BIM 2 1 2004-10-14T06:36:00Z 2004-10-14T06:36:00Z 23 15535 88550 TBMM 737 177 108745 9.3821 0 6 nk 6 nk 0

DÖNEM : 22        YASAMA YILI : 3

 

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

CİLT : 61

 

1 inci Birleşim

1 Ekim 2004 Cuma

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 I. - GELEN KÂĞITLAR

II. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Oturum BaşkanlarInIn KonuşmalarI

1. - TBMM Geçici Başkanı İsmail Alptekin'in, yeni yasama yılının ülkemiz ve insanlık yararına çalışmalarla geçmesi temennisiyle konuşması

B) Tezkereler ve Önergeler

1. - Suriye Halk Meclisi Başkanı Mahmoud Al Abrash ve beraberindeki heyetin, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın konuğu olarak ülkemize resmî ziyarette bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/649)

2. - Gökoğuz Yeri Halk Topluşu (Meclis) Başkanı Stepan İasir ve beraberindeki parlamento heyetinin ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/650)

3. - Hollanda Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/651)

4. - İtalya Meclis Başkanı Pier Ferdinando Casini ve Senato Başkanı Marcello Pera'nın, Roma'da yapılacak Çocukların ve Gençlerin Korunması İçin Dünya Kadın Parlamenterler Konferansına katılmak üzere TBMM'den 3 kadın milletvekilini davetine icabet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/652)

5. - (10/12, 28) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının, komisyonun görev süresinin bir ay uzatılmasına ilişkin tezkeresi (3/653)

III. - SÖYLEVLER

1. - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, 22 nci Dönem Üçüncü Yasama Yılını açış konuşması

IV. - ÖNERİLER

A) DanIşma Kurulu Önerİlerİ

1. - TBMM Başkanı seçiminin yapılacağı gün ve sürelerine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

V. - SORULAR VE CEVAPLAR

A) YazIlI Sorular ve CevaplarI

1. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, bazı ilçelerden adliye hizmetlerinin nakledileceği iddialarına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/2787)

2. - Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın, bir vatandaşın Romanya gümrük kapısında karşılaştığı haksızlığa ve konsolosluğun tutumuna ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/2924)

3. - İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin adının İKÖ toplantısında farklı ifade edilmesine ilişkin sorusu  ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/3025)

4. - Çanakkale Milletvekili İsmail ÖZAY'ın, Türk delegasyonunun AYBYK toplantısında KKTC ile ilgili tutumuna ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/3026)

5. - Tunceli Milletvekili Hasan GÜYÜLDAR'ın, İstanbul'daki NATO zirvesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/3056)

6. - İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, İzmir'deki jeotermal enerji potansiyelinin değerlendirilmesine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/3196)

7. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, İstanbul ve Kocaeli il mülkî sınırları içerisinde yeterli polis kadrosunun olup olmadığına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/3204)

8. - Antalya Milletvekili Osman KAPTAN'ın, 2004 ÖSS sınavına ve başarısız illere ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/3321)

9. - İstanbul Milletvekili Güldal OKUDUCU'nun, meslek liselerine uygulanan katsayının değiştirilmesi çalışmalarına ve bir demecine ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/3322)

10. - Ankara Milletvekili Zekeriya AKINCI'nın, Mamak Yeşilöz Talebe Yurdu ile ilgili bir gazetede çıkan iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/3334)

11. - Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, işçilerin ayrılma ve sendika değiştirme baskısına uğradığına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3344)

12. - Ankara Milletvekili İsmail DEĞERLİ'nin, Ankara İlinde su fiyatının  yüksek olduğuna  ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/3353)

13. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Belediyeler Kanununun Geçici 2 nci maddesiyle getirilen uygulamaya ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/3355)

14. - Samsun Milletvekili Haluk KOÇ'un, Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliğinin 24 üncü maddesine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/3361)

 


No. : 1

I. - GELEN KÂĞITLAR

1 Ekim 2004  Cuma

Sözlü Soru Önergeleri

 

1. - İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, hızlandırılmış tren kazasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1275) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.7.2004)

2. - Balıkesir Milletvekili Sedat PEKEL'in, üniversite mezunu işsiz gençlerin istihdamına yönelik çalışma ve politikalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1276) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.9.2004)

3. - İzmir Milletvekili Vezir AKDEMİR'in, tarım ilacı kullanımına ve kuru üzüm destekleme alımına yönelik çalışmalara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1277) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)

4. - İzmir Milletvekili Vezir AKDEMİR'in, ücret dengesizliği ve istihdama ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1278) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)

5. - İzmir Milletvekili Vezir AKDEMİR'in, kamu çalışanlarının ücretlerinin yeniden düzenlenmesine dair bir çalışma olup olmadığına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1279) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)

6. - İzmir Milletvekili Vezir AKDEMİR'in, dolaylı vergilerden kaynaklanan eşitsizliğe ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1280) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)

7. - İzmir Milletvekili Vezir AKDEMİR'in, Irak'la ticari ilişkilerimize ve öldürülen vatandaşlarımıza ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/1281) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)

8. - Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt ASLANOĞLU'nun, halkın altın tasarrufunun ekonomiye kazandırılmasına ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) sözlü soru önergesi (6/1282) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)

9. - Balıkesir Milletvekili Sedat PEKEL'in, SSK logosu bulunmayan sağlık karnelerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1283) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)

10. - Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN'ün, Yatağan Termik Santralinin baca gazı arıtma tesislerinin arızasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1284) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)

11. - Balıkesir Milletvekili Sedat PEKEL'in, ülkemizde çeltik üretiminin geliştirilmesine ve pirinçte uygulanan gümrük vergisinin düşürülüp düşürülmeyeceğine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1285) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.9.2004)

12. - Balıkesir Milletvekili Sedat PEKEL'in, hayvancılığın geliştirilmesine ve et ithalatına uygulanan sınırlamaların kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1286) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.9.2004)

13. - Balıkesir Milletvekili Sedat PEKEL'in, basına yansıyan bazı demeçlerine ve bunların ekonomi üzerindeki etkilerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1287) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.9.2004)

14. - Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, bir milletvekilinin yaptığı iddia edilen açıklamaya ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1288) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)

15. - Balıkesir Milletvekili Sedat PEKEL'in, ücretsiz dağıtılan ders kitaplarına ve bazı iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1289) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)

16. - Balıkesir Milletvekili Sedat PEKEL'in, öğretmen adaylarının atamalarında yaşandığı iddia edilen mağduriyetlere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1290) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)

17. - Diyarbakır Milletvekili Muhsin KOÇYİĞİT'in, Diyarbakır-Ergani'de "Ağır Ceza Mahkemesi" kurulup kurulmayacağına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1291) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)

18. - Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, ülkemizdeki işsizlik oranına ve hükümetin istihdam sağlayacak projelerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1292) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)

19. - Kırşehir Milletvekili Hüseyin BAYINDIR'ın, borsada hisse senedi alıp almadığına ve bunların hareketlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1293) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)

20. - Balıkesir Milletvekili Sedat PEKEL'in, basına yaptığı bir açıklamaya ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1294) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.9.2004)

Yazılı Soru Önergeleri

1. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, bir Meclis soruşturması komisyonunda tanık olarak dinlenen bir uzmana ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/3584) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)

2. - Iğdır Milletvekili Yücel ARTANTAŞ'ın, TBMM Vakfının kapatılmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/3585) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.9.2004)

3. - İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, bir Meclis soruşturması komisyonunda tanık olarak dinlenen uzmana ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/3586) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)

4. - Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin, 22 nci Dönemde yasama dokunulmazlığının kaldırılması dosyalarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/3587) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)

5. - Mersin Milletvekili Hüseyin ÖZCAN'ın, Türk Ceza Kanunu Tasarısının geri çekilme nedenine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3588) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)

6. - Aydın Milletvekili Mehmet Mesut ÖZAKCAN'ın, istatistiki bölge birimlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3589) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.8.2004)

7. - İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, 4916 sayılı Kanuna göre yabancıların arazi alımlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3590) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)

8. - Burdur Milletvekili Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, anason üreticilerinin sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3591) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)

9. - İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, Türk Ceza Kanununda zina ile ilgili yapılacak değişikliğe ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3592) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)

10. - İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, Millî Eğitim Bakanlığı ile İMKB arasındaki protokole göre yapılan okul inşaatı ihalelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3593) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.9.2004)

11. - Mersin Milletvekili Mustafa ÖZYÜREK'in, TMSF'nin el koyduğu mallar üzerindeki tasarrufuna ve bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3594) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.9.2004)

12. - Mersin Milletvekili Mustafa ÖZYÜREK'in, Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanlığına yapılan atamaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3595) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.9.2004)

13. - Antalya Milletvekili Tuncay ERCENK'in, Seydişehir Alüminyum Tesislerinin özelleştirilmesi süreci ile ilgili basında yer alan bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3596) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)

14. - İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, bir gruba ait araçların TMSF tarafından satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3597) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)

15. - İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkan ve üyeleri ile atanma şartlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3598) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)

16. - Yozgat Milletvekili Emin KOÇ'un, Millî Savunma Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen bir ihaleye ve bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3599) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)

17. - Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, yoksulluğun ve işsizliğin azaltılması yönünde yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3600) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)

18. - İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, Millî Eğitim Bakanlığı ile İMKB arasındaki protokole göre yapılacak okul inşaatı ihalelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3601) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.9.2004)

19. - İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, 5174 sayılı Kanunun siyaset yapma ve seçilme hakkını daralttığı iddia edilen bir hükmüne ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3602) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.9.2004)

20. - Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, bir demecinin finans sektöründeki etkilerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3603) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.9.2004)

21. - Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, millî gelirdeki artışa ve kamu çalışanlarına 2005 yılı için öngörülen zamma ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3604) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.9.2004)

 22. - Denizli Milletvekili Mehmet U. NEŞŞAR'ın, Denizli Belediyesinde iki sendika arasındaki ihtilafa müdahil olan bakanlığa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3605) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.9.2004)

23. - Gaziantep Milletvekili Abdülkadir ATEŞ'in, Yeni Türk Lirasının banknot ve sikkelerinin üzerinde yer aldığı söylenen bir ibareye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3606) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)

24. - Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, zina tartışmalarının ekonomiye verdiği zarara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3607) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)

25. - Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, zina tartışmalarının ekonomiye verdiği zarara ve bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3608) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)

26. - İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, medyayı eleştiren bir demecine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3609) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)

27. - İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, ABD'nin askeri amaçlı olarak bazı liman ve havaalanlarımızı kullanabilmesini öngören bir tebliğe ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3610) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)

28. - Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, 4876 sayılı Kanun kapsamında tarım üreticilerinin borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3611) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)

29. - Hatay Milletvekili Fuat ÇAY'ın, Irak'ta Türklere yönelik saldırılara ve alınan tedbirlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3612) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)

30. - Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın, Sinop ve ilçelerinde meydana gelen afetin yarattığı hasara ve mağdur olan çiftçilerin sorunlarına yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3613) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)

31. - Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın, Sinop-Durağan-Çöve Köyünde aşırı yağıştan zarar gören vatandaşlara ve mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3614) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)

32. - Samsun Milletvekili İlyas Sezai ÖNDER'in, Samsun Büyükşehir Belediyesinin başlattığı iddia edilen bir uygulamaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3615) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)

33. - Osmaniye Milletvekili Necati UZDİL'in, yurtdışına çıkan kamyon şoförlerinin tümünün sosyal güvenceye kavuşturulup kavuşturulmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3616) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.9.2004)

34. - Kastamonu Milletvekili Mehmet YILDIRIM'ın, Bartın İli Kurucaşile İlçesinin balıkçı barınağının onarım ihtiyacına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3617) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.9.2004)

35. - Kastamonu Milletvekili Mehmet YILDIRIM'ın, Kastamonu-Taşköprü SEKA fabrikasının özelleştirilmesinin sonuçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3618) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.9.2004)

36. - Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Çıldır-Övündü Köyü yolunun açılmasına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3619) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)

37. - Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, Kırklareli'ndeki bazı karayolu çalışmalarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3620) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)

38. - Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, Denizli'nin, ilçe ve köylerindeki binalarda depreme dayanıklılık araştırması yapılıp yapılmadığına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3621) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.9.2004)

39. - Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, Tekirdağ yakınlarındaki Altınova Kavşağındaki kazaların önlenmesi için yapılacak çalışmalara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3622) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)

40. - Trabzon Milletvekili M. Akif  HAMZAÇEBİ'nin, SSK merkez ve taşra teşkilatında yapılan atamalara ve idari yargı kararlarının uygulanmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3623) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)

41. - Çanakkale Milletvekili İsmail ÖZAY'ın, Çanakkale'deki belediyelerin SSK'ya olan borçları ve haciz durumlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3624) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.9.2004)

42. - Erzincan Milletvekili Erol TINASTEPE'nin, Antalya-Gündoğmuş-Kızıldere mevkiindeki orman yangınında ölen görevlilere ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3625) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.9.2004)

43. - Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, İskenderun Körfezinde batan MV Ulla isimli gemi hakkındaki iddialara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3626) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.9.2004)

44. - Çanakkale Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün, Gelibolu Tarihi Millî Parkı Özel Hesabına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3627) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.9.2004)

45. - Hatay Milletvekili Fuat ÇAY'ın, İskenderun Limanı açığında batan MV Ulla isimli, toksik atık yüklü gemiye ve bazı iddialara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3628) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.9.2004)

46. - Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya-Ortakonuş Köyünde meydana gelen orman yangını ve bazı iddialara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3629) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.9.2004)

47. - İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, Irak'ta Türk vatandaşlarının can güvenliğinin sağlanması için öngörülen tedbirlere ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/3630) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)

48. - İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, bir terör örgütü tarafından Kuzey Irak'a kaçırılan vatandaşlarımıza ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/3631) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)

49. - İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, Irak'taki Türkmen soydaşlarımızın korunması için hükümetin girişimlerine ve sonuçlarına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/3632) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)

