Comments 00000000 false 0 6 nk 6 nk 0 false false false TR X-NONE X-NONE

 DÖNEM : 22 CİLT : 62 YASAMA YILI : 3

 

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

 

11 inci Birleşim

27 Ekim 2004 Çarşamba

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

                                                                                                                                                Sayfa    

 

 I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, bölgemizdeki son gelişme-ler ile Irak, Filistin ve Ortadoğu'daki sorunlara ilişkin gündemdışı konuşması

2.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik'in, Güneydoğu Anadolu Projesinin son durumuna ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması

3.- Erzurum Milletvekili İbrahim Özdoğan'ın, Erzurum İlinin tarım ve hayvancılık potansiyeline; bu alanda yaşanan sorunlara ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1.- Kars Milletvekili Selami Yiğit'in (6/1269) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/224)

C) ÇEŞİTLİ İŞLER

1.- Genel Kurulu ziyaret eden Portekiz Parlamento Başkanı Mota Amaral'a Başkanlıkça "Hoşgeldiniz" denilmesi

IV. - ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1.- Genel Kurulun çalışma saatleri ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

V - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1.- (9/5, 6) Esas Numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu Raporunda Yüce Divana sevki istenilen eski Başbakan A. Mesut Yılmaz ve Devlet eski Bakanı Güneş Taner haklarında ayrı ayrı gizli oylama (S. Sayısı: 621)

2.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

3.- Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/332) (S.Sayısı 654)

VI. - SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, elektrik nakil hatlarının neden olduğu orman yangınlarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3443)

2.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, Kırklareli'ndeki longoz ormanlarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3444)

3.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, orman yangınlarının önlenmesine ve yangınların oluşturduğu maddî zarara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3446)

4.- Hatay Milletvekili Züheyir AMBER'in, İskenderun Limanında batan gemi ile ilgili iddialara ve sorumlulara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3451)

5.- Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, İskenderun Körfezinde batan gemi hakkındaki iddialara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3452)

6.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, İskenderun Körfezinde batan geminin çevreye verebileceği zarar ve hakkındaki bazı iddialara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3453)

7.- Erzincan Milletvekili Erol TINASTEPE'nin, Antalya-Gündoğmuş-Kızıldere mevkiîndeki orman yangınında ölen görevlilere ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3625)

8.- Hatay Milletvekili Fuat ÇAY'ın, İskenderun Limanı açığında batan M/V Ulla isimli toksik atık yüklü gemiye ve bazı iddialara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3628)

9.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya-Ortakonuş Köyünde meydana gelen orman yangını ve bazı iddialara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3629)

I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 

TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açıldı.

 

Niğde Milletvekili Mahmut Uğur Çetin'in, patates üreticilerinin sorunları ile alınması gereken önlemlere ilişkin gündemdışı konuşmasına, Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü,

Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekçioğlu'nun, eğitim sisteminin sorunlarına ve alınması gereken önlemlere ilişkin gündemdışı konuşmasına, Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik,

Cevap verdi.

 

Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş, Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu Komisyonu Raporuna ilişkin gündemdışı bir konuşma yaptı.

 

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 31 inci sırasında yer alan 654 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 2 nci sırasına, 32 nci sırasında yer alan 661 sıra sayılı kanun tasarısının 3 üncü sırasına, 27 nci sırasında yer alan 639 sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü sırasına alınmasına; 26 Ekim 2004 Salı ve 27 Ekim 2004 Çarşamba günkü birleşimlerde sözlü soruların görüşülmemesine; 26 Ekim 2004 Salı günü oylaması yapılacak işlerin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılmasına; 27 Ekim 2004 Çarşamba günü Genel Kurulun 13.00-17.00 saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.

 

(10/12, 28) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonunda açık bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen 1 üyeliğe Bayburt Milletvekili Fetani Battal seçildi.

 

(9/3) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu raporunun Genel Kurulun 15.6.2004 tarihli 101 inci Birleşiminde birlikte yapılan gizli oylamasından sonra Yüce Divana sevkleri kararlaştırılan ilgili eski bakanlar haklarındaki oylamanın ayrı ayrı yapılması gerektiğine ilişkin Yüce Divan kararı doğrultusunda yapılan gizli oylamalar sonucunda, Devlet eski Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ile Devlet eski Bakanı Recep Önal'ın Yüce Divana sevklerine karar verildiği açıklandı.

 

Gündemin "Oylaması Yapılacak İşler" kısmının 2 nci sırasında yer alan (9/5, 6) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu raporunda Yüce Divana sevki istenilen eski Başbakan A. Mesut Yılmaz ve Devlet eski Bakanı Güneş Taner haklarında ayrı ayrı yapılacak gizli oylamanın Genel Kurulun 27.10.2004 Çarşamba günkü 11 inci Birleşiminde yapılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.

 

27 Ekim 2004 Çarşamba günü, alınan karar gereğince, saat 13.00'te toplanmak üzere, birleşime 17.41'de son verildi.

 

Sadık Yakut

Başkanvekili

                    Yaşar Tüzün                                                                         Harun Tüfekci

                 Bilecik                                                                                    Konya

              Kâtip Üye                                                                              Kâtip Üye

                                                                                                                                             No. : 13

II. - GELEN KÂĞITLAR

27 Ekim 2004 Çarşamba

 

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, yurtdışından kendisine hediye edilen araçlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1319) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)

2.- Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanının bir ifadesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1320) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)

 

Yazılı Soru Önergeleri

1.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, Irak'ta iş yapan firmalarda çalışan vatandaşlarımızın öldürülmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3904) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.10.2004)

2.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Başbakanlığa hediye edilen bir otobüse ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3905) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)

3.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat MELİK'in, bölünmüş yol projesinin Şanlıurfa'yı kapsayıp kapsamadığına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3907) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)

4.- Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın, Sinop-Boyabat Tünelli Geçiş Projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3908) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)

5.- Muğla Milletvekili Ali ARSLAN'ın, SSK hekim ve çalışanlarının performansa dayalı ücret almalarının sağlanıp sağlanmayacağına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3909) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)

6.- Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın, BAĞ-KUR'a ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3910) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)

7.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Çukurova grubunun TMSF'ye olan borcuna ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/3911) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)

8.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, faiz dışı fazla, borçlanma ve sürdürülebilir kalkınmaya ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/3912) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)

9.- Hatay Milletvekili Züheyir AMBER'in, Hazine Müsteşarlığından TMSF'ye aktarılan paranın kayıtlarına ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/3913) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)

10.- Gaziantep Milletvekili Abdulkadir ATEŞ'in, Gaziantep-İslahiye Ballıklaya Barajı projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3914) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)

11.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat MELİK'in, Şanlıurfa'nın bazı ilçelerinde tarımsal sulamada kullanılan elektrik enerjisinde ortaya çıkan sorunlara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3915) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)

12.- Antalya Milletvekili Osman ÖZCAN'ın, Ankara Büyükşehir Belediyesinin borçlarına ve bazı uygulamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3916) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)

13.- Ankara Milletvekili Zekeriya AKINCI'nın, AŞTİ'den yolcu alan taksilerden para talep edildiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3917) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)

14.- Isparta Milletvekili Mevlüt COŞKUNER'in, Isparta'daki elma üreticilerinin soğuk hava deposu ihtiyacına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3918) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)

15.- İzmir Milletvekili Muharrem TOPRAK'ın, İzmir-Kiraz Devlet Hastanesi inşaatına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3919) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)

16.- Ankara Milletvekili Zekeriya AKINCI'nın, Büyükşehir Belediyesinin Keçiörengücü Spor Kulübüne yardım yaptığı iddialarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/3920) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)

17.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Buca Cezaevindeki mahkûmların sorunlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3922) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)

18.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Avrupa Birliği İlerleme Raporunun orijinal metninin milletvekillerine dağıtılıp dağıtılmayacağına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/3923) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.10.2004)


BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 13.00

27 Ekim 2004 Çarşamba

BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)

BAŞKAN- Türkiye Büyük Millet Meclisinin 11 inci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.

Gündemdışı ilk söz, Ortadoğu ve bölgemizdeki son dış gelişmeler hakkında söz isteyen Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'ya aittir.

Buyurun Sayın Uzunkaya.

Konuşma süreniz 5 dakikadır.

III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. - Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, bölgemizdeki son gelişmeler ile Irak, Filistin ve Ortadoğu'daki sorunlara ilişkin gündemdışı konuşması

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bölgemizdeki son gelişmeler, Irak, Filistin ve Ortadoğu sorunları üzerinde gündemdışı söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, cuma günü 81 inci yıldönümünü idrak edeceğimiz Cumhuriyet Bayramımızı, Mümtaz Heyetinizin şahsında aziz milletimizin bu mutlu gününü tebrik ediyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 11 Eylül İkiz Kuleler faciasından sonra, önce Hindikuş Dağlarında taş üstünde taş bırakılmayan Afganistan'daki, ardından da 1990'ların başlarında başlatılıp 2003'ün mayısında fiilen ortaya konulan Irak'taki vahşet ve dehşet sahneleri, sulha ve barışa çağrının değil, olsa olsa, kanı kanla temizleme operasyonunun adı olabilirdi. Dahası, başta petrol olmak üzere, enerji kaynaklarına sahip olmak için, bebeklerin, ihtiyar biçarelerin, masum anneler ve genç kızların yerlere düşen cansız bedenlerinden sızan sıcacık kanı petrol diye vakumlayan, masseden bir yanlış adımın adı olabilir.

Değerli arkadaşlarım, insanlık, doğru-yanlış, çirkin-güzel, zulüm ve adaleti sembolize eden iki ayrı çağı yaşamıştır; bunun birisi asrı cehalet, birisi de asrı saadettir. Cehaletin bütün boyutlarıyla egemen olduğu çağlarda bile kırk yıl süren savaşların yaşanmasına rağmen, eşhürülhurum, yani, insan kanı akıtmanın haram ilan edildiği aylar olmuştur ki, onlardan birisi de mübarek ramazandır. Devri cehalet, bu aya hürmeten savaşlara ara verebiliyorken, gerekçeleri artık kendileri tarafından dahi yalanlanan, tamamen haksız ve tek taraflı; ancak, çok destekli bir gücün başlattığı bu harbin müsebbiplerinin hiçbir kutsalı ve karşısındaki insanların kutsalına da saygısı kalmamıştır.

Bir tarafta, 2005'in ocağında yapılacak seçimlere kadar, âdeta, Irak'ın yerle bir edilmesi ve bu arada, onbinlerce aç, sefil, çaresiz, çoluk çocuk, kadın erkek, sivil Iraklının hayatına kıyılması, öbür taraftan ise, Filistin'de yaşanan ve neredeyse, Irak'ta yaşananları rahmetle aratacak, mumla aratacak, İsrail'in soykırımları, tüyler ürperten tecavüzleri ve katliamları...

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Âkif merhumun "Nur istiyoruz biz, sen yangın veriyorsun/ Yandık diyoruz, boğmaya kan gönderiyorsun" dizeleri, âdeta, bugün için söylenmiş gibi.

Komşusunun evinde çıkan yangını söndürsün diye merhamet beklediğimiz sözüm ona çağın efendileri, coğrafyamızda ikinci, üçüncü komşularının evini de ateşe vermek durumunda oldular. Hem de mübarek ramazan günü, oruçlu ağızlarıyla sofralarında içecek bir damla suyu ve bir bardak meşrubatı olmadığı bir anda, geride kalanlara, şehitlerinin sebil olan iftarlık kanlarına sebep olan vahşi kapitalist, emperyalist ve pragmatist bir sahneyi oynayan aktörleri seyrediyoruz artık. Yıllar önce okuduğumuzda asla inanmak istemediğim rahmetli Necip Fazıl'ın şu tespiti ne kadar doğruymuş: "Materyalist ve pragmatist bir medeniyetin sahibi olanlar, o kadar bencil ve o kadar çıkarcıdır ki, ellerindeki yumurtalarını pişirmek için komşusunun evini yakmaktan çekinmezler bile" diyordu. Evet, bugün aynı tabloyu yaşıyoruz. Bugün, İsrail utanç duvarları ikame etmekte, yüzlerce Filistinlinin evini bazen boşalttırarak, bazen de içindeki insanlarla ateşe vermekte, yıkmakta, bir açık hapishaneye dönüştürdüğü Filistin topraklarındaki vahşete, BM'nin kararlarına, vetolu destekle devam imkânı bulabilmektedir.

Değerli arkadaşlar, dünyanın şarkında, garbında, cenubunda, şimalinde, nerede yaşanırsa yaşansın insanların temelde var olan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Uzunkaya, toparlayabilir misiniz.

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

...can, mal, akıl, nesil ve inanç güvenliğini tehdit eden her düşünce, her davranış, her tecavüz "ben insanım" diyebilen gür ve güçlü iradeyi karşısında bulmalıdır; yıkılanı onarmak için değil, yıktırmamak, öldürtmemek için karşısında durabilmelidir.

Gazetelerde okuyoruz; Irak'ı yerle bir eden saldırılardan sonra, başta ABD olmak üzere, Japonya, İngiltere, Avrupa Birliği, Suudi Arabistan, Kuveyt, İspanya, İtalya, Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Kore, Kanada, Norveç, Dünya Bankası ve IMF milyarlarca dolar para akıtarak Irak'ı yeniden restore edecekmiş!.. Yıkılan onurları, sönen hanümanları kimler onore edecek; bunu doğrusu sormak gerekir.

Değerli kardeşlerim, başta Türkiye olmak üzere, tüm dünyanın vicdanını kanatan ve geçmiş çağların vahşetini aratan bu kanayan yaraya merhem olacak adımları atmak için bir gönül köprüsü kurmak zorundayız. Kan damlayan bahçede gül bitmez. Güneşin aydınlığına ayna tutacak, geleceğimizi daha da aydınlatacak çocuklar özlüyorsak, çocukların elinden taşı, sapanı almak istiyorsak, Ortadoğu'ya dönük samimî ve büyük bir projeden bahsetmek istiyorsak veya isteniyorsa, vazgeçin toplardan tanklardan, güllerden güllelerden, koşun İsmail'in çocuklarına, ey İshak'ın çocukları ve İsmail'in kardeşi olan İshak'ın çocukları! Hiçbir haklı gerekçesi kalmayan bu harbin günübirlik galibi olsa da, tarih, hep mağlup yazacaktır taraf olanları ve tarafta bulunanları.

En kısa zamanda, bayrama varmadan, bölgemizin ve coğrafyamızın huzur ve barışa kavuşmasını diliyor, bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Uzunkaya.

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Sayın Başkan, Dışişleri Bakanı cevap vermeyecek mi konuşmaya?

BAŞKAN - Gündemdışı ikinci söz, GAP Projesinin son durumu hakkında söz isteyen Şanlıurfa Milletvekili Sayın Mehmet Vedat Melik'e aittir.

Buyurun Sayın Melik.

2.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik'in, Güneydoğu Anadolu Projesinin son durumuna ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması

MEHMET VEDAT MELİK (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, kırk yıldır halkımızın büyük özverisi ve şimdiye kadar gelen bütün hükümetlerin de olağanüstü çabalarıyla girmeye çalıştığımız Avrupa Birliğiyle ilgili Türkiye ilerleme raporunun ülke genelinde yarattığı iyimser havadan sonra belki de bu tür konuşmalar yapanlar için Türkçemizde çok güzel özdeyişler vardır; ancak, güneşin önüne perde çekilemeyeceği için, acı da olsa gerçeklerle yüz yüze gelmeliyiz ki, sorunlarımızı çözme yolunda adımlar atabilelim.

Değerli milletvekilleri, hani bizim bir GAP Projemiz vardı; ülkemizin yaklaşık 80 000 kilometrekaresini kapsayan, cumhuriyet tarihimizin en büyük bölgesel kalkınma planı olan Güneydoğu Anadolu Projesi vardı; ne oldu bu projeye? Bu hükümet iki yıldır bu projeyle ilgili ne yaptı veya ne söyledi? İçinizden bilen veya duyan varsa lütfen bize anlatsın. Çünkü, bunun cevabını yalnız bölge halkı değil bütün Türk Halkı öğrenmek istiyor; ama, isterseniz önce ben söyleyeyim. İki yıldır bu hükümet GAP Projesiyle ilgili ne bir tek şey söyledi ne de bir tek şey yaptı. Çünkü, AK Parti İktidarı bu projeye inanmamakta, belki de önemini kavrayamamaktadır; ancak, kesin olan bir şey var ki, o da, bu hükümetin bu projeyi önemsemediği ve ilgi duymadığıdır. Eğer ilgi duymuş olsaydı         -en basit bir örneğini vereceğim sizlere- iki yıl içerisinde GAP idaresiyle ilgili bir teşkilatlanma kanununu Meclise getirir veya en azından 6 Kasım günü süresi dolacak olan ve GAP Bölge Kalkınma İdaresinin çalışmalarını düzenleyen kararnameyle ilgili bir çalışma yapar, bunu da yapamıyorsa Mardin Milletvekilimiz Sayın Muharrem Doğan tarafından hazırlanan ve şu anda sıra bekleyen yasa taslağına destek vererek bir an önce gündeme getirirdi; ama, değerli arkadaşlar, belki de bizim bilmediğimiz ve kamuoyuna açıklanmasına gerek duyulmayan başka meseleler vardır; çünkü, bizim hükümetlerimizde birçok anlaşma ve kararları gizleme alışkanlığı vardır. Tarihimiz boyunca, yalnız bu hükümet değil, birçok hükümet, olayları, meselenin gerçek sahibi olan Türk Halkından gizlemişlerdir.

Değerli arkadaşlar, ancak, akla şu soru gelmektedir: Acaba, tarımsal sulama anlamında gerçekleşme oranı yüzde 13'lerde olan GAP Projesinde yeni alanların sulamaya açılabilmesi için, Avrupa Birliğinin Türkiye İlerleme Raporunun bir bölümünü oluşturan, Türkiye'nin ortaklık perspektifinden doğan konuların veya sorunların işlendiği altkomisyon raporunun "Transnational Issues" başlıklı bölümünde belirtildiği gibi, GAP bölgesindeki su kaynaklarımızın kontrolü için uluslararası bir yönetimin karar vermesi mi beklenmektedir?

Değerli arkadaşlar, eğer, bu söylediklerime hükümet katılmıyorsa veya bunları doğru bulmuyorsa, o halde, lütfen, bizlere ve tüm kamuoyuna GAP Projesinin, özellikle sulama yatırımlarına yönelik düşünce ve projelerini anlatsınlar ki, bir daha, kimse, bu konuyla ilgili olarak Yüce Meclisi meşgul etmesin; yani, 57 nci Hükümet döneminde, çalışmaları yapılmış olan Suruç, Viranşehir, Ceylanpınar, Mardin-Kızıltepe ile Kralkızı-Dicle sulama projeleri ne aşamadadır? Bu projelere yabancı yatırımcılar teklif vermişler midir? Veya bu projeler, tozlu raflarda mı durmaktadır? Yoksa, 17 Aralık tarihi mi beklenmektedir? Yani, Türkiye'ye müzakere tarihi verilecek olursa, söz konusu sulama projelerinin yapılıp yapılmayacağı da Avrupa Birliğine mi sorulacaktır?! Çünkü, değerli arkadaşlar, şu anda GAP Bölgesindeki barajlarda, 1 000 000 hektar araziyi sulayabilecek suyumuz mevcutken, biz, ancak, 240 000 hektarını sulamaktayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, Sayın Melik; toparlayabilir misiniz.

MEHMET VEDAT MELİK (Devamla) - Öyleyse, niçin sözünü ettiğimiz hazır sulama projelerini hayata geçirmiyorsunuz?

Değerli milletvekilleri, Ilısu Barajının da bitirilmesiyle birlikte, elektrifikasyondaki gerçekleşme oranı yüzde 95'leri bulacak olan GAP bölgesinde üretilen enerji, ülkenin her tarafında ve bütün sektörlerde kullanılmaktadır; yani, yapılan yatırım yalnız bölgeye yapılmamıştır. Şimdiye kadar, ülkemizdeki herhangi bir rafineride, herhangi bir turistik tesiste veya fabrikada elektrik kesintisi duydunuz mu veya herhangi bir tren, elektrik kesintisi nedeniyle durmuş mudur?

