DÖNEM : 22 CİLT : 62 YASAMA
YILI : 3
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
11 inci Birleşim
27 Ekim 2004
Çarşamba
İ
Ç İ N D E K İ L E R
Sayfa
I. - GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III.
- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Samsun Milletvekili Musa
Uzunkaya'nın, bölgemizdeki son gelişme-ler ile Irak, Filistin ve Ortadoğu'daki
sorunlara ilişkin gündemdışı konuşması
2.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet
Vedat Melik'in, Güneydoğu Anadolu Projesinin son durumuna ve alınması gereken
tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması
3.- Erzurum Milletvekili İbrahim
Özdoğan'ın, Erzurum İlinin tarım ve hayvancılık potansiyeline; bu alanda
yaşanan sorunlara ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması
B)
TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Kars Milletvekili Selami
Yiğit'in (6/1269) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi
(4/224)
C)
ÇEŞİTLİ İŞLER
1.- Genel Kurulu ziyaret eden
Portekiz Parlamento Başkanı Mota Amaral'a Başkanlıkça "Hoşgeldiniz"
denilmesi
IV.
- ÖNERİLER
A)
DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1.- Genel Kurulun çalışma saatleri
ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin Danışma Kurulu
önerisi
V -
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
1.- (9/5, 6) Esas Numaralı Meclis
Soruşturması Komisyonu Raporunda Yüce Divana sevki istenilen eski Başbakan A.
Mesut Yılmaz ve Devlet eski Bakanı Güneş Taner haklarında ayrı ayrı gizli
oylama (S. Sayısı: 621)
2.- Çanakkale Milletvekilleri
Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı
Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa
Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(2/212) (S. Sayısı: 305)
3.- Kadının Statüsü Genel
Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/332)
(S.Sayısı 654)
VI.
- SORULAR VE CEVAPLAR
A)
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Antalya Milletvekili Nail
KAMACI'nın, elektrik nakil hatlarının neden olduğu orman yangınlarına ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3443)
2.- Kırklareli Milletvekili Mehmet
S. KESİMOĞLU'nun, Kırklareli'ndeki longoz ormanlarına ilişkin sorusu ve Çevre
ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3444)
3.- Iğdır Milletvekili Dursun
AKDEMİR'in, orman yangınlarının önlenmesine ve yangınların oluşturduğu maddî
zarara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3446)
4.- Hatay Milletvekili Züheyir
AMBER'in, İskenderun Limanında batan gemi ile ilgili iddialara ve sorumlulara
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3451)
5.- Adana Milletvekili Tacidar
SEYHAN'ın, İskenderun Körfezinde batan gemi hakkındaki iddialara ilişkin sorusu
ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3452)
6.- Bursa Milletvekili Kemal
DEMİREL'in, İskenderun Körfezinde batan geminin çevreye verebileceği zarar ve
hakkındaki bazı iddialara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman
PEPE'nin cevabı (7/3453)
7.- Erzincan Milletvekili Erol
TINASTEPE'nin, Antalya-Gündoğmuş-Kızıldere mevkiîndeki orman yangınında ölen
görevlilere ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı
(7/3625)
8.- Hatay Milletvekili Fuat
ÇAY'ın, İskenderun Limanı açığında batan M/V Ulla isimli toksik atık yüklü
gemiye ve bazı iddialara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin
cevabı (7/3628)
9.- Antalya Milletvekili Nail
KAMACI'nın, Antalya-Ortakonuş Köyünde meydana gelen orman yangını ve bazı
iddialara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı
(7/3629)
I.
- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te
açıldı.
Niğde Milletvekili Mahmut Uğur
Çetin'in, patates üreticilerinin sorunları ile alınması gereken önlemlere
ilişkin gündemdışı konuşmasına, Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü,
Antalya Milletvekili Hüseyin
Ekmekçioğlu'nun, eğitim sisteminin sorunlarına ve alınması gereken önlemlere
ilişkin gündemdışı konuşmasına, Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik,
Cevap verdi.
Malatya Milletvekili Süleyman
Sarıbaş, Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu Komisyonu Raporuna ilişkin
gündemdışı bir konuşma yaptı.
Gündemin "Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 31 inci
sırasında yer alan 654 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 2 nci sırasına,
32 nci sırasında yer alan 661 sıra sayılı kanun tasarısının 3 üncü sırasına, 27
nci sırasında yer alan 639 sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü sırasına
alınmasına; 26 Ekim 2004 Salı ve 27 Ekim 2004 Çarşamba günkü birleşimlerde
sözlü soruların görüşülmemesine; 26 Ekim 2004 Salı günü oylaması yapılacak
işlerin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılmasına; 27 Ekim 2004
Çarşamba günü Genel Kurulun 13.00-17.00 saatleri arasında çalışmalarını
sürdürmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.
(10/12, 28) esas numaralı Meclis
Araştırması Komisyonunda açık bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna
düşen 1 üyeliğe Bayburt Milletvekili Fetani Battal seçildi.
(9/3) esas numaralı Meclis
Soruşturması Komisyonu raporunun Genel Kurulun 15.6.2004 tarihli 101 inci
Birleşiminde birlikte yapılan gizli oylamasından sonra Yüce Divana sevkleri
kararlaştırılan ilgili eski bakanlar haklarındaki oylamanın ayrı ayrı yapılması
gerektiğine ilişkin Yüce Divan kararı doğrultusunda yapılan gizli oylamalar
sonucunda, Devlet eski Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ile
Devlet eski Bakanı Recep Önal'ın Yüce Divana sevklerine karar verildiği
açıklandı.
Gündemin "Oylaması Yapılacak
İşler" kısmının 2 nci sırasında yer alan (9/5, 6) esas numaralı Meclis
Soruşturması Komisyonu raporunda Yüce Divana sevki istenilen eski Başbakan A.
Mesut Yılmaz ve Devlet eski Bakanı Güneş Taner haklarında ayrı ayrı yapılacak
gizli oylamanın Genel Kurulun 27.10.2004 Çarşamba günkü 11 inci Birleşiminde
yapılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.
27 Ekim 2004 Çarşamba günü, alınan
karar gereğince, saat 13.00'te toplanmak üzere, birleşime 17.41'de son verildi.
Sadık
Yakut
Başkanvekili
Yaşar Tüzün Harun
Tüfekci
Bilecik Konya
Kâtip Üye Kâtip
Üye
No.
: 13
II. - GELEN KÂĞITLAR
27 Ekim 2004 Çarşamba
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Antalya
Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, yurtdışından kendisine hediye edilen
araçlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1319) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18.10.2004)
2.- Bursa
Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanının bir
ifadesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1320)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- İzmir
Milletvekili Ahmet ERSİN'in, Irak'ta iş yapan firmalarda çalışan
vatandaşlarımızın öldürülmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/3904) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2004)
2.- Antalya
Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Başbakanlığa hediye edilen bir otobüse
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3905) (Başkanlığa geliş tarihi:
18.10.2004)
3.- Şanlıurfa
Milletvekili Mehmet Vedat MELİK'in, bölünmüş yol projesinin Şanlıurfa'yı
kapsayıp kapsamadığına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3907) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)
4.- Sinop
Milletvekili Engin ALTAY'ın, Sinop-Boyabat Tünelli Geçiş Projesine ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3908) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18.10.2004)
5.- Muğla
Milletvekili Ali ARSLAN'ın, SSK hekim ve çalışanlarının performansa dayalı
ücret almalarının sağlanıp sağlanmayacağına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3909) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)
6.- Sinop
Milletvekili Engin ALTAY'ın, BAĞ-KUR'a ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3910) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)
7.- Niğde
Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Çukurova grubunun TMSF'ye olan borcuna ilişkin
Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/3911) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18.10.2004)
8.- Niğde
Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, faiz dışı fazla, borçlanma ve sürdürülebilir
kalkınmaya ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi
(7/3912) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)
9.- Hatay
Milletvekili Züheyir AMBER'in, Hazine Müsteşarlığından TMSF'ye aktarılan
paranın kayıtlarına ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru
önergesi (7/3913) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)
10.- Gaziantep
Milletvekili Abdulkadir ATEŞ'in, Gaziantep-İslahiye Ballıklaya Barajı projesine
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3914)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)
11.- Şanlıurfa
Milletvekili Mehmet Vedat MELİK'in, Şanlıurfa'nın bazı ilçelerinde tarımsal
sulamada kullanılan elektrik enerjisinde ortaya çıkan sorunlara ilişkin Enerji
ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3915) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18.10.2004)
12.- Antalya
Milletvekili Osman ÖZCAN'ın, Ankara Büyükşehir Belediyesinin borçlarına ve bazı
uygulamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3916)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)
13.- Ankara
Milletvekili Zekeriya AKINCI'nın, AŞTİ'den yolcu alan taksilerden para talep
edildiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3917)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)
14.- Isparta
Milletvekili Mevlüt COŞKUNER'in, Isparta'daki elma üreticilerinin soğuk hava
deposu ihtiyacına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3918) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)
15.- İzmir
Milletvekili Muharrem TOPRAK'ın, İzmir-Kiraz Devlet Hastanesi inşaatına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3919) (Başkanlığa geliş tarihi:
18.10.2004)
16.- Ankara
Milletvekili Zekeriya AKINCI'nın, Büyükşehir Belediyesinin Keçiörengücü Spor
Kulübüne yardım yaptığı iddialarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/3920) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18.10.2004)
17.- Niğde
Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Buca Cezaevindeki mahkûmların sorunlarına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3922) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18.10.2004)
18.- Niğde
Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Avrupa Birliği İlerleme Raporunun orijinal
metninin milletvekillerine dağıtılıp dağıtılmayacağına ilişkin Dışişleri Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/3923) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18.10.2004)
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 13.00
27
Ekim 2004 Çarşamba
BAŞKAN:
Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN- Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 11 inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yetersayısı vardır;
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce, üç sayın
milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.
Gündemdışı ilk söz, Ortadoğu ve
bölgemizdeki son dış gelişmeler hakkında söz isteyen Samsun Milletvekili Musa
Uzunkaya'ya aittir.
Buyurun Sayın Uzunkaya.
Konuşma süreniz 5 dakikadır.
III.
- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.
- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, bölgemizdeki son gelişmeler ile Irak,
Filistin ve Ortadoğu'daki sorunlara ilişkin gündemdışı konuşması
MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bölgemizdeki son gelişmeler, Irak, Filistin ve
Ortadoğu sorunları üzerinde gündemdışı söz almış bulunuyorum; bu vesileyle,
cuma günü 81 inci yıldönümünü idrak edeceğimiz Cumhuriyet Bayramımızı, Mümtaz
Heyetinizin şahsında aziz milletimizin bu mutlu gününü tebrik ediyor, sizleri
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 11 Eylül
İkiz Kuleler faciasından sonra, önce Hindikuş Dağlarında taş üstünde taş
bırakılmayan Afganistan'daki, ardından da 1990'ların başlarında başlatılıp
2003'ün mayısında fiilen ortaya konulan Irak'taki vahşet ve dehşet sahneleri,
sulha ve barışa çağrının değil, olsa olsa, kanı kanla temizleme operasyonunun
adı olabilirdi. Dahası, başta petrol olmak üzere, enerji kaynaklarına sahip
olmak için, bebeklerin, ihtiyar biçarelerin, masum anneler ve genç kızların
yerlere düşen cansız bedenlerinden sızan sıcacık kanı petrol diye vakumlayan,
masseden bir yanlış adımın adı olabilir.
Değerli arkadaşlarım, insanlık,
doğru-yanlış, çirkin-güzel, zulüm ve adaleti sembolize eden iki ayrı çağı
yaşamıştır; bunun birisi asrı cehalet, birisi de asrı saadettir. Cehaletin
bütün boyutlarıyla egemen olduğu çağlarda bile kırk yıl süren savaşların
yaşanmasına rağmen, eşhürülhurum, yani, insan kanı akıtmanın haram ilan
edildiği aylar olmuştur ki, onlardan birisi de mübarek ramazandır. Devri
cehalet, bu aya hürmeten savaşlara ara verebiliyorken, gerekçeleri artık
kendileri tarafından dahi yalanlanan, tamamen haksız ve tek taraflı; ancak, çok
destekli bir gücün başlattığı bu harbin müsebbiplerinin hiçbir kutsalı ve
karşısındaki insanların kutsalına da saygısı kalmamıştır.
Bir tarafta, 2005'in ocağında yapılacak
seçimlere kadar, âdeta, Irak'ın yerle bir edilmesi ve bu arada, onbinlerce aç,
sefil, çaresiz, çoluk çocuk, kadın erkek, sivil Iraklının hayatına kıyılması,
öbür taraftan ise, Filistin'de yaşanan ve neredeyse, Irak'ta yaşananları
rahmetle aratacak, mumla aratacak, İsrail'in soykırımları, tüyler ürperten
tecavüzleri ve katliamları...
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Âkif merhumun "Nur istiyoruz biz, sen yangın veriyorsun/
Yandık diyoruz, boğmaya kan gönderiyorsun" dizeleri, âdeta, bugün için söylenmiş
gibi.
Komşusunun evinde çıkan yangını
söndürsün diye merhamet beklediğimiz sözüm ona çağın efendileri, coğrafyamızda
ikinci, üçüncü komşularının evini de ateşe vermek durumunda oldular. Hem de
mübarek ramazan günü, oruçlu ağızlarıyla sofralarında içecek bir damla suyu ve
bir bardak meşrubatı olmadığı bir anda, geride kalanlara, şehitlerinin sebil
olan iftarlık kanlarına sebep olan vahşi kapitalist, emperyalist ve pragmatist
bir sahneyi oynayan aktörleri seyrediyoruz artık. Yıllar önce okuduğumuzda asla
inanmak istemediğim rahmetli Necip Fazıl'ın şu tespiti ne kadar doğruymuş:
"Materyalist ve pragmatist bir medeniyetin sahibi olanlar, o kadar bencil
ve o kadar çıkarcıdır ki, ellerindeki yumurtalarını pişirmek için komşusunun
evini yakmaktan çekinmezler bile" diyordu. Evet, bugün aynı tabloyu
yaşıyoruz. Bugün, İsrail utanç duvarları ikame etmekte, yüzlerce Filistinlinin
evini bazen boşalttırarak, bazen de içindeki insanlarla ateşe vermekte,
yıkmakta, bir açık hapishaneye dönüştürdüğü Filistin topraklarındaki vahşete,
BM'nin kararlarına, vetolu destekle devam imkânı bulabilmektedir.
Değerli arkadaşlar, dünyanın
şarkında, garbında, cenubunda, şimalinde, nerede yaşanırsa yaşansın insanların
temelde var olan...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Uzunkaya,
toparlayabilir misiniz.
MUSA UZUNKAYA (Devamla) -
Bitiriyorum Sayın Başkan.
...can, mal, akıl, nesil ve inanç
güvenliğini tehdit eden her düşünce, her davranış, her tecavüz "ben
insanım" diyebilen gür ve güçlü iradeyi karşısında bulmalıdır; yıkılanı
onarmak için değil, yıktırmamak, öldürtmemek için karşısında durabilmelidir.
Gazetelerde okuyoruz; Irak'ı yerle
bir eden saldırılardan sonra, başta ABD olmak üzere, Japonya, İngiltere, Avrupa
Birliği, Suudi Arabistan, Kuveyt, İspanya, İtalya, Birleşik Arap Emirlikleri,
Güney Kore, Kanada, Norveç, Dünya Bankası ve IMF milyarlarca dolar para
akıtarak Irak'ı yeniden restore edecekmiş!.. Yıkılan onurları, sönen
hanümanları kimler onore edecek; bunu doğrusu sormak gerekir.
Değerli kardeşlerim, başta Türkiye
olmak üzere, tüm dünyanın vicdanını kanatan ve geçmiş çağların vahşetini aratan
bu kanayan yaraya merhem olacak adımları atmak için bir gönül köprüsü kurmak
zorundayız. Kan damlayan bahçede gül bitmez. Güneşin aydınlığına ayna tutacak,
geleceğimizi daha da aydınlatacak çocuklar özlüyorsak, çocukların elinden taşı,
sapanı almak istiyorsak, Ortadoğu'ya dönük samimî ve büyük bir projeden
bahsetmek istiyorsak veya isteniyorsa, vazgeçin toplardan tanklardan, güllerden
güllelerden, koşun İsmail'in çocuklarına, ey İshak'ın çocukları ve İsmail'in
kardeşi olan İshak'ın çocukları! Hiçbir haklı gerekçesi kalmayan bu harbin
günübirlik galibi olsa da, tarih, hep mağlup yazacaktır taraf olanları ve
tarafta bulunanları.
En kısa zamanda, bayrama varmadan,
bölgemizin ve coğrafyamızın huzur ve barışa kavuşmasını diliyor, bayramınızı
şimdiden tebrik ediyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın
Uzunkaya.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Sayın
Başkan, Dışişleri Bakanı cevap vermeyecek mi konuşmaya?
BAŞKAN - Gündemdışı ikinci söz,
GAP Projesinin son durumu hakkında söz isteyen Şanlıurfa Milletvekili Sayın
Mehmet Vedat Melik'e aittir.
Buyurun Sayın Melik.
2.-
Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik'in, Güneydoğu Anadolu Projesinin son
durumuna ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması
MEHMET VEDAT MELİK (Şanlıurfa) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi en derin saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, kırk yıldır
halkımızın büyük özverisi ve şimdiye kadar gelen bütün hükümetlerin de
olağanüstü çabalarıyla girmeye çalıştığımız Avrupa Birliğiyle ilgili Türkiye
ilerleme raporunun ülke genelinde yarattığı iyimser havadan sonra belki de bu
tür konuşmalar yapanlar için Türkçemizde çok güzel özdeyişler vardır; ancak,
güneşin önüne perde çekilemeyeceği için, acı da olsa gerçeklerle yüz yüze
gelmeliyiz ki, sorunlarımızı çözme yolunda adımlar atabilelim.
Değerli milletvekilleri, hani
bizim bir GAP Projemiz vardı; ülkemizin yaklaşık 80 000 kilometrekaresini
kapsayan, cumhuriyet tarihimizin en büyük bölgesel kalkınma planı olan
Güneydoğu Anadolu Projesi vardı; ne oldu bu projeye? Bu hükümet iki yıldır bu
projeyle ilgili ne yaptı veya ne söyledi? İçinizden bilen veya duyan varsa
lütfen bize anlatsın. Çünkü, bunun cevabını yalnız bölge halkı değil bütün Türk
Halkı öğrenmek istiyor; ama, isterseniz önce ben söyleyeyim. İki yıldır bu
hükümet GAP Projesiyle ilgili ne bir tek şey söyledi ne de bir tek şey yaptı.
Çünkü, AK Parti İktidarı bu projeye inanmamakta, belki de önemini kavrayamamaktadır;
ancak, kesin olan bir şey var ki, o da, bu hükümetin bu projeyi önemsemediği ve
ilgi duymadığıdır. Eğer ilgi duymuş olsaydı -en basit bir örneğini vereceğim
sizlere- iki yıl içerisinde GAP idaresiyle ilgili bir teşkilatlanma kanununu
Meclise getirir veya en azından 6 Kasım günü süresi dolacak olan ve GAP Bölge
Kalkınma İdaresinin çalışmalarını düzenleyen kararnameyle ilgili bir çalışma
yapar, bunu da yapamıyorsa Mardin Milletvekilimiz Sayın Muharrem Doğan
tarafından hazırlanan ve şu anda sıra bekleyen yasa taslağına destek vererek
bir an önce gündeme getirirdi; ama, değerli arkadaşlar, belki de bizim
bilmediğimiz ve kamuoyuna açıklanmasına gerek duyulmayan başka meseleler
vardır; çünkü, bizim hükümetlerimizde birçok anlaşma ve kararları gizleme alışkanlığı
vardır. Tarihimiz boyunca, yalnız bu hükümet değil, birçok hükümet, olayları,
meselenin gerçek sahibi olan Türk Halkından gizlemişlerdir.
Değerli arkadaşlar, ancak, akla şu
soru gelmektedir: Acaba, tarımsal sulama anlamında gerçekleşme oranı yüzde
13'lerde olan GAP Projesinde yeni alanların sulamaya açılabilmesi için, Avrupa
Birliğinin Türkiye İlerleme Raporunun bir bölümünü oluşturan, Türkiye'nin
ortaklık perspektifinden doğan konuların veya sorunların işlendiği altkomisyon
raporunun "Transnational Issues" başlıklı bölümünde belirtildiği
gibi, GAP bölgesindeki su kaynaklarımızın kontrolü için uluslararası bir
yönetimin karar vermesi mi beklenmektedir?