50. - Hatay Milletvekili İnal BATU'nun, son büyükelçiler kararnamesine ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/3633) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)

51. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, amatör spor müsabakalarında görev alan çalışanların ücretlerine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/3634) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.9.2004)

52. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, amatör kulüp müsabakaları sırasında ortaya çıkan sağlık sorunlarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/3635) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.9.2004)

53. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF'ye devredilen Demirbank'ın, aktif ve pasif tutarlarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/3636) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.9.2004)

54. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF'nin bilanço hesaplama yöntemine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/3637) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.9.2004)

55. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF'nin bugüne kadar yaptığı tahsilatın mahiyetine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/3638) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.9.2004)

56. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF'nin el koyduğu malları kullanmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/3639) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.9.2004)

57. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunun 2003/1 sayılı raporunun önerilerinin gereğinin yapılıp yapılmadığına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/3640) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.9.2004)

58. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, İmar Bankası ile ilgili yabancı uzmanlara hazırlatılan rapora ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/3641) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.9.2004)

59. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Ziraat Bankasının değişen bilgisayar sistemine ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/3642) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.9.2004)

60. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF tarafından yürütülen döviz kredisi alacaklarına ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/3643) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.9.2004)

61. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, kamu bankalarının yeniden yapılandırılması için verilen Hazine desteğine ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/3644) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.9.2004)

62. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Ziraat Bankasındaki kamuya ait hesaplara ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/3645) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.9.2004)

63. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, DİE'nin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla tablosunun stok değişmeleri kalemine ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi (7/3646) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.9.2004)

64. - Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK'in, TRT'nin düzenlediği bir beste yarışmasına ve bazı iddialara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi (7/3647) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.9.2004)

65. - Konya Milletvekili Nezir BÜYÜKCENGİZ'in, Isparta-Konya Doğalgaz Hattının Tuzlukçu İlçesindeki bölümünde kamulaştırma işlemlerinin ne zaman tamamlanacağına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3648) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)

66. - Antalya Milletvekili Osman ÖZCAN'ın, Antalya Gazipaşa Havaalanı Projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3649) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.9.2004)

67. - Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, Yatağan Termik Santralindeki baca gazı arıtma cihazının çalıştırılmamasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3650) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)

68. - Samsun Milletvekili İlyas Sezai ÖNDER'in, Samsun-Bafra'da doğal afet nedeniyle zarar gören çiftçilerin mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik çalışmalara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3651) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)

69. - Konya Milletvekili Nezir BÜYÜKCENGİZ'in, vekil kaymakamlarla yönetilen ilçelere ve bu uygulamaya son verecek çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3652) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)

70. - Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, vazife malulü emniyet personeline ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3653) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)

71. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Kocaeli-Körfez İlçesindeki LPG boru hattının durumu ve bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3654) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)

72. - İstanbul Milletvekili Bihlun TAMAYLIGİL'in, halk ekmek fabrikası ekmek kuponlarının sahtelerinin basıldığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3655) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)

73. - Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya Büyükşehir Belediyesinde çalışan 60 personelin emekli olmaya zorlandığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3656) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.9.2004)

74. - Ankara Milletvekili Yılmaz ATEŞ'in, Ankara ve ilçelerinde meydana gelen hayvan hırsızlıklarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3657) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)

75. - Samsun Milletvekili İlyas Sezai ÖNDER'in, Samsun-Bafra Belediyesinin bir ihalesi ile ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3658) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)

76. - Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, muhtarların kayıt yenileme işlemlerine ve ücret alınıp alınmadığına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3659) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)

77. - Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Emniyet teşkilatından bazı personelin idareyle mahkemelik olmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3660) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)

78. - Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, Samsun Büyükşehir Belediyesinin başlattığı iddia edilen bir uygulamaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3661) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)

79. - Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, polis memurluğundan komiser yardımcılığına terfi sınavlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3662) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.9.2004)

80. - İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, bir yayın kuruluşu hakkında basında yer alan iddialara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/3663) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)

81. - Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, belediyelerce düzenlenen festivallere bakanlıkça yapılan yardımlara ve bunun ölçütlerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/3664) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.9.2004)

82. - Iğdır Milletvekili Yücel ARTANTAŞ'ın, mülkiyeti Emekli Sandığına ait bazı otellere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/3665) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)

83. - Çanakkale Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün, TEKEL başmüdürlüklerinin kapatılma ve birleştirilme çalışmaları olup olmadığına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/3666) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.9.2004)

84. - Erzincan Milletvekili Erol TINASTEPE'nin, YURT-KUR Yönetmeliğindeki bir hükme ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3667) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.9.2004)

85. - Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin, öğretmen ve yöneticilerin ders ve ek ders ücretlerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3668) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)

86. - İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, Osmangazi Üniversitesinde verilen bir akademik unvanla ilgili iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3669) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)

87. - Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki öğretmen açığı ve bazı sorunlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3670) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.9.2004)

88. - Antalya Milletvekili Osman KAPTAN'ın, ilköğretim okulları ihaleleri ile ilgili bazı iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3671) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)

89. - Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin, eğitim çalışanlarına sağlanan sosyal yardımlar ve bazı sorunlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3672) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)

90. - Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin, Muğla ve Malatya Millî Eğitim Müdürlüklerinin uygulama farklılığı iddialarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3673) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)

91. - Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin, Bakanlığın kursunu tamamlayıp da öğretmen olamayan Fen-Edebiyat Fakültesi Bilgisayar bölümü mezunlarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3674) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)

92. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa'da Zeytin Teknolojisi Meslek Lisesi açılıp açılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3675) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)

93. - İstanbul Milletvekili Algan HACALOĞLU'nun, İMKB ile imzalanan protokole göre açılan okul binaları inşaatı ihalelerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3676) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.9.2004)

94. - Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, bakanlık bünyesinde yapılan atamalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3677) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)

95. - Samsun Milletvekili İlyas Sezai ÖNDER'in, Samsun-Vezirköprü İlçesindeki Zübeyde Hanım Kız Öğrenci Yurdunun Millî Eğitim Müdürlüğüne devredilmek üzere kapatılmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3678) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)

96. - Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, teknik öğretmen atamalarına ve teknik öğretmen yetiştiren okullarda sınırlama yapılıp yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3679) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)

97. - İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, bakanlığın hazırladığı bir ders kitabında Atatürk hakkındaki bir ifadeye ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3680) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)

98. - Erzincan Milletvekili Erol TINASTEPE'nin, tarımsal maliyetlerdeki artışa rağmen buğday fiyatlarının düşürülmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3681) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.9.2004)

 99. - Iğdır Milletvekili Yücel ARTANTAŞ'ın, Atatürk Orman Çiftliği arsasının Gençlerbirliği Spor Kulübüne kiralanmasına ve bazı iddialara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3682) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)

100. - Kars Milletvekili Selami YİĞİT'in, 4916 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin uygulamalarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3683) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.9.2004)

101. - Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, tarıma yapılan destekleme uygulamalarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3684) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)

102. - Edirne Milletvekili Rasim ÇAKIR'ın, Toprak Mahsulleri Ofisinin çeltik alım şartlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3685) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.9.2004)

103. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa İli ve ilçelerinde zeytin sektörünü geliştirmek amacıyla yapılan çalışmalara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3686) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)

104. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya-Kumluca İlçesi Yeşilgöl bölgesinde yaşanan toprak kaymasına ve önlem alınıp alınmadığına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3687) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.9.2004)

105. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya-Serik-Üründü Köyünün karayolu asfaltlama çalışmalarına ve asfalt yolu olmayan köylere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3688) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.9.2004)

106. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya-Kaş-Çamlıköy Köyünü Fethiye'ye bağlayan yolun asfaltlama çalışmalarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3689) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.9.2004)

107. - Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, doğrudan gelir desteği ödemelerine ve çıkan sorunlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3690) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.9.2004)

108. - Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Çukurova ve Amik Ovasında yeşil kurt zararlısıyla mücadeleye ve pamuk üreticisini destekleyici çalışmalara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3691) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.9.2004)

109. - Samsun Milletvekili İlyas Sezai ÖNDER'in, Samsun-Bafra'da aşırı yağış ve sel baskınlarında zarar gören çiftçilerimizin borçlarına ve doğrudan gelir desteği ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3692) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)

110. - Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, çiftçiye taahhüt edilen mazot desteğine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3693) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)

111. - Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, Tekel Şarap ve İçki Fabrikasının özelleştirme kapsamına alınması ile üzüm üreticilerinin sorunlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3694) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)

112. - İzmir Milletvekili Sedat UZUNBAY'ın, hemzemin geçitlerdeki bariyer ve sinyalizasyon eksikliklerine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3695) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.7.2004)

113. - Aydın Milletvekili Özlem ÇERÇİOĞLU'nun, İzmir Limanındaki altyapı ve organizasyon eksikliği nedeniyle ihracatta yaşanan sorunlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3696) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)

114. - Diyarbakır Milletvekili Muhsin KOÇYİĞİT'in, Kayseri-Sivas ve Erzincan-Erzurum demiryolları güzergâhındaki kavak ve söğüt ağaçlarının kesim ihalesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3697) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)

115. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Manavgat Liman Başkanlığının ne zaman kurulacağına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3698) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.9.2004)

116. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, 5187 sayılı Basın Kanununu ihlal ettiği iddia edilen yayın organı ve gazetecilere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3699) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)

117. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, küçük sanayicilerin almak zorunda olduğu "kapasite raporu" işlemlerine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/3700) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.9.2004)

118. - Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana Devlet Hastanesinin kapatılan kreşine ve personelinin kreş ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3701) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.9.2004)

119. - Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, uluslararası ticarette gümrük vergileri ve kotaların kaldırılmasına ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad TÜZMEN) yazılı soru önergesi (7/3702) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)

Geri Alınan Sözlü Soru Önergeleri

1. - Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR,   atanan ve görevden alınan personele ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesini 11.8.2004 tarihinde geri almıştır (6/1214)

2. - Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR,   atanan ve görevden alınan personele  ilişkin  Devlet Bakanından  (Beşir ATALAY) sözlü soru önergesini 11.8.2004 tarihinde geri almıştır (6/1231)

3. - Balıkesir Milletvekili Sedat PEKEL,   basına yansıyan bir açıklamasına ilişkin  Başbakandan sözlü soru önergesini 23.9.2004 tarihinde geri almıştır (6/1237)

4. - Antalya  Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU,   Antalya Devlet Senfoni Orkestrasının kapatılacağı iddialarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesini 23.8.2004 tarihinde geri almıştır (6/1238)

5. - Antalya  Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU, Antalya-Side'deki Portikli  Yolda yapılan kazı çalışmalarına ilişkin  Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesini 23.8.2004 tarihinde geri almıştır  (6/1251)

Süresi  İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri

1. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, bir Meclis Araştırması Komisyonu Raporunda yer alan Merkez Bankası ile ilgili bazı konulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2849)

2. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, bir Meclis Araştırması Komisyonu Raporunda yer alan bazı konulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2852)

3. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, bir Meclis Araştırması Komisyonu Raporunda yer alan adli sistemin işleyişi ve yolsuzluklarla ilgili bazı konulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2853)

4. - Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, ithal ilaçların satış fiyatlarında döviz kurundan kaynaklanan değişmelere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2878)

5. - Denizli Milletvekili Mehmet U. NEŞŞAR'ın, ithal ilaçlarda yapılan fiyat indirimine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2881)

6. - Denizli Milletvekili Mehmet U. NEŞŞAR'ın, bazı üst düzey bürokratların başka görevler de aldıkları iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2882)

7. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, yarım kalan yatırımlar nedeniyle Hazinenin uğradığı zarara ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/2904)

 


BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

1 Ekim 2004 Cuma

BAŞKAN: Geçici Başkan İsmail ALPTEKİN

KÂTİP ÜYELER: Geçici Kâtip Üye Mevlüt AKGÜN (Karaman),

Geçici Kâtip Üye Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

BAŞKAN - Hâkimiyetin kayıtsız şartsız sahibi, aziz milletimizin mümtaz temsilcileri, 22 nci Dönem Üçüncü Yasama Yılının 1 inci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yetersayımız vardır, gündeme geçiyoruz.

II. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Oturum BaşkanlarInIn KonuşmalarI

1. - TBMM Geçici Başkanı İsmail Alptekin'in, yeni yasama yılının ülkemiz ve insanlık yararına çalışmalarla geçmesi temennisiyle konuşması

BAŞKAN - Bu yeni yasama yılının ülkemiz ve insanlık yararına çalışmalarla geçmesi temennisiyle, sizleri saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, millî mücadelemizin mimarı, cumhuriyetimizin kurucusu, milletimizin gözbebeği Büyük Millet Meclisimizin bugün naçiz şahıslarımızla temsil edilmesi sebebiyle ne kadar onur duysak azdır. Büyük komutan ve devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, bu abidevî kurumun banilerini şükranla ve minnetle anıyorum. O değerli insanların Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşundaki idealleri ve hedefleri, çalışmalarımızın değişmeyen rehberi olmuştur ve olmaya devam edecektir.

Hiç şüphe yok ki, yüce milletimizin temsilcileri olmaktan büyük onur duymaktayız; layık olabilmek için, hepimiz, kendimize düşeni yapma gayreti içindeyiz. Bildiğiniz gibi, 22 nci Dönem yasama çalışmalarımızda, elli yılda çıkarılamamış önemli ve temel yasalar, Meclisimizde temsil edilen siyasî partilerin ortak gayretleriyle, iktidarıyla muhalefetiyle, elbirliği içerisinde çıkarılmış ve ülkenin önü açılmıştır.Meclisimizin çalışmaları takdirle takip edilmektedir.

Memnuniyetle ifade edeyim ki, aşılması imkânsız gibi görülen, yılların biriktirdiği önemli ülke meselelerinin çok önemli bir kısmı çözülmüştür. Tarihen sabittir ki, milletin temsilcilerinin aşamayacağı hiçbir zorluk yoktur. Bu nedenle, Üçüncü Yasama Yılımızın da, geçtiğimiz yasama yılında olduğu gibi, büyük başarılarla geçmesini gönülden diliyorum.

