DÖNEM : 22 CİLT : 11 YASAMA
YILI : 1
T. B. M. M.
TUTANAK
DERGİSİ
62 nci
Birleşim
4 . 4 . 2003 Cuma
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GündemdIşI
Konuşmalar
1. - Hatay Milletvekili Züheyir Amber'in, inanç turizmine ilişkin
gündemdışı konuşması
2. - Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Yılmazcan'ın, Dünya Su Gününe
ilişkin gündemdışı konuşması
3. - Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın, Burdur İlinin
sorunlarına ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması
B) Tezkereler ve
Önergeler
1. - NATO Parlamenter Asamblesinde TBMM'yi temsil edecek Aksaray
Milletvekili Ramazan Toprak'ın, siyasî parti grup başkanlıklarınca aday
gösterildiğine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/236)
IV. - ÖNERİLER
A) DanIşma
Kurulu Önerİlerİ
1. - 4811 sayılı Vergi Barışı Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 48 saat geçmeden "Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 2 nci
sırasına alınmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
1. - İş Kanunu Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonu Raporu (1/534) (S. Sayısı: 73)
2. - Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili
Faruk Çelik ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mustafa Özyürek ve 21 Milletvekilinin; 4811 Sayılı Vergi Barışı Kanununun Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (2/106) (S. Sayısı:108)
3. - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Kanun
Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/101) (S. Sayısı: 106 ve 106'ya 1
inci Ek)
VI. - SORULAR VE CEVAPLAR
A) YazIlI
Sorular ve CevaplarI
1. - Aydın Milletvekili Özlem Çerçioğlu'nun, amatör denizcilere
uygulanan zorunlu sağlık kontrolüne ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım'ın cevabı (7/289)
2. - Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı'nın, Denizli'deki kamu
binalarının depreme karşı dayanıklılığına ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve
İskân Bakanı Zeki Ergezen'in cevabı (7/297)
3. - Kırıkkale Milletvekili Halil Tiryaki'nin, Kırıkkale İlindeki yol
yapım projelerine ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki Ergezen'in
cevabı (7/312)
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak dört oturum yaptı.
İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'in, Sosyal Sigortalar Kurumu emeklileri
ile onların dul ve yetimlerinin aylıklarına bir önceki ayın tüketici fiyat
endeksi ( TÜFE ) oranında yapılan zammın maaşlara geç yansıtılmış olmasından
doğan alacaklarına,
İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Özpolat'ın, 5 Nisan Avukatlar Günü
nedeniyle, savunma hakkının önemine ve avukatların sorunlarına,
İlişkin gündemdışı konuşmalarına, Adalet Bakanı Cemil Çiçek cevap verdi;
İstanbul Milletvekili Zeynep Karahan Uslu, bu yıl 39 uncusu kutlanılan
Kütüphaneler Haftası nedeniyle, kütüphanelerin sorunlarına ve çözüm yollarına
ilişkin gündemdışı bir konuşma yaptı.
Ankara Milletvekili Yakup Kepenek ve 33 milletvekilinin, kamu iktisadî
teşebbüslerinin özelleştirilmesi konusunda Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/57) okundu; önergenin gündemdeki yerini alacağı ve
öngörüşmesinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Muğla Milletvekili Ali Arslan'ın, (6/223) esas numaralı sözlü sorusunu
geri aldığına ilişkin önergesi okundu; sözlü sorunun geri verildiği bildirildi.
Genel Kurulun 3 Nisan 2003 Perşembe günkü (bugün) birleşiminde, daha
önce gelen kâğıtlar listesinde yayımlanan ve bastırılarak dağıtılan 107 sıra
sayılı, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair 16.3.2003 Tarihli ve 4827 Sayılı Kanun ve Anayasanın 89 uncu Maddesi
Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ve
Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun, 48 saat geçmeden, gündemin "Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 5 inci
sırasına alınmasına ve çalışma süresinin, gündemin 6 ncı sırasına kadar olan
işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar uzatılmasına,
4 Nisan 2003 Cuma günü Genel Kurulun saat 14.00'te toplanmasına ve bu
birleşimde, 106 sıra sayılı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin ikinci görüşmelerine başlanarak,
çalışma süresinin, teklifin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar olmasına,
İlişkin AK Parti Grubu önerisi, yapılan görüşmelerden sonra, kabul
edildi.
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmının:
1 inci sırasında bulunan, İş Kanunu Tasarısının (1/534) (S. Sayısı: 73)
görüşmeleri, komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından,
2 nci sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin (2/101) (S. Sayısı: 106)
ikinci görüşmesi, ikinci görüşmeye birinci görüşmenin bitiminden 48 saat
geçmeden başlanamayacağından,
Ertelendi;
3 üncü sırasında bulunan, Ekonomik İstikrarı Sağlamak İçin Ek Vergiler
Alınması Hakkında Kanun Tasarısının (1/540) (S. Sayısı : 105),
4 üncü sırasında bulunan, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununa
Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Tasarısının (1/401) (S. Sayısı : 74),
Yapılan açıkoylamalardan sonra, kabul edildikleri ve kanunlaştıkları;
5 inci sırasına alınan ve Cumhurbaşkanınca bir daha görüşülmek üzere
geri gönderilen, Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanunun (1/544) (S. Sayısı : 107) yapılan açıkoylamadan sonra,
kabul edildiği;
Açıklandı;
Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6 ncı maddesinin görüşmeleri
sırasında Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, partilerine ve genel başkanlarına
sataşması nedeniyle bir konuşma yaptı.
Alınan karar gereğince, 4 Nisan 2003 Cuma günü saat 14.00'te toplanmak
üzere, birleşime 22.38'de son verildi.
Yılmaz Ateş |
|
|
Başkanvekili |
|
|
|
Ahmet Küçük |
Enver Yılmaz |
|
Çanakkale |
Ordu |
|
Kâtip Üye |
Kâtip Üye |
No. : 84
II. - GELEN KÂĞITLAR
4 . 4 . 2003 Cuma
Tasarı
1. - İcra ve İflas Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
(1/550) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2003)
Teklif
1. - İzmir Milletvekili Bülent Baratalı'nın; Harçlar Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/107) (Plan ve Bütçe Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 1.4.2003)
Rapor
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili
Faruk Çelik ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mustafa Özyürek ile 21 Milletvekilinin; 4811 Sayılı Vergi Barışı Kanununun Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (2/106) (S. Sayısı: 108) (Dağıtma tarihi: 4.4.2003) (GÜNDEME)
Sözlü Soru Önergeleri
1. - Samsun Milletvekili Haluk Koç'un, Samsun'daki mobil santrallerle
ilgili yargı kararları konusunda Valiliğin uygulamalarına ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/353) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.4.2003)
2. - Samsun Milletvekili Haluk Koç'un, Samsun'daki mobil santrallerde
kullanılan yakıta ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru
önergesi (6/354) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.4.2003)
3. - Mersin Milletvekili Ersoy Bulut'un, Antalya-Mersin karayolunun
Silifke-Gazipaşa bölümüne ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru
önergesi (6/355) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.4.2003)
4. - Kırıkkale Milletvekili Halil Tiryaki'nin, ihale ilanlarının
yayımına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/356) (Başkanlığa geliş
tarihi: 3.4.2003)
5. - Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik'in, Irak politikasıyla
ilgili basında yer alan bazı iddialara ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/357) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.4.2003)
6. - Afyon Milletvekili Halil Ünlütepe'nin, ABD'nin İskenderun'dan Kuzey
Irak'a askerî sevkiyat yaptığı iddialarına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/358) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.4.2003)
Yazılı Soru Önergeleri
1. - Aydın Milletvekili Özlem Çerçioğlu'nun, BM İnsan Hakları Eğitimi On
Yılı Ulusal Komitesinin çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/368) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.4.2003)
2. - Mersin Milletvekili Ersoy Bulut'un, kamu bankalarıyla ilgili
atamalara ve Özelleştirme İdaresinin bağlantısının değiştirilmesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/369) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.4.2003)
3. - Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur'un, Adana Kız Lisesinin
onarımına ve Tepebağ Lisesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/370) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.4.2003)
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati : 14.00
4 Nisan 2003 Cuma
BAŞKAN : Başkanvekili Yılmaz ATEŞ
KÂTİP ÜYELER : Enver YILMAZ (Ordu), Ahmet
KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62 nci
Birleşimini açıyorum.
Toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.
Sayın milletvekilleri, üç sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.
Gündemdışı ilk söz, inanç turizmiyle ilgili söz isteyen, Hatay
Milletvekili Sayın Züheyir Amber'e aittir.
Buyurun Sayın Amber. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz 5 dakika.
III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GündemdIşI
Konuşmalar
1. - Hatay Milletvekili Züheyir Amber'in,
inanç turizmine ilişkin gündemdışı konuşması
ZÜHEYİR AMBER (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; inanç
turizmi hakkında gündemdışı söz almış bulunmaktayım; hepinizi saygı ve sevgiyle
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bilindiği üzere, insanlık tarihinin üç büyük dini
olan Musevilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık, dünyanın en büyük uygarlıklarını
barındıran Anadolu topraklarında olgunlaşmış ve etkileri tüm dünyaya
yayılmıştır.
Gerek ilkçağ medeniyetlerinin Anadolu'da gelişmesi gerekse
Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde havarilerin, ortaçağda ise, Musevilerin
bulundukları ülkelerde ağır baskı ve yok etme politikaları sonucu bu topraklara
sığınmış olmaları, Türklerin kendi dini olan İslamiyete ait eserlerin yanı sıra
çok sayıda sinagog ve kilisenin Anadolu'da yer almasına neden olmuştur.
Anadolu'da kutsal olarak adlandırılabilecek yerler tarih boyunca izler
bırakmışlardır ve bazılarının adları da kutsal kitaplarda geçmektedir.
Milletimizin İslamî anlayış paralelinde derin saygı ve hoşgörüsü
içerisinde günümüze kadar ulaşan bu eserler, Türkiye'yi diğer ülkelerden daha
avantajlı konuma getirmektedir.
Değerli milletvekilleri, benim bölgem olan Hatay'a -Hatay'ın Antakyası-
gözlerimizi çevirdiğimiz zaman, tarihî gelişimimizin ne kadar uzun soluklu
olduğunu görmekteyiz. Kökleri büyük İskender'e kadar dayanan ve ilk
olimpiyatların yapıldığı yer olan Antakya -yani, ilk olimpiyatlar Atina'da
değil, Antakya'da yapılmıştır. Özellikle ben, bunu, burada, sizlere vurgulamak
istiyorum- tarih boyunca bir kültür ve inanç şehri olmuştur. İsa çarmıha
gerildikten sonra, havarileri, gizlenmek ve baskıdan kurtulmak için Snt
Pierre'in memleketi olan Antakya'ya gelmişler, o gün doğal mağara olan bugünkü
Snt Pierre Kilisesinde ilk toplantılarını yapmışlar ve dünyanın ilk kilisesi
bizim Antakya'nın Snt Pierre Kilisesidir ve Hıristiyanlık adı ilk burada
telaffuz edilmiştir. Snt Paul ve Snt Barnabas gibi, yine, meşhur Hıristiyan
havarileri Antakya'da doğmuşlar, Antakya'da büyümüşler ve Antakya'da
Hıristiyanlığı yaymaya çalışmışlardır.
Kur'an-ı Kerim'in Yasin Suresinde bahsedilen büyük din mücahidi Habib
Neccar (Habi bünneccar) olayı da yine bizim Antakya'da yaşanmıştır. Ayrıca,
sağlık ve şifa dağıtıcısı meşhur Şeyh Yusuf-ül Hakim de Antakya'da yaşamıştır;
halen türbesi dünyanın bütün ülkelerinden gelenler tarafından ziyaret edilmekte
ve gezilmektedir.
UNESCO'nun kendisi, bu yıl, dünyanın sayılı şehirleri arasında
Antakya'yı, "Dünyanın Barış Şehri" ödülüne aday göstermiştir. Bu, bir
kültür ve inanç merkezi olan Antakya'nın, tüm dünyada turizm, özellikle inanç
turizmi açısından önemini bir kat daha artırdığının delilidir.
Değerli arkadaşlar, insanların ikamet ettikleri, çalıştıkları ve olağan
gereksinimlerini karşıladıkları yerlerin dışında, dinî inançlarını
gerçekleştirmek, inanç çekim merkezlerini görmek amacıyla yaptıkları turistik
gezilerin turizm olgusu içerisinde değerlendirilmesi, inanç turizmi olarak
tanımlanmaktadır. Bu üç büyük dinin günümüze kadar ulaşan eserleriyle büyük bir
potansiyel oluşturan inanç turizmine, gereken önem ve değer bugüne kadar
verilmemiştir.
Ülkemiz yıllardır ekonomik krizler yaşamakta ve buna paralel olarak da
işsizlik sorunu hızla büyümektedir. Sanayimizin, tarımımızın ve finans
sektörümüzün ne durumda olduğu ortadadır. Kriz ve durgunluk ortamlarında bile
istihdamı artıran turizm, artı değer yaratan bir sektördür. Turizmin gelişmesi
tüm sektörlere olumlu yansımaktadır. Maalesef, ülkemizde turizm denilince ilk
akla gelen, güney sahilleri, deniz, kum ve güneştir; oysa, ülkemiz, yılın oniki
ayında turizmden gelir elde edebilecek potansiyele sahiptir. Bunun en önemli
çıkış noktası da inanç turizmidir. Üzerinde yaşadığımız Anadolu, insanların
ortak kültür mirası açısından benzersiz bir öneme sahiptir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Amber, sözlerinizi tamamlar mısınız.
ZÜHEYİR AMBER (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Kutsal yerler, ülkenin diğer tarihsel zenginlikleri, doğal güzellikleriyle
birleştirilerek Türkiye'nin tanıtımı amaçlanmalıdır. Sadece, benim bölgem olan
Hatay'ın inanç turizm potansiyeli tam olarak kullanılsa, tüm Türkiye'nin şu an
inanç turizminden sağladığı geliri 2 kat artırır.
Değerli arkadaşlar, Irak savaşının yaşandığı şu günlerde çok daha
sağduyulu olmamız gereken bir süreç geçirmekteyiz. İnanç turizmiyle barış
yolunda bir adım atarak, hoşgörü ve ayırımsız sevgimizi tüm dünyaya
duyurmalıyız.
Hükümetimizin bu konuya duyarlı yaklaşmasını umuyor, barış dolu günlerin
gelmesi umuduyla, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN- Teşekkür ederim Sayın Amber.
Gündemdışı ikinci söz, Dünya Su Günü nedeniyle söz isteyen,
Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mehmet Yılmazcan'a aittir.
