DÖNEM : 22 CİLT : 48 YASAMA YILI : 2
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
84 üncü Birleşim
5 Mayıs 2004 Çarşamba
İ
Ç İ N D E K İ L E R
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Adana Milletvekili
Recep Garip'in, Kutlu Doğum ve Yunus Emre Haftalarına ilişkin gündemdışı
konuşması
2.- Antalya Milletvekili
Fikret Badazlı'nın, Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odasının açılışı nedeniyle bir
heyetle birlikte Almanya'ya yaptıkları ziyaretle ilgili izlenimlerine ilişkin
gündemdışı konuşması
3.- Şanlıurfa
Milletvekili Mahmut Yıldız'ın, Şanlıurfa'da çiftçilerin sorunlarına, enerji
maliyetlerinin yüksek oluşu nedeniyle tarım alanlarının sulamasında
karşılaşılan problemlerle alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı
konuşması ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- TAIEX tarafından
Brüksel'de düzenlenecek olan "Dilekçeler ve AB Vatandaşlarının
Hakları" konulu seminere katılacak TBMM Dilekçe Komisyonu üyesi
milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/554)
2.- Makedonya Cumhuriyeti
Meclisi Dış Politika Komitesi Başkanının, TBMM Dışişleri Komisyonu heyetini 8
inci Pan Avrupa Koridoru toplantısına davetine icabet edilmesine ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/555)
3.- Avrupa Konseyi
Parlamenter Meclisi Başkanının, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ı Strasbourg'da
yapılacak olan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Meclis Başkanları
Konferansına davetine icabet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/556)
III.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
1.- Adlî Yargı İlk Derece
Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri
Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/521) (S. Sayısı: 146)
2.- Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporu (1/523) (S. Sayısı: 152)
3.- Çanakkale
Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî
Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu
İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
4.- Kamu Yönetiminin
Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun Tasarısı ile
İçişleri, Plan ve Bütçe ve Anayasa Komisyonları Raporları (1/731) (S.Sayısı:
349)
5.- Gıdaların Üretimi,
Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararname ile Tarım, Orman ve
Köyişleri ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları Raporları
(1/238) (S. Sayısı 428)
6.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekilleri Salih Kapusuz, Haluk İpek,
Bursa Milletvekili Faruk Çelik, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa ve Hatay
Milletvekili Sadullah Ergin ile 193 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/278) (S. Sayısı: 430)
7.- Genel Kadro ve Usulü
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerin Toplu Konut İdaresi
Başkanlığına Ait Bölümünde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/747) (S. Sayısı: 429)
8.- Uluslararası
Telekomünikasyon Birliği Kuruluş Yasası ve Sözleşmesinde Değişiklik Yapan
Marakeş Tam Yetkili Temsilciler Konferansı Sonuç Belgelerinin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/734) (S.
Sayısı: 425)
9.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Belçika Krallığı Hükümeti Arasında Gümrük ile İlgili Konularda
Karşılıklı İdari Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/749) (S. Sayısı: 433)
10.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ve Brezilya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Konularında
İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/751) (S. Sayısı: 434)
11.- Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi Önündeki Yargılama Sürecine Katılan Kişilere İlişkin Avrupa
Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/763) (S. Sayısı: 435)
12.- Türkiye'de Ulusal
Fonun Kurulması Hakkındaki Mutabakat Zaptının Ekinin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/771) (S.
Sayısı: 436)
13.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Arnavutluk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kendi Sınırları Arası ve
Ötesinde Hava Hizmetlerine İlişkin Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/772) (S.
Sayısı: 437)
14.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri
İşbirliği (Çerçeve) Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/776) (S. Sayısı: 438)
15.- Danıştay Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/629)
(S. Sayısı: 431)
IV.- SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Niğde Milletvekili
Orhan Eraslan'ın, Niğde Çiftlik İlçesinin Emniyet Amirliği binası ihtiyacına ilişkin
sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı (7/2285)
2.- İzmir Milletvekili
Yılmaz Kaya'nın, TRT'de yönetici değişikliklerine ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı (7/2349)
3.- İstanbul Milletvekili
Bihlun Tamaylıgil'in, SHÇEK'e bağlı çocuk yuvalarının denetimine ilişkin sorusu
ve Devlet Bakanı Güldal Akşit'in cevabı (7/2374)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat
13.00'te açılarak iki oturum yaptı.
Iğdır Milletvekili Dursun
Akdemir, Doğu Anadolu Bölgesinin genel sorunlarına,
Balıkesir Milletvekili
Sedat Pekel, toplum sağlığını ve gelecek kuşakları tehdit eden uyuşturucu,
alkol ve sigaranın zararlarına,
Ve alınması gereken
önlemlere ilişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.
Norveç Parlamentosu
Dışişleri Komitesi Başkanının davetine icabetle bu ülkeye resmî ziyarette
bulunacak olan TBMM Dışişleri Komisyonu üyelerinden müteşekkil Parlamento
heyetini oluşturmak üzere Gruplarınca isimleri yeniden bildirilen
milletvekillerine,
Bulgaristan Ulusal
Meclisi Dış Politika Savunma Güvenlik Komisyonu Başkanı ve beraberindeki
Parlamento heyetinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin konuğu olarak resmî
temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyaretine,
Belçika'da yapılacak olan
Habitat Düzeyinde Küresel Parlamenterlerin Avrupa Kıtası Başkanlar Kurulu
Toplantısına Türkiye Büyük Millet Meclisini temsilen katılacak
milletvekillerine,
İlişkin Başkanlık
tezkereleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Ankara Milletvekili Salih
Kapusuz ve 42 milletvekilinin, Atatürk Orman Çiftliğinin sorunlarının (10/186),
Gaziantep Milletvekili
Fatma Şahin ve 46 milletvekilinin, töre cinayetlerinin (10/187),
Araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve öngörüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın, Japonya'ya yaptığı resmî ziyarete katılan milletvekillerine ilişkin
Başbakanlık tezkeresi;
Genel Kurulun 4.5.2004
Salı günkü birleşiminde, sözlü sorular ve diğer denetim konularının, 5.5.2004
Çarşamba günkü birleşiminde ise sözlü soruların görüşülmemesine; gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmının 25 inci sırasında yer alan 430 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin bu
kısmın 6 ncı sırasına, 23 üncü sırasında yer alan 429 sıra sayılı kanun
tasarısının 7 nci sırasına, 24 üncü sırasında yer alan 425 sıra sayılı kanun tasarısının
8 inci sırasına, daha önce gelen kâğıtlar listesinde yayımlanan ve dağıtılan
433, 434, 435, 436, 437, 438, 431 ve 432 sıra sayılı kanun tasarılarının ise 48
saat geçmeden bu kısmın 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15 ve 16 ncı sıralarına
alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; bugünkü
birleşimde çalışma süresinin 430 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin birinci
görüşmelerinin bitimine kadar uzatılmasına; 7.5.2004 Cuma günü de Genel Kurulun
saat 14.00'te toplanarak 430 sıra sayılı Anayasa Değişikliği Hakkında Kanun
Teklifinin ikinci görüşmelerine başlanılmasına ve çalışma süresinin teklifin
görüşmelerinin bitimine kadar uzatılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi;
Kabul edildi.
Genel Kurulu ziyaret eden
İtalya Milletvekilleri Meclisi Başkanı Pier Ferdinando Casini ve beraberindeki
heyete Başkanlıkça "Hoşgeldiniz" denildi.
Gündemin "Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:
1 inci sırasında bulunan,
Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair 560 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin (1/238) (S. Sayısı: 428),
5 inci sırasında bulunan,
Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun
Tasarısının (1/731) (S. Sayısı: 349),
Görüşmeleri, ilgili
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından;
2 nci sırasında bulunan,
Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş,
Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun Tasarısının (1/521) (S. Sayısı: 146),
3 üncü sırasında bulunan,
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Tasarısının (1/523) (S. Sayısı: 152),
4 üncü sırasında bulunan,
Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S.
Sayısı: 305),
Görüşmeleri, daha önce
geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporları henüz gelmediğinden;
Ertelendi.
6 ncı sırasına alınan,
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında
Kanun Teklifinin (2/278) (S. Sayısı: 430) birinci görüşmesi tamamlandı; ikinci
görüşmesine en az 48 saat geçtikten sonra başlanabileceği açıklandı.
5 Mayıs 2004 Çarşamba
günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 23.13'te son verildi.
|
Nevzat
Pakdil |
|
|
Başkanvekili |
|
Enver
Yılmaz |
|
Ahmet
Küçük |
Ordu |
|
Çanakkale |
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati : 15.00
5 Mayıs 2004 Çarşamba
BAŞKAN : Başkanvekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER : Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale), Enver YILMAZ (Ordu)
BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 84 üncü Birleşimini açıyorum.
Toplantı yetersayısı
vardır; görüşmelere başlıyoruz.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayın Başkan, toplantı yetersayısı yok herhalde.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
Var efendim.
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayın Başkan, 5 dakika ara verin de toplantı yetersayısı oluşsun.
BAŞKAN - Gündeme geçmeden
önce, üç sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.
Konuşma süreleri 5'er
dakikadır. Hükümet, bu konuşmalara cevap verebilir; hükümetin cevap süresi 20
dakikadır.
Gündemdışı ilk söz, Kutlu
Doğum Haftası ve Yunus Emre Haftası nedeniyle söz isteyen Adana Milletvekili
Recep Garip'e aittir.
Sayın Garip, buyurun. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
II.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Adana Milletvekili Recep Garip'in, Kutlu Doğum ve Yunus
Emre Haftalarına ilişkin gündemdışı konuşması
RECEP GARİP (Adana) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kutlu Doğum ve Yunus Emre Haftaları
nedeniyle, şahsım adına söz almış bulunmaktayım; Yüce Heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bugün, burada
konuşacağımız iki haftanın gündeminde oluşan Kutlu Doğum Haftası ve Yunus Emre
Haftasını 5 dakikalık bir konuşmada özetlemek mümkün değil.
Âlemlerin sevgilisi
sevgili Peygamberimiz, 20 Nisan 571 tarihine rastlayan Rebiülevvel ayının 12 nci
günü, pazartesi gecesi dünyayı şereflendirmiştir. 14 asır evvel böyle bir
gecenin sabahında güneş ufuktan doğmadan, insanlığın hayat ufkunda ilahî bir
nur doğmuş oluyordu. Hz. İsa, bunu şöyle müjdeliyordu: "Ey İsrailoğulları,
ben, size Allah'ın elçisiyim, benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden
sonra gelecek 'Ahmet' adında bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim."
Hz. Peygamberin kendi ifadesiyle "ben, atam Hz. İbrahim'in duası, kardeşim
Hz. İsa'nın müjdesi, annem Amine'nin rüyasıyım" diye buyurmuşlardı.
Doğumuyla, yeryüzüne
sonsuz bir ışık, sonsuz bir güneş gibi şefkat kanatlarını germiş, bütün
insanlık bu kaynaktan beslenmiştir. Karanlıkları aydınlık kılmış, yeni bir
medeniyetin ilk tohumlarını kendisine ve insanlığa gönderilen vahyin ışığıyla
sonsuzluğa taşımıştır. Bu dönem öyle bir dönemdir ki, cehaletin, bilgisizliğin
zirvede olduğu, güçlünün güçsüzü ezdiği, kadınların, iffet ve namusları hiçe
sayılarak para karşılığı alınıp satıldığı, hatta utançlarından dolayı kız
çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü karanlık çağlar dönemiydi. Tüm bu
yanlışlıkları ortadan kaldırıp yerine doğruları getirmek ve o dönemin toplumuna
kabul ettirmek hiç de kolay gözükmüyordu. Hz. Peygamber, büyük bir sabırla ve
aşkla tebliğ görevini yerine getirmiş, Mekke ve Medine'de geçirdiği dönemlerde
insanı ve toplumu eğiterek, kültürlü ve erdemli bir toplum meydana getirmenin
gayreti içerisinde olmuştur. İlk vahiy "oku" emri olarak gelmiş,
insanlığa, okumayı, düşünmeyi, bilinci, adaleti, inanmayı öğütlemiştir. O, ilk
ayetlerde şöyle vurgulanmaktadır: Kaleme vurgu yapılarak "Yaratan Rabbinin
adıyla oku. O, insanı alaktan yarattı. Oku, Rabbin sonsuz kerem sahibidir.
Kalemle yazmayı öğreten O'dur. İnsana bilmediğini O öğretti" şeklinde inen
ilk ayetler, sonsuzluğa giden bu yolda ilk ışıklar olmuştur.
O, herhangi biri
değildir. O, âlemlere rahmet olarak gönderilen ve "sen olmasaydın âlemleri
yaratmazdım" övgüsüne mazhar olan, âlemlerin son peygamberidir. Ahlak ve
fazilette, topluma ve tüm insanlığa örnek olmuştur. Haksızlığa karşı her zaman
güçsüzün, mazlumun yanında yer almış, yoksula elini uzatarak toplumsal
dayanışmanın, paylaşımcılığın öncülüğünü üstlenmiştir. Cömertliğiyle de
fakirlerin umudu olmuş, kapısından hiç kimseyi kovmamıştır. Yaşadığı çağda
insanlar Peygambere inandılar ve güvendiler. O'nun doğruluğu, dürüstlüğü,
adaletli davranışı, güzel ahlakı, çocuklara olan şefkatli yaklaşımı, O'nu
gönüllere yerleştirmiştir.
Hz. Peygamber, gerek
ticaret ve gerekse insanlarla olan ilişkilerinde, hiçbir zaman, dürüstlüğü,
içtenliği ve samimiyeti elinden bırakmamıştır. Allah'ın seçilmiş bir peygamberi
ve elçisi olarak, yine, Allah'tan aldığı bilgi ve emirleri, olduğu gibi
insanlara aktarmış, aktarmakla kalmamış, bizatihi bu emirleri kendisi
uygulamış, toplumun uygulamasına örnek olmuştur.
Sözleri ve davranışları
birbiriyle örtüşen, çelişkileri olmayan, inandığı dava için sonuna kadar
yürüyen, yeryüzünün tüm saflığını, berraklığını ve güzelliğini üzerinde
toplayan sevgililer sevgilisi en sevgiliydi, Âlemlerin, iki cihanın sevgilisi
Hz. Peygamberdi.
Bu vesileyle, kainatın
efendisi, alemlere rahmet olarak gönderilen iki cihan güneşi Hz. Muhammed Âleyhisselamı
rahmetle ve minnetle anıyor, bir şairimizin naatından bir bölümle bu bölüme son
vermek istiyorum.
"Ne zaman adını
ansam
Senin için akar
gözyaşlarım
Dualarla aminlerle
buluşur
Sıcak bir nefes gibi
Melekler iner gökyüzünden
Ayrılığa isyan değil bu
Ya Muhammed
Asırlardır süren hasretin
adı
Seni sensiz yaşamanın
Gurbetin sürgünün adı
Aşka kifayetsiz kalır
kelimeler
Acz içinde mısralarım
Sırlar içinde akıyor
zaman
Ellerim yağmalanmış
Yüreğim yağmalanmış Ya
Muhammed
Yalnızlık şarkılarıyla
donanmış bahar
Açmadan solmuş çiçeklerim
Buruk bir tebessüm
Buruk bir çağıltı
gözlerimde
Her mevsim seni bana
çağırır" diye naat devam ediyor. Rahmetle anıyorum.
Tabiî, bu haftanın Yunus
Emre Haftası olması nedeniyle, Yunus Emre'nin de kaynağını Peygamberimizden
aldığı, oradan beslendiği hepimiz tarafından biliniyor; bu nedenle, Yunus Emre,
12 nci ve 13 üncü Yüzyılda Anadolu'nun yükselen sesi ve ruhu olmuştur. Dürüst
olmayı ve dürüst kalmayı yaşam felsefesi olarak kabul etmiş olan Yunus Emre,
Anadolu'nun manevî mimarlarındandır.
Yaşadığı dönemde bir
yandan haçlı seferleri, savaşlar, işgaller, ayaklanmalar, yağmalar, ağır
vergiler, can ve mal kaygısı, açlık, kargaşa had safhada idi. Diğer yandan,
Moğol akınlarıyla batıya göç eden maneviyat erlerinin can veren nefesi haline
gelmişti ve dergâhına yüz sürdüğü Taptuk'un kapı eşiğine kıvrılıp yatacak kadar
alçak gönüllü ve mütevazı, yüreği Anadolu yüreği olarak duran bir Anadolu
dervişi idi. Anadolu'yu işgal eden, yakıp yıkan düşmanlara karşı yüreğini
ortaya koyacak kadar cesur bir kişiliktir Yunus Emre. Huzursuzluğun, kaosun ve
yoksulluğun insanları arayışa götürdüğü bu dönemde birliğe, kardeşliğe hasret
gönüllere su serpen bir sesle, şöyle sesleniyor:
"Ben gelmedim dava
için
Benim işim sevi
için."
