BIM 2 3 2004-08-19T06:55:00Z 2004-08-19T06:55:00Z 40 23798 135652 TBMM 1130 271 166590 9.3821 0 6 nk 6 nk 0

DÖNEM : 22        YASAMA YILI : 2

 

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

CİLT : 58

 

118 inci Birleşim (Olağanüstü)

4 Ağustos 2004 Çarşamba

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. - BU BİRLEŞİM TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - YOKLAMA

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) ÇEŞİTLİ İŞLER

1. - Kütahya Milletvekili Halil İbrahim Yılmaz'ın vefatı nedeniyle saygı duruşu

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. - Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 127 milletvekilinin, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında verilen gensoru önergesini görüşmek üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisinin olağanüstü toplantıya çağrılmasına ilişkin önergesi (4/213)

2. - TBMM Genel Kurulunun 4 Ağustos 2004 Çarşamba günü saat 15.00'te olağanüstü toplantıya çağrıldığına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresi (3/635)

C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. - Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 32 milletvekilinin, 22 Temmuz 2004 tarihinde Pamukova'da meydana gelen tren kazası nedeniyle Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/1)

V. - ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1. - (11/1) esas numaralı gensoru önergesinin, görüşme gününe ilişkin Danışma Kurulu önerisi

VI. - GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI

A) ÖNGÖRÜŞMELER

1. - Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 32 milletvekilinin, 22 Temmuz 2004 tarihinde Pamukova'da meydana gelen ve 38 yurttaşımızın yaşamlarını yitirmesiyle sonuçlanan kazaya neden olan "Hızlandırılmış Tren" olarak adlandırılan uygulamayı mevcut altyapı eksiklikleri tamamlanmadan başlattığı iddiasıyla Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında gensoru önergesi (11/1)

VII. - SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. - İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, mahkûmlara yönelik sağlık hizmetlerine ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/2645)

2. - Malatya Milletvekili Muharrem KILIÇ'ın, yurtdışındaki vatandaşlarımızın boşanma istemleriyle ilgili sorunlarına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/2646)

3. - Çanakkale Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün, Troya kalıntısına ve hazinelerine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Erkan MUMCU'nun cevabı (7/2694)

4. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, İznik İlçesindeki Ayasofya Müzesinin bakım ve onarımına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı  Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/2699)

5. - Konya Milletvekili Atilla KART'ın, İstanbul'daki bazı mahkemelerle ilgili bilgilere ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/2709)

6. - Antalya Milletvekili Atila EMEK'in, yapımı planlanan golf alanlarına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Erkan MUMCU'nun cevabı (7/2745)

7. - Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, turizm amaçlı arazi tahsisine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Erkan MUMCU'nun cevabı (7/2747)

8. - Hatay Milletvekili Züheyir AMBER'in, Irak'taki savaş hurdalarının Türkiye'ye ithalinin denetimine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Kürşad TÜZMEN'in cevabı (7/2768)

9. - Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, barajlar nedeniyle sular altında kalan antik kentlerin kurtarılmasına yönelik çalışma ve projelerin olup olmadığına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Erkan MUMCU'nun cevabı (7/2873)

10. - Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, Sırp asıllı bir şarkıcının bir beyanatına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/2777)

11. - Adana Milletvekili Kemal SAĞ'ın, Eti Gümüş AŞ'nin özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/2780)

12. - İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, köy ve mahalle muhtarlarının sorunlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/2781)

13. - Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, hurda araçlarda uygulanan ÖTV indirim miktarının azaltılmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/2782)

14. - İzmir Milletvekili Oğuz OYAN'ın, Siirt Belediye Başkan Yardımcılığına atama yapıldığı iddiasına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/2795)

15. - Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, Truva isimli film vesilesiyle Türkiye'nin tanıtımına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Erkan MUMCU'nun cevabı (7/2801)

16. - Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, Eurovision Şarkı Yarışması ile ülke tanıtımında izlenen politikaya ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Erkan MUMCU'nun cevabı (7/2802)

17. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya Kaleiçi'ndeki tarihi Kesik Minare'nin restorasyonuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/2804)

18. - Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, Atatürk Orman Çiftliğine ait arazilerin kullanımına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Ali BABACAN'ın cevabı (7/2818)

19. - İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, patates ve elma ihracatında teşvik uygulamasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Ali BABACAN'ın cevabı (7/2828)

20. - Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, Sağlıkta Dönüşüm Projesi uygulamalarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/2835)

21. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, nöbetçi eczacıların güvenliğine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/2841)

22. - Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, yabancı sermayenin ülkemize girişini kolaylaştırmaya yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Ali BABACAN'ın cevabı (7/2845)

23. - Kastamonu Milletvekili Mehmet YILDIRIM'ın, SSK Sağlık İşleri Genel Müdürü ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/2846)

24. - Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, akaryakıt kaçakçılığına karıştığı iddia edilen bir şirkete ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/2855)

25. - Samsun Milletvekili Haluk KOÇ'un, Samsun-Çarşamba'daki bazı özel dersanelere ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/2856)

26.-Kırıkkale Milletvekili Halil TİRYAKİ'nin, ülkemizde çalışan yabancılara ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/2862)

27. - Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, hakkında soruşturma açılan ve yargıya intikal ettirilen belediyelere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/2868)

28. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından uygulanan peyzaj projelerine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/2870)

29. - Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK'in, silah taşıma ve bulundurma ruhsatlarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/2871)

30. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TÜPRAŞ'ın özelleştirilmesi ihalesine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/2877)

31. - Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bazı okul binalarının depreme dayanıklı hale getirilmesine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/2889)

32. - Eskişehir Milletvekili Mehmet Vedat YÜCESAN'ın, IMF ile birlikte yürütülen ekonomik programa ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Ali BABACAN'ın cevabı (7/2890)

33. - İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, İstanbul-Kurtköy'deki FORMÜLA-1 yarış pistine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/2893)

34. - Hatay Milletvekili Züheyir AMBER'in, kuzey Irak'ta rehin alınan bir vatandaşımıza ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/2895)

35. - Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, bir mülkiye başmüfettişinin vali yardımcılığına atanmasına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/2902)

36. - Malatya Milletvekili Muharrem KILIÇ'ın, Malatya-Doğanşehir-Topraktepe Köyündeki ağaç kesimine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/2903)

37. - Hatay Milletvekili Gökhan DURGUN'un, Irak'ta rehin tutulan bir vatandaşımıza ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/2905)

38. - Antalya Milletvekili Atila EMEK'in, Manavgat Irmağından yörenin sulama ve içmesuyu ihtiyacının karşılanmasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/2914)

39. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, duble yol yapımında keşif artışı yöntemiyle maliyetin yükseltildiği iddialarına ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki ERGEZEN'in cevabı (7/2915)

40. - Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, iki vakfın Denizli'deki etkinliklerine yönelik iddialara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/2916)

41. - Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, bor madenine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/2917)

42. - Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, elma ve patates ihracatındaki teşvik uygulamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Ali BABACAN'ın cevabı (7/2923)

43. - Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin, G-8 zirvesine katılan Başbakanın üst düzeyde karşılanmadığı iddialarına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/2926)

44. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Zeugma Mozaiklerinin taşınması sırasında zarar gördüğü iddiasına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Erkan MUMCU'nun cevabı (7/2928)

45. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, ulusal televizyon kanallarının yayın ağına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/2937)

46. - İstanbul Milletvekili Gürsoy EROL'un, sac ithalatındaki haksız rekabet iddiasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Kürşad TÜZMEN'in cevabı (7/2940)

47. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, bölünmüş yol projesiyle ilgili bazı iddialara ilişkin  sorusu  ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki ERGEZEN'in cevabı (7/2941)

48. - Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, Muğla-Dalaman Akköprü Baraj inşaatı ve kamulaştırma çalışmalarına  ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/2943)

49. - Samsun Milletvekili Musa UZUNKAYA'nın, eğitim uçuşu yaparken düşen askerî uçaklara ve bazı iddialara ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı M.Vecdi GÖNÜL'ün cevabı (7/2944)

50. - Iğdır Milletvekili Yücel ARTANTAŞ'ın, Türkiye Kızılay Derneğindeki bazı görev değişikliklerine ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/2946)

51. - Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun kapatılan bankaların ve özelleştirilen kurumların bekleyen personeline ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/2948)

52. - Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, mesaiye gelmeden maaş aldığı iddia edilen kamu personeline ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/2950)

53. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in Boston'a düzenlenen seyahatin resmî olup olmadığına ve masrafına ilişkin Başbakandan sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/2951)

54. - Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya-Kemer duble yol inşaatına ilişkin Başbakandan sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki ERGEZEN'in cevabı (7/2953)

55. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Haberleşme Yüksek Kurulunun toplanamamasına,

Haberleşme Yüksek Kurulunun toplanamama nedenine,

İlişkin Başbakandan soruları ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/2955, 3013)

56. - Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Konya'da yapılması planlanan bir toplantının başka bir şehre alındığı iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/2956)

57. - İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, 4916 sayılı Yasanın uygulanmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki ERGEZEN'in cevabı (7/2957)

58. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, ABD'ye yapılan seyahate ilişkin Başbakandan sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/2958)

59. - Manisa Milletvekili Hasan ÖREN'in, Et ve Balık Kurumunun özelleştirilme çalışmaları ve bazı iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/2959)

60. - Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, tarımsal üretimin sevkinde bürokratik işlemlerin azaltılmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami GÜÇLÜ'nün cevabı (7/2961)

61. - Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in TMSF'nin el koyduğu bir grubun yayın organlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/2964)

62. - Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın Aksaray-Ankara arasındaki bölünmüş yolun ihale, keşif artışı ve maliyetine ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki ERGEZEN'in cevabı (7/2967)

63. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa-İnegöl-Kurşunlu içmesuyu projesine ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki ERGEZEN'in cevabı (7/2968)

64. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa-Büyükorhan-Harmancık karayoluna ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki ERGEZEN'in cevabı (7/2969)

65. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, G-8 zirvesine katılan Başbakanın üst düzeyde karşılanmadığı iddialarına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/2970)

66. - Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, G-8 zirvesine katılan Başbakanın üst düzeyde karşılanmadığı iddialarına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/2971)

67. - İzmir Milletvekili K.Kemal ANADOL'un, bazı TRT çalışanlarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/2972)

68. - İzmir Milletvekili K.Kemal ANADOL'un, iki TRT çalışanı ile ilgili bazı iddialara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/2973)

69. - Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, Bağ-Kurun esnaf ve sanatkârlarla, tarım sigortalılarından prim alacağına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/2974)

70. - Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, SSK ve Bağ-Kur primlerine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/2975)

71. - Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğünün personel ihtiyacına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/2976)

72. - Diyarbakır Milletvekili Muhsin KOÇYİĞİT'in, Ergani Çimento Fabrikasının bacalarına filtre takılmamasının nedenlerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/2977)

73. - Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, Çakıt suyunun ıslah çalışmalarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/2979)

74. - İzmir Milletvekili Canan ARITMAN'ın İshakpaşa Sarayının onarım çalışmalarına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Erkan MUMCU'nun cevabı (7/2980)

75. - İstanbul Milletvekili İrfan GÜNDÜZ'ün, Devlet Tiyatrolarında yapılan bazı uygulamalarda devletin zarara uğratıldığı iddialarına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Erkan MUMCU'nun cevabı (7/2982)

76. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa-Büyükorhan-Derecik Köyünde bazilika kalıntıları bulunan arazilerin kamulaştırılıp kamulaştırılmayacağına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Erkan MUMCU'nun cevabı (7/2983)

77. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa-Büyükorhan-Derecik Köyündeki bazilika kalıntıları bekçisine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Erkan MUMCU'nun cevabı (7/2984)

78. - Iğdır Milletvekili Yücel ARTANTAŞ'ın Meclis Lojmanlarının satışına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/2985)

79. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Türk Telekoma ait gayrimenkullere ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/2986)

80. - Konya Milletvekili Atilla KART'ın Konya-Selçuklu-Aşağıpınarbaşı Köyünde bulunan bir hazine arazisinin belediyeye tahsisine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/2987)

81. - Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Tekel Pazarlama ve Dağıtım Başmüdürlüğünün bina ve personel ihtiyacına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/2990)

82. - Edirne Milletvekili Nejat GENCAN'ın, ilköğretimde başarı ve eğitim kalitesinin artırılması ile Edirne'de anadolu ve fen lisesi açılıp açılmayacağına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/2991)

83. - Muğla Milletvekili Ali ARSLAN'ın, din kültürü ve ahlâk derslerine giren bir öğretmenin ifadelerine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/2992)

84. - Uşak Milletvekili Osman COŞKUNOĞLU'nun, öğrencilere Bakanlıkça  dağıtılacak kitaplara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/2994)

85. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, küçük sanayicilerin aldığı "Kapasite Raporu" işlemlerine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/2996)

86. - Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, hipermarketlerin küçük esnafın satışları üzerindeki etkilerine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/2997)

87. - Iğdır Milletvekili Yücel ARTANTAŞ'ın, TCDD'nin demiryolu bakım onarım ihalesini kazanan firmaya ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/2998)

88. - Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, ADSL hizmetine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/2999)

89. - Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, demiryolu projelerine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/3000)

90. - Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, DHMİ'ye bağlı havaalanlarına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/3001)

91. - İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, mobil telefon işletmecilerinin Hazineye olan borçlarına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/3002)

92. - Manisa Milletvekili Hasan ÖREN'in, üzüm üreticilerinin Tarişbank'a olan borçlarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/3004)

93. - Ankara Milletvekili Ersönmez YARBAY'ın, Merkez Bankası Mensupları Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Ali BABACAN'ın cevabı (7/3005)

94. - Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin, Yalova Sivil Savunma Müdürlüğünün personel ve araç ihtiyacına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nin cevabı (7/3006)

95. - İstanbul Milletvekili Gürsoy EROL'un, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun daha aktif hale getirilmesine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent ARINÇ'ın cevabı (7/3009)

96. - İstanbul Milletvekili Gürsoy EROL'un, milletvekili danışmanlarının özlük haklarına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent ARINÇ'ın cevabı (7/3010)

97. - Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, Adana İlinde uçak seferlerinin durdurulmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/3015)

98. - İstanbul Milletvekili Mehmet Ali ÖZPOLAT'ın, olası bir depreme karşı ne gibi önlemler alındığına ve bilimsel çalışmaların dikkate alınıp alınmadığına ilişkin Başbakandan sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki ERGEZEN'in cevabı (7/3016)

99. - Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, çiftçileri ilgilendiren bir yasaya ilişkin Başbakandan sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami GÜÇLÜ'nün cevabı (7/3017)

100. - Malatya Milletvekili Muharrem KILIÇ'ın, satışına karar verilip daha sonra özelleştirme kapsamından çıkarılan bazı tesislere ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/3018)

101. - Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan İlindeki yol projelerine ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki ERGEZEN'in cevabı (7/3023)

102. - Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya Boğaçayı Köprüsünün trafiğe açılmasına ve Çevre Yolu Projesine ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki ERGEZEN'in cevabı (7/3024)

103. - İstanbul Milletvekili Gürsoy EROL'un, yeni banknot ve madenî para basımına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Ali BABACAN'ın cevabı (7/3027)

104. - İzmir Milletvekili K. Kemal ANADOL'un, TRT'de danışmanlık yapan bir şahsa ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/3029)

105. - İzmir Milletvekili K. Kemal ANADOL'un, bir TRT çalışanına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/3030)

106. - Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Sigorta İl Müdürlüğünün hizmet binası ve personel ihtiyacına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/3031)

107. - Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Konya - Karapınar'da yaptırılan bir dispanserin sağlık personeli ihtiyacına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/3032)

108. - Tekirdağ Milletvekili Erdoğan KAPLAN'ın, köylüden alınan rüsum bedellerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3033)

109. - Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğüyle ilgili bazı iddialara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3034)

110. - Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin, Emekli Sandığı Yönetim Kurulunun teknik öğretmenlerle ilgili bir kararına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/3040)

111. - İstanbul Milletvekili Gürsoy EROL'un, İstanbul ve Ankara'daki hastanelerde yoğun bakım, yatak sayısı ve solunum cihazı sayısına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ 'ın cevabı (7/3044)

112. - Konya Milletvekili Atilla KART'ın, yeni binasına taşınan Ankara Trafik Hastanesinin eski binada kalan  personel ve tıbbî cihazlarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/3045)

113. - Muğla Milletvekili Gürol ERGİN'in, mazot için çiftçilere destekleme yapılıp yapılmayacağına,

- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, mısır ve soya fasulyesi ithalatı ile ithal ürünlerdeki bazı sorunlara,

- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Gürcistan ile ticaretin geliştirilmesine,

İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami GÜÇLÜ'nün cevabı (7/3046, 3047, 3048)

114. - Muğla Milletvekili Ali ARSLAN'ın, Muğla için turizm master planı olup olmadığına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Erkan MUMCU'nun cevabı (7/3051)

115. - Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, TSE belgesi olmayan ürünlerin denetimine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/3052)

116. - Aydın Milletvekili Özlem ÇERÇİOĞLU'nun, Söke İş-Kur'un kapatılmasına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı (7/3059)

117. - Samsun Milletvekili İlyas Sezai ÖNDER'in, Samsun - Terme Emiryusuf Köyü Jandarma Karakolunun kaldırılıp kaldırılamayacağına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/3063)

118. - Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, fındıkla ilgili bazı sorunlara ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/3065)

119. - Aydın Milletvekili Özlem ÇERÇİOĞLU'nun, işletmelere verilen sanayi sicil belgesine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/3066)

120. - Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Devlet İstatistik Enstitüsüne ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/3070)

121. - Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, diplomatik gezilere katılan temsilcilere ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/3071)

122. - Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, Türkiye'deki hastanelere ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/3072)

123. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, bir proje çerçevesinde dağıtılan ineklere ve bazı iddialara ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami GÜÇLÜ'nün cevabı (7/3073)

124. - Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, Sivil Havacılık Kanununda değişiklik yapılmasıyla ilgili bir kanun teklifine ilişkin Başbakandan sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/3077)

125. - Kırıkkale Milletvekili Halil TİRYAKİ'nin, Kırıkkale Valisi hakkındaki bazı iddialara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/3084)

126. - Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın,  Antalya - Kemer arası yol çalışmalarının neden olduğu sorunlara ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Erkan MUMCU'nun cevabı (7/3087)

127. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, tarihî eserlerin korunmasına yönelik çalışmalara ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Erkan MUMCU'nun cevabı (7/3088)

128. - Hatay Milletvekili Züheyir AMBER'in, Hatay - Samandağ İlçesindeki öğrenci pansiyonu inşaatına ve Hatay İli yatırım programına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/3090)

129. - Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın hayvan üreticilerinin et ve teşvik priminden yararlanması şartlarına,

- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, hazır gıdada kullanılan katkı maddelerine,

- Yozgat Milletvekili Emin KOÇ'un, Yozgat'ta şiddetli dolu nedeniyle zarar gören çiftçilere,

İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami GÜÇLÜ'nün cevabı (7/3094, 3095, 3096)

130. - İzmir Milletvekili Yılmaz KAYA'nın, Karayolu Taşıma Yönetmeliğine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/3097)

131. - Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana'dan bazı illere direkt uçak seferlerinin yeniden başlatılıp başlatılmayacağına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/3098)

132. - Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya - Kemer arası yol çalışmalarının neden olduğu sorunlara ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki ERGEZEN'in cevabı (7/3099)

133. - Konya Milletvekili Atilla KART'ın, oğlunun yaptığı ithalatla ilgili bazı iddialara ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/3100)

134. - Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın, Orman Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan mevsimlik işçilere ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/3101)

135. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, tarihî eser kaçakçılığını önlemek için alınan tedbirlere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Kürşad TÜZMEN'in cevabı (7/3102)

136. - Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, organ nakli konusunda yürütülen çalışmalara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/3103)

137. - Konya Milletvekili Atilla KART'ın, 5195 sayılı Kanunun uygulamada doğurduğu sorunlara ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/3106)

138. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bakanlığın Türkiye'ye Özgü Beslenme Rehberi adlı yayınına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/3125)

139. - Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya Devlet Hastanesi bahçesindeki 7 ağacın kestirilip kestirilmediğine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/3126)

140. - Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat MELİK'in, Şanlıurfa'da süne zararlısı ile mücadeleye ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami GÜÇLÜ'nün cevabı (7/3130)

141. - Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, Göcek Tüneli inşaatına ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki ERGEZEN'in cevabı (7/3131)

142. - Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, Marmaris - Pamucak orman içi mesire yerinin kiralandığı iddialarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin yazılı cevabı (7/3174)

143. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, millî gelir rakamlarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/3182)

144. - İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ'nün, TRT'nin yurtdışı yayınlarına ve Live TV ile imzaladığı sözleşmeye ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/3183)

145. - Aydın Milletvekili Mehmet Mesut ÖZAKCAN'ın, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu için Dünya Bankasından alınan kredilere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/3184)

146. - Konya Milletvekili Atilla Kart'ın, DİE'nin millî gelir hesaplarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/3185)

147. - Yozgat Milletvekili Emin KOÇ'un, TRT Genel Müdürünün bir beyanına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/3186)

148. - Yozgat Milletvekili Emin KOÇ'un, TRT'deki yönetici ve danışman atamalarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir ATALAY'ın cevabı (7/3187)

 


I. - BU BİRLEŞİM TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00’de açıldı.

Kütahya Milletvekili Halil İbrahim Yılmaz’ın vefatı nedeniyle saygı duruşunda bulunuldu.

Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 127 milletvekilinin, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında verilen gensoru önergesini görüşmek üzere, Anayasanın 93 üncü, TBMM İçtüzüğünün 7 nci maddeleri gereğince Türkiye Büyük Millet Meclisinin olağanüstü toplantıya çağırılmasına ilişkin önergesi,

Olağanüstü toplantı isteminin Anayasa ve İçtüzük hükümlerine uygun bulunduğuna ve bu nedenle, TBMM Genel Kurulunun 4 Ağustos 2004 Çarşamba günü saat 15.00’te olağanüstü toplantıya çağırıldığına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı duyurusu,

Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 32 milletvekilinin, 22 Temmuz 2004 tarihinde Pamukova’da meydana gelen ve 38 yurttaşımızın yaşamlarını yitirmesiyle sonuçlanan kazaya neden olan “Hızlandırılmış Tren” olarak adlandırılan uygulamayı mevcut altyapı eksiklikleri tamamlanmadan başlattığı iddiasıyla Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/1),

Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

4.8.2004 tarihli gelen kâğıtlarda yayımlanan ve okunmuş bulunan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkındaki (11/1) esas numaralı gensoru önergesinin, Anayasanın 99 uncu maddesi gereğince gündeme alınıp alınmaması hususundaki öngörüşmelerinin Genel Kurulun 4 Ağustos 2004 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına; gensoru önergesinin gündeme alınmasının kabul edilmesi halinde, gensorunun, gündemin “Özel Gündemde Yer Alacak İşler” kısmında yer almasına ve görüşmelerinin 7 Ağustos 2004 Cumartesi günkü birleşimde yapılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.

Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 32 milletvekilinin, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında verilen gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmaması hususundaki öngörüşmeler tamamlandı; istem üzerine elektronik cihazla yapılan açıkoylama sonucunda, önergenin gündeme alınmasının kabul edilmediği açıklandı.

Genel Kurulu ziyaret eden Hollanda Parlamentosu Türk Grubundan bir grup milletvekiline Başkanlıkça “Hoşgeldiniz” denildi.

1 Ekim 2004 Cuma günü saat 15.00’te toplanılmak üzere, birleşime 17.46’da son verildi.

 

 

 

İsmail Alptekin

 

 

 

Başkanvekili

 

 

Mehmet Daniş

 

Türkân Miçooğulları

 

Çanakkale

 

İzmir

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye


         No. : 172

II. - GELEN KÂĞITLAR

4 Ağustos 2004 Çarşamba (Olağanüstü)

Cumhurbaşkanınca Geri Gönderilen Kanunlar

1.- 9.7.2004 Tarihli ve 5215 Sayılı Belediye Kanunu ve Anayasanın 89 ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi (1/871) (Anayasa ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.7.2004)

2.- 16.7.2004 Tarihli ve 5229 Sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve Anayasanın 89 ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi (1/872) (Anayasa ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.8.2004)

3.- 17.7.2004 Tarihli ve 5231 Sayılı Dernekler Kanunu ve  Anayasanın 89 ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi (1/873) (Anayasa ve İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.8.2004)

4.- 15.7.2004 Tarihli ve 5227  Sayılı Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun ve Anayasanın 89 ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi (1/874) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:3.8.2004)

Tasarılar

1.- Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Lübnan Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Arasında Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve Ekonomik İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/875) (Tarım, Orman ve Köyişleri ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 21.7.2004)

2.- Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesine Acil Durumlarda Müdahale ve Zararların Tazmini Esaslarına Dair Kanun Tasarısı (1/876) (Adalet ve Çevre Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 21.7.2004)

3.- Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Hırvatistan Cumhuriyeti El Sanatları ve Kobi Bakanlığı Arasında Düzenlenen Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/877) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji  ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.7.2004)

4.- 2003 Mali Yılı Kesinhesap Kanunu Tasarısı (1/878) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.7.2004)

5.- 2003 Mali Yılı Katma Bütçeli İdareler Kesinhesap Kanunu Tasarısı (1/879) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.7.2004)

Tezkereler

1.- Niğde Milletvekili Mahmut Uğur Çetin'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/630) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.7.2004)

2.- Karabük Milletvekili Mehmet Ceylan'ın  Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/631) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi : 21.7.2004)

3.- Karabük Milletvekili Ali Öğüten'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/632) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi : 21.7.2004)

4.- Karabük Milletvekili Hasan Bilir'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/633) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi : 21.7.2004)

5.- Çorum Milletvekili Ali Yüksel Kavuştu'nun Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/634) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.7.2004)

6.- Adana Milletvekili Tacidar Seyhan'ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/636) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.8.2004)

7.- Karabük Milletvekili Mehmet Ceylan'ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/637) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.8.2004)

8.- Kütahya Milletvekili Soner Aksoy'un Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/638) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.8.2004)

9.- Mersin Milletvekili Vahit Çekmez'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/639) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.8.2004)

10.- Mardin Milletvekili Süleyman Bölünmez'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/640) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.8.2004)

Sözlü Soru Önergesi

1.- Kırşehir Milletvekili Hüseyin BAYINDIR'ın, kızının İran seyahatine katılmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1253) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.8.2004)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Ali ÖZPOLAT'ın, Afşin-Elbistan Termik Santralinin çevreye ve insan sağlığına verdiği zarara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3317) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.7.2004)

2.- İzmir Milletvekili K.Kemal ANADOL'un, Alaattin Çakıcı'nın yakalanması ve bu konuyla ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3318) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.7.2004)

3.- İzmir Milletvekili K. Kemal ANADOL'un, Normandy Madencilik Şirketiyle ilgili mahkeme kararlarının gereğini yerine getirip getirmeyeceğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3319) (Başkanlığa geliş tarihi : 21.7.2004)

4.- İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ'nün, Kıyı Yasasına muhalefetten haklarında soruşturma açılan belediye başkanları olup olmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3320) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.7.2004)

5.- Antalya Milletvekili Osman KAPTAN'ın, 2004 ÖSS sınavına ve başarısız illere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3321) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.7.2004)

6.- İstanbul Milletvekili Güldal OKUDUCU'nun, meslek liselerine uygulanan katsayının değiştirilmesi çalışmalarına ve konuyla ilgili bir demecine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3322) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.7.2004)

7.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, hızlandırılmış tren kazasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3323) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.7.2004)

8.- Denizli Milletvekili Mehmet U. NEŞŞAR'ın, Denizli'deki doğalgaz ihalesine ve bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3324) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.7.2004)

9.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, DDY ve THY personelinin teknik yeterliliklerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3325) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.7.2004)

10.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, hızlandırılmış tren projesi ve yaşanan sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3326) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.7.2004)

11.- Mersin Milletvekili Hüseyin ÖZCAN'ın, petrol rafinerilerindeki teknolojik yetersizliklere ve ATAŞ'taki yangına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3327) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.7.2004)

12.- İzmir Milletvekili Türkan MİÇOOĞULLARI'nın, İzmir-Urla-Zeytineli'nde boğulan kız öğrencilere ve konuyla ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3328) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.7.2004)

13.- Samsun Milletvekili Haluk KOÇ'un, Samsun Gübre Sanayi A.Ş.'nin özelleştirme sürecinde ortaya çıkan olumsuzluklara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3329) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.7.2004)

14.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya'nın elektrik sorununa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3330) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.7.2004)

15.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, tarımsal ve hayvansal ürün ithalatına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3331) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.7.2004)

16.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya Dilek Sabancı Spor Salonu inşaatına ödenek tahsisine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3332) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.7.2004)

17.- Kocaeli Milletvekili İzzet ÇETİN'in, ORMAN-İŞ Sendikası üyelerine sendika değiştirmeleri konusunda baskı yapıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3333) (Başkanlığa geliş tarihi : 28.7.2004)

18.- Ankara Milletvekili Zekeriya AKINCI'nın, Mamak Yeşilöz Talebe Yurdu ile ilgili bir gazetede çıkan iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3334) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.7.2004)

19.- Ankara Milletvekili Zekeriya AKINCI'nın, Ankara-Çubuk-Sünlü Köyünde meydana gelen hortum mağdurlarına ve yardım çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3335) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.7.2004)

20.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Boston seyahatine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3336) (Başkanlığa geliş tarihi : 30.7.2004)

21.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Hızlandırılmış Tren Projesi ve karşılaşılan sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3337) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.7.2004)

22.- İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, Hacıbektaş Belediyesinin çadır talebinin Kızılayca karşılanmamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3338) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.8.2004)

23.- Iğdır Milletvekili Yücel ARTANTAŞ'ın, Iğdır'da yaşanan doğal afete ve mağdurlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3339) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.8.2004)

24.- İzmir Milletvekili K.Kemal ANADOL'un, İran seyahati ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3340) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.7.2004)

25.- Mersin Milletvekili Hüseyin ÖZCAN'ın, Mersin-Silifke'deki sel felaketine ve sonuçlarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3341) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.7.2004)

26.- İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, İzmir Çevre Yoluna ödenek ayrılıp ayrılmadığına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/3342) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.7.2004)

27.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya-Çalkaya-Kundu yolunun yapım inşaatından zarar gören çam ağaçlarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3343) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.7.2004)

28.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, işçilerin ayrılma ve sendika değiştirme baskısına uğradığı iddiasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3344) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.7.2004)

29.- Kocaeli Milletvekili İzzet ÇETİN'in, Bakanlık bürokratlarının ORMAN-İŞ yönetici ve üyelerine sendika değiştirmeleri konusunda baskı yaptığı iddiasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3345) (Başkanlığa geliş tarihi : 28.7.2004)

30.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF alacak portföyünün satış yolu ile tasfiye edileceği iddialarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/3346) (Başkanlığa geliş tarihi : 30.7.2004)

31.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF'ye borçlu bankalar ve ödeme koşullarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/3347) (Başkanlığa geliş tarihi : 30.7.2004)

32.- Yozgat Milletvekili Emin KOÇ'un, TRT Lojmanlarıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi (7/3348) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.7.2004)

33.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Tanıtma Fonundan 2003 yılından itibaren yapılan ödemelere ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi (7/3349) (Başkanlığa geliş tarihi : 30.7.2004)

34.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, Kartal Kaymakamının, lokanta, pastane ve fırınların İSO 9000: 2000 belgesi almalarını zorunlu kıldığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3350) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.7.2004)

35.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya Büyükşehir Belediyesiyle ilgili kadrolaşma iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3351) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.7.2004)

36.- Ankara Milletvekili İsmail DEĞERLİ'nin, Mamak Belediyesinin beton santrali ile ilgili yıkım kararına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3352) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.7.2004)

37.- Ankara Milletvekili İsmail DEĞERLİ'nin, Ankara İlinde su fiyatının yüksek olduğuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3353) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.7.2004)

38.- Ankara Milletvekili Zekeriya AKINCI'nın, Başbakanın bir korumasıyla ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3354) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.7.2004)

39.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Belediyeler Kanununun Geçici 2. maddesiyle getirilen uygulamaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3355) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.7.2004)

40.- İzmir Milletvekili Türkan MİÇOOĞULLARI'nın, TEKEL'de bayan personelin tayin sorununa ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/3356) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.7.2004)

41.- Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, Adana'nın ilçe ve belde belediyelerinin kamu borçlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/3357) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.7.2004)

42.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'ın uzman öğretmen ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3358) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.7.2004)

43.- Afyon Milletvekili Halil ÜNLÜTEPE'nin, Afyon'daki öğretmen açığı ve eğitimdeki sorunlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3359) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.7.2004)

44.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, 2004 yılı ÖSS sınavında başarısız olan öğrencilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3360) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.7.2004)

45.- Samsun Milletvekili Haluk KOÇ'un, Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliğinin 24 üncü maddesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3361) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.7.2004)

46.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya SSK Bölge Hastanesinden Üniversite Hastanesine yapılan sevklerin durdurulmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3362) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.7.2004)

47.- Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, Adana'nın bazı ilçelerindeki afet mağduru çiftçilerimizin sorunlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3363) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.7.2004)

48.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya-Isparta yolu üzerindeki Gaziler-Varsak Boğazları ile Antalya'ya bağlanan yolun genişletme çalışmalarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3364) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.7.2004)

49.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya-Varsak-Gaziler Köyünde dolu yağışından mağdur olan çiftçilere yapılacak yardımlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3365) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.7.2004)

50.- Aydın Milletvekili Özlem ÇERÇİOĞLU'nun, hızlandırılmış tren kazasına ve sorumlularına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3366) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.7.2004)

51.- Hatay Milletvekili Gökhan DURGUN'un, hızlandırılmış tren kazasına ve sorumlularına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3367) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.7.2004)

52.- Çanakkale Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün, hızlandırılmış tren projesi ve bazı sorunlara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3368) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.7.2004)

53.- Antalya Milletvekili Osman KAPTAN'ın, hızlandırılmış tren projesi, karşılaşılan sorunlar ve sorumlularına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3369) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.7.2004)

54.- Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK'in, uluslararası taşımacılık yapan Karadeniz yolcu gemisine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3370) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.7.2004)

55.- Iğdır Milletvekili Yücel ARTANTAŞ'ın, "Hızlandırılmış Tren" kazasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3371) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.7.2004)

56.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, demiryollarında meydana gelen kazalara ve kazaların önlenmesine yönelik çalışma olup olmadığına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3372) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.7.2004)

57.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, hızlandırılmış tren projesi ve onay raporuna ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3373) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.7.2004)

58.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, PTT bürolarından çekilen faksların muhafaza edilmesi uygulamasına ne zaman son verileceğine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3374) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.7.2004)

59.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, bağlı genel müdürlüklere yaptıkları bürokrat atamaları ile ilgili iddialara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3375) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.7.2004)

60.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, hızlandırılmış tren kazasına ve sorumlularına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3376) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.7.2004)

61.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Avrupa Konseyi ve İnsan Hakları Genel Müdür Yardımcılığına atanan şahsa ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/3377) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.7.2004)

62.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Pamukova tren kazasından sonra kaza yerinde inceleme yapılmadan temizlik yapıldığı iddialarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3378) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.7.2004)

63.- İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, TPAO Adıyaman İşletmesinde işine son verilen işçilere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3379) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.8.2004)

Gensoru Önergesi

1.- Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz BAYKAL ve 32 milletvekilinin, 22 Temmuz 2004 tarihinde Pamukova'da meydana gelen ve 38 yurttaşımızın yaşamlarını yitirmesiyle sonuçlanan kazaya neden olan "Hızlandırılmış Tren" olarak adlandırılan uygulamayı mevcut alt yapı eksiklikleri tamamlanmadan başlattığı iddiasıyla Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM hakkında Anayasanın 99 uncu ve İçtüzüğün 106 ncı maddeleri uyarınca bir gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/1) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.7.2004) (Dağıtma tarihi: 4.8.2004)


BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

4 Ağustos 2004 Çarşamba

BAŞKAN : Başkanvekili İsmail ALPTEKİN

KÂTİP ÜYELER : Mehmet DANİŞ (Çanakkale), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Anayasanın 93 üncü, İçtüzüğün 7 nci maddelerine göre, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 127 milletvekili tarafından Başkanlığımıza verilen önerge üzerine olağanüstü toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisinin 118 inci Birleşimini açıyorum.

III. - YOKLAMA

BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapacağım.

Yoklama için 5 dakika süre vereceğim. Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini; bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen sayın milletvekillerinin, salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini; buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarını, teknik personel aracılığıyla, 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Toplantı yetersayısı vardır.

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) ÇEŞİTLİ İŞLER

1. - Kütahya Milletvekili Halil İbrahim Yılmaz'ın vefatı nedeniyle saygı duruşu

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, vefat eden Kütahya Milletvekili Halil İbrahim Yılmaz'ın aziz hatırası önünde Genel Kurulu 1 dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum.

(Saygı duruşunda bulunuldu)

BAŞKAN - Allah rahmet eylesin, ruhu şad olsun.

Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.

Gündemimizin "Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları" kısmında yer alan olağanüstü toplantı çağrı önergesini ve Başkanlığın çağrı yazısını okutuyorum:

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. - Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 127 milletvekilinin, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında verilen gensoru önergesini görüşmek üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisinin olağanüstü toplantıya çağrılmasına ilişkin önergesi (4/213)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Anayasanın 93 üncü ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 7 nci maddesi gereğince, ekte yer alan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkındaki gensoru önergesini görüşmek üzere, 3 Ağustos 2004 Salı günü saat 15.00'te Türkiye Büyük Millet Meclisinin olağanüstü toplanmasını arz ve talep ederiz.

 

 

Deniz Baykal

 

 

 

Antalya

 

 

 

CHP Grup Başkanı

 

 

Ali Topuz

 

Haluk Koç

 

İstanbul

 

Samsun

 

CHP Grup Başkanvekili

 

CHP Grup Başkanvekili

Gerekçe:

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, bilim çevreleri ve ilgili sivil toplum örgütleri tarafından yapılan tüm uyarılara karşın, mevcut hatlarda yeterli iyileştirme yapılmadan ve gerekli önlemler alınmadan hızlandırılmış treni sefere sokarak, 22 Temmuz 2004 tarihinde Pamukova'da 38 yurttaşımızın yaşamlarını yitirmesiyle sonuçlanan hızlandırılmış tren kazasının sorumlusu konumuna gelmiştir.

BAŞKAN - Bir dakika... Bir dakika...

Sayın milletvekilleri, rica ediyorum, arkadaşlarımız yerine otursunlar. Bakanlar Kurulu bölümünde olan arkadaşlarımız da lütfen yerlerine otursunlar; çünkü, anlamakta güçlük çekiyoruz. Rica ediyorum arkadaşlar, herkes yerine otursun.

Devam edelim.

Kazanın sonrasında delillerin karartılmasının Ulaştırma Bakanı tarafından himaye edilmiş olması; olayın sorumlusu olan siyasî ve idarî kadroların görevlerini sürdürmeye devam etmeleri; sağlıklı bir soruşturma sürecinin yürütülmesini olanaksız kılmıştır. Bu nedenlerle, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkındaki gensoru önergesinin Yüce Meclisimizce ivedi olarak ele alınması gerekmektedir.

Uğur Aksöz

 (Adana)

Nevin Gaye Erbatur

 (Adana)

Kemal Sağ

 (Adana)

Tacidar Seyhan

 (Adana)

Şevket Gürsoy

 (Adıyaman)

Halil Ünlütepe

 (Afyon)

Naci Aslan

 (Ağrı)

Mustafa Sayar

 (Amasya)

Zekeriya Akıncı

 (Ankara)

Ayşe Gülsün Bilgehan

 (Ankara)

A.İsmet Çanakcı

 (Ankara)

İsmail Değerli

 (Ankara)

Eşref Erdem

 (Ankara)

Yakup Kepenek

 (Ankara)

Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu

 (Ankara)

Bayram Ali Meral

 (Ankara)

Önder Sav

 (Ankara)

Mehmet Tomanbay

 (Ankara)

Feridun F. Baloğlu

 (Antalya)

Hüseyin Ekmekcioğlu

 (Antalya)

Atila Emek

 (Antalya)

Tuncay Ercenk

 (Antalya)

Nail Kamacı

 (Antalya)

Osman Kaptan

 (Antalya)

Osman Özcan

 (Antalya)

Mehmet Boztaş

 (Aydın)

Özlem Çerçioğlu

 (Aydın)

Mehmet Mesut Özakcan

 (Aydın)

Mehmet Semerci

 (Aydın)

Orhan Sür

 (Balıkesir)

Yaşar Tüzün

 (Bilecik)

Kemal Demirel

 (Bursa)

Ali Dinçer

 (Bursa)

Mehmet Küçükaşık

 (Bursa)

Mustafa Özyurt

 (Bursa)

İsmail Özay

(Çanakkale)

Feridun Ayvazoğlu

 (Çorum)

Mustafa Gazalcı

 (Denizli)

V.Haşim Oral

 (Denizli)

Mesut Değer

 (Diyarbakır)

Muhsin Koçyiğit

 (Diyarbakır)

Rasim Çakır

 (Edirne)

Nejat Gencan

 (Edirne)

Erol Tınastepe

 (Erzincan)

Mehmet Ali Arıkan

 (Eskişehir)

Abdulkadir Ateş

 (Gaziantep)

Mustafa Yılmaz

 (Gaziantep)

Ahmet Yılmazkaya

 (Gaziantep)

Mehmet Işık

 (Giresun)

Esat Canan

 (Hakkâri)

Abdulaziz Yazar

 (Hatay)

Yücel Artantaş

 (Iğdır)

Mevlüt Coşkuner

 (Isparta)

Halil Akyüz

 (İstanbul)

Ersin Arıoğlu

 (İstanbul)

İsmet Atalay

 (İstanbul)

Hasan Aydın

 (İstanbul)

Sıdıka Sarıbekir

 (İstanbul)

Şükrü M.Elekdağ

 (İstanbul)

Ali Rıza Gülçiçek

 (İstanbul)

Hasan Fehmi Güneş

 (İstanbul)

Zeynep Damla Gürel

 (İstanbul)

Algan Hacaloğlu

 (İstanbul)

Memduh Hacıoğlu

 (İstanbul)

Birgen Keleş

 (İstanbul)

Kemal Kılıçdaroğlu

 (İstanbul)

Ali Kemal Kumkumoğlu

 (İstanbul)

Güldal Okuducu

 (İstanbul)

Onur Öymen

 (İstanbul)

Mehmet Ali Özpolat

 (İstanbul)

Mehmet Sevigen

 (İstanbul)

Berhan Şimşek

 (İstanbul)

Bihlun Tamaylıgil

 (İstanbul)

Bülent H. Tanla

 (İstanbul)

Vezir Akdemir

 (İzmir)

K. Kemal Anadol

 (İzmir)

Canan Arıtman

 (İzmir)

Bülent Baratalı

 (İzmir)

Ali Rıza Bodur

 (İzmir)

Ahmet Ersin

 (İzmir)

Abdurrezzak Erten

 (İzmir)

Erdal Karademir

 (İzmir)

Yılmaz Kaya

 (İzmir)

Türkân Miçooğulları

 (İzmir)

Oğuz Oyan

 (İzmir)

Muharrem Toprak

 (İzmir)

Sedat Uzunbay

 (İzmir)

Mehmet Parlakyiğit

 (Kahramanmaraş)

Fikret Ünlü

 (Karaman)

Selami Yiğit

 (Kars)

Mehmet Yıldırım

 (Kastamonu)

Yavuz Altınorak

 (Kırklareli)

Hüseyin Bayındır

 (Kırşehir)

İzzet Çetin

 (Kocaeli)

Nezir Büyükcengiz

 (Konya)

Muharrem Kılıç

 (Malatya)

Nuri Çilingir

 (Manisa)

Hasan Ören

 (Manisa)

Ufuk Özkan

 (Manisa)

Mustafa Erdoğan Yetenç

 (Manisa)

Mahmut Duyan

 (Mardin)

Ersoy Bulut

 (Mersin)

Ali Oksal

 (Mersin)

Hüseyin Özcan

 (Mersin)

Mustafa Özyürek

 (Mersin)

Şefik Zengin

 (Mersin)

Ali Arslan

 (Muğla)

Fahrettin Üstün

 (Muğla)

Ali Cumhur Yaka

 (Muğla)

Mehmet Şerif Ertuğrul

 (Muş)

Orhan Eraslan

 (Niğde)

İdris Sami Tandoğdu

 (Ordu)

Kâzım Türkmen

 (Ordu)

Engin Altay

 (Sinop)

Nurettin Sözen

 (Sivas)

Mahmut Yıldız

 (Şanlıurfa)

Erdoğan Kaplan

 (Tekirdağ)

Mehmet Nuri Saygun

 (Tekirdağ)

Enis Tütüncü

 (Tekirdağ)

Şevket Arz

 (Trabzon)

Hasan Güyüldar

 (Tunceli)

V. Sinan Yerlikaya

 (Tunceli)

Mehmet Kartal

 (Van)

Harun Akın

 (Zonguldak)

Nadir Saraç

 (Zonguldak)

2. - TBMM Genel Kurulunun 4 Ağustos 2004 Çarşamba günü saat 15.00'te olağanüstü toplantıya çağrıldığına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresi (3/635)

                                        29.7.2004

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığından

Bildirilmiştir

Türkiye Büyük Millet Meclisini; Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında verilen (11/1) esas numaralı gensoru önergesinin görüşülmesi için yeter sayıdaki üyenin istemi üzerine, 4 Ağustos 2004 Çarşamba günü saat 15.00'te Anayasanın 93 üncü ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 7 nci maddeleri gereğince olağanüstü toplantıya çağırıyorum.

