DÖNEM:
22 CİLT: 75 YASAMA YILI: 3
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
61 inci Birleşim
22 Şubat 2005 Salı
İ
Ç İ N D E K İ L E R
Sayfa
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.-YOKLAMA
IV.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Şanlıurfa Milletvekili Mahmut
Kaplan'ın, Türkiye-Suriye sınır arazisinin mayınlardan temizlenerek organik
tarıma açılmasına ilişkin gündemdışı konuşması
2.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
Ardahan'ın düşman işgalinden kurtarılışının 84 üncü yıldönümünde, ilin
sorunlarına ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
3.- Erzurum Milletvekili Muzaffer
Gülyurt'un, üniversitelerarası dil sınavı ile üniversitelerde görev yapan
yardımcı doçentlerin sorunlarına ve alınması gereken tedbirlere ilişkin
gündemdışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
B)
TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Açık bulunan Kültür ve Turizm
Bakanlığına Aydın Milletvekili Atilla Koç'un atandığına ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/761)
2.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in
(6/1385, 1386, 1389, 1390 ve 1402) esas numaralı sorularını geri aldığına
ilişkin önergesi (4/254)
3.- Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık'ın
(6/1298) esas numaralı sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/255)
4.- Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un
Bahreyn'e yaptığı resmî ziyarete katılmaları uygun görülen milletvekillerine
ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/762)
5.- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
Endonezya, Malezya, Tayland, Sri Lanka ve Maldivlere yaptığı resmî ziyaretlere
katılmaları uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi
(3/763)
C) GENSORU,
GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S.
Kesimoğlu ve 35 milletvekilinin, Şeker Kurumunun kapatılmasının neden olduğu
düzenleme, denetleme ve uygulama sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/253)
2.- Kocaeli Milletvekili İzzet Çetin ve 30
milletvekilinin, Kocaeli Dilovası Beldesindeki kansere bağlı ölümlerle sanayi
atık bağlantısının araştırılarak sorumluların tespiti ve alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/254)
V.-
ÖNERİLER
A) DANIŞMA
KURULU ÖNERİLERİ
1.- Gündemdeki sıralama ile çalışma
saatlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
VI.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş
ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici
Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde
Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S.
Sayısı: 305)
2.- 24.6.2004 Tarihli ve 5197 Sayılı İl
Özel İdaresi Kanunu ve Anayasanın 89 uncu ve 104 üncü Maddeleri Gereğince
Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ile Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu (1/856) (S. Sayısı: 791)
3.- Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği
Arasındaki Malî İşbirliği Çerçevesinde Temin Edilecek Malî Yardımların
Uygulanmasına İlişkin Çerçeve Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/861) (S.Sayısı: 694 ve 694'e 1
inci Ek)
4.- Kadastro Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu Raporu (1/858) (S. Sayısı: 728)
VII.-
SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un,
Adana Devlet Hastanesinde açılan bir ihaleye ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı
Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/4519)
* Ek cevap
2.- Çanakkale Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün,
petrol fiyatlarındaki düşüşün akaryakıt ürünlerine yansıtılıp
yansıtılmayacağına ilişkin Başbakandan sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/4594)
3.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın,
Antalya'daki hava kirliliğinin nedenlerine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı
Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/4607)
4.- İstanbul Milletvekili Gürsoy EROL'un,
İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğünün öğrenci pasolarıyla ilgili
bir uygulamasına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı
(7/4608)
5.- Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin,
DÖSİM'de çalışan personel sayısına ve gelirlerin harcanma şekline ilişkin
sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Erkan MUMCU'nun cevabı (7/4610)
6.- İzmir Milletvekili Canan ARITMAN'ın,
DÖSİM'de çalışan personel sayısına ve gelirlerin harcanma şekline ilişkin
sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Erkan MUMCU'nun cevabı (7/4611)
7.- Mersin Milletvekili Vahit ÇEKMEZ'in,
belde ve köy esnafının yeni vergilendirme usulünden kaynaklanan mağduriyetine
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/4613)
8.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in,
Dünya Bankası ile ortak yürütülen projelere ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı
Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/4626)
9.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in,
Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisinin Kıbrıs'ın tanınma biçimiyle ilgili mektubuna
ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün
cevabı (7/4653)
10.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in,
Bursa İli Babasultan Barajı inşaatına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/4674)
11.- Adana Milletvekili Atilla
BAŞOĞLU'nun, ülkemizde petrol aramasını sınırlandıran bir uluslararası anlaşma
imzalanıp imzalanmadığına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı
Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/4678)
12.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın,
Konya Büyükşehir Belediyesinde işine son verilen işçilere ilişkin sorusu ve
İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/4680)
13.- İzmir Milletvekili Oğuz OYAN'ın, SEKA
İzmit İşletmesinin kapatılma kararına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret
Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/4684)
14.- Denizli Milletvekili Mehmet U.
NEŞŞAR'ın, ülkemizin aşı sorununa ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep
AKDAĞ'ın cevabı (7/4707)
15.- İzmir Milletvekili Oğuz OYAN'ın,
Şeker Kurumu ile personeline ve hizmet birimlerine ilişkin Başbakandan sorusu
ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/4716)
16.- Tokat Milletvekili Feramus ŞAHİN'in,
Tokat Sigara Fabrikası Müdürünün görevden alınmasına ilişkin Başbakandan sorusu
ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/4719)
17.- Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK'in,
yargıya intikal eden satın alma işlemlerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/4722)
18.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret
BALOĞLU'nun, Ankara-Beypazarı-Sultan Alaaddin Camiinin bakım, onarım
çalışmalarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali
ŞAHİN'in cevabı (7/4737)
19.- Balıkesir Milletvekili Orhan SÜR'ün,
ülkemizin aşı sıkıntısına ve aşı üretimine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı
Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/4739)
20.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret
BALOĞLU'nun, TRT'nin bir çalışanı hakkındaki iddialara ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/4777)
21.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret
BALOĞLU'nun, TRT'de görevlendirilen bir kişi hakkındaki iddialara ilişkin
sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/4778)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak
altı oturum yaptı.
Adana Milletvekili N. Gaye Erbatur'un,
Medenî Kanunun kabul edilişinin yıldönümüne ilişkin gündemdışı konuşmasına
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin görüşleriyle katkıda
bulundu,
Balıkesir Milletvekili Ali Kemal
Deveciler'in, Edremit ve Akçay Belediyeleri arasındaki sınır ve mücavir alan
belirlemesinde yaşanan sorunlara ilişkin gündemdışı konuşmasına İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu cevap verdi.
Erzurum Milletvekili İbrahim Özdoğan,
Millî Eğitim Vakfı Haftasına ilişkin gündemdışı bir konuşma yaptı.
İtalya Senato Başkanı Marcello Pera ve
beraberindeki heyetin ülkemizi ziyaretinin Başkanlık Divanınca uygun
bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Niğde Milletvekili Mahmut Uğur Çetin'in
(3/606) (S. Sayısı: 762),
Ağrı Milletvekili Kerim Yıldız'ın (3/607)
(S. Sayısı: 763),
Tokat Milletvekilleri Orhan Ziya Diren ve
Feramus Şahin'in (3/608) (S. Sayısı: 764),
Osmaniye Milletvekili Mehmet Sarı'nın
(3/609) (S. Sayısı: 765),
Tokat Milletvekili Resul Tosun'un (3/610)
(S. Sayısı: 766),
Yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmasına
gerek bulunmadığı hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu
Karma Komisyon raporları okundu; 10 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde
raporların kesinleşeceği;
Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir ve
40 milletvekilinin, Ondokuz Mayıs Üniversitesinde keyfî yönetim, kamu kaynaklarının
amaçdışı kullanımı ve kadrolaşma iddialarının araştırılarak (10/251),
İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen ve 27
milletvekilinin, LPG'li araç sektörünün sorunlarının araştırılarak sektörün
etkin denetiminin sağlanması ve eğitimli uzman ihtiyacının giderilmesi için
(10/252),
Alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun
bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve
öngörüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı;
Açıklandı.
Edirne Milletvekili Necdet Budak'ın
(6/1029) (6/1031) ve (6/1064) esas numaralı sorularını geri aldığına ilişkin
önergesi okundu; soruların geri verildiği bildirildi.
Genel Kurulun 12.12.2004 tarihli 4 üncü
Birleşiminde alınan karar gereğince 18 üyeden kurulması kabul edilen Avrupa
Birliği Uyum Komisyonunun üye sayısının 21'e çıkarılmasına ve üye dağılımının
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna 14 üye, Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna da 7
üye şeklinde olmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.
Genel Kurulu ziyaret eden Avrupa Serbest
Ticaret Birliği Parlamento Üyeleri Komitesi Başkanı Vidar Byörnsitad ve
beraberindeki parlamento heyetine Başkanlıkça "Hoşgeldiniz" denildi.
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:
1 inci sırasında bulunan, Kamu İhale
Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S. Sayısı:
305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporu henüz
gelmediğinden, ertelendi.
2 nci sırasında bulunan ve
Cumhurbaşkanınca bir daha görüşülmek üzere geri gönderilen 24.6.2004 Tarihli ve
5197 Sayılı İl Özel İdaresi Kanununun (1/856) (S. Sayısı: 791) görüşmelerine
devam olunarak, 52 nci maddesine kadar kabul edildi.
22 Şubat 2005 Salı günü saat 15.00'te
toplanmak üzere, birleşime 21.00'de son verildi.
|
|
|
|
|
|
Ali Dinçer |
|
|
|
Başkanvekili |
|
|
Mehmet Daniş |
|
Ahmet Küçük |
|
Çanakkale |
|
Çanakkale |
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
|
|
Ahmet Gökhan Sarıçam |
|
|
|
Kırklareli |
|
|
|
Kâtip Üye |
|
No.: 81
GELEN KÂĞITLAR
18 Şubat 2005 Cuma
Raporlar
1.- Türkiye Cumhuriyeti
ile Fas Krallığı Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/842) (S. Sayısı: 796) (Dağıtma tarihi: 18.2.2005) (GÜNDEME)
2.- Gıda ve Tarım İçin
Bitki Genetik Kaynakları Uluslararası Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Tarım, Orman ve Köyişleri ile Dışişleri
Komisyonları Raporları (1/863) (S. Sayısı: 797) (Dağıtma tarihi: 18.2.2005)
(GÜNDEME)
No.: 82
21 Şubat 2005 Pazartesi
Rapor
1.- Ölüm Cezasının
Kaldırılmasını Amaçlayan, Medenî ve Siyasî Haklara İlişkin Uluslararası
Sözleşmeye Ek İkinci İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğu
Hakkında Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/919) (S. Sayısı: 798)
(Dağıtma tarihi: 21.2.2005) (GÜNDEME)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Adıyaman Milletvekili
Şevket GÜRSOY'un, Adıyaman İli için tütün kotasının ne zaman arttırılacağına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1462) (Başkanlığa geliş tarihi:
9.2.2005)
2.- Antalya Milletvekili
Hüseyin EKMEKÇİOĞLU'nun, Antalya'nın yatırım teşvik uygulamasına dahil
edilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1463)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- İzmir Milletvekili K.
Kemal ANADOL'un, Türkiye Cumhuriyeti aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde
açılan davalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4869) (Başkanlığa
geliş tarihi: 7.2.2005)
2.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, son 5 yıldaki millî gelir ile iç ve dış borç artışına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4870) (Başkanlığa geliş tarihi:
8.2.2005)
3.- İstanbul Milletvekili
Güldal OKUDUCU'nun, Almanya'da yayımlanan bir gazeteye verdiği iddia edilen
demece ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4871) (Başkanlığa geliş
tarihi: 9.2.2005)
4.- İzmir Milletvekili
Türkan MİÇOOĞULLARI'nın, hâkimlik ve kaymakamlık mülâkat sınavları ile ilgili
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4872) (Başkanlığa geliş
tarihi: 9.2.2005)
5.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, AİHM'de Türkiye aleyhine açılan köy boşaltma davalarına ve köye
dönüş projelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4873) (Başkanlığa
geliş tarihi: 8.2.2005)
6.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, Gümrük Birliğinin bazı sonuçlarına ve AB ülkelerinde serbest
dolaşım hakkına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4874) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9.2.2005)
7.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, Şeker Kurumunun kapatılmasının sonuçlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4875) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.2.2005)
8.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, Bingöl depreminden sonra TOKİ ve TOBB tarafından yaptırılan
deprem konutlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4876)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9.2.2005)
9.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, soru önergelerinin cevaplandırılmaması nedeniyle denetim
yetkisini kullanıp kullanmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/4877) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)
10.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan fabrika, banka ve
işletmelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4878) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.2.2005)
11.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, Devlet Denetleme Kurulunun hazırladığı raporlara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4879) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)
12.- Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcı adaylığı mülakâtlarına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4880) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7.2.2005)
13.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, yargıç ve savcı adayları sözlü sınavlarına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4881) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.2.2005)
14.- Denizli Milletvekili
Mustafa GAZALCI'nın, özürlü sporcuların ödüllendirme mağduriyetlerine ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru
önergesi (7/4882) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)
15.- Ankara Milletvekili
Yakup KEPENEK'in, millî bir atletin cezalandırılmasına ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/4883)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)
16.- Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, küçük esnaf ve sanatkârların BAĞ-KUR borçlarının
yapılandırılmasına ve sağlık hizmetlerinden yararlandırılmasına ilişkin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4884) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7.2.2005)
17.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, Bursa-Mustafa Kemal Paşa İlçesindeki BAĞ-KUR bürosunun
personel ihtiyacına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4885) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.2.2005)
18.- Tekirdağ
Milletvekili Enis TÜTÜNCÜ'nün, BAĞ-KUR'luların prim borcu sorununa ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4886) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10.2.2005)
19.- Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, tarımsal sulamada kullanılan elektrik borçlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4887) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)
20.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, fuel-oil ve doğal gaz ile çalışan elektrik santrallerine
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4888)
(Başkanlığa geliş tarihi: 8.2.2005)
21.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, ülkemizin bor, altın ve petrol rezervlerine ilişkin Enerji
ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4889) (Başkanlığa geliş
tarihi: 8.2.2005)
22.- Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, patates ihracatına teşvik uygulamasının devam edip
etmeyeceğine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4890)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)
23.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, kamu görevlilerine bir derece verilmesi uygulamasına ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4891) (Başkanlığa geliş tarihi:
8.2.2005)
24.- Adana Milletvekili
Ayhan Zeynep TEKİN BÖRÜ'nün, konutu olan kamu görevlilerine lojman tahsis
edilip edilmediğine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4892)
(Başkanlığa geliş tarihi: 8.2.2005)
25.- Hatay Milletvekili
Gökhan DURGUN'un, vergi mükelleflerine matrah artırma baskısı yapıldığı
iddialarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4893) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9.2.2005)
26.- Denizli Milletvekili
Mustafa GAZALCI'nın, ilköğretim okullarına dağıtılan ders kitaplarının basım
ihalelerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4894)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)
27.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Irak'ta Türk Koleji açılıp açılmadığına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4895) (Başkanlığa geliş tarihi:
8.2.2005)
28.- Antalya Milletvekili
Nail KAMACI'nın, Antalya'daki hekimlerin geçici olarak görevlendirilmelerine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4896) (Başkanlığa geliş
tarihi: 9.2.2005)
29.- Ordu Milletvekili
İdris Sami TANDOĞDU'nun, Ordu-Aybastı Devlet Hastanesinin doktor ihtiyacına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4897) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.2.2005)
30.- Ordu Milletvekili
İdris Sami TANDOĞDU'nun, Ordu-İkizce İlçesine bağlı Şenbolluk, Devecik ve
Kaynartaş beldelerinde sağlık ocaklarının sorunlarına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4898) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)
31.- Ordu Milletvekili
İdris Sami TANDOĞDU'nun, Ordu-Çatalpınar İlçesindeki sağlık ocağının ulaşım
sorununa ve personel yetersizliğine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4899) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)
32.- Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, çiftçilerin borçlarına ve alınacak önlemlere ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4900) (Başkanlığa geliş tarihi:
7.2.2005)
33.- Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, patates ekimine getirilen karantina uygulamasına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4901) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7.2.2005)
34.- Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, Niğde-Çamardı-Eynelli Köyünün gölet ihtiyacına ve altyapı
çalışmalarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4902) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)
35.- Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, Niğde-Çamardı-Orhaniye Köyünün sulama suyu ihtiyacına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4903) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7.2.2005)
36.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, 2004 yılı doğrudan gelir desteği ödemelerine ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4904) (Başkanlığa geliş tarihi:
8.2.2005)
37.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, Elazığ-Baskil-Bilaluşağı Köyünün içme suyu sorununa ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4905) (Başkanlığa geliş
tarihi: 8.2.2005)
38.- Antalya Milletvekili
Nail KAMACI'nın, Antalya'daki bazı köylerin yol bakım çalışmalarına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4906) (Başkanlığa geliş
tarihi: 9.2.2005)
39.- Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, Niğde Telekom Müdürlüğündeki keyfi uygulama iddialarına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4907) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7.2.2005)
40.- Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, Kayseri-Adana tren seferinin durdurulma nedenine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4908) (Başkanlığa geliş tarihi:
7.2.2005)
41.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, Atatürk Havaalanında pistten çıkan uçağa ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4909) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.2.2005)
42.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, İstanbul'daki Haydarpaşa Limanı ve Garının sorunlarına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4910) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.2.2005)
43.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Başbakanlık Teftiş Kurulunun BDDK'yla ilgili bir
raporuna ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER)
yazılı soru önergesi (7/4911) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2005)
44.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, bazı uluslararası görüşmelerde tutanak tutulup
tutulmadığına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru
önergesi (7/4912) (Başkanlığa geliş tarihi: 8.2.2005)
45.- Muğla Milletvekili Gürol ERGİN'in, 2002,
2003, 2004 yılları sigara ve tütün ihracat ve ithalatına ilişkin Devlet
Bakanından (Kürşad TÜZMEN) yazılı soru önergesi (7/4913) (Başkanlığa geliş
tarihi: 9.2.2005)
46.- Tekirdağ
Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, gazilere verilen maaşa ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/4914) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)
47.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, Konya'da bulunan Şükrü Doruk Revirinin amacına uygun
kullanılmadığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4915)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2005)
48.- İzmir Milletvekili
K. Kemal ANADOL'un, Türk Telekom ile bir Amerikan Firması arasındaki
görüşmelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4916) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11.2.2005)
49.- Ankara Milletvekili
İsmail DEĞERLİ'nin, Mamak Kaymakamlığınca dağıtılan yardımlar ile ilgili
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4917) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11.2.2005)
50.- Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR'in, yurtdışında temsilcilikleri bulunan bakanlıklar ile diğer
kamu kuruluşlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4918)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2005)
51.- Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR'in, kara nakliye taşımacılığı kooperatifleri ile liman ve otoban
fiyatlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4919) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11.2.2005)
52.- Ankara Milletvekili
Muzaffer R. KURTULMUŞOĞLU'nun, TRT'nin kurum içi ve dışında yaptırdığı dizilere
ve bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4920) (Başkanlığa
geliş tarihi: 14.2.2005)
53.- İzmir Milletvekili
Ahmet ERSİN'in, Alman vatandaşlığı iptal edilen Türk vatandaşlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4921) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.2.2005)
54.- Adana Milletvekili
Kemal SAĞ'ın, Mavi Akım Projesine ve gaz alım anlaşmalarına ilişkin Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4922) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.2.2005)
55.- Tekirdağ
Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, Tekirdağ-Hayrabolu İlçesinin bazı
köylerinde kamulaştırma bedellerinin ödenmediğine ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4923) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.2.2005)
56.- İzmir Milletvekili
K. Kemal ANADOL'un, rüşvet ve yolsuzluk iddialarıyla başlatılan enerji
operasyonunda ismi geçen bir yöneticiye ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4924) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2005)
57.- İzmir Milletvekili
Enver ÖKTEM'in, İzmir bölgesindeki ruhsatlı maden işletmelerine ilişkin Enerji
ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4925) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11.2.2005)
58.- İzmir Milletvekili
Türkan MİÇOOĞULLARI'nın, rüşvet ve yolsuzluk iddialarıyla başlatılan enerji
operasyonuna ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4926) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2005)
59.- Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR'in, doğal kaynak suyu işletmecilerine ve kapasite artırımına
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4927)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2005)
60.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, DSİ'nin Adana-Karataş İlçesi Ağyatan Gölündeki ıslah
çalışmalarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4928) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.2.2005)
61.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, elektrik üretiminde kullanılan mobil santrallere ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4929) (Başkanlığa
geliş tarihi: 14.2.2005)
62.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, DSİ'nin sulama birliklerinden geriye dönük ücret talep
etmesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4930) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.2.2005)
63.- Tekirdağ
Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, çeşitli gerekçelerle kapalı tutulan
kütüphanelere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4931)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)
64.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, Adana-Pozantı-Elmalı Boğazındaki Kayak Merkezi Projesine
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/4932) (Başkanlığa
geliş tarihi: 14.2.2005)
65.- Karaman Milletvekili
Mevlüt AKGÜN'ün, Karaman'da mısır teşviği alabilmek için sertifikalı tohumluk
faturası istenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4933) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2005)
66.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, soya üretiminin desteklenmesine ve teşvik primlerine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4934) (Başkanlığa
geliş tarihi: 14.2.2005)
67.- Denizli Milletvekili
Mehmet U. NEŞŞAR'ın, Diyanet İşleri Başkanlığının suni fertilizasyonla ilgili
açıklamasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4935)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14.2.2005)
68.- İzmir Milletvekili
Yılmaz KAYA'nın, Yüksek İhtisas Hastanesi personelinin taşıma ihalelerine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4936) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14.2.2005)
69.- Tekirdağ
Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, Çorlu-Ankara arasında uçak seferlerine
başlanıp başlanmayacağına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4937) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)
70.- Adana Milletvekili
Atilla BAŞOĞLU'nun, bazı cep telefonu hizmetlerinin ücretlendirilme şekline
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4938) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11.2.2005)
71.- Isparta Milletvekili
Mevlüt COŞKUNER'in, Şeker Kurumunun kapatılmasına ve muhtemel sorunlara ilişkin
Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/4939) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.2.2005)
72.- Çanakkale
Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün, belediyelerin ilan ve reklam vergi oranlarını
artırmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4940)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.2.2005)
73.- Trabzon Milletvekili
Asım AYKAN'ın, bedelli askerlik için gelen talep sayısına ve bu konuda bir
çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4941) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2005)
74.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, BAĞ-KUR'un işyeri açan SSK emeklilerinin maaşlarından
yaptırdığı kesintiye ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4942) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.2.2005)
75.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, Adana'daki hava kirliliğine karşı alınacak önlemlere ve
kaçak kömür satışına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4943) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.2.2005)
76.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, ABD Büyükelçiliğinin bina çevresinde aldığı
güvenlik önlemlerine ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı
soru önergesi (7/4944) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.2.2005)
No.: 83
22 Şubat 2005 Salı
Raporlar
1.- Iğdır Milletvekili
Dursun Akdemir'in; Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37
nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/263) (S. Sayısı: 800)
(Dağıtma tarihi: 22.2.2005) (GÜNDEME)
2.- İstanbul Milletvekili
Algan Hacaloğlu ve 58 Milletvekilinin; "3069 Sayılı Türkiye Büyük Millet
Meclisi Üyeliği ile Bağdaşmayan İşler Hakkında Kanun" ile "3628
Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele
Kanunu"nda Değişiklik Yapılması ve "TBMM Etik Komisyonunun
Kurulmasına" İlişkin Yasa (SİYASÎ AHLAK YASASI) Teklifi ve İçtüzüğün 37
nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/22) (S. Sayısı: 801)
(Dağıtma tarihi: 22.2.2005) (GÜNDEME)
3.- İş Mahkemeleri
Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporu (1/522) (S. Sayısı: 802) (Dağıtma tarihi: 22.2.2005) (GÜNDEME)
4.- Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/536) (S. Sayısı: 803) (Dağıtma tarihi: 22.2.2005) (GÜNDEME)
5.- İcra ve İflas Kanunu
ile Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve
Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/541) (S. Sayısı: 804) (Dağıtma tarihi: 22.2.2005) (GÜNDEME)
6.- Noterlik Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/961)
(S. Sayısı: 805) (Dağıtma tarihi: 22.2.2005) (GÜNDEME)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Kırklareli
Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU ve 35
Milletvekilinin, Şeker Kurumunun kapatılmasının neden olduğu düzenleme,
denetleme ve uygulama sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/253)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16.2.2005)
2.- Kocaeli Milletvekili
İzzet ÇETİN ve 30 Milletvekilinin, Kocaeli Dilovası Beldesindeki kansere bağlı
ölümlerle sanayi atık bağlantısının araştırılarak sorumluların tespiti ve
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün
104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/254) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.2.2005)
Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR'in, Musul'da şehit edilen Türk güvenlik görevlilerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4505)
2.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, futbol stadyumlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/4506)
3.- Hatay Milletvekili
Züheyir AMBER'in, Musul'da şehit edilen Türk güvenlik görevlilerine ve
Irak'taki kamyon şoförlerinin güvenliğine ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/4509)
4.- Yozgat Milletvekili
Emin KOÇ'un, doğalgaz kullanılan illere ve boru hattı döşeyen şirketlere
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4512)
5.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, Fener Rum Patrikhanesinin bazı görüşlerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/4534)
6.- Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR'in, 5084 sayılı Kanun kapsamında yatırım yapılan illere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4536)
7.- İstanbul Milletvekili
Mehmet SEVİGEN'in, VİP uçak alım ihalesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/4538)
8.- İzmir Milletvekili
Erdal KARADEMİR'in, Kıbrıs ile ilgili basında yer alan bir beyanına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4539)
9.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, Türkiye'nin AB üyeliği ve serbest dolaşıma ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/4542)
10.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, BOTAŞ'a ve elektrik enerjisi üretimine ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4556)
11.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattıyla ilgili bir iddiaya
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/4557)
12.- İstanbul
Milletvekili Mehmet SEVİGEN'in, Dolmabahçe G-MALL alışveriş merkezindeki
sinemada çıkan yangına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4562)
13.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, emekli ikramiyelerinin hisse senediyle ödeneceği iddialarına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4568)
14.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, vergi gelirlerinin azalmasındaki temel nedenlere ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/4569)
15.- İzmir Milletvekili
Bülent BARATALI'nın, generallerin makam tazminatı ödeneği kapsamına alınmama
nedenlerine ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4580)
16.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, sözde Ermeni soykırımı iddiasına karşı oluşturulacak
stratejiler ve politikalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4586)
17.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ahıska Türklerinden olan tıp doktorlarının diplomalarının
tanınmasına yönelik bir çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/4588)
18.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, Avrupa Birliği ile müzakere sürecine hazırlık çalışmalarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4591)
19.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret BALOĞLU'nun, bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmadaki bir
ifadesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4592)
20.- Antalya Milletvekili
Tuncay ERCENK'in, Antalya-Lara Kent Parkı Projesi tahsis protokolünün iptaline
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4593)
21.- Denizli Milletvekili
Mustafa GAZALCI'nın, İSKİ Genel Müdürlüğünde terfi ettirilen bir görevliye
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4604)
22.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, gençlerin tarihimiz konusunda
bilinçlendirilmelerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4618)
23.- İzmir Milletvekili
Ali Rıza BODUR'un, Ankara'daki bir imam hatip lisesiyle ilgili bazı iddialara
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4620)
24.- Adana Milletvekili
Tacidar SEYHAN'ın, bir mağaza ve eğitim kurumu ile ortaklığı olduğu iddialarına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4623)
25.- Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, Adana Devlet Hastanesince yapılan bir ihaleye ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4624)
26.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, sağlık ocaklarındaki verem aşısı ihtiyacına ve verem
hastalığının tedavisine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4625)
27.- Eskişehir
Milletvekili Mehmet Vedat YÜCESAN'ın, verem aşısının bulunamamasına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4627)
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
22 Şubat 2005 Salı
BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet Gökhan SARIÇAM
(Kırklareli)
BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 61 inci Birleşimini açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN - Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için 5 dakika
süre vereceğim. Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda
bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen
milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, yoklama
pusulalarını teknik personel aracılığıyla 5 dakikalık süre içerisinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce, üç
sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.
Gündemdışı ilk söz,
Türkiye-Suriye sınır arazisinin mayınlardan temizlenerek organik tarıma
açılması hakkında söz isteyen Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaplan'a aittir.
Buyurun Sayın Kaplan. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
IV.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI
KONUŞMALAR
1.-
Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaplan'ın, Türkiye-Suriye sınır arazisinin
mayınlardan temizlenerek organik tarıma açılmasına ilişkin gündemdışı konuşması
MAHMUT KAPLAN (Şanlıurfa)
- Sayın Başkan, Yüce Meclisimizin değerli üyeleri; kaçakçılığı önlemek amacıyla
1956 yılında döşenen mayınlardan, Türkiye-Suriye sınırındaki 35 000 hektar
sınır alanının temizlenerek organik tarıma açılması hakkında gündemdışı söz
almış bulunuyorum; bu vesileyle, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
1 Mart 1999 tarihinde
yürürlüğe giren, 12 Mart 2003 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurulunda kabul edilen, 14 Mart 2003 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanı tarafından
onaylanarak 15 Mart 2003 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan Ottowa Sözleşmesi,
on yıl içinde, döşeli bulunan bütün antipersonel kara mayınlarının imha
edilmesini gerekli kılmaktadır.
Suriye sınırında 300 ilâ
750 metre genişliğinde, 700 kilometre uzunluğunda ve 35 000 hektar
büyüklüğündeki atıl alanın mayınlardan temizlenerek organik tarıma açılması son
derece önemli ve stratejik bir uygulama olacaktır.
Söz konusu sınırı Hatay,
Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak İllerimiz paylaşmaktadır. Tarıma
elverişli olan bu alanın bir an önce mayınlardan temizlenerek amacına uygun
olarak kullanılması önem arz etmektedir.
Bu maksatla, sınırı
paylaşan illerimizin valilerinin yetki ve sorumluluğunda, askerî birliklerin de
destekleri alınarak, il sınırları dahilindeki mayınlı arazinin temizlenmesi,
kaynakların etkin kullanılması bakımından faydalı olacaktır. Böylece, eşzamanlı
ve kısa sürede arazi mayınlardan temizlenecek ve amacına uygun olarak
kullanılması mümkün olacaktır.
Temizlenen bu arazinin
kiralama yoluyla işletmeci kuruluşlara verilerek organik tarıma açılması, dünya
uygulamalarına da uygunluk arz etmektedir.
Bölge, toprak yapısı ve
iklim özellikleri bakımından organik tarım, seracılık, badem, zeytin, ceviz ve
aynı şartlarda yetiştirilebilen ürünlerin üretimi bakımından son derece
elverişlidir.
Ayrıca, Güneydoğu Anadolu
Projesinin önemli bir kısmını kapsayan bu bakir arazide yılda birden çok ürün
elde etme imkânı bulunmaktadır. Bugüne kadar kullanılmayan bu zengin
potansiyelin değerlendirilerek işsizlerimize yeni istihdam alanlarının
açılması, toplumun refahı ve ülkemizin kalkınması için kaynakların etkin ve
verimli kullanılmasını zorunlu hale getirmektedir. Bu sebeple, söz konusu sınır
arazisinin mayınlardan temizlenerek uygulanabilecek projelerle organik tarıma
açılmasını çok önemsiyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Yüce Meclisimizin huzurunda takdim ettiğim ve projelendirmeye
çalıştığım bu hususların hayata geçirilmesiyle, işsizler ordusuna yeni istihdam
alanları açılacak, milletin refah düzeyi yükselecek ve ülke ekonomisi
büyüyecektir; iç ve dışpazarlarda tercih edilen organik ürünlerde Türkiye'nin
payı artacaktır; özellikle komşu ülkelerle olan ticaret hacmimiz artacak ve
dostluk ilişkilerimiz güçlenecektir; bölgede alternatif tarım potansiyeline
rağmen, henüz oluşmamış olan organik tarım bilinci gelişecek ve modern tarım
kültürü yaygınlaşacaktır; sağlıklı bir hayat ve sağlıklı bir nesil için,
ekolojik dengeyi bozmadan, modern tarım yapılacaktır.
Bana bu konuşma fırsatını
veren Sayın Başkanıma ve siz değerli arkadaşlarıma teşekkür ediyor, hepinizi
saygılarımla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Kaplan.
Gündemdışı ikinci söz, 23
Şubatın Ardahan'ın kurtarılış günü olması münasebetiyle söz isteyen Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt'e aittir.
Buyurun Sayın Öğüt.
2.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Ardahan'ın düşman işgalinden kurtarılışının 84 üncü
yıldönümünde, ilin sorunlarına ve alınması gereken tedbirlere ilişkin
gündemdışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Sayın Başkanım,
saygıdeğer milletvekilleri; yarın, Ardahan'ın düşman işgalinden kurtarılışının
84 üncü yıldönümü. Evet, ben, geçen sene de konuşmuştum, demiştim ki: Bu
Meclisin Ardahan'a borcu var. Niçin borcu var -hatta, bir arkadaş demiş ki
" ne borcu"- çünkü, Ardahan, Türkiye işgal edilmesin diye iki defa
Rusya'ya savaş tazminatı olarak verildi. Eğer, Ardahan iki defa Rusya'ya savaş
tazminatı olarak verilmeseydi, Türkiye işgal edilmiş olsaydı -Allah
göstermesin- sizler ve bizler burada olur muyduk; cumhuriyet hükümetleri olur
muydu?! Kırküç yıl Rus işgali altında kalmış bir toplum, cumhuriyetin kurulması
için 3 Ocak 1918'de Ardahan'da Millî Şûra Hükümeti kurmuş ve Ardahan devlet
olmuş, Atatürk'e destek vermiş, cumhuriyet kurmuş ve cumhuriyet hükümetinin
milletvekilleri olarak da bizler burada oturuyoruz; ama, Ardahan ve Doğu
Anadolu perişan bir durumda.
Türkiye'de en çok bebek
ölümleri Ardahan'da; Türkiye'de en çok çocuk ölümleri Ardahan'da; Türkiye'de en
çok göç veren il Ardahan; Türkiye'de en çok üniversiteye giremeyen, Türkiye
sonuncusu Ardahan; yani, bu Ardahanlı, vatanına, milletine, bayrağına bağlı,
cumhuriyet değerlerine bağlı diye cezalandırılıyor mu?!
Hükümet, ikibuçuk yıldır
işbaşında. Geçmiş hükümetlerin de kabahati var; ama, bu hükümetin daha çok
kabahati var. Şimdi, sizden istirham ediyorum. İkibuçuk yıl geçti, hiçbir şey
yapılmadı. Eğitimde sonuncuyuz, sağlıkta sonuncuyuz, köylerimizin yüzde 70'inde
su yok. Ardahan'da -Ardahan oniki yıldır il- oniki yılda 8 vali değişti.
İstikrar yok. Ardahan sürgün yeri. Ardahan sürgün yeri olduğu gibi, eğitimde de
sürgün yeri. Biz nasıl kalkınacağız?
Büyük şehirlerde, zengin
çocukları dershanelere gidiyor, üniversiteye girerken Ardahanlıyla eşit
yarışıyor; o da aynı puanı alırsa üniversiteye girecek, Ardahanlı da, Hakkârili
de, Karslı da. Böyle bir şey mümkün mü?! İşte, mutlak surette, doğu ve
güneydoğuya, kalkınmamış illere bir kontenjan tanınması lazım. Değil mi Hakkâri
Milletvekili?..
Teşekkür ediyorum.
Şimdi, bu ve buna benzer
birsürü sorunlar var değerli arkadaşlar. Belediyelerimiz iş yapamıyor. Ardahan
Belediyesinin, 90 milyar lira civarında, 93 milyar lira alacağı var; 40 milyar
lirası kesiliyor, 53 milyar lirası ödeniyor. Ardahan Belediyesinin personel
gideri 87 milyar lira. Yani, Ardahan ve Doğu ve Güneydoğu Anadoluya bağlı diğer
belediyelerin kaynaklarını artırmak, teşvik etmek hiç mi aklımıza gelmiyor?
Şimdi, biz, 36 ile
teşvikle ilgili bir yasa çıkardık. Düzce'ye de, Osmaniye'ye de aynı haklar
tanındı, Ardahan'a da, Kars'a da, Erzurum'a da aynı haklar tanındı; yani, böyle
bir dengesizlik olabilir mi?! Bunun da giderilmesi lazım.
