BIM 2 4 2004-05-20T07:58:00Z 2004-05-20T07:58:00Z 30 18522 105580 TBMM 879 211 129659 9.3821 0 6 nk 6 nk 0

DÖNEM : 22        CİLT : 48                                                       YASAMA YILI : 2

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

84 üncü Birleşim

5 Mayıs 2004 Çarşamba

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1.- Adana Milletvekili Recep Garip'in, Kutlu Doğum ve Yunus Emre Haftalarına ilişkin gündemdışı konuşması

2.- Antalya Milletvekili Fikret Badazlı'nın, Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odasının açılışı nedeniyle bir heyetle birlikte Almanya'ya yaptıkları ziyaretle ilgili izlenimlerine ilişkin gündemdışı konuşması

3.- Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Yıldız'ın, Şanlıurfa'da çiftçilerin sorunlarına, enerji maliyetlerinin yüksek oluşu nedeniyle tarım alanlarının sulamasında karşılaşılan problemlerle alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1.- TAIEX tarafından Brüksel'de düzenlenecek olan "Dilekçeler ve AB Vatandaşlarının Hakları" konulu seminere katılacak TBMM Dilekçe Komisyonu üyesi milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/554)

2.- Makedonya Cumhuriyeti Meclisi Dış Politika Komitesi Başkanının, TBMM Dışişleri Komisyonu heyetini 8 inci Pan Avrupa Koridoru toplantısına davetine icabet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/555)

3.- Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanının, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ı Strasbourg'da yapılacak olan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Meclis Başkanları Konferansına davetine icabet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/556)

III.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1.- Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/521) (S. Sayısı: 146)

2.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/523) (S. Sayısı: 152)

3.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

4.- Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun Tasarısı ile İçişleri, Plan ve Bütçe ve Anayasa Komisyonları Raporları (1/731) (S.Sayısı: 349)

5.- Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararname ile Tarım, Orman ve Köyişleri ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları Raporları (1/238) (S. Sayısı 428)

6.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekilleri Salih Kapusuz, Haluk İpek, Bursa Milletvekili Faruk Çelik, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa ve Hatay Milletvekili Sadullah Ergin ile 193 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/278) (S. Sayısı: 430)

7.- Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerin Toplu Konut İdaresi Başkanlığına Ait Bölümünde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/747) (S. Sayısı: 429)

8.- Uluslararası Telekomünikasyon Birliği Kuruluş Yasası ve Sözleşmesinde Değişiklik Yapan Marakeş Tam Yetkili Temsilciler Konferansı Sonuç Belgelerinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/734) (S. Sayısı: 425)

9.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Belçika Krallığı Hükümeti Arasında Gümrük ile İlgili Konularda Karşılıklı İdari Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/749) (S. Sayısı: 433)

10.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Brezilya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Konularında İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/751) (S. Sayısı: 434)

11.- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Önündeki Yargılama Sürecine Katılan Kişilere İlişkin Avrupa Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/763) (S. Sayısı: 435)

12.- Türkiye'de Ulusal Fonun Kurulması Hakkındaki Mutabakat Zaptının Ekinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/771) (S. Sayısı: 436)

13.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Arnavutluk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kendi Sınırları Arası ve Ötesinde Hava Hizmetlerine İlişkin Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/772) (S. Sayısı: 437)

14.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri İşbirliği (Çerçeve) Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/776) (S. Sayısı: 438)

15.- Danıştay Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/629) (S. Sayısı: 431)

IV.- SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, Niğde Çiftlik İlçesinin Emniyet Amirliği binası ihtiyacına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı (7/2285)

2.- İzmir Milletvekili Yılmaz Kaya'nın, TRT'de yönetici değişikliklerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı (7/2349)

3.- İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil'in, SHÇEK'e bağlı çocuk yuvalarının denetimine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Güldal Akşit'in cevabı (7/2374)


I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 13.00'te açılarak iki oturum yaptı.

Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir, Doğu Anadolu Bölgesinin genel sorunlarına,

Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel, toplum sağlığını ve gelecek kuşakları tehdit eden uyuşturucu, alkol ve sigaranın zararlarına,

Ve alınması gereken önlemlere ilişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.

Norveç Parlamentosu Dışişleri Komitesi Başkanının davetine icabetle bu ülkeye resmî ziyarette bulunacak olan TBMM Dışişleri Komisyonu üyelerinden müteşekkil Parlamento heyetini oluşturmak üzere Gruplarınca isimleri yeniden bildirilen milletvekillerine,

Bulgaristan Ulusal Meclisi Dış Politika Savunma Güvenlik Komisyonu Başkanı ve beraberindeki Parlamento heyetinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyaretine,

Belçika'da yapılacak olan Habitat Düzeyinde Küresel Parlamenterlerin Avrupa Kıtası Başkanlar Kurulu Toplantısına Türkiye Büyük Millet Meclisini temsilen katılacak milletvekillerine,

İlişkin Başkanlık tezkereleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve 42 milletvekilinin, Atatürk Orman Çiftliğinin sorunlarının (10/186),

Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin ve 46 milletvekilinin, töre cinayetlerinin (10/187),

Araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve öngörüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Japonya'ya yaptığı resmî ziyarete katılan milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi;

Genel Kurulun 4.5.2004 Salı günkü birleşiminde, sözlü sorular ve diğer denetim konularının, 5.5.2004 Çarşamba günkü birleşiminde ise sözlü soruların görüşülmemesine; gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 25 inci sırasında yer alan 430 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin bu kısmın 6 ncı sırasına, 23 üncü sırasında yer alan 429 sıra sayılı kanun tasarısının 7 nci sırasına, 24 üncü sırasında yer alan 425 sıra sayılı kanun tasarısının 8 inci sırasına, daha önce gelen kâğıtlar listesinde yayımlanan ve dağıtılan 433, 434, 435, 436, 437, 438, 431 ve 432 sıra sayılı kanun tasarılarının ise 48 saat geçmeden bu kısmın 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15 ve 16 ncı sıralarına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; bugünkü birleşimde çalışma süresinin 430 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin birinci görüşmelerinin bitimine kadar uzatılmasına; 7.5.2004 Cuma günü de Genel Kurulun saat 14.00'te toplanarak 430 sıra sayılı Anayasa Değişikliği Hakkında Kanun Teklifinin ikinci görüşmelerine başlanılmasına ve çalışma süresinin teklifin görüşmelerinin bitimine kadar uzatılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi;

Kabul edildi.

Genel Kurulu ziyaret eden İtalya Milletvekilleri Meclisi Başkanı Pier Ferdinando Casini ve beraberindeki heyete Başkanlıkça "Hoşgeldiniz" denildi.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:

1 inci sırasında bulunan, Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair 560 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin (1/238) (S. Sayısı: 428),

5 inci sırasında bulunan, Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun Tasarısının (1/731) (S. Sayısı: 349),

Görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından;

2 nci sırasında bulunan, Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun Tasarısının (1/521) (S. Sayısı: 146),

3 üncü sırasında bulunan, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının (1/523) (S. Sayısı: 152),

4 üncü sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S. Sayısı: 305),

Görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporları henüz gelmediğinden;

Ertelendi.

6 ncı sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin (2/278) (S. Sayısı: 430) birinci görüşmesi tamamlandı; ikinci görüşmesine en az 48 saat geçtikten sonra başlanabileceği açıklandı.

5 Mayıs 2004 Çarşamba günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 23.13'te son verildi.

 

 

Nevzat Pakdil

 

 

Başkanvekili

 

Enver Yılmaz

 

Ahmet Küçük

Ordu

 

Çanakkale

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

 


BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

5 Mayıs 2004 Çarşamba

BAŞKAN : Başkanvekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER : Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale), Enver YILMAZ (Ordu)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84 üncü Birleşimini açıyorum.

Toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, toplantı yetersayısı yok herhalde.

SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Var efendim.

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, 5 dakika ara verin de toplantı yetersayısı oluşsun.

BAŞKAN - Gündeme geçmeden önce, üç sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.

Konuşma süreleri 5'er dakikadır. Hükümet, bu konuşmalara cevap verebilir; hükümetin cevap süresi 20 dakikadır.

Gündemdışı ilk söz, Kutlu Doğum Haftası ve Yunus Emre Haftası nedeniyle söz isteyen Adana Milletvekili Recep Garip'e aittir.

Sayın Garip, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

II.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1.- Adana Milletvekili Recep Garip'in, Kutlu Doğum ve Yunus Emre Haftalarına ilişkin gündemdışı konuşması

RECEP GARİP (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kutlu Doğum ve Yunus Emre Haftaları nedeniyle, şahsım adına söz almış bulunmaktayım; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, burada konuşacağımız iki haftanın gündeminde oluşan Kutlu Doğum Haftası ve Yunus Emre Haftasını 5 dakikalık bir konuşmada özetlemek mümkün değil.

Âlemlerin sevgilisi sevgili Peygamberimiz, 20 Nisan 571 tarihine rastlayan Rebiülevvel ayının 12 nci günü, pazartesi gecesi dünyayı şereflendirmiştir. 14 asır evvel böyle bir gecenin sabahında güneş ufuktan doğmadan, insanlığın hayat ufkunda ilahî bir nur doğmuş oluyordu. Hz. İsa, bunu şöyle müjdeliyordu: "Ey İsrailoğulları, ben, size Allah'ın elçisiyim, benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek 'Ahmet' adında bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim." Hz. Peygamberin kendi ifadesiyle "ben, atam Hz. İbrahim'in duası, kardeşim Hz. İsa'nın müjdesi, annem Amine'nin rüyasıyım" diye buyurmuşlardı.

Doğumuyla, yeryüzüne sonsuz bir ışık, sonsuz bir güneş gibi şefkat kanatlarını germiş, bütün insanlık bu kaynaktan beslenmiştir. Karanlıkları aydınlık kılmış, yeni bir medeniyetin ilk tohumlarını kendisine ve insanlığa gönderilen vahyin ışığıyla sonsuzluğa taşımıştır. Bu dönem öyle bir dönemdir ki, cehaletin, bilgisizliğin zirvede olduğu, güçlünün güçsüzü ezdiği, kadınların, iffet ve namusları hiçe sayılarak para karşılığı alınıp satıldığı, hatta utançlarından dolayı kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü karanlık çağlar dönemiydi. Tüm bu yanlışlıkları ortadan kaldırıp yerine doğruları getirmek ve o dönemin toplumuna kabul ettirmek hiç de kolay gözükmüyordu. Hz. Peygamber, büyük bir sabırla ve aşkla tebliğ görevini yerine getirmiş, Mekke ve Medine'de geçirdiği dönemlerde insanı ve toplumu eğiterek, kültürlü ve erdemli bir toplum meydana getirmenin gayreti içerisinde olmuştur. İlk vahiy "oku" emri olarak gelmiş, insanlığa, okumayı, düşünmeyi, bilinci, adaleti, inanmayı öğütlemiştir. O, ilk ayetlerde şöyle vurgulanmaktadır: Kaleme vurgu yapılarak "Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı alaktan yarattı. Oku, Rabbin sonsuz kerem sahibidir. Kalemle yazmayı öğreten O'dur. İnsana bilmediğini O öğretti" şeklinde inen ilk ayetler, sonsuzluğa giden bu yolda ilk ışıklar olmuştur.

O, herhangi biri değildir. O, âlemlere rahmet olarak gönderilen ve "sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım" övgüsüne mazhar olan, âlemlerin son peygamberidir. Ahlak ve fazilette, topluma ve tüm insanlığa örnek olmuştur. Haksızlığa karşı her zaman güçsüzün, mazlumun yanında yer almış, yoksula elini uzatarak toplumsal dayanışmanın, paylaşımcılığın öncülüğünü üstlenmiştir. Cömertliğiyle de fakirlerin umudu olmuş, kapısından hiç kimseyi kovmamıştır. Yaşadığı çağda insanlar Peygambere inandılar ve güvendiler. O'nun doğruluğu, dürüstlüğü, adaletli davranışı, güzel ahlakı, çocuklara olan şefkatli yaklaşımı, O'nu gönüllere yerleştirmiştir.

Hz. Peygamber, gerek ticaret ve gerekse insanlarla olan ilişkilerinde, hiçbir zaman, dürüstlüğü, içtenliği ve samimiyeti elinden bırakmamıştır. Allah'ın seçilmiş bir peygamberi ve elçisi olarak, yine, Allah'tan aldığı bilgi ve emirleri, olduğu gibi insanlara aktarmış, aktarmakla kalmamış, bizatihi bu emirleri kendisi uygulamış, toplumun uygulamasına örnek olmuştur.

Sözleri ve davranışları birbiriyle örtüşen, çelişkileri olmayan, inandığı dava için sonuna kadar yürüyen, yeryüzünün tüm saflığını, berraklığını ve güzelliğini üzerinde toplayan sevgililer sevgilisi en sevgiliydi, Âlemlerin, iki cihanın sevgilisi Hz. Peygamberdi.

Bu vesileyle, kainatın efendisi, alemlere rahmet olarak gönderilen iki cihan güneşi                  Hz. Muhammed Âleyhisselamı rahmetle ve minnetle anıyor, bir şairimizin naatından bir bölümle bu bölüme son vermek istiyorum.

"Ne zaman adını ansam

Senin için akar gözyaşlarım

Dualarla aminlerle buluşur

Sıcak bir nefes gibi

Melekler iner gökyüzünden

 

Ayrılığa isyan değil bu Ya Muhammed

Asırlardır süren hasretin adı

Seni sensiz yaşamanın

Gurbetin sürgünün adı

 

Aşka kifayetsiz kalır kelimeler

Acz içinde mısralarım

Sırlar içinde akıyor zaman

 

Ellerim yağmalanmış

Yüreğim yağmalanmış Ya Muhammed

Yalnızlık şarkılarıyla donanmış bahar

Açmadan solmuş çiçeklerim

Buruk bir tebessüm

Buruk bir çağıltı gözlerimde

Her mevsim seni bana çağırır" diye naat devam ediyor. Rahmetle anıyorum.

Tabiî, bu haftanın Yunus Emre Haftası olması nedeniyle, Yunus Emre'nin de kaynağını Peygamberimizden aldığı, oradan beslendiği hepimiz tarafından biliniyor; bu nedenle, Yunus Emre, 12 nci ve 13 üncü Yüzyılda Anadolu'nun yükselen sesi ve ruhu olmuştur. Dürüst olmayı ve dürüst kalmayı yaşam felsefesi olarak kabul etmiş olan Yunus Emre, Anadolu'nun manevî mimarlarındandır.

Yaşadığı dönemde bir yandan haçlı seferleri, savaşlar, işgaller, ayaklanmalar, yağmalar, ağır vergiler, can ve mal kaygısı, açlık, kargaşa had safhada idi. Diğer yandan, Moğol akınlarıyla batıya göç eden maneviyat erlerinin can veren nefesi haline gelmişti ve dergâhına yüz sürdüğü Taptuk'un kapı eşiğine kıvrılıp yatacak kadar alçak gönüllü ve mütevazı, yüreği Anadolu yüreği olarak duran bir Anadolu dervişi idi. Anadolu'yu işgal eden, yakıp yıkan düşmanlara karşı yüreğini ortaya koyacak kadar cesur bir kişiliktir Yunus Emre. Huzursuzluğun, kaosun ve yoksulluğun insanları arayışa götürdüğü bu dönemde birliğe, kardeşliğe hasret gönüllere su serpen bir sesle, şöyle sesleniyor:

"Ben gelmedim dava için

Benim işim sevi için."