Buyurun Sayın Yılmazcan. (AK Parti sıralarından alkışlar)
2. - Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet
Yılmazcan'ın, Dünya Su Gününe ilişkin gündemdışı konuşması
MEHMET YILMAZCAN (Kahramanmaraş)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Dünya Su Günü münasebetiyle gündemdışı konuşmak üzere, söz almış bulunuyorum;
Yüce Heyetinizi ve Büyük Türk Milletini saygıyla selamlıyorum.
Hayatın ana unsuru olan suyla ilgili algılamalar, uzun yıllar, insanın
ve bulunduğu çevrenin ihtiyaçlarının karşılanmasıyla sınırlı kalmıştır. 20 nci
Yüzyılın sonlarında, suyun global anlamda ele alınması, başka bir deyişle,
suyun, bulunduğu bölgede kullanılıp tüketilen bir madde olduğu anlayışının
yerine, insanlığın ortak değeri olduğu anlayışı benimsenmiştir. 1992 yılında
Brezilya'nın Rio De Janerio kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre ve
Kalkınma Konferansında, Dünya Su Gününün kutlanması fikri olgunlaşmıştır.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Su ve Çevre Konferansı ile Birleşmiş Milletler
Su ve Kalkınma Konferansında yapılan öneriler doğrultusunda, her yıl mart
ayının 22 nci gününün Dünya Su Günü olarak kutlanmasına karar verilmiştir.
Dünya Su Gününün amacı, politik ve toplumsal su bilincini geliştirerek,
global su anlayışını yerleştirmek ve su kullanımında sorumluluk ilkesini
yaygınlaştırmaktır. 16-23 Mart tarihlerinde Japonya'nın Kyoto, Shiga ve Osaka
şehirlerinde toplanan Üçüncü Dünya Su Forumu; su, sağlık, gıda, ekosistem,
şehirler, sanayi, risk yönetimi, su değerlendirme, kaynak paylaşımı, ortak
anlayış geliştirilmesi ve yönetimi konularında yoğunlaşmıştır.
Gelişmekte olan ülkelerde görülen güvenilir su kıtlığı ve
temizlik-tuvalet eksikliği, özellikle kız çocuklarının eğitimini ve gelişmesini
olumsuz etkilemektedir. Okul Temizliği ve Hijyen Eğitimi Projesi, halen yedi
ülkede yürütülmektedir. Su kullanımının merkezî düzeyde ele alınması gereği
giderek ağırlık kazanmıştır. Bu durum, su teminine dair geleneksel görüşlerin
yeniden değerlendirilmesi sürecini başlatmıştır. Su kullanıcılarının gerçek
ihtiyaçlarını karşılama gereği, sektörel sınırlamaların kaldırılması, yeni
pratik çözüm arayışlarını zorlaştırmaktadır. Yeni çözümler, politika tespiti,
teknik, kurumsal, çevresel ve finansal yönleriyle ele alınmalıdır.
Ülkemizdeki kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin, etkin ve
sorumlu su kullanımı konularında ciddî birikimleri vardır. Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğümüzün sulama barajları, içme suyu kullanımı ve hidroelektrik
barajlar alanlarında yaptığı çalışmalar, hepimizin malumudur. Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğümüzün, yaptığı çalışmalar ve yetiştirdiği elemanlarla, ekonomik
kalkınma hamlemizde özel bir yeri vardır. Devlet Su İşleri önderliğinde kurulan
sulama birlikleri ve sulama kooperatifleri ile sivil toplum örgütü
niteliğindeki suya dayalı kalkınma organizasyonları, Türkiye'nin su kullanımı
konusundaki geldiği seviyeyi ve branşlaşmayı göstermektedir.
Dünya standartlarına göre, kişi başına 10 000 metreküpün üzerinde su
potansiyeline sahip ülkeler, su kullanımı açısından zengin ülkeler
sayılmaktadır. Ülkemizde ise, kişi başına su kullanımı 1 700 metreküp
civarındadır. Dolayısıyla, ülkemiz, su kullanımı açısından fakir ülkeler
arasında yer almaktadır. Ülkemizin, toplam 110 milyar metreküp olan
kullanılabilir su kaynaklarının sadece üçte 1'i geliştirilmiştir. Tamamının
tüketime sunulmasında 2030 yılı hedeflenebilmiştir. Bu ise, ancak mevcut su
kaynaklarının tahrip edilmeden korunup, akılcı kullanımı ve gelecek nesillere
aktarılmasıyla mümkün olabilecektir. Artan dünya nüfusu, ekonomik gelişmeyle
birlikte, su kaynaklarının petrol kaynaklarından daha stratejik hale geleceği
yönündeki görüşleri güçlendirmektedir.
Birleşmiş Milletler su raporunda, Türkiye'nin su kaynaklarının, gelecek
kırk yılda, çevre ülkelere nispeten avantajlı durumda olacağı ve çevre
ülkelerde yaşanacak aşırı kuraklığın Türkiye'nin saldırıya uğramasına sebep
olabileceği görüşlerine yer verilmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Yılmazcan.
MEHMET YILMAZCAN (Devamla) - Nitekim, bugün tarihli bazı gazetelerde,
Türkiye'nin, Irak savaşı sonrasında, Irak'a yerleşecek yeni nüfus sahiplerinden
su baskısına maruz kalacağına dair görüşler yer almaktadır. Petrol zengini, su
fakiri Ortadoğu ülkelerinin su sıkıntısı, Türkiye'nin taraf olmadığı
İsrail-Suriye barış görüşmelerinde gündeme gelmiştir. Ülkemizin güneydoğusunda
yaşanan terör eylemlerinin arkasında, Türkiye'nin elindeki su kaynaklarının
elinden alınarak, su ve petrol yönünden güçlü yeni cazibe merkezlerinin
oluşturulması senaryoları konunun uzmanları tarafından dile getirilmektedir.
Bütün bu faktörleri Türkiye'nin kendi lehine çevirme imkânı vardır.
Küresel anlamda değişen su kullanım anlayışını, sürdürülebilir
kalkınmayı ve önümüzdeki on yılların stratejik maddesi olacak su konusunu
Meclisimizin özel bir komisyonla takip etmesinin elzem olduğu inancındayım.
Dünya Su Gününün, ülkemize ve bütün dünya uluslarına refah ve mutluluk
getirecek çalışmaları başlatmasına vesile olmasını diliyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yılmazcan.
Gündemdışı üçüncü söz, Burdur İlinin sorunları konusunda söz isteyen
Burdur Milletvekili Sayın Ramazan Kerim Özkan'a aittir.
Buyurun Sayın Özkan. (CHP sıralarından alkışlar)
3. - Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan'ın, Burdur İlinin sorunlarına ve alınması gereken tedbirlere ilişkin
gündemdışı konuşması
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Coğrafî konumu itibariyle ülkemizin en önemli güzergâhlarından biri
olan, ancak bu avantajını henüz değerlendiremeyen Burdur İlinin genel sorunları
hakkında sizlere bilgi sunmak üzere gündemdışı söz almış bulunmaktayım.
Ekonomisi büyük oranda tarım ve hayvancılığa dayalı olan ilimizde halen
yürütülmekte olan 169 tarımsal projenin toplam bedeli 287 trilyon lira olmasına
karşılık, bunlar için 2002 yılında ayrılan ödenek 14,5 trilyon liradır. Yine,
21 enerji projesi için 10 trilyon lira toplam bedele karşılık ayrılan ödenek
1,9 trilyon liradır.
İlimiz, bir zamanlar, Akdeniz Bölgesinin önemli bir kısmının et ve
özellikle süt ihtiyacını karşılayan hayvansal ürünler deposu olmasına karşın,
uygulanan yanlış tarım ve hayvancılık politikalarıyla, bugün, kendi ihtiyacını
dahi güçlükle karşılayan bir konuma getirilmiştir.
Burdur halkı, artık, göç veren il konumundan çıkıp, göç alan il konumuna
gelmek istiyor; yani, doğduğu topraklarda doymak istiyor.
Özelleştirilme sonucu elindeki tek süt fabrikasını da kaybeden Burdur
yetiştiricisi, bugün, elindeki sütünü pazarlayamamakta, ayrıca, artan işletme
giderleri, mazot borcu, Ziraat Bankası ve tarım kredi borçları nedeniyle,
çareyi, elindeki damızlık hayvanlarını, ağlayarak, kesime göndermekte
bulmaktadır.
Ülke genelinde olduğu gibi, Burdur üreticisi de, Ziraat Bankası ve tarım
krediye olan borçlarının, seçim meydanlarında, Adalet ve Kalkınma Partisinin ve
bizlerin verdiği vaatler doğrultusunda, faizlerinin silinmesini, anaparanın
taksitlendirilmesini ve halen ödenemeyen doğrudan gelir desteği paralarının
acilen ödenmesini istemektedir.
İlimizde, et ve süt ürünlerinin desteklenmesi amacıyla geniş çaplı bir
organize sanayi bölgesinin kurulması, yetiştiricilerin ve tüzelşahısların KOBİ,
KOSGEB türü kredilerle desteklenmesi, bu sorunu önemli ölçüde giderecek ve
ilimiz, yeniden, Akdeniz Bölgesinin ve özellikle, bir turizm şehri olan Antalya
yöresinin et ve süt ihtiyacını karşılayan bir kent konumuna gelecektir. Bu
konuda ana isteğimiz, Türkiye'de ilk defa kurulacak olan hayvancılık organize
sanayi bölgesinin hayata geçirilmesi olacaktır. Ticaret il müdürlüğümüz,
belediyemiz, Köy-Koop, damızlık holştayn yetiştiriciler birliği, güç birliği ve
ticaret ve sanayi odamız, halkımızla el ele her türlü katkıyı koymaya hazırdır.
Ayrıca, ilimiz, verimli ovaları, uygun iklimi ve düz arazi yapısıyla
tarımsal üretim için de son derece elverişlidir. Ancak, son yıllarda,
şekerpancarı, haşhaş, anason, tütün gibi tarımsal ürünlerdeki üretim
alanlarının kısıtlanmasıyla, çiftçilerimiz yüzde 40'lara varan maddî kayıplara
uğramış ve yaptığı üretimden zevk alamaz bir konuma gelmiştir. Bu kotaların
derhal kaldırılmasını istiyoruz. Bu kotalar, ayrıca, sadece tarımsal üretimin
sınırlandırılması ve şeker üretimi olarak düşünülmemelidir. Bu sınırlama,
pancar ürününün ekiminden sökümüne, yan mamuller elde edilmesine kadar geçen
süreçte, çapalama, sulama, kantara götürme, kantardan fabrikaya ulaştırma,
yükleme, nakliye, depolama, küspe, kuyruk, melas yapımı, kireç kaymağı yapımı
için taş taşıma gibi işlerde istihdam edilen emekçimize de sınırlama
getirmiştir, asıl kota onlaradır; emeğe, emekçiye de kota konulmuştur. Pancar
üreticisi kara kara düşünmektedir.
Değerli arkadaşlarım, tüm bu sorunlar, ülkemizin genel sorunları
içerisinde mütalaa edilmekle birlikte, ilimizin coğrafî ve sosyoekonomik
yapısıyla birlikte değerlendirildiğinde bir hayli önem kazanmaktadır. Zira,
ilimiz, tarım ve hayvancılığa son derece elverişli iklim ve toprak yapısına,
zengin yeraltı kaynaklarına ve çalışkan, üretken çiftçisine, yetiştiricisine
rağmen, gayri safî millî hâsılaya katkı sıralamasında, ne yazık ki, 81 il
içerisinde 55 inci sırada yer almaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özkan, sözlerinizi tamamlar mısınız.
Buyurun.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Gelin, üreticinin elinden tutalım, hem Burdur'u hem ülkeyi hep beraber
kalkındıralım; zamlara son verelim.
Ayrıca, ilimiz, maalesef, henüz bir arıtma tesisine sahip olamayan
birkaç ilimizden biridir. İhalesi açılan arıtma tesisi, ödenek yetersizliği
nedeniyle tamamlanamamaktadır. Dolayısıyla, şehiriçi mesken atıkları ve yine,
ne yazık ki, arıtma tesisine kavuşturulamayan organize sanayi bölgesi atıkları
doğrudan Burdur Gölüne akıtılmakta ve bir zamanlar ilimizin sembolü olan ve
ekolojik yapısıyla av ve yaban hayatına ev sahipliği yapan Burdur Gölümüz ve
çevresi bir çöplük haline dönüşmektedir. Gölün bu kirlenmeden temizlenmesi için
üst düzey bir kurumsal yapının oluşturulması acil bir ihtiyaçtır.
Değerli milletvekilleri, Burdur halkı, gölünü geri istiyor; Burdur
halkı, gülünü geri istiyor; Burdur halkı, halısını geri istiyor; Burdur halkı,
hayvancılığını geri istiyor.
Diğer taraftan, yeraltı zenginliklerimizden kömür, manganez, krom,
kalker ve mermer ilimizde üretilmekte olup, hammadde olarak başka illere
pazarlanmaktadır. Bu yeraltı zenginliklerimizden bir kısmının, en azından yarı
mamul bir hale gelmesini sağlayacak tesislerin bölgeye kazandırılması ve
girişimcilerin kredi imkânlarından yararlandırılması ihracat olanaklarını
geliştireceği gibi, bölgeye önemli bir ekonomik güç sağlayacaktır.
Ayrıca, il merkezimizin 20 kilometre batısında Bozçay üzerinde inşaı
devam eden Karaçal Barajının yapımı 1997 yılında tamamlanması gerekirken, halen
tamamlanamamış olması ve bu nedenle 50 000 dönümün üzerindeki sahanın
sulanamaması dolayısıyla önemli ölçüde bir tarımsal üretim kaybı ortaya
çıkmaktadır. Bu barajın derhal tamamlanabilmesi için gerekli çalışmalar acilen
yapılmalıdır.
Yine, Burdur'da halen mevcut olan Devlet Hastanesi ve SSK Hastanesi
yatak kapasitelerinin artan ihtiyacı yeterli ölçüde karşılayamaması nedeniyle,
ilimizde kurulacak bir kadın hastalıkları ve doğum hastanesinin bu yükü önemli
ölçüde hafifleteceği kanısındayım.
Ayrıca, ilimizin en önemli sorunlarından biri de, 1996 yılında bir kanun
teklifi verilmesine rağmen, henüz gerçekleştirilemeyen Mehmet Âkif Ersoy
üniversitesinin ilimize kazandırılmasıdır. Halen, Isparta ve Antalya'daki
üniversitelere bağlı olan
2 fakülte ve meslek
yüksekokullarında 8 000'i aşkın öğrenci eğitim görmektedir. Bu konuda,
sayın Adalet ve Kalkınma Partisi Burdur milletvekilleriyle birlikte, bu kanun
teklifi, bu yasama döneminin henüz başlarında yenilenmiş bulunmaktadır.
