DÖNEM
: 22 YASAMA
YILI : 1
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
CİLT : 20
100 üncü Birleşim
1 . 7 . 2003 Salı
İ
Ç İ N D E K İ L E R I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. -
YOKLAMA
IV. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Abdullah Gül'ün, Ulusal Program konusunda gündemdışı açıklaması ve
CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Mustafa Elekdağ ve AK Parti Sivas Milletvekili
Selami Uzun'un Grupları adına, Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, grubu
bulunmayan siyasî partiler adına konuşmaları
B)
TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- 4903 sayılı Çeşitli Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun bazı maddelerinin bir daha görüşülmek
üzere geri gönderildiğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/324)
2.- Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun
(6/499) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/76)
3.- Samsun Milletvekili Mehmet Kurt'un
(6/519) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/77)
4.- Konya Milletvekili Atilla Kart'ın,
24.2.1983 Tarih ve 2802 Sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun Bir Maddesinin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifinin (2/121) doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önergesi (4/78)
C) GENSORU,
GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.- Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç ve
39 milletvekilinin, ülkemizdeki demir cevheri kaynaklarının değerlendirilmesi
ve demirin inşaat sektöründe kullanımı ile ilgili sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/116)
V.-
AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Şükrü Mustafa
Elekdağ'ın, Sivas Milletvekili Selami Uzun'un, ileri sürmüş olduğu görüşten
farklı bir görüşü kendisine atfetmesi nedeniyle açıklaması
VI.-
ÖNERİLER
A) DANIŞMA
KURULU ÖNERİSİ
1.- Genel Kurulun çalışma saatleriyle
gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
VII.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Hırvatistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık Alanında İşbirliğine Dair
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/448) (S.
Sayısı: 103)
2.- Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile
Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu (1/521) (S. Sayısı: 146)
3.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu
(1/523) (S. Sayısı: 152)
4.- Kara Avcılığı Kanunu Tasarısı ve Çevre
ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonları raporları (1/286) (S.Sayısı: 60)
5.- Çeşitli Kanunlarda ve Maliye
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile İçişleri; Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm; Tarım, Orman ve Köyişleri; Çevre ve Plan ve Bütçe
Komisyonları raporları (1/602) (S.Sayısı:198)
6.- Türk Silahlı Kuvvetleri Personel
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Milli Savunma Komisyonu
Raporu (1/608) (S. Sayısı: 183)
VIII.-
SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İstanbul Milletvekili Emin Şirin'in,
sigaraya uygulanan vergi oranlarının artırılıp artırılmayacağına ilişkin sorusu
ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı (7/582)
2.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın,
sağlık kurumlarındaki bazı cihazlara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağ'ın cevabı (7/600)
3.- Tokat Milletvekili Resul Tosun'un,
Yargıtay üyeleri tarafından kişiler aleyhine açılan tazminat davası olup
olmadığına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in cevabı (7/602)
4.- İzmir Milletvekili Muharrem Toprak'ın,
kültür etkinliklerine ayrılan ödeneğe ilişkin Başbakandan sorusu ve Kültür ve
Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun cevabı (7/641)
5.- İzmir Milletvekili Muharrem Toprak'ın,
orman yangınlarına karşı alınan tedbirlerin zamanlamasına ilişkin Başbakandan
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin cevabı (7/644)
6.- Çanakkale Milletvekili İsmail Özay'ın,
Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartının çekincelerinin kaldırılıp
kaldırılmayacağına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
(7/719)
7.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgun'un,
İSDEMİR'in ERDEMİR'e devrine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Abdüllatif Şener'in cevabı (7/788)
8.- Van Milletvekili Mehmet Kartal'ın,
özelleştirme kapsamındaki Van Sümerbank Kundura Fabrikasına ilişkin sorusu ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in cevabı (7/790)
9.- İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü'nün,
Belediyelerin kurumlara olan borçlarına,
Belde Belediyelerinin borçlarına,
İlişkin soruları ve Bayındırlık ve İskân
Bakanı Zeki Ergezen'in cevabı (7/739,767)
10.- İzmir Milletvekili Muharrem
Toprak'ın, Avrupa Komisyonu ile imzalanan mali destek programına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün
cevabı (7/526)
11.- Samsun Milletvekili Mehmet Kurt'un,
yardımcı doçentlerin mali durumlarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik'in cevabı (7/537)
12.- Manisa Milletvekili Hüseyin
Tanrıverdi'nin, asgari ücrete ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Murat Başesgioğlu'nun cevabı (7/561)
13.- Gaziantep Milletvekili Abdulkadir
Ateş'in, zorunlu tasarrufların kullanımı ve denetimine ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı Ali Babacan'ın cevabı (7/638)
14.- İzmir Milletvekili Muharrem
Toprak'ın, okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılmasına ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/640)
15.- İstanbul Milletvekili Emin Şirin'in,
Koç Üniversitesine tahsis edilen orman arazisine ilişkin Başbakandan sorusu ve
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin cevabı (7/647)
16.- İstanbul Milletvekili Emin Şirin'in,
ABD ile yapılan bazı anlaşmalara ve İncirlik Üssünün konumuna ilişkin sorusu ve
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün cevabı (7/650)
17.- Denizli Milletvekili Mustafa
Gazalcı'nın, Emniyet Teşkilatı görevlileriyle okullarda ortak eğitim
çalışmaları yapıldığı iddiasına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin
Çelik'in cevabı (7/658)
18.- Samsun Milletvekili Mehmet Kurt'un,
Avrasya İşbirliği Eylem Plânına, İsrail ile yapılan anlaşmalara ve Kuzey
Irak'tan silah kaçakçılığı yapılıp yapılmadığına ilişkin sorusu ve Dışişleri
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün cevabı (7/660)
19.- Muğla Milletvekili Ali Arslan'ın,
tütün fazlasına ve alımlarına ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami
Güçlü'nün cevabı (7/762)
20.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret
Baloğlu'nun, Antalya-Konyaaltı'ndaki trafik yoğunluğuna karşı alınacak
tedbirlere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı (7/678)
21.- Antalya Milletvekili Tuncay
Ercenk'in, zorunlu tasarruf nemalarının ne zaman ödeneceğine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Ali Babacan'ın cevabı (7/687)
22.- Manisa Milletvekili Nuri Çilingir'in,
Karayolları Trafik Yönetmeliğine bir and metni eklenip eklenmeyeceğine ilişkin
sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı (7/698)
23.- Aydın Milletvekili Özlem
Çerçioğlu'nun, Aydın-Didim İlçesi Antik Milet Kenti içinde yer alan İlyas Bey
Camiinin restorasyonuna ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin'in cevabı (7/723)
24.- Adana Milletvekili Nevin Gaye
Erbatur'un, Adana-Yüreğir'deki Sarıçam deresinin ıslahına ilişkin sorusu ve
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin cevabı (7/721)
25.- Diyarbakır Milletvekili Muhsin
Koçyiğit'in, Erganililerin Ziraat Bankası Maden Şubesindeki hesaplarının Halk
Bankası Ergani Şubesine aktarılıp aktarılmayacağına ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı Ali Babacan'ın cevabı (7/860)
I. - GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak
üç oturum yaptı.
Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner,
Isparta İli ile bazı ilçe ve köylerinde meydana gelen sel felaketinin neden
olduğu hasara ve alınması gereken tedbirlere,
Tunceli Milletvekili Hasan Güyüldar,
Munzur Vadisi üzerinde yapılması planlanan Konaktepe I ve II hidroelektrik
santrallarının doğa, kültür ve ekolojik dengeye yapabileceği olumsuz etkilere,
elektrik üretimi için bölgede oluşturulabilecek alternatif çarelere,
İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.
Niğde Milletvekili Mahmut Uğur Çetin'in,
Nusret Mayın Gemisinin müze haline getirilmesi için yapılan çalışmalar ile
Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Gününe ilişkin
gündemdışı konuşmasına, Devlet Bakanı Güldal Akşit cevap verdi.
Uluslararası Bağ ve Şarap Örgütünün
Kuruluşuyla İlgili Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının (1/363) geri gönderilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi okundu;
Dışişleri Komisyonunda bulunan tasarının hükümete geri verildiği bildirildi.
Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün'ün, KİT
Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi Genel Kurulun bilgisine
sunuldu.
Mersin Milletvekili Hüseyin Özcan ve 33
milletvekilinin, Mersin İlinin ekonomik, sosyal, kültürel ve kentsel
sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
(10/114),
Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu ve 25 milletvekilinin, Tekel'in özelleştirilmesinin sigara sektöründe
ortaya çıkaracağı sorunların araştırılması amacıyla (10/115),
Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve öngörüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Bazı milletvekillerine, belirtilen sebep
ve sürelerle izin verilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi kabul edildi.
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:
1 inci sırasında bulunan, Adlî Yargı İlk
Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri
Hakkında Kanun Tasarısının (1/521) (S. Sayısı: 146) görüşmeleri, daha önce geri
alınan maddelere ilişkin Komisyon raporu henüz hazırlanmadığından,
2 nci sırasında bulunan, Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının (1/523)
(S. Sayısı: 152) görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır
bulunmadıklarından,
Ertelendi.
3 üncü sırasında bulunan, Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununa Bir Ek Madde Eklenmesi Hakkında (1/605) (S. Sayısı:
179),
4 üncü sırasında bulunan, Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin (1/549) (S. Sayısı: 182),
6 ncı sırasında bulunan, Eski
Yugoslavya'da İşlenen Bazı Suçların Kovuşturulması Hakkında (1/396) (S. Sayısı:
122),
Kanun Tasarılarının, görüşmelerini
müteakiben yapılan oylamalardan;
5 inci sırada bulunan, Sivil Hava Araçları
Üçüncü Şahıs Malî Mesuliyet Sigortasının Ticarî Olarak Temin Edilemeyen
Kısmının Devlet Garantisi ile Karşılanması (1/585) (S. Sayısı: 153),
7 nci sırasında bulunan, 11 No.’lu
Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Temel Özgürlükleri Koruma Avrupa
Sözleşmesine Ölüm Cezasının Kaldırılmasına Dair Ek 6 No.’lu Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu (1/607) (S. Sayısı: 184),
Hakkında Kanun Tasarılarının ise,
görüşmelerini müteakiben, elektronik cihazla yapılan açıkoylamalardan;
Sonra, kabul edildikleri ve
kanunlaştıkları açıklandı.
8 inci sırasında bulunan, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Hırvatistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık
Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında
Kanun Tasarısının (1/448) (S. Sayısı: 103) tümünün elektronik cihazla yapılan
açıkoylamalarında Genel Kurulda toplantı yetersayısı bulunmadığı
anlaşıldığından,
Alınan karar gereğince, 1 Temmuz 2003 Salı
günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 19.16'da son verildi.
|
Yılmaz Ateş |
|
|
Başkanvekili |
|
|
|
|
|
Suat Kılıç |
Mehmet Daniş |
|
Samsun |
Çanakkale |
|
Kâtip Üye |
Kâtip Üye |
No. : 140
II. - GELEN
KÂĞITLAR
27.6.2003
CUMA
Tasarılar
1.- Bazı Kanunlarda ve Bayındırlık ve
İskan Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/628) (Anayasa ve Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19.6.2003)
2.- Danıştay Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/629) (Plan ve Bütçe ve Adalet
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.6.2003)
3.- Terörle Mücadele Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/630) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
ve Millî Savunma ve Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 25.6.2003)
4.- Sinematografik Ortak Yapım Avrupa
Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/631)
(Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 25.6.2003)
5.- Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Tasarısı
(1/632) (Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa ve Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 25.6.2003)
Teklif
1.- Kayseri Milletvekili Muharrem
Eskiyapan ve 12 Milletvekilinin; 506 Sayılı Kanunun, 2422 Sayılı Kanunun 10
uncu Maddesiyle Değişik 73 üncü Maddesi ve 16 ncı Maddesiyle Değişik Ek 7 nci
Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/156) (Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20.6.2003)
Tezkere
1.- Özerk Kurumlar Hakkında Sayıştay
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/323) (Plan ve
Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.6.2003)
Sözlü Soru
Önergeleri
1.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel'n,
Bursa-Yenişehir'de TMO'nun hububat alım zamanına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/606) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.6.2003)
2.- Diyarbakır Milletvekili Muhsin
Koçyiğit'in, Diyarbakır-Dicle İlçesi çiftçilerine doğrudan gelir desteği ve
mazot paralarının ne zaman ödeneceğine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/607) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.6.2003)
3.- Manisa Milletvekili Nuri Çilingir'in,
hidrojen ve borun enerjide ve sanayide kullanımına yönelik çalışmalar yapılıp
yapılmadığına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/608) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.6.2003)
4.- Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun,
Ankara İlindeki köpek barınaklarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/609) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.6.2003)
5.- Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın,
kültür merkezlerinin devredileceği haberlerine ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/610) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.6.2003)
6.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
işsizliğe karşı alınan önlemlere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
sözlü soru önergesi (6/611) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.6.2003)
7.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'in,
Sayıştay denetimi dışında kalan karayolu ihalelerine ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/612) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.6.2003)
Yazılı Soru
Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili Gürsoy Erol'un,
kamudaki özürlü personel istihdamına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali Şahin) yazılı soru önergesi (7/874) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.6.2003)
2.- İstanbul Milletvekili Gürsoy Erol'un,
pasaport müracaatında gerekli belgelere ve alınan ücretlere ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/875) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.6.2003)
3.- İstanbul Milletvekili Gürsoy Erol'un,
Marmara depremi sonrası müteahhitler aleyhine açılan davalara ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/876) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.6.2003)
4.- İstanbul Milletvekili Gürsoy Erol'un,
özel sektördeki özürlü personel istihdamına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/877) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.6.2003)
5.- İstanbul Milletvekili Gürsoy Erol'un,
bazı harcamaların vergi iadesi kapsamına alınıp alınmayacağına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/878) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.6.2003)
6.- Hatay Milletvekili Züheyir Amber'in,
Yüksek İhtisas Hastanesi Başhekiminin başka bir hastaneye atanmasının nedenlerine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/879) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.6.2003)
7.- Aydın Milletvekili Özlem
Çerçioğlu'nun, Kuşadası Limanı özelleştirme ihalesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/880) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.6.2003)
8.- Ankara Milletvekili İsmail
Değerli'nin, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan alt-üst geçit,
metro ve köprülü kavşak ihalelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/881) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.6.2003)
9.- Adana Milletvekili Tacidar Seyhan'ın,
ibadethane ve imam sayıları ile kadrolara ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet
Aydın) yazılı soru önergesi (7/882) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.6.2003)
10.- Adana Milletvekili Tacidar Seyhan'ın,
branş ve sınıf öğretmeni açığı olup olmadığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/883) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.6.2003)
11.- İzmir Milletvekili Enver Öktem'in,
geçici işçilere kadro tahsis edilip edilmeyeceğine ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/884) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.6.2003)
12.- Adana Milletvekili Atilla
Başoğlu'nun, sokak köpeklerine ve hayvan barınaklarına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/885) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.6.2003)
13.- Adana Milletvekili Nevin Gaye
Erbatur'un, namus cinayeti mağdurlarına yönelik tedbirlere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/886) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.6.2003)
14.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'in,
İzmir'de tahsilat yetkisi verilmeyen TELEKOM bayilerine ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/887) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.6.2003)
15.- Konya Milletvekili Atilla Kart'ın,
emniyet müdürlerinin kıdem ve terfi kıstaslarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/888) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.6.2003)
No. : 141
30.6.2003
PAZARTESİ
Rapor
1.- Çeşitli Kanunlarda ve Maliye
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile İçişleri; Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm; Tarım, Orman ve Köyişleri; Çevre; Plan ve Bütçe
Komisyonları raporları (1/602) (S. Sayısı: 198) (Dağıtma tarihi: 30.6.2003)
(GÜNDEME)
No. : 142
1.7.2003
SALI
Rapor
1.- Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Tasarısı
ile İçişleri ve Adalet Komisyonları raporları (1/591) (S. Sayısı: 199) (Dağıtma
tarihi: 1.7.2003) (GÜNDEME)
Sözlü Soru
Önergeleri
1.- Antalya Milletvekili Osman Özcan'ın,
Alanya-Dimçayı-Kargacık arasında bölünmüş yol yapılıp yapılmayacağına ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından sözlü soru önergesi (6/613) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30.6.2003)
2.- Antalya Milletvekili Osman Özcan'ın,
Antalya-Gazipaşa İlçesinin İç Anadoluya karayolu bağlantısının sağlanmasına
ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından sözlü soru önergesi (6/614) (Başkanlığa
geliş tarihi: 30.6.2003)
3.- Antalya Milletvekili Osman Özcan'ın,
Patara-Kalkan arasındaki karayolunun genişletilmesi ihtiyacına ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından sözlü soru önergesi (6/615) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30.6.2003)
4.- Antalya Milletvekili Osman Özcan'ın,
zabıtaların silah ihtiyacına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/616) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.6.2003)
5.- Antalya Milletvekili Osman Özcan'ın,
Manavgat'ta görevli trafik ekiplerinin benzin ihtiyacına ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/617) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.6.2003)
6.- Antalya Milletvekili Osman Özcan'ın,
yaz aylarında nüfusu artan ilçelerin güvenlik ve yönetim hizmetlerine ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/618) (Başkanlığa geliş tarihi:
30.6.2003)
7.- İzmir Milletvekili Canan Arıtman'ın,
İzmir-Foça'daki kazı çalışmalarının durdurulmasına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/619) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.6.2003)
8.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
Ardahan'a doğalgaz verilip verilmeyeceğine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/620) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.6.2003)
9.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
Türkgözü sınır kapısından mazot ithalatına ve Aktaş sınır kapısına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/621) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.6.2003)
10.- Muğla Milletvekili Ali Arslan'ın,
Marmaris'teki bir ilköğretim okulunda yapılan teftişe ilişkin Milli Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/622) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.6.2003)
Yazılı Soru
Önergeleri
1.- Denizli Milletvekili Mehmet U.
Neşşar'ın, üniversitelerin araştırma görevlisi kadrolarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/889) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.6.2003)
2.- Denizli Milletvekili Mehmet U.
Neşşar'ın, katma bütçeden üniversite araştırma fonlarına ayrılan kaynak
miktarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/890) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30.6.2003)
3.- Antalya Milletvekili Nail Kamacı'nın,
yükseköğrenim harçlarına zam yapılıp yapılmayacağına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/891) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.6.2003)
4.- Denizli Milletvekili Mustafa
Gazalcı'nın, eski milletvekili Sedat Bucak'ın, istihbarat ve güvenlik birimleriyle
çalıştığı iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/892)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30.6.2003)
5.- Antalya Milletvekili Nail Kamacı'nın,
doktorların sorunlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/893)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30.6.2003)
6.- Antalya Milletvekili Nail Kamacı'nın,
Antalya çevre yolu çalışmalarına ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı
soru önergesi (7/894) (Başkanlığa geliş tarihi: 30.6.2003)
7.- Antalya Milletvekili Nail Kamacı'nın,
köy yollarının yapımı için mazot ücreti istendiği iddiasına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/895) (Başkanlığa geliş tarihi:
30.6.2003)
8.- Aydın Milletvekili Özlem
Çerçioğlu'nun, Aydın'da çevre yolu yapılıp yapılmayacağına ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/896) (Başkanlığa geliş tarihi:
30.6.2003)
9.- Ankara Milletvekili İsmail
Değerli'nin, Ankara Büyükşehir Belediyesinin ön ödemeli elektronik doğalgaz
sayaçlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/897)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30.6.2003)
10.- İzmir Milletvekili Oğuz Oyan'ın, 58
ve 59 uncu Hükümetler döneminde mahalli idarelerden kamu kurum ve kuruluşlarına
yapılan personel geçişlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/898)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30.6.2003)
11.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel'in,
Boğazköy Barajı Projesinin ek ödenek ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/899) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.6.2003)
Meclis
Araştırması Önergesi
1.- Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç ve
39 Milletvekilinin, ülkemizdeki demir cevheri kaynaklarının değerlendirilmesi
ve demirin inşaat sektöründe kullanımı ile ilgili sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün
104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/116) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.6.2003)
BİRİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 15.00
1 Temmuz
2003 Salı
BAŞKAN:
Başkanvekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER: Mevlüt AKGÜN (Karaman), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 100 üncü Birleşimini açıyorum.
III.- Y O K
L A M A
BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama
yapacağım.
Yoklama için 5 dakika süre vereceğim.
Sayın milletvekillerinin, oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını
bildirmelerini; bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen
milletvekillerinin, salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini; buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarını,
teknik personel aracılığıyla, 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı
yetersayımız vardır; görüşmelere geçiyoruz.
Sayın milletvekilleri, hükümet adına,
Ulusal Program konusunda, İçtüzüğün 59 uncu maddesine göre söz talebi vardır;
gündeme geçmeden önce, bu talebi yerine getireceğim.
Sayın Bakanın açıklamasından sonra,
istemleri halinde, siyasî parti gruplarına ve grubu bulunmayan
milletvekillerinden birisine söz vereceğim.
Konuşma süreleri, hükümet için 20, siyasî
parti grupları için 10, grubu bulunmayan milletvekili için 5 dakikadır.
Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
IV. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.-
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün, Ulusal Program
konusunda gündemdışı açıklaması ve CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Mustafa
Elekdağ ve AK Parti Sivas Milletvekili Selami Uzun'un Grupları adına, Iğdır Milletvekili
Dursun Akdemir'in, grubu bulunmayan siyasî partiler adına konuşmaları
DIŞİŞLERİ BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDULLAH GÜL (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
Avrupa Birliğine üyelik sürecimizde önemli ve kritik bir adım oluşturan Avrupa
Birliği müktesebatının üstlenilmesine ilişkin yeni ve gözden geçirilmiş Ulusal
Programı sizlerle paylaşmak için huzurlarınızdayım; hepinize saygılar
sunuyorum.
Değerli arkadaşlar, sizin ofislerinize,
hepinize Ulusal Programın özetini gönderdik. Bu Programın tamamı 877 sayfadır,
arzu eden arkadaşlara tamamını da verebiliriz; ama, eminim ki, özetini
gönderdiğimiz Programa şöyle göz attıysanız, siyasî konuları, ekonomik
konuları, malî konuları, bütün bunları içeren geniş, tafsilatlı bir programdır.
Hükümetimizin tavrı, bu Programı bütün milletimizin görüşüne sunmak, tartışmaya
açmak, siyasî partilerimizle paylaşmak ve daha sonra da, hükümet kararı
şeklinde Resmî Gazetede yayımlanmak suretiyle devreye sokmaktır.
Avrupa Birliği söz konusu olduğunda, bütün
bu konuların tartışılmasını, hükümet olarak, gerçekten, samimî olarak
istiyoruz; çünkü, Avrupa Birliği, herhangi bir organizasyon veya teşkilata
benzememektedir. Türkiye'nin Avrupa Birliğiyle ilişkisi, Türkiye'nin Avrupa
Birliğine girişi, Türkiye'nin OECD, Türkiye'nin NATO veya Türkiye'nin İslam
Konferansı Teşkilatıyla ilişkileri gibi bir ilişki değildir. Avrupa Birliği
büyük bir toplumdur. Türkiye 70 000 000'luk büyük bir toplumdur. Türkiye'nin
Avrupa Birliğine girişi 70 000 000'un, büyük bir toplumun başka büyük bir
toplumla buluşması ve beraber hale gelmesidir. Dolayısıyla, hayatımızı yakından
ilgilendiren, kurumlarımızı yakından ilgilendiren büyük bir entegrasyondur. O
açıdan, getirdiği sorumluluklar vardır, getirdiği görevler de vardır; getirdiği
avantajlar vardır, bunlar karşısında Türkiye'nin yapması gerekenler de vardır.
Bu açından, herkesin yakinen bilmesi, detaylarını öğrenmesi gereken bir
olaydır. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra belki de en büyük projedir bu. O
açıdan, bu meseleyi sadece hükümet olarak götürme niyetinde değiliz. Bu
meselede, bu konuda, bütün siyasî partiler, sivil toplum örgütleri, aydınlar,
entelektüeller, halk ve sendikalar, herkes ne olup ne bittiğini bilsin
istiyoruz. Bu açıdan, Ulusal Program, sizin bilgilerinize sunulmuştur. Bu
açıdan, bugün, burada, bir tartışma açıyoruz ve herkesin görüşlerini almak istiyoruz.
Değerli arkadaşlar, Türkiye, 1999 Helsinki
Zirvesiyle Avrupa Birliğine gerçekten aday olmuştur. Helsinki'de Türkiye'nin
adaylığı kabul edildikten sonra, Türkiye'nin adaylığını daha da meşrulaştıran
ve gerçekten, sanal bir adaylıktan gerçek bir adaylığa getiren nokta, Katılım
Ortaklığı Belgesinin hazırlanması, malî meseleleri içeren çerçeve anlaşmasının
imzalanması ve 2001 yılında Türkiye'nin Ulusal Programının yayımlanmasıyla
olmuştur. Katılım Ortaklığı Belgesi, Avrupa Birliği tarafından hazırlanmıştır;
Türkiye'nin siyasî olarak, ekonomik olarak neler yapması gerektiğini ortaya
koymuştur. Ulusal Programda, bizim, Türkiye olarak neler yapmamız gerekiyor,
belli bir zaman süreci içerisinde ne yapacağız, 2003 yılında ne yapacağız,
2004'te ne yapacağız, kısa, orta ve uzun vadede ne yapacağız; bunları içeren
bir düzenlemedir; bugün çok kullanılan anlamıyla, bir nevi yol haritasıdır,
yani, Türkiye'yi Avrupa Birliğine tam üye yapacak bir yol haritasıdır. Burada,
kısa vadeli olarak, 2003 ve 2004 yılları içerisinde yapacaklarımızı, orta
vadeli olarak da, 2005 yılı içerisinde yapacaklarımızı ortaya koymuş durumdayız.
Avrupa Birliğiyle ilişkilerimizdeki temel
belgelerden biri olan 2001 Ulusal Programı ile -Kopenhag Siyasî Kriterleri
bağlamında- bugüne kadar gerçekleştirilen anayasa değişikliklerini bizden
önceki hükümet yapmıştır; reform paketlerinden üçünü bizden önceki hükümet
yapmıştır, dördüncü, beşinci ve altıncı reform paketlerini bugünkü hükümet ve
bu Meclis yapmıştır. Dolayısıyla, bütün bunların dayanağı, mesnedi, 2001
yılında yayımladığımız Ulusal Program olmuştur. Şimdi, yeni bir Ulusal Program
çıkarıyoruz, gözden geçirilmiş bir Ulusal Program çıkarıyoruz. Bu programda da,
2003 ve 2004 yılları içerisinde yapacaklarımızı ortaya koyuyoruz.
Şunu da unutmamak gerekir; söz konusu
reform çalışmalarına, daimî bir süreç olduğu cihetle, katılım müzakereleri
sırasında da devam edilecektir. Yani, reformların "biz şunu yaptık,
bitti" anlayışı içerisinde olmaması gerekir; bu, bir süreçtir. Dediğim
gibi, kısa süre içerisinde yapacaklarımız var, orta vadede yapacaklarımız, uzun
vadede yapacaklarımız var. Avrupa Birliğine yaklaşımımız, eğer "bize bazı
şeyler empoze ediliyor, biz bunları yaparız ve burada kalırız" anlayışı
içerisinde olursa, bu mantalite, aslında, Avrupa Birliği mantalitesine uygun
bir anlayış değildir. Biz -defalarca söylediğimiz gibi- kendi halkımız, kendi
milletimiz, kendi ülkemiz, daha demokratik, daha özgür, daha kalkınmış,
ekonomik ilişkileri daha şeffaf, malî ilişkileri daha şeffaf, hesap
verilebilirliğin olduğu bir ülke olsun diye uğraşıyoruz. (AK Parti sıralarından
alkışlar) Bütün bunlar, Avrupa Birliği kriterleriyle de paralellik arz
etmektedir. Dolayısıyla, bu reformları bir zorlamayla, bir baskıyla yapıyor
değiliz; bunu açıkça söylüyorum, biz bunları gönüllü olarak, arzu ederek, kendi
halkımız hak ettiği için yapıyoruz. Bu anlayış içerisinde hareket eden bir
hükümet, bu anlayış içerisinde hareket eden bir Türkiye Büyük Millet Meclisi,
muhakkak ki, Türkiye'yi, gerçekten hak ettiği yere getirecektir. Bunun sonunda
-burada açık konuşmak gerekir, Avrupa Birliği söz konusu olsun olmasın-
bunların hepsinden Türkiye kazanacaktır, Türk Halkı kazanacaktır; o bakımdan
yaptıklarımızda kararlıyız.
Değerli arkadaşlar, malumunuz olduğu
üzere, 12-13 Aralık 2002 tarihlerinde, Danimarka'nın dönem başkanlığını yaptığı
Kopenhag Zirvesinde yeni bir aşamaya gelinmiştir. Nedir; orada alınan karar
şudur: "2004 yılının sonunda, eğer ilerleme raporları olumlu çıkarsa,
Türkiye ile müzakerelere vakit geçirilmeden başlanacak" denilmiştir. Bu,
Helsinki'den sonra atılan en önemli adım olmuştur. Kopenhag Zirvesinde başka
bir karar daha alınmıştır: "Katılım Ortaklığı Belgesi, Ulusal Program
tekrar gözden geçirilsin, gümrük birliğiyle ilgili olup bitenler gözden
geçirilsin, aksayan yönler varsa bunlar düzeltilsin ve Türkiye'ye yapılan malî
yardım artırılsın" denilmiştir. İşte, bu çerçeve içerisinde, yeni bir
Katılım Ortaklığı Belgesi, 15 Nisan 2003 tarihinde Avrupa Birliğinde yapılan
toplantılar neticesinde ortaya çıkmıştır. Buna karşılık da, biz, şimdi, 2003
yılında, gözden geçirilmiş bir Ulusal Program çıkarıyoruz. Bunun aslı, 2001
yılındaki Ulusal Programdır; ama, bunu, değişen şartlara göre tekrar gözden
geçiriyoruz. Bunun içerisinde yeni bir şey yoktur. En genişi, 2001'deki Ulusal
Programdır; ama, bu süre içerisinde Türkiye'nin yaptığı, çözdüğü birçok problem
vardır; bunlar, tabiî, bunun dışında olacaktır.
Değerli arkadaşlar, şimdi, biz, gözden
geçirilmiş olan bu Ulusal Programı, sizin de tenkitlerinizi, önerilerinizi,
siyasî partilerimizin önerilerini, sivil toplum örgütlerinin önerilerini
dikkate alarak tam olgunlaştıracağız, daha sonra da Bakanlar Kurulu kararı
haline gelecek, Resmî Gazetede yayımlanacak ve komisyona vereceğiz.
Bu Program, aynı zamanda, 2004 sonunda
üyelik müzakerelerinin başlamasını hedefleyen bir siyasî taahhüt niteliği de
taşıyacaktır. Programın bizi tam üyelik hedefine götürebilmesi için, Katılım
Ortaklığı Belgesindeki beklentileri karşılayacak ve bunları tamamlayacak bir
nitelikte olması gerekmektedir. Bunlar nedir; bunlar Avrupa Birliği
standartlarıdır. Yani, biz, bu Programla göstermek istiyoruz ki, Türkiye, 2004
yılının sonunda, herhangi bir Avrupa Birliği ülkesindeki siyasî kriterleri
tamamlamıştır. Türkiye'nin bundan sonra yapacağı şeyler, müzakere süresi
içerisinde yapacağı konulardır; ama, temel bütün prensipleri yerine getirmiştir
demek istiyoruz.
Bu beklentilerin karşılanmasında
göstereceğimiz performans, Türkiye'nin, 2004 yılı sonunda, Avrupa Birliğiyle
tam üyelik müzakerelerine başlayıp başlamamasını tayin edecektir. Bu husus,
özellikle siyasî kriterler açısından geçerlidir; zira, siyasî kriterler
karşılanmadan müzakerelere başlama imkânı yoktur. Ekonomik kriterler genellikle
Maastricht kriterlerini ihtiva ettiği için, bunlar, müzakere süresi içerisinde
yerine getirilebilecek hususlardır; ama, siyasî kriterler müzakereye başlamanın
bir şartıdır; Ulusal Programla da, biz, bunları taahhüt edeceğiz; diyeceğiz ki,
evet, 2004'ün sonunda Türkiye hazırdır.
2003 Ulusal Programı, bir öncekinde olduğu
gibi, tüm kamu kurum ve kuruluşlarımızın çabaları ve katkılarıyla
hazırlanmıştır. Programı bu hale getirirken, Avrupa Birliği Genel
Sekreterliğinden, devletimizin bütün organlarından, bütün kurumlarından,
sivil-asker ayırımı yapmadan, hepsinden görüşler alınmıştır. Bu görüşler
derlenmiştir, toparlanmıştır ve huzurunuza bu şekilde çıkılmıştır. Bu süreç
içinde sivil toplum örgütlerinin görüşlerinden de azamî ölçüde yararlanılmasına
özen gösterilmiştir; dolayısıyla, Program, teknik veçhesiyle geniş bir
mutabakat zeminine sahip bulunmaktadır. Hükümet olarak, Avrupa Birliğine üyelik
hedefine, ancak tüm kurumlarımızın katkısı, özverisi, çalışması ve toplumumuzun
desteğiyle ulaşabileceğimizin bilinci içerisindeyiz.
Ulusal Programın siyasî kriterlere ilişkin
bölümünü oluştururken, hükümet programında ifadesini bulan insan hakları ve
hukukun üstünlüğüne dayalı, çoğulcu, katılımcı demokratik yapımızın
güçlendirilmesi, ülkemizin birlik, bütünlük ve üniter yapısı içinde temel hak
ve özgürlüklerin genişletilmesi, işkence ve kötü muameleye hoşgörü
gösterilmemesi, sivil toplum örgütlerinin güçlendirilmesi gibi temel hedefler
esas alınmıştır. Ulusal Programımız, adalet, içişleri, tarım, ulaştırma, çevre,
sağlık, çalışma hayatı ve sosyal güvenlik gibi toplumsal hayatın her alanında
uyum faaliyetlerinin yoğun olarak sürdürülmesini öngörmektedir. Bunun için 93
tane yeni kanun çıkaracağız, 61 tane kanunda değişiklik yapacağız, 391 tane
idarî düzenleme yapacağız, 84 tane de, daha önce yapılan idarî düzenlemelerde
değişiklik yapacağız. Görüldüğü gibi, kanunlarımızı, mevzuatımızı Avrupa
Birliği mevzuatına paralel hale getirmek için büyük bir çaba sarf edilmektedir.
Bu uyum çalışmaları, Avrupa Birliğine tam üyeliğin de ötesinde, Türkiye'yi,
dünya platformunda daha güçlü, etkin ve saygın bir konuma getirme amacına
yöneliktir.
Değerli arkadaşlar, demin söylediğim gibi,
sonunda Avrupa Birliği söz konusu olmasa bile, Türkiye, büyük şeyler
kazanacaktır ve dünyada gerçekten en iyi yere gelecektir. Türkiye'nin
çağdaşlaşma ve kalkınma yolundaki son büyük atılımı, Avrupa Birliğine üyeliği
yolunda attığı büyük adımdır. Avrupa Birliği üyeliğine giden yolun zorlukları
ve atılması gereken adımların önemi ise açıktır. Bu cesur adımları atan
Türkiye, dünyanın en ileri ülkeleriyle rekabet gücünü sağlayabilecek ve
küreselleşme olgusunda hak ettiği yere de kavuşacaktır.