Yine, bir dörtlüğünde şöyle söyler:

"Ben yürürem yane yane, aşk boyadı beni kane

Ne akilem ne divane, gel gör beni aşk neyledi

Gah eserem yeller gibi, gah tozaram yollar gibi

Gah akaram seller gibi, gel gör beni aşk neyledi"

Yunus Emre, bu mısralarıyla, gerçekten, aşkın ince ve derin çizgilerini yüreklerimize işleterek, yüzyıllardır devam eden Anadolu türküsünü ve inancın kaynağını bizim yüreklerimize bırakır.

İşte, Yunus Emre, Allah'a özlemleri, aşkları ve insanı merkez alan sevgileriyle, içi şefkat dolu bir yürek olmuştur Anadolu'da.

Şiirlerinde kullandığı dil, bugünkü Türkçeyle bile rahatlıkla anlayabileceğimiz tarzda öz Türkçe'dir ve Yunus'un anlaşılmasında ve günümüze kadar yaşatılmasında önemli bir faktör olarak karşımıza çıkar.

BAŞKAN - Sayın Garip, lütfen, konuşmanızı toparlar mısınız.

RECEP GARİP (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

Anadolu'nun yetiştirdiği en büyük tasavvuf erlerinden, Türk dili ve edebiyatımızın en büyük şairlerinden olan Yunus Emre,

"İşbu vücud şehrine bir dem giresim gelir

İçindeki sultanın yüzüm süresim gelir

İşidirim sözünü, göremezem yüzünü

Yüzünü görmekliğe, canım veresim gelir"

Diye ekler ve Yunus Emre'ye göre, dünyada bir şey sevilecekse, ancak Allah yarattığı ve içinde bu yaratıcılığın ve güzelliğin yansıdığı bir şey olduğu için sevilmelidir. Burada amaç Leyla'da kalmak değil, Mevla'ya varmanın yollarını aralamaktır bizlere.

Yunus'un anlatmak istediği öz, dünya ve cennetteki her şeyin Allah'ın varlığında sonsuzluğu yakalamaktır, O'nda huzura ermektir. Bu huzur, en güzel bir şekilde "Şol Cennetin Irmakları" şiirinde yüreklerimize serpilen su gibi akmaktadır.

Bu duygularla, Anadolu'yu şekillendiren gönül erlerimizi rahmetle anıyorum.

Müslüman ve Türk aydınlar olarak, topluma, hayata biraz da Taptuk Emre ruhuyla, Yunus Emre gözüyle bakmamız gerektiğine inanıyorum.

Kalbi katılaşmış, yüreğinden insan ve Allah sevgisi alınmış bir toplumun mutluluğu yakalaması mümkün değildir. Kalbimizin aşk ve sevgiyle dolması temennisiyle, konuşmamı Yunus Emre'den bir dörtlükle bitirmek istiyorum.

"Taştın yine deli gönül, sular gibi çağlar mısın

Aktın yine kanlı yaşım, yollarımı bağlar mısın

Nidem elim ermez yare, bulunmaz derdime çare

Oldum ilimden avare, beni bundan eğler misin"

Diyerek sözlerine devam eder.

Yüce Heyetinizi, sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Garip.

Gündemdışı ikinci söz, Sayın Başbakanın Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odasının açılışı nedeniyle Almanya'ya gerçekleştirdiği ziyaret hakkında söz isteyen Antalya Milletvekili Fikret Badazlı'ya aittir.

Sayın Badazlı, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

2.- Antalya Milletvekili Fikret Badazlı'nın, Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odasının açılışı nedeniyle bir heyetle birlikte Almanya'ya yaptıkları ziyaretle ilgili izlenimlerine ilişkin gündemdışı konuşması

FİKRET BADAZLI (Antalya) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; 26 Nisan 2004, yani geçtiğimiz salı günü Almanya'nın Köln Şehrine giderek katılmış olduğum Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odaları açılışıyla ilgili olarak gördüklerimi nakletmek, izlenimlerimi sizlerle paylaşmak üzere, şahsım adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi en içten duygularla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, malumlarınız olacağı üzere, 26.4.2004 tarihinde, 40 civarında milletvekili arkadaşımla, böylesine bir gururu beraberce yaşamak üzere Almanya'ya gittik. Gördüklerimiz, yaşadıklarımız, izlenimlerimiz, gerçekten çok keyif vericiydi. Manzarayı sizlere tasvir ederken, izninizle, biraz nostalji yapmak istiyorum.

Bundan kırk elli yıl önce, benim küçüklük ve gençlik yıllarımda, Türkiye'nin, Fas'tan Tunus'a, Libya'dan Mısır'a, Hindistan'dan Pakistan'a, İran'dan Endonezya'ya, az da olsa, dostları vardı. Bu dostlar, her zaman Türkiye'nin arkasında dururlardı. Gel zaman git zaman, bunların tümüyle ilişkiler soğutuldu. Geçmişteki siyasetçilerin şu veya bu şekildeki beceriksizlikleri veya birilerinin empozeleri sayesinde, âdeta, Türkiye, dostsuz, hatta, dört bir yanı düşmanla veya dostluğuna güvenilmeyen ülkelerle sarılı ve dünyada, üretimine de kotalar konularak, yalnızlığa benzer bir yaşama mahkûm edildi.

Yarattıkları böyle bir ülkeyi yöneten siyasetçiler de, bu defa dünyanın en büyük ordusunu yaratıp, durmadan caydırıcı güç bulundurmamızın zorunluluğunu vurgulayıp, ordumuzu en modern silahlarla, teknolojiyle teçhiz edelim savlarıyla, bugün, Türkiye'yi, anlatmaya çalıştığım gibi -aslında, ulusumuz doğuştan asker olup, ordumuzla gayet tabiî övünüyoruz ama- devasa bir ordu sahibi yaptılar, hem de yaşadığımız devirde, Avrupa ülkeleri sınırları kaldırırken, bazı kuzey Avrupa ülkelerinin ordularının kaldırılmasını tartışmaya başladığı bir devirde.

Bunu ifade ederken şunu anlatmak istedim: Yedi düvelle düşmanlık içerisinde yaşayamazsınız. Dünyada, küreselleşmekten, globalleşmekten bahsedilen bir devirde, siz, kimseye güvenmeden, kendinize özgü bir tarzda hayatı idame ettiremezsiniz.

Ekonomiyi iyileştirme, fukaralığı yenme, zengin toplum olma, hayat standardını artırma... Bütün bunlar, çok çok üretmek ve ürettiğini dünya pazarlarına satmakla mümkündür. Bunu gerçekleştirmek için de, ülkeler nezdinde dostluklar kurmak ve ilişkileri geliştirmek icap eder.

3 Kasım 2002 tarihinde AK Partinin iktidara geldiğinde, AB ilişkilerinde, çok dar bir takvimde yapılması gereken çalışmalar vardı. 58 inci cumhuriyet hükümeti kurulmuştu. Değerli liderimiz, Başbakanımız -o zamanlar henüz Başbakan değilken- onbeş yirmi günde, gece gündüz, 40 000 - 50 000 kilometre yol katederek -galiba ikisi hariç- tüm AB ülkelerine seri ziyaretler yapmış; gittiği yabancı ülkelerde devlet törenleriyle karşılanırken, büyük saygı ve sevgi görürken, bunları görmezden gelen bazı kısır görüşlü veya kıskanç çevreler "sıfatı ne de gidiyor" diye eleştiri yağmuruna tutmuşlardı.

O dönemde, benim Devlet Başkanım, İran'a yapacağı ziyareti "o ülkeye gitmem" diye dondurmuştu; ama, zaman içerisinde, eskiden beri süregelen politikaların yanlışlığı ve AK Parti İktidarının çok değerli lideri, kendisiyle gururlandığımız Başbakanımızın çabalarının ve izlediği siyasetin doğruluğu anlaşılmıştır. Bu defa, benim Devlet Başkanım, daha önce gitmediği İran'a ziyaret yapmıştır...

Çok kıymetli Başbakanımız, günümüze kadar, 60'ı geçen dünya ülkesini ziyaret etmiş ve dünyanın gündemine Türkiye'yi sokmuştur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Biraz süratli toparlarsanız Sayın Badazlı...

FİKRET BADAZLI (Devamla) - Bu sayede, dünya, Türkiye'yle ilgilenmeye ve Türkiye'yi daha yakından tanımaya başlamış, ülkemiz itibar kazanmış; bu sayede, 2003 yılında, 50 milyar dolara varan ihracatla dışticaret hacmimiz 115 milyar doları zorlamıştır.

İş âlemimiz, daha önceden, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde yine genç ve dinamik Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu'yla bir dinamizm kazanmasına, kendisinin heyetleriyle birçok dünya ülkesine ticarî ilişkileri geliştirmek için defaatle ziyaretler yapmasına rağmen, dönüp arkasına baktığında gördüğü, hastane penceresinden zoraki el sallayan bir Başbakanla ticaret âlemini yabancı ülkelere entegrasyonda arzulanan yere getirememiş, mevcut olan potansiyellerimizi ideal bir yere getirmekte çok başarılı olamamış, ancak, yılmadan çalışmalarını sürdürerek, yine, iş âlemini yurt dışına taşımıştı.

Şimdi, fiziğiyle, dinamizmiyle, üretken potansiyeli, işbilir, becerili -Allah nazardan korusun- bitmez tükenmez enerjisiyle kıymetli Başbakanımızın tesis ettiği, itibarlı, güvenilir Türkiye'yi, bu defa, buradan tahmin etmekle veya bilgilendirilmemizle öğrendiğimizin ötesinde, 26 Nisanda Almanya'dan gözlemledik. Yurt dışından baktığımızda, Türkiye'nin durumunu görerek gururlandık.

Alman Başbakanı Şansölye Schröder'in Türkiye Başbakanına duyduğu sevgi ve saygı, Başbakanımızın şahsında ulusumuza, Türkiye'ye yağdırdığı birbirinden güzel övgü dolu sözler halen kulaklarımda çınlıyor. Bu sözler, ömür boyu, hatıramda taze ve canlı kalacaktır.

Daha dünkü Türkiye ile birbuçuk yılda gelinen noktada, kişilikli, itibarlı Türkiye, o soğutulmuş ilişkilerin sıcaklığa çevrilişi; sevecenliğin, güvenilirliğin, dahası, Yunanistan, Suriye ve benzerleriyle bugün gelinen nokta ve niceleri...

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yaşamım boyunca, son birbuçuk yıl kadar, ülkem için her geçen gün gururum ve sevincim artarak yaşayamamıştım. Hatta, zaman zaman üzüldüğüm, itiraf etmeliyim ki, karamsar olduğum, stres içinde yaşadığım, huzursuz geçirdiğim günler dahi olmuştu. Allahıma şükürler olsun ki, o günler geride kaldı. Artık, ileriye ümitle, sevinçle, güvenle bakabilen bir Fikret Badazlı oldum.

Bütün insanlarımız ileriye güvenle baksınlar. O günler gelmiştir. İşte, Atatürk'ün "Ne mutlu Türküm diyene" sözünün gerçekten yaşam bulduğu bir devir. Ne mutlu bu devri yaratanlara, bizleri bu sevince gark edenlere.

Hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Badazlı.

Gündemdışı üçüncü söz, Şanlıurfa İlinin tarım ve tarımdaki enerji sorunlarıyla ilgili olarak söz isteyen Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Yıldız'a aittir.

Sayın Yıldız, buyurun. (Alkışlar)

3.- Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Yıldız'ın, Şanlıurfa'da çiftçilerin sorunlarına, enerji maliyetlerinin yüksek oluşu nedeniyle tarım alanlarının sulamasında karşılaşılan problemlerle alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı

MAHMUT YILDIZ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekillerim; bugün, peygamberler şehri dediğimiz, Mezopotamya'nın beşiği olarak kabul ettiğimiz ve GAP'ın başkenti olarak değerlendirdiğimiz Şanlıurfamızın çiftçileriyle ilgili yaşam kavgası konumundaki sorunu gündeme getirmek istiyorum.

Urfamızda 1 500 000 insan yaşamaktadır. Bu sorun, yalnız Urfamızda yaşayanların sorunu değildir. Bu sorun, aynı zamanda, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşayan 6 500 000 insanın sorunudur.

Sevgili arkadaşlarım, Türkiyemizin yüzölçümü 78 000 000 hektardır. Bu alanın 28 000 000 hektarı tarıma elverişlidir. Tarıma elverişli olan bu alanın 8 500 000 hektarı da sulanabilir bir konumdadır. Ülkemizde, sulanabilir konumda olan bu arazinin yüzde 20'si, yani 1 700 000 hektarı Güneydoğu Anadolu Projesi bölgesindedir, GAP bölgesindedir ve GAP bölgesindeki sulanabilir arazinin 1 000 000 hektarı, yani yüzde 12'si de Şanlıurfamızın il sınırları dahilindedir. Şanlıurfamızda, ekilebilir tarıma elverişli arazinin alanı ise 1 200 000 hektardır. Sulanabilir araziyi değerlendirdiğimizde, sulanabilir arazi, Şanlıurfamızda, tarıma elverişli arazinin yüzde 75'ini işgal etmektedir.

1993 yılında bitirdiğimiz Atatürk Barajının deposunda bekleyen suyu, susuzluktan çatlamış, Türkiye'nin kaderini, ekonomik ve kültürel yapısını değiştirecek, 50 000 000 insanı bağrında besleyebilecek topraklara eğer biz bugün kavuşturabilmiş olsaydık, insanlarımız kuraklıktan dolayı yaşam kavgası vermemiş olurlardı.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğer biz bu sulamaları gerçekleştirmiş olsaydık, dünyada gıda üretimi yılda ortalama yüzde 3,3 hızla artarken, Türkiye'de 2,1 olan artış hızıyla dünya ortalamasının altında kalmazdık. Ayrıca, Avrupa Birliği ülkelerinde fert başına katmadeğer 35 000-40 000 dolarlardayken, Türkiye'de bu, 2,1 dolarda kalmazdı.

Sayın Başkanım, değerli milletvekillerim; ilimiz ve bölgemiz, son yılların en büyük kuraklığını yaşamaktadır. Zamanında yağışın olmaması neticesinde çiftçilerimiz ekinlerini tarladan biçme şansını kaybetmişlerdir. Kurumuş bağ ve fıstık dahil ürünlerin tarlada bırakıldığı Şanlıurfa'nın acilen afet bölgesi ilan edilmesine ihtiyaç vardır. Gerekli önlemlerin alınmasını hayatî yaşam koşulu görmekteyiz. Alınacak önlemlerin içerisinde;

Zarar ziyan tespitinin acilen yapılması,

Çiftçilerin kredi borçlarının faizsiz olarak ertelenmesi ve yeni kredi imkânlarına kavuşturulması,

Yüzde 50'si ödenmiş 2003 yılı doğrudan gelir desteği ile 2004 yılı doğrudan gelir desteği priminin acilen ödenmesi,

Dönüm başına gerçekte kullanılan 17 litre mazot yerine hükümetimizin 8 litre olarak tespit ettiği ucuz mazot bedelinin acilen ödenmesi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Yıldız, buyurun.

MAHMUT YILDIZ (Devamla) - ...Birecik Barajı altında kalan Halfeti ve Birecik İlçelerimizde bugüne kadar yıllar geçmiş olmasına rağmen ödenmeyen istimlak bedellerinin ödenmesi,

Bütün bölgemizin ve Urfa kamuoyumuzun isteğidir.