Atatürk'ün "en büyük eserim" dediği Türkiye Büyük Millet Meclisinin bugüne kadar gelmiş geçmiş bütün temsilcilerini, ülkemiz için hayırlı hizmetleri ifa etmiş olan bütün devlet adamlarımızı, milletvekillerimizi, senatörlerimizi, Yüce Heyetiniz adına saygıyla anıyorum; vefat etmiş olanlara Allah'tan rahmet diliyorum.

Yeni yasama yılının başarılı çalışmalarla geçmesi dileğiyle Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

Sayın milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanımız, yeni yasama yılının açılış konuşmasını yapmak üzere, şu anda Genel Kurul Salonunu teşrif etmektedirler.

Kendilerine, Meclisimiz adına "hoş geldiniz" diyorum. (Ayakta alkışlar)

(İstiklal Marşı)

III. - SÖYLEVLER

1. - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, 22 nci Dönem Üçüncü Yasama Yılını açış konuşması

CUMHURBAŞKANI AHMET NECDET SEZER - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sizleri, yeni yasama yılının başlangıcında üstün başarı dileklerimle ve saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlarken, Yüce Meclisimizin 22 nci Dönem Üçüncü Yasama Yılının açılışında sizlerle birlikte olmaktan duyduğum mutluluğu belirtmek istiyorum.

Türkiye Cumhuriyetini kuran, Türk devriminin gerçekleştirilmesinde yaşamsal rol üstlenen Türkiye Büyük Millet Meclisi, ulusal egemenliğin temsilcisi ve demokratik rejimimizin temel kurumudur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, ülke sorunlarına her zaman duyarlılıkla sahip çıkmış, aldığı tarihsel kararlarla laik ve demokratik cumhuriyetimizin gelişimine hız kazandırmış, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma ve onu geçme çabalarına çalışmalarıyla katkıda bulunmuştur.

Dünyanın ve buna bağlı olarak Türkiye'nin önemli bir dönemden geçtiğini biliyoruz. Uygar toplum - çağdaş devlet - güçlü ülke ortak hedefine ulaşmak yolunda, Atatürk devrimleri ve anayasal ilkeler ışığında, toplumsal uzlaşma da sağlayarak gerekli adımları atmalıyız.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin, geçmişte olduğu gibi bu süreçte de kararlarıyla öncü rol üstleneceğine inanıyoruz.

Bir kez daha vurgulamak isterim ki, ulusumuzun Yüce Atatürk'ün önderliğinde büyük özveriyle kurduğu cumhuriyet, her koşulda sahip çıkmamız gereken en değerli varlığımızdır. Dünyada hayranlıkla karşılanan atılımları kısa sürede gerçekleştirebilmemizin önünü açan laik ve demokratik cumhuriyet, aydınlık yarınlara ulaşabilmemizin en önemli güvencesidir.

Yurttaşlarımızın, cumhuriyeti, Atatürk ilke ve devrimlerini, ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğümüzü korumak için birlik içinde ve sorumluluk bilinciyle hareket edeceğinden kuşkumuz yoktur.

Üzerimize düşen görevleri tam olarak yerine getirdiğimizde, daha güzel günlere ulaşmamız kolaylaşacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; değişim rüzgârlarının güçlü biçimde duyumsandığı, koşulların her geçen gün farklılaştığı  bir dünyada yaşıyoruz. Gelişme ve gönenç düzeyi ne olursa olsun, hiçbir ülke bu değişim sürecinden kendini soyutlayamaz.

Dünya üzerindeki her bölge, her ülke, her toplum, her birey boyutları farklı olsa da, bir yandan değişimin yol açtığı olumlu gelişmelerden yararlanmakta; bunun yanında kimi olumsuz gelişmelerin neden olduğu risklerle karşı karşıya kalmaktadır.

21 inci Yüzyılın başlarında edindiğimiz deneyimler başta olmak üzere, İkinci Dünya Savaşından bu yana yaşananlar, demokrasi, temel hak ve özgürlükler, küresel barış, gönenç, güvenlik ve istikrarın önemini çarpıcı biçimde göstermiştir.

İnsanlığın ortak amacı olan demokrasi, günümüzde, halkın aracılar yardımıyla yönetildiği bir "aracılı demokrasi"ye dönüşmüştür. Bu nedenle "katılımcı demokrasi" kavramı, temsilî demokrasinin sorunlarını çözme yönünde yeni bir seçenek olarak belirmiştir.

Katılımcı demokrasi, halka, görüşlerini doğrudan anlatma olanağı sağlamakta, kitlelerin, genel politikaları belirleyen ve yürütenleri genel seçim düzeneğiyle denetleyebilmesine olanak yaratmaktadır.

Bireylerin, toplumsal sonuçlar yaratan kararların alınma sürecine katılmalarının, düşünce ve çözüm üretmelerinin, demokrasi bilincinin yerleşmesi ve siyasal kültürün gelişmesine katkıda bulunacağı tartışmasızdır.

Anayasada, yurttaşların seçme, seçilme ve siyasal etkinlikte bulunma hakları güvence altına alınmış olmasına karşın, bu hak tek başına katılımcı demokrasinin gerçekleşmesi için yeterli olmamaktadır.

Geçen yılki konuşmamda da vurguladığım gibi, demokratik siyasal yaşamın vazgeçilmez öğeleri olan siyasî partilerde, partiiçi denetim düzeneklerinin işlevselliğinin artırılması, parti üyeliği kurumunun sağlıklı çalıştırılması ve kullanılan oyların temsilde adalet ilkesine uygun biçimde parlamentoya yansımasının sağlanması önem taşımaktadır.

Bu bağlamda, Siyasal Partiler ve Seçim Yasalarının katılımcılığı temel alan bir yapıya kavuşturulması için gerekli düzenlemelerin bir an önce yapılması, kamuoyunun beklentilerini karşılayacaktır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; toplumların gelişme düzeyleri ile hukukun gelişme düzeyi arasında yakın ilişki vardır. Toplumsal örgütlenmenin ulaştığı en ileri ve çağdaş aşama, hukuk devleti düzeyidir.

Çağdaş demokrasilerin belirleyici özelliği "hukuk devleti" niteliğidir. Anayasanın 2 nci maddesinde, demokratik bir hukuk devleti olarak nitelenen Türkiye Cumhuriyetinde "hukuk devleti" ilkesinin evrensel ölçütlere uygun biçimde gerçekleştirilmesi, geliştirilmesi ve korunması zorunludur.

Hukuk devleti, çoğulcu, katılımcı, demokratik, sosyal olma temeline dayanan ve laiklikle tamamlanan bir bileşkedir. Anayasada hukuk devleti ilkesi bağlamında benimsenen değerler, cumhuriyetin diğer niteliklerinin de güvencesidir.

Aynı zamanda, bireylerin devlet gücü karşısında korunmaları gereksiniminden doğmuş olan "hukuk devleti" ilkesi, devlet gücünün kötüye kullanılması olasılığına karşı alınması gereken tüm önlemleri de kapsamaktadır. Çünkü, hukuk devleti, iktidar gücünün baskı yönetimine dönüşmesini önlemenin temel aracıdır. Bu bağlamda, çoğulcu demokrasinin gelişip kurumsallaşabilmesi için, hukuk devleti ilkesiyle yaratılan özgürlükçü ortama gereksinim duyulmakta ve bu yüzden, demokrasi, ancak hukuk devletinin egemen olduğu rejimlerde yaşayabilmektedir.

Öte yandan, çağdaş demokrasilerde erkler ayrılığı ilkesi kabul edilmiştir. Egemenlik tektir ve ulusundur. Erkler ise, devlet organları arasında paylaştırılmıştır. Her organ kendi alanında ulusal egemenliğe dayalı devlet yetkisini kullanmaktadır.

Hukuk devleti ilkesinin geçerli olduğu sistemlerde, egemenliği kullanan organların birbirlerine üstünlüğü söz konusu olamaz. Anayasanın başlangıcında, güçler ayırımının, belli devlet yetki ve görevlerinin kullanılması anlamına geldiğinin ve sınırlı uygar bir işbölümü ve işbirliği olduğunun belirtilmesinin nedeni budur.

Hukuk devleti niteliğinin en önemli sonucu, hukukun üstünlüğü ilkesinin kabul edilmiş olmasıdır. Anayasanın 11 inci maddesinde, anayasal kuralların bağlayıcı ve üstün olduğunun belirtilmesi, hukukun üstünlüğünün en üst düzeyde yaşama geçirilmesidir. Bu kurallar, başta yasama, yürütme ve yargı organları olmak üzere herkesi bağlamaktadır. Bağlayıcılık, en üstün norm olan anayasal kurallara uygun düzenleme yapılması anlamına gelmektedir.

Anayasamıza göre, düzenleyici ve uygulayıcı organlar yasama ve yürütme olduğuna, başka bir anlatımla, iktidar gücü bu organlarca kullanıldığına göre, anayasanın üstünlüğünü ve bağlayıcılığını sağlayacak olan yargıdır. Bu yetkinin yargıya verilmesi, gücün dengelenmesi anlamına gelmektedir. Bu nedenle, Anayasanın 138 ve 153 üncü maddelerinde, yargı kararları ile Anayasa Mahkemesi kararlarının tüm organları ve yönetimi, kısaca herkesi bağladığı açıkça kurala bağlanmıştır.

Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığının yasama işlemleri yönünden ayrı anlam ve önemi bulunmaktadır. Anayasaya uygunluk denetimi görevi nedeniyle anayasal kural, kavram ve ilkeleri resmen yorumlamaya yetkili tek organ olan Anayasa Mahkemesinin kararları, bu kural, kavram ve ilkelere içerik kazandırmaktadır.

Hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesi uyarınca, anayasal kuralların bu kararlardaki içerikleriyle birlikte ele alınması ve çıkarılacak yasalarda anayasal kurallar kadar bu kararların da gözönünde bulundurulması anayasal zorunluluktur.

Bunun yanında, evrensel hukuk ilkelerine göre, yasaların genel, nesnel ve soyut olması ve kamu yararı amacı taşıması gerekmektedir.

Maddî anlamda yasanın taşıdığı genellik ve genellikten kaynaklanan süreklilik, yasama sürecinin çoğulcu ve katılımcı olmasını gerekli kılmaktadır. Bu durum, yönetilenlere hukuk güvenliği sağlayan bir düzen kurmayı ve sürdürmeyi amaçlayan hukuk devletinin de gereğidir.

Ayrıca, toplumun çeşitli kesimlerince yeterli düzey ve süreyle tartışılması yasaların uygunluk ve kalıcılığının koşuludur.

Toplumda yeterince tartışılıp olgunlaştırılmadan Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine alınan ve hızla geçirilen, bu nedenle de sıklıkla değiştirilen yasalar, uygulayıcıların duraksamalarına ve düzenlemeden etkilenenlerin hukuksal durumlarında belirsizliklere yol olabilecektir ki, bu durum, devlete olan güveni zedeleyecek sonuçlar yaratabilecektir.

Hukukun temel ilkelerine dayanmayan, devletin amacı ve varlık nedeniyle bağdaşmayan yasaların kamu vicdanında olumsuz tepki yaratma olasılığı yüksektir. Bu tür yasalar, hukukun yüceliğini yansıtmadığı gibi, bunları hukuk devleti işlemleri olarak nitelemek de güçtür.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; güçlü bir ülkenin, ancak, güçlü ve istikrarlı bir ekonomiyle sağlanabileceği bilinmektedir. Ekonomik dengeleri kurulmamış, ulusal geliri hakça dağıtılmayan ve kişi başına ulusal geliri insanca yaşamaya yetmeyen ülkelerde toplumsal gönenç ve huzurdan söz edilebilmesi olanaksızdır.

Türk ekonomisi önemli bir gelişme ivmesi yakalamış görünmektedir. Enflasyon tek sayılı düzeye inmiş, büyüme hızında ve kapasite kullanımında yüksek oranlara ulaşılmış, dışsatımda önemli artışlar sağlanmış, turizm canlanma sürecine girmiş, durgunluk aşılmaya, güven ortamı oluşmaya başlamıştır. Bu sonuçlar umut verici olmakla birlikte, tümüyle iyimserliğe kapılmamız için yeterli değildir.

Yalnızca oranın büyüklüğüne odaklanıp, büyümenin niteliğini sorgulamamak, geleceği tasarlamada kimi olguları gözden kaçırmamıza neden olabilecektir; çünkü, yılın ilk yarısında gayri safî ulusal gelirdeki büyüme, dışticaret açığı, cari işlemler açığı ve tarım sektöründeki daralmayla birlikte yorumlanmalı, dışalım vergileri ve özel tüketim giderlerindeki artışın etkisi gözardı edilmemelidir.

Ayrıca, yılın ilk yarısı itibariyle dışsatımın dışalımı karşılama oranı, kritik eşiğin altında gerçekleşmiştir. Cari işlemler açığının finansman kaynaklarındaki olası değişiklik, kırılganlığı yeniden artırabilecektir.

Ekonomik büyümeye ilişkin gelişmeleri, bölüşüm, istihdam, kamu hizmetleri ve dışticarete konu yapısal öğeler ve borç stokundaki artışla birlikte düşünmekten ve halkımızın gönencini gerçekten artıracak durumda olup olmadığını sorgulamaktan kaçınılmamalıdır.

Türkiye'nin çağdaşlaşma hedefi, gelir dağılımında bugün görülen en alttaki gelir dilimi ile en üstteki gelir dilimi arasındaki 10 katı bulan farkın ortadan kaldırılmasını gerekli kılmaktadır. Farkın küçültülmesinin reel büyümenin ve dengeli paylaşımın sağlanmasıyla gerçekleştirilmesi önem taşımaktadır.