Yine, bir dörtlüğünde
şöyle söyler:
"Ben yürürem yane
yane, aşk boyadı beni kane
Ne akilem ne divane, gel
gör beni aşk neyledi
Gah eserem yeller gibi,
gah tozaram yollar gibi
Gah akaram seller gibi,
gel gör beni aşk neyledi"
Yunus Emre, bu
mısralarıyla, gerçekten, aşkın ince ve derin çizgilerini yüreklerimize
işleterek, yüzyıllardır devam eden Anadolu türküsünü ve inancın kaynağını bizim
yüreklerimize bırakır.
İşte, Yunus Emre, Allah'a
özlemleri, aşkları ve insanı merkez alan sevgileriyle, içi şefkat dolu bir
yürek olmuştur Anadolu'da.
Şiirlerinde kullandığı
dil, bugünkü Türkçeyle bile rahatlıkla anlayabileceğimiz tarzda öz Türkçe'dir
ve Yunus'un anlaşılmasında ve günümüze kadar yaşatılmasında önemli bir faktör
olarak karşımıza çıkar.
BAŞKAN - Sayın Garip,
lütfen, konuşmanızı toparlar mısınız.
RECEP GARİP (Devamla) -
Toparlıyorum Sayın Başkan.
Anadolu'nun yetiştirdiği
en büyük tasavvuf erlerinden, Türk dili ve edebiyatımızın en büyük şairlerinden
olan Yunus Emre,
"İşbu vücud şehrine
bir dem giresim gelir
İçindeki sultanın yüzüm
süresim gelir
İşidirim sözünü,
göremezem yüzünü
Yüzünü görmekliğe, canım
veresim gelir"
Diye ekler ve Yunus
Emre'ye göre, dünyada bir şey sevilecekse, ancak Allah yarattığı ve içinde bu
yaratıcılığın ve güzelliğin yansıdığı bir şey olduğu için sevilmelidir. Burada
amaç Leyla'da kalmak değil, Mevla'ya varmanın yollarını aralamaktır bizlere.
Yunus'un anlatmak
istediği öz, dünya ve cennetteki her şeyin Allah'ın varlığında sonsuzluğu
yakalamaktır, O'nda huzura ermektir. Bu huzur, en güzel bir şekilde "Şol
Cennetin Irmakları" şiirinde yüreklerimize serpilen su gibi akmaktadır.
Bu duygularla, Anadolu'yu
şekillendiren gönül erlerimizi rahmetle anıyorum.
Müslüman ve Türk aydınlar
olarak, topluma, hayata biraz da Taptuk Emre ruhuyla, Yunus Emre gözüyle
bakmamız gerektiğine inanıyorum.
Kalbi katılaşmış,
yüreğinden insan ve Allah sevgisi alınmış bir toplumun mutluluğu yakalaması
mümkün değildir. Kalbimizin aşk ve sevgiyle dolması temennisiyle, konuşmamı
Yunus Emre'den bir dörtlükle bitirmek istiyorum.
"Taştın yine deli
gönül, sular gibi çağlar mısın
Aktın yine kanlı yaşım,
yollarımı bağlar mısın
Nidem elim ermez yare,
bulunmaz derdime çare
Oldum ilimden avare, beni
bundan eğler misin"
Diyerek sözlerine devam
eder.
Yüce Heyetinizi,
sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Garip.
Gündemdışı ikinci söz,
Sayın Başbakanın Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odasının açılışı nedeniyle
Almanya'ya gerçekleştirdiği ziyaret hakkında söz isteyen Antalya Milletvekili
Fikret Badazlı'ya aittir.
Sayın Badazlı, buyurun.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
2.- Antalya Milletvekili Fikret Badazlı'nın, Türk-Alman
Ticaret ve Sanayi Odasının açılışı nedeniyle bir heyetle birlikte Almanya'ya
yaptıkları ziyaretle ilgili izlenimlerine ilişkin gündemdışı konuşması
FİKRET BADAZLI (Antalya)
- Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; 26 Nisan 2004, yani geçtiğimiz
salı günü Almanya'nın Köln Şehrine giderek katılmış olduğum Türk-Alman Ticaret
ve Sanayi Odaları açılışıyla ilgili olarak gördüklerimi nakletmek,
izlenimlerimi sizlerle paylaşmak üzere, şahsım adına söz almış bulunuyorum; bu
vesileyle, Yüce Heyetinizi en içten duygularla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
malumlarınız olacağı üzere, 26.4.2004 tarihinde, 40 civarında milletvekili
arkadaşımla, böylesine bir gururu beraberce yaşamak üzere Almanya'ya gittik.
Gördüklerimiz, yaşadıklarımız, izlenimlerimiz, gerçekten çok keyif vericiydi.
Manzarayı sizlere tasvir ederken, izninizle, biraz nostalji yapmak istiyorum.
Bundan kırk elli yıl
önce, benim küçüklük ve gençlik yıllarımda, Türkiye'nin, Fas'tan Tunus'a,
Libya'dan Mısır'a, Hindistan'dan Pakistan'a, İran'dan Endonezya'ya, az da olsa,
dostları vardı. Bu dostlar, her zaman Türkiye'nin arkasında dururlardı. Gel
zaman git zaman, bunların tümüyle ilişkiler soğutuldu. Geçmişteki
siyasetçilerin şu veya bu şekildeki beceriksizlikleri veya birilerinin
empozeleri sayesinde, âdeta, Türkiye, dostsuz, hatta, dört bir yanı düşmanla
veya dostluğuna güvenilmeyen ülkelerle sarılı ve dünyada, üretimine de kotalar
konularak, yalnızlığa benzer bir yaşama mahkûm edildi.
Yarattıkları böyle bir
ülkeyi yöneten siyasetçiler de, bu defa dünyanın en büyük ordusunu yaratıp,
durmadan caydırıcı güç bulundurmamızın zorunluluğunu vurgulayıp, ordumuzu en
modern silahlarla, teknolojiyle teçhiz edelim savlarıyla, bugün, Türkiye'yi,
anlatmaya çalıştığım gibi -aslında, ulusumuz doğuştan asker olup, ordumuzla
gayet tabiî övünüyoruz ama- devasa bir ordu sahibi yaptılar, hem de yaşadığımız
devirde, Avrupa ülkeleri sınırları kaldırırken, bazı kuzey Avrupa ülkelerinin
ordularının kaldırılmasını tartışmaya başladığı bir devirde.
Bunu ifade ederken şunu
anlatmak istedim: Yedi düvelle düşmanlık içerisinde yaşayamazsınız. Dünyada,
küreselleşmekten, globalleşmekten bahsedilen bir devirde, siz, kimseye
güvenmeden, kendinize özgü bir tarzda hayatı idame ettiremezsiniz.
Ekonomiyi iyileştirme,
fukaralığı yenme, zengin toplum olma, hayat standardını artırma... Bütün
bunlar, çok çok üretmek ve ürettiğini dünya pazarlarına satmakla mümkündür.
Bunu gerçekleştirmek için de, ülkeler nezdinde dostluklar kurmak ve ilişkileri
geliştirmek icap eder.
3 Kasım 2002 tarihinde AK
Partinin iktidara geldiğinde, AB ilişkilerinde, çok dar bir takvimde yapılması
gereken çalışmalar vardı. 58 inci cumhuriyet hükümeti kurulmuştu. Değerli
liderimiz, Başbakanımız -o zamanlar henüz Başbakan değilken- onbeş yirmi günde,
gece gündüz, 40 000 - 50 000 kilometre yol katederek -galiba ikisi hariç- tüm
AB ülkelerine seri ziyaretler yapmış; gittiği yabancı ülkelerde devlet
törenleriyle karşılanırken, büyük saygı ve sevgi görürken, bunları görmezden gelen
bazı kısır görüşlü veya kıskanç çevreler "sıfatı ne de gidiyor" diye
eleştiri yağmuruna tutmuşlardı.
O dönemde, benim Devlet
Başkanım, İran'a yapacağı ziyareti "o ülkeye gitmem" diye
dondurmuştu; ama, zaman içerisinde, eskiden beri süregelen politikaların
yanlışlığı ve AK Parti İktidarının çok değerli lideri, kendisiyle
gururlandığımız Başbakanımızın çabalarının ve izlediği siyasetin doğruluğu
anlaşılmıştır. Bu defa, benim Devlet Başkanım, daha önce gitmediği İran'a
ziyaret yapmıştır...
Çok kıymetli Başbakanımız,
günümüze kadar, 60'ı geçen dünya ülkesini ziyaret etmiş ve dünyanın gündemine
Türkiye'yi sokmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Biraz süratli
toparlarsanız Sayın Badazlı...
FİKRET BADAZLI (Devamla)
- Bu sayede, dünya, Türkiye'yle ilgilenmeye ve Türkiye'yi daha yakından
tanımaya başlamış, ülkemiz itibar kazanmış; bu sayede, 2003 yılında, 50 milyar
dolara varan ihracatla dışticaret hacmimiz 115 milyar doları zorlamıştır.
İş âlemimiz, daha
önceden, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde yine genç ve dinamik Başkanı
Rıfat Hisarcıklıoğlu'yla bir dinamizm kazanmasına, kendisinin heyetleriyle
birçok dünya ülkesine ticarî ilişkileri geliştirmek için defaatle ziyaretler
yapmasına rağmen, dönüp arkasına baktığında gördüğü, hastane penceresinden
zoraki el sallayan bir Başbakanla ticaret âlemini yabancı ülkelere
entegrasyonda arzulanan yere getirememiş, mevcut olan potansiyellerimizi ideal
bir yere getirmekte çok başarılı olamamış, ancak, yılmadan çalışmalarını
sürdürerek, yine, iş âlemini yurt dışına taşımıştı.
Şimdi, fiziğiyle,
dinamizmiyle, üretken potansiyeli, işbilir, becerili -Allah nazardan korusun-
bitmez tükenmez enerjisiyle kıymetli Başbakanımızın tesis ettiği, itibarlı,
güvenilir Türkiye'yi, bu defa, buradan tahmin etmekle veya bilgilendirilmemizle
öğrendiğimizin ötesinde, 26 Nisanda Almanya'dan gözlemledik. Yurt dışından
baktığımızda, Türkiye'nin durumunu görerek gururlandık.
Alman Başbakanı Şansölye
Schröder'in Türkiye Başbakanına duyduğu sevgi ve saygı, Başbakanımızın şahsında
ulusumuza, Türkiye'ye yağdırdığı birbirinden güzel övgü dolu sözler halen
kulaklarımda çınlıyor. Bu sözler, ömür boyu, hatıramda taze ve canlı
kalacaktır.
Daha dünkü Türkiye ile
birbuçuk yılda gelinen noktada, kişilikli, itibarlı Türkiye, o soğutulmuş
ilişkilerin sıcaklığa çevrilişi; sevecenliğin, güvenilirliğin, dahası,
Yunanistan, Suriye ve benzerleriyle bugün gelinen nokta ve niceleri...
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yaşamım boyunca, son birbuçuk yıl kadar, ülkem için her geçen
gün gururum ve sevincim artarak yaşayamamıştım. Hatta, zaman zaman üzüldüğüm,
itiraf etmeliyim ki, karamsar olduğum, stres içinde yaşadığım, huzursuz
geçirdiğim günler dahi olmuştu. Allahıma şükürler olsun ki, o günler geride
kaldı. Artık, ileriye ümitle, sevinçle, güvenle bakabilen bir Fikret Badazlı
oldum.
Bütün insanlarımız
ileriye güvenle baksınlar. O günler gelmiştir. İşte, Atatürk'ün "Ne mutlu
Türküm diyene" sözünün gerçekten yaşam bulduğu bir devir. Ne mutlu bu
devri yaratanlara, bizleri bu sevince gark edenlere.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Badazlı.
Gündemdışı üçüncü söz,
Şanlıurfa İlinin tarım ve tarımdaki enerji sorunlarıyla ilgili olarak söz
isteyen Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Yıldız'a aittir.
Sayın Yıldız, buyurun.
(Alkışlar)
3.- Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Yıldız'ın, Şanlıurfa'da
çiftçilerin sorunlarına, enerji maliyetlerinin yüksek oluşu nedeniyle tarım
alanlarının sulamasında karşılaşılan problemlerle alınması gereken tedbirlere
ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali
Şahin'in cevabı
MAHMUT YILDIZ (Şanlıurfa)
- Sayın Başkan, değerli milletvekillerim; bugün, peygamberler şehri dediğimiz,
Mezopotamya'nın beşiği olarak kabul ettiğimiz ve GAP'ın başkenti olarak
değerlendirdiğimiz Şanlıurfamızın çiftçileriyle ilgili yaşam kavgası
konumundaki sorunu gündeme getirmek istiyorum.
Urfamızda 1 500 000 insan
yaşamaktadır. Bu sorun, yalnız Urfamızda yaşayanların sorunu değildir. Bu
sorun, aynı zamanda, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşayan 6 500 000 insanın
sorunudur.
Sevgili arkadaşlarım,
Türkiyemizin yüzölçümü 78 000 000 hektardır. Bu alanın 28 000 000 hektarı
tarıma elverişlidir. Tarıma elverişli olan bu alanın 8 500 000 hektarı da
sulanabilir bir konumdadır. Ülkemizde, sulanabilir konumda olan bu arazinin
yüzde 20'si, yani 1 700 000 hektarı Güneydoğu Anadolu Projesi bölgesindedir,
GAP bölgesindedir ve GAP bölgesindeki sulanabilir arazinin 1 000 000 hektarı,
yani yüzde 12'si de Şanlıurfamızın il sınırları dahilindedir. Şanlıurfamızda,
ekilebilir tarıma elverişli arazinin alanı ise 1 200 000 hektardır. Sulanabilir
araziyi değerlendirdiğimizde, sulanabilir arazi, Şanlıurfamızda, tarıma
elverişli arazinin yüzde 75'ini işgal etmektedir.
1993 yılında bitirdiğimiz
Atatürk Barajının deposunda bekleyen suyu, susuzluktan çatlamış, Türkiye'nin
kaderini, ekonomik ve kültürel yapısını değiştirecek, 50 000 000 insanı
bağrında besleyebilecek topraklara eğer biz bugün kavuşturabilmiş olsaydık,
insanlarımız kuraklıktan dolayı yaşam kavgası vermemiş olurlardı.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; eğer biz bu sulamaları gerçekleştirmiş olsaydık, dünyada gıda
üretimi yılda ortalama yüzde 3,3 hızla artarken, Türkiye'de 2,1 olan artış
hızıyla dünya ortalamasının altında kalmazdık. Ayrıca, Avrupa Birliği
ülkelerinde fert başına katmadeğer 35 000-40 000 dolarlardayken, Türkiye'de bu,
2,1 dolarda kalmazdı.
Sayın Başkanım, değerli
milletvekillerim; ilimiz ve bölgemiz, son yılların en büyük kuraklığını
yaşamaktadır. Zamanında yağışın olmaması neticesinde çiftçilerimiz ekinlerini
tarladan biçme şansını kaybetmişlerdir. Kurumuş bağ ve fıstık dahil ürünlerin
tarlada bırakıldığı Şanlıurfa'nın acilen afet bölgesi ilan edilmesine ihtiyaç
vardır. Gerekli önlemlerin alınmasını hayatî yaşam koşulu görmekteyiz. Alınacak
önlemlerin içerisinde;
Zarar ziyan tespitinin
acilen yapılması,
Çiftçilerin kredi
borçlarının faizsiz olarak ertelenmesi ve yeni kredi imkânlarına
kavuşturulması,
Yüzde 50'si ödenmiş 2003
yılı doğrudan gelir desteği ile 2004 yılı doğrudan gelir desteği priminin
acilen ödenmesi,
Dönüm başına gerçekte
kullanılan 17 litre mazot yerine hükümetimizin 8 litre olarak tespit ettiği
ucuz mazot bedelinin acilen ödenmesi...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yıldız,
buyurun.
MAHMUT YILDIZ (Devamla) -
...Birecik Barajı altında kalan Halfeti ve Birecik İlçelerimizde bugüne kadar
yıllar geçmiş olmasına rağmen ödenmeyen istimlak bedellerinin ödenmesi,
Bütün bölgemizin ve Urfa
kamuoyumuzun isteğidir.