Sayın milletvekillerinin belirtilen gün ve saatte Genel Kurul toplantısına katılmalarını rica ederim.

 

 

 

Bülent Arınç

 

 

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi

 

 

 

Başkanı

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Sayın milletvekilleri, Anayasanın 93 üncü ve İçtüzüğün 7 nci maddelerine uygun olarak, bu önerge uyarınca görüşülmesi gereken gensoru önergesi bastırılıp sayın üyelere dağıtılmıştır.

Gensoru önergesini okutuyorum:

C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. - Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 32 milletvekilinin, 22 Temmuz 2004 tarihinde Pamukova'da meydana gelen tren kazası nedeniyle Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

22 Temmuz 2004 tarihinde Pamukova'da meydana gelen ve 38 yurttaşımızın yaşamlarını yitirmesiyle sonuçlanan kazaya neden olan "hızlandırılmış tren" olarak adlandırılan uygulamayı, mevcut altyapı eksiklikleri tamamlanmadan başlatan Ulaştırma Bakanı Binalı Yıldırım hakkında, Anayasanın 98 ve 99 uncu, İçtüzüğün 106 ncı maddeleri uyarınca gensoru açılmasını arz ve talep ederiz.

1.- Deniz Baykal

(Antalya)

2.- Ali Topuz

(İstanbul)

3.- Haluk Koç

(Samsun)

4.- Oğuz Oyan

(İzmir)

5.- Önder Sav

(Ankara)

6.- Mesut Değer

(Diyarbakır)

7.- Bülent Baratalı

(İzmir)

8.- Bihlun Tamaylıgil

(İstanbul)

9.- Eşref Erdem

(Ankara)

10.- İzzet Çetin

(Kocaeli)

11.- Güldal Okuducu

(İstanbul)

12.- Ersin Arıoğlu

(İstanbul)

13.- Mehmet Sevigen

(İstanbul)

14.- Naci Aslan

(Ağrı)

15.- Mehmet Ali Özpolat

(İstanbul)

16.- Bayram Ali Meral

(Ankara)

17.- Algan Hacaloğlu

(İstanbul)

18.- Feridun Ayvazoğlu

(Çorum)

19.- Mustafa Özyürek

(Mersin)

20.- Mahmut Yıldız

(Şanlıurfa)

21.- Bülent Tanla

(İstanbul)

22.- Özlem Çerçioğlu

(Aydın)

23.- Canan Arıtman

(İzmir)

24.- Onur Öymen

(İstanbul)

25.- Yakup Kepenek

(Ankara)

26.- Ali Oksal

(Mersin)

27.- Kemal Kılıçdaroğlu

(İstanbul)

28.- İsmet Atalay

(İstanbul)

29.- Vahdet Sinan Yerlikaya

(Tunceli)

30.- Tacidar Seyhan

(Adana)

31.- Mustafa Özyurt

(Bursa)

32.- Zekeriya Akıncı

(Ankara)

33.- Ali Rıza Gülçiçek

(İstanbul)

Gerekçe:

Gerek bilim çevreleri gerekse ilgili sivil toplum kuruluşları, hızlandırılmış tren uygulamasının altyapıdaki eksiklikler tamamlanmadan başlatılmasına ilişkin kaygılarını, değişik zamanlarda Ulaştırma Bakanlığı ve TCDD yetkililerine iletmişlerdir.

Çok sayıda bilimadamı, tren seferlerinin başlamasından önce ve sonra, defalarca gerekli uyarılarda bulunmuşlardır. 10 Temmuz 2004 tarihli gazetelere yansıyan, bazı bilimadamlarının beyanlarında "mevcut altyapıda iyileştirme yapılmadan hız artırılırsa, alt ve üstyapıdaki hasar ve yol bozuklukları, hızla orantılı olarak artar; hasarlanan taşıtları yol üzerinde tutmak zorlaşır; gerekli önlemler alınmadan bu kadar hız uygulaması kaza olasılığını artırır" tespitlerinde bulunularak, tehlikelere işaret edilmiş ve daha önce TCDD Genel Müdürlüğüne yapılan başvuru ve yardım isteklerine olumlu yanıt verilmemesi eleştirilmiştir. Köşeyazarları da hızlandırılmış tren konusunda hükümeti uyarmış, Hikmet Bila 14 Temmuz 2004 tarihli yazısında bilimadamlarının bu konudaki düşüncelerini aktarmıştır.

Ulaştırma sektöründe örgütlü bir sendikamız da, "altyapı, yol geometrisi ve üstyapı malzemeleri" açısından öngörülen hız için yeterli iyileştirme yapılmadan başlanacak hızlandırılmış tren uygulamasının can güvenliği açısından yaratacağı sakıncaları 15 Mart 2004 tarihinde TCDD yöneticilerine ilettikleri yazı ile bildirmiştir.

Ancak tüm bu uyarılara karşın, 4 Haziran 2004 tarihinde Başbakanın "milletimiz için hayırlı olacak bu adım, Türkiye'nin medeniyet yarışında nerede olduğunu açıkça ortaya koyacaktır" şeklinde yaptığı popülist söylemlerle hızlandırılmış tren seferleri başlatılmıştır. Bu söylemler AKP'nin medeniyet anlayışının da bir tezahürüdür.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın kendini savunmak için kaynak gösterdiği hızlandırılmış tren uygulamasını onaylayan "Uzman Heyet Raporu"nun tren seferlerinin başlamasından çok sonra, 13 Temmuz 2004 tarihini taşıdığı basın organlarımıza yansımıştır. Yani AKP Hükümeti, bilim çevreleri ve sivil toplum örgütlerinin yaptığı uyarıları hiçe saymış, bilimsel kriterlere dayalı fizibilite raporları yerine, siyasî bir kararla hızlandırılmış tren uygulamasını başlatmıştır.

Ciddiyetten yoksun olarak seferlerin başlamasından sonra hazırlanan teknik uygunluk raporu, bir süre sonra bilimadamlarına da onaylatılmak istenmiş, ancak toplantıya katılan bilimadamları Ulaştırma Bakanlığı ve TCDD yetkililerine projenin uygulanamayacağını bildirmelerine karşın seferler durdurulmamıştır.

Tüm bu yaşananlar, hızlandırılmış tren uygulamasının bilimsel gerçekler yerine siyasal şov amacıyla, yurttaşların can güvenliğini hiçe sayarak hayata geçirildiğini gözler önüne sermektedir.

TCDD üst yönetimi İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalışanları ile Ulaştırma Bakanının hemşerileri arasından atanmış ve kurumdaki kadrolaşma hızlandırılmış treni sakıncalı gören kamu görevlilerinin cezalandırılmasına kadar varmıştır. Siyasî yandaş ve hemşeriler arasından belirlenen kadroların Türkiye'yi getirdiği nokta bu kazayla daha net ortaya çıkmıştır.

Kaza sonrasında delillerin karartılması noktasında yaşananlar, rayların ve traverslerin değiştirilmesi, karakutunun adlî makamlardan önce çözülmesi, kamu gücü baskısı altında sağlıklı bir soruşturma süreci yürütülemeyeceğini de ortaya koymuştur. Kazadan hemen sonra görevden alınması gereken TCDD yönetimi tarafından delillerin karartılması çabaları, Ulaştırma Bakanının himayesinde yürütülmüş ve Başbakan da, Ulaştırma Bakanının sorumlu olmadığına ilişkin beyanlarıyla, hem bu himayeyi pekiştirmiş hem de sorumluluğa ortak olmuştur.

Yukarıda belirtilen gerekçelerle, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında, Anayasanın 98 ve 99 uncu, İçtüzüğün 106 ncı maddeleri uyarınca gensoru açılmasını arz ve talep ederiz.

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Gensoru önergesinin görüşme gününe dair Danışma Kurulunun bir önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım.

V. - ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1. - (11/1) esas numaralı gensoru önergesinin, görüşme gününe ilişkin Danışma Kurulu önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

No. : 94                                     Tarih : 4.8.2004

4.8.2004 tarihli gelen kâğıtlarda yayımlanan ve okunmuş bulunan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkındaki (11/1) esas numaralı gensoru önergesinin, Anayasanın 99 uncu maddesi gereğince gündeme alınıp alınmaması hususundaki ön görüşmelerinin Genel Kurulun 4.8.2004 Çarşamba günkü (bugün) birleşiminde yapılması; gensoru önergesinin gündeme alınmasının kabul edilmesi halinde, gensorunun, gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmında yer alması ve görüşmelerinin 7.8.2004 Cumartesi günkü birleşimde yapılmasının Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.

 

 

Sadık Yakut

 

 

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi

 

 

 

Başkanı Vekili

 

 

Salih Kapusuz

 

Ali Topuz

 

AK Parti Grubu Başkanvekili

 

CHP Grubu Başkanvekili

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Danışma Kurulu önerisini dinlediniz. Şu ana kadar Başkanlığımıza öneriyle ilgili söz talebi gelmedi.

Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 32 milletvekilinin, 22 Temmuz 2004 tarihinde Pamukova'da meydana gelen ve 38 yurttaşımızın yaşamlarını yitirmesiyle sonuçlanan kazaya neden olan "hızlandırılmış tren" olarak adlandırılan uygulamayı mevcut altyapı eksiklikleri tamamlanmadan başlattığı iddiasıyla, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında (11/1) esas numaralı gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki ön görüşmelere başlıyoruz.

VI. - GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI

A) ÖNGÖRÜŞMELER

1. - Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 32 milletvekilinin, 22 Temmuz 2004 tarihinde Pamukova'da meydana gelen ve 38 yurttaşımızın yaşamlarını yitirmesiyle sonuçlanan kazaya neden olan "Hızlandırılmış Tren" olarak adlandırılan uygulamayı mevcut altyapı eksiklikleri tamamlanmadan başlattığı iddiasıyla Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında gensoru önergesi (11/1)

BAŞKAN - Hükümet?.. Hazır.

Sayın milletvekilleri, önerge az önce okunduğu için, tekrar okutmuyorum.

Anayasanın 99 uncu maddesine göre, bu görüşmede, önerge sahiplerinden bir üyeye, siyasî parti grupları adına birer milletvekiline ve Bakanlar Kurulu adına Başbakan veya bir bakana söz verilecektir.

Konuşma süreleri, önerge sahibi için 10 dakika, gruplar ve hükümet için 20'şer dakikadır; sayın konuşmacıların, değerli vekillerimizin, bu süreye hassasiyet göstermelerini rica ediyor ve bekliyorum.

Şimdi, ilk söz, önerge sahibi olarak ve grubu adına, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Başkanı ve Genel Başkan Sayın Deniz Baykal'a aittir.

Buyurun Sayın Genel Başkan. (CHP sıralarından ayakta alkışlar)

Sayın Baykal, konuşma sürenizi birleştiriyorum, süreniz 30 dakikadır.

CHP GRUBU ADINA DENİZ BAYKAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hızlandırılmış tren  faciası dolayısıyla verilmiş olan gensoru müzakeresi çerçevesinde söz almış bulunuyorum; sizleri içten sevgilerle, saygılarla selamlıyorum.

Sözlerime başlarken, bir süre önce, saygı duruşuyla hatırasını yâd ettiğimiz değerli milletvekilinin kaybı dolayısıyla üzüntülerimi kendi adıma, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına ifade etmek istiyorum.

Yine, aynı şekilde, burada bir saygı duruşu yapamadığımız, söz konusu hızlandırılmış tren faciasında kaybetmiş olduğumuz 39 vatandaşımızın anısını Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak hep birlikte saygıyla andığımızı ve bu kayıp dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinin derin bir üzüntü içerisinde bulunduğunu ifade etmeyi de görev biliyorum. Kaybettiğimiz değerli vatandaşlarımıza, rahmetlilere Allah'tan rahmet diliyorum, ailelerine ve bütün milletimize başsağlığı diliyorum, yaralılara da acil şifalar diliyorum.

Değerli arkadaşlarım, kısa bir süre önce Irak'ta kurşunlanan masum, silahsız bir vatandaşımızın, bu alçakça cinayeti televizyonlarda izlemek zorunda bırakılmış olmanın derin acısı ve infiali içerisinde bu konuyu ele alabilmiş olmayı da çok istediğimizi ifade ederek gensoru konusuna geçmek istiyorum.

BAŞKAN - Sayın Baykal, bir dakikanızı rica ediyorum.

Değerli arkadaşlar, arkadaşlarımızın, bir defa, yerine oturmasını özellikle rica ediyorum. (CHP sıralarından "Ayıp, ayıp" sesleri)

Arkadaşlar, lütfen...

İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Dinlemeyeceklerse dışarı çıksınlar!

BAŞKAN - Efendim, burada, Başkanlık Divanı gereğini yerine getiriyor, oradan bu sözler de aynı derecede hoş değil. Başkanlık gereğini yerine getirmektedir, hassasiyet gösteriyor; siz sakin olun.

Arkadaşlar, rica ediyorum, sayın hatibi sükûnetle dinleyelim.

Teşekkür ederim.

Buyurun efendim.

DENİZ BAYKAL (Devamla)- Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Evet, Meclisimizin bu olağanüstü toplantısını, Irak'ta tanığı olduğumuz, televizyondan büyük acı içinde izlemek zorunda kaldığımız o facianın üzüntüleri, infiali içerisinde gerçekleştirdiğimizi de anımsatmak istiyorum. Gönül isterdi ki, bu olağanüstü buluşma dolayısıyla, ülkemizin karşı karşıya bulunduğu bu sorunları da hep birlikte ele alıp, değerlendirebilsek ve toplum olarak bu konular karşısında izleyeceğimiz tutumu, iktidar olarak, alınacak tedbirleri hep birlikte bir tartışma ve değerlendirme süzgecinden geçirebilsek.

Toplantımızın konusu hızlandırılmış tren faciasıyla ilgilidir. Bu konudaki düşüncelerimi, görüşlerimi size iletmek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, size kısaca anımsatmak istiyorum; her şey 4 Haziran 2004 günü başladı. 4 Haziran 2004 günü Ankara Garında bir tören vardı. Bu törende devlet erkânı, Başbakan, ilgili Bakan, Devlet Demiryollarının Genel Müdürü, bütün yetkilileri, basın mensupları bir aradaydılar ve bu törende Sayın Başbakan parlak bir konuşma  yaptı. Sorunların sevgiyle ve aşkla çözüleceğini ve şu anda başlatmakta oldukları büyük projenin Türkiye'de bir medeniyet sıçraması gerçekleştireceğini, bunun altında sevgi, aşk ve gönül birliği anlayışının yattığını parlak bir konuşmayla dile getirdi. Bando mızıka yerini almıştı, heyecan çok yüksek düzeydeydi ve Sayın Başbakan başındaki kırmızı şapkasıyla, elindeki hareket diskiyle tarihî bir başlangıca tanıklık ettiğini ifade ederek, Türkiye Cumhuriyetinin ilk hızlandırılmış tren uygulamasını gerçekleştirdi.

Sayın Bakan, konuşmasında, bugünün, demiryolları günü olarak ilan edilmesi gerektiğini söyledi, 4 Haziran 2004 ve karşılıklı güzel konuşmalarla yeni bir dönem başlatıldı.

Değerli arkadaşlarım, 4 Haziran 2004, bugün 4 Ağustos 2004, aradan iki ay geçmiştir, bu iki ay içinde, başlatılan bu projenin sonucu 39 cenazedir; iki haftadan beri Ankara-İstanbul demiryolunun çalışamaz hale gelmiş olmasıdır; parlak nutuklarla gündeme getirilen hızlandırılmış tren projesinin rafa kaldırılmasıdır. Geldiğimiz nokta iki ayda bu olmuştur.

Yaşadığımız olayı, alışılmış, sıradan bir tren kazası gibi anlamak kadar büyük bir yanlış yoktur. Trenler en güvenli ulaşım araçlarından birisidir; ama, zaman zaman tren yollarında da kaza olur. Tren yollarında kaza, genellikle çarpışma şeklinde olur; sinyalizasyon yeterince gelişmediği için, işaretlenme uygun yapılmadığı için, hat sayısı yeterli sayıda olmadığı için zaman zaman trenler çarpışır, tren kazası olur; bunlara alıştık, ülkemizde de geçmişte olmuştur. Zaman zaman hemzemin geçitlerde, tren geçidi ile karayolu arasındaki çatışmadan kaynaklanan, gereken güvencenin tren yoluna sağlanmamış olmasından kaynaklanan nedenlerle kazalar olur. Tabiî, bunlar da idarî ve siyasî sorumluluk gerektirir; ama, karşı karşıya bulunduğumuz olayı başka ülkelerde ve Türkiyemizde zaman zaman yaşanmış buna benzer olaylardan birisi olarak anlarsak çok büyük yanlış yaparız. 4 Haziranda başlatılan proje, 22 Temmuzda bir büyük faciaya yol açmıştır. Bu faciayı,  ne Türkiye'de yaşanmış olan geçmişteki tren kazalarıyla ne de dünyanın başka ülkelerinde zaman zaman yaşanan tren kazalarıyla karşılaştırmak olanağı vardır. Bu tren kazası, yaşanmış tren kazalarının hepsinden farklıdır. Bu tren kazası diyorum, bu bir dil sürçmesidir, kesinlikle söz konusu olan bir tren kazası değildir, bir büyük faciadır, "Hızlandırılmış Tren Projesi faciası"dır.

Değerli arkadaşlarım, hızlandırılmış tren diye literatürde bir kelime yoktur; dünyada hızlandırılmış tren diye bir uygulama yoktur; hızlandırılmış tren diye bir kategori yoktur; bilimde yoktur, kitapta yoktur, uygulamada yoktur. Tren vardır, hızlı tren vardır, çok hızlı tren vardır. 250 kilometrenin üzerinde hızla giden, hızlı trendir, TGV diye bilinen, Fransa'da, 250 kilometreye kadar; 200 kilometre ile 250 kilometre arasındaki hızla giden tren hızlı trendir; onun altındaki hızla giden trenler de normal trendir. Hızlandırılmış tren diye bir uygulama yoktur.

Hızlı tren ve çok hızlı tren, bu amaçla yapılmış özel demiryolları üzerinde, bu amacın gerektirdiği teknolojik şartlar gözönünde bulundurularak, başından itibaren bir entegre proje anlayışı içerisinde gerçekleştirilir. Yüzkırk yıl önce gerçekleştirilmiş olan demiryollarının üzerinde, o demiryollarında ciddî hiçbir çalışma yapmadan, altyapı hazırlığını gerçekleştirmeden, bilimsel önerileri dikkate almadan "biz yaptık, oldu" anlayışı içerisinde, tepeden inme bir yaklaşımla "burada, biz, hızlı tren uygulaması gerçekleştireceğiz" hevesine kapılırsanız,  bunun bir faciayla sonuçlanması kadar kaçınılmaz bir sonuç düşünülemez. Ne yazık ki, Türkiye'de yaşanan bu olmuştur. Türkiye'de "Hızlandırılmış Tren Projesi" denilen projeyi Demiryolları idaresi kendi içinden üretmemiştir, bilim âlemi kendi içinden üretmemiştir, uzmanlar kendi içinden böyle bir proje hazırlamamıştır. Bu proje, tepeden inme bir projedir. Bu proje, teknik ve bilimsel bir proje değildir. Bu proje, tepeden inme, siyasî bir projedir. Yani, siyaset, idareye yön vermiştir. Siyaset, idareye elbette yön verecektir; ama, bilimin, tekniğin, idarenin gereklerini yok sayarak yön verdiğiniz ve dayattığınız zaman, yanlış sonuçlar ortaya çıkarsa, o sonucun sorumluluğunu da üstlenmekten kaçınamazsınız. Burada yaşanan aynen bu olmuştur.

