BIM 2 3 2003-12-23T18:59:00Z 2003-12-23T18:59:00Z 51 28784 164074 TBMM 1367 328 201494 9.3821 0 6 nk 6 nk 0

DÖNEM : 22        CİLT : 30       YASAMA YILI : 2

 

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

 

15 inci Birleşim

6 Kasım 2003 Perşembe

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

                                                      Sayfa    

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. - Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalı'nın, Cumhuriyetimizin 80 inci yıldönümünün kutlandığı günümüzde, Erzurum İlinin içinde bulunduğu sorunlara ve alınması gereken önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması

2. - İstanbul Milletvekili Hasan Aydın'ın, İstanbul İlinde yaşanan yoksulluk ve işsizlik sorunlarına ve alınması gereken önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması

3. - Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'ın, Malatya Sigara Fabrikasının sorunlarına ve Tekelin özelleştirilmesine ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in cevabı

B) Gensoru, Genel Görüşme, Meclİs SoruşturmasI ve Meclİs AraştIrmasI Önergelerİ

1. - Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük ve 24 milletvekilinin, organize sanayi bölgelerinin sorunlarının araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/135)

2. - Niğde Milletvekili Orhan Eraslan ve 66 milletvekilinin, işsizlik sorunu konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/136)

C) Tezkereler ve Önergeler

1. - Orman köylülerinin sorunlarının araştırılarak orman köylerinin kalkındırılması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan (10/69,118) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Geçici Başkanlığının, Komisyonun başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yaptığına ilişkin tezkeresi (3/387)

IV. - ÖNERİLER

A) Sıyasî Partı Grubu Önerılerı

1. Genel Kurulun çalışma saatleriyle gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi

V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. - Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/521) (S. Sayısı: 146)

2. - Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/523) (S. Sayısı: 152)

3. - 19.6.1994 Tarih ve 544 Sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname; Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/224, 1/361) (S. Sayısı: 272)

4. - Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Kurulması Hakkında Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu(1/686) (S. Sayısı: 275)

VI. - SORULAR VE CEVAPLAR

A) Yazili Sorular ve Cevaplari

1. - İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bir çocuk bakımeviyle ilgili iddialara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1119)

2. - Konya Milletvekili Atilla Kart'ın, Seydişehir Eti Alüminyum tesislerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler'in cevabı (7/1123)

3. - Kocaeli Milletvekili İzzet Çetin'in, okullarda para talep edilmesine ve Kandıra'da gerçekleştiği iddia edilen bir olaya ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1145)

4. - İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, İktisat Bankasının TMSF kapsamına alınmasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in cevabı (7/1148)

5. - İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, özel okullarda parasız okutulması gereken öğrenci sayısına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1149)

6. - İstanbul Milletvekili Zeynep Damla Gürel'in, okullarda alınan kayıt paralarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1164)

7. - Edirne Milletvekili Necdet Budak'ın, Edirne İlinde kapanan okul binalarına ve lojmanlarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1166)

8. - İstanbul Milletvekili Ali Rıza Gülçiçek'in, velilerden bağış adı altında alınan paralara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1182)

9. - Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı'nın, görev yeri değiştirilen yönetici, uzman ve öğretmenlere ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1186)

10. - Ankara Milletvekili Mehmet Tomanbay'ın, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığında açılan soruşturmalara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1192)

11. - İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Bakırköy İlçe Millî Eğitim Müdürünün başka bir göreve atanmasına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1203)

12. - İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek'in, ilköğretim öğrencilerine ücretsiz dağıtılan ders kitaplarından birinin kapak resmine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1220)

13. - Yalova Milletvekili Muharrem İnce'nin, yoksul, zeki çocukların özel okullarda okutulması projesiyle ilgili yapılan hazırlıklara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1223)

14. - İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, özel dershane ve öğrenci sayısına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1226)

15. - Mersin Milletvekili Hüseyin Özcan'ın, idarî kademedeki bazı atamalara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1229)

16. - İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'in, İzmir-Gaziemir'in lise ihtiyacına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1233)

17. - Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Ardahan'da anadolu lisesi binasına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1249)

18. - İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, rektörlerle ilgili bir beyanına ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1251)

19. - Mersin Milletvekili Hüseyin Özcan'ın, bazı sosyal tesislerin satılacağı iddialarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1252)

20. - İstanbul Milletvekili Emin Şirin'in, BDDK tarafından el konulan bankaların mal varlıklarına ve yöneticilerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in cevabı (7/1261)

21. - İstanbul Milletvekili Emin Şirin'in, İmar Bankası ve Adabankla ilgili bazı iddialara,

Garanti Bankası, Finansbank ve Dışbankla ilgili bazı iddialara,

Dışbank'ın likidite sıkıntısından kurtulmasına,

BDDK'nın sorunlu kredilerle ilgili çalışmalarına,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in cevabı (7/1138,1179,1212,1213)


I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak iki oturum yaptı.

Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, muhtarların sorunlarına ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşmasına, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin cevap verdi.

Kars Milletvekili Zeki Karabayır, Kars'ın düşman işgalinden kurtarılışının 83 üncü,

Tekirdağ Milletvekili Erdoğan Kaplan, Tekirdağ İli Saray İlçesinin düşman işgalinden kurtarılışının 81 inci,

Yıldönümlerine ilişkin gündemdışı birer kanuşma yaptılar.

Ankara Milletvekili Yakup Kepenek ve 24 milletvekilinin, bireysel silahlanmanın nedenlerinin ve boyutlarının ortaya konularak (10/133),

Adana Milletvekili Atilla Başoğlu ve 22 milletvekilinin, vergi kayıp ve kaçaklarının araştırılarak etkin vergilendirmenin sağlanması için (10/134),

Alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve öngörüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Başkanı Vehbi Zeki Serter'in resmî davetine icabetle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 20 nci kuruluş yıldönümü kutlamalarına TBMM Başkanını temsilen TBMM Başkanvekili İsmail Alptekin'in katılmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi, kabul edildi.

Orman köylülerinin sorunlarının araştırılarak orman köylerinin kalkındırılması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan (10/69-118) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonu üyeliklerine gruplarınca aday gösterilen milletvekilleri seçildiler. Başkanlıkça, komisyonun başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yapmak üzere toplanacakları gün, saat ve yere ilişkin duyuruda bulunuldu.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:

1 inci sırasında bulunan, 19.6.1994 Tarih ve 544 Sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname; Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının (1/224, 1/361) (S. Sayısı: 272) görüşmeleri, komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından;

2 nci sırasında bulunan, Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında (1/521) (S. Sayısı: 146),

3 üncü sırasında bulunan, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin (1/523) (S. Sayısı: 152),

Kanun Tasarılarının görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporları henüz gelmediğinden,

Ertelendi.

4 üncü sırasında bulunan, Kuzey Atlantik Antlaşmasına Romanya'nın (1/614) (S. Sayısı: 227),

5 inci sırasında bulunan, Kuzey Atlantik Antlaşmasına Slovenya Cumhuriyetinin (1/616) (S. Sayısı: 229),

6 ncı sırasında bulunan, Kuzey Atlantik Antlaşmasına Letonya Cumhuriyetinin (1/617) (S. Sayısı: 230),

7 nci sırasında bulunan, Kuzey Atlantik Antlaşmasına Litvanya Cumhuriyetinin (1/618) (S. Sayısı: 231),

8 inci sırasında bulunan, Kuzey Atlantik Antlaşmasına Slovak Cumhuriyetinin (1/619) (S. Sayısı: 232),

9 uncu sırasında bulunan, Kuzey Atlantik Antlaşmasına Estonya Cumhuriyetinin (1/620) (S. Sayısı: 233),

Katılımına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarlarının, görüşmelerini müteakiben elektronik cihazla yapılan açıkoylamalardan sonra,

10 uncu sırasında bulunan, Anayasanın 89 uncu maddesi gereğince Cumhurbaşkanınca bir daha görüşülmek üzere geri gönderilen Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun, (1/660) (S. Sayısı: 274) yapılan görüşmelerinden sonra,

Kabul edilip kanunlaştıkları açıklandı.

İstanbul Milletvekili Nusret Bayraktar, Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, şahsına sataşması nedeniyle, bir konuşma yaptı.

6 Kasım 2003 Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 20.46'da son verildi.

 

                       

 

SadıkYakut

 

 

 

 

Başkanvekili

 

 

Ahmet Küçük

 

Suat Kılıç

 

Çanakkale

 

Samsun

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

 

 

Mevlüt Akgün

 

 

 

Karaman

 

 

 

Kâtip Üye

 


No. :                             23

II. - GELEN KÂĞITLAR

6 Kasım 2003  Perşembe

Tasarılar

1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Tayland Krallığı Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ile Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/696) (Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.11.2003)

2.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Estonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ile Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/697) (Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.11.2003)

Rapor

1.- Kocaeli Milletvekili Osman Pepe ve 23 Milletvekilinin, İzmit Büyükşehir Belediyesi Kentsel ve Endüstriyel Su Temin Projesi ile İlgili İddiaların Araştırılması Amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci Maddeleri Uyarınca Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergesi ve Meclis Araştırması Komisyonu Raporu (10/4) (S. Sayısı: 265) (Dağıtma tarihi: 6.11.2003) (GÜNDEME)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- Manisa Milletvekili Ufuk Özkan'ın, engellilerin sorunlarının çözümünde kurumlararası koordinasyon ile coğrafi ve sosyal farklılıklara ilişkin Devlet Bakanından (Güldal Akşit) sözlü soru önergesi (6/816) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

2.- Antalya Milletvekili Osman Özcan'ın, Antalya'nın Manavgat İlçesinin iki köyü arasındaki yolun yapımına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/817) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

3.- Antalya Milletvekili Osman Özcan'ın, Antalya-Manavgat-Uzunlar Köyünün köprü ihtiyacına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/818) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

4.- Antalya Milletvekili Osman Özcan'ın, Antalya-Manavgat-Gebece Köyü yollarının asfalt ihtiyacına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/819) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

5.- Afyon Milletvekili Halil Ünlütepe'nin, Ankara Öğretmenevinde kütüphane bulunmamasının nedenine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/820) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

6.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan'ın, yarı dönemi başarıyla bitiren öğrencilerin üst sınıfa geçebilmesine yönelik düzenlemeye ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/821) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

7.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan'ın, okul değiştirme cezasına yönelik düzenlemeye ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/822) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

8.- Edirne Milletvekili Rasim Çakır'ın, Ergene Nehrindeki kirliliğin önlenmesine yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/823) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

9.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya Limanına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/824) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

10.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya-Muratpaşa Belediyesine tahsisli Botanik Parkının tahsisinin kaldırılmasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/825) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

11.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya'nın Elmalı ve Korkuteli ilçelerindeki elma üreticilerinin pazar ve ürün fiyatı sorunlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/826) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

12.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Devlet Demiryollarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/827) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

13.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, baz istasyonlarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/828) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

14.- Muğla Milletvekili Ali Arslan'ın, enerji nakil hatlarından kaynaklanan orman yangınlarına ve tarımsal alanlardaki yangınlara müdahaleye ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/829) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)

15.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, bazı hakem hatalarına karşı işlem yapılıp yapılmayacağına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali Şahin) sözlü soru önergesi (6/830) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)

16.- Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı'nın, Tekel'in özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/831) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)

17.- Adana Milletvekili N. Gaye Erbatur'un, Eti Alüminyum A.Ş.'nin özelleştirme kapsamından çıkarılıp çıkarılmayacağına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/832) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)

18.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu'daki köy yollarının bakım ve onarımlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/833) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- Konya Milletvekili Atilla Kart'ın, Meksika'da Atatürk heykeli açılışına katılan bazı bakanların dönüş yolculuğuyla ilgili basında çıkan haberlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1397) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

2.- Konya Milletvekili Atilla Kart'ın, Selçuklu Tıp Fakültesinin makine teçhizatı için ödenek konulup konulmadığına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/1398) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

3.- Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun, Irak'a LPG, benzin ve mazot ihracına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1399) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

4.- Manisa Milletvekili Nuri Çilingir'in, askerlik yükümlülerinin sayısına ve bedelli askerliğin yurt içinde de uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1400) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

5.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının çıkacağı program için yaptığı afiş ve televizyon reklam ödemelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1401) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

6.- Kırıkkale Milletvekili Halil Tiryaki'nin, Kırıkkale'deki SSK ve Yüksek İhtisas Hastanelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1402) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

7.- Iğdır Milletvekili Yücel Artantaş'ın, Irak'a yardım amacıyla örtülü ödenekten para aktarılıp aktarılmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1403) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

8.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Futbol Federasyonu Hukuk Kurulunun bir gazeteciye uyguladığı yasağa ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali Şahin) yazılı soru önergesi (7/1404) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

9.- İstanbul Milletvekili Emin Şirin'in, Sayıştay'ın 2002 Hazine İşlemleri Raporuna ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/1405) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)

10.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş'in, ASKİ'nin uyguladığı su tarifesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1406) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)

11.- Antalya Milletvekili Nail Kamacı'nın, kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/1407) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)

12.- Antalya Milletvekili Nail Kamacı'nın, İMKB'nin Sivasspor'a yaptığı yardıma ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif Şener) yazılı soru önergesi (7/1408) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)

13.- Antalya Milletvekili Nail Kamacı'nın, gazi sağlık fişlerinin toplatılmasına ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1409) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)

14.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. Kesimoğlu'nun, futbol maçlarındaki şiddet olaylarını önlemek için alınacak tedbirlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1410) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)

15.- Tokat Milletvekili Feramus Şahin'in, Tokat Sigara Fabrikası işçilerinin özelleştirme sonrası durumlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/1411) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)

16.- Antalya Milletvekili Nail Kamacı'nın, Antalya'da Bağ-Kur ve SSK prim borçlularının yeniden yapılandırma başvurularına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/1412) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)

17.- Muğla Milletvekili Ali Cumhur Yaka'nın, orman işçilerinin sosyal güvenlik ve çocuklarının eğitim sorunlarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/1413) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)

18.- İstanbul Milletvekili Emin Şirin'in, Petrol-İş Sendikasınca hazırlanan bir kitapçıkta yer alan bazı iddialara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/1414) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)

19.- İstanbul Milletvekili Emin Şirin'in, altın rezervine ve işletmelerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/1415) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)

20.- Adana Milletvekili N. Gaye Erbatur'un, gıda ve ilaç yapımında kullanılan bitkilerin toplanması, alım-satımı ve ihracı konusunda sınırlamalar getirilip getirilmeyeceğine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1416) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)

21.- Adana Milletvekili N. Gaye Erbatur'un, Seydişehir Eti Alüminyum A.Ş.'nin kullanımındaki boksit sahalarının özelleştirme kapsamına alınmasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/1417) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)

22.- Afyon Milletvekili Halil Ünlütepe'nin, Afyon'da haşhaş ekim alanlarının daraltılmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1418) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)

Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük ve 24 milletvekilinin, organize sanayi bölgelerinin sorunlarının araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/135) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)

2.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan ve 66 milletvekilinin, işsizlik sorunu konusunda Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/136) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)


BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

6 Kasım 2003 Perşembe

BAŞKAN : Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER : Suat KILIÇ (Samsun), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 15 inci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim.

Gündemdışı ilk söz, cumhuriyetimizin kuruluşunun 80 inci yıldönümünde Erzurum gerçeğiyle ilgili söz isteyen, Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalı'ya aittir.

Buyurun Sayın Ilıcalı. (Alkışlar)

Konuşma süreniz 5 dakikadır.

III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. - Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalı'nın, Cumhuriyetimizin 80 inci yıldönümünün kutlandığı günümüzde, Erzurum İlinin içinde bulunduğu sorunlara ve alınması gereken önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması

MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz hafta, cumhuriyetimizin 80 inci kuruluş yıldönümünde -belki, bazı vekillerimizin bilgisi vardır- Erzurum'da, yoğun bir kar yağışı nedeniyle bir afet oluşmuş, elektrikler kesilmiş, sular akmamış, fırınlarda ekmek çıkmamış; bu konuyu Meclisimizin gündemine taşımak için söz aldım; bu vesileyle, hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Bana bu imkânı veren Başkanlığımıza da, teşekkürlerimi sunuyorum.

Cumhuriyetin 80 inci yıldönümünde, tabiî ki, böyle bir afetle karşılaşılması oldukça önemli. Doğu Anadolu gibi bir yerin bu kadar önemli bir sorununu dile getirirken, tüm muhalefet ve iktidar milletvekillerinin beni dinleyeceğini düşünüyorum. Burada, bu 5 dakikalık süre içerisinde, ülkemizin...

Sayın Başkanım, bu...  Yani, konuşamıyorum.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Genel Kurulda uğultu var; hatip arkadaşımız sesinin duyulmadığından şikâyetçi.

Buyurun.

MUSTAFA ILICALI (Devamla) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; çok önemsediğim, sizin de mutlaka önemsediğinizi düşündüğüm, Doğu Anadolumuzdan, sadece bir ilin sorunlarını biraz sonra anlatacağım; ki, her ilin başına aynı sorunlar gelebilir. Şu anda, Erzurum halkı televizyona kilitlenmiş, sorunlarımız Meclise taşınacak, hükümetimiz ne diyecek, muhalefetimizin görüşü ne olacak diye bizi izliyor. Onun için, istirhamım, bize, dikkatli bir şekilde 5 dakikanızı verirseniz, herhalde, sadece beni değil tüm Doğu Anadoluyu sevindirmiş olursunuz.

İşte,  cumhuriyetin 80 inci yıldönümünde, bazı konular gündeme çıkarken, maalesef, Erzurum gerçeği kamuoyunun gözlerinden kaçtı. Oradaki vatandaşlar, elektrik kesintisi nedeniyle, suların kesilmesi nedeniyle perişan oldular; haberleşmeleri kesildi, elektrik kesildi, su kesildi, ekmek çıkmadı. Nüfusun büyük bir çoğunluğu zaten yoksulluk sınırında yaşarken, yani, burada büyük bir çoğunluk ekmekle beslenirken, fırınlardan onu da alamadı.

Bu arada, tabiî ki, bizim Erzurum'da, kar, diğer yıllara göre kırk gün önce yağdı, metrekareye 56 kilogram su düştü. Şimdi, diyeceksiniz ki, bu olumsuz koşullardan dolayı mı Erzurum'da bu durum meydana geldi? Yine, üzülerek söylüyorum, 80 inci yıldönümümüzde, iyi yönetilemediğimiz için -bu bir gerçektir- enerji nakil hatları karın ağırlığıyla beraber yıkıldılar, kısa devre oluştu. Tabiî ki, bunların yıkılmaması lazımdı, bunların inşa edilirken daha iyi, dikkatli bir şekilde kontrol edilmesi lazımdı. Ayrıca da, neden hatlar yeraltında değil de, yüzde 80'i hava? Diğer illerde bunlara baktığımız zaman, batıdaki illerimizde, Aydın'da, Bursa'da, Denizli'de, Antalya'da yeraltı hatların oranları yüzde 80'e ulaşırken, ilimizde yüzde 20, Doğu Anadolu'nun diğer illerinde de bundan bir farkı yok. Sonuçta, yaşadığımız bu afeti, Erzurum Valiliğimiz, oluşturduğu bir kriz masasıyla, en sonunda 4 Kasım 2003 tarihinde Başbakanlık Acil Destekleme Fonuna bildirdi. İlk tespitlere göre, yaklaşık 4 trilyon liralık bir zararımız söz konusu oldu; tabiî, buna, çiftçilerin gördüğü zarar dahil değildir; çünkü, ilk ürün kar altında kaldığı için alınamadı. Bunun, mutlak surette afet kapsamına alınması gerektiğini düşünüyorum. Şu şekilde: 7269 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre, bu afet genel hayata etki ettiği için, sayın hükümetimiz bu afeti mutlaka bu kapsamda değerlendirecektir. 4864 sayılı Kanunun 5 inci maddesine göre de, afete maruz kalan yörelerdeki belediyeler ile özel idarelere, maruz kaldıkları hasar ve tahribatları gidermek amacıyla gerekli ödemenin yapılması gerekir.

Tabiî "Erzurum'da meydana gelen olay, kar yağışından ileri gelmiştir" derken, burada sadece Erzurum'u dile getirmiyorum. Doğu Anadolunun hangi ilinde bu durum olsa aynı konuyla karşılaşacağız. Burada dikkat çekmek istediğimiz konu şudur: Doğu Anadolu Bölgemizi bir bütün olarak ele aldığımızda, kalkınmışlık yönünden diğer bölgelere göre çok gerisinde olduğunu göreceğiz.

Ne yapmamız gerekiyor; biz, bunun için, milletvekili olur olmaz, hemen, muhalefetiyle iktidarıyla Doğu Anadolunun tüm milletvekillerini bir araya getirerek; acil çözümlerimiz ne olabilir, hükümet programına, Acil Eylem Planına bakarak, bir koordinasyon sağlayarak bazı çalışmaları hızlandırabilir miyiz diye düşündük. Kısacası, ulaşım yönünden bakıyoruz, enerjinin kullanımı yönünden bakıyoruz, hangi kriterlere bakarsak bakalım, kalkınmışlık yönünden çok geride olduğumuz açık bir gerçek. Dolayısıyla, Türkiye'nin geneline göre yapılan bütün yatırımların, Erzurum için veya bir Kars için, bir Iğdır için, bir Ardahan için iki kat yapılması lazımdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Ilıcalı, konuşmanızı toparlayabilir misiniz.

MUSTAFA ILICALI (Devamla) - Bu bölgemizde, fert başına düşen millî gelir, Türkiye ortalamasının yarısı kadar olduğuna göre, bölgemize farklı bakılması gerekiyor. Tabiî, hükümetimizin bölgemize vermiş olduğu önemin somut bir göstergesi olarak, 23 Temmuzda Bakanlar Kurulu Erzurum'da toplandı. Biz, bu toplantıdan önce sayın bakanlarımıza, Doğu Anadolu Bölgesi sosyal ve ekonomik kalkınma modeli olarak bir öneri sunduk. Buradaki öneri, sadece Erzurum için değil, tüm Doğu Anadoludaki iller için önemli. Burada, bütün sektörler için önerilerimiz somut biçimde bakanlarımıza sunulmuştur. Bunların bir an önce hayata geçmesiyle beraber, buradaki standartlar da kısa bir sürede yükselecektir.

Bu vesileyle söz almışken, Başkanımın da sabrını zorlamadan, bu sosyal ve ekonomik kalkınma modelinden birkaç maddeyi, izninizle burada sıralamak istiyorum.

Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında, ulusal kaynakların en yüksek ekonomik ve sosyal faydayı sağlayacak şekilde geliştirilmesi, bölgelerarası dengesizliklerin en aza indirilmesi temel amaç olarak saptanmıştır.

Bölgesel gelişme politikalarının uygulanmasında sürdürülebilecek bölgelerarası bütünleşme, sosyal ve ekonomik dengelerin sağlanması, yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, fırsat eşitliği, sosyal ve kültürel gelişme amaç edinilmelidir. Bu geri kalmışlığın kısa sürede kapanması için büyük adımlara, dev hamlelere ihtiyaç vardır. Bölgeye girişimci çekmek için, şu anda Meclis gündeminde olan teşvik yasasının da en kısa zamanda çıkacağını umuyoruz.

Mevsim şartlarına bağlı olarak inşaat süresi çok kısa olan bölgemizde yatırımların kısa sürede tamamlanması için, yatırım bedelinin inşaat mevsimine göre dağıtılması oldukça önemlidir.

Yine, kış şartlarının elverişsiz ve uzun olması sebebiyle, kamu personelinin bölge dışına tayin yaptırmak için yoğun çaba sarf ettikleri bilinen bir gerçektir. Burada zaten yetersiz olan özellikle teknik ve sağlık personelinin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA ILICALI (Devamla) - Sağlık personeli için bir çözüm getirildi, sözleşmeli kadro; teknik personel için de aynı çözümün bulunması gerekmektedir.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Ilıcalı.

MUSTAFA ILICALI (Devamla) - 1 dakika, Sayın Başkan...

BAŞKAN - Maalesef, Sayın Ilıcalı; bugün, önemli kanun tasarıları gündemde.

MUSTAFA ILICALI (Devamla) - Çok büyük bir bölge Sayın Başkan.

BAŞKAN - Dün istismar edildi bu konular Sayın Ilıcalı; lütfen, buyurun...

MUSTAFA ILICALI (Devamla) - Hepinizi saygılarımla selamlarım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Ilıcalı.

Gündemdışı ikinci söz, İstanbul'da var olan yoksulluk ve işsizlik sorunuyla ilgili söz isteyen, İstanbul Milletvekili Hasan Aydın'a aittir.

Buyurun Sayın Aydın. (CHP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 5 dakikadır.

2. - İstanbul Milletvekili Hasan Aydın'ın, İstanbul İlinde yaşanan yoksulluk ve işsizlik sorunlarına ve alınması gereken önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması

HASAN AYDIN (İstanbul) - Sayın Başkan, böyle bir imkânı verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Sizin disiplininize de uymaya çalışacağım; uymazsak da bir anlamı yok; çünkü, konuşamıyoruz. Ayrıca, haklısınız.

Sevgili arkadaşlarım, belki, günümüzde, ikili ilişkilerde hepimizin çok düzenli olarak konuştuğu ve şikâyetçi olduğu, ama, her ne hikmetse, Parlamento gündemine en az taşınan, belki, taşınsa da bir fayda bulamayacağımızı düşündüğümüz bir temel nokta olan, Türkiye'de, ama, özellikle de İstanbul'da işsizlik konusunu bu Parlamentonun gündemine taşımayı önemli bir görev saydım.

Şöyle bir inceledim; Türkiye'de 10 000 000 insan günde 1 dolarla geçiniyormuş, 20 000 000 insan da günde 2 dolarla; yani, Türkiye'de, yaşam zorluklarını bir Marlboro sigarası parasıyla aşarak kendisini ayakta tutmaya çalışan 20 000 000 civarında insan var ve Türkiye'de, çalışması gereken nüfusun sadece yüzde 46,5'i çalışıyormuş; bunlar istatistikî araştırmalar. Avrupa'nın en fazla işsizlik sorunu yaşanan ülkesi İspanya'da bu oran yüzde 55 civarında.

Değerli arkadaşlarım, geriye kalan kısmımızın çalıştığını ifade etmek belki mümkün. Onları da çalışıyor farz etmek mümkün değil; çünkü, çalışan nüfusumuzun yüzde 52'si herhangi bir sosyal güvenlik kurumuyla herhangi bir ilişki içerisinde değil. İşsizler arasında 25 yaşın altındaki işsizlerin oranı daha çok da yüksekokul mezunu. Bir bakıma, Türkiye'de, tahsil yapmış olmak, üniversiteyi bitirmiş olmak bir dezavantaj noktasına gelmiş bulunmaktadır. Türkiye'nin manzarası bu. Türkiye'nin manzarasından İstanbul'a inmeden önce, sanki, Türkiye'de işler çok iyi gidiyormuş diye ya da öyle bir manzara görünüyormuş gibi, 2004 yılında vergi harçları yüzde 85, cezalar da yüzde 28,5 artacak.