Ayrıca, önemli bir sorunu
vurgulamak istiyorum. Devletin sulamaları gerçekleştiremediği bölgelerde,
sulama projesi içerisinde bu araziler yer almış olmasına rağmen, vatandaşımız,
kendi olanaklarıyla yeraltı suyunu çıkarıp tarlasını sulamaktadır. Devlet Su
İşleri, 1 hektar araziyi sulayabilmek için 8 000-10 000 dolar yatırım yaparken,
bu suyu götürdüğü arazilerden sulama bedeli olarak 1 dönüm için 10 000 000 lira
sulama bedeli almakta; bunun yanında, vatandaşımızın kendi olanaklarıyla, kendi
imkânlarıyla yeraltı suyunu çıkararak suladığı 1 dönüm arazinin gerçekleştirme
bedeli 500 000 000; yani, 1 hektar araziyi sulayabilmek için 5 milyar yatırım
yapmaktadır. 5 milyar yatırım yaptıktan sonra da, bu sulamayı yapabilmenin
enerji bedeli 60 000 000-70 000 000 lira civarındadır. Bu, bütün bölgemizde,
bütün Anadolu'da çok ciddî bir adaletsizliğin temelini oluşturmaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekillerim; bu adaletsizliği gidermenin çözümü, yeraltı suyuyla sulama
yapan çiftçimizden alınan enerji parasının saat okumasındaki değer olarak
alınması değil, dönüm başı ücrete dönüştürülmesidir. Bu yapıldığı takdirde,
enerjideki kayıp ve kaçakların değeri yüzde 75'lerden aşağıya çekilecek,
insanlarımızın yolsuzluğa itilmesi de önlenmiş olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekillerim; hükümetimiz, kuraklığa mahkûm edilmiş, yaşam savaşı veren
çiftçimize gerekli desteği vermez ve alacağı önlemler paketini uygulamaya
acilen koymazsa, gözleriniz toprakla doysun diyerek sorunlarını çözmeye
çalıştığımız çiftçilerimizin tamamını diri diri mezara gömerek, bu Mecliste,
Türkiye'deki bütün çiftçilerin ruhuna hep birlikte fatiha okuruz.
Saygı ve sevgilerimle.
(Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Yıldız.
Hükümet adına cevap
vermek üzere, buyurun Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şanlıurfa Milletvekili
Arkadaşımız Mahmut Yıldız Beyin, Şanlıurfa'da tarım ve tarımın enerji sorunu
hakkında yapmış olduğu gündemdışı konuşmaya cevap vermek için huzurunuzdayım.
Biraz önce Sayın
Yıldız'ın da ifade ettiği gibi, Şanlıurfa İlimiz, geniş bir tarımsal
potansiyele sahiptir. İlin toplam tarım alanı, Türkiye tarım alanının yüzde
4'ünü, GAP tarım alanının ise yüzde 36'sını oluşturmaktadır. Birinci sınıf
arazi varlığı bakımından, Türkiye'de Adana İlinden sonra ikinci sırada yer
almaktadır Şanlıurfa İlimiz.
Şanlıurfa İlinin
yüzölçümü 1 800 000 hektar olup, 1 200 000 hektar alanda tarımsal üretim
yapılmaktadır. İşlenen tarım arazisinin 300 000 hektarı fiilen sulanmaktadır;
bu alanın, GAP sulama projelerinin tamamlanmasıyla birlikte 1 000 000 hektara
ulaşması planlanmıştır. Bunun sonucunda kazanılacak katmadeğer artışının,
Şanlıurfa çiftçilerimizin refahı ve ülkemiz tarımının gelişmesi açısından
önemli katkılar sağlayacağı kuşkusuzdur.
Değerli arkadaşlarım,
ilimizde toplam 60 tür kültür bitkisi ve 11 tür kültür hayvan yetiştiriciliği
yapılmaktadır. Türkiye'de üretim yapılan antepfıstığı ekim alanlarının yüzde 35'i,
pamuk ekim alanlarının yüzde 28'i, kırmızımercimek ekim alanlarının yüzde 27'si
ve susam ekim alanlarının yüzde 15'i Şanlıurfa İlinde bulunmaktadır.
Şanlıurfa İlimiz, toprak
ve su kaynakları bakımından ülkemizin en şanslı illerinden birisidir. Bu nedenle,
il tarımının sorunları sulamayla ilgili alanlarda yoğunlaşmaktadır daha çok. Bu
arada, sulamadan yararlanamayan alanlarda yağışa bağlı olan tarımsal
faaliyetler kuraklıktan etkilenebilmektedir. Buna rağmen ülke genelinde tarım
sektöründe yaşanan sorunların benzerleri de, kuşkusuz ki, Şanlıurfa'da kendini
gösterebilmektedir.
Değerli arkadaşlarım,
Şanlıurfa İlinde bu yıl ocak ve şubat aylarında yağışlar yeterli miktarlarda
olmuş, bununla birlikte mart ayı ve nisan ayının sonlarına kadar arzu edilen
yağış gerçekleşmemiştir; ancak, 21 Nisandan itibaren başlayan ve bugüne kadar
aralıklarla devam eden yağışlar ekili alanlar üzerinde müspet tesirler
göstermiş ve muhtemel bir kuraklığın zararını önemli oranda azaltmıştır. Yörede
yağışlar halen devam etmektedir.
Diğer taraftan, Devlet Su
İşleri bölge müdürlüğü tarafından 18 Mart 2004 tarihinde Harran Ovasına su
verilmiştir. Sulama, 10 Mayıs 2004 tarihine kadar devam edecektir; ancak, ilde
4-5 Nisan 2004 tarihlerinde meydana gelen don olayı nedeniyle toplam 770 000
dekar fıstık alanında, maalesef, değişen oranlarda zarar görülmüştür. Bu konuda
tarım il müdürlüğünce yapılan hasar tespit çalışmaları devam etmektedir ve
bitmek üzeredir.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, ülkemizde tarımsal sulamada en fazla elektrik kullanılan
illerimizin başında Şanlıurfa İlimiz gelmektedir. İlde, sulama birliklerinin
işlettiği 466 adet kuyu mevcuttur. Diğer taraftan, çiftçilerimizin münferiden
açmış olduğu binlerce kuyu da bulunmaktadır.
Yörede sulamada
kullanılan elektrik enerjisinin toplam üretim maliyeti içerisinde önemli bir
yeri olduğu ve çiftçilerimizin bu malî külfeti karşılamakta sıkıntılar
içerisinde bulunduğu bizce de malumdur. 1995 yılında Akçakale ve Ceylanpınar
yöresinde, ilk olarak Devlet Su İşleri tarafından işletilen, daha sonra sulama
birliklerine devredilen kuyularla ilgili şimdiye kadar biriken borçlar
ödenmemiştir. Yeraltı sulamaları için giden enerji hatlarından kaçak alımlar
dolayısıyla sulama birliklerinin enerji gideri daha yüksek çıkmaktadır. Burada
tarımsal enerji fiyatlarının birazcık yüksekliği de borçların ödenmemesinde,
maalesef, etkili olmuştur. Çiftçilerimizin enerji kullanımıyla ilgili
borçlarının ödenmesi amacıyla kendilerine bazı kolaylıklar sağlanmaktadır. Bu
kapsamda, 1996 yılından itibaren, üreticilerimizin elektrik tüketim bedelleri,
gecikme faizleri alınmaksızın yirmidört veya otuzaltı aylık sürelerle
taksitlendirilmiştir.
Yurt çapında uygulamaya
konulmuş bulunan tarımsal destekleme politikaları Şanlıurfa İlimizde de
uygulanmakta ve üreticilerimiz bu programlar çerçevesinde desteklenmektedir;
bunlardan birincisi, doğrudan gelir desteği ve mazot desteği uygulamalarıdır.
Bilindiği üzere tarımsal
üretimin en önemli girdisi olan mazotun -biraz önce, Sayın Yıldız da ifade
etti- çiftçilere ucuz verilmesi amacıyla bir kararname çıkarılmış ve ödemelerin
iki taksit halinde yapılması kararlaştırılmıştır. Bu destekle çiftçilerimize
yaklaşık yüzde 40 oranında daha ucuz mazot kullanma imkânı sağlanmıştır. Mazot
desteğinin yüzde 50'si 2003 yılında ödenmiştir, geri kalan yüzde 50'sinin
ödenmesine, ülke genelinde olduğu gibi, Şanlıurfa İlinde de 3 Mayıs 2004
tarihinde başlanılmıştır. Doğrudan gelir desteği ikinci dilim ödemelerine ise
mayıs ayı sonundan itibaren başlanılması planlanmıştır.
İkincisi, sorunlu hale
gelen kredi borçlarının yeniden yapılandırılmasıdır. Bilindiği üzere,
çiftçilerimizin yıllar önce aldığı kredi borçları ve biriken faizleri, yaşanan
ekonomik krizler nedeniyle ödenemeyecek boyutlara ulaşmış idi. Tarım sektörünün
önemli kredi kuruluşlarından olan Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası ve tarım
kredi kooperatifleri tarafından üreticilere kullandırılan ve sorunlu hale gelen
tarımsal krediler, 12 Haziran 2003 tarihinde çıkarılan 4876 sayılı Kanunla
yeniden yapılandırılmıştır. Bu kanunla, çiftçilerimizin, borçlarını ödeyerek
tekrar tarımsal üretime dönmeleri sağlanmıştır. Kanundan 1 000 000'dan fazla
çiftçimiz yararlanmıştır. Kanun kapsamında Şanlıurfa İlimizde, yaklaşık 5 000
çiftçimizin 15 trilyon Türk Lirası olan borcu, 6 trilyon Türk Lirası olarak
yeniden yapılandırılmıştır. Bu, Hükümetimizin bir uygulamasıdır, bir
hizmetidir.
Borçların yeniden
yapılandırılmasına ilişkin 4876 sayılı Kanundan faydalanma süresi, 13 Ekim 2003
tarihi itibariyle sona ermiştir. Daha sonra, bu süreye ilave olarak doksan
günlük ek bir ödeme süresi daha verilmiştir. Yine, söz konusu kanundan
faydalanmak için belirtilen tarihten önce müracaat eden ve 31 Ekim 2003
tarihinde ödemesi gereken birinci taksitini ödemeyenler için bu süre, 30 Nisan
2003 tarihine kadar uzatılmıştır. Ancak, yine de çiftçilerimizden ek bir uzatma
daha yapılması yönünde talepler gelmektedir.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, üçüncü bir adım da, tarım ürünleri sigortası kanunu
çalışmalarıdır. Daha önce bir vesileyle, yine Tarım Bakanımız adına burada
ifade ettiğimi hatırlıyorum; diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de
çiftçilerimizin maruz kaldığı tabiî afet zararlarının karşılanmasında
kullanılacak en etkin araç tarım sigortasıdır. Bu husus, esasen, 58 inci ve 59
uncu hükümet programlarında ve acil eylem planında da yer almıştır. Tarım
sigortaları hakkında kanun, en kısa sürede devlet destekli olarak çıkarılacak
ve ülkede oluşan bir boşluğun doldurulması sağlanacaktır. Bu konudaki
çalışmalar, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının da katkılarıyla, Hazine
Müsteşarlığı koordinatörlüğünde sonuçlandırılmıştır. Hazırlanan yasa tasarısı,
çok kısa bir sürede Yüce Meclisin önüne getirilecektir.
Değerli arkadaşlarım,
diğer bir çalışma da, üretici birlikleri yasasıyla ilgili çalışmadır.
Üreticilerin pazarlama sorunu halen devam etmektedir. Üreticilerimiz,
alınterleriyle ürettikleri ürünlerini değer fiyattan satamamaktadırlar. Tarım
ve Köyişleri Bakanlığınca hazırlanan üretici birlikleri yasası taslağı,
çiftçilerimizin ürün bazında kuracakları birlikler aracılığıyla ürünlerin
pazarlanmasını kolaylaştıracaktır. Bu şekilde, örgütlenerek pazarlık güçleri
artacak olan üzüm üreticilerimizin pazarlama sorunları büyük ölçüde çözülmüş
olacaktır. Söz konusu yasa tasarısının en kısa sürede Meclis gündemine
getirilmesi için çalışmalar son aşamaya gelmiştir; huzurunuzda ifade etmek
istiyorum.
Çiftçilerimize düşük
faizli tarımsal kredi kullandırılması da, beşinci bir hizmet olarak huzurunuzda
ifade edeceğim hizmettir. 25 Şubat 2004 tarih ve 25384 sayılı Resmî Gazetede
yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı çerçevesinde, çiftçilerimize düşük faizli
kredi kullanma imkânı sağlanmıştır. Söz konusu kararnameyle, çiftçilerimiz,
organik tarım, sertifikalı tohumluk kullanımı, kontrollü örtüaltı tarım
uygulamaları, sözleşmeli üretim, damızlık süt sığırı yetiştiriciliği ve su
ürünleri yetiştiriciliği konularında düşük faizli kredi kullanabileceklerdir.
Bu karar kapsamında, çiftçilerimize, 1 katrilyonun üzerinde, düşük faizli
işletme kredisi ve selektif kredi kullandırılacaktır.
Tarım ve Köyişleri
Bakanlığınca yöreye yönelik olarak yapılan diğer çalışmalardan da kısaca
bahsetmek istiyorum.
Arazi dağıtımı ve
toplulaştırma çalışmaları: Tarım Reformu Genel Müdürlüğünce, Şanlıurfa
İlimizde, bugüne kadar, 95 köydeki yaklaşık 3 800 çiftçi ailesine 26 000 hektar
arazi dağıtımı yapılmıştır. Önümüzdeki yıllarda, 26 000 hektar arazinin
dağıtımı planlanmıştır. Ayrıca, ilde, 213 köyde toplam 14 000 hektar arazinin
toplulaştırma çalışmaları tamamlanmıştır, 8 500 hektar arazinin ise
toplulaştırma çalışmaları devam etmektedir.
Değerli arkadaşlarım, Köy
Hizmetleri Genel Müdürlüğünce yapılan çalışmalardan da kısaca bahsetmek
istiyorum. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2003 yılı itibariyle, 3 500 hektarı
gölet, 3 400 hektarı yerüstü sulaması, 15 000 hektarı yeraltı sulaması olmak
üzere, toplam 22 000 hektarlık sahayı sulu tarıma açmıştır. Ayrıca, 15 000
hektarlık tarım alanında tarımsal altyapı çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Tarım İl Müdürlüğü ve
Bakanlığa bağlı olarak yörede faaliyet gösteren araştırma kuruluşlarınca,
çiftçilerimize, tarım teknikleri konusunda eğitim ve yayım çalışmaları da
yapılmaktadır. Bunu da, ayrıca, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının bir hizmeti
olarak takdim ediyorum.
Değerli arkadaşlarım, son
olarak, şu cümlelerle sizleri yeniden selamlamak istiyorum: Şanlıurfa İlimiz,
biraz önce ifade ettiğim gibi, zengin toprak ve su kaynaklarıyla ülkemizin
önemli bir tarım merkezidir. GAP'ın sulama hedeflerine ulaşıldığında meydana
gelecek ürün artışı, çiftçilerimizin gelir seviyesini yükseltecek, buna bağlı
olarak da tarımsal sanayi ve hizmet sektöründe büyük bir değişim yaşanacaktır.
Bu bağlamda, çiftçilerimizin bilinçsiz su ve aşırı girdi kullanımı
alışkanlıklarının önlenmesi, bu değişimin sürdürülebilir bir nitelik
kazanmasında da etkili olacaktır.
Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı, GAP İdaresi Başkanlığıyla işbirliği yaparak, altyapı çalışmalarının
hızlandırılması, çiftçilerimizin sulama teknikleri konusunda eğitilmesi, elde
edilen ürünlerin işlenmesi ve pazarlanması konularındaki faaliyetlerine yoğunluk
kazandırmıştır. Bu faaliyetlerin de, üreticilerimizin bugün karşılaştığı
sorunların uzun vadeli çözümlere kavuşturulması bakımından müspet sonuçlar
doğuracağı kuşkusuzdur.
Bu bilgilerimizi, bu
çalışmalarımızı Muhterem Genel Kurulun bilgilerine arz ettim.
Hepinizi, yeniden,
saygıyla selamlıyorum efendim. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutup,
bilgilerinize sunacağım.
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- TAIEX tarafından Brüksel'de düzenlenecek olan
"Dilekçeler ve AB Vatandaşlarının Hakları" konulu seminere katılacak
TBMM Dilekçe Komisyonu üyesi milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi
(3/554)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kuruluna
TAIEX tarafından 13-14
Mayıs 2004 tarihlerinde Brüksel'de düzenlenecek olan "Dilekçeler ve AB
Vatandaşlarının Hakları" konulu seminere TBMM Dilekçe Komisyonundan iki
üyenin katılması hususu Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi
Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun 20.4.2004
tarihindeki 73 üncü Birleşiminde kabul edilmiştir.