Ayrıca, önemli bir sorunu vurgulamak istiyorum. Devletin sulamaları gerçekleştiremediği bölgelerde, sulama projesi içerisinde bu araziler yer almış olmasına rağmen, vatandaşımız, kendi olanaklarıyla yeraltı suyunu çıkarıp tarlasını sulamaktadır. Devlet Su İşleri, 1 hektar araziyi sulayabilmek için 8 000-10 000 dolar yatırım yaparken, bu suyu götürdüğü arazilerden sulama bedeli olarak 1 dönüm için 10 000 000 lira sulama bedeli almakta; bunun yanında, vatandaşımızın kendi olanaklarıyla, kendi imkânlarıyla yeraltı suyunu çıkararak suladığı 1 dönüm arazinin gerçekleştirme bedeli 500 000 000; yani, 1 hektar araziyi sulayabilmek için 5 milyar yatırım yapmaktadır. 5 milyar yatırım yaptıktan sonra da, bu sulamayı yapabilmenin enerji bedeli 60 000 000-70 000 000 lira civarındadır. Bu, bütün bölgemizde, bütün Anadolu'da çok ciddî bir adaletsizliğin temelini oluşturmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekillerim; bu adaletsizliği gidermenin çözümü, yeraltı suyuyla sulama yapan çiftçimizden alınan enerji parasının saat okumasındaki değer olarak alınması değil, dönüm başı ücrete dönüştürülmesidir. Bu yapıldığı takdirde, enerjideki kayıp ve kaçakların değeri yüzde 75'lerden aşağıya çekilecek, insanlarımızın yolsuzluğa itilmesi de önlenmiş olacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekillerim; hükümetimiz, kuraklığa mahkûm edilmiş, yaşam savaşı veren çiftçimize gerekli desteği vermez ve alacağı önlemler paketini uygulamaya acilen koymazsa, gözleriniz toprakla doysun diyerek sorunlarını çözmeye çalıştığımız çiftçilerimizin tamamını diri diri mezara gömerek, bu Mecliste, Türkiye'deki bütün çiftçilerin ruhuna hep birlikte fatiha okuruz.

Saygı ve sevgilerimle. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yıldız.

Hükümet adına cevap vermek üzere, buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şanlıurfa Milletvekili Arkadaşımız Mahmut Yıldız Beyin, Şanlıurfa'da tarım ve tarımın enerji sorunu hakkında yapmış olduğu gündemdışı konuşmaya cevap vermek için huzurunuzdayım.

Biraz önce Sayın Yıldız'ın da ifade ettiği gibi, Şanlıurfa İlimiz, geniş bir tarımsal potansiyele sahiptir. İlin toplam tarım alanı, Türkiye tarım alanının yüzde 4'ünü, GAP tarım alanının ise yüzde 36'sını oluşturmaktadır. Birinci sınıf arazi varlığı bakımından, Türkiye'de Adana İlinden sonra ikinci sırada yer almaktadır Şanlıurfa İlimiz.

Şanlıurfa İlinin yüzölçümü 1 800 000 hektar olup, 1 200 000 hektar alanda tarımsal üretim yapılmaktadır. İşlenen tarım arazisinin 300 000 hektarı fiilen sulanmaktadır; bu alanın, GAP sulama projelerinin tamamlanmasıyla birlikte 1 000 000 hektara ulaşması planlanmıştır. Bunun sonucunda kazanılacak katmadeğer artışının, Şanlıurfa çiftçilerimizin refahı ve ülkemiz tarımının gelişmesi açısından önemli katkılar sağlayacağı kuşkusuzdur.

Değerli arkadaşlarım, ilimizde toplam 60 tür kültür bitkisi ve 11 tür kültür hayvan yetiştiriciliği yapılmaktadır. Türkiye'de üretim yapılan antepfıstığı ekim alanlarının yüzde 35'i, pamuk ekim alanlarının yüzde 28'i, kırmızımercimek ekim alanlarının yüzde 27'si ve susam ekim alanlarının yüzde 15'i Şanlıurfa İlinde bulunmaktadır.

Şanlıurfa İlimiz, toprak ve su kaynakları bakımından ülkemizin en şanslı illerinden birisidir. Bu nedenle, il tarımının sorunları sulamayla ilgili alanlarda yoğunlaşmaktadır daha çok. Bu arada, sulamadan yararlanamayan alanlarda yağışa bağlı olan tarımsal faaliyetler kuraklıktan etkilenebilmektedir. Buna rağmen ülke genelinde tarım sektöründe yaşanan sorunların benzerleri de, kuşkusuz ki, Şanlıurfa'da kendini gösterebilmektedir.

Değerli arkadaşlarım, Şanlıurfa İlinde bu yıl ocak ve şubat aylarında yağışlar yeterli miktarlarda olmuş, bununla birlikte mart ayı ve nisan ayının sonlarına kadar arzu edilen yağış gerçekleşmemiştir; ancak, 21 Nisandan itibaren başlayan ve bugüne kadar aralıklarla devam eden yağışlar ekili alanlar üzerinde müspet tesirler göstermiş ve muhtemel bir kuraklığın zararını önemli oranda azaltmıştır. Yörede yağışlar halen devam etmektedir.

Diğer taraftan, Devlet Su İşleri bölge müdürlüğü tarafından 18 Mart 2004 tarihinde Harran Ovasına su verilmiştir. Sulama, 10 Mayıs 2004 tarihine kadar devam edecektir; ancak, ilde 4-5 Nisan 2004 tarihlerinde meydana gelen don olayı nedeniyle toplam 770 000 dekar fıstık alanında, maalesef, değişen oranlarda zarar görülmüştür. Bu konuda tarım il müdürlüğünce yapılan hasar tespit çalışmaları devam etmektedir ve bitmek üzeredir.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, ülkemizde tarımsal sulamada en fazla elektrik kullanılan illerimizin başında Şanlıurfa İlimiz gelmektedir. İlde, sulama birliklerinin işlettiği 466 adet kuyu mevcuttur. Diğer taraftan, çiftçilerimizin münferiden açmış olduğu binlerce kuyu da bulunmaktadır.

Yörede sulamada kullanılan elektrik enerjisinin toplam üretim maliyeti içerisinde önemli bir yeri olduğu ve çiftçilerimizin bu malî külfeti karşılamakta sıkıntılar içerisinde bulunduğu bizce de malumdur. 1995 yılında Akçakale ve Ceylanpınar yöresinde, ilk olarak Devlet Su İşleri tarafından işletilen, daha sonra sulama birliklerine devredilen kuyularla ilgili şimdiye kadar biriken borçlar ödenmemiştir. Yeraltı sulamaları için giden enerji hatlarından kaçak alımlar dolayısıyla sulama birliklerinin enerji gideri daha yüksek çıkmaktadır. Burada tarımsal enerji fiyatlarının birazcık yüksekliği de borçların ödenmemesinde, maalesef, etkili olmuştur. Çiftçilerimizin enerji kullanımıyla ilgili borçlarının ödenmesi amacıyla kendilerine bazı kolaylıklar sağlanmaktadır. Bu kapsamda, 1996 yılından itibaren, üreticilerimizin elektrik tüketim bedelleri, gecikme faizleri alınmaksızın yirmidört veya otuzaltı aylık sürelerle taksitlendirilmiştir.

Yurt çapında uygulamaya konulmuş bulunan tarımsal destekleme politikaları Şanlıurfa İlimizde de uygulanmakta ve üreticilerimiz bu programlar çerçevesinde desteklenmektedir; bunlardan birincisi, doğrudan gelir desteği ve mazot desteği uygulamalarıdır.

Bilindiği üzere tarımsal üretimin en önemli girdisi olan mazotun -biraz önce, Sayın Yıldız da ifade etti- çiftçilere ucuz verilmesi amacıyla bir kararname çıkarılmış ve ödemelerin iki taksit halinde yapılması kararlaştırılmıştır. Bu destekle çiftçilerimize yaklaşık yüzde 40 oranında daha ucuz mazot kullanma imkânı sağlanmıştır. Mazot desteğinin yüzde 50'si 2003 yılında ödenmiştir, geri kalan yüzde 50'sinin ödenmesine, ülke genelinde olduğu gibi, Şanlıurfa İlinde de 3 Mayıs 2004 tarihinde başlanılmıştır. Doğrudan gelir desteği ikinci dilim ödemelerine ise mayıs ayı sonundan itibaren başlanılması planlanmıştır.

İkincisi, sorunlu hale gelen kredi borçlarının yeniden yapılandırılmasıdır. Bilindiği üzere, çiftçilerimizin yıllar önce aldığı kredi borçları ve biriken faizleri, yaşanan ekonomik krizler nedeniyle ödenemeyecek boyutlara ulaşmış idi. Tarım sektörünün önemli kredi kuruluşlarından olan Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatifleri tarafından üreticilere kullandırılan ve sorunlu hale gelen tarımsal krediler, 12 Haziran 2003 tarihinde çıkarılan 4876 sayılı Kanunla yeniden yapılandırılmıştır. Bu kanunla, çiftçilerimizin, borçlarını ödeyerek tekrar tarımsal üretime dönmeleri sağlanmıştır. Kanundan 1 000 000'dan fazla çiftçimiz yararlanmıştır. Kanun kapsamında Şanlıurfa İlimizde, yaklaşık 5 000 çiftçimizin 15 trilyon Türk Lirası olan borcu, 6 trilyon Türk Lirası olarak yeniden yapılandırılmıştır. Bu, Hükümetimizin bir uygulamasıdır, bir hizmetidir.

Borçların yeniden yapılandırılmasına ilişkin 4876 sayılı Kanundan faydalanma süresi, 13 Ekim 2003 tarihi itibariyle sona ermiştir. Daha sonra, bu süreye ilave olarak doksan günlük ek bir ödeme süresi daha verilmiştir. Yine, söz konusu kanundan faydalanmak için belirtilen tarihten önce müracaat eden ve 31 Ekim 2003 tarihinde ödemesi gereken birinci taksitini ödemeyenler için bu süre, 30 Nisan 2003 tarihine kadar uzatılmıştır. Ancak, yine de çiftçilerimizden ek bir uzatma daha yapılması yönünde talepler gelmektedir.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, üçüncü bir adım da, tarım ürünleri sigortası kanunu çalışmalarıdır. Daha önce bir vesileyle, yine Tarım Bakanımız adına burada ifade ettiğimi hatırlıyorum; diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de çiftçilerimizin maruz kaldığı tabiî afet zararlarının karşılanmasında kullanılacak en etkin araç tarım sigortasıdır. Bu husus, esasen, 58 inci ve 59 uncu hükümet programlarında ve acil eylem planında da yer almıştır. Tarım sigortaları hakkında kanun, en kısa sürede devlet destekli olarak çıkarılacak ve ülkede oluşan bir boşluğun doldurulması sağlanacaktır. Bu konudaki çalışmalar, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının da katkılarıyla, Hazine Müsteşarlığı koordinatörlüğünde sonuçlandırılmıştır. Hazırlanan yasa tasarısı, çok kısa bir sürede Yüce Meclisin önüne getirilecektir.

Değerli arkadaşlarım, diğer bir çalışma da, üretici birlikleri yasasıyla ilgili çalışmadır. Üreticilerin pazarlama sorunu halen devam etmektedir. Üreticilerimiz, alınterleriyle ürettikleri ürünlerini değer fiyattan satamamaktadırlar. Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca hazırlanan üretici birlikleri yasası taslağı, çiftçilerimizin ürün bazında kuracakları birlikler aracılığıyla ürünlerin pazarlanmasını kolaylaştıracaktır. Bu şekilde, örgütlenerek pazarlık güçleri artacak olan üzüm üreticilerimizin pazarlama sorunları büyük ölçüde çözülmüş olacaktır. Söz konusu yasa tasarısının en kısa sürede Meclis gündemine getirilmesi için çalışmalar son aşamaya gelmiştir; huzurunuzda ifade etmek istiyorum.

Çiftçilerimize düşük faizli tarımsal kredi kullandırılması da, beşinci bir hizmet olarak huzurunuzda ifade edeceğim hizmettir. 25 Şubat 2004 tarih ve 25384 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı çerçevesinde, çiftçilerimize düşük faizli kredi kullanma imkânı sağlanmıştır. Söz konusu kararnameyle, çiftçilerimiz, organik tarım, sertifikalı tohumluk kullanımı, kontrollü örtüaltı tarım uygulamaları, sözleşmeli üretim, damızlık süt sığırı yetiştiriciliği ve su ürünleri yetiştiriciliği konularında düşük faizli kredi kullanabileceklerdir. Bu karar kapsamında, çiftçilerimize, 1 katrilyonun üzerinde, düşük faizli işletme kredisi ve selektif kredi kullandırılacaktır.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yöreye yönelik olarak yapılan diğer çalışmalardan da kısaca bahsetmek istiyorum.

Arazi dağıtımı ve toplulaştırma çalışmaları: Tarım Reformu Genel Müdürlüğünce, Şanlıurfa İlimizde, bugüne kadar, 95 köydeki yaklaşık 3 800 çiftçi ailesine 26 000 hektar arazi dağıtımı yapılmıştır. Önümüzdeki yıllarda, 26 000 hektar arazinin dağıtımı planlanmıştır. Ayrıca, ilde, 213 köyde toplam 14 000 hektar arazinin toplulaştırma çalışmaları tamamlanmıştır, 8 500 hektar arazinin ise toplulaştırma çalışmaları devam etmektedir.

Değerli arkadaşlarım, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünce yapılan çalışmalardan da kısaca bahsetmek istiyorum. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2003 yılı itibariyle, 3 500 hektarı gölet, 3 400 hektarı yerüstü sulaması, 15 000 hektarı yeraltı sulaması olmak üzere, toplam 22 000 hektarlık sahayı sulu tarıma açmıştır. Ayrıca, 15 000 hektarlık tarım alanında tarımsal altyapı çalışmaları gerçekleştirilmiştir.

Tarım İl Müdürlüğü ve Bakanlığa bağlı olarak yörede faaliyet gösteren araştırma kuruluşlarınca, çiftçilerimize, tarım teknikleri konusunda eğitim ve yayım çalışmaları da yapılmaktadır. Bunu da, ayrıca, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının bir hizmeti olarak takdim ediyorum.

Değerli arkadaşlarım, son olarak, şu cümlelerle sizleri yeniden selamlamak istiyorum: Şanlıurfa İlimiz, biraz önce ifade ettiğim gibi, zengin toprak ve su kaynaklarıyla ülkemizin önemli bir tarım merkezidir. GAP'ın sulama hedeflerine ulaşıldığında meydana gelecek ürün artışı, çiftçilerimizin gelir seviyesini yükseltecek, buna bağlı olarak da tarımsal sanayi ve hizmet sektöründe büyük bir değişim yaşanacaktır. Bu bağlamda, çiftçilerimizin bilinçsiz su ve aşırı girdi kullanımı alışkanlıklarının önlenmesi, bu değişimin sürdürülebilir bir nitelik kazanmasında da etkili olacaktır.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, GAP İdaresi Başkanlığıyla işbirliği yaparak, altyapı çalışmalarının hızlandırılması, çiftçilerimizin sulama teknikleri konusunda eğitilmesi, elde edilen ürünlerin işlenmesi ve pazarlanması konularındaki faaliyetlerine yoğunluk kazandırmıştır. Bu faaliyetlerin de, üreticilerimizin bugün karşılaştığı sorunların uzun vadeli çözümlere kavuşturulması bakımından müspet sonuçlar doğuracağı kuşkusuzdur.

Bu bilgilerimizi, bu çalışmalarımızı Muhterem Genel Kurulun bilgilerine arz ettim.

Hepinizi, yeniden, saygıyla selamlıyorum efendim. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutup, bilgilerinize sunacağım.