Değerli arkadaşlarım, eğer, bir toplumda, toplumların bireylerinin, unsurlarının umudu yoksa, geleceğe güzel bir şekilde bakma şansları yoksa, geleceğin planını yapamıyorlarsa, o zaman, o ülkede, mutluluktan, refahtan söz etmek ya da ülkede sorunların ortadan kalktığını, durumun düzeldiğini ifade etmek mümkün değil. İşsizlerin ötesinde, çalışanların hiçbiri yaşam güvencesi taşımıyor. Bugün, Türkiye'de, çalışan insanların hemen tamamı, acaba yarın benim halim ne olacak diye düşünmekte; ama, öte taraftan, milyonlarca işsizin gerekçesini, yeri geldiğinde, Sayın Başbakanımız çalışanlara çatarak "siz, bu kadar işsiz sokaktayken neden zam istiyorsunuz" diyerek, sanki çalışan insanların yüzünden bu kadar milyonlarca insan, işsiz varmış gibi... Üstüne üstlük, bir de, böyle bir ortamı, yoğun bir işsizlik ortamını fırsat bilen ve Türkiye'de, çok az da olsa, birkısım kötü özellikteki işverenlerin de fırsatçılığı, sorunu daha da artırmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, İstanbul öyle bir kent ki, yüzde 1 zengini var -yine bir istatistik çıkarmışlar- Anadolu'nun bütün millî geliri, İstanbul'daki o azınlık gelirleri kadar değil; ama, dağı taşı altın olan İstanbul'da, her dağın, her sokağın ortası bir dert küpü. Belki, İstanbul, Türkiye'nin genel mozaiği, genel bir resmi gibi. İstanbul'da bugün insanlar çöpten besleniyor.

İstanbul'da insanlar pazarlarda çürük domatesleri toplama fırsatı bile bulamıyor artık. Köylerden erzaklarını taşımanın yoğunluğu artmış durumda. Eğer, aile dayanışması olmasa, herhalde, İstanbul, Türkiye'nin isyan eden en büyük kentlerinden birisi olur. Evsizlerin sayısı artıyor; ama, daha da acısı, hiçbirimizin görmek istemediği bir resim var ki, gerek Anadolu yakasında gerek Avrupa yakasında otomobilinize bindiğinizde, yol kenarlarında 20-22 yaşlarında canlarını pazarlayan kızlarımızı, her saniye, her metrede görmeniz mümkün. Türkiye'nin hali bu!.. Türkiye'de, genç kızlarımız, çocuklarına süt verebilmek için, annelerine ekmek taşıyabilmek için kendilerini pazara sürme noktasına gelmişlerdir. Sadece bununla da değil, İstanbul'da artık insanlar -eskiden kadınlar için geçerliydi- erkekler bile sokağa çıkma noktasında sıkıntı yaşamaktadır; çünkü, sokağa çıktığınızda herhangi bir güvenceniz söz konusu değildir. O küçücük küçücük evlatlarımızın gruplar halinde bali koklayarak dolaştıklarını, uyuşturucunun artık sokaklarda alenî bir hale geldiğini, burada, Büyük Millet Meclisi önünde dile getirmenin galiba bir görev olduğunu ifade etmeliyim.

İstanbul'da müthiş derecede iş varmış gibi, bir de İstanbul'da yabancı işçiler sorunu var. Aksaray meydanına gittiğinizde, onlarca, yüzlerce inşaata gitmek için sıra bekleyen ve günde 2 000 000-3 000 000 liraya çalışmak için, Romanyalı ve Balkan ülkelerinden gelen işçilerin birbiriyle yarıştığı bir manzarayı daha İstanbul'da yaşamaktasınız.

Değerli arkadaşlarım, belki burada ifade etmem gereken en önemli nokta şu: Bir yılı geride bıraktık; Türkiye'nin çok temel bir sorunu var, Türkiye'de işsizlik var, Türkiye'de insanlarımız aç.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASAN AYDIN (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Aydın.

HASAN AYDIN (Devamla) - Eğer bir ülkede insanlar açsa, eğer bir ülkede insanlar mutlu değilse, eğer bir ülkede, 20 yaşında, 25 yaşındaki gençler annelerinin, babalarının yüzlerine bakamaz hale gelmişlerse, eğer bir ülkede devlet kendi vatandaşlarına zekât verme noktasına gelmişse, eğer bir ülkede sadece ramazanlarda -neyse ki, onu yapabiliyor ve başarabiliyoruz- iftar yemekleri veriyor, ama, sahurda insanların ne yaptığını bilmiyorsak, o zaman, geride bırakmış olduğumuz bir yıl içerisinde insanlarımızın sorunlarıyla ilgilenme hususunu eksik bırakmışız demektir.

Özellikle de, Adalet ve Kalkınma Partili milletvekili arkadaşlarıma bir şey söylemek isterim: Adalet ve Kalkınma Partisi büyük bir destek alarak iktidara geldi. En temel sorun da işsizlikti. Yani, bu işsizleri, Adalet ve Kalkınma Partisinin yarattığını söylemek elbette haksızlık olur; ama, bu bir yıl içerisinde bu işsizlerin sayısı azalması gerekirken, Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidar olduğu bir yıl içerisinde işsizlik oranı, cumhuriyet tarihinin en yüksek noktasına çıkmış, resmî rakamlar, yüzde 12,5.

Değerli arkadaşlarım, bu rakamlar, size bağlı olarak çalışan kurumlardan gelen rakamlar. Öyleyse, Adalet ve Kalkınma Partisindeki arkadaşlarımızın... En çaresiz olduğumuz, insanlarımızın birçok işini görebilmekteyiz; ama, maalesef, insanlarımız iş dedikleri zaman sırtımızı dönmek durumunda kalmaktayız. Sadece üç beş yakınımıza iş bulmak iş bularak toplumun sorununu azaltmak mümkün değil. Bir taraftan böyle sorunlar var; kamu kurumlarında oldukça kadro şişkinliği var diyoruz; ama, Millî Eğitim Bakanımız, yine, bir çırpıda "atama ve görevlendirme" adı altında kadrolarını atayabilmekte; onlarca insanı sokağa koyabilmektedir.

Ben, böylesine önemli bir sorunu çözemezsek -Adalet ve Kalkınma Partisinin en önemli problemi- Türkiye'de açlığın, sıkıntının, mutsuzluğun ve işsizliğin bizim tümümüzü etkileyebilecek boyutta sorun olacağına inanıyorum.

Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Aydın.

Gündemdışı üçüncü söz, Malatya Tekel Sigara Fabrikası ve Tekelin sorunlarıyla ilgili söz isteyen Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'a aittir.

Buyurun Sayın Kılıç. (CHP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 5 dakikadır.

3. - Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'ın, Malatya Sigara Fabrikasının sorunlarına ve Tekelin özelleştirilmesine ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in cevabı

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Malatya Tekel Sigara Fabrikasının durumu ve Tekelin özelleştirilmesi hakkında görüşlerimi açıklamak üzere söz almış bulunmaktayım; Yüce Heyeti saygıyla selamlıyorum.

Ülkemizin en önemli ekonomik varlıklarından birisi olan Tekelin özelleştirilmesiyle ilgili teklifler, Özelleştirme İdaresi tarafından dün açıklandı. Bu açıklamaya göre, Tekelin sigara bölümüne verilen en yüksek teklif 1 150 000 000 dolar, alkollü içkiler bölümüne verilen en yüksek teklif ise 292 000 000 dolardır. Yapılan bu açıklamadan sonra, Özelleştirme İdaresi Başkanı, verilen bu fiyatın Tekelin değerinin çok altında olduğunu söylemiştir; ancak, ihale komisyonunun kararını serbestçe takdir edeceğini de belirtmiştir.

Sayın milletvekilleri, Tekelin 2002 yılı hâsılatı 4,5 katrilyon TL olup, günlük 17,4 trilyon TL Tekelin kasasına girmektedir. 2002 yılı kârı 318 trilyon TL'dir. Tekel, 29 000 kişiye iş imkânı sağlamaktadır; 402 000 tütün üreticisi ailenin, yani, ortalama 2 500 000 kişinin ekonomisine katkı yapmaktadır.

Ülkemiz ekonomisinde hayatî konuma sahip bulunan, deyim yerindeyse, altın yumurtlayan tavuk konumundaki Tekel, haraç mezat satılmaya çalışılmaktadır. Tekelin mevcut fabrikalarının, sigara ve alkol fabrikalarının bulundukları şehirlerin en merkezî ve en değerli yerlerindeki arsalarının değeri milyarlarca doları bulmaktadır; ancak, cumhuriyetin birikimleriyle oluşturulmuş bu değerler, yabancı alkol ve sigara tekellerinin çabası, Türkiye'deki işbirlikçilerin desteğiyle, yok pahasına satılmaya çalışılmaktadır. Bunun için de, 2001'den bu yana, Tekelde üretimde ve pazarlamada oynanan oyunlarla, Tekelin üretiminin azalmasına ve pazar payının daraltılmasına çalışılmıştır. Bununla ilgili olarak, Malatya Yaprak Tütün Fabrikasında oynanan oyunları dikkatinize sunmak istiyorum.

Malatya Sigara Fabrikasında, 2002 yılı başında, çalışan 1 100 kişiden, en önce elektrikçi, elektronikçi, kazancı, makine ustası gibi kalifiye elemanlardan başlamak üzere, büyük bölümü emekliye sevk edilerek, çoğu vasıfsız 450 kişi kalmıştır. Kalanların bir kısmı da kasım ve aralık ayında emekliye sevk edilerek, fabrika tümüyle çalışamaz duruma getirilmek istenmektedir. Şu anda, 37 adet makinenin 22'si kapatılmış, günlük 50-60 tonluk sigara üretimi 10-15 tona düşmüştür. Bu üretim de, kalan işçilerin özverili çabalarıyla sağlanmaktır.

Bu da yetmezmiş gibi, yine, üretilen sigaralar maliyetine fiyatlarla, Pazarlama ve Dağıtım Başmüdürlüğüne fatura edilmekte, Başmüdürlük ise, yüksek fiyatla bu ürünleri piyasaya sürmektedir. Gönderilen genelgelerle, muhasebe oyunlarıyla, fabrika zararda, Pazarlama ve Dağıtım Başmüdürlüğü ise kârda gözükmektedir. Amaç, günlük cirosu 2,5-3 trilyon lira olan fabrikayı, üretim yapamayan, zarar eden bir konumda göstererek, Tekelin ucuza kapatılmasına kılıf uydurmaktır.

Sayın milletvekilleri, bizler, büyük bir tarihî sorumluluk altındayız. Önümüzde iki seçenek bulunmaktadır; ya IMF direktifleri doğrultusunda yabancı tekellerin ve onların yerli işbirlikçilerinin ülkemiz kaynaklarını yok pahasına ele geçirmesine seyirci kalarak onlardan yana olacağız ya da bizleri buraya gönderen halkın çıkarlarının yanında yer alacağız. Bu iki seçenek içinde, inanıyorum ki, gerek Cumhuriyet Halk Partili gerekse Adalet ve Kalkınma Partili milletvekili arkadaşlarım ikinci seçenekten yana tavır alacaklardır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Tekelin özelleştirilmesiyle, maliyemiz, altın yumurtlayan tavuğu keserek büyük ve sürekli bir gelirden mahrum kalacaktır. Geçimini tütün üretiminden sağlayan 402 000 tütün üreticisi aile mağdur olacaktır. Tekel işyerlerinde çalışan 30 000 kişi işini kaybederek işsizler ordusuna katılacaktır. Tekeli ele geçirecek yabancı tekeller, kâr hırsıyla genç nüfusumuzu sigara ve içkiye özendirerek, insanlarımızın sağlığını riske atacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kılıç, konuşmanızı toparlar mısınız.

Buyurun.

MUHARREM KILIÇ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, biz Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri olarak seçildiğimizden bu yana, gerek soru önergeleriyle gerekse araştırma önergeleriyle bu sorunu Yüce Meclisin gündemine taşıdık. Tütün Yasası Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülürken, şu anda İktidar Partisi olan Adalet ve Kalkınma Partisinden seçilen pek çok milletvekili arkadaşımız da benzer görüşler sergilemişlerdir. Örneğin, Sayın Eyüp Fatsa, bu yasanın sosyal hukuk devleti anlayışıyla bağdaşmadığını, tütün üreticisini yok edecek olan bu yasanın IMF dayatmasıyla millî irade baskı altına alınarak çıkarıldığını belirtmektedir. Yine, Sayın Mahmut Göksu arkadaşımız, Tütün Yasasının Türkiye pazarını ele geçirmek isteyen sigara tekellerinin baskısıyla çıkarılmak istendiğini, halkımızın sağlığı feda edilerek, sigara tekellerinin pazarı olacağımızı ve dışarıya her yıl milyarlarca dolar ödeyeceğimizi belirtmektedir. Yine, Sayın İsmail Özgün arkadaşımız "tütün üreticisinin ahını almayalım, bu vebalin altından kalkmamız zordur" demektedir. Bu görüşlere aynen katılıyorum. Bu arkadaşlarımızın "dün dündür, bugün bugündür" zihniyetinde olacağına da inanmak istemiyorum.

Bu nedenle, gelin, parti ayırımı yapmadan, hep beraber, Tekel olayını enine boyuna araştırarak sağlıklı bir sonuca ulaşalım. Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu araştırma önergelerini hızlandıralım. Tütün Yasasını yeniden ele alalım. Ben, Yüce Meclisin bu hususta sağduyulu davranacağına inanıyorum.

Bu düşüncelerle, Yüce Heyete saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kılıç.

Gündemdışı konuşmaya Hükümet adına Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen cevap verecektir.

Buyurun Sayın Tüzmen. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 20 dakikadır.

DEVLET BAKANI KÜRŞAD TÜZMEN (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Malatya Milletvekili Sayın Muharrem Kılıç'ın  Malatya Tekel Sigara Fabrikası hakkındaki gündemdışı konuşmasına cevap vermek üzere söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Malatya Sigara Fabrikasında sigara üretimine 1977 yılında başlanılmıştır. Söz konusu fabrikamızda halen Kısa Maltepe, Kısa Samsun ve Birinci markalı sigaralar üretilmektedir.

30.9.2003 tarihi itibariyle, yaklaşık 718 işçiyle, iki vardiyada, günde 23-24 ton sigara üretimi yapılmakta olan Malatya Sigara Fabrikasındaki işçi sayısı, ekim ayındaki emeklilikler nedeniyle 490 kişiye inmiş bulunmaktadır.

Malatya Sigara Fabrikası, Tekel Genel Müdürlüğünün önemli fabrikalarından birisidir. Bu nedenle, gerek işçi sayısının yeterli seviyeye çıkarılması gerekse teknik ve idarî personelle takviyesi yönünde önlemlerin alınması cihetine hızla gidilmektedir.

Malatya Sigara Fabrikasının üretimdışı bırakılması yönünde bir çalışma söz konusu değildir. Aksine, Malatya Sigara Fabrikasında üretimin daha verimli ve rantabl bir şekilde sürdürülmesi yönünde gayretler sürdürülmektedir.

Malatya Sigara Fabrikasında üretim kayıplarının azaltılması, işçilerimizin daha sağlıklı bir ortamda çalışmalarının temini amacıyla 2003 yılında yaklaşık 2 trilyon lira harcama yapılarak, toz toplama ünitesi yapılmış bulunmaktadır.

Bu çerçeve içerisinde, Tekelin sigara bölümü, özelleştirme kapsam ve programında olmakla birlikte, bugün itibariyle özelleştirme sürecinde gelinen nokta da dikkate alınarak, diğer tesislerde olduğu gibi, güzide fabrikalarımızdan biri olan Malatya Sigara Fabrikasında da, iyileştirme çalışmalarıyla hem kaliteyi hem de üretim miktarını artırmak suretiyle Malatya ve yöre ekonomisine en yüksek seviyede katkı sağlanmaya devam edilecektir.

Teşekkür ederim. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Başkanlığın Genel Kurula diğer sunuşları vardır.

2 adet Meclis araştırması önergesi vardır; okutuyorum:

B) Gensoru, Genel Görüşme, Meclİs SoruşturmasI ve Meclİs AraştIrmasI Önergelerİ

1. - Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük ve 24 milletvekilinin, organize sanayi bölgelerinin sorunlarının araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/135)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ülkemizde kalkınmanın temel taşlarından olan organize sanayi bölgelerinin sorunlarının tespit edilerek, çözüm yollarının bulunması amacıyla, Anayasanın 98 inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince bir Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.

Saygılarımızla.

1.- Ahmet Küçük

(Çanakkale)

2.- Özlem Çerçioğlu

(Aydın)

3.- Haluk Koç

(Samsun)

4.- Ferit Mevlüt Aslanoğlu

(Malatya)

5.- Ramazan Kerim Özkan

(Burdur)

6.- Mustafa Gazalcı

(Denizli)

7.- Erdal Karademir

(İzmir)

8.- Ali Oksal

(Mersin)

9.- Yüksel Çorbacıoğlu

(Artvin)

10.- İzzet Çetin

(Kocaeli)

11.- Mehmet Boztaş

(Aydın)

12.- Mehmet Vedat Melik

(Şanlıurfa)

13.- Halil Ünlütepe

(Afyon)

14.- Necdet Budak

(Edirne)

15.- Salih Gün

(Kocaeli)

16.- Yaşar Tüzün

(Bilecik)

17.- Zeynep Damla Gürel

(İstanbul)

18.- Mehmet Semerci

(Aydın)

19.- Tuncay Ercenk

(Antalya)

20.- V. Haşim Oral

(Denizli)

21.- Kemal Sağ

(Adana)

22.- Esat Canan

(Hakkâri)

23.- Atilla Başoğlu

(Adana)

24.- Rasim Çakır

(Edirne)

25- Orhan Ziya Diren

(Tokat)

Gerekçe:

Ülkemizin kalkınma hamlesinin atılım merkezleri, yakın zamanlarda Anadolu'nun muhtelif yerlerinde kurulmuş ve kurulmakta olan organize sanayi bölgeleridir.

Organize sanayi bölgeleri uygulamalarının başlatılmasındaki temel amaçlar, sanayiin disipline edilmesi, şehirlerin planlı gelişmesine katkıda bulunma, birbirini tamamlayıcı ve birbirinin yan ürününü teşvik eden sanayicilerin bir arada ve bir program dahilinde üretim yapmalarıyla üretimde verimliliğin ve kâr artışının sağlanması, sanayiin az gelişmiş bölgelerde yaygınlaştırılması, tarım alanlarının sanayide kullanılmasının disipline edilmesi, sağlıklı, ucuz, güvenilir altyapı ve ortak sosyal tesisler kurulması, müşterek arıtma tesisleriyle çevre kirliliğinin önlenmesi şeklinde sıralanabilir.

Düzenli kentleşme, sağlıklı çevre ve sanayileşmiş Türkiye idealinin omurgası olan "Türkiye OSB Projesi" sanayicilerimizin entegre ve rekabet edebilir ortamlarda organize edilmeleriyle, çağdaş medeniyet hedefine ulaşmakta çok önemli bir görev üstlenmiştir. Uygulanan projeler ve desteklerle, Anadolu'nun dört bir yanında ortaya çıkan Anadolu kaplanlarıyla birlikte, sanayi atılımı gerçekleştirilmiştir.

Gerçekleştirilen tüm sanayi atılımları ve organize sanayi bölgelerine yıllardır yapılan büyük yatırımlar görmezden gelinerek, OSB'lere uygulanan teşvikler kaldırılarak, OSB'ler yok edilmeye çalışılmaktadır.

Türkiye'nin bütün OSB'lerinde yüzde 100 olan yatırım indirimi yüzde 40'lara indirilmiş, OSB yönetimlerince bedeli ödenen trilyonluk enerji nakil ve dağıtım tesislerine rağmen, OSB'lere tanınan yüzde 5 ucuz enerji uygulaması kaldırılmıştır.

Ülkemizin dört bir yanında, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılara rağmen önemli bir sayıda istihdam yaratan OSB'ler, bir yandan yaşam mücadelesi vermeye çalışırken, bir yandan da hükümetin uyguladığı politikalarla ciddî engellerle karşılaşmaktadırlar. Bu engeller, OSB'lerde geçmişte yapılan yatırımların üretime dönüşmemesine ve yeni yatırımların yapılamamasına neden olmaktadır.

Bu doğrultuda, kalkınma ve gelişmenin temel kaleleri olan OSB'lerin sorunlarının çözülerek, yeni Anadolu kaplanlarının yaratılması için bir Meclis araştırması açılmasına ihtiyaç bulunmaktadır.

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Diğer önergeyi okutuyorum:

2. - Niğde Milletvekili Orhan Eraslan ve 66 milletvekilinin, işsizlik sorunu konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/136)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ülkemizin yaşamakta olduğu en büyük sorunlardan birisi de işsizliktir. Bugün, ülkemizde, hemen her ailede bir işsiz bulunmaktadır. İşsizlik, sadece ekonomik alandaki bir kayıp unsuru olmayıp derin sosyal sorunlara yol açan bir olgudur.

Ülkemizde, 1980'den beri uygulanagelen liberal piyasa ekonomisinin işsizliğin boyutlarını daha da artırdığı görülmektedir. Özelleştirme uygulamaları, sendikasızlaştırma çabaları ve düşük ücret politikaları istihdam artışını sağlamamış, işsizliği artırmıştır.

Devlet İstatistik Enstitüsünün verilerine göre, işsizlik oranı yüzde 10, eksik istihdam, yani gizli işsizlerin oranı ise 4,6'dır. Böylece, resmî kayıtlardaki işsizlik oranının yüzde 15'e yaklaştığı ortaya çıkmaktadır.

Son yıllardaki krizlerle birlikte, toplam istihdam önemli ölçüde azalmıştır. 2000 yılında 20 600 000 olan istihdam, 2001 yılında 20 400 00'e, 2002 yılında 20 300 000'e düşmüş ve halen de bu seviyesini korumaktadır.

Bu rakamlar resmî kayıtlar olup, gerçek hayattaki durum çok daha vahimdir. Tarım sektöründe yılın belli dönemlerinde çalışan köylüler, çeşitli alanlarda mevsimlik olarak çalışanlar ve iş bulamayıp aramaktan vazgeçenler kayıtlara alınmamaktadır. Gizli işsiz denilen fiilî işsizler de hesaba katıldığında, işsizliğin gerçek boyutunun aktif nüfusumuzun neredeyse üçte 1'ine ulaştığı görülecektir.

Ülkemizdeki istihdam artışı, nüfus artış hızının gerisinde kalmakta, bu da stoktaki işsiz miktarını artırmaktadır. Yapılan hesaplamalar mevcut durumun sürmesi halinde ülkemizdeki işsizlik oranının 2010 yılında 2'ye katlanacağını ortaya koymaktadır.

Önemli bir diğer olgu da son yıllarda kentlerdeki eğitimli gençler arasındaki işsizliğin yükselmiş olmasıdır. Eğitimli işsiz gençlerin oranı ülke ortalamasının üzerindedir ve neredeyse üçte 1 oranına yaklaşmaktadır.

Ülkemizde istihdam ve işsizlik konularında ciddî yapısal sorunlar yaşanmaktadır. Kayıtdışı olarak çalışanların sayısının 3 500 000'i bulduğu tahmin edilmektedir.

Uzun bir gecikmeyle de olsa çıkarılmış olan İşsizlik Sigortası kapsam ve ödentilerinin yetersiz olması nedeniyle ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Ücret üzerindeki istihdam vergilerinin yüksekliği de işsizliği artıran bir diğer faktördür. Türkiye, bu bakımdan 30 OECD ülkesi içerisinde ilk sıralarda yer almaktadır. Kayıtlı çalışanlar üzerindeki yüklerin artması, kayıtdışı istihdamın artmasına ve kayıtdışı ekonominin büyümesine yol açmaktadır. Bu da zincirleme bir şekilde sosyal güvenlik kurumlarının özellikle SSK'nın açıklarını artırmaktadır.

İşsizlik, aynı zamanda yoksulluk anlamına da gelmektedir. Ülkemizde, çalışan 1 kişi, ortalama 3,63 kişiye bakmaktadır; AB'de bu oran 2,52'dir.

Paradan para kazanmayı özendiren rant ekonomisi uygulamaları reel sektörü geriletmekte, sosyal politikaları azaltmakta ve insan unsurunu ikinci plana atmaktadır. İnsanları sadece işgücü olarak görmek Anayasamızdaki sosyal devlet anlayışıyla ve çağdaş sosyal anlayışla da bağdaşmamaktadır.

Türkiye Avrupa Birliğine girmek istiyorsa, siyasî kriterlerin yanı sıra ekonomik ve sosyal alandaki eksiklik ve düzenlemelerini de gerçekleştirmek durumundadır.

Bu noktalardan hareketle, ülkemizdeki işsizliğin boyutlarının, nedenlerinin, niteliğinin, ekonomik ve toplumsal tahribatlarının araştırılması ve çözüm yollarının belirlenebilmesi için Anayasanın 98, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

1 - Orhan Eraslan

(Niğde)

2 - Feramus Şahin

(Tokat)

3 - Zekeriya Akıncı

(Ankara)

4 - Muharrem Doğan

(Mardin)

5 - Abdurrezzak Erten

(İzmir)

6 - Enver Öktem

(İzmir)

7 - Vezir Akdemir

(İzmir)

8 - Mustafa Sayar

(Amasya)

9 - Mehmet Vedat Yücesan

(Eskişehir)

10 - Ali Dinçer

(Bursa)

11 - Nejat Gencan

(Edirne)

12 - Emin Koç

(Yozgat)

13 - Yavuz Altınorak

(Kırklareli)

14 - Hüseyin Bayındır

(Kırşehir)

15 - Erdal Karademir

(İzmir)

16 - Yılmaz Kaya

(İzmir)

17 - Oğuz Oyan

(İzmir)

18 - Zeynep Damla Gürel

(İstanbul)

19 - Mevlüt Coşkuner

(Isparta)

20 - Mehmet Vedat Melik

(Şanlıurfa)

21 - Mahmut Duyan

(Mardin)

22 - Memduh Hacıoğlu

(İstanbul)

23 - Şevket Gürsoy

(Adıyaman)

24 - Mehmet Parlakyiğit

(Kahramanmaraş)

25 - Esat Canan

(Hâkkari)

26 - İsmet Atalay

(İstanbul)

27 - Ersin Arıoğlu

(İstanbul)

28 - Orhan Ziya Diren

(Tokat)

29 - Kâzım Türkmen

(Ordu)

30 - Mehmet Işık

(Giresun)

31 - Ensar Öğüt

(Ardahan)

32 - Mehmet Yıldırım

(Kastamonu)

33 - Sedat Pekel

(Balıkesir)

34 - Hakkı Ülkü

(İzmir)

35 - Tacidar Seyhan

(Adana)

36 - İsmail Özay

(Çanakkale)

37 - Mehmet U. Neşşar

(Denizli)

38 - Necati Uzdil

Osmaniye)

39 - Uğur Aksöz

(Adana)

40 - Ersoy Bulut

(Mersin)

41 - Feridun Ayvazoğlu

(Çorum)

42 - Salih Gün

(Kocaeli)

43 - Züheyir Amber

(Hatay)

44 - Yüksel Çorbacıoğlu

(Artvin)

45 - İlyas Sezai Önder

(Samsun)

46 - Orhan Sür

(Balıkesir)

47 - Ali Kemal Kumkumoğlu

(İstanbul)

48 - Ali Cumhur Yaka

(Muğla)

49 - Ali Kemal Deveciler

(Balıkesir)

50 - Rasim Çakır

(Edirne)

51 - Ramazan Kerim Özkan

(Burdur)

52 - Yücel Artantaş

(Iğdır)

53 - Yakup Kepenek

(Ankara)

54 - Bülent Tanla

(İstanbul)

55 - Hüseyin Ekmekcioğlu

(Antalya)

56 - Muhsin Koçyiğit

(Diyarbakır)

57 - Mehmet Şerif Ertuğrul

(Muş)

58 - Bayram Ali Meral

(Ankara)

59 - Mehmet Küçükaşık

(Bursa)

60 - Hüseyin Özcan

(Mersin)

61 - Hasan Fehmi Güneş

(İstanbul)

62 - Ferit Mevlüt Aslanoğlu

(Malatya)

63 - Mehmet Tomanbay

(Ankara)

64 - Mehmet Nuri Saygun

(Tekirdağ)

65 - Halil Ünlütepe

(Afyon)

66 - Hasan Aydın

(İstanbul)

67 - Atilla Kart

(Konya)

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırasında yapılacaktır.