Değerli arkadaşlar,
Ardahan'ı terör bölgesi ilan etmek isteyenler vardır. Ardahan'da terör yoktur,
Ardahan terör bölgesi olamaz. Ardahan'da, Kürdü, yerlisi, Terekemesi, Türkmeni
ve bir bütün insanı, kavga etmeden, barış içerisinde, kardeşçe, özgür bir
biçimde yaşamaktadırlar, bundan sonra da yaşayacaklardır; Ardahan'ın terör
bölgesi olmasını istemiyoruz. Ardahan'daki polislerimize ücretleri verilsin,
yüksek ücretler verilsin; ama, Ardahanımız terör bölgesi değildir, terör
bölgesi olamaz.
Bu nedenle, burada,
hükümete sesleniyorum: Lütfen... Şu anda, Ardahan'ın valisi yok değerli
arkadaşlar. Sınır ili olan Ardahanımızın valisi yok, sınır ticaretinden
yararlanamıyoruz. Derhal, gönüllü, genç, dinamik, herkese eşit davranacak bir
vali rica ediyorum. Sınır ticaretimizde mazotun geliştirilmesi, esnafımızın
para kazanmasını istirham ediyorum. Esnafımız çok kötü durumda.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Öğüt,
tamamlayabilir misiniz.
Buyurun.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) -
Sayın Başkanım, toparlıyorum.
Dün, oda başkanları geldi
arkadaşlar; inanın, Ardahan'da, dört aydır siftah yapmayan esnaf var diyorlar.
Yollar kapalı, alışveriş yok, dört aydır siftah yapamıyoruz. Sınır ticaretimiz
var, sınırdan yararlanamıyoruz. Köylümüzün hayvanı para etmiyor.
Şimdi, ben iki şey rica
ediyorum hükümetten:
Ardahan'a fakülte
kurulması için Kafkas Üniversitesiyle görüştük ve Ardahan'a fakülte kurulacak.
Şu anda, Ardahan Hükümet Binası yapılıyor. Bu bina bitirilirse, mevcut valilik
ve millî eğitim binaları fakülteye verilecek. Ardahan'a fakülte açıldığı zaman,
esnafımızın yüzü gülecek, alışveriş olacak.
Bir de, Ardahan'da, beş
yıldan beri devam eden yarım kalmış bir yurt inşaatı var. Rica ediyorum Millî
Eğitim Bakanından, bu yurdu bitirsin. Yurt biterse, 300 talebemiz orada kalacak
ve Ardahan esnafı rahat bir nefes alacak.
Arkadaşlar, sizler, göç
ettiniz, geldiniz; çok güzel ortamda yaşıyorsunuz. Orada, bu kış günü,
zemheride, -30 derecede, Ardahanlı sınırı bekliyor. Oradaki insanlara bu imkânı
verelim. Oradaki insanlara, Doğu Anadoluda bu -30 derecede mücadele veren,
sınırda vatanın bekçiliğini yapan insanlara, lütfen hükümet bir şeyler versin;
hatta onlara maaş vermesi gerekir, eğer onlar orada duruyorsa.
Peki, size bir şey
sorayım; onlar da buraya gelirse ne olacak? Zaten, Ermeniler, Kars'ı, Ardahan'ı
kendi sınırları içerisinde gösteriyor, Ahıska Türkleri perişan bir durumda.
Sizden istirham ediyorum;
hükümetin, mutlak surette buna çare bulması lazım.
Doğu Anadolu farklı bir
konumda arkadaşlar; kaybediyoruz. 2 000 000 Ardahanlı dışarıda yaşıyor,
Arhahan'ın 130 000 nüfusu kalmış. Enayi mi o insanlar orada kalsın kardeşim?!
Doğum yapacak kadın kızakta ölüyor, yol kapalı, şehre gelemiyor, bebekleri
ölüyor, çocukları ölüyor; yani, nedir bu zulüm?! Hakikaten "Bayburt
Bayburt olalı böyle zulüm görmedi" diyor ya Sayın Bakanım, şimdi de,
Ardahan, böyle bir zulüm görmedi.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) -
Düşman işgalindeyken belki daha iyiydik.
BAŞKAN - Lütfen, Sayın
Öğüt...
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) -
Hemen toparlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Öğüt.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) -
Yarım dakika rica ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Öğüt, 5
dakikalık sürenizi kullandınız; toparlamanız için de 2 dakika eksüre verdim.
Lütfen, Sayın Öğüt...
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) -
Teşekkür edip, bitireceğim.
BAŞKAN - Teşekkür edin,
buyurun Sayın Öğüt.
ALİ YÜKSEL KAVUŞTU
(Çorum) - Düşman işgalindeyken daha iyi değildiniz. O sözünüzü geri alın.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) -
Değerli arkadaşlar, yarın akşam, Ardahan'ın kurtuluşunu, Ardahan Kapalı Spor
Salonunda kutlayacağız. Ben de Ardahan'a gideceğim. Herkesi oraya davet
ediyorum. Edirne'den Ardahan'a kadar bu toprakları vatan yapan şehitleri saygı
ve rahmetle anıyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Öğüt.
Gündemdışı üçüncü söz,
üniversitelerarası dil sınavı ve üniversitelerde görev yapan yardımcı
doçentlerin problemleri hakkında söz isteyen Erzurum Milletvekili Muzaffer
Gülyurt'a aittir.
Buyurun Sayın Gülyurt.
3.- Erzurum
Milletvekili Muzaffer Gülyurt'un, üniversitelerarası dil sınavı ile
üniversitelerde görev yapan yardımcı doçentlerin sorunlarına ve alınması
gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin
Çelik'in cevabı
MUZAFFER GÜLYURT
(Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; üniversitelerarası
dil sınavı ve üniversitelerimizde görev yapan yardımcı doçentlerin
problemlerini gündeme getirmek üzere söz almış bulunuyorum; bu vesileyle Yüce
Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Üniversitelerde
uygulanmakta olan 2547 sayılı YÖK Yasası, öğretim üyelerini üç kategoride
sınıflandırmaktadır; bunlardan birincisi profesörler, doçentler ve yardımcı
doçentlerdir. Ayrıca, öğretim elemanı olarak tanımlanan öğretim görevlileri,
okutmanlar ve araştırma görevlileri de bulunmaktadır.
Bugün, birçok ilde yeni
üniversitelerin açılmasının hazırlıklarının yapıldığı bir dönemdeyiz ve bu
dönemde üniversitelerin açılmasıyla ilgili olarak yapılan çalışmalara
baktığımız zaman -biraz önce konuşmacı arkadaşımız da Ardahan'da bir fakülte
açılmasını talep etti- ben, kendim de eski bir öğretim üyesi olarak şunu ifade
etmek istiyorum: Bina bulursunuz, öğrenci bulabilirsiniz; ama, burada eğitim ve
öğretimi kaliteli olarak yürütebilmek için önemli olan, öğretim üyesi
bulabilmektir. Bugün, ülkemizde yeterince -sayı itibariyle ifade etmek
istiyorum- öğretim üyesi maalesef yetiştirilememektedir.
Öğretim üyesi nasıl
yetişiyor; öğretim üyesi, önce araştırma görevlilerinden, onların doktora
yapmasından sonra yardımcı doçent, doçent ve daha sonra profesör olmalarıyla
sağlanmış oluyor. Bugün, yardımcı doçentliğe atama ve yardımcı doçentlik
görevini yürütme sırasında ortaya çıkan sıkıntılar nedeniyle doçent olma
oranında düşmeler görülmektedir. Elimdeki rakamlara baktığımız zaman, 1999-2000
yıllarında ülkemizde yüzde 22 oranında doçent olma oranı gerçekleşmişken,
2003-2004 öğretim yılındaysa bu oran yüzde 18'e düşmüştür; yani, daha önceleri
YÖK Yasası çıktığında bir program düzenlenmişti "biz, piramidi tersine
çevireceğiz" denmişti. "Profesörlerin sayısı az, onun altında
doçentler, onun altında yardımcı doçentler ve asistanlar olacak" şeklinde
ifade edilmişti; ama, ne yazık ki, bu piramit, bugün, yine tekrar tersine
dönmüştür ve profesör sayısı çok olmasına rağmen, alttan gelecek olan yardımcı
doçent ve doçent sayısı gittikçe azalmaktadır.
Bunun sebebi nedir; bunun
sebebi, yardımcı doçentlerin kadrolardaki çekmiş oldukları özlük hakları
noktasındaki sıkıntılardır. Bir yardımcı doçent en fazla 3 üncü dereceye kadar
yükselebilmekte, 1 inci derece kadroyu hak ettiği halde alamamaktadır. İkinci
olarak da, sürelerde bir problem vardır. Bunların atama süreleri iki yılda bir
yenilenmekte ve bazen üç yılda bir yenilenerek en fazla 12 yıla kadar yardımcı
doçent kadrosunda devam etmeleri sağlanmaktadır.
Bütün bunlara baktığınız
zaman, öğretim üyelerinde yardımcı doçentlere karşı bir ayırımcılık yapıldığı
dikkati çekmektedir. O halde, burada yapılacak şey, bu atamaların ve kadro
özlük haklarının kendilerine verilecek şekilde bir düzenlemenin yapılması
gerekmektedir.
İkinci olarak; yapılan
yabancı dil sınavları, öğretim üyeliğine yükseltilme noktasında oldukça sıkıntı
doğurmaktadır. Tabiî ki, bir öğretim üyesi, bir akademisyen mutlaka yabancı dil
bilmelidir; ancak, ağır yabancı dil sınavları ve ayrıca, jürilerin sübjektif
birtakım kriterleri yüzünden, yardımcı doçentlerimiz, doçent olma hakkını elde
etmeye çalışan değerli bilimadamları, ne yazık ki, hedeflerine, hak ettikleri
noktalara ulaşamamakta ve kendileri engellenmektedir.
Bütün bunlara baktığımız
zaman, yabancı dil eğitiminin ülkemizde çok önemli ve gerekli olmasına
karşılık, bunun bilim dili olmadığı şeklindeki ifadeleri de duyunca, insan
üzülmekten kendini alıkoyamıyor. Ne yazık ki, geçmiş dönemdeki bir YÖK
yetkilisi "Türkçe bilim dili olamaz" diye ifade etmişti. Bu, bir Türk
olarak hepimizi üzen bir konuydu.
O halde, ben, şunu ifade
etmek istiyorum: Yabancı dili gereklilikten çıkarıp zorunluluğa dönüştüren
anlayışlardan kurtarmak; Türkçeyi, Anayasada da öngörüldüğü gibi bilim dili
olarak esas alan anlayışları geliştirmemiz gerekmektedir. O halde, Türkçe,
bilim dilidir ve bu konuda bilim ve teknoloji alanında yapılan çalışmaların
Türkçe olarak yayınlanmasının çok daha uygun olacağını düşünüyorum; ama,
doçentliğe ve profesörlüğe yükseltilme kriterlerine baktığımız zaman, Türkçede
yapılmış olan bilimsel yayınlar, ne yazık ki, ikinci sınıf yayın olarak
görülmektedir. Bu ise, ülkemizde, bir Türk olarak bizi gerçekten üzmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Gülyurt,
toparlayabilir misiniz.
MUZAFFER GÜLYURT
(Devamla) - Hemen bitiriyorum efendim.
BAŞKAN - Buyurun.
MUZAFFER GÜLYURT
(Devamla) - Kendi analisanımızda yaptığımız yayınlar, ne yazık ki, ikinci sınıf
yayın olarak kabul edilmektedir.
Son cümle olarak şunu
ifade etmek istiyorum: Millî bilinç, her şeyden önce dilin ayakta durması,
gelişmesi, yabancı kelimelerden arındırılmasıyla mümkün olmaktadır. O halde,
çocuklarımıza millî bilinci aşılayabilmek için mutlaka kendi analisanımızı, öz
lisanımızı, Türkçemizi en iyi şekilde öğretmemiz gerektiği kanaatindeyim.
Bu duygularla, hepinizi
saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gülyurt.
Gündemdışı konuşmaya
Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik cevap vereceklerdir.
Buyurun Sayın Çelik. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Erzurum
Milletvekili Sayın Muzaffer Gülyurt Beyin, üniversitelerdeki yardımcı
doçentlerin problemleri ve üniversite öğretim üyelerine uygulanan yabancı dil
sınavlarıyla ilgili yapmış olduğu gündemdışı konuşmaya, aynı zamanda, yine, Ardahan
Milletvekilimiz Sayın Ensar Öğüt'ün, Ardahan'ın kurtuluşu ve Ardahan'ın
problemleriyle ilgili yapmış olduğu gündemdışı konuşmaya, hükümet adına cevap
vermek üzere huzurlarınızdayım; Yüce Heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Öncelikle, konuşma
sırasına göre, Sayın Ensar Öğüt'ün yapmış olduğu konuşmada dile getirdiği bazı
konulara açıklık getirmek istiyorum. Sayın Öğüt haklıdır; doğu ve güneydoğudaki
birçok vilayetimizdeki eksiklikler, aksaklıklar, mahrumiyetler Ardahan İlimizde
de mevcuttur. Bütün Türkiye'deki, her bölgedeki, her vilayetteki ve ülkemizin
her karış toprağında yaşayan insanlara, başta eğitim olmak üzere, her alanda
fırsat eşitliği oluşturulması için, hepimiz üzerimize düşeni yapmalıyız.
Özellikle eğitim alanıyla
ilgili olarak söyleyeyim, Ardahan'ın bu konudaki problemleri, tarafımdan ve
arkadaşlarım tarafından yakından takip edilmektedir. Bundan dolayıdır ki, biz,
bu yıl, özellikle yatırım programını belirlerken Ardahan İline öncelik verdik.
Ardahan İlinde bu yıl bir anadolu öğretmen lisesini programa almış bulunuyoruz
ki, bu, sadece, tek başına bir binadan ibaret değil, büyük bir eğitim
kampusudur ve maliyeti 4 trilyon civarındadır. Bu öğretmen lisesine bu sene
başlıyoruz. Ümit ediyoruz ki, geçmişte yapılan yatırımlar gibi böyle yıllara
sari, uzun boylu sürüncemede kalacak bir yatırım olmayacak. Bunu kısa zamanda
bitireceğiz.
Yine, Telekom da, yakında
imzalayacağımız bir sözleşmeyle, Türkiye çapında, Telekom, eğitime katkıda
bulunmak üzere, 50 trilyona yakın bir meblağ ayırarak, Millî Eğitim
Bakanlığına, okul yapıp bağışlayacaktır. Bu çerçevede yaptığımız programda,
Ardahan İline 32 derslikli bir lise yapıyoruz; Ensar Bey de bunu ilk defa
duyuyor. Böylelikle, hem Ensar Beye hem de Ardahanlılara, bu arada, bu müjdeyi
de vermek isterim.
İlköğretim yatırımları bu
söylediklerimin dışındadır. Malumunuz, ilköğretim yatırımlarının
programlanması, önceliklerin belirlenmesi, il genel meclislerine aittir. İl
özel idaresi tarafından bu mesele takip edilmektedir ve biz, bu sene, Ardahan'a
ayıracağımız özellikle ilköğretim yatırımlarıyla ilgili ödenekleri de bu
çerçevede ele alarak, en iyisini yapmaya çalışacağız. Orada yarım kalan
yurdumuzla ilgili olarak da, şimdi değil, daha önce -sadece Ensar Bey bunu dile
getirdiği için değil- bu yurtlarımızın bir an önce bitirilmesi, eski
yatırımlarımızın bir an önce bitirilmesi için gerekli talimatları verdim. Yine
bu hassasiyetimizden dolayıdır ki, geçmişte başlayan yatırımlara ağırlık
verdiğimiz için, bu sene bize yatırım ödeneği olarak verilen ödenekten sadece
ve sadece 13 trilyonluk kısmını yeni ortaöğretim yatırımlarına ayırdık;
diğerlerini, eski yatırımları, eskiden başlayan inşaatları bir an önce bitirmek
için harcayacağız; bunu, sizlerle paylaşmak isterim.
Ardahan'dan Edirne'ye,
Edirne'den Kars'a kadar, şüphesiz ki, Sinop'tan Mersin'e kadar bizim yurdumuzun
her köşesi bizim için değerlidir. Ben bu vesileyle, düşman işgalinden kurtuluş
yıldönümünde değerli Ardahanlı hemşerilerimizi, vatandaşlarımızı da bir kez
daha tebrik ediyorum ve bu ülkedeki birliğin, dirliğin, bu ülkedeki güzelliğin
bütün vatandaşlarımız tarafından paylaşılması gerektiğini bir kez daha
huzurlarınızda ifade etmek istiyorum.
Sayın Gülyurt'un,
yardımcı doçentlerin problemleriyle ilgili dile getirdiği konular, uzun
zamandır gündemde olan ve kesinlikle çözüm getirilmesi gereken konulardır.
Sayın Gülyurt, yerden göğe kadar haklıdır. Nitekim, bu haklılıktan dolayıdır
ki, Türkiye Büyük Millet Meclisine getirdiğimiz YÖK Yasasında en önemli
maddelerden biri, yardımcı doçentlerimizin bu durumunun, Sayın Gülyurt
tarafından dile getirilen ve şikâyet konusu olan durumlarının düzeltilmesiyle
ilgiliydi. İki yıllık bir yüksekokul bitiren herhangi bir kamu personeli 1'inci
dereceye kadar yükselebiliyorken, 1'inci dereceden emekli olma hakkına
sahipken, akademik kariyer yapmış, en azından doktora yapmış olan yardımcı
doçentlerin ve yıllarca üniversitede öğretim üyesi olarak çalışan yardımcı
doçentlerin 3'üncü dereceden daha yukarıya çıkamamaları -derecelerde her ne
kadar aşağıya inilir; ama, aşağıya inildikçe insanlar terfi ederler- sakat bir
durumdur. Biz bunu, getirdiğimiz YÖK Yasasıyla, aslında, ortadan kaldırıyorduk
ve Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından, Meclisten çıkan YÖK Yasası iade edildi;
ama, bu madde veto edilen maddeler arasında değildi; artı, bir başka problem
var; örnek veriyorum; diyelim ki, Malatya'daki İnönü Üniversitesinde bir
yardımcı doçent oniki yıl çalıştıktan sonra eğer doçent olamazsa, bugün
yürürlükte olan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa göre oniki yıldan sonra
doçent olamazsa tenzili rütbeyle öğretim görevliliğine indirilir; fakat, eğer,
aynı kişi, mesela Boğaziçi Üniversitesine gider, orada öğretim üyeliğine devam
ederse, yardımcı doçent olarak devam eder veya bir başka üniversiteye... Bunun
kesinlikle bir mantığı yok. Bu son derece komik bir uygulamadır. Bunun ortadan
kaldırılması gerekiyor.
Bizim, yine, Türkiye
Büyük Millet Meclisinden geçirdiğimiz YÖK Yasasında şöyle bir şart
getiriyorduk: Eğer, yardımcı doçentler sekiz yıl üniversitede çalıştıktan sonra
doçent olmak için, doçent olacak kadar, bilimsel kriterlere göre doçentliğe
girme sınavını hak etmişlerse, yabancı dili vermemiş olsalar bile, bu yardımcı
doçentlerimiz üniversitelerde sürekli kadroya geçiyordu. Yani, iki yılda bir
veya üç yılda bir bunların üniversitedeki atama süreleri uzatılmıyordu, daimî
statüde çalışma hakkını elde ediyorlardı. Bu da Sayın Cumhurbaşkanımız
tarafından veto edilmeyen maddelerden birisidir.
Bu YÖK Yasası, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin şu anda ilgili biriminde bulunmaktadır. Bunun tekrar çıkarılması,
gönderilmesi Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirindedir; ama, bu
meselelerin, şüphesiz ki, düzeltilmesi gerekiyor.
Dilimize önem verilmesi
gerektiği, Türkçenin en iyi şekilde bilim, sanat ve kültür hayatımızda
kullanılmasıyla ilgili Sayın Gülyurt'un söylediklerine de katılıyorum. Türkçe,
sadece, bir, günlük konuşma ve anlaşma dili değil, Türkçe, aynı zamanda bir
bilim dilidir. Bilim dili olmadığını söyleyenler bence çok yanlış beyanda
bulunuyorlar; buna katılmam mümkün değildir.
Üniversite öğretim
üyelerine yönelik olarak yapılan yabancı dil sınavında da, maalesef, çoğunlukla
gramer ağırlıklı bir yapı vardır; geçmişte bu sınavlara girmiş birisi olarak
söylüyorum. Aslında, her meslek erbabının kendi mesleğine yönelik bir dil
sınavının ağırlıklı olduğu bir yapının olması çok daha anlamlı olacaktır. Biz,
bütün bu konuları, YÖK'le, YÖK temsilcileriyle konuşuyoruz. YÖK Yasası tekrar
Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine geldiği zaman -ki, gelmelidir- bunu,
ümit ediyorum ki, hep birlikte düzeltiriz; yardımcı doçentlerimiz, hem hak
ettikleri dereceleri alırlar hem de bugünkü durumdan kurtulurlar.
Üniversitelerimize
öğretim üyesi yetiştirilmesi, yeni öğretim üyesi yetiştirilmesiyle ilgili
olarak da çalışmalarımız sürmektedir. Gerek yeni açılacak üniversitelerin
öğretim üyesi bulmaları gerekse mevcut üniversitelerimizin öğretim üyesi
kadrolarının güçlendirilmesi için Hükümetimizin gayretleri vardır; bunu,
Türkiye Büyük Millet Meclisiyle paylaşmak istiyorum ve hepinize saygılar
sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Çelik.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
diğer sunuşları vardır.
Cumhurbaşkanlığının bir
tezkeresi vardır; okutup bilgilerinize sunacağım.
B)
TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Açık
bulunan Kültür ve Turizm Bakanlığına Aydın Milletvekili Atilla Koç'un
atandığına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/761)
21 Şubat 2005
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İlgi: Başbakanlığın,
21.2.2005 günlü, B.02.0.PPG.0.12-300-02/2283 sayılı yazısı.
Açık bulunan Kültür ve
Turizm Bakanlığına, Aydın Milletvekili Atilla Koç, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 109 ve 113 üncü maddeleri gereğince atanmıştır.
Bilgilerinize sunarım.
Ahmet Necdet Sezer
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Sözlü soru önergelerinin
geri alınmasına dair 2 adet tezkere vardır; okutuyorum:
2.- Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in (6/1385, 1386, 1389, 1390 ve 1402) esas numaralı
sorularını geri aldığına ilişkin önergesi (4/254)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Gündemin "Sözlü
Sorular" kısmının 526, 527, 530, 531 ve 543 üncü sıralarında yer alan
(6/1385, 1386, 1389, 1390 ve 1402) esas numaralı sözlü soru önergelerimi geri
alıyorum.
Dursun Akdemir
Iğdır
BAŞKAN - Sözlü soru
önergesi geri verilmiştir.
Diğerini okutuyorum:
3.- Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık'ın (6/1298) esas
numaralı sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/255)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Gündemin "Sözlü
Sorular" kısmının 450 nci sırasında yer alan (6/1298) esas numaralı sözlü
soru önergemi geri alıyorum.
Mehmet Küçükaşık
Bursa
BAŞKAN - Sözlü soru
önergesi geri verilmiştir.
2 adet Meclis araştırması
önergesi vardır; okutuyorum:
C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS
ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.-
Kırklareli Milletvekili Mehmet S. Kesimoğlu ve 35 milletvekilinin, Şeker
Kurumunun kapatılmasının neden olduğu düzenleme, denetleme ve uygulama
sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/253)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Pancar ekiminden geçimini
sağlayan 7 000 000 pancar çiftçisi ile 30 fabrikada çalışan 26 000 şeker
çalışanı ve aileleriyle birlikte 100 000'den fazla insanımızı doğrudan
etkileyen Şeker Kurumunun kapatılmasından sonra ortaya çıkan ve çıkabilecek
düzenleme, denetleme ve uygulama sorunlarının araştırılıp, alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün 104 üncü ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis araştırması
açılmasını arz ederiz. 14.2.2005
1- Mehmet S. Kesimoğlu (Kırklareli)
2- Birgen Keleş (İstanbul)
3- Hüseyin Ekmekcioğlu (Antalya)
4- Vezir Akdemir (İzmir)
5- Mevlüt Coşkuner (Isparta)
6- Nurettin Sözen (Sivas)
7- Orhan Eraslan (Niğde)
8- Halil Tiryaki (Kırıkkale)
9- Ufuk Özkan (Manisa)
10- İzzet Çetin (Kocaeli)
11- Sedat Pekel (Balıkesir)
12- N. Gaye Erbatur (Adana)
13- Mehmet Uğur Neşşar (Denizli)
14- Abdulaziz Yazar (Hatay)
15- Salih Gün (Kocaeli)
16- Mehmet Vedat Yücesan (Eskişehir)
17- Orhan Ziya Diren (Tokat)
18- Ali Arslan (Muğla)
19- Gökhan Durgun (Hatay)
20- Nuri Çilingir (Manisa)
21- Ahmet Yılmazkaya (Gaziantep)
22- Uğur Aksöz (Adana)
23- Ali Oksal (Mersin)
24- Mehmet Vedat Melik (Şanlıurfa)
25- Özlem Çerçioğlu (Aydın)
26- Mehmet Ziya Yergök (Adana)
27- Atilla Kart (Konya)
28- Kemal Sağ (Adana)
29- Yılmaz Kaya (İzmir)
30- Mehmet Boztaş (Aydın)
31- Kemal Demirel (Bursa)
32- Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
33- İsmail Değerli (Ankara)
34- Nejat Gencan (Edirne)
35- Selami Yiğit (Kars)
36- İdris Sami Tandoğdu (Ordu)
Gerekçe:
Bilindiği gibi, 4634
sayılı Şeker Kanunuyla kurulan Şeker Kurumu ve hizmet birimleri, Bakanlar
Kurulunun 27.12.2004 tarih ve 2004/8330 sayılı kararıyla 31.12.2004 tarihi
itibariyle kapatılırken, Şeker Kurulunun görev, yetki ve görev süresi ise 13.12.2006
tarihine kadar uzatılmıştır.
Şeker Kurumunun
kapatılması Şeker Kanununu uygulamakla yükümlü kamu idaresini de ortadan
kaldırmış durumdadır. Bu durum, kota rejiminin uygulanmasında ve izlenmesinde
zorluklar doğurabilecek ve nişasta bazlı şeker üreten bazı firmalara haksız
kazanç sağlama imkânları yaratacaktır. İmalatçı-ihracatçılara dahilde işleme
izin belgesi işlemlerini yürütün Şeker Kurumunun kapatılması sonucu, ithalat
rejiminin nasıl düzenleneceği konusunda belirsizlikler bulunmaktadır.
Ülkemiz şeker sektörünü
en iyi tanıyan ve AB çalışma gruplarında önemli yer üstlenen Şeker Kurumunun
görevine son verilmesiyle, Avrupa Birliği tarım müzakerelerinde şeker
sektörünün temsil edilmesinde büyük bir boşluk doğması ve bu konudaki
müzakerelerin etkin bir biçimde yürütülememesi riski ortaya çıkacaktır. Ayrıca,
kurumun ortadan kalkmasıyla, Avrupa Birliğindeki gibi, ileriye yönelik,
sektörün istikrarını sağlayacak programlar yapılamayacaktır.
Ülkemizde, son yıllarda,
özellikle nişasta ve nişasta bazlı şeker ithalatındaki hızlı artışın, Şeker
Kurumunun kapatılmasıyla daha da ivmelenmesi beklenmektedir. Ayrıca, şekeri
ikame eden ve insanların fazla miktarda kullanmasının sakıncaları olduğu
bilinen, büyük kısmı ithal edilen yapay tatlandırıcıların ithalatı kat kat
artacaktır. Yapay tatlandırıcıların büyük oranda Amerika Birleşik
Devletlerinden ithal edilen genleriyle oynanmış mısır kullanılarak üretildikleri
bilinmektedir.
Ülkemizde, tüketicileri
genetik modifiye ürünlerden koruma yönünde hiçbir önlem bulunmamaktadır. Oysa,
başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere, dünyada pek çok ülkede, içinde
genetik modifiye organizma kullanılmış ürünlerde etiketleme zorunluluğu
bulunmaktadır. Ülkemizde ise, bu konuda mevzuat çalışmaları henüz çok yetersiz
olduğu gibi, gümrüklerde de bu tür ürünleri belirlemeye yönelik teknik donanım
bulunmamaktadır.
Genetik yapıları
değiştirilmiş ürünler, üzerinde yeterince araştırma yapılmadan piyasaya
verildikleri için çeşitli riskler taşımaktadır. Bu riskler, antibiyotiklere
dayanıklılığı artırarak, tedavide antibiyotiklerden sonuç alamama, vücuttaki
vitamin mekanizmasında değişiklik, alerjen etkilerin artışı, toksik etki yapma ihtimali,
gece körlüğüne yol açması, başta beyin tümörleri olmak üzere kanser vakalarında
artışa neden olması olarak sıralanmaktadır. Bilimadamları, bu ürünler
tüketilirken transfer edilen genlerin, vücuttaki diğer mikroorganizmalarla
birleşerek "terminatör gen" denilen zararlı formdaki zararlı
mikroorganizmaları üretme riski bulunduğunu ifade etmektedir, hatta, alzheimer
ve delidana hastalıklarının, genetik modifiye ürün tüketimine bağlı olarak
artış gösterdiği şekilde görüşler ileri sürülmektedir. Gen transferleriyle elde
edilen hammadeden üretilen mamullerin de aynı riskleri taşıdığı vurgulanmaktadır.
Yapay tatlandırıcı olarak
bilinen nişasta bazlı şekerler de, genetik modifiye ürün olmaları nedeniyle,
aynı riskleri içermektedir. Bu tür şekerlerin ithalatının yeterli ve sağlıklı
olarak denetlenmemesi nedeniyle Türkiye'deki bazı şirketler kota fazlası üretim
yapmaları olası bir tehlikedir. Bu durum nedeniyle 74 ilde yapılan pancar
ekiminden geçimini sağlayan 7 000 000 pancar çiftçisiyle 30 fabrikada çalışan
26 000 şeker çalışanı ve aileleriyle birlikte 100 000'den fazla insanımız
mağdur olacaklardır.
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önerge gündemde yerini
alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşmeler, sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Kâtip üyenin oturarak
okumasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
2.- Kocaeli
Milletvekili İzzet Çetin ve 30 milletvekilinin, Kocaeli Dilovası Beldesindeki
kansere bağlı ölümlerle sanayi atık bağlantısının araştırılarak sorumluların
tespiti ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/254)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Çevre kirliliği, konunun
uzmanları tarafından çevrenin doğal yapısının ve birleşiminin bozulması,
değişmesi ve böylece insanların olumsuz yönde etkilenmesi olarak
tanımlanmaktadır. Bilinçsiz kullanılan her şey gibi, temiz ve sağlıklı
tutulmayan çevre de insanlara zarar vermektedir. İnsanların en temel hakkı olan
yaşam hakkı, çevre kirlenmesiyle tehdit edilmektedir.
Doğal etmenlerin dışında
günümüzde daha çok insan faaliyetleri, çevre kirlenmesine neden olmaktadır.
Dünyada yaşanan kalkınma yarışı, pek çok çevre felaketlerini de beraberinde
getirmektedir, özellikle sanayi atıkları ve evsel atıkların çevreye
gelişigüzel, arıtma önlemleri alınmadan bırakılması çevre sağlığının
bozulmasına neden olmaktadır.
1970'li yıllardan
itibaren çevre önplana çıkmış, çevre kirliliğinden kaynaklanan tehlike,
ülkelerin ve insanların gündemlerinin baş sıralarına yerleşmiştir. Buna paralel
olarak alınan önlemler ve yapılan düzenlemelerle çevre standartları
yükseltilmiş, çevre kirliliğine karşı önlemler alınmaya başlanmıştır; ancak, ne
yazık ki, alınan önlemler insanları sağlıklı bir çevreye kavuşturacak yeterli
düzeye ulaşmamıştır.
Son yıllarda, özellikle
kanser hastalığı ile çevre kirliliği arasında bir bağ kurulmaktadır. Buna göre,
zehirli ya da radyasyonlu atıkların kansere yol açtığına dair yaygın bir kanaat
hâkimdir.
Kocaeli, ülkemizin
sanayileşme bakımından en önde gelen illerindendir. Gerek il merkezi gerekse
Gebze İlçesinde çok sayıda sanayi tesisi bulunmaktadır. Özellikle kimya,
demir-çelik ve enerji sektörünün ağırlıklı olarak üretim yaptığı Dilovası
Beldesi de sanayiin yoğunlaştığı yerleşim merkezlerindendir.
Son aylarda, özellikle
Kocaeli İli Dilovası Beldesinde çevresel kaynaklı etkenlerle birtakım sağlık
sorunlarının yaşandığı pek çok kere bölgede yayın yapan yerel basında yer
almıştır. Dilovası Beldesinde faaliyetlerini sürdüren sanayi tesislerinin
atıklarını Dilderesi'ne bıraktıkları da iddialar arasındadır.
Dilovası'nda yaşanan bu
sağlık sorunları ve özellikle kanser olaylarındaki anormal artışlar üzerine
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı konuyla ilgili
bir çalışma yapmıştır. Yapılan çalışmayla ilgili olarak hazırlanan bir önrapor
Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu tarafından ilgili
mercilere sunulmuştur.
Önraporda yer alan
bilgilere göre, Dilovası'nda son sekiz yılda gerçekleşen ölümlerin yüzde 32,3'ü
kanser nedeniyledir. Kanser nedenli bu ölümlerin yüzde 44'ü akciğer, yüzde
19,5'i de mide kanseri nedeniyle gerçekleşmiştir. Dünya Sağlık Örgütünün 2004
verilerine göre dünyadaki ölümlerin yüzde 12,5'i kanser nedeniyledir ve kanser
ölümlerinin de yüzde 17,5'i akciğer, yüzde 11,9'u mide kanseri nedeniyle
gerçekleşmektedir. Türkiye'deki ölümlerin ise yüzde 12,5'i kanser nedeniyle
gerçekleşmektedir.
Görüldüğü üzere,
Dilovası'nda yaşanan kansere bağlı ölümler hem dünyadaki rakamların hem de
Türkiye'deki rakamların çok üstündedir. Bölge halkı, dünya ve Türkiye'deki
rakamların 2,5 katı miktarda gerçekleşen kansere bağlı ölümleri Dilovası'ndaki
çevre kirliliği ile ilişkilendirmektedir ve haklı olarak halk büyük bir
tedirginlik yaşamaktadır Ne yazık ki, aylardır kamuoyunda tartışılmasına rağmen
konuyla ilgili kamu kurum ve kuruluşları bugüne kadar bölge halkını
rahatlatacak yeterlilikte bir açıklama yapamamışlardır.
Kocaeli İli Dilovası
Beldesinde yaşanan kansere bağlı ölümler ile bu beldede kurulu sanayi
tesislerinin ürettiği atık maddeler arasında bir ilişkinin bulunup bulunmadığı,
işletmelerin ve bu konuda görevli kamu kurumlarının sorumluluklarının gereğini
yapıp yapmadıklarının tespit edilmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 üncü ve 105 inci maddeleri gereğince bir
Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1- İzzet Çetin (Kocaeli)
2- Birgen Keleş (İstanbul)
3- Salih Gün (Kocaeli)
4- Mehmet Sefa Sirmen (Kocaeli)
5- Orhan Eraslan (Niğde)
6- Nurettin Sözen (Sivas)
7- Hüseyin Ekmekcioğlu (Antalya)
8- Ufuk Özkan (Manisa)
9- Sedat Pekel (Balıkesir)
10- Mehmet Uğur Neşşar (Denizli)
11- Mehmet Vedat Yücesan (Eskişehir)
12- Uğur Aksöz (Adana)
13- Orhan Ziya Diren (Tokat)
14- Ali Arslan (Muğla)
15- Ali Oksal (Mersin)
16- Mehmet Ziya Yergök (Adana)
17- Vezir Akdemir (İzmir)
18- Mehmet Vedat Melik (Şanlıurfa)
19- Gökhan Durgun (Hatay)
20- Nuri Çilingir (Manisa)
21- Özlem Çerçioğlu (Aydın)
22- Mevlüt Coşkuner (Isparta)
23- Ahmet Yılmazkaya (Gaziantep)
24- Atilla Kart (Konya)
25- Kemal Sağ (Adana)
26- Yılmaz Kaya (İzmir)
27- Abdulaziz Yazar (Hatay)
28- Mehmet Boztaş (Aydın)
29- Kemal Demirel (Bursa)
30- N. Gaye Erbatur (Adana)
31- İsmail Değerli (Ankara)
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önerge gündemde yerini
alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Başbakanlığın, Anayasanın
82 nci maddesine göre verilmiş 2 adet tezkeresi vardır; ayrı ayrı okutup
oylarınıza sunacağım.