Şu ana kadar 16 milyar dolar harcandığı söylenen GAP Projesi kapsamında inşa edilen hidroelektrik santrallarından, 2003 yılı sonu itibariyle 400 milyar kilovatsaat elektrik elde edilmiştir ki, bunun parasal karşılığı da en az 20 milyar dolardır.

Şimdi, siz, Karadeniz Otoyoluna, Bolu Tüneline veya Esenboğa Havaalanına bir şekilde kaynak bulabiliyorsunuz; ama, verimliliği ve kârlılığı kendini kanıtlamış GAP Projesine dönüp bakmıyorsunuz bile.

Değerli arkadaşlar, hatırlarsanız, Sayın Başbakan, 2004-2005 öğretim yılını "haydi kızlar, okula" kampanyasıyla Şanlıurfa'da başlatmıştı. Ancak, okullar açıldığından bu yana kırkbeş gün geçmesine rağmen, Sayın Başbakanın "haydi" dediği kız çocuklarının büyük bir kısmı, kendi evlerinden uzak, Anadolu'nun değişik yerlerinde geçici tarım işçisi olarak aileleriyle birlikte çalışmakta ve çadırlarda yatmaktadırlar. Eğer, bu kız çocuklarımızı, gerçekten, okullarda ve aileleriyle birlikte mutlu yuvalarında görmek istiyorsak, gelin, GAP Projesine işlerlik kazandıralım ki, hiç olmazsa, bu insanlar, kendi köylerinde geçimlerini sağlayabilsinler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET VEDAT MELİK (Devamla) - Son cümlem, Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Melik.

MEHMET VEDAT MELİK (Devamla) - Ben, şimdi, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye için çok önemli olan bu GAP Projesine tekrar sahip çıkmaya davet ediyor; hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Melik.

Gündemdışı üçüncü söz, Erzurum İlinin tarım potansiyeli hakkında söz isteyen, Erzurum Milletvekili İbrahim Özdoğan'a aittir.

Buyurun Sayın Özdoğan (AK Parti sıralarından alkışlar)

3.- Erzurum Milletvekili İbrahim Özdoğan'ın, Erzurum İlinin tarım ve hayvancılık potansiyeline; bu alanda yaşanan sorunlara ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması

İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Kurulu en derin saygılarımla selamlıyorum.

Erzurum il merkezinin ortalama rakımı 1 850 metredir. Tarım yapılan alanlar, bitki gelişimi bakımından bu rakımdan aşağı seviyelerde yapılmaktadır. Yüksek kesimler, genellikle çayır, mera ve yayla olarak hayvancılıkta değerlendirilmekte ve bitki gelişimi yavaş olduğundan, tarım ikinci planda kalmaktadır. Yüzölçümünün yüzde 4'ünü oluşturan ovaların ve yüzde 33'ünü oluşturan platoların bir kısmında, özellikle kuzey ilçelerinde (İspir, Olur, Oltu, Tortum) mikroklima alanlarında meyve ve sebze tarımı yapılmaktadır. Toplam tarım yapılabilen alan il yüzölçümünün yüzde 18'ine, yani, yaklaşık 460 000 hektara tekabül etmektedir.

Verimli alanlar, sulama hizmetleri giden yerlerdir. Bu verimli alanlar Daphan Ovası, Hınıs Ovası ve Pasinler Ovasıdır. Buralarda çiftçi sulama hizmetleri için yapılan Kuzgun Barajı ve sulama tesisleri tam olarak hizmete açılmış değildir; özellikle, pompaj tesisleri sulamaya açılmamıştır. Pasinler-Demirdöven Barajı ve sulama kanalları, Çat Barajı ve sulama kanalları, Aşağı Pasinler sulama tesisi, Söylemez Barajı, Hınıs-Başköy Barajı ve sulama tesislerinin tamamlanması için ödenek ihtiyacı acilen karşılanmalıdır.

Mevcut tarım yapılan 460 000 hektarın 282 351 hektarı sulanabilir arazi olup, 110 200 hektarı şimdiye kadar sulamaya açılmıştır ve bu alan yüzde 40 seviyesindedir. Sulanabilir alanların yüzde 60'ı, yani 195 108 hektar alan yatırım beklemektedir. Çiftçilerin kendi imkânlarıyla yaptıkları sulama, su yetersizliği, iletim kanallarının elverişsizliği, toprağa sızan sularla daha da azalmaktadır. Geleneksel sulama tesisleri ve metotlarından çiftçi bir an evvel kurtarılmalıdır.

Erzurum, üç ayrı havzanın başlangıç noktasıdır. Birkısım sular Fırat Havzasının başlangıcı olup, bu sular Basra Körfezine, Aras Nehri Hazar Denizine, Çoruh Nehri Karadeniz'e dökülmektedir. Arazi, bitki örtüsünün çıplaklığı ve çoğu yerde arazi meylinin fazlalığından dolayı erozyon tehdidi altında bulunmaktadır.

Mevcut arazi potansiyeli içinde tarım yapılan alanın yetersizliği, her üründe verimin Türkiye ortalamasının altında oluşu, girdi maliyetlerinin yüksekliği, ürün fiyatının düşük oluşu, Erzurum'da, büyük miktarda tarım alanlarının terk edilmesine sebep olmuştur.

Ekolojik tarım bakımından Erzurum İli çok avantajlıdır. Rakımın yüksek oluşu, bazı hastalık ve zararlıların gelişme ve yaşamasına mâni olmaktadır; mikroklima alanlarında, tabiî şartlarda, müdahale edilmeden, ilaç ve gübre kullanmadan her türlü meyve ve sebze yetiştirmek mümkündür; daha da önemlisi, sanayi tesisleri, maden ocakları, ulaşım hatlarından uzak alanlarda ekolojik tarım, seracılık ve tohumculuk çalışmalarına yönelinmesi halinde, doğal şartlardaki ürünlerden üreticimiz bol kazanç sağlayacaktır.

Geçmiş yıllarda 6 adet et kombinası faal olarak kesim yaparken, şu anda, özel sektöre ait 1 kombina olması ve günlük 400 büyükbaş ve 2 000 küçükbaş kapasitesi olan Et ve Balık Kurumunun günlük 20 büyükbaş kesim yapması besicilerimizi daha da mağdur etmektedir. Özellikle, yapılacak acil iş, Et ve Balık Kurumunun kesim kapasitesini artırmak ve şeker fabrikasıyla beraber özelleştirme kapsamından çıkarılmasıdır.

Hayvan varlığının, büyükbaş ve küçükbaş sayısının azalması, özellikle et ve süt üretimini düşürmekte olup, popülasyonun düşük verimli yerli ırklardan oluşu, kültür ırkı ve melez ırkında hızlı bir artışı da sağlamamıştır. Genellikle ailenin süt ihtiyacını ancak karşılayabilmekte, ihtiyaç fazlası ya sokakta satılmakta ya da yağ ve peynir yapılarak pazarlanmaktadır. Süt işleme üniteleri çok az bulunmaktadır ve şehir merkezlerinde toplanmıştır.

Zengin su potansiyeline sahip ilimizde birçok ırmak, dere, Tortum Gölü ve diğer göller, sulama göletleri, Kuzgun ve Demirdöven Barajları balıkçılık için müsait olmasına rağmen, şimdiye kadar gelişmemiştir; son yıllarda Tarım Bakanlığı tarafından, geçmişte uygulanan Kaynak Destekleme Fonu aracılığıyla yapılan teşviklerle yaygınlaşmaya başlamıştır; bu da yeterli değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Özdoğan, toparlar mısınız.

İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Tarımda karşılaşılan başlıca sorunlar; kabayem açığı ve bakım, besleme problemleri, hastalıklarla mücadelede yetersizlik ve ıslah çalışmaları yetersizliğidir. Özellikle ekonomik değere sahip, bölgeye adapte olmuş yerli ırk yok olma noktasında; bunun önüne geçilmeli, et ve süt yönünden verim artırıcı çalışmalar başlatılmalıdır.

İthal edilen hayvanlarda bölgeye adapte olmuş ırklara öncelik verilmeli ve bunları sıkı bir izleme ve takibe alarak azamî verim alınması sağlanmalı,  ekonomik değeri haiz olmadığı zaman kasaba gitmesine müsaade edilmelidir.

Hayvansal üretimde destekleme ve kredilendirmede bölgesel değerlere göre faiz ve kredi limiti uygulanmalı, mutlaka destek sağlanmalı; en önemlisi et ithalatı ve kasaplık canlı hayvan ithalatı yapılmamalıdır. Bölgede, az yemle hızlı gelişen ve çoğalan, büyük gelir sağlayan koyunculuk ayrı bir proje kapsamında öncelikli olarak desteklenmeli ve korunmalıdır.

Aşırı, zamansız otlatmayla tahrip olan meralarımızda, çayır alanlarımızda mutlaka kontrollü otlatma sağlanmalı ve erozyona karşı havza bazında koruma ve ıslah tedbirleri alınmalıdır.

Sunî tohumlama, damızlık üretim merkezi gibi kamusal çalışmalara mutlaka öncelik verilmelidir. Geleneksel köy hayvancılığından bir an önce kurtulup, ekonomik işletmelere yönelinmelidir Gerekli eğitime sahip mühendis ve veteriner hekimlere hayvancılık ve yem bitkileri ekimi konusunda uygun şartlar sağlanmalıdır. Ülkenin et ve süt ihtiyacını sağlayan damızlık işletmelere öncelik sağlanmalıdır.

Yem bitkileri ekim alanı -tarım yapılabilen alanın- yüzde 40, yüzde 50 artırılarak kabayem açığı kapatılmalıdır. 

Yurt dışından giren kaçak canlı hayvan, et ve gıda maddeleri girişi engellenmelidir.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür eder misiniz Sayın Özdoğan.

Buyurun.

İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - 1 dakika daha...

BAŞKAN - Süre uzatımı verdim Sayın Özdoğan; buyurun.

İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Parçalı ve dağınık bir yapı arz eden işletmelerin optimum seviyeye gelmesi yönünde çalışmalar yapılmalı, optimum işletme ve parsel büyüklüğünün altında olanlar toplulaştırılarak ekonomik işletme seviyesine getirilmelidir.

Toprak etüt ve harita çalışmaları yapılarak, toprak sınıf ve çeşitleri tespit edilmeli ve bunlara uygun bitki deseni uygulanmalıdır.

Patates ve sebze tohumculuğu bakımından, sahip olunan ideal şartlar dikkate alınarak sertifikalı tohumculuğa önem verilmelidir.

Mikroklima bölgelerinde ekolojik tarıma geçilmeli ve yöre çiftçisine gelecekteki önemi anlatılmalı, dış ülkelerin talebine uygun ürünler yetiştirilerek pazarlanması sağlanmalıdır.

Sayın Tarım Bakanının, Doğu Anadolunun bir numaralı merkezi Erzurum'un tarım problemlerine çözüm bulmamızda total bir yaklaşım sergilemesini rica ediyor, Yüce Heyetinizi, tekrar, saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özdoğan.

Başkanlığın Genel Kurula diğer sunuşları vardır.

Sözlü soru önergesinin geri alınmasına dair bir önerge vardır; okutuyorum :

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1.- Kars Milletvekili Selami Yiğit'in (6/1269) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/224)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 521 inci sırasında yer alan (6/1269) esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

                                                                                                            Selami Yiğit

                                                                                                                  Kars

BAŞKAN - Sözlü soru önergesi geri verilmiştir.

Danışma Kurulunun bir önerisi vardır; okutup oylarınıza sunacağım.

IV. - ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1.- Genel Kurulun çalışma saatleri ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

No:104                                                                                                          Tarih: 27.10.2004

Genel Kurulun 2 Kasım 2004 Salı günü 14.00-17.00, 3 Kasım 2004 Çarşamba ve 4 Kasım 2004 Perşembe günleri 13.00-17.00 saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesinin; 2 Kasım 2004 Salı günkü birleşimde gündemin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmının 113 üncü sırasında yer alan (10/152) ile 183 üncü sırasında yer alan (10/216) esas numaralı patates üreticilerinin sorunları konusundaki Meclis araştırması önergelerinin görüşülmesinin ve görüşmelerinin birlikte yapılmasının Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.

                                                                                                           Bülent Arınç

                                                                                             Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                                                                                               Başkanı

                     Eyüp Fatsa                                                                K. Kemal Anadol

      AK Parti Grubu Başkanvekili                                            CHP Grubu Başkanvekili

BAŞKAN - Öneri üzerinde söz talebi?.. Yok.

Danışma Kurulu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Alınan karar gereğince gündemin "Oylaması Yapılacak İşler" kısmına geçeceğiz.

V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1.- (9/5, 6) Esas Numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu Raporunda Yüce Divana sevki istenilen eski Başbakan A. Mesut Yılmaz ve Devlet eski Bakanı Güneş Taner haklarında ayrı ayrı gizli oylama (S. Sayısı: 621) (X)

BAŞKAN - Bu kısımda yer alan (9/5,6) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu raporunda, Yüce Divana sevki istenen eski Başbakan Ahmet Mesut Yılmaz ile Devlet eski Bakanı Güneş Taner haklarında ayrı ayrı yapılacak gizli oylama işlemine başlayacağız.

Bilindiği gibi, (9/5,6) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunun raporu Genel Kurulumuzun 13.7.2004 tarihli 114 üncü Birleşiminde görüşülmüş ve yapılan oylama sonucunda eski Başbakan Ahmet Mesut Yılmaz ile Devlet eski Bakanı Güneş Taner'in Yüce Divana sevklerine karar verilmişti.

Yüce Divanın 23.7.2004 günlü ve 2004/2 esas sayılı Kararında, Anayasanın 100 üncü maddesindeki "gerek görüldüğü takdirde ilgilinin Yüce Divana sevkine karar verilir" ibaresi uyarınca, oylamanın, ilgililer hakkında ayrı ayrı yapılacak olması, ceza hukukunun temel ilkelerinden olan, suç ve cezanın şahsîliği, ilkesinin de gereği olduğu bilinmektedir.

Bu nedenle, şimdi, (9/5, 6) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu raporuyla Yüce Divana sevki istenen eski Başbakan Ahmet Mesut Yılmaz ile Devlet eski Bakanı Güneş Taner haklarında ayrı ayrı oylama yapacağız.

İlk oylama, Komisyonun Yüce Divana sevkini istediği eski Başbakan Ahmet Mesut Yılmaz  için yapılacaktır.

Anayasanın 100 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında "Yüce Divana sevk kararı ancak üye tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınır" hükmü, İçtüzüğün 112 nci maddesinin altıncı fıkrasında da "Yüce Divana sevk kararı ancak üye tamsayısının salt çoğunluğu ile alınır" hükmü yer almaktadır.

Bu nedenle, oylamayı gizli oylama şeklinde yapacağız ve Yüce Divana sevk için 276 kabul oyu arayacağız.

Toplantı yetersayısı olmak kaydıyla gizli oylamada kabul oyu 276'nın altında olduğu takdirde, Yüce Divana sevk kabul edilmemiş olacaktır.

Gizli oylamanın ne şekilde yapılacağını arz ediyorum:

Komisyon ve hükümet sıralarında yer alan Kâtip Üyelerden, komisyon sırasındaki iki Kâtip Üye, sırasıyla -okuduğum iller dahil olmak üzere- Adana'dan başlayarak Denizli'ye ve Diyarbakır'dan İstanbul'a kadar; hükümet sırasındaki iki Kâtip Üye ise, İzmir'den Mardin'e ve Mersin'den Zonguldak'a kadar, adı okunan milletvekillerine, biri beyaz, biri yeşil, biri de kırmızı olmak üzere, 3 yuvarlak pul ile mühürlü zarf verecek ve pul ve zarf verilen milletvekilini ad defterinde işaretleyecektir.

Vekâleten oy kullanacak bakanlar da, yerine oy kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu bölümde oylarını kullanacaklardır.

Sayın milletvekilleri, lütfen, Kâtip Üyeler yerlerini almadan yerlerinizden kalkmayınız.

Sayın Kâtip Üyeler yerlerini alsınlar lütfen.

Sayın Kâtip Üyeler?..

Birleşime 5 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati : 13.35

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 13.40

BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)

BAŞKAN- Sayın milletvekilleri,  11 inci Birleşimin İkinci Oturumunu açıyorum.

V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

1.- (9/5, 6) Esas Numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu Raporunda Yüce Divana sevki istenilen eski Başbakan A. Mesut Yılmaz ve Devlet eski Bakanı Güneş Taner haklarında ayrı ayrı gizli oylama (S. Sayısı: 621) (Devam)

BAŞKAN - Gizli oylamayı başlatacağım.

Bilindiği üzere, verilecek bu pullardan beyaz olanı kabul, kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise çekimser oyu ifade etmektedir.

Oyunu kullanacak sayın üye, Kâtip Üyeden 3 yuvarlak pul ile mühürlü zarfı aldıktan ve adını ad defterine işaretlettikten sonra, kapalı oy verme yerine girecek, oy olarak kullanacağı pulu burada zarfın içerisine koyacak, diğer pulları ise ıskarta kutusuna atacaktır. Bilahara oy verme yerinden çıkacak olan üye, oy pulunun bulunduğu zarfı Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne konulan oy kutusuna atacaktır.

Oylamada adı okunmayan milletvekiline pul ve zarf verilmeyecektir.

Sayın milletvekilleri, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in yerine; Devlet Bakanı Güldal Akşit, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun yerine oy kullanacaklardır.

Şimdi, gizli oylamaya Adana İlinden başlıyoruz.

(Oylar toplanıldı)

BAŞKAN - Oyunu kullanmayan sayın üye var mı? Yok.

Oylama işlemi bitmiştir; oy kutuları kaldırılsın.

(Oyların ayırımına başlanıldı)

BAŞKAN- Sayın Milletvekilleri, birinci oylamanın tasnifi devam ederken, şimdi, Devlet eski Bakanı Güneş Taner hakkındaki ikinci gizli oylamaya geçiyoruz.

Gizli oylamaya Adana İlinden başlıyoruz.

(Oyların toplanmasına başlandı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, (9/5,6) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunun 621 sıra sayılı raporunun eski Başbakan Ahmet Mesut Yılmaz hakkındaki gizli oylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı      : 444

Kabul                            : 419

Ret                                : 14

Çekimser                       : 5

Boş                                : 4

Geçersiz                        : 2

Bu sonuca göre, Meclis Soruşturması Komisyonu raporuyla Yüce Divana sevki istenilen Ahmet Mesut Yılmaz'ın Yüce Divana sevkine karar verilmiştir.

(Oyların toplanılmasına devam edildi)

BAŞKAN - Oyunu kullanmayan sayın üye var mı? Yok.

Oylama işlemi bitmiştir.

Kupalar kaldırılsın.

(Oyların ayırımı yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, (9/5,6) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunun 621 sıra sayılı raporunun Devlet eski Bakanı Güneş Taner hakkındaki gizli oylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı    : 421

Kabul                           : 403

Ret                               : 7

Çekimser                     : 2

Boş                              : 5 

Geçersiz                      : 4

Bu sonuca göre, Meclis Soruşturması Komisyonunun raporuyla Yüce Divana sevki istenilen Devlet eski Bakanı Güneş Taner'in Yüce Divana sevkine karar verilmiştir.

Alınan karar gereğince, sözlü soruları görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına devam ediyoruz.

2.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

BAŞKAN - Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin; Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon raporu henüz gelmediğinden teklifin müzakeresini erteliyoruz.

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları raporlarının müzakeresine başlıyoruz.

3.- Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/332) (S.Sayısı 654)(X)

BAŞKAN - Komisyon?.. Burada.

Hükümet?..Burada.