İşsizlik sorunu bütün ağırlığıyla sürmekte ve özellikle genç işsiz sayısı gittikçe artmaktadır. Her yıl 1 000 000'a yakın yurttaşın çalışma yaşamına katılma çağına geldiği gerçeğiyle birlikte ele alındığında sıkıntının boyutları tüm çıplaklığıyla karşımıza çıkmaktadır. İşsizlik sorunu, ekonomik olduğu kadar, toplumsal yönüyle de ele alınarak çözümlenmelidir.

Öte yandan, sosyal güvenlik sistemindeki sorunların çözülemediği ve sosyal güvenliğin yaygınlaştırılamadığı da bir gerçektir.

Özel yatırım eğiliminin artması, ülkeye yabancı sermaye yatırımının artarak girmesi, finansman kaynakları üzerindeki baskının ortadan kaldırılarak özel kesimin, yatırımları için finansman olanaklarından daha büyük ölçüde yararlanabilmesi, istihdam sorununun çözümüne olumlu etki yapacaktır. Bu süreçte, işsizliği azaltmaya yönelik geçici çözüm çabaları da gözardı edilmemelidir.

Toplam dışborç stokundaki azalmaya karşılık içborçlarda sorun büyüyerek sürmektedir. İçborç stokunun her ay artış göstermesi, ülkeyi bir borç sarmalına sürükleyerek, ileride yeni sorunlara neden olabilecektir.

Borçlanma gereksiniminin hızla azaltılması, vade ve tutar yönünden kabul edilebilir düzeylere indirilmesi için sağlıklı kaynaklara gerek bulunmaktadır. Bu bağlamda, genel bütçe gelirlerinin artırılması, adil bir vergi dağılımının gerçekleştirilmesi, etkin ve basit vergi toplama yöntemlerinin geliştirilmesi, vergilerin harcanmasında özenli davranılması ve malî aflara başvurulmaması önem taşımaktadır.

Malî afların iki önemli olumsuz sonucu deneylerle ortaya çıkmıştır. Malî af, bir yandan vergi ödemesinde azalmaya neden olurken, diğer yandan, devlete güveni sarsmaktadır.

Borçlanma gibi sonucu kestirilemeyen yöntemler yerine, vergi gelirini artırıcı önlemlere yönelinmesi, bunun için de, ekonominin kayıtlı duruma getirilmesi en önemli hedeflerden biri olmalıdır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Birleşmiş Milletlerce her yıl yayımlanan İnsanî Gelişme Raporunda, ülkemize ilişkin göstergeler, 70 000 000'un birlikte yaşama istencinden güç alan, stratejik önemi olan bir bölgede bulunan, zengin tarih ve kültür mirasına sahip, dinamik ve girişimci insanların yaşadığı Türkiye'de, bu potansiyelin yeterince kullanılmadığının bir işareti olarak yorumlanmalıdır.

Yüce Meclisçe 2000 yılında kabul edilen Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planının "Temel Amaçlar ve Strateji" belgesinde, yapısal dönüşümlerin gerçekleştirilmesi durumunda, cumhuriyetin kuruluşunun 100 üncü yıldönümüne rastlayan 2023 yılında, Türkiye'de, kişi başına düşen gelirin Avrupa Birliği ülkeleri düzeyine çıkması ve 1,9 trilyon ABD Dolarına ulaşan bir gayri safî ulusal gelirle, Türkiye'nin, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmesi öngörülmüştür. Dördüncü Türkiye İktisat Kongresi sonuç bildirgesinde de, bilgi toplumu olma hedefimiz saptanmıştır.

Bu hedefler, sektörler ve bölgelerarası kaynak tahsislerinin uzun erimli bir ekonomik kalkınma stratejisi doğrultusunda yönlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda, üç yıldır uygulanan istikrar programları nedeniyle ele alınamayan uzun erimli, dengeli sanayileşme ve ekonomik kalkınmaya artık işlerlik kazandırılmalıdır.

Ekonomik kalkınma ve süreklilik gösteren büyüme için, başta bankacılık olmak üzere, malî kesimin, ekonominin reel kesimiyle koşut bir gelişme göstermesi zorunludur. Kullanılabilir fonların girişimcilere kısa, dolaysız yoldan ve düşük maliyetle aktarılabilmesi, malî piyasaların, bankacılık sektörünün sağlıklı çalışmasına bağlıdır. Bu bağlamda, genel olarak malî piyasalar ve özel olarak da bankacılık kesimi ile ekonomi politikaları arasında tutarlı organik bağlar yeniden oluşturulmalıdır.

Aşınan ve eskiyen altyapı yatırımlarından başlanarak, ulaştırma-haberleşme, sulama ve başta Güneydoğu ve Doğu Anadolu olmak üzere geri kalmış bölgelere dönük, özellikle emek/yoğun sektörlerdeki yatırım projeleriyle kamu kesimine sürükleyici yatırım dinamizmi yeniden kazandırılabilir. Bu bağlamda, Güneydoğu Anadolu Projesinin tamamlanmasının ülkemiz yönünden yararını önemle ve özenle vurgulamak isterim.

Ayrıca, özel sektörün riskli gördüğü teknoloji/yoğun projelerde, kalkınmasını başarmış ülkelerde olduğu gibi kamusal işletmeler ya da ortaklıkların görevlendirileceği gözden uzak tutulmamalıdır.

İstihdama, bölgesel dengesizliği gidermeye ve döviz kazandırmaya katkıda bulunan sektörlere ve ülkemizin teknoloji kapasitesini yükseltmeye dönük projelere kredi ve enerji desteği sağlanmalıdır. Turizm sektöründe, doğayla uyumlu, çevreye duyarlı, sektöriçi çeşitliliğe katkı getirecek özel sektör yatırımlarının özendirilmesine hız verilmelidir. Böylesi bir yatırım ortamı, doğrudan yabancı sermaye için de en uygun iklimi yaratacaktır.

Devlet "sosyal" niteliğine de gerektiği biçimde yeniden kavuşturulmalıdır. Devletin faiz giderlerinin azaltılmasıyla birlikte, eğitime, sağlığa ve adalete daha çok kaynak ayrılmalı; sosyal güvenlik kuruluşlarının gelirlerini artırmak için kayıtlı çalışma sıkı denetime alınmalı ve sosyal güvenlik kuruluşlarının gelirlerini etkin biçimde değerlendirmelerini sağlayıcı düzenlemeler de gündeme getirilmelidir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bilgi çağı ve bilgi toplumu gibi kavramlar, bilgi ve iletişim teknolojilerinin yoğun kullanımını içermeleri nedeniyle teknoloji ağırlıklı görünse de, temelde, nitelikli insan kaynağına dayanmaktadır. Bu yönden bakıldığında, eğitim-öğretim sistemi, hem nitelikli insangücü yetiştirilmesini sağlamakta hem de uzun dönemde bilgi ve teknoloji üretimi yoluyla ekonomik ve sosyal gelişmede kilit rol oynamaktadır.

Ülke kalkınmasının temel gereklerinin başında, çağa uygun eğitim-öğretim gelmektedir. Bilim ve iletişim teknolojilerindeki gelişme de eğitim-öğretim sistemini etkilemektedir.

Eğitim-öğretim sürecindeki temel ilkemiz, dogmalardan arınmış, evreni aklın öncülüğünde ve bilimin araçlarıyla algılayan, bilim ve teknolojiyle barışık, sorumluluk bilinci gelişmiş, ülkemizin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşması için çaba gösteren, cumhuriyetin temel ilkelerinin değerini bilen ve korumaya kararlı kuşaklar yetiştirmek olmalıdır. Aslında, bilim, teknoloji ve sanayide üstün olan ülkelerin biçimlendirdiği küreselleşen dünya üzerinde saygın yer edinebilmenin başka yolu da bulunmamaktadır.

Temel eğitim süresi, 1997 yılında kesintisiz 8 yıla çıkarılmış ve 6-14 yaş kuşağındaki çocuklarımız için zorunlu tutulmuştur. Aynı yıl, ilköğretimin yaygınlaştırılması, bölgeler ve cinsiyetler arasındaki dengesizliklerin giderilmesi, niteliğinin yükseltilebilmesi ve benzeri hedeflerin gerçekleştirilebilmesi amacıyla temel eğitim programı adı verilen kapsamlı bir yatırım programının uygulanmasına girişilmiştir.

Programın uygulandığı yaklaşık yedi yıllık süre içinde çok sayıda ilköğretim okulu yapılmış, okullaşma oranı 10 puan artarak yüzde 90'ı aşmış, dengesizliklerin azaltılmasında belirgin iyileşmeler gerçekleştirilebilmiştir.

Bu gelişmeler sevindiricidir; ancak, henüz aşılamamış çok önemli sorunlar bulunmaktadır. İlköğretim çağındaki 1 000 000 gencimiz eğitim olanağından yararlanamamaktadır. Okulların çoğu, 8 yıllık kesintisiz zorunlu temel eğitimin gereksinmelerini karşılayabilecek özellikte değildir. Kalabalık sınıflar sorunu çözümlenememiştir. Gelişen eğitim teknolojilerini kullanabilecek yeterli sayıda öğretmen yetiştirilememiştir.

Zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıkarılmasının gerektirdiği fiziksel altyapının kurulmasını geciktiren kimi olumsuzlukların bir an önce giderilmesi, başta gelen amaçlarımızdan biri olmalıdır.

İlköğretim sisteminin en önemli sorunlarından biri, öğrencilerini ortaöğretime yönlendirmedeki yetersizliğidir. Öğrencilerin yetenekleri ile ülkenin işgücü gereksinmesini birlikte dikkate alarak, onların, meslek ya da genel lise doğrultusundaki seçimlerinde ilköğretim sisteminin önemli bir katkısı olmamaktadır.

Türkiye ve gelişmiş ülkelerdeki genel ve meslekî eğitim karşılaştırıldığında, ülkemizdeki çarpık uygulamanın giderek güçlendiği görülmektedir. Meslekî teknik ortaöğretimin genel ortaöğretim içerisindeki payı ülkemizde yaklaşık yüzde 31, Avrupa Birliği ülkelerinde ise, ortalama yüzde 65 düzeylerindedir.

Kendilerini yeterince tanıma olanağı verilmeden seçim yapmak zorunda bırakılan ilköğretim öğrencilerinin büyük bölümü, üniversiteye hazırlık niteliğinde akademik program uygulayan genel liselere yönelmektedir. Oysa, üniversite sınavlarına başvuran her 5 öğrenciden yalnızca 1'ine örgün yükseköğretim olanağı tanınabilmektedir. Genel liseyi bitirmiş, ancak, yükseköğretim hakkını kazanamamış olanlar, çalışma şansı da bulamamaktadır.

Yükseköğretim sistemi, ilk ve ortaöğretimde olduğu gibi, önemli sorunları içinde barındıran bir alandır.

Üniversitelerin, Anayasa ve Yükseköğretim Yasasıyla verilen görevleri yerine getirebilecek güçten yoksun oldukları görülmektedir. Ülkemizde kamu kaynaklarından öğrenci başına ayrılan pay, dünya ortalamasının ancak yarısına ulaşabilmektedir. Akademik kariyer yapılması özendirilmediği için, yeterli sayı ve nitelikte öğretim üyesi yetiştirilememektedir. Bütçe ödeneklerinin yetersizliği nedeniyle, üniversitelerin yapı özellikleri ve donatımları eğitimin gerektirdiği düzeye ulaştırılamamaktadır.

Bilimsel araştırma ve bilim insanına değer veren gelişmiş ülkeler, öğrenci ve öğretim elemanlarına çekici olanaklar sunabilmektedirler. Daha iyi sosyal ve kültürel çevre, prestij, uzmanlık alanlarında yükselebilme fırsatı, yüksek ücret gibi özendirici olanaklar, azgelişmiş ülkelerin yetişmiş, yüksek nitelikli bireylerini gelişmiş ülkelere yönlendirmektedir. Bu olumsuzluklar gözönüne alınmalı, giderilmesi için önlemler geliştirilmelidir.

Yükseköğretim bilimsel, yönetsel ve malî özerklik anlayışı içinde yapılandırılmalı, bu anlayış içinde ülke kalkınmasıyla ilişkisi kurulmalıdır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; enerji sistemimizin önündeki en büyük engellerden birinin dışa bağımlılık olduğu bilinmektedir. Geçen yıl, birincil enerji tüketimimizin yerli kaynaklardan karşılanma oranı, yalnızca yüzde 28 düzeyinde kalmıştır. Enerji tüketiminin ortalama yüzde 5'lik bir oranla sürekli artmasına karşılık yerli üretimin azalması, bu oranın her geçen gün daha da düşmesine neden olmaktadır.

Yerli enerji üretimindeki bu olumsuz gidişin önüne geçilebilmesinin bilinen en geçerli yolu, tüketimin çoğunu oluşturan fosilyakıtların ülkedeki bilinen rezervlerinin artırılmasından geçmektedir. Bu da ancak, ayrıntılarıyla planlanmış kararlı bir arama seferberliğiyle olanaklıdır. Dışa bağımlılığın azaltılması konusunda etkili olacak bir diğer önlem, eldeki rezervlerin işletilmesinde hız ve verimliliğin artırılmasıdır.

Türkiye'nin, dünya petrol ve doğalgaz rezervlerinin yaklaşık dörtte 3'üne sahip üretici ülkelerle en önemli tüketici ülkelerin merkezinde yer alması, enerji zengini Hazar ve Ortadoğu bölgeleri ile Avrupa arasında bir köprü oluşturmasına olanak sağlamaktadır. Bu bağlamda, çeşitli petrol ve doğalgaz boru hatlarını kapsayacak doğu-batı enerji koridoru tasarısıyla ilgili gelişmeler mutluluk vericidir.

Dünyanın önemli enerji yatırımlarından biri olan Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının yapımı üç ülkede de sürmekte olup, Hazar petrolünü taşıyacak ilk tankerin 2005 yılı içinde Ceyhan'dan yüklenmesi planlanmaktadır.

