TBMM 2 12 2003-05-09T12:38:00Z 2003-05-09T12:38:00Z 87 54156 308692 TBMM 2572 617 379095 9.3821 0 6 nk 6 nk 0

DÖNEM : 22                         CİLT : 12 YASAMA YILI : 1

 

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

 

67 nci Birleşim

16 . 4 . 2003 Çarşamba

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

                                                                                                                                                Sayfa   

 

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. - Denizli Milletvekili Mehmet Yüksektepe'nin, e-devlet ve e-Türkiye projesine ilişkin gündemdışı konuşması

2.-  Balıkesir Milletvekili Orhan Sür'ün, Balıkesir SEKA Fabrikasının özelleştirilmesine ilişkin gündemdışı konuşması

3. - Muğla Milletvekili Orhan Seyfi Terzibaşıoğlu'nun, 15-22 Nisan Turizm Haftası kutlamalarına ilişkin gündemdışı konuşması

B) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. - Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer ve 25 milletvekilinin, futbol karşılaşmalarında meydana gelen istenmeyen olayların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/63)

IV. - ÖNERİLER

A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ

1. - Genel Kurulun 16 Nisan 2003 Çarşamba günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 36 ncı sırasında yer alan 112 sıra sayılı kanun tasarısının, bu kısmın 2 nci sırasına alınmasına ve tasarının, İçtüzüğün 91 inci maddesine göre; beş bölüm halinde görüşülmesine ve görüşmelerin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılmasına ilişkin AK Parti Grubu önerisi

V .- AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1. - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek'in, hükümete sataşması nedeniyle konuşması

2. - Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek'in, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in, partisine sataşması nedeniyle konuşması

3. - AK Parti Grup Başkanvekili Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa'nın, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek'in, grubuna sataşması nedeniyle konuşması

4. - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in, Ankara Milletvekili Oya Araslı'nın, şahsına sataşması nedeniyle konuşması

5. - Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oğuz Oyan'ın, Kültür Bakanı Erkan Mumcu'nun, grubuna sataşması nedeniyle konuşması

6. - Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oğuz Oyan'ın Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan'ın, grubuna sataşması nedeniyle konuşması

VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. - İş Kanunu Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/534) (S. Sayısı: 73)

2. - Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile 13.12.1983 Tarihli ve 187 Sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 8.6.1984 Tarihli ve 216 Sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında 13.12.1983 Tarihli ve 187 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Hükümlerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 24.1.1989 Tarihli ve 354 Sayılı Kültür Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 24.1.1989 Tarihli ve 355 Sayılı Turizm Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 17.3.1989 Tarihli ve 364 Sayılı 190, 354 ve 355 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 13.9.1989 Tarihli ve 379 Sayılı 190 ve 354 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 25.3.1990 Tarihli ve 411 Sayılı 190 ve 355 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 13.12.1991 Tarihli ve 468 Sayılı 190 ve 354 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe Komisyonları raporları (1/542, 1/51, 1/60, 1/122, 1/123, 1/126, 1/136, 1/160, 1/194) (S. Sayısı : 112)

 

I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak iki oturum yaptı.

Ağrı Milletvekilleri:

Mehmet Melik Özmen ile,

Naci Aslan,

Ağrı İlinin düşman işgalinden kurtarılışının 85 inci yıldönümü münasebetiyle gündemdışı birer konuşma yaptılar.

Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl'ün, Kalp Haftası münasebetiyle gündemdışı konuşmasına, Sağlık Bakanı Recep Akdağ cevap verdi.

4.4.2003 tarihli ve 4840 sayılı, 4811 Sayılı Vergi Barışı Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun bir daha görüşülmek üzere geri gönderildiğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun (6/293) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi okundu; sözlü sorunun geri verildiği bildirildi.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın, görüşmelerde bulunmak üzere bir heyetle birlikte Güney Kore'ye yaptığı resmî ziyarete, İstanbul Milletvekili Mehmet Mustafa Açıkalın'ın da,

Japonya'nın Kyoto Şehrinde düzenlenen Dünya Üçüncü Su Forumu ve Bakanlar Konferansına, Rize Milletvekili İmdat Sütlüoğlu'nun da,

Turizm Bakanı Güldal Akşit'in:

Almanya'ya,

Rusya'ya,

Yaptığı resmî ziyaretlere ekli listede adları yazılı milletvekillerinin de,

İştirak etmelerinin uygun bulunduğuna dair Başbakanlık tezkereleri ile,

Genel Kurulun 15 Nisan 2003 Salı günkü (bugün) birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine, gündemin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmının 1 inci ve 34 üncü sıralarındaki, öngörüşmelerinin birleştirilerek yapılması kararlaştırılan Meclis araştırması açılmasına dair önergelerin görüşmelerinin tamamlanmasını müteakip, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 34 üncü sırasındaki 111 sıra sayılı Avrupa Birliği ile İlişkiler Komisyonu Kurulmasına Dair Kanun Teklifinin bu kısmın 2 nci sırasına alınmasına ve görüşmelerinin bitimine kadar Genel Kurul çalışmalarına devam edilmesine ilişkin AK Parti Grubunun önerisi, yapılan görüşmelerden sonra,

Kabul edildi.

Gündemin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmının:

1 inci sırasında bulunan ve öngörüşmelerine devam olunan, İstanbul Milletvekili Ali Rıza Gülçiçek ve 20 milletvekilinin (10/8),

34 üncü sırasında bulunan Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa ve 26 milletvekilinin (10/48),

Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarının araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergelerinin, birleştirilerek yapılan öngörüşmelerden sonra, kabul edildiği açıklandı.

Kurulacak komisyonun :

12 üyeden oluşması,

Çalışma süresinin, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimi tarihinden başlamak üzere, üç ay olması,

Gerektiğinde Ankara dışında da çalışması,

Kabul edildi.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:

1 inci sırasında bulunan, İş Kanunu Tasarısının (1/534) (S. Sayısı: 73) görüşmeleri, komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından, ertelendi,

2 nci sırasına alınan, Avrupa Birliği ile İlişkiler Komisyonu Kanunu Teklifinin (2/102) (S. Sayısı: 111), yapılan görüşmelerden sonra, kabul edildiği ve kanunlaştığı açıklandı.

16 Nisan 2003 Çarşamba günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 17.46'da son verildi.

Nevzat Pakdil

 

 

Başkanvekili

 

 

 

Türkân Miçooğulları

Mehmet Daniş

 

İzmir

Çanakkale

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

 


                                                                                                                   No. :  92

II. - GELEN KÂĞITLAR

16 . 4 . 2003 ÇARŞAMBA

Sözlü Soru Önergeleri

1. - Tokat Milletvekili Feramus Şahin'in, emekli gece bekçilerinin silah ruhsatı yenileme harçlarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/377) (Başkanlığa geliş tarihi : 15.4.2003)

2. - Muğla Milletvekili Ali Arslan'ın, gemiadamlarının zorunlu sağlık muayenelerine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/378) (Başkanlığa geliş tarihi : 15.4.2003)

3. - Muğla Milletvekili Ali Arslan'ın, Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun görev alanının yeniden düzenlenmesine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/379) (Başkanlığa geliş tarihi : 15.4.2003)

Yazılı Soru Önergeleri

1. - Manisa Milletvekili Hasan Ören'in, Manisa Devlet Hastanesinden özel hastanelere yapılan sevklere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/408) (Başkanlığa geliş tarihi : 15.4.2003)

2. - Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun, ülkemizin tanıtımı ve lobicilik faaliyetlerini yürüten şirketlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/409) (Başkanlığa geliş tarihi : 15.4.2003)

3. - Mersin Milletvekili Hüseyin Özcan'ın, BAĞ-KUR primlerindeki artışa ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/410) (Başkanlığa geliş tarihi : 15.4.2003)

4. - Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı'nın, Başbakanlıkta çalışan personele ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/411) (Başkanlığa geliş tarihi : 15.4.2003)

Meclis Araştırması Önergesi

1. - Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer ve 25 milletvekilinin, futbol karşılaşmalarında meydana gelen istenmeyen olayların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/63) (Başkanlığa geliş tarihi : 15.4.2003)


BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

16 Nisan 2003 Çarşamba

BAŞKAN: Başkanvekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER: Mehmet DANİŞ (Çanakkale), Türkan MİÇOOĞULLARI (İzmir)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67 nci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.

Sayın milletvekilleri, gündeme geçmeden önce, üç arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim.

Konuşma süreleri 5'er dakikadır.

Hükümet, bu konuşmalara cevap verebilir. Hükümetin cevap süresi 20 dakikadır.

Gündemdışı ilk söz, bilim çağında e-devlet ve e-Türkiye projesiyle ilgili söz isteyen, Denizli Milletvekili Sayın Mehmet Yüksektepe'ye aittir.

Buyurun Sayın Yüksektepe. (AK Parti sıralarından alkışlar)

III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. - Denizli Milletvekili Mehmet Yüksektepe'nin, e-devlet ve e-Türkiye projesine ilişkin gündemdışı konuşması

MEHMET YÜKSEKTEPE (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; içerisinde bulunduğumuz Internet Haftası, yurt çapında çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Bu vesileyle, e-devlet ve e-Türkiye projesi hakkında konuşmak üzere gündemdışı söz almış bulunmaktayım; Yüce Meclisi saygıyla selamlar, Sayın Başkana, bana bu fırsatı verdiği için teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, gittiğimiz, Almanya'nın Hannover Şehrinde 11-14 Mart 2003 tarihlerinde düzenlenen Sebit Fuarından bahsetmek istiyorum. Sebit Fuarı, teknolojik ürünler konusunda dünyanın en kapsamlı fuarıdır. Bu fuarda, bu yıl, 69 ülkeden 6 500 firma, ürün ve hizmetlerini sunma imkânını bulmuşlardır. Bu yıl ziyaretçi sayısında yüzde 10 gibi bir düşüş olmasına rağmen, bu fuarı, dünyanın değişik yerlerinden yaklaşık 700 000 kişi ziyaret etmiştir.

Irak savaşı, global ekonomideki daralma, katılımcı şirket sayısının azalmasına neden olurken, geçen yıla oranla Türk şirketlerinin sayısında ciddî bir artış sağlanmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dünya internet kullanımına ait istatistiklerden bahsetmek gerekirse: Dünyada internet kullanıcıları, son yedi yıl içerisinde 16 000 000'dan 531 000 000'a ulaşmıştır; başka bir anlatımla, bugün, dünyada her 100 kişiden 7'si internet kullanmaktadır.

Internetin yaşamımıza getirdiği iki temel kavram olarak, e-devlet ve e-ticaret öne çıkmaktadır.

Değerli arkadaşlar, bu arada, içerisinde bulunduğumuz Internet Haftası sebebiyle, yurt çapında bazı etkinlikler yapılıyor. Umarım, bu vesileyle, ülke olarak, internet konusundaki eksiklerimizi bir daha iyi analiz eder ve zamanın şartlarına uyum sağlamakta geç kalmayız; daha hızlı ve daha ucuz internet erişimi olanaklarının sağlanması gibi.

Yine, Internet Haftası dolayısıyla, maalesef, Mecliste, Meclis bünyesi çerçevesinde hiçbir etkinlik gözlemlenmemektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; e-devlet "devletin vatandaşlarına karşı yerine getirmekle yükümlü olduğu görev ve hizmetler ile vatandaşların devlete karşı olan yükümlülüklerinin, karşılıklı olarak, elektronik iletişim ve işlem ortamında kesintisiz ve güvenli olarak yürütülmesi" şeklinde tanımlanıyor. Bana göre, bu tanım biraz yetersiz kalıyor; çünkü, e-devlet projesi, aynı zamanda sosyal boyutu da olan ve gerçekte, devlette ve toplumda karşılıklı değişimi ve dönüşümü gerektiren bir projedir. E-devlet dönüşümü, toplumun taleplerini karşılamayan kurumsal yapının da dönüşümünü sağlaması ve toplumun dinamiklerini harekete geçirici bir rol oynaması bakımından da değerlidir ve önemsenmelidir.

E-devlet anlayışı olmaksızın kurumsal yapıda yapılan yasal düzenlemeler, eski alışkanlıkların terkindeki zorluklar sebebiyle boşlukta kalmaktadır. Bundan dolayı, çıkaracağımız her yasa, e-devlet dönüşüm projesiyle uyumlu çıkarılmalı ve ona göre düzenlenmelidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; e-devlet anlayışı, sadece kamu kuruluşlarının bilgisayar ve network tabanlı altyapılara geçişi olarak düşünülemez. E-devlet, aynı zamanda, kamusal işleyişte ve bürokraside köklü anlayış ve işleyiş değişikliğini ifade etmektedir.

E-devletin sağlıklı bir biçimde kurulması ve işletilmesi için, öncelikle toplumsal anlamda e-kültür kavramının anlaşılması gerekmektedir.

Bilgi teknolojisinin günlük yaşamdaki kullanımının kişiler üzerinde bıraktığı etki ya da değerler olarak tanımlanan e-kültür yaygınlaştırılmadan, e-devlete gerçek anlamda ulaşmak mümkün değildir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabiî ki, bu süreçte, bazı hukukî ve teknik altyapı çalışmalarının da tamamlanması gerekmektedir; örneğin, elektronik ortamda yapılan işlemlere geçerlilik kazandıran elektronik imzanın kanunlaşması gibi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Size 1 dakika eksüre veriyorum Sayın Yüksektepe.

Buyurun efendim.

MEHMET YÜKSEKTEPE (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Taraflararası iletilerde, bilginin gizliliği, bütünlüğü ve tarafların kimliklerinin doğruluğu, kurulacak olan teknik ve yasal altyapıyla garanti edilmelidir. Elektronik ortamda yapılması planlanan işlemlerin ve bilgi transferinin güvenliğini sağlayacak olan elektronik imza kullanımı için gerekli yasal değişiklikler en kısa sürede hazırlanmalıdır. Bu hazırlık, yapılmış olmasını rağmen, Meclis gündeminde beklemektedir.

Dünyada "Taylor Nelson" adlı bir araştırma şirketinin "E-Devlete Uluslararası Bakış" isimli çalışmasında ülkeler üç gruba ayrılmıştır. Türkiye, yüzde 3'le, e-devlet kullanımında, en az kullanan ülkeler grubundadır.

Dünyadaki e-devlet uygulamalarından bahsetmek gerekirse, başta Singapur olmak üzere, İngiltere, ABD, Kanada, Avrupa Birliği ülkeleri, çoğu Güney Asya ülkeleri e-devlet yapılanmasında büyük yol almışlardır ve önümüzdeki birkaç yıl içerisinde elektronik ortama tamamen geçiş yapmayı planlamaktadırlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN -Sayın Yüksektepe, lütfen tamamlar mısınız.

Buyurun.

MEHMET YÜKSEKTEPE (Devamla) - Tamamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bu konuda, gerçekten, söylenecek çok şey var. Özellikle, bu konunun, Meclis gündeminde, özel bir gündem maddesi olarak ele alınmasını, ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesini, irdelenmesini, bu konuda tüm arkadaşlarımızın bilgilendirilmesini umuyorum. Ben inanıyorum ki, bugün sahip olduğumuz sinerji, siyasal güç, toplumun genç olması ve değişime yatkınlığı gibi faktörler e-devlet projesinin hayata geçirilmesi imkânını kolaylaştırmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, beni dinlediğiniz için çok teşekkür eder, hepinize saygılar sunarım. (Alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Yüksektepe, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, gündemdışı ikinci söz, Balıkesir SEKA Fabrikasının özelleştirilmesiyle ilgili söz isteyen Balıkesir Milletvekili Orhan Sür'e aittir.

Sayın Sür, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

2.-  Balıkesir Milletvekili Orhan Sür'ün, Balıkesir SEKA Fabrikasının özelleştirilmesine ilişkin gündemdışı konuşması

ORHAN SÜR (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Balıkesir SEKA Fabrikasının özelleştirilmesiyle ilgili şahsım adına söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, 3 Kasım seçimlerinden önce, gerek Adalet ve Kalkınma Partisinin adayları olarak gerek Cumhuriyet Halk Partisinin adayları olarak, bizler, köyü, kenti gezerken, ülkenin ne denli yanlış yönetildiğini, böyle bir yönetimin sonucunda da ülkenin battığını açık açık herkese söyledik. Dedik ki, bu ülkenin değerleri peşkeş çekiliyor; biz, eğer, iktidara gelirsek, öncelikle bu peşkeş çekmeye dur diyeceğiz. Seçim sonucunda Meclise, sadece iki parti girebildi. Elbette, birimiz iktidar, birimiz muhalefetiz.

Ben, KİT Komisyonunda çalışan bir arkadaşınızım. Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlarımla beraber KİT'leri denetlemeye çalışıyoruz. Orada, bu ülkenin insanının, bu ülkenin halkının değerlerini korumaya çalışıyoruz. Orada yapılan savurganlıkları, orada yapılan hataları düzeltmeye ve bu ülkenin değerlerini, bu ülkenin insanının emrine sunmaya çalışıyoruz. Gerçekten, çok ciddî boyutta ve nitelikli çalışmalar yaptığımıza inanıyorum; ama, bu arada, hükümetimizin yaptığı özelleştirme çalışmalarını da görünce, inanın, ne çalışma zevki kalıyor ve ne de acaba biz neler söyledik, neler yapıyoruz diye düşünmeden edemiyorum.

Değerli arkadaşlarım, Balıkesir SEKA Fabrikası özelleştirme programında ve geçtiğimiz haftalarda, bu fabrika, özelleştirilmek amacıyla satışa çıktı. Nedir Balıkesir'deki sorun?.. Maliye Bakanımıza göre, Balıkesir SEKA Fabrikası zarar ediyor. Bu zarardan Balıkesir SEKA Fabrikasında çalışan işçiler sorumlu değil. SEKA'nın çalışmalarını incelediğimizde, SEKA'nın gerekli yatırımları yapmadığını görüyoruz. Gerekli yatırımlar yapılmayınca, fabrika devamlı duruşta olunca, fabrika elbette zarar ediyor; ama, şimdi şöyle deniliyor: "Fabrika zarar ediyorsa, biz de bu fabrikayı satarız." Peki, satarken nasıl satıyorsunuz; işte önemli olan bir nokta orada başlıyor.

Değerli arkadaşlarım, Balıkesir SEKA Fabrikasında ne var; önce size onu anlatmak istiyorum. Balıkesir SEKA Fabrikasında, fabrika binalarının kurulu olduğu, yaklaşık 823 000 metrekare, yani 823 dönüm fabrika alanı var, tarla vasfında. Ayrıca, lojmanların bulunduğu, yaklaşık 443 dönümlük ikinci bir parça daha var. Bunların ikisinin toplamı 1 255 942 metrekare; yani, yaklaşık 1 255 dönümlük bir arazi.

Değerli arkadaşlarım, bu arazinin üzerinde 60 788 metrekare kapalı alanı olan bir fabrika var, 2 978 metrekarelik sosyal tesisler var, lojmanlar, SEKA Evi ve bekâr pansiyonu dahil, 22 749 metrekarelik bir kapalı alan var, 203 lojman var; ama, bu güzelim fabrikaya önerilen fiyat 1,1 milyon dolar; yani, Türk parasıyla 1 trilyon 800 milyar lira!.. Bugün, sadece lojmanları satarsanız bundan fazla para toplarsınız, devletin kasasına girecek olan para bundan fazladır. Fabrika bir tarafta; fabrikaya daha dokunulmadan bundan büyük paranın kazanılması mümkündür.

Ayrıca, fabrikanın ambarlarında yaklaşık 4 trilyon liralık yedek parça var. Fabrikada çalışan 47 iş makinesi var. Bunların hiçbirisi dikkate alınmıyor ve maalesef, fabrikaya üretim garantisi, sadece 1 yıl isteniyor.

Değerli arkadaşlarım, burada kamu yararı nedir?! Burada kamu yararını göremiyoruz.

Şimdi, Maliye Bakanımız diyor ki: "Biz daha satmadık." Ee, sattıktan sonra mı konuşacağız?! Maalesef, hiç hoş olmayan sözler işitiyoruz. Maliye Bakanımız aynen şunu söylüyor: "Parayı veren düdüğü çalar."

Değerli arkadaşlarım, geçtiğimiz günlerde buradan çıkan bir yasayla, bu fabrikaya talip olan Albayraklar Şirketine -gazetelerden okuduğumuz kadarıyla- 100 trilyon liralık bir kaynak aktarıldı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Sür, 1 dakika eksüre veriyorum; lütfen, konuşmanızı tamamlar mısınız.

ORHAN SÜR (Devamla) - Yani, bu milletin parası bu şirkete aktarıldı. Bu şirket de şimdi geliyor, Balıkesir SEKA fabrikasını satın alıyor. Bakanımız da diyor ki: "Parayı veren düdüğü çalar." Ee, parayı halk veriyor, fabrikayı şirket alıyor, düdüğü şirket çalıyor. Halk ne zaman düdük çalacak, işçi ne zaman düdük çalacak, sormak istiyorum?! (CHP sıralarından alkışlar)

Bakanımızın çok yadırgadığım bir sözü daha var; onu da burada eleştirmek istiyorum. "KİT'leri babalar gibi satarız" diyor.

AHMET YENİ (Samsun) - Satacağız... Satacağız...

ORHAN SÜR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, "satacağız" diyorsunuz da, satışlarda bulunan babalar başka babalardır. Ne zamandan beri, Türkiye Cumhuriyetinin bakanları kendisini baba ilan ediyor?!

AHMET YENİ (Samsun) - Müşteri bul...

ORHAN SÜR (Devamla) - Ne zamandan beri baba ilan ediyor?! Yakışıyor mu Türkiye Cumhuriyetinin bakanına?! Yakışıyor mu!..

AHMET YENİ (Samsun) - Müşteri bul, müşteri!..

ORHAN SÜR (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, siyaset ve ülke yönetimi ciddî iştir, yandaşlara peşkeş çekme işi değildir. Lütfen, Yüce Meclisi, bu konuda hassas davranmaya, bu konu üzerinde bir kez daha düşünmeye ve hükümetimizi bu konuda uyarmaya davet ediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Sür, lütfen, konuşmanızı tamamlar mısınız.

ORHAN SÜR (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım; son sözlerim.

Değerli arkadaşlarım, bu KİT'ler hepimizin malıdır; ama, bu mantıkla giderse, sadece bir tek şey söylenebilir: Bunlar peşkeş çekilmektedir.

Eğer, sizler, bu peşkeşlerden sonra hâlâ kendinize AK Parti diyorsanız, benim sizlere söyleyecek bir şeyim yok; halk, size gerekeni söyleyecektir.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Sür, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, gündemdışı üçüncü söz, Turizm Haftası nedeniyle söz isteyen, Muğla Milletvekili Orhan Seyfi Terzibaşıoğlu'na aittir.

Buyurun Sayın Terzibaşıoğlu. (AK Parti sıralarından alkışlar)

3. - Muğla Milletvekili Orhan Seyfi Terzibaşıoğlu'nun, 15-22 Nisan Turizm Haftası kutlamalarına ilişkin gündemdışı konuşması

ORHAN SEYFİ TERZİBAŞIOĞLU (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 15-22 Nisan tarihleri arasında kutladığımız Turizm Haftası dolayısıyla gündemdışı söz almış bulunuyorum; aziz milletimizi ve Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Turizm, dünyada en hızlı gelişen sektördür. Turizm sektörü, dünya ticaretinde petrolden sonra ikinci sırayı almaktadır. Dünya Turizm Örgütünün geleceğe yönelik projeksiyonlarında, önümüzdeki kırk yıl içerisinde en hızlı ve düzenli büyüyecek sektör olarak turizm sektörü gösterilmektedir. Yine, Dünya Turizm Örgütü tespitlerine göre, dünya turizmi, önümüzdeki on yıl içinde her yıl ortalama yüzde 17 büyüyecektir.

Turizm sektörü, ürünleri ve bu ürünlerin paketlenmesi, artı, pazarlanmasıyla, yaklaşık 40 sektöre doğrudan girdi sağlamaktadır. Geleceğe yönelik olarak, istihdam imkânının en fazla olduğu sektörlerden biri olacaktır. Bu bağlamda, toplumsal refahı en kısa sürede yükseltecek sektördür.

Turizm, Türkiye'nin dünya pazarlarındaki en rekabetçi ürünüdür. Ülkemize 2002 yılında yaklaşık 13 500 000 turist gelmiş ve 11,9 milyar dolar döviz kazandırmıştır. İhracat gelirlerinden sonra en büyük gelir kalemini, turizm sektöründen elde edilen gelirler oluşturmaktadır. Bugün ülkemizde turizm sektörü, 1 000 000 insanımıza doğrudan, 2 500 000 insanımıza da dolaylı istihdam sağlamaktadır. Özellikle, istihdam yaratma bakımından avantajsız kesimler olarak adlandırılan gençlerin ve kadınların istihdam edilmesinde oynadığı etkin rolden dolayı, turizm sektörü, gelecekteki en önemli gelir kaynağı olmasının yanı sıra, en önemli istihdam kaynağı haline gelecektir.

1980 yılı itibariyle Türkiye'de turizm belgeli tesis sayısı 511, yatak sayısı ise 82 000 idi. Bugün ise, tesis sayısı, yüzde 100'ün üzerinde artış göstererek, 511'den 1 260'a, yatak sayısı da yaklaşık 6 kat artış göstererek, 82 000'den 498 000'e ulaşmıştır.

Pazar payımızı dünya ortalamasının üzerinde geliştirebilirsek, 50 000 000 turisti ve 50 milyar dolar girdiyi ülkemize kazandırabilmemiz pekâlâ mümkündür. Turist sayısı ve döviz girdisiyle bugün 9 uncu ve 10 uncu sıralarda yer alan Türkiye, mutlaka ilk 5'e girebilmelidir.

Dünyada 23 uygarlığın iz bırakarak geçtiği Türkiye gibi ikinci bir ülke  yoktur. Ülkemiz, dört mevsim, oniki ay turizmi arza sunabilecek ender ülkelerden biridir. Bu nedenlerden dolayı, mutlaka, turizm sektöründe bir Türkiye markası oluşturmalıyız.

Sektörün gelişmesi için acil yapılması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:

Turizm sektöründeki rakip ülkelerle rekabet edebilmemiz için, KDV oranları, rekabet edeceğimiz ülkelerin seviyelerine düşürülmelidir.

AK Parti olarak programımızda belirttiğimiz turizm kentleri projelerini bir an önce hayata geçirmeliyiz.

Marinası, spor alanları ve yerleşim alanlarıyla turizm merkezleri oluşturmalıyız.

Yasal düzenlemeler yapılarak, yabancıların mülk ve devre mülk edinmeleri sağlanmalıdır. Bu şekilde, yabancılar, ülkemizde daha çok kalacaklar ve dolayısıyla daha çok döviz bırakacaklardır.

Geleceğe yönelik planlama, yatırım, tahsis, teşvik ve dış tanıtım yönünde sektöre daha fazla destek verilmesi halinde, turizm sektörü Türkiye'nin lider sektörü olacaktır. Elimizdeki imkânları, ayrıcalıkları ve avantajları iyi kullandığımızda, bu yönde yeni turizm yatırımlarının harekete geçirilmesi kaçınılmazdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Terzibaşıoğlu, ek 1 dakika süre vereceğim size, lütfen, konuşmanızı tamamlarmısınız.

Buyurun.

ORHAN SEYFİ TERZİBAŞIOĞLU (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.

1987-1991 yılları arasında, devletin, turizm sektörüne verdiği her 1 dolar nakdî destek, 25 dolar olarak geri dönmüştür.

Seçim bölgem olan Muğla İlinin sahil bandı 1 124 kilometre uzunluğundadır. Rakibimiz İspanya'nın ise 700 kilometre sahil bandıyla 60 milyar dolar gelir elde ettiği gerçeğinden hareketle, Türkiye'nin büyük turizm merkezlerinden biri olan Muğla'da turizmin geliştirilebilmesi için öncelikle yeni yat turizm alan merkezleri açılmalıdır. Yat turizmine gereken önem verilmeli, yap-işlet-devret modelleriyle yeni marinalar, yeni yat çekek yerleri yapılmalıdır.

Turizm Bakanlığı tarafından, sektöre yön vermek amacıyla, yat turizmi master planı hazırlanmıştır. Master planı önerileri çerçevesinde yat turizmi fiziksel planı çalışması tamamlanmış olup, buna göre, Bodrum-Kaş arası birinci öncelikli bölge olarak ortaya çıkmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayınız...

ORHAN SEYFİ TERZİBAŞIOĞLU (Devamla) - Tamamlıyorum.

Bu plan çerçevesinde, öncelikle, Bodrum yeni yat limanı, Datça yat limanı, Dalaman yat limanı ve deniz otobüsü yanaşma yeri, Fethiye Çavuşlu limanı, Bozburun yat yanaşma yeri inşaatlarına bir an önce başlanılmalı ve bütçe imkânlarının elverdiği ölçüler içerisinde bitirilmelidir.

Turizm Bakanlığının desteğiyle yapımına başlanan altyapı hizmetlerinden, Bodrum-Gümbet atık su arıtma tesisi ve inşaatı, Fethiye-Ölüdeniz atık su arıtma inşaatı en kısa zamanda tamamlanmalıdır. Fethiye İlçesi turizminin gelişmesine büyük katkı sağlayacak olan, ihalesi yapılan Göcek tünelinin, Yüksek Planlama Kurulu tarafından onaylanarak, bir an önce yapımına başlanmalıdır.

Yine, bu çerçevede, turizmin oniki aya yayılması için, yamaç paraşütü yapılan Fethiye-Ölüdeniz-Babadağ'a yapılması planlanan teleferik hattı projesi hayata geçirilmelidir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak da, Turizm Hizmet Bölge ve Meslek Birlikleri Kanunu ve turizmle ilgili bazı kanunlarda, günümüz ihtiyaçlarına uygun değişiklikleri ivedilikle yapmamızın çok önemli olduğunu vurgulamak istiyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle, Turizm Haftasının, ülkemize, milletimize yararlı olmasını, yeni turizm sezonunun iyi ve kazançlı geçmesini temenni eder, turizm sektöründe çalışanlara başarılar diler; AK Parti Grubu ve şahsım adına hepinize saygılar sunarım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Terzibaşıoğlu.

Gündemdışı konuşmalar tamamlanmıştır

Başkanlığın Genel Kurula diğer sunuşları vardır.

Bir Meclis araştırması önergesi vardır; okutuyorum:

B) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. - Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer ve 25 milletvekilinin, futbol karşılaşmalarında meydana gelen istenmeyen olayların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/63)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Evrensel bir spor olan futbol bütün sosyal sınıfları büyüler ve bir araya getirir; bu gücüyle bir ulus içindeki sosyal ilişkileri etkiler. Başarılı takımlar halka mal olmuştur. Büyük oyuncular yıldızlaşır, hatta idolleşir; ancak, yarattıkları tutkular ve uyandırdıkları beklentiler bazen şiddete de yol açar.

Futbol karşılaşmaları büyük bir rekabete yol açar. Karşılaşmalar, şampiyonluklar bazı siyasî rejimler için propaganda öğesi durumuna gelebilir.

Coşku ve tutku bazen tribünlerde ve stadın çevresinde şiddete dönüşür. Bu şiddet, istenmeyen olayları da beraberinde getirir.

Futbol karşılaşmaları esnasında gerekli bütün önlemlerin alınması, güvenlik görevlilerinin stat içinde artırılması ve spor il müdürlüklerinden görevli memurların tribünlerde yer alması, kulüp görevlilerinin ve futbolcuların dostluk içerisinde maçlarını yapmaları gerekmektedir.

Son günlerde sahalarda, tribünlerde ve maç sonrası meydana gelen olaylar hoş karşılanmamakla birlikte, meydana gelen anarşinin bir an önce durdurulması ve bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir araştırma komisyonu oluşturulup, bu olayların araştırılması ile meydana gelişi ve nedenleri aydınlığa kavuşturulmalıdır.

Biz, aşağıda imzaları bulunan siyasî parti temsilcileri, Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca araştırma konusunda bir Meclis araştırması açılmasını istiyoruz.

Saygılarımızla. 9.4.2003

1- Mesut Değer                                       (Diyarbakır)

2- Berhan Şimşek                                    (İstanbul)

3- Şevket Gürsoy                                    (Adıyaman)

4-Erdal Karademir                                   (İzmir)

5-Uğur Aksöz                                         (Adana)

6-Muhsin Koçyiğit                                 (Diyarbakır)

7-Mehmet Parlakyiğit                             (Kahramanmaraş)

8-Mehmet Tomanbay                             (Ankara)

9-Enver Öktem                                        (İzmir)

10-Abdurrezzak Erten                            (İzmir)

11-Gökhan Durgun                                 (Hatay)

12-Özlem Çerçioğlu                                (Aydın)

13-Vezir Akdemir                                   (İzmir)

14-Sıdıka Aydoğan                                  (İstanbul)

15-Sedat Uzunbay                                  (İzmir)

16-Mehmet Yıldırım                               (Kastamonu)

17-Mustafa Gazalcı                                (Denizli)

18-Zeynep Damla Gürel                         (İstanbul)

19-Orhan Sür                                           (Balıkesir)

20-Hüseyin Bayındır                              (Kırşehir)

21-Feridun Ayvazoğlu                            (Çorum)

22-Ahmet Ersin                                       (İzmir)

23-Yılmaz Kaya                                      (İzmir)

24-Hasan Aydın                                      (İstanbul)

25-Hüseyin Ekmekçioğlu                        (Antalya)

26- Hasan Fehmi Güneş                          (İstanbul)

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge, gündemdeki yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun, İçtüzüğün 19 ve 91 inci maddelerine göre verilmiş bir önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım:

IV. - ÖNERİLER

A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ

1. - Genel Kurulun 16 Nisan 2003 Çarşamba günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 36 ncı sırasında yer alan 112 sıra sayılı kanun tasarısının, bu kısmın 2 nci sırasına alınmasına ve tasarının, İçtüzüğün 91 inci maddesine göre; beş bölüm halinde görüşülmesine ve görüşmelerin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılmasına ilişkin AK Parti Grubu önerisi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Bakanlığına

Danışma Kurulunun 16.4.2003 Çarşamba günü(bugün) yaptığı toplantıda siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, İçtüzüğün 19 ve 91 inci maddeleri gereğince, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurula sunulmasını arz ederim.

                                                                                                         Eyüp Fatsa

                                                                                                               Ordu

                                                                                            AK Parti Grup Başkanvekili

Öneri:

Genel Kurulun 16 Nisan 2003 Çarşamba günkü (bugün) birleşiminde; sözlü soruların görüşülmemesi, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"  kısmının 36 ncı sırasında yer alan 112 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 2 nci sırasına alınması ve tasarının, İçtüzüğün 91 inci maddesine göre; 1 nci maddesinden 7 nci maddesine kadar birinci bölüm, 7 nci maddesinden 17 nci maddesine kadar ikinci bölüm, 17 nci maddesinden 22 nci maddesine kadar üçüncü bölüm, 22 nci maddesinden 31 inci maddesine kadar dördüncü bölüm, 31 inci maddesinden 40 ıncı maddesi dahil olmak üzere beşinci bölüm olarak bölümler halinde görüşülmesi ve görüşmelerin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılmasının Genel Kurulun onayına sunulması önerilmiştir.

BAŞKAN - Öneriyle ilgili olarak söz talebi?..

OYA ARASLI (Ankara) - Aleyhinde söz istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Oya Araslı. (CHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sonra da ben istiyorum Sayın Başkan.

ÖNDER SAV (Ankara) - Kişisel sözdür Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Araslı, şahsınız adına konuşuyorsunuz.

OYA ARASLI (Ankara) - Kişisel sözdür efendim zaten.

BAŞKAN - Aleyhte, değil mi Sayın Hocam?

OYA ARASLI (Ankara) - Evet.

EYÜP FATSA (Ordu) - Lehinde de ben söz istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Tamam.

Sayın Hocam, bir dakika müsaade eder misiniz.

Sayın Özyürek, sonrasında sizin de söz talebiniz var mı efendim?

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Evet efendim.

BAŞKAN - Tamam.

Buyurun Sayın Araslı.

OYA ARASLI (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; olağanüstü görüşme yöntemlerini olağan hale getiren olaylardan birisini daha yaşıyoruz bugün. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki milletvekilleri, çok uzun zamandan beri, haftanın hangi günü gündemde yer alan hangi konuyu görüşeceklerini bilebilmek imkânına sahip değiller; çünkü, gündem, mütemadiyen, günlük olarak değiştiriliyor. Danışma Kurulu toplanıyor, partilerimizden birisi oraya öneri götürüyor, Danışma Kurulunda görüş birliğine varılmadığı için de, buraya, siyasî parti önerisi olarak geliyor, parmaklar kalkıyor ve günlük gündemler yapılıyor. Bu, yasama çalışmalarında belirsizlik demektir. Görüyorum ki, özellikle, iktidar partisi grubu, bu belirsizliği çok sevmiş durumda.

Değerli arkadaşlarım, belirsizliği sevmek, hukuk devleti ilkesinden uzaklaşmak demektir; bu konuda sizleri uyarıyorum. Hukuksuzluğa giden yol, belirsizlikten geçer. Bu niçin yapılıyor? Bu, milletvekillerinin yasama çalışmalarına katkısını engelleyen bir durum; o halde, milletvekillerinin, yasama çalışmalarına etkin bir biçimde katkı vermesi istenmiyor. Hükümetin uygun gördüğü tasarılar buraya getiriliyor, jet hızıyla görüşülüyor, çıkarılıyor ve bir anlamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi etkisizliğe mahkûm ediliyor, devreden çıkarılıyor. Bu yapılırken de, özellikle, muhalefetin muhalefet etme imkânları elinden alınıyor.

Değerli arkadaşlarım, parlamentolarda, genellikle, muhalefetler iktidarı engellerler; ama, görüyorum ki, bu dönem işler tersine döndü, iktidar muhalefeti engelliyor. Bu da şunu gösteriyor: Sayısal bir çoğunluğa sahip olmasına rağmen, iktidar, muhalefetin gücü karşısında eziliyor; muhalefetin sesini duyurmasını engelleyebilmek için de, bu tür, demokrasiyle bağdaşmayan, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayan yöntemler getiriyor. Bu yöntemlere, bugün, bir başkasının daha eklendiğini görüyoruz. Geçen hafta, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, Cumhuriyet Halk Partisinin muhalefetine rağmen, kabul edilmiş olunan Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 91 inci maddesi, olağanüstü yasama yöntemi getiren 91 inci maddesi, gündeme taşınan 112 sıra sayılı Turizm ve Kültür Bakanlıklarının birleşmesine ve bu şekilde ortaya çıkacak yapının düzenlenmesine ilişkin tasarının görüşülmesinde uygulanması suretiyle kendisini gösteriyor. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak karşı çıktığımız, yanlışlıklarını belirttiğimiz ve hakkında Anayasa Mahkemesine iptal davası açtığımız İçtüzük değişikliği, bu olay nedeniyle, bugün uygulanıyor.

Değerli arkadaşlarım, burada uygulanan İçtüzüğün 91 inci maddesinde yapılan yeni düzenlemeyle ihdas edilmiş olan yöntemin, bu konu görüşülürken, ne kadar sakıncalı olduğunu ifade ettik ve bir noktaya dikkatlerinizi özellikle çektik: Temel yasa nedir? Bu, kapsamı fevkalade belirsiz, esnek bir kavramdır, bunun içine nelerin gireceği hiç belli olmaz dedik. Bu sözleri söylerken, ne kadar büyük bir gerçeği ifade etmiş olduğumuz, bugün, yaşadığımızla ortaya çıkıyor.

112 sıra sayılı kanun tasarısının neresi temel kanundur değerli arkadaşlar?! İki bakanlığın, yani, devlet düzenindeki çok özel bir alanın, bu kanun tasarısıyla düzenlendiğini görüyoruz. Neresi temel kanun bunun da, biz, bunu, temel kanunlar ve içtüzükler için uygulanması gereken yöntemle görüşülmesine gidiyoruz?! Öyle görünüyor ki, bazı arkadaşlarımız, temel kanun ile uzun kavramını eş tutar anlamda konuşmalar yapmışlardı; artık, uzun da değil, orta boyutta, 40 maddelik kanunlar da, uzun kanun olarak kabul ediliyor ve temel kanun kapsamında mütalaa ediliyor.

Değerli arkadaşlar, bu kanun tasarısının temel kanun olup olmadığı çok tartışmalıdır. Onun için, İçtüzüğün 91 inci maddesi doğrultusunda buraya getirilmesini hoş karşılamıyoruz, buna karşıyız ve bu nedenle, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun önerisine karşı, olumsuz bir tavır içerisinde olduğumuzu belirtmek istiyorum.

Diğer yandan, 112 sıra sayılı yasa tasarısını, 91 inci maddede getirilen usule uygun olarak görüştüğümüz zaman neler olacak: Yasa tasarısı, bölümler halinde görüşülecek; maddeleri üzerinde hiçbir görüşme yapılamayacak; önergeler verilecek, bölümler üzerinde görüşme açılacak ve bölümler bütünüyle oylanacak; yani bölümlerde yer alan maddelerden bir kısmını kabul eden, diğerleri hakkında ise ret iradesi oluşan milletvekilleri, bölüm hakkında oylarını verirken, bu oyu nasıl kullanacaklarını tayin edemeyecekler veya tayin etmekte zorluk çekecekler ve büyük bir kısmı hakkında olumsuz görüşe sahip oldukları bölümler için beğendikleri birkaç maddesi nedeniyle, onların yüzü suyu hürmetine, olumlu oy kullanacaklar veya beğenmedikleri maddeler nedeniyle, beğendikleri maddeleri de reddetmek zorunda kalacaklar. Böyle bir duruma milletvekillerini sıkıştırmanın, milletvekilinin iradesini baskı altına almak olduğunu hepimiz bilmeliyiz. Demokratik rejimler, milletvekillerinin irade özgürlüğüne dayanan rejimlerdir. Getirilen bu düzenleme, bu anlamda da demokrasiyi zedelemektedir.

Ayrıca, Anayasa Mahkememizin, maddeler görüşülmeden, Anayasanın gereği olan görüşme olgusunun gerçekleşmiş sayılamayacağına ilişkin kararları mevcuttur. Şu anda, içinde bulunduğumuz tutum, uygulamaya kalkıştığımız, Adalet ve Kalkınma Partisinin önerdiği tutum, Anayasanın bu hükmüyle de açıkça çelişmektedir. Biz, bunları, Anayasa Mahkemesine açtığımız iptal davasında da, İçtüzüğün 91 inci maddesiyle ilgili düzenleme burada görüşülürken de huzurunuzda dile getirdik; ama dikkate alınmadı. Dava dilekçesi şimdi Anayasa Mahkemesinin önünde. Eğer şu olay, yargının önünde olsaydı öyle zannediyorum ki, çok kolaylıkla meseleyi müstehire addedilirdi, addedilmesi gerekirdi. Biz, niçin yargının yapması gereken bir şeyi, siyasal bakımdan, burada yapmıyoruz ve Anayasa Mahkemesinin açılmış olan iptal davasıyla ilgili kararı ortaya çıkıncaya kadar, İçtüzüğün bu yeniden düzenlenen 91 inci maddesini, burada uygulamaktan kaçınmıyoruz. Siyasî bakımdan, bunu yapabilmek elimizdedir. Bunu yaptığımız zaman, demokrasiyi selamete çıkarmak imkânı ortadadır; ama, biz bunu yapmıyoruz ve eğer bu grup önerisi kabul edilirse, burada, kararlarımızla, demokrasiye darbe vurmuş olacağız. Bunun, demokrasiye bir darbe niteliği taşıdığını, daha önce, benzer bir düzenleme nedeniyle, Anayasa Mahkemesinde açtığı iptal davasında veya burada yaptığı konuşmalardaki sözleriyle, şu anda sizin grubunuzun sıralarında oturan milletvekili arkadaşlarımız iddia etmişlerdir. Eğer, bu gelen öneriyi kabul edecek olursak, tıpkı o arkadaşlarımızın, gene, değindiğim görüşmelerde ve iptal davasında belirttikleri gibi, yasama organına saygısızlık yapmış olacağız, millî iradeyi, belirdiği yer olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde boğmuş olacağız. Bu tür bir günaha katkı verilmesini, asla ve kat'a kabul etmiyorum ve diliyorum ki, burada dile getirdiğim uyarılar, milletvekili arkadaşlarımı, böyle bir öneriye katkı vermekten, böyle bir yanlışı yapmaktan korur.

Teşekkür ederim.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Araslı.

Önerinin lehinde, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa'nın söz talebi vardır.

Sayın Fatsa, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

EYÜP FATSA (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının, İçtüzüğümüzün 91 inci maddesine dayanarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir temel yasa olarak görüşülmesi için Danışma Kurulu talebimiz oldu. Saat 13.15'te Danışma Kurulu toplandı; ancak, Danışma Kurulunda bir mutabakat sağlanamadığı için, Grup önerimizi Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirdik.

Tabiî, muhalefet partimizin konuya yaklaşımını, değerlendirmesini saygıyla karşılıyoruz; ancak, mutabakata varamayış gerekçelerimizi dikkate aldığımızda, özellikle neyin temel yasa olduğu, neyin temel yasa olmadığı üzerinde bir mutabakat olmayışından kaynaklanan farklılıklar olduğunu görüyoruz. Bugüne kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, komisyonlarında, ilgili yerlerde, bilim adamları tarafından temel yasanın ne olup olmadığı konusu ciddî şekilde tartışıldı; ancak, bir türlü, neyin temel yasa olup olamayacağı konusunda bir birliktelik sağlanamadı.

Biraz önce Sayın Araslı'yı hep beraber dinledik "bunun bir temel yasa olmadığına inanıyoruz" diye ifadede bulundu. Tabiî, biz, Sayın Araslı'dan şunu da beklerdik: Eğer, bunun bir temel yasa olmadığına inanılıyorsa, öyleyse, temel yasanın ne olduğunu burada söylemesi gerekirdi, neyin temel yasa olarak değerlendirilebileceğini de ifade etmesi gerekirdi diye düşünüyorum.

Değerli arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, geçmişte hep şahit olduk; birçok kanun teklif ve tasarısı, Türkiye Büyük Millet Meclisine gelerek temel yasa olarak görüşüldü ve kabul edildi.

Biz, Kültür ve Turizm Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının, İçtüzüğümüzün 91 inci maddesine göre, temel yasa kapsamında görüşülebileceğine inandığımız için; yani, bunu bir temel yasa kapsamında değerlendirebileceğimize inandığımız için, bunun bir temel yasa olarak görüşülmesini Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine getirdik.

Ancak, Sayın Araslı'nın ifade ettiği gibi, biz, bunu yaparken, asla, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, milletvekillerinin yasama faaliyetlerini engelleme gibi bir düşüncenin, bir gayretin içerisinde de olmadık. Eğer böyle olsaydı, biz, yaklaşık 50 maddeden oluşan bir tasarıyı, 1 bölüm halinde veya 2 bölüm halinde de getirebilirdik; her bir bölümü yaklaşık 7-8 maddeyi ihtiva eden 5 bölüm halinde getirdik. Siyasî parti gruplarımız geneli üzerinde ve her bir bölüm üzerinde düşüncelerini ifade etme imkânı bulabilecekleri gibi, her bölümde 7 tane önerge verme hakkına da sahiptir. Eğer, engelleme gibi bir düşüncemiz olsaydı, bu bölümleri bu kadar çok sayıda getirmezdik; 1 bölüm halinde getirirdik, 2 bölüm halinde getirirdik.

Kaldı ki, sadece bizim Meclisimizde değil, özellikle demokrasisi gelişmiş Batı ülkelerinde de parlamentolarda, çoğu zaman, ivedilik, aciliyet kesp eden kanun teklif ve tasarılarının temel yasa olarak görüşüldüğünü, hatta, hızlandırılarak, üzerinde az konuşmak suretiyle, zamanı iyi kullanmak suretiyle, getirilen tasarının bir an önce hayata geçmesi için uygulamaların var olduğuna da şahit oluyoruz. Özellikle de Avrupa Birliği müktesebatına, ülkelerin kanunlarının uyumunu sağlama konusunda, yoğun olarak bu tür yöntemlere başvurulduğunu da biliyoruz; yani, bu, ilk defa uygulanan,  Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine ilk defa gelen, hiç bilinmeyen bir şeyi ihdas etmek gibi bir yöntem değildir. Bu yöntem, hem bizim Parlamentomuzda, geçmişte, bir hayli yoğun şekilde başvurulmuş bir yöntemdir hem de gelişmiş Batı demokrasilerinde, parlamentolarında yoğun olarak uygulanan bir yöntemdir.

Ayrıca, Anayasa Mahkemesinin, İçtüzüğümüzün 91 inci maddesini iptal gerekçesini ileri sürerek, bunun yanlış olduğunu Sayın Araslı ifade ettiler. Evet, Anayasa Mahkemesinin, yapılan müracaat üzerine, İçtüzüğün 91 inci maddesindeki uygulamaları iptal ettiğini biliyoruz; ancak, geçtiğimiz hafta yapmış olduğumuz İçtüzük değişikliğinde ve 91 inci maddede yapılan değişiklikte, Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri de dikkate alınarak yeni bir düzenleme yapılmıştır. Muhalefet partimiz, iptal için yeniden Anayasa Mahkemesine müracaat etmiştir, haklarıdır, saygı duyarız; ama, bu, Anayasa Mahkemesinin, muhalefet müracaat etti diye, yeniden, bu İçtüzük değişikliğini ortadan kaldıracağı veya iptal edeceği manasına da gelmez.

Dolayısıyla, yapılan iş, İçtüzüğümüzün 91 inci maddesine uygundur; bir yanlışlık, bir eksiklik ortada değildir. Görüşülecek tasarının bir temel yasa olarak görüşülmesinin Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine getirilmiş olması da, asla, muhalefetin görüşlerini kesme, muhalefetin fikirlerini Meclis kürsüsünde ifade etme imkânını kısıtlama gibi bir düşünceden hareketle ortaya konulmamıştır; Milletvekillerimizin yasama çalışmalarını engelleme gibi bir düşünceden hareketle, bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine getirilmemiştir. İçtüzüğümüzün ilgili maddesi, 91 inci maddesine dayanarak, oradaki geçerli olan kuralları da dikkate alarak, bir temel yasa değişikliği olarak bunu Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine getirdik. Dolayısıyla, Genel Kurulumuz tarafından bunun kabul edileceği düşüncesiyle, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Fatsa, teşekkür ediyorum.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, aleyhinde söz istiyorum.

BAŞKAN - Söz vereceğim Sayın Özyürek; bir hususu hatırlatacağım.

Sayın milletvekilleri, önemli bir yasa tasarısıyla ilgili grup önerisini görüşüyoruz; önemli bir katılım var, Meclis çoğunluğumuz da burada. Milletvekili arkadaşlarımızın kendi aralarındaki konuşmaları, hatibin salonda sağlıklı bir şekilde dinlenilmesine elvermiyor. Onun için, dikkatinizi çekiyorum; lütfen, hatibin konuşmasının sağlıklı bir şekilde dinlenilmesine fırsat verelim.

Teşekkür ediyorum.

Sayın Özyürek, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; doğrusu, İçtüzük tartışmalarını yaparken, daha mürekkebi kurumadan, böyle, antidemokratik bir uygulamayla karşı karşıya kalacağımızı asla tahmin etmemiştik. Demek ki, biz, Cumhuriyet Halk Partililer olarak, hâlâ, İktidar Partisiyle ilgili iyi niyetimizi koruyormuşuz; ama, biraz önce okunan, Sayın Fatsa'nın da izah ettiği temel yasa önerisini dinledikten sonra, burada, muhalefetin, bundan böyle, konuşma hakkının, muhalefet yapma hakkının, kanunların maddeleriyle ilgili olarak katkı yapma hakkının bütünüyle ortadan kaldırılacağını, ne yazık ki, çok acı bir şekilde gördük; bundan büyük üzüntü duyuyoruz değerli arkadaşlarım.

Resmî Gazetede daha yeni yayımlandı. Buradaki konuşmaları hepiniz hatırlıyorsunuz. Temel yasa nedir? Deniliyor ki: "Sayın Araslı temel yasayı tarif etsin." Peki, iktidar partisi, buraya bir teşkilat yasasını getirirken bunun temel yasa olduğuna dair herhangi bir açıklama getirdi mi?! Diyor ki: "Madde madde görüşülmesi vakit alır; bizim, muhalefetin eleştirilerini dinlemeye tahammülümüz yok; öyleyse, bunu bölüm bölüm konuşalım, beş dakikada beşiktaş yapalım, geçelim." Değerli arkadaşlarım, bu tutum, kesinlikle antidemokratiktir; bu tutum, kesinlikle, Türkiye'de demokrasinin köküne kibrit atmaktır, benzin dökmektir. Geliniz, bundan vazgeçiniz. Sayın Başbakan da lütfettiler, buraya geldiler; mutluluk duyuyorum; ama, bu Meclisi, böyle, yok yerine sayacaksanız, bu Meclisi çalıştırmayacaksanız, o zaman, milletten niye oy istedik değerli arkadaşlarım; millet bizi buraya niçin gönderdi?! Hükümet hazırladı; hükümet hazırladığına göre eller kalksın, kanun kabul edilsin ve mesele bitsin! Değerli arkadaşlarım, bu, yol değil; bu, demokrasi değil; bu, katılımcılık değil; bu, Adalet ve Kalkınma Partisinin meydanlardaki söylemine uygun bir yol değil; bu, Sayın Erdoğan'ın yaptığı demokrasi mücadelesine uygun bir yol değil. Kısa sürede bu yoldan dönmenizi kesinlikle öneriyoruz.

Şimdi, Sayın Fatsa dedi ki: “Biz, insaflı davrandık; beş altı bölüm halinde getirdik, bir bölüm halinde de getirebilirdik." O zaman, bu kanunu hiç getirmeseydiniz. Mademki -bazen, burada değerli sözcüler de söylüyor- biz seçim bildirgemizde yazdık, acil eylem planımızda da yeri var; öyleyse, bunları burada görüşmeye bile lüzum yok, bunun gereği yapılmıştır...

Değerli arkadaşlarım, şunu kesinlikle bilmeliyiz ki, temel yasa, iki bakanlığı birleştiren yasa değildir. Temel yasa, toplumun bütününü ilgilendiren yasadır. Nedir; geçmişte Meclisimizde Medenî Kanun görüşüldü; yüzlerce maddeden oluşuyor, kendi içinde çok önemli bir tutarlılığı var, çok uzun araştırmalardan, incelemelerden sonra yapıldı. Ceza Kanununu getirirsiniz, Türk Ticaret Kanununu getirirsiniz, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununu getirirsiniz, toplumun bütün kesimlerini ilgilendiren, kendi içinde tutarlılığı olan bir yasadır, o zaman, bunu, elbette, temel yasa olarak biz de kabul ederiz; ama, zaten mevcut olan iki Bakanlığı tek çatı altında toplamak, zaten pek çoğu eski kuruluş kanunlarında da olan buradaki maddeleri bir araya getirmek, nasıl bir mantıkla temel yasa kabul ediliyor?! Doğrusu, bunu hayretle karşılıyorum, büyük üzüntüyle karşılıyorum ve demokrasi adına büyük üzüntü duyuyorum. Korkarım ki, bugün, Türkiye Cumhuriyetinin demokrasi tarihine, çoğunluğun demokrasiyi katlettiği bir gün olarak geçer. Geliniz, böylesine yanlışa imza atmayınız.

