DÖNEM
: 22 CİLT : 62 YASAMA YILI : 3
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
12 nci Birleşim
2 Kasım 2004 Salı
İ
Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Bursa Milletvekili
Kemal Demirel'in, demiryolu taşımacılığı ile Bursa-Bilecik-Bandırma demiryolu
hattının açılmasının önemine ilişkin gündemdışı konuşması ve Ulaştırma Bakanı
Binali Yıldırım'ın cevabı
2.- Karaman Milletvekili
Mevlüt Akgün'ün, Konya Ovaları Sulama ve Mavi Tünel Projelerinin son durumu ile
bu konuda yapılması gerekenlere ilişkin
gündemdışı konuşması
3.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt'ün, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların sorunlarına ve alınması
gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı
Sami Güçlü'nün cevabı
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- NATO Parlamenter
Asamblesi ile Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesinde
Türkiye Büyük Millet Meclisini temsil edecek grupları oluşturmak üzere, siyasî
parti grup başkanlıklarınca aday gösterilen üyelere ilişkin Başkanlık tezkeresi
(3/692)
2.- Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu Geçici Başkanlığının Başkan; Komisyon Başkanlığının, başkanvekili,
sözcü ve kâtip üye seçimini yaptığına ilişkin tezkereleri (3/693)
3.- Adana Milletvekili
Atilla Başoğlu'nun, (6/654, 6/655, 6/656, 6/660, 6/661, 6/669, 6/676, 6/678)
esas numaralı sözlü sorularını geri aldığına ilişkin önergesi (4/225)
C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS
ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce ve 23 milletvekilinin, ilköğretim müfredatındaki köklü
değişikliğin millî eğitimin temel hedefleri açısından araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/219)
2.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce ve 24 milletvekilinin, Millî Eğitim Bakanlığınca ilköğretim
okullarına dağıtılan ders kitaplarının maddî kaynağına ilişkin iddiaların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/220)
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
1.- Cumhurbaşkanlığının
2002-2003 Malî yılları kesinhesaplarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (3/294, 3/572) (S. Sayısı : 666)
2.- Sayıştay
Başkanlığının 2001-2002 Malî yılları kesinhesaplarına ilişkin Türkiye Büyük
Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu Raporu (5/5) (S. Sayısı : 667)
3.- Kütahya Milletvekili
Hüsnü Ordu'nun yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık
tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon
Raporu (3/249) (S. Sayısı: 510)
4.- Hatay Milletvekili
Gökhan Durgun'un yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık
tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon
Raporu (3/250) (S. Sayısı: 511)
5.- Kocaeli Milletvekili
Mehmet Sefa Sirmen'in yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon
Raporu (3/251) (S. Sayısı: 512)
6.- Mersin Milletvekili
Mustafa Eyiceoğlu'nun yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu
Karma Komisyon Raporu (3/259) (S. Sayısı: 513)
7.- Kocaeli Milletvekili
Mehmet Sefa Sirmen'in yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon
Raporu (3/260) (S. Sayısı: 514)
8.- Kocaeli
Milletvekilleri Nihat Ergün, Mehmet Vecdi Gönül ve Muzaffer Baştopçu'nun yasama
dokunulmazlıklarının kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve
Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon Raporu (3/261) (S.
Sayısı: 515)
9.- Kocaeli
Milletvekilleri Nihat Ergün ve Osman Pepe'nin yasama dokunulmazlığının
kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
üyelerinden kurulu Karma Komisyon Raporu (3/268) (S. Sayısı: 516)
10.- Kocaeli Milletvekili
Mehmet Sefa Sirmen'in yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu
Karma Komisyon Raporu (3/269) (S. Sayısı: 517)
11.-
Kocaeli Milletvekili Mehmet Sefa Sirmen'in yasama dokunulmazlığının
kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
üyelerinden kurulu Karma Komisyon Raporu (3/270) (S. Sayısı: 518)
12.- Karaman Milletvekili
Fikret Ünlü'nün yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık
tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon
Raporu (3/271) (S. Sayısı: 519)
V.- SEÇİMLER
A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM
1.- Dışişleri, Millî
Savunma ve Dilekçe Komisyonlarında açık bulunan üyeliklere seçim
VI.- SORULAR VE CEVAPLAR
A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt'ün, işsizliğe karşı alınan önlemlere ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/611)
2.- Muğla Milletvekili
Ali Arslan'ın, Marmaris'teki bir ilköğretim okulunda yapılan teftişe ilişkin
Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/622)
3.- Adıyaman Milletvekili
Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/624) ve Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım'ın cevabı
4.- Ankara Milletvekili
Yakup Kepenek'in, özelleştirilen KİT'lere ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru
önergesi (6/626) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı
5 - İzmir Milletvekili
K.Kemal Anadol'un, tütün alımındaki açık artırma usulüne ilişkin Maliye
Bakanından sözlü soru önergesi (6/627) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın
cevabı
6.- Ankara Milletvekili
Yakup Kepenek'in, kamu çalışanlarının maaş ve ücretlerine ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/636) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı
7.- Adana Milletvekili
Atilla Başoğlu'nun, THY uçaklarındaki bazı hizmetlere ilişkin Maliye Bakanından
sözlü soru önergesi (6/643) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı
8.- Şanlıurfa
Milletvekili Mehmet Vedat Melik'in, Tekel Şanlıurfa Suma Fabrikasının
kapatılacağı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/687) ve
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı
9.- Antalya Milletvekili
Osman Özcan'ın, yolsuzlukların önlenmesi için alınması gereken tedbirlere
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/628) ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in
cevabı
10.- İzmir Milletvekili
Vezir Akdemir'in, İzmir İlindeki ilköğretim okullarında derslik başına düşen
öğrenci sayısının azaltılması için ne gibi çalışmalar yapıldığına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/632)
11.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim Özkan'ın, Burdur-Bucak-Kızılkaya Beldesindeki Ziraat Bankası
şubesinin kapatılmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/634)
12.- Bursa Milletvekili
Mehmet Küçükaşık'ın, doğrudan gelir desteği ödemelerine ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/638) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı
Sami Güçlü'nün cevabı
13.- Niğde Milletvekili
Orhan Eraslan'ın, Niğde'de doğrudan gelir desteği ödemelerinin ne zaman
yapılacağına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/640)
ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü'nün cevabı
14.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim Özkan'ın, Burdur'da hayvancılığı teşvik çalışmalarına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/642) ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Sami Güçlü'nün cevabı
15.- Malatya Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, Halkbankın özelleştirilmesine ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/639)
B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Mersin Milletvekili
Hüseyin ÖZCAN'ın, Mersin-Silifke'deki sel felaketine ve sonuçlarına ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı
(7/3341)
2.- Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR'in, Türk Telekomun alacaklarına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/3419)
3.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, Abdullah Öcalan hakkındaki "kısıtlılık" kararının
uygulanıp uygulanmadığına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı
(7/3423)
4.- Kars Milletvekili
Selami YİĞİT'in, Ülkemizin ILO sözleşmelerini ihlal ettiği iddialarına ilişkin
sorusu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/3440)
5.- Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR'in, SSK hastanelerinin yüksek fiyatla ilaç aldığı ve zarara
uğradığı iddialarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat
BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/3442)
6.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, Orhaneli Termik Santralının çevreye zarar verdiği iddialarına
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3447)
7.- Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR'in, Antalya-Gündoğmuş-Eskibağ mevkiîndeki orman yangınında
hayatını kaybedenler ile orman işçilerinin iş güvenliğine ilişkin sorusu ve
Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3448)
8.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'n, Karadeniz’e kıyısı olan il ve ilçelerin evsel ve endüstriyel
atıklarının arıtımına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin
cevabı (7/3449)
9.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, Marmara Denizine kıyısı olan il ve ilçelerin evsel ve
endüstriyel atıklarının arıtımına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman
PEPE'nin cevabı (7/3450)
10.- Adana Milletvekili
Tacidar SEYHAN'ın, Türkiye'de nükleer enerji santralı kurulup kurulmayacağına
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı
(7/3489)
11.- Antalya Milletvekili
Nail KAMACI'nın, Antalya Büyükşehir Belediyesine bağlı EKDAĞ AŞ'nin kapatılarak
işçilerin istifa etmeye ya da asgari ücretle çalışmaya zorlandıkları iddiasına
ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/3501)
12.- Mersin Milletvekili
Mustafa ÖZYÜREK'in, belediye ve il özel idarelerine 2004 yılında yapılan
yardımlara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı
(7/3510)
13.- İstanbul
Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, TCDD için ayrılan yatırım ödeneğine
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/3523)
14.- Antalya Milletvekili
Nail KAMACI'nın, Millî Piyango İdaresinin sayısal oyunlar bayiliği tahsisiyle
ilgili iddialara ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı
(7/3527)
15.- İzmir Milletvekili
K. Kemal ANADOL'un, 5216 sayılı Kanunun İzmir'de uygulanmasının doğurduğu
sorunlara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı
(7/3532)
16.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, Konya-Cihanbeyli İlçesi Kandil kasabasında çok programlı lise
açılması yönünde çalışmalar yapılıp yapılmadığına ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/3536)
17.- Aydın Milletvekili
Özlem ÇERÇİOĞLU'nun, Aydın-Karacasu İlçesine bağlı Geyre beldesindeki sağlık
ocağına doktor atanıp atanmayacağına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep
AKDAĞ'ın cevabı (7/3541)
18.- İzmir Milletvekili
Canan ARITMAN'ın, Erzincan Sağlık İl Müdür Yardımcılığına atanan imama ilişkin
sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/3544)
19.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, Erzincan İl Sağlık Müdür Yardımcılığına yapılan atamaya ve
atamalarda gözetilen ölçütlere ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın
cevabı (7/3545)
20.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, Bursa-Orhaneli İlçesi Altıntaş ve Gümüşpınar Köylerindeki
sağlık ocaklarının doktor ihtiyacına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep
AKDAĞ'ın cevabı (7/3546)
21.- İzmir Milletvekili
Canan ARITMAN'ın, il sağlık müdürlüğü ve müdür yardımcılarının sayısı ve atama
şartlarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/3548)
22.- Manisa Milletvekili
Hasan ÖREN'in, Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliğine ilişkin sorusu ve
Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/3549)
23.- İzmir Milletvekili
Muharrem TOPRAK'ın, ülke genelindeki anestezi ve reanimasyon uzmanı sayısına ve
ameliyatlardaki aksaklıkların giderilmesi için yapılan çalışmalara ilişkin
sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/3550)
24.- Denizli Milletvekili
Mehmet NEŞŞAR'ın, Denizli İl Sağlık Müdürü hakkındaki iddialara ilişkin sorusu
ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/3551)
25.- Denizli Milletvekili
Mehmet NEŞŞAR'ın, Sağlık Bakanlığı eğitim hastanelerinde görevli
başasistanların tayine zorlandığı iddiasına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı
Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/3552)
26.- Ordu Milletvekili İ.
Sami TANDOĞDU'nun, başasistan, şef ve şef yardımcılarının tayinleri hakkındaki
iddialara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/3553)
27.- Muğla Milletvekili
Ali ARSLAN'ın, Güllük'e yeni liman yapılmasına ilişkin sorusu ve Ulaştırma
Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/3569)
28.- Tekirdağ
Milletvekili Enis TÜTÜNCÜ'nün, THY'deki uçuş güvenliği ile personelin çalışma
koşulları ile sayısına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın
cevabı (7/3572)
29.- Konya Milletvekili
Atilla KART'ın, Karayolları Taşıma Yönetmeliğinin neden olduğu bazı sorunlara
ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/3576)
30.- Iğdır Milletvekili
Yücel ARTANTAŞ'ın, esnaf kefalet kooperatifleri ve esnafa verilen kredi
miktarında yapılan kesintilere ve TESKOMB hakkındaki iddialara ilişkin sorusu
ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/3578)
31.- İzmir Milletvekili
Erdal KARADEMİR'in, Türk Ceza Kanununda zina ile ilgili yapılacak değişikliğe
ilişkin Başbakandan sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/3592)
32.- Yozgat Milletvekili
Emin KOÇ'un, Millî Savunma Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen bir ihaleye ve
bazı iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî Savunma Bakanı Vecdi
GÖNÜL'ün cevabı (7/3599)
33.- İzmir Milletvekili
Ahmet ERSİN'in, 5174 sayılı Kanunun siyaset yapma ve seçilme hakkını daralttığı
iddia edilen bir hükmüne ilişkin Başbakandan sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı
Ali COŞKUN'un cevabı (7/3602)
34.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet YILDIRIM'ın, Bartın İli Kurucaşile İlçesinin balıkçı
barınağının onarım ihtiyacına ilişkin Başbakandan sorusu Ulaştırma Bakanı
Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/3617)
35.- Ardahan Milletvekili
Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Çıldır-Övündü Köyü yolunun açılmasına ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami
GÜÇLÜ'nün cevabı (7/3619)
36.- Denizli Milletvekili
Mustafa GAZALCI'nın, Denizli'nin, ilçe ve köylerindeki binalarda depreme
dayanıklılık araştırması yapılıp yapılmadığına ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve
İskân Bakanı Zeki ERGEZEN'in cevabı (7/3621)
37.- Trabzon Milletvekili
M. Akif HAMZAÇEBİ'nin, SSK merkez ve
taşra teşkilatında yapılan atamalara ve idari yargı kararlarının uygulanmasına
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun
cevabı (7/3623)
38.- Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR'in, İskenderun Körfezinde batan M V Ulla isimli gemi hakkındaki
iddialara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı
(7/3626)
39.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF'ye devredilen Demirbank'ın, aktif ve pasif
tutarlarına,
TMSF'nin bilanço
hesaplama yöntemine,
TMSF'nin, bugüne kadar
yaptığı tahsilatın mahiyetine,
TMSF'nin, el koyduğu
malları kullanmasına,
İlişkin soruları ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/3636, 3637,
3638, 3639)
40.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunun 2003/1
sayılı raporunun önerilerinin gereğinin yapılıp yapılmadığına,
İmar Bankası ile ilgili
yabancı uzmanlara hazırlatılan rapora,
İlişkin soruları ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/3640, 3641)
41.- Samsun Milletvekili
İlyas Sezai ÖNDER'in, Samsun-Bafra'da doğal afet nedeniyle zarar gören
çiftçilerin mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik çalışmalara ilişkin sorusu
ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/3651)
42.- İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Kocaeli-Körfez İlçesindeki LPG boru hattının durumu
ve bazı iddialara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı
(7/3654)
43.- Antalya Milletvekili
Nail KAMACI'nın, Antalya Büyükşehir Belediyesinde çalışan 60 personelin emekli
olmaya zorlandığı iddialarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir
AKSU'nun cevabı (7/3656)
44.- Samsun Milletvekili
İlyas Sezai ÖNDER'in, Samsun-Bafra Belediyesinin bir ihalesi ile ilgili
iddialara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/3658)
45.- Erzincan
Milletvekili Erol TINASTEPE'nin, YURTKUR Yönetmeliğindeki bir hükme ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/3667)
46.- Yalova Milletvekili
Muharrem İNCE'nin, Muğla ve Malatya Millî Eğitim Müdürlüklerinin uygulama
farklılığı iddialarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in
cevabı (7/3673)
47.- Yalova Milletvekili
Muharrem İNCE'nin, Bakanlığın kursunu tamamlayıp da öğretmen olamayan
fen-edebiyat fakültesi bilgisayar bölümü mezunlarına ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/3674)
48.- Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, Bursa'da zeytin teknolojisi meslek lisesi açılıp
açılmayacağına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı
(7/3675)
49.- Denizli Milletvekili
Mustafa GAZALCI'nın, bakanlık bünyesinde yapılan atamalara ilişkin sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/3677)
50.- İstanbul
Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, bakanlığın hazırladığı bir ders kitabında
Atatürk hakkındaki bir ifadeye ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin
ÇELİK'in cevabı (7/3680)
51.- Erzincan
Milletvekili Erol TINASTEPE'nin, tarımsal maliyetlerdeki artışa rağmen buğday
fiyatlarının düşürülmesine,
- Kars Milletvekili
Selami YİĞİT'in, 4916 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin uygulamalarına,
- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, tarıma yapılan destekleme uygulamalarına,
- Edirne Milletvekili
Rasim ÇAKIR'ın, Toprak Mahsulleri Ofisinin çeltik alım şartlarına,
- Bursa Milletvekili Kemal
DEMİREL'in, Bursa İli ve ilçelerinde zeytin sektörünü geliştirmek amacıyla
yapılan çalışmalara,
- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya-Kumluca İlçesi Yeşilgöl bölgesinde yaşanan
toprak kaymasına ve önlem alınıp alınmadığına,
Antalya-Serik-Üründü
Köyünün karayolu asfaltlama çalışmalarına ve asfalt yolu olmayan köylere,
Antalya-Kaş-Çamlıköy
Köyünü Fethiye'ye bağlayan yolun asfaltlama çalışmalarına,
- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, doğrudan gelir desteği ödemelerine ve çıkan sorunlara,
- Adana Milletvekili N.
Gaye ERBATUR'un, Çukurova ve Amik Ovasında yeşilkurt zararlısıyla mücadeleye ve
pamuk üreticisini destekleyici çalışmalara,
- Samsun Milletvekili
İlyas Sezai ÖNDER'in, Samsun-Bafra'da aşırı yağış ve sel baskınlarında zarar
gören çiftçilerimizin borçlarına ve doğrudan gelir desteği ödemelerine,
- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, çiftçiye taahhüt edilen mazot desteğine,
- Tekirdağ Milletvekili
Mehmet Nuri SAYGUN'un, Tekel Şarap ve İçki Fabrikasının özelleştirme kapsamına
alınması ile üzüm üreticilerinin sorunlarına,
İlişkin soruları ve Tarım
ve Köyişleri Bakanı Sami GÜÇLÜ'nün cevabı
(7/3681,3683,3684,3685,3686,3687,3688,3689,3690,3691,3692,3693,3694)
52.- Şanlıurfa
Milletvekili Mehmet Vedat MELİK'in, GAP'a yapılan harcamalara ve tamamlanması
için gerekli malî kaynağa ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/3706)
53.- Hatay Milletvekili
Abdulaziz YAZAR'ın, SSK ve Bağ-Kur kapsamında tedavi gören hastaların
sorunlarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat
BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/3713)
54.- Adana Milletvekili
Tacidar SEYHAN'ın, Kastamonu-Küre İlçesindeki maden ocağında meydana gelen
kazaya ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat
BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/3715)
55.- Hatay Milletvekili
Züheyir AMBER'in, SSK hastanesi doktorlarıyla Sağlık Bakanlığı doktorları
arasındaki ücret farklılığına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/3717)
56.- Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, genetiği değiştirilmiş mısır ve soya fasulyesi
ithal eden firmalara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Kürşad TÜZMEN'in cevabı
(7/3760)
57.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, milletvekili lojmanlarının satışına ilişkin sorusu ve Maliye
Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/3782)
58.- Hatay Milletvekili
Züheyir AMBER'in, Hatay'da bulunan bir kilisenin bakım ihtiyacı ile tanıtım
fonundan Hatay'a pay ayrılıp ayrılmadığına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı
Beşir ATALAY'ın cevabı (7/3855)
VII.- ÖNERİLER
A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1.- Gündemdeki
sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat
13.00'te açılarak iki oturum yaptı.
Samsun Milletvekili Musa
Uzunkaya, bölgemizdeki son gelişmeler ile Irak, Filistin ve Ortadoğu'daki
sorunlara,
Şanlıurfa Milletvekili
Mehmet Vedat Melik, Güneydoğu Anadolu Projesinin son durumuna ve alınması
gereken tedbirlere,
Erzurum Milletvekili
İbrahim Özdoğan, Erzurum İlinin tarım ve hayvancılık potansiyeline; bu alanda
yaşanan sorunlara ve alınması gereken tedbirlere,
İlişkin gündemdışı birer
konuşma yaptılar.
Kars Milletvekili Selami
Yiğit'in (6/1269) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi
okundu, sorunun geri verildiği bildirildi.
Genel Kurulun 2 Kasım
2004 Salı günü 14.00-17.00, 3 Kasım 2004 Çarşamba ve 4 Kasım 2004 Perşembe
günleri 13.00 -17.00 saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesine; 2 Kasım 2004
Salı günkü birleşimde gündemin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmının 113 üncü sırasında yer alan
(10/152) ile 183 üncü sırasında yer alan (10/216) esas numaralı patates
üreticilerinin sorunları konusundaki Meclis araştırması önergelerinin
görüşülmesine ve görüşmelerinin birlikte yapılmasına ilişkin Danışma Kurulu
önerisi kabul edildi.
(9/5,6) esas numaralı
Meclis Soruşturması Komisyonu raporunun Genel Kurulun 13.7.2004 tarihli 114
üncü Birleşiminde birlikte yapılan gizli oylamasından sonra Yüce Divana
sevkleri kararlaştırılan ilgili eski bakanlar haklarındaki oylamanın ayrı ayrı
yapılması gerektiğine ilişkin Yüce Divan kararı doğrultusunda yapılan gizli
oylamalar sonucunda, eski Başbakan Ahmet Mesut Yılmaz ve Devlet eski Bakanı
Güneş Taner'in Yüce Divana sevklerine karar verildiği açıklandı.
Genel Kurulu ziyaret eden
Portekiz Parlamento Başkanı Mota Amaral'a Başkanlıkça "Hoşgeldiniz"
denildi.
Gündemin "Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:
1 inci sırasında bulunan,
Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S.
Sayısı: 305) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon
raporu henüz gelmediğinden, ertelendi.
2 nci sırasında bulunan,
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısının (1/332) (S. Sayısı: 654) görüşmelerini müteakiben, kabul edilip,
kanunlaştığı açıklandı.