İlk tezkereyi okutuyorum:
B)
TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)
4.- Sanayi
ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un Bahreyn'e yaptığı resmî ziyarete katılmaları
uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/762)
21.2.2005
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Sanayi ve Ticaret Bakanı
Ali Coşkun'un, 10. İslam Ülkeleri Ticaret Fuarı ve 11. Özel Sektör Forumuna
katılmak ve görüşmelerde bulunmak üzere 4-8 Şubat 2005 tarihlerinde Bahreyn'e
yaptığı resmî ziyarete, Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan'ın da iştirak
etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının sureti ilişikte
gönderilmiştir.
Anayasanın 82 nci
maddesine göre gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
BAŞKAN - Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Diğer tezkereyi
okutuyorum:
5.-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Endonezya, Malezya, Tayland, Sri Lanka ve
Maldivlere yaptığı resmî ziyaretlere katılmaları uygun görülen milletvekillerine
ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/763)
21.2.2005
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Deprem ve tsunaminin yol
açtığı zararları yerinde görmek ve görüşmelerde bulunmak üzere, bir heyetle
birlikte 5-10 Şubat 2005 tarihlerinde Endonezya, Malezya, Tayland, Sri Lanka ve
Maldivlere yaptığım resmî ziyarete, ekli listede adları yazılı
milletvekillerinin de iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar
Kurulu kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.
Anayasanın 82 nci
maddesine göre gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
Liste
Ömer Çelik (Adana)
Akif Gülle (Amasya)
Ahmet Koca (Afyonkarahisar)
Mehmet Mesut Özakcan (Aydın)
Vahit Kiler (Bitlis)
Egemen Bağış (İstanbul)
Ekrem Erdem (İstanbul)
Fatih Arıkan (Kahramanmaraş)
Şükrü Ayalan (Tokat)
Nadir Saraç (Zonguldak)
BAŞKAN - Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Danışma Kurulunun bir
önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım.
V.-
ÖNERİLER
A) DANIŞMA
KURULU ÖNERİLERİ
1.-
Gündemdeki sıralama ile çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin
Danışma Kurulu önerisi
Danışma Kurulu Önerisi
No.: 132 Tarihi: 22.2.2005
22.2.2005 Salı günkü
(bugünkü) birleşimde yapılması kararlaştırılan, Sayıştayda boş bulunan
üyeliklere 832 sayılı Sayıştay Kanununun 6 ve ek 8 inci maddeleri hükümlerine
göre yapılacak seçimlerin 23.2.2005 Çarşamba günkü birleşimde yapılmasının;
gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmının 5 inci sırasında yer alan 694 ve 694'e 1 inci ek sıra
sayılı kanun tasarısının bu kısmın 3 üncü sırasına, 22.2.2005 tarihli Gelen
Kâğıtlarda yayımlanan 802, 805, 803, 804 sıra sayılı kanun tasarılarının, 48
saat geçmeden, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler" kısmının 7, 8, 9 ve 10 uncu sıralarına alınmasının;
Genel Kurulun 22.2.2005 Salı günü 15.00-21.00, 23.2.2005 Çarşamba günü
14.00-23.00, 24.2.2005 Perşembe günü de 14.00-21.00 saatleri arasında
çalışmalarını sürdürmesinin; 22.2.2005 Salı günkü birleşimde sözlü sorular ile
diğer denetim konularının görüşülmeyerek bu birleşimde de kanun tasarı ve
tekliflerinin görüşülmesinin; 23.2.2005 Çarşamba günkü birleşimde sözlü
soruların görüşülmemesinin Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca
uygun görülmüştür.
Bülent
Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Eyüp Fatsa Kemal Anadol
AK Parti Grubu Başkanvekili CHP Grubu Başkanvekili
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Alınan karar gereğince,
Sayıştaya üye seçimi yapmıyor, sözlü sorular ile diğer denetim konularını
görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
VI.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER
1.-
Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu
Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun
Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - Çanakkale
Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî
Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin geri
alınan maddeleriyle ilgili komisyon raporu henüz gelmediğinden, teklifin
görüşmelerini erteliyoruz.
24.6.2004 tarihli ve 5197
sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ve Anayasanın 89 uncu ve 104 üncü maddeleri
gereğince Cumhurbaşkanınca bir daha görüşülmek üzere geri gönderme tezkeresi
ile Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam
ediyoruz.
2.-
24.6.2004 Tarihli ve 5197 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ve Anayasanın 89 uncu
ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri
Gönderme Tezkeresi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/856) (S. Sayısı: 791)
(x)
BAŞKAN - Komisyon?..
Yerinde.
Hükümet?.. Yerinde
52 nci maddeyi
okutuyorum:
Şirket kurulması
MADDE 52. - İl özel
idaresi kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta
belirtilen usullere göre sermaye şirketleri kurabilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen, İstanbul Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlu; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
görüştüğümüz Yasa, Sayın Cumhurbaşkanının ikinci kez görüşülmek üzere belli
maddelerini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına iade ettiği Yasadır.
Bu Yasanın 52 nci
maddesini, az önce Başkanlık Divanından arkadaşlarımız okudu. Madde oldukça
kısa. "İl özel idaresi kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında,
ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre sermaye şirketleri kurabilir."
Bu kadar.
Şimdi, bu yasanın 1 inci
maddesine bakıyoruz -il özel idaresi- bu yasa neyi amaçlıyor; bu yasanın amacı,
il özel idaresinin kuruluşunu, organlarını, yönetimini, görev, yetki ve
sorumlulukları ile çalışma usul ve esaslarını düzenlemektir.
Şimdi, bu çerçeveden
baktığınızda, il özel idaresinin organlarını görüyoruz; nasıl çalışacağını,
yetkilerini görüyoruz. İl özel idaresinin, görev yaparken kaynakları sağlıklı
kullanması, ne ölçüde sağlıklı kullanıp kullanılmadığının denetlenmesi de,
elbette, bu yasada yer alması gereken düzenlemelerden birisi.
Nitekim, yasanın 37 nci
maddesi, il özel idarelerinin denetimini öngörüyor.Denetimin amacı, 37 nci
maddede yer alıyor, 38 inci maddesinde ise, denetimin kapsamı ve türleri
belirtilmiş durumda. 38 inci maddesine göre, il özel idarelerinde iç ve dış
denetim yapılır; denetim, iş ve işlemlerin hukuka uygunluk, malî ve performans
denetimini kapsar.
Geliyoruz şimdi şirket
kurulmasına arkadaşlar; il özel idaresi niye şirket kurar; bunun gerekçesi yok
burada. Ama, şirketi şunun için kuruyor, diyor ki: "Yasalarla kendisine
verilen görevleri ve hizmet alanlarını yerine getirebilmek için sermaye
şirketleri kurar." Hangi görev veriliyor; ilin sorunlarını çözmek için.
Eğer, ilin sorunlarını çözmek için il özel idaresi şirket kuracaksa, o zaman
bunun altına bir madde daha eklememiz lazım; özel sektör şirket kuramaz. Çünkü,
bütün sorunları zaten il özel idaresi çözecek. Neyle; şirket kurarak.
Değerli arkadaşlarım,
medyada, gerek bugün gerek geçmişte en büyük yolsuzlukların yerel yönetimlerden
kaynaklandığını biliyorsunuz, hepimiz biliyoruz. Yerel yönetimlerde söz konusu
olan yolsuzlukların ne kadar büyük boyutlara ulaştığını hepiniz biliyorsunuz;
ama, ben, yine, hafızanızı yenilemek açısından bir iki noktaya dikkatinizi
çekmek istiyorum. İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinden örnek vereceğim,
bu belediyelerimiz de şirket kurabiliyorlar. Bu belediyelerimizde kurulan
şirketlerin büyük ölçüde vergi kaçakçılığı yaptıklarını bu kürsüden ilan
ediyorum. Geçmişte çok önemli vergi kaçakçılığı yaptılar bunlar; raporlar
yazıldı.
Şimdi, elinizi
vicdanınıza koyun ve düşünün; bir kamu şirketi niye vergi kaçakçılığı yapar?
Sermayesi yüzde 100 devlete ait, vatandaşın parasıyla kurulmuş; siz,
kalkıyorsunuz, devletten bazı gelirleri gizliyorsunuz; niçin?! Demek ki, başka
yerde kullanacaksınız bu paraları.
(x) 791 S. Sayılı Basmayazı 16.2.2005 tarihli 59 uncu
Birleşim Tutanağına eklidir.
Elimde sadece İstanbul
Büyükşehir Belediyesine ait şöyle bir liste var arkadaşlar: Her satırda ayrı
bir şirket ve her bir şirketin geçmişte Maliye Bakanlığından, vergi
dairelerinden gizlediği gelirler.
Şu liste de Ankara
Büyükşehir Belediyesine ait.
Şimdi, diyeceksiniz ki,
bunları niye gündeme getiriyorsunuz, il özel idaresiyle bunun ne ilgisi var?
Şimdi, il özel idaresi de
şirket kuruyor, artık, şirket kuracak bunlar da. Peki, şirket... Olabilir,
zorunlu hallerdedir; örneğin, Hakkâri'de il özel idaresi şirket kurabilir;
Hakkâri'de, özel sektör gitmiyordur, valinin öncülüğünde bir şirket
kurabilirsiniz; il özel sermayesinden belli bir kaynak da ayırabilirsiniz; buna
da evet diyebiliriz.
Peki, değerli
arkadaşlarım, bana, dünyanın herhangi bir demokratik ülkesinden şöyle bir örnek
verebilir misiniz; kamu kaynağıyla kurulan bir şirketin yüzde 100 denetim
dışına çıkarıldığı bir örnek gösterebilir misiniz? Hiçbir çağdaş ülkede, hiçbir
uygar ülkede, yurttaşlarının kendi kaynaklarına sahip çıktığı, kendi ödedikleri
vergiye sahip çıktığı bir ülkede denetimsiz bir kamu kaynağı kullanılamaz; ama,
siz, bu maddeyle bu şirketlerin denetimine olanak vermiyorsunuz; çünkü, bunun
nasıl denetleneceği bu maddede yer almıyor.
Size bir başka örnek
vereceğim: Eğer, AKP'li arkadaşlarımız merak ederlerse, özellikle Erzincan
milletvekili olan arkadaşlarımız merak ederlerse sorsunlar, Erzincan Hava
Yolları olarak kurulan şirket ne oldu; bu şirkete ayrılan kaynaklar ne oldu; 1
000 000 dolarlık para kime verildi ve nereye gitti; acaba, bunu hiç merak
edenleriniz oldu mu?
Şimdi, şirket
kuruyorsunuz, güzel; ama, şirketi bütün denetim organlarının dışına
çıkarıyorsunuz. Plan ve Bütçe Komisyonunda ısrarla söyledik, bunun altına bu
şirketlerin denetimini öngören bir düzenleme koyun. Elbet şirket kurulabilir,
ihtiyaç da olabilir; ama, siz, nasıl bunların denetimine olanak vermezsiniz?!
Bu, şu demektir: Bu madde
böyle geçerse, biz yerel yönetimlerdeki yolsuzluğu aynen devam ettireceğiz,
sürdüreceğiz anlamına gelir. Bunun altına... Buna "evet" diyecek
kişilerin de bu çerçevede buna "evet" dediklerini, el kaldıracakların
da bu çerçevede buna el kaldıracaklarını bilgilerinize sunmak isterim.
O çerçevede, özet olarak
şunu söylemek istiyorum değerli arkadaşlar: Türkiye'nin temel sorunlarından
birisi yolsuzluklardır. AKP, yolsuzluklardan hesap soracağız diye iktidar oldu;
ama, şu anda, yolsuzluklarla mücadele etmenin çok çok dışındadır.
"Yolsuzlukların damarına girdik" diyenlerin, bugün, o damardan
beslendiklerini görüyoruz maalesef. Yolsuzlukları Araştırma Komisyonunun, sayfa
numarası şu anda yanımda yok, veremeyeceğim... Şaibeli olarak belirledikleri
kişilerin AKP İktidarınca daha üst görevlere atandıklarını da biliyoruz. Kendi
yazdığınız raporlara dahi itibar etmiyor bu hükümet değerli arkadaşlar. Siz
buna nasıl güvenir, buna, şirket kurulmasına evet diyebilirsiniz, bütün denetimlerin
dışında tutabilirsiniz?! Eğer, yolsuzluklardan beslenmek istemeyen bir iktidar
varsa ve o iktidarın parlamenterleri varsa, bu maddeye "hayır" derler
değerli arkadaşlarım.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Kılıçdaroğlu.
Madde üzerinde, AK Parti
Grubu adına söz isteyen Balıkesir Milletvekili Ali Osman Sali; buyurun. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ALİ
OSMAN SALİ (Balıkesir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; İl Özel İdaresi
Kanununun 52 nci maddesiyle ilgili olarak AK Parti Grubu adına huzurunuzdayım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Sayın
Cumhurbaşkanımızın geri gönderme tezkeresinde bu maddeyle ilgili spesifik bir
eleştiri bulunmamaktadır; genel eleştiriler kapsamında tezkerede yer almış bir
maddedir.
Değerli arkadaşlar,
mevcut İl Özel İdaresi Kanununa göre, hepinizin bildiği gibi, il özel idareleri
şirketler kurabilmektedir ve yine hepimizin uygulamada gördüğümüz üzere, bu
şirketlerin yönetim kurulu başkanı, vali, vali yardımcısı veya bir başka kamu
görevlisidir. Nihayetinde, bu şirketler, kamusal yetkililer tarafından etkin
olarak yönetilen şirketlerdir.
Diğer yandan, bunların,
sermayeleri açısından, Sayıştay tarafından denetimleri de mümkündür; ama,
sadece verilen sermayeyle sınırlı olarak.
Değerli milletvekilleri,
sizinle, özelleştirmeyle ilgili 4046 sayılı Kanunun 26 ncı maddesinin son
fıkrasını paylaşmak istiyorum. Yasada diyor ki: "Belediyeler ve diğer
mahallî idareler ile bunların kurdukları birlikler tarafından ticarî amaçla
faaliyette bulunmak üzere ticarî kuruluşlar kurulması, mevcut veya kurulacak
şirketlere sermaye katılımında bulunulması, Bakanlar Kurulunun iznine
tabidir."
Gördüğünüz gibi, halen
yürürlükte olan 4046 sayılı Yasaya göre, il özel idareleri ve belediyeler, konu
sınırlaması olmaksızın, Bakanlar Kurulu izniyle şirket kurabilmektedirler.
Tartıştığımız 52 nci madde en azından konu sınırlaması getirmiştir; il özel
idarelerinin görevleriyle ilgili konularda şirket kurulması. Yani, halen
tartıştığımız 52 nci madde konuya sınırlama getirmiştir. Bu bakımdan, konuyu
dikkatlerinize sunmak istiyorum.
Diğer yandan, Sayın
Kılıçdaroğlu'nun da belirttiği gibi, il özel idareleri ve belediyeler, bir
başka ifadeyle, kamu kurum ve kuruluşları -genellersek- kurumsal muhataplığı
sağlayarak, yöresel aktiviteye katkı sağlayabilir. Bunun sakıncaları yok mudur;
insanın olduğu her yerde sakınca olduğu gibi, elbette, bu şirketlerde de
sakıncalı durumlar olabilir. Bunun başında vali veya bir kamusal yetkili
olduğuna göre, gerekli hassasiyetin gösterileceği kanaatindeyiz. Diğer yandan,
bunlar, Bakanlar Kurulu izniyle kurulacağına göre -ki, bir başka ifadeyle,
Bakanlar Kurulu, bu şirketlerle ilgili olarak, il özel idarelerinin idarî
vesayet yetkilisidir- iznin verilmesinde gerekli hassasiyeti göstereceği
inancındayım.
Bu düşüncelerle, maddenin
hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Sali.
Madde üzerinde şahsı
adına söz isteyen İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu; buyurun.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Sali'nin de ifade
ettiği gibi, burada bir konu sınırlaması var; çünkü, il özel idaresinin görev
ve yetki alanına giren konularda ancak şirket kurabilir.
Şimdi, bakıyoruz, il özel
idaresinin görev ve yetkileri nedir; sağlık; mesela, sağlık gereçleri üreten
bir şirket kurabilir. İl özel idaresi hastane kurabilir. İl özel idaresi
sağlıkla ilgili aklınıza ne geliyorsa, örneğin, bir enjektör fabrikası
kurabilir; örneğin, bir kütlü pamuk -sağlıkta kullanılan pamuk- fabrikası
kurabilir, her türlü şeyi yapabilir. Tarım; mesela, tarım araç ve gereçleri
üreten bir fabrika kurabilir, ticarethane açabilir, traktör fabrikası
kurabilir. Sanayi; istiyorsa, üçüncü bir entegre sanayi kurabilir; yani, bütün
alanlara girebilir, hiçbir sınırlama söz konusu değil. Ticaret; mesela, il özel
idaresi bakkal dükkânı açabilir, deterjan satabilir, ayakkabı satabilir,
konfeksiyon malzemesi satabilir, kumaş satabilir.
Değerli arkadaşlar, böyle
bir il özel idaresine bu tür yetkiler verilir mi? Diyeceksiniz ki, efendim,
bunun başında vali var, vali devlette umur görmüş adamdır; ama, bunlar, bu işi
yapmazlar. Peki, öyle bir valinin olmadığını düşünelim. Geldi, kaynakları
istediği gibi savurdu. Şimdi, bu kuracak mı, biz buna evet mi diyeceğiz, bunun
denetimini yapmayacak mıyız? Haydi bunların hepsini yaptı diyelim, hepsini
yaptı... Bütün bu yetkileri de verelim. Yahu, yaptığı iş doğru mu yanlış mı, bu
paralar doğru mu kullanıldı yanlış mı kullanıldı, bunu da mı sormayacağız; yok,
bunu da sormayacağız!
Dolayısıyla, değerli
arkadaşlar, bu madde, neresinden bakılırsa... Bakın "müessese
kurabilir" var zaten. Ona itiraz etmiyoruz, müessese kurabilir; ama, il
özel idaresi ticaret şirketini niye kursun arkadaşlar?! Bu ülkede siz kalkıp
özelleştirmenin şampiyonluğunu yapıyorsunuz, kamu hiçbir şekilde ekonomiye
girmeyecek diyorsunuz, kamu ekonomiden elini çekecek diyorsunuz, kamu ekonomiye
artık hiçbir şekilde müdahale etmeyecek diyorsunuz; girmeyecek, fabrika
kurmayacak, özelleştireceğiz diyorsunuz, ondan sonra, kalkıyorsunuz,
söylediğinizin tam tersine, her alanda şirket kurmak için yerel yönetimlere
izin veriyorsunuz. Adama tabiî sorarlar; bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
Ama, AKP için bu gayet normal.
Teşekkür ediyorum
arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN- Teşekkür ediyorum
Sayın Kılıçdaroğlu.
Madde üzerinde şahsı
adına söz isteyen, Bayburt Milletvekili Ülkü Gökalp Güney; buyurun.
ÜLKÜ GÖKALP GÜNEY
(Bayburt)- Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bugün, burada, İl Özel
İdaresi Kanununun Sayın Reisicumhur tarafından bir defa daha görüşülmek üzere
geri gönderilen maddelerini görüşüyoruz ve şu anda da 52 nci madde üzerinde
konuşuyoruz.
Ben, haziran ayında bu
kanun görüşülürken burada tereddütlerimi, eksikleri, kendi deneyimlerime ve
kendi bilgime göre aktarmaya çalışmıştım. Zabıtlar elimde; o gün söylemiş
olduğum, o gün ifade ettiğim, en başta, il özel idaresinin başının vali
olmasının gerekçelerinin altını çizerek ifade ettiğim sakınca, Sayın
Reisicumhurumuz tarafından geri çevrildi.
Şimdi, arkadaşlar, burada
konumuz, kimseyi eleştirmek değil; burada, olaya katkıyı, katkımızı koymak
istiyoruz. Evvela, bunun, sizler tarafından böyle bilinmesini istiyorum.
Biraz evvel, benden önce
Sayın Kılıçdaroğlu ve diğer değerli milletvekili arkadaşım konuştu. Özellikle
Sayın Kılıçdaroğlu'nun ifadelerini çok dikkatle dinledim; yerden göğe kadar
haklı.
Şimdi, orada bir eksik
var, onu da ben tamamlayayım. Hani, diyoruz ki, canım, biz özel idareye bunları
kurdururuz da... Ee, kurduralım... Ee, canım, bir şey olursa denetimini vali
yapar... Vali yok; valiyi özel idarenin başından almışsın. Olmayan bir makama,
olmayan bir otoriteye, siz, gıyaben, nasıl diyebilirsiniz ki, vali bunu yapar,
düzeltir... Yok böyle bir şey!
Hatta, valinin getirmiş
olduğu faaliyet raporunu il özel idaresi kabul etmiyor. Eğer etmiyorsa, gidiş
yeri Bakanlık; Bakanlığın görüşüne sunulur. Böyle şey olur mu?!.
Arkadaşlar, bu kanun
yanlış yerde hazırlanmıştır. Bu kanunu, ben, İçişleri Bakanlığının hazırladığı
kanaatinde değilim. Bu kanunun nerede hazırlandığını, hepiniz benim gibi
biliyorsunuz. Kamu Yönetimi Kanunu Tasarısı -İçişleri Bakanlığının uzmanları
dışında- Başbakanlıkta, şöyle veya böyle, hazırlanmıştır; ama, uzmanlık alanına
girmeyen yerlerde bu yanlışlara düşülmüştür.
Çok samimî söylüyorum, bu
kanun uygulanamaz, çoğu yerde uygulanamayacak, uygulamada büyük zorluklar
çıkacak. Bu zorluklar, yarın, o mahallî idarelerdeki bir kaosu önümüze
getirecek. Bizim önerilerimiz, bizim getirdiğimiz şeyler hiç dikkate alınmadı.
Bir inat... Nedir, nereden geldi, nasıl geldi; onu bilmiyorum. Bunu
anlatamadık. Eğer baştan yanlış yaparsanız, konuyu yanlış arz ederseniz, onun
üzerine, hiçbir zaman hiçbir yerde doğruyu oturtamazsınız. İl genel meclisinin
başına valiyi veriyorsunuz uygulamak için, il özel idaresinin başından valiyi
çekiyorsunuz. İl genel meclisi onun uygulama organı. Hiç böyle bir şey olur mu,
böyle iki başlılık olur mu?
RECEP KORAL (İstanbul) -
Tersini söylediniz.
ÜLKÜ GÖKALP GÜNEY
(Devamla) - Çok affedersiniz. İl özel idaresinden valiyi alıyoruz, il genel
meclisinin başında zaten vali var; iki başlı bir yönetim, böyle bir şey olur
mu, böyle bir şeyi uygulayabilirler mi; olmayacak, uygulanması mümkün değil.
Valilerin yetkisini
artırdık... Yahu biz de okuyoruz bunları, okuduk; valilerin yetkileri
kısaltıldı, valiyi zaten devredışı bırakıyorsun. Valilerin yetkisinin
artırıldığını...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Güney.
ÜLKÜ GÖKALP GÜNEY
(Devamla) - Türkiye'de 81 valimiz var. Buradaki milletvekili arkadaşlarımızın
hepsinin vilayetlerinde valiler var, hepsi deneyimli arkadaşlarımız. Onları da
hepsi okudu; burada valinin yetkisini artıran bir şey yok. Valiyi il özel
idaresindeki görevinden alıyorsunuz, fonksiyonunu... Ama "efendim, bir
sıkıntı olduğu zaman vali bunu halleder..." Vali onu halledemez. Vali
olmadığı bir organda neyi halledecek? Valinin, faaliyet raporu dahi, valinin,
reddedildiği zaman, yapacağı bir şey yok. Bu bakımdan, bu kanun yanlış doğuyor,
bu ölü doğuyor. Bu, mutlaka ve mutlaka, göreceksiniz, Anayasa Mahkemesinden
geri dönecek. Ne oldu? Geçen hafta hepimiz burada çalıştık, herkes gayret etti,
önergeler vermeye çalıştık, şifahî ikaz etmeye çalıştık, geldik burada
konuştuk; konuştuklarımız tamamen burada kaldı.
Şimdi, arkadaşlar, bu
kanunun uygulanmamasındaki en önemli -altını çizerek söylüyorum- faktör,
valilerin il genel meclisinin başından alınmasıdır. Ülkemizin hassasiyetlerine
dikkat etmeliydik, bölgelerimizin hassasiyetlerine dikkat etmeliydik. Bunu
burada ısrarla söyledim, ısrarla anlatmaya çalıştım; ama, muvaffak olamadım.
Şunu söylemek istiyorum
son olarak: Önemli olan kanun çıkarmak değildir. Çok kanun çıkarabiliriz,
kanunlar çıkarabiliriz; ama, onun uygulamasını gözardı edemeyiz, gözardı
etmemeliyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Güney,
toparlar mısınız!
Buyurun.
ÜLKÜ GÖKALP GÜNEY
(Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Burada, anladığım
kadarıyla, biraz sonra bu kanun çıkacak; ama, inanın ki, bu kanun eğer Anayasa
Mahkemesinden dönmezse -ki, dönecektir göreceksiniz; eğer, Allah bize ömür
verirse, karşılıklı, burada göreceğiz durumu- mutlaka uygulamada büyük kaoslar
ortaya çıkacaktır diyorum, bu duygularla, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve
DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Güney.
Madde üzerinde 1 önerge
vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 791
sıra sayılı Yasanın 52 nci maddesine aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
|
Kemal
Kılıçdaroğlu |
Mehmet
Boztaş |
Erdal
Karademir |
|
İstanbul |
Aydın |
İzmir |
|
Türkân
Miçooğulları |
M. Mesut
Özakcan |
Mehmet
Uğur Neşşar |
|
İzmir |
Aydın |
Denizli |
|
|
M.Akif
Hamzaçebi |
|
|
|
Trabzon |
|
"Şirketlerin dış
denetimi Sayıştay tarafından yapılır."
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANVEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Önergeye katılamıyoruz
efendim.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
ABDÜLKADİR AKSU (İstanbul) -Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Sayın
Kılıçdaroğlu konuşacak mısınız?
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) - Evet efendim.
BAŞKAN - Buyurun.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
şirketlerle ilgili olarak, il özel idarelerinin şirketleriyle ilgili olarak,
burada, az önce, doğurabileceği riskleri... Türkiye ekonomisinden, kültür
yozlaşmasına yol açabilecek, ekonomide ciddî sapmalara yol açabilecek bir
düzenleme bu. Madde oldukça kısa; ama, sistemin özünü oluşturan bir madde.
Bari, şirket kurulmasına izin veriyorsanız, bu şirketlerin bir denetim organı
olması lazım. Birilerinin, gelip, zaman zaman veya gerektiğinde, bunları
denetlemesi lazım.
Kamu Malî Yönetimi ve
Kontrol Kanununda, bütün dışdenetimin Sayıştay tarafından yapılacağı öngörülmüş
durumda. Biz de, gayet iyi niyetlerle, eğer, bu şirketler kurulacaksa, o zaman,
bu şirketlerin dışdenetimini de Sayıştayın yerine getirmesini, dolayısıyla, bir
kamu kaynağı harcanırken, bu kamu kaynağına gerekli özenin gösterilmesi
isteniyorsa, bu önergemize değerli milletvekillerinin "evet" demesini
bekliyoruz.
Tabiî, ben, isterdim ki,
Sayın Bakan, buna "evet" desin. Sayın Bakanın önüne -ben biliyorum-
İçişleri Bakanlığının müfettişleri tarafından getirilen yüzlerce yolsuzluk
dosyası vardır il özel idareleriyle ilgili olarak. Sayın Bakan da eski vali; bu
özel idare kaynaklarının nasıl kullanıldığını kendisi gayet iyi bilir. Haydi,
bunlara bir de şirket kurduruyorsunuz; şirketin başında kim var allahını seversen,
kim yönetiyor bu şirketi?! Ekmek dağıtım şirketi kurduğunu düşünün, gazete
dağıtım şirketi kurduğunu düşünün. Böyle şirketler olur mu?! Neye el
kaldırıyoruz, neye "evet" neye "hayır" diyoruz... Yani, bu
ülkede, hâlâ, yolsuzluklardan dilimiz yanmadı mı?! Yolsuzluklara çanak tutan
bir parlamento olabilir mi arkadaşlar? Bu önergeye, eğer "evet"
denilmezse, "evet" demeyen arkadaşların yolsuzluğa çanak tutmayı
uygun gördüklerini, kişisel olarak, düşünüyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
RECEP KORAL (İstanbul) -
Türk Ticaret Kanunu var...
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) - Kişisel olarak dedim...
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Kılıçdaroğlu.
Sayın Bakan, yerinizden,
Tüzüğün 60 ıncı maddesine göre kısa bir açıklama yapabilirsiniz; buyurun.
İÇİŞLERİ BAKANI
ABDÜLKADİR AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; şimdi, bu
maddeyle ilgili yapılan takdim, sanki, ilk defa, ülkemizde belediyeler ve özel
idareler şirket kuruyor; sanki, ilk defa, bu yasayla şirket kurulma getirilmiş
oluyor.
Bakın, ben, idarecilik
yaptım, yıllarca valilik yaptım. Hem benim vali olarak kurduğum çok şirket var
-özel idare- hem de çalıştığım illerde benden önceki valilerin kurmuş olduğu,
yöre için gerçekten faydalı olan, örnek olan, yol gösteren şirketler oldu.
Yani, ilk defa kurulmuyor değerli arkadaşlarım. Yıllardır, ülkemizde, il özel
idareleri ve belediyeler şirket kurar. Şirketten amaç, bu, özel hukuk
tüzelkişisidir, Şirketler Yasasına göre faaliyet gösterir. Onun için, bunun
denetimi de var, denetimi yok değil. Şirketler, öncelikle Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı tarafından denetlenir, Maliye Bakanlığı tarafından denetlenir. Vali,
her zaman, hem özel idare hem belediye şirketini denetletebilir ve İçişleri Bakanı
olarak ben, hem il özel idarelerini hem de şirketleri denetletebilirim.
BAŞKAN - Sayın Bakan,
toparlar mısınız.
İÇİŞLERİ BAKANI
ABDÜLKADİR AKSU (İstanbul) - Ben bunu arz etmek istedim efendim.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Bakan.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Birleşime 10 dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 16.24
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.39
BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet Gökhan SARIÇAM
(Kırklareli)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 61 inci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
791 sıra sayılı kanun
tasarısı üzerindeki görüşmelere kaldığımız yerden devam ediyoruz.
VI.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
2.-
24.6.2004 Tarihli ve 5197 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ve Anayasanın 89 uncu
ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri
Gönderme Tezkeresi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/856) (S. Sayısı: 791)
(Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükümet yerinde.
Geçici 1 inci maddeyi
okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 1. - Bu
Kanunun 11 inci maddesi gereğince yapılacak meclis başkanlık divanı seçimi bu
Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç bir ay içinde yapılır.
Bu Kanunun 25 inci
maddesi hükmüne uygun il encümeni oluşuncaya kadar mevcut encümen görevine
devam eder.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
AK Parti Grubu adına, Balıkesir Milletvekili Sayın Ali Osman Sali; buyurun. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ALİ
OSMAN SALİ (Balıkesir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; İl Özel İdaresi
Kanununun geçici 1 inci maddesiyle ilgili olarak Grup adına huzurunuzdayım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
geçici 1 inci maddedeki 11 inci ve 25 inci maddelerin gerekçelerini sayarak,
Anayasaya uygunluk gerekçelerini sayarak huzurunuzu işgal edecek değilim; 11 ve
25 inci maddeler için söylenenler ve verilecek kararlar, bu madde için de
tabiatıyla geçerli olacaktır.
Bu vesileyle, hepinizi
saygıyla selamlıyor, yasanın hayırlı olmasını temenni ediyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Sali.
Madde üzerinde, şahsı adına,
Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan söz istemiştir.
Buyurun Sayın Kandoğan.
Konuşma süreniz 5
dakikadır.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben, 52 nci madde
üzerinde de söz talebim olmuştu; ancak, o maddede konuşamadım, o maddeyle
ilgili birkaç cümle söyledikten sonra geçici maddeyle ilgili görüşlerimi ifade
edeceğim.
52 nci maddeyle ilgili
olarak değerli konuşmacıları dinledik; ancak, bu maddenin, hükümetin genel
icraatıyla, genel söylemleriyle ne kadar ters bir madde olduğunu da sizlerin
takdirine sunmak istiyorum.
Balıkesir SEKA
fabrikasını kapatıyorsunuz, Kocaeli SEKA fabrikasını kapatıyorsunuz, bunların
gerekçeleri olarak da zarar ettiklerini söylüyor, ifade ediyorsunuz; ama, bir
PETKİM 2004 kârını açıkladı, bir TÜPRAŞ 2004 kârını açıkladı; TÜPRAŞ'ın, 2004
yılında 1 katrilyon liraya yakın kârı, PETKİM'in ise 2004 yılında 62 trilyon
liraya yakın kârı oldu. Bir taraftan bu şirketleri, kamu tüzelkişiliğine sahip
olan bu fabrikaları kapatırken, diğer taraftan, mahallî idarelere, şirket
kurmaları yönünde, geçmişteki kanuna benzer, paralel bir düzenleme
getirilmesinin de haklı bir gerekçesini izah etmek çok zor.
Yine, burada birkaç sefer
dile getirdim, son maddeyle ilgili -Sayın Bakana da sordum- tekrar soruyorum:
Bu kanunla valilerin yetkilerinin artırıldığını ifade ediyorsunuz; hangi
maddede, ne olur, gelin bir tek madde söyleyin dedim. Sayın Bakan geldi,
burada, geçmiş kanunda olan maddeleri aynen yineledi; ancak, valilerden bir
şeyler alıp götüren maddelerle ilgili olarak bir tek kelime söylemedi. O günden
sonra, onlarca valimiz, vali yardımcımız, kaymakamımız beni aradılar ve bugün
bu konuşmayı yapmam da bu telefon görüşmelerinin neticesidir.
Yine, geçen oturumda
Sayın Ziyaeddin Akbulut'un konuşmalarını da büyük bir üzüntüyle dinledim. Sayın
Ziyaeddin Akbulut, sekiz yıl valilik yaptığını ve il genel meclisi başkanlığı
görevinde bulunurken, meclise başkanlık yaparken, kendisini misafir gibi
gördüğünü ifade etti. Bu nasıl misafirliktir ki, sekiz yıl süren bir
misafirlik! Ben, hiçbir valimizin, il genel meclisi başkanlığı yaparken,
kendisini o makamda, mevkide misafir olarak gördüğü düşüncesine katılmıyorum ve
ikinci bir vali dahi bu iddiayı ileri süremez.
Yine, Sayın Akbulut,
encümenin beş atanmış üyesinin encümen hizmetleriyle ilgili olarak "daha
objektif, daha tarafsız, daha etkili hizmet verilecek" diyor; yani,
seçilmiş üyelerle bu görev sürdürülürken daha objektif değilmiş, daha tarafsız
değilmiş, daha etkili hizmet verilemiyormuş manası çıkıyor. Yine, bu şekildeki
bir encümen yapısını Sayın Akbulut ifade ediyor ki, daha objektif çalışan, daha
aktif çalışan, daha kararlı çalışan bir encümen.
Şimdi, bir taraftan,
atanmışların il genel meclisinin başı olmasını istemiyorsunuz, özelleştirme ve
yerelleştirme konusunda çok ileri adımlar attığınızı ifade ediyorsunuz, bir
taraftan da encümene yeni atanan kamu görevlileriyle bu encümenin çok daha
aktif, objektif, verimli ve kararlı çalışacağını ifade ediyorsunuz. Bu, ne
tenakuzdur; bu, nasıl bir çelişkidir?..
Yine, Sayın Akbulut, il
genel meclisi başkanı olarak oy verme işlemlerinde, oy kullanma durumunda,
kendi lehlerine oy verilmeyen taraflarca -yani, siyasî parti mensuplarınca- il
genel meclisi üyelerince, sen de bu hükümetin valisi değil misin, biz seni
tayin etmedik mi şeklinde eleştirilerin; oy verirse de, ben sana sorarım, sen
bizim partinin lehinde değilsin şeklindeki ifadelerin kendisine ve valilere
ifade edildiğini söylüyor. Eğer, bu doğruysa, bu gerçekse, kendisine bu şekilde
hitaplarda bulunulmuşsa, bundan sonra, il genel meclisi başkanı olmayan ve
otoritesi zayıflayan, yetkisi azaltılan bir valiye karşı bu sözlerin daha fazla
söyleneceği iddiasında bulunabilir mi veya olmayacağını söyleyebilir mi?