Değerli arkadaşlar, eğer, bu
söylediklerime hükümet katılmıyorsa veya bunları doğru bulmuyorsa, o halde,
lütfen, bizlere ve tüm kamuoyuna GAP Projesinin, özellikle sulama yatırımlarına
yönelik düşünce ve projelerini anlatsınlar ki, bir daha, kimse, bu konuyla
ilgili olarak Yüce Meclisi meşgul etmesin; yani, 57 nci Hükümet döneminde,
çalışmaları yapılmış olan Suruç, Viranşehir, Ceylanpınar, Mardin-Kızıltepe ile
Kralkızı-Dicle sulama projeleri ne aşamadadır? Bu projelere yabancı
yatırımcılar teklif vermişler midir? Veya bu projeler, tozlu raflarda mı
durmaktadır? Yoksa, 17 Aralık tarihi mi beklenmektedir? Yani, Türkiye'ye
müzakere tarihi verilecek olursa, söz konusu sulama projelerinin yapılıp
yapılmayacağı da Avrupa Birliğine mi sorulacaktır?! Çünkü, değerli arkadaşlar,
şu anda GAP Bölgesindeki barajlarda, 1 000 000 hektar araziyi sulayabilecek
suyumuz mevcutken, biz, ancak, 240 000 hektarını sulamaktayız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, Sayın Melik;
toparlayabilir misiniz.
MEHMET VEDAT MELİK (Devamla) -
Öyleyse, niçin sözünü ettiğimiz hazır sulama projelerini hayata
geçirmiyorsunuz?
Değerli milletvekilleri, Ilısu
Barajının da bitirilmesiyle birlikte, elektrifikasyondaki gerçekleşme oranı
yüzde 95'leri bulacak olan GAP bölgesinde üretilen enerji, ülkenin her
tarafında ve bütün sektörlerde kullanılmaktadır; yani, yapılan yatırım yalnız
bölgeye yapılmamıştır. Şimdiye kadar, ülkemizdeki herhangi bir rafineride,
herhangi bir turistik tesiste veya fabrikada elektrik kesintisi duydunuz mu
veya herhangi bir tren, elektrik kesintisi nedeniyle durmuş mudur?
Şu ana kadar 16 milyar dolar
harcandığı söylenen GAP Projesi kapsamında inşa edilen hidroelektrik
santrallarından, 2003 yılı sonu itibariyle 400 milyar kilovatsaat elektrik elde
edilmiştir ki, bunun parasal karşılığı da en az 20 milyar dolardır.
Şimdi, siz, Karadeniz Otoyoluna,
Bolu Tüneline veya Esenboğa Havaalanına bir şekilde kaynak bulabiliyorsunuz;
ama, verimliliği ve kârlılığı kendini kanıtlamış GAP Projesine dönüp
bakmıyorsunuz bile.
Değerli arkadaşlar, hatırlarsanız,
Sayın Başbakan, 2004-2005 öğretim yılını "haydi kızlar, okula"
kampanyasıyla Şanlıurfa'da başlatmıştı. Ancak, okullar açıldığından bu yana
kırkbeş gün geçmesine rağmen, Sayın Başbakanın "haydi" dediği kız
çocuklarının büyük bir kısmı, kendi evlerinden uzak, Anadolu'nun değişik
yerlerinde geçici tarım işçisi olarak aileleriyle birlikte çalışmakta ve
çadırlarda yatmaktadırlar. Eğer, bu kız çocuklarımızı, gerçekten, okullarda ve
aileleriyle birlikte mutlu yuvalarında görmek istiyorsak, gelin, GAP Projesine
işlerlik kazandıralım ki, hiç olmazsa, bu insanlar, kendi köylerinde
geçimlerini sağlayabilsinler.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET VEDAT MELİK (Devamla) - Son
cümlem, Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Melik.
MEHMET VEDAT MELİK (Devamla) -
Ben, şimdi, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye için çok önemli olan bu GAP
Projesine tekrar sahip çıkmaya davet ediyor; hepinize saygılar sunuyorum.
(Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın
Melik.
Gündemdışı üçüncü söz, Erzurum
İlinin tarım potansiyeli hakkında söz isteyen, Erzurum Milletvekili İbrahim
Özdoğan'a aittir.
Buyurun Sayın Özdoğan (AK Parti
sıralarından alkışlar)
3.-
Erzurum Milletvekili İbrahim Özdoğan'ın, Erzurum İlinin tarım ve hayvancılık
potansiyeline; bu alanda yaşanan sorunlara ve alınması gereken tedbirlere
ilişkin gündemdışı konuşması
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Kurulu en derin saygılarımla
selamlıyorum.
Erzurum il merkezinin ortalama
rakımı 1 850 metredir. Tarım yapılan alanlar, bitki gelişimi bakımından bu
rakımdan aşağı seviyelerde yapılmaktadır. Yüksek kesimler, genellikle çayır,
mera ve yayla olarak hayvancılıkta değerlendirilmekte ve bitki gelişimi yavaş
olduğundan, tarım ikinci planda kalmaktadır. Yüzölçümünün yüzde 4'ünü oluşturan
ovaların ve yüzde 33'ünü oluşturan platoların bir kısmında, özellikle kuzey
ilçelerinde (İspir, Olur, Oltu, Tortum) mikroklima alanlarında meyve ve sebze
tarımı yapılmaktadır. Toplam tarım yapılabilen alan il yüzölçümünün yüzde
18'ine, yani, yaklaşık 460 000 hektara tekabül etmektedir.
Verimli alanlar, sulama hizmetleri
giden yerlerdir. Bu verimli alanlar Daphan Ovası, Hınıs Ovası ve Pasinler
Ovasıdır. Buralarda çiftçi sulama hizmetleri için yapılan Kuzgun Barajı ve
sulama tesisleri tam olarak hizmete açılmış değildir; özellikle, pompaj
tesisleri sulamaya açılmamıştır. Pasinler-Demirdöven Barajı ve sulama
kanalları, Çat Barajı ve sulama kanalları, Aşağı Pasinler sulama tesisi,
Söylemez Barajı, Hınıs-Başköy Barajı ve sulama tesislerinin tamamlanması için
ödenek ihtiyacı acilen karşılanmalıdır.
Mevcut tarım yapılan 460 000
hektarın 282 351 hektarı sulanabilir arazi olup, 110 200 hektarı şimdiye kadar
sulamaya açılmıştır ve bu alan yüzde 40 seviyesindedir. Sulanabilir alanların
yüzde 60'ı, yani 195 108 hektar alan yatırım beklemektedir. Çiftçilerin kendi
imkânlarıyla yaptıkları sulama, su yetersizliği, iletim kanallarının
elverişsizliği, toprağa sızan sularla daha da azalmaktadır. Geleneksel sulama
tesisleri ve metotlarından çiftçi bir an evvel kurtarılmalıdır.
Erzurum, üç ayrı havzanın
başlangıç noktasıdır. Birkısım sular Fırat Havzasının başlangıcı olup, bu sular
Basra Körfezine, Aras Nehri Hazar Denizine, Çoruh Nehri Karadeniz'e
dökülmektedir. Arazi, bitki örtüsünün çıplaklığı ve çoğu yerde arazi meylinin
fazlalığından dolayı erozyon tehdidi altında bulunmaktadır.
Mevcut arazi potansiyeli içinde
tarım yapılan alanın yetersizliği, her üründe verimin Türkiye ortalamasının
altında oluşu, girdi maliyetlerinin yüksekliği, ürün fiyatının düşük oluşu,
Erzurum'da, büyük miktarda tarım alanlarının terk edilmesine sebep olmuştur.
Ekolojik tarım bakımından Erzurum
İli çok avantajlıdır. Rakımın yüksek oluşu, bazı hastalık ve zararlıların
gelişme ve yaşamasına mâni olmaktadır; mikroklima alanlarında, tabiî şartlarda,
müdahale edilmeden, ilaç ve gübre kullanmadan her türlü meyve ve sebze
yetiştirmek mümkündür; daha da önemlisi, sanayi tesisleri, maden ocakları,
ulaşım hatlarından uzak alanlarda ekolojik tarım, seracılık ve tohumculuk
çalışmalarına yönelinmesi halinde, doğal şartlardaki ürünlerden üreticimiz bol
kazanç sağlayacaktır.
Geçmiş yıllarda 6 adet et
kombinası faal olarak kesim yaparken, şu anda, özel sektöre ait 1 kombina
olması ve günlük 400 büyükbaş ve 2 000 küçükbaş kapasitesi olan Et ve Balık
Kurumunun günlük 20 büyükbaş kesim yapması besicilerimizi daha da mağdur
etmektedir. Özellikle, yapılacak acil iş, Et ve Balık Kurumunun kesim
kapasitesini artırmak ve şeker fabrikasıyla beraber özelleştirme kapsamından
çıkarılmasıdır.
Hayvan varlığının, büyükbaş ve
küçükbaş sayısının azalması, özellikle et ve süt üretimini düşürmekte olup,
popülasyonun düşük verimli yerli ırklardan oluşu, kültür ırkı ve melez ırkında
hızlı bir artışı da sağlamamıştır. Genellikle ailenin süt ihtiyacını ancak
karşılayabilmekte, ihtiyaç fazlası ya sokakta satılmakta ya da yağ ve peynir
yapılarak pazarlanmaktadır. Süt işleme üniteleri çok az bulunmaktadır ve şehir
merkezlerinde toplanmıştır.
Zengin su potansiyeline sahip
ilimizde birçok ırmak, dere, Tortum Gölü ve diğer göller, sulama göletleri,
Kuzgun ve Demirdöven Barajları balıkçılık için müsait olmasına rağmen, şimdiye
kadar gelişmemiştir; son yıllarda Tarım Bakanlığı tarafından, geçmişte
uygulanan Kaynak Destekleme Fonu aracılığıyla yapılan teşviklerle yaygınlaşmaya
başlamıştır; bu da yeterli değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özdoğan, toparlar
mısınız.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) -
Tarımda karşılaşılan başlıca sorunlar; kabayem açığı ve bakım, besleme
problemleri, hastalıklarla mücadelede yetersizlik ve ıslah çalışmaları
yetersizliğidir. Özellikle ekonomik değere sahip, bölgeye adapte olmuş yerli
ırk yok olma noktasında; bunun önüne geçilmeli, et ve süt yönünden verim
artırıcı çalışmalar başlatılmalıdır.
İthal edilen hayvanlarda bölgeye
adapte olmuş ırklara öncelik verilmeli ve bunları sıkı bir izleme ve takibe
alarak azamî verim alınması sağlanmalı,
ekonomik değeri haiz olmadığı zaman kasaba gitmesine müsaade edilmelidir.
Hayvansal üretimde destekleme ve
kredilendirmede bölgesel değerlere göre faiz ve kredi limiti uygulanmalı,
mutlaka destek sağlanmalı; en önemlisi et ithalatı ve kasaplık canlı hayvan
ithalatı yapılmamalıdır. Bölgede, az yemle hızlı gelişen ve çoğalan, büyük
gelir sağlayan koyunculuk ayrı bir proje kapsamında öncelikli olarak
desteklenmeli ve korunmalıdır.
Aşırı, zamansız otlatmayla tahrip
olan meralarımızda, çayır alanlarımızda mutlaka kontrollü otlatma sağlanmalı ve
erozyona karşı havza bazında koruma ve ıslah tedbirleri alınmalıdır.
Sunî tohumlama, damızlık üretim
merkezi gibi kamusal çalışmalara mutlaka öncelik verilmelidir. Geleneksel köy
hayvancılığından bir an önce kurtulup, ekonomik işletmelere yönelinmelidir
Gerekli eğitime sahip mühendis ve veteriner hekimlere hayvancılık ve yem
bitkileri ekimi konusunda uygun şartlar sağlanmalıdır. Ülkenin et ve süt
ihtiyacını sağlayan damızlık işletmelere öncelik sağlanmalıdır.
Yem bitkileri ekim alanı -tarım
yapılabilen alanın- yüzde 40, yüzde 50 artırılarak kabayem açığı
kapatılmalıdır.
Yurt dışından giren kaçak canlı
hayvan, et ve gıda maddeleri girişi engellenmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür eder misiniz
Sayın Özdoğan.
Buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - 1
dakika daha...
BAŞKAN - Süre uzatımı verdim Sayın
Özdoğan; buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) -
Parçalı ve dağınık bir yapı arz eden işletmelerin optimum seviyeye gelmesi
yönünde çalışmalar yapılmalı, optimum işletme ve parsel büyüklüğünün altında
olanlar toplulaştırılarak ekonomik işletme seviyesine getirilmelidir.
Toprak etüt ve harita çalışmaları
yapılarak, toprak sınıf ve çeşitleri tespit edilmeli ve bunlara uygun bitki
deseni uygulanmalıdır.
Patates ve sebze tohumculuğu
bakımından, sahip olunan ideal şartlar dikkate alınarak sertifikalı tohumculuğa
önem verilmelidir.
Mikroklima bölgelerinde ekolojik
tarıma geçilmeli ve yöre çiftçisine gelecekteki önemi anlatılmalı, dış
ülkelerin talebine uygun ürünler yetiştirilerek pazarlanması sağlanmalıdır.
Sayın Tarım Bakanının, Doğu
Anadolunun bir numaralı merkezi Erzurum'un tarım problemlerine çözüm bulmamızda
total bir yaklaşım sergilemesini rica ediyor, Yüce Heyetinizi, tekrar, saygıyla
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın
Özdoğan.
Başkanlığın Genel Kurula diğer
sunuşları vardır.
Sözlü soru önergesinin geri
alınmasına dair bir önerge vardır; okutuyorum :
B)
TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.-
Kars Milletvekili Selami Yiğit'in (6/1269) esas numaralı sözlü sorusunu geri
aldığına ilişkin önergesi (4/224)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Gündemin "Sözlü Sorular"
kısmının 521 inci sırasında yer alan (6/1269) esas numaralı sözlü soru önergemi
geri alıyorum.
Gereğini saygılarımla arz ederim.
Selami
Yiğit
Kars
BAŞKAN - Sözlü
soru önergesi geri verilmiştir.
Danışma Kurulunun
bir önerisi vardır; okutup oylarınıza sunacağım.
IV.
- ÖNERİLER
A)
DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1.- Genel Kurulun çalışma saatleri
ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin Danışma Kurulu
önerisi
Danışma Kurulu
Önerisi
No:104 Tarih:
27.10.2004
Genel Kurulun 2
Kasım 2004 Salı günü 14.00-17.00, 3 Kasım 2004 Çarşamba ve 4 Kasım 2004
Perşembe günleri 13.00-17.00 saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesinin; 2
Kasım 2004 Salı günkü birleşimde gündemin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmının 113 üncü sırasında yer alan
(10/152) ile 183 üncü sırasında yer alan (10/216) esas numaralı patates
üreticilerinin sorunları konusundaki Meclis araştırması önergelerinin
görüşülmesinin ve görüşmelerinin birlikte yapılmasının Genel Kurulun onayına
sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.
Bülent
Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Eyüp Fatsa K.
Kemal Anadol
AK Parti Grubu Başkanvekili CHP
Grubu Başkanvekili
BAŞKAN - Öneri
üzerinde söz talebi?.. Yok.
Danışma Kurulu
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Alınan karar
gereğince gündemin "Oylaması Yapılacak İşler" kısmına geçeceğiz.
V.
- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
1.-
(9/5, 6) Esas Numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu Raporunda Yüce Divana
sevki istenilen eski Başbakan A. Mesut Yılmaz ve Devlet eski Bakanı Güneş Taner
haklarında ayrı ayrı gizli oylama (S. Sayısı: 621) (X)
BAŞKAN - Bu
kısımda yer alan (9/5,6) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu raporunda,
Yüce Divana sevki istenen eski Başbakan Ahmet Mesut Yılmaz ile Devlet eski
Bakanı Güneş Taner haklarında ayrı ayrı yapılacak gizli oylama işlemine
başlayacağız.
Bilindiği gibi,
(9/5,6) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunun raporu Genel Kurulumuzun
13.7.2004 tarihli 114 üncü Birleşiminde görüşülmüş ve yapılan oylama sonucunda
eski Başbakan Ahmet Mesut Yılmaz ile Devlet eski Bakanı Güneş Taner'in Yüce
Divana sevklerine karar verilmişti.
Yüce Divanın
23.7.2004 günlü ve 2004/2 esas sayılı Kararında, Anayasanın 100 üncü
maddesindeki "gerek görüldüğü takdirde ilgilinin Yüce Divana sevkine karar
verilir" ibaresi uyarınca, oylamanın, ilgililer hakkında ayrı ayrı
yapılacak olması, ceza hukukunun temel ilkelerinden olan, suç ve cezanın
şahsîliği, ilkesinin de gereği olduğu bilinmektedir.
Bu nedenle,
şimdi, (9/5, 6) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu raporuyla Yüce
Divana sevki istenen eski Başbakan Ahmet Mesut Yılmaz ile Devlet eski Bakanı
Güneş Taner haklarında ayrı ayrı oylama yapacağız.
İlk oylama,
Komisyonun Yüce Divana sevkini istediği eski Başbakan Ahmet Mesut Yılmaz için yapılacaktır.
Anayasanın 100
üncü maddesinin üçüncü fıkrasında "Yüce Divana sevk kararı ancak üye
tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınır" hükmü, İçtüzüğün 112
nci maddesinin altıncı fıkrasında da "Yüce Divana sevk kararı ancak üye
tamsayısının salt çoğunluğu ile alınır" hükmü yer almaktadır.
Bu nedenle,
oylamayı gizli oylama şeklinde yapacağız ve Yüce Divana sevk için 276 kabul oyu
arayacağız.
Toplantı
yetersayısı olmak kaydıyla gizli oylamada kabul oyu 276'nın altında olduğu
takdirde, Yüce Divana sevk kabul edilmemiş olacaktır.
Gizli oylamanın
ne şekilde yapılacağını arz ediyorum:
Komisyon ve
hükümet sıralarında yer alan Kâtip Üyelerden, komisyon sırasındaki iki Kâtip
Üye, sırasıyla -okuduğum iller dahil olmak üzere- Adana'dan başlayarak
Denizli'ye ve Diyarbakır'dan İstanbul'a kadar; hükümet sırasındaki iki Kâtip
Üye ise, İzmir'den Mardin'e ve Mersin'den Zonguldak'a kadar, adı okunan
milletvekillerine, biri beyaz, biri yeşil, biri de kırmızı olmak üzere, 3
yuvarlak pul ile mühürlü zarf verecek ve pul ve zarf verilen milletvekilini ad
defterinde işaretleyecektir.
Vekâleten oy
kullanacak bakanlar da, yerine oy kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu
bölümde oylarını kullanacaklardır.
Sayın
milletvekilleri, lütfen, Kâtip Üyeler yerlerini almadan yerlerinizden
kalkmayınız.
Sayın Kâtip
Üyeler yerlerini alsınlar lütfen.
Sayın Kâtip
Üyeler?..
Birleşime 5
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati : 13.35
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati : 13.40
BAŞKAN:
Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN- Sayın
milletvekilleri, 11 inci Birleşimin
İkinci Oturumunu açıyorum.
V.
- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
1.-
(9/5, 6) Esas Numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu Raporunda Yüce Divana
sevki istenilen eski Başbakan A. Mesut Yılmaz ve Devlet eski Bakanı Güneş Taner
haklarında ayrı ayrı gizli oylama (S. Sayısı: 621) (Devam)
BAŞKAN - Gizli oylamayı
başlatacağım.
Bilindiği üzere, verilecek bu
pullardan beyaz olanı kabul, kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise çekimser oyu
ifade etmektedir.
Oyunu kullanacak sayın üye, Kâtip
Üyeden 3 yuvarlak pul ile mühürlü zarfı aldıktan ve adını ad defterine
işaretlettikten sonra, kapalı oy verme yerine girecek, oy olarak kullanacağı
pulu burada zarfın içerisine koyacak, diğer pulları ise ıskarta kutusuna
atacaktır. Bilahara oy verme yerinden çıkacak olan üye, oy pulunun bulunduğu
zarfı Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne konulan oy kutusuna atacaktır.
Oylamada adı okunmayan
milletvekiline pul ve zarf verilmeyecektir.
Sayın milletvekilleri, Sanayi ve
Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in yerine; Devlet Bakanı
Güldal Akşit, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun yerine oy kullanacaklardır.
Şimdi, gizli oylamaya Adana
İlinden başlıyoruz.
(Oylar toplanıldı)
BAŞKAN - Oyunu kullanmayan sayın
üye var mı? Yok.
Oylama işlemi bitmiştir; oy
kutuları kaldırılsın.
(Oyların ayırımına başlanıldı)
BAŞKAN- Sayın Milletvekilleri,
birinci oylamanın tasnifi devam ederken, şimdi, Devlet eski Bakanı Güneş Taner
hakkındaki ikinci gizli oylamaya geçiyoruz.
Gizli oylamaya Adana İlinden
başlıyoruz.
(Oyların toplanmasına başlandı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
(9/5,6) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunun 621 sıra sayılı
raporunun eski Başbakan Ahmet Mesut Yılmaz hakkındaki gizli oylama sonucunu
açıklıyorum:
Kullanılan oy
sayısı : 444
Kabul : 419
Ret : 14
Çekimser : 5
Boş : 4
Geçersiz : 2
Bu sonuca göre, Meclis
Soruşturması Komisyonu raporuyla Yüce Divana sevki istenilen Ahmet Mesut
Yılmaz'ın Yüce Divana sevkine karar verilmiştir.
(Oyların toplanılmasına devam
edildi)
BAŞKAN - Oyunu kullanmayan sayın
üye var mı? Yok.
Oylama işlemi bitmiştir.
Kupalar kaldırılsın.