2 Kasım 2004 Salı günü,
alınan karar gereğince, saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşime 16.56'da son
verildi.
|
|
Sadık Yakut |
|
|
|
Başkanvekili |
|
|
Harun Tüfekci |
|
Yaşar Tüzün |
|
Konya |
|
Bilecik |
|
Kâtip
Üye |
|
Kâtip
Üye |
No. : 14
II. - GELEN KÂĞITLAR
28 Ekim 2004
Perşembe
Rapor
1.- 17.7.2004 Tarihli ve
5231 Sayılı Dernekler Kanunu ile Anayasanın 89 uncu ve 104 üncü Maddeleri
Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ve
İçişleri Komisyonu Raporu (1/873) (S. Sayısı: 668) (Dağıtma tarihi: 28.10.2004)
(GÜNDEME)
No. : 15
1 Kasım 2004
Pazartesi
Teklif
1.- Denizli Milletvekili
Ümmet Kandoğan'ın; Yükseköğretim Kanununa Geçici Maddeler Eklenmesine Dair
Kanun Teklifi (2/325) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.10.2004)
Raporlar
1.- 9.7.2004 Tarihli ve
5215 Sayılı Belediye Kanunu ve Anayasanın
89 uncu ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha
Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(1/871) (S. Sayısı: 669) (Dağıtma tarihi: 1.11.2004) (GÜNDEME)
2.- Samsun Milletvekili
Haluk Koç ve 55 milletvekilinin, bakanlığı sırasında yapılan ihalelerde
usulsüzlüklerde bulunduğu ve bu ihalelerle ilgili yolsuzluk iddialarının
tahkikini zamanında yaptırmayarak görevini kötüye kullandığı, aynı zamanda mal
varlığında haksız bir artışa sebebiyet verdiği ve bu eylemlerinin Türk Ceza
Kanununun 366 ve 240 ıncı maddeleri ile Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 12, 13, 14 ve 15 inci maddelerine uyduğu
iddiasıyla Bayındırlık ve İskan eski Bakanı Koray Aydın hakkında Anayasanın 100
üncü ve İçtüzüğün 107 nci maddeleri uyarınca bir Meclis soruşturması açılmasına
ilişkin önergesi ve Meclis Soruşturması Komisyonu Raporu (9/8) (S. Sayısı: 670)
(Dağıtma tarihi: 30.10.2004)
Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Kars Milletvekili
Selami YİĞİT'in, Halk Bankasının esnaf ve sanatkarların borçlarının yeniden
yapılandırılması konusunda bir çalışması olup olmadığına ilişkin Devlet
Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/3104)
2.- Ankara Milletvekili
İsmail DEĞERLİ'nin, Kızılay Derneği Genel Başkanına ve Kızılay'ın iş yaptığı şirketlerle ilgili iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3111)
3.- Diyarbakır Milletvekili Muhsin KOÇYİĞİT'in,
Diyarbakır'daki yangında mağdur olan esnafa ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/3143)
4.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Ürdün ziyaretine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/3144)
5.- Kocaeli Milletvekili İzzet ÇETİN'in, Ürdün ziyaretine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/3145)
6.- Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN'ün,
madeni ve kağıt paraların üzerindeki farklı ifadelere ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN)
yazılı soru önergesi (7/3188)
7.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, Halk Bankasının tahsil edilemeyen kredilerine ilişkin Devlet
Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/3189)
8.- Denizli Milletvekili
Ümmet KANDOĞAN'ın, ülkemizdeki maden ve
enerji kaynaklarının değerlendirilmesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3194)
9.- İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, basında yer alan bir iddiaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3281)
10.- Hatay Milletvekili Fuat ÇAY'ın, üst düzey
bürokratların makam odalarına ve bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3282)
11.- Artvin Milletvekili
Yüksel ÇORBACIOĞLU'nun, Ziraat Bankasının bir şube müdürü hakkında başlattığı
soruşturmaya ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi
(7/3309)
12.- İzmir Milletvekili
K. Kemal ANADOL'un, İran seyahati ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3340)
13.-
İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Avrupa Konseyi ve İnsan Hakları Genel
Müdür Yardımcılığına atanan şahsa ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/3377)
No. : 16
2 Kasım 2004 Salı
Teklifler
1.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir
ile Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın; 657 Sayılı Devlet Memurları
Kanununun 117 nci Maddesinin Başlığı ve İkinci fıkrasının Değiştirilmesi
Hakkında Kanun Teklifi (2/326) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13.10.2004)
2.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir
ile Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın; 657 Sayılı Devlet Memurları
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi (2/327) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
13.10.2004)
3.- Afyon Milletvekilleri Mahmut Koçak, Sait
Açba, İbrahim Hakkı Aşkar, Ahmet Koca, Halil Aydoğan, Reyhan Balandı ve Halil
Ünlütepe'nin; Afyon İlinin Adının Afyonkarahisar Olarak Değiştirilmesi Hakkında
Kanun Teklifi (2/328) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.10.2004)
4.- Sinop Milletvekili Engin Altay ve 52
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 2809 Sayılı Kanun
ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi (2/329) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan
ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.10.2004)
Rapor
1.- Millî Eğitim Temel
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/853) (S. Sayısı: 671) (Dağıtma
tarihi: 2.11.2004) (GÜNDEME)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce ve 23 Milletvekilinin, ilköğretim müfredatındaki köklü
değişikliğin millî eğitimin temel hedefleri açısından araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve
105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/219) (Başkanlığa geliş tarihi : 27.10.2004)
2.- Yalova Milletvekili
Muharrem İnce ve 24 Milletvekilinin, Millî Eğitim Bakanlığınca ilköğretim
okullarına dağıtılan ders kitaplarının maddî kaynağına ilişkin iddiaların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98
inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/220) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.10.2004)
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati : 14.00
2 Kasım 2004 Salı
BAŞKAN : Başkanvekili Ali DİNÇER
KÂTİP ÜYELER : Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Mehmet DANİŞ
(Çanakkale)
BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 12 nci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yetersayısı
vardır; görüşmelere başlıyoruz.
Değerli milletvekilleri,
bu yerin ilk sahibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk; onun yerinde bulunmak büyük bir
onur; bana bu onuru yaşama fırsatı veren halkımız ve siz değerli
milletvekillerimiz, sağ olun, var olun.
Bugünlerde, Atatürk'ün
gösterdiği muasır medeniyeti aşma yolunda önemli adımlar atılıyor; Avrupa
Birliği Anayasasının imzalanması bunlardan biri; Türkiye'ye, Avrupa'ya, dünyaya
yararlı olmasını dileriz.
Kardeş Filistin Halkının
Değerli Önderi Yaser Arafat'ın rahatsızlığına üzüldük; kısa sürede sağlığına
kavuşup, halkına ve insanlığa hizmete devamını dileriz.
Değerli milletvekilleri,
gündeme geçmeden önce, üç sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.
Konuşma süreleri 5'er
dakikadır.
Hükümet bu konuşmalara
cevap verebilir; cevap süresi 20 dakikadır.
Gündemdışı ilk söz, Bursa
İli, Bandırma, Bilecik, Osmaneli İlçeleri demiryolu ulaşım hattı hakkında söz
isteyen Bursa Milletvekili Kemal Demirel'e aittir.
Buyurun Sayın Demirel.
III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel'in, demiryolu
taşımacılığı ile Bursa-Bilecik-Bandırma demiryolu hattının açılmasının önemine
ilişkin gündemdışı konuşması ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın cevabı
KEMAL DEMİREL (Bursa) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi, en içten sevgi ve saygıyla
selamlıyorum.
Bugünkü gündemdışı
konuşmamız, Bursa-Bandırma-Bilecik, Osmaneli demiryoluyla ilgili.
Değerli milletvekilleri,
Türkiye, ilk tren hattına 1856 yılında İzmir-Aydın arasında kavuştu.
Demiryollarının ülkemize gelişine, özellikle önceleri iki ülke öncülük etti;
bunlar İngiltere ve Almanya. Daha sonra bunlara Fransa, Rusya ve İtalya
katıldı. Ancak, bu ülkeler, Osmanlının temel ihtiyaçlarına göre değil, kendi
temel ihtiyaçlarına göre hammadde olarak kullanmak istedikleri tarım ürünleri
ve maden ocakları yataklarını kullanmak amacıyla Osmanlıya demiryolu hizmeti
getirdiler.
Türkiye'de cumhuriyetin
ilanından önce 3 714, cumhuriyetin ilanından sonra ise -1923 ile1950 yılları
arasında- toplam 3 779 kilometre demiryolu yapıldı. O dönemde, zor koşullara
rağmen, her yıl 200 kilometre demiryolu yapılarak bu ulaşım gerçekleştirildi.
1950-1995 yılları arasında ise, ülkemizde sadece 1 055 kilometre demiryolu
yapıldı. Kısacası, ülkemizdeki demiryollarının en çok cumhuriyet döneminde
yapıldığı ortaya çıkıyor.
Türkiye, 1950'den sonra
-bunda Marshall yardımının da payı büyük- demiryollarını kenara bırakarak
karayolu taşımacılığını gündeme getirmiştir ve ne yazık ki, bu da, bugün
ülkemizdeki herkesin şikâyet ettiği trafik terörünün doğmasına sebep oldu.
1965'te yüzde 53'lerde olan yük taşımacığı oranı bugün yüzde 4'e, yüzde 25'lere
varan yolcu taşımacılığı oranı ise bugün yüzde 2'ye düştü. Avrupa Birliğine
girme sürecinde olan ülkemizde demiryolu ağı 10 000 kilometre civarındayken,
bunu diğer ülkelerle karşılaştırdığımız zaman, aradaki uçurumu burada
görüyoruz. Avrupa Birliğinden İngiltere'de 50 000 kilometre, Almanya'da ise 62
000 kilometre demiryolu var.
Değerli arkadaşlarım, bu
yıl gerçekten çok üzücü tren kazaları yaşadık. Bunların yaşanmaması gerekirdi;
ama, bu kazaların sebeplerinden bir tanesi, demiryollarına 1950'den sonra
gereken önemin verilmemesi, gereken altyapı çalışmasının yapılmamasıdır ve
ayrıca, literatürümüzde olmayan hızlandırılmış trenin de bu konuda gerekli
araştırma ve çalışma yapılmadan uygulamaya konulmasıyla ortaya çıkan kaza
neticesinde, Türkiye, tren kazalarını yaşadı.
Tedbir nedir; tedbir,
zamanında yapılması gereken yatırımların yapılmasıdır. Bugün dünyanın birçok
yerinde ulaşım raylı sistemle karşılanıyor, ama, biz, ne yazık ki, hâlâ
yatırımlarımızı karayollarına aktararak, demiryoluna gereken önemi vermiyoruz.
Değerli arkadaşlarım,
Bursa, 1953 yılında, var olan demiryolu elinden alınmış bir kentimiz. Bursa,
ülkemizin sanayii, tarımı, turizmi ve kültürü açısından önemli bir kent
merkezimiz. Türkiye'nin ekonomisine katmadeğer veren; ama, o katmadeğer
ötesinde, yeterince hizmet alamayan kentlerinden bir tanesi. Bu konuda, şimdiye
kadar gelmiş geçmiş hükümetler, her geldiklerinde "müjde, Bursa'ya
demiryolu getiriyoruz" söyleminde bulunmuşlar; ama, ne yazık ki, bu
söylemler bir türlü gerçekleşmemiş, demiryolu Bursa'ya bir türlü gelememiş.
Yine, geçen yıl, 2004
yılı içerisinde Bursa'ya demiryolu getirilmesi noktasında neler yapıldığıyla
ilgili sorularımın dışında, gündemdışı söz alarak bu kürsüden yapmış olduğum
konuşmamda yetkililerden bilgi almak istemiştim. Bana o gün verilen cevap
şuydu: 2004 yılı yatırım programının içerisinde, Bursa-Bandırma-Bilecik
demiryoluyla ilgili olarak dış proje kredisi kapsamında düşünüldüğü cevabı
verilmişti. Ben buradan seslenmek istiyorum: Geçen bir yıl içerisinde Ulaştırma
Bakanlığı ve hükümet bu konuda hangi girişimlerde bulundu; bir yıldan bugüne
kadar geçen zaman içerisinde Bursa-Bandırma-Bilecik demiryoluyla ilgili olarak
hangi çalışmalarda bulundu; bunun bu kürsüden cevaplandırılmasını istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
kısacası, Bursalılar, her hükümet değişikliğinde aldıkları müjdenin yerine
getirilmemesinden dolayı üzüntü duyuyor. Bugün, bu hizmet...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Demirel, 1
dakikalık eksüre içinde toparlamınızı rica ediyorum.
KEMAL DEMİREL (Devamla) -
Evet, Sayın Başkanım, bu önemli konuda gerçekten vurgulamak istediğim nokta şu:
Bursa hak ettiğini almıyor; demiryolunda almıyor, çevreyolunda almıyor. Çünkü,
Bursa, üç büyük kentin ortasında kalmış bir nirengi noktası. Bu noktada,
Bursa'ya, hak ettiği değerin verilmesini istiyoruz. Bursa-Bandırma-Bilecik
demiryolu için, mutlaka ve mutlaka, 2005 yılı içerisinde, temel atma
noktasında, girişimlerin başlatılmasını Bursa halkı adına istiyoruz. Bursa bunu
hak ediyor. Bursa, bu noktada, ülkeye vermiş olduğu katmadeğerin karşılığını
almak istiyor.
Ben, sözlerimi
noktalamadan evvel, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal'in demiryollarıyla ilgili önemli
sözlerini vurgulamak istiyorum: "Demiryolları bir ülkenin toptan, tüfekten
daha önemli silahıdır. Demiryolları, bir ülkenin bayındırlık, bolluk
yoludur."
Bugün, ülkemizin trafik
kazalarında kaybettiği değeri şu sözlerle vurgulamak istiyorum: Her yıl,
Kurtuluş Savaşında verdiğimiz şehitten çok daha fazlasını biz trafik
kazalarında kaybediyoruz. Bugün, ülkemiz, deprem kuşağı içerisinde; ama, ne
yazık ki, deprem kuşağında olmasına rağmen gerekli önem verilmiyor, biz,
depremi karayollarında yaşıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Demirel,
lütfen, tamamlayın.
KEMAL DEMİREL (Devamla) -
Sayın Başkan, sözlerimi bağlarken, son sözüm, Bursa'ya gereken önemin verilmesi
ve 2005 yılı içerisinde Bursa'ya demiryolu temelinin atılması. Bunu, Bursa
adına söylüyorum.
Ayrıca, Bursa'nın, ulaşım
konusunda çevreyoluna da ihtiyacı var. Hükümetin daha evvelki açıklamalarında,
2005 yılı içerisinde yeterli ödenek ayrılıp bunun da bitirileceği sözü
verilmişti. Biz, çevreyolunun da bitirilmesini istiyoruz.
Hepinize en içten
sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum; sağ olun, var olun. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Değerli
milletvekilleri, konuyla ilgili olarak, yapılan gündemdışı konuşmayla ilgili
olarak, Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım söz almak istediler.
Buyurun Sayın Bakan. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ
YILDIRIM (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bursa Milletvekili
Sayın Kemal... (CHP sıralarından "Demirel" sesleri)
HÜSEYİN BAYINDIR
(Kırşehir) - Sayın Bakana tren çarpmış herhalde!
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ
YILDIRIM (Devamla) - ...Sayın Kemal Demirel'in, Bursa-Bilecik-Bandırma
demiryolu hattı konusunda gündemdışı yapmış olduğu konuşmaya cevap vermek üzere
huzurlarınızdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bursa, ülkemizin önemli
sanayi şehirlerinden bir tanesidir. Bursa'nın, Bandırma Limanından Bilecik
istikametinde toplam 190 kilometrelik, Türkiye genel demiryolu şebekesine
bağlanmasına dair demiryolu projesi için, 1991 yılında etüt ve projelerine
başlanılmış, söz konusu güzergâhın uygulama projeleri 2002 yılında
tamamlanmıştır.
Projenin toplam demiryolu
uzunluğu, Bandırma-Bursa-Ayazma-Osmaneli kesimi 88 kilometre, Ayazma-İnönü
kesimi ise 88 kilometredir. Çift hat olarak düşünülen projede minimum kurp çapı
2 000 metre olarak öngörülmüş, 11 adet istasyon ve maksimum hız 200
kilometre/saat olarak dizayn edilmiştir.
Bu projenin iki etaptan
oluşan birinci kısmı için, Bandırma-Bursa etabı için hesaplanan keşif bedeli,
altyapı ve üstyapı maliyeti toplamı olarak 255 000 000 dolar; ikinci kısmı,
Ayazma-İnönü kesimi için hesaplanan değer 580 000 000 dolar ve toplam 835 000
000 dolarlık anahtar teslim proje bedeli öngörülmektedir.
Demiryollarının
geliştirilmesine yönelik, gerek 2003 gerekse 2004 yılı bütçelerinde ve 2005
yılı bütçesinde de, çok önemli bir yatırım bütçesinin, ulaşım sektörüne ve
özellikle de demiryollarına ayrıldığı bilinmektedir; ancak, burada da ifade
edildiği gibi, 835 000 000 dolar gibi çok büyük bir yatırım bedeline mal olacak
bu projenin özkaynaklardan karşılanma imkânı şu an için mevcut değildir. Bu
yüzden de, projeyle ilgili, yap-işlet modeli çerçevesinde yapımı için, yurtdışı
ve yurtiçi firmalarla şu anda görüşmelerimiz devam etmektedir. Eğer, bu
görüşmelerden müspet bir sonuç alırsak, 2005 yılı içerisinde bu hattın
inşaatına başlanacaktır.
Ben, bu açıklamaları,
Yüce Meclisin takdirine sunuyorum.
Saygılarımla arz ederim.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz
Sayın Bakan.
Gündemdışı ikinci söz,
KOP ve Mavi Tünel hakkında söz isteyen, Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün'e
aittir.
Buyurun Sayın Akgün.
2.- Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün'ün, Konya Ovaları
Sulama ve Mavi Tünel Projelerinin son durumu ile bu konuda yapılması
gerekenlere ilişkin gündemdışı
konuşması
MEVLÜT AKGÜN (Karaman) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; otuzbeş yıldır Konya ve Karaman
Ovalarının büyük umutla beklediği Konya Ovaları Sulama Projesi ve Mavi Tünel
Projesinin son durumuyla ilgili gündemdışı söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
GAP'tan sonra ülkemizin
en önemli projelerinden biri olan Konya Ovası Sulama Projesiyle, Göksu Nehrinin
boşa akan sularının Konya ve Karaman Ovalarının sulamasında kullanılması, ilk
olarak 1967 yılında Konya-Çumra Ovası Su Kaynakları Geliştirilmesi Master
Planında yer almış ve 1994 yılında da programa alınmıştır.
Bağbaşı Barajı, Göksu
Mavi Tüneli ve Hidroelektrik Santralı olarak programa alınmış olan bu projeyle,
Göksu'nun sularından yılda 450 000 000 metreküp su, 17 kilometrelik bir tünel
aracılığıyla Konya ve Karaman Ovalarına akıtılacak ve 210 000 hektar alanın
sulanması sağlanacaktır. Konya-Karaman ovalarının suyla buluşması amacıyla
hazırlanan KOP Projesi, Konya-Çumra Projesi, Beyşehir-Damlapınar Projesi, Göksu
Havzası Enerji Projeleri, Konya İçme Suyu Projesi, Küçük Su Projeleri Grubu,
Ereğli Projesi, Sarayönü-Beşgözler Projesi, Akşehir-Eber Projesi, Ilgın
Projesi, Karaman Projesi, Yunak-Akgöl Projesi ve Ayrancı Projesi olmak üzere 12
adet projeden oluşmaktadır.
Türkiye'nin Urfa
Tünelinden sonra ikinci büyük sulama üneli olacak olan Mavi Tünel, yaklaşım
tünelleriyle birlikte 21 830 metrelik bir tünel olup, bu tünel, Konya İlinde
inşa edilecek olan Taşkent, Afşar, Bozkır, Hadim-Bağbaşı Barajlarında
depolanacak yaklaşık 450 000 000 metreküplük suyu Konya ve Karaman Ovalarına
akıtacak büyük bir tüneldir.
1994 yılından bu yana
Devlet Su İşlerinin yatırım programında yer alan bu proje, sonraki yıllarda da
ödenek yetersizliğinden ihale edilememiş ve projenin yapımına bir türlü
başlanamamıştır. Ancak, aradan geçen yıllar içinde bu konu konuşulmaktan öteye
gitmezken, en sonunda hazırlanan projenin 13 Şubat 1998'de yapılan ihalesi de
kreditör firmanın Hazine tarafından yetersiz bulunması üzerine iptal
edilmiştir. Böylece, 210 000 hektar tarım alanının sulanmasını sağlayacak olan
bu önemli proje, bölgedeki yüzbinlerce çiftçimiz için âdeta hayal olmuştur.
Kışları soğuk ve yağışlı,
yazları ise oldukça kurak geçen Konya ve Karaman Ovalarının tarım potansiyeli,
gerekli su kaynaklarının yetersiz olması nedeniyle, istenilen düzeyde
kullanılamamaktadır. Bu nedenle çiftçimiz yeraltı sularına yönelmiş ve fazla
kullanılan su nedeniyle su havzasında azalma oluşmuş ve tarımsal sulama
tehlikeye girmiştir. Kuru tarıma en elverişli bitki olan buğday ve arpa gibi
hububat ürünlerinin yetiştirildiği Konya ve Karaman Ovalarının büyük bölümünde
toprağa atılan tohumun kaderini o yılki hava şartları ve toprağa düşecek yağış
miktarı belirlemektedir; bu da, çiftçimizi kaderiyle karşı karşıya bırakmaktadır.
Bugün, yüzbinlerce çiftçimizin umutla beklediği Konya Ovası Projelerinin hayata
geçirilmesi, artık, zarurettir. Boşa akan Göksu Nehrinin sularının orta
Toroslar'da açılacak 17 kilometrelik bir tünelle Mavi Boğaza, oradan da
Çarşamba kanalı ile Karaman ve Konya Ovalarına akıtılmasıyla, Güneydoğu Anadolu
Bölgesinin GAP'la yaşadığı gelişim ve atılım hamlesini İç Anadolunun da
yapacağına inanan yüzbinlerce bölge çiftçisi, bugün, otuzbeş yıldır bekletilen
ve tek bir çivi bile çakılmayan bu projeye başlanılmasını hararetle
istemektedir.
Konya ve Karaman
Ovalarında sulanmayan 210 000 hektarlık kıraç toprakların suyu beklediği bu
önemli projenin hayata geçirilmesi sonucunda, proje kendisini iki veya üç yılda
amorti edecektir. Bu projeyle, Karaman ve Konya Ovalarında her türlü organik
tarım ürünü yetiştirilebilecek ve bu ürünler yurtdışına ihraç edilebilecektir.