Doğu-batı enerji koridorunun çok önemli bir diğer parçasını oluşturan Azerî doğalgazının Türkiye'ye getirilmesini öngören Şahdeniz tasarısı ise 2006 yılında tamamlanacaktır. Bu hattın, Avrupa Birliği ülkelerinin doğalgaz gereksiniminin farklı kaynaklardan karşılanmasına yönelik olarak geliştirilen Hazar-Türkiye-Avrupa güzergâhının ilk ayağını oluşturması yönünden önemi büyüktür.

Türkiye, doğu-batı enerji koridorunun yanı sıra, çevresindeki diğer ülkelerle de enerji konularındaki işbirliğine verdiği önemi sürdürmelidir.

Bu olumlu gelişmeler yanında Karadeniz'de giderek artmakta olan petrol taşımacılığının birlikte getirdiği tehlikelerle baş etmenin yollarının aranmasına da önem verilmelidir. Boğazlar üzerindeki yükün hafifletilmesi için gerekli hatların bir an önce yaşama geçirilmesi zorunlu duruma gelmiştir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; günümüzde bilimsel ve teknolojik gelişme, ekonomik büyümenin itici gücünü oluşturmaktadır. Bilimi geliştirmek, bilgiyi üretime dönüştürerek ülke gönencini artırmak tüm ulusların ortak amacı olmuştur. Ülkemiz de bilime ve teknolojik gelişmeye bu gözle bakmaktadır. Bilimin geliştirilmesi ve bilginin üretilmesi, ilerlemenin temel kaynağını oluşturmaktadır. Bilimin geliştirilmesi ise özgür ortamın sağlanması ve bu alana yeter ölçüde kaynak ayrılmasıyla olanaklıdır. Özellikle pozitif bilimlerde araştırma çalışmalarına ağırlık verilmesi zorunludur.

Son dönemlerde, devlet kurumları ile özel kuruluşların teknoloji geliştirme alanında değişik projeler çerçevesinde ortak çalışmalar yapması sevindiricidir.

2004 yılı temmuz ayı itibariyle kurulan toplam 15 teknoloji geliştirme bölgesinin üniversite-sanayi işbirliğinin gelişmesine katkı sağlaması beklenmektedir.

Devlet, araştırma-geliştirme alanında, bütçe kaynaklarından yaptığı doğrudan proje desteği yanında, teknoloji geliştirme bölgeleri, vergi ertelemesi, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı, TÜBİTAK ve KOSGEB aracılığıyla  uygulanan devlet yardımları ve yatırım kredisi uygulamaları gibi değişik yollarla destek sağlamaktadır. Bu desteklerin eşgüdüm sağlanarak uygulanması, ülkenin kalkınma hedefleriyle  uyumlu olması yönünden önem taşımaktadır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; dünya, son yüzyılda hızlı sanayileşme ve kentleşme olgusu yaşamıştır. Kentsel yerleşimler ve sanayi yerleşimleri  orman alanlarının azalmasına, doğal dengenin bozulmasına yol açmıştır.

Tüketim alışkanlıklarındaki değişme doğal kaynaklar üzerindeki baskıları yoğunlaştırmış, sanayilerin ve kentlerin atıkları  çevre sorunlarının büyük boyutlara ulaşmasına neden olmuştur.

İnsanlık, doğal çevrenin korunması gerektiğinin  bilincine, ancak, hava, toprak ve su kaynaklarının aşırı kirliliğinin, çölleşmenin, iklim olaylarının doğurduğu sorunları yaşayarak varmıştır.

Bugün, başta Birleşmiş Milletler Örgütü olmak üzere, birçok uluslararası kuruluşun ve ülkenin başlıca ilgi alanlarından birini çevre sorunu oluşturmaktadır. Bu konu, sınıraşan niteliğiyle küresel bir boyut kazanmış, bu nedenle uluslararası sözleşmelere de konu olmuştur. Türkiye, Avrupa Birliğiyle ilişkileri çerçevesinde, Avrupa Çevre Ajansına ve Avrupa Birliği Gözlemevi Ağına   katılmış bulunmaktadır.

Çevre sorununa yaklaşım, Birleşmiş Milletler Örgütünün 1992 yılında Rio'da düzenlediği Çevre ve Kalkınma Konferansı ve 2002 yılındaki Johannesburg Doruğu ile yeni bir boyut kazanarak sürdürülebilir kalkınma kavramıyla ilişkilendirilmiştir.

Türkiye, doğal, kültürel ve tarihsel kaynakların sürdürülebilir kalkınma anlayışı içinde korunmasını ve değerlendirilmesini çağdaş bir yaklaşımla sağlayabildiğini göstermeli ve anlatabilmelidir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sağlık alanında, yurttaşlarımızın daha iyi yaşam olanaklarına kavuşturulması, doktorların ve diğer sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının iyileştirilmesi, nitelikli eleman gereksinimi ve daha fazla yurttaşımızın sağlık güvencesinden yararlanabilmesi yönünden temel eksikliklerimizin bulunduğu bilinmektedir.

Anayasada, devlete, bireylerin yaşamını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama görevi verilmiştir. Bu nedenle, sağlık hizmetlerinin zamanında, nitelikli, dengeli, tüm yurttaşlara açık biçimde yapılmasını sağlamak yönünde etkin adımlar atılmalıdır.

Kaynakların verimli kullanılması, hizmet niteliğinin iyileştirilmesi, sağlık standartlarının geliştirilmesi, bölgelerarası hizmet dengesinin sağlanması, genel sağlık sigortası sisteminin oluşturulması gibi çeşitli alanlarda yapılan çalışmaların uygulamaya konulmasına hız kazandırılmalıdır.

Koruyucu ve ilk basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi ve bu bağlamda, aile hekimliği uygulamalarının yaygınlaştırılması ve etkin işleyen bir hasta yönlendirme sisteminin geliştirilmesi önem taşımaktadır.

Aile planlaması, ana ve çocuk sağlığının iyileştirilmesi, toplumun geleceğinde önemli etkisi olan hizmet alanlarıdır. Aile planlaması kavramı, halka, kararlı, düzenli ve iyi anlatılabilmelidir. Aile planlamasının ülkenin gönenciyle de yakından ilgili olduğu unutulmamalıdır.

Halk sağlığı açısından önemi yanında değişik boyutları da olan uyuşturucu sorunu, devletin sürekli olarak izlemesi gereken bir konudur. Uyuşturucu alışkanlığının yayılmasının toplum üzerinde doğuracağı kötü sonuçlar nedeniyle, bu sorunla kararlı biçimde uğraşılması gerekmektedir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 11 Eylül terör saldırısı, 21 inci Yüzyıl başlangıcında, tüm tehdit ve güvenlik algılamalarını ve uluslararası ilişkileri etkilemiştir, terörizmle savaşımda bir kırılma noktası oluşturmuştur, dünyada her şey farklı bir içerik kazanmıştır.

Soğuk savaş ertesinde, devletlerarası bir savaş olasılığı giderek azalırken, devletdışı güçlerin karıştığı bölgesel ve etnik çatışmalar yayılmaktadır. Uluslararası ilişkilerde ağırlık merkezi doğuya kaymakta, çeşitli güç merkezleri arasında Avrasya coğrafî alanı üzerinde jeopolitik boşluk alanlarının doldurulma savaşımı sürmektedir.

Soğuk savaş ertesi kurulmuş olan uluslararası ortam, hızlı bir değişim sürecinden geçmektedir.

Uluslararası ilişkilerde yeniden "çok yanlılık" ilkesinin geçerlilik kazanmasına, işbirliğinin egemen kılınmasına ve Birleşmiş Milletlerin etkinliğinin artırılmasına yönelik çabalar sürmektedir.

En güçlü devletleri hedef alabilen terörizm, dünya barış ve güvenliği yönünden en büyük tehdit durumuna gelmiştir. Terör örgütlerinin ulaştığı olanaklar, terörle savaşımın küresel boyutta yürütülmesini gerekli kılmaktadır.

Terörizmin öne çıkışı, coğrafî sınırlara dayalı savunmayı öngören stratejik düşünceden, coğrafî sınırlara bağlı olmayan güvenliğe dayalı stratejik düşünceye dönülmesini gerekli kılmıştır. Bu, aynı zamanda geleneksel savaş anlayışından asimetrik savaş anlayışına geçiş anlamına da gelmektedir.

Özgürlüklerin engellenmesi, ideolojik kutuplaşma, gelir dağılımındaki adaletsizlikler, yolsuzluklar ve salgın hastalıklar birçok ülkeyi kargaşa ve ümitsizliğe sürüklemekte, terörizmin yeşermesi için uygun koşullar oluşturmaktadır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;Türkiye'nin çevresinde, Filistin-İsrail uzlaşmazlığı, Irak ve Afganistan gibi kriz bölgeleri, ülkemizin güvenliğini yakından ilgilendirmektedir.

Bu çerçevede, bilindiği gibi, dünyada demokrasiyi daha geniş alanlara yaymak amacından hareket edildiği belirtilerek "Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika" ya da "Büyük Ortadoğu Tasarımı" adı altında, uzun dönemde bölgeye demokrasi ve özgürlük götüreceği öne sürülen girişimler tartışmaya açılmıştır.

Önceki konuşmalarımda bu konudaki görüşlerimi ayrıntılı biçimde dile getirdiğim için, önemi nedeniyle yalnızca bir noktanın altını yeniden çizmekle yetiniyorum.

Tasarım bahanesiyle Türkiye'yi model ülke olarak göstermek, Türkiye için "İslam Cumhuriyeti" tanımlamasını getirmek ya da "Ilımlı İslam" gibi anlamsız bir modeli önce Türkiye için öngörmek yersizdir ve asla kabul edilemez. (CHP sıralarından alkışlar)

Türkiye, cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte, seksenbir yıl önce siyasal rejimini seçmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin rejimi, Atatürk ilke ve devrimleri ile Atatürk milliyetçiliğine bağlı, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti temelinde yapılanan, aydınlanmacı ve çağdaş bir içeriğe sahiptir.

İster "ılımlı", ister "köktenci" olsun, din devleti ile demokrasinin bağdaşması olanaksızdır ve bu iki rejimin yan yana getirilmesi tarihe ve bilime ters düşmektedir. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; devletin anayasal düzeninin, ulusal varlığının, bütünlüğünün, uluslararası alandaki çıkarlarının ve hukukunun her türlü iç ve dış tehditlere karşı korunması ve kollanması olarak tanımlanan ulusal güvenlik kavramı, ülkemizde, her dönemde olduğu gibi bugün de önemini sürdürmekte ve bu konuda duyarlı olunmasını gerektirmektedir. Ulusal güvenliğin sağlanması, devletin aslî görevidir. Ulusal güvenlik, devletin sonsuza kadar var olmasını, bireylerin güvenliğini ve ulusun gönencini sağlamakla yakından ilgilidir.

Çağımızda bir ülkenin güvenliği, çevresindeki ülkelerin gönenç ve güvenliğiyle doğrudan bağlantılıdır. Bu nedenle, Türkiye'nin ulusal güvenlik, iç, dış, ekonomik ve ulusal savunma politikaları birbiriyle ilişkili, uyumlu ve eşgüdümlü olarak yürütülmektedir. Türkiye, ulusal güvenliğini, uluslararası toplumla birlikte davranarak güçlendirmektedir.

11 Eylül sonrası, devletimizin ulusal güvenliği ile uluslararası güvenlik arasındaki ilişki, her zamankinden daha fazla önplana çıkmıştır. Türkiye, içinde bulunduğu jeopolitik ortamda çok yönlü, karmaşık ve değişken iç ve dış güvenlik sorunlarıyla karşı karşıyadır. Uluslararası gelişmeler, Türkiye'yi soğuk savaş döneminin "kanat ülkesi" konumundan, uluslararası jeopolitik ortamın tam merkezine kaydırmıştır.

Ulusal güvenliğimizin öngördüğü ilke ve hedefler şöyle belirlenebilir:

- Ülkenin özgürlüğü, bağımsızlığı, birlik ve beraberliği ile bölünmez bütünlüğünün korunması,

- Güçlü bir demokrasi, ekonomi ve savunmaya sahip olunması,

- Anayasal düzenin, değerlerin ve kuruluşların aşındırılmasına neden olunmaması,

- Halkın huzur, gönenç ve güvenliğinin sağlanması,

- Türkiye ve çevresinde demokrasi, insan hakları ve serbest ekonomiye dayanan sürekli bir barış, istikrar ve güven ortamının oluşturulması,

- Diğer ülkelerle dostluk ve ittifak ilişkilerinin geliştirilmesi,

- Din, eğitim ve ulusal güvenlik konularının siyasetüstü kalması.

Bugüne kadar, toprak bütünlüğüne, anayasal düzenine, tekil devlet yapısına, istikrarına, birlik ve beraberliğine yönelik iç ve dış tehditlere karşı savaşımını başarıyla sürdüren Türkiye'nin, bunu, sonsuza kadar etkin biçimde yürüteceğine olan inancımız sonsuzdur. Ulusal güvenliğimiz, Türkiye Cumhuriyetinin tekil yapısının ve devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünün temel taşlarını oluşturan "laiklik" ve "Atatürk milliyetçiliği" ile doğrudan bağlantılıdır.

Din sömürüsünü temel araç olarak kullanan ve Türk toplumunun cumhuriyet döneminde elde ettiği tüm çağdaş kazanımları yok etmeyi hedefleyen irticaî hareket, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletini öngören anayasal düzenimiz için öncelikli tehdit olma niteliğini sürdürmektedir.