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1.- TAIEX tarafından Brüksel'de düzenlenecek olan "Dilekçeler ve AB Vatandaşlarının Hakları" konulu seminere katılacak TBMM Dilekçe Komisyonu üyesi milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/554)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

TAIEX tarafından 13-14 Mayıs 2004 tarihlerinde Brüksel'de düzenlenecek olan "Dilekçeler ve AB Vatandaşlarının Hakları" konulu seminere TBMM Dilekçe Komisyonundan iki üyenin katılması hususu Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun 20.4.2004 tarihindeki 73 üncü Birleşiminde kabul edilmiştir.

Anılan Kanunun 2 nci maddesi uyarınca, heyetin oluşturulması için siyasî parti gruplarınca bildirilen isimler Genel Kurulun bilgilerine sunulur.

                             Bülent Arınç

                  Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                     Başkanı

Adı Soyadı          Seçim Bölgesi

Yahya Akman                  Şanlıurfa

Turan Tüysüz                  Şanlıurfa

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının 2 adet tezkeresi daha vardır; ayrı ayrı okutup, oylarınıza sunacağım.

2.- Makedonya Cumhuriyeti Meclisi Dış Politika Komitesi Başkanının, TBMM Dışişleri Komisyonu heyetini 8 inci Pan Avrupa Koridoru toplantısına davetine icabet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/555)

                                    5.5.2004

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Dışişleri Bakanlığının 22 Nisan 2004 tarihli ve 749.00/8.Koridor/2004/ÇEGY/163318 sayılı yazısında, Makedonya Cumhuriyeti Meclisi Dış Politika Komitesi Başkanının Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu heyetini Makedonya'da yapılacak olan 8 inci Pan Avrupa Koridoru toplantısına davet ettiği bildirilmiştir.

Söz konusu davete icabet edilmesi hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

                             Bülent Arınç

                  Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                     Başkanı

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, okuttuğum tezkereyi oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısını arayacağım.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...

Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı yoktur.

Birleşime 10 dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 15.48


İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 16.01

BAŞKAN : Başkanvekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER : Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale), Enver YILMAZ (Ordu)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84 üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

II.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)

2.- Makedonya Cumhuriyeti Meclisi Dış Politika Komitesi Başkanının, TBMM Dışişleri Komisyonu heyetini 8 inci Pan Avrupa Koridoru toplantısına davetine icabet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/555) (Devam)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresinin oylanmasında karar yetersayısı bulunamamıştı.

Şimdi, tezkereyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısını arayacağım.

Tezkereyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Tezkere kabul edilmiştir, karar yetersayısı vardır.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

3.- Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanının, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ı Strasbourg'da yapılacak olan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Meclis Başkanları Konferansına davetine icabet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/556)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç'a hitaben gönderilen mektupta, 18-19 Mayıs 2004 tarihleri arasında Strasbourg'da yapılacak olan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Meclis Başkanları Konferansına Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı davet edilmektedir.

Söz konusu konferansa, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın katılması hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

                             Bülent Arınç

                  Türkiye Büyük Millet Meclisi

                                     Başkanı

BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Alınan karar gereğince sözlü soruları görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

Önce, yarım kalan işlerden başlayacağız.

III.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1.- Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/521) (S. Sayısı: 146)

2.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/523) (S. Sayısı: 152)

3.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)

BAŞKAN - Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun Tasarısının, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının ve Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon raporları henüz gelmediğinden, tasarıların ve teklifin müzakerelerini erteliyoruz.

Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısının müzakeresine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

4.- Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun Tasarısı ile İçişleri, Plan ve Bütçe ve Anayasa Komisyonları Raporları (1/731) (S. Sayısı: 349)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

Komisyon bulunmadığından, tasarının müzakeresini erteliyoruz.

Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair 560 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle ilgili tasarının müzakeresine başlayacağız.

5.- Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararname ile Tarım, Orman ve Köyişleri ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları Raporları (1/238) (S. Sayısı: 428)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

Komisyon bulunmadığından, kanun hükmünde kararnameyle ilgili tasarının müzakeresini erteliyoruz.

6.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekilleri Salih Kapusuz, Haluk İpek, Bursa Milletvekili Faruk Çelik, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa ve Hatay Milletvekili Sadullah Ergin ile 193 milletvekilinin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/278) (S. Sayısı: 430)

BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekilleri Salih Kapusuz, Haluk İpek, Bursa Milletvekili Faruk Çelik, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa ve Hatay Milletvekili Sadullah Ergin ile 193 milletvekilinin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin ikinci müzakeresine, birinci görüşmenin bitiminden itibaren 48 saat geçmediğinden, başlayamıyoruz.

Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerin Toplu Konut İdaresi Başkanlığına Ait Bölümünde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun müzakeresine başlıyoruz.

7.- Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerin Toplu Konut İdaresi Başkanlığına Ait Bölümünde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/747) (S. Sayısı: 429) (x)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yerinde.

Hükümet?.. Yerinde.

Komisyon raporu 429 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Ali Kemal Kumkumoğlu; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerin Toplu Konut İdaresi Başkanlığına Ait Bölümünde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının tümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; söz konusu idareyle, aslında, Türkiye'nin en temel sorunlarından birisine çözüm bulmak adına çok önceden kurulmuş, düşünülmüş, belki, Türkiye'deki gelişmelere dönük alınması gereken önlemlerin çok geç alındığı bir sürece müdahale etme anlamında, yeniden uygulamasına dönük birtakım değişikliklerin yapıldığı bir idareyle ilgili çok önemli değişiklikleri içeren bir kanun tasarısını şu anda görüşmekteyiz.

Konut sorunu, ülkemizde süreç doğru takip edilemediği için, benzeri ülkelerde yaşananlar, gerek siyasal ihmal nedeniyle gerekse ülkemizin kaynaklarının yetersizliği nedeniyle doğru biçimde takip edilip, gerekli önlemler, zamanında, çağdaş bir ülkede yapılması gereken anlayışla alınamadığı için, hâlâ Türkiye'nin en temel sorunu olarak karşımızda durmaktadır. Çarpık kentleşmeden gecekondulaşmaya kadar, altyapısı olmayan, suyu olmayan, elektriği olmayan, doğru dürüst badanası, sıvası, çatısı olmayan binalarda, milyonlarca yurttaşımız, hâlâ, yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor ve biz, böyle bir sorunu çözmek üzere Toplu Konut İdaresine yeni yetkiler, yeni sorumluluklar vermek durumuyla karşı karşıyayız.

Değerli arkadaşlarım, bugün, hükümetin Parlamentomuzun gündemine taşıdığı bu temel soruna dönük, bu kadar önemli değişikliklerin yapıldığı bir kanun tasarısıyla ilgili hazırlıkları nedir? Gerçekten, bu iş yeterince ciddîye alınıp, fark edilebilmiş midir? Acil eylem planında yer aldığı, kanun tasarısının gerekçesinde hükümet tarafından ifade edilen bu konuya dönük olarak hükümet, gerçekten yeterli bir hazırlıkla mı karşımıza gelmiştir; Meclisin karşısına, komisyonların karşısına hatta Genel Kurulumuzun karşısına yeterli hazırlıkla mı gelebilmiştir; bu konuda iyimser olmak, iyi şeyler söyleyebilmek gerçekten mümkün değil.

Değerli arkadaşlarım, konu, Plan ve Bütçe Komisyonuna sadece bir kadro talebi olarak gelmiştir, yürütme ve yürürlük maddeleriyle birlikte 3 maddeden ibaret, işlevselliği olan tek maddelik bir düzenleme olarak gelmiştir Meclisimize. Ne zaman; Bayındırlık Bakanlığı tarafından hazırlanıp 27.1.2004 tarihinde; yani, daha üç ay bile geçmemiş üzerinden. Üç ay önce, Bayındırlık Bakanlığı, şüphesiz, Toplu Konut İdaresinin ihtiyaçlarını da dikkate alarak, bu konuya ilişkin düzenlemeyi tek maddelik, 55 kadro talebinden ibaret, dış ilişkiler konusunda kurulacak bir dairede görev yapabilecek 55 kadroyla ilgili bir talep olarak Meclisin gündemine getirmiştir. Peki, Meclisin komisyonlarına        -yani, Meclise- havale edildiğinde, sadece 55 kadro talebiyle getirilen bu kanun tasarısı, bugün Genel Kurulumuza nasıl bir kanun tasarısı olarak gelmektedir; bugün, Genel Kurulumuza, bu tasarı, değerli arkadaşlarım, Türkiye'deki toplukonut anlayışını, yaklaşımını, Toplu Konutun gücünü olağanüstü biçimde artıran, ona olağanüstü sorumluluklar yükleyen 8 maddelik bir kanun tasarısı haline dönüştürülerek getirilmiştir; yani, âdeta, şöyle düşünülmektedir: Kervan yolda dizilir. Biz, önce, bunu, böyle, Meclise bir sunalım, sonra, günün ihtiyaçlarına göre, kimin ne söylediğine bakarak, bu işi, orada, komisyonlarda, önergelerle, ilave maddelerle çözebiliriz, halledebiliriz... Tabiî, öyle olunca, yani, zamanında, gerçekten, bu çok temel, anlamlı ve önemli ihtiyaçlar yeterince dikkate alınarak, bunun gerekleri yeterince önemsenip, buna yönelik düzenlemeler gerektiği biçimde yapılamadığı için, bugün, maalesef, Genel Kurulumuzun gündemine getirilmiş olan 8 maddelik bu düzenleme, hem kendi içinde tutarsızdır hem de hükümetin genel politikalarına dönük yaklaşımlara ilişkin politikalarıyla çelişen, onunla tutarsız duran birçok yaklaşımla iç içedir.

Kanun tasarısının adından başlarsak, bu kanun tasarısının adı değişmiştir. Bu kanun tasarısının tek madde olarak Meclise havale edildiği biçimiyle önerilen "Dış İlişkiler Dairesi Başkanı" olarak adını koyduğumuz Başkanlığın adı 2 defa değiştirilmiştir. Bu kanun tasarısının Meclisimize havale edildiği biçimiyle talep edilen kadroların nitelikleri değiştirilmiştir. Bu kanun tasarısında, Toplu Konut İdaresine, yerel yönetimlere devrettiğimiz yetkilerin tamamının -resen kullanabileceği ölçüde olağanüstü yetkiler- verilmesi, daha sonradan yapılan ilave maddelerle düzenlenmiştir. Türkiye'nin, gelecekte en büyük KİT'i olma özelliğini taşıyabilecek nitelikler, hükümet tarafından yapılan düzenlemeyle değil, burada, komisyonlarda, bu kanun tasarısına eklenen maddelerle oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu, doğru bir çalışma biçimi değil.

Değerli arkadaşlarım, bakın, Meclise sunulan kanun tasarısının gerekçesinde, hükümet, özet olarak, şunu söylemektedir: "Tasarıyla, idarenin artan işyükü dikkate alınarak, merkez teşkilatında kullanılmak üzere 55 adet kadro ihdas edilmekte ve idarenin görevlerindeki nitelik ve nicelik değişimi göz önünde bulundurularak 'Dış İlişkiler Dairesi Başkanı' unvanı 'Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Dairesi Başkanı' olarak değiştirilmektedir." Bu kanun tasarısı bu gerekçeyle bu Meclise sunulmuştur.

Değerli arkadaşlarım, şimdi görüştüğümüz bu kanun tasarısı ne getiriyor? Bu tasarı, hem kendi içerisinde hem hükümetin bugüne kadarki uygulamalarıyla ve Parlamentoda halihazırda değişik altkomisyonlarda görüşmekte olduğumuz yasa metinleriyle bire bir bir çelişkili, yüzde yüz birbirinin karşısında uygulamalar haline dönüşmüştür. Bunlara ilişkin bir iki örneği, arkadaşlarımla, sayın milletvekilleriyle paylaşmak istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, biz, şimdi, yerel yönetim yasa tasarılarını, yani, İktidara mensup arkadaşlarımızın "son ikiyüz yılın en büyük yasa değişikliği" diye seslendirdikleri yasa tasarılarını, hem İçişleri Komisyonunda hem Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda hem de ana komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonunda, altkomisyonlarda görüşmekteyiz. Şimdi, bu yerel yönetim yasa tasarıları; yani, hem Belediye Yasasıyla ilgili hem büyükşehir belediyeleriyle ilgili hem de il genel meclisiyle ilgili tasarılar altkomisyonlarımızda görüşülüyor. Buradaki iddia nedir? "Biz, yerel yönetimlerimize olağanüstü biçimde yetki devirlerinde bulunacağız" demektedirler; temel talep budur, yaklaşım budur.

Peki, buradaki düzenleme nedir, Toplu Konut İdaresindeki düzenleme nedir? Değerli arkadaşlarım, Toplu Konut İdaresindeki düzenlemeye göre, bir belediyenin vermesi, sunması gereken en doğal -dünyanın her yerinde geçerli olan- en bilinen hizmetlerden biri olan imarla ilgili konularda belediyeleri tamamen by-pass edip, her türlü yoğunlukta imar durumu verme, oluşturma ve bu anlamda plan yapma yetkisi resen Toplu Konut İdaresine verilmektedir.

Biraz sonra, burada, İktidar Partisine mensup milletvekili arkadaşlarım da bu konuyla ilgili görüşlerini ifade edeceklerdir. Şimdi, bu nedir değerli arkadaşlarım? İktidar Partisi milletvekilleri veya yöneticileri tarafından, hem buradaki arkadaşlarımıza, bu kanunu yapmak üzere görevli olan arkadaşlarımıza hem yurttaşlarımıza hem belediye başkanlarımıza, belediye yöneticilerimize hem de bu oluşturmakta olduğumuz yerel yönetimlerle ilgili yasa tasarılarıyla olağanüstü beklentiler içerisine sokulan yöneticilere ve yurttaşlarımıza, bu konuda verilmesi gereken bir cevap yok mudur!..

Değerli arkadaşlarım, bakın maddede ne söyleniyor: "Her tür ve ölçekteki imar planlarını yapmaya, yaptırmaya ve tadil ettirmeye yetkilidir... Başkanlıkça tespit edilen ilan yerlerinde -yani, yaptığı bu planı, sadece başkanlıkça tespit edilen ilan yerlerinde ilan ediyor- ve varsa belediyesinde onbeş gün süreyle ilan edilir. Onbeş günlük ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Başkanlık itirazları onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar."

Değerli arkadaşlarım, hiç böyle bir düzenleme olabilir mi? Bir defa, kim itiraz edecek, itiraz etme hakkı kime ait; vatandaş mı itiraz edecek, mağdur olduğunu düşünen yurttaş mı itiraz edecek, kendi planlarına çok aykırı bulduğu için belediye mi itiraz edecek, büyükşehir belediyesi mi itiraz edecek, kim itiraz edecek? Hem planı yapan hem de bu itirazları değerlendiren kurumun aynı olmasını nasıl cevaplandıracaksınız sayın eski belediye başkanları, belediye başkanlığı yapmış milletvekili arkadaşlarım?..

Peki, böyle bir düzenleme olur mu? Kararı verene, birileri itiraz edecek -kararını vermiş zaten- bu itirazı yapanların itirazını da aynı kurum değerlendirecek; hangi ölçüye göre değerlendirecek, neye göre değerlendirecek? Nasıl bir sınırlama getirmişiz? "Bunu yapabilir" diyen arkadaşlarımız, acaba, açıp, bugün görüşmekte olduğumuz tasarı maddesine, bir defa, merak edip bakmışlar mı? Burada böyle bir düzenleme var mı, bunun muhatabı kim, nasıl olacak, hangi ölçülere göre bu itirazlar yapılabilecek veya bu itirazları hangi hakkaniyet ölçülerine göre doğrudur veya yanlıştır diye değerlendirecek, kim yapacak bunu; hiçbir belirleyici durum yok.

