DÖNEM
: 22 YASAMA
YILI : 3
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
CİLT : 61
1 inci Birleşim
1 Ekim 2004 Cuma
İ
Ç İ N D E K İ L E R
I. - GELEN KÂĞITLAR
II. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Oturum BaşkanlarInIn KonuşmalarI
1. - TBMM Geçici Başkanı İsmail
Alptekin'in, yeni yasama yılının ülkemiz ve insanlık yararına çalışmalarla
geçmesi temennisiyle konuşması
B) Tezkereler ve Önergeler
1. - Suriye Halk Meclisi Başkanı Mahmoud
Al Abrash ve beraberindeki heyetin, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın konuğu olarak
ülkemize resmî ziyarette bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/649)
2. - Gökoğuz Yeri Halk Topluşu (Meclis)
Başkanı Stepan İasir ve beraberindeki parlamento heyetinin ülkemizi ziyaretinin
uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/650)
3. - Hollanda Temsilciler Meclisi
Dışişleri Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin ülkemizi
ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/651)
4. - İtalya Meclis Başkanı Pier Ferdinando
Casini ve Senato Başkanı Marcello Pera'nın, Roma'da yapılacak Çocukların ve
Gençlerin Korunması İçin Dünya Kadın Parlamenterler Konferansına katılmak üzere
TBMM'den 3 kadın milletvekilini davetine icabet edilmesine ilişkin Başkanlık
tezkeresi (3/652)
5. - (10/12, 28) esas numaralı Meclis
Araştırması Komisyonu Başkanlığının, komisyonun görev süresinin bir ay
uzatılmasına ilişkin tezkeresi (3/653)
III. -
SÖYLEVLER
1. - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in,
22 nci Dönem Üçüncü Yasama Yılını açış konuşması
IV. -
ÖNERİLER
A) DanIşma Kurulu Önerİlerİ
1. - TBMM Başkanı seçiminin yapılacağı gün
ve sürelerine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
V. -
SORULAR VE CEVAPLAR
A) YazIlI Sorular ve CevaplarI
1. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in,
bazı ilçelerden adliye hizmetlerinin nakledileceği iddialarına ilişkin sorusu
ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/2787)
2. - Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın,
bir vatandaşın Romanya gümrük kapısında karşılaştığı haksızlığa ve
konsolosluğun tutumuna ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/2924)
3. - İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin adının İKÖ toplantısında farklı ifade
edilmesine ilişkin sorusu ve Dışişleri
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/3025)
4. - Çanakkale Milletvekili İsmail
ÖZAY'ın, Türk delegasyonunun AYBYK toplantısında KKTC ile ilgili tutumuna
ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün
cevabı (7/3026)
5. - Tunceli Milletvekili Hasan
GÜYÜLDAR'ın, İstanbul'daki NATO zirvesine ilişkin Başbakandan sorusu ve
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/3056)
6. - İzmir Milletvekili Erdal
KARADEMİR'in, İzmir'deki jeotermal enerji potansiyelinin değerlendirilmesine
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı
(7/3196)
7. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in,
İstanbul ve Kocaeli il mülkî sınırları içerisinde yeterli polis kadrosunun olup
olmadığına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı
(7/3204)
8. - Antalya Milletvekili Osman KAPTAN'ın,
2004 ÖSS sınavına ve başarısız illere ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/3321)
9. - İstanbul Milletvekili Güldal
OKUDUCU'nun, meslek liselerine uygulanan katsayının değiştirilmesi
çalışmalarına ve bir demecine ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/3322)
10. - Ankara Milletvekili Zekeriya
AKINCI'nın, Mamak Yeşilöz Talebe Yurdu ile ilgili bir gazetede çıkan iddialara
ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı
(7/3334)
11. - Antalya Milletvekili Nail
KAMACI'nın, işçilerin ayrılma ve sendika değiştirme baskısına uğradığına
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3344)
12. - Ankara Milletvekili İsmail
DEĞERLİ'nin, Ankara İlinde su fiyatının
yüksek olduğuna ilişkin sorusu
ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/3353)
13. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in,
Belediyeler Kanununun Geçici 2 nci maddesiyle getirilen uygulamaya ilişkin
sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/3355)
14. - Samsun Milletvekili Haluk KOÇ'un,
Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliğinin 24 üncü maddesine ilişkin sorusu
ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/3361)
No. : 1
I. - GELEN KÂĞITLAR
1 Ekim 2004 Cuma
Sözlü Soru Önergeleri
1. - İzmir Milletvekili
Ahmet ERSİN'in, hızlandırılmış tren kazasına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/1275) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.7.2004)
2. - Balıkesir
Milletvekili Sedat PEKEL'in, üniversite mezunu işsiz gençlerin istihdamına
yönelik çalışma ve politikalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1276) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.9.2004)
3. - İzmir Milletvekili
Vezir AKDEMİR'in, tarım ilacı kullanımına ve kuru üzüm destekleme alımına
yönelik çalışmalara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1277) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)
4. - İzmir Milletvekili
Vezir AKDEMİR'in, ücret dengesizliği ve istihdama ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1278) (Başkanlığa geliş tarihi:
15.9.2004)
5. - İzmir Milletvekili
Vezir AKDEMİR'in, kamu çalışanlarının ücretlerinin yeniden düzenlenmesine dair
bir çalışma olup olmadığına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1279) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)
6. - İzmir Milletvekili
Vezir AKDEMİR'in, dolaylı vergilerden kaynaklanan eşitsizliğe ilişkin Maliye
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1280) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)
7. - İzmir Milletvekili
Vezir AKDEMİR'in, Irak'la ticari ilişkilerimize ve öldürülen vatandaşlarımıza
ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi
(6/1281) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)
8. - Malatya Milletvekili
Ferit Mevlüt ASLANOĞLU'nun, halkın altın tasarrufunun ekonomiye
kazandırılmasına ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) sözlü soru önergesi
(6/1282) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)
9. - Balıkesir
Milletvekili Sedat PEKEL'in, SSK logosu bulunmayan sağlık karnelerine ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1283) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.9.2004)
10. - Muğla Milletvekili
Fahrettin ÜSTÜN'ün, Yatağan Termik Santralinin baca gazı arıtma tesislerinin
arızasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1284) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)
11. - Balıkesir
Milletvekili Sedat PEKEL'in, ülkemizde çeltik üretiminin geliştirilmesine ve
pirinçte uygulanan gümrük vergisinin düşürülüp düşürülmeyeceğine ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1285) (Başkanlığa geliş tarihi:
21.9.2004)
12. - Balıkesir
Milletvekili Sedat PEKEL'in, hayvancılığın geliştirilmesine ve et ithalatına
uygulanan sınırlamaların kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1286) (Başkanlığa geliş tarihi:
21.9.2004)
13. - Balıkesir
Milletvekili Sedat PEKEL'in, basına yansıyan bazı demeçlerine ve bunların
ekonomi üzerindeki etkilerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1287)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21.9.2004)
14. - Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, bir milletvekilinin yaptığı iddia edilen açıklamaya ilişkin
Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1288) (Başkanlığa geliş tarihi:
22.9.2004)
15. - Balıkesir
Milletvekili Sedat PEKEL'in, ücretsiz dağıtılan ders kitaplarına ve bazı
iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1289)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)
16. - Balıkesir
Milletvekili Sedat PEKEL'in, öğretmen adaylarının atamalarında yaşandığı iddia
edilen mağduriyetlere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1290) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)
17. - Diyarbakır
Milletvekili Muhsin KOÇYİĞİT'in, Diyarbakır-Ergani'de "Ağır Ceza
Mahkemesi" kurulup kurulmayacağına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1291) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)
18. - Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, ülkemizdeki işsizlik oranına ve hükümetin istihdam sağlayacak
projelerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1292) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)
19. - Kırşehir
Milletvekili Hüseyin BAYINDIR'ın, borsada hisse senedi alıp almadığına ve
bunların hareketlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1293)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)
20. - Balıkesir
Milletvekili Sedat PEKEL'in, basına yaptığı bir açıklamaya ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/1294) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.9.2004)
Yazılı Soru Önergeleri
1. - İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, bir Meclis soruşturması komisyonunda tanık olarak
dinlenen bir uzmana ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı
soru önergesi (7/3584) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)
2. - Iğdır Milletvekili
Yücel ARTANTAŞ'ın, TBMM Vakfının kapatılmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/3585) (Başkanlığa geliş tarihi:
14.9.2004)
3. - İstanbul
Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, bir Meclis soruşturması komisyonunda tanık
olarak dinlenen uzmana ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı
soru önergesi (7/3586) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)
4. - Yalova Milletvekili
Muharrem İNCE'nin, 22 nci Dönemde yasama dokunulmazlığının kaldırılması
dosyalarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru
önergesi (7/3587) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)
5. - Mersin Milletvekili
Hüseyin ÖZCAN'ın, Türk Ceza Kanunu Tasarısının geri çekilme nedenine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3588) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)
6. - Aydın Milletvekili
Mehmet Mesut ÖZAKCAN'ın, istatistiki bölge birimlerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3589) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.8.2004)
7. - İstanbul
Milletvekili Onur ÖYMEN'in, 4916 sayılı Kanuna göre yabancıların arazi
alımlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3590) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.9.2004)
8. - Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, anason üreticilerinin sorunlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3591) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)
9. - İzmir Milletvekili
Erdal KARADEMİR'in, Türk Ceza Kanununda zina ile ilgili yapılacak değişikliğe
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3592) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.9.2004)
10. - İzmir Milletvekili
Ahmet ERSİN'in, Millî Eğitim Bakanlığı ile İMKB arasındaki protokole göre
yapılan okul inşaatı ihalelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/3593) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.9.2004)
11. - Mersin Milletvekili
Mustafa ÖZYÜREK'in, TMSF'nin el koyduğu mallar üzerindeki tasarrufuna ve bazı
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3594) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14.9.2004)
12. - Mersin Milletvekili
Mustafa ÖZYÜREK'in, Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanlığına yapılan atamaya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3595) (Başkanlığa geliş tarihi:
14.9.2004)
13. - Antalya
Milletvekili Tuncay ERCENK'in, Seydişehir Alüminyum Tesislerinin
özelleştirilmesi süreci ile ilgili basında yer alan bazı iddialara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3596) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)
14. - İstanbul
Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, bir gruba ait araçların TMSF tarafından satışına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3597) (Başkanlığa geliş tarihi:
15.9.2004)
15. - İstanbul
Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkan ve üyeleri
ile atanma şartlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3598)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)
16. - Yozgat Milletvekili
Emin KOÇ'un, Millî Savunma Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen bir ihaleye ve
bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3599) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.9.2004)
17. - Ardahan
Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, yoksulluğun ve işsizliğin azaltılması yönünde
yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3600)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)
18. - İzmir Milletvekili
Ahmet ERSİN'in, Millî Eğitim Bakanlığı ile İMKB arasındaki protokole göre
yapılacak okul inşaatı ihalelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/3601) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.9.2004)
19. - İzmir Milletvekili
Ahmet ERSİN'in, 5174 sayılı Kanunun siyaset yapma ve seçilme hakkını daralttığı
iddia edilen bir hükmüne ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3602)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.9.2004)
20. - Denizli
Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, bir demecinin finans sektöründeki etkilerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3603) (Başkanlığa geliş tarihi:
21.9.2004)
21. - Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR'in, millî gelirdeki artışa ve kamu çalışanlarına 2005 yılı için
öngörülen zamma ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3604) (Başkanlığa
geliş tarihi: 21.9.2004)
22. - Denizli Milletvekili Mehmet U.