Din istismarcılığı, bir yandan anayasal düzenimize ve demokratik gelişimimize, diğer yandan İslam dinine büyük zarar vermektedir. Çağdaş bir ulus olmanın bilinci içinde, irticaın ülke gündeminden çıkarılması için savaşım kararlılıkla sürdürülmelidir. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; uluslararası toplum için en büyük tehlikeyi oluşturan terörizmle Türkiye birinci elden ve uzun süredir karşı karşıya bulunmaktadır. Bölücü terör örgütü, gerek yurt içinde gerek yurt dışında tehdit oluşturmayı sürdürmektedir.

Bölücü terör örgütünün Irak'ın kuzeyindeki varlığı sona ermedikçe, bölgedeki Türk mevcudiyetinin etkin biçimde sürdürülmesi, ülkemizin güvenliği yönünden gereklidir.

Bugün, uluslararası bir nitelik kazanmış olan terörle küresel savaşıma Türkiye tam destek vermektedir. Aslında, Birleşmiş Milletler kararları çerçevesinde bu husus, uluslararası bir yükümlülüktür. Ayrıca, 1546 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı da, Irak'taki çokuluslu güce terörist hareketlerin önlenmesi ve caydırılması görevlerini vermiştir.

Buna karşın, Irak'ın kuzeyinde silahlı varlığını sürdüren bölücü örgüte karşı ABD'nin ve Irak'taki çokuluslu gücün harekete geçmemesi, hem Türk-ABD dostluğu ve müttefikliği hem de terörle uluslararası savaşım yükümlülükleri yönünden çelişki oluşturmaktadır.

Güvenlik güçlerimizin terörle savaşımdaki etkinliğini ve Türk Halkının bu savaşıma desteğini takdirle kaydetmek istiyorum.

Türkiye Cumhuriyetinin varlığına, bölünmez bütünlüğüne yönelen terör tehdidine karşı kahramanca sürdürülen savaşımda yaşamını yitiren şehitlerimizi, kamu görevlilerimizi rahmetle anıyor, gazilerimizi gönül borcuyla yeniden selamlıyorum. (Alkışlar)

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ulusal  ve uluslararası güvenliği etkileyen çok yönlü asimetrik tehdit ve risklerin oluşturduğu bir istikrarsızlık bölgesinde yer alan Türkiye'nin, geleceğini ve ulusal çıkarlarını korumak üzere, olası risk ve tehditleri zamanında algılayacak önlemleri alması, caydırıcı ve dışpolitikasını desteklemeye yeterli bir silahlı gücü de elde bulundurması gerekmektedir. Değişen dünya koşulları ve ortaya çıkan yeni görevlerin özellikleri dikkate alınarak Silahlı Kuvvetlerimizin modern ve etkin bir yapıya kavuşturulması yaşamsal önemdedir.

Türkiye'nin bölgesel bir güç olarak etkinliğinin artırılmasında belirleyici öğelerden biri de Silahlı Kuvvetlerimizin yüksek teknolojiye dayanan, dinamik ve kendine yeterli bir ulusal savunma sanayiiyle desteklenmesidir. Bu açıdan, ulusal savunma sanayimizin Türk Silahlı Kuvvetleri gereksinimlerini destekleme oranının yeterli düzeye çıkarılması için gerekli önlemlerin alınmasını önemsediğimi belirtmek istiyorum. Bunun, ülkemiz sanayiinin gelişimine de büyük katkısının olacağı kuşkusuzdur.

Her zaman çağdaşlığın ve ilericiliğin simgesi olan Silahlı Kuvvetlerimizin, ana silah sistemlerinin sağlanmasında ekonomik güçlükleri dikkate alarak yeni öncelikler belirlemesi suretiyle gösterdiği özverili davranış her türlü övgüye değer.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; içinde bulunduğumuz yıl, dışpolitika yönünden son derece önemli gelişmelere sahne olmaktadır. Bu hareketli dönemi başarılı biçimde tamamlayıp, ülkemizin dış ilişkilerine daha da güç kazandırmayı amaçlıyoruz. Türkiye'nin kalkınmasına yardımcı olacak bölgesel ve uluslararası koşulların oluşmasına katkı sağlamak, temel hedefimizdir.

Yakın çevremiz başta olmak üzere, genelde uluslararası ortamda barış, istikrar ve gönencin egemen kılınması, bir dilek ya da özlem olmanın ötesinde, ulusal çıkarlarımızın da gereğidir. Gerek bölgemizde gerek uluslararası ilişkilerde yaşanan değişim, ülkemizi yeni fırsatlar ve tehlikelerle karşı karşıya bırakmaktadır. Karşımıza çıkan yeni fırsatları değerlendirmek, ulusumuzun istikrar ve gönencini etkileyebilecek tehlikelere göğüs germek amacıyla, köklü dışpolitika geleneğimizi, günümüzün gerçekleri ve gereksinimleriyle bağdaştırmayı öngören bir siyasayı yaşama geçirmeliyiz.

Başka bir deyişle, bir yandan cumhuriyetimizin dışpolitikasının dayandığı ilkeleri özenle korurken, diğer yandan yoğun bir değişim yaşanan çağımızın koşullarına uyum göstermenin en akılcı yol olacağına inanıyoruz. Bu bağlamda, dışpolitikamızda süreklilik gösteren, gerçekçilik, barışçılık, tutarlılık, sağduyu ve uluslararası hukuka saygı gibi ilkelerimizi, inandırıcı ve etkili biçimde yürütürken, aynı zamanda çağdaş değerleri paylaşan ve yayan bir anlayışı desteklemeliyiz. Bu, durağan bir siyasa yerine, özeni elden bırakmayan, girişimci ve ön alan bir yaklaşımla, çok yanlı ve çok bölgeli bir temelde sağlanabilecektir. Ekonomi ve savunma alanlarındaki gücümüze ek olarak, demokratik ve laik yapımız ve dışpolitikada izlediğimiz çözümden yana yaklaşımlar, ülkemizin saygınlığına ve etkinliğine büyük katkı yapmaktadır.

Çevremizde yaşanmakta olan kimi sorunların ülkemize olumsuz yansımalarının olanaklar ölçüsünde denetim altında tutulması, komşularımızla yapıcı ve dostça ilişkiler kurulması yönünden  sevindiricidir. Bu sonucun alınmasında, halkımızın ve onu temsilen Yüce Meclisimizin dışpolitikamıza verdiği desteğin ve bu politikanın geliştirilmesinde oynadığı rolün, kuşkusuz büyük katkısı bulunmaktadır.

Bu fırsattan yararlanarak, son dönemde, dış ilişkilerimiz kapsamında sıkça sözü geçen kimi ülke ve bölgelere yönelik yaklaşımımıza  bir kez daha değinmek istiyorum.

Avrupa Birliğine üyelik sürecimizde önemli bir aşamaya gelmiş bulunuyoruz. Avrupa Birliği üyeliğimiz, evrensel değerleri ve yüksek yaşam koşullarını simgelemekte, Atatürk'ün amaçladığı "çağdaş uygarlık düzeyi"ne ulaşma doğrultusundaki en önemli toplumsal tasarının yaşama geçirilmesi anlamını taşımaktadır. Avrupa Birliğine üyeliğin, aynı zamanda, ülkemizin çokpartili, laik ve demokratik siyasal yapısının ek güvencesi olacağını ve ülkemizin her türlü aşırılığa karşı korunmasını güçlendireceğini düşünüyoruz.

Son dönemde, temel hak ve özgürlükler, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanlarındaki düzenlemeleri güçlendiren ve güvence altına alan kapsamlı anayasa ve yasa değişiklikleri gerçekleştirilmiştir. Uygulamanın daha da ileri götürülmesi yönündeki kararlılığımızı ve yeteneğimizi de açıkça ortaya koymuş bulunmaktayız. Bir yandan Avrupa Birliğiyle üyelik görüşmelerinin başlaması için gerekli siyasal ölçütleri yerine getirmeyi amaçlarken, öte yandan, Türk Ulusunun, çağdaş ve modern bir toplum olma yönündeki beklentilerinin karşılanması, bu kapsamlı değişim sürecinde bize yön göstermeyi sürdürmektedir.

Türk Ulusunun büyük çoğunluğu, Avrupa Birliğine üyelikten yanadır. Bu, aynı zamanda, insan haklarına ve hukuk devleti ilkesine dayalı çağdaş demokrasiye tüm kurum ve kurallarıyla sahip olma isteğini de ortaya koymaktadır.

Geçtiğimiz hafta Brüksel'de yapılan açıklamaları dikkatle izleyen Türk Ulusunun Avrupa Birliğinden beklentisi, yansız ve hakça bir değerlendirmedir. Avrupa Birliği Komisyonunun önümüzdeki günlerde yayınlayacağı İlerleme Raporunda, gerçekleştirilen kapsamlı reformların nesnel biçimde değerlendirilmesini, diğer adaylar için yapıldığı gibi, görüşmelerin bir an önce başlatılmasına yönelik açık ve net bir öneriye yer verilmesini bekliyoruz.

Siyaset ve ekonomi alanlarında çağımızın en başarılı bütünleşme girişimlerinden biri olan Avrupa Birliği, aynı zamanda bir istikrar ve barış alanını da simgelemektedir. Bu Birliğin, belli bir coğrafyayla sınırlanmayan küresel bir değer ifade etmesine Türkiye'nin üyeliğinin yapacağı katkılar açıktır.

Avrupa Birliğinin Türkiye ile üyelik görüşmelerine başlaması ve bu sürecin sonunda Türkiye'nin üyeliği, Ortadoğu bölgesine ve geniş anlamda, İslam dünyasına verilebilecek en önemli iletidir. Bu ileti, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi değerlerin evrensel olduğunu, günümüzde toplumları ayıran çizgilerin, uygarlıklar ve dinler arasından değil, bu değerleri benimseyenler ile benimsemeyenler arasından geçtiğini, Batı ile İslam dünyasının bu değerler temel alınarak kucaklaşabileceğini ortaya koyacaktır.

Ancak, gelinen bu aşamada, Türkiye'nin Avrupa Birliğine üyeliği konusunda, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin içtenliklerini sınamamız gerekirken, kendi yanlışlarımızı düzeltmek için zaman kaybedip bedeller ödememeli, Türkiye'nin Avrupa Birliği dışında tutulmasını isteyenlerin ellerini güçlendirmemeliyiz. (Alkışlar)

Öncelikli dışpolitika hedefimizi oluşturan Avrupa Birliği üyeliğimiz kadar önem verdiğimiz bir diğer temel öğe, Amerika Birleşik Devletleriyle ilişkilerimizdir. Bugünkü uluslararası düzen içinde en etkili güç konumundaki Amerika Birleşik Devletleriyle ilişkilerimiz, karşılıklı yarar ve erginliğini kanıtlamış bir müttefiklik ve dostluk temelinde yürütülmelidir. Başkan Bush'un NATO Doruğu öncesinde ülkemize yaptığı resmî ziyaret, bu hususun karşılıklı olarak doğrulanmasına olanak tanımıştır.

Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkilerin ortak yarar temelinde ve stratejik ortaklık anlayışına dayanması, kimi zaman belirebilecek görüş ayrılıklarının daha kolay aşılmasını sağlamaktadır. İki ülke arasında Balkanlardan Ortaasya'ya uzanan geniş bir coğrafyada yapılan işbirliğinin, bölgesel barış ve istikrara katkı yapan bir içerikte gelişmesi sevindiricidir.

Amerika Birleşik Devletlerinin, üyesi olduğumuz Kuzey Atlantik İttifakı bağlamında üstlendiği işlevin, Avrupa ve dünya güvenliği için vazgeçilmez gördüğümüz Atlantikötesi bağın korunması yönünden de kilit önemi bulunmaktadır. NATO, kapsamlı güvenlik anlayışı ve güvenliğin bölünmezliği ilkesi çerçevesinde, çağa ayak uydurarak insanlık tarihinin en başarılı ittifakı olmuştur.

Geçtiğimiz haziran ayında ev sahipliğini üstlendiğimiz NATO Doruğunda, bu kararlılık bir kez daha vurgulanmış, ittifakın küresel ve bölgesel gerçekler doğrultusunda ve var olan duyarlılıkları dikkate alarak hareket etmekte olduğu ortaya konulmuştur. NATO genişlemekte, genişledikçe salt bir askerî ittifak olmanın ötesinde istikrar yaratıcı bir öğe olarak güçlenmekte, bu kapsamda Türkiye'nin de ittifak içinde üstlendiği işlevler gelişmektedir.

Avrupa'nın güvenlik alanında sağlamaya çalıştığı gelişmeyi destekliyor, bu gelişmenin NATO'nun Atlantikötesi topluma sağlayageldiği kazanımları aşındırmadan korumasını katkılarımızla sürdürmeyi istiyoruz.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; dışpolitikamızın temel taşlarından birini oluşturan, komşularımızla iyi ilişkiler kurma çabalarımızın, her geçen yıl daha da önemli sonuçlar vermekte olduğunu mutlulukla gözlemliyoruz. Ülkemizin güvenilir ve ortaklığı aranır bir bölgesel güç olarak algılanması, komşularımızla daha olumlu ilişkiler geliştirmemize olanak tanımaktadır.

Müttefik olmanın yanı sıra, Avrupa Birliği üyeliğimiz aracılığıyla yakın ortak olmayı da hedeflediğimiz Yunanistan'la ilişkilerimizi daha ileri noktalara götürmek için gerekli adımları atmaktayız. Ülkelerimiz arasında karşılıklı saygı, güven ve dostluk temelinde geliştirmek istediğimiz ilişkilerin diğer ülkelere örnek olacak düzeye gelmesini umuyoruz. Yunanistan'la ilişkilerimizde, içtenlik ve diyalog vazgeçilmez iki öğeyi oluşturmaktadır. Türkiye, kurulan diyalog aracılığıyla attığı daha ileri adımların karşılıksız kalmayacağını düşünmektedir.