Verimli topraklarda sulanabilir arazinin artırılmasıyla, sebze üretimi kısa
zamanda 2 000 000 tonun üzerine çıkacak ve milyonlarca dolar gelir sağlanacaktır.
Yine bu projeyle, her türlü meyve ve sebzenin yetiştirilebileceği Karaman ve
Konya Ovalarında, geçen yılın rakamlarına göre, yılda 1 milyar dolarlık bir
katmadeğer yaratılacaktır. Devletin stopaj ve vergi gelirlerinde ise, 100 000
000 dolarlık bir artış sağlanacaktır. Karaman ve Konya halkının özlemle
beklediği bu önemli projenin ülkemiz ekonomisi için son derece yararlı olduğu
görülmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - 1 dakikalık
eksüre vereceğim; toparlamanızı rica ediyorum.
MEVLÜT AKGÜN (Devamla) -
Teşekkür ediyorum Başkanım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün Türkiye'nin en verimli topraklarına sahip Karaman ve
Konya Ovalarındaki 3 000 000 hektar tarım arazisinin sadece yüzde 14'ü
sulanabilmektedir. Her çeşit bitkinin yetiştiği, ender coğrafî özelliklere
sahip, verimli toprakları olan Karaman ve Konya Ovalarının suyla buluşması
için, geç kalınmadan, herkes üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. Artık,
verimli topraklar ile Göksu'nun boşa akan suyunun buluşturulmasının zamanı
çoktan gelmiştir.
Karaman ve Konya
Ovalarını medeniyetle buluşturacak ve bölgenin çehresini değiştirecek olan KOP
ve Mavi Tünel Projelerinin bir an evvel hayata geçirilmesi için hükümetimizin
gerekli desteği vereceğini umuyorum.
Bu duygularla, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Gündemdışı
üçüncü söz, tarım ve hayvancılığın sorunları hakkında söz isteyen Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğüt'e aittir.
Buyurun Sayın Öğüt.
3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, tarım ve
hayvancılıkla uğraşanların sorunlarına ve alınması gereken tedbirlere ilişkin
gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü'nün cevabı
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) -
Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; sizleri ve ekran başında bizleri izleyen
tüm vatandaşlarımı saygıyla selamlıyorum.
2004 yılının ilk
aylarında, Türkiye'nin bütün bölgelerinde çok şiddetli yağmur ve dolu yağışı
oldu; köylümüz ve çiftçimizin ürünü büyük hasar gördü. Bu hasar sonucunda da, şu
ana kadar çiftçiye bir kuruş para ödenmedi. Öyle bir dolu yağdı ki, benim
bölgem Ardahan'da ceviz büyüklüğünde dolu yağdı. Halen, bir kuruş dahi para
ödenmedi.
Burada, tarımdaki
çiftçinin zararını ödemek için, tarım sigortasının derhal çıkması lazım; Sayın
Bakanla görüştüğümde, böyle bir hazırlık olduğunu söyledi. Getirin, Mecliste
bir an evvel bunu çıkaralım, çiftçiyi zarardan kurtaralım.
Değerli arkadaşlar,
ikincisi; bu sene, yine, çiftçimize doğrudan gelir desteği parası doğru dürüst
ödenmedi. Bu mübarek ramazan ayında büyük şehirlerde çadırlar kuruluyor, fakir,
yoksul insanlar karnını doyuruyor; ama, köylerde çadırlar kurulmadığı için,
insanlarımız, iftarını suyla, soğanla yapıyor. Böyle bir durumda, ben istirham
ediyorum, hiç olmazsa ramazan bayramına yakın, bu hafta veya önümüzdeki hafta
-tahmin ediyorum Tarım Bakanımız da biraz sonra cevap verecek- doğrudan gelir
desteği parası çiftçiye ödenmiş olsun.
Son günlerde,
biliyorsunuz, gazetelerde, özellikle spor yazarı olarak bildiğimiz Sayın Erman
Toroğlu, hormonla ve genetik bozuklukla ilgili bazı yazılar yazdı. Ben, bugün
kendisini aradım, konuştum; "Erman Hoca böyle bir şeyi nasıl tespit
ettiniz" dedim; "ben, Mersin'de limon ve portakal bahçeleri olan
birisiyim, yirmi yıl da Ankara sebze halinde yaş sebze ve meyve komisyonculuğu
yaptım; yani, ben işin uzmanıyım, işin uzmanı olduğum için yazıyorum"
dedi. Bu genetik bozuklukların bir an evvel düzeltilmesi lazım, bunun için de
yasaların çıkarılması lazım. Ben, buradan hükümeti uyarıyorum, bu genetik bozukluklarla
ilgili yasaların bir an evvel çıkarılması gerekiyor. Erman Hoca "ben tavuk
yemem" dedi; "niye" dedim, "tavukların normalde 60-65 günde
kesilmesi lazım; çünkü, tavuk, verilen antibiyotiği 60 gün sonra atıyor; ama,
Türkiye'de, tavuklar genelde 35 günde kesiliyor; antibiyotiği atmadığı için
tavuk hormonlu oluyor; 100 gram tavuk, 35 günde 1,5 kilogram oluyor; 35 günde
1,5 kilogram olan tavuk hormonu atmadığı için hormonlu oluyor; onun için de
tehlikelidir. Ben, kırmızı et yemeye devam edeceğim, sizi de kırmızı et yemeye
davet ediyorum; ama, hükümetin, tavuk kesimi konusunda denetimlerini sürdürmesi
gerektiğine de inanıyorum" dedi.
Değerli arkadaşlar,
hepiniz hatırlayacaksınız "Çernobil" diye bir olay oldu ve o zamanın
Bakanı Sayın Cahit Aral "Çernobil'den dolayı Karadeniz çayı
etkilenmedi" dedi, insanlar rahat rahat çay içti; ama, şu ana kadar,
Karadenizde birsürü insan öldü, halen, bebekler sakat doğmaktadır. Şimdi,
hükümetin, hormon ve genetik bozuklukla ilgili bir an evvel tedbir alması lazım
ve tedbir alacağına da inanıyorum; çünkü, bu tedbiri almazsak, yarın, o
sorumluluk altına biz de girmiş oluruz, bunun tedbirini almamız gerekiyor.
Hayvancılık konusuna
gelince, biliyorsunuz, hayvancılıkla ilgili büyük bir mücadele kampanyası
başlattık. Şu anda, köylünün elindeki mal para etmiyor, çok zor durumda. Ben,
Ardahan'da, Göle ve Hanak gibi ilçelerde dolaştım, hayvan pazarlarına gittim;
inanın, 1 500 000 000'luk inek 400 000 000'a inmiş, onu da yine satamıyor ve
Türkiye'nin bu kaçak hayvan ve kaçak et konusunun üzerinde durulması lazım.
Bakın, Hindistan'dan, Afganistan'dan, İran'dan, Irak'tan gelen kaçak hayvanlar
var; bunun fotoğrafları burada...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) -
Sayın Başkanım, 1 dakika eksüre rica ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Öğüt,
biliyoruz, Ardahan, serhat ilimiz olarak, kalkınma ihtiyacı en çok olan
illerimizden biri; o nedenle, size, 1 dakika değil, 2 dakika eksüre veriyorum;
bu süre içinde toparlamanızı rica ediyorum.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Sayın
Başkanım, çok teşekkür ediyorum. Siz, bizim fahrî hemşerimizsiniz; daha önce,
bizim ilimizden milletvekili adayıydınız; çok teşekkür ederim.
Değerli arkadaşlar, yem
11 000 000'dan 22 000 000'a çıkmış, hayvan 1 5000 000 000'dan 500 000 000 liraya,
400 000 000 liraya inmiş; alan yok, satan yok, köylü de perişan bir durumda;
bu, sadece Ardahan'da değil, Kars, Erzurum, Artvin, Iğdır, o bölge olduğu gibi.
Şimdi, Asya'dan gelen
hayvanlarda Asya virüsü çıktı; bu çok önemli, lütfen, buna çok dikkat edin. Bu Asya
virüsü dört beş yıldır var; Tarım Bakanlığımız bir yıldır onunla ilgili çalışma
yapıyor; ama, yeterli değil. Bu Asya virüsü öldüren bir virüstür, bu virüs
insanlarda on yıl sonra meydana çıkıyor. Benim önerim şudur: Kaçak hayvan eti
yemeyin, almayın. Gemilerle kaçak et geliyor, büyük marketlerde satılıyor.
Ardahan yöresine, Kars yöresine, Erzurum yöresine gidin, mal alın veya oradan
alınan mallardan yiyin; kasabınıza öyle tembih edin; yerli hayvanı teşvik
edelim, damızlık hayvan olması lazım ve Tarım Bakanlığının bu konuda kesinlikle
tedbir alması lazım. Eğer tedbir alınmazsa, istatistiklere göre 1983 ile 2003
yılları arasındaki yirmi yılda küçükbaş hayvan, koyun 40 000 000'dan 25 000
000'a indi; büyükbaş hayvan da 13 000 000'dan 9 000 000'a indi; yani on yıl
sonra 2014 yılında Türkiye'nin 200 000 ton et açığı var. O zaman ne yapmak
lazım; köylüyü teşvik edeceğiz, sözleşmeli besicilik, damızlık hayvan
geliştirmesini yapıp hayvanımızı çoğaltmamız lazım.
Biz, bir zamanlar
Rusya'ya hayvan ihraç ediyorduk; şu anda Bulgaristan'dan, Gürcistan'dan,
İran'dan, Irak'tan üçte 1 fiyatına gelen kaçak, sağlıksız hayvan eti yiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) -
Yarım dakika veya 1 dakika eksüre daha rica edeyim.
BAŞKAN - Buyurun.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) -
Değerli arkadaşlar, efendim, şimdi burada hepimiz milletvekiliyiz, seçildik
geldik; nüfusumuzun yüzde 40'ını oluşturan köylüyü kimse kale almıyor; Avrupa
Birliğine gireceğiz, köylü nüfusunun azalması lazım. Şimdi, burada köylüye
tarım ve hayvancılıkta destek vermezsek, onların doğrudan gelir destek parası
doğru dürüst ödenmezse, onlara teşvik şeklinde yardım edilmezse, onların
mahsulleri şiddetli dolu ve yağmurdan dolayı zarar gördüğü zaman onlara
birtakım yardım yapılmazsa, kaçak hayvancılık durmazsa, biz, Türkiye'de köylüyü
kalkındıramayız. Köylü üretiyor şehirli yiyor; unutmayalım, şehirli, yiyorsa
köylüye hakkını helal ettirmesi lazım. Köylüyü kalkındıralım ki, şehirli,
sofrasında helal yesin.
Ben hükümetten ve Sayın
Bakanımdan rica ediyorum, Asya virüsü için derhal önlem alınsın, hormonal veya
genetik bozukluk için derhal önlem alınsın, kanun getirilsin, kanun çıkaralım
ve Büyük Millet Meclisi görevini yerine getirsin; köylümüzü kalkındıralım
diyorum ve hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim.
(Alkışlar)
BAŞKAN - Değerli
milletvekilleri, Sayın Ensar Öğüt'ün konuşması üzerine, Hükümet adına Sayın
Bakan Sami Güçlü söz istediler; buyurun.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI
SAMİ GÜÇLÜ (Konya) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Ardahan
Milletvekilimiz Sayın Ensar Öğüt'ün, tarım ve hayvancılığın sorunları
hakkındaki gündemdışı konuşmasına cevap vermek üzere söz aldım; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Öğüt, tarımla
ilgili sorunları her dile getirişinde bizim problemlerimize parmak basmıştır ve
kamuoyunda da gerekli ilgi ve alakayı görmüştür. Bu bakımdan, bu fırsatı tekrar
verdiği için teşekkür ediyorum. Ben de, bu vesileyle düşüncelerimi ifade etmek
istiyorum.
Ben, Ensar Beyin söz
alacağını öğrenince çok iyi, geniş kapsamlı bir hazırlık yaptım. Eğer
milletvekillerimizin sabrı varsa, bu konuda biraz geniş bir açıklama yapmak
istiyorum; ama, eğer ilerleyen saatte dikkati toplayamazsam özetlerim; ama,
söylediği hususlarla ilgili, özel olarak, teker teker cevap vermek istiyorum.
Sektörümüzün önemi
konusunda, bugün burada ilave bir cümleye gerek olmadığını düşünüyorum; çünkü,
toplumumuzun yüzde 45'i kırsal kesimde yaşıyor ve insanlarımızın temel besin
kaynağını bu sektör sağlıyor. Sektörün önemiyle ilgili konuda bu iki cümlenin
kâfi geleceği kanaatindeyim; ama, diğer bütün alanlarda olduğu gibi, özellikle
tarım sektöründe çok önemli sorunlarımız var ve bu sorunlarımız, özellikle 1990
yılından itibaren gelen uzunca bir dönem içerisinde, istikrarsızlıkların da
etkisiyle, birikmiş ve yığılmış durumda.
Ben, Türk toplumunun en
temel sorunlarından bir tanesinin, gerek makro açıdan gerekse sektörel açıdan
baktığımızda, öncelikler sorununun iyi belirlenemediği ve bu konuların üzerine
ısrarla gidilerek, bunların çözülerek gündemden düşürülmesinin başarılamadığı
kanaatindeyim. İşte, bu tespitten hareketle, önceliklerin isabetle
belirlenmesinden kaynaklandığına inanarak, Hükümetimiz ve Bakanlığımız bu
konuda öncelik belirlemesi yaparak, ilkönce üreticilerimizin üretime döndürülmesi,
üretim maliyetinin düşürülmesi yönünde adımlar atılması, kaliteli üretim için
gerekli tedbirlerin bir ucundan başlanarak yürürlüğe konulması, örgütlenme
altyapılarının tamamlanması yönünde adımlar attık. Bununla ilgili olarak
-sadece başlıklarını söyleyeyim -evvela çiftçi borçları konusu, mazot konusu,
yağlı tohum bitkileri ve pamuk üretimiyle ilgili -bugünlerde pamuk açısından
birkısım eleştiriler alsak bile- primler konusundaki uygulamalarımız, arazi
toplulaştırması ve düşük faizle krediler, bunlarla ilgili hususlar; ama, size,
özellikle iki konudan, 2004 yılında tarım alanında yaptığımız iki önemli
çalışmadan bahsetmek istiyorum. Bunlardan bir tanesi süne mücadelesidir; ikincisi
de sertifikalı tohumluk konusudur.
1930'lu yıllardan beri
Türk toplumunun özellikle tahıl üreticisinin en temel sorunu olan bu mücadelede
-şu anda içimizde belki arkadaşlarımız yok- başta güneydoğu olmak üzere,
Adıyaman, Mardin, Urfa ve Diyarbakır milletvekillerimizi de çağırarak, bu
mücadeleye destek vermeleri konusunda bir yardım talep etmiştik; ama, sonunda,
sektörle ilgili olan arkadaşlarımızın hepsinin bileceği gibi, bu konuda ilk
defa Türk çiftçisi "bu mücadeleyi kazanabileceğim" kanaatine varmıştır
ve Polatlı Ticaret Borsası Başkanının ifadesiyle, 2000'li yıllarda, 2000 öncesinde,
yüzde 50'den fazlası yemlik olan gelen buğdayın, şu anda yemliğe ayrılan kısmı
yüzde 5'lere düşmüştür. Bu konuda, İç Anadolu başta olmak üzere, tahıl
üreticileri alanında, bu gelişme, çok kıymet ifade eden bir hadisedir. Ben,
özellikle, konunun milletvekili arkadaşlarımız tarafından da dikkatle bir takip
edilmesini ve burada, eğer, kayda değer bir başarı kendi bölgelerine de yansımışsa,
bunun dile getirilmesini arzu ediyorum; çünkü, bu, bizim başka alanlarda da
yapacağımız çalışmaya hız verecektir, moral verecektir.
İkinci konu, sertifikalı
tohumluk konusu; yani, tahıldan bahsediyorum. Tahılla ilgili konuda, bu
topraklarda binlerce yıldır bu üretim yapılırken, en önemli girdi olan
sertifikalı tohumluk konusunda, maalesef, bir müddet sonra arzu edilen gelişme
sağlanamamış, ihtiyaç 800 000 tonun üzerindeyken, 50 000 ton kadar sertifikalı
tohumluk kullanılır hale düşülmüştür. Bu, bir bakıma verimin düşmesi, kalitenin
düşmesi, çiftçi gelirinin düşmesi demektir. İşte, kamuya düşen görev bunu
artırmaktır. Bu sene 300 000 tonluk bir hedef belirledik, 220 000 tona
ulaşacağımızı umuyoruz ve sağladığımız gelişme, Türkiye'de buğday üretimindeki
kalite artışını kesinlikle iyileştirecek ve bununla ilgili gelişmeleri göreceğiz.
Bunun dışında, Toprak
Mahsulleri Ofisinin bu sertifikalı tohumluk kullanımı konusundaki desteği, il
özel idare kaynaklarından aldığımız 6 trilyon liralık bir destek, ifade
edilmeye değer; çünkü, ancak, bu şekilde, bu tohumları çiftçilerimize daha ucuz
olarak verebildik.
Onun dışında, hibrit
sebze tohumculuğu konusunda bir proje başlattığımızı daha önce ifade etmiştim.
Hepimizi çok rahatsız eden bir gelişme, yüzde 90 oranında dışa bağımlı olan bu
tohumculuk alanındaki durumu ortadan kaldırmak ve kendi üreticimizin, ihtiyaç
duyduğumuz hibrit tohumları üretme konusundaki projemiz yürürlüktedir ve bu
bağımlılığı kıracak bir işbirliği içerisindedir. En önemli yönü şudur: Tohum
işiyle uğraşan 22 firma, özel sektör, bu işin içindedir; yani, özel sektör,
kamu ve üniversiteler birliktedir.
Dolayısıyla, bu
birlikteliğin sağlanmış olması bile, projenin tutarlılığı ve geleceği açısından
bize çok büyük ümit vermektedir. Bu gelişmeyi de, hepimiz adına, kıymet ifade
eder bir hadise olarak anlatıyorum.
Bunun dışında, birkısım
ürünlerin -özellikle tarımsal girdilerde, tohumda, fidede ve spermalarda- KDV
oranlarında önemli ölçüde bir düşme meydana geldi; karma yem üretim
girdilerinin KDV oranlarında da, aynı şekilde bir indirim sağlamayı başardık.
Tabiî ki, kısmî, daha yaygınlaşması gereken, artırılması gereken unsurlar var;
onlarla ilgili çalışmalarımızı da sürdürüyoruz.
Bu ara, özelleştirme ve
kısmen küçülme çalışmalarımız var. TİGEM'in birkısım arazilerini, tohumculuk ve
damızlık işletmeciliği amaçlı özel sektöre, birlikte çalışmak, birlikte üretim
yapma veya kiralama usulüyle devrediyoruz; ama, proje bazında. Onun dışında,
Toprak Mahsulleri Ofisinde birkısım küçülmeler oldu. Bu sene, bunun, birkısım
olumsuzluklarını da yaşadık.
Ayrıca, mevzuat
çalışmalarımız var. Mevzuat çalışmaları konusunda, çiftçilerimizin
örgütlenmesine yönelik ve birkısım sorunları çözmeye yönelik birkısım yasal
düzenlemeler ortaya çıktı. Bunlar, mera, ıslahçı hakları, gıdayla ilgili kanunî
düzenleme, üretici birlikleri ve benzeri konular. Bu ara, Ensar Beyin ifade
ettiği husus da dahil olmak üzere, şu anda Mecliste bulunan, Meclis
komisyonlarında görüşülmek durumunda olan tasarılarımız var; Tarım Ürünleri
Sigortası Kanunu Tasarısı, organik tarım ve tohumculukla ilgili kanun
tasarıları; ilaveten de, Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu Tasarısı,
Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunundaki değişikliklerle ilgili tasarılar da,
Meclisimizin gündemine gelecek durumdadır; ama, Tarım Ürünleri Sigortası Yasa
Tasarısı, şu anda Meclisimize intikal etmiştir.
Bu arada, AB süreciyle
ilgili hazırlıklarımız konusunda da birkaç cümle söylemek istiyorum. 1999
yılında, Türkiye, aday üyelik statüsünü kazandığı andan itibaren, 2000 yılında,
bütün bakanlıkların bünyesinde oluşturulan bir AB birimi vardır. Bu, Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı bünyesinde de oluşturulmuştur ve Avrupa Birliği Genel
Sekreterliği bünyesinde oluşturulan uyum çalışmaları içerisinde, tarım ve
balıkçılık konusundaki sorumluluk Bakanlığımıza verilmiştir. Bakanlığımız, yedi
alt çalışma grubuyla, yasal yönden, kanun, tüzük, yönetmelik ve tebliğlerde -12
kanun, 142 adet tüzük ve yönetmelikle ilgili- çalışmalarını sürdürmektedir;
bunların, belli bir takvim içinde yayımlanmasını yapmaktadır.
Bu ara, Avrupa Birliğinde
bize benzer ülkelerin müzakere süreçleriyle ilgili bilgiler derlenmiştir. En
son, size, ilave bir gelişme olarak şundan bahsetmek istiyorum: Geçen hafta,
Polonya, Macaristan ve Romanya'yı kapsayan, Bakanlığımızın çok üst düzey
yöneticilerinden oluşan bir heyet, bu ülkelerdeki müzakere süreçlerini takip
etmek ve oradaki insanlardan bilgi almak üzere gittiler ve görüşmeler yaptılar.
En son gelişme de şu: Polonya'nın tarımla ilgili müzakerecisini, önümüzdeki
günlerde, bir ay süreyle, Bakanlığımda,
kendi ülkesinde müzakere sürecinde yaşadığı olayları ve hazırlık döneminde
katkı yapmak üzere müşavir olarak istihdam edeceğiz ve bir hazırlığı buna göre
yapıyoruz.
Bu arada, yeniden
yapılanma konusunda Bakanlığımızın çalışması var; bunu, hem kamu reformu
açısından hem de Avrupa Birliğine uyum açısından yapıyoruz.