Altyapısı oluşturulmuş ve tüm prosedürleri tamamlanmış bu üniversitemizin
ilimize kazandırılması yönünde yapılacak çalışmalar ilimize yapılacak en önemli
hizmetlerden biri olacaktır.
BAŞKAN - Sayın Özkan, toparlar mısınız.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - Sayın Başkanım, son olarak, ilimizde
bulunan İnsuyu Mağarası, Türkiye'nin en büyük mağarasıdır -bu, yarışmalarda da
soruluyor- İnsuyu Mağarası, Burdur'un öz malıdır. Ağlasun, Sagalasos, Salda
Gölü, Aziziye, Karaağaç, Hacılar Höyüğü, Kuruçay Höyüğü, antik kentlerden
Düğer, Gölhisar'daki Kibyra, Çamlık Köyündeki Kremna, Kestel Köyündeki Kodrula,
İncirdere'deki İncirhanı ve Dirmil'deki yayla turizminin canlandırılması ve
bölgeye turizm yatırımlarının yapılması gerekmektedir.
Burdur halkı, iline yapılan hizmetleri ömür boyu unutmaz. Ben de,
yörenin bir vekili olarak, sizleri, bu güzel, turizm cenneti yörelerde konuk
etmekten büyük mutluluk duyarım.
Son yıllarda, Burdur halkında, ilimize üvey evlat muamelesi yapıldığı
yönünde bazı izlenimler oluşmuştur. Kimsenin Burdur'a üvey evlat muamelesi
yapmasına izin vermem, verdirtmem. Yapılan hizmetlerin her zaman arkasında
olacağım, takipçisi olacağım, hizmetlere karşı da teşekkürlerimi bir borç
bileceğim.
Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Özkan, teşekkür ederiz.
Sayın milletvekilleri, Başkanlığın Genel Kurula diğer sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır;
okutuyorum:
B) Tezkereler ve
Önergeler
1. - NATO Parlamenter Asamblesinde
TBMM'yi temsil edecek Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak'ın, siyasî parti grup
başkanlıklarınca aday gösterildiğine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/236)
3.4.2003
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi
Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 2 nci maddesine göre Türkiye Büyük Millet
Meclisini NATO Parlamenter Asamblesinde temsil edecek grubumuzu oluşturmak
üzere, siyasî parti grup başkanlıklarınca aday gösterilen ve Başkanlık
Divanının 28 Mart 2003 tarih ve 11 sayılı Oturumunda kabul edilen Aksaray
Milletvekili Ramazan Toprak'ın ismi Genel Kurulun bilgilerine sunulur.
Bülent Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Bilgilerinize sunulmuştur.
Danışma Kurulunun bir önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım.
IV. - ÖNERİLER
A) DanIşma
Kurulu Önerİlerİ
1. - 4811 sayılı Vergi Barışı Kanununun
Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 48 saat
geçmeden "Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler" kısmının 2 nci sırasına alınmasına ilişkin Danışma Kurulu
önerisi
Danışma
Kurulu Önerisi
No. :28 Tarihi : 4.4.2003
Genel Kurulun 4 Nisan 2003 Cuma günkü (bugün) birleşiminde; daha önce
gelen kağıtlar listesinde yayımlanan ve bastırılarak dağıtılan, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili Faruk Çelik ve Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek ile 21
milletvekilinin; 4811 Sayılı Vergi Barışı Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 48 saat geçmeden "Gündemin
Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının
2 nci sırasına alınmasının, Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca
uygun görülmüştür.
Bülent Arınç
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı
|
Faruk
Çelik |
Mustafa
Özyürek |
|
AK Parti
Grubu Başkanvekili |
CHP Grubu
Başkanvekili |
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Kabul edenler... Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
Birinci sırada yer alan, İş Kanunu Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler Komisyonu raporunun müzakeresine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
1. - İş Kanunu Tasarısı ve Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu
(1/534) (S. Sayısı: 73)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
Sayın milletvekilleri, ikinci sıraya alınan, Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili Sayın Faruk Çelik ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Sayın Mustafa Özyürek ile 21
milletvekilinin; 4811 Sayılı Vergi Barışı Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun müzakeresine başlıyoruz.
2. - Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Bursa Milletvekili Faruk Çelik ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek ve 21 Milletvekilinin; 4811
Sayılı Vergi Barışı Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/106) (S. Sayısı:108) (1)
BAŞKAN - Komisyon?.. Burada.
Hükümet?.. Burada.
Komisyon raporu 108 sıra sayısıyla bastırılıp, dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Teklifin maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1 inci maddeyi okutuyorum:
4811 SAYILI VERGİ BARIŞI KANUNUNUN BAZI
MADDELERİNDE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
MADDE 1. - 25.2.2003 tarihli ve 4811 sayılı Vergi Barışı Kanununun 7 nci
maddesine aşağıdaki (14) numaralı fıkra eklenmiştir.
"14) Bu maddede yer alan asgarî matrah artırımı tutarları,
27.2.2003 tarihinden itibaren uygulanmak üzere adi ortaklıkların gerçek kişi
ortakları ile kalkınmada öncelikli yörelerde mükellefiyet kaydı bulunan gelir
ve kurumlar vergisi mükellefleri için %
50 oranında, diğer illerde ise % 25
oranında indirilerek uygulanır."
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Teşekkür ederim. Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(1) 108 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2. - Vergi Barışı Kanununun 10 uncu maddesinin (4) numaralı
fıkrasında yer alan "1 ay" ibaresi "20 gün" olarak
değiştirilmiştir
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Teşekkür ederim. Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Madde üzerinde bir önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 108 sıra sayılı kanun teklifinin 3 üncü maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Faruk
Çelik |
Recep Özel |
Mehmet
Sait Armağan |
|
Bursa |
Isparta |
Isparta |
|
Ahmet Koca |
Şemsettin
Murat |
Temel
Yılmaz |
|
Afyon |
Elazığ |
Gümüşhane |
"Madde 3.- Bu Kanun 27.2.2003 tarihinden geçerli
olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer."
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyon?..
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyon) -
Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz
efendim.
BAŞKAN - Katılıyorsunuz.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu 27 Şubat 2003 tarihinde
yürürlüğe girdiğinde, söz konusu kanunda yapılacak değişikliklerin de aynı
tarihte yürürlüğe girmesinin uygun olacağı kanaatiyle, önerilen değişiklik
yapılmaktadır.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyonun takdire bıraktığı, Hükümetin katıldığı
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Teşekkür ederim. Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
4 üncü maddeyi okutuyorum:
Madde 4.-
Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Teşekkür
ederim. Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, teklifin tümü açıkoylamaya
tabidir.
Açıkoylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını
alacağım.
Açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, oylama için 3 dakikalık süre
vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden
yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy
pusulalarını, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise,
hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve
soyadı ile imzasını taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen 3
dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili Sayın Faruk Çelik ve Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Sayın Mustafa Özyürek ile 21
Milletvekilinin; 4811 Sayılı Vergi Barışı Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin açıkoylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 461
Kabul : 455
Ret : 5
Çekimser : 1
Böylece, teklif kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır;
hayırlı olmasını diliyorum. (Alkışlar) (1)
Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu
raporunun ikinci görüşmelerine başlıyoruz.
3. - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/101)
(S. Sayısı: 106 ve 106'ya 1 inci Ek) (2)
BAŞKAN - Komisyon?.. Burada.
Hükümet?.. Burada.
Sayın milletvekilleri, teklifin birinci görüşmesini
2.4.2003 Çarşamba günü saat 01.03'te tamamlamıştık. Böylece, aradan 48 saat
geçtiği için, kanun teklifinin ikinci görüşmesine başlıyoruz.
Bilindiği gibi, anayasa değişikliklerinin ikinci
müzakerelerinde, gerek teklifin tümü üzerinde gerekse maddeleri üzerinde
görüşme açılmamakta, yalnızca maddeler üzerinde verilmiş değişiklik önergeleri
görüşülmekte.
Birinci görüşmede üzerinde değişiklik teklifi
bulunmayan bir madde hakkında, ikinci görüşmede önerge verilememektedir.
Şimdi, teklifin 1 inci maddesini okutuyorum :
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ ANAYASASININ BAZI MADDELERİNİN
DEĞİŞTİRİLMESİ
HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
MADDE 1. - 7.11.1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 76 ncı maddesinin birinci fıkrasındaki
"Otuz" ibaresi "Yirmibeş" olarak değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
(1) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo
tutanağın sonuna eklidir.
(2) 106 S. Sayılı Basmayazı 1.4.2003 tarihli 59 uncu
Birleşim tutanağına eklidir.
106’ya 1 inci Ek S. Sayılı Basmayazı, bu
birleşim tutanağına eklidir.
Sayın milletvekilleri, gizli oylamanın ne şekilde
yapılacağını da arz ediyorum :
İki Kâtip Üyemizin komisyon sıralarında, iki Kâtip
Üyemizin de hükümet sıralarında oturmalarını rica ediyorum.
Bir il bitmeden ikinci ile geçilmeyecek ve kesinlikle
görevli arkadaşlarımızın önünde de kuyruk oluşturulmayacak arkadaşlar. Böyle
yaparsak, kısa sürede oylamayı bitiririz; yoksa, tek tek çağırmak durumunda
kalacağım.
Sayın bakanlarımız da, bir bakana vekâleten oy
kullanabileceklerdir; o nedenle, vekâlet alırken dikkat etmelerini rica
ediyorum.
Sayın milletvekilleri, gizli oylamanın ne şekilde
yapılacağını da arz ediyorum:
Komisyon ve hükümet sıralarında yer alan Kâtip
Üyelerden; komisyon sırasındaki Kâtip Üye, Adana'dan başlayarak İstanbul'a
kadar; hükümet sırasındaki Kâtip Üye ise, İstanbul ile Zonguldak dahil, adı
okunan milletvekiline, biri beyaz, biri yeşil, biri de kırmızı olmak üzere 3
yuvarlak pul ile mühürlü zarf verecek, pul ve zarf verilen milletvekilini ad
defterinde işaretleyecektir.
Milletvekilleri, belirlenmiş bulunan bu yerlerden başka
yerde oylarını kullanamayacaklardır.
Vekâleten oy kullanacak bakanlar da, yerine oy
kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu bölümde oylarını kullanacaklardır.
Bilindiği üzere, bu pullardan beyaz olanı kabul,
kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise çekimser oyu ifade etmektedir.
Oyunu kullanacak sayın üye, Kâtip Üyeden 3 yuvarlak pul
ile mühürlü zarfı aldıktan ve adını ad defterine işaretlettikten sonra kapalı
oy verme yerine girecek, oy olarak kullanacağı pulu burada zarfın içerisine
koyacak, diğer 2 pulu ise ıskarta kutusuna atacaktır. Bilahara oy verme
yerinden çıkacak olan üye, oy pulunun bulunduğu zarfı, Başkanlık Divanı
kürsüsünün önüne konulan oy kutusuna atacaktır. Oylamada adı okunmayan
milletvekiline pul ve zarf verilmeyecektir.
Sayın milletvekilleri, vekâleten oy kullanacak sayın
bakanların isimlerini açıklıyorum: Millî Savunma Bakanı Sayın Vecdi Gönül
yerine, İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu; Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Sayın Abdullah Gül yerine, Devlet Bakanı Sayın Beşir Atalay; Millî
Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik yerine, Orman Bakanı Sayın Osman Pepe;
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan yerine, Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali
Coşkun; Devlet Bakanı Sayın Ali Babacan yerine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu; Turizm Bakanı Sayın Güldal Akşit yerine, Çevre
Bakanı Sayın Kürşad Tüzmen oy kullanacaklardır. Başka vekâleten oy kullanacak
bakan varsa, yetki belgesini Başkanlığımıza sunmalarını rica ediyorum. Anayasa
değişikliğinin tümü üzerinde bu bakanlarımız vekâleten oy kullanacaklardır.
Sayın milletvekilleri, bazı milletvekillerimizin, geçen
turda, kabinlere girmeden oy kullandıklarını gördüm. Sayın
milletvekillerimizin, Anayasaya uygunluk konusunda yeminleri olduğunu bir kez
daha hatırlatıyorum; yöntemimiz neyse, ona uyulmasını rica ediyorum.
Sayın milletvekilleri, Kâtip Üyenin, sunuşları oturarak
yapması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Teşekkür ederim. Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Şimdi, 1 inci maddenin gizli oylamasına Adana İlinden
başlıyoruz. İl il okunacak. İsmi okunmayan milletvekillerimizin, lütfen, sıra
oluşturmamalarını rica ediyorum.
(Oyların toplanılmasına başlandı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, ikinci turda, Devlet
Bakanı Sayın Mehmet Aydın yerine,
Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ; Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Sayın Mehmet Ali Şahin yerine, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Abdüllatif
Şener oy kullanacaklardır.
(Oyların toplanılmasına devam edildi)
BAŞKAN - Oyunu kullanmayan sayın milletvekili var mı?
Yok.
Oy verme işlemi tamamlanmıştır; kupalar kaldırılsın.
(Oyların ayırımı yapıldı)
BAŞKAN- Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin 1 inci
maddesinin gizli oylamasının sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 501
Kabul : 358
Ret : 134
Çekimser : 7
Boş : 1
Geçersiz : 1
Böylece, 1 inci madde kabul edilmiştir.
Şimdi, 2 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2. - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 169 uncu
maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz.
Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir, işletilir ve işlettirilir. Bu
ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına
konu olamaz."
BAŞKAN- Madde üzerinde 1 önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 106 sıra sayılı Anayasanın Bazı
Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkındaki Kanun Teklifinin, Anayasamızın 169 uncu
maddesinde değişiklik yapan çerçeve 2 nci maddesinin kanun teklifi metninden
çıkarılmasını, diğer maddelerin de buna göre teselsül ettirilmesini arz ve
teklif ederiz.
|
Ali Topuz |
Mustafa
Özyürek |
Haluk Koç |
|
İstanbul |
Mersin |
Samsun |
|
Ali Rıza
Bodur |
Bülent
Tanla |
Ziya
Yergök |
|
İzmir |
İstanbul |
Adana |
|
Ensar Öğüt |
Algan
Hacaloğlu |
Orhan Sür |
|
Ardahan |
İstanbul |
Balıkesir |
|
|
Kerim
Özkan |
|
|
|
Burdur |
|
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) -
Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Komisyon takdire bırakıyor.
Hükümet?..
ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet katılmıyor.
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Söz istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Topuz.
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Sayın Başkan, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin değerli üyeleri; önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum,
hepinizi saygıyla selamlayarak sözlerime başlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, görüştüğümüz Anayasanın 169 uncu
maddesindeki değişiklik, sadece bir kelimeden ibarettir. "Devlet
ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe
yönetilir, işletilir ve işlettirilir" hükmünü getiriyor.
