derecelendirme sonuçlarını da içermelidir. Taşınmaz değerleme yöntemleri ve sonuçları konusunda yapılacak işlemler bir yönetmelikle belirlenmelidir.

Kadastro hizmetlerini yürütecek personelin yeterlilikleri, yetkileri ve sorumlulukları bir yönetmelikle yeniden düzenlenmelidir.

Gereksinimlere göre, kadastro verileri ile topografik verilerin bütünlenmesinin yolları, yöntemleri, bu konudaki yetki ve sorumluluklar bir yönetmelikle tekrar oluşturulmalıdır.

Türkiye kadastrosunun kuruluş kadastrosu sonrası hizmetleri de yasal bir zemine kavuşturulmalı, bu nedenle, yaşatma faaliyetlerinin kapsamı belirlenmelidir; çünkü, yaşatma faaliyetleri, kadastro faaliyetlerinin ayrılmaz parçasını oluşturmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, tasarıda yer alan mekânsal bilgi sistemlerinin altyapısını günümüzde kadastro bilgileri oluşturmaktadır diyoruz. Bu durum, Avrupa ülkelerinde değişik biçimlerde düzenlemelerle yasal dayanağa kavuşturulmuştur. Değişik hizmet grupları bu baz sistemini kendileri için gerekli bilgilerle zenginleştirerek, değişik isimler altında kullanabilmektedirler. Bu bilgiler, başta yerel yönetimler olmak üzere, kamu kurumlarının ve özel kesimin hizmetlerini kolaylaştırma ve verimini artırma, doğru ve yerinde karar verme ve gelişen teknolojilerden daha fazla yararlanma olanağı sağlamaktadır.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; değişik kaynaklarca, yani mekânsal bilgi sistemlerini kullanarak sektör ve disiplinlerce sıkça ifade edildiği gibi, kadastro bilgilerinin bu işlevi gereğince yerine getirebilmeleri için, sisteme alınan bilgilerin ülke genelinde bir birim koordinat sistemine dayandırılması, güvenilir olması, belirlenen standartta olması, güncel olması gereklidir. Böylece, aynı bilgilerin tekrarlı oluşturulması önlenecek; sistem bilgileri geniş bir kullanıcı topluluğunun gereksinimlerini karşılayacaktır; ancak, ülkemizde uygulanmakta olan kadastro, kamu kurumlarının ve vatandaşların beklentilerini karşılamaktan uzaktır. Ayrıca, çağdaş ülkelerin bu konudaki tanımlarından da giderek uzaklaşmaktadır. Bu nedenle, çağdaş kadastronun yeniden tanımlanması gerekmektedir.

Bu anlamda, yeni yüzyılda, Türkiye kadastrosu, yalnızca mülkiyet kadastrosu bağlamında kalmamalıdır; içerik olarak çokamaçlı kadastroyu hedeflemelidir. Bu içeriğiyle, günümüz bilgi teknolojileri bağlamında, çokamaçlı kadastro bilgi sistemi olarak yapılandırılmalıdır. Mekânsal bilgi sistemleri için kendinden beklenen hizmetleri yerine getirebilmelidir. Kentsel ve kırsal alanda dünya ölçeğinde ortaya çıkan ve ülkemizde de yansımalarını bulan yapılanmaların dışına düşülmeden, kadastroyu bu kapsama kavuşturmak zorundayız.

Değerli arkadaşlarım, son yıllarda mekâna ilişkin verilerin yönetilmesi konusu da önem kazanmıştır. Ülkemizde çağdaş bir kadastro sistemi kurulması hedefi, günümüzde bir üst kavram olarak arazi yönetiminin, Türkiye coğrafyasının tamamını kucaklayacak biçimde gerçekleştirilmesi hedefiyle birlikte tasarlanmalıdır.

Ülkemizin dünyadaki gelişmelerden uzak kalması, elbette düşünülemez. Günümüzdeki teknolojik gelişmeler, sürdürülebilir kalkınma, küreselleşme, toprağın kullanımının planlanmasını, kaydını ve verilerin dolaşımını daha da önemli kılmaktadır.

İşte bu gelişmeler, kadastroyu, vergilendirme ve mülkiyetin güvencesi olmanın ötesinde, çokamaçlı kadastro ve taşınmaz yönetimine dönüştürmektedir; ancak, kadastromuz bugünkü durumuyla uluslararası gelişmelerin gerisinde kalmıştır ve bu tasarıyla getirilen değişiklikler, aşağıdaki sakıncaları ortadan kaldırmayacaktır:

Ülkemizde, bugün, kadastro bilgi sisteminde kullanılmak için, Türkiye Ulusal Temel GPS Ağı tamamlanmıştır. Buna karşın tasarıda, kadastro çalışmalarının oluşturulan ağa dayanması öngörülmemektedir. Bu şekilde üretilmiş kadastro haritalarının kullanılabilirliği çok kısıtlı olacak ve bütünlüğü sağlanamayacaktır. Bu anlamda, bitirilmesi öngörülen kadastro çalışmalarının ürünü olacak kadastro haritaları, sayısal topografik kadastral nitelikte olmayacaktır.

Değerli arkadaşlarım, kadastronun, bugün, yeniden ele alınmasını gerektiren vazgeçilmez noktalar da şunlardır:

Bugün, kadastroya e-devletin mekânsal verilerinin sağlanması sorumluluğunun verilmiş olması; diğer yandan, Avrupa Birliği ülkelerinin 1990'lı yıllarda kadastro yasalarını, bilgi teknolojilerinin gerektirdiği yapıya dönüştürmüş olmaları; oysa, bizim de, bu doğrultuda kadastroyu dönüştürmemiz gerekliliği ortadadır.

Avrupa Birliği Türkiye Katılım Ortaklığı Belgesinde, ulusal program içinde yer alan arazi kayıt sistemi ve çiftçi kayıt sistemi hedeflerinin, çağdaş kadastro sistemini zorunlu kılması gerekiyor.

Kamulaştırma, uzun vadeli ipotek kredisi ile konut edinme, kentsel dönüşüm ve benzeri amaçlar için taşınmaz değerlemesi, taşınmazların vergilendirilmesi, taşınmaz projelerinin geliştirilmesi, kadastronun önündeki görevlerdendir.

Değerli arkadaşlarım, saydığım noktalara bakıldığında görülmektedir ki, Türkiye kadastrosunun bugünkü hedefi, bu tasarıyla getirilen ufak tefek değişikliklerle yetinmek değil, aksine köklü bir değişim gerçekleştirmek olduğudur.

Bu değerlendirmelerimizle de görüleceği gibi, Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısıyla getirilmeye çalışılan kadastro anlayışı, çağdaş kadastro anlayışından çok uzaktır.

Çıkarılacak yasa, kadastronun temel sorunlarını yakın geleceğe atan bir yaklaşımdır.

Avrupa Birliğine girme sürecinde olan ülkemizin, diğer üye ülkelerle ortak yatırım ve kalkınma projelerini yürütmek, dile getirdiğim işlemlere hizmet verebilmek için, uzun erimli çözümleri getirecek yasal düzenlemelere ivedilikle gereksinim vardır. Bu tasarı, bu gereksinimleri yerine getirmekten uzaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Karademir.

Madde üzerindeki görüşmeler  tamamlanmıştır.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2. - 3402 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Kadastronun fennî işlerinin ihale yoluyla yaptırılması halinde, kadastro ekibinde iki kadastro teknisyeni, iki teknisyenin temin edilememesi durumunda yerine bir kadastro teknisyeni görevlendirilebilir. Ekipteki kadastro teknisyeni yerine kontrol memuru da görevlendirilebilir."

 BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Balıkesir Milletvekili Orhan Sür; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ORHAN SÜR (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte olan yasanın 2 nci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, biraz önce yasanın tümü üzerinde yaptığım konuşmada ifade ettiğim gibi, Kadastro Yasamıza yeni bazı maddeler ekliyoruz, bazı maddelerinde ufak tefek değişiklikler yaparak bir noktaya gelmeye çalışıyoruz. Elbette, bu tasarı bir bütün olarak incelendiğinde şunu görüyoruz: Hükümetimizin bir hedefi var ve bunu da açıkça ilan ediyor; 2006 sonuna kadar Türkiye'de kadastroyu bitireceğim; yani, Türkiye'de kadastroyu bitiren hükümet ben olmak istiyorum diyor; bu da çok doğal. Bu çalışmanın sonucunda, eğer Türkiye'de gerçekten kadastroyu tamamlayabilirsek, en azından çok büyük bir eksikliği gidermiş oluruz.

Tabiî, bunu yapabilmek için, özel sektörün bu alandaki bilgi birikiminin, ekip ve ekipman ağının kullanılması sonucunda hızlanma söz konusu. 10 000'in üzerinde, kadastrosu tamamlanmamış köyümüz var ve bunlar da genelde kadastro ölçümleri açısından zorluklar arz eden köyler ve buralarda bir çalışma yapılacak. Bu maddeyle, bu çalışma aşamasında kadastro teşkilatımızın bu çalışmalara katacağı elemanların açıklaması getiriliyor ve bildiğimiz gibi, köylerimizin kadastrolarının yapılması işleri de ardı ardına ihale ediliyor.

Şimdi, önümde, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüzün ihaleye çıkardığı iki işin şartnamesi var. İkisinin amacı da aynı; kadastrosu yapılmamış, yurdun çeşitli bölgelerindeki yerlerin kadastrosunun yapılması. Sonuçta, yapılacak iş aynı; gidilecek, ölçülecek, koordinatlarla, yeni teknolojilerle bu kadastrolar yapılacak; ama, burada, bir farklılık var. İki ihale var; iki ihalenin şartnameleri farklı. Şimdi, bazı yetkili arkadaşlarımız şunu söyleyebilir; o ihalenin bir tanesini şu fondan yapıyoruz, ihalenin bir tanesini bu fondan yapıyoruz. Yahu arkadaşlar, sonuçta yaptığımız iş aynı değil mi; yani, sonuçta, bu ihalelerle yaptığımız işin adı mı değişiyor, şekli mi değişiyor?! Farklı fonlardan yaptığımız zaman, bu iş neden farklı şartlarla geliyor?!

Şimdi, bakıyorum, iki ihale; bir tanesi Konya'da, bir tanesi Zonguldak'ta, ikisinin amacı da aynı. Bir tanesinde, Konya'dakinde, çok özel şartlar var. Neden diye araştırıyorsunuz, verilen yanıt şu: "Konya'daki ihaleyi Dünya Bankası kredisi kullanarak yapıyoruz." Peki, Dünya Bankası kredisi kullanarak yapıldığında şartlar, aranan nitelikler, istenilen özellikler farklı olacak da, kamunun kendi kaynağı olan dönersermaye payı kullanılarak Zonguldak'ta ihale yapıldığında farklı mı olacak?! Neden böyle oluyor bu?! Bunun yanıtı biraz yuvarlak geliyor; "işte, işi ehline vermek..." Yani, şimdi, Zonguldak'taki ihaleye girenler, bu ihaleyi alacak kişiler, işin ehli değil mi?! Yani, bu anlam mı çıkıyor acaba, bu tip bir yanıt geldiğinde? Bu yanıtı verdik, vermedik diye de bir polemiğe girmek istemiyorum; ama, ben, bir harita kadastro mühendisiyim, bu yanıtların kimlere, nasıl verildiğini de gayet iyi biliyorum.

Değerli arkadaşlarım, Konya'daki ihaleye girebilmek için, son üç yıl, üst üste, ortalama 300 000 dolarlık iş yapmış olman gerekiyor; ama, Zonguldak'takinde bu şart yok. Konya'daki işe girebilmek için, son üç yılda, 2 500 hektar iş yapman gerekiyor; ama, Zonguldak'taki şartlar farklı. Neden diye sormamız gerekiyor. Yani, yıllardan beri, kadastroyu özel sektöre açalım diye ben de savunan bir arkadaşınızım. Özel sektörü kadastroya açarken ve özel sektörün bu çalışmasından faydalanmaya çalışırken, ayrı ayrı şartnamelerle, ayrı ayrı ihaleler yaparak hangi noktaya varmaya çalışıyoruz?! İnsanın biraz -kusura bakmayın- kafası karışıyor. Biraz kafa karışıyor, acaba adrese teslim mi var demeye başlıyorsun; çünkü, Konya'daki ihale koşullarına göre, o ihaleye girebilecek insan sayısı daha sınırlı; çünkü, bu ülkedeki harita bürolarının konumları belli. Diyelim ki, Konya'daki ihaleye 20 kişi girerse, Zonguldak'taki ihaleye belki 100 kişi girecek, daha büyük bir rekabet doğacak. Peki, niye, Konya'daki aynı koşullara indirilmiyor? Eğer Zonguldak'taki ihalenin şartnamesindekiler, Zonguldak'taki ihalede pek güvensizseler, niye Zonguldak'taki ihale Konya'daki gibi yapılmıyor sorularını art arda getirmek zorundayız.

Çok ilginç şeyler yapılıyor. Konya'daki ihalenin ihale dosyasını almak için 100 000 000 lira ödüyorsun, Zonguldak'takinin ihale dosyasını almak için 250 000 000 lira ödüyorsun. Neden?!. Zonguldak'taki daha da küçük bir iş; yani, birimler, dosyalar daha küçük, yapılacak iş daha küçük; ama, Zonguldak'ta 250 000 000 liraya, Konya'da 100 000 000 liraya ihale dosyaları satılıyor.

Bunlar belki küçük şeyler gibi görünüyor; ama, biz, daha işin başında böyle çarpık çarpık şeyler yapmaya başlarsak, yarın, bu olayı hangi noktaya taşıyacağız arkadaşlarım?! Yani, biz istemiyor muyuz rekabet doğsun; biz istemiyor muyuz Türkiye'de bu işi yapabilecek her harita kadastro bürosu bu ihaleye girsin, çata çat pazarlıkta veya teklifte en düşük rakamı vererek bu işi yapsın?!.