Çok önemli başka bir
hususu belirtmek istiyorum size: Güncel politikalarımızı hayata geçirirken,
diğer yandan da, sektörümüzün önümüzdeki yıllardaki konumuna ilişkin
stratejiler üzerinde de çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu amaca yönelik olarak,
2006-2010 yılları arasını kapsayan tarım stratejilerini belirledik. Bu
çalışmayla, kaynakların etkin kullanımı ilkesi çerçevesinde, ekonomik, sosyal
ve çevresel ve uluslararası gelişmeler boyutunu bütün olarak ele alan, örgütlü,
rekabet gücü yüksek, sürdürülebilir bir tarım sektörünün oluşturulması temel
amaç olarak benimsenmiştir. Tarım stratejisi çalışması kapsamında, tarım
sektöründeki stratejik amaçlar, temel ilkeler, önümüzdeki beş yıllık dönemde
tarım sektöründe kullanılacak destekleme araçları ve uygulama esasları
belirlenmiştir. Bu, hem Avrupa Birliğiyle olan müzakere süreci hem de Dünya
Ticaret Örgütünün almış olduğu yeni çerçeve kararlarla da uyum sağlamaya
yöneliktir ve toplumumuzun, gelecek beş yılı görmesine imkân verecek bir
hazırlıktır.
Saygıdeğer
milletvekilleri, konuşmamın bu bölümünde, hayvancılık sektörüne dönmek ve bu
sektörde yaptığımız çalışmalar hakkında bilgi vermek istiyorum. Bu kapsamda,
mera ıslah çalışmaları, hayvan ıslahı alanında başlattığımız projeler, canlı
hayvan kaçakçılığı konusunda aldığımız tedbirler, hayvancılığa yönelik teşvik
uygulamaları ve özellikle et teşvik primi, son olarak da, 2005 yılında
hayvancılıkta yapmayı planladığımız çalışmalara değinmek istiyorum.
Hayvancılığın
geliştirilebilmesi için en önemli konulardan biri, özellikle doğu bölgemiz
açısından, meraların ıslah edilmesidir. Bugüne kadar ıslah edilerek çiftçiye
tahsis edilen mera alanı -2004 yılı başı itibariyle söylüyorum- yoktur.
Dolayısıyla, hayvancılığımızın bu en önemli kaynağını bugüne kadar çok verimli
kullanmadığımızı biliyoruz. Hükümetimiz bu konuda çok önemli bir hamle
başlatmıştır. Bu çerçevede, ilk defa 2004 yılında 600 000 dekarlık mera
alanının ıslah edilmesini hedefledik. İlk defa 600 000 dekarlık bir mera alanı
ıslah edilerek çiftçilerimize belli bir yöntem içerisinde devredilecektir.
Hayvancılıkta
verimliliğin artırılması, girdi maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla kaliteli
sperma üretiminin yurt içinden karşılanması ve yüksek verimli hayvan ırklarının
embriyo transferi teknikleri kullanılarak geliştirilmesi kapsamında Anadolu
Alacası ve Anadolu Esmeri Geliştirme Projelerini de hayata geçirdik.
Hayvancılık destekleri
çerçevesinde 2003 yılında çiftçilerimize verilen toplam destek miktarı 130
trilyondur, 2004 yılında bu rakam 540 trilyona ulaşmıştır. Bunun yaklaşık 200
trilyonu normal hayvancılık destekleri, 200 trilyonu kırsal alanda sosyal
destek projesi kapsamında kullanılan bir kaynaktır. Bunun diğer bir kısmı ise
bütçeden kooperatiflere ayrılan özel ödenekten yapılmaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepimizin malumu olduğu üzere, hayvancılık sektörünün en
önemli konusu, sürdürülebilirlik ve bir pazar ortamının oluşturulmasıdır. 2003
yılı sonlarında, kurban bayramı öncesinde, besicilik sektöründe yüksek bir
beklenti oluşmuştur; ancak, fiyatlar önceki yıla oranla beklenen seviyede
oluşmayınca sektörde bir arz fazlası durumu ortaya çıkmış ve fiyatlar hızla
aşağıya doğru inmiştir.
İşte, bu durumda,
Hükümetimiz, bu sektörün sürdürülebilirliğini sağlamaya yönelik olarak et
teşvik primi kararnamesini yürürlüğe koymuş ve 15 Mayıs 2004 tarihinde, bu,
Resmî Gazetede yayımlanmıştır. 30 Eylül 2004 tarihine kadar yetiştiricilerimize
190 kilogram ve üstü karkas ağırlığa ulaşmış sığırlar için beher kilogramı için
1 000 000 lira et teşvik primi ödenmiştir. Bu tarihten sonra bu prim 500 000
liraya düşürülmüştür.
Hayvancılığımızın ana
lokomotifi konumunda olması gereken Doğu Anadolu Bölgemizde canlı hayvan
kaçakçılığıyla ilgili olarak ortaya çıkan sıkıntılarla ilgili olarak muhtelif
görüşler ortaya konulmaktadır. Huzurlarınızda, öncelikle, bu kadar büyük kaynak
ayırdığımız bu sektörümüzün böylesine haksız bir faaliyetle yara almasına izin
vermeyeceğimizi ve bu konuda son derece kararlı olduğumuzu vurgulamak
istiyorum.
16 Temmuz 2004 tarihinde
konuyu Ekonomik Koordinasyon Kurulunun gündemine taşıyarak kurulun katkılarını
aldık. Başbakan Yardımcısı Sayın Abdüllatif Şener'in başkanlığında yapılan
toplantı neticesinde, Bakanlığımız, Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı, Dış Ticaret
Müsteşarlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıkları,
Emniyet Teşkilatının üst düzey temsilcilerinin katıldığı bir toplantı
gerçekleştirildi. Daha sonra, bu komisyon tarafından, kaçakçılık alt çalışma
grubu ve kaçakçılığın ekonomik açıdan değerlendirilmesi çalışma grubu adı
altında komisyonlar oluşturularak çalışmalara ağırlık verildi.
Bakanlığımın konuyla
ilgili bürokratlarıyla birlikte Doğu Anadolu Bölgemize yaptığımız ziyaretlerde
devletimizin tüm birimlerini bir araya
getirerek aktif çalışmalar gerçekleştirdik. Ülkemizin genelinde bütün hayvan
pazarlarında kontrol ve denetimleri artırdık. Sınırlarımızdan giren hayvanların
yurt içine sevklerinin ve pazarlanmasının engellenmesi için 3285 sayılı Hayvan
Sağlığı ve Zabıtası Kanunundaki cezaî hükümlerle ilgili maddeleri 4648 sayılı
Kanunla değiştirdik ve para cezalarını günümüz şartlarına uygun hale getirdik.
Sınır illerimizde
personel takviyesi yaparak görevini gereği gibi yapmayanlar hakkında yasal
işlemler başlattık ve bu konuda ihmali bulunan personelin görev yerlerini
değiştirdik.
Diğer taraftan, konunun
daha etkin takibine imkân tanıyacak kanun değişikliğini hazırlayarak görüşlere
açtık. Bu kapsamda, gerek ülke içerisindeki kaçak hayvan hareketlerinin
önlenmesi ve gerekse ülkemiz dışından gelmesi muhtemel kaçak hayvanların tespit
edilmesi için sığır cinsi hayvanların küpelenip kayıt altına alınması projesini
yürütmekteyiz.
Bakanlığımızca zaman
zaman bu bölgeye heyetler gönderilmiş, sınırlarımızdan ülkemize kaçak hayvan
girişlerinin önlenmesi amacıyla incelemelerde bulunulmuştur. Bu konuda,
sorumluluk taşıyan tüm birimlerle yoğun temaslar içerisindeyiz. Yaklaşan kurban
bayramı öncesinde muhtemel olumsuzlukların önüne geçilmesi amacıyla,
devletimizin tüm birimleri arasında verimli bir çalışma devam etmektedir. Bu
çerçevede, ekim ayı içerisinde, Sayın Genelkurmay Başkanımızı ziyaret ederek,
hem gelişmeleri aktarma imkânı buldum hem de konu hakkında işbirliği sürecinin
devamı doğrultusunda görüş birliği içerisinde olduğumuzu gördük. Ayrıca, geçen
hafta içerisinde, 26 Ekimde, İçişleri Bakanlığımızın ilgili birimleriyle
yaptığımız toplantıda -yani Jandarma ve Sahil Güvenliğin de katıldığı
toplantıda- önümüzdeki günlerde, doğu bölgemizde, valiler ve emniyet
birimlerinin katılımıyla geniş kapsamlı bir toplantı yapma hususunda mutabakata
vardık.
Burada söylemek istediğim
esas husus şu: Hayvancılık sektörüne 2004 yılında 540 trilyonluk bir kaynak
aktaran bir Hükümet olarak ve bu konuyu önemseyen bir Bakanlık olarak, kaçakçılıkla
ilgili konuda, elimizden gelen her türlü imkânı seferber ederek, bu sektörün
böyle bir kanundışı olaydan etkilenmesini mutlaka önlemek zorundayız. Aksi
halde, hem bu kaynaklar heba olacak hem de -Ensar Beyin biraz önce belirttiği
gibi- hayvan varlığımızda bir düşme, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu et ihtiyacında
bir artış söz konusu olacak; bu, Türkiye'yi dışticaret bakımından da olumsuz
olarak etkileyecektir. Halbuki, biz, hayvancılık sektörünü mutlaka kalkındırmak
zorundayız.
İşte, ben, bu noktada 2005
yılı hedeflerimden kısaca bahsetmek istiyorum. Ekonomik ve sosyal yaşamımızda
bu denli büyük öneme sahip olan ve Avrupa Birliğine uyum çalışmaları açısından
da kritik bir özellik taşıyan hayvancılık sektörümüzü, yetiştiricilerimiz,
sanayicilerimiz, yasama ve yürütme organlarımız el ele vererek, potansiyeli
doğrultusunda geliştirmek durumundayız. Bu amaçla, hayvancılığımızı bir bütün
olarak ele alan hayvancılık strateji planı hazırlığı noktasında çalışmalarımız
devam ediyor. Bu planla, Avrupa Birliği sürecinde bizi en fazla zorlayacak
sektörler içinde yer alan hayvancılık sektörümüz, alt sektörleri itibariyle ele
alınmakta ve beş ve on yıllık hedefler öngörülmektedir. Yine, bu çalışmayla
rekabet gücümüze ilişkin projeksiyonlar çizilmektedir.
Diğer taraftan, 2005
yılı, sektörün sorunlarının öne alındığı ve bu sorunları kısa ve orta vadede
çözücü projelerin yürürlüğe konulacağı bir yıl olacaktır.
Bu kapsamda hazırlanan
strateji planına uygun olarak, ülke çapında sunî tohumlama oranını yüzde 15'ten
yüzde 50'lere taşıyacak çok kapsamlı bir projenin hazırlığı içerisindeyiz.
Yine, kabayem açığını giderici projeler de yürürlüğe konulacaktır.
Bu bağlamda, hayvancılık
sektörü için son derece önemli olan mısır üretiminin 2 200 000 tondan 3 000 000
tona doğru çıkmasıyla, bu konudaki ithalatımız 1 800 000 tondan 900 000 tona
düşmüştür. İlerleyen yıllarda, bu konudaki ihtiyaçlarımızın tamamı yurt içinden
karşılanacaktır.
Ayrıca, et ve balık
ürünleri hususunda piyasayı düzenleyecek, sektörü destekleyecek bir regülasyon
kurumuna ihtiyaç olduğu ortadadır. Bu kurumun, ticarî şartlarda sektöre
maksimum katkı yapması amacıyla, Bakanlığımızla irtibatlandırılması hususunda
çalışmalar devam etmektedir.
Tekrar etmek istiyorum;
sektörü düzenleyici bir kuruma ihtiyaç olmasından dolayı, Et ve Balık Kurumunun
kalan mezbahaların Bakanlığımla irtibatlandırılması konusunda çalışmalar
yürütülmektedir; doğu bölgesinde bu ürünlere talep oluşturması bakımından, çok
kritik önemi haizdir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakan, 1
dakika eksüre veriyorum; toparlamanızı rica ediyorum.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI
SAMİ GÜÇLÜ (Devamla) - 2004 yılında süne mücadelesinde ve sertifikalı tohumluk
alanında kaydettiğimiz başarının, 2005 yılında hayvancılık sektöründe ortaya
çıkacağını ifade etmek isterim.
Bu bağlamda,
sağlayacağınız destekler ve uygulayacağımız projelerle, 2004 ve takip eden
yıllarda hayvancılık açısından bir toparlanma olacağına inancımı ifade
ediyorum.
Efendim, müsaadenizle,
şimdi, Ensar Beyin dile getirdiği konularla ilgili çok kısa cevaplar vereceğim.
2004 yılı, afetler bakımından gerçekten çok şanssız bir yıl olmuştur; ama,
burada, hepinize sevinerek ve bir müjde kabilinden söylenebilecek nitelikte bir
haber vermek istiyorum. Başlangıçta 20 trilyonluk bir kaynak bulmuştuk. Şu
anda, bu kaynağa 40 trilyonluk bir ilave oldu, 60 trilyona çıktı. Dolayısıyla
"çiftçiye bir kuruş para ödenmedi" ifadesi, uygulama itibariyle doğru
değil. Ödemeye başladık; ama, sizin şehrinize...
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Son
130 trilyon ne zaman ödenecek efendim?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI
SAMİ GÜÇLÜ (Devamla) - Doğrudan gelir ödemeleri mi?
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) -
Evet.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI
SAMİ GÜÇLÜ (Devamla) - 2003 yılı doğrudan gelir ödemeleri tamamlandı. 2004
yılıyla ilgili ödenecek duruma sistem henüz gelmiş değil; yani, beyanlar
alınıp, ilana çıkılıp, itirazlar değerlendirilip Hazineye biz intikal
ettirmedik henüz; yani, şu anda 2004 yılıyla ilgili ödeme şartları doğmuş
değil; 2003 yılıyla ilgili işler de bitti biliyorsunuz.
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) -
2004 yılına ait ödemeler bu yıl biter mi?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI
SAMİ GÜÇLÜ (Devamla) - 2004 yılında bütçedeki o kaynağın ödenmesi tabiîdir.
Zamanı için şu anda bir şey söyleyemiyorum; ama, henüz, biz, Hazineye intikal
ettirmedik.
Bu afetlerle ilgili
konuyu söylüyorum. Bu, önemli bir konu. Özellikle Doğu Karadeniz Bölgemizde
fındık üreticilerini ilgilendiren yönü çok ağır basıyor. Başlangıçtaki 20
trilyona ilaveten 40 trilyonluk bir ekkaynak daha bulunmuş durumda. Şu anda 60
trilyonluk bir kaynağın, 2004 yılında tabiî afete uğrayan çiftçilerimize belli
bir oran dahilinde ödemeleri zaten başladı, Doğu Karadenizde de bunu
başlatacağız.
Sayın Başkanım, hormonla
ilgili konu biraz önemli; 2 dakika daha müsaade ederseniz memnun olurum.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Bakanım.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI
SAMİ GÜÇLÜ (Devamla) - Efendim, hormonlar, ilaç kalıntıları, aflatoksin ve
genetik olarak değiştirilmiş ürünler gündemimizde. Bazen bunlardan birisini
kullandığımızda hepsini birden, hepsini birlikte kastediyoruz veyahut da
konunun uzmanı ise, belli bir konudan bahsediyor; ama, biz, onu çok geniş
kapsamlı algılıyoruz.
Şimdi, bunlardan bir
kısmı ilaçlarla ilgili, bir kısmı küfle ilgili, bir kısmı tabiî olarak
insanların ve bitkilerin ihtiyaç duyduğu unsurlarla ilgili, hormonla ilgili ve
bir kısmı da, işte, DNA'sı ve genetik yapısı değiştirilmiş ürünlerle ilgili,
GDO'yla ilgili. Bunların içerisinde durumu çok belli olanlar var, ne olup
olmadığı belli olanlar var. Hormonlar belli, ilaç kalıntıları belli, aflatoksin
belli. Bunların kullanma tarifeleri var. Dünyanın her yerinde kullanılıyor,
Türkiye'de de kullanılıyor. Kullanma şartlarına, zamanına ve miktarına uyulduğu
takdirde, bunların hiçbir tanesinin bir sorunu yok. Türkiye'deki sorun,
kuralına uygun kullanmamak ve yanlış; yani, etkili olsun diye bir başka ürün
için geliştirilmiş ilacı bir başka ürün için kullanmak gibi hususlar; eğitimle
alakalı temel olarak bir yapısı var.
Esas GDO'yla ilgili
-yani, genetik olarak değiştirilmiş ürünlerle- sorun var; bugünlerde
kamuoyumuzu etkileyen husus budur. Bu konuda bir belirsizlik söz konusudur.
Kayıtlara doğru geçmesi ve doğru bilgilendirmek açısından elimdeki notu aynen
okumak istiyorum. Bu konuda, bu bilginin, Bakanlığımın resmî görüşü olduğunu da
ifade ediyorum.
İnsan ve çevre sağlığına
olabilecek muhtemel olumsuz etkileri de dikkate alınarak dünyada ve ülkemizde
bazı belirsizliklerin bulunması ve hâlâ risk analizlerinin devam etmesi
nedeniyle GDO'lu ürünlerin ithalatı ve üretimde kullanılmasına ilişkin bazı
düzenlemeler getirilmiştir. Bakanlığımız tarafından alınan kararlar aşağıdaki
gibidir:
1- Bakanlık bünyesinde
bulunan Ankara İl Kontrol Laboratuvarı ve Bursa Gıda Merkez Araştırma Enstitüsü
Laboratuvarı, ürünlerde hem GDO'nun
mevcut olup olmadığı hem de miktar konusunda analizler yapabilecek
donanım ve yeterliliktedir. Bu konuda toplam 5 laboratuvar oluşturulmuştur.
Piyasa denetimleri başlatılmıştır. Bundan böyle ithal ürünlerde de kontrol ve
denetimler yapılacaktır.
2- İthal edilen ve
ülkemizde üretilen bebek maması ile bebek ve küçük çocuk besinlerinde GDO'lu
hammadde ve bileşen kullanılmaması karara bağlanmıştır.
3- İthal edilen ürünlerde
ve gıdalarda ithalat öncesi, ithalatçı ülke yetkili otoritesinden ve ithal eden
firmadan, ilgili ürünün Bakanlıkça belirlenen limitlerin üstünde GDO
içermediğine dair beyan ve taahhütname istenmesine, fiilen ithalat aşamasında
da numune alınarak kontrol analizleri yapılmasına karar verilmiştir. Mısırdan
elde edilen glikoz ve fruktoz şurubu, mısırözü ve soyayağı ile benzeri
ürünlerin ithalatında sadece ihracatçı ülke garantisi ve ithalatçı firma
taahhüdü istenecektir.
4- Gıda ve yem amaçlı
ithalat sırasında uygulanacak limitlerde Avrupa Birliği limitleri baz
alınacaktır.
5- Sertifikalı tohumluk
ithalatında GDO limiti sıfır olacak ve tohumlukların transgenik çeşitlere ait
olmadıkları konusunda ihracatçı ülke garantisi ve ithalatçı firma taahhüdü
istenecektir. Ayrıca, ithalat sırasında alınacak örneklerde laboratuvar
analizleri yapılacaktır. Gerek ithal edilen ve gerekse yurt içinde üretilen
tohumluklarda yoklama analizi yapılacaktır. Ayrıca, yerli ve yabancı firmalar
tarafından ithal edilen ve ülkede geliştirilen çeşitlere ait tohumları eken
yetiştiricilerin, üretim alanlarından numune alınarak izleme başlatılacaktır.
Sonuçların menfi çıkması durumunda 308 sayılı Yasa ve buna istinaden çıkarılan
yönetmelikler çerçevesinde işlemler yapılacaktır. Fiilî ithalatta, gümrüklerde
Bakanlık görevlileri tarafından var-yok analizleri yapılacak, pozitif çıkan
örneklerde detaylı analizler laboratuvarlarda yapılacaktır.
Uygulamaya ilişkin
hususlar yürürlüğe konulmuştur; dolayısıyla, GDO'yla, genetik olarak
değiştirilmiş ürünlerle ilgili, toplumumuzda bugünlerde artan tedirginliği yok
edecek uygulamaları başlatacağız. Bununla ilgili, halkımızın, tüketicilerimizin
tedirginliklerini gidermek zorundayız. Kamu olarak doğru bilgilendirme
yapacağız.
Sayın Ensar Öğüt'ün, Asya
virüsüyle ilgili uyarısına teşekkür ediyorum. Kaçak hayvanla ilgili konulara
cevap verdim. Köylüleri, kırsal kesimi teşvik etme konusundaki temennilerine
katılıyorum. Afetlerle ilgili konulara da cevap verdiğimi tekrar hatırlatarak,
bu uzun konuşmam için gösterdiğiniz sabra teşekkür ediyorum, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Başkanlığın
Genel Kurula diğer sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonunun 2 adet raporu vardır; raporları ayrı
ayrı okutup, bilgilerinize sunacağım.
IV. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
1.- Cumhurbaşkanlığının 2002-2003 Malî Yılları
Kesinhesaplarına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme
Komisyonu Raporu (3/294, 3/572) (S. Sayısı : 666) (x)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Cumhurbaşkanlığı
2002-2003 malî yılı kesinhesaplarını ihtiva eden cetveller, içindekilerinin
incelenerek kayıtlara uygun olduğu anlaşılmış olup, İçtüzüğümüzün 180 inci
maddesi gereğince Genel Kurula arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa sunulur.
Başkan
M.Ergün
Dağcıoğlu
Tokat
ve
Komisyon üyeleri
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
2. - Sayıştay Başkanlığının 2001-2002 Malî Yılları
Kesinhesaplarına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme
Komisyonu Raporu (5/5) (S. Sayısı: 667) (xx)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Sayıştay Başkanlığının
2001-2002 malî yılı kesin hesaplarını ihtiva eden cetveller, içindekilerinin
incelenerek kayıtlara uygun olduğu anlaşılmış olup, İçtüzüğümüzün 180 inci
maddesi gereğince Genel Kurula arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa sunulur.
Başkan
M.Ergün
Dağcıoğlu
Tokat
ve
Komisyon üyeleri
(x) 666 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(xx) 667 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Anayasa ve Adalet
Komisyonu üyelerinden kurulu karma komisyonun, bazı sayın milletvekillerinin
yasama dokunulmazlıkları hakkında 10 adet raporu vardır; sırasıyla okutup
bilgilerinize sunacağım.
3. - Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu'nun Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve
Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/249) (S.
Sayısı: 510) (x)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görevli memura hakaret ve
tehdit suçunu işlediği iddia olunan Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu hakkında
düzenlenen yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair Başbakanlık tezkeresi
ve eki dosya hakkındaki hazırlık komisyonu raporu, Karma Komisyonumuzun 26
Mayıs 2004 tarihli toplantısında görüşülmüştür.
Karma Komisyonumuz isnat
olunan eylemin niteliğini dikkate alarak, Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu
hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar
ertelenmesine karar vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Karşı Oy Yazısı
Anayasamızın 83 üncü
maddesinde yasama dokunulmazlığı başlığı altında mutlak ve geçici anlamda iki
tür dokunulmazlık düzenlenmiştir. Mutlak dokunulmazlık, milletvekillerinin
Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri
düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisçe başka
bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan
sorumlu tutulmamalarını sağlamaktadır. Mutlak dokunulmazlık adı verilen ve
kaldırılması söz konusu olmayan bu dokunulmazlığın amacı, milletvekillerinin
düşüncelerini serbestçe ifade etmelerine imkân tanımaktır.
Geçici dokunulmazlık ise,
seçimden önce veya sonra suç işlediği ileri sürülen bir milletvekilinin,
Meclisin kararı olmadıkça tutulamamasını, sorguya çekilememesini,
tutuklanamamasını ve yargılanamamasını; hakkında verilmiş olan ceza hükmünün
üyelik sıfatı sona erinceye kadar yerine getirilmemesini sağlamaktadır.
Geçici dokunulmazlık TBMM
kararı ile kaldırılabilmektedir.
Geçici dokunulmazlığın
amacı, milletvekillerinin yasama çalışmalarına katılımının tutuklanma, sorguya
çekilme, yargılanma veya tutulma gibi nedenlerle engellenmemesi ve siyasî
iktidarın keyfîleşebilecek suç isnatları veya ceza kovuşturmalarına karşı
korunmasıdır.
Günümüzde, pek çok
ülkede, geçici dokunulmazlığın kapsamının daraltıldığı görülmektedir. Türkiye
ise bu gelişimin dışında kalmıştır.
Bu durum, geçici
dokunulmazlığın toplum tarafından giderek bir ayrıcalık olarak görülmesine yol
açmıştır.
Son zamanlarda, kimi
vatandaşlarımızda, yolsuzluk olaylarının bir bölümünün siyasetçiyle bağlantılı
olduğu ve dokunulmazlık nedeniyle bu yolsuzlukların takibinin güçleştiği
yolunda bir kanı oluşmaya başlamıştır. Bu kanı, Parlamentonun saygınlığının
olumsuzca etkilenmesine ve dokunulmazlıkların hukuk devletinin gerçekleşmesinin
önündeki bir engel olarak görülmesine neden olmaktadır.
(x) 510 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Milletvekillerinin
dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda yargı organlarından gelen
taleplerin sonuca bağlanmasının uzun zaman alması veya Meclisçe genellikle
kovuşturmanın milletvekili sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar verilmesi,
toplumun adalet duygusunu da zedelemektedir.
Diğer yandan
dokunulmazlığının kaldırılmaması, hakkında suç isnadı bulunan milletvekilinin
yargılanma hakkından yararlanmasına da imkân bırakmamaktadır.
Bütün bu kanı ve
değerlendirmelerin siyasal yaşantımızdaki olumsuz etkilerinin daha büyük
boyutlara ulaşmasını engellemek için Anayasamızın 83 üncü maddesinin
değiştirilmesi ve geçici dokunulmazlığın kapsamının daraltılması gerekmektedir.
Bu konuda, CHP ve siyasî partilerimizin pek çoğu 2002 seçimleri sırasında
topluma taahhütte bulunmuştur; ancak, şu ana kadar böyle bir Anayasa
değişikliği gerçekleştirilmemiştir.
Bu durumda, milletvekili
dokunulmazlığının hukuk devleti ilkesinin gerçekleşmesini güçleştirici bir
husus haline dönüşmemesi, TBMM'nin saygınlığını zedeleyecek eleştirilere neden
olmaması ve milletvekillerinin yargılanarak aklanma hakkından yararlanmalarını
engellememesi için bir tek çözüm kalmıştır; o da, hakkında dokunulmazlığın
kaldırılması istemi bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına
karar verilmesidir.
Bu nedenlerle, Komisyonun
kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesi
yolundaki kararına katılmıyoruz.
Uğur
Aksöz (Adana) ve arkadaşları
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Diğer raporu okutuyorum.
4. - Hatay Milletvekili Gökhan Durgun'un Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve
Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/250) (S. Sayısı
: 511) (x)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
298 sayılı Seçimlerin
Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanuna muhalefet suçunu işlediği
iddia olunan Hatay Milletvekili Gökhan Durgun hakkında düzenlenen yasama
dokunulmazlığının kaldırılmasına dair Başbakanlık tezkeresi ve eki dosya
hakkındaki hazırlık komisyonu raporu, Karma Komisyonumuzun 26 Mayıs 2004
tarihli toplantısında görüşülmüştür.
Hatay Milletvekili Gökhan
Durgun Komisyonumuza yazılı olarak dokunulmazlığının kaldırılması talebini
iletmiştir.
Karma Komisyonumuz isnat
olunan eylemin niteliğini dikkate alarak, Hatay Milletvekili Gökhan Durgun
hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar
ertelenmesine karar vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Sayın milletvekilleri, bu
ve bundan sonra okutacağım karma komisyon raporlarının tümüne, Adana
Milletvekili Uğur Aksöz ve arkadaşları, aynı gerekçeyle muhaliftirler.
Gerekçeler ve karşı oyda imzaları bulunan milletvekilleri biraz önce okuttuğum
rapordakiyle aynı olduğundan, bu ve bundan sonraki karşı oy yazılarını
okutmayacağım. Karşı oy yazıları tutanağa eklenecek basmayazılarda yer
almaktadır.
(x) 511 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Diğer raporu okutuyorum:
5.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Sefa Sirmen'in Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve
Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/251) (S.
Sayısı: 512) (x)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Hizmet sebebiyle emniyeti
suiistimal suçunu işlediği iddia olunan Kocaeli Milletvekili M.Sefa Sirmen
hakkında düzenlenen yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair Başbakanlık
tezkeresi ve eki dosya hakkındaki hazırlık komisyonu raporu, Karma
Komisyonumuzun 26 Mayıs 2004 tarihli toplantısında görüşülmüştür.
Karma Komisyonumuz isnat
olunan eylemin niteliğini dikkate alarak, Kocaeli Milletvekili M.Sefa Sirmen
hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar
ertelenmesine karar vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Sıradaki raporu okutmadan
önce, Kâtip Üyemizin oturduğu yerden okuması hususunu oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Diğer raporu okutuyorum:
6.- Mersin Milletvekili Mustafa Eyiceoğlu'nun Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve
Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/259) (S.
Sayısı: 513) (xx)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Dolandırıcılık, görevi
kötüye kullanma, görevi ihmal suçunu işlediği iddia olunan Mersin Milletvekili
Mustafa Eyiceoğlu hakkında düzenlenen yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına
dair Başbakanlık tezkeresi ve eki dosya hakkındaki hazırlık komisyonu raporu,
Karma Komisyonumuzun 26 Mayıs 2004 tarihli toplantısında görüşülmüştür.
Karma Komisyonumuz, isnat
olunan eylemin niteliğini dikkate alarak, Mersin Milletvekili Mustafa Eyiceoğlu
hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar
ertelenmesine karar vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
bilgilerine arz edilmek üzere, Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
BAŞKAN- Bilgilerinize
sunulmuştur.
(x) 512 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(xx) 513 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Diğer raporu okutuyorum:
7. - Kocaeli Milletvekili Mehmet Sefa Sirmen'in Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve
Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/260) (S.
Sayısı: 514) (x)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
298 sayılı Seçimlerin
Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanuna muhalefet suçunu işlediği iddia olunan Kocaeli
Milletvekili M. Sefa Sirmen hakkında düzenlenen yasama dokunulmazlığının
kaldırılmasına dair Başbakanlık tezkeresi ve eki dosya hakkındaki hazırlık
komisyonu raporu, Karma Komisyonumuzun 26 Mayıs 2004 tarihli toplantısında
görüşülmüştür.
Karma Komisyonumuz isnat olunan eylemin
niteliğini dikkate alarak, Kocaeli Milletvekili M. Sefa Sirmen hakkındaki
kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar
vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
BAŞKAN- Bilgilerinize
sunulmuştur.
Diğer raporu okutuyorum:
8.- Kocaeli
Milletvekilleri Nihat Ergün, Mehmet Vecdi Gönül ve Muzaffer Baştopçu'nun Yasama
Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve
Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporları (3/261) (S.
Sayısı: 515) (xx)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
298 sayılı Seçimlerin
Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanuna muhalefet suçunu işlediği
iddia olunan Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün hakkında düzenlenen yasama
dokunulmazlığının kaldırılmasına dair Başbakanlık tezkeresi ve eki dosya
hakkındaki hazırlık komisyonu raporu, Karma Komisyonumuzun 26.5.2004 tarihli
toplantısında görüşülmüştür.
Karma Komisyonumuz isnat olunan eylemin
niteliğini dikkate alarak, Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün hakkındaki
kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar
vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
298 sayılı Seçimlerin
Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanuna muhalefet suçunu işlediği
iddia olunan Kocaeli Milletvekili Mehmet Vecdi Gönül hakkında düzenlenen yasama
dokunulmazlığının kaldırılmasına dair Başbakanlık tezkeresi ve eki dosya
hakkındaki hazırlık komisyonu raporu, Karma Komisyonumuzun 26.5.2004 tarihli
toplantısında görüşülmüştür.
Kocaeli Milletvekili
Mehmet Vecdi Gönül Komisyonumuza yazılı olarak savunmasını göndermiştir.
(x) 514 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(xx) 515 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Karma Komisyonumuz isnat olunan eylemin
niteliğini dikkate alarak, Kocaeli milletvekili Mehmet Vecdi Gönül hakkındaki
kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar
vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
298 sayılı Seçimlerin
Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanuna muhalefet suçunu işlediği
iddia olunan Kocaeli Milletvekili Muzaffer Baştopçu hakkında düzenlenen yasama
dokunulmazlığının kaldırılmasına dair Başbakanlık tezkeresi ve eki dosya
hakkındaki hazırlık komisyonu raporu, Karma Komisyonumuzun 26.5.2004 tarihli
toplantısında görüşülmüştür.
Kocaeli Milletvekili
Muzaffer Baştopçu, Komisyonumuza yazılı olarak savunmasını göndermiştir.
Karma Komisyonumuz isnat
olunan eylemin niteliğini dikkate alarak, Kocaeli Milletvekili Muzaffer
Baştopçu hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar
ertelenmesine karar vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Diğer raporu okutuyorum:
9. - Kocaeli Milletvekilleri Nihat Ergün ve Osman Pepe'nin
Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporları
(3/268) (S. Sayısı: 516) (x)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
298 sayılı Seçimlerin
Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanuna muhalefet suçunu işlediği
iddia olunan Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün hakkında düzenlenen yasama
dokunulmazlığının kaldırılmasına dair Başbakanlık tezkeresi ve eki dosya
hakkındaki hazırlık komisyonu raporu, Karma Komisyonumuzun 26.5.2004 tarihli
toplantısında görüşülmüştür.
Karma Komisyonumuz isnat
olunan eylemin niteliğini dikkate alarak, Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün
hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar
ertelenmesine karar vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
(x) 516 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
298 sayılı Seçimlerin
Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanuna muhalefet suçunu işlediği
iddia olunan Kocaeli Milletvekili Osman Pepe hakkında düzenlenen yasama
dokunulmazlığının kaldırılmasına dair Başbakanlık tezkeresi ve eki dosya
hakkındaki hazırlık komisyonu raporu, Karma Komisyonumuzun 26.5.2004 tarihli
toplantısında görüşülmüştür.
Karma Komisyonumuz isnat
olunan eylemin niteliğini dikkate alarak, Kocaeli Milletvekili Osman Pepe
hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar
ertelenmesine karar vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Diğer raporu okutuyorum:
10.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Sefa Sirmen'in Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve
Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/269) (S.
Sayısı: 517) (x)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
298 sayılı Seçimlerin
Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanuna muhalefet suçunu işlediği
iddia olunan Kocaeli Milletvekili M. Sefa Sirmen hakkında düzenlenen yasama
dokunulmazlığının kaldırılmasına dair Başbakanlık tezkeresi ve eki dosya
hakkındaki hazırlık komisyonu raporu, Karma Komisyonumuzun 26.5.2004 tarihli
toplantısında görüşülmüştür.
Karma Komisyonumuz isnat
olunan eylemin niteliğini dikkate alarak, Kocaeli Milletvekili M. Sefa Sirmen
hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar
ertelenmesine karar vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Diğer raporu okutuyorum:
11.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Sefa Sirmen'in Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve
Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/270) (S.
Sayısı: 518) (x)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
298 sayılı Seçimlerin
Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanuna muhalefet suçunu işlediği
iddia olunan Kocaeli Milletvekili Mehmet Sefa Sirmen hakkında düzenlenen yasama
dokunulmazlığının kaldırılmasına dair Başbakanlık tezkeresi ve eki dosya
hakkındaki hazırlık komisyonu raporu, Karma Komisyonumuzun 26.5.2004 tarihli
toplantısında görüşülmüştür.
(x) 517 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(xx) 518 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Karma Komisyonumuz isnat
olunan eylemin niteliğini dikkate alarak, Kocaeli Milletvekili M. Sefa Sirmen
hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar
ertelenmesine karar vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Diğer raporu okutuyorum:
12.- Karaman Milletvekili Fikret Ünlü'nün Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve
Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/271) (S.
Sayısı: 519) (x)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Avukata görevinden dolayı
hakaret suçunu işlediği iddia olunan Karaman Milletvekili Fikret Ünlü hakkında
düzenlenen yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair Başbakanlık tezkeresi
ve eki dosya hakkındaki hazırlık komisyonu raporu, Karma Komisyonumuzun 26
Mayıs 2004 tarihli toplantısında görüşülmüştür.
Karaman Milletvekili
Fikret Ünlü, Komisyonumuza yazılı olarak savunmasını göndermiştir.
Karma Komisyonumuz isnat
olunan eylemin niteliğini dikkate alarak, Karaman Milletvekili Fikret Ünlü
hakkındaki kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar
ertelenmesine karar vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutuyorum:
III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- NATO Parlamenter Asamblesi ile Avrupa Güvenlik ve
İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesinde Türkiye Büyük Millet Meclisini
temsil edecek grupları oluşturmak üzere, siyasî parti grup başkanlıklarınca
aday gösterilen üyelere ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/692)
27.10.2004
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 2 nci
maddesine göre, NATO Parlamenter Asamblesi ile Avrupa Güvenlik ve İşbirliği
Teşkilatı Parlamenter Asamblesinde Türkiye Büyük Millet Meclisini temsil edecek
grupları oluşturmak üzere, siyasî parti grup başkanlıklarınca aday gösterilen
üyelerin isimleri, aynı Kanunun 12 nci maddesi uyarınca Başkanlık Divanında
yapılan görüşmeyi müteakiben Genel Kurulun bilgilerine sunulur.
Bülent
Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
(x) 519 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
NATO Parlamenter
Asamblesi Türk Grubu
Asıl Üyeler
Ömer Çelik (Adana)
Faruk Ünsal (Adıyaman)
Ramazan Toprak (Aksaray)
Mehmet Uğur Neşşar (Denizli)
Aziz Akgül (Diyarbakır)
İnal Batu (Hatay)
M. Emin Murat Bilgiç (Isparta)
Egemen Bağış (İstanbul)
Memduh Hacıoğlu (İstanbul)
Muharrem Karslı (İstanbul)
Zülfü Livaneli (İstanbul)
Vahit Erdem (Kırıkkale)
Avrupa Güvenlik ve
İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesi
Türk Grubu
Asıl Üyeler
Yakup Kepenek (Ankara)
Mustafa Tuna (Ankara)
Alaattin Büyükkaya (İstanbul)
Algan Hacaloğlu (İstanbul)
Nevzat Yalçıntaş (İstanbul)
Süleyman Gündüz (Sakarya)
Şükrü Ayalan (Tokat)
Orhan Ziya Diren (Tokat)
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Avrupa Birliği Uyum
Komisyonunun başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimine ilişkin tezkereleri
vardır; okutup, bilgilerinize sunacağım.
2.- Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Geçici Başkanlığının
Başkan; Komisyon Başkanlığının, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimini
yaptığına ilişkin tezkereleri (3/693)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Avrupa Birliği Uyum Komisyonu; başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip
seçimi yapmak üzere 27.10.2004 Çarşamba günü saat 11.00'de toplanmış ve
kullanılan 15 adet oyun 14'ünü alan Düzce Milletvekili Yaşar Yakış başkan
seçilmiştir.
Bilgilerinize
saygılarımla arz ederim. Şükrü M.Elekdağ
İstanbul
Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu
Geçici
Başkanı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Avrupa Birliği Uyum Komisyonu; başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimi
yapmak üzere 27.10.2004 Çarşamba günü saat 11.00'de toplanmış ve kullanılan 15
adet oy pusulasının tasnifi sonucunda, aşağıda adı, soyadı ve seçim çevresi
belirtilen üyeler hizalarında gösterilen oyları alarak başkanvekili, sözcü ve
kâtip seçilmişlerdir.
Bilgilerinize
saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Yakış
Düzce
Avrupa
Birliği Uyum
Komisyonu
Başkanı
|
ADI VE SOYADI |
SEÇİM ÇEVRESİ |
ALDIĞI OY |
Başkanvekili : |
Ali Rıza Alaboyun
Aksaray |
15 |
|
Başkanvekili : |
Onur Öymen
İstanbul |
15 |
|
Sözcü
: Öner
Gülyeşil Siirt |
15 |
|
|
Kâtip : |
N.Gaye Erbatur
Adana |
15 |
|
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Sözlü soru önergelerinin
geri alınmasına dair bir önerge vardır, okutuyorum:
3.- Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun, (6/654, 6/655,
6/656, 6/660, 6/661, 6/669, 6/676, 6/678) esas numaralı sözlü sorularını geri
aldığına ilişkin önergesi (4/225)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Gündemin "Sözlü
Sorular" kısmının 23, 24, 25, 29, 30, 36, 41 ve 43 üncü sıralarında yer
alan 6/654, 655, 656, 660, 661, 669, 676 ve 678 esas numaralı sözlü soru
önergelerimi geri alıyorum.
Gereğini arz ederim.
Atilla
Başoğlu
Adana
BAŞKAN - Sözlü soru
önergeleri geri verilmiştir.
2 adet Meclis araştırması
önergeleri vardır; ayrı ayrı okutuyorum:
C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS
ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve 23 milletvekilinin,
ilköğretim müfredatındaki köklü değişikliğin millî eğitimin temel hedefleri
açısından araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/219)
ÊTürkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Millî Eğitim Bakanlığı
Talim Terbiye Kurulu tarafından ilköğretim ders programlarının tümüyle
değiştirilmesi sürecinde konunun önemi nedeniyle ulusal uzlaşma sağlanması
yoluna gidilmemesi ve programların içeriğinin millî eğitimimizin temel
hedefleri ve ilkeleri açısından çeşitli sakıncalar doğuracağı iddiaları
hakkında, Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince
Meclis araştırması açılması için gereğinin yapılmasını arz ederiz.
1- Muharrem İnce (Yalova)
2- Orhan Ziya Diren (Tokat)
3- Engin Altay (Sinop)
4- Abdurrezzak Erten (İzmir)
5- Erdal Karademir (İzmir)
6- Ahmet Yılmazkaya (Gaziantep)
7-Kâzım Türkmen (Ordu)
8- Orhan Eraslan (Niğde)
9- Uğur Aksöz (Adana)
10- Mehmet Mesut Özakcan (Aydın)
11- Gürol Ergin (Muğla)
12- Nejat Gencan (Edirne)
13- Mehmet Vedat Yücesan (Eskişehir)
14- Haluk Koç (Samsun)
15- Ali Cumhur Yaka (Muğla)
16- Mustafa Gazalcı (Denizli)
17- Mustafa Özyurt (Bursa)
18- Hüseyin Ekmekcioğlu (Antalya)
19- Hüseyin Bayındır (Kırşehir)
20- Şevket Gürsoy (Adıyaman)
21- Mahmut Duyan (Mardin)
22- Ali Kemal Deveciler (Balıkesir)
23- Yılmaz Kaya (İzmir)
24- Mehmet Semerci (Aydın)
Gerekçe:
Millî Eğitim Bakanlığı
Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı, ilköğretimin ilk beş sınıfında okutulan ders
programlarını tümüyle değiştirme yoluna gitmiştir. Diğer ders programlarını da
tümüyle değiştirme çalışmalarını sürdürmektedir. Bu yıl ilk beş sınıfın
dersleriyle ilgili yeni programların 9 ilde 100 kadar okulda pilot uygulamasına
geçilmiştir.
İlköğretim programları,
bir ülke için stratejik öneme sahiptir ve en az o ülkenin anayasası kadar
önemlidir. Nasıl ki, anayasa değişikliklerinde ulusal uzlaşma esas alınıyorsa,
hemen hepimizi ilgilendiren ilköğretim ders programlarında da bu uzlaşmanın
aranılması kaçınılmazdır ve hazırlanan programların başarıya ulaşması açısından
da bu uzlaşmanın gerçekleştirilmesi zorunludur. Bu ilkenin gözardı edilerek
hazırlanan programların uygulanabilirliği ve sürdürülebilirliği mümkün
olmayacaktır. Bu durum karşısında zaten sorunlu olan ilköğretimimizin yeni
sorunlarına yeni sorunlar eklenecektir. Sonuçta kaybeden hepimizin çocukları
olacaktır.
