DÖNEM
: 22 CİLT : 30 YASAMA YILI : 2
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
15 inci Birleşim
6 Kasım 2003 Perşembe
İ
Ç İ N D E K İ L E R
Sayfa
I. - GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1. - Erzurum Milletvekili Mustafa
Ilıcalı'nın, Cumhuriyetimizin 80 inci yıldönümünün kutlandığı günümüzde,
Erzurum İlinin içinde bulunduğu sorunlara ve alınması gereken önlemlere ilişkin
gündemdışı konuşması
2. - İstanbul Milletvekili Hasan Aydın'ın,
İstanbul İlinde yaşanan yoksulluk ve işsizlik sorunlarına ve alınması gereken
önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması
3. - Malatya Milletvekili Muharrem
Kılıç'ın, Malatya Sigara Fabrikasının sorunlarına ve Tekelin özelleştirilmesine
ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in cevabı
B) Gensoru, Genel Görüşme, Meclİs SoruşturmasI ve Meclİs AraştIrmasI
Önergelerİ
1. - Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük ve
24 milletvekilinin, organize sanayi bölgelerinin sorunlarının araştırılarak,
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/135)
2. - Niğde Milletvekili Orhan Eraslan ve
66 milletvekilinin, işsizlik sorunu konusunda Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/136)
C) Tezkereler ve Önergeler
1. - Orman köylülerinin sorunlarının
araştırılarak orman köylerinin kalkındırılması için alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla kurulan (10/69,118) esas numaralı Meclis Araştırması
Komisyonu Geçici Başkanlığının, Komisyonun başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip
üye seçimini yaptığına ilişkin tezkeresi (3/387)
IV. -
ÖNERİLER
A) Sıyasî Partı Grubu Önerılerı
1. Genel Kurulun çalışma saatleriyle
gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi
V. - KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
1. - Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile
Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu (1/521) (S. Sayısı: 146)
2. - Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu
(1/523) (S. Sayısı: 152)
3. - 19.6.1994 Tarih ve 544 Sayılı Türk
Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname; Türk
Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/224,
1/361) (S. Sayısı: 272)
4. - Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma
Kurumu Kurulması Hakkında Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı
ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu(1/686) (S. Sayısı:
275)
VI. -
SORULAR VE CEVAPLAR
A) Yazili Sorular ve Cevaplari
1. - İstanbul Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlu'nun, bir çocuk bakımeviyle ilgili iddialara ilişkin sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1119)
2. - Konya Milletvekili Atilla Kart'ın,
Seydişehir Eti Alüminyum tesislerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler'in cevabı (7/1123)
3. - Kocaeli Milletvekili İzzet Çetin'in,
okullarda para talep edilmesine ve Kandıra'da gerçekleştiği iddia edilen bir
olaya ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1145)
4. - İstanbul Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlu'nun, İktisat Bankasının TMSF kapsamına alınmasına ilişkin sorusu
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in cevabı (7/1148)
5. - İstanbul Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlu'nun, özel okullarda parasız okutulması gereken öğrenci sayısına
ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1149)
6. - İstanbul Milletvekili Zeynep Damla
Gürel'in, okullarda alınan kayıt paralarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1164)
7. - Edirne Milletvekili Necdet Budak'ın,
Edirne İlinde kapanan okul binalarına ve lojmanlarına ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1166)
8. - İstanbul Milletvekili Ali Rıza
Gülçiçek'in, velilerden bağış adı altında alınan paralara ilişkin sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1182)
9. - Denizli Milletvekili Mustafa
Gazalcı'nın, görev yeri değiştirilen yönetici, uzman ve öğretmenlere ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1186)
10. - Ankara Milletvekili Mehmet
Tomanbay'ın, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığında açılan soruşturmalara ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1192)
11. - İstanbul Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlu'nun, Bakırköy İlçe Millî Eğitim Müdürünün başka bir göreve
atanmasına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
(7/1203)
12. - İstanbul Milletvekili Berhan
Şimşek'in, ilköğretim öğrencilerine ücretsiz dağıtılan ders kitaplarından
birinin kapak resmine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı (7/1220)
13. - Yalova Milletvekili Muharrem
İnce'nin, yoksul, zeki çocukların özel okullarda okutulması projesiyle ilgili
yapılan hazırlıklara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
cevabı (7/1223)
14. - İstanbul Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlu'nun, özel dershane ve öğrenci sayısına ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1226)
15. - Mersin Milletvekili Hüseyin
Özcan'ın, idarî kademedeki bazı atamalara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1229)
16. - İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'in,
İzmir-Gaziemir'in lise ihtiyacına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin
Çelik'in cevabı (7/1233)
17. - Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
Ardahan'da anadolu lisesi binasına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1249)
18. - İstanbul Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlu'nun, rektörlerle ilgili bir beyanına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1251)
19. - Mersin Milletvekili Hüseyin
Özcan'ın, bazı sosyal tesislerin satılacağı iddialarına ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/1252)
20. - İstanbul Milletvekili Emin Şirin'in,
BDDK tarafından el konulan bankaların mal varlıklarına ve yöneticilerine
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in
cevabı (7/1261)
21. - İstanbul Milletvekili Emin Şirin'in,
İmar Bankası ve Adabankla ilgili bazı iddialara,
Garanti Bankası, Finansbank ve Dışbankla
ilgili bazı iddialara,
Dışbank'ın likidite sıkıntısından
kurtulmasına,
BDDK'nın sorunlu kredilerle ilgili
çalışmalarına,
İlişkin soruları ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in cevabı (7/1138,1179,1212,1213)
I. - GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak
iki oturum yaptı.
Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun, muhtarların sorunlarına ve alınması gereken tedbirlere ilişkin
gündemdışı konuşmasına, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin
cevap verdi.
Kars Milletvekili Zeki Karabayır, Kars'ın
düşman işgalinden kurtarılışının 83 üncü,
Tekirdağ Milletvekili Erdoğan Kaplan,
Tekirdağ İli Saray İlçesinin düşman işgalinden kurtarılışının 81 inci,
Yıldönümlerine ilişkin gündemdışı birer
kanuşma yaptılar.
Ankara Milletvekili Yakup Kepenek ve 24
milletvekilinin, bireysel silahlanmanın nedenlerinin ve boyutlarının ortaya
konularak (10/133),
Adana Milletvekili Atilla Başoğlu ve 22
milletvekilinin, vergi kayıp ve kaçaklarının araştırılarak etkin
vergilendirmenin sağlanması için (10/134),
Alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun
bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve
öngörüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet
Meclisi Başkanı Vehbi Zeki Serter'in resmî davetine icabetle Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetinin 20 nci kuruluş yıldönümü kutlamalarına TBMM Başkanını temsilen
TBMM Başkanvekili İsmail Alptekin'in katılmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi,
kabul edildi.
Orman köylülerinin sorunlarının
araştırılarak orman köylerinin kalkındırılması için alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla kurulan (10/69-118) esas numaralı Meclis Araştırma
Komisyonu üyeliklerine gruplarınca aday gösterilen milletvekilleri seçildiler.
Başkanlıkça, komisyonun başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimini
yapmak üzere toplanacakları gün, saat ve yere ilişkin duyuruda bulunuldu.
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:
1 inci sırasında bulunan, 19.6.1994 Tarih
ve 544 Sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname; Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının (1/224,
1/361) (S. Sayısı: 272) görüşmeleri, komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır
bulunmadıklarından;
2 nci sırasında bulunan, Adlî Yargı İlk
Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri
Hakkında (1/521) (S. Sayısı: 146),
3 üncü sırasında bulunan, Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin (1/523) (S. Sayısı: 152),
Kanun Tasarılarının görüşmeleri, daha önce
geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporları henüz gelmediğinden,
Ertelendi.
4 üncü sırasında bulunan, Kuzey Atlantik Antlaşmasına
Romanya'nın (1/614) (S. Sayısı: 227),
5 inci sırasında bulunan, Kuzey Atlantik
Antlaşmasına Slovenya Cumhuriyetinin (1/616) (S. Sayısı: 229),
6 ncı sırasında bulunan, Kuzey Atlantik
Antlaşmasına Letonya Cumhuriyetinin (1/617) (S. Sayısı: 230),
7 nci sırasında bulunan, Kuzey Atlantik
Antlaşmasına Litvanya Cumhuriyetinin (1/618) (S. Sayısı: 231),
8 inci sırasında bulunan, Kuzey Atlantik
Antlaşmasına Slovak Cumhuriyetinin (1/619) (S. Sayısı: 232),
9 uncu sırasında bulunan, Kuzey Atlantik
Antlaşmasına Estonya Cumhuriyetinin (1/620) (S. Sayısı: 233),
Katılımına İlişkin Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarlarının, görüşmelerini
müteakiben elektronik cihazla yapılan açıkoylamalardan sonra,
10 uncu sırasında bulunan, Anayasanın 89
uncu maddesi gereğince Cumhurbaşkanınca bir daha görüşülmek üzere geri
gönderilen Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun, (1/660) (S.
Sayısı: 274) yapılan görüşmelerinden sonra,
Kabul edilip kanunlaştıkları açıklandı.
İstanbul Milletvekili Nusret Bayraktar,
Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, şahsına sataşması nedeniyle, bir konuşma
yaptı.
6 Kasım 2003 Perşembe günü saat 15.00'te
toplanmak üzere, birleşime 20.46'da son verildi.
|
SadıkYakut |
|
|
|
|
Başkanvekili |
|
|
Ahmet Küçük |
|
Suat Kılıç |
|
Çanakkale |
|
Samsun |
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
|
|
Mevlüt Akgün |
|
|
|
Karaman |
|
|
|
Kâtip Üye |
|
No. : 23
II. - GELEN KÂĞITLAR
6 Kasım 2003
Perşembe
Tasarılar
1.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Tayland Krallığı Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan
Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma
Anlaşması ile Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/696) (Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 3.11.2003)
2.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Estonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan
Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma
Anlaşması ile Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/697) (Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 3.11.2003)
Rapor
1.- Kocaeli Milletvekili
Osman Pepe ve 23 Milletvekilinin, İzmit Büyükşehir Belediyesi Kentsel ve
Endüstriyel Su Temin Projesi ile İlgili İddiaların Araştırılması Amacıyla
Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci Maddeleri Uyarınca Bir Meclis
Araştırması Açılmasına İlişkin Önergesi ve Meclis Araştırması Komisyonu Raporu
(10/4) (S. Sayısı: 265) (Dağıtma tarihi: 6.11.2003) (GÜNDEME)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Manisa Milletvekili
Ufuk Özkan'ın, engellilerin sorunlarının çözümünde kurumlararası koordinasyon
ile coğrafi ve sosyal farklılıklara ilişkin Devlet Bakanından (Güldal Akşit)
sözlü soru önergesi (6/816) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)
2.- Antalya Milletvekili
Osman Özcan'ın, Antalya'nın Manavgat İlçesinin iki köyü arasındaki yolun
yapımına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/817)
(Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)
3.- Antalya Milletvekili
Osman Özcan'ın, Antalya-Manavgat-Uzunlar Köyünün köprü ihtiyacına ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/818) (Başkanlığa geliş tarihi:
4.11.2003)
4.- Antalya Milletvekili
Osman Özcan'ın, Antalya-Manavgat-Gebece Köyü yollarının asfalt ihtiyacına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/819) (Başkanlığa
geliş tarihi: 4.11.2003)
5.- Afyon Milletvekili
Halil Ünlütepe'nin, Ankara Öğretmenevinde kütüphane bulunmamasının nedenine
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/820) (Başkanlığa geliş
tarihi: 4.11.2003)
6.- Ankara Milletvekili
Ayşe Gülsün Bilgehan'ın, yarı dönemi başarıyla bitiren öğrencilerin üst sınıfa
geçebilmesine yönelik düzenlemeye ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/821) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)
7.- Ankara Milletvekili
Ayşe Gülsün Bilgehan'ın, okul değiştirme cezasına yönelik düzenlemeye ilişkin
Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/822) (Başkanlığa geliş tarihi:
4.11.2003)
8.- Edirne Milletvekili
Rasim Çakır'ın, Ergene Nehrindeki kirliliğin önlenmesine yönelik çalışmalara
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/823) (Başkanlığa geliş tarihi:
4.11.2003)
9.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya Limanına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü
soru önergesi (6/824) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)
10.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya-Muratpaşa Belediyesine tahsisli Botanik
Parkının tahsisinin kaldırılmasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru
önergesi (6/825) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)
11.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya'nın Elmalı ve Korkuteli ilçelerindeki elma
üreticilerinin pazar ve ürün fiyatı sorunlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/826) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)
12.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret Baloğlu'nun, Devlet Demiryollarına ilişkin Ulaştırma Bakanından
sözlü soru önergesi (6/827) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)
13.- Samsun Milletvekili
Musa Uzunkaya'nın, baz istasyonlarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü
soru önergesi (6/828) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)
14.- Muğla Milletvekili
Ali Arslan'ın, enerji nakil hatlarından kaynaklanan orman yangınlarına ve
tarımsal alanlardaki yangınlara müdahaleye ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
sözlü soru önergesi (6/829) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)
15.- Samsun Milletvekili
Musa Uzunkaya'nın, bazı hakem hatalarına karşı işlem yapılıp yapılmayacağına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali Şahin) sözlü soru
önergesi (6/830) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)
16.- Denizli Milletvekili
Mustafa Gazalcı'nın, Tekel'in özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/831) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)
17.- Adana Milletvekili
N. Gaye Erbatur'un, Eti Alüminyum A.Ş.'nin özelleştirme kapsamından çıkarılıp
çıkarılmayacağına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/832)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)
18.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Kastamonu'daki köy yollarının bakım ve onarımlarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/833) (Başkanlığa geliş tarihi:
5.11.2003)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Konya Milletvekili
Atilla Kart'ın, Meksika'da Atatürk heykeli açılışına katılan bazı bakanların
dönüş yolculuğuyla ilgili basında çıkan haberlere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/1397) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)
2.- Konya Milletvekili
Atilla Kart'ın, Selçuklu Tıp Fakültesinin makine teçhizatı için ödenek konulup
konulmadığına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/1398)
(Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)
3.- Adana Milletvekili
Atilla Başoğlu'nun, Irak'a LPG, benzin ve mazot ihracına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/1399) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)
4.- Manisa Milletvekili
Nuri Çilingir'in, askerlik yükümlülerinin sayısına ve bedelli askerliğin yurt
içinde de uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/1400) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)
5.- İstanbul Milletvekili
Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının çıkacağı program
için yaptığı afiş ve televizyon reklam ödemelerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1401) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)
6.- Kırıkkale
Milletvekili Halil Tiryaki'nin, Kırıkkale'deki SSK ve Yüksek İhtisas
Hastanelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1402) (Başkanlığa
geliş tarihi: 4.11.2003)
7.- Iğdır Milletvekili
Yücel Artantaş'ın, Irak'a yardım amacıyla örtülü ödenekten para aktarılıp
aktarılmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1403) (Başkanlığa
geliş tarihi: 4.11.2003)
8.- Antalya Milletvekili
Feridun Fikret Baloğlu'nun, Futbol Federasyonu Hukuk Kurulunun bir gazeteciye
uyguladığı yasağa ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali
Şahin) yazılı soru önergesi (7/1404) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.11.2003)
9.- İstanbul Milletvekili
Emin Şirin'in, Sayıştay'ın 2002 Hazine İşlemleri Raporuna ilişkin Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/1405) (Başkanlığa geliş
tarihi: 4.11.2003)
10.- Ankara Milletvekili
Yılmaz Ateş'in, ASKİ'nin uyguladığı su tarifesine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1406) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)
11.- Antalya Milletvekili
Nail Kamacı'nın, kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1407) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)
12.- Antalya Milletvekili
Nail Kamacı'nın, İMKB'nin Sivasspor'a yaptığı yardıma ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif Şener) yazılı soru önergesi (7/1408)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)
13.- Antalya Milletvekili
Nail Kamacı'nın, gazi sağlık fişlerinin toplatılmasına ilişkin Millî Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1409) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)
14.- Kırklareli
Milletvekili Mehmet S. Kesimoğlu'nun, futbol maçlarındaki şiddet olaylarını
önlemek için alınacak tedbirlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/1410) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)
15.- Tokat Milletvekili
Feramus Şahin'in, Tokat Sigara Fabrikası işçilerinin özelleştirme sonrası
durumlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/1411) (Başkanlığa
geliş tarihi: 5.11.2003)
16.- Antalya Milletvekili
Nail Kamacı'nın, Antalya'da Bağ-Kur ve SSK prim borçlularının yeniden
yapılandırma başvurularına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı
soru önergesi (7/1412) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)
17.- Muğla Milletvekili
Ali Cumhur Yaka'nın, orman işçilerinin sosyal güvenlik ve çocuklarının eğitim
sorunlarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/1413)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)
18.- İstanbul
Milletvekili Emin Şirin'in, Petrol-İş Sendikasınca hazırlanan bir kitapçıkta
yer alan bazı iddialara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/1414)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)
19.- İstanbul
Milletvekili Emin Şirin'in, altın rezervine ve işletmelerine ilişkin Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/1415) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5.11.2003)
20.- Adana Milletvekili
N. Gaye Erbatur'un, gıda ve ilaç yapımında kullanılan bitkilerin toplanması,
alım-satımı ve ihracı konusunda sınırlamalar getirilip getirilmeyeceğine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1416) (Başkanlığa
geliş tarihi: 5.11.2003)
21.- Adana Milletvekili
N. Gaye Erbatur'un, Seydişehir Eti Alüminyum A.Ş.'nin kullanımındaki boksit
sahalarının özelleştirme kapsamına alınmasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/1417) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)
22.- Afyon Milletvekili
Halil Ünlütepe'nin, Afyon'da haşhaş ekim alanlarının daraltılmasına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1418) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5.11.2003)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Çanakkale
Milletvekili Ahmet Küçük ve 24 milletvekilinin, organize sanayi bölgelerinin
sorunlarının araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/135) (Başkanlığa geliş tarihi:
5.11.2003)
2.- Niğde Milletvekili
Orhan Eraslan ve 66 milletvekilinin, işsizlik sorunu konusunda Anayasanın 98
inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/136) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2003)
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
6 Kasım 2003 Perşembe
BAŞKAN : Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER : Suat KILIÇ (Samsun), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 15 inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yetersayısı
vardır; görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce, üç
arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim.
Gündemdışı ilk söz,
cumhuriyetimizin kuruluşunun 80 inci yıldönümünde Erzurum gerçeğiyle ilgili söz
isteyen, Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalı'ya aittir.
Buyurun Sayın Ilıcalı.
(Alkışlar)
Konuşma süreniz 5
dakikadır.
III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1. -
Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalı'nın, Cumhuriyetimizin 80 inci yıldönümünün
kutlandığı günümüzde, Erzurum İlinin içinde bulunduğu sorunlara ve alınması
gereken önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması
MUSTAFA ILICALI (Erzurum)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz hafta, cumhuriyetimizin 80
inci kuruluş yıldönümünde -belki, bazı vekillerimizin bilgisi vardır-
Erzurum'da, yoğun bir kar yağışı nedeniyle bir afet oluşmuş, elektrikler
kesilmiş, sular akmamış, fırınlarda ekmek çıkmamış; bu konuyu Meclisimizin
gündemine taşımak için söz aldım; bu vesileyle, hepinizi saygılarımla
selamlıyorum. Bana bu imkânı veren Başkanlığımıza da, teşekkürlerimi sunuyorum.
Cumhuriyetin 80 inci
yıldönümünde, tabiî ki, böyle bir afetle karşılaşılması oldukça önemli. Doğu
Anadolu gibi bir yerin bu kadar önemli bir sorununu dile getirirken, tüm
muhalefet ve iktidar milletvekillerinin beni dinleyeceğini düşünüyorum. Burada,
bu 5 dakikalık süre içerisinde, ülkemizin...
Sayın Başkanım,
bu... Yani, konuşamıyorum.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Genel Kurulda uğultu var; hatip arkadaşımız sesinin
duyulmadığından şikâyetçi.
Buyurun.
MUSTAFA ILICALI (Devamla)
- Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; çok önemsediğim, sizin de mutlaka
önemsediğinizi düşündüğüm, Doğu Anadolumuzdan, sadece bir ilin sorunlarını
biraz sonra anlatacağım; ki, her ilin başına aynı sorunlar gelebilir. Şu anda,
Erzurum halkı televizyona kilitlenmiş, sorunlarımız Meclise taşınacak,
hükümetimiz ne diyecek, muhalefetimizin görüşü ne olacak diye bizi izliyor.
Onun için, istirhamım, bize, dikkatli bir şekilde 5 dakikanızı verirseniz, herhalde,
sadece beni değil tüm Doğu Anadoluyu sevindirmiş olursunuz.
İşte, cumhuriyetin 80 inci yıldönümünde, bazı
konular gündeme çıkarken, maalesef, Erzurum gerçeği kamuoyunun gözlerinden
kaçtı. Oradaki vatandaşlar, elektrik kesintisi nedeniyle, suların kesilmesi
nedeniyle perişan oldular; haberleşmeleri kesildi, elektrik kesildi, su
kesildi, ekmek çıkmadı. Nüfusun büyük bir çoğunluğu zaten yoksulluk sınırında
yaşarken, yani, burada büyük bir çoğunluk ekmekle beslenirken, fırınlardan onu da
alamadı.
Bu arada, tabiî ki, bizim
Erzurum'da, kar, diğer yıllara göre kırk gün önce yağdı, metrekareye 56
kilogram su düştü. Şimdi, diyeceksiniz ki, bu olumsuz koşullardan dolayı mı
Erzurum'da bu durum meydana geldi? Yine, üzülerek söylüyorum, 80 inci
yıldönümümüzde, iyi yönetilemediğimiz için -bu bir gerçektir- enerji nakil
hatları karın ağırlığıyla beraber yıkıldılar, kısa devre oluştu. Tabiî ki,
bunların yıkılmaması lazımdı, bunların inşa edilirken daha iyi, dikkatli bir şekilde
kontrol edilmesi lazımdı. Ayrıca da, neden hatlar yeraltında değil de, yüzde
80'i hava? Diğer illerde bunlara baktığımız zaman, batıdaki illerimizde,
Aydın'da, Bursa'da, Denizli'de, Antalya'da yeraltı hatların oranları yüzde 80'e
ulaşırken, ilimizde yüzde 20, Doğu Anadolu'nun diğer illerinde de bundan bir
farkı yok. Sonuçta, yaşadığımız bu afeti, Erzurum Valiliğimiz, oluşturduğu bir
kriz masasıyla, en sonunda 4 Kasım 2003 tarihinde Başbakanlık Acil Destekleme
Fonuna bildirdi. İlk tespitlere göre, yaklaşık 4 trilyon liralık bir zararımız
söz konusu oldu; tabiî, buna, çiftçilerin gördüğü zarar dahil değildir; çünkü,
ilk ürün kar altında kaldığı için alınamadı. Bunun, mutlak surette afet kapsamına
alınması gerektiğini düşünüyorum. Şu şekilde: 7269 sayılı Kanunun 1 inci
maddesine göre, bu afet genel hayata etki ettiği için, sayın hükümetimiz bu
afeti mutlaka bu kapsamda değerlendirecektir. 4864 sayılı Kanunun 5 inci
maddesine göre de, afete maruz kalan yörelerdeki belediyeler ile özel
idarelere, maruz kaldıkları hasar ve tahribatları gidermek amacıyla gerekli
ödemenin yapılması gerekir.
Tabiî "Erzurum'da
meydana gelen olay, kar yağışından ileri gelmiştir" derken, burada sadece
Erzurum'u dile getirmiyorum. Doğu Anadolunun hangi ilinde bu durum olsa aynı
konuyla karşılaşacağız. Burada dikkat çekmek istediğimiz konu şudur: Doğu
Anadolu Bölgemizi bir bütün olarak ele aldığımızda, kalkınmışlık yönünden diğer
bölgelere göre çok gerisinde olduğunu göreceğiz.
Ne yapmamız gerekiyor;
biz, bunun için, milletvekili olur olmaz, hemen, muhalefetiyle iktidarıyla Doğu
Anadolunun tüm milletvekillerini bir araya getirerek; acil çözümlerimiz ne
olabilir, hükümet programına, Acil Eylem Planına bakarak, bir koordinasyon
sağlayarak bazı çalışmaları hızlandırabilir miyiz diye düşündük. Kısacası,
ulaşım yönünden bakıyoruz, enerjinin kullanımı yönünden bakıyoruz, hangi
kriterlere bakarsak bakalım, kalkınmışlık yönünden çok geride olduğumuz açık
bir gerçek. Dolayısıyla, Türkiye'nin geneline göre yapılan bütün yatırımların,
Erzurum için veya bir Kars için, bir Iğdır için, bir Ardahan için iki kat
yapılması lazımdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Ilıcalı, konuşmanızı toparlayabilir misiniz.
MUSTAFA ILICALI (Devamla)
- Bu bölgemizde, fert başına düşen millî gelir, Türkiye ortalamasının yarısı
kadar olduğuna göre, bölgemize farklı bakılması gerekiyor. Tabiî, hükümetimizin
bölgemize vermiş olduğu önemin somut bir göstergesi olarak, 23 Temmuzda
Bakanlar Kurulu Erzurum'da toplandı. Biz, bu toplantıdan önce sayın
bakanlarımıza, Doğu Anadolu Bölgesi sosyal ve ekonomik kalkınma modeli olarak
bir öneri sunduk. Buradaki öneri, sadece Erzurum için değil, tüm Doğu Anadoludaki
iller için önemli. Burada, bütün sektörler için önerilerimiz somut biçimde
bakanlarımıza sunulmuştur. Bunların bir an önce hayata geçmesiyle beraber,
buradaki standartlar da kısa bir sürede yükselecektir.
Bu vesileyle söz
almışken, Başkanımın da sabrını zorlamadan, bu sosyal ve ekonomik kalkınma
modelinden birkaç maddeyi, izninizle burada sıralamak istiyorum.
Sekizinci Beş Yıllık
Kalkınma Planı kapsamında, ulusal kaynakların en yüksek ekonomik ve sosyal
faydayı sağlayacak şekilde geliştirilmesi, bölgelerarası dengesizliklerin en
aza indirilmesi temel amaç olarak saptanmıştır.
Bölgesel gelişme
politikalarının uygulanmasında sürdürülebilecek bölgelerarası bütünleşme,
sosyal ve ekonomik dengelerin sağlanması, yaşam kalitesinin iyileştirilmesi,
fırsat eşitliği, sosyal ve kültürel gelişme amaç edinilmelidir. Bu geri
kalmışlığın kısa sürede kapanması için büyük adımlara, dev hamlelere ihtiyaç
vardır. Bölgeye girişimci çekmek için, şu anda Meclis gündeminde olan teşvik
yasasının da en kısa zamanda çıkacağını umuyoruz.
Mevsim şartlarına bağlı
olarak inşaat süresi çok kısa olan bölgemizde yatırımların kısa sürede
tamamlanması için, yatırım bedelinin inşaat mevsimine göre dağıtılması oldukça
önemlidir.
Yine, kış şartlarının
elverişsiz ve uzun olması sebebiyle, kamu personelinin bölge dışına tayin
yaptırmak için yoğun çaba sarf ettikleri bilinen bir gerçektir. Burada zaten
yetersiz olan özellikle teknik ve sağlık personelinin...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ILICALI (Devamla)
- Sağlık personeli için bir çözüm getirildi, sözleşmeli kadro; teknik personel
için de aynı çözümün bulunması gerekmektedir.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Ilıcalı.
MUSTAFA ILICALI (Devamla)
- 1 dakika, Sayın Başkan...
BAŞKAN - Maalesef, Sayın
Ilıcalı; bugün, önemli kanun tasarıları gündemde.
MUSTAFA ILICALI (Devamla)
- Çok büyük bir bölge Sayın Başkan.
BAŞKAN - Dün istismar
edildi bu konular Sayın Ilıcalı; lütfen, buyurun...
MUSTAFA ILICALI (Devamla)
- Hepinizi saygılarımla selamlarım. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Ilıcalı.
Gündemdışı ikinci söz,
İstanbul'da var olan yoksulluk ve işsizlik sorunuyla ilgili söz isteyen,
İstanbul Milletvekili Hasan Aydın'a aittir.
Buyurun Sayın Aydın. (CHP
sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 5
dakikadır.
2. -
İstanbul Milletvekili Hasan Aydın'ın, İstanbul İlinde yaşanan yoksulluk ve
işsizlik sorunlarına ve alınması gereken önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması
HASAN AYDIN (İstanbul) -
Sayın Başkan, böyle bir imkânı verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Sizin
disiplininize de uymaya çalışacağım; uymazsak da bir anlamı yok; çünkü,
konuşamıyoruz. Ayrıca, haklısınız.