(Oyların ayırımı yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
(9/5,6) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunun 621 sıra sayılı
raporunun Devlet eski Bakanı Güneş Taner hakkındaki gizli oylama sonucunu
açıklıyorum:
Kullanılan oy
sayısı : 421
Kabul : 403
Ret : 7
Çekimser : 2
Boş : 5
Geçersiz : 4
Bu sonuca göre, Meclis Soruşturması
Komisyonunun raporuyla Yüce Divana sevki istenilen Devlet eski Bakanı Güneş
Taner'in Yüce Divana sevkine karar verilmiştir.
Alınan karar gereğince, sözlü
soruları görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına devam ediyoruz.
2.-
Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu
Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun
Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - Çanakkale Milletvekilleri
Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin; Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı
Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin geri alınan
maddeleriyle ilgili komisyon raporu henüz gelmediğinden teklifin müzakeresini
erteliyoruz.
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları raporlarının müzakeresine
başlıyoruz.
3.-
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı
ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/332) (S.Sayısı 654)(X)
BAŞKAN - Komisyon?.. Burada.
Hükümet?..Burada.
Komisyon raporu 654 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Adana Milletvekili Sayın Nevin Gaye
Erbatur; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA N. GAYE ERBATUR
(Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 654 sıra sayılı Kadının
Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısına ilişkin
Cumhuriyet Halk Partisinin görüşlerini ifade etmek için söz almış bulunuyorum;
Yüce Heyetinizi saygıyla selamlarım.
Nüfusumuzun yarısını oluşturan,
ancak, sorumluluklarıyla orantılı hakları henüz elde edememiş olan
kadınlarımızın statülerini yükseltmek amacıyla 1990 yılında merkezî hükümet
düzeyinde bir ulusal mekanizma kurulmuştur. 1980'li yıllarda yükselen kadın
hareketinin rüzgârını da arkasına alarak kurulan ulusal mekanizma tasarıdaki
adıyla kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, 1994 yılından bu yana, teşkilat yasası
olmadan çalışmalarını sürdürmek durumunda kalmıştır. Bugün burada, kronikleşmiş
bir sorunun çözümü yolunda bir adım atılmış olacaktır. Bu adımı memnuniyetle
karşıladığımı belirtmek isterim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; çağdaş demokrasiler, insan hakları, kadın-erkek eşitliği ve
ayırımcılık yapmama temelleri üzerinde yükselmektedir. Kadınlara karşı ayırımcılık,
İkinci Dünya Savaşından bu yana, uluslararası kuruluşların ve ulusların
gündeminde ilk sıralarda yer almaktadır. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları
Evrensel Bildirgesi, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, Medenî ve
Siyasî Haklar Sözleşmesi, kadınların ve erkeklerin tüm ekonomik, sosyal,
kültürel, medenî ve siyasî haklardan ve diğer insan haklarından eşit olarak
yararlanmalarını öngörür.
1979 yılında Birleşmiş Milletler
tarafından imzaya ve onaya açılan, ülkemizde 1986 yılında yürürlüğe giren,
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi, ayırımcılığı
şöyle tanımlamaktadır: Ayırımcılık, kadınların medenî durumlarına bakılmaksızın
ve kadın-erkek eşitliğine dayalı olarak, siyasî, ekonomik, sosyal, kültürel,
medenî ve diğer alanlardaki insan hakları ve temel özgürlüklerin tanınmasını,
kullanılmasını ve bunlardan yararlanmasını engelleyen veya ortadan kaldıran
veya bunu amaçlayan ve cinsiyete bağlı olarak yapılan herhangi bir ayırım,
mahrumiyet, kısıtlama anlamına gelir. Sözleşme, ayırımcılık tanımını yaptıktan
sonra, taraf devletlere, tüm uygun yollardan yararlanarak ve gecikmeksizin
kadınlara karşı ayırımı ortadan kaldırıcı politika izleme görevini verir; bu
politikalarla, yasal ve fiilî gerçek eşitlik sağlanacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 1975 yılında Mexico City'de, 1980 yılında Kopenhag'ta, 1985
yılında Nairobi'de ve 1995 yılında Pekin'de gerçekleştirilen 4 dünya kadın
konferansının sonuç belgeleri, kadın erkek eşitliği ve kadınlara karşı
ayırımcılık yapmama ilkelerini ulusal gündeme yerleştiren temel belgeler
arasındadır. Tüm bu belgelerde, eşitlik kavramı, tüm insanları aynı muameleye
tabi tutmak olarak tanımlanmaz; eşitsiz durumda olan insanların aynı muameleye
tabi olması, adaletli bir uygulama olmadığı gibi, eşitsizliği artırma
potansiyelini de içinde taşır. Gerçek eşitlik, bu dengesizliği ortadan
kaldıracak politikaların uygulanması sonucunda ortaya çıkar. Eşitlik
politikaları "geleneksel eşitlik politikaları" olarak adlandırılan
politikalar ile kadın-erkek eşitliğini tüm plan ve programlara yerleştirme
politikalarından oluşmaktadır. Eşitlik politikalarının oluşturulması,
uygulanması, koordinasyonu ve izlenmesinden sorumlu kuruluşların inşaı da bu
bağlamda kaçınılmaz zorunluluklardan birisidir. İşte bu zorunluluk, ilk defa
1975 yılında Mexico City'de, daha sonra da 1995 yılında Pekin'de kabul edilen
eylem platformunda, ulusal mekanizmayı "devlet içinde kadınların
ilerlemesini sağlamak üzere kurulan merkezî politika koordinasyon birimi"
olarak tarif etmektedir. Ulusal mekanizmanın temel görevini de "toplumsal
cinsiyet eşitliği perspektifinin devletin tüm yapılanmaları ve tüm
politikalarına yerleştirilmesini sağlamak" şeklinde belirlemektedir. Bu,
ulusal mekanizmalara 1995 konferansında verilen yeni bir görevdir. Artık,
sadece kadın odaklı politikalarla yetinilmeyecek, eşitlikçi yasal düzenlemeler,
alo kriz hatları, sığınmaevleri gibi, eşitlik ilkesi, tasarımı, uygulaması ve
izlenmesi aşamaları da dahil, tüm plan ve programlarda gözlenecektir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün, Birleşmiş Milletler üyesi olan 144 ülkede kadın-erkek
eşitliğini sağlamaya yönelik ulusal mekanizma bulunmaktadır. İtalya, Kostarika,
Kamboçya, ulusal mekanizmayı içine alacak ayrı bakanlıklar kurmuş olan
ülkelerdir. Dahası, birçok Batılı ülke sadece bir mekanizmayla yetinmemiş,
eşitliğe yönelik kurumsal yapılarını çeşitlendirmişlerdir.
Örneğin, İngiltere'de ulusal
mekanizmayı, kadın birimi, kadın konusundan sorumlu iki bakan ve kabine alt
komitesi oluşturmaktadır. Eşit Fırsatlar Komitesi de, ulusal mekanizmanın
unsurlarından bir diğeridir.
Avusturya'da Kadın Bakanlığı, Eşit
Muamele Komisyonu, Eşit İstihdam Fırsatları Ombudu, Eşit Muamele Federal
Komitesi ve Çalışma ve Ekonomi Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı, Tarım Bakanlığı
bünyesini de alan her bir çalışma konusu altında bir eşitlik birimi yer
almaktadır. Ayrıca, tüm bakanlıklarda eşitlik çalışma grupları oluşturulmuştur.
Finlandiya'da, Sağlık ve Sosyal
İşler Bakanlığı bünyesinde Eşitlik Konseyi, Eşitlik Ombudu, Eşitlik Kurulu,
Bakanlıklararası Eşitlik Çalışma Grubu ve Maliye ve Planlama Bakanlığına bağlı
Eşitlik Birimi bulunmaktadır.
İdarî yapılanmasını örnek
aldığımız Fransa'da Kadın Hakları ve Meslekî Eğitim Devlet Bakanlığı, bu
bakanlık altında Kadın Hakları Departmanı, Başbakana bağlı Parite Yasası İzleme
Grubu, kadın-erkek eşitliğini gerçekleştirmeye yönelik çalışmalar yapmaktadır.
Fransa'da, Meclis ve Senato düzeyinde 2 Kadın Hakları ve Eşit Fırsatlar
Parlamenter Delegasyonu bulunmaktadır.
Portekiz'de "Eşitlik, Eşit
Fırsatlar ve Aile" adını taşıyan komite, her dört yılda bir
yenilenmektedir.
Kurumsal yapılanmalar, ülkelerin
sosyal ve ekonomik durumu açısından da fikir verici yapılardır. Şöyle ki,
eşitliğe yönelik çalışmaların çok çeşitli düzeylerde kurumsallaştığı ülkeler,
insanî gelişme endeksli sıralamalarında en ön sıralarda yer almaktadırlar.
Örneğin Norveç, 2003 İnsanî Gelişme Raporunda, insanî gelişme endeksinin 1 inci
sırasında yer almaktadır. Bir önceki yıla göre 11 sıra gerileyerek 96 ncı
sıraya düşen Türkiye'nin, bundan gereken dersi alması gerekir. Türkiye'nin 11
sıra gerilemesinin nedenini indirgemeci bir yaklaşımla ekonomik krize
bağlamanın doğru olmadığı da ortadadır. Gerilemenin ana nedeni, diğer
ülkelerdeki ilerlemelerin, örneğin kadının karar alma mekanizmalarında yer alma
oranının daha hızlı olması ve Türkiye'nin bu hıza yetişememesidir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; kadın-erkek eşitliğine yönelik kurumsallaşmanın önemli bir
ayağını oluşturan ulusal mekanizmalar üzerine yapılan değerlendirmelerde, bu
kuruluşların devlet teşkilatı içinde kıyısallaştırılmaya yatkın kuruluşlar
olması, malî kaynaklar ve personel kaynaklarının yetersizliği ve açık ve net
bir görev tanımlarının olmaması sorunlarına dikkat çekilmekteydi. Bu nedenle,
Pekin Konferansı Sonuç Belgesinde, ulusal mekanizmalar 10 maddelik bir
düzenlemeye konu edildi; buna paralel olarak, Birleşmiş Milletler Kadının
Statüsü Komisyonu, 1988 ve 1991 toplantı dönemlerinde bu konuyu ele aldı. 1999
yılında, ulusal mekanizmalar, komisyonda bir kez daha gündeme geldi.
Bugün, burada, yasasını
görüştüğümüz Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, dünyanın otuz yıllık deneyimini
yansıtmaktadır. On yıllık kurumsal yaşamında, yukarıda sözü edilen sorunları
fazlasıyla yaşamıştır; en basit örneği, 1994 yılından bu yana yasası
çıkarılamamıştır. Görüştüğümüz bu tasarı, oldukça güçlendirilmiş bir genel
müdürlük inşa etmeyi öngörmektedir ve biz buna olumlu bakıyoruz; ancak, genel
müdürlük tek başına bir şey ifade etmez. Her düzeyde bu tip mekanizmalar
kurmalıyız; Parlamento düzeyinde, merkezî idarede, en azından her bir bakanlık
düzeyinde ve yerel düzeyde eşitlik mekanizmaları kurmalıyız; kurmalıyız ki,
kadın okumaz-yazmazlığı ayıbı ortadan kalksın, kadınların işgücü piyasasına katılımının
giderek düştüğü ender ülkelerden biri olmayalım, namus cinayetleri ayıbından
kurtulalım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; kadın-erkek eşitliğini sağlamak amaçlı yapılanmalara rağmen
sorunların hâlâ devam etmekte olması, eşitlik konularının her zaman ulusal
politikaların temel unsurlarından birisi olma gereğini hatırlatmaktadır.
Tasarının 1 inci maddesinde, genel
müdürlüğün kuruluş amacı belirlenmekte; ancak, kadın-erkek eşitliği
perspektifinin tüm kamu politikalarına yerleştirilmesi ve kadın-erkek
eşitliğinin tüm yasaların hazırlanış ve uygulanma aşamalarında gözetilmesi
gereken temel bir ilke olarak ortaya konulması gibi bir ana amaçtan söz
edilmemektedir. Oysa, ulusal mekanizmaların kuruluşunda temel hedef, kamusal
alanı, eşitlikçi bir perspektifle dönüştürmektir.
Tasarının 3 üncü maddesinde genel
müdürlüğün görevleri sıralanmıştır. Muhtemelen diğer kamu kurum ve
kuruluşlarının görev alanlarına girmemek kaygısıyla, oldukça muğlak bir görev
tanımı yapılmaya çalışılmıştır. Örneğin 3/a'da yer alan "kadına karşı her
türlü ayrımcılığı önlemek, kadının insan haklarını geliştirmek, kadını
ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda etkin hale getirmek ve eğitim düzeyini
yükseltmek amacıyla yapılacak her türlü çalışmaya destek vermek" ifadesi,
genel müdürlüğün edilgen bir yapı olarak düşünüldüğü izlenimini vermektedir.
Bir kere şunu açıklığa
kavuşturalım. Kadın-erkek eşitliğine yönelik politikaların ana çerçevesi,
devletin hangi organı tarafından belirlenecektir? Bir başka bakanlık ya da bir
kurum belirleyecek de, genel müdürlük buna destek mi verecektir? Bence 3 üncü
maddenin (a) fıkrası tam da böyle bir duruma atıfta bulunmaktadır. Bu sorunu
ortadan kaldırmak için "çalışmalara destek vermek" yerine, en azından
"çalışmalara katılmak" ifadesi konulabilirdi. Aynı fıkrada daha da vahim
bir düzenleme var; o da, genel müdürlüğün görevini "temel politikaların
belirlenmesine katkıda bulunmak" şeklinde tarif etmek. 144 ülke örneğinde
olduğu gibi, ulusal mekanizmaların temel görevi, eşitlik, diğer bir deyişle
kadın-erkek eşitliğine yönelik politikaları oluşturmaktır.
Tasarıda, diğer kuruluşların görev
alanına girmemek kaygısıyla genel müdürlük kendine yardımcı rol biçmektedir ki,
bu da doğru değildir. Aynı maddenin diğer fıkralarında, genel müdürlük,
kendini, bazen icracı, bazen de yardımcı ve ikincil konumlarda tarif etmektedir
ve bu kavram kargaşası yaratmaktadır.
Daire başkanlıklarının görevlerinin belirlenmesinde de benzer bir çekingenlik
olduğunu kaydetmek gerekir.
Ayrıca, Kadına Yönelik Şiddet
Daire Başkanlığının olmaması da, bence yasadaki en büyük eksikliklerden
birisidir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Devlet Planlama Teşkilatı ve Avrupa Birliğinin finansal
katkılarıyla Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü ve Sağlık
Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü tarafından
gerçekleştirilen "Türkiye 2003 Nüfus ve Sağlık Araştırması"nın
sonuçlarına göre, Türkiye'deki kadınların büyük bir çoğunluğu eşlerinden dayak
yemektedir. Daha evvel yapılan başka bir araştırma, evli kadınların üçte 1'inin
eşinden şiddet gördüğünü göstermektedir. Öte yandan, son zamanlarda kamuoyunun
gündemine oturan namus adına işlenen cinayetler, kadına yönelik şiddetin en son
noktasını oluşturmaktadır. Toplumda kadına yönelik şiddetin yaygınlığı, bize bu
alanda farkındalık yaratma ve rehabilitasyon konularında önemli görevler
düştüğünü gösteriyor.
Kadına yönelik şiddet, kadınların,
bilinçli, aktif, kendine güvenen ve üretken bireyler olarak toplumsal, ekonomik
ve siyasî hayata katılımını engelleyen en önemli faktörlerden biridir.
Araştırmalar, şiddet gören kadının büyük bir travma yaşadığını, içine
kapandığını ve özsaygısını yitirdiğini göstermektedir. Böyle bir bireyin aktif
bir hak arayıcısı olması beklenemez. Üstelik, geleneksel değer yargıları
çerçevesinde çocukların bakımı ve yetiştirilmesinden sorumlu olan kadının,
şiddet mağduru olduğunda, çocuklarını, yani, yeni nesli sağlıklı bir ortamda
yetiştirmesi mümkün olmayacaktır.
Şiddete uğrayan kadının yaşadığı
şiddeti durdurmak ve toplumu kadına yönelik şiddete karşı bilinçlendirmek, yeni
yetişen neslin şiddet döngüsü içerisinde büyümesini, bu şiddeti kanıksamasını
engeller. Bu anlamda, sadece şiddet mağduru kadınlara barınma hizmetleri
sunmakla kalmayıp, şiddetle mücadelede politika üreten kurumlar olan
sığınmaevlerinin varlıklarının korunması da son derece önemlidir.
Avrupa Birliği normlarına göre,
ülkemizde her 7 500 kız çocuğu ve kadın için 1 adet sığınmaevi açılmalıdır. Bu
sığınmaevleri belediyelerce açılmalı, finansmanını belediyeler yapmalı; ancak,
işleyiş ve denetimleri, bu alanda, yıllarca, sahada yüzlerce kadınla çalışıp
büyük bir tecrübe birikimi edinmiş olan kadın sivil toplum kuruluşlarına
bırakılmalıdır.
Avrupa Birliği Komisyonu uyum
raporunda da altının çizildiği gibi, son Türk Ceza Kanunuyla, namus cinayetleri,
bekaret kontrolü, cinsel taciz gibi alanlarda önemli önlemler alınmış olmasına
rağmen, kadın-erkek eşitliği ve kadın haklarının korunması, ayırımcılık ve
aileiçi şiddet alanlarında ciddî sorunlar devam ediyor.
Avrupa Birliği Komisyonu uyum
raporunda, ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kadın üye oranının
düşüklüğüne de dikkat çekiliyor ve Türkiye'de kadınların okuma-yazma oranının
düşüklüğüne sorun kaynağı olarak işaret ediliyor.
Tüm bu sorunlar çerçevesinde,
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü önemli bir misyona sahiptir; kadınlara, eşitlik
içinde, sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasî alanlarda hak ettikleri statüyü
kazandırmak.
Bugün Avrupa Birliği,
demokratikleşmenin temel ilkesi olarak kadın-erkek eşitliğini,üstüne basa basa
vurgulamaktadır.
Genel Müdürlüğün çalışmaları,
kadınların toplumsal, siyasî ve ekonomik yaşama eşit olarak katılımlarını,
toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesinin tüm karar, plan, program ve yasaların
hazırlanış ve uygulama aşamalarının tümünde temel alınan ilke olmasının teminini,
kadına yönelik şiddetle mücadelede politikalar ve programlar geliştirilmesini
sağlayacaktır. Bu anlamda, Genel Müdürlüğün işlerliğini kazandıracak olan
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat Yasası, Avrupa Birliği üyelik
sürecinde Türkiye'nin demokratikleşmesine ciddî katkıları olacak bir adımdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Kadının Statüsü Danışma Kurulunun çok önemli bir düzenleme
olduğunu belirtmeliyim. Eğer Ekonomik ve Sosyal Konsey gibi, adı var işlevi yok
bir kurul haline dönüşmezse, bu kurul, kamu politikalarına kadın-erkek eşitliği
bakış açısını yerleştirmek açısından çok işlevsel olabilir. Kadın-erkek
eşitliği perspektifinin, tüm kararlara, hazırlanan tüm plan ve programlara
yerleştirilmesi, en genel anlamıyla, karar, plan ve programların kadın ve erkek
üzerinde farklı etkiler yaratabileceğini, bir cinsin aleyhine
sonuçlanabileceğini planlama aşamasında öngörerek tedbirler almaya atıfta
bulunur.
İhtisas komisyonlarının
oluşturulması da, yine, olumlu düzenlemeler arasındadır. Kesit sektörü olması
nedeniyle eşitlik çalışmalarında birçok alanda uzmanlığa ihtiyaç duyulmaktadır.
Dolayısıyla bu düzenlemenin yararlı olduğu düşünülmektedir.
Kurumun bir kariyer kuruluşu
haline getirilmesi, Türkiye'de kadın-erkek eşitliği doğrultusundaki hareketlere
önemli katkı sağlayacaktır. Bu nedenle, kadının statüsü, uzmanlığı ve uzman
yardımcılığı müessesesinin oluşturulmasını gönülden destekliyorum. Bugün, bazı
üniversitelerimizde kadın çalışmaları yüksek lisans programı vardır ve buradan
yetişen nitelikli gençlerin uzmanlığa alınmaları, Genel Müdürlüğe güç
katacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ulusal mekanizmanın mümkün olan her düzeyde kurulması,
Cumhuriyet Halk Partisinin yıllardır savunageldiği konulardan biridir.
Türkiye'de parlamento düzeyinde sürekli bir komisyonun oluşturulmasına yönelik
çabalarımız yeni değildir. 20 nci Dönemde, Sayın Oya Araslı ve Sayın Birgen
Keleş'in öncülüğünde Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin verdiği
önergeyle Türkiye'de de parlamento düzeyinde kadının statüsünün araştırılarak,
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Sözleşmesinin yaşama
geçirilmesi için alınması gereken önlemleri tespit etmek amacıyla (10/219) esas
sayılı Meclis Araştırması Komisyonu kurulmuş; Komisyon, hazırladığı raporu 1998
yılında Türkiye Büyük Millet Meclisine sunmuştur.