Demiryolları idaresinin içinden böyle bir öneri gelmemiştir; tam tersine, siyasetten gelen bu proje, idarenin içinde eleştirilmiştir, dirençle karşılanmıştır, kuşkuyla karşılanmıştır, tepkiyle karşılanmıştır.

Bilim dünyası, buna şiddetle karşı çıkmıştır; bunun uygun olmadığını, doğru olmadığını anlatmaya çalışmıştır. Bilimadamları, ayrıntılı, uzun uyarılar yapmışlardır. Toplantılar gerçekleştirilmiştir. O toplantılarda bunlar dile getirilmiştir. Bu toplantıların bir kısmı, proje yürürlüğe konulmadan önce yapılmıştır. Uyarıların bir kısmı, proje yürürlüğe konulmadan önce dile getirilmiş; bir kısmı da, proje uygulanmaya başlandıktan sonra anlatılmaya çalışılmıştır.

Bir bilimadamı, aralık ayında bir rapor yayımlamış ve bunun yanlış olduğunu söylemiştir. O bilim adamı, ağır bir şekilde, şov yapmakla suçlanmış ve kendisine çeşitli tepkiler dile getirilmiştir; Sayın Bakan da "ben, hocamın lafıyla, treni durdurmam" demiştir. Bilimadamı, bu sözü aktardıktan sonra, Bakanın da katıldığı son toplantıda, kazadan bir hafta önceki toplantıda "tekrar söylüyorum, bu trenler şu anda durdurulmalıdır; çok ciddîyim, size bunu kanıtlayabilirim" demiştir, Bakanın huzurunda demiştir. Bunu yazılı olarak ifade etmiştir, kazadan kısa bir süre önce yapılan bilimsel toplantılarda dile getirmiştir. Söz konusu öğretim üyesi, teşkilattaki öğrencilerinin kendisini arayarak "hocam, bunu nasıl uygulayacağız" diye sorduklarına dikkat çekmiştir ve hoca, o toplantıda, yine "ben, bu bildiriyi verdiğim tarihe kadar, aralık ayından bu yana sürekli uyardım. 'Nasıl olacak' dedi Sayın Genel Müdür, geleyim Ankara'ya, yardım edeyim" diye konuştu. Ne zaman konuştu, kazadan sonra mı; hayır, kazadan önce. Nerede konuştu; Sayın Bakanın, kazadan önce düzenlediği toplantıda konuştu. Kim konuştu; konunun, Türkiye'deki en önde gelen uzmanlarından birisi söyledi "yapmayın, kaza geliyor" dedi. Aralık ayında söyledi, daha sonra söyledi, proje uygulamaya konulduktan sonra yapılan toplantıda söyledi; ama, hiçbir şekilde dikkate alınmadı.

Değerli arkadaşlarım, böyle bir şey olmaz. Yani, bilimadamı uyaracak, orada çalışan bütün çevreler uyaracak, sendikacılar uyaracak... Sendikalar, demiryolları alanında örgütlenmiş olan sendikal kuruluşlar ısrarla açıklamalar yaptılar, tekrar tekrar, bunun, bir faciaya yol açacağını dile getirdiler. 15 Mart 2004 tarihinde Hür Anadolu Ulaşım Sendikası -kaza 22 Temmuzda- Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Fehmi Kutan, yine, kazadan önce, 4-8 Temmuz tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirilen Dünya Ulaştırma Araştırma Konferansında, bütün bilimadamları bunun yanlış olduğunu ve bunun bir faciayla sonuçlanacağını ilan ettiler.

Demiryollarında çalışanlar görevlerinden istifa ettiler, bu konuya onay vermemek için direndiler. Makinistler hızlandırılmış tren uygulaması içerisinde yer almamak için ellerinden geleni yaptılar, rapor aldılar, tayin istediler, kaytarmaya çalıştılar; zorla göreve sokuldular. Makinistler sabahleyin işlerine giderken eşleriyle helalleşerek ayrılıp gitme durumunda kaldı.

Değerli arkadaşlarım, yolcular, bir büyük tepki ve heyecan içerisine girdiler. Bir yolcu, bayan Mine Kanatlı, bu tren yolculuğunu yaptıktan sonra notere gitti, derhal, trenden iner inmez; noterden... Bunun bir kazayla sonuçlanacağını ve buna derhal son verilmesi gerektiğini söyledi; Eskişehirli bir vatandaşımız bunu kazadan önce söyledi. Göz göre göre "geliyorum" diyen bir facia bu; bunun kaza neresinde?!. Bilimadamı söylüyor, sendikacı söylüyor, makinist söylüyor, yolcu  söylüyor.

Kazadan sonra olay yerine gittim; yaralanmış 2 genç vatandaşımızla konuştum; "nasıl durum, trendeki durum neydi, anlatın" dedim.  "Müthiş bir heyecan içerisindeydik" dediler; "sallana  sallana, trende, 'bu iş bitsin' diye dua ediyorduk" dediler. "Yemek restoranına geçmiştik; restoranda, bir elimle kola şişesini tutuyordum, öbür elimle yemeğimi güçlükle yemeye çalışıyordum; çünkü, bıraksam, kola şişesi devrilecekti" dediler.

Bu şartlar altında bir yolculuk! Niye; çünkü, medeniyet aşaması yapacağız ve 7 - 7,5 saatlik yolculuğu 5 saate indirmiş olmayı; para harcamadan, yatırım yapmadan, altyapıyı düzeltmeden, işin bilimsel gereklerini yerine getirmeden, gösteriş adına bunu yapabilmiş olmayı arzu ediyoruz ve oldu diye, heyamolayla herkesi buna inandırmaya çalışıyoruz!  Böyle bir devlet yönetimi anlayışı olabilir mi?!

İnsanlar, 39 vatandaşımız, bu macera uğruna canını kaybetmiştir. Tren kazası olabilir, daha büyük facialar da olabilir; ama, bu, bu uydurma projenin uygulanmasının sonucu olarak ortaya çıkmıştır ve bu kabul edilemez; yanlış olan budur.

Trafikte de insanlarımızı kaybediyoruz, üzülüyoruz, onları önlemenin yolları çok daha karmaşık; ama, burada, bu olaya yol açan proje, ülkede ulaştırma sorumluluğunu üstlenmiş, bakanlık ve Demiryolları  Genel Müdürlüğü sorumluluğunu üstlenmiş kişilerin anlayışı, hevesi, dayatması, zorlaması sonucunda ortaya çıkmıştır; bu, çok açık bir gerçektir. Eski Milletvekili Mustafa Düz, yolculuğu tamamlıyor heyecan içerisinde. İner inmez, Sayın Genel Müdüre veya Sayın Bakana "vallahi, bildiğim bütün duaları yol boyunca okudum. Bir an önce şu iş bitse diye dua ettim. Bitti, Allah'a şükür, sağ salim indik; ama, bu olmaz" deyince, Sayın Bakan ya da Sayın Genel Müdür "bak, ne kadar iyi; sayemizde, Allah'a daha yakın oluyorsunuz" diyor.

Değerli arkadaşlarım, bu anlayışla, bu yaklaşımla bu konular yönetilemez. Bu işin şakaya gelir tarafı yoktur. 39 aileye ateş düşmüştür. 39 vatandaşımız, hiç yere, bir heves uğruna canını kaybetmiştir. Bunun acısı, bunun ıstırabı yok mudur?! Bunun hesabını vermek gerekmiyor mu?! Bunun siyasî sorumluluğu yok mu?! Bu, çok ciddî bir manzaradır. Göz göre göre bu tablo yaşanmıştır. Hiç kuşku duymuyorum, bunun, hukukî, cezaî sorumluluğu da vardır; ama, siyasî sorumluluğu da vardır. "Canım, hiçbir şey olmadı, biz buradayız, biz göreve devam ediyoruz; ben güç günlerin adamıyım" anlayışıyla, bu konunun üstesinden gelinmez. Türkiye, bir demokrasi, bir hukuk devleti; insana saygı esas. İyi niyetli olabilirsiniz, iyi bir insan da olabilirsiniz; ama, bu olayın sorumluluğunun altından kalkamazsınız. Bunun hesabını mutlaka vermek durumundasınız.

Değerli arkadaşlarım, bu kadar uyarıya rağmen, bu dayatma yapılmış ve sonuç ortaya çıkmış.

Dünyada ve ülkemizde, tren yolculuğu, en güvenli yolculuk diye bilinir. Hele, hızlı tren, daha da güvenceli tren. Japonya'da hızlı tren uygulaması var; 1964'te başlamış ve kırk yıldan beri bir tek kaza olmamış. Bu trenler her yıl 300 000 000 yolcu taşıyor.

Değerli arkadaşlarım, tren kazası oldu. Kaza yerine gittik, olayları gördük, inceledik. Tren kazasının hemen arkasından, 200 metre demiryolu yenilenmiş, traversler yenilenmiş; olayın değerlendirilmesine yardımcı olacak delillerin tümü ortadan kaldırılmış, olay sıfırlanmış. Bir defa, bu olmaz; durumun, ciddî şekilde, bir delil tespitiyle değerlendirilmesine imkân vermek lazımdır. Buna hiçbir özen gösterilmediği anlaşılıyor. Bir trafik kazasında gösterilen özen, 39 vatandaşımızın vefat ettiği bir tren kazasında esirgeniyor.

Karakutu nerede, kimse bilmiyor. Karakutu kimin elinde ve niçin onun elinde? Yargının elinde olması lazım şu anda. Karakutu üzerinde oynandı mı oynanmadı mı, belli değil.

Değerli arkadaşlarım, bunlar, hiçbir şekilde kabul edilemez tablolar. O gün, makinistlerin gözaltına alındığını öğrendim, ilgililerin izniyle, savcılığın izniyle, makinistleri de ziyaret edip, bir geçmiş olsun demek, durum hakkında bir bilgi almak istedim; bir türlü makinistlerle temas kuramadık, bir türlü gerekli izni alamadık.

Sayın Adalet Bakanı "elbette, niçin olmasın, sağlarız" diyor; ama, bir türlü, o görüşme gerçekleştirilmiyor. Bir süre sonra öğrendik, aynı binadayız, makinistleri, bizim bulunduğumuz binadan aldılar ve kaçırdılar. Makinistlerle görüşme, bir geçmiş olsun deme, kaza hakkında bilgi alma olanağını bulamadık.

Değerli arkadaşlarım, Van'da, Emniyet Müdürlüğünü birileri basıyor, orada gözaltına alınmış olan kişiyi çekip çıkarıyor dışarıya ve 40 kilo eroini alıyor, götürüyor, kimsenin gıkı çıkmıyor; oradaki güvenlik güçlerini, polisleri, komiserleri tokatlıyor, tekmeliyor, darp ediyor, dövüyor, bir kişi elini kaldıramıyor, bir silah patlamıyor, Emniyet Müdürlüğüne yapılan bu baskın ve o baskında gözaltına alınmış birisinin kaçırılması, eroinin alınması gerçekleşirken Emniyet Müdürlüğünden bir tek kişi buna tepki gösteremiyor, cumhuriyet hükümetinin bir bakanı bu olayı gerçekleştiren zata telefon açıyor ve ona "geçmiş olsun" diyor, o da "teşekkür ederim, olur böyle şeyler" diyor; bu telefon konuşması yapılırken, bakan telefon açarken, bakanın yanında vali, kendisine telefon açılan, baskını düzenleyen insanın yanında da Emniyet Müdürü var -al gülüm, ver gülüm- bu manzara Türkiye Cumhuriyetinin içinde yaşanıyor; Türkiye'de, Anamuhalefet Partisinin Genel Başkanı, 39 vatandaşımızın öldüğü bir tren kazasında "şu makiniste geçmiş olsun diyebilir miyim, ona iki tane soru sorabilir miyim" diye savcıdan izin istiyor "hayır, soramazsın" deniliyor ve kaçırılıyor. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, bu, olaylar karşısında takınılması gereken doğru ve sağlıklı tavır değildir. Her kazadan sonra, elbette, bakanların istifa etmesi gerekmez; ama, ortada siyasî sorumluluk varsa istifa gerekir. Kazanın sorumlusu, elbette, bakan olmak durumunda değildir.

Şimdi neye tanık oluyoruz, 39 kişi öldü, 2 makinist tutuklu. Yolu tamir ettiniz, yolda bir eksik yok. Niye hızlı tren uygulamasına devam etmiyorsunuz?! Niye devam etmiyorsunuz?! (CHP sıralarından alkışlar) İki haftadır, Türkiye'nin en önemli demiryolu hattı tıkalı. İkinci Dünya Savaşında kapanmamıştı o hat; iki haftadır kapalı!.. Niye kapalı allahaşkına?! Niye kapalı?!. Eğer, o olayın sorumlusu o 2 makinistse -o 2 makinist cezaevinde- 2 yeni makinisti koyunuz o trene, tekrar başlatın da, bir görüverelim bakalım olabiliyor mu olamıyor mu?! Olamıyorsa, bu neyi ortaya koyuyor; bu, suçluluğun itirafıdır, itirafı!.. (CHP sıralarından alkışlar) İki haftadır, tren geçmiyor o demiryolundan; yol tamir edildiği halde geçmiyor.

Hızlandırılmış Tren Projeniz devam ediyor mu; yürürlükte mi; işleyecek mi? Niye işlemeyecek? Niye işletmiyorsunuz? Niye işletmiyorsunuz canım; bu bir kaza idi, o 2 kişi idi onun sorumlusu!.. Yok mu makinist buralarda?!

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Mevcut trenlerin hızlarını bile düşürdüler, 60 kilometreye indirdiler.

DENİZ BAYKAL (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, sevgili vatandaşlarım, değerli milletvekilleri; bakınız, bu tablo, hepimiz için, ibret dolu bir tablodur. Buradan hepimizin almamız gereken çok ciddî dersler var. Bakınız, bu manzaranın yanlışları bellidir.

Öncelikle, bu proje neye yol açmıştır, kısaca  bir hatırlayalım. Elbette, 39 vatandaşımızı kaybettik, 4 vatandaşımız komada, 80 yaralı var. Bu en büyük tablodur; ama, düşünün, iki haftadır bu demiryolu çalışamıyor; Hızlandırılmış Tren Projesinin sonucudur. Hızlandırılmış Tren Projesinin uygulandığı 4 Hazirandan 22 Temmuza kadar olan süre içerisinde demiryolları tam kapasiteyle çalışılamaz hale gelmiştir. Hızlandırılmış Tren Projesi uygulanacak diye, diğer bütün demiryolları çalışamaz hale gelmiştir. Tehirler artmıştır, tıkanıklıklar artmıştır, mal intikal ettirme işi giderek güçleşmiştir ve şimdi, iki haftadan beri, Çukurovaya hasada gidecek olan harman makineleri, yüklendikleri vagonlarda beklemektedir, Silahlı Kuvvetler ihtiyaçlarını gönderemez haldedir, Irak'a sevk edilecek olan mallar gönderilemez haldedir, ekonomi ve ticaret, şu anda, bunun bedelini ödemektedir; yani, astarı yüzünden pahalı bir iş olmuştur. Şu anda, yaşadığımız ekonomik ve malî bedel, olağanüstü yüksek, trilyonlarca liranın kaybını ortaya koyduğu bir noktaya ulaşmıştır. Hızlandırılmış tren uygulaması nedeniyle demiryollarının bakımı, burajı yapılamaz hale gelmiştir; çünkü, Genel Müdür, hızlandırılmış trenin hiçbir zaman sarı ışık görmemesi gerektiğini söylemiştir ve bütün trenler ona göre devredışına çıkarılmıştır. Sadece bu yapılacak diye demiryollarının diğer işleri askıya alınmıştır.

Buna yol açan yanlış uygulamadan birisinin de demiryollarımıza kış aylarında yapılan müdahale olduğu açıkça tespit edilmiştir. Kış koşulları içinde demiryoluna yapılan müdahalenin daha sonra ciddî sıkıntılar doğurduğu açıkça herkesin bildiği bir gerçek halindedir.

Değerli arkadaşlarım, bu hızlandırılmış tren faciasında, makinist olan insan, ilk kez hızlandırılmış tren uygulamasını gerçekleştirmiştir. Bir eğitim verilmiş midir; hayır, bir eğitim yoktur. Bir hazırlık var mıdır; hayır, bir hazırlık yoktur. İlk kez "geç" demişlerdir, göndermişlerdir. Kimseye de hızlandırılmış tren uygulaması dolayısıyla özel bir eğitim verilmiş değildir.

Hızlandırılmış tren uygulamasında deniliyor ki: "İşte, orada makinist hata yaptı; 80 kilometreyle gidecekti, 80 kilometreyle gitmedi." (AK Parti sıralarından "118" sesi)

Evet, 118 kilometreyle geçti. Değerli arkadaşlarım, ondan 200 metre önce 130 kilometreyle geçmesini öngörmüşsünüz. Elimde raporlar var. Bilimadamları diyor ki: "Bu demiryolunda 120 kilometrenin üzerindeki hız risklidir." 120 kilometrenin üzerinde burada hız yapılmaz deniliyor. Siz, 130 kilometreyle, kaza yapılan yere 200 metreye yakın noktaya kadar gidilebileceğini öngörüyorsunuz. Niye; çünkü, hızlı tren!..

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN- Buyurun efendim; toparlarsanız...

DENİZ BAYKAL (Devamla) - Teşekkür ederim.

Niye; çünkü, hızlandırılmış tren uygulamasının olabilmesi için orada 130 kilometre olması lazım. Orada 130 kilometre olursa, siz, beşerî bir takdirle, bir insanın takdiriyle, ondan sonra, belli bir noktadan itibaren -183+100 metreden itibaren- birdenbire 80 kilometreye ineceğinin garantisini nasıl alabiliyorsunuz?! Kim sokabilir, nasıl sokabilir?!

İşaret var mı; işaret yok. Uyarı var mı; uyarı yok. Eğitim var mı; eğitim yok. Ben kitaba yazdım... Sen, kitaba o 130 kilometreyi yazdığın anda, zaten, yanlışı yaptın.

Sonra, falan yerde şu kadar olacak diyeceksin; 100 metre içerisinde bir noktada frene basılırsa kaza olmayacak, 100 metre sonra basılırsa kaza olacak ve sen, yüzlerce insanın hayatını, bu takdire, bu beşerî takdire bırakacaksın! Dünyanın her yerinde bu konu -çok iyi biliyoruz- bilgisayar kontrollü elektronik, otomatik sistemlerle götürülüyor. Bu var mı; hayır, o da yok.

Değerli arkadaşlarım, bunların tümü yanlıştır, tümü siyasî takdir hatasıdır, hazırlık hatasıdır ve dünyanın her yerinde de siyasetçiler, bu kadar açık siyasî sorumluluk gerektirmediği halde dahi istifa ederler. Size, birkaç tane istifa örneği vereyim. Mesela, 2002 yılında İngiltere'de bir kazada 7 kişi hayatını kaybetti; 10 Mayıs 2002 tarihinde 4 vagon raydan çıktı, 7 kişi hayatını kaybetti ve Ulaştırma Bakanı Stephen Byers istifa etti.

1999 yılında Hindistan'da, tren kazalarının sık sık meydana geldiği bu ülkede, Batı Bengal Eyaletinde 2 Ağustos günü 2 tren çarpıştı. "Tren yolundaki ışıkların çalışmaması nedeniyle bu kaza meydana geldi" iddiası üzerine, çok sayıda kişinin de öldüğü bu kaza sonucunda Demiryolları Bakanı Nitish Kumar, soruşturma bile açılmadan, anında istifa etti.

Yine, Hindistan'da 2 Aralık 2000 tarihinde 2 tren çarpıştı, 40 kişi öldü ve olayın ardından Demiryolları Bakanı Mamata Banerjee, Başbakana bir mektup yazarak istifasını sundu.

Mısır'da 20 Şubat 1988 tarihinde bir trenin üçüncü sınıf vagonunda bir patlama meydana geldi ve çok sayıda kişi öldü. Şubat ayında bu kaza gerçekleşti; olaydan sonra, Başbakan olay yerinde kazaya bir piknik tüpünün yol açtığını iddia etti. 20 demiryolu çalışanı mahkemeye sevk edildi; ancak, yargıç "bana günah keçilerini yollamayın" dedi ve 20 işçi ile makinisti serbest bıraktı. Hemen sonra Ulaştırma Bakanı İbrahim El Demeiry ve Demiryolları Genel Müdürü Ahmet El Şerif istifa ettiler. Mısır'da, değerli arkadaşlar!..

Çin'de 1988 yılında, sinyal çalışmadığı için, benzin taşıyan bir tren ile bir yük treni çarpıştı, bir kişi öldü, ancak, bu kaza aynı zamanda ülkede bir ay içinde meydana gelen üçüncü kaza idi ve olayın ardından, Demiryolları Bakanı Ding Guangen görevinden istifa etti.

Değerli arkadaşlarım, bu olayların yaşandığı yerlerin hiçbirisinde kazanın siyasî boyutu, Türkiye'de bizim 22 Temmuzda yaşadığımız kazanın siyasi boyutu kadar belirgin değildir. Bu, tamamen siyasetin sonucunda ortaya çıkmıştır, gösteriş yapma hevesinin ve demiryolları gibi uzmanlık gerektiren bir konuda, kendine yakın insanları, belediyedeki çalışma arkadaşlarını ülkenin sorumluluğuna taşıma zihniyetinin, "beden dilimizden anlayanlarla iş tutalım" anlayışının yol açtığı bir faciadır. Çok açık gerçek budur.

Böyle bir facia yaşanmışsa, buna siyaseten sorumluluk taşıyan insanların gereken saygıyı göstererek görevlerini hemen, derhal boşaltmaları gerekir. (CHP sıralarından alkışlar) Bu bir görevdir; bunu Sayın Bakanın takdir etmesini diliyorum. Sayın Bakanın takdir etmediği görülüyor. Bu şartlar altında, herhalde, bunu Türkiye Büyük Millet Meclisimizin değerlendirmesi gerekir. Partizanlık duygularının, bizim adamımız, sizin adamınız anlayışının düşünülemeyeceği bir noktadayız. Türkiye'de demokrasi varsa, hukuk devleti varsa, bu olay karşısında, bu sorumluluğu taşıyan insana güvenoyu vermek ya da "güvenoyu verip vermemeye gerek yok, bunu konuşmaya gerek yok" demek, bu olayın sorumluluğunu paylaşmak demektir.