"İşlettirilir" hükmü ilave edilen tek sözcüktür. "Bu ormanlar
zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu
olamaz."
Değerli arkadaşlarım, bu değişiklikten ne amaçlandığı
konusunda daha önce yapılan konuşmalar ve değerlendirmeler sırasında şu durum
ortaya çıktı: Burada ifade edildi ki, devlet ormanlarının sadece, o orman
çevresinde yoğunlaşmış olan orman köylülerine işlettirilmesiyle iktifa
edemeyiz, devlet ormanlarının daha modern bir işletmecilik anlayışı içine
sokulabilmesi için işlettirilme yetkisinin anayasayla alınması, verilmesi ve
ona dayanılarak da ormanların özel sektöre açılabilmesi ve bir ölçüde mülkiyeti
korunarak işletmesinin özelleştirilmesine dönük bir imkânın kazanılması
amaçlanmıştır.
Burada yapılan müzakereler sırasında, bunun doğuracağı
sakıncalar üzerinde -birinci müzakere sırasında- durmuştuk ve bu konunun
geçmişte bir iki defa denendiğini; fakat, bu denemelerin sonunda, hep, ormanda
büyük yıkımların ve yağmaların ortaya çıktığının anlaşılması üzerine de bundan
vazgeçilmiş olduğunu ifade etmiştik.
Değerli arkadaşlarım, yürürlükte olan ve Anayasaya
uygunluğu da tartışma götürmeyen Orman Kanununun 40 ıncı maddesini Yüce
Meclisin bilgilerine sunmak istiyorum. Orman Kanununun 40 ıncı maddesi, devlet
ormanlarında ağaçlandırma, bakım, imar, kesme, toplama gibi işleri düzenliyor.
40 ıncı maddenin 2 nci fıkrasından itibaren, geri kalan kısmını bilgilerinize
sunmak istiyorum: "Yapılacak işe yukarıda belirtilen kooperatiflerin ve
köylülerin iş güçlerinin yeterli bulunmaması veya işe ehil olmamaları veya
aşırı fiyat istemeleri veya işin dağıtımı veya yapılması ile ilgili konularda
çözülmesi mümkün olmayan ihtilaflar çıkarmaları gibi hallerde, bu işler;
işyerine civar olmayan orman köylerini kalkındırma kooperatiflerine veya
köylülere yaptırılabileceği gibi -altını çizerek okuyorum- taahhüt yolu ile de
yaptırılabilir.
Bu işleri yapacak müteahhitlerden, işin mahiyet ve
hacmine göre ormancı teknik eleman çalıştırmaları istenilir. Ayrıca bu taahhüde
gireceklerden malî yeterlilik belgesi istenir."
Şimdi, Sayın Orman Bakanına soruyorum: Elinizdeki Orman
Kanununun 40 ıncı maddesi bu imkânları size verdiğine göre, Orman Kanununun 40
ıncı maddesinde, güçlükle karşılaşıldığı zaman, ormanların işletilmesi
konusunda, müteahhide işi ihale edebilme imkânı size verilmişken, siz
"işlettirilir" hükmünü buraya koyarak neyi amaçlıyorsunuz; şunu,
gelin, bir defa daha anlatın burada. Neyi amaçlıyorsunuz? Siz, bu ormanların
mülkiyetinin devrolunamayacağına ilişkin Anayasa hükmünü delmeye mi
çalışıyorsunuz;, nasıl delmek istiyorsunuz? Kime vermek istiyorsunuz bu
ormanları? Bu ormanları işlemek için müteahhit kullanma fırsatı, imkânı
elinizde varken, bunun ötesinde hangi imkânı kazanmak istiyorsunuz ve bu
ormanları kime, niçin devretmek istiyorsunuz?
AHMET RIZA ACAR (Aydın) - Sana devretmek istiyoruz.
ALİ TOPUZ (Devamla) - Buyurun efendim, ne söylediniz,
cevap vereyim.
AHMET RIZA ACAR (Aydın) - Size vermek istiyoruz.
ALİ TOPUZ (Devamla) - Biraz ciddî olmalısınız. Bakın,
365 kişilik bir grubun üyesisiniz, ona yakışan tavır içerisinde olun.
Sataşacaksınız bile, esprili olsun sataşmanız, bir şeye dayansın. (CHP
sıralarından alkışlar)
AHMET RIZA ACAR (Aydın) - Kimseye devretmiyoruz; siz
ciddî olun.
ALİ TOPUZ (Devamla) - Bu kadar cahilane, bu kadar
kültürsüz bir sataşma olmaz. Sataşacaksanız da, usulüne göre sataşın.
BAŞKAN - Siz buyurun Sayın Topuz.
ALİ TOPUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, durum çok
açık. Bu maddenin taşıdığı gizli bir mana var ve bu gizli mananın ortaya
çıkarılması lazım; Sayın Bakanın, gelip, burada bunu açıklaması lazım. Neyi
kastediyorsunuz, hangi işi yapacaksınız, müteahhit kullanarak yapabileceğiniz
işin ötesinde başka hangi aletleri, enstrümanları kullanacaksınız, hangi
yöntemleri kullanacaksınız? Bunu burada açıklamadıktan sonra, bu konu bizim
kafamızda çok derin şüpheler taşıyacaktır.
Genelde, konuyla ilgili bunu söyledikten sonra, iktidar
partisinin sayın milletvekillerine, Cumhuriyet Halk Partisinin bir milletvekili
sıfatıyla -şahsım adına konuştuğum için ifade ediyorum- bir çağrıda bulunmak
istiyorum: Bakınız, bu anayasa değişikliği dolayısıyla, hem partilerarası
ilişkileri gerginleştirdiniz hem de toplumda bir gerginlik yarattınız,
ormanlara sahip çıkmak isteyen toplum kesimleri ile başka bazı kesimler
arasında bu konuyla ilgili ciddî bir çelişki yarattınız. Bu çelişkinin
giderilmesi mümkündür; bu anayasa değişikliklerini daha uygun bir noktaya taşımak
mümkündür. O nedenle, diyorum ki, anamuhalefet partisinin, bu Meclis açıldığı
günden bu yana ifade ettiği ve çok duyarlı olduğunu söylediği şu
dokunulmazlıkla ilgili anayasa değişikliğini -ki, bir sözcünüzün, iki gün önce,
bu kürsüden yaptığı konuşmada "merak etmeyin, yakında onu da getireceğiz,
başka bazı anayasa değişiklikleriyle beraber onu da bir küçük paket olarak
getireceğiz" dediği dokunulmazlıkları kapsamına almak koşuluyla, bu
anayasa değişiklikleri paketi- ve daha içine girmesi mümkün olabilecek diğer
değişiklikleri de içeren yeni bir anayasa değişikliği paketi üzerinde bir
uzlaşma arayabilmek için, bu teklifinizi gündemden çekme fırsatınız vardır. Bu
fırsatı değerlendirmenizi buradan tavsiye etmek istiyorum. Eğer, bunu
sağlarsanız, bir iki ay sonra, bu maddeler de dahil olmak üzere, daha geniş
kapsamlı bir anayasa değişikliği paketini, burada görüşme imkanımız olur ve
dokunulmazlıklar meselesi de, yani, Cumhuriyet Halk Partisinin çok duyarlı
olduğu konu da, böylece, daha evvel, seçimden önce vardığımız mutabakat
çerçevesinde, verdiğiniz söz çerçevesinde, burada görüşülme imkânını bulur.
Sözlerimi bitirirken, maddenin özüyle ilgili Sayın
Bakana yaptığım çağrıyı yineliyorum ve Sayın Orman Bakanının bu konuda vereceği
açıklamanın çok önem taşıdığının altını bir defa daha çizmek istiyorum ve
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Topuz.
Kısa bir açıklama yapmak üzere, Orman Bakanı Sayın
Osman Pepe, söz talebinde bulunmuştur.
Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Sayın Ali Topuz'un Anayasanın 169 uncu maddesinde
yapılması düşünülen değişiklikle alakalı, burada ifade etmiş oldukları hususla
alakalı olarak, ben, birinci tur görüşmelerde, buradaki değişikliğin niçin
yapılmasının düşünüldüğünü, bunun gerekçelerini, bunun uygulamadaki muhtemel
sıkıntılarının ne olabileceğini ifade etmiştim.
Değerli milletvekilleri, Anayasamızın 170 inci maddesindeki
31.12.1981 tarihinden önce orman vasfını yitirmiş arazilerin ihya ve imar
edilerek orman köylüsüne tahsis edilebileceği, bu tahsisin de satış manasına
gelebileceği noktasında birtakım tereddütler olması münasebetiyle Anayasa
Mahkemesine vaki müracaatlardan sonra satış imkânı tamamen ortadan kalktığı
için, biz, 170 inci maddede bir düzenleme yapıyoruz.
Şimdi, 169 uncu maddede, bir başvuru olması halinde,
her ne kadar ilgili orman mevzuatında, Orman Kanununda "işlettirilir"
hükmü var ise de, yarın öbür gün bir itiraz, bir iptal başvurusu olması
halinde, bu hususun iptal ettirilerek, ormanların işletilmesi noktasında
önümüzü tıkayacağını düşünüyoruz; bir.
İki; biz, Türkiye'deki 20,6 milyon hektarlık orman
alanının yüzde 50'sinden daha fazlasının verimsiz olduğunu, bu orman
alanlarının özel ağaçlandırma yöntemleriyle verimli hale getirilmesinin
düşünüldüğünü; bu ağaçlandırma çalışmasının, köy tüzelkişilikleri başta olmak
üzere, özel şahıslara, özel şirketlere verilebileceğini; şu anda, devletin, Orman
Bakanlığının hem parasal olarak hem de ekip olarak bu imkânlara sahip
olmadığını -biz, yılda ancak 100 000 hektarlık bir ağaçlandırma yapabiliyoruz;
10 000 000'a varabilmemiz için, bu hızla tam 100 sene çalışmamız lazım- buna,
ne para imkânımızın ne kadro imkânımızın ne de ülke imkânlarının elvermediğini
ve insanımızın da sabrının ve tahammülünün olmadığını... Bu düzenlemeyi
yaparak, özel ağaçlandırmanın önündeki engelleri açarak, vatandaş, ektiği,
diktiği ormanı kendisi koruyacak, bakımını yapacak, kesimini yapacak,
işletecek, işlettirecek. Yani, bizim buradaki yapmak istediğimiz şeyde,
Türkiye'nin verimli koru ormanlarının işlettirilmeye konu edileceği şeklinde
bir yanlış kanaat varsa, bunun, burada, mutlaka tamir edilmesi gerekir. Bizim,
bu düzenlemeyi yaparken, kesinlikle böyle bir niyetimiz, böyle bir düşüncemiz
yoktur.
Biz, burada atmak istediğimiz adımla, Türkiye'nin
çağdaş ormancılık anlayışında dünyayı yakalamasını, emsalleriyle dünyada
yarışmasını istiyoruz; hedefimiz budur.
Saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Buyurun Sayın Özyürek, bir şey mi var?
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, oylamanın
usulü hakkında bir genel duyumumuz var; onu yansıtmak istiyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarım; Anayasa oylamasının birinci turunda, Başkanlığa bir dilekçe
vermek suretiyle, oylamada bulunmayan bazı arkadaşlarımızın yerine başka
arkadaşlarımızın oy verdiğine dair duyumlarımız olduğunu, bunu önlemek üzere il
il ayrı çağırılmasını, mümkünse, imza alınmasını talep etmiştik; ama, usulde
imza alınması yer almadığı gerekçesiyle, il il çağırıldı. Ancak, yine, bizim
duyumlarımıza göre -şu anda bir isim vererek kimseyi güç durumda bırakmak
istemem ama- ne yazık ki, katılmayan bir arkadaşımızın yerine, başka bir
arkadaşımız oy kullanmıştır.
Değerli arkadaşlarım, anayasa oylaması gibi, son derece
önemli, ciddî bir oylamada, bir başkasının yerine oy kullanmak, herhalde, bu
Parlamentonun tasvip edeceği, hiç kimsenin kabul edeceği bir durum değildir.
İktidar partimiz, burada, üçte 2 çoğunlukla temsil
ediliyor; böylesi durumlara kesinlikle ihtiyacı yok. Bu, Meclise de yakışmaz,
hiçbirimize yakışmaz ve bizi, Parlamentonun saygınlığını çok ciddî şekilde
yaralar.
Bu kez, bilmemize rağmen, bunu somutlaştırmak
istemiyoruz; ama, daha önümüzde birkaç tur var. Bu noktada, herkesin,
milletvekili olma sorumluluğu içinde ve kurallara uygun, İçtüzüğe uygun, yasalara
uygun oy kullanmasını beklediğimizi, bunu çok yakından takip ettiğimizi,
tekrarlandığı takdirde de, bunu hepinizin bilgisine sunacağımızı ve büyük bir
sorun olarak kamuoyuna taşıyacağımızı bilgilerinize sunmak istiyorum.
Sayın Başkanın bu konuda her türlü önlemi alacağına
kesinlikle inanıyorum ve milletvekillerimizin çok büyük çoğunluğunun da tasvip
etmedikleri, böylesine yanlış, Parlamentomuza yakışmayan bir uygulamadan uzak
duracaklarına inanmak istiyorum.
Bu inancımı, bu duygularımızı, İçtüzüğe, yönetmeliğe,
kanunlara, Anayasaya olan saygımızın gereği olarak sizlerle paylaşmak istedim.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özyürek.
Sayın milletvekilleri, Sayın Özyürek bu görüşünü ilk
turda da dile getirmişti. Orada da gerekli önlemleri aldık, almaya çalıştık.
Şimdi, hiçbir milletvekilinin böyle bir olaya tevessül etmeyeceğine inanmak
istiyorum. 2 nci madde üzerindeki oylamaya geçerken, bütün milletvekilerinden
rica ediyorum; aksi takdirde, yeni bir gelenek başlatıp, imzalarını alacağım,
bunu, sayın milletvekillerinin bilgisine sunuyorum.
Sayın milletvekilleri, Hükümetin katılmadığı,
Komisyonun takdire bıraktığı...
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Bakan
konuştular, son söz milletvekilinindir. Söz istiyorum.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Oylamada böyle bir usul yok
efendim.
BAŞKAN - Bir saniye, Sayın Kapusuz...
Sayın Topuz, Sayın Bakana, neden katılmadığının
gerekçesini açıklamak üzere, zaten kısa bir söz verdim. Yerinde konuşmak
yerine, doğrusu İçtüzüğümüzün ilgili maddesinde hitapların kürsüde olduğunu
dikkate alarak, Sayın Bakanı kürsüye davet ettim, bunu o çerçevede verdim;
yoksa...