Raporda tavsiye edilen hususlardan
biri Mecliste sürekli bir kadın erkek eşitliği komisyonu kurulmasıydı. Bu
kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21 inci Döneminde hazırlanan
Kadın-Erkek Eşitliği İzleme Komisyonunun Kurulmasına Dair Kanun Teklifi Anayasa
Komisyonunda kabul edildiği halde, İçtüzük değişiklikleri paketinin komisyon
tarafından geri çekilmesi nedeniyle kurulamamıştır. Biz, bu yöndeki talebimizi,
kanun teklifi hazırlayarak, bu dönemde, Mart 2003'te Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
sunduk ve sonuç almak için Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlarımızın
desteğini bekliyoruz.
BAŞKAN - Bir saniye Sayın
Erbatur...
III.
- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C)
ÇEŞİTLİ İŞLER
1.-
Genel Kurulu ziyaret eden Portekiz Parlamento Başkanı Mota Amaral'a Başkanlıkça
"Hoşgeldiniz" denilmesi
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Bülent Arınç'ın resmî konuğu olarak
ülkemizi ziyaret etmekte olan Portekiz Parlamento Başkanı Sayın Mota Amaral şu
anda Meclisimizi teşrif etmiş bulunuyorlar.
Kendilerine Yüce Meclisimiz adına
"Hoşgeldiniz" diyorum. (Alkışlar)
V.
- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
3.-
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı
ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/332) (S.Sayısı 654) (Devam)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Erbatur.
N. GAYE ERBATUR (Devamla) -
Cumhuriyet Halk Partisi olarak kadın-erkek eşitliğini çok önemsiyoruz. Parti programında,
kadın-erkek eşitliğini, evrensel insan hakları ilkelerinin ayrılmaz bir
parçası, demokrasinin vazgeçilmez koşulu olarak tanımlıyoruz. Türkiye'de kadın-
erkek eşitliği fikrinin öncüsü Atatürk ve onun önderliğinde kurulan Cumhuriyet
Halk Partisidir diyoruz.
Tüm yasalardaki ayırımcı
hükümlerin ayıklanması, eşitlikçi yasalar çıkarılması, kadının hayatın tüm
alanlarına tam ve etkin katılımının sağlanmasına yönelik çalışmaları tek tek
programımıza koyduk. Dahası, kadın bakanlığı kurmayı öngörüyoruz ve yerel
yönetimler ile ilgili kuruluş ve
kademelerinde, kadın bakanlığıyla eşgüdümlü işlev görecek kadın konuları
birimleri kurmayı da parti programımıza aldık.
Bu nedenle, bakanlık düzeyinde
olmasa da, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün teşkilat yasasına kavuşturulması
girişimini ilke olarak destekliyoruz; ancak, yasanın çıkarılması önkoşul
olmakla birlikte çözüm için yeterli değildir düşüncesini de aklımızda
tutuyoruz.
Yasa çıktıktan sonra ne olacaktır;
yasası ne kadar özenle düzenlenirse düzenlensin, kurumu etkin ve verimli
kılmak, siyasî mülahazalardan uzak bir uzmanlık kurumuna dönüştürmek, siyasî
iradenin yapacağı tercihle yakından ilgilidir. Kurumu yetkin uzmanlardan oluşan
aktif bir yapıya veya donanımları yetersiz kişilerden oluşan hantal bir yapıya
dönüştürmek siyasîlerin sorumluluğundadır. Son zamanlarda gördüğümüz atama
örnekleri bu konuda bizi karamsarlığa itmektedir.
Yukarıda sıkça vurguladığım gibi,
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün yasasına kavuşturulması çok önemli bir
görevdir. Sözü edilen görev, zaten Avrupa Birliğine sunduğumuz ulusal raporda
da kısa vadeli öncelikler arasında yerini almıştır; ancak, maalesef, tasarının
yasalaşması bugüne kalmıştır ve Avrupa Birliği raporunda, 6 Ekimde hazırlanan
ve kamuoyuna sunulan raporda, Türkiye'nin bu ulusal mekanizmayı kurmakta ne
kadar geç kaldığı belirtilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Erbatur, ikinci
eksürenizi de bitirdiniz. Teşekkür eder misiniz.
Buyurun.
N. GAYE ERBATUR (Devamla) - Ben,
şahsım adına da söz istemiştim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Ama, AK Parti Grubu, grup
adına söz istiyor; size sonra söz vereceğim Sayın Erbatur.
Buyurun.
N. GAYE ERBATUR (Devamla) - Oysa
ki, bu tasarı, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda, geçen yıl
temmuz ayında görüşülmüş; ama, maalesef, Genel Kurula, Plan ve Bütçe
Komisyonundan çıkıp ancak bugün gelebilmiştir.
Anayasanın 10 uncu maddesinde daha
etkin önlemler alınmasını sağlayacak biçimde değişiklik yapılması fırsatı
kaçırılmış bulunsa da, kadın-erkek eşitliği bakış açısının anaplan ve
politikalara yerleştirilmesi çalışmalarında, umarım, bu yasa çıktıktan sonra
önemli aşamalar kaydedilir. Toplumsal cinsiyet eşitliği, demokrasinin temel bir
ilkesi olduğu kadar, sürdürülebilir kalkınmanın da önkoşullarından biridir.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin
merkez politikalara dahil edilmesini sağlamak için gerekli düzenlemelerin
bundan böyle yapılacağını ümit ederek, şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyor ve teşekkür ediyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın
Erbatur.
Tasarının tümü üzerinde, AK Parti
Grubu adına söz isteyen, Ankara Milletvekili Sayın Remziye Öztoprak; buyurun.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA REMZİYE
ÖZTOPRAK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Kadının
Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı üzerinde konuşmak üzere Grubum adına söz almış bulunuyorum; hepinizi
saygıyla selamlarım.
Bu yasa tasarısında emeği geçen
herkese teşekkür ediyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Ülkemizde kadın, sayısız
sorunlarla boğuşan, geleceğimizin garantisi çocuklarımızı yetiştiren, evkadını
olarak, çalışan kadın olarak, eş olarak, anne olarak hiçbir fedakârlıktan
çekinmeyen, onurlu, yüce bir varlıktır; ailenin en önemli unsurudur;
nüfusumuzun ise yüzde 52'sini teşkil eder.
Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde
de kadın-erkek eşitsizliği, hemen her alanda yaşanır. Cumhuriyetin ilk
yıllarında, Yüce Atatürk'ün, Türk kadınına, Medenî Kanunla pek çok hakkı
tanımasının yanında, seçme ve seçilme hakkı da, pek çok gelişmiş ülke
kadınından önce verilmiştir. Aradan geçen yetmiş yıla rağmen, Türk kadını, bugün,
kadın-erkek eşitliğini elde edememiş, karar mekanizmalarında yeterince yer
alamamış, siyasal yaşamda çok az sayıda kalmış, ekonomik özgürlüğünü
kazanamamış; iş yaşamı, eğitim ve sağlıkta fırsat eşitliğini yakalayamamış,
emeğinin karşılığını hakkıyla alamadığı halde en çok çalışan kesim olmuştur.
Ülkemizdeki bu durum birçok dünya ülkesinde de aynı olduğu için, Birleşmiş Milletler,
kadın sorunlarını uluslararası platforma taşıyarak son yirmibeş yılda dört kez
Dünya Kadın Konferansı düzenlemiş ve çözüm için ortak hedefleri, eşitliği
sağlama, kalkınma ve barış olarak ortaya koymuştur. Bu hedeflere ulaşabilmek
için, siyasî irade oluşturarak, uygulamaya geçmek üzere, tüm ülkelerin imzasına
sunduğu bir sözleşme hazırlamıştır.
İşte, Birleşmiş Milletlerin
kadın-erkek eşitliğini sağlamak üzere kadınlara karşı her türlü ayırımcılığın
önlenmesi konusunda yaptığı bir dizi uluslararası toplantının sonucunda ortaya
çıkan sözleşmeyi, Türkiye, 1985 yılında imzalamış ve bu sözleşme 1986 yılında
yürürlüğe girmiştir. Bu sözleşme, esası itibariyle, imzalayan devletler
tarafından hayatın her alanında kadın-erkek eşitliğinin sağlanması amacıyla tüm
önlemlerin alınmasının kabul edilmesi demektir. Bu anlaşmanın verdiği
yükümlülüklerin yerine getirilmesi ve uluslararası platformlarda alınan
kararların uygulanabilmesi için yeni örgütlenme çalışmalarının gerektiği ortaya
çıkmıştır.
Ülkemizde, ilk defa, kadından
sorumlu bir resmî örgütlenme Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planında yer almıştır.
1995 yılında Pekin'de yapılan 4 üncü Dünya Kadın Konferansı Sonuç Bildirgesinde
de ulusal mekanizmalar en önemli çalışmalar olarak gösterilmiştir.
Türkiye'de, kadın sorunlarını
çözümlemek üzere, 1990 yılında, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü
kurulmuş ve 1991 yılında Başbakanlığa bağlanmıştır. Bu Genel Müdürlük, kadın
haklarının korunması ve geliştirilmesine
yönelik çalışmalar yapmak, kadınların sosyal, ekonomik, kültürel, hak, fırsat
ve imkânlardan eşit biçimde yararlanmasını sağlamak üzere kurulmuştur. 25 Ekim
1990 tarih ve 3670 sayılı Kanunla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı
olarak kurulan Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü, 24 Haziran 1991'de
Başbakanlığa bağlanarak, sorumluluğu, kadın sorunlarıyla ilgili bir devlet
bakanlığına verilmiştir.
Genel müdürlük, 13 Ekim 1993
tarihinde 514 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle kurulan Kadın ve Sosyal
Hizmetler Müsteşarlığının ana hizmet birimlerinden biri olarak yapılandırılmış,
ancak, 414 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle bu kararnamenin çıkarılmasına
dayanak teşkil eden yetki kanunuyla 6 Ekim 1993'te Anayasa Mahkemesi kararıyla
iptal edilmiştir. Genel Müdürlük, Anayasa Mahkemesinin bu iptal kararından
itibaren on yıldır teşkilat kanunu olmadan çok kısıtlı bir bütçe ve personelle
çalışmalarını sürdürmeye çalışmıştır. Bugün, ülkemizde, istihdam ve kalkınmanın
temel göstergelerine ilişkin verilere göre kadının durumunun kadın-erkek
eşitliği açısından arzu edilen düzeyde olmadığını görerek, Kadının Statüsü ve
Sorunları Genel Müdürlüğünü teşkilat yasasına kavuşturabilmek için,
hükümetimiz, hemen gerekeni yapmış, yasa tasarısını hazırlayarak Yüce
Meclisimize göndermiştir. Bizler de, komisyonlarımızda gerekli çalışmaları yaparak
bu yasa tasarısını huzurlarınıza getirmiş bulunmaktayız. Kabul edilen bu
yasadan sonra, sorunların çözülmesinde çok işlevsel bir yol ortaya çıkacağı
inancındayız.
AK Parti olarak, kuruluşumuzdan
itibaren, ülkemizde kadın sorunlarına büyük önem vererek, parti programlarında
çözümlerine yer verdik. Bu konuda, tüm çabamızı bundan sonra da göstereceğiz. Yüce
Meclisimizin ilgili komisyonlarındaki iktidar ve muhalefet partilerine mensup
tüm arkadaşlarımız, bu tasarının bu aşamaya gelmesinde büyük emek sarf edip
destek vermişlerdir. Bu vesileyle, tüm milletvekili arkadaşlarıma teşekkür
eder, saygılarımı sunarım. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın
Öztoprak.
Tasarının tümü üzerinde, şahsı
adına söz isteyen, İstanbul Milletvekili Sayın Zeynep Karahan Uslu; buyurun.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
ZEYNEP KARAHAN USLU (İstanbul) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, Türkiye bir değişim süreci
içindedir; değişimin nirengi noktalarını ise, ekonomi ve insan hakları
alanlarındaki gelişim oluşturmaktadır. Hükümetimiz iki seneden beri, gerçekten,
toplumun hizmetine koşan, garson devlet anlayışına sahip çıkmış, siyasal
perspektifimiz, demokrasi kültürünün hâkim olduğu, vatandaşın denetim ve
taleplerine açık olan, siyasî otoritenin keyfîlikten uzak durduğu, bir başka
ifadeyle, insan merkezli bir yönetim anlayışı olarak gerçekleşmiştir.
Bu çerçevede, insan hakları
bağlamında ele alınan önemli konu başlıklarından biri de, kadın-erkek
eşitliğinin sağlanması yönünde atılan adımlar olmuştur. 59 uncu hükümet
programında da belirtildiği gibi, kadınların, yılların ihmali sonucu biriken
her türlü sorunlarıyla ilgilenilmesi, hükümetimizin öncelikleri arasında yer
almıştır ve bu ifadelerin sözle sınırlı kalmadığının müstesna örnekleri,
iktidarımızın inisiyatifi ve Parlamentomuzun desteğiyle sergilenmiştir.
Son iki yılda, çalışma, eğitim,
sağlık ve diğer toplumsal mağduriyetlerin önlenmesi konusunda ciddî
düzenlemelerin yanı sıra, eşitliğin anayasal güvence altına alınması
gerçekleştirilmiştir. Yapılan yasal düzenlemelerin, sürdürülen "haydi
kızlar okula", Sosyal Riski Azaltma Projesi gibi etkinliklerin hepsi, bu
ülkede yaşayan başta kadınlar olmak üzere herkesin ve gelecek nesillerin daha
mutlu ve özgür bireyler olması adına önemli katkılar sağlamaktadır.
Bu çerçevede, bugün görüşülecek
olan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı
da kabul edildiği takdirde, aynı amaca sistemli katkılar yapılabilmesini
sağlayacak bir düzenlemedir; çünkü, Türkiye, ancak gerçek anlamda cinsiyet
eşitliğini sağladığı zaman, insan kaynaklarını iyi kullanan, vatandaşlarının
daha mutlu bireyler olarak yaşadığı bir ülke haline gelebilir ve kanaatimce,
bir ülkenin kadın haklarına ve kadın konusuna yaklaşımı, o ülkenin
demokratikleşme düzeyini, hâkim iradenin bu konudaki gerçek niyetini anlatan
temel bir göstergedir.
Bu bağlamda, dünya örneklerini incelediğimizde,
cinslerarası eşitliği sağlayabilmek için yaklaşık 150 ülkede ulusal
mekanizmaların ihdas edildiğini görüyoruz. Bir başka ifadeyle, Kadının Statüsü
Genel Müdürlüğünün Parlamentomuz aracılığıyla yasal zemine kavuşturulması, konu
özelinde hem dünya deneyimiyle paralel hale gelme hem de eşitlik ve demokrasiye
verilen önemi gösterme imkânını taşımaktadır.
Ayrıca, halen Kadının Statüsü ve
Sorunları Genel Müdürlüğü adı altında hizmet veren kurumumuzun kurulduğundan
bugüne kadar yaşanan gelişmeler, kelimenin tam anlamıyla trajikomik olarak
nitelendirilebilir. Kurum, 1990 yılında kurulduktan sonra, 1993 yılında kanun
hükmünde kararnameyle, benzeri kurumlarla birlikte, kurulacak Kadın ve Sosyal
Hizmetler Müsteşarlığına bağlanmak istenilmiş; ancak, Anayasa Mahkemesi, böyle
bir düzenlemenin Meclis tarafından ve kanun çıkarılarak gerçekleştirilmesi
gerektiği gerekçesiyle iptal kararı vermiştir. Bu karara rağmen, aynı
düzenleme, 1994 yılında bir kez daha yapılmış, yine iptal edilmiş ve tam on
yıldır, bir başka söyleyişle, hükümetimiz konuyu ciddiyetle ele alana değin,
yasa tasarısı, Meclise sevk edilse dahi, yine, çeşitli şekillerde sürüncemede
kalmıştır; ancak, aynı zamanda, kurumun çalıştırılmasına devam edilmiş ve
cumhuriyet tarihinde bir eşi daha görülmeyen bir durum ortaya çıkmıştır; fakat,
elbette, hukukî dayanaktan yoksun bir biçimde çalışmanın tüm dezavantajları da
beraberinde yaşanmıştır.
Kurum, ihtiyaca rağmen yeni eleman
alamamış, emeklilik, kurum değişikliği gibi sebeplerle bir dönem 57'ye ulaşan
personel sayısı 20'ye düşmüş, son derece yetersiz bir eleman sayısıyla faaliyet
gösterilmiş, elemanlarının özlük haklarının korunması konusunda sorunlar
yaşanmış ve elbette, bu durum, kurumun çalışma performansının daha da yüksek
olmasının önünde bir engel teşkil etmiştir; daha da önemlisi, Türkiye'de
cinsiyet eşitliğini sağlamak için faaliyet gösteren tek kurumun, süreci
gereğince katkı yapmasına da ket vurulmuştur. Oysa, siyasî iradeyi elinde
tutanların konu özelinde toplumsal yükümlülükleri vardır. Bu çerçevede kurumun
teşkilat kanununun çıkarılmasının gerekliliği, toplumun sesi olarak
nitelendirebileceğimiz kadın sivil toplum kuruluşları tarafından siyasî
iktidarlara yıllardan beri ulaştırılmasına rağmen, iktidarımızın, kadının insan
haklarını önemseyen yaklaşımıyla konuyu ivedilikle ele almasına kadar kanunlaşma
imkânı bulamamıştır.
Diğer taraftan, uluslararası
yükümlülüklerimiz de önemlidir. 1986 yılından beri yürürlükte olan (CEDAW)
Birleşmiş Milletlerin Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi
Sözleşmesinin 1 inci ve 2 nci maddeleri, 1985 Nairobi 3 üncü Kadın Konferansı
Sonuç Belgesi, Nairobi İleriye Dönük Stratejilerin 55 ve 57 nci maddeleri, yine
1995 yılı Birleşmiş Milletler Pekin 4 üncü Dünya Kadın Konferansında ülkemizin
de hiçbir çekince koymadan kabul ettiği Pekin Deklarasyonu ile Eylem
Platformunun 201 ve 202 nci maddeleri ülkemizi bağlayıcı niteliktedir.
Özellikle anılan iki maddede, kadın sorunlarının çözümünde 12 kritik alandan
biri olarak kadının ilerlemesi için ulusal bir mekanizma oluşturulmasının
gereğine ve bu mekanizmanın kabine üyesi bir bakanın sorumluluğu altında,
hükümette mümkün olan en üst düzeyde faaliyet göstermesine yönelik açık
ifadeler mevcuttur.
Yine, Avrupa Birliği mevzuatına
uyum sürecinde ulusal mevzuatımızla ilgili olarak gerçekleştirilmekte olan
çalışmalar çerçevesinde, konuya, Temmuz 2003 tarihli Avrupa Birliği
Müktesebatının Üstlenilmesine Dair Ulusal Programın kadın-erkek eşitliği
kısmında Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğünün kurumsal ve yasal temelinin
güçlendirilmesinin 2004 yılı içinde gerçekleştirileceği belirtilmek suretiyle
yer verilmiştir. Bu bağlamda, ülkemizin, belirlediği programa, süresi içinde
uymakta gösterdiği hassasiyet de takdire şayandır.
Halihazırda ülkemizde eğitim,
sağlık, istihdam, karar mekanizmalarına katılım gibi kalkınmanın temel
göstergeleri olarak kabul ettiğimiz başlıklar çerçevesinde kadınların konumu
olması gerekenin gerisinde kalmaktadır.
Türkiye, halen, 100 kadından
25'inin okuma-yazma bilmediği, aktif işgücüne katılım oranının yüzde 26 gibi
düşük ve bunların da yüzde 76'sının ücretsiz aile işçisi olarak konumlandığı,
bunların sadece ve sadece iş güvencesine sahip olan oranının yüzde 14 olarak
tezahür ettiği, siyasal temsilin yüzde 4,4'le dünya ortalamasının gerisinde
seyrettiği bir ülke görünümündedir.
Mevcut durumun sosyolojik,
ekonomik ve kültürel nedenleri vardır. Mevcut eşitsizlik, tarih kadar eski ve
oranlar ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de evrenseldir ve çok açık bir
gerçektir ki, nihaî olarak kadın-erkek eşitliğini sağlamak, toplumun tümünü
kapsayan bir zihinsel dönüşümü gerçekleştirmekle mümkün olabilir. Ancak,
özellikle siyasî irade kararlılık sergilemelidir ve bugüne değin mevcut durumu
değiştirmek için, geçmiş hükümetleri de dahil ederek ifade etmek isterim ki,
pek çok düzenleme gerçekleştirilmiştir.
Bu düzenlemeler içinde en
önemlilerinden biri de, cinslerarası eşitliği sağlamak adına gerçekleştirilecek
çalışmaları koordineli bir biçimde yürütecek, Kadının Statüsü ve Sorunları
Genel Müdürlüğünün kurulması olmuştur. Ancak, hukukî düzenlemenin yokluğu, çok
daha verimli çalışabilecek bir kurumu dar bir alana sıkıştırmıştır.