Her ne kadar yasalarımız,
bu programların geliştirilmesi ve yenilenmesini Millî Eğitim Bakanlığına
bırakmış olmakla birlikte, konunun önemi nedeniyle TBMM'nin bu konuya müdahil
olması, değiştirilmekte olan programların daha sağlıklı hazırlanması ve
üzerinde tam bir uzlaşmanın sağlanması açısından yararlı olacağı
düşüncesindeyiz. Aksi takdirde, bazıları aşağıda sıralanan ve bu programların
hazırlanmasında yapılan yanlışlıklar nedeniyle hazırlanan programlar iktidar
partisinin programı olarak anılacaktır. Bizler, doğrudan bütün yurttaşlarımızı
ilgilendiren bir konuda, böyle bir gelişmenin olmaması gerektiğini düşünerek,
konunun TBMM tarafından bir araştırma önergesi çerçevesinde, TBMM gündemine
alınmasını önermekteyiz.
Yeni programların
hazırlanma süreciyle ilgili bazı eleştirilerimiz şöyledir:
1. Programlar, katılımcı
bir anlayışla hazırlanmamıştır. Program hazırlama sürecinin içinde yer alan
isimler tamamıyla TTK tarafından belirlenmiştir. Ülkemizde 80 kadar eğitim
fakültesi bulunmasına karşın akademisyenler 5 üniversiteden çağrılmış ve büyük
çoğunluğu "bizimkiler" mantığıyla Gazi Üniversitesinden seçilmiştir.
2. Bazı program komisyon
başkanları, akademik ilgi alanları açısından hazırladıkları programlarla ilgili
isimler değildir ve bu konularda da yetersizlerdir. Bunun en iyi kanıtı Türkçe
komisyonudur.
3. Öğretmenler sürece
sınırlı düzeyde katılmışlardır. Ankara, Mersin ve Yalova Hizmetiçi Eğitim
Enstitülerinde yapılan çalışmalara davet edilen öğretmenlerin katkısı,
hazırlanmış taslak programların redaksiyonundan ibaret kalmıştır.
4. Toplumda temsil gücü
yüksek, eğitim alanıyla faaliyetleri çakışan sürece aktif katılımı iddia
edildiği gibi sağlanmamıştır. En azından iki büyük öğretmen sendikası
(Eğitim-Sen, Türk Eğitim-Sen) açısından durum böyledir.
5. Program hazırlama için
gerekli aşamalar, bu süreçte tam olarak izlenmemiştir Mevcut programların
tümüyle değiştirilmesi için, millî eğitimimizin uzak ve genel hedeflerinde bir
değişiklik olması gerekir. Halbuki böyle bir değişiklik olmamıştır. Yine bir
programın tümüyle değiştirilmesi için, bireyin öğrenme durumlarında
(yaşantılarında) ne gibi değişikliklerin olduğunun tam olarak açıklanması
gereklidir. Yeni programların hazırlanma sürecinde bu değişimler konusunda
kapsamlı bir çalışma yapılmamıştır.
6. Programlara yön veren
"çoklu zekâ kuramı" ve "yapılandırıcı öğrenme"
yaklaşımlarının uygulanabilirliği konusunda herhangi bir tartışma yapılmamıştır
ve öğretmenlerimizin bu yeni kuramlar noktasında yeterlilik düzeylerinin ne olduğu
belirlenmemiştir.
7. Yeni programlar, ders
kitabının işlevini yüzde 50'ye indirmektedir. Böyle olmakla birlikte, şu an
pilot okullarda öğretmenlerin elinde bir kitap bulunmamaktadır. Programlar
tümüyle öğretmenlerin yeni yaklaşımlar konusunda bireysel düzeyde yapacağı
çalışmalara bırakılmıştır.
8. Programlar, velilerin
katkısını önemsemekle birlikte, bugüne kadar, pilot okullar da dahil olmak üzere,
velilere yönelik hiçbir bilgilendirme çalışması yapılmamıştır.
9. Hazırlanan
programların değerlendirmeye tabi tutulması, yani istenilen sonuçları verip
vermeyeceği konusunda acele edilmektedir.
10. İlköğretim bir bütün
olmasına karşın, sadece ilk beş sınıfın öncelikli olarak uygulamaya konulması
yanlış olmuştur.
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önerge gündemde yerini
alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Diğer araştırma
önergesini okutuyorum:
2.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve 24 milletvekilinin,
Millî Eğitim Bakanlığınca ilköğretim okullarına dağıtılan ders kitaplarının
maddî kaynağına ilişkin iddiaların araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/220)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
2003-2004 öğretim yılı
ile 2004-2005 öğretim yılında Millî Eğitim Bakanlığınca ilköğretim
öğrencilerine ücretsiz dağıtılan ders kitaplarının, basımı ve dağıtımıyla
ilgili ihaleler ile Bakanlığa bu proje için bu öğretim yılında Sosyal Yardımlaşma
ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan kaynak aktarıldığı ve bu kaynağın, Fonun
mevzuatına aykırı kullanıldığı iddiaları hakkında, Anayasanın 98, İçtüzüğün 104
ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması için gereğinin
yapılmasını arz ederiz.
1 - Muharrem İnce (Yalova)
2 - Orhan Ziya Diren (Tokat)
3 - Engin Altay (Sinop)
4 - Abdurrezzak Erten (İzmir)
5 - Erdal Karademir (İzmir)
6 - Mehmet Parlakyiğit (Kahramanmaraş)
7 - Ahmet Yılmazkaya (Gaziantep)
8 - Orhan Eraslan (Niğde)
9 - Kâzım Türkmen (Ordu)
10- Uğur Aksöz (Adana)
11- Mehmet Mesut Özakcan (Aydın)
12- Gürol Ergin (Muğla)
13- Ali Cumhur Yaka (Muğla)
14- Mustafa Özyurt (Bursa)
15- Mustafa Gazalcı (Denizli)
16- Hüseyin Ekmekcioğlu (Antalya)
17- Hüseyin Bayındır (Kırşehir)
18- Şevket Gürsoy (Adıyaman)
19- Haluk Koç (Samsun)
20- Mahmut Duyan (Mardin)
21- Nejat Gencan (Edirne)
22- Mehmet Vedat Yücesan (Eskişehir)
23- Ali Kemal Deveciler (Balıkesir)
24- Mehmet Semerci (Aydın)
25- Yılmaz Kaya (İzmir)
Gerekçe:
Bilindiği üzere, Millî
Eğitim Bakanlığı tarafından tüm ilköğretim öğrencilerine 2003-2004, 2004-2005
öğretim yıllarında ücretsiz ders kitabı dağıtımı yapılmıştır. Örneğin,
1999-2000 öğretim yılında 4,5 trilyon lira tutarında 3 900 000, 2000-2001
öğretim yılında da 4,7 trilyon lira tutarında 3 800 000 adet ders kitabı
ücretsiz dağıtılmıştır. Bu kitapların önemli bir bölümü yoksul aile çocukları
ile kırsal alanda yaşayan çocuklara verilirken, geri kalanı, KKTC ve Türk cumhuriyetlerindeki
öğrencilere verilmiştir. Uygulamanın temel ilkesi, devletin yoksul ve yeterli
geliri olmayan aile çocuklarına yardım etmesi olmuştur ve o kitapların içinden
Millî Eğitim Bakanının ve dönemin Başbakanın resimli mesajları çıkmamıştır.
Halbuki, iki yıldır
yapılan uygulamada ise böyle bir ilke esas alınmamış, bütün ilköğretim
öğrencilerine ders kitaplarının ücretsiz dağıtılması yoluna gidilmiştir.
2003-2004 öğretim yılındaki
kitapların dağıtımı yapılırken bu kitapların öğretim yılı sonunda geri
toplanması ve kullanılabilir olanların sonraki öğretim yılında kullanılması
istenildiğinde, Millî Eğitim Bakanlığı, kitapların baskılarının kötü olduğu ve
ayrıca ders kitaplarının yeni programlar çerçevesinde değiştirileceği
açıklamasında bulunmuştur. Bu kitapların baskılarının nasıl olacağı Bakanlıkça
bir şartnameyle belirlenmektedir. Bu kitapların baskısı Bakanın söylediği gibi
kötü ise, kitap alımlarında şartnameye uygun alımların yapılmadığı itiraf
edilmiş olmaktadır.
Bu kitapların geri
toplanmaması noktasında, ders programlarının değişeceği iddiası, geçen öğretim
yılı için söylendiği gibi bu öğretim yılı için de söylenmiştir. Örneğin
2005-2006 öğretim yılında yeni programlara geçileceği belirtilmektedir. Bunun
imkânsız olduğu açıktır; çünkü yeni programların uygulamadaki sonuçlarının
görülmesi 2005 Haziran sonunda mümkündür ve programlara uygun kitapların yazımı
da ancak (her ne kadar Bakanlık yeni programlara ilişkin kitapların şubat
ayında Talim Terbiyeye teslimini istemesine karşın) bu tarihten sonra
yapılabilir. Bir sonraki öğretim yılının kitap ihalelerinin ise şubat ile mayıs
ayları arasında yapılması gerekmektedir. Bu kitapların, bu yılda öğrencilere
geri toplanmak üzere verilmemesi, devletin trilyonlarca lira zarara uğratılması
anlamına gelmektedir.
Ücretsiz kitap
dağıtımında özellikle Bakanlığın kendi yayınlarını, Millî Eğitim Basımevinin
imkânlarının yetersiz olduğu gerekçesiyle özel basımevlerine bastırması da
üzerinde durulması gereken konulardan biridir.
Bir başka konu ise,
illerde yapılan dağıtım ihalelerinin partizanca yapıldığı iddiasıdır.
Daha da önemlisi, bu
öğretim yılında dağıtılan kitapların kaynağının Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışmayı Teşvik Fonundan, Fonun mevzuatına aykırı olarak sağlanmasıdır.
Bilindiği üzere, bu fon, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik
Kanunu çerçevesinde görev yapan bir kuruluştur. Kanunun 1 inci ve 2 nci
maddelerinde Fonun kurulma amaçları ve görev kapsamı tanımlanmıştır. Buna göre,
SYDTF, "fakrüzaruret içinde ve muhtaç durumda bulunan kanunla kurulu sosyal
güvenlik kuruluşlarına tabi olmayan ve bu kuruluşlardan aylık ve gelir almayan
vatandaşlar ile geçici olarak küçük bir yardım veya eğitim ve öğretim imkânı
sağlanması halinde topluma faydalı hale getirilecek, üretken duruma geçirilebilecek
kişiler" ve "sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olan ve bu
kuruluşlardan aylık ve gelir alan özürlülerin, tedavi giderleri ile fonksiyon
kazandırıcı ortopedik ve diğer yardımcı araç ve gereçlerin kurumlarca
karşılanamayanlar" bu kanun kapsamındadır. Fon, kendisine aktarılan
kaynakları ancak bu özelliklere sahip olanlar için harcayabilir. Halbuki,
ücretsiz kitap dağıtımında bu koşullar aranmamaktadır.
Yukarıda söylenenler
ışığında, konunun Türkiye Büyük Millet Meclisince ele alınması ve bu projenin,
yoksul ve dargelirli aile çocuklarını kapsayacak şekilde yeniden
yapılandırılması ve devletin bu yolla zarara uğratılmasının önüne geçilmesi
için bir araştırma komisyonu kurulmasının uygun olacağını düşünmekteyiz.
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önerge gündemde yerini
alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Öğrenci konuklarımız var;
hoş geldiniz çocuklar.
İleride milletvekili
sıralarında oturacağınız ümidiyle tekrar hoş geldiniz diyorum, sevgiler
sunuyorum. (Dinleyici localarından alkışlar)
Burada, Meclis İçtüzüğüne
göre alkışlamamanız gerekiyor; ama, siz toplantıya ilk defa katıldığınız için
hoşgörüyle karşılıyoruz. Şimdi bu vesileyle, izleyici olarak geldiğinizde
Mecliste tezahürat yapmamanız gerektiğini öğrenmiş oldunuz.
Tekrar hoş geldiniz, sağ
olun çocuklar.
Gündemin
"Seçim" kısmına geçiyoruz.
V.- SEÇİMLER
A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM
1.- Dışişleri, Millî Savunma ve Dilekçe Komisyonlarında açık
bulunan üyeliklere seçim
BAŞKAN - Dışişleri
Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen bir üyelik
için, Erzurum Milletvekili Muzaffer Gülyurt aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Millî Savunma
Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen bir üyelik
için, Adana Milletvekili Recep Garip aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Dilekçe Komisyonunda boş
bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen bir üyelik için, Niğde
Milletvekili Erdoğan Özegen aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Kamu İktisadî Teşebbüsleri Komisyonunda, bağımsız
milletvekillerine de 1 üyelik düşmektedir.
Bu Komisyona aday olmak
isteyen bağımsız milletvekillerinin, 8 Kasım 2004 Pazartesi günü saat 18.30'a
kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına yazılı olarak müracaat
etmelerini rica ediyorum.
Şimdi, gündemin
"Sözlü Sorular" kısmına geçiyoruz.
Sözlü soruları görüşmeye
başlamadan önce, sayın bakanlarımızın talepleri var; onu aktarmak istiyorum.
Sayın milletvekilleri,
Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan, 4, 5, 9, 14 ve 50 nci sıralardaki sözlü
soru önergelerini; Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun da, 6/657, 658 ve
659 esas numaralı sözlü soru önergelerini birlikte cevaplandırmak
istemişlerdir. Her iki Sayın Bakanın isteği, sırası geldiğinde yerine
getirilecektir.
Ayrıca, Tarım ve
Köyişleri Bakanı Sayın Sami Güçlü de, 10, 12 ve 13 üncü sıralardaki sözlü soru
önergelerini birlikte cevaplandırmak istemiştir. Sayın Güçlü'nün istemi de,
sırası geldiğinde yerine getirilecektir.
Bilgilerinize sunulur.
VI. - SORULAR VE CEVAPLAR
A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, işsizliğe karşı
alınan önlemlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru
önergesi (6/611)
BAŞKAN -Soruyu
cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.
Sorunun görüşülmesi
ertelenmiştir.
2. - Muğla Milletvekili Ali Arslan'ın, Marmaris'teki bir
ilköğretim okulunda yapılan teftişe ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/622)
BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak
Sayın Bakan?.. Yok.
Sorunun görüşülmesi
ertelenmiştir.
3. - Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da
yürütülen projelere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru
önergesi (6/624) ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın cevabı
BAŞKAN - Soruyu
cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Burada.
Sözlü soru önergesini
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın,
delaletlerinizle, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Sayın Hilmi Güler tarafından
sözlü olarak cevaplandırılması için gereğinin yapılmasını arz ederim.
Mahmut
Göksu
Adıyaman
1- Bakanlığınızın, bağlı
ve ilgili kuruluşların Adıyaman'da yürüttüğü projeler nelerdir?
2- 2003 yılı rakamlarıyla
mevcut projelerin toplam bedeli ne kadardır?
3- 2002 yılı itibariyle
projelerde gerçekleşen yatırım miktarı ne olmuştur?
4- Projelerin bir an önce
tamamlanabilmesi için, Bakanlığınızın çalışması var mı? Varsa nelerdir?
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Bakan.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ
YILDIRIM (İstanbul) - Değerli milletvekilleri, Adıyaman Milletvekili Sayın
Mahmut Göksu'nun sözlü soru önergesini cevaplandırmak için huzurlarınızdayım.
Soruda ifade edilen
Adıyaman İlinde yer alan 2 adet büyük su işleri projesinin 2004 yılı
fiyatlarıyla tutarı 324 trilyon, 14 adet küçük su işi projesinin tutarı ise 8
trilyondur.
Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünce, 2004 yılında, tarım sektörü projelerine 4,7 katrilyon ödenek
ihtiyacı tespit edilmiştir; ancak, ayrılan ödenek miktarı 745 trilyondur. Bu
ödeneklerden, tüm yatırımları tarım sektöründe yer alan Adıyaman İline ise
yaklaşık 5 trilyon ödenek ayrılabilmiştir.
Adıyaman İlinde yer alan
2 adet büyük su işleri projesinin 2003 yılı fiyatlarıyla proje tutarı 300
trilyon, 15 adet küçük su projesi tutarı 7 trilyondur. 2003 yılı sonu
itibariyle büyük su işleri projesine 128 trilyon harcanmış olup, yüzde 39'u
gerçekleşmiştir. Küçük su işleri projesine ise 2,6 trilyon harcanmış olup,
yüzde 30 gerçekleşme oranı mevcuttur. 2002 yılı sonu itibariyle büyük su işleri
projesine, 2003 yılı fiyatlarıyla 108 trilyon harcanmış, yüzde 36 nakdî gerçekleşme
sağlanmıştır. Küçük su işleri projelerine ise 2,073 trilyon harcanmış ve yüzde
29 gerçekleşme sağlanmıştır.
2003 yılı bütçesinden,
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün ihtiyacı olan ödenek talebinin yüzde 27'si
karşılanmıştır. 2004 yılında, bu oran, kesintilerden sonra yüzde 16 olmuş,
ülkemizde önceki yıllarda DSİ Genel Müdürlüğüne genel bütçeden ayrılan pay
yüzde 5,6 iken, 2003 yılında 2,5'e, 2004 yılında 1,7'ye, yatırım bütçesi ise
yüzde 39'dan yüzde 30'a ve 2004 yılında da yüzde 23'e düşmüştür. DSİ Genel
Müdürlüğünce yürütülen projelerin ödenek ihtiyacının aynen karşılanması halinde
projeler vaktinde tamamlanacaktır.
TEDAŞ Genel Müdürlüğünce
yürütülen projelere ise 2004 yılında 1,6 trilyon ödenek tahsis edilmiş olup,
proje maliyeti toplam 15 trilyondur. Adıyaman'da yürütülen projeler için TEDAŞ
Genel Müdürlüğü 2003 yılı yatırım programında 1,8 trilyon ödenek tahsis edilmiş
olup 2003 yılı sonu harcama toplamı 1,4 trilyondur; fizikî gerçekleşme yüzde 79
olmuştur. 2002 yılı içerisindeki global projelerde yapılan tahsisler revize
ödeneğiyle 1,6 trilyon gerçekleşmiş olup, bunun 1,5 trilyonluk harcaması
yapılarak yüzde 96'lık bir gerçekleşme sağlanmıştır.
BOTAŞ Genel Müdürlüğü,
Aralık 2001'de işletmeye alınan Doğu Anadolu Doğalgaz Ana İletim Hattından
Sivas bölgesinden alınacak bir branşla, Malatya, Kahramanmaraş, Gaziantep,
Osmaniye, Adana üzerinden Mersin'e uzatılması için yapım çalışmalarına
Sivas-Malatya, Malatya-Gaziantep, Gaziantep-Osmaniye-Adana-Mersin olmak üzere
üç bölüm halinde başlanan Güney Doğalgaz İletim Hattı Projesinin
Malatya-Gaziantep bölümü kapsamında doğalgaz verilecek illerimiz arasında
Adıyaman da yer almaktadır. Projenin yaklaşık 182 kilometre uzunluğundaki
Malatya-Gaziantep bölümünde Adıyaman için 12 inç çapında bir branşman vanası
bırakılacaktır. Söz konusu hattan Malatya-Gaziantep bölümü için ihaleyi alan
firmayla 28 Şubat 2003 tarihinde protokol imzalanarak yapım sözleşmesi
yürürlüğe girmiş ve inşaat çalışmalarına başlanmıştır. Güney Doğalgaz İletim
Hattı Projesinin alt detayında yer alan Malatya-Gaziantep bölümü için 2004 yılı
yatırım programında 37,4 trilyonu dış kredi olmak üzere toplam 39,7 trilyonu
ödenek yer almaktadır. Bu proje kapsamında Adıyaman için ayrılacak branşmanın
sözleşme bedeli ise 84 200 000 Amerikan Dolarıdır. Projeyle ilgili, 2002-2003
yıllarında, söz konusu kapsamda Adıyaman İlinde herhangi bir harcama söz konusu
değildir. Yapım çalışmaları sürdürülen Malatya-Gaziantep doğalgaz boru hattının
da 2005 yılında gaz arzına hazır hale getirilmesi planlanmıştır.
TPAO Genel Müdürlüğünce
Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin detay bilgiler şu şekildedir: 2004
yılına ait projelerin yatırım ödeneği toplam 31,1 trilyondur. 2003 yılı
itibariyle proje bazında gerçekleşen toplam yatırım 2,8 trilyon gerçekleşmiştir.
2002 yılı itibariyle projelerde gerçekleşen toplam yatırım 5,1 trilyona baliğ
olmuştur. Söz konusu işler faaliyet programı çerçevesinde sürdürülmektedir.
Mevcut projeler, TPAO Genel Müdürlüğünün hampetrol üretim miktarının
artırılması için arama, sondaj, üretim ve etkinliği artırma faaliyetlerinden
oluşan yıllık projeler olup, ilgili yıl içerisinde tamamlanmaktadır.
Saygıyla arz ederim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Soru önergesi
cevaplandırılmıştır.
Şimdi, Sayın Maliye
Bakanı, daha önce de belirttiğimiz gibi, 4, 5, 9, 14 ve 50 nci sıralardaki
sözlü soruları birlikte yanıtlayacak.
4. - Ankara
Milletvekili Yakup Kepenek'in, özelleştirilen KİT'lere ilişkin Maliye
Bakanından sözlü soru önergesi (6/626) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın
cevabı
5. - İzmir
Milletvekili K.Kemal Anadol'un, tütün alımındaki açık artırma usulüne ilişkin
Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/627) ve Maliye Bakanı Kemal
Unakıtan’ın cevabı
6.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, kamu
çalışanlarının maaş ve ücretlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/636) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı
7. - Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun, THY
uçaklarındaki bazı hizmetlere ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi
(6/643) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı
8.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik'in, Tekel
Şanlıurfa Suma Fabrikasının kapatılacağı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/687) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı
BAŞKAN - Bu sözlü soru
önergelerini sırasıyla okutuyorum:
2
Temmuz 2003
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun,
Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 96 ve 98 inci maddeleri gereğince, Maliye
Bakanı tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını istiyorum.
Yakup
Kepenek
Ankara
Başlangıcından günümüze
kadar özelleştirilen (KİT) kamu iktisadî teşebbüslerinin;
1 - Özelleştirilmeleri
amacıyla yapılan danışmanlık, reklam ve tanıtım masraflarının ayrıntılı
dökümünü açıklar mısınız?