Ayrıca, başka şeyler var. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğümüz, İller Bankasının yaptığı halihazır ihalelerdeki işleri, iş bitirme olarak kabul etmiyor; baştan yüzde 10'unu kabul ediyordu, şimdi onu da kabul etmiyor; yani, bu kadar çok değişiklik söz konusu. İller Bankasının yaptığı ihalelerde yapılan işler harita işi değil mi?! Eskiden yüzde 10 alıyordun, şimdi niye almıyorsun?

Bakın arkadaşlar, bunlar, daha işin başında bocalama içinde olduğumuzun da göstergeleri.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Krediyi veren, şartnameyi kendi koyuyor.

ORHAN SÜR (Devamla) - Hayır; krediyi veren, şartını kendisi koymuyor değerli arkadaşlarım.

Sayın Bakanım, kredi, ARIP kredisi; biliyoruz, bu, Dünya Bankasının köylülere dağıttığı parayla ilgili kredi. Onlar şunu demiyor; üç yıllık ortalama 300 000 dolar geliri olacak. Türkiye'deki mühendislik bürolarının kaç yüzbin dolar geliri olduğunu, krediyi veren Dünya Bankası mı saptıyor?! Yani, lütfen...

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Cevap vereceğim.

ORHAN SÜR (Devamla) - Tabiî verirsiniz Sayın Bakanım, elbette verirsiniz.

O zaman, Dünya Bankasının saptadığı krediler, kriterler doğruysa, niye, siz, bu kriterleri Türkiye genelinde yaygınlaştırmıyorsunuz? Yanlışsa, karşısında durun o Dünya Bankası kriterlerinin, verdikleri şeylerin. Dünya Bankası, bu ülkenin her şeyini esir haline mi getirdi yani? Yapacağımız işin, vereceğimiz ihalenin hangi noktada hangi işin olacağına onlar mı karar verecek? İller Bankasının yaptığı ihalelerdeki yüzde 10 iş bitirme belgesinin sayılıp sayılmadığına Dünya Bankası personeli mi karar veriyor? Böyleyse, gerçekten üzülüyorum değerli arkadaşlarım.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - İller Bankası bize bağlı... İller Bankası aynı bakanlığa bağlı.

BAŞKAN - Sayın Bakan, lütfen!..

ORHAN SÜR (Devamla) - İller Bankası aynı bakanlığa bağlıysa, aynı bakanlık, aynı tür ihalede, aynı işte, aynı şartnameyi kullanır.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Demek ki zorunluluk var.

BAŞKAN - Sayın Bakan, lütfen ama!..

ORHAN SÜR (Devamla) - Neyin zorunluluğu var Sayın Bakanım; onu anlatın diyorum işte ben de size...

BAŞKAN - Sayın Sür, Genel Kurula hitap eder misiniz.

ORHAN SÜR (Devamla) - Tabiî Sayın Başkanım.

Değerli arkadaşlarım, yani, Dünya Bankası, benim işimin ihale dosyasını satarken 250 000 000 liraya satacaksınız, herhalde böyle diyor. Yani, bunu diyor artık bize, bu noktaya kadar gelmişiz. O zaman, bu ülkeyi siz idare etmiyorsunuz Sayın Bakanım, Dünya Bankası idare ediyor demektir; o bakanlığı Dünya Bankası idare ediyor demektir, siz değil. O noktaya gelmiş durumdaysak, gerçekten çok üzücü, gerçekten neyi tartışayım, neyi söyleyeyim.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Krediyi şartlı veriyor, öyle gelişigüzel değil.

ORHAN SÜR (Devamla) - Kadastro örgütümüzün eksiklikleri, yanlışlıkları veya olaya bakış açısındaki, bize göre en azından, hataları elbette dile getireceğiz.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Neyse, ben, sizi davet edeceğim.

ORHAN SÜR (Devamla) - Yani, bir TAKBİS Projeniz var. Bu yasayı bu şekilde getireceğinize, keşke, pilot bölge olarak TAKBİS'i uyguladığınız Çankaya'da TAKBİS'te karşılaştığınız sıkıntıları çözecek bir yasa tasarısı getirseydiniz. Sanki,  TAKBİS'te hiçbir şeyle karşılaşmadınız. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü, TAKBİS Projesinde şu ana kadar hangi sıkıntılarla karşılaştığı konusunda hiçbir açıklama yapmadı. Hiç mi sıkıntınız yok; onları niye düzeltmiyorsunuz burada?!

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Düzeltiyoruz.

ORHAN SÜR (Devamla) - Nerede düzeltiyorsunuz?!

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Hem de devlete büyük paralar kazandırdık.

ORHAN SÜR (Devamla) - Vallahi, hiçbir şey kazandırmıyorsunuz Sayın Bakanım. Son yaptığınız MEER  ihalesinde de 2 trilyonun üzerindeki parayı, sadece kâğıt üzerinde koordinat, digitaizer’la okuyacağınız, vereceğiniz koordinatlarla renkli renkli parselleri boyarsınız, asarsınız duvara, o parsellere bakarsınız, 2 trilyon lira parayı da ödersiniz; ama, hiçbir hukuksal geçerliliği olmayan harita paftaları oluşturursunuz, o paftalar da hiçbir yerde geçerli olmaz ve bu 2-3 trilyon para da bu şekilde çöpe  gider.  Bunu, ben bir harita mühendisi olarak söylüyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Sür, toparlar mısınız.

ORHAN SÜR (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.

Değerli arkadaşlarım, bu ülkenin kıt kaynaklarını, lütfen, çarçur etmeyelim. Bu ülkenin kaynaklarını en iyi şekilde kullanalım ki, bu ülke aydınlık yarınlara ulaşabilsin. Bu, bizim elimizde. Biraz daha titiz davranalım ve bu işin başındaki kurumlarda çalışan bürokrat arkadaşlarımız da, bazı şeylerde, artık, ellerini taşın altına soksunlar.

Bu ülkede geleceğin kadastrosunu kurmak hepimizin boynunun borcu, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde çalışanların da, bu Mecliste görev yapan bizlerin de, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasında görev yapanların da; elbirliğiyle, uzlaşıp, bu ülkeyi aydınlık yarınlara beraber taşıyalım.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sür.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Sayın Başkan, bir iki cümleyle cevap verebilir miyim?

BAŞKAN - Sayın Bakan, Hükümet adına söz istediniz, vereceğiz; ancak, madde üzerindeki görüşmeler henüz tamamlanmadı, devam ediyor.

Birleşime, saat 19.00'a kadar ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 18.28

 

 


ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 19.00

BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli)

BAŞKAN- Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 61 inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

728 sıra sayılı kanun tasarısı üzerindeki görüşmelere devam ediyoruz.

 VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

4.- Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/858) (S. Sayısı: 728) (Devam)

BAŞKAN- Komisyon ve Hükümet yerinde.

Sayın Bakan, Hükümet adına söz istiyor musunuz?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis)- Sayın Başkan, sayın vekiller Genel Kurulda olsaydı cevap vermek isterdim...

BAŞKAN- Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen, Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım.

Buyurun Sayın Yıldırım.

MEHMET YILDIRIM (Kastamonu)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 2 nci maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Ülkemizde 1912 yılından bu yana kadastro çalışmaları yapılmasına rağmen, bu konuyla ilgili resmî düzenleme 1925'te 658 sayılı Kadastro Yasasıyla yapılmıştır. Bugüne kadar yapılan kadastro çalışmalarında ülkenin hedeflenen kadastro oranı yüzde 85'e çıkarılabilmiştir. Halen kadastrosu tamamlanmamış ilçeler bulunmakla birlikte, 11 711 köye bu hizmet hiç götürülememiştir. Kastamonu'nun da 20 ilçesi, 136 mahallesi, 1 082 köyünden sadece 325 köyün kadastrosu yapılmış, 725 köyün kadastrosu gerçekleştirilememiştir. Yüzde 65'i ormanla kaplı Kastamonu'nun sadece yüzde 52'sinin kadastrosu yapılabilmiş ve kadastrosu yapılan miktar da, arazinin yüzde 30'u civarındadır. Bugünkü çalışmalarla devam edersek, bugünkü elemanlarla bu işi devam ettirmeyi düşünürsek, Kastamonu'nun kadastrosunun seksen yılda tamamlanacağı görülmektedir.

Mera, orman, mülkiyet gibi birbirinden bağımsız birçok kadastro çalışması yapılmış, bu durum, yapılan kadastroların uymamasına, örtüşmemesine yol açmıştır. Bu durumda olan orman sınırları haritalarının yüzde 72,6'sı tapu siciline tescil edilememiştir. Personel yetersizliği de bu konuda çok önemli bir etkendir.

Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planında, kadastrosu yapılacak kentsel alanın 40 000 kilometre, kırsal alanın da 440 000 kilometre dolayında olmak üzere, toplam 480 000 kilometrekare olduğu kabul edilmektedir.

Türkiye'de kadastro hizmetlerinin götürülebilmesinin planlandığı alanlarla ilgili olarak kesin bir saptama yapılamamış olmakla birlikte, kırsal alanların kentsel alanlara dönüşmesi, orman vasfını yitirmiş alanların orman dışına çıkarılması, ekonomik yarar sağlanma olasılığı bulunan kadastro harici alanların kadastrolanması, yeni il ve ilçelerin kurulması, yeni yerleşim alanları ve kamusal alan gereksinmeleri gibi nedenlerle, kadastrolanacak alanların miktar olarak hem arttığı hem de kırsal-kentsel alanlar bazında değiştiği gözlenmiştir.

Bu nedenlerle, öncelikle, ülkemizde kadastroya konu oluşturacak alanların yeniden tanımlanarak, yüzölçümü değerindeki belirsizliğin giderilmesi gerektiği görülmektedir.

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, 22 bölge müdürlüğü, 1 003 tapu sicil memurluğu, 325 kadastro müdürlüğü ve bu birimlerde çalışan yaklaşık 13 000 personeli olan, tüm yurt düzeyinde yayılmış kadastro sektörünün en önemli kuruluşlarından olan, ulusal bir kamu kuruluşudur.

Tapu sicil ve kadastro müdürlüklerinin en önemli eksikliği eleman yetersizliğidir. Nitelikli eleman istihdamı şarttır. Kadastro mühendisleri iş aramaktadır, kadastro teknisyenleri iş aramaktadır, teknikokul mezunları iş diye beklemektedir; ama, yeni eleman alımları çok sınırlı tutulmaktadır. Mevcut hizmetlerin yerine getirilmesi için, yanında, bilgi sistemi, üç boyutlu ve çokamaçlı sayısal kadastro gibi, artan hizmet talebini karşılayabilmek için 10 000'den fazla eleman açığı olduğunu bilmekteyiz. Bu nedenle, özel sektörden kalıcı bir biçimde yararlanılması da, üretimin dünya standartlarına uygun olarak ele alınması da gerekmektedir.

Orman kadastrolarının da, meraların da, şimdiye kadar tescil dışı bırakılmış gecekondulaşmaya ya da arazi yağmasına sebep olan alanların ve kent ve coğrafî bilgi sistemlerinin de yapı içerisinde düşünülmesi şarttır.

Ayrıca, kadastro hizmetleri bir defa yapılıp biten bir hizmet değildir. Toprağa yönelik yatırımlar ve kentleşme devam ettiği sürece kadastro hizmetleri de devam etmektedir. Üstelik, artık, geleneksel yöntemlerin yerini coğrafî bilgi sistemleri, kent bilgi sistemleri almıştır. Büyükşehir belediyelerinin görevleri arasında yer verilmiştir. Dolayısıyla, kadastrodan beklentiler giderek değişmektedir. Bu açıdan bakıldığında, kadastroların tamamlanması yanında, çok önemli bir ihtiyaç olarak mevcut kadastronun yenilenmesi, güncelleştirilmesi ve kent bilgi sistemlerinin altyapılarını...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Yıldırım

MEHMET YILDIRIM (Devamla) - ...oluşturacak sayısal kadastro niteliği kazandırılarak kullanıma sunulması ihtiyacı ortaya çıkmaktadır.

Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü yılda yaklaşık 2 500 000 tapu işlemi ve 1 000 000'a yakın kadastro parseli tespitini gerçekleştirmektedir. Buna karşılık, sadece tapu harçlarından yılda 600 trilyon civarında, millî bütçeye gelir sağlamaktadır. 2005 yılında bu miktarın daha çok yüksek olacağı tahmin edilmektedir.

Buradan şu sonucu çıkarmak mümkündür: Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüne yapılan yatırımlar, sadece harç gelirleri dikkate alındığında bile, 5-6 misli olarak geriye dönmektedir. Bu direkt katkısının yanında, adil ve hızlı toplanan Emlak Vergilerinin katkıları düşünülürse, çok büyük ve o derecede önemli, öncelikli yatırımlar olduğu görülmektedir; ama, çalışanlara hiçbir şey yok. Yani, bir toplanan harçtan, elde edilen gelirlerden tapu kadastro çalışanlarına, mühendislerimize, arazide çalışan teknisyenlerimize, sağlık personelinde olduğu gibi, dönersermaye sisteminden prim verilmesinin şart olduğunu düşünüyorum.

Yüce Meclise saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Yıldırım.

Hükümet adına Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Zeki Ergezen söz istemişlerdir.

Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Sayın Başkanım, sayın milletvekili arkadaşlarım; önce kanunumuz üzerinde konuşma yapan İktidar Partisi kanadından Ali İbiş, Cumhuriyet Halk Partisi kanadından Mehmet Yıldırım kardeşimize, Orhan Sür ve Erdal Beye de ben önce teşekkür etmek istiyorum, kanunumuzu destekledikleri için. Tenkitlerini, eleştirilerini elbette ki dikkate alacağız. "Biz yaptık, işte bu şan şeref bize aittir, onun için 2006'nın sonunda bu işi bitireceğiz" anlayışıyla, yaklaşımıyla bu kanunu çıkarmadığımızın altını çizmek istiyorum. Böyle bir şan şöhrete ihtiyacımız yok. Ancak, kadastroda sorunlar var, sıkıntılar var. Doğrudan destekten bile vatandaşların mahrum olduğunu görüyoruz. Haksızlıklar var. Bunları bir an evvel gidermek, vatandaşın sıkıntısını telafi etmek, insanların, daha fazla, mahkeme kapılarında bürokrasiyle boğuşmasını engellemek için böyle bir hedef koyduk. Bu hedefi gerçekleştirmek için bu kanunu çıkarıyoruz. İktidar ve muhalefet olarak bu çıkarılacak kanuna destek veriyorsunuz. Teşekkür ederiz.