Değerli arkadaşlarım, hükümetin çok genel bir yaklaşımı var; devlet, ticaretle uğraşmaz. Bir topluiğneyi, bir iğneyi devletin yapamadığı süreçlerde; sermaye birikiminin özel teşebbüste hiç olmadığı süreçlerde; insanların giyecek elbise yapabilmek için patiska bezi bile bulamadığı, bunu kurabilecek özel bir sermaye birikiminin olmadığı süreçlerde; devletin kısmen bu sermaye birikimini sağlayabilmiş bir organ olarak yapmış olduğu yatırımları, sanki, bugün, devlet hâlâ aynı anlayışla yatırım yapsın yaklaşımıyla, devletin yatırım yapabileceğini, devletin hâlâ yatırım yapabilme noktasında birtakım sorumluluklarının olduğunu söyleyen, seslendiren arkadaşlarımızı, çağı kavrayamamakla, ekonomik gerçekleri yeterince algılayamamakla suçlayan arkadaşlarım, şimdi, sadece konut yapmak için bu kadar olağanüstü yetkilerle donatılmış, her türlü kamulaştırmayı yapabilme gücü olan, ulusal, uluslararası bütün şirketlerle, bankalarla, sermaye kuruluşlarıyla ortaklıklar kurma yetkisi olan bir kuruluşu, bir devlet kurumunu, yani, bir devasa KİT'i, sadece konut yapmak üzere hangi anlayışla kuruyor?! Hangi anlayışla kuruyorsunuz değerli arkadaşlarım?! Hani, devlet, ekonomik faaliyetlerle uğraşmazdı; hani, devlet, ticaretin dışında durmalıydı; hani, özel teşebbüsün yapabildiği işleri devletin yapmasından daha anlamsız, daha önemsiz, daha çağdışı kalmış bir yaklaşım, bir uygulama olamazdı?! Bu ne?! (AK Parti sıralarından "icap ederse" sesi)

Evet, icap ederse!.. Demek ki, bu "icap ederse olur" işi, sadece sizin yaklaşımınıza bağlı. Sizin düşündüğünüz noktalarda olabilecek "icap ederse olabilir" değildir; başkalarının da düşündüğü noktalar, başkalarının da haklı olabileceği, başkalarının da savunduğu konular da olabilir. Bunu savunmak, bunun doğru olduğunu seslendirmek, bunun Türkiye için hâlâ ciddî bir ihtiyaç olduğunu, Türkiye'nin hem günlük ihtiyaçlarının karşılanabilmesinde hem ulusal çıkarlarının ve menfaatlarının korunabilmesinde, hâlâ, bu tür organizasyonların devlet tarafından yapılabileceğinin, bir ihtiyaç olarak, birileri tarafından vurgulanması, ne dünya gerçeklerini kavramamak ne bugünkü ekonomik gerçekleri kavramamak anlamına gelir. O zaman, lütfen, işinize geldiğinde "efendim, ihtiyaçsa yaparız" işinize gelmediğinde "böyle düşünmek çağın ekonomik gerçeklerini kavramamaktır" anlamına gelen ifadeleri kullanmaktan biraz imtina edin. Mesela, bu konudaki kanaatlerinizi, Sayın Maliye Bakana da seslendirin ve özel toplantılarınızda Sayın Maliye Bakanına "Sayın Bakanım, devlet, yeri geldiğinde, gerektiğinde, ihtiyaç duyulduğunda, kendi geleceği açısından önemli saydığı alanlarda, yurttaşın günlük ihtiyaçlarının karşılanabilmesine dönük, sosyal devlet olmanın gereği olarak yapılması gereken birtakım işlerin yapılabilmesinde, birtakım sorunların aşılabilmesinde yatırım yapar" deyin. O zaman, değerli arkadaşlar, o, buradan "devlet bu işlerle uğraşmaz" dediğinde, ona alkış tutmayın.

MEHMET SOYDAN (Hatay) - Onu biz biliriz!

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; tabiî, burada, her türlü düzenleme her biçimde yapılabilir denildiğinde, çok ilginç bir anekdotu da arkadaşlarımla paylaşmak isterim. Değerli arkadaşlarım, Toplu Konut İdaresine, her alanda, her konuda, her yoğunlukta... Belediyeler orayla ilgili ne düşünmüşler, Toplu Konut burada 100 000 konut yaptığında bunun altyapısı o belediye tarafından nasıl yapılacak; biz, belediyelerden stratejik plan talep ediyoruz, Toplu Konut İdaresinin yaptığı bu uygulama bu stratejik planlarla ilgili midir ilgili değil midir; bu, çevreyle, doğayla, çevre duyarlılığıyla uyumlu mudur uyumlu değil midir gibi konuların, hiçbir ayırım gözetmeksizin, bu kurula verilen bu yetkinin Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüldüğü toplantılara, çok ilginçtir, hükümeti temsilen Çevre ve Orman Bakanımız katıldı...

SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Yine burada.

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (Devamla) - Evet, yine burada.

... ve maalesef, Çevre ve Orman Bakanı, diğer konularda olduğu gibi; yani, Maden Kanununda olduğu gibi, Bor Enstitüsüyle ilgili tartışmalarımızda olduğu gibi, âdeta, yine, kendisiyle ve temsil ettiği kurumla olağanüstü biçimde çelişen bir yaklaşımla, Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerinin, hiç olmazsa çevre konusunda buraya birtakım tahditler getirilmesi noktasındaki önerilerini bile duymazlıktan gelip, hükümet adına, bu önerilere, karşı çıkmıştır.

Değerli arkadaşlar, bu işin, kısmen, belli bir zaman dilimi içerisinde, bu anlayış ve bu yaklaşımla yürütülebilmesi mümkün olabilir. Vatandaşın beklentileri, hâlâ, tam anlamıyla bitmemiş olabilir; ama, biliniz ki, bu uygulamayı, bu anlayışı, bu ikircikli tavrı; orada ayrı burada ayrı, o kanun maddesinde ayrı bu kanun maddesinde ayrı, falanca konuyla ilgili başka filanca konuyla ilgili başka olan tavrınızı ve yaklaşımınızı, vatandaş, giderek ve en kısa sürede görecektir; bununla ilgili gerekli olanı da, şüphesiz, yapacaktır. Ben, onunla çok fazla ilgili değilim; ama, daha önemli olan ve beni daha çok kaygılandıran şey şudur: Bu tavrınızdan ve bu yaklaşımınızdan, bu ülke, onulmaz ve tamir edilmez yaralar alacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kumkumoğlu, 1 dakika eksüre vereceğim; lütfen, konuşmanızı tamamlayınız.

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sizden sonra gelenler, sizden sonra iktidar olanlar ne kadar iyi niyetle uğraşırlarsa uğraşsınlar, sizin açtığınız bu yaraları tedavi etmeye, bu tahribatları tamir etmeye, ne onların gücü ne bu ülkenin kaynaklarının verdiği güç yetecektir.

Bir an önce bu tavrınızı değiştirmeniz dileğiyle, Genel Kurulumuza saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kumkumoğlu.

AK Parti Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Yahya Baş; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA YAHYA BAŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, Meclisin değerli üyeleri; 429 sıra sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerin Toplu Konut İdaresi Başkanlığına Ait Bölümünde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde AK Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, ülkemizde, gerçekten, bir konut sorunu vardır. Konut sorunu dediğimiz zaman, sadece ihtiyaç sahiplerini konut edindirmek yetmez; çarpık, plansız, sağlıksız bir şekilde yapılaşmış, modern şehircilik anlayışına ters düşen her türlü olumsuzlukları da ortadan kaldırmak gerekir; bu da bir sorundur.

Özellikle, deprem bölgelerinde yapılmış olan çalışmalar, maalesef, ihtiyaca cevap verecek güçte değildir. Ülkemizin büyük bir bölümü depreme maruz kalmaktadır. Dolayısıyla, bu bölgelerde mevcut yapıların büyük bir çoğunluğunun sağlıklı olduğunu söylemek de mümkün değildir. Yapılan tespitler göstermektedir ki, bu bölgelerdeki yapıların, maalesef, daha sonra oluşabilecek şiddetli bir depreme dayanamayacağı ortadadır. Bununla ilgili de, muhakkak, dönüşüm projelerinin yapılması gerekmektedir.

Binaların iyileştirilmesi yeterli bir çözüm değildir. Zira, teknik elemanların, teknik heyetlerin birçoğu, yapılan iyileştirmelerin, binaya sağlamlık değil, aksine, zarar da verebileceğini söylemektedirler. Dolayısıyla, yapılacak en uygun çözüm, yapıların yeniden yapılması, yeni dönüşüm projelerinin hazırlanmasıdır.

Şu anda, gündemimizde olan kanun tasarısı bunun bir parçasıdır. Benden önce konuşan değerli arkadaşım Kumkumoğlu, bu tasarının tek madde olarak geldiğini; ama, bir kadro talebiyle gelen bu tasarının komisyonda 8 maddeye çıktığını söyledi. Fakat, benim elimdeki tasarıda 6 madde olduğunu görüyorum; belki bir yanlış anlama olmuştur. 6 maddeye çıktığını söyleyelim. Değerli arkadaşlar, komisyon, hiç şüphesiz, yapılan çalışmalarda katkıda bulunmak zorundadır. Sadece noter değildir Meclis ve Komisyon. Elbette, komisyonlarda yapılan çalışmalarda ilaveler yapılabilir. O gün hâsıl olan bir ihtiyaca dayanarak ilaveler yapılmıştır. Şimdi de Meclisimizde yine ilaveler yapılacaktır. Bu tasarıya önergelerle bazı değişiklikler de getireceğiz.

OSMAN ÖZCAN (Antalya)- Anlaşıldı bozuk olduğu.

YAHYA BAŞ (Devamla)- Tabiî, değerli arkadaşlarımın endişelerine katılmıyor değiliz. Bir belediye başkanı olarak, on yıl belediye başkanlığı yapmış bir kişi olarak, burada, bu tasarı hakkında konuşuyorum. Elbette merkeziyetçiliğin karşısındayız ve çıkarmakta olduğumuz yerel yönetimler ve kamu yönetimi tasarılarıyla merkezdeki yetkilerin büyük bir çoğunluğunu yerel yönetimlere bırakma gayreti içinde olan bir iktidarın bu yetkileri tekrar merkezde toplaması elbette mümkün değildir ve nitekim, yapılan birtakım çalışmalarla, bunların yanlışlarının bir kısmı komisyonda, bir kısmı da inşallah Mecliste sizlerin oylarıyla düzeltilecektir. Bu konuda bir önergemiz de vardır. Bunu da biraz sonra açıklayacağım.

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)- Yanlışı niye getiriyorsunuz?..

YAHYA BAŞ (Devamla)- Değerli arkadaşlar, hiç şüphesiz, arkadaşımızın söylediği de "yanlışı niye getiriyorsunuz" şeklindeki yaklaşımı da cevaplandırılacak bir söz olduğu için, ona da cevap vermek istiyorum.

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)- Ver de, karşılığını görürsün...

YAHYA BAŞ (Devamla)- Biz yanlışı getirmiyoruz, eksiği düzelterek getiriyoruz. Bir eksiklik vardır, görülememiştir, daha sonra görülmüştür, Meclis bunun için vardır ve düzeltilecektir.

Şimdi şunu söylemek istiyorum: Dönüşüm projelerinin yapılabilmesi için, yıllardır bu ülkede düşünülmüş, konuşulmuş, ancak bir mesafe alınamamıştır. Özellikle büyük şehirlerimiz başta olmak üzere, yaklaşık 15 kadar şehrimizin -daha fazlası da vardır belki- çevresi gecekondularla doludur, sağlıksız yapılarla doludur. Az önce, burada, Sayın Kumkumoğlu da, işte, insanların, yaşam şartlarının müsait olmadığı konutlarda yaşamak zorunda olduklarını söyledi. Bütün bunları düzeltmek için, yerel yönetimlerin imkânları, maalesef, buna yetmemektedir; yetmediğini de gördük; zira, bu kadar zamandır gecekondular, bölgelerde, azalmak şöyle dursun, devamlı çoğalmaktadır ve böyle sağlıksız yapılarda olabilecek her türlü felaketler, hazır, kapıda beklemektedir.

Bütün bunları aşabilmek, bunları çözebilmek için, hükümetimiz, Toplu Konut İdaresini de devreye koymaktadır ve hükümetimizin bir hedefi vardı; o da, daha önceden ilan edilmiş 100 000 konut ve ihtiyaç sahiplerinin kira öder gibi konut sahibi olması. Bunun için, bu taahhütleri, bugün, hangi belediyenin, hangi belediye imkânlarıyla yapması mümkündür; elbette, bu, imkânsızdır ve belediyelerin bunu hızlı bir şekilde yapması mümkün değildir. Ayrıca, bugün, belediyelerimizin, bırakın konut yapmayı, mevcut işlerini yürütmek için bile imkânları yetersizdir, birçoğu, bugün maaş ödeyemeyecek durumdadır.

Böyle, ihtiyacı çok yoğun olan belediyelere, bizim, hızlı bir şekilde "haydi, dönüşüm projelerini başlatın" dememiz ve onlardan bunu beklememiz mümkün değildir. Bu sektör, yani, inşaat sektörü de Türkiye'de önemli bir sektördür. İşsizliğin çözümüne büyük katkıda bulunacak sektör inşaat sektörüdür. Farkındaysanız, ülkemizde, özellikle depremden sonra inşaat sektörü durmuş, depremin dışındaki diğer krizleri de buna katarsak, bu sektör büyük bir yara almıştır ve âdeta, duraklamıştır ve bundan sonra da işsizlik beraberinde gelmiştir.

Şimdi, hükümetimiz, konut ihtiyacı sahiplerini sağlıklı konutlara kavuşturmak ve bunları kavuştururken de, aynı zamanda inşaat sektörünü harekete geçirmek istemektedir, bu işte lokomotif görevi yapmaktadır. Yoksa, Sayın Kumkumoğlu'nun dediği gibi, ilanihaye hükümet bina yapacaktır diye bir idealimiz yoktur.

Değerli milletvekilleri, çok iyi biliyorsunuz ki, planlar belediyeler tarafından yapılır. İmar planları belediyelerin aslî görevleridir. Bu konuda yapılacak bir müdahalenin doğru olmadığını biz de kabul ediyoruz. Bunun için, tasarının 2 nci maddesinde şöyle bir değişiklik öneriyoruz: Planlar, yine, TOKİ (Toplu Konut İdaresi) tarafından yapılır, hazırlanır; ancak, onama merciinin belediye meclisleri olmasını öneriyoruz; önerimizde bunu getirdik. Biraz sonra, bu öneriyi, madde sırası geldiğinde sunacak ve bu değişikliği talep edeceğiz. "Niçin; efendim, belediyeler bunu onamakla sadece bir noter görevi mi yapacak" diye söylenebilir. Ama, şunu biliyoruz ki, belediyelerimizin birçoğunun planlama dairesi yoktur, planlama elemanı da yoktur. Bir kısmı, bunu, elemanı olmadığı için dışarıya yaptırmak zorundadır; dışarıya yaptırmak için de özel kaynağı yoktur. Bütün bu sıkıntılarını halledebilmesi için, âdeta, dışarıya yaptırmış gibi TOKİ'ye yaptırmış olacak bu planları; ama, onama mercii yine belediyeler olacaktır; belediyelerin elinden bu yetki alınmayacaktır.