2 - Satılan KİT'in
satışından doğan alacakların günümüze dek ne kadarı tahsil edilememiştir?
3 - Tahsil edilemeyen
özelleştirme alacakları hakkında;
a) İcra işlemi,
b) Gecikme faizi,
c) Alacağın yeniden taksite bağlanması işlemleri yapılmış mıdır?
4 - Özelleştirme
sözleşmelerinin yerine getirilmeyen diğer hükümleri var mıdır? Varsa, bunların
kurumlara göre dağılımı nasıldır?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak yanıtlanması
hususunu arz ederim.
Saygılarımla.
Kemal
Anadol
İzmir
1- İzmir'de Mayıs-Haziran
2003 döneminde 9 000 ton tütünü elde kalan yaklaşık 15 000 üreticinin uğradığı
gelir kaybı sorunu karşısında ne gibi tedbirler alınacaktır?
2 - Sözleşmeli ve açık
artırmaya dayalı tütün üretimi modeline göre Ege Bölgesinde yapılan açık
artırmaya hiçbir firmanın katılmaması nedeniyle elde kalan tütünün
satılabilmesi için ne tür önlemler üzerinde çalışılmaktadır?
3 - Ege Bölgesinde elde
kalan 15 000 ton tütün nedeniyle, yürürlükteki açık artırma modelinin dışında
yeni bir modelin gündeme getirilmesine yönelik hazırlıklar yapılmakta mıdır?
3
Temmuz 2003
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 96 ncı ve 98 inci maddeleri gereğince Başbakan
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını istiyorum.
Saygılarımla.
Yakup
Kepenek
Ankara
Kamu çalışanlarının maaş
ve ücretleriyle ilgili olarak;
1- Aynı işi yapan kamu
çalışanları arasında var olan ücret/maaş farklarını, düşük maaş ve ücretleri
yükselterek kaldırmayı düşünüyor musunuz?
2- Bu bağlamda, kurumlar
arasında veya kurumların kendi içinde eşit işe eşit ücret/maaş verilmesi
uygulamasına bir an önce geçilmesi için hükümetinizce bir çalışma yapılmakta
mıdır?
3- Ücret ve maaş
zamlarının her ay enflasyon artı verimlilik artışına göre yapılması konusunda
yaklaşımınız nedir?
4- Asgarî ücretin bir
ailenin geçimini sağlayacak düzeye çıkarılması düşünülmekte midir?
5- Kimi kamu
çalışanlarının maaş ve ücretlerinde son bir yılda çeşitli nedenlerle meydana
gelen aşınmayı gidermeyi düşünmüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın,
Sayın Maliye Bakanı Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
hususunu saygılarımla arz ederim.
Atilla
Başoğlu
Adana
1- Türk Hava Yolları
(THY) uçaklarında eskiden görülmekte olan Atatürk'ün vecizesi "İstikbal
Göklerdedir" ifadelerinin kaldırılarak yerine nazar boncuğu konulması
kimin tasarrufuyla olmuştur?
2- Ülkemiz dünyanın
önemli zeytinyağı üreticilerinden birisi olmasına rağmen, THY uçuşlarında
İtalyan menşeli zeytinyağı verilmesinin sebebi nedir?
3- Türk zeytin ve
zeytinyağı üreticileri başta olmak üzere yerli üreticilerin ihyasını,
kaynaklarımızı gereksizce yurt dışına akıtarak mı sağlayacaksınız?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın,
Anayasanın 98 inci maddesi ve TBMM İçtüzüğünün 96 ncı ve devamı maddeleri
uyarınca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü yanıtlanmasını saygıyla
dilerim. 17.7.2003
M.Vedat
Melik
Şanlıurfa
Sorular:
Ezelden beri kaliteli
üzüm yetiştiriciliğiyle de tanınan ve bu doğrultuda GAP tarafından bağcılığı
teşvik edilen Şanlıurfa İlimizde halkın bir kesiminin geçimini bağcılık yaparak
sağladığı bir gerçek iken;
1- Tekel Şanlıurfa Suma
Fabrikasının bu yıl aralık ayı sonunda kapatılacağı doğru mudur?
2- Üreticiden bu sezon
üzüm alımı yapılması düşünülüyor mu?
BAŞKAN - Soruları
cevaplandırmak üzere, Sayın Maliye Bakanımızı kürsüye davet ediyorum.
MALİYE BAKANI KEMAL
UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime
başlarken, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, sözlü olarak
cevaplandırmam istenen soruları tek tek cevaplandıracağım. Önce, Ankara
Milletvekili Sayın Yakup Kepenek'in sorduğu soruyu cevaplandırmak istiyorum.
"Başlangıcından
günümüze kadar özelleştirilen kamu iktisadî teşebbüslerinin, özelleştirilmeleri
amacıyla danışmanlık, reklam ve tanıtım masraflarının ayrıntılı dökümünü
açıklar mısınız?" Birinci soru bu.
Cevabını veriyorum:
Özelleştirme kapsam ve programındaki kuruluşlarla ilgili 1996-2004 yılları
arasında yapılan tüm danışmanlık, reklam ve tanıtım masraflarını şu şekilde
sıralayabiliriz:
1996'da 233 629 000 000
-küsuratını söylemiyorum- 1997'de 312 967 000 000, 1998'de 2 788 508 000 000,
1999'da 1 041 000 000 000, 2000'de 5 613 000 000 000, 2001'de 1 057 000 000
000, 2002'de 6 812 000 000 000, 2003'te 5 421 000 000 000, 2004 yılında da
30.9.2004 itibariyle 3 000 830 000 000 harcama yapılmıştır. Toplam 27 112 259
000 000 harcama yapılmıştır.
İkinci soru da,
şu:"Satılan KİT'in satışından doğan alacakların günümüze dek ne kadarı
tahsil edilememiştir?"
1986 yılından bugüne
kadar gerçekleştirilen hisse senedi ve varlık satış devir şeklindeki
özelleştirme uygulamalarının toplam tutarı 9 171 681 068 ABD Dolarıdır. Bir
bölümü vadeye bağlanan satış sözleşmelerinde öngörülen faiz oranlarından
işleyecek vade farkı ilavesiyle, tahsili söz konusu olan bu alacaklardan 8 434
146 747 ABD Doları net giriş sağlanmıştır. Bugün itibariyle, 634 333 719 ABD
Doları henüz vadesi gelmeyen taksit bedelleri, 1 818 456 ABD Doları da takipteki
alacaklar olmak üzere, 636 122 175 ABD Doları bakiye alacak bulunmaktadır;
yani, takipteki alacaklar bu kadar milyar dolarlar... Yalnız 1 818 000 dolar, o
da takipteki alacak.
Vadesinde ödenmeyen
taksit bedelleriyle ilgili olarak, 22 şirket ve işletmede, vadesinde ödenmeyen
satış taksiti ve gecikme faizlerinin tahsili amacıyla icra takibine geçilmiş,
14 şirket ve işletme için yapılan takip sonuçlanmış ve bu takiplere konu 3 823
346 ABD Doları alacak tamamen idarece tahsil edilmiştir. 8 şirket ve işletme
için başlatılan takip ise devam etmektedir. Bu işletmelerden 2'sinde 266 326
dolarlık kısmî tahsilat yapılmıştır. Devam eden takiplerde, ödeme tarihine kadar
işleyecek faizle birlikte tahsili söz konusu olan alacak tutarı 1 818 456 ABD
Dolarıdır. Taksit bedelleri alıcılar tarafından vadesinde ödenmeyen 43 şirket
ve işletmede toplam 6 249 040 ABD Doları gecikme faizi ve cezaî şart tahsil
edilmiştir. 27 şirket ve işletmede, alacağın yeniden taksite bağlanması işlemi
yapılmıştır. Bu şirket ve işletmelerden 9'unda satış bedeli tamamen tahsil
edilmiş ve idarenin bakiye alacağı kalmamıştır.
Soru: "Özelleştirme
sözleşmelerinin yerine getirilmeyen diğer hükümleri var mıdır; varsa, bunların
kurumlara göre dağılımı nasıldır?"
Cevap: Yüzde 50'nin
üzerinde kamu payı hisse senedi satışı yoluyla özelleştirilen 15 şirket ile
varlık satışı yoluyla özelleştirilen 84 işletmenin satış sözleşmelerinde
yatırım, üretim, istihdam konularında alıcı taahhütleri bulunmaktadır. Söz
konusu taahhütler, bu taahhütlerin uygulanma durumu Özelleştirme İdaresi
Başkanlığınca izlenmekte, yükümlülüklerini yerine getirmeyen alıcılarla ilgili
olarak gerekli işlemler yapılmaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; İzmir Milletvekili Sayın Kemal Anadol'un tütün alımındaki açık
artırma usulüne ilişkin cevaplanmasını istediği sözlü soruyu da, yine aşağıdaki
şekilde cevaplandırıyorum:
Tütün ekicilerinin
ellerinde kalan 2002 ürünü sözleşme fazlası ve sözleşmesiz tütünlerle ilgili
olarak, 3.1.2002 tarihli ve 4733 sayılı Kanuna
-bir defaya mahsus olmak üzere- 25184 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe giren 4955 sayılı Yasayla bir geçici madde eklenmiştir. Şirket
yönetim kurulu, anılan düzenlemeye istinaden, 458 sayılı kararıyla, kanunda
belirtilen ve daha evvel Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası
Düzenleme Kurumu tarafından muayene ve ekspertiz işlemleri yapılarak,
belirlenen fiyatlardan yüzde 50 indirim yaparak, tütünlerini satmak isteyen
ekicilerin tütünlerini satın alarak ambarlamış ve tütün bedellerini ödemiştir.
Ege Bölgesinde yapılan birinci açık artırmaya hiçbir firma katılmamıştır.
İkinci açık artırmaya bir firma katılmış ve bu firma, katalog fiyatlarından, 2
024 ekiciye ait 1 014 ton tütün satın almıştır. Tekel, ekici elinde kalan
sözleşme fazlası ve sözleşmesiz tütünleri, ilgili yasa gereği ve kurulca tespit
edilen katalog fiyatlarından yüzde 50 indirim yaparak satın almıştır. Bu
kapsamda, 17 020 ekiciden 5 700 ton tütün satın alınmış ve karşılığında
üreticiye 6,4 trilyon lira ödenmiştir.
Ege Bölgesinde 2002 ürün
yılında tütün ekicilerinin ellerinde kalan sözleşme fazlası ve sözleşmesiz
tütünler, ilgili yasa gereği, tütünlerini satmak isteyen ekicilerden satın alınarak
ambarlanmış ve bedelleri kendilerine ödenmiştir. 25.8.2003 tarihinde başlayan
ambarlama işlemleri 30.9.2003 tarihine kadar devam etmiş; varsa, kalan tütünler
için, köy, mahalle muhtarlıkları ve belediye başkanlıkları vasıtasıyla
tütünlerini satmak isteyen ekicilere ayrıca tebligat çıkarılmıştır, bugüne
kadar herhangi bir müracaat olmamıştır.
4733 sayılı kanuna göre,
tütün üretimi ve pazarlamasıyla ilgili düzenlemeler, Tütün, Tütün Mamulleri ve
Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumunun görev alanına girmektedir;
bilgilerinize arz ederim.
Değerli arkadaşlar, yine,
Ankara Milletvekili Sayın Yakup Kepenek'in, kamu çalışanlarının maaş ve
ücretlerine ilişkin Sayın Başbakana tevcih ettiği ve Sayın Maliye Bakanının
cevaplamasını istediği soru önergesinin cevabını da aşağıdaki şekilde arz
ediyorum:
Kamuda çalışan personelin
özlük hakları, istihdam edildikleri kurumlara, mesleklerine, görev yerlerine,
unvan ve derecelerine, görev, yetki ve sorumluluklarına göre düzenlenmiş
bulunmaktadır. Dolayısıyla, kamu personelinin ücretleri, unvan, derece, görev,
yetki ve sorumlulukları nedeniyle farklılık arz etmektedir. Aynı unvan veya
benzer niteliklere sahip olan ve benzer görevlerde bulunan değişik kurumlardaki
personelin ücretleri arasındaki farklılıkların ortadan kaldırılması, eşit işe
eşit ücret ilkesinin bir gereğidir. Kamu görevlilerinin aylıkları arasındaki
ücret yelpazesinin daraltılması amacıyla, Hükümetimiz, iş başına geldiğinden
beri yapmış olduğu zamlarla, düşük maaş alan kamu personeline yüksek, yüksek maaş
alanlara ise düşük oranlarda zam yapmıştır.
Kurumlararası veya
kurumiçi kamu görevlilerinin sosyal ve ekonomik hakları arasındaki
dengesizlikleri gidermek ve adil bir ücret rejiminin tesisini sağlamak
Hükümetimizin temel hedefleri arasındadır. Bunun bir göstergesi olarak
Hükümetimiz, icraat önceliklerini ve hedeflerini belirlediği Acil Eylem
Planında devlet personel rejimi reformuna büyük önem vermiş bulunmaktadır.
Devlet personel rejimi reformuyla, bütün kamu kurum ve kuruluşlarında benzer
statüler arasındaki ekonomik ve sosyal farklılıkların ortadan kaldırılması,
maaş sisteminin sadeleştirilmesi ve ücret dengesizliklerinin giderilmesi
hedeflenmektedir. Devlet personel rejimi reformuna ilişkin olarak yapılan
çalışmalar belirli bir düzeye ulaşmış olup, konu en kısa zamanda Yüce Meclise
sunulacaktır.
Hükümetimiz, uygulanan
ekonomik program çerçevesinde memleketin ekonomik gelişmesi, devletin malî
imkânları, genel geçim şartları ve enflasyon oranlarını gözönünde bulundurmak
suretiyle kamu görevlilerimize zam yapmaktadır. Bilindiği gibi, 4857 sayılı İş
Kanununun 39 uncu maddesinde "iş sözleşmesiyle çalışan ve bu kanun
kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin ekonomik ve sosyal durumlarının
düzenlenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca, Asgarî Ücret Tespit
Komisyonu aracılığıyla ücretlerin asgarî sınırları en geç iki yılda bir
belirlenir.
Asgarî Ücret Tespit
Komisyonu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının tespit edeceği üyelerden
birinin başkanlığında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel
Müdürü veya yardımcısı, İş Sağlığı Güvenliği Genel Müdürü veya yardımcısı,
Devlet İstatistik Enstitüsü Ekonomik İstatistikler Dairesi Başkanı veya
yardımcısı, Hazine Müsteşarlığı temsilcisi, Devlet Planlama Teşkilatı
Müsteşarlığından konuyla ilgili dairenin başkanı veya yetki vereceği bir görevli
ile, bünyesinde en çok işçiyi bulunduran en üst işçi kuruluşundan değişik
işkolları için seçecekleri beş, bünyesinde en çok işvereni bulunduran işveren
kuruluşundan değişik işkolları için seçeceği beş temsilciden kurulur.
Komisyon kararları
kesindir. Kararlar, Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girer"
denilmektedir. Nitekim. Asgarî Ücret Tespit Komisyonu, değişen ekonomik şartlar
gözönünde bulundurularak, altı aylık sürelerde periyodik olarak toplanmaktadır.
Diğer taraftan, asgarî
ücret, işverence işçiye ödenmesi zorunlu en az ücret olup, toplu iş
sözleşmeleriyle asgarî ücretin üzerinde ücret imkânı mevcuttur. Asgarî ücretin
tespitine yönelik bugüne kadar süregelen tüm uygulamalarda, ülkenin içinde
bulunduğu ekonomik şartlar ve bütçe imkânlarının elverdiği ölçüler gözönüne
alınmıştır.
Kamu görevlilerinin
tamamına aynı oranda veya aynı miktarda zam yapılmaktadır. Dolayısıyla, bazı
kamu görevlilerine ilave zam yapılması Hükümetimizin uygulamakta olduğu ücret
politikasıyla bağdaşmamaktadır.
Bununla birlikte,
uygulanan ekonomik program çerçevesinde, ekonominin kalıcı ve istikrarlı bir
yapıya kavuşturulmasıyla sağlanacak gerekli ve sağlam kaynaklar temin edilir
edilmez tüm kamu görevlilerimizin özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda
gerekli önlem ve tedbirlerin alınması Hükümetimizin öncelikli uygulaması
olacaktır.
Arz olunur.
Değerli Başkan, sayın
milletvekilleri; Adana Milletvekilimiz Sayın Atilla Başoğlu'nun, Türk Hava
Yolları uçaklarındaki bazı hizmetlere ilişkin cevaplanmasını istediği sözlü
soru önergesini de şöyle cevaplandırıyorum:
Türk Hava Yolları
uçaklarına nazar boncuğu konulmasına Türk Hava Yolları üst yönetimi tarafından
karar verilerek Mühendislik Başkanlığı tarafından 3.9.1993 tarihinde yayımlanan
033 sayılı teknik yetki emri gereği başlanılmıştır. Halen, Türk Hava Yolları
uçaklarının tümünde nazar boncuğu da bulundurulmaktadır.
Türk Hava Yolları
uçaklarında Atatürk'ün "istikbal göklerdedir" vecizesinin konulmasına
ait herhangi bir kayda rastlanılmamıştır; ancak, görevini sürdüren personelden
bazıları söz konusu ifadelerin eski uçaklarda bulunduğunu, fakat, 1985 yılında
Türk Hava Yolları filosuna katılan A-310 uçaklarından başlayarak uçaklara
konulmadığını belirtmişlerdir.
Business class'ta yabancı
menşeli zeytinyağı sosu kullanılırken, economic class'ta yerli yapımı Lio
zeytinyağı sosları kullanılmaktadır. Dünyanın önemli zeytinyağı üreticilerinden
olan ülkemiz mamulü zeytinyağı soslarının uçaklarda kullanılması gerektiği
düşüncesine katılmaktayız.
Yine, bu arada, bir şeyi
arz etmek istiyorum. Yerli zeytinyağımız, bizim yerli üretimlerimiz fevkalade
kaliteli ve bugün, bilhassa bu zeytinyağı ve zeytinyağı soslarımız dünya
pazarlarında kendilerini kanıtlamış ürünlerimizdir ve bunun ben şahidiyim.
Amerika Birleşik Devletlerine gittiğim zaman, Lio başta olmak üzere, birçok
zeytinyağı üreticimizin orada mağazalar zincirlerinde ürünlerini sattıklarına
da şahit oldum ve bundan sonra da, özellikle üzerinde duracağım, bu ürünleri
orada artık sunsunlar. Başka ürünleri getirip de Türk Hava Yollarında sunmanın
âlemi yok yani. Ona katılıyorum; bundan dolayı da, Atilla Beye teşekkür
ediyorum.
Türk Hava Yollarında yeni
kurulan çalışma grubuyla, dışarıdan alınan ürünler tekrar gözden geçirilerek
kaliteli ürün-uygun fiyat hedefleri doğrultusunda yeniden piyasa araştırmasına
ve ürün geliştirilmesine yönelik çalışmalar başlatılmıştır. Türkiye zeytinyağı
üretiminin desteklenmesi çerçevesinde bu konudaki düşünce tarafımızca da
paylaşılmakta olup, bu yönde gerekli adımlar atılacaktır. Yalnız, uçaklar,
biliyorsunuz, yurt dışından gelirken, oradaki catering servisleri oradaki
ülkenin limanında yapılıyor. O bakımdan da, mecburen bazı yabancı ürünler de
oralarda bulunabiliyor; o da kaçınılmaz bir sonuç. Nasıl burada yabancı
ülkelere Türkiye'deki catering firmaları servis yapıyorsa, orada da yabancı
firmalar servis yapıyor; o da bir mecburiyetten. Onu da belirtmiş olayım.
Değerli Başkan, sayın
milletvekilleri; Şanlıurfa Milletvekili Sayın Mehmet Vedat Melik'in Sayın
Başbakana tevcih ettiği ve Maliye Bakanın cevaplamasını istediği sözlü soru
önergesini de aşağıdaki şekilde cevaplandırmak istiyorum:
Özelleştirme kapsam ve
programında bulunan Tekel, Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri
Anonim Şirketine ait Şanlıurfa Suma Fabrikası, şehir merkezinde bulunan, arıtma
tesisi olmayan sorunlu bir fabrika olup, iptidaî metotla suma üretmektedir. Bu
nedenle, ürettiği sumanın toksik ve narkotik değerleri yüksek olup, bu
özelliğiyle rakı üretiminde tek başına kullanılmamaktadır. Üretimin durması
halinde suma sıkıntısı da çekilmeyecektir.
Söz konusu fabrikanın
teknolojisinin eski olması ve faaliyetine devam etmesinin ekonomik açıdan
rantabl olmaması sebebiyle Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla kapatılmasına
karar verilmiş olup, işçiler, talepleri doğrultusunda, Tekelin yöredeki diğer
fabrikalarına nakledilmişlerdir. Yani, ondan dolayı işçi çıkarması ve işsizlik
söz konusu olmamıştır.
Şanlıurfa Suma
Fabrikasında yaşüzüm alımları son yıllarda azalmış olup, 2002 yılında, 2 800
ton yaşüzüm alımı planlanmasına karşılık, 526 ton üzüm alınabilmiştir. 2003
yılında, üzüm kampanyasında, 2 800 ton sumalık yaşüzüm alımı planlanmış olup,
592 ton alınabilmiştir. Fabrikaya yaşüzüm gelmemesi nedeniyle, alımlara da son
verilmiştir.
Bahse konu fabrikada,
diğer fabrikalarda olduğu gibi, 15.2.2003 tarihinde, 3 000 ton kuruüzüm alımı
amacıyla başlatılan kampanyada, bugüne kadar 2 106 ton kuruüzüm alınmış olup,
planlanan miktarın tamamının alınması da öngörülmektedir. Bahse konu fabrikaya
alınan kuruüzüm, mahallinde üzümünü temin edemeyen diğer fabrikalara
gönderilecektir.
Bilgilerinize arz ederim.
Efendim, bana sorulan ve
cevaplandırmam istenilen sorular bunlardır; cevaplarını da arz ettim. Beni
dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum. (Alkışlar)
9.- Antalya Milletvekili Osman Özcan'ın, yolsuzlukların
önlenmesi için alınması gereken tedbirlere ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/628) ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in cevabı
BAŞKAN - Soruyu
cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Burada.