Yalnız, biraz önce Orhan arkadaşımız belki yeterli, gerekli diyaloğu bizimle kuramadığı veya bizden kaynaklandığı için Meclise eksik bilgi verdi. Ben, bu eksikliği gidermek için söz almış bulunuyorum. Bunu çok önemli görüyorum ve özellikle milletvekillerinin tümünün ve televizyonları başında dinleyenlerin, Türk kamuoyunun dikkatini çekmek istiyorum.

Biz, iktidar olduğumuzda, TAKBİS Projesiyle ilgili dosyayı masaya yatırdık. Bizim zamanımızda ihale edilmemiş bizden önce ihale edilmiş. Bizzat bire bir kendim ilgilendiğim bir proje olduğu için söylüyorum. Bütün büyük projelerle ilgileniyorum, geçmişte yapılan bütün ihalelerle ilgileniyorum, kendi dönemimdeki bütün ihaleleri de şeffaf yapmaya çalışıyoruz. Demiyorum hata yapmayız; biz kuluz, hata yaparız, hatalarımızı söyleyenlere teşekkür eder, hatalarımızı düzeltiriz; ancak, Türk kamuoyunun da doğruları bilmesine, Meclisin kafasının karışmaması gerektiğine de inanıyorum, onun için de TAKBİS'le ilgili söyleyeceğim rakamın alkışlanması gereken bir rakam olduğunu da ifade etmek istiyorum.

Bakınız, biz, iktidara geldiğimizde, çağırdık karşı tarafı bir ekprotokolle eskalasyon bedeli olarak ödenmesi gereken yaklaşık 8 trilyonu biz size ödemiyoruz dedik, bu fazladır dedik, biz bunu size veremeyiz dedik, Türk Milletinin bu parasını zayi edemeyiz dedik. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Daha geleceğim, sonunda alkışlarsanız daha iyi olur.

Mahkemeye düşmeden; ama, karşılıklı mutabakat sağlanarak, gönül rızasıyla... Ben, Bakanlık olarak, karayollarında da 2,4 katrilyon tasarruf sağlamışım, bunun tamamı gönül rızasıyla olmuştur. Hiç kimseyle mahkemelik olmadım, burada da mahkemelik olmadım. Çünkü, bir taraftan da işlerin önünü açmam lazım, işlerin yürümesi lazım, siyasetçiye benim iş yapmam lazım. Seçim bölgesinde, benim milletvekilim gittiği zaman, rahat hareket etmesi lazım. Zaman zaman size de ufak tefek işler yapıyoruz, yani sizi de görmüyor değil, görüyoruz; ama, ben siyasetin zor olduğunu bilen birisiyim, milletvekilliğinin çok zor olduğunu biliyorum; ama, Türk Milletinin parasal yönden çektiği sıkıntıyı da biliyorum, ona buna borçlanmanın ne kadar ağır bir yük olduğunu da görüyorum; şu anda iktidarız; görüyoruz. 8 trilyona ilave olarak bunu ödemedik; ayrıca, lisans ücreti olarak yapılan indirimleri de hesapladık; arkadaş, biz bunu da size vermiyoruz dedik. Toplam ne kadar biliyor musunuz bu projede; 21 000 000 dolar; evet, 21 milyon dolar. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Bu insanlar mahkemeye gidebilirdi "ya, arkadaş, sen yeni iktidar oldun, senden öncekiler bu işi ihale etmiş; ne kesiyorsun" diyebilirdi. Ben ne diyebilirdim; doğru, onlar mahkemeye gidecekti. Türk bürokrasisindeki hukuk anlayışını da dikkate aldığınızda nasıl bir savunma yapılacağını da bilin. Kaç mahkemenin kaçını kazanabiliriz?! Hepimiz bu memlekette yaşıyoruz. Hepimizin yaşı 50'nin üzerinde; birçoğumuzun. Kaç mahkemenin kaçını kazanıyoruz; çoğunu kaybediyoruz. Onun için, mahkemelere gitmek değil, benim maksadım, Türk Milletinin parasını kaybettirmemek. Dolayısıyla, böyle bir başarımız var. Ben, bu bürokratları da alkışlıyorum ve destekliyorum; yine, tebrik ediyorum TAKBİS'le ilgili.

ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Sayın Bakan, ihalelerde, demek ki usulsüzlük yapılmış; bu gerçek!

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Devamla) - Neyse... Tabiî ki... Yani, Sevgili Milletvekilim, kardeşim, elbette ki, hepimiz Türkçe konuşuyoruz. Ben biliyorum ne demek istediğinizi de; onların da gereği yapılıyor. Yani, yapılmıyor değil. Böyle, üstünü ben kapatmıyorum; ama, bir usul var; tabiî ki, bunların hepsi yürüyor, bunların müfettişi var, teftişi var... Türkiye hukuk devletidir. Türkiye'de kanunlar var. Gidilmesi gereken yerlere ben gidiyorum; merak etmeyin siz.

İkincisi, Sayın Orhan Kardeşim, dediniz ki: "İki türlü ihale yapıyorsunuz." Doğrudur, söylediğiniz doğru. Dün, bizim iktidar kanadımızdaki milletvekili, Konya Milletvekili Aktaş geldiler, Konya'daki Harita Mühendisleri Odasından arkadaşlar geldiler; dediler ki: "Arkadaş, bir genel müdürlükte iki tane ayrı ihale olur mu? Biz harita mühendisiyiz, niye bu ihalelere giremiyoruz?.." Aynen sizin konuştuklarınızı konuştular yani. Biz, dün gece saat 12'ye kadar çalıştık. Bizzat, ben de işle bire bir ilgilendim. Çalışmamızın sonucu, tekrar o müteahhitleri çağıracağız Konya'dan. Biraz önce Milletvekilim Aktaş'a da söyledim; onu da çağıracağız. Yani, yaptıklarımızın doğru ve yanlış olduğunu orada tartışacağız. Zatıâlinizi de, ben arkadaşlarıma söyledim; dosyaları getireceğiz, sizi bilgilendireceğiz. Varsa bir eksiğimiz, elbette ki, başımız gözümüz üstüne; çünkü, bu milletin çocuklarına adil davranmak güzel bir olaydır, eşit davranmak güzel bir olaydır; çünkü, eşitsizlikler çok zor bir olaydır; bunu da biliyoruz. Ama, şimdi, bir gerçek var Türkiye'de. Şimdi, siz, diyorsunuz ki: "Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından ihale edilen işlerde neden farklı kriterler uygulanmaktadır?" İller Bankasını örnek verdin. Yüzde 70, 80... Dün gece baktım, yüzde 80'le giden ihale var. Buna da çok üzülüyorum; ama, baktım, yüzde 80'le yapılmasına rağmen iş bitmiş. Nasıl bitmiş, onu da bilmiyorum tabiî; inceleyeceğim; yani, o da ayrı bir dert. Bu müteahhit cebinden ne kadar koydu buraya, onu merak ediyorum ben. Yani, bu İhale Yasasının da sıkıntılarından bahsetmek istiyorum. Yüzde 80 olur mu hakikaten?! Ama, gidiyor... Türkiye, bu kanunlar böyle...

Şimdi, ben, tabiî, size, bürokratlarımın yazdığı ifadeyle cevap vermeyi uygun görüyorum, konuyu biliyorum.

İhale edilen işlerden bazıları, Dünya Bankası kriterlerine göre ihale edilmekte; yani, bizim İhale Kanununa tabi değil maalesef. Demin, burada söylediniz, ben de muhalefetteyken aynı şeyleri söyledim; sizinle o cümleleri paylaşıyorum; ama, güçlü olmazsanız, borçlu olursanız, borç alıyorsunuz, borcu veren de kriterlerini, maalesef, kendisi koyuyor.

Şimdi, bazıları ise, dönersermaye kaynaklarıyla... Ki, dönersermaye kaynaklarıyla yapılan ihalelerimiz de Kamu İhale Yasasına tabidir.

Dünya Bankası kredisiyle yapılan işlerin kriterleri Dünya Bankası tarafından belirlenmekte ve şartları da, maalesef, çok ağır. Rekabet sağlanmıyor gerçekten.

Arkadaşlarımızı biz gönderdik Türkiye'deki muhataplarına. Ne koymuşlardı biliyor musunuz; ciro miktarı olarak istenen rakam, yaklaşık bedelin 3 katını koymuşlar. Biz, bunları kendilerine anlattık, izah ettik, olmaz dedik. Ben müsteşar muavinimi, Bakanlığın müşavirini, genel müdürü bunlara gönderdim; bu, 3 katı olmaz! Bunları anlat anlat; en sonunda kendilerini de ikna ettik, bu ciroyu yüzde 40'a çektik. İtiraz edilen mesele yüzde 40; daha aşağıya çekemedik.

Dün gece saat 12'ye kadar, bizzat, kendim de ilgilendim. Acaba daha da aşağıya çekebilir miyiz diye tekrar gideceğiz rica etmeye; çünkü, kriterleri bunlar koyuyorlar ve İhale Kanununa tabi değil maalesef; ama, bizim diğer dönersermayeden yaptığımız işler İhale Kanununa tabi olduğu için, rekabeti en üst düzeyde sağlayacak şekilde de ciroyu aşağıya çekmişiz.

Durum bundan ibarettir. Sayın milletvekillerimi, ben, doğru bilgilendirmek mecburiyetindeyim; durum budur. Hiç kimsenin endişesi olmasın; ihaleler şeffaftır; varsa hatalarımız söyleyin, düzeltmek bizim boynumuzun borcudur. Biz yıpranırsak siz de yıpranırsınız, siz yıpranırsanız biz de yıpranırız; çünkü, parlamenter sistemin yıpranmaması gerekir. Onun için, bu parlamenter sistemin yıpranmaması için fedakârca çalışıyoruz; ama, yine söylüyorum, insanız, hata yaparız; hatalarımızı söylerseniz düzeltmek için elimizden geleni yaparız.

Ben, zatıâlinizi, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüne, müsait olduğunuz bir zamanda, davet ediyorum; dosyayı beraber inceleyelim, varsa eksiklikler bize yardımcı olun, düzeltelim; başımız gözümüz üstüne.

Saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım; kısa bir söz istemiştiniz, iyi ki uzun istemediniz.

Madde üzerinde 2 adet önerge vardır; önergeleri, önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık derecesine göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

728 sıra sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Kenan Altun

Eyüp Fatsa

Cemal Uysal

 

Ardahan

Ordu

Ordu

 

İbrahim Hakkı Birlik

Ekrem Erdem

 

 

Şırnak

İstanbul

 

Madde 2.- 3402 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve maddenin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Kadastronun fennî işlerinin ihale yoluyla yaptırılması halinde, kadastro ekibinde iki kadastro teknisyeni, iki teknisyenin temin edilememesi durumunda yerine bir kadastro teknisyeni görevlendirilebilir. Ekipteki kadastro teknisyeni yerine kontrol memuru da görevlendirilebilir."

"Kadastro komisyonlarında veya kadastro hizmetlerinde görevli personele, arazide fiilen çalıştıkları sürelere münhasır olmak üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda yer alan en yüksek devlet memurunun gösterge rakamının (ekgösterge dahil), bütçe kanunlarında devlet memurları maaşı için belirlenen katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarın yarısını aşmamak üzere, her yıl Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün teklifi ve bağlı olduğu bakanlığın onayı ile hizmetin ağırlığı ve sorumluluğuna göre tespit edilebilecek miktarda aylık ödenek ayrıca ödenir."

BAŞKAN - Şimdi, maddeye aykırı olan önergeyi okutup, işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 728 sıra sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 2 nci maddesine, 3402 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinin son fıkrasının kaldırılarak aşağıdaki değişikliğin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Erdal Karademir

Orhan Sür

Kemal Demirel

 

İzmir

Balıkesir

Bursa

 

Sedat Pekel

Ali Topuz

Ahmet Küçük

 

Balıkesir

İstanbul

Çanakkale

Değişiklik Maddesi:

Kadastro çalışmalarının güçlüğü ile bu çalışmalara dayalı olarak oluşturulan ve devletin sorumluluğunda yürütülen tapu sicil hizmetlerinin önemi dikkate alınarak, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün merkez ve taşra birimlerinde görevli personele en yüksek devlet memuru aylığının (ekgösterge dahil)  yüzde 200'ünü geçmemek üzere, yaptıkları hizmetin özelliğine ve güçlüğüne göre Genel Müdürlüğün bağlı bulunduğu Bakanın onayıyla belirlenecek miktarlarda aylık ek ücret verilir. Bu ödemeler, Gelir Vergisine tabi tutulamaz.

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Karademir, konuşacak mısınız, gerekçeyi mi okutayım?

ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Gerekçeyi okutun.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün merkez ve taşra birimlerinde çalışanlarının ürettikleri hizmet karşılığı aldıkları ücret; bir yandan kadastro çalışma alanlarının mahrumiyet bölgeleri olması ve çalışma alanlarının güçlük içermesi, diğer yandan yükümlendikleri kamu hizmetinin önemi ve sorumluluğu nedeniyle yeterli değildir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

728 sıra sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Eyüp Fatsa (Ordu) ve arkadaşları

Madde 2.- 3402 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve maddenin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Kadastronun fennî işlerinin ihale yoluyla yaptırılması halinde, kadastro ekibinde iki kadastro teknisyeni, iki teknisyenin temin edilememesi durumunda yerine bir kadastro teknisyeni görevlendirilebilir. Ekipteki kadastro teknisyeni yerine kontrol memuru da görevlendirilebilir."