Uluslararası ilişkilerde içtenlik ve diyaloğun  tüm sorunları aşmaya yetmediği gerçeği de gözardı edilmemelidir. Her türlü özveride bulunmalarına, içten bir uzlaşma örneği göstermelerine karşın, Türkiye'nin ve Kıbrıs Türklerinin Kıbrıs'taki haklı davalarında hakça bir noktaya varılamadığı da açıktır. (Alkışlar)

Kıbrıs Türkleri, uzlaşma yanlısı istençlerini, demokratik süreçler sonucunda ve Birleşmiş Milletler ile Avrupa Birliği de dahil olmak üzere, uluslararası toplumun beklentileri ve desteği doğrultusunda ortaya koymuştur. Şimdi, yıllardır uluslararası toplumu tersine inandırmayı başarmış olan Rum tarafının barış ve birleşmeden kaçan tutumunda diretmesi karşısında, Kıbrıs Türklerinin haksız yalıtılmışlığına kesin olarak son vermek, siyasal dürüstlüğün, hak ve adalete uygunluğun bir gereği, uluslararası toplumun inandırıcılığının ve tutarlılığının doğal sonucu olmalıdır. Kıbrıs Türklerinin bu yalıtılmışlığının  etkilerini gidermek amacıyla uluslararası alanda başlatılmış bulunan kimi çalışmaların, beklentileri karşılayacak biçimde, kısa süre içinde tamamlanmasını umuyoruz.

Öte yandan, Türkiye'nin benimseyegeldiği dostça ve yapıcı yaklaşım, Bulgaristan ve Romanya gibi komşularımızca karşılıksız bırakılmamaktadır. Bu ülkelerle, ikili, üçlü ve çok yanlı düzeylerde sürdürdüğümüz yoğun ilişkiler, ulusal çıkarlarımız kadar, bölge istikrarına da hizmet etmektedir. Son olarak, Bulgaristan ve Romanya'nın NATO İstanbul Doruğuna yeni müttefiklerimiz olarak katılmaları, bu ülkeleri bize yakınlaştıran ilişkilerin daha da derinleşeceğinin güzel bir işaretini oluşturmuştur.

Büyük önem verdiğimiz, Rusya Federasyonuyla aramızdaki diyalog ve işbirliğinin ulaşmış olduğu aşama mutluluk vericidir. Karşılıklı ticaretimiz, ekonomi alanındaki yatırımlar ve turist sayısı gibi verilere göz atmak bile ülkelerimiz arasındaki bağların ne derece çeşitlendiğini ve güçlendiğini görmek için yeterlidir. Türkiye ve Rusya'nın ilgi duydukları, işbirliği yapabilecekleri ve istikrara yardımcı olabilecekleri coğrafî alanlar yönünden de bir örtüşme bulunmaktadır. Özellikle Avrasya'da bölgesel işbirliğine ivme kazandırılmasında, Rusya Federasyonu, Türkiye için kilit ülke konumundadır. Ülkelerimizin bu coğrafyada birlikte hareket etmesinin yararına inanıyoruz.

Karşılıklı bağımlılık ve bölgesel işbirliğini istikrar yaratan bir öğe olarak gören Türkiye, bunun Karadeniz bölgesinde seferber edilmesi için öncü bir rol oynamaktadır. Ekonomik işbirliğinin yanı sıra, özellikle kıyıdaş ülkelerle güvenlik alanında da işbirliği olanaklarını geliştirmekteyiz.

Bölgedeki önemli dostumuz Ukrayna'yla ilişkilerimizi her alanda geliştirme çabalarımız sürmektedir. İki ülke arasında bu amaçla imzalanan Eylem Planının yaşama geçirilmesi, bölgedeki önceliklerimizden biridir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Güney Kafkasya'da kalıcı istikrar, güvenlik ve gönencin oluşturulması Türkiye yönünden yaşamsal önem taşımaktadır. Türkiye, bölge ülkelerinin istikrara kavuşması, donmuş sorunların ve çatışmaya yol açma olasılığı bulunan uyuşmazlıkların barışçı yollarla çözümlenmesi ve bölgesel işbirliğinin kök salması için elinden gelen katkıyı yapmaktadır. Kardeş ülke Azerbaycan'ın esenliğe ulaşması, öte yandan çalkantılı bir dönemi geride bırakan komşu Gürcistan'ın sorunlarını sağduyu içinde demokratik yollardan aşması için, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da destek vermeyi sürdüreceğiz.

Azerbaycan ve Gürcistan'la ortaklığımızın güzel bir simgesini oluşturan Bakû-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının, öngörüldüğü gibi, gecikmeksizin 2005 yılında tamamlanması temel hedeflerimizden biridir.

Ermenistan'la aramızdaki ilişkilerin bugüne kadar normalleştirilememesinin nedenleri, Yüce Meclisin değerli üyelerince bilinmektedir. Ermenistan'ın siyasalarının yarattığı bu durumun aşılarak, Güney Kafkasya'daki işbirliği halkasının tamamlanması Türkiye'nin içten isteğidir. Bunun için yapılması gereken, Ermenistan'ın, bölgesinde iyi komşuluk ve uluslararası hukuk ilkeleriyle uyumlu, uzlaşma istencini önplana çıkaran bir dış siyasa izlemesidir. Bu yönde atılacak olumlu adımlara, Türkiye'nin de aynı biçimde karşılık vereceği kuşkusuzdur. Türkiye'ye karşı açık, önyargısız ve dostça siyasa izleyen her ülke kazançlı çıkmaktadır. Ermenistan'ın bu anlayışla hareket etmesini umuyoruz.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; diğer komşularımızla ilişkilerimizin olumlu yönde geliştirilmesi de dışpolitika önceliklerimizden birini oluşturmaktadır. Bu bağlamda, İran'la son yıllarda daha yakın ve yapıcı ilişkiler kurmak için içten bir çaba içinde olduk. İlişkilerimizi, iyi komşuluk, içişlerine karışmama ve karşılıklı saygı temelinde yürütme isteğimiz sürmektedir.

İran'la ikili ve çok yanlı düzeyde sürdürdüğümüz ilişkiler, ülkelerimiz arasındaki geniş olanakların daha etkin biçimde değerlendirilmesi istencimizi yansıtmaktadır. Bu olanakların yaşama geçirilmesi, İran'ın, gerek Türkiye'nin güvenliğine gerek bölgedeki istikrara katkı yapacak siyasalar izlemesiyle kolaylaşacaktır. Bu önemli komşumuzla yapıcı ilişkiler geliştirmeye ve böylelikle İran'ı ilgilendiren bölgesel ve uluslararası duyarlılıkların tüm taraflarca daha iyi anlaşılmasına çaba gösteriyoruz.

Komşumuz Irak'taki gelişmeler ülkemizi yakından ilgilendirmeye devam etmektedir. Irak'ta var olan güvenlik koşullarından ülkemiz de doğrudan etkilenmektedir. Irak'a taşımacılık yapan ve müteahhitlik hizmetleri götüren şirketlerimizin personelinin yaşamlarını yitirmesinden büyük üzüntü duyuyoruz. Ailelerinin acılarını paylaşıyoruz. İlgili makamlarımız, yurttaşlarımızın can ve mal güvenliğinin en etkin biçimde korunmasını sağlayacak önlemlerin alınması yönünde özenle çaba göstermektedir.

Irak'ta siyasal sürecin en önemli aşamalarından biri geride bırakılmış, egemenlik Iraklılara devredilmiştir. Egemenliği devralan Irak Geçici Yönetiminin önünde son derece çetin görevler ve yoğun bir gündem bulunmaktadır. Güvenlik ve düzenin sağlanması, Irak'ı oluşturan gruplar arasında ulusal bir uzlaşının temelinin atılması, Ocak 2005'te düzenlenmesi planlanan genel seçimlerin hazırlıkları, önümüzdeki dönemin temel öncelikleri arasında yer almaktadır. Geçici hükümetin, yasallığının asıl kaynağının tüm Iraklılar olduğunun bilinciyle hareket ederek, bu güç dönemi başarıyla atlatması en içten dileğimizdir.

Türkiye, demokratik, toprak bütünlüğü ve ulusal birliği korunmuş ve gönençli bir Irak hedefi doğrultusunda hareket etmeyi sürdürecektir. Bu bağlamda, Irak'a insanî ve teknik yardımlarımız ve ikili ticaretimizi geliştirmeye yönelik çabalarımız artarak sürecektir. Çok taraflı düzeyde de, bugüne kadar öncü rol üstlendiğimiz Irak'ın istikrarını, ülke bütünlüğünü ve yeniden yapılanmasını temel alan etkin siyasaları sürdüreceğiz.

Irak'a yönelik yaklaşımımıza tüm Iraklıları kucaklayan bir siyasa yön vermektedir. Yeni Irak'ın, demokratik ve hakça bir düzene kavuşması ve toplumun tüm gruplarının siyasal ve ekonomik yapıda hak ettiği yeri almaları, ülkenin uzun erimli istikrarı için vazgeçilmezdir. Uzlaşma, toplumsal uyum ve dayanışma, tek taraflı üstünlük sağlamaya yönelik siyasaların önüne geçmelidir. Bunlar, uluslararası toplum kadar, ülkedeki farklı grupların uzun yıllar içinde çıkarmış olmaları gereken sonuçlardır.

Bu çerçevede, Türkiye olarak soydaşlarımız Türkmenlerin durumuna önem vermemiz doğal karşılanmalıdır. Irak halkını oluşturan üçüncü büyük grup olan Türkmenler, nüfus büyüklükleri, yüksek eğitim düzeyleri ve "Iraklı" kimliğine sahip çıkan siyasal bilinçleriyle, Irak'ın geleceğine olumlu katkılarda bulunabileceklerdir. Demokratik siyasal sürecin bundan sonraki aşamalarında, Türkmenlerin bu özellikleriyle uyumlu nitelik ve nicelikte temsil edilmelerini umuyoruz. (Alkışlar) Öte yandan, Irak'ın tümünün geleceği yönünden duyarlılık taşıdığını düşündüğümüz bir konu, Kerkük'ün geleceğidir. Kerkük'ün herhangi bir etnik gruba mal edilmesi çabalarının yaratabileceği huzursuzluklar, yalnızca bu ille sınırlı kalmayacak, Irak'ın geneline yayılan bir iç kargaşayı ve sonuçları önceden kestirilemeyecek bölgesel istikrarsızlığı tetikleyebilecektir. (Alkışlar)

Irak bağlamında büyük önem verdiğimiz bir diğer konuya da değinmek istiyorum. Bugün kullandığı adı ne olursa olsun, terör örgütü PKK'nın Irak'ta herhangi bir biçimde sığınak bularak sınırlarımıza sızmasını görmezlikten gelemeyeceğimizi özellikle vurgulamak gerekir. Irak'taki gelişmelerden yararlanılarak, ülkemize yönelik terör eylemlerinin yeniden başlatılmasına izin vermeyeceğimiz açıktır. Konuşmamın başında da belirttiğim gibi, stratejik ortağımız ve müttefikimiz Amerika Birleşik Devletlerinin bu konudaki yükümlülüklerini yerine getirmesini bekliyoruz. Ayrıca, egemenliğini devralan Irak'ın, komşuluk ve uluslararası sorumluluklarına uygun davranarak, bu örgütün ülkesindeki varlığına son vermek için gerekli adımları atacağına inanıyoruz.

Son yıllarda gittikçe gelişen Türkiye-Suriye ilişkileri, ülkemizin yapıcı yaklaşımının yararlarını ortaya koymaktadır. Karşılıklı ziyaretler ülkelerimiz arasındaki güveni artırmakla kalmayıp, halklarımızın dostluk ve kardeşlik duygularını da pekiştirmektedir. Sayın Beşar Esad'ın bu yılın başında ülkemize gerçekleştirdiği ziyaret, bir ilk oluşturmuştur. Suriye'yle siyaset, ekonomi ve kültür alanlarındaki ilişkilerimizi ilerlettikçe, bölgedeki barış ve istikrar arayışına da destek vermiş olacağımızı düşünüyoruz. Suriye'nin başta Batı olmak üzere, tüm ülkelerle normal ilişkiler kurması, Türkiye'nin de yararınadır. Suriye'yi bu yönde desteklemeyi ve özendirmeyi sürdüreceğiz.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Ortadoğu'nun Türkiye için önemi, yalnızca komşu olduğumuz ülkelerle sınırlı kalmamaktadır. Mısır, Suudî Arabistan ve Ürdün dahil, bölgedeki tüm Arap ülkeleriyle dostça ilişkiler geliştirmek ve ilişkilerimizin boyutlarını çeşitlendirmek dışpolitikamızın öncelikli hedefleri arasındadır. İsrail'le kurduğumuz ilişkiler önemini korumaktadır.

Ortadoğu'ya gerçek ve kalıcı barış ve istikrarın gelememesi, öncelikle sayısız yaşamın yitirilmesi gibi üzücü bir sonuç doğurmaktadır. Ayrıca, bölgenin siyaset, ekonomi ve kültür alanlarında sunduğu geniş olanakların bugünkü kuşakların yararına kullanılması da, ne yazık ki engellenmiş olmaktadır. Bu, Ortadoğu'nun yazgısı olmamalıdır. Ortadoğu'da normalleşme çok gecikmiş bir gereksinimdir. Ülkemizin güvenliği ve kalkınması, bölgedeki olumsuz ortamdan etkilenmektedir. Türkiye, başta Filistin-İsrail uyuşmazlığı olmak üzere, bölgedeki sorunların çözülmesi için taraflarca istenebilecek her türlü yardımı yapmaya hazırdır. Hareket noktamız, barış arayışlarına destek vermek ve uzlaşmaları cesaretlendirmektir.

Türkiye, ilgili taraflarla oluşturduğu yakın ve dengeli ilişkilerini, bölgenin çıkarları doğrultusunda seferber etme kararlılığını bu nedenle açıkça ortaya koymuştur. İsrail ve Filistin yetkilileri kadar, bu uyuşmazlığın çözümünde görev üstlenebilecek bölge ülkeleri ve Batılı dostlarımızla da birlikte hareket etmenin sonuç vereceğine inanıyoruz. Bu bağlamda, uluslararası toplumun desteğini alan Yol Haritasının, sorunun çözümü için yol gösterici nitelikte olduğunu düşünüyoruz.