Sevgili arkadaşlarım,
belki, günümüzde, ikili ilişkilerde hepimizin çok düzenli olarak konuştuğu ve
şikâyetçi olduğu, ama, her ne hikmetse, Parlamento gündemine en az taşınan,
belki, taşınsa da bir fayda bulamayacağımızı düşündüğümüz bir temel nokta olan,
Türkiye'de, ama, özellikle de İstanbul'da işsizlik konusunu bu Parlamentonun
gündemine taşımayı önemli bir görev saydım.
Şöyle bir inceledim;
Türkiye'de 10 000 000 insan günde 1 dolarla geçiniyormuş, 20 000 000 insan da
günde 2 dolarla; yani, Türkiye'de, yaşam zorluklarını bir Marlboro sigarası
parasıyla aşarak kendisini ayakta tutmaya çalışan 20 000 000 civarında insan
var ve Türkiye'de, çalışması gereken nüfusun sadece yüzde 46,5'i çalışıyormuş;
bunlar istatistikî araştırmalar. Avrupa'nın en fazla işsizlik sorunu yaşanan
ülkesi İspanya'da bu oran yüzde 55 civarında.
Değerli arkadaşlarım,
geriye kalan kısmımızın çalıştığını ifade etmek belki mümkün. Onları da
çalışıyor farz etmek mümkün değil; çünkü, çalışan nüfusumuzun yüzde 52'si
herhangi bir sosyal güvenlik kurumuyla herhangi bir ilişki içerisinde değil.
İşsizler arasında 25 yaşın altındaki işsizlerin oranı daha çok da yüksekokul
mezunu. Bir bakıma, Türkiye'de, tahsil yapmış olmak, üniversiteyi bitirmiş
olmak bir dezavantaj noktasına gelmiş bulunmaktadır. Türkiye'nin manzarası bu.
Türkiye'nin manzarasından İstanbul'a inmeden önce, sanki, Türkiye'de işler çok
iyi gidiyormuş diye ya da öyle bir manzara görünüyormuş gibi, 2004 yılında
vergi harçları yüzde 85, cezalar da yüzde 28,5 artacak.
Değerli arkadaşlarım,
eğer, bir toplumda, toplumların bireylerinin, unsurlarının umudu yoksa,
geleceğe güzel bir şekilde bakma şansları yoksa, geleceğin planını
yapamıyorlarsa, o zaman, o ülkede, mutluluktan, refahtan söz etmek ya da ülkede
sorunların ortadan kalktığını, durumun düzeldiğini ifade etmek mümkün değil.
İşsizlerin ötesinde, çalışanların hiçbiri yaşam güvencesi taşımıyor. Bugün,
Türkiye'de, çalışan insanların hemen tamamı, acaba yarın benim halim ne olacak
diye düşünmekte; ama, öte taraftan, milyonlarca işsizin gerekçesini, yeri
geldiğinde, Sayın Başbakanımız çalışanlara çatarak "siz, bu kadar işsiz
sokaktayken neden zam istiyorsunuz" diyerek, sanki çalışan insanların
yüzünden bu kadar milyonlarca insan, işsiz varmış gibi... Üstüne üstlük, bir
de, böyle bir ortamı, yoğun bir işsizlik ortamını fırsat bilen ve Türkiye'de,
çok az da olsa, birkısım kötü özellikteki işverenlerin de fırsatçılığı, sorunu
daha da artırmaktadır.
Değerli arkadaşlarım,
İstanbul öyle bir kent ki, yüzde 1 zengini var -yine bir istatistik
çıkarmışlar- Anadolu'nun bütün millî geliri, İstanbul'daki o azınlık gelirleri
kadar değil; ama, dağı taşı altın olan İstanbul'da, her dağın, her sokağın
ortası bir dert küpü. Belki, İstanbul, Türkiye'nin genel mozaiği, genel bir
resmi gibi. İstanbul'da bugün insanlar çöpten besleniyor.
İstanbul'da insanlar
pazarlarda çürük domatesleri toplama fırsatı bile bulamıyor artık. Köylerden
erzaklarını taşımanın yoğunluğu artmış durumda. Eğer, aile dayanışması olmasa,
herhalde, İstanbul, Türkiye'nin isyan eden en büyük kentlerinden birisi olur.
Evsizlerin sayısı artıyor; ama, daha da acısı, hiçbirimizin görmek istemediği
bir resim var ki, gerek Anadolu yakasında gerek Avrupa yakasında otomobilinize
bindiğinizde, yol kenarlarında 20-22 yaşlarında canlarını pazarlayan
kızlarımızı, her saniye, her metrede görmeniz mümkün. Türkiye'nin hali bu!..
Türkiye'de, genç kızlarımız, çocuklarına süt verebilmek için, annelerine ekmek
taşıyabilmek için kendilerini pazara sürme noktasına gelmişlerdir. Sadece
bununla da değil, İstanbul'da artık insanlar -eskiden kadınlar için geçerliydi-
erkekler bile sokağa çıkma noktasında sıkıntı yaşamaktadır; çünkü, sokağa
çıktığınızda herhangi bir güvenceniz söz konusu değildir. O küçücük küçücük
evlatlarımızın gruplar halinde bali koklayarak dolaştıklarını, uyuşturucunun
artık sokaklarda alenî bir hale geldiğini, burada, Büyük Millet Meclisi önünde
dile getirmenin galiba bir görev olduğunu ifade etmeliyim.
İstanbul'da müthiş
derecede iş varmış gibi, bir de İstanbul'da yabancı işçiler sorunu var. Aksaray
meydanına gittiğinizde, onlarca, yüzlerce inşaata gitmek için sıra bekleyen ve
günde 2 000 000-3 000 000 liraya çalışmak için, Romanyalı ve Balkan
ülkelerinden gelen işçilerin birbiriyle yarıştığı bir manzarayı daha İstanbul'da
yaşamaktasınız.
Değerli arkadaşlarım,
belki burada ifade etmem gereken en önemli nokta şu: Bir yılı geride bıraktık;
Türkiye'nin çok temel bir sorunu var, Türkiye'de işsizlik var, Türkiye'de
insanlarımız aç.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HASAN AYDIN (Devamla) -
Toparlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Aydın.
HASAN AYDIN (Devamla) -
Eğer bir ülkede insanlar açsa, eğer bir ülkede insanlar mutlu değilse, eğer bir
ülkede, 20 yaşında, 25 yaşındaki gençler annelerinin, babalarının yüzlerine
bakamaz hale gelmişlerse, eğer bir ülkede devlet kendi vatandaşlarına zekât
verme noktasına gelmişse, eğer bir ülkede sadece ramazanlarda -neyse ki, onu
yapabiliyor ve başarabiliyoruz- iftar yemekleri veriyor, ama, sahurda
insanların ne yaptığını bilmiyorsak, o zaman, geride bırakmış olduğumuz bir yıl
içerisinde insanlarımızın sorunlarıyla ilgilenme hususunu eksik bırakmışız
demektir.
Özellikle de, Adalet ve
Kalkınma Partili milletvekili arkadaşlarıma bir şey söylemek isterim: Adalet ve
Kalkınma Partisi büyük bir destek alarak iktidara geldi. En temel sorun da
işsizlikti. Yani, bu işsizleri, Adalet ve Kalkınma Partisinin yarattığını
söylemek elbette haksızlık olur; ama, bu bir yıl içerisinde bu işsizlerin
sayısı azalması gerekirken, Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidar olduğu bir
yıl içerisinde işsizlik oranı, cumhuriyet tarihinin en yüksek noktasına çıkmış,
resmî rakamlar, yüzde 12,5.
Değerli arkadaşlarım, bu
rakamlar, size bağlı olarak çalışan kurumlardan gelen rakamlar. Öyleyse, Adalet
ve Kalkınma Partisindeki arkadaşlarımızın... En çaresiz olduğumuz,
insanlarımızın birçok işini görebilmekteyiz; ama, maalesef, insanlarımız iş
dedikleri zaman sırtımızı dönmek durumunda kalmaktayız. Sadece üç beş
yakınımıza iş bulmak iş bularak toplumun sorununu azaltmak mümkün değil. Bir
taraftan böyle sorunlar var; kamu kurumlarında oldukça kadro şişkinliği var
diyoruz; ama, Millî Eğitim Bakanımız, yine, bir çırpıda "atama ve
görevlendirme" adı altında kadrolarını atayabilmekte; onlarca insanı
sokağa koyabilmektedir.
Ben, böylesine önemli bir
sorunu çözemezsek -Adalet ve Kalkınma Partisinin en önemli problemi- Türkiye'de
açlığın, sıkıntının, mutsuzluğun ve işsizliğin bizim tümümüzü etkileyebilecek
boyutta sorun olacağına inanıyorum.
Hepinizi saygı ve
sevgiyle selamlıyorum. Sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Aydın.
Gündemdışı üçüncü söz,
Malatya Tekel Sigara Fabrikası ve Tekelin sorunlarıyla ilgili söz isteyen
Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'a aittir.
Buyurun Sayın Kılıç. (CHP
sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 5
dakikadır.
3. -
Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'ın, Malatya Sigara Fabrikasının sorunlarına
ve Tekelin özelleştirilmesine ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı
Kürşad Tüzmen'in cevabı
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Malatya Tekel Sigara Fabrikasının durumu
ve Tekelin özelleştirilmesi hakkında görüşlerimi açıklamak üzere söz almış
bulunmaktayım; Yüce Heyeti saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizin en önemli
ekonomik varlıklarından birisi olan Tekelin özelleştirilmesiyle ilgili
teklifler, Özelleştirme İdaresi tarafından dün açıklandı. Bu açıklamaya göre,
Tekelin sigara bölümüne verilen en yüksek teklif 1 150 000 000 dolar, alkollü
içkiler bölümüne verilen en yüksek teklif ise 292 000 000 dolardır. Yapılan bu
açıklamadan sonra, Özelleştirme İdaresi Başkanı, verilen bu fiyatın Tekelin
değerinin çok altında olduğunu söylemiştir; ancak, ihale komisyonunun kararını
serbestçe takdir edeceğini de belirtmiştir.
Sayın milletvekilleri,
Tekelin 2002 yılı hâsılatı 4,5 katrilyon TL olup, günlük 17,4 trilyon TL
Tekelin kasasına girmektedir. 2002 yılı kârı 318 trilyon TL'dir. Tekel, 29 000
kişiye iş imkânı sağlamaktadır; 402 000 tütün üreticisi ailenin, yani, ortalama
2 500 000 kişinin ekonomisine katkı yapmaktadır.
Ülkemiz ekonomisinde
hayatî konuma sahip bulunan, deyim yerindeyse, altın yumurtlayan tavuk
konumundaki Tekel, haraç mezat satılmaya çalışılmaktadır. Tekelin mevcut
fabrikalarının, sigara ve alkol fabrikalarının bulundukları şehirlerin en
merkezî ve en değerli yerlerindeki arsalarının değeri milyarlarca doları
bulmaktadır; ancak, cumhuriyetin birikimleriyle oluşturulmuş bu değerler,
yabancı alkol ve sigara tekellerinin çabası, Türkiye'deki işbirlikçilerin
desteğiyle, yok pahasına satılmaya çalışılmaktadır. Bunun için de, 2001'den bu
yana, Tekelde üretimde ve pazarlamada oynanan oyunlarla, Tekelin üretiminin
azalmasına ve pazar payının daraltılmasına çalışılmıştır. Bununla ilgili
olarak, Malatya Yaprak Tütün Fabrikasında oynanan oyunları dikkatinize sunmak
istiyorum.
Malatya Sigara
Fabrikasında, 2002 yılı başında, çalışan 1 100 kişiden, en önce elektrikçi,
elektronikçi, kazancı, makine ustası gibi kalifiye elemanlardan başlamak üzere,
büyük bölümü emekliye sevk edilerek, çoğu vasıfsız 450 kişi kalmıştır.
Kalanların bir kısmı da kasım ve aralık ayında emekliye sevk edilerek, fabrika
tümüyle çalışamaz duruma getirilmek istenmektedir. Şu anda, 37 adet makinenin
22'si kapatılmış, günlük 50-60 tonluk sigara üretimi 10-15 tona düşmüştür. Bu
üretim de, kalan işçilerin özverili çabalarıyla sağlanmaktır.
Bu da yetmezmiş gibi,
yine, üretilen sigaralar maliyetine fiyatlarla, Pazarlama ve Dağıtım
Başmüdürlüğüne fatura edilmekte, Başmüdürlük ise, yüksek fiyatla bu ürünleri
piyasaya sürmektedir. Gönderilen genelgelerle, muhasebe oyunlarıyla, fabrika
zararda, Pazarlama ve Dağıtım Başmüdürlüğü ise kârda gözükmektedir. Amaç,
günlük cirosu 2,5-3 trilyon lira olan fabrikayı, üretim yapamayan, zarar eden
bir konumda göstererek, Tekelin ucuza kapatılmasına kılıf uydurmaktır.
Sayın milletvekilleri,
bizler, büyük bir tarihî sorumluluk altındayız. Önümüzde iki seçenek
bulunmaktadır; ya IMF direktifleri doğrultusunda yabancı tekellerin ve onların
yerli işbirlikçilerinin ülkemiz kaynaklarını yok pahasına ele geçirmesine
seyirci kalarak onlardan yana olacağız ya da bizleri buraya gönderen halkın
çıkarlarının yanında yer alacağız. Bu iki seçenek içinde, inanıyorum ki, gerek
Cumhuriyet Halk Partili gerekse Adalet ve Kalkınma Partili milletvekili arkadaşlarım
ikinci seçenekten yana tavır alacaklardır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Tekelin özelleştirilmesiyle, maliyemiz, altın yumurtlayan
tavuğu keserek büyük ve sürekli bir gelirden mahrum kalacaktır. Geçimini tütün
üretiminden sağlayan 402 000 tütün üreticisi aile mağdur olacaktır. Tekel
işyerlerinde çalışan 30 000 kişi işini kaybederek işsizler ordusuna
katılacaktır. Tekeli ele geçirecek yabancı tekeller, kâr hırsıyla genç
nüfusumuzu sigara ve içkiye özendirerek, insanlarımızın sağlığını riske atacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kılıç,
konuşmanızı toparlar mısınız.
Buyurun.
MUHARREM KILIÇ (Devamla)
- Değerli milletvekilleri, biz Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri olarak
seçildiğimizden bu yana, gerek soru önergeleriyle gerekse araştırma
önergeleriyle bu sorunu Yüce Meclisin gündemine taşıdık. Tütün Yasası Türkiye
Büyük Millet Meclisinde görüşülürken, şu anda İktidar Partisi olan Adalet ve
Kalkınma Partisinden seçilen pek çok milletvekili arkadaşımız da benzer
görüşler sergilemişlerdir. Örneğin, Sayın Eyüp Fatsa, bu yasanın sosyal hukuk
devleti anlayışıyla bağdaşmadığını, tütün üreticisini yok edecek olan bu
yasanın IMF dayatmasıyla millî irade baskı altına alınarak çıkarıldığını
belirtmektedir. Yine, Sayın Mahmut Göksu arkadaşımız, Tütün Yasasının Türkiye pazarını
ele geçirmek isteyen sigara tekellerinin baskısıyla çıkarılmak istendiğini,
halkımızın sağlığı feda edilerek, sigara tekellerinin pazarı olacağımızı ve
dışarıya her yıl milyarlarca dolar ödeyeceğimizi belirtmektedir. Yine, Sayın İsmail
Özgün arkadaşımız "tütün üreticisinin ahını almayalım, bu vebalin altından
kalkmamız zordur" demektedir. Bu görüşlere aynen katılıyorum. Bu
arkadaşlarımızın "dün dündür, bugün bugündür" zihniyetinde olacağına
da inanmak istemiyorum.
Bu nedenle, gelin, parti
ayırımı yapmadan, hep beraber, Tekel olayını enine boyuna araştırarak sağlıklı
bir sonuca ulaşalım. Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu araştırma
önergelerini hızlandıralım. Tütün Yasasını yeniden ele alalım. Ben, Yüce
Meclisin bu hususta sağduyulu davranacağına inanıyorum.
Bu düşüncelerle, Yüce
Heyete saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Kılıç.
Gündemdışı konuşmaya
Hükümet adına Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen cevap verecektir.
Buyurun Sayın Tüzmen. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 20
dakikadır.
DEVLET BAKANI KÜRŞAD
TÜZMEN (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Malatya
Milletvekili Sayın Muharrem Kılıç'ın
Malatya Tekel Sigara Fabrikası hakkındaki gündemdışı konuşmasına cevap
vermek üzere söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Malatya Sigara
Fabrikasında sigara üretimine 1977 yılında başlanılmıştır. Söz konusu
fabrikamızda halen Kısa Maltepe, Kısa Samsun ve Birinci markalı sigaralar
üretilmektedir.
30.9.2003 tarihi
itibariyle, yaklaşık 718 işçiyle, iki vardiyada, günde 23-24 ton sigara üretimi
yapılmakta olan Malatya Sigara Fabrikasındaki işçi sayısı, ekim ayındaki
emeklilikler nedeniyle 490 kişiye inmiş bulunmaktadır.
Malatya Sigara Fabrikası,
Tekel Genel Müdürlüğünün önemli fabrikalarından birisidir. Bu nedenle, gerek
işçi sayısının yeterli seviyeye çıkarılması gerekse teknik ve idarî personelle
takviyesi yönünde önlemlerin alınması cihetine hızla gidilmektedir.
Malatya Sigara
Fabrikasının üretimdışı bırakılması yönünde bir çalışma söz konusu değildir.
Aksine, Malatya Sigara Fabrikasında üretimin daha verimli ve rantabl bir
şekilde sürdürülmesi yönünde gayretler sürdürülmektedir.
Malatya Sigara Fabrikasında
üretim kayıplarının azaltılması, işçilerimizin daha sağlıklı bir ortamda
çalışmalarının temini amacıyla 2003 yılında yaklaşık 2 trilyon lira harcama
yapılarak, toz toplama ünitesi yapılmış bulunmaktadır.
Bu çerçeve içerisinde,
Tekelin sigara bölümü, özelleştirme kapsam ve programında olmakla birlikte,
bugün itibariyle özelleştirme sürecinde gelinen nokta da dikkate alınarak,
diğer tesislerde olduğu gibi, güzide fabrikalarımızdan biri olan Malatya Sigara
Fabrikasında da, iyileştirme çalışmalarıyla hem kaliteyi hem de üretim
miktarını artırmak suretiyle Malatya ve yöre ekonomisine en yüksek seviyede
katkı sağlanmaya devam edilecektir.
Teşekkür ederim. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Başkanlığın Genel Kurula
diğer sunuşları vardır.
2 adet Meclis araştırması
önergesi vardır; okutuyorum:
B) Gensoru, Genel Görüşme, Meclİs SoruşturmasI ve Meclİs AraştIrmasI
Önergelerİ
1. -
Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük ve 24 milletvekilinin, organize sanayi
bölgelerinin sorunlarının araştırılarak, alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/135)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Ülkemizde kalkınmanın
temel taşlarından olan organize sanayi bölgelerinin sorunlarının tespit
edilerek, çözüm yollarının bulunması amacıyla, Anayasanın 98 inci, Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince bir Meclis
araştırması açılmasını arz ederiz.
Saygılarımızla.
1.-
Ahmet Küçük |
(Çanakkale) |
2.- Özlem
Çerçioğlu |
(Aydın) |
3.-
Haluk Koç |
(Samsun) |
4.-
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
(Malatya) |
5.-
Ramazan Kerim Özkan |
(Burdur) |
6.-
Mustafa Gazalcı |
(Denizli) |
7.-
Erdal Karademir |
(İzmir) |
8.- Ali
Oksal |
(Mersin) |
9.-
Yüksel Çorbacıoğlu |
(Artvin) |
10.-
İzzet Çetin |
(Kocaeli) |
11.-
Mehmet Boztaş |
(Aydın) |
12.-
Mehmet Vedat Melik |
(Şanlıurfa) |
13.-
Halil Ünlütepe |
(Afyon) |
14.-
Necdet Budak |
(Edirne) |
15.-
Salih Gün |
(Kocaeli) |
16.-
Yaşar Tüzün |
(Bilecik) |
17.-
Zeynep Damla Gürel |
(İstanbul) |
18.- Mehmet Semerci |
(Aydın) |
19.- Tuncay Ercenk |
(Antalya) |
20.- V. Haşim Oral |
(Denizli) |
21.- Kemal Sağ |
(Adana) |
22.- Esat Canan |
(Hakkâri) |
23.- Atilla Başoğlu |
(Adana) |
24.- Rasim Çakır |
(Edirne) |
25- Orhan Ziya Diren |
(Tokat) |
Gerekçe:
Ülkemizin kalkınma
hamlesinin atılım merkezleri, yakın zamanlarda Anadolu'nun muhtelif yerlerinde
kurulmuş ve kurulmakta olan organize sanayi bölgeleridir.
Organize sanayi bölgeleri
uygulamalarının başlatılmasındaki temel amaçlar, sanayiin disipline edilmesi,
şehirlerin planlı gelişmesine katkıda bulunma, birbirini tamamlayıcı ve
birbirinin yan ürününü teşvik eden sanayicilerin bir arada ve bir program
dahilinde üretim yapmalarıyla üretimde verimliliğin ve kâr artışının
sağlanması, sanayiin az gelişmiş bölgelerde yaygınlaştırılması, tarım
alanlarının sanayide kullanılmasının disipline edilmesi, sağlıklı, ucuz, güvenilir
altyapı ve ortak sosyal tesisler kurulması, müşterek arıtma tesisleriyle çevre
kirliliğinin önlenmesi şeklinde sıralanabilir.
Düzenli kentleşme,
sağlıklı çevre ve sanayileşmiş Türkiye idealinin omurgası olan "Türkiye
OSB Projesi" sanayicilerimizin entegre ve rekabet edebilir ortamlarda
organize edilmeleriyle, çağdaş medeniyet hedefine ulaşmakta çok önemli bir
görev üstlenmiştir. Uygulanan projeler ve desteklerle, Anadolu'nun dört bir
yanında ortaya çıkan Anadolu kaplanlarıyla birlikte, sanayi atılımı
gerçekleştirilmiştir.
Gerçekleştirilen tüm
sanayi atılımları ve organize sanayi bölgelerine yıllardır yapılan büyük
yatırımlar görmezden gelinerek, OSB'lere uygulanan teşvikler kaldırılarak, OSB'ler
yok edilmeye çalışılmaktadır.
Türkiye'nin bütün
OSB'lerinde yüzde 100 olan yatırım indirimi yüzde 40'lara indirilmiş, OSB
yönetimlerince bedeli ödenen trilyonluk enerji nakil ve dağıtım tesislerine
rağmen, OSB'lere tanınan yüzde 5 ucuz enerji uygulaması kaldırılmıştır.
Ülkemizin dört bir
yanında, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılara rağmen önemli bir
sayıda istihdam yaratan OSB'ler, bir yandan yaşam mücadelesi vermeye
çalışırken, bir yandan da hükümetin uyguladığı politikalarla ciddî engellerle
karşılaşmaktadırlar. Bu engeller, OSB'lerde geçmişte yapılan yatırımların
üretime dönüşmemesine ve yeni yatırımların yapılamamasına neden olmaktadır.
Bu doğrultuda, kalkınma
ve gelişmenin temel kaleleri olan OSB'lerin sorunlarının çözülerek, yeni
Anadolu kaplanlarının yaratılması için bir Meclis araştırması açılmasına
ihtiyaç bulunmaktadır.
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önerge, gündemde yerini
alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
2. - Niğde
Milletvekili Orhan Eraslan ve 66 milletvekilinin, işsizlik sorunu konusunda
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/136)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Ülkemizin yaşamakta
olduğu en büyük sorunlardan birisi de işsizliktir. Bugün, ülkemizde, hemen her
ailede bir işsiz bulunmaktadır. İşsizlik, sadece ekonomik alandaki bir kayıp
unsuru olmayıp derin sosyal sorunlara yol açan bir olgudur.
Ülkemizde, 1980'den beri
uygulanagelen liberal piyasa ekonomisinin işsizliğin boyutlarını daha da
artırdığı görülmektedir. Özelleştirme uygulamaları, sendikasızlaştırma çabaları
ve düşük ücret politikaları istihdam artışını sağlamamış, işsizliği
artırmıştır.
Devlet İstatistik
Enstitüsünün verilerine göre, işsizlik oranı yüzde 10, eksik istihdam, yani
gizli işsizlerin oranı ise 4,6'dır. Böylece, resmî kayıtlardaki işsizlik
oranının yüzde 15'e yaklaştığı ortaya çıkmaktadır.
Son yıllardaki krizlerle
birlikte, toplam istihdam önemli ölçüde azalmıştır. 2000 yılında 20 600 000
olan istihdam, 2001 yılında 20 400 00'e, 2002 yılında 20 300 000'e düşmüş ve
halen de bu seviyesini korumaktadır.
Bu rakamlar resmî
kayıtlar olup, gerçek hayattaki durum çok daha vahimdir. Tarım sektöründe yılın
belli dönemlerinde çalışan köylüler, çeşitli alanlarda mevsimlik olarak
çalışanlar ve iş bulamayıp aramaktan vazgeçenler kayıtlara alınmamaktadır.
Gizli işsiz denilen fiilî işsizler de hesaba katıldığında, işsizliğin gerçek
boyutunun aktif nüfusumuzun neredeyse üçte 1'ine ulaştığı görülecektir.
Ülkemizdeki istihdam
artışı, nüfus artış hızının gerisinde kalmakta, bu da stoktaki işsiz miktarını
artırmaktadır. Yapılan hesaplamalar mevcut durumun sürmesi halinde ülkemizdeki
işsizlik oranının 2010 yılında 2'ye katlanacağını ortaya koymaktadır.
Önemli bir diğer olgu da
son yıllarda kentlerdeki eğitimli gençler arasındaki işsizliğin yükselmiş
olmasıdır. Eğitimli işsiz gençlerin oranı ülke ortalamasının üzerindedir ve
neredeyse üçte 1 oranına yaklaşmaktadır.
Ülkemizde istihdam ve
işsizlik konularında ciddî yapısal sorunlar yaşanmaktadır. Kayıtdışı olarak
çalışanların sayısının 3 500 000'i bulduğu tahmin edilmektedir.
Uzun bir gecikmeyle de
olsa çıkarılmış olan İşsizlik Sigortası kapsam ve ödentilerinin yetersiz olması
nedeniyle ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Ücret üzerindeki istihdam
vergilerinin yüksekliği de işsizliği artıran bir diğer faktördür. Türkiye, bu
bakımdan 30 OECD ülkesi içerisinde ilk sıralarda yer almaktadır. Kayıtlı
çalışanlar üzerindeki yüklerin artması, kayıtdışı istihdamın artmasına ve
kayıtdışı ekonominin büyümesine yol açmaktadır. Bu da zincirleme bir şekilde
sosyal güvenlik kurumlarının özellikle SSK'nın açıklarını artırmaktadır.
İşsizlik, aynı zamanda
yoksulluk anlamına da gelmektedir. Ülkemizde, çalışan 1 kişi, ortalama 3,63
kişiye bakmaktadır; AB'de bu oran 2,52'dir.
Paradan para kazanmayı
özendiren rant ekonomisi uygulamaları reel sektörü geriletmekte, sosyal
politikaları azaltmakta ve insan unsurunu ikinci plana atmaktadır. İnsanları
sadece işgücü olarak görmek Anayasamızdaki sosyal devlet anlayışıyla ve çağdaş
sosyal anlayışla da bağdaşmamaktadır.
Türkiye Avrupa Birliğine
girmek istiyorsa, siyasî kriterlerin yanı sıra ekonomik ve sosyal alandaki
eksiklik ve düzenlemelerini de gerçekleştirmek durumundadır.