2003 Ulusal Programının ortaya
çıkarılması, hükümetimizin önemli bir icraatı niteliğindedir; ancak, Programın
uygulanması ve hayata geçirilmesi de aynı derecede önem taşımaktadır. Ülkemizde
gerçekleştirilen devrim niteliğindeki anayasal ve yasal reformlar uluslararası
platformlarda takdirle karşılanmakla birlikte, bu reformların uygulamada günlük
hayata tam olarak yansıtılmamasının da sık sık eleştiri konusu olduğu
görülmektedir.
Aslında, dışarıdan gelecek eleştirilerden
önce, içeriden gelen eleştiriler daha önemlidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi,
kanunları çıkardıktan sonra, bu kanunlar kesinlikle uygulanacaktır. Bu
kanunların uygulanmasında zaman zaman alışkanlıkların bir etkisi olabilir; ama,
eğer, kanunların uygulanmasında bilinçli bir direniş söz konusu olursa, o
zaman, kanunların, şüphesiz ki, yaptırım gücü devreye girecektir. O açıdan,
değerli arkadaşlar, 2003 yılında, biz, çıkarmamız gereken bütün kanunları
çıkarmayı hedefledik; 2004 yılında da bunların uygulandığını hep beraber
göstereceğiz; ki, Ulusal Programda da bunları taahhüt ediyoruz.
Bu nedenle, hükümetimizin, Yüce
Meclisimizle işbirliği halinde, gerekli uyum paketlerini bu yasama döneminin
ilk yılı içerisinde, yani, diğer bir deyimle, Meclis tatile girmeden çıkarması
zorunluluk arz etmektedir. Bu konuda hükümetimizin ve Parlamentonun iradesi
gayet açıktır. Bunun içindir ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Temmuzda değil,
1 Ağustosta tatile girecektir, bu büyük projenin farkında olduğu için. Daha
uzun vadede çıkarılması gereken temel yasalar arasında yeni Türk Ceza Kanunu,
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Basın Kanunu, Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu,
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, RTÜK Kanunu, Askerî Ceza Kanunu ve
Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü Teşkilat Yasası gibi kapsamlı
mevzuat da bulunmaktadır. Ayrıca, tüm kamu kurum ve kuruluşlarımızın da kendi
yetki ve sorumluluk alanlarına giren konularda, 2001 Ulusal Programının
hedeflerine uygun olarak hazırladıkları ve 2003 Programında da teyit ettikleri
eylem planlarını hayata geçirmek için önemli tedbirler alınacaktır.
Programda, kısa vadeden kastedilen 2003 ve
2004 yılları, orta vadede öngörülen ise 2005 yılı sonudur. Avrupa Birliğiyle
tam üyelik müzakerelerine bir an önce başlanabilmesi için, kısa vadede
gerçekleştirileceği sözü verilen taahhütlerimize ilişkin çalışmaların da bu
çerçevede yönlendirilmesi zarurîdir.
Değerli arkadaşlar, yeni Ulusal Programın
siyasî kriterler bölümünün 2001'den beri gerçekleştirilen reformların
özetlendiği girişinde "hükümet, aşağıdaki başlıklar altında sıralanan
yasal düzenlemeleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 22 nci Yasama Dönemi 1
inci Yasama Yılı içinde tamamlamaya kararlıdır. Yapılan tüm reformların,
eşzamanlı olarak, lafzıyla ve ruhuyla uygulamadaki etkisinin, ilke olarak,
Haziran 2004'e kadar görüleceği konusunda hükümetin iradesi tamdır" beyanı
yer almaktadır.
Siyasî kriterler bölümünde, aşağıda
başlıklar altında yer verilen taahhütlerde bulunmaktayız.
"Düşünce ve ifade özgürlüğü"
başlığı altında, bu özgürlüklerin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 10 uncu
maddesi çerçevesindeki toprak bütünlüğü ve ulusal güvenliğin korunmasını da
öngören ölçütler ile laik ve demokratik cumhuriyeti, üniter devlet yapısını ve
millî birliği koruma kriterleri temelinde bir yandan genişletilmesi, diğer
yandan da sürdürülmesi öngörülmektedir.
"Dernek kurma özgürlüğü, barışçı
toplantı hakkı ve sivil toplum" başlığı altında, sivil toplumun
güçlenmesinin ve demokratik hayata katılımının desteklenmesi, bu alanda
gerçekleştirilmiş reformların etkili biçimde uygulanması ve ilgili mevzuatın
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin lafzına ve ruhuna uygunluk açısından gözden
geçirilmesine devam edilmesi öngörülmektedir.
"İşkence ve kötü muamelenin
önlenmesi" başlığı altında, işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans
verdiğimizi açık açık yazmaktayız.
"Kamu görevlilerinin insan hakları
konusunda eğitimleri" başlığı altında, yine, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi hükümleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadı ve Avrupa Birliği
hukuku konusunda sürmekte olan eğitim programlarının devam edeceğini
vurgulamaktayız.
"Yargının işlevselliği ve
verimliliği" başlığı altında, adalet hizmetlerinin modern toplumun
gereklerine uygun şekilde etkili hale getirilmesinin önemi vurgulanarak, yargı
reformunun, demokratikleşme sürecinin temelini oluşturmakta olduğu
kaydedilmektedir.
"Cezaevleri, tutukevleri ve
nezarethane koşulları" başlığı altındaki bölümde ise, ceza infaz hâkimliği
kurumu ve cezaevleri izleme kurullarının etkin çalışmalarının sürdürülmesi,
cezaların infazına ilişkin mevzuatın gözden geçirilmesine devam edileceği
hususlarına yer verilmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Mikrofonu açıyorum; buyurun Sayın
Bakan.
DIŞİŞLERİ BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDULLAH GÜL (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Başka bir başlık ise, tüm bireylerin,
ayırım yapılmaksızın, tüm temel hak ve özgürlüklerden tam olarak
yararlandırılmalarıdır. Bu başlık altında da, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesinin 9 uncu maddesinin titizlikle korunacağı ve hiçbir ayırım
yapmadan, bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, fertlerin, temel hak ve
özgürlüklerden tam olarak yararlanmaları işlenmektedir.
"Yürütmenin işlevselliği"
başlığı altında, Millî Güvenlik Kurulunun ve Millî Güvenlik Kurulu Genel
Sekreterliğinin fonksiyonlarının, Anayasa ve ilgili yasa değişiklikleriyle,
yeniden tanımlanan danışma organı niteliğiyle uyumlaştırılması öngörülmektedir.
Avrupa İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri
Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 6 numaralı Protokolün sonuçlandırılması, 13
numaralı Protokolün ise imzalanması, siyasî kriterlerin altında öngörülmektedir.
Değerli arkadaşlar, bu noktada, bir şeyin
daha altını çizmek istiyorum. Türkiye, uzun yıllardan beri, imzaladığı bazı
Birleşmiş Milletler sözleşmelerini, hükümetler tarafından da onaylanmasına rağmen,
Türkiye Büyük Millet Meclisine getirip, onaylatmamıştı. Geçen hafta içerisinde
bu sözleşmeleri Türkiye Büyük Millet Meclisine getirdik ve bunlar, sizlerin
takdiriyle de onaylanmıştır.
Bu konularla ilgili tereddüte gerek
yoktur. Gerekli çekinceler söz konusuysa, bunlar, zaten konulmuştur; ama,
burada ilginç olan şudur: Şimdiye kadar bu sözleşmeleri meclislerinden
geçirmeyen ülkelerin isimlerini burada sizlere sayarsam, Türkiye'nin o
ülkelerin arasında bulunmasını istemezdiniz; o bakımdan, yaptığımız şey doğru
olmuştur. Bütün bunlar, Türkiye'yi Avrupa Birliğine götüren yolda mesafe
aldırmıştır.
Yeni Ulusal Programın "Ekonomik
Kriterler" ve "Üyelik Yükümlülüklerini Üstlenebilme Yeteneği"
bölümlerinde yer alan önemli tedbirleri şu şekilde özetleyebilirim: Siyasî
kriterlerden sonra ekonomik kriterler ve malî kriterler vardır ki, bunlar,
aslında, çok yer tutmaktadır. 877 sayfalık Programın büyük bir kısmı, ekonomik,
malî, finansal, sosyal konularla ilgilidir.
Ekonomik kriterlerde vurgulanan hususlar,
kısa vadede enflasyonla mücadele ve yapısal reform programının uygulanması ve
bu programın tamamlayıcı niteliğindeki tarım reformu, malî sektör reformu,
sosyal güvenlik reformu gibi yapısal reformlara devam edilmesi, orta vadede ise
tamamlanmasıdır. Bu bölümde ilk defa değinilen hususlar ise, kısa vadede
kapsamlı bir kamu yönetimi reformunun uygulamaya konulması -ki, bunu, önümüzdeki günlerde huzurunuza
getireceğiz- düzenleyici kurumların bağımsızlıklarının uluslararası normlara
uygun bir şekilde korunarak şeffaflık ve hesap verilebilirliğin artırılması ve
doğrudan yabancı yatırım girişinin kolaylaştırılması ve teşvik edilmesidir.
"Malların serbest dolaşımı"
başlığı altında, kısa vadede Türkiye'nin Avrupa Birliğinin teknik mevzuatına
uyumunu tamamlaması, orta vadede ise uygulama için gerekli tüm altyapının
tamamlanması öngörülmektedir.
"Kişilerin serbest dolaşımı"
başlığı altında, meslekî niteliklerin karşılıklı tanınması konusundaki AB
mevzuatının tüm Türk mevzuatına kazandırılması öngörülmektedir.
Hizmet sunumu serbestisi alanında, kısa
vadede Türk mevzuatındaki potansiyel engellerin belirlenmesi çalışmaları
sürdürülerek, orta vadede ise, özel kanunlarla düzenlenmiş olan ve mesleğin
icraında Türk Vatandaşlığı şartı içeren hükümler, Avrupa Birliği üye devlet
vatandaşları için karşılıklılık ilkesi çerçevesinde, bazı meslek gruplarında
tam üyeliğe kadar, bazı meslek gruplarında ise tam üyelikten sonra
kaldırılacağı söylenmiştir.
"Sermayenin serbest dolaşımı"
bölümünde konuyla ilgili tafsilat verilmiş; rekabet ve devlet yardımları
alanında, kısa vadede, Avrupa Birliğinin bu alandaki mevzuatına uyum
çalışmalarına devam edileceği ifade edilmiştir.
"Tarım" başlığı altında, tarım
konusunda yapılacak reformlar detaylı bir şekilde anlatılmış; taşımacılık
alanında yapılacak değişiklikler anlatılmış.
"Vergilendirme" başlığı altında,
Avrupa Birliğinin dolaylı vergiler ve kurumlar vergisi mevzuatına uyum
tarihinin müzakere sürecinde belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Ekonomik ve parasal birlik alanında,
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının tam bağımsızlığının üyeliğin hemen
öncesinde sağlanacağı ve Merkez Bankasının, Avrupa merkez bankaları sistemi
içinde yer almasına yönelik hazırlık çalışmalarının üyelikle birlikte
tamamlanacağı belirtilmiştir.
"Sosyal politikalar ve istihdam"
başlığı altında, Türk iş hukukunun gözden geçirileceği vurgulanmıştır.
Enerji konusunda yapacağımız değişiklikler
ve özellikle altyapı konularında yapılacak mevzuat anlatılmıştır.
Sanayi alanında, ülkemizin sanayi
politikasını ortaya koyan Türkiye sanayi politikası dokümanının uygulanacağı
belirtilmiştir.
"Küçük ve orta büyüklükteki
işletmeler (KOBİ)" başlığı altında ise, KOBİ strateji ve eylem planının
uygulanacağı anlatılmıştır. Devlet Planlama Teşkilatı ve Sanayi Bakanlığımız
tarafından bunlar hep detaylandırılmıştır.
Bilim ve araştırma faaliyetleri alanında
yapacaklarımız; eğitim, öğretim ve gençlik konusunda yapacaklarımız...
Bölgesel politika alanında, bölgesel
kalkınma planları yapılacaktır ve Devlet Planlama Teşkilatı bu konu üzerinde
çalışmaktadır. Bunlarla ilgili ulusal kalkınma planı ve bölgesel kalkınma
stratejisi hazırlıkları hakkında bilgiler verilmiştir.
Değerli arkadaşlar "Çevre"
başlığı altında, "Adalet ve içişleri" başlığı altında "Malî
mevzuat konuları", "Malî ve bütçesel işler" başlıkları altında
yapacağımız mevzuat değişiklikleri geniş bir şekilde burada işlenmiştir. Bunlarla
ilgili yapacağımız kanun değişiklikleri vardır, mevzuatlarda değişiklikler
vardır. Bunlar ayrı ayrı yazılmıştır.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Ulusal
Program -ifade ettiğim gibi- siyasî nitelikleri kadar, ekonomik, sosyal ve
kurumsal içeriğiyle sürmekte olan uyum çalışmalarının yoğunlaştırılmasını ve
hayata geçirilmesini içermektedir. Bu süreç, aynı zamanda, vatandaşlarımızın
daha sağlıklı, nitelikli ve yüksek bir hayat düzeyine kavuşturulması ve
bölgesel dengesizliklerin giderilmesi hedeflerini de kapsamaktadır. Hükümetimiz
bu amaçlara en kısa sürede ulaşma azmiyle, gereken tüm uyum yasalarını süratle
hayata geçirmeyi amaçlamaktadır.
Bizim isteğimiz, düzgün ve etkin işleyen,
fonksiyonel bir yönetim ve güçlü bir devlettir. Kuralları ve kurumlarıyla
yerleşmiş demokrasidir. İyi işleyen, rekabet gücüne sahip, tüm bireylere açık,
tüm bireylere fırsat eşitliği sunan ekonomidir. Bizim isteğimiz, çağdaş hak ve
özgürlükler düzenidir. Cumhuriyeti ayakta tutacak olan, Türk Devletini birtakım
tehdit ve tehlikelere karşı gerçek anlamıyla koruyacak olan, bize göre,
milletin hak ve hürriyetlerini esas alan demokratik hukuk devleti düzeninin en
iyi şekilde yerleştirilmesidir.
Demokrasi, özgürlükler ve ekonominin tüm
alanlarında dünyanın en ileri ülkeleri düzeyine ulaşmanın, Türkiye'ye vereceği
hiçbir zarar olamaz. Tam tersine, Türkiye'ye zarar verecek olan, bu sürecin
dışında kalmaktır. Avrupa'yla bütünleşmek, Türkiye'yi kalkındıracak,
geliştirecek ve zenginleştirecektir. Toplumun her kesimi, bu iyiye gidişten
faydalanacaktır.
Sayın milletvekilleri, Avrupa Birliğiyle
ortaklık ilişkilerimizde geri dönülmez bir noktada bulunduğumuz bir dönemde,
Türkiye, tüm dikkatini, tüm enerjisini,
tüm dinamizmini geleceğe yönlendirmek zorundadır. Bizim, gelecek kuşaklara olan
sorumluluğumuz da budur.
Bu bilinç içerisinde kısa süre içerisinde
yapacağımız çok şey vardır. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatile girmeden önce
çıkaracağımız kanunlar, bize siyasî kriterleri tamamladığımızı gösterecektir.
Gelecek sene ise, bunların uygulandığını göstereceğiz.
Kritik süreç, şundan kritiktir: 2004
yılında Avrupa Parlamentosunda genel seçimler yapılacaktır. Bu seçimlerden
sonra milletvekilleri değişecek, komisyonlar değişecek, birçok yeni kişi
gelecektir. Bunlar ise, Türkiye'yle olan ilişkilerinde âdeta sıfırdan
başlayacaklardır. O bakımdan biz, 2003 yılında mevzuatları tamamlayıp, 2004
yılında da mutabakata varıp, 2004 yılı sonunda müzakerelere başlamak istiyoruz.
Müzakerelere başladıktan sonra müzakere sürecinin ne kadar süreceği kesin
olarak söylenemez; ama, tahminen bunun 2010-2011 yılına kadar uzaması
muhtemeldir. Bu, tabiî, Türkiye'nin göstereceği performansa bağlıdır. Bazen büyük
ülkelerin kendileri de süreci uzatabilirler. O açıdan, Türkiye büyük bir
entegrasyon projesiyle karşı karşıyadır. Bu büyük projenin gerçekleşmesiyle
ilgili en kritik dönem de, önümüzdeki birkaç aylık süreçtir.
Eminim ki, hükümetimiz gibi, bütün
halkımız da bunun bilincindedir, Türkiye Büyük Millet Meclisi bunun
bilincindedir ve bu konuda yapacağımız her şeyi elbirliği içerisinde yapmaya
devam edeceğimize inanıyorum. Ulusal Programın halkımıza hayırlı olmasını
temenni ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.
Gruplar adına söz isteği?..
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Grubumuz adına,
İstanbul Milletvekili Sayın Şükrü Elekdağ konuşacak.
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına, İstanbul Milletvekili Sayın Şükrü Elekdağ; buyurun. (Alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ŞÜKRÜ MUSTAFA ELEKDAĞ
(İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Avrupa Birliği
müktesebatının üstlenilmesine ilişkin Türkiye Ulusal Programı hakkında
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini açıklamak üzere söz almış
bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Ulusal
Programı, Avrupa Birliğinin katılım ortaklığı belgesi ışığında hazırlanmış
bulunan ve Türkiye'nin katılım sürecinde Birlikle uyumu nasıl bir takvim
uyarınca ve hangi somut adım ve yöntemlerle gerçekleştireceğini ortaya koyan
çok önemli bir yükümlülük belgesidir. Bu belgenin Katılım Ortaklığı Belgesiyle
paralellik ve uyum göstermesi, somut bir takvim içermesi, net ve şeffaf olması,
Türkiye'nin, Avrupa Birliğine katılımı hususundaki kararlılık ve iradesinin bir
göstergesidir.
Çok sayıda uzman tarafından aylarca süren
bir ortak çalışma sonucunda hazırlanan bu 877 sayfalık Ulusal Program,
ülkemizin toplum ve devlet yapısının ve yaşamının tüm yönlerine ilişkin
konularını ele almakta ve bunlara, kapsamlı reform ve düzenlemeler
getirmektedir.
Değerli arkadaşlarım, bu niteliğiyle
Ulusal Program, dev boyutlu bir kamusal dönüşüm sürecini oluşturmaktadır. Biz
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu kapsamlı ve devrimsel nitelikteki belgeyi
gerektirdiği özen ve dikkatle değerlendirdikten sonra, görüşlerimizi Yüce
Meclise açıklamayı arzu ederdik. Ne yazık ki, Ulusal Program, yeni kurulmuş
olan ve esas görevi, bu tür belgeleri incelemek ve tartışmak olan Avrupa
Birliği Uyum Komisyonunda dahi ele alınıp incelenmeden, büyük bir aceleyle,
geçen cuma günü öğleden sonra Cumhuriyet Halk Partisine tevdi edildi.
Tabiatıyla, bu tutum, Partimiz bünyesinde, belge üzerinde çok yönlü ve
derinlemesine bir inceleme yapılmasını önledi.
Bu bakımdan, değerli arkadaşlarım, biz,
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu aşamada Ulusal Programın içerdiği göze
çarpan bazı noktalara değinmekle yetineceğiz. Ancak, bu önemli belge hakkındaki
görüşlerimizi, gerektiğinde, etraflı biçimde açıklama hakkımızı mahfuz
tutuyoruz. Hemen belirteyim ki, Ulusal Programın böylesine bir telaş ve
aceleyle Meclisten geçirilmeye çalışılması, üzüntü yaratan bir tutumdur. Bu çok
önemli belgenin, alâyivalâyla kurulduğu açıklanan Avrupa Birliği Uyum
Komisyonunda ciddî bir şekilde incelenmesi gerekirdi; çünkü, bu belgeyi enine
boyuna incelemek, tartışmak Avrupa Birliği Uyum Komisyonunun esas ve temel
göreviydi. Meclisimizin de, Türkiye'de siyasetin tam mihverine oturmuş olan bu
konudaki görevini arzuya şayan bir şekilde yapmasına imkân verilmesini
beklerdik.
Değerli arkadaşlarım, bu girizgâhtan
sonra, önce siyasî kriterlere ilişkin görüşlerimizi açıklayacağım: Ulusal
Programda siyasî kriterlerin 9 başlık altında toplandığını görüyoruz. Sayın
Dışişleri Bakanımız, bu 9 başlığı teker teker saydı, bu konularda bilgi verdi.
Bu bölüm, esas itibariyle, tam üyelik müzakerelerine başlanabilmesi için,
Türkiye tarafından yapılması beklenen mevzuat değişikliklerini ve uygulamaya
ilişkin düzenlemeleri içeriyor. İlk bakışta, Katılım Ortaklığı Belgesi ile
Ulusal Program arasında bir paralellik ve uyum göze çarpıyor. Ancak, Ulusal
Programdaki sözünü ettiğimiz konu başlıklarına ilişkin olarak verilen izahat
genel nitelikte olduğu cihetle, ayrıntılara inilmediği cihetle, şu aşamada bu
hususlarda tam isabetli bir değerlendirme yapmak imkânından mahrumuz.
"Siyasî Kriterler" bölümünde
öngörülen reform ve düzenlemelerin, sonuncusu olmasını beklediğimiz, Yedinci
Uyum Paketi bağlamında ele alınacağı anlaşılıyor. Bu nedenle, konuya ilişkin
olarak Genel Başkanımız Sayın Deniz
Baykal tarafından yapılan muhtelif açıklamalarında dile getirilen
görüşleri burada ben özetleyerek belirtmekte yarar görüyorum.
Bu bağlamda altını çizeceğim birinci
nokta, Türkiye'nin Avrupa Birliğiyle ilişkisinin partilerüstü bir konu olduğu
ve bu konunun içsiyaset tartışmalarının bir parçası haline dönüştürülmesinin
ülkemize büyük zarar vereceğidir. Siyasî partiler, bu konuyu kendi siyasal
tekellerine alma gayretlerini bir kenara bırakarak, bunun, bütün Türkiye'nin
paylaştığı, sahiplendiği bir ulusal dava olduğunu unutmamalıdırlar.
Değerli arkadaşlarım, esasında Avrupa
Birliği davası, bugünün siyasî partilerini aşar. Zira, Atatürk'ten bu yana
tarihimizin bir temel doğrultusu, bir anahedefidir. Bu anlayışla, Avrupa Birliği
konusunu hiç kimse, siyasî yarar ve parti anlayışıyla ele almamalı ve
içpolitika malzemesi yapmaya kalkışmamalıdır.
İkinci vurgulamak istediğim husus, bazı
siyasî tercihlerin Türkiye'ye kabul ettirilmesi için Avrupa Birliğinin bir araç
olarak kullanılabileceği yolundaki düşüncelerin son derece hatalı olduğudur.
Bir kere, Avrupa Birliğine değer vermek, onu özel amaçlar için kullanma
hevesinden vazgeçmeyi gerektirir değerli arkadaşlarım. Bu bakımdan, Avrupa
Birliğinin meşgul olmadığı belirli bir isteği "Avrupa Birliği için
gereklidir" diyerek uyum süreci çerçevesinde gerçekleştirme girişimleri
ortak davamıza zarar verir.
Dikkatinizi çekmek istediğim üçüncü nokta,
Avrupa Birliğini kendi içimizdeki tartışmalara alet etmekten kesinlikle
kaçınmamız gerektiğidir. Avrupa Birliğine yönelik yükümlülüklerimizi,
ülkemizdeki dengeleri gözeterek ve sağduyuyla tartışarak yerine getirmeye
çalışmalıyız. Unutmayalım, Türkiye, Avrupa Birliğine, daha uyumlu, daha güçlü
bir toplum ve ekonomi oluşturmak ve uluslararası alanda daha itibarlı ve
nüfuzlu olmak için giriyor. Ancak, bunun için kurumsal yapımızı sarsacak ve
gerginlik yaratacak tutumlara başvurmanın hiçbir yararı yoktur.
Siyasî kriterler bağlamında belirtmek
istediğim son nokta, Avrupa Birliğine karşı yükümlülüklerimizin müphemiyetten
kurtarılması ve netleştirilmesidir. Bugüne kadar yaptığımız açıklamalarla,
yasal düzenleme açısından Kopenhag Kriterlerini karşılamamız konusunda var
olabilecek eksikliklerimizin neler olduğunu açıkça bilmemiz gerektiği üzerinde
ısrarla durduk; ama, bu konularda net bir bilgi sahibi olamadık. Zira, numaralı
paketlerle Türkiye'nin yükümlülüklerinin taksit taksit açıklanması, atılması
gereken adımların kapsamı konusunda müphem bir durum yarattı ve tablonun tümünü
görmemizi engelledi. Ayrıca, bu tutum, Türkiye'yi, sürekli eksikli ve ödevini
hiçbir zaman tam olarak yapmamış bir ülke görüntüsünde bıraktı. Bu görüş ve
nedenlerle, artık, numaralı paketler uygulanmasından vazgeçilerek, nihaî ve son
tek bir pakette, Türkiye'nin atacağı adımların tümünün belirtilmesinin
gerektiğini tekrar tekrar dile getirdik. Bu bakımdan, Başbakan Yardımcısı ve
Dışişleri Bakanı Sayın Abdullah Gül'ün bu yaklaşımını benimseyerek, yedinci
paketin son paket olacağı yolundaki bir açıklamasını memnuniyetle
karşılayacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Elekdağ,
mikrofonunuzu açtım efendim.
ŞÜKRÜ MUSTAFA ELEKDAĞ(Devamla) - Teşekkür
ederim efendim.
Değerli arkadaşlarım, Cumhuriyet Halk
Partisi olarak, biz, şu hususun çok iyi anlaşılmasını istiyoruz. Biz,
Türkiye'nin kırk yıldır yürüdüğü Avrupa Birliği yolunun mutlu bir sonla
bitmesini candan arzu ediyoruz. Halen, bu yolun en kritik aşamasında
bulunduğumuzu müdrik olarak, Avrupa Birliği hedefinin yapay ve kısır
tartışmalarla kaçırılmasını kesinlikle arzu etmiyoruz. Umarız, hazırlanacak
yeni düzenlemeler, biraz önce belirtmiş olduğum görüş ve hassasiyetleri dikkate
alarak hazırlanır ve Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi
Türkiye'ye tam üyelik müzakerelerinin kapısını açacak adımları elbirliğiyle
atarlar.
Burada önemli bir noktaya işaret etmek
istiyorum. Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'nin Avrupa Birliğine tam üyeliğini,
Türk dışpolitikasının en öncelikli konusu olarak görmekte ve bu doğrultuda
gerekli her türlü çabanın sarf edilmesini desteklemektedir; ancak, Cumhuriyet
Halk Partisinin bu tutumu, ulusal çıkarlara duyarlı olmayan, teslimiyetçi bir
siyaset çizgisini benimsediği anlamına gelmemektedir. Türkiye'nin ulusal
çıkarlarına sahip çıkılması, Avrupa Birliğine karşıtlık değildir. Zira, böyle
bir yaklaşım, esasen Avrupa Birliğinin ruhuna uygundur. Avrupa Birliğinin temel
felsefesi, herkesin hakkına, hukukuna sahip çıkılmasını öngörür.
Şimdi, Ulusal Programın "Ekonomik
Kriterler" bölümüne geliyorum. Ekonomik Kriterler bölümünde, Sayın
Dışişleri Bakanımızın da işaret ettikleri gibi, Türkiye'nin ekonomik ve
toplumsal yaşamının tüm yönlerini kapsayan 29 alan belirtilerek, bu alanlarda
reformların hangi yöntemlerle gerçekleştirileceği öngörülüyor. Bu bağlamda,
yüzlerce yasanın değiştirilmesi veya çıkarılması ve keza, yüzlerce idarî
düzenleme, tebliğ ve yönetmelik tanımlanıyor ve bunlar bir takvime bağlanıyor.
Belgenin bu bölümünün incelenmesi, Avrupa
Birliğine katılım sürecinin, gerçekte, Türkiye'nin, siyasal, ekonomik, sosyal
ve yönetsel düzeninin değişmesine yol açacak ve ülkemize çağ atlatacak tarihsel
bir devrim niteliği taşıdığını çok iyi anlamamıza yol açıyor. Evet, değerli
arkadaşlarım, bu Meclis, bu dev projenin üstesinden gelebilirse, bu tarihsel
devrimin onurunu taşıyacak.
Şimdi, ben, Ekonomik Kriterler bölümündeki
belki de en güncel olan konu üzerinde duracağım; bu da, Kopenhag Ekonomik
Kriterlerine uyum sağlama ve Maastricht Kriterlerine yakınlaşma perspektifinde
Türkiye'nin ekonomi politikasının değerlendirilmesidir. Belgenin bu bölümünde,
Türkiye'nin, sadece 2002 yılına ait ekonomik gelişmelerine yer verilmekte, buna
karşılık, 2003 yılının ilk yarısına ilişkin gelişmeler ele alınmamaktadır. Bu
haliyle, belge, Türkiye'nin şu andaki gerçek ekonomik tablosunu
yansıtmamaktadır değerli arkadaşlarım. Avrupa Birliği makamları, ülkemizdeki
gelişmeleri günü gününe tüm ayrıntılarıyla izlediklerinden, bu konuda bazı
gerçekleri dile getirmekte beis görmüyorum.
Belirteceğim birinci nokta, Türkiye'nin
ekonomik gündemindeki en önemli mesele olan iç ve dışborçlar tablosuyla
ilgilidir. Türkiye, maalesef, hükümetimizin ileri sürdüğü gibi, halen, borç
ödeyen değil, süratli bir tempoyla borç üreten bir ülke konumundadır. Hükümetin
7 aylık iktidarı döneminde iç ve dışborç stoku, 26 600 000 000 dolarlık bir
artış göstermiştir; bu, rekor bir artıştır.
CAVİT TORUN (Diyarbakır) - Ödemelere de
bakalım...
ŞÜKRÜ MUSTAFA ELEKDAĞ (Devamla) - Dikkati
çeken bir diğer nokta da, borçların vade yapısının kısalmakta olmasıdır. Kamu
borç stokunun gayri safî millî hâsılaya oranının yüzde 80'in üzerinde olduğu
Türkiye gibi bir ülkede, bu, kaygılandırıcı bir gelişmedir. Kaygılandırıcıdır;
çünkü, önümüzdeki aylarda, daha kısalma eğilimi gösteren bir vade yapısı ve
artan faiz oranlarıyla karşılaşılması olasılığı her an mevcuttur.
Değerli arkadaşlarım, bunlar, bizim
eleştirel bir görüşle yaptığımız olumsuz değerlendirmeler değil; nitekim,
Amerika'nın ekonomik işlerden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Alan Larsen,
geçen hafta sonunda yaptığı bir açıklamada, Türkiye'de, kamu borcunun, gayri
safî millî hâsılanın yüzde 82'sini geçtiğini ve bunun tehlikeli bir durum
yarattığını belirtmiştir. Larsen, ekonominin büyütülerek borcun yol açtığı
yükün azaltılması gerektiğini belirtiyor.
Değerli arkadaşlar, evet, çözüm buradadır;
ancak, Türkiye ekonomisi, üretim ekonomisi değil, hâlâ, rant ekonomisi olma
niteliğini muhafaza ediyor. Bugün, hâlâ, özel sektörde en kârlı aktivite,
dışarıdan borç bulup, bunu Hazine kâğıtlarına yatırarak üretimdışı kârları
büyütmek şeklinde cereyan ediyor. Türk ekonomisi, yatırım yapmayan ve sermaye
stokunu artırmak şöyle dursun, giderek bunu eriten bir sisteme dönüşmüştür;
nitekim, Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre, ülkemizde, son iki
yıldır, sabit sermaye oluşumu negatiftir. Türkiye'nin, hayatta kalabilmek için
kendi bedenini kemiren bir canlıdan farkı yoktur şu anda. Hükümet, maalesef, bu
ürkütücü duruma seyirci kalıyor; Türkiye'yi bu fasit daireden çıkaracak
rasyonel ve yaratıcı bir politikayı uygulamaya koyabilmiş değil.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye'nin
sorunlarının temelinde, kamu maliyesinin büyük açıkları yatmaktadır. Örneğin,
2003 yılına ait konsolide bütçe 46 katrilyon açıkla dengelenmesine rağmen,
sonbaharda ekbütçe ihtiyacının ortaya çıkması kaçınılmaz görünüyor; beş aylık
bütçe uygulamasının verdiği mesajlar bu merkezde. Evet, vergi barışına ve çift
vergilendirmeye rağmen durum bu. Bu durumda hükümet, sorunu borçlanmayla çözme
yoluna gidecektir, bu da piyasalarda yükselen faizlerin devamına neden
olacaktır, yani, fasit daire devam edip gidecektir.
Değerli arkadaşlarım, oysa, kamu
maliyesinin sorunlarına kalıcı çözüm sadece vergi cephesinde aranmalıdır. Türk
ekonomisini sağlığına kavuşturacak tek bir yol vardır, bu da vergi adaleti
ilkesinden ödün vermeden, vergilerin makul oranlara düşürülmesi ve vergi
tabanının genişletilerek kayıtdışı ekonominin mümkün olduğunca kayıt içine
çekilmesidir. Vergi idaresinin etkin biçimde işletilmesini de içeren böyle bir
uygulama gerçekleştirilmeden Türk ekonomisinin hastalığına çare bulunamaz. Bu
tür bir uygulama, piyasalarda güven ortamı oluşturmak suretiyle hem yatırımları
artırarak ekonomik büyümeye katkıda bulunur hem de faizleri düşürür; böylece
içborç sorunu da Türkiye'nin gündeminden düşer. Bütün mesele, hükümetin bu önlemleri
alma konusunda gerekli siyasî cesarete ve iradeye sahip olmasındadır. Bu irade
ve cesaret gösterilmedikçe, Türkiye, yanlış kurgulanmış IMF programlarının
pençesinde, halkımız da yoksulluk batağında kıvranmaya devam eder gider.
Şimdi, Devlet İstatistik Enstitüsünün
resmî rakamlarına göre işsizlik oranının 2003 yılının ilk çeyreğinde yüzde 12,3
gibi bir orana yükselerek son dönemin en yüksek düzeyine çıktığını görüyoruz.
Arkadaşlar, bu işsizlerle ilgili çarpıcı temel nokta, bunların yüzde 29'unun eğitimli
genç işsizler olmasıdır. Buna ilaveten son istatistikler, Türkiye'de uzun
süreden beri ilk kez kapanan işyeri sayısının, açılan işyeri sayısının önünde
koştuğunu ortaya koyuyor. Sizleri temin ederim, bu kürsüden olumsuz
değerlendirmeler yapmaktan kesinlikle hazzetmiyorum.
CAVİT TORUN (Diyarbakır) - Çin'den sonra
en çok kalkınan ülke durumundayız. (CHP sıralarından "yapma yahu"
sesleri) Yüzde 7,2. Hep ters taraflarını görerek, işin sonunu getiremezsiniz...