Değerli arkadaşlarım, ne olacaktı, bu iki bakanlığın birleşmesi yasa tasarısı temel yasa olarak görüşülmeseydi ne olacaktı; zaten topu topu 40 madde, her maddede konuşulması da söz konusu değil; birkaç saat daha fazla çalışarak, Meclisimiz bunu kabul etmiş olacaktı; ama demokrasi kurtulacaktı, ama Meclis by-pass edilmeyecekti.

Değerli arkadaşlarım, Adalet ve Kalkınma Partisinin buraya getirilen önerisinde, yasanın sistematiği de bozulmaktadır. Şimdi, gruplandırmalara bakarsanız, yasa tasarısındaki gruplandırmaların dışında bir yöntemin izlendiğini de görürsünüz.

Değerli arkadaşlarım, dünyanın her yerinde, yasa yapmak, teknik bir iştir, millî iradeyi çok yakından ilgilendiren bir iştir. Dünyanın hiçbir yerinde, yasaların yapılması, kabul edilmesi, sadece parmakların kalkması değildir.

Cumhuriyet Halk Partisi, bu antidemokratik yöntemle, bu Meclis Genel Kurulunu by-pass etmek isteyen yöntemle, bu çoğunluk iradesine dayanarak, muhalefeti yok sayan, muhalefetin sözünü kesmek isteyen anlayışla, hukuk çerçevesinde, sonuna kadar mücadele edecektir.

Bu düzenlemeniz, öncelikle Cumhurbaşkanından dönecektir. Bu düzenlemeniz, öncelikle Anayasa mahkemesinden dönecektir. Zaman zaman bu uyarıları burada yaptığımızda, bazı arkadaşlarımız "siz Cumhurbaşkanından bilgi mi aldınız, istihbaratınız mı var" diyorlar. Hayır, değerli arkadaşlarım, bizim istihbaratımız filan yok; bizim hukuk bilgimiz var, bizim hukuka saygımız var. (CHP sıralarından alkışlar) Hiç öyle anlaşma filan yok. Cumhurbaşkanı bu konulara tenezzül edecek bir insan değildir. Cumhuriyet Halk Partisi de, böyle pazarlıklar içerisine girecek olan bir parti değildir. (CHP sıralarından alkışlar) Burada bizim söylediklerimiz, hukukun gereğidir; burada, bizim söylediklerimiz, demokrasinin gereğidir; burada, bizim söylediklerimiz, Anayasanın gereğidir.

Değerli arkadaşlarım, 36 ncı sıradaki tasarıyı 2 nci sıraya çekiyorsunuz. Peki, aceleniz ne; ne aceleniz var?! 36 tane daha tasarı var. Şu, hepimize dağıtılmış olan, bekleyen tasarılar listesine bir göz atarsanız, bunun kadar önemli tasarılar var; ama, -bunu herkes söylüyor; ama, ben, burada, söylemek istemezdim- bu acelecilik, bu hukukdışılık, bu Genel Kurulu, bu Meclisi by-pass etme arzusu, ne yazık ki, iktidarın, AKP iktidarının kadrolaşma arzusundan başka bir şey değildir değerli arkadaşlarım.

Türkiye'de insanları kıyıma uğratacaksınız, çıkaracağınız kanunla iki bakanlıkta çalışan üst düzey insanları otomatik olarak görevden alacaksınız ve yerine, dilediğiniz insanları getireceksiniz. Acelenizin bundan olduğu anlaşılıyor; ama, değerli arkadaşlarım, hiçbir iktidar, partizanlık yaparak uzun süre iktidar olamamıştır; hiçbir iktidar, kadrolaşmayla bir yere varamamıştır; hiçbir iktidar, sadece kendi adamlarını, kendi yandaşlarını göreve getirmek suretiyle topluma hizmet etmemiştir. Ne yazık ki, şu anda, tercih edilen yol, Anayasayı bir kenara bırakalım, demokrasiyi bir kenara bırakalım, özgürlükleri bir kenara bırakalım; ama, telaşla, aceleyle, adamlarımızı bir yere yerleştirelim...

Değerli arkadaşlarım, bu yol, yol değildir. Bu yoldan kısa sürede dönmenizi, demokrasi adına, halkımız adına diliyorum. Burada biraz sonra yapacağınız oylamanın, mutlaka, açık oylama şeklinde yapılmasını diliyoruz; bu yönde bir önergeyi de Başkanlık Divanına sunmuş bulunuyoruz. Korkarım ki, bu tasarrufunuz, Meclisi boşu boşuna işgal etmek olacaktır. Meclisi by-pass eden, Anayasayı hiçe sayan, demokrasiyi bir kenara atan bu tasarrufunuz, Cumhurbaşkanından da, Anayasa Mahkemesinden de dönecektir. O zaman "Cumhuriyet Halk Partisi gelip bunu söylemişti, Meclisi boşu boşuna işgal ettik" diyeceksiniz; ama, sizden özür dilemenizi filan beklemiyoruz. Bunu, 6 defa yaptınız. Burada, hep, kalktık, sizleri hep uyardık. Yine, daha geçenlerde, belli gruplara imtiyaz sağlayan kanunları buradan çıkarmayın, büyük yanlışları yapmayın dedik, yaptınız. Ne oldu; Cumhurbaşkanından döndü. Ne oldu; boşu boşuna, belli insanları himaye eder duruma geldiniz; ama, tam teşebbüs halinde yakalandınız, bir noktaya da varamadınız.

Değerli arkadaşlarım, bizden söylemesi, bizden uyarması... Demokrasi zor bir iştir; demokrasi, tahammül rejimidir. Demokraside muhalefete tahammül edeceksiniz, muhalefetin eleştirilerini dinleyeceksiniz. Bir "temel yasa" kavramı bulduk, bir kolay yol bulduk; hadi bakalım, Cumhuriyet Halk Partisi bundan sonra konuşsun da görelim mantığıyla, daha, içtüzük değişikliğinden sonraki ilk yasayı, böylesine Meclisin önüne dayayarak, Cumhuriyet Halk Partisinin önüne dayayarak, "işte, bizim demokrasi anlayışımız budur; hadi bakalım, görün" diye efelenmenin çok yanlış olduğunu, bu Meclise yakışmadığını, daha beş ayı, altı ayı dolan bir iktidara yakıştıramadığımızı bir kez daha hatırlatıyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Özyürek, teşekkür ediyorum.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ederim.

Sayın Özyürek, konuşması esnasında, biraz sonra temel kanun olup olmamasıyla ilgili oylamaya konu tasarı üzerinde, bizim, hükümet olarak kadrolaşma amacıyla böyle bir tasarıyı düzenlediğimizi ifade etti. (CHP sıralarından "yalan mı" sesleri)

Gerçekten, bu, çok ciddî bir bühtandır, bir haksızlıktır ve hükümetimize ciddî bir sataşmadır; o nedenle söz istiyorum.

BAŞKAN - Sayın Bakan, yeni bir sataşmaya sebebiyet vermeyecek şekilde, çok kısa bir açıklama yapmak üzere, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

V. – AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1. - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek'in, hükümete sataşması nedeniyle konuşması

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilli arkadaşlarım; hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum.

Aslında, Cumhuriyet Halk Partisi sözcüsü arkadaşlarımızın, buraya çıkıp, hükümetimize teşekkür etmeleri gerekir; çünkü, 365 milletvekili olan bir siyasî iktidar, 38 olan bakanlık sayısını 22'ye indirmişse (AK Parti sıralarından alkışlar) ve böylece, devleti küçültmeye, Ankara'da, merkezde toplanmış olan bu hantal yapıyı yerele devretmeye ve böylece, çağdaş yönetim anlayışını Türkiye'ye getirmeye niyetliyse, kararlıysa ve bu konuda Mecliste adımlar atılıyorsa, cumhuriyeti kuran parti olarak övünen Cumhuriyet Halk Partililerin, bundan övünç duyması ve bizi tebrik etmeleri gerekir. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Bir defa, iki bakanlık birleşiyor; nasıl kadrolaşacağız allahaşkına?!

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Demokratik bir şekilde birleşsin.

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Bakan, içerik tartışmıyoruz, usul tartışıyoruz. Bu temel yasa mıdır değil midir; burada usulü tartışıyoruz.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - İki bakanlıktaki kadroları, bir tek bakanlık çatısı altında toplayacağız. Buralarda çalışan hiçbir arkadaşımız mağdur edilmeyecek, hiçbirisi açıkta kalmayacak. Nasıl dışarıdan personel alırız?! Böyle bir şey düşünülebilir mi?!

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Bakan, bu, temel bir yasa mıdır? Lütfen, buna cevap verin.

ALİ YÜKSEL KAVUŞTU (Çorum) - Dinlemeyi öğrenin...

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 91 inci maddeyle ilgili, yine, hükümetimiz, dolayısıyla partimiz eleştirildi. Şimdi "temel kanun" ibaresinin İçtüzükte tarif edilmemiş olmasını, demokrasinin katledilmesi anlamında yorumladı Sayın Özyürek. Eğer, bu böyleyse, bunun sorumlusu sizsiniz arkadaşlar. (AK Parti sıralarından alkışlar) 91 inci maddeyi İçtüzüğe bu haliyle taşıyan... 1973 yılında siz neredeydiniz?! Ama, biz yoktuk; biz, daha yirmi aylık bir siyasî partiyiz. (AK Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; CHP sıralarından gürültüler)

ERSOY BULUT (Mersin) - İyi ki yoktunuz, ülkeyi batırırdınız!

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Ne alakası var?!

DEVLET BAKANI ve BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - 91 inci maddeyi, temel kanunu tarif etmeden İçtüzüğe getiren sizsiniz. 1973 yılında, siz Parlamentodaydınız. Gidin, zabıtlara bakın; kendi arkadaşlarınız getirdiler bunu.

OYA ARASLI (Ankara) - Bu hali değil 1973'teki.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - 1973 efendim... Buyurun, işte İçtüzük...

OYA ARASLI (Ankara) - Bu haliyle değil oradaki düzenleme.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - İşte İçtüzük... Buyurun...

Okuyorum efendim.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Bakan, cevap vereceğiz; siz buyurun...

OYA ARASLI (Ankara) - Bu haliyle değil...

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Oya Hanım, okuyorum. Madde 91... (CHP sıralarından gürültüler) 1973 tarihli İçtüzük, işte, elimde; biraz önce, Meclisin ilgili birimindeki arkadaşlardan aldım. Bakın, ne diyor: Madde 91.- Temel kanunları ve İçtüzüğü bütünüyle veya kapsamlı olarak değiştiren veya yürürlüğe koyan tasarı veya teklifler -okumuyorum devamını- temel kanun olarak görüşülür. Var mı burada temel kanunun tarifi?!

OYA ARASLI (Ankara) - Arkasını da okuyun efendim...

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Niye yapmadınız siz? Biz, size soruyoruz şimdi. Siz cevabını verin bakayım bunun. Niye yapmadınız? (AK Parti sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)

OYA ARASLI (Ankara) - Arkasını da okuyun... Aldatmayın Türkiye Büyük Millet Meclisini...

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Sizin, bir defa, neye karşı çıktığınızı açık ve net şekilde burada ortaya koymanız lazım.

OYA ARASLI (Ankara) - Yanlış bilgilendirmeyin Türkiye Büyük Millet Meclisini...

MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Sayın Bakan, maddenin tamamını okuyun.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Temel kanunun tarifi İçtüzükte yapılmış olsaydı, doğru olurdu; ben de bu fikirdeyim.

Ben, geçtiğimiz yasama döneminde -altında imzam olduğu için açıklamak durumundayım- 91 inci maddede yapılan değişikliğin, yani, Danışma Kurulunda ittifakla ancak bir kanun tasarısı veya teklifi temel kanun olarak görüşülebilir şeklindeki düzenlemenin, 330 oyla kabulüne de imkân tanıyan düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğu savıyla dava açan ve altında imzası olan milletvekillerinden birisiyim.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Evet, dün dündür, bugün bugündür!..

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Anayasa Mahkemesine gitti; ancak, Anayasa Mahkemesinin iptal kararını okuduğunuzda, 330 oya indirilmiş olmakla ilgili Anayasa Mahkemesi bir beyanda bulunmuyor, bu konuya hiç temas etmemiş. Sadece “temel kanunun tarifi yapılmalıdır" demiş ve bir de...

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Demokrasiye inancınızı kaybediyorsunuz...

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - ...ülkenin ekonomik ve teknolojik gelişmesiyle ilgili yeniden yapılanma kanunlarının da ne anlama geldiğinin açıklanmasını istemiş ve işte, iki gün önce burada yapılan yeni düzenlemede, bu, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda "ülkenin ekonomik ve teknolojik gelişmesiyle ilgili yeniden yapılanma" tabiri İçtüzükten çıkarılmış. Böylece, Anayasa Mahkemesinin iptaline uygun bir düzenleme yapılmış; ama, tekrar ediyorum, temel kanunun tarifi keşke yapılabilseydi. Geçmişte, CHP bunu yapamamış; şimdi, niye yapmıyorsunuz diye bize soruyor.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Siz ne yaptınız Sayın Bakan?!

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Siz, istediğiniz kanunu temel yasa kabul ediyorsunuz.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - O bakımdan, burada konuşurken, geçmişte kendimizin yapamadığı bir şeyin hesabını yirmi aylık bir siyasî partiden sormayalım.

Kadrolaşmayla ilgili konuya bir iki cümleyle temas etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, bizler, bu iki bakanlığı birleştirirken buralara yeni elemanlar alalım diye birleştirmiyoruz. Zaten, bu iki bakanlıktaki personeli topladığınız zaman, fazla da gelecektir; ama, biz, hiçbir kamu görevlisini, bir yasal düzenleme yaparken mağdur da edemeyiz. Şimdi, bu tasarı tamamen, baştan sona okunduğunda, yeni bir personel alınmayacağını; ama, mevcut personelin de mağdur edilmeyeceği gerçeğini, zaten, tasarının içinde göreceksiniz.

O bakımdan, bizim kadrolaşma yaptığımıza dair iddianın tamamen haksız olduğunu ifade ediyor; AK Parti iktidarı olarak yetmiş milyonun hükümeti olma bilinciyle hareket ettiğimiz belirtiyor; hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Evet Sayın Özyürek, buyurun.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, Sayın Bakan Cumhuriyet Halk Partisine sataştılar. (AK Parti sıralarından gülüşmeler) Maalesef... Maalesef... Bu, gülünecek bir şey değil yalnız. (AK Parti sıralarından gürültüler)

AHMET YENİ (Samsun) - Sataşmadı.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Cumhuriyet Halk Partisine sataştılar ve haksız suçlamalarda bulundular, 91 inci maddeyle ilgili 1973 yılındaki düzenlemeyi de eksik okudular; bu konularda söz istiyorum.

BAŞKAN - Sayın Özyürek, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

AHMET YENİ (Samsun) - Sayın Başkan, sataşma yok.

BAŞKAN - Sayın Özyürek, lütfen, çok kısa ve özlü konuşmanızı rica ediyorum.

Buyurun efendim.

2. - Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek'in, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in, partisine sataşması nedeniyle konuşması

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz, öncelikle, neyin temel yasa olup neyin olmadığı konusuyla ilgili bir tartışmayı gündeme getirdik. İki bakanlık birleşsin mi, birleşmesin mi, nasıl birleşsin, hangi maddelerde ne gibi değişiklikler yapılırsa daha etkin bir çalışma yöntemi bulunabilir konularında görüşlerimizi, eğer fırsat verilseydi anlatacaktık; ama, Sayın Şahin, büyük bir iyi niyetle dedi ki: "Ben, 91 inci maddenin bu şekliyle düzenlemesine karşıydım, imza attım, dava ettik; ama, Anayasa Mahkemesi o kısmıyla ilgili bir karar vermedi."

Şimdi, Sayın Şahin, pozisyonunuz değişince görüşünüz değişti mi?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Hayır.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Pozisyonunuz değişince, adalet anlayışınız, hukuk anlayışınız değişti mi? (CHP sıralarından alkışlar)

Anayasa Mahkemesi, o konuda bir görüş bildirmeyebilir; ama, siz samimiyseniz, gerçekten demokrasiden yanaysanız, gerçekten hukuktan yanaysanız, o görüşünüzü muhafaza ederdiniz ve burada, antidemokratik bir düzenleme yapılmasına engel olurdunuz.

Şimdi, 1973'teki düzenlemeden, 1973'ten hareketle Cumhuriyet Halk Partisini suçlamaya kadar giden şeyler oldu. Burada, tekrar oralara dönmek istemem; ama, Sayın Erbakan'dan bahsettiğim zaman, burada, pek çok arkadaşım itiraz ediyor. 1973 yılında, buradaki arkadaşlarımızın bir kısmı vardı, bir kısmı yoktu. Yani, böyle, çok eskiye dayalı değerlendirmeler yapılırsa, bu değerlendirmelerden Adalet ve Kalkınma Partisi kârlı çıkmaz. Bunu peşinen ifade edeyim; ama, benim anlayışım, Sayın Başkanın da verdiği izin çerçevesinde, buralara girmeye, tahrik etmeye, Mecliste kavga çıkarmaya müsait değil. Biz, hiçbir zaman bu yola başvurmayız; ama, demokrasinin... (AK Parti sıralarından "Yapma yahu!" sesleri)

"Yapma yahu" diyen arkadaşımın, ben, aylardır burada konuşuyorum, beni dikkatli dinlemediği anlaşılıyor. Bizim buradaki bütün çabamız, bu Meclisi açık tutmaktır değerli arkadaşlarım; bunu açıkça anlamanız lazım. Birinci mesele, bu Meclisi açık tutmaktır. "Yanlış yaparsanız, bu Meclisi ben bile açık tutamam" demişti İsmet Paşa; hiç kimse açık tutamaz. (AK Parti sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler) Onun için, şimdi, bu Meclisi... Birinci mesele... (AK Parti sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Özyürek... Sayın Özyürek... Sayın Özyürek, müsaade eder misiniz. (AK Parti sıralarından gürültüler)

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Buyurun Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri... Arkadaşlar, sükuneti sağlar mısınız.

Sayın Özyürek, Türkiye Büyük Meclisinin açık olması, tamamen Türk Milletinin iradesiyle seçilmiş olan milletvekillerine aittir, hiçbir şahsa ve hiçbir partiye ait değildir. Bu hususta, lütfen, konuşmalarımıza dikkat edelim. (AK Parti sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Uyarınıza teşekkür ederim Sayın Başkan da, ben, sadece, Meclisin açık kalması için çaba harcadığımızı söylüyorum. Meclis kapansın mı dedim?! (AK Parti sıralarından gürültüler)

AHMET YENİ (Samsun) - Yanlış konuşuyorsun, yanlış!..

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Şimdi, Meclis açık kalmalıdır diyorum, Meclisi açık tutmak hepimizin görevidir diyorum, Meclisin demokratik bir şekilde çalışmasını sağlamak hepimizin görevidir diyorum, Meclisi hukuk içerisinde çalıştırmak hepimizin görevidir diyorum, Meclise Anayasaya uygun kanun yaptırmak hepimizin görevidir diyorum. Yanlış bunun neresinde değerli arkadaşlarım?! (AK Parti sıralarından gürültüler) Niçin rahatsız oluyorsunuz; Meclisin açık olmasından, demokrasiden, tasarıların burada madde madde görüşülmesinden niçin rahatsız oluyorsunuz?

BAŞKAN - Sayın Özyürek, lütfen, tamamlar mısınız.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

Birkaç kez söyledim; yine ifade ediyorum: Biz, hiçbir zaman, Meclisin kapanmasından yana olmadık. (AK Parti sıralarından gürültüler)

HALİL AYDOĞAN (Afyon) - Belli oluyor... Belli oluyor...

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Belli çevrelerin bu Meclisi kapattığı dönemlerde, Cumhuriyet Halk Partililer, göğsünü gere gere mücadele etmiştir; ama, pek çok insan, kıyıda köşede saklanmıştır değerli arkadaşlarım. Bunu da hepiniz biliyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, konumuza dönersek, mesele şudur...

BAŞKAN - Sayın Özyürek, lütfen, son cümlenizi alayım; lütfen...

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.

Şimdi, mesele şu: Mesele çok basittir değerli arkadaşlarım. Burada, bunca çoğunluğunuzla, Cumhuriyet Halk Partisinin muhalefet yapmasına, yasalarla ilgili eleştiri getirmesine tahammül edecek misiniz etmeyecek misiniz? Ölçü budur. (AK Parti sıralarından gürültüler)

Sizin buraya getirdiğiniz önerinin esası, biz muhalefet istemiyoruz, biz Meclis Genel Kurulunu by-pass etmek istiyoruz demektir. Bunun anlamı budur; bunun başka hiçbir anlamı yoktur. Hem bu önergeyi kabul edip hem de demokrasi şarkıları söylemek büyük yanlışlıktır. Bu, hiçbirimize yakışmaz.

Ben, Adalet ve Kalkınma Partisini demokrasiye davet ediyorum, hukuka davet ediyorum, Anayasaya saygıya davet ediyorum ve Başbakan Yardımcımız Sayın Şahin'in de, dava açarken attığı imzaya sahip çıkmaya devam etmesini diliyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Aynen sahip çıkıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özyürek.

Sayın milletvekilleri...

EYÜP FATSA (Ordu)- Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Fatsa.

EYÜP FATSA (Ordu) - Sayın Başkanım, söz talebim var.

BAŞKAN - Hangi konuda?

EYÜP FATSA (Ordu) - Cumhuriyet Halk Partisinin Sayın Sözcüsü kürsüde konuşurken...

BAŞKAN - Bir dakika, mikrofonunuzu açtıracağım.

MEHMET ÖZYOL (Adıyaman) - Sayın Başkan, konuşmak için muhalefete kürsüden söz veriyorsunuz, Sayın Bakana ve Sayın Başkanvekiline ise yerinden...

BAŞKAN - Sayın Özyol, bir dakikanızı rica edeyim.

Evet, Sayın Fatsa, buyurun.

EYÜP FATSA (Ordu) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Cumhuriyet Halk Partisinin Sayın Sözcüsü, biraz önce temel yasa teklifimizi konuşurken, ifade ederken, buna karşı oluş gerekçelerini ifade ederken, AK Parti Grubunun Türkiye Büyük Millet Meclisini çalıştırmama gibi bir düşünceden hareket ettiğini ifade etti.

BAŞKAN - Bu gerekçeyle mi söz istiyorsunuz?

EYÜP FATSA (Ordu) - Evet, bu gerekçeyle söz istiyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

EYÜP FATSA (Ordu) - Türkiye Büyük Millet Meclisi, gündemine hâkimdir...

BAŞKAN - Sayın Fatsa, kürsüye buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

3. - AK Parti Grup Başkanvekili Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa'nın, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek'in, grubuna sataşması nedeniyle konuşması

EYÜP FATSA (Ordu) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Cumhuriyet Halk Partisinin Sayın Grup Başkanvekili, biraz önce, temel yasaya karşı oluş gerekçelerini ifade ederken, AK Parti Grubunun Türkiye Büyük Millet Meclisini çalıştırmama gibi bir düşünceden hareket ettiğini anlatmaya çalıştı ve kendilerinin de demokrasiye sahip çıkarak Meclisi çalıştırma gibi, açık tutma gibi bir misyon üstlendiklerini, bir fonksiyon üstlendiklerini ifade etti ve rahmetli İnönü'ye atfedilen "bu Meclisi ben bile açık tutamam" ifadesiyle, aba altından sopa gösterme gibi bir tehdit de Grubumuza savrulmuş oldu.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin)- Ne alakası var!

EYÜP FATSA (Devamla)- Bu, Cumhuriyet Halk Partisi sözcülerinin, bu dönemde bu Mecliste ilk defa kullandıkları bir söz değildir.

Şunu söylemek istiyorum: Daha önce de, bu kürsüde, değişik gerekçelerle söz alan Cumhuriyet Halk Partisine mensup sözcü arkadaşlarımız aynı ifadeleri kullanmışlardır. Ben, üzülerek ifade ediyorum ki, bütün bunları dinlerken, seçilmiş bir milletvekili olarak dehşete kapılıyorum; demek ki, Cumhuriyet Halk Partisinin bastırılmış cüzünde, Meclisin bir şekilde kapatılmasını beklenti gibi bir düşünce vardır diye düşünüyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)

OYA ARASLI (Ankara)- Ne alakası var!

BAŞKAN - Sayın Fatsa....

HÜSEYİN GÜLER (Mersin)- Sözünü geri alsın!

EYÜP FATSA (Devamla)- Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN- Sayın Fatsa, bir dakika efendim... Burada, hiçbir parti grubunun veya hiçbir milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisimizin kapatılmasıyla ilgili bir düşüncesi olamaz. Bu, herhalde bir sürçülisan. Bunu sürçülisan olarak kabul ediyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından "Bravo Başkan" sesleri, alkışlar)

IV. - ÖNERİLER (Devam)

A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ (Devam)

1. - Genel Kurulun 16 Nisan 2003 Çarşamba günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 36 ncı sırasında yer alan 112 sıra Sayılı Kanun Tasarısının, bu kısmın 2 nci sırasına alınmasına ve tasarının, İçtüzüğün 91 inci maddesine göre; beş bölüm halinde görüşülmesine ve görüşmelerin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılmasına ilişkin AK Parti Grubu önerisi (Devam)

BAŞKAN- Sayın milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İçtüzüğün 19 ve 91 inci maddelerine göre verilmiş bulunan önerilerinin açık oylama şeklinde oylanmasına ilişkin bir önerge vardır; okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

AKP Grup önerisinin değişen İçtüzük 91 inci maddesindeki 3/5 çoğunluğun belirlenmesi için açık oylama şeklinde yapılmasını arz ve teklif ederiz.

 

Oğuz Oyan

Hüseyin Ekmekçioğlu

Muharrem Eskiyapan

 

İzmir

Antalya

Kayseri

 

Halil Tiryaki

Muharrem Toprak

Ali Rıza Gülçiçek

 

Kırıkkale

İzmir

İstanbul

 

Ufuk Özkan

Yılmaz Kaya

Atilla Emek

 

Manisa

İzmir

Antalya

 

Mustafa Özyürek

Sefa Sirmen

Feridun Baloğlu

 

Mersin

Kocaeli

Antalya

 

Kerim Özkan

Orhan Ziya Diren

Feramus Şahin

 

Burdur

Tokat

Tokat

 

Selami Yiğit

Rasim Çakır

Feridun Ayvazoğlu

 

Kars

Edirne

Çorum

 

Atilla Kart

Vedat Melik

Mevlüt Coşkuner

 

Konya

Şanlıurfa

Isparta

 

Mehmet Parlakyiğit

Nejat Gencan

Muharrem Doğan

 

Kahramanmaraş

Edirne

Mardin

 

Hüseyin Özcan

Nurettin Sözen

Muhsin Koçyiğit

 

Mersin

Sıvas

Diyarbakır

 

 

Naci Aslan

 

 

 

Ağrı

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, İçtüzüğün 19 uncu maddesinin son fıkrasında, bu tür önerilerin oylanmasının Genel Kurulda işaret oyuyla yapılacağına ilişkin hüküm mevcuttur.

Ayrıca, İçtüzüğün 143 üncü maddesine göre, işaret oyuyla yapılacak oylamaların açıkoylama şeklinde yapılması mümkün değildir.

Ayrıca, İçtüzüğün 91 inci maddesine göre, bu önerinin üye tamsayısının beşte 3 çoğunluğuyla kabul edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, oylamayı elektronik cihazla yapacağım.

Oylama için 3 dakika süre veriyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum...

ÖNDER SAV (Ankara) - Sayın Başkan, nasıl yapacaksınız?! Okuduğunuz maddeye göre nasıl yapacaksınız bunu?! Bu önerge kabul edilmeden nasıl yapacaksınız?! İşaretle oylamanın ne şekilde yapılacağı belli, okuduğunuz maddelerde açık.

BAŞKAN - Sayın Sav, burada yapacağımız oylama, sizin önerinizin oylanması noktasındaki husustur; onu takdirlerinize sunuyorum.

ÖNDER SAV (Ankara) - Oylamayı reddettiniz. Oylamaya tekrar geri dönüyorsunuz.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Oylanamaz dediniz Sayın Başkan.

ÖNDER SAV (Ankara) - İzin verir misiniz Sayın Başkan; yerimden, kısa bir açıklama yapmak istiyorum.

BAŞKAN - Sayın Sav, elektronik cihazla yapılan oylamada sayı çıkıyor; sayı, elektronik oylamada açıkça bellidir. Dolayısıyla, yapılacak olan hüküm de bellidir. Sizin, burada, bunun açıkoylama şeklinde yapılması isteğiniz mümkün değildir; ama, sayıların sizlere verilmesi mümkündür. O bakımdan, oylamayı, tek tek burada -beşte 3 çoğunluğu- benim sayıp yapmam mümkün değildir. Dolayısıyla, oylamayı elektronik cihazla, İçtüzüğe uygun olarak yapıyorum.

Oylamayı başlatıyorum efendim.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan...

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Oylamayı başlatıyorum efendim.

(Elektronik cihazla oylamaya başlanıldı)

ÖNDER SAV (Ankara) - Sayın Başkan, geçmeden başlatamazsınız oylamayı.

BAŞKAN - Hayır efendim.

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, usul hakkında bir önerge varsa, bunu Meclis dinlemek zorunda.

BAŞKAN - Oylamayı başlattım efendim.

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, kurallara lütfen uyunuz.

BAŞKAN - Sayın Oyan, oylamayı başlattım efendim; buyurun.

OĞUZ OYAN (İzmir) - Başlatamazsınız efendim; usul hakkında bir söz talebi var.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, AK Partinin Grup önerisini oylatıyorum.

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, yanlış yönetiyorsun.

BAŞKAN - Hayır efendim.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Yani, açıkoylamaya dahi izin vermiyorsunuz.

OĞUZ OYAN (İzmir) - Yanlış yönetiyorsun, taraflı yönetiyorsun; böyle bir yönetim olmaz.

BAŞKAN - Hayır... Sayın Oyan, lütfen efendim...

(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup önerisi işaret oyuyla oylanmıştır. Önerinin kabulü için nitelikli çoğunluk arandığından, sonucu ilan ediyorum.

Kullanılan oy sayısı     :                 356

Kabul                            :                 352

Ret                                :                     4

Bilgilerinize sunulmuştur. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Öneri kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince, sözlü soruları görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

İş Kanunu Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1. - İş Kanunu Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/534) (S. Sayısı : 73)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

Ertelenmiştir.

2 nci sıraya alınan, Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile bu konudaki kanun hükmündeki kararnameler ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe Komisyonları raporlarının müzakerelerine başlıyoruz.

2. - Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile 13.12.1983 Tarihli ve 187 Sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 8.6.1984 Tarihli ve 216 Sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında 13.12.1983 Tarihli ve 187 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Hükümlerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 24.1.1989 Tarihli ve 354 Sayılı Kültür Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 24.1.1989 Tarihli ve 355 Sayılı Turizm Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 17.3.1989 Tarihli ve 364 Sayılı 190, 354 ve 355 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 13.9.1989 Tarihli ve 379 Sayılı 190 ve 354 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 25.3.1990 Tarihli ve 411 Sayılı 190 ve 355 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 13.12.1991 Tarihli ve 468 Sayılı 190 ve 354 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/542, 1/51, 1/60, 1/122, 1/123, 1/126, 1/136, 1/160, 1/194) (S. Sayısı : 112) (1)

BAŞKAN - Komisyon?.. Burada.

Hükümet?.. Burada.

Komisyon raporları, 112 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Sayın milletvekilleri, biraz önce alınan karar gereğince, bu tasarı, İçtüzüğün 91 inci maddesi kapsamında değerlendirilmiştir. Bu nedenle, tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp, maddelerine geçilmesi kabul edildikten sonra, bölümler halinde görüşülecek ve oylanacaktır.

Tasarının tümü üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek; Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Nusret Bayraktar ve şahısları adına, Mersin Milletvekili Mustafa Eyiceoğlu, Antalya Milletvekili Osman Kaptan ve Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı'nın söz talepleri vardır.

İlk söz, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Berhan Şimşek'e aittir.

Sayın Şimşek, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz 20 dakikadır.

CHP GRUBU ADINA BERHAN ŞİMŞEK (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan yasa tasarısının tümüyle ilgili, Grubum adına söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.

BAŞKAN - Sayın Şimşek, bir dakika; kalan vaktinizi iade edeceğim.

Sayın milletvekilleri, sayın milletvekili arkadaşlarım; lütfen, yerlerimize oturalım ve hatibi dikkatle dinleyelim efendim.

Buyurun Sayın Şimşek.

BERHAN ŞİMŞEK (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tabiî, konuştuğumuz bu yasa tasarısının, sanırım ki, Büyük Millet Meclisinin sayın vekilleri tarafından çok ciddiye alınır bir hali yoktur. Neyi konuşuyoruz; kültürü. Neyi konuşuyoruz; turizmi ve bunların evliliğini. Nasıl olsa oyladık, mesele bitti, temel yasa olarak getirdik ve 5 bölüm içerisinde görüşeceğiz; ama, hiçbir şey dinlemek gibi, cevaplamak gibi bir geleneği de değerlendirmeyeceğiz!.. Bu anlayış hükümet tarafından da bu şekilde değerlendirilmiş.

Kültür ve Turizm Bakanlıklarının birleştirilmesi olayını 12 Eylül sonrasında da gerçekleştirdiler, bu yanlışlık o dönemde de yapıldı. Sosyal bir değer olan kültür ve ticarî bir değer olan turizm tek çatı altında toplanıldı. Toplumumuz da sayısız zararlarını yaşadı. Hatırlayacağınız gibi, söz konusu bakanlıklar, 1983 yılında, Birinci Özal Hükümeti tarafından birleştirildi. Farklı uzmanlık alanlarından oluşan kadrolar, tek bir merkezî yapıda uyumlu çalışamadı. Turizm hizmetlerinin yoğunluğu, kültür hizmetlerinin gölgelenmesine ve kültürün geri planda kalmasına neden oldu. Önemli hiçbir proje uygulanmadı, kaynaklar heba oldu ve büyük bir karmaşanın ardından, 1989 yılında, yine Turgut Özal'ın başbakanlık yaptığı dönemde, bir kanun hükmünde kararnameyle, iki bakanlık yeniden ayrıldı. Yani, Özal'ın "ben yaparsam olur" mantığıyla bile, bu iki bakanlığın beraberliği altı yıl sürdü.

                                  

(1) 112 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Kültürün toplumsal bir değer olması, bu iki bakanlığın birleştirilmesinin ne kadar büyük bir hata olduğunu açıklamaya yeter. Kültür, bir toplumu diğerlerinden ayırt eden, tarihsel gelişim süreci içinde yaratılan değerlerin toplamıdır; yani, bir ulusu ulus yapan, ona sosyolojik kimlik tanıyan unsura "kültür" denilir.

Kültür; sanat, dil, örf, âdet ve sosyal alışkanlıklardan oluşur. Bu kavramlar içerisinde yer alan sanat, tüketilerek biriktirilen tek şeydir. Eğer bir toplum sanatı tüketiyorsa, o toplum, gelişmeye, değişmeye ve dönüşmeye açıktır. Dil ise, kültürü yeni nesillere taşıyan en önemli köprüdür. Özellikle yazı dili, başlıca ulusal kültürel değerler olarak algılanmalıdır; çünkü, kırsal bir toplum olma özelliğinden çıkıp, kentleşen, sanayileşen toplumun, aynı zamanda, kültürü de, sözlü kültürden, yazılı kültüre dönüşür. Sanat gibi, dil gibi, toplumumuzun hayat damarlarını, ticarî bir sektör olan turizme bağlamak, geri dönüşü mümkün olmayan zararlara neden olur. Küreselleşen dünyamızda çözünüp yok olmak istemeyen toplumların, kültürlerine sahip çıkmaları gerekir. Özellikle son yıllarda ortaya çıkan hızlı kentleşme ve çarpık sanayileşmenin sonucu olarak, kitle iletişim araçları, kültürel yaşamımızı kirletmiş, baskı altına almıştır. Görsel ve işitsel medya, sosyal ve kültürel yapımızı büyük bir tahribata maruz bırakıyor. Bu durum karşısında, bağımsız, yeterli bütçeye sahip bir bakanlık tarafından yönetilmezse, kültürel yapımız çökecek, buna bağlı olan sosyal bütünlüğümüz de büyük yara alıp, ortadan kalkacaktır.

Büyük Atatürk "Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür" diyerek, bu ulusun temel var olma güvencesi olan kültürün önemini yıllar önce ortaya koymuştu. Atatürk'ün kültür anlayışının karşısına, 12 Eylül sonrası uygulanan anlayış bugün bir kez daha tekrar karşımıza çıkarılıyor. Bakanlık sayısının azaltılması bahanesiyle, maalesef, böyle "devleti küçülteceğiz" diye kültürden başlayanların, kültürümüze ne kadar önem verdikleri, ayan beyan, bu tasarıyla ortaya çıkmıştır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; gelişmiş dünya devletleri arasında kültürle ilgili kamusal yükümlülükleri turizme bağlayan herhangi bir devlet bulunmuyor. Çoğu devlette, kültür bakanlıkları bağımsızdır. Bazı devletlerde ise, kültür, cumhuriyetimizin ilk yıllarında, yani 1977 yılında bizde de kabul edildiği gibi, eğitim bakanlıklarıyla birlikte düzenlenmiştir. Bunun örneğini Avrupa'da, İspanya'da ve diğer Avrupa ülkelerinde de görebiliriz. Yani, eğitimle kültürü yan yana düşünebilmek mümkün; fakat, bunun farklı örnekleri de var: Fransa'da Kültür ve İletişim Bakanlığı beraber; Latin Amerika ülkelerinde Kültür ve Ekoloji Bakanlıkları beraber bulunmakta. Bu uygulamanın bile, doğayla yaşamayı ve kültürü bağdaştırmak gibi bir mantığı var. Uygarlık tarihine beşiklik etmiş olan bu coğrafyayı yurt edinen Türkiye'nin böyle bir birleşmeyi gündeme alması, her seferinde, her defasında kültürü, tarihi, hayatı dile getiren Yüce Meclise ve hükümete yakışmıyor; esef verici bir durum olarak değerlendiriyorum.

Üstelik, gerek kurucuları arasında bulunduğumuz Avrupa Konseyinin gerekse üye olmak istediğimiz Avrupa Birliğinin tüm temel metinlerinde kültürün yaşamsal önemi defalarca belirtilmiştir. Uluslararası Avrupa sözleşmelerinde yer alan, çeşitlilik içinde ortak bir Avrupa kültürünü sürekli ve kalıcı kılmak için, tüm uluslar kendi kültürel değerlerine gereken önemi vermelidir. Birleşmiş Milletler ve UNESCO'nun anlaşmalarında, her ülkenin kendi kültür zenginliğini, bağımsız, özerk ve özel kurumlar aracılığıyla geliştirip koruması öneriliyor. Aksi takdirde, Amerika Birleşik Devletlerine bağımlı, küresel tek tip kültür dayatması altında değerlerini yitiren, kişiliksiz toplumlar ortaya çıkar. Maalesef, bugün Türkiye'nin maruz kaldığı tehlike de budur.

Kültür ve turizmi birbirine bağlayan anlayışın temelinde, kültürü kendi halkı ve ulusu için değil, sadece ve sadece turistler için bir gösteri kaynağı olarak gören düşünce yatar. Selçuklunun medreselerini, Sinan'ın mimarîsini, İyonya'nın tiyatrolarını, Yunus'un şiirlerini, Mevlana'nın semazenlerini, Dede Efendi'nin musikîsini, turistlere eğlencelik olduğu ölçüde mi koruyacağız?

Anadolunun eşsiz zenginlikleri ve kültürel mirasıyla ilgili konular, beton yığını otellerde, büyük şirketlerin gezi turlarıyla bir arada mı karara bağlanacak?

Bu anlayış, turizm konusunda da yaşanan düzeysizliği artıracak, kültürümüzü yozlaştıracak, Anadoludaki kimi geleneklerin ve önemli ritüellerin "turistik animasyon" adı altında düzeysizce çarpıtılmasına ve değerlerimizi yitirmemize neden olacaktır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu genel değerlendirmenin ardından, iki bakanlığın birleştirilmesiyle ilgili somut çekincelerimizi de ifade etmek istiyorum.

SİT alanlarındaki turizm yapılanmasına getirilen korumacı önlemleri biliyorsunuz. Birtakım çevrelerin iştahını kabartan SİT alanlarına tabi yapıların ve alanların devlet kontrolünden çıkarılması söz konusu olacak; çünkü, AKP'nin acil eylem planında, kültürle ilgili tek bir düzenleme olmamasına rağmen, turizme yönelik maddeler, SİT alanlarının talan edileceği kuşkusunu yaratıyor. Acil eylem planının “ekonomik dönüşüm programı" bölümünde, turizmle ilgili olarak 70 ve 71 inci maddede, son derece şaibeli uygulamalardan bahsediliyor.

Acil eylem planında, hükümet, oluşturacağı turizm kentlerinde özel hukuk statüsü yaratacağını ve mevzuata istisnalar getireceğini ilan etmişti. Bu istisnalar arasında, yabancılara satışın bile mümkün olacağı açıkça ifade edildi. Yabancıya satış olarak acil eylem planınızda yazdığınız satışın kapsamı nedir?

Ayrıca, acil eylem planında, 12 Eylül’ün parlamentosuz döneminden kalma Turizmi Teşvik Kanununun tekrar uygulanacağını belirttiniz.

Şimdi hükümete soruyorum: Bu getirilecek istisnaî düzenlemelerle, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve İmar Kanunu delik deşik mi edilecek? SİT alanları başta olmak üzere, tarihî ve doğal önemi olan yerler ve yapılar, bazı çevrelere mi sunulacak? SİT alanları, bildiğiniz gibi, Kültür Bakanlığına bağlı koruma kurullarında alınan kararlarla ilan ediliyor. Bu sayede getirilen imar kısıtlamaları, Turizm Bakanlığı emriyle verilen ayrıcalıklı imar izinlerine karşı tek güvencedir. SİT uygulamaları sayesinde, Turizmi Teşvik Kanunuyla kamusal alanın yağmalanması önlenmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlıklarının birleşmesiyle, çok daha önceden yapılmış bir talan etme planına, korkarım ki, zemin hazırlanmakta.

Acil eylem planında yer alan, bor madenlerinin işletilmesi gibi, verginin tabana yayılması gibi önemli açıklamalar, vaatlerden ileri gitmedi, gidemedi. Ayrıca, demiryolları ve deniz ulaşımıyla ilgili tüm vaatlere karşın, tek somut adım atılmadı. Bilakis, vaatlerin tam tersine, halktan yana olmayan uygulamalar gerçekleştirildi. Fakat, belirli müteahhitlerin bayram ettiği 15 000 kilometrelik duble yol gibi konularda derhal uygulamaya geçildi ve ayrıca, bunu da buradan belirteyim: Türkiye'nin en büyük otobüs taşımacılığı şirketinin sahibi diyor ki "demiryolu ile karayolu arasındaki taşıma farkı 1'e 5'tir." Yani, bizim, hâlâ demiryollarına değil de karayollarına yatırım yaparak, bu ülkeyi buradan öteye götürebilmemiz mümkün değil.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yani, altı ay içerisinde, hükümet olarak, halkımıza yararı dokunabilecek projeleri uygulamamak ve halkımızı mağdur eden bütün planlarınızı uygulamak gibi bir alışkanlık edindiniz; ama, seçim alanlarında böyle söylemiyordunuz. Çünkü, bu tip konularda ne halkın tepkisine ne Sayın Cumhurbaşkanının yetkisine aldırdığınız var. Meclis aritmetiğine güvenip bildiğinizi okuyor, toplumun yaşadığı sıkıntılara kulak tıkıyorsunuz. Bu tasarıyı mutlaka ve mutlaka geri çekmelisiniz. Tam yeri gelmişken, Sayın Süleyman Demirel'in kulaklarını çınlatayım: "Keser döner, sap döner; gün gelir, hesap döner." Ona göre hareket etmek gerek.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu kanunla ortaya çıkacak sorunlar, anlattıklarımla sınırlı değil. Bakanlıkların birleştirilmesi için 20 trilyon lira kadar ek bir maliyet getirilecek. Kaynak yaratacağız diye ek vergiler getiren, halkımızın ilacından, çalışanın ve emeklinin maaşından kısıntıya giden hükümet, bu konuyu allahaşkına hiç mi düşünmedi?! 20 trilyonluk ek maliyete karşın, yine de iki bakanlığın birleştirilmesiyle bir tasarruf düşünülüyor; fakat, siyaseten kendimizden farklı düşünen kimi bürokratları ve memurları tek çatı altında daha kolay tasfiye edebilmek için, tasarruf gibi konuları sadece bahane ederek bu iki bakanlığı birleştiriyorsunuz. Bugün öğleyin saat 13.00'te Kültür Bakanlığının önünde 800 arkadaşımız protestodaydı; polisler dağıttı. Sayın Başbakan Yardımcım "kamuda çalışanları mağdur etmeyeceğiz" diyor; yani, bunlar merihten mi, aydan mı geldi?! 57 nci hükümet döneminde Başbakanlık izniyle bu arkadaşlar orada çalışıyor.

Kültür Bakanlığının 17 000 personeli var. Bugüne kadar, hemen hemen -aldığım rakamlara göre- 1 000 kişi işten çıkarılmış. Ne acıdır ki, hamile bir arkadaşımız "yakın ildir" diye Sinop'a tayin edilmiş. Halkın yanında olmak, çalışanı, kamuda çalışanları mağdur etmemek anlayışı buysa, bu anlayışa kimler katılır, kimler katılmaz; sayın milletvekillerinin takdirine sunuyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ayrıca, birleştirilecek olan bakanlıkların bütçesi ortada. Kültür Bakanlığının 349 trilyon 327 milyarlık bütçesi var, Turizm Bakanlığının 186 trilyon 130 milyarlık bütçesi var. Bu bütçenin binde 1'inden biraz fazlası -yani genelde- turizme ayrılmış. Bu kadar yetersiz kaynaklarla, turizmle kültürü birleştireceğimize, bu iki bakanlığın kısıtlı bütçelerini güçlendirerek, bu sayede ülkemizin etkin tanıtımını yapıp, kültürüne ve turizmine sahip çıkmak gerekirdi. Hükümetse, merkezî yapıda bu iki bakanlığı birleştirip, halihazırdaki yetersiz olan imkânları iyice kuşa çevirecek. Çünkü, yarımşar porsiyonluk malzemelerden iki porsiyonluk yemek çıkmaz. Böyle bir durumda, elinizdeki yarım porsiyonluk malzemeden de olursunuz, kimse de bu sofradan tok kalkmaz. Yani, anlayacağınız ve anlayacağımız dille söyleyeyim; iki cami arasında binamaz kalınır; ne turizme katkı sunulur ne kültüre katkı sunulur.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; tasarının 32 nci maddesine göre, uzman ve uzman yardımcısı statüsünde istihdam edilecek personelin yazılı sınavdan sonra sözlü sınava, yani mülakata alınacak olması da, kadrolaşma iddialarını bence biraz haklı çıkarıyor.

Bakanlıklar birleşirse görevi son bulacak personelin durumu da 3046 sayılı Yasayla çelişiyor. 3046 sayılı Kanun değiştirilmeden böyle bir hükmün getirilmesi de -hukukçu arkadaşlarımız daha iyi bilecektir- Anayasaya aykırıdır. Çünkü, 3046 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesine göre, bakanlıkların ve bağlı kuruluşların kuruluş kanunlarında yapılacak düzenlemeler nedeniyle kadro ve unvanı değişikliğe uğrayan görevlilerin eski kadrolarına ait aylık, ekgösterge ve her türlü tazminat hakları, yeni görevlerinde kaldıkları sürece şahıslara bağlı olarak devam eder; yani, çalıştıkları kurum ya da kadrosu, yapısal olarak değişen personel, eski özlük haklarına sahip olmaya devam eder.

Tasarının geçici 2 nci maddesi, 3046 sayılı Yasayı hiçe sayıyor. Zira, geçici 2 nci maddenin son cümlesi kısaca şöyle: Söz konusu personelin atandıkları yeni kadroların aylık, ekgösterge ile zam ve tazminat toplamı eski görevlerindeyken almakta oldukları miktarların toplamından az ise, aradaki fark giderilinceye kadar tazminat olarak verilir. Yani, kadroların şahsa bağlı olarak devamından bahsetmiyor. Bu durumda, sadece eski görevdeyken alınan maaş ve diğer haklar dondurularak esas alınacak, aradaki fark tazminat olarak ödenecek; oysa, eski göreve bağlı terfilerden doğacak ücret artışları gibi konular, şahsa bağlı kadrolarda 3046 sayılı Kanunun düzenlediği gibi korunmalıydı.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bunlar görünürdeki sorunlar. Zaman içerisinde yaşanacak, şimdiden öngörülebilen yanlışlıklara ne demeli... Paha biçilmez elyazmaları içeren kütüphanelerin, eşsiz arkeolojik hazineleri barındıran müzelerin durumu ne olacak? Birtakım siyasî sebeplerle dayatılmak istenen bu birleştirme, yılların çalışması ve deneyimiyle ulusal kültüre hizmet eden kimi akademisyenleri, uzmanları yerinden edecek; bu, çok açık. Bu arkadaşlarımızın daha verimli çalıştırılması, meslekiçi eğitimlerinin artırılması gerek. Oysa, yerlerine ehil olmayan kişilerin gelmesi olasılığı yüksek. Daha önceki atamalarınızdan bildiğimiz için, parantez içerisinde bunu ifade ediyorum.

Müzelerin ve Kültür Bakanlığına bağlı kütüphanelerin yönetiminde, ileride yerel yönetimlerin söz sahibi yapılmak istendiği söyleniyor. Bu anlayış, kapalı toplum yaratır. Ulusal kültür, merkezî planlı yönetim yerine, mahallî politikacıların oyuncağı haline getirilir. Evet, bunu daha önce yaşadık.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Şimşek, buyurun.

BERHAN ŞİMŞEK (Devamla) - Teşekkür ederim.

Bakın, Ankara'nın amblemi olan Hitit Güneşini reddeden, "tükürürüm böyle sanata" diyerek yontu sanatına hakaret eden yerel yöneticileri hep beraber tanıdık ve unutmadık da. Özellikle, müzeler, Devlet Opera ve Balesi, Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü gibi kurumlar, bu söylentiler karşısında güvencede olabilecek mi; kuşkuluyum; çünkü, toplumun bunca sorununa çare yolları aramak varken, gereksiz, hatta zararlı ve siyasî bir icraatla karşı karşıyayız.

Bu iki bakanlığın birleştirilmesi talebi, toplumun hangi kesiminden, hangi yurttaş inisiyatifinden geldi; tasarıya "kabul" oyu vermeden, bunu yanıtlamak gerekiyor. Sadece Cumhuriyet Halk Partisi olarak değil, burada bakan koltuğunda oturan beyefendilerin daha önce bulunmuş olduğu partilerdeki kültür bakanları ve farklı partilere ait  kültür eski bakanları, dün, Kültür Bakanlığında bir toplantı yaptı; yani, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, burada sadece bu derdi anlatmıyoruz; bilgi, birikim ve tecrübe sahibi olan bakanların "bunların birleşmemesi gerekir" diye basında bir bildirgesi var

Ayrıca, 1983-1989 arasında, bu, yaşanmış; basından okuyoruz; sayın bakanların bazıları "ben, Özal'ım" diyor; bazıları "hayır, ben Özal'ım"diyor.

Pekala, sizden birilerinin Özal olduğunu düşünüyoruz, yeni Özal; ama, 1983-1989 arasında, rahmetli Özal "ben yaptım"mantığıyla bile bunu başaramamış.

Sonuç olarak; devleti küçültüp, kültürü yok sayarak, Türkiye'ye ve kurumlara zarar veriyoruz. Bunu yapmamak gerektiğini düşünüyorum. Sadece -61-65 yaş meselesinde de söyledim- kadrolaşma yapma adına, böyle bir uygulama, Türkiye'nin kültür dünyasına, sanat dünyasına büyük zararlar verir.

Ayrıca, turizm sektöründen de büyük şikâyetler var; yani, bu evliliğe karşılar. Turizm sektörü, dile getirip diyemiyor ki: "Hayır, bunları birleştirmeyin."

Yani, sivil inisiyatif ve derneklere danışmadan, onlarla görüşmeden böyle bir uygulamayı yapmanın zararlarını yarınki günlerde göreceğiz; yanlış hesap Bağdat'tan dönmeyecek, Türkiye zarar görecek.

Bir şeyle bitiriyorum Sayın Başkanım. Sayın Bakanım ifade buyurdu ki, İsmet İnönü, Sayın İkinci Genel Başkanım, Millî Şef, şöyle söylemiş:" Ben bile, bu Meclisi açık tutamam." Böyle dememiş Sayın Başkan; rahmetli Adnan Menderes'e "ben bile seni kurtaramam"demiş.

Hep beraber, amacımız, Türkiye Cumhuriyetini daha iyi günlere taşımak ve daha güzel günlerde yaşatmak.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Şimşek, teşekkür ediyorum.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Nusret Bayraktar.

Sayın Bayraktar, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının geneli üzerinde, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, şahsım ve Grubum adına sizleri saygıyla selamlıyorum.

Turizm Haftasının kutlandığı bugünlerde, bu kadar önemli iki bakanlığın teşkilat yapısıyla ilgili kanun düzenlemesinin güzel bir isabet olduğu kanaatiyle, bu kanun tasarısıyla ilgili genel gerekçeleri özetlemeye, kanun tasarısının maddelerinin detayına girmeden bazı bilgileri sizlere sunmaya çalışacağım.

Türkiye'de, her konuda verimsizliğin ana sebebinin israf olduğunu hep dile getiriyoruz. Bu israfın birinci derecede tetikleyici unsuru, insan kaynaklarının, geriye dönüşü olmayan zaman ve nakit akışındaki israf olduğunu bilerek -aslında, Anayasanın elverdiği ölçüler çerçevesinde, İçtüzük maddelerinin de burada tartışılarak, konuşularak karara bağlanan şekliyle- zamanın da fazla israf edilmeden, maddeler halinde geneli üzerinde konuşma şansını bulmak, aslında, bir yerde, konunun önemini bir kere daha bizlere hatırlatma açısından önem arz ediyor.

Çalışmalarımızın ana hedefi insandır. Programlarımızın ve organizasyonlarımızın ana hedefi, yine, insanlarımızın maddî ve manevî mutluluğa ulaşmasıdır. Kültür ve Turizm Bakanlıklarımızın faaliyetleri de, ülkemizin tarihî, coğrafî, sanatsal ve kültürel zenginliklerimizin, halkın mutluluğuna yönelik faaliyetlere kapı açmasına vesiledir. Kültür ve turizm, sadece ülke içindeki dinamikleri değil, ulusal ve uluslararası boyutlarda hareket ve sirkülasyonları tetikleyen, barışa, kaynaşmaya, dayanışmaya, sevgiye ve hoşgörüye açılan kapının birer örnekleridir.