Bu noktalardan hareketle,
ülkemizdeki işsizliğin boyutlarının, nedenlerinin, niteliğinin, ekonomik ve
toplumsal tahribatlarının araştırılması ve çözüm yollarının belirlenebilmesi
için Anayasanın 98, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105 inci
maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1 - Orhan Eraslan |
(Niğde) |
2 - Feramus Şahin |
(Tokat) |
3 - Zekeriya Akıncı |
(Ankara) |
4 - Muharrem Doğan |
(Mardin) |
5 - Abdurrezzak Erten |
(İzmir) |
6 - Enver Öktem |
(İzmir) |
7 - Vezir Akdemir |
(İzmir) |
8 - Mustafa Sayar |
(Amasya) |
9 - Mehmet Vedat Yücesan |
(Eskişehir) |
10 - Ali Dinçer |
(Bursa) |
11 - Nejat Gencan |
(Edirne) |
12 - Emin Koç |
(Yozgat) |
13 - Yavuz Altınorak |
(Kırklareli) |
14 - Hüseyin Bayındır |
(Kırşehir) |
15 - Erdal Karademir |
(İzmir) |
16 - Yılmaz Kaya |
(İzmir) |
17 - Oğuz Oyan |
(İzmir) |
18 - Zeynep Damla Gürel |
(İstanbul) |
19 - Mevlüt Coşkuner |
(Isparta) |
20 - Mehmet Vedat Melik |
(Şanlıurfa) |
21 - Mahmut Duyan |
(Mardin) |
22 - Memduh Hacıoğlu |
(İstanbul) |
23 - Şevket Gürsoy |
(Adıyaman) |
24 - Mehmet Parlakyiğit |
(Kahramanmaraş) |
25 - Esat Canan |
(Hâkkari) |
26 - İsmet Atalay |
(İstanbul) |
27 - Ersin Arıoğlu |
(İstanbul) |
28 - Orhan Ziya Diren |
(Tokat) |
29 - Kâzım Türkmen |
(Ordu) |
30 - Mehmet Işık |
(Giresun) |
31 - Ensar Öğüt |
(Ardahan) |
32 - Mehmet Yıldırım |
(Kastamonu) |
33 - Sedat Pekel |
(Balıkesir) |
34 - Hakkı Ülkü |
(İzmir) |
35 - Tacidar Seyhan |
(Adana) |
36 - İsmail Özay |
(Çanakkale) |
37 - Mehmet U. Neşşar |
(Denizli) |
38 - Necati Uzdil |
Osmaniye) |
39 - Uğur Aksöz |
(Adana) |
40 - Ersoy Bulut |
(Mersin) |
41 - Feridun Ayvazoğlu |
(Çorum) |
42 - Salih Gün |
(Kocaeli) |
43 - Züheyir Amber |
(Hatay) |
44 - Yüksel Çorbacıoğlu |
(Artvin) |
45 - İlyas Sezai Önder |
(Samsun) |
46 - Orhan Sür |
(Balıkesir) |
47 - Ali Kemal Kumkumoğlu |
(İstanbul) |
48 - Ali Cumhur Yaka |
(Muğla) |
49 - Ali Kemal Deveciler |
(Balıkesir) |
50 - Rasim Çakır |
(Edirne) |
51 - Ramazan Kerim Özkan |
(Burdur) |
52 - Yücel Artantaş |
(Iğdır) |
53 - Yakup Kepenek |
(Ankara) |
54 - Bülent Tanla |
(İstanbul) |
55 - Hüseyin Ekmekcioğlu |
(Antalya) |
56 - Muhsin Koçyiğit |
(Diyarbakır) |
57 - Mehmet Şerif Ertuğrul |
(Muş) |
58 - Bayram Ali Meral |
(Ankara) |
59 - Mehmet Küçükaşık |
(Bursa) |
60 - Hüseyin Özcan |
(Mersin) |
61 - Hasan Fehmi Güneş |
(İstanbul) |
62 - Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
(Malatya) |
63 - Mehmet Tomanbay |
(Ankara) |
64 - Mehmet Nuri Saygun |
(Tekirdağ) |
65 - Halil Ünlütepe |
(Afyon) |
66 - Hasan Aydın |
(İstanbul) |
67 - Atilla Kart |
(Konya) |
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önerge, gündemde yerini
alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırasında
yapılacaktır.
Orman köylülerinin
sorunlarının araştırılarak orman köylerinin kalkındırılması için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu
Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutuyorum:
C) Tezkereler ve Önergeler
1. - Orman
köylülerinin sorunlarının araştırılarak orman köylerinin kalkındırılması için
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan (10/69,118) esas
numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Geçici Başkanlığının, Komisyonun başkan,
başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yaptığına ilişkin tezkeresi (3/387)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Komisyonumuz, başkan,
başkanvekili, sözcü ve kâtip üyelerini seçmek üzere 5.11.2003 Çarşamba günü
saat 16.00'da Halkla İlişkiler Binası B Blok 2 nci Kat 4 üncü Banko 7-8 no'lu
Araştırma Komisyonu Toplantı Salonunda 12 üye ile toplanmış ve aşağıda isimleri
yazılı sayın üyeler belirtilen görevlere seçilmişlerdir.
|
|
|
Fikret Badazlı |
|||
|
|
|
Antalya |
|||
|
|
|
Komisyon Geçici Başkanı |
|||
|
Adı ve Soyadı |
Seçim Bölgesi |
Aldığı Oy |
|||
Başkan |
Nusret Bayraktar |
İstanbul |
10 |
|||
Başkanvekili |
Fikret Badazlı |
Antalya |
10 |
|||
Sözcü |
Yüksel Coşkunyürek |
Bolu |
10 |
|||
Kâtip |
Erdoğan Kaplan |
Tekirdağ |
10 |
|||
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubunun, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır;okutup
oylarınıza sunacağım:
IV. -
ÖNERİLER
A) Sıyasî Partı Grubu Önerılerı
1. - Genel
Kurulun çalışma saatleriyle gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine
ilişkin AK Parti Grubu önerisi
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun
6.11.2003 Perşembe günü (bugün) yaptığı toplantıda siyasî parti grupları
arasında oybirliği sağlanamadığından, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince,
Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurula sunulmasını arz ederim.
|
|
|
Haluk İpek |
|
|
|
Ankara |
|
|
|
AK Parti Grup Başkanvekili |
Öneri:
Genel Kurulun 6 Kasım
2003 Perşembe günkü (bugün) birleşiminde; daha önce gelen kâğıtlar listesinde
yayımlanan ve bastırılarak dağıtılan 275 sıra sayılı kanun tasarısının 48 saat
geçmeden gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler" kısmının 4 üncü sırasına alınması ve bu birleşimde çalışma
süresinin bu işin bitimine kadar uzatılması; 11 Kasım Salı günkü birleşiminde
"Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmında 265 sıra sayılı İzmit
Büyükşehir Belediyesi İzmit Kentsel ve Endüstriyel Su Temin Projesiyle ilgili
iddiaların araştırılması amacıyla kurulan (10/4) esas numaralı Meclis
Araştırması Komisyonu raporunun görüşmelerinin yapılmasının Genel Kurulun
onayına sunulması, önerilmiştir.
BAŞKAN-Öneri aleyhinde
söz isteyen, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Samsun Milletvekili
Haluk Koç.
Buyurun Sayın Koç. (CHP
sıralarından alkışlar)
HALUK KOÇ (Samsun)- Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, Adalet ve Kalkınma
Partisi, yine, kendi önerisiyle, 4 Kasım 2003 Salı günü aldığımız Danışma
Kurulu kararının üzerine âdeta bir tekzip önerisiyle karşımıza geliyor. Âdeta,
denilmek isteniyor ki "biz, salı günü bir karar aldık; ama, o, dünde
kaldı. Bugün, hemen acil olarak, 1 maddelik bir başka yasa teklifini de
görüşmemiz lazım." Yeniden gündem belirleyelim önerisiyle geliyorsunuz
Genel Kurula.
Değerli arkadaşlarım,
geçen yasama yılında da benzerlerini yaşadığımız bir dayatma karşısındayız;
kusura bakmayın bu deyimi söylüyorum. Yine, 48 saat geçmeden; öncelikle
görüşülmesi istenilen tasarı dün saat
11.50'de yayımlandı. "Canım, ne olacak; 1 maddelik bir tasarı. Oylar geçeriz." Mantık bu.
Peki, neyi getirmek
istiyorsunuz bu yasa tasarısında? Neyi yasalaştırmak istiyorsunuz aceleyle?
Daha doğrusu -deminki deyimimi tamamlamak için- neyi dayatmak istiyorsunuz
Genel Kurula?
Şimdi, içerik şu:
TÜBİTAK'ta boş bulunan bilim kurulu üyeliklerine, bir defaya mahsus olmak
üzere, Başbakan tarafından atama yapılmasını ve başkanın, bir defaya mahsus
olmak üzere, Başbakanın teklifi üzerine Cumhurbaşkanı tarafından atanmasını
öngörüyor bu tasarınız; yani, tasarı, hepsi bir defalık mazeretiyle saklanmak
isteniyor. Bir defalık... Hani o yabancısı olmadığımız "bir kere Anayasayı
delmekle bir şey olmaz" mantığının devamı uygulamalarının uzantısı bir
mantıkla karşı karşıyayız.
Değerli arkadaşlarım,
burada muhalefete de âdeta "susun, oturun canım; işte, bir defalık
diyoruz" mesajı ayrıca sunuluyor.
Değerli arkadaşlarım,
TÜBİTAK nedir? TÜBİTAK'ın görevi nedir? Nasıl kurulmuştur? Neden siyasetin
dışında tutulmalıdır, özerk yapısını korumalıdır? Neden, usulüne uygun yapılan
bir iç seçim mevcut yasal çerçeve içerisinde dörtbuçuk beş aydır sonuçlandırılamamaktadır?
Neden, iktidar, TÜBİTAK'ı hedefine almıştır? Sayın Başbakan ne hedeflemektedir?
İktidar, sayısal çoğunluğunu neden bu ülkeyi gerecek girişimlerin harcında
kullanmak istiyor âdeta? Bunları, eğer bu yasa tasarısını görüştürme başarısını
yakalayabilirseniz oylarınızla, Cumhuriyet Halk Partisi sözcüleri, tüm
çıplaklığıyla, tüm perde arkası beklentileriyle, tüm acı gerçekleriyle Genel
Kurula ve ulusumuza sunacaklardır.
Değerli milletvekilleri,
bakınız, birinci yılın sonunda ne kadar kendinizi makyajlasanız da, topluma ve
ülkeye güven veremiyorsunuz.
YAHYA BAŞ (İstanbul) -
Siz öyle zannediyorsunuz!..
HALUK KOÇ (Devamla) - Bu
güven sorununu bir türlü aşamıyorsunuz. Bir yerlere takılıp kalıyorsunuz.
Kafanızın arkasındakilere takılıp kalıyorsunuz. Her seferinde bu kadar açık, bu
kadar net de olmuyorsunuz.
NURETTİN AKTAŞ
(Gaziantep) - Millet sizi iyi tanıyor!..
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, oturduğumuz yerden müdahale etmeyelim lütfen.
HALUK KOÇ (Devamla) - Her
attığınız adımı, demokrasi söylemleriyle, katılımcılık, hoşgörü, özgürlük
açıklamalarıyla süslüyorsunuz. Sonraki adımlarınızda, gerçekler yüzünüze
vurulduğunda, bu sefer de mehter ritmine uyup, geri adım atıyorsunuz.
NURETTİN AKTAŞ
(Gaziantep) - Demokrasi sizin tekelinizde mi?!
HALUK KOÇ (Devamla) -
Aklınızsıra, toplumda bazı konuları tartıştırmış, bu şekilde tartıştırmış
oluyorsunuz; yani, toplumu bu art radikal özlemlerinizin gerçekleşmesi yolunda
duyarsızlaştırmaya çalışıyorsunuz.
"Demokrasi"
diyor arkadaşım; bir yandan da demokrasi söylemini hiç dilinizden
esirgemiyorsunuz; ama, gerektiğinde 12 Mart savcılarını aratmayacak 146 ncı
madde suçlamalarını dile getiriyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım...
NURETTİN AKTAŞ
(Gaziantep) - Millet sizi çok iyi biliyor!..
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, lütfen, dinleyelim.
HALUK KOÇ (Devamla) -
Değerli arkadaşlarım...
NURETTİN AKTAŞ
(Gaziantep) - Şapkanız eksik, şapkanız...
HALUK KOÇ (Devamla) - 146
ncı madde suçlamasını siz getiriyorsunuz sayın milletvekili. 12 Mart
savcılarını aratmıyorsunuz.
NURETTİN AKTAŞ
(Gaziantep) - Millet sizi iyi tanıyor!..
HALUK KOÇ (Devamla) -
Çık, burada konuş!..
NURETTİN AKTAŞ
(Gaziantep) - Konuşurum tabiî.
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
- Hatibe saygılı ol!..
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri...
NURETTİN AKTAŞ
(Gaziantep) - Konuşurum...
BAŞKAN - Sayın Aktaş...
HALUK KOÇ (Devamla) -
Sayın milletvekilleri, bakınız, sizlere, bir kere daha bazı konuları anımsatmak
istiyorum. Lütfen, dinleyiniz!..
NURETTİN AKTAŞ
(Gaziantep) - Bizi karalayan politika yapamazsınız burada!..
HALUK KOÇ (Devamla) -
Lütfen, dinleyiniz!..
Toplumsal düzenin
korunması, ancak hukuk kurallarına hem uymak hem uyulmasını idare olarak
sağlamakla mümkündür. Yasama, yürütme ve yargının bu alandaki görevleri
anayasal kurallar ve hukuk kurallarında belirlenmiştir.
Demokrasilerde yönetme ve
yürütme, seçimle işbaşına gelen siyasî iktidara verilmiş bir haktır, görevdir.
Buraya kadar tanımlamalarda bulundum.
Değerli milletvekilleri,
ama, unutmayalım, demokrasilerde oluşan siyasî çoğunluğun her dediğinin -bugün
istenildiği gibi- gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Sayın Cumhurbaşkanı, 1
Ekim günü Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışında yaptığı konuşmasında şöyle
diyor, bakın: "Egemen olan, katılımcılıkla desteklenmiş düşünsel
çoğunluktur. Farklı düşünceleri anlamak ve onlardan yararlanmak sistemin
gereğidir" ve ekliyor akabinde "sayısal çoğunluk, gelenekler, kamu
yararı ve hukuk devleti ilkesiyle sınırlandırılmıştır. Güç sahibi olan
iktidarın, kendisine oy vermeyenlerin -yani, bugünkü tabloyla söylüyorum;
Türkiye'deki nüfusun yüzde 66'sının, oy kullanmayanları da eklerseniz, yüzde
75'inin- haklarına ve düşüncelerine saygı gösterilmesi ve gözönüne alınması
demokrasinin erdemidir."
Şimdi, siz, bu orantısız
yansımanın ürünü olarak, bu çoğunlukla buradasınız. Bunları sizin hiç
aklınızdan çıkarmamanız gerekiyor değerli arkadaşlarım.
BURHAN KILIÇ (Antalya) -
Siz muhalefetinizi yapın.
HALUK KOÇ (Devamla) -
Bana laf atacağınıza, bunların ağırlığını bir düşünün.
BURHAN KILIÇ (Antalya) -
Çok düşündük!
HALUK KOÇ (Devamla) - Bu
kadar tepki gösterenler, bu kadar yanlışlığı ifade eden değişiklikleri,
söylediklerimizin tam tersine, bugün olduğu gibi dayatırsanız, sistemi de,
demokrasiyi de yaralar, zedelersiniz.
Bu yasa tasarısı, eğer,
gündeme alınıp, söylediğimiz uyarılara kulaklarını kapatan çoğunluğunuz
tarafından kabul edilirse, sizler, Türkiye'de eğitimi, bilimi, özgür düşünceyi
ve bunların kurumlarını zedelemeye, özelliklerini kemirmeye, siyasallaştırmaya
olan niyetinizi apaçık ortaya koyacaksınız; ama, unutmayın, Türkiye
Cumhuriyeti, Adalet ve Kalkınma Partisinden çok büyüktür. (CHP sıralarından
alkışlar) Sizler, tüm yaptıklarınızla geçicisiniz arkadaşlarım.
MUSTAFA NURİ AKBULUT
(Erzurum) - Size öyle geliyor.
HALUK KOÇ (Devamla) - Bu
büyük ulusun geleceğe olan inançlı yürüyüşünde, bırakın noktayı, virgül bile
olamayacaksınız ne yazık ki! (AK Parti sıralarından gürültüler)
NURETTİN AKTAŞ
(Gaziantep) - Bir daha iktidara zor gelirsiniz...
HALUK KOÇ (Devamla) -
Sizi yanlışlarınızla baş başa bırakmayacağız, size onu da yapmayacağız, sonuna
kadar dayatmalarınıza karşı koyacağız.
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar; AK Parti sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Koç.
NURETTİN AKTAŞ
(Gaziantep) - Siz, bu kafayla iktidara, daha, çok gelirsiniz!..
AHMET YENİ (Samsun) - Bittiniz,
bittiniz!..
HALUK KOÇ (Samsun) - Bir
duyalım, sesini duyalım, çık konuş...
NURETTİN AKTAŞ
(Gaziantep) - Daha çok gelirsiniz, çok!.. Devam edin...
HALUK KOÇ (Samsun) - Çık
konuş!.. Çık konuş!..
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elazığ) -
Gelmek için bir asır daha beklersiniz.
BAŞKAN - Önergenin
aleyhinde söz isteyen, İzmir Milletvekili Sayın Oğuz Oyan; buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 10
dakikadır.
OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, burada, TÜBİTAK'la ilgili 3 maddelik
tasarının getiriliş biçimi üzerinde konuşmayacağım; Sayın Koç, bu konuda
gereken uyarıyı -çok işe yaramasa da; şimdiye kadar çok yapıldı- yeniden
tekrarladı. Ben, daha çok, bu 3 maddelik tasarının zamanlamasına, neden ve
sonuçlarına değineceğim.
Değerli arkadaşlarım, bir
kere, 3 maddelik bu tasarının gerekçesi, tamamen yaratılmış bir gerekçedir,
tamamen uydurma bir gerekçedir; nereden bakarsanız bakın, savunulamaz bir
gerekçedir; hatta, özrü kabahatinden büyük bir bahanenin arkasına sığınılarak
getirilmiştir.
Dört perdelik bir oyun
oynanmıştır. Bunların birinci perdesi, bilindiği gibi, şubat 2003'te TÜBİTAK
Bilim Kurulunun aldığı karar gereği atanan yahut da atanması prosedürü
başlatılan TÜBİTAK Başkanının, 6 Mayıs 2003 tarihinde Başbakanlıkta bu atama
işleminin yapılması için başlattığı prosedür zamanında tamamlanmamış; yani,
Başbakan tarafından imzalanarak Cumhurbaşkanlığına iletilmemiş ve bu işlemin
yarım kalmasına yol açılmıştır.
Açıkça şunu söylemek
gerekir; atama sürecindeki temel işlem, Bilim Kurulunca yapılan seçim
işlemidir. Bilim Kurulu oybirliğiyle bir seçim işlemi yaptıktan sonra, bunun
üzerinde, yasa gereği Başbakanın bir tercihte bulunması, başka bir aday
önermesi mümkün değildir. Ancak, söz konusu o kişinin, istenilen koşulları
taşımaması durumu halinde, yani, yasaya aykırılık durumunda buna itiraz
edebilir. Oysa, TÜBİTAK Başkanı, bu göreve ilk kez atanan bir kişi olmayıp, bu
konudaki ehliyeti herkes tarafından zaten kabul edilmektedir ve böyle bir
gerekçe de zaten ortada yoktur. Yani, atama işlemi, Başbakanın kusurlu
davranışları dolayısıyla sonuçlanmamıştır.
Şimdi, burada bir boşluk
doğdu, biz, bu boşluğu doldurmak için bir defalık bir atama yapacağız gibi bir
gerekçe, tam, özrü kabahatinden büyük bir gerekçedir. Önce durumu
hazırlayacaksınız, önce atama işlemini yapmayacaksınız; arkasından, ne yapalım,
şimdi, artık...
Bu arada, eylül ayında,
TÜBİTAK'ın 13 kişilik Bilim Kurulunun 6 üyesinin de görev süresi doldu, ikinci
perdesi de orada oynandı. Bu 6 Bilim Kurulu üyesinin sürelerinin uzatılması
teklifi 20 Eylül 2003 tarihinde Başbakanlığa verildi ve bu da, yine, işlem
olarak sonuçlandırılmadı. Ondan sonra, Başbakan ve Başbakanlık "ne
yapalım, bu süreler zarfında bu atamalar yapılmadığı için Bilim Kurulu,
çoğunluğunu kaybetmiştir" diyebildi. Yani, kendi kusurlu davranışından
dolayı ortaya gelen bir durumu bahane ederek "yeni bir çözüm
sunacağım" dedi. Karşımıza, bugün, burada tartışmak istediğiniz bir yasa
tasarısı geliyor. Bu önerinin kabul edilmemesi için burada söz almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlarım,
bakın, bu, başka bir olayı, bizzat kendi başıma gelen bir olayı hatırlatıyor.
1985 yılında doçentlik kadrosu için, benim için verilen bir ilan, bizzat
rektörün bu konudaki kasıtlı tavrıyla sonuca ulaştırılmadı. Doçentlik atama
yönetmeliğinde şöyle bir hüküm vardır: "Jürideki üyeler -bu kadro için
başvuran, zaten doçentlik unvanını almış, kadro için başvuruyor- bir aylık süre
içerisinde raporlarını vermelidir." Rektör, bu bir ay içindeki süreyi geçiştirdi,
son günlerinde verdi; ondan sonra da "bir ay içerisinde kimse rapor
vermedi; bu durumda hakkınız düştü" dedi.
Değerli arkadaşlarım,
konulan süre, orada, hak sahibinin, akademisyenin haklarını korumak için
getirilmiştir; yani, jüri üyeleri, bunu, aylarca, yıllarca süründürmesin diye
getirilmiş bir süredir. Siz, şimdi, hak sahibinin lehine olan bir süreyi onun
aleyhine kullanacaksınız. Bunu yapan rektör, benim açtığım dava sonucunda,
kuşkusuz, mahkemede bunun hesabını veremedi; ama, bakınız, o rektör, 12 Eylül
rejiminin atadığı rektördü.
Ben, şimdi size
soruyorum: Sizin farkınız nedir değerli arkadaşlarım?! Şu işlemin, 12 Eylül
rejimi rektörünün yaptığı işlemden farkı nedir; bana bir açıklayınız! Bunun, 12
Eylül kafasından hiçbir farkı yoktur. Önce, bu kişilerin -bir başkanın ve 6
üyenin- süresi içerisinde atama işlemlerinin sonuçlanmamasını sağlayacaksınız,
ondan sonra diyeceksiniz ki: "Ne yapalım, Kurulda çoğunluk kalmadı, bu
atama işlemini yapamıyoruz."
Değerli arkadaşlarım, bu,
hukukdışı bir davranıştır, bunun hiçbir hukuk düzeninde yeri yoktur; hiçbir
hukuk düzeni, bir hakkın kötüye kullanılmasını desteklemez. Dolayısıyla,
bilerek yasalara aykırı davranan kimse de, burada, kalkıp, iyi niyet sahibi
olduğunu iddia ederek "gelin, bir defalık bir atama yapalım" deme
hakkına sahip değildir. Bu, iyi niyet değildir; bu, olsa olsa, onun muhaliflik
kavramıdır; yani, kötü niyettir.
Değerli arkadaşlarım, bu
arada, çok müessif olan bir olay da şu:
Görevden alınmaları konusunda bizzat ilgili başkan ve üyeler kolaylık
göstermeyince; yani, kendileri beyaz bayrağı çekip teslim oluyoruz demedikleri
için, kendileri üzerinde bir karalama kampanyası başlatılıyor. Bu, şimdiye
kadar söylediklerimden daha da vahim bir olaydır; yani, eğer, birisini görevden
alamıyorsanız, çamur atınız izi kalsın, karalayınız... Görev süresi mayıs
ayında tamamlanması gereken bir başkan için ne yapıyorsunuz; daha sonraki
-hazirandan sonraki- bir dönemde murakıp atıyorsunuz. Oysa, onun işleminin,
zaten, mayıs ayı içinde tamamlanmış olması gerekirdi. Siz ya da en azından
Başbakanlık, böyle, daha sonraki bir dönem için murakıp atayarak, iyi niyetli
davranmayacağınızın örneğini vermektesiniz.
TÜBİTAK'ın yıllardır ibra
edilmediği gibi birtakım bahaneler söyleniliyor.
Değerli arkadaşlarım,
TÜBİTAK ve birçok kuruluş, gecikmeli olarak denetlenmektedir.7 kişilik bir ibra
kurulu vardır, bunların denetimi, hep, yıllar itibariyle, gecikmelerle
gelmektedir. Dolayısıyla, bu, sadece, TÜBİTAK'la ilgili bir olay değil; bütün
KİT sisteminde -KİT Komisyonu üyesi arkadaşlarımız bilirler- hep gecikmeyle
gelir bunlar. Yani, burada, kalkıp, bahane üretmeye çalışmak, bu kurumlara
yıllardır hizmet vermeye çalışan insanlar açısından, en azından, çok ciddî,
saygıda kusur anlamına gelmektedir.
Değerli arkadaşlarım, bu
davranışların sonucu ne olur; yani, burada, şimdi, İktidar Partisinin bu
önergesi kabul edilir ve biz, bugün, bu yasa tasarısını konuşursak ne olur? Bir
kere, bugün, burada, söylediğim hukukdışılıklar hatta Anayasadışılık; çünkü,
burada üç bakımdan Anayasaya aykırılık vardır; sebebi, amacı ve konusu
itibariyle bu getirilen 3 maddelik düzenleme -aslında tek maddelik bir
düzenleme- Anayasaya aykırı bir düzenlemedir. Bunun gereğini yaparız.
Değerli arkadaşlarım,
burada, çok daha vahim bir durumla karşı karşıyayız. Burada, TÜBİTAK gibi
bilimsel özerkliğe sahip olması gereken, kırk yıl önce bu amaçla kurulmuş olan
bir kurumu, siz, siyasî etki altına alıyorsunuz. Değerli arkadaşlarım, bunu,
bir defalık iş diye geçiştiremezsiniz; çünkü "bir defa yaparsak ne
olur" sorusunun cevabı; yol olur; yani, birisinin tarlasından bir kere
traktörle geçin, herkes bir kere geçsin; ne olur; orası yol olur. iraz önce,
Sayın Koç'un dediği gibi bir kere değiştirmekle ne olur; eğer, hukuk düzenini
korumakla birinci derece görevli kişiler, Başbakan, Cumhurbaşkanı gibi en üst
noktada olan kişiler "ne olur canım bir kere hukuku delsek"
diyorlarsa, balık baştan kokar hesabı, herkes hukuku deler; ondan sonra,
trafikteki anarşiden dahi yakınmaya hakkımız kalmaz; çünkü, herkes ona katkıda
bulunur, herkes ona katılır.
Değerli arkadaşlar, iyi
örnekler vermek zorundayız. İyi örnekler vermek için, onun için dokunulmazlığın
ilk örneğini buradan vermek gerekir diyoruz. İyi örneği biz verelim ki,
başkaları bizi izlesin. Kötü örnek biz isek, o zaman millet bizi niye
izleyecek!..
Değerli arkadaşlarım,
bakınız, bu siyasallaşma meselesi bir tek kişiyle sınırlı değildir; sadece,
TÜBİTAK Başkanının atanmasıyla sınırlı değildir. Bilim Kurulunun, yine
Başbakanca belirlenecektir. Başbakanın, başkanını atayacağı bu Bilim Kurulunda
sağlayacağı, çoğunluk olacağı için, kurum yönetimi kalıcı olarak siyasal etki
altına girecek demektir. Bu, Türkiye'de, bir defaya mahsus atanmışlık sistemi
getirerek, bu kurumun yapısında olan kendi içinden bilimsel kriterlerle atama
sistemini altüst etmektir, tarihe gömmektir. Bu tarihe gömme, sizin sırtınızda,
sizin vebaliniz olacaktır. Siz, böyle bir sorumluluğu sürekli taşıyacaksınız.
Ben, son olarak şunu
söyleyeyim: Niçin bu kadar pervasızca, bu kadar değişiklik yapılabiliyor;
değerli arkadaşlarım, bunun arkasında, kuşkusuz, bugün medyanın, büyük
medyanın, çok büyük menfaat çıkarlarıyla, tek başına iktidar olmuş bir partiye
yakın durma çabaları vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
OĞUZ OYAN (Devamla)-
Bitiriyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN- Buyurun Sayın
Oyan.
OĞUZ OYAN (Devamla)-
Bugün, burada bu söylediklerimiz bu salonun dışına yansımıyorsa, rotatifler
yalan söylüyorsa değerli arkadaşlarım, bir gün sizin için de yalan söylerler.
(CHP sıralarından alkışlar)
Siz, bugün, bunun
arkasına sığınarak, burada, böyle bir hukukdışılığı geçirme suçuna ortak
olmayınız; arkanıza medyayı alarak, önümüz açık diye, lütfen, bu milletin, bu
ülkenin bilimsel geleceğinin kararmasına izin vermeyiniz.
Saygılar sunarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN- Teşekkür ediyorum
Sayın Oyan.
Önerinin lehinde söz
isteyen, AK Parti Grup Başkanvekili Haluk İpek.
Buyurun Sayın İpek. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 10
dakikadır.
HALUK İPEK (Ankara)-
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Danışma Kurulunda
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili arkadaşlarımızla mutabık olamadığımız
önerge üzerinde söz almış bulunuyorum.
Tabiî, biz, bugünkü
Danışma Kurulundan önce, salı günü, Danışma Kurulu önerisini elden dolaştırarak
haftanın programını yapmıştık ve hafta programı da belli olmuştu; ancak,
hükümetimizden gönderilen TÜBİTAK'la ilgili olan 1 maddelik bir yasa tasarısını
bugünün gündemine almakla ilgiliydi bu teklifimiz. Yine, İzmit Büyükşehir
Belediyesi, İzmit Kentsel ve Endüstriyel Su Temin Projesiyle ilgili araştırma
önergesinin salı günü görüşülmesi, salı gününe kadar da Cumhuriyet Halk Partili
arkadaşlarımızın hazırlık yapması için önerimizi bugün getirdik.
