DÖNEM
: 22 YASAMA
YILI : 1
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
CİLT : 6
38 inci Birleşim
27 . 2 . 2003 Perşembe
İ
Ç İ N D E K İ L E R I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. -
YOKLAMA
IV. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1. - Antalya Milletvekili Osman Özcan’ın,
olası Irak operasyonunun Türk turizmine etkilerine ve alınması gereken
önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması
2. - Konya Milletvekili Ahmet Işık'ın,
Atatürk'e ve O'nun dünya görüşüne ilişkin gündemdışı konuşması
3. - Kırşehir Milletvekili Hüseyin
Bayındır'ın, yokluk ve yoksulluk ekonomisinin yarattığı kültürel erozyona
ilişkin gündemdışı konuşması
B) Tezkereler ve Önergeler
1. - Türk Silâhlı Kuvvetlerinin Yabancı
Ülkelere Gönderilmesine, Yabancı Silâhlı Kuvvetler Unsurlarının 6 Ay Süre ile
Türkiye'de Bulunmasına ve Muharip Unsurlarının Türkiye Dışına İntikalleri İçin
Gerekli Düzenlemelerin Yapılmasına, Anayasanın 92 nci Maddesi Uyarınca İzin
Verilmesine Dair Başbakanlık Tezkeresi (3/189)
C) Gensoru, Genel Görüşme, Meclıs Soruşturmasi ve Meclıs Araştirmasi
Önergelerı
1. - Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri
Saygun ve 27 milletvekilinin, Tekirdağ İli başta olmak üzere Marmara
Bölgesindeki balıkçıların sorunlarının ve çözüm yollarının araştırılması
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/47)
V. -
ÖNERİLER
A) SİYASÎ
PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1. - Genel Kurulun 1.3.2003 Cumartesi günü
14.00 - 19.00 saatleri arasında çalışmasına ve bu birleşimde, gündemin
"Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları" kısmında yer alan konular ile
kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi
VI. - KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
1. - Yabancıların Çalışma İzinleri
Hakkında Kanun Tasarısı ile İçişleri ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonları raporları (1/308) (S. Sayısı : 38)
2. - Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair
Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri
Komisyonu Raporu (1/397) (S. Sayısı : 41)
3. - Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi
Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/398) (S. Sayısı : 42)
4. - Uluslararası Sergilere İlişkin
Sözleşme ile Sözleşmeye Değişiklik Getiren Uluslararası Sergiler Bürosu Genel
Kurul Kararına Katılmamızın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/373) (S. Sayısı : 47)
5. - Türkiye Cumhuriyeti ve Moldova
Cumhuriyeti Arasında Konsolosluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/381) (S. Sayısı : 48)
6. - Türkiye Cumhuriyeti ile Türkmenistan
Cumhuriyeti Hükümetleri Arasında Ankara ve Aşkabad'da Diplomatik
Temsilciliklerin Yerleşimine İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/417) (S.
Sayısı : 49)
VII.-
SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1. - Trabzon Milletvekili Şevket Arz'ın,
fındıktaki fiyat politikasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Sanayi ve Ticaret
Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (7/123)
2. - Adana Milletvekili Atillâ
Başoğlu'nun, Adana'da yürütülen projelere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı
Mehmet Aydın'ın cevabı (7/211)
I. – GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak
iki oturum yaptı.
Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı,
eğitimci Hasan Âli Yücel'in ölümünün 42 nci yıldönümüne,
Batman Milletvekili Afif Demirkıran, Ilısu
Baraj Gölünün tarihi ve Hasankeyf İlçesine olumlu ve olumsuz etkilerinin
tespitiyle, çözüm önerilerine,
Hatay Milletvekili Gökhan Durgun,
İsdemir'in Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla Erdemir'e devredilmesi
sonucunda ortaya çıkan sorunlar ve çalışanların mağduriyetlerine,
İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.
Ağrı Milletvekili Naci Aslan'ın (6/111)
esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi okundu; sözlü
sorunun geri verildiği bildirildi.
Bazı milletvekillerinin, belirtilen sebep
ve sürelerle izinli sayılmalarına,
Bursa Milletvekili Ali Dinçer'e, ödenek ve
yolluğunun verilmesine,
İlişkin Başkanlık tezkereleri kabul
edildi.