Türkiye'de, özellikle son yıllarda, genişlemiş ve hantal bir yapıya bürünmüş olan kamu yönetiminin gözden geçirilmesinin ve reforma tabi tutulmasının kaçınılmaz bir ihtiyaç haline geldiğini, 3 Kasım seçimleri öncesi, muhalefet partisi de, iktidar partisi de, Adalet ve Kalkınma Partisi de halkın önünde sürekli olarak söylemişlerdir. En büyük sıkıntımızın, güven kaynağının ortadan kaybolduğu ve devletin milletine, milletin devletine güvenmediği, karşılıklı kargaşanın yaşandığı ortamlarda... Geçmiş tarihlerde büyüklerimizden duyduğumuz, benim küçük yaşta babaannemden duyduğum, hiçbir zaman unutmadığım ve zaman zaman gençlere hatırlattığım şu sözleri, burada, tekrarlamak istiyorum. Devletin baba şefkatiyle milletine, milletin de babalık makamıyla devletine hürmet etmesi noktasında "Allah, devlet babaya zeval vermesin" anlayışı hâkimdi; ama, aradan geçen süreç içerisinde... Hükümetler, devletin tamamını teşkil etmezler; Parlamento, Cumhurbaşkanlığı makamı, diğer kurumlar ve hükümet, devletin tüm yapısını oluşturur. Aslında, yıpranmaya vesile olan en önemli kurum, icra makamı olan hükümettir. Halkımız, hükümetlerin, iktidarların yapmış olduğu hizmet ve faaliyetlerden memnun olmadığı için, hem devlet kurumu hem hükümet hem de siyasî partiler -muhalefet dahil olmak üzere- öyle yıprandılar öyle yıprandılar ki, halkın ne yapacağı hususunda arayışlarda, işte 3 Kasım seçimleri öncesinde, güven ortamının yeniden sağlanacağı vaatleriyle seçim çalışmalarına girdik. Adalet ve Kalkınma Partisi de, seçim öncesi beyannameleriyle, gerek 58 inci hükümetin gerek 59 uncu hükümetin acil eylem planlarında da görüldüğü gibi, devletin güvenilirliğini sağlayabilmesi, hantal yapısının küçültülebilmesi ve israfın önlenebilmesi hususunda atmış olduğu adımları, kararlılıkla devam ettireceği hususunu dile getiriyorlardı. Nitekim, Cumhuriyet Halk Partisi sözcüsünün belirttiği gibi, burada, aslında, kadro ve partizanlık yapılacağı izlenimi olmadığını, küçültmenin kültürden başlandığı gibi bir konunun da yanlış olduğunu vurgulamak istiyorum. Küçülme, ilk etapta, 58 inci hükümet göreve gelir gelmez -hep tartışılan, ama, yapılamayan- 38 bakanlıktan oluşan Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin 24 bakanlığa düşürülmesi suretiyle başlamıştır. Aslında, sadece kültür önemli değildir, bütün bakanlıklar, bütün kurumlar, hepsi önemlidir; eğer, küçülmesi gerekiyorsa, sırası geldikçe, bir bir, hepsini küçültmek gerekir. İşte, bunlar yapılmaktadır. Bu bakımdan, kamu kurumlarındaki verimsizlik ve israf, bu kurumlara güveni sarsmıştır. Uzun vadeli strateji ve Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planında da belirtildiği üzere, kamu kuruluşlarının amaçlarında, görevlerin bölüşümünde, teşkilat yapısında, kaynaklarında ve bunların kullanılış biçimlerinde yaşanan aksaklık ve eksikliklerin giderilmesinin amaçlandığı bu çalışma... Devlet teşkilatında karşılaşılan temel sorunlar, hantal yapılar ve bürokrasinin, kamusal faaliyetlerin etkinliğini ve sosyal kalitesini düşürmesi, kamu harcamalarında verimsizliğe yol açması ve kamu hizmetlerinde yavaşlama, nitelik kaybı olarak ortaya çıkmaktadır; bütün bu sorunlar, birbirleriyle bağlantılıdır. Söz konusu aksaklıklar, devlet teşkilatının genel sorunları olduğu gibi, Kültür ve Turizm Bakanlığında da, bugün, aynı sorunlarla karşı karşıya kaldığımızı görmekteyiz. Bu sorunların ortadan kaldırılması amacıyla tasarlanan çözüm ise, benzer ya da yakın faaliyetler içinde bulunan bakanlıkların ve hatta bakanlık birimlerinin birleştirilmesi, teşkilatın organik yapısında küçülmeye gidilmesi, buna paralel olarak, personel sayısının azaltılması bunların sonucunda, kamunun, personel, demirbaş ve benzeri harcamalarında tasarrufa gidilmesi şeklinde bir zincirleme etkileşimin harekete geçirilmesi olarak formüle edilmektedir.

Kamusal organizmalarda yılların birikimi olarak ortaya çıkan rahatsızlıkların, ulusal çapta yaşanmakta olan ekonomik sıkıntıların aşılabilmesi ve bir daha yaşanmaması açısından da, devletin yeniden yapılanmasını zorunlu kılmaktadır. Ülkemizin uzun yıllar mahrum kaldığı siyasî istikrarın sağlandığı bu dönem, söz konusu yeniden yapılanmanın gerçekleştirilebilmesi için tarihî bir fırsat sunmaktadır.

Mevcut durumda merkez ve taşra dahil olmak üzere, Kültür Bakanlığının 17 700, Turizm Bakanlığının 2 000 olmak üzere toplam 19 700 kadrosunun bulunduğu; tasarıyla 3 200 kişilik bir kadrodan vazgeçilebileceği; ama, mevcut kadroların da değerlendirileceği konuşulmakta.

Tüm dünyada, kültür ve turizm konularının, birleşik yapılarda yer aldığı gözükmekte; örneğin, kültür ve turizm varlıklarını birleştirerek pazarlayan İtalya ve İspanya gibi ülkelerde, bu varlıkların turizm ürünü olarak yeniden ortaya çıkarılması ve pazarlanmasında çok daha başarılı olunduğu, bu ürünlerin adeta bir marka olarak tescil edildiği ortadadır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 1983 yılında birleşerek hizmete başlayan Kültür ve Turizm Bakanlığı, 9 yıl sonra, 5 kez kanun hükmünde kararname değişiklikleriyle yeniden ayrışmış ve 1989'dan bu yana da, tekrar 5 kez, kararnamelerle yeni ilaveler yapılma ihtiyacı, zorunluluğu hâsıl olmuştur. Bu bakanlıkların yeniden parçalanarak kurulduğu, şimdi ise bu parçalanmaların kaynaştırılarak, birleştirileceği amaçlanmaktadır. Zaman zaman dağılan ailelerin toparlanması gibi, bu da, bir aile hüviyetiyle birlikte, sinerji doğacağının müjdesi olarak çalışma yapıldığını; kamu yönetimi yeniden yapılandırma projesinin bir parçası olan Kültür ve Turizm Bakanlıklarının birleştirilmesinin, sadece iki bakanlığın birleştirilmesi şeklinde görülmemesi gerektiği; bu çalışmaları, Başbakanlığa bağlı çok sayıda birimce gerçekleştirilen görevlerin, ilgili bakanlıklara, merkezdeki yetkilerin yerel yönetimlere devredilmesini öngören yeni yasaların takip edeceğini, kültür varlıkları ve turizm ürün potansiyeli çok yüksek ve zengin bir ülke olan Türkiye'de, Kültür ve Turizm Bakanlıklarının birleşmesiyle, kültür ve turizm konularında ortak bir bakış açısının yakalanacağını, yepyeni bir sinerjinin doğacağını; bu birleşmenin, kamu yönetiminde tasarrufa gidilmesinin yanında, çok önemli bir başlangıç olarak da görülmesi gerektiğini belirtmekte fayda vardır.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; bu kanun tasarısında, 1 inci maddede, amaç "kültürel değerleri yaşatmak, geliştirmek, yaymak, tanıtmak değerlendirmek ve benimsetmek, tarihî ve kültürel varlıkların tahribini ve yok edilmesini önlemek, yurdun turizme elverişli bütün imkânlarını ülke ekonomisine olumlu katkı sağlayacak şekilde değerlendirmek, turizmin geliştirilmesi, pazarlanması, teşvik ve desteklenmesi için gerekli önlemleri almak, kültür ve turizm konularıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarını yönlendirmek ve bu kuruluşlarla işbirliğinde bulunmak, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör ile iletişimi geliştirmek ve işbirliği yapmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığının kurulmasına, teşkilat ve görevlerine ilişkin esasları düzenlemektir" olarak belirtilmiştir. Artık, her şeyin devlet tarafından ve bakanlık tarafından yapılmasının uygun olmadığını, yeterli olmadığını hepimiz biliyoruz. Bütün dünyada ve Türkiye'de, artık, özel kesim ve şahıslar bile bu konulardaki hassasiyeti ortaya koydukları zaman, neler ortaya çıktığını görmekteyiz.

2 nci maddede, Kültür ve Turizm Bakanlıklarını birlikte mütalaa etmek suretiyle, görevleri şu şekilde belirtilmektedir:

"a) Millî, manevî, tarihî, kültürel ve turistik değerleri araştırmak, geliştirmek, korumak, yaşatmak, değerlendirmek, yaymak, tanıtmak, benimsetmek ve bu suretle millî bütünlüğün güçlenmesine ve ekonomik gelişmeye katkıda bulunmak,

b) Kültür ve turizm konuları ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarını yönlendirmek, bu kuruluşlarla işbirliğinde bulunmak, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörle iletişimi geliştirmek ve işbirliği yapmak,

c) Tarihî ve kültürel varlıkları korumak,

d) Turizmi, millî ekonominin verimli bir sektörü haline getirmek için yurdun turizme elverişli bütün imkânlarını değerlendirmek, geliştirmek ve pazarlamak" Yani, deniz, dağ, yayla, tarihî zenginlikler; inanç turizmi, vesaire; bütün potansiyeller.

"e) Kültür ve turizm alanlarında her türlü yatırım, iletişim ve gelişim potansiyellerini yönlendirmek,

f) Kültür ve turizm yatırımları ile ilgili taşınmazları temin etmek, gerektiğinde kamulaştırmak, bunların etüt, proje ve inşaatını yapmak, yaptırmak,

g) Türkiye'nin turistik varlıklarını her alanda tanıtıcı faaliyetler ile her türlü imkân ve araçlardan faydalanarak, kültür ve turizmle ilgili tanıtma hizmetlerini yürütmek,

h) Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak."

Diğer maddeler, teşkilat kurulum çalışmaları, denetim çalışmaları ve diğer organizasyonlarla ilgilidir; maddelere geçildiğinde bunlarla ilgili görüşme yapılacaktır.

Tasarıyla getirilen yeniden yapılanmanın özeti şudur: Kültür Bakanlığının, daha önce tek çatı altında toplanmış olan Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Kültür Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü "Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü" olarak birleştirilmiştir.

Kültür Bakanlığının, Kütüphaneler Genel Müdürlüğü ile Yayımlar Dairesi Başkanlığı "Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü" çatısı altında birleştirilmiştir.

Turizm Bakanlığının, Turizm Eğitimi Genel Müdürlüğü ile Kültür Bakanlığının Halk Kütüphaneleri Araştırma Geliştirme Genel Müdürlüğü ve Eğitim Daire Başkanlığı birleştirilerek "Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü" adı altında toplanmıştır. Kültür Bakanlığının geri kalan tüm ana hizmet birimleri aynı şekliyle kalmıştır.

Turizm Bakanlığının, İşletmeler Genel Müdürlüğü ve Yatırımlar Genel Müdürlüğü birimleri ile Kültür Bakanlığının, Kültür Merkezleri Daire Başkanlığı "Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü" olarak birleştirilmiş, her iki bakanlığın dış ilişkiler birimleri "Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Koordinasyon Dairesi Başkanlığı" adı altında birleştirilmektedir. Her iki bakanlığın denetim ve yardımcı hizmet birimleri de birleştirilmektedir.

Dünyada, kültür ve turizm örgütlerinin durumuna şöyle bir göz atacak olursak; bu konuda faaliyet gösteren kültür bakanlığı, ülkeler itibariyle, İsveç, Norveç, Portekiz ve Yunanistan'dadır. Genel olarak eğilim, kültür bakanlığının ilişkili bulunduğu diğer sektörlerle aynı çatı altında toplanmak yönündedir. Bu eğilimlerden biri, kültür bakanlığı, turizm ve iletişim alanlarıyla birleşmek; diğer eğilim ise, eğitim ve bilim çatısı altında toplanmaktır. Turizm bakanlığı ise, ya ekonomi ya da kültür bakanlığı çatısı altında yer almaktadır. Turizm, daha ziyade, müsteşarlık olarak örgütlenmekte ve çoğunlukla yerel birimler eliyle yürütülmektedir. Örneğin, İspanya'da, Eğitim ve Kültür, Spor Bakanlığı yanında, ekonomi; Fransa'da, Kültür ve İletişim Bakanlığı yanında, İmar, Ulaşım ve Konut Bakanlığına bağlı Turizm Müsteşarlığı bulunmaktadır. Belçika'da, Başbakanlığa bağlı Bilim, Teknik ve Kültür İşleri Federal Hizmetleri ve bölgesel düzeyde turizm birimleri bulunmaktadır. Kore, Endonezya, Hindistan gibi ülkeler ile Amerika'da bazı eyaletlerde, kültür ve turizm bakanlığı ya da departman olarak faaliyetler yürütülmektedir. İngiltere'de, Kültür, Medya ve Spor Bakanlığına bağlı turizm otoritesi; İrlanda'da ise, Turizm, Spor ve Sanat Bakanlığı bulunmaktadır.

Özet olarak, Avusturya'da, Eğitim, Bilim ve Kültür Bakanlığı; Almanya'da, Kültür ve Medya Bakanlığı; Hollanda'da, Eğitim, Kültür, Bilim Bakanlığı ile merkezî düzeyde Hollanda Turizm Kurulu; Belçika'da, Başbakanlığa bağlı Bilim, Teknik ve Kültürel İşler Federal Hizmetlerine bağlı bölgesel turizm otoritesi; Fransa'da, İmar, Ulaşım ve Konut Bakanlığı içerisinde Turizm Müsteşarlığı ve Kültür ve İletişim Bakanlığı; Danimarka'da, Kültür Bakanlığı; İtalya'da, Kültürel Varlıklar ve Etkinlikler Bakanlığı;  İngiltere'de, Kültür, Medya ve Spor Bakanlığına bağlı turizm otoritesi; İrlanda'da, Turizm, Spor ve Sanat Bakanlığı; Lüksemburg'da, Kültür, Yüksek Öğretim ve Araştırma Bakanlığı, Orta Sınıflar Tarım ve Konut Bakanlığına bağlı Ulusal Turist Ofisi; İspanya'da Eğitim, Kültür ve Spor Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı içerisinde Ticaret ve Turizm Müsteşarlığı; Amerika'da ve Luisiana'da, Kültür, Rekreasyon ve Turizm Departmanı olarak faaliyetlerini sürdürdüklerini görmekteyiz.

Turizm ve Kültür Bakanlıklarının birleştirilmesinde doğacak sinerji nasıl olacak; tüm kültür alanları, tabiî ki, turizm fırsatı sunmaz; ancak, Kültür ve Turizm Bakanlıklarının faaliyet alanları büyük oranda kesişmektedir. Her iki sektörün duyarlılıkları, planlama ve işletme kararları, bu iki sektörün birleşmesinin üreteceği sinerjiden büyük oranda faydalanacaklardır. Ancak, bunun için, turizm olgusunun algılanışı ve yeni vizyonuna ilişkin yeni bir bakış açısı da gerekmektedir.

Turizmi, kıyı alanlarında, izole edilmiş otellerde geçirilen dinlenme ve eğlence süresi olarak ele alan yaklaşım, kitlesel taleple karşılaşan Türk turizminin bulduğu ilk çözümdü. Bugün, doğa, ekoloji, tarih, kültür gibi farklı turizm türlerinin ciddî talep bulduğu bir turizm pazarı vardır. Kültür, kalite, otantiklik ve ülkenin ayırt edici değerleri, alanını koruyup geliştirmek gibi bir misyona sahiptir. Sahip olduğumuz kültürel varlıklar ve değerler, aynı zamanda birer turizm ürünü olarak da bir değere sahiptirler. Film, müzik, folklor, geleneksel ürünler, olaylar ve gösterilerin organizasyonu gibi etkinlikler, kültürel alana ait olduğu kadar, ülkenin imajı ve pazarlanmasının temel unsurlarını da oluşturmaktadır.

Kültür ve turizmin, ulusal ve uluslararası tanışmalara, kaynaşmalara, dayanışmalara, sevgi, saygı, dostluk ve barışa katkı sağlayan en önemli unsurlar olduğu aşikârdır. Tarih boyu, ecdadımız, bu noktalarda ciddî sınavlar vererek, bütün dünyaya örnekler sunmuşlardır. Bugün, kültür ve turizm faaliyetleri, devlet eliyle organize edildiği gibi, birçok başarılı özel sektör eliyle de, ticarî ve sosyal zeminlerde yürütülebilmektedir.

Bir turizm destinasyonunun markalaşması, imajı ve kimliği kültür üzerinde yükselmektedir. İç ve dış turizm hareketleri arttıkça da, kaynakları korumak, kaçınılmaz tek strateji olmak durumundadır. Korumanın, yasaklamak veyahut yasakçı anlayışın sürdürülmesiyle değil, değerlerimizin, maksadına uygun ve meşru ölçülerde kullanılmasıyla mümkün olduğunu yaşıyor ve görüyoruz. Yasakçı mantıkla SİT alanlarının, tarihî değerlerin ve eserlerin nasıl talan edildiğini yaşayan bir kardeşiniz olarak  bunu söylüyorum. Maili inhidam kararı alınan 480 tarihî eserin yıkılamadığı, organize edilemediği, kullanılamadığı, devredilemediği bir Beyoğlu'nda -bütün binaların terk edileceği, yakılacağı, yıkılacağı günü bekleyerek- tenkit ve eleştirileri bekliyorduk. Böyle dönemlerden kurtulmak için, kullanım ve koruma dengesini iyi sağlamak gerekir.

Bu yönüyle, turizmin, kültür sektörü için ciddî bir kaynak oluşturma potansiyeline sahip olduğunu ve bunun da, kültürel altyapıların korunup, geliştirilebilmesi imkânını sağlayacağını ifade etmek istiyorum. Nitekim, turizm gelirlerinin yüksek olduğu ülkelerde, kültürel varlıkların ve merkezlerin hassasiyetle korunduğu da bir gerçektir. Dikkat edin, tekrar ediyorum; turizm gelirleri -ki, Türkiye'nin potansiyeli buna müsaittir- Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinasyonu içerisinde algılandığı sürece, bu gelirler yükseldiği oranda, o ülkelerde olduğu gibi, Türkiye'de de, Kültür varlıklarının ve merkezlerinin hassasiyetle korunacağı ve turizmin, bir kültür olgusu olarak ele alındığını bilmemiz gerekiyor.

Sonuçta, yerli ve yabancı turistin de temel güdüsü yaşayacağı deneyimin gerçekçiliği, sahiciliği ve kalitesi olacaktır. Destinasyon yanında farklı deneyimler arayan yerli ve yabancı turist için deneyimlenmeyecek bir imaj satılamayacağına göre, orijinalliği korumaktan başka çaremiz yoktur. Çevre, ekolojik denge, tarih, sanat, kültür gibi konuların tümü, aslına uygun bir şekilde korunması gerekir. Üstelik, ülkemizin zengin kültürel varlık envanteri ve birikimi, diğer ülkeler gibi kolajlar oluşturmaya geçmiş...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bayraktar, lütfen, konuşmanızı tamamlar mısınız.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan, tamamlıyorum.

Düne ait olanı, yapay teknolojik unsurlarla günümüze taşımaya ihtiyacımız yok. Bizim, büyük bir kültürel mirasımız, doğal güzelliklerle dolu coğrafyamız var; ancak, bu mirasın, bugüne kadar olduğu gibi kararlar alınarak ve alanların etrafından bir sınır çizilerek korunmasının mümkün olmadığını hep birlikte gördük. Sahip olduğumuz potansiyel, geleneksel biçim ve ürünlerimizin kapsam ve ulaşılabilirliğinin genişletilmesinin de, koruma ve kullanma dengesini çok iyi sağlamakla mümkün olacağının altını bir kez daha çiziyorum.

Turizm, kültürün geçmiş öğesinin yanına, bugünün ve yarının konulmasını da sağlayacaktır; yani, geçmişten geleceğe gerçek köprü olmasına yardımcı olacaktır.

Bugüne kadar, iki Bakanlığın yetki mücadelesi, ülkemizin büyük kayıplara uğramasına neden olmuştur; halbuki, iki bakanlığın birleştirilmesinin oluşturacağı sinerjiden yararlanma gereği vardır. İki Bakanlığın birleştirilmesi, aynı zamanda, kamu yönetimi reformu gibi genel bir düzenlemenin içinde değerlendirilmelidir. Hatta, çalışmaları devam eden, ülkenin ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilecek düzeyde, yerel yönetimler reform yasa tasarısıyla daha etkili ve kalıcı hizmetlerin sunumu sağlanmalıdır. Kamu yönetiminin daha etkin, verimli ve kaliteli hizmet sunması, sektörel ilgilere göre kamu kurum ve kuruluşlarının yeniden organizasyonuyla, bürokratik kademe ve süreçlerin azaltılmasını gerekli kılmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlıklarının birleştirilmesiyle toplamda 1 243 ile     3 200 arasında kadrodan tasarruf imkânı sağlanacağı gibi, etkinlik alanları büyük oranda kesişen her iki bakanlığın aynı vizyon ve amaç doğrultusunda yönetilmesi ve yönlendirilmesi yüksek verimlilik sağlayacaktır.

İki bakanlığın birleştirilmesi konusundaki bu yasa tasarısına destek vereceğinizi umarken, Cumhuriyet Halk Partisi sözcüsü değerli arkadaşımın belirttiği bir iki şeye cevap vermek istiyorum. "Dinlemiyorlar, cevap vermeyecekler" dedi; biz, dikkatle dinledik. Büyük bir bölümüne katıldığımız güzel sözlerden, hakikaten, istifade ettiğimizi söylemek istiyoruz; ama, öncelikle, küçültmenin kültürden başlamadığını tekrar hatırlatıyorum. Yozlaşmanın olmayacağını, tam tersine, gerçek hüviyetimizin, benliğimizin, kimliğimizin korunmasına yönelik bir faaliyet olacağını, SİT alanları ve buna benzer tarihî eserlerin talanı diye bir şeyin söz konusu olmayacağını konuşmamın içinde belirtmiş oldum. 15 000 kilometre duble yol, ilk etapta yapılması gereken, daha kolay ve az yatırımla mümkündür. Demiryollarına da aynı hassasiyetle önem verileceğini hükümet programından biliyoruz. Tekerleme bir söz vardır; "keser döner, sap döner; bir gün bu hesap döner" derler. Evet, keser döndü, sap döndü; bugün bu hesap dönüyor ve halkımıza dönüyor. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Bu tasarıyla, bu bakanlıkların birleşmesi ve teşkilat çalışmalarının hayırlı olması dileğiyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyor ve desteğinizi tekrar bekliyorum.

Saygılarımla. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bayraktar.

Sayın milletvekilleri, şahsı adına, Mersin Milletvekili Sayın Mustafa Eyiceoğlu?.. Yok.

Şahsı adına, Antalya Milletvekili Sayın Osman Kaptan; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

OSMAN KAPTAN (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlarım.

Bazı bakanlıkların birleştirilmesini, bakanlık sayısının azaltılmasını Türkiye gündemine taşıyan, son seçimde değil, 1999'da seçim bildirgesine alan ilk parti Cumhuriyet Halk Partisidir. Ancak, Cumhuriyet Halk Partisinin dediği birleştirme bu değildir; çünkü, Kültür ve Turizm Bakanlıkları ülkemiz için çok önemli iki bakanlıktır. Mustafa Kemal Atatürk'ün belirttiği gibi, Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür geleceği ise turizmdir. Dünyadaki araştırmalar da gösteriyor ki, turizm, önümüzdeki kırk elli yıl daha Türkiye'nin değişmez, olmazsa olmazı olacaktır. Son elli yıldır dünyada, son yirmi yıldır da Türkiye'de en hızlı gelişen sektör turizmdir. Günümüzde 500 milyar dolarlık turizm pastasından Türkiye'nin aldığı pay ancak yüzde 2'dir.

Sayın milletvekilleri, Türkiye'nin en önemli sorunu, ekonomide borç ve faiz batağından çıkmak, işsiz insanlarımıza iş bulmaktır; bunun yolu da, üretimdir, ihracattır, turizmdir. Turizm sektörü, 2 000 000 insanımıza iş vermektedir. Turizm, gayri safî millî hâsılamızın yüzde 6'sını oluşturmaktadır. Turizme yapılan yatırım 31 milyar dolardır. İhracat geliri içindeki payı yüzde 30'dur. Vergi gelirlerinin yüzde 10'u turizmden sağlanmaktadır. Turizm sektörüyle, doğrudan ve dolaylı olarak, 39 sektörün yakın ilişkisi bulunmaktadır.

Değerli milletvekilleri, gelin, bu iki bakanlığı birleştirmeyelim; gelin, bindiğimiz dalı kesmeyelim.

Sayın milletvekilleri "ben, turizm ile kültürü pazarlarım" anlayışı yanlıştır. Eğer, siz, kültürümüzü, turistik otellerdeki animasyonlara indirgerseniz, Kültürle Turizmi birleştirebilirsiniz; ancak, hem kültürümüze hem de turizmimize yazık edersiniz.

Turizm Bakanlığının, sabahlara kadar, bakanlık birleştirme çalışmaları yerine, bu yıl 13 milyar dolar turizm gelirini nasıl sağlayabiliriz, Irak ile turizm bölgelerimiz arasında 1 500-2 000 kilometre mesafe olduğunu dış ülkelere nasıl anlatabiliriz, Türkiye'nin 2020 yılında 60 000 000 turist 50 milyar dolar gelir hedefine nasıl ulaşabiliriz çalışmalarını yapması gerekir.

Sayın milletvekilleri, turizmde sezon başlamıştır; birleştirme çalışmalarını sezon sonuna bırakın. İllâki birleştirecekseniz, Turizm ile Çevre Bakanlıklarını birleştirin. Sayın Başbakan, bütçe görüşmelerinde "Cumhuriyet Halk Partisi topu taca atıyor" dedi. Sayın arkadaşlar, biz, topu taca atmıyoruz; biz, bu önerileri, size pas olarak veriyoruz. Dikkat edin, kendi kalenize gol atıyorsunuz, Türkiye'nin kalesine gol atıyorsunuz.

Bu iki bakanlık, 1983 yılında, Turgut Özal'ın Başbakanlığı döneminde, şimdiki gibi, Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak birleştirilmiş; 1989'da, yine Özal'ın Başbakanlığı döneminde, tekrar, iki bakanlık olarak, birbirinden ayrılmıştır. 1989 yılında iki bakanlığı ayırma gerekçesinde "turizm hizmetlerinin yoğunluğu kültür hizmetlerini gölgelemektedir; millî kültürümüzün yozlaşmasını önlemek amacıyla, bir bakanlığın iki işinden biri olma hüviyetinden çıkarılarak, Kültür Bakanlığı isimli müstakil bir bakanlık eliyle yürütülmesinde fayda ve zaruret görülmüştür" denilmektedir.

Sayın milletvekilleri, peki, şimdi size soruyorum: Turizm hizmetlerinin yoğunluğu yirmi yıl önceye göre artmış mıdır, azalmış mıdır; artmışsa, turizm, kültür hizmetlerini o dönemde gölgelediğine göre, bundan sonra gölgelemeyecek mi; gölgeleyecekse, peki, niye iki bakanlığı tekrar birleştiriyorsunuz?

Yine, millî kültürümüzün yozlaşmasını önlemek için iki bakanlık tekrar ayrıldığına ve o zamanki gerekçe ortadan kalkmadığına göre, şimdi bu bakanlıkları birleştirerek, kültürümüzün yozlaşmasına, bizi biz yapan değerlerimizin yok olmasına olanak vermiş olmuyor musunuz? Yirmi yıl geriye gitmek niyedir? Denenmişi tekrar niye denemeye kalkıyorsunuz?

Değerli milletvekilleri, turizm sezonu başlamış, burnumuzun dibinde Irak Savaşı; Amerika, İngiltere, Japonya, Almanya, Fransa gibi ülkeler, bölgemizi turizmde riskli bölge ilan etmiş, Türkiye'de ise hükümet, Kültür ile Turizm Bakanlıklarını birleştiriyor. "Siyasî tercihimiz, birleştirirsek ne olacak" diyebilirsiniz.

Sayın arkadaşlarım, bakın, ben, size söyleyeyim ne olacağını; muhakeme hakkı olmamak üzere, bütün mevcut yetişmiş kadroları sıfırlıyorsunuz, yeniden kadrolaşma yapacaksınız. Bütün tabelalar, mühürler, başlıklı kırtasiyeler değişecek, bir hengâme yaşanacak. İki bakanlığın görevlerini alt alta yazdınız, yeni bakanlığı kurdunuz; bu birleşme, önceden araştırılmış işlevlere, analizlere dayalı bir birleşme olmadığı için, yeniden iş ve işlem yaprakları hazırlanacak, görevler, yetkiler, sorumluluklar belirlenecek. Bu görevlere uygun liyakatli personel mi atayacaksınız, yoksa, kendi kadrolaşma anlayışınıza uygun, size sadakatli personel mi atayacaksınız; onun takipçisi olacağız. Şu anda, her iki bakanlık personeli, yurtiçi ve yurtdışı dahil, kendi derdine düşmüş durumdadır, biz ne olacağız tedirginliğini yaşamaktadır.

Sayın arkadaşlar, zaman kaybediyoruz, zaman... Dahası var; görevler ve görevliler belirlendikten sonra, o oda benim, bu oda senin, o masa benim, bu masa senin, o personel benim, bu personel senin gibi, altı ay, bir yıl bu birleşme telaşı içinde zaman kaybedilecek; turizm sektöründen gelen kişiler bir günde yapılacak işlerini sezon sonuna kadar yapamayacaklar, yaptıramayacaklar. Belki, siz, şimdi diyorsunuz ki, siz muhalefet anlayışı içinde bunu söylüyorsunuz; hayır, sayın arkadaşlar, ben, gerçekleri söylüyorum.

Örgüt, bir yapıdır; yönetim ise, bu yapıyı işletmek. Örgütteki insanlar bir makine değildir. Bir örgüt psikolojisi vardır, bir örgüt havası, bir örgüt iklimi vardır. Şu anda, örgüt iklimleri, bu birleşmeye hazır değildir, herkes kara kışı yaşamaktadır.

Sayın milletvekilleri, bu bakanlıkların birleştirilmesinden turizm sektörü de memnun değildir, kültür ile kamuoyu da memnun değildir. Kültür eski bakanları da bu birleşmeye karşıdır. Gazetelerde çıkan haberlerden iki örnek vermek istiyorum. "Hükümet, Turizm ile Kültür Bakanlıklarını birleştirmekle meşgul; kime hangi koltuğu vereceğinin hesabını yapıyor. Sektör rezervasyon iptalleriyle boğuşurken, bir de Tekel Üst Kurulunun getirdiği içki ruhsatı meselesi çıktı; yani, beş yıldızlı yirmi yıllık bir otel bile şimdi müşterisine içki vermek için aylarca ruhsat almaya çalışacak." Bu sözler, Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Sayın Sinan Babila'ya ait.

Kültür eski Bakanı İstemihan Talay, bakanlığın önemli görevlerinden birinin de doğal ve kültürel mirası korumak olduğunu belirtiyor; özellikle sit alanlarına yönelen bazı iştahlı taleplerin bu bakanlıkça önlendiğini söylüyor. Gerçekten de, iki bakanlık birleştiğinde sit alanları büyük sorun olacaktır.

Sayın milletvekilleri, kültür, bir ulusun, bir devletin, bir ülkenin en temel var olma güvencesidir. Onun için, müstakil bakanlık olarak kalması zorunludur. Turizm Bakanlığının birleştirilmesine ise ihtiyaç vardır; ancak, bu birleştirme, Kültür Bakanlığıyla değildir; Turizm Bakanlığı ile turizm sektörünün hedeflerini, anlayışlarını ve olanaklarını, ilkesel ve eylemsel bazda birleştirmek gerekir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kaptan, size, 1 dakika eksüre veriyorum; lütfen, konuşmanızı tamamlar mısınız.

OSMAN KAPTAN (Devamla) - Turizm Bakanlığı ile yerel yönetimlerin, ilgili bakanlıkların, üniversitelerin, tüm resmî, özel ve gönüllü kuruluşların turizm anlayışlarını, olanaklarını birleştirmek gerekir. Verimli ve etkin bir eşgüdüm ve işbirliği sağlamak gerekir. Bu ortak anlayış ve olanaklarla yurt dışında bir tanıtım seferberliğini, bir tanıtım kampanyasını sürekli kılmak gerekir. Etkin ve işlevsel bir turizm eğitimiyle, tüm halkımızın turizm bilincini geliştirmek, birleştirmek, kaynaştırmak gerekir. Hepsinden önemlisi de, kültürümüze ve turizmimize Yüce Meclisimizin sahip çıkması gerekir. Yüce Meclisimiz sahip çıksın ki, KDV oranları, sağlıkta, eğitimde, temel gıdalarda ve turizmde indirilsin; turizmde, ihracattaki gibi teşvik sağlansın, elektrik ücretleri düşürülsün, ayakbastı ücretleri rakip ülkelerin düzeyine indirilsin. Yüce Meclisimiz sahip çıksın ki, iki bakanlık birleştirilmesin, Türkiye Cumhuriyetinin temeli olan kültürümüz yozlaşmasın, Türkiyemizin geleceği olan turizmin hızı kesilmesin.

Hepinize saygılar, sevgiler sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kaptan.

Şahsı adına, Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı...

Sayın Gazalcı?.. Yok.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, Sayın Kumkumoğlu'nun söz hakkı vardı, Sayın Oya Araslı'ya devrettiğini size iletmişti.

BAŞKAN - Sayın Özyürek, Sayın Kumkumoğlu'nun Sayın Hocama sözünü devretmesi 1 inci bölüm üzerindedir.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Gazalcı'nın söz hakkını verebilirseniz çok seviniriz.

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (İstanbul) - Bu, özel bir nedenden kaynaklandı. Madem böyle bir boşluk var; ben, bu fırsatı vereceğinize inanıyorum. (AK Parti sıralarından "oylamaya geçildi" sesleri)

BAŞKAN - Artık bir dahaki sefere... Şu anda oylamaya geçmiş bulunuyoruz, izninizle, tekrar geriye dönmeyelim.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesi hususu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, şimdi, birinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.

Birinci bölüm, 1 ilâ 6 ncı maddeleri kapsamaktadır.

Birinci bölüm üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Mardin Milletvekili Muharrem Doğan; AK Parti Grubu adına, Çanakkale Milletvekili İbrahim Köşdere; şahısları adına, Mersin Milletvekili Mustafa Eyiceoğlu ve Ankara Milletvekili Oya Araslı'nın söz talepleri vardır.

MUSTAFA EYİCEOĞLU (Mersin) - Sayın Başkan, benim söz talebim dördüncü bölüm içindi.

BAŞKAN - İlk söz, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Mardin Milletvekili Muharrem Doğan'a aittir.

Buyurun Sayın Doğan. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA MUHARREM DOĞAN (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısıyla ilgili görüşlerimizi sunmak üzere, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi en derin saygılarla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcımız Sayın Şahin'e cevap vermek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisinin seçim kampanyasında, bakanlık sayısının düşürüleceği de vardı, bunu kabul ediyoruz; ama, Cumhuriyet Halk Partisinin anlayışı bu değildir. Cumhuriyet Halk Partisinin anlayışı, nitelikleri, yapıları, amaçları örtüşen, aynı olan bakanlıkları birleştirmektir. Kültür Bakanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı birleştirilse, Cumhuriyet Halk Partisi destek verecekti; ama, karşımıza getirilen tasarı, Kültür Bakanlığı ve Turizm Bakanlığının birleştirilmesidir. Kültür Bakanlığı ve Turizm Bakanlığı, yapıları, nitelikleri, amaçları birbirinden tamamen farklı olan iki bakanlıktır. Bu, ister istemez, aklımıza bir soruyu getiriyor; hükümet, Turizm Bakanlığını ya da Kültür Bakanlığını gözden mi çıkarıyor? Türkiye'nin en önemli gelirleri arasında yer alan turizmin gözden çıkarılmasını kimsenin göze alamayacağı düşünülürse, burada ortadan kaldırılan Kültür Bakanlığı olacaktır. Her fırsatta bütçesi kırpılan Kültür Bakanlığı, büyük bir yük olarak mı görülmektedir? İki bakanlığın birleştirilmesi, kültür kavramının ruhuna aykırıdır, yeniden gündeme gelen bu birleşmede başarı sağlanamayacağı da açıktır.

Turizm, bacasız bir sanayi, her bir yatırımı dumansız bir fabrika, bir ticarî işletmeciliktir, kültür ise bir sanat alanıdır. Kültür Bakanlığını yok etmek, tarihe ve geleceğe karşı, onarılması zor yaralar açacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Anadolu kültür mirasının yok olmasına asla sessiz kalamayız; çünkü, bu, insanlığın mirasıdır. Bu birleşmeden, bu kurumlar büyük zarar görecektir. Atatürk'ün "sanatsız kalmış bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir" sözünü anımsayalım. Zaten, gitgide yozlaşan sanat ve kültür hayatımız büyük bir darbe yiyecek, belki de Atatürk'ün dediği gibi, toplumun hayat damarlarından biri daha kesilmiş olacaktır.

Türkiye, öyle bir uygarlık hazinesi ve kültür cumhuriyetidir ki, hiçbir ülkede Kültür Bakanlığı olmasa bile, bizde, bütçesiyle, kadrosuyla çok güçlü ve bağımsız bir Kültür Bakanlığının olması lazımdır. Kültür Bakanlığında ve Turizm Bakanlığında toplam 18 000 civarında personel mevcuttur, bu tasarıyla sayının 13 000'e indirileceği, 5 000 kadronun ise Millî Eğitim Bakanlığına kaydırılacağı söylenilmektedir. Kimler, hangi amaçla, nereye kaydırılacak; bu, bilinmiyor. Kısacası, her iki bakanlığın birleştirilmesiyle bir kadro kıyımı yaşanacaktır.

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Millî Eğitimle Kültür birleştirilirse o yapılmaz mı?!

MUHARREM DOĞAN (Devamla) - Hayır... Asla da olmaz.

Konuyla ilgili kanun tasarısının geçici 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında, bu kanunun yayımı tarihinde görevde bulunan müsteşar, müsteşar yardımcısı, genel müdür, genel müdür yardımcısı, daire başkanı, daire başkan yardımcıları, şube müdürleri ve tüm yetişmiş bürokratlar görevden alınır deniliyor. Bu, bir tuzaktır arkadaşlar. Kültür ve Turizm Bakanlıkları birleştirilince, mevcut personel sayısını azaltıyorsunuz; ama, 5 000'e yakın, eğitim kökenli personeli de Millî Eğitim Bakanlığına veya başka bir kuruma kaydırmayı düşünüyorsunuz. Tabiî, diyeceksiniz ki, siz, öğretmenlik yapacaksınız, Mardin'e gidin, Şırnak'a gidin, Siirt'e gidin; gidemeyecektir veya bir engeli olacaktır, istifaya zorlayacaksınız veyahut da ayrılmak zorunda kalacaktır. Bu nedenle, diyoruz ki, burada kadro kıyımı olacaktır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görevden alınacak bürokratlar, Türk turizmini, bugün gelinen noktaya taşıyan başarılı bürokratlardır. Yoksa, diğer bakanlıklarda olduğu gibi, İstanbul Büyükşehirdeki yakınlarınızı buraya getirip, hedeflediğiniz 60 000 000 turist, 50 milyar dolar turizm gelirini bunlarla mı elde edeceksiniz?! Yoksa, hedeflediğiniz sinerjiyi bu şekilde mi elde edeceksiniz?!

Ayrıca, her iki bakanlığın birleştirilmesiyle, 600 kültür ve turizm uzmanı, uzman yardımcısı kadrosu oluşturulacaktır. Bunların 400'ünün sınavla alınacağını, 200'ünün ise bakanın takdiriyle istihdam edileceğini duymaktayız; bu da, AKP'nin kadrolaşmaya doğru gittiğini göstermektedir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Turizm Bakanlığının ana amacı, daha çok turist çekmek, daha çok turistik yatırım yapmak, yaptırmak ve ülkemize daha çok döviz kazandırmaktır; işsizliği ve yoksulluğu yenen bir yaratıcılıktır.

Kültür Bakanlığının ana işlevi ise; kültür mirasımızı ortaya çıkarmak, korumak ve zarar gelmeden yarınlara taşımaktır. Kültür Bakanlığı, Avrupa kültürü ile Anadolu kültürünü kaynaştıran bir bakanlıktır. Mardin, Urfa Batman, Siirt ve Adıyaman gibi doğu ve güneydoğudaki şehirlerde büyük turizm potansiyeli vardır; fakat, bugüne kadar geliştirilemeyen turizm olanakları, bu birleşmeyle, maalesef, yok olacaktır, büyük bir yara alacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Doğan, size 1 dakika eksüre veriyorum, lütfen, konuşmanızı tamamlar mısınız.

Buyurun.

MUHARREM DOĞAN (Devamla) - Tarihiyle, mimarisiyle, Dünya Bankası ve UNESCO'nun odağı olan, dünyada üçüncü sit şehri olmaya aday gösterilen Mardin İlimiz bile, bu birleşmeden dolayı büyük bir yara alacaktır.

AKP'nin kültüre ne kadar önem verdiği görülmektedir. Kültür eski Bakanımız Sayın Çelik, vatanî görevini Mardin-Midyat'ta yapmıştır; dillerin ve dinlerin merkezi, çanın ve ezanın bir arada kardeşçe yaşadığı Midyat'ta, kültür binası ve bir kütüphanemizin olmadığını göremiyor da "devletten maaş alan 60 yaşında balerin var" diyebiliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Doğan, lütfen, konuşmanızı tamamlar mısınız.

MUHARREM DOĞAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan'ın seçim bölgesi olan Siirt'te, evliyalar diyarı Aydınlar İlçesinde (Tillo'da) resmî kurumların hepsi mevcut; ama, ne yazık ki, lise yoktur. Çocuklarımız, sadece ve sadece, Aydınlar İlçesine 9 kilometre mesafesi olan Siirt'teki liselerde okumaktadırlar. Vatandaşlar, bakanlıkların birleştirilmesini değil, bu olumsuzlukların giderilmesini istiyorlar değerli arkadaşlar.

Kültür ve Turizm Bakanlıklarını birleştiren projeniz yanlıştır. Bu projeden vazgeçmek, turizm adına, sanat adına, kültür adına ve iş, aş adına çok faydalı olacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerimle, şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun bu tasarıya karşı olduğunu bildirir, Yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (Alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Doğan, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, ikinci konuşma, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına, Çanakkale Milletvekili İbrahim Köşdere'ye aittir.

Sayın Köşdere, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA İBRAHİM KÖŞDERE (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, beş aydır hayretle izlediğim bir muhalefet partisinin sözcülerinin şu mübarek ve güzel çatı altında hiç mi olumlu görüşü yoktur?

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Olumlu iş yapmanız lazım. Olumlu iş yaparsanız, olur.

İBRAHİM KÖŞDERE (Devamla) - Sürekli olumlu yönde çaba gösteren ve ülkemizin içerisinde bulunduğu sorunları bilen bu insanlar için ve insanlarımıza hangi konuda olursa olsun, lütfen, artık, kara tablo çizmeyiniz.

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Kültürü yok ediyorsunuz.

İBRAHİM KÖŞDERE (Devamla) - Biz, bir ak sayfa açmaya geldik ve açacağımızdan da emin olunuz. (AK Parti sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Kabul ettiğiniz bir önergemiz bile yok!

İBRAHİM KÖŞDERE (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, Millî Eğitime, konuşmacının dediği gibi, ne  kadro aktarılması diye bir konu ne de bir tasarı var. Şimdi, bugünkü konu bu mu?! Bu madde burada görüşülürken, böyle duyumlarla konuşarak, halkımıza veyahut da seçmeninize mesaj mı vermek istiyorsunuz? Konu gündeme geldiği için söylüyorum, sözcü kendiliğinden hep icatlar yapıyor. Lütfen, artık, bu halk hep duyumlarla konuşmaktan, "cak", "cuk"lardan bıktı, bundan sonra, artık "olacak", "yapacak" değil, "oldu" ve "bitti" diyeceğiz.

Görüşmekte olduğumuz 112 sıra sayılı kanun tasarısının birinci ve ikinci bölümüyle ilgili olarak AK Parti Grubunun görüşlerini açıklamak üzere söz almış bulunmaktayım; sözlerime başlamadan önce, yine, hepinizi şahsım ve Grubum adına saygıyla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz bu tasarıyla, Kültür ve Turizm Bakanlıkları birleştirilerek Kültür ve Turizm Bakanlığına dönüştürülmektedir. Önce, kültür nedir, nasıl tanımlanır; bu hususu açıklamamız gerekmektedir.

Kültür, bir milletin şahsiyetini ve benliğini belirleyen, diğer milletler arasındaki farkı ortaya çıkaran maddî ve manevî değerlerin tamamıdır. Ülkemizin kalkınması, ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasının beraberce yürütülmesiyle mümkündür. Millî, manevî, tarihî ve kültürel değerleri araştırmak, geliştirmek, korumak, yaşatmak, tanıtmak; turizmi millî ekonominin verimli bir sektörü haline getirmek, değerlendirmek ve pazarlamakla ilgili kurum ve kuruluşları yönlendirmek, işbirliğinde bulunmak, her iki bakanlığın görevleri arasında bulunmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlıklarının faaliyet alanları büyük oranda kesişmektedir. Her iki sektörün duyarlılıkları, planlama ve işletme kararları bu iki sektörün birleşmesinin yaratacağı sinerjiden büyük oranda faydalanacaktır; ancak, bunun için, turizm olgusunun algılanışı ve vizyonuna ilişkin yeni bir bakış açısı da gerekmektedir.

Turizmi, kıyı alanlarındaki otellerde geçirilen dinlenme ve eğlence süresi olarak ele alan yaklaşım, kitlesel taleple karşılaşan Türk turizminin bulduğu ilk çözümdür. Bugün, doğa, ekoloji, kültür gibi farklı turizm türlerine ciddî taleplerin bulunduğu bir turizm pazarı vardır. Ülkemiz, turizm cennetidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sahip olduğumuz kültürel varlıklar ve değerler, aynı zamanda, birer turizm ürünü olarak da bir değere sahiptir. Film, müzik, geleneksel ürünler, olaylar ve gösterilerin organizasyonu gibi etkinlikler, kültürel alana ait olduğu kadar, ülkelerin imajı ve pazarlamasının temel unsurlarını da oluşturmaktadır. Bugün birçok başarılı kültürel temsil, özel sektör eliyle ve ticaret zemininde yürütülmektedir. Turizmde özel sektörümüz, turizmin önemini kavramış ve kendi üstüne düşen görevi fazlasıyla yapmaktadır.

Türk Ulusu olarak  sahip olduğumuz kültürel mirasımız, Ayasofya'nın, Sultan Ahmet'in minarelerinde, Anadolu'nun anası olan kadınlarımızın işlediği oyalarda, kilim ve halılarda, Mahmut Karahan'ın yazdığı altın yazılı Kuranı Kerim'in satırlarında, Münir Nurettin'in güzel sesinde vardır; kültürümüz bizim için iftihar vesilesidir. Bir turizm destinasyonunun markalanması, imaj ve kimliği kültür üzerinde yükselmektedir. İç ve dış turizm hareketleri arttıkça da, kaynakları korumak kaçınılmaz tek strateji olarak durmaktadır. Bu yönüyle turizm, kültür sektörü için ciddî bir kaynak yaratma potansiyeline sahiptir; bu da, kültürel altyapıların korunup, geliştirilmesi imkânını sağlayacaktır. Nitekim, turizm gelirinin yüksek olduğu ülkelerde, kültürel varlıkların ve merkezlerin hassasiyetle korunduğu ve turizmin bir kültür olgusu olarak ele alındığı bilinmektedir.

Türk turizmi 2000 yılında 13 250 000 turist ağırlamış, tanıtım kampanyasının başarılı bir çalışmasıyla yüzde 14 büyüme sağlamıştır. 2003 yılı hedeflerimizde ise, 15 000 000 turist ve 13 milyar dolar turizm geliri beklenmektedir.

2003 yılında Kültür Bakanlığına bütçeden ayrılan pay, 349 trilyon, Turizm Bakanlığına ise, 186 trilyon 130 milyar liradır.

Destinasyon yanında, farklı deneyimler arayan yerli ve yabancı turist için, deneyimlenemeyecek bir imaj satılamayacağına göre, orijinalliği korumaktan başka çaremiz yok; üstelik, ülkemizin zengin kültürel varlık envanteri ve birikimi, diğer ülkeler gibi, kolajlar oluşturmaya, geçmiş zamanı düne ait olan yapay teknolojik unsurlarla günümüze taşımaya hiç de ihtiyacımız yok.

Kültür Bakanlığının Anıtlar Genel Müdürlüğü ile Kültür Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Kütüphaneler Genel Müdürlüğü ile Yayımlar Dairesi Başkanlığı, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü adı altında toplanmaktadır. Geri kalan tüm ana hizmet birimleri, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü, Millî Kütüphane Başkanlığı ile Turizm Bakanlığının Tanıtma Genel Müdürlüğü yeni yapıda aynen korunmaktadır. Turizm Bakanlığının Turizm Eğitimi Genel Müdürlüğü ile Kültür Bakanlığının Halk Kütüphanelerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü ve Eğitim Dairesi Başkanlığı, Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü olarak, Turizm Bakanlığının İşletmeler Genel Müdürlüğü ve Yatırımlar Genel Müdürlüğü birimleri ile Kültür Bakanlığının Kültür Merkezleri Dairesi Başkanlığı, Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü olarak birleştirilmektedir. Her iki bakanlığın dış ilişkiler birimi, Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Koordinasyon Dairesi Başkanlığı adı altında birleştirilmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iki bakanlığın birleştirilmesi, aynı zamanda, kamu yönetimi reformu gibi genel bir düzenlemenin içinde yer almaktadır. Kamu yönetiminin daha etkin, verimli, kaliteli hizmet sunması, sektörel ilgilere göre kamu kurum ve kuruluşlarının yeniden organizasyonu ile bürokratik kademe ve süreçlerin azaltılmasını gerekli kılmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlıklarının birleştirilmesiyle personelden de tasarruf sağlanabileceği gibi, etkinlik alanları büyük oranda kesişen her iki bakanlığın aynı vizyon ve amaç doğrultusunda yönetilmesi ve yönlendirilmesi büyük verimlilik yaratacaktır.

Bu vesileyle, iki bakanlığın birleştirilmesinin memleketimize hayırlı olmasını diler, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlarım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Köşdere, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, birinci bölüm üzerinde, Ankara Milletvekili Oya Araslı'nın söz talebi vardır.

Sayın Araslı, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

OYA ARASLI (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; birinci bölüm üzerinde, tıpkı 112 sıra sayılı tasarının tümü üzerinde olduğu gibi, olumsuz bir görüşe sahip olduğumu ifade etmek için söz almış bulunuyorum.

Beni, böyle bir görüşe iten neden, bu tasarının görüşülmesinde uygulanan yöntemdir. Bu yöntemin ne kadar sakıncalı olduğunu bu oturumun başındaki sözlerimle ifade etmiştim; fakat, o sözlerden sonra, burada bir Sayın Bakanımız söz aldılar -Sayın Mehmet Ali Şahin- ve eleştirdiğim önerinin, eleştirdiğim İçtüzük maddesinin, 1973 yılında, Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarı döneminde yapılan İçtüzükle getirildiğini söylediler.

Değerli milletvekilleri, 1973'te yapılan İçtüzüğün 91 inci maddesini okuyorum: "Anayasa değişiklik teklifleri, diğer kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesindeki usule tabidir. Ancak, bu teklifler Genel Kurulda iki defa görüşülür.

İkinci görüşmeye, birinci görüşmenin bitiminden kırksekiz saat geçmeden başlanamaz.

İkinci görüşmede, sadece maddeler üzerinde verilmiş olan değişiklik önergeleri görüşülür." 1973'te yapılan İçtüzüğün 91 inci maddesinde yer alan hüküm budur; duyurulur Sayın Bakanımız, duyurulur Sayın Mehmet Ali Şahin.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Bakan başka madde okumuş.

OYA ARASLI (Devamla) - 91 inci maddeyle ilgili temel kanun kavramı, 1996'da, 424 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla yapılan İçtüzük değişikliğiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğüne girmiştir. O zaman kimin iktidarda olduğunu araştırmayı da, ben, Sayın Mehmet Ali Şahin'e bırakmak istiyorum; araştıracağı daha çok şey var.

Değerli arkadaşlarım, Cumhuriyet Halk Partisi, kökleri, tarihi cumhuriyetle sarıla sarıla gelişmiş olan bir partidir.

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Onun için hiç iktidar olamıyorsunuz!

OYA ARASLI (Devamla) - Dinleyiniz; ihtiyacınız var bu uyarılara!

Cumhuriyet Halk Partisi hakkında değerlendirme yapacak olanların, köklü bir tarih bilgisine ve dürüst bir inceleme yöntemine ihtiyacı vardır. (CHP sıralarından alkışlar) Benim, Sayın Bakana tavsiyem, kimler kendisine bu bilgiyi verdiyse, bir daha o kaynaklara başvurmamasıdır; eğer, kendisi bu bilgiyi bulduysa, bundan sonra birtakım sözleri sarf ederken, hele bu sözleri Cumhuriyet Halk Partisiyle ilgili olarak sarf ediyorsa, çok daha dikkatli sarf etmesidir.

1996 yılında gelen düzenlemede, temel kanunlar terimi kullanılmıştır. Hata yapılmış diyebiliriz buna. İnsanlar iyi niyetle de hata yapabilirler; ama, Sayın Bakanın unuttuğu bir husus var; İçtüzüğün 91 inci maddesiyle ilgili temel kanunlar konusunda getirilen düzenleme, 2001 yılında yapılan bir İçtüzük değişikliğiyle yeniden ele alınmıştır ve o İçtüzük değişikliği Anayasa Mahkemesinin önüne gittiği zaman, temel kanun kavramıyla da ilgili bir karar verilmiştir. Bugün, eğer, biz, temel kanunlar kavramına karşı çıkıyorsak, çıkışımızın altında, Anayasa Mahkemesinin verdiği karar vardır. Biz, hukuka saygılı bir partiyiz.

HALİL AYDOĞAN (Afyon) - Demokrasiye de...

OYA ARASLI (Devamla) - Demokrasiye de saygılıyız efendim, onun için bu konuşmaları burada yapıyoruz. Sizin göz yumduğunuz şeylere de göz yummuyoruz. O değişiklikte de, Anayasa Mahkemesi, böyle bir karar verdiği için, artık, düşüncelerimizi, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda şekillendirmeye gerek görüyoruz; ama, eğer, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymak gereği duyulmuyorsa, onlar doğrultusunda düzenleme gereği duyulmuyorsa, orada, hukuksuzluğa doğru bir gidiş başlamıştır. Bu konuda, bu hususu dikkate almayanları uyarmanın da, bir milletvekili olarak, görevim olduğunu düşünüyorum.

Değerli arkadaşlar, demokrasiye, Anayasa Mahkemesi kararına ve Anayasaya aykırı bir yöntemi, bugün, bu tasarıyı görüşürken uyguluyoruz. Arkanıza dönün ve şu sıralara bakın, bomboş; neden boş biliyor musunuz...

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Tembeller de ondan.

OYA ARASLI (Devamla) - Milletvekilleri, artık, yasama işlevine katkı imkânlarının kalmadığını gördüler de onun için.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OYA ARASLI (Devamla) - Sayın Başkan, birkaç dakika daha...