Bakınız, Sayın Bakan tedirginlik içine girdi bir süre önce -kazadan bir hafta önce- ve herkes şikâyetçi, herkes rahatsız; olay çıktı, çıkıyor, kokuyor, geliyor, belli. Bu manzara karşısında, Sayın Bakan, bir miktar vicdanını rahatlatabilmek, bir çare bulabilmek için bir toplantı düzenledi; toplantıya bilimadamlarını çağırdı; demiryolcularını çağırdı ve bu arada da, AKP Grubundaki öğretim üyesi iki değerli milletvekilini çağırdı; hep beraber konuştular. Daha sonra, Sayın Bakan "o konuşmadan, o toplantıdan onay aldım" demeye kalkar gibi oldu, başta o iki AKP'li milletvekili arkadaşımız "olmaz böyle şey" diye tepki gösterdiler "biz onay vermedik, o toplantı onay toplantısı değil, karar toplantısı değil" dediler. Diğer akademisyenler reddetti "biz, böyle bir şey bildirmedik" dediler. Efendim, ben, o akademisyenlerin bazılarından rica ettim; hızlandırılmış trene bindiler, yolda da telefon ettim "nasıl gidiyor" dedim "iyi gidiyor" dediler;  "e, canım, oldu bu iş." Böyle bir iş olur mu?! Rica ederim... Ortada toplantı, söylenen görüşler... O iki AKP'li arkadaşım, iki profesör "bu iş doğru değildir" diye kanaatlerini daha sonra ifade ettiler. Şimdi merak ediyorum, o iki değerli arkadaşımız nasıl oy verecekler bu olay karşısında?! Nasıl tavır takınacaklar?! "Biz sorumluluğu üstlenmedik; ama, sorumluluğu taşıyanların üzerine gitmenin de gereği yok" mu diyecekler?! Olabilir mi değerli arkadaşlarım?!

Bakın, bu, takdiri ilahî; yani, kaza, Allah'ın takdiri yapacak bir şey yok anlamında değil. Bu takdiri ilahî; neyin takdiri ilahîsi biliyor musunuz; bir süre önce, Sayın Başbakan çıkmıştı "bu memleketi demir ağlarla ördük diye övünenlerin halini görüyorsunuz. Neyi örmüşler allahaşkına?! Biz, o demiryollarını ayağa kaldırıyoruz" diyordu ve "demir ağlarla vatanı ördük" diye övünenlerle alay etmeye teşebbüs ediyordu. Bir o noktaya bakın, bir şimdi geldiği şu noktaya bakınız; onu söyleyen Başbakan şimdi ne halde?! (CHP sıralarından alkışlar) O insanlar, Türkiye'yi demir ağlarla örmeye çalıştılar; Türkiye, yıllardır, seksen yıldır o demiryollarının üzerinde işini görüyor. Siz, hızlandırılmış tren uygulaması yapacağız diyorsunuz, hızlandırılmış tren uygulamasını o insanların ördükleri demir ağların üzerinde yapmaya çalışıyorsunuz ve yapamıyorsunuz!

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Elinize yüzünüze bulaştırıyorsunuz!

DENİZ BAYKAL (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, gerçekten ıstırap verici bir manzaradır; yani, geçmişe bu kadar saygısız davranıp, dünyayı biz yeniden icat ediyoruz, keşfediyoruz havasıyla yola çıkanların ne hale düştüklerini takdirinize bırakıyorum.

Ben, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, bu konuya sorumluluk duygusuyla yaklaşacağını umut ediyorum ve bu konuda, Meclisimizin, üzerine düşen görevi en iyi şekilde yerine getireceğine, getirmesi gerektiğine inanıyorum; eğer, Meclisimiz görevini yerine getirmezse, Sayın Bakanı göreve çağırıyorum. Meclisimiz, şu nedenle bu nedenle, bu konuda eğer görevini yerine getiremezse, Sayın Bakanın üzerine kişisel olarak çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Sayın Bakan, kimseyi üzmeden, yormadan, üzerine düşeni kendisi yapmalıdır ve istifa etmelidir. Bu istifa, Türkiye'de insana saygının olup olmadığının bir kanıtı olacaktır, bir sınavı olacaktır. (CHP sıralarından alkışlar) Eğer, insana saygı varsa, insana değer vermek söz konusuysa, bu noktada istifa etmeyeceksiniz de ne zaman istifa edeceksiniz?! 39 vatandaşımızın kaybı yetmiyor, kaç vatandaşımızın kaybedilmesi gerekiyor bu istifa için?! Demiryollarındaki bir facia yetmiyor, başka nerede facia arıyoruz; havayollarında mı arıyoruz, denizyollarında mı arıyoruz, nerede arıyoruz?!

Değerli arkadaşlarım, bilimadamlarından birisi, o toplantıda, çok güzel bir Konfüçyüs sözüne atıf yapmış, demiş ki: "Bilenle dolaş, öğrenirsin; bilmeyenle dolaş, öğretirsin; ama, sakın ha, bilgiyi bilmeyenle dolaşma." Bilgi, işin özü.

Türkiye'nin, büyük deneyim sahibi, devlet adamı İsmet İnönü'nün, 1925 yılında, demiryolları konusunun önde gelen bir sahibi konumundaki devlet adamı olarak, söylediği bir sözü hatırlatarak sözlerime son vermek istiyorum: "Siyasette ve yönetimde en zararlı şey, milletler ve toplumlar için telafisi en zor olan felaket, yarım bilgili insanların yetki sahibi olmasıdır." İnönü'nün sözü bu. Herhalde, ona, bir de şunu eklemek lazımdır. Eğer, o yetkili, yarım bilgili insanlar tam bilgili insanlara tepki duyuyorlarsa, onları dışlıyorlarsa, işte, o ülkeler için felaket kaçınılmaz olur. Allah Türkiye'yi  korusun.

Sevgiler, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından ayakta alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Baykal.

İkinci söz isteği, AK Parti Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Nusret Bayraktar'a aittir.

Buyurun Sayın Bayraktar. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Süreniz 20 dakika.

AK PARTİ GRUBU ADINA NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 22 Temmuz 2004 Perşembe günü Sakarya'nın Pamukova İlçesi sınırları içerisinde meydana gelen elim tren kazası nedeniyle, Ulaştırma Bakanı hakkında, Cumhuriyet Halk Partisinin talebiyle öngörüşmesini yaptığımız gensoru önergesiyle ilgili, AK Parti Grubu adına konuşmak üzere huzurlarınızdayım; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında, Grubum ve şahsım adına taziyelerimi belirtmekte fayda mülahaza ediyorum. Özellikle, bu tren kazasında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralı olanlara acil şifalar, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyor ve geçmiş olsun temennilerimi iletmek istiyorum. Yine, başta, 22 Temmuzdan bu yana karayollarında meydana gelen trafik kazalarında          -yaklaşık 200 insanımız olmak üzere- rahmete kavuşanlar, hayatını kaybedenler, yakınları ve yaralılar için de aynı temennilerimi belirtirken, değerli insan, Grubumuzun mensubu, Kütahya Milletvekili arkadaşımız merhum Halil İbrahim Yılmaz'ı da rahmetle yâd ediyor, yakınlarına ve Türkiye Büyük Millet Meclisi camiasına başsağlığı diliyorum.

Ülkemiz, maalesef, 22 Temmuz 2004 tarihinde meydana gelen tren kazasının şokunu henüz atlatamadan, karayollarında peş peşe meydana gelen daha elim, daha vahim, âdeta savaş alanı gibi kazalara sahne olmuş, daha fazla can ve mal kaybına, binlerce kişinin yaralanmasına ve bu tür kazaların sıkıntılarına sürekli maruz kalmışken, üzülüyoruz ve izliyoruz ki, can ve mal kaybını en aza indirecek bir proje, ulaşım ve taşıma vasıtası olan demiryollarındaki bir kazanın -ki, bu kaza, son kaza- sebepleri ve gerçek boyutları anlaşılmadan, çarpıtılmak suretiyle, âdeta siyasî rant ve hükümeti yıpratma aracı olarak kullanılmak istenilmesi, acıların en yoğun olduğu ortamda bile ölü ve yaralılar üzerine siyaset yapmak isteyenler, sanki... Tenzih ederim; ama, bu tür düşüncede olanlar var; olay, sadece Meclis içinde, Muhalefet Grubunu ilgilendirmiyor; bu olay, kamuoyuna mal olmuş ve kamuoyunu derinden yaralamış, hepimizi üzen son derece elim bir olaydır. Bir insanın ölümünün dahi ne kadar önemli olduğunu bilen bir anlayışla, bir kişinin ölümüne vesile olan insanların bütün insanların ölümüne vesile olacak kadar mesuliyet içerisinde olduğunu; ama, aksine, bir insanın kurtuluşuna vesile olan tedbir ve anlayışa sahip olan insanların da tüm insanların kurtuluşuna vesile olacak anlamda olduğunu düşünerek söylüyorum. Olay, bu bakımdan her kesimi ilgilendiriyor; ama, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, tüm kamuoyu önünde bunların bir kez daha açıklığa kavuşturulabilme imkânının bulunabilmesi aslında kayda değer önemli bir gelişmedir. Bu bakımdan, eğer sükûnetle izleyecek, dinleyecek olursanız, konunun tümünü ayrıntılı olarak süre içerisinde özetlemeye çalışacağım.

Böyle bir ortamda, acıların en yoğun olduğu ortamda bile ölü ve yaralılar üzerinden siyaset yapmak isteyenler, sanki, mal bulmuş Mağribî gibi yazılar, pankartlar... (CHP sıralarından gürültüler)

V. HAŞİM ORAL (Denizli) - Çok ayıp, çok ayıp!..

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Müsaade edin.

Bakın...

V. HAŞİM ORAL (Denizli) - Çok ayıp!.. Yakışmıyor!..

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - ...ve çeşitli sözlerle, herkesçe başarısı ve samimî gayretleri bilinen hükümetimizin iki yıllık fotoğrafı buymuş gibi...

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Burası mevlit okuma yeri değil; mevlit okuma!

NUSRET BAYRAKTAR - (Devamla) - Bakın, iki yıllık fotoğrafı buymuş gibi, çarpıtıcı, gerçeği yansıtmayan gayretin içinde olmaları üzüntü vericidir.

V. HAŞİM ORAL (Denizli) - Çok ayıp! Vicdanına sor önce, vicdanına!..

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Bu gayretin içinde olanları söylüyorum; sizler böyle bir gayretin içerisindesiniz iddiasında bulunmuyorum. Onun için, olayı hep üzerinize almayın.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önce, projenin ne olduğunu bir kez daha gözönüne koymak istiyorum. Bu proje hızlı tren mi; çok hızlı tren mi, yoksa, hızlandırılmış tren mi. Neden hızlandırılmış tren ismi konuldu.

Sayın Baykal'ın açıklamalarını dikkatle dinledim. Gerçekten, ılımlı, olumlu, gerçek eleştirilerde bulundular.

"Hızlı tren", "çok hızlı tren" ve "hızlandırılmış tren" terimi Türkiye'de yoktu.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Dünyada yok, dünyada!..

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) -  Neden "hızlandırılmış tren" ismi konulduğunu biraz sonra açıklayacağım.

Bu, daha önceki şekillerden de yavaşlandırılmış olan, 1960 yılı sonrasında çok daha yavaş hale gelen... Önceden, bu güzergâhta ortalama hız 85 kilometre/saat iken, şimdi, zaman kayıpları ortadan kaldırılarak, bazı yenileştirmeler, altyapı ve değişimler yapıldıktan sonra, ortalama hızın 106 kilometre/saate çıkarılması gayretiyle, 75 dakikalık bir süre kazanımı projesidir ve bu Hızlandırılmış Tren Projesiyle, her türlü tedbir alınarak, tren hattı, bakım, yenileme gibi işlemlere tabi tutulmuş, çeşitli zaman kayıpları ortadan kaldırılarak, 6,5 saatlik hat, 5 saat 15 dakikaya indirilmiş. Güzergâh, 80 kilometre ile 140 kilometre arasında hız şartlarına göre düzenlenmiş.

Kazanın vuku bulduğu mahalde, eskiden de, şimdi de, hız sınırının 80 kilometre olduğunu ve değişmediğini biliyoruz. Buradaki sistemin nasıl uygulandığı konusu, Demiryolları Tüzüğü ve demiryolları uygulamalarında detay şekliyle biliniyor. Asıl hızlı tren projesi, Ankara-İstanbul hattını 2,5-3 saate indirebilecek bir projedir, bu proje çalışmaları devam ediyor.

Hızlandırılmış tren, yaklaşık iki ay boyunca 165 sefer yapmış, o seferler esnasında fazla ses çıkarmayanlar, daha önce ben bunu söylemiştim diyenler var; ama, daha önce söylemiştim terimleri aslında hep geride kalıyor; ancak, kaza meydana geldikten sonra, daha gür bir sesle, demiryolları hatırlanmış ve yitirilen canlar üzerinden siyaset ve hamaset edebiyatı yapılırken, elli yıldan bu yana demiryolları üzerindeki o susulan, tedbirsizliğin, sorunun ne şekilde çözüleceği hususunda tartışmaların daha bilimsel yollarla dile getirilmesi hususunda gereği yapılmamıştır.

Cumhuriyet Halk Partisinin Sayın Genel Başkanının iddialarına ben de şöyle katılıyorum: Bilimadamlarının büyük bir bölümü, gerçekten, iddiayla, bu iş böyle değildir demişlerdir; doğrudur, konular, bilimadamlarının önünde olumlu ve olumsuz yönleriyle tartışılır, konuşulur, görüşülür; ama, o bilimadamları olumsuz rapor verirken, diğer yandan diğer bilimadamları, bu olumludur demişlerdir. Ne gibi; tüpgeçitte olduğu gibi.

Tüpgeçidin tartışıldığı yıllar yılı, bir bölüm bilimadamı deprem açısından uygun değildir demişlerdir. Boğaz Köprüsü yapılırken aynı bilimadamları karşı çıkmışlardır; ama, diğer bilimadamları olmasının daha faydalı olduğunu söylemişlerdir. Burada, depremde de aynı konuda, bilimadamları, mutlak bir mutabakatla karar safhasına gelemezler. Bu bakımdan, bilimin ve ilmin ışığı dışında hareketin yapılmasını, biz de, hiçbir zaman tasvip etmiyoruz. Demiryollarının da böyle bir şeyi tasvip etme lüksünün olmadığını, açık ve net ifadeyle tekrarlamak istiyoruz.

Bu konuların açıklığa kavuşturulabilmesi için, hükümet, üzerine düşeni, şeffaf bir şekilde yapacağı gibi, AK Parti Grubu olarak bizim de, konunun arkasında olduğumuzdan;  her türlü tedbirin alınması, nereye, kime, nasıl yansıyacaksa yansısın -konuyla ilgili ihmal varsa- her şeyin günyüzüne çıkarılarak gereğinin yapılması hususunda üzerimize düşen görevi yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - İşinize geldiği zaman "Avrupa Birliği" diyorsunuz!

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Cumhuriyet Halk Partisi tarafından verilen bu önergenin de, geçerli, yeterli ve doğru bilgilerin temelinden yoksun olduğu kanaati bende hâsıl oluyor. Bir teknik eleman olarak, mahallinde de bir inceleme yaptım. AK Parti İktidarına ve başarısına karşı olan bazı kesimlerin iddialarına da dayandırılmış şekilde gözüken önergeyle, bu gensoru önergesiyle ulaşılmak istenilen amaç, sanki, 59 uncu hükümet tarafından, elli yıldan beri çivi çakılamamış demiryollarına verilen önemin ve yatırımların önünü keserek iktidarı yıpratmaktır.

Bütün bunlara rağmen, herkesin iddialarını önemsiyoruz ve araştırmadan yana tavırlarını destekliyoruz. Nitekim, gensoru önergesinin görüşülmesi, ihmal ve kusuru olanlarla ilgili konuların araştırılması hususunda, AK Parti olarak, Mecliste çoğunlukla bulunmamız, bu işin en önemli kanıtı ve ölçüsüdür.

Cumhuriyet Halk Partisi, hükümetimize muhalif çevrelerin söylemlerini, iddialarını, kimi örgütlü sendikaların bazı ifadelerini Yüce Meclise taşıma görevini üstlenmiştir; bu, doğal hakkıdır, görevidir ve memnuniyet verici bir görevdir, saygı da duyuyoruz, iyi de olmuştur. Neden iyi olmuştur; çünkü, olayın bütün vahametiyle açıklığa kavuşturulabilmesine imkân sağlamışlardır; artı, bu çalışmaların yanı sıra da, yoğun çalışma temposuna alıştığımız Türkiye Büyük Millet Meclisinin yirmi günlük tatili sonrası bir araya gelmemize ve yeniden olayları değerlendirerek, âdeta hasret gidermemize de vesile olmuşlardır. Teşekkür ediyoruz.

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Daha iyi şeylerde bir araya gelelim. Ayıp!.. Alay ediyorsunuz!

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Kamuoyunca da açıkça bilindiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları tarafından uygulamaya konulan proje, ilgili alternatif çalışmalar ve projeler var olduğu takdirde hep kapıları açık tutmuşlardır ve daha güzel projelerin ortaya çıkışı için gayretlerini sarf etmişlerdir.

Gensoru önergesinde, alt ve üstyapıda gerekli iyileştirmeler yapılmadan hızlandırılmış tren seferleri konulmuş olduğu iddia edilmektedir. Bu iddia doğru değildir. Bu tren kazası vesilesiyle yapılan değerlendirmeler gösteriyor ki, Ulaştırma Bakanlığı, hızlandırılmış tren seferlerine başlamadan önce, aylar süren hummalı çalışmaları yürütmüş ve hükümetimizin politikaları ve hedefleri arasında yer alan demiryollarının geliştirilmesi ve hızlı tren işletmeciliği gelişmiş ülkelerde de önemini koruduğu ve tartışıldığı gibi, Türkiye'de de vazgeçilmesi mümkün olmayan bir yaklaşım olduğu bilinci içerisinde çalışma yapmıştır.

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Salih Neftçi'yi okumanızı tavsiye ederim.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Yıllarca, hiçbir yatırım yapmadığı için, alt ve üstyapısı ile çeken ve çekilen araçlarını yenilemeyen TCDD, karşılaştığı işletme sorunlarını, çözmek yerine, hep sorunları öteleyerek veya trenlerin hızlarını azaltarak, yani, sistemi yavaşlatarak aşmaya çalışmıştır. Bu yanlış politikaların sonucu, Devlet Demiryollarının, yolcu ve yük taşımalarındaki, ulaşımdaki payının yüzde 40'tan, yükte yüzde 4'e, yolcuda ise yüzde 2'lere kadar gerilemiş olarak, yüzlerce trilyon zarar eden bir kurum olması hepimizi üzmektedir.

AK Parti Hükümeti göreve geldiğinde, bu politikaların sürdürülebilir olmadığını görmüş ve bu olumsuz gidişata son vermek için, pek çok projenin yanında, aslında ilk etapta yavaşlatılmış olan, şimdi ise normale döndürme amacı taşıyan, ancak, kamuoyunda daha iyi aktarılabilsin, anlaşılabilsin diye, "Hızlandırılmış Tren Projesi" adı altındaki -bu ifade verilmiş- bu projeyle kolları sıvamış; yani, bu bir gerçek.

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Salih Neftçi'yi okuyun.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Bazı olayları anlatmak, aktarmak için, meşru olan isimleri kullanmanın herhangi bir sakıncası yok. Halk hangi dilden anlıyorsa, neyi ne şekilde tasvip ediyorsa, halkın dilinde konuşma ve uygulamanın suç olduğunu ben hiç duymadım.

2003 yılı mayıs ayında, kaybedilen zamanların bir kısmında, tasarrufa yönelik yapılması gereken -Demiryolları tarafından yapılan inceleme, araştırma sonucu- projeler için gerekli malzemeler ve her şey temin edilmiş, 15 Aralık 2003 tarihinden itibaren altı ay süreyle, demiryolu, gündüzleri ulaşıma kapatılmış ve sadece bu hattın iyileştirilmesi için 15 trilyon Türk Lirası harcama yapılmıştır. Traverslerin değiştirilmesi, makasların değiştirilmesi, sinyalizasyon sistemlerinin değiştirilmesi gibi konular, Devlet Demiryollarının bu konularla ilgili yatırımını göstermektedir.

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Rakamları da şaşırtıyorsunuz.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Bu çerçevede, yol güzergâhında, makas, ray ve traversler yenilenmiş ve gereken tedbirler alınmış, iki aylık deneme süreçleri sonucunda, aslında, bu tren hizmete sokulmuştur.

Kısacası, gensoru önergesindeki iddiaların aksine, hızlandırılmış tren faaliyete geçmeden önce gerekli ön hazırlıklar ve raporlar, aslında, enine boyuna hazırlanmıştır. Teknik bilgi ve detayları Sayın Bakanımız vaktinin elverdiği ölçüde sizlere aktaracaklardır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önergede yer alan diğer bir iddia, hızlandırılmış tren uygulamasının tren seferi başlamasından çok sonra, 13 Temmuz 2004 tarihinde uzman heyet tarafından onaylandığıdır. Devlet Demiryolları geleneğinde, sürekli olarak, saatlik, günlük, haftalık, aylık, yıllık periyodik raporlar ve muayeneler hep yapılır; hem teknik açıdan hem ulaşım açısından. Dolayısıyla, sefere konulan bu hizmetlerle ilgili sürekli raporlar hazırlanırken işin daha sonrasında da raporların olumlu olduğu yönüyle araştırmaları yine detaylarda görüyoruz. Vaktimin uygun olmadığı açısından, bu detayları, bu raporları sizlere gösteremiyorum.