Yine Sayın Akbulut,
meslek mensuplarımızı yaralayan, çok talihsiz bir ifadede bulundu. Onlarca vali
yardımcısı beni aradı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kandoğan,
toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla)
- Vali olmadığı zamanlarda, bugüne kadar, encümen başkanlığı vali yardımcıları
tarafından yürütülmekteydi; ancak, bu kanunla, bundan sonra genel sekreter
unvanlı birisi özel idarede görev alacak, valinin olmadığı dönemlerde encümen
başkanlığını bu genel sekreter yapacak.
Sayın Akbulut, bunun
gerekçesinde diyor ki "genel sekreter, uzman bir kişi olacak." Bu, ne
zaman atanacak, ne zaman uzman olacak?!
Ben, buradan, bir kez
daha üzüntülerimi belirtmek istiyorum ki, vali yardımcıları, mesleğe
atanmalarından o göreve gelinceye kadar bu işin uzmanı olarak yetiştirilirler
Sayın Akbulut. Siz de biliyorsunuz ki, vali yardımcısının, kaymakamlıktan
itibaren -vali yardımcılığı yaptığı süre içerisinde de- encümene başkanlık
yapabilecek en ehil, en yetenekli, en yetişmiş kişi olduğu konusunda hiç
kimsenin tereddütü olmaması lazım.
Sayın milletvekilleri,
biraz sonra, oylarınızla bu çıkacak; ancak, son olarak şunu söylemek istiyorum:
Meclise getirilen her kanun tasarısında, mülkî idareden bir şeyler alınıp
gidiyor. Yarın, mülkî idareye, hepimizin ve sizlerin de ihtiyacı olacak.
Hani, bilirsiniz, ama,
bizi yaralayan bir husus var; onu da söylememi ifade ettiler bütün vali
yardımcılarımız, valilerimiz ve kaymakamlarımız, onu da söylüyorum son olarak.
Hani, ormanda, ağaçları kesmeye çalışan balta karşısında ağaçlar birbirlerine
omuz vererek şunu söylerlermiş: "Biraz sonra sıra bize de gelecek, bizi de
kesecekler; ancak, biz, baltaya değil de, baltanın sapının bizden olduğuna
üzülüyoruz." Ben de, son olarak şunu söylüyorum: Sayın Bakanım, sizin
İçişleri Bakanlığı döneminizde, Sayın Akbulut, sizin İçişleri Komisyonu
Başkanlığınız döneminde, mülkî idareden bu kadar şey alıp götüren bir kanunun,
bir tasarının bu Meclisten geçmesini hiçbir mülkî idare amirine rahatlıkla izah
edemeyeceksiniz; bunun vebali ve sorumluluğu altındasınız.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.(DYP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Kandoğan.
Madde üzerinde şahsı
adına söz isteyen, Amasya Milletvekili Sayın Hamza Albayrak; buyurun. (AKP
sıralarından alkışlar)
HAMZA ALBAYRAK (Amasya) -
Sayın Başkan, Meclisin yüce temsilcileri; görüşülmekte olan 791 sıra sayılı
yasa tasarısının geçici 1 inci maddesiyle ilgili olarak şahsım adına söz almış
bulunuyorum; hepinizi en içten duygularla selamlıyorum.
Efendim, geçici 1 inci
madde, bu yasanın 11 inci ve 25 inci maddelerinin uygulanmasına yönelik bir
madde olup, bu konuyla ilgili konuşmalar yapıldı. Ben, özellikle bu 52 nci
maddeyle ilgili yapılan görüşmeleri ve konuşmaları değerlendirmek üzere söz
almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlar, biz,
Özel İdareler Yasasına 52 nci maddeyle yeni bir uygulama getirmiyoruz aslında.
İl özel idarelerinin, halen, uygulamada, muhtelif şirketleri var; turizmle
ilgili, kömür ocaklarının çalıştırılmasıyla ilgili muhtelif şirketleri var.
Bunların sermaye şirketi olarak kurulması, var olan bir uygulama; yeni bir
uygulama değil. Elbette ki, iştigal sahaları genişledikçe bu şirketler belki
çoğalabilecek.
Zaten, bu 52 nci madde
dikkatle tetkik edildiğinde şu görülecektir: İl özel idareleri, ihtiyaç duyması
halinde, mevcut yasaların kendilerine verdiği yetkiye binaen, isterlerse,
sermaye şirketi kurabilecekler; bakınız, kurabilir isterse; yani, burada bir
şarta bağlı ruhsat var. İhtiyaç duyulduğunda il özel idareleri şirket kursun.
Belediyelerin var. Belediyeler yıllar önce kurmuş da il özel idareleri niçin
kurmasın değerli arkadaşlar?!
Bakınız, bugün, kamu
kurum ve kuruluşlarının özellikle hizmet alımıyla ilgili ihalelerdeki
spekülasyonları hep birlikte izliyoruz. Temizlik ihalelerinde, ulaşım
ihalelerinde çeşitli kişilerin birbirlerini gasbettikleri, yaraladıkları
hepimizin malumu. İstihdam da Türkiye'nin en önemli problemi; işsizlik... Bunu,
şahıs şirketleri kurana kadar, özel idareler kursun bu şirketi; kâr etmesin,
başabaş noktasında şirketleri çalıştırsın; ama, daha çok istihdama katkı versin.
Bunu yapmakta hiçbir mahzur yok.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) -
Niye özelleştiriyorsunuz? Niye kapatıyorsunuz SEKA'yı?
HAMZA ALBAYRAK (Devamla)
-Efendim, özelleştirmeyi değişik bir platformda açıklarız.
Burada önemli olan şu,
değerli arkadaşlar: Yasadan çok tatbikatçı önemli, kanundan çok tatbikatçı
önemli. İşte, burada, iyi bir şekilde bu şirketler çalıştırılırsa, kamuya
yönelik işletilirse, bunda çok önemli hizmetler doğacaktır.
Tabiî, burada, İstanbul
Büyükşehir Belediyesiyle ilgili de, bazı konuşmacı arkadaşlar, şirketlerdeki
usulsüzlüklere değindiler. Ben, şahsen, 1995 ile 1999 yılları arasında İstanbul
Büyükşehir Belediyesinde Teftiş Kurulu Başkanı olarak çalıştım. Özellikle,
çalışmış olduğum dönemde, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı şirketlerin
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı müfettişlerince, konularıyla ilgili olarak hesap
uzmanlarınca, Maliye müfettişlerince, SSK müfettişlerince, iş müfettişlerince
çok yoğun bir şekilde denetime tabi tutulduğunu bizzat yaşadım. Türkiye'de
eksik olan denetim eksikliği değil arkadaşlar, denetim raporlarına uyulup
uyulmaması; bunun sorgulanması lazım. Müfettiş arkadaşların düzenlemiş
oldukları raporların sonucuna ne kadar uyuluyor; bunun sorgulanması lazım. Dolayısıyla,
bu 52 nci maddeye uygun olarak şirket kurulmasında herhangi bir sakınca,
elbette ki, yoktur; bu, tamamen yasalara uygundur. Tabiî, mülkî erkana da biz
şükran borçluyuz, Türkiye'ye değerli hizmet veren herkesi biz takdirle
kucaklarız; fakat, değerli arkadaşlar, en iyi yönetişim biçiminin konsensüs
olduğunu unutmayalım. Katılımcı, şeffaf yönetimlere taraf olmak hepimizin
görevi. Bir kişi değil, birçok kişinin, gerçekten bilimsel veri tabanlı olarak
önlerine getirilen problemlere çözüm üretmesi ideali yakalama noktasında
kaçınılmazdır. Bu 52 nci maddeyle il özel idarelerinin kuracağı sermaye şirketleri
eğer gerçekten konsensüse dayalı olarak oluşacaksa, bu, hem o bulunduğu şehir
için hem de ülkemiz için mutlaka faydalar getirecektir. Dolayısıyla, bu şarta
bağlı ruhsatı kullanmaktan kaçınmamak lazım. Artık, yıllar önce Napolyon'un
söylediği gibi, kişilerle yönetime değil, sistemle yönetime ağırlık vermek
lazım diye düşünüyorum.
Bu kanunun, ülkemize
hayırlar getirmesini dilerken, hepinize en kalbî muhabbet ve saygılarımı arz
ediyor; teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Albayrak.
Geçici 1 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum...
K. KEMAL ANADOL (İzmir) -
Sayın Başkan, karar yetersayısının aranılmasını istiyorum.
BAŞKAN - Arayacağım Sayın
Başkan.
Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Karar yetersayısı vardır; madde kabul edilmiştir.
Kanunun tümü açıkoylamaya
tabidir.
Açıkoylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açıkoylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için 3 dakika süre
vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden
yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy
pusulalarını, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy
kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy
pusulasını, yine, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, 24.6.2004 Tarihli ve 5197 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ve
Anayasanın 89 uncu ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha
Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresinin açıkoylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı: 272
Kabul: 207
Ret: 65 (x)
Böylece, kanun kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
İçişleri Bakanı Sayın
Abdülkadir Aksu teşekkür konuşması yapacaktır.
Buyurun Sayın Aksu. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
İÇİŞLERİ BAKANI
ABDÜLKADİR AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
yerel yönetimler reformu kapsamında hazırladığımız İl Özel İdaresi Kanununun,
Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından bazı maddelerinin görüşülmek üzere iadesinden
sonra, Yüce Meclisimizce tekrar kabul edilmesi üzerine söz almış bulunuyorum;
bu vesileyle, Yüce Meclisimizin siz değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum.
Hatırlanacağı gibi, yerel
yönetimler reformu kapsamında hazırladığımız İl Özel İdaresi Kanunu, Belediye
Kanunu ve Büyükşehir Belediye Kanunu, geçtiğimiz yasama yılında, Yüce
Meclisimizce kabul edilmişti. Yerel yönetimler reform paketi içerisinde yer
alan İl Özel İdaresi Yasasının, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından, bazı
maddelerinin tekrar görüşülmek üzere iade edildiği hepinizin malumudur. Bu
defa, Sayın Cumhurbaşkanımızın iade gerekçeleri de dikkate alınmak suretiyle,
yasanın çıkış mantığı ve temel öğelerini de etkilemeyecek şekilde kanun yeniden
düzenlenmiştir. Plan ve Bütçe Komisyonumuz bu düzenlemeyi yapmış, sizler de
biraz önce onaylamış bulunuyorsunuz. İl Özel İdaresinin görev ve
sorumluluklarını düzenleyen madde de, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun üyelerinin
değerli katkılarıyla, yerel yönetim reformunda bir eksiklik doğurmayacak
şekilde yeniden yazılmıştır.
Doğal olarak, bunca
yıllık uygulamalarımızın bir bölümünden vazgeçmek ve yeni bazı ilkeler üzerine
geleceği inşa etmek, tabiî ki, kimi itirazları doğurabilir. Bu itirazlardan,
elbette ki, yasanın çıkış mantığını etkilemeyecek olanları uygulamak
durumundayız. Bizim amacımız, özel idareleri, demokratik, etkin ve verimli bir
yapıya kavuşturmak ve Avrupa Birliğindeki yerel yönetimlere benzer hale
getirmektir.
Malumunuz, bugün
görüşmelerini tamamladığımız İl Özel İdaresi Kanunu, kamu yönetimimizin en
temel yasalarından biridir; bu özelliği nedeniyle, gerek hazırlık sürecinde ve
gerekse ilgili komisyonlarda üzerinde yoğun mesai harcanmış, kamuoyunun ve Yüce
Meclisin önüne bir reform paketiyle çıkılmıştır. Bugüne kadar, neredeyse
birbirinin rakibi ve hatta alternatifi gibi gösterilmeye çalışılan yerel
yönetimler ile merkezî idare, idarenin bütünlüğü ilkesi ışığında, birbirini tamamlayan
üniteler olarak, kamu hizmet ve yetkilerini paylaşır duruma getirilmiştir. Bu
çerçevede, mahallî idare anlayışı bütünüyle değiştirilmiştir. Mahallî
ihtiyaçlar, kanunla başka idarelere verilmedikçe, mahallî idarelerce yürütülecek
biçimde, yerel yönetimler yetkilendirilmiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; yerel yönetim reformu dediğimiz, bu denli geniş bir
bakış açısını, modern bir yapılanmayı sizlerin katkılarıyla sağlamaktayız.
Üstelik, yıllardır konuşulup bir türlü icra edilmeyen reformu
gerçekleştiriyoruz; bu da, siz değerli arkadaşlarıma, 22 nci Dönem
Parlamentomuza nasip olmuştur. Bu kadar yoğun çalışmalar sonucunda kabul edilen
İl Özel İdaresi Kanununun, aziz vatandaşlarımıza etkin ve verimli hizmetin
getirilmesine yardımcı olması dileklerimle, Yüce Meclisin siz değerli üyelerini
yeniden saygıyla selamlıyorum, hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
(x) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın
sonuna eklidir.
Sayın milletvekilleri,
Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği Arasındaki Malî İşbirliği Çerçevesinde
Temin Edilecek Malî Yardımların Uygulanmasına İlişkin Çerçeve Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
3.- Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği Arasındaki Malî
İşbirliği Çerçevesinde Temin Edilecek Malî Yardımların Uygulanmasına İlişkin
Çerçeve Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/861) (S. Sayısı: 694 ve 694’e 1 inci Ek) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükümet yerinde.
Komisyon raporu 694 ve
694'e 1 inci ek sıra sayılarıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Tasarının maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
1 inci maddeyi
okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE AVRUPA BİRLİĞİ ARASINDAKİ MALÎ
İŞBİRLİĞİ ÇERÇEVESİNDE TEMİN EDİLECEK MALÎ YARDIMLARIN UYGULANMASINA İLİŞKİN
ÇERÇEVE ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1. - 14 Mayıs 2004
tarihinde Ankara'da imzalanan Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği arasındaki
malî işbirliği çerçevesinde temin edilecek malî yardımların uygulanmasına
ilişkin "Çerçeve Anlaşma"nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2. - Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3. - Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Tasarının tümü
açıkoylamaya tabidir.
Açıkoylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açıkoylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için 3 dakika süre
vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden
yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy
pusulalarını, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy
kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy
pusulasını, yine, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
(x) 694 ve 694’e 1
inci Ek S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
BAŞKAN - Türkiye
Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği Arasındaki Malî İşbirliği Çerçevesinde Temin
Edilecek Malî Yardımların Uygulanmasına İlişkin Çerçeve Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu
açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 262
Kabul : 257
Ret : 5 (x)
Böylece, kanun tasarısı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Kadastro Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm Komisyonu raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
4.- Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/858)
(S. Sayısı: 728) (xx)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükümet yerinde.
Komisyon raporu 728 sıra
sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz isteyen Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Erdal
Karademir.
Buyurun Sayın Karademir.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ERDAL
KARADEMİR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının tümü
üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım; Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Fransa'da, 1801 yılında, vergi kadastrosu için önce toprak sahiplerince verilen
bilgiler üzerine temellendirilen kadastro, 1808 yılında, doğru ve adil bir
vergilendirme kadastronun ölçü temeline dayandırılmasının gerekli olduğu
saptanarak bugünkü konuma getirilmiştir. Yaklaşık yirmi yıllık gelişme
sonucunda kadastro, günümüzde çokamaçlı bir kapsama kavuşmuş ve bu kapsamıyla
da mekâna dayalı bilgi sistemlerinin altyapısı olma işlevini üstlenmiştir.
Ülkemizde ölçüye dayalı
kadastro 1912 yılında başlamış, 1925 yılında 658 sayılı Kadastro Yasası, 1934
yılında 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ve bugün de 3402 sayılı
Kadastro Kanunuyla devam etmektedir. Ülkemizde kadastronun gelişmesini
belirleyen, 1926 tarihli Türk Medenî Kanunudur. Bu kanunla taşınmaz mülkiyeti
konusunda getirilen hükümlere uygun bir tapu sicil sisteminin kurulması hedefi,
başlangıçta kadastro çalışmalarının temel amacı olarak belirlenmiştir. Bu
sınırlı amaca büyük oranda ulaşılmış, tesis kadastrosu olarak adlandırılan
çalışmalar büyük oranda tamamlanmıştır. Kalan 10 000'e yakın köyün
kadastrosunun 2006 yılı sonu itibariyle bitirilmesi öngörülmüştür. Bu hedef
olumludur; ama, yeterli değildir; çünkü, kadastrodan günümüzdeki çağdaş
beklentiler değişmiştir. Günümüzdeki bilgi teknolojilerinde ortaya çıkan
gelişmeler, toprağa ilişkin verilerin toplumsal ve teknik gereksinimlere çok
yönlü yanıt verecek özellikte oluşturmalarını, güvenilir olmalarını, güncel
tutulmalarını ve bunlara kolayca ulaşılmasını sağlayacak bir veri tabanında
yapılandırılması gerekliliği vardır. Dolayısıyla, Türkiye kadastrosu, bugünkü
kapsamıyla ve ürettiği verilerin durumu, özellikleri ve standartlarıyla, mekâna
yönelik yukarıda sayılan çok yönlü gereksinimleri karşılayabilmekten uzaktır.
Nedeniyse, kadastro planları ve verileri güncel durumda değildir. Kadastro
bilgileri farklı standartlarda üretilmiştir. Kadastro ölçülerinin çok büyük
bölümü ülke nirengi ağına bağlı değildir. Kadastro planları, büyük oranda
teknik yönden beklentileri karşılamaktan uzaktır. Tesis kadastrosu olarak
adlandırdığımız mevcut kadastro, yapıldıktan sonraki oluşan değişiklikleri
sağlıklı biçimde izleyemediğinden, veriler güncel tutulmadığından, zemin ve kadastro
planı ilişkisi bozulmuştur. Bundan dolayıdır ki, Türkiye kadastrosu
paftalarının yüzde 60 oranında yenilenmesi gereği, başta Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğü yetkilileri, üniversiteler, ilgili meslek odaları tarafından ifade
edilmektedir.
(x) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın
sonuna eklidir.
(xx) 728 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Değerli arkadaşlarım,
özellikle büyük kentlerdeki kadastronun yaşını incelediğimizde, bu konunun ne
kadar önemli ve ivedi olduğunu göreceğiz. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Konya
gibi 5 büyük kentimizde... İstanbul'da 1925 yılında başlayan kadastro, 1967
yılında bitirilerek tam 42 yılda tamamlanmıştır. İzmir'de 1929 yılında
başlamış, 1962 yılında -33 yılda- tamamlanmış.
Böylesi, çok uzun
sürelerde tamamlanan kadastro, bugün geldiğimiz noktada, özellikle 1925 ile
1960 yılları arasındaki teknolojiyle üretilen -ki, o günkü teknoloji,
bildiğimiz gibi, urgan, adım, metre gibi ölçü aletleri kullanılıyordu-
verilerle mevcut kadastroyu bugün istediğimiz, arzuladığımız özellikteki çağdaş
kadastrolar düzeyine çıkarmak olanaklı değildir.
Yine, o günkü
teknolojiyle üretilen kadastro verileriyle, bugün, özellikle, e-devlet
kapsamında yapılması öngörülen mekânsal bilgi sistemleri, yani, kent bilgi
sistemi, arazi bilgi sistemi, tarım bilgi sistemi, çiftçi kayıt sistemi, çevre
bilgi sistemi gibi sistemleri oluşturmaksa mümkün değildir. Bundan dolayıdır
ki, 3402 sayılı Kadastro Yasasının, yeniden, kökten ele alınması gereği vardır.
Kadastro Yasasının sadece bazı maddelerinde değişiklik öngörerek Türkiye
kadastrosunun sorunlarına çözüm arayanların, yani, AKP İktidarının, Bayındırlık
ve İskân Bakanlığının, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün, kadastronun gerçek
sorunlarından bihaber olduklarının bir göstergesidir.
Değerli arkadaşlarım,
hepinizin bildiği gibi, ülkemiz, 1963 yılından bu yana beş yıllık kalkınma
planlarına dayalı bir planlama döneminde yaşamaktadır. Harita ve kadastro
sektörü de bir özel ihtisas komisyonunun çalışmalarıyla beş yıllık kalkınma
planlarının kapsamında yer almıştır. Dolayısıyla, kadastro konusunun planlı
kalkınma dönemlerinde ele alınması kadastroya verilen önemin de bir
göstergesidir; ancak, kadastro sektörünün beş yıllık kalkınma planlarına dayalı
olarak geliştiğini söylemek ise günümüzde mümkün değildir. Çünkü, Bayındırlık
ve İskân Bakanlığının ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün, Sekizinci Beş
Yıllık Ulusal Kalkınma Planlarındaki sektörle ilgili tespit ve sorunlara
yönelik çözüm önerilerine yeterli düzeyde eğildikleri söylenemez.
Sekizinci Beş Yıllık
Ulusal Kalkınma Planının "harita, tapu kadastro, coğrafî bilgi sistemleri
ve uzaktan algılama sistemleri"
başlıklı bölümünde mevcut durum şöyle özetlenmektedir: 1/5000 ölçekli standart
topografik harita yapımının ülke düzeyinde yüzde 90'ı tamamlanmıştır; ancak,
harita kullanıcısı kurum ve kuruluş ve kişilerin harita taleplerinin beklenen
ölçüde karşılanabilmesi için amaçlanan düzeyde sayısal sisteme geçilmemiştir.
Yine, Sekizinci Beş
Yıllık Kalkınma Planlarında tapu hizmetlerinde de yeterli derecede otomasyona
geçilmediğinden, işlemler yavaş ilerlemektedir. Tapu Kadastro Genel
Müdürlüğünün merkez ve taşra birimlerinde diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla,
özel ve tüzelkişilere verilen hizmetlerde, zaman ve nitelik olarak
yetersizlikler görülmektedir. Kadastro yapımında önemli darboğazlar ve
yetersizlikler görülmekte, ilk yıllarda yapılan kadastro paftaları bugünkü ihtiyaçları
karşılamaktan nitelik olarak uzak durmaktadır.
Türkiye'nin büyük bir
kısmının kadastrosu tamamlanmıştır; ancak, kadastro paftaları ülke koordinat
sisteminde ülke bütünlüğünde oluşturulmadığından kenarlaşma sorunları
yaşanmakta, dolayısıyla, hem bu sorunların boyutu bilinememekte hem de tescil
dışı alanların belirlenmesinde büyük problemlerle karşılaşılmaktadır. Bundan dolayıdır ki, Sekizinci Beş Yıllık
Ulusal Kalkınma Planlarının tespit ettiği ve bu benzeri sorunların çözümünü, bu
tasarıdan beklemek mümkün değildir. Onun için, bu tasarı, yeni baştan ele
alınmalı ve ilgililerin, üniversitelerin, Harita ve Kadastro Mühendisleri
Odasının katılımıyla yeni baştan değerlendirilmelidir.
Değerli arkadaşlarım,
bugünlerde ipotekli taşınmaz kredi sistemi (mortgage) Türkiye'nin
gündemindedir; dışarılardaki bilboardlarda da
reklamlarını görmekteyiz. Oysa, böylesi bir sistemin sağlıklı
işleyebilmesi, sağlam tapu kadastro bilgi sistemine dayalı olması
gerekmektedir. Böylesi bir sistem için yapının bulunduğu arsanın kadastrosu
yapılmış, tapuya bağlanmış, binanın iskân ruhsatı alınmış olmalıdır. Alınan
kredinin geri dönebilmesi için, taşınmaz zorlanmadan satılabilmelidir.
Tapu kayıtlarının
doğruluğu, önceki sahiplerinin bu taşınmazlar üzerinde hakları bulunup
bulunmadıklarının tespiti garanti altına alınmalıdır. Taşınmaz sahiplerinin bu
veya başka taşınmazlarla ilgili veya taşınmaza yüklenebilecek vergi borcunun
bulunmaması ve bu nedenle, vergi dahil her türlü devlet alacağının sisteme
bilgi verebilir duruma getirilmesi gerekmektedir. Taşınmazın değeri, mutlaka,
spekülatif etkenlerden arındırılmış alım-satım değerinde beyan edilmek
zorundadır. Böyle bir sistemin, batı ülkelerinde olduğu gibi, sağlıklı biçimde
kurulabilmesi ve işletilebilmesi, kadastro bilgilerinin ve belgelerinin doğru,
sağlıklı ve güvenilir olmasına bağlıdır.
Yakın gelecekte Türkiye
ekonomisinin gündemine girecek emlak borsası sisteminin de temeli, objektif ve
güncel taşınmaz değerlerini de içeren kadastro sistemi olacaktır. Öte yandan,
günümüzde çağdaş kadastrolar, verilerini güncel tutmak, yaşatmak, gerekiyorsa
yenilemek zorundadır.
Türkiye kadastrosu ise,
seksen yıldır ürettiği verilerin yaklaşık yüzde 60'ını, büyük bir bölümünü
yenilemek ve verilerini, mekânsal bilgi sistemlerinin gerektirdiği sayısal ülke
koordinat noktaları sisteminde tanımlanmış, hukuken geçerli biçime kavuşturmak
zorundadır.
Oysa, ülkemizdeki mevcut
kadastroya baktığımızda, kadastro planları ve verileri güncel durumda değildir.
Türkiye kadastro sonrası zeminde oluşan değişikliklerin, ancak ilgililerin
talebiyle sicillerine yansıtılması mümkündür. Sınır değişiklikleri, yeni inşa
edilen yapı ve tesisler, yeni açılan yollar ve benzeri değişiklikler,
ilgilileri tarafından istenerek gerekli işlemler yapılmadıkça, sicile
yansıtılamamaktadır. Bu yüzden, zaman içerisinde zemin-kadastro planı ilişkisi
bozulmuş ve kadastro planları zemini yansıtamaz duruma gelmiştir. Bunları
sizlere örneksemek isterim. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bulunduğu arazi 7
955 ada, 4, 5, 6 parselden oluşmaktadır. Bu parsellerin tapu sicilinde
cinslerine baktığımızda şöyle görmekteyiz: 4 parselin cinsi ev ve bağdır; 6
parselin cinsi bağ ve evdir; 5 parselin cinsi ise Türkiye Büyük Millet Meclisi
binası ve arsasıdır.
Değerli arkadaşlarım,
siz, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yaşadığımız bu arsasını gezip, bağ ve
kârgir evi görebiliyor musunuz? İşte, mevcut kadastronun bugünkü güncel
verilerden ne kadar uzak olduğunun bir göstergesi.
Yine, size örneksemek
istiyorum. Maliye Bakanlığımızın binası var. Bunun bulunduğu parsel 16 490 ada,
26 parselden oluşmaktadır. Cinsine baktığımız zaman arsa olarak görürüz.
Gördüğünüz gibi, bu veriler dahi, Türkiye kadastrosunun, tapu sicilinin ne
kadar güncel yapılanmadan uzak olduğunun tam bir göstergesidir.
Kadastro bilgileri farklı
standartlardadır. Geniş zaman diliminde ve farklı yöntem ve standartlarda
üretilen kadastro bilgilerinin bilgi sistemine aktarılması için, standartların
yükseltilmesi ve iyileştirilmesi gerekmektedir, kadastro planlarının
sayısallaştırılması gerekmektedir. 260 000 dolayındaki kadastro haritasının,
farklı koordinat sistemlerinde, farklı ölçeklerde, farklı altlıklarda olduğu
bilinmektedir. Tüm bu farklılıklardan dolayı, ortadan kaldırmak için,
kadastronun teknik verilerinin tek bir koordinat sisteminde, sayısal formda ve
hukuken geçerli nitelikte olmasını sağlamak, Türkiye kadastrosunun önünde duran
en önemli görevlerden bir tanesidir. Bu nedenle, bilgi sistemlerini
uyarlanabilir durumdaki kadastro altlıklarının sayısal formda dönüştürülmesi
önem kazanmaktadır. Bu tasarıda "Sayısallaştırma" başlığıyla
getirilen ek madde bu sorunları çözme kabiliyetinden uzaktır.
Değerli arkadaşlarım,
Türkiye kadastrosunun bu sorunlarının giderilerek, mekâna dayalı her türlü
yatırımının altyapısı durumunda olan, karar verici mekanizmalar için gerekli
olan harita kadastro verilerinin sayısal formda ve güvenilir durumda olması,
tapu kayıtlarının ve kadastro haritalarının her gün yaşatılması, tüm bu
bilgilerin bir veri tabanına aktarılması, bilgilerin güncel olarak bilgisayar
ortamında tutulması ve bunların bilgi teknolojileri kapsamında yeniden
değerlendirilmesi ve kullanıma sunulması gereklidir.
Tapu ve kadastro
bilgilerinin mülkiyet ve değer boyutlarını içeren mekân boyutu bilgi
sistemlerinin zorunlu temelini oluşturarak, tapu kadastro bilgi sisteminin
oluşturulması, sorgulanması hatta gerekiyorsa yeniden yapılandırılması gerekmektedir.
Sistemlerdeki verilerin
güncel olmasını sağlayacak yaşatma, güncel tutma, gerektiğinde yenileme
faaliyetlerinin kurumsallaştırılması gereklidir. Var olan verileri bilgi
sistemlerine uyarlama çalışmalarının yanı sıra, henüz kadastrosu bitmeyen
bölgelerdeki tesis kadastrosu faaliyetlerinin bu amaca yönelik yönlendirilmesi
gerekmektedir.
Taşınmazlar kadastrosu,
orman kadastrosu, mera kadastrosu ve afet kadastrosu biçiminde ortaya çıkan
çokbaşlılığın giderilmesi, bu sağlanıncaya kadar sayılan faaliyetleri yürüten
kurumlar arasında daha sağlıklı bir işbirliği gereklidir.
Taşınmaz sınır
bilgilerinin, gelişmiş teknolojiler olan yersel alım teknolojileri GPS ve
fotogrometri yöntemleriyle ülke ve yer kontrol noktalarına dayalı olarak elde
edilmesi ve bu bilgilerin araziye aktarılmasını olanaklı kılacak yeterlilikte
olmasının sağlanması gereklidir.
Kamulaştırma, emlak
vergisi, alım-satım harç ve vergileri, ipotekli taşınmaz kredi sistemi, emlak
borsası birçok işlemlerde yararlanılacak taşınmaz değerlerine işlemleriyle
ilişkilendirilmesi gereklidir.
Kadastroları kesinleşmiş
taşınmazlarda vasıf değişikliği dışında kalan, ölçü, tersimat ve
hesaplamalardan doğan hataların yanı sıra, yüzölçümü hatalarının da
düzeltilmesi amaçlanmalıdır.
Değerli arkadaşlarım,
bugünkü kadastro taşınmazlarıyla ilgili uyuşmazlıklar çözülme noktasında
değildir. Kadastro mahkemelerinden ve diğer mahkemelerden Yargıtaya gelen
dosyaların 200 000'e ulaşmış olması, bugünkü kadastronun bu sorunlarını
çözmeden ne kadar uzak olduğunun bir görüntüsüdür.
Değerli arkadaşlarım,
kadastronun bundan sonraki hangi hedefe götürülmesi gerektiği konusuna gelince;
daha 1973 yılında, Anayasa Mahkememiz, kadastroya yönelik olarak, Türkiye
kadastrosunun, ülkemizin çağdaş kimliğinin bir simgesi, taşınmaz
yüzölçümlerinin kesin ve gerçek tanımının, imarın ve mekâna ilişkin
düzenlemelerin ilk koşulu, arazi ıslahının tek aracı, taşınmazların
vergilendirilmesinde devletin dayandığı büyük bir kuvvet, ulusal dayanışmayı
bozan etkenleri ortadan kaldıran toplumsal bir varlık, taşınmazlarla ilgili
yatırımların en güvenli koruyucusu olarak görülmesi gereğinin altını çizmiştir.
Ancak, bugün, AKP İktidarının, Bayındırlık Bakanlığının, Tapu Kadastro Genel
Müdürlüğü bürokratlarının, otuziki yıl sonra dahi, Anayasa Mahkememizin
söylediklerini anlamakta zorlandıklarını görmekteyiz.
Değerli arkadaşlarım,
tarihsel gelişim gözlendiğinde, toplumun yapısı ve gereksinimleri değiştikçe,
kadastronun da, kapsamının da içeriğinin de değiştiği ve bu içeriğe bağlı
olarak kadastro hedefinin ve temel ilkelerinin değişime uğradığı bir gerçektir.
Bu durum, artık,
kadastronun çağdaş, çokamaçlı kadastroya dönüşmesi gereğini göstermektedir.
Peki, nedir çokamaçlı kadastro? Yalnızca kişilerin değil, kamunun
taşınmazlarını da güvence ve denetim altına alan, kamu ve toplum yararına bir
mülkiyet anlayışından kaynaklanan, ülkenin doğal kaynaklarının korunmasını ve
uygun kullanımını amaçlayan, ülke, bölge ve kent ölçeğinde planlı kalkınmaya
gerekli verileri kullanma ve işlemeye hazır bulunduran, merkezî yönetimin ve
yerel yönetimlerin gereksindikleri bilgileri kapsayan, teknolojik gelişmeleri
jeodezi uygulamalarına uyarlayan, mekânsal bilgi sistemlerinin kurulmasını
temel alan, verilerin güncel tutulmasını ve sürekli akımını sağlayan dinamik ve
sistemli bir süreçtir çokamaçlı kadastro. İşte bu amaca hizmet edecek Kadastro
Yasasının yeniden ele alınması gerekmektedir.
Kadastro Yasasına
getirilen bu çarpık, sadece belli maddelerine yönelik değişiklikler, çokamaçlı
kadastronun taleplerini yerine getirmekten uzaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN- Buyurun Sayın
Karademir.
ERDAL KARADEMİR
(Devamla)- Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu haliyle Kadastro Yasasının ve bu
değişikliklerin, gerçekten, kadastroya yönelik beklentileri yerine
getirmeyeceği bilinciyle eksikleri ortaya koyuyoruz. Koyduğumuz eksiklikler,
başta üniversitelerin, meslek odalarımızın ortak görüşüdür. Biz bu ortak
görüşle, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, tekrar tekrar kadastronun yeni baştan
ele alınmasından yanayız. Buna rağmen, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu yetersizliği
ortaya koyarak, görüştüğümüz bu tasarıya olumlu oy vereceğimizi ifade eder,
hepinizi saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN- Teşekkür ediyorum
Sayın Karademir.
Tasarının tümü üzerinde
AK Parti Grubu adına söz isteyen, İstanbul Milletvekili Ali İbiş.
Buyurun Sayın İbiş. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ALİ
İBİŞ (İstanbul)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz
728 sıra sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yasa
Tasarısıyla ilgili olarak AK Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum; bu
vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; biz, Adalet ve Kalkınma Partisi olarak, halkımızın teveccühü
ve desteğiyle iktidara geldiğimiz günden beri, yurdumuzun bütün sorunlarını
teker teker çözmenin gayreti içerisindeyiz. AK Parti olarak, halkımızın verdiği
gücü yine halkımızın hizmetine sunuyor ve geleceğe, halkımızla birlikte,
güvenle bakıyoruz.
Hükümetimizle ve
Parlamentomuzla, asla, günü kurtarma siyaseti yapmıyoruz. Günü kurtarma
siyasetinden ve popülist yaklaşımlardan, geçmişte halkımız hiçbir fayda
görmemiştir; tam tersine, büyük bir mağduriyet ve sıkıntı yaşamıştır. Bu duruma
düşüren siyasetçileri, halkımız, geçtiğimiz seçimde yönetimden tasfiye
etmiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yurdumuzun bütün kaynakları, suiistimallerden ve kaçaklardan
arındırılarak halkımızın kullanımına sunulmuştur. Demokrasi yönetiminin
vazgeçilmezi olan siyaset kurumuna güven en alt seviyelere inmişti, siyasetçiye
güven kalmamıştı. İşte, bu noktada, bizler, halkımızın desteğiyle işbaşına
geldik ve bu siyaset kurumunun itibarını olması gereken noktaya ulaştırıyoruz.
Başta, Partimizin Genel
Başkanı ve Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, hepimiz canla
başla çalışıyoruz. Bizler, kötümserliğe ve karamsarlığa asla prim vermedik ve
vermeyeceğiz. Hedeflediğimiz noktalara, Allah'ın izniyle, mutlaka
ulaşacağımızdan hiçbir kimsenin şüphesi olmasın. Bunun için olması gereken
heyecan, vatan sevgisi ve sevdası, bizim içimizde fazlasıyla mevcuttur. Bugüne
kadarki icraatlarımızda bunu halkımız da görmüştür.