Bugüne kadar... Bu tasarı niçin böyle getirildi?... Bu tasarının böyle getirilmesinin altında da şu yatıyor: Belediyeler, maalesef, gerek bürokrasinin uzun sürmesinden gerekse bazılarının da artniyetinden, engellemek kastıyla, yıllarca bu planları çıkarmadığını biliyoruz. Bu tür engellemelere de engel olabilmek için belediyelere bu yetkiler verilmiş; ancak, onama için de bir süre belirlenmiştir. O süre içerisinde, belediyeler, ister aynen isterse tadilen onamasını yapabilir; yapmadığı takdirde, o süreden sonra resen uygulama yapılacaktır; maddedeki değişiklik budur.

Bunun, bu şekilde getirilmesinin maksadı da, belediyelerin yapılacak olan bu konut hamlesine engel olmamasıdır. Belirli yasal süre içerisinde - ki, bu, tahmin ediyorum, önergede üç aydır hatırladığım kadarıyla- üç ay içerisinde bunu onaylaması gerekir.

Burada, şöyle bir yaklaşım da getirilebilir: Bütün bunları söyleyerek, menfi tarafından bakarak müspetini bulmaya çalışıyorum. Efendim, zaten, belediyelerin üç ayda bir meclisleri toplanır; dolayısıyla, üç ay çok kısa bir süredir denilebilir; ancak, bugün, belediyelerimizin -üç ayda bir toplanabileceği gibi- olağanüstü toplantılar da yapması mümkündür. Böyle kamusal yarar arz eden konularda, belediyelerimizin, muhakkak, mecburen olağanüstü toplantı yapmaya çalışmaları gerekir, ki, bugünkü şartlarla bu söylediklerim geçerlidir. Yakında görüşülecek olan Yerel Yönetimler Yasası Tasarısında, şu anda altkomisyonlarda görüşülen tasarıda, zaten, belediye meclislerinin her ay toplanması, her ayın birinci haftası toplanması önerisi getirilmektedir. Dolayısıyla, çok rahatlıkla, bir ayda gelen bu dosyanın görüşülmesi, ertesi ay komisyona gönderilerek, tekrar, ikinci ayda çıkarılması mümkündür. Zaten, komisyonlara da bir ay sonra muhakkak dosyayı getirme zorunluluğu getiriliyor. Dolayısıyla, gelecek olan Yerel Yönetimler Yasası Tasarısındaki görev sahası içerisinde bu görevin yapılması istenilmektedir, bunda da hiçbir engel söz konusu değildir.

İşte, böylece, bu tasarının can alıcı noktası olan 2 nci maddesi üzerinde böyle bir düzenleme yapılarak, belediyelerin hiçbir zaman planlama yapma yetkileri ellerinden alınmamaktadır. Ancak, bu toplu konut hamlesinin hızlı bir şekilde yapılabilmesi için, acilen, böyle bir tasarıya ihtiyaç duyulmuş ve bu tasarı da uygun bir duruma getirilmiştir ve getirilecektir.

Bu vesileyle, ben, bu tasarının, ülkemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Baş.

Sayın Bakan söz istemişlerdir.

Buyurun Sayın Bakanım.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Toplu Konut İdaresinin kadro ihtiyacının karşılanması, Toplu Konut İdaresinin imar yetkilerinin artırılması ve düzenlenmesiyle alakalı bir tasarı üzerinde değerli grup sözcüsü arkadaşlarımızı dinleme imkânını bulduk, değerli fikirlerini burada yakından takip ettik ve istifade ettiğimiz hususlar da oldu.

Değerli milletvekilleri, Türkiye, yoğun göç hareketlerine maruz kalmış, ülkedeki sanayi planlamasının, iskân planlamasının yetersiz olmasından, yanlış olmasından dolayı, ülkenin nüfusunun önemli bir kısmını bir yanından diğer yanına taşımak durumuyla karşı karşıya kalmıştır. Bu yoğun göç hareketleri, nüfus hareketleri nedeniyle ülkemizdeki şehirlerin civarlarındaki hazine arazilerinin, vakıf arazilerinin, orman vasfını yitirmiş arazilerin, herhangi bir planlamaya tabi tutulmaksızın kullanılması, çarpık kentleşme gerçeğiyle, şehirlerimizi, beldelerimizi, ilçelerimizi karşı karşıya bırakmıştır. Bugün, Türkiye'nin manzarasını seyrettiğiniz zaman, kentlerin hiçbirisi, ruhunuzu okşayan görsel bir estetiğe, tabloya sahip değildir. Kentlerin girişi, çıkışı, varoşları, gerçekten, insanın yüreğini sızlatacak tablolara sahne olmaktadır. Cephesi, kat yüksekliği, peyzajı, çevre anlayışı olmadan, sadece ve sadece, kafasını bir damın altına soksunlar da nasıl olursa olsun, üzerlerine kar yağmasın, yağmur yağmasın, soğuktan sıcaktan kendilerini bir nebze korusun da nasıl olursa olsun anlayışıyla Türkiye'de üretilen yığınlarca, milyonlarca konut, bugün, ülkenin başkentinin sağına soluna baktığınız zaman, en itibarlı semtlerinin birazcık kenarlarına doğru gittiğiniz zaman karşılaşmış olduğunuz manzaralar, hakikaten, fevkalade vahimdir. Bu, sadece estetik yönden vahamet bir tablo değildir; bu tablonun, bir de, statik açıdan, yani, konutların sağlığı açısından taşımış olduğu riskler vardır ki, bunların, bizi, ülkemizi ne denli ağır bedeller ödetmekle karşı karşıya bırakabileceğini 17 Ağustos Marmara depreminde acı bir şekilde gördük, yaşadık. Üretilen konutların gerekli mühendislik nosyonundan, gerekli kontrol imkânlarından mahrum olarak yapılmasının ülkeye maliyetini, milyarlarca dolarlık bir ekonomik tabloyu, onbinlerce insanın canına mal olan, onbinlerce insanın sakat kalmasına mal olan bir insanlık dramıyla ülkemizin karşı karşıya kaldığı gerçeğini, zannediyorum, burada, hiçbir değerli milletvekili arkadaşım görmezlikten gelemez.

Şimdi, Türkiye'de, Toplu Konut İdaresi, elbette ki, ülkemizde çağdaş kentleşmede, uydu kentlerin oluşturulmasında, şu andaki kentlerin civarlarındaki mevcut gecekondu alanlarının dönüştürülerek sağlıklı, yaşanabilir, çağdaş yerleşim alanlarının yaratılmasında öncü bir görev üstlenmiş durumdadır. Toplu Konut İdaresi bu görevi yerine getirirken, Hükümetimizin acil eylem planında olan 100 000 konutun 2004 yılı içerisinde temelini atarak, ülkemizde şu anda işsizliğin, fukaralığın, yoksulluğun en temel çaresi olabilecek, istihdama çok önemli katkı sağlayacak böyle bir ileri adım atmak istiyoruz. Niye; çünkü, inşaat sektörü en çok istihdam sağlayan lokomotif sektördür.

Sadece inşaatın binasında, arsasında, hafriyatında çalışan insanları görürseniz, bu fotoğrafı bire bir görmüş olmanız demek değildir. Bu sektörün yan sektörleriyle birlikte, 100 000 konutun bir anda temelinin atılması, faaliyete geçmesi, inşaatların ülkemizin dört bir tarafında aynı şekilde harekete geçmesi, başlamış olması, yüzbinlerce insanın istihdamını da beraberinde getirecektir. Elbette ki bunu kimsenin görmezlikten gelmesi mümkün değil. Yalnız, Toplu Konut İdaresi konut ticareti yapmayı elbette ki hedeflemiyor; Toplu Konut İdaresinin esas arzu etmiş olduğu şey, Hükümetin acil eylem planında da ortaya koyduğu şekliyle, dargelirli insanlarımızın kira öder gibi, onları yormayacak, 10 yıllık, 15 yıllık, 20 yıllık süreler içerisinde, sahip oldukları konutun bedelini ödeyecek bir formülü de bu düzenlemeyle getirmek istiyoruz. Bununla birlikte onun da ilkadımı atılıyor.

Burada, Toplu Konut İdaresinin almak istediği yetkilerden birisi imar yetkisi. Bu imar yetkisiyle alakalı burada söylenen sözlere katılmak mümkün değildir. Niye katılmak mümkün değildir; değerli milletvekilleri, Türkiye'de imar yetkisi belediyelerin dışında başka kurumlar tarafından, başka idareler tarafından kullanılıyor mu; evet, kullanılıyor. Kim tarafından kullanılıyor; 1994 senesinde Özelleştirme İdaresine böyle bir yetki verilmiş mi; verilmiş; organize sanayi bölgeleriyle alakalı Sanayi Bakanlığına böyle bir yetki verilmiş mi; verilmiş, Kültür ve Turizm Bakanlığına turizm alan ve merkezlerinde her ölçekte plan yapmak ve onamak yetkisi verilmiş mi; verilmiş. Peki şimdi, bu işin esas sahibi olan, konut sektörünün öncü kuruluşu olan Toplu Konut İdaresinin böyle bir yetkiyi alması...

ALİ TOPUZ (İstanbul) - Onlar da yanlış.

NURİ ÇİLİNGİR (Manisa) - Onlar şehir dışında, şehir içinde değil...

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Devamla) - Kaldı ki, bunun nasıl kullanılacağının, bunun, ülkedeki bütün imar parselleri, imar alanları içerisinde yüzde kaçlara geleceğinin iyi bilinmesi lazım. Toplu Konut İdaresi, bütün şehirlerin, bütün ilçelerin, beldelerin imar planlarını yapacak değildir; gecekondu dönüşüm projelerinin yapılacağı alanlarda bunu yapacak. Başka nerede yapacak bunu; valilikler tarafından toplu konut alanı ilan edilmiş alanlarda yapacak. Bunlar o kadar sınırlı alanlardır ki, Türkiye'deki imarlı parsellerin, imar alanlarının onbinde 1'inden bile daha küçük alanlardır.

Şimdi, biz, Toplu Konut İdaresinin böyle bir yetkiyi kullanmasını niye istiyoruz; şunun için istiyoruz: Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin gerçeğini görmek lazım, Türkiye'nin gerçeklerine gözlerimizi kapamamamız lazım. Türkiye'nin gerçeği şudur: Biz, eğer, bu yetkiyi bu şekilde düzenleyip, Toplu Konut İdaresine bu inisiyatifi vermezsek, Türkiye'de, 100 000 konutu on senede realize etmek mümkün değildir. Niçin mümkün değildir; belediye meclislerine gelecek, belediye meclisleri, bunun, sağına soluna, önüne arkasına bakacak, bir sene, iki sene, üç sene, beş sene, on sene sürüncemede kalacak... O zaman, bu projelerin hiçbirisi hayat bulmaz.

ALİ TOPUZ (İstanbul) - İlk defa siz mi yapıyorsunuz?..

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Devamla) - Bakın, ben size, burada bazı örnekler vereyim. Bingöl'deki deprem konutları yapılırken, Bingöl Belediye Başkanı konutları yıkmak için hareket etti mi etmedi mi; etti. Ankara'nın Çankayasında, şu Dikmen Vadisindeki Dikmen Projesi on yıldan bu tarafa akim kalıyor mu kalmıyor mu; kalıyor. Niye; Çankaya Belediyesi ile Büyükşehir Belediyesi arasında çatışma var, kavga var; onun için kalıyor, anlaşamıyorlar. Birisi "yetki benim" diyor, ama meclisini toplayamıyor, kararını alamıyor veya aldığı kararı öteki bozuyor... Bunların Türkiye'ye maliyetinin ne kadar pahalı olduğunu, ne kadar ağır olduğunu, zannediyorum, bizi televizyonları başında izleyen değerli vatandaşlarımız ve siz değerli milletvekili arkadaşlarım da takdir edeceklerdir.

Emlak Bankasından Toplu Konut İdaresine intikal eden araziler var, binalar var; bunlar, elbette ki ilave sorumluluklar getirmiştir Toplu Konut İdaresi. 55 personeli bunun için Toplu Konut İdaresi istiyor, bu kadroyu onun için istiyor. Yine, burada, Toplu Konut İdaresi avukatlarının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi avukatlarla aynı hakkı elde etmesi için bir düzenleme yapılmak isteniyor.

Bizim burada esas yapmak istediğimiz, Toplu Konut İdaresinin, Türkiye'nin kentleşme sürecindeki öncü rolünü bir müddet oynamasıdır; ama, bunun, elbette ki sonsuz olması düşünülemez. Niye; bu işi özel sektörün yapması lazım; doğrusu budur; ama, şu anda Türkiye'nin gecekondu dönüşüm projelerini özel sektör eliyle yapması mümkün değildir.

Yine, bizim finans kurumlarına ortak olmamızdan bahsediliyor. Anamuhalefet Partisi sözcüsü arkadaşımız, şirketlere ortak olmasından, finans kurumlarına ortak olmasından bahsediyor, bunun da doğru olmadığından bahsediyor.

Şimdi, buradaki hedef şudur: Biliyorsunuz, Amerika'da, Avrupa'da, gelişmiş ülkelerde mortgage sistemi var. Yani, oralarda, üretilen konutları, bankalar kendileri finanse ediyorlar, o finans kurumları ile üreticiler arasında, binaları yapanlar arasında bir ortaklık sistemi var, ipotek sistemi işliyor, yirmi yıllık, yirmibeş yıllık uzun vadelerle, vatandaş, çok kolaylıkla istediği konutun sahibi olabiliyor. Türkiye'de böyle bir imkân yok. Bununla alakalı, Maliye Bakanlığı ve Sermaye Piyasası Kurulunun yapmış olduğu çalışmalar var. İşte bu çalışmalar tamamlandığı zaman, bu düzenlemeyle birlikte, bunun altyapısı burada atılmış oluyor, adımlar atılmış oluyor. Bununla birlikte, hükümetin, bu sistemi Türkiye'ye taşıma niyeti var. Vatandaşın, Türkiye'de, ucuz ve sağlıklı konut sahibi olmasını istiyoruz. Bunu içinizde istemeyen var mı? Biz, vatandaşın, uzun vadeli, ödeme gücünü aşmayacak bir ödeme takvimiyle konut sahibi olmasını istiyoruz. Bunu içinizde istemeyen var mı?.. Burada atılan adımları, sadece ve sadece siyasî polemik konusu yaparak bunlardan birtakım neticelere varmaya çalışmak, doğrusunu söylersek, çok da hoş olmuyor.

Ayrıca, şunu söyleyeyim: Tabiî, biz, yapacak olduğumuz imar düzenlemesiyle, buradaki imar yetkileriyle, çevre bütünlüğünü bozmayacak bir şekilde imar planlaması yapılmasını arzu ediyoruz.

Şimdi, değerli milletvekili arkadaşlarımız önerge vereceklerini söylüyorlar. Elbette ki, burada, milletvekili arkadaşlarımızın önerge verme hakları var, yetkileri var. Milletvekilinin özgür iradesiyle verecek olduğu önerge, bizim için de muhteremdir, bizim için de saygıdeğerdir. Yani, biz, Hükümet olarak, Bakanlık olarak her şeyi yapacağız, geleceğiz... Burası sadece tasdik mercii değildir. Milletvekilleri, özgür iradeleriyle, katılımcılığın gereği olarak, kendilerinin uygun görmediği hususlardaki fikir ve düşüncelerini, önergelerle kanunların metinlerine derç ederler. Bu da, aslında, demokrasinin çok güzel bir tarafıdır.

Değerli milletvekilleri, Toplu Konut İdaresinin, alacak olduğu bu yetkiyle -şundan emin olunuz ki- 2004 yılı içerisinde 100 000 konutun temeli atılacak ve ülkemizde, bugüne kadar sağlıksız şartlar içerisinde, çarpık kentleşmenin, sosyal yetersizlikler içerisindeki çevrenin baskısı altında arzu etmiş olduğu sosyal donatıya sahip olamamış, çocuğunu parkta oynatma imkânına sahip olamamış, hemen yanıbaşındaki prestijli bir okula çocuğunu gönderme imkânına sahip olamamış vatandaşlarımıza böyle bir imkânın yolunu açmak istiyoruz.