"Kadastro komisyonlarında veya kadastro hizmetlerinde görevli personele, arazide fiilen çalıştıkları sürelere münhasır olmak üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda yer alan en yüksek devlet memurunun gösterge rakamının (ekgösterge dahil), bütçe kanunlarında devlet memurları maaşı için belirlenen katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarın yarısını aşmamak üzere, her yıl Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün teklifi ve bağlı olduğu bakanlığın onayı ile hizmetin ağırlığı ve sorumluluğuna göre tespit edilebilecek miktarda aylık ödenek ayrıca ödenir."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

3402 sayılı Kadastro Kanununun 3 üncü maddesinin son fıkrasında, arazide fiilen çalışan kadastro personeline, arazide çalıştıkları sürelere münhasır olmak üzere, ödenmesi öngörülen ek ödeme tutarının belirlenmesinde esas alınan 1 inci derecenin son kademesi ekgösterge rakamlarının kadro unvanlarına göre farklı olması, uygulama güçlüğü ve sorunlara yol açmaktadır.

Maddede yer alan "1 inci derecenin son kademesi" yerine "en yüksek devlet memurunun" ifadesi getirilerek ek ödemeye esas ekgösterge rakamının hesaplanmasındaki belirsizliğin ve buna dayalı olarak ortaya çıkan sorunların giderilmesi amaçlanmaktadır.

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

 MADDE 3. - 3402 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak, bu çalışmalarda kadastro ekibine, Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilâtınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisinin bildirimden itibaren yedi gün içerisinde iştirak ettirilmesi zorunludur. Bu çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re'sen devam ettirilir.

Ormanla ilgili yapılan itirazların incelenmesinde kadastro komisyonuna da itiraza konu tespitlerde görev almayan Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilatınca görevlendirilecek bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisi iştirak ettirilmesi zorunludur.

Çalışma alanındaki ormanların bu ekipçe sınırlandırma ve tespitleri yapılarak otuz günlük kısmî ilâna alınır. Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmış sayılır.

Orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyulur."

 BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Balıkesir Milletvekili Orhan Sür söz istemiştir.

Buyurun Sayın Sür.

CHP GRUBU ADINA ORHAN SÜR (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

3402 sayılı Yasanın bazı maddelerini değiştiren ve yasaya yeni ekler yapan tasarı üzerindeki görüşmelere devam ediyoruz.

Elbette, hepimiz, bu Mecliste görev alan bütün milletvekillerinin, bu ülkenin çıkarlarını en iyi şekilde koruma mücadelesi verdiğine yürekten inanıyoruz; ama, bazen, galiba, farklı şeyler de düşünebiliyoruz veya hedefe ulaşmak için farklı yöntemler öneriyoruz.

Ben, öncelikle şu düzeltmeyi yapmak istiyorum: Sayın Bakanım, biraz önce burada, sanırım Ankara'da uygulanan TAKBİS projesiyle ilgili, pilot bölgeyle ilgili bazı açıklamalarda bulundu. Ben, aslında, pilot bölgeyi gündeme getirmemiştim Sayın Bakanım; yani, o bölgede yaşanan olaylar, o bölgedeki yüklenici ile kuruluşun arasındaki ihtilaflar konusunda hiçbir şey gündeme getirmedim. Elbette, o tip ihtilaflar söz konusuysa müdahale edilecektir ve gerçekten anlattığınız gibi, kamuya o değerler kazandırıldıysa biz size teşekkür ederiz. Benim gündeme getirmek istediğim olay o değildi Sayın Bakanım ve değerli arkadaşlarım; benim gündeme getirmek istediğim olay şu: TAKBİS diye bir proje var ve TAKBİS, gerçekten çok önemli bir proje.

Şimdi, güzel bir şey yaratmaya çalışıyoruz, Sayın Bakanımız da burada açıkladı, bu ülkenin daha güzel olabilmesi için ve kadastronun sorunlarını çözebilmek için bazı değişikler yapılması gerektiğine inandık. Biz, sadece kadastroyu bitiren olmuş olmakla övünmek için bu değişiklikleri yapmıyoruz; aksaklıklar var, bu aksaklıkları gidermek için bu değişiklikleri yapıyoruz şeklinde bir öneride bulundu, bir ifadede bulundu.

Elbette böyle olması güzel; ama, bizim söylediğimiz de şu: Diyoruz ki, sadece bu değişiklikleri yapmakla özlenilen kadastroya ulaşmamız mümkün değil. Yani, bir şairin bir sözü var: "Delik geniş, yama dar." Gerçekten delik çok geniş; bu yamayla, bu kadastro yasası, çağdaş bir kadastronun oluşmasını bize sağlama olanağına sahip değil.

İşte, o nedenle, biz, gönül isterdi ki, bu kürsüye, bu Meclisin huzuruna, daha geniş kapsamlı, kadastroyu her boyutuyla inceleyen, kadastronun her noktasındaki eksiklikleri, yanlışlıkları veya tamamlanması gereken birimleri kapsayan daha geniş bir tasarı gelseydi dedik.

Şimdi, o aşamada, ben, TAKBİS'i örnek verdim. Dedim ki, Kadastro Genel Müdürlüğümüz bir TAKBİS uygulaması yapıyor ve bu TAKBİS uygulamasında da Ankara-Çankaya pilot bölge seçildi. O pilot bölgedeki çalışmalar da sonuçlandı. O sonuçlanan çalışmalar aşamasında, hangi güçlüklerle karşılaşıldı, TAKBİS'in uygulanmasında hangi zorluklar ortaya çıktı; o zorlukların aşılabilmesi için hiç mi yasa maddesi değişmesi gerekmiyor gibi, bazı şeyler söyledim. Gerçekten de TAKBİS'in uygulanabilmesi için, bence, değişmesi gereken bazı sözcükler var.

Gayet iyi hatırlıyorum; Sayın Erdal Karademir, bütçe görüşmeleri sırasında, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına yaptığı konuşmada bir ifade kullanmıştı, bir şeyler sormuştu. "Çankaya İlçesi sınırları içinde olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin TAKBİS'teki koordinatlarını verir misiniz ve o koordinatların yasal geçerliliği var mıdır" diye bir soru sormuştu.

TAKBİS bitti, Çankaya'da sonuçlandı. Çankaya'da sonuçlandığına göre, Çankaya sınırları içinde bulunan Türkiye Büyük Millet Meclisinin köşe noktalarının koordinatları da, elbette, şu anda, TAKBİS Projesi doğrultusunda elimizde var.

İşte, şimdi, biz soruyoruz; diyoruz ki, bu uygulamanın sonucunda, Türkiye Büyük Millet Meclisinin köşe koordinatlarını Kadastro Genel Müdürlüğünden istediğimizde, bize verdiğiniz köşe koordinatlarının yasallığı var mıdır, yasal geçerliliği var mıdır? Biz, bunu soruyoruz; yani, bu noktaya ulaşabildik mi? Bu konuda bilgi edinmek istiyoruz. Bizim söylediğimiz bu. Eğer bu noktaya ulaşamadıysak, TAKBİS, amacına uygun bir noktaya doğru gitmiyor demektir. İşte, gelin, o zaman, TAKBİS'i bu amaca ulaştırabilmek için neler yapılması gerekiyorsa beraber yapalım, biz de katkı koyalım. Amaç, üzüm yemek, bağcı dövmek falan değil.

Bakın değerli arkadaşlarım, Kadastro Genel Müdürlüğümüzün internetteki sitesine girerseniz, orada bir yazı var -aynen oradaki sözcükleri okuyorum- ne diyor bakın: "Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüzce oluşturulan tapu ve kadastro bilgileri, araziye ilişkin tüm yatırım ve mühendislik hizmetlerinin temel altlığını oluşturmaktadır; ancak, bu bilgiler, araziye ilişkin diğer bilgilerle entegre edilemediğinden ve mekânsal bilgi sistemleri oluşturulamadığından, birçok alanda tapu kadastro bilgilerinden faydalanılamamakta ve ülke genelinde çeşitli kurumlar tarafından yapılan üretim çalışmalarında, veri tekrarları nedeniyle, milyonlarca doları bulan kaynak israfına neden olmaktadır."

İşte, şimdi, burada oluşturduğumuz, son şeklini vermeye çalıştığımız, çıkaracağımız bu kadastro yasasından sonra, bu sıkıntılar ortadan kalkacak mı -çok açık ve net söylüyorum değerli arkadaşlarım- bu sıkıntılar ortadan kalkmayacak.

İçimizde, daha önceki dönemlerde belediye başkanlığı görevi yapmış arkadaşlarımız var. Kent bilgi sistemi diye bir olay var. Birçok belediyemiz, kent bilgi sistemi kurmaya çalışıyor; ama, sonuçlanamıyor. Neden sonuçlanamıyor biliyor musunuz; tapu kadastrodaki bilgiler alınamıyor, o ikisi entegre edilemiyor birbirine ve bir ayağı eksik kalıyor kent bilgi sisteminin.

Şunu gayet iyi biliyoruz: Bilgi çok önemli bir olay. Günümüzde, bilgi, ekonomik ve stratejik bir kaynak; ancak, bu bilgi, görünebilir ve paylaşılabilirse ekonomik değeri var. Tapu ve Kadastro teşkilatımızın ürettiği bilginin, depoladığı bilginin paylaşılabilir olduğunu iddia edebilir miyiz?! Tapu ve Kadastronun değerlerine, ben, bir harita kadastro mühendisi olarak çok zor ulaşıyorum; ulaşamıyorum. Yani, belediyeler milyonlarca dolar veriyor, kent bilgi sistemleri kurmaya çalışıyor; ama, tapu kadastronun elindeki bilgileri alıp, onunla entegre edemediği için, onun bir ayağı eksik kalıyor. İşte, o zaman, bizim ne yapmamız gerekiyor; bugün burada çıkarmaya çalıştığımız kadastro yasasına, bu gibi engelleri ortadan kaldıracak maddeler eklememiz gerekiyor. Yani, bunu söylüyoruz; başka, farklı bir şey söylemiyoruz. Gelin, daha güzel bir kadastro yasası yapalım; gelin, bu ülkenin kaynaklarının daha rantabl kullanılabilmesi, daha verimli kullanılabilmesi için bir şeyler üretelim diyoruz. Değerli arkadaşlarım, bunlar bir gerçek.

Şimdi, bakın, TAKBİS'i uyguluyor... Yani, TAKBİS'ten bahsetmek istiyorum; çünkü, burası çok önemli bir konu, hiç şeyi yok; ama, TAKBİS'in, aynı, yine, internetten okuduğumuzda, diyor ki: "TAKBİS'i oluşturan unsurlar:

1- Eğitimli personel,

2- Güçlü yazılım,

3- Güncel ve doğru veri,

4- Güçlü donanım,

5- Hassas uygulamalar."

Şimdi, daha 1'den başlayalım; eğitimli personel... Şimdi, söyleyebilir mi bizim Kadastro Genel Müdürlüğümüz, personelimiz eğitimlidir diye. Burada, bütçe konuşmalarında, yaptığım şeyde, açık açık, devletin çeşitli kurumlarının, Tapu ve Kadastroda çalışan personelin nitelikleri konusunda hangi raporları tuttuklarını sizlere okudum.

Şimdi, bakın, değerli arkadaşlarım, geçtiğimiz hafta sonu, Balıkesir'de, kendi seçim bölgemde bazı ziyaretlerde bulundum. Bunlardan bir tanesinde, Balıkesir'de, İkinci Tapu Sicil Müdürlüğüne gittim. Personel sıkıntısı var. Dedim ki: "Ne oldu personel durumunuz?" "Efendim, iki tane  yeni atama var" dediler. "Nereden  geliyorlar" dedim -bakın, çok ilginç gelecek size; eleştiri diye lütfen almayın- iki yeni tayin var; Tapu Sicil Müdürlüğünde çalıştırılmak üzere iki tane tayin yapılmış. Nereden biliyor musunuz; bir tanesi, Balıkesir-Merkez Nergis Köyünün imamı; ikincisi de Kütahya'dan, bir imam kadrosundan, bir arkadaşımız; yani, tapu sicil müdürlüğü ile imamlığın ne alakası var arkadaşlar?! Yani, buraya dolduracaksınız imamları... İsim isim veriyorum; yani, yanlışsa yanlış denilsin, çıkılsın buraya. Tapu sicil müdürlüğünde çalışan iki tane imam arkadaşımız, hiçbir hizmetiçi eğitimden geçirilmeden, hiçbir hizmetiçi eğitimden geçirilmeden tapu sicil müdürlüğüne atanan iki arkadaşımız yarın göreve başlayacaklar, belki başladılar. Yani, ondan sonra, TAKBİS yapacağız diyoruz, eğitimli personelden bahsediyoruz, daha 1 inci madde olan eğitimli personelin oluşması için hiçbir çaba göstermiyoruz.

HAMZA ALBAYRAK (Amasya) - Yüksekokul bitirmiştir onlar.

ORHAN SÜR (Devamla) - Efendim, yüksekokul bitiriyorsa kendi branşında yükselsin. Tapu sicille ne alakası var?! Hizmetiçi eğitim görmüş mü? Tapu kütüğünü daha ömrü hayatında görmemiştir bu arkadaşımız. Bunun sorumluluğu var. Tapu sicil öyle basit bir yer mi, basit bir yer mi tapu sicil?! Devletin sorumluluğu var tapu sicilde.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Sür, toparlayabilir misiniz...

Buyurun.

ORHAN SÜR (Devamla) - Hiçbir hizmetiçi eğitimden geçmeden, arkadaşımızı getireceksiniz, tapu sicil müdürlüğünde bir masaya oturtacaksınız; ondan sonra takrir alacak, satış yapacak, devir yapacak, ipotek koyacak, ipotek kaldıracak! Yanlışlık olursa kim karşılayacak? Yapmayın arkadaşlar! Önce "eğitimli personel" diyoruz, TAKBİS'in daha (A) maddesinde bu işi kendimiz yok ediyoruz.

Bunlar, gerçekten, arkadaşlar, üzücü olaylar; ama, yaşıyoruz, bu ülkede yaşanıyor bunlar; yaşanmamalı. Binlerce tapu ve kadastro lisesi mezunu veya yüksekokul mezunu gençlerimiz boşta geziyor. Bu gençler boşta gezerken, bu işin uzmanı gençler, bu işin eğitimini yapmış, bu ülkenin kıt kaynaklarıyla, bu amaçla eğitilmiş insanlar boşta gezerken, bu işi hiç bilmeyen kişileri buralara doldurmanın anlamını, kusura bakmayın, anlayamıyorum.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sür.