FAHRİ KESKİN (Eskişehir) - Halk öyle düşünmüyor!
BAŞKAN - Hatibe müdahale etmeyelim...
Buyurun.
ŞÜKRÜ MUSTAFA ELEKDAĞ (Devamla) - Değerli
arkadaşlarım, ne var ki, verdiğim bütün bu rakamlar, Devlet İstatistik
Enstitüsünün açıklamalarından alınmıştır. Burada, hiçbir kendi yorumum ve
değerlendirmem yoktur, verdiğim bütün rakamlar, Devlet İstatistik Enstitüsünün
rakamlarıdır değerli arkadaşlarım.
Ülkemizde yoksulluk artıyor, işsizlik
artıyor, üretimsizlik artıyor. Bunlara çare bulmadan, Maastricht Kriterlerini
nasıl yakalayacağız?
Şimdi, bakın,Türkiye'nin ufkunu karartan
bir başka sorun daha var. Bu da, cari açık sorunu. 2002 yılının ilk üç ayında,
cari açık 480 000 000 dolardı. Şimdi, 2003 yılının ilk üç ayında cari açık 2
400 000 000 dolar olmuştur. Yüzde 400'ün üzerindeki bu artış üzerine,
ekonomiden sorumlu Bakanımız, 2003 yılı için 3 500 000 000 dolar olarak
öngörülen cari açık rakamını 6 100 000 000 dolar rakamına çıkardı; ancak, bu
hedefin de gerçekleştirilmesi kuşkulu.
Hemen belirteyim, tehlike, ithalattaki
patlamadan kaynaklanıyor. İhracat geliri yüzde 25 artarken, ithalat harcamaları
da yüksek bir tempoyla gelişiyor ve döviz gelirinin yüzde 89'unu yutuyor. 2000
yılında, Türkiye, benzer bir durumla karşılaştı ve yıl sonunda krize girdi.
Şimdi, ekonomimizin son derece kırılgan ve
paniğe meyyal olması, finansal kesimin de krize aşırı derecede duyarlılığı
nedeniyle, bu gidişin iyiye alamet olmadığını söylemek durumundayım.
Değerli arkadaşlarım, görüleceği üzere,
Avrupa Birliği yolunda ilerlerken, Türkiye'nin, ilk aşamada, ekonomisine çekidüzen
vermesi lazım. Bunun da reçetesi, vergileri indirerek ve adil şekilde tabana
yayarak, ekonomide kayıtdışılığa son vermektir; çare budur. Çareyi, orman
arazilerinde ve doğal SİT alanlarında aramak, Nasrettin Hocanın bodrumda
kaybettiği anahtarı, evinin kapısının önünde, ay ışığında aramasına benzer.
AHMET YENİ (Samsun) - Hiç benzemez, hiç
öyle değil.
HALİL AYDOĞAN (Afyon) - O sizin bakış
açınız.
ŞÜKRÜ MUSTAFA ELEKDAĞ (Devamla) - Hükümet,
sözünü ettiğim önlemleri almak için gereken siyasî iradeyi gösteremezse,
Türkiye, Avrupa Birliği yolunda tökezler ve gecikir. Ben, bu kaygılarla, bu
endişelerle bu değerlendirmeyi yaptım.
Değerli arkadaşlarım, Cumhuriyet Halk
Partisi olarak biz, Türkiye'nin Avrupa Birliğine üye olmasının, hem ülkemize
büyük güç kazandıracağına hem de Avrupa Birliğini global bir refah, güven ve
istikrar odağı haline getireceğine inanıyoruz. İslam ile Batı demokratik
değerlerini devlet sisteminde bağdaştıran bir modelin, laik, demokratik
cumhuriyet modelinin dünyadaki tek temsilcisi olan Türkiye'nin Avrupa Birliğine
üyeliği, tüm Müslüman âlemini derinden etkileyecektir. Bu gelişme, Batı ile
İslam arasındaki diyaloğu kuvvetlendirecek, İslam âleminin dışlanmışlık
duygusunu törpüleyerek, onların global dünyaya entegre olmasını teşvik edecek
ve Müslüman-Hıristiyan kutuplaşmasının bir tehlikeye dönüşmesini
engelleyecektir.
Bugün, Türkiye'nin Avrupa Birliğiyle
ilişkilerinin, ileri bir aşamaya, yapıcı ve olumlu bir noktaya geldiğini büyük
mutlulukla görüyoruz. 2004 yılı sonunda Avrupa Birliği Komisyonunun tavsiye
raporuna dayalı olarak Avrupa Birliği zirvesinde alınacak bir kararla, Türkiye
ile Avrupa Birliği arasındaki tam üyelik müzakerelerinin 2005 yılında resmen
başlaması söz konusudur. Bunun gerçekleşmesi için önşart, Türkiye'nin, Kopenhag
Siyasî Kriterlerini uygulamaya koymasıdır. Brüksel'den gelen mesajlar,
ülkemizin yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde, Avrupa Birliğinin
Türkiye'yi bir kez daha hayal kırıklığına uğratmak gibi bir niyete sahip
olmadığı izlenimini veriyor. Bu nedenle, Türkiye, 2005'te Avrupa Birliğiyle
katılım müzakerelerinin başlamasını sağlama hususunda yaşamsal bir sorumluluk
altındadır. Bunun için, hepimiz, iktidarıyla muhalefetiyle, devletin bütün
kurumlarıyla, sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve işveren örgütleriyle güç
birliği yaparak, bu yönde çaba sarf etmek ve önümüzdeki fırsatı değerlendirmek
durumundayız.
Bu inançla, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Elekdağ.
Şimdi, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına, Sıvas Milletvekili Selami Uzun; buyurun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA SELAMİ UZUN (Sıvas) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ulusal Program hakkında Parti Grubumuzun
görüşlerini açıklamak üzere söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, siz aziz
milletimizin değerli temsilcilerini, saygıyla selamlıyorum.
Tabiî, Sayın Elekdağ Ağabeyimiz -yaşça
bizden büyük- galiba, biz kardeşlerine, buradan, bir öcü masalı anlatmaya
çalıştı; çünkü, burada, Ulusal Programı tartışırken, öyle bir tablo çizmeye
çalıştı ki, sanki, bunun vebali tamamen bize ait.
İSMET ATALAY (İstanbul) - "Öcü
masalı" ne demek, anlayamadık; açıklar mısınız?
SELAMİ UZUN (Devamla) - Halbuki, biz,
burada, Ulusal Programda, geçmişte yapılamayanları yapmaya çalışıyoruz; biz,
burada, geçmişte bu ülkeyi 70 sente muhtaç hale getirenlerin yaptıklarını
düzeltmeye çalışıyoruz.
Hükümet, daha önceki hükümetlerin
yapamadığını Ulusal Programda da yapıyor; çünkü -Elekdağ Ağabeyimiz "
Ulusal Program, Meclisten, böyle, alelacele geçirilmez" dedi-
biliyorsunuz, bu Ulusal Programın aslı, temeli, 2001 yılında çıkmış olan Ulusal
Programdır. Peki -soruyorum- 2001 yılında, bu Ulusal Program Türkiye Büyük
Millet Meclisine getirilmiş midir? Bu Ulusal Program, 2001 yılında, siyasî
partilere verilmiş midir, sivil toplum örgütlerine verilmiş midir; burada tartışılmış
mıdır? Bütün bunların cevabı "hayır"dır.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Elbette verildi
ve tartışıldı.
OĞUZ OYAN (İzmir) - Tabiî ki verildi.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Bu kadar yanlış
bilgi vermeyin yahu!.
SELAMİ UZUN (Devamla) - İlk defa, hükümet,
Ulusal Programı, buraya, huzurlarınıza getirerek, tartışmaya açmıştır ve bu,
alkışlanacak bir durumdur.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Ayıp oluyor,
yanlış konuşmayın be kardeşim! Eski Meclislere de bühtan etmeyin. Geldi ve
konuşuldu burada.
OĞUZ OYAN (İzmir) - Doğru söylemiyorsunuz.
SELAMİ UZUN (Devamla) - Meclisten acele
geçirilme diye de bir durum zaten söz konusu değildir. Bu program, burada tartışmaya
açılmıştır, karar olarak Bakanlar Kurulundan geçecektir; burada bir karar
alınmayacaktır.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Ama, hiç
gelmedi diyorsunuz; geldi mi, gelmedi mi?
BAŞKAN - Efendim, sayın hatibe müdahale
etmeyelim.
Siz Genel Kurula hitap edin.
Buyurun efendim.
DIŞİŞLERİ BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDULLAH GÜL (Kayseri) - Genel görüşme yapılmadı.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Geldi mi
gelmedi mi Sayın Bakan?
DIŞİŞLERİ BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDULLAH GÜL (Kayseri) - Burada genel görüşme yapılmadı.
SELAMİ UZUN (Devamla) - Değerli
arkadaşlarım, bilindiği üzere, 22 Haziran 1993 tarihinde yapılan Kopenhag
Zirvesinde, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliğinin genişlemesini, merkezî ve Doğu
Avrupa ülkelerini kapsayacağını kabul etmiş ve aynı zamanda, adaylık için
başvuruda bulunan ülkelerin, tam üyeliğe kabul edilmeden önce yerine getirmesi
gereken kriterleri belirlemiştir.
12-13 Aralık 2002 tarihinde, Danimarka'nın
dönem başkanlığı sırasında, Kopenhag Avrupa Konseyi Zirvesinde, Avrupa
Birliğinin Aralık 2004'te Türkiye'nin Kopenhag Siyasî Kriterlerini yerine
getirdiğine karar vermesi halinde, Türkiye'yle katılım müzakerelerinin
gecikmeksizin başlatılacağı taahhüt edilmiştir.
Bu kriterler, siyasî, ekonomik ve topluluk
mevzuatının benimsenmesi olarak üç grupta toplanmıştır.
Siyasî kriterler, aday ülkenin demokrasi,
hukukun üstünlüğü, insan hakları, azınlıklara saygı ve onların korunmasını
güvence altına alan kurumların istikrarını sağlamış olmasıdır.
Ekonomik kriterler ise, işleyen bir piyasa
ekonomisinin varlığı ve birlik içerisindeki rekabet baskısı ve piyasa
güçleriyle baş edebilme kapasitesinin olmasıdır.
Topluluk müktesebatının, yani, mevzuatının
benimsenmesi de "siyasî, ekonomik ve parasal birliğin hedeflerine bağlı
kalmak üzere, üyelik için gerekli yükümlülükleri yerine getirebilme
kapasitesine sahip olmak" şeklinde tanımlanmıştır.
Yine, bilindiği üzere, 1969 Lahey Zirvesi
sonuçları doğrultusunda, Avrupa Birliğinin ilk genişleme süreci de
başlatılmıştır. Bu çerçevede, İngiltere, İrlanda, Danimarka ve Norveç'le
müzakere masasına oturulduğunda, Avrupa Birliğinin bir müzakere stratejisi
belirlemesi gereği ortaya çıkmıştır. Özellikle İngiltere'nin müzakerelerdeki
bazı uzlaşmaz tutumları nedeniyle, komisyon, daha sonraki bütün genişleme
süreçlerinde de değişmeyen bir "yaklaşım şablonu" belirlemiştir.
Müzakere edilecek konular, tam üye adayının bu müktesebata uyum süresi ve
koşullarıyla sınırlıdır. AB'ye katılma arzusunda olan ülke, müzakere masasına
oturduğu andan itibaren, ilk şart olarak, Avrupa Birliği müktesebatını aynen kabul
etmeyi kabul etmiş sayılır. Bu ülkeyle müzakere edilecek olan şey, bu
müktesebata uyumun sağlanmasının koşul ve geçiş dönemleriyle sınırlıdır.
Peki "Avrupa Birliği
Müktesebatı" ne demektir? Avrupa Birliği müktesebatı, üye ülkeleri Avrupa
Birliğine bağlayan hukukî yapının tümüne verilen isimdir. Bu doğrultuda, bu
müktesebatın, bu hukukî yapının tanımına, Avrupa Birliğinin bütün kurucu
anlaşmaları, Avrupa Birliği ile yeni üye devletler arasında aktedilen bütün
katılım anlaşmaları, Avrupa Birliğinin üçüncü ülkelerle yaptığı -ortaklık
anlaşmaları dahil- bütün uluslararası anlaşmaları içeren birincil hukuk ve onun
bütünleyicisi, Avrupa Birliğinin başvurduğu hukuk tasarrufları aracılığıyla
oluşan ikincil hukuk; yani, ilk Avrupa Birliği niteliğindeki Avrupa Kömür ve
Çelik Topluluğunun kurulduğu 1 Ocak 1952 tarihinden bu yana çıkarılan ve yürürlükte
kalan bütün tüzük, yönerge, karar, tavsiye ve görüşlerin yanı sıra, zaman
içerisinde pratik gerekçelerle çıkan ve Avrupa Birliği hukukunda etki yaratan
tüm tasarruflar girmektedir. Ancak, bu tanım, kendi başına yetersiz kalmaktadır.
Zira, esas olan, bu hukuka uyumun sağlanmasının ardından bu hukukun
yürütülmesini gözetmek ve temin etmektir. İşte, bu noktada anlaşılması gereken,
sadece Avrupa Birliği müktesebatına uyumun değil, aynı zamanda bu müktesebatı
uygulamada, idarî ve adlî kapasitenin geliştirilmesinin de bu bütünün
içerisinde olduğudur. Bu söylenenlerin ışığında ortaya çıkan gerçek, Avrupa
Birliğine tam üyelik için başvuran aday devletin, hem idarî yapısını,
kapasitesini Avrupa Birliği müktesebatı gerçeğine göre hazırlaması hem de adlî
sistemini bu gerçeği kapsayacak şekilde yapılandırması gereğidir.
Bu çerçevede, Avrupa Birliği müktesebatı,
sadece bir hukuk mantığıyla sınırlı olarak algılanamaz. Hukuken söylenenlerin ve söylenecek
olanların yanı sıra, Avrupa Birliği tam üyeliğine başvuran devletin Avrupa
entegrasyonuna bağlı siyasî sonuçları da kabul ettiği, kavramın örtülü anlamı
içinde yatmaktadır.
Avrupa Birliği müktesebatının bir diğer
özelliği de dinamik yapısıdır. Avrupa Birliğinin hukuk sistemi aracılığıyla bir
taraftan kendi hedeflerine ulaşmak için kaydettiği yol, öte yandan güncel
gereksinimlere uygun olarak bu sistemdeki gelişmeler, gerek kurumsal hukuk
gerekse maddî hukuk alanında süreğen bir dinamizmi beraberinde getirmektedir.
Bu dinamizm, bir yandan Avrupa Birliği hukukunu ve doğal olarak müktesebatını
değiştirip geliştirirken, diğer yandan yeni gelişme süreçlerinin eskiye oranla
daha çetin koşullarda gerçekleşmesine yol açmaktadır. Yani, daha önceki
yıllarda Avrupa Birliğine üye olan ülkelerin tanışık olmadığı Avrupa Birliği
gerçeği, buna bağlı olarak, Kopenhag Kriterleri ya da ekonomik parasal birliğin
koşullarına uyum gibi alanlar, yeni katılacaklar açısından yeni uyum
güçlüklerini beraberinde getirmektedir.
Avrupa Birliği müktesebatının
üstlenilmesine ilişkin Türkiye Ulusal Programı, kısa ve orta vadeli olmak üzere
iki grupta toplanmaktadır.
Kısa vadeli öncelikler, gerçekçi bir
değerlendirmeyle, Türkiye tarafından 2003 ve 2004 yıllarında yerine
getirilebileceği düşünülen hedefleri kapsamaktadır.
Orta vadede yer alan öncelikler, 2003 ile
2004 döneminde çalışmalar önemli ölçüde ilerlemiş olsa da, tamamlanması bir
yıldan fazla sürmesi beklenen hedeflerdir.
Türkiye, Avrupa Birliğine tam üyelik
yolunda, bugün, son Ulusal Programını tartışıyor. Bu Ulusal Program, malların
serbest dolaşımından kişilerin serbest dolaşımına, sermayenin serbest
dolaşımından hizmetlerin serbest dolaşımına, enerji alanından bilime, adaletten
maliyeye kadar birçok alana ilişkin konuları kapsıyor. Ben, sizleri, bunların
teknik ayrıntılarına boğmak istemiyorum.
Değerli arkadaşlar, Türkiye için Avrupa
Birliğine üye olmak niçin önemlidir? Avrupa Birliğine üye olmak vatandaşımıza
ne kazandırıyor?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Bir dakika efendim; mikrofonu
açıyorum.
Buyurun.
SELAMİ UZUN (Devamla) - Avrupa Birliği
bizim için ne anlam ifade ediyor?
Değerli arkadaşlarım, Alvin ve Heidi
Toffler, bütün dünyada çok popüler ve klasik olan "Yeni Bir Uygarlık
Yaratmak" adlı kitaplarının hemen başlangıcında şunları yazıyor:
"Yaşamımızda yeni bir uygarlık boy atıyor ve her tarafta kör gözlüler onu
boğmaya çalışıyor. Bu yeni uygarlık kendisiyle birlikte yeni aile tarzları,
değişik çalışma, sevme ve yaşama biçimleri, yeni bir ekonomi, yeni politik
anlaşmazlıklar getiriyor ve hepsinin ötesinde bilinçlerde bir değişiklik
yaratıyor.
İnsanlık ileriye doğru niteliksel bir
sıçramayla karşı karşıya. Bütün zamanların en derin toplumsal altüstlüğünü ve
yaratıcı yeniden yapılanmasını yaşıyoruz. Bunu henüz bir şekilde kavramış
değiliz; ama, temelden yeni bir uygarlık inşa etmekteyiz. Üçüncü dalganın
anlamı budur."
Bilindiği gibi, birinci dalgayı tarım
devrimi, ikinci dalgayı sanayi devrimi oluşturmuştu. Tofflerlerin üçüncü dalga
olarak nitelediği ise sanayi sonrası toplum ve bilgi çağıdır.
Sürekli değişimden söz ediyoruz. Peki,
değişen ne; tabiî ki teknoloji, insanoğlunun çalışma biçimi. Tarım döneminde
hayvan gücünden yararlanıyorduk. Sanayi döneminde kol gücünü örnek alan bir
teknolojiye geçtik. Bugün de, üçüncü dalganın özünü, beynin kendi başına
yapmaya kalktığında çok uzun zaman alacak olan bir teknolojiye sahibiz. Dün kol
gücümüzü esas almıştık, bugün beyin gücümüzü örnek aldık. Koldan beyne geçişin
sancıları devam ediyor. Bugün görüşmekte olduğumuz Ulusal Programı böyle bir
dünyada tartışmaktayız. Saniyede 1 trilyon işlem yapan bilgisayar makinesi var.
Bilgisayar programını icat ederek, sıfırdan, dünyanın en büyük zengini olan
Bill Gates var.
Bu çerçeve insanı yüceltiyor. Tanrı'nın
yarattığı insan ve onun beyni, değerini verdiğinde, her şeyin önüne geçmiş
bulunuyor. Hiçbir tabu bunu sarsamıyor, gölgeleyemiyor.
Buradan Türkiye insanına sesleniyorum.
Avrupa Birliği projesi de, sadece toplumları değil, doğrudan bireyi odağına
yerleştiren böyle yeni bir dönemin oluşumu. İnsanı, insanın yaratıcılığını,
insanın yaşam kalitesini, insanın özgürlüğünü, insanın zenginliğini, insanın
manevî değerlerini, kısacası, insanın aklını ve ruhunu birlikte en üst
mertebeye koyan ve toplumsal yapıyı bu amaca yönelik olarak yeniden
şekillendiren bir toplumsal dönüşüm.
Her şey insan için.
İnsanın yirmidört saatini ve o yirmidört saatlerden oluşan tüm ömrünü, mutlu,
huzurlu ve kaliteli geçirmesi nasıl mümkün olur. Avrupa Birliği böyle bir
projedir, bir uygarlık mimarîsidir.
Türkiye Cumhuriyetinin amacı, insanlık
dönemeçlerini kapsayan, her dalgayı yakalayan bir toplum ortaya çıkarmaktı;
ama, arzulananı gerçekleştiremedik. Ülkenin çoğunluğu birinci dalgada, yani,
nüfusun yüzde 45'i tarımda; bir başka bölümü ikinci dalgada, tarım kadar yoğun
olmasa da, sanayide; üçüncü bir serpinti ise, sanayi sonrası toplumdan
etkilenmiştir; ama, ülkemizi sanayileşme aşamasını tamamlayamamış bir tarım
toplumu olarak tanımlamamız daha doğru olur.
Avrupa Birliği, toplumu, insanı asıl
almaya, insanı odağa oturtmaya, insanı insan yapmaya çağırıyor.
Ulusal Programın tümü birden okunduğunda,
Avrupa Birliğine uyum için yapılacak düzenlemelerin tarihlerinin ötesinde, derininde,
insan yaşamını tüm zamanlarda daha nitelikli hale getirme çabasını anında
görürüz. Biz, bunu, çok fazla siyaseten tartıştık. Hatta, bir zaman önce,
üzerinde durduğumuz ekonomik kriterleri bile bir yana attık. Halbuki, Avrupa
Biriliği, siyasal ve ekonomik kriterler toplamının çok ötesinde, insanoğlunun
mutluluğu üzerine ve onun neredeyse her anını içeren, tüm yaşamını yeniden
düzenleyen, niteliğini ve kalitesini yükselten, sanayi sonrası toplum
anlayışına uygun hale getiren bir dönemeçtir.
Türkiye, şimdiki Ulusal Programla, ilk
başta yasal açıdan, başka bir deyişle, şekil şartları açısından gerekli
reformları yapıyor, üçüncü dalganın formatlarını kendi bünyesine dahil etmeye
çalışıyor. Bunu da büyük bir gayretle yapıyor. Muasır medeniyet noktasından
uzak olduğu her eski anlayışı, yasa düzeyinde değiştiriyor; ama, Kopenhag
Kriterleri, Maastricht Kriterleri yanında, bir de Madrid Zirvesinde alınan bir
karar var; yasa değişikliklerinin hayata geçirilme zorunluluğu, yönetimin
uygulama kapasitesi, değişime uyum kabiliyeti. Bunlar da, şekil şartları kadar,
hatta ondan da önemli. Sırf bu nedenle, 2003'ü Ulusal Programın içerdiği tüm
yasa ve mevzuat değişimlerini gerçekleştirmeye, 2004'ü de bu bürokrasinin
uygulamasını o düzeye getirme atılımına ayırdık. AK Parti İktidarı, içten bir
samimiyet ve hayranlık veren bir azimle yasal değişimleri yapıyor ve yapacak.
Geçen pazartesi günü, Radikal Gazetesinde,
Neşe Düzel'in, 12 Eylül sonrası Diyarbakır Cezaevinde olanlarla ilgili
röportajını okuyanlarınız vardır. İnsan havsalasını aşan bir işkencenin
hikâyesini okuduk o röportajda; kanımız dondu. İnsanı yok sayan bir zihniyet
nasıl değişecek? Vatandaşı, insana kulluktan efendiliğe, daha doğrusu olması
gereken noktaya getiren yasal değişimi yaparken, uygulamasının da takipçisi
olmalıyız. AK Partinin bunu da tavizsiz yapacağını burada açıklamaktan gurur
duyduğumuzu da söylemeliyim.
Dünya, insana odaklı bir yönetim çağına
giriyor; Türkiye de buna uymak zorunda; Avrupa Birliği de bunun en vurucu
örneği. Türkiye'nin Avrupa Birliği tam üyelik süreci demek, devletten bireye,
merkezden çevreye, tekseslilikten çoğulculuğa geçiş demektir. Türkiye'de tüm
kurumların da zihniyeti bu yönde değişecek; mevzuatın söylediğini uygulamacı da
böyle anlayacak.
Ulusal Program, vatandaşı yokmuş gibi
davranan cumhuriyetin, vatandaşını oluşturma ve çağa uygun yaşatma projesidir.
Böyle büyük bir tarihsel sıçramanın öncülüğünü yaptığımızın bilincindeyiz. O
nedenle, Ulusal Programdaki insanımızı yok sayan mevzuatı değiştirmekle
kalmıyoruz; onu uygulayacak zihniyetin köhneleşmiş olmasına da son vereceğiz.
Karar vereceğiz... Önce insan, sonra insan, yine insan... AK Parti, bunun için
var. Avrupa Birliği projesi de bunu önerdiği için takipçisiyiz. Bunu talep
ediyoruz. Bugünlere kadar yönetimlerin yok saydığı insan, Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı, bu büyük viraj alındıkça zenginleşecek, bu büyük viraj dönüldükçe
özgürleşecektir.
Böyle büyük bir atılımın, cumhuriyet
tarihinin en büyük medeniyet projesini hayata geçiren bir Meclisin ve bir
partinin üyesi olmanın gururuyla, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Uzun.
Sayın milletvekilleri...
ŞÜKRÜ MUSTAFA ELEKDAĞ (İstanbul) - Sayın
Başkan...
BAŞKAN - Buyurun Sayın Elekdağ.
ŞÜKRÜ MUSTAFA ELEKDAĞ (İstanbul) - Sayın
Başkan, ismim zikredilerek, söylemiş olduğum bazı hususlar saptırıldı. 69 uncu
maddeye göre, o konuda konuşmak istiyorum.
BAŞKAN - İzin verirseniz, ben bir
değerlendireyim.
Şimdi, bir söz talebi var; onu yerine
getireceğim.
Grubu bulunmayan siyasî partiler adına söz
isteyen, Doğru Yol Partisi Iğdır Milletvekili Sayın Dursun Akdemir; buyurun.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
Süreniz 5 dakika.
DURSUN AKDEMİR (Iğdır) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiye'nin Avrupa Birliğine katılım sürecindeki
stratejisini belirleyen Ulusal Programı görüşmek üzere toplandık. Doğru Yol
Partisinin bu konudaki görüşlerini belirtmek üzere, Yüce Heyetinizin huzurunda
bulunuyorum; Yüce Meclisi, bu vesileyle, en derin saygılarımla selamlıyorum.
Fevkalade ayrıntılı olması gereken ve öyle
hazırlanan bu Programı, kısıtlı süre içinde baştan aşağı yorumlamak ve birkaç
saat içinde titiz bir müzakere süzgecinden geçirmek elbette mümkün değildir.
Dolayısıyla, burada, millet egemenliğinin tecelligâhının mensupları olarak bize
düşen görev, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini yönlendirecek temel ilkeler
hakkında görüş belirtmek, milletin yaklaşımlarını ve temennilerini gözönünde
bulundurarak hükümete yol göstermek, millete karanlık gözüken bazı noktalara
ışık tutmaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; Türkiye'nin Batı ve Avrupa Birliği denilen oluşumla ilişkilerinde
ilk ve tayin edici rolü oynayan bir siyasî geleneğin temsilcileri olarak, şunu
açık olarak söylüyoruz: Türkiye Cumhuriyetinin Avrupa Birliği ve evrensel
değerler sistemiyle buluşmasını geciktirmek, Türkiye Cumhuriyetinin tarihini
inkâr anlamına gelir. Bu, sadece şanlı cumhuriyet tarihini inkâr etmek
değildir; aynı zamanda, geçmiş ikiyüz yılımızı inkâr anlamına gelir. Türkiye'yi
Avrupa Birliği yolunda geciktirmek, sadece geçmişimizin değil, geleceğimizin de
inkârı olur.
Ülkemiz, ulusal mevzuatının uyumu yönünde
attığı her yeni adımla, yalnızca insanına hak ettiği daha çok hak, daha çok
özgürlük, daha çok demokrasi vaat etmiyor; bunlarla birlikte, kendisini
ekonomik, siyasal ve stratejik açılardan daha güçlü kılacak, kendisini layık
olduğu konuma taşıyarak evrensel gerçeklerle de kucaklaşmaya yakınlaşacaktır. O
halde, ülkemizin âli menfaatlarına ve ulusal güvenliğine açıkça ters düşmediği
ölçüde, kimsenin bu buluşmayı geciktirmeye, isteyerek veya istemeden frenlemeye
hakkı yoktur. "Evet, ama" üslubunun zamanı ve modası da geçmiştir,
inandırıcılığı da geçmiştir. Türkiye, yeni üyeler ve diğer adaylar ne
yapmışlarsa,ne yapıyorlarsa, buna uygun olarak Ulusal Programında yer alan
taahhütleri elbette yerine getirmelidir. Kimse korkmasın, bu büyük millet, bu
büyük devlet, bu büyük ülke, her türlü yeniliğe ve evrime, hiçbir
vazgeçilmezini yitirmeden uyum sağlayabilecek güçtedir. Tedbirli olmak başka
bir şeydir, korkmak başka bir şeydir. Korkarak büyük olunamaz. Eğer, bugün
atılan adımlar, bir gün, bazılarınca, Türkiye Cumhuriyetinin temel ilkelerine,
demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olma niteliklerine, ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğüne karşı kullanılmaya yeltenilecek olursa, o gafiller,
mağlubiyeti yeniden yaşayacaklardır.
Avrupa Birliği uyum yasaları henüz
gündemimizde yokken, Türkiye'nin adaylığı daha resmiyet kazanmamışken, benzer
tehditlere karşı verilen kahramanca mücadelede her türlü katkıda bulunmuş olan
Doğru Yol Partisinin bir milletvekili olarak, bunları size söylemek durumunda
oluyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
geçtiğimiz yasama döneminde gerçekleştirilen anayasa değişiklikleri sayesinde
Meclisimiz bu dönemde de çok önemli sayıda uyum yasası çıkarmış, gereken
adımlar uygun olan hızla atılabilmiştir. Bugün görüştüğümüz Ulusal Program da,
bundan böyle atılacak adımları saymaktadır. Bunları da gerçekleştirebilme
noktasına getirebilmiş olmamızı, büyük ölçüde, geçtiğimiz dönemdeki anayasa ve
yasa değişikliklerine borçluyuz. Dolayısıyla, geçtiğimiz yasama döneminde bu
reformları gerçekleştirenlerden teşekkürlerimizi esirgememeliyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Akdemir, bir dakika,
mikrofonunuzu açıyorum.
Buyurun.
DURSUN AKDEMİR (Devamla) - Geçtiğimiz
dönemde, Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsil edilen tüm partiler, gerekli
iradeyi ortaya koymuşlar ve gerçekleştirdikleri değişikliklerle bugünkü
yasaların çıkması için gerekli ortamı ve olanağı sağlamışlardır.
Ayrıca, yeri gelmişken, bir hususa
dikkatinizi çekmek isterim. Bugün, ağırlıklı olarak siyasî alanda yapılan
reformlar kamuoyunu meşgul ediyor; bunları tartışıyor, değerlendiriyoruz.
Avrupa Birliği, sadece siyasî bir entegrasyon değildir, aynı zamanda, ekonomik
bir entegrasyondur. Ekonomik reformları, Doğru Yol Partisinin liderliğinde
gerçekleştirilen gümrük birliği sayesinde büyük ölçüde tamamladık. Bugün, bu
alanda ciddî bir güçlüğümüz yoktur. Gümrük birliği iyi işlemektedir ve o
dönemde de sıklıkla dile getirdiğimiz üzere, siyasî entegrasyonu kolaylaştırıcı
etki yapmaktadır.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri;
bugün de, Yüce Meclis üzerine düşen vazifeyi yerine getirmektedir. Ancak,
hükümetin bazı eksikliklerini de burada vurgulamak gerekiyor. Hükümet, Meclise
sevk ettiği yasalar konusunda kamuoyunu aydınlatmakta eksik kalıyor. Yasalar,
demokratik ülkelerde vatandaş için çıkarılır. Oysa, vatandaşlarımız bir paket
lafı duyuyor; ancak, o paketin içeriğini oluşturan yeni düzenlemeler hakkında
bilgi sahibi kılınmıyor. Hükümetin aslî görevleri arasında yer alması gereken
aydınlatma çabasında ciddî gecikmeler oluyor.
Değerli arkadaşlarım, hükümetin daha
önemli bir eksikliği ise, kabul edilen reform yasalarının uygulanması konusunda
bir türlü dolduramadığı boşluktur. Gerçekleştirilen mevzuat değişikliklerinin
etkin uygulanmasını sağlayacak gerekli organizasyon, insan kaynağı ve bütçenin
hükümet tarafından yeterince değerlendirildiğine dair belirtileri göremiyoruz.
Bunun da ötesinde, uygulamanın etkinliğini denetleyecek gerekli mekanizmaların
da uygulayıcı kurumlar tarafından ortaya konulmadığını, mevcut aksaklıklardan
anlıyoruz.
Yapılan mevcut değişikliklerin
uygulamalarındaki etkinliğin sağlanması açısından, Basın Konseyi, Barolar
Birliği, İktisadî Kalkınma Vakfı, sendikalar, Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği, TÜSİAD gibi sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapılması şarttır.
Zira, bu kuruluşlar, uygulamanın günlük hayata yansıması açısından en sağlıklı
köprüleri oluşturabilecek konumdadırlar.
Değerli arkadaşlarım, Yüce Meclisin
özveriyle çalışarak kabul ettiği yasaların uygulama koşulları konusunda
belirsizlik sürmektedir ve bu konuda, hükümet, üzerine düşen sorumluluğu
ivedilikle üstlenmelidir; aksi takdirde, gerçekleştirilenler sadece şekil
düzeyinde kalacaktır ve Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine itiraz eden
muhasım dış güçlerin ve Türkiye'nin içerisindeki köhne zihniyetin ekmeğine yağ
sürecektir. Bazı çevrelerin, Türkiye'nin üyeliğine karşı geliştirdikleri
itirazı yanıtlamada, esasen yeterli enerjiyi ortaya koyamayan hükümet, bari, bu
uygulama tedbir ve yasaları konusunda gerekeni bir an önce yapsın. Kaldı ki,
Avrupa Birliği Komisyonunun, bu yılın ekim ayında yayımlayacağı ve müzakere
sürecinin başlatılması açısından önemli mihenk taşlarından birini oluşturacak
ilerleme raporu, özellikle uygulamayı esas alacaktır. Keza, belirleyici rol
oynayacak 2004 ilerleme raporu da, teoriye değil, pratiğe bakacaktır. Hükümetimiz,
bunları, tabiatıyla bilmek durumundadır; ama, bizleri samimiyetine
inandırmasının ve çabalarımızın beklenilen sonucu üretmesinin, öncelikle,
uygulamaya önem vermesine bağlı olduğunu bir kez daha vurgulamak gerekir.
2004 Aralık ayında yapılacak Avrupa
Birliği zirvesine kadar geçecek süre zarfında, Meclisimizin önümüzdeki dönem
çalışmalarına başlamasıyla birlikte, ilgili bakanlık ve kurumların, uygulamada
sağlanılan gelişmeler hakkında, üçer aylık dönemler itibariyle, Meclise bilgi
vermelerini talep ediyoruz. Zira, sırf bu uygulamadan kaynaklanan aksaklıklar
yüzünden bu tarihî fırsatın yitirilmesi halinde doğacak sorumluluğu, Yüce
Meclisimiz de paylaşacaktır.
Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri;
biz, bu reform çalışmalarını, elbette, kendi vatandaşlarımız için yapıyoruz,
ülkemizde demokrasinin temelleri daha sağlam ve yaygın hale gelsin diye
yapıyoruz, evrensel haklar ve özgürlükler güçlensin diye yapıyoruz,
devlet-vatandaş ilişkileri çağdaş ve evrensel değerlere daha uygun hale gelsin
diye yapıyoruz. Temel hedefimiz, her ne olursa olsun, vatandaşımızın,
ulusumuzun daha iyi yaşam standartlarına kavuşmasıdır; ama, çıplak gözle
görüneni de, ne kendimizden ne de birbirimizden saklayalım. Bu işte
gösterdiğimiz irade ve hızı -hatta, ne yazık ki, coşkuyu- Avrupa Birliği
takvimi de belirliyor. Bugün, yüzlerce yasa ve mevzuat değişikliğine gidiyoruz.
Az önce söylediğim gibi, geçtiğimiz dönemde, onlarca Anayasa maddesini
değiştirdik. Gelin, bu Ulusal Program, yeni bir projeyi düşünmemize vesile
olsun. Yeni bir anayasayı, en büyük gücü, vazgeçilmez ilke ve değerlerimizden,
demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti anlayışımızdan, bölünmez
bütünlüğümüzden ve de salt kendi irademizden alacak, Türkiye'nin büyüklüğüne
tam anlamıyla yakışan bir haklar ve özgürlükler anayasasını tasarlamaya
başlayalım. Doğru Yol Partisi, böyle bir projeyi en kısa sürede Yüce Meclisin
ve milletimizin gündemine sunacaktır.
Son söz olarak, Avrupa Birliğinin ciddî
sorumlulukları olduğunu tekrar kaydetmek istiyoruz. Avrupa Birliği, şayet
rüştünü ispat etmek istiyorsa, Türkiye'nin tam üyeliğinin yolunu açmalıdır.
Avrupa Birliğinin uygarlık projesi, Türkiye'yi de kapsadığı ölçüde adına
yakışacaktır. Yeni Avrupa mimarîsinde Türkiye'nin varlığı, Avrupa Birliğini
dünya sahnesinde daha güçlü yapacaktır.
Avrupa Birliğinin bu tarihsel vizyon,
sorumluluk ve bilinçle hareket etmesini temenni ediyor, Yüce Meclisin değerli
üyelerine saygılarımı sunuyorum. (Alkışlar)
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Akdemir.
Sayın milletvekilleri, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekilimiz Sayın Elekdağ, yine,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Genel Kurula hitap eden Sayın Uzun'un
konuşmaları sırasında kendi isminden açıkça bahsetmek suretiyle yanlış anlamaya
sebep verecek ifade kullandığından, İçtüzüğümüzün 69 uncu maddesine göre söz
talebinde bulunmuştur. Başkanlığımızca talep yerinde görülmüş ve Sayın
Elekdağ'ın engin tecrübesiyle, bir sataşmaya meydan vermeyecek şekilde, kısa ve
öz olarak açıklama yapacağını ümit ediyoruz.
Buyurun Sayın Elekdağ. (CHP sıralarından
alkışlar)
V.-
AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Şükrü Mustafa Elekdağ'ın, Sivas Milletvekili Selami
Uzun'un, ileri sürmüş olduğu görüşten farklı bir görüşü kendisine atfetmesi
nedeniyle açıklaması
ŞÜKRÜ MUSTAFA ELEKDAĞ (İstanbul) - Sayın
Başkan, çok teşekkür ederim.
Değerli arkadaşım Selami Uzun,
zannediyorum, o konuşmamla ilgili bazı hususları yanlış yorumladı. O bakımdan,
bir iki açıklama getirmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, birincisi şudur: 57
nci hükümetin Ulusal Programa yaklaşımını bir ölçüt olarak almak ve bununla
hükümetimizin tutumunu mukayese etmek yanlıştır. Bildiğiniz gibi, 57 nci
hükümet, ne Katılım Ortaklığı Belgesi üzerinde ne de Ulusal Program üzerinde,
kendi içinde bir anlayış ortaya çıkarabilmişti. Bir anlayış ortaya
çıkaramayınca, tabiatıyla, bunu Meclise getirip, burada layıkı veçhile
tartışması da söz konusu olamazdı. Ben, o bakımdan, bunun herhangi bir şekilde
bir ölçüt olarak alınmasının çok yanlış olacağı kanısındayım.
Değerli arkadaşlarım, ikinci belirtmek
istediğim husus şudur: Ekonomi konusunda söylediğim hususlar, bunlar benim
kendi yorumlarım değil, bunlar Hazine Müsteşarlığının ve aynı zamanda Devlet
İstatistik Enstitüsünün verdiği rakamlardır. Ben, bunlara dayanarak bazı
gerçekleri dile getirdim, herhangi bir şeklide bir yorum yapmadım esas
itibariyle. Şimdi, yani, netice itibariyle, Amerikan ekonomik işlerden sorumlu
Bakan Yardımcısı Alan Larsen'in ağzına kelimeleri de ben koymadım, onun da
yaptığı bir değerlendirme var bu konuda.
Şimdi, ekonomimiz tabiatıyla bu hükümet
tarafından hasta hale getirilmedi, hasta elinize geldi; ama, hastalık devam
ediyor; bu hastalığa doğru dürüst bir ilaç vermek lazım; bu ilaç da değerli
arkadaşlarım, vergi sisteminde aranmalıdır, vergilemede aranmalıdır. Kamu
maliyesinin Türkiye'deki sorunlarının çözüleceği yer, vergileme alanındadır,
bunun başka bir yolu yoktur, kısa ve uzun vadede bu böyledir. O bakımdan,
yapılacak olan husus açık; yani, vergileri aşağıya doğru indirmemiz -tabiatıyla, adalet ilkeleri
çerçevesinde- bunu mümkün olduğu kadar geniş bir tabana yaymamız ve bunun
yanında da, kayıtdışı ekonomiyi mümkün olan ölçüde azaltmamızdır. Böyle bir
tatbikatın yapacağı en önemli husus da, faizleri aşağıya doğru çekmek olacaktır
değerli arkadaşlar. Böyle bir durumda, devlet, piyasadan devamlı olarak borç
almaktan kurtulacaktır, faizler aşağıya doğru inecektir; ilaç budur; bunun
başka bir yolu yok. Bugün, Türkiye'de bir çoğunluk hükümeti var. Bu çoğunluk
hükümeti bunun üzerine cesaretle gittiği takdirde, emin olun, Cumhuriyet Halk
Partisi tam anlamıyla sizin yanınızda yer alacaktır. Beraberce bu işi yapma
imkânımız varken neden yapmayalım?!
Teşekkür ediyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Elekdağ.
Sayın milletvekilleri, görüşmeler
tamamlanmıştır.
Başkanlığın Genel Kurula diğer sunuşları
vardır.
Sayın milletvekilleri, okunacak metinlerin
uzun olması dikkate alınarak, Kâtip Üyemizin oturarak okuması hususunu
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Cumhurbaşkanlığının bir tezkeresi vardır;
okutuyorum.
IV. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B)
TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- 4903
sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun bazı
maddelerinin bir daha görüşülmek üzere geri gönderildiğine ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/324)
30.6.2003
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi: 20.6.2003 günlü,
A.01.0.GNS.0.10.00.02-2189/8565 sayılı yazınız.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurulunca 19.6.2003 gününde kabul edilen 4903 sayılı Çeşitli Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun incelenmiştir.
İncelenen 4903 sayılı Yasanın,
- 19 uncu maddesinin (b) fıkrasında,
12.4.1991 günlü, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasasının 8 inci maddesinin
yürürlükten kaldırıldığı belirtilmiş,
- 21 inci maddesiyle 3713 sayılı Yasaya
eklenen geçici 10 uncu maddede de, bu yasanın yürürlüğe girdiği günden önce, bu
yasayla yürürlükten kaldırılan 3713 sayılı Yasanın 8 inci maddesi kapsamına
giren suçlardan dolayı,
1- Yürütülen hazırlık soruşturmalarında
cumhuriyet savcılıklarınca takipsizlik kararı verileceği,
2- a) Haklarında kamu davası açılmamış
tutuklu sanıkların cumhuriyet savcılıklarınca,
b) Haklarında kamu davası açılmış tutuklu sanıkların ilgili
mahkemelerce,
salıverilecekleri,
3- a) Henüz Yargıtaya gönderilmemiş ya da
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunan dosyaların hükmü veren mahkemece,
b) Yargıtayda bulunan dosyaların ilgili ceza dairesince,
c) Cezaları infaz edilmekte olan hükümlülerin dosyalarının hükmü veren
mahkemece,
ivedi işlerden sayılıp, Türk Ceza
Yasasının 2 nci maddesi gözönünde bulundurularak karara bağlanacağı,
kuralı getirilmiştir.
İncelenen Yasanın 19 uncu maddesinin (b)
fıkrasıyla Terörle Mücadele Yasasının yürürlükten kaldırılan 8 inci maddesinin
birinci fıkrasında,
"Türkiye Cumhuriyeti Devletinin
ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak amacıyla yazılı, sözlü veya
görüntülü propagandayla toplantı, gösteri ve yürüyüş yapanlar hakkında,
fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmedikçe bir yıldan üç yıla kadar hapis ve
bir milyar liradan üç milyar liraya kadar ağır para cezasına hükmolunur. Bu
suçun terör yöntemlerine başvurmaya özendirecek şekilde işlenmesi halinde
verilecek ceza üçte bir oranında artırılır, mükerreren işlenmesi halinde ise,
verilecek hapis cezaları paraya çevrilemez"
denilerek, devletin ülkesi ve ulusuyla
bölünmez bütünlüğünü bozmak amacıyla,
- Yazılı, sözlü ya da görüntülü
propaganda,
- Toplantı, gösteri ve yürüyüş,
yapmak suç sayılmış ve suçun yaptırımı
düzenlenmiştir.
1- Avrupa Birliği Konseyince kabul edilen
Türkiye 2003 Yılı Katılım Ortaklığı Belgesinin "Güçlendirilmiş Siyasî
Diyalog ve Siyasî Kriterler" bölümünde;
- Basın özgürlüğü de dahil olmak üzere,
anlatım özgürlüğüyle ilgili reformların sürdürülmesi ve uygulanması, Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi (10, 17 ve 18 inci maddeler) doğrultusunda hukuksal
kısıtlamaların kaldırılması,
- Şiddet içermeyen görüş açıklamaktan
sanık ya da mahkûm olanların durumlarının çözüme kavuşturulması; Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi kararları gereğince yeniden yargılanma hakkına ilişkin
kuralların uygulanması,
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9
uncu maddesi doğrultusunda tüm bireylerin ve dinî toplulukların düşünce, dil ve
vicdan özgürlüklerini kullanmaları ile ilgili kuralların uyumlaştırılması ve
uygulanması; Avrupa Birliği üyesi ülkelerin uygulamaları doğrultusunda, bu
toplulukların etkinlik gösterebilmeleri için gerekli koşullar oluşturulması,
Türkiye için belirlenen öncelikler arasında
sayılmıştır.
Bu uluslararası metinler ve kurallar
karşısında, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasasının, düşünce ve anlatım
özgürlüğü kapsamına girdiğinde kuşku bulunmayan propagandayı suç sayan ve
yaptırıma bağlayan 8 inci maddesinin kaldırılmasının uygun olup olmayacağının
irdelenmesi gerekmektedir.
2- Öncelikle Terörle Mücadele Yasasının 8
inci maddesinin ilk metni ile 6.2.2002 günlü, 4744 sayılı Yasayla yapılan
değişikliklerin incelenmesinde yarar bulunmaktadır.
12.4.1991 günlü, 3713 sayılı Terörle
Mücadele Yasasının 8 inci maddesinin ilk metninde, hangi yöntem, amaç ve
düşünce ile olursa olsun yazılı ya da sözlü olarak bölücü propaganda ve bu
amaçla toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma suç sayılıp yaptırıma bağlanmıştır.
Bu madde, önce 27.10.1995, günlü 4126
sayılı Yasa, sonra da 6.2.2002 günlü, 4744 sayılı Yasa ile değiştirilmiştir.
Maddede 4744 sayılı Yasa ile yapılan
değişiklikle,
-"Türkiye Cumhuriyeti Devletinin
ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedef alan..." biçiminde
düzenlenen özel kasıt, "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak amacıyla..." biçiminde
değiştirilerek somutlaştırılmış, böylece suçun öğesi açıkça belirlenmiş,
-"Yazılı ve sözlü" propaganda
ibaresine, teknolojik gelişmeler gözönünde bulundurularak "görsel"
propaganda eklenmiş,
-Söz konusu propaganda suçu için hapis
cezası yanında öngörülen para cezası artırılmış,
-Propaganda suçunun "terör
yöntemlerine başvurmayı özendirecek" biçimde işlenmesi durumu
ağırlaştırıcı neden olarak madde metnine eklenmiş, bu durumda verilecek cezanın
üçte bir oranında artırılması, yeniden işlenmesi durumunda da hapis cezasının
paraya çevrilemeyeceği öngörülmüştür.
Maddenin yürürlükten kaldırılması, bu
suçun "terör yöntemlerine başvurmayı özendirecek" biçimde işlenmesi
durumunda da cezasız kalması sonucunu doğuracaktır.
3- Anayasa Mahkemesinin, 3713 sayılı
Terörle Mücadele Yasasının kimi kurallarının Anayasaya aykırılığı savıyla
açılan dava sonunda verdiği 31.3.1992 günlü, E.1991/18, K.1992/20 sayılı
kararında da vurgulandığı gibi, Türk Ceza Yasasının, devletin ülkesi ve
ulusuyla bölünmez bütünlüğüne yönelik örgütleşme ve propaganda eylemlerini ceza
yaptırımına bağlayan 141, 142 ve 163 üncü maddelerinin yürürlükten
kaldırılmasıyla doğan hukuksal boşluk 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasasının 7
ve 8 inci maddeleriyle doldurulmuştur.
Anayasanın,
- 2 nci maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin
başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan bir devlet olduğu,
- Başlangıç bölümünde, bu Anayasanın, Yüce
Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirlediği; hiçbir etkinliğin, devleti ve
ülkesiyle bölünmezliği ilkesi karşısında korunma göremeyeceği,
- 3 üncü maddesinde, Türkiye Devletinin,
ülkesi ve ulusuyla bölünmez bir bütün olduğu,
- 4 üncü maddesinde, 1, 2 ve 3 üncü
maddelerinin değiştirilemeyeceği, değiştirilmesinin önerilemeyeceği,
- 5 inci maddesinde, Türk Ulusunun
bağımsızlığı ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini korumanın devletin temel
amaç ve görevi olduğu,
- 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında,
Anayasada yer alan hak ve özgürlüklerden hiçbirinin devletin ülkesi ve ulusuyla
bölünmez bütünlüğünü bozmayı amaçlayan etkinlikler biçiminde kullanılamayacağı,
- Düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünü
düzenleyen 26 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında da, bu özgürlüklerin
kullanılmasının devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünün korunması
amacıyla sınırlandırılabileceği,
belirtilmiştir.
Bu kurallara göre, ülke ve ulus
bütünlüğünü bozucu eylemlere karşı gerekli önlemleri almak devlete Anayasayla
verilmiş bir görev niteliğindedir. Alınacak önlemlerin, amaçla orantılı olmak
koşuluyla, düşünce ve anlatım özgürlüğünün normal sınırlaması sayılacağı
Anayasanın genelde 14 üncü, özelde de 26 ncı maddelerinde açıkça
vurgulanmıştır.
Türk Ceza Yasasının 142 nci maddesinin
yürürlükten kaldırılmasıyla ortaya çıkan hukuksal boşluğu doldurmak amacıyla
getirilen Terörle Mücadele Yasasının 8 inci maddesiyle de, yalnızca düşünce
açıklamak düzeyinde kalsa da, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ülkesi ve ulusuyla
bölünmez bütünlüğünü bozmak amacıyla yazılı, sözlü ya da görüntülü propaganda
ile toplantı, gösteri ve yürüyüş yapanlara ilişkin cezaî yaptırım
öngörülmüştür.
Anayasal kuralların gereği olan Terörle
Mücadele Yasasının 8 inci maddesinin tümüyle yürürlükten kaldırılması yerine,
uluslararası hukukla da uyumlu duruma getirilerek korunması en uygun yöntem
olacaktır.
4- Öte yandan, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesinin anlatım özgürlüğünü düzenleyen 10 uncu maddesinde, herkesin
görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahip olduğu; kullanılması görev ve
sorumluluk yükleyen bu özgürlüklerin, demokratik bir toplumda, zorunlu önlemler
niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün ya da kamu düzeninin
korunması amacıyla, yasayla kimi koşullara, sınırlamalara ve yaptırımlara
bağlanabileceği belirtilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de,
Sözleşmenin 10 uncu maddesine ilişkin kararlarında, gereksinimin ikna edici
biçimde ortaya konulması durumunda sınırlamanın kabul edilebileceğini ve bu
maddenin ikinci fıkrasındaki "zorunlu" sıfatının, zorlayıcı toplumsal
gereksinimi anlattığını vurgulamaktadır.
Yukarıda yer verilen Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesinin 10 uncu maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları
ile ortaya koyduğu ölçütler karşısında, Terörle Mücadele Yasasının 8 inci
maddesinin kimi daraltıcı koşullar konularak korunması uluslararası hukuka da
aykırı olmayacaktır.
Nitekim, incelenen Yasanın "Genel
Gerekçe"sinde, 4744 sayılı Yasaya Kopenhag Siyasî Kriterlerine uyum
yasaları arasında yer verilmesine karşılık, bu Yasayla Terörle Mücadele
Yasasının 8 inci maddesinin, kaldırılması yerine değiştirilmesiyle yetinilmiş
olması da bu düşünceyi doğrulamaktadır.
Ayrıca, "Avrupa Birliği
Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı"nın
"2.1. Siyasî Kriterler" bölümünün "2.1.1. Düşünce ve İfade
Özgürlüğü" alt bölümünde, anlatım özgürlüğünün Avrupa Birliği müktesebatı
ile Avrupa Birliği üyesi ülkelerin uygulamaları ışığında geliştirilmesine önem
ve öncelik verileceği belirtildikten sonra, Anayasa ve diğer mevzuattaki ilgili
kuralların,
"Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin
10 uncu maddesi çerçevesindeki toprak bütünlüğü ve ulusal güvenliğin
korunmasını da öngören ölçütler ile laik ve demokratik Cumhuriyeti, üniter
devlet yapısını ve millî birliği koruma kriterleri temelinde"
gözden geçirilmesi kabul edilmiştir.
Bu düzenleme de, Terörle Mücadele
Yasasının 8 inci maddesinin kimi daraltıcı koşullar konularak korunmasının
Avrupa Birliğine karşı yükümlülüğümüzle bağdaşacağını göstermektedir.
5- Terörle Mücadele Yasasının 8 inci
maddesinin yürürlükten kaldırılmasının Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ülkesi ve
ulusuyla bölünmez bütünlüğünü "yazılı, sözlü ya da görüntülü
propaganda" ya da "toplantı, gösteri, yürüyüş" yapmak yoluyla
bozmak isteyenler yönünden hukuksal bir boşluk yaratıp yaratmayacağı üzerinde
de durmak gerekir.
İncelenen Yasanın, 8 inci maddeyi
yürürlükten kaldıran 19 uncu maddesinin gerekçesinde,
"Terörle Mücadele Kanununun 8 inci
maddesinin yürürlükten kaldırılması ile ülke bütünlüğünün korunması bakımından
bir boşluk doğmayacaktır. Türk Ceza Kanununun 311 inci maddesi gereğince, 8
inci madde yürürlükten kaldırıldığında boşluk doğması bir tarafa, ülke
bütünlüğü aleyhine propaganda suçu daha ağır bir cezayla
cezalandırılabilecektir.
Öte yandan, Türk Ceza Kanununun 312 nci
maddesinin ikinci fıkrası doğrudan olmasa da dolayısıyla millî birliği, millî
bağlılığı koruyan bir hükümdür. Ancak, din, dil, ırk ve bölge farklılıklarının
vurgulanması halinde fikrî içtima kuralları (TCK m.79) gereğince, Türk Ceza
Kanununun 312 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü de uygulanabilecektir."
Denilerek, 8 inci maddenin yürürlükten
kaldırılmasıyla bölücülük propagandasının suç olmaktan çıkmayacağı
belirtilmektedir. Ancak bu gerekçe, aşağıda yazılı nedenlerle doğru
görülmemektedir:
a- Her şeyden önce, bu gerekçenin doğru
olmadığını anlamak için propaganda sözcüğünün tanımına bakmak gerekir.
Propaganda "bir öğreti, düşünce ya da
inancı başkalarına tanıtma, benimsetme ve yayma amacıyla söz, yazı gibi
yollarla gerçekleştirilen çalışma" olarak tanımlanmaktadır.
Bu tanıma göre, terör ve şiddet ya da
bunlara teşvik içermeyen ve yalnızca ülke bütünlüğüne yönelik olumsuz
propagandadan ya da bu çerçevede toplantı, gösteri ve yürüyüş yapmaktan ibaret
olan eylemlere, Türk Ceza Yasasının "suç işlemeye tahrik, korku ve panik
yaratma amacıyla tehdit" suçunu düzenleyen 311 inci maddesinin uygulanması
hukuken olanaksızdır. Böyle bir uygulamayı savunmanın ve haklı göstermenin
zorluğu açıktır.
b- Ayrıca, 3713 sayılı Yasa, 12.4.1991
gününde kabul edilmiş ve aynı gün yürürlüğe girmiştir. Türk Ceza Yasasının 125,
169, 172, 311 ve 312 nci maddeleri ise, bu tarihte yürürlükte olan maddelerdir.
Bir başka anlatımla, 3713 sayılı Yasanın 8
inci maddesi Türk Ceza Yasasının sözü edilen kurallarının ve 311 inci
maddesinin yürürlükte olmasına karşın, var olan bir boşluğu doldurmak için
kabul edilmiştir.
Bu durum, her iki maddenin farklı alanları
düzenlediğini açıkça ortaya koymaktadır.
c- Kaldı ki, Anayasa Mahkemesinin yukarıda
değinilen 31.3.1992 günlü, E.1991/18, K.1992/20 sayılı Terörle Mücadele
Yasasına ilişkin kararında "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetinin varlığını tehlikeye
düşürmek" eylemiyle ilgili olarak, Türk Ceza Yasasında bu suçu yaptırıma
bağlayan temel kuralın 125 inci madde olduğu; 168 inci maddenin, 125 inci
maddede öngörülen suçun işlenmesi amacıyla silahlı cemiyet ve çete kurulmasına,
171 inci maddede ittifak oluşturulmasına ilişkin kuralların konulduğu; 172 nci
maddede ise, meydanlarda açıkça halkı bu suçu işlemesi için kışkırtanlar
hakkında yaptırım öngörüldüğü; devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğüne
yönelik örgütleşme ve propaganda eylemlerini ceza yaptırımına bağlayan Türk
Ceza Yasasının 141 ve 142 nci maddelerinin yürürlükten kaldırılarak, bunların
yerine 3713 sayılı Yasanın 7 ve 8 inci maddelerinin getirildiği belirtilmiştir.
Terörle Mücadele Yasasının 8 inci maddesi
yerine Türk Ceza Yasasının 311 inci maddesinin uygulanabileceği yönündeki sav,
bu nedenle de geçerli değildir.
d- Öte yandan, düşünce ve anlatım
özgürlüğünün daha geniş biçimde sağlanması amacıyla 3713 sayılı Yasanın 8 inci
maddesi yürürlükten kaldırılırken, bu nedenle ortaya çıkaracak boşluğun, Türk
Ceza Yasasının 8 inci maddeden daha ağır cezalar öngören 311 inci maddesiyle
doldurulabileceğinden söz etmek açık bir çelişki oluşturmaktadır.
e- Son olarak belirtmek gerekir ki, Türk
Ceza Yasasının 312 nci maddesinde, ırk farklılığına dayanarak halkı birbirine
kamu düzeni için tehlikeli olabilecek biçimde düşmanlığa ya da kin beslemeye
alenen tahrikten söz edilmektedir.
312 nci maddenin yasakladığı eylem, halkı
hangi nedenle olursa olsun birbirine karşı kin ve düşmanlığa tahrik etmektir.
Bu maddedeki özel kasıt "kin ve düşmanlığa tahrik"tir.
Oysa, Terörle Mücadele Yasasının 8 inci
maddesindeki özel kasıt "devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünü
bozmak"tır. Bu yönde yapılan her propagandanın, mutlaka halkı birbirine
karşı kin ve düşmanlığa tahrik etmesi gerekmez.
Bu yönüyle de, Terörle Mücadele Yasasının
8 inci maddesinin kaldırılmasından doğan boşluğun, suç öğeleri farkı olduğu
için Türk Ceza Yasasının 312 nci maddesiyle doldurulması olanaklı
gözükmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, 3713 sayılı Yasanın
8 inci maddesinin kaldırılmasının Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığı ve
devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğü yönünden önemli sakıncalar
yaratması güçlü bir olasılık olarak ortaya çıkmaktadır.
Öte yandan, Terörle Mücadele Yasasının 8
inci maddesinin yürürlükten kaldırılması durumunda, Anayasanın 14 üncü
maddesindeki temel hak ve özgürlüklerin anlatım özgürlüğü yönünden kötüye
kullanılması yasağı tümüyle yaptırımsız kalacaktır.
Terörle Mücadele Yasasının 8 inci
maddesinin uluslararası ilişkiler yönünden yaratacağı sorunun, bu maddede
yapılacak değişiklikle aşılabileceği düşünülmektedir.
Gerçekten, Türk Ceza Yasasının 312 inci
maddesinde yapıldığı gibi, bölücü propagandanın suç sayılabilmesi için
"kamu düzeni için açık ve mevcut tehlike oluşturacak biçimde" ya da
"terör yöntemlerine başvurmayı özendirecek biçimde" koşuluna yer
verilerek, Terörle Mücadele Yasasının 8 inci maddesini korumanın daha uygun
olacağı değerlendirilmektedir.
Yayımlanması yukarıda açıklanan
gerekçelerle uygun bulunmayan 4903 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun, 19 uncu maddesi ve bu maddeyle bağlantısı nedeniyle
21 inci maddesinin Türkiye Büyük Millet Meclisince bir kez daha görüşülmesi
için, Anayasanın değişik 89 uncu ve 104 üncü maddeleri uyarınca ilişikte geri
gönderilmiştir.
Ahmet Necdet Sezer
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.
Sözlü soru önergesinin geri alınmasına
dair 2 adet önerge vardır.
Birinci önergeyi okutuyorum:
2.- Adana
Milletvekili Atilla Başoğlu'nun (6/499) esas numaralı sözlü sorusunu geri
aldığına ilişkin önergesi (4/76)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Gündemin sözlü sorular kısmında yer alan
(6/499) esas numaralı soru önergemi geri alıyorum.
Gereğini saygılarımla arz ediyorum.
Atilla Başoğlu
Adana
BAŞKAN - Sözlü soru önergesi geri
verilmiştir.
İkinci önergeyi okutuyorum:
3.- Samsun
Milletvekili Mehmet Kurt'un (6/519) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına
ilişkin önergesi (4/77)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Gündemin sözlü sorular kısmının 252 nci
sırasında yer alan (6/519) esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.
Gereğini saygılarımla arz ederim.
Mehmet Kurt
Samsun
BAŞKAN - Sözlü soru önergesi geri
verilmiştir.
Sayın milletvekilleri, bir Meclis araştırması
önergesi vardır; okutuyorum:
C) GENSORU,
GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.- Malatya
Milletvekili Muharrem Kılıç ve 39 milletvekilinin, ülkemizdeki demir cevheri
kaynaklarının değerlendirilmesi ve demirin inşaat sektöründe kullanımı ile
ilgili sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/116)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İnşaatlarda kullanılan demirlerin, hurda
malzemelerinden imal edilmesi, Bingöl depreminde, Kayseri'de ve daha pek çok
olayda da görüldüğü üzere, çöken inşaatlarda pek çok faciaya neden olmaktadır.
Bu duruma seyirci kalınması halinde daha
nice faciaların olacağı da kuşkusuzdur.
Ülkemizdeki inşaat demirlerinin imalatı ve
kalitesiyle ilgili hususların araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci ve
İçtüzüğün 104 üncü ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis araştırması
açılmasını saygılarımla arz ederim.
1- Muharrem Kılıç (Malatya)
2- Ferit Mevlüt Aslanoğlu (Malatya)
3- İsmet Atalay (İstanbul)
4- Yakup Kepenek (Ankara)
5- Halil Tiryaki (Kırıkkale)
6- Hüseyin Özcan (Mersin)
7- Muharrem Eskiyapan (Kayseri)
8- İsmail Değerli (Ankara)
9- Hüseyin Ekmekçioğlu (Antalya)
10- Atila Emek (Antalya)
11- Muharrem Toprak (İzmir)
12- Hasan Fehmi Güneş (İstanbul)
13- Osman Özcan (Antalya)
14- Nail Kamacı (Antalya)
15- Nurettin Sözen (Sıvas)
16- Feridun Fikret
Baloğlu (Antalya)
17- Mehmet Vedat Melik (Şanlıurfa)
18- Uğur Aksöz (Adana)
19- N. Gaye Erbatur (Adana)
20- Atilla Kart (Konya)
21- Ali Oksal (Mersin)
22- Şefik Zengin (Mersin)
23- Ahmet Küçük (Çanakkale)
24- Mahmut Duyan (Mardin)
25- Sabahattin Cevheri (Şanlıurfa)
26- Hasan Ören (Manisa)
27- İnal Batu (Hatay)
28- Salih Gün (Kocaeli)
29- Mehmet Boztaş (Aydın)
30- Mehmet Vedat Yücesan (Eskişehir)
31- Mustafa Sayar (Amasya)
32- Atilla Başoğlu (Adana)
33- Mehmet Yıldırım (Kastamonu)
34- Ahmet Yılmazkaya (Gaziantep)
35- Hasan Aydın (İstanbul)
36- Sıdıka Sarıbekir (İstanbul)
37- Necati Uzdil (Osmaniye)
38- Halil Ünlütepe (Afyon)
39- Mehmet Ziya Yergök (Adana)
40- Orhan Eraslan (Niğde)
Gerekçe:
Ülkemiz, dünya demir-çelik üretiminde 2003
verilerine göre 13 üncü sıradadır. Üretimde, 9,5 milyon ton cevher, 2,5 milyon
ton pelet (zenginleştirilmiş cevher) kullanılmaktadır.
Malatya-Hekimhan-Hasançelebi'de,
Sıvas-Divriği'de ve daha pek çok bölgemizde büyük demir madeni rezervlerimiz
bulunmaktadır. Özellikle Hasançelebi, âdeta, bir demir madeni deposudur. MTA
tespitlerine göre Hasançelebi'de yaklaşık 3,2 milyar ton işlenebilir maden
rezervi vardır.
Bu nedenle, 1978 yılında Hasançelebi'de
pelet tesisi kurulmasına karar verilip, şantiye ve laboratuvar da kurulmasına
rağmen, her nedense 1984 yılında bu karardan vazgeçilmiştir.
Bu vazgeçmede, birtakım iç ve dış çıkar
çevrelerinin ülkemizde hurda demirle imalat yapma girişimlerinin etkisi büyük
olmuştur. Gelişmiş Batı ülkeleri hurda malzemelerini bizim gibi gelişmekte olan
ülkelere göndererek, âdeta, bizim gibi ülkeleri bir hurdalık gibi kullanmaktadır.
Hurda demirle, yoğun enerji tüketen ark-fırınlar kullanılarak katma değeri
düşük demir-çelik üretimi yapılmaktadır. Ancak bu üretilen demir-çelik ürünleri
"dirençsiz, yorgun ve depreme dayanıksız" olup, en küçük bir etkide
kopmakta ve bükülmektedir.
Türkiye, hem ithal hurda madde bağımlısı
yapılmış hem de yurtdışından alınan kömür ve gazla üretilen elektrik
enerjisiyle bu hurda maddeleri yeniden mamul hale getirmeye çalışarak büyük bir
yük altına girmektedir. Bu sayede sadece hurda demirle ilgili yılda tahminî 1
milyar dolar dövizimiz yurtdışına gitmektedir.
Türkiye, nükleer atık dahil her türlü
kirliliği ve birçok ağır metali de bünyesinde taşıyan hurdaların ithalinde,
hurda ithalatçıları içinde birinci sıradadır.
Dünya demir-çelik üretiminde üretimin
yüzde 70'i cevher işleyen tesislerde, yüzde 30'u ise hurda işleyen tesislerde
yapılmakta iken, ülkemizde ise üretimin yüzde 30'u cevher işleyen tesislerde,
yüzde 70'i hurda malzeme kullanan ark ocaklarında yapılmaktadır.
Ülkemizde işletilmekte olan entegre
demir-çelik fabrikalarının cevher ihtiyaçları yaklaşık 9 500 000 ton olup,
bunun ancak yarısı yurtiçi üretimden karşılanmakta, geriye kalan yaklaşık 5 000
000 ton demir cevheri ise ithal edilmektedir.
Sadece Hasançelebi maden ocaklarının
işletilmesi ve buraya peletleme tesislerinin kurulması durumunda, demir
ithalatına gerek kalmayacak, cevher pelet ve hurda için ödediğimiz yaklaşık 2
500 000 000 dolar ülkemizden çıkmamış olacaktır.
Ülkemiz, her alanda olduğu gibi demir
cevheri yönünden de bir hazineyken, üretimin ithal ve hurda maddelere
kaydırılmasının nedenlerinin; ülkemizdeki demir madenlerinin bir an önce
üretime açılarak, peletleme tesislerinin kurulmasının sağlayacağı yararların;
hurdadan imal edilen demir-çelik ürünlerinin bir an önce tespit edilmesi ve
depreme dayanıksız bu yorgun inşaat demirlerinin inşaatlara sevkinin
engellenmesi gerektiğinin araştırılması amacıyla bu araştırma önergesi
hazırlanmıştır.
BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşmeler, sırası geldiğinde
yapılacaktır.
Sayın milletvekilleri, Danışma Kurulunun
bir önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım:
VI.-
ÖNERİLER
A) DANIŞMA
KURULU ÖNERİSİ
1.- Genel
Kurulun çalışma saatleriyle gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine
ilişkin Danışma Kurulu önerisi
Danışma Kurulu Önerisi
No: 40 Tarih: 1.7.2003
Genel Kurulun 1.7.2003 Salı günkü (bugün)
birleşiminde, sözlü sorular ile diğer denetim konularının görüşülmemesi,
gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmının 13 üncü sırasında yer alan 60 sıra sayılı kanun
tasarısının bu kısmın 3 üncü sırasına, daha önce gelen kâğıtlar listesinde
yayımlanan ve dağıtılmış bulunan 198 sıra sayılı kanun tasarısının 48 saat
geçmeden 4 üncü sırasına, 34 üncü sırasında yer alan 183 sıra sayılı kanun
tasarısının ise 5 inci sırasına
alınması ve çalışma sürelerinin bu birleşim ile 2.7.2003 Çarşamba günkü
birleşimde 15.00-21.00 saatleri arasında, 3.7.2003 Perşembe günkü birleşimde
ise 14.00-21.00 saatleri arasında olmasının Genel Kurulun onayına sunulması
Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.
|
Nevzat Pakdil |
|
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi |
|
|
Başkanı Vekili |
|
|
Salih Kapusuz |
Mustafa Özyürek |
|
AK Parti Grubu Başkanvekili |
CHP Grubu Başkanvekili |
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, öneriyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
İçtüzüğün 37 nci maddesine göre verilmiş
bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır; önce okutup işleme alacağım ve
sonra oylarınıza sunacağım.