Orman köylülerinin sorunlarının araştırılarak orman köylerinin kalkındırılması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutuyorum:

C) Tezkereler ve Önergeler

1. - Orman köylülerinin sorunlarının araştırılarak orman köylerinin kalkındırılması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan (10/69,118) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Geçici Başkanlığının, Komisyonun başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yaptığına ilişkin tezkeresi (3/387)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Komisyonumuz, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üyelerini seçmek üzere 5.11.2003 Çarşamba günü saat 16.00'da Halkla İlişkiler Binası B Blok 2 nci Kat 4 üncü Banko 7-8 no'lu Araştırma Komisyonu Toplantı Salonunda 12 üye ile toplanmış ve aşağıda isimleri yazılı sayın üyeler belirtilen görevlere seçilmişlerdir.

 

 

 

Fikret Badazlı

 

 

 

Antalya

 

 

 

Komisyon Geçici Başkanı

 

Adı ve Soyadı

Seçim Bölgesi

Aldığı Oy

Başkan

Nusret Bayraktar

İstanbul

10

Başkanvekili

Fikret Badazlı

Antalya

10

Sözcü

Yüksel Coşkunyürek

Bolu

10

Kâtip

Erdoğan Kaplan

Tekirdağ

10

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır;okutup oylarınıza sunacağım:

IV. - ÖNERİLER

A) Sıyasî Partı Grubu Önerılerı

1. - Genel Kurulun çalışma saatleriyle gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 6.11.2003 Perşembe günü (bugün) yaptığı toplantıda siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurula sunulmasını arz ederim.

 

 

 

Haluk İpek

 

 

 

Ankara

 

 

 

AK Parti Grup Başkanvekili

Öneri:

Genel Kurulun 6 Kasım 2003 Perşembe günkü (bugün) birleşiminde; daha önce gelen kâğıtlar listesinde yayımlanan ve bastırılarak dağıtılan 275 sıra sayılı kanun tasarısının 48 saat geçmeden gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 4 üncü sırasına alınması ve bu birleşimde çalışma süresinin bu işin bitimine kadar uzatılması; 11 Kasım Salı günkü birleşiminde "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmında 265 sıra sayılı İzmit Büyükşehir Belediyesi İzmit Kentsel ve Endüstriyel Su Temin Projesiyle ilgili iddiaların araştırılması amacıyla kurulan (10/4) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu raporunun görüşmelerinin yapılmasının Genel Kurulun onayına sunulması, önerilmiştir.

BAŞKAN-Öneri aleyhinde söz isteyen, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Samsun Milletvekili Haluk Koç.

Buyurun Sayın Koç. (CHP sıralarından alkışlar)

HALUK KOÇ (Samsun)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, Adalet ve Kalkınma Partisi, yine, kendi önerisiyle, 4 Kasım 2003 Salı günü aldığımız Danışma Kurulu kararının üzerine âdeta bir tekzip önerisiyle karşımıza geliyor. Âdeta, denilmek isteniyor ki "biz, salı günü bir karar aldık; ama, o, dünde kaldı. Bugün, hemen acil olarak, 1 maddelik bir başka yasa teklifini de görüşmemiz lazım." Yeniden gündem belirleyelim önerisiyle geliyorsunuz Genel Kurula.

Değerli arkadaşlarım, geçen yasama yılında da benzerlerini yaşadığımız bir dayatma karşısındayız; kusura bakmayın bu deyimi söylüyorum. Yine, 48 saat geçmeden; öncelikle görüşülmesi  istenilen tasarı dün saat 11.50'de yayımlandı. "Canım, ne olacak; 1 maddelik bir  tasarı. Oylar geçeriz." Mantık bu.

Peki, neyi getirmek istiyorsunuz bu yasa tasarısında? Neyi yasalaştırmak istiyorsunuz aceleyle? Daha doğrusu -deminki deyimimi tamamlamak için- neyi dayatmak istiyorsunuz Genel Kurula?

Şimdi, içerik şu: TÜBİTAK'ta boş bulunan bilim kurulu üyeliklerine, bir defaya mahsus olmak üzere, Başbakan tarafından atama yapılmasını ve başkanın, bir defaya mahsus olmak üzere, Başbakanın teklifi üzerine Cumhurbaşkanı tarafından atanmasını öngörüyor bu tasarınız; yani, tasarı, hepsi bir defalık mazeretiyle saklanmak isteniyor. Bir defalık... Hani o yabancısı olmadığımız "bir kere Anayasayı delmekle bir şey olmaz" mantığının devamı uygulamalarının uzantısı bir mantıkla karşı karşıyayız.

Değerli arkadaşlarım, burada muhalefete de âdeta "susun, oturun canım; işte, bir defalık diyoruz" mesajı ayrıca sunuluyor.

Değerli arkadaşlarım, TÜBİTAK nedir? TÜBİTAK'ın görevi nedir? Nasıl kurulmuştur? Neden siyasetin dışında tutulmalıdır, özerk yapısını korumalıdır? Neden, usulüne uygun yapılan bir iç seçim mevcut yasal çerçeve içerisinde dörtbuçuk beş aydır sonuçlandırılamamaktadır? Neden, iktidar, TÜBİTAK'ı hedefine almıştır? Sayın Başbakan ne hedeflemektedir? İktidar, sayısal çoğunluğunu neden bu ülkeyi gerecek girişimlerin harcında kullanmak istiyor âdeta? Bunları, eğer bu yasa tasarısını görüştürme başarısını yakalayabilirseniz oylarınızla, Cumhuriyet Halk Partisi sözcüleri, tüm çıplaklığıyla, tüm perde arkası beklentileriyle, tüm acı gerçekleriyle Genel Kurula ve ulusumuza sunacaklardır.

Değerli milletvekilleri, bakınız, birinci yılın sonunda ne kadar kendinizi makyajlasanız da, topluma ve ülkeye güven veremiyorsunuz.

YAHYA BAŞ (İstanbul) - Siz öyle zannediyorsunuz!..

HALUK KOÇ (Devamla) - Bu güven sorununu bir türlü aşamıyorsunuz. Bir yerlere takılıp kalıyorsunuz. Kafanızın arkasındakilere takılıp kalıyorsunuz. Her seferinde bu kadar açık, bu kadar net de olmuyorsunuz.

NURETTİN AKTAŞ (Gaziantep) - Millet sizi iyi tanıyor!..

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, oturduğumuz yerden müdahale etmeyelim lütfen.

HALUK KOÇ (Devamla) - Her attığınız adımı, demokrasi söylemleriyle, katılımcılık, hoşgörü, özgürlük açıklamalarıyla süslüyorsunuz. Sonraki adımlarınızda, gerçekler yüzünüze vurulduğunda, bu sefer de mehter ritmine uyup, geri adım atıyorsunuz.

NURETTİN AKTAŞ (Gaziantep) - Demokrasi sizin tekelinizde mi?!

HALUK KOÇ (Devamla) - Aklınızsıra, toplumda bazı konuları tartıştırmış, bu şekilde tartıştırmış oluyorsunuz; yani, toplumu bu art radikal özlemlerinizin gerçekleşmesi yolunda duyarsızlaştırmaya çalışıyorsunuz.

"Demokrasi" diyor arkadaşım; bir yandan da demokrasi söylemini hiç dilinizden esirgemiyorsunuz; ama, gerektiğinde 12 Mart savcılarını aratmayacak 146 ncı madde suçlamalarını dile getiriyorsunuz.

Değerli arkadaşlarım...

NURETTİN AKTAŞ (Gaziantep) - Millet sizi çok iyi biliyor!..

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, dinleyelim.

HALUK KOÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım...

NURETTİN AKTAŞ (Gaziantep) - Şapkanız eksik, şapkanız...

HALUK KOÇ (Devamla) - 146 ncı madde suçlamasını siz getiriyorsunuz sayın milletvekili. 12 Mart savcılarını aratmıyorsunuz.

NURETTİN AKTAŞ (Gaziantep) - Millet sizi iyi tanıyor!..

HALUK KOÇ (Devamla) - Çık, burada konuş!..

NURETTİN AKTAŞ (Gaziantep) - Konuşurum tabiî.

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Hatibe saygılı ol!..

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...

NURETTİN AKTAŞ (Gaziantep) - Konuşurum...

BAŞKAN - Sayın Aktaş...

HALUK KOÇ (Devamla) - Sayın milletvekilleri, bakınız, sizlere, bir kere daha bazı konuları anımsatmak istiyorum. Lütfen, dinleyiniz!..

NURETTİN AKTAŞ (Gaziantep) - Bizi karalayan politika yapamazsınız burada!..

HALUK KOÇ (Devamla) - Lütfen, dinleyiniz!..

Toplumsal düzenin korunması, ancak hukuk kurallarına hem uymak hem uyulmasını idare olarak sağlamakla mümkündür. Yasama, yürütme ve yargının bu alandaki görevleri anayasal kurallar ve hukuk kurallarında belirlenmiştir.

Demokrasilerde yönetme ve yürütme, seçimle işbaşına gelen siyasî iktidara verilmiş bir haktır, görevdir. Buraya kadar tanımlamalarda bulundum.

Değerli milletvekilleri, ama, unutmayalım, demokrasilerde oluşan siyasî çoğunluğun her dediğinin -bugün istenildiği gibi- gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Sayın Cumhurbaşkanı, 1 Ekim günü Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışında yaptığı konuşmasında şöyle diyor, bakın: "Egemen olan, katılımcılıkla desteklenmiş düşünsel çoğunluktur. Farklı düşünceleri anlamak ve onlardan yararlanmak sistemin gereğidir" ve ekliyor akabinde "sayısal çoğunluk, gelenekler, kamu yararı ve hukuk devleti ilkesiyle sınırlandırılmıştır. Güç sahibi olan iktidarın, kendisine oy vermeyenlerin -yani, bugünkü tabloyla söylüyorum; Türkiye'deki nüfusun yüzde 66'sının, oy kullanmayanları da eklerseniz, yüzde 75'inin- haklarına ve düşüncelerine saygı gösterilmesi ve gözönüne alınması demokrasinin erdemidir."

Şimdi, siz, bu orantısız yansımanın ürünü olarak, bu çoğunlukla buradasınız. Bunları sizin hiç aklınızdan çıkarmamanız gerekiyor değerli arkadaşlarım.

BURHAN KILIÇ (Antalya) - Siz muhalefetinizi yapın.

HALUK KOÇ (Devamla) - Bana laf atacağınıza, bunların ağırlığını bir düşünün.

BURHAN KILIÇ (Antalya) - Çok düşündük!

HALUK KOÇ (Devamla) - Bu kadar tepki gösterenler, bu kadar yanlışlığı ifade eden değişiklikleri, söylediklerimizin tam tersine, bugün olduğu gibi dayatırsanız, sistemi de, demokrasiyi de yaralar, zedelersiniz.

Bu yasa tasarısı, eğer, gündeme alınıp, söylediğimiz uyarılara kulaklarını kapatan çoğunluğunuz tarafından kabul edilirse, sizler, Türkiye'de eğitimi, bilimi, özgür düşünceyi ve bunların kurumlarını zedelemeye, özelliklerini kemirmeye, siyasallaştırmaya olan niyetinizi apaçık ortaya koyacaksınız; ama, unutmayın, Türkiye Cumhuriyeti, Adalet ve Kalkınma Partisinden çok büyüktür. (CHP sıralarından alkışlar) Sizler, tüm yaptıklarınızla geçicisiniz arkadaşlarım.

MUSTAFA NURİ AKBULUT (Erzurum) - Size öyle geliyor.

HALUK KOÇ (Devamla) - Bu büyük ulusun geleceğe olan inançlı yürüyüşünde, bırakın noktayı, virgül bile olamayacaksınız ne yazık ki! (AK Parti sıralarından gürültüler)

NURETTİN AKTAŞ (Gaziantep) - Bir daha iktidara zor gelirsiniz...

HALUK KOÇ (Devamla) - Sizi yanlışlarınızla baş başa bırakmayacağız, size onu da yapmayacağız, sonuna kadar dayatmalarınıza karşı koyacağız.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar; AK Parti sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Koç.

NURETTİN AKTAŞ (Gaziantep) - Siz, bu kafayla iktidara, daha, çok gelirsiniz!..

AHMET YENİ (Samsun) - Bittiniz, bittiniz!..

HALUK KOÇ (Samsun) - Bir duyalım, sesini duyalım, çık konuş...

NURETTİN AKTAŞ (Gaziantep) - Daha çok gelirsiniz, çok!.. Devam edin...

HALUK KOÇ (Samsun) - Çık konuş!.. Çık konuş!..

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elazığ) - Gelmek için bir asır daha beklersiniz.

BAŞKAN - Önergenin aleyhinde söz isteyen, İzmir Milletvekili Sayın Oğuz Oyan; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 10 dakikadır.

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, burada, TÜBİTAK'la ilgili 3 maddelik tasarının getiriliş biçimi üzerinde konuşmayacağım; Sayın Koç, bu konuda gereken uyarıyı -çok işe yaramasa da; şimdiye kadar çok yapıldı- yeniden tekrarladı. Ben, daha çok, bu 3 maddelik tasarının zamanlamasına, neden ve sonuçlarına değineceğim.

Değerli arkadaşlarım, bir kere, 3 maddelik bu tasarının gerekçesi, tamamen yaratılmış bir gerekçedir, tamamen uydurma bir gerekçedir; nereden bakarsanız bakın, savunulamaz bir gerekçedir; hatta, özrü kabahatinden büyük bir bahanenin arkasına sığınılarak getirilmiştir.

Dört perdelik bir oyun oynanmıştır. Bunların birinci perdesi, bilindiği gibi, şubat 2003'te TÜBİTAK Bilim Kurulunun aldığı karar gereği atanan yahut da atanması prosedürü başlatılan TÜBİTAK Başkanının, 6 Mayıs 2003 tarihinde Başbakanlıkta bu atama işleminin yapılması için başlattığı prosedür zamanında tamamlanmamış; yani, Başbakan tarafından imzalanarak Cumhurbaşkanlığına iletilmemiş ve bu işlemin yarım kalmasına yol açılmıştır.

Açıkça şunu söylemek gerekir; atama sürecindeki temel işlem, Bilim Kurulunca yapılan seçim işlemidir. Bilim Kurulu oybirliğiyle bir seçim işlemi yaptıktan sonra, bunun üzerinde, yasa gereği Başbakanın bir tercihte bulunması, başka bir aday önermesi mümkün değildir. Ancak, söz konusu o kişinin, istenilen koşulları taşımaması durumu halinde, yani, yasaya aykırılık durumunda buna itiraz edebilir. Oysa, TÜBİTAK Başkanı, bu göreve ilk kez atanan bir kişi olmayıp, bu konudaki ehliyeti herkes tarafından zaten kabul edilmektedir ve böyle bir gerekçe de zaten ortada yoktur. Yani, atama işlemi, Başbakanın kusurlu davranışları dolayısıyla sonuçlanmamıştır.

Şimdi, burada bir boşluk doğdu, biz, bu boşluğu doldurmak için bir defalık bir atama yapacağız gibi bir gerekçe, tam, özrü kabahatinden büyük bir gerekçedir. Önce durumu hazırlayacaksınız, önce atama işlemini yapmayacaksınız; arkasından, ne yapalım, şimdi, artık...

Bu arada, eylül ayında, TÜBİTAK'ın 13 kişilik Bilim Kurulunun 6 üyesinin de görev süresi doldu, ikinci perdesi de orada oynandı. Bu 6 Bilim Kurulu üyesinin sürelerinin uzatılması teklifi 20 Eylül 2003 tarihinde Başbakanlığa verildi ve bu da, yine, işlem olarak sonuçlandırılmadı. Ondan sonra, Başbakan ve Başbakanlık "ne yapalım, bu süreler zarfında bu atamalar yapılmadığı için Bilim Kurulu, çoğunluğunu kaybetmiştir" diyebildi. Yani, kendi kusurlu davranışından dolayı ortaya gelen bir durumu bahane ederek "yeni bir çözüm sunacağım" dedi. Karşımıza, bugün, burada tartışmak istediğiniz bir yasa tasarısı geliyor. Bu önerinin kabul edilmemesi için burada söz almış bulunuyorum.

Değerli arkadaşlarım, bakın, bu, başka bir olayı, bizzat kendi başıma gelen bir olayı hatırlatıyor. 1985 yılında doçentlik kadrosu için, benim için verilen bir ilan, bizzat rektörün bu konudaki kasıtlı tavrıyla sonuca ulaştırılmadı. Doçentlik atama yönetmeliğinde şöyle bir hüküm vardır: "Jürideki üyeler -bu kadro için başvuran, zaten doçentlik unvanını almış, kadro için başvuruyor- bir aylık süre içerisinde raporlarını vermelidir." Rektör, bu bir ay içindeki süreyi geçiştirdi, son günlerinde verdi; ondan sonra da "bir ay içerisinde kimse rapor vermedi; bu durumda hakkınız düştü" dedi.

Değerli arkadaşlarım, konulan süre, orada, hak sahibinin, akademisyenin haklarını korumak için getirilmiştir; yani, jüri üyeleri, bunu, aylarca, yıllarca süründürmesin diye getirilmiş bir süredir. Siz, şimdi, hak sahibinin lehine olan bir süreyi onun aleyhine kullanacaksınız. Bunu yapan rektör, benim açtığım dava sonucunda, kuşkusuz, mahkemede bunun hesabını veremedi; ama, bakınız, o rektör, 12 Eylül rejiminin atadığı rektördü.

Ben, şimdi size soruyorum: Sizin farkınız nedir değerli arkadaşlarım?! Şu işlemin, 12 Eylül rejimi rektörünün yaptığı işlemden farkı nedir; bana bir açıklayınız! Bunun, 12 Eylül kafasından hiçbir farkı yoktur. Önce, bu kişilerin -bir başkanın ve 6 üyenin- süresi içerisinde atama işlemlerinin sonuçlanmamasını sağlayacaksınız, ondan sonra diyeceksiniz ki: "Ne yapalım, Kurulda çoğunluk kalmadı, bu atama işlemini yapamıyoruz."

Değerli arkadaşlarım, bu, hukukdışı bir davranıştır, bunun hiçbir hukuk düzeninde yeri yoktur; hiçbir hukuk düzeni, bir hakkın kötüye kullanılmasını desteklemez. Dolayısıyla, bilerek yasalara aykırı davranan kimse de, burada, kalkıp, iyi niyet sahibi olduğunu iddia ederek "gelin, bir defalık bir atama yapalım" deme hakkına sahip değildir. Bu, iyi niyet değildir; bu, olsa olsa, onun muhaliflik kavramıdır; yani, kötü niyettir.

Değerli arkadaşlarım, bu arada, çok müessif olan bir olay da şu:  Görevden alınmaları konusunda bizzat ilgili başkan ve üyeler kolaylık göstermeyince; yani, kendileri beyaz bayrağı çekip teslim oluyoruz demedikleri için, kendileri üzerinde bir karalama kampanyası başlatılıyor. Bu, şimdiye kadar söylediklerimden daha da vahim bir olaydır; yani, eğer, birisini görevden alamıyorsanız, çamur atınız izi kalsın, karalayınız... Görev süresi mayıs ayında tamamlanması gereken bir başkan için ne yapıyorsunuz; daha sonraki -hazirandan sonraki- bir dönemde murakıp atıyorsunuz. Oysa, onun işleminin, zaten, mayıs ayı içinde tamamlanmış olması gerekirdi. Siz ya da en azından Başbakanlık, böyle, daha sonraki bir dönem için murakıp atayarak, iyi niyetli davranmayacağınızın örneğini vermektesiniz.

TÜBİTAK'ın yıllardır ibra edilmediği gibi birtakım bahaneler söyleniliyor.

Değerli arkadaşlarım, TÜBİTAK ve birçok kuruluş, gecikmeli olarak denetlenmektedir.7 kişilik bir ibra kurulu vardır, bunların denetimi, hep, yıllar itibariyle, gecikmelerle gelmektedir. Dolayısıyla, bu, sadece, TÜBİTAK'la ilgili bir olay değil; bütün KİT sisteminde -KİT Komisyonu üyesi arkadaşlarımız bilirler- hep gecikmeyle gelir bunlar. Yani, burada, kalkıp, bahane üretmeye çalışmak, bu kurumlara yıllardır hizmet vermeye çalışan insanlar açısından, en azından, çok ciddî, saygıda kusur anlamına gelmektedir.

Değerli arkadaşlarım, bu davranışların sonucu ne olur; yani, burada, şimdi, İktidar Partisinin bu önergesi kabul edilir ve biz, bugün, bu yasa tasarısını konuşursak ne olur? Bir kere, bugün, burada, söylediğim hukukdışılıklar hatta Anayasadışılık; çünkü, burada üç bakımdan Anayasaya aykırılık vardır; sebebi, amacı ve konusu itibariyle bu getirilen 3 maddelik düzenleme -aslında tek maddelik bir düzenleme- Anayasaya aykırı bir düzenlemedir. Bunun gereğini yaparız.

Değerli arkadaşlarım, burada, çok daha vahim bir durumla karşı karşıyayız. Burada, TÜBİTAK gibi bilimsel özerkliğe sahip olması gereken, kırk yıl önce bu amaçla kurulmuş olan bir kurumu, siz, siyasî etki altına alıyorsunuz. Değerli arkadaşlarım, bunu, bir defalık iş diye geçiştiremezsiniz; çünkü "bir defa yaparsak ne olur" sorusunun cevabı; yol olur; yani, birisinin tarlasından bir kere traktörle geçin, herkes bir kere geçsin; ne olur; orası yol olur. iraz önce, Sayın Koç'un dediği gibi bir kere değiştirmekle ne olur; eğer, hukuk düzenini korumakla birinci derece görevli kişiler, Başbakan, Cumhurbaşkanı gibi en üst noktada olan kişiler "ne olur canım bir kere hukuku delsek" diyorlarsa, balık baştan kokar hesabı, herkes hukuku deler; ondan sonra, trafikteki anarşiden dahi yakınmaya hakkımız kalmaz; çünkü, herkes ona katkıda bulunur, herkes ona katılır.

Değerli arkadaşlar, iyi örnekler vermek zorundayız. İyi örnekler vermek için, onun için dokunulmazlığın ilk örneğini buradan vermek gerekir diyoruz. İyi örneği biz verelim ki, başkaları bizi izlesin. Kötü örnek biz isek, o zaman millet bizi niye izleyecek!..

Değerli arkadaşlarım, bakınız, bu siyasallaşma meselesi bir tek kişiyle sınırlı değildir; sadece, TÜBİTAK Başkanının atanmasıyla sınırlı değildir. Bilim Kurulunun, yine Başbakanca belirlenecektir. Başbakanın, başkanını atayacağı bu Bilim Kurulunda sağlayacağı, çoğunluk olacağı için, kurum yönetimi kalıcı olarak siyasal etki altına girecek demektir. Bu, Türkiye'de, bir defaya mahsus atanmışlık sistemi getirerek, bu kurumun yapısında olan kendi içinden bilimsel kriterlerle atama sistemini altüst etmektir, tarihe gömmektir. Bu tarihe gömme, sizin sırtınızda, sizin vebaliniz olacaktır. Siz, böyle bir sorumluluğu sürekli taşıyacaksınız.

Ben, son olarak şunu söyleyeyim: Niçin bu kadar pervasızca, bu kadar değişiklik yapılabiliyor; değerli arkadaşlarım, bunun arkasında, kuşkusuz, bugün medyanın, büyük medyanın, çok büyük menfaat çıkarlarıyla, tek başına iktidar olmuş bir partiye yakın durma çabaları vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OĞUZ OYAN (Devamla)- Bitiriyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN- Buyurun Sayın Oyan.

OĞUZ OYAN (Devamla)- Bugün, burada bu söylediklerimiz bu salonun dışına yansımıyorsa, rotatifler yalan söylüyorsa değerli arkadaşlarım, bir gün sizin için de yalan söylerler. (CHP sıralarından alkışlar)

Siz, bugün, bunun arkasına sığınarak, burada, böyle bir hukukdışılığı geçirme suçuna ortak olmayınız; arkanıza medyayı alarak, önümüz açık diye, lütfen, bu milletin, bu ülkenin bilimsel geleceğinin kararmasına izin vermeyiniz.

Saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN- Teşekkür ediyorum Sayın Oyan.

Önerinin lehinde söz isteyen, AK Parti Grup Başkanvekili Haluk İpek.

Buyurun Sayın İpek. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 10 dakikadır.

HALUK İPEK (Ankara)- Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Danışma Kurulunda Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili arkadaşlarımızla mutabık olamadığımız önerge üzerinde söz almış bulunuyorum.

Tabiî, biz, bugünkü Danışma Kurulundan önce, salı günü, Danışma Kurulu önerisini elden dolaştırarak haftanın programını yapmıştık ve hafta programı da belli olmuştu; ancak, hükümetimizden gönderilen TÜBİTAK'la ilgili olan 1 maddelik bir yasa tasarısını bugünün gündemine almakla ilgiliydi bu teklifimiz. Yine, İzmit Büyükşehir Belediyesi, İzmit Kentsel ve Endüstriyel Su Temin Projesiyle ilgili araştırma önergesinin salı günü görüşülmesi, salı gününe kadar da Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımızın hazırlık yapması için önerimizi bugün getirdik.

Tüm bu kopan gürültünün sebebi, tek maddelik bir yasa tasarısı, 1 madde. Yani, bu hafta görüşeceğimiz programa 1 maddelik, TÜBİTAK'la ilgili tasarıyı ekledik; onunla ilgili koptu (CHP sıralarından gürültüler) Genel olarak söylenen "bilimsel özerkliği olan bir kuruluşu siyasî etki altına alıyorsunuz." İddia bu.