Anılan Kanunun 2 nci
maddesi uyarınca, heyetin oluşturulması için siyasî parti gruplarınca
bildirilen isimler Genel Kurulun bilgilerine sunulur.
Bülent
Arınç
Türkiye Büyük
Millet Meclisi
Başkanı
Adı Soyadı Seçim Bölgesi
Yahya Akman Şanlıurfa
Turan Tüysüz Şanlıurfa
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının 2 adet tezkeresi daha vardır; ayrı ayrı okutup,
oylarınıza sunacağım.
2.- Makedonya Cumhuriyeti Meclisi Dış Politika Komitesi
Başkanının, TBMM Dışişleri Komisyonu heyetini 8 inci Pan Avrupa Koridoru
toplantısına davetine icabet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/555)
5.5.2004
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kuruluna
Dışişleri Bakanlığının 22
Nisan 2004 tarihli ve 749.00/8.Koridor/2004/ÇEGY/163318 sayılı yazısında,
Makedonya Cumhuriyeti Meclisi Dış Politika Komitesi Başkanının Türkiye Büyük
Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu heyetini Makedonya'da yapılacak olan 8 inci
Pan Avrupa Koridoru toplantısına davet ettiği bildirilmiştir.
Söz konusu davete icabet
edilmesi hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi
Hakkında 3620 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine
sunulur.
Bülent
Arınç
Türkiye Büyük
Millet Meclisi
Başkanı
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayın Başkan, karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, okuttuğum tezkereyi oylarınıza sunacağım ve karar
yetersayısını arayacağım.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Sayın milletvekilleri,
karar yetersayısı yoktur.
Birleşime 10 dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 15.48
Açılma Saati : 16.01
BAŞKAN : Başkanvekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER : Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale), Enver YILMAZ (Ordu)
BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 84 üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
II.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)
2.- Makedonya Cumhuriyeti Meclisi Dış Politika Komitesi
Başkanının, TBMM Dışişleri Komisyonu heyetini 8 inci Pan Avrupa Koridoru
toplantısına davetine icabet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/555)
(Devam)
BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresinin oylanmasında karar yetersayısı
bulunamamıştı.
Şimdi, tezkereyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısını arayacağım.
Tezkereyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Tezkere kabul edilmiştir, karar
yetersayısı vardır.
Diğer tezkereyi
okutuyorum:
3.- Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanının, TBMM
Başkanı Bülent Arınç'ı Strasbourg'da yapılacak olan Avrupa Konseyi Parlamenter
Meclisi Meclis Başkanları Konferansına davetine icabet edilmesine ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/556)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kuruluna
Avrupa Konseyi
Parlamenter Meclisi Başkanı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
Bülent Arınç'a hitaben gönderilen mektupta, 18-19 Mayıs 2004 tarihleri arasında
Strasbourg'da yapılacak olan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Meclis
Başkanları Konferansına Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı davet
edilmektedir.
Söz konusu konferansa,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın katılması hususu, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı
Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Bülent
Arınç
Türkiye Büyük
Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN - Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Alınan karar gereğince
sözlü soruları görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
Önce, yarım kalan
işlerden başlayacağız.
III.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
1.- Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye
Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/521) (S. Sayısı: 146)
2.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/523) (S. Sayısı: 152)
3.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim
Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde
Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine
Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - Adlî Yargı İlk
Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri
Hakkında Kanun Tasarısının, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının ve Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş
ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici
Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili
komisyon raporları henüz gelmediğinden, tasarıların ve teklifin müzakerelerini
erteliyoruz.
Kamu Yönetimi Temel
Kanunu Tasarısının müzakeresine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması
Hakkında Kanun Tasarısı ile İçişleri, Plan ve Bütçe ve Anayasa Komisyonları
Raporları (1/731) (S. Sayısı: 349)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Komisyon bulunmadığından,
tasarının müzakeresini erteliyoruz.
Gıdaların Üretimi,
Tüketimi ve Denetlenmesine Dair 560 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle ilgili
tasarının müzakeresine başlayacağız.
5.- Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve
Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararname ile Tarım, Orman ve Köyişleri ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonları Raporları (1/238) (S. Sayısı: 428)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Komisyon bulunmadığından,
kanun hükmünde kararnameyle ilgili tasarının müzakeresini erteliyoruz.
6.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara
Milletvekilleri Salih Kapusuz, Haluk İpek, Bursa Milletvekili Faruk Çelik, Ordu
Milletvekili Eyüp Fatsa ve Hatay Milletvekili Sadullah Ergin ile 193
milletvekilinin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/278) (S.
Sayısı: 430)
BAŞKAN - Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekilleri Salih Kapusuz,
Haluk İpek, Bursa Milletvekili Faruk Çelik, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa ve
Hatay Milletvekili Sadullah Ergin ile 193 milletvekilinin, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin ikinci
müzakeresine, birinci görüşmenin bitiminden itibaren 48 saat geçmediğinden,
başlayamıyoruz.
Genel Kadro ve Usulü
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerin Toplu Konut İdaresi
Başkanlığına Ait Bölümünde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu raporunun müzakeresine başlıyoruz.
7.- Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin Eki Cetvellerin Toplu Konut İdaresi Başkanlığına Ait Bölümünde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(1/747) (S. Sayısı: 429) (x)
BAŞKAN - Komisyon?..
Yerinde.
Hükümet?.. Yerinde.
Komisyon raporu 429 sıra
sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Ali Kemal
Kumkumoğlu; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ALİ KEMAL
KUMKUMOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kadro ve
Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerin Toplu Konut İdaresi
Başkanlığına Ait Bölümünde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının tümü
üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; bu
vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; söz konusu idareyle, aslında, Türkiye'nin en temel
sorunlarından birisine çözüm bulmak adına çok önceden kurulmuş, düşünülmüş,
belki, Türkiye'deki gelişmelere dönük alınması gereken önlemlerin çok geç
alındığı bir sürece müdahale etme anlamında, yeniden uygulamasına dönük
birtakım değişikliklerin yapıldığı bir idareyle ilgili çok önemli
değişiklikleri içeren bir kanun tasarısını şu anda görüşmekteyiz.
Konut sorunu, ülkemizde
süreç doğru takip edilemediği için, benzeri ülkelerde yaşananlar, gerek siyasal
ihmal nedeniyle gerekse ülkemizin kaynaklarının yetersizliği nedeniyle doğru
biçimde takip edilip, gerekli önlemler, zamanında, çağdaş bir ülkede yapılması
gereken anlayışla alınamadığı için, hâlâ Türkiye'nin en temel sorunu olarak
karşımızda durmaktadır. Çarpık kentleşmeden gecekondulaşmaya kadar, altyapısı
olmayan, suyu olmayan, elektriği olmayan, doğru dürüst badanası, sıvası, çatısı
olmayan binalarda, milyonlarca yurttaşımız, hâlâ, yaşamlarını sürdürmeye
çalışıyor ve biz, böyle bir sorunu çözmek üzere Toplu Konut İdaresine yeni
yetkiler, yeni sorumluluklar vermek durumuyla karşı karşıyayız.
Değerli arkadaşlarım,
bugün, hükümetin Parlamentomuzun gündemine taşıdığı bu temel soruna dönük, bu
kadar önemli değişikliklerin yapıldığı bir kanun tasarısıyla ilgili
hazırlıkları nedir? Gerçekten, bu iş yeterince ciddîye alınıp, fark edilebilmiş
midir? Acil eylem planında yer aldığı, kanun tasarısının gerekçesinde hükümet
tarafından ifade edilen bu konuya dönük olarak hükümet, gerçekten yeterli bir
hazırlıkla mı karşımıza gelmiştir; Meclisin karşısına, komisyonların karşısına
hatta Genel Kurulumuzun karşısına yeterli hazırlıkla mı gelebilmiştir; bu
konuda iyimser olmak, iyi şeyler söyleyebilmek gerçekten mümkün değil.
Değerli arkadaşlarım,
konu, Plan ve Bütçe Komisyonuna sadece bir kadro talebi olarak gelmiştir,
yürütme ve yürürlük maddeleriyle birlikte 3 maddeden ibaret, işlevselliği olan
tek maddelik bir düzenleme olarak gelmiştir Meclisimize. Ne zaman; Bayındırlık
Bakanlığı tarafından hazırlanıp 27.1.2004 tarihinde; yani, daha üç ay bile
geçmemiş üzerinden. Üç ay önce, Bayındırlık Bakanlığı, şüphesiz, Toplu Konut
İdaresinin ihtiyaçlarını da dikkate alarak, bu konuya ilişkin düzenlemeyi tek
maddelik, 55 kadro talebinden ibaret, dış ilişkiler konusunda kurulacak bir
dairede görev yapabilecek 55 kadroyla ilgili bir talep olarak Meclisin
gündemine getirmiştir. Peki, Meclisin komisyonlarına -yani, Meclise- havale edildiğinde, sadece 55 kadro
talebiyle getirilen bu kanun tasarısı, bugün Genel Kurulumuza nasıl bir kanun
tasarısı olarak gelmektedir; bugün, Genel Kurulumuza, bu tasarı, değerli
arkadaşlarım, Türkiye'deki toplukonut anlayışını, yaklaşımını, Toplu Konutun
gücünü olağanüstü biçimde artıran, ona olağanüstü sorumluluklar yükleyen 8
maddelik bir kanun tasarısı haline dönüştürülerek getirilmiştir; yani, âdeta,
şöyle düşünülmektedir: Kervan yolda dizilir. Biz, önce, bunu, böyle, Meclise
bir sunalım, sonra, günün ihtiyaçlarına göre, kimin ne söylediğine bakarak, bu
işi, orada, komisyonlarda, önergelerle, ilave maddelerle çözebiliriz,
halledebiliriz... Tabiî, öyle olunca, yani, zamanında, gerçekten, bu çok temel,
anlamlı ve önemli ihtiyaçlar yeterince dikkate alınarak, bunun gerekleri
yeterince önemsenip, buna yönelik düzenlemeler gerektiği biçimde yapılamadığı
için, bugün, maalesef, Genel Kurulumuzun gündemine getirilmiş olan 8 maddelik
bu düzenleme, hem kendi içinde tutarsızdır hem de hükümetin genel
politikalarına dönük yaklaşımlara ilişkin politikalarıyla çelişen, onunla
tutarsız duran birçok yaklaşımla iç içedir.
Kanun tasarısının adından
başlarsak, bu kanun tasarısının adı değişmiştir. Bu kanun tasarısının tek madde
olarak Meclise havale edildiği biçimiyle önerilen "Dış İlişkiler Dairesi
Başkanı" olarak adını koyduğumuz Başkanlığın adı 2 defa değiştirilmiştir.
Bu kanun tasarısının Meclisimize havale edildiği biçimiyle talep edilen
kadroların nitelikleri değiştirilmiştir. Bu kanun tasarısında, Toplu Konut
İdaresine, yerel yönetimlere devrettiğimiz yetkilerin tamamının -resen
kullanabileceği ölçüde olağanüstü yetkiler- verilmesi, daha sonradan yapılan
ilave maddelerle düzenlenmiştir. Türkiye'nin, gelecekte en büyük KİT'i olma
özelliğini taşıyabilecek nitelikler, hükümet tarafından yapılan düzenlemeyle
değil, burada, komisyonlarda, bu kanun tasarısına eklenen maddelerle
oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu, doğru bir çalışma biçimi değil.
Değerli arkadaşlarım,
bakın, Meclise sunulan kanun tasarısının gerekçesinde, hükümet, özet olarak,
şunu söylemektedir: "Tasarıyla, idarenin artan işyükü dikkate alınarak,
merkez teşkilatında kullanılmak üzere 55 adet kadro ihdas edilmekte ve idarenin
görevlerindeki nitelik ve nicelik değişimi göz önünde bulundurularak 'Dış
İlişkiler Dairesi Başkanı' unvanı 'Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Dairesi
Başkanı' olarak değiştirilmektedir." Bu kanun tasarısı bu gerekçeyle bu
Meclise sunulmuştur.
Değerli arkadaşlarım,
şimdi görüştüğümüz bu kanun tasarısı ne getiriyor? Bu tasarı, hem kendi
içerisinde hem hükümetin bugüne kadarki uygulamalarıyla ve Parlamentoda
halihazırda değişik altkomisyonlarda görüşmekte olduğumuz yasa metinleriyle
bire bir bir çelişkili, yüzde yüz birbirinin karşısında uygulamalar haline
dönüşmüştür. Bunlara ilişkin bir iki örneği, arkadaşlarımla, sayın milletvekilleriyle
paylaşmak istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
biz, şimdi, yerel yönetim yasa tasarılarını, yani, İktidara mensup
arkadaşlarımızın "son ikiyüz yılın en büyük yasa değişikliği" diye
seslendirdikleri yasa tasarılarını, hem İçişleri Komisyonunda hem Avrupa
Birliği Uyum Komisyonunda hem de ana komisyon olarak Plan ve Bütçe
Komisyonunda, altkomisyonlarda görüşmekteyiz. Şimdi, bu yerel yönetim yasa
tasarıları; yani, hem Belediye Yasasıyla ilgili hem büyükşehir belediyeleriyle
ilgili hem de il genel meclisiyle ilgili tasarılar altkomisyonlarımızda
görüşülüyor. Buradaki iddia nedir? "Biz, yerel yönetimlerimize olağanüstü
biçimde yetki devirlerinde bulunacağız" demektedirler; temel talep budur,
yaklaşım budur.
Peki, buradaki düzenleme
nedir, Toplu Konut İdaresindeki düzenleme nedir? Değerli arkadaşlarım, Toplu
Konut İdaresindeki düzenlemeye göre, bir belediyenin vermesi, sunması gereken
en doğal -dünyanın her yerinde geçerli olan- en bilinen hizmetlerden biri olan
imarla ilgili konularda belediyeleri tamamen by-pass edip, her türlü yoğunlukta
imar durumu verme, oluşturma ve bu anlamda plan yapma yetkisi resen Toplu Konut
İdaresine verilmektedir.
Biraz sonra, burada,
İktidar Partisine mensup milletvekili arkadaşlarım da bu konuyla ilgili
görüşlerini ifade edeceklerdir. Şimdi, bu nedir değerli arkadaşlarım? İktidar
Partisi milletvekilleri veya yöneticileri tarafından, hem buradaki
arkadaşlarımıza, bu kanunu yapmak üzere görevli olan arkadaşlarımıza hem
yurttaşlarımıza hem belediye başkanlarımıza, belediye yöneticilerimize hem de
bu oluşturmakta olduğumuz yerel yönetimlerle ilgili yasa tasarılarıyla
olağanüstü beklentiler içerisine sokulan yöneticilere ve yurttaşlarımıza, bu
konuda verilmesi gereken bir cevap yok mudur!..
Değerli arkadaşlarım,
bakın maddede ne söyleniyor: "Her tür ve ölçekteki imar planlarını
yapmaya, yaptırmaya ve tadil ettirmeye yetkilidir... Başkanlıkça tespit edilen
ilan yerlerinde -yani, yaptığı bu planı, sadece başkanlıkça tespit edilen ilan
yerlerinde ilan ediyor- ve varsa belediyesinde onbeş gün süreyle ilan edilir.
Onbeş günlük ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Başkanlık
itirazları onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar."
Değerli arkadaşlarım, hiç
böyle bir düzenleme olabilir mi? Bir defa, kim itiraz edecek, itiraz etme hakkı
kime ait; vatandaş mı itiraz edecek, mağdur olduğunu düşünen yurttaş mı itiraz
edecek, kendi planlarına çok aykırı bulduğu için belediye mi itiraz edecek,
büyükşehir belediyesi mi itiraz edecek, kim itiraz edecek? Hem planı yapan hem
de bu itirazları değerlendiren kurumun aynı olmasını nasıl cevaplandıracaksınız
sayın eski belediye başkanları, belediye başkanlığı yapmış milletvekili
arkadaşlarım?..
Peki, böyle bir düzenleme
olur mu? Kararı verene, birileri itiraz edecek -kararını vermiş zaten- bu
itirazı yapanların itirazını da aynı kurum değerlendirecek; hangi ölçüye göre
değerlendirecek, neye göre değerlendirecek? Nasıl bir sınırlama getirmişiz?
"Bunu yapabilir" diyen arkadaşlarımız, acaba, açıp, bugün görüşmekte
olduğumuz tasarı maddesine, bir defa, merak edip bakmışlar mı? Burada böyle bir
düzenleme var mı, bunun muhatabı kim, nasıl olacak, hangi ölçülere göre bu
itirazlar yapılabilecek veya bu itirazları hangi hakkaniyet ölçülerine göre
doğrudur veya yanlıştır diye değerlendirecek, kim yapacak bunu; hiçbir
belirleyici durum yok.