Bugün, kurumu, ülkemizin
beklentilerini karşılama yolunda çok daha efektif bir biçimde çalışabilecek
hale getirme imkânı önümüzdedir. Tasarı yasalaştığı takdirde, Kadının Statüsü
Genel Müdürlüğü, kamuoyu nezdinde daha etkin çalışmalar yapabilen, ülkemizdeki
kadınların talep ve beklentilerini tespit, çözüm üretmede yetkinliğini artıran,
konu özelinde, sosyal paydaşlarını sürece daha fazla dahil edebilen bir yapıya
kavuşacaktır.
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün
görevlerini anabaşlıklar halinde ele alırsak;
Kadına karşı her türlü
ayırımcılığı önleyici stratejiler geliştirmek,
Kanun ve idarî düzenlemeleri görev
alanı çerçevesinde izlemek,
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Uslu,
toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) -
...Kadına yönelik her türlü taciz ve istismarın önlenmesi için çalışmalarda
bulunmak,
Yasal hakların tam manasıyla
kullanılmasını sağlamak için halkı bilgilendirmek,
Kadınların, hayatın bütün
alanlarına katılımını artırıcı çalışmalarda bulunmak,
Kadın konusunda bir bilgi merkezi
oluşturmak,
Bilimsel ve eğitici faaliyetler
düzenlemek,
Ulusal ve uluslararası partner
kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak konu özelinde bir sinerji yaratmak ve
tüm bu çalışmalar aracılığıyla bir imbikten süzülürcesine ortaya çıkacak
önerileri ilgili kuruluşlara ileterek kadın konusundaki ulusal politikaların
gelişmesine katkıda bulunmak olarak özetleyebiliriz.
Kurum, kadının ekonomik statüsünü
güçlendirme, kadının sosyal statüsünü geliştirme, dışilişkiler, iletişim,
dokümantasyon ve yayın daire başkanlıklarından oluşacak ve yukarıda anılan
görevler öncelikle bu organlar eliyle yürütülecektir. Kurumun bu şekilde dizayn
edilmesi, devletin kadına ilişkin politikalarının en geniş açılıma sahip ve
katılımcı demokrasi anlayışına uygun olarak gerçekleşmesini sağlamak adına son
derece önemlidir ve yine aynı mantığın bir başka yansıması da, kurumun görev
alanına giren konularda, gerek duyulduğunda ulusal ve uluslararası bilimsel
araştırma, proje gibi çalışmaları gerçek ve tüzelkişilere sözleşmeyle
yaptırabilmesi olacaktır. Böylelikle, konu üzerinde spesifik uzmanlığı olan tüm
unsurların katkısından yararlanma imkânı doğmaktadır ki, bu yaklaşım, en geniş
anlamda, hükümetimizin devleti yönetme biçimiyle, yani, sistemin bütün
unsurlarının katkısını alan birlikte yönetim ilkesiyle de paralellik arz
etmektedir.
Bu çerçevede, Kadının Statüsü
Genel Müdürlüğümüzün Teşkilat Kanunu
Tasarısı yasalaştığı takdirde, ülkemiz kadınlarının bazı alanlardaki
mevcut dezavantajlı konumunu değiştirmek adına çok daha etkin ve yoğun
çalışmalar gerçekleştirilecektir.
Hükümetimizin kadın-erkek
eşitliğini sağlamadaki kararlı tutumunun bir sonucu olarak bugün
Parlamentomuzun gündemine gelen kanun tasarısının, siz değerli Parlamento
mensuplarının desteğiyle kabul edileceğine ve bu tasarıya olumlu oy kullanılmasının
hepimiz için gurur duyacağımız bir karar olacağına inanıyor, Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın
Uslu.
Tasarının tümü üzerinde, şahsı
adına, Gaziantep Milletvekili Sayın Abdulkadir Ateş konuşacaktır.
Buyurun Sayın Ateş. (Alkışlar)
ABDULKADİR ATEŞ (Gaziantep) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, yıllardan beri sürüncemede kalan,
âdeta kangrene dönen bir konunun çözümüne doğru önemli bir adım atıyoruz.
Bilindiği gibi, dünyanın her
tarafında, tüm kalkınma planları içerisinde, bir ülkenin kalkınabilmesi için
bütün olanaklarını, bütün kaynaklarını harekete geçirmesi gerektiği hep
söylenir; üniversitelerde de biz bunu öğretiriz. İşte, buradan hareket
ettiğimizde, gelişen ve değişen dünyada, tüm bireylerin, hangi ülkede olursa
olsun, kalkınma sürecine etkin bir biçimde katılımını sağlamak gerekir.
Devletin, sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal politikalar üretmesi ve bu
politikaların uygulayıcısı kuruluşlar eliyle de bunu hayata geçirmesi normal
bir süreçtir; ama, maalesef, başta Türkiye'de olmak üzere, birçok ülkede bu
sürecin iyi çalışmadığını görüyoruz. Bugün, Türkiye'de de, kalkınabilmemiz için
gerekli insangücünün âdeta yüzde 50'si dışlanıyor. Bunu yapan sadece Türkiye
değil, dünyanın birçok ülkesinde de buna rastlıyoruz. Bu noktadan hareket
ederek, tüm enerjimizi, tüm kaynaklarımızı ülkenin gelişmesi, güçlenmesi,
bireylerin yücelebilmesi, kendilerini geliştirebilmeleri için harekete geçirmek
durumundayız ve bu noktada devletimizin yapması gereken bazı görevler var. Bu
görevlerin başında gelen konulardan bir tanesi de, işte bu potansiyeli
yakalayabilmemiz için, eğer önünde engel olan kaynaklar varsa, önünde engel
olan güçler varsa, bu engelleri kaldırmak zorunda olduğumuzdur.
İşte bu noktada, Türkiye'de
kadınlar, toplumun diğer kesimlerinden, onlardan bağımsız olarak ele
alındığında, onların birçoğundan daha çok sorunlarla karşı karşıya kaldığını ve
topluma gerekli katkıyı yapamadığını görmekteyiz. Ülkemizde, kadınlarımızın,
ekonomik açıdan, sosyal açıdan ve özellikle -altını çiziyorum- siyasal açıdan
sorunları var. Bu sorunları çözmek, bu sorunları, ülke kalkınması için, bireyin
refahı için, toplumun refahı için harekete geçirmek durumundayız.
Kadınlara karşı, toplumumuzun
-benden önceki konuşmacıların da belirttiği gibi- yerleşik, hatalı bazı değer
yargıları var. Bunun yanında, yanlış uygulamalar da toplumda yer etmiş durumda
ve bazen, hukukî düzenlemelerin, tam tersine, yapılması gerekenin tersi
yönlerde işlediğini, yine, Türkiye'de görmekteyiz. Bu eksikliklerin, bu
eksikliklerden kaynaklanan sorunların çözülebilmesi için, şüphesiz, bir devlet
kurumunun gerektiğine, biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, yıllardan beri
inanıyoruz. Bugün yasalaşacak olan bu tasarıyla, bu eksikliğin belli ölçüde
giderileceğine gönülden inanıyoruz ve öyle temenni ediyoruz.
Bugün, bu konuda Meclisimizde
yapılan girişim, yeni bir girişim değildir. Biraz önce konuşan arkadaşımızın da
söylediği gibi, 1990'lı yılların sonlarında başlayan hareket, kadınımızı
topluma kazandırabilmek, kalkınma süreci içerisinde daha ciddî bir rol
verebilmek, erkekle yan yana, omuz omuza, kol kola hareket edebilmesini
sağlamak için başlatılmıştı. Bu hareket, 1990'lı yılların başında ciddî bir
biçimde başladı; 1993 yılında müsteşarlık kurulması için bir kararname çıkarıldı.
O zaman, ben de, o kararnameyi çıkaran hükümette yer alıyordum. Anayasa
Mahkemesinin ilgili kanun hükmünde kararnameyi iptal etmesi nedeniyle, bu da
iptal edilmiş oldu. Biz, bunu, 1994 yılında tekrarladık. Zannediyorum, 536 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnameydi; o da iptal edildi. Bu konu, ondan beri, Türkiye'de
sahipsiz. Evet, belli formüllerle, belli uygulamalarla bir şekilde sahip
çıkılmaya çalışıldı; ama, yeterli değildi.
Şimdi, burada, Anayasa
Mahkememizin artık iptal edemeyeceği, yasalarımıza, hukuk sistemine uygun yeni
bir örgütümüzün, yeni bir genel müdürlüğümüzün kurulması bizleri mutlu
etmektedir. Bu yasayla, artık, belirsizliklerin ortadan kalkacağına inanıyoruz;
ama, benden önce konuşan arkadaşların söylediği gibi, sorunların da biteceğini
zannetmiyorum. Bu yasanın çıkmasıyla birlikte, Genel Müdürlüğümüzden ve ilgili
bakanlarımızdan bazı beklentilerimiz var. Bu beklentileri sizlerle paylaşmak
istiyorum, bunları sıralamak istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu
beklentilerden biri, Siyasî Partiler Yasasının kadınlar lehine bazı
maddelerinin değiştirilmesini yapacak mısınız? Bunu öğrenmek, bunu duymak
istiyoruz biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak.
Yine, değerli arkadaşlarım, Seçim
Yasasını, yeniden, biraz önce söylediğimiz, hep alkış tuttuğumuz konularla
ilgili düzenlemeleri yapmak için değiştirecek misiniz? Değiştirmenizi
istiyoruz, bunun olması lazım; kota gerekiyorsa kotayı, gerek Siyasî Partiler
Yasasında gerek Seçim Yasasında koyabilecek miyiz? Genel Müdürlüğün teşkilat
yasasını çıkarırsınız, kadın-erkek eşitliğini birtakım toplantılarda,
konferanslarda söylersiniz; ama, hayata nasıl geçireceksiniz; onu söyleyin
bana. Burada bunlar yok; bunların sözünü istiyoruz. Bunları yapacağız, bunların
şu şu hazırlıkları var, bunları getireceğiz demeniz lazım.
Olay bununla da bitmiyor.
Geçenlerde Avrupa Konseyi toplantısındayız. Parlamentoda kadın sayısı oranları
konusu gündeme geldi ve 46 ülke içerisinde, Türkiye, yüzde 4,4 kadın
milletvekili sayısıyla kaçıncı sırada biliyor musunuz; sonuncu sıradayız. Bunu
önlemek için çalışmalar yapacak mısınız, yapılacak mı? Bu Genel Müdürlük ve
ilgili bakanı, bakanımız, bakanlarımız bu konuda gayret gösterecek mi diye
düşünüyorum. Bunun yapılması gerektiğine biz inanıyoruz.
Yine, aynı şekilde, eğitim;
kadınlarımızın, kızlarımızın, bacılarımızın eğitim durumunu çoğunuz benden daha
iyi biliyorsunuz. Genel Müdürlüğün, bu konuda ciddî hangi adımlar atacağını,
planlı, programlı, bütçesini de yaparak, gerekli baskıyı Başbakanlığa mı,
Maliye Bakanlığına mı, Millî Eğitim Bakanlığına mı uygulayarak yapacağını,
yapması gerektiğini bekliyoruz. Bunun düzelmesi lazım. Yurtdışı toplantılarda
bu konular görüşüldüğünde, rakamlar verildiğinde yerin dibine geçiyoruz.
Bunları düzeltmek lazım. Genel Müdürlüğün görevi bunlar olmalı diye
düşünüyorum.
Yine, anne ve çocuk sağlığı
konusuna geldiğimizde de durumumuz parlak değil. İşte, bu Genel Müdürlük bunu
da takip etmeli, bu konularda da bir şeyler yapabilmek için gayret göstermesi
lazım geldiğini düşünüyorum.
Bugün ülkemizde kadınlarımızın
birçoğu, ne iş yaparsınız denildiğinde, evkadınıyım diyor. Peki, bunların
sosyal güvencesi ne olacak, bu konuda ne çalışma yapılacak? Genel Müdürlüğün
yapması gereken, uygulaması gereken, uygulamaya sokması gereken, yanlışlığı
düzeltmesi gereken konulardan bir tanesi de bu.
Bunlar bizim beklentilerimiz, daha
sayabilirim, uzatabilirim bunları; ama, zamanınızı almak istemiyorum. Hamasî
nutuklarla Türkiye'yi kalkındıramayız; Türkiye'yi kalkındırabilmek için, bütün
kaynaklarımızı, özellikle insangücümüzü -en önemli kaynak budur- harekete
geçirmek lazım. Nüfusun yüzde 50'sinin dışlandığı bir ülkede, bir toplumda
kalkınmayı sağlayamazsınız, rahmetli Atatürk'ün dediği gibi, muasır
medeniyetler seviyesine yükselemezsiniz. Bizim, Genel Müdürlükten beklentimiz
bunlardır ve saymadığım daha birçok konularda beklentilerimiz var; ama,
canıgönülden biz bu yasayı destekliyoruz, şimdiden hayırlı ve uğurlu olmasını
temenni ediyoruz.
Teşekkür ederim. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın
Ateş.
Böylece, tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1 inci maddeyi okutuyorum:
KADININ
STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN TASARISI
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Tanımlar ve Görevler
Amaç
MADDE 1. - Bu Kanunun amacı,
kadının insan haklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik çalışmalar
yapmak, kadınların sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal yaşamdaki konumlarını
güçlendirmek, hak, fırsat ve imkânlardan eşit biçimde yararlanmalarını sağlamak
üzere Başbakanlığa bağlı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün kurulması ile
teşkilat, görev ve yetkilerine ilişkin esasları düzenlemektir.
Başbakan, Genel Müdürlüğün
yönetimi ile ilgili yetkilerini gerekli gördüğü takdirde bir bakan vasıtasıyla
kullanabilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde, AK Parti
Grubu adına söz isteyen İstanbul Milletvekili İnci Özdemir; buyurun. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA İNCİ ÖZDEMİR
(İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz Kadının
Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 1 inci
maddesi üzerinde Grubum adına söz almış bulunuyorum; hepinizi en derin
saygılarımla selamlıyorum.
Türkiye, kadın-erkek eşitliğini
Anayasa ve yasalarına geçirmiş olan ilk devletlerden birisidir. Cumhuriyet
döneminde hazırlanan tüm Anayasa ve yasalarda ülkede yaşayan herkesin dil, din,
ırk, renk, cinsiyet ve siyasî düşünce farkı gözetilmeksizin yasalar önünde eşit
olduğu hükmüyle kadın-erkek eşitliği
garanti altına alınmıştır; ancak, evrensel bir olgu olarak karşımıza çıkan
karar mekanizmalarında ve güç paylaşımında kadınların dezavantajlı konumu yasal
alandaki bu gelişmelerin toplumsal, siyasal yaşama tam olarak yansıtılamamasına
neden olmaktadır. Bu nedenle, kadının her alandaki dezavantajlı konumundan
dolayı ülkeler bir araya gelerek ortak politikalar geliştirmiş, eylem planları
hazırlamış ve bunların takipçisi olmuşlardır. Ülkemiz bu uluslararası
oluşumların içinde yer almış ve kadınlara yönelik ayırımcılığın önlenmesi için
tüm önlemleri alma taahhüdünde bulunmuştur. Bu oluşumlardan, biraz önce
arkadaşlarımızın da söz ettiği Pekin'de yapılan 4 üncü Dünya Kadın Konferansı,
kadın konusunu 21 inci Yüzyıla taşıyan en önemli organizasyonlardan biridir. Söz
konusu konferansta kabul edilen Pekin Deklarasyonu ve Pekin Eylem Platformunun
tam olarak uygulanması amacıyla, beş yılda edinilen kazanımların, karşılaşılan
engellerin, son beş yılda dünyada meydana gelen değişimlerin kadın gündemine
yansımaların ve geleceğe yönelik eylem ve girişimlerin ele alındığı Birleşmiş
Milletler Genel Kurul özel oturumunda, ülkemiz açısından, konferans sonrası beş
yılın değerlendirmesi yapılmış bulunuyor. Bu özel oturumun devamı niteliğinde
olan Pekin + on oturumu da 2005 yılının mart ayında New York'ta yapılacaktır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; yaşadığımız dünyada, çağdaşlığın temel göstergelerinden biri,
katılım, temsil, eşitlik ilkelerinden kadınların ne ölçüde yararlandığı ve o
ülkede kadının insan haklarına ne ölçüde saygılı olunduğudur. Bu anlamda,
yazılı metinlerde hak sahibi olmak yasalar önünde eşitlik için yetmemekte, bu
hakların toplumsal yaşama yansıtılması, mutlaka gerekmektedir. Bugün, halen
okuma yazma dahi bilmeyen, haklarının bilincinde olmayan kadınlarımızın,
ilköğretim olanaklarından dahi yararlandırılmayan kız çocuklarımızın sayıları
azımsanamayacak boyutlardayken, Türkiye genelinde, halen 5 kadından 1'i okuma
yazma bilmezken, kadınların işgücüne katılım oranları yıllar itibariyle düşüş
gösterip, maalesef, yüzde 26'lık bir orana gerilerken, keza, Meclisteki
dağılıma bakıldığında, kadınların siyasî yaşama katılımlarının ne kadar düşük
olduğu ortadayken, kadının ilerlemesine yönelik mekanizmalarının oluşturulmasının
ve destek politikalarının hızla geliştirilmesinin önemi açıkça ortaya
çıkmaktadır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; kadının durumuna dair temel göstergelere ilişkin bu birkaç
rakam bile kadınların toplumumuzda hak ettiği yeri henüz elde edemediğini bize
çok açıkça göstermektedir. Peki, kadının hak ettiği yeri elde edebilmesi için
ne yapmak gerekir? Her şeyden önce, eğitim faaliyetlerinin okuryazar olmayan
birey kalmayıncaya kadar yoğunlaştırılması, hayat boyu eğitime öncelik
verilmesi, anne ve babaların kız çocuklarının eğitimi için duyarlı davranmaya
yönlendirilmesi, kadınların eğitim, beceri geliştirme, istihdam
potansiyellerini desteklemek suretiyle, kadınlar arasındaki yoksulluk ve
cahilliğin ortadan kaldırılması, geleneksel meslekler dışında, kadının gelir
elde etme becerisini geliştirici, ekonomik alanlarda kendine güven sağlayıcı,
işgücü ve sosyal güvenlik sisteminden eşit yararlanmalarını sağlayacak önlemler
alınması, kadına karşı şiddetin kesinlikle önlenmesi, kadının karar mekanizmalarına
etkin katılımının sağlanması için gerekli tedbirlerin alınması gerekir.
Bu saydığım tedbirler, kadının
toplumda hak ettiği yeri kazanması için ancak küçük bir özet olabilir. Tabiî,
bu işleri, tek başına, şu anda, teşkilatlanması konusunu görüştüğümüz Kadının
Statüsü Genel Müdürlüğü yapacak demiyorum. Bu bahsedilen işleri, görev alanları
itibariyle kendi bünyesinde yapmaya çalışan birçok kamu kurum ve kuruluşu zaten
mevcut. Bizim, burada, teşkilatlanmasını görüştüğümüz Kadının Statüsü Genel
Müdürlüğü zaten icracı bir genel müdürlük değil, politika üreten bir
koordinasyon kuruluşudur. Bu kuruluşun işlevi, kadına yönelik eşitsizlikleri
gözönünde bulundurarak, toplumun sorunlarını bütüncül bir yaklaşım içinde ele
almak, bütüncül politikalar üretmek, kadına yönelik eşitsizlikler hakkında
farkındalık yaratmak, gerekli tedbirlerin alınması için kaynakları mobilize
etmek, yapılan çalışmalar arasında eşgüdüm sağlamak, yasal düzenlemelere yer
vermek, uluslararası gelişmeleri ülkemize taşımak, bu gelişmelerden ilgili kamu
kurum ve kuruluşlarını haberdar etmek ve projeler üretmek, uygulamaktır.
Kısaca, kadın ve erkek arasında temel göstergeler açısından var olan
eşitsizliklere ilişkin hukukî, fiilî, eğitsel veya toplumsal engelleri ortadan
kaldırmak üzere politikalar üretmek ve bunların uygulanması için gerekli takibi
de yapmaktır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; gerek uluslararası camiadaki gelişmeler, ülkemizin taraf
olduğu sözleşme ve kararlar gerekse temel göstergeler açısından ülkemizde
kadının içinde bulunduğu durum, Anayasamızın 10 uncu maddesindeki eşitlik
ilkesi çerçevesinde Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğünün
kurulmasıyla sonuçlanmıştır. Genel Müdürlük, kadınların sosyal ve ekonomik
hayata katılımlarının artırılarak her alanda statülerinin yükseltilmesi
amacıyla çalışmalar yapmak, politika üretmek ve bu alanda kurum ve kuruluşlar
arasında koordinasyonu sağlamak üzere 1990 yılında kurulmuş, uluslararası
sözleşme ve kararlar ile diğer ülke örnekleri doğrultusunda bu koordinasyonun
daha etkin bir şekilde gerçekleşebilmesi
için 1991 yılında Başbakanlığa bağlanmıştır.