NEŞŞAR'ın, Denizli Belediyesinde iki sendika arasındaki ihtilafa müdahil olan
bakanlığa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3605) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21.9.2004)
23. - Gaziantep
Milletvekili Abdülkadir ATEŞ'in, Yeni Türk Lirasının banknot ve sikkelerinin
üzerinde yer aldığı söylenen bir ibareye ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/3606) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)
24. - Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, zina tartışmalarının ekonomiye verdiği zarara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3607) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)
25. - Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, zina tartışmalarının ekonomiye verdiği zarara ve bazı
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3608) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22.9.2004)
26. - İstanbul
Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, medyayı eleştiren bir demecine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3609) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)
27. - İzmir Milletvekili
Erdal KARADEMİR'in, ABD'nin askeri amaçlı olarak bazı liman ve havaalanlarımızı
kullanabilmesini öngören bir tebliğe ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/3610) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)
28. - Antalya
Milletvekili Nail KAMACI'nın, 4876 sayılı Kanun kapsamında tarım üreticilerinin
borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/3611) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)
29. - Hatay Milletvekili
Fuat ÇAY'ın, Irak'ta Türklere yönelik saldırılara ve alınan tedbirlere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3612) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)
30. - Sinop Milletvekili
Engin ALTAY'ın, Sinop ve ilçelerinde meydana gelen afetin yarattığı hasara ve
mağdur olan çiftçilerin sorunlarına yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3613) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)
31. - Sinop Milletvekili
Engin ALTAY'ın, Sinop-Durağan-Çöve Köyünde aşırı yağıştan zarar gören
vatandaşlara ve mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/3614) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)
32. - Samsun Milletvekili
İlyas Sezai ÖNDER'in, Samsun Büyükşehir Belediyesinin başlattığı iddia edilen
bir uygulamaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3615) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23.9.2004)
33. - Osmaniye
Milletvekili Necati UZDİL'in, yurtdışına çıkan kamyon şoförlerinin tümünün
sosyal güvenceye kavuşturulup kavuşturulmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/3616) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.9.2004)
34. - Kastamonu
Milletvekili Mehmet YILDIRIM'ın, Bartın İli Kurucaşile İlçesinin balıkçı
barınağının onarım ihtiyacına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3617)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24.9.2004)
35. - Kastamonu
Milletvekili Mehmet YILDIRIM'ın, Kastamonu-Taşköprü SEKA fabrikasının
özelleştirilmesinin sonuçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/3618) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.9.2004)
36. - Ardahan
Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Çıldır-Övündü Köyü yolunun açılmasına
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3619)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)
37. - Kırklareli
Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, Kırklareli'ndeki bazı karayolu
çalışmalarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3620) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)
38. - Denizli
Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, Denizli'nin, ilçe ve köylerindeki binalarda
depreme dayanıklılık araştırması yapılıp yapılmadığına ilişkin Bayındırlık ve
İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3621) (Başkanlığa geliş tarihi:
21.9.2004)
39. - Tekirdağ
Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, Tekirdağ yakınlarındaki Altınova
Kavşağındaki kazaların önlenmesi için yapılacak çalışmalara ilişkin Bayındırlık
ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3622) (Başkanlığa geliş tarihi:
23.9.2004)
40. - Trabzon
Milletvekili M. Akif HAMZAÇEBİ'nin, SSK
merkez ve taşra teşkilatında yapılan atamalara ve idari yargı kararlarının
uygulanmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3623) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)
41. - Çanakkale
Milletvekili İsmail ÖZAY'ın, Çanakkale'deki belediyelerin SSK'ya olan borçları
ve haciz durumlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3624) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.9.2004)
42. - Erzincan
Milletvekili Erol TINASTEPE'nin, Antalya-Gündoğmuş-Kızıldere mevkiindeki orman
yangınında ölen görevlilere ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3625) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.9.2004)
43. - Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR'in, İskenderun Körfezinde batan MV Ulla isimli gemi hakkındaki
iddialara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3626)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9.9.2004)
44. - Çanakkale
Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün, Gelibolu Tarihi Millî Parkı Özel Hesabına ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3627) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16.9.2004)
45. - Hatay Milletvekili
Fuat ÇAY'ın, İskenderun Limanı açığında batan MV Ulla isimli, toksik atık yüklü
gemiye ve bazı iddialara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3628) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.9.2004)
46. - Antalya
Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya-Ortakonuş Köyünde meydana gelen orman
yangını ve bazı iddialara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3629) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.9.2004)
47. - İstanbul
Milletvekili Onur ÖYMEN'in, Irak'ta Türk vatandaşlarının can güvenliğinin
sağlanması için öngörülen tedbirlere ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/3630) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.9.2004)
48. - İstanbul
Milletvekili Onur ÖYMEN'in, bir terör örgütü tarafından Kuzey Irak'a kaçırılan
vatandaşlarımıza ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı
soru önergesi (7/3631) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)
49. - İstanbul
Milletvekili Onur ÖYMEN'in, Irak'taki Türkmen soydaşlarımızın korunması için
hükümetin girişimlerine ve sonuçlarına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/3632) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.9.2004)
50. - Hatay Milletvekili
İnal BATU'nun, son büyükelçiler kararnamesine ilişkin Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/3633) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.9.2004)
51. - Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, amatör spor müsabakalarında görev alan çalışanların
ücretlerine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN)
yazılı soru önergesi (7/3634) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.9.2004)
52. - Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, amatör kulüp müsabakaları sırasında ortaya çıkan sağlık
sorunlarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN)
yazılı soru önergesi (7/3635) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.9.2004)
53. - İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF'ye devredilen Demirbank'ın, aktif ve pasif
tutarlarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER)
yazılı soru önergesi (7/3636) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.9.2004)
54. - İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF'nin bilanço hesaplama yöntemine ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/3637)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13.9.2004)
55. - İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF'nin bugüne kadar yaptığı tahsilatın mahiyetine
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru
önergesi (7/3638) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.9.2004)
56. - İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF'nin el koyduğu malları kullanmasına ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru
önergesi (7/3639) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.9.2004)
57. - İstanbul Milletvekili
Emin ŞİRİN'in, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunun 2003/1 sayılı
raporunun önerilerinin gereğinin yapılıp yapılmadığına ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/3640)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16.9.2004)
58. - İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, İmar Bankası ile ilgili yabancı uzmanlara
hazırlatılan rapora ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/3641) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.9.2004)
59. - İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Ziraat Bankasının değişen bilgisayar sistemine
ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/3642)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13.9.2004)
60. - İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF tarafından yürütülen döviz kredisi
alacaklarına ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi
(7/3643) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.9.2004)
61. - İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, kamu bankalarının yeniden yapılandırılması için
verilen Hazine desteğine ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru
önergesi (7/3644) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.9.2004)
62. - İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Ziraat Bankasındaki kamuya ait hesaplara ilişkin
Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/3645) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13.9.2004)
63. - İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, DİE'nin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla tablosunun stok
değişmeleri kalemine ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı soru
önergesi (7/3646) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.9.2004)
64. - Ankara Milletvekili
Yakup KEPENEK'in, TRT'nin düzenlediği bir beste yarışmasına ve bazı iddialara
ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi (7/3647)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14.9.2004)
65. - Konya Milletvekili
Nezir BÜYÜKCENGİZ'in, Isparta-Konya Doğalgaz Hattının Tuzlukçu İlçesindeki
bölümünde kamulaştırma işlemlerinin ne zaman tamamlanacağına ilişkin Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3648) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.9.2004)
66. - Antalya
Milletvekili Osman ÖZCAN'ın, Antalya Gazipaşa Havaalanı Projesine ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3649) (Başkanlığa
geliş tarihi: 14.9.2004)
67. - Muğla Milletvekili
Ali Cumhur YAKA'nın, Yatağan Termik Santralindeki baca gazı arıtma cihazının
çalıştırılmamasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3650) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)
68. - Samsun Milletvekili
İlyas Sezai ÖNDER'in, Samsun-Bafra'da doğal afet nedeniyle zarar gören
çiftçilerin mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik çalışmalara ilişkin Enerji
ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3651) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22.9.2004)
69. - Konya Milletvekili
Nezir BÜYÜKCENGİZ'in, vekil kaymakamlarla yönetilen ilçelere ve bu uygulamaya
son verecek çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3652) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)
70. - Denizli
Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, vazife malulü emniyet personeline ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3653) (Başkanlığa geliş tarihi:
15.9.2004)
71. - İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Kocaeli-Körfez İlçesindeki LPG boru hattının durumu
ve bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3654)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)
72. - İstanbul
Milletvekili Bihlun TAMAYLIGİL'in, halk ekmek fabrikası ekmek kuponlarının
sahtelerinin basıldığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3655) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)
73. - Antalya
Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya Büyükşehir Belediyesinde çalışan 60
personelin emekli olmaya zorlandığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3656) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.9.2004)
74. - Ankara Milletvekili
Yılmaz ATEŞ'in, Ankara ve ilçelerinde meydana gelen hayvan hırsızlıklarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3657) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22.9.2004)
75. - Samsun Milletvekili
İlyas Sezai ÖNDER'in, Samsun-Bafra Belediyesinin bir ihalesi ile ilgili
iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3658) (Başkanlığa
geliş tarihi: 22.9.2004)
76. - Kırklareli
Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, muhtarların kayıt yenileme işlemlerine ve
ücret alınıp alınmadığına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3659) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)
77. - Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, Emniyet teşkilatından bazı personelin idareyle mahkemelik
olmasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3660) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23.9.2004)
78. - Ordu Milletvekili
İdris Sami TANDOĞDU'nun, Samsun Büyükşehir Belediyesinin başlattığı iddia
edilen bir uygulamaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3661)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)
79. - Kırklareli
Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, polis memurluğundan komiser
yardımcılığına terfi sınavlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3662) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.9.2004)
80. - İstanbul
Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, bir yayın kuruluşu hakkında basında yer alan
iddialara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/3663)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)
81. - Denizli
Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, belediyelerce düzenlenen festivallere
bakanlıkça yapılan yardımlara ve bunun ölçütlerine ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3664) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.9.2004)
82. - Iğdır Milletvekili
Yücel ARTANTAŞ'ın, mülkiyeti Emekli Sandığına ait bazı otellere ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3665) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)
83. - Çanakkale
Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün, TEKEL başmüdürlüklerinin kapatılma ve
birleştirilme çalışmaları olup olmadığına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3666) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.9.2004)
84. - Erzincan
Milletvekili Erol TINASTEPE'nin, YURT-KUR Yönetmeliğindeki bir hükme ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3667) (Başkanlığa geliş tarihi:
1.9.2004)
85. - Yalova Milletvekili
Muharrem İNCE'nin, öğretmen ve yöneticilerin ders ve ek ders ücretlerine
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3668) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.9.2004)
86. - İstanbul
Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, Osmangazi Üniversitesinde verilen bir
akademik unvanla ilgili iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3669) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.9.2004)
87. - Ardahan
Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki öğretmen açığı ve bazı sorunlara
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3670) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16.9.2004)
88. - Antalya
Milletvekili Osman KAPTAN'ın, ilköğretim okulları ihaleleri ile ilgili bazı
iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3671)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)
89. - Yalova Milletvekili
Muharrem İNCE'nin, eğitim çalışanlarına sağlanan sosyal yardımlar ve bazı
sorunlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3672)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)
90. - Yalova Milletvekili
Muharrem İNCE'nin, Muğla ve Malatya Millî Eğitim Müdürlüklerinin uygulama
farklılığı iddialarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3673) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)
91. - Yalova Milletvekili
Muharrem İNCE'nin, Bakanlığın kursunu tamamlayıp da öğretmen olamayan
Fen-Edebiyat Fakültesi Bilgisayar bölümü mezunlarına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3674) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)
92. - Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, Bursa'da Zeytin Teknolojisi Meslek Lisesi açılıp açılmayacağına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3675) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.9.2004)
93. - İstanbul
Milletvekili Algan HACALOĞLU'nun, İMKB ile imzalanan protokole göre açılan okul
binaları inşaatı ihalelerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3676) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.9.2004)
94. - Denizli
Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, bakanlık bünyesinde yapılan atamalara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3677) (Başkanlığa geliş tarihi:
22.9.2004)
95. - Samsun Milletvekili
İlyas Sezai ÖNDER'in, Samsun-Vezirköprü İlçesindeki Zübeyde Hanım Kız Öğrenci
Yurdunun Millî Eğitim Müdürlüğüne devredilmek üzere kapatılmasına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3678) (Başkanlığa geliş tarihi:
22.9.2004)
96. - Niğde Milletvekili
Orhan ERASLAN'ın, teknik öğretmen atamalarına ve teknik öğretmen yetiştiren
okullarda sınırlama yapılıp yapılmayacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3679) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)
97. - İstanbul
Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, bakanlığın hazırladığı bir ders kitabında
Atatürk hakkındaki bir ifadeye ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3680) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)
98. - Erzincan
Milletvekili Erol TINASTEPE'nin, tarımsal maliyetlerdeki artışa rağmen buğday
fiyatlarının düşürülmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3681) (Başkanlığa geliş tarihi: 1.9.2004)
99. - Iğdır Milletvekili Yücel ARTANTAŞ'ın,
Atatürk Orman Çiftliği arsasının Gençlerbirliği Spor Kulübüne kiralanmasına ve
bazı iddialara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3682) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)
100. - Kars Milletvekili
Selami YİĞİT'in, 4916 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin uygulamalarına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3683) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14.9.2004)
101. - Denizli
Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, tarıma yapılan destekleme uygulamalarına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3684) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15.9.2004)
102. - Edirne
Milletvekili Rasim ÇAKIR'ın, Toprak Mahsulleri Ofisinin çeltik alım şartlarına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3685) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16.9.2004)
103. - Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, Bursa İli ve ilçelerinde zeytin sektörünü geliştirmek
amacıyla yapılan çalışmalara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3686) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.9.2004)
104. - Antalya
Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya-Kumluca İlçesi Yeşilgöl
bölgesinde yaşanan toprak kaymasına ve önlem alınıp alınmadığına ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3687) (Başkanlığa geliş tarihi:
20.9.2004)
105. - Antalya
Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya-Serik-Üründü Köyünün karayolu
asfaltlama çalışmalarına ve asfalt yolu olmayan köylere ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3688) (Başkanlığa geliş tarihi:
20.9.2004)
106. - Antalya
Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya-Kaş-Çamlıköy Köyünü Fethiye'ye
bağlayan yolun asfaltlama çalışmalarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3689) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.9.2004)
107. - Denizli
Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, doğrudan gelir desteği ödemelerine ve çıkan
sorunlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3690)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21.9.2004)
108. - Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, Çukurova ve Amik Ovasında yeşil kurt zararlısıyla
mücadeleye ve pamuk üreticisini destekleyici çalışmalara ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3691) (Başkanlığa geliş tarihi:
21.9.2004)
109. - Samsun
Milletvekili İlyas Sezai ÖNDER'in, Samsun-Bafra'da aşırı yağış ve sel
baskınlarında zarar gören çiftçilerimizin borçlarına ve doğrudan gelir desteği
ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3692)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22.9.2004)
110. - Denizli
Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, çiftçiye taahhüt edilen mazot desteğine ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3693) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.9.2004)
111. - Tekirdağ
Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, Tekel Şarap ve İçki Fabrikasının
özelleştirme kapsamına alınması ile üzüm üreticilerinin sorunlarına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3694) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23.9.2004)
112. - İzmir Milletvekili
Sedat UZUNBAY'ın, hemzemin geçitlerdeki bariyer ve sinyalizasyon eksikliklerine
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3695) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29.7.2004)
113. - Aydın Milletvekili
Özlem ÇERÇİOĞLU'nun, İzmir Limanındaki altyapı ve organizasyon eksikliği
nedeniyle ihracatta yaşanan sorunlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3696) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)
114. - Diyarbakır
Milletvekili Muhsin KOÇYİĞİT'in, Kayseri-Sivas ve Erzincan-Erzurum demiryolları
güzergâhındaki kavak ve söğüt ağaçlarının kesim ihalesine ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3697) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)
115. - Antalya
Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Manavgat Liman Başkanlığının ne zaman
kurulacağına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3698)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20.9.2004)
116. - İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, 5187 sayılı Basın Kanununu ihlal ettiği iddia
edilen yayın organı ve gazetecilere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3699) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.9.2004)
117. - Bursa Milletvekili
Kemal DEMİREL'in, küçük sanayicilerin almak zorunda olduğu "kapasite
raporu" işlemlerine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3700) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.9.2004)
118. - Adana Milletvekili
N. Gaye ERBATUR'un, Adana Devlet Hastanesinin kapatılan kreşine ve personelinin
kreş ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3701)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21.9.2004)
119. - Adana Milletvekili
Atilla BAŞOĞLU'nun, uluslararası ticarette gümrük vergileri ve kotaların
kaldırılmasına ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad TÜZMEN) yazılı soru önergesi
(7/3702) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.9.2004)
Geri Alınan Sözlü Soru Önergeleri
1. - Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR, atanan ve görevden
alınan personele ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesini
11.8.2004 tarihinde geri almıştır (6/1214)
2. - Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR, atanan ve görevden
alınan personele ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) sözlü soru önergesini 11.8.2004 tarihinde geri
almıştır (6/1231)
3. - Balıkesir
Milletvekili Sedat PEKEL, basına
yansıyan bir açıklamasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesini 23.9.2004 tarihinde geri almıştır
(6/1237)
4. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU, Antalya Devlet Senfoni Orkestrasının
kapatılacağı iddialarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesini 23.8.2004 tarihinde geri almıştır (6/1238)
5. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU,
Antalya-Side'deki Portikli Yolda
yapılan kazı çalışmalarına ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesini 23.8.2004 tarihinde
geri almıştır (6/1251)
Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru
Önergeleri
1. - İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, bir Meclis Araştırması Komisyonu Raporunda yer alan
Merkez Bankası ile ilgili bazı konulara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/2849)
2. - İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, bir Meclis Araştırması Komisyonu Raporunda yer alan
bazı konulara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2852)
3. - İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, bir Meclis Araştırması Komisyonu Raporunda yer alan
adli sistemin işleyişi ve yolsuzluklarla ilgili bazı konulara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2853)
4. - Iğdır Milletvekili
Dursun AKDEMİR'in, ithal ilaçların satış fiyatlarında döviz kurundan
kaynaklanan değişmelere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2878)
5. - Denizli Milletvekili
Mehmet U. NEŞŞAR'ın, ithal ilaçlarda yapılan fiyat indirimine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2881)
6. - Denizli Milletvekili
Mehmet U. NEŞŞAR'ın, bazı üst düzey bürokratların başka görevler de aldıkları
iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2882)
7. - İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in, yarım kalan yatırımlar nedeniyle Hazinenin uğradığı
zarara ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/2904)
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
1 Ekim 2004 Cuma
BAŞKAN: Geçici Başkan İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER: Geçici Kâtip Üye Mevlüt AKGÜN (Karaman),
Geçici Kâtip Üye Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)
BAŞKAN - Hâkimiyetin
kayıtsız şartsız sahibi, aziz milletimizin mümtaz temsilcileri, 22 nci Dönem
Üçüncü Yasama Yılının 1 inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yetersayımız
vardır, gündeme geçiyoruz.
II. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Oturum BaşkanlarInIn KonuşmalarI
1. - TBMM
Geçici Başkanı İsmail Alptekin'in, yeni yasama yılının ülkemiz ve insanlık
yararına çalışmalarla geçmesi temennisiyle konuşması
BAŞKAN - Bu yeni yasama
yılının ülkemiz ve insanlık yararına çalışmalarla geçmesi temennisiyle, sizleri
saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri,
millî mücadelemizin mimarı, cumhuriyetimizin kurucusu, milletimizin gözbebeği
Büyük Millet Meclisimizin bugün naçiz şahıslarımızla temsil edilmesi sebebiyle
ne kadar onur duysak azdır. Büyük komutan ve devlet adamı Gazi Mustafa Kemal
Atatürk başta olmak üzere, bu abidevî kurumun banilerini şükranla ve minnetle
anıyorum. O değerli insanların Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşundaki
idealleri ve hedefleri, çalışmalarımızın değişmeyen rehberi olmuştur ve olmaya
devam edecektir.
Hiç şüphe yok ki, yüce
milletimizin temsilcileri olmaktan büyük onur duymaktayız; layık olabilmek
için, hepimiz, kendimize düşeni yapma gayreti içindeyiz. Bildiğiniz gibi, 22
nci Dönem yasama çalışmalarımızda, elli yılda çıkarılamamış önemli ve temel
yasalar, Meclisimizde temsil edilen siyasî partilerin ortak gayretleriyle,
iktidarıyla muhalefetiyle, elbirliği içerisinde çıkarılmış ve ülkenin önü
açılmıştır.Meclisimizin çalışmaları takdirle takip edilmektedir.
Memnuniyetle ifade edeyim
ki, aşılması imkânsız gibi görülen, yılların biriktirdiği önemli ülke
meselelerinin çok önemli bir kısmı çözülmüştür. Tarihen sabittir ki, milletin
temsilcilerinin aşamayacağı hiçbir zorluk yoktur. Bu nedenle, Üçüncü Yasama
Yılımızın da, geçtiğimiz yasama yılında olduğu gibi, büyük başarılarla
geçmesini gönülden diliyorum.
Atatürk'ün "en büyük
eserim" dediği Türkiye Büyük Millet Meclisinin bugüne kadar gelmiş geçmiş
bütün temsilcilerini, ülkemiz için hayırlı hizmetleri ifa etmiş olan bütün
devlet adamlarımızı, milletvekillerimizi, senatörlerimizi, Yüce Heyetiniz adına
saygıyla anıyorum; vefat etmiş olanlara Allah'tan rahmet diliyorum.
Yeni yasama yılının
başarılı çalışmalarla geçmesi dileğiyle Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum.
(Alkışlar)
Sayın milletvekilleri,
Sayın Cumhurbaşkanımız, yeni yasama yılının açılış konuşmasını yapmak üzere, şu
anda Genel Kurul Salonunu teşrif etmektedirler.
Kendilerine, Meclisimiz
adına "hoş geldiniz" diyorum. (Ayakta alkışlar)
(İstiklal Marşı)
III. -
SÖYLEVLER
1. -
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, 22 nci Dönem Üçüncü Yasama Yılını açış
konuşması
CUMHURBAŞKANI AHMET
NECDET SEZER - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sizleri, yeni yasama
yılının başlangıcında üstün başarı dileklerimle ve saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlarken, Yüce
Meclisimizin 22 nci Dönem Üçüncü Yasama Yılının açılışında sizlerle birlikte
olmaktan duyduğum mutluluğu belirtmek istiyorum.
Türkiye Cumhuriyetini
kuran, Türk devriminin gerçekleştirilmesinde yaşamsal rol üstlenen Türkiye
Büyük Millet Meclisi, ulusal egemenliğin temsilcisi ve demokratik rejimimizin
temel kurumudur.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi, ülke sorunlarına her zaman duyarlılıkla sahip çıkmış, aldığı tarihsel
kararlarla laik ve demokratik cumhuriyetimizin gelişimine hız kazandırmış,
çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma ve onu geçme çabalarına çalışmalarıyla katkıda
bulunmuştur.
Dünyanın ve buna bağlı
olarak Türkiye'nin önemli bir dönemden geçtiğini biliyoruz. Uygar toplum -
çağdaş devlet - güçlü ülke ortak hedefine ulaşmak yolunda, Atatürk devrimleri
ve anayasal ilkeler ışığında, toplumsal uzlaşma da sağlayarak gerekli adımları
atmalıyız.
Türkiye Büyük Millet
Meclisinin, geçmişte olduğu gibi bu süreçte de kararlarıyla öncü rol
üstleneceğine inanıyoruz.
Bir kez daha vurgulamak
isterim ki, ulusumuzun Yüce Atatürk'ün önderliğinde büyük özveriyle kurduğu
cumhuriyet, her koşulda sahip çıkmamız gereken en değerli varlığımızdır.
Dünyada hayranlıkla karşılanan atılımları kısa sürede gerçekleştirebilmemizin
önünü açan laik ve demokratik cumhuriyet, aydınlık yarınlara ulaşabilmemizin en
önemli güvencesidir.
Yurttaşlarımızın,
cumhuriyeti, Atatürk ilke ve devrimlerini, ülkesi ve ulusuyla bölünmez
bütünlüğümüzü korumak için birlik içinde ve sorumluluk bilinciyle hareket
edeceğinden kuşkumuz yoktur.
Üzerimize düşen görevleri
tam olarak yerine getirdiğimizde, daha güzel günlere ulaşmamız kolaylaşacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; değişim rüzgârlarının güçlü biçimde duyumsandığı, koşulların
her geçen gün farklılaştığı bir dünyada
yaşıyoruz. Gelişme ve gönenç düzeyi ne olursa olsun, hiçbir ülke bu değişim
sürecinden kendini soyutlayamaz.
Dünya üzerindeki her
bölge, her ülke, her toplum, her birey boyutları farklı olsa da, bir yandan
değişimin yol açtığı olumlu gelişmelerden yararlanmakta; bunun yanında kimi
olumsuz gelişmelerin neden olduğu risklerle karşı karşıya kalmaktadır.
21 inci Yüzyılın
başlarında edindiğimiz deneyimler başta olmak üzere, İkinci Dünya Savaşından bu
yana yaşananlar, demokrasi, temel hak ve özgürlükler, küresel barış, gönenç,
güvenlik ve istikrarın önemini çarpıcı biçimde göstermiştir.
İnsanlığın ortak amacı
olan demokrasi, günümüzde, halkın aracılar yardımıyla yönetildiği bir
"aracılı demokrasi"ye dönüşmüştür. Bu nedenle "katılımcı
demokrasi" kavramı, temsilî demokrasinin sorunlarını çözme yönünde yeni
bir seçenek olarak belirmiştir.
Katılımcı demokrasi,
halka, görüşlerini doğrudan anlatma olanağı sağlamakta, kitlelerin, genel
politikaları belirleyen ve yürütenleri genel seçim düzeneğiyle
denetleyebilmesine olanak yaratmaktadır.
Bireylerin, toplumsal
sonuçlar yaratan kararların alınma sürecine katılmalarının, düşünce ve çözüm
üretmelerinin, demokrasi bilincinin yerleşmesi ve siyasal kültürün gelişmesine
katkıda bulunacağı tartışmasızdır.
Anayasada, yurttaşların
seçme, seçilme ve siyasal etkinlikte bulunma hakları güvence altına alınmış
olmasına karşın, bu hak tek başına katılımcı demokrasinin gerçekleşmesi için
yeterli olmamaktadır.
Geçen yılki konuşmamda da
vurguladığım gibi, demokratik siyasal yaşamın vazgeçilmez öğeleri olan siyasî
partilerde, partiiçi denetim düzeneklerinin işlevselliğinin artırılması, parti
üyeliği kurumunun sağlıklı çalıştırılması ve kullanılan oyların temsilde adalet
ilkesine uygun biçimde parlamentoya yansımasının sağlanması önem taşımaktadır.
Bu bağlamda, Siyasal
Partiler ve Seçim Yasalarının katılımcılığı temel alan bir yapıya
kavuşturulması için gerekli düzenlemelerin bir an önce yapılması, kamuoyunun
beklentilerini karşılayacaktır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; toplumların gelişme düzeyleri ile hukukun gelişme düzeyi
arasında yakın ilişki vardır. Toplumsal örgütlenmenin ulaştığı en ileri ve
çağdaş aşama, hukuk devleti düzeyidir.
Çağdaş demokrasilerin
belirleyici özelliği "hukuk devleti" niteliğidir. Anayasanın 2 nci
maddesinde, demokratik bir hukuk devleti olarak nitelenen Türkiye
Cumhuriyetinde "hukuk devleti" ilkesinin evrensel ölçütlere uygun
biçimde gerçekleştirilmesi, geliştirilmesi ve korunması zorunludur.
Hukuk devleti, çoğulcu,
katılımcı, demokratik, sosyal olma temeline dayanan ve laiklikle tamamlanan bir
bileşkedir. Anayasada hukuk devleti ilkesi bağlamında benimsenen değerler,
cumhuriyetin diğer niteliklerinin de güvencesidir.
Aynı zamanda, bireylerin
devlet gücü karşısında korunmaları gereksiniminden doğmuş olan "hukuk
devleti" ilkesi, devlet gücünün kötüye kullanılması olasılığına karşı
alınması gereken tüm önlemleri de kapsamaktadır. Çünkü, hukuk devleti, iktidar
gücünün baskı yönetimine dönüşmesini önlemenin temel aracıdır. Bu bağlamda,
çoğulcu demokrasinin gelişip kurumsallaşabilmesi için, hukuk devleti ilkesiyle
yaratılan özgürlükçü ortama gereksinim duyulmakta ve bu yüzden, demokrasi,
ancak hukuk devletinin egemen olduğu rejimlerde yaşayabilmektedir.
Öte yandan, çağdaş
demokrasilerde erkler ayrılığı ilkesi kabul edilmiştir. Egemenlik tektir ve
ulusundur. Erkler ise, devlet organları arasında paylaştırılmıştır. Her organ
kendi alanında ulusal egemenliğe dayalı devlet yetkisini kullanmaktadır.
Hukuk devleti ilkesinin
geçerli olduğu sistemlerde, egemenliği kullanan organların birbirlerine
üstünlüğü söz konusu olamaz. Anayasanın başlangıcında, güçler ayırımının, belli
devlet yetki ve görevlerinin kullanılması anlamına geldiğinin ve sınırlı uygar
bir işbölümü ve işbirliği olduğunun belirtilmesinin nedeni budur.
Hukuk devleti niteliğinin
en önemli sonucu, hukukun üstünlüğü ilkesinin kabul edilmiş olmasıdır.
Anayasanın 11 inci maddesinde, anayasal kuralların bağlayıcı ve üstün olduğunun
belirtilmesi, hukukun üstünlüğünün en üst düzeyde yaşama geçirilmesidir. Bu
kurallar, başta yasama, yürütme ve yargı organları olmak üzere herkesi
bağlamaktadır. Bağlayıcılık, en üstün norm olan anayasal kurallara uygun
düzenleme yapılması anlamına gelmektedir.
Anayasamıza göre,
düzenleyici ve uygulayıcı organlar yasama ve yürütme olduğuna, başka bir
anlatımla, iktidar gücü bu organlarca kullanıldığına göre, anayasanın
üstünlüğünü ve bağlayıcılığını sağlayacak olan yargıdır. Bu yetkinin yargıya
verilmesi, gücün dengelenmesi anlamına gelmektedir. Bu nedenle, Anayasanın 138
ve 153 üncü maddelerinde, yargı kararları ile Anayasa Mahkemesi kararlarının
tüm organları ve yönetimi, kısaca herkesi bağladığı açıkça kurala bağlanmıştır.
Anayasa Mahkemesi
kararlarının bağlayıcılığının yasama işlemleri yönünden ayrı anlam ve önemi
bulunmaktadır. Anayasaya uygunluk denetimi görevi nedeniyle anayasal kural,
kavram ve ilkeleri resmen yorumlamaya yetkili tek organ olan Anayasa
Mahkemesinin kararları, bu kural, kavram ve ilkelere içerik kazandırmaktadır.
Hukuk devleti ve hukukun
üstünlüğü ilkesi uyarınca, anayasal kuralların bu kararlardaki içerikleriyle
birlikte ele alınması ve çıkarılacak yasalarda anayasal kurallar kadar bu
kararların da gözönünde bulundurulması anayasal zorunluluktur.
Bunun yanında, evrensel
hukuk ilkelerine göre, yasaların genel, nesnel ve soyut olması ve kamu yararı
amacı taşıması gerekmektedir.
Maddî anlamda yasanın
taşıdığı genellik ve genellikten kaynaklanan süreklilik, yasama sürecinin
çoğulcu ve katılımcı olmasını gerekli kılmaktadır. Bu durum, yönetilenlere
hukuk güvenliği sağlayan bir düzen kurmayı ve sürdürmeyi amaçlayan hukuk
devletinin de gereğidir.
Ayrıca, toplumun çeşitli
kesimlerince yeterli düzey ve süreyle tartışılması yasaların uygunluk ve
kalıcılığının koşuludur.
Toplumda yeterince
tartışılıp olgunlaştırılmadan Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine alınan ve
hızla geçirilen, bu nedenle de sıklıkla değiştirilen yasalar, uygulayıcıların
duraksamalarına ve düzenlemeden etkilenenlerin hukuksal durumlarında
belirsizliklere yol olabilecektir ki, bu durum, devlete olan güveni zedeleyecek
sonuçlar yaratabilecektir.