Değerli arkadaşlarım,
hükümetin çok genel bir yaklaşımı var; devlet, ticaretle uğraşmaz. Bir
topluiğneyi, bir iğneyi devletin yapamadığı süreçlerde; sermaye birikiminin
özel teşebbüste hiç olmadığı süreçlerde; insanların giyecek elbise yapabilmek
için patiska bezi bile bulamadığı, bunu kurabilecek özel bir sermaye
birikiminin olmadığı süreçlerde; devletin kısmen bu sermaye birikimini
sağlayabilmiş bir organ olarak yapmış olduğu yatırımları, sanki, bugün, devlet
hâlâ aynı anlayışla yatırım yapsın yaklaşımıyla, devletin yatırım
yapabileceğini, devletin hâlâ yatırım yapabilme noktasında birtakım
sorumluluklarının olduğunu söyleyen, seslendiren arkadaşlarımızı, çağı
kavrayamamakla, ekonomik gerçekleri yeterince algılayamamakla suçlayan
arkadaşlarım, şimdi, sadece konut yapmak için bu kadar olağanüstü yetkilerle
donatılmış, her türlü kamulaştırmayı yapabilme gücü olan, ulusal, uluslararası
bütün şirketlerle, bankalarla, sermaye kuruluşlarıyla ortaklıklar kurma yetkisi
olan bir kuruluşu, bir devlet kurumunu, yani, bir devasa KİT'i, sadece konut
yapmak üzere hangi anlayışla kuruyor?! Hangi anlayışla kuruyorsunuz değerli
arkadaşlarım?! Hani, devlet, ekonomik faaliyetlerle uğraşmazdı; hani, devlet,
ticaretin dışında durmalıydı; hani, özel teşebbüsün yapabildiği işleri devletin
yapmasından daha anlamsız, daha önemsiz, daha çağdışı kalmış bir yaklaşım, bir
uygulama olamazdı?! Bu ne?! (AK Parti sıralarından "icap ederse"
sesi)
Evet, icap ederse!..
Demek ki, bu "icap ederse olur" işi, sadece sizin yaklaşımınıza
bağlı. Sizin düşündüğünüz noktalarda olabilecek "icap ederse
olabilir" değildir; başkalarının da düşündüğü noktalar, başkalarının da
haklı olabileceği, başkalarının da savunduğu konular da olabilir. Bunu
savunmak, bunun doğru olduğunu seslendirmek, bunun Türkiye için hâlâ ciddî bir
ihtiyaç olduğunu, Türkiye'nin hem günlük ihtiyaçlarının karşılanabilmesinde hem
ulusal çıkarlarının ve menfaatlarının korunabilmesinde, hâlâ, bu tür
organizasyonların devlet tarafından yapılabileceğinin, bir ihtiyaç olarak,
birileri tarafından vurgulanması, ne dünya gerçeklerini kavramamak ne bugünkü
ekonomik gerçekleri kavramamak anlamına gelir. O zaman, lütfen, işinize
geldiğinde "efendim, ihtiyaçsa yaparız" işinize gelmediğinde "böyle
düşünmek çağın ekonomik gerçeklerini kavramamaktır" anlamına gelen
ifadeleri kullanmaktan biraz imtina edin. Mesela, bu konudaki kanaatlerinizi,
Sayın Maliye Bakana da seslendirin ve özel toplantılarınızda Sayın Maliye
Bakanına "Sayın Bakanım, devlet, yeri geldiğinde, gerektiğinde, ihtiyaç
duyulduğunda, kendi geleceği açısından önemli saydığı alanlarda, yurttaşın
günlük ihtiyaçlarının karşılanabilmesine dönük, sosyal devlet olmanın gereği
olarak yapılması gereken birtakım işlerin yapılabilmesinde, birtakım sorunların
aşılabilmesinde yatırım yapar" deyin. O zaman, değerli arkadaşlar, o,
buradan "devlet bu işlerle uğraşmaz" dediğinde, ona alkış tutmayın.
MEHMET SOYDAN (Hatay) -
Onu biz biliriz!
ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU
(Devamla) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; tabiî, burada, her türlü
düzenleme her biçimde yapılabilir denildiğinde, çok ilginç bir anekdotu da
arkadaşlarımla paylaşmak isterim. Değerli arkadaşlarım, Toplu Konut İdaresine,
her alanda, her konuda, her yoğunlukta... Belediyeler orayla ilgili ne
düşünmüşler, Toplu Konut burada 100 000 konut yaptığında bunun altyapısı o
belediye tarafından nasıl yapılacak; biz, belediyelerden stratejik plan talep
ediyoruz, Toplu Konut İdaresinin yaptığı bu uygulama bu stratejik planlarla
ilgili midir ilgili değil midir; bu, çevreyle, doğayla, çevre duyarlılığıyla
uyumlu mudur uyumlu değil midir gibi konuların, hiçbir ayırım gözetmeksizin, bu
kurula verilen bu yetkinin Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüldüğü toplantılara,
çok ilginçtir, hükümeti temsilen Çevre ve Orman Bakanımız katıldı...
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
Yine burada.
ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU
(Devamla) - Evet, yine burada.
... ve maalesef, Çevre ve
Orman Bakanı, diğer konularda olduğu gibi; yani, Maden Kanununda olduğu gibi,
Bor Enstitüsüyle ilgili tartışmalarımızda olduğu gibi, âdeta, yine, kendisiyle
ve temsil ettiği kurumla olağanüstü biçimde çelişen bir yaklaşımla, Cumhuriyet
Halk Partili milletvekillerinin, hiç olmazsa çevre konusunda buraya birtakım
tahditler getirilmesi noktasındaki önerilerini bile duymazlıktan gelip, hükümet
adına, bu önerilere, karşı çıkmıştır.
Değerli arkadaşlar, bu
işin, kısmen, belli bir zaman dilimi içerisinde, bu anlayış ve bu yaklaşımla
yürütülebilmesi mümkün olabilir. Vatandaşın beklentileri, hâlâ, tam anlamıyla
bitmemiş olabilir; ama, biliniz ki, bu uygulamayı, bu anlayışı, bu ikircikli
tavrı; orada ayrı burada ayrı, o kanun maddesinde ayrı bu kanun maddesinde
ayrı, falanca konuyla ilgili başka filanca konuyla ilgili başka olan tavrınızı
ve yaklaşımınızı, vatandaş, giderek ve en kısa sürede görecektir; bununla
ilgili gerekli olanı da, şüphesiz, yapacaktır. Ben, onunla çok fazla ilgili
değilim; ama, daha önemli olan ve beni daha çok kaygılandıran şey şudur: Bu
tavrınızdan ve bu yaklaşımınızdan, bu ülke, onulmaz ve tamir edilmez yaralar
alacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın
Kumkumoğlu, 1 dakika eksüre vereceğim; lütfen, konuşmanızı tamamlayınız.
ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU
(Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sizden sonra gelenler,
sizden sonra iktidar olanlar ne kadar iyi niyetle uğraşırlarsa uğraşsınlar,
sizin açtığınız bu yaraları tedavi etmeye, bu tahribatları tamir etmeye, ne
onların gücü ne bu ülkenin kaynaklarının verdiği güç yetecektir.
Bir an önce bu tavrınızı
değiştirmeniz dileğiyle, Genel Kurulumuza saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Kumkumoğlu.
AK Parti Grubu adına,
İstanbul Milletvekili Sayın Yahya Baş; buyurun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
YAHYA BAŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, Meclisin değerli üyeleri; 429 sıra sayılı
Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerin Toplu
Konut İdaresi Başkanlığına Ait Bölümünde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısı üzerinde AK Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım; Yüce Heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Hepimiz çok iyi biliyoruz
ki, ülkemizde, gerçekten, bir konut sorunu vardır. Konut sorunu dediğimiz
zaman, sadece ihtiyaç sahiplerini konut edindirmek yetmez; çarpık, plansız,
sağlıksız bir şekilde yapılaşmış, modern şehircilik anlayışına ters düşen her
türlü olumsuzlukları da ortadan kaldırmak gerekir; bu da bir sorundur.
Özellikle, deprem
bölgelerinde yapılmış olan çalışmalar, maalesef, ihtiyaca cevap verecek güçte
değildir. Ülkemizin büyük bir bölümü depreme maruz kalmaktadır. Dolayısıyla, bu
bölgelerde mevcut yapıların büyük bir çoğunluğunun sağlıklı olduğunu söylemek
de mümkün değildir. Yapılan tespitler göstermektedir ki, bu bölgelerdeki
yapıların, maalesef, daha sonra oluşabilecek şiddetli bir depreme
dayanamayacağı ortadadır. Bununla ilgili de, muhakkak, dönüşüm projelerinin
yapılması gerekmektedir.
Binaların iyileştirilmesi
yeterli bir çözüm değildir. Zira, teknik elemanların, teknik heyetlerin
birçoğu, yapılan iyileştirmelerin, binaya sağlamlık değil, aksine, zarar da
verebileceğini söylemektedirler. Dolayısıyla, yapılacak en uygun çözüm,
yapıların yeniden yapılması, yeni dönüşüm projelerinin hazırlanmasıdır.
Şu anda, gündemimizde
olan kanun tasarısı bunun bir parçasıdır. Benden önce konuşan değerli arkadaşım
Kumkumoğlu, bu tasarının tek madde olarak geldiğini; ama, bir kadro talebiyle
gelen bu tasarının komisyonda 8 maddeye çıktığını söyledi. Fakat, benim
elimdeki tasarıda 6 madde olduğunu görüyorum; belki bir yanlış anlama olmuştur.
6 maddeye çıktığını söyleyelim. Değerli arkadaşlar, komisyon, hiç şüphesiz,
yapılan çalışmalarda katkıda bulunmak zorundadır. Sadece noter değildir Meclis
ve Komisyon. Elbette, komisyonlarda yapılan çalışmalarda ilaveler yapılabilir.
O gün hâsıl olan bir ihtiyaca dayanarak ilaveler yapılmıştır. Şimdi de
Meclisimizde yine ilaveler yapılacaktır. Bu tasarıya önergelerle bazı
değişiklikler de getireceğiz.
OSMAN ÖZCAN (Antalya)-
Anlaşıldı bozuk olduğu.
YAHYA BAŞ (Devamla)-
Tabiî, değerli arkadaşlarımın endişelerine katılmıyor değiliz. Bir belediye
başkanı olarak, on yıl belediye başkanlığı yapmış bir kişi olarak, burada, bu
tasarı hakkında konuşuyorum. Elbette merkeziyetçiliğin karşısındayız ve
çıkarmakta olduğumuz yerel yönetimler ve kamu yönetimi tasarılarıyla merkezdeki
yetkilerin büyük bir çoğunluğunu yerel yönetimlere bırakma gayreti içinde olan
bir iktidarın bu yetkileri tekrar merkezde toplaması elbette mümkün değildir ve
nitekim, yapılan birtakım çalışmalarla, bunların yanlışlarının bir kısmı
komisyonda, bir kısmı da inşallah Mecliste sizlerin oylarıyla düzeltilecektir.
Bu konuda bir önergemiz de vardır. Bunu da biraz sonra açıklayacağım.
HÜSEYİN BAYINDIR
(Kırşehir)- Yanlışı niye getiriyorsunuz?..
YAHYA BAŞ (Devamla)-
Değerli arkadaşlar, hiç şüphesiz, arkadaşımızın söylediği de "yanlışı niye
getiriyorsunuz" şeklindeki yaklaşımı da cevaplandırılacak bir söz olduğu
için, ona da cevap vermek istiyorum.
HÜSEYİN BAYINDIR
(Kırşehir)- Ver de, karşılığını görürsün...
YAHYA BAŞ (Devamla)- Biz
yanlışı getirmiyoruz, eksiği düzelterek getiriyoruz. Bir eksiklik vardır,
görülememiştir, daha sonra görülmüştür, Meclis bunun için vardır ve
düzeltilecektir.
Şimdi şunu söylemek
istiyorum: Dönüşüm projelerinin yapılabilmesi için, yıllardır bu ülkede düşünülmüş,
konuşulmuş, ancak bir mesafe alınamamıştır. Özellikle büyük şehirlerimiz başta
olmak üzere, yaklaşık 15 kadar şehrimizin -daha fazlası da vardır belki-
çevresi gecekondularla doludur, sağlıksız yapılarla doludur. Az önce, burada,
Sayın Kumkumoğlu da, işte, insanların, yaşam şartlarının müsait olmadığı
konutlarda yaşamak zorunda olduklarını söyledi. Bütün bunları düzeltmek için,
yerel yönetimlerin imkânları, maalesef, buna yetmemektedir; yetmediğini de
gördük; zira, bu kadar zamandır gecekondular, bölgelerde, azalmak şöyle dursun,
devamlı çoğalmaktadır ve böyle sağlıksız yapılarda olabilecek her türlü
felaketler, hazır, kapıda beklemektedir.
Bütün bunları aşabilmek,
bunları çözebilmek için, hükümetimiz, Toplu Konut İdaresini de devreye
koymaktadır ve hükümetimizin bir hedefi vardı; o da, daha önceden ilan edilmiş
100 000 konut ve ihtiyaç sahiplerinin kira öder gibi konut sahibi olması. Bunun
için, bu taahhütleri, bugün, hangi belediyenin, hangi belediye imkânlarıyla
yapması mümkündür; elbette, bu, imkânsızdır ve belediyelerin bunu hızlı bir
şekilde yapması mümkün değildir. Ayrıca, bugün, belediyelerimizin, bırakın
konut yapmayı, mevcut işlerini yürütmek için bile imkânları yetersizdir,
birçoğu, bugün maaş ödeyemeyecek durumdadır.
Böyle, ihtiyacı çok yoğun
olan belediyelere, bizim, hızlı bir şekilde "haydi, dönüşüm projelerini
başlatın" dememiz ve onlardan bunu beklememiz mümkün değildir. Bu sektör,
yani, inşaat sektörü de Türkiye'de önemli bir sektördür. İşsizliğin çözümüne
büyük katkıda bulunacak sektör inşaat sektörüdür. Farkındaysanız, ülkemizde,
özellikle depremden sonra inşaat sektörü durmuş, depremin dışındaki diğer
krizleri de buna katarsak, bu sektör büyük bir yara almıştır ve âdeta,
duraklamıştır ve bundan sonra da işsizlik beraberinde gelmiştir.
Şimdi, hükümetimiz, konut
ihtiyacı sahiplerini sağlıklı konutlara kavuşturmak ve bunları kavuştururken
de, aynı zamanda inşaat sektörünü harekete geçirmek istemektedir, bu işte
lokomotif görevi yapmaktadır. Yoksa, Sayın Kumkumoğlu'nun dediği gibi, ilanihaye
hükümet bina yapacaktır diye bir idealimiz yoktur.
Değerli milletvekilleri,
çok iyi biliyorsunuz ki, planlar belediyeler tarafından yapılır. İmar planları
belediyelerin aslî görevleridir. Bu konuda yapılacak bir müdahalenin doğru
olmadığını biz de kabul ediyoruz. Bunun için, tasarının 2 nci maddesinde şöyle
bir değişiklik öneriyoruz: Planlar, yine, TOKİ (Toplu Konut İdaresi) tarafından
yapılır, hazırlanır; ancak, onama merciinin belediye meclisleri olmasını
öneriyoruz; önerimizde bunu getirdik. Biraz sonra, bu öneriyi, madde sırası
geldiğinde sunacak ve bu değişikliği talep edeceğiz. "Niçin; efendim,
belediyeler bunu onamakla sadece bir noter görevi mi yapacak" diye
söylenebilir. Ama, şunu biliyoruz ki, belediyelerimizin birçoğunun planlama
dairesi yoktur, planlama elemanı da yoktur. Bir kısmı, bunu, elemanı olmadığı
için dışarıya yaptırmak zorundadır; dışarıya yaptırmak için de özel kaynağı
yoktur. Bütün bu sıkıntılarını halledebilmesi için, âdeta, dışarıya yaptırmış
gibi TOKİ'ye yaptırmış olacak bu planları; ama, onama mercii yine belediyeler
olacaktır; belediyelerin elinden bu yetki alınmayacaktır.
Bugüne kadar... Bu tasarı
niçin böyle getirildi?... Bu tasarının böyle getirilmesinin altında da şu
yatıyor: Belediyeler, maalesef, gerek bürokrasinin uzun sürmesinden gerekse
bazılarının da artniyetinden, engellemek kastıyla, yıllarca bu planları
çıkarmadığını biliyoruz. Bu tür engellemelere de engel olabilmek için
belediyelere bu yetkiler verilmiş; ancak, onama için de bir süre
belirlenmiştir. O süre içerisinde, belediyeler, ister aynen isterse tadilen
onamasını yapabilir; yapmadığı takdirde, o süreden sonra resen uygulama
yapılacaktır; maddedeki değişiklik budur.