Esasen, biraz sonra önerimiz kabul edildiğinde ve tasarı görüşülürken, burada TÜBİTAK konuşulurken, iktidar ve muhalefet, düşüncelerini iletirken bunları söylemesi gerekirdi; ancak, o zaman söyleyeceklerini şimdi söyledikleri için, ben de kısaca değinmek istiyorum, acaba böyle mi olmuştur.

ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Aynen öyle oldu.

HALUK İPEK (Devamla) - TÜBİTAK'ın değişik kurulları var; bir tanesi Bilim Kurulu, bir tanesi Başkanlık, bir tanesi araştırma grupları, yine araştırma merkezleri ve kurmuş oldukları enstitüler...

TÜBİTAK'ın Bilim Kurulu dediğimiz kısmında 12 üye var, 1 de başkanl var. TÜBİTAK, tüm kararlarını bu Bilim Kurulunda, yani, Başkanın başkanlık ettiği Bilim Kurulunda alıyor. 6 Bilim Kurulu üyesinin üyeliği düşmüş ve yine, TÜBİTAK Başkanlığının da başkanlığı düşmüş. Dolayısıyla, şu anda TÜBİTAK karar alamayan bir kuruluş haline gelmiş.

Peki, TÜBİTAK ilk kurulurken neler olmuş...

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Niye düştüğünü de açıklayın lütfen!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...

HALUK İPEK (Devamla) - TÜBİTAK ilk kurulurken de yine...

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Açıklasın!..

BAŞKAN - Sayın Milletvekili, aleyhte iki arkadaşınız söz istedi, söz verildi.

Buyurun.

HALUK İPEK (Devamla) - TÜBİTAK ilk kurulurken, yine Başbakanın teklifi üzerine... Yani, getirdiğimiz düzenleme ilk kuruluşta da aynen yaşanmış. Ancak, şu anda, üyelerin tamamlanmasıyla ilgili olarak bir karar alma mekanizması TÜBİTAK'ta yok olduğu için bunun yeniden tamamlanması gerekir.

Peki, kim tamamlayacak...

İSMET ATALAY (İstanbul) - Kim yok etmiş!

HALUK İPEK (Devamla) - Kim tamamlayacak; Türkiye Büyük Millet Meclisi tamamlayacak.

Geçmişte TÜBİTAK ilk kurulurken, ilk başkanlık kurulunu, ilk başkanı atarken, nasıl bir husus öngörmüşse... Kim öngörmüş; Türkiye Büyük Millet Meclisi öngörmüş. Peki, Anayasamıza göre, kuvvetler ayrılığı ilkesine göre, şu andan itibaren bu boşluğu kim dolduracak; Türkiye Büyük Millet Meclisi. Şimdi, Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımız, burada hatta biraz da hırçınca bir gerilim  politikası şeklinde bunu eleştirirken, bu konu şu şekilde çözümlenmelidir diyebildiler mi?!

HALUK KOÇ (Samsun) - Kendi aslı var... Aslı var...

HASAN AYDIN (İstanbul) - Sorunu yaratan sizsiniz.

HALUK İPEK (Devamla) - Diyemezler; neden diyemezler; çünkü, Anayasa, yasa yapma yetkisini Türkiye Büyük Millet Meclisine vermiş ve bu konu burada tamamlanacak ve çözümlenecek. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Esas olan şudur arkadaşlar: Demokrasiyi özümsemek bir erdemdir...(AK Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

HALUK KOÇ (Samsun) - Demokrasiyi tarif ettin, bak!..

HALUK İPEK (Devamla) - ...ve insanoğlunun geçirdiği en önemli aşamadır. Maalesef, bu aşama herkese nasip olmuyor.

ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - İnşallah, size de nasip olur!

HALUK İPEK (Devamla) - Esasen, söylenenlerin  bir kısmına, yine, cevap verecektim; ama, vermiyorum. (CHP sıralarından "Ver, ver" sesleri) Vermiyorum. Son olarak şunu söylüyorum...

ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Cevabınız var mı ki acaba?!

HALUK İPEK (Devamla) - Var var... Söyleyeyim, cevap vereyim: Şimdi, denildi ki "dayatma..." Hayır, Anayasada öngörülen... Hükümet belli bir tasarı getirebilir, Türkiye Büyük Millet Meclisi tartışır ve isterse yasalaştırır, isterse yasalaştırmaz. Bu, bir dayatma değildir. Yine...

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Cevap mı bu?!

HALUK İPEK (Devamla) - Tabiî... tabiî cevap...

"Topluma güven vermiyorsunuz" dedi arkadaşlarımız, Demokrasinin çok önemli bir özelliği var...

HALİL TİRYAKİ (Kırıkkale) - Kızılay'a gitseydin bugün, görürdün toplumu!.. (AK Parti sıralarından gürültüler)

HALUK İPEK (Devamla) - Günü gelince sandığa gidiyoruz, yani, bu, çok büyük de bir nimeti demokrasinin. Sandığa gideceğiz, yakında da bir belediye seçimleri var, sandıkta iktidarın da, muhalefetin de durumu belli olacak . O nedenle...

Yine son olarak şunu söylüyorum: Biz, 3 Kasımda milletten almış olduğumuz vekâleti, bu salonda görev yaptığımız sürece, tam ve layıkıyla kullanacağız; sonuna kadar kullanacağız. (AK Parti sıralarından alkışlar) Bundan, birileri rahatsız olacakmış; varsın olsun. Anayasa ve yasalar bu Meclisi oluşturuyorsa ve ülkedeki demokratik sistem bu Meclisi oluşturuyorsa, bunu herkes özümsemek zorunda diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın İpek.

Başka söz talebi?.. Yok.

Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

ALİ RIZA BODUR (İzmir) -  Sayın Başkan, say... Yalandan da olsa bir say.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, oturduğunuz yerden sayabilirsiniz karşı grubu da sizin grubu da; sayıldığı için "kabul edilmiştir" denilmiştir. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

Önce, yarım kalan işlerden başlayacağız.

V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1. - Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/521) (S. Sayısı: 146)

2. - Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/523) (S. Sayısı: 152)

BAŞKAN - Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun Tasarısı ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon raporları henüz gelmediğinden, tasarıların müzakeresini erteliyoruz.

19.6.1994 tarih ve 544 sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname; Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları raporlarının müzakeresine başlıyoruz.

3. - 19.6.1994 Tarih ve 544 Sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname; Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/224, 1/361) (S. Sayısı: 272) (X)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

Komisyon raporu 272 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

                                      

(X) 272 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Tasarının tümü üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Uşak Milletvekili Sayın Osman Coşkunoğlu; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 20 dakikadır.

CHP GRUBU ADINA OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini ifade etmek için huzurunuzdayım.

Patent ve Patent Enstitüsü teknik bir konu olmakla birlikte ülkemizi ve ülkemizin ekonomisini ve toplumsal yapısını, siyasî yapısını çok yakından ilgilendiren kavramlardır. Nitekim, belki de bu özelliği nedeniyle Türk Patent Enstitüsüyle ilgili bugün görüşmekte olduğumuz tasarı Plan ve Bütçe Komisyonuna geldiği gün saygın biz gazetemizde ciddi bir yazarımızın bir makalesi çıkmıştı. Makalenin başlığı "Sıra Patent Enstitüsünde" idi. Bazı kaygıları ifade eden, Patent Enstitüsünde yapılan değişiklikler sonucu ortaya çıkan bazı kaygıları ifade eden bir makale; fakat, komisyondaki tartışmalarımızda, Sayın Bakanın da gösterdiği anlayışla biz bu kaygıların bir kısmını ortadan kaldıracak değişiklikleri yaptık, bir kısmı kaldı; onlara değineceğim; fakat, önemli olan, sözünü ettiğim, bu makalenin son cümlesidir. Bu kaygıları belirttikten sonra şöyle bir cümle var ki, Türkiye Büyük Millet Meclisini çok yakından ilgilendiren bir cümle: "Bugün, Plan ve Bütçe Komisyonunda düzeltilir mi bunlar bilinmez. Bunun olabilmesi için, önce patentin ne demek olduğunu bilen komisyon üyelerine ihtiyaç var da..." diyor; yani, bir kuşku belirtiyor. Patentin anlamını komisyon üyeleri biliyor mu, milletvekilleri patentin anlamını biliyor mu; elbette biliyor; kelime anlamını, sözlük anlamını elbette biliyor. Sözlükte verilen tanımı, elbette, hepinizin bildiğine inanıyorum; fakat "patent" kavramının önemini ve anlamını -sözlük tanımı ayrı- onun toplumsal, ekonomik, hatta, siyasî platformlardaki önemini biliyor muyuz; bu konuya biraz değinmek istiyorum; çünkü, bu çıkaracağımız patentle ilgili bir kurumun yasası. Bu patent kavramının önemini anladıktan sonra, o öneme yardım edici bir enstitü yasası çıkarıp çıkarmadığımız üzerine konuşabiliriz.

Nedir patent; birtakım yenilikler - genellikle teknolojik - için alınan fikrî mülkiyet, bir nevi tapudur. Bir patente yol açan teknolojik yenilik -icat diyelim, yenilik diyelim- nasıl ortaya çıkar? Biri bunu talep ettiği için mi ortaya çıkar, biri bunu sunduğu için mi ortaya çıkar? Arzla mı çıkar, taleple mi? Bunların ikisi de önemlidir. Fakat, bilim tarihçileri göstermiştir ki, sunumun önemi daha fazladır, arzın önemi daha fazladır. Bir patente yol açan teknolojik yeniliği arz eden ortamın, sunan ortamın, geliştiren ortamın, icatlar için, yenilikler için daha önemli olduğunu bilim tarihi üzerine çalışanlar göstermiştir. Bunun bir somut örneğini, bence çok ilginç olan bir somut örneğini, hatta, iki somut örneğini tarihten vereceğim.

Sanayi devrimi İngiltere'de ortaya çıktı. Neden; bilim İngiltere'de daha ileri olduğu için mi; aslında değil. İlginç bir şekilde, sanayi devriminin ortaya çıktığı sırada bilim Fransa'da daha ileriydi. Yine, bu konuda farklı görüşler var; fakat, ilk defa, Magna Carta deklarasyonuyla toplumu demokratikleştirmeye götüren ülke 13 üncü Yüzyılda İngiltere'ydi. Magna Carta'dan sonra, patent yasasını -çok ilginçtir- dünyada ilk çıkaran -1624 yılında- ülke de İngiltere'dir. Bakın, Fransa 1791'de, İngiltere'den yüzyetmiş yıl sonra ancak çıkarıyor patent yasasını; İngiltere 1624'te, sanayi devriminden önce. Bunun anlamı nedir; bunun anlamı, -Magna Carta ile daha sonra patent yasasıyla- o devirdeki iktidarın, monarşinin keyfî olarak onun bunun fikrî mülkiyetine veya diğer mülkiyetine veya diğer haklarına el uzatma hakkını almaktır monarşiden. Siyasî iktidardan, onun bunun fikrî mülkiyetine, onun bunun hakkına el uzatma hakkını elinden alan bir dizi maddedir Magna Carta. Daha sonra, patent yasası 17 nci Yüzyılda bunu pekiştirmiştir, monarşinin elinden bu gücü almıştır.

Değerli arkadaşlarım, bunu söyledikten sonra, şu noktada konunun biraz dışına çıkayım: Sık sık Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesinden söz ediliyor. Evet, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçim sisteminin aksaklıklarına karşın büyük ölçüde toplumu yansıtıyor; fakat, Türkiye Büyük Millet Meclisi adı altında iktidarın, iktidara mensup milletvekillerinin, hatta, sadece o milletvekillerinin, farkında bile olmadan parmak kaldırarak çıkardığı yasalar bir tahakküm değil midir? Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkisini bir gruba, hatta Bakanlar Kuruluna, hatta zaman zaman Başbakana vermek demek değil midir? Böyle bir ortamda, demokrasiden ve haklara el uzatmayan bir yönetim anlayışından söz etmek mümkün değil. Türkiye'de, hâlâ demokrasi sıkıntısını çekiyoruz; çoğunluğu elde eden "ben çoğunluğum, istediğim hakka el uzatabilirim" anlayışını sürdürdüğü sürece, maalesef, bu, demokrasiyi benimsememiş anlamına gelir.

Patent yasasını ilk çıkaran ülkenin İngiltere, ondan yüzyetmiş yıl sonra Fransa olmuş olması ve sanayi devriminin İngiltere'de olması; bunlar rastlantı değildir.

Yine tarihe bakarsak; çok ilginç, yeni yayımlanmış bir yayında, Osmanlı İmparatorluğunun, denizlerdeki üstünlüğünü 16 ncı Yüzyılda, karadaki üstünlüğünü de 17 nci Yüzyılda Avrupa'ya kaptırdığını görürüz. Bu yeni çıkan araştırma, denizdeki üstünlüğünü yelken teknolojisindeki geri kalmışlığına bağlıyor. 17 nci Yüzyılda Osmanlı top teknolojisi Avrupa'nın gerisine düşmüştür. O devrin tarihçilerince yayımlanan belgelerden çok ilginç iki kısım okuyacağım. Birisi şunu söylüyor: "Osmanlıların, Hint Okyanusunun Portekizlilere karşı savunulmasındaki başarısızlıklarının gerçek nedeni, zamanla aşınmış olan deniz savaşı tekniklerinde gizliydi. Gemilerinde bulunan topları hep kendi eski yöntemleriyle kullanırken, yelkenlilerden de yararlanıyorlardı; ama, temelde insan enerjisine bağımlı kalmayı sürdürmüşlerdi, yelken teknolojisini es geçmişti maalesef. Hâlâ insan gücüne, yani bugünkü sanayi politikalarımızdaki hâlâ ucuz işgücüne başvurduğumuz gibi neredeyse."

Yine, bir kumandanın, Osmanlı Ordusunu 1 Ağustos 1665'te Sankt Gotthard çarpışmasında dağıtan Avusturyalı komutanın yazdıklarından okuyorum: "Çok sayıdaki Türk topları, vurdukları noktada etkili olmalarına karşın, kullanımda atak değil, yeniden yüklenmesi ve onarımıysa zaman alıyor. Bizim toplarımız daha kullanışlı ve bizim Türklerden daha üstün oluşumuzun sırrı burada." Yani, bu Avusturyalı komutan, kendi ordusunun kahramanlığından, iman gücünden değil; teknolojik gücünden ve teknolojideki üstünlüğünden söz ediyor.

Bu anlayışı genç cumhuriyetimizin ilk yıllarında gördük. Batı'nın tekniğini yakalamaya çalışan çabaları o zamanlar gördük, ibretle yine tarihte okuyoruz. Olağanüstü çabaların içerisinden bir tanesini söyleyeceğim: 1930'lu, 1940'lı yıllarda uçak yapımına girişecek olan bir kadro geliştirip, uçak parçalarını denemek için o dönemin en ileri teknolojisindeki rüzgâr tünelini Ankara'da inşa etmişti genç cumhuriyetimiz. Bugünkü duruma bakalım; teknolojik yenilik yapma kapasitesinde -patentleri ortaya çıkaran bu kapasitedir- Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonunun (TİSK) açıkladığı, yaptırdığı ve kısmen OECD'den aldığı bir rapora göre Türkiye 40 ıncı sırada, verilen patent sayısında da 42 nci sırada. Şimdi, neden bu kadar geriyiz? Bugün açıklandı; Birleşmiş Milletler tarafından, teknoloji ve bilişim alanında yapılan bir araştırmada Türkiye 173 ülke arasında 49 uncu sırada yer alıyor, bu da bugün açıklanan bir rapor. Neden bu böyle, neyimiz eksik: Nitelikli mühendislere bakıyoruz, Türkiye, 18 inci sırada; bilgiye dayalı işlere bakıyoruz, bilgi teknolojileri alanında yetişmiş personele bakıyoruz, Türkiye, 17 nci sırada; ama, kişi başına ar-geye bakıyoruz, Türkiye 39 uncu sırada. Bunu, bütçenin konuşulduğu şu günlerde dikkatle not etmemiz ve bu Türk patent yasasını tasarısını değerlendirirken tekrar değerlendirirken gözönünde tutmamız gerekir.

Patent yasası tasarısını, konuşmamın başında da söylediğim gibi, genellikle olumlu buluyoruz; hükümetin, bayağı gecikmiş bu yasa tasarısını getirmiş olmasından memnunuz; fakat -yasanın dışına çıkan konular- bu yasayı çıkarmakla işin hallolmayacağını, Türkiye'nin teknolojik altyapısını ve teknoloji üretme kapasitesini, bu Türk Patent Enstitüsünün başaramayacağını görüyoruz. Türkiye'nin teknoloji kapasitesini, biraz önce tartışmasını yaptığımız ve bütçesi kısılan, başkanı olmayan ve diğer birçok sıkıntılara maruz bırakılan TÜBİTAK gibi kuruluşlar yaratmaktadır ve yaratacaktır.

Bu yasa tasarısında, birkaç noktayı, hâlâ, kaygı verici buluyoruz. Bunlardan bir tanesi, 1 inci maddede belirtildiği gibi, Türk Patent Enstitüsünün, Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı bir kuruluş olması. Bu, idarî özerkliği zedeleyici bir yapıdır; Sanayi ve Ticaret Bakanlığıyla ilişkili olmalıdır. Yakınlarda, yine bu hükümet döneminde, "BOREN" dediğimiz Bor Araştırma Enstitüsünü kurduk, onun yasasını çıkardık. Örneğin, o yasada, enstitü için "Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığına bağlı" terimi değil "ilişkili" terimi kullanılmıştı. Burada, bu "bağlı" kelimesinin, hâlâ, kalmış olması, idarî özerklik bakımından zedeleyicidir; ki, bu konuda, Dünya Bankası ve uluslararası kuruluşlar da, duyarlılıklarını, defalarca Türk hükümetine ve diğer yetkililere bildirmişlerdir.

Diğer bir konu; 5 inci maddede, şimdiye kadar beş yıl olan başkan ve yöneticinin görev süresi üç yıla indirilmek. Değerli arkadaşlarım, tesadüfen, bu yönetimin, bu yıl, üç yılı doluyor. Şimdi, burada, doğrudan bir suçlama yapmayacak kadar Bakan beyi tanıyoruz, biliyoruz; herhangi bir imalı suçlama da yapmak istemiyorum; fakat, eğer, devlet yapısına, devlet ciddiyetine -TÜBİTAK için de geçerli- yakışır bir anlayışla gelirsek... Bilmiyorum, eğer, belli kuruluşların yönetimlerinden belli bir yakınma varsa, bunları değiştirmek için yasalarla oynamak doğru değildir. İktidara geliyorsunuz, beğenmiyorsunuz; yöneticiler o sene iki yıllık olmuş olsaydı, iki yılda bir değişir diye yasa geçirecektik; bu, devlet ciddiyetine yakışmıyor. Bu, bürokrasi ile hükümet arasındaki ilişkiler, çok başka şekillerde, çok daha uygar ve demokratik bir şekilde düzenlenebilir diye düşünüyorum.

Son olarak da, kadro ihdası... Kadro ihdası için norm kadro çalışmaları, arzu edildiği şekilde yapılmıştır, Millî Prodüktivite Merkezinin yardımıyla yapılmıştır. Norm kadro çalışmasında, ifade edilen, arzu edilen, beklenen kadro ihdasının çok altında kadro verilmiştir. Bu da, yasa tasarısında gördüğümüz, kaygı duyduğumuz önemli noktalardan bir diğeridir.

Bunları ifade ettikten sonra, tekrar, böyle bir tasarının gelmiş olmasından memnunluk duyduğumu belirtiyor; Türk Patent Enstitüsünün, idarî özerkliğiyle -hükümetler tarafından müdahale edilmeden- ve güçlü kadrolarıyla Türkiye'ye katkıda bulunacak, Türk teknolojisine, ekonomisine, toplumsal yaşamına katkıda bulunacak bir yapıya kavuşturulması dileğiyle, bu yasanın hayırlı olmasını diler, hepinize saygılar sunarım. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Coşkunoğlu.

Birleşime, saat 18.00'e kadar ara veriyorum.

 

Kapanma Saati : 16.25


İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 18.00

BAŞKAN : Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER : Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale), Suat KILIÇ (Samsun)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 15 inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

272 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3. - 19.6.1994 Tarih ve 544 Sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname; Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/224, 1/361) (S. Sayısı: 272) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

Tasarının tümü üzerinde AK Parti Grubu adına söz isteyen, Sayın Ahmet Edip Uğur; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Süreniz 20 dakikadır.

AK PARTİ GRUBU ADINA A. EDİP UĞUR (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Patent Enstitüsü Kuruluş Yasasında değişiklik yapan yasa tasarısıyla ilgili olarak AK Parti Grubunun görüşlerini ifade etmek üzere huzurlarınızda bulunuyorum; Yüce Heyeti saygıyla selamlıyorum.

20 nci Yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkan teknolojik gelişmelerin sanayi toplumuna taşıdığı yeri ifade eden bilgi toplumu kavramı, 21 inci Yüzyıla ilişkin öngörülerin de anahtarı konumundadır. Bilgiye sahip olma ölçütünün, günümüzde, gelişmişlik düzeyinin en kabul edilir göstergesi olduğu görülmektedir. Sosyal, kültürel ve ekonomik yönden gelişmiş kabul edilen ve dünyaya yön vermekte olan ülkelerin bu seviyeye gelmelerindeki en önemli etkenlerin başında bilgiye verdikleri önem gelmektedir.

Bilgiye verilen önceliğin en önemli göstergelerinden biri de, söz konusu ülkelerin fikrî hakların kullanılması ve korunması konusunda attıkları adımdır. Fikrî hakların korunması, bir yandan, buluş yapanların, eser sahiplerinin ve bu eseri emek ve sermaye koyarak kamuya aktaranların haklarının korunması, diğer yandan da, iç ve dış ticaretin çağdaş normlara uygun olarak yürütülmesi, teknoloji geliştirme ve transfer etme yoluyla özellikle imalat sanayiinin desteklenmesi ve geliştirilmesi, toplumDa kültür ve sanat zenginliğinin değerlendirilmesi için gerekli şartları sağlar.

Fikrî haklar, günlük yaşamda olduğu kadar, ülkelerarası ilişkilerde de sıklıkla karşımıza çıkar. Hemen hemen tüm ülkelerin katılımıyla gerçekleştirilen ve Dünya Ticaret Örgütünün kurulmasıyla sonuçlanan müzakerelerin en önemli tartışma konularından birini fikrî hakların korunması oluşturmuş, daha sonra Türkiye'nin de onayladığı Ticaretle Bağlantılı Fikrî Haklar Antlaşması, Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Antlaşmasının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Uluslararası ilişkilerin de ötesinde, fikrî hakların korunmasını gerekli ve yeterli şekilde sağlayamayan toplumların ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmelerinde sorunlar ve aksaklıklar yaşamaları kaçınılmazdır.

Bu gelişmelere paralel olarak, Türkiye'nin de, diğer ülkeler gibi, uluslararası ve bölgesel entegrasyonlara katılımının hızlanmasıyla, fikrî hakların korunması konusu daha önem kazanmıştır.

Günümüzde ticaret alanında ulusal sınırlar giderek ortadan kalkmakta, dünya tek bir pazara dönüşmektedir. Uluslararası ticaretin bugün ulaştığı değer, yirmi otuz yıl öncesi tahmin edilmesi güç seviyelere ulaşmıştır. Bu gerçek, tüm devletleri, uluslararası ticaretin önündeki engelleri kaldırma hususunda zorlamaktadır. Bu zorlama ise, hem uluslararası ilişkilerin sonucu hem de ülkelerin kendi iç dinamiklerinin gereği olmaktadır. Uluslararası ticaretin önündeki en büyük engellerden birisi ise, ülkelerin farklı fikrî hukuk düzenlemelerine ve uygulamalarına sahip olmalarıdır.

Günümüzde teknolojik gelişmelerin sonucu olarak üretim şekilleri değişmiştir. Üretim, hammaddeye değil bilgiye, fizikî performansa değil beyingücüne dayanmakta ve ancak bilgiye dayanan bu üretim şeklini gerçekleştirebilen toplumlar ayakta kalabilmektedir.

Türkiye'nin 21 inci Yüzyıldaki hedefi de, bilgi üreten ve ihraç eden bir ülke olabilmektir. Bu hedefe ulaşabilmenin ilk koşullarından birisi ise, fikir eserlerinin üretimini özendirmek ve bunları korumaktır. Bu amacı gerçekleştirebilmenin ilk adımı eğitimdir. Fikrî haklar alanında eğitim, bireylerin aydınlatılmasından uzmanların yetiştirilmesine kadar geniş bir alanı kapsamaktadır.

Ülkelerin ekonomik, teknolojik, endüstriyel gelişmesinde önemli derecede rol oynayan fikrî mülkiyet hakları, sınaî mülkiyet haklarını ve telif haklarını içermektedir.

Ülkemizde sınaî mülkiyet hakları (patent, marka, endüstriyel tasarım ve coğrafî işaretler) 24 Haziran 1994 tarihinde 544 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle kurulan Türk Patent Enstitüsünün, telif hakları ise, Kültür ve Turizm Bakanlığının sorumluluğundadır. Bunların dışında, ticarî haklar arasında yer alan ticaret unvanı Sanayi ve Ticaret Bakanlığının sorumluluğundadır.

Sınaî mülkiyet kavramı, genel tanımıyla, sanayide ve tarımdaki buluşların, yeniliklerin, yeni tasarımların ve özgün çalışmaların ilk uygulayıcıları adına veya ticaret alanında üretilen ve satılan malların üzerindeki işaretlerin sahipleri adına kayıdedilmesini ve ilk uygulayıcıların ürünü üretme veya satma hakkına belirli bir süre sahip olmalarını sağlayan bir hakkın tanımıdır.

Sınaî mülkiyet hakları, patent, faydalı modeller, markalar, endüstriyel tasarımlar, coğrafî işaretler, bitki türlerini kapsamaktadır.

Ülkelerin ekonomik gelişmelerinde yeniliklerin ve yeni buluşların sanayie uygulanması büyük önem taşımaktadır. Yenilikler ve buluşların sanayie uygulanması ve sonuçta ekonomiye katkı sağlamasında en önemli etken, buluş sahibinin ödüllendirilmesi ve buluş yapılmasının özendirilmesidir.

Yukarıda sayılan konularda söz sahibi ülkeler, yalnız kendi ülkelerindeki tekelle yetinmeyip, rüçhan hakkı, devir, lisans gibi satış şekillerinden biriyle yenilikler ve buluşlar üzerinde büyük paralar kazanabilmektedirler. Bilhassa, ilaç, iletişim, otomotiv, ulaştırma, konfeksiyon, silah ve iş makineleri gibi sanayi kollarındaki yeniliklerin diğer ülkelerde üretim ve satışı, ancak büyük ödemelerle yapılabilmektedir.

Sınaî hakların ilk bulucuları veya uygulayıcıları adına tescilinin tarihi oldukça eskidir. Buluşların korunmasıyla ilgili uygulamanın 1474'te Venedik'te başladığı, bunu 1624'te İngiltere, 1791'de Fransa, 1877'de Almanya, 1879'da da Amerika Birleşik Devletleri ve Osmanlı Devletinin izlediği, kaynaklardan anlaşılmaktadır.