Ülkemizin yarınları
aydınlıktır. Bazılarının hayalleri bile bizim yaptıklarımıza yetişmese de,
aydınlık geleceğimiz görülmektedir. Bu vatan hepimizin. Bugün bulunduğumuz
noktadan daha ileri noktalara ulaşmamız, hepimizin ortak enerjisini ve emeğini
gerektirmektedir. Geçen iki yılımızda da bu çabalarımızı en iyi şekilde
göstermiş bulunuyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; halkımızın sorunlarını teker teker çözerken, ilerlemiş ülke
göstergelerinden ve halkımızın en tabiî haklarından biri olan kadastral
eksikliklerimizi de bir an önce gidermenin gayreti içerisindeyiz. Bu cümleden
olarak, en kısa zamanda, yurdumuzun kadastral işlemleri yapılmamış ve kadastral
sorunları çözülmemiş hiçbir noktası kalmayacaktır. Görüşmekte olduğumuz bu
kanun tasarısıyla ve siz değerli milletvekillerimizin kanun tasarısına vereceği
destekle bunu gerçekleştireceğiz. Uygulamayı yapacak olan Bayındırlık Bakanlığı
ve Tapu Kadastro çalışanlarına, bu hedeflere ulaşmamız doğrultusunda da
başarılar diliyorum.
Kadastro, taşınmaz
malların arz üzerinde sınırlandırılması, sınır köşe noktalarının harita yapım
tekniklerine uygun olarak ölçülüp belli ölçeklerde çizgisel biçimlerde
gösterilmesi sonucu plana bağlanması ile üzerindeki mülkiyet ve mülkiyetten
gayri aynî hakların tespiti suretiyle,
Türk Medenî Kanununun öngördüğü modern tapu sicillerinin oluşumunu sağlayan
hukukî ve teknik bir işlemdir. Kadastro çalışmaları, 3402 sayılı Kanun
hükümlerine göre yürütülmektedir.
Günümüzde, tüm dünyada
toprağa ve kadastroya bakış büyük bir önem kazanmıştır. Kadastro, çevresel
yönetim, sürdürülebilir gelişme, ekonomik gelişim ve sosyal adalete hizmet eden
bir yapıya kavuşmuştur. Bayındırlık ve İskân Bakanlığımız da bu görüş ve
düşünceyle, 2006 yılı sonuna kadar kadastro çalışmalarını tamamlayarak
haritacılık bilgi bankacılığı oluşturmayı ve otomasyona geçmeyi hedeflemiştir.
Hâlâ, 21.6.1987 tarihli
3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yürütülmekte olan kadastro çalışmaları,
güncelliğini kaybetmiş, ihtiyaçları karşılayamaz duruma gelmiştir. Bu durumda,
belirlenen hedeflere ulaşabilmek için geleceğin kadastrosuna bir zemin
hazırlayabilmek mümkün olamayacağı için bu kanun değişikliğinin yapılması,
zorunlu hale gelmiştir.
Sayın Bakan, değerli
milletvekilleri; ancak, tesis kadastro çalışmalarının kısa sürede
bitirilebilmesi ve ülke kaynaklarının israfına, yetki karmaşasına engel
olunması için, halen birçok kurumca yürütülmekte olan kadastro çalışmalarının
tek bir kurumca yürütülmesine geçiş sağlanmaktadır. Günümüzdeki gelişmeler
sonucu ihtiyaçları karşılayamaz hale gelen 3402 sayılı Kanunda, bu gelişmelere
paralel olarak değişiklik yapılması zorunluluğu doğmuştur.
Teknolojik gelişmelere
paralel olarak, kadastro çalışmaları sırasında, koordinat sistemine göre,
ihtiyaca uygun kadastro ve topografik haritalar, kadastral haritalar
üretilecektir; bu haritalara dayalı olarak, taşınmaz malların sınırları, arazi
ve harita üzerinde belirtilecektir. Hukukî durumlarının tespiti ve 4721 sayılı
Türk Medenî Kanununun öngördüğü tapu sicilinin kurulmasıyla, bu çalışmalar
sonucu elde edilen verilerin kullanılacağı mekânsal bilgi sistemlerinin altyapısı
da oluşturulacaktır.
Ülke kadastrosunun bir an
önce bitirilebilmesi hedeflerden biri olmasına rağmen, mevcut teknik personel
sayısı buna yetmemektedir. Tasarıda yapılan düzenlemeyle, teknik işlerin ihale
usulüyle de yapılabilmesi sağlanmaktadır. Kadastro ekibinde 2 kadastro
teknisyeni, temin edilememesi durumunda 1 kadastro teknisyeninin
görevlendirilmesi, taşra birimlerinde sayıca daha fazla olan kontrol
memurlarının da teknisyen yerine görevlendirilerek üretime katılabilmelerine imkân
sağlanmıştır.
Orman kadastro
çalışmaları, 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine göre orman kadastro
komisyonlarınca yapılmaktadır. Ancak, bu ekiplerin sayılarının az olması
nedeniyle, orman kadastro çalışmalarından netice tam olarak alınamamıştır.
Orman kadastro
çalışmalarına başlanılmayan yerlerde, ormanların içinde ve bitişiğinde her
çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti,
halen, 3402 sayılı Kanun çerçevesinde, kadastro ekibince yapılmaktadır. Yapılan
değişikliklerle, bu işlem, orman ve tarım kuruluşları temsilcilerinin
katılımıyla daha nitelikli hale gelecek ve tesis kadastro çalışmalarıyla
birlikte orman kadastro çalışmaları yürütülecektir.
Öncelikle orman sınırının
belirlenmesi suretiyle, orman ve kültür arazisi arasındaki sınırların tespiti
ve mülkiyet ihtilafları da çözümlenecektir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu tasarıyla, yürütülen çalışmaların daha etkin bir şekilde
denetlenmesine imkân sağlanacaktır.
Ülkemiz gerçekleri
gözönünde bulundurularak, imar planı bulunmayan yerlerde kadastrodan önce
meydana getirilen hukukî durumun yasallaştırılabilmesi için, belediye encümeni
veya idare kurulu kararı aranmadan tespitler yapılabilecektir.
Bu kanun tasarısıyla,
tapulama ve kadastro sonucu yapılan haritaların teknik nedenlerle yetersiz
kalması, eksikliğin görülmesi veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun
göstermediğinin tespit edilmesi halinde paftaların sağlıklı hale getirilmesi
amacıyla, 3402 sayılı Kadastro Kanununun "ikinci defa kadastro yapılamaz"
hükmüne istisna getirme zorunluluğu doğmuştur. Kanunun 22 nci maddesinin
yeniden düzenlenmesine imkân sağlanmıştır. Kanunun 26 ncı maddesinin ikinci
fıkrasında, kanun numarası 3533 yerine 3553 olarak hatalı yazılmış olduğundan,
bu hatanın da düzeltilmesi amaçlanmıştır.
21.6.1987 tarih ve 3402
sayılı Kadastro Kanununun 37 nci maddesi hükmü ve ilgili yönetmelik gereğince,
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan Dönersermaye İşletmesi
Müdürlüğü, görevlerini etkin bir şekilde uygulamaya koymuş bulunmakta,
çalışmalarını bütün tapu sicil ve kadastro müdürlüklerinin faaliyet alanında
sürdürmektedir, dönersermaye işletmelerinin faaliyetlerinin gerektirdiği gider
ve harcamaların açıklığa kavuşturulmasına imkân sağlamaktadır.
Sınırlandırma nedeniyle
yapılan hataların, vatandaşların mahkemelerde uzun süren davalarla karşı
karşıya kalmaksızın idare tarafından düzeltilmesi gerekmektedir. Bu nedenle,
kadastroları kesinleşmiş taşınmaz mallarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve
hesaplamalardan doğan hataların tebliğ edilerek düzeltilmesiyle, değişiklik
işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından kadastronun
dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalan ve bu
nedenle mülkiyet değişikliği olarak nitelendirilebilecek olanların resen
düzeltilmesine imkân sağlanacaktır.
Bu kanun tasarısıyla 3402
sayılı Kadastro Kanununda yapılan değişiklikler nedeniyle uygulamaya açıklık
getirilmek istenilmiş, 3402 sayılı kanunun 22 nci maddesinin (a) fıkrası, 41
inci maddesi ve sayılaştırma maddesine ilişkin olarak yönetmelik çıkarılmasına
imkân sağlanmıştır.
3402 sayılı Kadastro
Kanununun yürürlüğe girmesiyle, kadastro çalışmaları bu kanun hükümlerine göre
yürütülmektedir; ancak, 3402 sayılı Kadastro Kanununun geçici 5 inci
maddesinde, mülga bazı maddelerinden kalan komisyon incelemelerinin 3402 sayılı
Kanuna göre sonuçlandırılması, tebligatların da 7201 sayılı Tebligat Kanununa
göre yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Halen, yaklaşık, 12 000 adet parsel bu
durumda olup, kadastro komisyonu çalışmaları da sonuçsuz kalmıştır. Bu,
uygulamada, zaman ve masraf olarak hazineye büyük yük getirmektedir; işlemler
yarım kalmakta ve vatandaşların tapularını alamamaları şikâyetlerine neden
olmaktadır. Bu çerçevede, 3402 sayılı Kadastro Kanununun geçici 5 inci maddesinin
aynı kanunun 11 inci maddesine uygun hale getirilmesine imkân sağlanmıştır.
Sayılan bu değişiklikle, 3402 sayılı Kanunun 11 inci maddesine göre ilan
yapılmak suretiyle giderlerin önlenmesi ve işlemlerin kısa sürede sonuçlandırılarak
vatandaş mağduriyetinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Bu kanun tasarısıyla,
3402 sayılı Kanunda yapılan değişiklik nedeniyle, uygulamaya açıklık getirmek
amaçlanmıştır; 3402 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (a) fıkrası, 41 inci
maddesi ve sayılaştırma maddesine ilişkin yönetmeliklerin çıkarılacağı sürenin
belirlenmesi sağlanmıştır; uygulamada herhangi bir karışıklığa neden olunmaması
için, orman kadastro çalışmalarına hangi kanun uyarınca başlanmışsa o kanuna
göre sonuçlandırılması hükmü getirilmiştir.
21.6.1987 tarih ve 3402
sayılı Kadastro Kanununun 45 inci maddesiyle, orman sınırının dışına çıkarılmış
veya çıkarılacak alanlarda, zilyetlik yoluyla iktisap edilmesine imkân
tanınmıştı; ancak, bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları tamamen, üçüncü
fıkrası ise kısmen olmak üzere, Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiştir.
Maddenin iptal edilmeyen bölümlerini uygulama imkânı da kalmamıştır. Bu
nedenle, söz konusu maddenin yürürlükten kaldırılması amaçlanmaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bilgi ve bilişim çağına girdiğimiz bu dönemde dünyanın
ilerlemiş ülkeleri seviyesine ulaşmak ve daha da ileri gitmek için, gecemizi
gündüzümüze katarak, birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Geldiğimiz noktanın
yeterli olduğunu söylememiz henüz mümkün değil; daha katedilecek çok yolumuz
olduğunun da bilincindeyiz.
Tarih, bu dönemi, bu
hükümeti ve bu Parlamentoyu, milletin arzularını yerine getiren yönetim olarak
yâd edecektir. Bu asil millet, kendisine hizmet edenleri asla unutmamıştır ve
unutmayacaktır. Bizler de, böyle bir dönemdeTürkiye Büyük Millet Meclisinin
üyesi olmaktan ne kadar onur duysak azdır. Bugün, yurdumuz için çok önemli olan
bu kanun tasarısını görüşmek ve yasalaştırmak için Yüce Meclisin çatısı
altındayız.
Bu kanunun yapılmasında
emeği geçen Bayındırlık ve İskân Bakanımıza, Bakanlığımızın değerli
mensuplarına, bu kanun tasarısını görüşerek son şeklini veren Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunun Değerli Başkan ve üyelerine, bu kanunun
yasalaşması için desteğini esirgemeyecek siz değerli iktidar ve muhalefet
partileri mensubu milletvekili arkadaşlarıma, şahsım ve AK Parti Grubu adına
teşekkürlerimi bir borç biliyorum.
Bu kanunun aziz
milletimize hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyor; şahsım ve AK Parti Grubu
adına, Yüce Heyetinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.
Sağ olun, var olun. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın İbiş.
Tasarının tümü üzerinde
şahsı adına söz isteyen, Balıkesir Milletvekili Orhan Sür. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Sür, konuşma
süreniz 10 dakikadır.
Buyurun
ORHAN SÜR (Balıkesir) -
Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte olan 728 sıra
sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının tümü
üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
bugün görüşmelerine başladığımız ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun bazı
maddelerini değiştiren ve bu yasaya yeni bazı maddeler ekleyen bu tasarının
sıradan bir değişiklik olduğunu düşünürsek yanılırız. Ülkemizin kaynaklarının
topyekûn seferber edilerek ulaşılmaya çalışılan çağdaş medeniyet ve çağdaş
yaşam modelinin yakalanmasında, çağı yakalamış bir kadastro modelinin çok büyük
bir önemi vardır. Günlerdir bu tasarının Meclise gelmesini ve bu tasarı hakkındaki
düşüncelerimizi sizlerle paylaşmayı bekliyorduk; iki haftalık bir beklemenin
sonucunda tasarı gündeme geldi. Tasarı hakkında siyasî parti grupları adına
görüşmeler yapıldı ve tasarı hakkındaki düşünceler yansıdı.
Değerli arkadaşlarım, elbette
siyaset yapıyoruz, elbette bu toplumun yararına olduğunu düşündüğümüz konularda
düşüncelerimizi yaşama geçirmeye çalışıyoruz; ama, şuna da yürekten inanıyorum:
Her işi uzmanı yapmalı, her işin yapılmasında uzman katkısı olmalı ve uzmanın
gösterdiği, bu işi bilenlerin gösterdiği doğrultuda da adım atılmalı. Şimdi,
şunu gayet iyi biliyoruz: Meclisimizde, 550 milletvekilinin içinde 3 harita
kadastro mühendisi var; bunun 2'si Cumhuriyet Halk Partisinde, 1'i de AKP'de
olan bir arkadaşımız; ama, burada, görüyorum ki, bir kadastro kanununun tümü
üzerinde bile bir harita kadastro mühendisinin konuşmasına gerek duyulmuyor.
Yani, o zaman, bu kanuna, bu yasaya nasıl yaklaşılıyor arkadaşlar?! Yani,
uzmanlar gelip burada görüşlerini belirtmeyeceklerse, sadece burada konuşmak
için veya ele verilen bir şeyleri okumak için buraya çıkıp konuşmanın anlamı
yok. İşin içinden gelmek lazım, işin esasını bilmek lazım; kadastro nedir
bilmek lazım, kadastrocu nedir bilmek lazım, tapucu nedir bilmek lazım. Bunları
bilmezsek, burada sadece konuşuruz, burada söylediklerimiz de havada, askıda
kalır; bir şeyler çıkarırız, bir şeyler üretiriz, ürettiğimizi zannederiz. İşte,
bugüne kadar da, aslında, bunları yaptık. İki yıldan beri bu Meclisin
kürsüsünde konuşulanların, söylenenlerin birçoğu gerçekleşti. Ne dedik; birçok
konu Anayasaya aykırıdır dedik, geri geldi; yanlış dedik, yanlış, bile bile
çıktı.
Şimdi, burada konuşmak
için birçok şeyler hazırlamıştım; ama, hiçbirisine bakmak gereği hissetmiyorum.
Neden hissetmiyorum; çünkü, bu ülkede sorunlar büyük. Kadastroda da sorunlar
büyük; ama, bu sorunları çözmek de bu Meclisin görevi.
Değerli arkadaşlarım,
hepimizin görevi ne; bu ülkeyi geleceğe, aydınlık yarınlara hazırlamak. O
zaman, geleceği oluşturacak, geleceği planlayacak yasaları bu Meclisten
çıkarmak zorundayız. Bu Meclisten, günü kurtaracak, bugünü kurtaracak yasaları
çıkararak bu ülkenin aydınlık geleceğini kuramayız.
Şimdi, gönül isterdi ki,
buraya, Kadastro Yasasının birkaç maddesini değiştiren ve Kadastro Yasasına
ilave birkaç madde getiren bir tasarıyla gelinmesin; buraya, bu ülkenin
aydınlık yarınlarını kurabileceğimiz çağdaş kadastro yasasıyla, geleceğin
kadastrosunu kurabileceğimiz bir kadastro yasasıyla, tasarısıyla gelinsin ve bu
tasarıya elbirliğiyle destek olalım ve bu ülkede, çağdaş, geleceğin
kadastrosunu elbirliğiyle kuralım; ama, görünürde bu yok değerli arkadaşlarım,
görünürde günü kurtarmak için hazırlanmış bir tasarı var.
Şimdi, diyeceksiniz ki,
bu tasarıya karşı mısın; hayır, bu tasarıya karşı değilim; ama, ben, bu
tasarıyı yetersiz buluyorum ve bu Meclisin, bundan çok daha iyi bir tasarıyı,
Kadastro Yasasını tümden ele alıp, geleceğin kadastrosunu oluşturabilecek bir
tasarıyı burada görüşüp, burada yasalaştırabileceğine de yürekten inanıyordum;
ama, görünen o ki, bu yok.
Peki, neden yok; şimdi,
bu tasarının hazırlanması aşamasında geçen safhalar incelendiğinde, maalesef,
şunu görüyorum: Önce, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüzün böyle bir talebi
yok. Yani, çağdaş, geleceğin kadastrosunu kurmak gibi bir talep söz konusu
değil. Türkiye'de kadastroyu bitirdi desinler de, Türkiye'de kadastro kâğıt
üzerinde de olsa bitsin de, gerisi ne olursa olsun. Aslında, anladığım
kadarıyla, Genel Müdürlüğümüzün böyle bir talebi yok. Elbette, bu işin başındaki
Genel Müdürlükten böyle bir talep gelmezse, siyasînin de buraya getireceği
proje, maalesef, bu olur.
Peki, bu tasarı bu
şekilde hazırlanırken, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasının tutumu ne olmuş
-orada da birsürü yanlışlıklar var- bir gün söylediklerinden ertesi gün,
nedense, caymışlar! Neden caymışlar?.. Yanıtını, herhalde, bu ülkenin harita
kadastro mühendislerine verecekler.
Değerli arkadaşlarım,
bazı maddeleri değiştirirsiniz, bazı maddeleri iyileştirirsiniz, bunun
sonucunda Türkiye'de kadastroyu da bitirirsiniz ve biz size "Türkiye'de
kadastro bittiği için teşekkür ederiz" deriz; ama, Türkiye'deki kadastrodan
doğan sorunları çözemezsiniz. Bu ülkede, yüzbinlerce dava gayrimenkullerle
ilgilidir. Yasaların getirdiği bu sorunlar, düzensizliklerin getirdiği bu sorunlar
nedeniyle mahkemelerde yüzbinlerce dava var. Bizim, bu sorunları çözebilmemiz
için çağdaş bir kadastro yasasına gereksinimimiz var. Peki, çağdaş kadastro
yasasını teknik şartlarla buraya getirsek ne olacak, sorun çözülür mü; hayır.
Şimdi, bu kürsüde, 2005
yılının bütçesi görüşülürken, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bütçesi
hakkında söz almış bir arkadaşınızım, o zaman da söylemiştim. Çok şanssız bir
Genel Müdürlük, sahipsiz bir Genel Müdürlük, hiç sahip çıkılmayan bir Genel
Müdürlük. Sonuçta, Genel Müdürlüğün personeliyle Genel Müdürlüğün
çalışmalarıyla geldiğimiz nokta, maalesef, özlediğimiz nokta değil.
Şimdi, yasanın bazı
maddelerini değiştirdik, her şey düzgün. Peki, iş bitti mi; bu genel müdürlükte
çalışan insanlarımız mutlu mu; bu genel müdürlükte çalışan mühendisi, teknik
elemanı, tapu sicil müdürü, tapu sicilde görevli insanlar mutlu mu; hayır,
hiçbirisi mutlu değil değerli arkadaşlarım; çünkü, bu yasanın içerisinde onlar
yok, bu tasarıda onlar yok. O insanlar hep unutuluyor, o insanlar hep
dışlanıyor; nasıl olsa çalışıyorlar, nasıl olsa üretiyorlar, bırakalım canım,
yapsınlar, üretsinler... Buna hakkımız yok değerli arkadaşlarım. Bakın, bizim,
bu tasarının içerisine Tapu ve Kadastro çalışanlarını da koymamız lazım. Bu
tasarıyı bir bütün olarak çıkarmamız lazım. Hani, Cumhuriyet Halk Partililer
olarak biz "önce insan" diyoruz ya; önce Tapu ve Kadastroda çalışan,
üreten insanlara sahip çıkmalıyız ki, arkasından, onlardan bu işleri takip
etmelerini, bu işleri hakkıyla yerine getirmelerini isteyelim; ama, bu var mı
burada; yok. Değişiklik önergelerimiz var; bu maddelere bunları eklemeye
çalışacağız. Ne kadarına uyulacak, ne kadarına uyulmayacak; bunu önümüzdeki
saatler boyunca göreceğiz.
Şuna yürekten inanıyorum:
Bu ülkenin çağdaş bir kadastro yasasına gereksinimi var değerli arkadaşlarım;
çünkü, bütün dünyada, bütün çağdaş ülkeler, artık, kadastroyu bizim ülkemizde
anlaşıldığı gibi anlamıyorlar. Sadece sayısallaştırma ihaleleri yapmakla,
sadece nokta kadastrosu yapıyoruz, koordinatlı kadastro yapıyoruz diye bir
şeyler yapmakla bu işler yürümüyor.
İşte, geçtiğimiz hafta
içerisinde yapılan iki tane sayısallaştırma ihalesi var. Şimdi, ben, Kadastro
Genel Müdürlüğümüze trilyonlarca lira vererek yapılan bu sayısallaştırma
ihalelerinin sonuçlarında ortaya çıkacak o mal ve hizmetlerin, yani,
sayısallaşmış kadastro parsellerinin, o değerlerin yasallığı var mıdır yok
mudur diye sorsam; yasallığı vardır diyemeyecek. O zaman, niye bu ülkenin
trilyonlarını çöpe atıyoruz? Niye çöpe atılıyor trilyonlar? Bu ülkede bu kadar çok,
bol kaynak mı var?! O zaman, gelin, bir bütün olarak yenilemeyi düşünerek,
kadastroyu bütün ülkede yenilemeyi hedefleyerek, çağdaş bir kadastro yaratmayı
düşünerek, bu yasayı sil baştan ele alalım; ama, görünen o ki, bu, buradan, bu
şekilde geçecek.
Değerli arkadaşlarım, bu
şekilde de geçse, belki bir adım ileri gideceğiz düşüncesiyle, ben de, kişisel
olarak bu tasarının yanında olacağım; ama ...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Sür.
ORHAN SÜR (Devamla) - ...
biraz önce ifade ettiğim gibi, gönül isterdi ki, bu yasa tasarısı, sadece üç
beş maddede değişiklik, üç beş maddeye ilave şeklinde gelmeseydi. Tapu Kadastro
örgütünü, geleceğin kadastrosunu ve o kadastro örgütünde çalışan mutlu
insanların kadastrosunu oluşturacak bir yasa tasarısı şeklinde gelseydi ve
elbirliğiyle, gönül gönüle, bu ülkeyi yarınlara hazırlayacak bir yeni kadastro
yasası çıkarsaydık çok daha mutlu olacaktık.
Bu duygularla, Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Sür.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1 inci maddeyi
okutuyorum:
KADASTRO KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN
TASARISI
MADDE 1. - 21.6.1987
tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Madde 1. - Bu
Kanunun amacı, ülke koordinat sistemine göre memleketin kadastral veya
topoğrafik kadastral haritasına dayalı olarak taşınmaz malların sınırlarını
arazi ve harita üzerinde belirterek hukukî durumlarını tespit etmek suretiyle
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun öngördüğü tapu sicilini kurmak, mekansal
bilgi sisteminin alt yapısını oluşturmaktır."
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına ve şahsı adına söz isteyen Sayın Erdal
Karademir; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 15
dakikadır.
CHP GRUBU ADINA ERDAL
KARADEMİR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
728 sıra sayılı Kadastro Yasasında değişiklik yapılmasıyla ilgili tasarının 1
numaralı amaç maddesi üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsım adına
söz aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
bugünkü Türkiye kadastrosu, biraz önce de bahsettiğim gibi, Türk Medenî
Yasasının öngördüğü kurallar çerçevesinde, taşınmazların sınırlandırılması ve
üzerlerindeki hakların belirlenmesi görevini yükümlenen bir hukuksal
kadastrodur.
Tasarının amaç maddesinde,
hükümetin teklif ettiği metinde bulunmayan, ama, komisyonun kabul ettiği
metinde yer alan değişiklikler, bugünkü istenen, çağdaş, çokamaçlı kadastro
anlayışını karşılamaktan uzaktır. Esas olan, komisyon görüşmelerinde de dile
getirdiğimiz gibi, Kadastro Yasasının tamamının ele alınması ve yeniden
düzenlenmesidir; çünkü, parçacı yaklaşımlarla ele alınan düzenlemeler, ne yazık
ki, sorunu çözmekten, değişimden ve gelişimden uzak kalmaktadır. Amaç
maddesindeki değişikliklerin de sınırlı olarak ele alınması, bunun bir
sonucudur.
Kadastronun amacının
yeniden ele alınması, yeniden tanımlanması, dünyadaki ve ülkemizdeki
gelişmelere ve değişen teknolojiye göre yeniden düzenlenmesini öngörmek,
Kadastro Yasasının tamamı üzerinde bir değişikliğe gidilmesi zorunluluğunu
önümüze koymaktadır; ancak, gerek AKP yönetiminin yaklaşımı ve gerekse Tapu
Kadastro Genel Müdürlüğü bürokratlarının önerdiğimiz yeniliklere karşı
gösterdiği direniş ve yaklaşım, çağdaş, çokamaçlı kadastroyu ülkemizde yaşama
geçirmeyi olanaksız kılmaktadır.
Değerli arkadaşlarım,
Kadastro Yasasının amacı, Türk Medenî Yasasının öngördüğü tapu sicil sisteminin
kurulması temel amacının yanında, kadastronun e-devletin ana unsuru olan tapu
ve kadastro bilgi sistemini kurmak, bu sistemi topografik verilerle bütünlemek
suretiyle, toprakla ilişkili projelere ve yatırımlara altlık oluşturacak bir
sistemin kurulması olmalıdır. Bundan dolayıdır ki, şu temel yaklaşımlar
altında, Kadastro Yasasının amacı ve kapsamının yeniden düzenlenmesi
gerekmektedir:
Taşınmaz malların ülke
kontrol noktalarına, ülke nirengi ağına, ülke bütünlüğüne dayalı olarak
kadastrosunu yapmak ve böylece, taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita
üzerinde belirlemek, hukukî durumlarının tespit edilmesi suretiyle Türk Medenî
Kanununun öngördüğü tapu sicilini oluşturmak; bilgi teknolojileri yardımıyla,
e-devletin en temel unsurlarından olan mekânsal bilgi sistemlerinin -kent bilgi
sistemi, arazi bilgi sistemi, çiftçi kayıt sistemi, coğrafî bilgi sistemi gibi
sistemlerin- altyapısını oluşturacak tapu ve kadastro bilgi sistemlerini kurmak
amaçlanmalıdır.
Ekonominin, vergilemenin,
yargının, kentleşmenin, imar ve kamulaştırma faaliyetlerinin, arsa ve arazi
kullanımının düzenlenmesinin, mühendislik projelerinin gereksinmelerini
karşılayabilmek kadastronun amacı olmalıdır.
Sosyal, kültürel,
turistik, teknik ve ekonomik planlama gibi toprakla ilgili her türlü tasarımda
ve uygulamada, gerekli bilgilerin hızlı ve rasyonel biçimde elde edilmesi
amaçlanmalıdır. Çevre ve doğaya yönelik koruma önlemlerinin en sağlıklı biçimde
alınması amacıyla oluşturulacak mekânsal bilgi sistemlerinin temel bilgilerini
sağlamak olmalıdır.
Yukarıda sayılan amaçlara
ulaşılabilmesi için, sistemin temelini oluşturan mekânsal verilerin sürekli
güncel tutulması, gerektiğinde yenilenmesi, kuruluş kadastrosu sonrası teknik
ve hukuksal hizmetlerin yürütülmesi için yöntemleri ve ilkeleri belirlemek amaç
olmalıdır.
Değerli arkadaşlarım,
diğer yandan, Türkiye kadastrosunun özellikle Avrupa ülkelerindeki
kadastroların içeriğine yaklaştırılması amacıyla kapsamının da yeniden
belirlenmesi gerekli ve zorunludur. Bu anlamda, taşınmazlar kadastrosu, bilgi
sistemi olarak sayısal formda oluşturulan kadastro planlarından ve tapu
sicilinden oluşması sağlanmalıdır; çünkü, plan ve siciller, kadastronun
birbirini bütünleyen ayrılmaz parçaları olmasıdır.
Taşınmazlar kadastrosunun
birimi, yeryüzünde sınırları kendi içinde kapsayan, geometrik olarak
belirlenebilen parseldir.
Taşınmazların ölçümü,
ülke yer kontrol noktalarına dayalı olarak yapılması amaçlanmalıdır.
Taşınmazlar kadastrosunun
temel verilerini, parsellerin konum verileri, kullanım türleri, yüzölçümleri,
malikleri ve hak sahipleri, o parsel üzerindeki yapılar ve karakteristik
özellikleri içermelidir.
Taşınmazlar kadastrosu,
ilgili yasal düzenlemelere göre belirlenen, taşınmaz değerleri ve tarımsal
toprakların derecelendirme sonuçlarını da içermelidir. Taşınmaz değerleme
yöntemleri ve sonuçları konusunda yapılacak işlemler bir yönetmelikle
belirlenmelidir.
Kadastro hizmetlerini yürütecek
personelin yeterlilikleri, yetkileri ve sorumlulukları bir yönetmelikle yeniden
düzenlenmelidir.
Gereksinimlere göre,
kadastro verileri ile topografik verilerin bütünlenmesinin yolları, yöntemleri,
bu konudaki yetki ve sorumluluklar bir yönetmelikle tekrar oluşturulmalıdır.
Türkiye kadastrosunun
kuruluş kadastrosu sonrası hizmetleri de yasal bir zemine kavuşturulmalı, bu
nedenle, yaşatma faaliyetlerinin kapsamı belirlenmelidir; çünkü, yaşatma
faaliyetleri, kadastro faaliyetlerinin ayrılmaz parçasını oluşturmaktadır.
Değerli arkadaşlarım,
tasarıda yer alan mekânsal bilgi sistemlerinin altyapısını günümüzde kadastro
bilgileri oluşturmaktadır diyoruz. Bu durum, Avrupa ülkelerinde değişik
biçimlerde düzenlemelerle yasal dayanağa kavuşturulmuştur. Değişik hizmet
grupları bu baz sistemini kendileri için gerekli bilgilerle zenginleştirerek,
değişik isimler altında kullanabilmektedirler. Bu bilgiler, başta yerel
yönetimler olmak üzere, kamu kurumlarının ve özel kesimin hizmetlerini
kolaylaştırma ve verimini artırma, doğru ve yerinde karar verme ve gelişen
teknolojilerden daha fazla yararlanma olanağı sağlamaktadır.
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarım; değişik kaynaklarca, yani mekânsal bilgi sistemlerini kullanarak
sektör ve disiplinlerce sıkça ifade edildiği gibi, kadastro bilgilerinin bu
işlevi gereğince yerine getirebilmeleri için, sisteme alınan bilgilerin ülke
genelinde bir birim koordinat sistemine dayandırılması, güvenilir olması,
belirlenen standartta olması, güncel olması gereklidir. Böylece, aynı bilgilerin
tekrarlı oluşturulması önlenecek; sistem bilgileri geniş bir kullanıcı
topluluğunun gereksinimlerini karşılayacaktır; ancak, ülkemizde uygulanmakta
olan kadastro, kamu kurumlarının ve vatandaşların beklentilerini karşılamaktan
uzaktır. Ayrıca, çağdaş ülkelerin bu konudaki tanımlarından da giderek
uzaklaşmaktadır. Bu nedenle, çağdaş kadastronun yeniden tanımlanması
gerekmektedir.
Bu anlamda, yeni
yüzyılda, Türkiye kadastrosu, yalnızca mülkiyet kadastrosu bağlamında
kalmamalıdır; içerik olarak çokamaçlı kadastroyu hedeflemelidir. Bu içeriğiyle,
günümüz bilgi teknolojileri bağlamında, çokamaçlı kadastro bilgi sistemi olarak
yapılandırılmalıdır. Mekânsal bilgi sistemleri için kendinden beklenen
hizmetleri yerine getirebilmelidir. Kentsel ve kırsal alanda dünya ölçeğinde
ortaya çıkan ve ülkemizde de yansımalarını bulan yapılanmaların dışına
düşülmeden, kadastroyu bu kapsama kavuşturmak zorundayız.
Değerli arkadaşlarım, son
yıllarda mekâna ilişkin verilerin yönetilmesi konusu da önem kazanmıştır. Ülkemizde
çağdaş bir kadastro sistemi kurulması hedefi, günümüzde bir üst kavram olarak
arazi yönetiminin, Türkiye coğrafyasının tamamını kucaklayacak biçimde
gerçekleştirilmesi hedefiyle birlikte tasarlanmalıdır.
Ülkemizin dünyadaki
gelişmelerden uzak kalması, elbette düşünülemez. Günümüzdeki teknolojik
gelişmeler, sürdürülebilir kalkınma, küreselleşme, toprağın kullanımının
planlanmasını, kaydını ve verilerin dolaşımını daha da önemli kılmaktadır.
İşte bu gelişmeler,
kadastroyu, vergilendirme ve mülkiyetin güvencesi olmanın ötesinde, çokamaçlı
kadastro ve taşınmaz yönetimine dönüştürmektedir; ancak, kadastromuz bugünkü
durumuyla uluslararası gelişmelerin gerisinde kalmıştır ve bu tasarıyla
getirilen değişiklikler, aşağıdaki sakıncaları ortadan kaldırmayacaktır:
Ülkemizde, bugün,
kadastro bilgi sisteminde kullanılmak için, Türkiye Ulusal Temel GPS Ağı
tamamlanmıştır. Buna karşın tasarıda, kadastro çalışmalarının oluşturulan ağa
dayanması öngörülmemektedir. Bu şekilde üretilmiş kadastro haritalarının
kullanılabilirliği çok kısıtlı olacak ve bütünlüğü sağlanamayacaktır. Bu
anlamda, bitirilmesi öngörülen kadastro çalışmalarının ürünü olacak kadastro
haritaları, sayısal topografik kadastral nitelikte olmayacaktır.
Değerli arkadaşlarım,
kadastronun, bugün, yeniden ele alınmasını gerektiren vazgeçilmez noktalar da
şunlardır:
Bugün, kadastroya
e-devletin mekânsal verilerinin sağlanması sorumluluğunun verilmiş olması;
diğer yandan, Avrupa Birliği ülkelerinin 1990'lı yıllarda kadastro yasalarını,
bilgi teknolojilerinin gerektirdiği yapıya dönüştürmüş olmaları; oysa, bizim
de, bu doğrultuda kadastroyu dönüştürmemiz gerekliliği ortadadır.
Avrupa Birliği Türkiye
Katılım Ortaklığı Belgesinde, ulusal program içinde yer alan arazi kayıt
sistemi ve çiftçi kayıt sistemi hedeflerinin, çağdaş kadastro sistemini zorunlu
kılması gerekiyor.
Kamulaştırma, uzun vadeli
ipotek kredisi ile konut edinme, kentsel dönüşüm ve benzeri amaçlar için
taşınmaz değerlemesi, taşınmazların vergilendirilmesi, taşınmaz projelerinin
geliştirilmesi, kadastronun önündeki görevlerdendir.
Değerli arkadaşlarım,
saydığım noktalara bakıldığında görülmektedir ki, Türkiye kadastrosunun bugünkü
hedefi, bu tasarıyla getirilen ufak tefek değişikliklerle yetinmek değil,
aksine köklü bir değişim gerçekleştirmek olduğudur.
Bu değerlendirmelerimizle
de görüleceği gibi, Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısıyla getirilmeye çalışılan kadastro anlayışı, çağdaş kadastro
anlayışından çok uzaktır.
Çıkarılacak yasa,
kadastronun temel sorunlarını yakın geleceğe atan bir yaklaşımdır.
Avrupa Birliğine girme
sürecinde olan ülkemizin, diğer üye ülkelerle ortak yatırım ve kalkınma
projelerini yürütmek, dile getirdiğim işlemlere hizmet verebilmek için, uzun
erimli çözümleri getirecek yasal düzenlemelere ivedilikle gereksinim vardır. Bu
tasarı, bu gereksinimleri yerine getirmekten uzaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Karademir.