V. HAŞİM ORAL (Denizli) - O raporları kim vermiştir?

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Ancak, şunun altını çizmek istiyorum: Devlet Demiryollarının bütün çalışmaları uluslararası UIC standartlarına uygun olarak yapılır. Bütün dünyada demiryolları aynı dili, aynı lisanı, aynı tekniği, teknolojiyi kullanırlar. Her ne kadar gelişmiş dünya ülkelerinde, Japonya'da, Almanya'da, Avrupa'da daha gelişmiş teknik ve teknoloji uygulanabiliyorsa dahi, aslında, sistem itibariyle, prensipte aynı esaslara bizlerde de uyulduğunu ve yüzkırksekiz yıllık geleneği olan, köklü, güçlü bir kuruluşun öyle sıradan bir yanlış yapmasının mümkün olduğunu düşünmek mümkün değil.

V. HAŞİM ORAL (Denizli) - Hızlı trene yük treniyle geçmez.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Sinyalizasyon ve elektrifikasyon açısından neler yapıldığı, hangi önlemlerin alındığı hususu da tutanaklarda gözükmektedir, görebiliyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyetinin hiçbir kuruluşunun bilimi dikkate almama gibi bir lüksü asla olamaz; hele hele Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarında bu görev daha da önemlidir; personeli, demiryolu konusunda üniversitelerde ders okutmuş ve ders okutmaya devam eden bilimadamlarından oluşmaktadır...

V. HAŞİM ORAL (Denizli) - Kaç tanesi öyle o personelin; Allah rızası için söyleyin!

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Şu anda dahi Devlet Demiryolları personeli üniversitelerde hocalık yapmaktadırlar.

ALİ TOPUZ (İstanbul) - Kimler?..

V. HAŞİM ORAL (Denizli) - Kaç tanesi öyle, örnek verin, örnek!..

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Türkiye demokratik bir ülkedir. Burada her şeyin kamuoyu önünde açıkça tartışılması gayet doğaldır. Gerekli altyapı çalışmaları yapılmadan hızlandırılmış tren seferlerine başlanıldığı iddialarında da bulunmak ve tartışmak da doğaldır...

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - İslamda yalan günahtır.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) Ancak, böyle bir projenin uygulanmasında Devlet Demiryolları gibi ciddî bir kuruluşun, bilimi dışlayarak hareket ettiği, önerilere kayıtsız kaldığı iddialarına katılmak mümkün değildir. Gerekli bütün şartlar yerine getirilmeden böyle bir projenin uygulamaya konulması düşünülemez. Nitekim, bütün araştırmalarımız ve gerçekler açıkça gösteriyor ki, hızlandırılmış tren seferleri başlatılmadan hazırlıkların önceden bitirildiği kanaatindeyiz.

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Bu başarınız mı?

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Ne yazık ki, 80 kilometre hızla geçilmesi gereken bir virajın -yani, ben, kamuoyu tabiriyle kullanıyorum- 80 değil, 132 kilometreyle geçildiği gözüküyor; ama "ne işaret levhası var ne de bu eğitim verilmiş" diyenlere... Uzun yıllar makinistlik yapmış bu makineciler, 166 seferin hepsinde, aynı güzergâhtan 76 kilometre hızla, 79 kilometre hızla geçmişlerdir. Onun tekniğinde de, kitabında da, eğitiminde de bunu görenler, yıllar yılı böyle bir kazayı yapmadılar; ama, o gün nasıl oluyor da, buradan 80 kilometre yerine 132 kilometreyle geçiyor.

V. HAŞİM ORAL (Denizli) - Çünkü "130'la geçin" dediniz, o yüzden.

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - 4 Haziran-22 Temmuz... Hangi yıllar?!

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Bakın, size delillerin karartıldığı iddiasında bulunanlara karşı...

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Çarpılacaksınız!

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Biraz sonra, aslında, savcılık ve mahkemelerin ne yaptığı belli. Bakın, karakutudan çıkan raporun sureti burada; bu hiçbir zaman tahribata uğramayacak tarzda. 110 kilometre hızla...

V. HAŞİM ORAL (Denizli) - Sizde ne arıyor o?! Sizde ne arıyor?!

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Sureti, sureti...

Burada görülüyor; karakutunun özeti burada ve 110 kilometre gösteriyor; ama, skalasındaki 180 ile...

V. HAŞİM ORAL (Denizli) - O raporun sizde ne işi var?! Savcılığın verdiği sizde ne arıyor?!

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - ...bu tablonun 150 kilometre arasındaki 30 kilometrelik fark, hesapların yapılmasında...

BAŞKAN - Sayın Bayraktar, bir dakikanızı rica ediyorum.

Sayın milletvekilleri, burada, sayın hatibin konuşmasının Genel Kurulca anlaşılması noktasında önceden ricalarımız oldu. Arkadaşlar, yerimizden laf atmak hoş bir manzara vermiyor; dinleyelim. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Genel Başkan verilen süre içerisinde rahatlıkla düşüncelerini aktardı. Rica ediyorum arkadaşlar...

Buyurun Sayın Bayraktar.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bu teknik dokümanları niçin anlatıyoruz; aslında bulgularla ilgili, teknik verilerle ilgili, işin prosedürüyle ilgili bir gelişmenin bir parçası olduğunu bilerek ve biz, bu konunun da teknik yönünü az çok bildiğimiz için, sizlerle de paylaşmak istedik.

110 kilometre gözüküyor; ama, neden 132 kilometre diyenler vardır. Lokomotifin skalasında 180 kilometre yazar; ama, bu diyagram 150 kilometreye göre hazırlanmıştır, aradaki 30 kilometrelik fark, 100'ün üzerinde yüzde 20'lik bir ilaveyi gerektirdiği için -deneyler de bunu gösteriyor- 1,20'yle çarpılıyor -bilimadamları da aynı noktada birleşiyorlar- ve 132 kilometreyle geçilirken ani fren yaptığı noktasında herkes birleşiyor. Böyle bir yerden geçilirken, elbette, yaralı olanlar da, telaş ve heyecan içerisinde, o virajda savrularak geçtiğinden tereddütlerini belirtmiş olacaklar.

Değerli arkadaşlar, önergenin bir diğer bölümünde, delillerin karartılması hususundaki iddiaların tekrarlandığı görülüyor. Oysa, kazadan 25 dakika sonra, Pamukova Cumhuriyet Başsavcısı olay mahalline intikal ediyor, jandarmayla birlikte olaya el koyuyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bir dakikanızı rica edeyim.

Buyurun.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Karakutu delilleri dahil, bütün delillerle ilgili her türlü araştırma, savcılıkla birlikte, hukukî, yasal prosedürlerin içerisine giriyor ve 24 Temmuz tarihinde de ilgili cumhuriyet başsavcısı bu konuyla ilgili basın açıklamasını devam ettiriyor. Nitekim 3 Ağustosta, yani dün, bağımsız bilim kurulu adına açıklama yapan değerli profesörümüz de, orada herhangi bir delil karartılması ve kaybedilmesi gibi bir şeyin söz konusu olmadığını; ancak, seferlere başlanılıp başlanılmaması hususunda her şeyin bitmediğini, üç ay daha araştırmaların yapılması gerektiğini söylüyor.

ALİ TOPUZ (İstanbul) - Oraya mı gitmiş?!.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Bu konularda, üç ay içerisinde gelişecek olaylarda, biz de sizlerle beraber olduğumuzu belirtiyoruz. Sorumlusu ve suçlusu çıktığı takdirde, Grup adına bizlerin de, aslında -inanıyorum- hükümet adına Sayın Bakanımızın da üzerine düşen görevi yapacağından kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Yapamazsınız.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Niye bu kadar neşelisiniz?!

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Siz, yargıda hesap vereceksiniz.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, vaktim bittiği için işin detayına giremeyeceğim; ancak, bir örnek olsun diye söyleyeceğim. Bu kaza Türkiye'de ilk kez  meydana gelmiş değil...

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - İlk kez...

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - ...dünyada da ilk kez meydana gelmiş değil. Sayın Baykal anlattılar; en çok Hindistan'da tren kazaları olur; doğru. Avrupa'da olur. Önümde bilgiler var. Ben, şurada, Avrupa'da, Almanya başta olmak üzere, gelişmiş ülkelerde bile yüzlerce tren kazalarının özetlerini görüyorum. Yani, 1989 yılında Rusya'da 400 ölülü, 1998'de Almanya'da 100 ölülü, 2003 yılının mayıs ayında yine Almanya'da 33 ölülü, Hindistan'da 800 ve 373 ölülü tren kazaları hep vuku bulmuştur. Türkiye'de de geçmiş yıllarda ciddî kazalar olmuş. Bu kazalardan birkaç tanesini şöyle söylemek istiyorum: 1957'de Yarımburgaz'da iki yolcu treninin çarpışması sonucu 95 kişinin öldüğü bir kaza söz konusu olmuş; olabilir.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Çarpışma... Çarpışma başka.

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Altyapı eksikliği var mıydı orada?!.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - 1979 yılında, Sayın Baykal'ın da Kabinenin içinde olduğu bir dönem... Aslında ben bunlara değinmek istemezdim; ama... (CHP sıralarından "değin, değin" sesleri)

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Değin, değin.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Müsaade ediniz... Değineceğim. Yani, her olayda, bahsettikleri gibi, bir bakanın istifasına gerek yoktur; doğrudur. Hele hele, böyle acılı ve sıkıntılı günlerde siyaset yapmanın, hamaset yapmanın yanlış olduğunu...

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Yapıyorsunuz...

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - O vatandaşlarımızın gerek yaralılarının gerek ölülerinin arkasından âdeta tedbir alma noktasında gereğini yapmayan hükümetler, siyasiler, kamuoyu gelip de kuru kuru tartışmalar yaparsa, bunun sorumluluğunun altında hepimiz kalırız. Bu bakımdan ben bu konulara değinmezken, hemen, bu olay olur olmaz, muhalefet parti liderlerinin, işte hükümetin fotoğrafı budur, istifa etmelidir, şudur budur diyerek darağaçlarını kurmaları ve gerekçeler ile neticelerin belli olmadığı bir anda, ne olacağı belli olmayan bir ortamda kamuoyunun vicdanının daha çok yaralanmasına, kafaların karışmasına, güven ve istikrarın bozulmasına yönelik sözler bizi üzmektedir. AK Parti İktidarında fotoğraf bu ise, sormak ve söylemek lazım; iki yıldan bu yana uygulanan politikalarla, ülkede enflasyonun nerelere geldiğini, güven ve istikrarın nasıl sağlandığını, Avrupa Birliği yolunda birlikte nasıl mesafe katettiğimizi, kalkınma hızının ve millî gelirlerin nasıl olumlu yönde geliştiğini gördükten sonra, bu konularla ilgili bir eksiklik gibi varsayılıyorsa -ki, biz onu kabul etmiyoruz; olduğu takdirde gereği yapılacak- hemen istifa sözcüğünün doğru olup olmadığını tartışmak lazım.

Nitekim, 4.1.1979'da, Ankara-Esenkent'te iki yolcu treninin çarpıştığını ve 16 ölü, 112 yaralının olduğunu, 9.1.1979'da, yine Ankara-Behiçbey'de iki yolcu treninin sinyalizasyon hatası sonucu çarpıştığını ve 31 ölü, 81 yaralının olduğunu gördükten sonra, siyasetüstü bazı siyasîler yanlış polemikler yaptıklarında, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, aynı şekilde, böyle yanlış siyasetin uygulanmaması gerektiğini ve o dönemin Ulaştırma Bakanı Güneş Öğüt'ün de gerekli cevaplarla araştırma önergesi ile gensoruya gerek kalmadığı hususundaki oylamalarda neler yapıldığını; Sayın Deniz Baykal'ın da Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı olarak, o hükümetin içerisinde olarak, bugünlere kadar geliniş serüveninde, aslında geçmişi bizden çok daha iyi bildiği bilinci içerisinde, tabiî ki, muhalefet etme anlayışı ve sorumluluğu içerisinde kamuoyunda bu olayların tartışılmasına, açıklığa kavuşturulmasına katkı sağlayacaklardır; buna saygı duyuyoruz; ama, bundan sonra, ille istifa edilecek, edilmeyecek konusunu tartışmak doğru değildir. Şunu sormak gerekir: 1979'dan bu yana Devlet Demiryollarında nereden nereye gelinebildi; yani, yük taşımacılığında, yolcu taşımacılığında, tesislerde, raylarda, hangi yenilikler yapıld, ne kadar ödenek aktarıldı, nasıl gelişmeler elde edildi?! İşte, ilk kez, Ulaştırma Bakanımız ve Hükümetimizin, bu konularla ilgili gerekli tedbirlerinin, bir bütünlük içerisinde, havayolunda, karayolunda, denizyolunda, gerek ÖTV indirimleriyle gerek yeni filolara uçak takviyesiyle, karayollarında özellikle duble yollarla ilgili uygulamalarının ne kadar samimî ve doğru projeler olduğunu söylemeden geçmek mümkün değil.

Değerli arkadaşlar, son olarak, Sayın Başbakanımız, bu ülkeyi demir ağlarla örmeye karar veren cumhuriyetin kurucularının peşinden gidiyor ve cumhuriyet hükümetleri içinde demiryollarına en çok önemi verdiğini icraatlarıyla ispatlıyor. Sayın Başbakanımız, demir ağlarla donatılmış veya donatılmaya çalışılan ülkeyle ilgili istismar edenleri eleştiriyor aslında; istismarı eleştiriyor, icraatı destekliyor ve icraattan yana bir tavır takınıyor.

Değerli arkadaşlar, sürem bittiği için, biliyorum, şu anda çok daha fazla konuşma şansım yok.

Son olarak şunu söylemek istiyorum: Yirmi yılda 11 milyar dolar gibi bir para yutan demiryollarının rehabilitasyonu ve hızlı tren gelişmeleriyle ilgili çalışmaları yürüten Ulaştırma Bakanımızın gayret ve çalışmalarını biz takdirle izliyoruz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar [!]) Bu güzel çalışmaları devam ettiği süre içerisinde aynı desteğimiz devam edecektir; ama, herhangi bir sorumlu kişi varsa, o kişilerle ilgili ilk görevi de kendilerinin yapacağı hususunda kuşkumuz da yoktur.

Son sözüm şu: Sayın Baykal "bu bir ilahî tecellidir" dediler; doğrudur.

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Binali Yıldırım'ın trene baktığı gibi derler...

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Bu bir kazadır. Birilerinin ihmali veyahut yanlışlığı olmuştur. Bunun teknik donanımdan değil, yönetim hatasından, hız sınırını aşmasından kaynaklandığı kanaatindeyiz; ama, kesin kanaatler üç ay sonra oluşacaktır. Fakat, şunu söyleyeyim: Ülkemiz güzel, icraatlarımız güzelliklerle dolu; iktidarımız ve partimiz güzel. Güzelliklere ne derler;  "Allah sizi kem gözden saklasın" derler. (CHP sıralarından gürültüler) Vatandaş böyle der. İşte, bu olay, aslında kem gözlerin bir nazarıdır, ilahî tecelli bu şekilde tecelli etmiştir. Allah bir daha böyle kazaları ülkemiz ve milletimize yaşatmasın diyor; hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bayraktar.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Kürsüden kaçmayalım, konuşalım...

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) - Bu kafayla daha çok can yakarsınız.

BAŞKAN - Hükümet adına Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım söz istemiştir.

Buyurun Sayın Yıldırım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Süreniz 20 dakikadır.

Değerli arkadaşlar, rica ediyorum, hatibi hep beraber dinleyelim.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Sadece biz değil, ülke dinliyor Sayın Başkanım.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 22 Temmuz 2004 Perşembe günü Pamukova'da meydana gelen ve 38 yurttaşımızın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan kazayla ilgili olarak Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun Ulaştırma Bakanı hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi üzerine Hükümetimizin görüşlerini açıklamak için huzurunuzdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlarken, bir süre önce vefat eden milletvekilimiz Halil İbrahim Yılmaz'a Allah'tan rahmet diliyorum. Ayrıca, bu kazada hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyorum.

Her şeyden önce, gensoruya konu olan tren kazası hakkında kasıtlı olarak kamuoyunda oluşturulan bilgi kirliliğinin giderilmesine fırsat tanıdığı için, Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna özellikle teşekkür ediyorum. AK Parti Grubuna da, bu önergeye müspet yaklaşıp destek verdikleri için ayrıca teşekkür ediyorum.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Birazdan göreceğiz Sayın Bakan!

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Olayın kamuoyuna yansıma şekline, yazılanlara, konuşulanlara, zaman zaman insaf ve hakkaniyet ölçülerini aşan eleştirilere cevap vermek üzere huzurunuzda değilim. Milletimin vekillerine ve onları bu yüce çatı altına gönderen aziz milletimize seslenmek istiyorum; zira, kamu vicdanı, en önemli hakem olarak bütün uygulamalarımızın en yakın takipçisidir.

Sözlerimin başında, kamuoyunun bu konunun takipçisi olması gerektiğini bir kez daha talep ediyorum. Sonuçları ne olursa olsun, gereğinin yapılacağı konusunda halkımız hiç tereddüt etmemelidir. 22 Temmuz akşamı meydana gelen tren kazasında hayatını yitiren vatandaşlarımızın acısını, hepimiz, hâlâ yüreğimizde hissediyoruz.

Bir trafik kazasında, bir uçak kazasında, bir gemi kazasında neler yapılır; tabiî ki, kazaya derhal müdahale edilir, ölenler ve yaralananlar tespit edilir, ölü sayısının artmaması için yaralılar üzerinde gerekli tıbbî tertibatlar alınır, teknik yardımlar ulaştırılır; kKazada ölenler için insanlık görevi neyse, devletin görevi neyse onlar yapılır, yaralananların tedavileriyle meşgul olunulur, yakınları teskin edilmeye çalışılır, yaralar sarılır, acılar dindirilmeye çalışılır. Bütün bunlar yerine getirildikten sonra da, o kazanın sebepleri araştırılır; kazada hatası, kusuru olanlar tespit edilir, kazanın insanî boyutu, teknik boyutu, idarî boyutu incelenir.

Pamukova'da meydana gelen kazada da, devlet organları, Bakanlık olarak biz de bunlarla ilgilendik; ancak, biz bunlarla ilgilenirken, bazı siyasîler, ne yazık ki, bu kazadan siyasî çıkar elde etme gayreti içerisine girmişlerdir. Bunu üzülerek ifade ediyorum. Hiçbir kaza, hiçbir olay, hiçbir insan ölümü siyasî çıkar sağlamanın malzemesi olmamalıdır.

Ulaştırma araçlarında kazalar insanlığın ortak sorunudur. 1997 de trafik kazalarının 100 üncü yıldönümüydü ve yüz yıl içerisinde dünyada 26 000 000 insan trafik kazalarında hayatını kaybetti. Savaşlarda bile bu sayıda insan kaybı olmamıştır. Bu bakımdan, kazalar, bugün insanlığın ortak bir sorunudur ve mutlaka çözüm bulunmalıdır.

Kimse kaza olmasını istemez değerli arkadaşlar; ancak, hepimiz biliyoruz, karada, denizde, demiryollarında meydana gelen kazaları tamamen yok etmek mümkün değildir. Alınan bütün önlemlere ve teknolojideki olağanüstü gelişmelere rağmen, ne yazık ki, dünyanın hiçbir yerinde kazaların önüne geçmek mümkün olmamıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine, ülkemizde 5 000'e yakın vatandaşımız trafik kazalarında her yıl hayatını kaybediyor, 100 000'e yakın vatandaşımız yaralanıyor.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Göreviniz ne Sayın Bakan...

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - 2002 yılı sonu itibariyle -buraya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum değerli milletvekilleri- karayolunun ülke taşımacılığımızdaki payı yüzde 94'e ulaşmıştır; geri kalan yüzde 6'lık orana ise, hava taşımacılığı, deniz taşımacılığı ve demiryolu taşımacılığı sıkışmıştır. Elli yıllık ihmalin bizi getirdiği nokta budur. Bir kere bunun tespitini yapmamız lazım.

M. CEVDET SELVİ (Eskişehir) - Onun için mi hızlandırdınız?!

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Bu dengesizliğin sürdürülebilme imkânı yoktur. Bunu gören Hükümetimiz ve Bakanlığımız, karayollarındaki yükü azaltmak ve ulaşım modları arasında yeniden dengeyi kurmak için süratle çalışmalara başlamıştır. Bu amaçla bilim adamlarından oluşturulan 20 kişilik bir çalışma grubu ulaşım ana planı çalışmalarını başlatmış, çalışmaların birinci raporu çıkmış, ikinci raporu da ağustos ayında bitmiş olacaktır. Amaç, ulaşım modları arasında denge sağlamak, deniz, hava, demiryolu taşımacılığının birbirini tamamlar nitelikte uyumlu gelişimini sağlamak ve karayoluyla entegrasyonunu geliştirmektir.

Denizyolu taşımacılığının payını artırmak için, yine, bu Yüce Parlamento, Özel Tüketim Vergisini sıfırlayarak sahillerimiz arasındaki deniz taşımacılığına çok önemli teşvik vermiş ve bunun akabinde de, sadece bir şirkette, İDO'da, ilk altı ay içerisinde 4 500 000 yolcu, 300 000 araç taşınmıştır. Yapılan bu düzenlemelerle, geçen yıla kıyasla 1 000 000'dan fazla yolcu, 80 000'den fazla araç karayolundan alınarak, deniz yoluna kaydırılmıştır. Bunun, karayollarındaki yükü ve trafik kazalarını ne ölçüde azalttığını takdirlerinize sunuyorum.

Diğer yandan, değerli milletvekilleri, karayolundaki yükü ve yine trafik kazalarını azaltmaya yönelik olarak, havayollarında Bölgesel Uçuş Projesini başlattık.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir)- Kazaya gel kazaya!..