Genel Kurulun 26 Şubat 2003 Çarşamba günkü
birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine, gündemin "Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 17 nci sırasında
yer alan 58 sıra sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin
Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının bu
kısmın 3 üncü sırasına alınmasına ve bu birleşimde gündemin 6 ncı sırasına
kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin
uzatılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında bulunan:
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Denizcilik Anlaşmasının (1/345)
(S.Sayısı : 45),
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sivil Havacılık İşbirliği
Anlaşmasının (1/346) (S.Sayısı : 46),
Türkiye Cumhuriyeti ile Bosna ve Hersek
Arasındaki Serbest Ticaret Anlaşmasının (1/337) (S. Sayısı : 34),
Türkiye Cumhuriyeti, Azerbaycan
Cumhuriyeti ve Gürcistan Arasında Petrolün Azerbaycan Cumhuriyeti, Gürcistan ve
Türkiye Cumhuriyeti Ülkeleri Üzerinden, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ana İhraç Boru Hattı
Yoluyla Taşınmasına İlişkin Anlaşmanın Eklerini Teşkil Eden Ev Sahibi Hükümet
Anlaşması, Anahtar Teslimi Müteahhitlik Anlaşması ve Hükümet Garantisine
İlişkin Tecdit ve Değişiklik Anlaşmalarının (1/339) (S. Sayısı : 35)
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarılarının, görüşmeleri sonucunda elekt-ronik cihazla yapılan
açıkoylamalardan,
Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek
Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Tasarısının (1/433) (S. Sayısı : 58) yapılan görüşmelerden;
Sonra
kabul edildikleri ve kanunlaştıkları açıklandı.
27 Şubat 2003 Perşembe günü saat 15.00'te
toplanmak üzere, birleşime 18.45'te son verildi.
Sadık
Yakut |
|
|
Başkanvekili |
|
|
|
Mevlüt Akgün |
Ahmet Küçük |
|
Karaman |
Çanakkale |
|
Kâtip Üye |
Kâtip Üye |
|
|
|
II. – GELEN
KÂĞITLAR No. :56
27.2.2003 PERŞEMBE
Teklifler
1. - Malatya Milletvekili
Muharrem Kılıç ve 11 Milletvekilinin; Türk Ticaret Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/84) (Adalet ve Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
18.2.2003)
2. - Antalya
Milletvekilleri Mehmet Dülger, Mevlüt Çavuşoğlu, Fikret Badazlı, Burhan Kılıç
ve Osman Akman'ın; Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/85) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
ve Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.2.2003)
3. - Van Milletvekili
Hacı Biner'in; Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi (2/86) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi :
21.2.2003)
Sözlü Soru Önergeleri
1. - Tunceli Milletvekili
V. Sinan Yerlikaya'nın, Diyanet İşleri Başkanlığında Alevilere yönelik
çalışmalara ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) sözlü soru önergesi
(6/230) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)
2. - İstanbul
Milletvekili Ali Rıza Gülçiçek'in, ibadethanelerle ilgili bir kararnamede
cemevlerine yer verilmeyişine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/231)
(Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)
3. - Muğla Milletvekili
Ali Cumhur Yaka'nın, Marmaris-Datça Karayolu yapımına ayrılan ödenek miktarına
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/232) (Başkanlığa
geliş tarihi : 24.2.2003)
4. - Muğla Milletvekili
Ali Cumhur Yaka'nın, Fethiye-Dalaman Karayolu ve Göcek Tüneli yapımının ne
zaman bitirileceğine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru
önergesi (6/233) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)
5. - Denizli Milletvekili
Mustafa Gazalcı'nın, görevine son verilen Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kurulları üyelerine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/234)
(Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)
6. - Muğla Milletvekili
Fahrettin Üstün'ün, Hollanda'dan gönderilen Patriot rampalarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/235) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)
7. - Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu'nun, Kırklareli'ndeki orman köylülerinin
sorunlarına ilişkin Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/236) (Başkanlığa
geliş tarihi : 24.2.2003)
8. - Diyarbakır
Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, Erganililerin Ziraat Bankası Maden Şubesindeki
hesaplarının Halk Bankası Ergani Şubesine aktarılıp aktarılmayacağına ilişkin
Devlet Bakanından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/237) (Başkanlığa geliş
tarihi : 24.2.2003)
9. - Tekirdağ Milletvekili
Enis Tütüncü'nün, bitkisel yağ üretimine ve ithalatına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/238) (Başkanlığa geliş tarihi :
24.2.2003)
10. - Tekirdağ
Milletvekili Enis Tütüncü'nün, olası Irak Savaşının turizm sektörüne etkilerine