Tüm bu kopan gürültünün
sebebi, tek maddelik bir yasa tasarısı, 1 madde. Yani, bu hafta görüşeceğimiz
programa 1 maddelik, TÜBİTAK'la ilgili tasarıyı ekledik; onunla ilgili koptu
(CHP sıralarından gürültüler) Genel olarak söylenen "bilimsel özerkliği
olan bir kuruluşu siyasî etki altına alıyorsunuz." İddia bu.
Esasen, biraz sonra
önerimiz kabul edildiğinde ve tasarı görüşülürken, burada TÜBİTAK konuşulurken,
iktidar ve muhalefet, düşüncelerini iletirken bunları söylemesi gerekirdi;
ancak, o zaman söyleyeceklerini şimdi söyledikleri için, ben de kısaca değinmek
istiyorum, acaba böyle mi olmuştur.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara)
- Aynen öyle oldu.
HALUK İPEK (Devamla) -
TÜBİTAK'ın değişik kurulları var; bir tanesi Bilim Kurulu, bir tanesi
Başkanlık, bir tanesi araştırma grupları, yine araştırma merkezleri ve kurmuş
oldukları enstitüler...
TÜBİTAK'ın Bilim Kurulu
dediğimiz kısmında 12 üye var, 1 de başkanl var. TÜBİTAK, tüm kararlarını bu
Bilim Kurulunda, yani, Başkanın başkanlık ettiği Bilim Kurulunda alıyor. 6
Bilim Kurulu üyesinin üyeliği düşmüş ve yine, TÜBİTAK Başkanlığının da
başkanlığı düşmüş. Dolayısıyla, şu anda TÜBİTAK karar alamayan bir kuruluş
haline gelmiş.
Peki, TÜBİTAK ilk
kurulurken neler olmuş...
ALİ RIZA BODUR (İzmir) -
Niye düştüğünü de açıklayın lütfen!
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, lütfen...
HALUK İPEK (Devamla) -
TÜBİTAK ilk kurulurken de yine...
ALİ RIZA BODUR (İzmir) -
Açıklasın!..
BAŞKAN - Sayın
Milletvekili, aleyhte iki arkadaşınız söz istedi, söz verildi.
Buyurun.
HALUK İPEK (Devamla) -
TÜBİTAK ilk kurulurken, yine Başbakanın teklifi üzerine... Yani, getirdiğimiz
düzenleme ilk kuruluşta da aynen yaşanmış. Ancak, şu anda, üyelerin
tamamlanmasıyla ilgili olarak bir karar alma mekanizması TÜBİTAK'ta yok olduğu
için bunun yeniden tamamlanması gerekir.
Peki, kim tamamlayacak...
İSMET ATALAY (İstanbul) -
Kim yok etmiş!
HALUK İPEK (Devamla) -
Kim tamamlayacak; Türkiye Büyük Millet Meclisi tamamlayacak.
Geçmişte TÜBİTAK ilk
kurulurken, ilk başkanlık kurulunu, ilk başkanı atarken, nasıl bir husus
öngörmüşse... Kim öngörmüş; Türkiye Büyük Millet Meclisi öngörmüş. Peki,
Anayasamıza göre, kuvvetler ayrılığı ilkesine göre, şu andan itibaren bu
boşluğu kim dolduracak; Türkiye Büyük Millet Meclisi. Şimdi, Cumhuriyet Halk
Partili arkadaşlarımız, burada hatta biraz da hırçınca bir gerilim politikası şeklinde bunu eleştirirken, bu
konu şu şekilde çözümlenmelidir diyebildiler mi?!
HALUK KOÇ (Samsun) -
Kendi aslı var... Aslı var...
HASAN AYDIN (İstanbul) -
Sorunu yaratan sizsiniz.
HALUK İPEK (Devamla) -
Diyemezler; neden diyemezler; çünkü, Anayasa, yasa yapma yetkisini Türkiye
Büyük Millet Meclisine vermiş ve bu konu burada tamamlanacak ve çözümlenecek.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
Esas olan şudur
arkadaşlar: Demokrasiyi özümsemek bir erdemdir...(AK Parti sıralarından
"Bravo" sesleri, alkışlar)
HALUK KOÇ (Samsun) -
Demokrasiyi tarif ettin, bak!..
HALUK İPEK (Devamla) -
...ve insanoğlunun geçirdiği en önemli aşamadır. Maalesef, bu aşama herkese
nasip olmuyor.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara)
- İnşallah, size de nasip olur!
HALUK İPEK (Devamla) -
Esasen, söylenenlerin bir kısmına,
yine, cevap verecektim; ama, vermiyorum. (CHP sıralarından "Ver, ver"
sesleri) Vermiyorum. Son olarak şunu söylüyorum...
ZEKERİYA AKINCI (Ankara)
- Cevabınız var mı ki acaba?!
HALUK İPEK (Devamla) -
Var var... Söyleyeyim, cevap vereyim: Şimdi, denildi ki "dayatma..."
Hayır, Anayasada öngörülen... Hükümet belli bir tasarı getirebilir, Türkiye
Büyük Millet Meclisi tartışır ve isterse yasalaştırır, isterse yasalaştırmaz.
Bu, bir dayatma değildir. Yine...
TUNCAY ERCENK (Antalya) -
Cevap mı bu?!
HALUK İPEK (Devamla) -
Tabiî... tabiî cevap...
"Topluma güven
vermiyorsunuz" dedi arkadaşlarımız, Demokrasinin çok önemli bir özelliği
var...
HALİL TİRYAKİ (Kırıkkale)
- Kızılay'a gitseydin bugün, görürdün toplumu!.. (AK Parti sıralarından
gürültüler)
HALUK İPEK (Devamla) -
Günü gelince sandığa gidiyoruz, yani, bu, çok büyük de bir nimeti demokrasinin.
Sandığa gideceğiz, yakında da bir belediye seçimleri var, sandıkta iktidarın
da, muhalefetin de durumu belli olacak . O nedenle...
Yine son olarak şunu
söylüyorum: Biz, 3 Kasımda milletten almış olduğumuz vekâleti, bu salonda görev
yaptığımız sürece, tam ve layıkıyla kullanacağız; sonuna kadar kullanacağız.
(AK Parti sıralarından alkışlar) Bundan, birileri rahatsız olacakmış; varsın
olsun. Anayasa ve yasalar bu Meclisi oluşturuyorsa ve ülkedeki demokratik
sistem bu Meclisi oluşturuyorsa, bunu herkes özümsemek zorunda diyorum,
hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın İpek.
Başka söz talebi?.. Yok.
Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
ALİ RIZA BODUR (İzmir)
- Sayın Başkan, say... Yalandan da olsa
bir say.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, oturduğunuz yerden sayabilirsiniz karşı grubu da sizin grubu
da; sayıldığı için "kabul edilmiştir" denilmiştir. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
Gündemin "Kanun
Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına
geçiyoruz.
Önce, yarım kalan
işlerden başlayacağız.
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
1. - Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye
Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/521) (S. Sayısı: 146)
2. - Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/523) (S.
Sayısı: 152)
BAŞKAN - Adlî Yargı İlk
Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri
Hakkında Kanun Tasarısı ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon
raporları henüz gelmediğinden, tasarıların müzakeresini erteliyoruz.
19.6.1994 tarih ve 544
sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname; Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları
raporlarının müzakeresine başlıyoruz.
3. - 19.6.1994 Tarih ve 544 Sayılı Türk Patent Enstitüsü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname; Türk Patent Enstitüsü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/224, 1/361) (S. Sayısı:
272) (X)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükümet yerinde.
Komisyon raporu 272 sıra
sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
(X) 272 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Tasarının tümü üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Uşak Milletvekili Sayın Osman Coşkunoğlu;
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 20
dakikadır.
CHP GRUBU ADINA OSMAN
COŞKUNOĞLU (Uşak) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini ifade etmek için huzurunuzdayım.
Patent ve Patent
Enstitüsü teknik bir konu olmakla birlikte ülkemizi ve ülkemizin ekonomisini ve
toplumsal yapısını, siyasî yapısını çok yakından ilgilendiren kavramlardır.
Nitekim, belki de bu özelliği nedeniyle Türk Patent Enstitüsüyle ilgili bugün
görüşmekte olduğumuz tasarı Plan ve Bütçe Komisyonuna geldiği gün saygın biz
gazetemizde ciddi bir yazarımızın bir makalesi çıkmıştı. Makalenin başlığı
"Sıra Patent Enstitüsünde" idi. Bazı kaygıları ifade eden, Patent Enstitüsünde
yapılan değişiklikler sonucu ortaya çıkan bazı kaygıları ifade eden bir makale;
fakat, komisyondaki tartışmalarımızda, Sayın Bakanın da gösterdiği anlayışla
biz bu kaygıların bir kısmını ortadan kaldıracak değişiklikleri yaptık, bir
kısmı kaldı; onlara değineceğim; fakat, önemli olan, sözünü ettiğim, bu
makalenin son cümlesidir. Bu kaygıları belirttikten sonra şöyle bir cümle var
ki, Türkiye Büyük Millet Meclisini çok yakından ilgilendiren bir cümle: "Bugün,
Plan ve Bütçe Komisyonunda düzeltilir mi bunlar bilinmez. Bunun olabilmesi
için, önce patentin ne demek olduğunu bilen komisyon üyelerine ihtiyaç var
da..." diyor; yani, bir kuşku belirtiyor. Patentin anlamını komisyon
üyeleri biliyor mu, milletvekilleri patentin anlamını biliyor mu; elbette
biliyor; kelime anlamını, sözlük anlamını elbette biliyor. Sözlükte verilen
tanımı, elbette, hepinizin bildiğine inanıyorum; fakat "patent"
kavramının önemini ve anlamını -sözlük tanımı ayrı- onun toplumsal, ekonomik,
hatta, siyasî platformlardaki önemini biliyor muyuz; bu konuya biraz değinmek
istiyorum; çünkü, bu çıkaracağımız patentle ilgili bir kurumun yasası. Bu
patent kavramının önemini anladıktan sonra, o öneme yardım edici bir enstitü
yasası çıkarıp çıkarmadığımız üzerine konuşabiliriz.
Nedir patent; birtakım
yenilikler - genellikle teknolojik - için alınan fikrî mülkiyet, bir nevi
tapudur. Bir patente yol açan teknolojik yenilik -icat diyelim, yenilik
diyelim- nasıl ortaya çıkar? Biri bunu talep ettiği için mi ortaya çıkar, biri
bunu sunduğu için mi ortaya çıkar? Arzla mı çıkar, taleple mi? Bunların ikisi
de önemlidir. Fakat, bilim tarihçileri göstermiştir ki, sunumun önemi daha
fazladır, arzın önemi daha fazladır. Bir patente yol açan teknolojik yeniliği
arz eden ortamın, sunan ortamın, geliştiren ortamın, icatlar için, yenilikler
için daha önemli olduğunu bilim tarihi üzerine çalışanlar göstermiştir. Bunun
bir somut örneğini, bence çok ilginç olan bir somut örneğini, hatta, iki somut
örneğini tarihten vereceğim.
Sanayi devrimi
İngiltere'de ortaya çıktı. Neden; bilim İngiltere'de daha ileri olduğu için mi;
aslında değil. İlginç bir şekilde, sanayi devriminin ortaya çıktığı sırada
bilim Fransa'da daha ileriydi. Yine, bu konuda farklı görüşler var; fakat, ilk
defa, Magna Carta deklarasyonuyla toplumu demokratikleştirmeye götüren ülke 13
üncü Yüzyılda İngiltere'ydi. Magna Carta'dan sonra, patent yasasını -çok
ilginçtir- dünyada ilk çıkaran -1624 yılında- ülke de İngiltere'dir. Bakın,
Fransa 1791'de, İngiltere'den yüzyetmiş yıl sonra ancak çıkarıyor patent
yasasını; İngiltere 1624'te, sanayi devriminden önce. Bunun anlamı nedir; bunun
anlamı, -Magna Carta ile daha sonra patent yasasıyla- o devirdeki iktidarın,
monarşinin keyfî olarak onun bunun fikrî mülkiyetine veya diğer mülkiyetine
veya diğer haklarına el uzatma hakkını almaktır monarşiden. Siyasî iktidardan,
onun bunun fikrî mülkiyetine, onun bunun hakkına el uzatma hakkını elinden alan
bir dizi maddedir Magna Carta. Daha sonra, patent yasası 17 nci Yüzyılda bunu
pekiştirmiştir, monarşinin elinden bu gücü almıştır.
Değerli arkadaşlarım,
bunu söyledikten sonra, şu noktada konunun biraz dışına çıkayım: Sık sık
Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesinden söz ediliyor. Evet, Türkiye Büyük
Millet Meclisi, seçim sisteminin aksaklıklarına karşın büyük ölçüde toplumu
yansıtıyor; fakat, Türkiye Büyük Millet Meclisi adı altında iktidarın, iktidara
mensup milletvekillerinin, hatta, sadece o milletvekillerinin, farkında bile
olmadan parmak kaldırarak çıkardığı yasalar bir tahakküm değil midir? Türkiye
Büyük Millet Meclisinin yetkisini bir gruba, hatta Bakanlar Kuruluna, hatta
zaman zaman Başbakana vermek demek değil midir? Böyle bir ortamda, demokrasiden
ve haklara el uzatmayan bir yönetim anlayışından söz etmek mümkün değil. Türkiye'de,
hâlâ demokrasi sıkıntısını çekiyoruz; çoğunluğu elde eden "ben çoğunluğum,
istediğim hakka el uzatabilirim" anlayışını sürdürdüğü sürece, maalesef,
bu, demokrasiyi benimsememiş anlamına gelir.
Patent yasasını ilk
çıkaran ülkenin İngiltere, ondan yüzyetmiş yıl sonra Fransa olmuş olması ve
sanayi devriminin İngiltere'de olması; bunlar rastlantı değildir.
Yine tarihe bakarsak; çok
ilginç, yeni yayımlanmış bir yayında, Osmanlı İmparatorluğunun, denizlerdeki
üstünlüğünü 16 ncı Yüzyılda, karadaki üstünlüğünü de 17 nci Yüzyılda Avrupa'ya
kaptırdığını görürüz. Bu yeni çıkan araştırma, denizdeki üstünlüğünü yelken
teknolojisindeki geri kalmışlığına bağlıyor. 17 nci Yüzyılda Osmanlı top
teknolojisi Avrupa'nın gerisine düşmüştür. O devrin tarihçilerince yayımlanan
belgelerden çok ilginç iki kısım okuyacağım. Birisi şunu söylüyor:
"Osmanlıların, Hint Okyanusunun Portekizlilere karşı savunulmasındaki
başarısızlıklarının gerçek nedeni, zamanla aşınmış olan deniz savaşı
tekniklerinde gizliydi. Gemilerinde bulunan topları hep kendi eski yöntemleriyle
kullanırken, yelkenlilerden de yararlanıyorlardı; ama, temelde insan enerjisine
bağımlı kalmayı sürdürmüşlerdi, yelken teknolojisini es geçmişti maalesef. Hâlâ
insan gücüne, yani bugünkü sanayi politikalarımızdaki hâlâ ucuz işgücüne
başvurduğumuz gibi neredeyse."
Yine, bir kumandanın,
Osmanlı Ordusunu 1 Ağustos 1665'te Sankt Gotthard çarpışmasında dağıtan
Avusturyalı komutanın yazdıklarından okuyorum: "Çok sayıdaki Türk topları,
vurdukları noktada etkili olmalarına karşın, kullanımda atak değil, yeniden
yüklenmesi ve onarımıysa zaman alıyor. Bizim toplarımız daha kullanışlı ve
bizim Türklerden daha üstün oluşumuzun sırrı burada." Yani, bu Avusturyalı
komutan, kendi ordusunun kahramanlığından, iman gücünden değil; teknolojik
gücünden ve teknolojideki üstünlüğünden söz ediyor.
Bu anlayışı genç
cumhuriyetimizin ilk yıllarında gördük. Batı'nın tekniğini yakalamaya çalışan
çabaları o zamanlar gördük, ibretle yine tarihte okuyoruz. Olağanüstü çabaların
içerisinden bir tanesini söyleyeceğim: 1930'lu, 1940'lı yıllarda uçak yapımına
girişecek olan bir kadro geliştirip, uçak parçalarını denemek için o dönemin en
ileri teknolojisindeki rüzgâr tünelini Ankara'da inşa etmişti genç
cumhuriyetimiz. Bugünkü duruma bakalım; teknolojik yenilik yapma kapasitesinde
-patentleri ortaya çıkaran bu kapasitedir- Türkiye İşveren Sendikaları
Konfederasyonunun (TİSK) açıkladığı, yaptırdığı ve kısmen OECD'den aldığı bir
rapora göre Türkiye 40 ıncı sırada, verilen patent sayısında da 42 nci sırada.
Şimdi, neden bu kadar geriyiz? Bugün açıklandı; Birleşmiş Milletler tarafından,
teknoloji ve bilişim alanında yapılan bir araştırmada Türkiye 173 ülke arasında
49 uncu sırada yer alıyor, bu da bugün açıklanan bir rapor. Neden bu böyle,
neyimiz eksik: Nitelikli mühendislere bakıyoruz, Türkiye, 18 inci sırada;
bilgiye dayalı işlere bakıyoruz, bilgi teknolojileri alanında yetişmiş
personele bakıyoruz, Türkiye, 17 nci sırada; ama, kişi başına ar-geye
bakıyoruz, Türkiye 39 uncu sırada. Bunu, bütçenin konuşulduğu şu günlerde
dikkatle not etmemiz ve bu Türk patent yasasını tasarısını değerlendirirken
tekrar değerlendirirken gözönünde tutmamız gerekir.
Patent yasası tasarısını,
konuşmamın başında da söylediğim gibi, genellikle olumlu buluyoruz; hükümetin,
bayağı gecikmiş bu yasa tasarısını getirmiş olmasından memnunuz; fakat -yasanın
dışına çıkan konular- bu yasayı çıkarmakla işin hallolmayacağını, Türkiye'nin
teknolojik altyapısını ve teknoloji üretme kapasitesini, bu Türk Patent
Enstitüsünün başaramayacağını görüyoruz. Türkiye'nin teknoloji kapasitesini,
biraz önce tartışmasını yaptığımız ve bütçesi kısılan, başkanı olmayan ve diğer
birçok sıkıntılara maruz bırakılan TÜBİTAK gibi kuruluşlar yaratmaktadır ve
yaratacaktır.
Bu yasa tasarısında,
birkaç noktayı, hâlâ, kaygı verici buluyoruz. Bunlardan bir tanesi, 1 inci
maddede belirtildiği gibi, Türk Patent Enstitüsünün, Sanayi ve Ticaret
Bakanlığına bağlı bir kuruluş olması. Bu, idarî özerkliği zedeleyici bir
yapıdır; Sanayi ve Ticaret Bakanlığıyla ilişkili olmalıdır. Yakınlarda, yine bu
hükümet döneminde, "BOREN" dediğimiz Bor Araştırma Enstitüsünü
kurduk, onun yasasını çıkardık. Örneğin, o yasada, enstitü için "Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanlığına bağlı" terimi değil "ilişkili"
terimi kullanılmıştı. Burada, bu "bağlı" kelimesinin, hâlâ, kalmış
olması, idarî özerklik bakımından zedeleyicidir; ki, bu konuda, Dünya Bankası
ve uluslararası kuruluşlar da, duyarlılıklarını, defalarca Türk hükümetine ve
diğer yetkililere bildirmişlerdir.
Diğer bir konu; 5 inci
maddede, şimdiye kadar beş yıl olan başkan ve yöneticinin görev süresi üç yıla
indirilmek. Değerli arkadaşlarım, tesadüfen, bu yönetimin, bu yıl, üç yılı
doluyor. Şimdi, burada, doğrudan bir suçlama yapmayacak kadar Bakan beyi
tanıyoruz, biliyoruz; herhangi bir imalı suçlama da yapmak istemiyorum; fakat,
eğer, devlet yapısına, devlet ciddiyetine -TÜBİTAK için de geçerli- yakışır bir
anlayışla gelirsek... Bilmiyorum, eğer, belli kuruluşların yönetimlerinden
belli bir yakınma varsa, bunları değiştirmek için yasalarla oynamak doğru
değildir. İktidara geliyorsunuz, beğenmiyorsunuz; yöneticiler o sene iki yıllık
olmuş olsaydı, iki yılda bir değişir diye yasa geçirecektik; bu, devlet ciddiyetine
yakışmıyor. Bu, bürokrasi ile hükümet arasındaki ilişkiler, çok başka
şekillerde, çok daha uygar ve demokratik bir şekilde düzenlenebilir diye
düşünüyorum.
Son olarak da, kadro
ihdası... Kadro ihdası için norm kadro çalışmaları, arzu edildiği şekilde
yapılmıştır, Millî Prodüktivite Merkezinin yardımıyla yapılmıştır. Norm kadro çalışmasında,
ifade edilen, arzu edilen, beklenen kadro ihdasının çok altında kadro
verilmiştir. Bu da, yasa tasarısında gördüğümüz, kaygı duyduğumuz önemli
noktalardan bir diğeridir.
Bunları ifade ettikten
sonra, tekrar, böyle bir tasarının gelmiş olmasından memnunluk duyduğumu
belirtiyor; Türk Patent Enstitüsünün, idarî özerkliğiyle -hükümetler tarafından
müdahale edilmeden- ve güçlü kadrolarıyla Türkiye'ye katkıda bulunacak, Türk
teknolojisine, ekonomisine, toplumsal yaşamına katkıda bulunacak bir yapıya
kavuşturulması dileğiyle, bu yasanın hayırlı olmasını diler, hepinize saygılar
sunarım. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Coşkunoğlu.
Birleşime, saat 18.00'e
kadar ara veriyorum.
Kapanma Saati : 16.25
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.00
BAŞKAN : Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER : Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale), Suat KILIÇ (Samsun)
BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 15 inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
272 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
3. - 19.6.1994 Tarih ve 544 Sayılı Türk Patent Enstitüsü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname; Türk Patent Enstitüsü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/224, 1/361) (S. Sayısı:
272) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükümet yerinde.
Tasarının tümü üzerinde
AK Parti Grubu adına söz isteyen, Sayın Ahmet Edip Uğur; buyurun. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
Süreniz 20 dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA A.
EDİP UĞUR (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Patent
Enstitüsü Kuruluş Yasasında değişiklik yapan yasa tasarısıyla ilgili olarak AK
Parti Grubunun görüşlerini ifade etmek üzere huzurlarınızda bulunuyorum; Yüce
Heyeti saygıyla selamlıyorum.
20 nci Yüzyılın son
çeyreğinde ortaya çıkan teknolojik gelişmelerin sanayi toplumuna taşıdığı yeri
ifade eden bilgi toplumu kavramı, 21 inci Yüzyıla ilişkin öngörülerin de
anahtarı konumundadır. Bilgiye sahip olma ölçütünün, günümüzde, gelişmişlik
düzeyinin en kabul edilir göstergesi olduğu görülmektedir. Sosyal, kültürel ve
ekonomik yönden gelişmiş kabul edilen ve dünyaya yön vermekte olan ülkelerin bu
seviyeye gelmelerindeki en önemli etkenlerin başında bilgiye verdikleri önem
gelmektedir.
Bilgiye verilen önceliğin
en önemli göstergelerinden biri de, söz konusu ülkelerin fikrî hakların
kullanılması ve korunması konusunda attıkları adımdır. Fikrî hakların
korunması, bir yandan, buluş yapanların, eser sahiplerinin ve bu eseri emek ve
sermaye koyarak kamuya aktaranların haklarının korunması, diğer yandan da, iç
ve dış ticaretin çağdaş normlara uygun olarak yürütülmesi, teknoloji geliştirme
ve transfer etme yoluyla özellikle imalat sanayiinin desteklenmesi ve
geliştirilmesi, toplumDa kültür ve sanat zenginliğinin değerlendirilmesi için
gerekli şartları sağlar.
Fikrî haklar, günlük yaşamda
olduğu kadar, ülkelerarası ilişkilerde de sıklıkla karşımıza çıkar. Hemen hemen
tüm ülkelerin katılımıyla gerçekleştirilen ve Dünya Ticaret Örgütünün
kurulmasıyla sonuçlanan müzakerelerin en önemli tartışma konularından birini
fikrî hakların korunması oluşturmuş, daha sonra Türkiye'nin de onayladığı
Ticaretle Bağlantılı Fikrî Haklar Antlaşması, Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş
Antlaşmasının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Uluslararası ilişkilerin
de ötesinde, fikrî hakların korunmasını gerekli ve yeterli şekilde sağlayamayan
toplumların ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmelerinde sorunlar ve aksaklıklar
yaşamaları kaçınılmazdır.
Bu gelişmelere paralel
olarak, Türkiye'nin de, diğer ülkeler gibi, uluslararası ve bölgesel
entegrasyonlara katılımının hızlanmasıyla, fikrî hakların korunması konusu daha
önem kazanmıştır.
Günümüzde ticaret
alanında ulusal sınırlar giderek ortadan kalkmakta, dünya tek bir pazara
dönüşmektedir. Uluslararası ticaretin bugün ulaştığı değer, yirmi otuz yıl
öncesi tahmin edilmesi güç seviyelere ulaşmıştır. Bu gerçek, tüm devletleri,
uluslararası ticaretin önündeki engelleri kaldırma hususunda zorlamaktadır. Bu
zorlama ise, hem uluslararası ilişkilerin sonucu hem de ülkelerin kendi iç
dinamiklerinin gereği olmaktadır. Uluslararası ticaretin önündeki en büyük
engellerden birisi ise, ülkelerin farklı fikrî hukuk düzenlemelerine ve
uygulamalarına sahip olmalarıdır.
Günümüzde teknolojik
gelişmelerin sonucu olarak üretim şekilleri değişmiştir. Üretim, hammaddeye
değil bilgiye, fizikî performansa değil beyingücüne dayanmakta ve ancak bilgiye
dayanan bu üretim şeklini gerçekleştirebilen toplumlar ayakta kalabilmektedir.
Türkiye'nin 21 inci
Yüzyıldaki hedefi de, bilgi üreten ve ihraç eden bir ülke olabilmektir. Bu
hedefe ulaşabilmenin ilk koşullarından birisi ise, fikir eserlerinin üretimini
özendirmek ve bunları korumaktır. Bu amacı gerçekleştirebilmenin ilk adımı
eğitimdir. Fikrî haklar alanında eğitim, bireylerin aydınlatılmasından
uzmanların yetiştirilmesine kadar geniş bir alanı kapsamaktadır.
Ülkelerin ekonomik,
teknolojik, endüstriyel gelişmesinde önemli derecede rol oynayan fikrî mülkiyet
hakları, sınaî mülkiyet haklarını ve telif haklarını içermektedir.
Ülkemizde sınaî mülkiyet
hakları (patent, marka, endüstriyel tasarım ve coğrafî işaretler) 24 Haziran
1994 tarihinde 544 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle kurulan Türk Patent
Enstitüsünün, telif hakları ise, Kültür ve Turizm Bakanlığının
sorumluluğundadır. Bunların dışında, ticarî haklar arasında yer alan ticaret
unvanı Sanayi ve Ticaret Bakanlığının sorumluluğundadır.
Sınaî mülkiyet kavramı,
genel tanımıyla, sanayide ve tarımdaki buluşların, yeniliklerin, yeni
tasarımların ve özgün çalışmaların ilk uygulayıcıları adına veya ticaret
alanında üretilen ve satılan malların üzerindeki işaretlerin sahipleri adına
kayıdedilmesini ve ilk uygulayıcıların ürünü üretme veya satma hakkına belirli
bir süre sahip olmalarını sağlayan bir hakkın tanımıdır.
Sınaî mülkiyet hakları,
patent, faydalı modeller, markalar, endüstriyel tasarımlar, coğrafî işaretler,
bitki türlerini kapsamaktadır.
Ülkelerin ekonomik
gelişmelerinde yeniliklerin ve yeni buluşların sanayie uygulanması büyük önem
taşımaktadır. Yenilikler ve buluşların sanayie uygulanması ve sonuçta ekonomiye
katkı sağlamasında en önemli etken, buluş sahibinin ödüllendirilmesi ve buluş
yapılmasının özendirilmesidir.
Yukarıda sayılan
konularda söz sahibi ülkeler, yalnız kendi ülkelerindeki tekelle yetinmeyip,
rüçhan hakkı, devir, lisans gibi satış şekillerinden biriyle yenilikler ve
buluşlar üzerinde büyük paralar kazanabilmektedirler. Bilhassa, ilaç, iletişim,
otomotiv, ulaştırma, konfeksiyon, silah ve iş makineleri gibi sanayi
kollarındaki yeniliklerin diğer ülkelerde üretim ve satışı, ancak büyük
ödemelerle yapılabilmektedir.