Komisyon raporu 654 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Adana Milletvekili Sayın Nevin Gaye Erbatur; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA N. GAYE ERBATUR (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 654 sıra sayılı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısına ilişkin Cumhuriyet Halk Partisinin görüşlerini ifade etmek için söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlarım.

Nüfusumuzun yarısını oluşturan, ancak, sorumluluklarıyla orantılı hakları henüz elde edememiş olan kadınlarımızın statülerini yükseltmek amacıyla 1990 yılında merkezî hükümet düzeyinde bir ulusal mekanizma kurulmuştur. 1980'li yıllarda yükselen kadın hareketinin rüzgârını da arkasına alarak kurulan ulusal mekanizma tasarıdaki adıyla kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, 1994 yılından bu yana, teşkilat yasası olmadan çalışmalarını sürdürmek durumunda kalmıştır. Bugün burada, kronikleşmiş bir sorunun çözümü yolunda bir adım atılmış olacaktır. Bu adımı memnuniyetle karşıladığımı belirtmek isterim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çağdaş demokrasiler, insan hakları, kadın-erkek eşitliği ve ayırımcılık yapmama temelleri üzerinde yükselmektedir. Kadınlara karşı ayırımcılık, İkinci Dünya Savaşından bu yana, uluslararası kuruluşların ve ulusların gündeminde ilk sıralarda yer almaktadır. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, Medenî ve Siyasî Haklar Sözleşmesi, kadınların ve erkeklerin tüm ekonomik, sosyal, kültürel, medenî ve siyasî haklardan ve diğer insan haklarından eşit olarak yararlanmalarını öngörür.

1979 yılında Birleşmiş Milletler tarafından imzaya ve onaya açılan, ülkemizde 1986 yılında yürürlüğe giren, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi, ayırımcılığı şöyle tanımlamaktadır: Ayırımcılık, kadınların medenî durumlarına bakılmaksızın ve kadın-erkek eşitliğine dayalı olarak, siyasî, ekonomik, sosyal, kültürel, medenî ve diğer alanlardaki insan hakları ve temel özgürlüklerin tanınmasını, kullanılmasını ve bunlardan yararlanmasını engelleyen veya ortadan kaldıran veya bunu amaçlayan ve cinsiyete bağlı olarak yapılan herhangi bir ayırım, mahrumiyet, kısıtlama anlamına gelir. Sözleşme, ayırımcılık tanımını yaptıktan sonra, taraf devletlere, tüm uygun yollardan yararlanarak ve gecikmeksizin kadınlara karşı ayırımı ortadan kaldırıcı politika izleme görevini verir; bu politikalarla, yasal ve fiilî gerçek eşitlik sağlanacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1975 yılında Mexico City'de, 1980 yılında Kopenhag'ta, 1985 yılında Nairobi'de ve 1995 yılında Pekin'de gerçekleştirilen 4 dünya kadın konferansının sonuç belgeleri, kadın erkek eşitliği ve kadınlara karşı ayırımcılık yapmama ilkelerini ulusal gündeme yerleştiren temel belgeler arasındadır. Tüm bu belgelerde, eşitlik kavramı, tüm insanları aynı muameleye tabi tutmak olarak tanımlanmaz; eşitsiz durumda olan insanların aynı muameleye tabi olması, adaletli bir uygulama olmadığı gibi, eşitsizliği artırma potansiyelini de içinde taşır. Gerçek eşitlik, bu dengesizliği ortadan kaldıracak politikaların uygulanması sonucunda ortaya çıkar. Eşitlik politikaları "geleneksel eşitlik politikaları" olarak adlandırılan politikalar ile kadın-erkek eşitliğini tüm plan ve programlara yerleştirme politikalarından oluşmaktadır. Eşitlik politikalarının oluşturulması, uygulanması, koordinasyonu ve izlenmesinden sorumlu kuruluşların inşaı da bu bağlamda kaçınılmaz zorunluluklardan birisidir. İşte bu zorunluluk, ilk defa 1975 yılında Mexico City'de, daha sonra da 1995 yılında Pekin'de kabul edilen eylem platformunda, ulusal mekanizmayı "devlet içinde kadınların ilerlemesini sağlamak üzere kurulan merkezî politika koordinasyon birimi" olarak tarif etmektedir. Ulusal mekanizmanın temel görevini de "toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinin devletin tüm yapılanmaları ve tüm politikalarına yerleştirilmesini sağlamak" şeklinde belirlemektedir. Bu, ulusal mekanizmalara 1995 konferansında verilen yeni bir görevdir. Artık, sadece kadın odaklı politikalarla yetinilmeyecek, eşitlikçi yasal düzenlemeler, alo kriz hatları, sığınmaevleri gibi, eşitlik ilkesi, tasarımı, uygulaması ve izlenmesi aşamaları da dahil, tüm plan ve programlarda gözlenecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, Birleşmiş Milletler üyesi olan 144 ülkede kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yönelik ulusal mekanizma bulunmaktadır. İtalya, Kostarika, Kamboçya, ulusal mekanizmayı içine alacak ayrı bakanlıklar kurmuş olan ülkelerdir. Dahası, birçok Batılı ülke sadece bir mekanizmayla yetinmemiş, eşitliğe yönelik kurumsal yapılarını çeşitlendirmişlerdir.

Örneğin, İngiltere'de ulusal mekanizmayı, kadın birimi, kadın konusundan sorumlu iki bakan ve kabine alt komitesi oluşturmaktadır. Eşit Fırsatlar Komitesi de, ulusal mekanizmanın unsurlarından bir diğeridir.

Avusturya'da Kadın Bakanlığı, Eşit Muamele Komisyonu, Eşit İstihdam Fırsatları Ombudu, Eşit Muamele Federal Komitesi ve Çalışma ve Ekonomi Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı, Tarım Bakanlığı bünyesini de alan her bir çalışma konusu altında bir eşitlik birimi yer almaktadır. Ayrıca, tüm bakanlıklarda eşitlik çalışma grupları oluşturulmuştur.

Finlandiya'da, Sağlık ve Sosyal İşler Bakanlığı bünyesinde Eşitlik Konseyi, Eşitlik Ombudu, Eşitlik Kurulu, Bakanlıklararası Eşitlik Çalışma Grubu ve Maliye ve Planlama Bakanlığına bağlı Eşitlik Birimi bulunmaktadır.

İdarî yapılanmasını örnek aldığımız Fransa'da Kadın Hakları ve Meslekî Eğitim Devlet Bakanlığı, bu bakanlık altında Kadın Hakları Departmanı, Başbakana bağlı Parite Yasası İzleme Grubu, kadın-erkek eşitliğini gerçekleştirmeye yönelik çalışmalar yapmaktadır. Fransa'da, Meclis ve Senato düzeyinde 2 Kadın Hakları ve Eşit Fırsatlar Parlamenter Delegasyonu bulunmaktadır.

Portekiz'de "Eşitlik, Eşit Fırsatlar ve Aile" adını taşıyan komite, her dört yılda bir yenilenmektedir.

Kurumsal yapılanmalar, ülkelerin sosyal ve ekonomik durumu açısından da fikir verici yapılardır. Şöyle ki, eşitliğe yönelik çalışmaların çok çeşitli düzeylerde kurumsallaştığı ülkeler, insanî gelişme endeksli sıralamalarında en ön sıralarda yer almaktadırlar. Örneğin Norveç, 2003 İnsanî Gelişme Raporunda, insanî gelişme endeksinin 1 inci sırasında yer almaktadır. Bir önceki yıla göre 11 sıra gerileyerek 96 ncı sıraya düşen Türkiye'nin, bundan gereken dersi alması gerekir. Türkiye'nin 11 sıra gerilemesinin nedenini indirgemeci bir yaklaşımla ekonomik krize bağlamanın doğru olmadığı da ortadadır. Gerilemenin ana nedeni, diğer ülkelerdeki ilerlemelerin, örneğin kadının karar alma mekanizmalarında yer alma oranının daha hızlı olması ve Türkiye'nin bu hıza yetişememesidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kadın-erkek eşitliğine yönelik kurumsallaşmanın önemli bir ayağını oluşturan ulusal mekanizmalar üzerine yapılan değerlendirmelerde, bu kuruluşların devlet teşkilatı içinde kıyısallaştırılmaya yatkın kuruluşlar olması, malî kaynaklar ve personel kaynaklarının yetersizliği ve açık ve net bir görev tanımlarının olmaması sorunlarına dikkat çekilmekteydi. Bu nedenle, Pekin Konferansı Sonuç Belgesinde, ulusal mekanizmalar 10 maddelik bir düzenlemeye konu edildi; buna paralel olarak, Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonu, 1988 ve 1991 toplantı dönemlerinde bu konuyu ele aldı. 1999 yılında, ulusal mekanizmalar, komisyonda bir kez daha gündeme geldi.

Bugün, burada, yasasını görüştüğümüz Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, dünyanın otuz yıllık deneyimini yansıtmaktadır. On yıllık kurumsal yaşamında, yukarıda sözü edilen sorunları fazlasıyla yaşamıştır; en basit örneği, 1994 yılından bu yana yasası çıkarılamamıştır. Görüştüğümüz bu tasarı, oldukça güçlendirilmiş bir genel müdürlük inşa etmeyi öngörmektedir ve biz buna olumlu bakıyoruz; ancak, genel müdürlük tek başına bir şey ifade etmez. Her düzeyde bu tip mekanizmalar kurmalıyız; Parlamento düzeyinde, merkezî idarede, en azından her bir bakanlık düzeyinde ve yerel düzeyde eşitlik mekanizmaları kurmalıyız; kurmalıyız ki, kadın okumaz-yazmazlığı ayıbı ortadan kalksın, kadınların işgücü piyasasına katılımının giderek düştüğü ender ülkelerden biri olmayalım, namus cinayetleri ayıbından kurtulalım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kadın-erkek eşitliğini sağlamak amaçlı yapılanmalara rağmen sorunların hâlâ devam etmekte olması, eşitlik konularının her zaman ulusal politikaların temel unsurlarından birisi olma gereğini hatırlatmaktadır.

Tasarının 1 inci maddesinde, genel müdürlüğün kuruluş amacı belirlenmekte; ancak, kadın-erkek eşitliği perspektifinin tüm kamu politikalarına yerleştirilmesi ve kadın-erkek eşitliğinin tüm yasaların hazırlanış ve uygulanma aşamalarında gözetilmesi gereken temel bir ilke olarak ortaya konulması gibi bir ana amaçtan söz edilmemektedir. Oysa, ulusal mekanizmaların kuruluşunda temel hedef, kamusal alanı, eşitlikçi bir perspektifle dönüştürmektir.

Tasarının 3 üncü maddesinde genel müdürlüğün görevleri sıralanmıştır. Muhtemelen diğer kamu kurum ve kuruluşlarının görev alanlarına girmemek kaygısıyla, oldukça muğlak bir görev tanımı yapılmaya çalışılmıştır. Örneğin 3/a'da yer alan "kadına karşı her türlü ayrımcılığı önlemek, kadının insan haklarını geliştirmek, kadını ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda etkin hale getirmek ve eğitim düzeyini yükseltmek amacıyla yapılacak her türlü çalışmaya destek vermek" ifadesi, genel müdürlüğün edilgen bir yapı olarak düşünüldüğü izlenimini vermektedir.

Bir kere şunu açıklığa kavuşturalım. Kadın-erkek eşitliğine yönelik politikaların ana çerçevesi, devletin hangi organı tarafından belirlenecektir? Bir başka bakanlık ya da bir kurum belirleyecek de, genel müdürlük buna destek mi verecektir? Bence 3 üncü maddenin (a) fıkrası tam da böyle bir duruma atıfta bulunmaktadır. Bu sorunu ortadan kaldırmak için "çalışmalara destek vermek" yerine, en azından "çalışmalara katılmak" ifadesi konulabilirdi. Aynı fıkrada daha da vahim bir düzenleme var; o da, genel müdürlüğün görevini "temel politikaların belirlenmesine katkıda bulunmak" şeklinde tarif etmek. 144 ülke örneğinde olduğu gibi, ulusal mekanizmaların temel görevi, eşitlik, diğer bir deyişle kadın-erkek eşitliğine yönelik politikaları oluşturmaktır.

Tasarıda, diğer kuruluşların görev alanına girmemek kaygısıyla genel müdürlük kendine yardımcı rol biçmektedir ki, bu da doğru değildir. Aynı maddenin diğer fıkralarında, genel müdürlük, kendini, bazen icracı, bazen de yardımcı ve ikincil konumlarda tarif etmektedir ve bu  kavram kargaşası yaratmaktadır. Daire başkanlıklarının görevlerinin belirlenmesinde de benzer bir çekingenlik olduğunu kaydetmek gerekir.

Ayrıca, Kadına Yönelik Şiddet Daire Başkanlığının olmaması da, bence yasadaki en büyük eksikliklerden birisidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet Planlama Teşkilatı ve Avrupa Birliğinin finansal katkılarıyla Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü ve Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen "Türkiye 2003 Nüfus ve Sağlık Araştırması"nın sonuçlarına göre, Türkiye'deki kadınların büyük bir çoğunluğu eşlerinden dayak yemektedir. Daha evvel yapılan başka bir araştırma, evli kadınların üçte 1'inin eşinden şiddet gördüğünü göstermektedir. Öte yandan, son zamanlarda kamuoyunun gündemine oturan namus adına işlenen cinayetler, kadına yönelik şiddetin en son noktasını oluşturmaktadır. Toplumda kadına yönelik şiddetin yaygınlığı, bize bu alanda farkındalık yaratma ve rehabilitasyon konularında önemli görevler düştüğünü gösteriyor.

Kadına yönelik şiddet, kadınların, bilinçli, aktif, kendine güvenen ve üretken bireyler olarak toplumsal, ekonomik ve siyasî hayata katılımını engelleyen en önemli faktörlerden biridir. Araştırmalar, şiddet gören kadının büyük bir travma yaşadığını, içine kapandığını ve özsaygısını yitirdiğini göstermektedir. Böyle bir bireyin aktif bir hak arayıcısı olması beklenemez. Üstelik, geleneksel değer yargıları çerçevesinde çocukların bakımı ve yetiştirilmesinden sorumlu olan kadının, şiddet mağduru olduğunda, çocuklarını, yani, yeni nesli sağlıklı bir ortamda yetiştirmesi mümkün olmayacaktır.

Şiddete uğrayan kadının yaşadığı şiddeti durdurmak ve toplumu kadına yönelik şiddete karşı bilinçlendirmek, yeni yetişen neslin şiddet döngüsü içerisinde büyümesini, bu şiddeti kanıksamasını engeller. Bu anlamda, sadece şiddet mağduru kadınlara barınma hizmetleri sunmakla kalmayıp, şiddetle mücadelede politika üreten kurumlar olan sığınmaevlerinin varlıklarının korunması da son derece önemlidir.

Avrupa Birliği normlarına göre, ülkemizde her 7 500 kız çocuğu ve kadın için 1 adet sığınmaevi açılmalıdır. Bu sığınmaevleri belediyelerce açılmalı, finansmanını belediyeler yapmalı; ancak, işleyiş ve denetimleri, bu alanda, yıllarca, sahada yüzlerce kadınla çalışıp büyük bir tecrübe birikimi edinmiş olan kadın sivil toplum kuruluşlarına bırakılmalıdır.

Avrupa Birliği Komisyonu uyum raporunda da altının çizildiği gibi, son Türk Ceza Kanunuyla, namus cinayetleri, bekaret kontrolü, cinsel taciz gibi alanlarda önemli önlemler alınmış olmasına rağmen, kadın-erkek eşitliği ve kadın haklarının korunması, ayırımcılık ve aileiçi şiddet alanlarında ciddî sorunlar devam ediyor.

Avrupa Birliği Komisyonu uyum raporunda, ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kadın üye oranının düşüklüğüne de dikkat çekiliyor ve Türkiye'de kadınların okuma-yazma oranının düşüklüğüne sorun kaynağı olarak işaret ediliyor.

Tüm bu sorunlar çerçevesinde, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü önemli bir misyona sahiptir; kadınlara, eşitlik içinde, sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasî alanlarda hak ettikleri statüyü kazandırmak.

Bugün Avrupa Birliği, demokratikleşmenin temel ilkesi olarak kadın-erkek eşitliğini,üstüne basa basa vurgulamaktadır.

Genel Müdürlüğün çalışmaları, kadınların toplumsal, siyasî ve ekonomik yaşama eşit olarak katılımlarını, toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesinin tüm karar, plan, program ve yasaların hazırlanış ve uygulama aşamalarının tümünde temel alınan ilke olmasının teminini, kadına yönelik şiddetle mücadelede politikalar ve programlar geliştirilmesini sağlayacaktır. Bu anlamda, Genel Müdürlüğün işlerliğini kazandıracak olan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat Yasası, Avrupa Birliği üyelik sürecinde Türkiye'nin demokratikleşmesine ciddî katkıları olacak bir adımdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kadının Statüsü Danışma Kurulunun çok önemli bir düzenleme olduğunu belirtmeliyim. Eğer Ekonomik ve Sosyal Konsey gibi, adı var işlevi yok bir kurul haline dönüşmezse, bu kurul, kamu politikalarına kadın-erkek eşitliği bakış açısını yerleştirmek açısından çok işlevsel olabilir. Kadın-erkek eşitliği perspektifinin, tüm kararlara, hazırlanan tüm plan ve programlara yerleştirilmesi, en genel anlamıyla, karar, plan ve programların kadın ve erkek üzerinde farklı etkiler yaratabileceğini, bir cinsin aleyhine sonuçlanabileceğini planlama aşamasında öngörerek tedbirler almaya atıfta bulunur.

İhtisas komisyonlarının oluşturulması da, yine, olumlu düzenlemeler arasındadır. Kesit sektörü olması nedeniyle eşitlik çalışmalarında birçok alanda uzmanlığa ihtiyaç duyulmaktadır. Dolayısıyla bu düzenlemenin yararlı olduğu düşünülmektedir.

Kurumun bir kariyer kuruluşu haline getirilmesi, Türkiye'de kadın-erkek eşitliği doğrultusundaki hareketlere önemli katkı sağlayacaktır. Bu nedenle, kadının statüsü, uzmanlığı ve uzman yardımcılığı müessesesinin oluşturulmasını gönülden destekliyorum. Bugün, bazı üniversitelerimizde kadın çalışmaları yüksek lisans programı vardır ve buradan yetişen nitelikli gençlerin uzmanlığa alınmaları, Genel Müdürlüğe güç katacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ulusal mekanizmanın mümkün olan her düzeyde kurulması, Cumhuriyet Halk Partisinin yıllardır savunageldiği konulardan biridir. Türkiye'de parlamento düzeyinde sürekli bir komisyonun oluşturulmasına yönelik çabalarımız yeni değildir. 20 nci Dönemde, Sayın Oya Araslı ve Sayın Birgen Keleş'in öncülüğünde Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin verdiği önergeyle Türkiye'de de parlamento düzeyinde kadının statüsünün araştırılarak, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Sözleşmesinin yaşama geçirilmesi için alınması gereken önlemleri tespit etmek amacıyla (10/219) esas sayılı Meclis Araştırması Komisyonu kurulmuş; Komisyon, hazırladığı raporu 1998 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisine sunmuştur.

Raporda tavsiye edilen hususlardan biri Mecliste sürekli bir kadın erkek eşitliği komisyonu kurulmasıydı. Bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21 inci Döneminde hazırlanan Kadın-Erkek Eşitliği İzleme Komisyonunun Kurulmasına Dair Kanun Teklifi Anayasa Komisyonunda kabul edildiği halde, İçtüzük değişiklikleri paketinin komisyon tarafından geri çekilmesi nedeniyle kurulamamıştır. Biz, bu yöndeki talebimizi, kanun teklifi hazırlayarak, bu dönemde, Mart 2003'te  Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunduk ve sonuç almak için Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlarımızın desteğini bekliyoruz.

BAŞKAN - Bir saniye Sayın Erbatur...