BAŞKAN - Tabiî Sayın Hocam.

OYA ARASLI (Devamla) - Şurada yapılacak 10 dakikalık bir görüşmeyle, bir bölüm hakkında, hangi görüş ayrıntılı bir biçimde ifade edilebilir veya milletvekillerine tanınan 5 dakika içerisinde, hangi yanlışlara dikkat çekilebilir, bunun mümkün olmadığını bildiği için, milletvekillerimiz, dışarıda oturmayı, bu sıraları terk etmeyi yeğlemiş durumdalar.

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Siz buradasınız.

OYA ARASLI (Devamla) - Adalet ve Kalkınma Partisi Grubundan da, Cumhuriyet Halk Partisi Grubundan da; ben, grup ayırımı yapmıyorum; burada, bu yöntemin milletvekilini getirdiği noktayı ifade etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, biz, milletvekilleri olarak burada yasama işlevine katkıda bulunmak için varız, konuşmak için varız. "Parlamento" kelimesi, kökenini "konuşmak" fiilinden alıyor ve biz, kendi rızamızla kendimizi suskunluğa mahkûm ettik. (CHP sıralarından alkışlar) Ne oldu; hükümetin getirdiği tasarı, düdüklü tencerede yemek pişirir gibi, bir farkıyla, iyice pişirilmeden, jet hızıyla çıkarılıyor. Biz, yasama organı olarak, bir işe karışmadan, bu yasama işlevini hükümetin etki alanına terk etmiş durumdayız. Ben, doğrusu, milletvekili olarak, bu durumu kendime yaraştıramıyorum.

Kendime yaraştıramadığım ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yaraştıramadığım bir başka durum daha var; Sayın Mehmet Ali Şahin'in, açıklamasını yaparken, bizi düşürmüş olduğu durum. Biz, gerçekdışı açıklamaları dinlemek durumunda mütalaa edilmemeliydik.

Bu uyarılarımın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bundan sonraki çalışmalarında daha sağlıklı yönlere yönelmemize yardımcı olacağını düşünüyorum. Getirilen bu yöntemin, getirenlere hayırlı olmasını diliyorum; ama, Türkiye'ye hiç hayrı olmayacağını da, bir kere daha ifade etmek istiyorum.

Sizleri saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Araslı, teşekkür ediyorum.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, ismimden birkaç kere bahsedilerek, bir anlamda sataşma sayılabilecek beyanda bulunuldu. İzin verirseniz, bir açıklama yapacağım.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, evet, isminizden bahsedildi. Çok kısa bir şekilde bir açıklama yaparsanız, Sayın Hocam da... (AK Parti sıralarından alkışlar)

V. - AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

4. - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in, Ankara Milletvekili Oya Araslı’nın, şahsına sataşması nedeniyle konuşması

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Sayın Araslı, İçtüzükle ilgili beyanda bulunurken, benim, İçtüzüğün 1973 yılında yürürlüğe girdiğini ifade ettiğimden hareketle, 1996 yılında İçtüzükte değişiklikler yapıldığını da beyan etti.

Elimdeki Tüzüğe -ki, şu anda, Anayasayla birlikte sizin elinizde olması gereken Tüzük- baktığınızda "Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü, Karar No: 584, Kabul Tarihi: 5.3.1973" olarak göreceksiniz.

OYA ARASLI (Ankara) - Efendim, o sonra kaç kere tadile uğradı.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Şimdi, gelelim 91 inci maddenin hikâyesine.

Sayın Araslı, 20 nci Dönemde siz de Parlamentodaydınız, Anayasa Komisyonunda birlikte görev yaptık.

OYA ARASLI (Ankara) - Anayasa Komisyonu üyesi değildim efendim.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Yok, beraber de yaptık.

OYA ARASLI (Ankara) - Üyesi değildim, katıldığım olmuştur.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Başka kimler vardı; Sayın Atilâ Sav vardı, Sayın Seyfi Oktay vardı, birlikte çalıştık CHP'yle.

OYA ARASLI (Ankara) - Seyfi Oktay'la birlikte hiç çalışmadık efendim.

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Hatıralarınızı mı anlatıyorsunuz Sayın Bakan?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bir saniye efendim.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna mensup arkadaşlarımızla birlikte İçtüzükte önemli değişiklikler yaptık.

Benim demin çıktığımda söylemek istediğim husus şuydu: 91 inci maddeyle ilgili temel kanunun tarifini yapmayı, o zaman, Cumhuriyet Halk Partisi öngörmemişti, bu tarifi yapmamayı demokrasiyle de çelişir bulmamıştı, şimdi, çelişir bulmasının izahı noktasında bir eleştiri getirdim.

OYA ARASLI (Ankara) - Anayasa Mahkemesi kararı çıktı efendim.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Ayrıca, biraz önce, grup başkanvekili arkadaşımız da, burada, çıktı, benim imzamın arkasında olup olmadığımı sordu. Ben, yanılmıyorsam 2001 yılında, İçtüzüğün 91 inci maddesinde yapılan değişiklik üzerine Anayasa Mahkemesine giden iptal dilekçesinde imza sahibi olduğumu ifade etmiştim.

İki bakımdan itiraz etmiştik; bir tanesi -demin okumuştum- "ülkenin ekonomik ve teknolojik gelişimiyle ilgili yeniden yapılanma kanunları" ifadesinin tarifinin olmadığını, Anayasaya aykırı olduğunu ifade etmiştim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Sayın Başkan, tamamlıyorum.

Bir de bu konuda partiler arasında konsensüs aranmalı; yani, Danışma Kurulunda konsensüs aranmalı, ittifak aranmalı demiştim. Anayasa Mahkemesi, 330 oyla ilgili bizim talebimize bir cevap vermedi; ama, bana sorarsanız, ben, Mehmet Ali Şahin olarak, hâlâ, o iddiamın arkasındayım; Mehmet Ali Şahin olarak, o iddiamın arkasındayım... Anayasa Mahkemesi farklı düşünebilir; ama, Anayasa Mahkemesinin kararları da herkesi bağlar Anayasanın ilgili maddesi gereği; ama, ben, İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Şahin olarak, temel kanun olarak kabul edilmesiyle ilgili ittifak aranmasının daha doğru olduğunu hâlâ düşünmeye devam ediyorum.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Karşı oy verdiniz mi Sayın Bakan?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Efendim?..

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Burada karşı oy verdiniz mi 91'e?..

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Hayır, ben, ona karşı oy vermedim; ben, ona karşı oy vermedim...

Özetle şunu ifade etmek istiyorum: Temel kanunla ilgili tarif yapılsaydı daha iyi olurdu dedim; hâlâ, aynı fikirdeyim; ancak, Cumhuriyet Halk Partisine getirdiğim eleştiri, geçmişte, bunu birlikte yaptık; yani, bu konuda, Cumhuriyet Halk Partisiyle birlikte, 1996 yılında, 91 inci maddede değişiklik yapılırken "buna tarif getirelim" teklifi gelmemişti ve bu, demokrasiye de aykırı görülmemişti. Şimdi farklı görüş ortaya sürülünce, bir çelişki var, onu ifade etmeye çalıştım.

HASAN FEHMİ GÜNEŞ (İstanbul) - 91 inci madde öyle değildi; anayasa değişikliğiyle ilgiliydi.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Ayrıca, Cumhuriyet Halk Partisinin cumhuriyetle yaşıt olduğunu ifade ederken, bunu, Cumhuriyet Halk Partisini eleştirmek için değil, Türkiye'nin köklü bir siyasî partisi olduğunu ifade etmek için kullandım; onu, asla, eleştiri anlamında da kullanmış değilim. Kuşkusuz ki, 1973 yılındaki Tüzüğü yaparken de Cumhuriyet Halk Partisi buradaydı.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Anayasa değişikliğiydi o Sayın Bakan.

OYA ARASLI (Ankara) - Anayasa değişikliğiydi o zaman.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - 91 inci madde, 1973 yılındaki Tüzükte 91 olarak yoktu ki, 1996'da değişti.

OYA ARASLI (Ankara) - Tamam... Anayasa değişikliğiydi o zaman.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Madde numaraları da değişti; teselsül etti tabiî; gayet tabiî, teselsül etti.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - O zaman temel yasa yoktu Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - 1973 yılındaki tüzüğün 91 inci maddesini okursanız başka bir şey çıkar tabiî; çünkü, değişti sonra.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - O zaman temel yasa yoktu Sayın Bakan.

OYA ARASLI (Ankara) - Temel yasa yoktu...

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Efendim, temel yasayla ilgili, 91 inci maddedeki yeni düzenlemenin 1996'da geldiğini ben de ifade ettim ve CHP'li arkadaşlarla birlikte hazırladığımı söylüyorum.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - 1973'te dediniz... 1973'te dediniz...

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarla hazırlandı. O zaman, Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlar, bu temel kanuna bir tarif getirelim demediler ve o şekilde Parlamentodan geçti.

OYA ARASLI (Ankara) - Anayasa Mahkemesi kararı yoktu o zaman.

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Olay bundan ibarettir.

Sayın Başkan, çok teşekkür ederim. Sadece izah için çıkmıştım. Hassasiyetleri sebebiyle milletvekili arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

2. - Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile 13.12.1983 Tarihli ve 187 Sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 8.6.1984 Tarihli ve 216 Sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında 13.12.1983 Tarihli ve 187 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Hükümlerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 24.1.1989 Tarihli ve 354 Sayılı Kültür Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 24.1.1989 Tarihli ve 355 Sayılı Turizm Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 17.3.1989 Tarihli ve 364 Sayılı 190, 354 ve 355 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 13.9.1989 Tarihli ve 379 Sayılı 190 ve 354 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 25.3.1990 Tarihli ve 411 Sayılı 190 ve 355 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 13.12.1991 Tarihli ve 468 Sayılı 190 ve 354 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/542, 1/51, 1/60, 1/122, 1/123, 1/126, 1/136, 1/160, 1/194) (S. Sayısı : 112) (Devam)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, şahsı adına, ikinci söz talebi Tokat Milletvekili Resul Tosun'a aittir.

Sayın Tosun, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika.

RESUL TOSUN (Tokat) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şahsım adına kimi düşüncelerimi ifade etmek üzere Yüce Meclisin huzuruna çıkmış bulunuyorum.

Değerli milletvekilleri, turizmin bacasız bir fabrika olduğunu söylememize hiç hacet yok. Bütün dünya ülkelerinin, döviz rezervlerini artırabilmek için, turizme ne denli önem verdiklerini hepimiz biliyoruz.

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Kültürü turizme baca yapmayın.

RESUL TOSUN (Devamla) - Acele etme Hüseyin bey, acele etme, kültüre de sıra gelecek, çok farklı düşünceler serdedeceğiz.

BAŞKAN - Sayın Tosun, sürenizi fazla uzatmayacağım; onun için, siz, Genel Kurula hitabınıza devam edin, sataşmalara cevap vermeyin.

RESUL TOSUN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan, herkese gösterdiğiniz müsamahayı bana da gösterirseniz, başka bir şey istemem.

Değerli arkadaşlar, turizm hizmetlerinin ülkemizde yeterli olduğunu söyleyebilmemiz, elbette ki, mümkün değildir. Turizm deyince, milletimizin hemen hemen genelinde aklına gelen, sadece, yaz mevsiminde sahillerde yapılan yaz tatilidir. Oysa, ülkemiz, hem kış mevsiminde hem de diğer turizm dallarında dünyada eşine ender rastlanan değil, eşine rastlanmayan tek ülkedir, bir medeniyetler ocağıdır, yurdudur. Biz, sadece, yurt dışından sahillerimize turist celp ederken, öte yandan, mesela, kışın, kış turizminde, ne Erzurum'un dünyada adının anıldığını görüyoruz, ne Kayseri'nin anıldığını görüyoruz, ne Ilgaz'ın anıldığını görüyoruz, ne Bolu'nun anıldığını görüyoruz, ne de Bursamızın... Turizmin, sadece, yazın gelip kışın durması mı lazım. Yaz turizmine gösterdiğimiz ilginin yanında, acaba, bugüne kadar, yönetimlerimiz, bu kış turizminde, ülkemizin o güzelim mekânlarını neden değerlendirmediler diye sormadan geçemiyoruz.

Öte yandan, bırakınız yaz ve kış turizmlerini, turizme açılmayı bırakın, ülkemizin ihya edilmesi gereken, yok olmaya yüz tutmuş nice tarihî mekânları, maalesef, yıllardır, Turizm Bakanlığımızın ve hükümetlerimizin ilgisinden mahrum kalmışlardır. Mesela, biraz önce değerli bir milletvekili arkadaşımız temas etti; bir Mardin İlimiz ihya edilse, Mardin İlimizdeki tarihî eserler canlandırılmış olsa, ben inanıyorum ki, Venedik'e giden ziyaretçilerin en az 2 katı, 3 katı Mardin'e gelecektir. Venedik'te tek bir kültür var; ama, Mardin'de bütün tarihin kültürlerini bulabilirsiniz. Ya yok olmaya yüz tutmuş, sular altında kalacak Hasankeyfimize ne demeli.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin)- İşte, sahip çıkalım beraber.

RESUL TOSUN (Devamla)- AK Parti Hükümeti beş aylık hükümet, beyler. Eğer bugüne kadar Cumhuriyet Halk Partisinin tarihle beraber olduğunu söylüyorsanız, o onyedi yıllık iktidarınız döneminde bunları ihya etmeniz için yeterli bir vakit vardı sizin için; beş aylık hükümete laf atmaya hakkınız yok.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin)- Refah dönemini unutmayalım.

RESUL TOSUN (Devamla)- 5 yıl sonra eğer bu hükümet bu eserleri ihyada ihmal gösterirse, ilk eleştirecek olan da bizler olacağız hep birlikte.

Değerli arkadaşlar, mesela -gitmeyenlerinize de burada tavsiye ederim- Tokat'ta bir Ballıca Mağarası vardır, dünyanın sekizinci harikasıdır; gidilecek yolu yoktur. Biz, sadece Ballıca Mağarasını, inanınız, dünyaya tanıtsak, Orta Anadolu'daki turizmde de ne denli büyük bir patlama olduğunu göreceksiniz.

Yine, Tokat'ın Sulusaray İlçesinde Sebastopolis diye bir tarihî kent vardır. Bu tarihî kent ortaya çıkarılırsa, Selçuk'taki Efes kalıntılarından daha büyük ve daha köklü bir medeniyetin eserlerini, bir medeniyetin tezahürünü orada göreceğiz ki, bu, bizim turizm açısından ne denli gelişeceğimizi gösterecek.

Kültür Bakanlığına gelince; bu söyleyeceklerim benim tamamen şahsî düşüncelerimdir, AK Partiye mal edilmemesini rica ediyorum; çünkü, ben Türkiye'de Kültür Bakanlığını çok lüzumlu görenlerden biri değilim. Kültür Bakanlığı -otuz yıldır kültürel faaliyetlerle ilgilenen, yakından takip eden bir insan olarak, bir arkadaşınız olarak söylüyorum- mesela, kimi eserleri bugüne kadar satın aldı, dağıttı; ama, hangi bakan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Tosun, sürenize 1 dakika ilave ediyorum.

Buyurun.

RESUL TOSUN (Devamla) - 1 dakika çok az Sayın Başkanım.

AHMET SIRRI ÖZBEK (İstanbul) - Ama, güzel bir konuya geldi.

RESUL TOSUN (Devamla) - Evet, Kültür Bakanlığının bugüne kadar yaptığı faaliyetlere baktığımızda, bizim millî kültürümüzü yaşatmaktan ziyade, hangi ideolojiye mensup bakan gelmişse, o ideolojinin öne çıkarıldığı bir politikayı görmüşüzdür. Kitaplar alınır; bakanın mensup olduğu ideolojiye mensup kitaplar alınır; dergiler satın alınır, kütüphanelere gönderilir; yine, bakanın mensup olduğu ideolojiye mensup dergiler alınır. Yani, istisnasız hiçbir Kültür Bakanımızın, bizim kültürümüze bugüne kadar topyekûn hizmet ettiğini söylememiz mümkün değildir.

Onun için de, kültürümüzü, böylesi siyasî ellere bırakmaktansa -21 inci Yüzyıl, üçüncü sektörün yüzyılıdır; yani, sivil toplum örgütlerinin yüzyılıdır- kültürel faaliyetleri sivil toplum örgütleri yürütmelidir ve kültürel faaliyetleri yürüten tüm sivil toplum örgütleri ve kuruluşlardan -eğer biz yapacaksak; ki, ben, bunu, bir milletvekili olarak düşünüyorum ve Meclise getireceğim- kültürel faaliyet gösteren bütün etkinliklerden, bütün çalışmalardan sıfır vergiyle, kültüre bir ivme kazandıralım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

RESUL TOSUN (Devamla) - Sayın Başkan, 1 dakika istiyorum.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Trabzon) - On kere uzatma olmaz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Evet, buyurun.

RESUL TOSUN (Devamla) - Kültür Bakanlığımızın benim şimdiye kadar gördüğüm en lüzumlu hizmeti, müzelerimiz ve kütüphanelerimizdir. Bunlar, zaten mevcut yasada olduğu için yasaya itirazım yok.

Yalnız, devletimizin, yine bu Kültür Bakanlığı marifetiyle yürüttüğü, kimi sanatlara, kimi sanatçılara destek vererek, yine ideolojik davranarak, kimi sanatçıları ihya ettiği bir çalışması var; ama, nice sanatçılar var ki, sadece herhangi bir ideolojiye mensup olmadığı için, şu anda emeklilik hakkından dahi mahrum, köşede dilenecek vaziyettedir. Dolayısıyla, Kültür Bakanlığı, bana göre, çok lüzumlu bir bakanlık değildi, Turizm Bakanlığıyla birleştirilmesi gayet isabetli olmuştur. Biz, eğer kültürümüzü yaşatmak istiyorsak, kültürü halk yaşatır, halkın destek verdiği sivil toplum örgütleri yaşatır. Devlet sanatçısı diyerek, 1 500 kişiyi getirin siz!.. Yahu, sanatçı, milletvekili gibi özgür olmalı; sanatçı, ilim adamı gibi özgür olmalı; devletin ilkeleriyle bağımlı bir sanatçı hangi ürünü üretecek arkadaşlar?!

Evet, saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Tosun.

Sayın milletvekilleri, birinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi, 1 ilâ 6 ncı maddeleri kapsayan birinci bölümü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, saat 18.40'ta toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati : 18.26

 


İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 18.40

BAŞKAN : Başkanvekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER : Mehmet DANİŞ (Çanakkale), Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük  Millet Meclisinin 67 nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

2. - Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile 13.12.1983 Tarihli ve 187 Sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 8.6.1984 Tarihli ve 216 Sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında 13.12.1983 Tarihli ve 187 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Hükümlerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 24.1.1989 Tarihli ve 354 Sayılı Kültür Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 24.1.1989 Tarihli ve 355 Sayılı Turizm Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 17.3.1989 Tarihli ve 364 Sayılı 190, 354 ve 355 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 13.9.1989 Tarihli ve 379 Sayılı 190 ve 354 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 25.3.1990 Tarihli ve 411 Sayılı 190 ve 355 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 13.12.1991 Tarihli ve 468 Sayılı 190 ve 354 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/542, 1/51, 1/60, 1/122, 1/123, 1/126, 1/136, 1/160, 1/194) (S. Sayısı : 112) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon?.. Burada.

Hükümet?.. Burada.

Görüşmekte olduğumuz 112 sıra sayılı kanun tasarısının birinci bölümü kabul edilmişti. Şimdi, ikinci bölüm üzerindeki görüşmelere başlıyoruz.

İkinci bölüm 7 ilâ 16 ncı maddeleri kapsamaktadır.

İkinci bölüm üzerinde, grupları adına, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Kayseri Milletvekili Adem Baştürk; şahısları adına, İzmir Milletvekili Erdal Karademir ve İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek'in söz talepleri vardır.

İlk sözü, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Mustafa Gazalcı kullanacaktır.

Sayın Gazalcı, buyurun.

CHP GRUBU ADINA MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına tümünüzü saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, temel yasa kabul ettiğimiz, çok önemli, yaşamsal bir konuyu, Kültür Bakanlığı ile Turizm Bakanlığını birleştiren bir yasayı görüşüyoruz. Aslında, keşke, bütün milletvekilleri burada maddeler üzerinde tek tek görüşlerini belirtebilseydi ve özgürce bu konuyu enine boyuna ulusun önünde tartışabilseydik.

Değerli arkadaşlar, bu yasanın genel gerekçesinde şöyle deniyor: "Kamu kurumlarında verimliliği sağlamak, israf ve hantal yapıyı önlemek. Bunun çözümü olarak da benzer ya da etkinlikleri aynı bakanlıkları birleştirmek... Devletin yeniden yapılanması için tarihî bir fırsat yakalandığı söyleniyor ve yapılan birleşmeyle de yönetimde etkinliğin kazanılmasının yanı sıra, kamu harcamalarında bir tasarruf olacağı belirtiliyor; devletin, küçültülerek hantal bir yapının önlenmesinin amaçlandığı" belirtiliyor.

Değerli arkadaşlar, devleti küçültmek, kamu harcamalarında tasarruf kültürle olmamalıydı, işe Kültür Bakanlığıyla başlamamalıydı. Her şeyden önce, küçülme, belki, Başbakanlık kadrolarında olabilirdi, Devlet Bakanlıklarının sayıları biraz daha inebilirdi, danışmanların sayıları eksiltilebilirdi, yönetim kurullarına atadığımız yandaşlarda bir eksilme, bir tasarruf yapılabilirdi; belki, yolsuzlukları önlemede bir tasarruf olabilirdi; ama, kültürde, bizi biz yapan değerlerde, ulusal değerlerde, geçmişimizi, kimliğimizi, bugünümüzü, yarınımızı belirleyecek kültürde bir tasarrufu, devlet küçültmesini kabul etmek olanaksızdır. Zaten, devlet bütçesinden binde 3 gibi çok küçük bir pay ayırarak Kültür Bakanlığını yeterince küçültüyoruz ve kültürel etkinlikleri kısıyoruz. Şimdi, siz, turizm anlayışıyla, bir kez daha Kültür Bakanlığını birleştiriyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, bu, geçmişte denendi, başarısız bir deneyim oldu. 1981 ile 1989 arasında bu iki bakanlık birleştirildi, hem de Parlamento özgür tartışmazken, 12 Eylülün oldu bitti anlayışı içinde bu iki bakanlık birleştirildi; ama, burada, gerekçede söylendiği gibi, bir hareketlilik, bir sinerji değil, tam tersine bir hantallık yaratıldı ve yeniden ayrılma kararı alındı.

Bakın, bu başarısız denemeden sonra, 1989'da yeniden ayrılma kararındaki, o genel gerekçeyi sizlere sunmak istiyorum: Türk toplumunun hızlı bir gelişme içinde olduğu, hızlı bir sanayileşmenin ve kentleşmenin olduğu, dolayısıyla, bu kentleşme içinde kültürel değerlerimizin yok olduğu o gerekçede söyleniyor. İki bakanlık bir arada yürütülmeye çalışılmış ise de, turizm hizmetlerinin yoğunluğunun kültür hizmetlerini gölgelemesi dolayısıyla, Kültür Bakanlığının, yeniden, ayrı bir biçimde örgütlenmesini söylüyor. Ayrıca, millî kültürümüzün bozulmasını önlemek amacıyla, konuyla ilgili faaliyetlerin, bir bakanlığın iki işinden biri olma kimliğinden çıkarılarak, Kültür Bakanlığının bağımsız bir bakanlık olarak kurulmasını, yeniden kurulmasını bir zorunluluk olarak görüyor 1989'daki gerekçede.

Devlet, bir deneme tahtası değildir; devlet örgütlenmesi çok ciddî bir iştir. 12 Eylülün gölgesinde bu iki bakanlık birleşmiş; ama, yararlı olmamış. Sonra, bir yasa daha, bir kararname daha çıkmış; orada, ulusal kültürümüzün yok olmaması için, Kültür Bakanlığının turizmin gölgesinde kalmaması için ve bir bakanlığın iki işinden biri olmaması için, yeniden ayrı bakanlık olarak örgütlenmesinin bir zorunluluk olduğu dile getirilmiş; ama, maalesef, bu, dikkate alınmıyor, yeniden aynı başarısızlık deneyimi tekrarlanıyor.

Değerli arkadaşlar, bu iki bakanlığın birleştirilmesine, yalnız Cumhuriyet Halk Partisi Grubu karşı çıkmıyor, bakın; eski kültür bakanları dün Sayın Kültür Bakanını ziyaret etti. Gazetelere yansıyan duruma göre "aman, ne olur, yangından mal kaçırır gibi bu işi yapmayın; kültür adına kaygı duyuyoruz"diye kendisinden dilekte bulunmuşlar ve bir de bildiri yayımlamışlar. Sol hükümetin bakanları da var, sağ hükümetin bakanları da var; Namık Kemal Zeybek de, İsmail Cem de var, ilk Kültür Bakanımız Talat Halman da, Ercan Karakaş da var, Nermin Neftçi var, Fikri Sağlar, Timurçin Savaş, İstemihan Talay, Tınaz Titiz de var. Bir bildiri yayımlıyorlar, diyorlar ki: "Vicdanî bir borç olarak halkımıza sesleniyoruz: Bu iki bakanlık birleştirilmesin, yanlış olur; çünkü, turizm, bir sanayi dalı, bir ticarî işletmeciliktir; kültür ise, bir sanat alanıdır. Turizm, yatırımcılıktır; kültür, yaratıcılıktır." Devam ediyor; "birçok ülkede olduğu gibi bizde de turistik gelişme, çoğu zaman, kültürel çevreyi  ve varlıkları tehlikeye düşürüyor. Bunun içindir ki, hiçbir yerde, birleşik bir turizm ve kültür bakanlığı kurulmamıştır."

Değerli arkadaşlar, bize "işte, şu devletlerde böyle bir ayrı bir bakanlık yok" deniyor; ama, kültür bakanları, otuz yıldır, sağ-sol hükümetlerde, bu ülkenin tarihî zenginliklerini dışarıdan tekrar almış gelmiş, o değerlerimize bekçilik yapmış kültür bakanları, sağ-sol ayırımı gözetmeden "dünyada böyle bir örnek yok; biz kaygı duyuyoruz; sakın bu birleşmeyi yapmayın"diyorlar; ama, biz ısrar ediyoruz. Yalnız kültür bakanları, Cumhuriyet Halk Partililer de değil; vakıflar, dernekler, uzmanlar, bu konudaki, kültüre değer veren herkes aynı kaygıyı duyuyor.

Değerli arkadaşlar, bakın, yedibin yıllık tarihi içeren, 17 000 tarihî kalıtın bulunduğu Bağdat, hem de uygar olduğunu söyleyen tek dişi kalmış canavarlar tarafından, o Mezopotamya kültürü, o, Asurluların, Osmanlının, Selçuklunun, insanlığın kalıtı yağma ettirildi. Belki, dünyanın hiçbir yerinde olmasa bile Türkiye'de Kültür Bakanlığı ayrı olmak zorundadır; çünkü, bizim kültürümüz zengindir.Anadolu, bir açıkhava müzesidir.

"Beşikler vermişim Nuh'a

Salıncaklar, hamaklar,

Havva Ana, dünkü çocuk sayılır,

Anadolu'yum ben,

Tanıyor musun?" diyor Ahmed Arif.

Değerli arkadaşlar, böyle bir zenginlik... Yarın, Bağdat Müzesinin başına geldiği gibi. Biz, kültürümüzü asıl onlardan korumak isteriz. Üç kuruşluk kaynak için... Tamam, gelsin turizm; ama...

Değerli arkadaşlar, bu konuştuğumuz bölümlerde, kimi genel müdürlükler birleştiriliyor. Ne oluyor, bu tasarıyla; yani, şimdi görüştüğümüz ve hızlıca yasalaştırmaya çalıştığımız bölümle, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğüyle, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü adı altında birleştiriliyor. Yani, burada korumacılık önemsiz duruma getiriliyor.

Değerli arkadaşlar, 17.2.2002 tarihi itibariyle, Türkiye'de, birçok SİT alanı tespit edilmiştir. Bunlardan   6 812 SİT alanı, koruma alanı olarak saptanmış ve 25 203 taşınmaz sivil mimarlık örneği, toplam 45 451 de "bu sokağa, bu şehitliğe, bu yere, bu binaya dokunmayın" diye saptanmış. Şimdi, bunlar yetmiyor, daha devam ediyor; çünkü, yerin altında zenginliklerimiz var, yerin üstünde zenginliklerimiz var; ama, bu tasarıyla koruma önemsizleştiriliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Gazalcı, 1 dakika eksüre veriyorum; lütfen, konuşmanızı tamamlar mısınız.

Buyurun.

MUSTAFA GAZALCI (Devamla) - Sayın Başkanım, tamamlayacağım; ama, bu konuda doluyuz.

Değerli arkadaşlar, yapmayın!.. Siz, kendinizi muhafazakâr kabul ediyorsunuz; ulusal değerlerimizi muhafaza etmeyen bir partinin, ulusal değerlerimizi korumayan bir partinin muhafazakâr olması bile olanaksızdır; lütfen, kültüre kıymayın. Az önce bir arkadaşımız -adını vermek istemiyorum- "Kültür Bakanlığı zaten gerekli değildir" dedi. Belki de, bizim -bu ekonomik sıkıntılar gelir geçer- en büyük zenginliğimiz, en büyük güvencemiz, tek varlığımız kültürel varlıktır.

Değerli arkadaşlar, bu tasarının olsa olsa iki amacı var. Bir; arkadaşlarımın da söylediği gibi, kadrolaşmaktır; çünkü, iki bakanlığın kadroları boşa çıkıyor -şahsa bağlı kadro yok- ve siz, kültür ve turizm uzmanlığı ve uzman yardımcılığı diye, şimdiye kadar hiçbir yerde görmediğimiz bir uzmanlık tahsis ediyorsunuz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Gazalcı, lütfen konuşmanızı tamamlayın.

MUSTAFA GAZALCI (Devamla) - Bitiriyorum efendim.

Yani, bir, kadrolaşma; iki, yağmadır. Ne yağması; demin söylediğim, SİT alanlarının yağmasıdır, höyüklerin yağmasıdır.

Değerli arkadaşlar, gelin, yapmayın! Bakın, gelecek kuşaklar hesap sorabilir. Kültür Bakanlığı bizim övüncümüzdür; Kültür Bakanlığı bağımsız kalsın. Devlet Bakanlıklarının birini daha yok edin; ama, Kültür Bakanlığı dursun; sizin de övüneceğiniz bir iştir. O yüzden, biz, bu birleşmeye, geçmişte denenmiş ve başarısız olmuş bu birleşmeye karşıyız ve Cumhuriyet Halk Partisi olarak ret oyu vereceğiz. Kültür, bizim güvencemizdir. Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyetinin temelini "kültür" olarak söylemiştir. Bakın, olaylar, kültürel varlıklarımıza sahip çıkmamızı bize dayatıyor; son Irak saldırısında bunu gördük. Lütfen, binde 3 bütçeyle ve böyle,turizmin gölgesinde, oradan üç kuruş gelir, beş kuruş gelir anlayışıyla, kültürel varlığımızı yok etmek çok yanlıştır. Çanakkale'den, Uşak'tan ve başka yerlerden, Amerika'ya, İngiltere'ye, Paris'e, birçok değerlerimiz gitti. Kimilerine Kültür Bakanlıkları sahip çıktı. Bugünlerde gazetelerde ilan var: "Eski değerlerimiz gene gidiyor..." Değerli arkadaşlar, turizm başka bir şey; ama, kültür başka bir şey. Bu iki bakanlık birleşmesin diyoruz; ama, ne desek, bir yararı yok gibi.

Tümünüze saygılar sunuyorum efendim. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gazalcı.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına, Kayseri Milletvekili Sayın Adem Baştürk; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA ADEM BAŞTÜRK (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 7-16 ncı maddeleri hakkında, AK Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi, şahsım ve Grubum adına saygıyla selamlıyorum.

Kanun tasarısının Üçüncü Bölümü, ana hizmet birimlerini ihtiva etmektedir. 10 maddeden oluşan bu bölümde, her bir ana hizmet biriminin görevleri ifade edilmiştir. Halen, ayrı ayrı iki bakanlıkta 14 olan genel müdürlük ve daire başkanlıkları sayıları, yarıya yakın indirilerek, 9'la sınırlandırılmıştır. Böylece, hükümetimizin, kanunun sunuş gerekçesinde de ifade ettiği gibi, benzer veya yakın faaliyet alanlarındaki birimlerin birleştirilmesiyle, kadrolarda da önemli bir tasarrufa gidilmiştir.

Ülkemizin, içinde bulunduğu zor durumdan kurtulabilmesi için, kamu harcamaları kontrol altına alınmalı, harcamalarda azamî tasarruf sağlanmalıdır. Ayrıca, karar süreçleri kısaltılmalı, hızlı ve dinamik bir kamu yönetimi tesis edilmelidir.

Hükümetimiz, kamu yönetimini yeniden yapılandırmak üzere köklü bir çalışma başlatmıştır. Bu çalışmanın birinci kademesi olarak 58 inci hükümette bakanlık sayısı 38'den 25'e, 59 uncu hükümette de 23'e düşürülmüştür. Halen görüştüğümüz yasa tasarısı da bu çalışmaların bir halkası olarak sayılabilir.

Genel müdürlük ve daire başkanlıklarının sayısını 14'ten 9'a düşürmek suretiyle, benzer ya da yakın görev üstlenen birimler devlette etkinliği artırmak ve devlet teşkilatını küçültmek için birleştirilmiştir.

Kültür Bakanlığı bünyesinde bulunan Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü aynen korunmuş; yine, aynı Bakanlık bünyesinde bulunan Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, yakın görev yapmaları sebebiyle Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü olarak tekrar teşkilatlanmıştır.

Yine, Kültür Bakanlığı bünyesinde bulunan Kütüphaneler Genel Müdürlüğü ile Yayımlar Dairesi Başkanlığı; Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü olarak benzer düşünceyle yeniden yapılandırılmıştır.

Turizm Bakanlığı bünyesinde bulunan, her biri birbiriyle yakın ilişkileri olan Yatırımlar ve İşletmeler Genel Müdürlükleri birleştirilerek tek genel müdürlük haline getirilmiştir. Böylece karar süreçleri hızlandırılmış ve bürokrasi azaltılmıştır.

Turizm yatırımlarını yönlendiren, yatırımlara teşvik veren, tesislere işletme ruhsatı veren ve denetleyen bu genel müdürlük daha da etkin hale getirilmiştir.

Ayrıca, özel kanunla kurulan Millî Kütüphaneye, TRT tarafından yayınlanan eserlerden memleketin tarihi ve kültürü bakımından önemli olanlarının çoğaltılması ve bir nüshasının Millî Kütüphanede saklanması görevi verilmiştir.

Kanun kapsamında, Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü ihdas edilerek, Kültür Bakanlığı bünyesindeki Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi Genel Müdürlüğü (TÜRKSOY) ve Turizm Bakanlığı bünyesindeki Turizm Eğitimi Genel Müdürlüğü ile Kültür Bakanlığının eğitim ve araştırma birimleri aynı çatı altında toplanarak, böylece, ciddî bir zaman ve personel tasarrufu sağlanmıştır.

Ülke olarak, bu yeni yapılanmanın, ülkemizin geleceği için önemli beklentilerin bulunduğu turizme yeni bir ivme getirmesini umuyoruz ayrıca, kültür faaliyetlerinin yaygınlaştırılmasının sağlanmasını da bekliyoruz.

Ülkemiz, son yirmi yılda, özellikle sahil turizminde çok önemli mesafeler kat etmiştir; 1980-1990 yılları arasında, turist sayısı yüzde 400, gelir yüzde 1 000 (10 kat), tesis sayısı yüzde 120, yatak kapasitesi ise yüzde 500 artmıştır. Yine, 1987-1997 yılları arasında, dünyadaki turist artış oranı yüzde 4,5 iken, ülkemizde bu oran yüzde 10 olmuştur. 2002 yılında, ülkemize gelen turist sayısı 13 200 000, turizm geliri ise 11 900 000 dolara ulaşmıştır. 2020 yılı için 60 000 000 turist, 50 milyar dolar gelir hedeflenmektedir.

Saygıdeğer milletvekilleri, başta da ifade ettiğim gibi, ülkemizde, ağırlıklı olarak sahil turizmi önceliği almaktadır. Bu turist türü, sadece yaz aylarında gelmekte ve dış etkilere karşı çok hassas davranmaktadır, son Irak krizinde olduğu gibi.

Kültür ve Turizm Bakanlıklarının birleşmesiyle, kültür turizminin de ciddî olarak ele alınmasının gerektiğine inanıyorum. Ülkemizin, tarihte onlarca medeniyete ev sahipliği yaptığı ve yine tarih boyunca, her devirde, herhangi bir bağnazlığa kapılmadan, tarihî eserlere sahip çıkılması, ülkemizi bu konuda emsalsiz bir konuma taşımaktadır.

Dünyanın hiçbir metropolünde İstanbul'daki kadar sahip çıkılmış, bu kadar çok değişik kültürlere ait eski eser bulunmamaktadır. Aynı mahallede, cami, kilise, sinagog birlikte yaşamaktadır; İstanbul Darülaceze'de, bildiğimiz gibi, cami, sinagog ve kilise yan yanadır. Ancak, bu güzellikler, şimdiye kadar insanlığa yeteri kadar anlatılamamıştır, eserlerimiz, uluslararası platforma taşınamamıştır. Mesela, UNESCO dünya mirası listesinde, sadece 9 varlığımız kabul edilmiştir; bunlar, İstanbul, Safranbolu, Boğazköy, Nemrut Dağı, Divriği-Ulucamii, Truva arkeolojik kenti, Pamukkale ve Göreme'dir. Dünyada kabul görmüş varlıkların sayısı ise, 620'dir.

Özellikle İstanbul'daki tarihî varlıklarımız, turistlere ve insanlığa sunulamamaktadır. Suriçi, SİT alanı ilan edilmiştir. SİT alanı tersine çalışmaktadır. Koruma kurullarının hantal yapısı, karar üretememesi sebebiyle İstanbul'un Suriçi elden gitmektedir.

İstanbul'da Osmanlıdan kalan toplu bir sivil mimarî örneği neredeyse kalmamaktadır. Elden çıkmak üzere olan son bölge, Süleymaniye çevresini ihya etmek için hükümetimiz mutlaka bir çözüm üretmelidir.

Yine, İstanbul, kongre turizmi açısından mutlaka değerlendirilmelidir. Bu konuda çok önemli bir talep ve potansiyel bulunmaktadır. Kültür ve kongre turizmi bakımından İstanbul, Roma, Londra ve Paris gibi şehirlerle mukayese edildiğinde, çok zayıf kalmaktadır. Kongre turizminin toplam turizmden aldığı pay, dünyada yüzde 30'dur; Türkiye'de ise, 150 milyar dolarlık pastadan ancak yüzde 2 pay alınmaktadır. Bu tür turizmden en çok pay alan şehirler arasında Berlin, Lizbon, Viyana, Londra gibi tarihî şehirler yer almaktadır. İstanbul ise, bu sıralamada çok arka sıralarda kalmaktadır.

İstanbul, toplam turist açısından da benzeri şehirlere göre daha az pay almaktadır. Mesela, Paris, yılda 40 000 000, Londra 14 000 000 ziyaretçi kabul ederken, bu rakam, İstanbul'da, ancak 2 500 000'dir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Baştürk, 1 dakika eksüre veriyorum; lütfen, konuşmanızı tamamlar mısınız.

Buyurun.

ADEM BAŞTÜRK (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sonuç olarak, İstanbul, Bursa, Edirne, Mardin, Şanlıurfa gibi -şu anda aklıma gelen şehirler- kültür varlıklarının yoğun olduğu yörelerin, yeni bakanlık şemsiyesi altında, kültür ve kongre turizmine açılarak, insanlığın bilgisine ve ilgisine sunulması gerektiğine inanıyorum.

Bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Baştürk.

Sayın milletvekilleri, hükümet adına, Kültür Bakanı Sayın Erkan Mumcu'nun söz talebi vardır.

Sayın Mumcu, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun tasarısıyla ilgili olarak şahısları adına ve grupları adına söz alan çok değerli milletvekillerinin, bu kürsüden ifade ettikleri bazı hususların, görüşülmekte olan tasarıyla ilişkisi bulunmayan bazı hususların Genel Kurulun bilgisine sunulmasında yarar mütalaa ettiğim için huzurlarınızdayım; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygılarla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, her şeyden önce bir şeyin altının çizilmesine sanıyorum ki ihtiyaç var; burada görüştüğümüz bir teşkilat yasa tasarısı. Bunun bir temel kanun olarak görüşülüp görüşülmemesi meselesi elbette tartışılabilir ve bu konudaki farklı görüşlere saygı duymak durumundayız; ama, bizim yaklaşımımız şudur: Yeni bir bakanlık yapısı ihdas eden bir yasanın temel yasa kabul edilebilmesi gerekir.

Arkadaşlarımız da ifade ettiler, ülke ekonomisinde, gayri safî millî hâsıla içerisinde çok önemli bir yer tutan bir sektörü ve Atatürk'ün sözleriyle ifadesini bulan "cumhuriyetin temeli kültürdür" sözleriyle ifadesini bulan önemini hepimizin kabul ettiği bir alanı düzenleyen ve bu alana ilişkin görevleri, yetkileri düzenleyen bir yasanın temel yasa, bu alana ilişkin bürokrasiyi kuran yasanın temel yasa kabul edilebilmesi gerektiği kanaatindeyiz biz.

Ancak, burada, değerli milletvekilleri, benim gerekçesini anlayamadığım bazı ifadelerde bulundular. Mesela, bir milletvekili arkadaşımız, bu tasarıyla 5 000 kadronun Millî Eğitim Bakanlığına devredileceğinden söz etti. Ben, arkadaşımızın, bu tasarıyı okumuş olduğundan emin değilim; yani, bu tasarının neresinde böyle bir şey görüldü ki, 5 000 kadronun Millî Eğitim Bakanlığına devredileceği ve bu devir işleminde de subjektif seçimler yapılacağı, burada da eğitim kökenlilerin olacağı ve böylece, bir kadro kıyımının yaşanacağı filan gibi sözler söylendi burada. Bunun gerekçesinin ne olduğunu anlayamadım; yani, bu, hangi somut gerekçeden ya da hangi emareden yola çıkılarak iddia edilen bir tezdir, anlamak mümkün değil. Bunun, görüşülmekte olan tasarıyla hiçbir şekilde ilgisi yoktur; kaldı ki, böyle bir şey, böyle bir teşkilat yasasıyla, zaten, istense de yapılamaz. Bu arkadaşımız, sanıyorum, herhangi bir gazetede okuduğu haberi, en azından, tasarıda karşılığı var mıdır yok mudur gibi bir karşılaştırma gereği duymadan, belki, eleştirilecek bir husus olarak değerlendirdiği için burada ifade etti.

Burada sürekli, kadrolaşma sözlerinden dem vuruldu; bunu da anlamak mümkün değil. Acaba, hangi hükümet, boş kadrolarının tamamından feragat ederek, kadro cetvellerinde 1 120 kadrodan feragat ederek, yani açık bir kadro eksiltmeye giderek kadrolaşabilir?! Bunun nasıl olacağını, fiziken nasıl mümkün olabileceğini, yani, yaşadığımız reel hayatta bunun nasıl mümkün olabileceğini, bundan sonra gelecek arkadaşlar bir izah ederlerse memnun olurum. Hakikaten, biz, bunun bir yöntemini, akıl içinde, fizik imkânlar içinde bilmiyoruz; yani, bilenler izah ederse, memnun olurum. Bir taraftan, bir hükümet gelecek, kadro cetvellerinde binlerle ifade edilen rakamda bir kadro feragatında bulunacak, bunlar kadro cetvellerinden silinecek, bunların yerine atama yapmak gibi var olan bir inisiyatifi kullanmayacak; ama, bu hükümetin niyeti kadrolaşmak olacak... Ha, siz, şunu söylemeye çalışıyorsanız; birleşen bakanlık yapısında müsteşar, müsteşar yardımcılığı, genel müdürlük gibi azalan pozisyonlarda nasıl bir tercihte bulunacaksınız diyorsanız, elbette, liyakat tercihinde bulunacağız ve elbette, tüm teşkilat kanunlarında olduğu gibi ve elbette, cumhuriyetimiz kurulalı beri olageldiği gibi, bu konuda, siyasî iradenin, yani Meclisin güven oyunu arak siyasî iradenin oraya koyduğu bakan yetkili olacak. Doğaldır ki, bu tasarrufta o bulunacak ve eğer burada hukuku aşan bir yaklaşım varsa, bunun hesabını da o verecek.

Şimdi, kadrolaşmaya ilişkin şeyler o kadar sık söylendi, o kadar sık söylendi ki, bunların bir reel, bunların bir gerçek zemininin olması lazım, bir reel zemine oturması lazım, bir gerçeklik tabanının olması lazım. Önce, bir haber, bir iddia icat edilip, ondan sonra, o iddianın üzerinden türlü çeşitli kurgulamalarla bir tezvirat yapılırsa, buradan nereye varabiliriz, buradan nasıl bir iletişim kurabiliriz ve buradan demokrasi kültürüne ne katabiliriz; bunu anlamak mümkün değil. Burada, arkadaşlarımız, uzman yardımcılığı ve uzmanlık kadrolarının ihdas edilmesini eleştiriyorlar. Yıllardan beri bakanlıklarda bir kariyer uzmanlığı sisteminin olmayışı değil midir zaten, kadrolaşma sorununu ya da bürokraside kalite sorununu getiren şey.

Tasarı önünüzde. Tasarı, yeni uzman kadroları getiriyor; tıpkı, Dışişleri Bakanlığında, Maliye Bakanlığında, Hazine Müsteşarlığında, Dış Ticaret Müsteşarlığında ve Başbakanlıkta olduğu gibi ve belki de hiçbir uzman kadrosunda atanmayan nitelikleri de koşul olarak ileri sürüyor; yani, sadece Sümeroloji, Hititoloji, arkeoloji bölümünden mezun olmak, Orta Doğu Teknik Üniversitesinin çevre plancılığı bölümünden mezun olmak yetmiyor. Sadece giriş sınavını kazanmak yetmiyor. KPDS 70 düzeyinde dil puanı isteniyor. Bu kadar ilave, ekstra şartlarla bu hükümet kadrolaşacak... İstese, kadro cetvellerine 5 000 tane ilave yapması mümkünken, kadro cetvellerini küçülterek, ama, getirdiği 600 kadroyu da geçirdiği...

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Peki, Sayın Bakan, işçileri de mi onun için sokağa attınız?!

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Değerli milletvekilim, böyle bir usul yoktur Parlamentoda; ama, ben, sorunuza da cevap vereyim.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, lütfen, Genel Kurula hitap ediniz.

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Hemen bir parantez açalım.

Değerli milletvekilim, bahsettiğiniz işçi sorunu, bizden önce, AK Parti var olmazdan da önce, geçmişte beraber siyaset yaptığınız arkadaşlarınızın ürettiği bir sorun. (AK Parti sıralarından alkışlar) Nasıl bir sorun olduğunu ben size söyleyeyim. Müze ve ören yerleri gelirlerinden elde edilen gelirlerle, DÖSİM, geçici işçiler istihdam ediyor. DÖSİM'in geçici istihdam gerekçesi, aslında, müze ve ören yerlerinin korunması ve bakımı; ama, nasıl, biliyor musunuz; DÖSİM kadrolarının yüzde 80'i üç kentte. Birincisi, Ankara; her genel müdürlüğe üç sekreter, bir tane şoför vesaire vesaire... İkincisi, Mersin; sanıyorum, bundan başka bir izah yapmama gerek yok; en çok sayının, kadro sayısının bulunduğu yer. Üçüncüsü de İzmir; bu da, seçim kararı alındıktan sonra olmuş ve DÖSİM'in beş yıllık gelirlerini ipotek altına alacak onlarca ihale de yapılmış, gidilmiş ve bu insanlara ücret vermek lazım. Siz, bunun hesabını mutlaka sorun. Ben, bu kürsüden bunları söylemeye alışığım; ama, nedense, söylediklerimin karşılığını her zaman bulmuyorum. Lütfen, bir soruşturma önergesi verin.

ŞEVKET ARZ (Trabzon) - Biz verdik...

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Hayır, vermediniz...

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Verdik... Verdik...

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Vermediniz; bekliyorum...

Değerli milletvekilleri, bunu yapın. Bir araştırma önergesi, bir soruşturma önergesi verin. Meclis, denetim hakkını, denetim yetkisini kullansın. Böyle, tezvirat babında kalan işler olmasın bunlar, bunların hesabı verilsin.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - "Tezvirat" çok yanlış kelime; yapmayın bunu...

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Bunların hesabı kimden sorulacaksa, onlardan da sorulsun.

Şimdi, peki, bu kadar nitelikli kadrolara, bu kadar nitelikli vasıfları gösteren memur, 8 inci ya da 9 uncu dereceden başlayacak; yani, bugünkü ücret karşılığı 450 000 000, buna görev tazminatıyla 150 000 000 daha vereceksiniz, azamî 600 000 000; siz, azamî 600 000 000 lirayla aşağı yukarı TOEFL karşılığı 550-600 düzeyinde yabancı dil bilen adam alacaksınız; bu bir ihtisas mesleğine sahip olacak, yarışma sınavından geçecek; bu mu kadrolaşma?! Bu kadrolaşma mıdır?! Eğer, buna kadrolaşma diyecek bir izan ve insaf varsa bu Parlamentoda, hakikaten pes demekten başka bir şey söyleyemeyeceğim. Hakikaten, pes...

Değerli milletvekilleri, bir arkadaşımız burada yerel yönetimlere ilişkin bir şey söyledi; bunu da anlamak mümkün değil. Birtakım örnekler filan verdi. Değerli milletvekilleri, burada konuşan sözcüler, acaba dünyada bu işin nasıl yapıldığına hiç bakmışlar mı? Kütüphanelerin yerel yönetimlerle birlikte işletilmesi, kütüphaneler konusunda yerel yönetimlere inisiyatif verilmesi eleştirildi. Acaba, dünyanın ileri ülkelerinde; yani, bizden yüzlerce kat daha fazla yayın yapılan ve bu yüzlerce kat yayının tüketildiği, okunduğu ülkelerde bu işin nasıl yapıldığına hiç bakmışlar mı? Acaba, Türkiye'deki gibi bir tane örnek görmüşler mi?

Kültür Bakanlığına ilişkin burada sözler söylendi ve eski Kültür Bakanları referans edildiler. Eski Kültür Bakanlarının hepsi, şu ya da bu ölçekte, bu ülkeye hizmet etmiş insanlar; hepsine de saygımız var; ama, bunların sözlerine vahiy değeri kazandıran şey nedir acaba? Nedir?.. (AK Parti sıralarından alkışlar) Bütün sözler aklın ölçeğinden geçmek zorunda. (CHP sıralarından "Sizinkiler ne Sayın Bakan!" sesleri)

Bakın, dünyada, kültür bakanlığının, sadece kültür segmentine, sadece kültüre has kılındığı dört örnek var: Yunanistan, İsveç, Norveç ve Portekiz. Bunun dışında, kültür bakanlığı, ana ilim olarak, hemen hemen tüm dünyada... Avrupa Birliği chart'ını, Avrupa Birliğinin tablosunu, Plan ve Bütçe Komisyonunda üye arkadaşlarımıza vermiştim; şimdi, isteyen...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakanım; lütfen, konuşmanızı tamamlar mısınız.

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Bütün ülkelerde kültür bakanlığı, mutlaka, birtakım sektörlerle ilişkilendirilmiştir ve bu sektörler, çoğunlukla, yani yüzde 95 diyebileceğimiz bir oranda, ya eğitim bilim sektörüyle ilişkilendirmek ya da turizm, antikler, el sanatları gibi alanlarla ilişkilendirmek biçiminde olmuştur. Bütün dünyadaki örnek bu. Kaldı ki, bunun Türkiye'ye getireceği sinerji ortada, bunun Türkiye'ye kazandıracağı şey ortada. Türkiye'nin, bir turizm ülkesi ve bir açık müze olan Türkiye'nin, nitelikli bir turizm ülkesi olabilmek için, turizm anlayışını, turizm planlamasını, turizm tanıtımını, mutlaka, kültür merceğinden geçirmesi gerekiyor ve Türk turizminin kazandırdığı, Türkiye'ye kazandırdığı özellikle ekonomik dinamizmin, Türkiye'nin kültür varlıklarının korunmasında ve Türkiye'de kültürel etkinliklerin yaşatılmasında ve genişletilmesinde mutlaka etkili olması gerekiyor. Bu, son derece iyi niyetli, pozitif ve yapıcı bir yaklaşımdır; hiç kuşkunuz olmasın ve bunun sonuçlarını, Türkiye, çok uzun olmayan bir zaman dilimi içerisinde, bir iki yıl içerisinde çok somut, net bir şekilde görecektir. Bu kadar sabrımız varsa, bunu hep birlikte göreceğiz; ama, bunun dışında, değerli milletvekili arkadaşlarımdan şundan emin olmalarını istiyorum: Biz, bu ülkede, devlet geleneğine, devlet anlayışına ve devlet kültürüne saygısı olan bir siyasî hareketiz ve o saygı içinde, bugüne kadarki uygulamamız, o kültürü geliştirmek, o kültürü daima pozitife doğru ilerletmek yolunda adımlar atmak olmuştur. Kadrolaşmak yönünde en küçük bir girişimimiz de söz konusu değildir.

Bakın, bu, ölçülebilir bir şeydir. Herhangi bir hükümetin beş aylık dönemindeki atamalarının toplamını alırsınız -cumhuriyet tarihindeki her hangi bir hükümetin- bununla mukayese edersiniz. Eğer, bundan daha az olan varsa, gelir, huzurunuzda özür dileriz; ama, bir şartla, yoksa, gelip, sizden özür dilemenizi de bekleriz. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekillerim, sözlerimin sonunda şunu ifade etmek istiyorum: Bu pozitif girişime destek olun, bu pozitif girişimde paydaş olun; gelin, Türkiye'de kültür varlıklarının korunmasında; gelin, Türkiye'de turizmin daha düzeyli bir algılama ve anlayışla gelişmesinde sizler de paydaş olun. Katkılarınız için şimdiden çok çok teşekkür ediyorum.

Hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, şahsı adına, İzmir Milletvekili Erdal Karademir.

Sayın Karademir, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının ikinci bölümü üzerinde kişisel olarak söz almış bulunmaktayım; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, turizmin amacı ve kapsamı 2634 sayılı Turizmi Teşvik Yasasında görüleceği gibi, turizm sektörünü düzenleyerek, geliştirerek; yani, dinamik bir yapı ve işleyişe kavuşturmak, tertip ve tedbirlerinin alınmasını sağlamakla beraber, turizm yatırım ve işletmelerinin teşvik edilmesine ilişkin hükümleri içermektedir. Yasadan da anlaşılacağı gibi, turizm sektörünün, yatırımlara ve bu yatırımların teşvik edilmesine ihtiyacı vardır. Görüldüğü üzere "bacasız sanayi" diye tanımlanan turizm, bir ticarî kurumdur ve işletmeciliktir.