Hukukun temel ilkelerine
dayanmayan, devletin amacı ve varlık nedeniyle bağdaşmayan yasaların kamu
vicdanında olumsuz tepki yaratma olasılığı yüksektir. Bu tür yasalar, hukukun
yüceliğini yansıtmadığı gibi, bunları hukuk devleti işlemleri olarak nitelemek
de güçtür.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; güçlü bir ülkenin, ancak, güçlü ve istikrarlı bir ekonomiyle
sağlanabileceği bilinmektedir. Ekonomik dengeleri kurulmamış, ulusal geliri
hakça dağıtılmayan ve kişi başına ulusal geliri insanca yaşamaya yetmeyen
ülkelerde toplumsal gönenç ve huzurdan söz edilebilmesi olanaksızdır.
Türk ekonomisi önemli bir
gelişme ivmesi yakalamış görünmektedir. Enflasyon tek sayılı düzeye inmiş,
büyüme hızında ve kapasite kullanımında yüksek oranlara ulaşılmış, dışsatımda
önemli artışlar sağlanmış, turizm canlanma sürecine girmiş, durgunluk aşılmaya,
güven ortamı oluşmaya başlamıştır. Bu sonuçlar umut verici olmakla birlikte,
tümüyle iyimserliğe kapılmamız için yeterli değildir.
Yalnızca oranın
büyüklüğüne odaklanıp, büyümenin niteliğini sorgulamamak, geleceği tasarlamada
kimi olguları gözden kaçırmamıza neden olabilecektir; çünkü, yılın ilk
yarısında gayri safî ulusal gelirdeki büyüme, dışticaret açığı, cari işlemler
açığı ve tarım sektöründeki daralmayla birlikte yorumlanmalı, dışalım vergileri
ve özel tüketim giderlerindeki artışın etkisi gözardı edilmemelidir.
Ayrıca, yılın ilk yarısı
itibariyle dışsatımın dışalımı karşılama oranı, kritik eşiğin altında
gerçekleşmiştir. Cari işlemler açığının finansman kaynaklarındaki olası
değişiklik, kırılganlığı yeniden artırabilecektir.
Ekonomik büyümeye ilişkin
gelişmeleri, bölüşüm, istihdam, kamu hizmetleri ve dışticarete konu yapısal
öğeler ve borç stokundaki artışla birlikte düşünmekten ve halkımızın gönencini
gerçekten artıracak durumda olup olmadığını sorgulamaktan kaçınılmamalıdır.
Türkiye'nin çağdaşlaşma
hedefi, gelir dağılımında bugün görülen en alttaki gelir dilimi ile en üstteki
gelir dilimi arasındaki 10 katı bulan farkın ortadan kaldırılmasını gerekli
kılmaktadır. Farkın küçültülmesinin reel büyümenin ve dengeli paylaşımın
sağlanmasıyla gerçekleştirilmesi önem taşımaktadır.
İşsizlik sorunu bütün
ağırlığıyla sürmekte ve özellikle genç işsiz sayısı gittikçe artmaktadır. Her
yıl 1 000 000'a yakın yurttaşın çalışma yaşamına katılma çağına geldiği
gerçeğiyle birlikte ele alındığında sıkıntının boyutları tüm çıplaklığıyla
karşımıza çıkmaktadır. İşsizlik sorunu, ekonomik olduğu kadar, toplumsal
yönüyle de ele alınarak çözümlenmelidir.
Öte yandan, sosyal
güvenlik sistemindeki sorunların çözülemediği ve sosyal güvenliğin
yaygınlaştırılamadığı da bir gerçektir.
Özel yatırım eğiliminin
artması, ülkeye yabancı sermaye yatırımının artarak girmesi, finansman
kaynakları üzerindeki baskının ortadan kaldırılarak özel kesimin, yatırımları
için finansman olanaklarından daha büyük ölçüde yararlanabilmesi, istihdam
sorununun çözümüne olumlu etki yapacaktır. Bu süreçte, işsizliği azaltmaya
yönelik geçici çözüm çabaları da gözardı edilmemelidir.
Toplam dışborç stokundaki
azalmaya karşılık içborçlarda sorun büyüyerek sürmektedir. İçborç stokunun her
ay artış göstermesi, ülkeyi bir borç sarmalına sürükleyerek, ileride yeni
sorunlara neden olabilecektir.
Borçlanma gereksiniminin
hızla azaltılması, vade ve tutar yönünden kabul edilebilir düzeylere
indirilmesi için sağlıklı kaynaklara gerek bulunmaktadır. Bu bağlamda, genel
bütçe gelirlerinin artırılması, adil bir vergi dağılımının gerçekleştirilmesi,
etkin ve basit vergi toplama yöntemlerinin geliştirilmesi, vergilerin
harcanmasında özenli davranılması ve malî aflara başvurulmaması önem
taşımaktadır.
Malî afların iki önemli
olumsuz sonucu deneylerle ortaya çıkmıştır. Malî af, bir yandan vergi
ödemesinde azalmaya neden olurken, diğer yandan, devlete güveni sarsmaktadır.
Borçlanma gibi sonucu
kestirilemeyen yöntemler yerine, vergi gelirini artırıcı önlemlere yönelinmesi,
bunun için de, ekonominin kayıtlı duruma getirilmesi en önemli hedeflerden biri
olmalıdır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Birleşmiş Milletlerce her yıl yayımlanan İnsanî Gelişme
Raporunda, ülkemize ilişkin göstergeler, 70 000 000'un birlikte yaşama
istencinden güç alan, stratejik önemi olan bir bölgede bulunan, zengin tarih ve
kültür mirasına sahip, dinamik ve girişimci insanların yaşadığı Türkiye'de, bu
potansiyelin yeterince kullanılmadığının bir işareti olarak yorumlanmalıdır.
Yüce Meclisçe 2000
yılında kabul edilen Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planının "Temel Amaçlar
ve Strateji" belgesinde, yapısal dönüşümlerin gerçekleştirilmesi
durumunda, cumhuriyetin kuruluşunun 100 üncü yıldönümüne rastlayan 2023 yılında,
Türkiye'de, kişi başına düşen gelirin Avrupa Birliği ülkeleri düzeyine çıkması
ve 1,9 trilyon ABD Dolarına ulaşan bir gayri safî ulusal gelirle, Türkiye'nin,
dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmesi öngörülmüştür. Dördüncü Türkiye
İktisat Kongresi sonuç bildirgesinde de, bilgi toplumu olma hedefimiz
saptanmıştır.
Bu hedefler, sektörler ve
bölgelerarası kaynak tahsislerinin uzun erimli bir ekonomik kalkınma stratejisi
doğrultusunda yönlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda, üç yıldır
uygulanan istikrar programları nedeniyle ele alınamayan uzun erimli, dengeli
sanayileşme ve ekonomik kalkınmaya artık işlerlik kazandırılmalıdır.
Ekonomik kalkınma ve
süreklilik gösteren büyüme için, başta bankacılık olmak üzere, malî kesimin,
ekonominin reel kesimiyle koşut bir gelişme göstermesi zorunludur.
Kullanılabilir fonların girişimcilere kısa, dolaysız yoldan ve düşük maliyetle
aktarılabilmesi, malî piyasaların, bankacılık sektörünün sağlıklı çalışmasına
bağlıdır. Bu bağlamda, genel olarak malî piyasalar ve özel olarak da bankacılık
kesimi ile ekonomi politikaları arasında tutarlı organik bağlar yeniden oluşturulmalıdır.
Aşınan ve eskiyen altyapı
yatırımlarından başlanarak, ulaştırma-haberleşme, sulama ve başta Güneydoğu ve
Doğu Anadolu olmak üzere geri kalmış bölgelere dönük, özellikle emek/yoğun
sektörlerdeki yatırım projeleriyle kamu kesimine sürükleyici yatırım dinamizmi
yeniden kazandırılabilir. Bu bağlamda, Güneydoğu Anadolu Projesinin
tamamlanmasının ülkemiz yönünden yararını önemle ve özenle vurgulamak isterim.
Ayrıca, özel sektörün
riskli gördüğü teknoloji/yoğun projelerde, kalkınmasını başarmış ülkelerde
olduğu gibi kamusal işletmeler ya da ortaklıkların görevlendirileceği gözden
uzak tutulmamalıdır.
İstihdama, bölgesel
dengesizliği gidermeye ve döviz kazandırmaya katkıda bulunan sektörlere ve
ülkemizin teknoloji kapasitesini yükseltmeye dönük projelere kredi ve enerji
desteği sağlanmalıdır. Turizm sektöründe, doğayla uyumlu, çevreye duyarlı,
sektöriçi çeşitliliğe katkı getirecek özel sektör yatırımlarının
özendirilmesine hız verilmelidir. Böylesi bir yatırım ortamı, doğrudan yabancı
sermaye için de en uygun iklimi yaratacaktır.
Devlet "sosyal"
niteliğine de gerektiği biçimde yeniden kavuşturulmalıdır. Devletin faiz
giderlerinin azaltılmasıyla birlikte, eğitime, sağlığa ve adalete daha çok
kaynak ayrılmalı; sosyal güvenlik kuruluşlarının gelirlerini artırmak için
kayıtlı çalışma sıkı denetime alınmalı ve sosyal güvenlik kuruluşlarının
gelirlerini etkin biçimde değerlendirmelerini sağlayıcı düzenlemeler de gündeme
getirilmelidir.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; bilgi çağı ve bilgi toplumu gibi kavramlar, bilgi ve iletişim
teknolojilerinin yoğun kullanımını içermeleri nedeniyle teknoloji ağırlıklı
görünse de, temelde, nitelikli insan kaynağına dayanmaktadır. Bu yönden
bakıldığında, eğitim-öğretim sistemi, hem nitelikli insangücü yetiştirilmesini
sağlamakta hem de uzun dönemde bilgi ve teknoloji üretimi yoluyla ekonomik ve
sosyal gelişmede kilit rol oynamaktadır.
Ülke kalkınmasının temel
gereklerinin başında, çağa uygun eğitim-öğretim gelmektedir. Bilim ve iletişim
teknolojilerindeki gelişme de eğitim-öğretim sistemini etkilemektedir.
Eğitim-öğretim
sürecindeki temel ilkemiz, dogmalardan arınmış, evreni aklın öncülüğünde ve
bilimin araçlarıyla algılayan, bilim ve teknolojiyle barışık, sorumluluk
bilinci gelişmiş, ülkemizin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşması için çaba
gösteren, cumhuriyetin temel ilkelerinin değerini bilen ve korumaya kararlı
kuşaklar yetiştirmek olmalıdır. Aslında, bilim, teknoloji ve sanayide üstün
olan ülkelerin biçimlendirdiği küreselleşen dünya üzerinde saygın yer edinebilmenin
başka yolu da bulunmamaktadır.
Temel eğitim süresi, 1997
yılında kesintisiz 8 yıla çıkarılmış ve 6-14 yaş kuşağındaki çocuklarımız için
zorunlu tutulmuştur. Aynı yıl, ilköğretimin yaygınlaştırılması, bölgeler ve
cinsiyetler arasındaki dengesizliklerin giderilmesi, niteliğinin
yükseltilebilmesi ve benzeri hedeflerin gerçekleştirilebilmesi amacıyla temel
eğitim programı adı verilen kapsamlı bir yatırım programının uygulanmasına
girişilmiştir.
Programın uygulandığı
yaklaşık yedi yıllık süre içinde çok sayıda ilköğretim okulu yapılmış,
okullaşma oranı 10 puan artarak yüzde 90'ı aşmış, dengesizliklerin
azaltılmasında belirgin iyileşmeler gerçekleştirilebilmiştir.
Bu gelişmeler
sevindiricidir; ancak, henüz aşılamamış çok önemli sorunlar bulunmaktadır.
İlköğretim çağındaki 1 000 000 gencimiz eğitim olanağından yararlanamamaktadır.
Okulların çoğu, 8 yıllık kesintisiz zorunlu temel eğitimin gereksinmelerini
karşılayabilecek özellikte değildir. Kalabalık sınıflar sorunu
çözümlenememiştir. Gelişen eğitim teknolojilerini kullanabilecek yeterli sayıda
öğretmen yetiştirilememiştir.
Zorunlu eğitim süresinin
12 yıla çıkarılmasının gerektirdiği fiziksel altyapının kurulmasını geciktiren
kimi olumsuzlukların bir an önce giderilmesi, başta gelen amaçlarımızdan biri
olmalıdır.
İlköğretim sisteminin en
önemli sorunlarından biri, öğrencilerini ortaöğretime yönlendirmedeki
yetersizliğidir. Öğrencilerin yetenekleri ile ülkenin işgücü gereksinmesini
birlikte dikkate alarak, onların, meslek ya da genel lise doğrultusundaki
seçimlerinde ilköğretim sisteminin önemli bir katkısı olmamaktadır.
Türkiye ve gelişmiş
ülkelerdeki genel ve meslekî eğitim karşılaştırıldığında, ülkemizdeki çarpık
uygulamanın giderek güçlendiği görülmektedir. Meslekî teknik ortaöğretimin
genel ortaöğretim içerisindeki payı ülkemizde yaklaşık yüzde 31, Avrupa Birliği
ülkelerinde ise, ortalama yüzde 65 düzeylerindedir.
Kendilerini yeterince
tanıma olanağı verilmeden seçim yapmak zorunda bırakılan ilköğretim
öğrencilerinin büyük bölümü, üniversiteye hazırlık niteliğinde akademik program
uygulayan genel liselere yönelmektedir. Oysa, üniversite sınavlarına başvuran
her 5 öğrenciden yalnızca 1'ine örgün yükseköğretim olanağı tanınabilmektedir.
Genel liseyi bitirmiş, ancak, yükseköğretim hakkını kazanamamış olanlar,
çalışma şansı da bulamamaktadır.
Yükseköğretim sistemi,
ilk ve ortaöğretimde olduğu gibi, önemli sorunları içinde barındıran bir
alandır.
Üniversitelerin, Anayasa
ve Yükseköğretim Yasasıyla verilen görevleri yerine getirebilecek güçten yoksun
oldukları görülmektedir. Ülkemizde kamu kaynaklarından öğrenci başına ayrılan
pay, dünya ortalamasının ancak yarısına ulaşabilmektedir. Akademik kariyer
yapılması özendirilmediği için, yeterli sayı ve nitelikte öğretim üyesi yetiştirilememektedir.
Bütçe ödeneklerinin yetersizliği nedeniyle, üniversitelerin yapı özellikleri ve
donatımları eğitimin gerektirdiği düzeye ulaştırılamamaktadır.
Bilimsel araştırma ve
bilim insanına değer veren gelişmiş ülkeler, öğrenci ve öğretim elemanlarına
çekici olanaklar sunabilmektedirler. Daha iyi sosyal ve kültürel çevre,
prestij, uzmanlık alanlarında yükselebilme fırsatı, yüksek ücret gibi
özendirici olanaklar, azgelişmiş ülkelerin yetişmiş, yüksek nitelikli
bireylerini gelişmiş ülkelere yönlendirmektedir. Bu olumsuzluklar gözönüne
alınmalı, giderilmesi için önlemler geliştirilmelidir.