Önergeyi okutuyorum:
IV. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B)
TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)
4.- Konya
Milletvekili Atilla Kart'ın, 24.2.1983 Tarih ve 2802 Sayılı Hâkimler ve
Savcılar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifinin
(2/121) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/78)
TBMM Başkanlığına
24.2.1983 tarih, 2802 sayılı Hâkimler ve
Savcılar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifim,
29.4.2003 tarihinde (2/121) esas ile Adalet Komisyonuna intikal etmiş; ancak,
Komisyonda 45 gün içinde sonuçlandırılmamıştır.
Bu durum karşısında, İçtüzüğün 37 nci
maddesi gereğince kanun teklifimin doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasını
talep etmek zorunluluğu doğmuştur.
Gereğini saygılarımla arz ve talep ederim.
Atilla Kart
Konya
BAŞKAN - Sayın Kart, önergeyle ilgili söz
isteğiniz var mı efendim?
ATİLLA KART (Konya) - Evet Sayın Başkan.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Konuşmasına gerek
yok Sayın Başkan; biz kabul ediyoruz.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
VII.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Hırvatistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık
Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında
Kanun Tasarısı (1/448) (S. Sayısı: 103) (1)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, gündemin
"Oylaması Yapılacak İşler" kısmında yer alan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Hırvatistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık Alanında
İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısının açıkoylamasına başlıyoruz.
Daha önce yaptığımız
oylamada, açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılması kabul edilmişti.
Oylama için 5 dakika süre veriyorum ve
oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Hırvatistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık
Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında
Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı: 242
Kabul: 240
Çekimser: 2
Böylece, kanun tasarısı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır; hayırlı olsun.(1)
Alınan karar gereğince, sözlü sorular ile
diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve
Teklifleri İle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına devam ediyoruz.
2.- Adlî
Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve
Yetkileri Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu raporu (1/521) (S.
Sayısı: 146)
BAŞKAN - Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri
ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun
Tasarısının geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon raporu henüz
gelmediğinden, tasarının görüşmelerini erteliyoruz.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu raporunun
müzakeresine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve
Adalet Komisyonu raporu (1/523) (S. Sayısı: 152)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Hükümet?.. Yok.
Ertelenmiştir.
Kara Avcılığı Kanunu Tasarısı ve Çevre ile
Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonları raporlarının müzakeresine başlıyoruz.
4.- Kara
Avcılığı Kanunu Tasarısı ve Çevre ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonları
raporları (1/286) (S.Sayısı: 60) (2)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yerinde.
Hükümet?.. Yerinde.
Sayın milletvekilleri, komisyon raporu, 60
sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmelere
geçiyoruz.
Tümü üzerinde söz isteği?..
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Grubumuz adına
Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün konuşacak.
BAŞKAN - Tasarının tümü üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Muğla Milletvekili Sayın Fahrettin Üstün;
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz 20 dakikadır.
CHP GRUBU ADINA FAHRETTİN ÜSTÜN (Muğla) -
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Kara Avcılığı Kanunu Tasarısıyla
ilgili olarak Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; Yüce
Heyeti saygıyla selamlarım.
Sözlerime, ünlü Fransız düşünür
Foucault'nun şu sorusuyla başlayacağım: "Neden bir vazo, sanat eseri olsun
da, hayatımız olmasın?" Ünlü düşünürün bu önemli sorusu, soruyu soruş
tarzından da anlaşılacağı gibi, tüm hayatı kapsıyor, avcılığı da. Belki de
özellikle avcılığı. Çünkü, avcılık, av vurmaktan öte, boş zamanı değerlendirme,
macera yaşama, doğada varolmayı becerme gibi önemli fonksiyonların yanı sıra,
tümüyle kendine özgü tarihi, coğrafyası, ekonomisi, insan ilişkileri ve
disipliniyle bir kültürel olgu olarak ele alınmayı fazlasıyla hak etmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
ülkemizde 5 000 000'a yakın avcı var; bunlardan 2 900 000'inin tüfek ruhsatı,
60 000'inin sertifikalı avcı ruhsatı var. Avcılığın kültürü, hiç kuşkusuz,
birkaç palavracı avcı fıkrasından çok ötedir. Ava çıkış için hazırlanma
sürecinden eve dönüşe kadar her anı bir ritüel gibi yaşanan ve yaşanması
gereken avcılık, hakkı verilerek yapıldığında, ortaya çıkan, çıkacak olan tablo
kuşkusuz bir kültür olayıdır.
İnsanlık tarihinin en ilkel dönemlerinde
başlayan avcılık, ilk insan için bir yaşam gereğiydi; avından sadece yiyecek
sağlamakla kalmıyor, derisinden giyecek; kemik, boynuz ve toynaklarından
çeşitli aletler yapılıyordu. Arkeolojik bulgular bunları kanıtlamaktadır.
Tarımın zaman içinde gelişmesi, avcılığı,
insanlığın tek geçim kaynağı olmaktan çıkardı. Bu defa, ürünleri ve sürüleri
korumak amacıyla avcılık sürdürüldü.
İnsanlık tarihinde önemli bir yer tutan
avcılık, Ortaasya ve önasya'daki göçebe Türklerin yaşamında büyük bir beslenme
ve eğlence kaynağı, aynı zamanda da savaşa hazırlanma aracıydı.
Avcılığın düzenli bir örgüt durumuna
gelmesi Selçuklular dönemine rastlar. Ünlü Sultan Melik Şah, avcılık konusunda
bir kitap için 300 kişilik bir kurul oluşturmuş; ama, bu yasa tasarısı
hazırlıkları 10 kişilik bir grupla hazırlanmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde avla
ilgili ilk mevzuat 1586 yılında Sultan III. Murat'ın çıkardığı fermandır. Bununla,
padişah, ülkedeki tüm avcılardan, ellerindeki avcı kuşların saraya
gönderilmesini istemiştir. Bu dönemde, avcılardan, hassa alanlarında
avlanabilmeleri için "hassa avcı" olduklarına dair bir belge
istenmiştir; diğer avcılara ise izin verilmemiştir.
Sözü edilen bu hassa avcılığı tanzimatın
ilanıyla sona ermiş; ancak, avcılığın kesin kurallarla düzenlenmesi epey zaman
almıştır.
1869-1877 yılları arasında yayımlanan
Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye ile avlanma işleri arzulanan düzeye sokulamamış,
günümüz hukuk anlayışıyla bağdaşmayan bazı garip kurallara yer verilmiştir.
1882 tarihli Zabıta-i Seydii Berri ve
Bahri Nizamnamesi (Kara ve Deniz Avcılığı Zabıtası) adlı düzenlemeyle bazı
önlemler getirilmiş; ancak, bu düzenleme, hayvanların korunmasından çok,
şimdiki yasa tasarısında olduğu gibi, hazineye ve devlete bir gelir sağlama
amacı gütmüş; gelişigüzel yapılan bu avcılık sonucu da av hayvanı türleri yok
olmuştur.
Etkisiz düzenlemelerle uzun süre kendi
kaderiyle baş başa bırakılan avcılık, cumhuriyet döneminde kurallara
bağlanabilmiştir. 1937 tarihli Kara Avcılığı Kanunuyla avcılık belirli bir
disipline sokulmuştur. Av mevsimleri, av yasak ve kısıtlamalarıyla genel
kurallar konusunda Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Merkez Av Komisyonu
oluşturulmuştur.
"Yasalara göre silah taşıması yasak
olmayanlara harç karşılığında av tezkeresi verilir. Av tezkeresi sahibi olan
herkes kamuya ait topraklarda avlanabilir" denilmektedir.
Av silahlarının yapımı, alım satımı ve
bulundurulması konusunda 11 Eylül 1981'de 2521 sayılı Yasa çıkarılmıştır. Söz
konusu yasaya aykırı faaliyette bulunanlara bir yıldan üç yıla kadar hapis ve
para cezası verilir. 23 Mart 1950 tarihli ve 5639 sayılı Yasayla avcılardan
alınan av vergisi kaldırılmıştır; ama, bu yasayla, vergi, hem de fazlasıyla
gelecektir.
Saygıdeğer milletvekilleri, yukarıda
kısaca değindiğim avcılık tarihinden sonra kanun tasarısıyla ilgili görüşlerimi
açıklayacağım.
Bu tasarı, alt komisyon ve komisyonda
görüşülürken, iyi niyetine inandığım Sayın Bakan ve komisyon üyesi
arkadaşlarımız yanlış bilgilendirilmişlerdir. Bu tasarı yasalaştığı takdirde,
bırakın avcılığı, avcılar, av tüfeğini evinden alıp dışarı adımını attığında
potansiyel suçlu olarak görülecek ve yoğun bir cezai müeyyideyle karşı karşıya
kalacaklardır.
Şu anki tasarının ekindeki Başbakanlık
tezkerelerinin altında imzası olmayan yok gibidir; Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit,
Süleyman Demirel, Abdullah Gül ve nihayetinde Sayın Recep Tayyip Erdoğan.
Tasarının hazırlanmasında Orman Bakanlığı
Millî Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü görev almıştır. Tasarının
hazırlanmasında kime ne kadar danışıldığı, av ve avcı örgütlerinin görüşlerinin
hangi platformlarda ve ne derece alındığı bilinmemektedir. Bilinen odur ki,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonuna ilk anda
verilen tasarıda pek çok itiraz edilebilecek nokta vardır.
Bu tasarı komisyonda görüşülürken birçok
uzman, sivil toplum örgütü, avcılıkla ilgili örgütler ve doğa korumayla ilgili
kuruluşlardan birçok kişiyle görüştüm, av ve yaban hayatıyla ilgili internet
sitelerinin tamamını taradım; bu tasarı, Macaristan kara avcılığı yasa
tasarısının aynısıdır; fakat, bakanlıkla ilgili yaptırımlar çıkarılmıştır;
yani, Macaristan kara avcılığı yasa tasarısında, devletin de avcıya ve yaban
hayatına karşı sorumlulukları olduğu halde, tasarıda bu yoktur.
Tasarıda en önemli 4 konuya eleştiri
getirdim:
1- Tasarıda, Orman Bakanlığının av ve
yaban hayatına olan yükümlülüklerine ve görevlerine yer verilmemesi.
2- Haddi ve amacı aşan cezalara ve yaptırımlara
yer verilmesi.
3- Avcılığın tanımında ve avcılık
eğitiminde tasarının eksik ve çağın gerisinde olması.
4- Avcıdan alınacak parasal değerlerin
sınırlandırılmamış olması.
Bunlar tasarıdaki en önemli eksiklikler.
Türkiye avcılığının modern usul ve
esaslara göre yönetilmesi hepimizin arzusudur. Bu bakımdan, eski emektar
kanunumuzun değiştirilmesi kaçınılmazdır. Buna karşın, yeni bir düzenleme
yapılırken, düzenlemenin muhatap olacağı kesimlerin görüşünün alınmamış
olmasını bir eksiklik olarak değerlendiriyorum. Bunun yanı sıra, kanun
tasarısının hazırlanışında, asgarî hukuk ilkelerinin gözönünde bulundurulması
zorunluluğunun unutulmaması gerektiğini düşünüyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu
arada, Sayın Bakanımızdan sormak istediğim bazı sorular da olacak. Bunlardan
birincisi: 1 200 avcı kulübü, 2 400 av bayii var; hepsi kapanma noktasında;
bunların görüşü alındı mı?
Avcılardan toplanan paralarla son derece
lüks 100 araç alındı mı?
Yaban hayatının izlenmesinde Nikon marka
dürbünlere -tanesi 500 000 000- 50 000 000 teklif veren var mı?
Doğaya bırakılan
keklikler bir gün sonra ölüyor veya tilkilerce tutuluyor; bırakılan kekliklerin
akıbeti?..
Avcılıkta kurs süreleri 29 saat; çağdaş
ülkelerdeki uygulama ise Almanya'da altı ay, ABD'de iki yıl.
Bir de, özellikle (MAK) Merkez Av
Komisyonu kararıyla avlanma bedeli olarak
alınan 1 trilyon 280 milyar lira -geçen yılki para; bakanlığın
bütçesinin iki katı- bu paranın akıbeti?
İstanbul Bahçeköy'deki Geyik Üretme
İstasyonunun durumu?
Konya'daki yaban koyunlarındaki
hastalıktan bilgisinin olup olmadığı?
1937'den beri sülün ve geyik avı yasak
olduğu halde, Bakanlıkça kaç tane üretildiği?
Bu soruların cevabını Sayın Bakandan rica
ediyorum.
Sözlerime son verirken, Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Üstün.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına,
Adana Milletvekili Sayın Vahit Kirişci; buyurun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
Süreniz 20 dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
- Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; 60 sıra sayılı Kara
Avcılığı Kanunu Tasarısı hakkında AK Parti Grubumuzun görüşlerini açıklamak
üzere huzurunuzda bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yurdumuzda av ve yaban hayatı, 1937
yılında Yüce Meclisimizde çıkarılmış bulunan 3167 sayılı Kara Avcılığı
Kanunuyla yönetilmektedir. Bu kanuna göre, sorumluluk, orman teşkilatımıza ve
en son, bakanlıklarla ilgili yapılan düzenleme neticesinde de Çevre ve Orman
Bakanlığımıza bağlı Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü tarafından
yürütülmektedir. Mevcut kanunun en önemli organı, her yıl en az bir kere toplanarak, günün şartlarına göre
avlanmayı düzenleyen Merkez Av Komisyonudur. 1937 yılında çıkmış olan bu
kanunla, aradan altmışaltı yılın geçtiğini dikkate aldığımızda, hakikaten,
aradan geçen bu kadar süreye rağmen, almış olduğu kararların yetersiz olduğu
ortadadır.
Bu altmışaltı yıllık süre zarfında dünyada
neler değişti; onlara da bir göz atmakta yarar var. Bu süre zarfında, dünyada,
kalkınma uğruna, doğal kaynaklar aşırı ölçüde kullanılmış ve tahrip edilmiş, bu
tahribat, özellikle az gelişmiş ülkelerde çok büyük boyutlara ulaşmıştır. Yok
olan ormanlar ve meralar nedeniyle, yaban hayatı yanında, gerek sel ve
taşkınlarla gerekse aşırı kullanılan tarımsal ilaç ve gübrelerle, tarım
alanları verimlerini kaybetmiş ve insanları doyuramaz hale gelmiştir. Bunun
sonucu olarak da, açlık ve göç yaşanmıştır. Ortaya çıkan bu durum nedeniyle,
dünyada doğal kaynakların korunmasında, geliştirilmesinde ve işletilmesinde,
sürdürülebilirlik ilkesi esas alınmaya başlanmıştır. Bu ilke çerçevesinde,
doğal kaynakların, sadece o ülkenin değil, dünyanın ortak mirası olduğu görüşü
hâkim olmuştur. Bu kapsamda uluslararası sözleşmeler hazırlanmış; av ve yaban
hayatı için hazırlanan sözleşmelerde, nesli tehlikede olan türlerin, tür
bazında veya bunların yaşam alanlarının korumaya alınması için alan bazında
koruma tedbirleri getirilirken, insanî olmayan avlanma metotlarının
yasaklanması öngörülmüş, koruma altında olan yaban hayvanlarının, gerek
kendilerinin gerekse deri ve post gibi ürünlerinin uluslararası ticaretine
kısıtlama ve yasaklamalar getirilmiştir.
Türkiye'de, özellikle yaban hayatı
açısından meydana gelen değişikliklere bakacak olursak; yurdumuzda, özellikle
son yüzyılda, tarım ve yerleşim alanları, yaban hayatının yaşam alanları olan
ormanlar, meralar ve fundalıkların aleyhine genişleme göstermiştir. Sulak
alanlar ve bataklıklar, özellikle su kuşlarının barınması ve yaşaması için
hayatî öneme sahip alanlardır; bu alanlar, tarım alanı elde etmek veya
sivrisinekle mücadele gerekçesiyle kurutulmuştur.
Sulak alanlar, sulama veya şehir suyu
temin etme amacıyla da kullanılmaktadır; ancak, özellikle kurak dönemlerde bu
alanların su seviyesi iyice düşmekte ve burada yaşayan ve barınan hayvanlar
zarar görmektedir. Bunlarla birlikte, tarımda -ilaç ve gübre olarak-
bilinçsizce kullanılan kimyasallar, orman ve anız yangınlarıyla çevre
kirliliği, yaban hayatını olumsuz yönde etkilemiştir.
Yine, bu süreçte, 3167 sayılı Kara
Avcılığı Kanununda, av hayvanları üç gruba ayrılmıştır: Bunlar; birinci grupta,
her vakit avlanabilen av hayvanları; bu gruba giren vaşak, kurt, çakal,
yabandomuzu, pars, sırtlan, kaplan; o tarihte doğada bolca bulundukları ve
insanlara, onların mallarına veya tarım alanlarına zarar verdikleri için
avlanmaları her zaman serbest bırakılmıştır. Halbuki, bugün, Anadolu parsının
görüldüğüne ilişkin basında çıkan haberler, âdeta, bir rivayet olarak heyecan
yaratmaktadır. Kaplan yok olmuş, vaşak ise Güneydoğu Anadolu'da dar bir bölgede
görülebilmektedir. Avlanması yasak olan türlerden geyiğin mevcudunun 150 000 ve
karacanın ise 960 000 kadar olması gerekirken, maalesef, geyiğin 5 000 ve
karacanın ise 15 000 seviyesinde varlıklarını sürdürdüklerini görüyoruz.
Avcılık açısından da durum çok
değişmiştir. Avcılığın, gıda temin etmek yerine, boş vakitlerin
değerlendirilmesi amacıyla yapılan sosyal bir etkinlik olması özelliği öne
çıkmıştır. Bu arada, av araç ve gereçleri, yaban hayvanının aleyhine çok
gelişmiştir; otomatik tüfekler, dürbünlü tüfekler, her yere ulaşabilen arazi
araçları, kar motosikleti, göllerde hız motorları, kuş avında kullanılan ve
hayvanları aldatmaya dönük teypler, gece görüş dürbünü gibi araç ve gereçler,
ilk akla gelen ve hayvana üstünlük sağlayan, onlara kaçma ve kurtulma şansı
tanımayan ve avcı etiğiyle bağdaşmayan araç ve gereçlerdir.
Sonuç olarak, ülkemizde yaban alanları
daralmış, yaşam alanları kirlenmiş ve bilinçsiz avcılık sonucu oluşan av
baskısı, yaban hayatını olumsuz etkilemiştir. Bu olumsuz tablonun ortadan
kaldırılmasıyla, ülkemizin en önemli doğal kaynaklarından olan av ve yaban
hayatının korunması, geliştirilmesi ve sürdürülebilir yönetimi için gerekli
yasal zemini sağlamak üzere, yeni bir kanun tasarısı hazırlanmıştır. Daha
önceki yasama dönemlerinde yasalaşma şansı bulamayan kanun tasarısı, bizim
dönemimizde, Acil Eylem Planı kapsamında ele alınmış, uluslararası sözleşmeler,
Avrupa Birliği mevzuatı ve ülkemizdeki yasal mevzuat değişiklikleri gözönünde
bulundurularak, Meclisimizin Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunun,
Altkomisyonunda yeniden düzenlenmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sizlere, yeni tasarının neler getirdiğini konu başlıkları halinde sunmaya
çalışacağım; ancak, kısaca belirtmek gerekirse, Kara Avcılığı Kanunu Tasarısı,
esas itibariyle, doğayı korumayı esas alan ve bu esastan hareketle, avlanmayı
düzenleyen bir tasarıdır. Tasarı ne getirmektedir; bu tasarı, ülkemiz av ve
yaban hayvanlarının tabiî yaşama ortamlarıyla birlikte korunmalarını,
geliştirilmelerini, avlanmalarının kontrol altına alınmasını, avcılığın
düzenlenmesini, av kaynaklarının millî ekonomi açısından faydalı olacak şekilde
değerlendirilmesini ve ilgili kamu ve özel hukuk tüzelkişileriyle işbirliğinin
sağlanmasını ve uluslararası sözleşmelere ve Avrupa Birliği mevzuatına uyumu
hedeflemektedir.
Yasa tasarısının iki temel ilkesi vardır;
bu ilkelerden bir tanesi sürdürülebilirlik, diğeri ise, katılımcılıktır.
Sürdürülebilirliği, tüketmeden yararlanmak veya doğal kaynaklardan, gelecek
nesillerin de en az bugünküler kadar yararlanmalarını sağlamak şeklinde
tanımlamak mümkündür. Bunun için, kanun tasarısıyla, nesli azalan yaban
hayvanlarının tür bazında korunması yanında, bunların yaşam ortamlarının
korunması ve geliştirilmesini hedefleyen tedbirler getirilmektedir. Bu
maksatla, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları ile üretme istasyonlarının
oluşturulması öngörülmektedir. Bunun yanında, avlanacak yaban hayvanlarının
hangi şartlarda, ne kadar ve nasıl avlanacağına ilişkin kuralları belirlemek
üzere Merkez Av Komisyonuna yetki verilmektedir. Böylece, Merkez Av Komisyonu
katılımcı bir anlayışla, günün değişen şartlarına göre ava yasak alanları,
avlanması yasak türleri, avına izin verilen türlerin ne kadar avlanılabileceğini,
avlanma zamanlarını ve insanî olmayan avlanma metotlarını ve araçlarını
belirleyecektir.
Bu tasarıyla birlikte gündeme gelen bir
diğer konu, etkin bir korumayı sağlamış olmasıdır. Bu çerçevede özellikle
"sürdürülebilirliğin temeli doğal kaynaklardan dengeli
yararlanmaktır" ilkesinden hareket ettiğimizde etkin bir korumayla bunun
ancak sağlanabileceğini söylemek mümkündür. Etkin koruma için, öncelikle Çevre
ve Orman Bakanlığı personelinin korumada görevlendirilmesi öngörülmektedir. Bu
maksatla, kanun tasarısı kapsamındaki suçların takibi; av ve yaban hayatı
yaşama ortamlarının ve avcıların kontrolü; av ve yaban hayvanlarının bakımı,
korunması, geliştirilmesi, gözlenmesi ve sayımı ile bu konularda gerekli
tespitleri yapmak üzere eğitilen Çevre ve Orman Bakanlığı ve Orman Genel
Müdürlüğünde her sınıf, derece ve vazifede çalışan memurlar av koruma memuru
olarak görevlendirilebilecektir.
Av koruma memurları görev yaparken,
Bakanlıkça belirlenecek resmî kıyafetleri giyecekler ve bu görevlilerin resmî
kıyafeti, silahı, telsizi ve diğer donanımları Çevre ve Orman Bakanlığı
tarafından sağlanacaktır.
Ayrıca, polis ve jandarmanın, kendi
kanunlarından gelen yetkileri bu tasarıda korunmaktadır.
Köy ve kır bekçileri ile köy muhtarlarına
da, av koruma konusunda yetki verilmektedir.
Köy tüzelkişiliği eliyle de koruma imkânı
bu tasarıda gündeme gelmektedir. Bu kapsamda, yaban hayatı sahasının bulunduğu
sahaya mülkî hududu olan köy muhtarlıklarıyla bir sözleşme imzalanacak ve
korumanın şartları belirlenecektir. Bu hizmetin karşılığı olarak, köy
tüzelkişiliğine belirli bir miktar ücret ödenecektir.
Mevcut yasa kapsamında, pilot bazda
başlatılan uygulamada, köylünün desteğiyle yaban hayatı sahalarının daha iyi
korunduğu ve buradaki hayvanların süratle çoğaldığı, sahiplenme duygusundan
dolayı bunların geliştiği tespit edilmiştir.
Etkin koruma açısından önemli olan bir
diğer nokta da, fahrî av müfettişliğidir. Koruma konusunda getirilen bu
düzenlemeyle, başta sözü edilen katılımcılık bir parça daha geliştirilmiş
bulunmaktadır; özellikle, avcılık ve doğal koruma konusunda deneyimi olan
kişiler gönüllü olarak fahrî av müfettişliği yapabileceklerdir.
Bu uygulama, yine mevcut yasa kapsamında,
Merkez Av Komisyonu kararı doğrultusunda uygulanmakta ve bu koruma
çalışmalarına destek sağlamaktadır.
Düzenlemeyle, tasarıda fahrî av
müfettişliğinin tanımı yapılmakta, yetki ve sorumlulukları da belirtilmektedir.
Fahrî av müfettişleri, kara avcılığı konusundaki mevzuata aykırı davrananlar
hakkında, sadece tutanak tutmakla yetkili olacaklardır.
Katılımcılık konusunda, halen geçerli olan
yasadan farklı olarak, çok farklı kesimlerin Merkez Av Komisyonu içerisinde
bulundurulmaları noktasında bir gelişme sağlanmıştır. Bu çerçevede, konuyla
ilgili, merkezî ve mahallî kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarının
ve üniversitelerin Merkez Av Komisyonunda ve il av komisyonlarında temsili
öngörülmüştür. Böylece, kararlar, ilgili tarafların ortak görüşleri
doğrultusunda alınacağı için, toplum tarafından kabul gören kararlar olacaktır.
Bu da, kuralların uygulanmasını kolaylaştıracak ve hem avcılık yapan hem de
doğal kaynakların korunmasını isteyen vatandaşların memnuniyetini
sağlayacaktır.
Bu tasarıda gündeme gelen bir diğer konu,
avlak yönetiminde sağlanan gelişmedir. Tasarıda, avlaklar, dört ayrı statüde tanımlanmaktadır.
Burada önemli olan, avlakların profesyonel kişi veya kurumlarca işletilmesi
imkânının getirilmiş olmasıdır. Tasarıya göre, avlanma planları yapılmış, örnek
avlakların planda belirtilen esaslara göre işletilmesinin gerçek veya
tüzelkişilere verilebilmesi imkânı bulunmaktadır.
Tabiî ki, bu çalışmaları yürütmek için de,
tasarıda kaynak yaratılmış ve kaynak sağlanmıştır. Bu kaynakların başında, bir
katılım payı söz konusudur. Av ve yaban hayatının korunması, geliştirilmesi ve
sürdürülebilir yönetimi için gerekli çalışmalarda kullanılmak üzere
"yararlanan katkı sağlar" ilkesinden hareketle, çalışmalar için
kaynak yaratılması hedeflenmiştir.
Avlanma planı yapılmış avlaklarda, av
hayvanlarının türlerine, ağırlıklarına ve trofelerine göre avlama ücreti
alınacaktır. Avcılık belgesi sahibi avcılar, içinde bulunulan av yılına ait
Bakanlıkça belirlenecek avlanma bedelini ödeyerek, avlanma izni
alabileceklerdir.
Tasarı, her türlü av tüfeği ile bunların
mermi ve kovanlarının perakende satış bedeli üzerinden yüzde 5'lik katılım payı
alınmasını öngörmektedir. Özel avlakların elde ettiği avlanma gelirinin yüzde
10'u; avcılık belgesi, yivsiz tüfek ruhsatnamesi harçlarının da yüzde 30'u,
Çevre ve Orman Bakanlığı bünyesindeki dönersermaye işletmesine aktarılacaktır.
Bakanlık dönersermaye bütçesinde toplanan kaynak, yine av ve yaban hayatının
korunması ve geliştirilmesi için kullanılacaktır.
Bu tasarının yasalaşması durumunda, ülke
ekonomisi açısından da ciddî bir katkının sağlanacağı kuşkusuzdur. Ülkemizle benzer
coğrafyada bulunan ülkelerle de mukayese edilerek yapılan hesaplamalara göre,
Türkiye, geyik, karaca, yabankeçisi, yabandomuzu, yabankoyunu gibi tırnaklı
yaban hayvanlarından toplam 2 500 000'ini barındırabilecek bir doğaya sahip
olmasına rağmen, ülkemizde, bugün, bunun sadece yüzde 8'i olan 200 000 yaban
hayvanı ancak bulunabilmektedir.
Tasarı yasalaştığı takdirde, alınacak
tedbirler ve yapılacak uygulamalarla, on onbeş yıl sonunda, yaban hayvanları
popülasyonu maksimum kapasiteye ulaşabilecek, bu durumda, 50 000 ton civarında
ve 180 000 000 000 000 Türk Lirası değerinde yaban hayvanı eti ekonomiye
kazandırılmış olacaktır.
Bu tasarıyla, sadece et yönünden değil,
aynı zamanda av turizmi yönünden de ülke ekonomisine ciddî bir katkı sağlanması
öngörülmektedir. Son on yılın değerlerine bakıldığında, yurdumuza, yılda
ortalama sadece 500 avcı turist gelmektedir. Orman teşkilatının elde ettiği
yıllık ortalama av turizmi geliri 200 000 Amerikan Dolarıdır. Hizmet sektörünün
-ki, buna organizasyon, otel, rehberlik, ulaşım da dahil- elde ettiği gelir ise
yılda 1 500 000 Amerikan Doları olarak tahmin edilmektedir. Türkiye'den 8 defa
küçük Macaristan'a, yılda ortalama 20 000-25 000 avcı turist gelmekte ve yılda
ortalama 40 000 000 Amerikan Doları karşılığı döviz bırakmaktadır.
Kanun tasarısının yasalaşmasından sonra,
on onbeş yıl içerisinde, avlak sistemine geçildiğinde, av potansiyeli yeterli
düzeye getirildiğinde, altyapı hizmetleri tamamlandığında, altı ay süreyle 41
000 kişiye istihdam sağlanacaktır. Ülkemizde 7 500 000 orman köylüsü olduğu ve
bunların gelir düzeyinin düşüklüğü de dikkate alındığında, bu 41 000 rakamının
çok anlamlı olduğunu söylemek yerinde olur. Yılda yaklaşık 500 000 000 Amerikan
Doları tutarında bir katmadeğer, bu şekilde sağlanmış olacaktır. Bunun 100 000
000 doları, doğrudan kırsal kesime yansıyacaktır; bu da o yöre insanlarının
kalkınmasında kullanılacaktır.
Tasarıda, bilinçli bir avlanmayı
sağlayabilmek için, özellikle TV'lere eğitici yayın zorunluluğu da getirilmiş
bulunmaktadır. Bu yayınlar yılda en az üç saat süreyle, ücretsiz bir şekilde,
av sezonunun başlamasına onbeş gün kala ve bitiminden onbeş gün sonraki zaman
diliminde yapılacaktır. Yılda üç saatten az olamayacak bu yayın ve tanıtım
programları, ana haber bülteninden sonraki kuşakta ve ücretsiz olarak
yayınlanacaktır. İlgili yayın kuruluşu, bu konuda Çevre ve Orman Bakanlığıyla
işbirliği yapacaktır.
Yine, bu tasarıda gündeme gelen bir diğer
konu, av tezkeresini verecek olan kurumun Çevre ve Orman Bakanlığı olmasıdır.
Türkiye'de ikamet eden yabancı
uyruklulara, avlanabilmeleri için yabancı avcılık belgesi verilmesinde
mütekabiliyet esası getirilecektir. Avcı turistlere ise, geçici avcılık belgesi
verilmesi bu tasarıda öngörülmektedir.
Av tezkeresi alabilmek için sınava girme
şartını da getiren bu tasarıda, Türk vatandaşları avcılık belgesini bir kez
alacaklar ve her yıl vize ettireceklerdir. Avcılık belgesi alacaklar eğitime ve
yeterlilik sınavına tabi tutulacaklar, avcı turistlere ise geçici avcılık
belgesi verilecektir.
Tasarıda, benden önce konuşan değerli
arkadaşımın da belirttiği gibi, cezalar konusunda, gerçekten, güldüren değil,
caydırıcı olabilecek nitelikte böyle bir ceza uygulaması getirilmiştir; bu da,
tabiî ki, yaban hayatının korunması ve geliştirilmesi anlamında çok önemlidir.
Tasarıda, yasaklara uymayanlara çeşitli
hapis cezalarının yanı sıra, 30 000 000 liradan 10 000 000 000 liraya kadar
değişen para cezaları öngörülmektedir.
Avcılık belgesi almadan avlananlara 300
000 000 lira, avlanma izni olmayanlara 150 000 000 lira, yabancı avcılık
belgesi ya da geçici avcılık belgesi olmadan avlananlara 1 000 000 000 lira
idarî para cezası verilecektir. Bu belgeleri yanında taşımayanlara, her biri
için 30 000 000'ar lira para cezası kesilecektir.
Av turizmi belgesi olmadan av turu,
fotoğraf ve film çekimi yaptıranlar ile bunlara aracılık eden kuruluşlara 10
000 000 000 lira, yabancı uyruklu kişilerin geçici avcılık belgesinde yazılı
türler ve yerler dışında avlanmaları halinde ise 5 000 000 000 lira para cezası
uygulanacaktır.
Koruma altındaki hayvanları öldüren ya da
yuvalarını bozanlara, belirlenen yöntemler dışında avlananlara, her suç için
150 000 000 lira, zehirle avlananlara bir ile üç yıl arasında hapis ve 1 000
000 000 liradan az olmamak üzere ağır para cezası verilecektir.
Yeni düzenlemedeki av yasaklarını ihlal
edenler avdan men edilecek, bizatihi avlanmada kullanılan her türlü araç ve
gereçleri müsadere edilecektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz, sürdürülebilirliği ve katılımcılığı esas alan, toplam 39
maddeden oluşan Kara Avcılığı Kanunu Tasarısı, daha önce de değindiğim gibi,
bir doğa koruma kanunu tasarısıdır, bir kırsal kalkınma kanunu tasarısıdır,
sürdürülebilir avcılığı düzenleyen bir kanun tasarısıdır. Bu kanun tasarısı,
aynı zamanda, Avrupa Birliği yolunda çıkarılması gereken önemli bir kanun
tasarısıdır.
Bu sebeple, AK Parti Grubu olarak,
tasarıya olumlu oy vereceğimizi belirtir, bu konuda emeği geçen herkese
şükranlarımızı sunar, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlarım. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Kirişçi.