ilişkin Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/239) (Başkanlığa geliş tarihi
: 24.2.2003)
11. - Kırklareli
Milletvekili Yavuz Altınorak'ın, gübre ve mazot fiyatlarına yapılan zamlara
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/240) (Başkanlığa
geliş tarihi : 25.2.2003)
12. - Antalya
Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, hâkim ve savcıların birinci sınıfa
ayrılmalarına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/241) (Başkanlığa
geliş tarihi : 25.2.2003)
13. - Ankara Milletvekili
Yakup Kepenek'in, elektrik enerjisi piyasasına ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/242) (Başkanlığa geliş tarihi :
25.2.2003)
14. - Ankara Milletvekili
Yakup Kepenek'in, görevden alınan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu
üyelerine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/243) (Başkanlığa
geliş tarihi : 25.2.2003)
15. - Mersin Milletvekili
Ersoy Bulut'un, çiftçilerin kredi borçlarına af çıkarılıp çıkarılmayacağına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/244) (Başkanlığa geliş tarihi :
25.2.2003)
16. - Kırklareli
Milletvekili Yavuz Altınorak'ın, pancar üretim kotasının düşürülmesi nedeniyle
zarar gören üreticilere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/245) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.2.2003)
17. - Kırklareli
Milletvekili Yavuz Altınorak'ın, pancar üretim kotasının düşürülmesine ilişkin
Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/246) (Başkanlığa geliş
tarihi : 26.2.2003)
Yazılı Soru Önergeleri
1. - İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 1980-2003 yılları arasında kurulan
bankalara ve o tarihlerdeki ilgili Bakan ve Hazine Müsteşarlarına ilişkin
Devlet Bakanından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/250) (Başkanlığa geliş
tarihi : 24.2.2003)
2. - İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 1995-2002 yılları arasında Plan ve Bütçe
Komisyonu üyelerine tahsis edilen ödenek miktarına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/251) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)
3. - İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Mali Milattan sonra yurtdışına para
kaçtığı iddiasına ilişkin Devlet Bakanından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/252) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)
4. - Yozgat Milletvekili
Emin Koç'un, yeni atanan THY Genel Müdürü hakkındaki bazı iddialara ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif Şener) yazılı soru
önergesi (7/253) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)
5. - Antalya Milletvekili
Tuncay Ercenk'in, sebze ve meyve ihracaatı ve elma stokuna ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/254) (Başkanlığa geliş tarihi :
24.2.2003)
6. - Edirne Milletvekili
Nejat Gencan'ın, çiftçilerin elektrik borçlarına ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/255) (Başkanlığa geliş tarihi :
25.2.2003)
7. - Edirne Milletvekili
Nejat Gencan'ın, çiftçilerin Devlete olan borçlarına ve vergi yüküne ilişkin
Devlet Bakanından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/256) (Başkanlığa geliş
tarihi : 25.2.2003)
8. - Edirne Milletvekili
Rasim Çakır'ın, 3083 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği ve Teknik Talimata
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/257) (Başkanlığa
geliş tarihi : 25.2.2003)
9. - Edirne Milletvekili
Rasim Çakır'ın, tarım sektöründeki BAĞ-KUR'luların prim ödemelerinin yılda iki
dönem yapılıp yapılmayacağına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/258) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.2.2003)
10. - Antalya
Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya Kepezüstü mevkiindeki hastane
inşaatına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/259) (Başkanlığa
geliş tarihi : 25.2.2003)
11. - İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Türk Sağlık ve Eğitim Vakfına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/260) (Başkanlığa geliş tarihi :
26.2.2003)
Meclis Araştırması Önergesi
1. - Tekirdağ
Milletvekili Mehmet Nuri Saygun ve 27 Milletvekilinin, Tekirdağ İli başta olmak
üzere Marmara Bölgesindeki balıkçıların sorunlarının ve çözüm yollarının
araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/47) (Başkanlığa
geliş tarihi : 25.2.2003)
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati : 15.00
27 Şubat 2003 Perşembe
BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER : Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale), Mevlüt AKGÜN
(Karaman)
BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 38 inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yetersayısı
vardır; görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce, üç
arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim.