Bunun, bu şekilde
getirilmesinin maksadı da, belediyelerin yapılacak olan bu konut hamlesine
engel olmamasıdır. Belirli yasal süre içerisinde - ki, bu, tahmin ediyorum,
önergede üç aydır hatırladığım kadarıyla- üç ay içerisinde bunu onaylaması
gerekir.
Burada, şöyle bir
yaklaşım da getirilebilir: Bütün bunları söyleyerek, menfi tarafından bakarak
müspetini bulmaya çalışıyorum. Efendim, zaten, belediyelerin üç ayda bir
meclisleri toplanır; dolayısıyla, üç ay çok kısa bir süredir denilebilir;
ancak, bugün, belediyelerimizin -üç ayda bir toplanabileceği gibi- olağanüstü
toplantılar da yapması mümkündür. Böyle kamusal yarar arz eden konularda,
belediyelerimizin, muhakkak, mecburen olağanüstü toplantı yapmaya çalışmaları
gerekir, ki, bugünkü şartlarla bu söylediklerim geçerlidir. Yakında görüşülecek
olan Yerel Yönetimler Yasası Tasarısında, şu anda altkomisyonlarda görüşülen
tasarıda, zaten, belediye meclislerinin her ay toplanması, her ayın birinci
haftası toplanması önerisi getirilmektedir. Dolayısıyla, çok rahatlıkla, bir
ayda gelen bu dosyanın görüşülmesi, ertesi ay komisyona gönderilerek, tekrar,
ikinci ayda çıkarılması mümkündür. Zaten, komisyonlara da bir ay sonra muhakkak
dosyayı getirme zorunluluğu getiriliyor. Dolayısıyla, gelecek olan Yerel
Yönetimler Yasası Tasarısındaki görev sahası içerisinde bu görevin yapılması
istenilmektedir, bunda da hiçbir engel söz konusu değildir.
İşte, böylece, bu
tasarının can alıcı noktası olan 2 nci maddesi üzerinde böyle bir düzenleme
yapılarak, belediyelerin hiçbir zaman planlama yapma yetkileri ellerinden
alınmamaktadır. Ancak, bu toplu konut hamlesinin hızlı bir şekilde
yapılabilmesi için, acilen, böyle bir tasarıya ihtiyaç duyulmuş ve bu tasarı da
uygun bir duruma getirilmiştir ve getirilecektir.
Bu vesileyle, ben, bu
tasarının, ülkemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, Yüce
Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Baş.
Sayın Bakan söz
istemişlerdir.
Buyurun Sayın Bakanım.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Toplu Konut İdaresinin
kadro ihtiyacının karşılanması, Toplu Konut İdaresinin imar yetkilerinin
artırılması ve düzenlenmesiyle alakalı bir tasarı üzerinde değerli grup sözcüsü
arkadaşlarımızı dinleme imkânını bulduk, değerli fikirlerini burada yakından
takip ettik ve istifade ettiğimiz hususlar da oldu.
Değerli milletvekilleri,
Türkiye, yoğun göç hareketlerine maruz kalmış, ülkedeki sanayi planlamasının,
iskân planlamasının yetersiz olmasından, yanlış olmasından dolayı, ülkenin
nüfusunun önemli bir kısmını bir yanından diğer yanına taşımak durumuyla karşı
karşıya kalmıştır. Bu yoğun göç hareketleri, nüfus hareketleri nedeniyle
ülkemizdeki şehirlerin civarlarındaki hazine arazilerinin, vakıf arazilerinin,
orman vasfını yitirmiş arazilerin, herhangi bir planlamaya tabi tutulmaksızın
kullanılması, çarpık kentleşme gerçeğiyle, şehirlerimizi, beldelerimizi,
ilçelerimizi karşı karşıya bırakmıştır. Bugün, Türkiye'nin manzarasını
seyrettiğiniz zaman, kentlerin hiçbirisi, ruhunuzu okşayan görsel bir estetiğe,
tabloya sahip değildir. Kentlerin girişi, çıkışı, varoşları, gerçekten, insanın
yüreğini sızlatacak tablolara sahne olmaktadır. Cephesi, kat yüksekliği,
peyzajı, çevre anlayışı olmadan, sadece ve sadece, kafasını bir damın altına
soksunlar da nasıl olursa olsun, üzerlerine kar yağmasın, yağmur yağmasın,
soğuktan sıcaktan kendilerini bir nebze korusun da nasıl olursa olsun
anlayışıyla Türkiye'de üretilen yığınlarca, milyonlarca konut, bugün, ülkenin
başkentinin sağına soluna baktığınız zaman, en itibarlı semtlerinin birazcık
kenarlarına doğru gittiğiniz zaman karşılaşmış olduğunuz manzaralar, hakikaten,
fevkalade vahimdir. Bu, sadece estetik yönden vahamet bir tablo değildir; bu
tablonun, bir de, statik açıdan, yani, konutların sağlığı açısından taşımış olduğu
riskler vardır ki, bunların, bizi, ülkemizi ne denli ağır bedeller ödetmekle
karşı karşıya bırakabileceğini 17 Ağustos Marmara depreminde acı bir şekilde
gördük, yaşadık. Üretilen konutların gerekli mühendislik nosyonundan, gerekli
kontrol imkânlarından mahrum olarak yapılmasının ülkeye maliyetini, milyarlarca
dolarlık bir ekonomik tabloyu, onbinlerce insanın canına mal olan, onbinlerce
insanın sakat kalmasına mal olan bir insanlık dramıyla ülkemizin karşı karşıya
kaldığı gerçeğini, zannediyorum, burada, hiçbir değerli milletvekili arkadaşım
görmezlikten gelemez.
Şimdi, Türkiye'de, Toplu
Konut İdaresi, elbette ki, ülkemizde çağdaş kentleşmede, uydu kentlerin
oluşturulmasında, şu andaki kentlerin civarlarındaki mevcut gecekondu
alanlarının dönüştürülerek sağlıklı, yaşanabilir, çağdaş yerleşim alanlarının
yaratılmasında öncü bir görev üstlenmiş durumdadır. Toplu Konut İdaresi bu
görevi yerine getirirken, Hükümetimizin acil eylem planında olan 100 000
konutun 2004 yılı içerisinde temelini atarak, ülkemizde şu anda işsizliğin,
fukaralığın, yoksulluğun en temel çaresi olabilecek, istihdama çok önemli katkı
sağlayacak böyle bir ileri adım atmak istiyoruz. Niye; çünkü, inşaat sektörü en
çok istihdam sağlayan lokomotif sektördür.
Sadece inşaatın
binasında, arsasında, hafriyatında çalışan insanları görürseniz, bu fotoğrafı
bire bir görmüş olmanız demek değildir. Bu sektörün yan sektörleriyle birlikte,
100 000 konutun bir anda temelinin atılması, faaliyete geçmesi, inşaatların
ülkemizin dört bir tarafında aynı şekilde harekete geçmesi, başlamış olması,
yüzbinlerce insanın istihdamını da beraberinde getirecektir. Elbette ki bunu
kimsenin görmezlikten gelmesi mümkün değil. Yalnız, Toplu Konut İdaresi konut
ticareti yapmayı elbette ki hedeflemiyor; Toplu Konut İdaresinin esas arzu
etmiş olduğu şey, Hükümetin acil eylem planında da ortaya koyduğu şekliyle,
dargelirli insanlarımızın kira öder gibi, onları yormayacak, 10 yıllık, 15
yıllık, 20 yıllık süreler içerisinde, sahip oldukları konutun bedelini ödeyecek
bir formülü de bu düzenlemeyle getirmek istiyoruz. Bununla birlikte onun da
ilkadımı atılıyor.
Burada, Toplu Konut
İdaresinin almak istediği yetkilerden birisi imar yetkisi. Bu imar yetkisiyle
alakalı burada söylenen sözlere katılmak mümkün değildir. Niye katılmak mümkün
değildir; değerli milletvekilleri, Türkiye'de imar yetkisi belediyelerin
dışında başka kurumlar tarafından, başka idareler tarafından kullanılıyor mu;
evet, kullanılıyor. Kim tarafından kullanılıyor; 1994 senesinde Özelleştirme
İdaresine böyle bir yetki verilmiş mi; verilmiş; organize sanayi bölgeleriyle
alakalı Sanayi Bakanlığına böyle bir yetki verilmiş mi; verilmiş, Kültür ve
Turizm Bakanlığına turizm alan ve merkezlerinde her ölçekte plan yapmak ve
onamak yetkisi verilmiş mi; verilmiş. Peki şimdi, bu işin esas sahibi olan,
konut sektörünün öncü kuruluşu olan Toplu Konut İdaresinin böyle bir yetkiyi
alması...
ALİ TOPUZ (İstanbul) -
Onlar da yanlış.
NURİ ÇİLİNGİR (Manisa) -
Onlar şehir dışında, şehir içinde değil...
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Devamla) - Kaldı ki, bunun nasıl kullanılacağının, bunun, ülkedeki
bütün imar parselleri, imar alanları içerisinde yüzde kaçlara geleceğinin iyi
bilinmesi lazım. Toplu Konut İdaresi, bütün şehirlerin, bütün ilçelerin,
beldelerin imar planlarını yapacak değildir; gecekondu dönüşüm projelerinin
yapılacağı alanlarda bunu yapacak. Başka nerede yapacak bunu; valilikler
tarafından toplu konut alanı ilan edilmiş alanlarda yapacak. Bunlar o kadar
sınırlı alanlardır ki, Türkiye'deki imarlı parsellerin, imar alanlarının
onbinde 1'inden bile daha küçük alanlardır.
Şimdi, biz, Toplu Konut
İdaresinin böyle bir yetkiyi kullanmasını niye istiyoruz; şunun için istiyoruz:
Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin gerçeğini görmek lazım, Türkiye'nin
gerçeklerine gözlerimizi kapamamamız lazım. Türkiye'nin gerçeği şudur: Biz,
eğer, bu yetkiyi bu şekilde düzenleyip, Toplu Konut İdaresine bu inisiyatifi
vermezsek, Türkiye'de, 100 000 konutu on senede realize etmek mümkün değildir.
Niçin mümkün değildir; belediye meclislerine gelecek, belediye meclisleri,
bunun, sağına soluna, önüne arkasına bakacak, bir sene, iki sene, üç sene, beş
sene, on sene sürüncemede kalacak... O zaman, bu projelerin hiçbirisi hayat
bulmaz.
ALİ TOPUZ (İstanbul) -
İlk defa siz mi yapıyorsunuz?..
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Devamla) - Bakın, ben size, burada bazı örnekler vereyim.
Bingöl'deki deprem konutları yapılırken, Bingöl Belediye Başkanı konutları
yıkmak için hareket etti mi etmedi mi; etti. Ankara'nın Çankayasında, şu Dikmen
Vadisindeki Dikmen Projesi on yıldan bu tarafa akim kalıyor mu kalmıyor mu;
kalıyor. Niye; Çankaya Belediyesi ile Büyükşehir Belediyesi arasında çatışma
var, kavga var; onun için kalıyor, anlaşamıyorlar. Birisi "yetki
benim" diyor, ama meclisini toplayamıyor, kararını alamıyor veya aldığı
kararı öteki bozuyor... Bunların Türkiye'ye maliyetinin ne kadar pahalı
olduğunu, ne kadar ağır olduğunu, zannediyorum, bizi televizyonları başında
izleyen değerli vatandaşlarımız ve siz değerli milletvekili arkadaşlarım da
takdir edeceklerdir.
Emlak Bankasından Toplu
Konut İdaresine intikal eden araziler var, binalar var; bunlar, elbette ki
ilave sorumluluklar getirmiştir Toplu Konut İdaresi. 55 personeli bunun için
Toplu Konut İdaresi istiyor, bu kadroyu onun için istiyor. Yine, burada, Toplu
Konut İdaresi avukatlarının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi
avukatlarla aynı hakkı elde etmesi için bir düzenleme yapılmak isteniyor.
Bizim burada esas yapmak
istediğimiz, Toplu Konut İdaresinin, Türkiye'nin kentleşme sürecindeki öncü rolünü
bir müddet oynamasıdır; ama, bunun, elbette ki sonsuz olması düşünülemez. Niye;
bu işi özel sektörün yapması lazım; doğrusu budur; ama, şu anda Türkiye'nin
gecekondu dönüşüm projelerini özel sektör eliyle yapması mümkün değildir.
Yine, bizim finans
kurumlarına ortak olmamızdan bahsediliyor. Anamuhalefet Partisi sözcüsü
arkadaşımız, şirketlere ortak olmasından, finans kurumlarına ortak olmasından
bahsediyor, bunun da doğru olmadığından bahsediyor.
Şimdi, buradaki hedef
şudur: Biliyorsunuz, Amerika'da, Avrupa'da, gelişmiş ülkelerde mortgage sistemi
var. Yani, oralarda, üretilen konutları, bankalar kendileri finanse ediyorlar,
o finans kurumları ile üreticiler arasında, binaları yapanlar arasında bir
ortaklık sistemi var, ipotek sistemi işliyor, yirmi yıllık, yirmibeş yıllık
uzun vadelerle, vatandaş, çok kolaylıkla istediği konutun sahibi olabiliyor.
Türkiye'de böyle bir imkân yok. Bununla alakalı, Maliye Bakanlığı ve Sermaye
Piyasası Kurulunun yapmış olduğu çalışmalar var. İşte bu çalışmalar tamamlandığı
zaman, bu düzenlemeyle birlikte, bunun altyapısı burada atılmış oluyor, adımlar
atılmış oluyor. Bununla birlikte, hükümetin, bu sistemi Türkiye'ye taşıma
niyeti var. Vatandaşın, Türkiye'de, ucuz ve sağlıklı konut sahibi olmasını
istiyoruz. Bunu içinizde istemeyen var mı? Biz, vatandaşın, uzun vadeli, ödeme
gücünü aşmayacak bir ödeme takvimiyle konut sahibi olmasını istiyoruz. Bunu
içinizde istemeyen var mı?.. Burada atılan adımları, sadece ve sadece siyasî
polemik konusu yaparak bunlardan birtakım neticelere varmaya çalışmak,
doğrusunu söylersek, çok da hoş olmuyor.
Ayrıca, şunu söyleyeyim:
Tabiî, biz, yapacak olduğumuz imar düzenlemesiyle, buradaki imar yetkileriyle,
çevre bütünlüğünü bozmayacak bir şekilde imar planlaması yapılmasını arzu
ediyoruz.
Şimdi, değerli
milletvekili arkadaşlarımız önerge vereceklerini söylüyorlar. Elbette ki,
burada, milletvekili arkadaşlarımızın önerge verme hakları var, yetkileri var.
Milletvekilinin özgür iradesiyle verecek olduğu önerge, bizim için de
muhteremdir, bizim için de saygıdeğerdir. Yani, biz, Hükümet olarak, Bakanlık
olarak her şeyi yapacağız, geleceğiz... Burası sadece tasdik mercii değildir.
Milletvekilleri, özgür iradeleriyle, katılımcılığın gereği olarak, kendilerinin
uygun görmediği hususlardaki fikir ve düşüncelerini, önergelerle kanunların
metinlerine derç ederler. Bu da, aslında, demokrasinin çok güzel bir tarafıdır.
Değerli milletvekilleri,
Toplu Konut İdaresinin, alacak olduğu bu yetkiyle -şundan emin olunuz ki- 2004
yılı içerisinde 100 000 konutun temeli atılacak ve ülkemizde, bugüne kadar
sağlıksız şartlar içerisinde, çarpık kentleşmenin, sosyal yetersizlikler
içerisindeki çevrenin baskısı altında arzu etmiş olduğu sosyal donatıya sahip
olamamış, çocuğunu parkta oynatma imkânına sahip olamamış, hemen yanıbaşındaki
prestijli bir okula çocuğunu gönderme imkânına sahip olamamış vatandaşlarımıza
böyle bir imkânın yolunu açmak istiyoruz.
