TBMM 2 1 2003-07-22T07:09:00Z 2003-07-22T07:09:00Z 23 12540 71479 TBMM 595 142 87781 9.3821 0 6 nk 6 nk 0

DÖNEM : 22        YASAMA YILI : 1

 

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

CİLT : 18

 

93 üncü Birleşim

12 . 6 . 2003 Perşembe

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - YOKLAMA

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. - Mardin Milletvekili Mahmut Duyan'ın, Mardin İlinin sosyal ve iktisadî sorunları ile alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması

2. - Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl'ün, Irak'taki güncel sağlık sorunlarıyla ilgili izlenimlerine ilişkin gündemdışı konuşması

3. - Van Milletvekili Hacı Biner'in, TBMM Başkanı Bülent Arınç Başkanlığındaki Parlamento heyetiyle Japonya'ya yaptıkları resmî ziyaretle ilgili bilgi ve görüşlerine ilişkin gündemdışı konuşması

B) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. - Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve 24 milletvekilinin, Marmara depremi sonrasında yapılan yardımlar ve kamu ihaleleriyle ilgili iddiaların araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/108)

V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. - Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu raporu (1/527) (S. Sayısı : 144)

2. - Uzman Jandarma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarıları ve İçişleri Komisyonu raporu (1/395,1/446) (S. Sayısı : 75)

3. - Askerî Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu raporu (1/575) (S. Sayısı : 130)

4. - Askerî Hâkimler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu raporu (1/579) (S. Sayısı : 131)

5. - Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu raporu (1/580) (S. Sayısı : 132)

6. - Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu, Türk Silâhlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu ile Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu raporu (1/324) (S. Sayısı : 54)

7. - Devlet Mezarlığı Dışında Defnedilen Bazı Devlet Büyüklerinin Mezarları Hakkında Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu raporu (1/394) (S. Sayısı : 59)

8. - Kara Avcılığı Kanunu Tasarısı ve Çevre ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonları raporları (1/286) (S. Sayısı : 60)

9. - Karayolları Trafik Kanunu ile Sigorta Murakabe Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu raporu (1/525) (S. Sayısı : 70)

VI. - SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. - Mardin Milletvekili Mehmet Beşir Hamidi'nin, Mardin-Dargeçit İlçesinde Ziraat Bankası şubesi açılıp açılmayacağına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Ali Babacan'ın cevabı (7/553)


I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak üç oturum yaptı.

Niğde Milletvekili Mahmut Uğur Çetin, Niğde İlinin sosyal, iktisadî sorunlarına,

Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, Tekel’in satışının tütüncülük sektörü üzerinde meydana getireceği olumsuz etkiler ile tütün üreticilerinin sorunları ve alınması gereken önlemlere,

Konya Milletvekili Abdullah Çetinkaya, ÖSS ve KPSS sınavlarının ihtiyaçlara cevap verecek şekilde yeniden düzenlenmesine,

İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.

Antalya Milletvekili Osman Kaptan'ın, (6/466) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi okundu,

Dışişleri Komisyonu Başkanlığının, Akdeniz'de Tehlikeli Atıkların Sınırötesi Hareketleri ve Bertarafından Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesi Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair  Kanun Tasarısının (1/406) (S.Sayısı: 94) Komisyona geri verilmesine ilişkin tezkeresi okundu,

Sorunun ve tasarının geri verildiği bildirildi.

Gündemin "Sözlü Sorular" kısmının:

1 inci sırasında bulunan (6/197),

2 nci sırasında bulunan (6/198),

3 üncü sırasında bulunan (6/202),

4 üncü sırasında bulunan (6/203),

5 inci sırasında bulunan (6/206),

6 ncı sırasında bulunan (6/207),

7 nci sırasında bulunan (6/208),

9 uncu sırasında bulunan (6/210),

10 uncu sırasında bulunan (6/211),

11 inci sırasında bulunan (6/212),

12 nci sırasında bulunan (6/213),

13 üncü sırasında bulunan (6/214),

14 üncü sırasında bulunan (6/215),

18 inci sırasında bulunan (6/222),

19 uncu sırasında bulunan (6/224),

20 nci  sırasında bulunan (6/225),

21 inci sırasında bulunan (6/228),

22 nci sırasında bulunan (6/229),

23 üncü sırasında bulunan (6/230),

24 üncü sırasında bulunan (6/231),

27 nci sırasında bulunan (6/234),

28 inci sırasında bulunan (6/235),

29 uncu sırasında bulunan (6/236),

30 uncu sırasında bulunan (6/237),

31 inci sırasında bulunan (6/238),

32 nci sırasında bulunan (6/239),

33 üncü sırasında bulunan (6/240),

34 üncü sırasında bulunan (6/241),

35 inci sırasında bulunan (6/242),

36 ncı sırasında bulunan (6/243),

37 nci sırasında bulunan (6/244),

38 inci sırasında bulunan (6/245),

Esas numaralı sorular, ilgili bakanlar Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından, ertelendi.

8 inci sırasında bulunan (6/209),

15 inci sırasında bulunan (6/216),

16 ncı sırasında bulunan (6/217),

17 nci  sırasında bulunan (6/218),

25 inci sırasında bulunan (6/232),

26 ncı sırasında bulunan (6/233),

39 uncu sırasında bulunan (6/246),

47 nci sırasında bulunan (6/258),

Esas numaralı sorulara Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun cevap verdi; (6/216), (6/217), (6/218), (6/246) esas numaralı sorularda, soru sahipleri karşı görüşlerini açıkladılar.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:

1 inci sırasında bulunan, 1990 Tarihli Petrol Kirliliğine Karşı Hazırlıklı Olma, Müdahale ve İşbirliği ile İlgili Uluslararası Sözleşme ve Eklerine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının (1/460) (S. Sayısı: 91),

2 nci sırasında bulunan, Karadeniz'in Kirliliğe Karşı Korunması Komisyonunun Ayrıcalık ve Bağışıklıklarına İlişkin Anlaşmanın (1/505) (S. Sayısı: 92),

6 ncı sırasında bulunan, Vatandaşlık Belgesi Verilmesine İlişkin Sözleşmenin (1/438) (S. Sayısı: 97),

7 nci sırasında bulunan, Kişi Halleri Konusunda Milletlerarası Karşılıklı Bilgi Verilmesine İlişkin Sözleşmenin (1/439) (S. Sayısı: 98),

8 inci sırasında bulunan, Ahvali Şahsiye Belgelerinde Yer Alan Bilgilerin Kodlanmasına İlişkin Sözleşmenin (1/440) (S. Sayısı: 99),

9 uncu sırasında bulunan, Yaşam Belgesi Verilmesine Dair Sözleşmenin (1/441) (S.Sayısı:100),

10 uncu sırasında bulunan, Ahvali Şahsiye Cüzdanlarının Tanınmasına ve Güncelleştirilmesine İlişkin Sözleşmenin (1/442) (S.Sayısı: 102),

Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarılarının;

Görüşmelerini takiben elektronik cihazla yapılan açıkoylamalardan sonra;

4 üncü sırasında bulunan, Türk Ticaret Kanunu, Vergi Usul Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, İş Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının (1/586) (S. Sayısı : 154),

5 inci sırasında bulunan, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Tasarısının (1/587) (S. Sayısı: 149),

Görüşmelerini müteakiben yapılan oylamalardan sonra;

Kabul edildikleri ve kanunlaştıkları açıklandı.

11 inci sırasında bulunan, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarının (1/527) (S. Sayısı: 144),

12 nci sırasında bulunan, Uzman Jandarma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarılarının (1/395,1/446) (S. Sayısı: 75),

Görüşmeleri, komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından, ertelendi.

12 Haziran 2003 Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 20.35'te son verildi.

İsmail Alptekin

 

 

Başkanvekili

 

 

 

Mehmet Daniş

Türkân Miçooğulları

 

Çanakkale

İzmir

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

Ahmet Küçük

 

 

Çanakkale

 

 

Kâtip Üye

 

 

 


     No. : 130

II. - GELEN KÂĞITLAR

12 . 6 . 2003 PERŞEMBE

Tasarılar

1. - Türkiye Cumhuriyeti ve Federal Demokratik Etopya Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/609) (Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.6.2003)

2. - Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı (1/610) (Anayasa ve Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.6.2003)

Teklifler

1. - Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun; Telgraf ve Telefon Kanunu ile Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/145) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.6.2003)

2. - Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun; Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/146) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.6.2003)

Tezkereler

1. - Tokat Milletvekili Feramus Şahin'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/305) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.6.2003)

2. - Mardin Milletvekili Süleyman Bölünmez'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/306) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.6.2003)

3. - Tokat Milletvekili Feramus Şahin'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/307) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.6.2003)

4. - Tokat Milletvekili Feramus Şahin'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/308) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.6.2003)

5. - Trabzon Milletvekili Asım Aykan'ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/309) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.6.2003)

6. - Kars  Milletvekili Selami Yiğit'in Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/310) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.6.2003)

7. - Kayseri Milletvekili Adem Baştürk ile Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil'in Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/311) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.6.2003)

8. - Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/312) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.6.2003)

9. - Edirne Milletvekili Ali Ayağ'ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/313) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.6.2003)

Yazılı Soru Önergeleri

1. - Samsun Milletvekili Haluk Koç'un, motorlu taşıtlar vergisiyle ilgili düzenlemeye ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/740) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.6.2003)

2. - İstanbul Milletvekili Halil Tiryaki'nin, Kırıkkale Defterdarlığına ve serbest muhasebeci ve mali müşavirlerin yetkilerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/741) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.6.2003)

Meclis Araştırması Önergesi

1. - Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve 24 Milletvekilinin, Marmara Depremi sonrasında, yapılan yardımlar ve kamu ihaleleri ile ilgili iddiaların araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/108) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.6.2003)
BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

12 Haziran 2003 Perşembe

BAŞKAN : Başkanvekili İsmail ALPTEKİN

KÂTİP ÜYELER : Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale), Enver YILMAZ (Ordu)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 93 üncü Birleşimini açıyorum.

III. - Y O K L A M A

BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapacağım.

Yoklama için 5 dakika süre vereceğim. Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini; bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen sayın milletvekillerinin, salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini; buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarını, teknik personel aracılığıyla, 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayımız vardır; görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç sayın milletvekilimize gündemdışı söz vereceğim.

Gündemdışı ilk söz isteği, Mardin İlinin sorunlarıyla ilgili, Mardin Milletvekilimiz Sayın Mahmut Duyan'a aittir.

Buyurun Sayın Duyan. (CHP sıralarından alkışlar)

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. - Mardin Milletvekili Mahmut Duyan'ın, Mardin İlinin sosyal ve iktisadî sorunları ile alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması

MAHMUT DUYAN (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Mardin İli, dünya kentleri arasında tarihî kent sıralamasında üçüncü sırayı alıyor; yani, Venedik, Kudüs ve Mardin. Mardin, tarihsel kent dokusu, inanç ve etnik kültürel zenginliğiyle bir dünya kenti, yakın tarihte UNESCO'ya aday bir şehir. Geçen hafta Bursa'daki toplantıda Tarihî Kentler Birliği Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı, açıklamalarıyla durumu ilan etmiştir. Yüce Heyetinizin huzurunda Bursa Büyükşehir Belediye Başkanına şükranlarımı sunarım.