Sınaî hakların ilk
bulucuları veya uygulayıcıları adına tescilinin tarihi oldukça eskidir.
Buluşların korunmasıyla ilgili uygulamanın 1474'te Venedik'te başladığı, bunu
1624'te İngiltere, 1791'de Fransa, 1877'de Almanya, 1879'da da Amerika Birleşik
Devletleri ve Osmanlı Devletinin izlediği, kaynaklardan anlaşılmaktadır.
Sınaî mülkiyet haklarının
yabancı ülkelerde de korunması, ilk olarak, 1883 yılında imzalanan ve bugün
"Paris Sözleşmesi" olarak anılan Sınaî Mülkiyetin Himayesine Mahsus
Milletlerarası Bir İttihat İhdas Edilmesine Dair Mukavele ile mümkün olmuştur.
Bu anlaşmayı diğerleri izlemiş ve bugün, Türkiye'nin katıldığı çok uluslu
anlaşma sayısı 12'yi bulmuştur.
Türkiye'nin uluslararası
anlaşma ve protokollere katılımı, Türk Patent Enstitüsünün kurulmasıyla
birlikte hız kazanmış ve bu arada, üyeliklerin zorunlu kıldığı yurtiçi yasal
düzenlemeler de süratle yürürlüğe konulmuştur.
Bir ülkedeki patent ve
marka başvurularının çokluğu, o ülkedeki araştırma-geliştirme faaliyetlerinin
yoğunluğu, sanayiin yeniliklere açık olması, ekonomik gelişmişliğin ve o
ülkenin yabancı sermayeye cazip olmasının göstergesi olarak kabul edilmektedir;
ancak, burada, şunu söylemek, bir özeleştiri yapmak gerekiyor. Yıllar
itibariyle, gerek başvuru sayıları ve gerekse tescil edilen patent sayıları,
ülkemizin nüfusu ve ekonomik potansiyeli gibi faktörler incelendiğinde, diğer
ülkelere oranla çok düşük sayıda seyretmektedir. Türkiye'de yüzonyedi yılda
toplam 39 000 patent talebinin tescili yapılmıştır. Son yıllarda bu taleplerin
hızla artmakta olduğu görülmektedir. 1879'dan 1996 yılına kadar 28 000 küsur
olan patent tescili, 1996-2003 yılları arasında 11 000 artış göstermiştir.
Mesela, Amerika Birleşik
Devletlerinde haftada yapılan patent başvurusu 6 000'dir. Haftada 6 000 ve bunun
3 000'inin tescili verilmektedir. Bu da, araştırma-geliştirmeye, bilime, buluş
yapanlara, bizim ülkemizde gerekli ve yeterli önemi vermediğimizi, özel sektör
veya devlet olarak, bu alanda uğraşanları teşvik etmediğimizi ortaya
koymaktadır. Halbuki, Dünya Ticaret Örgütü kaynakları, önümüzdeki otuz yıl,
gündemini işgal edecek iki konudan birinin patent ve markalaşma olduğunu
söylüyor. Bu konu, sağlık, eğitim savunma kadar önemlidir. Patent başvuru
sayısı, bilime, araştırmaya verilen önemin ölçüsüdür.
O halde, bu konu, fen
liselerinin genç mucitler yarışmasında derece alan çocukların teşvikinden
başlanarak hemen ele alınmalıdır. Bilhassa özel sektör, ar-ge konusunda özel
fonlar oluşturmak suretiyle, bu alanda çalışanları teşvik etmelidir. Ticaret ve
sanayi odaları, borsalar, kaynaklarının bir bölümünü, araştırma geliştirme
yapanlara, mucitlerin teşvikine kullandırmalıdır.
Resmî ya da sivil bütün
kuruluşların, bilimsel araştırmalara, ilgiye değer bulunacak icatlara
ayırabilecekleri makul bir fon oluşturabileceklerine inanıyorum.
Türkiye'nin patent tescil
işlem sayısının düşük seviyelerde kalması, sanayi kesiminin
araştırma-geliştirme faaliyetlerine gerektiği kadar eğilmemesine ve özellikle,
dış ülkeler tarafından alınan patent haklarına lisans ücreti ödenmek suretiyle
üretim yapma politikası gütmesine bağlanmaktadır. Oysaki, yüksek maliyetli
sanayi ürünlerinin yeni tip ve modellerinin yerli sanayi tarafından
geliştirilmesi ve dış ülkelere bilgi (know how) satışı yapması, ülke
ekonomisinin dışa bağımlılıktan kurtulması açısından son derece faydalı
görülmektedir.
Bizde, sınaî mülkiyet
haklarından patentlerin korunması 1871 tarihli Alameti Farika Nizamnamesiyle,
markaların korunması 1879 tarihli İhtira Beratı Kanunuyla başlamıştır.
Cumhuriyet döneminde bu nizamname ve kanuna yapılan ek değişikliklerle, bu,
1995 yılına kadar uygulanagelmiştir. Söz konusu işlerin yürütülmesi görevi de,
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde kurulan Sınaî Mülkiyet Dairesi
Başkanlığına verilmiş, 1994 yılına kadar bu isim altında faaliyet göstermiş ve
gümrük birliğinin bir şartı olarak, 19.6.1994 tarih ve 544 sayılı Türk Patent
Enstitüsünün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameyle,
Türkiye'nin teknolojik ilerlemesine katkıda bulunmak, ülke içinde serbest
rekabet ortamını oluşturmak ve araştırma-geliştirme faaliyetlerinin gelişmesini
sağlamak üzere çeşitli kanunlarla düzenlenmiş olan patent ve markalar ile sınaî
mülkiyet haklarına ilişkin yurt içinde ve dışında var olan bilgi ve dokümantasyonun
kamunun istifadesine sunulabilmesi amaçlanmıştır.
Sınaî mülkiyet hakları,
1871 tarihli nizamname ve 1879 tarihli kanunla patent ve markayla sınırlıyken,
Türk Patent Enstitüsünün kuruluşunu müteakip kararnamelerle, faydalı modeller,
patent ve coğrafî işaretler olmak üzere kapsam genişletilmiştir. Henüz
Türkiye'de koruma kapsamına alınmayan entegre devrelerin topografyalarıyla
ilgili mevzuat da Avrupa Birliğine üyelik çerçevesinde yeniden gözden
geçirilmiştir ve Meclise sevk aşamasındadır.
Türk Patent Enstitüsünün
görevleri; sınaî mülkiyeti korumak ve ilgili tüm işlemleri yürütmek,
sanayiciler ve araştırmacılara belge, bilgi vermek ve yönlendirmek, Türkiye'yi
sınaî haklarla ilgili olarak yurtiçi ve yurt dışında temsil etmek şeklinde
özetlenebilir.
Avrupa Birliğine ekonomik
ve ticarî uyumun bir gereği olarak kurulmuş olan Türk Patent Enstitüsü, hedef
kitlesi itibariyle çok geniş bir toplum kesimine hitap etmektedir; dünyada
Türkiye'nin taraf olduğu anlaşmalardan doğan hak ve yükümlülüklerin takibinin
yanı sıra, çeşitli dış projeler de yürütülmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu değişiklik tasarısıyla, ülkemizde başlangıcı Meşrutiyet
dönemine kadar uzanan ve bir ülkenin ekonomik gelişimi ve kalkınması bağlamında
kritik bir önemi haiz bulunan sınaî mülkiyetin korunmasıyla ilgili önemli bir
aşama kaydedileceği inancındayız. Bu yasanın getireceği iyileştirmelerden,
yalnızca, bu konuda ülkemizde tek sorumlu ve yetkili kamu kurumu olan Türk
Patent Enstitüsü değil, girişimcilerimiz, sanayicimiz, tüccarımız, kısacası
ülkemiz ekonomik yapısı içerisinde faaliyet gösteren bütün kesimler azamî
ölçüde faydalanacaktır.
Tasarının getirdiği
düzenlemelerden kısaca bahsetmek gerekirse; getirilen yeniliklerden biri,
Enstitü bünyesinde yeniden yapılanmaya gidilmesidir. Bu bağlamda kurumun
görevlerini daha iyi yerine getirebilmesi, sanayiin değişen ihtiyaçlarına daha
başarılı cevap verebilmesini teminen organizasyon şemasında bazı düzenlemeler
yapılmıştır. En önemlisi "Endüstriyel Tasarımlar Dairesi Başkanlığı"
adı altında yeni bir ana hizmet biriminin kurulması öngörülmüştür. Bu şekilde,
1995 yılı itibariyle başlayan ve son yıllarda başvuru sayısında büyük artış
görülen endüstriyel tasarımların gereği gibi korunması sağlanabilecektir.
Yardımcı hizmetler
sınıfındaki iki daire birleştirilmek suretiyle başkanlık sayısı azaltılarak
teşkilat yapısının sadeleştirilmesi arzu edilmiştir.
Gerektiğinde özel
sektörün de temsil edilebilmesine imkân sağlanmakta ve kurul üyelerinin
toplantılara katılımlarının sağlanması için cezaî yaptırımlar getirilmektedir.
Böylesi önemli bir
kurumun, günümüzdeki mevcut kadro yapısıyla, hızla gelişen ve değişen taleplere
yetişebilmesi, âdeta imkânsız ve vahim bir hal aldığından, mevcut 224 kadro,
300'e çıkarılmaktadır.
Ayrıca, tasarının,
ülkemizde sınaî mülkiyet sistemine yeni bir soluk getireceğine ve imkânları
artıracağına inanıyorum.
Küreselleşen dünyada
ülkemizin karşılaşacağı önemli yapısal konulardan birisinin patent ve lisans
sisteminin işlerliği olacağı gözönüne alındığında, bu yasa tasarısı, Türk
Patent Enstitüsünün önünün açılması bakımından tarihî bir önemi haizdir. Kasım
ayı içerisinde açılacak yeni sınaî mülkiyet kampusüyle birlikte sektöre yepyeni
bir soluk kazandırılmış olacaktır.
Sözlerimi tamamlarken,
kanunun ülkemiz ve insanlarımız için hayırlı olmasını diliyor, Yüce Heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Uğur.
Tasarının tümü üzerinde,
şahsı adına söz isteyen, Adana Milletvekili Sayın Tacidar Seyhan; buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 10
dakikadır.
TACİDAR SEYHAN (Adana) -
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi, partim ve şahsım
adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Öncelikle, ben de, bu
tasarının gerekliliği, desteklenmesi ve genişletilmesi konusunda diğer
konuşmacı arkadaşlarımla hemfikirim. Hatta, gönül isterdi ki, bu tasarıda
gerekli tedbirleri alalım, kadro ihdasını biraz daha genişletelim ve bu kurumun
işlerliğini biraz daha artıralım.
Ancak, ben, endüstriyel
alanda eğitim görmüş bir arkadaşınız olarak -yani, lütfen bunu bir muhalefet
eleştirisi olarak algılamayın, bir eksikliğin paylaşılması olarak algılayın;
bu, Türkiye'nin bir gerçeği- ben, buradaki eksiklikleri, biraz daha basite
indirgeyerek, teorik yaklaşım biçiminden uzaklaştırıp, pratik olarak sizinle
paylaşmak istiyorum.
Her şey, burada
anlatıldığı gibi güllük gülistanlık değil, maalesef değil. Olması gereken odur.
Burası, bir enstitü. Burası, çağdaş ülke normlarının, sanayiin, buluşların,
endüstriyel tasarımların geliştirilmesi gereken bir yer. Burası, çağdaş ülkenin
ilk görüntü noktasıdır. Adı, enstitü; bilim, kültür yuvası; ama, bir de
gerçeğine bakıyoruz. Bunları anlatmadan önce, basit olarak -kamuoyu da bizi
ilgiyle izliyor- enstitü ne yapar; aslî görevleri, marka, endüstriyel tasarım,
patent ve buluşlar konusunda tescil işlemleri yapmaktır. Nedir bunlar; yine,
izleyen vatandaşlarımız için -birçok arkadaşımız biliyor- aydınlatmak babında
söylüyorum; bir meşrubatın üzerinde yazan falan kola ismi, bir markadır; onun
şişesi, biçimi, bir endüstriyel tasarımdır; ancak, içerisindeki içecek, bir
buluştur. Aynı şekilde -OYAK'ın ortaklığı olduğu için söylüyorum- Renault, bir
markadır; bunun, Megane, Laguna gibi değişik modelleri var, çizgileri var; bu,
bir endüstriyel tasarımdır; fakat, VTI motor, dizel motor gibi değişik şeyler
de, birer buluştur.
Bunu, şunun için
anlattım; bakın ülkemiz gerçeğine, enstitü gerçeğine: Bizim, Türk Patent
Enstitüsünde, raflarda birikmiş, marka tescili için bekleyen dosya sayısı 20
000'dir, yığıldı. Bilgisayara dosya girişlerini kim yapıyor biliyor musunuz
arkadaşlar; burada çalışan 150 kadar sözleşmeli personel. Biri için hak
arayışına neden olabilecek, yani, hak olabilecek, biri için hakkının elinden
alınması olabilecek bir konuda, veri girişini, bilgisayardan, temizlik şirketi
adı altında çalışan personel yapıyor. Buranın adı, enstitü; çay yapması
gereken, kahve yapması gereken, istihdam edilmiş insanlar, arşivde dosya
diziyorlar, orada çalışıyorlar. Şu anda, enstitünün işleyiş biçimi, gerçeği
budur. Sadece bununla kalmıyor; gizlilik arz eden konularda dahi, birçok
personel, bu bölümlerde çalıştığı için, bunu koruyacak durumda değildir ve
üstelik, bu personelin hiçbiri, sorumlu tutulamıyor. Kim sorumlu; orada
çalışması gereken uzmanlar. Peki, nasıl sorumlu tutacaksınız?! Siz, sanayiciyi,
buluş yapan insanı nasıl koruyacaksınız?! Onların görevleri bu mudur?! Şimdi,
kimsenin hak mahrumiyetine yol açmadan, buralardaki aksaklıkları hızla
düzeltmek lazım. Ne kadar bilgili, bilinçli, alanında deneyimli insan varsa,
oraya tahsis etmek zorundasınız. Bu ülke bizim. Herkes işini yapsın. İşini
yapmayan başka bölümler var mı; var tabiî, birazdan açıklayacağım. Burası,
bizim enstitümüz, bu gerçeği konuşmak zorundayız.
Bakın "Madrid
Birimi" diye bir birim var. Bu birimde, yapılan başvurular, ülkemizden
diğer ülkelere yönlendirilir. Burada bile, uzmanların yanında, yardımcı olarak
çalışan insanlar, maalesef, oraya bir başka firma adı altında alınmış,
sorumluluğu bulunmayan kişiler. Uluslararası işlemlerde dahi bunlar çalışıyor.
Değerli arkadaşlarım,
şirket elemanlarıyla bu işi yürütemezsiniz. Eğer, orası enstitüyse, ayağa
kaldıracaksak, kim yapabiliyorsa onu getirmek zorundayız; bizim görevimiz
budur. Erkseniz, bunu görmezden gelemezsiniz; birincisi bu. İkincisi, daha
vahim... Biz, orada niye varız; bu ülkenin eksikliklerini gidereceğiz,
vatandaşa yardımcı olacağız, onların işlemini hayata geçireceğiz. Biz öyle mi
yapıyoruz; yapamıyoruz, marka tescili için aylarca bekletiyoruz orada. Eğer, birisi
bu işi çabuk yapmak isterse, devlet olarak ne diyorsunuz, biliyor musunuz;
"hızlı inceleme ücreti olarak 2 400 000 000 lira yatır, senin marka
talebini hızlı inceleyeyim, ilgili kurumlardan geçireyim, bir an önce
vereyim" diyorsunuz. Yapmamız gereken iş için 2 400 000 000 lira para
alıyoruz. Bu mu sosyal devlet, değerli arkadaşlarım?! Bu mudur enstitünün
çalışma biçimi?! Bu mudur enstitüdeki görev anlayışı?! Bu mudur buluşa,
markaya, endüstriyel tasarıma hizmet?! Biz, böyle mi bu devleti çağdaş normlara
kavuşturacağız?! (Alkışlar) Her şeyi iyi niyetle konuşuyoruz.
Değerli arkadaşlar,
zaten, birlikte yapabilmek için söylüyorum. Ne Sayın Bakanın ne buradaki
arkadaşlarımın, bu ülkenin düzeltilmesi konusunda engel olucu konumda
olduklarını söylüyorum; böyle bir niyeti kimsenin yok, hep birlikte yapalım
diye söylüyorum; bu, ülkenin gerçeği...
Bakın, gerçek daha burada
bitmiyor. Elimde belgeler var. Patent uzmanı ve marka uzmanı olarak
görevlendirilmiş insanlar gidiyorlar, dört şehrimizde marka konusunda, patent
konusunda, endüstriyel tasarım konusunda eğitim veriyorlar. Kadroları işletmen.
Onlara görev verilirken yazılan yazıda "sayın patent uzmanı, şurada
görevlisiniz" diyorlar; ama, nedir görevi; işletmen. Bu insanları, bu
arkadaşlarımızı gönderiyorsunuz, orada -o özellikleri taşısa dahi- görev veriyorsunuz,
bunu anlat diyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım,
eğer bu insanlar gerçekten marka uzmanıysa, onlar o görevi taşımaya layıksa, o
liyakati verin, personelin görevlendirilmesi konusundaki maddede değişiklik
yapın, uzman yapın o insanları, gönderdiğiniz yerde de uzmanlığın gereğini
yerine getirsinler. Öyle değilse, bu yazıları yazıp, o insanları oralarda
görevlendirmeyin lütfen; böyle enstitü olmaz, enstitü yönetimi ciddiyet ister.
Ben de bu ülkenin bir evladıyım, her kuruşunu, her yerini, her kurumunu, her
ferdini ben de korumakla yükümlüyüm. Milletin vekili olarak söylüyorum, bu
kanunda ne yapılması gerekiyorsa, önümüze koyun, hep birlikte yapalım; ama, bu
insanların hakkını verin.
Mühendisler çalışıyor
patent bölümünde. Ne olarak çalışıyor; mühendis kadrosu altında memur. Ne iş
yapıyor; görevi uzman. "Bu özellikleri taşıyorsa, kurum kendi içerisinden
kendisini yenilesin, bu insanları uzman yapalım" diye bir değişiklik
önergesi verdik, Sanayi ve Ticaret Komisyonunda kabul edildi, Plan ve Bütçe
Komisyonunda çıkmış. Neden; "olsun efendim, uzman alacaksak yeni
alırız..." Peki, dokuz yıldır uzman diye çalıştırıyorsunuz o insanı, özlük
haklarını vermiyorsunuz bu insana, geriye dönük; sosyal dengeyi nasıl
anlatacaksınız?.. Ben, okumanın iyi bir şey olduğunu Adana'ya gittiğimde
insanıma, halkıma nasıl anlatacağım?.. Çalışkanın, dürüstün
mükâfatlandırıldığını nasıl anlatacağım ben insanlara?.. Bunlar enstitünün
bayrağı altında mı yapılacak, adı altında mı yapılacak? Bununla mı kalıyor;
bununla da bitmiyor değerli arkadaşlarım, sıkıntılar hızla devam ediyor.
Değerli arkadaşlarım,
bizde bir de vekillik müessesesi var. İnsanlar geliyor "marka ve patent
vekili olacağım" deyip sınava giriyorlar, bir sanayici adına, buluş yapan
bir birey adına yetkilerini kullanarak evrak takip ediyorlar. Bunlar sınavdan
sonra malî sorumluluk sigortası da yaptırıyorlar. Görevimiz bilinçlendirmek;
ama, henüz mağduriyet yaşayan insanların bu konuda ne yapacağını bildiği yok.
Patent ve marka konusundaki vekiller sınavla alınıyor; ama, endüstriyel tasarım
konusunda vekâleten çalışan arkadaşlarımızın hiçbiri, vekillik koşulu
olmadığından, vekillik sınavına girmiyor. Herhangi biri "beni vekâleten
temsil edebilir" diye veriyor yazıyı, o, vekillik yapıyor. Değerli
arkadaşlarım, bu vekillik işlemlerini Avrupa ülkelerinin tamamında avukatlar
yapıyor, hemen hemen dönüşmeye başladı; ama, eğer vekillik verecekseniz,
sorumluluk verecekseniz, insanları eğitimle bilinçlendirip, endüstriyel
tasarımlar konusunda da vekâletinizi verin.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
TACİDAR SEYHAN (Devamla)
- Diğer bölümlerde de bazı eksiklikler var, sizlerle onları da paylaşmak
istiyorum. Gerçekten olması gerekeni söylemek istiyorum, sadece olumsuzluğu
söylemek yetmez.
Değerli arkadaşlarım,
biz, maalesef, ihdas edilen bu kadroyla, bu tasarıda yapılan düzenlemeyle iyi
bir şey yaparız; ama, burada anlattığım, anlatacağım sorunları çözemeyiz. Sayın
Bakan burada, Değerli Müsteşarımız burada, Komisyon Başkanımız burada; eğer,
biz, daha verimli bir çalışma sistemi istiyorsak, lütfen, bundan sonraki
maddelerde, ihdas olunacak kadrolar ve görevler konusunda önümüze makul
önergeleri koyun, biz de altına imzamızı atalım; bu ülkedeki enstitüyü, amacına
uygun enstitü gibi çalıştıralım.
Hepinize saygılar
sunuyor, teşekkür ediyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Seyhan.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kâtip Üyenin, tasarının
maddelerini oturarak okuması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler.. Kabul edilmiştir.
1 inci maddeyi
okutuyorum:
TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ KURULUŞ VE GÖREVLERİ HAKKINDA
KANUN TASARISI
(Türk Patent Enstitüsü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü
ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde
ve Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı)
BİRİNCİ KISIM
Genel Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Kuruluş ve Amaç
Kuruluş ve Amaç
MADDE 1. - Türkiye'nin
teknolojik ilerlemesine katkıda bulunmak, ülke içinde serbest rekabet ortamını
oluşturmak ve araştırma geliştirme faaliyetlerinin gelişmesini sağlamak üzere,
çeşitli kanunlarla düzenlenmiş olan patent ve markalar ile diğer kanunlarla
düzenlenen sınaî mülkiyet haklarının tesisi, bu konudaki korumanın sağlanması
ve sınaî mülkiyet haklarına ilişkin yurtiçi ve yurtdışında varolan bilgi ve
dokümantasyonun kamunun istifadesine sunulabilmesi amacıyla tüzel kişiliğe
sahip, bu Kanunda belirtilmeyen hallerde özel hukuk hükümlerine tabi, Sanayi ve
Ticaret Bakanlığına bağlı, özel bütçeli Türk Patent Enstitüsü kurulmuştur. Türk
Patent Enstitüsü, bir kamu kuruluşu olup kısa adı "TPE" dir.
TPE' nin merkezi
Ankara'dadır.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Adana Milletvekili Sayın Tacidar Seyhan;
buyurun.
Konuşma süreniz 10
dakikadır.
CHP GRUBU ADINA TACİDAR
SEYHAN (Adana) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi, tekrar,
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
şimdi, amaç konusunda birkaç şeye değineceğim; ama, önce, tamamlayamadığım
birkaç cümleyi burada tamamlamak istiyorum.
Özellikle yurt dışındaki
yapılanmayı size anlatmak istiyorum. Yurt dışında, şirket isimleri -bu çok
önemli olduğu için vurgulamak istiyorum- fikrî haklar ve sınaî haklar aynı çatı
altında toplanmıştır; şirket isimleri de fikrî haklar da sınaî haklar da; ama,
ülkemizde öyle değil değerli arkadaşlarım. Ülkemizde, şirket isimleri, Sanayi
Bakanlığının direkt kontrolü altındadır; sınaî haklar, Türk Patent Enstitüsünün
kontrolü altındadır; fikrî haklar ise, Kültür Bakanlığının kontrolü altındadır.
Bu, ülkemizde ciddî bir kargaşa yaratmaktadır; bunun çözülmesi lazım, hiç
değilse, aralarındaki bilişim temel alınarak entegrasyonun sağlanması lazım.
Burada bir sıkıntı daha
var değerli arkadaşlarım, sanat eserlerimiz var. Basit örneklemek gerekirse bu
sanat eserlerimiz ne olsun; tablo, kumaş, biblo, vesaire... Hem Türk Patent
Enstitüsü bunlara onay verebiliyor hem de Kültür Bakanlığı onay verebiliyor.
Yani, siz, bir şey yaptınız, götürdünüz, Türk Patent Enstitüsünden bir onay
aldınız, bir başka arkadaş aynı şeyle Kültür Bakanlığına başvurursa o da onay
alabilecek. Bu karışıklığın hızla ortadan kaldırılması lazım. Nasıl bir
entegrasyon gerekiyorsa hızla bu entegrasyonun yapılması lazım.
İkinci söyleyeceğim
eksiklik, Türkiye'de buluşlar. Maalesef, buluşlar, altyapımız olmadığı için
Türkiye'de değerlendirilemiyor; yani, Türk Patent Enstitüsü değerlendiremiyor.
Neden; altyapımız yok. Peki, diğer ülkeler değerlendiriyor mu diye bir soru
gelebilir; hayır. Bu iş 4 ülkede yapılıyor; ama, bu, ciddî bir sorundur, dünya
için ciddî bir sorundur. Eğer, ben, bir buluş yapmışsam, ülkem adına bu
güvencemin sağlanmasını beklerim. Bir başka ülkenin kendi çıkarına değişiklik
yapmasının önüne geçecek ciddî tedbirleri almak zorundayım. Benim yapmam
gereken, altyapı oluşturmaksa, enstitüye yetki verip bu altyapının sonuna kadar
oluşturulmasını sağlamakla yükümlüyüm arkadaşlarım.
Diğer bir şey,
Endüstriyel Tasarımlar Dairesi Başkanlığı kuruluyor şimdi. Enstitü kurulalı
-önümdeki tasarıya bakıyorum, yayımlanma tarihi 24.6.1994, geçen yıla
bakıyorsunuz- dokuz yıl olmuş ve çok şükür, dokuz yıl sonra Endüstriyel Tasarımlar
Dairesi Başkanlığının kurulmasını idrak etmekten duymuş olduğum mutluluğu da
burada ifade etmiş oluyorum; ne kadar erken olmuş görüyoruz!
Değerli arkadaşlarım,
tabiî, bir de özerklik konusuna değinmek istiyorum. Bakın, burada da çok ciddî
bir enstitü yönetiyorsunuz. Siz devletsiniz, yapacağınız şey, devlet
yöneticilerinin bu enstitünün şeffaf, saydam bir şekilde topluma hizmet
vermesini sağlamaktır. Enstitüleri mutlaka, siyasî iradenin etkisinden
kurtarmak zorundasınız. Her defasında, sosyal devlet budur diyoruz, demokrasi
budur diyoruz; ama, yaptığımıza bakın... Bu kanunda yapıyoruz bunu. Yönetim
kurulunda -eski halini anlatıyorum- başkan 1, başkan yardımcısı 2; yani,
enstitünün içerisinden 3 kişi var. Adalet Bakanlığı temsilcisi 1, Maliye
Bakanlığı temsilcisi 1, Sanayi Bakanlığı temsilcisi 2; yani, enstitü
içerisinden 3, siyasî erkten 4 kişi. Bir dengesizlik var, ben bu dengesizliğin
düzelebileceğini düşündüm; ama, iyimser davranmışım. Sonucu okuyorum:
Enstitüden başkan ve başkan yardımcısı; yani, olması gereken 2, diğer bakanlıklardan
5. Ben, bu özerklik anlayışının neresinden tutayım söyler misiniz? Bu, nasıl
siyasî etki altından uzaklaştırmaktır?! Bu, nasıl bilime, sanata, sınaî
mülkiyet haklarına değer vermektir?! Bu, nasıl ülke gerçeğini kamuoyuyla,
toplumla buluşturmaktır?! Kime vereceğiz bunun hesabını? (CHP sıralarından
alkışlar)
ÜNAL KACIR (İstanbul)-
Birini de CHP atasın!.
TACİDAR SEYHAN (Devamla)-
Değerli arkadaşlarım, hiçbirimizin atama diye bir kaygısı yok. Biz, toplum için
müştereken doğru olanı yapalım. Eğer, doğruysa, siz de anlatın biz de ikna
olalım; ama, biz diyoruz ki, özerk bir kurumdan bahsediyoruz, siyasetin
etkisinden uzak diyoruz.
ÜNAL KACIR (İstanbul)-
Kim atasın?!