Sınaî mülkiyet haklarının yabancı ülkelerde de korunması, ilk olarak, 1883 yılında imzalanan ve bugün "Paris Sözleşmesi" olarak anılan Sınaî Mülkiyetin Himayesine Mahsus Milletlerarası Bir İttihat İhdas Edilmesine Dair Mukavele ile mümkün olmuştur. Bu anlaşmayı diğerleri izlemiş ve bugün, Türkiye'nin katıldığı çok uluslu anlaşma sayısı 12'yi bulmuştur.

Türkiye'nin uluslararası anlaşma ve protokollere katılımı, Türk Patent Enstitüsünün kurulmasıyla birlikte hız kazanmış ve bu arada, üyeliklerin zorunlu kıldığı yurtiçi yasal düzenlemeler de süratle yürürlüğe konulmuştur.

Bir ülkedeki patent ve marka başvurularının çokluğu, o ülkedeki araştırma-geliştirme faaliyetlerinin yoğunluğu, sanayiin yeniliklere açık olması, ekonomik gelişmişliğin ve o ülkenin yabancı sermayeye cazip olmasının göstergesi olarak kabul edilmektedir; ancak, burada, şunu söylemek, bir özeleştiri yapmak gerekiyor. Yıllar itibariyle, gerek başvuru sayıları ve gerekse tescil edilen patent sayıları, ülkemizin nüfusu ve ekonomik potansiyeli gibi faktörler incelendiğinde, diğer ülkelere oranla çok düşük sayıda seyretmektedir. Türkiye'de yüzonyedi yılda toplam 39 000 patent talebinin tescili yapılmıştır. Son yıllarda bu taleplerin hızla artmakta olduğu görülmektedir. 1879'dan 1996 yılına kadar 28 000 küsur olan patent tescili, 1996-2003 yılları arasında 11 000 artış göstermiştir.

Mesela, Amerika Birleşik Devletlerinde haftada yapılan patent başvurusu 6 000'dir. Haftada 6 000 ve bunun 3 000'inin tescili verilmektedir. Bu da, araştırma-geliştirmeye, bilime, buluş yapanlara, bizim ülkemizde gerekli ve yeterli önemi vermediğimizi, özel sektör veya devlet olarak, bu alanda uğraşanları teşvik etmediğimizi ortaya koymaktadır. Halbuki, Dünya Ticaret Örgütü kaynakları, önümüzdeki otuz yıl, gündemini işgal edecek iki konudan birinin patent ve markalaşma olduğunu söylüyor. Bu konu, sağlık, eğitim savunma kadar önemlidir. Patent başvuru sayısı, bilime, araştırmaya verilen önemin ölçüsüdür.

O halde, bu konu, fen liselerinin genç mucitler yarışmasında derece alan çocukların teşvikinden başlanarak hemen ele alınmalıdır. Bilhassa özel sektör, ar-ge konusunda özel fonlar oluşturmak suretiyle, bu alanda çalışanları teşvik etmelidir. Ticaret ve sanayi odaları, borsalar, kaynaklarının bir bölümünü, araştırma geliştirme yapanlara, mucitlerin teşvikine kullandırmalıdır.

Resmî ya da sivil bütün kuruluşların, bilimsel araştırmalara, ilgiye değer bulunacak icatlara ayırabilecekleri makul bir fon oluşturabileceklerine inanıyorum.

Türkiye'nin patent tescil işlem sayısının düşük seviyelerde kalması, sanayi kesiminin araştırma-geliştirme faaliyetlerine gerektiği kadar eğilmemesine ve özellikle, dış ülkeler tarafından alınan patent haklarına lisans ücreti ödenmek suretiyle üretim yapma politikası gütmesine bağlanmaktadır. Oysaki, yüksek maliyetli sanayi ürünlerinin yeni tip ve modellerinin yerli sanayi tarafından geliştirilmesi ve dış ülkelere bilgi (know how) satışı yapması, ülke ekonomisinin dışa bağımlılıktan kurtulması açısından son derece faydalı görülmektedir.

Bizde, sınaî mülkiyet haklarından patentlerin korunması 1871 tarihli Alameti Farika Nizamnamesiyle, markaların korunması 1879 tarihli İhtira Beratı Kanunuyla başlamıştır. Cumhuriyet döneminde bu nizamname ve kanuna yapılan ek değişikliklerle, bu, 1995 yılına kadar uygulanagelmiştir. Söz konusu işlerin yürütülmesi görevi de, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde kurulan Sınaî Mülkiyet Dairesi Başkanlığına verilmiş, 1994 yılına kadar bu isim altında faaliyet göstermiş ve gümrük birliğinin bir şartı olarak, 19.6.1994 tarih ve 544 sayılı Türk Patent Enstitüsünün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameyle, Türkiye'nin teknolojik ilerlemesine katkıda bulunmak, ülke içinde serbest rekabet ortamını oluşturmak ve araştırma-geliştirme faaliyetlerinin gelişmesini sağlamak üzere çeşitli kanunlarla düzenlenmiş olan patent ve markalar ile sınaî mülkiyet haklarına ilişkin yurt içinde ve dışında var olan bilgi ve dokümantasyonun kamunun istifadesine sunulabilmesi amaçlanmıştır.

Sınaî mülkiyet hakları, 1871 tarihli nizamname ve 1879 tarihli kanunla patent ve markayla sınırlıyken, Türk Patent Enstitüsünün kuruluşunu müteakip kararnamelerle, faydalı modeller, patent ve coğrafî işaretler olmak üzere kapsam genişletilmiştir. Henüz Türkiye'de koruma kapsamına alınmayan entegre devrelerin topografyalarıyla ilgili mevzuat da Avrupa Birliğine üyelik çerçevesinde yeniden gözden geçirilmiştir ve Meclise sevk aşamasındadır.

Türk Patent Enstitüsünün görevleri; sınaî mülkiyeti korumak ve ilgili tüm işlemleri yürütmek, sanayiciler ve araştırmacılara belge, bilgi vermek ve yönlendirmek, Türkiye'yi sınaî haklarla ilgili olarak yurtiçi ve yurt dışında temsil etmek şeklinde özetlenebilir.

Avrupa Birliğine ekonomik ve ticarî uyumun bir gereği olarak kurulmuş olan Türk Patent Enstitüsü, hedef kitlesi itibariyle çok geniş bir toplum kesimine hitap etmektedir; dünyada Türkiye'nin taraf olduğu anlaşmalardan doğan hak ve yükümlülüklerin takibinin yanı sıra, çeşitli dış projeler de yürütülmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu değişiklik tasarısıyla, ülkemizde başlangıcı Meşrutiyet dönemine kadar uzanan ve bir ülkenin ekonomik gelişimi ve kalkınması bağlamında kritik bir önemi haiz bulunan sınaî mülkiyetin korunmasıyla ilgili önemli bir aşama kaydedileceği inancındayız. Bu yasanın getireceği iyileştirmelerden, yalnızca, bu konuda ülkemizde tek sorumlu ve yetkili kamu kurumu olan Türk Patent Enstitüsü değil, girişimcilerimiz, sanayicimiz, tüccarımız, kısacası ülkemiz ekonomik yapısı içerisinde faaliyet gösteren bütün kesimler azamî ölçüde faydalanacaktır.

Tasarının getirdiği düzenlemelerden kısaca bahsetmek gerekirse; getirilen yeniliklerden biri, Enstitü bünyesinde yeniden yapılanmaya gidilmesidir. Bu bağlamda kurumun görevlerini daha iyi yerine getirebilmesi, sanayiin değişen ihtiyaçlarına daha başarılı cevap verebilmesini teminen organizasyon şemasında bazı düzenlemeler yapılmıştır. En önemlisi "Endüstriyel Tasarımlar Dairesi Başkanlığı" adı altında yeni bir ana hizmet biriminin kurulması öngörülmüştür. Bu şekilde, 1995 yılı itibariyle başlayan ve son yıllarda başvuru sayısında büyük artış görülen endüstriyel tasarımların gereği gibi korunması sağlanabilecektir.

Yardımcı hizmetler sınıfındaki iki daire birleştirilmek suretiyle başkanlık sayısı azaltılarak teşkilat yapısının sadeleştirilmesi arzu edilmiştir.

Gerektiğinde özel sektörün de temsil edilebilmesine imkân sağlanmakta ve kurul üyelerinin toplantılara katılımlarının sağlanması için cezaî yaptırımlar getirilmektedir.

Böylesi önemli bir kurumun, günümüzdeki mevcut kadro yapısıyla, hızla gelişen ve değişen taleplere yetişebilmesi, âdeta imkânsız ve vahim bir hal aldığından, mevcut 224 kadro, 300'e çıkarılmaktadır.

Ayrıca, tasarının, ülkemizde sınaî mülkiyet sistemine yeni bir soluk getireceğine ve imkânları artıracağına inanıyorum.

Küreselleşen dünyada ülkemizin karşılaşacağı önemli yapısal konulardan birisinin patent ve lisans sisteminin işlerliği olacağı gözönüne alındığında, bu yasa tasarısı, Türk Patent Enstitüsünün önünün açılması bakımından tarihî bir önemi haizdir. Kasım ayı içerisinde açılacak yeni sınaî mülkiyet kampusüyle birlikte sektöre yepyeni bir soluk kazandırılmış olacaktır.

Sözlerimi tamamlarken, kanunun ülkemiz ve insanlarımız için hayırlı olmasını diliyor, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Uğur.

Tasarının tümü üzerinde, şahsı adına söz isteyen, Adana Milletvekili Sayın Tacidar Seyhan; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 10 dakikadır.

TACİDAR SEYHAN (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi, partim ve şahsım adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Öncelikle, ben de, bu tasarının gerekliliği, desteklenmesi ve genişletilmesi konusunda diğer konuşmacı arkadaşlarımla hemfikirim. Hatta, gönül isterdi ki, bu tasarıda gerekli tedbirleri alalım, kadro ihdasını biraz daha genişletelim ve bu kurumun işlerliğini biraz daha artıralım.

Ancak, ben, endüstriyel alanda eğitim görmüş bir arkadaşınız olarak -yani, lütfen bunu bir muhalefet eleştirisi olarak algılamayın, bir eksikliğin paylaşılması olarak algılayın; bu, Türkiye'nin bir gerçeği- ben, buradaki eksiklikleri, biraz daha basite indirgeyerek, teorik yaklaşım biçiminden uzaklaştırıp, pratik olarak sizinle paylaşmak istiyorum.

Her şey, burada anlatıldığı gibi güllük gülistanlık değil, maalesef değil. Olması gereken odur. Burası, bir enstitü. Burası, çağdaş ülke normlarının, sanayiin, buluşların, endüstriyel tasarımların geliştirilmesi gereken bir yer. Burası, çağdaş ülkenin ilk görüntü noktasıdır. Adı, enstitü; bilim, kültür yuvası; ama, bir de gerçeğine bakıyoruz. Bunları anlatmadan önce, basit olarak -kamuoyu da bizi ilgiyle izliyor- enstitü ne yapar; aslî görevleri, marka, endüstriyel tasarım, patent ve buluşlar konusunda tescil işlemleri yapmaktır. Nedir bunlar; yine, izleyen vatandaşlarımız için -birçok arkadaşımız biliyor- aydınlatmak babında söylüyorum; bir meşrubatın üzerinde yazan falan kola ismi, bir markadır; onun şişesi, biçimi, bir endüstriyel tasarımdır; ancak, içerisindeki içecek, bir buluştur. Aynı şekilde -OYAK'ın ortaklığı olduğu için söylüyorum- Renault, bir markadır; bunun, Megane, Laguna gibi değişik modelleri var, çizgileri var; bu, bir endüstriyel tasarımdır; fakat, VTI motor, dizel motor gibi değişik şeyler de, birer buluştur.

Bunu, şunun için anlattım; bakın ülkemiz gerçeğine, enstitü gerçeğine: Bizim, Türk Patent Enstitüsünde, raflarda birikmiş, marka tescili için bekleyen dosya sayısı 20 000'dir, yığıldı. Bilgisayara dosya girişlerini kim yapıyor biliyor musunuz arkadaşlar; burada çalışan 150 kadar sözleşmeli personel. Biri için hak arayışına neden olabilecek, yani, hak olabilecek, biri için hakkının elinden alınması olabilecek bir konuda, veri girişini, bilgisayardan, temizlik şirketi adı altında çalışan personel yapıyor. Buranın adı, enstitü; çay yapması gereken, kahve yapması gereken, istihdam edilmiş insanlar, arşivde dosya diziyorlar, orada çalışıyorlar. Şu anda, enstitünün işleyiş biçimi, gerçeği budur. Sadece bununla kalmıyor; gizlilik arz eden konularda dahi, birçok personel, bu bölümlerde çalıştığı için, bunu koruyacak durumda değildir ve üstelik, bu personelin hiçbiri, sorumlu tutulamıyor. Kim sorumlu; orada çalışması gereken uzmanlar. Peki, nasıl sorumlu tutacaksınız?! Siz, sanayiciyi, buluş yapan insanı nasıl koruyacaksınız?! Onların görevleri bu mudur?! Şimdi, kimsenin hak mahrumiyetine yol açmadan, buralardaki aksaklıkları hızla düzeltmek lazım. Ne kadar bilgili, bilinçli, alanında deneyimli insan varsa, oraya tahsis etmek zorundasınız. Bu ülke bizim. Herkes işini yapsın. İşini yapmayan başka bölümler var mı; var tabiî, birazdan açıklayacağım. Burası, bizim enstitümüz, bu gerçeği konuşmak zorundayız.

Bakın "Madrid Birimi" diye bir birim var. Bu birimde, yapılan başvurular, ülkemizden diğer ülkelere yönlendirilir. Burada bile, uzmanların yanında, yardımcı olarak çalışan insanlar, maalesef, oraya bir başka firma adı altında alınmış, sorumluluğu bulunmayan kişiler. Uluslararası işlemlerde dahi bunlar çalışıyor.

Değerli arkadaşlarım, şirket elemanlarıyla bu işi yürütemezsiniz. Eğer, orası enstitüyse, ayağa kaldıracaksak, kim yapabiliyorsa onu getirmek zorundayız; bizim görevimiz budur. Erkseniz, bunu görmezden gelemezsiniz; birincisi bu. İkincisi, daha vahim... Biz, orada niye varız; bu ülkenin eksikliklerini gidereceğiz, vatandaşa yardımcı olacağız, onların işlemini hayata geçireceğiz. Biz öyle mi yapıyoruz; yapamıyoruz, marka tescili için aylarca bekletiyoruz orada. Eğer, birisi bu işi çabuk yapmak isterse, devlet olarak ne diyorsunuz, biliyor musunuz; "hızlı inceleme ücreti olarak 2 400 000 000 lira yatır, senin marka talebini hızlı inceleyeyim, ilgili kurumlardan geçireyim, bir an önce vereyim" diyorsunuz. Yapmamız gereken iş için 2 400 000 000 lira para alıyoruz. Bu mu sosyal devlet, değerli arkadaşlarım?! Bu mudur enstitünün çalışma biçimi?! Bu mudur enstitüdeki görev anlayışı?! Bu mudur buluşa, markaya, endüstriyel tasarıma hizmet?! Biz, böyle mi bu devleti çağdaş normlara kavuşturacağız?! (Alkışlar) Her şeyi iyi niyetle konuşuyoruz.

Değerli arkadaşlar, zaten, birlikte yapabilmek için söylüyorum. Ne Sayın Bakanın ne buradaki arkadaşlarımın, bu ülkenin düzeltilmesi konusunda engel olucu konumda olduklarını söylüyorum; böyle bir niyeti kimsenin yok, hep birlikte yapalım diye söylüyorum; bu, ülkenin gerçeği...

Bakın, gerçek daha burada bitmiyor. Elimde belgeler var. Patent uzmanı ve marka uzmanı olarak görevlendirilmiş insanlar gidiyorlar, dört şehrimizde marka konusunda, patent konusunda, endüstriyel tasarım konusunda eğitim veriyorlar. Kadroları işletmen. Onlara görev verilirken yazılan yazıda "sayın patent uzmanı, şurada görevlisiniz" diyorlar; ama, nedir görevi; işletmen. Bu insanları, bu arkadaşlarımızı gönderiyorsunuz, orada -o özellikleri taşısa dahi- görev veriyorsunuz, bunu anlat diyorsunuz.

Değerli arkadaşlarım, eğer bu insanlar gerçekten marka uzmanıysa, onlar o görevi taşımaya layıksa, o liyakati verin, personelin görevlendirilmesi konusundaki maddede değişiklik yapın, uzman yapın o insanları, gönderdiğiniz yerde de uzmanlığın gereğini yerine getirsinler. Öyle değilse, bu yazıları yazıp, o insanları oralarda görevlendirmeyin lütfen; böyle enstitü olmaz, enstitü yönetimi ciddiyet ister. Ben de bu ülkenin bir evladıyım, her kuruşunu, her yerini, her kurumunu, her ferdini ben de korumakla yükümlüyüm. Milletin vekili olarak söylüyorum, bu kanunda ne yapılması gerekiyorsa, önümüze koyun, hep birlikte yapalım; ama, bu insanların hakkını verin.

Mühendisler çalışıyor patent bölümünde. Ne olarak çalışıyor; mühendis kadrosu altında memur. Ne iş yapıyor; görevi uzman. "Bu özellikleri taşıyorsa, kurum kendi içerisinden kendisini yenilesin, bu insanları uzman yapalım" diye bir değişiklik önergesi verdik, Sanayi ve Ticaret Komisyonunda kabul edildi, Plan ve Bütçe Komisyonunda çıkmış. Neden; "olsun efendim, uzman alacaksak yeni alırız..." Peki, dokuz yıldır uzman diye çalıştırıyorsunuz o insanı, özlük haklarını vermiyorsunuz bu insana, geriye dönük; sosyal dengeyi nasıl anlatacaksınız?.. Ben, okumanın iyi bir şey olduğunu Adana'ya gittiğimde insanıma, halkıma nasıl anlatacağım?.. Çalışkanın, dürüstün mükâfatlandırıldığını nasıl anlatacağım ben insanlara?.. Bunlar enstitünün bayrağı altında mı yapılacak, adı altında mı yapılacak? Bununla mı kalıyor; bununla da bitmiyor değerli arkadaşlarım, sıkıntılar hızla devam ediyor.

Değerli arkadaşlarım, bizde bir de vekillik müessesesi var. İnsanlar geliyor "marka ve patent vekili olacağım" deyip sınava giriyorlar, bir sanayici adına, buluş yapan bir birey adına yetkilerini kullanarak evrak takip ediyorlar. Bunlar sınavdan sonra malî sorumluluk sigortası da yaptırıyorlar. Görevimiz bilinçlendirmek; ama, henüz mağduriyet yaşayan insanların bu konuda ne yapacağını bildiği yok. Patent ve marka konusundaki vekiller sınavla alınıyor; ama, endüstriyel tasarım konusunda vekâleten çalışan arkadaşlarımızın hiçbiri, vekillik koşulu olmadığından, vekillik sınavına girmiyor. Herhangi biri "beni vekâleten temsil edebilir" diye veriyor yazıyı, o, vekillik yapıyor. Değerli arkadaşlarım, bu vekillik işlemlerini Avrupa ülkelerinin tamamında avukatlar yapıyor, hemen hemen dönüşmeye başladı; ama, eğer vekillik verecekseniz, sorumluluk verecekseniz, insanları eğitimle bilinçlendirip, endüstriyel tasarımlar konusunda da vekâletinizi verin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Diğer bölümlerde de bazı eksiklikler var, sizlerle onları da paylaşmak istiyorum. Gerçekten olması gerekeni söylemek istiyorum, sadece olumsuzluğu söylemek yetmez.

Değerli arkadaşlarım, biz, maalesef, ihdas edilen bu kadroyla, bu tasarıda yapılan düzenlemeyle iyi bir şey yaparız; ama, burada anlattığım, anlatacağım sorunları çözemeyiz. Sayın Bakan burada, Değerli Müsteşarımız burada, Komisyon Başkanımız burada; eğer, biz, daha verimli bir çalışma sistemi istiyorsak, lütfen, bundan sonraki maddelerde, ihdas olunacak kadrolar ve görevler konusunda önümüze makul önergeleri koyun, biz de altına imzamızı atalım; bu ülkedeki enstitüyü, amacına uygun enstitü gibi çalıştıralım.

Hepinize saygılar sunuyor, teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Seyhan.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Kâtip Üyenin, tasarının maddelerini oturarak okuması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler.. Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ KURULUŞ VE GÖREVLERİ HAKKINDA

KANUN TASARISI

(Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde ve Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı)

BİRİNCİ KISIM

Genel Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Kuruluş ve Amaç

Kuruluş ve Amaç

MADDE 1. - Türkiye'nin teknolojik ilerlemesine katkıda bulunmak, ülke içinde serbest rekabet ortamını oluşturmak ve araştırma geliştirme faaliyetlerinin gelişmesini sağlamak üzere, çeşitli kanunlarla düzenlenmiş olan patent ve markalar ile diğer kanunlarla düzenlenen sınaî mülkiyet haklarının tesisi, bu konudaki korumanın sağlanması ve sınaî mülkiyet haklarına ilişkin yurtiçi ve yurtdışında varolan bilgi ve dokümantasyonun kamunun istifadesine sunulabilmesi amacıyla tüzel kişiliğe sahip, bu Kanunda belirtilmeyen hallerde özel hukuk hükümlerine tabi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı, özel bütçeli Türk Patent Enstitüsü kurulmuştur. Türk Patent Enstitüsü, bir kamu kuruluşu olup kısa adı "TPE" dir.

TPE' nin merkezi Ankara'dadır.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Adana Milletvekili Sayın Tacidar Seyhan; buyurun.

Konuşma süreniz 10 dakikadır.

CHP GRUBU ADINA TACİDAR SEYHAN (Adana) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi, tekrar, saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, amaç konusunda birkaç şeye değineceğim; ama, önce, tamamlayamadığım birkaç cümleyi burada tamamlamak istiyorum.

Özellikle yurt dışındaki yapılanmayı size anlatmak istiyorum. Yurt dışında, şirket isimleri -bu çok önemli olduğu için vurgulamak istiyorum- fikrî haklar ve sınaî haklar aynı çatı altında toplanmıştır; şirket isimleri de fikrî haklar da sınaî haklar da; ama, ülkemizde öyle değil değerli arkadaşlarım. Ülkemizde, şirket isimleri, Sanayi Bakanlığının direkt kontrolü altındadır; sınaî haklar, Türk Patent Enstitüsünün kontrolü altındadır; fikrî haklar ise, Kültür Bakanlığının kontrolü altındadır. Bu, ülkemizde ciddî bir kargaşa yaratmaktadır; bunun çözülmesi lazım, hiç değilse, aralarındaki bilişim temel alınarak entegrasyonun sağlanması lazım.

Burada bir sıkıntı daha var değerli arkadaşlarım, sanat eserlerimiz var. Basit örneklemek gerekirse bu sanat eserlerimiz ne olsun; tablo, kumaş, biblo, vesaire... Hem Türk Patent Enstitüsü bunlara onay verebiliyor hem de Kültür Bakanlığı onay verebiliyor. Yani, siz, bir şey yaptınız, götürdünüz, Türk Patent Enstitüsünden bir onay aldınız, bir başka arkadaş aynı şeyle Kültür Bakanlığına başvurursa o da onay alabilecek. Bu karışıklığın hızla ortadan kaldırılması lazım. Nasıl bir entegrasyon gerekiyorsa hızla bu entegrasyonun yapılması lazım.

İkinci söyleyeceğim eksiklik, Türkiye'de buluşlar. Maalesef, buluşlar, altyapımız olmadığı için Türkiye'de değerlendirilemiyor; yani, Türk Patent Enstitüsü değerlendiremiyor. Neden; altyapımız yok. Peki, diğer ülkeler değerlendiriyor mu diye bir soru gelebilir; hayır. Bu iş 4 ülkede yapılıyor; ama, bu, ciddî bir sorundur, dünya için ciddî bir sorundur. Eğer, ben, bir buluş yapmışsam, ülkem adına bu güvencemin sağlanmasını beklerim. Bir başka ülkenin kendi çıkarına değişiklik yapmasının önüne geçecek ciddî tedbirleri almak zorundayım. Benim yapmam gereken, altyapı oluşturmaksa, enstitüye yetki verip bu altyapının sonuna kadar oluşturulmasını sağlamakla yükümlüyüm arkadaşlarım.

Diğer bir şey, Endüstriyel Tasarımlar Dairesi Başkanlığı kuruluyor şimdi. Enstitü kurulalı -önümdeki tasarıya bakıyorum, yayımlanma tarihi 24.6.1994, geçen yıla bakıyorsunuz- dokuz yıl olmuş ve çok şükür, dokuz yıl sonra Endüstriyel Tasarımlar Dairesi Başkanlığının kurulmasını idrak etmekten duymuş olduğum mutluluğu da burada ifade etmiş oluyorum; ne kadar erken olmuş görüyoruz!

Değerli arkadaşlarım, tabiî, bir de özerklik konusuna değinmek istiyorum. Bakın, burada da çok ciddî bir enstitü yönetiyorsunuz. Siz devletsiniz, yapacağınız şey, devlet yöneticilerinin bu enstitünün şeffaf, saydam bir şekilde topluma hizmet vermesini sağlamaktır. Enstitüleri mutlaka, siyasî iradenin etkisinden kurtarmak zorundasınız. Her defasında, sosyal devlet budur diyoruz, demokrasi budur diyoruz; ama, yaptığımıza bakın... Bu kanunda yapıyoruz bunu. Yönetim kurulunda -eski halini anlatıyorum- başkan 1, başkan yardımcısı 2; yani, enstitünün içerisinden 3 kişi var. Adalet Bakanlığı temsilcisi 1, Maliye Bakanlığı temsilcisi 1, Sanayi Bakanlığı temsilcisi 2; yani, enstitü içerisinden 3, siyasî erkten 4 kişi. Bir dengesizlik var, ben bu dengesizliğin düzelebileceğini düşündüm; ama, iyimser davranmışım. Sonucu okuyorum: Enstitüden başkan ve başkan yardımcısı; yani, olması gereken 2, diğer bakanlıklardan 5. Ben, bu özerklik anlayışının neresinden tutayım söyler misiniz? Bu, nasıl siyasî etki altından uzaklaştırmaktır?! Bu, nasıl bilime, sanata, sınaî mülkiyet haklarına değer vermektir?! Bu, nasıl ülke gerçeğini kamuoyuyla, toplumla buluşturmaktır?! Kime vereceğiz bunun hesabını? (CHP sıralarından alkışlar)

ÜNAL KACIR (İstanbul)- Birini de CHP atasın!.

TACİDAR SEYHAN (Devamla)- Değerli arkadaşlarım, hiçbirimizin atama diye bir kaygısı yok. Biz, toplum için müştereken doğru olanı yapalım. Eğer, doğruysa, siz de anlatın biz de ikna olalım; ama, biz diyoruz ki, özerk bir kurumdan bahsediyoruz, siyasetin etkisinden uzak diyoruz.