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Yerimden bir cümle söyleyebilir
miyim?.. (AK Parti sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Bir saniye arkadaşlar... Bir cümle söylemekle
ne olacak?!..
Buyurun Sayın Topuz.
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Sayın Bakan, bu kanunun
yürürlükte olduğunu; ama, ileride, belki, Anayasaya aykırılığı iddia edilir,
bozulur diye bir evhama kapılarak, anayasa değişikliği yaptırmak istiyor. Bunun
altını çizmek istedim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Peki, ben teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, Sayın Topuz ve arkadaşlarının
önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Teşekkür ederim. Kabul
etmeyenler... Teşekkür ederim. Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, 2 nci maddenin oylamasına
geçeceğiz. Ben, vekâleten oy kullanacak sayın bakanları bir kez daha
açıklayacağım. Vekâlet veren bakanlar, Genel Kurul salonuna gelmeleri halinde,
oy kullanamayacaklardır, onu bir kez daha belirtiyorum.
Millî Savunma Bakanı Sayın Vecdi Gönül yerine İçişleri
Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın
Abdullah Gül yerine Devlet Bakanı Sayın Beşir Atalay, Millî Eğitim Bakanı Sayın
Hüseyin Çelik yerine Orman Bakanı Sayın Osman Pepe, Başbakan Sayın Recep Tayyip
Erdoğan yerine Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun, Devlet Bakanı Sayın
Ali Babacan yerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu,
Turizm Bakanı Sayın Güldal Akşit yerine Çevre Bakanı Sayın Kürşad Tüzmen,
Devlet Bakanı Sayın Mehmet Aydın yerine Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ, Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Ali Şahin yerine Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Sayın Abdüllatif Şener, Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan
yerine Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı
Sayın Hilmi Güler yerine Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Sami Güçlü oy
kullanacaklardır.
Sayın milletvekilleri, şimdi, oylamayı sol taraftan, İstanbul
İlinden başlatacağım. Yalnız, adı okunmayan hiçbir milletvekilimizin...
Arkadaşlar, lütfen, 5'er kişilik gruplar halinde sayın Divan üyelerimizin
önünde yer tutalım.
Oylamayı İstanbul İlinden başlatıyorum.
(Oylar toplanıldı)
BAŞKAN - Oyunu kullanmayan sayın milletvekili var mı?
Yok.
Oy verme işlemi tamamlanmıştır.
Oy kutuları kaldırılsın.
(Oyların ayırımı yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin 2 nci maddesinin
gizli oylamasının sonuçlarını açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 495
Kabul : 360
Ret : 128
Çekimser : 6
Geçersiz : 1
Bu sonuca göre, madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, 3 üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3. - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 170 inci
maddesi kenar başlığı ile beraber aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"B. Orman sınırları dışına çıkartılan yerlerin
değerlendirilmesi ve orman köylüsünün desteklenmesi
Madde 170. - Devlet, ormanlar içinde veya bitişiğindeki
köyler halkının kalkındırılması, ormanların ve bütünlüğünün korunması
bakımından; ormanların gözetilmesi ve işletilmesinde Devletle bu halkın
işbirliğini sağlayıcı tedbirleri alır.
Bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında
yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dışına çıkartılması; orman
içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için
Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi
kanunla düzenlenir.
31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından
orman niteliğini tamamen kaybetmiş ve orman sınırları dışına çıkartılmış
yerlerin devri, tahsisi, terki, kiraya verilmesi, üzerinde sınırlı aynî hak
tesisi, satışı ve satış gelirlerinden orman köylülerinin kalkındırılmalarının
desteklenmesi amacıyla ayrılacak payın belirlenmesi kanunla düzenlenir. Orman
köyleri sınırları içinde kalan yerlerin satışında, kullanıcısı orman köylüsüne
öncelik tanınır.
Devlet, bu halkın işletme araç ve gereçleriyle diğer
girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırıcı tedbirleri alır.
Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler,
Devlet ormanı olarak derhal ağaçlandırılır."
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, madde üzerinde bir önerge
vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 106 sıra sayılı Anayasa değişikliği
hakkındaki kanun teklifinin, Anayasamızın 170 inci maddesini değiştiren çerçeve
3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının "ve satış gelirlerinden"
sözcüklerinden sonra gelmek üzere aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
|
Ali Topuz |
Mustafa
Özyürek |
Haluk Koç |
|
İstanbul |
Mersin |
Samsun |
|
A.Rıza
Bodur |
Bülent
Tanla |
Orhan Sür |
|
İzmir |
İstanbul |
Balıkesir |
|
Ensar Öğüt |
M. Ziya
Yergök |
Kerim Özkan
|
|
Ardahan |
Adana |
Burdur |
"... Orman köylülerinin kalkındırılmalarının
desteklenmesi, orman kadastrosunun tamamlanması, 31.12.1981 tarihinden önce
orman vasfını kaybederek orman alanı dışına çıkarılan alan kadar yeni orman
alanı oluşturulması ve eski orman alanlarında çarpık yapılaşma biçiminde oluşan
beldelerin planlanması, teknik ve sosyal altyapılarının gerçekleştirilmesi,
elde edilecek gelirlerin tamamının münhasıran bu alanlara sarf edilmesi kanunla
düzenlenir. Orman köyleri sınırları içinde kalan yerler zilyetlik durumuna göre
tarımsal amaçlı kullanılmak kaydıyla bedelsiz olarak orman köylüsüne
verilir."
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) -
Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet?..
ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Önerge sahipleri?..
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Orhan Sür
konuşacaklar.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Sür. (CHP sıralarından alkışlar)
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Anayasamızın değiştirilmek istenen 170 inci maddesiyle ilgili
verdiğimiz değişiklik önergesi üzerine, önerge sahipleri adına, söz almış
bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, bundan iki gün önce, yine bu
kürsüde, sizlere bu konu hakkındaki düşüncelerimizi ifade etmeye çalıştık; ama,
nedendir bilmiyorum, bizlerin sizlere anlatmaya çalıştıklarımızı ısrarla
anlamak istemiyorsunuz. Hatta, bazı arkadaşlarımız "bu Cumhuriyet Halk
Partililer hep bize ders verir gibi konuşuyorlar, bizim sizden ders almaya
ihtiyacımız yok" diyorlar; ama, başka çaremiz de kalmıyor. Teknik olarak
anlatıyoruz, dinlemiyorsunuz; sosyal boyutunu anlatıyoruz, dinlemek
istemiyorsunuz.
CAHİT CAN (Sinop) - Laf mı istiyorsunuz!..
ORHAN SÜR (Devamla)- İnanmak istediklerinize
inanıyorsunuz. Bakın, bu, sizde bir âdet haline geldi. Örneğin, ısrarla,
Amerika Birleşik Devletlerinin stratejik ortağı olduğumuzu söylüyorsunuz;
onlar, bizim ortaklığımızı bile kabul etmiyor. Şimdi "biz, bu koalisyonun
ortağıyız" demeye başladınız. Savaşı bile ilan etmediniz...
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Ormanla ne ilgisi var?
ORHAN SÜR (Devamla) - Oraya geliyorum şimdi.
Burada da bütün ümidiniz, Sayın Orman Bakanımızın
yanlış bir mantıkla hesapladığı, o meşhur 25 milyar dolarlık büyük gelirde.
Bütün ümit burada, bütün istediğiniz bu. Bu paranın, hemen, sanki, bu anayasa
değişikliğini gerçekleştirdiğimizde devletin kasasında olacağını
düşünüyorsunuz. Bunun olamayacağını geçen konuşmamızda da ifade ettik; Sayın
Bakanımız da anlattı.
Biz bir önerge verdik, bu önergede ne istiyoruz, hangi
değişikliği istiyoruz; isterseniz bunu tekrar size anlatmaya çalışayım: Birinci
olarak, orman köylüsünün kalkındırılmasının desteklenmesini istiyoruz; bunu siz
de istiyorsunuz zaten; teklifte var. Orman dışına çıkarılan yaklaşık 500 000
hektar büyüklüğündeki arazinin, orman olarak bu ülkeye yeniden kazandırılmasını
istiyoruz ve buradan gelecek olan gelirin, bu amaçla kullanılmasını istiyoruz.
Sayın Bakanımız diyor ki: "Biz, bunun 5 mislini, 10 mislini
yapacağız." Hangi parayla yapacaksınız Sayın Bakanım?! Buradan gelecek
gelirin hangisini... Bu amaçla, yüzde 20'sine razısızınız.
Başka ne söylüyoruz; bu paranın, 2/B alanı içinde olup
kentlerin mücavirinde olan, belediye sınırları içinde olan ve içinde binlerce
yapının oluşmuş olduğu bu bölgelerin planlanması, teknik ve sosyal altyapının
gerçekleştirilmesi amacıyla kullanılmasını istiyoruz.
Değerli arkadaşlarım, lütfen gerçekleri görelim. Büyük
kentlerimizin varoşlarında 2/B kapsamındaki büyük orman arazilerinin içinde
binlerce konut var, binlerce yapı var. Elbette, bu yapıları, bu
vatandaşlarımıza satmalıyız; ama, bu bölgede hiçbir altyapıyı hazırlamadan,
hiçbir teknik altyapıyı hazırlamadan, hiçbir sosyal altyapıyı hazırlamadan, bu
bölgelerin imar planlarını hazırlamadan, bu bölgelerde gereken ifrazı
gerçekleştirmeden, bu yerleri nasıl satacağınızı düşünüyorsunuz? Binlerce
metrekare, yüzbinlerce metrekare büyüklüğündeki bu arazilerin üzerinde yaşayan
binlerce insan var, nasıl, satışı gerçekleştireceksiniz; bunu yapmak mümkün mü?
Diyelim ki, bir yolunu buldunuz, yaptınız; peki, bu bölgelerin planlanma
sorunu, bu bölgelerdeki teknik altyapı sorunu o belediyelerin üstüne mi
yıkılacak? Diyoruz ki: Gelin, bu paraları, buralarda harcayalım; buralarda
yaşayan insanlarımıza, insan onuruna yakışır bir şekilde yaşayabilecekleri bir
çevre sunalım.
Sayın Bakanım, Bakanlığınıza, şu anda, Çevre
Bakanlığının da ilavesi gündeme geldi. O zaman, bu çevreyi, buralarda yaşayan
insanlarımız için sağlıklı bir çevre haline getirmemiz, sizin için uygun değil
midir?
Değerli arkadaşlarım, sanırım en büyük gürültü, bizim
köylümüz için düşündüğümüz öneri geldiği zaman çıkıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Sür, buyurun; sözlerinizi tamamlayınız.
ORHAN SÜR (Devamla) - Değerli dostlarım, buraya, 365
milletvekiliyle, büyük bir grup olarak geldiniz. Bu milletvekili grubunu
oluştururken, hepimiz biliyoruz ki, Türkiye'nin, o en yoksul kesimi olan orman
köylülerinden de çok fazla oy aldınız. Buraya, Grubunuz adına çıkan
konuşmacılar, bize "köylünün yanında mısınız" diye soruyor. Biz de
diyoruz ki: Biz, köylünün sonuna kadar yanındayız.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Sırtındasınız, sırtında...
ORHAN SÜR (Devamla) - Ama, köylünün yanında olmak,
köylüye atalarından miras kalan o toprakları, dolar karşılığı satmak değildir.
Eğer, gerçekten köylünün yanındaysanız, eğer, gerçekten, o fakir, yiyecek ekmek
bulamayan orman köylüsünü düşünüyorsanız, gelin, bu yeri, o köylülere bedava
verelim; ama, bedava verelim dediğimiz zaman, görüyorum ki, hepiniz
"hayır" diyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, sayın milletvekilleri, hayalî
ihracatçıları affetmeye gelindiği zaman "evet" diyorsunuz, naylon
faturacıları affetmeye gelindiği zaman "evet" diyorsunuz, banka
hortumlamalarının peşine düşelim denildiği zaman, onların yanında yer
alıyorsunuz. (AK Parti sıralarından gürültüler) KİT'leri peşkeş çekmeye
gelindiği zaman, yandaşlarınızın yanındasınız.
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Yanlış konuşuyorsunuz...
ORHAN SÜR (Devamla) - Yanlışsa, örnek vereyim. 197 000
000 dolar değerindeki Balıkesir SEKA fabrikasını 1 100 000 dolara, birilerine
satmak üzeresiniz. O zaman, gelin, köylülerimize de bu arazileri bedava
verelim. (AK Parti sıralarından gürültüler) Köylünün yanında olmak budur;
köylünün cebinde olmayan paraya talip olmak değil değerli arkadaşlarım.
Bizim bütün dileğimiz, bu önergenin kabul edilmesidir.
Bizim bütün dileğimiz, cefakâr orman köylüsünün toprağına kavuşması; kentte
tapu bekleyen, insanca bir yaşam alanı bekleyen, o kentte yaşayan, 2/B
toprakları üzerinde yaşayan insanlarımızın huzura kavuşmasıdır. Bu, ancak böyle
sağlanabilir. Biz, bunu böyle düşünüyoruz, takdir sizindir.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sür.
Sayın milletvekilleri, Komisyonun takdire bıraktığı,
Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Teşekkür
ederim. Kabul etmeyenler... Teşekkür ederim. Önerge kabul edilmemiştir. (CHP
sıralarından alkışlar [!])
Sayın milletvekilleri, şimdi, maddenin oylanmasına
geçeceğiz; yalnız, bir hatırlatma daha yapmak istiyorum. İsmi okunmayan sayın
milletvekillerini, sıraya girmeleri halinde, burada teşhir edeceğim;
bilgilerinize sunuyorum. Bakın, sağ taraf buna uyuyor ve çok kısa sürede
bitiyor; sol tarafta fazla yığılma olduğu için, isimler okunmadan gidildiği
için, orada geç bitiyor. O nedenle, Divan Üyesi arkadaşlarımdan da rica
ediyorum; ismi okunmayan, sırası gelmeyen ilin milletvekiline oy pusulası
verilmeyecek arkadaşlar.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Sayın Başkan, oyların
renklerini tekrar açıklar mısınız. Hangi renk neye tekabül ediyor, açıklar
mısınız...
BAŞKAN - Unutmuş olabilirler mi milletvekillerimiz...
Peki arkadaşlar, bir saniye, onu da açıklıyorum.
Sevgili arkadaşlar, beyaz kabul, kırmızı ret, yeşil
çekimser şeklinde değerlendirilecektir; milletvekillerimizin buna dikkat
edeceğine inanıyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Oylar toplanıldı)
BAŞKAN - Oyunu kullanmayan sayın milletvekili?.. Yok.
Oylama işlemi bitmiştir.
Oy kutuları kaldırılsın.