TACİDAR SEYHAN (Devamla)-
Tabiî ki atasın. Sanırım bir yeri kaçırdık,atama konusunu demiyorum. Bunu
enstitü içerisinden... Eğer bilim kurulunuz yoksa, yönetim kurulu içerisinden,
fazla yetkilendirme yapmak zorundasınız. Enstitü, sorunlarını kendi içinden
çözecek. Bakın, yıllarca, enstitü başkanı atandı bu ülkede, enstitü başkan
yardımcıları atandı, yönetim kurulu atandı; ama, gittikleri yere yanlarında
uzman götürdüler; çünkü, bu konuyu bilmiyorlardı. Üç yıl kaldılar, dört yıl
kaldılar görevlerinin başında, modeli, markayı, endüstriyel tasarımı ancak
ondan sonra öğrendiler. Biz bu ülkeyi böyle mi geliştireceğiz?
Oradaki uzmanlar
"üstümdeki insanın bu konuyu bilmemesi, benim çalışma hukukumu, çalışma
ortamımı ve verimliliğimi tamamıyla ortadan kaldırır; lütfen, gidin, bu
insanların etkin, yetkin, bilime dayalı insanlar olmasını sağlayın" diyor.
Benim kulaklarım açık da, o enstitüye giden arkadaşların kulakları kapalı mı?!
Oradaki uzman arkadaşların yakarışlarını, feryatlarını bu arkadaşlar duymuyor
mu?!
Biz, komisyonda bunların
hepsini konuştuk, o enstitünün komisyonda görüşüldüğü günkü başkanı da bunları
kabul etti; bu aksaklıkların hepsi var.
Ben, kınamak için
söylemiyorum, birlikte halledelim diye söylüyorum. İşte yasa, işte tasarı, işte
Cumhuriyet Halk Partisi; getirin önümüze, düzeltelim.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Seyhan.
Madde üzerinde şahsı
adına söz isteyen Eskişehir Milletvekili Sayın Fahri Keskin; buyurun. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 5 dakika.
FAHRİ KESKİN (Eskişehir)
- Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 24 Haziran 1994 tarih 544
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle kurulan Türk Patent Enstitüsünün kanununda
yapılacak değişikliklerle ilgili şahsî görüş ve düşüncelerimi arz etmek üzere
huzurunuzdayım.
Ülkemizin ekonomik, teknolojik
ve endüstriyel gelişmesinde sınaî ve mülkiyet haklarının korunmasının büyük
önemi vardır. Ülkemizde sınaî mülkiyet hakları Patent Enstitüsünün, telif
hakları Kültür Bakanlığının, ticarî haklar arasında yer alan ticaret unvanı da
Sanayi ve Ticaret Bakanlığının sorumluluğu altındadır. Bunların tek bir çatı
altında, bir kurum altında -gönlüm arzu eder- idarî bir özerklik verilerek, bir
araya getirilmesinde büyük fayda mülahaza ediyorum. Bu konuda, Avrupa Birliği,
Dünya Bankası ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği de aynı kanaate
sahiptirler.
Bugün, bir keşmekeş
içerisindedir. Herhangi bir ürüne yıllar ve ömrünüzü verip, ortaya çıkarıp bir
marka oluyorsunuz; bu markanız gerektiği şekilde korunamıyor. Nasıl oluyor bu;
Patent Enstitüsünden bunun tescilini alıyorsunuz. Bir başka komşunuz, aynı iş kolunda bir şirket kuruyor, sizin ürün
ismi olarak kullandığınız ismi ticarethanenin unvanı olarak kullanıyor;
dolayısıyla, yıllar boyu o ürüne gösterdiğiniz titizlikle elde ettiğiniz hak
başkasının eline geçmiş oluyor.
Ayrıca, firma ve müessese
isimleri adı altında kurulan şirketler de Sanayi ve Ticaret Bakanlığının
sorumluluğu altındadır. Bir havuz meydana getirilerek, bu havuzda çakışan
isimler ve bunlardan dolayı meydana getirilen haksızlığın ortaya konulması,
ortadan kaldırılması için, mutlak surette, bir denetleme müessesesinin olması
lazımdır.
Vatandaşın ürününün ismi
adı altında, karşı taraftaki rakip bir müessese, yine ticaret unvanı olarak,
Patent Enstitüsünden, o ismin, müessese ismi olarak, patentini alma yoluna
gitmektedir ve buna da müsaade edilmektedir. Bu da ortadan kaldırılması gereken
bir husustur.
Türkiye, 1 Ocak 1995
tarihinden itibaren Dünya Ticaret Örgütünün kuruluş anlaşmasına taraf olmuştur;
1 Ocak 1996'dan itibaren de Avrupa gümrük birliği uygulamasına geçmiştir. Bu
gelişmeler, Türkiye'nin uluslararası sanayi ve ticarette yerini alabilmesi için
gerekli mevzuat düzenlemelerini gündeme getirmiştir.
Sınaî ve mülkiyet
haklarının uluslararası standartlarda korunması gerekir. Bu husus, uluslararası
pazarda yer almamızın temel şartıdır.
Getirilen
değişikliklerle, enstitüde başkan, başkan yardımcıları ve yönetim kurulu
üyelerinin görev süreleri beş yıldan üç yıla indirilmiştir. Oysa, bir ihtisas
unsuru olması yönünden, bu sürelerin kısaltılmaması gerektiği kanaatindeyim.
Enstitünün yapısının
tanınması faaliyet alanlarının kavranması yönünden bazı sıkıntılar
doğurabilecek bir değişikliğe gidilmemesi gerekiyor. Yapılacak değişiklikler,
çağdaş, Avrupa düzenine uygun, Avrupa Birliğinin şartlarına uygun hale
getirilmekten ibaret olmalıdır.
Yeni kanun tasarısıyla,
Enstitüye yapılacak atamalarda Birleşmiş Milletlerce kabul edilen konuşma
dillerinden en az birini iyi derecede, kamu personeli sınavında (C) düzeyinde
bilme şartı getirilmiştir. Bu, güzel bir şeydir; ama, Avrupa Patent Ofisinin
merkezi, Almanya'nın Münih Kentidir. Burada 6 000 kişi çalışmaktadır.
Türkiye'nin Avrupa Patent Sözleşmesine taraf olması dolayısıyla, Birleşmiş
Milletlerde olduğu gibi, orada da Türk mühendis, mimar ve işadamlarının
bulunması gerekir. Burada görev alacak üst düzey yönetici ve uzmanlarda ayrıca
ve özellikle Almanca bilme şartının aranması gerekmektedir.
Kanun tasarısıyla
Enstitüye 76 adet kadro ihdası öngörülmüştür. Oysa, bu, yetersizdir. Halbuki,
Enstitüde norm kadro sayısı, Millî Prodüktivite Merkezi tarafından 502 olarak
tespit edilmiştir. Bugün, Enstitüde 224 kadrolu personel bulunmaktadır. Bu
hesaba göre 278 açık vardır. Bu açık neyle kapatılmaktadır; taşeron firmaların
temsilcileriyle, taşeron firmaların adamlarıyla. Böyle olunca da, işler
ehliyetsiz kişilerin eline kalmakta ve dolayısıyla işler çabuk yürümemektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Keskin.
FAHRİ KESKİN (Devamla) -
Bu Enstitüde sözleşmeli personel ile daimî personel arasında büyük maaş
farklılıkları vardır. Enstitüye son üçbuçuk
yıl içerisinde 56 personel atanmıştır. Bunların içerisinden kurumda
kalan, bir elin parmakları kadar azdır. Bu 56 personelden 42'si, çeşitli
nedenlerle buradan ayrılmak mecburiyetinde kalmıştır. Maaşların yetersizliği
burada en önemli faktördür.
Sözleşmeli personel
statüsünde bulunan memur ve diğer personelin ücretlerinin artırılması,
kalifiye, nitelikli elemanın Enstitüde muhafazası için temel şarttır.
Beni dinlediğiniz için
teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Keskin.
1 inci madde üzerinde 1
adet önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlık Divanına
Türk Patent Enstitüsü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı ile Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 inci maddesinin ilk
fıkrasına "kişiliğe" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve idarî-malî
özerkliğe" ibaresinin eklenmesini, aynı fıkrada yer alan "Sanayi ve
Ticaret Bakanlığına bağlı" ibaresinin de "Sanayi ve Ticaret
Bakanlığıyla ilişkili" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Osman
Coşkunoğlu |
Mehmet
Kartal |
Mustafa
Özyurt |
|
Uşak |
Van |
Bursa |
|
Mesut
Özakcan |
R. Kerim
Özkan |
Orhan
Ziya Diren |
|
Aydın |
Burdur |
Tokat |
|
Feridun
Baloğlu |
Feramus
Şahin |
|
|
Antalya |
Tokat |
|
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ RUHİ AÇIKGÖZ (Aksaray ) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI
ALİ COŞKUN (İstanbul) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Önerge
sahipleri, önergeniz hakkında konuşacak mısınız, yoksa, gerekçeyi mi okutayım?
MEHMET MESUT ÖZAKCAN
(Aydın) - Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Türk Patent Enstitüsünün
sağlam temellere oturtulabilmesi ve modernizasyonu gayesiyle, Avrupa Birliği,
Dünya Bankası, TÜSİAD ve TOBB talepleri de gözönüne alınarak, benzer yurtiçi
kamu kurumları ve uluslararası kuruluşlarda da olduğu gibi, daha bağımsız
yapıda idarî-malî özerkliğe sahip bir kurum oluşturulması hedeflenmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
Tanımlar
MADDE 2. - Bu Kanunda adı
geçen deyimlerden;
a) Enstitü: Türk Patent
Enstitüsü'nü,
b) Yönetim Kurulu: Türk
Patent Enstitüsü Yönetim Kurulunu,
c) Danışma Kurulu: Türk
Patent Enstitüsü Danışma Kurulunu,
d) Başkanlık: Türk Patent
Enstitüsü Başkanlığını,
e) Bakanlık: Sanayi ve
Ticaret Bakanlığını,
İfade eder.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Eskişehir Milletvekili Sayın Mehmet Ali
Arıkan söz istemiştir.
Buyurun Sayın Arıkan.
(CHP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 10
dakikadır.
CHP GRUBU ADINA MEHMET
ALİ ARIKAN (Eskişehir) - Sayın Başkan ve çok kıymetli milletvekili
arkadaşlarım; ülkemizin kalkınmasına öncülük yapacak Türk Patent Enstitüsü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 2 nci maddesi üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisinin ve şahsımın düşüncelerini size anlatmak için söz
almış bulunuyorum; hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Değerli arkadaşlar, ben,
Enstitünün görevlerinin neler olması gerektiğini anlatmak için söz aldım. Kavga
falan edecek değilim; çünkü, kavga insanı değilim, barışçı bir insanım. (CHP
sıralarından alkışlar)
Ülkemizin teknolojik ve
endüstriyel gelişimine katkıda bulunmak amacıyla, modern sanayi stratejisi ve
politikaları içerisinde verimliliğin ve ekonomik gelişmelerin ana
faktörlerinden biri olan teknik yenilikler ve buluşların sanayie uygulanıp,
aktarılmasını sağlamak.
Patent Enstitüsü
sayesinde korunmasına ve teşvik edilmesine başlanılan buluş ve özgün
tasarımlar, ülkemizin ekonomik ve teknolojik gelişmesine pozitif katkıda
bulunacaktır.
Enstitü, ülkemizin
ekonomik gelişiminde, kalkınmasının, sanayi ve ticaret sektörlerinin geniş bir
alana yayılan haklarının korunmasını sağlayacaktır. Ekonomideki rekabet
ortamının sağlanmasında ve teknoloji üretimi ve transferinde lokomotif rolü
oynayacaktır.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, salondaki uğultudan dolayı hatibin sözü anlaşılmıyor.
Buyurun Sayın Arıkan.
MEHMET ALİ ARIKAN
(Devamla) - Bu kurum, aynı zamanda, Dnüya Ticaret Örgütü ve Dünya Fikrî
Mülkiyet Teşkilatı gibi, dünya ticaret ve sınaî, fikrî mülkiyet haklarını
düzenleyen, politika üreten ve yönlendiren uluslararası sekreteryalar ile üye
ülkeler arasında köprü vazifesi görecektir.
Ayrıca, Avrupa Birliğine,
ekonomik uyumun bir gereği olarak, ülkemizde sınaî mülkiyet haklarının, ulusal
ve uluslararası düzeyde korunmasında sorumlu tek kuruluş olarak birçok görevi
birden yerine getirecektir. Bu görevlerin bazıları şunlardır:
Patent ve markaların ve
diğer kanunlarla korunan, koruma altına alınmış olan sınaî mülkiyet haklarının
ilgili mevzuat hükümleri uyarınca tescilini ve bu hakların korunmasını sağlar.
Zorunlu lisans
işlemlerinde arabuluculuk faaliyetlerinde bulunur ve mahkemelerde bilirkişilik
yapar.
Lisans ve devir
anlaşmalarını tescil ve kaydeder.
Buluşların kullanımını
takip eder.
Yeni teknolojilerin
değerlendirilmesi ile teknoloji transferlerinin yönlendirilmesi ve
arşivlendirilmesi işlemlerini yapar.
Yurt dışında benzer
kuruluşlar ve uluslararası kuruluşlarla işbirliğinde bulunur.
Sınaî mülkiyet haklarıyla
ilgili uluslararası anlaşmaların hazırlanmasına ülke çıkarlarını koruyarak
katkıda bulunur ve anlaşmaların ülkemizde uygulanmasını sağlar.
Yurtiçi ve yurt dışında,
teknoloji ve araştırma-geliştirmeyle ilgili kurum ve kuruluşlarla ve bilgi
bankalarıyla işbirliği yapar; dokümantasyon merkezi kurar, bu bilgileri kamunun
hizmetine sunar.
Sınaî mülkiyet haklarıyla
ilgili olarak yayın yapar, Türk Sınaî Mülkiyet Gazetesini yayımlar.
Sınaî mülkiyet hakları
konularında yurt içinde kişi ve kuruluşların bilgilendirilmesi ve
yönlendirilmesi için gerekli çalışmaları yapar.
Kanunlarla verilen diğer
tüm görevleri yapar.
Bu kurum Sanayi ve
Ticaret Bakanlığımıza bağlı olup, şu organlardan mevcut olmaktadır: Yönetim
Kurulu, Danışma Kurulu, Başkanlık, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu,
ana hizmet birimleri, yardımcı hizmet birimleri, danışma birimleri.
Bu kanun hükmünde
kararnameyle kurulan Türk Patent Enstitüsünün vereceği hizmetin, gelişmiş
ülkelerin standartlarında olması, Enstitünün modern araç gereç, bilgisayar ve
dokümantasyonla donatılmış olması ve kalifiye personel tarafından
yönetilmesiyle, hizmetin kalitesinin ve hızının artacağı ve ülkemizin
sanayileşmesine ve teknolojik gelişmesine çok büyük katkıda bulunacağına
inanıyor, ülkemize, milletimize hayırlı olması temennisiyle ve ayrıca, ramazan
ayının tüm İslam âlemine hayırlar getirmesi dileğimle, hepinize saygılarımı
sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN- Teşekkür ediyorum
Sayın Arıkan.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi
okutuyorum:
İKİNCİ BÖLÜM
Görevleri ve Organları
Görevleri
MADDE 3. - Enstitü,
ülkenin teknolojik ve endüstriyel gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla;
a) Patent, markalar ve
endüstriyel tasarımlar ile diğer Kanunlarla koruma altına alınmış olan sınaî
mülkiyet haklarının ilgili mevzuat hükümleri uyarınca tescilini ve bu hakların
korunması ile ilgili işlemleri yapar,
b) Zorunlu lisans
işlemlerinde arabuluculuk faaliyetlerinde bulunur ve mahkemelerde bilirkişilik
yapar,
c) Lisans ve devir
anlaşmalarını tescil ve kayıt eder,
d) Buluşların kullanımını
takip eder, yeni teknolojilerin değerlendirilmesi ile teknoloji transferinin
yönlendirilmesi ve arşivlenmesi işlemlerini yapar,
e) Yurtdışında benzer
kuruluşlar ve uluslararası kuruluşlarla işbirliğinde bulunur,
f) Türkiye'yi Bakanlığın
onayı ile uluslararası kuruluşlar nezdinde temsil eder,
g) Sınaî mülkiyet hakları
ile ilgili uluslararası anlaşmaların hazırlanmasına ülke çıkarlarını koruyarak
katkıda bulunur ve bu anlaşmaların Türkiye'de uygulanmasını sağlar,
h) Yurtiçi ve yurtdışında
teknoloji ve araştırma- geliştirme ile ilgili kurum ve kuruluşlarla ve bilgi
bankalarıyla işbirliği yapar, dokümantasyon merkezleri kurar, bu bilgileri
kamunun istifadesine sunar,
i) Sınaî mülkiyet hakları
ile ilgili olarak çeşitli yayınlar yapar ve Türk Sınaî Mülkiyet Gazetesini
periyodik olarak yayınlar,
j) Sınaî mülkiyet hakları
konularında yurtiçinde kişi ve kuruluşların bilgilendirilmesi ve
yönlendirilmesi için gerekli çalışmaları yapar,
k) Görev alanına giren
konularla ilgili akademik çalışmaları destekler,
l) Kanunlarla verilen
diğer görevleri yapar.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
4 üncü maddeyi
okutuyorum:
Organ ve Birimler
MADDE 4. - Enstitü
aşağıdaki organ ve birimlerden oluşur;
a) Yönetim Kurulu,
b) Danışma Kurulu,
c) Başkanlık,
d) Yeniden İnceleme ve
Değerlendirme Kurulu,
e) Ana Hizmet Birimleri,
f) Yardımcı Hizmet
Birimleri,
g) Danışma Birimleri.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
5 inci maddeyi
okutuyorum:
Yönetim Kurulu
MADDE 5. - Yönetim Kurulu
Enstitünün en yüksek düzeyde yönetim ve karar organıdır.
Yönetim Kurulu Adalet
Bakanlığı ile Maliye Bakanlığından birer üye, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının
belirleyeceği üç üye, Enstitü Başkanı ve bir Başkan Yardımcısı olmak üzere yedi
üyeden oluşur.
Enstitünün Başkanı aynı
zamanda Yönetim Kurulu Başkanıdır.
Enstitü Başkan ve Başkan
Yardımcısı Sanayi ve Ticaret Bakanının önerisi üzerine, diğer Yönetim Kurulu
üyeleri ise bağlı bulundukları Bakanlığın önerisi üzerine müşterek kararname
ile atanırlar.
Yönetim Kurulu üyelerinin
görev süreleri üç yıl olup, görev süresi dolan üyeler yeniden atanabilir.
Herhangi bir nedenle
boşalan Yönetim Kurulu üyeliği için, aynı usulle en geç bir ay içinde atama
yapılır, atanan üye önceki üyenin görev süresini tamamlar.
Başkanın olmadığı
hallerde Başkana Başkan Yardımcısı vekalet eder.
Yönetim Kurulunun çalışma
usul ve esasları Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Aydın Milletvekili Sayın Mesut Özakcan;
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 10
dakikadır.
CHP GRUBU ADINA MEHMET
MESUT ÖZAKCAN (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Patent
Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 5 inci maddesinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuz
adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
ülkelerin ekonomik açıdan gelişmesinde yeni teknolojilerin üretilmesinin
sanayie uygulanmasının ve diğer ülkelere pazarlanmasının çok önemli bir etken
olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Yeni teknolojilerin gerçekleştirilmesi,
ancak, bunları gerçekleştirenlere özel haklar ve ayrıcalıklar tanınması ve bu
hakların korunması yoluyla teşvik edilebilir.
Sınaî mülkiyet hakları
olarak tanımlanan bu haklardan biri olan ve buluşların korunmasını amaçlayan
patent hakkı, buluşa ait bilgilerin yayımlanması şartıyla, patent sahibine,
belirli bir süre için buluşun kullanılmasıyla ilgili olarak bir tekel hakkı
vermektedir. Yayımlanan bu bilgiler de yeni teknolojik gelişmeler için basamak
oluşturmaktadır.
Türkiye'de patent
haklarının korunması, 1879 tarihli İhtira Beratı Kanunuyla başlamıştır; ancak,
ülkemizde, sınaî mülkiyet haklarının korunmasıyla ilgili çalışmalar, dünyadaki
teknolojik, ekonomik ve ticarî gelişmelere paralel olarak, 1990'lı yılların
başında hız kazanmış ve 24 Haziran 1994 tarihinde özerk bütçeli Türk Patent
Enstitüsünün kurulmasıyla birlikte de bu çerçevede önemli bir adım atılmıştır.
Türkiye, 1973 yılında
imzalanan ve ancak 1977 yılında yürürlüğe giren Avrupa Patent Sözleşmesine 1
Kasım 2000 tarihinde 20 nci üye olarak katılmış ve Avrupa patent sistemi
içindeki yerini almıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; çokuluslu anlaşmaların başarılı bir örneği olan Avrupa Patent
Sözleşmesi, esas itibariyle, patent verilmesi işlemlerinde rasyonelleşmeyi
gerçekleştirme ve patent korumasının niteliğini yüksek bir seviyeye çıkarma
amacına yönelik olarak Avrupa'nın ekonomik entegrasyonuna ve sınaî büyümesine
katkıda bulunmaktadır. Söz konusu sözleşmeyle, patent verilmesi işlemlerinde
ortak bir hukuk yaratılmış ve bir buluşun tek bir başvuruyla sözleşmeye taraf
olan yirmi ülkede birden korunabilmesi sağlanmıştır. Böylece, gerek başvuru
gerekse üye ülke patent ofisinin işlemler için harcadıkları zaman, emek ve para
azaltılmaktadır.
Türk Patent Enstitüsünün
kurumlaşması ülkemizin acil sorunları arasındadır. Türkiye'nin sanayileşmesi,
üretme yeteneğinin artırılması kapsamında atılması gereken adımlar içinde, Türk
Patent Enstitüsü önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle, 2000'li yıllardan
ileriye, 2020'li yıllara doğru somutlaştırılması gereken öngörüler içinde Türk
Patent Enstitüsünü değerlendirmek, kapsamlı, çağdaş bir bakış açısını
gerektirmektedir.
Teknoloji üretiminin
hedeflendiği, KOBİ'lere gereken desteğin verildiği, meslekî eğitime özel önem
verilen, bilimin her alanda desteklendiği, belgelendirme faaliyetlerinin
uluslararası geçerlilik ve tanınırlık düzeyine ulaştığı, bağımsız denetim
kurumlarının geliştiği bir Türkiye'nin rekabet gücü ve gelişmişliğini öngörmek,
planlamak, bütünsel çabalarla hedefleri gerçeğe dönüştürmek gerekiyor.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; böylelikle, Türkiye'de üretim ve istihdam artacak, tarımda,
sanayide, ticarette, kısacası her alandaki faaliyetler Türkiye'nin ulusal gelirini
artırabilecektir.
Özetle söylemek
gerekirse, ortaya koyduğumuz yapılanma, 2020'lere doğru emin adımlarla yürüyen,
çağdaş kurumlarını yaratarak, var olan kurumlarını destekleyerek, takviye
ederek giden Türkiye'nin kurumu olmalıdır.
Türk Patent Enstitüsünün
kurulmasındaki amaç nedir, çağdaş Türkiye'nin, Türk Patent Enstitüsünün iddiası
nedir, hedefi nedir sorularını sormak ve bu iddiaları gerçekleştirecek yapıyı
oluşturmak gerekir. Bu noktada Enstitünün en işlevsel, en belirleyici unsuru,
Yönetim Kuruludur. Birçok kamu kurumunda gözüken zaaflar, Türk Patent
Enstitüsünde de oluşturulmamalıdır. Genelde Türkiye'nin yaşadığı sorun,
Türkiye'deki kurumlarda her iktidarın kendi yandaşlarına istihdam yaratma
çabası şeklinde olmuştur. Bu, yalnızca, siyasî partiler düzeyinde kalmamış,
bürokratik gücün de istihdam politikasıyla, bugün şikâyet edilen kamu kurumu
yapısı ortaya çıkmıştır.
Verimliliğe, üretkenliğe
örnek cumhuriyetçi kurumlar yıllar içinde sabote edilerek verimsiz hale
getirilmişlerdir. Özelleştirme yöntemiyle elden çıkarılma politikası, kurtuluş
olarak kamuoyuna benimsetilmeye çalışılmıştır.
Bugün, ülkemizde yaşanan
işsizlik, açlık ve benzeri sosyal sorunların kaynağının bir nedeni, yanlış
personel politikalarıdır. Türk Patent Enstitüsü yapılanmasında bu anlamda
hatalardan kaçınmak, verimli ve üretken bir kurumsal yapıyı yaygınlaştırmak,
hepimizin ortak arzusu ve amacı olmalıdır. Özerk, çağdaş, bilimsel kurum ve
kuruluşlar, Türkiye'nin gelişimine ancak önemli katkılar sağlayabilir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türk Patent Enstitüsünün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısının 5 inci maddesinde, Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı olacak bu
kurumun Yönetim Kurulu, "Adalet Bakanlığı ile Maliye Bakanlığından birer
üye, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının belirleyeceği üç üye, Enstitü Başkanı ve
bir Başkan Yardımcısı olmak üzere yedi üyeden oluşur" denilmekte ve bu
yapılanma, AKP iktidarının özerk yapı tanımlaması ve anlayışını ortaya koymaktadır.
Tasarıyla, Türk Patent
Enstitüsü Yönetim Kurulu üyeleri ile Enstitü başkanı ve başkan yardımcısının
görevi beş yıldan üç yıla indirilmektedir. yeni bir kurumun işlevselliği
açısından üç yıllık bir süre, oldukça kısadır. Uluslararası uygulamalarda Türk
Patent Enstitüsü benzeri kurumlardaki benzer organların görev süreleri, beş yıl
ve onun üzerinde bir süredir. Beş yıllık süre, yönetimde istikrar açısından
daha yararlı ve uygun olacak, ülke çıkarlarına ve yararına hizmet edecektir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; AKP İktidarının kadrolaşma hastalığı devam ediyor. Bu
tasarının 23 üncü maddesinde getirilen değişiklik de, bu hastalığın devam
etmekte olduğunun bir kanıtıdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sözlerimi burada noktalarken, hepinize yürekten saygılar
sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Özakcan.
Madde üzerinde başka söz
talebi?.. Yok.
Madde üzerinde bir adet
önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlık Divanına
Türk Patent Enstitüsü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı ile
değiştirilen Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinin beşinci fıkrasındaki
"beş yıl" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Osman
Coşkunoğlu |
Mustafa
Özyurt |
Mehmet
Kartal |
|
Uşak |
Bursa |
Van |
|
Mehmet
Mesut Özakcan |
Ramazan
Kerim Özkan |
Orhan
Ziya Diren |
|
Aydın |
Burdur |
Tokat |
|
Feridun
Fikret Baloğlu |
Feramus
Şahin |
|
|
Antalya |
Tokat |
|
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ RUHİ AÇIKGÖZ (Aksaray) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI
ALİ COŞKUN (İstanbul) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın
Coşkunoğlu?..
HALUK KOÇ (Samsun) -
Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
"Gerekçe :
Enstitünün üstlenmiş
olduğu göreve ve faaliyetleri ile benzer görevleri yürüten uluslararası
kuruluşlardaki görev sürelerinin 5 yıl ve daha fazla olarak düzenlenmiş olması
hususları da gözönüne alınarak görev sürelerinin mevcut düzenlemedeki gibi 5
yıl olarak bırakılması sağlanmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
6 ncı maddeyi okutuyorum:
Yönetim Kurulunun Görev
ve Yetkileri
MADDE 6. - Yönetim
Kurulu, bu Kanun ve diğer mevzuatla Enstitüye verilen görevlerin yerine
getirilmesini sağlar,
Bu amaçla;
a) Enstitünün idarî, malî
ve teknik yönden düzenli, verimli ve etkin faaliyette bulunabilmesi için gerekli
bütün tedbirleri alır. Enstitünün işleyişine etkinlik kazandırmak amacı ile
hazırlayacağı yönetmeliklerin Bakanlığın onayı ile yürürlüğe girmesini sağlar,
b) Enstitü ile ilgili
mevzuatın uygulanmasını sağlar,
c) Enstitünün bütçesini
onaylar,
d) Hazırlanan faaliyet
raporunu ve malî raporu görüşüp karara bağlar,
e) Sınaî mülkiyet hakları
ve teknolojik ilerleme konusunda kalkınma planları ve yıllık programlar
doğrultusunda kısa ve uzun vadeli çalışma programları hazırlar, araştırma
konuları tespit eder ve uygulamaya koyar,
f) Enstitünün vereceği
hizmetler karşılığında alınacak ücret tarifelerini hazırlar ve Sanayi ve
Ticaret Bakanlığının uygun görüşü üzerine uygulamaya koyar,
g) Başkan tarafından
yapılacak atama önerilerini karara bağlar,
h) Gerektiğinde Danışma
Kurulunu toplantıya çağırır,
i) Danışma Kurulunun
tavsiye kararlarını görüşüp karara bağlar,
j) Enstitünün görev
alanına giren konularda kamuoyunu aydınlatmak ve ilgililerin görüşlerini almak
için ulusal ve uluslararası nitelikte seminer, sempozyum, açık oturum,
konferans ve benzeri konuların düzenlenmesine karar verir,
k) Sınaî mülkiyet
haklarıyla ilgili ihtiyaç görülen konularda görüş almak üzere bu alandaki
uzmanlardan oluşan geçici veya sürekli ihtisas komisyonları oluşturur,
l) Enstitünün ihtiyaçları
için bina inşa edilmesine, taşınır ve taşınmaz malların satın alınmasına veya
kiralanmasına, bunların gerektiğinde satılmasına veya kiraya verilmesine karar
verir.