ÜNAL KACIR (İstanbul)- Kim atasın?!

TACİDAR SEYHAN (Devamla)- Tabiî ki atasın. Sanırım bir yeri kaçırdık,atama konusunu demiyorum. Bunu enstitü içerisinden... Eğer bilim kurulunuz yoksa, yönetim kurulu içerisinden, fazla yetkilendirme yapmak zorundasınız. Enstitü, sorunlarını kendi içinden çözecek. Bakın, yıllarca, enstitü başkanı atandı bu ülkede, enstitü başkan yardımcıları atandı, yönetim kurulu atandı; ama, gittikleri yere yanlarında uzman götürdüler; çünkü, bu konuyu bilmiyorlardı. Üç yıl kaldılar, dört yıl kaldılar görevlerinin başında, modeli, markayı, endüstriyel tasarımı ancak ondan sonra öğrendiler. Biz bu ülkeyi böyle mi geliştireceğiz?

Oradaki uzmanlar "üstümdeki insanın bu konuyu bilmemesi, benim çalışma hukukumu, çalışma ortamımı ve verimliliğimi tamamıyla ortadan kaldırır; lütfen, gidin, bu insanların etkin, yetkin, bilime dayalı insanlar olmasını sağlayın" diyor. Benim kulaklarım açık da, o enstitüye giden arkadaşların kulakları kapalı mı?! Oradaki uzman arkadaşların yakarışlarını, feryatlarını bu arkadaşlar duymuyor mu?!

Biz, komisyonda bunların hepsini konuştuk, o enstitünün komisyonda görüşüldüğü günkü başkanı da bunları kabul etti; bu aksaklıkların hepsi var.

Ben, kınamak için söylemiyorum, birlikte halledelim diye söylüyorum. İşte yasa, işte tasarı, işte Cumhuriyet Halk Partisi; getirin önümüze, düzeltelim.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Seyhan.

Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen Eskişehir Milletvekili Sayın Fahri Keskin; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 5 dakika.

FAHRİ KESKİN (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 24 Haziran 1994 tarih 544 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle kurulan Türk Patent Enstitüsünün kanununda yapılacak değişikliklerle ilgili şahsî görüş ve düşüncelerimi arz etmek üzere huzurunuzdayım.

Ülkemizin ekonomik, teknolojik ve endüstriyel gelişmesinde sınaî ve mülkiyet haklarının korunmasının büyük önemi vardır. Ülkemizde sınaî mülkiyet hakları Patent Enstitüsünün, telif hakları Kültür Bakanlığının, ticarî haklar arasında yer alan ticaret unvanı da Sanayi ve Ticaret Bakanlığının sorumluluğu altındadır. Bunların tek bir çatı altında, bir kurum altında -gönlüm arzu eder- idarî bir özerklik verilerek, bir araya getirilmesinde büyük fayda mülahaza ediyorum. Bu konuda, Avrupa Birliği, Dünya Bankası ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği de aynı kanaate sahiptirler.

Bugün, bir keşmekeş içerisindedir. Herhangi bir ürüne yıllar ve ömrünüzü verip, ortaya çıkarıp bir marka oluyorsunuz; bu markanız gerektiği şekilde korunamıyor. Nasıl oluyor bu; Patent Enstitüsünden bunun tescilini alıyorsunuz. Bir  başka komşunuz, aynı iş kolunda bir şirket kuruyor, sizin ürün ismi olarak kullandığınız ismi ticarethanenin unvanı olarak kullanıyor; dolayısıyla, yıllar boyu o ürüne gösterdiğiniz titizlikle elde ettiğiniz hak başkasının eline geçmiş oluyor.

Ayrıca, firma ve müessese isimleri adı altında kurulan şirketler de Sanayi ve Ticaret Bakanlığının sorumluluğu altındadır. Bir havuz meydana getirilerek, bu havuzda çakışan isimler ve bunlardan dolayı meydana getirilen haksızlığın ortaya konulması, ortadan kaldırılması için, mutlak surette, bir denetleme müessesesinin olması lazımdır.

Vatandaşın ürününün ismi adı altında, karşı taraftaki rakip bir müessese, yine ticaret unvanı olarak, Patent Enstitüsünden, o ismin, müessese ismi olarak, patentini alma yoluna gitmektedir ve buna da müsaade edilmektedir. Bu da ortadan kaldırılması gereken bir husustur.

Türkiye, 1 Ocak 1995 tarihinden itibaren Dünya Ticaret Örgütünün kuruluş anlaşmasına taraf olmuştur; 1 Ocak 1996'dan itibaren de Avrupa gümrük birliği uygulamasına geçmiştir. Bu gelişmeler, Türkiye'nin uluslararası sanayi ve ticarette yerini alabilmesi için gerekli mevzuat düzenlemelerini gündeme getirmiştir.

Sınaî ve mülkiyet haklarının uluslararası standartlarda korunması gerekir. Bu husus, uluslararası pazarda yer almamızın temel şartıdır.

Getirilen değişikliklerle, enstitüde başkan, başkan yardımcıları ve yönetim kurulu üyelerinin görev süreleri beş yıldan üç yıla indirilmiştir. Oysa, bir ihtisas unsuru olması yönünden, bu sürelerin kısaltılmaması gerektiği kanaatindeyim.

Enstitünün yapısının tanınması faaliyet alanlarının kavranması yönünden bazı sıkıntılar doğurabilecek bir değişikliğe gidilmemesi gerekiyor. Yapılacak değişiklikler, çağdaş, Avrupa düzenine uygun, Avrupa Birliğinin şartlarına uygun hale getirilmekten ibaret olmalıdır.

Yeni kanun tasarısıyla, Enstitüye yapılacak atamalarda Birleşmiş Milletlerce kabul edilen konuşma dillerinden en az birini iyi derecede, kamu personeli sınavında (C) düzeyinde bilme şartı getirilmiştir. Bu, güzel bir şeydir; ama, Avrupa Patent Ofisinin merkezi, Almanya'nın Münih Kentidir. Burada 6 000 kişi çalışmaktadır. Türkiye'nin Avrupa Patent Sözleşmesine taraf olması dolayısıyla, Birleşmiş Milletlerde olduğu gibi, orada da Türk mühendis, mimar ve işadamlarının bulunması gerekir. Burada görev alacak üst düzey yönetici ve uzmanlarda ayrıca ve özellikle Almanca bilme şartının aranması gerekmektedir.

Kanun tasarısıyla Enstitüye 76 adet kadro ihdası öngörülmüştür. Oysa, bu, yetersizdir. Halbuki, Enstitüde norm kadro sayısı, Millî Prodüktivite Merkezi tarafından 502 olarak tespit edilmiştir. Bugün, Enstitüde 224 kadrolu personel bulunmaktadır. Bu hesaba göre 278 açık vardır. Bu açık neyle kapatılmaktadır; taşeron firmaların temsilcileriyle, taşeron firmaların adamlarıyla. Böyle olunca da, işler ehliyetsiz kişilerin eline kalmakta ve dolayısıyla işler çabuk yürümemektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Keskin.

FAHRİ KESKİN (Devamla) - Bu Enstitüde sözleşmeli personel ile daimî personel arasında büyük maaş farklılıkları vardır. Enstitüye son üçbuçuk  yıl içerisinde 56 personel atanmıştır. Bunların içerisinden kurumda kalan, bir elin parmakları kadar azdır. Bu 56 personelden 42'si, çeşitli nedenlerle buradan ayrılmak mecburiyetinde kalmıştır. Maaşların yetersizliği burada en önemli faktördür.

Sözleşmeli personel statüsünde bulunan memur ve diğer personelin ücretlerinin artırılması, kalifiye, nitelikli elemanın Enstitüde muhafazası için temel şarttır.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Keskin.

1 inci madde üzerinde 1 adet önerge vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanına

Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 inci maddesinin ilk fıkrasına "kişiliğe" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve idarî-malî özerkliğe" ibaresinin eklenmesini, aynı fıkrada yer alan "Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı" ibaresinin de "Sanayi ve Ticaret Bakanlığıyla ilişkili" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Osman Coşkunoğlu

Mehmet Kartal

Mustafa Özyurt

 

Uşak

Van

Bursa

 

Mesut Özakcan

R. Kerim Özkan

Orhan Ziya Diren

 

Aydın

Burdur

Tokat

 

Feridun Baloğlu

Feramus Şahin

 

 

Antalya

Tokat

 

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ RUHİ AÇIKGÖZ (Aksaray ) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Önerge sahipleri, önergeniz hakkında konuşacak mısınız, yoksa, gerekçeyi mi okutayım?

MEHMET MESUT ÖZAKCAN (Aydın) - Gerekçe okunsun.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Türk Patent Enstitüsünün sağlam temellere oturtulabilmesi ve modernizasyonu gayesiyle, Avrupa Birliği, Dünya Bankası, TÜSİAD ve TOBB talepleri de gözönüne alınarak, benzer yurtiçi kamu kurumları ve uluslararası kuruluşlarda da olduğu gibi, daha bağımsız yapıda idarî-malî özerkliğe sahip bir kurum oluşturulması hedeflenmektedir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

Tanımlar

MADDE 2. - Bu Kanunda adı geçen deyimlerden;

a) Enstitü: Türk Patent Enstitüsü'nü,

b) Yönetim Kurulu: Türk Patent Enstitüsü Yönetim Kurulunu,

c) Danışma Kurulu: Türk Patent Enstitüsü Danışma Kurulunu,

d) Başkanlık: Türk Patent Enstitüsü Başkanlığını,

e) Bakanlık: Sanayi ve Ticaret Bakanlığını,

İfade eder.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Eskişehir Milletvekili Sayın Mehmet Ali Arıkan söz istemiştir.

Buyurun Sayın Arıkan. (CHP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 10 dakikadır.

CHP GRUBU ADINA MEHMET ALİ ARIKAN (Eskişehir) - Sayın Başkan ve çok kıymetli milletvekili arkadaşlarım; ülkemizin kalkınmasına öncülük yapacak Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 2 nci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisinin ve şahsımın düşüncelerini size anlatmak için söz almış bulunuyorum; hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Değerli arkadaşlar, ben, Enstitünün görevlerinin neler olması gerektiğini anlatmak için söz aldım. Kavga falan edecek değilim; çünkü, kavga insanı değilim, barışçı bir insanım. (CHP sıralarından alkışlar)

Ülkemizin teknolojik ve endüstriyel gelişimine katkıda bulunmak amacıyla, modern sanayi stratejisi ve politikaları içerisinde verimliliğin ve ekonomik gelişmelerin ana faktörlerinden biri olan teknik yenilikler ve buluşların sanayie uygulanıp, aktarılmasını sağlamak.

Patent Enstitüsü sayesinde korunmasına ve teşvik edilmesine başlanılan buluş ve özgün tasarımlar, ülkemizin ekonomik ve teknolojik gelişmesine pozitif katkıda bulunacaktır.

Enstitü, ülkemizin ekonomik gelişiminde, kalkınmasının, sanayi ve ticaret sektörlerinin geniş bir alana yayılan haklarının korunmasını sağlayacaktır. Ekonomideki rekabet ortamının sağlanmasında ve teknoloji üretimi ve transferinde lokomotif rolü oynayacaktır.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, salondaki uğultudan dolayı hatibin sözü anlaşılmıyor.

Buyurun Sayın Arıkan.

MEHMET ALİ ARIKAN (Devamla) - Bu kurum, aynı zamanda, Dnüya Ticaret Örgütü ve Dünya Fikrî Mülkiyet Teşkilatı gibi, dünya ticaret ve sınaî, fikrî mülkiyet haklarını düzenleyen, politika üreten ve yönlendiren uluslararası sekreteryalar ile üye ülkeler arasında köprü vazifesi görecektir.

Ayrıca, Avrupa Birliğine, ekonomik uyumun bir gereği olarak, ülkemizde sınaî mülkiyet haklarının, ulusal ve uluslararası düzeyde korunmasında sorumlu tek kuruluş olarak birçok görevi birden yerine getirecektir. Bu görevlerin bazıları şunlardır:

Patent ve markaların ve diğer kanunlarla korunan, koruma altına alınmış olan sınaî mülkiyet haklarının ilgili mevzuat hükümleri uyarınca tescilini ve bu hakların korunmasını sağlar.

Zorunlu lisans işlemlerinde arabuluculuk faaliyetlerinde bulunur ve mahkemelerde bilirkişilik yapar.

Lisans ve devir anlaşmalarını tescil ve kaydeder.

Buluşların kullanımını takip eder.

Yeni teknolojilerin değerlendirilmesi ile teknoloji transferlerinin yönlendirilmesi ve arşivlendirilmesi işlemlerini yapar.

Yurt dışında benzer kuruluşlar ve uluslararası kuruluşlarla işbirliğinde bulunur.

Sınaî mülkiyet haklarıyla ilgili uluslararası anlaşmaların hazırlanmasına ülke çıkarlarını koruyarak katkıda bulunur ve anlaşmaların ülkemizde uygulanmasını sağlar.

Yurtiçi ve yurt dışında, teknoloji ve araştırma-geliştirmeyle ilgili kurum ve kuruluşlarla ve bilgi bankalarıyla işbirliği yapar; dokümantasyon merkezi kurar, bu bilgileri kamunun hizmetine sunar.

Sınaî mülkiyet haklarıyla ilgili olarak yayın yapar, Türk Sınaî Mülkiyet Gazetesini yayımlar.

Sınaî mülkiyet hakları konularında yurt içinde kişi ve kuruluşların bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesi için gerekli çalışmaları yapar.

Kanunlarla verilen diğer tüm görevleri yapar.

Bu kurum Sanayi ve Ticaret Bakanlığımıza bağlı olup, şu organlardan mevcut olmaktadır: Yönetim Kurulu, Danışma Kurulu, Başkanlık, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu, ana hizmet birimleri, yardımcı hizmet birimleri, danışma birimleri.

Bu kanun hükmünde kararnameyle kurulan Türk Patent Enstitüsünün vereceği hizmetin, gelişmiş ülkelerin standartlarında olması, Enstitünün modern araç gereç, bilgisayar ve dokümantasyonla donatılmış olması ve kalifiye personel tarafından yönetilmesiyle, hizmetin kalitesinin ve hızının artacağı ve ülkemizin sanayileşmesine ve teknolojik gelişmesine çok büyük katkıda bulunacağına inanıyor, ülkemize, milletimize hayırlı olması temennisiyle ve ayrıca, ramazan ayının tüm İslam âlemine hayırlar getirmesi dileğimle, hepinize saygılarımı sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN- Teşekkür ediyorum Sayın Arıkan.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

İKİNCİ BÖLÜM

Görevleri ve Organları

Görevleri

MADDE 3. - Enstitü, ülkenin teknolojik ve endüstriyel gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla;

a) Patent, markalar ve endüstriyel tasarımlar ile diğer Kanunlarla koruma altına alınmış olan sınaî mülkiyet haklarının ilgili mevzuat hükümleri uyarınca tescilini ve bu hakların korunması ile ilgili işlemleri yapar,

b) Zorunlu lisans işlemlerinde arabuluculuk faaliyetlerinde bulunur ve mahkemelerde bilirkişilik yapar,

c) Lisans ve devir anlaşmalarını tescil ve kayıt eder,

d) Buluşların kullanımını takip eder, yeni teknolojilerin değerlendirilmesi ile teknoloji transferinin yönlendirilmesi ve arşivlenmesi işlemlerini yapar,

e) Yurtdışında benzer kuruluşlar ve uluslararası kuruluşlarla işbirliğinde bulunur,

f) Türkiye'yi Bakanlığın onayı ile uluslararası kuruluşlar nezdinde temsil eder,

g) Sınaî mülkiyet hakları ile ilgili uluslararası anlaşmaların hazırlanmasına ülke çıkarlarını koruyarak katkıda bulunur ve bu anlaşmaların Türkiye'de uygulanmasını sağlar,

h) Yurtiçi ve yurtdışında teknoloji ve araştırma- geliştirme ile ilgili kurum ve kuruluşlarla ve bilgi bankalarıyla işbirliği yapar, dokümantasyon merkezleri kurar, bu bilgileri kamunun istifadesine sunar,

i) Sınaî mülkiyet hakları ile ilgili olarak çeşitli yayınlar yapar ve Türk Sınaî Mülkiyet Gazetesini periyodik olarak yayınlar,

j) Sınaî mülkiyet hakları konularında yurtiçinde kişi ve kuruluşların bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesi için gerekli çalışmaları yapar,

k) Görev alanına giren konularla ilgili akademik çalışmaları destekler,

l) Kanunlarla verilen diğer görevleri yapar.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

4 üncü maddeyi okutuyorum:

Organ ve Birimler

MADDE 4. - Enstitü aşağıdaki organ ve birimlerden oluşur;

a) Yönetim Kurulu,

b) Danışma Kurulu,

c) Başkanlık,

d) Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu,

e) Ana Hizmet Birimleri,

f) Yardımcı Hizmet Birimleri,

g) Danışma Birimleri.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

5 inci maddeyi okutuyorum:

Yönetim Kurulu

MADDE 5. - Yönetim Kurulu Enstitünün en yüksek düzeyde yönetim ve karar organıdır.

Yönetim Kurulu Adalet Bakanlığı ile Maliye Bakanlığından birer üye, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının belirleyeceği üç üye, Enstitü Başkanı ve bir Başkan Yardımcısı olmak üzere yedi üyeden oluşur.

Enstitünün Başkanı aynı zamanda Yönetim Kurulu Başkanıdır.

Enstitü Başkan ve Başkan Yardımcısı Sanayi ve Ticaret Bakanının önerisi üzerine, diğer Yönetim Kurulu üyeleri ise bağlı bulundukları Bakanlığın önerisi üzerine müşterek kararname ile atanırlar.

Yönetim Kurulu üyelerinin görev süreleri üç yıl olup, görev süresi dolan üyeler yeniden atanabilir.

Herhangi bir nedenle boşalan Yönetim Kurulu üyeliği için, aynı usulle en geç bir ay içinde atama yapılır, atanan üye önceki üyenin görev süresini tamamlar.

Başkanın olmadığı hallerde Başkana Başkan Yardımcısı vekalet eder.

Yönetim Kurulunun çalışma usul ve esasları Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Aydın Milletvekili Sayın Mesut Özakcan; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 10 dakikadır.

CHP GRUBU ADINA MEHMET MESUT ÖZAKCAN (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 5 inci  maddesinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuz adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, ülkelerin ekonomik açıdan gelişmesinde yeni teknolojilerin üretilmesinin sanayie uygulanmasının ve diğer ülkelere pazarlanmasının çok önemli bir etken olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Yeni teknolojilerin gerçekleştirilmesi, ancak, bunları gerçekleştirenlere özel haklar ve ayrıcalıklar tanınması ve bu hakların korunması yoluyla teşvik edilebilir.

Sınaî mülkiyet hakları olarak tanımlanan bu haklardan biri olan ve buluşların korunmasını amaçlayan patent hakkı, buluşa ait bilgilerin yayımlanması şartıyla, patent sahibine, belirli bir süre için buluşun kullanılmasıyla ilgili olarak bir tekel hakkı vermektedir. Yayımlanan bu bilgiler de yeni teknolojik gelişmeler için basamak oluşturmaktadır.

Türkiye'de patent haklarının korunması, 1879 tarihli İhtira Beratı Kanunuyla başlamıştır; ancak, ülkemizde, sınaî mülkiyet haklarının korunmasıyla ilgili çalışmalar, dünyadaki teknolojik, ekonomik ve ticarî gelişmelere paralel olarak, 1990'lı yılların başında hız kazanmış ve 24 Haziran 1994 tarihinde özerk bütçeli Türk Patent Enstitüsünün kurulmasıyla birlikte de bu çerçevede önemli bir adım atılmıştır.

Türkiye, 1973 yılında imzalanan ve ancak 1977 yılında yürürlüğe giren Avrupa Patent Sözleşmesine 1 Kasım 2000 tarihinde 20 nci üye olarak katılmış ve Avrupa patent sistemi içindeki yerini almıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çokuluslu anlaşmaların başarılı bir örneği olan Avrupa Patent Sözleşmesi, esas itibariyle, patent verilmesi işlemlerinde rasyonelleşmeyi gerçekleştirme ve patent korumasının niteliğini yüksek bir seviyeye çıkarma amacına yönelik olarak Avrupa'nın ekonomik entegrasyonuna ve sınaî büyümesine katkıda bulunmaktadır. Söz konusu sözleşmeyle, patent verilmesi işlemlerinde ortak bir hukuk yaratılmış ve bir buluşun tek bir başvuruyla sözleşmeye taraf olan yirmi ülkede birden korunabilmesi sağlanmıştır. Böylece, gerek başvuru gerekse üye ülke patent ofisinin işlemler için harcadıkları zaman, emek ve para azaltılmaktadır.

Türk Patent Enstitüsünün kurumlaşması ülkemizin acil sorunları arasındadır. Türkiye'nin sanayileşmesi, üretme yeteneğinin artırılması kapsamında atılması gereken adımlar içinde, Türk Patent Enstitüsü önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle, 2000'li yıllardan ileriye, 2020'li yıllara doğru somutlaştırılması gereken öngörüler içinde Türk Patent Enstitüsünü değerlendirmek, kapsamlı, çağdaş bir bakış açısını gerektirmektedir.

Teknoloji üretiminin hedeflendiği, KOBİ'lere gereken desteğin verildiği, meslekî eğitime özel önem verilen, bilimin her alanda desteklendiği, belgelendirme faaliyetlerinin uluslararası geçerlilik ve tanınırlık düzeyine ulaştığı, bağımsız denetim kurumlarının geliştiği bir Türkiye'nin rekabet gücü ve gelişmişliğini öngörmek, planlamak, bütünsel çabalarla hedefleri gerçeğe dönüştürmek gerekiyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; böylelikle, Türkiye'de üretim ve istihdam artacak, tarımda, sanayide, ticarette, kısacası her alandaki faaliyetler Türkiye'nin ulusal gelirini artırabilecektir.

Özetle söylemek gerekirse, ortaya koyduğumuz yapılanma, 2020'lere doğru emin adımlarla yürüyen, çağdaş kurumlarını yaratarak, var olan kurumlarını destekleyerek, takviye ederek giden Türkiye'nin kurumu olmalıdır.

Türk Patent Enstitüsünün kurulmasındaki amaç nedir, çağdaş Türkiye'nin, Türk Patent Enstitüsünün iddiası nedir, hedefi nedir sorularını sormak ve bu iddiaları gerçekleştirecek yapıyı oluşturmak gerekir. Bu noktada Enstitünün en işlevsel, en belirleyici unsuru, Yönetim Kuruludur. Birçok kamu kurumunda gözüken zaaflar, Türk Patent Enstitüsünde de oluşturulmamalıdır. Genelde Türkiye'nin yaşadığı sorun, Türkiye'deki kurumlarda her iktidarın kendi yandaşlarına istihdam yaratma çabası şeklinde olmuştur. Bu, yalnızca, siyasî partiler düzeyinde kalmamış, bürokratik gücün de istihdam politikasıyla, bugün şikâyet edilen kamu kurumu yapısı ortaya çıkmıştır.

Verimliliğe, üretkenliğe örnek cumhuriyetçi kurumlar yıllar içinde sabote edilerek verimsiz hale getirilmişlerdir. Özelleştirme yöntemiyle elden çıkarılma politikası, kurtuluş olarak kamuoyuna benimsetilmeye çalışılmıştır.

Bugün, ülkemizde yaşanan işsizlik, açlık ve benzeri sosyal sorunların kaynağının bir nedeni, yanlış personel politikalarıdır. Türk Patent Enstitüsü yapılanmasında bu anlamda hatalardan kaçınmak, verimli ve üretken bir kurumsal yapıyı yaygınlaştırmak, hepimizin ortak arzusu ve amacı olmalıdır. Özerk, çağdaş, bilimsel kurum ve kuruluşlar, Türkiye'nin gelişimine ancak önemli katkılar sağlayabilir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Patent Enstitüsünün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 5 inci maddesinde, Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı olacak bu kurumun Yönetim Kurulu, "Adalet Bakanlığı ile Maliye Bakanlığından birer üye, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının belirleyeceği üç üye, Enstitü Başkanı ve bir Başkan Yardımcısı olmak üzere yedi üyeden oluşur" denilmekte ve bu yapılanma, AKP iktidarının özerk yapı tanımlaması ve anlayışını ortaya koymaktadır.

Tasarıyla, Türk Patent Enstitüsü Yönetim Kurulu üyeleri ile Enstitü başkanı ve başkan yardımcısının görevi beş yıldan üç yıla indirilmektedir. yeni bir kurumun işlevselliği açısından üç yıllık bir süre, oldukça kısadır. Uluslararası uygulamalarda Türk Patent Enstitüsü benzeri kurumlardaki benzer organların görev süreleri, beş yıl ve onun üzerinde bir süredir. Beş yıllık süre, yönetimde istikrar açısından daha yararlı ve uygun olacak, ülke çıkarlarına ve yararına hizmet edecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP İktidarının kadrolaşma hastalığı devam ediyor. Bu tasarının 23 üncü maddesinde getirilen değişiklik de, bu hastalığın devam etmekte olduğunun bir kanıtıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerimi burada noktalarken, hepinize yürekten saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özakcan.

Madde üzerinde başka söz talebi?.. Yok.

Madde üzerinde bir adet önerge vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanına

Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında  Kanun Tasarısı ile değiştirilen Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinin beşinci fıkrasındaki "beş yıl" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Osman Coşkunoğlu

Mustafa Özyurt

Mehmet Kartal

 

Uşak

Bursa

Van

 

Mehmet Mesut Özakcan

Ramazan Kerim Özkan

Orhan Ziya Diren

 

Aydın

Burdur

Tokat

 

Feridun Fikret Baloğlu

Feramus Şahin

 

 

Antalya

Tokat

 

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor  mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ RUHİ AÇIKGÖZ (Aksaray) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Sayın Coşkunoğlu?..