İnsanlığın ortak mirası ve gelecek kuşakların bize emaneti olan Mardin'i dünya kenti yapmak için tüm yetkilileri, özellikle Kültür Bakanlığını harekete geçmeye davet ediyorum.

Hayatın devamlılığı için iki şeye ihtiyaç vardır; hidrojen ve oksijen; yani, suya ihtiyaç vardır; ama, çok üzülerek ifade edeyim ki, dünya kenti olan Mardin'de su yok.

Bilgi, iletişim ve üst düzey teknolojinin tüm dünyada ve insan hayatının her evresinde çok rahat kullandığı bir yüzyılda, Avrupa Birliği standartlarına ulaşıp, Birliğe katılmak istiyoruz; ne yazık ki, millet aya gidiyor ve beraberinde su götürürken biz ise hâlâ yağmur suyu içiyoruz.

BAŞKAN - Sayın Duyan, bir dakikanızı rica edeyim.

Sayın milletvekilleri, değerli milletvekili arkadaşımız bölgeyle ilgili çok önemli konulara değinmektedir. Genel Kurulda bir uğultu var; değerli milletvekili arkadaşımızı sükûnetle dinlemenizi rica ediyorum.

Sayın Duyan, aldığım süreyi sürenize ekleyeceğim; buyurun.

MAHMUT DUYAN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Göletlerin ve sarnıçların içindeki sularda kurtlar, böcekler gezerken, insan sağlığına elverişli ve hijyenik koşulların olmadığı hepimizce malumdur.

Mardin'e gelen bütün liderler Cumhuriyet Meydanında "Mardin'e beyaz su getireceğiz" sözünü her zaman vermiştir; ama ne yazık ki, şimdiye kadar öyle bir şey olmamıştır. Köylülerin, hayvanlarıyla  birlikte ortak olarak kullandığı ve  içtiği suların her türlü hastalığın çıkmasına ve yayılmasına yol açtığı belli. Değerli milletvekilleri, bu durumu vicdanlarınıza havale ediyorum. 

Köy Hizmetlerinin bir programı var; ama, içi bomboş. İşte, iktidar partisinin milletvekilleri burada. Tek isteğimiz, köylerimize ve ilçelerimize su; fakat "yağdır Mevlam su" diye diye dilimizde tüy bitti.

Nusaybin-Suriye gümrük kapısının durumu içler acısı. Avrupa'nın en büyük TIR filosu Türkiye'de; Türkiye'nin de en büyük TIR filosu Mardin'de; ama, ne yazık ki, son zamanlarda TIR'larımız ve  kamyonlarımız atıl durumda; yağmur ve güneş altında çürümeye terk edilmiştir. Maliyle Bakanlığınca son çıkarılan ekvergi kanunuyla bu kamyonlarımızdan hâlâ vergi alınmaktadır; ancak, şoför esnaflarımız maalesef, bu vergiyi veremeyecektir. Kazancı olmayan bir şirketin vergisi olur mu?  Takdiri, sizlere bırakıyorum.

Nusaybin-Suriye gümrük kapısı, halkımızın ıstırap ve çile kapısı olmuştur. Daha önce günde 100-150 kişi bu kapıdan geçerken, son zamanlarda günde ancak 10-15 kişi bırakılmaktadır. Bu insanlarımız, sınır ticareti yapıyor; günübirlik, Nusaybin'den yağ, peynir, domates, salatalık gibi gıda maddelerini Suriye'ye götürür, oradan da hurma, çay  gibi ihtiyaç maddelerini alır, kendi çoluk çocuğunun geçimini sağlamak için bir nevi bavul ticareti yapar. Ancak, ne yazık ki, son iki aydır, bu gümrük kapımız kapalı durumdadır, esnaflarımız feryat ediyor. Geçen hafta bölgemde idim; insanlarımız, tek geçim kaynakğı olan Suriye gümrük kapısıyla ilgili büyük ıstırap duymaktadır; bir milletvekili olarak vicdan azabı duyuyorum. Özellikle, Sayın Devlet Bakanından bu kapının açılmasını istirham ediyorum.

Enerji Bakanımızdan istirhamım, var; şu anda hasat dönemimiz ve ikinci mahsul için pamuk ekim zamanı; ama, elektrik kısıtlaması neticesinde, çiftçilerimiz, pamuk ekimi yapmamaktadır; çünkü, yarın pamuğu ektiği zaman enerji giderse...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MAHMUT DUYAN (Devamla) - Çiftçilerimiz, zaten perişan durumdadır; bu elektrik sıkıntısı, bölgeyi olumsuz yönde etkilemektedir. İnsanlarımızın buzdolapları ve televizyonları, elektrik kesintisi ve voltaj düşüklüğünden dolayı, atıl duruma düşmüştür. Sayın Enerji Bakanından istirhamım, bir an evvel, bu enerji sorununun çözülmesi; yoksa, çiftçilerimiz pamuk ekimi yapmamaktadır.

Değerli milletvekilleri, bölgemiz, son zamanlarda, gerçekten kötü bir durumda; ekonomi çökmüş, hizmet yok; özellikle, enerji, köy hizmetleri... Maliye Bakanının, kamyoncularımızın sorunlarını bir an evvel çözmesini diler, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlarım. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Duyan.

Gündemdışı ikinci söz isteği, Irak'taki savaş sonrası sağlık problemlerine ait izlenimleriyle ilgili, Trabzon Milletvekili Sayın Cevdet Erdöl'e aittir.

Buyurun Sayın Erdöl. (AK Parti sıralarından alkışlar)

2. - Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl'ün, Irak'taki güncel sağlık sorunlarıyla ilgili izlenimlerine ilişkin gündemdışı konuşması

CEVDET ERDÖL (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Irak'taki güncel sağlık sorunlarını anlatmak amacına yönelik olarak şahsıma gündemdışı söz veren Kıymetli Başkanı ve siz değerli milletvekillerini, sözlerimin başlangıcında saygı ve hürmetle selamlarım.

Konuşmama, Amasya Tamiminin 84 üncü yıldönümü nedeniyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmet ve minnetle anarak başlamak istiyorum.

Amasya Tamimi, Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığına giden yoldaki en önemli kilometre taşlarından birisidir ve bu tamim, her vatandaşımız tarafından satır satır bilinmesi ve özümsenmesi gereken bir bildirgedir. Bu tamimde geçen "milletin bağımsızlığını, yine, milletin azim ve kararı kurtaracaktır" mesajını, tüm milletimize, tekrar, hatırlatma gereği duyuyorum. Bugünkü ekonomik ve sosyal sorunlarımızdan tek çıkış yolu, Aziz Atatürk'ün işaret ettiği şekilde, kendimize inanarak, güvenerek, tüm milletimizin, elbirliğiyle, azim ve gayret içerisinde çalışmasından geçmektedir.

Dün gece, Portekiz vizesini büyük ölçüde garantileyen Millî Takımımıza, başta, Teknik Direktörümüz Şenol Güneş ve futbolcu kardeşlerim olmak üzere, başarıda emeği geçen herkese teşekkür ediyor ve başarılarının devamını diliyorum.

Tabiî, Portekiz'i anıp, İspanya'yı anmamak olmaz. Bir Trabzon Milletvekili olarak, geçenlerde Trabzon'da meydana gelen elim bir kazada, 62 askerini topraklarımızda bırakan İspanya Halkına da, buradan, başsağlığı dileklerimi, tekrar, iletmek istiyorum.

Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; bilindiği üzere, sınır komşumuz Irak, birkaç ay önce, koalisyon güçleri tarafından işgal edilmiştir. Bu işgalin neticesinde, Irak'ta gelinen noktaya bakıldığında ve halkın durumu yakından görüldüğünde, her şeyin yolunda olmadığı, birçok önemli problemin halen var olduğu, rahatlıkla anlaşılmaktadır.

Kardeş Irak Halkının ne durumda olduğunu ve onlar için insanî yardım açısından neler yapılabileceğini yerinde tespit etmek amacıyla, ilk olarak, Kızılay ekibiyle birlikte, Balıkesir Milletvekili Sayın Turhan Çömez ve Mersin Milletvekili Sayın Dr. Hüseyin Güler, birlikte, Irak'a gitmişler ve beraberlerinde, önemli miktarda insanî yardım malzemesi götürmüşlerdi. Sağlık sorunlarını yerinde görmek ve yeniden, burada, yapılabilecek olan hastane veya hastaneleri planlamak, hukukî altyapılarını oluşturmak amacıyla, bendeniz de, yine, Kızılay ekibiyle birlikte, bir hafta süreli bir ziyaret için Irak'a gitmiştim.

Değerli arkadaşlar, Marmara depremi gibi, hatırlanması bile üzüntü veren o günlerde bizim imdadımıza yetişen kardeş Irak Halkının, bugünlerde, çok ama çok yardıma ihtiyacı olduğunu, maalesef, üzüntüyle müşahede ettim. Her şeyden önce can güvenliğine muhtaç olan bu insanların da, onların can güvenliğini sağlamak gayretinde olan işgal güçleri askerlerinin de -her iki tarafın da- çok gergin ve stresli olduklarını gördüm, buna cidden üzüldüm; çünkü basına da yansıyan pek çok olumsuz olayın temelinde bu psikoloji yatmaktadır.

Unutulmamalıdır ki, işgal ve fetih arasında ciddî ve kalın bir çizgi vardır. Görüldüğü kadarıyla Irak işgal edilmiş; fakat, fethedilememiştir. Kalpten anlayan birisi olarak, herkese hatırlatmakta fayda görüyorum ki, fetih ancak ve öncelikle kalpleri fethetmekle olur, böyle bir fetih kalıcı olur. Aksi halde, işgal sadece ve sadece ve ancak kısa süreli ve geçici bir müddet için olabilir. Aynı pencereden bakıldığında, işgal kuvvetlerinin işinin hiç de kolay olmadığı anlaşılmaktadır. Bağdat'ın dışında Kerbelâ, Musul ve Kerkük'te de incelemeler yaptım ve aynı intibaları hissettim.

Her şeyden önce farklı beklentileri olan, farklı planları olan farklı grupların bu beklentilerini bulamadıkları ve sukutu hayale uğradıkları gözlerinden okunmaktaydı.

Irak'a bütünsel olarak bakıldığında, en geçerli mesleğin -biraz abartılı olacak ama- hurdacılık olduğunu çoğu kimse tahayyül edemez. Şöyle ki, tüm Irak sathı, özellikle çatışmaların olduğu yerlerde, vurulan, yıkılan, yakılan binalar demirperdenin eski teknolojisinin demir yığını halindedir. Özellikle Bağdat, bombardımandan daha çok talandan, yağmalamadan zarar görmüş durumdadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

CEVDET ERDÖL (Devamla) - Teşekkürler.