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla)- İç hat taşımacılığında Türk Hava Yollarının yanı sıra, özel havayolu şirketlerine de uçuş izni verilmiş ve birtakım vergiler indirilmiş, havaalanı servis ücretleri indirilmiş, 20 Ekim tarihi itibariyle de, iç hat taşımacılığında özel sektörün çalışmasına imkân verilmiştir. Bu şekilde, 1 000 000'un üzerinde insanımız havayoluyla taşınmış ve Türk Hava Yolları da bilet ücretlerini indirmiş; böylece, 70 000 000 ilâ 80 000 000 liraya ülkenin her tarafına uçma imkânı sağlanmıştır. Sadece üst gelir gruplarının değil, sıradan vatandaşımızın da havayoluyla seyahat etmesine imkân sağlanmıştır.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - 129 000 000 uçaklar, 80 000 000 değil.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Yine, Karayolu Taşıma Kanunu elli yıl aradan sonra çıkarılmış, sektöre giriş disiplin altına alınmış, meslekî saygınlık, malî yeterlilik ve ülke, Avrupa Birliği normlarına uygun bir karayolu taşıma mevzuatına kavuşturulmuştur.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Daha bu sabah geldim, 129 000 000.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Şimdi, izninizle -raylı sistemde neler yapılmıştır- olaya gelmeden önce, demiryollarımıza bir göz atalım.

Karayolunun ülke taşımasındaki payını düşürerek, trafik kazalarını azaltmanın yegâne yolu raylı sistemin geliştirilmesine bağlıdır. Alınan mesafeyi belirlemek için, nereden hareket edildiğinin çok iyi bilinmesi lazımdır. Demiryollarına, hepinizin bildiği gibi, elli yıldır hiçbir ciddî yatırım yapılmamıştır. Ben, burada, Cumhuriyet Halk Partisinin, tek partili dönemde, 1946'ya kadar, öncelikli sektör kabul edip demiryollarına yaptığı yatırımları da sizlere hatırlatmak istiyorum; bunu da takdir ediyorum.

Mevcut rayların günlük bakımı, onarımı ihmal edilmiş, karşılaşılan sorunlar sürekli ertelenmiştir. Buraya dikkatinizi özellikle çekiyorum değerli arkadaşlar; 1950'de demiryollarının yük taşımacılığındaki payı yüzde 75, yolcu taşımacılığındaki payı yüzde 45; bugüne geliyoruz, yük taşımacılığında yüzde 4,5; yolcu taşımacılığında yüzde 2,3.

Hükümetimiz, göreve geldiğinde, doğrudan 523 trilyon lira zarar eden, verilen sübvansiyonlarla zararla 900 trilyonu bulan bir demiryolu sistemi devralmıştır. Bu durum, milletimize ve ülkemize yakışmadığı gibi, sürdürülebilir bir durum da değildir. O halde, ya kapatacaksınız ya da çağdaş dünyanın gereğini yerine getireceksiniz.

Cumhuriyetin kuruluşuyla demiryollarına verilen önem, daha sonra tamamen ihmal edilmiştir. Elli yıldır milletin hafızasına kazınmak istenen bu gündemi değiştirmek niyetiyle biz yola çıktık. İstedik ki, tren hiç gecikmesin; istedik ki, demiryollarımız çağın ihtiyaçlarına cevap versin, saatte 250 kilometre hız yapan yüksek hızlı trenler yanında bizim trenlerimiz 40 kilometre hızla gitmesin; istedik ki, demiryollarımızla ulaşım kolaylaşsın; istedik ki, demiryollarında iyileşmeyle karayollarında meydana gelen ölümlü trafik kazaları bir nebze azalsın ve istedik ki ülkemizin seksen yıllık sevdası yeniden canlansın.

Değerli arkadaşlar, işte, bunun için, 2002 yılında demiryollarına 111 trilyon ayrılmışken, bizim dönemimizde 2003 yılında 423 trilyon, 2004 yılında 951 trilyon yatırım ödeneği ayrılmıştır. Bu, toplam ülke yatırımlarının altıda 1'idir. Böylece, 1946 döneminden bu tarafa demiryollarımız yeniden öncelikli sektör haline gelmiştir. Yıllardır demiryollarını geliştirmek için hiçbir iş yapmayan, trafik kazalarında ölenlerin vicdanî sorumluluğunu taşımayan, idarecilerin sadece yaptıklarından değil yapmadıklarından bile sorumlu olduklarını bilmeyen ve de sorumlu tutmayan bir sistemde rasgele yöneticilik yapmış, hiç hizmet yapmadıkları için millet tarafından tasfiye edilmiş kişilerin, bu kaza sonrası, demiryolu üzerine konuşma yapabildiklerini de gördük, kendilerinin yapamadıklarını yapanlara karşı nasıl bir husumet ve garez duygusu taşıdıklarına şahit olduk.

Devlet ve millet bir olduğunda bu memleketin çözülmeyecek hiçbir sorunu yoktur. Bu düşüncede olan Hükümetimiz, hiçbir dönemde olmadığı kadar, raylı sisteme destek vermiştir. İçinde bulunduğumuz çağ, ulaşımda, demiryolu çağı olarak adlandırılmıştır. Raylı sistemi gelişmiş ülkeler, gelişmişlik düzeyini yakalamışlardır. Bu düşünceyle, raylı sistemde, ülkemiz için, çağdaş medeniyetin üzerine çıkmak için yaptığımız bazı projeleri kısa kısa sizlerle paylaşmak istiyorum.

Birincisi, Ankara-İstanbul arasındaki seyahat süresini 3 saat 10 dakikaya düşürecek Hızlı Tren Projesinin inşaatına başlanılmıştır.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Daha yeni mi başladınız Sayın Bakan?!

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Burada, Sayın Baykal'ın bir tespitini ben de paylaşmak istiyorum. Ülkemizde veya dünyada hızlandırılmış tren diye bir kavram, bir mefhum yoktur. Bu doğrudur; ama, ülkemizdeki demiryolu sisteminin de dünya literatüründe yeri yoktur. (AK Parti sıralarından alkışlar) Çünkü, dünyada trenlerin ortalama konvansiyonel hızları 140 ilâ 160 kilometre iken, Türkiye'de ortalama tren hızı 55 kilometredir. Böyle bir tren tanımı da, ne yazık ki, dünyada yoktur.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Orası ağlama duvarı değil, gereğini yapın Sayın Bakan.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Neden yürüttünüz o zaman Sayın Bakan?!

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Vicdanen rahat mısınız Sayın Bakan?!

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - İkinci proje, İstanbul'un Avrupa ve Asya Kıtasını deniz altından bağlayacak ve 2008 sonunda hizmete girecek tüpgeçit, Marmaray Projesidir. Bu iki projenin toplam bedeli 3 milyar doların üzerindedir.

Değerli arkadaşlar, üçüncü yaptığımız iş, rehabilite ederek, üstyapı, cer, tesis, diğer işletme imkânlarını iyileştirerek kullanmak suretiyle taşıma süresini kısaltmak için yapılan çalışmalardır.

Şimdi, ülkemizde, demiryolunda ben de varım diyebilmek için, gelişmiş dünya ülkeleri arasında demiryolunda biz de varız diyebilmek için 20 tane proje var. Ben, zamanınızı almamak için bunları okumuyorum. Bu 20 proje için on yıl süreye ve 20 milyar dolara ihtiyaç var.

ATİLA EMEK (Antalya) - Kazaya gel, kazaya... Hızlandırılmış treni dinleyelim Sayın Bakan.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Bu projelerin, tabiî ki, ülke kaynakları, ülkenin ekonomik şartları ortadayken, yapılması çok kolay değildir. Onun için, alternatif finans modelleriyle bunların gerçekleştirilmesi yönünde çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Kazaya gel Sayın Bakan.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Değerli arkadaşlar, şimdi, devam eden projeleri geçiyorum.

Sivas-Divriği yük taşımacılığında blok tren uygulaması, sanayi bölgelerine konteyner terminalleri yapılması, TÜLOMSAŞ'ta, TÜVASAŞ'ta yerli vagon imalatı yapılması ve...

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Daha Pamukova'ya gelemediniz Sayın Bakan, çok yavaş gidiyorsunuz.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Demiryollarımız yavaş.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Siz de çok hızlısınız!

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Olayla ilgili bilgi verin Sayın Bakan.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bütün idarî ve teknik çalışmalar sonucu, demiryolları etkin işletmecilik anlayışına kavuşturulmuştur. Bunun sonucu, 2003 yılına göre, 2003 yılında anahatlarda yolcu taşımacılığı yüzde 36 artmış, gelirleri yüzde 31 artmıştır; yük taşıması yüzde 20 artmış, gelirleri yüzde 41 artmıştır; limanlardaki yük elleçlemesi yüzde 14,5 artmış, gelirleri yüzde 24 artmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Süre bitti, hâlâ Pamukova'ya geleceksiniz Sayın Bakan.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Sayın Bakan, o trene kaç defa bindiniz?

BAŞKAN - Sayın Bakan, bir dakikanızı rica ediyorum.

Değerli arkadaşlar, doğrusu söyleyecek bir şey bulamıyorum. Rica ediyorum arkadaşlar... Konuşma yeri bu kürsüdür,  usule göre söz ister konuşursunuz, yerinizden laf atmayın lütfen. (AK Parti sıralarından "Bravo Başkan"sesleri, alkışlar)

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Sayın Başkan, Sayın Bakan konuyla ilgili bir şey söylesin.

BAŞKAN - Efendim, cumhuriyet hükümetinin bir bakanı size bilgi veriyor, bize bilgi veriyor, milletimize bilgi veriyor; bu bilgiye ihtiyacımız var; beğeniriz, beğenmeyiz... Rica ediyorum arkadalar, lütfen...

HALİL TİRYAKİ (Kırıkkale) - Bu, bilgi mi Sayın Başkan?! Biz buraya bakanın istifasını almaya geldik.

BAŞKAN - Bakın, Sayın Tiryaki, Sayın Bodur, sizi ikaz ediyorum, bir daha bu müdahaleyi yapmamanız için rica ediyorum.

Buyurun Sayın Bakan, siz Genel Kurula hitap edin.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Yapılan bu çalışmalar sonucunda, Devlet Demiryollarının 2002 yılına göre reel zararı yüzde 21 oranında düşürülmüştür. Bunun parasal bedeli 130 trilyondur.

İşte, bütün bunlar "siyasî atama, yandaş" diye suçlanan yönetim kadrosunun başarısıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, sizlere, milletimize gensoru önergesine konu olan Hızlandırılmış Tren Projesiyle ilgili Devlet Demiryolları, Bakanlığımız ne yaptı, ne yapmadı, bunları, teker teker, bütün detaylarıyla anlatacağım.

BAŞKAN - Efendim, mümkün olduğu kadar özetlerseniz memnun olurum. Süreyi ona göre belirledik.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Öncelikle şunu belirtmemiz lazım: Bütün ülkelerde normal tren, konvansiyonel tren süratleri 150-160 kilometre. Ülkemizde, 1960 yılında, İstanbul-Ankara hattında ortalama hız 120 kilometredir; ancak, bugün, 55 kilometreye gerilemiştir. Bunun nedeni, yol yenileme çalışmaları yıllar boyunca yapılamamış; çeken, çekilen araçlardaki eksiklikler giderilememiş ve işletme sorunları hep ötelenmiştir. Hatta, otuz kırk yıldır, Nusaybin-Cizre'de olduğu gibi yüz yıldır bakımı yapılamayan yollar mevcuttur.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Sayın Bakan, iki yılda neler yapıldı, onlardan bahsedin.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Şimdi, yol yenileme, mevcut sistemi iyileştirme çalışmalarıyla, tren ortalama hızını 100 kilometreye çıkarmak hedeflenmiştir. Bandırma-İzmir-Ankara-Kayseri-Sivas hattında da, bu yönde 1 500 kilometrelik yolda çalışmalar halen devam etmektedir.

İstanbul-Ankara yolunda yapılan çalışmalar: Aralıksız beş ay süreyle, bu hat gündüzleri trafiğe kapatılmış. Kamuoyunda "hızlandırılmış tren" diye anılan, aslında, normal hızına yaklaştırılmış trenler, Haziran 2004'te seferlerine başlamıştır.

Şimdi, belki, şu soru sorulabilir: Neden, bu trenin adı hızlandırılmış tren diye anıldı? Eğer, bir sistemde, işletme sorunlarını çözemiyorsanız ve hep öteliyorsanız, bu yüzden hızlarınız gittikçe düşüyorsa, bunları giderip trenin hızını artırıyorsanız veya daha doğru deyişle seyahat süresini azaltıyorsanız, o zaman, tabiî ki, bir hızlandırma söz konusudur. O bakımdan, yapılan iş, toplam seyahat süresinin 6,5-7 saatten 5 saat, 5 saat 15 dakikaya indirilmesidir.

Bununla ilgili neler yapıldı, şimdi, sizlere, bunların izahını teker teker vereceğim.

2003 Mayıs ayında, inceleme, araştırma, hazırlık çalışmalarını takiben, bütün malzemeler temin edildi. Aralık 2003 tarihinden itibaren de, Ankara-İstanbul hattı, kesintisiz, beş ay süreyle gündüzleri trafiğe kapatılarak çalışmalar yapıldı; hatta, 185 adet makas yeni makaslarla değiştirildi, makaslara giriş hızındaki tahditler kaldırıldı ve böylelikle, toplam seyahat süresinden 44 dakika tasarruf sağlandı.

Avrupa ülkelerinde de uygulanan, makasların doğru yoldan geçiş tahdidi -az önce söyledim- yapılarak, livrede belirtilen hızlarda geçişine imkân tanındı.

Deverler kontrol edildi. Dever dediğimiz şey, virajlarda savrulma kuvvetine karşı iç ve dış raylar arasındaki kot farkıdır. Bunlar, oradan geçiş hızına uygun olarak tamamen elden geçirildi, uygunsuzluk olan kısımlar varsa bunlar giderildi.

Bir şey daha yapıldı; bu uygulamada, dar kurplarda, yani dar virajlarda, 500 metre yarıçap ve daha küçük virajlarda kesinlikle hız artırımına gidilmedi; yani, önceden hangi hız uygulanıyorsa, bu uygulamada da aynı hızın uygulanmasına önemle riayet edildi.

Hattın üstyapısının tamamında yol makineleri takım olarak çalıştırılarak yol geometrisi kontrol edildi; hatta, uluslararası normlara uygun travers ve betonlar kullanıldı.

Can ve mal güvenliği ile seyrüsefer emniyeti bakımından, hattaki 178 adet hemzemin geçidin, taşıtlar ve yayalar tarafından kullanım yoğunluğu dikkate alınarak, 75 adedi kapatıldı; geriye kalanların 12 adedinin, ray devreli, flaşörlü ve diğerlerinin de bekçi yerleştirmek suretiyle emniyet tedbirleri alındı; 44 adedi bekçili ve bariyerli, 44 adedi ise bekçili hale getirildi.

Hat üzerinde, geçiş yapılan yerlerde ihata çalışmaları yapıldı. Bugüne kadar yapılan ihata çalışması 28 kilometre olup, halen bu çalışmalar devam etmektedir.

Yol kontrolünde görevli personel, günlük, haftalık, aylık şekillerde, sürekli olarak, MPV-7 denilen otomatik yol kontrol makinesiyle sık sık kontroller yaptı.

Elektrifikasyon, sinyalizasyon sistemleri, yolun geometrisine bağlı olarak, hat boyunca, bu seferlere uygun hale getirildi. 

Çeken-çekilen araçlar, bilhassa vagonlar tamamen yenilendi veya revizyondan geçirildi, lokomotifler elden geçirildi ve ondan sonra sefere konuldu.

Sonuç olarak, 80 teknik eleman, 602 işçi, 8 adet makineyle, beş aylık bir çalışma sonunda, 185 makas değişimi, 293 ray değişimi, 5 743 adet travers değişimi, 2 835 adet termit kaynağı, 472 adet dolgu kaynağı, 450 adet makine kaynağı, 1 159 690 metre buraj işlemi, yani bağlantı elemanı, 308 adet makas burajı, 12 590 metre balast işi, 60 815 adet küçük malzeme değişimi, 1 525 810 metre balast regajı, 497 160 metre sıkıştırma yapılmak suretiyle, kaza olan bölge de dahil, hattın tamamında her türlü yenileme, bakım yapılmış, yol iyileştirilerek, trenin normal süratine yaklaşık süratle seyredebileceği, bir raporla tespit edilmiştir.

Bütün bu yapılan çalışmalar sonunda makas geçişlerinden 44 dakika, geniş kurp, düz yollar ve hemzemin geçitlerin kontrol altına alınmasından 50 dakika, istasyon sayılarının azaltılmasından 6 dakika tasarruf sağlanmış, toplam 100 dakika tasarruf sağlanmış ve bunun da 75 dakikası seyir süresine yansıtılmak suretiyle, seyir süresi 6,5 saatten 5 saat 15 dakikaya düşürülmüştür. İşte, hızlandırılmış tren öyküsü budur; yani, bazı zaman kayıplarını azaltmak suretiyle seyahat süresinin düşürülmesi, bu projenin özünü teşkil etmektedir.

Sayın Başkan, yaptıklarımız bunlardır. Peki, yapmadıklarımız nedir; tabiî, yapmadıklarımız da var. Hayatında livre dahi görmemiş kişiler gibi, livrenin nasıl okunacağı hakkında çıkıp ahkâm kesmedim. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmadık; yerli veya yabancı uzmanlar raporlarını hazırlamadan kaza hakkında peşin yargıya varmadık, yargısız infaza gitmedik. Daha önceki yetkililer gibi "böyle gelmiş, böyle gitsin" demedik. Her sorun çıktığında, sorunu ötelemedik, çözüm için üzerine gittik. Yüzkırksekiz yıllık geleneği olan demiryolu çalışanlarına güvensizlik göstermedik. En az 1 685 saatlik bir eğitimden geçirildikten sonra makinist görevini üstlenen personelimize "eğitimsizdir" demedik.

Yeri gelmişken, demiryollarında görev yapan 1 843 makinist ile 501 yardımcı makinistin eğitimleri hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum.

Makinistler en az endüstri meslek lisesi mezunu olmak durumunda ve bu vasıflarla kuruma giren her personel 240 saat hazırlama stajı, 390 saat yardımcı makinist kursu, 175 saat tamamlama stajı olmak üzere 805 saatlik bir eğitimden sonra yardımcı makinist olmakta ve iki sene yardımcı makinist olarak çalıştıktan sonra da tekrar 280 saat makinistlik stajı, 300 saat makinistlik kursu, 300 saat makinistlik stajını tamamlayarak toplam 880 saat eğitim almaktadır.

Değerli milletvekilleri, 22 Temmuz günü 1 elektrikli lokomotif, 4 pulman, 1 yemekli vagondan müteşekkil, toplam 234 yolcu, 11 personeliyle Haydarpaşa'dan saat 18.00'de -zamanında- kalkan Yakup Kadri treni Pamukova'nın Mekece mevkiinde saat 19.43 sularında 183+387 kilometrede 345 metre yarıçaplı virajda yoldan çıkmıştır, deray olmuştur. Kazada maalesef 37 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 81 vatandaşımız yaralanmış, halen 11 vatandaşımızın hastanelerde tedavisi sürmektedir. 1'i dışında hepsinin durumu iyidir. Kaza sonrası en kısa sürede ilkyardım ve kurtarma ekipleri kaza mahalline intikal etti. Yaklaşık 1,5 saat içinde de, kazadan etkilenenlerin tamamı hastanelere taşınmıştır. Burada bu çalışmalara katılan herkese bir kez daha huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Kazanın muhtemel sebepleriyle ilgili olarak birçok kişi tarafından, medya aracılığıyla yapılan değerlendirmelere dayanarak, oluşturulan henüz hiçbir rapor olmazken, çeşitli spekülasyonlar yapıldı. Ömründe "deray, livre, kurp, dever" gibi terimleri duymayan kişiler, kırk yıllık demiryolu uzmanı kesilmiş gibi açıklamalar yaparak kamuoyunda bilgi kirliliğine neden olmuşlardır. Bu değerlendirmelerin aslının astarının olmadığı, bugün elimize gelmeye başlayan uzman raporlarında da görülmeye başlamıştır. Milletimiz, bir kere daha, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların yanıldığına tanık olmuştur.

Değerli Başkan, değerli üyeler; Genel Başkan Sayın Baykal'ın konuşmasında dile getirdiği, bu projenin siyasî iradenin tepeden yön vermesiyle kararlaştırıldığına ilişkin bir beyanı var, bir iddiası var. Burada şunu söylemek istiyorum. Elimde 2001 ve 2002 yılı Yüksek Denetleme Kurulu raporları var. 2001 yılı raporuna göre, mevcut altyapı, cer, tesis ve diğer işletme imkânlarının daha verimli, etkin kullanılarak toplam taşıma sürelerinin kısaltılması gerekir. Bizim yaptığımız, altyapının iyileştirilerek kayıp zamanların giderilmesidir.

Bir kez daha şunu ifade etmek istiyorum. Meydana gelen kazanın olduğu yerde bütün trenlerin uymaları gereken hız 80 kilometre/saattir, bunun adı ister hızlandırılmış olsun ister normal tren olsun ister yük treni olsun ve bu bölgede, dolayısıyla, hızlandırılmış tren uygulamasından dolayı bir kaza meydana gelmemiştir. Bu gerçek, en temel gerçektir. Eğer bu tren kazası, düz bir yolda, dümdüz bir yolda, tren yüksek hızla, müsaade edilen hızın üzerinde bir hızla gitseydi, traversler parçalansaydı, raylar yerinden oynasaydı, bu kaza olsaydı, o zaman bu kaza, hızlandırılmış tren kazası olarak adlandırılabilirdi. Bu gerçeğin, bu temel hakikatin bir kez daha kamuoyunca bilinmesi gerekir; ben bunu ifade etmek istiyorum.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Makinistleri yargısız infaz ediyorsun, mahkûm ediyorsun!