(Oyların ayırımı yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin 3 üncü
maddesinin gizli oylaması sonucunu açıklıyorum :
Kullanılan oy sayısı : 487
Kabul : 359
Ret : 123
Çekimser : 3
Boş : 2
Bu sonucu göre, madde kabul edilmiştir.
4 üncü maddeyi okutuyorum :
MADDE 4. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve
halkoylamasına sunulması halinde tümüyle oylanır.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde bir önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 106 sıra sayılı kanun teklifinin 4
üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Ali Topuz |
Mustafa
Özyürek |
Haluk Koç |
|
İstanbul |
Mersin |
Samsun |
|
Ali Rıza
Bodur |
Oğuz Oyan |
Mehmet
Ziya Yergök |
|
İzmir |
İzmir |
Adana |
|
Orhan Sür |
Ramazan
Kerim Özkan |
|
|
Balıkesir |
Burdur |
|
"Madde 4- Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer ve halkoylamasına sunulması halinde 1 inci, 2 nci, 3 üncü maddeleri ayrı
ayrı oylanır."
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) -
Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet önergeye katılıyor mu?
ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli) - Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Özyürek, gerekçeyi mi okutayım; söz
isteyen var mı?
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Ziya Yergök konuşacak.
BAŞKAN - Sayın Ziya Yergök, buyurun.
MEHMET ZİYA YERGÖK (Adana) - Sayın Başkan, Yüce
Meclisin çok değerli üyeleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin 4 üncü
maddesiyle ilgili değişiklik önergemiz hakkında görüş ve düşüncelerimizi
açıklamak üzere söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin 4 üncü
maddesinde, bu kanun halkoylamasına sunulması halinde tümüyle oylanır
denilmektedir. Bu düzenleme doğru değildir, bu düzenleme demokratik değildir,
bu düzenleme etik değildir. Bu nedenle, söz konusu kanun teklifinin 4 üncü
maddesinde, halkoylamasına gidilmesi halinde, 1 inci, 2 nci ve 3 üncü
maddelerinin ayrı ayrı oylanacağına ilişkin bir değişiklik önergesi vermiş
bulunmaktayız.
Tümüyle oylanması doğru değildir; çünkü, birbiriyle
ilgili olmayan iki konu bir arada düzenlenmiştir; birincisi, 25 yaşındaki
gençlerimize, geleceğin güvencesi olan gençlerimize, genç kuşaklarımıza
milletvekili seçilme olanağını sağlayan düzenleme; diğeri ise, ormanlarla
ilgili olan Anayasanın 169 ve 170 inci maddelerini değiştiren düzenleme.
Tamamıyla birbiriyle ilgisiz ve bağlantısız bu iki konunun birlikte oylanması,
kesinlikle, doğru ve haklı bir yaklaşım değildir.
Bu iki farklı konunun birlikte oylanması, aynı zamanda,
demokratik değildir. Demokratik tavır, demokratik anlayış, yurttaşlarımızın,
halkoylamasına sunulan bu iki farklı konuda gerektiğinde iradelerini farklı
biçimde özgürce ve serbestçe ortaya koymalarına imkân vermektir, fırsat
vermektir. Yurttaşlarımızın istemlerine aykırı olarak, farklı konuları
düzenleyen yasanın tümüne ret veya tümüne kabul şeklinde oy kullanmaya
zorlamanın, demokrasi inancıyla bağdaşır yanı yoktur; bu, halkın özgür
iradesine ve oyuna ipotek koyma anlayışını ifade eder. İktidar partisinin,
bakan olsun, yönetici olsun, sade milletvekili olsun, kürsüye çıkan her
mensubu, demokrasiden söz ediyor, demokrasi sözcüğünü ağzından düşürmüyor.
Eğer, gerçekten demokrasi konusunda samimiyseniz, "demokrasi bizim için
amaç değil, araçtır; istediğimiz istasyonda ineriz" anlayışını terk
ettiyseniz, ayrı ayrı oylama yönündeki önergemizi desteklemeniz gerektiğini
düşünüyorum. Bu, sizler için, gerçekten bir demokrasi sınavı olacaktır.
Bu iki farklı konunun birlikte oylanması, ahlakî de
değildir. Gençlerimize, kanun teklifindeki haliyle, senin 25 yaşında
milletvekili seçilmene imkân getiriyoruz; ancak, bunun yasalaşması için,
ormanlarımızın yok olmasına yol açacak bir düzenlemeye de oy ver diyerek,
gençlerden ağır bir diyet istiyorsunuz; âdeta, dayatma yapıyorsunuz. (CHP
sıralarından alkışlar) Bu düzenlemeyi, bu nedenle de etik bulmuyoruz. Lütfen,
gençlerimizin temiz ve saf duygularıyla oynamayın; gençlerimizi alet etmeyin;
gençlerimize, lütfen, daha saygılı olun.
Bu iki farklı konunun birlikte oylanması, diğer
taraftan, oy kullananların da iradeleri dışında istemedikleri bir sonucun
doğmasına yol açabilecektir; bu da yanlıştır.
Aslında, bu noktaya da, bir yanlışlar zincirinin sonucu
olarak geldik. 3 Kasım seçimleri öncesinde, Parlamento, yoksullukla mücadele ve
özellikle yolsuzlukla mücadele konusunda iyi bir sınav veremedi. Karşılıklı
aklamalar ve paklamalarla, ciddî bir güven kaybı oluştu ve 3 Kasım
seçimlerinde, topluma, yolsuzlukla ve yoksullukla mücadele sözü veren, bunun
için dokunulmazlıkları sınırlandırmayı vaat eden 2 partiyi, Cumhuriyet Halk
Partisini ve Adalet ve Kalkınma Partisini Parlamentoya taşıdı; ancak, Meclisin
açıldığı günden bu yana, yoksullukla mücadele ve yolsuzlukla mücadele
konusunda, iktidar partisine, her türlü desteği vereceğimizi belirtmemize ve
bunun için de, öncelikle dokunulmazlıkların sınırlandırılmasını ısrarla talep
etmemize rağmen, bu konuya sahip çıkmadınız, yanaşmadınız. Anayasa
değişikliklerine, buradan başlamak gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yergök, sözlerinizi tamamlar mısınız.
Buyurun.
MEHMET ZİYA YERGÖK (Devamla) - Anayasa
değişikliklerine, dokunulmazlıklardan başlamak gerekirdi, Türkiye'nin önceliği
buydu, gerçek kaynak buradaydı; ancak, siz, tüccar siyaset anlayışını
benimsediğiniz için, kaynağı ormanlarda aradınız; ormanların
özelleştirilmesine, satılmasına, yok olmasına yol açacak bir anayasa
değişikliğiyle işe başladınız.
Anayasanın 76 ncı maddesiyle ilgili değişiklik
önergesinin Genel Kurulda görüşülmesi sırasında, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu,
25 yaşın, milletvekili seçilme yaşı olarak kabul edilmesi için önerge vermişti;
ancak, o önergemizi reddettiniz. Anlaşılıyor ki, o önergemizi, 25 yaş konusunu,
ormanla ilgili anayasa değişikliğinde kullanmak için reddetmişsiniz. Bu durum,
bugün, açık ve seçik ortaya çıkmıştır. Anayasanın 169 ve 170 inci maddelerinin
değişiklik teklifiyle ilgili sakıncaları azaltacak, orman köylüsü yararına
olacak önergelerimizi de, biraz önceki oylamalarda kabul etmediniz,
reddettiniz.
Getirdiğiniz düzenleme, kesinlikle, orman köylüsünün
yararına bir düzenleme değildir, bu, bir aldatmacadır. Getirilen bu düzenleme,
kısa sürede ormanların tahribine, ormanların yok olmasına yol açacaktır. İyi
düşünün, ormanları KİT'lerle karıştırmayın, ormanları özelleştirmeyin, ülkeyi
ormansızlaştırmayın. Hep birlikte, gelecek kuşaklara yaşanabilir bir çevre,
yaşanabilir bir toprak ve yaşanabilir bir ülke bırakmak zorundayız. Bu,
hepimizin namus borcudur. Bu düzenlemeden orman köylüsünün hiçbir yararı
olmayacaktır. Düzenlemede, sadece gençler değil, orman köylüsü de kullanılmakta
ve yanıltılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, orman, sadece ağaç ve çeşitli
türdeki bitkilerden ibaret değildir; orman, canlı varlıkların oluşturduğu bir
bütündür. Orman, tüm insanların, doğumdan ölüme, yani beşikten mezara kadar
ihtiyacı olan yaşamsal öneme sahip canlı bir organizmadır. Bugün, yeryüzünde
günde üç canlı türü soyu ortadan kalkmaktadır. Dakikada 50, saatte 3 000 dönüm
orman yerle bir edilmektedir. Ne yazık ki, ülkemiz de bu vahim tahribattan
payını almıştır; ancak, anayasa değişikliğiyle getirilen düzenleme bu tahribatı
daha vahim boyutlara ulaştıracaktır.
Adalet ve Kalkınma Partili sayın üyelere sesleniyorum,
sırası geldiğinde İstanbul'un fethiyle yeni bir çağ açan Fatih Sultan Mehmet'in
torunları olmakla övünürsünüz, işinize geldiğinde de, aynı Fatih'in
"ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim" dediğini
unutursunuz!.. (CHP sıralarından alkışlar)
Tabiî ki çağ değişti; ormanlardan bir dal kesenin
başını kesmeyelim; ancak, ormanların kökünü kesecek bir düzenlemeye de lütfen
"evet" demeyelim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Yergök, toparlar mısınız.
MEHMET ZİYA YERGÖK (Devamla) - Tamam efendim.
Ülkemizde ormanların çok tahrip edilmesinde, sizlere ve
bizlere daha ilkokul çağlarımızda öğretilen bir şarkının payı var mı diye
düşünüyorum. İlkokulda "baltalar elimizde, uzun ip belimizde, biz gideriz
ormana" şarkısı öğretildi hepimize. Ancak, bizler, insan sevgisine, ağaç
sevgisine ve çevre bilincine önem veren, öncelik veren sosyal demokrat bir
düşüncenin sahibi olduğumuz için, artık, baltalar elimizde değil ve çevre ve
orman konusunda en üst düzeyde duyarlıyız; ancak, biraz önceki oylamalardan
üzülerek görüyoruz ki, sizin, hâlâ baltalar elinizde, uzun ip belinizde,
ormanları yok edecek bir düzenleme için oy kullanıyorsunuz. Ancak, hâlâ vakit
var ve bu yanlıştan dönebilirsiniz;
ama, en azından, hiç olmazsa, halkoylamasına gidilmesi
halinde, 1 inci, 2 nci ve 3 üncü
maddelerin ayrı ayrı oya sunulması doğrultusundaki önergemizin kabul edilmesini
Yüce Meclisten diliyor ve Yüce Meclise, en içten saygılarımı sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yergök.
Sayın milletvekilleri, Komisyonun takdire bıraktığı,
Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Teşekkür
ederim. Kabul etmeyenler... Teşekkür ederim. Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi, 3 üncü maddedeki
düzenimizi bozmadan, 4 üncü maddeyi de oylamaya sunacağız.
Bir kez daha hatırlatıyorum: Beyaz pullar kabul, yeşil
çekimser, kırmızı da ret anlamına gelmektedir.
Oylama işlemini İstanbul İlinden başlatıyorum.
(Oylar toplanıldı)
BAŞKAN - Oyunu kullanmayan sayın milletvekili var mı?
Yok.
Oy verme işlemi tamamlanmıştır; kupalar kaldırılsın.
(Oyların ayırımı yapıldı)
BAŞKAN- Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin 4 üncü
maddesinin gizli oylaması sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 486
Kabul : 365
Ret : 120
Çekimser : 1
Bu sonuca göre madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi, yerlerinize oturursanız,
tümü üzerindeki oylamaya geçeceğiz.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Buyurun Sayın Kapusuz.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkanım, şu an
itibariyle, zannedersem, Komisyonumuzun sizden bir talebi söz konusudur; yazılı
olarak size intikal etmek üzere. Ben, zatıâlinizden, biraz önce, mümkünse bir
ara verip, bu konuların, usul yönünden, içeride özel bir müzakere yaptıktan
sonra devamını talep etmiştim. Değerli grup başkanvekili arkadaşlarımız buna
katılmadıklarını söylediler.
Şu an itibariyle, Hükümetin ve Komisyonun, İçtüzüğün 88
inci maddesi gereği, tasarı veyahut da teklifin geri çekilmesi için bir defaya
mahsus olmak üzere bir yetkileri var, bunu kullanmak istiyorlar. Dolayısıyla,
bu konuda size gelen talebin işleme konulmasını istiyoruz. Bu konuda bizim gibi
düşünmeyebilirsiniz, farklı da düşünüyor olabilirsiniz; isterseniz bir usul
müzakeresi açarsınız, isterseniz biraz ara verirsiniz; biz, bu konuyu kendi
aramızda müzakere ettikten sonra, sizin ondan sonraki kararınızı öğrenmek
isteriz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, Anayasa Komisyonu Başkanı Sayın
Burhan Kuzu'nun başvurusunu bilgilerinize sunuyorum:
"Sayın Başkan
Görüşmekte olduğumuz teklifin tümünü Komisyonumuza geri
çekmek istiyoruz.
İçtüzüğün 88 inci maddesi gereğini arz ederim."
88 inci maddeyi bilgilerinize sunuyorum:
"Esas komisyon veya Hükümet, tasarı veya teklifin
tümünün, belli bir veya birkaç maddesinin, komisyona geri verilmesini, bir
defaya mahsus olmak üzere isteyebilir.
Bu istem, görüşülmeksizin yerine getirilir. Tasarı veya
teklifin tümü geri istenmişse, tasarı veya teklif hakkında verilen bütün
önergeler esas komisyona verilir. Tasarı veya teklifin belli bir veya birkaç
maddesi geri istenmişse, o madde veya maddeler hakkındaki önergeler esas
komisyona verilir."
Şimdi, Sayın Başkan, bizim, görüşebileceğimiz herhangi
bir madde kalmadı, görüşebileceğimiz herhangi bir önerge de kalmadı; o nedenle,
görüşmeler bitti, tamamlandı. Şu anda, yapacağımız, sadece tümü üzerindeki
oylama. Herhangi bir madde kalmış olsaydı -geçmişteki uygulamalara da baktım
çünkü- görüşülebilecek herhangi bir öneri kalmış olsaydı, elbette ki,
komisyonun bu isteğini hiç tartışmasız da yerine getirirdim; ancak, şu anda
tamamı görüşüldüğü için, böyle bir istemi yerine getirme olanağım yok. O
nedenle, şimdi, tümü üzerindeki oylamayı yaptıracağım.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Buyurun.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkanım, yorum olarak
ilave ettiklerinizin hiçbir tanesi burada zikredilmemektedir. Şu anda, kabul
edilmiş yahut da edilmemiş bütün önergelerle birlikte metin, hükümetin veyahut
da komisyonun açık talebi halinde iade edilir. Bunların tekrar
getirilmeyeceğine, değişiklik yapılmayacağına dair burada açık bir hüküm
kesinlikle söz konusu değildir. Açık metni bir kez daha okuyalım...