Soruyu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. 01.07.2003
Osman
Özcan
Antalya
1- Özelleştirmenin
yoğunlaştığı son yıllarda büyük ekonomik kaynakların kontrolü, doğru bir
modelin uygulanmaması, yolsuzluklara, medya-banka- ticaret ve siyaset
ilişkilerine yol açmaktadır. Anayasamız bunların düzenlenmesini emrettiği halde
niçin "ekonomide güçlerin dağılımı ve kullanımı" incelenerek gerekli
tedbir alınmamıştır?
2- Ekonomi,
medya-banka-ticaret sahiplerinin ayrılması, son yıllarda yaşanan kirli
ilişkileri, yolsuzlukları ve bunların yol açtığı ekonomik bunalımları önlemek,
demokrasinin yerleşmesini sağlamak için çalışmaya başlayarak dokunulmazlara
dokunmayı düşünüyor musunuz?
3- Kanunlarımız her türlü
yetkiyi verdiği halde bazı televizyonlardan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu kendi payına düşen paraları alıyor mu?
BAŞKAN - Soruyu
cevaplandırmak üzere Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçek. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Yolsuzluk konusu, hiç
şüphesiz, Türkiye'nin de gündeminde olan, dünyanın da gündeminde olan bir
konudur ve bunun çok değişik de sebepleri var. Yasa yetmezliğinden kaynaklanan
sebepler var, sistemden kaynaklanan sebepler var, insandan kaynaklanan sebepler
var. Şüphesiz, bu tedbirlerin hepsi eşzamanlı olarak alınmadığı takdirde, arzu
edilen neticeyi elde etmek de çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Bunun için,
geldiğimiz günden beri Türkiye'de yolsuzluklar meselesini hem gündemde tutarak
hem de olabildiğince bir hukuk devleti içerisinde gereğini yapma noktasında çok
ciddî çabalar gösterdik, göstermeye de devam ediyoruz. Ancak, şunun
bilinmesinde fayda var ki, yolsuzluk konusu mevsimlik bir konu değil; yani,
mücadeleyi yapıp üç ay sonra bitirilebilecek bir konu değil, devamlı üzerinde
hassasiyetle durmamız gereken bir konu.
Geçtiğimiz günlerde
yayımlanan uluslararası saydamlık sıralamasında Türkiye, maalesef, halen arzu
edilen noktada değildir. Mutlak surette, buna, bir toplumsal katkının,
toplumsal desteğin de şart olduğunu burada ifade etmek istiyorum. Şüphesiz,
yasal düzenleme söz konusu olduğunda 5020 sayılı Yasayı çıkardık; bir anlamda
yolsuzlukların önlenmesine de katkı sağlayacak, varsa yapılmış birkısım
hukukdışı, kanundışı harcamalar, kazanımlar, bunları tekrar, topluma, devlete,
hazineye kazandırabilmek noktasında, elbirliğiyle, bu Parlamentodan,
iktidarıyla muhalefetiyle, 5020 sayılı Yasayı çıkardık.
Yine, gündeme
baktığımızda, 26 ncı sırada bulunan ve inşallah en kısa sürede yasalaşmasını
temenni ettiğim, Yolsuzlukla Mücadele Kanunu Tasarısı var. Bunun yasalaşmış
olması durumunda, inanıyorum ki, bu işle mücadele edenler bakımından önemli bir
yasal imkân, bir enstrüman da elde edilmiş olacaktır.
Şüphesiz, bunların da
yetmediğini burada ifade etmek isterim. Hep bir şeye vurgu yapmaya çalıştım; o
da, Türkiye'de, yolsuzluk suçunu işlemiş olanlarla ilgili soruşturma
yapılırken, birkısım imtiyazların, ayrıcalıkların -bunun içerisine
dokunulmazlıklar da dahildir- soruşturma yapılmasını büyük ölçüde
güçleştirdiği, soruşturmayı yapan yargı mensuplarının, savcılarımızın, dava
açılmış olması halinde hâkimlerimizin bir bütünlük içerisinde meseleye vazıyet
etmelerinde bu imtiyazlar sebebiyle, faklı uygulamalar sebebiyle, farklı
statüdeki insanların bu suçla ilişkisinin olması durumunda birkısım yargılama
zorluklarının olduğunu da bu vesileyle tekrar söylemek istiyorum.
Onun için, belki,
Anayasamız başta olmak üzere -83,100,129 ve benzeri maddeler dahil- yeni baştan
bir düzenlemeye, buna bağlı olarak da bir yasal ayıklamaya ihtiyaç var; bunu
hep ifade etmeye çalıştık. Belki, bu dönem, bu imkânı birlikte bulabiliriz diye
düşünüyorum; çünkü, bu çatı altında görev yapan iktidar ve muhalefet
milletvekilleri olarak bu konudaki hassasiyetimiz bellidir; çünkü, bu, sadece
bir iktidar meselesi de değil, toplumun meselesidir.
Ümit ediyorum ki, bu
dönem, bu yasal düzenlemeleri yapma imkânını birlikte bulabiliriz. Bugüne kadar
alınmış tedbirler var; bundan sonra da alınacak tedbirler var.
Bu düşünceyle, hepinize
saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
10. - İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in, İzmir İlindeki
ilköğretim okullarında derslik başına düşen öğrenci sayısının azaltılması için
ne gibi çalışmalar yapıldığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/632)
BAŞKAN - Soruyu
cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.
Sorunun görüşülmesi
ertelenmiştir.
11. - Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın,
Burdur-Bucak-Kızılkaya Beldesindeki Ziraat Bankası şubesinin kapatılmasına
ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/634)
BAŞKAN - Soruyu
yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.
Sorunun görüşülmesi
ertelenmiştir.
Tarım ve Köyişleri Bakanı
Sayın Sami Güçlü, 10,12 ve 13 üncü sıralardaki sözlü soru önergelerini birlikte
cevaplandıracaklardır.
12. - Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık'ın, doğrudan gelir
desteği ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/638) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü’nün cevabı
13. - Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, Niğde'de doğrudan
gelir desteği ödemelerinin ne zaman yapılacağına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/640) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami
Güçlü’nün cevabı
14. - Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın, Burdur'da
hayvancılığı teşvik çalışmalarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/642) ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü’nün cevabı
BAŞKAN - Şimdi, sözlü
soru önergelerini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Sami Güçlü tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 3.7.2004
Mehmet
Küçükaşık
Bursa
Çiftçilerimize Doğrudan
Gelir Desteği Projesi çerçevesinde 2002 yılında ödenmesi öngörülen, ancak Sayın
Bakanın en son 30 Haziran 2003 tarihinde ödemelerin tamamlanacağı yönündeki
beyanlarına rağmen, ödemeler yapılmamıştır. Tüm çiftçilerimiz şu anda tarlada
olup, masraflar için paraya ihtiyaçları vardır.
Sorular:
Bu çerçevede;
1- Türkiye genelinde 2002
yılı ödemeleri dahilinde bugüne kadar ödeme yapılmayan kaç çiftçimiz vardır?
Bunlara yapılacak ödeme toplamı ne kadardır? Bu çiftçilerimize ne zaman ödeme
yapılacaktır?
2- 30 Haziran 2003
tarihine kadar ödemelerin tamamlanacağı belirtilen Bursa İlinde ödemeler hâlâ
tamamlanmamıştır. Bu ödemeler ne zaman yapılacaktır?
3- Bursa İlinde dolu
nedeniyle İnegöl, Yenişehir ve İznik İlçelerinde ödemeler tamamlanmıştır. Diğer
14 ilçede, 29 326 çiftçinin 10 trilyon 205 milyar TL'sı alacağı bulunmaktadır.
Bunları ödemek için doğal afet mi bekliyorsunuz?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Sami Güçlü tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Orhan
Eraslan
Niğde
2002 yılı doğrudan gelir
desteği ödemelerinin yüzde 40'lık bölümünün ödemesi yapılmıştı.
Doğrudan gelir desteği
ödemeleriyle ilgili verdiğimiz soru önergesinin 19.2.2003 tarihinde Sayın Bakan
tarafından cevaplanması sırasında; doğrudan gelir desteğinin kalan yüzde 60'lık
bölümünün en geç Mayıs 2003 sonuna kadar ödeneceği belirtilmişti. Ancak, bu
daha sonra basında Haziran 2003 olarak değiştirildiği halde, bugüne kadar bir
ödeme yapılmamıştır.
Soru 1: Niğde İlindeki
çiftçilerimize 2002 yılı doğrudan gelir desteği ödemeleri ne zaman
yapılacaktır?
Soru 2: 2003 yılı
doğrudan gelir desteği ödemeleri konusunda bir tarih belirlenmiş midir?
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın,
Anayasa ve Meclis İçtüzüğü uyarınca, Tarım ve Köyişleri Bakanı Prof. Dr. Sayın
Sami Güçlü tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Ramazan
Kerim Özkan
Burdur
Ekonomisi büyük oranda
tanım ve hayvancılığa bağlı olan ilimizde, yılda 4 000 tona yakın kırmızı et ve
250 000 tona yakın süt üretimi gerçekleşmektedir.
Ancak, SEK ve EBK'nın
özelleştirilmesinden sonra, üreticimiz, ürününü değerlendirmekte ve
pazarlamakta büyük sıkıntılara düşmüştür. Bir zamanlar Akdeniz Bölgesinin et ve
özellikle de süt ihtiyacını karşılayan ilimiz üreticisi, uygulanan yanlış tarım
ve hayvancılık politikalarıyla bugün hayvancılıktan uzaklaşma konumuna
gelmiştir.
1- İlimiz üreticisinin,
yeniden teşvik edilmesiyle artacak üretimin Türkiye ekonomisine büyük
katkılarda bulunacağı görüşüyle, desteklenmesini uygun buluyor musunuz?
2- Bu destekleme
kapsamında ilimizde daha modern ve verimli hayvancılık işletmeleri oluşturmak,
hayvansal üretim kapasitesini artırmak ve modern et ve süt entegre tesislerini
kurmak amacıyla, geniş bir alanda hayvancılık organize sanayi bölgesinin
kurulmasını düşünür müsünüz?
BAŞKAN - Soruları
cevaplandırmak üzere, Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Sami Güçlü... (Alkışlar)
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI
SAMİ GÜÇLÜ (Konya) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Bursa
Milletvekilimiz Sayın Mehmet Küçükaşık, Niğde Milletvekilimiz Sayın Orhan
Eraslan ve Burdur Milletvekilimiz Sayın Ramazan Kerim Özkan'ın sorularını
cevaplandırmak üzere söz aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Mehmet Küçükaşık ve
Orhan Eraslan arkadaşlarımız -bu sorularını verdiklerinden epey bir zaman
geçmiş- 2003 yılı içerisinde meydana gelecek gelişmeleri soruyorlar; her ikisi
de, aşağı yukarı aynı konulara dikkat çekiyor. Bununla ilgili, müşterek bir
cevabı, geçmiş yıllara yönelik olarak, şöylece vermek istiyorum.
ORHAN ERASLAN (Niğde) -
Gerek yok; zaten, zaman cevap verdi Sayın Bakan.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI
SAMİ GÜÇLÜ (Devamla) - Evet; ama, ne yapabilirim...
ORHAN ERASLAN (Niğde) -
2004'te ne olacak? Onun yerine onu soralım.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI
SAMİ GÜÇLÜ (Devamla) - Onunla ilgili, bugün, Ensar Öğüt Beyin yapmış olduğu
gündemdışı konuşmaya cevapta düşüncelerimi ifade ettim.
Kısaca, 2002'de ve
2003'le ilgili konularda ödemelerin tamamlanmış olduğunu ifade ediyorum.
Ben, Ramazan Kerim Özkan
Beyin, Burdur'u esas alarak hayvancılık sektörüne yönelik olarak belirttiği
sorulara şöyle cevap vermek istiyorum. Evvela, birinci sorusuna, Burdur İline,
potansiyeli dolayısıyla katkı yapılıp yapılmayacağı konusundaki sorusuna cevap
veriyorum. Ülkelerin tarımsal kalkınmasında hayvancılık sektörünün önemli bir
rolü olduğunu belirttik, biliyoruz. Ülkemizde, bu konuda, maalesef, hayvancılık
sektörünün, geçmişte toplam tarımsal üretim içerisindeki payı yüzde 37-40'lara
yakınken, içinde bulunduğumuz dönemde yüzde 20-22'ler civarındadır ve
dolayısıyla olması gereken seviyenin çok altındadır. Dolayısıyla hayvancılık
sektörünü mutlaka kalkındırmak zorundayız.
Bunun bir başka temel
sebebi de şudur: Bugünkü yapısı içerisinde, bugünkü şartlar içerisinde
hayvancılık sektörünün Avrupa Birliği ülkeleriyle rekabet gücü yoktur. Ancak,
hayvancılık sektörünü, mutlaka, geliştirerek, iyileştirerek, bu müzakere
sürecinin sonunda, sürdürülebilir bir şekilde, bu ülkeler içerisinde rekabete
sokmamız lazım. Yani, bu, bizim en temel tarımsal görevlerimizden bir
tanesidir. Aksi halde, tarımsal faaliyetin çok önemli bu alanında büyük bir
boşluğun doğacağının farkındayız. Dolayısıyla, bu sektöre şu ana kadar önem
vermeye çalıştık. Bununla ilgili bizim, kendimizin öne çektiği projelerimiz
var, Hükümetimizin bu konuda bütçeden ayırdığı kaynaklar var. Dolayısıyla,
bugüne kadar attığımız adımlar olumlu; ancak, bu sektörü biraz önce
tanımladığım ölçüde bir hedefe götürmesi konusunda ek gayretlere ihtiyacımız
var. Ben, 2005 ile ilgili konuda yine Sayın Ensar Ögüt'ün sorularına cevap
verirken ifade etmeye çalıştım. Başta doğu bölgesi olmak üzere bütün ülkeyi
kapsayacak, üretim maliyetlerini düşürücü, verimi artırıcı, ıslah
faaliyetlerini öne geçirici, işletme ölçeğini büyütücü ve yem bitkileri
ekiminde açığı kapatıcı bir gelişmeyi mutlaka sağlamak zorundayız; aksi halde
biz, bu yüksek maliyetlerle bu sektörü rekabetçi bir karaktere ulaştıramayız;
verimi artırmak, maliyeti düşürmek zorundayız. Dolayısıyla, bununla ilgili
konularda şu ana kadar verdiğimiz destekleri teker teker saymak istemiyorum
-özellikle bunu Ramazan Bey çok iyi biliyor- ancak, toplam miktarlarla ilgili
ifadeyi birkaç cümleyle söyleyeyim.
İşte, 2003 yılında,
destek olarak, fiilen yapılan destekler 130 trilyon iken, 2004 yılında bu
rakamın 540 trilyona ulaşacağını, ek teşvik primiyle belki bunun bir miktar
daha artabileceğini ifade ediyorum.
Burdur'la ilgili konuya
gelince; Burdur İlimizin tarımsal potansiyelinde son yıllarda önemli gelişmeler
oldu. Kendisi bir nebze azalma olduğunu söylese de, Burdur İlimizin,
hayvancılık bakımından bugün hâlâ en önde olan illerimizden biri olduğuna
inanıyoruz ve potansiyeli de çok yüksek. Ayrıca, burada çiftçi örgütlenmesi ve
bu konuda ulaşılan tecrübe de, gelişmeyi hızlandıracak bir durumdadır.
Burdur'da son üç yılda
yem bitkileri ekiliş alanı 6 100 hektarla ilin toplam tarım arazilerinde yüzde
2,5 paya sahipken, 2003 yılında bu alan yüzde 5'e yükselmiştir. Bunu daha da
artırmak zorundayız, yüzde 10'lara mutlaka çıkarmak zorundayız; aksi halde,
hayvancılığın uygun maliyetlerde yapılması mümkün olmayacaktır.
1999 yılında 103 000 olan
büyükbaş hayvan varlığımız, 2003 yılında az da olsa artış göstermiştir,
düşmemiştir. Süt üretimi ise, 1999 yılında 217 000 tonken 2003 yılında 243 000
tona yükselmiştir. Bu da, verimdeki artışın açık bir göstergesidir.
İlde 2003 yılında yapılan
hayvancılık destekleri, yaklaşık 4 trilyondur. Bu rakam, 2004 yılında 4,3
trilyon olmuştur; yine 2004 yılında, doğrudan gelir desteği ve diğer girdi
destekleriyle birlikte 21,8 trilyon liradır.
İkinci sorusunda,
organize bölgelerin oluşturulması, modern et ve süt entegre tesislerini kurma
konusundaki düşüncelerimizi soruyor. Sayın Ramazan Kerim Özkan'ın bu sorusuna
cevabımı şöyle ifade etmek istiyorum: Üretilen ürünlerin yerinde
değerlendirilmesi, ekonomik işletme büyüklüğünün oluşturulması ve pazar
isteklerine uygun üretim yapılması için organize tarım bölgeleri ve havzaların
kurulması önem verdiğimiz çalışmalar arasında yer almaktadır. Özellikle doğu bölgesinde,
Kars, Erzurum, Ağrı, Iğdır'ı kapsayacak bir havza düşüncesi en başta vardır;
ama, ülkenin diğer yerlerinde de daha küçük ölçekli bölge ve havza bazında bir
sınırlama getirerek, teşviklerin bu öncelikli olan üretim faaliyetine
yönlendirilmesini ve hayvancılık potansiyeli yüksek olan yerlerde çok hızlı bir
gelişmeyi hayata geçirmeyi arzu ediyoruz.
Bu amaçla, öncelikle
Bakanlığımıza ya da bağlı ve ilgili kuruluşlarımıza ait olan veya tahsisli bulunan araziler ile hazine arazileri
üzerinde tespit çalışmalarına başladık. Bu arazilerde özel girişimcilerin
yatırım yapmalarını sağlayacak teşvik edici unsurları da devreye koymayı
düşünüyoruz.
Diğer taraftan, organize
tarım bölgelerinde tam bir entegrasyon hedeflenmektedir. Bu anlamda, söz konusu
bölgelerde tohum, fide ve yem bitkisi üretim alanları, ar-ge birimleri, ambalaj
ve depolama tesisleri, ortak nakliye organizasyonları, arıtma tesisleri ve
diğer tesislerin de kurulması düşünülmektedir. Burdur İlinde de, daha modern ve
verimli hayvancılık işletmeleri oluşturmak, hayvansal üretim kapasitesini
artırmak ve modern et ve süt entegre tesisleri kurmak amacıyla geniş bir alanda
hayvancılık organize sanayi bölgesinin kurulması hususu da öngörülen hedefler
arasındadır.
Bu amaçla, ildeki, hazine
adına kayıtlı uygun arazilerin etüt çalışmaları devam etmekte olup, Bakanlık
olarak bu konuda üzerimize düşeni yapmakta kararlıyız. 2005 yılı içerisinde
hayvancılık sektöründe bir atılım yapmamız için, bunu, sadece Burdur'da değil,
başta gelişme potansiyeli yüksek olan iller olmak üzere, birçok yerde
gerçekleştirmek arzusundayız.
Bu bilgileri sunuyorum,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa)
- Sayın Bakanım, bir hususu hatırlatmak istiyorum. Don nedeniyle 400 trilyon
lira ayrılmıştı; ama, hâlâ bir ödeme söz konusu değil.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI
SAMİ GÜÇLÜ (Devamla) - Sayın Mehmet Küçükaşık, bugün gündemdışı konuşmalarda o
konuya cevap verirken yoktunuz, olsaydınız güzel bir cevap vermiştim. Ensar Bey
de "bir tek çiftçimize afetlerden dolayı ödeme yapmadınız" dedi; ama,
bugün onunla ilgili çok güzel haberler verdik. Bir kere, bu ödemelere başladık,
şu anda Karadenizin dışındaki en az 20 ilde ödeme yaptık.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa)
- Bursa için durum nedir?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI
SAMİ GÜÇLÜ (Devamla) - Buradaki ödemelerin miktarı 7 trilyon lira civarında.
Bu, az tabiî. Yani, bölgesel olarak zararın daha az olduğu yerler; ama, Karadenizle
ilgili, özellikle doğuda fındık zararıyla ilgili hadisede bugün bize 40 trilyon
liralık bir kaynak aktarıldı.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa)
- Sadece Bursa'da 450 trilyon lira zarar var, Türkiye için ayrılan para ise 400
trilyon lira.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI
SAMİ GÜÇLÜ (Devamla) - Ülke bir bütündür. Onun için, biz bütün olarak bakıyoruz.
Efendim, hepinizi,
tekrar, saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Bakan,
mutadı dışında, kendisine tanınan süreyi bile yarı yarıya kullandı, zaman
tasarrufu yaptı, başka sorulara da zaman tanıdı.
Sayın Bakana teşekkür
ediyoruz.
15.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun,
Halkbankın özelleştirilmesine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/639)
BAŞKAN - Soruyu
yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.
Soru önergesinin
görüşülmesi ertelenmiştir.
Değerli milletvekilleri,
sözlü sorular için ayrılan bir saatlik süre doldu. O nedenle, sözlü soru
görüşmelerini sonuçlandırıyoruz.
Değerli milletvekilleri,
Danışma Kurulunun çalışmalarımızla ilgili bir önerisi vardır; okutup oylarınıza
sunacağım.
VII. - ÖNERİLER
A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1.- Gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin
Danışma Kurulu önerisi
Danışma Kurulu Önerisi
No : 105 2.11.2004
Genel Kurulun 3 Kasım
2004 Çarşamba günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesi, gündemin
"Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler"
kısmının 113 üncü sırasında yer alan (10/152) esas numaralı ve 183 üncü sırasında
yer alan (10/216) esas numaralı patates üreticilerinin sorunları konusunda
Meclis araştırması önergelerinin görüşülmesinin ve görüşmelerinin birlikte
yapılmasının Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.
Bülent
Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Eyüp Fatsa K. Kemal Anadol
AK Parti Grubu Başkanvekili CHP
Grubu Başkanvekili
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Değerli milletvekilleri,
az önce alınan Danışma Kurulu kararı gereğince, patates üreticilerinin
sorunlarıyla ilgili önergeyi, ayrıca gündemde bulunan kanun tasarı ve
tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 3 Kasım 2004 Çarşamba günü, saat 13.00'te
toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati : 16.45