Bunun yanı sıra, Kültür Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında 354 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin amaç ve görevlerine ilişkin maddelerine baktığımızda, kültürel değerlerimizi yaşatmak, geliştirmek, tanıtmanın yanında, tarihî ve kültürel varlıkların tahribini ve yok edilmesini önlemek olduğunu görmekteyiz. Bununla birlikte, tarihî ve kültürel varlıklarımızın korunması, bunlara ilişkin yapılacak işlem ve faaliyetlerin düzenlenmesi, bu konuda gerekli ilke ve uygulama kararlarının alınması, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ile Koruma Kurulları Yönetmeliğinde düzenlenmiş ve yürütülmektedir.

Görüldüğü gibi, Kültür Bakanlığının görev alanı, tarihî, kültürel ve doğal mirasın sorumluluğunu ve götüreceği hizmeti koruma ve korunma ağırlıklı olarak tanımlanmıştır; yani, doğal ve kültürel mirasın korunması Kültür Bakanlığının görevlerinden biridir. Doğal, tarihî ve kültürel varlıkların korunması ticarî amaçlı değildir. Kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulları da, onca baskıya ve siyasal müdahalelere rağmen, kültürel ve tarihî varlıklarımız üzerinde önemli kararlar alabilmişlerdir. Bunun için, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun almış olduğu ilke kararlarına ve koruma kurullarının kararlarına bakıldığında, birçok bölgede doğal ve kültürel alanlarımızın turizm amaçlı kullanıma uygun olmadığına ilişkin kararlar aldığı da görülecektir. İşte bu kanunla, böylesi haklı kararları yok saymak amaç edinilmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kültür ve turizm kendi mecralarında sürdürülmelidir. Turizmdeki büyümeyi hızlandırmak pahasına, doğal ve kültürel varlıklarımız turizme feda edilmemelidir. Bilinmelidir ki, yok edilen doğal ve tarihî değerlerin geriye dönüşü ve yeniden üretilmesi söz konusu değildir.

Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri ve bakanları olarak, doğal ve kültürel varlıklarımızın korunmasına ilişkin sözleşmelerde imzalarımız bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, 14 Şubat 1983 tarihli 17959 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşmedir. Bu sözleşme, kültürel ve doğal mirasın herhangi bir parçasının bozulmasının veya yok olmasının, bütün dünya uluslarının mirası için zararlı bir yok oluşu teşkil ettiğinden bahisle, kültürel ve doğal varlıklara ilişkin, mevcut uluslararası sözleşme, tavsiye ve kararlarda, hangi halka ait olursa olsun bu eşsiz ve yeri doldurulamaz kültür varlıklarının korunmasının dünyanın bütün halkları için önemi vurgulanmaktadır. Bu sözleşme, taraf olan her devlet topraklarındaki kültürel ve doğal mirasın korunması, muhafazası ve teşhiri amacıyla etkili ve faal önlemlerin alınmasını sağlamaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yasa, kültür ve tabiat varlıklarına ilişkin kararlara müdahale etme kolaylığı getirmektedir. Bu yasayla, kültür ve tabiat varlıklarına ilişkin kurumların bağımsızlığı tehlikeye düşürülecektir. Kültür ve tabiat varlıklarımız, fiilen, korumadan uzak bir müdahaleyle turizmin ve ticaretin eline teslim edilecektir ve paylaşılmayı beklemektedir. Ancak, bizler, inatla, bu coğrafyada yaşayan insanların tarihini, kültürünü ve doğal değerlerini korumaya devam edeceğiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yasa tasarısı, Anayasanın 90 ıncı maddesine de aykırıdır; çünkü, UNESCO'ya üye ülkelerle birlikte ülkemizin 1983 yılında benimsediği Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme hükümlerine aykırıdır. Anayasanın 90 ıncı maddesi "usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası anlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz" hükmünü içermektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Karademir, lütfen konuşmanızı tamamlar mısınız.

ERDAL KARADEMİR (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; doğal ve tarihî varlıkları korumak bir gereklilik, koruma amaçlı girişimler ve müdahaleler ise birer toplumsal sorumluluktur. Kaldı ki, ülkemiz, tarihî ve kültürel mirasın korunması konusunda evrensel sorumlulukları yüksek olan ülkelerin başında gelmektedir. Bizlere düşen, turizm adı altında SİT alanlarımız üzerinde hesapları olanların önünü açmak değil, doğal, tarihî ve kültürel değerlerimiz üzerindeki baskıları ve engelleri kaldırmaktır.

Bu düşüncelerle, Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

Şahsı adına ikinci konuşma, İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek'e aittir.

Sayın Şimşek?.. Yok.

Sayın milletvekilleri, bölüm üzerinde verilmiş üç adet önerge vardır; önergeleri önce geliş sıralarına göre okutacağım, sonra aykırılık derecelerine göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 12 nci maddesinin (d) bendinde yer alan "kültür ve turizm gelişim bölgeleri" ibarelerinin "kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Eyüp Fatsa

Fatih Arıkan

Ahmet Büyükakkaşlar

 

Ordu

Kahramanmaraş

Konya

 

Soner Aksoy

Mehmet Dülger

Halil Ürün

 

Kütahya

Antalya

Konya

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 12 nci maddesinin (o) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"(o) Bakanlığın hizmetlerine bağlı olarak ihtiyaç duyduğu üst yapılar ile Bakanlık birimlerinin yatırım programında bulunan yapı, tesis, restorasyon, restitüsyon, büyük onarımlar ve bunlarla ilgili proje, keşif, ihale ve kontrollük işlerini yapmak ve yaptırmak."

 

Eyüp Fatsa

Ahmet Koca

Bayram Özçelik

 

Ordu

Afyon

Burdur

 

Murat Mercan

Burhan Kuzu

Fatih Arıkan

 

Eskişehir

İstanbul

Kahramanmaraş

BAŞKAN - Okutacağım bu son önerge, aynı zamanda en aykırı önergedir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 12 nci maddesinin (ı) bendindeki "ve turist rehberlerinin" ibaresinin çıkarılarak, 13 üncü maddesinin (j) bendine "turist rehberlerinin faaliyetlerini denetlemek" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Eyüp Fatsa

Fatih Arıkan

Halil Kaya

 

Ordu

Kahramanmaraş

Van

 

Fehmi Öztunç

Halil Ürün

Osman Akman

 

Hakkâri

Konya

Antalya

 

 

Fikret Badazlı

 

 

 

Antalya

 

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet önergeye katılıyor mu?

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) - Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN - Önerge sahipleri?..

EYÜP FATSA (Ordu) - Gerekçe okunsun.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Profesyonel turist rehberlerinin, onlara kurs veren, meslekle ilgili eğitimlerini sağlayan, gelişimlerini izleyen ve mevzuatla ilgili resmî işlemlerini yürüten birim olan Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından denetlenmesi daha uygun olacaktır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 12 nci maddesinin (d) bendinde yer alan "kültür ve turizm gelişim bölgeleri" ibarelerinin "kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                         Eyüp Fatsa

                                                                                                  (Ordu) ve arkadaşları

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet?..

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) - Katılıyoruz Sayın Başkanım.

EYÜP FATSA (Ordu) - Gerekçe okunsun Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Kültür varlıkları bakımından önem taşıyan bölgelerde korumanın bir öncelik olduğundan hareketle, bu işlevi de tanımlayan bir bölge kavramının kullanılmasının daha uygun olacağı düşünülmektedir.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, komisyonun takdire bıraktığı hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 12 nci maddesinin (o) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"(o) Bakanlığın hizmetlerine bağlı olarak ihtiyaç duyduğu üst yapılar ile Bakanlık birimlerinin yatırım programında bulunan yapı, tesis, restorasyon, restitüsyon, büyük onarımlar ve bunlarla ilgili proje, keşif, ihale ve kontrollük işlerini yapmak ve yaptırmak."

                                                                                                         Eyüp Fatsa

                                                                                                  (Ordu) ve arkadaşları

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?..

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Önerge sahipleri, konuşacak mısınız?

EYÜP FATSA (Ordu) - Gerekçe okunsun Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Bakanlığın, yapım, onarım, inşaat ve ihaleyle ilgili iş ve işlemlerinin tek elden yürütülmesi, kaynak kullanımında verimliliği sağlayacaktır.

BAŞKAN - Komisyonun takdire bıraktığı, hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bölümü, kabul edilen önergeler doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, ikinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Üçüncü bölüm üzerindeki görüşmelere başlıyoruz.

Üçüncü bölüm, 17 ilâ 21 inci maddeleri kapsamaktadır.

Üçüncü bölüm üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı, şahsı adına Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu'nun söz talepleri vardır.

Birinci söz, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı'ya aittir.

Sayın Akıncı, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşmekte olduğumuz Kültür ve Turizm  Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısıyla ilgili görüşlerimizi açıklamak üzere, Grubum adına söz aldım.

Konuşmama başlarken, burada yapılan değerlendirmelerle ilgili ilginç bir iki görüşümü de sizlerle paylaşmak istiyorum. Birincisi şudur: Sayın Bakanımız yaptığı değerlendirmelerde öylesine güzel davranışlar sergiliyor ki, sanki, benim gibi, ilk kez Meclise gelmiş, ilk kez Parlamentonun çatısı altında bulunuyor. Oysa, tartıştığımız bu tasarı, bana, Sayın Bakanımızın, geçmişteki, bir Turizm Bakanlığına bile gerek yok biçimindeki düşüncelerini hatırlattı; ama, ilginçtir, aynı bakanımız, şimdi, Kültür Bakanlığını da yutmuş, onu da bünyesine almış bir başka bakanlığın başında bulunacak. Yani, geçmişi, böyle kolayca öteleyebilmek mümkün.

Ayrıca, Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerinin kadrolaşma konusundaki sıkıntılarını anlayışla karşılamalarını diliyoruz. Bizim hiçbir değerlendirme yapmamıza gerek yok. Sayın Bakan, AKP'nin iktidar olmasından sonra, beş ay boyunca, kamuoyunda, gazetelerde, kadrolaşmalara ilişkin yayımlanmış yazılara ve köşe yazılarına tekrar bir göz gezdirirse, sanıyorum, konuşmacı olarak bulunan Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerinin kaygılarını çok daha kolay anlayacaktır.

Ayrıca, Kültür Bakanlığına ihtiyacının olmadığını, bir kez daha, bu Meclisin çatısı altında duyma şansızlığını yaşadık. Birleşmeler olabilir, herhangi başka bir bakanlıkla da birleşebilir; ama, sanıyorum, bu ülkenin, Kültür Bakanlığına ciddî olarak ihtiyacı var. Eğer, biz, hele bir de bunun ucunu açık bırakırsak sevgili arkadaşlarım, bir adım ötesi, heykellerin içine tüküren belediye başkanlığına, birkaç adım ötesi de -üzülerek söylüyorum ve Yüce Meclisin çatısı altındaki bütün arkadaşlarımı tenzih ediyorum- "kültüre bile gerek yok" diyerek, heykelleri topla, tüfekle yıkmaya kadar götürebilir. Bundan kaygı duyduğumu ifade etmek istiyorum.

Sevgili arkadaşlarım, bir gerçeği, belki birlikte tespit edebiliriz. Dünya ve ülke gerçekleri göz önünde tutulduğunda, ülkemizdeki bakanlık sayısının fazlaca olduğu ve sayılarının azaltılması gereği, birçoğumuzun ortak görüşü olabilir; ama, buradaki sorun, bu azaltma işine nereden başlayacağımız ve hangi yöntemle yapacağımızdır. Ülkemizin tarihî, kültürel zenginlikleri ve doğa güzellikleri göz önünde tutulduğunda, ne yazık ki, biz, son yapmamız gereken ve belki de hiç yapmamamız gereken işi en baştan yapmaya kalkışıyoruz. Korkarım ki, bu işi de, birçok konuda olduğu gibi, yine yeterince incelemeden, bilgili ve deneyimli çevrelerle tartışmadan, bazı uyarıları "vahiy midir" diye geçiştirerek ve sadece kendimize yakın gördüğümüz teknik bir heyete havale ederek alelacele yapacağız ve yine kaygı duyuyorum ki, daha vahim durumlarla karşılaşabiliriz ve kaygı duyuyorum ki, Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olabiliriz.

Bakanlık sayısını azaltma işine nereden başlamış olduğumuz, bir bakıma, bizim, neyi, ne kadar önemsediğimizle, dikkate aldığımızla doğrudan ilgili; yani, biz, eğer, kültürümüzü, çevremizi korumayı, geliştirmeyi ve yarınlara en sağlıklı biçimde devretmeyi gerçekten istiyorsak, bu işi, herhalde, Kültür ve Turizm Bakanlıklarını kaldırarak ya da ikinci plana iterek başaramayız.

Değerli arkadaşlarım, görünüşte ve hükümetin gerekçelerinde, bakanlık sayısının azaltılması yoluyla bir tasarrufa gidilmesi gereğinden söz ediliyor. Bu, bir ihtiyaç olabilir; ama, eğer Türkiye gibi bir ülke, tasarrufa, doğal güzelliklerinden ve kültüründen neredeyse vazgeçerek başlarsa, korkarım ki, tasarruf edeceğinden çok daha fazla kayıplara da uğrayabilir ya da sanki, kültür ve turizm gibi konular birbiriyle çok yakından ilgiliymiş gibi değerlendirilip, aslında, bunların ilgi alanları ve çalışma yöntemleri göz önünde tutulduğunda, birbiriyle örtüşmekten çok, birbirleriyle çoğu zaman çatışan ve çelişen kurumlar olduğu gerçeği görülmeyebilir. Hele, bu bakanlıklara konumları itibariyle bakıldığında, turizmin önemli ölçüde geliri amaçladığı, kültürün ise maddî kazanım gözetmeksizin, korumacı ve kollayıcı bir yaklaşım içerisinde olduğu gerçeği göz önünde tutulduğunda sanıyorum ki, bu çelişkiler çok daha kolay kavranacaktır. Üstelik, söz konusu olan, Türkiye gibi, neredeyse dünya kültürünün üçte 1'inin geçtiği, 200'e yakın kültürün hayat bulduğu, tarihi 15 000 yıl öncesine kadar giden ve dünyada çok az ülkeye nasip olan kültürel bir tarihe sahip, kısacası, medeniyetler beşiği olmuş Anadolumuzsa, hani "olmasa da olur" anlayışıyla, Kültür Bakanlığının, güya, kendisine yakın bulunan bir bakanlıkla birleştirilmesi planı, turizm ve kültür adına neyi, ne kadar açıklar, anlamak mümkün değildir. Kaldı ki, binlerce yıllık tarihin arkasından dünyanın ilk bağımsızlık savaşını vermiş ve seksen yıl önce cumhuriyeti kurmuş Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün -herkes tekrarladı, ben de bir kez daha tekrarlamakta yarar görüyorum- "Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür" sözünü yok sayarak hareket etmek, öncelikle, Yüce Önderimizin kurduğu bu Yüce Meclisimizin kendi kültürüne yapacağı bir haksızlıktır diye düşünüyorum.

Sevgili arkadaşlarım, gerçekten bakanlık sayısını azaltmak istiyorsak, buna neden önce medeniyetimize göz dikerek başladığımızı açıklamak, anlamak mümkün değildir. Bu konuyla ilgilenen herkesin, aydınlarımızın, kültür dünyamızın insanlarının, hatta, Kültür ve Turizm Bakanlıklarındaki emektarlarımızın, üniversite ve sanat çevrelerinin, son olarak da, otuz yıldan beri Kültür Bakanlığı yapmış bütün siyaset adamlarımızın karşı çıktığı bir birleşmenin haklılığını, kime, nasıl anlatabiliriz. Devletteki tasarrufa kültürümüzden başlayarak yol alamayız; devletimizin ancak kültürle büyüyebileceğini unutamayız. Küresel tek tip kültür dayatmasına karşı ve medeniyetlerarası yarışta bizi güçlü kılabilecek olan tarihsel ve doğal mirasımızı, böyle düşüncesizce riske edemeyiz. Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimizin bilgili, kültürlü, tarih bilincine sahip, ülkesini seven ve ülkesinin her türlü zenginliğini koruyan, geliştiren nesiller olarak yetişmesini de hiç mi hiç sağlayamayız. Hiç uzağa gitmeyelim; folkloru, sinemayı, tiyatroyu, müziği, tarihsel zenginliklerimizi, doğal güzelliklerimizi sevdirmeyi ve onların -deyim yerindeyse- kültürlü birer insan olarak yetişmesini arzuladığımız çocuklarımıza bile bunu anlatamayız.

"Boş ver bunları, asıl olan para, kültür ne kadar önemli olabilir ki; siz, Kültür Bakanlığından vazgeçip, daha çok gelir elde etmek adına, bu Bakanlığı turizmin hizmetine ve ipoteğine vermediniz mi" diyecek olan insanların karşısında boğazımız düğümlenmez mi? Tasarrufa ve olası gelir kaynaklarına kurban edeceğimiz kültürümüzün, aslında ulusumuzun ve devletimizin en temel var olma güvencesi olduğunu, Kültür Bakanlığı kaldırıldıktan sonra nasıl savunabiliriz? "Canım, kaldırmıyoruz, sadece birleştiriyoruz" diyerek, aslında nelerden vazgeçiyor olduğumuz gerçeğini gizleyebilir miyiz?

Bakın sevgili arkadaşlarım, yakın bir zamanda başlayan ve halen devam eden, nerede nasıl biteceği belli olmayan, hukuktan, insanlıktan, ahlaktan yoksun bir savaşı her an televizyonlardan ve basından izliyoruz. Savaş bittiğinde belleklerimizde, bombalanan kentler, suçsuz, günahsız yere ölen insanlar, anasız babasız kalan çocuklar, açlık ve sefalet görüntüleri kalacak; ama, bir şey daha kalacak; binlerce yıllık tarihin korunduğu, aslında, sadece Irak halkının değil, tüm uygarlıkların ve insanlığın ortak malı, ortak kültürü olan müzelerdeki eserlerin yağmalanması ve bu yağmalama görüntülerinin içinde olan, o müzedeki binlerce yıllık kültürün talanla yok edilmesi, inanıyorum ki, gözümüzün önünden hiç gitmeyecektir.

Kim bilir, belki de, müzelerin yağmalanmasını izlerken, tarihsel ve kültürel mirasın insanlık adına korunarak geleceğe devredilmesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hissetmişizdir. Peki, Türkiye gibi, neredeyse her karış toprağı bir açık hava müzesi olan ve büyük tarihsel, kültürel zenginliğe sahip olan bir ülkeye Kültür Bakanlığını çok görerek, bu konuda çok duyarlı davrandığımızı iddia edebilir miyiz?!. Bunun önemini anlayabilmemiz için, bizim ülkemizde de, farklı biçimlerde de olsa müze yağmalamalarının olması mı gerekiyor?!

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; bazen de, girmeye çalıştığımız Avrupa Birliği ülkelerinden ve onların bakanlıklarından örnek vererek durumu açıklamaya çalışıyoruz; sanki, Avrupa Birliği ülkelerindeki bütün bakanlıkların bizde olması gerekiyormuş gibi. Bakınız, Hollanda gibi küçücük bir ülkede bile Kültür Bakanlığı var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN- Sayın Akıncı, lütfen, tamamlar mısınız.

ZEKERİYA AKINCI (Devamla)- Peki, Türkiye gibi turizm ve kültür konusunda ayrı ayrı iddiaları olması gereken bir ülke, bu iki önemli konuyu tek kalemde toplayarak, bu büyük iddialarını nasıl sürdürebilir? Avrupa Birliği ülkelerinde var olan her bakanlık bizde var mı? Biz, kendi ülkemizin somut gerçeğinden vazgeçip, dünyanın en eski, 10 000 yıllık şehrine sahip bir ülke olarak "bizim Kültür Bakanlığına fazlaca da bir ihtiyacımız yok" deme hakkımız var mı?!

Hepimizin tanıdığı ve bazen örnek verdiği De Gaulle'ün ünlü Kültür Bakanı Malraux'un "kültür miras kalmaz, fethedilir. Bir kültür, ancak, kendi zafiyetleri yüzünden ölür" sözlerini asla unutmayalım. Malraux'un tanımıyla, nasıl olur da, biz, bugün, kendi zafiyetimiz yüzünden, belki de, kültür değerlerimizin ölmesine neden olabiliriz?!

Sevgili arkadaşlarım, iki bakanlığın birden başında olabilmek, kadrolarını istediğimiz gibi belirleyebilmek, para getireceğine inandığımız turizmin yeri geldiğinde açgözlülüğüne kültürümüzü feda edebilmek; bütün bunlar, bu büyük ulusun, bu binlerce yıllık tarihsel zenginliklere sahip ülkemizin siyasetçilerinin yapacağı iş midir allahaşkına?!

Turizm, elbette ki önemli. Ülkemizin büyük bir gelir kaynağı olduğu da gerçek. Daha çokça atılımlar yapmamız gereken bir sektör; bu da bir gerçek; ama, bunu, kültürel ve doğal zenginliklerimizi turizme feda edecek bir yaklaşımla başarabileceğimizi sanıyorsak, bence yanılıyoruz. Açıktır ki, bu birleşme, Kültür Bakanlığının, Turizm Bakanlığının emrine verilmesi demektir. İlk başta doğru gibi görünen bu yaklaşımın, daha uzun vadede ne gibi zararlar vereceği ortada değil mi? Turizmin, özellikle, SİT alanlarına yönelmiş iştahlı taleplerini ve bu acımasız yönelişin, ancak, Kültür Bakanlığınca önlenebildiği gerçeğini kendimize itiraf etmezsek, nereye varabiliriz? Üstelik, geçmiş dönemde bu konuda bir deneyim yaşanmışken ve bundan istenilen sonuç alınamamışken, yeniden böyle bir deneyime girişmenin -lütfen düşününüz- Türkiye'nin turizmine ne faydası olur, kültürüne ne faydası olur? Çevremize ve kültürümüze hor yaklaşarak, küçük görerek, istediğimiz gelişmeyi ve büyümeyi nasıl sağlayabiliriz?

Sevgili arkadaşlarım, unutmayalım ki, insanlık tarihindeki her önemli ekonomik atılımın temelinde, aslında, bir büyük düşünsel ve kültürel değişim süreci vardır. Dolayısıyla, eğer, biz de, gerçekten, büyük ekonomik atılımlar gerçekleştirmek istiyorsak, bunun temelinde, yine, büyük düşünsel ve kültürel gelişimin olması gerektiğini unutmamalıyız. Peki, o zaman , Kültür Bakanlığından vazgeçebilen bir ülke, ekonomik sıçramasının altyapısını oluşturacak o büyük düşünsel ve kültürel değişimi nasıl gerçekleştirecektir, bu büyük sıçramayı nasıl başaracaktır?

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğer, kültürden sadece kavun karpuz festivali ve turistleri karşılayan kılıç kalkan ekibini anlamıyor isek, yapmamız gereken, Kültür Bakanlığımızı korumak ve onun himayesinde Anadolu'nun bu büyük mirasına sonuna kadar sahip çıkmak, geliştirmek ve yarınlara, yeni nesillere bunları eksiksiz devredebilmektir. Kendimizden, gelecek nesillerde, bu büyük kültürel mirası bir ekonomik kriz sürecinde paranın açgözlülüğüne feda etmiş siyaset adamları olarak söz edilmesini istemiyor isek, eski Kültür Bakanlarımızın şu sözlerine kulak vermeliyiz: "Türkiye, kültürü turizme kurban etmemelidir. Aksine, Kültür Bakanlığımızın nitelikli ve uzman kadrolarıyla bütünlüğü korunmalı, Kültür Bakanlığı güçlendirilmeli, devlet bütçesi içindeki payı çok daha yükseltilmeli, koruyucu ve yaratıcı bir kurum olarak geliştirilmelidir. Türkiye, öyle bir uygarlıklar hazinesi ve kültür cumhuriyetidir ki, hiçbir ülkede kültür bakanlığı olmasa bile, bizde güçlü bir kültür bakanlığı olmalıdır."

Evet, sevgili arkadaşlarım, bu sözler vahiy değildir; ama, başta Sayın Bakanımız olmak üzere, sanıyorum, hepimiz, uzun yıllar bu koltuklarda oturmuş ve bu ülkeye büyük hizmetler vermiş eski Kültür Bakanlarımızın çağrısını bir kez daha okumalıyız diye düşünüyorum. Elbette, bizim, hem kültür hem turizm bakanlığımız olmalıdır; çünkü, bizim için, ülkemizin somut gerçeğinde, bu her ikisi de vazgeçilmezdir. Bu, Türkiye'nin gerçeğidir. Bunu dikkatlerinize sunmak istiyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Akıncı, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, üçüncü bölüm üzerinde, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına, Konya Milletvekili Sayın Mustafa Ünaldı konuşacak.

Sayın Ünaldı, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA ÜNALDI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz mevcut Kültür Bakanlığı ile mevcut Turizm Bakanlığını tek çatı altında toplayan, Kültür ve Turizm Bakanlığı adı altında birleştiren 112 sıra sayılı tasarının 3 üncü bölümü üzerinde Grubumuzun görüşlerini arz etmek üzere söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Grubum ve şahsım adına saygılar sunuyorum.

Tasarının bu bölümü, danışma ve denetim birimlerinin oluşum ve fonksiyonunu belirleyip, bu belirlemeler sınırlarında düzenlemeler yapmaktadır.

Birleşme sonucu oluşan Kültür ve Turizm Bakanlığı merkez teşkilatındaki danışma ve denetim birimleri şöyle sıralanıyor: Teftiş Kurulu Başkanlığı, Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı, Hukuk Müşavirliği, Bakanlık Müşavirleri, Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği. Bunlar, elbette, olması gereken şeyler. Bunlar hakkında ne denilebilir; bunlar hakkında, eksiği fazlası, bir şey diyeceğimiz yok; ancak, bu yapılanma, bu bakanlıkların birleştirilmesi tartışmalarına bir cevap oluşturmaktadır. Mesele, birimler ve fonksiyonları değil elbette.

Elbette, denetleme, inceleme, soruşturma ve bu işlemler sonucunda tespit edilen hususların takibi, elzem bir ihtiyaçtır; hatta, şu zamanda çok daha önemli bir ihtiyaçtır. Şu anda ülkenin en önemli meselesi, soygunların ve vurgunların durdurulması, önlenmesidir. Böyle bir durumda, denetim, inceleme ve soruşturma, elbette önem kazanır. Toplumun maddî ve manevî kaynaklarının göz göre göre yağmalandığını gördüğümüz yakın geçmişimizi göz önünde tutarsak, elbette, bu fonksiyonlara bir kat daha fazla ihtiyaç vardır. Hiç, bakanlığın çalışma usul ve esaslarını tespit etmek gereksiz işlemlerdir denilebilir mi; hükümet programının, kalkınma plan ve programlarının ve Bakanlar Kurulu kararlarının gereklerinin yerine getirilmesi, gereklerinin yapılması, çalışma ve usullerinin tespit edilmesi gereksizdir denilebilir mi; bakanlığın ana hizmet politikalarının ve planlarının hazırlanması gereksiz bir işlemdir denilebilir mi; bakanlıkta önemli hizmet ve tespitleri belirlemek, mevcut kaynakların en uygun bir şekilde kullanılmasını sağlamak, çıkabilecek sorunlara ve aksamalara karşı tedbirler almak gereksizdir denilebilir mi; hukukî konularda, hukukî, malî ve cezaî sonuçlar doğuran veya doğurabilecek konularda görüşler oluşturmak gereksiz şeylerdir denilebilir mi; elbette denilemez, elbette bütün bunlara olumsuz bir cevap vermek mümkün değildir, olumsuz bir şey dememiz de mümkün değildir. Her iki bakanlığı birleştirip, bu hizmetleri bir yerde yürütmekte ne sakınca olabilir? İşte, "devleti küçülteceğiz, küçülteceğiz" diye uzun zamandır söylenegelen sözlerin fiiliyata geçirilmesi sağlanmış olmakta, bu yolda bir başlangıç teşkil edilmektedir.

Hizmet birimlerinden benzer veya paralel görev üretenlerin, üstlenenlerin, bu üstlenmeyi gerçekleştiren birimlerin tek bir birim şeklinde teşkilatlandırılmış olması, herhalde, matluba uygun bir şeydir. Bu değişim, hep söylenegelen, gerçekleştirilmemiş bir değişimdir.

Bugün yaşadığımız sıkıntıların önemli sebeplerinden birisi de, verimsizlikten, israflardan sorumlu olan ve toplumda bir güvensizliği de geliştiren ağır, hantal, dağılmış bir devlet yapılanmasıdır. Hemen hemen bütün işlerimizin içinden çıkılamaz bürokratik engellere takılmasına, sonuçsuz kalmasına sebep olarak bilinen bu hantal ve dağınık yapının derlenip toparlanmasına ihtiyaç vardır ve bu ihtiyaç had safhadadır. Bu hantal ve ağır bürokratik yapı hepimizin karşısına çıkmakta, basit ve çözülebilir olarak sonuçlanacak işleri engellemekte, frenleyici bir etki oluşturmaktadır.

Bir yandan, merkezde böyle toparlayıcı işlemlerle, bir yandan da, yerel yönetimlerin güçlendirilmesiyle, şikâyetçi olduğumuz bu frenleyici, hantal, ağır yapı, işlek, kıvrak, üretken, verimli bir şekilde yapılandırılacaktır. Hükümetimizin amacı budur, halkımızın beklentisi de budur. İnşallah, bunu takip edecek reform faaliyetleri sonucunda, adama göre iş politikaları kalkacak, işe göre adam politikaları gelişecektir.

Şimdiye kadar süregelen yanlışları sürdürenler, yaptıklarını sahipleniyor ve bu değişimlere karşı çıkıyorlar. Bu durum, belki psikolojik olarak uygun bir tavırdır; ama, ülke için doğru değildir. Psikolojik, duygusal tavırları terk edip, ülke için doğru olanları desteklemek gerekir.

Bu meyanda, eski Kültür Bakanları bir araya gelip, bu birleşmeye karşı çıkmışlar, bir de bildiri yayımlamışlar ve konuyu konuşmak üzere Sayın Bakanımızı ziyarette bulunmuşlar. Ziyarette bulunmuşlar; ama, bildirilerini bu ziyaretten önce hazırlamışlar. Garip!.. Eski bakanlardan birisi daha da garip bir şey söylemiş "iki bakanlığın birleşmesinin ardında ideolojik bir kadrolaşmaya zemin hazırlanacağı kuşkusunu taşıdıklarını" ifade etmiş. Hakikaten garip!.. Daha geniş kadrolarla mı kadrolaşma olur, daha dar kadrolarla mı?! Ama, böyle söylemiş, böyle buyurmuş işte. Neden acaba?.. Aslında, nedeni anlaşılıyor. Adama sormuşlar "âlemi nasıl bilirsin" diye "kendim gibi" demiş. İşte öyle bir şey.

Körler dolma yiyorlarmış, birisi diğerine "niye ikişer ikişer yiyorsun" demiş. Diğeri "sen de benim gibi kör değil misin, nereden biliyorsun ikişer ikişer yediğimi" demiş. Birincisi "kendimden" demiş. İşte, ülkenin bu hale getirilişinin resmi bu.

Bir de "iki bakanlık arasında ne alaka var" itirazları yükseliyor. Sebep-sonuç ilişkileri bakımından alaka vardır, birçok noktada ortak materyale sahip olmalarından dolayı bir alaka vardır. Her turistik faaliyet kültür değildir; ama, turizmin ağırlığını kültür oluşturur veya oluşturmalıdır ve hemen hemen her kültür faaliyeti, aynı zamanda bir turistik faaliyettir. Nasıl birbiriyle alakası yoktur denilebilir?! Elbette bazı farklılıklar var. Öyle olmasa, zaten birleştirmekten bahsedilmez. Birleştirmekten bahsedildiğine göre, elbette, bazı farklılıkların olması normaldir; ama, bunun hedefini biraz evvel vurgulamaya çalıştım. Farklılıklar var ki, birleştirmekten bahsediyoruz.

Yeni bakanlığın adında da her iki bakanlığın ismini kullanıyoruz; yani, her iki bakanlığın da hizmetlerinin devam ettirileceğini vurguluyoruz. Neden acaba, bakanlığın kapatılmasından bahsediliyor? Her iki bakanlık da, insanın ruhî ve manevî ihtiyaçlarına cevap veren, bunlarla ilgilenen, insanın hayatını daha renkli, daha cazip hale getirme gayretinde olan bakanlıklardır. Bize miras bırakılmış coğrafya üzerinde, yine bize miras kalmış kültürel varlıklarımızı korumak, yaşatmak, insanlığa sunmak, daha sonraki nesillere devretmek, ülke sathında bediî zevklerle, heyecanlarla ilgiyi artırmak, böylece, hayatı daha renkli, daha cazip, daha hareketli bir hale dönüştürmek, bu iki bakanlığın da ortak stratejisini oluşturmuyor mu?! Bu hedefler gerçekleştiğinde, insanın insanî yönleri geliştirilecek ve merak duyguları cevaplandırılacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Ünaldı, 1 dakika eksüre veriyorum; lütfen, konuşmanızı tamamlar mısınız.

Buyurun.

MUSTAFA ÜNALDI (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bütün bu çabalarla, bize bırakılan miras ve yeni üretilen değerlerle, insanımıza, bütün insanlığa tanıtılacak, ülke lehine üç tür gelişme olacaktır: Birincisi, insanımızı ve insanlığı olgunlaştırmaktır; ikincisi, tanıtım faaliyetini gerçekleştirmektir; üçüncüsü, maddî gelir sağlamaktır. Bunlar önemli hedeflerdir ve hükümetimizin de bu hedeflere yönelmişliği vardır, bu birleşme ona dayanmaktadır.

Bundan evvel konuşan arkadaşım ne güzel söyledi: "İşler güzel gitmedikten sonra, iki tane bakanlık olsa neye yarar" dedi. İşte, biz, işlerin güzel gitmesini sağlayacak dönüşümü gerçekleştirmeye çalışıyoruz. İnşallah, buna, yerel yönetimler yasasını da çıkardığımız zaman, çok büyük bir ivme kazandırmış olacağız.

Düşüncelerimizi bu şekilde beyan ettikten sonra, özetle, bu birleştirme olayının bu bölüm hükümlerinin de uygun olduğunu ifade ederek, Heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Ünaldı.

Sayın milletvekilleri, üçüncü bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi, üçüncü bölümü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, dördüncü bölümün görüşmelerine başlıyoruz.

Dördüncü bölüm, 22 ilâ 30 uncu maddeleri kapsamaktadır.

Dördüncü bölüm üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Ali Kemal Kumkumoğlu, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Mustafa Eyiceoğlu; şahısları adına, Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner ve Sinop Milletvekili Engin Altay söz talep etmiştir.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Ali Kemal Kumkumoğlu; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 4 üncü bölümü üzerinde Grubum adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlarım.

Değerli arkadaşlarım, gerek iktidar partisine mensup arkadaşlarımız gerek Cumhuriyet Halk Partisine mensup arkadaşlarımız, mantık olarak, hem Adalet ve Kalkınma Partisi hem Cumhuriyet Halk Partisi programlarında, seçim beyannamelerinde, belki, hep bugün yapmaya çalıştığımız şeyin yapılması gerektiğini, doğru olduğunu ifade ederek geldi. Bugün de burada belki en çok seslendirilen, belki her iki partinin ortak yanını oluşturan en temel yaklaşım bu.

Cumhuriyet Halk Partisi seçim beyannamesinde, seçim çalışmalarında, özellikle Sayın Genel Başkanımız, Çin gibi bir devletin 16 bakanlıkla idare edilirken, 70 000 000 nüfusa sahip Türkiye'nin 36 bakanlıkla idare edilmesinin, ne kadar anlamsız olduğunu, kullandığı en önemli argümanlardan birisi olarak seslendirdi.

Peki, nedir o zaman, bugün Cumhuriyet Halk Partisini bu itiraz noktasına taşıyan, toplumun geniş kesimlerini bu itiraz noktasına taşıyan; şimdi birleştirmek üzere olduğumuz iki bakanlığın birisinde bugüne kadar görev yapmış olan bütün bakanların kaygıları, endişeleri?..

Değerli arkadaşlarım, sanıyorum, burada, sadece ifade edilenlere değil, yaklaşıma bakmamız lazım. İfade edilenler, dışarıdan bakıldığında, birbiriyle benzeş; ama, yaklaşım, içerisinde olağanüstü kaygılar taşıyor.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Her şeyden kaygılanıyorsunuz.

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (Devamla) - Doğrudur. Şimdi niye kaygılandığımızı, biraz sonra ifade edeceğim.

Değerli arkadaşlarım, bakın, biz bu günlerde sadece Kültür ve Turizm Bakanlığını birleştirmiyoruz, aynı zamanda Orman ve Çevre Bakanlığını birleştirme gibi bir çaba içerisindeyiz. Sanıyorum, önümüzdeki günlerde bu da buraya gelecek.

Peki, nedir burada daha çok seslendirilen şey; Kültür ve Turizm Bakanlığı birleştirildiğinde Kültür Bakanlığının Turizm Bakanlığının gölgesinde kalacağı, Orman ve Çevre Bakanlığı birleştirildiğinde Çevre Bakanlığının Orman Bakanlığının gölgesinde kalacağı. Yani, bu iktidarın bu bütünleştirme işlerinde, Kültür ve Çevre Bakanlıklarını bugüne kadarki uygulamalarından uzaklaştıracağı noktasında toplumun geniş kesimlerinin, konuyla ilgili olan kesimlerinin, muhalefet partisinin çok ciddî kaygıları vardır. Nereden kaynaklanıyor bu, nereden vehmediyorsunuz bu tür şeyleri... Bakın değerli arkadaşlarım...

ÜNAL KACIR (İstanbul)- Siz o noktaya nasıl ulaştınız?!

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (Devamla)- Müsaade eder misiniz.

Sanıyorum, eğer elinizi biraz vicdanınıza koyar, vicdanınızın sesini dinlerseniz, siz de 2 dakika sonra benim kaygılarımı paylaşacaksınız.

Sayın Bakanın 2003 yılı bütçe sunuşundan bir bölüm okumak istiyorum size: "Unutmamak gerekir; toplumların her türlü birikiminin ardında kültür vardır. Sahip olduğumuz maddî ortamın, taşıdığımız duygu ve düşüncelerin, ürettiğimiz teori, varsayım, strateji ve ihtimal senaryolarının ardında, kültür adını verdiğimiz derin yapı yatar. Bu anlamda, her şeyin özü kültürdür." Biraz önce Sayın Bakan burada yaptığı konuşmada Ulu Önder Atatürk'e atıfta bulunarak "Türkiye'nin temeli kültürdür" dedi. Değerli arkadaşlarım, bakın, aynı bakan Plan ve Bütçe Komisyonunda ne söylüyor. Kendileri burada, çıkıp cevap verebilirler; tabiî, eğer burada ne söylediğinin notunu benim gibi tutabilmişse. "Turizm ve Kültür Bakanlıkları birleştirilmelidir. Bu, turizmin istenilen noktaya gelebilmesi için bir zorunluluktur; çünkü, ben bakan olduğum süre içerisinde Kültür Bakanlığının çok sayıda engellemesiyle karşılaştım." Sayın Bakan, Turizm Bakanı olduğu dönemde Kültür Bakanlığının çok sayıda engellemesiyle karşılaştığını ifade ediyor.

Değerli arkadaşlarım, biz, burada, sadece iki bakanlığı birleştiriyor muyuz, yoksa, bakanlıkların işleyişlerini de mi değiştiriyoruz? Yani, nasıl olacak da, bu birleşmenin ardından, Kültür Bakanlığının kendi ilgi alanı içerisine giren konularda, daha önceki bakanlık döneminde Sayın Bakanın Turizm Bakanı iken önüne çıkarılmış olan engellemeler, bu defa bir engelleme olmaktan çıkacak?

Bu, nerede yer alıyor Sayın Bakan?! Yani, siz burada eğer bu ifadeyi kullanırsanız, siz, bu bütünleşme içerisinde, bu bütünleşmeyi, sadece bir teşkilat bütünleşmesidir diye, hem gerekçesini oluşturup hem topluma böyle sunup hem Parlamentoya böyle getirip, ardından da, Turizm Bakanlığı yaptığınız dönemde Kültür Bakanlığının sizin çalışmalarınızı nasıl engellediğini ifade ederek, bu birleşmeyle, bu engellemeden kurtulabileceğinizi düşünüp ifade edebiliyor iseniz, bu ifadelerinizden, milletvekillerinin, eski Kültür Bakanlarının, kültüre ve toplumun geçmişe dönük değerlerine ilişkin olarak belli kaygıları taşıyan kesimlerin kaygılanmalarını, nasıl, bir haksız kaygılanma, bir vehim diye değerlendirebilirsiniz Sayın Bakan, değerli arkadaşlarım?!

Sayın milletvekili, soruyorum şimdi size; bu bir vehim midir?

HASAN ANGI (Konya) - Tam vehimdir.

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (Devamla) - Evet... Yani, yapacak çok fazla bir şey yok maalesef...

Değerli arkadaşlarım, bakın, burada devreye ne giriyor biliyor musunuz; burada devreye giren şey, tüccar siyaset. Sayın Genel Başkan burada ifade etti, tüccar siyaset... Siyasal literatüre yeni bir ifade kattınız, Sayın Genel Başkanınız yeni bir ifade kattı; tüccar siyaset... Buradaki asıl yaklaşım, asıl anlayış, işte bu tüccar siyaset mantığıdır.

HALİL AYDOĞAN (Afyon) - Sizin ufkunuz yetmez!

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (Devamla) - Dolayısıyla, her şeyi paraya tahvil eden, paranın dışındaki ve kadrolaşmanın dışındaki her şeyi yok sayan bir anlayış. Hani muhafazakârdınız siz?! Hani muhafazakârdınız siz?! Yani, muhafazakârlık, geçmişin değerlerini en azından, bir kalıp içerisinde bile olsa, sahiplenmek değil midir! Peki, nasıl oluyor da, siz, geçmişin bütün değerlerini, şimdi, paraya tahvil edebileceğiniz birtakım değerler adına heba edebiliyorsunuz, yok sayabiliyorsunuz?! Nasıl oluyor da, geçmişin bütün değerlerinin korunabilmesini, bugün, parasal anlamda kaynak oluşturabilecek, kaynak sağlayabilecek bir bakanlığın önünde engel olarak görebiliyorsunuz, değerlendirebiliyorsunuz?! (AK Parti sıralarından gürültüler)

Değerli arkadaşlarım, bakın, bu iki bakanlıktan, feda edilmek istenen, hakkında endişe duyulan, kaygılanılan iki bakanlıktan birisinin ismi Kültür Bakanlığı, diğerinin ismi Çevre Bakanlığı; ama, ilginçtir, iki bakanlığın da ilk ismi, o feda edilmek istenenlerle ilgili. Şimdi, oluşturulmaya çalışılan bakanlığın ismi Kültür ve Turizm Bakanlığı, öbür birleştirmek üzere olduğumuz bakanlığın da ismi Çevre ve Orman Bakanlığı olarak konuluyor.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Ne var bunda?!

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (Devamla) - Temel, arkadaşına bir bilmece sormuş, demiş ki: Saridur, kafestedur, öter. (AK Parti sıralarından "Balık, balık" sesleri) Vatandaş, aklına ne kadar kuş gelmişse, kanaryadan başlayarak, saymış; bilemeyince "e, nedir sen söyle" demiş. "Hamsidur" demiş. "Yahu, nasıl olur" demiş "hamsi sari midur?" "Boyadum oni" "Yahu, hamsi kafeste olur mu?"

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Siz, öyle yapıyorsunuz.

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (Devamla) -  "Ben koydum oni oraya" "Peki, hamsi öter mi kardeşim?" "O da şaşirtmacasidur" demiş.

Şimdi, sizin bu getirdiğiniz Kültür Bakanlığı, Çevre Bakanlığı isimleri, olsa olsa, bu işin şaşırtmacası olabilir değerli arkadaşlarım. (CHP  sıralarından alkışlar)

TELAT KARAPINAR (Ankara) - Buzağı aramaya devam edin siz.

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (Devamla) - Ama, siz eğer bu Parlamentoyu, siz eğer bugüne kadar bakanlık yapmış, bu ülkeye ve bu bakanlıklara hizmet etmiş bütün değerli insanlarımızı, siz eğer bu konuda duyarlılık gösteren, duyarlılık sergileyen bütün çevreleri böyle Temel'in anlayışıyla yanıltabileceğinizi, kandırabileceğinizi, kurnazlık yaparak yönlendirebileceğinizi düşünüyorsanız, kesinlikle yanıldığınızı ifade etmek isterim.   

Değerli arkadaşlarım, buradaki en temel hedeflerden bir tanesi kadrolaşmadır.

TELAT KARAPINAR (Ankara) - Bu kadroları kim getirdi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kumkumoğlu, size 1 dakika eksüre vereceğim; lütfen, konuşmanızı tamamlar mısınız.

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (Devamla) - Bazı arkadaşlar ikişer üçer dakika fazla konuştular.

BAŞKAN - Bütün birleşim boyunca, dikkat ederseniz, herkese 1 dakika eksüre verdim.

Sayın Kumkumoğlu, buyurunuz efendim.

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bakın, şimdi, Sayın Bakan diyor ki: "Burada sürekli kadrolaşmadan dem vuruldu. Bu fiziken nasıl olacak bunu bir arkadaşımız izah ederse memnun olurum. Eğer burada, müsteşar, müsteşar yardımcısı gibi yöneticilerin nasıl atanacağı konusu gündeme getirilmek isteniyorsa, elbette bundan da, millî iradenin bir yansıması olarak, bakan sorumlu olacaktır." (AK Parti sıralarından "Tabiî ki" sesleri)

Şüphesiz...

Değerli arkadaşlarım, bu birleşmeyle, her iki bakanlığın müsteşarından il müdür yardımcılarına kadar olan bütün bürokratlar, başında bulundukları görevden ayrılmak durumuyla karşı karşıya.

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Kültür soykırımı yapıyorlar!

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (Devamla) -  Yani, kadrolaşma illa yeni eleman alarak o elemanları bir yere taşımaktan mı ibarettir?

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Eski elemanlar birinin kadrosu muydu?

TELAT KARAPINAR (Ankara) - O kadrolar kime aitti, o kadrolar?..

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (Devamla) - Sizin sadece bu konuda...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kumkumoğlu, size 1 dakika daha eksüre veriyorum.

Buyurun.

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (Devamla) - ... bakanlıklarda yaşananlar zorunlu emeklilik yaşını 65'ten 61'e çekme noktasındaki mantığınız, anlayışınız ve bu bakanlıkların birleştirilmesi noktasında ortaya koyduğunuz tavır...

HALİL AYDOĞAN (Afyon) - Günü gelince bize teşekkür edeceksiniz.

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (Devamla) - ... ortaya koyduğunuz tavır değerlendirildiğinde, burada önyargılı olmaya falan gerek yok. Siz, ikişer bakanlıktan dört bakanlığın Türkiye'nin bütün illerindeki müdür yardımcılıklarına kadar bütün kadrolarını görevden alıp, onların hiçbir yasal başvuru hakkı ellerinde olmadan onları görevlerinden alıp, ardından, istediğiniz insanları oraya atayarak, devamında "bizim kadrolaşmak gibi bir hedefimiz yoktur" demenizi nasıl izah edebiliyorsunuz Sayın Bakan, siz bunu nasıl izah ediyorsunuz?! (AK Parti sıralarından gürültüler)

HALİL AYDOĞAN (Afyon) - Önyargı... Önyargı...

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (Devamla) - Ben, Sayın Başkanın müsamahasına teşekkür ederek, hepinizi, Genel Kurulunuzu saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Kumkumoğlu, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanın, ismi geçerek kendisine hitap edildiği için, söz talebi vardır.

Sayın Bakan, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) - Çok çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Kumkumoğlu iyi ki de bu fıkrayı anlattı; yoksa, bu fıkrayı anlatmasaydı, gerçekten, durumu izah edecek bir emsal bulmakta ben zorluk çekebilirdim. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Sayın Kumkumoğlu, benim konuşmalarımdan cümleler aktardınız burada. Doğrudur, o cümleler benim konuşmalarımdan alınmıştır. Siz, not tuttuğunuzu söylediniz, zahmet ettiniz; ama, zahmet etmeseydiniz de olurdu; çünkü, Plan ve Bütçe Komisyonunun bütün müzakereleri zaten tutanaktadır. Dolayısıyla, ben diyorum ki, siz, benim konuşmalarımdan aralardaki pasajları çıkarıp kendi kurgunuzu geldiniz burada okudunuz, ondan sonra da oradan çıkan yeni anlamı benim sözlerim gibi takdim ettiniz. Eğer benim bu sözlerimde bir yanlış varsa benim sözlerim Plan ve Bütçe Komisyonu tutanaklarında kayıtlıdır. Dolayısıyla, kimin Yüce Meclisi yanıltan bir ifade içinde bulunduğunu tetkik etmek kabildir. (AK Parti sıralarından alkışlar)

HASAN AYDIN (İstanbul) - Sayın Kumkumoğlu'na danışın, ihtiyacınız var.

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Şimdi, ben size sormak istiyorum. Söylediğiniz şey doğru; il müdür yardımcıları da dahil, iki bakanlığı birleştiriyorsunuz, taşra teşkilatlarını da birleştiriyorsunuz; her iki bakanlıkta 2 tane il müdürü ve birleşen il müdür yardımcılığı kadroları ne olacak, ne yapacaksınız?

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (İstanbul) - Ölçü var mı Sayın Bakan, nasıl bir ölçü koydunuz?

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Siz, bana, hukukun gösterdiği başka bir çözüm gösterin ya da cumhuriyet tarihimiz içinde -tekrar tekrar bu atıfta bulunma ihtiyacını duyuyorum mecburen- başka türlü bir uygulama örneği gösterin.

OĞUZ OYAN (İzmir) - Çözüm, bizim önerimizde.

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Gelin burada deyin ki, hukuken şöyle bir yol vardı, onu uygulayabilirdiniz ya da geçmişte, bu kadar -59 uncu hükümet işbaşında- gelen geçen hükümetler bu işleri şöyle yaptılar deyin, biz de ona uyalım; ama, söyleyemeyeceksiniz; bu kürsü açık.

Onun dışında, 65 yaşından örnek veriyorsunuz, benzerlik kuruyorsunuz. Şimdi, 65 yaşla ilgili kanun Yüce Meclis tarafından kabul edildi; 65 yaşını 61'e indiren kanun. Şimdi, biz bir liste mi yayımladık yani; yoksa, insanların 61 yaşına gelmelerini düzenleyen bizim bir özel düzeneğimiz mi var!.. Yani, kimileri, 59'da dururlar, 60'da dururlar, asla 61 olmazlar; ama, sözgelimi, Cumhuriyet Halk Partisine sempatisi olan ya da Cumhuriyet Halk Partisinin kendisine sempati duyduğu milletvekilleri 61'e, 62'ye doğru ilerler diye bir düzenek mi var?!

HASAN AYDIN (İstanbul) - Ne alakası var Sayın Bakan!..

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Bu, genel, objektif bir uygulama. Yani, burada nasıl bir seçim yapılabilir ki, bu bir kadrolaşma girişimi olsun!

HASAN AYDIN (İstanbul) - Hükümete yetki... 61 yaşındakileri görevde tutma yetkisi veriyorsunuz kendinize.

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Şimdi, bazı şeyleri... Ben, orada, ne söyledim.

HASAN AYDIN (İstanbul) - 61 yaşındakileri görevde tutma yetkisi veriyorsunuz; hükümete yetki veriyorsunuz!

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Şimdi, şu Plan ve Bütçe Komisyonundaki sözlerimi bir söyleyeyim. O cümleleri ben söyledim, o cümlelerle beraber de bir örnek verdim; verdiğim örnek de, Demre'deki Saint Nicolas Kilisesi. Bunlar uydurulmuş şeyler değil, bunlar devletin kayıtlarında var olan şeyler; bunlar, bugün, burada argüman olsun, burada, Cumhuriyet Halk Partili değerli milletvekillerini ikna edelim diye bugün icat ettiğimiz izahlar, hikâyeler değil; bunlar, devletin kayıtlarına girmiş vakalar. Bakın, vakayı orada da anlattım, burada da anlatayım; niye bu birleşmenin hayırlı olacağını anlamak böylece daha kolay olur.

Turizmciler bana geldiler -Turizm Bakanıyım- dediler ki: "Biz, çok büyük bir ıstırapla karşı karşıyayız." Nedir ıstırabınız; "Antalya'ya gelen turistlerin tamamı, kendileri -bizim de Noel Baba diye bildiğimiz- Aziz Nicolas, Saint Nicolas'ın yurdu olan Demre'yi ve onun kilisesini ziyaret etmek istiyorlar. Biz de onları otobüslerimize bindirip, belli bir ücret karşılığında oraya götürüyoruz; ama, oraya götürdüğümüzde, karşılaştıkları manzara onları çok üzüyor, bizi de çok üzüyor; oradaki manzara, gerçekten utanç verici bir manzara. Buranın süratle restore edilmesi lazım. Bu  insanlık mirası eserin korunması ve Türklerin, Türk Milletinin, kendisine tarihin emanet ettiği bu eseri koruma duyarlılığının da onlara gösterilmesi lazım." Buna inandığım için, Turizm Bakanlığının son derece kıt kaynaklarından, o günün rakamlarıyla 50-55 milyar lira gibi bir rakamı derhal ve defaten İl Özel İdaresine gönderdim ve bu kaynağı restorasyonda kullanın, bu restorasyonu yapalım dedim Valiliğe. Antalya Valisinden cevap: "Efendim, yapılamıyor; çünkü, Kültür Bakanlığı bunun yetkisinin kendilerinde olduğunu, bu restorasyonun  ancak kendileri tarafından yapılabileceğini söylüyorlar."

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Doğru.

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Doğru.

Dedik ki, peki, yapın; tamam, siz yapın; ama, bizi bu sorundan kurtarın. Dediler ki:"Biz yapamıyoruz, çünkü kaynağımız yok." Ne oldu kaynağınız dedik. Onlar da "kaynaklarımızın önemli bir kısmı DÖSİM'den geliyor; yani, buranın ören yerlerinden elde edilen gelirlerden geliyor; biz de bunları geçici istihdam ediyoruz, o geçici istihdam ettiklerimizle de Mersin'de, İzmir'de ve Bakanlık merkezinde çalışıyorlar" dediler.

Peki, öyle olmadı; siz projenizi verin, sizin projenizi aynen biz uygulayalım dedik; buna da "hayır" dediler.  Peki, parasını biz verelim, siz kendi projenizi kendiniz uygulayın dedik, ona da "hayır; UNESCO'ya müracaat ettik, Dünya Bankasına müracaat ettik, buradan yirmi yıl içinde belli vadelerle gelecek krediler var, bu kredi dilimleri içinde bunu halledeceğiz" dediler.

Türkiye yirmi yıl bunu beklemeli mi?! Türkiye diyelim ki bekledi, bir nesil bunu bekleyerek hayatını geçirdi; bu eser bekleyecek mi ?!

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Bunun için  bakanlık mı kaldırılıyor?..

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Ha, bakanlık mı kaldırılıyor; şimdi gelelim ona.

HÜSEYİN GÜLER (Mersin)-Sayın Bakan, tek başınıza iktidarsınız. Koalisyonda olabilir bunlar.