BAŞKAN - Bir saniye... Bir saniye...
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan, bir kez daha
okuyalım. Açıkçası, son oylama, görüşmelerin tamamının bir cüzüyse, bir
parçasıysa, bu görüşmelerin tamamlanması demek, tamamının görüşülmesi,
oylanması demektir. Bunun oylama yapılmadan önce gerçekleşiyor olması,
kesenkes, bu işlemin tamamlanmadığıyla alakalı bir şeydir.
İçtüzüğün 88 inci maddesini, hiç yorum katmaksızın, bir
kez daha okuyorum; 88 inci maddede deniliyor ki: "Esas komisyon veya
Hükümet -komisyon istiyor- tasarı
veya teklifin tümünün, belli bir veya birkaç maddesinin, komisyona geri verilmesini,
bir defaya mahsus olmak üzere isteyebilir." Çok açık!..
BAŞKAN - Sayın Kapusuz, siz bitirin, ben, ondan sonra
konuşacağım.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan, dolayısıyla,
burada istenilen safha budur. Son oylamayı ayırmamıştır. Son oylama yapılmadan,
geneli üzerindeki oylama yapılmadan, şu maddeler geçmeden, bu önergeler kabul
edilmeden gibi, burada hiçbir beyan söz konusu değildir, bir şart söz konusu
değildir. Açık bir hüküm olsaydı, burada bir hüküm olsaydı, sizin yorumunuza
katılırdık; ama, bu metin açıkça orta yerde dururken, bunu, bütün safhalarında
yapılabilecek bir işlem olarak görmekteyiz. Eğer, bizim bu teklifimize
katılmıyorsanız, usul tartışması açarsınız, bunu da ayrıca konuşuruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kapusuz.
Sayın Kapusuz, örneğin, iki maddeyi görüştük, bunları
kabul ettik; geriye de... Çünkü, 4 maddelik bir kanun teklifi bu; ben, şu ana
kadar 4'ünü de "kabul edilmiştir" diye kayıtlara ve tutanaklara
geçirttim ve maddeler bitti. Örneğin, 2 nci maddeden sonra veya 3 üncü maddeden
sonra Komisyonumuz böyle bir talepte bulunsaydı, hükümet veya öneri sahipleri
böyle bir teklifte bulunsaydı, elbette ki, doğal hakkınızdı, görüşülecek olan
bir maddeyi, görüşülmediği için, siz yeniden değerlendirme olanağına
sahiptiniz.
YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, bitmişse, o
zaman tatil edersiniz.
BAŞKAN - Müsaade eder misiniz.
Kanun koyucu, bunu, benim yorumuma uygun olarak kabul
etmiş ki, Anayasa görüşmelerinde tekriri müzakere yolunu dahi kapatmış. O
nedenle, görüşülmüş, bitmiş olan bir Anayasa maddesini, şimdi, ben, hangi
gerekçeyle size iade edeceğim?! (CHP sıralarından alkışlar)
YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, maddeyi değil,
teklifin tümünü iade edeceksiniz.
BAŞKAN - Bir saniye arkadaşlar...
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan, işlem
tamamlanmışsa neyi oylayacaksınız?
BAŞKAN - Efendim?..
YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) - Niye dağılmıyoruz o zaman?!
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Eğer işlem bitmişse, bu
yasalaşmışsa sizin söylediğiniz gibi, maddelerin kabul edilmiş olması bu
teklifin yasalaşması anlamına geliyorsa, bu son oylamanın ne manası var?!
FAHRİ KESKİN (Eskişehir) - Niye bekliyoruz?!.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Demek ki, son oylama bunun
aslî unsurudur. Hatta, anayasa değişikliklerinde son oylama, biraz önce kabul
ettiğinizi ifade ettiğiniz referandumun olup olmamasını direkt alakalandıran
bir husus olduğu için, hükümet veyahut da komisyonun, bu safhada bunları
değerlendirme hak ve salahiyetinin, kanun koyucu olarak İçtüzüğe konulmasının
sebebi, burada istemlerini yapabilmesine bir fırsat vermektir. Dolayısıyla,
bunun, açık, orta yerde vazedilmiş olması, madde metninde bulunmuş olması,
bunun hilafına da hiçbir şeyin olmaması, sadece yoruma dayalı olarak böyle
değerlendirmek, kanaatim o ki, yanlış olur. Şayet, bu konuda -biraz önce de
söyledim, bir kez daha tekrar ediyorum- mutmain değilseniz, ara verebilirsiniz,
değilse, müzakere açabilirsiniz efendim.
BAŞKAN - Sayın Başkan, bu söylediklerimin tamamı -yani,
madde, öneri, önerge, hepsi- İçtüzüğün az önce okuduğum 88 inci maddesinde
yazılı; ben, kendimden bir şey katmadım. Bir daha okumam gerekiyorsa okuyayım;
ama, şimdi, bakın...
YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, bir şeyin hem
bitmiş olması hem de bitmemiş olması diye bir şey olmaz ki...
BAŞKAN - Müsaade eder misiniz... Müsaade eder
misiniz...
İkinci paragrafta şöyle deniliyor: "Bu istem,
görüşülmeksizin yerine getirilir. Tasarı veya teklifin tümü geri istenmişse,
tasarı veya teklif hakkında verilen bütün önergeler komisyona geri
verilir." Şu anda benim görüşebileceğim bir önerge var mı?! "Tasarı
veya teklifin belli bir veya birkaç maddesi geri istenmişse, o madde veya
maddeler hakkındaki önergeler esas komisyona verilir" deniliyor. Şu anda
görüşülecek madde yok, önerge yok... Sayın Başkan, o nedenle, ben, bu istemi
yerine getiremiyorum.
Şimdi, teklifin tümü üzerindeki oylamaya geçeceğim.
Divan üyesi arkadaşlarımın yerlerini almalarını rica ediyorum.
YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) - Bir saniye, Sayın Başkan...
BAŞKAN - Evet, Divan üyesi arkadaşlar lütfen yerlerini
alsınlar, son oylamayı yapacağız.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkanım, usul yönünden,
fevkalade, belki ilk defa bu kadar tartışılacak bir konuyu, Başkanlığınız,
komisyonun olmamasına, hükümetin olmamasına ve şu anda bir çoğunluk grubunun
ara verilmesi talebine rağmen, usul tartışması açılması talebine rağmen, şayet,
hâlâ, bu konuyu ısrarla yürütmek istiyorsa, takdir size aittir; ama, İçtüzüğü
biraz önce hep birlikte okuduk. Belki, sizin farklı, başkalarının farklı, bizim
farklı yorumlama gibi bir hakkımızın olduğundan hareketle, bu konuyu, Genel
Kurulca, hatta, Meclisin yetkili organlarınca bile tartışılacağı bir konu
olarak düşünmek lazım.
Bu konuda açıklık olsaydı, ben, bu uygulamanıza saygı
gösterirdim...
FAHRİ KESKİN (Eskişehir) - Oylamaya lüzum yoktu o
zaman.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - ... ama, bu konu ihtilaflı bir
konu. Bu konuyla ilgili olarak sizin yaklaşımınız, belki, partinize de uygun
düşebilir, partilileriniz gibi de düşünüyor olabilirsiniz; ama, bu konu, çok
ciddî bir konu. Sonra, Türk Milleti tarafından, halkoylamasına gitmesi gibi bir
sonucu doğuracak bir noktada, bir komisyon, bir talep ortaya yere koymuşsa, bu
talebi yok kabul etmek, zannedersem, uygun bir yönetim tarzı olmasa gerek.
BAŞKAN - Peki, teşekkür ederim Sayın Kapusuz.
Şundan emin olabilirsiniz, en ufak bir kuşkum olsa, o
kuşkumun binde biri de eğer netleşmemiş olsa kafamda, onu dahi arar bulurum;
ama, bu konu çok açık.
Oylamayı İstanbul İlinden başlatıyorum.
(Oyların toplanılmasına başlandı)
Mehmet Mustafa Açıkalın
Abdülkadir Aksu
Güldal Akşit
Halil Akyüz
İlhan Albayrak
Tayyar Altıkulaç
Ersin Arıoğlu...
(Kâtip Üye Enver Yılmaz Başkanlık Divanındaki yerini
terk etti) (CHP sıralarından gürültüler)
ÖNDER SAV (Ankara) - Sayın Başkan, Divan Kâtip Üyesi
kalkamaz oradan.
YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) - Terk edebilir... Cezası
varsa, verin!
BAŞKAN - Bir saniye, arkadaşlar... Bir saniye,
arkadaşlar...
ÖNDER SAV (Ankara) - Görevini kötüye kullanamaz!
YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) - Varsa cezası, verin!
BAŞKAN - Arkadaşlar, müdahale etmeyin... Arkadaşımız
terk edebilir.
Biz devam ediyoruz; buyurun.
(Oyların toplanılmasına devam edildi)
İsmet Atalay
Mustafa Ataş
Azmi Ateş
Hasan Aydın
Sıdıka Aydoğan...
YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) - Bir dakika, Sayın Kâtip
Üye... Divan teşekkül etmemiştir, Divan teşekkül etmemiştir; devam edemezsiniz!
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan, Divan yeterli
sayıda değildir; devam edemezsiniz bu görüşmeye!
(Oyların toplanılmasına devam edildi)
Lokman Ayva
Egemen Bağış
Mustafa Baş
Yahya Baş
Murat Başesgioğlu... (AK Parti sıralarından ayağa
kalkmalar, gürültüler)
YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) - Oturma yerine!
BAŞKAN - Bir saniye, arkadaşlar... Bir saniye...
Arkadaşlar, sizden rica ediyorum; bağırarak, çağırarak,
hele hele, benim oturduğum bu Büyük Millet Meclisinde, sonuç alamazsınız. Onun
için, lütfen, oturun yerinize.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan, ben, açık bir
şekilde...
BAŞKAN - Merak etmeyin, yeni duruma da bakacağım.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Tamam.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, İçtüzüğün 55 inci
maddesini okuyorum: "Başkan oturumu açar ve gerekirse kapatır. Oturumun
devamınca Başkanlık makamı ve kâtip üyelikler boş kalamaz.
Zorunlu hallerde, o birleşim için geçerli olmak
kaydıyla ve sona ermek üzere olan işlerin tamamlanması amacıyla oturumun
uzatılmasına Genel Kurulca karar verilebilir." O ayrı bir konu.
Şimdi, Sayın Enver Yılmaz, siz burayı terk mi
ediyorsunuz?
KÂTİP ÜYE ENVER YILMAZ (Ordu) - Evet, terk ettim.
BAŞKAN - Sayın Yaşar Tüzün'ü görev yerine davet
ediyorum; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Oraya, göreve davet
edemezsiniz.
BAŞKAN - Müsaade eder misiniz...
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Hayır efendim...
BAŞKAN - Müsaade eder misiniz...
RAMAZAN TOPRAK (Aksaray) - Sizi bir başkan gibi
davranmaya davet ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim, ne olduğumu ben biliyorum.
(Kâtip Üye Yaşar Tüzün Başkanlık Divanında yerini aldı)
YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, bu Meclisin
görüşme usulleri var, gelenekleri var, hepsini çiğneyemezsiniz! İktidar
partisiz, muhalefet partisiyle tek başına Divan kurulamaz! Öyle bir şey olmaz!
Öyle bir şey yapamazsınız Sayın Başkan! (AK Parti sıralarından gürültüler)
RAMAZAN TOPRAK (Aksaray) - Cumhuriyet Halk Partisini
burada temsil edemezsiniz, muhalefet gibi davranıyorsunuz.
BAŞKAN - Oturun... Oturun... Arkadaşlar oturun
lütfen...
ZÜLFÜKAR İZOL (Şanlıurfa) - Değiştiremezsiniz, asla
değiştiremezsiniz... Olmaz, değiştiremezsiniz bir kâtip üyeyi...
Değiştiremezsiniz... (Gürültüler)
BAŞKAN - Arkadaşlar lütfen oturur musunuz... Arkadaşlar
herkes yerine otursun...
RAMAZAN TOPRAK (Aksaray) - Sizi tarafsız bir Meclis
Başkanı gibi davranmaya davet ediyorum.
BAŞKAN - Herkes yerine otursun.
YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) - Buranın bir usulü var.
(Gürültüler)
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen, oturun yerinize... Lütfen
yerinize oturun...
RAMAZAN TOPRAK (Aksaray) - Meclisi temsil etmenizi
bekliyoruz, CHP'yi değil.
YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) - Böyle şey olmaz...
RAMAZAN TOPRAK (Aksaray) - Muhalefet gibi davranmayın,
tarafsızlığınıza leke düşürüyorsunuz.
BAŞKAN - Oturur musunuz... Oturur musunuz...
(Gürültüler)
RAMAZAN TOPRAK (Aksaray) - Meclis Başkanvekilisiniz
siz, CHP'li değil. Tarafsızlığa davet ediyoruz.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)- Sayın Başkan, buna gerek yok.
Bakın, oylamayı bile yapamazsınız.
BAŞKAN- Oturur musunuz... Oturur musunuz... Lütfen,
oturur musunuz... (Kürsü önünde toplanmalar, karşılıklı konuşmalar, gürültüler)
Arkadaşlar, bu yöntemle sonuç alamazsınız... Bu
yöntemle sonuç alamazsınız... Bakın, bu yöntemle sonuç alamazsınız.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)- Sayın Başkan, birleşime ara
verin! Sayın Başkan, birleşime ara vermek mecburiyetindesiniz.
BAŞKAN- Oturur musunuz... Oturur musunuz...
YAHYA AKMAN (Şanlıurfa)- Hayır, oturmayacağım.
BAŞKAN - Oturur musunuz... Oturur musunuz... Lütfen,
oturun arkadaşlar. Oturulmadan bir şey yapmam. Oturun... Oturulmadan bir şey
yapmam.
YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) - Burada ilk defa mı Anayasa
değişiyor! Bundan önce de değiştirildi, hiç böyle şeyler yapılmadı.
BAŞKAN- Sayın İdare Amirleri, lütfen, arkadaşları
oturtur musunuz...
YAHYA AKMAN (Şanlıurfa)- Oturmayacağım, var mı
diyeceğin!
BAŞKAN- Sayın milletvekilleri, oturur musunuz lütfen...
İdare amirleri, arkadaşları oturtur musunuz. Oturmadan olmaz... Oturun...
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Birleşime ara verin...