BAŞKAN - Sayın Bakan, toparlar mısınız.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Diğer taraftan, yine, Sayın Genel Başkanın... Mine Kanatlı adlı bayanın noter kanalıyla bir ihbarname gönderdiği ve hızdan dolayı duyduğu rahatsızlığı belirttiği doğrudur. Ancak, bu bayan, Başkent Ekspresi adlı normal trenle seyahat etmiştir, hızlı trenle seyahat eden bir yolcu değildir. (AK Parti sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Özrün kabahatinden büyük!

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, bu bir gerçek. Ben, bir yanlışı düzeltiyorum. Hızlı trenle seyahat etmemiştir; normal trenle seyahat eden bir yolcunun, duyduğu huzursuzluğu idareye bildirmesidir. Bir yanlışı düzelttim; sadece onu söylüyorum.(CHP sıralarından gürültüler) Demek ki...

NAİL KAMACI (Antalya) - Önlemini al!..

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, rica ediyorum...

Sayın Bakan, konuşmanızı tamamlar mısınız.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Peki efendim; toparlıyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli üyeler; şimdi, biz kaza sonrası yaptığımız basın toplantısında bir şey söyledik. Bakın, demiryollarının yüzkırksekiz yıllık tarihinde kazalara nasıl müdahale edileceği, neler yapılacağı belli ve bunun yüzlerce, binlerce uygulaması var. Bu uygulamada, Demiryolları, 640 sayılı kendi İç Yönetmeliği vasıtasıyla kaza yerine heyetlerini gönderiyor, raporlarını tutuyor ve hemen demiryolu ulaşıma açılıyor.

ALİ TOPUZ (İstanbul) - Delilleri yok ediyorsunuz!

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Şimdi, oraya da geliyorum.

Ancak, biz, bu kazada, çok fazla şey söylenildiği için, bilimadamlarının uyarılarına kulak asılmadı denildiği için ve binbir türlü spekülasyonlara yol açıldığı için, farklı bir uygulama yaptık. Dedik ki, Demiryolları yine raporlarını tutsun, araştırmalarını yapsın; ama, bunun yanı sıra, bağımsız bir bilim kurulu da olayı incelesin, tespit etsin; yabancı ülkelerin bilimadamları, uzmanları gelsin, bunlar da tespitlerini yapsın. Bunun yanı sıra, tabiî, savcılık, ölümlü bir kazadır, olaya doğal olarak el koymuştur ve 25 dakika sonra da olay yerine savcı intikal etmiştir. Savcının 24 Temmuz tarihli açıklamasında, delillerin karartılmasının söz konusu olmadığı beyan edilmiştir.

Şimdi, demokratik hukuk sisteminde, işinize geldiği zaman yargıya güveneceksiniz, işinize gelmediği zaman yargıya güvenmeyeceksiniz; böyle bir şey yok! (AK Parti sıralarından alkışlar)

ALİ TOPUZ (İstanbul) - Onu siz yapıyorsunuz Sayın Bakan!..

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Devletin savcısı, eğer "burada delil karartma yok" diyorsa "burada herhangi bir problem yok" diyorsa, buna herkesin saygı duyması lazım.

ALİ TOPUZ (İstanbul) - Gerçekleri saptırıyorsunuz Sayın Bakan; raporlar var; "deliller karartıldı" diye bilirkişi raporları var.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - İstanbul Barosu "var" diyor.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Bunun dışında, ben, devletin adlî kurumlarının söyleyeceğini esas alırım değerli arkadaşlar.

ALİ TOPUZ (İstanbul) - Adlî kurumları söylüyorum ben de size; bilirkişi heyeti, mahkeme heyeti "deliller karartılmış" diye rapor vermiş.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Danıştay kararı var...

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Değerli arkadaşlar, diğer bir konu da makinistlerin...

MEHMET SEVİGEN (İstanbul) - Sabaha kadar neredeydiniz Sayın Bakan?! Biz, o insanların yanındaydık, siz sabaha kadar neredeydiniz?!

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - ... Sayın Genel Başkana...

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, eğer siz izin verirseniz, yerinizden konuşmakta ısrar etmezseniz, Sayın Bakan sözlerini tamamlayacak.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - 21 dakika oldu...

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Sayın Genel Başkan... Sayın Genel Başkan...

BAŞKAN - Rica ediyorum; böyle bir usulümüz yok. Herkesin yerinden istediği gibi konuştuğu şeklinde, bu Parlamentoda usul yok; rica ediyorum arkadaşlar.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) -...makinistlerin kendilerine gösterilmediği, görüşmesine izin verilmediğini dile getirdi. Sayın Baykal hukukçudur, ben hukukçu değilim. Gözaltındaki insanlarla nasıl görüşüleceğinin usul kanununda yeri yordamı bellidir; ben, orada, savcının tasarrufunun yorumunu yapacak değilim; çünkü, bunu, Sayın Baykal da savcı da en iyi şekilde bilmektedir.

Değerli arkadaşlar, şimdi, bilimadamlarının uyarılarına kulak asılmadığı yönünde çok önemli vurgular yapıldı; bu, çok önemli bir konu ve hakikaten, bu kazayı çok daha önemli yapan da bu husustur. Şimdi, o değerli bilimadamımızın, Yıldız Teknik Üniversitesindeki bilimadamımızın zaman zaman uyarılar yaptığı doğrudur...

ALİ RIZA BODUR (İzmir)- Aydın Bey...

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Bu uyarılar üzerine, kendisiyle temasa geçilmiş ve kendisinden destek de istenilmiştir; ama, bu, bir türlü gerçekleşmemiştir. Fakat, uygulama başladıktan sonra, 4 Temmuz 2004 tarihinde uluslararası bir toplantı olan Dünya Ulaştırma Araştırma Konferansındaki açış konuşmasından sonra, kendisiyle görüştüm ve davet ettim; diğer bilimadamlarını da davet ettik. Ankara'da, Ulaştırma Komisyonu Başkanı ve ulaştırma konularında uzman milletvekillerimizin de katıldığı bir toplantı organize edildi; toplam 13 kişi katıldı. Ben, bu toplantıda yoktum; ama, keşke olsaydım diye düşünüyorum. Şimdi, bu toplantının 40 sayfa tutanağı var. Bu toplantı, bir karar toplantısı değildir, proje hakkında yapılan çalışmaları bilimadamlarına, uzmanlara anlatma toplantısıdır. Peki, buradan ne sonuç çıkmıştır; buradan çıkan sonuç şudur: Bu bilimadamımız hariç -bu, fikrini muhafaza etmiştir- diğerleri "bu proje iyi bir girişimdir, düzgün bir projedir, takip etmeli; ancak sürekli kontrol edilmelidir" demişlerdir ve toplantı böylece bitmiştir, bunun gereği de yapılmıştır. Kaldı ki, bu sayın bilimadamımızın öngördüğü 4 maddelik işlem var; biz, bu 4 maddenin hepsini yapmışız; bunun detayları var; burada, 2 klasör bunun detayı var; ben, bunları, siz ne zaman isterseniz sizinle paylaşmaya hazırım.

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Sayın Bakan, "bu kaza olmadı" de, çık işin içinden!..

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Şimdi, dolayısıyla, bilime, bilimin ışığına kapalı olmak, bunları reddetmek diye bir şey mümkün değildir.

Değerli arkadaşlar...

BAŞKAN - Sayın Bakan, sürenizi çok aştınız...

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Efendim, toparlıyorum. (CHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Arkadaşlar, rica ediyorum...

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Süresi 20 dakikaydı, eksüre 24 dakikaya çıktı.

BAŞKAN - İşte, Başkanlık gereğini yapıyor.

Buyurun efendim.

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Şimdi, tabiî, tren yolu neden sefere açılmadı; bu soru da önemli bir soru. Bir yanda delil karartma iddiası var, bir yanda demiryolunun hemen açılması; başka sıkıntıların da getirileceği düşünülmüştür ve onun için, ilk gün de dediğimiz gibi, uzmanların raporlarının ortaya çıkması ve izin vermeleriyle başlayacağız demişizdir...

ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - 1 saat de konuşsanız gerçekleri değiştiremezsiniz...

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - ...çünkü, demiryolu ulaşıma açılabilir, problem yok, ilk gün de açılabilirdi; ancak, bu hassasiyeti dikkate alarak... Bundan sonra, demiryolunun seferleri başlayacaktır. Dün, bu bağımsız kurul "demiryolu seferleri başlayabilir" diye açıklamasını yapmıştır. Devlet Demiryolları, o yolu da henüz yapmamıştır. Şimdi, süratle yapacak, birkaç gün içerisinde açıklayacaktır. Ayrıca, Almanya'dan, Kore'den, İspanya'dan ve Hollanda'dan ilk raporlar çıkmıştır. Savcılığın bilirkişi araştırması halen devam etmektedir. Diğer yandan, İstanbul Barosunun talep ettiği, sulh mahkemesinde istediği bilirkişi de çalışmalarını sürdürmektedir; görüldüğü gibi, olayın beş koldan takibatı sürmektedir.

Şimdi, bunların sonuçlarının bir kısmı çıkmıştır, bir kısmı yakında ortaya çıkacaktır; hatta, bunların bir kısmı, kamuoyunda, gazetelerde yer almıştır; ama, ortak bir kanaat var, raporlara baktığımızda iki noktaya vurgu yapılıyor; bir, yolun altyapısı ve üstyapısında problem yok, geometrisinde bozukluk yok, çeken-çekilen araçlarda sorun yok. Bu, ortak bir kanaattir. Demek ki, orada yoğunlaşılan nokta, bir hız aşımı olduğu yönündedir; ama, olay bütün boyutlarıyla değerlendirilecek, çıkan raporları da kamuoyuyla paylaşacağız.

Haa "Bakan istifa etsin..." Şimdi, Sayın Genel Başkanım, Bakan ilk gün şunu söyledi: Bu işin araştırılması yapılsın, gerçekler ortaya çıksın, benim ne sorumluluğum varsa...

ALİ TOPUZ (İstanbul) - Sen yaptırıyorsun...

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Ben yaptırmıyorum, yabancı uzmanlar yapıyor.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Kim seçiyor o uzmanları?!

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Bağımsız kurullar yapıyor, savcılık yapıyor, mahkeme yapıyor. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Şimdiye kadar, Devlet Demiryolları, sadece kendi yaptığı araştırmaları beş koldan yaptırıyor. Bu, Türkiye'de bir ilktir, bizim şeffaflığımızın da bir delilidir, bir göstergesidir değerli arkadaşlar. (AK Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Sayın Bakan, vicdanınız rahat mı, geceleri rahat uyuyor musunuz?!

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Ben, tekrar, bu kazadan dolayı hayatını kaybeden insanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.

K.KEMAL ANADOL (İzmir) - Cinayet!.. Kaza değil, cinayet!..

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Onların yakınlarının duyduğu acıyı bizim duymamız mümkün değil. Ne kadar üzülsek, onların acısını hissedemeyiz...

ALİ TOPUZ (İstanbul) - Üzül üzül otur orada, istifa etme!..

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Ancak, şunu da söyleyeyim ki; başından beri, bu işle ilgili her türlü sorumluluğu almışım ve bundan sonra da, yaptığım bütün işlerin arkasındayım. Bunun doğuracağı sonucu da memnuniyetle kabul etmeye hazırım.

Bu duygularla, yüce milleti, yüce halkımızı saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - İstifa et...

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.

İSMET ATALAY (İstanbul) - Sayın Başkan, tutumunuz hakkında söz istiyorum.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...

İSMET ATALAY (İstanbul) - Sayın Başkan, yarım saatten fazla konuşturdunuz, tutumunuz hakkında söz istiyorum.

BAŞKAN - Buyurun efendim, yerinize oturun lütfen.

İSMET ATALAY (İstanbul) - Söz istiyorum efendim...

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Hollanda Parlamentosu üyesi Türk asıllı iki milletvekili, Sayın Coşkun Gürüz ve Sayın Nihat Eski, Genel Kurulumuzu teşrif etmişlerdir. (Alkışlar)

Kendilerine Yüce Meclis adına hoş geldiniz diyorum.

Sayın milletvekilleri, Sayın Ağar, İçtüzüğün 60 ıncı maddesine göre, yerinden kısa bir söz isteğinde bulunmuşlardır; Başkanlığımızca uygun görülmüştür.

OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) - Sayın Başkan, soru sormak istiyorum.

BAŞKAN - Efendim, söz isteği daha önce, zatıâlinizden önce yazılı olarak yapılmıştır.

OSMAN COŞKUNOĞLU   (Uşak) - Ama, ben, İçtüzüğün 60 ıncı maddesine göre soru sormak istiyorum.

BAŞKAN - Sayın Ağar, kısa bir açıklama rica ediyorum.

Buyurun Sayın Ağar.

MEHMET KEMAL AĞAR (Elazığ) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye'yi onbeş günden bu yana çok yakından ilgilendiren bir konunun görüşmesi tamamlanmış gözüküyor; ancak, kabul etmek gerekir ki, bu kadar süreyle bu kadar detaylı bir konu kamuoyu önünde yeterli ölçüde aydınlığa kavuştu mu? Umut ve tahmin ediyoruz ki, bu görüşmelerin yapılması, müspet oylar verildiği takdirde, Danışma Kurulu kararı gereğince, önümüzdeki cumartesi günü devam edegelecektir.

Ben, bir konunun üzerinde durmak istedim. Sayın İktidar Partisi sözcüsü ve Sayın Bakanın zorluğunu anlamamak mümkün değil. Ancak "meseleyi, muhalefet partileri bunu bir siyasî rant haline çevirdiler" sözünü yanlış bir söz olarak anladığımı ifade etmek istiyorum.

Türkiye'de, burada siyaset yapmayacaksınız, milletin talebi üzerine, vatandaşın arzusu üzerine olay yerine gitmeyeceksiniz, insanlarla hayatı paylaşmayacaksınız, bilim ve teknolojinin net ve açık ikazlarına rağmen böylesine emirle yapılan bir iş sonunda ortaya çıkmış bir facia var olduğunda siz orada olmayacaksınız da ne zaman olacaksınız; bunun çok açıkça bilinmesi lazım ve bu konuyla ilgili siyasî takip de elbette devam edecektir.

Burada sormak isterim; ateşin düştüğü yeri, yanan yürekleri bu konuşmalar tatmin etmiş midir?! Vicdanî bir rahatlama söz konusu olmuş mudur?! Haklarını size helal etmişler midir?! Bunu, ben şahsen, bu ailelerden tahkik etmeye devam edeceğim.

Bir diğer konu da, Sayın İktidar Partisi sözcüsü, yine "enflasyon düştü, hükümetin başarıları, kem gözlerin nazarı" dedi, Allah ülkemizi nazardan korusun. Eğer bu konuda tartışmayı arzu ediyorsanız, bir genel görüşme yaparız; enflasyonun düşmesi yanında cari açığı, 40 derece sıcakta kuyruklarda Toprak Mahsulleri Ofisine buğday satmaya çalışan çiftçiyi, köylüyü, işçiyi, emekliyi, işsizi, hep beraber, hazır Meclis açılmışken, kapatmayız, görüşürüz; üzümü, pamuğu, tütünü, inciri, her şeyi oturur görüşürüz; millet nezdinde kimin haklı, kimin başarılı kimin başarısız olduğu belli olur. Elbette ki, Türkiye'de her hükümetin başarısı herkesi memnun eder; ama, ortada, birtakım eksikler ve noksanlar varsa, hazır Meclis açılmışken ve millet ıstırap içerisindeyken Türkiye'nin her tarafında, Yüce Meclisin çatısı altında bunlar tartışılırsa, zannederim ki daha iyi olur.

Son olarak ifade edeceğim bir konu, 3 Kasım öncesi ve sonrasıdır. Farklı bir siyaset anlayışı var olduğu için, geçmişte bu çatı altında olan birçok siyasî parti bugün yok. Bunu bilerek, anlayarak, siyasette yeni bir dönemin, düzenin başladığını ifade eden İktidar Partisinin bilmesi lazımdır ki, aynı bakış açısı içerisinde, geçmiş dönemlerde de üstü örtülen soruşturmalar, farklı şekilde kalkan parmaklarla kamuoyundan kaçırılan manzaralar, sizin oturduğunuz sıralarda sizin oturmamanız sonucunu doğurabilir. Bu ihtimal gözden ırak tutulmaksızın, farklı bir siyaset anlayışını var ettiğinizi ifade ediyorsanız, o zaman, mutlak şekilde buna müspet oy kullanmak suretiyle, milletin gözünün önünde bu tartışmaların daha açık ve seçik olarak yapılması gerekiyor. Tarihte var olan olaylardan ders almak, tekerrürü önlemek içindir. Zannediyorum ki, yeni, şeffaf ve gerçek anlamda vatandaş taleplerine uyan siyaset anlayışını var etmek, hepimizin temel görevi olmalıdır.

Saygılar sunuyorum Başkanım. (DYP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Ağar.

OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) - Sayın Başkan, söz istedim ve ışığım yanıyor. Söz değil, soru sormak istiyorum zaten, İçtüzüğün 60 ıncı maddesine göre.

BAŞKAN - Efendim, İçtüzüğe göre böyle bir usulümüz yok.

OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) - Usulümüz var efendim.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...

OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) - Buradaki düğmeye basarak söz istedim ve ışığım yanıyor. Söz değil, soru sormak istiyorum.

BAŞKAN - Sayın Coşkunoğlu, bu, bir gensoru. Gensoruda, Anayasanın ilgili maddesine göre, kimin ne şekilde konuşabileceği açık ve net. Başkanlığımız, Anayasa ve İçtüzüğe bağlı olduğuna göre, böyle bir soru sorma usulü yoktur.

Teşekkür ediyorum.

OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) - Sayın Başkan, burada açık ve net; görüşmeler genel hükümlere göre yapılır.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bir hususu açıklamak istiyorum. Bu görüşmeler başladığında, kimlerin, ne kadar süre içerisinde konuşabileceğini Genel Kurula arz ettim ve bu arada da, gensoru önergesinin sahibi olarak Cumhuriyet Halk Partisi Sayın Genel Başkanının konuşmasında herhangi bir kesinti olmadı. Diğer konuşmada da süreye herhangi bir engelim olmadı.

DENİZ BAYKAL (Antalya) - Sayın Başkan, 10 dakika konuştum; bilseydim süreyi 2 katına çıkarırdım.

BAŞKAN - O sizin takdiriniz.

Sayın Bakan, işin tekniği itibariyle süresini elbette aştı,  Başkanlık da kendisini ikaz etti.

Bu bakımdan, Başkanlığın, usule aykırı herhangi bir tutumu olmamıştır.

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Süre 2 kat artacak; usulsüzlük olmayacak?!..

BAŞKAN - Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında (11/1) esas numaralı gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmeler tamamlanmıştır.

Gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağı hususunu oylarınıza sunacağım; ancak, oylamanın, açıkoylama şeklinde yapılmasına dair bir önerge vardır.

Önergeyi okutup, önerge sahiplerinin Genel Kurulda olup olmadıklarını arayacağım.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan (11/1) esas numaralı, 22 Temmuz 2004 tarihinde Pamukova'da meydana gelen ve 38 yurttaşımızın yaşamlarını yitirmesiyle sonuçlanan kazaya neden olan "hızlandırılmış tren" olarak adlandırılan uygulamayı, mevcut altyapı eksiklikleri tamamlanmadan başlattığı iddiasıyla Ulaştırma Bakanı Binalı Yıldırım hakkındaki gensoru oylamasının açıkoylamayla yapılmasını arz ve teklif ederiz.

BAŞKAN - Şimdi, önerge sahiplerinden ismini okuduğumuz arkadaşlarımız, lütfen Genel Kurulda olduklarını bildirsinler.

Ali Topuz?.. Burada.

Önder Sav?.. Burada.

Eşref Erdem?.. Burada

Kemal Anadol?.. Burada.

Haluk Koç?.. Burada.

Erdoğan Kaplan?.. Burada.

Haşim Oral?.. Burada.

Halil Tiryaki?.. Burada.

Ali Oksal?.. Burada.

Ferit Mevlüt Aslanoğlu?.. Burada.

Atila Emek?.. Burada.

Osman Kaptan?.. Burada.

Birgen Keleş?.. Burada.

Muharrem Eskiyapan?.. Burada.

Mehmet Işık?.. Burada.

Teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, açıkoylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

K. KEMAL ANADOL (İzmir)- Sayın Başkan, oylamanın şeklini izah eder misiniz?

ALİ TOPUZ (İstanbul) - Oylamanın şeklini, ret ve kabulün ne anlama geldiğini açıklar mısınız?

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, arkadaşlarımızın bir ikazı var.

Ulaştırma Bakanımız hakkında -biraz önce detaylarını dinledik, tartıştık- bir gensoru önergesi verilmiştir. Önergenin gündeme alınıp alınmaması hususunda elektronik cihazla oylama yapacağız.

Şimdi, bu gensoru önergesinin gündeme alınmasını kabul edenler kabul oyu kullanacak, kabul etmeyenler de ret oyu kullanacak. Bu bakımdan, bu bilgiler dahilinde oylama yapacağız.

Oylama için 5 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında verilen (11/1) esas numaralı gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmaması hususunda yapılan açıkoylama sonucunu arz ediyorum:

Kullanılan oy sayısı:

493

Kabul :

171

Ret:

319

Çekimser:

1

Mükerrer

2 (X)

Böylece, gensoru önergesinin gündeme alınması kabul edilmemiştir.

Sayın milletvekilleri, olağanüstü toplantıyı gerektiren konu üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

1 Ekim 2004 Cuma günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Hepinize hayırlı günler diliyorum.

 

Kapanma Saati : 17.46

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                           

(X) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.