Şahısları adına söz isteği?.. Yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1 inci maddeyi okutuyorum:
KARA
AVCILIĞI KANUNU TASARISI
BİRİNCİ
KISIM
Genel
Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar
Amaç ve kapsam
MADDE 1. - Bu Kanunun amacı;
sürdürülebilir av ve yaban hayatı yönetimi için av ve yaban hayvanlarının doğal
yaşam ortamları ile birlikte korunmalarını, geliştirilmelerini, avlanmalarının
kontrol altına alınmasını, avcılığın düzenlenmesini, av kaynaklarının millî
ekonomi açısından faydalı olacak şekilde değerlendirilmesini ve ilgili kamu ve
özel hukuk tüzel kişileri ile işbirliğini sağlamaktır. Bu Kanun av ve yaban
hayvanlarını ve yaşama ortamlarını, bunların korunmasını ve geliştirilmesini,
av ve yaban hayatı yönetimini, avlakların kurulması, işletilmesi ve
işlettirilmesini, avcılığın, av turizminin, yaban hayvanlarının üretiminin,
ticaretinin düzenlenmesini, toplumun bilinçlendirilmesini, avcıların eğitimini,
av ve yaban hayatına ilişkin suçlar, suçların takibi ve cezaları kapsar.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
Tanımlar
MADDE 2. - Bu Kanunda adı geçen;
1) Bakanlık: Orman Bakanlığını,
2) Bakan: Orman Bakanını,
3) Genel Müdürlük: Millî Parklar ve
Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğünü,
4) Av hayvanı: Bu Kanun kapsamında
avlanan, korunan ve Bakanlıkça belirlenen listede yer alan hayvanları,
5) Yaban hayvanı: Sadece suda yaşayan
memeliler dışında kalan ve Bakanlıkça belirlenen bütün memelileri, kuşları ve sürüngenleri,
6) Avlak: Av ve yaban hayvanlarının doğal
olarak yaşadıkları veya sonradan salındıkları sahaları,
7) Özel avlak: Bir bütün teşkil eden özel
mülkiyetteki tapulu arazilerden, Bakanlığın avlaklar için tespit ettiği ve
tanımladığı şartlara uygun olan avlakları,
8) Devlet avlağı: Devlet ormanları, toprak
muhafaza ve ağaçlandırma sahaları ve benzeri yerlerle Devlet tarım işletmeleri,
baraj gölleri ve emniyet sahalarında, ilgili kuruluşun muvafakatı alınarak
Bakanlıkça avlak olarak ayrılan yerleri,
9) Genel avlak: Özel ve Devlet avlakları
dışında kalan bütün av sahaları ile göl, lagün, bataklık ve sazlık gibi
sahaları,
10) Örnek avlak: Devlet avlakları ve genel
avlaklar içinde Bakanlıkça belirlenecek esaslara göre ayrılan ve işletilen veya
işlettirilen avlakları,
11) Yaban hayatı koruma sahası: Yaban
hayatı değerlerine sahip, korunması gerekli yaşam ortamlarının bitki ve hayvan
türleri ile birlikte mutlak olarak korunduğu ve devamlılığının sağlandığı
sahaları,
12) Yaban hayatı geliştirme sahası: Av ve
yaban hayvanlarının ve yaban hayatının korunduğu, geliştirildiği, av
hayvanlarının yerleştirildiği, yaşama ortamını iyileştirici tedbirlerin
alındığı ve gerektiğinde özel avlanma plânı çerçevesinde avlanmanın
yapılabildiği sahaları,
13) Üretme istasyonu: Av ve yaban
hayvanlarının üretildikleri tesisleri,
14) Trofe : Yaban hayvanının boynuz, diş,
post ve benzeri hatıra değeri taşıyan parçalarını,
15) Sulak alan: Doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya
akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme
devresinde altı metreyi geçmeyen
derinlikleri kapsayan bütün suları, bataklık, sazlık ve
turbalıkları,
16) Av ve yaban hayatı yönetimi: Av ve
yaban hayatının sürdürülebilirliğinin sağlanması hedefinden hareketle; av ve
yaban hayvanları ile yaşama alanlarında gerekli araştırma, etüd ve envanter
çalışmalarının yapılması, koruma ve geliştirme faaliyetlerinin belirlenmesi,
faydalanmanın düzenlenmesi de dahil; yönetim plânlarının yapılması,
uygulanması, denetlenmesi, izlenmesi ve değerlendirilmesini,
17) Avlanma plânı: Envanteri yapılan,
sınırları belli bir avlak alanında avlanmasına izin verilen yaban hayvanlarının
tür, cinsiyet ve yaş itibariyle kaç adet ve hangi usul ve kurallara uyularak ne
kadar süre içerisinde avlanacağını düzenleyen
ve yaşama ortamının geliştirilerek sürdürülmesi için gerekli önlemleri öngören ve Genel Müdürlükçe
onaylanmış plânı,
18) Avcı: Avcılık belgesine sahip olan
kişiyi,
19) Avcı kuruluşu: Kuruluş statüsünde,
avcılık ile av ve yaban hayatının korunması, geliştirilmesi ve düzenlenmesine
ilişkin hükümlerin yer aldığı dernekleri ve bunların oluşturduğu federasyon ve
konfederasyonları,
20) Gönüllü kuruluş: Amacı av ve yaban
hayatının korunması ve geliştirilmesi olan ve bu alanda faaliyet gösteren
vakıf, dernek veya bunların oluşturduğu federasyon ve konfederasyonlar gibi
sivil toplum örgütlerini,
21) Avcılık belgesi: Onsekiz yaşını
doldurmuş, silâh taşıma ehliyetine sahip, bu Kanuna göre avcılık belgesi almaya
engel hali bulunmayan, avcılık ve av yaban hayatı ile ilgili eğitim almış ve
sınavda başarılı olmuş kişilere başvuruları halinde verilen belgeyi,
22) Avlanma hakkı: Avcılık belgesine sahip
olan kişilerin yıllık avlanma izin ücreti ödeme ve üçüncü şahıslara karşı
malî mesûliyet sigortası yaptırma
koşulları ile elde ettiği hakkı,
23) Av yılı: 1 Nisan'dan başlayarak takip
eden yılın 31 Mart sonuna kadar olan süreyi,
24) Av sezonu: Merkez Av Komisyonunca
tespit edilen ve avlanmasına izin verilen ilk grup av hayvanlarının avının
açıldığı tarih ile son grup av hayvanlarının avının kapandığı tarih arasındaki
süreyi,
25) Avlanma zamanı: Gün doğumundan bir
saat öncesi ile gün batımından bir saat sonrası arasında kalan zamanı,
26) Avlanma: Bu Kanun kapsamında avına
izin verilen yaban hayvanı türlerini, izin verilen yerlerde, tespit edilen
zaman ve miktarlar ile belirlenen esas ve usullerle canlı veya ölü ele
geçirmeye çalışmayı veya ele geçirmeyi,
27) Yasa dışı avlanma: Bu Kanun kapsamında
korunan veya avına izin verilen yaban hayvanı türlerini; izin verilen yerler,
belirlenen zamanlar, miktarlar dışında ve/veya zehirleyerek, tuzak ve kapan
kurarak veya men edilen diğer usullerle canlı veya ölü ele geçirmeye çalışmayı
veya ele geçirmeyi,
28) Avlama ücreti: Örnek avlaklar ile
Genel Müdürlükçe belirlenen Devlet avlakları ve genel avlaklarda, yıllık
avlanma izin ücreti dışında, hayvan türlerine ağırlıklarına ve trofe
değerlerine göre ayrıca alınan ücretleri,
29) Avlanma izin ücreti: Her av yılı için,
av hayvanı gruplarına ve avcılık belgesi çeşitlerine göre Bakanlıkça tespit
edilen ücretleri,
30) Döner Sermaye İşletmesi: Bu Kanun
çerçevesinde toplanan gelirlerin, yine sadece bu Kanun çerçevesinde kullanılmak
üzere yatırıldığı, 21.5.1992 tarihli ve 3800 sayılı Orman Bakanlığının Kuruluş
ve Görevleri Hakkında Kanunun 35 inci maddesine göre kurulmuş bulunan Döner
Sermaye işletmelerini,
31) Av koruma memurları: Bu Kanun
kapsamındaki suçların takibi, av ve yaban hayatı yaşama ortamlarının ve avcıların kontrolü, av ve yaban
hayvanlarının bakımı, korunması, geliştirilmesi, gözlenmesi ve sayımı ile bu
konularda gerekli tespitleri yapmak üzere
eğitilen ve görevlendirilen, Orman Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğünde
her sınıf, derece ve vazifede çalışan
memurları,
32) Saha bekçisi: Yaban hayatı koruma ve
geliştirme sahaları ile avlaklarda koruma görevi verilen memur ve işçi
statüsünde çalışan personeli,
İfade eder.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, birleşime
5 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.52
İKİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 18.10
BAŞKAN:
Başkanvekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER: Mevlüt AKGÜN (Karaman), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 100 üncü
Birleşimin İkinci Oturumunu açıyorum.
60 sıra sayılı kanun tasarısının
müzakeresine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
VII.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
4.- Kara
Avcılığı Kanunu Tasarısı ve Çevre ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonları
raporları (1/286) (S.Sayısı: 60) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.
Şimdi, tasarının 2 nci maddesi üzerinde 2
adet önerge var; bu önergeleri, önce geliş sırasına göre okutacağım ve ondan
sonra, en aykırı önergeden başlamak üzere işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı Kara Avcılığı
Kanunu Tasarısının 2 nci maddesinin (22) numaralı bendinde geçen "ve
üçüncü şahıslara karşı malî mesuliyet sigortası yaptırma" ibaresinin
metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Fuat Geçen |
Sadullah Ergin |
Salih Kapusuz |
|
Hatay |
Hatay |
Ankara |
|
Erdoğan Özegen |
Harun Tüfekçi |
Tevfik Ziyaeddin Akbulut |
|
Niğde |
Konya |
Tekirdağ |
|
Nusret Bayraktar |
Mustafa Duru |
Fahri Keskin |
|
İstanbul |
Kayseri |
Eskişehir |
BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı tasarının
2 nci maddesinin (1) ve (31) numaralı bentlerinde geçen "Orman
Bakanlığını" ibaresinin "Çevre ve Orman Bakanlığını", (2)
numaralı bendinde geçen "Orman Bakanını" ibaresinin "Çevre ve
Orman Bakanını" olarak, (3) numaralı bendinde geçen "Millî Parklar ve
Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğünü" ibaresinin "Doğa Koruma ve Millî
Parklar Genel Müdürlüğünü" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
M. Mehdi Eker |
Hacı Biner |
Salih Kapusuz |
|
Diyarbakır |
Van |
Ankara |
|
Hamit Taşçı |
Metin Kaşıkoğlu |
|
|
Ordu |
Düzce |
|
BAŞKAN - Şimdi, ikinci önergeyi,
aykırılığı sebebiyle işleme alıyorum.
Bu ikinci önergeye Komisyon katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge sahipleri, konuşacak
mısınız, gerekçeyi mi okutayım?
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gerekçesi okunsun
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bakanlıkla ilgili isim değişikliğine
paralel olarak düzenleme getirilmesi amacıyla bu değişiklik gerekmektedir.
BAŞKAN - Komisyonun takdire bıraktığı,
Hükümetin katıldığı, gerekçesini
okuduğumuz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge
kabul edilmiştir.
Birinci önergeyi tekrar okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı Kara
Avcılığı Kanunu Tasarısının 2 nci maddesinin (22) numaralı bendinde geçen
"ve üçüncü şahıslara karşı malî mesuliyet sigortası yaptırma"
ibaresinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Fuat Geçen
(Hatay) ve arkadaşları
BAŞKAN - Sayın Komisyon, önergeye
katılıyor musunuz?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet?..
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge sahipleri, konuşacak
mısınız, gerekçeyi mi okutayım?
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gerekçesi okunsun
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yasa tasarısıyla, avcıların yasal avlanma
esnasında üçüncü şahıslara karşı vereceği zararların tazmini için malî
mesuliyet sigortası yaptırmaları zorunluluğu getirilmiştir.
Ancak, bu husus, zaten malî sıkıntıları
nedeniyle av tezkeresi harçlarını ve diğer yasal malî yükümlülükleri ödemede
zorlanan avcıların kaçak avcılığa yönelme ihtimalini artıracaktır.
Avcıların av esnasında üçüncü şahısların
mal ve canına zarar vermesi halinde ise, mevcut yasalar çerçevesinde gerekli
hukukî işlem yapılabilecektir.
Malî mesuliyet sigortası avcılık için
zorunlu olmaktan çıkarılarak yasal avcılığın gelişmesine katkıda bulunmak
amaçlandığından, metinden çıkarılması öngörülmüştür.
BAŞKAN - Komisyonun takdire bıraktığı,
Hükümetin katıldığı, gerekçesini okuduğumuz önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, 2 nci maddeyi,
kabul edilen iki önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
2 nci madde kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi okutuyorum:
İKİNCİ BÖLÜM
Merkez Av Komisyonu ve İl Av Komisyonları
Av komisyonları
MADDE 3. - Merkezde, Bakanın veya
Müsteşarın başkanlığında, Bakanlık ve Genel Müdürlük merkez teşkilâtı ilgili
birimlerinden iki, bir bitki koruma uzmanı ve bir veteriner hekim olmak üzere
Tarım ve Köyişleri Bakanlığından iki,
Çevre Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Orman Genel Müdürlüğü,
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile orman fakülteleri ve gönüllü kuruluşları
temsilen birer, Bakanlık bölge müdürlükleri esas alınarak belirlenecek avcı
kuruluşlarından dokuz, özel avlak temsilcisi bir olmak üzere toplam yirmibir üyeden teşekkül eden Merkez Av
Komisyonu kurulur.
İllerde ise valinin veya görevlendireceği
vali yardımcısının başkanlığında; Bakanlık, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve
Çevre Bakanlığı ile millî eğitim müdürlüğü, gençlik ve spor il müdürlüğü,
jandarma teşkilâtı ve gönüllü kuruluşları temsilen birer, mahalli avcı
kuruluşlarından üç üye olmak üzere toplam onbir üyeden teşekkül eden il av
komisyonu kurulur.
Gerekli hâllerde valilik, il av
komisyonundaki yapıya benzer ilçe av komisyonu kurabilir.
İlçe av komisyonu kararları il av
komisyonunda, il av komisyonu kararları da Merkez Av Komisyonunda
değerlendirilir. Merkez Av Komisyonu kararı kesindir.
Merkez Av Komisyonu ile il ve ilçe av
komisyonlarının görev, yetki ve sorumlulukları, üyelerinin seçimi, çalışma
usulleri, karar alınması, kararların yayın ve yayım esasları Bakanlıkça
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Merkez Av Komisyonunda alınan kararların
uygulanması, av ve yaban hayvanlarının korunması, üretimi ve bakımı ile avcı
kuruluşlarının kurulmasının ve çalışmasının teşviki, üyelerinin eğitimi
Bakanlıkça yürütülür.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Madde üzerinde 1 adet değişiklik önergesi
vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı Kara
Avcılığı Kanunu Tasarısının 3 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki
"...Bakanlık ve Genel Müdürlük merkez teşkilatı ilgili birimlerinden"
ibaresinden sonra gelen "iki" ibaresinin "üç" olarak
değiştirilmesini, "Çevre Bakanlığı" ibaresinin metinden
çıkarılmasını, "Bakanlık Bölge Müdürlükleri" ibaresinin "Dokuz
Coğrafî Bölge" olarak, ikinci fıkrasında "...vali yardımcısının
başkanlığında" ibaresinden sonra gelen "Bakanlık" ibaresinin
"Bakanlıktan iki" olarak değiştirilmesini "ve Çevre
Bakanlığı" ibaresinin metinden çıkarılmasını, dördüncü fıkrasında
"...il av komisyonu kararları da Merkez Av Komisyonunda değerlendirilir"
ibaresinden sonra gelmek üzere "Merkez Av Komisyonu bu Kanunda Bakanlığa
verilen yetkiler dışında av ve yaban hayatının korunması ve geliştirilmesi için
gerekli kararları alır" ibaresinin eklenmesini, beşinci fıkrasında
"...çalışma usulleri" ibaresinden sonra gelmek üzere "Coğrafik
Bölgelerin belirlenmesi" ibaresinin eklenmesini teklif ve arz ederiz.
|
Salih Kapusuz |
Harun Tüfekci |
Erdoğan Özegen |
|
Ankara |
Konya |
Niğde |
|
|
|
|
|
Mustafa Duru |
Tevfik Ziyaeddin Akbulut |
Fahri Keskin |
|
Kayseri |
Tekirdağ |
Eskişehir |
|
|
Nusret Bayraktar |
|
|
|
İstanbul |
|
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Komisyonun takdire bıraktığı,
Hükümetin katıldığı önerge sahipleri konuşacak mı, gerekçe mi okunsun?
HALUK İPEK (Ankara) - Gerekçe okunsun
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
4856 sayılı Kanunla Çevre ve Orman
Bakanlıkları birleştirilmiştir. Bu nedenle, Çevre Bakanlığının Merkez Av
Komisyonunda temsil edilen üye sayısı Bakanlık ve Genel Müdürlük merkez
teşkilatının temsil edildiği üye sayısına ilave edilerek Çevre Bakanlığının
Bakanlığa bağlanan ilgili birimlerinin de Merkez Av Komisyonunda temsil
edilmesi öngörülmektedir.
4856 sayılı Kanun gereğince Orman
Bakanlığının Bakanlık Bölge Müdürlükleri kapatıldığından, avcı kuruluşlarının
temsil edildiği dokuz üyenin coğrafik bölgelere göre belirlenmesi ve dokuz
coğrafik bölgenin de Bakanlıkça tespit edilmesi esası getirilmektedir.
3 üncü maddenin ikinci fıkrasında da,
Çevre ve Orman Bakanlıkları birleştirildiğinden, il av komisyonlarında Çevre
Bakanlığının temsil edildiği üye sayısının Bakanlık birimlerinin temsil
edildiği üye sayısına ilave edilerek, Çevre Bakanlığının ilgili birimlerinin il
av komisyonunda temsil edilmesi imkânı getirilmektedir.
Gelecekte değişebilecek koşullara göre av
ve yaban hayatının korunması ve geliştirilmesi için gerekli kararların
alınmasına imkân sağlamak maksadıyla dördüncü fıkra metnine "Merkez Av
Komisyonu bu Kanunda Bakanlığa verilen yetkiler dışında av ve yaban hayatının
korunması ve geliştirilmesi için gerekli kararları alır" ibaresinin
eklenmesinin gerekli olduğu mütalaa edilmektedir.
BAŞKAN - Gerekçesini okuttuğum önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi, 3 üncü
maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
4 üncü maddeyi okutuyorum:
İKİNCİ
KISIM
Av ve Yaban
Hayvanlarının Korunması, Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahaları, Üretme
İstasyonları, Av Sezonu, Avlanma Esas ve Usulleri, Av ve Yaban Hayatı Yönetimi
BİRİNCİ BÖLÜM
Av ve Yaban Hayvanlarının Korunması,Yaban Hayatı
Koruma ve Geliştirme Sahaları ve
Üretme İstasyonları
Av ve yaban hayvanlarının korunması ve
koruma alanları
MADDE 4. - Yaban hayvanı türleri içinde
yer alan ve Bakanlıkça belirlenen av hayvanlarından, korunması gerekenler
Merkez Av Komisyonunca, av hayvanlarının dışında kalan yaban hayvanları ile
diğer türler gerektiğinde ilgili kuruluşların uygun görüşleri alınarak
Bakanlıkça koruma altına alınır. Bu karar Resmî Gazetede yayımlanır. Koruma
altına alınan yaban hayvanları avlanamaz, üreme, tüy değiştirme ve göç
dönemlerinde rahatsız edilemez, yavru ve yumurtaları toplanamaz, yuvaları
dağıtılamaz ve memeliler kış uykusunda rahatsız edilemez. Lüzumu halinde bu
yaban hayvanlarının kendilerinden, yavru ve yumurtalarından, korundukları süre
içinde faydalanma ve zararlı olanları ile mücadele ve men edilen avlanma
usulleri ile geçici olarak avlanma esasları Bakanlıkça tespit edilir.
Koruma altında olmayan yaban hayvanlarının
tarım alanları ile besi ve yaban hayvanlarına zarar verecek sayıda çoğalmaları
veya bulaşıcı hastalık taşıdıklarının tespiti durumunda, söz konusu alanlarda
konu mahalli tarım ve köyişleri ile orman teşkilâtı görevlilerince incelenerek
hazırlanacak ortak rapor doğrultusunda belli sayıda yaban hayvanının
belirlenecek esas ve usullerle avlattırılmasına Genel Müdürlükçe izin
verilebilir.
Taraf olunan uluslararası sözleşmeler
gereğince el konulan veya doğal afetler, çevre sorunları, yaralanma ve sahipsiz
kalma gibi nedenlerle bakıma veya tedaviye muhtaç olan av ve yaban
hayvanlarının, tekrar doğal yaşama ortamlarına bırakılıncaya veya yabancı
türlerin orijin ülkesine gönderilinceye kadar bakım, tedavi ve
rehabilitasyonlarının yapılacağı kurtarma merkezleri kurulur. Bu yerlerin kurulması
ve işletilmesine ilişkin esaslar Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikle
düzenlenir.
Av ve yaban hayvanlarının beslenmesine,
barınmasına, üremesine ve korunmasına imkân veren doğal yaşama ortamları
zehirlenemez, sulak alanlar kirletilemez, kurutulamaz ve bunların doğal
yapıları değiştirilemez.
Yaban hayatı koruma ve geliştirme
sahalarında yaban hayatı tahrip edilemez, ekosistem bozulamaz, yaban hayatı
koruma ve geliştirme sahaları ile üretme istasyonları dışında da olsa bu
sahalara olumsuz etki yapacak tesislere izin verilemez, varsa mevcut tesislerin
atıkları arıtılmadan bırakılamaz, onaylanmış plânlarda belirtilen yapı ve
tesisler dışında hiçbir yapı ve tesis kurulamaz, irtifak hakkı tesis edilemez.
Bu sahalarda Bakanlıkça gerektiğinde ilave yasaklamalar getirilebilir.
Bakanlığın uygun görüşü alınmadan diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yasaklama
getirilemez.
Yaban hayatı koruma ve geliştirme
sahalarındaki açıklıkların ve mevcut olan ağaçların, bitki örtüsünün yanması,
her ne sebeple olursa olsun kesilmesi, sökülmesi, boğulması, budanması
sonucunda oluşacak açıklıklar ve arazinin düzeltilmesi suretiyle elde edilecek
sahalar işgal edilemez, kullanılamaz, bu yerlere her türlü yapı ve tesis
yapılamaz, bu yapı ve tesisler tapuya tescil edilemez. Bu gibi yapı ve
tesislere hiçbir kayıt ve şart aranmadan doğrudan doğruya Bakanlıkça el
konulur. Bu sahalarda yaban hayatının tahrip olmasına, ekosistemin bozulmasına
neden olan olumsuz müdahalelerden dolayı Bakanlıkça yapılacak iyileştirme
çalışmalarına ait giderler sebebiyet verenlerden ayrıca tazmin edilir.
Avlanmanın yasaklandığı yaban hayatı
koruma ve geliştirme sahalarında av ve yaban hayvanlarının, bu sahaların
dışında kalan alanlarda ise koruma altına alınmış yaban hayvanlarının tarım
arazilerine veya mallara vereceği zararlar sahibinin talebi halinde bilirkişi
raporu esas alınmak kaydıyla tazmin edilir. Yaban hayvanlarının verdiği
zararların tazmin edilmesine ilişkin esas ve usuller Bakanlıkça çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir.
Yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları
ile üretme istasyonları, orman rejimine giren yerlerde Bakanlıkça, diğer
yerlerde Bakanlar Kurulunca tefrik edilir. Bu sahaların ayrılması ve yönetimine
ilişkin esas ve usuller Bakanlıkça çıkarılacak
yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyle ilgili 1 önerge vardır;
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı Kara
Avcılığı Kanunu Tasarısının 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında geçen
"Koruma altına alınan yaban hayvanları avlanamaz, üreme, tüy değiştirme
ve..." ibarelerinin "Koruma altına alınan yaban hayvanları avlanamaz.
Yaban hayvanları üreme, tüy değiştirme ve..." olarak değiştirilmesini,
ikinci fıkrasında yer alan "Koruma altında olmayan yaban
hayvanlarının" ibaresinden sonra gelmek üzere "avlanmanın
yasaklandığı gün ve sürelerde" ibaresinin, altıncı fıkrasının birinci
cümlesinde yer alan "...geliştirme sahalarındaki" ibaresinden sonra
gelmek üzere "kamuya ait" ibaresinin eklenmesini, altıncı fıkradan
sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini, yedinci fıkrasının madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Salih Kapusuz |
Harun Tüfekçi |
Fahri Keskin |
|
Ankara |
Konya |
Eskişehir |
|
Tevfik Akbulut |
Mustafa Duru |
Erdoğan Özegen |
|
Tekirdağ |
Kayseri |
Niğde |
|
|
Nusret Bayraktar |
|
|
|
İstanbul |
|
"Yaban hayatı koruma ve geliştirme
sahalarında mülki alanı bulunan köy tüzel kişiliği ve belde belediyeleri ile
koruma hizmeti için işbirliği yapılabilir. Koruma hizmetinin alınmasına ilişkin
esas ve usuller Bakanlıkça belirlenir."
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge sahipleri önergelerini
açıklayacaklar mı, yoksa gerekçesini mi okutalım?
HALUK İPEK (Ankara) - Gerekçe okunsun
efendim.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yaban hayvanlarının tümünün üreme, tüy
değiştirme ve göç dönemlerinde rahatsız edilmesi, yavru ve yumurtalarının
toplanması, yuvalarının dağıtılması uluslararası sözleşmeler ve Avrupa Birliği
mevzuatıyla yasaklanmıştır. Önerilen değişiklikle, sadece koruma altına alınan
yaban hayvanlarının değil, yaban hayvanlarının tümünün üreme, tüy değiştirme ve
göç dönemlerinde rahatsız edilmesi, yavru ve yumurtalarının toplanması,
yuvalarının dağıtılmasının yasak olduğu tereddüte meydan vermeyecek şekilde
ifade edilmektedir.
Koruma altında olmayan yaban hayvanları
Merkez Av Komisyonunca belirlenen süreler ve günlerde avlanabilmekte, bunun
dışında avlanmaları söz konusu değildir. Ancak, avlanmanın yasaklandığı süre ve
günlerde mücadele maksadıyla avlanmaları gerekebilmektedir. 4 üncü maddenin
ikinci fıkrasında yapılan değişiklik önerisi bu hususa açıklık
kazandırmaktadır.
Yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları
içerisinde özel şahıslara ait arazilerin de olabileceği düşünülerek, altıncı
fıkrada yer alan yasaklamaların kamuya ait arazilerde olduğu
belirginleştirilmektedir.
Eklenen fıkrayla, yaban hayatı koruma ve
geliştirme sahalarının korunmasında yerel köy tüzel kişilikleri ve belde
belediyelerinin katılımları ve destekleri hedeflenmiştir.
Yedinci fıkrada yaban hayvanlarının
verdiği zararların döner sermaye bütçesine önemli ölçüde yük getireceği
düşünülmektedir. Ayrıca, tasarıda, kişilerin mücadele kapsamında kendilerini,
tarlalarını ve sürülerini korumak maksadıyla avda kullanılan silahları ve
araçları taşıma esasları Merkez Av Komisyonunca belirlendiğinden, bu kapsamda
kişiler mallarını korumak için tedbir alabileceklerdir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini okuduğumuz, hükümetin katıldığı ve komisyonun takdire bıraktığı
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul
edilmiştir.
4 üncü maddeyi kabul edilen önerge
doğrultusundaki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... 4 üncü madde kabul edilmiştir.
5 inci maddeyi okutuyorum:
İKİNCİ BÖLÜM
Av Sezonu, Avlanma Esas ve Usulleri ile Av ve
Yaban hayatı Yönetimi
Av sezonu
MADDE 5. - Sürüngen, kuş ve memeli av
hayvanlarının sınıf ve türlerine göre eş tutma, üreme, yavru büyütme,
erginleşme gibi yaşam evrelerini dikkate alarak avlanma sürelerinin başlama ve
bitiş tarihleri ve populasyon durumuna göre av miktarlarını tespit etmeye,
Devlet avlakları ve genel avlaklarda bazı türlerin avını ve bazı avlaklarda
avlanmayı belli bir süre yasaklamaya; il av komisyonlarının görüş ve önerileri
doğrultusunda Merkez Av Komisyonu, özel avlaklar ile örnek avlaklarda ise Bakanlık yetkilidir. Nesli tehlike altında
olan, nadir, hassas ve benzeri statülerde yer alan türler ile endemik ve göçmen
türlerin korunması amacıyla gerekli koruma tedbirlerini almaya, bu türler için
bu Kanunda adı geçen koruma alanlarını oluşturmaya ve bu alanları ekolojik
ihtiyaçlarına göre yönetmeye, doğal türlerin azalması veya nesillerinin tehlike
altına girmesi durumunda yeniden yerleştirme çalışmalarının ekolojik prensiplere
göre yapılmasını sağlamaya, av yasağına ilişkin esas ve usulleri tespit etmeye,
avcılığın denetlenmesi ve izlenmesi çalışmalarını yapmaya ve uygulamada gerekli
tedbirleri almaya Bakanlık yetkilidir.
Merkez Av Komisyonunca tespit edilen av
miktarları ve avlanma süreleri dışında avlanılamaz.
Av ve yaban hayatının korunması,
geliştirilmesi ve sürdürülebilir yönetiminde; kamuoyu desteğinin sağlanması
için toplumun bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi ile avcıların ve toplumun
eğitilmesi amacıyla; Türkiye sınırları içinde yayın yapan ulusal, bölgesel,
yerel radyo ve televizyonlar; av sezonunun başlamasından onbeş gün önce ve sona
ermesinden itibaren de onbeş gün süreyle eğitici, uyarıcı ve tanıtıcı yayın
yapmak zorundadırlar. Bu yayın ve tanıtım faaliyetleri her kuruluşun ana haber
bültenlerinden sonraki kuşakta ve ücretsiz olarak yayınlanır. Bu programların
süresi yılda toplam üç saatten az olamaz. Bu hizmetlerin yürütülmesinde kurum
ve kuruluşlar Bakanlık ile işbirliği yaparlar.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyle ilgili 1 önerge var; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı Kara
Avcılığı Kanunu Tasarının 5 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci
cümlesinde yer alan "...avlanma sürelerinin başlama ve bitiş tarihleri ve
populasyon durumuna göre" ibaresinin "...avlanma sürelerinin başlama
ve bitiş tarihleri ile populasyon durumuna göre avlanma günleri ve" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Salih Kapusuz |
Harun Tüfekçi |
Nusret Bayraktar |
|
Ankara |
Konya |
İstanbul |
|
Tevfik Ziyaeddin Akbulut |
Mustafa Duru |
Fahri Keskin |
|
Tekirdağ |
Kayseri |
Eskişehir |
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükümet önergeye katılıyor
mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Komisyonun takdire bıraktığı,
Hükümetin katıldığı önerge sahipleri?...
HALUK İPEK (Ankara) - Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önerilen düzenlemeyle, avlanma sürelerini
belirleyen Merkez Av Komisyonunun av hayvanlarının populasyon durumuna göre
avlanma günlerini de belirlemesi gerekebilecektir.
Yapılan değişiklik önerisiyle, Merkez Av
Komisyonunun avlanma sürelerinin başlama ve bitiş tarihlerini belirlerken,
türün populasyon durumuna göre avlanma günlerini de belirleyeceğine açıklık
getirilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
5 inci maddeyi, kabul edilen önerge
doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 5 inci madde
kabul edilmiştir.
6 ncı maddeyi okutuyorum:
Avlanma esas ve usulleri
MADDE 6. - Avlanma, avcılık belgesi ve
avlanma izni almak ve üçüncü şahıslara karşı malî mesûliyet sigortası yaptırmak
şartıyla, yasalarla izin verilen silâh, araç ve eğitilmiş hayvanlarla, avlanma
plânlarına ve Merkez Av Komisyonu kararlarına göre yapılır.
Zehirle avlanmak yasaktır. Yaban
hayvanları, özellikleri Merkez Av Komisyonunca belirlenecek; ses, manyetik
dalga, ışık yayan araç ve gereçler,
canlı mühre, her türlü tuzak veya kapan kullanarak, yarı otomatik ve otomatik
tüfeklerle, havalı tüfek ve
tabancalarla, kara, hava araçları ve
teknelerle, diğer men edilen benzeri araç, gereç, usullerle ve gümelerde
avlanılamaz. Avda kullanımı men edilen ses ve manyetik dalga yayan cihazlar,
tuzak ve kapanlar ile benzeri araç ve gereçlerin pazar ve ticarethanelerde
bulundurulması ve satışı ile gümelerin kurulması yasaktır.
Avlanan hayvanların taşınması ve avlanma
gayesi dışında mücadele kapsamında ve kişilerin kendilerini, tarlalarını ve
sürülerini korumak maksadıyla avlaklarda avcılık belgesi ve avlanma izni
olmadan avlanmada kullanılan silâhları
ve araçları taşıma veya köpek bulundurma ve eğitilmiş hayvanlarla avlanma
esasları Merkez Av Komisyonunca tespit edilir. Bu esas ve usullere aykırı
şekilde avlanılamaz.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyle ilgili 1 önerge var; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı Kara
Avcılığı Kanunu Tasarısının 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında
".....avlanma izni almak" ibaresinden sonra gelen "ve üçüncü
şahıslara karşı malî mesuliyet sigortası yaptırmak" ibaresinin metinden
çıkarılmasını "........eğitilmiş hayvanlarla, avlanma planlarına"
ibaresinden sonra gelen "ve" kelimesinin "veya" olarak ve
ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini, üçüncü fıkrasında geçen
".....köpek bulundurma" ibaresinden sonra gelen "ve"
ibaresinin "ile" olarak değiştirilmesini ve "eğitilmiş
hayvanlarla" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve avlanma zamanı
dışında" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Sadullah Ergin |
Fuat Geçen |
Harun Tüfekçi |
|
|
Hatay |
Hatay |
Konya |
|
Resul Tosun |
T. Ziyaeddin Akbulut |
|
|
Tokat |
Tekirdağ |
|
"Zehirle avlanmak yasaktır. Haznesi
iki fişek alacak şekilde sınırlandırılmamış otomatik, yarı otomatik, pompalı ve
benzeri yivsiz av tüfekleri ile havalı tüfek ve tabancalar avda kullanılamaz.
Eğitilmiş hayvanlarla ve mücadele kapsamında kullanım yeri, şekli ve
özellikleri Merkez Av Komisyonunca belirlenecekler dışında kara, hava araçları
ve yüzer araçlarla, ses, manyetik dalga, ışık yayan araç ve gereçler, canlı
mühre, tuzak, kapan ve diğer benzeri araç, gereç ve usullerle avlanılamaz. Avda
kullanımı Merkez Av Komisyonu kararı ile men edilen ses ve manyetik dalga yayan
cihazlar, tuzak ve kapanlar ile benzeri araç ve gereçlerin pazar ve
ticarethanelerde bulundurulması ve satışı yasaktır. Özellikleri Merkez Av
Komisyonunca belirlenenlerin dışında gümeler kurulamaz ve bu gümelerde
avlanılamaz."
BAŞKAN - Önergeye Sayın Komisyon katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümetimiz katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Hükümetin katıldığı ve Komisyonun
takdire bıraktığı sayın önerge sahipleri, gerekçeyi mi okutalım?
HALUK İPEK (Ankara) - Gerekçesi okunsun
Sayın Başkan .