Konuşma süreleri 5'er
dakikadır. Hükümet, bu konuşmalara cevap verebilir; hükümetin cevap süresi 20
dakikadır.
Gündemdışı ilk söz, olası
Irak operasyonunun Türk turizmine etkileri konusunda söz isteyen Antalya
Milletvekili Osman Özcan'a aittir.
Buyurun Sayın Özcan. (CHP
sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 5
dakikadır.
IV. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1. -
Antalya Milletvekili Osman Özcan’ın, olası Irak operasyonunun Türk turizmine
etkilerine ve alınması gereken önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması
OSMAN ÖZCAN (Antalya) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; olası Irak savaşında Türk turizminin
kayıpları ve alınması gereken tedbirlerle ilgili olarak söz almış bulunuyorum;
bana bu fırsatı veren Başkanvekilimiz Sayın Yakut'a ve sizlere saygılarımı
sunuyorum.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; öncelikle, çağdaşlığa yakışmayan, insanın canını ve insan
onurunu hiçe sayan savaşların çıkmaması dileğimi iletiyorum; ama, Irak
savaşının kapıya gelip dayandığı görülüyor. Bu savaştan en az zararla nasıl
kurtuluruz diye tedbir almamız gerekmektedir. Geçen Körfez krizinden de ders
alarak hazırlanmamız gerekiyor.
Arkadaşlar, 2001-2002
yıllarında, cumhuriyet tarihimizin en ağır iki krizini yaşadık. Bu krizlerdeki
yaraların sarılmasında, turizm sektörü, lokomotif görevi üstlenmiştir. Kendisi
dışında 37 sektörle girdi çıktı ilişkisi bulunan, 2 000 000'un üzerinde insana
istihdam sağlayan Türk turizmi, geçen yıl, Türkiye'ye, 13 000 000 turist
getirmiş ve 10 milyar doların üzerinde döviz girdisi sağlamıştır. Bunlar, resmî
rakamlardır, resmî olmayan döviz girdilerini sizlerin takdirine bırakıyorum.
Son yıllarda başarılı bir
grafik çizen turizm sektörü, olası bir Irak savaşından en büyük darbeyi yiyecek
gibi görünüyor. Körfez savaşında Türk turizminin zararının 45 milyar doların
üzerinde olduğunu otoriteler söylüyor. Bu savaşta zararı en aza indirmek için
hangi çalışmaları yaptık; onu göremiyorum.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; TÜROB (Türkiye Otelciler Birliği) Başkanı Sinan Babila, bu yıl
turizm gelirlerindeki azalmadan çok, sektörün kaç yılda kendini toplayacağının
önemli olduğunu söylüyor ve "şu anda, İstanbul'da, bayramdan sonra
çıkarılan yaygaralarla, otellerin doluluk oranı yüzde 15-20'lere inmiştir.
Savaş sürerse sektör 5-6 milyar dolar zarara uğrayacaktır" diye devam
ediyor. Onun için, Ege Bölgesi, Marmara Bölgesi ve Akdeniz Bölgesinin savaşa çok
uzak olduğunu iyi anlatmamız, bunun için de çok iyi propaganda yapmamız
gerektiğinden bahsediyor.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; bu savaştaki zararımızı en aza indirebilmek için acilen
almamız gereken tedbirleri kısaca anlatmak istiyorum:
Özellikle, doğru ve
yansız iletişim metotları benimsenmeli, medyanın panik yaratacak abartılı
haberlere yer vermemesi sağlanmalıdır.
Konaklama sektörünün
üzerindeki vergiler, SSK primleri ve benzeri ödemeler, kriz atlatılana kadar,
faizsiz olarak ertelenmelidir.
Yatırımcılarımızın
sorunları hafifletilmeli, işletme kredilerine ilişkin faiz ve anapara
ödemelerinin vadeleri uzatılmalıdır.
Sektörün önemli bir
girdisini teşkil eden enerji maliyetleri, rakip ülkelerle kıyaslanmayacak
şekilde yüksektir; kriz döneminde sektörde kullanılan enerji bedelleri
düşürülmeli veya ödemeleri ertelenmelidir.