Bu çizdiğim tablo, herhalde Irak'ın durumunu özet halinde sizlere anlatmaya yeterlidir.

Bir başka açıdan bakılacak olursa, halkıyla bütünleşemeyen, yönettiği halkından uzaklaşan liderlerin sonunun ne olduğunu Irak'a baktığımızda kolayca anlayabiliriz. Aynı hatayı işledikleri takdirde, aynı akıbet oradaki Amerikalı dostlarımızı da beklemektedir.

Bunun tek çaresi, Irak Halkının değerlerine saygılı olmak şartıyla, orada özellikle can güvenliğini ve daha sonra mal ve teşebbüs güvenliğini oluşturmaktır Aksi halde, yaklaşan yaz sıcaklarında, insanların, daha çok stresli ve daha çok gergin olacaklarını hesaba katarak, birçok olumsuzluğa hazırlıklı olunmalıdır.

Şu kadarını da ilave edecek olursam, Irak, halen, varlık içinde yokluk çekmektedir. Yüzlerce araçtan oluşan benzin kuyrukları, bir o kadar tüpgaz kuyrukları, hiçbir telekomünikasyon cihazının (telefon, internet vesaire) olmaması ve de mutat hale gelen elektrik kesintileri, zannederim ki, ne demek istediğimi açıkça anlatmaktadır.

Bütün bu olaylar dikkate alındığında, zor günlerinde, kardeş Irak Halkının yanında olduğumuzu göstermenin en iyi yollarından biri, sağlık kurumları ve personel açığını gidermeye yönelik çalışma yapmamızdır diye düşünüyorum. Bunun için, devletimizin, Kızılay vasıtasıyla, dost ve kardeş Irak Halkının özellikle sağlık sorunlarının çözümüne yardım edebilmek için, belli bir bütçe ayırdığını biliyorum. Bu meyanda, devletimizi ve milletimizi temsil edebilecek, şimdilik iki ayrı hastanenin birkaç ay içinde yapılıp, bitirilip, faaliyete geçmesini planlıyoruz. Bunun için, Irak'taki hukukî altyapının oluşturulması gereklidir, bunu bekliyoruz.

Şunu herkesin bilmesini isterim ki; sağlık hizmetinde, dil, din, ırk, mezhep veya başka hiçbir unsur gözetilemez. Irak da, bildiğiniz gibi, dinler ve diller mozaiği bir memlekettir. Burada verilmesi düşünülen sağlık hizmetinin de, devletimiz tarafından, hiçbir unsur gözetilmeden, herkese eşit olarak verileceğini ifade etmek istiyorum.

Gelip çatan yaz sıcakları, kanalizasyon sisteminin yetersiz oluşu ve sağlıklı su teminindeki zorluklar, birçok bulaşıcı hastalığa davetiye çıkaracaktır. Bunun için, yapılacak olan, ilaç, tıbbî malzeme ve diğer yardımların hızla yapılması elzemdir. Tüm milletimizin bu sese kulak vererek, ilaç, gıda, giyecek ve yardım amaçlı diğer imkânlarını kardeş Irak Halkı için seferber edeceğini umuyorum.

Ülkemizin ve komşularımızın, bir daha, böylesine, savaş, sel, deprem, kaza gibi üzücü durumlarla karşılaşmaması temennisiyle, hepinizi saygı ve hürmetle selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Erdöl.

Üçüncü söz isteği, Japonya seyahatiyle ilgili bilgi vermek üzere, Van Milletvekilimiz Sayın Hacı Biner'e aittir.

Buyurun Sayın Biner. (AK Parti sıralarından alkışlar)

3. - Van Milletvekili Hacı Biner'in, TBMM Başkanı Bülent Arınç Başkanlığındaki Parlamento heyetiyle Japonya'ya yaptıkları resmî ziyaretle ilgili bilgi ve görüşlerine ilişkin gündemdışı konuşması

HACI BİNER (Van) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

1-7 Haziran 2003 tarihlerinde Japonya'ya yaptığımız ziyarete ilişkin bilgi ve görüşlerimi arz etmek üzere huzurlarınızdayım.

Japonya Üst Meclisi Başkanı Hiroyuki Kurata'nın daveti üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Bülent Arınç Beyin başkanlığında, Adalet ve Kalkınma Partisi Ankara Milletvekili ve Türkiye-Japonya Parlamentolararası Dostluk Grubu Üyesi Sayın Telat Karapınar, Van Milletvekili ve Türkiye-Japonya Parlamentolararası Dostluk Grubu Genel Sekreteri olarak bendeniz ve Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Sayın Hasan Aydın'dan oluşan bir parlamento heyetiyle 1-7 Haziran 2003 tarihleri arasında Japonya'ya resmî bir ziyarette bulunduk.

Ziyaretimiz sırasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Bülent Arınç, Majesteleri Japon İmparatoru Akihito tarafından kabul edildi. Sayın Meclis Başkanımız, İmparatorun amcası Prens Mikasa'yı ziyaret etti. Japonya Üst Meclisi Başkanı Kurata, Alt Meclis Başkanı Watanuki, Japonya Üst Meclisinde bulunan siyasî partilerin temsilcileri ve Japonya Üst ve Alt Meclislerinde kurulmuş bulunan Türkiye Dostluk Gruplarıyla kapsamlı görüşmeler yapıldı.

Düzenlenen tüm resmî görüşmelerde, olabilecek en üst düzeyde kabul gördük. Görüşmelerimiz, son derece yapıcı, samimî ve dostluk ortamı içerisinde gerçekleşmiştir.

Majesteleri Akihito ve 2003 Türkiye Yılı Hazırlık Komitesinin Onursal Başkanı Prens Mikasa, 2003 Türkiye Yılını, ilişkilerimizin daha üst düzeye çıkarılması için iyi bir fırsat olarak gördüklerini ifade etmişlerdir. Bu arada, Prens Mikasa, Prens Tomahito'nun 18 Haziranda iki hafta müddetle Türkiye'de kazı yapmayı programladıklarını dile getirmişlerdir.

Japon Parlamentosunda yaptığımız görüşmelerde, muhataplarımız, her alanda, ülkemizle ciddî işbirliği yapma arzusunu izhar etmişlerdir.

2 Haziran 2003 tarihinde, Üst Meclis Başkanı Hiroyuki Kurata, Başkan Yardımcısı Shoji Motoaka, Alt Meclis Başkanı Tamisuke Watanuki ile yapılan görüşmelerde, muhataplarımız, özetle, iki ülke arasındaki ekonomik ve kültürel ilişkilerin çok canlı biçimde geliştiğini; Şubat 2003 - Mart 2004'ün Japonya'da Türk Yılı olduğunu; 21 inci Yüzyıla girerken, önümüzde, uluslararası alanda kitle imha silahları ve çevre sorunları gibi ciddî problemlerin bulunduğunu; bu sorunlara global çözümler bulmak yolunda, iki ülke arasında işbirliğine önem verdiklerini; Irak savaşı sonrasında, Irak'ın yeniden yapılandırılmasıyla ilgilendiklerini; ayrıca, Ortadoğu'da İsrail ve Filistin'in barışa kavuşması gerektiğini; Türkiye'nin yardımı olmaksızın bu sorunların çözümünün zor olduğunu; ülkemizin stratejik konumu nedeniyle, tarihten gelen rolüyle, bu iki konuda Japonya'ya yardımcı olmasını dilediklerini; Japonya'nın ve ABD'nin, Kuzey Kore'yle de kitle imha silahları nedeniyle sorunları bulunduğunu; bu meselenin, tüm dünyanın barış ve düzenini tehdit ettiğini; Irak'a yapıldığı gibi bir askerî müdahaleye mahal vermeden, bu sorunun görüşmelerle çözülmesini tercih ettiklerini; bütün bu konularda, Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Japonya Meclisleri arasında temaslarda bulunulmasını ve hükümetlere telkinler yapılmasını arzu ettiklerini; heyetin Hiroşima'yı ziyaretinden büyük memnuniyet duyduklarını; Hiroşima ve Nagasaki'ye 58 yıl önce atılan atom bombasından Japonya'nın büyük zarar gördüğünü; nükleer gücün, temiz enerji anlamında önemli olduğunu; ancak, bunun silah olarak kullanılmasının insanlık onuruna aykırı olduğunu ve Kuzey Kore'de nükleer silah üretimi sürecini hiçbir zaman kabul edemeyeceklerini ifade etmişlerdir.

Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız, muhataplarına "Türkiye ile Japonya Halkları arasında 19 uncu Yüzyıla dayanan çok köklü, tarihî ve kültürel ilişkiler bulunmakta; her iki halk da birbirini çok sevmektedirler. Yıllar önce Ertuğrul Fırkateyninin Japonya'da batmasından çok üzüntü duymuştuk. Japon Halkı, bizim bu üzüntümüzü paylaştı. Sevgimiz, o günden bugüne, daha çok arttı. Türkiye'de Japon Halkına duyulan sevgi ve sempati kadar, Japon Halkında da aynı duyguların bulunduğunu görmekten büyük memnuniyet duyuyorum..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.

HACI BİNER (Devamla) - "...Ülkemizde 3 Kasım seçimlerini takiben yeni bir parlamento oluştu, yeni bir hükümet kuruldu. Bu yeni dönemde ilişkilerimiz en üst düzeye çıkacaktır. Bu yıl içinde Türkiye'nin Sayın Başbakanı da Japonya'yı ziyaret edecektir. Japonya'da her iki mecliste de ayrı ayrı Türk dostluk grupları olması, bizi çok memnun etmiştir. Yeni hükümet döneminde ekonomik, ticarî, siyasî ilişkiler çok gelişecektir, parlamentolararası ilişkiler daha da güçlenecektir. Türk Halkı, Japon Hükümetinin ve Halkının 1999 depreminde ve Bingöl depreminde gösterdiği yakınlığı unutmayacaktır" şeklinde beyanda bulunmuştur.

Sayın milletvekilleri, bu kadar güzel, mükemmel geçen toplantıların ardından, fevkalade iyi gelişen görüşmeler sırasında, Sayın Meclis Başkanımızla birlikte, heyetimizle birlikte, Tokyo'daki şaheser camimizi ziyaret ettik. O sırada, komünizm zulmünden kaçan ve orada hayat bulan, bir mekânı ibadethaneye çeviren ve orada, ayrıca bir Türk okulu yapan soydaşlarımız, oradaki komünizmden kötülük görmediklerini, bilakis hoşgörüyle karşılaştıklarını ifade ettiler. Sayın Meclis Başkanı, bunu memnuniyetle ifade buyurdu; ancak, gel gör ki, bir gazetemiz bunu "umarım, Japonlar Müslüman olur"şeklinde manşete taşıdı ve siyasî gaf olarak nitelendirdi.