Yükseköğretim bilimsel,
yönetsel ve malî özerklik anlayışı içinde yapılandırılmalı, bu anlayış içinde
ülke kalkınmasıyla ilişkisi kurulmalıdır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; enerji sistemimizin önündeki en büyük engellerden birinin dışa
bağımlılık olduğu bilinmektedir. Geçen yıl, birincil enerji tüketimimizin yerli
kaynaklardan karşılanma oranı, yalnızca yüzde 28 düzeyinde kalmıştır. Enerji
tüketiminin ortalama yüzde 5'lik bir oranla sürekli artmasına karşılık yerli
üretimin azalması, bu oranın her geçen gün daha da düşmesine neden olmaktadır.
Yerli enerji üretimindeki
bu olumsuz gidişin önüne geçilebilmesinin bilinen en geçerli yolu, tüketimin
çoğunu oluşturan fosilyakıtların ülkedeki bilinen rezervlerinin artırılmasından
geçmektedir. Bu da ancak, ayrıntılarıyla planlanmış kararlı bir arama
seferberliğiyle olanaklıdır. Dışa bağımlılığın azaltılması konusunda etkili
olacak bir diğer önlem, eldeki rezervlerin işletilmesinde hız ve verimliliğin
artırılmasıdır.
Türkiye'nin, dünya petrol
ve doğalgaz rezervlerinin yaklaşık dörtte 3'üne sahip üretici ülkelerle en
önemli tüketici ülkelerin merkezinde yer alması, enerji zengini Hazar ve
Ortadoğu bölgeleri ile Avrupa arasında bir köprü oluşturmasına olanak
sağlamaktadır. Bu bağlamda, çeşitli petrol ve doğalgaz boru hatlarını
kapsayacak doğu-batı enerji koridoru tasarısıyla ilgili gelişmeler mutluluk
vericidir.
Dünyanın önemli enerji
yatırımlarından biri olan Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının yapımı üç
ülkede de sürmekte olup, Hazar petrolünü taşıyacak ilk tankerin 2005 yılı
içinde Ceyhan'dan yüklenmesi planlanmaktadır.
Doğu-batı enerji
koridorunun çok önemli bir diğer parçasını oluşturan Azerî doğalgazının
Türkiye'ye getirilmesini öngören Şahdeniz tasarısı ise 2006 yılında
tamamlanacaktır. Bu hattın, Avrupa Birliği ülkelerinin doğalgaz gereksiniminin farklı
kaynaklardan karşılanmasına yönelik olarak geliştirilen Hazar-Türkiye-Avrupa
güzergâhının ilk ayağını oluşturması yönünden önemi büyüktür.
Türkiye, doğu-batı enerji
koridorunun yanı sıra, çevresindeki diğer ülkelerle de enerji konularındaki
işbirliğine verdiği önemi sürdürmelidir.
Bu olumlu gelişmeler
yanında Karadeniz'de giderek artmakta olan petrol taşımacılığının birlikte
getirdiği tehlikelerle baş etmenin yollarının aranmasına da önem verilmelidir.
Boğazlar üzerindeki yükün hafifletilmesi için gerekli hatların bir an önce
yaşama geçirilmesi zorunlu duruma gelmiştir.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; günümüzde bilimsel ve teknolojik gelişme, ekonomik büyümenin
itici gücünü oluşturmaktadır. Bilimi geliştirmek, bilgiyi üretime dönüştürerek
ülke gönencini artırmak tüm ulusların ortak amacı olmuştur. Ülkemiz de bilime
ve teknolojik gelişmeye bu gözle bakmaktadır. Bilimin geliştirilmesi ve
bilginin üretilmesi, ilerlemenin temel kaynağını oluşturmaktadır. Bilimin
geliştirilmesi ise özgür ortamın sağlanması ve bu alana yeter ölçüde kaynak
ayrılmasıyla olanaklıdır. Özellikle pozitif bilimlerde araştırma çalışmalarına
ağırlık verilmesi zorunludur.
Son dönemlerde, devlet
kurumları ile özel kuruluşların teknoloji geliştirme alanında değişik projeler
çerçevesinde ortak çalışmalar yapması sevindiricidir.
2004 yılı temmuz ayı
itibariyle kurulan toplam 15 teknoloji geliştirme bölgesinin üniversite-sanayi
işbirliğinin gelişmesine katkı sağlaması beklenmektedir.
Devlet,
araştırma-geliştirme alanında, bütçe kaynaklarından yaptığı doğrudan proje
desteği yanında, teknoloji geliştirme bölgeleri, vergi ertelemesi, Türkiye
Teknoloji Geliştirme Vakfı, TÜBİTAK ve KOSGEB aracılığıyla uygulanan devlet yardımları ve yatırım
kredisi uygulamaları gibi değişik yollarla destek sağlamaktadır. Bu desteklerin
eşgüdüm sağlanarak uygulanması, ülkenin kalkınma hedefleriyle uyumlu olması yönünden önem taşımaktadır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; dünya, son yüzyılda hızlı sanayileşme ve kentleşme olgusu
yaşamıştır. Kentsel yerleşimler ve sanayi yerleşimleri orman alanlarının azalmasına, doğal dengenin
bozulmasına yol açmıştır.
Tüketim
alışkanlıklarındaki değişme doğal kaynaklar üzerindeki baskıları
yoğunlaştırmış, sanayilerin ve kentlerin atıkları çevre sorunlarının büyük boyutlara ulaşmasına neden olmuştur.
İnsanlık, doğal çevrenin
korunması gerektiğinin bilincine,
ancak, hava, toprak ve su kaynaklarının aşırı kirliliğinin, çölleşmenin, iklim
olaylarının doğurduğu sorunları yaşayarak varmıştır.
Bugün, başta Birleşmiş
Milletler Örgütü olmak üzere, birçok uluslararası kuruluşun ve ülkenin başlıca
ilgi alanlarından birini çevre sorunu oluşturmaktadır. Bu konu, sınıraşan
niteliğiyle küresel bir boyut kazanmış, bu nedenle uluslararası sözleşmelere de
konu olmuştur. Türkiye, Avrupa Birliğiyle ilişkileri çerçevesinde, Avrupa Çevre
Ajansına ve Avrupa Birliği Gözlemevi Ağına
katılmış bulunmaktadır.
Çevre sorununa yaklaşım,
Birleşmiş Milletler Örgütünün 1992 yılında Rio'da düzenlediği Çevre ve Kalkınma
Konferansı ve 2002 yılındaki Johannesburg Doruğu ile yeni bir boyut kazanarak
sürdürülebilir kalkınma kavramıyla ilişkilendirilmiştir.
Türkiye, doğal, kültürel
ve tarihsel kaynakların sürdürülebilir kalkınma anlayışı içinde korunmasını ve
değerlendirilmesini çağdaş bir yaklaşımla sağlayabildiğini göstermeli ve
anlatabilmelidir.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; sağlık alanında, yurttaşlarımızın daha iyi yaşam olanaklarına
kavuşturulması, doktorların ve diğer sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının
iyileştirilmesi, nitelikli eleman gereksinimi ve daha fazla yurttaşımızın
sağlık güvencesinden yararlanabilmesi yönünden temel eksikliklerimizin
bulunduğu bilinmektedir.
Anayasada, devlete,
bireylerin yaşamını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama görevi
verilmiştir. Bu nedenle, sağlık hizmetlerinin zamanında, nitelikli, dengeli,
tüm yurttaşlara açık biçimde yapılmasını sağlamak yönünde etkin adımlar
atılmalıdır.
Kaynakların verimli
kullanılması, hizmet niteliğinin iyileştirilmesi, sağlık standartlarının
geliştirilmesi, bölgelerarası hizmet dengesinin sağlanması, genel sağlık
sigortası sisteminin oluşturulması gibi çeşitli alanlarda yapılan çalışmaların
uygulamaya konulmasına hız kazandırılmalıdır.
Koruyucu ve ilk basamak
sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi ve bu bağlamda, aile hekimliği
uygulamalarının yaygınlaştırılması ve etkin işleyen bir hasta yönlendirme
sisteminin geliştirilmesi önem taşımaktadır.
Aile planlaması, ana ve
çocuk sağlığının iyileştirilmesi, toplumun geleceğinde önemli etkisi olan
hizmet alanlarıdır. Aile planlaması kavramı, halka, kararlı, düzenli ve iyi
anlatılabilmelidir. Aile planlamasının ülkenin gönenciyle de yakından ilgili
olduğu unutulmamalıdır.
Halk sağlığı açısından
önemi yanında değişik boyutları da olan uyuşturucu sorunu, devletin sürekli
olarak izlemesi gereken bir konudur. Uyuşturucu alışkanlığının yayılmasının
toplum üzerinde doğuracağı kötü sonuçlar nedeniyle, bu sorunla kararlı biçimde
uğraşılması gerekmektedir.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; 11 Eylül terör saldırısı, 21 inci Yüzyıl başlangıcında, tüm
tehdit ve güvenlik algılamalarını ve uluslararası ilişkileri etkilemiştir,
terörizmle savaşımda bir kırılma noktası oluşturmuştur, dünyada her şey farklı
bir içerik kazanmıştır.
Soğuk savaş ertesinde,
devletlerarası bir savaş olasılığı giderek azalırken, devletdışı güçlerin
karıştığı bölgesel ve etnik çatışmalar yayılmaktadır. Uluslararası ilişkilerde
ağırlık merkezi doğuya kaymakta, çeşitli güç merkezleri arasında Avrasya
coğrafî alanı üzerinde jeopolitik boşluk alanlarının doldurulma savaşımı
sürmektedir.
Soğuk savaş ertesi
kurulmuş olan uluslararası ortam, hızlı bir değişim sürecinden geçmektedir.
Uluslararası ilişkilerde
yeniden "çok yanlılık" ilkesinin geçerlilik kazanmasına, işbirliğinin
egemen kılınmasına ve Birleşmiş Milletlerin etkinliğinin artırılmasına yönelik
çabalar sürmektedir.
En güçlü devletleri hedef
alabilen terörizm, dünya barış ve güvenliği yönünden en büyük tehdit durumuna
gelmiştir. Terör örgütlerinin ulaştığı olanaklar, terörle savaşımın küresel
boyutta yürütülmesini gerekli kılmaktadır.
Terörizmin öne çıkışı,
coğrafî sınırlara dayalı savunmayı öngören stratejik düşünceden, coğrafî
sınırlara bağlı olmayan güvenliğe dayalı stratejik düşünceye dönülmesini
gerekli kılmıştır. Bu, aynı zamanda geleneksel savaş anlayışından asimetrik
savaş anlayışına geçiş anlamına da gelmektedir.
Özgürlüklerin
engellenmesi, ideolojik kutuplaşma, gelir dağılımındaki adaletsizlikler,
yolsuzluklar ve salgın hastalıklar birçok ülkeyi kargaşa ve ümitsizliğe
sürüklemekte, terörizmin yeşermesi için uygun koşullar oluşturmaktadır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri;Türkiye'nin çevresinde, Filistin-İsrail uzlaşmazlığı, Irak ve
Afganistan gibi kriz bölgeleri, ülkemizin güvenliğini yakından
ilgilendirmektedir.
Bu çerçevede, bilindiği
gibi, dünyada demokrasiyi daha geniş alanlara yaymak amacından hareket edildiği
belirtilerek "Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika" ya da "Büyük
Ortadoğu Tasarımı" adı altında, uzun dönemde bölgeye demokrasi ve özgürlük
götüreceği öne sürülen girişimler tartışmaya açılmıştır.
Önceki konuşmalarımda bu
konudaki görüşlerimi ayrıntılı biçimde dile getirdiğim için, önemi nedeniyle
yalnızca bir noktanın altını yeniden çizmekle yetiniyorum.
Tasarım bahanesiyle
Türkiye'yi model ülke olarak göstermek, Türkiye için "İslam
Cumhuriyeti" tanımlamasını getirmek ya da "Ilımlı İslam" gibi
anlamsız bir modeli önce Türkiye için öngörmek yersizdir ve asla kabul
edilemez. (CHP sıralarından alkışlar)
Türkiye, cumhuriyetin
kuruluşuyla birlikte, seksenbir yıl önce siyasal rejimini seçmiştir. Türkiye
Cumhuriyeti Devletinin rejimi, Atatürk ilke ve devrimleri ile Atatürk
milliyetçiliğine bağlı, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti temelinde
yapılanan, aydınlanmacı ve çağdaş bir içeriğe sahiptir.
İster "ılımlı",
ister "köktenci" olsun, din devleti ile demokrasinin bağdaşması
olanaksızdır ve bu iki rejimin yan yana getirilmesi tarihe ve bilime ters
düşmektedir. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; devletin anayasal düzeninin, ulusal varlığının, bütünlüğünün,
uluslararası alandaki çıkarlarının ve hukukunun her türlü iç ve dış tehditlere
karşı korunması ve kollanması olarak tanımlanan ulusal güvenlik kavramı,
ülkemizde, her dönemde olduğu gibi bugün de önemini sürdürmekte ve bu konuda
duyarlı olunmasını gerektirmektedir. Ulusal güvenliğin sağlanması, devletin
aslî görevidir. Ulusal güvenlik, devletin sonsuza kadar var olmasını,
bireylerin güvenliğini ve ulusun gönencini sağlamakla yakından ilgilidir.
Çağımızda bir ülkenin
güvenliği, çevresindeki ülkelerin gönenç ve güvenliğiyle doğrudan
bağlantılıdır. Bu nedenle, Türkiye'nin ulusal güvenlik, iç, dış, ekonomik ve
ulusal savunma politikaları birbiriyle ilişkili, uyumlu ve eşgüdümlü olarak
yürütülmektedir. Türkiye, ulusal güvenliğini, uluslararası toplumla birlikte
davranarak güçlendirmektedir.
11 Eylül sonrası,
devletimizin ulusal güvenliği ile uluslararası güvenlik arasındaki ilişki, her
zamankinden daha fazla önplana çıkmıştır. Türkiye, içinde bulunduğu jeopolitik
ortamda çok yönlü, karmaşık ve değişken iç ve dış güvenlik sorunlarıyla karşı
karşıyadır. Uluslararası gelişmeler, Türkiye'yi soğuk savaş döneminin
"kanat ülkesi" konumundan, uluslararası jeopolitik ortamın tam
merkezine kaydırmıştır.
Ulusal güvenliğimizin
öngördüğü ilke ve hedefler şöyle belirlenebilir:
- Ülkenin özgürlüğü,
bağımsızlığı, birlik ve beraberliği ile bölünmez bütünlüğünün korunması,
- Güçlü bir demokrasi,
ekonomi ve savunmaya sahip olunması,
- Anayasal düzenin,
değerlerin ve kuruluşların aşındırılmasına neden olunmaması,
- Halkın huzur, gönenç ve
güvenliğinin sağlanması,
- Türkiye ve çevresinde
demokrasi, insan hakları ve serbest ekonomiye dayanan sürekli bir barış,
istikrar ve güven ortamının oluşturulması,
- Diğer ülkelerle dostluk
ve ittifak ilişkilerinin geliştirilmesi,
- Din, eğitim ve ulusal
güvenlik konularının siyasetüstü kalması.