Madde üzerinde 1 önerge vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 728 sıra sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 3 üncü maddesinin birinci fıkrası ile ikinci fıkrasındaki "Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilatınca görevlendirilecek" ibaresinden sonra gelmek üzere "orman kadastrosunda deneyimi olan" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Erdal Karademir

Orhan Sür

Bülent Baratalı

 

İzmir

Balıkesir

İzmir

 

Mehmet Mesut Özakcan

 

Türkân Miçooğulları

 

Aydın

 

İzmir

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE  TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Sür; önergeniz hakkında konuşacaksınız galiba.

ORHAN SÜR (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; vermiş olduğumuz önerge üzerinde düşüncelerimizi ifade etmek amacıyla kürsüye gelmiş bulunuyorum.

Değerli arkadaşlarım, yasanın bu maddesinde, orman kadastrosu yapılmamış yerlerde eğer kadastro çalışması başladıysa kadastro ekiplerinin aynı zamanda orman kadastrosu işini de yapması gibi bir görevlendirme yapıyoruz. Elbette, bu görevlendirmeyi yaptığımızda, orman kadastrosunun yapılması aşamasında uzman kişiler gerekiyor. Nedir; işte, orman mühendisi olması gerekiyor, ziraat mühendisi olması gerekiyor. Zaten, kadastro personeli içinde yeterli ölçü deneyimi ve bilgi birikimi olan personel var; bunları bir araya getirerek buradaki orman kadastrosu olayını da büyük bir hızla çözüp bu bölgedeki sorunu, girilen bölgedeki sorunu bitirmeye çalışıyoruz; ama, bizde şöyle bir tereddüt oluştu.

Şimdi, aslında, kadastro, ormanın işi değil; yani, orman mühendisinin işi kadastro işi yapmak değil; ama, maalesef, yanlış bir uygulamayla, yıllardan bu yana orman mühendisi arkadaşlarımız orman kadastrosunu yapıyorlar. Bu, zaten, özde, bence yanlış. Kadastro, ne kadastrosu olursa olsun, tek elde toplanmalıdır; yani, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, örneğin... Bütün kadastroyu, orman kadastrosunu da Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yapmalıdır, normal, bildiğimiz kuruluş kadastrosu dediğimiz kadastroyu da Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yapmalıdır; ama, bugüne kadar bu böyle gelmedi. Bugüne kadar orman kadastrosunu orman mühendisi arkadaşlarımızın oluşturduğu orman kadastrosu ekipleri vasıtasıyla yaptık. Şimdi, burada, bu görevi Kadastro örgütümüze devrediyoruz bu aşamada; ama, burada bir sıkıntı doğabilir. Şimdi, orada diyoruz ki, bu ekibin içine yerelden bir orman mühendisi veya orman yüksek mühendisi, ziraat mühendisi veya ziraat yüksek mühendisi çağıracağız. Şimdi, orman kadastrosu, çok özel, ihtisas isteyen bir olay. Hiç ömrü hayatında orman kadastrosunda çalışmamış bir orman mühendisi arkadaşımızın, ben, bu ekipte yararlı olacağına inanmıyorum. Eğer, gerçekten amacımız bu işleri çabuk bitirmek, buradaki sorunu çabuk çözmekse, bizim bu önerimiz buna yöneliktir; yani, diyoruz ki, daha önceki dönemlerde, geçmişte orman kadastrosunda çalışmış, orman kadastrosu deneyimi olan bir arkadaşımız gelsin. Kadastro müdürlüğündeki teknik personelle anlaşması, olayı çözümlemesi, olayı sonuçlandırması çok daha hızlı olur. Amaç bu değil mi. Amacımız, 11 000 civarındaki köyümüzün... Ki, bunların çok büyük bir bölümü orman köyüdür ve bunların çok büyük bir bölümünde de orman kadastrosu yapılmamıştır. Amacımız bu değil mi bizim. İşte, biz, bu amacı daha da hızlandıralım diyoruz. İstiyoruz ki, bu ekibe gelecek olan orman mühendisi arkadaşımız veya orman yüksek mühendisi arkadaşımız, daha önce orman kadastrosunda çalışmış ve orman kadastrosunun nasıl yapıldığını bilen, bu konumda deneyimli olan bir arkadaşımız olsun; bütün talebimiz bu. Yoksa, elbette, orman mühendisi arkadaşlarımıza saygımız var; ama, biraz hızlandıralım, sorunları biraz daha çabuk çözelim ve deneyimden faydalanalım istiyoruz, deneyimden faydalanalım istiyoruz. Bu amaçla bu önergeyi verdik; desteğinizi bekliyoruz. Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sür.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

4 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 4. - 3402 sayılı Kanunun 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 8. - Kadastro çalışmaları esnasında, kadastro müdürü veya görevlendireceği kontrol elemanları tarafından kadastro tutanağı ve bunları tamamlayan belgeler üzerinde ve gerektiğinde arazide inceleme yapılır. İnceleme sonucu tespit edilecek teknik, idarî ve hukukî noksan ve yanlışlıklar, kadastro ekibine tamamlattırılır veya düzelttirilir. Yapılan işlem ilgililerin haklarını etkilemekte veya kontrol elemanları ile kadastro teknisyenleri arasında görüş ayrılığı bulunmakta ise, kadastro tutanağı ekleriyle birlikte kadastro komisyonuna gönderilir.

Kadastro müdürlüğünce, kadastro ekibinin çalışma alanındaki işinin bittiği tarihe kadar yaptırılacak inceleme ve denetimler sonucunda tespit edilecek noksan ve yanlışlıklar hakkında da birinci fıkraya göre işlem yapılır."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

5 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 5. - 3402 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Kadastrodan önce hissedarlar veya mirasçılar arasında ayırma veya birleştirme suretiyle taksime konu edilmiş ve sınırları doğal veya yapay işaret ya da tesislerle belirlenmiş taşınmaz malların, imar planı bulunmayan yerlerde zeminde fiilen oluşmuş sınırlarına göre tespiti yapılır. İmar planı bulunan yerlerde ise, ayırma tarihindeki imar mevzuatı dikkate alınır."

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Balıkesir Milletvekili Sayın Orhan Sür; buyurun.

CHP GRUBU ADINA ORHAN SÜR (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte olan madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, tasarının bu maddesinde, imar planı olmayan yerlerde eğer fiilî bir zeminde oluşum varsa, kadastro çalışmaları aşamasında, bu fiilî oluşumun ölçülerek, o şekilde tescilini gerektiren bir yenilik getiriliyor.

Şimdi, aslında, ilk bakışta, Türkiye'deki yürürlükte olan mevzuatlar gereği, örneğin, 5 dönümden küçük ifraz yapılamaz gibi maddeler göze alındığında, sanki, tarım arazilerinin daha çok parçalanmasına yönelik, daha parçalı hale gelmesine yönelik bir çalışma izlenimi veren bir madde değişikliği. Bildiğim kadarıyla da, Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda falan da bunlar tekrar gündeme gelecek; çünkü, Avrupa Birliği de, böyle, küçük, parçalanmış araziler şeklinde kesinlikle kabul etmiyor; ama, sanırım bir olgu var özellikle kırsal kesimin dağ köylerinde, çok küçük parseller var, parçalar var miras yoluyla parçalanmış, 5 dönümün altında, eğer kadastro aşamasında tescil edilmezse ifrazı mümkün olmayan yerler var. İşte, sanırım, arkadaşlarımız, bu ifrazın gerçekleştirilmesi yönünde bir değişiklik getirmişler ve bu şekilde bir değişikliği önermişler; ama, sonunda da bir cümle var "imar olan yerlerde imar mevzuatı uygulanır" diyor.

Şimdi, bu cümle, çeşitli yorumlara, bence, açık bir cümle değerli arkadaşlarım; yani, şöyle bir anlam çıkabiliyor: İmar varsa eğer kadastro görmeyen bu yerde, imar mevzuatına göre ifrazı kadastro yapabilir; yani, yolunu terk eder, yeşilalan varsa terk eder, bu ifrazı da kadastro gerçekleştirebilir gibi bir anlam çıkıyor.

Şimdi, amaç maddesine baktığımızda veya sunuşa baktığımızda, yasanın bizlere sunuluşundaki bölümleri okuduğumuzda, bunun böyle olmadığını, bu amaçla düzenlenmediğini görüyoruz; ama, sonuçta yayımlanırken, bu şekilde yayımlanacak ve (X) ilçesindeki kadastro müdürü yasayı eline alacak, diyecek ki; tamam, burada imar planı var, imar planı mevzuatına göre ben bu ifrazı gerçekleştiriyorum. Nedir imar planı mevzuatı; yol, yeşilalanı terk ederim, geri kalanı da ifraz ederim. Kim fark edecek?! İşte, bu yetki, aslında, bu ifraz yetkisi, imar planı olan yerlerdeki ifraz yetkisi, belediyelerde ve valiliklerde.

Bunu aşabilmek için böyle bir öneri getirdik; desteğinizi diliyoruz.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sür.

Madde üzerinde 1 adet önerge vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 728 sıra sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 5 inci maddesinin, son cümlesinin kaldırılmasını arz ve teklif ederiz.

 

Erdal Karademir

Orhan Sür

Kemal Demirel

 

İzmir

Balıkesir

Bursa

 

Sedat Pekel

Ahmet Küçük

Ali Topuz

 

Balıkesir

Çanakkale

İstanbul

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA ve TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?..

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Katılıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Sayın Karademir konuşacak mısınız?

ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Gerekçe okunsun.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum.

Gerekçe :

Tasarı, imar planı bulunan yerlerde, kadastro müdürlüğünün ifraz, tevhit, terk ve parselasyon planları gibi işlemleri yapma yetkisi veriyor anlamının çıkarılabileceği şekilde düzenlenmiştir. Bu tür yanlış uygulamaların önüne geçilebilmesi için bu cümlenin kaldırılması gerekmektedir. İmar alanı içinde kalan yerlerde; ifraz, terk ve taksime, İmar Yasası çerçevesinde belediyeler ve valilikler yetkilidir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda 5 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

6 ncı maddeyi okutuyorum:

 MADDE 6. - 3402 sayılı Kanunun 22 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 22. - Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tâbi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medenî Kanununun 1026 ncı maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce re'sen iptal edilir.

Ancak;

a) Tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde,

b) Daha önce sadece tapu tahriri yapılan veya 2859 sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkında Kanuna göre yenileme yapılacak yerler ile 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine tâbi yerlerde,

Birinci fıkra hükmü uygulanmaz.

İkinci fıkranın (a) bendinin uygulanacağı alanlar Tapu ve Kadastro Genel Müdürünün onayı ile belirlenir ve çalışmalara başlanmadan en az onbeş gün önce çalışma alanında, bölge merkezinde ve bölgenin bağlı olduğu il merkezinde alışılmış vasıtalarla duyurulur, ayrıca varsa yerel gazete ile ilan edilir. Yapılacak çalışmalarda 2, 4, 14, 17, 19 ve 21 inci maddeler ile 13 üncü maddenin (B) ve 20 nci maddenin (B), (C) ve (D) bentleri hükümleri uygulanmaz.

Tapulama veya kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan tapuda kayıtlı taşınmaz mallar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerlerin bu Kanun hükümleri gereğince kadastrosu yapılır.

Tapuya tescil edilmiş ormanlardan, haritaları teknik mevzuata uygun olanlar aynen, diğerleri ise teknik mevzuata uygun hale getirildikten sonra tapu kütüğüne aktarılır."

BAŞKAN - Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Balıkesir Milletvekili Orhan Sür; buyurun.

CHP GRUBU ADINA ORHAN SÜR (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.

Bu maddeyle ilgili bir değişiklik önergesi sunduk. Sayın Bakanımız ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yetkililerimizle de görüştük. Sanırım AKP Grubu da bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi gibi, bizler gibi düşünüyor. Beraberce bu maddede bir değişiklik yapacağız; çünkü, bu, gerçekten ulusal bir sorunu da çözmüş olacak. Bu konudaki destekleriniz için şimdiden teşekkür ediyorum.

Saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sür.

Madde üzerinde 1 adet önerge vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 728 sıra sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 6 ncı maddesinin altıncı fıkrasının aşağıdaki şekilde düzenlenmesini arz ve teklif ederiz.

"Tapulama ve kadastro çalışmalarında tespitdışı bırakılan kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerlerin tescili yapılır."

 

Erdal Karademir

Orhan Sür

Kemal Demirel

 

İzmir

Balıkesir

Bursa

 

Sedat Pekel

Ali Topuz

Ahmet Küçük

 

Balıkesir

İstanbul

Çanakkale

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Katılıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Sayın Sür, konuşacak mısınız?

ORHAN SÜR (Balıkesir) - Gerekçe okunsun.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Çalışma alanı, kadastro yapılacak sınır ve ilgili mahkemelerin görev bölgesini tayin etmek bakımından önemlidir. Hal böyle iken, çalışma alanı içerisinde tespitdışı bırakmak veya devletin hüküm ve tasarrufu altında olmak üzere Maliye hazinesi adına tespit etmek de bir kadastro işlemidir.

Çalışma alanı, gerek ilgililerine ve gerekse komşu köy ve mahallelere tebliğ edilerek bir süreç dahilinde kesinleştirilmektedir.

Askı ilanı süresince kadastro mahkemelerine dava açılabilmektedir. Askı ilanı içerisinde dava açılmayan taşınmaz mallar için de on yıllık hak düşürücü süre içerisinde hukuk mahkemelerinde tescil ve iptal davaları yoluyla hak arama olanakları vardır.