Yönetim Kurulu, Başkan
tarafından hazırlanacak gündem ve yapılacak davet üzerine ayda en az bir defa
toplanır.
Yönetim Kurulu tarafından
kabul edilen geçerli bir mazereti olmaksızın, bir yıl içinde dört toplantıya
veya arka arkaya üç toplantıya katılmayanların üyelikleri, hiçbir işleme gerek
kalmaksızın kendiliğinden düşer ve yerlerine aynı usulle yeni üyeler atanır.
Yönetim Kurulu en az dört
üye ile toplanır, kararlar toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğunun oyu
istikametinde alınır. Oyların eşit olması halinde Başkanın oyu çift sayılır.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Edirne Milletvekili Nejat
Gencan; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 10
dakikadır.
CHP GRUBU ADINA NEJAT
GENCAN (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Patent Enstitüsü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının 6 ncı maddesi üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun görüşlerini sunmak üzere, söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla
selamlarım.
1994 yılında, 544 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnameyle, Türkiye'de sanayiin ve ticaretin sağlıklı bir
rekabet ortamına kavuşması, ülkenin teknolojik bakımdan ilerleyebilmesi için
gerekli olan teknolojik bilginin sağlanabilmesi, ülke içinde serbest rekabet
ortamının oluşturulması, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin motive
edilmesi için çeşitli kanunlarla düzenlenmiş olan patent ve markalar ile sınaî
tasarımlar, menşe ve mahreç işaretleri gibi diğer sınaî mülkiyet haklarının
tescil edilmesi ve gerekli korumanın etkin biçimde sağlanması, sınaî mülkiyet
haklarına ilişkin yurtiçi ve yurt dışında var olan bilgi ve dokümantasyonun
kamunun istifadesine sunulması görevlerini yürütmek üzere "Türk Patent
Enstitüsü Başkanlığı" isimli, tüzelkişiliği haiz, idarî ve malî özerkliğe
sahip, Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı kamu kurumunun kurulması
sağlanmıştır; fakat, gelişen süreçte, Türk Patent Enstitüsünün, ülkemizin
ekonomik yapısı içerisinde farklı ve teknik bir misyonla, çağın gereklerine,
ulusal ve uluslararası yükümlülüklerine uygun olarak yeniden yapılanmasını
mümkün kılarak, ülkemiz sınaî mülkiyet sisteminin Avrupa standartlarına
yükseltilmesi, bekleyen dosya sayısının eritilmesi, tescil işlemlerinin daha
süratli ve kaliteli bir şekilde yapılması, kararlarda daha büyük bir isabet
oranının tutturulması ve her şeyden önemlisi, ülkemiz sanayi ve ticaret
sektöründe rekabetin korunmasına yönelik şartların teminine olanak sağlayacak
yeni bir düzenlemenin hayata geçirilmesi kaçınılmaz olmuştur. Bu bağlamda, 21
inci Yasama Döneminde hazırlanıp, İçtüzüğün 77 nci maddesine göre hükümsüz
sayılan kanun tasarısının üyesi olduğum komisyonda ele alınarak, Türkiye Büyük
Millet Meclisinde görüşülmeye başlanmasıyla, ihtisas mahkemeleri, uluslararası
standartlara uygun yasalar ve yasal statü kazandırılmış bir vekillik sistemiyle
birlikte, çağdaş bir sınaî mülkiyet sisteminin en temel unsurlarından bir
tanesi olan, teknik açıdan güçlü, kendine yeterli ve kurumsal altyapısı
tamamlanmış bir Türk Patent Enstitüsü oluşturulması yönünde çok önemli bir adım
atılmış olduğu kanaatindeyim.
Değerli milletvekilleri,
Türk Patent Enstitüsü gibi, gerek ülke sanayii ve ekonomisi açısından gerekse
Avrupa Birliğiyle ortaklık müzakerelerinde, Dünya Ticaret Örgütü ve Dünya Fikrî
Mülkiyet Teşkilatı gibi teşkilatlarla olan ilişkilerde son derece önem arz
eden, azamî ölçüde teknik ve ihtisaslaşmış bir kurumun, üzerine düşen büyük
görevi layıkıyla yerine getirebilmesi, her şeyden önce, ihtiyacı olan
altyapısının, nitelik ve nicelik olarak en doğru şekilde istihdamıyla mümkün olabileceğini
söylememiz gerekmektedir.
Enstitünün sekiz yıllık
geçmişinden bugüne kadarki gelişmeleri, sayısal olarak sizlere bildirmek
istiyorum. Enstitünün verdiği hizmetlerin öneminin ve yoğunluğunun anlaşılması
açısından, yıllara göre patent başvuru ve tescil sayılarını, kısaca, şu
rakamlarla değerlendirmemiz gerekiyor:
Yerli patent başvurusu:
1995 yılında 178, 2002 yılında 391.
Yerli patent tescil
sayıları: 1995 yılında 60, 2002 yılında 44'tür.
Yabancı patent başvuru
sayıları: 1995 yılında 1 520, 1999 yılında 2 755, 2002 yılında ise 1 492'dir.
Yabancı patent tescil
sayıları: 1995 yılında 703, 1999 yılında 1 114, 2002 yılında 1 742'dir.
Yerli olan faydalı model
başvurusu sayıları: 1995'te 34, 2002 yılına geldiğimizde de 909'dur.
Yerli olan faydalı model
tescil sayıları: 1997'de 113, 2002 yılında 376'dır.
Yabancı olan faydalı
model başvuruları: 1998 yılında 18, 2002 yılında 14'tür.
Yabancı olan faydalı
model tescil sayıları: 1998'de 9, 2002 yılında ise 14'tür.
Evet, bu rakamlardan,
Enstitünün görevini, bir anlamda da olsa, layıkıyla yaptığına inanmamız
gerekmektedir; ama, Enstitünün görevlerinden biri, buluşların kullanımını takip
etmektir. Bu görevi layıkıyla yapıyor mu dersek, yapmadığını görmekteyiz.
Teknoloji transferlerini
yönlendirir ve ülkeye kazandırır. Enstitü, görevlerinden olan bu kazanımları
yeteri kadar yapıyor mu; yapmadığını görmekteyiz.
Yurt içinde ve yurt
dışında teknoloji ve araştırma-geliştirmeyle ilgili kurum ve kuruluşlarla
işbirliği yapar; ama, bugüne kadar bunu gerçek anlamda yaptığını görmemekteyiz.
Bilgi bankaları
oluşturur, yeni teknolojileri değerlendirir; ama, Enstitünün bunu layıkıyla
yapmadığını görmekteyiz.
Evet, ülkelerin ekonomik
açıdan gelişmesinde yeni teknolojilerin üretilmesinin, sanayie uygulanmasının
ve diğer ülkelere pazarlanmasının çok önemli bir etken olduğu gözönüne
alındığında, Yönetim Kurulunun görevlerinin önemi daha iyi anlaşılmaktadır.
Yönetim Kurulu, Başkan tarafından hazırlanacak olan gündem çerçevesinde
toplanır; ama, yeteri kadar layık olan insanları bu görevlere getirirsek bu
görevleri yapabiliriz; ama, liyakate bakmadan, sadece siyaset gereği atamalar yaparsak,
bu işleri ehli olmayan kişilere verirsek, bunu yapamadıklarını, şimdi
gördüğümüz gibi, bundan sonra da görmek zorunda kalırız.
Bu yasanın desteklenmesi
konusunda bizler de oy vereceğiz; ama, Enstitünün enstitü gibi olması için,
sizlerle beraber ne yapmamız gerekiyorsa, bunu da hep birlikte yapmamız
gerektiğini düşünüyorum; saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Gencan.
Madde üzerinde şahsı
adına söz talep eden, İstanbul Milletvekili Sayın Ünal Kacır; buyurun. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 5
dakikadır.
ÜNAL KACIR (İstanbul) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan yasa tasarısının 6 ncı
maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, hepinizi saygıyla
selamlarım.
Değerli milletvekilleri,
Türk Patent Enstitüsü Yönetim Kurulunun görevleri arasında (l) fıkrası olarak
"Enstitünün ihtiyaçları için bina inşa edilmesine, taşınır ve taşınmaz
malların satın alınmasına veya kiralanmasına, bunların gerektiğinde satılmasına
veya kiraya verilmesine karar verir" diye bir madde var. Bu maddeden yola
çıkarak, sizleri bilgilendirmek istiyorum.
Bu yasa tasarısının
eklerinde görüleceği üzere, Enstitünün personel sayısı yaklaşık 300; ama, şu
anda, yeni taşınacakları bina hakkında bilgi vermek istiyorum, geçtiğimiz
dönemde yapılan, 2002'de temeli atılan ve bitmek üzere olan binadan bahsetmek
istiyorum. 30 000 metrekare inşaat alanı olan bir bina yapılmıştır. 300
personelin taşınacağı Patent Enstitüsünün 30 000 metrekarelik binasına yaklaşık
20 trilyonun üzerinde para harcanmış ve bu paranın da yüzde 75'i Dünya Bankası
kredisiyle yapılmıştır. "Endüstriyel Teknoloji Projesi" adı altında
yapılan bu inşaatın bu kadar büyük tutulmasını, ben, şahsen anlayamıyorum.
Ülkemizde birçok kamu kuruluşu binalarını satarken yeniden böyle bir bina inşa
edilmesini, hem de ülkemizin ekonomik sıkıntılar içerisinde olduğu bir dönemde
dış krediyle böyle bir yatırım yapılmasını anlamak mümkün değildir.
Tabiî, bu binanın
yapılması sırasındaki iş ve işlemler hakkında detaylı bilgilere burada zaman
yok; yeri ve zamanı geldiğinde, bu konular hakkında gerekli açıklamalar da
yapılır. Ben, şimdi, yapılan bu binanın çok iyi değerlendirilmesini bekliyorum
yeni yönetimden. 30 000 metrekare inşaatın çok iyi değerlendirilmesini ve hiç
olmazsa, ödediğimiz kredi faizlerinin karşılanabilmesini, bu binadan
karşılanabilmesini bekliyorum.
Bu görüşlerimi arz etmek
üzere söz aldım. Hepinizi, tekra, saygıyla selamlıyorum, hayırlı akşamlar
diliyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Kacır.
Madde üzerinde başka söz
talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum...
HALUK KOÇ (Samsun) -
Sayın Başkan, karar yetersayısının aranılmasını arz ediyorum.
BAŞKAN - Arayacağım Sayın
Başkan.
Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Karar yetersayısı yoktur.
Birleşime 10 dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati : 19.26
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.35
BAŞKAN : Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER : Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale), Suat KILIÇ (Samsun)
BAŞKAN -15 inci
Birleşimin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
272 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
3. - 19.6.1994 Tarih ve 544 Sayılı Türk Patent Enstitüsü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname; Türk Patent Enstitüsü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/224, 1/361) (S. Sayısı:
272) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve
Hükümet yerinde.
Tasarının 6 ncı
maddesinin oylanmasında karar yetersayısı bulunamamıştı. Şimdi, oylamayı
tekrarlayacağım ve karar yetersayısını arayacağım. 6 ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler...
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elazığ) -
Muhalefetin karar yetersayısı yok!
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, karar yetersayısını bulmak, muhalefetin değil, iktidarın
görevi. (CHP sıralarından alkışlar)
Kabul etmeyenler... Karar
yetersayısı vardır; madde kabul edilmiştir.
7 nci maddeyi okutuyorum:
Danışma Kurulu
MADDE 7. - Enstitünün
Danışma Kurulu aşağıdaki üyelerden oluşur.
Adalet, Millî Savunma,
Dışişleri, Maliye, Millî Eğitim, Sağlık, Tarım ve Köyişleri, Ulaştırma, Çevre
ve Orman, Sanayi ve Ticaret, Kültür ve Turizm Bakanlıklarından birer üye,
Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Dış Ticaret
Müsteşarlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma
Kurumu'ndan birer üye, Üniversitelerden Yükseköğretim Kurulunca belirlenecek
beş üye, en fazla üyeye sahip İşçi ve İşveren Sendikaları Konfederasyonlarından
birer üye, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, Millî Prodüktivite Merkezi, Küçük ve
Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Türkiye Odalar
ve Borsalar Birliği,Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türk Tabipleri
Birliği, Türk Veteriner Hekimleri Birliği ve Türk Eczacıları Birliğinden birer
üye,
Yönetim Kurulu ihtiyaca
göre Danışma Kurulu toplantılarına uzman kişileri çağırabilir.
Danışma Kurulu
üyeliklerinin süresi iki yıldır. Görev süresi dolan üyeler yeniden seçilebilir.
Danışma Kurulunun çalışma
usul ve esasları Bakanlıkça hazırlanacak bir Yönetmelikle düzenlenir.
Danışma Kurulu yılda en
az bir kez toplanır. Toplantılara Sanayi ve Ticaret Bakanı veya
görevlendireceği kişi başkanlık eder.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen İzmir Milletvekili Sayın Vezir
Akdemir; buyurun.
Konuşma süreniz 10
dakikadır.
CHP GRUBU ADINA VEZİR
AKDEMİR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sanayi ve Ticaret
Bakanlığınca hazırlanan Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanun Tasarısının 7 nci maddesiyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Türk Patent Enstitüsü,
Türkiye'nin teknolojik ilerlemesine katkıda bulunmak, ülke içinde serbest
rekabet ortamını oluşturmak ve araştırma-geliştirme faaliyetlerinin gelişmesini
sağlamak üzere, çeşitli kanunlarla düzenlenmiş olan patent ve markalar ile
diğer kanunlarla düzenlenen sınaî mülkiyet haklarına ilişkin yurt içinde ve
dışında var olan bilgi ve dokümantasyonun kamunun istifadesine sunabilmesi
amacıyla kurulmuş olup, tüzelkişiliğe sahiptir.
Kanun tasarısının 7 nci
maddesinde, Danışma Kurulunu oluşturan üyelerin görevleri ve statüleri önemli
olduğu kadar, bu üyelerin, teknik anlamda, dünyadaki gelişmeleri takip ederek,
bu amaçla, ilgili bakanlığa ışık tutması ve yönlendirmesi kaçınılmazdır.
Tasarıda belirtildiği
gibi, Türk Patent Enstitüsünün çalışmaları ekonomik, kültürel ve hukukî açıdan
geniş kapsamlı bir alanı kapsadığından, Adalet, Millî Savunma, Dışişleri,
Maliye, Millî Eğitim, Sağlık, Tarım ve Köyişleri, Ulaştırma, Çevre ve Orman,
Sanayi ve Ticaret, Kültür ve Turizm Bakanlıklarından 1'er üye, Devlet Planlama
Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığından 1'er üye, üniversitelerden Yüksek
Öğretim Kurulunca belirlenecek 5 üye, en fazla üyeye sahip işçi ve işveren
sendikaları konfederasyonlarından 1'er üye, Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliğinden 1 üye, diğer kamu kurumlarından da kurulda üye bulundurulması
ilgili tasarıda belirtilmiştir. Bu nedenle, enstitünün ne kadar önemli olduğu,
ilgili maddede belirtilmiştir.
Türk Patent Enstitüsünün
çağdaş anlamda modern sanayi strateji ve politikaları içerisinde verimliliğin
ve ekonomik gelişmenin ana faktörlerinden biri olan teknik yenilikler ve buluşların
sanayie uygulanıp ekonomiye aktarılması ayrı bir önem taşımaktadır. Patent
sistemi sayesinde, korunmasına ve teşvik edilmesine başlanan buluş ve özgün
tasarımların, ülkelerin ekonomik ve teknolojik gelişmelerine pozitif katkıları
olmaktadır.
Günümüzde farklı
adlarıyla patent enstitüleri, marka, patent ofisleri ve sınaî mülkiyet
kurumları, ülkelerin ekonomik gelişmelerinde, kalkınmasında, sanayi ve ticaret
sektörlerinin geniş bir alana yayılan haklarının tesisi ve korunmasında,
ekonomide rekabet ortamının sağlanmasında ve teknoloji üretimi ve transferinde
bir nevi lokomotif rolü üstlenmiş kurumlardır. Bu kurumlar, aynı zamanda, Dünya
Ticaret Örgütü ve Dünya Fikrî Mülkiyet Teşkilatı (WIPO) gibi dünya ticareti ve
sınaî ve fikrî mülkiyet haklarını düzenleyen politika üreten ve yönlendiren
büyük uluslararası sekreteryalar ile üye ülkeler arasında da bir köprü vazifesi
görmektedir.
Sanayi ve Ticaret
Bakanlığına bağlı özel bütçeli bir kamu kurumu olan Türk Patent Enstitüsü ise,
Avrupa Birliğine ekonomik ve ticarî uyumun bir gereği olarak 1994 yılında
kurulmuş olup, ülkemizde sınaî mülkiyet haklarının ulusal ve uluslararası
düzeyde korunmasından sorumlu tek kuruluş olarak önemli ve özel nitelikli
birçok görevi birden yerine getirmektedir.
Danışma Kurulunun,
dünyadaki gelişmeleri görerek, Bakanlığın çalışmalarına teknik, ekonomik ve
kültürel anlamda katkı koyarak, Bakanlığı yönlendirmesi lazım.
Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Türk Patent Enstitüsüne kuruluşunda 209
kadro tahsis edilmişse de, bu sayı günümüze kadar geçen dokuz yıllık süre
zarfında değişmeksizin kalmış; söz konusu kadronun kullanımı ise, kurumlararası
nakiller ve bürokratik engellerden dolayı, 200 civarında kalmıştır.
Kadrosu sınırlı olan bu
kurum, yılda 3 500'den fazla tescil,
başvuru dosyası, 250 000'e ulaşan gelen-giden evrak, sürekli ve ivedi binlerce
mahkeme, icra müdürlüklerinin talepleri ve ayrıca, ülkemiz adına taraf olunan
ve sorumluluk alınan 11 adet önemli uluslararası anlaşma ve dış projelerle
ilgili işlemleri gerektiği gibi yürütmeye çalışmıştır.
Türk Patent Enstitüsünün
mevcut kadrosu ve bu kadro içerisindeki karar verici personel sayısı
değerlendirildiğinde, ana iş yükü ve gelir kaynağını teşkil eden ve 2002 yılı
itibariyle, yerli ve yabancı 300 000'e yakın tescil başvurusunun gerçekleştiği
Markalar Dairesi Başkanlığında görev yapmakta olan uzman personel sayısının ise
13'le sınırlı olduğu görülmektedir. Personel sayısının yetersiz olması
nedeniyle, kurumun, günün şartlarında yeterli hizmeti veremediği görülmektedir.
Bugüne kadar uygulanan
politikalar ve siyasî kayırımcılıkla, kurumda, nitelikli ve konunun uzmanı
personel istihdam edilememiştir. Uluslararası boyutta çalışma yapması gereken
bu kurumda, özerk ve uzman elemanların görev yapması bir zorunluluktur. Mevcut
iktidarın, konunun önemini göz önünde bulundurarak, nitelikli eleman istihdam
etmesi lazımdır.
İlgili tasarının 7 nci
maddesinde, Danışma Kurulunun görevleri de önem taşımaktadır. Bu kurulun, bir
otokontrol sistemi şeklinde görev yapıp, kurumu, günün şartlarına göre görev
yapması için yönlendirmesi lazımdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Grubumuz adına, olumlu oy vereceğimizi belirtmek istiyorum. Bu
vesileyle, Yüce Meclisin değerli üyelerinin konuya duyarlılık gösterecekleri
inancıyla, saygılarımı sunarım. (CHP sıralarındın alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Akdemir.
Madde üzerinde başka söz
talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
8 inci maddeyi
okutuyorum:
Danışma Kurulunun
Görevleri
MADDE 8. - Danışma
Kurulu, Enstitünün faaliyetleri çerçevesinde ve Enstitüye yardımcı olmak
maksadıyla; Türkiye'nin teknolojik gelişimine ve sınaî mülkiyet haklarının
etkin biçimde korunmasına, rekabet ortamının yaratılmasına ilişkin olarak,
Enstitünün çalışma ilkeleri, faaliyet raporu, bütçe ve çalışma programları
hakkında düşünce bildirir ve tavsiyelerde bulunur.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, İzmir Milletvekili Vezir Akdemir; buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 10
dakikadır.
Sayın milletvekilleri,
bundan önce, UEFA Kupasında, az önce aldığı 3-0'lık galibiyetle ikinci tura
yükselen futbol takımımız Gaziantepsporu, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlık Divanı olarak kutluyor, tüm takımlarımıza başarılar diliyorum.
(Alkışlar)
HALUK KOÇ (Samsun) -
Başkanım, yanlışınız var; birinci tur maçı, daha yükselmedik; inşallah,
yükselecek.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Akdemir.
CHP GRUBU ADINA VEZİR
AKDEMİR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sanayi ve Ticaret
Bakanlığınca hazırlanan, Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 8
inci maddesiyle ilgili olarak, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım; bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Kanun tasarısının 8 inci
maddesinde belirtildiği gibi, Danışma Kurulunun, Enstitünün faaliyetleri
çerçevesinde ve Enstitüye yardımcı olmak maksadıyla, dünyadaki gelişmeleri
gözönünde bulundurarak, çağdaş normların ülkemizde de ışık tutması gerekir.
Bu nedenle, Danışma
Kurulunun görevlerini özetleyecek olursak:
1-Kalkınma plan ve
programları doğrultusunda, Türkiye'nin teknolojik gelişmesine ve sınaî mülkiyet
haklarının etkin biçimde korunmasına, rekabet ortamının yaratılmasına ilişkin
olarak düşünce bildirir ve tavsiyelerde bulunur.
2-Enstitünün çalışma
ilkeleri hakkında düşünce bildirir ve tavsiyelerde bulunur.
3-Enstitünün faaliyet
raporu, bütçe ve çalışma programları hakkında düşünce bildirir, tavsiyelerde
bulunur.
Dolayısıyla, Danışma
Kurulunun, uzman kişilerin fikirlerinden yararlanarak, Enstitünün çalışmalarına
katkı yaparak çalışması gerekir.
Ülkemizin ekonomik yapısı
içerisinde, farklı ve teknik bir misyonu olan Türk Patent Enstitüsünün, çağın
gereklerine, ulusal ve uluslararası yükümlülüklerine uygun olarak yeniden
yapılandırılmasını mümkün kılarak, ülkemiz sınaî mülkiyet sisteminin Avrupa
standartlarına yükseltilmesi, bekleyen dosya sayısının eritilmesi, tescil
işlemlerinin daha süratli ve kaliteli bir şekilde yapılması, kararlarda daha
büyük rekabet ortamının tutturulması gerekir.
Her şeyden önemlisi,
ülkemiz sanayi ve ticaret sektörlerinde rekabetin korunmasına yönelik şartların
teminine olanak sağlayacaktır.
Çağdaş bir sınaî mülkiyet
sisteminin en temel unsurlarından bir tanesi olan, teknik açıdan güçlü, kendine
yeterli ve kurumsal altyapısı tamamlanmış bir Türk Patent Enstitüsü
oluşturulması yönünde çok önemli bir adım olacaktır.
Grubumuz adına, olumlu oy
kullanacağımızı belirtmek istiyorum. Bu vesileyle, Yüce Meclisin değerli
üyelerinin bu konuya duyarlılık göstereceklerine inanıyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Akdemir.
Madde üzerinde başka söz
talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler.. Kabul edilmiştir.
9 uncu maddeyi
okutuyorum:
Başkanlık
MADDE 9. - Başkan,
Enstitünün en üst amiridir ve Enstitüyü temsil eder. Başkanlık; Başkan ve iki
Başkan Yardımcısından oluşur.
Enstitü Başkanı ve Başkan
Yardımcıları üç yıl süre için müşterek kararname ile atanırlar. Görev süresi
dolanlar yeniden atanabilir. Herhangi bir nedenle boşalan Başkan veya Başkan
Yardımcılığı kadrosu için, aynı usulle en geç bir ay içinde atama yapılır,
atanan kişi öncekinin görev süresini tamamlar.
Yeniden atanamayan Başkan
ve Başkan Yardımcıları kazanılmış hak aylıklarına göre durumlarına uygun başka
kadrolara atanırlar.
Başkan, Enstitü
hizmetlerinin mevzuata, Türkiye'nin taraf olduğu sınaî mülkiyet hakları ile
ilgili uluslararası anlaşmalara, millî güvenlik siyasetine, kalkınma plan ve
yıllık programlara, Yönetim Kurulu'nun kararlarına uygun yürütülmesi ve
Enstitünün faaliyet alanına giren konularda ulusal ve uluslararası kurum ve
kuruluşlarla işbirliği ve koordinasyonu sağlamakla görevlidir. Başkan,
Enstitünün bütçesi, faaliyet raporu ve malî raporunu hazırlar ve Yönetim
Kurulunun onayına sunar. Başkan, Enstitüde çalışanların işlemlerinden sorumlu
olup, Enstitünün faaliyetlerini ve hesaplarını denetlemekle görevli ve
yetkilidir.
Başkan, sınırları açıkça
yazılı olarak belirtilmek şartı ile yetkilerinin bir kısmını astlarına
devredebilir. Ancak, yetki devri yetkiyi devredenin sorumluluğunu kaldırmaz.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
10 uncu maddeyi
okutuyorum:
Yeniden İnceleme ve
Değerlendirme Kurulu
MADDE 10. - Sınaî
mülkiyet haklarının tescil işlemleri ile ilgili Enstitünün almış olduğu
kararlara karşı başvuru sahipleri veya üçüncü kişiler tarafından yapılacak
itirazların incelenmesi ve değerlendirilmesi işlemleri Yeniden İnceleme ve
Değerlendirme Kurulunca yürütülür.
Yeniden incelenmesi ve
değerlendirilmesi talep edilen konuda kararlar, Enstitü Başkanı veya
görevlendireceği Başkan Yardımcılarından biri başkanlığında, Başkanın Enstitü
içinden seçeceği, yeniden incelenip değerlendirme yapılacak konuda uzman olan
ve itiraz ile ilgili olarak alınmış olan kararlarda görevli bulunmayan en az
iki uzman üyeden oluşan kurul tarafından alınır.
Yeniden İnceleme ve
Değerlendirme Kurulu'nun kararları Enstitünün nihai kararıdır. Bu kararlara
karşı ilgili mahkemede dava açılabilir.