III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

C) ÇEŞİTLİ İŞLER

1.- Genel Kurulu ziyaret eden Portekiz Parlamento Başkanı Mota Amaral'a Başkanlıkça "Hoşgeldiniz" denilmesi

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Bülent Arınç'ın resmî konuğu olarak ülkemizi ziyaret etmekte olan Portekiz Parlamento Başkanı Sayın Mota Amaral şu anda Meclisimizi teşrif etmiş bulunuyorlar.

Kendilerine Yüce Meclisimiz adına "Hoşgeldiniz" diyorum. (Alkışlar)

V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3.- Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/332) (S.Sayısı 654) (Devam)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Erbatur.

N. GAYE ERBATUR (Devamla) - Cumhuriyet Halk Partisi olarak kadın-erkek eşitliğini  çok önemsiyoruz. Parti programında, kadın-erkek eşitliğini, evrensel insan hakları ilkelerinin ayrılmaz bir parçası, demokrasinin vazgeçilmez koşulu olarak tanımlıyoruz. Türkiye'de kadın- erkek eşitliği fikrinin öncüsü Atatürk ve onun önderliğinde kurulan Cumhuriyet Halk Partisidir diyoruz.

Tüm yasalardaki ayırımcı hükümlerin ayıklanması, eşitlikçi yasalar çıkarılması, kadının hayatın tüm alanlarına tam ve etkin katılımının sağlanmasına yönelik çalışmaları tek tek programımıza koyduk. Dahası, kadın bakanlığı kurmayı öngörüyoruz ve yerel yönetimler  ile ilgili kuruluş ve kademelerinde, kadın bakanlığıyla eşgüdümlü işlev görecek kadın konuları birimleri kurmayı da parti programımıza aldık.

Bu nedenle, bakanlık düzeyinde olmasa da, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün teşkilat yasasına kavuşturulması girişimini ilke olarak destekliyoruz; ancak, yasanın çıkarılması önkoşul olmakla birlikte çözüm için yeterli değildir düşüncesini de aklımızda tutuyoruz.

Yasa çıktıktan sonra ne olacaktır; yasası ne kadar özenle düzenlenirse düzenlensin, kurumu etkin ve verimli kılmak, siyasî mülahazalardan uzak bir uzmanlık kurumuna dönüştürmek, siyasî iradenin yapacağı tercihle yakından ilgilidir. Kurumu yetkin uzmanlardan oluşan aktif bir yapıya veya donanımları yetersiz kişilerden oluşan hantal bir yapıya dönüştürmek siyasîlerin sorumluluğundadır. Son zamanlarda gördüğümüz atama örnekleri bu konuda bizi karamsarlığa itmektedir.

Yukarıda sıkça vurguladığım gibi, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün yasasına kavuşturulması çok önemli bir görevdir. Sözü edilen görev, zaten Avrupa Birliğine sunduğumuz ulusal raporda da kısa vadeli öncelikler arasında yerini almıştır; ancak, maalesef, tasarının yasalaşması bugüne kalmıştır ve Avrupa Birliği raporunda, 6 Ekimde hazırlanan ve kamuoyuna sunulan raporda, Türkiye'nin bu ulusal mekanizmayı kurmakta ne kadar geç kaldığı belirtilmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Erbatur, ikinci eksürenizi de bitirdiniz. Teşekkür eder misiniz.

Buyurun.

N. GAYE ERBATUR (Devamla) - Ben, şahsım adına da söz istemiştim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Ama, AK Parti Grubu, grup adına söz istiyor; size sonra söz vereceğim Sayın Erbatur.

Buyurun.

N. GAYE ERBATUR (Devamla) - Oysa ki, bu tasarı, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda, geçen yıl temmuz ayında görüşülmüş; ama, maalesef, Genel Kurula, Plan ve Bütçe Komisyonundan çıkıp ancak bugün gelebilmiştir.

Anayasanın 10 uncu maddesinde daha etkin önlemler alınmasını sağlayacak biçimde değişiklik yapılması fırsatı kaçırılmış bulunsa da, kadın-erkek eşitliği bakış açısının anaplan ve politikalara yerleştirilmesi çalışmalarında, umarım, bu yasa çıktıktan sonra önemli aşamalar kaydedilir. Toplumsal cinsiyet eşitliği, demokrasinin temel bir ilkesi olduğu kadar, sürdürülebilir kalkınmanın da önkoşullarından biridir.

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin merkez politikalara dahil edilmesini sağlamak için gerekli düzenlemelerin bundan böyle yapılacağını ümit ederek, şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyor ve teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Erbatur.

Tasarının tümü üzerinde, AK Parti Grubu adına söz isteyen, Ankara Milletvekili Sayın Remziye Öztoprak; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA REMZİYE ÖZTOPRAK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde konuşmak üzere Grubum adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlarım.

Bu yasa tasarısında emeği geçen herkese teşekkür ediyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Ülkemizde kadın, sayısız sorunlarla boğuşan, geleceğimizin garantisi çocuklarımızı yetiştiren, evkadını olarak, çalışan kadın olarak, eş olarak, anne olarak hiçbir fedakârlıktan çekinmeyen, onurlu, yüce bir varlıktır; ailenin en önemli unsurudur; nüfusumuzun ise yüzde 52'sini teşkil eder.

Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de kadın-erkek eşitsizliği, hemen her alanda yaşanır. Cumhuriyetin ilk yıllarında, Yüce Atatürk'ün, Türk kadınına, Medenî Kanunla pek çok hakkı tanımasının yanında, seçme ve seçilme hakkı da, pek çok gelişmiş ülke kadınından önce verilmiştir. Aradan geçen yetmiş yıla rağmen, Türk kadını, bugün, kadın-erkek eşitliğini elde edememiş, karar mekanizmalarında yeterince yer alamamış, siyasal yaşamda çok az sayıda kalmış, ekonomik özgürlüğünü kazanamamış; iş yaşamı, eğitim ve sağlıkta fırsat eşitliğini yakalayamamış, emeğinin karşılığını hakkıyla alamadığı halde en çok çalışan kesim olmuştur. Ülkemizdeki bu durum birçok dünya ülkesinde de aynı olduğu için, Birleşmiş Milletler, kadın sorunlarını uluslararası platforma taşıyarak son yirmibeş yılda dört kez Dünya Kadın Konferansı düzenlemiş ve çözüm için ortak hedefleri, eşitliği sağlama, kalkınma ve barış olarak ortaya koymuştur. Bu hedeflere ulaşabilmek için, siyasî irade oluşturarak, uygulamaya geçmek üzere, tüm ülkelerin imzasına sunduğu bir sözleşme hazırlamıştır.

İşte, Birleşmiş Milletlerin kadın-erkek eşitliğini sağlamak üzere kadınlara karşı her türlü ayırımcılığın önlenmesi konusunda yaptığı bir dizi uluslararası toplantının sonucunda ortaya çıkan sözleşmeyi, Türkiye, 1985 yılında imzalamış ve bu sözleşme 1986 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu sözleşme, esası itibariyle, imzalayan devletler tarafından hayatın her alanında kadın-erkek eşitliğinin sağlanması amacıyla tüm önlemlerin alınmasının kabul edilmesi demektir. Bu anlaşmanın verdiği yükümlülüklerin yerine getirilmesi ve uluslararası platformlarda alınan kararların uygulanabilmesi için yeni örgütlenme çalışmalarının gerektiği ortaya çıkmıştır.

Ülkemizde, ilk defa, kadından sorumlu bir resmî örgütlenme Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planında yer almıştır. 1995 yılında Pekin'de yapılan 4 üncü Dünya Kadın Konferansı Sonuç Bildirgesinde de ulusal mekanizmalar en önemli çalışmalar olarak gösterilmiştir.

Türkiye'de, kadın sorunlarını çözümlemek üzere, 1990 yılında, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü kurulmuş ve 1991 yılında Başbakanlığa bağlanmıştır. Bu Genel Müdürlük, kadın haklarının  korunması ve geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapmak, kadınların sosyal, ekonomik, kültürel, hak, fırsat ve imkânlardan eşit biçimde yararlanmasını sağlamak üzere kurulmuştur. 25 Ekim 1990 tarih ve 3670 sayılı Kanunla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı olarak kurulan Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü, 24 Haziran 1991'de Başbakanlığa bağlanarak, sorumluluğu, kadın sorunlarıyla ilgili bir devlet bakanlığına verilmiştir.

Genel müdürlük, 13 Ekim 1993 tarihinde 514 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle kurulan Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığının ana hizmet birimlerinden biri olarak yapılandırılmış, ancak, 414 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle bu kararnamenin çıkarılmasına dayanak teşkil eden yetki kanunuyla 6 Ekim 1993'te Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiştir. Genel Müdürlük, Anayasa Mahkemesinin bu iptal kararından itibaren on yıldır teşkilat kanunu olmadan çok kısıtlı bir bütçe ve personelle çalışmalarını sürdürmeye çalışmıştır. Bugün, ülkemizde, istihdam ve kalkınmanın temel göstergelerine ilişkin verilere göre kadının durumunun kadın-erkek eşitliği açısından arzu edilen düzeyde olmadığını görerek, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğünü teşkilat yasasına kavuşturabilmek için, hükümetimiz, hemen gerekeni yapmış, yasa tasarısını hazırlayarak Yüce Meclisimize göndermiştir. Bizler de, komisyonlarımızda gerekli çalışmaları yaparak bu yasa tasarısını huzurlarınıza getirmiş bulunmaktayız. Kabul edilen bu yasadan sonra, sorunların çözülmesinde çok işlevsel bir yol ortaya çıkacağı inancındayız.

AK Parti olarak, kuruluşumuzdan itibaren, ülkemizde kadın sorunlarına büyük önem vererek, parti programlarında çözümlerine yer verdik. Bu konuda, tüm çabamızı bundan sonra da göstereceğiz. Yüce Meclisimizin ilgili komisyonlarındaki iktidar ve muhalefet partilerine mensup tüm arkadaşlarımız, bu tasarının bu aşamaya gelmesinde büyük emek sarf edip destek vermişlerdir. Bu vesileyle, tüm milletvekili arkadaşlarıma teşekkür eder, saygılarımı sunarım. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Öztoprak.

Tasarının tümü üzerinde, şahsı adına söz isteyen, İstanbul Milletvekili Sayın Zeynep Karahan Uslu; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

ZEYNEP KARAHAN USLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, Türkiye bir değişim süreci içindedir; değişimin nirengi noktalarını ise, ekonomi ve insan hakları alanlarındaki gelişim oluşturmaktadır. Hükümetimiz iki seneden beri, gerçekten, toplumun hizmetine koşan, garson devlet anlayışına sahip çıkmış, siyasal perspektifimiz, demokrasi kültürünün hâkim olduğu, vatandaşın denetim ve taleplerine açık olan, siyasî otoritenin keyfîlikten uzak durduğu, bir başka ifadeyle, insan merkezli bir yönetim anlayışı olarak gerçekleşmiştir.

Bu çerçevede, insan hakları bağlamında ele alınan önemli konu başlıklarından biri de, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması yönünde atılan adımlar olmuştur. 59 uncu hükümet programında da belirtildiği gibi, kadınların, yılların ihmali sonucu biriken her türlü sorunlarıyla ilgilenilmesi, hükümetimizin öncelikleri arasında yer almıştır ve bu ifadelerin sözle sınırlı kalmadığının müstesna örnekleri, iktidarımızın inisiyatifi ve Parlamentomuzun desteğiyle sergilenmiştir.

Son iki yılda, çalışma, eğitim, sağlık ve diğer toplumsal mağduriyetlerin önlenmesi konusunda ciddî düzenlemelerin yanı sıra, eşitliğin anayasal güvence altına alınması gerçekleştirilmiştir. Yapılan yasal düzenlemelerin, sürdürülen "haydi kızlar okula", Sosyal Riski Azaltma Projesi gibi etkinliklerin hepsi, bu ülkede yaşayan başta kadınlar olmak üzere herkesin ve gelecek nesillerin daha mutlu ve özgür bireyler olması adına önemli katkılar sağlamaktadır.

Bu çerçevede, bugün görüşülecek olan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı da kabul edildiği takdirde, aynı amaca sistemli katkılar yapılabilmesini sağlayacak bir düzenlemedir; çünkü, Türkiye, ancak gerçek anlamda cinsiyet eşitliğini sağladığı zaman, insan kaynaklarını iyi kullanan, vatandaşlarının daha mutlu bireyler olarak yaşadığı bir ülke haline gelebilir ve kanaatimce, bir ülkenin kadın haklarına ve kadın konusuna yaklaşımı, o ülkenin demokratikleşme düzeyini, hâkim iradenin bu konudaki gerçek niyetini anlatan temel bir göstergedir.

Bu bağlamda, dünya örneklerini incelediğimizde, cinslerarası eşitliği sağlayabilmek için yaklaşık 150 ülkede ulusal mekanizmaların ihdas edildiğini görüyoruz. Bir başka ifadeyle, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün Parlamentomuz aracılığıyla yasal zemine kavuşturulması, konu özelinde hem dünya deneyimiyle paralel hale gelme hem de eşitlik ve demokrasiye verilen önemi gösterme imkânını taşımaktadır.

Ayrıca, halen Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü adı altında hizmet veren kurumumuzun kurulduğundan bugüne kadar yaşanan gelişmeler, kelimenin tam anlamıyla trajikomik olarak nitelendirilebilir. Kurum, 1990 yılında kurulduktan sonra, 1993 yılında kanun hükmünde kararnameyle, benzeri kurumlarla birlikte, kurulacak Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığına bağlanmak istenilmiş; ancak, Anayasa Mahkemesi, böyle bir düzenlemenin Meclis tarafından ve kanun çıkarılarak gerçekleştirilmesi gerektiği gerekçesiyle iptal kararı vermiştir. Bu karara rağmen, aynı düzenleme, 1994 yılında bir kez daha yapılmış, yine iptal edilmiş ve tam on yıldır, bir başka söyleyişle, hükümetimiz konuyu ciddiyetle ele alana değin, yasa tasarısı, Meclise sevk edilse dahi, yine, çeşitli şekillerde sürüncemede kalmıştır; ancak, aynı zamanda, kurumun çalıştırılmasına devam edilmiş ve cumhuriyet tarihinde bir eşi daha görülmeyen bir durum ortaya çıkmıştır; fakat, elbette, hukukî dayanaktan yoksun bir biçimde çalışmanın tüm dezavantajları da beraberinde yaşanmıştır.

Kurum, ihtiyaca rağmen yeni eleman alamamış, emeklilik, kurum değişikliği gibi sebeplerle bir dönem 57'ye ulaşan personel sayısı 20'ye düşmüş, son derece yetersiz bir eleman sayısıyla faaliyet gösterilmiş, elemanlarının özlük haklarının korunması konusunda sorunlar yaşanmış ve elbette, bu durum, kurumun çalışma performansının daha da yüksek olmasının önünde bir engel teşkil etmiştir; daha da önemlisi, Türkiye'de cinsiyet eşitliğini sağlamak için faaliyet gösteren tek kurumun, süreci gereğince katkı yapmasına da ket vurulmuştur. Oysa, siyasî iradeyi elinde tutanların konu özelinde toplumsal yükümlülükleri vardır. Bu çerçevede kurumun teşkilat kanununun çıkarılmasının gerekliliği, toplumun sesi olarak nitelendirebileceğimiz kadın sivil toplum kuruluşları tarafından siyasî iktidarlara yıllardan beri ulaştırılmasına rağmen, iktidarımızın, kadının insan haklarını önemseyen yaklaşımıyla konuyu ivedilikle ele almasına kadar kanunlaşma imkânı bulamamıştır.

Diğer taraftan, uluslararası yükümlülüklerimiz de önemlidir. 1986 yılından beri yürürlükte olan (CEDAW) Birleşmiş Milletlerin Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Sözleşmesinin 1 inci ve 2 nci maddeleri, 1985 Nairobi 3 üncü Kadın Konferansı Sonuç Belgesi, Nairobi İleriye Dönük Stratejilerin 55 ve 57 nci maddeleri, yine 1995 yılı Birleşmiş Milletler Pekin 4 üncü Dünya Kadın Konferansında ülkemizin de hiçbir çekince koymadan kabul ettiği Pekin Deklarasyonu ile Eylem Platformunun 201 ve 202 nci maddeleri ülkemizi bağlayıcı niteliktedir. Özellikle anılan iki maddede, kadın sorunlarının çözümünde 12 kritik alandan biri olarak kadının ilerlemesi için ulusal bir mekanizma oluşturulmasının gereğine ve bu mekanizmanın kabine üyesi bir bakanın sorumluluğu altında, hükümette mümkün olan en üst düzeyde faaliyet göstermesine yönelik açık ifadeler mevcuttur.

Yine, Avrupa Birliği mevzuatına uyum sürecinde ulusal mevzuatımızla ilgili olarak gerçekleştirilmekte olan çalışmalar çerçevesinde, konuya, Temmuz 2003 tarihli Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine Dair Ulusal Programın kadın-erkek eşitliği kısmında Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğünün kurumsal ve yasal temelinin güçlendirilmesinin 2004 yılı içinde gerçekleştirileceği belirtilmek suretiyle yer verilmiştir. Bu bağlamda, ülkemizin, belirlediği programa, süresi içinde uymakta gösterdiği hassasiyet de takdire şayandır.

Halihazırda ülkemizde eğitim, sağlık, istihdam, karar mekanizmalarına katılım gibi kalkınmanın temel göstergeleri olarak kabul ettiğimiz başlıklar çerçevesinde kadınların konumu olması gerekenin gerisinde kalmaktadır.

Türkiye, halen, 100 kadından 25'inin okuma-yazma bilmediği, aktif işgücüne katılım oranının yüzde 26 gibi düşük ve bunların da yüzde 76'sının ücretsiz aile işçisi olarak konumlandığı, bunların sadece ve sadece iş güvencesine sahip olan oranının yüzde 14 olarak tezahür ettiği, siyasal temsilin yüzde 4,4'le dünya ortalamasının gerisinde seyrettiği bir ülke görünümündedir.

Mevcut durumun sosyolojik, ekonomik ve kültürel nedenleri vardır. Mevcut eşitsizlik, tarih kadar eski ve oranlar ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de evrenseldir ve çok açık bir gerçektir ki, nihaî olarak kadın-erkek eşitliğini sağlamak, toplumun tümünü kapsayan bir zihinsel dönüşümü gerçekleştirmekle mümkün olabilir. Ancak, özellikle siyasî irade kararlılık sergilemelidir ve bugüne değin mevcut durumu değiştirmek için, geçmiş hükümetleri de dahil ederek ifade etmek isterim ki, pek çok düzenleme gerçekleştirilmiştir.

Bu düzenlemeler içinde en önemlilerinden biri de, cinslerarası eşitliği sağlamak adına gerçekleştirilecek çalışmaları koordineli bir biçimde yürütecek, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğünün kurulması olmuştur. Ancak, hukukî düzenlemenin yokluğu, çok daha verimli çalışabilecek bir kurumu dar bir alana sıkıştırmıştır.

Bugün, kurumu, ülkemizin beklentilerini karşılama yolunda çok daha efektif bir biçimde çalışabilecek hale getirme imkânı önümüzdedir. Tasarı yasalaştığı takdirde, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, kamuoyu nezdinde daha etkin çalışmalar yapabilen, ülkemizdeki kadınların talep ve beklentilerini tespit, çözüm üretmede yetkinliğini artıran, konu özelinde, sosyal paydaşlarını sürece daha fazla dahil edebilen bir yapıya kavuşacaktır.

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün görevlerini anabaşlıklar halinde ele alırsak;

Kadına karşı her türlü ayırımcılığı önleyici stratejiler geliştirmek,

Kanun ve idarî düzenlemeleri görev alanı çerçevesinde izlemek,

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Uslu, toparlayabilir misiniz.

Buyurun.

ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - ...Kadına yönelik her türlü taciz ve istismarın önlenmesi için çalışmalarda bulunmak,

Yasal hakların tam manasıyla kullanılmasını sağlamak için halkı bilgilendirmek,

Kadınların, hayatın bütün alanlarına katılımını artırıcı çalışmalarda bulunmak,

Kadın konusunda bir bilgi merkezi oluşturmak,

Bilimsel ve eğitici faaliyetler düzenlemek,

Ulusal ve uluslararası partner kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak konu özelinde bir sinerji yaratmak ve tüm bu çalışmalar aracılığıyla bir imbikten süzülürcesine ortaya çıkacak önerileri ilgili kuruluşlara ileterek kadın konusundaki ulusal politikaların gelişmesine katkıda bulunmak olarak özetleyebiliriz.

Kurum, kadının ekonomik statüsünü güçlendirme, kadının sosyal statüsünü geliştirme, dışilişkiler, iletişim, dokümantasyon ve yayın daire başkanlıklarından oluşacak ve yukarıda anılan görevler öncelikle bu organlar eliyle yürütülecektir. Kurumun bu şekilde dizayn edilmesi, devletin kadına ilişkin politikalarının en geniş açılıma sahip ve katılımcı demokrasi anlayışına uygun olarak gerçekleşmesini sağlamak adına son derece önemlidir ve yine aynı mantığın bir başka yansıması da, kurumun görev alanına giren konularda, gerek duyulduğunda ulusal ve uluslararası bilimsel araştırma, proje gibi çalışmaları gerçek ve tüzelkişilere sözleşmeyle yaptırabilmesi olacaktır. Böylelikle, konu üzerinde spesifik uzmanlığı olan tüm unsurların katkısından yararlanma imkânı doğmaktadır ki, bu yaklaşım, en geniş anlamda, hükümetimizin devleti yönetme biçimiyle, yani, sistemin bütün unsurlarının katkısını alan birlikte yönetim ilkesiyle de paralellik arz etmektedir.

Bu çerçevede, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğümüzün Teşkilat Kanunu  Tasarısı yasalaştığı takdirde, ülkemiz kadınlarının bazı alanlardaki mevcut dezavantajlı konumunu değiştirmek adına çok daha etkin ve yoğun çalışmalar gerçekleştirilecektir.

Hükümetimizin kadın-erkek eşitliğini sağlamadaki kararlı tutumunun bir sonucu olarak bugün Parlamentomuzun gündemine gelen kanun tasarısının, siz değerli Parlamento mensuplarının desteğiyle kabul edileceğine ve bu tasarıya olumlu oy kullanılmasının hepimiz için gurur duyacağımız bir karar olacağına inanıyor, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Uslu.

Tasarının tümü üzerinde, şahsı adına, Gaziantep Milletvekili Sayın Abdulkadir Ateş konuşacaktır.

Buyurun Sayın Ateş. (Alkışlar)

ABDULKADİR ATEŞ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, yıllardan beri sürüncemede kalan, âdeta kangrene dönen bir konunun çözümüne doğru önemli bir adım atıyoruz.

Bilindiği gibi, dünyanın her tarafında, tüm kalkınma planları içerisinde, bir ülkenin kalkınabilmesi için bütün olanaklarını, bütün kaynaklarını harekete geçirmesi gerektiği hep söylenir; üniversitelerde de biz bunu öğretiriz. İşte, buradan hareket ettiğimizde, gelişen ve değişen dünyada, tüm bireylerin, hangi ülkede olursa olsun, kalkınma sürecine etkin bir biçimde katılımını sağlamak gerekir. Devletin, sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal politikalar üretmesi ve bu politikaların uygulayıcısı kuruluşlar eliyle de bunu hayata geçirmesi normal bir süreçtir; ama, maalesef, başta Türkiye'de olmak üzere, birçok ülkede bu sürecin iyi çalışmadığını görüyoruz. Bugün, Türkiye'de de, kalkınabilmemiz için gerekli insangücünün âdeta yüzde 50'si dışlanıyor. Bunu yapan sadece Türkiye değil, dünyanın birçok ülkesinde de buna rastlıyoruz. Bu noktadan hareket ederek, tüm enerjimizi, tüm kaynaklarımızı ülkenin gelişmesi, güçlenmesi, bireylerin yücelebilmesi, kendilerini geliştirebilmeleri için harekete geçirmek durumundayız ve bu noktada devletimizin yapması gereken bazı görevler var. Bu görevlerin başında gelen konulardan bir tanesi de, işte bu potansiyeli yakalayabilmemiz için, eğer önünde engel olan kaynaklar varsa, önünde engel olan güçler varsa, bu engelleri kaldırmak zorunda olduğumuzdur.

İşte bu noktada, Türkiye'de kadınlar, toplumun diğer kesimlerinden, onlardan bağımsız olarak ele alındığında, onların birçoğundan daha çok sorunlarla karşı karşıya kaldığını ve topluma gerekli katkıyı yapamadığını görmekteyiz. Ülkemizde, kadınlarımızın, ekonomik açıdan, sosyal açıdan ve özellikle -altını çiziyorum- siyasal açıdan sorunları var. Bu sorunları çözmek, bu sorunları, ülke kalkınması için, bireyin refahı için, toplumun refahı için harekete geçirmek durumundayız.

Kadınlara karşı, toplumumuzun -benden önceki konuşmacıların da belirttiği gibi- yerleşik, hatalı bazı değer yargıları var. Bunun yanında, yanlış uygulamalar da toplumda yer etmiş durumda ve bazen, hukukî düzenlemelerin, tam tersine, yapılması gerekenin tersi yönlerde işlediğini, yine, Türkiye'de görmekteyiz. Bu eksikliklerin, bu eksikliklerden kaynaklanan sorunların çözülebilmesi için, şüphesiz, bir devlet kurumunun gerektiğine, biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, yıllardan beri inanıyoruz. Bugün yasalaşacak olan bu tasarıyla, bu eksikliğin belli ölçüde giderileceğine gönülden inanıyoruz ve öyle temenni ediyoruz.

Bugün, bu konuda Meclisimizde yapılan girişim, yeni bir girişim değildir. Biraz önce konuşan arkadaşımızın da söylediği gibi, 1990'lı yılların sonlarında başlayan hareket, kadınımızı topluma kazandırabilmek, kalkınma süreci içerisinde daha ciddî bir rol verebilmek, erkekle yan yana, omuz omuza, kol kola hareket edebilmesini sağlamak için başlatılmıştı. Bu hareket, 1990'lı yılların başında ciddî bir biçimde başladı; 1993 yılında müsteşarlık kurulması için bir kararname çıkarıldı. O zaman, ben de, o kararnameyi çıkaran hükümette yer alıyordum. Anayasa Mahkemesinin ilgili kanun hükmünde kararnameyi iptal etmesi nedeniyle, bu da iptal edilmiş oldu. Biz, bunu, 1994 yılında tekrarladık. Zannediyorum, 536 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameydi; o da iptal edildi. Bu konu, ondan beri, Türkiye'de sahipsiz. Evet, belli formüllerle, belli uygulamalarla bir şekilde sahip çıkılmaya çalışıldı; ama, yeterli değildi.

Şimdi, burada, Anayasa Mahkememizin artık iptal edemeyeceği, yasalarımıza, hukuk sistemine uygun yeni bir örgütümüzün, yeni bir genel müdürlüğümüzün kurulması bizleri mutlu etmektedir. Bu yasayla, artık, belirsizliklerin ortadan kalkacağına inanıyoruz; ama, benden önce konuşan arkadaşların söylediği gibi, sorunların da biteceğini zannetmiyorum. Bu yasanın çıkmasıyla birlikte, Genel Müdürlüğümüzden ve ilgili bakanlarımızdan bazı beklentilerimiz var. Bu beklentileri sizlerle paylaşmak istiyorum, bunları sıralamak istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, bu beklentilerden biri, Siyasî Partiler Yasasının kadınlar lehine bazı maddelerinin değiştirilmesini yapacak mısınız? Bunu öğrenmek, bunu duymak istiyoruz biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak.

Yine, değerli arkadaşlarım, Seçim Yasasını, yeniden, biraz önce söylediğimiz, hep alkış tuttuğumuz konularla ilgili düzenlemeleri yapmak için değiştirecek misiniz? Değiştirmenizi istiyoruz, bunun olması lazım; kota gerekiyorsa kotayı, gerek Siyasî Partiler Yasasında gerek Seçim Yasasında koyabilecek miyiz? Genel Müdürlüğün teşkilat yasasını çıkarırsınız, kadın-erkek eşitliğini birtakım toplantılarda, konferanslarda söylersiniz; ama, hayata nasıl geçireceksiniz; onu söyleyin bana. Burada bunlar yok; bunların sözünü istiyoruz. Bunları yapacağız, bunların şu şu hazırlıkları var, bunları getireceğiz demeniz lazım.

Olay bununla da bitmiyor. Geçenlerde Avrupa Konseyi toplantısındayız. Parlamentoda kadın sayısı oranları konusu gündeme geldi ve 46 ülke içerisinde, Türkiye, yüzde 4,4 kadın milletvekili sayısıyla kaçıncı sırada biliyor musunuz; sonuncu sıradayız. Bunu önlemek için çalışmalar yapacak mısınız, yapılacak mı? Bu Genel Müdürlük ve ilgili bakanı, bakanımız, bakanlarımız bu konuda gayret gösterecek mi diye düşünüyorum. Bunun yapılması gerektiğine biz inanıyoruz.

Yine, aynı şekilde, eğitim; kadınlarımızın, kızlarımızın, bacılarımızın eğitim durumunu çoğunuz benden daha iyi biliyorsunuz. Genel Müdürlüğün, bu konuda ciddî hangi adımlar atacağını, planlı, programlı, bütçesini de yaparak, gerekli baskıyı Başbakanlığa mı, Maliye Bakanlığına mı, Millî Eğitim Bakanlığına mı uygulayarak yapacağını, yapması gerektiğini bekliyoruz. Bunun düzelmesi lazım. Yurtdışı toplantılarda bu konular görüşüldüğünde, rakamlar verildiğinde yerin dibine geçiyoruz. Bunları düzeltmek lazım. Genel Müdürlüğün görevi bunlar olmalı diye düşünüyorum.

Yine, anne ve çocuk sağlığı konusuna geldiğimizde de durumumuz parlak değil. İşte, bu Genel Müdürlük bunu da takip etmeli, bu konularda da bir şeyler yapabilmek için gayret göstermesi lazım geldiğini düşünüyorum.

Bugün ülkemizde kadınlarımızın birçoğu, ne iş yaparsınız denildiğinde, evkadınıyım diyor. Peki, bunların sosyal güvencesi ne olacak, bu konuda ne çalışma yapılacak? Genel Müdürlüğün yapması gereken, uygulaması gereken, uygulamaya sokması gereken, yanlışlığı düzeltmesi gereken konulardan bir tanesi de bu.

Bunlar bizim beklentilerimiz, daha sayabilirim, uzatabilirim bunları; ama, zamanınızı almak istemiyorum. Hamasî nutuklarla Türkiye'yi kalkındıramayız; Türkiye'yi kalkındırabilmek için, bütün kaynaklarımızı, özellikle insangücümüzü -en önemli kaynak budur- harekete geçirmek lazım. Nüfusun yüzde 50'sinin dışlandığı bir ülkede, bir toplumda kalkınmayı sağlayamazsınız, rahmetli Atatürk'ün dediği gibi, muasır medeniyetler seviyesine yükselemezsiniz. Bizim, Genel Müdürlükten beklentimiz bunlardır ve saymadığım daha birçok konularda beklentilerimiz var; ama, canıgönülden biz bu yasayı destekliyoruz, şimdiden hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyoruz.

Teşekkür ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Ateş.

Böylece, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

 

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN TASARISI

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Tanımlar ve Görevler

Amaç

MADDE 1. - Bu Kanunun amacı, kadının insan haklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapmak, kadınların sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal yaşamdaki konumlarını güçlendirmek, hak, fırsat ve imkânlardan eşit biçimde yararlanmalarını sağlamak üzere Başbakanlığa bağlı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün kurulması ile teşkilat, görev ve yetkilerine ilişkin esasları düzenlemektir.

Başbakan, Genel Müdürlüğün yönetimi ile ilgili yetkilerini gerekli gördüğü takdirde bir bakan vasıtasıyla kullanabilir.

BAŞKAN - Madde üzerinde, AK Parti Grubu adına söz isteyen İstanbul Milletvekili İnci Özdemir; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA İNCİ ÖZDEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 1 inci maddesi üzerinde Grubum adına söz almış bulunuyorum; hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

Türkiye, kadın-erkek eşitliğini Anayasa ve yasalarına geçirmiş olan ilk devletlerden birisidir. Cumhuriyet döneminde hazırlanan tüm Anayasa ve yasalarda ülkede yaşayan herkesin dil, din, ırk, renk, cinsiyet ve siyasî düşünce farkı gözetilmeksizin yasalar önünde eşit olduğu hükmüyle     kadın-erkek eşitliği garanti altına alınmıştır; ancak, evrensel bir olgu olarak karşımıza çıkan karar mekanizmalarında ve güç paylaşımında kadınların dezavantajlı konumu yasal alandaki bu gelişmelerin toplumsal, siyasal yaşama tam olarak yansıtılamamasına neden olmaktadır. Bu nedenle, kadının her alandaki dezavantajlı konumundan dolayı ülkeler bir araya gelerek ortak politikalar geliştirmiş, eylem planları hazırlamış ve bunların takipçisi olmuşlardır. Ülkemiz bu uluslararası oluşumların içinde yer almış ve kadınlara yönelik ayırımcılığın önlenmesi için tüm önlemleri alma taahhüdünde bulunmuştur. Bu oluşumlardan, biraz önce arkadaşlarımızın da söz ettiği Pekin'de yapılan 4 üncü Dünya Kadın Konferansı, kadın konusunu 21 inci Yüzyıla taşıyan en önemli organizasyonlardan biridir. Söz konusu konferansta kabul edilen Pekin Deklarasyonu ve Pekin Eylem Platformunun tam olarak uygulanması amacıyla, beş yılda edinilen kazanımların, karşılaşılan engellerin, son beş yılda dünyada meydana gelen değişimlerin kadın gündemine yansımaların ve geleceğe yönelik eylem ve girişimlerin ele alındığı Birleşmiş Milletler Genel Kurul özel oturumunda, ülkemiz açısından, konferans sonrası beş yılın değerlendirmesi yapılmış bulunuyor. Bu özel oturumun devamı niteliğinde olan Pekin + on oturumu da 2005 yılının mart ayında New York'ta yapılacaktır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yaşadığımız dünyada, çağdaşlığın temel göstergelerinden biri, katılım, temsil, eşitlik ilkelerinden kadınların ne ölçüde yararlandığı ve o ülkede kadının insan haklarına ne ölçüde saygılı olunduğudur. Bu anlamda, yazılı metinlerde hak sahibi olmak yasalar önünde eşitlik için yetmemekte, bu hakların toplumsal yaşama yansıtılması, mutlaka gerekmektedir. Bugün, halen okuma yazma dahi bilmeyen, haklarının bilincinde olmayan kadınlarımızın, ilköğretim olanaklarından dahi yararlandırılmayan kız çocuklarımızın sayıları azımsanamayacak boyutlardayken, Türkiye genelinde, halen 5 kadından 1'i okuma yazma bilmezken, kadınların işgücüne katılım oranları yıllar itibariyle düşüş gösterip, maalesef, yüzde 26'lık bir orana gerilerken, keza, Meclisteki dağılıma bakıldığında, kadınların siyasî yaşama katılımlarının ne kadar düşük olduğu ortadayken, kadının ilerlemesine yönelik mekanizmalarının oluşturulmasının ve destek politikalarının hızla geliştirilmesinin önemi açıkça ortaya çıkmaktadır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; kadının durumuna dair temel göstergelere ilişkin bu birkaç rakam bile kadınların toplumumuzda hak ettiği yeri henüz elde edemediğini bize çok açıkça göstermektedir. Peki, kadının hak ettiği yeri elde edebilmesi için ne yapmak gerekir? Her şeyden önce, eğitim faaliyetlerinin okuryazar olmayan birey kalmayıncaya kadar yoğunlaştırılması, hayat boyu eğitime öncelik verilmesi, anne ve babaların kız çocuklarının eğitimi için duyarlı davranmaya yönlendirilmesi, kadınların eğitim, beceri geliştirme, istihdam potansiyellerini desteklemek suretiyle, kadınlar arasındaki yoksulluk ve cahilliğin ortadan kaldırılması, geleneksel meslekler dışında, kadının gelir elde etme becerisini geliştirici, ekonomik alanlarda kendine güven sağlayıcı, işgücü ve sosyal güvenlik sisteminden eşit yararlanmalarını sağlayacak önlemler alınması, kadına karşı şiddetin kesinlikle önlenmesi, kadının karar mekanizmalarına etkin katılımının sağlanması için gerekli tedbirlerin alınması gerekir.

Bu saydığım tedbirler, kadının toplumda hak ettiği yeri kazanması için ancak küçük bir özet olabilir. Tabiî, bu işleri, tek başına, şu anda, teşkilatlanması konusunu görüştüğümüz Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü yapacak demiyorum. Bu bahsedilen işleri, görev alanları itibariyle kendi bünyesinde yapmaya çalışan birçok kamu kurum ve kuruluşu zaten mevcut. Bizim, burada, teşkilatlanmasını görüştüğümüz Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü zaten icracı bir genel müdürlük değil, politika üreten bir koordinasyon kuruluşudur. Bu kuruluşun işlevi, kadına yönelik eşitsizlikleri gözönünde bulundurarak, toplumun sorunlarını bütüncül bir yaklaşım içinde ele almak, bütüncül politikalar üretmek, kadına yönelik eşitsizlikler hakkında farkındalık yaratmak, gerekli tedbirlerin alınması için kaynakları mobilize etmek, yapılan çalışmalar arasında eşgüdüm sağlamak, yasal düzenlemelere yer vermek, uluslararası gelişmeleri ülkemize taşımak, bu gelişmelerden ilgili kamu kurum ve kuruluşlarını haberdar etmek ve projeler üretmek, uygulamaktır. Kısaca, kadın ve erkek arasında temel göstergeler açısından var olan eşitsizliklere ilişkin hukukî, fiilî, eğitsel veya toplumsal engelleri ortadan kaldırmak üzere politikalar üretmek ve bunların uygulanması için gerekli takibi de yapmaktır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; gerek uluslararası camiadaki gelişmeler, ülkemizin taraf olduğu sözleşme ve kararlar gerekse temel göstergeler açısından ülkemizde kadının içinde bulunduğu durum, Anayasamızın 10 uncu maddesindeki eşitlik ilkesi çerçevesinde Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğünün kurulmasıyla sonuçlanmıştır. Genel Müdürlük, kadınların sosyal ve ekonomik hayata katılımlarının artırılarak her alanda statülerinin yükseltilmesi amacıyla çalışmalar yapmak, politika üretmek ve bu alanda kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak üzere 1990 yılında kurulmuş, uluslararası sözleşme ve kararlar ile diğer ülke örnekleri doğrultusunda bu koordinasyonun daha etkin bir  şekilde gerçekleşebilmesi için 1991 yılında Başbakanlığa bağlanmıştır.

1993 ve 1994 yıllarında Başbakanlığa bağlı Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığının kurulmasıyla müsteşarlık çatısı altına alınan     -ki, biraz önce arkadaşlarım da aynen ifade ettiler- bu genel müdürlüğün, bu yapılanmaya  imkân veren kanun hükmünde kararnameye mesnet  teşkil eden yetki kanununun 1994 yılında iptali nedeniyle, teşkilat yasası da hukuken geçersiz  hale gelmiştir. Aradan geçen on yılı aşkın sürede bu kurumun teşkilat yasasının çıkarılamamış olması, Türk kamu yönetiminde örneğine hiç rastlanmayan bir durumu da ortaya çıkarmıştır. Bu boşluğun giderilmesi için kurumun teşkilatlanmasına ilişkin yasa tasarısı, defalarca Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilmesine rağmen bir türlü Genel Kurulda görüşülememiştir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; insan haklarıyla ilgili uluslararası belgelerde ve Anayasamızda ifade edildiği gibi, insanlar, doğuştan, devredilemez, vazgeçilemez haklara sahiptirler. Bu haklar, bütün  insanlar için aralarında hiçbir ayırım yapılmaksızın -tabiî ki, kadın-erkek  ayırımı da yapılmaksızın- geçerlidir. 59 uncu hükümetimizin programında kadın konusuna "kadınlar, sadece toplumun yarısını oluşturdukları için değil, birey ve toplumun gelişimi ile sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinde özel bir konuma sahiptirler" ifadesiyle yer verilmektedir.