HALUK KOÇ (Samsun) - Gerekçe okunsun.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

"Gerekçe :

Enstitünün üstlenmiş olduğu göreve ve faaliyetleri ile benzer görevleri yürüten uluslararası kuruluşlardaki görev sürelerinin 5 yıl ve daha fazla olarak düzenlenmiş olması hususları da gözönüne alınarak görev sürelerinin mevcut düzenlemedeki gibi 5 yıl olarak bırakılması sağlanmaktadır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

6 ncı maddeyi okutuyorum:

Yönetim Kurulunun Görev ve Yetkileri

MADDE 6. - Yönetim Kurulu, bu Kanun ve diğer mevzuatla Enstitüye verilen görevlerin yerine getirilmesini sağlar,

Bu amaçla;

a) Enstitünün idarî, malî ve teknik yönden düzenli, verimli ve etkin faaliyette bulunabilmesi için gerekli bütün tedbirleri alır. Enstitünün işleyişine etkinlik kazandırmak amacı ile hazırlayacağı yönetmeliklerin Bakanlığın onayı ile yürürlüğe girmesini sağlar,

b) Enstitü ile ilgili mevzuatın uygulanmasını sağlar,

c) Enstitünün bütçesini onaylar,

d) Hazırlanan faaliyet raporunu ve malî raporu görüşüp karara bağlar,

e) Sınaî mülkiyet hakları ve teknolojik ilerleme konusunda kalkınma planları ve yıllık programlar doğrultusunda kısa ve uzun vadeli çalışma programları hazırlar, araştırma konuları tespit eder ve uygulamaya koyar,

f) Enstitünün vereceği hizmetler karşılığında alınacak ücret tarifelerini hazırlar ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığının uygun görüşü üzerine uygulamaya koyar,

g) Başkan tarafından yapılacak atama önerilerini karara bağlar,

h) Gerektiğinde Danışma Kurulunu toplantıya çağırır,

i) Danışma Kurulunun tavsiye kararlarını görüşüp karara bağlar,

j) Enstitünün görev alanına giren konularda kamuoyunu aydınlatmak ve ilgililerin görüşlerini almak için ulusal ve uluslararası nitelikte seminer, sempozyum, açık oturum, konferans ve benzeri konuların düzenlenmesine karar verir,

k) Sınaî mülkiyet haklarıyla ilgili ihtiyaç görülen konularda görüş almak üzere bu alandaki uzmanlardan oluşan geçici veya sürekli ihtisas komisyonları oluşturur,

l) Enstitünün ihtiyaçları için bina inşa edilmesine, taşınır ve taşınmaz malların satın alınmasına veya kiralanmasına, bunların gerektiğinde satılmasına veya kiraya verilmesine karar verir.

Yönetim Kurulu, Başkan tarafından hazırlanacak gündem ve yapılacak davet üzerine ayda en az bir defa toplanır.

Yönetim Kurulu tarafından kabul edilen geçerli bir mazereti olmaksızın, bir yıl içinde dört toplantıya veya arka arkaya üç toplantıya katılmayanların üyelikleri, hiçbir işleme gerek kalmaksızın kendiliğinden düşer ve yerlerine aynı usulle yeni üyeler atanır.

Yönetim Kurulu en az dört üye ile toplanır, kararlar toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğunun oyu istikametinde alınır. Oyların eşit olması halinde Başkanın oyu çift sayılır.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Edirne Milletvekili Nejat Gencan; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 10 dakikadır.

CHP GRUBU ADINA NEJAT GENCAN (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 6 ncı maddesi üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini sunmak üzere, söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.

1994 yılında, 544 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle, Türkiye'de sanayiin ve ticaretin sağlıklı bir rekabet ortamına kavuşması, ülkenin teknolojik bakımdan ilerleyebilmesi için gerekli olan teknolojik bilginin sağlanabilmesi, ülke içinde serbest rekabet ortamının oluşturulması, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin motive edilmesi için çeşitli kanunlarla düzenlenmiş olan patent ve markalar ile sınaî tasarımlar, menşe ve mahreç işaretleri gibi diğer sınaî mülkiyet haklarının tescil edilmesi ve gerekli korumanın etkin biçimde sağlanması, sınaî mülkiyet haklarına ilişkin yurtiçi ve yurt dışında var olan bilgi ve dokümantasyonun kamunun istifadesine sunulması görevlerini yürütmek üzere "Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı" isimli, tüzelkişiliği haiz, idarî ve malî özerkliğe sahip, Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı kamu kurumunun kurulması sağlanmıştır; fakat, gelişen süreçte, Türk Patent Enstitüsünün, ülkemizin ekonomik yapısı içerisinde farklı ve teknik bir misyonla, çağın gereklerine, ulusal ve uluslararası yükümlülüklerine uygun olarak yeniden yapılanmasını mümkün kılarak, ülkemiz sınaî mülkiyet sisteminin Avrupa standartlarına yükseltilmesi, bekleyen dosya sayısının eritilmesi, tescil işlemlerinin daha süratli ve kaliteli bir şekilde yapılması, kararlarda daha büyük bir isabet oranının tutturulması ve her şeyden önemlisi, ülkemiz sanayi ve ticaret sektöründe rekabetin korunmasına yönelik şartların teminine olanak sağlayacak yeni bir düzenlemenin hayata geçirilmesi kaçınılmaz olmuştur. Bu bağlamda, 21 inci Yasama Döneminde hazırlanıp, İçtüzüğün 77 nci maddesine göre hükümsüz sayılan kanun tasarısının üyesi olduğum komisyonda ele alınarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmeye başlanmasıyla, ihtisas mahkemeleri, uluslararası standartlara uygun yasalar ve yasal statü kazandırılmış bir vekillik sistemiyle birlikte, çağdaş bir sınaî mülkiyet sisteminin en temel unsurlarından bir tanesi olan, teknik açıdan güçlü, kendine yeterli ve kurumsal altyapısı tamamlanmış bir Türk Patent Enstitüsü oluşturulması yönünde çok önemli bir adım atılmış olduğu kanaatindeyim.

Değerli milletvekilleri, Türk Patent Enstitüsü gibi, gerek ülke sanayii ve ekonomisi açısından gerekse Avrupa Birliğiyle ortaklık müzakerelerinde, Dünya Ticaret Örgütü ve Dünya Fikrî Mülkiyet Teşkilatı gibi teşkilatlarla olan ilişkilerde son derece önem arz eden, azamî ölçüde teknik ve ihtisaslaşmış bir kurumun, üzerine düşen büyük görevi layıkıyla yerine getirebilmesi, her şeyden önce, ihtiyacı olan altyapısının, nitelik ve nicelik olarak en doğru şekilde istihdamıyla mümkün olabileceğini söylememiz gerekmektedir.

Enstitünün sekiz yıllık geçmişinden bugüne kadarki gelişmeleri, sayısal olarak sizlere bildirmek istiyorum. Enstitünün verdiği hizmetlerin öneminin ve yoğunluğunun anlaşılması açısından, yıllara göre patent başvuru ve tescil sayılarını, kısaca, şu rakamlarla değerlendirmemiz gerekiyor:

Yerli patent başvurusu: 1995 yılında 178, 2002 yılında 391.

Yerli patent tescil sayıları: 1995 yılında 60, 2002 yılında 44'tür.

Yabancı patent başvuru sayıları: 1995 yılında 1 520, 1999 yılında 2 755, 2002 yılında ise 1 492'dir.

Yabancı patent tescil sayıları: 1995 yılında 703, 1999 yılında 1 114, 2002 yılında 1 742'dir.

Yerli olan faydalı model başvurusu sayıları: 1995'te 34, 2002 yılına geldiğimizde de 909'dur.

Yerli olan faydalı model tescil sayıları: 1997'de 113, 2002 yılında 376'dır.

Yabancı olan faydalı model başvuruları: 1998 yılında 18, 2002 yılında 14'tür.

Yabancı olan faydalı model tescil sayıları: 1998'de 9, 2002 yılında ise 14'tür.

Evet, bu rakamlardan, Enstitünün görevini, bir anlamda da olsa, layıkıyla yaptığına inanmamız gerekmektedir; ama, Enstitünün görevlerinden biri, buluşların kullanımını takip etmektir. Bu görevi layıkıyla yapıyor mu dersek, yapmadığını görmekteyiz.

Teknoloji transferlerini yönlendirir ve ülkeye kazandırır. Enstitü, görevlerinden olan bu kazanımları yeteri kadar yapıyor mu; yapmadığını görmekteyiz.

Yurt içinde ve yurt dışında teknoloji ve araştırma-geliştirmeyle ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapar; ama, bugüne kadar bunu gerçek anlamda yaptığını görmemekteyiz.

Bilgi bankaları oluşturur, yeni teknolojileri değerlendirir; ama, Enstitünün bunu layıkıyla yapmadığını görmekteyiz.

Evet, ülkelerin ekonomik açıdan gelişmesinde yeni teknolojilerin üretilmesinin, sanayie uygulanmasının ve diğer ülkelere pazarlanmasının çok önemli bir etken olduğu gözönüne alındığında, Yönetim Kurulunun görevlerinin önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Yönetim Kurulu, Başkan tarafından hazırlanacak olan gündem çerçevesinde toplanır; ama, yeteri kadar layık olan insanları bu görevlere getirirsek bu görevleri yapabiliriz; ama, liyakate bakmadan, sadece siyaset gereği atamalar yaparsak, bu işleri ehli olmayan kişilere verirsek, bunu yapamadıklarını, şimdi gördüğümüz gibi, bundan sonra da görmek zorunda kalırız.

Bu yasanın desteklenmesi konusunda bizler de oy vereceğiz; ama, Enstitünün enstitü gibi olması için, sizlerle beraber ne yapmamız gerekiyorsa, bunu da hep birlikte yapmamız gerektiğini düşünüyorum; saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gencan.

Madde üzerinde şahsı adına söz talep eden, İstanbul Milletvekili Sayın Ünal Kacır; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 5 dakikadır.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan yasa tasarısının 6 ncı maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlarım.

Değerli milletvekilleri, Türk Patent Enstitüsü Yönetim Kurulunun görevleri arasında (l) fıkrası olarak "Enstitünün ihtiyaçları için bina inşa edilmesine, taşınır ve taşınmaz malların satın alınmasına veya kiralanmasına, bunların gerektiğinde satılmasına veya kiraya verilmesine karar verir" diye bir madde var. Bu maddeden yola çıkarak, sizleri bilgilendirmek istiyorum.

Bu yasa tasarısının eklerinde görüleceği üzere, Enstitünün personel sayısı yaklaşık 300; ama, şu anda, yeni taşınacakları bina hakkında bilgi vermek istiyorum, geçtiğimiz dönemde yapılan, 2002'de temeli atılan ve bitmek üzere olan binadan bahsetmek istiyorum. 30 000 metrekare inşaat alanı olan bir bina yapılmıştır. 300 personelin taşınacağı Patent Enstitüsünün 30 000 metrekarelik binasına yaklaşık 20 trilyonun üzerinde para harcanmış ve bu paranın da yüzde 75'i Dünya Bankası kredisiyle yapılmıştır. "Endüstriyel Teknoloji Projesi" adı altında yapılan bu inşaatın bu kadar büyük tutulmasını, ben, şahsen anlayamıyorum. Ülkemizde birçok kamu kuruluşu binalarını satarken yeniden böyle bir bina inşa edilmesini, hem de ülkemizin ekonomik sıkıntılar içerisinde olduğu bir dönemde dış krediyle böyle bir yatırım yapılmasını anlamak mümkün değildir.

Tabiî, bu binanın yapılması sırasındaki iş ve işlemler hakkında detaylı bilgilere burada zaman yok; yeri ve zamanı geldiğinde, bu konular hakkında gerekli açıklamalar da yapılır. Ben, şimdi, yapılan bu binanın çok iyi değerlendirilmesini bekliyorum yeni yönetimden. 30 000 metrekare inşaatın çok iyi değerlendirilmesini ve hiç olmazsa, ödediğimiz kredi faizlerinin karşılanabilmesini, bu binadan karşılanabilmesini bekliyorum.

Bu görüşlerimi arz etmek üzere söz aldım. Hepinizi, tekra, saygıyla selamlıyorum, hayırlı akşamlar diliyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kacır.

Madde üzerinde başka söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum...

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, karar yetersayısının aranılmasını arz ediyorum.

BAŞKAN - Arayacağım Sayın Başkan.

Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı yoktur.

Birleşime 10 dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati : 19.26


ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 19.35

BAŞKAN : Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER : Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale), Suat KILIÇ (Samsun)

BAŞKAN -15 inci Birleşimin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

272 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3. - 19.6.1994 Tarih ve 544 Sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname; Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/224, 1/361) (S. Sayısı: 272) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

Tasarının 6 ncı maddesinin oylanmasında karar yetersayısı bulunamamıştı. Şimdi, oylamayı tekrarlayacağım ve karar yetersayısını arayacağım. 6 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elazığ) - Muhalefetin karar yetersayısı yok!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, karar yetersayısını bulmak, muhalefetin değil, iktidarın görevi. (CHP sıralarından alkışlar)

Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı vardır; madde kabul edilmiştir.

7 nci maddeyi okutuyorum:

Danışma Kurulu

MADDE 7. - Enstitünün Danışma Kurulu aşağıdaki üyelerden oluşur.

Adalet, Millî Savunma, Dışişleri, Maliye, Millî Eğitim, Sağlık, Tarım ve Köyişleri, Ulaştırma, Çevre ve Orman, Sanayi ve Ticaret, Kültür ve Turizm Bakanlıklarından birer üye, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu'ndan birer üye, Üniversitelerden Yükseköğretim Kurulunca belirlenecek beş üye, en fazla üyeye sahip İşçi ve İşveren Sendikaları Konfederasyonlarından birer üye, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, Millî Prodüktivite Merkezi, Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği,Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türk Tabipleri Birliği, Türk Veteriner Hekimleri Birliği ve Türk Eczacıları Birliğinden birer üye,

Yönetim Kurulu ihtiyaca göre Danışma Kurulu toplantılarına uzman kişileri çağırabilir.

Danışma Kurulu üyeliklerinin süresi iki yıldır. Görev süresi dolan üyeler yeniden seçilebilir.

Danışma Kurulunun çalışma usul ve esasları Bakanlıkça hazırlanacak bir Yönetmelikle düzenlenir.

Danışma Kurulu yılda en az bir kez toplanır. Toplantılara Sanayi ve Ticaret Bakanı veya görevlendireceği kişi başkanlık eder.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen İzmir Milletvekili Sayın Vezir Akdemir; buyurun.

Konuşma süreniz 10 dakikadır.

CHP GRUBU ADINA VEZİR AKDEMİR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca hazırlanan Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 7 nci maddesiyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Türk Patent Enstitüsü, Türkiye'nin teknolojik ilerlemesine katkıda bulunmak, ülke içinde serbest rekabet ortamını oluşturmak ve araştırma-geliştirme faaliyetlerinin gelişmesini sağlamak üzere, çeşitli kanunlarla düzenlenmiş olan patent ve markalar ile diğer kanunlarla düzenlenen sınaî mülkiyet haklarına ilişkin yurt içinde ve dışında var olan bilgi ve dokümantasyonun kamunun istifadesine sunabilmesi amacıyla kurulmuş olup, tüzelkişiliğe sahiptir.

Kanun tasarısının 7 nci maddesinde, Danışma Kurulunu oluşturan üyelerin görevleri ve statüleri önemli olduğu kadar, bu üyelerin, teknik anlamda, dünyadaki gelişmeleri takip ederek, bu amaçla, ilgili bakanlığa ışık tutması ve yönlendirmesi kaçınılmazdır.

Tasarıda belirtildiği gibi, Türk Patent Enstitüsünün çalışmaları ekonomik, kültürel ve hukukî açıdan geniş kapsamlı bir alanı kapsadığından, Adalet, Millî Savunma, Dışişleri, Maliye, Millî Eğitim, Sağlık, Tarım ve Köyişleri, Ulaştırma, Çevre ve Orman, Sanayi ve Ticaret, Kültür ve Turizm Bakanlıklarından 1'er üye, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığından 1'er üye, üniversitelerden Yüksek Öğretim Kurulunca belirlenecek 5 üye, en fazla üyeye sahip işçi ve işveren sendikaları konfederasyonlarından 1'er üye, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden 1 üye, diğer kamu kurumlarından da kurulda üye bulundurulması ilgili tasarıda belirtilmiştir. Bu nedenle, enstitünün ne kadar önemli olduğu, ilgili maddede belirtilmiştir.

Türk Patent Enstitüsünün çağdaş anlamda modern sanayi strateji ve politikaları içerisinde verimliliğin ve ekonomik gelişmenin ana faktörlerinden biri olan teknik yenilikler ve buluşların sanayie uygulanıp ekonomiye aktarılması ayrı bir önem taşımaktadır. Patent sistemi sayesinde, korunmasına ve teşvik edilmesine başlanan buluş ve özgün tasarımların, ülkelerin ekonomik ve teknolojik gelişmelerine pozitif katkıları olmaktadır.

Günümüzde farklı adlarıyla patent enstitüleri, marka, patent ofisleri ve sınaî mülkiyet kurumları, ülkelerin ekonomik gelişmelerinde, kalkınmasında, sanayi ve ticaret sektörlerinin geniş bir alana yayılan haklarının tesisi ve korunmasında, ekonomide rekabet ortamının sağlanmasında ve teknoloji üretimi ve transferinde bir nevi lokomotif rolü üstlenmiş kurumlardır. Bu kurumlar, aynı zamanda, Dünya Ticaret Örgütü ve Dünya Fikrî Mülkiyet Teşkilatı (WIPO) gibi dünya ticareti ve sınaî ve fikrî mülkiyet haklarını düzenleyen politika üreten ve yönlendiren büyük uluslararası sekreteryalar ile üye ülkeler arasında da bir köprü vazifesi görmektedir.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı özel bütçeli bir kamu kurumu olan Türk Patent Enstitüsü ise, Avrupa Birliğine ekonomik ve ticarî uyumun bir gereği olarak 1994 yılında kurulmuş olup, ülkemizde sınaî mülkiyet haklarının ulusal ve uluslararası düzeyde korunmasından sorumlu tek kuruluş olarak önemli ve özel nitelikli birçok görevi birden yerine getirmektedir.

Danışma Kurulunun, dünyadaki gelişmeleri görerek, Bakanlığın çalışmalarına teknik, ekonomik ve kültürel anlamda katkı koyarak, Bakanlığı yönlendirmesi lazım.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Türk Patent Enstitüsüne kuruluşunda 209 kadro tahsis edilmişse de, bu sayı günümüze kadar geçen dokuz yıllık süre zarfında değişmeksizin kalmış; söz konusu kadronun kullanımı ise, kurumlararası nakiller ve bürokratik engellerden dolayı, 200 civarında kalmıştır.

Kadrosu sınırlı olan bu kurum, yılda  3 500'den fazla tescil, başvuru dosyası, 250 000'e ulaşan gelen-giden evrak, sürekli ve ivedi binlerce mahkeme, icra müdürlüklerinin talepleri ve ayrıca, ülkemiz adına taraf olunan ve sorumluluk alınan 11 adet önemli uluslararası anlaşma ve dış projelerle ilgili işlemleri gerektiği gibi yürütmeye çalışmıştır.

Türk Patent Enstitüsünün mevcut kadrosu ve bu kadro içerisindeki karar verici personel sayısı değerlendirildiğinde, ana iş yükü ve gelir kaynağını teşkil eden ve 2002 yılı itibariyle, yerli ve yabancı 300 000'e yakın tescil başvurusunun gerçekleştiği Markalar Dairesi Başkanlığında görev yapmakta olan uzman personel sayısının ise 13'le sınırlı olduğu görülmektedir. Personel sayısının yetersiz olması nedeniyle, kurumun, günün şartlarında yeterli hizmeti veremediği görülmektedir.

Bugüne kadar uygulanan politikalar ve siyasî kayırımcılıkla, kurumda, nitelikli ve konunun uzmanı personel istihdam edilememiştir. Uluslararası boyutta çalışma yapması gereken bu kurumda, özerk ve uzman elemanların görev yapması bir zorunluluktur. Mevcut iktidarın, konunun önemini göz önünde bulundurarak, nitelikli eleman istihdam etmesi lazımdır.

İlgili tasarının 7 nci maddesinde, Danışma Kurulunun görevleri de önem taşımaktadır. Bu kurulun, bir otokontrol sistemi şeklinde görev yapıp, kurumu, günün şartlarına göre görev yapması için yönlendirmesi lazımdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Grubumuz adına, olumlu oy vereceğimizi belirtmek istiyorum. Bu vesileyle, Yüce Meclisin değerli üyelerinin konuya duyarlılık gösterecekleri inancıyla, saygılarımı sunarım. (CHP sıralarındın alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Akdemir.

Madde üzerinde başka söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

8 inci maddeyi okutuyorum:

Danışma Kurulunun Görevleri

MADDE 8. - Danışma Kurulu, Enstitünün faaliyetleri çerçevesinde ve Enstitüye yardımcı olmak maksadıyla; Türkiye'nin teknolojik gelişimine ve sınaî mülkiyet haklarının etkin biçimde korunmasına, rekabet ortamının yaratılmasına ilişkin olarak, Enstitünün çalışma ilkeleri, faaliyet raporu, bütçe ve çalışma programları hakkında düşünce bildirir ve tavsiyelerde bulunur.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, İzmir Milletvekili Vezir Akdemir; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 10 dakikadır.

Sayın milletvekilleri, bundan önce, UEFA Kupasında, az önce aldığı 3-0'lık galibiyetle ikinci tura yükselen futbol takımımız Gaziantepsporu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı olarak kutluyor, tüm takımlarımıza başarılar diliyorum. (Alkışlar)

HALUK KOÇ (Samsun) - Başkanım, yanlışınız var; birinci tur maçı, daha yükselmedik; inşallah, yükselecek.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Akdemir.

CHP GRUBU ADINA VEZİR AKDEMİR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca hazırlanan, Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 8 inci maddesiyle ilgili olarak, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Kanun tasarısının 8 inci maddesinde belirtildiği gibi, Danışma Kurulunun, Enstitünün faaliyetleri çerçevesinde ve Enstitüye yardımcı olmak maksadıyla, dünyadaki gelişmeleri gözönünde bulundurarak, çağdaş normların ülkemizde de ışık tutması gerekir.

Bu nedenle, Danışma Kurulunun görevlerini özetleyecek olursak:

1-Kalkınma plan ve programları doğrultusunda, Türkiye'nin teknolojik gelişmesine ve sınaî mülkiyet haklarının etkin biçimde korunmasına, rekabet ortamının yaratılmasına ilişkin olarak düşünce bildirir ve tavsiyelerde bulunur.

2-Enstitünün çalışma ilkeleri hakkında düşünce bildirir ve tavsiyelerde bulunur.

3-Enstitünün faaliyet raporu, bütçe ve çalışma programları hakkında düşünce bildirir, tavsiyelerde bulunur.

Dolayısıyla, Danışma Kurulunun, uzman kişilerin fikirlerinden yararlanarak, Enstitünün çalışmalarına katkı yaparak çalışması gerekir.

Ülkemizin ekonomik yapısı içerisinde, farklı ve teknik bir misyonu olan Türk Patent Enstitüsünün, çağın gereklerine, ulusal ve uluslararası yükümlülüklerine uygun olarak yeniden yapılandırılmasını mümkün kılarak, ülkemiz sınaî mülkiyet sisteminin Avrupa standartlarına yükseltilmesi, bekleyen dosya sayısının eritilmesi, tescil işlemlerinin daha süratli ve kaliteli bir şekilde yapılması, kararlarda daha büyük rekabet ortamının tutturulması gerekir.

Her şeyden önemlisi, ülkemiz sanayi ve ticaret sektörlerinde rekabetin korunmasına yönelik şartların teminine olanak sağlayacaktır.

Çağdaş bir sınaî mülkiyet sisteminin en temel unsurlarından bir tanesi olan, teknik açıdan güçlü, kendine yeterli ve kurumsal altyapısı tamamlanmış bir Türk Patent Enstitüsü oluşturulması yönünde çok önemli bir adım olacaktır.

Grubumuz adına, olumlu oy kullanacağımızı belirtmek istiyorum. Bu vesileyle, Yüce Meclisin değerli üyelerinin bu konuya duyarlılık göstereceklerine inanıyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Akdemir.

Madde üzerinde başka söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler.. Kabul edilmiştir.

9 uncu maddeyi okutuyorum:

Başkanlık

MADDE 9. - Başkan, Enstitünün en üst amiridir ve Enstitüyü temsil eder. Başkanlık; Başkan ve iki Başkan Yardımcısından oluşur.

Enstitü Başkanı ve Başkan Yardımcıları üç yıl süre için müşterek kararname ile atanırlar. Görev süresi dolanlar yeniden atanabilir. Herhangi bir nedenle boşalan Başkan veya Başkan Yardımcılığı kadrosu için, aynı usulle en geç bir ay içinde atama yapılır, atanan kişi öncekinin görev süresini tamamlar.

Yeniden atanamayan Başkan ve Başkan Yardımcıları kazanılmış hak aylıklarına göre durumlarına uygun başka kadrolara atanırlar.

Başkan, Enstitü hizmetlerinin mevzuata, Türkiye'nin taraf olduğu sınaî mülkiyet hakları ile ilgili uluslararası anlaşmalara, millî güvenlik siyasetine, kalkınma plan ve yıllık programlara, Yönetim Kurulu'nun kararlarına uygun yürütülmesi ve Enstitünün faaliyet alanına giren konularda ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliği ve koordinasyonu sağlamakla görevlidir. Başkan, Enstitünün bütçesi, faaliyet raporu ve malî raporunu hazırlar ve Yönetim Kurulunun onayına sunar. Başkan, Enstitüde çalışanların işlemlerinden sorumlu olup, Enstitünün faaliyetlerini ve hesaplarını denetlemekle görevli ve yetkilidir.

Başkan, sınırları açıkça yazılı olarak belirtilmek şartı ile yetkilerinin bir kısmını astlarına devredebilir. Ancak, yetki devri yetkiyi devredenin sorumluluğunu kaldırmaz.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

10 uncu maddeyi okutuyorum:

Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu

MADDE 10. - Sınaî mülkiyet haklarının tescil işlemleri ile ilgili Enstitünün almış olduğu kararlara karşı başvuru sahipleri veya üçüncü kişiler tarafından yapılacak itirazların incelenmesi ve değerlendirilmesi işlemleri Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunca yürütülür.

Yeniden incelenmesi ve değerlendirilmesi talep edilen konuda kararlar, Enstitü Başkanı veya görevlendireceği Başkan Yardımcılarından biri başkanlığında, Başkanın Enstitü içinden seçeceği, yeniden incelenip değerlendirme yapılacak konuda uzman olan ve itiraz ile ilgili olarak alınmış olan kararlarda görevli bulunmayan en az iki uzman üyeden oluşan kurul tarafından alınır.

Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun kararları Enstitünün nihai kararıdır. Bu kararlara karşı ilgili mahkemede dava açılabilir.

Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun çalışma esasları ve işleyişi Enstitü tarafından hazırlanıp Bakanlığın onayı ile çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

11 inci maddeyi okutuyorum:

İKİNCİ KISIM

Hizmet Birimleri

BİRİNCİ BÖLÜM

Ana Hizmet Birimleri

Ana Hizmet Birimleri

MADDE 11. - Enstitünün ana hizmet birimleri şunlardır.

a) Patent Dairesi Başkanlığı,

b) Markalar Dairesi Başkanlığı,

c) Endüstriyel Tasarımlar Dairesi Başkanlığı,

d) Uluslararası İlişkiler Dairesi Başkanlığı.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

12 nci maddeyi okutuyorum:

Patent Dairesi Başkanlığı

MADDE 12. - Patent Dairesi Başkanlığı;

a) Patentlerin tescil başvurularının ilgili mevzuat hükümlerine göre kayıt, dosyalama, araştırma, inceleme, değerlendirme ve tescil işlemlerini yapar,

b) Patentlerin ve patent tescil başvurularının ilgili mevzuat hükümlerine göre lisans, devir, sair değişikliklerle ilgili işlemlerini yapar,

c) Patentlerin ilan, tasnif ve sicil işlemlerini yapar,

d) Başkanlıkça verilecek diğer işleri yapar.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

13 üncü maddeyi okutuyorum:

Markalar Dairesi Başkanlığı

MADDE 13. - Markalar Dairesi Başkanlığı;

a) Markaların tescil başvurularının ilgili mevzuat hükümlerine göre kayıt, dosyalama, araştırma, inceleme, değerlendirme ve tescil işlemlerini yapar,

b) Markaların ve marka tescil başvurularının ilgili mevzuat hükümlerine göre lisans, devir, sair değişikliklerle ilgili işlemlerini yapar,

c) Markaların ilan, tasnif ve sicil işlemlerini yapar,

d) İlgili mevzuat hükümlerine göre, belirli nitelikleri haiz işaret ve ibarelerin koruma altına alınması, markaların tanınmışlık düzeyleri ile ilgili esasların belirlenmesi ve uygulamaya konulması işlemlerini yapar,

e) Coğrafi işaretlerle ilgili işlemleri yürütür,

f) Başkanlıkça verilecek diğer işleri yapar.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

14 üncü maddeyi okutuyorum:

Endüstriyel Tasarımlar Dairesi Başkanlığı

MADDE 14.- Endüstriyel Tasarımlar Dairesi Başkanlığı;

a) Endüstriyel tasarımların tescil başvurularının ilgili mevzuat hükümlerine göre kayıt, dosyalama, araştırma, inceleme, değerlendirme ve tescil işlemleri ile lisans, devir ve sair değişikliklerle ilgili işlemlerini yapar.

b) Endüstriyel tasarımların ilan, tasnif ve sicil işlemlerini yapar,

c) Başkanlıkça verilecek diğer işleri yapar.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

15 inci maddeyi okutuyorum:

Uluslararası İlişkiler Dairesi Başkanlığı

MADDE 15. - Uluslararası İlişkiler Dairesi Başkanlığı;

a) Enstitünün görev alanına giren uluslararası anlaşmaları izler, inceler ve yükümlülüklerin yerine getirilmesi için gereken çalışmaları yürütür,

b) Uluslararası anlaşmalardan katılınması gerekenlere katılmak için 5.5.1963 tarihli ve 1173 sayılı Kanun çerçevesinde işlemleri yürütür,

c) Gerekli hallerde mevzuatta düzenlemeler yapmak üzere Başkanlığa önerilerde bulunur,

d) Yabancı mevzuatı izler ve temin eder,

e) Başkanlıkça verilecek diğer işleri yapar.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

16 ncı maddeyi okutuyorum:

İKİNCİ BÖLÜM

Yardımcı Hizmet Birimleri

Yardımcı Hizmet Birimleri

MADDE 16. - Enstitünün yardımcı hizmet birimleri şunlardır;

a) Personel Dairesi Başkanlığı,

b) İdarî ve Malî İşler Dairesi Başkanlığı,

c) Enformasyon, Dokümantasyon ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

17 nci maddeyi okutuyorum:

Personel Dairesi Başkanlığı

MADDE 17. - Personel Dairesi Başkanlığı;

a) Enstitü bünyesinde görev yapan personelin iş akitleri, kadro, terfi, görev, yolluk, sağlık, izin ve benzeri özlük işlemleri ile ilgili hizmetleri yürütür,

b) Sosyal hizmetler ve hizmet içi eğitim ile ilgili işleri yapar,

c) Başkanlıkça verilecek diğer işleri yapar.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

18 inci maddeyi okutuyorum:

İdarî ve Malî İşler Dairesi Başkanlığı

MADDE 18. - İdarî ve Malî İşleri Dairesi Başkanlığı;

a) Enstitü tarafından yapılması gerekli harcamaların, toplanacak gelirlerin ve satın almaların ilgili kanun ve mevzuat çerçevesinde yürütülmesini sağlar,

b) Enstitünün temizlik, bakım ve onarım hizmetleri ile Enstitünün ihtiyaçları için taşınır ve taşınmaz malların satın alınması veya kiralanması, bunların gerektiğinde satılması veya kiraya verilmesi işlerini Yönetim Kurulu'na sunar ve bu işleri Yönetim Kurulu'nun onayı ile yürütür,

c) Evrak giriş ve çıkışları ile arşiv hizmetlerinin düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlar,

d) Demirbaş ve diğer kayıtları tutar,

e) Başkanlıkça verilecek diğer işleri yapar.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

19 uncu maddeyi okutuyorum:

Enformasyon, Dokümantasyon ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı

MADDE 19. - Enformasyon, Dokümantasyon ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı;

a) Enstitünün görevleri ile ilgili olarak eğitici ve bilgi verici kitap, broşür, dergi şeklinde yayın yapar,

b) Sınaî mülkiyet hakları ile ilgili yurtiçine ve yurtdışına dokümanlar yayınlar, Sınaî Mülkiyet Kütüphanesi ile ilgili hizmetleri yürütür.

c) İlgili mevzuda yurtiçinde ve yurtdışında tescil edilmiş patentler ve markalara ait bilgi ve belgeleri toplar, bunları Enstitünün ve kamunun istifadesine sunar,

d) Resmî Sınaî Mülkiyet Gazetesini yayınlar,

e) Sınaî mülkiyet hakları ile ilgili her türlü eğitim ve tanıtım faaliyetlerini yürütür,

f) Yönetim Kurulu kararı ile uygun görülen yerlerde enformasyon birimlerinin faaliyette bulunması için gerekli işbirliği çalışmalarını yürütür,

g) Enstitü bünyesinde bilgi işlem sisteminin kurulmasını, donanım ve yazılımının işletilmesini ve geliştirilmesini sağlar,

h) Sınaî mülkiyet hakları ile ilgili olarak bilgi ve belgelerin bilgisayar ortamına aktarılmasını ve saklanmasını sağlar,

i) Bilgisayar ortamındaki bilgilerin Enstitünün ilgili birimleri tarafından en hızlı biçimde kullanılabilmeleri için gerekli çalışmaları yapar,

j) Başkanlıkça verilecek diğer işleri yapar.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

20 nci maddeyi okutuyorum:

Danışma Birimleri

MADDE 20. - Enstitünün danışma birimleri şunlardır;

a) Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığı,

b) Hukuk Müşavirliği.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

21 inci maddeyi okutuyorum:

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığı

MADDE 21. - Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığı;

a) Enstitünün ana hizmet politikasının ve planlarının hazırlanmasına yardımcı olur,

b) Hizmet faaliyetlerinin ekonomik ve etkin bir şekilde yerine getirilmesi için insan gücü, para ve malzeme gibi mevcut kaynakların en uygun ve verimli bir şekilde kullanılması için plan ve projeler geliştirir,

c) Enstitünün yıllık çalışma programını hazırlar, planlama ve koordinasyon konularında verilen diğer görevleri yerine getirir,

d) Yurtiçi ve yurtdışında teknolojik gelişmeleri izler,

e) Yurt kalkınması için gerekli olan teknoloji değerlendirme çalışmalarını yapar, kamunun bu konudaki taleplerini karşılar,

f) Başkanlıkça verilecek diğer işleri yapar.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

22 nci maddeyi okutuyorum:

Hukuk Müşavirliği

MADDE 22. - Hukuk Müşavirliği;

a) Sınaî mülkiyet hakları ile ilgili mevzuatın günün koşullarına uygun hale getirilmesi için çalışmalar yapar,

b) Hukukî konularda Yönetim Kuruluna ve Başkanlığa danışmanlık yapar,

c) Sınaî mülkiyet haklarına ait ulusal ve uluslararası hukukla ilgili anlaşmalar, kanunlar, yönetmelikler, diğer mevzuat, rapor, makale ve benzeri düzenlemeleri hizmete hazır tutar,

d) Mahkemelerde Enstitüyü temsil eder,

e) Başkanlıkça verilecek diğer işleri yapar.

Enstitü Hukuk Müşavirliğinde görev yapan Hukuk Müşavirleri, Avukatlar ve diğer elemanlar, mahkemelerde ve icra dairelerinde takdir edilen vekalet ücretinden, 2.2.1929 tarihli ve 1389 sayılı Devlet Davalarına İntaç Eden Avukat Vesaireye Verilecek Ücreti Vekalet Hakkında Kanun hükümlerine göre faydalanırlar.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

23 üncü maddeyi okutuyorum:

ÜÇÜNCÜ KISIM

Atanma Şartları, Bütçe ve Personel

BİRİNCİ BÖLÜM

Atanma Şartları

Atanma Şartları

MADDE 23. - Enstitü Yönetim Kurulu üyeleri; hukuk, mühendislik, iktisat, işletme veya maliye dallarında yurtiçi veya yurtdışında en az dört yıllık yükseköğrenim görmüş, mesleki açıdan yeterli bilgi ve deneyime sahip bulunan kişiler arasından atanır. Adalet Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı temsilcilerinin sözkonusu bakanlıklarda 10 yıl süre ile çalışmış ve mesleki açıdan yeterli bilgi ve deneyime sahip olması, Sanayi ve Ticaret Bakanının belirleyeceği üyelerden bir tanesinin, sınaî mülkiyet hukuku konusunda ihtisas sahibi üniversite öğretim üyesi, diğerinin ise kamu ve/veya özel sektörde 10 yıl çalışmış Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği temsilcisi olması şarttır. Bu üyelerin ayrıca, 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin A fıkrasının 3 numaralı bendi dışındaki şartları taşımaları zorunludur.

Yönetim Kurulu üyeleri ile Başkan ve Başkan Yardımcılarının görev süreleri dolmadan herhangi bir nedenle görevlerine son verilemez. Ancak atanmaları için gerekli şartları kaybettikleri veya Kanunlarla verilen görevlerle ilgili olarak suç işledikleri mahkeme kararı ile sabit olanların görev süreleri sona erer.

Enstitü içinde daire başkanı ve müdür kadrolarına atamalarda, Devlet Memurları Kanununda aranan şartlara ilaveten atanacak personelin Enstitü içindeki hizmet süresi ve atanacağı konudaki yurtiçi ve yurtdışındaki deneyimi öncelikle değerlendirilir.

Patent Dairesi, Uluslararası İlişkiler Dairesi ile Enformasyon, Dokümantasyon ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanlıklarındaki daire başkanı ve müdür kadrolarına atamalarda, İngilizce, Fransızca veya Almanca dillerinden en az birini bilenler öncelikle tercih edilir.

Enstitü personelinden müşterek kararname ile atananlar dışındakiler Başkanın teklifi ve Yönetim Kurulunun onayı ile atanırlar.

Enstitü bünyesinde;

a) Uzman yardımcısı olabilmek için, Devlet Memurları Kanununda aranan şartlara ilaveten,

1. En az dört yıllık yükseköğretim kurumlarından veya bunlara denkliği kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak,

2. Açılacak yarışma ve yeterlik sınavında başarı göstermek,

3. Sınavın yapıldığı yılın Ocak ayının ilk gününde otuz beş yaşını doldurmamış olmak,

Şarttır.

b) Uzman yardımcılığında en az üç yıl çalışmak ve olumlu sicil almak kaydıyla açılacak yeterlik sınavında başarı gösterenler "uzman" kadrosuna atanırlar.

Üst üste iki defa yeterlik sınavında başarı gösteremeyenler durumlarına uygun başka kadrolara nakledilirler.

Uzman kadrosuna atanacakların Birleşmiş Milletlerce kabul edilen konuşma dillerinden en az birini Kamu Personeli Dil Sınavından "C" düzeyinde veya muadili bir seviyede bilmeleri zorunludur.

Uzman yardımcılığı ve uzmanlıkla ilgili usul ve esaslar ile bunların yurtiçinde ve yurtdışında eğitime tâbi tutulmaları, seçilme esasları ve diğer hususlar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.

BAŞKAN- Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Madde üzerinde 1 adet önerge vardır; ancak, geri çekilmiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

24 üncü maddeyi okutuyorum:

İKİNCİ BÖLÜM

Denetim, Gelirler, Giderler ve Bütçe

Denetim

MADDE 24. - Enstitü, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun denetimine tâbidir.

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

25 inci maddeyi okutuyorum:

Gelirler, Giderler ve Bütçe

MADDE 25. - Enstitünün gelirleri şunlardır:

a) Enstitünün yapacağı hizmetler karşılığında alınacak ücretler,

b) Genel Bütçeden yapılacak yardımlar,

c) Her türlü yardım ve bağışlar,

d) Enstitüye ait taşınmazların gelirleri,

e) Yukarıda sayılan gelirlerin nemalandırılması ile elde edilecek gelirler,

f) Diğer gelirler.

Enstitünün gelir-gider fazlası bir sonraki yıl bütçesine aktarılır.

Enstitünün gelirleri, işlemleri ve gayrimenkulleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır, davalarda teminat aranmaz.

Enstitünün giderleri ile eğiticilere ders ücreti ödemeleri Yönetim Kurulunca onaylanacak bütçeden karşılanır.

Marka ve patent başvuruları için 2.7.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 8 sayılı tarifesinde belirtilen harç miktarları, Enstitünün yapacağı hizmetler karşılığında alınacak ücretlerle birlikte Enstitü tarafından tahsil edilir ve bu surette toplanan harçlar aylık olarak Maliye Bakanlığına aktarılır.

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

26 ncı maddeyi okutuyorum:

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Personel

Personel

MADDE 26. - Enstitüde Başkan, Başkan Yardımcısı, Daire Başkanı, Hukuk Müşaviri, Müşavir, Şube Müdürü, Patent Uzmanı, Marka Uzmanı, Uzman, Patent Uzman Yardımcısı, Marka Uzman Yardımcısı, Mütercim, Çözümleyici, Programcı, Bilgisayar İşletmeni kadroları karşılık gösterilmek kaydıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı kalınmaksızın sözleşmeli personel istihdam edilebilir. Yabancı uzmanlar da sözleşmeli olarak istihdam edilebilir. Yabancı uzmanların istihdamı Enstitünün hazırlayıp Bakanlığın onaylayacağı Yönetmeliğe göre yapılır.

Belli bir uzmanlık gerektiren nitelikteki iş ve hizmetler için Yönetim Kurulu kararı ile istisna akdi çerçevesinde işlem yapılır.

Enstitüde sağlık ve eğitim gibi işlerde çalıştırılmak üzere, ihtiyaca göre Yönetim Kurulu'nun onayı ile yurtiçinden ve yurtdışından özel anlaşmalarla sözleşmeli olarak yerli ve yabancı kişiler çalıştırılabilir.

Bu suretle çalıştırılacakların sözleşme usul ve esasları ile ücret miktarı ve her çeşit ödemeler Bakanlar Kurulunca tespit edilir.

Sözleşmeli Personel istekleri halinde emekli sandığı ile ilgilendirilirler.

Enstitü, Marka ve Patent işlemlerinin yürütülmesinde yurtiçi ve yurtdışındaki kuruluşların hizmetlerinden yararlanabilir. Bu suretle yararlanılacak hizmetler için ücretler Enstitünün yapacağı hizmetlerin karşılığı ücretlerle birlikte Enstitü tarafından tahsil edilir ve ilgili kuruluşlara ödemeler Enstitü tarafından yapılır.

Enstitü Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerine, Kamu İktisadi Teşebbüsleri Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerine bu görevleri nedeniyle yapılan ücret ödemesi aynen uygulanır.

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

27 nci maddeyi okutuyorum:

Enstitünün Kadroları

MADDE 27. - 544 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle ihdas edilmiş bulunan kadrolar ile 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanun uyarınca Bakanlar Kurulunun 2002/4120 sayılı Kararı gereği Enstitüye tahsis edilen ve 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli III sayılı cetvelin Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı bölümünde yer alan kadrolara, bu Kanuna ekli (1) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek eklenmiş ve ekli (2) sayılı listede yer alan kadrolar iptal edilmiştir.

Kadroların tespit, ihdas, kullanımı ve iptali ile kadrolara ilişkin diğer hususlar 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre düzenlenir.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz talebinde bulunan Uşak Milletvekili Osman Coşkunoğlu?..

Sayın Coşkunoğlu konuşmasından vazgeçti.

Maddeyi ve ekindeki listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

28 inci maddeyi okutuyorum:

DÖRDÜNCÜ KISIM

Diğer Hükümler

Uygulanmayacak Hükümler

MADDE 28. - Bu Kanun ile kurulan Enstitü tarafından yapılması öngörülen iş ve işlemlerde 26.5.1927 tarihli ve 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu hükümleri uygulanmaz. Enstitünün malları Devlet Malı hükmündedir.

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

29 uncu maddeyi okutuyorum:

Yönetmelikler

MADDE 29. - Bu Kanun ile hazırlanması öngörülen yönetmelikler ve Enstitünün teşkilat yapısı ile ilgili düzenlemeler, Yönetim Kurulunun ilk toplantısını müteakip üç ay içinde hazırlanır.

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

30 uncu maddeyi okutuyorum:

Enstitü Nezdinde Vekillik Yapma Yetkisinde Olanlar

MADDE 30. - Enstitü nezdinde başvuru sahipleri adına işlem yapma yetkisinde olan kişiler aşağıda nitelikleri belirtilen gerçek veya tüzel kişilerdir.

Gerçek kişi olan vekillerin aşağıdaki vasıflara sahip olması şarttır:

a -Türk Vatandaşı olmak,

b- Fiil Ehliyetine sahip bulunmak,

c- Türkiye'de ikamet etmek,

d- Yüz kızartıcı bir suçtan mahkûmiyeti bulunmamak,

e- En az dört yıllık yükseköğrenim yapmış olmak,

f- Enstitü tarafından, Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde yapılan Vekillik Yeterlik Sınavı'nda başarılı olmak,

g- Enstitü Yönetim Kurulu tarafından tespit edilen miktarda, Meslekî Sorumluluk Sigortası yaptırmış olmak.

Tüzel kişi olan vekillerin, vekil vasıflarını haiz, gerçek kişiler tarafından temsil edilmeleri şarttır.

Vekillik Yeterlik Sınavı, patent vekilleri ve marka vekilleri için ayrı ayrı iki yılda bir yapılır. Hem patent hem de marka vekilliği yapabilmek için her iki sınavda da başarılı olmak zorunludur.

Patent vekilleri ve marka vekilleri, Enstitü tarafından ayrı ayrı tutulacak sicillere kayıt edilir.

Vekiller bu Kanun ve diğer sınaî haklarla ilgili konularda, ilgili kişileri Enstitü nezdinde temsil eder. Danışmanlık yapar ve sınaî hakların korunması için Enstitü nezdinde gerekli girişimlerde bulunur ve işlemleri yürütürler.

Vekiller, Enstitü nezdinde ilgili kişilerin haklarının tesisi, korunması ve bunlarla ilgili olarak idare ile her türlü ilişkilerin temini, tesisi ve yürütülmesi ile yükümlüdür. Vekiller hakkında Borçlar Kanunu'nun vekalet ile ilgili hükümleri uygulanır.

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

31 inci maddeyi okutuyorum:

Neşredilmeyen Mevkutede Marka Koruma Süresi

MADDE 31. - 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesinde öngörülen 5 yıllık süre, 15.7.1980 tarihli ve 5680 sayılı Basın Kanununa tâbi konularda 3 yıla indirilmiştir.

Bu kanunun yürürlük tarihinde 5680 sayılı Kanun gereği mevkute neşredenler, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereği mevkute neşretmekten alıkonulamazlar.

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

32 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 32. - 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa ekli 1 sayılı ek gösterge cetvelinin "I-Genel İdare Hizmetleri Sınıfı" Bölümünün (d) kısmında geçen "Sigorta Denetleme Kurulu Başkanı" ibaresinden sonra gelmek üzere "Türk Patent Enstitüsü Başkanı" ibaresi, (h) kısmının sonuna "Marka Uzmanı", "Patent Uzmanı" ibareleri ile II sayılı Ek Gösterge cetvelinin "II-Yargı Kuruluşları, Bağlı ve İlgili Kuruluşlar ile Yüksek Öğretim Kuruluşları" bölümünde geçen "Devlet Personel Başkanlığı Başkan Yardımcısı" ibaresinden sonra gelmek üzere "Türk Patent Enstitüsü Başkan Yardımcısı" ibaresi eklenmiştir.

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

33 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 33. - 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun;

a) 36 ncı maddesinin "Ortak Hükümler" bölümünün (A) bendinin değişik (11) numaralı fıkrasına "Tüketici ve Rekabet Uzman Yardımcıları" ibaresinden sonra gelmek üzere, "Marka Uzman Yardımcıları", "Patent Uzman Yardımcıları" ve "Tüketici ve Rekabet Uzmanlığına" ibaresinden sonra gelmek üzere "Marka Uzmanlığına", "Patent Uzmanlığına" ibareleri,

b) 152 nci maddesinin "II-Tazminatlar" bölümünün "A-Özel Hizmet Tazminatı" bendinin (i) alt bendine "Tüketici ve Rekabet Uzmanları" ibaresinden sonra gelmek üzere "Marka Uzmanları", "Patent Uzmanları" ibareleri,

Eklenmiştir.

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

34 üncü maddeyi okutuyorum:

Yürürlükten Kaldırılan Hükümler

MADDE 34. - Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri hakkındaki 3143 sayılı Kanunun Sınaî Mülkiyet ile ilgili 2 nci maddesinin (f) bendi, 8 inci maddesinin (i) bendi, 15 inci maddesi, Bakanlık Merkez Teşkilatı ile ilgili Ek-1 sayılı cetvelin Ana Hizmet Birimlerinin 9 uncu sırasında yer alan "Sınaî Mülkiyet Dairesi Başkanlığı" ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Biri komisyonca verilen 2 adet önerge vardır; 2 önerge aynı mahiyette olduğundan, birleştirerek işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 272 sıra sayılı tasarının yürürlükten kaldırılan hükümlere ilişkin 34 üncü maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

 

Sait Açba

Ruhî Açıkgöz

 

Afyon

Aksaray

Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı

BAŞKAN - İkinci önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 34 üncü maddesinin tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Haluk İpek Şükrü Önder       Ahmet Kambur

 

Ankara

Yalova

Tekirdağ

 

Tevfik Z. Akbulut

Hüsnü Ordu

Fahri Çakır

 

Tekirdağ

Kütahya

Düzce

 

 

Yekta Haydaroğlu

 

 

 

Van

 

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ RUHİ AÇIKGÖZ (Aksaray) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) - Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

3143 sayılı Kanunun sanayi mülkiyetiyle ilgili (f) bendi ile 15 inci maddesinin mülga, 8 inci maddesinin (i) bendinde ise Esnaf ve Sanatkârlar Genel Müdürlüğü hizmet birimleri arasına alınmış olması nedeniyle bu maddenin tasarıdan çıkarılması gerekmektedir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Geçici 1 inci maddeyi okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 1. - "Bu kanuna göre kadro ve görev unvanları değişen yahut kaldırılan personel en geç bir yıl içinde durumlarına uygun boş kadrolara atanırlar. Atama işlemi yapılıncaya kadar kurumca ihtiyaç duyulan işlerde görevlendirilebilirler. Bunlar, yeni bir kadroya atanıncaya kadar, eski kadrolarına ait aylık, ek gösterge ve her türlü zam ve tazminatlar ile diğer malî haklarını almaya devam ederler. Sözkonusu personelin, atandıkları yeni kadroların aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatlar ile diğer malî hakları toplamının net tutarının eski kadrolarına bağlı olarak en son ayda almakta oldukları aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatları ile diğer malî hakları toplamı net tutarından az olması halinde, aradaki fark giderilinceye kadar atandıkları kadrolarda kaldıkları sürece her hangi bir kesintiye tâbi tutulmaksızın tazminat olarak ödenir.

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarıya geçici 2 nci madde eklenmesi hususunda bir önerge vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının geçici 1 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin geçici 2 nci madde olarak eklenmesini arz ve teklif ederiz.

GEÇİCİ MADDE 2.- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce Enstitü Başkanı, Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak atananların görev süreleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sona erer.

 

Haluk İpek

Sadullah Ergin

Ahmet Kambur

 

Ankara

Hatay

Tekirdağ

 

Ahmet Yeni

İsmail Özgün

Şükrü Önder

 

Samsun

Balıkesir

Yalova

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ RUHİ AÇIKGÖZ (Aksaray) - Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) - Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 5 inci maddesinde Yönetim Kurulu, 9 uncu maddesinde ise Başkan ve Başkan Yardımcılarının görev süreleri üç yıl olarak düzenlenmiştir. İlave edilecek geçici maddeyle, bu maddelerle uyumlu, paralel bir düzenleme yapılmış olmaktadır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilerek, tasarıya geçici 2 nci madde eklenmiştir.

35 inci maddeyi, 34 üncü madde olarak okutuyorum:

Yürürlük

MADDE 34. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

36 ncı maddeyi 35 inci madde olarak okutuyorum:

Yürütme

MADDE 35.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Söz talebi?.. Yok.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.

Açıkoylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama için 3 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 19.6.1994 tarih ve 544 sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname; Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı:

267

Kabul:

266

Çekimser:

1(x)

Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Şimdi, Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun teşekkür konuşması yapacaktır.

Buyurun Sayın Coşkun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

                                             

(x) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken, böylesine önemli bir yasaya verdiğiniz destekten dolayı hepinize şükranlarımı sunuyorum. Hükümetimiz adına, bu desteklerinizden dolayı teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bu kanunla, ülkemizde başlangıcı meşrutiyet dönemine kadar uzanan ve bir ülkenin ekonomik gelişim ve kalkınması bağlamında kritik bir önemi haiz bulunan sınaî mülkiyetin korunmasıyla ilgili büyük bir aşama kaydedilmiş bulunmaktadır.

Bu yasayla getirilecek iyileştirmelerden, yalnızca, bu konuda ülkemizde tek sorumlu ve yetkili kamu kurumu olan Türk Patent Enstitüsü, çalışmalarında kolaylık sağlamayacak, bütün girişimcilerimiz, sanayicimiz, tüccarımız ve şimdiye kadar, Türkiye'ye yatırım yapmakta çekingen davranan, doğrudan yatırıma yönelecek yabancı sermaye ve kısacası, ülkemiz ekonomisi, fevkalade etkin, temel ve olumlu sonuçlar elde edecektir. En önemlisi de, halen markalar müracaatı 19 000 adet, patent 700, endüstri tasarımı 400, coğrafî işaret fazla yüklü değil ve faydalı model olarak bekleyen 400 müracaat -ki, en önemlisi marka tescili bakımından bekleyen 19 000 müracaat- kısa zamanda neticelendirilecektir.

Her şeyden önce, Komisyonda ve Genel Kurulda sağladığınız desteğe tekrar teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Sayın milletvekilleri, 4 üncü sıraya alınan Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Kurulması Hakkında Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısının müzakerelerine başlayacağız.

4. - Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Kurulması Hakkında Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu(1/686) (S. Sayısı: 275)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

Görüşülecek başka iş kalmadığından, alınan karar gereğince, İzmit Büyükşehir Belediyesi Kentsel ve Endüstriyel Su Temin Projesi ile ilgili iddiaların araştırılması amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu raporu ile sözlü soru önergelerini ve diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için, 11 Kasım 2003 Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

 

Kapanma Saati : 20.28


VI. - SORULAR VE CEVAPLAR

A) Yazili Sorular ve Cevaplari

1. - İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bir çocuk bakımeviyle ilgili iddialara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1119)