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, sürekli gazete haberlerine atıflarda bulunuyorsunuz, ama, önünüzde bir kanun tasarısı var. Yani, değerli milletvekillerinin gazete okumalarına elbette saygı duyuyorum, gazete tercihlerine de saygı duyuyorum; ama, bir kanun tasarısı Genel Kurulda görüşülürken, o kanun tasarısına da atıflarda bulunulmalı, doğrudan tasarı üzerinden de bir şeyler  konuşulabilmeli. Bakın, önünüzdeki tasarıda, birleşen iki bakanlık, 7 genel müdürlük olarak birleşiyorlar. Bu 7 genel müdürlükten, sadece 2 tanesi Turizm Bakanlığından gelen yapıdır. Bunlardan bir tanesi Tanıtma Genel Müdürlüğüdür; ki, Kültür Bakanlığının şiddetle ihtiyacı olan bir yapıdır. En çok da Kültür Bakanlığına yarayacaktır, en çok da Türkiye'nin kültür varlıklarının tanıtılmasına ve özellikle de kültürel aktivitelerin zenginleştirilmesine yarayacaktır; çünkü, Türkiye'nin kaliteli bir turizm destinasyonu olarak imaj yükseltebilmesinin yolu, kültür varlıklarını özgün bir biçimde koruması ve özgün kültürel etkinlikler üretebilmesidir.

Dünyada, turizm geliri Türkiye'nin total gelirinin önünde olan bazı kentler var; Paris, Londra, Prag, Budapeşte, Roma, Venedik, bunların toplam gelirleri Türkiye'nin birkaç katı. Ne var burada; korunmuş özgün bir kültürel çevre, kültürel doku, mimarî doku, kent dokusu ve özgün bir kültürel etkinlik atmosferi. Kente gittiğiniz zaman, özgün bir kente, korunmuş bir çevreye gittiğinizi anlarsınız; gittiğiniz zaman, akşam, yüzlerce operanın, tiyatronun, konserin, müzikalin, etkinliğin, önünüze alternatif olarak sunulduğunu görürsünüz. Ancak temiz bir yatak ve sade bir kahvaltı, basit bir standartta aldığınız şeye de, Türkiye'deki beş yıldız standarda ödediğinizin 5 katını ödersiniz. Niçin; çünkü, turizm, bir kültürel etkinliktir. İnsanlar özgün çevreye gidiyorlar, insanlar iyi korunmuş doğaya, iyi korunmuş çevreye ve nitelikli kültür atmosferine gidiyorlar ve bunun bedelini ödüyorlar. Onun için, Türkiye'de, turizmin, artık, anlayış olarak up grade edilmesi gerekiyor, anlayış olarak yükseltilmesi, bir evrim yaşaması gerekiyor. Bunun için, bu iki bakanlık vizyonunun örtüşmesi gerekiyor; çünkü, Türkiye'nin tamamı kültür varlıkları coğrafyası; birincisi bu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Sayın Bakanım, lütfen, konuşmanızı tamamlar mısınız.

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Çok özür dileyerek...

BAŞKAN - Estağfurullah.

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Bir diğer husus; bir tek genel müdürlükle mi, bu bakanlık, Turizm Bakanlığı, gelip, Kültür Bakanlığını alacak!

Değerli arkadaşlar, şunu hatırlamakta fayda var; kültüre ilişkin, kültür varlıklarının korunmasına ilişkin alanı düzenleyen 2863 sayılı Kanun, temel kanun niteliğindedir ve carîdir; turizme ilişkin alanı düzenleyen 2634 sayılı Kanun, temel kanun niteliğindedir ve carîdir. Biz, burada, bu kanunların düzenlemelerine ilişkin bir değişiklik yapmıyoruz; biz, burada, bu kanunların görevlendirdiği bürokratik yapıyı yeni bir organizasyon şemasına kavuşturuyoruz. Dolayısıyla, meselenin kültüre önem vermemekle nasıl bir alakasının kurulduğunu anlamakta zorluk çekiyorum; böyle bir şey yok! Herkes, hukukun üstünlüğüne saygı göstermek zorunda; bu, temel kanunların getirdiği hükümlere uygun bir işleyiş. Burada gözetilen şey, verimliliktir ve bu verimliliğin getirilebilmesi için, böyle bir organizasyon şeması geliyor. Bu yeni yapıda, bir tek genel müdürlük, Yatırımlar Genel Müdürlüğü, Türkiye'ye, kültür merceğinden süzülmüş bir yatırım planlamasını getirecektir; korunmuş bir turizm çevresi, kültür çevresi kavramını getirecektir; olağanüstü kazanımlar getirecektir; sizin ifade ettiğiniz kaygıları da tatmin eden, onların önüne geçen kazanımlar getirecektir. Bu organizasyon, bunu getiriyor; sonuçları da bunlar olacak.

Kadrolaşma konusunda son cümle: Anladığım o ki, biz ne söylersek söyleyelim, siz, bu kadrolaşma türküsünü söylemeye devam edeceksiniz. (AK Parti sıralarından alkışlar) Demokratik hoşgörü içinde, biz, buna da anlayış göstermek, anlamaya çalışmak durumundayız; bunu anlıyorum...

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Görüyoruz!..

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - ...ama, bir şeyi istirham ediyorum; samimiyetle, içtenlikle, bütün benliğimle istirham ediyorum ve kelimeyi de bilerek seçiyorum değerli arkadaşlar; lütfen, bu kürsüye gelip, demokrasi hakkında karanlık sözler söylemeyelim; kendini gerçekleştiren bazı kehanetler yaşadı Türkiye Büyük Millet Meclisi; kötü kehanetlerde bulunmayalım; ikaz ve uyarı cümleleri, her ne kadar iyiniyetli olsalar bile, şık durmuyor, zarif durmuyor. (AK Parti sıralarından alkışlar) Hepimiz aynı sandıktan çıktık geldik  Bu Meclisin kapatılması, vesaire gibi şeyleri, biz telaffuz etmeyelim.

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Yanlış anlıyorsunuz...

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Kim demokrasiye daha çok saygı duyuyor; elbette, hepimiz demokrasiye saygı duyuyoruz, hepimiz aynı sandıktan çıktık, aynı milletin iradesiyle geldik. Siz ve biz -bu grubun milletvekilleri ve Cumhuriyet Halk Parti Grubunun değerli milletvekilleri- aynı seçmenin iradesiyle, aynı milletin iradesiyle, aynı seçimde, aynı koşullarda seçilerek geldik ve Anayasanın koyduğu, yasaların koyduğu çerçeve içinde, burada, ülkeye hizmet etmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla, bu "sizi ikaz ediyoruz", "sizi uyarıyoruz", işte "Meclisi kapattırmak" vesaire gibi sözler şık olmuyor. Bunları, ne olur yapmayalım. Bunlar, sonradan, sizi de üzecek şeyler olabilir. Bunların, kendini gerçekleştiren kötü kehanetler olmasından endişe ederim. Bunları yapmayalım.

Hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kumkumoğlu.

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (İstanbul) - Sayın Bakan "bu kürsü açıktır" diyerek, yani, kendiliğinden, kendisi de kabul etti zaten bunun bir sataşma olduğunu, isim vererek söyledi.

BAŞKAN - Sayın Kumkumoğlu, Bakanın konuşmasını, ben de dikkatle dinledim. Sadece, kuş örneğinize katıldığını ifade etti, başka bir şey yok.

ALİ KEMAL KUMKUMOĞLU (İstanbul) - Ben, Sayın Bakanın...

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi...

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, burada, Sayın Bakan, grubumuza, söylenmemiş sözleri atfetti; burada, buna, cevap verme hakkımız var. Bizim söylemediğimiz sözler atfedildi.

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) - Hangi sözleri?!.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Biz, darbelere direnmiş bir partiyiz  Sayın Bakan...

BAŞKAN - Sayın Başkanım, bakınız, burada, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, şahsı adına söz isteyen iki üyemiz var. Şimdi, onlara söz vereceğim. Gerekirse...

OĞUZ OYAN (İzmir) - O, ayrı bir mesele; 69 uncu maddeye göre, hemen, şimdi söz vermeniz gerekiyor.

BAŞKAN - Sayın Başkanım, Oğuz Bey, hangi konuyu kastediyorsanız, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar [!])

DURDU MEHMET KASTAL (Osmaniye)  - Süre 1 dakika olsun efendim, 5 dakika oluyor.

BAŞKAN - Sayın Oyan, buyurun.

V. - AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

5. - Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oğuz Oyan’ın, Kültür Bakanı Erkan Mumcu’nun grubuna sataşması nedeniyle konuşması

OĞUZ OYAN (İzmir) - Efendim, teşekkür ederim.

Burada, hiçbir Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili, Meclisi kapattırmaktan söz etmemiştir. (AK Parti sıralarından gürültüler)

TUNCAY ERCENK (Antalya) - Kapatma derken bunu kastediyor...

OĞUZ OYAN (İzmir) - Cumhuriyet Halk Partisinin, hiçbir milletvekili...

BAŞKAN - Saygıdeğer arkadaşlar...

OĞUZ OYAN (Devamla) - Lütfen dinler misiniz... Siz de söz alın konuşun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BURHAN KILIÇ (Antalya) - İkaz edin.

BAŞKAN - Sayın Oyan, müsaade eder misiniz.

Saygıdeğer milletvekilleri, arkadaşlarım; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili fikirlerini ifade etmek üzere kürsüye geldi; birbirimize tahammül etmek, sabır göstermek zorundayız. Gördüğünüz gibi, herhangi bir şekilde sataşma olursa, başka bir husus olursa söz veriyoruz.

Lütfen, sabırla dinleyelim hatibi. En kısa zamanda sözlerini tamamlasın. Lütfen, müdahale etmeyelim.

Buyurun Sayın Oyan.

OĞUZ OYAN (Devamla) - Teşekkür ederim.

Şimdi, Sayın Bakanın, buraya gelip, üst perdeden bize demokrasi dersi verme hakkı olmadığını düşünüyoruz. (AK Parti sıralarından gürültüler)

TELAT KARAPINAR (Ankara) - Siz mi biliyorsunuz?!

OĞUZ OYAN (Devamla) - Böyle bir hakkın hiçbir şekilde doğmadığını düşünüyoruz. (AK Parti sıralarından gürültüler)

HALİL AYDOĞAN (Afyon) - Sizin hakkınız mı? Siz yapıyorsunuz. Demokrasi dersini siz veriyorsunuz.

OĞUZ OYAN (Devamla) - Eğer, hatibi dinleme konusunda bir saygımız olmayacaksa, hiç konuşmayalım. (AK Parti sıralarından gürültüler) İzin verin.

BAŞKAN - Saygıdeğer arkadaşlar, lütfen...

OĞUZ OYAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bugün burada yaptığımız bu tartışma dahi, bu tasarının bu biçimde konuşulması dahi antidemokratiktir; biz bunu uyardık. Burada, siz, muhalefeti...

Eğer siz, yasama organı olarak kendi haklarınıza sahip çıksanız, yürütmeye haklarınızı devretmeseniz, gasp edilmesine izin vermeseniz, böyle bir yasanın temel yasa olarak burada görüşülmesine karşı çıkarsınız, ilkönce, yasama organı olarak kendi haklarınıza sahip çıkın.

HALİL AYDOĞAN (Afyon) - Biz sahip çıkıyoruz.

OĞUZ OYAN (Devamla) - Burada yapmadığınız şey budur. (CHP sıralarından alkışlar, AK Parti sıralarından gürültüler)

BURHAN KILIÇ (Antalya) - Seni ilgilendirmez o.

OĞUZ OYAN (Devamla) - Sayın Bakan, demokrasi dersi verecek en son kişi bu durumda; çünkü, burada konuşulan tasarı, konuşulma yöntemi itibariyle antidemokratiktir; bunu söyledik, başından itibaren söyledik. Siz, muhalefeti çiğneyerek, burada, yasaları... 40 maddesi ve 6 geçici maddesi olan,  toplam 46 maddesi olan bir tasarıyı 5 madde gibi görüşmek üzere bir dayatma yapıyorsunuz.

TELAT KARAPINAR (Ankara) - Bu, Meclisin çıkardığı kanuna saygı göstermek zorundasınız.

OĞUZ OYAN (Devamla) - Burada, çocukların bile güleceği, ciddiye almayacağı, bir temel yasa olması, en son akla gelebilecek bir bakanlık birleştirme yasasını temel yasa olarak görüştürüyorsunuz. Eğer, bu, demokrasiyse, sizin demokrasi anlayışınız, kesinlikle demokratlıkla bağdaşmamaktadır.

TELAT KARAPINAR (Ankara) - Meclisin verdiği bir irade; saygı göstermek zorundasınız.

OĞUZ OYAN (Devamla) - Bakınız, bu Meclisin daha fazla saygıya hakkı vardır. Eğer, siz, yasama organı olarak, yürütmenin her dediğine "evet" derseniz, yasama-yürütme ayırımı ortadan kalkar. O zaman, bizim fonksiyonumuz kalmaz; biz, sadece, yürütmenin istediği her şeye parmak kaldıran birtakım mekanizmalar haline geliriz! Buna hakkınız yok. O nedenle, burada, bu sözler söyleniyor.

Değerli arkadaşlarım, demokrasi dediğiniz, azınlık haklarının korunmasıdır, çoğunluk diktası değildir.

RESUL TOSUN (Tokat) - Hangi azınlık hakkı Sayın Oyan?!

OĞUZ OYAN (Devamla) - Sizin burada yaptığınız şey, burada, temel yasayla yapılan şey, çoğunluk diktası olayıdır.

HALİL AYDOĞAN (Afyon) - Siz de oy kullandınız o zaman...

BAŞKAN - Sayın Hocam, lütfen tamamlar mısınız.

OĞUZ OYAN (Devamla) - Sayın Bakan burada dedi ki: "Bu kadrolaşma değil."

Bakın, bizim, bu tasarıya, 4 tane temel itirazımız var. Birincisi; bu bir temel yasa değil; bu, temel yasa olarak görüşülemez, bu yanlıştır.

BAŞKAN - Sayın Hocam, lütfen, Sayın Bakanın konuşmasıyla ilgili değerlendirmeniz...

OĞUZ OYAN (Devamla) - İkincisi, bu birleştirmeyle ilgili, bizim temel itirazımız şudur: -Tıpkı, Orman Bakanlığında önümüze gelecek konuda olduğu gibi- Ayakbağı olarak görülen, dikenli gül bahçesinin dikeni olarak görülen; yani, bu ülkede, kültür adına ne varsa, çevre değerleri adına ne varsa, ÇED raporlarını, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu raporlarını, bağımsız karar veren kurulları defetmek, bunları by-pass etmek için getirilmektedir bu birleşme.

BAŞKAN - Sayın Hocam...

OĞUZ OYAN (Devamla) - Son olarak şunu söyleyeyim: Kadrolaşma vardır. Bakınız, il turizm müdür yardımcıları yetmemiş; birazdan, önümüze bir önerge gelecek ve bu önergede, Halk Kültürlerini Araştırma Dairesi Başkanı, Millî Folklor Araştırma Dairesi Başkanı, Güzel Sanatlar Galerisi Müdürü, Güzel Sanatlar Galerisi Müdür Yardımcısı, Danışma Müdürü; bunlar da, böylece, kadrolara girecek.

ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Ne ilgisi var?!.

OĞUZ OYAN (Devamla) - Şimdi, Sayın Bakan diyor ki: "Bunlar birleşecek, biz ne yapalım." Efendim, birleşse de, Turizm Bakanlığının Güzel Sanatlar Galerisi Müdürü yoktur ki zaten; birleşince, o, tek elemandır zaten. Yani, burada, kadrolaşma son derece bariz bir şekilde... Bütün taşra teşkilatlarında olduğu gibi, üst düzeyi elden geçireceksiniz.

BURHAN KILIÇ (Antalya) - Sataşma nedeniyle söz aldı Sayın Başkan!..

BAŞKAN - Sayın Hocam...

OĞUZ OYAN (Devamla) - En azından, bunu gizlemek için... Biraz daha açıksözlü olun.

BAŞKAN - Sayın Oyan, lütfen son cümlenizi alayım.

OĞUZ OYAN (Devamla) - Burada, bugün yapılan tartışma, demokratik tartışma yönteminin katledilmesidir. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

TELAT KARAPINAR (Ankara) - Hazımsızlığı bırakın, hazmedin önce!..

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, kürsünün masuniyeti vardır, bütün arkadaşlarımız görüşlerini beyan ediyorlar; ama, herhangi bir husus, bir grubun veya bir milletvekilinin hoşuna gitmedi diye, burada, "antidemokratik" nitelendirmesini son derece yanlış buluyorum.

OĞUZ OYAN (İzmir) - Yanlış değil...

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisimizin vermiş olduğu her karar, ne olursa olsun, demokratiktir; çünkü, Türkiye Büyük Millet Meclisi Türk Milletinin temsil edildiği bir yerdir. (AK Parti sıralarından alkışlar) Onun için, konuşmalarımızda, her arkadaşımızın...

ZEKERİYA AKINCI (Ankara) - Aldığınız her karar demokratikti de Anayasa Mahkemesinden niye geri geliyor Sayın Başkan?

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, tartışacak yer... (CHP sıralarından gürültüler)

Sayın milletvekilleri, bakar mısınız; müzakere edilecek yer, konuşulacak yer hatip kürsüsüdür. Arkadaşlarımız, gruplar adına, şahsı adına söz alıp konuşabilirler. Lütfen, konuşmalarda hatipleri incitecek bir şey söylemeyelim.

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Sayın Başkan, nihayet aklınıza geldi; sabahtan beri aynı şeyi yapıyorlar.

BAŞKAN - Lütfen...

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Sabahtan beri aynı şeyi yapıyorlar!

BAŞKAN - Lütfen...

VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

2. - Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile 13.12.1983 Tarihli ve 187 Sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 8.6.1984 Tarihli ve 216 Sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında 13.12.1983 Tarihli ve 187 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Hükümlerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 24.1.1989 Tarihli ve 354 Sayılı Kültür Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 24.1.1989 Tarihli ve 355 Sayılı Turizm Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 17.3.1989 Tarihli ve 364 Sayılı 190, 354 ve 355 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 13.9.1989 Tarihli ve 379 Sayılı 190 ve 354 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 25.3.1990 Tarihli ve 411 Sayılı 190 ve 355 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 13.12.1991 Tarihli ve 468 Sayılı 190 ve 354 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/542, 1/51, 1/60, 1/122, 1/123, 1/126, 1/136, 1/160, 1/194) (S. Sayısı : 112) (Devam)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Mustafa Eyiceoğlu; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA EYİCEOĞLU (Mersin) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin saygıdeğer üyeleri; görüşmekte olduğumuz Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı konusunda Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; Muhterem Heyeti saygı ve muhabbetle selamlıyorum.

Az önce, Cumhuriyet Halk Partisi sözcüsü, Sayın Genel Başkanının, seçim meydanlarında, Çin'in 26 bakanla idare edildiğini söylemişti.

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - 16, 16; rakamı aklında tut.

MUSTAFA EYİCEOĞLU (Devamla) - Bu da bana şunu hatırlatıyor ki, Cumhuriyet Halk Partisi, iktidar olsaydı, bizim yaptığımızın aynısını yapacaktı. Şu anda, bütün söylediklerini, ben, bir muhalefet olgusu, vitrinlere ve seçmenlere bir mesaj olarak algılıyor, sözlerime devam ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Devletlerarası ilişkilerimizin geliştirilmesinde ve ilerletilmesinde kültürel tanışıklığımızın son derece büyük ve önemli etkileri olduğu gözardı edilemez bir gerçektir. Dolayısıyla, kendi kültürümüzü tanıtmak ve bunu gerçekleştirirken de yabancı kültürleri tanımak mecburiyetindeyiz. Kendi kültürümüzü tanıtmak veya yabancı kültürleri tanımak, ekonomik güce, paraya dayanmaktadır. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntı da ortadadır. Çözüm, turizmin ülke ekonomisine katkısının gerçek anlamda sağlanmasında yatmaktadır. Turistik varlığımızın ve kültür unsurlarımızın bir bütün olarak tanıtılmasıyla, amaç gerçekleştirilecektir.

Türk kültürü, hızla değişen ve gelişen dünya üzerinde geniş bir coğrafyada varlığını sürdürmekte; ancak, kültür mirasımızı ve yaşayan kültür ve tabiat varlıklarımızı bir bütün olarak ele almak, incelemek, araştırmak, değerlendirmek ve tanıtmak henüz mümkün olmamıştır. Zamanın gerisinde kalmadan, sosyal bünyenin ihtiyacı olan yapılanmayı sağlayarak, iç dinamiklerimizi harekete geçirmek mecburiyetimiz vardır.

Kültür ve Turizm Bakanlıklarının mahiyet ve fonksiyonları farklı görülmekle birlikte, görev alanları arasında yer yer benzerlikler, paralellikler vardır. Her iki bakanlığın da işlevleri, birbirinin tamamlayıcısı durumundadır. Turizmi, sadece güneş, deniz ve tesislerle sınırlandıramayacağımıza göre, kültürü turizmden, turizmi de kültürden bağımsız düşünmek mümkün değildir.

Dolayısıyla, söz konusu görevlerin tek bir bakanlık uhdesinde olması, planlama, programlama, koordinasyon ve kaynak kullanımında yaşanan aksaklık ve eksikleri gidererek, kamu hizmetinin sunumunda kalite, hız ve verimliliği getirecektir; karar alma sürecinde, dinamizm ve etkinliği sağlayacaktır. Kamu harcamalarında, kaynak kullanımında tasarrufa gidilecek; girdiler ve ürünler bazında israf ekonomisi önlenecektir. Görev, yetki ve sorumlulukları kanunla belirlenmiş, sorumluluk mevkiine gelmiş bürokrat kadroların, her iki bakanlığın da ilgi alanına giren meselelere topluca bakabilmeleri ve ana meselelere ivedi çözüm getirebilmeleri hususunda bürokratik tıkanmışlığa son verecek  bir yapıya kavuşulacaktır.

Kültür ve tabiat varlıklarımızın korunması Kültür Bakanlığının görev alanına girerken, ekonomik olarak değerlendirilmesi Turizm Bakanlığımızın görev alanlarındandır. Aynı konularda veya birbirleriyle çok yakın ilişkisi olan konularda iki ayrı bakanlığın ilgili birimlerine görev verilmesinin oluşturacağı karmaşayı, Yüce Meclisin takdirine sunuyorum; ama, tasarıda öngörüldüğü üzere, bu düzenlemeyle, yeniden yapılanma çerçevesinde farklı ekollerden ve farklı bilimsel disiplinlerden gelen konu uzmanlarının aynı kurumsal organizasyonda birlikte yer almalarıyla, belirli bir konu, farklı açılardan değerlendirilerek ülkemizin âli menfaatlarının temini ve tahakkuku sağlanırken, hantal bürokratik yapı içerisinde mevcut görev ve hizmetler aksatılmadan kalite ve verimlilik artırılacak; daha etkin ve güçlü kararlar alınması sağlanırken, meseleler hızla çözüme kavuşturulacaktır.

Kültür varlıkları ve turizm ürün ve imkânları bakımından çok zengin bir potansiyele sahip olan ülkemizde, bu birleşmeyle, kültür ve turizm alanında ortak bir anlayışla tespit edilen ilke ve hedefler doğrultusunda, kültür unsurlarımız ve turizm konusundaki politikamız belirlenecektir. Kültür ve tabiat varlıklarımız, salt turizm açısından, pazarlanabilir bir ürün olarak değerlendirilmemekte, aksine, kültürümüzü tanıtmak için turizmin imkânlarının etkin bir şekilde kullanılması hedeflenmektedir.

1981 - 1989 yılları arasında birleşmeyle yaşanılan başarısızlığın sebebi, kültür ve turizm birbirini destekler tarzda millî bir politikanın oluşturulamamış olmasıdır. Bu politikayı oluşturmak da, yine paraya dayanmaktadır.

Kültür ve turizm konularını birleşik  yapılarda ele alan İtalya ve İspanya gibi ülkelerin başarısı, söz konusu tasarı için güncel bir örnektir.

Kültür ve ekonomi arasındaki karşılıklı etkileşim: İktisadî gelişmenin ve ortaya çıkardığı daha üst düzeydeki refahın, kültür hareketlerinin canlanmasında itici güç olarak yönlendirici etkisi olduğu açıktır. Bunun için, ilk göze çarpıcı örnekleri, eski antik Yunan sitelerinde ortaya çıkmıştır. Para dolaşımının yaygınlaşması, ticaretin gelişmesi ve şehirlere nüfus akımıyla birlikte, kültür hareketlerinin büyük canlılık kazanması rastlantı değildir. Kültür ve ekonomi arasındaki çift yönlü etkileşimin örneklerini çoğaltmak mümkündür.

Kalkınma için itici bir güç olan kültürümüzün gücünün korunması ve memleketimizin iç dinamiklerinin harekete geçirilmesi için, konuyla ilgili tüm hizmetlerin tek elden ve koordineli yürütülmesi gerektiği açıktır. Kültürümüzü tanıtamazsak, kültür, yaşanan bölgeyle sınırlı kalır ve zamanla unutulmaya, yok olmaya yüz tutar. Kültürümüzün ve kültür unsurlarımızın yaşatılması, korunması, geliştirilmesi ve tanıtılması, sağlam bir kültür politikası oluşturmayı zarurî kılmaktadır; bu, ancak ekonomik, finansal güçle gerçekleşebilecektir.

Kültür ve turizm olgularının iç içe geçtiği turistik bölgelerde kültür varlıklarının daha iyi korunduğu ve bu bölgelerde, bölge halkının sosyokültürel ve ekonomik durumunun daha iyi olduğu gözlenmektedir. Pamukkale, Karahayıt, Safranbolu, Ürgüp, bu gerçeğin yaşanan en bariz örneklerindendir.

Söz konusu tasarıyla, devletin görevlerinin ve kamusal sorumluluklarının azaltılması değil, aksine, görevlerin ve kamusal sorumlulukların daha etkin ve verimli bir şekilde sunulması ve ortak geçmişleriyle Türk kültürünü yaratan, dünyanın en köklü ve en birikimli kültür coğrafyasını, dünya milletler ailesine turizm aracılığıyla tanıtmak amaçlanmıştır. Yoksa, kültür değerlerimizi ve tabiat varlıklarımızı pazara çıkarmak gibi bir düşünce, millî harsa sahip bir vatanseverin aklına bile gelebilecek bir şey değildir.

Ülkemizin kalkınması, ekonomik ve sosyokültürel kalkınmanın beraber uyumuyla mümkündür. Kültür, bir millete benlik ve şahsiyet kazandıran, maddî ve manevî varlıklar ve değerler bütünüdür. Turizmse, kültürümüzü korumak, yaşatmak, değerlendirmek, yaymak ve tanıtmak için, ülkemizin halen içinde bulunduğu ekonomik buhran döneminde çok büyük gelir sağlayan önemli bir araçtır. Günümüzde, bırakın verimsizliği, son derece başarılı, dünya çapındaki şirketlerde bile birleşmeler görülmektedir. Birlikten kuvvet doğar. Söz konusu bakanlıkların, kendi işlevleriyle ilgili ana yapı korunarak milletimizin âli menfaatlarının tahakkuku için tek bir merkezde koordinasyonu, sayılamayacak derecede büyük faydalar getirecektir.

Devletin görev ve kamusal sorumluluklarının azaltılması iddiası: 1981-1989 yılları arasında yaşanan, başarısızlıkla sonuçlanmış Kültür ve Turizm Bakanlığı deneyimi; kültürün sadece turizm açısından pazarlanabilir bir ürün olarak görüldüğü veya kültürü turizmde kullanılan bir hammadde olarak gördüğümüz, iki bakanlık birleştiğinde kadrolaşma iddiası ve ithamlarıyla karşı karşıyayız; kesinlikle yanlıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Eyiceoğlu, size 1 dakika eksüre veriyorum; lütfen, konuşmanızı tamamlar mısınız.

MUSTAFA EYİCEOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; devlet adamlarının kendi milletlerine yalan söyleme hakkı yoktur. "Kültür elden gidiyor, kültürümüz pazara çıkarılmak isteniyor; bu iki bakanlık birleşirse, turizm, kültürün önüne geçer, kültürümüz yok olacak" ve benzeri şeyler söyleyerek vaveylalar kopartılıyor. Bu millet, millî kültür hassasiyeti taşıyan gerçek vatanseverleri tanır ve değerlendirir.

Değerli arkadaşlarım, hükümet olmak, Türkiye'nin meselelerine sahip çıkmak büyük sorumluluk taşıyan bir iştir. Biz, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı olarak, taşıdığımız bu sorumluluğun gereğini millet önünde, tarih önünde mesuliyetimizi yerine getirmek için, devletin görev ve kamusal sorumluluklarının layıkıyla yerine getirilmesinin önünde engel gibi duran hantal bürokrasi ve kamu yönetiminin yeniden yapılanmasını sağlayacak olan kanunları çıkarmaya çalışıyoruz. Muhalefetin sürekli olarak AK Partiye yönelik ağır eleştiri ve polemikleri siyasî istismardan başka bir mana ifade etmiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Eyiceoğlu, lütfen, konuşmanızı tamamlar mısınız efendim.

MUSTAFA EYİCEOĞLU (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.

Bu millet, sömürü yaparak siyaset yapmaya çalışanların istismarını öteden beri görüyor. İnsaf perdesini parçalayan bu ağır siyaset ve siyasî sömürü, AK Parti açısından, mücadeleyi zorunlu, aciz ve kaçınılmaz kılmaktadır.

Yapılması tasarlanan düzenlemeler ülkemiz için iyi olacak, insanımız için iyi olacak, bizi biz yapan öz değerimiz, kültürümüz için iyi olacak, turizmimiz için iyi olacak diyor, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Eyiceoğlu.

Sayın milletvekilleri, şahsı adına, Isparta Milletvekili Sayın Mevlüt Coşkuner; buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

MEVLÜT COŞKUNER (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vaktim dar olduğu için, tasarının şeklini şemalini konuşmayacağım; zaten, bunun da önemi kalmadı. O nedenle, ben, Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, burada, milletvekilliğimin ne anlama geldiğini düşünmek durumunda kaldım. Oysa ki, burada konuşmanın da bir anlamı yok. Dün yapılan da buydu. Burada, milletvekili 5 dakika konuşuyor ve bakan da 20 dakika konuşuyor; milletvekili, seçmenine "selam" diyor, bakan da kendi düşüncelerini aktarma gayreti içinde. Oysaki, bugün, bunun tersini yaşıyoruz. Milletvekili, kendi katkısını yapamıyor ve herkes de, kendi düşüncesinin ötesinde, birilerinin söylevine uymak durumunda kalıyor.

Değerli dostlarım, bu tasarıyı konuşmanın bir anlamı kalmadı dedim. Neden; çünkü, bu tasarı başında kabul edildi, bizim katkı yapma gibi bir şansımız ortadan kalktı. Oysaki, ben, bugün, burada, turizmden ne anlıyorum, kültürden ne anlıyorum, bu konuda katkılarım ne olur, onu anlatmaya çalışacaktım; ama, değerli konuşmacılar, burada, Sayın Genel Başkanımızın, seçim bildirgelerinde, seçim mitinginde söylediği sözleri hatırlattılar. Elbette ki, biz, bakan sayısının düşürülmesini istiyoruz; ama, buradan, kültüre, turizme karşı olduğumuz anlaşılmasın. Biz, kültüre karşı değiliz, turizme karşı değiliz, ikisinin de ayrı ayrı değer olduğu ve kendi işlevlerini ayrı ayrı yapmasının gerekliliği ve Türkiye'nin sosyoekonomik yapısının, konumunun da bunu gerektirdiği inancındaydık. O nedenle, öncelikle, millî kültür kavramı yerine, insanlığın doğuşundan bugüne uygarlığımızın gelişmesinin, evrensel insanî değerlerimizin oluşmasında katkıda bulunan bütün değerleri, insanlığın ortak mirası olarak görmekteyiz. Kültür kavramında, bu çerçevede meselelere bakmak istiyoruz.

Oldukça zengin bir kültürel mirasımız var. Tarihî ve kültürel değerlerimizi, Atatürk'ün belirttiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırmak hedefiyle iç içe düşünmekteyiz. Ortak mirasımız, Rousseu'dan, Dostoyevski'den, Beethooven'dan, Ömer Hayyam'dan Farabî'ye, Fuzuli'den Nazım'a, Mevlânâ'dan Yunus Emre'ye kadar tüm evrensel değerlerimize sahip çıkmak istiyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bunları söylerken, ne yazık ki, huzurunuzda Nazımını vatandaşlıktan çıkarmış bir devletin utancını yaşamaktayım. Oysaki, Dede Korkut'a UNESCO sahip çıkarken, Mevlânâ'nın penceresinden, başka ülkeler, bizim ülkemizi değerlendirirken, biz, işimize geleni değer sayıp, işimize gelmeyeni elimizin ucuyla itmek durumunda kalmışız.

HASAN ANGI (Konya) - Kim çıkarmış vatandaşlıktan?!.

MEVLÜT COŞKUNER (Devamla) - Sana da cevap veririm. Ben, öğretmenimden öğütlüyüm; taşın arkasından gitmem, taş atana da cevap vermem. Sana da, istersen, şöyle bir cevap vereyim:

Anadolu'da bir köy

Köyün içinde bir ev

Evin içinde bir adam

Adamın içinde şeytan

Kezban... Kezban. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli dostlarım, Anadolumuz uygarlık beşiğidir. Sümerlerden Ligyalılara, Helen'den Bizans İmparatorluğunun Uyguruna ve Selçukluya, Osmanlıdan Türkiyemize kadar birçok uygarlığa ev sahipliği yapmışız. Şair Arif de bunu şöyle söylüyor:

"Beşikler vermişim Nuh'a

Salıncaklar, hamaklar,

Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır,

Anadolu'yum ben,

Tanıyor musun?"

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Coşkuner, 1 dakika eksüre veriyorum; lütfen, konuşmanızı tamamlar mısınız.

Buyurun efendim.

MEVLÜT COŞKUNER (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Evet, düşüncelerimizi tam anlatamıyoruz. Ben, Sayın Başkanımdan o 1 dakikayı 2-3 dakika yapmasını istiyorum.

MUHARREM CANDAN (Konya) - O biliyor...

MEVLÜT COŞKUNER (Devamla) - O zaman, burada konuşmak için, uzatmak için, bakan mı olmak gerekiyor?! (CHP sıralarından alkışlar) Özgür irademizi aktarmamızdan korkuyor musunuz?

Değerli milletvekilleri, 1 dakikalık süre içerisinde anlatacaklarımı tamamlayamayacağım; o nedenle, şöyle söyleyeceğim: Elbette ki, turizmin canlanmasını istiyoruz; elbette ki, kültürümüzün yaşamasını istiyoruz; ama, bu, iç içe bakanlıklarla olmayacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Hocam.

MEVLÜT COŞKUNER (Devamla) - Sözlerimi şöyle tamamlamak istiyorum değerli dostlarım: Bir gün Nasrettin Hoca kıra çıkar. Orada kuşa benzer bir hayvan görür. "Bu, kuş olmaya kuş, ama, böyle kuş olmaz" der ve arkadaşlarıyla beraber o varlığı yakalar. Biraz gagasından keser, biraz ayaklarından keser, biraz da kanatlarından keser ve sonunda şöyle söyler: "Hah, şimdi kuşa benzedi."

Sizin yaptığınız da kuşa benzer; çünkü, bu evliliği yaptınız, doğacak çocuğa bakacağız nasıl doğacak diye. O nedenle, siz, kuş ve deveyi yan yana getirerek devekuşu yapmak istiyorsunuz. Bunu kim söylemişse doğru söylemiş. Dolayısıyla, oluşturmayı düşündüğünüz yeni bakanlık ise, devekuşu misali, tam hakkıyla ne Turizm Bakanlığına, turizm anlayışına ne de Kültür Bakanlığına, kültür anlayışına yaraşacaktır; çünkü, ikisini birleştirdiğimiz zaman birbirlerinin kurdu olacaklardır ve birbirlerini yiyeceklerdir.

Beni dinlediğiniz için, hepinize saygılarımı ve sevgilerimi iletiyorum. Sağ olun, var olun. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Coşkuner.

Şahsı adına ikinci söz, Sinop Milletvekili Engin Altay'a aittir.

Sayın Altay, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

ENGİN ALTAY (Sinop) - Sayın Başkan, değerli mesai arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu bardağın yarısına kadar suyu koydunuz, üstüne zeytinyağını koyuyorsunuz, çalkalayıp duruyorsunuz. Bu karışım gerçekleşmez, işin doğasına aykırıdır; bunu, peşinen dikkatinize sunuyorum.

Biraz önce, Sayın Grup Başkanvekilim konuşurken, iktidar sıralarındaki tavır -içtenlikle söylüyorum- oturduğum yerde beni ürkütmüştür, beni korkutmuştur.

AHMET YENİ (Samsun) - Korkma, hiç korkma.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Yani, o anlamda korkmayız; o, ayrı bir şey. Ancak, bizim Sinop'ta bir Bektaşağa Meydanı vardır; burası, Bektaşağa Meydanı değildir. Bu kürsü, hak kürsüsüdür. Herkes, kimseye hakaret etmemek kaydıyla bu kürsüyü özgürce kullanacaktır.

RESUL TOSUN (Tokat) - Doğru söylüyorsun.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Sizlerin de bu konuda tahammül göstermeniz gerekir. Anlıyorum ki, birçoğunuz, geçmişte, Meclis TV'yi pek izlememiş. Yine anlıyorum ki, birçoğunuz, siyasetten epeyce uzakta, başka şeylerle iştigal etmişsiniz.

MEHMET SOYDAN (Hatay) - Hakaret ediyorsun...

ENGİN ALTAY (Devamla) - Şayet, siyasetle bir parça ilgilenmiş olsaydınız, bu Parlamentoyu bir parça takip etmiş olsaydınız ya da Meclis Başkanı Sayın Bülent Arınç'ın size geçenlerde yapmış olduğu tavsiyeye uysaydınız ve eski tutanaklara bir parça göz atsaydınız, bu, biraz önce yaşanan ve benzeri olaylar burada cereyan etmezdi diye düşünüyorum.

RESUL TOSUN (Tokat) - Sadede gel, sadede...

ENGİN ALTAY (Devamla) - Arkadaşlar, bakın, burada İçtüzük var. Burada, 157 ve 160 ıncı maddeler var.

BAŞKAN - Sayın Hatip, müsaade eder misiniz...

ENGİN ALTAY (Devamla) - Sayın Başkan, ben, bu kürsüye ne zaman çıkarsam, iktidar sıralarından...

RESUL TOSUN (Tokat) - Sadede gel, sadede...

BAŞKAN - Sayın Altay, müsaade eder misiniz.

Karşılıklı konuşma şeklinde değil; yani, konuyla ilgili olarak görüşlerinizi beyan ediniz ve herhangi bir grubu da, şunu veya bunu okumakla, okumamakla veya başka şeylerle lütfen eleştirmeyiniz.

Lütfen, konuyla ilgili konuşmanızı yapınız.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Sayın Başkan, ben yaşadığım fiilî durumu arz ediyorum.

İktidar milletvekilleri, İçtüzüğün -alışkınsınız da İçtüzük değiştirmeye- 157 ile 160 ncı maddelerini de değiştirin ya da onun gereğine göre hareket edilsin diye düşünüyorum.

MEHMET SOYDAN (Hatay) - Onu, biz biliriz.

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen, hatibe müdahale etmeyiniz.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Şimdi, bu Parlamentonun eski bir başkanvekili, bize bir olay nakletti. Fransa'da Paris Havaalanına gider, taksiciye "çek Meclise" derseniz, taksici size sorar "hangi meclis; ticaret meclisi mi, sanayi odası mı, şehir meclisi mi?" Ancak, Ankara'da, Esenboğa'da ya da AŞTİ'de bir taksiye biner, taksiciye "çek Meclise" derseniz, taksici direkt Türkiye Büyük Millet Meclisine çeker. Ülkemizde, Parlamento bu kadar büyük bir değeri ve önemi haizdir; gelin, hep beraber bu değeri ve önemi koruyalım.

Değerli milletvekilleri, şu tasarı, sekiz bölümdür. Hadi, bir temel kanun meselesi getirdiniz; ama, elinsaf, sekiz bölümlük tasarıyı da, burada, beş bölüme düşürdünüz. Şimdi, kafama şu takılıyor; yani, bu komisyonda mı bir hata var, yoksa -Sayın Fatsa'yı da pek severim- AKP Grup yönetiminde mi bir hata var? Böyle şey olmaz değerli arkadaşlarım.

Şimdi, birleşmenin çeşitli gerekçeleri olabilir. İddiayla söylüyoruz, bu birleşmenin temel gerekçelerinden biri, kadrolaşmadır. (AK Parti sıralarından "Allah, Allah!.." sesleri)

Sayın Başbakan geçenlerde basına bir mülakat verirken "efendim, biz uzaydan mı adam getiriyoruz da, koyuyoruz" diyor. Yani, görevden aldıklarınız, görevini değiştirdikleriniz, tenzili rütbe yaptığınız adamlar uzaydan mı geldi de, onları değiştiriyorsunuz; bunu sorarlar adama, böyle şey olmaz.

Kant demiş ki: "Dünyanın en güç işi, bir şeyin nasıl yapılacağını bilirken, başkalarının nasıl yapamadığını, ses çıkarmadan seyretmektir, izlemektir." Maalesef, siz, bizi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunu, dünyanın bu en güç işiyle baş başa bıraktınız.

Değerli arkadaşlar, şimdi, Kültür Bakanlığı ile Turizm Bakanlığını birleştirmeye çalışıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ENGİN ALTAY (Devamla) - Sayın Başkan, ben de müsamahanızı rica ediyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bakın, aynen okuyorum, kültür şudur: "Bir insan toplumunun, devlet hayatında, fikir hayatında, yani ilimde, toplum biliminde ve güzel sanatlarda, ekonomik hayatta, yani tarımda, sanatta, ticarette, ulaştırmada yapabildiği şeylerin ortak sonucudur. Kültür, bir değerler bütünüdür." Bunu niye söyledim, biraz sonra oraya geleceğim.

Hizmetler, ekonomik bakışla üç türde ifade edilir: Kamusal hizmetler vardır, yarı kamusal hizmetler vardır, kamusal olmayan hizmetler vardır. Sürem kısa olduğu için, burayı biraz hızlı geçiyorum.

Değerli arkadaşlar, kültür gibi, eğitim gibi, adalet gibi, sağlık gibi iş, işlem ve hizmetler kamusal hizmetlerdir; ancak, turizm, sanayi, ticaret vesaire, bunlar yarı kamusaldır; ikisi çok ayrı hadisedir, bunları birleştirmek akla da, mantığa da, bilme de sığmaz. Kültür, bir ülkenin tarihî kalıtıdır, birikimidir, teslim alınan mirasın gelecek kuşaklara devri gibi, ulusal ve uluslararası bir sorumluluğu ifade eder. (AK Parti sıralarından alkışlar [!])

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Altay...

ENGİN ALTAY (Devamla) - Sayın Başkan, herkese verdiğiniz ikinci 1 dakikayı bana da vermenizi bekliyorum.

BAŞKAN - Sayın Altay, size, son defa olarak, 1 dakikalık eksüre veriyorum; lütfen, konuşmanızı tamamlayınız.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Değerli milletvekilleri, turizm ise, büyük çapta ticarî bir hadisedir, mal ve hizmet üretimi, alımı, satımıdır. Bir ulusun ulus olabilmesi için, kültürel kimliğini, kültürel benliğini kaybetmemesi, aksine, sürekli bir şekilde koruması mecburiyeti vardır. Kültürün çok tanınması önemli değil; ancak, korunması çok önemlidir. Bu sebeple, daha yolun başındayken, bu yanlıştan dönülmesini rica ediyorum. Kamu hizmeti öyle bir faaliyettir ki, bazen maliyeti faydasını aşıyor olsa bile, bundan vazgeçemezsiniz, bundan cayamazsınız; ülkenin bekası, esenliği, güvenliği, geleceği bununla direkt ilgilidir, maliyeti düşünerek bu konuda tasarrufa gidemezsiniz; ancak, siz, faydayı tercih ederseniz bu fikirden vazgeçersiniz. Maliyeti tercih ediyorsanız, benim, size başka bir önerim var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bakın, turizmin bir amacı vardır. (AK Parti sıralarından alkışlar [!])

NAİL KAMACI (Antalya) - Arkadaşlar niye alkışlıyorlar ki!..

ENGİN ALTAY (Devamla) - Spor için turizm yapılır, sağlık için turizm yapılır. (AK Parti sıralarından alkışlar [!]) O zaman Ormanı, Turizmi, Sağlığı hepsini birleştirin, daha büyük bir bakanlık yaparsınız... (CHP sıralarından "Duyamıyoruz" sesleri)

BAŞKAN - Arkadaşlar...

Sayın Altay, teşekkür ediyorum.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Sayın Köşdere'nin söylediği gibi... (AK Parti sıralarından alkışlar [!])

BAŞKAN - Sayın Altay, teşekkür ediyorum. Lütfen...

ENGİN ALTAY (Devamla) - ...siz, beyaz bir sayfa açmıyorsunuz; siz, mevcut olan defteri yırtıyorsunuz, mevcut olan defteri parçalıyorsunuz... (AK Parti sıralarından alkışlar [!])

BAŞKAN - Arkadaşlar...

ENGİN ALTAY (Devamla) - Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Sayın milletvekilleri, dördüncü bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi, dördüncü bölümü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Beşinci bölüm üzerindeki görüşmelere başlıyoruz.

Beşinci bölüm, 31 ilâ 40 ıncı maddeleri kapsamaktadır.

Beşinci bölüm üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü; Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan; şahısları adına Mersin Milletvekili Hüseyin Özcan, Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu ve Ordu Milletvekili Cemal Uysal'ın söz talepleri vardır.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü konuşacaklardır.

Sayın Tütüncü, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Yüce Meclisin değerli milletvekilleri, hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Aslında, bir yığınak hatası yapılmakta; İsmet Paşanın deyimiyle bir yığınak hatası yapılmakta. Rahmetli İsmet Paşa, deneme yanılma yöntemiyle Osmanlı İmparatorluğunun o çöküş döneminde bir gerçeği yakalamış. Eğer yığınakta bir yanlış yapılırsa, yani, muharebe öncesinde, harekât öncesinde yığınak hatası yapılırsa, o yığınak hatasının tahribatını, yanlışını, sakıncalarını muharebenin sonuna kadar, harekâtın sonuna kadar ortadan kaldırmak mümkün değil. İsmet Paşa, bu yığınak yanlışıyla, yığınak hatasıyla, stratejik yanlışın önemine işaret etmek istemiş.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada, bir yığınak hatası, bir stratejik hata yapılmaktadır iki bakanlığın birleştirilmesiyle. Kültür Bakanlığının, Turizm Bakanlığı içinde eritilmesiyle, bir stratejik hata, stratejik yanlış yapılmaktadır; bunu, dikkatlerinize sunmak istiyorum.

Bilindiği gibi, Türkiye, uluslaşma sürecini tamamlayamadan, 1950'li yıllardan itibaren, hem içten hem de dıştan olumsuz siyasî ve ideolojik saldırılara maruz kaldı. Bu saldırıların öncelikli hedefi, oluşum sürecindeki ulus devleti ve onun anlayışını, onun yurttaşlık bilincini sarsmak ve yıpratmaktı.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söz konusu değerler, ne yazık ki, belli ölçüde yıpratılmış durumdadır. Türkiye, ulus devlet anlayışıyla, onun yurttaşlık bilincinde meydana gelen tahribatı, Avrupa Birliği standartlarını esas alarak, yeni bir anlayışla onarmak zorundadır; çünkü, küreselleşme sürecinde, dünya genelinde kimi yeni haklar, yeni olanaklar ve talepler ortaya çıkmaktadır. Ne var ki, anılan yeni olanaklar, haklar ve talepler ile ulus devletin gerektirdiği görevler, sorumluluklar arasında uyumsuzluklar, hatta sürtüşmeler meydana gelmeye başlamıştır. Bu bağlamda, örneğin, farklı etnik grupların kendi alt kimliklerini ve kültürlerini geliştirmeye yönelik işlemleri, istemleri giderek yükselmektedir. Geniş halk yığınlarının daha özgür ve daha eşitlikçi bir dünyada, daha temiz bir doğada, daha yüksek yaşam standartlarında yaşama özlemleri ve iddiaları her geçen gün artmaktadır.

Uluslaşma sürecini 19 uncu Yüzyılda tamamlamış olan gelişmiş ülkelerde, söz konusu değişim sürecinde ortaya çıkan uyumsuzlukların sorun yaratmadan aşılmakta olduğu gözlenmektedir. Ne var ki, söz konusu olgular, esasen, zayıflamış ulusçuluk bilincinin yarattığı kargaşa ortamında, mevcut ekonomik ve toplumsal sıkıntılarla bir arada, özellikle, Türkiye'nin sorunlarını daha da ağırlaştırmaya başlamıştır.

Türkiye'de siyasetin önündeki en önemli mesele, kanımızca, böylesine karmaşık ve güç koşullar içinde Türkiye'nin, esenliğe nasıl çıkarılabileceğinin gösterilmesi, halka inandırılması ve gereğinin yerine getirilmesidir. Bunun yolunun, öncelikle, kültürün yeni bir anlayışla ele alınmasından, kültürel gelişmenin ve düşünce üretiminin önünün açılmasından geçtiğine inanmaktayız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; neden inanmaktayız; çünkü, kültür, bir toplumun yaşam ve doğa karşısında ortaya koyduğu tavır ve davranışlarla, bunların belirlediği düşünsel, maddî ve manevî değerler bütünüdür. Bu bütünün içinde din, dil, tarih, edebiyat, folklor, musikî, mimarî, plastik sanatlar, sahne sanatları, sinema gibi değerler ön plana çıkmaktadır. Bu çerçevede kültürü, toplumun üzerinde yükseldiği, beslediği ve toplumun beslendiği muhteşem bir temel taşı olarak düşünmeliyiz. Toplumu ayakta tutan ve onun gelişmesini sağlayan söz konusu düşünsel maddî ve manevî değerler, süreklilik içerisinde değişim ve gelişim halindedir. Bugün, kültürün önemi açısından tartışılmayan bir gerçek şudur: Eğer, bir toplumda kültürel gelişme ve düşünce üretimi yeterli değilse, o toplumun bilgi ve teknoloji üretiminde ilerlemesi kesinlikle mümkün değildir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kültürel ve düşünsel üretimde gelişme esastır. Bu gelişme, uzun zaman sürecinde, gözle görülemeyen, pek fark edilemeyen; ama, süreklilik arz eden, sayısız ve üst üste binen değişimler sonucunda olur ve bu gelişmenin dinamosu, bu gelişmenin özü, insan ve yaratma edimidir, insan ve yaratma melekesidir. İnsan, yaratma edimini; insan, yaratma melekesini kullanarak, kendini belirleyen; yani, tamamen insansal olan bir yapıt ya da bir sanat eseri meydana getiriyor. Yaratma edimi, yani, melekesi sürecinde, insan, kendi sınırlarını, hatta, evrenin boyutlarını aşıyor, evrenin değerlerini çoğaltıyor ve büyütüyor ve böylece, sonuçta, her insan, kendisinde, evrenin bir boyutunu yansıtmaya çalışıyor. İşte, bu nedenle, insan, evrende yaratılmış en yüce varlıktır; işte, bu nedenle, Ahi şeyhi Şeyh Edebali "Ey oğul, insanı yaşat ki, devlet yaşasın" demiştir; işte, bu nedenle, Hacı Bektaş Veli "benim Kâbem insandır" demiştir; yine, işte, bu nedenle, Hacı Bektaş Veli "düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu" demiştir; işte, bu nedenle, Yunus Emre "Bir kez gönül yıktın ise/ Bu kıldığın namaz değil/ Yetmişiki millet dahi/ Elin, yüzün yumaz değil" demiştir. (Alkışlar)

İşte, bu nedenle -yani, insan en yüce varlık olduğu için- yine, Yunus Emre "Çalış, kazan, ye, yedir/ Bir gönül ele getir/ Bin Kâbe'den yeğrektir/ Bir gönül ziyareti" demiştir. İşte, bu nedenle, Şeyh Galip, insanı, âlemin özü, yaradılışın gözbebeği olarak kabul etmiştir.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; değindiğim bu dizeler, Anadolu hümanizmasının insan, sevgi ve bilgi odaklı düşünce akımının özünü yansıtmaktadır ve bu öz, Anadolu ve Rumeli İslamiyet yorumunu oluşturmuştur. Şimdi, bu gerçeğin ışığı altında insanı nasıl yücelteceğiz, insandaki yaratma edimini nasıl besleyeceğiz, nasıl destekleyeceğiz; kültürel üretimi ve düşünsel üretimi desteklemekle, geliştirmekle, çağdaşlaşmakla, çağdaşlaştırmakla. Bunun yolu ise, turizm hizmetini daha iyi pazarlamak için Kültür Bakanlığını Turizm Bakanlığı içinde eritmek değildir; aksine, kültürü, tüm değerleriyle, yeni bir anlayışla ele almak, çağdaş, kültürel gelişmenin ve düşünce üretiminin önünü açmaktır.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; bu duygu ve düşüncelerle sizleri bir daha düşünmeye davet ediyorum. Eğer, insan, evrende yaratılmış en yüce varlıksa, Kültür Bakanlığına Türkiye'de her zamankinden daha fazla, her zamankinden daha fazla, her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.

Hepinizi en iyi dileklerimle, sevgiyle, saygıyla selamlarım. (Alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Tütüncü, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına, Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Avni Doğan; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 112 sıra sayılı Kültür ve Turizm Bakanlıklarının birleştirilmesiyle ilgili kanun tasarısı üzerinde Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; sözlerime başlamadan hepinizi saygıyla selamlarım.

Değerli arkadaşlar, yıllardır Türkiye'de bütün partilerin, bütün sivil toplum örgütlerinin konuştuğu bir şey var. Türkiye'de bakanlık sayısının çok fazla olduğu hep söylenir, hatta bugüne kadar bütün partiler, seçim beyannamelerine, bakanlık sayısını azaltacaklarına dair çok kesin ifadeler koyarlar; ama, seçimden sonra bu sözlerini bir türlü tutmazlar. Adalet ve Kalkınma Partisi, verdiği sözlerin hepsini tutan bir parti olarak, seçim beyannamesine koyduğu bu vaadi şimdi yerine getiriyor.

Şimdi "bakanlık sayısının azaltılmasına Kültür Bakanlığından mı başlanmalıydı" dedi CHP'li bir arkadaş. Günaydın; arkadaşım, bakanlık sayısı zaten azaltıldı. Zaten, 36'dan 22'ye indirildi; şimdi, son iki hareket yapılıyor ve Kültür ve Turizm Bakanlıkları birleştiriliyor. Bunu yaparken de, sizin düşündüğünüz gibi, ne Kültür küçültülüyor ne Turizm küçültülüyor; ikisi de büyültülüyor, aksine, devlet küçültülüyor, devletin hantal yapısı küçültülüyor; bizim yaptığımız şey bu.

Bakın, Adalet ve Kalkınma Partisini eleştirirken, klasik siyaset anlayışından, o, her zaman alışılagelen siyasî perspektiften bakarsanız ne Türkiye'yi bir yere götürürsünüz ne de bizi anlayabilirsiniz, bizi anlamakta güçlük çekersiniz. Bizi eleştirirken, değişen dünyaya bakın, küreselleşen dünyaya bakın. Görürsünüz ki, Adalet ve Kalkınma Partisi, değişen dünyada, küreselleşen dünyada Türk Milletinin nefsi müdafaasını yapıyor, Türk Milletinin ayakta kalmasının yollarını arıyor, onu buluyor.