Bugüne kadar, toprak
bütünlüğüne, anayasal düzenine, tekil devlet yapısına, istikrarına, birlik ve
beraberliğine yönelik iç ve dış tehditlere karşı savaşımını başarıyla sürdüren
Türkiye'nin, bunu, sonsuza kadar etkin biçimde yürüteceğine olan inancımız
sonsuzdur. Ulusal güvenliğimiz, Türkiye Cumhuriyetinin tekil yapısının ve
devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünün temel taşlarını oluşturan
"laiklik" ve "Atatürk milliyetçiliği" ile doğrudan
bağlantılıdır.
Din sömürüsünü temel araç
olarak kullanan ve Türk toplumunun cumhuriyet döneminde elde ettiği tüm çağdaş
kazanımları yok etmeyi hedefleyen irticaî hareket, demokratik, laik ve sosyal
bir hukuk devletini öngören anayasal düzenimiz için öncelikli tehdit olma
niteliğini sürdürmektedir.
Din istismarcılığı, bir
yandan anayasal düzenimize ve demokratik gelişimimize, diğer yandan İslam
dinine büyük zarar vermektedir. Çağdaş bir ulus olmanın bilinci içinde,
irticaın ülke gündeminden çıkarılması için savaşım kararlılıkla sürdürülmelidir.
(CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; uluslararası toplum için en büyük tehlikeyi oluşturan
terörizmle Türkiye birinci elden ve uzun süredir karşı karşıya bulunmaktadır.
Bölücü terör örgütü, gerek yurt içinde gerek yurt dışında tehdit oluşturmayı
sürdürmektedir.
Bölücü terör örgütünün
Irak'ın kuzeyindeki varlığı sona ermedikçe, bölgedeki Türk mevcudiyetinin etkin
biçimde sürdürülmesi, ülkemizin güvenliği yönünden gereklidir.
Bugün, uluslararası bir
nitelik kazanmış olan terörle küresel savaşıma Türkiye tam destek vermektedir.
Aslında, Birleşmiş Milletler kararları çerçevesinde bu husus, uluslararası bir
yükümlülüktür. Ayrıca, 1546 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı
da, Irak'taki çokuluslu güce terörist hareketlerin önlenmesi ve caydırılması
görevlerini vermiştir.
Buna karşın, Irak'ın
kuzeyinde silahlı varlığını sürdüren bölücü örgüte karşı ABD'nin ve Irak'taki
çokuluslu gücün harekete geçmemesi, hem Türk-ABD dostluğu ve müttefikliği hem
de terörle uluslararası savaşım yükümlülükleri yönünden çelişki
oluşturmaktadır.
Güvenlik güçlerimizin
terörle savaşımdaki etkinliğini ve Türk Halkının bu savaşıma desteğini takdirle
kaydetmek istiyorum.
Türkiye Cumhuriyetinin
varlığına, bölünmez bütünlüğüne yönelen terör tehdidine karşı kahramanca
sürdürülen savaşımda yaşamını yitiren şehitlerimizi, kamu görevlilerimizi
rahmetle anıyor, gazilerimizi gönül borcuyla yeniden selamlıyorum. (Alkışlar)
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; ulusal ve uluslararası
güvenliği etkileyen çok yönlü asimetrik tehdit ve risklerin oluşturduğu bir
istikrarsızlık bölgesinde yer alan Türkiye'nin, geleceğini ve ulusal çıkarlarını
korumak üzere, olası risk ve tehditleri zamanında algılayacak önlemleri alması,
caydırıcı ve dışpolitikasını desteklemeye yeterli bir silahlı gücü de elde
bulundurması gerekmektedir. Değişen dünya koşulları ve ortaya çıkan yeni
görevlerin özellikleri dikkate alınarak Silahlı Kuvvetlerimizin modern ve etkin
bir yapıya kavuşturulması yaşamsal önemdedir.
Türkiye'nin bölgesel bir
güç olarak etkinliğinin artırılmasında belirleyici öğelerden biri de Silahlı
Kuvvetlerimizin yüksek teknolojiye dayanan, dinamik ve kendine yeterli bir
ulusal savunma sanayiiyle desteklenmesidir. Bu açıdan, ulusal savunma
sanayimizin Türk Silahlı Kuvvetleri gereksinimlerini destekleme oranının yeterli
düzeye çıkarılması için gerekli önlemlerin alınmasını önemsediğimi belirtmek
istiyorum. Bunun, ülkemiz sanayiinin gelişimine de büyük katkısının olacağı
kuşkusuzdur.
Her zaman çağdaşlığın ve
ilericiliğin simgesi olan Silahlı Kuvvetlerimizin, ana silah sistemlerinin
sağlanmasında ekonomik güçlükleri dikkate alarak yeni öncelikler belirlemesi
suretiyle gösterdiği özverili davranış her türlü övgüye değer.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; içinde bulunduğumuz yıl, dışpolitika yönünden son derece
önemli gelişmelere sahne olmaktadır. Bu hareketli dönemi başarılı biçimde
tamamlayıp, ülkemizin dış ilişkilerine daha da güç kazandırmayı amaçlıyoruz.
Türkiye'nin kalkınmasına yardımcı olacak bölgesel ve uluslararası koşulların
oluşmasına katkı sağlamak, temel hedefimizdir.
Yakın çevremiz başta
olmak üzere, genelde uluslararası ortamda barış, istikrar ve gönencin egemen
kılınması, bir dilek ya da özlem olmanın ötesinde, ulusal çıkarlarımızın da
gereğidir. Gerek bölgemizde gerek uluslararası ilişkilerde yaşanan değişim,
ülkemizi yeni fırsatlar ve tehlikelerle karşı karşıya bırakmaktadır. Karşımıza
çıkan yeni fırsatları değerlendirmek, ulusumuzun istikrar ve gönencini
etkileyebilecek tehlikelere göğüs germek amacıyla, köklü dışpolitika
geleneğimizi, günümüzün gerçekleri ve gereksinimleriyle bağdaştırmayı öngören
bir siyasayı yaşama geçirmeliyiz.
Başka bir deyişle, bir
yandan cumhuriyetimizin dışpolitikasının dayandığı ilkeleri özenle korurken,
diğer yandan yoğun bir değişim yaşanan çağımızın koşullarına uyum göstermenin
en akılcı yol olacağına inanıyoruz. Bu bağlamda, dışpolitikamızda süreklilik
gösteren, gerçekçilik, barışçılık, tutarlılık, sağduyu ve uluslararası hukuka
saygı gibi ilkelerimizi, inandırıcı ve etkili biçimde yürütürken, aynı zamanda
çağdaş değerleri paylaşan ve yayan bir anlayışı desteklemeliyiz. Bu, durağan
bir siyasa yerine, özeni elden bırakmayan, girişimci ve ön alan bir yaklaşımla,
çok yanlı ve çok bölgeli bir temelde sağlanabilecektir. Ekonomi ve savunma
alanlarındaki gücümüze ek olarak, demokratik ve laik yapımız ve dışpolitikada
izlediğimiz çözümden yana yaklaşımlar, ülkemizin saygınlığına ve etkinliğine
büyük katkı yapmaktadır.
Çevremizde yaşanmakta
olan kimi sorunların ülkemize olumsuz yansımalarının olanaklar ölçüsünde
denetim altında tutulması, komşularımızla yapıcı ve dostça ilişkiler kurulması
yönünden sevindiricidir. Bu sonucun
alınmasında, halkımızın ve onu temsilen Yüce Meclisimizin dışpolitikamıza
verdiği desteğin ve bu politikanın geliştirilmesinde oynadığı rolün, kuşkusuz
büyük katkısı bulunmaktadır.
Bu fırsattan
yararlanarak, son dönemde, dış ilişkilerimiz kapsamında sıkça sözü geçen kimi
ülke ve bölgelere yönelik yaklaşımımıza
bir kez daha değinmek istiyorum.
Avrupa Birliğine üyelik
sürecimizde önemli bir aşamaya gelmiş bulunuyoruz. Avrupa Birliği üyeliğimiz,
evrensel değerleri ve yüksek yaşam koşullarını simgelemekte, Atatürk'ün
amaçladığı "çağdaş uygarlık düzeyi"ne ulaşma doğrultusundaki en
önemli toplumsal tasarının yaşama geçirilmesi anlamını taşımaktadır. Avrupa
Birliğine üyeliğin, aynı zamanda, ülkemizin çokpartili, laik ve demokratik
siyasal yapısının ek güvencesi olacağını ve ülkemizin her türlü aşırılığa karşı
korunmasını güçlendireceğini düşünüyoruz.
Son dönemde, temel hak ve
özgürlükler, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanlarındaki
düzenlemeleri güçlendiren ve güvence altına alan kapsamlı anayasa ve yasa
değişiklikleri gerçekleştirilmiştir. Uygulamanın daha da ileri götürülmesi
yönündeki kararlılığımızı ve yeteneğimizi de açıkça ortaya koymuş bulunmaktayız.
Bir yandan Avrupa Birliğiyle üyelik görüşmelerinin başlaması için gerekli
siyasal ölçütleri yerine getirmeyi amaçlarken, öte yandan, Türk Ulusunun,
çağdaş ve modern bir toplum olma yönündeki beklentilerinin karşılanması, bu
kapsamlı değişim sürecinde bize yön göstermeyi sürdürmektedir.
Türk Ulusunun büyük
çoğunluğu, Avrupa Birliğine üyelikten yanadır. Bu, aynı zamanda, insan
haklarına ve hukuk devleti ilkesine dayalı çağdaş demokrasiye tüm kurum ve
kurallarıyla sahip olma isteğini de ortaya koymaktadır.
Geçtiğimiz hafta
Brüksel'de yapılan açıklamaları dikkatle izleyen Türk Ulusunun Avrupa
Birliğinden beklentisi, yansız ve hakça bir değerlendirmedir. Avrupa Birliği
Komisyonunun önümüzdeki günlerde yayınlayacağı İlerleme Raporunda,
gerçekleştirilen kapsamlı reformların nesnel biçimde değerlendirilmesini, diğer
adaylar için yapıldığı gibi, görüşmelerin bir an önce başlatılmasına yönelik
açık ve net bir öneriye yer verilmesini bekliyoruz.
Siyaset ve ekonomi
alanlarında çağımızın en başarılı bütünleşme girişimlerinden biri olan Avrupa
Birliği, aynı zamanda bir istikrar ve barış alanını da simgelemektedir. Bu
Birliğin, belli bir coğrafyayla sınırlanmayan küresel bir değer ifade etmesine
Türkiye'nin üyeliğinin yapacağı katkılar açıktır.
Avrupa Birliğinin Türkiye
ile üyelik görüşmelerine başlaması ve bu sürecin sonunda Türkiye'nin üyeliği,
Ortadoğu bölgesine ve geniş anlamda, İslam dünyasına verilebilecek en önemli
iletidir. Bu ileti, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi değerlerin
evrensel olduğunu, günümüzde toplumları ayıran çizgilerin, uygarlıklar ve
dinler arasından değil, bu değerleri benimseyenler ile benimsemeyenler
arasından geçtiğini, Batı ile İslam dünyasının bu değerler temel alınarak
kucaklaşabileceğini ortaya koyacaktır.
Ancak, gelinen bu
aşamada, Türkiye'nin Avrupa Birliğine üyeliği konusunda, Avrupa Birliği üyesi
ülkelerin içtenliklerini sınamamız gerekirken, kendi yanlışlarımızı düzeltmek
için zaman kaybedip bedeller ödememeli, Türkiye'nin Avrupa Birliği dışında
tutulmasını isteyenlerin ellerini güçlendirmemeliyiz. (Alkışlar)
Öncelikli dışpolitika
hedefimizi oluşturan Avrupa Birliği üyeliğimiz kadar önem verdiğimiz bir diğer
temel öğe, Amerika Birleşik Devletleriyle ilişkilerimizdir. Bugünkü
uluslararası düzen içinde en etkili güç konumundaki Amerika Birleşik
Devletleriyle ilişkilerimiz, karşılıklı yarar ve erginliğini kanıtlamış bir
müttefiklik ve dostluk temelinde yürütülmelidir. Başkan Bush'un NATO Doruğu
öncesinde ülkemize yaptığı resmî ziyaret, bu hususun karşılıklı olarak doğrulanmasına
olanak tanımıştır.
Türkiye ile Amerika
Birleşik Devletleri arasındaki ilişkilerin ortak yarar temelinde ve stratejik
ortaklık anlayışına dayanması, kimi zaman belirebilecek görüş ayrılıklarının
daha kolay aşılmasını sağlamaktadır. İki ülke arasında Balkanlardan Ortaasya'ya
uzanan geniş bir coğrafyada yapılan işbirliğinin, bölgesel barış ve istikrara
katkı yapan bir içerikte gelişmesi sevindiricidir.
Amerika Birleşik
Devletlerinin, üyesi olduğumuz Kuzey Atlantik İttifakı bağlamında üstlendiği
işlevin, Avrupa ve dünya güvenliği için vazgeçilmez gördüğümüz Atlantikötesi
bağın korunması yönünden de kilit önemi bulunmaktadır. NATO, kapsamlı güvenlik
anlayışı ve güvenliğin bölünmezliği ilkesi çerçevesinde, çağa ayak uydurarak
insanlık tarihinin en başarılı ittifakı olmuştur.
Geçtiğimiz haziran ayında
ev sahipliğini üstlendiğimiz NATO Doruğunda, bu kararlılık bir kez daha
vurgulanmış, ittifakın küresel ve bölgesel gerçekler doğrultusunda ve var olan
duyarlılıkları dikkate alarak hareket etmekte olduğu ortaya konulmuştur. NATO
genişlemekte, genişledikçe salt bir askerî ittifak olmanın ötesinde istikrar
yaratıcı bir öğe olarak güçlenmekte, bu kapsamda Türkiye'nin de ittifak içinde
üstlendiği işlevler gelişmektedir.
Avrupa'nın güvenlik
alanında sağlamaya çalıştığı gelişmeyi destekliyor, bu gelişmenin NATO'nun
Atlantikötesi topluma sağlayageldiği kazanımları aşındırmadan korumasını
katkılarımızla sürdürmeyi istiyoruz.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; dışpolitikamızın temel taşlarından birini oluşturan,
komşularımızla iyi ilişkiler kurma çabalarımızın, her geçen yıl daha da önemli
sonuçlar vermekte olduğunu mutlulukla gözlemliyoruz. Ülkemizin güvenilir ve
ortaklığı aranır bir bölgesel güç olarak algılanması, komşularımızla daha
olumlu ilişkiler geliştirmemize olanak tanımaktadır.