Gerekçe:
Tasarının 6 ncı maddesinin birinci
fıkrasında avcıların yasal avlanma esnasında üçüncü şahıslara karşı vereceği
zararların tazmini için malî mesuliyet sigortası yaptırmaları zorunluluğu
getirilmiştir.
Yasa tasarısının 2 nci maddesinin (22)
numaralı bendinde değişiklik yapılması hususunda verilen ve kabul edilen önerge
ile avlanma hakkının elde edilmesinde malî mesuliyet sigortası yaptırma koşulu
kaldırılmıştır. 2 nci maddenin (22) numaralı bendinde yapılan değişikliğe
paralel olarak malî mesuliyet sigortası yaptırılması avcılık için zorunlu
olmaktan çıkarılarak yasal avcılığın gelişmesine katkıda bulunmak
amaçlandığından, yukarıda sunulan değişiklik öngörülmüştür.
Tasarıda, yaban hayvanlarının avında
kullanılabilecek silah, araç ve gereçlerin özelliklerinin Merkez Av komisyonu
tarafından belirleneceği hükmü yer almıştır.
Maddenin ikinci fıkrasının yeni
düzenlemesi ile yaban hayvanlarının avında kullanılabilecek silahların
özellikleri, uluslararası sözleşmeler ve Avrupa Birliği Mevzuatında yer aldığı
şekilde; haznesi iki fişek alacak şekilde sınırlandırma şartı yasa ile
getirilmektedir. Bunun dışında avda kullanımı men edilen araç, gereç ve benzeri
cihazların özellikleri, kullanım yeri ve şeklini belirleme yetkisi Merkez Av
Komisyonuna bırakılmıştır.
Ayrıca avda kullanımı yasaklanan araç,
gereç ve cihazların pazar ve ticarethanelerde bulundurulması ve satışına
ilişkin hükümler getirilmiş, gümelerin kurulması ve buralarda avlanmanın
şartları belirtilmiştir.
Üçüncü fıkraya eklenen ibare ile; bazı
yaban hayvanı türlerinin özellikleri gereği tasarının 2 nci maddesinin (25)
numaralı bendinde tanımı yapılan avlanma zamanı dışında da avlanması
gerekebilmektedir. Bu türlerin avlanma zamanı dışında da avlanmasına Merkez Av
Komisyonunca karar verilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Muğla
Milletvekilimiz Sayın Fahrettin Üstün ve arkadaşları tarafından, önergeler
işleme konulup gerekçesi okunduğu sırada, Başkanlığımıza verilmiş bir
değişiklik teklifi var; ancak, şu kısa sürede yaptığımız incelemeden
anlaşıldığı üzere, burada bahsedilenler birinci önergede de var; kaldı ki,
zaten işleme başlanılmıştır. Birinci önerge kabul edildiği takdirde işleme
koyamayacağız; bunu Heyetinize arz ediyorum.
Gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 6 ncı
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
7 nci maddeyi okutuyorum:
Av ve yaban hayatı yönetimi
MADDE 7. - Av ve yaban hayatı yönetimine,
saha, avlak, istasyon ve tesislerin kurulmasına ait iş ve işlemler,
gerektiğinde ilgili kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça yapılır veya
yaptırılır.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... 7 nci madde kabul edilmiştir.
8 inci maddeyi okutuyorum:
ÜÇÜNCÜ
KISIM
Avlama
Ücretleri, Katılım Payı, Ücret Alınmayacak Hâller ve Toplanan
Gelirlerin
Kullanılması
BİRİNCİ BÖLÜM
Avlama Ücretleri, Katılım Payı ve Ücret
Alınmayacak Hâller
Avlama ücretleri ve katılım payı
MADDE 8. - Av ve yaban hayatı yönetimi ile
avlanma plânlarına göre yapılacak avlanmalar için; av hayvanlarının türlerine,
ağırlıklarına ve trofelerine göre alınacak avlama ücretleri Bakanlıkça tespit
edilir. Avlama ücretleri, Genel Müdürlükçe tahsil edilir ve Döner Sermaye
İşletmesine yatırılır.
Ateşli, ateşsiz, yivli, yivsiz av
tüfekleri ile mermi, fişek, barut, saçma, çekirdek, kapsül ve kovanların
perakende satışında satış bedelinin %5'i Döner Sermaye İşletmesine katılım payı
olarak satışı takip eden ayın son
gününe kadar yatırılır. Bu ödemelerle ilgili olarak düzenlenecek katılım payı
cetvelleri aynı süre içinde Genel Müdürlüğe gönderilir. Katılım payları süresi
içinde yatırılmadığı takdirde; yatırmayanlar hakkında 21.7.1953 tarihli ve 6183
sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
Tahsil edilen avcılık belgesi ve yivsiz
tüfek ruhsatnamesi harçlarının %30'u Bakanlık Döner Sermaye İşletmelerine yatırılır.
BAŞKAN- Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Maddeyle ilgili 2 önerge var; önce, geliş
sırasına göre okutup, sonra, aykırılık derecesine göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
60 sıra sayısıyla bastırıp dağıtılan Kara
Avcılığı Kanunu Tasarısının 8 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci
cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini talep ederiz.
|
Salih Kapusuz |
Harun Tüfekçi |
Mehmet Yılmazcan |
|
Ankara |
Konya |
Kahramanmaraş |
|
Saffet Benli |
M. Ergün Dağcıoğlu |
|
|
Mersin |
Tokat |
|
"Ateşli, ateşsiz, yivli, yivsiz av
tüfekleri ile mermi, fişek, barut, saçma, çekirdek, kapsül ve kovanların
perakende satışında satış bedelinin %
2'si, Döner Sermaye İşletmesine katılım payı olarak satışı takip eden üçüncü
ayın son gününe kadar yatırılır."
BAŞKAN- Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kara Avcılığı Kanunu
Tasarısının 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasında "... avcılık belgesi"
ibaresinden sonra gelen "ve yivsiz tüfek ruhsatnamesi" ibaresinin
madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Salih Kapusuz |
Harun Tüfekçi |
Tevfik Ziyaeddin Akbulut |
|
Ankara |
Konya |
Tekirdağ |
|
Mustafa Duru |
Erdoğan Özegen |
Fahrî Keskin |
|
Kayseri |
Niğde |
Eskişehir |
|
Nusret Bayraktar |
|
|
|
İstanbul |
|
|
BAŞKAN- Okuttuğum önergeyi en aykırı
önerge olması hasebiyle işleme alıyorum.
Komisyon katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat)-Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN- Hükümet katılıyor mu?..
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE
(Kocaeli)- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN- Komisyonun takdire bıraktığı,
Hükümetin katıldığı önergenin gerekçesini mi okutalım?
HALUK İPEK (Ankara)- Gerekçe okunsun.
BAŞKAN- Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
8 inci maddenin üçüncü fıkrası; avcılık
belgesi ve yivsiz tüfek ruhsatnamesi harçlarının % 30'unun Bakanlık Döner
Sermaye İşletmesine yatırılmasını düzenlemektedir.
Yürürlükteki 2521 sayılı Yasa hükümlerine
göre avcılık maksadı ile yivsiz av tüfeği taşımak ve bulundurmak isteyenlere
verilen ve av tezkeresi olarak bilinen kara avcılığı ruhsat tezkerelerinden 492
sayılı Harçlar Kanununun 8 sayılı tarifenin IV. meslek erbabına verilecek tezkere,
vesika ve ruhsatnamelerden alınacak harçlar bölümünün 15 inci bendine göre harç
alınmakta, avcılık maksadı dışında yivsiz av tüfeği taşımak ve bulundurmak
isteyenlere verilen yivsiz tüfek sahiplilik belgelerinden ise harç
alınmamaktadır.
Buna karşın görüşülmekte olan tasarının 34
üncü maddesi ile hem kara avcılığı ruhsat tezkereleri yerine getirilen avcılık
belgelerinden, hem de yivsiz tüfek sahiplilik belgesi yerine getirilen yivsiz
tüfek ruhsatnamelerinden harç alınması öngörülmektedir. Bu durum, avcıya ek bir
yükümlülük getirecek ve belgesiz avlanmayı teşvik edebilecektir.
Değişiklik önergesiyle, yasadışı belgesiz
avlanmayı önlemek için, eskiden olduğu gibi, sadece kara avcılığı ruhsat
tezkereleri yerine, tasarıyla getirilen yeni tanımıyla avcılık belgelerinden
harç alınması amaçlanmaktadır.
Bu nedenle, tasarının 8 inci maddesinde
önerilen bu değişiklik, esas itibariyle, tasarının 34 üncü maddesinin üçüncü
fıkrasının (B) bendiyle getirilen yivsiz tüfek ruhsatnamelerinden harç alınması
hükmünü de etkilemektedir.
Bu önergemiz kabul edildiği takdirde,
yivsiz tüfek ruhsatnamelerinden harç alınmaması amacıyla 34 üncü maddenin de
değişmesi gerekecektir.
BAŞKAN - Gerekçesini okuttuğum önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutup, işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
60 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılan
Kara Avcılığı Kanunu Tasarısının 8 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci
cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini talep ederiz.
Salih Kapusuz
(Ankara) ve arkadaşları
"Ateşli, ateşsiz, yivli, yivsiz av
tüfekleri ile mermi, fişek, barut, saçma, çekirdek, kapsül ve kovanların
perakende satışında satış bedelinin % 2'si Döner Sermaye İşletmesine katılım
payı olarak satışı takip eden üçüncü ayın son gününe kadar yatırılır."
BAŞKAN - Okuttuğum önergeye Komisyon
katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet önergeye katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge sahipleri, gerekçe mi
okunsun?..
HALUK İPEK (Ankara) - Gerekçe okunsun
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önceki yasa metninde böyle bir katılım
payı oranı olmadığı gibi, başlangıç olarak % 2 olmasının zaten zor durumda olan
silah sanayicisinin sıkıntısını bir nebze olsun gidermiş olacağı düşüncesiyle
değişiklik yapılmıştır.
BAŞKAN - Gerekçesini okuttuğum önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, 8 inci maddeyi,
kabul edilen iki önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... 8 inci madde kabul edilmiştir.
9 uncu maddeyi okutuyorum:
Ücret alınmayacak haller
MADDE 9. - Bilimsel yönden tabiata ve
türlerine zararlı olan hayvanların bu Kanun gereğince görevliler veya avcılar
tarafından avlanmasında ücret alınmamasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık
tarafından tespit edilir.
Yabancı devletlerin diplomatik pasaport
taşıyan temsilcileri ile Devlet misafirlerinden, ikili veya çok taraflı
sözleşmelere ve mütekabiliyet esasına bağlı olarak avlanma izin ücreti veya
avlama ücreti alınmayabilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
9 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
10 uncu maddeyi okutuyorum:
İKİNCİ BÖLÜM
Toplanan Gelirlerin Kullanılması
Gelirlerin kullanılması
MADDE 10. - Bakanlık, av ve yaban
hayvanlarının korunması, geliştirilmesi ve av ve yaban hayatı yönetimi,
avlakların kurulması, bakımı, işletilmesi ve avlanmaların kontrol altına
alınması, üretme istasyonları, koruma ve geliştirme sahaları kurulması, yaban hayvanlarının hastalıkları
ile mücadele edilmesi, yaban hayvanlarının verdiği zararların tazmini,
avcıların eğitilmesi, avcılığın ve av turizminin geliştirilmesi için Döner
Sermaye İşletmesinde bu Kanun uyarınca toplanan gelirin tamamını kullanır.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
1 adet önerge var; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı Kara
Avcılığı Kanunu Tasarısının 10 uncu maddesinde geçen "...yaban
hayvanlarının hastalıkları ile mücadele edilmesi" ibaresinden sonra gelen
"yaban hayvanlarının verdiği zararların tazmini," ibaresinin madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Salih Kapusuz |
Harun Tüfekçi |
Nusret Bayraktar |
|
Ankara |
Konya |
İstanbul |
|
Erdoğan Özegen |
Fahri Keskin |
Tevfik Ziyaeddin Akbulut |
|
Niğde |
Eskişehir |
Tekirdağ |
|
Mustafa Duru |
|
|
|
Kayseri |
|
|
BAŞKAN - Sayın Komisyon?..
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge sahipleri?..
HALUK İPEK (Ankara) - Gerekçe okunsun
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Avlanmanın yasaklandığı yaban hayatı
koruma ve geliştirme sahalarında av ve yaban hayvanlarının, bu sahaların
dışında kalan alanlarda ise koruma altına alınmış yaban hayvanlarının tarım
arazilerine ve mallara vereceği zararın tazminini öngören tasarının 4 üncü
maddesinin yedinci fıkrası verilen
önergenin kabulüyle madde metninden çıkartılmıştır.
Bu nedenle "Gelirlerin
kullanılması" başlıklı 10 uncu maddeden de "yaban hayvanlarının
verdiği zararların tazmini" ibaresinin madde metninden çıkartılması
gerekmektedir.
BAŞKAN - Gerekçesini okuttuğum önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
10 uncu maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 10 uncu madde kabul
edilmiştir.
11 inci maddeyi okutuyorum:
DÖRDÜNCÜ
KISIM
Avlaklar,
Avcılık Belgesi ve Avlanma İzni
BİRİNCİ BÖLÜM
Avlaklar
Avlakların kuruluşu, yönetimi ve denetimi
MADDE 11. - Özel avlaklar Bakanlıktan izin
alınarak kurulur, sahipleri veya kiracıları tarafından yönetilir, işletilir
veya işlettirilir. Diğer avlaklar ise Genel Müdürlükçe yönetilir, işletilir
veya işlettirilir. Genel Müdürlükçe yönetilen, işletilen veya işlettirilen
avlakların plânlanması, kuruluşu, sınıflandırılması, alanlarının belirlenmesi,
işaretlenmesi, yönetimi, işletilmesi, işlettirilmesi ve denetimine ilişkin esas
ve usuller Bakanlıkça düzenlenir.
Özel avlaklar dışındaki avlakların
işletilmesi amacıyla köy tüzel kişilikleri ile koruma, üretim, bakım ve
avcılığın düzenlenmesi karşılığı işbirliği yapılabilir. İşbirliği yapılan
avlaklardan sağlanan gelirin, avlağın sınırları içerisinde bulunan köy tüzel
kişiliklerine verilecek miktarı, sahaların özelliğine göre Bakanlıkça
belirlenir.
Avlanma plânları yapılmış örnek
avlakların, plânda belirtilen esaslara göre işlettirilmesi Bakanlıkça gerçek
veya tüzel kişilere verilebilir. İşletmeci avlak işletmesinde istihdam edeceği
iş gücünü öncelikle mahalli köylerden sağlar. Bu hususlarla ilgili esaslar
Bakanlıkça belirlenir.
Bütün avlaklar Bakanlıkça denetlenir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
1 önerge var; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı Kara
Avcılığı Kanunu Tasarısının 11 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Salih Kapusuz |
Harun Tüfekçi |
Fahri Keskin |
|
|
Ankara |
Konya |
Eskişehir |
|
Erdoğan Özegen |
Nusret Bayraktar |
Mustafa Duru |
|
Niğde |
İstanbul |
Kayseri |
|
Tevfik Ziyaeddin Akbulut |
|
|
|
Tekirdağ |
|
|
"Özel avlaklar dışındaki avlakların işletilmesi amacıyla bu
avlaklarda sahası bulunan köy tüzel kişilikleri ve belde belediyeleri ile
koruma, üretim, bakım ve avcılığın düzenlenmesi karşılığı işbirliği yapılabilir.
İşbirliği yapılan avlaklardan sağlanan gelirden, köy tüzel kişiliklerine ve
belde belediyelerine verilecek miktar, sahaların özelliğine göre Bakanlıkça
belirlenir."
BAŞKAN - Sayın Komisyon?..
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge sahipleri, gerekçeyi mi
okutayım?
HALUK İPEK (Ankara) - Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının 11 inci maddesinin ikinci
fıkrasıyla, özel avlakların dışında kalan avlakların işletilmesi amacıyla, köy
tüzel kişilikleriyle koruma, üretim, bakım ve avcılığın düzenlenmesi karşılığı
işbirliği yapılabileceği hükmü getirilmiştir.
Ancak, bu avlaklar içerisinde sınırları
bulunan, geçmişte köy statüsünde iken, bugün ise belde statüsüne geçmiş köyler
olabileceği gibi, yasa tasarısının bu maddesi gereğince, bugün köy statüsünde
iken, işbirliği yapılıp, gelecekte belde statüsüne geçecek köyler de
olabilecektir.
11 nci maddenin ikinci fıkrasının yeni
düzenlemesiyle avlaklarda koruma, üretim, bakım ve avcılığın düzenlenmesinde
yapılacak işbirliğinde köy tüzel kişiliklerinin belde statüsüne geçtiklerinde
de işbirliğinin sürmesi veya halihazırda belde statüsüne geçmiş olan köylerin
de bu işbirliğinden yararlanmaları ve sorumluluk üstlenmeleri, av ve yaban
hayatının korunması ve kırsal kesimin kalkındırılması açısından önemli
görüldüğünden, bu düzenlemenin yapılması önerilmektedir.
BAŞKAN - Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda, 11 inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 11 inci madde
kabul edilmiştir.
12 nci maddeyi okutuyorum:
İzne tâbi, yasak ve serbest av sahaları
MADDE 12. - Özel avlaklarda avlanmak avlak
sahibinin, Devlet avlakları, genel avlaklar ve örnek avlaklarda avlanmak
Bakanlığın iznine bağlıdır. Sahipli arazilerde avlanmayla ilgili esaslar
Bakanlıkça tespit edilir.
Özel kanunlarla veya Merkez Av
Komisyonunca avlanmanın yasak edildiği yerlerde ve 2 nci maddenin 11, 12 ve 13 üncü bentlerinde tanımlanan saha
ve istasyonlarda avlanılamaz. Buralarda, ancak av ve yaban hayvanlarının
çoğaldığı ve zararlı olduğu hâllerde
avlanmaya Bakanlıkça izin verilebilir. 2 nci maddenin 12 nci bendinde
tanımlanan sahalarda ise özel avlanma plânlarına göre Bakanlıkça verilecek
izinle avlanılabilir.
Av yılı içinde bazı av hayvanı türlerinin
nesillerini devam ettiremeyecek sayıya düşmesinin söz konusu olduğu hâllerde,
avlanmanın açık olduğu avlaklarda avlanmayı belli bir süre yasaklamaya ve
gerektiğinde yeniden açmaya Bakanlık yetkilidir. Bu hususlarla ilgili esaslar Bakanlıkça belirlenir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
12 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... 12 nci madde kabul edilmiştir.
13 üncü maddeyi okutuyorum:
İKİNCİ BÖLÜM
Avcılık Belgesi ve Avlanma İzni
Avcılık belgesi
MADDE 13. - Avcılık belgesi, Türk
vatandaşlarına bir defaya mahsus olmak üzere verilir ve her yıl vize edilir.
Avcılık belgelerinin vize edilmesine ilişkin iş ve işlemler Bakanlıkça
belirlenir.
10.7.1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli
Silâhlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 7 nci maddesine göre
alınan yivli av tüfekleri sahiplerinden avlanmak isteyenler ayrıca bu Kanun
gereğince alınması gerekli avcılık belgesini almak zorundadırlar.
Avcılık belgesi alacak olanlar, eğitime ve
yeterlik sınavına tâbi tutulur.
Türkiye'de ikamet eden yabancı uyruklulara
avlanabilmeleri için yabancı avcılık belgesi verilmesinde mütekabiliyet esası
aranır. Avcı turistlere ise geçici avcılık belgesi verilir. Eğitim, yeterlilik
sınavı ve avcılık belgelerinin verilişine dair esas ve usuller Bakanlıkça
çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Avcılık belgelerine ait iş ve işlemler
Bakanlıkça yürütülür ve bu belgeler olmadan avlanılamaz.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
1 adet önerge var; okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kara Avcılığı Yasa
Tasarısının 13 üncü maddesinin son fıkrasının sonuna "kendi köy ve ilçe
sınırlarında oturan veya nüfusu o köy ve ilçeye kayıtlı ise avcılık belgesi
aranmaz" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
R. Kerim Özkan |
Fahrettin Üstün |
Mehmet Işık |
|
Burdur |
Muğla |
Giresun |
|
Mustafa Özyurt |
Halil Akyüz |
|
|
Bursa |
İstanbul |
|
BAŞKAN - Sayın Komisyon?..
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet?..
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Komisyonun takdire bıraktığı,
Hükümetin katılmadığı önergenin sahipleri?..
FAHRETTİN ÜSTÜN (Muğla) - Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Aynı köyde veya ilçede ikamet eden
yurttaşlarımızın kendi bağ, bahçe ve tarlasına giderken yanında silah bulunması
genel teamüldür. Vatandaşı bürokratik işlemlerle uğraşmaktan kurtarmaktır.
BAŞKAN - Gerekçesini okuttuğum, Komisyonun
takdire bıraktığı, Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
13 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde çoğunlukla kabul edilmiştir.
14 üncü maddeyi okutuyorum:
Avlanma izni
MADDE 14. - Avcılık belgesi sahibi
avcılar, avlanmak istedikleri av yılına ait avlanma izin ücretini Döner Sermaye
İşletmesine yatırmak suretiyle avlanma izni almak zorundadırlar. Avlanma izin
ücreti Bakanlıkça, hayvan gruplarına, avlanmanın il, bölge veya ülke genelinde
yapılmasına göre farklı olarak tespit
edilebilir. Avlanma izni bir av yılı içindir.
Bu Kanun kapsamında belirlenen esas ve
usullerle yapılan avlanma nedeniyle; bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına
yahut canlı ve cansız malının zarara uğramasına sebep olunması halinde doğacak
sorumlulukların karşılanmasını temin için
malî mesûliyet sigortası yaptırılması zorunludur. Malî mesuliyet sigortası
sözleşmesinin yapıldığını gösterir belge ibraz etmeyenlere avlanma izni
verilmez.
Avlaklarda, avcılık belgesi ve avlanma
izni olmadan avlanılamaz.
Özel avlaklarda üretilip salınan türlerin
avlanması için gerekli izin, avlak sahibi veya işletenlerce ücreti karşılığı
verilir. Bu ücretin %10'u Döner Sermaye
İşletmesine yatırılır, aksi taktirde özel avlak kuruluş izni iptal edilir.
Avlanma izin ücretlerinin tahsili ve Döner
Sermaye İşletmesine yatırılması ile ilgili esaslar Bakanlıkça tespit edilir.
BAŞKAN- Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
1 önerge var, okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı Kara
Avcılığı Kanunu Tasarısının 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasının madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Salih Kapusuz |
Harun Tüfekçi |
Nusret Bayraktar |
|
Ankara |
Konya |
İstanbul |
|
Mustafa Duru |
Tevfik Ziyaeddin Akbulut |
Fahri Keskin |
|
Kayseri |
Tekirdağ |
Eskişehir |
BAŞKAN- Efendim, önergeye Komisyon
katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat)- Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN- Hükümet katılıyor mu efendim?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE
(Kocaeli)- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN- Komisyonun takdire bıraktığı,
Hükümetin katıldığı önergenin sahipleri; gerekçeyi okuyalım mı efendim?
SALİH KAPUSUZ (Ankara)- Gerekçeyi
okutalım.
BAŞKAN- Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yasa tasarısıyla, avcıların yasal avlanma
esnasında üçüncü şahıslara karşı vereceği zararların tazmini için getirilen
malî mesuliyet sigortası yaptırma zorunluluğu, daha önce görüşülen 2 nci
maddesinin (22) numaralı bendinde ve 6 ncı maddenin birinci fıkrasında değişiklik
yapılması hususunda verilen önergelerin kabul edilmesi nedeniyle kaldırılmış
bulunmaktadır.
Bu nedenle, zorunlu malî mesuliyet
sigortası yaptırmayanlara avlanma izni verilmeyeceğini düzenleyen 14 üncü
maddenin ikinci fıkrasının madde metninden çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN- Gerekçesini okuttuğum önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
14 üncü maddeyi, kabul edilen önerge
doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 14 üncü madde
kabul edilmiştir.
15 inci maddeyi okutuyorum:
BEŞİNCİ
KISIM
Av Turizmi,
Ticareti ve Özel Üretim
BİRİNCİ BÖLÜM
Av Turizmi
Yabancıların avlandırılması
MADDE 15. - Türkiye'de av turları, fotoğraf ve film çekimleri ile
av ve yaban hayvanları gözlem turları yaptıracak seyahat acenteleri,
Bakanlıktan av turizmi izin belgesini almaya; seyahat acenteleri vasıtasıyla veya
münferiden sadece özel avlaklar ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından
işletilen avlaklarda avlanmak üzere
yurdumuza gelen avcı turistler ise 13 üncü maddede belirtilen geçici avcılık
belgesini almaya ve avlayacakları av hayvanlarını bu belgeye kaydettirmeye mecburdurlar. Av turizmi izin
belgesinin verilişine dair esas ve usuller Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikte
belirlenir.
Av turizmine ilişkin esas ve usuller ile
avcı turistlerin avlayabilecekleri av hayvanlarının tür, cinsiyet ve
miktarları, bunlardan alınacak avlanma ücretleri ve diğer ücretler Bakanlıkça
tespit edilir.
18.12.1981 tarihli ve 2565 sayılı Askeri
Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu ile 15.7.1950 tarihli ve 5683
sayılı Yabancıların Türkiyede İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun hükümleri
saklıdır.
BAŞKAN- 15 inci madde üzerinde söz
isteği?.. Yok.
15 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
16 ncı maddeyi okutuyorum:
Yabancıların getirebilecekleri av
teçhizatı
MADDE 16. - Avcı turistler, beraberlerinde
ok-yay ile yivli ve yivsiz av tüfeklerini ve bunlara ait mermileri
getirebilirler. 6136 sayılı Kanun ile
11.9.1981 tarihli ve 2521 sayılı Avda ve Sporda Kullanılan Tüfekler, Nişan
Tabancaları ve Av Bıçaklarının Yapımı, Alımı, Satımı ve Bulundurulmasına Dair
Kanun hükümleri saklıdır.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Önerge yok.
16 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
17 nci maddeyi okutuyorum:
Yabancıların götürebilecekleri av
hayvanları
MADDE 17. - Avcı turistler, avladıkları ve
onaylanmış geçici avcılık belgelerine kayıtlı av hayvanlarının etlerini ve
hatıra değeri taşıyan parçalarını, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası
sözleşmelerdeki taahhütlerini dikkate almak kaydıyla başka bir izne bağlı
olmadan yurt dışına beraberlerinde çıkarabilirler, adreslerine gönderebilirler
veya göndertebilirler.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Önerge yok.
17 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
18 inci maddeyi okutuyorum:
İKİNCİ BÖLÜM
Av ve Yaban Hayvanlarının Ticareti ve
Üretim Esasları
Ticaret esasları
MADDE 18. - Taraf olunan uluslararası
sözleşmelerle ticareti yasaklanan yerli ve yabancı yaban hayvanları ve bu Kanunun 6 ncı maddesi çerçevesinde
belirlenen avlanma esas ve usullerine aykırı olarak avlanan yaban hayvanları canlı veya cansız olarak veya bunların et,
yumurta, deri, post, boynuz ve benzeri parçaları ile bunların türevleri
satılamaz, satın alınamaz, nakledilemez ve bunların ithalatı ve ihracatı
yapılamaz.
Taraf olunan uluslararası sözleşmelerle
ticaretine düzenleme getirilen türler ile bu Kanun kapsamında yasal olarak
avlanan av hayvanları ve bunlardan elde edilen parçalarının ticaretini
denetlemeye ve kısmen veya tamamen yasaklamaya, bunların ticaretinden Döner
Sermaye İşletmesine gelir alınması ile ilgili usul ve esasları düzenlemeye
Bakanlık yetkilidir.
Yurt içinde sergilenmek üzere veya gösteri
amaçlı olarak uluslararası sözleşmeler çerçevesinde ithalatına Bakanlıkça izin
verilen yaban hayvanları satılamaz. Bu
hususlar Bakanlıkça denetlenir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Önerge yok.
18 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
19 uncu maddeyi okutuyorum:
Üretim esasları
MADDE 19. - Kamu kurum ve kuruluşları ile
gerçek ve tüzel kişiler, av ve yaban hayvanlarından Türkiye'de doğal olarak
yetişen türleri Bakanlıktan izin almak
şartıyla üretebilirler. Bunların doğaya
salınabilmesi için Bakanlıktan ayrıca izin almak zorunludur. Yabancı türlerden
Türkiye'nin uluslararası yükümlülükleri
çerçevesinde ve doğal türlerimize zarar vermeyecek olanlarının
ithalatına ve üretimine, ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak
Bakanlıkça izin verilebilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği yok?..
Yok.
Önerge yok.
19 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Birleşime oturuma 10 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:19.03
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 19.15
BAŞKAN:
Başkanvekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER: Mevlüt AKGÜN (Karaman), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 100 üncü
Birleşimin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
60 sıra sayılı kanun tasarısının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
4.- Kara
Avcılığı Kanunu Tasarısı ve Çevre ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonları
raporları (1/286) (S.Sayısı: 60) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon?.. Burada
Hükümet?.. Burada
Tasarının 20 nci maddesini okutuyorum:
ALTINCI
KISIM
Suçların
Takibi ve Cezalar
BİRİNCİ BÖLÜM
Suçların Takibi
Suçların takibi
MADDE 20. - Avcılığın kontrolü, av
hayvanlarının korunması, av suçlarının takibi ve bu Kanunun 19 uncu maddesi
kapsamında üretim yapan yerlerin denetimi Bakanlık ve Orman Genel Müdürlüğünce
yapılır. 04.7.1934 tarihli ve 2559 sayılı
Polis Vazife ve Selâhiyet Kanunu ile 10.3.1983 tarihli ve 2803 sayılı
Jandarma Teşkilât, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümleri saklıdır.
Suçların takibi ile görevli olan av koruma
memurları ve saha bekçileri bu Kanunda belirtilen yasaklara aykırı hareket
edenleri avlanmadan men etmeye, haklarında suç zaptı düzenlemeye ve silâh, alet
ve ekipmanlar ile canlı, cansız av hayvanlarını, av hayvanlarının bizatihi
avında kullanılan suç vasıtalarını kime
ait olursa olsun zapt etmeye ve bu amaçla yakalamaya görevli ve yetkilidir. Av
suçu işleyenler, olay yerinde gerekli tutanaklar düzenlendikten sonra derhal
serbest bırakılır. Hüviyeti tespit edilemeyen suçlular vakit geçirilmeksizin
hüviyeti tespit edilebilecek en yakın köyün muhtar veya ihtiyar heyetine ve
bunlarla da tespiti mümkün olmazsa en yakın zabıta merkezine götürülürler.
Görevli memurların bulunmadığı yerlerde, kır ve köy bekçileri ile köy
muhtarları da aynı yetkiyi haizdir. Yukarıda sayılan görevlilerce düzenlenen
tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar muteberdir.
Zapt edilen suç aleti silâhlar en yakın
orman idaresine teslim edilir. Bu silâhlar soruşturma evrakı ile birlikte mahalli Cumhuriyet savcılığına intikal ettirilir. Zapt edilen
diğer canlı, cansız av hayvanları ile bizatihi av suçunda kullanılan vasıtalar,
suç aleti ve ekipmanları, vazifeli memurlarca muhafaza edilmek üzere orman
idaresine, orman idaresi olmayan yerlerde suç mahalline en yakın belediye, köy
muhtarı, köy ihtiyar heyeti üyelerinden
birine yed'i emin senedi karşılığında teslim olunur. Belediye veya köy
yetkililerine teslim olunan canlı, cansız av hayvanları, suç aletleri ve
ekipmanları ile bizatihi av suçunda kullanılan vasıtalar en kısa zamanda orman
idaresine idarece nakledilir. Bunlardan cansız av hayvanları Cumhuriyet
savcılığına bildirilerek herhangi bir mahkeme kararına gerek kalmaksızın
Bakanlıkça veya Orman Genel Müdürlüğünce bekletilmeksizin satılır. Satışa
ilişkin esas ve usuller Bakanlıkça tespit edilir. Canlı av hayvanları hemen,
yaralı olanları ise tedavi edildikten sonra doğaya salınır veya Türkiye'nin
uluslararası sözleşmelerdeki taahhütleri de dikkate alınarak Bakanlıkça gerekli
işlem yapılır. Av hayvanlarının avında kullanılan ve zaptedilen diğer suç
aleti, ekipmanları ve vasıtalar hakkında 31.8.1956 tarihli 6831 sayılı ve Orman
Kanununun 84 üncü maddesi hükümlerine göre işlem yapılır. Satış bedellerinin
tamamı, yapılan her türlü masraflar düşüldükten sonra emanet olarak Döner
Sermaye İşletmesine yatırılır. Durum ilgili mahkemeye bildirilir.
Av koruma ve kontrollerinde Bakanlık
görevlilerine veya güvenlik güçlerine gönüllü destek sağlamak üzere Bakanlıkça
belirlenecek kişilere fahri av müfettişliği görev ve unvanı verilebilir. Fahri
av müfettişleri; bu Kanuna göre suç sayılan fiilleri işleyenler hakkında işlem
yapılması amacıyla Genel Müdürlükçe kendilerine verilen tutanağı düzenleyerek
en geç bir hafta içinde en yakın orman idaresi birimine teslim etmek
mecburiyetindedir. Fahri av müfettişlerinin seçimi, eğitimi, görev ve yetkileri
ile çalışma esas ve usulleri Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle
belirlenir.
Avcılar talep halinde av koruma
memurlarına, saha bekçilerine, polis ve jandarma ile köy ve kır bekçilerine,
köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyelerine avlanma belge ve izinleri ile
avladıkları hayvanları ibraz etmek zorundadırlar. Suçların ihbarında ve talep
halinde takibinde köy ve kır bekçileri, köy muhtarı ve ihtiyar heyeti
üyeleri av koruma memurlarına ve saha
bekçilerine yardıma mecburdurlar.
Av koruma memurları ve saha bekçilerinden;
Bakanlıkça lüzum görülecek olanlara, Bakanlar Kurulunca belirlenen silâhlar
demirbaş olarak verilir. Av koruma memurları ve saha bekçileri bu Kanunla
kendilerine verilen görevlerini ifa sırasında silâhlarını 6831 sayılı Kanunun
78 inci maddesinde belirtilen hâllerde kullanabilirler.
Av koruma memurları görevlerini yaparken
ilgili bakanlıkların görüşü alınarak, rengi ve biçimi Bakanlıkça tespit edilen
resmî kıyafet giymek mecburiyetindedirler. Resmî kıyafetler, silâh, telsiz ve
diğer teçhizat ile araç ve gereçler Bakanlıkça verilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?..Yok.
Önerge yok.
20 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
21 inci maddeyi okutuyorum
İKİNCİ BÖLÜM
Cezalar
Yasaklara uymama
MADDE 21. - 4 üncü maddenin birinci,
ikinci ve altıncı fıkralarına aykırı hareket edenlere, 5 inci maddenin birinci ve ikinci
fıkraları gereğince tespit edilen av
miktarı ve avlanma süreleri dışında avlananlara, 12 nci maddenin üçüncü fıkrası
gereğince Bakanlıkça getirilecek yasaklara uymayanlara, her bir suç için ayrı
ayrı olmak üzere yüzelli milyon lira idarî para cezası verilir.