1993 ve 1994 yıllarında
Başbakanlığa bağlı Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığının kurulmasıyla
müsteşarlık çatısı altına alınan -ki,
biraz önce arkadaşlarım da aynen ifade ettiler- bu genel müdürlüğün, bu yapılanmaya imkân veren kanun hükmünde kararnameye
mesnet teşkil eden yetki kanununun 1994
yılında iptali nedeniyle, teşkilat yasası da hukuken geçersiz hale gelmiştir. Aradan geçen on yılı aşkın
sürede bu kurumun teşkilat yasasının çıkarılamamış olması, Türk kamu yönetiminde
örneğine hiç rastlanmayan bir durumu da ortaya çıkarmıştır. Bu boşluğun
giderilmesi için kurumun teşkilatlanmasına ilişkin yasa tasarısı, defalarca
Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilmesine rağmen bir türlü Genel Kurulda
görüşülememiştir.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; insan haklarıyla ilgili uluslararası belgelerde ve
Anayasamızda ifade edildiği gibi, insanlar, doğuştan, devredilemez,
vazgeçilemez haklara sahiptirler. Bu haklar, bütün insanlar için aralarında hiçbir ayırım
yapılmaksızın -tabiî ki, kadın-erkek
ayırımı da yapılmaksızın- geçerlidir. 59 uncu hükümetimizin programında
kadın konusuna "kadınlar, sadece toplumun yarısını oluşturdukları için
değil, birey ve toplumun gelişimi ile sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinde
özel bir konuma sahiptirler" ifadesiyle yer verilmektedir.
59 uncu hükümetin görev başında
bulunduğu süre içinde, Türkiye'de kadınlara ilişkin düzenlemeye ihtiyaç duyulan
çeşitli konular, yasama sürecinin değişik evrelerinden geçmiş, bir kısmı
yasalaşmayı beklerken, önemli bir kısmı yasalaşmıştır. Bütün bu yasal
çalışmalar ve şu anda görüşmelerini yaptığımız Kadının Statüsü Genel
Müdürlüğünün teşkilatlanmasına ilişkin bu yasa tasarısı, Türkiye'de kadın
hakları konusunda ciddî bir zihniyet ve anlayış değişikliğinin gerçekleşmeye
başladığının açık bir göstergesidir. Kadının, insan haklarının evrensel
ölçülerde korunması ve geliştirilmesinin gerekliliği, sanırım, hiç kimsenin
itiraz etmediği, herkesin paylaştığı ortak bir düşünce haline gelmiştir.
Bu çerçevede AK Parti olarak 59
uncu hükümet programında kadın konusuna ilişkin olarak vurgulanan, yılların
ihmali sonucu biriken sorun değerlendirmesi bu kurum için de geçerlidir.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; toplum ve hükümet olarak yapacak çok işimiz olduğunu biliyor
ve kadınlarımızın hak ettikleri toplumsal ve sosyal statüye kavuşturulmaları
için çaba gösteriyoruz. İşte, destekleriniz, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğüne
yasal dayanak kazandırılması, ülkenin sosyal, kültürel ve ekonomik sorunlarının
çözümünde önemli birçok sektör ve bilimsel disiplin alanına giren kadın
konusuna verilmesi gereken önem ve değerin göstergesi olacaktır.
Yasalaşma süreci çok sancılı olan
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün yasa çalışmalarına katılım, katkılarınız ve
yasalaşması sürecinde verdiğiniz destekler için sonsuz teşekkür ediyor, en
derin saygılarımı sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın
Özdemir.
Başka söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
Tanımlar
MADDE 2. - Bu Kanunda geçen;
a) Bakan: Kadının Statüsü Genel
Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanı,
b) Genel Müdürlük: Kadının Statüsü
Genel Müdürlüğünü,
c) Genel Müdür: Kadının Statüsü
Genel Müdürünü,
d) Kurul: Kadının Statüsü Danışma
Kurulunu,
İfade eder.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi okutuyorum:
Görevler
MADDE 3. - Genel Müdürlüğün
görevleri şunlardır:
a) Kadına karşı her türlü
ayrımcılığı önlemek, kadının insan haklarını geliştirmek, kadını ekonomik,
sosyal ve kültürel alanlarda etkin hale getirmek ve eğitim düzeyini yükseltmek
amacıyla yapılacak her türlü çalışmaya destek vermek, bu konularda stratejiler
geliştirmek, plân ve programları oluşturmak ve temel politikaların
belirlenmesine katkıda bulunmak.
b) Kanunları ve idarî
düzenlemeleri görev alanı çerçevesinde izleyerek kadınların eşit hak ve
fırsatlara ulaşmasını sağlayacak çalışmalar yapmak.
c) Kadına yönelik her türlü
şiddet, taciz ve istismarın önlenmesi için çalışmalarda bulunmak; kadının aile
ve sosyal yaşamdan kaynaklanan sorunlarının çözümüne destek oluşturmak.
d) Kadınlara kanunlarla verilen
hakların tam ve eşit kullanılabilmesi ve kadın-erkek eşitliğinin toplumsal
kalkınma sorunu olarak algılanması amacıyla kamuoyunu bilgilendirmek.
e) Sağlık, eğitim, kültür, çalışma
ve sosyal güvenlik başta olmak üzere bütün alanlarda kadınların ilerlemesini
sağlayıcı ve karar mekanizmalarına katılımını artırıcı çalışmalarda bulunmak.
f) Görev alanına giren konularda
bilgi sistemleri, kütüphane ve/veya dokümantasyon merkezi kurmak,
istatistikleri derlemek, görsel ve basılı yayınlar yapmak veya yaptırmak,
eğitim amaçlı faaliyetlerde bulunmak, yurt içi ve yurt dışı kongre, seminer,
toplantı ve benzeri etkinlikler düzenlemek.
g) Görev alanına giren konularda
kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, yerel yönetimler, sivil toplum
kuruluşları ve özel sektör ile işbirliği yapmak, koordinasyonu sağlamak.
h) İnceleme, araştırma ile uluslararası
girişimlerden elde edilen bilgileri kamu politikalarının oluşumuna katkıda
bulunması amacıyla uygulayıcı kurum ve kuruluşlara aktararak kuruluşların
hizmetlerinin geliştirilmesine ve yeni hizmet modelleri oluşturulmasına katkıda
bulunmak.
ı) 5.5.1969 tarihli ve 1173 sayılı
Kanun çerçevesinde, görev alanı ile ilgili kuruluş ve organizasyonlara üye
olmak, gerçekleştirilecek her türlü çalışma ve etkinliğe katılmak, uluslararası
sözleşmeler ile kararların getirdiği yükümlülükler doğrultusunda faaliyette
bulunmak ve bu konuda gerekli raporları hazırlamak, kanuni düzenlemelerin
yapılmasını sağlamaya yönelik çalışmalar yapmak.
i) Görev alanına giren konularda
çalışmalarda bulunan uluslararası kuruluşların faaliyetlerini izlemek, alınan
kararları ilgili kuruluşlara iletmek.
j) Çalışma alanı ile ilgili
konularda yurt içi ve yurt dışında bilimsel araştırmalar yapmak ve yaptırmak,
projeler geliştirmek, desteklemek, bunların uygulamaya konulmasını sağlamak ve
uluslararası kuruluşlarla ortak projeler yürütmek.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen, İzmir Milletvekili Sayın Canan
Arıtman; buyurun. (Alkışlar)
Konuşma süreniz 10 dakikadır.
CHP GRUBU ADINA CANAN ARITMAN
(İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şahsım ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime Atatürk'ün 1923'teki
cümleleriyle başlamak istiyorum: "Efendiler, bir cemiyet, aynı gayeye
bütün kadınları ve bütün erkekleriyle beraber yürümezse, ilerlemesine, teknik
olarak, imkân ve ihtimal yoktur. Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa
zincirlerle bağlı kaldıkça, öteki kısmı göklere yükselebilsin. Toplumumuzun
uğradığı başarısızlıkların nedeni, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ihmal ve
kusurdur.
Milletimiz, kuvvetli bir millet
olmaya karar vermiştir. Bunun gereklerinden biri de, kadınlarımızın her hususta
yükselmelerinin teminidir."
Şimdi 2000'li yıllardayız.
Türkiye'nin çekincesiz imza attığı ilgili tüm uluslararası sözleşmelerin ortak
hükmü şöyledir: "Kadın ve erkeğin eşit konumda olmadığı bir toplumda
kalkınma gerçekleşemez. Bu gerçekle, kadın-erkek eşitliğinin toplumsal kalkınma
sorunu olarak algılanması amacıyla kamuoyu oluşturmak, sağlık, eğitim, kültür,
çalışma ve sosyal güvenlik başta olmak üzere, bütün alanlarda kadınların
ilerlemesini sağlamak ve karar mekanizmalarına katılımını artırmak, tüm
devletlerin, tüm hükümetlerin görevidir."
Çağdaş dünyanın oluşturduğu hedef
ve kararları, Atatürk, yetmiş yıl önce söylemiş ve cumhuriyetin devrim
yasalarıyla yaşama geçirmeye başlamıştı. Ulu Önderin bu hedeflerine ulaşabildik
mi arkadaşlar?! Bugün; yani, seksen yıl sonra, ülkemizde, eğitim, sağlık,
istihdam, karar mekanizmalarına katılım gibi, kalkınmanın temel göstergelerine
ilişkin verilere bakıldığında, kadının durumunun, kadın-erkek eşitliği ve
kadının statüsü açısından istenilen düzeyde olmadığını, Batılı çağdaş dünyanın
standartlarında olmadığını görüyoruz.
Daha önceki konuşmacı
arkadaşlarımız da söyledi. Ülkemizde, hâlâ, 4 kadından 1'i okuryazar değil.
Güneydoğu Anadoluda bu, 2 kadında 1'e düşüyor.
Evet, kadınlarımızın istihdama
katılma oranları, yıllar itibariyle azalıyor; ama, özellikle, AKP İktidarında,
hızla düşüşlerin olduğunu söylemek istiyorum.
Kadın işsizliğine bir çözüm
getirmek, kadının işgücüne katılımını artırmak için, yakın zaman önce, İş
Yasası görüşülürken, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bir önerge vermiştik.
Nasıl, özürlüler ve eski mahkûmlar için bir kota yaratılıyorsa, aynı şekilde,
kadın istihdamını artıracak şekilde, kadınlar için de bir işgücü kotası
istemiştik. Ne yazık ki, bu önergemiz, AKP milletvekillerince reddedildi; hem
de içlerinde kadın milletvekilleri de vardı. Bu, bizim yüreğimizde bir sızıdır.
Sayın Bakanımız, biraz önce, çok
güzel anlattı. Rakamları vermek, durum tespiti yapmak, burada güzel
temennilerde bulunmak yeterli değil; ne yapacaksınız, onu söylemek önemli.
Kadınların sadece yüzde 14'ü
sosyal güvenlik şemsiyesi altında. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz demiştik
ki; bütün evkadınlarını sigortalı yapacağız. Siz böyle bir şey söyleyebiliyor
musunuz?!
Kadınların karar alma
mekanizmalarına katılımı çok düşük; işte, Parlamentodaki oranı yüzde 4,4.
Kadının siyasetteki yerinin ne olduğunun göstergesi, siyaset biliminde,
parlamentodaki kadın oranı olarak belirlenir. Biz, bu oranla, Avrupa'da sonuncu
olduğumuz gibi, dünya ülkeleri arasında da, ne yazık ki, 100'ü geçen sıralarda
bulunuyoruz ve İran gibi şeriatla idare edilen ülkelerle aynı düzeydeyiz, aynı
orandayız.
Ya yerel parlamentolardaki kadın
oranımız?.. O, çok daha acı, yüzde 1'ler seviyesinde. Peki, ya sağlık
göstergelerimiz, ana-bebek, çocuk ölüm oranlarımız?.. Ne yazık ki, hâlâ çok
yüksek.
Bütün bu göstergelerle, Avrupa
ülkeleri arasında hep sonuncu sıradayız değerli arkadaşlarım. Avrupa Birliğinin
kapısından bu değerlerle girmeye çalışıyoruz; uçak ihalesi verip, işi
kotaracağımızı sanıyoruz!
Bugün de, burada, bir yandan
Avrupa Birliğine şirin görünmek için, tabiî, bir yandan da, uluslararası
sözleşmelerin gereği olarak, alelacele, bu tasarıyı yasalaştırıyoruz. Durduk
yerde zina krizi yaratıp Türkiye'nin dışarıda imajını sarsıyor, ciddî soru
işaretlerinin oluşmasına, Avrupa Birliği ilerleme raporlarını etkileyecek
tereddütlerin oluşmasına neden oluyor, bunu da Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü
Teşkilat Yasasını çıkararak telafi edebileceğimizi umuyoruz! Umarım öyle olur.
Mayıs 2004'te anayasa
değişikliğinde, Cumhuriyet Halk Partisinin teklifi olan olumlu ayırımcılık
maddesini kabul etmediniz. Siz AKP'li milletvekilleri kabul etmedi. Halbuki,
cinsiyet ayırımcılığını giderecek, kadının statüsünü yükseltecek anahtar
düzenleme oydu ve bu düzenleme olmaksızın kadının siyasal katılımını bu ülkede
artırmak, ne yazık ki, mümkün değildir, herhangi bir kota uygulamasını yaşama
geçirmek mümkün değildir; ama, biz, en azından, AKP olarak, bir cinsiyet
kotasını, bunun için gerekli yasal değişiklikleri gündeme getirmenizi, bu
konudaki iyi niyetinizi görmek istiyoruz ki, burada bugün söylenen ve şu andan
sonra da söylenecek bütün sözler bizim için inandırıcı olsun.
Bakın, çok yakından bir örnek
vermek istiyorum. 2005 yılı bütçe tasarısında çok enteresan düzenlemeler var.
Karısı çalışmayan memura maddî destek var, çocuk sayısı arttıkça orantısal
olarak artan destekler var. Yani, karısını çalıştırmayıp evde oturtan, ha bire
çocuk sayısını artıran memur ödüllendirilecek; ama, öte yandan kira
yardımlarını kesiyorsunuz. Aile kurumunu böyle mi destekleyeceksiniz, kadının
statüsünü böyle mi yükselteceksiniz?!
Kırk yıllık devlet politikası olan
antinatalist politikalardan geriye dönüş söz konusu. Çok çocuk sahibi olmak
teşvik edilmeye başlanıyor. Kadının iş yaşamına katılımının artırılması
gerekirken, kadını evde oturmaya teşvik ediyorsunuz. İşte bunlar, ne yazık ki,
AKP'nin kadına bakış açısıdır. Avrupa Birliğine bunları nasıl izah edeceksiniz
bilmiyorum. Kadının Statüsü ve Aile Araştırma Kurumu Genel Müdürlüğü teşkilat
yasalarının çıkarılması, bence, göz boyama faaliyetleri faslından; ama, hiç
olmazsa, yıllardır bu kurumlarda özveriyle çalışan ve teşkilat yasaları
olmadığı için özlük hakları bakımından da mağdur olan kurum çalışanlarının, geç
de olsa mağduriyetleri giderilecek. En azından, bu gerekçeyle, biz, Cumhuriyet
Halk Partisi olarak bu tasarıyı destekleyeceğiz.
Yalnız, biz, kurum çalışanlarının
mağduriyetlerini giderelim derken, siz, kadrolaşma amacıyla onları sakın ha
mağdur etmeyin! Bu konuda ciddî endişelerimiz var ve konunun sıkı takipçisi
olacağız.
Bugün itibariyle kurulacak olan
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün, eğitim, sağlık, istihdam ve benzeri alanlar
ile özellikle Avrupa Birliği mevzuatına uyum, kadın ticareti ve benzeri
konularda bugüne kadar hazırlamış olması gereken temel politika dokümanlarını
süratli bir şekilde hazırlamasını diliyor, şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın
Arıtman.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
4 üncü maddeyi okutuyorum:
İKİNCİ BÖLÜM
Genel Müdürlük Teşkilatı
Teşkilat
MADDE 4.- Genel Müdürlüğün teşkilatı;
ana hizmet birimleri ile danışma ve yardımcı hizmet birimlerinden oluşur.
Genel Müdürlük teşkilatı, ek (I)
sayılı cetvelde gösterilmiştir.
BAŞKAN - Maddeyi, cetvelle
birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
5 inci maddeyi okutuyorum:
Genel Müdür
MADDE 5.- Genel Müdür, Genel
Müdürlüğün en üst amiri olup Genel Müdürlük hizmetlerini mevzuat hükümlerine,
Genel Müdürlüğün amaç ve politikalarına, stratejik planına, performans
ölçütlerine ve hizmet kalite standartlarına uygun olarak düzenler ve yürütür.
Genel Müdür, bu Kanunda belirtilen
hizmetlerin yürütülmesinden Başbakan veya Bakana karşı sorumludur.
BAŞKAN - Madde üzerinde 1 önerge
vardır; önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
654 sıra sayılı Kadının Statüsü
Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 5 inci
maddesinin, başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
"Genel Müdür ve Genel Müdür
Yardımcısı
Madde 5. - Genel Müdür, Genel
Müdürlüğün en üst amiri olup Genel Müdürlük hizmetlerini mevzuat hükümlerine,
Genel Müdürlüğün amaç ve politikalarına, stratejik planına, performans
ölçütlerine ve hizmet kalite standartlarına uygun olarak düzenler ve yürütür.
Genel Müdür, bu Kanunda belirtilen
hizmetlerin yürütülmesinden Başbakan veya Bakana karşı sorumludur.
Ana hizmet birimleri ile danışma
birimleri ve yardımcı hizmet birimi arasındaki koordinasyonu sağlamak ve bu
birimlerin denetiminde Genel Müdüre yardımcı olmak üzere, bir Genel Müdür
Yardımcısı atanabilir. Genel Müdür Yardımcısı, Genel Müdür tarafından verilen
görevleri yerine getirir ve Genel Müdüre karşı sorumludur."
İrfan Gündüz Eyüp Fatsa Halil Özyolcu
İstanbul Ordu Ağrı
Hamit Taşcı Özkan
Öksüz
Ordu Konya
BAŞKAN - Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Olumlu görüşle, takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT
(İstanbul) - Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN - Sayın Gündüz, gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Madde, ana hizmet birimleri ile
danışma birimleri ve yardımcı hizmet birimi arasında koordinasyon ve denetimin
sağlanmasına yönelik Genel Müdüre yardımcı olmak üzere bir Genel Müdür
Yardımcısı atanabileceğini hükme bağlamaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda,
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde, kabul
edilmiştir.
6 ncı maddeyi okutuyorum:
Ana hizmet birimleri
MADDE 6. - Genel Müdürlüğün ana
hizmet birimleri şunlardır:
a) Kadının Ekonomik Statüsünü
Güçlendirme Daire Başkanlığı.
b) Kadının Sosyal Statüsünü
Geliştirme Daire Başkanlığı.
c) Dış İlişkiler Daire Başkanlığı.
d) İletişim, Dokümantasyon ve
Yayın Daire Başkanlığı.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
7 nci maddeyi okutuyorum:
Kadının Ekonomik Statüsünü
Güçlendirme Daire Başkanlığı
MADDE 7. - Kadının Ekonomik
Statüsünü Güçlendirme Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Sürdürülebilir kalkınma
politika, plân ve programlarını Genel Müdürlüğün görevleri çerçevesinde izlemek
ve değerlendirmek.
b) Kadının istihdamını ve ekonomik
kapasitesini artırıcı, ticarî faaliyetlerini güçlendirici ve kadın
girişimciliğini özendirici çalışmalar yapmak.
c) Kadının kaynaklara ulaşımını,
kalkınma sürecine ve çalışma hayatına etkin katılımını, kalkınmanın fırsat ve
imkanlarından eşit biçimde yararlanmasını sağlayacak, ekonomik açıdan
güçlendirecek çalışmalar yapmak.
d) Kadınının ekonomik
potansiyelini ortaya çıkarıcı çalışmalar yapmak.
e) Genel Müdürün vereceği benzeri
görevleri yapmak.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
8 inci maddeyi okutuyorum:
Kadının Sosyal Statüsünü
Geliştirme Daire Başkanlığı
MADDE 8. - Kadının Sosyal
Statüsünü Geliştirme Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Kadın ve kız çocuklarına
yönelik olumsuz kültürel tutum ve uygulamaları ortadan kaldıracak, aile ve
toplumda güçlenmesini sağlayacak çalışmalar yapmak.
b) Kadın ve kız çocuklarının örgün
ve yaygın eğitimin tüm aşamalarına katılımını sağlamak üzere çalışmalar yapmak,
bu çalışmaları desteklemek ve eğitim programlarının fırsat eşitliği sağlayacak
şekilde hazırlanmasına katkıda bulunmak veya katılmak.
c) Kadın sağlığı ve anne çocuk
sağlığı hizmetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak.
d) Kadınlara yönelik her türlü
şiddet, taciz ve istismarın önlenmesi ve ortadan kaldırılmasına ilişkin
çalışmalar yapmak, gerekli sosyal destek sistemlerinin oluşturulması ve
güçlendirilmesini desteklemek.
e) Kadınların karar alma
süreçlerine eşit katılımlarını sağlayacak çalışmalar yapmak.
f) Genel Müdürün vereceği benzeri
görevleri yapmak.
BAŞKAN - Madde üzerinde Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına söz isteyen, İzmir Milletvekili Sayın Canan Arıtman;
buyurun efendim.
CHP GRUBU ADINA CANAN ARITMAN
(İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Meclisi şahsım ve
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına saygıyla selamlıyorum.