Müttefik olmanın yanı
sıra, Avrupa Birliği üyeliğimiz aracılığıyla yakın ortak olmayı da
hedeflediğimiz Yunanistan'la ilişkilerimizi daha ileri noktalara götürmek için
gerekli adımları atmaktayız. Ülkelerimiz arasında karşılıklı saygı, güven ve
dostluk temelinde geliştirmek istediğimiz ilişkilerin diğer ülkelere örnek
olacak düzeye gelmesini umuyoruz. Yunanistan'la ilişkilerimizde, içtenlik ve
diyalog vazgeçilmez iki öğeyi oluşturmaktadır. Türkiye, kurulan diyalog
aracılığıyla attığı daha ileri adımların karşılıksız kalmayacağını
düşünmektedir.
Uluslararası ilişkilerde
içtenlik ve diyaloğun tüm sorunları
aşmaya yetmediği gerçeği de gözardı edilmemelidir. Her türlü özveride
bulunmalarına, içten bir uzlaşma örneği göstermelerine karşın, Türkiye'nin ve
Kıbrıs Türklerinin Kıbrıs'taki haklı davalarında hakça bir noktaya varılamadığı
da açıktır. (Alkışlar)
Kıbrıs Türkleri, uzlaşma
yanlısı istençlerini, demokratik süreçler sonucunda ve Birleşmiş Milletler ile
Avrupa Birliği de dahil olmak üzere, uluslararası toplumun beklentileri ve
desteği doğrultusunda ortaya koymuştur. Şimdi, yıllardır uluslararası toplumu
tersine inandırmayı başarmış olan Rum tarafının barış ve birleşmeden kaçan
tutumunda diretmesi karşısında, Kıbrıs Türklerinin haksız yalıtılmışlığına
kesin olarak son vermek, siyasal dürüstlüğün, hak ve adalete uygunluğun bir
gereği, uluslararası toplumun inandırıcılığının ve tutarlılığının doğal sonucu
olmalıdır. Kıbrıs Türklerinin bu yalıtılmışlığının etkilerini gidermek amacıyla uluslararası alanda başlatılmış
bulunan kimi çalışmaların, beklentileri karşılayacak biçimde, kısa süre içinde
tamamlanmasını umuyoruz.
Öte yandan, Türkiye'nin
benimseyegeldiği dostça ve yapıcı yaklaşım, Bulgaristan ve Romanya gibi
komşularımızca karşılıksız bırakılmamaktadır. Bu ülkelerle, ikili, üçlü ve çok
yanlı düzeylerde sürdürdüğümüz yoğun ilişkiler, ulusal çıkarlarımız kadar,
bölge istikrarına da hizmet etmektedir. Son olarak, Bulgaristan ve Romanya'nın
NATO İstanbul Doruğuna yeni müttefiklerimiz olarak katılmaları, bu ülkeleri
bize yakınlaştıran ilişkilerin daha da derinleşeceğinin güzel bir işaretini
oluşturmuştur.
Büyük önem verdiğimiz,
Rusya Federasyonuyla aramızdaki diyalog ve işbirliğinin ulaşmış olduğu aşama
mutluluk vericidir. Karşılıklı ticaretimiz, ekonomi alanındaki yatırımlar ve
turist sayısı gibi verilere göz atmak bile ülkelerimiz arasındaki bağların ne
derece çeşitlendiğini ve güçlendiğini görmek için yeterlidir. Türkiye ve
Rusya'nın ilgi duydukları, işbirliği yapabilecekleri ve istikrara yardımcı
olabilecekleri coğrafî alanlar yönünden de bir örtüşme bulunmaktadır. Özellikle
Avrasya'da bölgesel işbirliğine ivme kazandırılmasında, Rusya Federasyonu,
Türkiye için kilit ülke konumundadır. Ülkelerimizin bu coğrafyada birlikte
hareket etmesinin yararına inanıyoruz.
Karşılıklı bağımlılık ve
bölgesel işbirliğini istikrar yaratan bir öğe olarak gören Türkiye, bunun
Karadeniz bölgesinde seferber edilmesi için öncü bir rol oynamaktadır. Ekonomik
işbirliğinin yanı sıra, özellikle kıyıdaş ülkelerle güvenlik alanında da
işbirliği olanaklarını geliştirmekteyiz.
Bölgedeki önemli dostumuz
Ukrayna'yla ilişkilerimizi her alanda geliştirme çabalarımız sürmektedir. İki
ülke arasında bu amaçla imzalanan Eylem Planının yaşama geçirilmesi, bölgedeki önceliklerimizden
biridir.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Güney Kafkasya'da kalıcı istikrar, güvenlik ve gönencin
oluşturulması Türkiye yönünden yaşamsal önem taşımaktadır. Türkiye, bölge
ülkelerinin istikrara kavuşması, donmuş sorunların ve çatışmaya yol açma
olasılığı bulunan uyuşmazlıkların barışçı yollarla çözümlenmesi ve bölgesel
işbirliğinin kök salması için elinden gelen katkıyı yapmaktadır. Kardeş ülke
Azerbaycan'ın esenliğe ulaşması, öte yandan çalkantılı bir dönemi geride
bırakan komşu Gürcistan'ın sorunlarını sağduyu içinde demokratik yollardan
aşması için, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da destek vermeyi
sürdüreceğiz.
Azerbaycan ve
Gürcistan'la ortaklığımızın güzel bir simgesini oluşturan Bakû-Tiflis-Ceyhan
petrol boru hattının, öngörüldüğü gibi, gecikmeksizin 2005 yılında tamamlanması
temel hedeflerimizden biridir.
Ermenistan'la aramızdaki
ilişkilerin bugüne kadar normalleştirilememesinin nedenleri, Yüce Meclisin
değerli üyelerince bilinmektedir. Ermenistan'ın siyasalarının yarattığı bu
durumun aşılarak, Güney Kafkasya'daki işbirliği halkasının tamamlanması
Türkiye'nin içten isteğidir. Bunun için yapılması gereken, Ermenistan'ın,
bölgesinde iyi komşuluk ve uluslararası hukuk ilkeleriyle uyumlu, uzlaşma
istencini önplana çıkaran bir dış siyasa izlemesidir. Bu yönde atılacak olumlu
adımlara, Türkiye'nin de aynı biçimde karşılık vereceği kuşkusuzdur. Türkiye'ye
karşı açık, önyargısız ve dostça siyasa izleyen her ülke kazançlı çıkmaktadır.
Ermenistan'ın bu anlayışla hareket etmesini umuyoruz.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; diğer komşularımızla ilişkilerimizin olumlu yönde
geliştirilmesi de dışpolitika önceliklerimizden birini oluşturmaktadır. Bu
bağlamda, İran'la son yıllarda daha yakın ve yapıcı ilişkiler kurmak için içten
bir çaba içinde olduk. İlişkilerimizi, iyi komşuluk, içişlerine karışmama ve
karşılıklı saygı temelinde yürütme isteğimiz sürmektedir.
İran'la ikili ve çok
yanlı düzeyde sürdürdüğümüz ilişkiler, ülkelerimiz arasındaki geniş olanakların
daha etkin biçimde değerlendirilmesi istencimizi yansıtmaktadır. Bu olanakların
yaşama geçirilmesi, İran'ın, gerek Türkiye'nin güvenliğine gerek bölgedeki
istikrara katkı yapacak siyasalar izlemesiyle kolaylaşacaktır. Bu önemli
komşumuzla yapıcı ilişkiler geliştirmeye ve böylelikle İran'ı ilgilendiren
bölgesel ve uluslararası duyarlılıkların tüm taraflarca daha iyi anlaşılmasına
çaba gösteriyoruz.
Komşumuz Irak'taki
gelişmeler ülkemizi yakından ilgilendirmeye devam etmektedir. Irak'ta var olan
güvenlik koşullarından ülkemiz de doğrudan etkilenmektedir. Irak'a taşımacılık
yapan ve müteahhitlik hizmetleri götüren şirketlerimizin personelinin
yaşamlarını yitirmesinden büyük üzüntü duyuyoruz. Ailelerinin acılarını
paylaşıyoruz. İlgili makamlarımız, yurttaşlarımızın can ve mal güvenliğinin en
etkin biçimde korunmasını sağlayacak önlemlerin alınması yönünde özenle çaba
göstermektedir.
Irak'ta siyasal sürecin
en önemli aşamalarından biri geride bırakılmış, egemenlik Iraklılara
devredilmiştir. Egemenliği devralan Irak Geçici Yönetiminin önünde son derece
çetin görevler ve yoğun bir gündem bulunmaktadır. Güvenlik ve düzenin
sağlanması, Irak'ı oluşturan gruplar arasında ulusal bir uzlaşının temelinin
atılması, Ocak 2005'te düzenlenmesi planlanan genel seçimlerin hazırlıkları,
önümüzdeki dönemin temel öncelikleri arasında yer almaktadır. Geçici hükümetin,
yasallığının asıl kaynağının tüm Iraklılar olduğunun bilinciyle hareket ederek,
bu güç dönemi başarıyla atlatması en içten dileğimizdir.
Türkiye, demokratik,
toprak bütünlüğü ve ulusal birliği korunmuş ve gönençli bir Irak hedefi
doğrultusunda hareket etmeyi sürdürecektir. Bu bağlamda, Irak'a insanî ve
teknik yardımlarımız ve ikili ticaretimizi geliştirmeye yönelik çabalarımız
artarak sürecektir. Çok taraflı düzeyde de, bugüne kadar öncü rol üstlendiğimiz
Irak'ın istikrarını, ülke bütünlüğünü ve yeniden yapılanmasını temel alan etkin
siyasaları sürdüreceğiz.
Irak'a yönelik
yaklaşımımıza tüm Iraklıları kucaklayan bir siyasa yön vermektedir. Yeni
Irak'ın, demokratik ve hakça bir düzene kavuşması ve toplumun tüm gruplarının
siyasal ve ekonomik yapıda hak ettiği yeri almaları, ülkenin uzun erimli istikrarı
için vazgeçilmezdir. Uzlaşma, toplumsal uyum ve dayanışma, tek taraflı üstünlük
sağlamaya yönelik siyasaların önüne geçmelidir. Bunlar, uluslararası toplum
kadar, ülkedeki farklı grupların uzun yıllar içinde çıkarmış olmaları gereken
sonuçlardır.
Bu çerçevede, Türkiye
olarak soydaşlarımız Türkmenlerin durumuna önem vermemiz doğal karşılanmalıdır.
Irak halkını oluşturan üçüncü büyük grup olan Türkmenler, nüfus büyüklükleri,
yüksek eğitim düzeyleri ve "Iraklı" kimliğine sahip çıkan siyasal
bilinçleriyle, Irak'ın geleceğine olumlu katkılarda bulunabileceklerdir.
Demokratik siyasal sürecin bundan sonraki aşamalarında, Türkmenlerin bu
özellikleriyle uyumlu nitelik ve nicelikte temsil edilmelerini umuyoruz. (Alkışlar)
Öte yandan, Irak'ın tümünün geleceği yönünden duyarlılık taşıdığını
düşündüğümüz bir konu, Kerkük'ün geleceğidir. Kerkük'ün herhangi bir etnik
gruba mal edilmesi çabalarının yaratabileceği huzursuzluklar, yalnızca bu ille
sınırlı kalmayacak, Irak'ın geneline yayılan bir iç kargaşayı ve sonuçları
önceden kestirilemeyecek bölgesel istikrarsızlığı tetikleyebilecektir.
(Alkışlar)
Irak bağlamında büyük
önem verdiğimiz bir diğer konuya da değinmek istiyorum. Bugün kullandığı adı ne
olursa olsun, terör örgütü PKK'nın Irak'ta herhangi bir biçimde sığınak bularak
sınırlarımıza sızmasını görmezlikten gelemeyeceğimizi özellikle vurgulamak
gerekir. Irak'taki gelişmelerden yararlanılarak, ülkemize yönelik terör
eylemlerinin yeniden başlatılmasına izin vermeyeceğimiz açıktır. Konuşmamın
başında da belirttiğim gibi, stratejik ortağımız ve müttefikimiz Amerika
Birleşik Devletlerinin bu konudaki yükümlülüklerini yerine getirmesini
bekliyoruz. Ayrıca, egemenliğini devralan Irak'ın, komşuluk ve uluslararası
sorumluluklarına uygun davranarak, bu örgütün ülkesindeki varlığına son vermek
için gerekli adımları atacağına inanıyoruz.
Son yıllarda gittikçe
gelişen Türkiye-Suriye ilişkileri, ülkemizin yapıcı yaklaşımının yararlarını
ortaya koymaktadır. Karşılıklı ziyaretler ülkelerimiz arasındaki güveni
artırmakla kalmayıp, halklarımızın dostluk ve kardeşlik duygularını da
pekiştirmektedir. Sayın Beşar Esad'ın bu yılın başında ülkemize
gerçekleştirdiği ziyaret, bir ilk oluşturmuştur. Suriye'yle siyaset, ekonomi ve
kültür alanlarındaki ilişkilerimizi ilerlettikçe, bölgedeki barış ve istikrar
arayışına da destek vermiş olacağımızı düşünüyoruz. Suriye'nin başta Batı olmak
üzere, tüm ülkelerle normal ilişkiler kurması, Türkiye'nin de yararınadır.
Suriye'yi bu yönde desteklemeyi ve özendirmeyi sürdüreceğiz.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Ortadoğu'nun Türkiye için önemi, yalnızca komşu olduğumuz
ülkelerle sınırlı kalmamaktadır. Mısır, Suudî Arabistan ve Ürdün dahil,
bölgedeki tüm Arap ülkeleriyle dostça ilişkiler geliştirmek ve ilişkilerimizin
boyutlarını çeşitlendirmek dışpolitikamızın öncelikli hedefleri arasındadır.
İsrail'le kurduğumuz ilişkiler önemini korumaktadır.
Ortadoğu'ya gerçek ve
kalıcı barış ve istikrarın gelememesi, öncelikle sayısız yaşamın yitirilmesi
gibi üzücü bir sonuç doğurmaktadır. Ayrıca, bölgenin siyaset, ekonomi ve kültür
alanlarında sunduğu geniş olanakların bugünkü kuşakların yararına kullanılması
da, ne yazık ki engellenmiş olmaktadır. Bu, Ortadoğu'nun yazgısı olmamalıdır.
Ortadoğu'da normalleşme çok gecikmiş bir gereksinimdir. Ülkemizin güvenliği ve
kalkınması, bölgedeki olumsuz ortamdan etkilenmektedir. Türkiye, başta
Filistin-İsrail uyuşmazlığı olmak üzere, bölgedeki sorunların çözülmesi için
taraflarca istenebilecek her türlü yardımı yapmaya hazırdır. Hareket noktamız,
barış arayışlarına destek vermek ve uzlaşmaları cesaretlendirmektir.