Onun için, verecek olduğunuz desteğe teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

TOPLU KONUT KANUNUNDA VE GENEL KADRO VE USULÜ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN EKİ CETVELLERİN TOPLU KONUT İDARESİ BAŞKANLIĞINA AİT BÖLÜMÜNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARISI

MADDE 1.- 13.12.1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Toplu Konut İdaresi Başkanlığına ilişkin bölümünde yer alan "Dış İlişkiler Dairesi Başkanı" unvanı "Strateji Geliştirme Dairesi Başkanı" olarak değiştirilmiş ve ekli listede yer alan kadrolar ihdas edilerek anılan Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Toplu Konut İdaresi Başkanlığına ilişkin bölümüne eklenmiştir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

1 inci maddeyi, ekli cetveliyle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2.- 2.3.1984 tarihli ve 2985 sayılı Toplu Konut Kanununun 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 4.- Başkanlık, gecekondu dönüşüm projesi uygulayacağı alanlarda veya mülkiyeti kendisine ait arsa ve arazilerden konut uygulama alanı olarak belirlediği alanlarda veya valiliklerce toplu konut iskân sahası olarak belirlenen alanlarda her tür ve ölçekteki imar plânlarını yapmaya, yaptırmaya ve tadil etmeye yetkilidir. Bu plânlar Başkanlığın bağlı bulunduğu Bakan tarafından onaylanır ve Başkanlıkça tespit edilen ilân yerlerinde ve varsa belediyesinde onbeş gün süre ile ilan edilir. Onbeş günlük ilân süresi içinde plânlara itiraz edilebilir. Başkanlık itirazları onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar. Bu kararların Başkanlığın bağlı bulunduğu Bakan tarafından onaylanması suretiyle plânlar yürürlüğe girer.

Başkanlıkça yapılacak plânlara ve bu plânların uygulanmasına dair işlemlere esas olmak üzere diğer kamu kurum ve kuruluşlarından istenilen bilgi, belge ve görüş bir ay içinde verilir. Bu süre sonunda istenilen bilgi, belge ve görüşün verilmemesi durumunda ilgili iş ve işlemler Başkanlıkça re'sen tesis edilir.

Başkanlık, kanundaki görevleri çerçevesinde gerçek ve tüzel kişilere ait arazi ve arsaları ve bunların içerisinde veya üzerinde bulunan her türlü eklenti ve yapıları kamulaştırmaya yetkilidir. Başkanlık tarafından yapılacak kamulaştırmalar, 4.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma sayılır."

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Birgen Keleş; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakika.

CHP GRUBU ADINA BİRGEN KELEŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; incelemekte olduğumuz tasarının 2 nci maddesine ilişkin olarak Grubum adına söz almış bulunuyorum ve Yüce Meclise saygılar sunuyorum.

İncelemekte olduğumuz tasarı, daha önce arkadaşımın da belirttiği gibi, tek madde olarak geldi ve 55 ekkadro verilmesini ve bir daire başkanlığının adının değiştirilmesini öngören bir tasarı olarak geldi; fakat, son dakikada verilen önergelerle, 2 tane önemli madde değişikliği ve 2 tane de ekmadde içeren bir tasarı haline geldi. Şimdi, diyeceksiniz ki: "Bunun üzerinde niye duruyorsunuz? İşte, çalışma yapıyor Plan ve Bütçe Komisyonu, bu çerçevede bu şekli almış."

Değerli arkadaşlarım, bu, ilk ve tek örnek değil. Bakın, İktidarınız şunları yapıyor: Normalde, tasarı olarak gelmesi gereken kanunları bize teklif olarak getiriyor. Mesela, en son örnek özelleştirmeyle ilgili bir teklifti. "Bu neden tasarı halinde gelmedi; fevkalade önemli maddeler içeriyor" dediğimiz zaman, Maliye Bakanı ve oradaki arkadaşlar, her milletvekilinin teklif verme hakkının olduğunu söyledi; ama, sonra, Maliye Bakanınız, herhalde çok meşgul olduğu için, tartışmanın sonuna doğru bu söylediklerini unuttu ve bu metni hazırlamak için ne kadar büyük çaba gösterdiklerini, Dünya Bankası uzmanlarıyla da bir araya gelerek çalıştıklarını itiraf etti. Plan ve Bütçedeki arkadaşlarıma sorun; aynen böyle cereyan etti veyahut da şu oluyor: Bir madde, iki madde olarak geliyor tasarı ve fakat, ondan sonra son dakikada verilen önergelerle değişik ve inanılmaz bir hal alıyor. Oysa, değerli arkadaşlarım, bir hükümet, kendi tasarılarına sahip çıkmalı veyahut da sahip çıkacağı tasarıları getirmeli Meclisin huzuruna. İki, bir hükümet, iktidar ve muhalefet partisi milletvekillerine, o tasarıyı yeterince inceleyecek ve ciddî bir şekilde katkıda bulunacak fırsatı sağlamalı. Bakın, biraz önce Grubunuz adına konuşan arkadaşım, eğer yanılmıyorsam, dün hayretler içerisindeydi. Birkaç arkadaşıyla birlikte "olmaz yahu böyle şey, olmaz" diyordu. Gerçekten olmaz; ama, işte, son dakikada okudukları için, fark ettikleri için, bu değişikliği, önergedeki değişikliği buraya getiriyor; ama, ben arkadaşımın çok değerli bir birikimi olduğuna inanıyorum ve birlikte tartıştıkları diğer arkadaşların da. Belki, yeterince zaman verilse kendisine, daha doğru dürüst katkılarda bulunacaklardı ve başka yerlerini de düzelteceklerdi. Bu konular üzerinde bunun için duruyoruz.

Bağışlarsanız eğer, yerel yönetimlerin malî olanakları olmadığını, onun için şeylere imkân tanıdığınızı paylaşamayacağım; çünkü, yerel yönetimlerle ilgili olarak getirdiğiniz tasarı, biliyorsunuz ki, birkaç bakanlık dışında bütün bakanlıkların görevlerini yerel yönetimlere veriyor. Peki, yerel yönetimlerin eğer kaynakları yoksa ve bundan sonra da kaynağı olmayacaksa bu değişikliği neden yapıyorsunuz; neden kendinizi kandırıyorsunuz, toplumu da kandırıyorsunuz, eğer amacınız kamu yönetiminde bir boşluk yaratmak ve başka şeyleri o arada devreye sokmak değilse?! Onun için, ben, pek çok arkadaşımın, eğer biraz düşünürlerse, bu konularda çok duyarlı davranacaklarına, çünkü, bize hak vereceklerine inanıyorum.

Değerli arkadaşlarım, tasarının 2 nci maddesi, 2.3.1984 tarih ve 2985 sayılı Toplu Konut Yasasının 4 üncü maddesini değiştirmektedir ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığını, gecekondu dönüşüm projesi uygulayacağı alanlarda veyahut da kendi mülkiyetinde olan arsalardan ve arazilerden konut uygulama alanı olarak belirlediği yerlerde veya valiliklerce toplukonut alanı olarak belirlenen bölgelerde her tür ve ölçekteki imar planlarını yapmaya, yaptırmaya ve tadil etmeye yetkili kılmaktadır.

Şimdi, yapılan bu planlar, Başkanlığın bağlı olduğu bakan tarafından onaylandığında, herhangi bir yerde, yani, Başkanlığın uygun göreceği bir yerde veyahut da, varsa eğer, belediyede ilan edilecektir. O süre içinde yapılan itirazlar Başkanlık tarafından incelenecek, sonuçlandırılacak ve bakan tarafından onaylandığında da kesinleşerek yürürlüğe konulacaktır. Gerek planların yapılması gerek uygulanması sırasında ihtiyaç duyulan bilgi, belge ve görüşler bir ay içerisinde Başkanlığa verilecektir; verilmese de gam değil; çünkü, Başkanlık, resen, istediği işlemi ve değişikliği kendisi gerçekleştirmiş olacaktır.

Ayrıca, bu maddeyle, Toplu Konut İdaresi Başkanlığına, görevleri nedeniyle gerçek ve tüzelkişilere ait arsa ve arazileri ve bunların üzerindeki yapıları da kamulaştırma yetkisi verilmiştir.

Sayın milletvekilleri, biraz önce sözünü ettiğimiz gibi, bir defa, tasarının böyle son dakikada değiştirilerek buralara gelmesi doğal bir şey değildir. İkincisi, gecekondu dönüşüm bölgelerinde, toplukonut arazilerinde ve valiliğin tayin ettiği yerlerde her ölçekte imar planı yapma, yaptırma ve tadil etme yetkisinin Toplu Konut İdaresi Başkanlığına verilmesi de belediyelerle ilgili bir yetkinin gaspedilmesinden başka bir şey değildir.

Değerli arkadaşlarım, kaldı ki, bu getirilen değişiklik sadece belediyelerle ilgili yetkiyi değil, aynı zamanda yöre insanının kendi yaşayacağı bölgedeki olanlara karşı görüş bildirmesini de, karar alma hakkını da gaspetmektedir.

Şimdi, biraz önceki önergenin sahibi olan ve Grubunuz adına konuşan arkadaşımız "değişiklik getirdik ya" demeye getiriyor, bana, karşıdan. Değişiklik getiriyorsunuz; ama, o değişikliği, sonunda, Meclis reddettiğinde ne oluyor; "Toplu Konut İdaresi bildiği işi yapar" dedi Bakan. Bakanınız "Toplu Konut İdaresi bildiği işi yapar" dedi. O zaman, siz, etrafı yumuşatmak için, belediye başkanlarınızı teskin etmek için bir önerge getiriyorsunuz; uygulamada yaşama geçirilmeyecek bir önerge getiriyorsunuz demektir.

Şimdi, tasarıda, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan imar planlarına, belediyenin ve yöre halkının görüşlerini yansıtması için herhangi bir mekanizma öngörülmemiştir. Belediye meclisinin onayına sunulması da böyle bir mekanizma değildir.

Değerli arkadaşlarım, kabul veyahut da reddedilmesi değildir sorun; onların isteklerinin yansıtılması, taleplerinin yansıtılması, ihtiyaçlarının yansıtılmasıdır. Dolayısıyla, böyle bir mekanizma, yine de, o değişikliğe rağmen -eğer yapacaksanız o değişikliği- öngörülmemiştir. Üstelik, onbeş günlük süre içerisinde yapılan itirazların değerlendirilerek kesinleştirilmesi, hukukun itiraz yoluna ilişkin temel ilkelerine de aykırıdır. Neden; çünkü, değerli arkadaşlarım, normal olarak, itiraz mercii, kararına itiraz edilenin üstünde bir merci olmalıdır; yani, kararı hazırlayan, yapan kurumların, mercilerin, organların, ona karşı yapılan eleştirileri objektif olarak değerlendirmesi fevkalade güç bir olaydır.

Değerli milletvekilleri, kaldı ki, 2 nci madde, çağdaş gelişmelere de, İktidar tarafından hazırlanan ve komisyonlarda halen tartışılmakta olan yasalara da aykırıdır. Çağdaş gelişmeler, yerel yönetimlere daha fazla yetki devredilmesini öngörmektedir. Kamu Yönetimi Temel Yasası Tasarısıyla -biliyorsunuz, son birkaç maddesi kaldı- merkezî idarenin bütün görevlerini yerel yönetimlere devretmiş bulunuyoruz. Komisyonlarda ele alınan, incelenen tasarılarda da pek çok yetki belediyelere devredilmektedir.

Şimdi, bu, bir kaos da yaratacaktır değerli arkadaşlarım. Sadece çelişkili değildir, aynı zamanda kaosa yol açacaktır; çünkü, Belediyeler Yasası Tasarısı, arsa ve konut üretimi, kentsel gelişim alanları gibi konularda belediyeleri görevlendirmektedir. Ayrıca, il özel idarelerine ve büyükşehir belediyelerine de, kendi ilgili yasa tasarılarıyla, imar planları yapma yetkisi verilmiştir.

Şimdi, 2 nci maddeyle, imar planları yapma yetkisinin büyük ölçüde veyahut da bir ölçüde Toplu Konut İdaresine verilmesi, Anayasayla da çelişkilidir. Neden; çünkü, Anayasaya göre, mahallî müşterek ihtiyaçlar, yerel yönetimlerce karşılanır. Yerleşme ve konut politikaları ile imar planları, mahallî müşterek ihtiyaçlardır.

Değerli arkadaşlarım, tasarıdaki 2 nci maddeyle, Toplu Konut İdaresine geniş ve sınırsız bir yetki verilmektedir; her tür ve ölçekte imar planları yapmaya, yaptırmaya ve mevcutları da tadil etmeye yetkilidir. Dikkatinizi çekerim, Bu şekliyle 2 nci madde, Anayasanın 2 nci, 6 ncı ve 127 nci maddelerine aykırıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Keleş, 1 dakika içinde konuşmanızı tamamlarsanız...

BİRGEN KELEŞ (Devamla) - 2 dakika veriyorsunuz genel olarak...

Anayasanın 2 nci maddesine aykırıdır; çünkü, hukuk devleti olmanın gerekleriyle bağdaşmamaktadır. Hukuk devletinde, değerli arkadaşlarım, yargı denetimi önemlidir. Yargı denetiminin yapılabilmesi için de, görev ve yetkilerin sınırlarının belirlenmesi gerekir. Halbuki bu 2 nci maddede böyle bir sınır belirleme söz konusu değildir.

Anayasanın 6 ncı maddesine aykırıdır; çünkü, merkezî idareye, Anayasayla kendisine verilen idarî vesayet yetkisinden daha fazla, onu aşan bir yetki vermektedir. Oysa, hiçbir organ, Anayasadan kaynaklanmayan bir yetkiyi kullanamaz.

Nihayet, Anayasanın 127 nci maddesine aykırıdır; çünkü, Anayasanın 127 nci maddesinde, mahallî müşterek ihtiyaçların yerel yönetimler tarafından karşılanacağı öngörülmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Keleş, 1 dakika daha ilave süre veriyorum size.

Buyurun.

BİRGEN KELEŞ (Devamla) - Nitekim, değerli arkadaşlarım, Anayasa Mahkemesinin 26.9.1991 tarihli E.1990/38, K.1991/32 sayılı kararında, yerel ortak gereksinimleri karşılamakla yerel yönetimler görevli olduğundan, yerel ölçekteki planların yapılmasında yerel yönetimlerin devredışı bırakılamayacağı belirtilmektedir. Özelleştirme İdaresi Başkanlığına, Çevre, Orman, Turizm, Sanayi Bakanlıklarına verilen plan yapma yetkileri farklı şeylerdir, örnek olarak gösterilmemelidir. Kaldı ki, çok iyi bildiğim için söylüyorum, Özelleştirme İdaresi Başkanlığına bırakılan yetki tamamıyla Anayasaya aykırıdır ve belediyelerin görevlerini gasbetmekten başka bir şey değildir.

İncelemekte olduğumuz 2 nci madde demokratikleşmeye de aykırıdır; çünkü, insanların yaşadıkları yörelerde kendileriyle ilgili kararlara katılmaları, demokratikleşmenin vazgeçilmez bir unsurudur ve yönetimin şeffaflığı ilkesinin de bir gereğidir.