Hal böyle iken, yıllarca önce kadastro tamamlanmış, on yıllık süreleri geçmiş yerlerde eski tapu kayıtlarına dayalı taleplerle yeniden kadastro yapılmasının sonuçları tartışmalı olacaktır. Tasfiye kanunu niteliğinde olan Kadastro Kanunu, hiçbir zaman bu niteliği taşıyamayacak, hiç bitmeyecek ve kadastro çalışmaları tartışmalı ve güvensiz, iğreti bir anlam üstlenecektir. Devletin en güvenilir ve tartışmasız olması gereken kurumu ve kanunları işlev ve nitelik erozyonuna uğrayacaktır.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, önergede altıncı fıkra olarak belirtilen konuyu dördüncü fıkra olarak düzelterek önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda, maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

7 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 7. - 3402 sayılı Kanunun 26 ncı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Kadastro mahkemelerinde görülen davalarda, 3533 sayılı Umumi Mülhak ve Hususi Bütçelerle İdare Edilen Daireler ve Belediyelerle Sermayesinin Tamamı Devlete veya Belediye veya Hususi İdarelere Aid Daire ve Müesseseler Arasındaki İhtilafların Tahkim Yolile Halli Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

1 adet önerge vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 728 sıra sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 7 nci maddesinin son fıkrasına aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

"Dönersermaye gelirlerinin yüzde 30'u Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü personeline aylık ek görev ücreti olarak ödenir. Bu konudaki usul ve esaslar, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Dönersermaye İşletmesi Yönetmeliği ile belirlenir."

 

Erdal Karademir

Orhan Sür

Kemal Demirel

 

İzmir

Balıkesir

Bursa

 

Ahmet Küçük

Ali Topuz

Sedat Pekel

 

Çanakkale

İstanbul

Balıkesir

 

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Karademir?..

ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Konuşacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Karademir.

ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu önergemiz, yine, Tapu ve Kadastro bünyesinde çalışan personelin gelirlerini artırmaya yönelik bir önergedir.

Bu maddenin üçüncü fıkrasında da... 3 üncü madde görüşülürken de... Böylesi ücret artışını, o, çalışan insanların, gerçek teknik ve sorumluluk isteyen görevde olan bu arkadaşlarımızın ücret dengesizliği, aldıkları ücretin gerçekten tatmin etmediği bilinciyle, o, dağlarda kadastronun çok önemli görevlerini üstlenen, devlet güvencesi dediğimiz kadastroyu eğer bazı insanların üzerine bırakıyorsak, onların ücretlerini de hep beraber savunmak zorundayız. Eğer, biz, bunları savunamazsak, onların hak ettikleri ücretleri veremezsek... Ne yazık ki, kamuoyunda çok tartışılan, özellikle tapu ve kadastro denilince rüşvetin akla geldiği bir kurumu bu yapıdan da kurtarmamız gerekir. Eğer, o sektörlerde, bu yapılarda rüşvetten söz ettirmek istemiyorsak, bunların hak ettiği ücretleri vermemiz gerekiyor.

3 üncü maddeyle ilgili verdiğimiz önergeyi Komisyonda tartışmıştık; gerek AKP'li arkadaşlarımız gerek bizler, Mecliste bu önergeyi destekleyeceğiz, bu insanların ücret artışına hep beraber onay vereceğiz demiştik; ne yazık ki, o önerge görüşülürken verilen sözler yerine getirilmedi. Biz, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan herkese dönersermayenin yüzde 30'u kadar bir paranın dağıtılmasından yanaydık, bunu bir takviye olsun diye yaptık, bunu hiçbirimiz reddetmedi. Dışarıda konuşurken, kadastro teşkilatından gelen her talebe "evet" diyen bizlerin, buraya gelip reddetmesi, gerçekten onursuzluktur diye düşünüyorum.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Karademir.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

8 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 8. - 3402 sayılı Kanunun 37 nci maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Döner sermaye faaliyetlerinin gerektirdiği her türlü gider ve harcamalar, araç, gereç, satın alma, bakım, onarım, sigorta ve kiralama, araştırma, tanıtım ve eğitim giderleri ve diğer ihtiyaçları ile gerektiğinde her türlü tapu ve kadastro faaliyet giderleri döner sermaye gelirlerinden karşılanır."

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen, Balıkesir Milletvekili Orhan Sür...

ORHAN SÜR (Balıkesir) - Vazgeçtim Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

9 uncu maddeyi okutuyorum:

 MADDE 9. - 3402 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin madde başlığı "Hataların düzeltilmesi:" olarak ve birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re'sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir.

Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re'sen düzeltilmesine kadastro müdürlükleri yetkilidir."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

10 uncu maddeyi okutuyorum:

MADDE 10. - 3402 sayılı Kanunun 47 nci maddesine aşağıdaki bentler eklenmiştir.

"M) 22 nci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar;

N) 41 inci maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar;

O) Sayısallaştırma işlemine ilişkin usûl ve esaslar."

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

11 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 11. - 3402 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

"Sayısallaştırma

EK MADDE 1. - Kadastro veya tapulama haritaları, arazi kontrolü yapılmak suretiyle sayısal hale getirilir. Yapılan çalışmaların sonucu, 11 inci maddeye göre ilân edilir ve ilân süresi içerisinde dava açılmayan taşınmaz malların kayıtlarında gerekli düzeltme yapılır."

BAŞKAN - Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen, İzmir Milletvekili Erdal Karademir.

Buyurun Sayın Karademir.

CHP GRUBU ADINA ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının ek madde 1'i üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının Parlamentoya gelmesiyle, 3402 sayılı Kadastro Kanununda, günümüzün gereklerine uygun düzenlemelerin yapılması, çağdaş adımların atılması, böylece, hem harita-kadastro sektörünün hem de bu sektörün ürünlerini kullanan tüm sektörlerin darboğazlardan kurtarılarak önlerinin açılması beklentisi doğmuş, bu beklentiyi fırsata dönüştürme imkânımız da bulunmuştu. Ancak, bu kanun tasarısı görüşülürken, bu tasarının genel eksiklerinin gözden geçirilmesi, onun için bir altkomisyon kurulması önerimize komisyon oybirliğiyle karar verdi. İhtiyaç bir gerçek ki, Kadastro Yasasının sadece belli maddelerinin değil, kadastronun sorunlarının önünü açabilmek için, daha geniş tartışılarak, ilgililerden, üniversitelerden, meslek odalarından katkı sağlamak adına bir altkomisyon kuruldu. Bu altkomisyona da, üniversitelerden hocalarımız, meslek odalarından ilgili arkadaşlarımız katıldı.

Bu altkomisyonda tartışılan konuların başında, ülkemizin kadastro ve harita çalışmalarının ülke nirengi sistemine dayalı olarak yapılmasının gereği, yapılmış ve yapılacak çalışmalarda koordinat birliğinin sağlanmasının önemi, tüm çalışmaların mekânsal bilgi sistemleri hedeflerine yönlendirilmesi, Kadastronun seksen yılda ürettiği verilerin mekânsal bilgi sistemlerine uyarlanması, eskimiş ve araziye uygulanma kabiliyetini yitirmiş, günümüzün gerektirdiği doğrulukta olmayan kadastro ürünlerinin yenilenmesi noktalarında hareket edilerek öneriler geliştirilmiştir. Ne yazık ki, ülkemizdeki bürokrasinin tutuculuğu bir kez daha burada ortaya çıkmış, yapılan çağdaş tüm önerilerin neredeyse tümüne karşı çıkılmıştır. Komisyon üyelerimizin hemen hemen hepsinin katıldığı, ikna oldukları bu öneriler karşısında, ne yazık ki, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün üst düzey bürokrasisi engel olarak karşımıza çıkmıştır.

Değerli arkadaşlarım, bilindiği gibi, harita-kadastro hizmet ve faaliyetlerinin eski çağlardan günümüze ulaşan gelişme sürecinde, değişik içerik ve düzeydeki beklentilere göre, savunma, vergi, yargı, şehirleşme, imar, kamulaştırma, arsa ve arazi kullanımının düzenlenmesi, mühendislik projelerinin hazırlanması ve gerçekleştirilmesi, sosyal, kültürel, turistik, teknik ve ekonomik planlama gibi, toprakla ilgili her türlü tasarım ve uygulama ile taşınmaz mülkiyetinin devlet güvencesinde korunması hizmet ve faaliyetlerinde duyulan gereksinimleri karşılama görevini üstlenmiştir.

Yine, tapu-kadastroda, teknolojinin gelişimiyle, e-devlet olgusunda görüldüğü ve benimsendiği üzere, günümüzde değişik bilgilere ulaşmak ve bu bilgileri yöneterek hizmete sunmak kolaylaşmış, toplanan bilgilerle oluşturulan değişik içerikli bilgi sistemleri, kamu yönetiminde, ekonomide, anlamlı ve eşgüdümlü bir çalışma için çok önemsenen bir konuma gelmiştir.

Bu gelişmelere paralel olarak, çağdaş gereksinimler ve beklentiler, toprağa ilişkin bilgilerin toplumsal ve teknik isteklere ve gereksinmelere çok yönlü karşılık verecek özellikte oluşturulmalarını, güvenilir olmalarını, güncel tutulmalarını gerekli kılmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, kadastro bilgilerinin güvenilir olması ve güncel tutulması, taşınmaz mülkiyetine sağlıklı devlet güvencesi vermekle eşdeğerdir. Bu özellikleri korumayan taşınmaz bilgilerine "kadastro" demek haklı değildir, kadastro tanımının özüne aykırıdır; çünkü, kadastro bilgilerinin güvenilirliği sağlanmamış ya da zaman içerisinde kaybolmuşsa, taşınmaz mülkiyetinde devlet güvencesi teknik yönden zaafa uğramış demektir.

İl tesis kadastrosu sonrası değişimler sağlıklı biçimde ülkemizde izlenmediğinden, veriler güncel tutulmadığından, zemin-kadastro ilişkisi -biraz önceki konuşmalarımda ifade ettim- bozulmuştur ve hiç kimsenin inkâr etmediği, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yetkililerinin de kabul ettiği, seksen yıldan beri ürettiğimiz tapu verilerinin, tapu paftalarının yüzde 60'ı yenilenmek zorundadır; bunu, Genel Müdürlük yetkilileri biliyor; dolayısıyla,  kadastroyu bu sıkıntılarından kurtarmak için, bu maddede çok önemli görevler üstlenmektedir. Türkiye kadastrosunu dar kapsamdan kurtarmak ve haritalarını yetersizliklerinden arındırmak zorundayız.

Bu amaçlara yönelik olarak, mekâna dayalı her türlü yatırımın altyapısı durumunda olan karar verici mekanizmalar için gerekli kadastro verilerinin, sayısal formda güvenilir ve hukuken geçerli durumda olması, tapu kayıtlarının ve kadastro haritalarının yaşatılması, bu bilgilerin bir veritabanına aktarılması gereğini tekrar tekrar vurgulamak istiyorum. Tapu ve kadastro bilgilerinin mülkiyet ve değer boyutlarını içeren mekân boyutu bilgi sistemlerinin zorunlu temelini oluşturarak tapu-kadastro bilgi sistemi olarak yeniden yapılandırılması gereklidir.

Sistemdeki verilerin güncel olmasını sağlayacak yaşatma, güncel tutma, gereğinde yenileme faaliyetlerinin kurumlaştırılması sağlanmalıdır demiştik. Bu amaçla, 3402 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının gündemini fırsat bilerek, gereken adımların atılma şansı doğmuştu. Ancak, değişimden yana olmayan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bürokrasisinin direnişleri, hâlâ da devam etmektedir.

Sonuçta, bu tasarıda hükümetin getirdiği öneri, kadastro ve tapulama haritalarının, bilgi sistemlerinin öngördüğü standartlar sağlanmadan sayısallaştırılmalarına neden olacaktır. Bu içeriğin kabul edilmesi ve buna dayalı uygulamaların yapılması, günün gerçeklerinden ve beklentilerinden uzak, sağlanacak fayda ile harcanan emek ve paranın karşılığının alınamayacağı bir hizmetin üretimi sonucunu doğuracaktır. Elde ettiğimiz veriler kullanılamaz duruma düşecektir.

Sağlıklı ve sayısal kadastro verileri olmadan kent bilgi sistemleri kurulamayacaktır. Nitekim, uzun yıllar önce başlayan, başta İstanbul, Bursa, Aydın, Samsun ve benzeri kentlerdeki kent bilgi sistemi kurma çalışmaları bir türlü sonuçlanamamaktadır. Bunun ana nedeni, kadastro bilgilerinin bilgi sistemi kurmaya elverişli standartlarda olmamasıdır. İstanbul Belediyesi, tüm kadastro paftalarını büyük harcamalar yaparak sayısallaştırmış olmasına rağmen, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yetkililerince kabul edilir nitelikte bulunmamıştır.

Değerli arkadaşlarım, ülke kaynaklarının sağlıklı biçimde bilgi sistemleriyle yönetilmesi için yapılacak sayısallaştırmaların çok daha iyi formüle edilmesi gerekmektedir. Altkomisyonda sadece bu madde üzerinde beş saatten fazla bir zaman diliminde tartıştık. Bu tartışmalarımıza katılan, başta Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bürokratları olmak üzere tüm katılımcılarla belli bir noktaya vardık, anlaştık. Bu tartışmalara, başta İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Harita-Kadastro Mühendisleri Odasından profesörler katıldı ve geldiğimiz noktada ortak bir noktaya ulaşmış, altkomisyon bu maddede değişikliğini oybirliğiyle kabul etmişti; ama, bu altkomisyonda kabul edilen metin, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bürokratlarının da onay verdiği metin, asıl komisyonda tartışılırken, yine aynı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bürokratları, ikna oldukları bu madde üzerinde, ne yazık ki, tekrar değişiklik önergesiyle bu maddede geri adım attırmışlardır. Bu, ciddî bir olumsuzluktur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Karademir, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

ERDAL KARADEMİR (Devamla) - Eğer, sadece kadastro paftalarını sayısal değer vererek sayısallaştırdığımız, araziye uymayan, hiçbir mekânsal bilgi sisteminde, projelerde, kamulaştırma projelerinde, otoyol projelerinde, alt yatırım projelerinde kullanmayacağımız veriler, sadece bilgisayar ekranlarında görünen renkli bir görüntü olmaktan öteye geçmeyecektir.