Türkiye, ilgili
taraflarla oluşturduğu yakın ve dengeli ilişkilerini, bölgenin çıkarları
doğrultusunda seferber etme kararlılığını bu nedenle açıkça ortaya koymuştur.
İsrail ve Filistin yetkilileri kadar, bu uyuşmazlığın çözümünde görev
üstlenebilecek bölge ülkeleri ve Batılı dostlarımızla da birlikte hareket
etmenin sonuç vereceğine inanıyoruz. Bu bağlamda, uluslararası toplumun
desteğini alan Yol Haritasının, sorunun çözümü için yol gösterici nitelikte
olduğunu düşünüyoruz.
Öte yandan, gerek
Ortadoğu'da gerek daha geniş bir coğrafyayı temsil eden İslam Konferansı Örgütü
üyesi ülkelerde, siyaset, ekonomi ve toplumsal alanlarda olumlu değişime ve
kalkınmaya duyulan gereksinimin, halklar ve hükümetler düzeyinde giderek daha
fazla kabul görmesi mutluluk vericidir. Türkiye'nin, bölgeye ilişkin fırsat
buldukça dile getirdiği vizyon, daha açık, özgür, demokratik yapıların yaşama
geçirilmesini, insan hakları, hukukun üstünlüğü, iyi yönetişim, kadın-erkek
eşitliği gibi ilkelerin gözetilmesini, bölgenin ekonomi ve ticaret alanlarında
sunduğu olanakların daha akılcı işletilmesini öngörmektedir.
Bölgesel işbirliğinin
değerine inanan Türkiye, İslam Konferansı Örgütünün de daha etkin bir örgüt
durumuna getirilmesini desteklemektedir. Haziran ayında evsahipliğini
yaptığımız İslam Konferansı Örgütü Dışişleri Bakanları Konferansında Genel
Sekreterliğe Türkiye'nin adayının seçilmiş olması, ülkemizin örgüt içindeki
saygınlığını da göstermektedir. Türkiye, İslam Konferansı Örgütü içindeki etkin
ve yapıcı tutumunu sürdürerek, örgütün gerek üyelerine gerek temsil ettiği
coğrafyaya daha fazla yarar sağlayan olanak ve yeteneğe kavuşturulmasına çaba
gösterecektir.
Dostluk ve kardeşlik
ilişkilerimiz bulunan Ortaasya ülkeleri, önümüzdeki dönemde de Türkiye'yi
yanlarında bulacaktır. Karşılıklı saygı ve ortak çıkar temelinde yürüyen bu
ilişkiler, söz konusu ülkelerin sorunlarının aşılmasına, uluslararası toplumla
bütünleşmelerine yardımcı olacak bir içerikte sürdürülmektedir. Önümüzdeki ay
Antalya'da düzenlenecek Türkçe Konuşan Ülkeler Sekizinci Doruğu, katılımcı
ülkeler arasındaki ilişkilerin ve işbirliğinin güçlendirilmesi için neler
yapılabileceğinin değerlendirilmesi olanağını sağlayacaktır.
Türkiye'nin tarihsel ve
yakın bağları bulunan Afganistan'a vermekte olduğu destek sürecektir. Bu
ülkenin yeniden yapılanma sürecinin başarılı olması yolundaki yardımlarımız,
aynı zamanda uluslararası barış ve istikrara yapılan bir yatırımdır. Bu amaçla,
ikili ve çok taraflı düzeyde süren çabalarımız, dışpolitika önceliklerimiz
arasında yer almaktadır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; evrenselleşen değerler ve küreselleşen dünyamızda, Türkiye
ölçeğindeki ve coğrafî konumundaki bir ülkenin dışpolitikasının çok boyutlu
olması, genel söylemin ötesinde bir gereksinimdir. Türk dışpolitikası,
Atlantikötesi bağlar, Avrupa Birliğine tam üyelik sürecimiz ve yakın çevremizle
ilişkilerle sınırlı değildir ve olmamalıdır.
Bunlara ek olarak, Afrika
ve Latin Amerika ülkeleriyle olabildiğince yakın ilişkiler de gereklidir. Bu
kapsamda, Afrika ve Latin Amerika'ya açılım siyasalarımız sürdürülmektedir.
Dışpolitikamızda son
yıllarda giderek önem ve öncelik kazanan bir diğer konu, Asya-Pasifik
bölgesindeki ülkelerle ilişkilerimizin geliştirilmesi olmuştur. 21 inci Yüzyıl
dünya ekonomisine yön verecek ivmenin bu bölgeden kaynaklanacağı sıkça dile
getirilmektedir.
Bölgenin önem ve
ağırlığı, uluslararası siyasal dengeler yönünden de belirgin ölçüde
artmaktadır. Bu nedenle, Asya-Pasifik bölgesine yönelik açılımımıza süreklilik
kazandırılması zorunludur. Bu bağlamda, Japonya'da başarıyla gerçekleştirilen
"Türkiye Yılı"nın kazandırdığı ivmeyle, bu ülkeyle ilişkilerimizin
daha da geliştirilmesi için karşılıklı istenç ortaya konulmuş ve yakın
ilişkilerimizin kültür ve toplum boyutu güçlendirilmiştir. Ayrıca, uzun erimli
bir bakışla, bölgenin önemli gücü Çin Halk Cumhuriyetiyle aramızdaki olumlu
ilişkileri her alanda geliştirmeyi, içerik yönünden zenginleştirmeyi
hedeflemekteyiz.
İkili ilişkilerimize ek
olarak, Türkiye'nin çok boyutlu bölgesel ve uluslararası siyasalarının hareket
alanlarından birini oluşturan uluslararası örgütlerdeki etkinliğimiz
artırılmalıdır. Dışpolitikamızın çok yanlı düzeydeki varlığı güçlendikçe ve
uluslararası sorunların çözümüne bu kanalla yaptığı katkılar arttıkça,
2009-2010 yılları için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyeliğimizin
gerçekleşmesi kolaylaşacaktır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Türkiye'nin, Atatürk'ün gösterdiği doğrultuda çağdaşlaşma ve
Batı'ya yönelme hedefi, cumhuriyetin kurulmasından bu yana süregelmektedir.
Türkiye, sorunları
bulunsa da, yurttaşlarının yarınlara güvenle bakmasını sağlayacak olanaklara,
en güç koşullarda akıl ve sağduyuyla karar alma ve uygulama bilincine sahiptir.
Bugün, Türkiye, koruduğu ve ödün vermeden yaşattığı nitelikleriyle birçok ülke
için örnek konumdadır.
Türkiye Cumhuriyetinin
çağdaş dünyada etkin bir ülke olarak öne çıkmasını sağlamak, çocuklarımıza ve
gençlerimize övünecekleri bir ülke bırakmak, aydınlık yarınlar hazırlamak ortak
sorumluluğumuzdur.
Türkiye'nin, genç,
dinamik ve girişimci nüfusu, köklü kurumları ve sivil toplum örgütleriyle,
zengin kaynaklarını , birikimlerini ve olanaklarını akılcı biçimde
değerlendirerek, 21 inci Yüzyılda çok daha iyi bir düzeye ulaşabileceğinden
kuşkumuz yoktur.
Çağdaşlaşma yönündeki
ilerlememizde, devletin tekliğinin, ulusun birliğinin, ülkenin bölünmez
bütünlüğünün, güvenliğinin, bağımsızlığının, demokratik, laik ve sosyal hukuk
devleti yapısının korunması, halkının gönencinin duyarlılıkla sağlanması esas
olmalıdır.
Türkiye, içinde bulunduğu
ilerleme yarışında esin kaynağını, her zaman olduğu gibi, Atatürk'ün ilke ve
devrimlerinden ve ulusumuzun kararlılığından alacaktır.
Yüce Meclisimizin yeni
yasama yılında da, ülke geleceğinin ve çıkarlarının korunmasındaki duyarlı
görevlerini kararlılıkla yerine getireceğine inanıyoruz.
Bu düşüncelerle, hepinizi
yeniden saygıyla selamlıyor, yeni yasama yılının ulusumuza kutlu olmasını
diliyorum. (Ayakta alkışlar)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının 4 adet tezkeresi var. Bunları ayrı ayrı okutacağım ve
bilgilerinize sunacağım.
Birinci tezkereyi
okutuyorum:
II. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Tezkereler ve Önergeler
1. - Suriye
Halk Meclisi Başkanı Mahmoud Al Abrash ve beraberindeki heyetin, TBMM Başkanı
Bülent Arınç'ın konuğu olarak ülkemize resmî ziyarette bulunduğuna ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/649)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kuruluna
Suriye Halk Meclisi
Başkanı Mahmoud Al Abrash ve beraberindeki heyet, 14-18 Eylül 2004 tarihleri
arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın konuğu olarak
ülkemize resmî ziyarette bulunmuştur.
Söz konusu heyetin
ülkemizi ziyareti, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin
Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 7 nci maddesi gereğince Genel Kurulun
bilgisine sunulur.
Bülent
Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
İkinci tezkereyi
okutuyorum:
2. -
Gökoğuz Yeri Halk Topluşu (Meclis) Başkanı Stepan İasir ve beraberindeki
parlamento heyetinin ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık
tezkeresi (3/650)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kuruluna
TBMM Başkanlık Divanının
13 Eylül 2004 tarih ve 49 sayılı kararıyla, Gökoğuz Yeri Halk Topluşu (Meclis)
Başkanı Sayın Stepan İasir ve beraberindeki parlamento heyetinin ülkemizi
ziyareti kararlaştırılmıştır.
Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 7 nci
maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.
Bülent
Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Üçüncü tezkereyi
okutuyorum:
3. -
Hollanda Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı ve beraberindeki
parlamento heyetinin ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık
tezkeresi (3/651)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kuruluna
TBMM Başkanlık Divanının
10 Haziran 2004 tarih ve 42 sayılı kararıyla, Hollanda Temsilciler Meclisi
Dışişleri Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin Türkiye Büyük
Millet Meclisinin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi
ziyareti uygun bulunmuştur.
Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 7 nci
maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.
Bülent
Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Son tezkereyi okutuyorum:
4. - İtalya
Meclis Başkanı Pier Ferdinando Casini ve Senato Başkanı Marcello Pera'nın,
Roma'da yapılacak Çocukların ve Gençlerin Korunması İçin Dünya Kadın
Parlamenterler Konferansına katılmak üzere TBMM'den 3 kadın milletvekilini davetine
icabet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/652)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kuruluna
İtalya Meclis Başkanı
Pier Ferdinando Casini ve Senato Başkanı Marcello Pera tarafından ortaklaşa
olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderilen mektupta, 17-18
Ekim 2004 tarihleri arasında, Roma'da "Çocukların ve Gençlerin Korunması
İçin Dünya Kadın Parlamenterler Konferansı"nın düzenleneceği ve söz konusu
konferansa Türkiye Büyük Millet Meclisinden 3 kadın milletvekilinin davet
edildiği bildirilmektedir.
Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun
"Araverme veya Tatilde Uygulanacak Usul" hükümlerini düzenleyen 11
inci maddesi uyarınca, söz konusu konferansa icabet edilmesi hakkında 15 Temmuz
2004 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç başkanlığında
AK Parti Grup Başkanvekili Haluk İpek ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili Prof. Dr. Haluk Koç'un katıldığı toplantıda karar alınmıştır.
Anılan kanunun 11 inci
maddesi uyarınca Genel Kurulun bilgisine sunulur.
Bülent
Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Sayın milletvekilleri,
kamu vakıfları ile kamu bünyesinde kurulu dernek ve yardımlaşma sandıkları
konusunun araştırılarak, bu oluşumlardan kaynaklanan sorunların çözümü için
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan (10/12, 28) esas
numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının, komisyonun görev süresinin
uzatılmasına dair bir tezkeresi vardır; okutuyorum:
5. -
(10/12, 28) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının,
komisyonun görev süresinin bir ay uzatılmasına ilişkin tezkeresi (3/653)
1.7.2004
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Kamu vakıfları ile kamu
bünyesinde kurulu dernek ve yardımlaşma sandıkları konusunun araştırılarak, bu
oluşumlardan kaynaklanan sorunların çözümü için alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonumuzun görev süresi 7
Temmuz 2004 tarihinde sona erecektir.
Komisyonumuzun
çalışmaları halen devam etmekte olup, bu çalışmaların tamamlanıp raporun
hazırlanabilmesi için eksüreye ihtiyaç duyulmuş ve 30 Haziran 2004 tarihli
toplantıda bu konuda karar alınmıştır.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün 105 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre, Komisyonumuza 8
Temmuz 2004 tarihinden itibaren (1) bir aylık eksüre verilmesini arz ederim.
Saygılarımla.
İrfan
Gündüz
İstanbul
Komisyon
Başkanı
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, İçtüzüğün 105 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Araştırmasını üç ay içinde bitiremeyen
komisyona bir aylık kesin süre verilir" hükmü gereğince komisyona bir
aylık eksüre verilmiştir.
Şimdi, Danışma Kurulunun
bir önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım.
IV. -
ÖNERİLER
A) DanIşma Kurulu Önerİlerİ
1. - TBMM
Başkanı seçiminin yapılacağı gün ve sürelerine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
Danışma Kurulu Önerisi
No. : 99 30.9.2004
Aday bildirme süresi 5
Ekim 2004 Salı günü saat 24.00'te sona erecek olan Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı seçimine, 6 Ekim 2004 Çarşamba günü başlanarak aynı gün ilk iki
oylamanın yapılması, seçimin bu oylamalarda sonuçlanmaması halinde, üçüncü
oylamanın 7 Ekim 2004 Perşembe günü, bu oylamada da sonuç alınamaması halinde
dördüncü oylamanın da aynı günkü birleşimde yapılması,
5 Ekim 2004 Salı günü ise
Genel Kurul çalışması yapılmamasının,
Genel Kurulun onayına
sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.
Bülent
Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
|
Haluk İpek |
Kemal Anadol |
|
AK Parti Grubu Başkanvekili |
CHP Grubu Başkanvekili |
BAŞKAN - Söz isteği?..
Yok.
Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
bugünkü gündemimizde başkaca bir konu bulunmamaktadır.
Bundan sonraki birleşimde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının seçimi yapılacaktır.
Anayasanın 94 üncü
maddesi gereğince, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı için gösterilecek
adaylar, Meclisin toplandığı 1 Ekim 2004 Cuma gününden, yani, bugünden itibaren
beş gün içinde Geçici Başkanlık Divanımıza bildirilecektir.
Buna göre, Başkan
adayları, 5 Ekim 2004 Salı günü saat 24.00'e kadar gösterilecek ve Başkan
seçimine 6 Ekim 2004 Çarşamba günü saat 15.00'te başlanacaktır.
Alınan karar gereğince,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının seçimini yapmak için, 6 Ekim 2004
Çarşamba günü saat 15.00'te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum, iyi günler
diliyorum.
Kapanma Saati: 16.35