Değerli arkadaşlar, bakanlık sayısı, Türkiye'de sunî olarak çoğaltıldı zaten; koalisyon ortaklarına bakanlık bulmak için çoğaltıldı, küskün milletvekillerine bir makam hediye etmek için çoğaltıldı. Hatırlarsınız, bir parti genel başkanı, CHP Genel Başkanı Ecevit "bana kumar borcu olmayan 10 milletvekili lazım" demişti. Sonra, o 10 milletvekilini buldu, 10 tane bakanlık verdi Güneş Motel'de. Bakanlık sayısı böyle çoğaltıldı. Biz, bunu, tabiî olan yerine çekiyoruz, çağdaş olan noktasına çekiliyor.

Bakın, şu olabilir; Kültür Bakanlığı ile Turizm Bakanlığı mı birleştirilmeliydi, bu eleştirilebilir. Bu eleştiriyi yapmak, her zaman, sizin hakkınız. Demokrasilerin muhalefete ihtiyacı var. Esasen, iktidarların, muhalefetlerin eleştirilerini de çok ciddî dinlemeye ihtiyaçları var. Yani, siz, bizi çok ciddî eleştireceksiniz, biz de, sizi dinleyeceğiz, faydalı bulduklarımızı uygulamaya çalışacağız; bu, zaruret, bu, demokrasinin gereği; ama, bakın, eleştiri nedir; eleştiri, analitik düşünmedir, bir konunun, bir fikrin analizini iyi yapıp, iyi yanlarını, kötü yanlarını ortaya koymaktır. Eleştiri, her zaman kötüyü ortaya koymak değil; eleştiri, yapılan her şeye bahane bulmak değil. Eğer, analitik düşünmüyorsanız, ister sağcı olun ister solcu olun, aynı kamptasınız. Türkiye'nin ihtiyacı, analitik düşünme.

Biz, açık söylüyoruz, sizin eleştirilerinizi dinleyeceğiz; ama, eleştiriyor musunuz?! Siz, akşam gidince yatın bir düşünün; yani, şu ne demek arkadaşlar allahaşkına "sizi ikaz ediyorum; biz, Meclisi açık tutmaya çalışıyoruz." Bu, eleştiri mi; bu, eleştiri değil. Bu, olsa olsa Türkiye'deki demokrasi düşmanlarına, demokrasiye ara vermek isteyenlere cephane üretmektir. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Şimdi, hep, "cek", "cak"ların arkasına saklanarak eleştiri olmaz. "Efendim, turizmi öldüreceksiniz." Neresinde yazıyor turizmi öldüreceğimiz? Neye dayanarak söylüyorsunuz? "Efendim, kadrolaşacaksınız. Bu iki bakanlık birleşince kadrolaşacaksınız." Peki, Millî Eğitim Bakanlığı ile Kültür Bakanlığını birleştirirsek kadrolaşmayacak mıyız?!

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Her zaman kadrolaşıyorsunuz!

AVNİ DOĞAN (Devamla) - Şimdi, "kadrolaşacaksınız" derken, CHP'nin hükümet olduğu yılları biliyoruz. Gerçi, CHP'nin kuvvetli bir muhalefet geleneği var, 50 yıldır tek başına iktidar olmadı, bu kafayla olamaz da. (AK Parti sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Kendine bak sen!

OĞUZ OYAN (İzmir) - Lütfen, uyarır mısınız...

AVNİ DOĞAN (Devamla) - Şimdi, biz, sizden fazla ne yaptık? Siz hükümet olduğunuz dönemlerde hangi müsteşarı yerinde koydunuz, hangi genel müdürü yerinde koydunuz, hangi millî eğitim müdürünü yerinde koydunuz?

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, lütfen, hatibi uyarırın.

AVNİ DOĞAN (Devamla) - Bakın, açık ve net söylüyorum...

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, lütfen, uyarır mısınız hatibi...

AVNİ DOĞAN (Devamla) - ...bundan önceki hükümetlerden, kadrolaşma açısından, bir, fazla yapmayacağız; iki, az yapacağız.

OĞUZ OYAN (İzmir) - Hatibi saygıya ve terbiyeye davet edin Sayın Başkan.

AVNİ DOĞAN (Devamla) - Şimdi, başka ne diyorsunuz?..

BAŞKAN - Sayın Doğan...

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, özür dilemesi gerekir. Lütfen...

BAŞKAN - Bir dakika...

AVNİ DOĞAN (Devamla) - Efendim, kadrolaşacaksınız...

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Bu insanlara yakışmıyorsunuz.

AVNİ DOĞAN (Devamla) - ...millî kültürü ortadan kaldıracaksınız; bu itham. Bakın, bu duyarlılığınıza gerçekten çok seviniyoruz. Eğer, bu ülkede, CHP, millî kültürün ortadan kaldırılmasına karşı tavır almışsa, bu ülke kurtulur.

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Hadi oradan!..

AVNİ DOĞAN (Devamla) - Tebrik ediyorum sizi. (AK Parti sıralarından alkışlar)

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Hadi oradan!.. Sen, Cumhuriyet Halk Partisinin ne anlama geldiğini bilmezsin; bu ülkeyi kurmuştur Cumhuriyet Halk Partisi.

AVNİ DOĞAN (Devamla) - Efendim, bakın, burada insanlar ne konuştuğunu iyi bilmeli. Bir CHP milletvekilinin konuştuğu...

OSMAN ÖZCAN (Antalya) - Ortalığı karıştırma!..

AVNİ DOĞAN (Devamla) - ...heykelleri topla, tüfekle ortadan kaldıracaksınız. Bir CHP milletvekili konuşuyor. Bakın, açık söylüyorum, AK Partinin topu da yok tüfeği de yok, AK Parti İttihat ve Terakki geleneğinden de gelmiyor, o gelenekten gelenlere saygısı da yok. (AK Parti sıralarından alkışlar) AK Parti, Türkiye'ye, demokrasiyi yerleştirmeye çalışıyor. Kimse, bu Yüce Meclise topu tüfeği, kendi sanrılarını taşımasın. Bu, muhalefet değil arkadaşlar... Bu, muhalefet değil...

Birisi soruyor "efendim, hani muhafazakârdınız..." Yahu, bugün, siz o kadar muhafazakâr oldunuz ki, bize kala kala sosyal demokratlık kaldı. (AK Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Yani, bu ne muhafazakârlık, bu ne müthiş muhafazakârlık.

Değerli arkadaşlar, siz "cek", "cak"ların arkasına... "Caksınız, ceksiniz" diye konuşarak, böyle, şeyhliği bize verip, kerameti kendiniz göstermeyin. İrticaı bize verip, bu kürsüde âyeti, hadisi siz okumayın. Milletin manevî değerlerini istismar etmeyin. Buna devam ederseniz, bakın, 1950 yılından beri hiç iktidar görmediniz, bir elli yıl daha beklemek zorunda kalırsınız. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Ben, geçen dönem - siz burada yoktunuz- bu kürsüde, Atatürk'ün kurduğu partinin baraj altında kalmasından ıstırap duyduğumu söyledim.

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, yeter artık...

AVNİ DOĞAN (Devamla) - Bizi bir daha ıstıraba gark etmeyin. (CHP sıralarından gürültüler)

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Sen kendi partinden bahset; sana ne CHP'den?!

BAŞKAN - Avni Bey...

HASAN FEHMİ GÜNEŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, hatip hakaret ediyor...

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Dişimizle, tırnağımızla geldik Meclise biz.

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, lütfen müdahale edin.

BAŞKAN - Sayın Oyan...

HASAN FEHMİ GÜNEŞ (İstanbul) - Hakaret ediyor; siz ona göz yumuyorsunuz.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Sen, bu Gruba layık değilsin. Sen, AK Partiye layık değilsin.

HASAN FEHMİ GÜNEŞ (İstanbul) - Temiz bir dille, terbiyeli bir dille, edepli bir dille konuşmak zorundadır.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Bu Gruba layık değilsin.

HASAN FEHMİ GÜNEŞ (İstanbul) - Bir dakika dur! (AK Parti sıralarından alkışlar[!])

Terbiyesizlik ediyor, edepsizlik ediyor, hakaret ediyor ve siz ona göz yumuyorsunuz. Ayıp ediyorsunuz... Ayıp ediyorsunuz...

BAŞKAN - Sayın Güneş...

AVNİ DOĞAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, kimseye hakaret etmiyorum; söylediğim şeyler doğrudur ve arkasında duruyorum. (CHP sıralarından gürültüler)

OYA ARASLI (Ankara) - Nasıl yasa çıkarıyorsunuz; ona bakın.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Tahrikçisin sen, tahrikçi!

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Bir de sırıtıyorsun; şu haline baksana... Yazıklar olsun sana! Konuşma!

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Bu ne tahrikçilik!..

HASAN FEHMİ GÜNEŞ (İstanbul) - Hatip hakaret ediyor, terbiyesizlik ediyor...

BAŞKAN - Sayın Güneş...

AVNİ DOĞAN (Devamla) - Bu ülkede...

BAŞKAN - Sayın Doğan, müsaade eder misiniz.

Sayın Güneş, Sayın Oyan, tutanakları getirteceğim, inceleyeceğim...

OĞUZ OYAN (İzmir) - Ne tutanağı Sayın Başkan?!

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Yazıklar olsun sana! Şu haline bak...

AVNİ DOĞAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum sana, teşekkür ediyorum.

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, tutanaklara gerek yok; söylediği her şeyi kulaklarımızla duyduk.

BAŞKAN - Sayın Hocam, bir dakika... Gerektiği şekilde gerekeni yapacağız.

Sayın Doğan, konuşmanızı tamamlar mısınız. (CHP sıralarından gürültüler)

AVNİ DOĞAN (Devamla) - Arkadaşlar, bu ülkede her zaman iki zihniyet çarpışmıştır.

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Senin zihniyetin batsın!

AVNİ DOĞAN (Devamla) - Birisi "Keban Barajını yapacağım" der; öbürü "yaptırmam, elektriği toprağa mı vereceksiniz" der; bu, Türkiye'nin talihsizliğidir. Birisi "Boğaz Köprüsünü yapacağım" der; öbürü "yaptırmam" der. Birisi "satacağım" der; öbürü "sattırmam" der.

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Biz de bu ülkeyi size sattırmayacağız.

AVNİ DOĞAN (Devamla) - Arkadaşlar, yapmazsınız, yaptırmazsınız... Siz ne işe yararsınız allahaşkına?!

Hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar; CHP sıralarından gürültüler)

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Sen ne işe yararsın?!

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, söz istiyorum.

BAŞKAN - Sayın Hocam, tutanakları getirtiriyorum, birleşim içerisinde... (CHP sıralarından gürültüler)

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Sizin orada başka göreviniz ne?!

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Söylediklerini duymuyor musunuz?! Bu tahrikçinin ne işi var bu Mecliste?..

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, söylediğinin dakikasında uyardım sizi; ama, siz hiçbir şey yapmadınız; hiçbir şey gizli değil.

BAŞKAN - Sayın Oyan, tutanaklar gelsin, kesinlikle size söz hakkı vereceğim. Lütfen Hocam...

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Sayın Başkan, tarafsız olun lütfen.

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, söylediklerine gülüyorsunuz.

BAŞKAN - Sayın Başkanım... (CHP sıralarından gürültüler)

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, görevinizi yapmıyorsunuz; bu hatip hakaretler yaptığı zaman, uyarmanız lazımdı.

BAŞKAN - Sayın Başkanım...

OĞUZ OYAN (İzmir) - Burada tarafsız davranmıyorsunuz ve hatibin sözlerine gülüyorsunuz; böyle Başkanlık olmaz!

BAŞKAN - Sayın Başkan, bir dakika... Lütfen... Lütfen...

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Sayın Başkan, niye lütfen?!.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Onu partisi yargılasın, partisi!

BAŞKAN - Sayın milletvekilim, lütfen...

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Niye lütfen?!.

BAŞKAN - Tutanakları getirteceğim; eğer, hakaretamiz bir şey varsa, çağırıp, özür dileteceğim. Lütfen...

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Maşallahın var... Maşallahın var...

BAŞKAN - Sizin bu tavrınız ne oluyor şimdi?!

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Benim tavrım yerinde.

BAŞKAN - Öyle mi?!

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Evet. (AK Parti sıralarından "Ne bağırıyorsun" sesleri, gürültüler)

BAŞKAN - Sakin olun...

Sayın Oyan, tutanakları getirtip inceleyeceğim; söz hakkı vereceğim; lütfen, sakin olun.

Şahsı adına, Mersin Milletvekili Sayın Hüseyin Özcan; buyurun.

HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; biz, burada, iki bakanlığın birleştirilmesiyle ilgili kanun tasarısının üzerinde konuşuyorduk; maalesef, AKP'den bir arkadaşımız, Cumhuriyet Halk Partisi gibi, Kuvayı Milliyeden gelen, Atatürk'ün çağdaş anlayışında olan bir partiyi, neredeyse, ortaçağ karanlığı içerisinde, kendi kafasına göre yorumlamaya başladı. (CHP sıralarından alkışlar) Biz Atatürkçüyüz, biz, laikiz, çağdaşız, bağımsızız; gerçekten, laik bir Türkiye Cumhuriyetinin temsilcisiyiz, kurucusuyuz; gerici ve şeriatçı anlayışta hiçbir zaman olmadık, olamayız, onlara da karşıyız; o anlayışta olanların Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında da bulunmaması gerekir. (CHP sıralarından alkışlar; AK Parti sıralarından alkışlar[!])

Eğer, gerçekten, bu arkadaşımız Türkiye'yi seviyorsa, Türkiye'de yaşayan insanları seviyorsa, ayırımcılık yapmasın.

İSMAİL BİLEN (Manisa) - Sizden öğrendik.

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Evet, yapıyorsunuz; çünkü, mandacı anlayışı temsil eden bir anlayışla konuştu. (AK Parti sıralarından gürültüler)

AHMET YENİ (Samsun) - Olur mu öyle şey yahu!

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - O anlayışla konuştu. Ben, AKP'yi suçlamıyorum, o arkadaşın konuşmasını söylüyorum.

AHMET YENİ (Samsun) - Hakaret edemezsin!..

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Bizim kafamız yerindedir, çağdaştır, laiktir, Atatürkçüdür, bağımsızlıktan yanadır. Onun için, hiç kimsenin, bizi "kafaları yerinde değildir" diye suçlamaya hakkı yoktur. Bu Meclise, bu davranış, bu konuşma yakışmıyor. (CHP sıralarından alkışlar, AK Parti sıralarından alkışlar[!]) Bunu çok çirkin buluyorum.

AHMET RIZA ACAR (Aydın) - Bina okuyorsun, bina!..

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Bina değil.

Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, sosyal demokratlar olarak, çağdaş Atatürkçüler olarak Türkiye'nin geleceğiyiz. Onun için, lütfen, bırakın, Türkiye'yi daha güzele yönlendirmek için, uzlaşarak, yasaları birlikte çıkaralım diyoruz.

MUSTAFA DURU (Kayseri) - Halk biliyor, halk biliyor!..

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Oldubittiyle ülkeyi yönetemezsiniz, biz yaptık ettik anlayışıyla bu ülkeyi yönetemezsiniz; çünkü, yarın perişan oluruz; bu ülkeye yazık olur! (AK Parti sıralarından "tehdit etme" sesleri, gürültüler)

Hayır, biz tehdit etmiyoruz; ama, bu mantık, Atatürkçü anlayışa karşı çıkan mantık, gerçekten, Türkiye'yi, ülkeyi karanlığa götürür; biz, onu söylemek istiyoruz.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Kim karşı çıkıyor?

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - İşte biraz önce konuşan arkadaşımız.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Senin anlama kabiliyetin yok!

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Kimin anlama kabiliyetinin noksan olduğunu gördük ve yaşadık; kayıtlardan çıkacaktır.

BURHAN KILIÇ (Antalya) - Sataşma var Sayın Başkan.

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Hayır, biz, kimseye sataşmıyoruz, bize sataşanlara cevap veriyoruz. Biz, onun için, hiçbir zaman çekinmiyoruz, Atatürkçüyüz diyoruz, çağdaşız diyoruz. Türkiye'nin kuruluşunda emeğimiz var, alın terimiz var; hep birlikte, bu bağımsızlık savaşını vererek, Türkiye'yi özgür ülkeler katarına katmışız.

Biz, her zaman için birlikten yanayız ve uzlaşarak çözelim diyoruz. Bakanımız, çıkıyor, biz Cumhuriyet Halk Partililere diyor ki: "Hiçbir atama yok..." İşte, burada listeler var, listeleri isterseniz burada; bakanların en yakınlarından başlamak üzere bir sürü atama. Yazık değil mi?! Bunların, görevden alınan memurların suçu Türkiye Cumhuriyetine hizmet etmek mi?! Bunları yerinden alarak, yeni atamalarla kimi kayırmak istiyorsunuz? İşte, size bir örnek daha: Bir devlet memurunu Anamur'dan alıp, taa Kars'ın Susuz İlçesine gönderiyorsunuz. İşte burada. Günah değil mi bu devlet memurlarına?

AHMET YENİ (Samsun) - Türkiye sınırları içerisinde yapıyoruz.

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Elbette Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde, orası da bizim yurdumuz; ama, zamansız atamalarla, bu insanları gerçekten mağdur etmeyelim.

Değerli arkadaşlar, biraz önce, AK Partili milletvekillerinden birisi dedi ki: "Biz, Kültür Bakanlığını kaldıracağız." Yakında, bir bakarsınız ki, "turistler kolları kısa geliyor, Turizm Bakanlığını da kaldıralım..."

FATMA ŞAHİN (Gaziantep) - Ne alakası var?!

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Bunu da yapacaksınız. Bu anlayış bunu getirir.

Biz, şunu açık ve net söylüyoruz; diyoruz ki: Bakın, Irak'ta savaş oldu, binlerce insan öldü ve orada kültür yağmalandı. Bu kültür yağmalanmasına, bu savaşın olmasına, gerçekten, yakın...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun efendim.

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Eğer burada savaş olmasaydı... Bakın, gazetelerden okuduğunuzda, bir kültür, Bağdat'taki kültür Paris'te satılıyor. Biz, buna niçin tezkere çıkardık diye, biraz daha düşünmenizi tavsiye ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, şunu açık ve net söylüyorum; Turizm Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı konusunda düşüncelerimi şöyle izah etmek istiyorum: Kültür Bakanlığı ile Turizm Bakanlığının ayrı ayrı olmasında yarar vardır; çünkü, ayrı ayrı olduğu halde, yeteri kadar önem vermedik. Kültür Bakanlığının durumu belli. Ben, kendi bölgemden örnek vereyim; neredeyse, Tarsus gibi büyük bir ilçede Turizm Bakanlığını temsil eden bir memur dahi bulamıyoruz.

Diğer taraftan, bu kültürle ilgili düşüncelerimiz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Özcan, son olarak 1 dakikalık eksüre veriyorum; lütfen, konuşmanızı tamamlar mısınız.

HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Kısa ve öz olarak, Kültür ve Turizm Bakanlıklarının birleştirilmesinin bu aşamada faydalı olamayacağını - gerçekten işlerlik kazandırmayacağını- ayrı ayrı olması gerektiğini; çünkü, birinin -kültürün- insanın geleceğini ve geçmişini, hepsini kapsadığını, diğerinin ise -turizmin- gerçekten, ülkemiz için bir ekonomik dal olduğunu, bir yatırım, bir gelir olduğunu, ülkemizin tanıtımında etken olduğunu belirtiyor; hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar; AK Parti sıralarından alkışlar [!])

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özcan.

Şahsı adına ikinci söz, Antalya Milletvekili Sayın Hüseyin Ekmekcioğlu'na aittir.

Sayın Ekmekcioğlu, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 112 sıra sayılı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının beşinci bölümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlarım.

Kütüphaneler, bilimsel ve kültürel eserleri gelecek kuşaklara aktarmak üzere toplayıp koruyan bir köprü görevini görürler. Mevcut kütüphanelerimiz daha geliştirilmeli, ulusal bilgi ağı kurularak, daha rasyonel bir hizmet vermeleri sağlanmalıdır. Teknolojideki tüm gelişmeler kütüphanelerimizin hizmetine verilmeli, bilgi birikimi ve kültür, insanın hizmetine, en geniş kitlelere sunulmalıdır.

Fakat, hükümet, kaynak tasarrufu yapmak için, iki bakanlığı birleştirmek istemektedir. Hem tasarruf yaparak hem de yeni kütüphaneler -ihtisas kütüphaneleri, dokümantasyon merkezleri- kurulmasını teklif ederek ve bunlara araç-gereç sağlayarak ve üreterek bu söylenenler nasıl başarılacaktır? Eğer, yurttaşlarımıza kitap okuma alışkanlığı kazandırmak istiyorsak, kütüphanelerin yaygınlaştırılması ve çağdaş düzeye taşınması gerekir. Bunun için de, bütçe içindeki yatırım payının artırılması mutlak şarttır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk kültürü 2000 yıllık bir geçmişe sahiptir ve Türkler, bu tarihsel gelişim süreci içerisinde dünya tarihine eşsiz katkılar yapmış bir ulustur. Böylesine köklü bir mirasa sahip kültür zenginliğimizi daha ileriye götürecek düzenlemeler yapmak yerine, ilgiyi azaltıcı, parçalayıcı, dağıtıcı düzenlemeler yapıyoruz.

Kültür ve Turizm Bakanlıklarını birleştirmek yerine, görevlerini daha etkin yapabilecekleri bir konuma getirmemiz gerekmektedir. Farklı iki alanı tek çatı altında toplama düşüncesi yanlıştır. Kültür gibi, parayla ifade edilmeyen bir konu ile kendisini, artık, bir endüstriye dönüştürmüş olan turizmin birleştirilmesinin her iki alana da zarar vereceği düşüncesindeyim.

Değerli milletvekilleri, Kültür ve Turizm Bakanlıkları eğer birleştirilirse, iki farklı kesimden birinin diğerinin gölgesinde kalacağı endişesini taşımaktayım. Daha önceki birleşmelerde bunun sonuçlarını gördük. Kültür ve Turizm Bakanlıklarının birleştirilmesine, turizm sektörünün bazı kesimlerinin yanı sıra, iki bakanlığın bir arada olduğu dönemde bakan olanlar da, iki bakanlığın müsteşarları da karşı çıkıyor.

Değerli milletvekilleri, kültür ve turizmin önemi azaldı mı ki, bakanlıklar birleştirilmek isteniyor? Kurulduğundan bu yana, iki kez birleştirilen, iki kez adı değiştirilen Turizm Bakanlığı, kırk yıl sonra, yeniden bir dönüm noktasındadır. Kültür Bakanlığının başka bir bakanlıkla birleştirilmesinde dikkatli olmak zorundayız; çünkü, Türkiyemiz çok çeşitli eşsiz bir kültürel mirasa sahiptir. Bu mirastan pay almak isteyen geniş bir rant çevresi bulunmaktadır.

Kültür Bakanlığını Turizm Bakanlığıyla birleştirmenin, kültürü yalnızca turizm kaynaklı ve her şeyini ticarî meta olarak gören anlayışın sonucu olduğunu düşünüyorum. Ülkemiz, zengin tarih ve kültür varlıklarıyla bir açık hava müzesidir. Kültür Bakanlığı Turizm Bakanlığıyla  birleştirildiği takdirde, gerçekten önlenemeyen büyük tahribatlar meydana gelecektir. Turizm Bakanlığı ticarî, Kültür Bakanlığı ise geleneksel kültürümüzü korumak ve yaşatmak isteyen bir kurumdur. Kültür Bakanlığı bir yük olarak görülmemeli, kültür, turizme kurban edilmemelidir.

Devlet bütçesi içerisinde binde 3 pay alan Bakanlık bütçesinin yüzde 1'lere çıkarılması gerekmektedir. Çağdaş bir ülkeye yakışan da budur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; turizmin işlevinin yatırım, kültürün ise sanat olduğu unutulmamalıdır. Olaya sadece parasal boyutlardan bakılmaması gerekir. Kültür politikamızın sürekli olarak ikinci planda ele alındığı, iki bakanlığımızın birleştirilmek istenmesinden anlaşılmaktadır.

Kültür konularına ve politikasına Meclisimizin daha fazla önem vermesi gerekmektedir. Yıllar geçmekte, kültür adına bir şeyler yapıldığı öne sürülmekte; ancak, Türkiye, göreceli olarak kültürel alanda geriye gitmektedir. Tarihin her döneminde dünyanın en önemli kültür ülkesi olan ülkemizin, 21 inci Yüzyıla girerken kültür açısından arkada kalması üzücüdür.

Atatürk'ün, geleceği görerek bağımsız bir yapılanmaya oturttuğu kültürümüz, ne yazık ki, son yıllarda siyasal güdüm altına alınmıştır. Kültürümüzü çağdaş dünyanın bağımsız kültür politikalarıyla yarıştırmamız gerekirken, var olan kültür politikamız da kimliksizleştiriliyor.

Değerli milletvekilleri, dünyanın en köklü ve en birikimli kültür coğrafyası olan ülkemizin, kültürün başka hizmet alanına eklemlenmesinde akla gelebilecek en son ülke olması gerekir. Böylesi bir ayrıcalığı en önemli ve eşsiz bir kimlik ve kalkınma kaynağı olarak görmesi gereken hükümetin, devleti küçültme adına Kültür Bakanlığını yok etmeye çalışması, tarihe ve geleceğe karşı onarılması zor bir sorumsuzluk olacaktır.

Hükümet, devlet teşkilatında karşılaşılan temel sorunun, hantal yapı ve bürokrasinin kamusal faaliyetlerin etkinliğini ve kalitesini düşürmesi, kamu harcamalarında verimsizliğe yol açması, bunun da kamu hizmetlerinde yavaşlama ve nitelik kaybına neden olduğunu belirtmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlıklarının da aynı sorunla karşı karşıya bulunduğunu söylemektedirler. Kamu yönetiminde hantal bir yapıdan daha etkin bir yapıya geçilmesi, kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasıyla mümkündür. İki bakanlığın birleştirilerek birkısım kadroların kaldırılması dışında tasarruf sağlanamayacağı için, bu düzenleme, kamu yönetimi alanındaki reformların göstergesi olamaz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Ekmekçioğlu, mikrofonunuzu açıyorum; lütfen, konuşmanızı tamamlar mısınız.

Buyurun.

HÜSEYİN EKMEKÇİOĞLU (Devamla) - Devleti küçültme anlayışının kültürden başlaması sakıncalı ve ülkemizin ulusal değerleri açısından kaygı vericidir. Maksat tasarruf ise, birleştirmelerin devlet bakanlıkları arasında olması gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, devlet teşkilatı küçültülerek hantal bir yapıya bürünmesinin önlenmesi amaçlanmakta; ancak, Turizm ve Kültür Bakanlıklarının benzer olmadığı, bu birleşmenin kadrolarda şişkinlik yaratacağı görülmektedir. Ayrıca, bu durum, verimlilik kaybına yol açacaktır.

Diğer devletlerin kamusal örgütlenmesini incelediğimizde, kültürün turizm ile aynı kurumsal yapı içerisinde ele alındığı başka bir ülke bulmak zordur. Kültürü, bir turizm kaynağı olarak göremeyiz. Kültürü ve turizmi birbirine bağımlı gören anlayış, kültürü, sadece turistlere folklorik gösteri olarak görmektedir. Oysa, kültür zenginliğimiz, bütün bunları da yaratan ulusal ve evrensel tüm değerlerimizdir.

Kültür ve Turizm Bakanlıklarının birleştirilmesi girişimi, Türkiye'nin kimlik ve yaşam değerlerini hiçe sayarak, ülke ve ulus değerlerini talana teslim etmektir.

Sözlerime son verirken, iki bakanlığın birleştirilmesinin yanlış olduğunu bildirir, Yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (Alkışlar)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, biraz önce Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına konuşan sayın hatibin konuşma tutanaklarını aşağıdan istettim, henüz gelmedi; ama, benim de burada tespit ettiğim, konuşması sırasında Sayın Oyan'ın da ilkönce işaretle belirttiği hususlarda bazı sataşma durumları var.

Ben tutanakları getirteceğim, bekliyorum; ama, birleşime ara vermeden önce, Sayın Hocam, siz mi konuşacaksınız?

OĞUZ OYAN (İzmir) - Evet.

BAŞKAN - Sayın Oyan, buyurun.

V. - AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

6. - Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oğuz Oyan’ın Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’ın grubuna sataşması nedeniyle konuşması

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada, biraz önce AKP Grubu adına konuşan sayın hatip, terbiye ve saygı sınırlarını aşmıştır; Cumhuriyet Halk Partisinin manevî kişiliğine ve burada denetim görevini hakkıyla yerine getirmeye çalışan bir muhalefet grubuna hakaret etmiştir, bu partinin tarihsel geçmişine hakaret etmiştir, bu partinin bu ülkeye kazandırdıklarını, âdeta, alay konusu yapmıştır; çok yazık ve çok hazin bir durumdur.

Değerli arkadaşlarım, keyfîliği herkesçe bilinen, bir hukuk fakültesi birinci sınıfı öğrencisinin bile "bu, temel yasa değildir" diyebileceği bir tasarıyı temel yasa olarak görüşüp tartışmadan kaçıran bir zihniyet varken, burada birilerinin demokrasi dersi vermeye hakkı ve haddi yoktur. Burada, altını tekrar çiziyorum, temel yasa olmadığı herkesçe ve sizin hepiniz tarafından çok güzel bilinen bir demokrasi dışına kaçırma olayına tanık oluyoruz ve birileri, kalkıp bize hem de üstelik tarihimize de laf ve dil uzatarak hakaret ediyor. Bu ne biçim iştir arkadaşlar?! Bu kadar zeytinyağı gibi üste çıkmak nereden geliyor?!

ALİ SEZAL (Kahramanmaraş) - Sizden... Sizden...

OĞUZ OYAN (Devamla) - Nereden geliyor?! Yani, çoğunluk grubu olmak, biraz daha olgunluk gerektirir, biraz daha tahammül gerektirir. Siz çoğunluk grubusunuz, zaten, bunu 40 madde olarak görüşseniz de geçirirsiniz. Bunu 40 madde olarak getirseydiniz buraya, temel yasa değil de, mevcut haliyle, biz zaten bugün olduğundan daha fazla konuşmayacaktık bunun üzerinde. Neyi kaçırıyorsunuz? Ama, en azından, burada, bu yasanın maddeleri okunacak ve belki içimizden üç beş kişi dinleyecekti, şimdi o dahi yok. Eğer bunu oturup okumadıysanız, burada da okunmadığı için, neyi oyladığınızın da farkında olmadan, okunmadan, 40 maddelik bir yasa, tartışılmadan geçip gidiyor ve birileri de çıkıp bize ders veriyor. Bu ne hazin bir durumdur, bu ne üzüntü verici bir durumdur, bu ne kaygı verici bir durumdur!

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) - Hep siz mi ders vereceksiniz yani...

OĞUZ OYAN (Devamla) - Bu  ne kaygı verici bir durumdur değerli arkadaşlarım!

Bakınız, demokrasi ve hukuk sizin de işinize yarar, hepimizin işine yarar. Burada içtüzük değişikliğine biz karşı çıkarken bir şey yapmadık, sizlerin burada daha iki sene önce söylediğiniz sözleri tekrarladık ve size şunu söyledik: Muhalefette başka türkü, iktidarda başka türkü; bu, bir samimiyetsizliktir ve yakışmaz. Türkiye demokrasiyi görecekse, ancak muhalefette söylenenlerle iktidarda söylenenler örtüştüğü zaman görecek. Bu ülke ancak böyle...

Siz, burada, Meclis Başkanı dahil, burada Başbakan Yardımcısı dahil, kendi sözleri daha kurumamışken, onun tam aksine bir tüzük değişikliği getiriyorsunuz ve ilk uygulamasını bugün burada yapıyorsunuz ve bizim 5 bölüm üzerinde konuşmalarımıza dahi sataşarak, müdahale ederek konuşturmamaya çalışıyorsunuz. Yani, lütfedin de 40 madde değil de 5 madde üzerinde bari konuşalım, özgürce konuşalım. Buna da tahammülünüz yoksa... Başka rejimler var tabiî. Başka rejim nedir; ille askerî yönetim gerekmiyor, sivil diktalar da vardır, sivil diktalar da. Sizin bu gittiğiniz yol, sivil dikta yoludur... Sivil dikta yoludur bu... (CHP sıralarından alkışlar)

Bu konuda Türkiye birkaç tecrübe yaşadı, bu sivil dikta konusunda... 1950'lerde gördük bunu, muhalefeti hiçe sayma olayını. (AK Parti sıralarından gürültüler)

Türkiye, tek parti sağ iktidarlarında, ne zaman iktidarı eline geçirdiyse, bunu bir baskı aracı olarak kullandı. Bakın 1980'lerde 12 Eylülün içinden gelen tek parti, yasama organını hiçe saydı, bütçe gelirlerinin yüzde 55'ine varan bir fon sistemi yarattı. Bunu kim yarattı; aslında yasama organı yarattı. Yasama organı her önüne getirilen yasaya, iktidarın milletvekili olduğu için evet oyu verdi. Sonuçta, yasama organı Türkiye'deki bütçe gelirlerinin yüzde 55'ine varan bir fon sistemini kendi denetiminin dışına attı, Sayıştay denetiminin dışına attı, bunu kendi elleriyle verdi, yasamayla yürütme arasındaki kuvvetler ayrılığını kendi eliyle bozdu. Şimdi siz bunu yapmaktasınız. Siz, bir yasama organı olarak, kendi haklarınızı teslim ediyorsunuz yürütmeye.

Bakınız, şunu söylüyorum: Bu yürütme, bu hükümet sizin hükümetiniz dahi olsa bunu yapmayınız, yanlıştır, yanlış yapılıyor, kendi haklarınızı vermeyin; yoksa, demokrasi olmaz. Yasamayla yürütme ayrılığı yoksa, bir demokrasiden bahsedilemez ve siz bugün bunun örneğini sergiliyorsunuz ve çok üzülüyoruz; gerçekten, kaygı duyuyoruz ve sizin adınıza da üzülüyorum. (AK Parti sıralarından "buna gerek yok" sesleri)

Değerli arkadaşlarım, burada, biraz önceki hatip "bu kafa" dedi. Bunu aynen iade etmek yetmez tabiî; bunu söyleme haddini ve cüretini burada bulmaması gerekir. Sayın Meclis Başkanının, bu söylendiği an müdahale etmesi gerekir, buna izin verilmemesi, bu kürsüde bu tür bir hitap tarzına izin verilmemesi gerekir.

Manevî değerleri istismar etmekle suçluyor Cumhuriyet Halk Partisini. Efendim, sen önce aynaya bak. İnanç özgürlüğü üzerinden kim geliyor, ona, önce aynaya bakın. (CHP sıralarından alkışlar) Kimse, bize, manevî değerleri istismar ederek herhangi bir eleştiri, herhangi bir muhalefet yaptığımızı söyleyemez; herhangi bir seçmen çalışması yaptığımızı söyleyemez. Bunu yapanlar başkaları ve burada iktidar grubu.

Değerli arkadaşlarım "İttihat ve Terakki" dedi; Cumhuriyet Halk Partisi-İttihat ve Terakki bağlantısı kurdu kendi kafasınca. Mustafa Kemal Atatürk, İttihat ve Terakkinin de içinde olduğu hareketin Birinci Dünya Savaşı macerasından sonra Osmanlıyı getirdiği o çöküntüden kurtaran liderin adıdır ve bunu İttihat ve Terakki hareketi üzerinden yapmamıştır; ama, İttihat ve Terakki hareketinin yargılanacağı yer burası değil ayrıca.

Cumhuriyet Halk Partisi, bu ülkenin siyasî yapısını, bir padişahlıktan cumhuriyete geçişi, bu ülkenin ekonomik bağımsızlığını, bu ülkenin hukukî devrimlerini yapan partidir. Cumhuriyet Halk Partisi olmasaydı Amerikan mandası altında bir ülkenin milletvekili olma olasılığınız çok yüksekti, Cumhuriyet Halk Partisini kuranlar olmasaydı. Bakın, bugün, Cumhuriyet Halk Partisi şimdi de olmasaydı, 1 Marttaki tezkere geçmişti. Cumhuriyet Halk Partisi olmasaydı, 62 000 Amerikan askeri orada üs kurmuştu ve eğer Cumhuriyet Halk Partisi olmasaydı, Türkiye, bugün olduğu kadar dahi bağımsızlığını kurtaramazdı, elinde tutamazdı ve bugün, bakın, -bu konuda Türkiye'ye çok dayatma var. Tüzük değişikliği dayatması da Türkiye'ye dıştan dayatıldı bir ara; bu yasalar hızlı geçmiyor, çabuk geçirin diye- sizin içinizden bazı arkadaşlar, Şubat 2001'de, buna karşı burada mücadele ettiler, saygı duyuyorum; ama, şimdiki duruma saygı duymuyorum. Mücadele ettiniz, saygı duyuyoruz; ama, şimdi, bütün laflarınızı yuttunuz, buna hiçbir şekilde saygı duymuyoruz. Bu kadar tutarsızlık ve bu kadar samimiyetsizlikle Türkiye'de doğru şeyler yapmak mümkün değildir, Türkiye'nin geleceğini aydınlığa götürmek mümkün değildir. Önce samimiyet, önce samimiyet arkadaşlar! Kendimize güvenmemiz, kendimize inanmamız, söylediğimiz söze güvenmemiz, ancak, kendimize saygıyla mümkün olur.

RESUL TOSUN (Tokat) - Sayın Başkan, bu hakaret değil mi?! "Samimiyetsiz" demek hakaret değil mi?!

Sayın Başkan, lütfen, ikaz edin!

OĞUZ OYAN (Devamla) - Bütün bunlara rağmen, kendimize saygı duyuyoruz diyorsanız, o zaman yapacak bir şey yok.

RESUL TOSUN (Tokat) - Lütfen ikaz edin!

BAŞKAN - Sayın Oyan, bir dakika...

AHMET YENİ (Samsun) - Samimiyetimizin ölçüsünü siz mi koyacaksınız!

OĞUZ OYAN (Devamla) - Sayın Başkan, ikaz eder misiniz lütfen?

BAŞKAN - Saygıdeğer arkadaşlarım, saygıdeğer milletvekilleri; Anamuhalefet Partisinin Grup Başkanvekili, Meclis kürsüsünde, kendi partilerine sataşma olduğu gerekçesiyle söz aldı. Lütfen...

RESUL TOSUN (Tokat) - Ama, yeni bir sataşmaya sebebiyet veriyor.

BAŞKAN - Efendim, sataşma olacaksa, yeniden, tekrar söz verilir.

Lütfen, sabırla dinleyiniz. Burada birbirimizi sabırla dinleyemeyeceksek, hiçbir yerde dinleyemeyiz. Lütfen...

RESUL TOSUN (Tokat) - Ama, bu konuşmayı...

BAŞKAN - Sayın Tosun, lütfen efendim.

Sayın Oyan, buyurunuz.

OĞUZ OYAN (Devamla) - Teşekkür ederim.

Bakınız, burada, Cumhuriyet Halk Partisi için, biraz önce konuşan hatibin, "siz ne işe yararsınız" gibi birtakım sataşmaları da oldu. Bunları söylemek yakışıyor mu; yani, bunu bir düşünün bakalım. Yani, kalktı, burada, işte, "biz baraj deriz de şey yapar..." Yani, siz, ne zamandan beri iktidardasınız; ben, sizin, yeni bir parti olduğunuzu sanıyordum ve geçmişte, 1996-1997'de, sadece bir yıllık bir Refah Partisi dönemi var, onun dışında pek bilmiyorum; neyin sahipliğini yapıyorsunuz?!.

Özelleştirme konusunda söz söyledi arkadaşımız; "özelleştirme deriz, siz sattırmam dersiniz..." Arkadaşlar, bu Mecliste son on küsur yılda özelleştirmeye karşı Anayasa Mahkemesine dava açıldı, bu açılan davaların altında en fazla imzası olan partilerden bir tanesi bu Refah hareketi, bir tanesi Cumhuriyet Halk Partisi oldu; yani, şimdi, neyi tartışıyorsunuz, neyi tartışıyoruz? Bir kere, içinizden bazı arkadaşlar, daha önceki kendi icraatlarınızı, kendi tutumunuzu bu kadar unutarak burada konuşmasın.

Burada, ne yazık ki, konuşmalarda  ciddî bir fütursuzluk vardır. Muhalefetin burada sözünün kısılması, sadece, bu tür sataşmalarla değil, ama, böylesi bir yasama prosedürüyle sözünün kısılması, ancak otokrasi özlemleriyle olabilir. Bunu daha önce söyledik. Dünyada yeterince otokrat vardır, burada yeni bir otokrasi özlemiyle yol almayınız, 12 Eylül rejiminin sivil özentilerine soyunmayınız. Türkiye, merak etmeyiniz, demokrasi yolunda ilerlemeyi sürdürecektir. (AK Parti sıralarından gürültüler)

RESUL TOSUN (Tokat) - Sayın Başkan, hakaret dolu sözler...

BAŞKAN- Sayın Oyan, lütfen konuşmanızı tamamlar mısınız.

OĞUZ OYAN (Devamla) - Bunu, gerekirse, size rağmen sürdürecektir; bizim görevimiz burada, sizi doğru yola çekmektir.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından "Bravo"sesleri, alkışlar)

RESUL TOSUN (Tokat) - Siz kendi yolunuza bakın, biz yolumuzda yürürüz.

Baştan sona hakaret bu, Sayın Başkan

BAŞKAN - Sayın Fatsa...

EYÜP FATSA (Ordu) - Sataşma yapmayacağım, yeni bir sataşmaya yol açmayacağım.

BAŞKAN - Buyurun; çok kısa olarak, bir sözünüz varsa, buyurun.

NAİL KAMACI (Antalya) - Olur mu yani farklı farklı?!.

VEZİR AKDEMİR (İzmir) - Baktın mı tutanaklara?.. Tutanakları getirt.

BAŞKAN - Baktım tutanaklara...

NAİL KAMACI (Antalya) - Lütfen tarafsız ol, başka bir şey yapma.

EYÜP FATSA (Ordu) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Fatsa, müsaade eder misiniz...

Sayın milletvekilleri, tutanaklara baktım; Saygıdeğer Hocam Sayın Oyan'ın söylediği sözler ifade edildi. Burada yorumlamaya tabi olan hususlar var.

Hocam, "iktidar olmadı, bu kafayla olamaz da" şeklinde burada geçmiş; bunun haricinde söylenen söz; "Cumhuriyet Halk Partisi millî kültürün ortadan kaldırılmasına karşı tavır almışsa bu ülke kurtulur" demiş, bunda zaten sizin de bir itirazınız yok. Burada başka da bir şey yok; Hocam da konuştuğu için, ben bunları buraya koyuyorum.

Şimdi, Sayın Fatsa, bir sataşmaya sebebiyet vermeden kısaca konuşursanız, konuyu tamamlarız.

Buyurun efendim.

EYÜP FATSA (Ordu) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, tabiî, gönül arzu ederdi ki, gecenin bu saatinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bu tür tartışmalara sebebiyet verilmemiş olsun; ancak, zaman zaman muhalefet partisine mensup milletvekili arkadaşlar, zaman zaman da iktidar partisine mensup milletvekili arkadaşlar, karşılıklı, grupların hoşuna gitmeyecek veya grupların duyduğu zaman rahatsız olacağı şeyler söyleyebilir; olabilir. Tabiî, gönül arzu eder ki, bunlar olmasın; ama, bu Meclis çatısı altında ilk defa olan şeyler değildir.

Sayın Oyan, özellikle, AK Parti Grubunu, bir sivil diktatörlük özlemiyle ve samimiyetsizlikle itham ettiler; doğrusunu isterseniz, biz, kendimizi bu sözlerin muhatabı olarak görmüyoruz.

Ben, sadece bir şey söylemek istiyorum, herkes, buradan, ne istiyorsa onu anlasın; tarih, değişim ile statükonun mücadelesinden ibarettir; ama, hep değişim galip gelmiştir.

Saygılar sunuyor, teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Fatsa, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, 22.15'de toplanmak üzere birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati : 22.02

 


ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati : 22.20

BAŞKAN : Başkanvekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER : Türkan MİÇOOĞULLARI (İzmir),Mehmet DANİŞ (Çanakkale)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67 nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Çalışmalara kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

2. - Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile 13.12.1983 Tarihli ve 187 Sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 8.6.1984 Tarihli ve 216 Sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında 13.12.1983 Tarihli ve 187 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Hükümlerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 24.1.1989 Tarihli ve 354 Sayılı Kültür Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 24.1.1989 Tarihli ve 355 Sayılı Turizm Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 17.3.1989 Tarihli ve 364 Sayılı 190, 354 ve 355 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 13.9.1989 Tarihli ve 379 Sayılı 190 ve 354 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 25.3.1990 Tarihli ve 411 Sayılı 190 ve 355 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 13.12.1991 Tarihli ve 468 Sayılı 190 ve 354 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/542, 1/51, 1/60, 1/122, 1/123, 1/126, 1/136, 1/160, 1/194) (S. Sayısı : 112) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon?.. Burada.

Hükümet?.. Burada.

Bölüm üzerinde, Sayın Bakanın söz talebi vardır.

Sayın Bakan, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, kürsüde, görüşülmekte olan tasarı hakkında görüş beyan eden arkadaşlarımızın çok sık ifade ettikleri, çok sık vurgu yaptıkları bazı hususların açıklığa kavuşturulması gereği var. Arkadaşlarımız, çok haklı olarak, kültür alanının önemine değindiler, çeşitli kültür tanımlarından bahsettiler ve bir toplumun, her alanda, her anlamda ilerleyebilmesinin temelinde yatan şeyin kültür olduğuna, bunun da ötesinde, bir topluma, özgün bir toplum niteliği kazandıran şeyin kültür olduğuna değindiler. Hiç kuşkusuz, bu yargıların tamamı doğru; ancak, gözden kaçan bir şey var. Kültür dediğimiz şey, doğrudan doğruya, o alana ilişkin hizmetle görevlendirilmiş bürokrasinin bir mütemmimi değil, bir ayrılmaz parçası değil. Yani, Allah korusun, bir ülkede, herhangi bir alanı yöneten, herhangi bir alana ilişkin görevlendirilmiş olan bürokratik kademenin başına bir şey gelse, o alan yok mu olacak?! Yani, burada ifade edilen iddiaları çok daha ileri götürerek, varsayalım ki, Türkiye'de Kültür Bakanlığı tümüyle ortadan kaldırılmış olsun, kültür bürokrasisi tümüyle ortadan kaldırılmış olsun     -böyle, bir ileri varsayımda bulunalım- ne olacak; Türkiye'de kültür ortadan mı kalkacak?!

Sanıyorum, her alana ilişkin bir kurum kurmak, bunun bürokrasisini oluşturmak, aslında, çağın çok gerisinde kalmış, yönetim ve bürokrasi anlayışlarından kalma bir şey. Baktığınız zaman, dünyada da örneklerine rastladığımız kültür bakanlıklarının, bizim kadar kapsamlı kadrolara sahip, kadrolarının önemli bir kısmını merkezde bulunduran, kalan kısmını da tamamen hiyerarşik bir örgütlenme modeli içinde, yukarıdan emredileni aşağıda diğer kademelere duyuran bir bürokratik yapı örneği yok.

Esas itibariyle kültür bakanlıklarının işlevi, kültür ortamına bir kuluçka fırsatı sunmak; yani kültür, kendi doğal çevresi içinde, kendi doğal koşulları içinde çeşitli sosyal kesim, katman, kategori ve çeşitli sosyal süreçlerde kendiliğinden gelişen bir şey.

Bu alana ilişkin liderlik işlevini dünyanın hiçbir yerinde kurumlar üstlenmezler. Bu alana ilişkin liderlik işlevini üstlenenler daha çok aydınlardır, sanatçılardır, yaratıcı düşünce ve fikir adamlarıdır ve onların varlığı, onların üretimleri, onların toplumla etkileşimleri, onun da ötesinde toplumun kendisinin kendi beğenisi, bu beğenisini ifadeye; ama üç boyutta, ama sözel boyutta ifadeye dönüştürme alışkanlıkları, bu alışkanlıkları nesilden nesle aktarma konusundaki duyarlılığı ve yetenekleri, kültürü yaratan süreçlerdir.

Burada sözünü ettiğimiz şey, böyle bir kültür yaratma, kültür üretme, kültürü geliştirme ortamına hizmet edecek, katkı sağlayacak, karşı karşıya bulunulan sorunları gidermekte, özellikle kamu kaynaklarını seferber ederek, özellikle kamu önderliğini, kamu kurumlarının takınması gereken tutumları koordine ederek katkı sağlayacak bir kuluçka işlevi görecek bir kurum, burada sözünü ettiğimiz şey bu. Bütün dünyanın kültürden anladığı şey de bu; ama, öyle şeylerden söz ediyoruz ki, yani bir müdür yardımcısı, bir müdür kadrosuyla kültür meselesinin birebir ilişkili olduğunu varsayan, bunların birbirinden ayrılmaz olduğunu varsayan görüşler ifade ediyoruz. Bence, kültüre bakışımızı değiştirmek zorundayız; kültür sivil bir alan, kültür bürokratik bir alan değil.

Burada yapılmaya çalışılan şey ne? Burada yapılmaya çalışılan şey, bu alana hizmet eden bürokrasinin daha etkin, daha verimli çalışabilmesi için yeni bir organizasyon yapısına kavuşturulması, yeni bir organizasyon yapısına kavuşturulurken de, burada ifade edildiği gibi, bir tasarruf odaklı mantıktan önce, sinerji odaklı, yani, 1'in 1'le toplamından 2'nin elde edildiği değil, 1'in 1'le toplamından 2'den daha fazlasının, 3'ün, 4'ün, 5'in elde edildiği yeni bir bileşim ortaya koymak.

Böyle bir bileşim ortaya koymak ihtiyacı var mı; var. Biraz önce, dünyadaki örneklerinden söz ettim, dünyada, kültür alanı, mutlaka, değişik sektörlerle, çeşitli sektörlerle ilişkilendirilmiş, tek başına bırakılmamış bir alandır; ya eğitim bilim sektörüyle ilişkilendirilmiştir ya medya enformasyon sektörüyle ilişkilendirilmiştir, çoğu zaman da, eski eserler ve turizmle ilişkilendirilmiştir.

Özellikle, tüm coğrafyası bir müze niteliğinde olan, üzerinde 8 ayrı uygarlığın izlerini taşıyan ve insanlık mirasını tarihten tevarüs etmiş bir ülkenin, bir toplumun, diğer yandan, ülkesinin tamamını bir turizm destinasyonu olarak görmek ve ülkesinin turizm anlayışını, kültür varlıklarıyla geliştiren, kültürü, korunmuş kültürel çevreyi ve nitelikli kültürel etkinlikleri nitelikli bir turizm ürünü olarak dünyaya sunmak isteyen, bundan elde ettiği gelirleri, bugüne kadar olageldiği gibi, tatil anlayışına sıkıştırılmış bir turizm yapılanması içinde, sadece ülkenin belli köşelerinde -ki, batı ve güney kesitlerinde- sıkışmış bir ekonomik faaliyet olmaktan çıkarmak isteyen bir ülke için, bu birleştirme, bir ortak vizyon yaratma çabasıdır ki, son derece doğrudur ve son derecede verimli olacaktır.

Bakınız, turizmin tahrip edici iştihasından söz edildi.  Zannediyorum, Türkiye'deki geçmişten kalma kötü örnekler, hafızamızda hak ettiğinden daha fazla bir yer almış. Türkiye'de en iyi korunmuş doğal ve kültürel çevre örnekleri, geçmişten bugüne kadar Turizm Bakanlığının planladığı turizm çevreleridir. Turizm Bakanlığının yatırımlarını planladığı turizm çevrelerinde; yani, bir bölge, bir havza olarak planlanmış çevrelerde, hâlâ her yıl çevre ödülleri alırız. Hâlâ dünyayla rekabet eden en nitelikli ürünlerimiz buradan çıkar; ama, geçmişte kurumlararası yetki kargaşasından, kurumsal taassuptan doğan bir tutumla, bu planlama alanları olabildiğince dar tutulduğu için, dar tutulmak eğiliminde olduğu için, turizm, işletme odaklı, kıyılara sıkışmış bir plan çevresine mahkûm edilmiştir. Bundan dolayıdır ki, turizm bürokrasisinin planlayamadığı çevrede kontrol edilemeyen, bu ekonomik yarara yönelen, plansız ve niteliksiz bir yapılaşma ve bir tahribat oluşmuştur.

Bakın, ben size en çarpıcı örneğini ifade edeyim; en çarpıcı örneklerden bir tanesi, Belek turizm bölgesidir. Belek turizm bölgesi, Turizm Bakanlığının planladığı bir turizm çevresidir. O dönemde, plan kapsamı, bugünkü planlanmış çevrenin çok daha ötesinde bir çap içinde planlanmak istenmiş; ancak, kurumlararası taassuptan kaynaklanan bir nedenle, bu plandan çıkarılmış ve civar, özel çevre koruma bölgesi ilan edilmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, mikrofonunuzu açıyorum; lütfen konuşmanızı tamamlar mısınız.

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Şimdi, bakın, koruma kararı almanın, korumak için hiçbir zaman yeterli olmadığının en açık örneği, somut bir biçimde, bugün, Türkiye'nin önünde durmaktadır.

Şimdi, Belek turizm çevresinin etrafında, o özel çevre koruma alanının üzerinde, bugün, yaklaşık 10 000 ikinci konut vardır. Hiçbir tanesinin ne kanalizasyonu ne fosseptiği... Hiçbir şeyi de yoktur. Acısu marifetiyle, her şey, bütün atıklar, hiçbir arıtmaya tabi tutulmaksızın denize bırakılmakta ve çok kısa mesafede, çözülme fırsatı da bulamayan bu atıklar, turizm çevresinin sahiline olduğu gibi vurmaktadır ve her sene, Türk turizmcilerin yüreği ağzındadır; niye, bir tifo, tifüs vakası olur da bu yanlış haberler Türk turizmini baltalar ve bu baltalama milyarlarca dolara ve yüzbinlerce insanın ekmeğine mani olur diye.

Turizm Bakanlığım döneminde, turizmcilerin sağladığı paralarla, güya, özel çevre koruma alanı ilan edilip de korunamamış o bölgede oluşan ikinci konutların atıklarını arıtacak bir kanalizasyon ve atıksu arıtma sistemini yapmak da bize nasip oldu. Nasıl; turizmcilerden toplanmış paralarla. Niye -bakın, buradaki sebep çok açık- çünkü, dünyanın neresine giderseniz gidin, seyahat eden insanlar, özgün çevreye, iyi korunmuş çevreye, özgün olarak, kültürel olarak iyi korunmuş bir çevreye ve nitelikli bir çevreye gitmek istiyorlar; hiç kimse, sıradan bir yere gitmek istemiyor. Bunun milyonlarla izah edilen bir istatistiği var.

Son örnek: Safranbolu, korunmuş bir çevre olmasaydı, bugün, bir nitelikli turizm ürünü olamazdı; ama, acaba, turizmin nimetlerinden yararlanmış olmasaydı, Safranbolu, bu düzeyde korunabilir miydi?

Dolayısıyla, bu örnekler bize, bu alanın ortak bir alan olduğunu ve ortak bir bakış açısıyla yönetilmesi gerektiğini söylüyor. Bu birleşme, kurumlararası taassubu ortadan kaldıracak ve bakış açılarını bir araya getiren, tarafların duyarlılıklarını birbirleriyle buluşturan, bu duyarlılıklardan yeni bir sentez, doğru bir sentez  üreten bir çözüm getirecek Türkiye'ye. Türkiye'de kültür varlıklarının korunması için, olağanüstü bir imkân geliyor bu yasayla. Emin olunuz, bu yasayla, bundan önce yıllardır yapamadığımız şeyi yapacağız; emin olunuz, bunu başaracağız.