Aziz arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili arkadaşımızla birlikte, heyetimizde Japonya Büyükelçimiz de vardı, orada basınımız da vardı, biz de vardık, hiç böyle bir ifade kullanılmadı. Biz, Japonya'da, Japon Parlamentosundan, başkanlarından tutun, otel müdüründen işçisine kadar, şoförüne kadar, bu insanlarda, gerçekten, insanlık vasfı olduğunu gördük. Basınında da aynı vasfı gördük; çünkü, bizim oradaki görüşmelerimiz basında büyük yer aldı; ne bir kelime fazla ne bir kelime noksan; ama, maalesef, bizim basınımızın, habbeyi kubbe yaparak, bunu, siyasî bir gaf olarak nitelendirmiş olmasını, bilemiyorum, doğrusu ifade edecek laf da bulamıyorum; ama, Japonlardaki bu insanî vasıfları gördüm... Bizim basınımızdaki bu vasıfları da siz ve aziz milletimiz takdir edecektir!

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Biner.

Sayın milletvekilleri, gündemdışı konuşmalar tamamlanmıştır.

Başkanlığın Genel Kurula diğer sunuşları vardır.

Sayın milletvekilleri, okunacak metinlerin uzun olması dikkate alınarak, Kâtip Üyemizin oturarak okuması hususunu Yüce Heyetinizin takdirine ve onayına sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir; teşekkür ederim.

Meclis araştırması önergesi var; okutuyorum:

B) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. - Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve 24 milletvekilinin, Marmara depremi sonrasında yapılan yardımlar ve kamu ihaleleriyle ilgili iddiaların araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/108)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

17 Ağustos 1999'da gerçekleşen Marmara depremi sonrasında depremin etkilediği Kocaeli, Sakarya, İstanbul, Yalova, Bolu, Bilecik, Düzce, Bursa İllerinde doğrudan devlet kurumlarınca veya bu kurumlar aracılığıyla gerçekleştirilen maddî yardımların amaca uygun dağıtılıp dağıtılmadığı veya kullanılıp kullanılmadığı ile bu illerde deprem sonrasında gerçekleştirilen kamu ihalelerinin her aşamasının incelenmesi ve bu konuda kamuoyuna yansıyan iddiaların gerçek olup olmadığı hakkında Anayasanın 98, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması için gereğinin yapılmasını arz ederiz.

1 - Muharrem İnce                                 (Yalova)

2 - Mehmet Sefa Sirmen                                (Kocaeli)

3 - Canan Arıtman                                 (İzmir)

4 - Ahmet Güryüz Ketenci                                 (İstanbul)

5 - Yakup Kepenek                                 (Ankara)

6 - Hüseyin Özcan                                 (Mersin)

7 - Berhan Şimşek                                 (İstanbul)

8 - Mustafa Erdoğan Yetenç                                 (Manisa)

9 - Mehmet Ali Arıkan                                 (Eskişehir)

10 - Nuri Çilingir                                 (Manisa)

11 - Mehmet S. Kesimoğlu                                 (Kırklareli)

12 - Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu                                 (Ankara)

13 - Salih Gün                                 (Kocaeli)

14 - Muhsin Koçyiğit                                 (Diyarbakır)

15 - Feramus Şahin                                 (Tokat)

16 - Fuat Çay                                 (Hatay)

17 - Nejat Gencan                                 (Edirne)

18 - Yavuz Altınorak                                 (Kırklareli)

19 - Halil Akyüz                                (İstanbul)

20 - Mehmet Yıldırım                                 (Kastamonu)

21 - Feridun Ayvazoğlu                                 (Çorum)

22 - Erol Tınastepe                                 (Erzincan)

23 - Şevket Arz                                 (Trabzon)

24 - Ahmet Yılmazkaya                                (Gaziantep)

25 - Ali Kemal Deveciler                                 (Balıkesir)

Gerekçe:

17 Ağustos 1999'da gerçekleşen Marmara depremi, ülkemizin geçen yüzyılda yaşadığı en büyük felaketlerden biridir. Deprem sonucunda, resmî makamlara göre 18 000'in üzerinde, resmî olmayan rakamlara göre ise 40 000'in üzerinde insanımız yaşamını yitirmiştir,    400 000'e yakın konut ve işyeri hasar görmüş veya yıkılmıştır.

Deprem sadece can ve mal kaybına yol açmakla kalmamış, bölge insanının yaşamını da tümüyle değiştirmiştir. Bölge insanı, bu olayın etkisiyle artık geleceğine güven ve umutla bakamamaktadır. Çünkü, depremle birlikte yakınlarını, çocuklarını, eşlerini kaybeden, tüm maddî birikimlerini yitiren bu insanlar, devletten kendilerine sahip çıkılmasını istediler. Ne yazık ki, bu beklentinin ve isteğin karşılığı, hayal kırıklığı oldu. Devlet adına görev yapan kurum veya kişilerin çeşitli uygulamaları ve davranışları, bölge insanında, yaşadığı acıyla bütünleşen burukluk ve öfke karışımı bir ruh hali oluşturmuştur.

1 - Bu ruh halinin oluşumunda en önemli etkenlerden biri, devlet eliyle yapılan yardımlardır.

Bu yardımların dağıtımında ve paylaştırılmasında yaşanan partizanlık, adam kayırma, o günlerde kamuoyumuza yansıdığı gibi bugün de yansımaya devam etmektedir. Örneğin, bu iddiaların oluşumunda, dönemin Hazineden sorumlu Devlet Bakanının açıklamaları çok etkili olmuştur. Sayın Bakan, söz konusu açıklamasında, IMF'den alındığı belirtilen 500 000 000 dolarlık deprem kredisinin devlet memurlarının maaşlarına ödendiğini söylemiştir. Bu açıklamaların ardından, kamuoyundan gelen tepkilerle, bunun doğru olmadığı, dönemin Başkanınca dile getirilmiştir; ancak, bu açıklama, bölge insanında olduğu kadar tüm Türkiye'de de samimî ve inandırıcı bulunmamış ve dönemin hükümetinin deprem yardımları konusundaki tutumuna yönelik kuşkuların oluşmasına yol açmıştır.

Yazılı ve görsel basınımızda, sık sık, yapılan yardımlar konusunda şikâyetler dile getirildikçe, dönemin yetkililerine bu konuyla ilgili sorular sorulmuştur. Sorulan bu sorularla bağlantılı olarak dönemin Sayın Başbakanı "deprem dolayısıyla yapılan bağışlar bir havuzda toplanmıştır ve adaletli bir şekilde dağıtılmaktadır" demişlerdir. Buna karşılık dönemin İstanbul Valisi "deprem için toplanan 1,5 trilyon liraya Ankara el koymuştur" biçiminde basına açıklamalarda bulunabilmiştir.

Depremin hemen sonrasında sürekli gündemde kalan bu konu, zamanla belediyelere yapılan yardımlar konusuyla bir süre daha gündemde kalmıştır. Dönemin İzmit Belediye Başkanı, deprem yardımlarında iktidar partilerinin açıkça partizanlık yaptıklarını, depremden en çok etkilenen il olmalarına rağmen yardım konusunda iktidar partilerinin olumsuz tutumlarıyla karşı karşıya kaldıklarını, kamuoyuna bütün yönleriyle açıklamıştır. Buna karşılık, depremden etkilenmeyen, ama, iktidar partilerinden olan belediyelere yapılan deprem yardımları, kamuoyumuza bütün kanıtlarıyla yansımıştır.

Gelinen noktada, hem bireysel bazda hem de belediyeler bazında deprem yardımlarının adaletli dağıtılmadığı iddiası, genel kabule dönüşmüş bulunmaktadır.

En son Bingöl depremi sonrasında yaşanılanlar göstermektedir ki, ülkemizde deprem veya doğal afetler yaşanıldığında iktidara ve bürokrasiye yakın olmak, yardım alabilmenin önkoşuludur.

2- İkinci önemli etken ise, deprem bölgelerinde gerçekleştirilen kamu ihaleleridir. Hatırlanacağı üzere, deprem sonrası yapılan ihalelerde, dönemin iktidarında, Bayındırlık Bakanlığını elinde bulunduran partiye yakın olmak, ihale alabilmek için resmî olmayan şarta dönüşmüştür. Bu konuda basınımızda sayısız haber yer almıştır. Söz konusu partinin il, ilçe, belde başkanları ve onların yakınları üzerinden ihale kazanma zinciri kurulmuş, böylece, yaşanılan felaket, bildik, tanıdık rant kazanma yollarının aracı olmuştur. Özellikle deprem bölgesinde yapılması öngörülen prefabrike konut ihalelerinin nasıl yapıldığı hatırlanırsa, olayın boyutları herkesçe anlaşılabilir.

Yüce Meclisimizin bu konuda açacağı bir Meclis araştırmasıyla, hem deprem yardımları konusunda yaşanılanlar hem de deprem sonrası gerçekleştirilen kamu ihaleleri konusundaki iddiaların gerçeklik düzeyi en açık haliyle ortaya konulabilir. Ayrıca, yapılacak araştırmanın sonucunda elde edilecek veriler ve bilgiler ışığında, kamuoyumuzda, deprem yardımlarının nasıl yapılacağı ve kamu ihaleleri konusunda ortak bir akıl ve anlayış birliği sağlanabilir; Meclisimizce, yürütme organlarına, çalışmalarını daha etkin yapabilmesi noktasında yeni öneriler sunulabilir ve devlet kurumlarına karşı azalmış bulunan güven artırılabilir.

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Sayın milletvekilleri, Kırşehir Milletvekili Hüseyin Bayındır, gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 81 inci sırasında yer alan (6/307) esas numaralı ve Samsun Milletvekili Mehmet Kurt, aynı kısmın 283 üncü sırasında yer alan (6/518) esas numaralı sözlü sorularını, (4/68) ve (4/69) kayıt numaralı önergeleriyle geri almışlardır.

Sözlü soru önergeleri geri verilmiş ve gündemden çıkarılmıştır.

Bilgilerinize sunulur.

Sayın milletvekilleri, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu raporunun görüşmelerine başlıyoruz.

V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1. - Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu raporu (1/527) (S. Sayısı : 144) (1)

BAŞKAN - Komisyon?.. Hazır.

Hükümet?.. Hazır.

Komisyon raporu, 144 sıra sayısıyla bastırılıp, dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde, AK Parti Grubu adına, Eskişehir Milletvekili Sayın Fahri Keskin söz istemiştir.

Buyurun Sayın Keskin.

AK PARTİ GRUBU ADINA FAHRİ KESKİN (Eskişehir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 144 sıra sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda -devlet madalya ve nişanları hususunda- Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, hepinizi şahsım ve Grubum adına saygıyla selamlarım.

Madalya denilince, bir kimseye başarısından ya da becerisinden dolayı, o günün anısına verilen, o günün anılarını üzerinde taşıyan, genellikle kabartma resim ve yazılarla döşenmiş, manevî değeri haiz metal parçası olarak ifade edilebilir.

Türkiye'de, bugün için madalyalar, 24.10.1983 tarih ve 2933 sayılı Kanuna göre çıkarılan Devlet Madalya ve Nişanları Yönetmeliğine göre verilmektedir. Bu yönetmeliğe göre madalya, aynen şöyle tarif edilmiştir: "Yurt içinde veya dışında, Türkiye Cumhuriyetinin bekasında, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünün korunmasında, devletin yücelmesinde ve millî menfaatlara katkıda, hizmet ve vazifede üstün feragat, fedakârlık, başarı ve yararlık gösteren kişilere verilen muhtelif cins ve değerde sembolü ifade eder."