Sayın Bakanı buradan uyarmak istiyorum: Bu sayısallaştırmaya verilecek paralar boşa gidecektir. Çok somut önerilerde bulunduk. Eğer bugün kadastro paftaları yan yana gelemiyorsa, ülke bütünlüğünü ifade etmiyorsa, iki parseli yan yana getiremiyorsak bir sıkıntı var demektir. Bu sayısallaştırmalar bu sorunları çözemiyor. Biz dedik ki, kullanılabilen verileri kullanalım, geçerli olan belli tecviz içinde kullanılabilecek verileri de kullanalım; ama, eğer elde ettiğimiz veriler bizim projelerimizde, altyapılarımızda, kent bilgi sistemlerinde kullanılamayacaksa, bu bölgeleri tekrar yenileme yapalım dedik. Bundan kaçınmak, gerçekten, kadastroya ve ülkeye verilecek en büyük zarardır diye düşünüyorum.

Yine, bunun bir örneğini -ki, sizin Bakanlığınızın bütçe konuşmalarında- Tapu-Kadastro Bilgi Sistemi dediğimiz TAKBİS Projesinin Çankaya'da sonuçlandığını biraz önce arkadaşlarımız da söylediler, bütçe görüşmelerimizde de ifade ettik ve dedik ki, bu sayısallaştırmalarla elde edilen sonuç nedir ve hatırlıyorum, şu anda elimde, bütçe görüşmelerinde Sayın Bakana sorduğum soruların yanıtlarını iki aylık bir süre geçmiş olmasına rağmen, biraz önce kadastro ihalesinin, Tapu-Kadastro Bilgi Sistemi ihalesinin, yani TAKBİS'in yanlışlıklarını söylediler; ama, biz bir şeyi daha söylemek istiyoruz. Buradan elde edilecek sonuçlar kullanılamaz durumda mıdır değil midir diye sorduk. Hatırlıyorum, aynen soruları tekrarlamak istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERDAL KARADEMİR (Devamla) - Sayın Başkan, biraz daha süre verirseniz, hemen bitiriyorum.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Karademir.

ERDAL KARADEMİR (Devamla) - Bütçe konuşmalarında sorduğum ve iki aydan beri yanıt alamadığım soruları burada tekrarlamak istiyorum. TAKBİS Projesi kapsamında üretilen pafta verileri ne tür projelerin altlığı olarak kullanılacaktır; pilot bölgede üretilen sayısal verilerin hukuksal geçerliliği var mıdır dedim; tam iki ay oldu bu soruyu soralı arkadaşlar. Eğer, bir bakan, sorduğumuz soruların, iki ay geçmiş olmasına rağmen, cevabını veremiyorsa veya bürokratları onları vermiyorsa, sorgulamak zorundadır. Bu bir tanesiydi.

Yine şunu söylemiştim: Eğer, Çankaya Belediyesi, üretilen bu verilerle bir kent bilgi sistemi kurmak isterse kullanılabilir mi diye sormuştum. Bunun da cevabını alamadım; henüz bekliyoruz.

Bugün -yine, biraz önce arkadaşım tekrarladı- Türkiye Büyük Millet Meclisinin sınırlarının sayısal değerleri varsa, hukuksal geçerliliği varsa, Sayın Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yetkilileri onaylı bir aplikasyon krokisi verebilirler mi dedik; henüz ondan da bir sonuç alamadık. Yani, kadastro Ankara'nın göbeğinde sonuç alamıyorsa, Türkiye'nin diğer bölgelerinde ne kadar olumsuz altyapılarla çalıştığının bir göstergesi değil mi?! Kadastro, bu anlamda güncel mi?! Bugün, mahkeme kapılarında 200 000'e yakın dosya duruyorsa, insanlar, bunu, sadece geçim kaynağı halinde... Yani, kurt dumanlı havayı sever; eğer, siz, paftalarınızda netlik bulamazsanız, yoruma açık yaparsanız, rüşvet nerede olur sorusunu burada yakalamak da mümkün olabilir. Onun için, kadastro teşkilatını bu olumsuzlardan kurtarmak adına, bizim bu maddede verdiğimiz önergenin sizlerin oylarıyla geçmesini istiyorum. Eğer, bu ülkeyi seviyorsanız, kadastronun daha çağdaş olmasına inanıyorsanız, bu sayısallaştırmalardan dolayı verilecek paranın gerçekten işe yaramasını istiyorsanız, açıkyüreklilikle, bu verdiğimiz değişiklik önergemize katkı koyarsınız diye düşünüyorum; saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Karademir.

11 inci madde üzerinde, AK Parti Grubu adına söz isteyen, Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalı.

Buyurun Sayın Ilıcalı. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 11 inci maddesi üzerinde, AK Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Bu tasarı, biraz önce Cumhuriyet Halk Partisi Sayın Sözcüsü Erdal Beyin de belirttiği gibi, kurulan altkomisyonda, üniversite öğretim üyelerinin, sivil toplum kuruluşlarının, bürokratların katılımıyla detaylı bir şekilde görüşülmüş, büyük bir çoğunluğu oybirliğiyle, büyük bir emek sonucunda -özellikle, bu komisyonda tek harita mühendisi olarak katkıda bulunan Erdal Beye teşekkür etmek istiyorum; büyük destekleriyle beraber- güzel bir tasarı çıkmış ve Genel Kurula gelmiştir.

Ama, burada en fazla tartışılan konu, şu anda üzerinde görüştüğümüz 11 inci maddenin sayısallaştırılmasıdır.

Bu konuda da, değerli bürokratlarımızın vermiş olduğu bazı bilgiler doğrultusunda -tabiî, bu yasayı uygulayacak olan bürokratlarımız- onların verdiği bilgiler doğrultusunda, altkomisyonun hazırladığı şekliyle değil de, hükümetimiz tarafından gelen şekliyle kabul edilmiş olup, bu konuyla ilgili de, neden bu şekilde olduğuna dair, çok kısa sürede, geç saatte sizin sabrınızı da fazla zorlamadan bunları paylaşmak istiyorum.

Yalnız, bunları paylaşmadan önce de; çok sayıda üniversite öğretim üyesinden destek alınmıştır; İstanbul Teknik Üniversitesi Jeodezi Bölümünden, Yıldız Teknik Üniversitesi Harita Bölümünden. Hatta, bu çok sayıda hocamızla üniversitede görüşmenin yanı sıra, iki değerli hocamız da bizzat komisyona gelerek, iki gün boyunca katkıda bulunmuşlardır; kendilerine teşekkür ediyoruz.

Şimdi, burada, esas, bu sayısallaştırma maddesiyle amaçlanan nedir, buna bir bakmak; bir de, itiraz edilen konulara bir açıklık getirmek yararlı olur diye düşünüyorum.

Şimdi, burada, yapılması istenen, ülkemizde, gelecekte kurulması zorunlu bulunan devlet bilgi sisteminin altlığını oluşturacak coğrafî bilgi sisteminin kurulmasına altyapı sağlayacak taşınmazlara ilişkin teknik ve mülkiyet bilgileri bilgisayar ortamına aktarılarak, hizmetin etkin, verimli ve süratli bir şekilde yerine getirilmesi ve kayıtlara kısa sürede ulaşılması mümkün kılınacak, elektronik ortamda arşiv kurulması mümkün olacaktır.

Sayısallaştırma sonucunda elde edilen veriler, arazi kullanımının denetimi ve düzenlenmesi, imar planlarının yapımı ve uygulanması, kentleşme ve yerleşim sorunlarının çözümü, çevre düzenlemeleri, turizm ve kıyıların planlanması, tarıma yönelik sulama, kurutma ve ıslah çalışmaları, toprak ve tarım reformu, baraj, demiryolu, karayolu, hava meydanlarının tasarım, proje uygulamaları, kentsel alanlarda PTT, kanalizasyon, elektrik, su gibi teknik altyapı tesislerinin planlanması, bakım ve onarımı, enerji ve iletişim hatları geçiş yerlerinin seçimi, deniz ve göllerin harita yapımı, yeraltı maden galerilerinin belirlenmesi, toplukonut ve gecekondu alanlarının düzenlenmesi, toprağa bağlı kaynakların doğru tahmini gibi kalkınma amaçlı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin özel kanunlarında belirtilen savunma amaçlı faaliyetler ile bilgi sistemi oluşturma gibi faaliyetlerde temel altlık olarak kullanılabilecek. Buna göre, konu, yalnız kadastro açısından değil, ülke kalkınması, savunması, yatırım ve mühendislik hizmetlerinin gerçekleştirilmesi açısından oldukça önemlidir.

Şimdi, tabiî, burada itiraz edilen konulara gelince; bu eleştirilere karşılık şunlar söylenebilir: Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün kamu reformu temel kanunu kapsamında hazırlamakta olduğu teşkilat kanununun amaç maddesine bakıldığında, taşınmazlara ilişkin her türlü akit, tescil işlemleri ile değişiklikleri yapmak, kadastro işlemleriyle yenileme çalışmalarını yaparak Türk Medenî Kanununun öngördüğü tapu sicilini oluşturmak ve muhafaza etmek, çokamaçlı kadastro çalışmalarını planlamak ve yürütmek, tapu ve kadastro bilgi sistemini oluşturmak, büyük ölçekli harita ve harita bilgilerinin üretim standartlarını tespit etmek ve arşivlenmesini sağlamak amacıyla, kurumun kuruluş, görev, yetki, teşkilatlanmasına ilişkin esas ve usulleri düzenleme şeklinde düzenleme getirilmektedir.

Görüşülmekte olan 3402 sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısıyla, bu kanunun amacında da belirtildiği gibi, ülke koordinat sistemine göre memleketin kadastral, topografik kadastral haritasına dayalı taşınmaz mallarının sınırlarının arazi ve harita üzerinde belirtilmesi amaçlanmaktadır.

Yine, zaman kaybetmemek için, getirilen eleştirileri saymadan, cevabî şeklinde bazı bilgileri paylaşarak konuşmamı tamamlamak istiyorum. Hazırlanmakta olan teşkilat yasa tasarısıyla Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün görev, yetki ve faaliyet alanları belirleneceğinden, söz konusu tespitlerin, bir tasfiye kanunu olan Kadastro Kanununda yer verilmek suretiyle düzeltilmesi daha sonraki dönemlerde yapılacak düzenlemelere dayanak oluşturmayacağından, bu hususların Kadastro Kanununda düzenlenmesinin sağlıksız bir yaklaşım olacağı düşünülmektedir. Her ne kadar... Yine, muhalefet şerhindeki bazı olumsuzlukları burada sıralamak istemiyorum. Tasarının amaç maddesinde, ülke koordinat sistemine göre çalışma yapılacağının ve mekânsal bilgi sisteminin altyapısının oluşturulmasının hedeflendiği açıkça görülmektedir.

Burada, yine -biraz önce geçtiği için bunu vurgulamak istiyorum- kadastro altlıklarının yüzde 60 oranında yenilenmesi gerektiği belirtilmiş ise de, yenileme çalışmaları, 2859 sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkında Kanun çerçevesinde yürütülmekte olup, görüşülmekte olan Kadastro Kanununda buna yönelik bir değişiklik yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Yine, ayrıca, bir başka husus, kadastro ve tapu haritalarının arazi kontrolü yapılmak suretiyle sayısal hale getirileceği ve yapılan çalışmaların sonucunun 11 inci maddeye göre ilan edilerek kesinleştirilmesi yoluyla bu çalışmalara hukukî bir nitelik kazandırılacağı şeklinde düzenleme yapıldığı açıkça görülmektedir.

Son olarak, 80 000 adet fotogrametrik paftanın, hassasiyet sınırları belirtilmek suretiyle sisteme dahil edilmesi, daha hassas veriler üretildiğinde ise üretilecek hassas verilerin bilgi sistemine dahil edilmesi, bugün yürütülmekte olan tapu-kadastro bilgi sisteminin hayata geçirilebilmesi açısından bir zorunluluk olduğu gerçeğinin kabul edilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Aksi takdirde, muhalefet şerhinde yer alan, İstanbul İlinin kırkiki yıl, Ankara İlinin otuzyedi yıl gibi uzun zaman sürecinde kadastro çalışmalarının yapıldığı belirtilirken, bu verileri yok sayalım, bu çalışmaları yeni baştan yapalım, çeyrek yüzyıl sonra tapu-kadastro bilgi sistemini oluşturalım demek anlamına geleceği bir yaklaşımın kabulü mümkün görülmediği ifade edilmiştir.

Özet olarak, yapılan bu çalışmalarla, önemli ölçüde sayısallaştırılması yönünde, bilgisayar ortamına aktarılması yönünde önemli bir mesafe olacaktır.

Yine, benden önceki sözcülerin belirttiği gibi, buradaki maddelerle tüm kadastronun problemlerinin çözülmeyeceği açık bir gerçektir. Yalnız, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüzün bundan sonraki yapacağı diğer yasalarla beraber, bu boşluğun da, siz değerli iktidar-muhalefet milletvekillerimizin desteğiyle de tamamlanacağı kanaatini taşımaktayım.

Ben, bu kanunumuzun ülkemize hayırlı olmasını dilerken, bu konuda çok yoğun emek veren Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bürokratlarına, konuyu baştan sona yakından takip eden Sayın Bayındırlık Bakanımıza, Bayındırlık ve Ulaştırma Komisyonu Başkanımıza, üyelerimize ve altkomisyonda çok büyük bir gayretle çalışan iktidar-muhalefet partilerine ve buna destek veren öğretim üyelerine, sivil topluma ve biraz sonra da, inşallah, oylarınızla yasalaşacak bu kanuna emek veren tüm üyelerimize teşekkür eder, hepinizi saygılarımla selamlarım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Ilıcalı.

Sadece Başkanlık Divanına teşekkür etmediniz.

MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Size de çok teşekkür ederim.

BAŞKAN - Madde üzerinde 2 adet önerge vardır; önergeleri, önce geliş sıralarına göre okutacağım, sonra aykırılık derecelerine göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 728 sıra sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 11 inci maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen ek 1 inci maddeye aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Eyüp Fatsa

Mustafa Ilıcalı

Selami Uzun

 

Ordu

Erzurum

Sivas

 

Recep Koral

İdris Naim Şahin

 

 

İstanbul

İstanbul

 

"Tapu kayıtlarında icareteyn veya mukataalı olduğuna dair vakıf şerhi bulunan taşınmazlarda 12 nci maddenin 3 üncü fıkra hükümleri uygulanmaz."

ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Sayın Başkan, değişiklik önergesi anlaşılmadı; Arapça konuştular galiba!..