BAŞKAN - Sayın Bakan, konuşmanızı tamamlar mısınız lütfen.

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) - Sayın Başkanım, özür diliyorum.

Yüce Meclisi, tekrar saygılarımla selamlıyorum.

Sayın Başkana, gösterdiği tolerans için çok teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Sayın milletvekilleri, son söz milletvekilinindir kaidesi gereğince, şahsı adına söz talep eden Ordu Milletvekili Cemal Uysal'a söz vereceğim.

Sayın Uysal, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

CEMAL UYSAL (Ordu) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; şahsım adına konuşmama başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Efendim, tabiî, iki bakanlığın birleştirilmesi konusunda, şimdiye kadar çok değerli fikirler öne sürüldü, bazı endişeler de belirtildi.

Kanaatime göre, kültür denildiği zaman, bunu, Millî Eğitim Bakanlığından ayrı düşünmek mümkün değildir. Türkiye'de kültür öğretiminin, formel eğitimin temeli Millî Eğitim Bakanlığıdır; ama, bunun icrası, bunun yürütülmesi, bunun gösteri şekline dönüştürülmesi, bir ürün ve üretim haline gelmesi, tabiî ki ayrı bir konudur, entelektüel yönü ayrı bir konudur. Tabiî, bu entelektüel yönü ve özellikle de, kültürün bir üretim alanı, büyük ölçüde turizmle ilgilidir. Düşünelim, bir öğrenci grubunun veya bir öğretmen grubunun veyahut da bir başka meslekten bir grubun toplu halde Göreme'ye gitmesini, Sümela'ya gitmesini ne olarak değerlendirebiliriz; oradaki kültür faaliyetini, oradaki kültürü görmek için gidiyor, bundan başka bir maksadı yok. Şimdi, buna turizm mi dersiniz, yoksa, bir kültür faaliyeti mi dersiniz; bunu birbirinden ayırmak mümkün değil.

Çok değerli arkadaşlarım, ben, esasen, bu son konuşmamda, bürokrasi üzerinde durmak istiyorum. Deniliyor ki: "Bir kadrolaşma olacak." Katiyen bir kadrolaşma olmayacak; çünkü, bakınız, iki bakanlıkta da birbiriyle çakışan yüzlerce kadro var; müsteşar, APK dairesi başkanı, teftiş kurulu başkanı, müsteşar yardımcısı, genel müdür; bunların hepsi teke iniyor. Halbuki, çok büyük bir çoğunluğu olan ve bugün hükümet olan Partimiz, bunların hepsini atama imkânına sahiptir; ama, aşağı yukarı, taşradaki teşkilatların da tek bir bakanlık bünyesinde toplanmasıyla, bir yerde, onlarca, yüzlerce makamı atamaktan feragat ediyor; tek bakanlık çatısı altında, bunlar tek makam olarak belirleniyor ve bunların ataması bu şekilde yapılacaktır.

Bu vesileyle, bu kısa konuşmamda -zamanım da çok azaldı- iki anekdottan bahsetmek istiyorum: Ben, Sosyal Güvenlik Bakanlığında görev yaptığım zaman, 1984 yılında, Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Çalışma Bakanlığı birleşti. O zaman da böyle endişeler oldu. Tabiî, bakanlıklar birleşti de, bürokraside birtakım tedirginlikler oldu; çakışan makamlarda açığa çıkanlar oldu. Tabiî, bakanlıkların formel olarak birleşmesi bir problem yaratmadı; ama, masaların dağılımı veyahut da paylaşılması, odaların paylaşılması, hatta kalemliklerin bile paylaşılması bir mesele haline geldi. Tabiî, bunlar, o zaman, bürokrasinin kendi içinde olan çok küçük bazı kırgınlıklar da yarattı.

Bir konu daha var; o sıralarda -veyahut da 1986'da olabilir- Çekoslovakya tek bir devletken ikiye ayrıldı. Çekoslovak elçiliğinden bana bir görevli geldi; oradaki sigortalıların iki devlet arasında nasıl dağılacağını sormaya gelmişti. Ben kendisine dedim ki: Biz iki bakanlıktık, tek bakanlık haline geldik ve bürokraside bazı sıkıntılar oldu; siz, iki devleti ayırdınız, Çekler ve Slovaklar diye iki devlet oldunuz, orada bir problem çıkmadı; ama, elçilikteki eşyaları nasıl ayırdınız dediğim zaman "en büyük kıyamet orada koptu; masaların, sandalyelerin, odaların paylaşılması bile bir problem haline geldi" dedi. Tabiî, bunlar oluyor, bürokrasi arasında; çünkü, iki Bakanlık birleştiği zaman bazı kadrolar açığa çıkacak, makamlar teke düşecek. Bu da hiçbir problem teşkil etmeyecektir; ama, turizm ile kültürü birbirinden ayırmak mümkün değildir, gerçekten de iç içedir, hangisi hangisinin üzerindedir, bunu da tespit etmek mümkün değildir. Turizm için gelen insanlar veyahut da bulunduğu yerden, mekândan başka yere giden insanlar, mutlaka, oradaki kültürel değerleri görmek için gidiyorlardır büyük ölçüde. O bakımdan da bu tasarının çok olumlu olduğu kanaatindeyim. İki Bakanlığın birleşmesi hem statü hukuku bakımından hem de devletin rasyonel çalışması bakımından çok daha verimli olacaktır.

Bu bakımdan da bu tasarıyı desteklediğimi ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, bölüm üzerinde 5 adet önerge vardır. Önergeleri, önce, geliş sıralarına göre okutacağım; sonra, aykırılıklarına göre işleme alacağım.

Sayın milletvekilleri, Kâtip Üyenin birleşimin sonuna kadar oturarak görevini yapmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. Teşekkür ederim.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 31 inci maddesinin ikinci fıkrasına "atanmaları" ibaresinden sonra gelmek üzere; "taşra teşkilatına ilişkin bulunanlar valilik emrine olmak ve bunlar hakkında 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu hükümleri uygulanmak ve ilk 6 ay için Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğe, 3.10.2000 tarih ve 24189 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelikle eklenen ek 1 inci madde hükümlerinin uygulanmaması kaydıyla" ibaresinin, yine aynı maddenin sonuna ise "2003 yılı için 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 9 uncu maddesinin son fıkrası hükmü uygulanmaz" fıkrasının eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Eyüp Fatsa

İbrahim Köşdere

Recep Garip

 

Ordu

Çanakkale

Adana

 

Fahri Keskin

Ahmet Koca

Fatih Arıkan

 

Eskişehir

Afyon

Kahramanmaraş

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının Geçici 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının sonuna "Aynı uygulamadan bu fıkradaki şartları taşıyan Bakanlık personeli de yararlandırılır" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Eyüp Fatsa

Fatih Arıkan

Sadullah Ergin

 

Ordu

Kahramanmaraş

Hatay

 

Fuat Geçen

Nur Doğan Topaloğlu

 

 

Hatay

Ankara

 

BAŞKAN - 3 üncü önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının Geçici 2 nci maddesinin ikinci fıkrasına "İl Turizm Müdür Yardımcısı" ibaresinden sonra gelmek üzere; "Halk Kültürlerini Araştırma Dairesi Başkanı, Millî Folklor Araştırma Dairesi Başkanı, Güzel Sanatlar Galerisi Müdürü, Güzel Sanatlar Galerisi Müdür Yardımcısı, Danışma Müdürü" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Eyüp Fatsa

Haluk İpek

Mehmet Fehmi Uyanık

 

Ordu

Ankara

Diyarbakır

 

Yahya Akman

Recep Özel

Fatih Arıkan

 

Şanlıurfa

Isparta

Kahramanmaraş

BAŞKAN - 4 üncü önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 5 inci bölümü Geçici 2 nci maddesinin 2 nci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Oğuz Oyan

Yücel Artantaş

Mustafa Gazalcı

 

İzmir

Iğdır

Denizli

 

Ali Oksal

Mustafa Özyürek

 

 

Mersin

Mersin

 

Kültür Bakanlığı ve Turizm Bakanlığında; Müsteşar, Teftiş Kurulu Başkanı, Müsteşar Yardımcısı, Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı, Millî Kütüphane Başkanı, 1 inci Hukuk Müşaviri, Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanı, Millî Kütüphane Başkan Yardımcısı, Daire Başkanı, Ataşe, Tanıtma Ataşesi, Kültür Müşaviri, Tanıtma Müşaviri, Tanıtma Ataşe Yardımcısı, Tanıtma Müşaviri Yardımcısı, Özel Kalem Müdürü, Bakanlık Müşaviri, Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri, Savunma Sekreteri ile İl Kültür Müdürü, İl Kültür Müdür Yardımcısı, İl Turizm Müdürü ve İl Turizm Müdür Yardımcısı unvanlı görevlerde bulunanların görevleri, bu Kanunun yayımı tarihinde sona erer. Bu kişilerin kadroları, 3046 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi uyarınca şahıslarına bağlı olarak saklı tutulur.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 5 inci önerge en aykırı önergedir; bu önergeyi okuttuktan sonra işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının geçici 2 nci maddesine bağlı eki 1 Sayılı Listenin, önergemiz ekinde sunulduğu şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Eyüp Fatsa

Fatih Arıkan

Recep Koral

 

Ordu

Kahramanmaraş

İstanbul

 

Halil İbrahim Yılmaz

Fatma Şahin

Gülseren Topuz

 

Kütahya

Gaziantep

İstanbul

 

( I ) SAYILI LİSTE

KURUMU     :  KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI

TEŞKİLÂTI   :  MERKEZ

İHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN

 

                                                                                                               SERBEST TUTULU

                                                                                                                KADRO   KADRO

SINIFI  UNVANI                                                                 DERECESİ   ADEDİ     ADEDİ TOPLAM

GİH      MÜSTEŞAR                                                                    1                1                           1

GİH      MÜSTEŞAR YARDIMCISI                                             1                4                           4

GİH      BAKANLIK MÜŞAVİRİ                                                 1               30                         30

GİH      TEFTİŞ KUR.BŞK.                                                         1                1                           1

GİH      A.P.K. KURULU BAŞKANI                                           1                1                           1

GİH      GÜZEL SANATLAR GN. MD.                                       1                1                           1

GİH      KÜLTÜR VARLIKLARI VE MÜZELER  GN. MD.        1                1                           1

GİH      KÜTÜPHANELER VE YAYIMLAR GN. MD.               1                1                           1

GİH      TELİF HAKLARI VE SİNEMA GN. MD.                       1                1                           1

GİH      YATIRIM VE İŞLETMELER GN. MD.                          1                1                           1

GİH      TANITMA GN. MD.                                                      1                1                           1

GİH      ARAŞTIRMA VE EĞİTİM GN. MD.                              1                1                           1

GİH      MİLLÎ KÜTÜPHANE BAŞKANI                                   1                1                             1

GİH      DIŞ İLİŞK. VE AVR. BİR. KOOR. DAİ. BŞK.                 1                1                             1

GİH      GENEL MÜDÜR YRD.                                                   1               20                         20

GİH      MİLLÎ KÜTÜPHANE BŞK. YRD.                                  1                1                             1

GİH      BASIN VE HALKLA İLİŞ. MÜŞAVİRİ                           1                1                           1

GİH      PERSONEL DAİRESİ BAŞKANI                                    1                1                           1

GİH      İDARÎ VE MALÎ İŞLER DAİ. BŞK.                                1                1                           1

GİH      1. HUKUK MÜŞAVİRİ                                                   1                1                           1

GİH      DAİRE BAŞKANI                                                           1               42                         42

                                                                                                               SERBEST TUTULU

                                                                                                                KADRO   KADRO

SINIFI  UNVANI                                                                 DERECESİ   ADEDİ     ADEDİ TOPLAM

GİH      HUKUK MÜŞAVİRİ                                                       1               16                         16

GİH      HUKUK MÜŞAVİRİ                                                       4                1                           1

GİH      SAVUNMA SEKRETERİ                                                1                1                           1

GİH      ÖZELKALEM MÜDÜRÜ                                               1                1                           1

GİH      BAŞMÜFETTİŞ                                                              1               27                         27

GİH      BAŞKONTROLÖR                                                         1               26                         26

GİH      MÜFETTİŞ                                                                    2                1                           1

GİH      MÜFETTİŞ                                                                    3                3                           3

GİH      MÜFETTİŞ                                                                    5               20                         20

GİH      MÜFETTİŞ                                                                    6                4                           4

GİH      KONTROLÖR                                                                1               18                         18

GİH      KONTROLÖR                                                                2                1                           1

GİH      KONTROLÖR                                                                3                4                           4

GİH      KONTROLÖR                                                                4                5                           5

GİH      KONTROLÖR                                                                5               13                         13

GİH      MÜFETTİŞ YARDIMCISI                                              8               24                         24

GİH      STAJYER KONTROLÖR                                               8                6                           6

GİH      STAJYER KONTROLÖR                                               9               10                         10

GİH      ŞUBE MÜDÜRÜ                                                             1              194                       194

GİH      ŞUBE MÜDÜRÜ                                                             2                1                           1

GİH      ŞUBE MÜDÜRÜ                                                             3                7                           7

GİH      KÜLTÜR VE TURİZM UZMANI                                  1              200                       200

GİH      KÜLTÜR VE TURİZM UZMAN YRD.                          9              400                       400

  GİH    UZMAN                                                                         1              300                       300

GİH      UZMAN (ÖZELLEŞTİRME)                                          3               16                         16

GİH      UZMAN (ÖZELLEŞTİRME)                                          5               16                         16

GİH      APK. UZMANI                                                              1              150                       150

GİH      EĞİTİM UZMANI                                                          1                3                           3

GİH      SİVİL SAVUNMA UZMANI                                           1                2                           2

GİH      KÜTÜPHANECİ                                                            1               14                         14

GİH      KÜTÜPHANECİ                                                            2                6                           6

GİH      KÜTÜPHANECİ                                                            3               10                         10

GİH      KÜTÜPHANECİ                                                            5                1                           1

GİH      KÜTÜPHANECİ                                                            6                4                           4

GİH      KÜTÜPHANECİ                                                            7                6                           6

GİH      ARAŞTIRMACI                                                              1               39                         39

GİH      ARAŞTIRMACI                                                              2               17                         17

GİH      ARAŞTIRMACI                                                              3               13                         13

GİH      ARAŞTIRMACI                                                              4               16                         16

GİH      FOLKLOR ARAŞTIRMACISI                                         1               10                         10

GİH      FOLKLOR ARAŞTIRMACISI                                         3                5                           5

GİH      FOLKLOR ARAŞTIRMACISI                                         4                2                           2

GİH      FOLKLOR ARAŞTIRMACISI                                         5                2                           2

GİH      FOLKLOR ARAŞTIRMACISI                                         6                2                           2

GİH      FOLKLOR ARAŞTIRMACISI                                         7                3                           3

GİH      MÜZE ARAŞTIRMACISI                                               1               10                         10

                                                                                                               SERBEST TUTULU

                                                                                                                KADRO   KADRO

SINIFI  UNVANI                                                                 DERECESİ   ADEDİ     ADEDİ TOPLAM

GİH      MÜZE ARAŞTIRMACISI                                               2                1                           1

GİH      MÜZE ARAŞTIRMACISI                                               4                1                           1

GİH      MÜZE ARAŞTIRMACISI                                               6                2                           2

GİH      MÜZE ARAŞTIRMACISI                                               7                1                           1

GİH      REHBER                                                                         5                1                           1

GİH      REHBER                                                                         6                1                           1

GİH      REHBER                                                                         7                1                           1

GİH      MÜTERCİM                                                                   1                6                           6

GİH      MÜTERCİM                                                                   2                1                           1

GİH      MÜTERCİM                                                                   3                2                           2

GİH      MÜTERCİM                                                                   5                3                           3

GİH      MÜTERCİM                                                                   7                1                           1

GİH      RAPORTÖR                                                                   6                1                           1

GİH      RAPORTÖR                                                                   7                1                           1

GİH      PROGRAMCI                                                                 1                6                           6

GİH      PROGRAMCI                                                                 3                2                           2

GİH      PROGRAMCI                                                                 4                3                           3

GİH      PROGRAMCI                                                                 6                1                           1

GİH      PROGRAMCI                                                                 7                3                           3

GİH      PROGRAMCI                                                                 8                2                           2

GİH      KORUMA VE GÜVENLİK ŞEFİ                                     5                1                           1

GİH      ŞEF (ÖZELLEŞTİRME)                                                 3               18                         18

GİH      ŞEF (ÖZELLEŞTİRME)                                                 5                1                           1

GİH      ŞEF                                                                                 3              159                       159

GİH      ŞEF                                                                                 4               14                         14

GİH      ŞEF                                                                                 5               27                         27

GİH      ŞEF                                                                                 6                7                           7

GİH      ŞEF                                                                                 7                2                           2

GİH      AYNİYAT SAYMANI                                                    1               12                         12

GİH      AYNİYAT SAYMANI                                                    3                1                           1

GİH      MEMUR                                                                         5              225                       225

GİH      MEMUR                                                                         6               66                         66

GİH      MEMUR                                                                         7               42                         42

GİH      MEMUR                                                                         8               29                         29

GİH      MEMUR                                                                         9               20                         20

GİH      MEMUR                                                                        10              44                         44

GİH      MEMUR                                                                        11               1                           1

GİH      MEMUR                                                                        12               1                           1

GİH      AMBAR MEMURU                                                        5               16                         16

GİH      AMBAR MEMURU                                                        6                4                           4

GİH      AMBAR MEMURU                                                        7                2                           2

GİH      AMBAR MEMURU                                                        8                5                           5

GİH      AMBAR MEMURU                                                       10               4                           4

GİH      AMBAR MEMURU                                                       11               1                           1

GİH      KORUMA VE GÜVENLİK GÖREVLİSİ                          6                3                           3

GİH      KORUMA VE GÜVENLİK GÖREVLİSİ                          7                4                           4

                                                                                                               SERBEST TUTULU

                                                                                                                KADRO   KADRO

SINIFI  UNVANI                                                                 DERECESİ   ADEDİ     ADEDİ TOPLAM

GİH      KORUMA VE GÜVENLİK GÖREVLİSİ                          8                3                           3

GİH      KORUMA VE GÜVENLİK GÖREVLİSİ                          9                3                           3

GİH      KORUMA VE GÜVENLİK GÖREVLİSİ                         10              10                         10

GİH      MUTEMET                                                                    5                1                           1

GİH      DAKTİLOGRAF                                                             5               17                         17

GİH      DAKTİLOGRAF                                                             6                4                           4

GİH      DAKTİLOGRAF                                                             7                4                           4

GİH      DAKTİLOGRAF                                                             8                9                           9

GİH      DAKTİLOGRAF                                                             9                4                           4

GİH      DAKTİLOGRAF                                                            10               9                           9

GİH      DAKTİLOGRAF                                                            11               7                           7

GİH      DAKTİLOGRAF                                                            12               2                           2

GİH      DAKTİLOGRAF                                                            13               1                           1

GİH      SEKRETER                                                                    8                3                           3

GİH      SEKRETER                                                                    9                2                           2

GİH      SEKRETER                                                                   10               1                           1

GİH      SEKRETER                                                                   11               2                           2

GİH      BİLGİSAYAR İŞLETMENİ                                            3               20                         20

GİH      BİLGİSAYAR İŞLETMENİ                                            4                5                           5

GİH      BİLGİSAYAR İŞLETMENİ                                            5               15                         15

GİH      BİLGİSAYAR İŞLETMENİ                                            6                8                           8

GİH      BİLGİSAYAR İŞLETMENİ                                            7                3                           3

GİH      BİLGİSAYAR İŞLETMENİ                                            8                2                           2

GİH      BİLGİSAYAR İŞLETMENİ                                            9                5                           5

GİH      BİLGİSAYAR İŞLETMENİ                                           10               1                           1

GİH      BİLGİSAYAR İŞLETMENİ                                           11               1                           1

GİH      VERİ HAZ. VE KONT.İŞLETMENİ                               3               17                         17

GİH      VERİ HAZ. VE KONT. İŞLETMENİ                              4                4                           4

GİH      VERİ HAZ. VE KONT.İŞLETMENİ                               5               12                         12

GİH      VERİ HAZ. VE KONT.İŞLETMENİ                               6                5                           5

GİH      VERİ HAZ. VE KONT.İŞLETMENİ                               7                8                           8

GİH      VERİ HAZ. VE KONT.İŞLETMENİ                               8                6                           6

GİH      VERİ HAZ. VE KONT.İŞLETMENİ                               9                2                           2

GİH      VERİ HAZ. VE KONT. İŞLETMENİ                             10               4                           4

GİH      VERİ HAZ. VE KONT.İŞLETMENİ                              11               2                           2

GİH      ŞOFÖR                                                                            5               15                         15

GİH      ŞOFÖR                                                                            6                6                           6

GİH      ŞOFÖR                                                                            7                7                           7

GİH      ŞOFÖR                                                                            8                6                           6

GİH      ŞOFÖR                                                                            9                4                           4

GİH      ŞOFÖR                                                                           10               4                           4

GİH      ŞOFÖR                                                                           11               7                           7

GİH      ŞOFÖR                                                                           12               2                           2

GİH      ÇOCUK EĞİTİMCİSİ                                                     1                1                           1

GİH      ÇOCUK EĞİTİMCİSİ                                                     5                1                           1

SH        DİŞ TABİBİ                                                                    1                1                           1

                                                                                                               SERBEST TUTULU

                                                                                                                KADRO   KADRO

SINIFI  UNVANI                                                                 DERECESİ   ADEDİ     ADEDİ TOPLAM

SH        DAİRE TABİBİ                                                              1                7                           7

SH        DAİRE TABİBİ                                                              3                1                           1

SH        DAİRE TABİBİ                                                              5                1                           1

SH        DAİRE TABİBİ                                                              6                1                           1

SH        PSİKOLOG                                                                     1                1                           1

SH        PSİKOLOG                                                                     3                1                           1

SH        BİYOLOG                                                                       7                2                             2

SH        LABORANT                                                                   7                1                             1

SH        SAĞLIK TEKNİSYENİ                                                   7                1                             1

SH        HEMŞİRE                                                                       1                1                           1

SH        HEMŞİRE                                                                       3                2                           2

SH        HEMŞİRE                                                                       5                2                           2

TH       ARKEOLOG                                                                   1               34                         34

TH       ARKEOLOG                                                                   2                2                           2

TH       ARKEOLOG                                                                   3                8                           8

TH       ARKEOLOG                                                                   5                4                           4

TH       ARKEOLOG                                                                   6                2                           2

TH       ARKEOLOG                                                                   7                1                           1

TH       ARKEOLOG                                                                   8                2                           2

TH       MÜHENDİS                                                                    1               43                         43

TH       MÜHENDİS                                                                    2                6                           6

TH       MÜHENDİS                                                                    3                1                           1

TH       MÜHENDİS                                                                    5                3                           3

TH       MÜHENDİS                                                                    6                3                           3

TH       MÜHENDİS                                                                    7                5                           5

TH       MÜHENDİS                                                                    8                1                           1

TH       MİMAR                                                                          1               34                         34

TH       MİMAR                                                                          2                1                           1

TH       MİMAR                                                                          3                1                           1

TH       MİMAR                                                                          5                8                           8

TH       MİMAR                                                                          6                8                           8

TH       MİMAR                                                                          7                2                           2

TH       MİMAR                                                                          8                1                           1

TH       ŞEHİR PLANCISI                                                           1                9                           9

TH       ŞEHİR PLANCISI                                                           2                1                           1

TH       ŞEHİR PLANCISI                                                           3                2                           2

TH       ŞEHİR PLANCISI                                                           4                1                           1

TH       ŞEHİR PLANCISI                                                           5                5                           5

TH       ŞEHİR PLANCISI                                                           6                9                             9

TH       İSTATİSTİKÇİ                                                               1                5                           5

TH       İSTATİSTİKÇİ                                                               2                4                           4

TH       İSTATİSTİKÇİ                                                               5                1                           1

TH       EKONOMİST                                                                 1                1                           1

TH       DEKORATÖR                                                                1                1                           1

TH       TEKNİKER                                                                    1                3                           3

TH       FEN MEMURU                                                              3                1                           1

                                                                                                               SERBEST TUTULU

                                                                                                                KADRO   KADRO

SINIFI  UNVANI                                                                 DERECESİ   ADEDİ     ADEDİ TOPLAM

TH       TEKNİSYEN                                                                  3               23                         23

TH       TEKNİSYEN                                                                  4                3                           3

TH       TEKNİSYEN                                                                  5                6                           6

TH       TEKNİSYEN                                                                  6                3                           3

TH       TEKNİSYEN                                                                  7                4                           4

TH       TEKNİSYEN                                                                  8                3                           3

TH       TEKNİSYEN                                                                  9                1                           1

TH       TOPOGRAF                                                                   3                1                           1

TH       TEKNİK RESSAM                                                          3                5                           5

TH       TEKNİK RESSAM                                                          5                3                           3

TH       TEKNİK RESSAM                                                          6                1                           1

TH       TEKNİK RESSAM                                                          9                1                           1

YH       TEKNİSYEN YARDIMCISI                                           5                8                           8

YH       TEKNİSYEN YARDIMCISI                                           7                3                           3

YH       TEKNİSYEN YARDIMCISI                                           9                1                           1

YH       TEKNİSYEN YARDIMCISI                                          10               1                           1

YH       TEKNİSYEN YARDIMCISI                                          12               1                           1

YH       HİZMETLİ                                                                     5               12                         12

YH       HİZMETLİ                                                                     6                1                           1

YH       HİZMETLİ                                                                     7               11                         11

YH       HİZMETLİ                                                                     8                6                           6

YH       HİZMETLİ                                                                     9                3                           3

YH       HİZMETLİ                                                                    10              10                         10

YH       HİZMETLİ                                                                    11              19                         19

YH       HİZMETLİ                                                                    12              13                         13

YH       HİZMETLİ                                                                    13               4                           4

YH       AŞÇI                                                                               5                3                           3

YH       AŞÇI                                                                               7                1                           1

YH       AŞÇI                                                                              10               1                           1

YH       KALORİFERCİ                                                               6                1                           1

YH       KALORİFERCİ                                                              10               1                           1

YH       KALORİFERCİ                                                              11               3                           3

YH       KALORİFERCİ                                                              12               2                           2

YH       BEKÇİ                                                                            5               17                         17

YH       BEKÇİ                                                                            6                1                           1

YH       BEKÇİ                                                                            7                3                           3

YH       BEKÇİ                                                                            8                1                           1

YH       BEKÇİ                                                                           10               1                           1

YH       BEKÇİ                                                                           11               4                           4

YH       BEKÇİ                                                                           12               1                           1

YH       DAĞITICI                                                                      5                6                           6

  YH     DAĞITICI                                                                      6                1                           1

YH       DAĞITICI                                                                      7                2                           2

YH       DAĞITICI                                                                      8                3                           3

YH       DAĞITICI                                                                      9                1                           1

YH       DAĞITICI                                                                     11               1                           1

                                                                                                                                                       

                                                        TOPLAM                                           3 183          0          3 183

(I) SAYILI LİSTE

KURUMU     :  KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI

TEŞKİLÂTI   :  TAŞRA

İHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN

                                                                                                               SERBEST TUTULU

                                                                                                                KADRO   KADRO

SINIFI  UNVANI                                                                 DERECESİ   ADEDİ     ADEDİ TOPLAM

GİH      BÖL. DEV. SENF. ORK.MD.                                          1                1                           1

GİH      İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRÜ                            1               81                         81

GİH      İL KÜLTÜR VE TURİZM MD. YRD.                            1              100                       100

GİH      İST.  ATATÜRK KÜL.MRK. MD.                                 1                1                           1

GİH      ANK.ATATÜRK KÜL.MRK. MD                                  1                1                           1

GİH      İST.  ATATÜRK KÜL.MRK. MD. YRD                        1                3                           3

GİH      ANK.ATATÜRK KÜL.MRK. MD. YRD.                       1                3                           3

GİH      ANK. RESİM HEYKEL MÜZESİ MD.                           1                1                           1

GİH      BASMA YAZI VE RES. DRL. MD.                                 1                1                           1

GİH      CUMHURBAŞKANLIĞI SENF. ORK. MD.                     1                1                           1

GİH      DEV. GÜZEL SANAT. GALERİ MD.                             1                3                           3

GİH      DEV. KLASİK TÜRK MÜZ. KOR. MD.                         1                8                           8

GİH      DEV. TÜRK MÜZ. TOP. MD.                                       1                4                           4

GİH      DEV. TÜRK MÜZ. TOP. MD.                                       1                4                           4

GİH      DEV. TÜRK HALK MÜZ. KO. MD.                              1                4                           4

GİH      DEV. MOD. DANS TOP. MD.                                        1                1                           1

GİH      DEV. SENF. ORK MD.                                                   1                4                           4

GİH      DEV. MOD. FOLK MÜZ. TOP. MD.                             1                1                           1

GİH      TÜRK TASAVVUF MÜZ. TOP. MD.                             1                1                           1

GİH      DEV. ÇOK SES. MÜZ. KO. MD.                                     1                1                           1

GİH      DEV. HALK DANS. TOP. MD.                                      1                1                           1

GİH      ATATÜRK KÜL. M. AL. TES. VE İŞ MD.                    1                1                           1

GİH      TELİF HAKLARI VE SİNEMA MD.                              1                1                           1

GİH      DEV. GELEN. TÜRK. TIY. TOP. MD.                          1                1                           1

GİH      TAR. TÜRK MÜZİĞİ TOP. MD                                    1                1                           1

GİH      DEV. TÜRK DÜN. DANS VE MÜZ. TOP. MD.             1                1                           1

GİH      DEV. HALK OZAN TOP. MD.                                      1                1                           1

GİH      KÜTÜPHANE MÜD.                                                     1              215                       215

GİH      KÜTÜPHANE MÜD.                                                     2               16                         16

GİH      KÜTÜPHANE MÜD.                                                     3               28                         28

GİH      KÜTÜPHANE MÜD.                                                     4                6                           6

GİH      KÜTÜPHANE MÜD.                                                     5               16                         16

GİH      MÜZE MÜD.                                                                  1               88                         88

GİH      MÜZE MÜD.                                                                  2                1                           1

GİH      MÜZE MÜD.                                                                  3                6                           6

GİH      RESİM HEYKEL MÜZESİ VE GAL. MD.                      1                2                           2

GİH      REST. VE KONS. MRK. LAB. MD                                 1                1                           1

GİH      RÖLÖVE VE ANITLAR MD.                                         1               11                         11

GİH      KORUMA KURULU BÜRO MÜD.                                 1               20                         20

GİH      TURİZM EĞİTİM MERKEZİ MÜDÜRÜ                       1               12                         12

GİH      TURİZM AŞÇ. EĞ. MER. MÜD.                                    1                1                           1

                                                                                                               SERBEST TUTULU

                                                                                                                KADRO   KADRO

SINIFI  UNVANI                                                                 DERECESİ   ADEDİ     ADEDİ TOPLAM

GİH      BASMA YAZI VE RES. DRL. MD.YRD.                        1                2                           2

GİH      KÜTÜPHANE MÜD.YRD.                                            1               50                         50

GİH      KÜTÜPHANE MÜD.YRD.                                            2                4                           4

GİH      KÜTÜPHANE MÜD.YRD.                                            3                5                           5

GİH      MÜZE MÜD.YRD                                                          1               25                         25

GİH      RESİM HEY. MÜZESİ VE GAL. MD. YRD.                   1                2                           2

GİH      RESİM HEYKEL MÜZESİ MD. YRD.                            1                2                           2

GİH      RESİM HEYKEL MÜZESİ MD. YRD.                            1                2                           2

GİH      RESİM VE KON. MRK. LB. MD. YRD.                          1                2                           2

GİH      RÖLÖVE VE ANITLAR MD. YRD.                               1                8                           8

GİH      ŞUBE MÜDÜRÜ                                                             1              270                       270

GİH      ŞUBE MÜDÜRÜ                                                             2                3                           3

GİH      ŞUBE MÜDÜRÜ                                                             3                2                           2

GİH      UZMAN (ÖZELLEŞTİRME)                                          3                4                           4

GİH      UZMAN (ÖZELLEŞTİRME)                                          5                4                           4

GİH      KÜTÜPHANECİ                                                            1              133                       133

GİH      KÜTÜPHANECİ                                                            2                5                           5

GİH      KÜTÜPHANECİ                                                            3               62                         62

GİH      KÜTÜPHANECİ                                                            5                6                           6

GİH      KÜTÜPHANECİ                                                            6              170                       170

GİH      KÜTÜPHANECİ                                                            7               43                         43

GİH      ARAŞTIRMACI                                                              1               35                         35

GİH      ARAŞTIRMACI                                                              2                5                           5

GİH      ARAŞTIRMACI                                                              3               18                         18

GİH      ARAŞTIRMACI                                                              4                2                           2

GİH      FOLKLOR ARAŞTIRMACISI                                         1                7                           7

GİH      FOLKLOR ARAŞTIRMACISI                                         2                2                           2

GİH      FOLKLOR ARAŞTIRMACISI                                         3                4                           4

GİH      FOLKLOR ARAŞTIRMACISI                                         6                2                           2

GİH      FOLKLOR ARAŞTIRMACISI                                         7                6                           6

GİH      FOLKLOR ARAŞTIRMACISI                                         8               12                         12

GİH      MÜZE ARAŞTIRMACISI                                               1               97                         97

GİH      MÜZE ARAŞTIRMACISI                                               2                3                           3

GİH      MÜZE ARAŞTIRMACISI                                               3               14                         14

GİH      MÜZE ARAŞTIRMACISI                                               5                2                           2

GİH      MÜZE ARAŞTIRMACISI                                               6               29                         29

GİH      MÜZE ARAŞTIRMACISI                                               7               15                         15

GİH      KİTAP PATALOĞU                                                      7                2                           2

GİH      KİTAP PATALOĞU                                                      8                3                           3

GİH      MÜTERCİM                                                                   1                1                           1

GİH      FOTOĞRAFÇI                                                                5                5                           5

GİH      FOTOĞRAFÇI                                                                6                2                           2

GİH      ŞEF                                                                                 3              292                       292

GİH      ŞEF                                                                                 4               31                         31

GİH      ŞEF                                                                                 5               57                         57

GİH      ŞEF                                                                                 6                5                           5

                                                                                                               SERBEST TUTULU

                                                                                                                KADRO   KADRO

SINIFI  UNVANI                                                                 DERECESİ   ADEDİ     ADEDİ TOPLAM

GİH      ŞEF                                                                                 7                6                           6

GİH      ŞEF (ÖZELLEŞTİRME)                                                 3               32                         32

GİH      ŞEF (ÖZELLEŞTİRME)                                                 5               26                         26

GİH      AYNİYAT SAYMANI                                                    1               32                         32

GİH      AYNİYAT SAYMANI                                                    2               15                         15

GİH      AYNİYAT SAYMANI                                                    3               26                         26

GİH      AYNİYAT SAYMANI                                                    4               18                         18

GİH      AYNİYAT SAYMANI                                                    5               17                           17

GİH      AYNİYAT SAYMANI                                                    6               15                           15

GİH      AYNİYAT SAYMANI                                                    7                1                           1

GİH      AYNİYAT SAYMANI                                                    8                1                             1

GİH      AYNİYAT SAYMANI                                                    9                1                           1

GİH      AYNİYAT SAYMANI                                                   10               2                           2

GİH      MEMUR                                                                         5             1182                     1182

GİH      MEMUR                                                                         6              216                       216

GİH      MEMUR                                                                         7              152                       152

GİH      MEMUR                                                                         8              102                         102

GİH      MEMUR                                                                         9               84                           84

GİH      MEMUR                                                                        10             138                         138

GİH      MEMUR                                                                        11              24                         24

GİH      MEMUR                                                                        12               2                           2

GİH      AMBAR MEMURU                                                        5              139                       139

GİH      AMBAR MEMURU                                                        6               13                           13

GİH      AMBAR MEMURU                                                        7                8                           8

GİH      AMBAR MEMURU                                                        8                3                             3

GİH      AMBAR MEMURU                                                        9                5                           5

GİH      AMBAR MEMURU                                                       10              12                         12

GİH      AMBAR MEMURU                                                       11               3                           3

GİH      AMBAR MEMURU                                                       12               1                           1

GİH      ENFORMASYON MEMURU                                          5               89                         89

GİH      ENFORMASYON MEMURU                                          6               31                         31

GİH      ENFORMASYON MEMURU                                          7               24                         24

GİH      ENFORMASYON MEMURU                                          8               10                         10

GİH      ENFORMASYON MEMURU                                          9               13                         13

GİH      ENFORMASYON MEMURU                                         10              11                         11

GİH      ENFORMASYON MEMURU                                         11               2                           2

GİH      KORUMA VE GÜVENLİK GÖREVLİSİ                          5               41                         41

GİH      KORUMA VE GÜVENLİK GÖREVLİSİ                          6               54                         54

GİH      KORUMA VE GÜVENLİK GÖREVLİSİ                          7               61                         61

GİH      KORUMA VE GÜVENLİK GÖREVLİSİ                          8               36                         36

GİH      KORUMA VE GÜVENLİK GÖREVLİSİ                          9               29                         29

GİH      KORUMA VE GÜVENLİK GÖREVLİSİ                         10             125                       125

GİH      KORUMA VE GÜVENLİK GÖREVLİSİ                         11              70                         70

GİH      KORUMA VE GÜVENLİK GÖREVLİSİ                         12              40                         40

GİH      DAKTİLOGRAF                                                             5              165                       165

GİH      DAKTİLOGRAF                                                             6               39                         39

                                                                                                               SERBEST TUTULU

                                                                                                                KADRO   KADRO

SINIFI  UNVANI                                                                 DERECESİ   ADEDİ     ADEDİ TOPLAM

GİH      DAKTİLOGRAF                                                             7               26                         26

GİH      DAKTİLOGRAF                                                             8               14                         14

GİH      DAKTİLOGRAF                                                             9               16                         16

GİH      DAKTİLOGRAF                                                            10              14                         14

GİH      DAKTİLOGRAF                                                            11               6                           6

GİH      DAKTİLOGRAF                                                            12               2                           2

GİH      BİLGİSAYAR İŞLETMENİ                                            6                2                           2

GİH      BİLGİSAYAR İŞLETMENİ                                            7                2                           2

GİH      BİLGİSAYAR İŞLETMENİ                                            9                3                           3

GİH      BİLGİSAYAR İŞLETMENİ                                           10              47                         47

GİH      VERİ HAZ.VE KONT. İŞLETMENİ                               5                5                           5

GİH      VERİ HAZ.VE KONT. İŞLETMENİ                               6                3                           3

GİH      VERİ HAZ.VE KONT. İŞLETMENİ                               7                2                           2

GİH      VERİ HAZ.VE KONT. İŞLETMENİ                               9                1                           1

GİH      ŞOFÖR                                                                            5               51                         51

GİH      ŞOFÖR                                                                            6               33                         33

GİH      ŞOFÖR                                                                            7               33                         33

GİH      ŞOFÖR                                                                            8               16                         16

GİH      ŞOFÖR                                                                            9                9                           9

GİH      ŞOFÖR                                                                           10              11                         11

GİH      ŞOFÖR                                                                           11              17                         17

GİH      ŞOFÖR                                                                           12               5                           5

SH        DAİRE TABİBİ                                                              1                3                           3

SH        HEMŞİRE                                                                       3                1                           1

SH        HEMŞİRE                                                                       9                1                           1

TH       HEYKELTRAŞ                                                               1                1                           1

TH       HEYKELTRAŞ                                                               3                1                           1

TH       RESTORATÖR                                                               1                7                           7

TH       RESTORATÖR                                                               3                1                           1

TH       RESTORATÖR                                                               7                2                           2

TH       ARKEOLOG                                                                   1              240                       240

TH       ARKEOLOG                                                                   2                6                           6

TH       ARKEOLOG                                                                   3               24                         24

TH       ARKEOLOG                                                                   5               42                         42

TH       ARKEOLOG                                                                   6                6                           6

TH       ARKEOLOG                                                                   8               10                         10

TH       MÜHENDİS                                                                    1               49                         49

TH       MÜHENDİS                                                                    3                2                           2

TH       MÜHENDİS                                                                    5                7                           7

TH       MÜHENDİS                                                                    6                9                           9

TH       MÜHENDİS                                                                    7                2                           2

TH       MÜHENDİS                                                                    8               11                         11

TH       MİMAR                                                                          1               54                         54

TH       MİMAR                                                                          2                5                           5

TH       MİMAR                                                                          3                1                           1

TH       MİMAR                                                                          5                4                           4

                                                                                                               SERBEST TUTULU

                                                                                                                KADRO   KADRO

SINIFI  UNVANI                                                                 DERECESİ   ADEDİ     ADEDİ TOPLAM

TH       MİMAR                                                                          6                4                           4

TH       MİMAR                                                                          7                3                           3

TH       MİMAR                                                                          8               26                         26

TH       ŞEHİR PLANCISI                                                           1               10                         10

TH       ŞEHİR PLANCISI                                                           5                1                           1

TH       ŞEHİR PLANCISI                                                           6                1                           1

TH       ŞEHİR PLANCISI                                                           7                1                           1

TH       ŞEHİR PLANCISI                                                           8                7                           7

TH       JEOLOG                                                                         1                1                           1

TH       JEOMORFOLOG                                                            1                1                           1

TH       KİMYAGER                                                                   1                1                           1

TH       DEKORATÖR                                                                1                2                           2

TH       DEKORATÖR                                                                7                2                           2

TH       TEKNİKER                                                                    1                9                           9

TH       TEKNİKER                                                                    2                3                           3

TH       TEKNİKER                                                                    2                3                           3

TH       TEKNİKER                                                                    3                5                           5

TH       TEKNİKER                                                                    7                2                           2

TH       GRAFİKER                                                                     1                1                           1

TH       TEKNİSYEN                                                                  3               54                         54

TH       TEKNİSYEN                                                                  4               14                         14

TH       TEKNİSYEN                                                                  5               35                         35

TH       TEKNİSYEN                                                                  6                3                           3

TH       TEKNİSYEN                                                                  7                3                           3

TH       TEKNİSYEN                                                                  8                5                           5

TH       TEKNİSYEN                                                                  9                5                           5

TH       TEKNİSYEN                                                                 10               4                           4

TH       TEKNİSYEN                                                                 11               1                           1

TH       TOPOGRAF                                                                   5                1                           1

TH       TEKNİK RESSAM                                                          3                1                           1

TH       TEKNİK RESSAM                                                          4                4                           4

TH       TEKNİK RESSAM                                                          5                4                           4

TH       TEKNİK RESSAM                                                          6                2                           2

TH       TEKNİK RESSAM                                                          7                1                           1

YH       TEKNİSYEN YRD.                                                        5               29                         29

YH       TEKNİSYEN YRD.                                                        6                7                           7

YH       TEKNİSYEN YRD.                                                        7               11                         11

YH       TEKNİSYEN YRD.                                                        8                3                           3

YH       TEKNİSYEN YRD.                                                        9                2                           2

YH       TEKNİSYEN YRD.                                                       10               1                           1

YH       TEKNİSYEN YRD.                                                       11               3                           3

YH       TEKNİSYEN YRD.                                                       12               1                           1

YH       HİZMETLİ                                                                     5              227                       227

YH       HİZMETLİ                                                                     6              117                       117

YH       HİZMETLİ                                                                     7              251                       251

YH       HİZMETLİ                                                                     8               68                         68

                                                                                                               SERBEST TUTULU

                                                                                                                KADRO   KADRO

SINIFI  UNVANI                                                                 DERECESİ   ADEDİ     ADEDİ TOPLAM

YH       HİZMETLİ                                                                     9               48                         48

YH       HİZMETLİ                                                                    10              34                         34

YH       HİZMETLİ                                                                    11             130                       130

YH       HİZMETLİ                                                                    12              26                         26

YH       HİZMETLİ                                                                    13               1                           1

YH       AŞÇI                                                                               5                1                           1

YH       AŞÇI                                                                               6                1                           1

YH       AŞÇI                                                                               7                2                           2

YH       AŞÇI                                                                               8                2                           2

YH       AŞÇI                                                                              10               1                           1

YH       AŞÇI                                                                              12               1                           1

YH       KALORİFERCİ                                                               5               26                         26

YH       KALORİFERCİ                                                               6               27                         27

YH       KALORİFERCİ                                                               7               46                         46

YH       KALORİFERCİ                                                               8               14                         14

YH       KALORİFERCİ                                                               9                8                           8

YH       KALORİFERCİ                                                              10               8                           8

YH       KALORİFERCİ                                                              11              24                         24

YH       KALORİFERCİ                                                              12               9                           9

YH       İTFAİYECİ                                                                    5                1                           1

YH       İTFAİYECİ                                                                    6                1                           1

YH       İTFAİYECİ                                                                    7                5                           5

YH       İTFAİYECİ                                                                    8                5                           5

YH       İTFAİYECİ                                                                   11               9                           9

YH       İTFAİYECİ                                                                   12               5                           5

YH       BEKÇİ                                                                            5              276                       276

YH       BEKÇİ                                                                            6               63                         63

YH       BEKÇİ                                                                            7              287                       287

YH       BEKÇİ                                                                            8               99                         99

YH       BEKÇİ                                                                            9               49                         49

YH       BEKÇİ                                                                           10              79                         79

YH       BEKÇİ                                                                           11             366                       366

YH       BEKÇİ                                                                           12              68                         68

YH       DAĞITICI                                                                      5                1                           1

                                                                                                                                                       

                                                         TOPLAM                                          8 686          0          8 686

 


(I) SAYILI LİSTE

KURUMU        :  KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI                                                                

TEŞKİLÂTI      :  YURT DIŞI                                                                                                      

İHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN

                                                                                                               SERBEST TUTULU

                                                                                                                KADRO   KADRO

SINIFI  UNVANI                                                                 DERECESİ   ADEDİ     ADEDİ TOPLAM

GİH      KÜLTÜR VE TANITMA ATAŞESİ                               2                7                           7

GİH      KÜLTÜR VE TANITMA ATAŞESİ                               3                4                           4

GİH      KÜLTÜR VE TANITMA ATAŞESİ                               4                5                           5

GİH      KÜLTÜR VE TANITMA MÜŞAVİRİ                            1               20                         20

GİH      KÜLTÜR VE TANITMA MÜŞAVİRİ                            2                4                           4

GİH      KÜLTÜR VE TANITMA ATAŞE YRD.                        4                5                           5

GİH      KÜLTÜR VE TANITMA ATAŞE YRD.                        5                8                           8

GİH      KÜLTÜR VE TANITMA MÜŞAVİR YRD.                    2                4                           4

GİH      KÜLTÜR VE TANITMA MÜŞAVİR YRD.                    3                3                           3

                                                                                                                                                       

                                                              TOPLAM                                       60            0            60

 

(I) SAYILI LİSTE

KURUMU     :  KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI

TEŞKİLÂTI   :  DÖNER SERMAYE İŞLETMESİ

İHDASI UYGUN GÖRÜLEN KADROLARIN

                                                                                                                                     

                                                                                                               SERBEST TUTULU

                                                                                                                KADRO   KADRO

SINIFI  UNVANI                                                                 DERECESİ   ADEDİ     ADEDİ TOPLAM

GİH      İŞLETME MÜDÜRÜ                                                      1               10                         10

GİH      MERKEZ MÜDÜRÜ                                                      1                1                           1

GİH      ŞEF                                                                                 3               10                         10

GİH      ŞEF                                                                                 4                2                           2

GİH      ŞEF                                                                                 5                2                           2

GİH      SAYMAN                                                                       1                1                           1

GİH      PROGRAMCI                                                                 4                1                           1

GİH      BİLGİSAYAR İŞLETMENİ                                            5                1                           1

GİH      BİLGİSAYAR İŞLETMENİ                                            7                1                           1

GİH      DAKTİLOGRAF                                                             5                1                           1

GİH      DAKTİLOGRAF                                                             7                1                           1

GİH      DAKTİLOGRAF                                                             8                1                           1

GİH      AMBAR MEMURU                                                        5                1                           1

GİH      VEZNEDAR                                                                   4                2                           2

                                                                                                               SERBEST TUTULU

                                                                                                                KADRO   KADRO

SINIFI  UNVANI                                                                 DERECESİ   ADEDİ     ADEDİ TOPLAM

GİH      VEZNEDAR                                                                   5                1                           1

GİH      VEZNEDAR                                                                   6                2                           2

GİH      VEZNEDAR                                                                   7                1                           1

GİH      VEZNEDAR                                                                   8                1                           1

GİH      MEMUR                                                                         5                2                           2

GİH      MEMUR                                                                         7                1                           1

GİH      MEMUR                                                                         9                1                           1

GİH      MEMUR                                                                        10               2                           2

GİH      AYNİYAT MEMURU                                                    8                1                           1

GİH      ŞOFÖR                                                                            5                1                           1

GİH      ŞOFÖR                                                                            7                1                           1

GİH      TEKNİSYEN                                                                  4                1                           1

YH       HİZMETLİ                                                                    11               1                           1

YH       HİZMETLİ                                                                    12               1                           1

                                                                                                                                                       

                                                              TOPLAM                                       52            0            52

 

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyon) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Önerge sahipleri?..

EYÜP FATSA (Ordu) - Gerekçe okunsun Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

4046 sayılı Özelleştirme Yasasıyla Bakanlığa verilen uzman kadrolarının sayısıyla İl Koordinasyon Kurulu kararıyla verilen koruma ve güvenlik görevlisi kadro sayısı korunmadığından, mevcut kadro sayısını oldukça aşan araştırmacı kadrosu verildiğinden, Kültür Merkezleri Müdürlüğü ile Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğü il müdürlüğü koordinasyonunda şube müdürü olarak tek çatı altında birleştirildiğinden, Bakanlık tarafından kullanılamayacak 15 inci derece 350 adet memur kadrosu ihdas edildiğinden ve halihazırda vekâleten ya da tedviren yürütülmek zorunda olup, boş görünmesi nedeniyle iptal edilen kadrolar olduğundan ve kütüphaneci, kütüphane müdürü, koruma ve güvenlik görevlisi gibi Bakanlığın en çok ihtiyaç duyduğu kadrolar için, halen görev yapan ve gerçekte yetersiz olan personel sayısı kadar kadro ihdas edilmiş olmasından dolayı kadro cetvelinin yeniden düzenlenmesi zarureti doğmuştur. Bu yeni düzenlemeyle, Bakanlık, toplamda 1 211 kadrosundan feragat etmektedir.

BAŞKAN- Sayın milletvekilleri, Komisyonun katılmadığı, Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 31 inci maddesinin ikinci fıkrasına "atanmaları" ibaresinden sonra gelmek üzere "taşra teşkilatına ilişkin bulunanlar valilik emrine olmak ve bunlar hakkında 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu hükümleri uygulanmak ve ilk altı ay için Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğe 3.10.2000 tarih ve 24189 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelikle eklenen ek 1 inci madde hükümlerinin uygulanmaması kaydıyla" ibaresinin, yine aynı maddenin sonuna ise "2003 yılı için 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 9 uncu maddesinin son fıkrası hükmü uygulanmaz" fıkrasının eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                         Eyüp Fatsa    (Ordu) ve arkadaşları

BAŞKAN- Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyon)- Genel Kurulun takdirine bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN- Hükümet katılıyor mu?

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta)- Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN- Sayın milletvekilleri, Komisyonun takdire bıraktığı, Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 5 inci Bölümü Geçici 2 nci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                         Oğuz Oyan    (İzmir) ve arkadaşları

Kültür Bakanlığı ve Turizm Bakanlığında; Müsteşar, Teftiş Kurulu Başkanı, Müsteşar Yardımcısı, Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı, Millî Kütüphane Başkanı, 1 inci Hukuk Müşaviri, Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanı, Millî Kütüphane Başkan Yardımcısı, Daire Başkanı, Ataşe, Tanıtma Ataşesi, Kültür Müşaviri, Tanıtma Müşaviri,  Tanıtma Ataşe Yardımcısı, Tanıtma Müşaviri Yardımcısı, Özel Kalem Müdürü, Bakanlık Müşaviri, Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri, Savunma Sekreteri ile İl Kültür Müdürü, İl Kültür Müdür Yardımcısı, İl Turizm Müdürü ve İl Turizm Müdür Yardımcısı unvanlı görevlerde bulunanların görevleri, bu kanunun yayımı tarihinde sona erer. Bu kişilerin kadroları 3046 sayılı Kanunun Geçici 1 inci maddesi uyarınca şahıslarına bağlı olarak saklı tutulur.

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyon) - Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Takdire bırakıyorsunuz.

Hükümet katılıyor mu?

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Katılamıyorsunuz.

OĞUZ OYAN (İzmir) - Gerekçe okunsun Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Bakanlıkların tasarıdaki gibi birleşmeleri durumunda yönetim kadrolarının toptan iptal edilmesi ve şahsa bağlı kadro olarak gösterilmemesi her iki bakanlıkta çalışmakta olan yetişmiş birçok personeli mağdur edecektir.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Komisyonun takdire bıraktığı, Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmemiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının Geçici 2 nci maddesinin ikinci fıkrasına "İl Turizm Müdür Yardımcısı" ibaresinden sonra gelmek üzere "Halk Kültürlerini Araştırma Dairesi Başkanı, Millî Folklor Araştırma Dairesi Başkanı, Güzel Sanatlar Galerisi Müdürü, Güzel Sanatlar Galerisi Müdür Yardımcısı, Danışma Müdürü" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                         Eyüp Fatsa    (Ordu) ve arkadaşları

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyon) - Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Takdire bırakıyorsunuz.

Hükümet katılıyor mu?

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Önerge sahipleri gerekçeyi mi okutalım?

EYÜP FATSA (Ordu) - Gerekçe okunsun Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Bakanlık taşra teşkilatının iş ve işlemlerinin il müdürlüğünün koordinasyonunda tek elden yürütülmesi amaçlanmaktadır.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Komisyonun takdire bıraktığı, Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının Geçici 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının sonuna "Aynı uygulamadan bu fıkradaki şartları taşıyan bakanlık personeli de yararlandırılır" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                                                         Eyüp Fatsa    (Ordu) ve arkadaşları

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyon) - Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

KÜLTÜR BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi mi?..

EYÜP FATSA (Ordu) - Gerekçeyi okuyalım Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Başka kurumlarda çalışan personel için tanınan haklardan aynı şartları taşıyan bakanlık personelinin de eşitlik ve hakkaniyet ilkesi gereği yararlandırılması amaçlanmaktadır.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Komisyonun takdire bıraktığı, Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, beşinci bölümü, kabul edilen önergeler doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyon) - Sayın Başkan, bir düzeltme talebimiz var, onu ifade edeyim.

BAŞKAN - Buyurun.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyon) - 33 üncü maddenin (d) bendinde, paragraf ortasında "ibaresinin" kelimesinin "ibaresi" olarak değiştirilmesi; yine, paragraf sonunda "ise" kelimesinin kaldırılması; 38 inci maddenin paragraf sonunda, geçici madde 3'ün paragraf sonunda "38 inci madde" ifadesinin "32 nci madde" olarak değiştirilmesi.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Komisyonun belirttiği redaksiyonla birlikte, kabul edilen önergeler doğrultusunda beşinci bölümü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.

Tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.

Açıkoylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama için 3 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini; bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı     :                  279

Kabul                            :                  224

Ret                                :                    55

Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır. (1)

Kültür ve Turizm Bakanlığının ülkemize, milletimize hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyor; özverili çalışmalarından dolayı Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna ve tüm milletvekili arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 17 Nisan 2003 Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati : 23.30

 

                                           

(1) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.