Bu, 2933 sayılı Kanuna göre, dört tür madalya vardır. Bunlar, Devlet Şeref Madalyası, Devlet Övünç Madalyası, Devlet Üstün Hizmet Madalyası, Devlet Savaş Madalyasıdır.

Nişanlar ise, yabancı devlet mensuplarından, ülkemiz yararına, ülkemizin tanıtılmasında, ülkemizin beynelmilel sahada ifade edilmesinde, ilim ve sanat alanında ülkemizin yüceltilmesi ve yükseltilmesinde katkıda bulunanlara verilen sembolü ifade etmektedir.

Üç tür nişan söz konusudur: Devlet Nişanı, Cumhuriyet Nişanı, Liyakat Nişanı.

Madalya ve nişanlara hak kazananların ölümleri halinde, bunların devri hususunda, kendisinin bir tercihi varsa, kanunen, o husus hüküm ifade eder. Eğer, kendisinin bu şekilde bir iradesi söz konusu değilse, geriye bıraktığı erkek evlatlarından, yaş grubuna göre en yaşlısı bu madalya ve nişanın sahibi olur. Eğer erkek evladı yoksa, geriye bıraktığı en yaşlı kız evladı bunun hak sahibi olur. Kız evladı da yoksa, ölen şahsın babasına verilir bu madalya; babası da ölmüş ise, annesine verilir; annesi de ölmüş ise, eşine verilir. Eğer eşi de yok ise, burada, Medenî Kanun hükümlerine göre, kanunî mirasçılarına bırakılır.

                           

(1) 144 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda, Kurtuluş Savaşının önemi çok büyüktür arkadaşlar. Bu vesileyle, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bütün gazilerimizi, bütün şehitlerimizi rahmetle anar, hepsine şükranlarımızı arz ederiz. İstiklal uğruna, gerek cephede gerekse cephe gerisinde mücadele eden bu kahramanlar unutulmamış; 4 Nisan 1921'de, İstiklal Madalyasıyla ilgili olarak 66 sayılı Kanun çıkarılmıştır. Bu çıkan kanuna göre düzenlenen madalya, İstiklal Madalyasıdır. Bunun ön yüzünde, bir güneş doğmaktadır. Bu doğan güneş, 1920'de açılan ilk Meclisimizi sembolize etmektedir; yanında da, dünya haritası vardır. Arka tarafında ise, ayyıldız içerisinde bir Türkiye haritası vardır ve "1 Teşrinisani 1338" yazılıdır.

Bu madalyaların göğüste takılmasının da adabı, erkânı vardır. Bu madalyalar, gerek elbise gerekse frak üzerine, göğsün sağ üst köşesine takılır.

Madalyaların yanında, bunların kurdelelerinin de anlamı, ifadesi ayrı ayrıdır. Genellikle, madalyalarımızın üzerindeki kurdelelerin rengi kırmızıdır; bu, harbe, cepheye bizzat iştirak eden şahısların aldığı madalyadır. Cephe gerisinde mücadele eden kahramanlarımız da vardır; bunlar da madalyayla onurlandırılmış, taltif edilmiştir, bunların madalyalarının ucundaki kurdele beyazdır. Cephede ve cephe gerisinde yapılan mücadeleler sırasında açılan ilk Meclisin mensupları, milletvekilleri de aynı mücadele içindedirler arkadaşlar; bunlar da İstiklal Madalyasıyla onurlandırılmıştır, bunların madalyalarındaki kurdelenin rengi yeşildir. Hem Meclisi Mebusanda olup hem cephede olanlar da vardır; bunların farkını gösterebilmek için, madalyalarının kurdelesi yeşil ve kırmızı olarak düzenlenmiştir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 12 madalya almıştır. Bu madalyaları şöyle sıralayabiliriz arkadaşlar:

 

Sıra Nişan ve                                                                                    Verildiği

No     Madalyanın adı İhdas eden                    Madeni                         tarih

1             Mecidî Nişanı       Padişah Abdülmecid                  gümüş                  25.12.1906

2             Mescidî Nişanı       Padişah Abdülmecid                  ortası altın                  12.12.1916

3             Mescidî Nişanı       Padişah Abdülmecid                  ortası altın                  16.12.1917

4             Osmanî Nişanı       Padişah Abdülaziz gümüş                  6.11.1912

5             Osmanî Nişanı       Padişah Abdülaziz gümüş                  1.2.1915

6             Osmanî Nişanı       Padişah Abdülaziz gümüş                  1.2.1916

7             İmtiyaz Madalyası II. Abdülhamid                  gümüş                  30.4.1915

8             İmtiyaz Madalyası II. Abdülhamid                  altın                  23.9.1917

9             Harp Madalyası V. Mehmed Reşad                  fakfon                  11.5.1918

10           Liyakat Madalyası II. Abdülhamid                  gümüş                  1.9.1915

11           Liyakat Madalyası II. Abdülhamid                  altın                  17.1.1916

12           İstiklal Madalyası TBMM                  pirinç                   21.11.1923

 

Gazi Mustafa Kemal, bu tarihten sonra, Yüce Türkiye Büyük Millet Meclisinin madalyasını takmakla yetinmiştir; son madalyasını 1923 yılında almıştır.

Madalya, taşıdığı değer itibariyle kıymetinin anlaşılması çok zor olan bir nesnedir; ama, günümüzde, bu şerefli madalyayı, çeşitli nedenlerle kullanmak isteyen, şereften bihaber kişiler ortaya çıkmıştır. Bu kanunun ana esprisi budur. Bu madalyayı -kendisine ait olan- şerefine kavuşturmak, ulaştırmak, onu yaşatmak ve şerefli kişilerin elinde bulunmasını sağlamak amacıyla bu kanunî değişiklik getirilmiştir arkadaşlar.

Geçmiş dönemde, biliyorsunuz, paraşüt operasyonuyla Türkiye'nin trilyonlarca lirasını hortumlayanlar, karapara kazananlar, silah ve uyuşturucu kaçakçılığından kazandıkları trilyonların birkısmını sağlık ve eğitim hizmetlerine vererek; böylece, göz boyayarak hataya düşülmesini sağlamışlar ve kendilerini yanlış tanıtarak, haksız olarak madalya almış olanlar vardır; bu kanunî değişiklik, bunlar için getirilmiştir. Kimsenin bu madalyaları kirletmeye hakkı yoktur. Madalyalar, parasını, malını pul edenlerin, hanımını dul edenlerin, çoluk çocuğunu yapayalnız bırakarak cepheye gidenlerin hakkıdır arkadaşlar; bu şerefle, bu anlayışla kişilerin taşıması lazım gelir. Biz, AK Parti İktidarı olarak, bunu sağlamak amacıyla bu kanunî değişikliği yapıyoruz.

Üzerinde görüştüğümüz kanun tasarısıyla "devlet aleyhine işlenen suçlar ile yüz kızartıcı suçlardan mahkûm olup, bu cezaları kesinleşen kişilerin, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu gereğince verilmiş bulunan madalya ve nişanlarının geri alınması" hükme bağlanmaktadır.

Halen mevcut kanunda, kendisine madalya ve nişan intikal eden varisin, yukarıdaki nedenlerden hüküm giymiş olması durumunda, madalya ve nişanlarının bir sonraki hak sahibine devri veya geri alınması düzenlenmiş bulunmaktadır.

Arkadaşlar, Emlak Bankasını dolandırıp, hortumlayıp, Kızılaya yardım ederek madalya alanları da biliyoruz. Bunlar, bundan sonra son bulacaktır, madalyalar, ait oldukları şerefe kavuşturulacak, üzerlerindeki leke kaldırılacaktır.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Keskin.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ PERSONEL KANUNUNDA

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - 27.7.1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun 3.7.1975 tarihli ve 1923 sayılı Kanun ile değişik 199 uncu maddesinin başlığı aşağıdaki şekilde değiştirilmiş olup, maddeye birinci fıkra olarak aşağıdaki fıkra eklenmiş ve sonraki fıkralar teselsül ettirilmiştir.

"V - Madalya ve nişanların geri alınması ve mirasçılara intikali."

"Devlet aleyhine işlenen suçlar ile yüz kızartıcı suçlar nedeniyle mahkûm olup, bu cezaları kesinleşen kişilerin madalya ve nişanları geri alınır."

BAŞKAN - 1 inci madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2. - 926 sayılı Kanunun 29.7.1998 tarihli ve 4376 sayılı Kanun ile değişik ek 20 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Bursla gidenler de dahil, yetiştirilmek üzere veya sürekli görevle yurt dışına gönderilen personel kanunlarına tâbi kamu personelinin; Türk Silâhlı Kuvvetlerinde subay, astsubay veya Devlet memuru olarak görevli eşlerine, hizmet safahatları süresince her defasında bir yıldan az olmamak üzere en çok dört yıla kadar aylıksız izin verilebilir."

BAŞKAN -  2 nci madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - 3 üncü madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

4 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 4. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - 4 üncü madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

4 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı olsun.

Sayın milletvekilleri, Uzman Jandarma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarıları ve İçişleri Komisyonu raporunun görüşmelerine başlıyoruz.

2. - Uzman Jandarma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarıları ve İçişleri Komisyonu raporu (1/395,1/446) (S. Sayısı: 75) (1)

BAŞKAN - Komisyon?.. Hazır.

Hükümet?.. Hazır.

Komisyon raporu, 75 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteği?.. Yok.

Tasarının maddelerine geçilmesi hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

UZMAN JANDARMA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA

KANUN TASARISI

MADDE 1. - 28.5.1988 tarihli ve 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanununun 4 üncü maddesinde yer alan "ortaokul" ibaresi "lise" olarak değiştirilmiştir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 1 inci madde kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2. - 3466 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 6. - Uzman Jandarma adayları ve uzman jandarmalar, ihtiyaca göre düzenlenecek kurslar ile ihtisas eğitimine tâbi tutulabilir. Uzman jandarmalar, eğitim aldıkları ihtisas kollarında istihdam edilebilir. Tâbi tutulacakları kurslar ile ihtisas eğitimlerinin süre ve şekli yönetmelikle düzenlenir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3. - 3466 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin başlığı ile birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

                              

(1) 75 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

"Mecburî Hizmet ve Yedeklik"

"Uzman jandarmaların mecburî hizmet süresi, uzman jandarma çavuşluğa nasıp tarihinden itibaren 10 yıl olup, yaş hadleri 56'dır. Bunun 5 yıl fazlası ise askerlik çağı sonudur. Barışta ve seferde bu süreye kadar yedeğe ayrılmış uzman jandarmalar en genç olanlarından başlanmak üzere hizmete çağrılabilirler."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

4 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 4. - 3466 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 9. - Uzman jandarmalar, çavuş rütbesi taşıyan asker kişi sayılırlar. Bunlar muvazzaflık hizmetinde ve yedeklik döneminde iken hizmete çağrıldıklarında uzman erbaş, erbaş ve erlerin üstü olup, disiplin ve cezaî müeyyideler ile yargılama usulü bakımından erbaşlarla aynı hükümlere tâbi tutulurlar.Askerî öğrencilerle astlık ve üstlük münasebetleri yoktur.