Bu madde üzerindeki görüşlerimizi
açıklamadan önce, kısa ve süratli bir şekilde, çok yakın zamanda Hacettepe
Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsünün yapmış olduğu Türkiye nüfus ve sağlık
araştırmasının son derece çarpıcı olan neticelerinden biraz bahsetmek
istiyorum.
Bir kere "2003
araştırması" diye kısaca bahsedeceğimiz bu araştırma, ülkemizde çok önemli
demografik değişiklikleri ortaya çıkarırken, diğer yandan da, kadının eğitim
düzeyinin, sağlık göstergelerini, kadının statüsünü ne denli etkilediğini de
göstermiş bulunuyor.
Doğurganlık hızımız son beş yılda
yüzde 15 oranında azalarak 2,2'ye düştü; yani, kadın başına 2,2 çocuk. Batıda
bu oran 2,1 iken doğuda 3,6 hâlâ. İstanbul'da 1,8 çocuk iken GAP bölgesinde
hâlâ 4,1; yani, kadın başına 4 çocuktan fazla; fakat, çok önemli bir saptama,
en az lise mezunu olan kadınlarda doğurganlık oranı kadın başına 1,3 çocuk;
ama, ilkokulu bitirmemiş kadınlarda bu oran 3,9; yani, kadın başına 4 çocuk ve
-bu araştırma beş yıl önce tekrar yapılmıştı, beş yılda bir yapılıyor, bu 2003
araştırması sekizincisidir- nüfus sağlık araştırması 1998'e göre, ilkokulu
bitirmemiş, yani eğitimsiz kadınların doğurganlık oranlarında hiçbir azalma
yoktur.
Evli kadınların yüzde 71'i
kontrasepsiyon yöntemi kullanıyor; ama, ne yazık ki, hâlâ geleneksel yöntem
kullanım oranımız çok yüksek ve özellikle eğitimsiz kadınlarda ve Doğu Anadolu
Bölgemizde yüksek. En az lise mezunu olan kadınlarda modern yöntem kullanım
oranı ise yüzde 70'lerde. 1988-1998 yılları arasında ülkemizde geleneksel
yöntem kullanma oranı azalmışken 1998-2003 yılları arasında bu oran ciddî bir
şekilde artmıştır. Özellikle bugün hâlâ en çok kullanılan gebelikten korunma
yöntemi olan geleneksel yöntem, geri çekme (coitusinterrüptüs) yöntemi oranı
1988 oranlarından bile daha yüksektir, bu çok önemli bir tehlike sinyalidir.
Araştırma sonuçlarına göre, eğer
tüm istenmeyen gebelikler önlenebilseydi doğurganlık hızımız 1,6 olacaktı.
Gelelim bir ülkenin
kalkınmışlığının en önemli göstergelerinden olan ana-bebek, çocuk ölüm
oranlarıyla ilgili sağlık göstergelerimize. Bu oranlarda son yıllarda hızlı
düşüşler yaşanıyor. Bebek ölüm hızımız binde 29, çocuk ölüm hızımız binde 29,
çocuk ölüm hızımız binde 37, ana ölüm hızımız yüzbinde 70; ama, hâlâ, bunlar,
çok yüksek rakamlar. Tüm Avrupa ülkelerinde, hâlâ, en yüksek oranlar bize ait,
bizim ülkemize ait. Demek ki, burada da çok önemli eksiklerimiz, ihmallerimiz
var diye düşünüyorum ve Irak hariç, tüm komşularımız arasında da, kadınlarına,
çocuklarına, bebeklerine en bakamayan ülke biziz; ne yazık ki, Irak hariç, tüm
komşularımızla ilgili bu sağlık göstergelerinde de Türkiye en sonuncu sıradadır.
Annenin eğitim düzeyiyle bebek ve
çocuk ölüm oranları doğrudan ilişkilidir. İlkokulu bitirmemiş kadınların yüzde
50'si evde doğururken, lise ve üstü eğitim almış kadınların tamamı hastanede
doğuruyor. Ana-bebek, çocuk ölüm oranlarını yükselten en önemli nedenler,
riskli gebeliklerdir; ki, oranı, yüzde 22 gibi hâlâ çok yüksek değerdedir.
Bunlardan, ergen gebelikler ve ergen doğumlardaki -yani, 15-19 yaş arası
evlenmek, gebe kalmak, doğurmak- oranlar hâlâ yüksek ve bunların hepsi de
eğitimsiz kadınlar. Kadının eğitim düzeyi arttıkça doğum öncesi bakım alma
oranı artmaktadır. En az lise mezunu kadınların neredeyse tamamı doğum öncesi
bakım alırken, eğitimsiz kadınların yarısından fazlası bu bakımı alamamaktadır.
İlkokulu bitirmemiş annelerin çocuklarının yüzde 64'ünün aşıları tamamlanmış
değildir; eğitimli kadınların çocuklarının aşıları ise tamamdır. Ülke çocuklarının
yüzde 12'si bodurdur -yani, kronik beslenme yetersizliğine bağlı- ve ne yazık
ki, tabiî, eğitimsiz annelerin çocuklarında bodurluk oranları daha da
yüksektir.
Değerli milletvekilleri, ülke
kadınlarımızın yüzde 22'si ya hiç okula gitmemiş veya ilkokuldan terk, yüzde
54'ü ancak ilkokulu bitirmiş ve sadece yüzde 17'si lise ve lise üstü eğitimli.
İşte, Türkiye'deki kadın gerçeği bu.
Bu bilimsel araştırmanın
sonuçlarını kısaca özetlersek, kadının eğitim düzeyi arttıkça, kontrasepsiyon
yöntemi kullanma oranı, modern yöntem kullanma oranı, doğum öncesi bakım alma
oranı, doğumun sağlık kuruluşlarında yapılma oranı, çocukları aşılatma oranı
artmakta, evlenme yaşı yukarı çekilmekte, doğurganlık hızı düşmekte, çocukta
bodurluk oranı, bebek ve çocuk ölüm oranları düşmektedir.
46 ülkede yapılan bir araştırmaya
göre, kadın okuryazarlık oranının yüzde 1 artırılması, o ülkedeki doktor
sayısının yüzde 1 artırılmasına göre çocuk ölümlerini azaltmada 3 kat daha
etkilidir.
Tüm bu nedenlerle, kadının
eğitiminin artırılması çok önemlidir. Kadının eğitiminin artırılması kadın ve
çocuk sağlığını, dolayısıyla toplum sağlığını iyileştirecek, kadının statüsünü
yükseltecek, tarımdışı istihdamı ve siyasî katılımı da artıracaktır.
Tüm bu iyileşmeler için, ülkede
kesintisiz temel eğitimin en az 11 yıla çıkarılması gereklidir.
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün
bu konuda çalışmalar yapmasını diler; şahsım ve Grubum adına Yüce Meclisi
saygıyla selamlarım. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın
Arıtman.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
9 uncu maddeyi okutuyorum:
Dış İlişkiler Daire Başkanlığı
MADDE 9. - Dış İlişkiler Daire
Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Genel Müdürlüğün görev alanına
giren konularda çalışmalarda bulunan uluslararası kuruluşların toplantıları
sonucunda ortaya çıkan belge ve yayınları izlemek, alınan kararları Genel
Müdürlük birimlerine ve ilgili kuruluşlara iletmek.
b) Genel Müdürlüğün görev alanına
giren konularda uluslararası toplantılar düzenlemek.
c) Genel Müdürlüğün Avrupa Birliği
ile ilgili yapacağı çalışmalarda diğer birimlerle koordinasyon sağlamak.
d) Genel Müdürün vereceği benzeri
görevleri yapmak.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
10 uncu maddeyi okutuyorum:
İletişim, Dokümantasyon ve Yayın
Daire Başkanlığı
MADDE 10. - İletişim,
Dokümantasyon ve Yayın Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Genel Müdürlüğün çalışma alanı
ile ilgili konularda toplumsal duyarlılığı artırmak ve bilinç düzeyini
yükseltmek amacıyla basılı ve görsel yayınlar hazırlamak veya hazırlatmak.
b) Medyada kadının yer alış
biçimlerine ilişkin olarak çalışmalar yapmak.
c) Medyada ve yeni iletişim
alanlarında kadınların konumlarını güçlendirecek çalışmalara katılmak ve
desteklemek.
d) Kütüphane veya dokümantasyon
merkezi kurmak, istatistik derlemek, yayın ve materyallerin ilgili kamu, özel
ve sivil toplum kuruluşlarının kullanımına sunulması amacıyla sistem
oluşturmak.
e) Genel Müdürün vereceği benzeri
görevleri yapmak.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
11 inci maddeyi okutuyorum:
Danışma ve yardımcı hizmet
birimleri
MADDE 11. - Genel Müdürlüğün
danışma birimleri Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı ve Hukuk Müşavirliği,
yardımcı hizmet birimi ise İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Daire
Başkanlığıdır.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...Kabul edilmiştir.
12 nci maddeyi okutuyorum:
Strateji Geliştirme Daire
Başkanlığı
MADDE 12. - Strateji Geliştirme
Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Ulusal kalkınma strateji ve
politikaları, yıllık program ve hükümet programı çerçevesinde Genel Müdürlüğün
orta ve uzun vadeli strateji ve politikalarını belirlemek, amaçlarını
oluşturmak üzere gerekli çalışmaları yapmak.
b) Genel Müdürlüğün görev alanına
giren konularda performans ve kalite ölçütleri geliştirmek.
c) Genel Müdürlük bütçesini
stratejik plâna ve yıllık hedeflere göre hazırlamak; faaliyetlerinin bunlara
uygunluğunu izlemek ve değerlendirmek.
d) Genel Müdürlüğün yönetimi ile
hizmetlerin geliştirilmesi ve performansla ilgili bilgi ve verileri toplamak,
analiz etmek, yorumlamak ve faaliyet raporlarını hazırlamak.
e) Üst yönetimin iç denetime
yönelik işlevinin etkililiğini ve verimliliğini artırmak için gerekli
hazırlıkları yapmak.
f) Genel Müdürlüğün görev alanına
giren konularda, hizmetleri etkileyecek dış faktörleri incelemek, kurum içi
kapasite araştırması yapmak, hizmetlerin etkililiğini ve tatmin düzeyini analiz
etmek ve genel araştırmalar yapmak.
g) Yönetim bilgi sistemlerine
ilişkin hizmetleri yerine getirmek.
h) Kurulun sekreterya hizmetlerini
yürütmek.
ı) Genel Müdürün vereceği benzeri
görevleri yapmak.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
13 üncü maddeyi okutuyorum:
Hukuk Müşavirliği
MADDE 13. - Hukuk Müşavirliğinin
görevleri şunlardır:
a) Başbakanlık, bakanlıklar, diğer
kamu kurum ve kuruluşları ile Genel Müdürlük birimlerinden gönderilen kanun,
tüzük ve yönetmelik taslakları ile diğer hukukî konular hakkında görüş
bildirmek.
b) Genel Müdürlüğün menfaatlerini
koruyucu, anlaşmazlıkları önleyici hukuki tedbirleri zamanında almak, anlaşma
ve sözleşmelerin bu esaslara uygun olarak yapılmasına yardımcı olmak.
c) 8.1.1943 tarihli ve 4353 sayılı
Kanun hükümlerine göre adlî ve idarî davalarda gerekli bilgileri hazırlamak,
taraf olduğu idarî davalarda Genel Müdürlüğü temsil etmek veya Genel Müdürlükçe
hizmet satın alma yoluyla temsil ettirilen davaları takip ve koordine etmek.
d) Genel Müdürlüğün amaçlarını
daha iyi gerçekleştirmesi, mevzuat, plân ve programlara uygun şekilde
çalışmasını temin etmek amacıyla gerekli hukuki teklifleri hazırlamak ve Genel
Müdüre sunmak.
e) Genel Müdürün vereceği benzeri
görevleri yapmak.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
14 üncü maddeyi okutuyorum:
İnsan Kaynakları ve Destek
Hizmetleri Daire Başkanlığı
MADDE 14. - İnsan Kaynakları ve
Destek Hizmetleri Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Genel Müdürlüğün insan gücü
politikası ve planlaması konusunda çalışmalar yapmak ve tekliflerde bulunmak.
b) Genel Müdürlük personelinin
atama, nakil, sicil, terfi, ücret, emeklilik ve benzeri özlük işlemlerini
yürütmek.
c) Genel Müdürlüğün eğitim plânını
hazırlamak, uygulamak ve değerlendirmek.
d) Genel Müdürlüğün ihtiyacı olan
her türlü yapım, satın alma, kiralama, bakım ve onarım, arşiv, sağlık ve
benzeri her türlü idarî ve malî hizmetleri yürütmek.
e) Taşınır ve taşınmaz mal
kayıtlarını tutmak.
f) Genel Müdürlük sivil savunma ve
seferberlik hizmetlerini plânlamak ve yürütmek.
g) Genel Müdürün vereceği benzeri
görevleri yapmak.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
15 inci maddeyi okutuyorum:
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Kadının Statüsü Danışma Kurulu
Kadının Statüsü Danışma Kurulu
MADDE 15. - Kadının Statüsü
Danışma Kurulu; Başbakan veya Bakanın başkanlığında; Adalet, İçişleri,
Dışişleri, Maliye, Milli Eğitim, Sağlık, Tarım ve Köyişleri, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik, Sanayi ve Ticaret, Kültür ve Turizm bakanlıkları müsteşarları; Devlet
Planlama Teşkilatı Müsteşarı; Avrupa Birliği Genel Sekreteri; Devlet İstatistik
Enstitüsü Başkanı; Devlet Personel Başkanı; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
Başkanı; Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Genel Müdürü; Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürü; Türkiye İş Kurumu Genel Müdürü; Özürlüler
İdaresi Başkanı; Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürü ve Başbakanlık İnsan
Hakları Başkanı veya görevlendirecekleri birer yetkili; üniversitelerin Kadın
Çalışmaları Ana Bilim Dalı başkanlıkları ile Kadın Araştırma ve Uygulama
merkezlerinden Yükseköğretim Kurulunca belirlenecek en az dört öğretim üyesi;
Kadının Statüsü Genel Müdürü ve ana hizmet birimleri daire başkanları ile kadın
hakları konusunda çalışmalarda bulunan beş sivil toplum kuruluşu temsilcisinden
oluşur.
Sivil toplum kuruluşu temsilcileri
Genel Müdürlükçe belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde üç yıl için seçilir.
Üyeliği sona erenler yeniden seçilebilir.
Kurul yılda en az bir kez
toplanır.
Kurulun sekretarya hizmetleri
Genel Müdürlük tarafından yürütülür.
Kurul üyelerine 6245 sayılı
Harcırah Kanunu hükümlerine göre ödeme yapılır.
Kurulun oluşumu ile çalışma usul
ve esasları yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN - Madde üzerinde 1 önerge
vardır; önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
654 sıra sayılı Kadının Statüsü
Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 15 inci
maddesindeki "Kadının Statüsü Genel Müdürü" ibaresinden sonra gelmek
üzere "Genel Müdür Yardımcısı" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
İrfan Gündüz Eyüp Fatsa Halil Özyolcu
İstanbul Ordu Ağrı
Hamit Taşcı Özkan Öksüz
Ordu Konya
BAŞKAN - Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Hükümet önergeye
katılıyor mu?
DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT
(İstanbul) - Katılıyoruz Başkanım.
BAŞKAN- Sayın Gündüz?..
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) -
Gerekçeyi okutun Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının 5 inci maddesinde
yapılan değişiklikle genel müdür yardımcısı unvanı eklendiğinden, 15 inci
maddede bu yönde değişiklik yapılmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
16 ncı maddeyi okutuyorum:
Kadının Statüsü Danışma Kurulunun
görevleri
MADDE 16. - Kadının Statüsü
Danışma Kurulunun görevleri şunlardır:
a) Devletin ekonomik, sosyal,
kültürel ve kadına ilişkin politikaları çerçevesinde kadının statüsü ile ilgili
sorunları inceleyerek genel politikalar oluşturulmasına yardımcı olmak, plân ve
programların uygulanması hususunda görüş bildirmek.
b) Devletin ekonomik, sosyal,
kültürel ve kadın politikaları çerçevesinde plân ve yıllık programlara göre
Genel Müdürlüğün görevlerini geliştirici tedbirleri belirlemek ve önerilerde
bulunmak.
c) Başbakan veya görevlendireceği
Bakan tarafından istenen, Genel Müdürlüğün veya Kurul üyelerinin teklif ettiği
kadının statüsüne ilişkin konuları incelemek, değerlendirmek ve bu konularda
görüş oluşturmak ve önerilerde bulunmak.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
17 nci maddeyi okutuyorum:
DÖRDÜNCÜ BOLÜM
Sorumluluk ve Yetkiler
Yöneticilerin sorumlulukları
MADDE 17. - Genel Müdürlüğün her
kademedeki yöneticileri, yapmakla yükümlü oldukları hizmet ve görevleri, Genel
Müdürün emir ve direktifleri doğrultusunda mevzuat hükümlerine, Genel
Müdürlüğün amaçlarına, stratejik plânına, performans ölçütlerine ve hizmet
kalite standartlarına uygun olarak yürütmekten bir üst kademeye karşı
sorumludur.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
18 inci maddeyi okutuyorum:
Koordinasyon ve işbirliği
MADDE 18. - Genel Müdürlük, ana
hizmet ve görevleriyle ilgili konularda kamu kurum ve kuruluşları,
üniversiteler, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör ile
işbirliği ve koordinasyonu sağlamaktan sorumludur.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
19 uncu maddeyi okutuyorum:
Yetki devri
MADDE 19. - Genel Müdür ve her
kademedeki Genel Müdürlük yöneticileri, sınırlarını yazılı olarak açıkça
belirlemek şartıyla yetkilerinden bir kısmını astlarına devredebilir. Yetki
devri uygun araçlarla ilgililere duyurulur.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
20 nci maddeyi okutuyorum:
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Atama
MADDE 20. - 23.4.1981 tarihli ve
2451 sayılı Kanun hükümleri dışında kalan memurlardan Daire başkanları ve Hukuk
Müşaviri, Genel Müdürün teklifi üzerine Başbakan veya Bakanın, diğer personel
ise Genel Müdürün onayı ile atanır.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
21 inci maddeyi okutuyorum:
Kadrolar
MADDE 21. - Kadroların tespiti,
ihdası, kullanımı ve iptali ile kadrolara ilişkin diğer hususlar 190 sayılı
Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre
düzenlenir.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
22 nci maddeyi okutuyorum:
Kadının Statüsü Uzmanlığı ve
Kadının Statüsü Uzman Yardımcılığı
MADDE 22. - Genel Müdürlük, bu
Kanunda sayılan görevlerin yerine getirilmesinde Kadının Statüsü Uzmanı ve Kadının
Statüsü Uzman Yardımcısı istihdam eder. Kadının Statüsü Uzman Yardımcılığına
atanabilmek için, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde
sayılan şartlara ek olarak aşağıdaki nitelikler aranır:
a) En az dört yıllık eğitim veren
yüksek öğretim kurumlarının istatistik, sosyoloji, felsefe, psikoloji bölümleri
ile iktisadî ve idarî bilimler, siyasal bilgiler, iletişim, hukuk, işletme ve
iktisat fakülteleri veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul
edilen yurt içindeki ve yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarından mezun
olmak,
b) Yapılacak yarışma ve yeterlik
sınavında başarılı olmak,
c) Sınavın yapıldığı yılın ocak
ayının ilk gününde otuz yaşını doldurmamış olmak,
d) Kamu personeli dil sınavında en
az (C) düzeyinde başarılı olmak.
Kadının Statüsü Uzman
Yardımcılığına atananlar, üç yıl çalışmak, olumlu sicil almak ve tez hazırlamak
kaydıyla açılacak yeterlik sınavına girme hakkını elde ederler. Sınavda
başarılı olanlar Kadının Statüsü Uzmanı unvanını kazanırlar. Yeterlik sınavında
başarı gösteremeyenler bir yıl içinde ikinci kez sınava tâbi tutulurlar. İki
defa başarı gösteremeyenler, Genel Müdürlükteki memur kadrolarına atanırlar.
Kadının Statüsü uzmanları ve
Kadının Statüsü Uzman yardımcılarının mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri,
yarışma sınavı, tez hazırlama ve yeterlik sınavı ile eğitimleri yönetmelikle
düzenlenir.
BAŞKAN - Madde üzerinde 1 adet
önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
654 sıra sayılı Kadının Statüsü
Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 22 nci
maddesinin (a) bendindeki "işletme" ibaresinden sonra gelmek üzere
"ev ekonomisi ve sosyal hizmetler yüksekokulu" ibaresinin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
İrfan Gündüz Eyüp Fatsa Özkan Öksüz
İstanbul Ordu Konya
Alaettin Güven Hamza Albayrak Nükhet Hotar Göksel
Kütahya Amasya İzmir
BAŞKAN - Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, önergeyi takdire bırakıyoruz; yalnız,
bir düzeltme yapılmasını teklif ediyoruz. Önergede "işletme ibaresinden
sonra" deniliyor, oysa ki "işletme ve iktisat fakülteleri"
ibaresinden sonra olursa daha yerinde olur.