Madde üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2. - 3402 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
"Kadastronun fennî
işlerinin ihale yoluyla yaptırılması halinde, kadastro ekibinde iki kadastro
teknisyeni, iki teknisyenin temin edilememesi durumunda yerine bir kadastro
teknisyeni görevlendirilebilir. Ekipteki kadastro teknisyeni yerine kontrol
memuru da görevlendirilebilir."
BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına söz isteyen Balıkesir Milletvekili Orhan Sür; buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ORHAN SÜR
(Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte
olan yasanın 2 nci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz
almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
biraz önce yasanın tümü üzerinde yaptığım konuşmada ifade ettiğim gibi,
Kadastro Yasamıza yeni bazı maddeler ekliyoruz, bazı maddelerinde ufak tefek
değişiklikler yaparak bir noktaya gelmeye çalışıyoruz. Elbette, bu tasarı bir
bütün olarak incelendiğinde şunu görüyoruz: Hükümetimizin bir hedefi var ve
bunu da açıkça ilan ediyor; 2006 sonuna kadar Türkiye'de kadastroyu
bitireceğim; yani, Türkiye'de kadastroyu bitiren hükümet ben olmak istiyorum
diyor; bu da çok doğal. Bu çalışmanın sonucunda, eğer Türkiye'de gerçekten
kadastroyu tamamlayabilirsek, en azından çok büyük bir eksikliği gidermiş
oluruz.
Tabiî, bunu yapabilmek
için, özel sektörün bu alandaki bilgi birikiminin, ekip ve ekipman ağının
kullanılması sonucunda hızlanma söz konusu. 10 000'in üzerinde, kadastrosu
tamamlanmamış köyümüz var ve bunlar da genelde kadastro ölçümleri açısından
zorluklar arz eden köyler ve buralarda bir çalışma yapılacak. Bu maddeyle, bu
çalışma aşamasında kadastro teşkilatımızın bu çalışmalara katacağı elemanların
açıklaması getiriliyor ve bildiğimiz gibi, köylerimizin kadastrolarının
yapılması işleri de ardı ardına ihale ediliyor.
Şimdi, önümde, Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğümüzün ihaleye çıkardığı iki işin şartnamesi var.
İkisinin amacı da aynı; kadastrosu yapılmamış, yurdun çeşitli bölgelerindeki
yerlerin kadastrosunun yapılması. Sonuçta, yapılacak iş aynı; gidilecek,
ölçülecek, koordinatlarla, yeni teknolojilerle bu kadastrolar yapılacak; ama,
burada, bir farklılık var. İki ihale var; iki ihalenin şartnameleri farklı.
Şimdi, bazı yetkili arkadaşlarımız şunu söyleyebilir; o ihalenin bir tanesini
şu fondan yapıyoruz, ihalenin bir tanesini bu fondan yapıyoruz. Yahu
arkadaşlar, sonuçta yaptığımız iş aynı değil mi; yani, sonuçta, bu ihalelerle
yaptığımız işin adı mı değişiyor, şekli mi değişiyor?! Farklı fonlardan
yaptığımız zaman, bu iş neden farklı şartlarla geliyor?!
Şimdi, bakıyorum, iki
ihale; bir tanesi Konya'da, bir tanesi Zonguldak'ta, ikisinin amacı da aynı.
Bir tanesinde, Konya'dakinde, çok özel şartlar var. Neden diye
araştırıyorsunuz, verilen yanıt şu: "Konya'daki ihaleyi Dünya Bankası
kredisi kullanarak yapıyoruz." Peki, Dünya Bankası kredisi kullanarak
yapıldığında şartlar, aranan nitelikler, istenilen özellikler farklı olacak da,
kamunun kendi kaynağı olan dönersermaye payı kullanılarak Zonguldak'ta ihale
yapıldığında farklı mı olacak?! Neden böyle oluyor bu?! Bunun yanıtı biraz
yuvarlak geliyor; "işte, işi ehline vermek..." Yani, şimdi,
Zonguldak'taki ihaleye girenler, bu ihaleyi alacak kişiler, işin ehli değil
mi?! Yani, bu anlam mı çıkıyor acaba, bu tip bir yanıt geldiğinde? Bu yanıtı
verdik, vermedik diye de bir polemiğe girmek istemiyorum; ama, ben, bir harita
kadastro mühendisiyim, bu yanıtların kimlere, nasıl verildiğini de gayet iyi
biliyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Konya'daki ihaleye girebilmek için, son üç yıl, üst üste, ortalama 300 000
dolarlık iş yapmış olman gerekiyor; ama, Zonguldak'takinde bu şart yok.
Konya'daki işe girebilmek için, son üç yılda, 2 500 hektar iş yapman gerekiyor;
ama, Zonguldak'taki şartlar farklı. Neden diye sormamız gerekiyor. Yani,
yıllardan beri, kadastroyu özel sektöre açalım diye ben de savunan bir
arkadaşınızım. Özel sektörü kadastroya açarken ve özel sektörün bu
çalışmasından faydalanmaya çalışırken, ayrı ayrı şartnamelerle, ayrı ayrı
ihaleler yaparak hangi noktaya varmaya çalışıyoruz?! İnsanın biraz -kusura
bakmayın- kafası karışıyor. Biraz kafa karışıyor, acaba adrese teslim mi var
demeye başlıyorsun; çünkü, Konya'daki ihale koşullarına göre, o ihaleye
girebilecek insan sayısı daha sınırlı; çünkü, bu ülkedeki harita bürolarının
konumları belli. Diyelim ki, Konya'daki ihaleye 20 kişi girerse, Zonguldak'taki
ihaleye belki 100 kişi girecek, daha büyük bir rekabet doğacak. Peki, niye,
Konya'daki aynı koşullara indirilmiyor? Eğer Zonguldak'taki ihalenin
şartnamesindekiler, Zonguldak'taki ihalede pek güvensizseler, niye
Zonguldak'taki ihale Konya'daki gibi yapılmıyor sorularını art arda getirmek
zorundayız.
Çok ilginç şeyler
yapılıyor. Konya'daki ihalenin ihale dosyasını almak için 100 000 000 lira
ödüyorsun, Zonguldak'takinin ihale dosyasını almak için 250 000 000 lira ödüyorsun.
Neden?!. Zonguldak'taki daha da küçük bir iş; yani, birimler, dosyalar daha
küçük, yapılacak iş daha küçük; ama, Zonguldak'ta 250 000 000 liraya, Konya'da
100 000 000 liraya ihale dosyaları satılıyor.
Bunlar belki küçük şeyler
gibi görünüyor; ama, biz, daha işin başında böyle çarpık çarpık şeyler yapmaya
başlarsak, yarın, bu olayı hangi noktaya taşıyacağız arkadaşlarım?! Yani, biz
istemiyor muyuz rekabet doğsun; biz istemiyor muyuz Türkiye'de bu işi
yapabilecek her harita kadastro bürosu bu ihaleye girsin, çata çat pazarlıkta
veya teklifte en düşük rakamı vererek bu işi yapsın?!.
Ayrıca, başka şeyler var.
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğümüz, İller Bankasının yaptığı halihazır
ihalelerdeki işleri, iş bitirme olarak kabul etmiyor; baştan yüzde 10'unu kabul
ediyordu, şimdi onu da kabul etmiyor; yani, bu kadar çok değişiklik söz konusu.
İller Bankasının yaptığı ihalelerde yapılan işler harita işi değil mi?! Eskiden
yüzde 10 alıyordun, şimdi niye almıyorsun?
Bakın arkadaşlar, bunlar,
daha işin başında bocalama içinde olduğumuzun da göstergeleri.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Krediyi veren, şartnameyi kendi koyuyor.
ORHAN SÜR (Devamla) -
Hayır; krediyi veren, şartını kendisi koymuyor değerli arkadaşlarım.
Sayın Bakanım, kredi,
ARIP kredisi; biliyoruz, bu, Dünya Bankasının köylülere dağıttığı parayla
ilgili kredi. Onlar şunu demiyor; üç yıllık ortalama 300 000 dolar geliri
olacak. Türkiye'deki mühendislik bürolarının kaç yüzbin dolar geliri olduğunu,
krediyi veren Dünya Bankası mı saptıyor?! Yani, lütfen...
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Cevap vereceğim.
ORHAN SÜR (Devamla) -
Tabiî verirsiniz Sayın Bakanım, elbette verirsiniz.
O zaman, Dünya Bankasının
saptadığı krediler, kriterler doğruysa, niye, siz, bu kriterleri Türkiye
genelinde yaygınlaştırmıyorsunuz? Yanlışsa, karşısında durun o Dünya Bankası
kriterlerinin, verdikleri şeylerin. Dünya Bankası, bu ülkenin her şeyini esir
haline mi getirdi yani? Yapacağımız işin, vereceğimiz ihalenin hangi noktada
hangi işin olacağına onlar mı karar verecek? İller Bankasının yaptığı
ihalelerdeki yüzde 10 iş bitirme belgesinin sayılıp sayılmadığına Dünya Bankası
personeli mi karar veriyor? Böyleyse, gerçekten üzülüyorum değerli
arkadaşlarım.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - İller Bankası bize bağlı... İller Bankası aynı
bakanlığa bağlı.
BAŞKAN - Sayın Bakan,
lütfen!..
ORHAN SÜR (Devamla) -
İller Bankası aynı bakanlığa bağlıysa, aynı bakanlık, aynı tür ihalede, aynı
işte, aynı şartnameyi kullanır.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Demek ki zorunluluk var.
BAŞKAN - Sayın Bakan,
lütfen ama!..
ORHAN SÜR (Devamla) -
Neyin zorunluluğu var Sayın Bakanım; onu anlatın diyorum işte ben de size...
BAŞKAN - Sayın Sür, Genel
Kurula hitap eder misiniz.
ORHAN SÜR (Devamla) -
Tabiî Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlarım,
yani, Dünya Bankası, benim işimin ihale dosyasını satarken 250 000 000 liraya
satacaksınız, herhalde böyle diyor. Yani, bunu diyor artık bize, bu noktaya
kadar gelmişiz. O zaman, bu ülkeyi siz idare etmiyorsunuz Sayın Bakanım, Dünya
Bankası idare ediyor demektir; o bakanlığı Dünya Bankası idare ediyor demektir,
siz değil. O noktaya gelmiş durumdaysak, gerçekten çok üzücü, gerçekten neyi
tartışayım, neyi söyleyeyim.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Krediyi şartlı veriyor, öyle gelişigüzel değil.
ORHAN SÜR (Devamla) -
Kadastro örgütümüzün eksiklikleri, yanlışlıkları veya olaya bakış açısındaki,
bize göre en azından, hataları elbette dile getireceğiz.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Neyse, ben, sizi davet edeceğim.
ORHAN SÜR (Devamla) -
Yani, bir TAKBİS Projeniz var. Bu yasayı bu şekilde getireceğinize, keşke,
pilot bölge olarak TAKBİS'i uyguladığınız Çankaya'da TAKBİS'te karşılaştığınız
sıkıntıları çözecek bir yasa tasarısı getirseydiniz. Sanki, TAKBİS'te hiçbir şeyle karşılaşmadınız. Tapu
Kadastro Genel Müdürlüğü, TAKBİS Projesinde şu ana kadar hangi sıkıntılarla
karşılaştığı konusunda hiçbir açıklama yapmadı. Hiç mi sıkıntınız yok; onları
niye düzeltmiyorsunuz burada?!
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Düzeltiyoruz.
ORHAN SÜR (Devamla) -
Nerede düzeltiyorsunuz?!
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Hem de devlete büyük paralar kazandırdık.
ORHAN SÜR (Devamla) -
Vallahi, hiçbir şey kazandırmıyorsunuz Sayın Bakanım. Son yaptığınız MEER ihalesinde de 2 trilyonun üzerindeki parayı,
sadece kâğıt üzerinde koordinat, digitaizer’la okuyacağınız, vereceğiniz koordinatlarla
renkli renkli parselleri boyarsınız, asarsınız duvara, o parsellere bakarsınız,
2 trilyon lira parayı da ödersiniz; ama, hiçbir hukuksal geçerliliği olmayan
harita paftaları oluşturursunuz, o paftalar da hiçbir yerde geçerli olmaz ve bu
2-3 trilyon para da bu şekilde çöpe
gider. Bunu, ben bir harita
mühendisi olarak söylüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Sür,
toparlar mısınız.
ORHAN SÜR (Devamla) -
Toparlıyorum Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlarım, bu
ülkenin kıt kaynaklarını, lütfen, çarçur etmeyelim. Bu ülkenin kaynaklarını en
iyi şekilde kullanalım ki, bu ülke aydınlık yarınlara ulaşabilsin. Bu, bizim
elimizde. Biraz daha titiz davranalım ve bu işin başındaki kurumlarda çalışan
bürokrat arkadaşlarımız da, bazı şeylerde, artık, ellerini taşın altına
soksunlar.
Bu ülkede geleceğin
kadastrosunu kurmak hepimizin boynunun borcu, Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğünde çalışanların da, bu Mecliste görev yapan bizlerin de, Harita ve
Kadastro Mühendisleri Odasında görev yapanların da; elbirliğiyle, uzlaşıp, bu
ülkeyi aydınlık yarınlara beraber taşıyalım.
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Sür.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Sayın Başkan, bir iki cümleyle cevap verebilir
miyim?
BAŞKAN - Sayın Bakan,
Hükümet adına söz istediniz, vereceğiz; ancak, madde üzerindeki görüşmeler
henüz tamamlanmadı, devam ediyor.
Birleşime, saat 19.00'a
kadar ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.28
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.00
BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet Gökhan SARIÇAM
(Kırklareli)
BAŞKAN- Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 61 inci Birleşiminin Üçüncü
Oturumunu açıyorum.
728 sıra sayılı kanun
tasarısı üzerindeki görüşmelere devam ediyoruz.
VI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
4.- Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/858)
(S. Sayısı: 728) (Devam)
BAŞKAN- Komisyon ve
Hükümet yerinde.
Sayın Bakan, Hükümet
adına söz istiyor musunuz?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis)- Sayın Başkan, sayın vekiller Genel Kurulda
olsaydı cevap vermek isterdim...
BAŞKAN- Madde üzerinde
şahsı adına söz isteyen, Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım.
Buyurun Sayın Yıldırım.
MEHMET YILDIRIM
(Kastamonu)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kadastro Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 2 nci maddesi üzerinde şahsım
adına söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizde 1912 yılından
bu yana kadastro çalışmaları yapılmasına rağmen, bu konuyla ilgili resmî
düzenleme 1925'te 658 sayılı Kadastro Yasasıyla yapılmıştır. Bugüne kadar
yapılan kadastro çalışmalarında ülkenin hedeflenen kadastro oranı yüzde 85'e
çıkarılabilmiştir. Halen kadastrosu tamamlanmamış ilçeler bulunmakla birlikte,
11 711 köye bu hizmet hiç götürülememiştir. Kastamonu'nun da 20 ilçesi, 136
mahallesi, 1 082 köyünden sadece 325 köyün kadastrosu yapılmış, 725 köyün
kadastrosu gerçekleştirilememiştir. Yüzde 65'i ormanla kaplı Kastamonu'nun
sadece yüzde 52'sinin kadastrosu yapılabilmiş ve kadastrosu yapılan miktar da,
arazinin yüzde 30'u civarındadır. Bugünkü çalışmalarla devam edersek, bugünkü
elemanlarla bu işi devam ettirmeyi düşünürsek, Kastamonu'nun kadastrosunun
seksen yılda tamamlanacağı görülmektedir.
Mera, orman, mülkiyet
gibi birbirinden bağımsız birçok kadastro çalışması yapılmış, bu durum, yapılan
kadastroların uymamasına, örtüşmemesine yol açmıştır. Bu durumda olan orman
sınırları haritalarının yüzde 72,6'sı tapu siciline tescil edilememiştir.
Personel yetersizliği de bu konuda çok önemli bir etkendir.
Sekizinci Beş Yıllık
Kalkınma Planında, kadastrosu yapılacak kentsel alanın 40 000 kilometre, kırsal
alanın da 440 000 kilometre dolayında olmak üzere, toplam 480 000 kilometrekare
olduğu kabul edilmektedir.
Türkiye'de kadastro
hizmetlerinin götürülebilmesinin planlandığı alanlarla ilgili olarak kesin bir
saptama yapılamamış olmakla birlikte, kırsal alanların kentsel alanlara
dönüşmesi, orman vasfını yitirmiş alanların orman dışına çıkarılması, ekonomik
yarar sağlanma olasılığı bulunan kadastro harici alanların kadastrolanması,
yeni il ve ilçelerin kurulması, yeni yerleşim alanları ve kamusal alan
gereksinmeleri gibi nedenlerle, kadastrolanacak alanların miktar olarak hem
arttığı hem de kırsal-kentsel alanlar bazında değiştiği gözlenmiştir.
Bu nedenlerle, öncelikle,
ülkemizde kadastroya konu oluşturacak alanların yeniden tanımlanarak, yüzölçümü
değerindeki belirsizliğin giderilmesi gerektiği görülmektedir.
Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğü, 22 bölge müdürlüğü, 1 003 tapu sicil memurluğu, 325 kadastro
müdürlüğü ve bu birimlerde çalışan yaklaşık 13 000 personeli olan, tüm yurt
düzeyinde yayılmış kadastro sektörünün en önemli kuruluşlarından olan, ulusal
bir kamu kuruluşudur.
Tapu
sicil ve kadastro müdürlüklerinin en önemli eksikliği eleman yetersizliğidir.
Nitelikli eleman istihdamı şarttır. Kadastro mühendisleri iş aramaktadır,
kadastro teknisyenleri iş aramaktadır, teknikokul mezunları iş diye beklemektedir;
ama, yeni eleman alımları çok sınırlı tutulmaktadır. Mevcut hizmetlerin yerine
getirilmesi için, yanında, bilgi sistemi, üç boyutlu ve çokamaçlı sayısal
kadastro gibi, artan hizmet talebini karşılayabilmek için 10 000'den fazla
eleman açığı olduğunu bilmekteyiz. Bu nedenle, özel sektörden kalıcı bir
biçimde yararlanılması da, üretimin dünya standartlarına uygun olarak ele
alınması da gerekmektedir.
Orman
kadastrolarının da, meraların da, şimdiye kadar tescil dışı bırakılmış
gecekondulaşmaya ya da arazi yağmasına sebep olan alanların ve kent ve coğrafî
bilgi sistemlerinin de yapı içerisinde düşünülmesi şarttır.
Ayrıca, kadastro
hizmetleri bir defa yapılıp biten bir hizmet değildir. Toprağa yönelik
yatırımlar ve kentleşme devam ettiği sürece kadastro hizmetleri de devam
etmektedir. Üstelik, artık, geleneksel yöntemlerin yerini coğrafî bilgi
sistemleri, kent bilgi sistemleri almıştır. Büyükşehir belediyelerinin
görevleri arasında yer verilmiştir. Dolayısıyla, kadastrodan beklentiler
giderek değişmektedir. Bu açıdan bakıldığında, kadastroların tamamlanması
yanında, çok önemli bir ihtiyaç olarak mevcut kadastronun yenilenmesi,
güncelleştirilmesi ve kent bilgi sistemlerinin altyapılarını...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Yıldırım
MEHMET YILDIRIM (Devamla)
- ...oluşturacak sayısal kadastro niteliği kazandırılarak kullanıma sunulması
ihtiyacı ortaya çıkmaktadır.
Değerli arkadaşlar,
değerli milletvekilleri; Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü yılda yaklaşık 2 500 000
tapu işlemi ve 1 000 000'a yakın kadastro parseli tespitini
gerçekleştirmektedir. Buna karşılık, sadece tapu harçlarından yılda 600 trilyon
civarında, millî bütçeye gelir sağlamaktadır. 2005 yılında bu miktarın daha çok
yüksek olacağı tahmin edilmektedir.
Buradan şu sonucu
çıkarmak mümkündür: Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüne yapılan yatırımlar, sadece
harç gelirleri dikkate alındığında bile, 5-6 misli olarak geriye dönmektedir.
Bu direkt katkısının yanında, adil ve hızlı toplanan Emlak Vergilerinin
katkıları düşünülürse, çok büyük ve o derecede önemli, öncelikli yatırımlar
olduğu görülmektedir; ama, çalışanlara hiçbir şey yok. Yani, bir toplanan
harçtan, elde edilen gelirlerden tapu kadastro çalışanlarına, mühendislerimize,
arazide çalışan teknisyenlerimize, sağlık personelinde olduğu gibi,
dönersermaye sisteminden prim verilmesinin şart olduğunu düşünüyorum.
Yüce Meclise saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Yıldırım.
Hükümet adına Bayındırlık
ve İskân Bakanı Sayın Zeki Ergezen söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Bakan. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Sayın Başkanım, sayın milletvekili arkadaşlarım;
önce kanunumuz üzerinde konuşma yapan İktidar Partisi kanadından Ali İbiş,
Cumhuriyet Halk Partisi kanadından Mehmet Yıldırım kardeşimize, Orhan Sür ve
Erdal Beye de ben önce teşekkür etmek istiyorum, kanunumuzu destekledikleri
için. Tenkitlerini, eleştirilerini elbette ki dikkate alacağız. "Biz
yaptık, işte bu şan şeref bize aittir, onun için 2006'nın sonunda bu işi
bitireceğiz" anlayışıyla, yaklaşımıyla bu kanunu çıkarmadığımızın altını
çizmek istiyorum. Böyle bir şan şöhrete ihtiyacımız yok. Ancak, kadastroda
sorunlar var, sıkıntılar var. Doğrudan destekten bile vatandaşların mahrum
olduğunu görüyoruz. Haksızlıklar var. Bunları bir an evvel gidermek, vatandaşın
sıkıntısını telafi etmek, insanların, daha fazla, mahkeme kapılarında
bürokrasiyle boğuşmasını engellemek için böyle bir hedef koyduk. Bu hedefi
gerçekleştirmek için bu kanunu çıkarıyoruz. İktidar ve muhalefet olarak bu
çıkarılacak kanuna destek veriyorsunuz. Teşekkür ederiz.
Yalnız, biraz önce Orhan
arkadaşımız belki yeterli, gerekli diyaloğu bizimle kuramadığı veya bizden
kaynaklandığı için Meclise eksik bilgi verdi. Ben, bu eksikliği gidermek için
söz almış bulunuyorum. Bunu çok önemli görüyorum ve özellikle
milletvekillerinin tümünün ve televizyonları başında dinleyenlerin, Türk
kamuoyunun dikkatini çekmek istiyorum.
Biz, iktidar olduğumuzda,
TAKBİS Projesiyle ilgili dosyayı masaya yatırdık. Bizim zamanımızda ihale
edilmemiş bizden önce ihale edilmiş. Bizzat bire bir kendim ilgilendiğim bir
proje olduğu için söylüyorum. Bütün büyük projelerle ilgileniyorum, geçmişte
yapılan bütün ihalelerle ilgileniyorum, kendi dönemimdeki bütün ihaleleri de
şeffaf yapmaya çalışıyoruz. Demiyorum hata yapmayız; biz kuluz, hata yaparız,
hatalarımızı söyleyenlere teşekkür eder, hatalarımızı düzeltiriz; ancak, Türk
kamuoyunun da doğruları bilmesine, Meclisin kafasının karışmaması gerektiğine
de inanıyorum, onun için de TAKBİS'le ilgili söyleyeceğim rakamın alkışlanması
gereken bir rakam olduğunu da ifade etmek istiyorum.
Bakınız, biz, iktidara
geldiğimizde, çağırdık karşı tarafı bir ekprotokolle eskalasyon bedeli olarak
ödenmesi gereken yaklaşık 8 trilyonu biz size ödemiyoruz dedik, bu fazladır
dedik, biz bunu size veremeyiz dedik, Türk Milletinin bu parasını zayi edemeyiz
dedik. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Daha geleceğim, sonunda
alkışlarsanız daha iyi olur.
Mahkemeye düşmeden; ama,
karşılıklı mutabakat sağlanarak, gönül rızasıyla... Ben, Bakanlık olarak,
karayollarında da 2,4 katrilyon tasarruf sağlamışım, bunun tamamı gönül
rızasıyla olmuştur. Hiç kimseyle mahkemelik olmadım, burada da mahkemelik
olmadım. Çünkü, bir taraftan da işlerin önünü açmam lazım, işlerin yürümesi
lazım, siyasetçiye benim iş yapmam lazım. Seçim bölgesinde, benim milletvekilim
gittiği zaman, rahat hareket etmesi lazım. Zaman zaman size de ufak tefek işler
yapıyoruz, yani sizi de görmüyor değil, görüyoruz; ama, ben siyasetin zor
olduğunu bilen birisiyim, milletvekilliğinin çok zor olduğunu biliyorum; ama,
Türk Milletinin parasal yönden çektiği sıkıntıyı da biliyorum, ona buna
borçlanmanın ne kadar ağır bir yük olduğunu da görüyorum; şu anda iktidarız;
görüyoruz. 8 trilyona ilave olarak bunu ödemedik; ayrıca, lisans ücreti olarak
yapılan indirimleri de hesapladık; arkadaş, biz bunu da size vermiyoruz dedik.
Toplam ne kadar biliyor musunuz bu projede; 21 000 000 dolar; evet, 21 milyon
dolar. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Bu insanlar mahkemeye
gidebilirdi "ya, arkadaş, sen yeni iktidar oldun, senden öncekiler bu işi
ihale etmiş; ne kesiyorsun" diyebilirdi. Ben ne diyebilirdim; doğru, onlar
mahkemeye gidecekti. Türk bürokrasisindeki hukuk anlayışını da dikkate
aldığınızda nasıl bir savunma yapılacağını da bilin. Kaç mahkemenin kaçını
kazanabiliriz?! Hepimiz bu memlekette yaşıyoruz. Hepimizin yaşı 50'nin
üzerinde; birçoğumuzun. Kaç mahkemenin kaçını kazanıyoruz; çoğunu kaybediyoruz.
Onun için, mahkemelere gitmek değil, benim maksadım, Türk Milletinin parasını
kaybettirmemek. Dolayısıyla, böyle bir başarımız var. Ben, bu bürokratları da
alkışlıyorum ve destekliyorum; yine, tebrik ediyorum TAKBİS'le ilgili.
ERDAL KARADEMİR (İzmir) -
Sayın Bakan, ihalelerde, demek ki usulsüzlük yapılmış; bu gerçek!
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Devamla) - Neyse... Tabiî ki... Yani, Sevgili
Milletvekilim, kardeşim, elbette ki, hepimiz Türkçe konuşuyoruz. Ben biliyorum
ne demek istediğinizi de; onların da gereği yapılıyor. Yani, yapılmıyor değil.
Böyle, üstünü ben kapatmıyorum; ama, bir usul var; tabiî ki, bunların hepsi
yürüyor, bunların müfettişi var, teftişi var... Türkiye hukuk devletidir.
Türkiye'de kanunlar var. Gidilmesi gereken yerlere ben gidiyorum; merak etmeyin
siz.
İkincisi, Sayın Orhan
Kardeşim, dediniz ki: "İki türlü ihale yapıyorsunuz." Doğrudur,
söylediğiniz doğru. Dün, bizim iktidar kanadımızdaki milletvekili, Konya
Milletvekili Aktaş geldiler, Konya'daki Harita Mühendisleri Odasından arkadaşlar
geldiler; dediler ki: "Arkadaş, bir genel müdürlükte iki tane ayrı ihale
olur mu? Biz harita mühendisiyiz, niye bu ihalelere giremiyoruz?.." Aynen
sizin konuştuklarınızı konuştular yani. Biz, dün gece saat 12'ye kadar
çalıştık. Bizzat, ben de işle bire bir ilgilendim. Çalışmamızın sonucu, tekrar
o müteahhitleri çağıracağız Konya'dan. Biraz önce Milletvekilim Aktaş'a da
söyledim; onu da çağıracağız. Yani, yaptıklarımızın doğru ve yanlış olduğunu
orada tartışacağız. Zatıâlinizi de, ben arkadaşlarıma söyledim; dosyaları
getireceğiz, sizi bilgilendireceğiz. Varsa bir eksiğimiz, elbette ki, başımız
gözümüz üstüne; çünkü, bu milletin çocuklarına adil davranmak güzel bir
olaydır, eşit davranmak güzel bir olaydır; çünkü, eşitsizlikler çok zor bir
olaydır; bunu da biliyoruz. Ama, şimdi, bir gerçek var Türkiye'de. Şimdi, siz,
diyorsunuz ki: "Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından ihale edilen
işlerde neden farklı kriterler uygulanmaktadır?" İller Bankasını örnek
verdin. Yüzde 70, 80... Dün gece baktım, yüzde 80'le giden ihale var. Buna da
çok üzülüyorum; ama, baktım, yüzde 80'le yapılmasına rağmen iş bitmiş. Nasıl
bitmiş, onu da bilmiyorum tabiî; inceleyeceğim; yani, o da ayrı bir dert. Bu
müteahhit cebinden ne kadar koydu buraya, onu merak ediyorum ben. Yani, bu
İhale Yasasının da sıkıntılarından bahsetmek istiyorum. Yüzde 80 olur mu
hakikaten?! Ama, gidiyor... Türkiye, bu kanunlar böyle...
Şimdi, ben, tabiî, size,
bürokratlarımın yazdığı ifadeyle cevap vermeyi uygun görüyorum, konuyu
biliyorum.
İhale edilen işlerden
bazıları, Dünya Bankası kriterlerine göre ihale edilmekte; yani, bizim İhale
Kanununa tabi değil maalesef. Demin, burada söylediniz, ben de muhalefetteyken
aynı şeyleri söyledim; sizinle o cümleleri paylaşıyorum; ama, güçlü olmazsanız,
borçlu olursanız, borç alıyorsunuz, borcu veren de kriterlerini, maalesef,
kendisi koyuyor.
Şimdi, bazıları ise,
dönersermaye kaynaklarıyla... Ki, dönersermaye kaynaklarıyla yapılan
ihalelerimiz de Kamu İhale Yasasına tabidir.
Dünya Bankası kredisiyle
yapılan işlerin kriterleri Dünya Bankası tarafından belirlenmekte ve şartları
da, maalesef, çok ağır. Rekabet sağlanmıyor gerçekten.
Arkadaşlarımızı biz
gönderdik Türkiye'deki muhataplarına. Ne koymuşlardı biliyor musunuz; ciro
miktarı olarak istenen rakam, yaklaşık bedelin 3 katını koymuşlar. Biz, bunları
kendilerine anlattık, izah ettik, olmaz dedik. Ben müsteşar muavinimi,
Bakanlığın müşavirini, genel müdürü bunlara gönderdim; bu, 3 katı olmaz!
Bunları anlat anlat; en sonunda kendilerini de ikna ettik, bu ciroyu yüzde 40'a
çektik. İtiraz edilen mesele yüzde 40; daha aşağıya çekemedik.
Dün gece saat 12'ye
kadar, bizzat, kendim de ilgilendim. Acaba daha da aşağıya çekebilir miyiz diye
tekrar gideceğiz rica etmeye; çünkü, kriterleri bunlar koyuyorlar ve İhale
Kanununa tabi değil maalesef; ama, bizim diğer dönersermayeden yaptığımız işler
İhale Kanununa tabi olduğu için, rekabeti en üst düzeyde sağlayacak şekilde de
ciroyu aşağıya çekmişiz.
Durum bundan ibarettir.
Sayın milletvekillerimi, ben, doğru bilgilendirmek mecburiyetindeyim; durum
budur. Hiç kimsenin endişesi olmasın; ihaleler şeffaftır; varsa hatalarımız
söyleyin, düzeltmek bizim boynumuzun borcudur. Biz yıpranırsak siz de
yıpranırsınız, siz yıpranırsanız biz de yıpranırız; çünkü, parlamenter sistemin
yıpranmaması gerekir. Onun için, bu parlamenter sistemin yıpranmaması için
fedakârca çalışıyoruz; ama, yine söylüyorum, insanız, hata yaparız;
hatalarımızı söylerseniz düzeltmek için elimizden geleni yaparız.
Ben, zatıâlinizi, Tapu Kadastro
Genel Müdürlüğüne, müsait olduğunuz bir zamanda, davet ediyorum; dosyayı
beraber inceleyelim, varsa eksiklikler bize yardımcı olun, düzeltelim; başımız
gözümüz üstüne.
Saygılar sunuyorum.
(Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakanım; kısa bir söz istemiştiniz, iyi ki uzun istemediniz.
Madde üzerinde 2 adet
önerge vardır; önergeleri, önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık
derecesine göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
728 sıra sayılı kanun
tasarısının 2 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Madde 2.- 3402 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkra eklenmiş ve maddenin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Kadastronun fennî
işlerinin ihale yoluyla yaptırılması halinde, kadastro ekibinde iki kadastro
teknisyeni, iki teknisyenin temin edilememesi durumunda yerine bir kadastro
teknisyeni görevlendirilebilir. Ekipteki kadastro teknisyeni yerine kontrol
memuru da görevlendirilebilir."
"Kadastro
komisyonlarında veya kadastro hizmetlerinde görevli personele, arazide fiilen
çalıştıkları sürelere münhasır olmak üzere, 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununda yer alan en yüksek devlet memurunun gösterge rakamının (ekgösterge
dahil), bütçe kanunlarında devlet memurları maaşı için belirlenen katsayı ile
çarpımı sonucu bulunacak miktarın yarısını aşmamak üzere, her yıl Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğünün teklifi ve bağlı olduğu bakanlığın onayı ile hizmetin
ağırlığı ve sorumluluğuna göre tespit edilebilecek miktarda aylık ödenek ayrıca
ödenir."
BAŞKAN - Şimdi, maddeye
aykırı olan önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 728
sıra sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının
2 nci maddesine, 3402 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinin son fıkrasının
kaldırılarak aşağıdaki değişikliğin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Erdal Karademir |
Orhan Sür |
Kemal Demirel |
|
İzmir |
Balıkesir |
Bursa |
|
Sedat Pekel |
Ali Topuz |
Ahmet Küçük |
|
Balıkesir |
İstanbul |
Çanakkale |
Değişiklik Maddesi:
Kadastro çalışmalarının
güçlüğü ile bu çalışmalara dayalı olarak oluşturulan ve devletin sorumluluğunda
yürütülen tapu sicil hizmetlerinin önemi dikkate alınarak, Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğünün merkez ve taşra birimlerinde görevli personele en yüksek
devlet memuru aylığının (ekgösterge dahil)
yüzde 200'ünü geçmemek üzere, yaptıkları hizmetin özelliğine ve
güçlüğüne göre Genel Müdürlüğün bağlı bulunduğu Bakanın onayıyla belirlenecek
miktarlarda aylık ek ücret verilir. Bu ödemeler, Gelir Vergisine tabi
tutulamaz.
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK, İMAR,
ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Karademir,
konuşacak mısınız, gerekçeyi mi okutayım?
ERDAL KARADEMİR (İzmir) -
Gerekçeyi okutun.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğünün merkez ve taşra birimlerinde çalışanlarının ürettikleri hizmet
karşılığı aldıkları ücret; bir yandan kadastro çalışma alanlarının mahrumiyet
bölgeleri olması ve çalışma alanlarının güçlük içermesi, diğer yandan
yükümlendikleri kamu hizmetinin önemi ve sorumluluğu nedeniyle yeterli
değildir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutup,
işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
728 sıra sayılı kanun
tasarısının 2 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Eyüp Fatsa (Ordu) ve arkadaşları
Madde 2.- 3402 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkra eklenmiş ve maddenin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Kadastronun fennî
işlerinin ihale yoluyla yaptırılması halinde, kadastro ekibinde iki kadastro
teknisyeni, iki teknisyenin temin edilememesi durumunda yerine bir kadastro
teknisyeni görevlendirilebilir. Ekipteki kadastro teknisyeni yerine kontrol
memuru da görevlendirilebilir."
"Kadastro
komisyonlarında veya kadastro hizmetlerinde görevli personele, arazide fiilen
çalıştıkları sürelere münhasır olmak üzere, 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununda yer alan en yüksek devlet memurunun gösterge rakamının (ekgösterge
dahil), bütçe kanunlarında devlet memurları maaşı için belirlenen katsayı ile
çarpımı sonucu bulunacak miktarın yarısını aşmamak üzere, her yıl Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğünün teklifi ve bağlı olduğu bakanlığın onayı ile hizmetin
ağırlığı ve sorumluluğuna göre tespit edilebilecek miktarda aylık ödenek ayrıca
ödenir."