Uzman jandarmalar, terhis kaydı, yedeklik yoklaması, hizmete celp, eğitim ve tatbikat gibi yedeklik dönemine ilişkin olarak bu Kanunda düzenlenmeyen hususlarda 1111 sayılı Askerlik Kanununun ilgili hükümlerine tâbidirler.

Uzman jandarmalar, mülkî görevlerin ifası sırasında işledikleri suçlardan dolayı 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerine tâbidirler.

BAŞKAN- Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

4 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

5 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 5. - 3466 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinden sonra gelmek üzere, aşağıdaki (f) bendi ile aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"f) Ertelenmiş, para cezasına veya tedbire çevrilmiş, affa uğramış olsa bile, Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, Askerî Ceza Kanununun 131 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen az vahim hali hariç, basit veya nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas, iftira gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı nitelikteki suçlardan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma suçlarından hüküm giyerler.

15 inci maddeye göre meslekten çıkarılan veya bu madde gereğince ilişikleri kesilen uzman jandarmalar yedekte, er kaynağına alınırlar."

BAŞKAN- Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

6 ncı maddeyi okutuyorum:

MADDE 6. - 3466 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Uzman Jandarma okulunu başarı ile bitirenler 6 ay süre ile stajyer olarak görev başı eğitimine tâbi tutulmak üzere kura ile atanırlar. Stajyer olarak görev başı eğitiminde geçen süreler garnizon hizmet süresinden sayılmaz. Sağlık durumu, idarî, asayiş ve diğer zarurî sebepler dışında atandıkları görev yerlerinde asgarî iki yıl kalmayanlar yeniden atamaya tâbi tutulmazlar.İl içindeki yerdeğiştirme işlemleri bu kayda tâbi değildir."

BAŞKAN - 6 ncı madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 6 ncı madde kabul edilmiştir.

7 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 7. - 3466 sayılı Kanunun 21 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Hizmete çağrılan yedeğe ayrılmış uzman jandarmalara muvazzaf emsalleri gibi özlük hakları verilir."

BAŞKAN - 7 nci madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

8 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 8. - 3466 sayılı Kanunun 22 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Ancak, uzman jandarma okullarından mezun olanlardan yeni görev yerlerine ataması yapılan uzman jandarmaların, takip eden aybaşına kadar olan döneme ait kıst aylıkları peşin ödenir."

BAŞKAN - 8 inci madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 8 inci madde kabul edilmiştir.

9 uncu maddeyi okutuyorum:

MADDE 9. - 3466 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.

GEÇİCİ MADDE 3. - 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında yapılan değişikliğin uygulanmasına, personel muvazenesinin sağlanması amacıyla Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ilk atama yılından başlamak üzere kademeli olarak 4 yıl içinde geçilir.

BAŞKAN - Geçici 3 üncü madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

Geçici 3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Geçici üncü madde kabul edilmiştir.

Geçici 4 üncü maddeyi okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 4. - 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında yapılan değişikliğin uygulanmasına başlandığı tarihten önce ve 4 yıllık kademeli uygulamaya ilişkin geçiş döneminde II nci coğrafî bölgede 2 yıldan fazla hizmet yapanların, bu fazla hizmetleri garnizon dereceleri dikkate alınarak bir sonraki II nci coğrafî bölge hizmetlerinden sayılır.

BAŞKAN - Geçici 4 üncü madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Geçici 4 üncü madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, çerçeve 9 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

10 uncu maddeyi okutuyorum:

MADDE 10. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - 10 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

11 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 11. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - 11 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Tasarının tümü kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı olsun.

Sayın milletvekilleri, Askerî Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu raporunun müzakeresine başlıyoruz.

3. - Askerî Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu raporu (1/575) (S. Sayısı: 130) (1)

BAŞKAN - Komisyon?.. Burada.

Hükümet?.. Burada.

Komisyon raporu, 130 sıra sayısıyla bastırılıp, dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteği?.. Yok.

Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

ASKERÎ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - 25.10.1963 tarihli ve 353 sayılı Askerî Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununun 8 inci maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Teşkilâtında askerî mahkeme kurulan kıt'a komutanı veya askerî kurum amiri, subay ve astsubayların işledikleri suçlar dışında, diğer kişilerin işledikleri suçlara ait suç evrakını, soruşturma yapılması istemiyle askerî savcılığa göndermek üzere askerî hâkim sınıfından olan adlî müşavirlere yazılı yetki verebilir. Yetki verilen konularda kıt'a komutanı veya kurum amirine tanınan kanunî yetkiler adlî müşavirler tarafından kullanılır."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - 2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - 3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı olsun.

Askerî Hâkimler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu raporunun görüşmelerine başlıyoruz.

4. - Askerî Hâkimler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/579) (S. Sayısı: 131) (2)

BAŞKAN - Komisyon?.. Hazır.

Hükümet?.. Hazır.

Komisyon raporu, 131 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Çorum Milletvekili Sayın Feridun Ayvazoğlu; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA FERİDUN AYVAZOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Askerî Hâkimler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış buluyorum; bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

                               

(1) 130 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

(2) 131 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Bilindiği üzere, askerî hâkimlerin kaynağını, yetiştirilmesini ve özlük haklarını düzenleyen 357 sayılı Askerî Hâkimler Kanunu, 26.10.1963 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe konulmuştur.

Askerî Hâkimler Kanunun, bugün görüştüğümüz, değişikliğe konu maddelerinde en önemli hükmü, hukuk fakülteleri mezunlarının, ne şekilde askerî hâkimliğe kabul edileceklerine dairdir.

Bilindiği gibi, daha önce, yürürlükte bulunan bu Kanunun ilgili maddelerinde, askerî hâkimliğe kabul edilebilmenin şartı, hukuk fakültelerini iyi dereceyle veya pekiyi dereceyle bitirenler arasından seçmek şeklindeydi; ancak, tasarının gerekçesinde de belirtildiği gibi, 1960'lı yıllardan bugüne kadar, üniversitelerimizin yapılarında, nüvelerinde çok önemli değişiklikler olmuştur; maalesef -üzülerek söylüyoruz- görüyoruz ki, bu değişiklikler olumlu yönde olmamıştır. Nedenine bakıldığında, 1960'lı yıllarda iki üç tane üniversitemizde hukuk fakültesi bulunmaktayken, sayısına bir bakıldığında, bugüne kadar 30'a yakın hukuk fakültesi açılmış bulunmaktadır ki, bunların içerisinde, devlet üniversitelerinin yanı sıra, sonradan yasa değişiklikleriyle ortaya çıkan vakıf üniversiteleri adı altındaki özel üniversiteler başta gelmektedir.

Bununla birlikte, hepimizin gördüğü ve yaşadığı bir gerçek daha vardır ki, Türkiye'de, maalesef, birtakım kararların, çıkarılan yasaların, toplumun gerçekleriyle ilgisi olmaksızın, üniversite öğrencilerinin gerçekleriyle ve istikballeriyle ilgisi olmaksızın, siyasî rant amacıyla çıkarılıp, bu yönde üniversitelerin kurulmuş olduğu da bir gerçektir. Maalesef, bu gerçekler karşısında, ortaya olumlu tablo değil, olumsuz tablolar çıkmıştır. Bu, sadece ve sadece hukuk fakülteleriyle sınırlı da değildir -bunu hepimiz görüyoruz, yaşıyoruz- mühendislik fakültelerinden tutalım, öğretmenliğine kadar, doktorluğuna kadar, meslek sahibi olan gençlerimizin gerçekten mesleklerini yerine getirebilecek kalitede ve nitelikte olmadıklarını hepimiz yaşıyoruz, görüyoruz ve bunlara üzülüyoruz, üzülmek zorundayız. Eğer, Türkiye'de, siyasal rant uğruna üniversite açmaya, fakülte açmaya devam edecek olursak, bu acı tabloyu görmeye de, maalesef, devam ederiz.

O nedenle, Askerî Hâkimler Kanununda değişiklik yapılmasına dair -üniversiteler arasında eğitim eşitsizliği bulunmuş olması nedeniyle- getirilen, sınava tabi olarak yapılacak hâkim alımına ilişkin bu tasarı, elbette, olumludur diyeceğiz; çünkü, iki üniversitenin hukuk fakültelerindeki gerek eğitime yönelik eşitsizlik gerekse öğretim üyelerinin ellerindeki olanaklar ölçüsündeki verimsizliği bunu gerekli kılmıştır. (A) üniversitesi hukuk fakültesinden mezun olan bir öğrencinin pekiyi diploma derecesi ile (B) üniversitesi hukuk fakültesinden mezun olan bir öğrencinin derecesi arasında, aynı olsa bile, kalite ve eğitim yönünden mutlaka farklılık doğacağı bir gerçektir. Az önce anlatmaya çalıştığımız gerçeklerin ışığında, bunun böyle olacağı kaçınılmazdır; o nedenle, diploma derecesi yerine, sınavla askerî hâkim alınmasının olumlu olduğu yönündeki, siz saygıdeğer milletvekillerimize ve Yüce Meclise, Cumhuriyet Halk Partisinin görüşünü sunmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bu yönde bir gerçek vardır. Bu gerçeğin birisi de, elimizde somut bir değerlendirme şeklinde bulunan, 1998 yılında yapılan adlî yargıya hâkim alımlarına ilişkin sınavın sonuçlarıdır. Farklı 8 hukuk fakültesinden mezun olanlardan belirli rakamlar vermek durumundayım. Bu rakamları verirken, fakültelerin isimlerini -eğitim etiği açısından- vermenin yararlı olmadığı görüşüyle, fakültelerin ismini sunmuyorum.

Bir fakülteden 15 kişi adlî yargı sınavına katılıyor, 15 kişiden 2 kişi kazanıyor. Diğer bir hukuk fakültesinden, 1 379 mezun sınava katılıyor; sınavı 258 kişi kazanıyor. Bir diğerinden, 18 mezuna 3 kişi; bir diğerinden, 155 mezuna 3 kişi; bir başkasından, 625 mezuna 93 kişi; bir diğerinden, 954 mezuna 84 kişi; bir diğerinden, 475 mezuna 23 kişi; bir diğerinden, 349 mezuna 30 kişi sınavı kazanıyor ve toplam 3 970 hukuk fakültesi mezunundan 496'sı adlî yargı sınavını kazanabiliyor.

Bu, gerçekten acıdır değerli arkadaşlarım; çünkü, bu fakültelerdeki kazanma oranına baktığımızda, 0,4; 0,5, 0,6 şeklinde çok üzücü somut sonuçlar görmekteyiz. Bu nedenle, üzülüyoruz, üzülmek zorundayız diyoruz.