59 uncu hükümetin görev başında bulunduğu süre içinde, Türkiye'de kadınlara ilişkin düzenlemeye ihtiyaç duyulan çeşitli konular, yasama sürecinin değişik evrelerinden geçmiş, bir kısmı yasalaşmayı beklerken, önemli bir kısmı yasalaşmıştır. Bütün bu yasal çalışmalar ve şu anda görüşmelerini yaptığımız Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün teşkilatlanmasına ilişkin bu yasa tasarısı, Türkiye'de kadın hakları konusunda ciddî bir zihniyet ve anlayış değişikliğinin gerçekleşmeye başladığının açık bir göstergesidir. Kadının, insan haklarının evrensel ölçülerde korunması ve geliştirilmesinin gerekliliği, sanırım, hiç kimsenin itiraz etmediği, herkesin paylaştığı ortak bir düşünce haline gelmiştir.

Bu çerçevede AK Parti olarak 59 uncu hükümet programında kadın konusuna ilişkin olarak vurgulanan, yılların ihmali sonucu biriken sorun değerlendirmesi bu kurum için de geçerlidir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; toplum ve hükümet olarak yapacak çok işimiz olduğunu biliyor ve kadınlarımızın hak ettikleri toplumsal ve sosyal statüye kavuşturulmaları için çaba gösteriyoruz. İşte, destekleriniz, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğüne yasal dayanak kazandırılması, ülkenin sosyal, kültürel ve ekonomik sorunlarının çözümünde önemli birçok sektör ve bilimsel disiplin alanına giren kadın konusuna verilmesi gereken önem ve değerin göstergesi olacaktır.

Yasalaşma süreci çok sancılı olan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün yasa çalışmalarına katılım, katkılarınız ve yasalaşması sürecinde verdiğiniz destekler için sonsuz teşekkür ediyor, en derin saygılarımı sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özdemir.

Başka söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

Tanımlar

MADDE 2. - Bu Kanunda geçen;

a) Bakan: Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanı,

b) Genel Müdürlük: Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünü,

c) Genel Müdür: Kadının Statüsü Genel Müdürünü,

d) Kurul: Kadının Statüsü Danışma Kurulunu,

İfade eder.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

Görevler

MADDE 3. - Genel Müdürlüğün görevleri şunlardır:

a) Kadına karşı her türlü ayrımcılığı önlemek, kadının insan haklarını geliştirmek, kadını ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda etkin hale getirmek ve eğitim düzeyini yükseltmek amacıyla yapılacak her türlü çalışmaya destek vermek, bu konularda stratejiler geliştirmek, plân ve programları oluşturmak ve temel politikaların belirlenmesine katkıda bulunmak.

b) Kanunları ve idarî düzenlemeleri görev alanı çerçevesinde izleyerek kadınların eşit hak ve fırsatlara ulaşmasını sağlayacak çalışmalar yapmak.

c) Kadına yönelik her türlü şiddet, taciz ve istismarın önlenmesi için çalışmalarda bulunmak; kadının aile ve sosyal yaşamdan kaynaklanan sorunlarının çözümüne destek oluşturmak.

d) Kadınlara kanunlarla verilen hakların tam ve eşit kullanılabilmesi ve kadın-erkek eşitliğinin toplumsal kalkınma sorunu olarak algılanması amacıyla kamuoyunu bilgilendirmek.

e) Sağlık, eğitim, kültür, çalışma ve sosyal güvenlik başta olmak üzere bütün alanlarda kadınların ilerlemesini sağlayıcı ve karar mekanizmalarına katılımını artırıcı çalışmalarda bulunmak.

f) Görev alanına giren konularda bilgi sistemleri, kütüphane ve/veya dokümantasyon merkezi kurmak, istatistikleri derlemek, görsel ve basılı yayınlar yapmak veya yaptırmak, eğitim amaçlı faaliyetlerde bulunmak, yurt içi ve yurt dışı kongre, seminer, toplantı ve benzeri etkinlikler düzenlemek.

g) Görev alanına giren konularda kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör ile işbirliği yapmak, koordinasyonu sağlamak.

h) İnceleme, araştırma ile uluslararası girişimlerden elde edilen bilgileri kamu politikalarının oluşumuna katkıda bulunması amacıyla uygulayıcı kurum ve kuruluşlara aktararak kuruluşların hizmetlerinin geliştirilmesine ve yeni hizmet modelleri oluşturulmasına katkıda bulunmak.

ı) 5.5.1969 tarihli ve 1173 sayılı Kanun çerçevesinde, görev alanı ile ilgili kuruluş ve organizasyonlara üye olmak, gerçekleştirilecek her türlü çalışma ve etkinliğe katılmak, uluslararası sözleşmeler ile kararların getirdiği yükümlülükler doğrultusunda faaliyette bulunmak ve bu konuda gerekli raporları hazırlamak, kanuni düzenlemelerin yapılmasını sağlamaya yönelik çalışmalar yapmak.

i) Görev alanına giren konularda çalışmalarda bulunan uluslararası kuruluşların faaliyetlerini izlemek, alınan kararları ilgili kuruluşlara iletmek.

j) Çalışma alanı ile ilgili konularda yurt içi ve yurt dışında bilimsel araştırmalar yapmak ve yaptırmak, projeler geliştirmek, desteklemek, bunların uygulamaya konulmasını sağlamak ve uluslararası kuruluşlarla ortak projeler yürütmek.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen, İzmir Milletvekili Sayın Canan Arıtman; buyurun. (Alkışlar)

Konuşma süreniz 10 dakikadır.

CHP GRUBU ADINA CANAN ARITMAN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime Atatürk'ün 1923'teki cümleleriyle başlamak istiyorum: "Efendiler, bir cemiyet, aynı gayeye bütün kadınları ve bütün erkekleriyle beraber yürümezse, ilerlemesine, teknik olarak, imkân ve ihtimal yoktur. Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça, öteki kısmı göklere yükselebilsin. Toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların nedeni, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ihmal ve kusurdur.

Milletimiz, kuvvetli bir millet olmaya karar vermiştir. Bunun gereklerinden biri de, kadınlarımızın her hususta yükselmelerinin teminidir."

Şimdi 2000'li yıllardayız. Türkiye'nin çekincesiz imza attığı ilgili tüm uluslararası sözleşmelerin ortak hükmü şöyledir: "Kadın ve erkeğin eşit konumda olmadığı bir toplumda kalkınma gerçekleşemez. Bu gerçekle, kadın-erkek eşitliğinin toplumsal kalkınma sorunu olarak algılanması amacıyla kamuoyu oluşturmak, sağlık, eğitim, kültür, çalışma ve sosyal güvenlik başta olmak üzere, bütün alanlarda kadınların ilerlemesini sağlamak ve karar mekanizmalarına katılımını artırmak, tüm devletlerin, tüm hükümetlerin görevidir."

Çağdaş dünyanın oluşturduğu hedef ve kararları, Atatürk, yetmiş yıl önce söylemiş ve cumhuriyetin devrim yasalarıyla yaşama geçirmeye başlamıştı. Ulu Önderin bu hedeflerine ulaşabildik mi arkadaşlar?! Bugün; yani, seksen yıl sonra, ülkemizde, eğitim, sağlık, istihdam, karar mekanizmalarına katılım gibi, kalkınmanın temel göstergelerine ilişkin verilere bakıldığında, kadının durumunun, kadın-erkek eşitliği ve kadının statüsü açısından istenilen düzeyde olmadığını, Batılı çağdaş dünyanın standartlarında olmadığını görüyoruz.

Daha önceki konuşmacı arkadaşlarımız da söyledi. Ülkemizde, hâlâ, 4 kadından 1'i okuryazar değil. Güneydoğu Anadoluda bu, 2 kadında 1'e düşüyor.

Evet, kadınlarımızın istihdama katılma oranları, yıllar itibariyle azalıyor; ama, özellikle, AKP İktidarında, hızla düşüşlerin olduğunu söylemek istiyorum.

Kadın işsizliğine bir çözüm getirmek, kadının işgücüne katılımını artırmak için, yakın zaman önce, İş Yasası görüşülürken, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bir önerge vermiştik. Nasıl, özürlüler ve eski mahkûmlar için bir kota yaratılıyorsa, aynı şekilde, kadın istihdamını artıracak şekilde, kadınlar için de bir işgücü kotası istemiştik. Ne yazık ki, bu önergemiz, AKP milletvekillerince reddedildi; hem de içlerinde kadın milletvekilleri de vardı. Bu, bizim yüreğimizde bir sızıdır.

Sayın Bakanımız, biraz önce, çok güzel anlattı. Rakamları vermek, durum tespiti yapmak, burada güzel temennilerde bulunmak yeterli değil; ne yapacaksınız, onu söylemek önemli.

Kadınların sadece yüzde 14'ü sosyal güvenlik şemsiyesi altında. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz demiştik ki; bütün evkadınlarını sigortalı yapacağız. Siz böyle bir şey söyleyebiliyor musunuz?!

Kadınların karar alma mekanizmalarına katılımı çok düşük; işte, Parlamentodaki oranı yüzde 4,4. Kadının siyasetteki yerinin ne olduğunun göstergesi, siyaset biliminde, parlamentodaki kadın oranı olarak belirlenir. Biz, bu oranla, Avrupa'da sonuncu olduğumuz gibi, dünya ülkeleri arasında da, ne yazık ki, 100'ü geçen sıralarda bulunuyoruz ve İran gibi şeriatla idare edilen ülkelerle aynı düzeydeyiz, aynı orandayız.

Ya yerel parlamentolardaki kadın oranımız?.. O, çok daha acı, yüzde 1'ler seviyesinde. Peki, ya sağlık göstergelerimiz, ana-bebek, çocuk ölüm oranlarımız?.. Ne yazık ki, hâlâ çok yüksek.

Bütün bu göstergelerle, Avrupa ülkeleri arasında hep sonuncu sıradayız değerli arkadaşlarım. Avrupa Birliğinin kapısından bu değerlerle girmeye çalışıyoruz; uçak ihalesi verip, işi kotaracağımızı sanıyoruz!

Bugün de, burada, bir yandan Avrupa Birliğine şirin görünmek için, tabiî, bir yandan da, uluslararası sözleşmelerin gereği olarak, alelacele, bu tasarıyı yasalaştırıyoruz. Durduk yerde zina krizi yaratıp Türkiye'nin dışarıda imajını sarsıyor, ciddî soru işaretlerinin oluşmasına, Avrupa Birliği ilerleme raporlarını etkileyecek tereddütlerin oluşmasına neden oluyor, bunu da Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat Yasasını çıkararak telafi edebileceğimizi umuyoruz! Umarım öyle olur.

Mayıs 2004'te anayasa değişikliğinde, Cumhuriyet Halk Partisinin teklifi olan olumlu ayırımcılık maddesini kabul etmediniz. Siz AKP'li milletvekilleri kabul etmedi. Halbuki, cinsiyet ayırımcılığını giderecek, kadının statüsünü yükseltecek anahtar düzenleme oydu ve bu düzenleme olmaksızın kadının siyasal katılımını bu ülkede artırmak, ne yazık ki, mümkün değildir, herhangi bir kota uygulamasını yaşama geçirmek mümkün değildir; ama, biz, en azından, AKP olarak, bir cinsiyet kotasını, bunun için gerekli yasal değişiklikleri gündeme getirmenizi, bu konudaki iyi niyetinizi görmek istiyoruz ki, burada bugün söylenen ve şu andan sonra da söylenecek bütün sözler bizim için inandırıcı olsun.

Bakın, çok yakından bir örnek vermek istiyorum. 2005 yılı bütçe tasarısında çok enteresan düzenlemeler var. Karısı çalışmayan memura maddî destek var, çocuk sayısı arttıkça orantısal olarak artan destekler var. Yani, karısını çalıştırmayıp evde oturtan, ha bire çocuk sayısını artıran memur ödüllendirilecek; ama, öte yandan kira yardımlarını kesiyorsunuz. Aile kurumunu böyle mi destekleyeceksiniz, kadının statüsünü böyle mi yükselteceksiniz?!

Kırk yıllık devlet politikası olan antinatalist politikalardan geriye dönüş söz konusu. Çok çocuk sahibi olmak teşvik edilmeye başlanıyor. Kadının iş yaşamına katılımının artırılması gerekirken, kadını evde oturmaya teşvik ediyorsunuz. İşte bunlar, ne yazık ki, AKP'nin kadına bakış açısıdır. Avrupa Birliğine bunları nasıl izah edeceksiniz bilmiyorum. Kadının Statüsü ve Aile Araştırma Kurumu Genel Müdürlüğü teşkilat yasalarının çıkarılması, bence, göz boyama faaliyetleri faslından; ama, hiç olmazsa, yıllardır bu kurumlarda özveriyle çalışan ve teşkilat yasaları olmadığı için özlük hakları bakımından da mağdur olan kurum çalışanlarının, geç de olsa mağduriyetleri giderilecek. En azından, bu gerekçeyle, biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu tasarıyı destekleyeceğiz.

Yalnız, biz, kurum çalışanlarının mağduriyetlerini giderelim derken, siz, kadrolaşma amacıyla onları sakın ha mağdur etmeyin! Bu konuda ciddî endişelerimiz var ve konunun sıkı takipçisi olacağız.

Bugün itibariyle kurulacak olan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün, eğitim, sağlık, istihdam ve benzeri alanlar ile özellikle Avrupa Birliği mevzuatına uyum, kadın ticareti ve benzeri konularda bugüne kadar hazırlamış olması gereken temel politika dokümanlarını süratli bir şekilde hazırlamasını diliyor, şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Arıtman.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

4 üncü maddeyi okutuyorum:

İKİNCİ BÖLÜM

Genel Müdürlük Teşkilatı

Teşkilat

MADDE 4.- Genel Müdürlüğün teşkilatı; ana hizmet birimleri ile danışma ve yardımcı hizmet birimlerinden oluşur.

Genel Müdürlük teşkilatı, ek (I) sayılı cetvelde gösterilmiştir.

BAŞKAN - Maddeyi, cetvelle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

5 inci maddeyi okutuyorum:

Genel Müdür

MADDE 5.- Genel Müdür, Genel Müdürlüğün en üst amiri olup Genel Müdürlük hizmetlerini mevzuat hükümlerine, Genel Müdürlüğün amaç ve politikalarına, stratejik planına, performans ölçütlerine ve hizmet kalite standartlarına uygun olarak düzenler ve yürütür.

Genel Müdür, bu Kanunda belirtilen hizmetlerin yürütülmesinden Başbakan veya Bakana karşı sorumludur.

BAŞKAN - Madde üzerinde 1 önerge vardır; önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

654 sıra sayılı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 5 inci maddesinin, başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcısı

Madde 5. - Genel Müdür, Genel Müdürlüğün en üst amiri olup Genel Müdürlük hizmetlerini mevzuat hükümlerine, Genel Müdürlüğün amaç ve politikalarına, stratejik planına, performans ölçütlerine ve hizmet kalite standartlarına uygun olarak düzenler ve yürütür.

Genel Müdür, bu Kanunda belirtilen hizmetlerin yürütülmesinden Başbakan veya Bakana karşı sorumludur.

Ana hizmet birimleri ile danışma birimleri ve yardımcı hizmet birimi arasındaki koordinasyonu sağlamak ve bu birimlerin denetiminde Genel Müdüre yardımcı olmak üzere, bir Genel Müdür Yardımcısı atanabilir. Genel Müdür Yardımcısı, Genel Müdür tarafından verilen görevleri yerine getirir ve Genel Müdüre karşı sorumludur."

        İrfan Gündüz                                Eyüp Fatsa                             Halil Özyolcu

            İstanbul                                         Ordu                                          Ağrı

         Hamit Taşcı                                                                                 Özkan Öksüz

               Ordu                                                                                            Konya

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Olumlu görüşle, takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT (İstanbul) - Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN - Sayın Gündüz, gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Madde, ana hizmet birimleri ile danışma birimleri ve yardımcı hizmet birimi arasında koordinasyon ve denetimin sağlanmasına yönelik Genel Müdüre yardımcı olmak üzere bir Genel Müdür Yardımcısı atanabileceğini hükme bağlamaktadır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda, maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde, kabul edilmiştir.

6 ncı maddeyi okutuyorum:

Ana hizmet birimleri

MADDE 6. - Genel Müdürlüğün ana hizmet birimleri şunlardır:

a) Kadının Ekonomik Statüsünü Güçlendirme Daire Başkanlığı.

b) Kadının Sosyal Statüsünü Geliştirme Daire Başkanlığı.

c) Dış İlişkiler Daire Başkanlığı.

d) İletişim, Dokümantasyon ve Yayın Daire Başkanlığı.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

7 nci maddeyi okutuyorum:

Kadının Ekonomik Statüsünü Güçlendirme Daire Başkanlığı

MADDE 7. - Kadının Ekonomik Statüsünü Güçlendirme Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:

a) Sürdürülebilir kalkınma politika, plân ve programlarını Genel Müdürlüğün görevleri çerçevesinde izlemek ve değerlendirmek.

b) Kadının istihdamını ve ekonomik kapasitesini artırıcı, ticarî faaliyetlerini güçlendirici ve kadın girişimciliğini özendirici çalışmalar yapmak.

c) Kadının kaynaklara ulaşımını, kalkınma sürecine ve çalışma hayatına etkin katılımını, kalkınmanın fırsat ve imkanlarından eşit biçimde yararlanmasını sağlayacak, ekonomik açıdan güçlendirecek çalışmalar yapmak.

d) Kadınının ekonomik potansiyelini ortaya çıkarıcı çalışmalar yapmak.

e) Genel Müdürün vereceği benzeri görevleri yapmak.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

8 inci maddeyi okutuyorum:

Kadının Sosyal Statüsünü Geliştirme Daire Başkanlığı

MADDE 8. - Kadının Sosyal Statüsünü Geliştirme Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:

a) Kadın ve kız çocuklarına yönelik olumsuz kültürel tutum ve uygulamaları ortadan kaldıracak, aile ve toplumda güçlenmesini sağlayacak çalışmalar yapmak.

b) Kadın ve kız çocuklarının örgün ve yaygın eğitimin tüm aşamalarına katılımını sağlamak üzere çalışmalar yapmak, bu çalışmaları desteklemek ve eğitim programlarının fırsat eşitliği sağlayacak şekilde hazırlanmasına katkıda bulunmak veya katılmak.

c) Kadın sağlığı ve anne çocuk sağlığı hizmetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmak.

d) Kadınlara yönelik her türlü şiddet, taciz ve istismarın önlenmesi ve ortadan kaldırılmasına ilişkin çalışmalar yapmak, gerekli sosyal destek sistemlerinin oluşturulması ve güçlendirilmesini desteklemek.

e) Kadınların karar alma süreçlerine eşit katılımlarını sağlayacak çalışmalar yapmak.

f) Genel Müdürün vereceği benzeri görevleri yapmak.

BAŞKAN - Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen, İzmir Milletvekili Sayın Canan Arıtman; buyurun efendim.

CHP GRUBU ADINA CANAN ARITMAN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Meclisi şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına saygıyla selamlıyorum.

Bu madde üzerindeki görüşlerimizi açıklamadan önce, kısa ve süratli bir şekilde, çok yakın zamanda Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsünün yapmış olduğu Türkiye nüfus ve sağlık araştırmasının son derece çarpıcı olan neticelerinden biraz bahsetmek istiyorum.