Bir düzeltme daha teklif ediyoruz.
Tasarının yine aynı fıkrasında "Yükseköğretim Kurumu tarafından"
olarak geçmiş, halbuki "Yükseköğretim Kurulu" şeklinde olması lazım.
BAŞKAN - Hükümet önergeye
katılıyor mu?
DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT
(İstanbul) - Katılıyoruz Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Gündüz?..
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Gerekçe
okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Madde 22. - Dört yıllık eğitim
veren ev ekonomisi meslek yüksekokulu mezunlarının aldığı eğitim kadının
statüsü uzman ve yardımcısı için öngörülen nitelikleri taşıdığından bu
değişiklik öngörülmektedir.
BAŞKAN - Komisyonun önerisi
doğrultusunda düzeltilen önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
23 üncü maddeyi okutuyorum:
Personel rejimi
MADDE 23. - Genel Müdürlükte Genel
Müdür, Daire Başkanı, Hukuk Müşaviri, Kadının Statüsü Uzmanı, Kadının Statüsü
Uzman Yardımcısı kadroları karşılık gösterilmek kaydıyla, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu ve diğer kanunların sözleşmeli personel hakkındaki hükümlerine
bağlı olmaksızın sözleşmeli olarak çalıştırılabilir. Bu suretle
çalıştırılacakların sözleşme usul ve esasları ile unvanlar itibarıyla yer alan
taban ve tavan ücretleri ve her çeşit ödemeler Bakanlar Kurulunca tespit
edilir. Başbakanlık merkez teşkilatında sözleşmeli olarak çalıştırılan emsali
personelin yararlandığı ücret artışlarından Genel Müdürlükte çalışan sözleşmeli
personel de aynen yararlandırılır. Söz konusu personele, çalıştıkları günlerle
orantılı olarak (hastalık ve yıllık izinleri dahil) ocak, nisan, temmuz ve ekim
aylarında birer aylık sözleşme ücreti tutarında ikramiye ödenir. Bunlardan
üstün gayret ve çalışmaları sonucunda emsallerine göre başarılı çalışma
yaptıkları tespit edilenlere Genel Müdürün teklifi, ilgili Bakanın uygun görüşü
üzerine Başbakan onayı ile haziran ve aralık aylarında birer aylık sözleşme
ücreti tutarına kadar teşvik ikramiyesi ödenebilir. Kadro karşılığı sözleşme
ile çalıştırılacak personel, istekleri üzerine T. C. Emekli Sandığı ile
ilgilendirilir.
Genel Müdürlük kadrolarında
çalışan memurlar, Başbakanlık personelinin yararlandığı fazla çalışma
ücretinden aynı usul ve esaslara göre yararlanır
BAŞKAN - Madde üzerinde 2 adet
önerge vardır. Önergeleri, önce geliş sıralarına göre okutacağım, sonra
aykırılıklarına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
654 sıra sayılı Kadının Statüsü
Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının "Personel
rejimi" başlıklı 23 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki "Genel
Müdür" ibaresinden sonra gelmek üzere "Genel Müdür Yardımcısı"
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
İrfan Gündüz Eyüp Fatsa Halil
Özyolcu
İstanbul Ordu Ağrı
Hamit Taşcı Alaettin Güven
Ordu Kütahya
BAŞKAN - Şimdi, maddeye aykırı
olan önergeyi okutup, işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurulunda görüşülmekte olan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 23 üncü maddesine aşağıdaki paragrafın
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
N. Gaye Erbatur Tuncay Ercenk Özlem Çerçioğlu
Adana Antalya Aydın
Ayşe Gülsün Bilgehan Canan Arıtman Bihlun
Tamaylıgil
Ankara İzmir İstanbul
Gökhan Durgun Güldal Okuducu Türkân Miçooğullları
Hatay İstanbul İzmir
Mesut
Değer
Diyarbakır
"Personel Rejimi:
Madde 23- Genel Müdürlükte, kadro
karşılığı sözleşme ile çalıştırılmayan; ancak, fiilen çalışan diğer personele
en yüksek devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil), aylık katsayı ile
çarpımı sonucu belirlenecek tutarın;
a) 1 ile 2 nci derecelerden maaş
alanlar için yüzde % 90'ını
b) 3 ile 4 üncü derecelerden maaş
alanlar için % 75'ini
c) 5 ile 7 nci derecelerden maaş
alanlar için % 60'ını
geçmemek üzere, Genel Müdürlüğün
bağlı olduğu Başbakan veya ilgili Devlet Bakanı tarafından belirlenecek esas,
usul ve oranlarda, Damga Vergisi hariç hiçbir vergi veya kesinti yapılmadan her
ay ek ödeme yapılır."
BAŞKAN - Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet önergeye
katılıyor mu?
DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT
(İstanbul) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Önerge hakkında konuşacak
mısınız?
N. GAYE ERBATUR (Adana) - Gerekçe
okunsun efendim.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
536 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin 1994 yılında iptalinden sonra geçen on yıllık süre içinde kuruluş
kanununun bulunmaması nedeniyle normal derece ilerlemesinin bile yapılamadığı
kurum çalışanlarının uğradıkları hak kayıplarının kısmen de olsa telafi
edilebilmesi ve kadro karşılığı sözleşmeyle çalıştırılamayan personelin
mağduriyetinin önlenmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
654 sıra sayılı Kadının Statüsü
Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının "Personel
rejimi" başlıklı 23 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki "Genel
Müdür" ibaresinden sonra gelmek üzere "Genel Müdür Yardımcısı"
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
İrfan
Gündüz (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT
(İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Gündüz?..
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Madde 23.- Personel rejiminden
bahsedilirken Genel Müdür Yardımcısı kadrosunun ihdas edilmesi sebebiyle Genel
Müdürden sonra gelmek üzere Genel Müdür Yardımcısının madde metnine ilave
edilmesini öngörmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul
edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni madde
ihdasına dair bir önerge vardır. Malumları olduğu üzere, görüşülmekte olan
tasarı ve teklife konu kanunun komisyon metninde bulunmayan; ancak, tasarı veya
teklifle çok yakın ilgili bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve
komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açılacağı, İçtüzüğün 87 nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür. Bu
nedenle, önergeyi okutup komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt
çoğunlukla, 21 üyesiyle katılırsa, önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açacağım; komisyonun salt çoğunlukla katılmaması halinde ise, önergeyi
işlemden kaldıracağım.
Şimdi, önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurulunda görüşülmekte olan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısına aşağıdaki madde 24'ün eklenmesini, müteakip
maddelerin buna göre yeniden düzenlenmesini arz ve teklif ederiz.
Türkân Miçooğulları N. Gaye Erbatur Özlem Çerçioğlu
İzmir Adana Aydın
Tuncay Ercenk Ayşe Gülsün Bilgehan Canan Arıtman
Antalya Ankara İzmir
Bihlun Tamaylıgil Orhan Ziya Diren Gökhan Durgun
İstanbul Tokat Hatay
Mesut Değer Güldal Okuducu
Diyarbakır İstanbul
Ek Ödeme:
Madde 24.- Genel Müdürlükte, kadro
karşılığı sözleşme ile çalıştırılmayan; ancak, fiilen çalışan diğer personele
en yüksek devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil), aylık katsayı ile
çarpımı sonucu belirlenecek tutarın;
a) 1
ile 2 nci derecelerden maaş alanlar için % 90'ını
b) 3
ile 4 üncü derecelerden maaş alanlar için % 75'ini
c) 5
ile 7 nci derecelerden maaş alanlar için % 60'ını
geçmemek üzere, Genel Müdürlüğün
bağlı olduğu Başbakan veya ilgili Devlet Bakanı tarafından belirlenecek esas,
usul ve oranlarda, damga vergisi hariç hiçbir vergi veya kesinti yapılmadan her
ay ek ödeme yapılır.
BAŞKAN - Sayın Komisyon, önergeye
salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
SABAHATTİN YILDIZ (Muş)- Sayın Başkan, salt çoğunluğumuz yok; o yüzden
katılamıyoruz.
BAŞKAN - Komisyon önergeye salt
çoğunlukla katılmamış olduğundan, önergeyi işlemden kaldırıyorum.
24 üncü maddeyi okutuyorum:
Sözleşme ile araştırma, etüt ve
proje yaptırma
MADDE 24. - Genel Müdürlük
görevleri ile ilgili olarak ulusal ve uluslararası bilimsel araştırma, etüt,
film ve proje gibi işleri, üniversite öğretim elemanları ile yerli ve yabancı
gerçek ve tüzel kişilere sözleşme ile yaptırabilir.
Genel Müdürlük, görev alanına
giren konularda üniversiteler veya uzman kurum ve kuruluşlardan danışmanlık
hizmeti satın alabilir.
Bu konulara ilişkin usul ve
esaslar yönetmelikle düzenlenir.
BAŞKAN- Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
25 inci maddeyi okutuyorum:
Görevlendirme
MADDE 25. - Genel Müdürlüğün görev
alanı ile ilgili konularda genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinde
çalışanlar, kendilerinin ve kurumlarının muvafakati ile Genel Müdürlükte
görevlendirilebilir. Bu şekilde görevlendirilen personel kurumundan izinli
sayılır ve asıl kadrosu ile ilgisi devam eder. Bunların terfileri başkaca bir
işleme gerek kalmaksızın kurumlarınca yapılır. Bu hükme göre
görevlendirilenler, görev sürelerince, görevlendirmeye ilişkin belgede belirtilmek
kaydıyla malî ve sosyal haklarını görevlendirildikleri kurumdan alabileceği
gibi kadrolarının bulunduğu kurumdan da alabilirler.
Görevlendirilecek personel sayısı,
mevcut personelin yüzde onunu aşamaz.
BAŞKAN- Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
26 ncı maddeyi okutuyorum:
MADDE 26. - 14.7.1965 tarihli ve
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun;
a) Değişik 36 ncı maddesinin,
Ortak Hükümler bölümünün (A) bendinin değişik (11) numaralı fıkrasına
"Özürlüler Uzman Yardımcıları" ibaresinden sonra gelmek üzere
"Kadının Statüsü Uzman Yardımcıları", "Özürlüler
Uzmanlığına" ibaresinden sonra gelmek üzere "Kadının Statüsü uzmanlığına"
ibaresi,
b) "Zam ve tazminatlar"
başlıklı 152 nci maddesinin değişik "II-Tazminatlar" fıkrasının
"(A) Özel Hizmet Tazminatı" bendinin (i) alt bendine "Özürlüler
Uzmanları" ibaresinden sonra gelmek üzere "Kadının Statüsü
uzmanları" ibaresi,
c) Ek göstergelere ilişkin eki (I)
sayılı cetvelin "I- Genel İdare Hizmetleri Sınıfı" bölümünün (h)
bendine "Özürlüler Uzmanı" ibaresinden sonra gelmek üzere
"Kadının Statüsü uzmanları" ibaresi,
Eklenmiştir.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkanım, bir düzeltme teklifimiz var.
Madde başlığı olarak
"Değiştirilen hükümler" diye bir başlık geçerseniz... Unutulmuş...
BAŞKAN - Maddenin düzeltilmiş
şeklini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Geçici madde 1'i okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 1. - Bu Kanunun
yayımlandığı tarihte, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğüne ait her
türlü haklar ve yükümlülükler ile Genel Müdürlükçe kullanılan bütün demirbaş ve
döşeme, eşya, taşınır ve taşınmaz mallar ile taşıtlar bu Kanunla kurulan
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğüne devredilmiş sayılır.
Genel Müdürlüğün 2004 Malî Yılı
harcamaları, 2004 Malî Yılı Bütçe Kanununun ilgili bölümünde Maliye
Bakanlığınca yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar, Kadının Statüsü ve Sorunları
Genel Müdürlüğünün 2004 yılı Başbakanlık bütçesinde yer alan ödeneklerinden
karşılanır.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler.. Kabul edilmiştir.
Geçici Madde 2'yi okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 2. - Ekli (1) sayılı
listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvele "Kadının
Statüsü Genel Müdürlüğü" bölümü olarak eklenmiştir.
BAŞKAN- Madde ve ekli cetvel
üzerinde 1 önerge vardır; önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
654 sıra sayılı Kadının Statüsü
Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısına ekli Kadının
Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat Şeması (I) sayılı cetvele "Genel
Müdür"den sonra gelmek üzere "Genel Müdür Yardımcısı" eklenmesini,
"İhdas Edilen Kadrolar" başlıklı (I) sayılı listede ise Genel
Müdürden sonra gelmek üzere 1 inci derece kadrolu 1 adet Genel Müdür Yardımcısı
kadrosu ilave edilmesini arz ve teklif ederiz.
İrfan Gündüz Eyüp Fatsa Halil Özyolcu
İstanbul Ordu Ağrı
Hamit Taşcı Alaettin Güven
Ordu Kütahya
BAŞKAN - Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT
(İstanbul) - Katılıyoruz Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Gündüz?..
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Genel müdür yardımcılığı ihdas
edilmesi ve buna göre teşkilat şeması ile kadro cetvelinde değişiklik yapılması
öngörülmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Maddeyi kabul edilen önerge
doğrultusunda ekli cetvelle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici 3 üncü maddeyi okutuyorum.
GEÇİCİ MADDE 3. - Mülga 536 sayılı
Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin ilgili hükümleri uyarınca Kadın ve Sosyal Hizmetler
Müsteşarlığı kadrolarına atamaları yapılmış olan memurlardan bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihte Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü
kadrolarında yer alan memurlar ile fiilen bu Genel Müdürlükte görev yapmakta
olan anılan Müsteşarlığın diğer memurlarından kadro ve unvanları değişmeyenler
bu Kanunla ihdas edilen kadrolara hiçbir işlem yapılmaksızın atanmış sayılır.
Kadro ve görev unvanı aynı olanların atamasında, ihdas edilen kadro sayısının
personel sayısından az olması durumunda, Genel Müdürlükte geçen hizmet süresi
fazla olanların öncelik hakkı vardır.
Bu Kanun uyarınca yapılacak
düzenleme nedeniyle kadro unvanı değişen veya kaldırılanlar ile kadro ve unvanı
değişmediği halde yukarıdaki fıkra uyarınca atanmış sayılamayanlar, durumlarına
uygun kadrolara altı ay içinde atanırlar. Atamaları yapılıncaya kadar Genel
Müdürlükçe ihtiyaç duyulan işlerde görevlendirilebilirler. Bunlar yeni bir
kadroya atanıncaya kadar, eski kadrolarına ait aylık, ek gösterge ve her türlü
zam ve tazminatlar ile diğer mali haklarını almaya devam ederler. Söz konusu
personelin, atandıkları yeni kadroların aylık, ek gösterge, her türlü zam ve
tazminatlar ile diğer malî hakları toplamının net tutarı, eski kadrolarına
bağlı olarak en son ayda almakta oldukları aylık, ek gösterge, her türlü zam ve
tazminatları ile diğer malî hakları toplamı net tutarından az olması halinde,
aradaki fark giderilinceye kadar atandıkları kadrolarda kaldıkları sürece
herhangi bir kesintiye tâbi tutulmaksızın tazminat olarak ödenir.
İkinci fıkra uyarınca ataması
yapılamayan personel, altı aylık sürenin bitiminden itibaren beş gün içerisinde
Devlet Personel Başkanlığına liste halinde bildirilir. Bu personel Devlet
Personel Başkanlığınca 24.11.994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 22 nci
maddesinin iki, üç, dört ve beşinci fıkralarında belirtilen esas ve usuller
çerçevesinde diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilirler. Ancak, 4046
sayılı Kanunun 22 nci maddesi uyarınca Özelleştirme Fonundan karşılanması
öngörülen ödemeler Genel Müdürlük tarafından karşılanır.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler...
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, bir düzeltme teklifimiz olacak.
BAŞKAN - Sayın Komisyon, bundan
sonra zamanında teklif ederseniz iyi olur.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, oylamadan önce teklif etmemiz gerekli
herhalde.
Maddenin başındaki
"mülga" kelimesi yerine "Anayasa Mahkemesince iptal edilen"
cümlesini yazarsak, kanun tekniği bakımından daha uygun olur.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici madde 4'ü okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 4.- Bir defaya mahsus
olmak ve ekli (1) sayılı listede yer alan "Kadının Statüsü Uzmanı"
unvanlı serbest kadro adedinin beşte birini geçmemek üzere; bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihte Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü kadrolarında,
fiilen en az beş yıl görev yapmış olan ve halen görevde bulunan personelden, bu
Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan öğrenim
şartını taşıyanlar, Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren iki ay içerisinde
yazılı olarak başvurmaları kaydıyla, Genel Müdürlüğün görev alanına giren
konularda onsekiz ay içerisinde hazırlayacakları tezin, Genel Müdürün
başkanlığında oluşturulacak, üyelerinden en az ikisi ilgili öğretim üyesi olan
beş kişilik komisyonca başarılı kabul edilmesi halinde başarı sıralarına göre
durumlarına uygun Kadının Statüsü Uzmanlığı kadrolarına atanırlar.
Bu madde uyarınca başvuruda
bulunanlar hakkında geçici 3 üncü maddenin ikinci fıkrası, uzmanlığa atanıncaya
veya uzmanlığa atanamayacakları kesinleşinceye kadar uygulanır. Uzmanlığa
atanamayacakları kesinleşenler hakkında ise geçici 3 üncü maddenin üçüncü
fıkrası uygulanır.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici madde 5'i okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 5. - Bu Kanunla
öngörülen yönetmelikler altı ay içinde hazırlanarak yürürlüğe konulur. Bu süre
zarfında mevcut mevzuatın bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına
devam olunur.
Diğer mevzuatta Kadının Statüsü ve
Sorunları Genel Müdürlüğüne yapılmış olan atıflar Kadının Statüsü Genel
Müdürlüğüne yapılmış sayılır.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
27 nci maddeyi okutuyorum:
Yürürlük
MADDE 27. - Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
28 inci maddeyi okutuyorum:
Yürütme
MADDE 28. - Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının tümünü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
Devlet Bakanı Sayın Güldal Akşit
teşekkür konuşması yapacaklardır.
Buyurun Sayın Bakan. (Alkışlar)
DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT
(İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Kadının Statüsü
Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı oylarınızla,
desteklerinizle yasalaşmıştır; öncelikle,
hepinize teşekkür etmek istiyorum.
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün
Teşkilat Kanununun çıkarılmış olması, Yüce Meclisimizin yaptığı reform
niteliğindeki çalışmalardan birisidir. Ülkemizde kadının statüsünü yükseltmek,
kadınlara karşı her türlü ayırımcılığı önlemek üzere ondört yıl önce kurulan
genel müdürlük, son on yıldır yasal dayanaktan yoksun olarak çalışmalarını
sürdürme gayreti içindeydi.
Teşkilat Yasasının kabul
edilmesiyle personel ve bütçe açısından hareket kabiliyetine kavuşacak olan
genel müdürlük, kanunda uygulayıcı
bakanlıklar, yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplum
kuruluşlarıyla daha kuvvetli bir işbirliği ve koordinasyon gücüne sahip
kapasitesini güçlendirmiş olarak etkin çalışmalar yürütebilecek bir yapıya
kavuşacaktır. Bu durum, kurumun, ülkemizdeki kadınların taleplerine,
beklentilerine daha iyi cevap verebilmesine ve daha çok kesimi çalışmalara
katabilmesine olanak sağlayacaktır.
Türk kamu yönetiminde örneğine
rastlanmayan bir durumu ortadan kaldırmanın, Genel Müdürlüğün teşkilat kanununu
çıkararak güçlendirmenin ülkemiz kadınları açısından da gerçekten çok önemli
bir konu olduğuna inanmaktayım.
Tüm kısıtlılıklara rağmen, gerek
ulusal gerekse uluslararası çalışmaları başarıyla yürüten bu Genel Müdürlüğün
on yıldır çözüme kavuşturulamamış teşkilatlanma sorununun Hükümetimiz döneminde
çözülmesi de, ayrıca, benim için bir gurur kaynağıdır.
Geçmiş dönemlerde çokça lafı
edilmesine rağmen sonuç alınamayan bu konuda siz değerli milletvekillerinin
destekleriyle hep birlikte sonuç aldık. Bu yasanın kabulü, ülkemizde uzun
yıllardır ihmale uğrayan kadın konusuna ilişkin anlayış değişikliğinin de
bir kanıtı olarak karşımızda
durmaktadır.
Bu gururu benimle paylaştığına
inandığım siz değerli milletvekili arkadaşlarıma, yasa çalışmalarına katılım,
katkı ve yasalaşma sürecinde verdiğiniz özverili destekler için bir kez daha
teşekkür ediyorum.
Bu vesileyle, hepinizin Cumhuriyet
Bayramını kutluyor, saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın
Bakan. Tabiî, keşke Başkanlık Divanına da teşekkür etseydiniz...
Çalışma süremiz dolduğu için,
sözlü soru önergeleri ve diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için, 2
Kasım 2004 Salı günü saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 16.56
VI.
- SORULAR VE CEVAPLAR
A)
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, elektrik nakil hatlarının neden olduğu
orman yangınlarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin
cevabı (7/3443)