Onun için, verecek
olduğunuz desteğe teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri,
tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Tasarının maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
1 inci maddeyi okutuyorum:
TOPLU KONUT KANUNUNDA VE GENEL KADRO VE USULÜ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN EKİ CETVELLERİN TOPLU
KONUT İDARESİ BAŞKANLIĞINA AİT BÖLÜMÜNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA
KANUN TASARISI
MADDE 1.- 13.12.1983
tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
eki (I) sayılı cetvelin Toplu Konut İdaresi Başkanlığına ilişkin bölümünde yer
alan "Dış İlişkiler Dairesi Başkanı" unvanı "Strateji Geliştirme
Dairesi Başkanı" olarak değiştirilmiş ve ekli listede yer alan kadrolar
ihdas edilerek anılan Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Toplu
Konut İdaresi Başkanlığına ilişkin bölümüne eklenmiştir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
1 inci maddeyi, ekli
cetveliyle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.- 2.3.1984
tarihli ve 2985 sayılı Toplu Konut Kanununun 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Madde 4.-
Başkanlık, gecekondu dönüşüm projesi uygulayacağı alanlarda veya mülkiyeti
kendisine ait arsa ve arazilerden konut uygulama alanı olarak belirlediği
alanlarda veya valiliklerce toplu konut iskân sahası olarak belirlenen
alanlarda her tür ve ölçekteki imar plânlarını yapmaya, yaptırmaya ve tadil
etmeye yetkilidir. Bu plânlar Başkanlığın bağlı bulunduğu Bakan tarafından
onaylanır ve Başkanlıkça tespit edilen ilân yerlerinde ve varsa belediyesinde
onbeş gün süre ile ilan edilir. Onbeş günlük ilân süresi içinde plânlara itiraz
edilebilir. Başkanlık itirazları onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara
bağlar. Bu kararların Başkanlığın bağlı bulunduğu Bakan tarafından onaylanması
suretiyle plânlar yürürlüğe girer.
Başkanlıkça yapılacak
plânlara ve bu plânların uygulanmasına dair işlemlere esas olmak üzere diğer
kamu kurum ve kuruluşlarından istenilen bilgi, belge ve görüş bir ay içinde
verilir. Bu süre sonunda istenilen bilgi, belge ve görüşün verilmemesi
durumunda ilgili iş ve işlemler Başkanlıkça re'sen tesis edilir.
Başkanlık, kanundaki
görevleri çerçevesinde gerçek ve tüzel kişilere ait arazi ve arsaları ve
bunların içerisinde veya üzerinde bulunan her türlü eklenti ve yapıları
kamulaştırmaya yetkilidir. Başkanlık tarafından yapılacak kamulaştırmalar,
4.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin
ikinci fıkrasındaki iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma
sayılır."
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Birgen Keleş;
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz 10 dakika.
CHP GRUBU ADINA BİRGEN
KELEŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; incelemekte olduğumuz
tasarının 2 nci maddesine ilişkin olarak Grubum adına söz almış bulunuyorum ve
Yüce Meclise saygılar sunuyorum.
İncelemekte olduğumuz
tasarı, daha önce arkadaşımın da belirttiği gibi, tek madde olarak geldi ve 55
ekkadro verilmesini ve bir daire başkanlığının adının değiştirilmesini öngören
bir tasarı olarak geldi; fakat, son dakikada verilen önergelerle, 2 tane önemli
madde değişikliği ve 2 tane de ekmadde içeren bir tasarı haline geldi. Şimdi,
diyeceksiniz ki: "Bunun üzerinde niye duruyorsunuz? İşte, çalışma yapıyor
Plan ve Bütçe Komisyonu, bu çerçevede bu şekli almış."
Değerli arkadaşlarım, bu,
ilk ve tek örnek değil. Bakın, İktidarınız şunları yapıyor: Normalde, tasarı
olarak gelmesi gereken kanunları bize teklif olarak getiriyor. Mesela, en son
örnek özelleştirmeyle ilgili bir teklifti. "Bu neden tasarı halinde
gelmedi; fevkalade önemli maddeler içeriyor" dediğimiz zaman, Maliye
Bakanı ve oradaki arkadaşlar, her milletvekilinin teklif verme hakkının
olduğunu söyledi; ama, sonra, Maliye Bakanınız, herhalde çok meşgul olduğu
için, tartışmanın sonuna doğru bu söylediklerini unuttu ve bu metni hazırlamak
için ne kadar büyük çaba gösterdiklerini, Dünya Bankası uzmanlarıyla da bir
araya gelerek çalıştıklarını itiraf etti. Plan ve Bütçedeki arkadaşlarıma
sorun; aynen böyle cereyan etti veyahut da şu oluyor: Bir madde, iki madde
olarak geliyor tasarı ve fakat, ondan sonra son dakikada verilen önergelerle değişik
ve inanılmaz bir hal alıyor. Oysa, değerli arkadaşlarım, bir hükümet, kendi
tasarılarına sahip çıkmalı veyahut da sahip çıkacağı tasarıları getirmeli
Meclisin huzuruna. İki, bir hükümet, iktidar ve muhalefet partisi
milletvekillerine, o tasarıyı yeterince inceleyecek ve ciddî bir şekilde
katkıda bulunacak fırsatı sağlamalı. Bakın, biraz önce Grubunuz adına konuşan
arkadaşım, eğer yanılmıyorsam, dün hayretler içerisindeydi. Birkaç arkadaşıyla
birlikte "olmaz yahu böyle şey, olmaz" diyordu. Gerçekten olmaz; ama,
işte, son dakikada okudukları için, fark ettikleri için, bu değişikliği,
önergedeki değişikliği buraya getiriyor; ama, ben arkadaşımın çok değerli bir
birikimi olduğuna inanıyorum ve birlikte tartıştıkları diğer arkadaşların da.
Belki, yeterince zaman verilse kendisine, daha doğru dürüst katkılarda
bulunacaklardı ve başka yerlerini de düzelteceklerdi. Bu konular üzerinde bunun
için duruyoruz.
Bağışlarsanız eğer, yerel
yönetimlerin malî olanakları olmadığını, onun için şeylere imkân tanıdığınızı paylaşamayacağım;
çünkü, yerel yönetimlerle ilgili olarak getirdiğiniz tasarı, biliyorsunuz ki,
birkaç bakanlık dışında bütün bakanlıkların görevlerini yerel yönetimlere
veriyor. Peki, yerel yönetimlerin eğer kaynakları yoksa ve bundan sonra da
kaynağı olmayacaksa bu değişikliği neden yapıyorsunuz; neden kendinizi
kandırıyorsunuz, toplumu da kandırıyorsunuz, eğer amacınız kamu yönetiminde bir
boşluk yaratmak ve başka şeyleri o arada devreye sokmak değilse?! Onun için,
ben, pek çok arkadaşımın, eğer biraz düşünürlerse, bu konularda çok duyarlı
davranacaklarına, çünkü, bize hak vereceklerine inanıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
tasarının 2 nci maddesi, 2.3.1984 tarih ve 2985 sayılı Toplu Konut Yasasının 4
üncü maddesini değiştirmektedir ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığını, gecekondu
dönüşüm projesi uygulayacağı alanlarda veyahut da kendi mülkiyetinde olan
arsalardan ve arazilerden konut uygulama alanı olarak belirlediği yerlerde veya
valiliklerce toplukonut alanı olarak belirlenen bölgelerde her tür ve ölçekteki
imar planlarını yapmaya, yaptırmaya ve tadil etmeye yetkili kılmaktadır.
Şimdi, yapılan bu
planlar, Başkanlığın bağlı olduğu bakan tarafından onaylandığında, herhangi bir
yerde, yani, Başkanlığın uygun göreceği bir yerde veyahut da, varsa eğer,
belediyede ilan edilecektir. O süre içinde yapılan itirazlar Başkanlık
tarafından incelenecek, sonuçlandırılacak ve bakan tarafından onaylandığında da
kesinleşerek yürürlüğe konulacaktır. Gerek planların yapılması gerek
uygulanması sırasında ihtiyaç duyulan bilgi, belge ve görüşler bir ay
içerisinde Başkanlığa verilecektir; verilmese de gam değil; çünkü, Başkanlık,
resen, istediği işlemi ve değişikliği kendisi gerçekleştirmiş olacaktır.
Ayrıca, bu maddeyle,
Toplu Konut İdaresi Başkanlığına, görevleri nedeniyle gerçek ve tüzelkişilere
ait arsa ve arazileri ve bunların üzerindeki yapıları da kamulaştırma yetkisi
verilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
biraz önce sözünü ettiğimiz gibi, bir defa, tasarının böyle son dakikada
değiştirilerek buralara gelmesi doğal bir şey değildir. İkincisi, gecekondu
dönüşüm bölgelerinde, toplukonut arazilerinde ve valiliğin tayin ettiği
yerlerde her ölçekte imar planı yapma, yaptırma ve tadil etme yetkisinin Toplu
Konut İdaresi Başkanlığına verilmesi de belediyelerle ilgili bir yetkinin gaspedilmesinden
başka bir şey değildir.
Değerli arkadaşlarım,
kaldı ki, bu getirilen değişiklik sadece belediyelerle ilgili yetkiyi değil,
aynı zamanda yöre insanının kendi yaşayacağı bölgedeki olanlara karşı görüş
bildirmesini de, karar alma hakkını da gaspetmektedir.
Şimdi, biraz önceki
önergenin sahibi olan ve Grubunuz adına konuşan arkadaşımız "değişiklik
getirdik ya" demeye getiriyor, bana, karşıdan. Değişiklik getiriyorsunuz;
ama, o değişikliği, sonunda, Meclis reddettiğinde ne oluyor; "Toplu Konut
İdaresi bildiği işi yapar" dedi Bakan. Bakanınız "Toplu Konut İdaresi
bildiği işi yapar" dedi. O zaman, siz, etrafı yumuşatmak için, belediye
başkanlarınızı teskin etmek için bir önerge getiriyorsunuz; uygulamada yaşama
geçirilmeyecek bir önerge getiriyorsunuz demektir.
Şimdi, tasarıda, Toplu
Konut İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan imar planlarına, belediyenin ve
yöre halkının görüşlerini yansıtması için herhangi bir mekanizma
öngörülmemiştir. Belediye meclisinin onayına sunulması da böyle bir mekanizma
değildir.
Değerli arkadaşlarım,
kabul veyahut da reddedilmesi değildir sorun; onların isteklerinin
yansıtılması, taleplerinin yansıtılması, ihtiyaçlarının yansıtılmasıdır.
Dolayısıyla, böyle bir mekanizma, yine de, o değişikliğe rağmen -eğer yapacaksanız
o değişikliği- öngörülmemiştir. Üstelik, onbeş günlük süre içerisinde yapılan
itirazların değerlendirilerek kesinleştirilmesi, hukukun itiraz yoluna ilişkin
temel ilkelerine de aykırıdır. Neden; çünkü, değerli arkadaşlarım, normal
olarak, itiraz mercii, kararına itiraz edilenin üstünde bir merci olmalıdır;
yani, kararı hazırlayan, yapan kurumların, mercilerin, organların, ona karşı
yapılan eleştirileri objektif olarak değerlendirmesi fevkalade güç bir olaydır.
Değerli milletvekilleri,
kaldı ki, 2 nci madde, çağdaş gelişmelere de, İktidar tarafından hazırlanan ve
komisyonlarda halen tartışılmakta olan yasalara da aykırıdır. Çağdaş
gelişmeler, yerel yönetimlere daha fazla yetki devredilmesini öngörmektedir.
Kamu Yönetimi Temel Yasası Tasarısıyla -biliyorsunuz, son birkaç maddesi kaldı-
merkezî idarenin bütün görevlerini yerel yönetimlere devretmiş bulunuyoruz.
Komisyonlarda ele alınan, incelenen tasarılarda da pek çok yetki belediyelere
devredilmektedir.
Şimdi, bu, bir kaos da
yaratacaktır değerli arkadaşlarım. Sadece çelişkili değildir, aynı zamanda
kaosa yol açacaktır; çünkü, Belediyeler Yasası Tasarısı, arsa ve konut üretimi,
kentsel gelişim alanları gibi konularda belediyeleri görevlendirmektedir.
Ayrıca, il özel idarelerine ve büyükşehir belediyelerine de, kendi ilgili yasa
tasarılarıyla, imar planları yapma yetkisi verilmiştir.
Şimdi, 2 nci maddeyle,
imar planları yapma yetkisinin büyük ölçüde veyahut da bir ölçüde Toplu Konut
İdaresine verilmesi, Anayasayla da çelişkilidir. Neden; çünkü, Anayasaya göre,
mahallî müşterek ihtiyaçlar, yerel yönetimlerce karşılanır. Yerleşme ve konut
politikaları ile imar planları, mahallî müşterek ihtiyaçlardır.
Değerli arkadaşlarım,
tasarıdaki 2 nci maddeyle, Toplu Konut İdaresine geniş ve sınırsız bir yetki
verilmektedir; her tür ve ölçekte imar planları yapmaya, yaptırmaya ve
mevcutları da tadil etmeye yetkilidir. Dikkatinizi çekerim, Bu şekliyle 2 nci
madde, Anayasanın 2 nci, 6 ncı ve 127 nci maddelerine aykırıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Keleş, 1
dakika içinde konuşmanızı tamamlarsanız...
BİRGEN KELEŞ (Devamla) -
2 dakika veriyorsunuz genel olarak...
Anayasanın 2 nci
maddesine aykırıdır; çünkü, hukuk devleti olmanın gerekleriyle
bağdaşmamaktadır. Hukuk devletinde, değerli arkadaşlarım, yargı denetimi
önemlidir. Yargı denetiminin yapılabilmesi için de, görev ve yetkilerin
sınırlarının belirlenmesi gerekir. Halbuki bu 2 nci maddede böyle bir sınır
belirleme söz konusu değildir.
Anayasanın 6 ncı
maddesine aykırıdır; çünkü, merkezî idareye, Anayasayla kendisine verilen idarî
vesayet yetkisinden daha fazla, onu aşan bir yetki vermektedir. Oysa, hiçbir
organ, Anayasadan kaynaklanmayan bir yetkiyi kullanamaz.
Nihayet, Anayasanın 127
nci maddesine aykırıdır; çünkü, Anayasanın 127 nci maddesinde, mahallî müşterek
ihtiyaçların yerel yönetimler tarafından karşılanacağı öngörülmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Keleş, 1
dakika daha ilave süre veriyorum size.
Buyurun.
BİRGEN KELEŞ (Devamla) -
Nitekim, değerli arkadaşlarım, Anayasa Mahkemesinin 26.9.1991 tarihli
E.1990/38, K.1991/32 sayılı kararında, yerel ortak gereksinimleri karşılamakla
yerel yönetimler görevli olduğundan, yerel ölçekteki planların yapılmasında
yerel yönetimlerin devredışı bırakılamayacağı belirtilmektedir. Özelleştirme
İdaresi Başkanlığına, Çevre, Orman, Turizm, Sanayi Bakanlıklarına verilen plan
yapma yetkileri farklı şeylerdir, örnek olarak gösterilmemelidir. Kaldı ki, çok
iyi bildiğim için söylüyorum, Özelleştirme İdaresi Başkanlığına bırakılan yetki
tamamıyla Anayasaya aykırıdır ve belediyelerin görevlerini gasbetmekten başka
bir şey değildir.
İncelemekte olduğumuz 2
nci madde demokratikleşmeye de aykırıdır; çünkü, insanların yaşadıkları
yörelerde kendileriyle ilgili kararlara katılmaları, demokratikleşmenin
vazgeçilmez bir unsurudur ve yönetimin şeffaflığı ilkesinin de bir gereğidir.
Onun için, değerli
arkadaşlarım, bu maddenin geri çekilerek, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının
kuruluş amacını aşmayacak, karmaşa yaratmayacak, çağdaş gelişmelere ve
Anayasaya ters düşmeyecek şekilde yeniden düzenlenmesi, gördüğüm kadarıyla, tek
çıkar yoldur.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Keleş.
Maddeyle ilgili 1 önerge
vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Toplu
Konut Kanununda ve Genel Kadro Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki
Cetvellerin Toplu Konut İdaresi Başkanlığına Ait Bölümünde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının 2 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
|
Salih
Kapusuz |
Telat
Karapınar |
Halil
İbrahim Yılmaz |
|
Ankara |
Ankara |
Kütahya |
|
Fikret
Badazlı |
Hüsnü
Ordu |
Asım
Aykan |
|
Antalya |
Kütahya |
Trabzon |
MADDE 2.- 2.3.1984
tarihli ve 2985 sayılı Toplu Konut Kanununun 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Madde 4.-
Başkanlık, gecekondu dönüşüm projesi uygulayacağı alanlarda veya mülkiyeti
kendisine ait arsa ve arazilerden konut uygulama alanı olarak belirlediği
alanlarda veya valiliklerce toplu konut iskân sahası olarak belirlenen
alanlarda çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde her tür ve ölçekteki
imar planlarını yapmaya, yaptırmaya ve tadil etmeye yetkilidir. Bu planlar,
büyükşehir belediye sınırları içerisinde kalan alanlar için büyükşehir belediye
meclisi tarafından, il ve ilçe belediye sınırları ile mücavir alanları
içerisinde kalan alanlar için ilgili belediye meclisleri tarafından, beldelerde
ve diğer yerlerde ilgili valilik tarafından, planların belediyelere veya valiliğe
intikal ettiği tarihten itibaren üç ay içerisinde aynen veya değiştirilerek
onaylanması suretiyle yürürlüğe girer. Üç ay içerisinde onaylanmayan planlar
Başkanlık tarafından resen yürürlüğe konur.