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK, İMAR,
ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
3402 sayılı Kadastro
Kanununun 3 üncü maddesinin son fıkrasında, arazide fiilen çalışan kadastro
personeline, arazide çalıştıkları sürelere münhasır olmak üzere, ödenmesi
öngörülen ek ödeme tutarının belirlenmesinde esas alınan 1 inci derecenin son
kademesi ekgösterge rakamlarının kadro unvanlarına göre farklı olması, uygulama
güçlüğü ve sorunlara yol açmaktadır.
Maddede yer alan "1
inci derecenin son kademesi" yerine "en yüksek devlet memurunun"
ifadesi getirilerek ek ödemeye esas ekgösterge rakamının hesaplanmasındaki
belirsizliğin ve buna dayalı olarak ortaya çıkan sorunların giderilmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda 2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 3. - 3402 sayılı Kanunun 4 üncü
maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Çalışma alanında
orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna
başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve
bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini
ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak, bu çalışmalarda kadastro
ekibine, Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilâtınca görevlendirilecek en az bir
orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince
görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisinin
bildirimden itibaren yedi gün içerisinde iştirak ettirilmesi zorunludur. Bu
çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re'sen
devam ettirilir.
Ormanla ilgili yapılan
itirazların incelenmesinde kadastro komisyonuna da itiraza konu tespitlerde
görev almayan Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilatınca görevlendirilecek bir
orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince
görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisi iştirak
ettirilmesi zorunludur.
Çalışma alanındaki
ormanların bu ekipçe sınırlandırma ve tespitleri yapılarak otuz günlük kısmî
ilâna alınır. Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmış sayılır.
Orman kadastrosu
kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyulur."
BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Balıkesir Milletvekili Orhan Sür söz istemiştir.
Buyurun Sayın Sür.
CHP GRUBU ADINA ORHAN SÜR
(Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
3402 sayılı Yasanın bazı
maddelerini değiştiren ve yasaya yeni ekler yapan tasarı üzerindeki görüşmelere
devam ediyoruz.
Elbette, hepimiz, bu
Mecliste görev alan bütün milletvekillerinin, bu ülkenin çıkarlarını en iyi
şekilde koruma mücadelesi verdiğine yürekten inanıyoruz; ama, bazen, galiba,
farklı şeyler de düşünebiliyoruz veya hedefe ulaşmak için farklı yöntemler
öneriyoruz.
Ben, öncelikle şu
düzeltmeyi yapmak istiyorum: Sayın Bakanım, biraz önce burada, sanırım
Ankara'da uygulanan TAKBİS projesiyle ilgili, pilot bölgeyle ilgili bazı
açıklamalarda bulundu. Ben, aslında, pilot bölgeyi gündeme getirmemiştim Sayın
Bakanım; yani, o bölgede yaşanan olaylar, o bölgedeki yüklenici ile kuruluşun
arasındaki ihtilaflar konusunda hiçbir şey gündeme getirmedim. Elbette, o tip
ihtilaflar söz konusuysa müdahale edilecektir ve gerçekten anlattığınız gibi,
kamuya o değerler kazandırıldıysa biz size teşekkür ederiz. Benim gündeme
getirmek istediğim olay o değildi Sayın Bakanım ve değerli arkadaşlarım; benim
gündeme getirmek istediğim olay şu: TAKBİS diye bir proje var ve TAKBİS, gerçekten
çok önemli bir proje.
Şimdi, güzel bir şey
yaratmaya çalışıyoruz, Sayın Bakanımız da burada açıkladı, bu ülkenin daha
güzel olabilmesi için ve kadastronun sorunlarını çözebilmek için bazı
değişikler yapılması gerektiğine inandık. Biz, sadece kadastroyu bitiren olmuş
olmakla övünmek için bu değişiklikleri yapmıyoruz; aksaklıklar var, bu
aksaklıkları gidermek için bu değişiklikleri yapıyoruz şeklinde bir öneride
bulundu, bir ifadede bulundu.
Elbette böyle olması
güzel; ama, bizim söylediğimiz de şu: Diyoruz ki, sadece bu değişiklikleri
yapmakla özlenilen kadastroya ulaşmamız mümkün değil. Yani, bir şairin bir sözü
var: "Delik geniş, yama dar." Gerçekten delik çok geniş; bu yamayla,
bu kadastro yasası, çağdaş bir kadastronun oluşmasını bize sağlama olanağına
sahip değil.
İşte, o nedenle, biz,
gönül isterdi ki, bu kürsüye, bu Meclisin huzuruna, daha geniş kapsamlı,
kadastroyu her boyutuyla inceleyen, kadastronun her noktasındaki eksiklikleri,
yanlışlıkları veya tamamlanması gereken birimleri kapsayan daha geniş bir
tasarı gelseydi dedik.
Şimdi, o aşamada, ben,
TAKBİS'i örnek verdim. Dedim ki, Kadastro Genel Müdürlüğümüz bir TAKBİS
uygulaması yapıyor ve bu TAKBİS uygulamasında da Ankara-Çankaya pilot bölge
seçildi. O pilot bölgedeki çalışmalar da sonuçlandı. O sonuçlanan çalışmalar
aşamasında, hangi güçlüklerle karşılaşıldı, TAKBİS'in uygulanmasında hangi
zorluklar ortaya çıktı; o zorlukların aşılabilmesi için hiç mi yasa maddesi
değişmesi gerekmiyor gibi, bazı şeyler söyledim. Gerçekten de TAKBİS'in
uygulanabilmesi için, bence, değişmesi gereken bazı sözcükler var.
Gayet iyi hatırlıyorum;
Sayın Erdal Karademir, bütçe görüşmeleri sırasında, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına yaptığı konuşmada bir ifade kullanmıştı, bir şeyler sormuştu.
"Çankaya İlçesi sınırları içinde olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin
TAKBİS'teki koordinatlarını verir misiniz ve o koordinatların yasal geçerliliği
var mıdır" diye bir soru sormuştu.
TAKBİS bitti, Çankaya'da
sonuçlandı. Çankaya'da sonuçlandığına göre, Çankaya sınırları içinde bulunan
Türkiye Büyük Millet Meclisinin köşe noktalarının koordinatları da, elbette, şu
anda, TAKBİS Projesi doğrultusunda elimizde var.
İşte, şimdi, biz
soruyoruz; diyoruz ki, bu uygulamanın sonucunda, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin köşe koordinatlarını Kadastro Genel Müdürlüğünden istediğimizde,
bize verdiğiniz köşe koordinatlarının yasallığı var mıdır, yasal geçerliliği
var mıdır? Biz, bunu soruyoruz; yani, bu noktaya ulaşabildik mi? Bu konuda
bilgi edinmek istiyoruz. Bizim söylediğimiz bu. Eğer bu noktaya ulaşamadıysak,
TAKBİS, amacına uygun bir noktaya doğru gitmiyor demektir. İşte, gelin, o
zaman, TAKBİS'i bu amaca ulaştırabilmek için neler yapılması gerekiyorsa
beraber yapalım, biz de katkı koyalım. Amaç, üzüm yemek, bağcı dövmek falan
değil.
Bakın değerli
arkadaşlarım, Kadastro Genel Müdürlüğümüzün internetteki sitesine girerseniz,
orada bir yazı var -aynen oradaki sözcükleri okuyorum- ne diyor bakın:
"Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüzce oluşturulan tapu ve kadastro bilgileri,
araziye ilişkin tüm yatırım ve mühendislik hizmetlerinin temel altlığını
oluşturmaktadır; ancak, bu bilgiler, araziye ilişkin diğer bilgilerle entegre
edilemediğinden ve mekânsal bilgi sistemleri oluşturulamadığından, birçok
alanda tapu kadastro bilgilerinden faydalanılamamakta ve ülke genelinde çeşitli
kurumlar tarafından yapılan üretim çalışmalarında, veri tekrarları nedeniyle,
milyonlarca doları bulan kaynak israfına neden olmaktadır."
İşte, şimdi, burada
oluşturduğumuz, son şeklini vermeye çalıştığımız, çıkaracağımız bu kadastro
yasasından sonra, bu sıkıntılar ortadan kalkacak mı -çok açık ve net söylüyorum
değerli arkadaşlarım- bu sıkıntılar ortadan kalkmayacak.
İçimizde, daha önceki
dönemlerde belediye başkanlığı görevi yapmış arkadaşlarımız var. Kent bilgi
sistemi diye bir olay var. Birçok belediyemiz, kent bilgi sistemi kurmaya
çalışıyor; ama, sonuçlanamıyor. Neden sonuçlanamıyor biliyor musunuz; tapu
kadastrodaki bilgiler alınamıyor, o ikisi entegre edilemiyor birbirine ve bir
ayağı eksik kalıyor kent bilgi sisteminin.
Şunu gayet iyi biliyoruz:
Bilgi çok önemli bir olay. Günümüzde, bilgi, ekonomik ve stratejik bir kaynak;
ancak, bu bilgi, görünebilir ve paylaşılabilirse ekonomik değeri var. Tapu ve
Kadastro teşkilatımızın ürettiği bilginin, depoladığı bilginin paylaşılabilir
olduğunu iddia edebilir miyiz?! Tapu ve Kadastronun değerlerine, ben, bir
harita kadastro mühendisi olarak çok zor ulaşıyorum; ulaşamıyorum. Yani,
belediyeler milyonlarca dolar veriyor, kent bilgi sistemleri kurmaya çalışıyor;
ama, tapu kadastronun elindeki bilgileri alıp, onunla entegre edemediği için,
onun bir ayağı eksik kalıyor. İşte, o zaman, bizim ne yapmamız gerekiyor; bugün
burada çıkarmaya çalıştığımız kadastro yasasına, bu gibi engelleri ortadan
kaldıracak maddeler eklememiz gerekiyor. Yani, bunu söylüyoruz; başka, farklı
bir şey söylemiyoruz. Gelin, daha güzel bir kadastro yasası yapalım; gelin, bu
ülkenin kaynaklarının daha rantabl kullanılabilmesi, daha verimli kullanılabilmesi
için bir şeyler üretelim diyoruz. Değerli arkadaşlarım, bunlar bir gerçek.
Şimdi, bakın, TAKBİS'i
uyguluyor... Yani, TAKBİS'ten bahsetmek istiyorum; çünkü, burası çok önemli bir
konu, hiç şeyi yok; ama, TAKBİS'in, aynı, yine, internetten okuduğumuzda, diyor
ki: "TAKBİS'i oluşturan unsurlar:
1- Eğitimli personel,
2- Güçlü yazılım,
3- Güncel ve doğru veri,
4- Güçlü donanım,
5- Hassas
uygulamalar."
Şimdi, daha 1'den başlayalım;
eğitimli personel... Şimdi, söyleyebilir mi bizim Kadastro Genel Müdürlüğümüz,
personelimiz eğitimlidir diye. Burada, bütçe konuşmalarında, yaptığım şeyde,
açık açık, devletin çeşitli kurumlarının, Tapu ve Kadastroda çalışan personelin
nitelikleri konusunda hangi raporları tuttuklarını sizlere okudum.
Şimdi, bakın, değerli
arkadaşlarım, geçtiğimiz hafta sonu, Balıkesir'de, kendi seçim bölgemde bazı
ziyaretlerde bulundum. Bunlardan bir tanesinde, Balıkesir'de, İkinci Tapu Sicil
Müdürlüğüne gittim. Personel sıkıntısı var. Dedim ki: "Ne oldu personel
durumunuz?" "Efendim, iki tane
yeni atama var" dediler. "Nereden geliyorlar" dedim -bakın, çok ilginç gelecek size; eleştiri
diye lütfen almayın- iki yeni tayin var; Tapu Sicil Müdürlüğünde çalıştırılmak
üzere iki tane tayin yapılmış. Nereden biliyor musunuz; bir tanesi,
Balıkesir-Merkez Nergis Köyünün imamı; ikincisi de Kütahya'dan, bir imam
kadrosundan, bir arkadaşımız; yani, tapu sicil müdürlüğü ile imamlığın ne
alakası var arkadaşlar?! Yani, buraya dolduracaksınız imamları... İsim isim
veriyorum; yani, yanlışsa yanlış denilsin, çıkılsın buraya. Tapu sicil
müdürlüğünde çalışan iki tane imam arkadaşımız, hiçbir hizmetiçi eğitimden
geçirilmeden, hiçbir hizmetiçi eğitimden geçirilmeden tapu sicil müdürlüğüne
atanan iki arkadaşımız yarın göreve başlayacaklar, belki başladılar. Yani,
ondan sonra, TAKBİS yapacağız diyoruz, eğitimli personelden bahsediyoruz, daha
1 inci madde olan eğitimli personelin oluşması için hiçbir çaba göstermiyoruz.
HAMZA ALBAYRAK (Amasya) -
Yüksekokul bitirmiştir onlar.
ORHAN SÜR (Devamla) -
Efendim, yüksekokul bitiriyorsa kendi branşında yükselsin. Tapu sicille ne
alakası var?! Hizmetiçi eğitim görmüş mü? Tapu kütüğünü daha ömrü hayatında
görmemiştir bu arkadaşımız. Bunun sorumluluğu var. Tapu sicil öyle basit bir
yer mi, basit bir yer mi tapu sicil?! Devletin sorumluluğu var tapu sicilde.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Sür,
toparlayabilir misiniz...
Buyurun.
ORHAN SÜR (Devamla) -
Hiçbir hizmetiçi eğitimden geçmeden, arkadaşımızı getireceksiniz, tapu sicil
müdürlüğünde bir masaya oturtacaksınız; ondan sonra takrir alacak, satış
yapacak, devir yapacak, ipotek koyacak, ipotek kaldıracak! Yanlışlık olursa kim
karşılayacak? Yapmayın arkadaşlar! Önce "eğitimli personel" diyoruz,
TAKBİS'in daha (A) maddesinde bu işi kendimiz yok ediyoruz.
Bunlar, gerçekten,
arkadaşlar, üzücü olaylar; ama, yaşıyoruz, bu ülkede yaşanıyor bunlar;
yaşanmamalı. Binlerce tapu ve kadastro lisesi mezunu veya yüksekokul mezunu
gençlerimiz boşta geziyor. Bu gençler boşta gezerken, bu işin uzmanı gençler,
bu işin eğitimini yapmış, bu ülkenin kıt kaynaklarıyla, bu amaçla eğitilmiş
insanlar boşta gezerken, bu işi hiç bilmeyen kişileri buralara doldurmanın
anlamını, kusura bakmayın, anlayamıyorum.
Teşekkür ediyorum,
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Sür.
Madde üzerinde 1 önerge
vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 728
sıra sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının
3 üncü maddesinin birinci fıkrası ile ikinci fıkrasındaki "Orman Genel
Müdürlüğü taşra teşkilatınca görevlendirilecek" ibaresinden sonra gelmek
üzere "orman kadastrosunda deneyimi olan" ibaresinin eklenmesini arz
ve teklif ederiz.
|
Erdal
Karademir |
Orhan
Sür |
Bülent
Baratalı |
|
İzmir |
Balıkesir |
İzmir |
|
Mehmet
Mesut Özakcan |
|
Türkân
Miçooğulları |
|
Aydın |
|
İzmir |
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK, İMAR,
ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI
MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Sür; önergeniz hakkında konuşacaksınız galiba.
ORHAN SÜR (Balıkesir) -
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; vermiş olduğumuz önerge üzerinde
düşüncelerimizi ifade etmek amacıyla kürsüye gelmiş bulunuyorum.
Değerli arkadaşlarım,
yasanın bu maddesinde, orman kadastrosu yapılmamış yerlerde eğer kadastro
çalışması başladıysa kadastro ekiplerinin aynı zamanda orman kadastrosu işini
de yapması gibi bir görevlendirme yapıyoruz. Elbette, bu görevlendirmeyi
yaptığımızda, orman kadastrosunun yapılması aşamasında uzman kişiler gerekiyor.
Nedir; işte, orman mühendisi olması gerekiyor, ziraat mühendisi olması
gerekiyor. Zaten, kadastro personeli içinde yeterli ölçü deneyimi ve bilgi
birikimi olan personel var; bunları bir araya getirerek buradaki orman
kadastrosu olayını da büyük bir hızla çözüp bu bölgedeki sorunu, girilen
bölgedeki sorunu bitirmeye çalışıyoruz; ama, bizde şöyle bir tereddüt oluştu.
Şimdi, aslında, kadastro,
ormanın işi değil; yani, orman mühendisinin işi kadastro işi yapmak değil; ama,
maalesef, yanlış bir uygulamayla, yıllardan bu yana orman mühendisi
arkadaşlarımız orman kadastrosunu yapıyorlar. Bu, zaten, özde, bence yanlış.
Kadastro, ne kadastrosu olursa olsun, tek elde toplanmalıdır; yani, Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğü, örneğin... Bütün kadastroyu, orman kadastrosunu da
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yapmalıdır, normal, bildiğimiz kuruluş
kadastrosu dediğimiz kadastroyu da Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yapmalıdır;
ama, bugüne kadar bu böyle gelmedi. Bugüne kadar orman kadastrosunu orman
mühendisi arkadaşlarımızın oluşturduğu orman kadastrosu ekipleri vasıtasıyla
yaptık. Şimdi, burada, bu görevi Kadastro örgütümüze devrediyoruz bu aşamada;
ama, burada bir sıkıntı doğabilir. Şimdi, orada diyoruz ki, bu ekibin içine
yerelden bir orman mühendisi veya orman yüksek mühendisi, ziraat mühendisi veya
ziraat yüksek mühendisi çağıracağız. Şimdi, orman kadastrosu, çok özel, ihtisas
isteyen bir olay. Hiç ömrü hayatında orman kadastrosunda çalışmamış bir orman
mühendisi arkadaşımızın, ben, bu ekipte yararlı olacağına inanmıyorum. Eğer, gerçekten
amacımız bu işleri çabuk bitirmek, buradaki sorunu çabuk çözmekse, bizim bu
önerimiz buna yöneliktir; yani, diyoruz ki, daha önceki dönemlerde, geçmişte
orman kadastrosunda çalışmış, orman kadastrosu deneyimi olan bir arkadaşımız
gelsin. Kadastro müdürlüğündeki teknik personelle anlaşması, olayı çözümlemesi,
olayı sonuçlandırması çok daha hızlı olur. Amaç bu değil mi. Amacımız, 11 000
civarındaki köyümüzün... Ki, bunların çok büyük bir bölümü orman köyüdür ve
bunların çok büyük bir bölümünde de orman kadastrosu yapılmamıştır. Amacımız bu
değil mi bizim. İşte, biz, bu amacı daha da hızlandıralım diyoruz. İstiyoruz
ki, bu ekibe gelecek olan orman mühendisi arkadaşımız veya orman yüksek mühendisi
arkadaşımız, daha önce orman kadastrosunda çalışmış ve orman kadastrosunun
nasıl yapıldığını bilen, bu konumda deneyimli olan bir arkadaşımız olsun; bütün
talebimiz bu. Yoksa, elbette, orman mühendisi arkadaşlarımıza saygımız var;
ama, biraz hızlandıralım, sorunları biraz daha çabuk çözelim ve deneyimden
faydalanalım istiyoruz, deneyimden faydalanalım istiyoruz. Bu amaçla bu
önergeyi verdik; desteğinizi bekliyoruz. Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Sür.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
4 üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 4. - 3402 sayılı
Kanunun 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 8. - Kadastro
çalışmaları esnasında, kadastro müdürü veya görevlendireceği kontrol elemanları
tarafından kadastro tutanağı ve bunları tamamlayan belgeler üzerinde ve
gerektiğinde arazide inceleme yapılır. İnceleme sonucu tespit edilecek teknik,
idarî ve hukukî noksan ve yanlışlıklar, kadastro ekibine tamamlattırılır veya
düzelttirilir. Yapılan işlem ilgililerin haklarını etkilemekte veya kontrol
elemanları ile kadastro teknisyenleri arasında görüş ayrılığı bulunmakta ise,
kadastro tutanağı ekleriyle birlikte kadastro komisyonuna gönderilir.
Kadastro müdürlüğünce,
kadastro ekibinin çalışma alanındaki işinin bittiği tarihe kadar yaptırılacak
inceleme ve denetimler sonucunda tespit edilecek noksan ve yanlışlıklar
hakkında da birinci fıkraya göre işlem yapılır."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
5 inci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 5. - 3402 sayılı
Kanunun 15 inci maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Kadastrodan önce
hissedarlar veya mirasçılar arasında ayırma veya birleştirme suretiyle taksime
konu edilmiş ve sınırları doğal veya yapay işaret ya da tesislerle belirlenmiş
taşınmaz malların, imar planı bulunmayan yerlerde zeminde fiilen oluşmuş
sınırlarına göre tespiti yapılır. İmar planı bulunan yerlerde ise, ayırma
tarihindeki imar mevzuatı dikkate alınır."
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Balıkesir Milletvekili Sayın Orhan Sür;
buyurun.
CHP GRUBU ADINA ORHAN SÜR
(Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte
olan madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum;
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
tasarının bu maddesinde, imar planı olmayan yerlerde eğer fiilî bir zeminde
oluşum varsa, kadastro çalışmaları aşamasında, bu fiilî oluşumun ölçülerek, o
şekilde tescilini gerektiren bir yenilik getiriliyor.
Şimdi, aslında, ilk
bakışta, Türkiye'deki yürürlükte olan mevzuatlar gereği, örneğin, 5 dönümden
küçük ifraz yapılamaz gibi maddeler göze alındığında, sanki, tarım arazilerinin
daha çok parçalanmasına yönelik, daha parçalı hale gelmesine yönelik bir
çalışma izlenimi veren bir madde değişikliği. Bildiğim kadarıyla da, Avrupa
Birliği Uyum Komisyonunda falan da bunlar tekrar gündeme gelecek; çünkü, Avrupa
Birliği de, böyle, küçük, parçalanmış araziler şeklinde kesinlikle kabul
etmiyor; ama, sanırım bir olgu var özellikle kırsal kesimin dağ köylerinde, çok
küçük parseller var, parçalar var miras yoluyla parçalanmış, 5 dönümün altında,
eğer kadastro aşamasında tescil edilmezse ifrazı mümkün olmayan yerler var.
İşte, sanırım, arkadaşlarımız, bu ifrazın gerçekleştirilmesi yönünde bir
değişiklik getirmişler ve bu şekilde bir değişikliği önermişler; ama, sonunda
da bir cümle var "imar olan yerlerde imar mevzuatı uygulanır" diyor.
Şimdi, bu cümle, çeşitli
yorumlara, bence, açık bir cümle değerli arkadaşlarım; yani, şöyle bir anlam
çıkabiliyor: İmar varsa eğer kadastro görmeyen bu yerde, imar mevzuatına göre
ifrazı kadastro yapabilir; yani, yolunu terk eder, yeşilalan varsa terk eder,
bu ifrazı da kadastro gerçekleştirebilir gibi bir anlam çıkıyor.
Şimdi, amaç maddesine
baktığımızda veya sunuşa baktığımızda, yasanın bizlere sunuluşundaki bölümleri
okuduğumuzda, bunun böyle olmadığını, bu amaçla düzenlenmediğini görüyoruz;
ama, sonuçta yayımlanırken, bu şekilde yayımlanacak ve (X) ilçesindeki kadastro
müdürü yasayı eline alacak, diyecek ki; tamam, burada imar planı var, imar
planı mevzuatına göre ben bu ifrazı gerçekleştiriyorum. Nedir imar planı
mevzuatı; yol, yeşilalanı terk ederim, geri kalanı da ifraz ederim. Kim fark
edecek?! İşte, bu yetki, aslında, bu ifraz yetkisi, imar planı olan yerlerdeki
ifraz yetkisi, belediyelerde ve valiliklerde.
Bunu aşabilmek için böyle
bir öneri getirdik; desteğinizi diliyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Sür.
Madde üzerinde 1 adet
önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 728
sıra sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının
5 inci maddesinin, son cümlesinin kaldırılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Erdal Karademir |
Orhan Sür |
Kemal Demirel |
|
İzmir |
Balıkesir |
Bursa |
|
Sedat Pekel |
Ahmet Küçük |
Ali Topuz |
|
Balıkesir |
Çanakkale |
İstanbul |
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK, İMAR,
ULAŞTIRMA ve TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?..
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Karademir
konuşacak mısınız?
ERDAL KARADEMİR (İzmir) -
Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe :
Tasarı, imar planı
bulunan yerlerde, kadastro müdürlüğünün ifraz, tevhit, terk ve parselasyon
planları gibi işlemleri yapma yetkisi veriyor anlamının çıkarılabileceği
şekilde düzenlenmiştir. Bu tür yanlış uygulamaların önüne geçilebilmesi için bu
cümlenin kaldırılması gerekmektedir. İmar alanı içinde kalan yerlerde; ifraz,
terk ve taksime, İmar Yasası çerçevesinde belediyeler ve valilikler yetkilidir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda 5 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
6 ncı maddeyi okutuyorum:
MADDE 6. - 3402 sayılı Kanunun 22 nci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 22. - Evvelce
tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış
olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa
kadastroya tâbi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır
ve Türk Medenî Kanununun 1026 ncı maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava
açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce
re'sen iptal edilir.
Ancak;
a) Tapulama, kadastro
veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve
hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini
kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki
sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının
tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla
tapulama ve kadastro görmüş yerlerde,
b) Daha önce sadece tapu
tahriri yapılan veya 2859 sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi
Hakkında Kanuna göre yenileme yapılacak yerler ile 2981 sayılı İmar ve
Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı
İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine tâbi
yerlerde,
Birinci fıkra hükmü
uygulanmaz.
İkinci fıkranın (a)
bendinin uygulanacağı alanlar Tapu ve Kadastro Genel Müdürünün onayı ile
belirlenir ve çalışmalara başlanmadan en az onbeş gün önce çalışma alanında,
bölge merkezinde ve bölgenin bağlı olduğu il merkezinde alışılmış vasıtalarla
duyurulur, ayrıca varsa yerel gazete ile ilan edilir. Yapılacak çalışmalarda 2,
4, 14, 17, 19 ve 21 inci maddeler ile 13 üncü maddenin (B) ve 20 nci maddenin
(B), (C) ve (D) bentleri hükümleri uygulanmaz.
Tapulama veya kadastro
çalışmalarında tespit dışı bırakılan tapuda kayıtlı taşınmaz mallar ile kamu
kurum ve kuruluşlarına ait yerlerin bu Kanun hükümleri gereğince kadastrosu
yapılır.
Tapuya tescil edilmiş
ormanlardan, haritaları teknik mevzuata uygun olanlar aynen, diğerleri ise
teknik mevzuata uygun hale getirildikten sonra tapu kütüğüne aktarılır."
BAŞKAN - Madde üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Balıkesir Milletvekili Orhan Sür; buyurun.
CHP GRUBU ADINA ORHAN SÜR
(Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; madde üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Bu maddeyle ilgili bir
değişiklik önergesi sunduk. Sayın Bakanımız ile Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğü yetkililerimizle de görüştük. Sanırım AKP Grubu da bu konuda
Cumhuriyet Halk Partisi gibi, bizler gibi düşünüyor. Beraberce bu maddede bir
değişiklik yapacağız; çünkü, bu, gerçekten ulusal bir sorunu da çözmüş olacak.
Bu konudaki destekleriniz için şimdiden teşekkür ediyorum.
Saygılar sunuyorum.
(Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Sür.
Madde üzerinde 1 adet
önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 728
sıra sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının
6 ncı maddesinin altıncı fıkrasının aşağıdaki şekilde düzenlenmesini arz ve
teklif ederiz.
"Tapulama ve
kadastro çalışmalarında tespitdışı bırakılan kamu kurum ve kuruluşlarına ait
yerlerin tescili yapılır."
|
Erdal Karademir |
Orhan Sür |
Kemal Demirel |
|
İzmir |
Balıkesir |
Bursa |
|
Sedat Pekel |
Ali Topuz |
Ahmet Küçük |
|
Balıkesir |
İstanbul |
Çanakkale |
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK, İMAR,
ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Sür,
konuşacak mısınız?
ORHAN SÜR (Balıkesir) -
Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Çalışma alanı, kadastro
yapılacak sınır ve ilgili mahkemelerin görev bölgesini tayin etmek bakımından
önemlidir. Hal böyle iken, çalışma alanı içerisinde tespitdışı bırakmak veya
devletin hüküm ve tasarrufu altında olmak üzere Maliye hazinesi adına tespit
etmek de bir kadastro işlemidir.
Çalışma alanı, gerek
ilgililerine ve gerekse komşu köy ve mahallelere tebliğ edilerek bir süreç
dahilinde kesinleştirilmektedir.
Askı ilanı süresince
kadastro mahkemelerine dava açılabilmektedir. Askı ilanı içerisinde dava
açılmayan taşınmaz mallar için de on yıllık hak düşürücü süre içerisinde hukuk
mahkemelerinde tescil ve iptal davaları yoluyla hak arama olanakları vardır.
Hal böyle iken, yıllarca
önce kadastro tamamlanmış, on yıllık süreleri geçmiş yerlerde eski tapu
kayıtlarına dayalı taleplerle yeniden kadastro yapılmasının sonuçları
tartışmalı olacaktır. Tasfiye kanunu niteliğinde olan Kadastro Kanunu, hiçbir
zaman bu niteliği taşıyamayacak, hiç bitmeyecek ve kadastro çalışmaları
tartışmalı ve güvensiz, iğreti bir anlam üstlenecektir. Devletin en güvenilir
ve tartışmasız olması gereken kurumu ve kanunları işlev ve nitelik erozyonuna
uğrayacaktır.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, önergede altıncı fıkra olarak belirtilen konuyu dördüncü fıkra
olarak düzelterek önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda, maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
7 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 7. - 3402 sayılı
Kanunun 26 ncı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Kadastro
mahkemelerinde görülen davalarda, 3533 sayılı Umumi Mülhak ve Hususi Bütçelerle
İdare Edilen Daireler ve Belediyelerle Sermayesinin Tamamı Devlete veya
Belediye veya Hususi İdarelere Aid Daire ve Müesseseler Arasındaki İhtilafların
Tahkim Yolile Halli Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
1 adet önerge vardır;
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 728
sıra sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının
7 nci maddesinin son fıkrasına aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
"Dönersermaye
gelirlerinin yüzde 30'u Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü personeline aylık ek
görev ücreti olarak ödenir. Bu konudaki usul ve esaslar, Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğü Dönersermaye İşletmesi Yönetmeliği ile belirlenir."
|
Erdal Karademir |
Orhan Sür |
Kemal Demirel |
|
İzmir |
Balıkesir |
Bursa |
|
Ahmet Küçük |
Ali Topuz |
Sedat Pekel |
|
Çanakkale |
İstanbul |
Balıkesir |
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK, İMAR,
ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın
Karademir?..
ERDAL KARADEMİR (İzmir) -
Konuşacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Karademir.
ERDAL KARADEMİR (İzmir) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu önergemiz, yine, Tapu ve Kadastro
bünyesinde çalışan personelin gelirlerini artırmaya yönelik bir önergedir.
Bu maddenin üçüncü
fıkrasında da... 3 üncü madde görüşülürken de... Böylesi ücret artışını, o,
çalışan insanların, gerçek teknik ve sorumluluk isteyen görevde olan bu
arkadaşlarımızın ücret dengesizliği, aldıkları ücretin gerçekten tatmin
etmediği bilinciyle, o, dağlarda kadastronun çok önemli görevlerini üstlenen,
devlet güvencesi dediğimiz kadastroyu eğer bazı insanların üzerine
bırakıyorsak, onların ücretlerini de hep beraber savunmak zorundayız. Eğer, biz,
bunları savunamazsak, onların hak ettikleri ücretleri veremezsek... Ne yazık
ki, kamuoyunda çok tartışılan, özellikle tapu ve kadastro denilince rüşvetin
akla geldiği bir kurumu bu yapıdan da kurtarmamız gerekir. Eğer, o sektörlerde,
bu yapılarda rüşvetten söz ettirmek istemiyorsak, bunların hak ettiği ücretleri
vermemiz gerekiyor.
3 üncü maddeyle ilgili
verdiğimiz önergeyi Komisyonda tartışmıştık; gerek AKP'li arkadaşlarımız gerek
bizler, Mecliste bu önergeyi destekleyeceğiz, bu insanların ücret artışına hep
beraber onay vereceğiz demiştik; ne yazık ki, o önerge görüşülürken verilen
sözler yerine getirilmedi. Biz, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bünyesinde
çalışan herkese dönersermayenin yüzde 30'u kadar bir paranın dağıtılmasından
yanaydık, bunu bir takviye olsun diye yaptık, bunu hiçbirimiz reddetmedi.
Dışarıda konuşurken, kadastro teşkilatından gelen her talebe "evet"
diyen bizlerin, buraya gelip reddetmesi, gerçekten onursuzluktur diye
düşünüyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Karademir.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
8 inci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 8. - 3402 sayılı
Kanunun 37 nci maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Döner sermaye
faaliyetlerinin gerektirdiği her türlü gider ve harcamalar, araç, gereç, satın
alma, bakım, onarım, sigorta ve kiralama, araştırma, tanıtım ve eğitim
giderleri ve diğer ihtiyaçları ile gerektiğinde her türlü tapu ve kadastro
faaliyet giderleri döner sermaye gelirlerinden karşılanır."
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen, Balıkesir Milletvekili Orhan
Sür...
ORHAN SÜR (Balıkesir) -
Vazgeçtim Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul
edilmiştir.
9 uncu maddeyi
okutuyorum:
MADDE 9. - 3402 sayılı Kanunun 41 inci
maddesinin madde başlığı "Hataların düzeltilmesi:" olarak ve birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Kadastro sırasında
veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan
taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar,
ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re'sen düzeltilir. Düzeltme,
taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden
başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk
mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir.
Kadastro sırasında veya
sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik
işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun
dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re'sen
düzeltilmesine kadastro müdürlükleri yetkilidir."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
10 uncu maddeyi
okutuyorum:
MADDE 10. - 3402 sayılı
Kanunun 47 nci maddesine aşağıdaki bentler eklenmiştir.
"M) 22 nci maddenin
ikinci fıkrasının (a) bendinin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar;
N) 41 inci maddenin
uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar;
O) Sayısallaştırma
işlemine ilişkin usûl ve esaslar."
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
11 inci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 11. - 3402 sayılı
Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"Sayısallaştırma
EK MADDE 1. - Kadastro
veya tapulama haritaları, arazi kontrolü yapılmak suretiyle sayısal hale
getirilir. Yapılan çalışmaların sonucu, 11 inci maddeye göre ilân edilir ve
ilân süresi içerisinde dava açılmayan taşınmaz malların kayıtlarında gerekli
düzeltme yapılır."
BAŞKAN - Madde üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen, İzmir Milletvekili Erdal
Karademir.
Buyurun Sayın Karademir.
CHP GRUBU ADINA ERDAL
KARADEMİR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının ek madde 1'i
üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının Parlamentoya
gelmesiyle, 3402 sayılı Kadastro Kanununda, günümüzün gereklerine uygun
düzenlemelerin yapılması, çağdaş adımların atılması, böylece, hem
harita-kadastro sektörünün hem de bu sektörün ürünlerini kullanan tüm
sektörlerin darboğazlardan kurtarılarak önlerinin açılması beklentisi doğmuş,
bu beklentiyi fırsata dönüştürme imkânımız da bulunmuştu. Ancak, bu kanun
tasarısı görüşülürken, bu tasarının genel eksiklerinin gözden geçirilmesi, onun
için bir altkomisyon kurulması önerimize komisyon oybirliğiyle karar verdi.
İhtiyaç bir gerçek ki, Kadastro Yasasının sadece belli maddelerinin değil, kadastronun
sorunlarının önünü açabilmek için, daha geniş tartışılarak, ilgililerden,
üniversitelerden, meslek odalarından katkı sağlamak adına bir altkomisyon
kuruldu. Bu altkomisyona da, üniversitelerden hocalarımız, meslek odalarından
ilgili arkadaşlarımız katıldı.
Bu altkomisyonda
tartışılan konuların başında, ülkemizin kadastro ve harita çalışmalarının ülke
nirengi sistemine dayalı olarak yapılmasının gereği, yapılmış ve yapılacak
çalışmalarda koordinat birliğinin sağlanmasının önemi, tüm çalışmaların
mekânsal bilgi sistemleri hedeflerine yönlendirilmesi, Kadastronun seksen yılda
ürettiği verilerin mekânsal bilgi sistemlerine uyarlanması, eskimiş ve araziye
uygulanma kabiliyetini yitirmiş, günümüzün gerektirdiği doğrulukta olmayan
kadastro ürünlerinin yenilenmesi noktalarında hareket edilerek öneriler
geliştirilmiştir. Ne yazık ki, ülkemizdeki bürokrasinin tutuculuğu bir kez daha
burada ortaya çıkmış, yapılan çağdaş tüm önerilerin neredeyse tümüne karşı
çıkılmıştır. Komisyon üyelerimizin hemen hemen hepsinin katıldığı, ikna
oldukları bu öneriler karşısında, ne yazık ki, Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğünün üst düzey bürokrasisi engel olarak karşımıza çıkmıştır.