Bir kere "2003 araştırması" diye kısaca bahsedeceğimiz bu araştırma, ülkemizde çok önemli demografik değişiklikleri ortaya çıkarırken, diğer yandan da, kadının eğitim düzeyinin, sağlık göstergelerini, kadının statüsünü ne denli etkilediğini de göstermiş bulunuyor.

Doğurganlık hızımız son beş yılda yüzde 15 oranında azalarak 2,2'ye düştü; yani, kadın başına 2,2 çocuk. Batıda bu oran 2,1 iken doğuda 3,6 hâlâ. İstanbul'da 1,8 çocuk iken GAP bölgesinde hâlâ 4,1; yani, kadın başına 4 çocuktan fazla; fakat, çok önemli bir saptama, en az lise mezunu olan kadınlarda doğurganlık oranı kadın başına 1,3 çocuk; ama, ilkokulu bitirmemiş kadınlarda bu oran 3,9; yani, kadın başına 4 çocuk ve -bu araştırma beş yıl önce tekrar yapılmıştı, beş yılda bir yapılıyor, bu 2003 araştırması sekizincisidir- nüfus sağlık araştırması 1998'e göre, ilkokulu bitirmemiş, yani eğitimsiz kadınların doğurganlık oranlarında hiçbir azalma yoktur.

Evli kadınların yüzde 71'i kontrasepsiyon yöntemi kullanıyor; ama, ne yazık ki, hâlâ geleneksel yöntem kullanım oranımız çok yüksek ve özellikle eğitimsiz kadınlarda ve Doğu Anadolu Bölgemizde yüksek. En az lise mezunu olan kadınlarda modern yöntem kullanım oranı ise yüzde 70'lerde. 1988-1998 yılları arasında ülkemizde geleneksel yöntem kullanma oranı azalmışken 1998-2003 yılları arasında bu oran ciddî bir şekilde artmıştır. Özellikle bugün hâlâ en çok kullanılan gebelikten korunma yöntemi olan geleneksel yöntem, geri çekme (coitusinterrüptüs) yöntemi oranı 1988 oranlarından bile daha yüksektir, bu çok önemli bir tehlike sinyalidir.

Araştırma sonuçlarına göre, eğer tüm istenmeyen gebelikler önlenebilseydi doğurganlık hızımız 1,6 olacaktı.

Gelelim bir ülkenin kalkınmışlığının en önemli göstergelerinden olan ana-bebek, çocuk ölüm oranlarıyla ilgili sağlık göstergelerimize. Bu oranlarda son yıllarda hızlı düşüşler yaşanıyor. Bebek ölüm hızımız binde 29, çocuk ölüm hızımız binde 29, çocuk ölüm hızımız binde 37, ana ölüm hızımız yüzbinde 70; ama, hâlâ, bunlar, çok yüksek rakamlar. Tüm Avrupa ülkelerinde, hâlâ, en yüksek oranlar bize ait, bizim ülkemize ait. Demek ki, burada da çok önemli eksiklerimiz, ihmallerimiz var diye düşünüyorum ve Irak hariç, tüm komşularımız arasında da, kadınlarına, çocuklarına, bebeklerine en bakamayan ülke biziz; ne yazık ki, Irak hariç, tüm komşularımızla ilgili bu sağlık göstergelerinde de Türkiye en sonuncu sıradadır.

Annenin eğitim düzeyiyle bebek ve çocuk ölüm oranları doğrudan ilişkilidir. İlkokulu bitirmemiş kadınların yüzde 50'si evde doğururken, lise ve üstü eğitim almış kadınların tamamı hastanede doğuruyor. Ana-bebek, çocuk ölüm oranlarını yükselten en önemli nedenler, riskli gebeliklerdir; ki, oranı, yüzde 22 gibi hâlâ çok yüksek değerdedir. Bunlardan, ergen gebelikler ve ergen doğumlardaki -yani, 15-19 yaş arası evlenmek, gebe kalmak, doğurmak- oranlar hâlâ yüksek ve bunların hepsi de eğitimsiz kadınlar. Kadının eğitim düzeyi arttıkça doğum öncesi bakım alma oranı artmaktadır. En az lise mezunu kadınların neredeyse tamamı doğum öncesi bakım alırken, eğitimsiz kadınların yarısından fazlası bu bakımı alamamaktadır. İlkokulu bitirmemiş annelerin çocuklarının yüzde 64'ünün aşıları tamamlanmış değildir; eğitimli kadınların çocuklarının aşıları ise tamamdır. Ülke çocuklarının yüzde 12'si bodurdur -yani, kronik beslenme yetersizliğine bağlı- ve ne yazık ki, tabiî, eğitimsiz annelerin çocuklarında bodurluk oranları daha da yüksektir.

Değerli milletvekilleri, ülke kadınlarımızın yüzde 22'si ya hiç okula gitmemiş veya ilkokuldan terk, yüzde 54'ü ancak ilkokulu bitirmiş ve sadece yüzde 17'si lise ve lise üstü eğitimli. İşte, Türkiye'deki kadın gerçeği bu.

Bu bilimsel araştırmanın sonuçlarını kısaca özetlersek, kadının eğitim düzeyi arttıkça, kontrasepsiyon yöntemi kullanma oranı, modern yöntem kullanma oranı, doğum öncesi bakım alma oranı, doğumun sağlık kuruluşlarında yapılma oranı, çocukları aşılatma oranı artmakta, evlenme yaşı yukarı çekilmekte, doğurganlık hızı düşmekte, çocukta bodurluk oranı, bebek ve çocuk ölüm oranları düşmektedir.

46 ülkede yapılan bir araştırmaya göre, kadın okuryazarlık oranının yüzde 1 artırılması, o ülkedeki doktor sayısının yüzde 1 artırılmasına göre çocuk ölümlerini azaltmada 3 kat daha etkilidir.

Tüm bu nedenlerle, kadının eğitiminin artırılması çok önemlidir. Kadının eğitiminin artırılması kadın ve çocuk sağlığını, dolayısıyla toplum sağlığını iyileştirecek, kadının statüsünü yükseltecek, tarımdışı istihdamı ve siyasî katılımı da artıracaktır.

Tüm bu iyileşmeler için, ülkede kesintisiz temel eğitimin en az 11 yıla çıkarılması gereklidir.

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün bu konuda çalışmalar yapmasını diler; şahsım ve Grubum adına Yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Arıtman.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

9 uncu maddeyi okutuyorum:

Dış İlişkiler Daire Başkanlığı

MADDE 9. - Dış İlişkiler Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:

a) Genel Müdürlüğün görev alanına giren konularda çalışmalarda bulunan uluslararası kuruluşların toplantıları sonucunda ortaya çıkan belge ve yayınları izlemek, alınan kararları Genel Müdürlük birimlerine ve ilgili kuruluşlara iletmek.

b) Genel Müdürlüğün görev alanına giren konularda uluslararası toplantılar düzenlemek.

c) Genel Müdürlüğün Avrupa Birliği ile ilgili yapacağı çalışmalarda diğer birimlerle koordinasyon sağlamak.

d) Genel Müdürün vereceği benzeri görevleri yapmak.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

10 uncu maddeyi okutuyorum:

İletişim, Dokümantasyon ve Yayın Daire Başkanlığı

MADDE 10. - İletişim, Dokümantasyon ve Yayın Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:

a) Genel Müdürlüğün çalışma alanı ile ilgili konularda toplumsal duyarlılığı artırmak ve bilinç düzeyini yükseltmek amacıyla basılı ve görsel yayınlar hazırlamak veya hazırlatmak.

b) Medyada kadının yer alış biçimlerine ilişkin olarak çalışmalar yapmak.

c) Medyada ve yeni iletişim alanlarında kadınların konumlarını güçlendirecek çalışmalara katılmak ve desteklemek.

d) Kütüphane veya dokümantasyon merkezi kurmak, istatistik derlemek, yayın ve materyallerin ilgili kamu, özel ve sivil toplum kuruluşlarının kullanımına sunulması amacıyla sistem oluşturmak.

e) Genel Müdürün vereceği benzeri görevleri yapmak.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

11 inci maddeyi okutuyorum:

Danışma ve yardımcı hizmet birimleri

MADDE 11. - Genel Müdürlüğün danışma birimleri Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı ve Hukuk Müşavirliği, yardımcı hizmet birimi ise İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Daire Başkanlığıdır.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...Kabul edilmiştir.

12 nci maddeyi okutuyorum:

Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı

MADDE 12. - Strateji Geliştirme Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:

a) Ulusal kalkınma strateji ve politikaları, yıllık program ve hükümet programı çerçevesinde Genel Müdürlüğün orta ve uzun vadeli strateji ve politikalarını belirlemek, amaçlarını oluşturmak üzere gerekli çalışmaları yapmak.

b) Genel Müdürlüğün görev alanına giren konularda performans ve kalite ölçütleri geliştirmek.

c) Genel Müdürlük bütçesini stratejik plâna ve yıllık hedeflere göre hazırlamak; faaliyetlerinin bunlara uygunluğunu izlemek ve değerlendirmek.

d) Genel Müdürlüğün yönetimi ile hizmetlerin geliştirilmesi ve performansla ilgili bilgi ve verileri toplamak, analiz etmek, yorumlamak ve faaliyet raporlarını hazırlamak.

e) Üst yönetimin iç denetime yönelik işlevinin etkililiğini ve verimliliğini artırmak için gerekli hazırlıkları yapmak.

f) Genel Müdürlüğün görev alanına giren konularda, hizmetleri etkileyecek dış faktörleri incelemek, kurum içi kapasite araştırması yapmak, hizmetlerin etkililiğini ve tatmin düzeyini analiz etmek ve genel araştırmalar yapmak.

g) Yönetim bilgi sistemlerine ilişkin hizmetleri yerine getirmek.

h) Kurulun sekreterya hizmetlerini yürütmek.

ı) Genel Müdürün vereceği benzeri görevleri yapmak.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

13 üncü maddeyi okutuyorum:

Hukuk Müşavirliği

MADDE 13. - Hukuk Müşavirliğinin görevleri şunlardır:

a) Başbakanlık, bakanlıklar, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile Genel Müdürlük birimlerinden gönderilen kanun, tüzük ve yönetmelik taslakları ile diğer hukukî konular hakkında görüş bildirmek.

b) Genel Müdürlüğün menfaatlerini koruyucu, anlaşmazlıkları önleyici hukuki tedbirleri zamanında almak, anlaşma ve sözleşmelerin bu esaslara uygun olarak yapılmasına yardımcı olmak.

c) 8.1.1943 tarihli ve 4353 sayılı Kanun hükümlerine göre adlî ve idarî davalarda gerekli bilgileri hazırlamak, taraf olduğu idarî davalarda Genel Müdürlüğü temsil etmek veya Genel Müdürlükçe hizmet satın alma yoluyla temsil ettirilen davaları takip ve koordine etmek.

d) Genel Müdürlüğün amaçlarını daha iyi gerçekleştirmesi, mevzuat, plân ve programlara uygun şekilde çalışmasını temin etmek amacıyla gerekli hukuki teklifleri hazırlamak ve Genel Müdüre sunmak.

e) Genel Müdürün vereceği benzeri görevleri yapmak.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

14 üncü maddeyi okutuyorum:

İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı

MADDE 14. - İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:

a) Genel Müdürlüğün insan gücü politikası ve planlaması konusunda çalışmalar yapmak ve tekliflerde bulunmak.

b) Genel Müdürlük personelinin atama, nakil, sicil, terfi, ücret, emeklilik ve benzeri özlük işlemlerini yürütmek.

c) Genel Müdürlüğün eğitim plânını hazırlamak, uygulamak ve değerlendirmek.

d) Genel Müdürlüğün ihtiyacı olan her türlü yapım, satın alma, kiralama, bakım ve onarım, arşiv, sağlık ve benzeri her türlü idarî ve malî hizmetleri yürütmek.

e) Taşınır ve taşınmaz mal kayıtlarını tutmak.

f) Genel Müdürlük sivil savunma ve seferberlik hizmetlerini plânlamak ve yürütmek.

g) Genel Müdürün vereceği benzeri görevleri yapmak.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

15 inci maddeyi okutuyorum:

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Kadının Statüsü Danışma Kurulu

Kadının Statüsü Danışma Kurulu

MADDE 15. - Kadının Statüsü Danışma Kurulu; Başbakan veya Bakanın başkanlığında; Adalet, İçişleri, Dışişleri, Maliye, Milli Eğitim, Sağlık, Tarım ve Köyişleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Sanayi ve Ticaret, Kültür ve Turizm bakanlıkları müsteşarları; Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı; Avrupa Birliği Genel Sekreteri; Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanı; Devlet Personel Başkanı; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı; Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Genel Müdürü; Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürü; Türkiye İş Kurumu Genel Müdürü; Özürlüler İdaresi Başkanı; Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürü ve Başbakanlık İnsan Hakları Başkanı veya görevlendirecekleri birer yetkili; üniversitelerin Kadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı başkanlıkları ile Kadın Araştırma ve Uygulama merkezlerinden Yükseköğretim Kurulunca belirlenecek en az dört öğretim üyesi; Kadının Statüsü Genel Müdürü ve ana hizmet birimleri daire başkanları ile kadın hakları konusunda çalışmalarda bulunan beş sivil toplum kuruluşu temsilcisinden oluşur.

Sivil toplum kuruluşu temsilcileri Genel Müdürlükçe belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde üç yıl için seçilir. Üyeliği sona erenler yeniden seçilebilir.

Kurul yılda en az bir kez toplanır.

Kurulun sekretarya hizmetleri Genel Müdürlük tarafından yürütülür.

Kurul üyelerine 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine göre ödeme yapılır.

Kurulun oluşumu ile çalışma usul ve esasları yönetmelikle belirlenir.

BAŞKAN - Madde üzerinde 1 önerge vardır; önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

654 sıra sayılı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 15 inci maddesindeki "Kadının Statüsü Genel Müdürü" ibaresinden sonra gelmek üzere "Genel Müdür Yardımcısı" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

         İrfan Gündüz                                  Eyüp Fatsa                          Halil Özyolcu

             İstanbul                                            Ordu                                       Ağrı

                                 Hamit Taşcı                                Özkan Öksüz

                                       Ordu                                           Konya

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Hükümet önergeye katılıyor mu?

DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT (İstanbul) - Katılıyoruz Başkanım.

BAŞKAN- Sayın Gündüz?..

İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Gerekçeyi okutun Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 5 inci maddesinde yapılan değişiklikle genel müdür yardımcısı unvanı eklendiğinden, 15 inci maddede bu yönde değişiklik yapılmaktadır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

16 ncı maddeyi okutuyorum:

Kadının Statüsü Danışma Kurulunun görevleri

MADDE 16. - Kadının Statüsü Danışma Kurulunun görevleri şunlardır:

a) Devletin ekonomik, sosyal, kültürel ve kadına ilişkin politikaları çerçevesinde kadının statüsü ile ilgili sorunları inceleyerek genel politikalar oluşturulmasına yardımcı olmak, plân ve programların uygulanması hususunda görüş bildirmek.

b) Devletin ekonomik, sosyal, kültürel ve kadın politikaları çerçevesinde plân ve yıllık programlara göre Genel Müdürlüğün görevlerini geliştirici tedbirleri belirlemek ve önerilerde bulunmak.

c) Başbakan veya görevlendireceği Bakan tarafından istenen, Genel Müdürlüğün veya Kurul üyelerinin teklif ettiği kadının statüsüne ilişkin konuları incelemek, değerlendirmek ve bu konularda görüş oluşturmak ve önerilerde bulunmak.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

17 nci maddeyi okutuyorum:

DÖRDÜNCÜ BOLÜM

Sorumluluk ve Yetkiler

Yöneticilerin sorumlulukları

MADDE 17. - Genel Müdürlüğün her kademedeki yöneticileri, yapmakla yükümlü oldukları hizmet ve görevleri, Genel Müdürün emir ve direktifleri doğrultusunda mevzuat hükümlerine, Genel Müdürlüğün amaçlarına, stratejik plânına, performans ölçütlerine ve hizmet kalite standartlarına uygun olarak yürütmekten bir üst kademeye karşı sorumludur.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

18 inci maddeyi okutuyorum:

Koordinasyon ve işbirliği

MADDE 18. - Genel Müdürlük, ana hizmet ve görevleriyle ilgili konularda kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör ile işbirliği ve koordinasyonu sağlamaktan sorumludur.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

19 uncu maddeyi okutuyorum:

Yetki devri

MADDE 19. - Genel Müdür ve her kademedeki Genel Müdürlük yöneticileri, sınırlarını yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla yetkilerinden bir kısmını astlarına devredebilir. Yetki devri uygun araçlarla ilgililere duyurulur.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

20 nci maddeyi okutuyorum:

BEŞİNCİ BÖLÜM

Çeşitli Hükümler

Atama

MADDE 20. - 23.4.1981 tarihli ve 2451 sayılı Kanun hükümleri dışında kalan memurlardan Daire başkanları ve Hukuk Müşaviri, Genel Müdürün teklifi üzerine Başbakan veya Bakanın, diğer personel ise Genel Müdürün onayı ile atanır.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

21 inci maddeyi okutuyorum:

Kadrolar

MADDE 21. - Kadroların tespiti, ihdası, kullanımı ve iptali ile kadrolara ilişkin diğer hususlar 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre düzenlenir.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

22 nci maddeyi okutuyorum:

Kadının Statüsü Uzmanlığı ve Kadının Statüsü Uzman Yardımcılığı

MADDE 22. - Genel Müdürlük, bu Kanunda sayılan görevlerin yerine getirilmesinde Kadının Statüsü Uzmanı ve Kadının Statüsü Uzman Yardımcısı istihdam eder. Kadının Statüsü Uzman Yardımcılığına atanabilmek için, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde sayılan şartlara ek olarak aşağıdaki nitelikler aranır:

a) En az dört yıllık eğitim veren yüksek öğretim kurumlarının istatistik, sosyoloji, felsefe, psikoloji bölümleri ile iktisadî ve idarî bilimler, siyasal bilgiler, iletişim, hukuk, işletme ve iktisat fakülteleri veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurt içindeki ve yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarından mezun olmak,

b) Yapılacak yarışma ve yeterlik sınavında başarılı olmak,

c) Sınavın yapıldığı yılın ocak ayının ilk gününde otuz yaşını doldurmamış olmak,

d) Kamu personeli dil sınavında en az (C) düzeyinde başarılı olmak.

Kadının Statüsü Uzman Yardımcılığına atananlar, üç yıl çalışmak, olumlu sicil almak ve tez hazırlamak kaydıyla açılacak yeterlik sınavına girme hakkını elde ederler. Sınavda başarılı olanlar Kadının Statüsü Uzmanı unvanını kazanırlar. Yeterlik sınavında başarı gösteremeyenler bir yıl içinde ikinci kez sınava tâbi tutulurlar. İki defa başarı gösteremeyenler, Genel Müdürlükteki memur kadrolarına atanırlar.

Kadının Statüsü uzmanları ve Kadının Statüsü Uzman yardımcılarının mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri, yarışma sınavı, tez hazırlama ve yeterlik sınavı ile eğitimleri yönetmelikle düzenlenir.

BAŞKAN - Madde üzerinde 1 adet önerge vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

654 sıra sayılı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 22 nci maddesinin (a) bendindeki "işletme" ibaresinden sonra gelmek üzere "ev ekonomisi ve sosyal hizmetler yüksekokulu" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

       İrfan Gündüz                              Eyüp Fatsa                                Özkan Öksüz

           İstanbul                                        Ordu                                           Konya

     Alaettin Güven                         Hamza Albayrak                     Nükhet Hotar Göksel

          Kütahya                                     Amasya                                         İzmir

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, önergeyi takdire bırakıyoruz; yalnız, bir düzeltme yapılmasını teklif ediyoruz. Önergede "işletme ibaresinden sonra" deniliyor, oysa ki "işletme ve iktisat fakülteleri" ibaresinden sonra olursa daha yerinde olur.