Elbette, Askerî Hâkimler Kanununda yapılacak olan böyle bir değişiklikle birlikte bir başka değişiklik daha söz konusudur ki, o da, Anayasamızın 143 üncü maddesinde yapılan değişikliğin 357 sayılı Kanuna yansıtılması suretiyle, devlet güvenlik mahkemelerine askerî hâkimlerin atanmasına ilişkin hükmün bu Kanundan çıkarılmasına yöneliktir. Bunu da, Anayasanın değiştirilmiş bulunan 143 üncü maddesine paralel ve uygun olduğu görüşüyle, desteklemek zorunda olduğumuzu belirtmek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, elbette, biz, Yüce Meclisin kürsüsünde belirli yasa tasarılarını görüşürken ufkumuzu geniş tutmak zorundayız. Burada değiştirilmeye çalışılan bir yasa maddesinin, belki burada konuşulması dahi gerekmeden, komisyon veya hükümet gerekçelerine bakarak olumlu karar vermemiz, bir çırpıda olsun bitsin şeklinde kabul etmemizi gerektirebilir. Ancak, öyle küçük noktalarla büyük ufukları görmek zorundayız ki, bunu Yüce Meclisin huzurunda ve kürsüsünde birbirimize anlatabilmenin ve Türkiye'ye bunun duyurulmasının zorunlu olduğu inancını taşımaktayım.

O nedenle, burada 2 maddenin değiştirilmesinin nedeni, ufkumuzu açmak suretiyle, Türkiye'de, gerçekten, herkesin sıkıntı yaşadığını, gençlerimizin sıkıntı içerisinde olduğunu, üniversitelerimizin de, fakültelerimizin de çok önemli bir sıkıntıyı yaşamaya devam ettiğini görmemizdir. Öyle ki, az önce belirtmiş olduğumuz, siyasî rant uğruna açılmaya çalışılan ve açılmış bulunan üniversitelerimiz, çok düz bir mantıkla "1 dekana bir mekân, 1 rektöre bir sektör" anlayışına gelmiş, oturmuştur.

Bunu söylerken, kesinlikle ve kesinlikle, hiçbir öğretim görevlimizin, hiçbir dekanımızın, hiçbir rektörümüzün kişiliğiyle ilgili, niteliğiyle ilgili bir değerlendirmede bulunmuş değilim. Ancak ve ancak, bunu söylerken, bu gerçekleri de burada bulunan 550 milletvekilinden her birimizin, belirli yasa tekliflerini ortaya koyarken, bu siyasî rant zihniyetinden, siyasî saik ve sebepten uzak durmamız gerektiğini belirtmek için söylüyorum. Elbette, Anadolu'nun doğusunda, güneydoğusunda, kuzeyinde, güneyinde bulunan fakültelerimizin, üniversitelerimizin öğretim görevlilerinin ne denli özveriyle çalıştıklarını, öğrencilerine olumlu birtakım katkılarda bulunmak istediklerini hepimiz biliyoruz, görüyoruz; fakat, elde bulunan unla bu kadar hamur, bu hamurla da bu ekmek yapılabiliyor. O nedenle, ben, hiçbir öğretim görevlisi arkadaşımızı incitmek amacıyla bunu vurgulamış değilim. O nedenle de, bizim, Türkiye'de olup biten gerçekleri, üniversite gerçeğini, fakülte gerçeklerini de burada, Yüce Meclisin kürsüsünde söylemekten başka çaremiz kalmıyor, olmuyor.

Değerli arkadaşlarım, bu yönde olmak üzere, çarpık başlanılan hangi iş olursa olsun, Türkiye'de çarpık sonuçlar doğurmuştur. Türkiye'de, tarım sektörünü bırakmak suretiyle birdenbire sanayileşelim deyip de, sanayileşmeye koşmaya çalıştığınız zaman, tarım unutulmuş, çarpık bir sanayileşme doğmuştur; köylerimiz ihmal edilmek suretiyle çarpık bir kentleşme doğmuştur, çarpık bir kentleşme olgusu oluşmuştur. Bunun devamına ve paraleline, benzerine baktığımızda da, belirtmiş olduğumuz, siyasî saik ve sebeplerle açılmış bulunan üniversiteler ve fakülteler nedeniyle, maalesef, üniversite, fakülte enflasyonları doğmuş, çarpık bir üniversiteleşme, çarpık bir fakülteleşme söz konusu olmuş ve hayata bu şekilde geçmiş bulunuyor. Bu da, sevgili gençlerimizin, Türkiyemizin geleceğini oluşturan, istikbalini oluşturan, oluşturacak bulunan gençlerimizin, maalesef, geleceğini olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor.

O doğrultuda olmak üzere, değerli arkadaşlarım, önümüzde bulunan Askerî Hâkimler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının, bu yönleriyle de ele alınmak suretiyle, ufkumuzun biraz daha üniversiteler üzerine yoğunlaşması amacıyla, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak tasarıya olumlu baktığımızı ve olumlu oy vereceğimizi bildiriyor, gelecek, gençlerimizin olsun, gelecekte, gerçekten, bilim çağında, özgür eğitim ve özgür bilimin ışığında gençlerimizle Türkiye aydınlansın diyorum; bu duyguyla, bu düşünceyle sizleri bir kez daha saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Teşekkür ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ayvazoğlu.

AK Parti Grubu adına, Manisa Milletvekili Sayın İsmail Bilen; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL BİLEN (Manisa) - Muhterem Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Askerî Hâkimler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı hakkında Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; Yüce Heyetinizi, şahsım ve Grubum adına saygıyla selamlıyorum.

CHP Grubu adına konuşan değerli milletvekili arkadaşım, askerî hâkimlerin kaynağını, yetiştirilmesini ve özlük haklarını düzenleyen kanunu anlattılar. Evet, bizim de, yaklaşık, okullarda okuduğumuz yıllarda 3 tane hukuk fakültesi vardı Türkiye Cumhuriyetinde. Bu 3 tane hukuk fakültesinden yüksek dereceyle, pekiyi veya iyi dereceyle mezun olan arkadaşlar ya üniversitelerde kalır veya belli kurumlara yönelirlerdi. Tabiî, bu ihtiyaçlar dahilinde, belli kurumlar -ki, buna Genel Kurmayımız da dahil olmak üzere- kendilerine, ihtiyaç hissettikleri hâkimleri almaya gayret ederlerdi. Bunların sayıları azdı, mezunların da sayısı azdı; ama, yıllar ilerledikçe üniversite sayılarımız artığında fakültelerin de sayısı çoğaldı. Her kurumda olduğu gibi, bugün istihdamın dışında kalabilecek yüzlerce, binlerce, bilgisayar mühendisinden tutun, inşaat mühendisine, makine mühendisine, ziraat mühendisine varıncaya kadar fazla mezunlar verdik. İstihdam alanlarını genişletemedik maalesef.

Geçmiş hükümetleri veya geçmiş iktidarları da eleştirmek veya karalamak için söylemiyorum. Ülkenin kalkınması ile istihdam orantılı. Bu, askerî hâkimlerimiz için de geçerli. Talebin fazlası, yıllar sonra değerlendirilemez hale geldi. Bu okullardan mezun olan, pekiyi veya iyi dereceyle mezun olmuş hukukçu arkadaşlarımız, hâkimliğe, kaymakamlığa ve askerî hâkimliğe müracaat ettiklerinde, yığılmalara vesile oldular, sebep oldular; üniversitedeki bölümlerin de artması buna katkı sağladı. Bunların düzeltilmesi, işte, burada yeni getirilen tasarıyla yapılacak sınava tabi tutuldu. Pekiyi veya iyi dereceyle mezun olanların da yığılmalarda önüne geçmek için, bu sınavla alım, diğer kurumlarda olduğu gibi, askerî hâkimler için de getirildi.

Eğitim kurumlarının tamamını kötülemek de yanlış. Evet, yanlış açılan fakültelerimiz veya üniversitelerimiz oldu; ama, hâlâ, her iki grubun da ortak imzalarıyla Yüce Heyetin karşısına gelmiş, üniversite kurulması yönünde veya fakülteler açılması yönünde Genel Kurula gelmiş teklifleri mevcut. Bunları, siyasî rant aracı olarak görmek veya bu şekilde değerlendirmek de, ülkenin önündeki eğitime sağlanacak katkıyı engeller diye düşünüyorum.

Ben, buraya bu şekilde de bakmak istemiyorum; Grubum adına da bunu söylüyorum. Belki, eğitimin kalitesini yükseltmek gerekirdi. Üniversitelerde de yapılan yanlışlar vardı. Üniversitede, bizim öğrencilik yıllarımızda, üniversite öğretim görevlileri 1402'den dışarı atıldı; daha sonra 28 Şubat Kararlarıyla üniversitedeki hocalarımızın bir kısmı okullardan uzaklaşmak zorunda kaldı veya bırakıldı ve bunlar, okullardan uzaklaşan öğretim görevlilerinin de azlığı, yetişmiş öğretim görevlisinin de bulunmaması, bulunamaması maalesef, eğitimdeki, belki, kaliteyi de biraz düşürdü. Bizim görevimiz, yeniden yapılacak, yapılandırılacak bu üniversitelerde, belki öğretim elemanlarının maddî sıkıntılarını da gidererek ve özlük haklarındaki birtakım iyileştirmeleri de gündeme getirerek, üniversitelerde öğretim görevlisi olarak kalabilecek insanların sayısını artırmak olmalıdır.

Yine bayan adaylar ile yedek subayların askerî hâkimliğe alınmasında -8 inci madde değişikliğiyle- yeni bir düzenleme getirilmiş ve ek 9 uncu madde yürürlükten kaldırılmıştır. 8 inci maddeyle, askerî hâkimliğe alınacakların nitelikleri, kalitesi, gördüğü eğitim ve birikimleri yapılacak sınavla yeniden değerlendirilecek.

Evet, eğitimdeki kalitenin yükseltilmesi gerekir demiştik. Anadolu üniversitelerimizi şaibe veya töhmet altında bırakacak, Anadolu'da açılacak üniversitelerimizin veya fakültelerimizin töhmet altında bırakılmasını gerektirecek yorumlardan, kanaatimizce, kaçınılması gerekir.

Ben, şahsım ve Grubum adına, hepinizi hürmetle, saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bilen.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

ASKERÎ HÂKİMLER KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR

KANUN TASARISI

MADDE 1. - 26.10.1963 tarihli ve 357 sayılı Askerî Hâkimler Kanununun 8 inci maddesi, başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Diğer adaylar hakkında özel şartlar

Madde 8. - Hukuk fakültelerini bitirmiş  ve yedek subay okuluna girişlerinde düzeltilmemiş nüfus kayıtlarına göre otuz yaşından, lisansüstü öğrenimini tamamlamış olanlarda ise otuzbeş yaşından büyük olmayan ve sıralı sicil üstlerinden yeterli sicil alan yedek subaylar ile 2 nci maddenin birinci fıkrasının (D) bendinde belirtilen subaylar ve hukuk fakültelerini bitirmiş ve düzeltilmemiş nüfus kayıtlarına göre otuz yaşından, lisansüstü öğrenimini tamamlamış olanlarda ise otuzbeş yaşından büyük olmayan bayanlardan istekli olanlar, Millî Savunma Bakanlığınca yapılacak sınavla alınır. Sınavı kazanan yedek subayların adaylığa kabulü, yedek subaylık süresi sonunda yapılır. Sınavı kazanan bayanlar ise staj görmek üzere adaylığa kabul olunur. Sınavla ilgili usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.