Değerli arkadaşlarım,
bilindiği gibi, harita-kadastro hizmet ve faaliyetlerinin eski çağlardan
günümüze ulaşan gelişme sürecinde, değişik içerik ve düzeydeki beklentilere
göre, savunma, vergi, yargı, şehirleşme, imar, kamulaştırma, arsa ve arazi
kullanımının düzenlenmesi, mühendislik projelerinin hazırlanması ve gerçekleştirilmesi,
sosyal, kültürel, turistik, teknik ve ekonomik planlama gibi, toprakla ilgili
her türlü tasarım ve uygulama ile taşınmaz mülkiyetinin devlet güvencesinde
korunması hizmet ve faaliyetlerinde duyulan gereksinimleri karşılama görevini
üstlenmiştir.
Yine, tapu-kadastroda,
teknolojinin gelişimiyle, e-devlet olgusunda görüldüğü ve benimsendiği üzere,
günümüzde değişik bilgilere ulaşmak ve bu bilgileri yöneterek hizmete sunmak
kolaylaşmış, toplanan bilgilerle oluşturulan değişik içerikli bilgi sistemleri,
kamu yönetiminde, ekonomide, anlamlı ve eşgüdümlü bir çalışma için çok
önemsenen bir konuma gelmiştir.
Bu gelişmelere paralel
olarak, çağdaş gereksinimler ve beklentiler, toprağa ilişkin bilgilerin
toplumsal ve teknik isteklere ve gereksinmelere çok yönlü karşılık verecek
özellikte oluşturulmalarını, güvenilir olmalarını, güncel tutulmalarını gerekli
kılmaktadır.
Değerli arkadaşlarım,
kadastro bilgilerinin güvenilir olması ve güncel tutulması, taşınmaz
mülkiyetine sağlıklı devlet güvencesi vermekle eşdeğerdir. Bu özellikleri
korumayan taşınmaz bilgilerine "kadastro" demek haklı değildir, kadastro
tanımının özüne aykırıdır; çünkü, kadastro bilgilerinin güvenilirliği
sağlanmamış ya da zaman içerisinde kaybolmuşsa, taşınmaz mülkiyetinde devlet
güvencesi teknik yönden zaafa uğramış demektir.
İl tesis kadastrosu
sonrası değişimler sağlıklı biçimde ülkemizde izlenmediğinden, veriler güncel
tutulmadığından, zemin-kadastro ilişkisi -biraz önceki konuşmalarımda ifade
ettim- bozulmuştur ve hiç kimsenin inkâr etmediği, Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğü yetkililerinin de kabul ettiği, seksen yıldan beri ürettiğimiz tapu
verilerinin, tapu paftalarının yüzde 60'ı yenilenmek zorundadır; bunu, Genel
Müdürlük yetkilileri biliyor; dolayısıyla,
kadastroyu bu sıkıntılarından kurtarmak için, bu maddede çok önemli
görevler üstlenmektedir. Türkiye kadastrosunu dar kapsamdan kurtarmak ve
haritalarını yetersizliklerinden arındırmak zorundayız.
Bu amaçlara yönelik
olarak, mekâna dayalı her türlü yatırımın altyapısı durumunda olan karar verici
mekanizmalar için gerekli kadastro verilerinin, sayısal formda güvenilir ve
hukuken geçerli durumda olması, tapu kayıtlarının ve kadastro haritalarının
yaşatılması, bu bilgilerin bir veritabanına aktarılması gereğini tekrar tekrar
vurgulamak istiyorum. Tapu ve kadastro bilgilerinin mülkiyet ve değer
boyutlarını içeren mekân boyutu bilgi sistemlerinin zorunlu temelini oluşturarak
tapu-kadastro bilgi sistemi olarak yeniden yapılandırılması gereklidir.
Sistemdeki verilerin
güncel olmasını sağlayacak yaşatma, güncel tutma, gereğinde yenileme
faaliyetlerinin kurumlaştırılması sağlanmalıdır demiştik. Bu amaçla, 3402
Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının gündemini fırsat
bilerek, gereken adımların atılma şansı doğmuştu. Ancak, değişimden yana
olmayan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bürokrasisinin direnişleri, hâlâ da
devam etmektedir.
Sonuçta, bu tasarıda
hükümetin getirdiği öneri, kadastro ve tapulama haritalarının, bilgi
sistemlerinin öngördüğü standartlar sağlanmadan sayısallaştırılmalarına neden
olacaktır. Bu içeriğin kabul edilmesi ve buna dayalı uygulamaların yapılması,
günün gerçeklerinden ve beklentilerinden uzak, sağlanacak fayda ile harcanan
emek ve paranın karşılığının alınamayacağı bir hizmetin üretimi sonucunu
doğuracaktır. Elde ettiğimiz veriler kullanılamaz duruma düşecektir.
Sağlıklı ve sayısal
kadastro verileri olmadan kent bilgi sistemleri kurulamayacaktır. Nitekim, uzun
yıllar önce başlayan, başta İstanbul, Bursa, Aydın, Samsun ve benzeri kentlerdeki
kent bilgi sistemi kurma çalışmaları bir türlü sonuçlanamamaktadır. Bunun ana
nedeni, kadastro bilgilerinin bilgi sistemi kurmaya elverişli standartlarda
olmamasıdır. İstanbul Belediyesi, tüm kadastro paftalarını büyük harcamalar
yaparak sayısallaştırmış olmasına rağmen, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
yetkililerince kabul edilir nitelikte bulunmamıştır.
Değerli arkadaşlarım,
ülke kaynaklarının sağlıklı biçimde bilgi sistemleriyle yönetilmesi için
yapılacak sayısallaştırmaların çok daha iyi formüle edilmesi gerekmektedir.
Altkomisyonda sadece bu madde üzerinde beş saatten fazla bir zaman diliminde
tartıştık. Bu tartışmalarımıza katılan, başta Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
bürokratları olmak üzere tüm katılımcılarla belli bir noktaya vardık, anlaştık.
Bu tartışmalara, başta İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik
Üniversitesi, Harita-Kadastro Mühendisleri Odasından profesörler katıldı ve
geldiğimiz noktada ortak bir noktaya ulaşmış, altkomisyon bu maddede
değişikliğini oybirliğiyle kabul etmişti; ama, bu altkomisyonda kabul edilen
metin, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bürokratlarının da onay verdiği metin,
asıl komisyonda tartışılırken, yine aynı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
bürokratları, ikna oldukları bu madde üzerinde, ne yazık ki, tekrar değişiklik
önergesiyle bu maddede geri adım attırmışlardır. Bu, ciddî bir olumsuzluktur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Karademir,
toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
ERDAL KARADEMİR (Devamla)
- Eğer, sadece kadastro paftalarını sayısal değer vererek sayısallaştırdığımız,
araziye uymayan, hiçbir mekânsal bilgi sisteminde, projelerde, kamulaştırma
projelerinde, otoyol projelerinde, alt yatırım projelerinde kullanmayacağımız
veriler, sadece bilgisayar ekranlarında görünen renkli bir görüntü olmaktan
öteye geçmeyecektir.
Sayın Bakanı buradan
uyarmak istiyorum: Bu sayısallaştırmaya verilecek paralar boşa gidecektir. Çok
somut önerilerde bulunduk. Eğer bugün kadastro paftaları yan yana gelemiyorsa,
ülke bütünlüğünü ifade etmiyorsa, iki parseli yan yana getiremiyorsak bir
sıkıntı var demektir. Bu sayısallaştırmalar bu sorunları çözemiyor. Biz dedik
ki, kullanılabilen verileri kullanalım, geçerli olan belli tecviz içinde
kullanılabilecek verileri de kullanalım; ama, eğer elde ettiğimiz veriler bizim
projelerimizde, altyapılarımızda, kent bilgi sistemlerinde kullanılamayacaksa,
bu bölgeleri tekrar yenileme yapalım dedik. Bundan kaçınmak, gerçekten,
kadastroya ve ülkeye verilecek en büyük zarardır diye düşünüyorum.
Yine, bunun bir örneğini
-ki, sizin Bakanlığınızın bütçe konuşmalarında- Tapu-Kadastro Bilgi Sistemi
dediğimiz TAKBİS Projesinin Çankaya'da sonuçlandığını biraz önce arkadaşlarımız
da söylediler, bütçe görüşmelerimizde de ifade ettik ve dedik ki, bu
sayısallaştırmalarla elde edilen sonuç nedir ve hatırlıyorum, şu anda elimde,
bütçe görüşmelerinde Sayın Bakana sorduğum soruların yanıtlarını iki aylık bir
süre geçmiş olmasına rağmen, biraz önce kadastro ihalesinin, Tapu-Kadastro
Bilgi Sistemi ihalesinin, yani TAKBİS'in yanlışlıklarını söylediler; ama, biz
bir şeyi daha söylemek istiyoruz. Buradan elde edilecek sonuçlar kullanılamaz
durumda mıdır değil midir diye sorduk. Hatırlıyorum, aynen soruları tekrarlamak
istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ERDAL KARADEMİR (Devamla)
- Sayın Başkan, biraz daha süre verirseniz, hemen bitiriyorum.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Karademir.
ERDAL KARADEMİR (Devamla)
- Bütçe konuşmalarında sorduğum ve iki aydan beri yanıt alamadığım soruları
burada tekrarlamak istiyorum. TAKBİS Projesi kapsamında üretilen pafta verileri
ne tür projelerin altlığı olarak kullanılacaktır; pilot bölgede üretilen
sayısal verilerin hukuksal geçerliliği var mıdır dedim; tam iki ay oldu bu
soruyu soralı arkadaşlar. Eğer, bir bakan, sorduğumuz soruların, iki ay geçmiş
olmasına rağmen, cevabını veremiyorsa veya bürokratları onları vermiyorsa,
sorgulamak zorundadır. Bu bir tanesiydi.
Yine şunu söylemiştim:
Eğer, Çankaya Belediyesi, üretilen bu verilerle bir kent bilgi sistemi kurmak
isterse kullanılabilir mi diye sormuştum. Bunun da cevabını alamadım; henüz
bekliyoruz.
Bugün -yine, biraz önce
arkadaşım tekrarladı- Türkiye Büyük Millet Meclisinin sınırlarının sayısal
değerleri varsa, hukuksal geçerliliği varsa, Sayın Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğü yetkilileri onaylı bir aplikasyon krokisi verebilirler mi dedik;
henüz ondan da bir sonuç alamadık. Yani, kadastro Ankara'nın göbeğinde sonuç
alamıyorsa, Türkiye'nin diğer bölgelerinde ne kadar olumsuz altyapılarla
çalıştığının bir göstergesi değil mi?! Kadastro, bu anlamda güncel mi?! Bugün,
mahkeme kapılarında 200 000'e yakın dosya duruyorsa, insanlar, bunu, sadece
geçim kaynağı halinde... Yani, kurt dumanlı havayı sever; eğer, siz,
paftalarınızda netlik bulamazsanız, yoruma açık yaparsanız, rüşvet nerede olur
sorusunu burada yakalamak da mümkün olabilir. Onun için, kadastro teşkilatını
bu olumsuzlardan kurtarmak adına, bizim bu maddede verdiğimiz önergenin
sizlerin oylarıyla geçmesini istiyorum. Eğer, bu ülkeyi seviyorsanız,
kadastronun daha çağdaş olmasına inanıyorsanız, bu sayısallaştırmalardan dolayı
verilecek paranın gerçekten işe yaramasını istiyorsanız, açıkyüreklilikle, bu
verdiğimiz değişiklik önergemize katkı koyarsınız diye düşünüyorum; saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Karademir.
11 inci madde üzerinde,
AK Parti Grubu adına söz isteyen, Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalı.
Buyurun Sayın Ilıcalı.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Kadastro
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 11 inci maddesi
üzerinde, AK Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Bu tasarı, biraz önce
Cumhuriyet Halk Partisi Sayın Sözcüsü Erdal Beyin de belirttiği gibi, kurulan
altkomisyonda, üniversite öğretim üyelerinin, sivil toplum kuruluşlarının,
bürokratların katılımıyla detaylı bir şekilde görüşülmüş, büyük bir çoğunluğu
oybirliğiyle, büyük bir emek sonucunda -özellikle, bu komisyonda tek harita
mühendisi olarak katkıda bulunan Erdal Beye teşekkür etmek istiyorum; büyük
destekleriyle beraber- güzel bir tasarı çıkmış ve Genel Kurula gelmiştir.
Ama, burada en fazla
tartışılan konu, şu anda üzerinde görüştüğümüz 11 inci maddenin
sayısallaştırılmasıdır.
Bu konuda da, değerli
bürokratlarımızın vermiş olduğu bazı bilgiler doğrultusunda -tabiî, bu yasayı
uygulayacak olan bürokratlarımız- onların verdiği bilgiler doğrultusunda,
altkomisyonun hazırladığı şekliyle değil de, hükümetimiz tarafından gelen
şekliyle kabul edilmiş olup, bu konuyla ilgili de, neden bu şekilde olduğuna
dair, çok kısa sürede, geç saatte sizin sabrınızı da fazla zorlamadan bunları
paylaşmak istiyorum.
Yalnız, bunları
paylaşmadan önce de; çok sayıda üniversite öğretim üyesinden destek alınmıştır;
İstanbul Teknik Üniversitesi Jeodezi Bölümünden, Yıldız Teknik Üniversitesi
Harita Bölümünden. Hatta, bu çok sayıda hocamızla üniversitede görüşmenin yanı
sıra, iki değerli hocamız da bizzat komisyona gelerek, iki gün boyunca katkıda
bulunmuşlardır; kendilerine teşekkür ediyoruz.
Şimdi, burada, esas, bu
sayısallaştırma maddesiyle amaçlanan nedir, buna bir bakmak; bir de, itiraz
edilen konulara bir açıklık getirmek yararlı olur diye düşünüyorum.
Şimdi, burada, yapılması
istenen, ülkemizde, gelecekte kurulması zorunlu bulunan devlet bilgi sisteminin
altlığını oluşturacak coğrafî bilgi sisteminin kurulmasına altyapı sağlayacak
taşınmazlara ilişkin teknik ve mülkiyet bilgileri bilgisayar ortamına
aktarılarak, hizmetin etkin, verimli ve süratli bir şekilde yerine getirilmesi
ve kayıtlara kısa sürede ulaşılması mümkün kılınacak, elektronik ortamda arşiv
kurulması mümkün olacaktır.
Sayısallaştırma sonucunda
elde edilen veriler, arazi kullanımının denetimi ve düzenlenmesi, imar
planlarının yapımı ve uygulanması, kentleşme ve yerleşim sorunlarının çözümü,
çevre düzenlemeleri, turizm ve kıyıların planlanması, tarıma yönelik sulama,
kurutma ve ıslah çalışmaları, toprak ve tarım reformu, baraj, demiryolu,
karayolu, hava meydanlarının tasarım, proje uygulamaları, kentsel alanlarda
PTT, kanalizasyon, elektrik, su gibi teknik altyapı tesislerinin planlanması,
bakım ve onarımı, enerji ve iletişim hatları geçiş yerlerinin seçimi, deniz ve
göllerin harita yapımı, yeraltı maden galerilerinin belirlenmesi, toplukonut ve
gecekondu alanlarının düzenlenmesi, toprağa bağlı kaynakların doğru tahmini
gibi kalkınma amaçlı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin özel kanunlarında belirtilen
savunma amaçlı faaliyetler ile bilgi sistemi oluşturma gibi faaliyetlerde temel
altlık olarak kullanılabilecek. Buna göre, konu, yalnız kadastro açısından
değil, ülke kalkınması, savunması, yatırım ve mühendislik hizmetlerinin
gerçekleştirilmesi açısından oldukça önemlidir.
Şimdi, tabiî, burada
itiraz edilen konulara gelince; bu eleştirilere karşılık şunlar söylenebilir:
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün kamu reformu temel kanunu kapsamında
hazırlamakta olduğu teşkilat kanununun amaç maddesine bakıldığında,
taşınmazlara ilişkin her türlü akit, tescil işlemleri ile değişiklikleri
yapmak, kadastro işlemleriyle yenileme çalışmalarını yaparak Türk Medenî
Kanununun öngördüğü tapu sicilini oluşturmak ve muhafaza etmek, çokamaçlı
kadastro çalışmalarını planlamak ve yürütmek, tapu ve kadastro bilgi sistemini
oluşturmak, büyük ölçekli harita ve harita bilgilerinin üretim standartlarını
tespit etmek ve arşivlenmesini sağlamak amacıyla, kurumun kuruluş, görev,
yetki, teşkilatlanmasına ilişkin esas ve usulleri düzenleme şeklinde düzenleme
getirilmektedir.
Görüşülmekte olan 3402
sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısıyla, bu
kanunun amacında da belirtildiği gibi, ülke koordinat sistemine göre memleketin
kadastral, topografik kadastral haritasına dayalı taşınmaz mallarının
sınırlarının arazi ve harita üzerinde belirtilmesi amaçlanmaktadır.
Yine, zaman kaybetmemek
için, getirilen eleştirileri saymadan, cevabî şeklinde bazı bilgileri
paylaşarak konuşmamı tamamlamak istiyorum. Hazırlanmakta olan teşkilat yasa
tasarısıyla Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün görev, yetki ve faaliyet
alanları belirleneceğinden, söz konusu tespitlerin, bir tasfiye kanunu olan
Kadastro Kanununda yer verilmek suretiyle düzeltilmesi daha sonraki dönemlerde
yapılacak düzenlemelere dayanak oluşturmayacağından, bu hususların Kadastro
Kanununda düzenlenmesinin sağlıksız bir yaklaşım olacağı düşünülmektedir. Her
ne kadar... Yine, muhalefet şerhindeki bazı olumsuzlukları burada sıralamak
istemiyorum. Tasarının amaç maddesinde, ülke koordinat sistemine göre çalışma
yapılacağının ve mekânsal bilgi sisteminin altyapısının oluşturulmasının
hedeflendiği açıkça görülmektedir.
Burada, yine -biraz önce
geçtiği için bunu vurgulamak istiyorum- kadastro altlıklarının yüzde 60
oranında yenilenmesi gerektiği belirtilmiş ise de, yenileme çalışmaları, 2859
sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkında Kanun
çerçevesinde yürütülmekte olup, görüşülmekte olan Kadastro Kanununda buna
yönelik bir değişiklik yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Yine, ayrıca, bir başka
husus, kadastro ve tapu haritalarının arazi kontrolü yapılmak suretiyle sayısal
hale getirileceği ve yapılan çalışmaların sonucunun 11 inci maddeye göre ilan
edilerek kesinleştirilmesi yoluyla bu çalışmalara hukukî bir nitelik
kazandırılacağı şeklinde düzenleme yapıldığı açıkça görülmektedir.
Son olarak, 80 000 adet
fotogrametrik paftanın, hassasiyet sınırları belirtilmek suretiyle sisteme
dahil edilmesi, daha hassas veriler üretildiğinde ise üretilecek hassas
verilerin bilgi sistemine dahil edilmesi, bugün yürütülmekte olan tapu-kadastro
bilgi sisteminin hayata geçirilebilmesi açısından bir zorunluluk olduğu
gerçeğinin kabul edilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Aksi takdirde,
muhalefet şerhinde yer alan, İstanbul İlinin kırkiki yıl, Ankara İlinin otuzyedi
yıl gibi uzun zaman sürecinde kadastro çalışmalarının yapıldığı belirtilirken,
bu verileri yok sayalım, bu çalışmaları yeni baştan yapalım, çeyrek yüzyıl
sonra tapu-kadastro bilgi sistemini oluşturalım demek anlamına geleceği bir
yaklaşımın kabulü mümkün görülmediği ifade edilmiştir.
Özet olarak, yapılan bu
çalışmalarla, önemli ölçüde sayısallaştırılması yönünde, bilgisayar ortamına
aktarılması yönünde önemli bir mesafe olacaktır.
Yine, benden önceki
sözcülerin belirttiği gibi, buradaki maddelerle tüm kadastronun problemlerinin
çözülmeyeceği açık bir gerçektir. Yalnız, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüzün
bundan sonraki yapacağı diğer yasalarla beraber, bu boşluğun da, siz değerli
iktidar-muhalefet milletvekillerimizin desteğiyle de tamamlanacağı kanaatini
taşımaktayım.
Ben, bu kanunumuzun ülkemize
hayırlı olmasını dilerken, bu konuda çok yoğun emek veren Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğü bürokratlarına, konuyu baştan sona yakından takip eden Sayın
Bayındırlık Bakanımıza, Bayındırlık ve Ulaştırma Komisyonu Başkanımıza,
üyelerimize ve altkomisyonda çok büyük bir gayretle çalışan iktidar-muhalefet
partilerine ve buna destek veren öğretim üyelerine, sivil topluma ve biraz
sonra da, inşallah, oylarınızla yasalaşacak bu kanuna emek veren tüm üyelerimize
teşekkür eder, hepinizi saygılarımla selamlarım. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Ilıcalı.
Sadece Başkanlık Divanına
teşekkür etmediniz.
MUSTAFA ILICALI (Erzurum)
- Size de çok teşekkür ederim.
BAŞKAN - Madde üzerinde 2
adet önerge vardır; önergeleri, önce geliş sıralarına göre okutacağım, sonra
aykırılık derecelerine göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 728
sıra sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının
11 inci maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen ek 1 inci maddeye aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Eyüp
Fatsa |
Mustafa
Ilıcalı |
Selami
Uzun |
|
Ordu |
Erzurum |
Sivas |
|
Recep
Koral |
İdris
Naim Şahin |
|
|
İstanbul |
İstanbul |
|
"Tapu kayıtlarında
icareteyn veya mukataalı olduğuna dair vakıf şerhi bulunan taşınmazlarda 12 nci
maddenin 3 üncü fıkra hükümleri uygulanmaz."
ERDAL KARADEMİR (İzmir) -
Sayın Başkan, değişiklik önergesi anlaşılmadı; Arapça konuştular galiba!..
BAŞKAN - Şimdi, maddeye
en aykırı olan önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 728
sıra sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının
11 inci maddesiyle eklenen ek madde 1'in aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
|
Erdal Karademir |
Orhan Sür |
Kemal Demirel |
|
İzmir |
Balıkesir |
Bursa |
|
Sedat Pekel |
Ali Topuz |
Ahmet Küçük |
|
Balıkesir |
İstanbul |
Çanakkale |
Ek madde 1.- Kadastro
veya tapulama paftaları, arazi kontrolü yapılmak suretiyle paftalarının yapım
yöntem ve ölçeği hassasiyetinde sayısal hale getirilir. Yapılan çalışmaların
sonucu, kadastro müdürünce müdüriyette ve taşınmaz malın bulunduğu yer
muhtarlığında otuz gün süre ile ilan ettirilir. Yapılan bu ilan, ilgili gerçek
kişilere, kamu ve özel hukuk tüzelkişilerine şahsen tebliği hükmündedir. İlan
süresi içinde taşınmazın bulunduğu yer sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı
takdirde, yapılan sayısallaştırma kesinleşir ve kayıtlarında gerekli düzeltme
yapılır.
Kadastro sonrasında
oluşturulan kadastro verileri, mekânsal bilgi sistemlerinin gerektirdiği
formatta hazırlanır. Bu amaçla var olan verilerden;
a) Ülke koordinat
sisteminde üretilen ve hukuken geçerli durumda olan veriler bilgi sistemlerinde
aynen kullanılır.
b) Var olan verilerden
ülke koordinat sistemine, kadastronun dayandığı teknik kuralların gerektirdiği
doğrulukta dönüştürülebilecek olanlar, dönüştürülerek kullanılır.
c) (a) ve (b) bentlerine uymayan kadastro
verilerinden, mekânsal bilgi sistemlerine uyarlanması olanaklı olmayanlar 22
nci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi veya 41 inci madde kapsamında
değerlendirilir."
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK, İMAR,
ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?..
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Sür,
önerge hakkında, buyurun.
ORHAN SÜR (Balıkesir) -
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; vermiş olduğumuz değişiklik
önergesi hakkında söz almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu
tasarının konuşulmaya başladığı andan itibaren, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına bu kürsüde söz alan arkadaşlarımız olarak, devamlı bir şekilde,
çıkarılmakta olan yasanın çağdaş bir kadastro yasası olması ve geleceğin
kadastrosunu oluşturacak, onun altyapısını oluşturacak bir yasa olması çabasını
gösterdik.
Şimdi, aslında, bu
maddede verdiğimiz değişiklik önergesi, aslında bizim burada saatlerdir size
anlatmaya çalıştığımız olayları bir anlamda gerçekleştirecek bir önerge. Eğer
biz bu önergeyi kabul edersek, inanın, bu ülkenin kaynaklarının har vurulup
harman savrulmasını engelleriz.
Şimdi arkadaşlar, ben bir
şeyi anlayamıyorum; bakın, binlerce çalışan personeli olan bir Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğümüz var. Burada, gerçekten çok iyi yetişmiş, cefakâr, yağmurda,
çamurda, karda sırtında aletiyle elinde jalon'uyla mira'sıyla çalışan
personelimiz var.
Şimdi, iki yıl içinde
kadastroyu bitireceğiz. Ben anlamıyorum, Kadastro Genel Müdürlüğümüz, elindeki
bu personeli ne yapacak? Kadastroyu bitirdiler. Yenilemeye de pek
yanaşmıyorlar. Yenilemeye de pek yanaşmıyorlar. Binlerce personel ne olacak?
Bakın, ben size
söyleyeyim ne olacağını: Kadastro örgütünün iç yapısını bilen arkadaşlarımız
hatırlarlar. Bundan yıllarca önce, kadastro teşkilatının içinde, tapu fen
amirlikleri diye bir yerler vardı. Bunlar sadece değişiklikleri falan
işlerlerdi; işte, parselasyon falan yaparsanız, kontrol ederlerdi; yani,
Kadastro Müdürlüğünden ayrı tapu fen amirlikleri vardı. Herhalde bütün kadastro
teşkilatını tapu fen amirliği haline çevirecekler.
Arkadaşlar, kadastro,
yaşayan bir varlık. Yaşatabilirseniz, geçerliliği olur. Onu yenileyebilirseniz,
onun bilgilerini güncel hale getirebilirseniz, güvenilir hale getirebilirseniz
kadastronun bir geçerliliği olur; ama, siz, "tamam kardeşim, bir kez
kadastroyu yaptık, kadastro paftalar var elimizde, şekiller var; istersek,
bunları bilgisayarın tuşuna basarak renkli renkli hale de getirtebiliriz, bu iş
bu kadardır" derseniz, kusura bakmayın ama, yanılıyorsunuz. O girmeye çalıştığımız
Avrupa Birliği ülkelerinde, ikinci, üçüncü, hatta dördüncü yenilemeler
yapılıyor.
Şimdi, Sayın Bakanımız
kusura bakmasın; elbette, kendisi bir teknik eleman; ama, bu konularda, elbette
bürokratlarımızın kendilerine verdikleri bilgilerle bizlere bir şeyler ifade
etmeye çalışıyor.
Değerli arkadaşlarım,
bakın, biraz önce benim konuşmamda ve yine, biraz önce Sayın Erdal Karademir'in
konuşmasında sorulan bir soru vardı. Erdal Bey, bu sorunun yanıtı gelmedi
demişti; Genel Müdürlükteki arkadaşlarımız, bu sorunun yanıtını Erdal Beye
ilettiler.
Şimdi, biz, ne sormuştuk
değerli arkadaşlarım? TAKBİS diye bir projeniz var. Türkiye'de kadastronun
güncel hale gelmesi, çağdaş hale gelmesi için gerçekten çok önemli bir proje
-buna biz de katılıyoruz- ve bunun pilot bölgesi Çankaya. Çankaya'da sonuçlar
ne oldu dedik; örneğin, Meclisteki köşe koordinatları ne oldu dedik. Bize
yanıtı getirdiler, biraz önce -sizlerin de gördüğü gibi- yanıtı verdiler.
Şimdi, ben, o yanıtı size okumak istiyorum, ibret vesikası olarak okumak
istiyorum. Bakın ne diyor: "TAKBİS Pilot Projesi kapsamında üretilen pafta
verileri büyük oranda meskûn alanı kapsamakta, bu alanda imar uygulaması
yapılmış olup oluşturulan sayısal değerlerin her türlü projenin altlığı olarak
kullanılması mümkündür. Bu alanda, sayısal verilerin, Çankaya Belediyesi kent
bilgi sisteminde de kullanılması imkânı vardır."
Ben, bir harita mühendisi
olarak iddia ediyorum; çevirdikleri sistemi -memleket nirengi şebekesine çevirdiler
büyük bir olasılıkla- zemine uygulasınlar, Çankaya'daki bütün parseller
birbirine tecavüzcü çıkacaktır. Uygulasınlar zemine. Kâğıt üzerinde tecavüz
gözükmüyor, koordinatlar var; ama, zemine uygulasınlar, zeminde, bütün Çankaya
parselleri, bütün binalar, birbirinin parseli içinde çıkacaktır; ama, kâğıt
üzerinde yok.
Devam ediyor:
"Ayrıca, bu sayısal veriler, hukukî açıdan geçerliliği olan sayısal
verilerdir." Hukukî açıdan bunu geçerli sayın, memleket nirengi şebekesine
göre, memleket koordinat sistemine göre zemine bir çakın, her binanın bir
parçası başka parselde kalır. "Gayrimeskûn alanda yer alan ve paftaları
grafik olan yerlerde ise, asıl olan paftadır." Yani, diyorlar ki:
"Bizim yaptığımız TAKBİS'teki koordinatlar asıl değildir..."
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Sür.
ORHAN SÜR (Devamla) -
Diyorlar ki: "Aslolan paftadır." Zaten, Kadastro Kanununda böyle
yazıyordu eskiden de "aslolan paftadır" diyordu. O zaman, daha
"nokta kadastrosu" diye bir kavramımız da yoktu. Grafik paftalarda
TAKBİS'i yok sayıyorlar. Geçerliliği yok çünkü. Bitti diyorlardı ya, bitmemiş,
devam ediyor. Bakın "bu alanlarda geçici koordinatlar sisteme dahil
edilebilir." Geçici koordinatlar; arkadaşlar, lütfen... "Ancak, 3402
sayılı Kadastro Kanununda 'Sayısallaşma' madde başlığıyla hazırlanan yasa
tasarısının yasallaşması halinde, bu alandaki sayısal verilerle hukukî niteliğe
kavuşturma olacaktır." Yani, diyorlar ki arkadaşlar, işte ilan var ya bu
maddede, bu ilanlar yapılır, eldeki arazi değerleri tekrar ilan edilir, itiraza
açılır, bu itirazlar kesinleşir de paftalar kesinleşirse, bu iş yasal hale
gelecektir. İşte, bak, bizim dediğimiz noktaya geldik. İşte, diyoruz ki,
değerli arkadaşlarım, bu iş, bundan yanlış.
Ben biraz önce örnek
verdim; MEER Projesi kapsamında, bundan onbeş gün önce yaptıkları iki tane
ihale var. Yine, pafta üzerinden koordinatlara dönüşecekler; zemine uygulayın,
hepsi birbirinin içine girecek; ama, 2 trilyonun üzerindeki para, sadece pafta
üzerindeki koordinatları elde edebilmek için, bilgisayarda koordinatlar
elimizde olsun, hayalî koordinatlar elimizde olsun diye dökülmüş olacak.
O nedenle, bu, bizim
değişiklik önergemizin kabul edilmesi, inanın, bu yasaya yeniden hayat
kazandıracaktır. Bu önergeyi kabul ettiğimiz takdirde, Türkiye'ye çok büyük bir
iyilik, Türk insanına çok büyük bir iyilik yapmış oluruz ve inanıyorum, bu
konuşmaları izleyen kadastrocu personel, bizzat arazide çalışan kadastro
personeli, bu yasanın böyle çıkmasını istiyor. Her ne kadar genel müdürlük bunu
böyle istemese de, Anadolu'daki o cefakâr kadastro personeli, bu yasanın gerçek
bir kadastro yasası olmasını istiyor.
Bu duygularla, hepinizi
saygıyla selamlıyorum; diliyorum ki, bu değişiklik önergesi, bu Mecliste kabul
edilir ve aldığımız parayı helal ettiririz.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Sür.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 728
sıra sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının
11 inci maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen ek 1 inci maddeye aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Eyüp Fatsa (Ordu) ve arkadaşları
"Tapu kayıtlarında
icareteyn ve mukataalı olduğuna dair vakıf şerhi bulunan taşınmazlarda 12 nci
maddenin 3 üncü fıkra hükümleri uygulanmaz."
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK, İMAR,
ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Fatsa...
EYÜP FATSA (Ordu) -
Gerekçe...
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Eski hukuk düzeninde
vakıflara ait gayrimenkuller bazı zaruretler nedeniyle icareteyn veya mukataa
usulüyle kiraya veriliyordu. Türk Kanunu Medenîsi kabul ile yürürlüğe
konulduktan sonra bir taşınmaz üzerinde iki ayrı mülkiyet sona erdiğinden bu
esasa bağlı olarak hazırlanan 2762 sayılı Vakıflar Kanunu ile vakıf
taşınmazların icareteyn veya mukataaya bağlanması yasaklanmış, mevcutların da
taviz bedeli adı verilen bir bedel karşılığı tasfiyesi öngörülmüştür.
Ancak, vakıf malların
tapu teşkilatı kurulmasından bu yana tapu sicillerine aktarılmasında yaşanan
genel aksaklıklar nedeniyle vakıf hukukunun korunması zorlaşmış, vakıf yararı
ihlal edilmiştir.
İşte, 12 nci maddeye
eklenecek bu fıkrayla kanunen tapu kayıtlarına aktarılmayan ve yasal takyit
olan "vakıf şerhleri" nedeniyle tahsil edilecek taviz bedeli
alacağından doğan vakıf yararının korunması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
12 nci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 12. - 3402 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Geçici Madde 5. -
Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce 766 ve 2613 sayılı Kanun hükümlerine göre
kurulmuş komisyonlara intikal etmiş veya edecek itirazlar, bu komisyonlarda bu
Kanun hükümlerine göre incelenip, askı ilanına alınarak sonuçlandırılır."
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
13 üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 13. - 3402 sayılı
Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 6.- Bu
Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle yapılması gereken yönetmelik
değişiklikleri ve düzenlemeleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
altı ay içerisinde Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünce hazırlanarak bağlı
bulunduğu Bakanın onayı ile yürürlüğe konulur.
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici madde 7'yi
okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 7. - Bu Kanuna göre yapılacak
çalışmalardan önce 6831 sayılı Orman Kanununa göre başlanan orman kadastrosu,
orman kadastro komisyonlarınca sonuçlandırılır."
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Çerçeve 13 üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
14 üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 14. - 3402 sayılı
Kanunun 45 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
15 inci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 15. - Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
16 ncı maddeyi
okutuyorum:
MADDE 16. - Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının tümünü
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir;
tasarı kanunlaşmıştır.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Sayın Başkan, teşekkür konuşması yapmak
istiyorum.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Bakan. (Alkışlar)
BAYINDIRLIK VE İSKÂN
BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu kanunun
çıkmasında, başta Komisyon Başkanı ve üyelerine, zatıâlinize, Mecliste bulunan
tüm milletvekili arkadaşlarımıza, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün ve
Meclisin bürokratlarına verdikleri destekten dolayı teşekkür ederiz. İnşallah,
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün... Biraz önce muhalefet kanadındaki
arkadaşlarımız çağdaş bir tapu ve kadastro kanunu ihtiyacıyla ilgili
vurgulamalarda bulundular; doğru söylüyorlar. O kanunun hazırlıkları
tamamlanmıştır, Kanunlar Kararlara gönderilmiştir; ancak, Türkiye'de yeniden
yapılanma içerisinde bu kanun Meclise getirileceği için, dolayısıyla söylediklerinizin
doğru olduğunu, o doğruyu da bizim yakaladığımızı, hep beraber buradan
geçireceğimiz günlerin yakın olduğunu söylüyor ve tekrar, iktidara, muhalefete
teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Çalışma süremiz
tamamlanmak üzere olduğundan, alınan karar gereğince, Sayıştayda boş bulunan 8
üyelik için seçim yapmak ve kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek
için, 23 Şubat 2005 Çarşamba günü saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati: 20.45