BAŞKAN - Şimdi, maddeye en aykırı olan önergeyi okutup, işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 728 sıra sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 11 inci maddesiyle eklenen ek madde 1'in aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Erdal Karademir

Orhan Sür

Kemal Demirel

 

İzmir

Balıkesir

Bursa

 

Sedat Pekel

Ali Topuz

Ahmet Küçük

 

Balıkesir

İstanbul

Çanakkale

Ek madde 1.- Kadastro veya tapulama paftaları, arazi kontrolü yapılmak suretiyle paftalarının yapım yöntem ve ölçeği hassasiyetinde sayısal hale getirilir. Yapılan çalışmaların sonucu, kadastro müdürünce müdüriyette ve taşınmaz malın bulunduğu yer muhtarlığında otuz gün süre ile ilan ettirilir. Yapılan bu ilan, ilgili gerçek kişilere, kamu ve özel hukuk tüzelkişilerine şahsen tebliği hükmündedir. İlan süresi içinde taşınmazın bulunduğu yer sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan sayısallaştırma kesinleşir ve kayıtlarında gerekli düzeltme yapılır.

Kadastro sonrasında oluşturulan kadastro verileri, mekânsal bilgi sistemlerinin gerektirdiği formatta hazırlanır. Bu amaçla var olan verilerden;

a) Ülke koordinat sisteminde üretilen ve hukuken geçerli durumda olan veriler bilgi sistemlerinde aynen kullanılır.

b) Var olan verilerden ülke koordinat sistemine, kadastronun dayandığı teknik kuralların gerektirdiği doğrulukta dönüştürülebilecek olanlar, dönüştürülerek kullanılır.

c) (a) ve  (b) bentlerine uymayan kadastro verilerinden, mekânsal bilgi sistemlerine uyarlanması olanaklı olmayanlar 22 nci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi veya 41 inci madde kapsamında değerlendirilir."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?..

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Sür, önerge hakkında, buyurun.

ORHAN SÜR (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunuyorum.

Değerli arkadaşlarım, bu tasarının konuşulmaya başladığı andan itibaren, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına bu kürsüde söz alan arkadaşlarımız olarak, devamlı bir şekilde, çıkarılmakta olan yasanın çağdaş bir kadastro yasası olması ve geleceğin kadastrosunu oluşturacak, onun altyapısını oluşturacak bir yasa olması çabasını gösterdik.

Şimdi, aslında, bu maddede verdiğimiz değişiklik önergesi, aslında bizim burada saatlerdir size anlatmaya çalıştığımız olayları bir anlamda gerçekleştirecek bir önerge. Eğer biz bu önergeyi kabul edersek, inanın, bu ülkenin kaynaklarının har vurulup harman savrulmasını engelleriz.

Şimdi arkadaşlar, ben bir şeyi anlayamıyorum; bakın, binlerce çalışan personeli olan bir Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüz var. Burada, gerçekten çok iyi yetişmiş, cefakâr, yağmurda, çamurda, karda sırtında aletiyle elinde jalon'uyla mira'sıyla çalışan personelimiz var.

Şimdi, iki yıl içinde kadastroyu bitireceğiz. Ben anlamıyorum, Kadastro Genel Müdürlüğümüz, elindeki bu personeli ne yapacak? Kadastroyu bitirdiler. Yenilemeye de pek yanaşmıyorlar. Yenilemeye de pek yanaşmıyorlar. Binlerce personel ne olacak?

Bakın, ben size söyleyeyim ne olacağını: Kadastro örgütünün iç yapısını bilen arkadaşlarımız hatırlarlar. Bundan yıllarca önce, kadastro teşkilatının içinde, tapu fen amirlikleri diye bir yerler vardı. Bunlar sadece değişiklikleri falan işlerlerdi; işte, parselasyon falan yaparsanız, kontrol ederlerdi; yani, Kadastro Müdürlüğünden ayrı tapu fen amirlikleri vardı. Herhalde bütün kadastro teşkilatını tapu fen amirliği haline çevirecekler.

Arkadaşlar, kadastro, yaşayan bir varlık. Yaşatabilirseniz, geçerliliği olur. Onu yenileyebilirseniz, onun bilgilerini güncel hale getirebilirseniz, güvenilir hale getirebilirseniz kadastronun bir geçerliliği olur; ama, siz, "tamam kardeşim, bir kez kadastroyu yaptık, kadastro paftalar var elimizde, şekiller var; istersek, bunları bilgisayarın tuşuna basarak renkli renkli hale de getirtebiliriz, bu iş bu kadardır" derseniz, kusura bakmayın ama, yanılıyorsunuz. O girmeye çalıştığımız Avrupa Birliği ülkelerinde, ikinci, üçüncü, hatta dördüncü yenilemeler yapılıyor.

Şimdi, Sayın Bakanımız kusura bakmasın; elbette, kendisi bir teknik eleman; ama, bu konularda, elbette bürokratlarımızın kendilerine verdikleri bilgilerle bizlere bir şeyler ifade etmeye çalışıyor.

Değerli arkadaşlarım, bakın, biraz önce benim konuşmamda ve yine, biraz önce Sayın Erdal Karademir'in konuşmasında sorulan bir soru vardı. Erdal Bey, bu sorunun yanıtı gelmedi demişti; Genel Müdürlükteki arkadaşlarımız, bu sorunun yanıtını Erdal Beye ilettiler.

Şimdi, biz, ne sormuştuk değerli arkadaşlarım? TAKBİS diye bir projeniz var. Türkiye'de kadastronun güncel hale gelmesi, çağdaş hale gelmesi için gerçekten çok önemli bir proje -buna biz de katılıyoruz- ve bunun pilot bölgesi Çankaya. Çankaya'da sonuçlar ne oldu dedik; örneğin, Meclisteki köşe koordinatları ne oldu dedik. Bize yanıtı getirdiler, biraz önce -sizlerin de gördüğü gibi- yanıtı verdiler. Şimdi, ben, o yanıtı size okumak istiyorum, ibret vesikası olarak okumak istiyorum. Bakın ne diyor: "TAKBİS Pilot Projesi kapsamında üretilen pafta verileri büyük oranda meskûn alanı kapsamakta, bu alanda imar uygulaması yapılmış olup oluşturulan sayısal değerlerin her türlü projenin altlığı olarak kullanılması mümkündür. Bu alanda, sayısal verilerin, Çankaya Belediyesi kent bilgi sisteminde de kullanılması imkânı vardır."

Ben, bir harita mühendisi olarak iddia ediyorum; çevirdikleri sistemi -memleket nirengi şebekesine çevirdiler büyük bir olasılıkla- zemine uygulasınlar, Çankaya'daki bütün parseller birbirine tecavüzcü çıkacaktır. Uygulasınlar zemine. Kâğıt üzerinde tecavüz gözükmüyor, koordinatlar var; ama, zemine uygulasınlar, zeminde, bütün Çankaya parselleri, bütün binalar, birbirinin parseli içinde çıkacaktır; ama, kâğıt üzerinde yok.

Devam ediyor: "Ayrıca, bu sayısal veriler, hukukî açıdan geçerliliği olan sayısal verilerdir." Hukukî açıdan bunu geçerli sayın, memleket nirengi şebekesine göre, memleket koordinat sistemine göre zemine bir çakın, her binanın bir parçası başka parselde kalır. "Gayrimeskûn alanda yer alan ve paftaları grafik olan yerlerde ise, asıl olan paftadır." Yani, diyorlar ki: "Bizim yaptığımız TAKBİS'teki koordinatlar asıl değildir..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Sür.

ORHAN SÜR (Devamla) - Diyorlar ki: "Aslolan paftadır." Zaten, Kadastro Kanununda böyle yazıyordu eskiden de "aslolan paftadır" diyordu. O zaman, daha "nokta kadastrosu" diye bir kavramımız da yoktu. Grafik paftalarda TAKBİS'i yok sayıyorlar. Geçerliliği yok çünkü. Bitti diyorlardı ya, bitmemiş, devam ediyor. Bakın "bu alanlarda geçici koordinatlar sisteme dahil edilebilir." Geçici koordinatlar; arkadaşlar, lütfen... "Ancak, 3402 sayılı Kadastro Kanununda 'Sayısallaşma' madde başlığıyla hazırlanan yasa tasarısının yasallaşması halinde, bu alandaki sayısal verilerle hukukî niteliğe kavuşturma olacaktır." Yani, diyorlar ki arkadaşlar, işte ilan var ya bu maddede, bu ilanlar yapılır, eldeki arazi değerleri tekrar ilan edilir, itiraza açılır, bu itirazlar kesinleşir de paftalar kesinleşirse, bu iş yasal hale gelecektir. İşte, bak, bizim dediğimiz noktaya geldik. İşte, diyoruz ki, değerli arkadaşlarım, bu iş, bundan yanlış.

Ben biraz önce örnek verdim; MEER Projesi kapsamında, bundan onbeş gün önce yaptıkları iki tane ihale var. Yine, pafta üzerinden koordinatlara dönüşecekler; zemine uygulayın, hepsi birbirinin içine girecek; ama, 2 trilyonun üzerindeki para, sadece pafta üzerindeki koordinatları elde edebilmek için, bilgisayarda koordinatlar elimizde olsun, hayalî koordinatlar elimizde olsun diye dökülmüş olacak.

O nedenle, bu, bizim değişiklik önergemizin kabul edilmesi, inanın, bu yasaya yeniden hayat kazandıracaktır. Bu önergeyi kabul ettiğimiz takdirde, Türkiye'ye çok büyük bir iyilik, Türk insanına çok büyük bir iyilik yapmış oluruz ve inanıyorum, bu konuşmaları izleyen kadastrocu personel, bizzat arazide çalışan kadastro personeli, bu yasanın böyle çıkmasını istiyor. Her ne kadar genel müdürlük bunu böyle istemese de, Anadolu'daki o cefakâr kadastro personeli, bu yasanın gerçek bir kadastro yasası olmasını istiyor.

Bu duygularla, hepinizi saygıyla selamlıyorum; diliyorum ki, bu değişiklik önergesi, bu Mecliste kabul edilir ve aldığımız parayı helal ettiririz.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sür.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 728 sıra sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 11 inci maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen ek 1 inci maddeye aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Eyüp Fatsa (Ordu) ve arkadaşları

"Tapu kayıtlarında icareteyn ve mukataalı olduğuna dair vakıf şerhi bulunan taşınmazlarda 12 nci maddenin 3 üncü fıkra hükümleri uygulanmaz."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Fatsa...

EYÜP FATSA (Ordu) - Gerekçe...

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Eski hukuk düzeninde vakıflara ait gayrimenkuller bazı zaruretler nedeniyle icareteyn veya mukataa usulüyle kiraya veriliyordu. Türk Kanunu Medenîsi kabul ile yürürlüğe konulduktan sonra bir taşınmaz üzerinde iki ayrı mülkiyet sona erdiğinden bu esasa bağlı olarak hazırlanan 2762 sayılı Vakıflar Kanunu ile vakıf taşınmazların icareteyn veya mukataaya bağlanması yasaklanmış, mevcutların da taviz bedeli adı verilen bir bedel karşılığı tasfiyesi öngörülmüştür.

Ancak, vakıf malların tapu teşkilatı kurulmasından bu yana tapu sicillerine aktarılmasında yaşanan genel aksaklıklar nedeniyle vakıf hukukunun korunması zorlaşmış, vakıf yararı ihlal edilmiştir.

İşte, 12 nci maddeye eklenecek bu fıkrayla kanunen tapu kayıtlarına aktarılmayan ve yasal takyit olan "vakıf şerhleri" nedeniyle tahsil edilecek taviz bedeli alacağından doğan vakıf yararının korunması amaçlanmıştır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

12 nci maddeyi okutuyorum:

 MADDE 12. - 3402 sayılı Kanunun geçici  5 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Geçici Madde 5. - Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce 766 ve 2613 sayılı Kanun hükümlerine göre kurulmuş komisyonlara intikal etmiş veya edecek itirazlar, bu komisyonlarda bu Kanun hükümlerine göre incelenip, askı ilanına alınarak sonuçlandırılır."

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

13 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 13. - 3402 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.

"GEÇİCİ MADDE 6.- Bu Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle yapılması gereken yönetmelik değişiklikleri ve düzenlemeleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içerisinde Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünce hazırlanarak bağlı bulunduğu Bakanın onayı ile yürürlüğe konulur.

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici madde 7'yi okutuyorum:

 GEÇİCİ MADDE 7. - Bu Kanuna göre yapılacak çalışmalardan önce 6831 sayılı Orman Kanununa göre başlanan orman kadastrosu, orman kadastro komisyonlarınca sonuçlandırılır."

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Çerçeve 13 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

14 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 14. - 3402 sayılı Kanunun 45 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

15 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 15. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

16 ncı maddeyi okutuyorum:

MADDE 16. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir; tasarı kanunlaşmıştır.

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Sayın Başkan, teşekkür konuşması yapmak istiyorum.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan. (Alkışlar)

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu kanunun çıkmasında, başta Komisyon Başkanı ve üyelerine, zatıâlinize, Mecliste bulunan tüm milletvekili arkadaşlarımıza, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün ve Meclisin bürokratlarına verdikleri destekten dolayı teşekkür ederiz. İnşallah, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün... Biraz önce muhalefet kanadındaki arkadaşlarımız çağdaş bir tapu ve kadastro kanunu ihtiyacıyla ilgili vurgulamalarda bulundular; doğru söylüyorlar. O kanunun hazırlıkları tamamlanmıştır, Kanunlar Kararlara gönderilmiştir; ancak, Türkiye'de yeniden yapılanma içerisinde bu kanun Meclise getirileceği için, dolayısıyla söylediklerinizin doğru olduğunu, o doğruyu da bizim yakaladığımızı, hep beraber buradan geçireceğimiz günlerin yakın olduğunu söylüyor ve tekrar, iktidara, muhalefete teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Çalışma süremiz tamamlanmak üzere olduğundan, alınan karar gereğince, Sayıştayda boş bulunan 8 üyelik için seçim yapmak ve kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 23 Şubat 2005 Çarşamba günü saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 20.45