Yedek subaylardan adaylığa kabul edilenler ile bayan adayların muvazzaf subaylığa geçirilmeleri, kıdem ve kademe ilerlemeleri, 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu hükümlerine göre yapılır."

BAŞKAN - 1 inci madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2. - 357 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin ikinci fıkrasındaki "devlet güvenlik mahkemelerine veya sıkıyönetim halinde sıkıyönetim mahkemelerine atanmalarda muvafakat şartı aranmaz." ibaresi, "sıkıyönetim hâlinde sıkıyönetim mahkemelerine atanmalarda muvafakat şartı aranmaz." şeklinde değiştirilmiştir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3. - 357 sayılı Kanunun ek 9 uncu maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

4 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 4. - Bu Kanun yayımı tarihinden üç ay sonra yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

4 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

5 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 5. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

5 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...  Madde kabul edilmiştir.

Tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı olsun.

Sayın milletvekilleri, Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu raporunun müzakeresine başlıyoruz.

5. - Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu raporu (1/580) (S. Sayısı : 132) (1)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet hazır.

132 sıra sayısıyla, komisyon raporu bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteği?.. Yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmış olup, maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

DİSİPLİN MAHKEMELERİ KURULUŞU, YARGILAMA USULÜ VE

DİSİPLİN SUÇ VE CEZALARI HAKKINDA KANUNUN BAZI MADDELERİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - 16/6/1964 tarihli ve 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanunun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 1. - Disiplin mahkemesi; tugay ve daha büyük (Deniz ve Hava Kuvvetleri ile Jandarma Genel ve Sahil Güvenlik Komutanlığında eşidi) kıt'a, karargâh ve askerî kurumlar ile Millî Savunma Bakanlığı Müsteşarlığı teşkilâtında kurulur. Sahil Güvenlik Komutanının, Jandarma Genel Komutanının, kuvvet komutanlarının ve Millî Savunma Bakanlığı Müsteşarının göstereceği lüzum üzerine veya doğrudan doğruya Genelkurmay Başkanlığınca, diğer komutanlıklar, karargâhlar veya askerî kurum amirlikleri teşkilâtında da disiplin mahkemesi kurulabilir.

Aynı garnizonda; birden fazla disiplin mahkemesi kurulması gereken kıt'a komutanlığı, karargâh ve askerî kurum amirlikleri bulunursa, Genelkurmay Başkanlığınca yeteri kadar disiplin mahkemesi kurulması ile yetinilebilir."

BAŞKAN - 1 inci madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2. - 477 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi ve dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Teşkilâtında disiplin mahkemesi kurulan komutanlıklar veya askerî kurum amirlikleri ile Millî Savunma Bakanlığı Müsteşarlığında; yardımcılığı kaldırılan askerî hâkim sınıfına mensup subaylar arasından atanmış bir disiplin subayı bulunur. Askerî hâkim sınıfına mensup disiplin subayları, komutanlık ve askerî kurum amirliklerinin aynı zamanda hukuk müşaviridirler."

                             

(1) 132 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

"Askerî hâkim sınıfına mensup subaylar arasından atanmış olan disiplin subayının veya bu görevi yapan adlî müşavir veya yardımcısının bulunmaması yahut görevini yapmasını engelleyici sebeplerin var olması hâlinde disiplin subaylığı görevini diğer bir sınıf subayı yapabilir."

"Disiplin subaylıklarında ve disiplin mahkemelerinde tutanak kâtipliği yapmak üzere yeteri kadar asker kişi kullanılır. Kolordu ve daha büyük (Deniz ve Hava Kuvvetleri ile Jandarma Genel ve Sahil Güvenlik Komutanlığında eşidi) kıt'a, karargâh ve askerî kurumlar ile Millî Savunma Bakanlığı Müsteşarlığı teşkilâtında kurulan disiplin subaylıklarında birer yazı işleri müdürü görev yapar."

BAŞKAN - 2 nci madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 2 nci madde kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3. - 477 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Tugay veya eşidi komutanlıkları veya askerî kurum amirlikleri teşkilâtındaki disiplin mahkemeleri erden yüzbaşıya kadar (yüzbaşı dahil) askerler ile diğer asker kişileri,"

BAŞKAN - 3 üncü madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

4 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 4. - 477 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin 1/7/1982 tarihli ve 2688 sayılı Kanunla değişik birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Bu Kanunun 52 nci maddesinde yazılı disiplin suçlarından doğan ve iki yüz elli milyon lirayı geçmeyen istirdat ve maddî tazminat davalarına da disiplin mahkemelerinde bakılır."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

5 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 5. - 477 sayılı Kanunun 15 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Subay ve astsubay dışındaki asker kişiler hakkında açılan disiplin hazırlık soruşturması sonunda, birinci fıkrada belirtilen işlemler ile ilgili olarak, askerî hâkim sınıfına mensup disiplin subaylarına yazılı yetki verilebilir."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

5 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

6 ncı maddeyi okutuyorum:

MADDE 6. - 477 sayılı Kanunun 17 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Subay ve astsubaylar dışındaki asker kişilerin davalarında, disiplin mahkemesini toplama yetkisi, askerî hâkim sınıfından olan disiplin subaylarına yazılı olarak verilebilir."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

6 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

7 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE  7.- 477 sayılı Kanunun 37 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 37. - Disiplin mahkemelerince verilen hükümlerden süresi içinde itiraz olunmayan veya itiraz olunup da üst disiplin mahkemesince hakkındaki itiraz sonuçlanan hükümler kesinleşir. Bu hükümlerin yerine getirilmesi lüzumu, disiplin mahkemesi başkanı tarafından hüküm altına alınır ve imza edilir."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

7 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

8 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 8. - 477 sayılı Kanunun 38 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve (D) bendi yürürlükten kaldırılmıştır.

"(A) Subaylar, astsubaylar, sivil personel, uzman jandarma ve uzman erbaşlar hakkında:

I. Göz hapsi cezalarında:

a) Resmî daire, kışla, eğitim alanları ile sair yerlerdeki hizmetlerine devam ederler.

b) Hizmetin bitiminden sonra hiçbir yere gidemezler. Kışlada veya resmî odalarda kalırlar.

c) Hizmete ilişkin olanlar dışında hiçbir ziyaret kabul edemezler.

II. Oda hapsi cezalarında:

a) Mümkün olduğu takdirde, cezayı tek başlarına belirli bir hapis odasında geçirirler.

b) Emir veremezler.

c)Genel hizmet yapamazlar."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

8 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

9 uncu maddeyi okutuyorum:

MADDE 9. - 477 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Uzman jandarmalar ve uzman erbaşlar hakkında, rütbenin geri alınması hususunda, özel kanunlarının hükümleri uygulanır."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

9 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

10 uncu maddeyi okutuyorum:

MADDE 10. - 477 sayılı Kanunun 46 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 46. - Oda hapsi bütün asker kişilere; göz hapsi ise subaylara, astsubaylara, sivil personele, uzman jandarmalara ve uzman erbaşlara verilir."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

10 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

11 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 11. - 477 sayılı Kanunun 50 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 50. - Kıt'asından veya görev yerinden kaçanlardan altı gün içinde kendiliğinden gelenler on günden bir aya kadar oda hapsi cezası ile cezalandırılır. Bu eylem görevli iken işlenmiş veya silâh, mühimmat, donatım veya bir askerî taşıma aracı birlikte götürülmüş yahut mükerrer olarak işlenmiş ise yirmi günden iki aya kadar oda hapsi cezası verilir.

İzin süresini özürsüz altı güne kadar geçirenler yedi günden bir aya kadar oda veya göz hapsi cezası ile cezalandırılır. Bu eylem mükerrer olarak işlenmiş ise yirmi günden iki aya kadar oda hapsi veya göz hapsi cezası verilir."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

11 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

12 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 12. - 477 sayılı Kanunun 1/7/1982 tarihli ve 2688 sayılı Kanunla değişik 52 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 52. - Hizmete mahsus ve değeri iki yüz elli milyon lirayı geçmeyen eşyayı özürsüz kaybedenler veya harap olmasına sebebiyet verenler, eşyanın değeri de göz önünde bulundurularak iki aya kadar oda veya göz hapsi cezası ile cezalandırılır."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

12 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

13 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 13. - 477 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen "askerî memur" ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

14 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 14.- Bu Kanun yayımı tarihinden iki ay sonra yürürlüğe girer.

BAŞKAN - 14 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

15 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 15.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - 15 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı olsun.

Sayın milletvekilleri, birleşime 5 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati : 16.44

 


İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 16.54

BAŞKAN : Başkanvekili İsmail ALPTEKİN

KÂTİP ÜYELER : Enver YILMAZ (Ordu), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 93 üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Kanun tasarı ve tekliflerini görüşmeye devam edeceğiz.

Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu, Türk Silâhlı Kuvvetleri İç Hizmetler Kanunu ile Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının müzakeresine başlayacağız.

V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

6. - Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu, Türk Silâhlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu ile Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu raporu (1/324) (S. Sayısı : 54)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

Hükümet?.. Yok.

Ertelenmiştir.

Devlet Mezarlığı Dışında Defnedilen Bazı Devlet Büyüklerinin Mezarları Hakkında Kanun Tasarısının müzakeresine başlayacağız.

7. - Devlet Mezarlığı Dışında Defnedilen Bazı Devlet Büyüklerinin Mezarları Hakkında Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu raporu (1/394) (S. Sayısı: 59)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

Hükümet?.. Yok.

Ertelenmiştir.

Kara Avcılığı Kanunu Tasarısının müzakeresine başlayacağız.

8. - Kara Avcılığı Kanunu Tasarısı ve Çevre ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonları raporları (1/286) (S. Sayısı: 60)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

Hükümet?.. Yok.

Ertelenmiştir.

Karayolları Trafik Kanunu ile Sigorta Murakabe Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının müzakeresine başlayacağız.

9. - Karayolları Trafik Kanunu ile Sigorta Murakabe Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu raporu (1/525) (S. Sayısı: 70)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

Hükümet?.. Yok.

Ertelenmiştir.

Sayın milletvekilleri, Genel Kuruldaki mevcut sayın milletvekilleri ve şu ana kadar okumaya devam ettiğim kanun tasarılarıyla ilgili hükümet ve komisyonun bulunmamasını dikkate alarak, Başkanlığımız çoğunluğun sağlanamayacağını da gördüğünden, sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için, 17 Haziran 2003 Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati : 16.57