4 üncü maddenin dördüncü fıkrası gereğince
av ve yaban hayvanlarının beslendikleri ve barındıkları ortamı zehirleyenlere
iki yıldan az olmamak üzere hapis, üç milyar liradan az olmamak üzere ağır para
cezası verilir, faillerin avcılık belgesi iptal edilir ve kendilerine bir daha
belge verilmez.
4 üncü maddenin beşinci fıkrası gereğince
yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları ile üretme istasyonları ve benzeri
sahalarda, bina ve tesislerin atıklarının arıtılmadan doğal ortama bırakılması
nedeni ile yaban hayatının veya ekosistemin olumsuz yönde etkilenmesine
sebebiyet verenlere ve tahrip edenlere 9.8.1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu hükümleri uygulanır.
Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan
yerlerdeki yaban hayatı koruma ve geliştirme sahalarına izinsiz olarak kurulan
yapı ve tesisler, mahallî mahkemelerce müsadere edilir
Bu Kanunda belirtilen suçların fahri av
müfettişleri tarafından işlenmesi halinde verilecek cezalar iki misli
uygulanır. Av suçu işleyen veya gerçeğe aykırı tutanak düzenleyen fahri av
müfettişlerinin belgeleri iptal edilir ve kendilerine bir daha fahri av
müfettişliği görevi verilmez.
5 inci maddenin üçüncü fıkrasında
belirtilen hükümlere uymayan radyo ve
televizyon kuruluşları hakkında 13.4.1994 tarihli ve 3984 sayılı Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Önerge yok.
21 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
22 nci maddeyi okutuyorum:
Özel avlakların kuruluş amacı dışında
işletilmesi
MADDE 22. - 11 inci madde gereğince
yapılan denetimlerde özel avlakların kuruluş amaçları dışında işletildiğinin
tespiti halinde, avlak sahibine veya bu avlakları kiralamak sureti ile
işletenlere, bir milyar lira idarî para cezası verilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Önerge yok.
22 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
23 üncü maddeyi okutuyorum:
İzinsiz veya yasak yerlerde avlanma
MADDE 23. - Avlaklarda izin almadan
avlananlara ve Merkez Av Komisyonunca avlanmanın yasaklandığı avlaklarda
avlananlara yüzelli milyon lira, özel kanunlarla avlanmanın yasaklandığı
sahalar ile 2 nci maddenin 11, 12 ve 13 üncü bentlerinde tanımlanan saha ve
istasyonlarda avlananlara, üçyüz milyon lira idarî para cezası verilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Önerge yok.
23 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
24 üncü maddeyi okutuyorum:
Avlanma esaslarına uymama ve belgesiz
avlanma
MADDE 24. - 6 ncı maddenin ikinci ve
üçüncü fıkralarında sayılan zehirle avlanma hariç diğer yasaklara ve esaslara
aykırı hareket edenlere her bir suç için ayrı ayrı olmak üzere yüzelli milyon
lira, idarî para cezası verilir.
Zehirle avlananlara bir yıldan üç yıla
kadar hapis, bir milyar liradan az olmamak üzere ağır para cezası verilir,
faillerin avcılık belgesi iptal edilir ve kendilerine bir daha belge verilmez.
Bu Kanuna göre alınması gereken avcılık
belgesini almadan avlananlara üçyüz milyon lira; avlanma izni olmadan
avlananlara ise yüzelli milyon lira idarî para cezası verilir.
Yabancı avcılık belgesi veya geçici
avcılık belgesi almadan avlananlara bir milyar lira idarî para cezası verilir.
Üçüncü şahıslara karşı malî mesûliyet
sigortası yaptırmayanlara yüz milyon lira idarî para cezası verilir.
Malî mesûliyet sigortası belgesini,
avcılık belgesini ve avlanma izin belgesini yanında taşımadan avlananlara eksik
her bir belge için otuz milyon lira
idarî para cezası verilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
1 adet önerge var; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı Kara
Avcılığı Kanunu Tasarısının 24 üncü maddesinin beşinci fıkrasının ve altıncı
fıkrasında geçen "Malî mesuliyet sigortası belgesini" ibaresinin
madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Salih Kapusuz |
Erdoğan Özegen |
Nusret Bayraktar |
|
Ankara |
Niğde |
İstanbul |
|
Tevfik Ziyaeddin Akbulut |
Mustafa Duru |
Fahri Keskin |
|
Tekirdağ |
Kayseri |
Eskişehir |
|
Harun Tüfekci |
|
|
|
Konya |
|
|
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan,
madde metninden beşinci fıkranın tamamen ve altıncı fıkradaki "Malî
mesuliyet sigortası belgesini" ibaresinin çıkarılmasını istiyoruz.
BAŞKAN - Önergeniz bu şekilde
düzeltiliyor.
Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat) - Takdire bırakıyoruz Başkanım.
BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?..
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Hükümetin katıldığı, Komisyonun
takdire bıraktığı önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Yasa tasarısının 2 nci maddesinin (22)
numaralı bendinde ve 6 ncı maddenin birinci fıkrasında değişiklik yapılması ve
14 üncü maddenin ikinci fıkrasının madde metninden çıkarılması ile ilgili
önergelerin kabul edilmesi nedeniyle, bunlara paralel olarak 24 üncü maddenin
beşinci fıkrasının ve altıncı fıkrasındaki "Malî mesuliyet sigortası
belgesini" ibaresinin madde metninden çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
24 üncü maddeyi kabul edilen önerge
doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
25 inci maddeyi okutuyorum:
Yabancılarla ilgili yasaklara uymama
MADDE 25. - Av turizmi izin belgesi
almadan av turu, fotoğraf ve film çekimleri ile av ve yaban hayvanları gözlem
turları yaptıran veya yabancıların geçici avcılık belgesi olmadan avlanmasına
aracılık eden kişi, kuruluş ve
acentelere on milyar lira, geçici
avcılık belgesinde kayıtlı türler ve yerler dışında avlanan yabancı uyruklu
kişiye, beş milyar lira idarî para
cezası verilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Önerge yok.
25 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
26 ncı maddeyi okutuyorum:
Av ve yaban hayvanı ticareti yasağına uymama
MADDE 26. - 18 inci maddenin birinci ve
ikinci fıkraları ve 19 uncu madde gereğince Bakanlığın koyacağı esaslara
uymayanlara, beşyüz milyon liradan ikimilyarbeşyüz milyon liraya kadar ağır
para cezası verilir.
18 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen yasağa uymayanlara üçmilyar lira idarî para cezası verilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Önerge yok.
26 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
27 nci maddeyi okutuyorum:
Cezaların güncelleştirilmesi
MADDE 27. - Bu Kanunda yazılı para
cezaları, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 4.1.1961
tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri
uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak
uygulanır.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Önerge yok.
27 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
28 inci maddeyi okutuyorum:
Avdan men etme, müsadere ve tazminat
MADDE 28. - Bu Kanunla yasak edilen
fiilleri işleyenler derhal avdan men edilir. Bunların bizatihi av suçunda
kullandıkları suç vasıtaları, suç aletleri
kime ait olursa olsun idarece zapt ve yetkili sulh ceza mahkemesince
müsadere edilir. Canlı ve cansız av hayvanları da müsadere olunur.
Müsadere edilen silâhlar dışındaki suç
alet ve ekipmanları ile suç vasıtaları ve cansız av hayvanları orman idaresince
satılarak ücreti Döner Sermaye İşletmesine gelir kaydedilir. 20 nci madde
gereğince zapt edilerek satılan ve emanete alınan bedeller ise, müsadere
kararının kesinleşmesini müteakip Döner Sermaye İşletmesine gelir kaydedilir.
Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak
avlanan, öldürülen veya yaralanan hayvanlar müsadere edilmiş olsa dahi talep
halinde hükmolunacak tazminat av hayvanı türlerine göre Bakanlıkça tespit
edilen değerler üzerinden, zehirle avlanmalarda ise beş misli fazlasıyla
hesaplanır ve tahsiline mahkemece karar verilir. Tahsil edilen para, Döner
Sermaye İşletmesine gelir kaydedilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Önerge yok.
28 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
29 uncu maddeyi okutuyorum:
Suçların tekrarı ve tekerrürü
MADDE 29. - Bu Kanunda belirtilen idarî
para cezaları, suçun tekrarı halinde bir misli fazlası ile uygulanır.
21 inci maddenin birinci fıkrasında yazılı
cezaya konu suçların tekrarı halinde faillerin avcılık belgeleri iptal edilir
ve kendilerine bir daha avcılık belgesi verilmez.
21 inci maddenin ikinci fıkrasında yazılı
cezaya konu suçların tekerrürü halinde cezalar iki misline kadar artırılır.
22 nci maddede yazılı cezaya konu suçların
tekrarı halinde avlak kuruluş izni iptal edilir.
23 üncü maddede yazılı cezalara konu
suçların tekrarı halinde, faillerin avcılık belgeleri iptal edilir ve
kendilerine bir daha avcılık belgesi verilmez.
24 üncü maddenin birinci fıkrasında yazılı
cezaya konu; 6 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki suçların tekrarı halinde
faillerin avcılık belgeleri iptal edilir ve kendilerine bir daha avcılık
belgesi verilmez.
24 üncü maddenin birinci fıkrasında yazılı
cezaya konu; 6 ncı maddenin üçüncü fıkrasındaki suçların tekrarı halinde
faillerin avcılık belgesi yoksa, kendilerine iki yıl süreyle avcılık belgesi
verilmez, avcılık belgesi olanlar ise iki yıl süreyle avcılıktan men edilir.
24 üncü maddenin ikinci fıkrasında yazılı
cezaya konu suçun tekerrürü halinde cezalar iki misline kadar artırılır.
26 ncı maddenin birinci fıkrasında yazılı
cezaya konu suçların tekerrürü halinde verilecek ceza iki misli uygulanır.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Önerge yok.
29 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
30 uncu maddeyi okutuyorum:
İdarî para cezalarına itiraz ve cezaların
tahsili
MADDE 30. - Bu Kanuna göre verilecek
idarî para cezaları 3800 sayılı Kanunun
25 inci maddesinde yer alan müdür, başmühendis, mühendis ile 31.10.1985 tarihli
ve 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğünün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda
yer alan orman işletme şefi tarafından verilir.
Verilen para cezaları, 11.2.1959 tarihli
ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre sahiplerine tebliğ edilir. Bu
cezalara karşı, tebellüğ tarihinden itibaren yedi gün içinde, mahalli sulh ceza
mahkemelerine itiraz edilebilir. İtiraz idarece verilen cezanın yerine
getirilmesini durdurmaz. Bu konuda sulh ceza mahkemelerince verilen kararlar
kesindir.
Kesinleşen idarî para cezaları, 6183
sayılı Kanun hükümlerine göre yukarıda birinci fıkrada sayılan idarî para
cezası vermeye yetkili makamlar tarafından tahsil edilir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, madde
üzerinde 2 önerge vardır; birinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı Kara
Avcılığı Kanun Tasarısının 30 uncu maddesinin birinci fıkrasındaki "...
idarî para cezaları" ibaresinden sonra gelen "3800 sayılı Kanunun 25
inci maddesinde yer alan müdür, başmühendis, mühendis" ibaresinin
"4856 sayılı Kanunda yer alan İl Çevre ve Orman Müdürü veya yetki verdiği
elemanlar" olarak değiştirilmesini teklif ve arz ederiz.
|
Fahri Keskin |
Erdoğan Özegen |
Nusret Bayraktar |
|
Eskişehir |
Niğde |
İstanbul |
|
Harun Tüfekçi |
Mustafa Duru |
Tevfik Ziyaeddin Akbulut |
|
Konya |
Kayseri |
Tekirdağ |
|
Salih Kapusuz |
|
|
|
Ankara |
|
|
BAŞKAN - İkinci önerge en aykırı önerge
olduğundan, okutup, işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı tasarının
30 uncu maddesinin ikinci fıkrasındaki "mahallî sulh ceza
mahkemeleri" ibaresinin yerine "idare mahkemesi" ibaresi
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayhan Sefer Üstün |
Salih Kapusuz |
Telat Karapınar |
|
|
Sakarya |
Ankara |
Ankara |
|
Harun Tüfekçi |
Metin Kaşıkoğlu |
|
|
Konya |
Düzce |
|
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat) - Takdire bırakıyoruz Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Katılıyorsunuz.
Sayın önerge sahipleri, gerekçeyi mi
okutalım?
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasa Mahkemesi tarafından sulh ceza
mahkemelerinin bu konudaki yetkisi iptal edildiğinden.
BAŞKAN - Gerekçesini okuttuğum, Komisyonun
takdire bıraktığı, Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
İkinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı Kara
Avcılığı Kanunu Tasarısının 30 uncu maddesinin birinci fıkrasındaki
"...idarî para cezaları" ibaresinden sonra gelen "3800 sayılı
Kanunun 25 inci maddesinde yer alan müdür, başmühendis, mühendis" ibaresinin
"4856 sayılı Kanunda yer alan İl Çevre ve Orman Müdürü veya yetki verdiği
elemanlar" olarak değiştirilmesini teklif ve arz ederiz.
Salih Kapusuz
(Ankara) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon?..
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet?..
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Komisyonun takdire bıraktığı,
Hükümetin katıldığı önergenin gerekçesini mi okutalım?
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gerekçe okunsun
efendim.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
3800 sayılı Kanun 4856 sayılı Kanun ile
yürürlükten kaldırılmıştır. Bu nedenle, idarî para cezalarının tahsili 4856
sayılı Kanun ile illerde kurulan İl Çevre ve Orman Müdürlükleri ile bunların
yetki vereceği görevlilerce tahsil edilmesi gerekmektedir.
Yapılan düzenleme ile idarî para
cezalarının İl Çevre ve Orman Müdürleri veya bunların yetki vereceği
görevlilerce verilmesi öngörülmektedir.
BAŞKAN - Gerekçesini okuduğumuz önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın Kapusuz, aynı maddede iki ayrı
"sulh ceza mahkemesi" ibaresi olduğundan, önergeniz ikinciyi de kapsayacak
şekilde değil mi?
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Evet efendim.
BAŞKAN - Kabul edilen önergeler
doğrultusunda ve yaptığım açıklama çerçevesinde 30 uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
31 inci maddeyi okutuyorum:
YEDİNCİ
KISIM
Son
Hükümler
Davaların görülmesi
MADDE 31. - Bu Kanunda öngörülen suçlara
ilişkin davalar acele işlerden sayılır ve sulh ceza mahkemelerinde görülür.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
1 önerge var; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı kanun
tasarısının 31 inci maddesinde geçen "sulh ceza mahkemelerinde
görülür" ibaresinin "idare mahkemelerinde görülür" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Ayhan Sefer Üstün |
Telat Karapınar |
Cavit Torun |
|
Sakarya |
Ankara |
Diyarbakır |
|
Resul Tosun |
Özkan Öksüz |
|
|
Tokat |
Konya |
|
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat) - Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet?...
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi mi okutalım?
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gerekçeyi okutun
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Sulh ceza mahkemelerinin bu
konudaki yetkisini Anayasa Mahkemesi iptal etmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
31 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... 31 inci madde kabul edilmiştir.
32 nci maddeyi okutuyorum:
Yönetmelik
MADDE 32. - Bu Kanunun uygulaması ile
ilgili esas ve usuller, ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri de alınmak
sureti ile bir yıl içinde Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Önerge yok.
32 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
33 üncü maddeyi okutuyorum:
Atıf
MADDE 33. - Diğer mevzuatla 5.5.1937
tarihli ve 3167 sayılı Kara Avcılığı Kanununa yapılan atıflar bu Kanunun ilgili
maddelerine yapılmış sayılır.
BAŞKAN -
Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Önerge yok.
33 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
34 üncü maddeyi okutuyorum:
Kaldırılan ve değiştirilen hükümler
MADDE 34. - 3167 sayılı Kara Avcılığı
Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır.
2521 sayılı Kanunun; 8 inci maddesinin
birinci fıkrasında yer alan; "av tezkeresi, yoksa" ibaresi ve 13 üncü
maddesinde yer alan; "veya yivsiz tüfek sahipliği belgesi" ibaresi
madde metinlerinden çıkarılmıştır. 8 inci maddenin birinci fıkrasında yer alan
"sahipliği" yerine
"satın alma", ikinci fıkrasında yer alan "av tezkeresi" yerine "yivsiz tüfek ruhsatnamesi
", "sahipliği" yerine "satın alma", 9 uncu maddesinin
birinci fıkrasında yer alan "av tezkereleri" yerine "yivsiz
tüfek ruhsatnameleri", "av tezkeresi" yerine "yivsiz tüfek
ruhsatnamesi", "av tezkeresine" yerine "yivsiz tüfek
ruhsatnamesine", ikinci fıkrasında yer alan; "Avcılık dışındaki
amaçlarla" yerine "Yivsiz",
"sahipliği belgesi" yerine "ruhsatnamesi", "av
tezkeresi" yerine "avcılık belgesi", üçüncü fıkrasında yer alan;
"sahipliği" yerine "satın alma", "av
tezkerelerine" yerine "yivsiz tüfek ruhsatnamelerine", 12 nci
maddenin ikinci fıkrasında yer alan; "av tezkeresi" yerine "yivsiz tüfek
ruhsatnamesi", 13 üncü maddesinde yer alan; "av tezkeresi"
yerine "yivsiz tüfek ruhsatnamesi" ibareleri getirilmiştir.
6831 sayılı Kanunun 77 nci maddesinin 1
inci fıkrasındaki "Orman Umum Müdürlüğünce" ibaresinden önce gelmek
üzere "Orman Bakanlığınca ve" ibaresi eklenmiştir.
16.8.1997 tarihli ve 4306 sayılı,
İlköğretim ve Eğitim Kanunu, Millî Eğitim Temel Kanunu, Çıraklık ve Meslek
Eğitimi Kanunu, Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun
ile 24.03.1988 tarihli ve 3418 sayılı Kanunda Değişiklik Yapılması ve Bazı
Kağıt ve İşlemlerden Eğitime Katkı Payı Alınması Hakkında Kanunun geçici 1 inci
maddesinin (A) fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan; " Kara avcılığı ruhsat tezkereleri" yerine "yivsiz
tüfek ruhsatnameleri", (11) numaralı bendinde yer alan;
"tezkere" yerine "yivsiz tüfek ruhsatnamesi", 6136 sayılı
Kanunda yer alan; "yivsiz av tüfekleri" yerine "yivsiz
tüfekler", 2.7.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (8)
sayılı tarifenin VI. Meslek erbabına verilecek tezkere, vesika ve
ruhsatnamelerden alınacak harçlar bölümünün 15 inci bendinde yer alan;
"Kara av tezkereleri:" yerine "Avcılık belgesi ve yivsiz tüfek
ruhsatnameleri:" ibaresi getirilmiş, ve
15 inci bent;
"Özel Kanunu gereğince verilecek
avcılık belgesi ve yivsiz tüfek ruhsatnameleri (Her yıl için)
A- Avcılık belgeleri:
a) Avcı cemiyetlerine dahil
olanlardan 12.840.000 TL.
b) Avcı cemiyetine dahil
olmayanlardan 16.090.000 TL.
B- Yivsiz tüfek ruhsatnameleri 16.090.000 TL." olarak yeniden
düzenlenmiştir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
3 adet önerge vardır; geliş sırasına göre
okutacağım, en aykırı önergeyi işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı yasa
tasarısının 34 üncü maddesinin üçüncü fıkrasındaki "Orman Bakanlığınca
ve" ibaresinin "Çevre ve Orman Bakanlığınca ve" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Mehdi Eker |
İlyas Arslan |
Resul Tosun |
|
Diyarbakır |
Yozgat |
Tokat |
|
Tayyar Altıkulaç |
Salih Kapusuz |
|
|
İstanbul |
Ankara |
|
BAŞKAN - İkinci önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı Kara
Avcılığı Kanunu Tasarısının 34 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
"12 nci maddenin ikinci fıkrasında yer alan" ibaresinin "13 üncü
madde başlığında yer alan" ibaresiyle, dördüncü fıkrasının ise aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Salih Kapusuz |
Harun Tüfekçi |
Nusret Bayraktar |
|
Ankara |
Konya |
İstanbul |
|
Fahri Keskin |
Tevfik Ziyaeddin Akbulut |
Mustafa Duru |
|
Eskişehir |
Tekirdağ |
Kayseri |
16.08.1997 tarihli ve 4306 sayılı
İlköğretim ve Eğitim kanunu, Millî Eğitim Temel Kanunu, Çıraklık ve Meslek
Eğitimi Kanunu, Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
ile 24.03.1988 tarihli ve 3418 sayılı Kanunda Değişiklik Yapılması ve Bazı
Kâğıt ve İşlemlerden Eğitime Katkı Payı Alınması Hakkında Kanunun Geçici 1 inci
maddesinin (A) fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan; "Kara avcılığı
ruhsat tezkereleri" ibaresi "avcılık belgeleri" olarak, (11)
numaralı bendinden yer alan; "tezkere" ibaresi "avcılık
belgesi" olarak, 6136 sayılı Kanunda yer alan; "yivsiz av
tüfekleri" ibaresi "yivsiz tüfekler" olarak, 02.07.1964 tarihli
ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (8) sayılı tarifenin VI. meslek erbabına
verilecek tezkere, vesika ve ruhsatnamelerden alınacak harçlar bölümünün 15
inci bendinde yer alan; "Kara av tezkereleri:" ibaresi "Avcılık
belgesi:" ve "kara avcılığı ruhsat tezkereleri" ibaresi
"avcılık belgeleri" olarak değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Üçüncü önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı kanun
tasarısının (B) bölümünün sonuna "köyde ikamet edenlerden alınmaz"
şeklinde bir ilavenin yapılmasını arz ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Nuri Çilingir |
Züheyir Amber |
|
|
Malatya |
Manisa |
Hatay |
|
Nejat Gencan |
Haran Ören |
|
|
Edirne |
Manisa |
|
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, madde
üzerindeki 3 önergeden en aykırı olanını tekrar okutup işleme alacağım;
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı Kara
Avcılığı Kanunu Tasarısının 34 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
"12 nci maddenin ikinci fıkrasında yer alan" ibaresinin "13 üncü
madde başlığında yer alan" ibaresi ile, dördüncü fıkrasının ise aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Salih Kapusuz
(Ankara) ve arkadaşları
"16.08.1997 tarihli ve 4306 sayılı
İlköğretim ve Eğitim Kanunu Millî Eğitim Temel Kanunu, Çıraklık ve Meslek
Eğitimi Kanunu, Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
ile 24.03.1988 tarihli ve 3418 sayılı Kanunda Değişiklik Yapılması ve Bazı
Kâğıt ve İşlemlerden Eğitime Katkı Payı Alınması Hakkında Kanunun Geçici 1 inci
maddesinin (A) fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan; "Kara avcılığı
ruhsat tezkereleri" ibaresi "avcılık belgeleri" olarak, (11)
numaralı bendinde yer alan; "tezkere" ibaresi "avcılık
belgesi" olarak, 6136 sayılı Kanunda yer alan; "yivsiz av
tüfekleri" ibaresi "yivsiz tüfekler" olarak, 02.07.1964 tarihli
ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (8) sayılı tarifenin VI. meslek erbabına
verilecek tezkere, vesika ve ruhsatnamelerden alınacak harçlar bölümünün 15
inci bendinde yer alan; "Kara av tezkereleri:" ibaresi "Avcılık
belgesi:" ve "kara avcılığı ruhsat tezkereleri" ibaresi
"avcılık belgeleri" olarak değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Komisyon katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat) - Takdire bırakıyoruz Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Önerge sahipleri?..
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gerekçe okunsun
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
2521 sayılı Kanunun 12 nci maddesi bir
paragraftan ibaret olup, tasarıda geçen ibare 13 üncü madde başlığında
geçmektedir.
Yürürlükteki 2521 sayılı Yasa hükümlerine
göre avcılık maksadı ile yivsiz av tüfeği taşımak ve bulundurmak isteyenlere
verilen kara avcılığı ruhsat tezkerelerinden 492 sayılı Harçlar Kanununun 8
sayılı tarifenin IV. meslek erbabına verilecek tezkere, vesika ve
ruhsatnamelerden alınacak harçlar bölümünün 15 inci bendine göre harç
alınmakta, avcılık maksadı dışında yivsiz av tüfeği taşımak ve bulundurmak
isteyenlere verilen yivsiz tüfek sahiplilik belgelerinden ise harç
alınmamaktadır.
Buna karşın, mevcut tasarıda hem kara
avcılığı ruhsat tezkereleri yerine getirilen avcılık belgelerinden hem de
yivsiz tüfek sahiplilik belgesi yerine getirilen yivsiz tüfek
ruhsatnamelerinden harç alınması öngörülmektedir. Bu durum, avcıya ek bir
yükümlülük getirecek ve belgesiz avlanmayı teşvik edebilecektir
Yasadışı belgesiz avlanmayı önlemek için,
eskiden olduğu gibi, sadece kara avcılığı ruhsat tezkereleri yerine getirilen
ve bu tasarıdaki tanımı ile avcılık belgelerinden harç alınması yönünde 8 inci
maddenin üçüncü fıkrasında değişiklik yapan önerge kabul edilmiştir. Bu
değişikliğe paralel 34 üncü maddede de önerilen değişikliğin yapılması
gerekmektedir.
BAŞKAN - Gerekçesini okuttuğum önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
İkinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı yasa
tasarısının 34 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında "Orman Bakanlığınca
ve" ibaresinin "Çevre ve Orman Bakanlığınca ve" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M. Mehdi Eker
(Diyarbakır) ve arkadaşları
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükümet önergeye katılıyor
mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi mi okutalım?
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gerekçesi
okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bakanlıkla ilgili isim değişikliklerine
paralel olarak düzenleme getirilmesi amacıyla bu değişiklik önerilmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Üçüncü önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı kanun
tasarısının (B) bölümünün sonuna "köyde ikamet edenlerden alınmaz"
şeklinde bir ilavenin yapılmasını arz ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu
(Malatya) ve arkadaşları
BAŞKAN- Sayın Komisyon?..
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçesini mi okutalım?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) -
Gerekçesi okunsun Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Köylerde ikamet edenler bu harçtan muaf
tutulsun.
BAŞKAN - Gerekçesini okuttuğum, Hükümetin
katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Kabul edilen ilk iki önerge doğrultusunda
34 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
Geçici 1 inci maddeyi okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 1. - Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren, 2521 sayılı Kanuna göre verilmiş olan av
tezkereleri, süresi sonunda; yivsiz
tüfek ruhsatnamesine dönüştürülür. Av tezkeresi, yivsiz tüfek ruhsatnamesine
dönüştürülen şahıslardan avlanmak
isteyenler bu Kanunun 13 üncü maddesine göre avcılık belgesi almak zorundadır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
Bakanlık tarafından düzenlenen avcı eğitimi kurslarına katılan ve avcı eğitim
kurs bitirme belgesi alan avcılara avcılık belgesi verilmesinde sınav şartı
aranmaz.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
1 adet önerge var; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı Kara
Avcılığı Kanun Tasarısının Geçici 1 inci maddesine ikinci fıkra olarak
aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Salih Kapusuz |
Harun Tüfekçi |
Nusret Bayraktar |
|
Ankara |
Konya |
İstanbul |
|
Mustafa Duru |
Fahri Keskin |
Tevfik Ziyaeddin Akbulut |
|
Kayseri |
Eskişehir |
Tekirdağ |
"Bu kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten sonra süresi sana eren av tezkerelerini yivsiz tüfek ruhsatnamesine
dönüştürenler ile ilk defa yivsiz tüfek ruhsatnamesi alanlardan avlanmak
isteyenlere; avcılık belgesi verilmesi ile ilgili esas ve usuller hakkında
çıkartılacak yönetmelik yürürlüğe girinceye kadar geçici avcılık belgesi
verilir. Bu kişilere geçici avcılık belgesi verilmesinde sınav şartı aranmaz.
Geçici avcılık belgelerinin süresi verildiği tarihten sonraki malî yıl başında
sona erer. Geçici avcılık belgesi alacak olanlar 492 sayılı Harçlar Kanununa
göre avcılık belgelerinden alınan harcı ve 4306 sayılı Kanun gereğince Eğitime
Katkı payını ödemek zorundadır."
BAŞKAN - Sayın Komisyon?..
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge sahipleri, gerekçe mi
okunsun?
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gerekçe okunsun
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
"Gerekçe:
Yasa tasarısının 14 üncü maddesi ile
avcıların avlanabilmeleri için avcılık belgesi almaları, 13 üncü maddede ise
avcılık belgelerinin verilmesinde eğitim ve sınav zorunluluğu getirilmektedir.
13 üncü maddenin dördüncü fıkrasında
eğitim, yeterlilik sınavı ve avcılık belgelerinin verilişine dair esas ve
usullerin de yönetmelikle düzenleneceği belirtilmektedir.
Kanun tasarısının yasalaşması ve yürürlüğe
girmesiyle 16 Ağustos 2003 tarihinde açılacak olan 2003-2004 av döneminde
avlanmak isteyen avcılardan ilk defa yivsiz tüfek ruhsatnamesi alacak olanlar
ile av tezkerelerini yivsiz tüfek ruhsatnamesine dönüştürenlerin talep
edecekleri avcılık belgelerinin verilmesinde, eğitim ve sınavlarla ilgili
yönetmelik hazırlanıncaya kadar doğacak ve bu boşlukta avcıların mağduriyeti
söz konusu olacak, avcılar yasadışı avlanmak zorunda kalabileceklerdir.
Yapılan değişiklik teklifiyle ilgili
yönetmeliğin çıkarılmasına kadar geçecek sürede avcıların yeni av sezonunda
avlanabilmeleri için geçici avcılık belgesi alabilmeleri imkânı
getirilmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici 1 inci maddeyi, kabul edilen önerge
doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Geçici 2 nci maddeyi okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 2. - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
Merkez Av Komisyonunca alınmış olan avlanma süreleri, avlanma limitleri, avına
izin verilen türler, koruma altına alınan türler, yasak av sahaları ve av
turizminin düzenlenmesine ilişkin kararlar, bu Kanunun 3 üncü maddesi
kapsamında oluşturulan Merkez Av Komisyonu Kararı yürürlüğe girinceye kadar
geçerlidir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Madde üzerinde önerge yok.
Geçici 2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici 3 üncü maddeyi okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 3. - Üçüncü şahıslara karşı
malî mesûliyet sigortasının genel esasları, tarife ve talimatları, Bakanlığın
görüşü alınarak Başbakanlık Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça
altı ay içinde tespit olunur ve Resmî Gazetede yayımlanır. Tarifeyi belirleyen
Bakanlık gerekli gördüğü takdirde tarifeyi serbest bırakmaya yetkilidir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.
Madde üzerinde önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 60 sıra sayılı Kara
Avcılığı Kanunu Tasarısının Geçici 3 üncü maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Salih Kapusuz |
Harun Tüfekci |
Erdoğan Özegen |
|
Ankara |
Konya |
Niğde |
|
Tevfik Ziyaeddin Akbulut |
Mustafa Duru |
Fahri Keskin |
|
Tekirdağ |
Kayseri |
Eskişehir |
|
Nusret Bayraktar |
|
|
|
İstanbul |
|
|
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI İLYAS ARSLAN (Yozgat) - Takdire bırakıyoruz Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılıyoruz Sayın Başkan.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gerekçeyi
okuyalım.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yasa tasarısının 2 nci maddesinin (22)
numaralı bendinde ve 6 ncı maddenin birinci fıkrasında değişiklik yapılması ve
14 üncü maddenin ikinci fıkrasının, 24 üncü maddenin beşinci fıkrasının ve
altıncı fıkrasındaki "malî mesuliyet sigortası belgesini" ibaresinin
madde metinlerinden çıkarılmasıyla ilgili önergelerin kabul edilmesi nedeniyle,
malî mesuliyet sigortası yaptırma zorunluluğu kaldırılmıştır.
Bu nedenle, geçici 3 üncü maddenin tasarı
metninden çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN - Gerekçesini okuttuğum önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiş ve
geçici 3 üncü madde, metinden çıkarılmıştır.
35 inci maddeyi okutuyorum:
Yürürlük
MADDE 35. - Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
36 ncı maddeyi okutuyorum:
Yürütme
MADDE 36. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - 36 ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır. Hayırlı
olsun.
Sayın Bakan bir teşekkür konuşması
yapacaklar.
Buyurun Sayın Bakanım. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce Heyetinizin reyleriyle
kanunlaşan, altmışaltı yıldan bu tarafa, Türkiyemizin ve dünyanın gerçeklerine
uymayan ve sürdürülebilir kara avcılığının, sürdürülebilir yaban hayatının
ülkemizde de gelecek kuşaklara sağlıklı bir şekilde intikalinin önemli şekilde
yardımcısı olacak, onun altyapısını oluşturacak çok önemli bir tasarıyı hep
birlikte, burada kanunlaştırmış olduk. Tabiî, bu yasanın çok önemli
boyutlarından birisi sosyal boyutudur, bir diğeri ekonomik boyutudur. Bunun
ekonomik boyutunun en önemli tarafı, ülkemizin kırsal kalkınmasında,
köylerimizin kalkınmasında orta vadede sağlayacak olduğu yaklaşık 500 000
000-600 000 000 dolarlık bir ekonomik değerin üretilmesidir. Onun için, uzun
yıllardan bu tarafa, Türkiye'de, bir türlü kanunlaşması gerçekleştirilememiş,
defalarca Parlamentoya intikal etmiş, Genel Kurula gelmiş, komisyonlardan
geçmiş, Genel Kurul gündemlerinde uzunca sıralarda beklemesine rağmen yasalaşma
imkânı bulamamış bu tasarının, bugün, iktidar ve muhalefetle birlikte, tam bir
uzlaşı içerisinde, ülkemizin gerçeklerini de nazarı itibara alarak kanunlaşması
yönünde, değerli milletvekillerimizin vermiş oldukları katkıdan, destekten
dolayı teşekkür ediyorum.
Bu kanunun, ülkemiz için, kırsal
kalkınmamız için, avcılarımız için, yaban hayatımız için hayırlı olmasını
temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Bakanımıza teşekkür
ediyoruz.
Biz de, yasanın hayırlı olmasını bir defa
daha diliyoruz.
Çeşitli Kanunlarda ve Maliye Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı ile İçişleri; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm;
Tarım, Orman ve Köyişleri; Çevre ve Plan ve Bütçe Komisyonları raporlarının
müzakeresine başlayacağız.
5.- Çeşitli
Kanunlarda ve Maliye Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile İçişleri;
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Tarım, Orman ve Köyişleri; Çevre ve
Plan ve Bütçe Komisyonları raporları (1/602) (S.Sayısı:198)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu raporunun
müzakeresine başlayacağız.
6.- Türk
Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu raporu (1/608) (S. Sayısı: 183)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
Sayın milletvekilleri, sözlü sorular ile
kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 2 Temmuz 2003 Çarşamba
günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
İyi akşamlar.
Kapanma Saati: 20.06