Yeniden İnceleme ve
Değerlendirme Kurulunun çalışma esasları ve işleyişi Enstitü tarafından
hazırlanıp Bakanlığın onayı ile çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
11 inci maddeyi
okutuyorum:
İKİNCİ KISIM
Hizmet Birimleri
BİRİNCİ BÖLÜM
Ana Hizmet Birimleri
Ana Hizmet Birimleri
MADDE 11. - Enstitünün
ana hizmet birimleri şunlardır.
a) Patent Dairesi
Başkanlığı,
b) Markalar Dairesi
Başkanlığı,
c) Endüstriyel Tasarımlar
Dairesi Başkanlığı,
d) Uluslararası İlişkiler
Dairesi Başkanlığı.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
12 nci maddeyi
okutuyorum:
Patent Dairesi Başkanlığı
MADDE 12. - Patent
Dairesi Başkanlığı;
a) Patentlerin tescil
başvurularının ilgili mevzuat hükümlerine göre kayıt, dosyalama, araştırma,
inceleme, değerlendirme ve tescil işlemlerini yapar,
b) Patentlerin ve patent
tescil başvurularının ilgili mevzuat hükümlerine göre lisans, devir, sair
değişikliklerle ilgili işlemlerini yapar,
c) Patentlerin ilan,
tasnif ve sicil işlemlerini yapar,
d) Başkanlıkça verilecek
diğer işleri yapar.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
13 üncü maddeyi
okutuyorum:
Markalar Dairesi
Başkanlığı
MADDE 13. - Markalar
Dairesi Başkanlığı;
a) Markaların tescil
başvurularının ilgili mevzuat hükümlerine göre kayıt, dosyalama, araştırma,
inceleme, değerlendirme ve tescil işlemlerini yapar,
b) Markaların ve marka
tescil başvurularının ilgili mevzuat hükümlerine göre lisans, devir, sair
değişikliklerle ilgili işlemlerini yapar,
c) Markaların ilan,
tasnif ve sicil işlemlerini yapar,
d) İlgili mevzuat
hükümlerine göre, belirli nitelikleri haiz işaret ve ibarelerin koruma altına
alınması, markaların tanınmışlık düzeyleri ile ilgili esasların belirlenmesi ve
uygulamaya konulması işlemlerini yapar,
e) Coğrafi işaretlerle
ilgili işlemleri yürütür,
f) Başkanlıkça verilecek
diğer işleri yapar.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
14 üncü maddeyi
okutuyorum:
Endüstriyel Tasarımlar
Dairesi Başkanlığı
MADDE 14.- Endüstriyel
Tasarımlar Dairesi Başkanlığı;
a) Endüstriyel
tasarımların tescil başvurularının ilgili mevzuat hükümlerine göre kayıt,
dosyalama, araştırma, inceleme, değerlendirme ve tescil işlemleri ile lisans,
devir ve sair değişikliklerle ilgili işlemlerini yapar.
b) Endüstriyel
tasarımların ilan, tasnif ve sicil işlemlerini yapar,
c) Başkanlıkça verilecek
diğer işleri yapar.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
15 inci maddeyi
okutuyorum:
Uluslararası İlişkiler
Dairesi Başkanlığı
MADDE 15. - Uluslararası
İlişkiler Dairesi Başkanlığı;
a) Enstitünün görev
alanına giren uluslararası anlaşmaları izler, inceler ve yükümlülüklerin yerine
getirilmesi için gereken çalışmaları yürütür,
b) Uluslararası
anlaşmalardan katılınması gerekenlere katılmak için 5.5.1963 tarihli ve 1173
sayılı Kanun çerçevesinde işlemleri yürütür,
c) Gerekli hallerde
mevzuatta düzenlemeler yapmak üzere Başkanlığa önerilerde bulunur,
d) Yabancı mevzuatı izler
ve temin eder,
e) Başkanlıkça verilecek
diğer işleri yapar.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
16 ncı maddeyi
okutuyorum:
İKİNCİ BÖLÜM
Yardımcı Hizmet Birimleri
Yardımcı Hizmet Birimleri
MADDE 16. - Enstitünün
yardımcı hizmet birimleri şunlardır;
a) Personel Dairesi
Başkanlığı,
b) İdarî ve Malî İşler
Dairesi Başkanlığı,
c) Enformasyon,
Dokümantasyon ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
17 nci maddeyi
okutuyorum:
Personel Dairesi
Başkanlığı
MADDE 17. - Personel
Dairesi Başkanlığı;
a) Enstitü bünyesinde
görev yapan personelin iş akitleri, kadro, terfi, görev, yolluk, sağlık, izin
ve benzeri özlük işlemleri ile ilgili hizmetleri yürütür,
b) Sosyal hizmetler ve
hizmet içi eğitim ile ilgili işleri yapar,
c) Başkanlıkça verilecek
diğer işleri yapar.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
18 inci maddeyi
okutuyorum:
İdarî ve Malî İşler
Dairesi Başkanlığı
MADDE 18. - İdarî ve Malî
İşleri Dairesi Başkanlığı;
a) Enstitü tarafından
yapılması gerekli harcamaların, toplanacak gelirlerin ve satın almaların ilgili
kanun ve mevzuat çerçevesinde yürütülmesini sağlar,
b) Enstitünün temizlik,
bakım ve onarım hizmetleri ile Enstitünün ihtiyaçları için taşınır ve taşınmaz
malların satın alınması veya kiralanması, bunların gerektiğinde satılması veya
kiraya verilmesi işlerini Yönetim Kurulu'na sunar ve bu işleri Yönetim
Kurulu'nun onayı ile yürütür,
c) Evrak giriş ve
çıkışları ile arşiv hizmetlerinin düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlar,
d) Demirbaş ve diğer
kayıtları tutar,
e) Başkanlıkça verilecek
diğer işleri yapar.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
19 uncu maddeyi
okutuyorum:
Enformasyon,
Dokümantasyon ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı
MADDE 19. - Enformasyon,
Dokümantasyon ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı;
a) Enstitünün görevleri
ile ilgili olarak eğitici ve bilgi verici kitap, broşür, dergi şeklinde yayın
yapar,
b) Sınaî mülkiyet hakları
ile ilgili yurtiçine ve yurtdışına dokümanlar yayınlar, Sınaî Mülkiyet
Kütüphanesi ile ilgili hizmetleri yürütür.
c) İlgili mevzuda
yurtiçinde ve yurtdışında tescil edilmiş patentler ve markalara ait bilgi ve
belgeleri toplar, bunları Enstitünün ve kamunun istifadesine sunar,
d) Resmî Sınaî Mülkiyet
Gazetesini yayınlar,
e) Sınaî mülkiyet hakları
ile ilgili her türlü eğitim ve tanıtım faaliyetlerini yürütür,
f) Yönetim Kurulu kararı
ile uygun görülen yerlerde enformasyon birimlerinin faaliyette bulunması için
gerekli işbirliği çalışmalarını yürütür,
g) Enstitü bünyesinde
bilgi işlem sisteminin kurulmasını, donanım ve yazılımının işletilmesini ve
geliştirilmesini sağlar,
h) Sınaî mülkiyet hakları
ile ilgili olarak bilgi ve belgelerin bilgisayar ortamına aktarılmasını ve
saklanmasını sağlar,
i) Bilgisayar ortamındaki
bilgilerin Enstitünün ilgili birimleri tarafından en hızlı biçimde
kullanılabilmeleri için gerekli çalışmaları yapar,
j) Başkanlıkça verilecek
diğer işleri yapar.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
20 nci maddeyi
okutuyorum:
Danışma Birimleri
MADDE 20. - Enstitünün
danışma birimleri şunlardır;
a) Araştırma, Planlama ve
Koordinasyon Dairesi Başkanlığı,
b) Hukuk Müşavirliği.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
21 inci maddeyi
okutuyorum:
Araştırma, Planlama ve
Koordinasyon Dairesi Başkanlığı
MADDE 21. - Araştırma,
Planlama ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığı;
a) Enstitünün ana hizmet
politikasının ve planlarının hazırlanmasına yardımcı olur,
b) Hizmet faaliyetlerinin
ekonomik ve etkin bir şekilde yerine getirilmesi için insan gücü, para ve
malzeme gibi mevcut kaynakların en uygun ve verimli bir şekilde kullanılması
için plan ve projeler geliştirir,
c) Enstitünün yıllık
çalışma programını hazırlar, planlama ve koordinasyon konularında verilen diğer
görevleri yerine getirir,
d) Yurtiçi ve yurtdışında
teknolojik gelişmeleri izler,
e) Yurt kalkınması için
gerekli olan teknoloji değerlendirme çalışmalarını yapar, kamunun bu konudaki
taleplerini karşılar,
f) Başkanlıkça verilecek
diğer işleri yapar.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
22 nci maddeyi
okutuyorum:
Hukuk Müşavirliği
MADDE 22. - Hukuk
Müşavirliği;
a) Sınaî mülkiyet hakları
ile ilgili mevzuatın günün koşullarına uygun hale getirilmesi için çalışmalar
yapar,
b) Hukukî konularda
Yönetim Kuruluna ve Başkanlığa danışmanlık yapar,
c) Sınaî mülkiyet
haklarına ait ulusal ve uluslararası hukukla ilgili anlaşmalar, kanunlar,
yönetmelikler, diğer mevzuat, rapor, makale ve benzeri düzenlemeleri hizmete
hazır tutar,
d) Mahkemelerde Enstitüyü
temsil eder,
e) Başkanlıkça verilecek
diğer işleri yapar.
Enstitü Hukuk
Müşavirliğinde görev yapan Hukuk Müşavirleri, Avukatlar ve diğer elemanlar,
mahkemelerde ve icra dairelerinde takdir edilen vekalet ücretinden, 2.2.1929
tarihli ve 1389 sayılı Devlet Davalarına İntaç Eden Avukat Vesaireye Verilecek
Ücreti Vekalet Hakkında Kanun hükümlerine göre faydalanırlar.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
23 üncü maddeyi
okutuyorum:
ÜÇÜNCÜ KISIM
Atanma Şartları, Bütçe ve
Personel
BİRİNCİ BÖLÜM
Atanma Şartları
Atanma Şartları
MADDE 23. - Enstitü
Yönetim Kurulu üyeleri; hukuk, mühendislik, iktisat, işletme veya maliye
dallarında yurtiçi veya yurtdışında en az dört yıllık yükseköğrenim görmüş,
mesleki açıdan yeterli bilgi ve deneyime sahip bulunan kişiler arasından
atanır. Adalet Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı temsilcilerinin sözkonusu
bakanlıklarda 10 yıl süre ile çalışmış ve mesleki açıdan yeterli bilgi ve
deneyime sahip olması, Sanayi ve Ticaret Bakanının belirleyeceği üyelerden bir
tanesinin, sınaî mülkiyet hukuku konusunda ihtisas sahibi üniversite öğretim
üyesi, diğerinin ise kamu ve/veya özel sektörde 10 yıl çalışmış Türkiye Odalar
ve Borsalar Birliği temsilcisi olması şarttır. Bu üyelerin ayrıca, 14.7.1965
tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin A
fıkrasının 3 numaralı bendi dışındaki şartları taşımaları zorunludur.
Yönetim Kurulu üyeleri
ile Başkan ve Başkan Yardımcılarının görev süreleri dolmadan herhangi bir
nedenle görevlerine son verilemez. Ancak atanmaları için gerekli şartları
kaybettikleri veya Kanunlarla verilen görevlerle ilgili olarak suç işledikleri
mahkeme kararı ile sabit olanların görev süreleri sona erer.
Enstitü içinde daire
başkanı ve müdür kadrolarına atamalarda, Devlet Memurları Kanununda aranan
şartlara ilaveten atanacak personelin Enstitü içindeki hizmet süresi ve
atanacağı konudaki yurtiçi ve yurtdışındaki deneyimi öncelikle değerlendirilir.
Patent Dairesi,
Uluslararası İlişkiler Dairesi ile Enformasyon, Dokümantasyon ve Bilgi İşlem
Dairesi Başkanlıklarındaki daire başkanı ve müdür kadrolarına atamalarda,
İngilizce, Fransızca veya Almanca dillerinden en az birini bilenler öncelikle
tercih edilir.
Enstitü personelinden
müşterek kararname ile atananlar dışındakiler Başkanın teklifi ve Yönetim
Kurulunun onayı ile atanırlar.
Enstitü bünyesinde;
a) Uzman yardımcısı
olabilmek için, Devlet Memurları Kanununda aranan şartlara ilaveten,
1. En az dört yıllık
yükseköğretim kurumlarından veya bunlara denkliği kabul edilen yurtdışındaki
yükseköğretim kurumlarından mezun olmak,
2. Açılacak yarışma ve
yeterlik sınavında başarı göstermek,
3. Sınavın yapıldığı
yılın Ocak ayının ilk gününde otuz beş yaşını doldurmamış olmak,
Şarttır.
b) Uzman yardımcılığında
en az üç yıl çalışmak ve olumlu sicil almak kaydıyla açılacak yeterlik
sınavında başarı gösterenler "uzman" kadrosuna atanırlar.
Üst üste iki defa
yeterlik sınavında başarı gösteremeyenler durumlarına uygun başka kadrolara
nakledilirler.
Uzman kadrosuna
atanacakların Birleşmiş Milletlerce kabul edilen konuşma dillerinden en az
birini Kamu Personeli Dil Sınavından "C" düzeyinde veya muadili bir
seviyede bilmeleri zorunludur.
Uzman yardımcılığı ve
uzmanlıkla ilgili usul ve esaslar ile bunların yurtiçinde ve yurtdışında
eğitime tâbi tutulmaları, seçilme esasları ve diğer hususlar Bakanlıkça
çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.
BAŞKAN- Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Madde üzerinde 1 adet önerge
vardır; ancak, geri çekilmiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
24 üncü maddeyi
okutuyorum:
İKİNCİ BÖLÜM
Denetim, Gelirler,
Giderler ve Bütçe
Denetim
MADDE 24. - Enstitü,
Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun denetimine tâbidir.
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
25 inci maddeyi
okutuyorum:
Gelirler, Giderler ve
Bütçe
MADDE 25. - Enstitünün
gelirleri şunlardır:
a) Enstitünün yapacağı
hizmetler karşılığında alınacak ücretler,
b) Genel Bütçeden
yapılacak yardımlar,
c) Her türlü yardım ve
bağışlar,
d) Enstitüye ait
taşınmazların gelirleri,
e) Yukarıda sayılan
gelirlerin nemalandırılması ile elde edilecek gelirler,
f) Diğer gelirler.
Enstitünün gelir-gider
fazlası bir sonraki yıl bütçesine aktarılır.
Enstitünün gelirleri,
işlemleri ve gayrimenkulleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır,
davalarda teminat aranmaz.
Enstitünün giderleri ile
eğiticilere ders ücreti ödemeleri Yönetim Kurulunca onaylanacak bütçeden
karşılanır.
Marka ve patent
başvuruları için 2.7.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 8 sayılı
tarifesinde belirtilen harç miktarları, Enstitünün yapacağı hizmetler
karşılığında alınacak ücretlerle birlikte Enstitü tarafından tahsil edilir ve
bu surette toplanan harçlar aylık olarak Maliye Bakanlığına aktarılır.
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
26 ncı maddeyi
okutuyorum:
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Personel
Personel
MADDE 26. - Enstitüde
Başkan, Başkan Yardımcısı, Daire Başkanı, Hukuk Müşaviri, Müşavir, Şube Müdürü,
Patent Uzmanı, Marka Uzmanı, Uzman, Patent Uzman Yardımcısı, Marka Uzman
Yardımcısı, Mütercim, Çözümleyici, Programcı, Bilgisayar İşletmeni kadroları
karşılık gösterilmek kaydıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve diğer
kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı
kalınmaksızın sözleşmeli personel istihdam edilebilir. Yabancı uzmanlar da
sözleşmeli olarak istihdam edilebilir. Yabancı uzmanların istihdamı Enstitünün
hazırlayıp Bakanlığın onaylayacağı Yönetmeliğe göre yapılır.
Belli bir uzmanlık
gerektiren nitelikteki iş ve hizmetler için Yönetim Kurulu kararı ile istisna
akdi çerçevesinde işlem yapılır.
Enstitüde sağlık ve
eğitim gibi işlerde çalıştırılmak üzere, ihtiyaca göre Yönetim Kurulu'nun onayı
ile yurtiçinden ve yurtdışından özel anlaşmalarla sözleşmeli olarak yerli ve
yabancı kişiler çalıştırılabilir.
Bu suretle
çalıştırılacakların sözleşme usul ve esasları ile ücret miktarı ve her çeşit
ödemeler Bakanlar Kurulunca tespit edilir.
Sözleşmeli Personel
istekleri halinde emekli sandığı ile ilgilendirilirler.
Enstitü, Marka ve Patent
işlemlerinin yürütülmesinde yurtiçi ve yurtdışındaki kuruluşların
hizmetlerinden yararlanabilir. Bu suretle yararlanılacak hizmetler için
ücretler Enstitünün yapacağı hizmetlerin karşılığı ücretlerle birlikte Enstitü
tarafından tahsil edilir ve ilgili kuruluşlara ödemeler Enstitü tarafından
yapılır.
Enstitü Yönetim Kurulu
Başkan ve üyelerine, Kamu İktisadi Teşebbüsleri Yönetim Kurulu Başkan ve
üyelerine bu görevleri nedeniyle yapılan ücret ödemesi aynen uygulanır.
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
27 nci maddeyi
okutuyorum:
Enstitünün Kadroları
MADDE 27. - 544 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnameyle ihdas edilmiş bulunan kadrolar ile 24.11.1994
tarihli ve 4046 sayılı Kanun uyarınca Bakanlar Kurulunun 2002/4120 sayılı
Kararı gereği Enstitüye tahsis edilen ve 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye
ekli III sayılı cetvelin Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı bölümünde yer alan
kadrolara, bu Kanuna ekli (1) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek
eklenmiş ve ekli (2) sayılı listede yer alan kadrolar iptal edilmiştir.
Kadroların tespit, ihdas,
kullanımı ve iptali ile kadrolara ilişkin diğer hususlar 190 sayılı Genel Kadro
ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre düzenlenir.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz talebinde bulunan Uşak Milletvekili
Osman Coşkunoğlu?..
Sayın Coşkunoğlu
konuşmasından vazgeçti.
Maddeyi ve ekindeki
listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
28 inci maddeyi
okutuyorum:
DÖRDÜNCÜ KISIM
Diğer Hükümler
Uygulanmayacak Hükümler
MADDE 28. - Bu Kanun ile
kurulan Enstitü tarafından yapılması öngörülen iş ve işlemlerde 26.5.1927
tarihli ve 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu hükümleri uygulanmaz. Enstitünün
malları Devlet Malı hükmündedir.
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
29 uncu maddeyi
okutuyorum:
Yönetmelikler
MADDE 29. - Bu Kanun ile
hazırlanması öngörülen yönetmelikler ve Enstitünün teşkilat yapısı ile ilgili
düzenlemeler, Yönetim Kurulunun ilk toplantısını müteakip üç ay içinde
hazırlanır.
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
30 uncu maddeyi
okutuyorum:
Enstitü Nezdinde Vekillik
Yapma Yetkisinde Olanlar
MADDE 30. - Enstitü
nezdinde başvuru sahipleri adına işlem yapma yetkisinde olan kişiler aşağıda
nitelikleri belirtilen gerçek veya tüzel kişilerdir.
Gerçek kişi olan
vekillerin aşağıdaki vasıflara sahip olması şarttır:
a -Türk Vatandaşı olmak,
b- Fiil Ehliyetine sahip
bulunmak,
c- Türkiye'de ikamet
etmek,
d- Yüz kızartıcı bir
suçtan mahkûmiyeti bulunmamak,
e- En az dört yıllık
yükseköğrenim yapmış olmak,
f- Enstitü tarafından,
Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde yapılan Vekillik Yeterlik
Sınavı'nda başarılı olmak,
g- Enstitü Yönetim Kurulu
tarafından tespit edilen miktarda, Meslekî Sorumluluk Sigortası yaptırmış
olmak.
Tüzel kişi olan
vekillerin, vekil vasıflarını haiz, gerçek kişiler tarafından temsil edilmeleri
şarttır.
Vekillik Yeterlik Sınavı,
patent vekilleri ve marka vekilleri için ayrı ayrı iki yılda bir yapılır. Hem
patent hem de marka vekilliği yapabilmek için her iki sınavda da başarılı olmak
zorunludur.
Patent vekilleri ve marka
vekilleri, Enstitü tarafından ayrı ayrı tutulacak sicillere kayıt edilir.
Vekiller bu Kanun ve
diğer sınaî haklarla ilgili konularda, ilgili kişileri Enstitü nezdinde temsil
eder. Danışmanlık yapar ve sınaî hakların korunması için Enstitü nezdinde
gerekli girişimlerde bulunur ve işlemleri yürütürler.
Vekiller, Enstitü
nezdinde ilgili kişilerin haklarının tesisi, korunması ve bunlarla ilgili
olarak idare ile her türlü ilişkilerin temini, tesisi ve yürütülmesi ile
yükümlüdür. Vekiller hakkında Borçlar Kanunu'nun vekalet ile ilgili hükümleri
uygulanır.
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
31 inci maddeyi
okutuyorum:
Neşredilmeyen Mevkutede
Marka Koruma Süresi
MADDE 31. - 556 Sayılı
Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesinde
öngörülen 5 yıllık süre, 15.7.1980 tarihli ve 5680 sayılı Basın Kanununa tâbi
konularda 3 yıla indirilmiştir.
Bu kanunun yürürlük
tarihinde 5680 sayılı Kanun gereği mevkute neşredenler, 556 sayılı Markaların
Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereği mevkute
neşretmekten alıkonulamazlar.
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
32 nci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 32. - 657 sayılı
Devlet Memurları Kanununa ekli 1 sayılı ek gösterge cetvelinin "I-Genel
İdare Hizmetleri Sınıfı" Bölümünün (d) kısmında geçen "Sigorta
Denetleme Kurulu Başkanı" ibaresinden sonra gelmek üzere "Türk Patent
Enstitüsü Başkanı" ibaresi, (h) kısmının sonuna "Marka Uzmanı",
"Patent Uzmanı" ibareleri ile II sayılı Ek Gösterge cetvelinin
"II-Yargı Kuruluşları, Bağlı ve İlgili Kuruluşlar ile Yüksek Öğretim
Kuruluşları" bölümünde geçen "Devlet Personel Başkanlığı Başkan
Yardımcısı" ibaresinden sonra gelmek üzere "Türk Patent Enstitüsü
Başkan Yardımcısı" ibaresi eklenmiştir.
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
33 üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 33. - 657 sayılı
Devlet Memurları Kanununun;
a) 36 ncı maddesinin
"Ortak Hükümler" bölümünün (A) bendinin değişik (11) numaralı
fıkrasına "Tüketici ve Rekabet Uzman Yardımcıları" ibaresinden sonra
gelmek üzere, "Marka Uzman Yardımcıları", "Patent Uzman
Yardımcıları" ve "Tüketici ve Rekabet Uzmanlığına" ibaresinden
sonra gelmek üzere "Marka Uzmanlığına", "Patent
Uzmanlığına" ibareleri,
b) 152 nci maddesinin
"II-Tazminatlar" bölümünün "A-Özel Hizmet Tazminatı"
bendinin (i) alt bendine "Tüketici ve Rekabet Uzmanları" ibaresinden
sonra gelmek üzere "Marka Uzmanları", "Patent Uzmanları"
ibareleri,
Eklenmiştir.
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
34 üncü maddeyi
okutuyorum:
Yürürlükten Kaldırılan
Hükümler
MADDE 34. - Sanayi ve
Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri hakkındaki 3143 sayılı Kanunun Sınaî
Mülkiyet ile ilgili 2 nci maddesinin (f) bendi, 8 inci maddesinin (i) bendi, 15
inci maddesi, Bakanlık Merkez Teşkilatı ile ilgili Ek-1 sayılı cetvelin Ana
Hizmet Birimlerinin 9 uncu sırasında yer alan "Sınaî Mülkiyet Dairesi
Başkanlığı" ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Biri komisyonca verilen 2
adet önerge vardır; 2 önerge aynı mahiyette olduğundan, birleştirerek işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 272
sıra sayılı tasarının yürürlükten kaldırılan hükümlere ilişkin 34 üncü
maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Sait
Açba |
Ruhî
Açıkgöz |
|
Afyon |
Aksaray |
Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanı
BAŞKAN - İkinci önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Türk
Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 34 üncü
maddesinin tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Haluk İpek Şükrü Önder Ahmet Kambur
|
Ankara |
Yalova |
Tekirdağ |
|
Tevfik
Z. Akbulut |
Hüsnü
Ordu |
Fahri
Çakır |
|
Tekirdağ |
Kütahya |
Düzce |
|
|
Yekta
Haydaroğlu |
|
|
|
Van |
|
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ RUHİ AÇIKGÖZ (Aksaray) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI
ALİ COŞKUN (İstanbul) - Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
3143 sayılı Kanunun
sanayi mülkiyetiyle ilgili (f) bendi ile 15 inci maddesinin mülga, 8 inci
maddesinin (i) bendinde ise Esnaf ve Sanatkârlar Genel Müdürlüğü hizmet
birimleri arasına alınmış olması nedeniyle bu maddenin tasarıdan çıkarılması
gerekmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmiştir.
Geçici 1 inci maddeyi
okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 1. -
"Bu kanuna göre kadro ve görev unvanları değişen yahut kaldırılan personel
en geç bir yıl içinde durumlarına uygun boş kadrolara atanırlar. Atama işlemi
yapılıncaya kadar kurumca ihtiyaç duyulan işlerde görevlendirilebilirler.
Bunlar, yeni bir kadroya atanıncaya kadar, eski kadrolarına ait aylık, ek
gösterge ve her türlü zam ve tazminatlar ile diğer malî haklarını almaya devam
ederler. Sözkonusu personelin, atandıkları yeni kadroların aylık, ek gösterge,
her türlü zam ve tazminatlar ile diğer malî hakları toplamının net tutarının
eski kadrolarına bağlı olarak en son ayda almakta oldukları aylık, ek gösterge,
her türlü zam ve tazminatları ile diğer malî hakları toplamı net tutarından az
olması halinde, aradaki fark giderilinceye kadar atandıkları kadrolarda
kaldıkları sürece her hangi bir kesintiye tâbi tutulmaksızın tazminat olarak
ödenir.
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarıya geçici 2 nci
madde eklenmesi hususunda bir önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Türk Patent Enstitüsü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının geçici 1 inci maddesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki maddenin geçici 2 nci madde olarak eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
GEÇİCİ MADDE 2.- Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce Enstitü Başkanı, Başkan Yardımcısı ve
Yönetim Kurulu Üyesi olarak atananların görev süreleri, bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihte sona erer.
|
Haluk İpek |
Sadullah Ergin |
Ahmet Kambur |
|
Ankara |
Hatay |
Tekirdağ |
|
Ahmet Yeni |
İsmail Özgün |
Şükrü Önder |
|
Samsun |
Balıkesir |
Yalova |
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ RUHİ AÇIKGÖZ (Aksaray) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI
ALİ COŞKUN (İstanbul) - Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının 5 inci
maddesinde Yönetim Kurulu, 9 uncu maddesinde ise Başkan ve Başkan
Yardımcılarının görev süreleri üç yıl olarak düzenlenmiştir. İlave edilecek
geçici maddeyle, bu maddelerle uyumlu, paralel bir düzenleme yapılmış olmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilerek,
tasarıya geçici 2 nci madde eklenmiştir.
35 inci maddeyi, 34 üncü
madde olarak okutuyorum:
Yürürlük
MADDE 34. - Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
36 ncı maddeyi 35 inci
madde olarak okutuyorum:
Yürütme
MADDE 35.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Söz talebi?..
Yok.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü
açıkoylamaya tabidir.
Açıkoylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açıkoylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Oylama için 3 dakika süre
vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden
yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy
pusulalarını, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy
kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy
pusulasını, yine, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, 19.6.1994 tarih ve 544 sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname; Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı: |
267 |
Kabul: |
266 |
Çekimser: |
1(x) |
Böylece, tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Şimdi, Sanayi ve Ticaret
Bakanı Sayın Ali Coşkun teşekkür konuşması yapacaktır.
Buyurun Sayın Coşkun. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
(x) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın
sonuna eklidir.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI
ALİ COŞKUN (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; sözlerime
başlarken, böylesine önemli bir yasaya verdiğiniz destekten dolayı hepinize
şükranlarımı sunuyorum. Hükümetimiz adına, bu desteklerinizden dolayı
teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bu
kanunla, ülkemizde başlangıcı meşrutiyet dönemine kadar uzanan ve bir ülkenin
ekonomik gelişim ve kalkınması bağlamında kritik bir önemi haiz bulunan sınaî
mülkiyetin korunmasıyla ilgili büyük bir aşama kaydedilmiş bulunmaktadır.
Bu yasayla getirilecek
iyileştirmelerden, yalnızca, bu konuda ülkemizde tek sorumlu ve yetkili kamu
kurumu olan Türk Patent Enstitüsü, çalışmalarında kolaylık sağlamayacak, bütün
girişimcilerimiz, sanayicimiz, tüccarımız ve şimdiye kadar, Türkiye'ye yatırım
yapmakta çekingen davranan, doğrudan yatırıma yönelecek yabancı sermaye ve
kısacası, ülkemiz ekonomisi, fevkalade etkin, temel ve olumlu sonuçlar elde
edecektir. En önemlisi de, halen markalar müracaatı 19 000 adet, patent 700,
endüstri tasarımı 400, coğrafî işaret fazla yüklü değil ve faydalı model olarak
bekleyen 400 müracaat -ki, en önemlisi marka tescili bakımından bekleyen 19 000
müracaat- kısa zamanda neticelendirilecektir.
Her şeyden önce,
Komisyonda ve Genel Kurulda sağladığınız desteğe tekrar teşekkür ediyor,
saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri, 4
üncü sıraya alınan Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Kurulması
Hakkında Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısının
müzakerelerine başlayacağız.
4. - Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Kurulması
Hakkında Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ve Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu(1/686) (S. Sayısı: 275)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Görüşülecek başka iş
kalmadığından, alınan karar gereğince, İzmit Büyükşehir Belediyesi Kentsel ve
Endüstriyel Su Temin Projesi ile ilgili iddiaların araştırılması amacıyla
kurulan Meclis Araştırma Komisyonu raporu ile sözlü soru önergelerini ve diğer
denetim konularını sırasıyla görüşmek için, 11 Kasım 2003 Salı günü saat
15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati : 20.28
VI. - SORULAR VE CEVAPLAR
A) Yazili Sorular ve Cevaplari
1. -
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bir çocuk bakımeviyle ilgili
iddialara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı
(7/1119)