Onun için, değerli arkadaşlarım, bu maddenin geri çekilerek, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının kuruluş amacını aşmayacak, karmaşa yaratmayacak, çağdaş gelişmelere ve Anayasaya ters düşmeyecek şekilde yeniden düzenlenmesi, gördüğüm kadarıyla, tek çıkar yoldur.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Keleş.

Maddeyle ilgili 1 önerge vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Toplu Konut Kanununda ve Genel Kadro Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerin Toplu Konut İdaresi Başkanlığına Ait Bölümünde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 2 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Salih Kapusuz

Telat Karapınar

Halil İbrahim Yılmaz

 

Ankara

Ankara

Kütahya

 

Fikret Badazlı

Hüsnü Ordu

Asım Aykan

 

Antalya

Kütahya

Trabzon

 

MADDE 2.- 2.3.1984 tarihli ve 2985 sayılı Toplu Konut Kanununun 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 4.- Başkanlık, gecekondu dönüşüm projesi uygulayacağı alanlarda veya mülkiyeti kendisine ait arsa ve arazilerden konut uygulama alanı olarak belirlediği alanlarda veya valiliklerce toplu konut iskân sahası olarak belirlenen alanlarda çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde her tür ve ölçekteki imar planlarını yapmaya, yaptırmaya ve tadil etmeye yetkilidir. Bu planlar, büyükşehir belediye sınırları içerisinde kalan alanlar için büyükşehir belediye meclisi tarafından, il ve ilçe belediye sınırları ile mücavir alanları içerisinde kalan alanlar için ilgili belediye meclisleri tarafından, beldelerde ve diğer yerlerde ilgili valilik tarafından, planların belediyelere veya valiliğe intikal ettiği tarihten itibaren üç ay içerisinde aynen veya değiştirilerek onaylanması suretiyle yürürlüğe girer. Üç ay içerisinde onaylanmayan planlar Başkanlık tarafından resen yürürlüğe konur.

Başkanlık kanundaki görevleri çerçevesinde gerçek ve tüzel kişilere ait arazi ve arsaları ve bunlar içerisinde veya üzerinde bulunan her türlü eklenti ve yapıları kamulaştırmaya yetkilidir. Başkanlık tarafından yapılacak kamulaştırmalar 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki, iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma sayılır."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, çoğunluğumuz hazır olmadığı için katılamıyoruz; takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu efendim?

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli) - Katılıyoruz Sayın Başkanım.

SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gerekçe okunsun.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Toplu Konut İdaresi Başkanlığının görev alanına giren konut ve kentleşmeye dair konular, önemi nedeniyle, 59 uncu hükümet programında ve öncelikli hedeflerin belirlendiği acil eylem planında yer aldığı gibi, gecekondulaşmanın önlenmesi ve gecekondu dönüşümünün sağlanması, konut ve kentleşmeye dair sorunların çözümü uluslararası düzeyde önem arz eden hususlardır.

Ülkemizdeki hızlı kentleşme sürecinin, arsa ve konuta olan ihtiyacı hızlı bir şekilde artırdığı, ancak, sosyoekonomik güçlüklerin bu ihtiyacın giderilmesini zorlaştırdığı bilinen bir gerçektir. Diğer taraftan, bu alandaki diğer bir önemli sorun da kaçak, ruhsatsız yapılaşma ve gecekondulaşmadır. Dargelirli vatandaşlarımızın sağlıklı bir çevrede, her türlü modern standartlara sahip konutlar edinebilme sorunu büyük boyutlardadır. Özellikle kentlerimizin etrafında oluşan kaçak yapılaşmış alanlar kentler için sosyal ve fiziksel açıdan büyük problemler yaratmaktadır.

Hükümetin öncelikli hedeflerinin belirlendiği acil eylem planında, kentlerde arsa üretimi ve arzının artırılması suretiyle planlı şehirleşmenin sağlanması, modern altyapı ve sosyal donatılarıyla birlikte konut seferberliği başlatılması, gecekondulaşmanın önlenmesi ve mevcut gecekonduların kaldırılarak modern bir kent görünümünün oluşturulması için gecekondu sahiplerinin de desteğini alacak şekilde alternatif modeller oluşturulması, önemli öncelikler olarak belirlenmiştir.

Bilindiği üzere, hizmetlerin gerekleri ve özelliği doğrultusunda, sınırları belirlenmek kaydıyla merkezî idarenin imar planı hususunda istisnaen yetkilendirilmesi mümkün olabilmektedir. Kültür ve turizm bölgeleri için Kültür ve Turizm Bakanlığına imar yetkisi veren 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 7 nci maddesi, Bayındırlık ve İskân Bakanlığına ve özelleştirme kapsamındaki kuruluşlara ait arsalarda Özelleştirme İdaresi Başkanlığına imar yetkisi veren İmar Kanununun 9 uncu maddesi ile organize sanayi bölgelerindeki imar yetkisini düzenleyen Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 4 üncü maddesi, bu nitelikte halen yürürlükte olan istisnalardır.

Bu düzenlemede ise, aynen veya değiştirilmek suretiyle onaylama yetkisi yine yerel yönetimlere ait olmak kaydıyla sadece gecekondu dönüşüm projesi uygulanacak alanlarda veya mülkiyeti kendisine ait arsa ve arazilerden konut uygulama alanı olarak belirlediği alanlarda ve valiliklerce toplu konut uygulama alanı olarak belirlenen sahalarda uygulanmak üzere, çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde, imar planı yapma teknik ve ilkelerine uygun biçimde imar planlarının Başkanlık tarafından hazırlanması öngörülmüştür. Böylece, yerel yönetimlerin yetkisi dahilinde ve işbirliği içerisinde imar planı sürecinin hızlandırılması amaçlanmıştır.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusundaki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3.- Toplu Konut Kanununun değişik ek 1 inci maddesinin (e) bendindeki "kurulmuş şirketlere iştirak etmek" ibaresi "kurulmuş şirketlere ve finans kurumlarına ortak olmak" olarak değiştirilmiştir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

4 üncü maddeyi ve ek 6 ncı maddeyi beraber okutuyorum:

MADDE 4.- Toplu Konut Kanununa aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.

EK MADDE 6.- Başkanlık gecekondu bölgelerinin tasfiyesine veya iyileştirilerek yeniden kazanımına yönelik olarak gecekondu dönüşüm projeleri geliştirebilir, inşaat uygulamaları ve finansman düzenlemeleri yapabilir. Bu amaçla gecekondu bölgelerinde, gerçek kişilerin ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan gayrimenkuller ile 24.2.1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanuna göre hak sahibi olan kişilerin haklarına konu gayrimenkullerin değeri Başkanlık tarafından tespit edilir ve Başkanlık bu kişilerle proje çerçevesinde anlaşmalar yapabilir. Bu anlaşmaların usul ve esaslarını belirlemeye Başkanlık yetkilidir.

Gecekondu Dönüşüm Projesi çerçevesinde idare tarafından yapımı gerçekleştirilen konutların bedelleri proje uygulamalarının yapıldığı illerdeki mevcut ekonomik durum, doğal afetler, konut rayiç bedelleri ve gecekondu bölgesindeki kişilerin gelir durumu göz önünde bulundurularak gerekli görüldüğünde kamuoyuna ilan edilerek yapım maliyetlerinin altında tespit edilebilir. Bu madde uyarınca konut bedellerini, ödeme şeklini ve süresini belirlemeye Toplu Konut İdaresi Başkanının önerisi üzerine Başkanlığın bağlı bulunduğu Bakan yetkilidir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Sayın milletvekilleri, ek madde 6'yı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Ek madde 6 kabul edilmiştir.

Ek madde 7'yi okutuyorum:

EK MADDE 7.- Başkanlık lehine sonuçlanan dava ve icra takipleri nedeniyle hükme bağlanarak karşı taraftan tahsil olunan vekâlet ücretlerinin; hukuk müşavirlerine, avukatlara ve hukuk servislerinde fiilen görev yapan memurlara dağıtımı hakkında 2.2.1929 tarihli ve 1389 sayılı Devlet Davalarını İntaç Eden Avukat ve Saireye Verilecek Ücreti Vekalet Hakkında Kanun hükümleri kıyas yolu ile uygulanır."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Ek madde 7'yi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, 4 üncü maddeyi ek madde 6 ve ek madde 7'yi içerecek şekilde oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

5 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 5.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

5 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler.. Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

6 ncı maddeyi okutuyorum:

MADDE 6.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

6 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarı kanunlaşmıştır; hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Uluslararası Telekomünikasyon Birliği Kuruluş Yasası ve Sözleşmesinde Değişiklik Yapan Marakeş Tam Yetkili Temsilciler Konferansı Sonuç Belgelerinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun müzakeresine başlıyoruz.

8.- Uluslararası Telekomünikasyon Birliği Kuruluş Yasası ve Sözleşmesinde Değişiklik Yapan Marakeş Tam Yetkili Temsilciler Konferansı Sonuç Belgelerinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/734) (S. Sayısı: 425) (x)

BAŞKAN - Komisyon?.. Burada.

Hükümet?.. Burada.

Komisyon raporu 425 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

ULUSLARARASI TELEKOMÜNİKASYON BİRLİĞİ KURULUŞ YASASI VE           SÖZLEŞMESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPAN MARAKEŞ TAM YETKİLİ TEMSİLCİLER          KONFERANSI SONUÇ BELGELERİNİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - 23 Eylül-18 Ekim 2002 tarihlerinde Marakeş'te yapılan Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) Tam Yetkili Temsilciler Konferansında kabul edilen Uluslararası Telekomünikasyon Birliği Kuruluş Yasası ve Sözleşmesi (Cenevre-1992)'nde değişiklik yapan Sonuç Belgelerinin onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.

Açıkoylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, oylama için 3 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği Kuruluş Yasası ve Sözleşmesinde Değişiklik Yapan Marakeş Tam Yetkili Temsilciler Konferansı Sonuç Belgelerinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı:                                279

Kabul:                                277

Ret:                     2 (x)

Böylece, kanun tasarısı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Belçika Krallığı Hükümeti Arasında Gümrük ile İlgili Konularda Karşılıklı İdarî Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun müzakerelerine başlıyoruz.

9.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Belçika Krallığı Hükümeti Arasında Gümrük ile İlgili Konularda Karşılıklı İdarî Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/749) (S. Sayısı: 433) (xx)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde..

Komisyon raporu 433 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz talebi?.. Yok.

Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BELÇİKA KRALLIĞI HÜKÜMETİ ARASINDA GÜMRÜK İLE İLGİLİ KONULARDA KARŞILIKLI İDARÎ YARDIM ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - 3 Kasım 2003 tarihinde Ankara'da imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Belçika Krallığı Hükümeti Arasında Gümrük ile İlgili Konularda Karşılıklı İdari Yardım Anlaşması"nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.

Açıkoylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama için 2 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Belçika Krallığı Hükümeti Arasında Gümrük ile İlgili Konularda Karşılıklı İdarî Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı                                :                                271

Kabul                                :                                271(x)

Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyet Hükümeti ve Brezilya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Konularında İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun müzakeresine başlıyoruz.

10.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Brezilya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Konularında İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/751) (S. Sayısı: 434) (xx)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

Komisyon raporu 434 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz talebi?.. Yok.

Tasarısının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE BREZİLYA FEDERAL CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA SAVUNMA KONULARINDA İŞBİRLİĞİNE DAİR ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE l. - 14 Ağustos 2003 tarihinde Brasilia'da imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Brezilya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Konularında İşbirliğine Dair Anlaşma"nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler.. Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler.. Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.

Açıkoylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, oylama için 2 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Brezilya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Konularında İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı                                :                                289

Kabul                                :                                289 (x)

Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Önündeki Yargılama Sürecine Katılan Kişilere İlişkin Avrupa Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun müzakeresine başlıyoruz.

11.- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Önündeki Yargılama Sürecine Katılan Kişilere İlişkin Avrupa Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/763) (S. Sayısı: 435) (x)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

Komisyon raporu 435 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz talebi?.. Yok.

Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza arz ediyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÖNÜNDEKİ YARGILAMA SÜRECİNE KATILAN KİŞİLERE İLİŞKİN AVRUPA SÖZLEŞMESİNİN ONAYLANMASININ

UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - Türkiye tarafından 3 Temmuz 2002 tarihinde Strasbourg'da imzalanan "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Önündeki Yargılama Sürecine Katılan Kişilere İlişkin Avrupa Sözleşmesi"nin onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.

Açıkoylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, oylama için 2 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Önündeki Yargılama Sürecine Katılan Kişilere İlişkin Avrupa Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı                                :                                262

Kabul                                :                                262 (x)

Buna göre, kanun tasarısı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Türkiye'de Ulusal Fonun Kurulması Hakkındaki Mutabakat Zaptının Ekinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarı ve Dışişleri Komisyonu raporunun müzakeresine başlıyoruz.

12.- Türkiye'de Ulusal Fonun Kurulması Hakkındaki Mutabakat Zaptının Ekinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/771) (S. Sayısı: 436) (xx)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

Komisyon raporu 436 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz talebi?.. Yok.

Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE'DE ULUSAL FONUN KURULMASI HAKKINDAKİ MUTABAKAT ZAPTININ EKİ’NİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1.- Türkiye Cumhuriyeti tarafından 30 Temmuz 2003 tarihinde, Avrupa Topluluğu tarafından 3 Eylül 2003 tarihinde Ankara'da imzalanan "Türkiye'de Ulusal Fonun Kurulması Hakkındaki Mutabakat Zaptının Eki"nin onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.

Açıkoylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama için 2 dakikalık süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye'de Ulusal Fonun Kurulması Hakkındaki Mutabakat Zaptının Eki’nin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı                                :                                270

Kabul                                :                                270 (x)

Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Arnavutluk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kendi Sınırları Arası ve Ötesinde Hava Hizmetlerine İlişkin Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun müzakeresine başlıyoruz.

13.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Arnavutluk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kendi Sınırları Arası ve Ötesinde Hava Hizmetlerine İlişkin Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/772) (S. Sayısı: 437) (xx)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

Komisyon raporu 437 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz talebi?.. Yok

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE ARNAVUTLUK CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA KENDİ SINIRLARI ARASI VE ÖTESİNDE HAVA              HİZMETLERİNE İLİŞKİN HAVA ULAŞTIRMA ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - 26 Mayıs 2003 tarihinde Ankara'da imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Arnavutluk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kendi Sınırları Arası ve Ötesinde Hava Hizmetlerine İlişkin Hava Ulaştırma Anlaşması"nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.

Açıkoylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama için 2 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Arnavutluk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kendi Sınırları Arası ve Ötesinde Hava Hizmetlerine İlişkin Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı                                :                                259

Kabul                                :                                259 (x)

Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.

Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askerî İşbirliği (Çerçeve) Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun müzakerelerine başlıyoruz.

14.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askerî İşbirliği (Çerçeve) Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/776) (S. Sayısı: 438) (xx)

BAŞKAN- Komisyon ve Hükümet yerinde.

Komisyon raporu 438 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE CEZAYİR DEMOKRATİK HALK     CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ASKERÎ İŞBİRLİĞİ (ÇERÇEVE)

ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - 2 Ekim 2003 tarihinde Ankara'da imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri İşbirliği (Çerçeve) Anlaşması"nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN- 1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN- 2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN- 3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.

Açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, oylama için 2 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askerî İşbirliği (Çerçeve) Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı                                :                                266

Kabul                                :                                266 (x)

Böylece, kanun tasarısı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Sayın milletvekilleri, Danıştay Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının müzakeresine başlayacağız.

15.- Danıştay Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/629) (S. Sayısı: 431)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

Tasarının görüşülmesi ertelenmiştir.

Sayın milletvekilleri, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 6 Mayıs 2004 Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

 

Kapanma Saati : 18.00