Öte yandan, gerek Ortadoğu'da gerek daha geniş bir coğrafyayı temsil eden İslam Konferansı Örgütü üyesi ülkelerde, siyaset, ekonomi ve toplumsal alanlarda olumlu değişime ve kalkınmaya duyulan gereksinimin, halklar ve hükümetler düzeyinde giderek daha fazla kabul görmesi mutluluk vericidir. Türkiye'nin, bölgeye ilişkin fırsat buldukça dile getirdiği vizyon, daha açık, özgür, demokratik yapıların yaşama geçirilmesini, insan hakları, hukukun üstünlüğü, iyi yönetişim, kadın-erkek eşitliği gibi ilkelerin gözetilmesini, bölgenin ekonomi ve ticaret alanlarında sunduğu olanakların daha akılcı işletilmesini öngörmektedir.

Bölgesel işbirliğinin değerine inanan Türkiye, İslam Konferansı Örgütünün de daha etkin bir örgüt durumuna getirilmesini desteklemektedir. Haziran ayında evsahipliğini yaptığımız İslam Konferansı Örgütü Dışişleri Bakanları Konferansında Genel Sekreterliğe Türkiye'nin adayının seçilmiş olması, ülkemizin örgüt içindeki saygınlığını da göstermektedir. Türkiye, İslam Konferansı Örgütü içindeki etkin ve yapıcı tutumunu sürdürerek, örgütün gerek üyelerine gerek temsil ettiği coğrafyaya daha fazla yarar sağlayan olanak ve yeteneğe kavuşturulmasına çaba gösterecektir.

Dostluk ve kardeşlik ilişkilerimiz bulunan Ortaasya ülkeleri, önümüzdeki dönemde de Türkiye'yi yanlarında bulacaktır. Karşılıklı saygı ve ortak çıkar temelinde yürüyen bu ilişkiler, söz konusu ülkelerin sorunlarının aşılmasına, uluslararası toplumla bütünleşmelerine yardımcı olacak bir içerikte sürdürülmektedir. Önümüzdeki ay Antalya'da düzenlenecek Türkçe Konuşan Ülkeler Sekizinci Doruğu, katılımcı ülkeler arasındaki ilişkilerin ve işbirliğinin güçlendirilmesi için neler yapılabileceğinin değerlendirilmesi olanağını sağlayacaktır.

Türkiye'nin tarihsel ve yakın bağları bulunan Afganistan'a vermekte olduğu destek sürecektir. Bu ülkenin yeniden yapılanma sürecinin başarılı olması yolundaki yardımlarımız, aynı zamanda uluslararası barış ve istikrara yapılan bir yatırımdır. Bu amaçla, ikili ve çok taraflı düzeyde süren çabalarımız, dışpolitika önceliklerimiz arasında yer almaktadır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; evrenselleşen değerler ve küreselleşen dünyamızda, Türkiye ölçeğindeki ve coğrafî konumundaki bir ülkenin dışpolitikasının çok boyutlu olması, genel söylemin ötesinde bir gereksinimdir. Türk dışpolitikası, Atlantikötesi bağlar, Avrupa Birliğine tam üyelik sürecimiz ve yakın çevremizle ilişkilerle sınırlı değildir ve olmamalıdır.

Bunlara ek olarak, Afrika ve Latin Amerika ülkeleriyle olabildiğince yakın ilişkiler de gereklidir. Bu kapsamda, Afrika ve Latin Amerika'ya açılım siyasalarımız sürdürülmektedir.

Dışpolitikamızda son yıllarda giderek önem ve öncelik kazanan bir diğer konu, Asya-Pasifik bölgesindeki ülkelerle ilişkilerimizin geliştirilmesi olmuştur. 21 inci Yüzyıl dünya ekonomisine yön verecek ivmenin bu bölgeden kaynaklanacağı sıkça dile getirilmektedir.

Bölgenin önem ve ağırlığı, uluslararası siyasal dengeler yönünden de belirgin ölçüde artmaktadır. Bu nedenle, Asya-Pasifik bölgesine yönelik açılımımıza süreklilik kazandırılması zorunludur. Bu bağlamda, Japonya'da başarıyla gerçekleştirilen "Türkiye Yılı"nın kazandırdığı ivmeyle, bu ülkeyle ilişkilerimizin daha da geliştirilmesi için karşılıklı istenç ortaya konulmuş ve yakın ilişkilerimizin kültür ve toplum boyutu güçlendirilmiştir. Ayrıca, uzun erimli bir bakışla, bölgenin önemli gücü Çin Halk Cumhuriyetiyle aramızdaki olumlu ilişkileri her alanda geliştirmeyi, içerik yönünden zenginleştirmeyi hedeflemekteyiz.

İkili ilişkilerimize ek olarak, Türkiye'nin çok boyutlu bölgesel ve uluslararası siyasalarının hareket alanlarından birini oluşturan uluslararası örgütlerdeki etkinliğimiz artırılmalıdır. Dışpolitikamızın çok yanlı düzeydeki varlığı güçlendikçe ve uluslararası sorunların çözümüne bu kanalla yaptığı katkılar arttıkça, 2009-2010 yılları için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyeliğimizin gerçekleşmesi kolaylaşacaktır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye'nin, Atatürk'ün gösterdiği doğrultuda çağdaşlaşma ve Batı'ya yönelme hedefi, cumhuriyetin kurulmasından bu yana süregelmektedir.

Türkiye, sorunları bulunsa da, yurttaşlarının yarınlara güvenle bakmasını sağlayacak olanaklara, en güç koşullarda akıl ve sağduyuyla karar alma ve uygulama bilincine sahiptir. Bugün, Türkiye, koruduğu ve ödün vermeden yaşattığı nitelikleriyle birçok ülke için örnek konumdadır.

Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş dünyada etkin bir ülke olarak öne çıkmasını sağlamak, çocuklarımıza ve gençlerimize övünecekleri bir ülke bırakmak, aydınlık yarınlar hazırlamak ortak sorumluluğumuzdur.

Türkiye'nin, genç, dinamik ve girişimci nüfusu, köklü kurumları ve sivil toplum örgütleriyle, zengin kaynaklarını , birikimlerini ve olanaklarını akılcı biçimde değerlendirerek, 21 inci Yüzyılda çok daha iyi bir düzeye ulaşabileceğinden kuşkumuz yoktur.

Çağdaşlaşma yönündeki ilerlememizde, devletin tekliğinin, ulusun birliğinin, ülkenin bölünmez bütünlüğünün, güvenliğinin, bağımsızlığının, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti yapısının korunması, halkının gönencinin duyarlılıkla sağlanması esas olmalıdır.

Türkiye, içinde bulunduğu ilerleme yarışında esin kaynağını, her zaman olduğu gibi, Atatürk'ün ilke ve devrimlerinden ve ulusumuzun kararlılığından alacaktır.

Yüce Meclisimizin yeni yasama yılında da, ülke geleceğinin ve çıkarlarının korunmasındaki duyarlı görevlerini kararlılıkla yerine getireceğine inanıyoruz.

Bu düşüncelerle, hepinizi yeniden saygıyla selamlıyor, yeni yasama yılının ulusumuza kutlu olmasını diliyorum. (Ayakta alkışlar)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının 4 adet tezkeresi var. Bunları ayrı ayrı okutacağım ve bilgilerinize sunacağım.

Birinci tezkereyi okutuyorum:

II. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

B) Tezkereler ve Önergeler

1. - Suriye Halk Meclisi Başkanı Mahmoud Al Abrash ve beraberindeki heyetin, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın konuğu olarak ülkemize resmî ziyarette bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/649)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Suriye Halk Meclisi Başkanı Mahmoud Al Abrash ve beraberindeki heyet, 14-18 Eylül 2004 tarihleri arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın konuğu olarak ülkemize resmî ziyarette bulunmuştur.

Söz konusu heyetin ülkemizi ziyareti, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 7 nci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.

                                   Bülent Arınç

                        Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                           Başkanı

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

İkinci tezkereyi okutuyorum:

2. - Gökoğuz Yeri Halk Topluşu (Meclis) Başkanı Stepan İasir ve beraberindeki parlamento heyetinin ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/650)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

TBMM Başkanlık Divanının 13 Eylül 2004 tarih ve 49 sayılı kararıyla, Gökoğuz Yeri Halk Topluşu (Meclis) Başkanı Sayın Stepan İasir ve beraberindeki parlamento heyetinin ülkemizi ziyareti  kararlaştırılmıştır.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 7 nci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.

                                   Bülent Arınç

                        Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                           Başkanı

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Üçüncü tezkereyi okutuyorum:

3. - Hollanda Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/651)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

TBMM Başkanlık Divanının 10 Haziran 2004 tarih ve 42 sayılı kararıyla, Hollanda Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin Türkiye Büyük Millet Meclisinin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyareti uygun bulunmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 7 nci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.

                                   Bülent Arınç

                        Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                           Başkanı

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Son tezkereyi okutuyorum:

4. - İtalya Meclis Başkanı Pier Ferdinando Casini ve Senato Başkanı Marcello Pera'nın, Roma'da yapılacak Çocukların ve Gençlerin Korunması İçin Dünya Kadın Parlamenterler Konferansına katılmak üzere TBMM'den 3 kadın milletvekilini davetine icabet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/652)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

İtalya Meclis Başkanı Pier Ferdinando Casini ve Senato Başkanı Marcello Pera tarafından ortaklaşa olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderilen mektupta, 17-18 Ekim 2004 tarihleri arasında, Roma'da "Çocukların ve Gençlerin Korunması İçin Dünya Kadın Parlamenterler Konferansı"nın düzenleneceği ve söz konusu konferansa Türkiye Büyük Millet Meclisinden 3 kadın milletvekilinin davet edildiği bildirilmektedir.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun "Araverme veya Tatilde Uygulanacak Usul" hükümlerini düzenleyen 11 inci maddesi uyarınca, söz konusu konferansa icabet edilmesi hakkında 15 Temmuz 2004 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç başkanlığında AK Parti Grup Başkanvekili Haluk İpek ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Prof. Dr. Haluk Koç'un katıldığı toplantıda karar alınmıştır.

Anılan kanunun 11 inci maddesi uyarınca Genel Kurulun bilgisine sunulur.

                                   Bülent Arınç

                        Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                           Başkanı

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Sayın milletvekilleri, kamu vakıfları ile kamu bünyesinde kurulu dernek ve yardımlaşma sandıkları konusunun araştırılarak, bu oluşumlardan kaynaklanan sorunların çözümü için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan (10/12, 28) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının, komisyonun görev süresinin uzatılmasına dair bir tezkeresi vardır; okutuyorum:

5. - (10/12, 28) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının, komisyonun görev süresinin bir ay uzatılmasına ilişkin tezkeresi (3/653)

1.7.2004

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Kamu vakıfları ile kamu bünyesinde kurulu dernek ve yardımlaşma sandıkları konusunun araştırılarak, bu oluşumlardan kaynaklanan sorunların çözümü için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonumuzun görev süresi 7 Temmuz 2004 tarihinde sona erecektir.

Komisyonumuzun çalışmaları halen devam etmekte olup, bu çalışmaların tamamlanıp raporun hazırlanabilmesi için eksüreye ihtiyaç duyulmuş ve 30 Haziran 2004 tarihli toplantıda bu konuda karar alınmıştır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 105 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre, Komisyonumuza 8 Temmuz 2004 tarihinden itibaren (1) bir aylık eksüre verilmesini arz ederim.

Saygılarımla.

                                  İrfan Gündüz

                                           İstanbul

                        Komisyon Başkanı

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, İçtüzüğün 105 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan  "Araştırmasını üç ay içinde bitiremeyen komisyona bir aylık kesin süre verilir" hükmü gereğince komisyona bir aylık eksüre verilmiştir.

Şimdi, Danışma Kurulunun bir önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım.

IV. - ÖNERİLER

A) DanIşma Kurulu Önerİlerİ

1. - TBMM Başkanı seçiminin yapılacağı gün ve sürelerine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

No. : 99                                                                30.9.2004

Aday bildirme süresi 5 Ekim 2004 Salı günü saat 24.00'te sona erecek olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı seçimine, 6 Ekim 2004 Çarşamba günü başlanarak aynı gün ilk iki oylamanın yapılması, seçimin bu oylamalarda sonuçlanmaması halinde, üçüncü oylamanın 7 Ekim 2004 Perşembe günü, bu oylamada da sonuç alınamaması halinde dördüncü oylamanın da aynı günkü birleşimde yapılması,

5 Ekim 2004 Salı günü ise Genel Kurul çalışması yapılmamasının,

Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.

                                   Bülent Arınç

                        Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                           Başkanı

 

Haluk İpek

Kemal Anadol

 

AK Parti Grubu Başkanvekili

CHP Grubu Başkanvekili

BAŞKAN - Söz isteği?.. Yok.

Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, bugünkü gündemimizde başkaca bir konu bulunmamaktadır.

Bundan sonraki birleşimde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının seçimi yapılacaktır.

Anayasanın 94 üncü maddesi gereğince, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı için gösterilecek adaylar, Meclisin toplandığı 1 Ekim 2004 Cuma gününden, yani, bugünden itibaren beş gün içinde Geçici Başkanlık Divanımıza bildirilecektir.

Buna göre, Başkan adayları, 5 Ekim 2004 Salı günü saat 24.00'e kadar gösterilecek ve Başkan seçimine 6 Ekim 2004 Çarşamba günü saat 15.00'te başlanacaktır.

Alınan karar gereğince, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının seçimini yapmak için, 6 Ekim 2004 Çarşamba günü saat 15.00'te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum, iyi günler diliyorum.

Kapanma Saati: 16.35