Başkanlık kanundaki
görevleri çerçevesinde gerçek ve tüzel kişilere ait arazi ve arsaları ve bunlar
içerisinde veya üzerinde bulunan her türlü eklenti ve yapıları kamulaştırmaya
yetkilidir. Başkanlık tarafından yapılacak kamulaştırmalar 4/11/1983 tarihli ve
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki, iskân
projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma sayılır."
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, çoğunluğumuz hazır olmadığı
için katılamıyoruz; takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu efendim?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI
OSMAN PEPE (Kocaeli) - Katılıyoruz Sayın Başkanım.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Toplu Konut İdaresi
Başkanlığının görev alanına giren konut ve kentleşmeye dair konular, önemi
nedeniyle, 59 uncu hükümet programında ve öncelikli hedeflerin belirlendiği
acil eylem planında yer aldığı gibi, gecekondulaşmanın önlenmesi ve gecekondu
dönüşümünün sağlanması, konut ve kentleşmeye dair sorunların çözümü
uluslararası düzeyde önem arz eden hususlardır.
Ülkemizdeki hızlı
kentleşme sürecinin, arsa ve konuta olan ihtiyacı hızlı bir şekilde artırdığı,
ancak, sosyoekonomik güçlüklerin bu ihtiyacın giderilmesini zorlaştırdığı
bilinen bir gerçektir. Diğer taraftan, bu alandaki diğer bir önemli sorun da
kaçak, ruhsatsız yapılaşma ve gecekondulaşmadır. Dargelirli vatandaşlarımızın
sağlıklı bir çevrede, her türlü modern standartlara sahip konutlar edinebilme
sorunu büyük boyutlardadır. Özellikle kentlerimizin etrafında oluşan kaçak
yapılaşmış alanlar kentler için sosyal ve fiziksel açıdan büyük problemler
yaratmaktadır.
Hükümetin öncelikli
hedeflerinin belirlendiği acil eylem planında, kentlerde arsa üretimi ve
arzının artırılması suretiyle planlı şehirleşmenin sağlanması, modern altyapı
ve sosyal donatılarıyla birlikte konut seferberliği başlatılması,
gecekondulaşmanın önlenmesi ve mevcut gecekonduların kaldırılarak modern bir
kent görünümünün oluşturulması için gecekondu sahiplerinin de desteğini alacak
şekilde alternatif modeller oluşturulması, önemli öncelikler olarak
belirlenmiştir.
Bilindiği üzere,
hizmetlerin gerekleri ve özelliği doğrultusunda, sınırları belirlenmek kaydıyla
merkezî idarenin imar planı hususunda istisnaen yetkilendirilmesi mümkün
olabilmektedir. Kültür ve turizm bölgeleri için Kültür ve Turizm Bakanlığına
imar yetkisi veren 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 7 nci maddesi,
Bayındırlık ve İskân Bakanlığına ve özelleştirme kapsamındaki kuruluşlara ait
arsalarda Özelleştirme İdaresi Başkanlığına imar yetkisi veren İmar Kanununun 9
uncu maddesi ile organize sanayi bölgelerindeki imar yetkisini düzenleyen
Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 4 üncü maddesi, bu nitelikte halen
yürürlükte olan istisnalardır.
Bu düzenlemede ise, aynen
veya değiştirilmek suretiyle onaylama yetkisi yine yerel yönetimlere ait olmak
kaydıyla sadece gecekondu dönüşüm projesi uygulanacak alanlarda veya mülkiyeti
kendisine ait arsa ve arazilerden konut uygulama alanı olarak belirlediği
alanlarda ve valiliklerce toplu konut uygulama alanı olarak belirlenen
sahalarda uygulanmak üzere, çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde, imar
planı yapma teknik ve ilkelerine uygun biçimde imar planlarının Başkanlık
tarafından hazırlanması öngörülmüştür. Böylece, yerel yönetimlerin yetkisi
dahilinde ve işbirliği içerisinde imar planı sürecinin hızlandırılması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi, kabul
edilen önerge doğrultusundaki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 3.- Toplu Konut
Kanununun değişik ek 1 inci maddesinin (e) bendindeki "kurulmuş şirketlere
iştirak etmek" ibaresi "kurulmuş şirketlere ve finans kurumlarına
ortak olmak" olarak değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
3 üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
4 üncü maddeyi ve ek 6
ncı maddeyi beraber okutuyorum:
MADDE 4.- Toplu Konut
Kanununa aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.
EK MADDE 6.- Başkanlık
gecekondu bölgelerinin tasfiyesine veya iyileştirilerek yeniden kazanımına
yönelik olarak gecekondu dönüşüm projeleri geliştirebilir, inşaat uygulamaları
ve finansman düzenlemeleri yapabilir. Bu amaçla gecekondu bölgelerinde, gerçek
kişilerin ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan gayrimenkuller
ile 24.2.1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı
Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin
Değiştirilmesi Hakkında Kanuna göre hak sahibi olan kişilerin haklarına konu
gayrimenkullerin değeri Başkanlık tarafından tespit edilir ve Başkanlık bu
kişilerle proje çerçevesinde anlaşmalar yapabilir. Bu anlaşmaların usul ve
esaslarını belirlemeye Başkanlık yetkilidir.
Gecekondu Dönüşüm Projesi
çerçevesinde idare tarafından yapımı gerçekleştirilen konutların bedelleri
proje uygulamalarının yapıldığı illerdeki mevcut ekonomik durum, doğal afetler,
konut rayiç bedelleri ve gecekondu bölgesindeki kişilerin gelir durumu göz
önünde bulundurularak gerekli görüldüğünde kamuoyuna ilan edilerek yapım
maliyetlerinin altında tespit edilebilir. Bu madde uyarınca konut bedellerini,
ödeme şeklini ve süresini belirlemeye Toplu Konut İdaresi Başkanının önerisi
üzerine Başkanlığın bağlı bulunduğu Bakan yetkilidir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Sayın milletvekilleri, ek
madde 6'yı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Ek madde
6 kabul edilmiştir.
Ek madde 7'yi okutuyorum:
EK MADDE 7.- Başkanlık
lehine sonuçlanan dava ve icra takipleri nedeniyle hükme bağlanarak karşı
taraftan tahsil olunan vekâlet ücretlerinin; hukuk müşavirlerine, avukatlara ve
hukuk servislerinde fiilen görev yapan memurlara dağıtımı hakkında 2.2.1929
tarihli ve 1389 sayılı Devlet Davalarını İntaç Eden Avukat ve Saireye Verilecek
Ücreti Vekalet Hakkında Kanun hükümleri kıyas yolu ile uygulanır."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Ek madde 7'yi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, 4
üncü maddeyi ek madde 6 ve ek madde 7'yi içerecek şekilde oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
5 inci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 5.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
5 inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler.. Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
6 ncı maddeyi okutuyorum:
MADDE 6.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
6 ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Tasarı kanunlaşmıştır;
hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Uluslararası
Telekomünikasyon Birliği Kuruluş Yasası ve Sözleşmesinde Değişiklik Yapan
Marakeş Tam Yetkili Temsilciler Konferansı Sonuç Belgelerinin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun
müzakeresine başlıyoruz.
8.- Uluslararası Telekomünikasyon Birliği Kuruluş Yasası ve
Sözleşmesinde Değişiklik Yapan Marakeş Tam Yetkili Temsilciler Konferansı Sonuç
Belgelerinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/734) (S. Sayısı: 425) (x)
BAŞKAN - Komisyon?..
Burada.
Hükümet?.. Burada.
Komisyon raporu 425 sıra
sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1 inci maddeyi
okutuyorum:
ULUSLARARASI TELEKOMÜNİKASYON BİRLİĞİ KURULUŞ YASASI VE SÖZLEŞMESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPAN
MARAKEŞ TAM YETKİLİ TEMSİLCİLER
KONFERANSI SONUÇ BELGELERİNİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1. - 23 Eylül-18
Ekim 2002 tarihlerinde Marakeş'te yapılan Uluslararası Telekomünikasyon Birliği
(ITU) Tam Yetkili Temsilciler Konferansında kabul edilen Uluslararası
Telekomünikasyon Birliği Kuruluş Yasası ve Sözleşmesi (Cenevre-1992)'nde
değişiklik yapan Sonuç Belgelerinin onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
1 inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2. - Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
2 nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 3. - Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
3 üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.
Açıkoylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açıkoylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
oylama için 3 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen
üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme
giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy
kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy
pusulasını, yine, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği Kuruluş Yasası ve
Sözleşmesinde Değişiklik Yapan Marakeş Tam Yetkili Temsilciler Konferansı Sonuç
Belgelerinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının açıkoylama
sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı: 279
Kabul: 277
Ret: 2 (x)
Böylece, kanun tasarısı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Belçika Krallığı Hükümeti Arasında Gümrük ile İlgili Konularda
Karşılıklı İdarî Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun müzakerelerine başlıyoruz.
9.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Belçika Krallığı
Hükümeti Arasında Gümrük ile İlgili Konularda Karşılıklı İdarî Yardım
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/749) (S. Sayısı: 433) (xx)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükümet yerinde..
Komisyon raporu 433 sıra
sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Tasarının maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
1 inci maddeyi
okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BELÇİKA KRALLIĞI HÜKÜMETİ
ARASINDA GÜMRÜK İLE İLGİLİ KONULARDA KARŞILIKLI İDARÎ YARDIM ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1. - 3 Kasım 2003
tarihinde Ankara'da imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Belçika
Krallığı Hükümeti Arasında Gümrük ile İlgili Konularda Karşılıklı İdari Yardım
Anlaşması"nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
1 inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2. - Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
2 nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 3. - Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.
Açıkoylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açıkoylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için 2 dakika süre
vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden
yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy
pusulalarını, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy
kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy
pusulasını, yine, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Belçika Krallığı Hükümeti Arasında Gümrük ile İlgili
Konularda Karşılıklı İdarî Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 271
Kabul : 271(x)
Böylece, tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Sayın milletvekilleri,
Türkiye Cumhuriyet Hükümeti ve Brezilya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Savunma Konularında İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun müzakeresine
başlıyoruz.
10.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Brezilya Federal
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Konularında İşbirliğine Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/751) (S. Sayısı: 434) (xx)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükümet yerinde.
Komisyon raporu 434 sıra
sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Tasarısının maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
1 inci maddeyi
okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE BREZİLYA FEDERAL CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA SAVUNMA KONULARINDA İŞBİRLİĞİNE DAİR ANLAŞMANIN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE l. - 14 Ağustos
2003 tarihinde Brasilia'da imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve
Brezilya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Konularında İşbirliğine
Dair Anlaşma"nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
1 inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler.. Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
2 nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler.. Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
3 üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.
Açıkoylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açıkoylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
oylama için 2 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen
üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme
giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy
kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy
pusulasını, yine, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Brezilya Federal Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Savunma Konularında İşbirliğine Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu
açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 289
Kabul : 289 (x)
Böylece, tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi Önündeki Yargılama Sürecine Katılan Kişilere İlişkin Avrupa
Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu raporunun müzakeresine başlıyoruz.
11.- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Önündeki Yargılama
Sürecine Katılan Kişilere İlişkin Avrupa Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/763) (S.
Sayısı: 435) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükümet yerinde.
Komisyon raporu 435 sıra
sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Tasarının maddelerine
geçilmesini oylarınıza arz ediyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
1 inci maddeyi
okutuyorum:
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÖNÜNDEKİ YARGILAMA SÜRECİNE
KATILAN KİŞİLERE İLİŞKİN AVRUPA SÖZLEŞMESİNİN ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1. - Türkiye
tarafından 3 Temmuz 2002 tarihinde Strasbourg'da imzalanan "Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi Önündeki Yargılama Sürecine Katılan Kişilere İlişkin Avrupa Sözleşmesi"nin
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2. - Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
2 nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 3. - Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
3 üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.
Açıkoylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açıkoylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
oylama için 2 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen
üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme
giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy
kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun
rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine,
oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını
rica ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Önündeki Yargılama Sürecine
Katılan Kişilere İlişkin Avrupa Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 262
Kabul : 262 (x)
Buna göre, kanun tasarısı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Türkiye'de Ulusal Fonun
Kurulması Hakkındaki Mutabakat Zaptının Ekinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarı ve Dışişleri Komisyonu raporunun müzakeresine başlıyoruz.
12.- Türkiye'de Ulusal Fonun Kurulması Hakkındaki Mutabakat
Zaptının Ekinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/771) (S. Sayısı: 436) (xx)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükümet yerinde.
Komisyon raporu 436 sıra
sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Tasarının maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
1 inci maddeyi
okutuyorum:
TÜRKİYE'DE ULUSAL FONUN KURULMASI HAKKINDAKİ MUTABAKAT
ZAPTININ EKİ’NİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1.- Türkiye
Cumhuriyeti tarafından 30 Temmuz 2003 tarihinde, Avrupa Topluluğu tarafından 3
Eylül 2003 tarihinde Ankara'da imzalanan "Türkiye'de Ulusal Fonun
Kurulması Hakkındaki Mutabakat Zaptının Eki"nin onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
1 inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2. - Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
2 nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 3.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
3 üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.
Açıkoylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açıkoylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için 2 dakikalık
süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik
personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen
üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy
kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy
pusulasını, yine, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye'de Ulusal Fonun Kurulması Hakkındaki Mutabakat
Zaptının Eki’nin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının
açıkoylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 270
Kabul : 270 (x)
Böylece, tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Arnavutluk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kendi Sınırları Arası ve
Ötesinde Hava Hizmetlerine İlişkin Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun
müzakeresine başlıyoruz.
13.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Arnavutluk Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Kendi Sınırları Arası ve Ötesinde Hava Hizmetlerine İlişkin
Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/772) (S. Sayısı: 437) (xx)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükümet yerinde.
Komisyon raporu 437 sıra
sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz talebi?.. Yok
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1 inci maddeyi
okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE ARNAVUTLUK CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA KENDİ SINIRLARI ARASI VE ÖTESİNDE HAVA HİZMETLERİNE İLİŞKİN HAVA
ULAŞTIRMA ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1. - 26 Mayıs 2003
tarihinde Ankara'da imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Arnavutluk
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kendi Sınırları Arası ve Ötesinde Hava
Hizmetlerine İlişkin Hava Ulaştırma Anlaşması"nın onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
1 inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2. - Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
2 nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 3. - Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
3 üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.
Açıkoylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açıkoylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için 2 dakika süre
vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden
yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy
pusulalarını, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy
kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy
pusulasını, yine, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Arnavutluk
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kendi Sınırları Arası ve Ötesinde Hava
Hizmetlerine İlişkin Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 259
Kabul : 259 (x)
Böylece, tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Sayın milletvekilleri,
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Askerî İşbirliği (Çerçeve) Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun müzakerelerine
başlıyoruz.
14.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cezayir Demokratik
Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askerî İşbirliği (Çerçeve) Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/776) (S. Sayısı: 438) (xx)
BAŞKAN- Komisyon ve
Hükümet yerinde.
Komisyon raporu 438 sıra
sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1 inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE CEZAYİR DEMOKRATİK
HALK CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA
ASKERÎ İŞBİRLİĞİ (ÇERÇEVE)
ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1. - 2 Ekim 2003
tarihinde Ankara'da imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cezayir
Demokratik Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri İşbirliği (Çerçeve)
Anlaşması"nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN- 1 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2. - Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN- 2 nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 3. - Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN- 3 üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.
Açıkoylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
oylama için 2 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen
üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme
giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy
kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını taşıyan oy pusulasını,
yine, oylama için öngörülen 2 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cezayir Demokratik Halk
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askerî İşbirliği (Çerçeve) Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu
açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 266
Kabul : 266 (x)
Böylece, kanun tasarısı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Sayın milletvekilleri,
Danıştay Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının müzakeresine
başlayacağız.
15.- Danıştay Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/629) (S. Sayısı: 431)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Tasarının görüşülmesi
ertelenmiştir.
Sayın milletvekilleri,
kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 6 Mayıs 2004 Perşembe
günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati : 18.00