BAŞKAN - Oturun... Oturun, karar vereceğim... Oturun...
Arkadaşlar, oturur musunuz...
YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) - Hayır, oturmayacağız...
MEHMET ÇERÇİ (Manisa) - Cumhuriyet tarihinde herhalde
böyle bir şey görülmedi.
BAŞKAN - Oturun...
İDARE AMİRİ MUSTAFA ERDOĞAN YETENÇ (Manisa) -
Arkadaşlar, yerinize oturur musunuz...
BAŞKAN - Herkes insin buradan... Arkadaşlar hepiniz
inin... Hepiniz inin...
TACİDAR SEYHAN (Adana) - Ramazan Toprak oy kutusundaki
oyu aldı Sayın Başkan; bu durum zapta geçirilsin efendim.
EŞREF ERDEM (Ankara) - Verir misiniz o oyu!..
RAMAZAN TOPRAK (Aksaray) - Vermiyorum!..
TACİDAR SEYHAN (Adana) - Nasıl açarsın onu?! Onu açmaya
hakkın yok!
EŞREF ERDEM (Ankara) - Ver o oyu!.. Ver o oyu!..
RAMAZAN TOPRAK (Aksaray) - Hayır, vermiyorum; Başkana
vermek için aldım oyu... Başkana vereceğim... Başkana vereceğim...
İDARE AMİRİ KEMALLETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) - Arkadaşlar,
lütfen, kürsü önünü terk edelim.
BAŞKAN - İnin... Hepiniz inin... Arkadaşlar, hep
birlikte inin... Hep birlikte inelim...
Sayın Başkan, lütfen arkadaşları indirelim...
İDARE AMİRİ ABDULLAH ÇALIŞKAN (Adana) - Arkadaşlar,
lütfen, yerlerinize oturun... Lütfen...
BAŞKAN - Arkadaşlar, yerinize oturur musunuz...
Arkadaşlar, herkes yerine otursun... Tamam oturun, herkes otursun...
Arkadaşlar, herkes otursun... Arkadaşlar, lütfen oturun...
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan, ne olacak oturunca;
ne yapacaksanız söyleyin.
BAŞKAN - Arkadaşlar, oturun lütfen...
Arkadaşlar, birleşime saat 19.30'a kadar ara veriyorum;
grup başkanvekillerini de arkaya davet ediyorum.
Kapanma Saati
: 19.22
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati:
21.06
BAŞKAN:
Başkanvekili Yılmaz ATEŞ
KÂTİP ÜYELER:
Enver YILMAZ (Ordu), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 62 nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Çalışmalara kaldığımız yerden devam ediyoruz.
V. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
3. - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/101)
(S. Sayısı: 106 ve 106'ya 1 inci Ek) (Devam)
BAŞKAN - Divan Üyelerimiz yerlerini almışlardır.
Oylamayı, İstanbul İlimiz soldan, Adana İlimiz de
sağdan olmak üzere, başlatıyorum.
(Oyların toplanılmasına başlandı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 10 dakika sonra işlemi
bitiriyorum.
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Ne 10 dakikası; nereden çıktı 10
dakika?..
BAŞKAN - Müsaade eder misiniz... Sayın milletvekilleri,
şimdi, biz, Divan olarak, 10 dakika dedik, 1 saatte geldik!.. Onun için, bir 10
dakika... Hoşgörülü olun biraz...
MUSTAFA ERDOĞAN YETENÇ (Manisa) - Sayın Başkan, hangi
usulde var bu?! Cumhuriyet tarihinde hiç var mı?!
BAŞKAN - Arkadaşlar, Genel Kurul salonunda oyunu
kullanan arkadaşlar var... (Gürültüler)
Arkadaşlar, lütfen oturur musunuz... İtirazı olan
Başkanlığa başvursun.
MUSTAFA ERDOĞAN YETENÇ (Manisa) - Tamam, başvuruyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Tamam, başvurdunuz; ben de sizi dinledim.
MUSTAFA ERDOĞAN YETENÇ (Manisa) - Oylama yapılmıştır.
Lütfen... İtiraz ediyorum. Sayın Başkan, usul neyse o yapılsın.
BAŞKAN - Tamam, yapacağım.
MUSTAFA ERDOĞAN YETENÇ (Manisa) - 10 dakika!.. Hangi
sistemde var?!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, Divan
Üyelerinin etrafından çekilir misiniz...
Sayın Divan Üyeleri, orada oyunu kullanmayan varsa
ilgilenin; ama, diğerlerini gönderin yerlerine.
Sayın milletvekilleri, salonda oyunu kullanmayan
milletvekili var mı? (CHP sıralarından "Yok... Yok..." sesleri; AK
Parti sıralarından "Var... Var..." sesleri, gürültüler)
Arkadaşlar, bir saniye... Bir saniye...
ENVER ÖKTEM (İzmir) - Kullandılar, hepsi kullandı...
BAŞKAN - Buyurun, kullanın... Buyurun, kullanın...
ENVER ÖKTEM (İzmir) - Sayın Başkan "10
dakika" dediniz ya...
BAŞKAN - 10 dakika doldu da, onun için anons yapıyorum.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - 5 dakika oldu; ben saatime bakıyorum...
ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Zaman kazanıyorlar...
BAŞKAN - Arkadaşlar, oturun lütfen... Oturun... (Kürsü
önünde toplanmalar, gürültüler)
MUSTAFA ERDOĞAN YETENÇ (Manisa) - Sayın Başkan, orada
oy kullanan insan yok...
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen, Divan Üyelerinin orayı
boşaltır mısınız... Sayın milletvekilleri, lütfen boşaltır mısınız orayı...
Sayın milletvekilleri, oyunu kullanan...
Buyurun, kullanın.
MUSTAFA ERDOĞAN YETENÇ (Manisa) - Böyle şey olur mu?!.
Bitti...
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen oturur musunuz yerinize.
MUSTAFA ERDOĞAN YETENÇ (Manisa) - Tamam, Sayın Başkan,
bitti...
BAŞKAN - Arkadaşlar, kulübede bir arkadaşımız var;
onun, oyunu kullanması koşuluyla, oylama süremiz bitmiştir. (Gürültüler)
OYA ARASLI (Ankara) - Sayın Başkan, hücrede biri
hastalandı galiba; doktor çağıralım, baksınlar; çıkamadı!..
BAŞKAN - Evet, oylama bitti arkadaşlar. Varsa sandık
başında... (AK Parti sıralarından "Var... Var..." sesleri)
MUSTAFA ERDOĞAN YETENÇ (Manisa) - Kim var?!.
BAŞKAN - Arkadaşlar, bir saniye...
OYA ARASLI (Ankara) - Sayın Başkan, yeter artık!..
BAŞKAN - Arkadaşlar, verdiğim...
(CHP sıralarından "Kim var orada" sesleri)
Bir saniye... Bir saniye...
OYA ARASLI (Ankara) - Sayın Başkan, hangi İçtüzüğe
göre, hangi yönetmeliğe göre yapıyorsunuz?..
FARUK ÇELİK (Bursa) - Arkadaşlar oy kullanıyor... Ayıp
oluyor!..
BAŞKAN - Bir saniye...
Arkadaşlar, kim bu arkadaşımız?.. Kim bu arkadaşımız?..
Kim?.. Arkadaşlar, bu arkadaşımızın...
ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Mahsus
bekletiyorlar... Mahsus bekletiyorlar ki, başkası gelsin, oy kullansın...
BAŞKAN - Tamam... İki arkadaşımız... Nerede?.. (AK
Parti sıralarından "Buradalar" sesleri)
Arkadaşlar, kulübedeki arkadaşlar hariç oylama
bitmiştir... Kulübedeki arkadaşlarımız...
(AK Parti sıralarından "Sayın Başkan, içeride 3
kişi var" sesi)
Bir saniye... Bir saniye...
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Olur mu kardeşim...
BAŞKAN - Salih Bey...
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Arkadaşlar orada duruyorlar;
biz bilerek ağırdan alıyoruz... Sizin anlayışınıza güveniyoruz...
BAŞKAN - 10 dakika süre verdim...
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Ne zaman 10 dakika verdiniz
Sayın Başkan!
BAŞKAN - 10 dakika verdim.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - "10 dakika" dediniz;
10 dakika olmadı.
BAŞKAN - Olur mu canım!.. Olur mu canım siz de!..
(Kürsü önünde toplanmalar, karşılıklı tartışmalar, gürültüler)
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Yanlış yapıyorsunuz!..
Yapmayın bu kadar!..
BAŞKAN - Oturun... Oturun... Lütfen oturun... Oturun...
ÜNAL KACIR (İstanbul) - 10 dakika olmadı.
BAŞKAN - Doldu arkadaşlar... Arkadaşlar, doldu...
Lütfen, oturun yerinize!..
(Kürsü önünde toplanmalar, karşılıklı tartışmalar,
gürültüler)
ENVER ÖKTEM (İzmir) - Sayın Başkan, otorite diye bir
şey kalmadı!..
BAŞKAN - Oturun yerinize...
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan, nasıl
yaparsınız... Etmeyin... Biz bilerek ağırdan alıyoruz...
BAŞKAN - Bitti, tamam... Arkadaşlar, lütfen,
kupalara... İdare amirleri, lütfen, kupalara sahip çıkar mısınız...
EKREM ERDEM (İstanbul) - Sayın Yetenç, siz, bu oy
kupasının yanında ne arıyorsunuz;
durumdan vazife mi çıkarıyorsunuz!
MUSTAFA ERDOĞAN YETENÇ (Manisa) - Evet, vazife
çıkarıyorum; ben İdare Amiriyim; sandığın güvenliğini korumak için buradayım.
(Kürsü önünde toplanmalar, karşılıklı tartışmalar,
gürültüler)
BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade eder misiniz... Boşaltın
şurayı... Suat Bey, kutuları buraya alın...
SUAT KILIÇ (Samsun) - Tamam Sayın Başkan.
(AK Parti sıralarından "Arkadaşlarımız oyunu
kullanamadı Sayın Başkan" sesleri)
(Kürsü önünde toplanmalar, karşılıklı tartışmalar,
gürültüler)
BAŞKAN - Tamam, onlara kullandıracağım...
Arkadaşlar, bir saniye... Arkadaşlar, buraya verin
kupaları... İdare amirleri...
(Kürsü önünde toplanmalar, karşılıklı tartışmalar,
gürültüler)
İdare amirleri, lütfen, kupaları buraya verin... Sayın
idare amirleri... İdare amirleri... Bir saniye... İdare amirlerimiz nerede?..
Nerede idare amirlerimiz?.. Arkadaşlar, lütfen, oturur musunuz...
BAYRAM ALİ MERAL (Ankara) - 2 tane zarf attı; gözümle
gördüm...
İDRİS NAİM ŞAHİN (İstanbul) - Nerede gördün; kör
güzünle mi gördün?!
BAŞKAN - Arkadaşlar, bir saniye...
ENVER ÖKTEM (İzmir) - Sen, 2 kez oy kullanıyorsun...
BAŞKAN - Arkadaşlar, hüviyet kontrolü yapılıyor mu
orada?.. (AK Parti sıralarından "3 kişi" sesleri)
Nerede 3 kişi?
Türkân Hanım, Sayın Miçooğulları, var mı orada oyunu
kullanacak? Yok, bitmiş. (Gürültüler)
Arkadaşlar, ayıp oluyor...
Arkadaşlar, oy kullanma işlemi bitti... (Kürsü önünde
toplanmalar ve gürültüler) Arkadaşlar, oy kullanma işlemi bitti; oturun yerinize...
Kupalar burada arkadaşlar, kupa orada yok ya...
Arkadaşlar, müsaade eder misiniz... Müsaade eder
misiniz...
Arkadaşlar, defterde oy kullananlarla zarflar birbirini
tutacak; onun için telaşa gerek yok...
(Kürsü önünde toplanmalar ve gürültüler)
Sayın milletvekilleri, lütfen, Divan Üyelerini bırakır
mısınız...
Arkadaşlar, lütfen, o defterleri getirin buraya; sayıma
geçiyoruz...
(Oyların ayırımına başlanıldı)
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen oturur musunuz...
Sayımı yapar mısınız...
Divan Üyeleri, defterleri getirir misiniz... Divan Üyesi
arkadaşlar, defteri buraya getirin, burada sayın. Sayıma da, Divan Üyelerinin
dışındaki arkadaşlar, lütfen, gelmesin.
Sevgili arkadaşlar, Divan Üyesi arkadaşlarımız, önce,
ad defterinde işaretlenenleri saydılar; şimdi de, zarfları sayacaklar.
Lütfen, herkes yerine otursun.
(Oyların ayırımına devam edildi)
BAŞKAN - Sevgili arkadaşlar, bütün milletvekillerimizin
içi rahat etsin diye söylüyorum. Ad defterindeki imza sayımız ile zarf sayımız
arasında bir sorun yok. O nedenle, rahat olun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Yani, bazı arkadaşlarımızın iddiaları vardı...
ENVER ÖKTEM (İzmir) - Sayın Başkan, problem o değil ki;
problem, başkasının yerine oy kullanılması.
BAŞKAN - Bütün milletvekillerinin, Türkiye Büyük Millet
Meclisine ve şahıslarına gölge düşürecek hiçbir eylemde bulunmayacaklarına
inanıyorum.
MEHMET EMİN MURAT BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Başkan, eşit
mi?
BAŞKAN - Eşit... Eşit... Eşit...
(Oyların ayırımına devam edildi)
BAŞKAN - Arkadaşlar... Sayın milletvekilleri, bakın,
biz, size güveniyoruz, siz de Divana güvenin. İki siyasî partimize mensup iki
Divan Üyesi anlaşarak, tek tek, bire bir sayım yapıyorlar, herhangi bir sorun
yok aralarında. Lütfen, oturun siz...
(Oyların ayırımına devam edildi)
BAŞKAN- Arkadaşlar, oturur musunuz lütfen...
Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin tümünün gizli oylama
sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı :
385
Kabul : 366
Ret : 19
Bu sonuca göre, teklif kabul edilmiş ve yasalaşmıştır;
hayırlı olmasını diliyorum.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)- Sayın Başkan, bir hususa
açıklık getirebilir misiniz. Biraz
önce, 387 olduğunu söylediniz; ama, şu anda 385 olarak açıkladınız; acaba,
bunun gerekçesi nedir, anlayabilir miyiz efendim?
BAŞKAN- Sevgili arkadaşlar, salı günü toplanmak
üzere...
SALİH KAPUSUZ (Ankara)- Sayın Başkan... Sayın Başkan...
BAŞKAN- Sözlü soru önergeleriyle diğer denetim
konularını sırasıyla görüşmek için, 8 Nisan 2003 Salı günü saat 15.00'te
toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati
: 22.10