Bir düzeltme daha teklif ediyoruz. Tasarının yine aynı fıkrasında "Yükseköğretim Kurumu tarafından" olarak geçmiş, halbuki "Yükseköğretim Kurulu" şeklinde olması lazım.

BAŞKAN - Hükümet önergeye katılıyor mu?

DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT (İstanbul) - Katılıyoruz Başkanım.

BAŞKAN - Sayın Gündüz?..

İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Gerekçe okunsun.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Madde 22. - Dört yıllık eğitim veren ev ekonomisi meslek yüksekokulu mezunlarının aldığı eğitim kadının statüsü uzman ve yardımcısı için öngörülen nitelikleri taşıdığından bu değişiklik öngörülmektedir.

BAŞKAN - Komisyonun önerisi doğrultusunda düzeltilen önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

23 üncü maddeyi okutuyorum:

Personel rejimi

MADDE 23. - Genel Müdürlükte Genel Müdür, Daire Başkanı, Hukuk Müşaviri, Kadının Statüsü Uzmanı, Kadının Statüsü Uzman Yardımcısı kadroları karşılık gösterilmek kaydıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve diğer kanunların sözleşmeli personel hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın sözleşmeli olarak çalıştırılabilir. Bu suretle çalıştırılacakların sözleşme usul ve esasları ile unvanlar itibarıyla yer alan taban ve tavan ücretleri ve her çeşit ödemeler Bakanlar Kurulunca tespit edilir. Başbakanlık merkez teşkilatında sözleşmeli olarak çalıştırılan emsali personelin yararlandığı ücret artışlarından Genel Müdürlükte çalışan sözleşmeli personel de aynen yararlandırılır. Söz konusu personele, çalıştıkları günlerle orantılı olarak (hastalık ve yıllık izinleri dahil) ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında birer aylık sözleşme ücreti tutarında ikramiye ödenir. Bunlardan üstün gayret ve çalışmaları sonucunda emsallerine göre başarılı çalışma yaptıkları tespit edilenlere Genel Müdürün teklifi, ilgili Bakanın uygun görüşü üzerine Başbakan onayı ile haziran ve aralık aylarında birer aylık sözleşme ücreti tutarına kadar teşvik ikramiyesi ödenebilir. Kadro karşılığı sözleşme ile çalıştırılacak personel, istekleri üzerine T. C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilir.

Genel Müdürlük kadrolarında çalışan memurlar, Başbakanlık personelinin yararlandığı fazla çalışma ücretinden aynı usul ve esaslara göre yararlanır

BAŞKAN - Madde üzerinde 2 adet önerge vardır. Önergeleri, önce geliş sıralarına göre okutacağım, sonra aykırılıklarına göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

654 sıra sayılı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının "Personel rejimi" başlıklı 23 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki "Genel Müdür" ibaresinden sonra gelmek üzere "Genel Müdür Yardımcısı" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

          İrfan Gündüz                         Eyüp Fatsa                               Halil Özyolcu

              İstanbul                                   Ordu                                            Ağrı

                                 Hamit Taşcı                            Alaettin Güven

                                      Ordu                                       Kütahya

BAŞKAN - Şimdi, maddeye aykırı olan önergeyi okutup, işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmekte olan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 23 üncü maddesine aşağıdaki paragrafın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

     N. Gaye Erbatur                          Tuncay Ercenk                        Özlem Çerçioğlu

             Adana                                        Antalya                                      Aydın

Ayşe Gülsün Bilgehan                      Canan Arıtman                       Bihlun Tamaylıgil

            Ankara                                         İzmir                                       İstanbul

     Gökhan Durgun                          Güldal Okuducu                   Türkân Miçooğullları

             Hatay                                        İstanbul                                      İzmir

                                                           Mesut Değer

                                                             Diyarbakır

"Personel Rejimi:

Madde 23- Genel Müdürlükte, kadro karşılığı sözleşme ile çalıştırılmayan; ancak, fiilen çalışan diğer personele en yüksek devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil), aylık katsayı ile çarpımı sonucu belirlenecek tutarın;

a) 1 ile 2 nci derecelerden maaş alanlar için yüzde % 90'ını

b) 3 ile 4 üncü derecelerden maaş alanlar için % 75'ini

c) 5 ile 7 nci derecelerden maaş alanlar için % 60'ını

geçmemek üzere, Genel Müdürlüğün bağlı olduğu Başbakan veya ilgili Devlet Bakanı tarafından belirlenecek esas, usul ve oranlarda, Damga Vergisi hariç hiçbir vergi veya kesinti yapılmadan her ay ek ödeme yapılır."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet önergeye katılıyor mu?

DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT (İstanbul) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Önerge hakkında konuşacak mısınız?

N. GAYE ERBATUR (Adana) - Gerekçe okunsun efendim.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

536 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1994 yılında iptalinden sonra geçen on yıllık süre içinde kuruluş kanununun bulunmaması nedeniyle normal derece ilerlemesinin bile yapılamadığı kurum çalışanlarının uğradıkları hak kayıplarının kısmen de olsa telafi edilebilmesi ve kadro karşılığı sözleşmeyle çalıştırılamayan personelin mağduriyetinin önlenmesi amaçlanmaktadır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

654 sıra sayılı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının "Personel rejimi" başlıklı 23 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki "Genel Müdür" ibaresinden sonra gelmek üzere "Genel Müdür Yardımcısı" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

    İrfan Gündüz (İstanbul) ve arkadaşları

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Gündüz?..

Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Madde 23.- Personel rejiminden bahsedilirken Genel Müdür Yardımcısı kadrosunun ihdas edilmesi sebebiyle Genel Müdürden sonra gelmek üzere Genel Müdür Yardımcısının madde metnine ilave edilmesini öngörmektedir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır. Malumları olduğu üzere, görüşülmekte olan tasarı ve teklife konu kanunun komisyon metninde bulunmayan; ancak, tasarı veya teklifle çok yakın ilgili bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılacağı, İçtüzüğün 87 nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür. Bu nedenle, önergeyi okutup komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla, 21 üyesiyle katılırsa, önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım; komisyonun salt çoğunlukla katılmaması halinde ise, önergeyi işlemden kaldıracağım.

Şimdi, önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmekte olan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısına aşağıdaki madde 24'ün eklenmesini, müteakip maddelerin buna göre yeniden düzenlenmesini arz ve teklif ederiz.

Türkân Miçooğulları                       N. Gaye Erbatur                       Özlem Çerçioğlu

            İzmir                                           Adana                                        Aydın

     Tuncay Ercenk                      Ayşe Gülsün Bilgehan                    Canan Arıtman

          Antalya                                        Ankara                                        İzmir

  Bihlun Tamaylıgil                        Orhan Ziya Diren                       Gökhan Durgun

          İstanbul                                         Tokat                                        Hatay

                               Mesut Değer                            Güldal Okuducu

                                 Diyarbakır                                     İstanbul

Ek Ödeme:

Madde 24.- Genel Müdürlükte, kadro karşılığı sözleşme ile çalıştırılmayan; ancak, fiilen çalışan diğer personele en yüksek devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil), aylık katsayı ile çarpımı sonucu belirlenecek tutarın;

a) 1 ile 2 nci derecelerden maaş alanlar için % 90'ını

b) 3 ile 4 üncü derecelerden maaş alanlar için % 75'ini

c) 5 ile 7 nci derecelerden maaş alanlar için % 60'ını

geçmemek üzere, Genel Müdürlüğün bağlı olduğu Başbakan veya ilgili Devlet Bakanı tarafından belirlenecek esas, usul ve oranlarda, damga vergisi hariç hiçbir vergi veya kesinti yapılmadan her ay ek ödeme yapılır.

BAŞKAN - Sayın Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş)- Sayın Başkan, salt çoğunluğumuz yok; o yüzden katılamıyoruz.

BAŞKAN - Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılmamış olduğundan, önergeyi işlemden kaldırıyorum.

24 üncü maddeyi okutuyorum:

Sözleşme ile araştırma, etüt ve proje yaptırma

MADDE 24. - Genel Müdürlük görevleri ile ilgili olarak ulusal ve uluslararası bilimsel araştırma, etüt, film ve proje gibi işleri, üniversite öğretim elemanları ile yerli ve yabancı gerçek ve tüzel kişilere sözleşme ile yaptırabilir.

Genel Müdürlük, görev alanına giren konularda üniversiteler veya uzman kurum ve kuruluşlardan danışmanlık hizmeti satın alabilir.

Bu konulara ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.

BAŞKAN- Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

25 inci maddeyi okutuyorum:

Görevlendirme

MADDE 25. - Genel Müdürlüğün görev alanı ile ilgili konularda genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinde çalışanlar, kendilerinin ve kurumlarının muvafakati ile Genel Müdürlükte görevlendirilebilir. Bu şekilde görevlendirilen personel kurumundan izinli sayılır ve asıl kadrosu ile ilgisi devam eder. Bunların terfileri başkaca bir işleme gerek kalmaksızın kurumlarınca yapılır. Bu hükme göre görevlendirilenler, görev sürelerince, görevlendirmeye ilişkin belgede belirtilmek kaydıyla malî ve sosyal haklarını görevlendirildikleri kurumdan alabileceği gibi kadrolarının bulunduğu kurumdan da alabilirler.

Görevlendirilecek personel sayısı, mevcut personelin yüzde onunu aşamaz.

BAŞKAN- Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

26 ncı maddeyi okutuyorum:

MADDE 26. - 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun;

a) Değişik 36 ncı maddesinin, Ortak Hükümler bölümünün (A) bendinin değişik (11) numaralı fıkrasına "Özürlüler Uzman Yardımcıları" ibaresinden sonra gelmek üzere "Kadının Statüsü Uzman Yardımcıları", "Özürlüler Uzmanlığına" ibaresinden sonra gelmek üzere "Kadının Statüsü uzmanlığına" ibaresi,

b) "Zam ve tazminatlar" başlıklı 152 nci maddesinin değişik "II-Tazminatlar" fıkrasının "(A) Özel Hizmet Tazminatı" bendinin (i) alt bendine "Özürlüler Uzmanları" ibaresinden sonra gelmek üzere "Kadının Statüsü uzmanları" ibaresi,

c) Ek göstergelere ilişkin eki (I) sayılı cetvelin "I- Genel İdare Hizmetleri Sınıfı" bölümünün (h) bendine "Özürlüler Uzmanı" ibaresinden sonra gelmek üzere "Kadının Statüsü uzmanları" ibaresi,

Eklenmiştir.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkanım, bir düzeltme teklifimiz var.

Madde başlığı olarak "Değiştirilen hükümler" diye bir başlık geçerseniz... Unutulmuş...

BAŞKAN - Maddenin düzeltilmiş şeklini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici madde 1'i okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 1. - Bu Kanunun yayımlandığı tarihte, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğüne ait her türlü haklar ve yükümlülükler ile Genel Müdürlükçe kullanılan bütün demirbaş ve döşeme, eşya, taşınır ve taşınmaz mallar ile taşıtlar bu Kanunla kurulan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğüne devredilmiş sayılır.

Genel Müdürlüğün 2004 Malî Yılı harcamaları, 2004 Malî Yılı Bütçe Kanununun ilgili bölümünde Maliye Bakanlığınca yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğünün 2004 yılı Başbakanlık bütçesinde yer alan ödeneklerinden karşılanır.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler.. Kabul edilmiştir.

Geçici Madde 2'yi okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 2. - Ekli (1) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvele "Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü" bölümü olarak eklenmiştir.

BAŞKAN- Madde ve ekli cetvel üzerinde 1 önerge vardır; önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

654 sıra sayılı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısına ekli Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat Şeması (I) sayılı cetvele "Genel Müdür"den sonra gelmek üzere "Genel Müdür Yardımcısı" eklenmesini, "İhdas Edilen Kadrolar" başlıklı (I) sayılı listede ise Genel Müdürden sonra gelmek üzere 1 inci derece kadrolu 1 adet Genel Müdür Yardımcısı kadrosu ilave edilmesini arz ve teklif ederiz.

        İrfan Gündüz                              Eyüp Fatsa                           Halil Özyolcu

            İstanbul                                        Ordu                                        Ağrı

                                 Hamit Taşcı                            Alaettin Güven

                                       Ordu                                       Kütahya

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT (İstanbul) - Katılıyoruz Başkanım.

BAŞKAN - Sayın Gündüz?..

Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Genel müdür yardımcılığı ihdas edilmesi ve buna göre teşkilat şeması ile kadro cetvelinde değişiklik yapılması öngörülmektedir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda ekli cetvelle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici 3 üncü maddeyi okutuyorum.

GEÇİCİ MADDE 3. - Mülga 536 sayılı Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ilgili hükümleri uyarınca Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığı kadrolarına atamaları yapılmış olan memurlardan bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü kadrolarında yer alan memurlar ile fiilen bu Genel Müdürlükte görev yapmakta olan anılan Müsteşarlığın diğer memurlarından kadro ve unvanları değişmeyenler bu Kanunla ihdas edilen kadrolara hiçbir işlem yapılmaksızın atanmış sayılır. Kadro ve görev unvanı aynı olanların atamasında, ihdas edilen kadro sayısının personel sayısından az olması durumunda, Genel Müdürlükte geçen hizmet süresi fazla olanların öncelik hakkı vardır.

Bu Kanun uyarınca yapılacak düzenleme nedeniyle kadro unvanı değişen veya kaldırılanlar ile kadro ve unvanı değişmediği halde yukarıdaki fıkra uyarınca atanmış sayılamayanlar, durumlarına uygun kadrolara altı ay içinde atanırlar. Atamaları yapılıncaya kadar Genel Müdürlükçe ihtiyaç duyulan işlerde görevlendirilebilirler. Bunlar yeni bir kadroya atanıncaya kadar, eski kadrolarına ait aylık, ek gösterge ve her türlü zam ve tazminatlar ile diğer mali haklarını almaya devam ederler. Söz konusu personelin, atandıkları yeni kadroların aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatlar ile diğer malî hakları toplamının net tutarı, eski kadrolarına bağlı olarak en son ayda almakta oldukları aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatları ile diğer malî hakları toplamı net tutarından az olması halinde, aradaki fark giderilinceye kadar atandıkları kadrolarda kaldıkları sürece herhangi bir kesintiye tâbi tutulmaksızın tazminat olarak ödenir.

İkinci fıkra uyarınca ataması yapılamayan personel, altı aylık sürenin bitiminden itibaren beş gün içerisinde Devlet Personel Başkanlığına liste halinde bildirilir. Bu personel Devlet Personel Başkanlığınca 24.11.994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin iki, üç, dört ve beşinci fıkralarında belirtilen esas ve usuller çerçevesinde diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilirler. Ancak, 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesi uyarınca Özelleştirme Fonundan karşılanması öngörülen ödemeler Genel Müdürlük tarafından karşılanır.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, bir düzeltme teklifimiz olacak.

BAŞKAN - Sayın Komisyon, bundan sonra zamanında teklif ederseniz iyi olur.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, oylamadan önce teklif etmemiz gerekli herhalde.

Maddenin başındaki "mülga" kelimesi yerine "Anayasa Mahkemesince iptal edilen" cümlesini yazarsak, kanun tekniği bakımından daha uygun olur.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici madde 4'ü okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 4.- Bir defaya mahsus olmak ve ekli (1) sayılı listede yer alan "Kadının Statüsü Uzmanı" unvanlı serbest kadro adedinin beşte birini geçmemek üzere; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü kadrolarında, fiilen en az beş yıl görev yapmış olan ve halen görevde bulunan personelden, bu Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan öğrenim şartını taşıyanlar, Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren iki ay içerisinde yazılı olarak başvurmaları kaydıyla, Genel Müdürlüğün görev alanına giren konularda onsekiz ay içerisinde hazırlayacakları tezin, Genel Müdürün başkanlığında oluşturulacak, üyelerinden en az ikisi ilgili öğretim üyesi olan beş kişilik komisyonca başarılı kabul edilmesi halinde başarı sıralarına göre durumlarına uygun Kadının Statüsü Uzmanlığı kadrolarına atanırlar.

Bu madde uyarınca başvuruda bulunanlar hakkında geçici 3 üncü maddenin ikinci fıkrası, uzmanlığa atanıncaya veya uzmanlığa atanamayacakları kesinleşinceye kadar uygulanır. Uzmanlığa atanamayacakları kesinleşenler hakkında ise geçici 3 üncü maddenin üçüncü fıkrası uygulanır.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Geçici madde 5'i okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 5. - Bu Kanunla öngörülen yönetmelikler altı ay içinde hazırlanarak yürürlüğe konulur. Bu süre zarfında mevcut mevzuatın bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

Diğer mevzuatta Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğüne yapılmış olan atıflar Kadının Statüsü Genel Müdürlüğüne yapılmış sayılır.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

27 nci maddeyi okutuyorum:

Yürürlük

MADDE 27. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

28 inci maddeyi okutuyorum:

Yürütme

MADDE 28. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Devlet Bakanı Sayın Güldal Akşit teşekkür konuşması yapacaklardır.

Buyurun Sayın Bakan. (Alkışlar)

DEVLET BAKANI GÜLDAL AKŞİT (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı oylarınızla, desteklerinizle yasalaşmıştır; öncelikle,  hepinize teşekkür etmek istiyorum.

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün Teşkilat Kanununun çıkarılmış olması, Yüce Meclisimizin yaptığı reform niteliğindeki çalışmalardan birisidir. Ülkemizde kadının statüsünü yükseltmek, kadınlara karşı her türlü ayırımcılığı önlemek üzere ondört yıl önce kurulan genel müdürlük, son on yıldır yasal dayanaktan yoksun olarak çalışmalarını sürdürme gayreti içindeydi.

Teşkilat Yasasının kabul edilmesiyle personel ve bütçe açısından hareket kabiliyetine kavuşacak olan genel müdürlük, kanunda uygulayıcı  bakanlıklar, yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla daha kuvvetli bir işbirliği ve koordinasyon gücüne sahip kapasitesini güçlendirmiş olarak etkin çalışmalar yürütebilecek bir yapıya kavuşacaktır. Bu durum, kurumun, ülkemizdeki kadınların taleplerine, beklentilerine daha iyi cevap verebilmesine ve daha çok kesimi çalışmalara katabilmesine olanak sağlayacaktır.

Türk kamu yönetiminde örneğine rastlanmayan bir durumu ortadan kaldırmanın, Genel Müdürlüğün teşkilat kanununu çıkararak güçlendirmenin ülkemiz kadınları açısından da gerçekten çok önemli bir konu olduğuna inanmaktayım.

Tüm kısıtlılıklara rağmen, gerek ulusal gerekse uluslararası çalışmaları başarıyla yürüten bu Genel Müdürlüğün on yıldır çözüme kavuşturulamamış teşkilatlanma sorununun Hükümetimiz döneminde çözülmesi de, ayrıca, benim için bir gurur kaynağıdır.

Geçmiş dönemlerde çokça lafı edilmesine rağmen sonuç alınamayan bu konuda siz değerli milletvekillerinin destekleriyle hep birlikte sonuç aldık. Bu yasanın kabulü, ülkemizde uzun yıllardır ihmale uğrayan kadın konusuna ilişkin anlayış değişikliğinin de bir  kanıtı olarak karşımızda durmaktadır.

Bu gururu benimle paylaştığına inandığım siz değerli milletvekili arkadaşlarıma, yasa çalışmalarına katılım, katkı ve yasalaşma sürecinde verdiğiniz özverili destekler için bir kez daha teşekkür ediyorum.

Bu vesileyle, hepinizin Cumhuriyet Bayramını kutluyor, saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan. Tabiî, keşke Başkanlık Divanına da teşekkür etseydiniz...

Çalışma süremiz dolduğu için, sözlü soru önergeleri ve diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için, 2 Kasım 2004 Salı günü saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 16.56

VI. - SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, elektrik nakil hatlarının neden olduğu orman yangınlarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3443)