Ülkemizde charter
seferleri yapan şirketlere belirli bir doluluk garantisi verilmeli,
faaliyetlerini sürdürmeleri teşvik edilmelidir.
Yerli ve yabancı tur
operatörlerine yönelik destek programları düşünülmelidir. Aynı şekilde, Türk
Hava Yolları tarafından ülkemize gelen turist gruplarına, tanıtım amaçlı
yurtdışı gezilerine çıkan turizmcilere uygulanan bilet fiyatlarında ciddî
oranlarda indirim yapılmalıdır.
Ülkemiz, diğer rakip
ülkelere göre daha uzaktır arkadaşlar, bunlara bir de KDV oranlarının
yüksekliği eklenince, rakiplerimizle yarışmak zorlaşmaktadır. Arkadaşlar,
örneğin, İspanya'da standart KDV oranı yüzde 16, turizmde yüzde 7'dir;
Fransa'da standart KDV oranı yüzde 20, turizmde yüzde 5'tir; İtalya'da standart
KDV oranı yüzde 20, turizmde yüzde 10'dur; Portekiz'de standart KDV oranı yüzde
17, turizmde yüzde 5'tir; komşumuz Yunanistan'da ise standart KDV oranı yüzde
16, turizmde yüzde 8'dir. Bu ülkelerde, KDV oranları 1990'dan sonra kademeli
olarak indirilmeye başlanmış ve turizm gelirlerinde net yüzde 10 artış
sağlanmıştır.
Uzun yıllar yapılan
çalışmalar sonucunda belirlenen turizm alanlarının ve tahsis arazilerinin SİT
kapsamına alınarak, turizmin gelişmesinin önüne geçmemesi ve kullanarak koruma
prensibinin yerleşmesi sağlanmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
OSMAN ÖZCAN (Devamla) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu 5 dakika içerisine sığacak şekilde,
yapılması gerekenlerden bazılarını ancak anlatabildim.
Turizm bölgesinin bir
milletvekili olarak, Anadolu'nun her yöresinden gelerek turizm bölgesinde
geçimini sağlayan ayran satıcılarının, simitçilerin, ayakkabı boyacılarının,
komilerin, garsonların, barmenlerin, katçıların, sebze ve meyve üreticilerinin,
turcuların ve çilekeş turizm işletmecilerinin, turist gelmezse ne yapacağız
diye kara kara düşündüklerini görür gibi oluyorum. Onun için, lafı bırakalım,
hemen tedbirler almaya başlayalım. Turizmi başka yerlere yönlendiririz
masallarını da bırakalım. Tedbirler acele alınmazsa, sektör biter. Bu sektörün
sesine hepimiz kulak verelim.
Silahların gölgesinde
turizm yapamayız arkadaşlar. Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan
olmayalım. Bunu, yaşayarak göreceğiz; ama, ne yazık ki, olan ülkeye olacak.
Burada bütün
arkadaşlarımı saygılarımla selamlıyorum, bütün turizmcileri saygılarımla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Özcan.
Gündemdışı ikinci söz,
Atatürk ve dünya görüşüyle ilgili söz isteyen, Konya Milletvekili Ahmet Işık'a
aittir.
Buyurun Sayın Işık.
(Alkışlar)
Konuşma süreniz 5
dakikadır.
2. - Konya
Milletvekili Ahmet Işık'ın, Atatürk'e ve O'nun dünya görüşüne ilişkin
gündemdışı konuşması
AHMET IŞIK (Konya) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özgürlük ve bağımsızlık savaşçısı ve
barış sevdalısı Mustafa Kemal Atatürk ve O'nun dünya görüşüne yönelik
gündemdışı söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yaşadığı dönem ve konjonktürde, beyan, fikir ve eylemleriyle,
yalnızca onlarca yıl sonraki günümüze değil, yüzyıllar sonraki zamana çığır açan
"Atatürk" ismini bu kürsüden zikretmenin mutluluğunu yaşıyor,
huzurunu hissediyorum. (Alkışlar)
Mustafa Kemal Atatürk'ün
Türk Milletine bırakmış olduğu en büyük eseri, çağdaş ve modern Türkiye
Cumhuriyetidir; cumhuriyeti de muhkem temeller üzerine kurmuş ve
geliştirmiştir. Çok yönlü kişiliği, üstün zekası, olaylar karşısındaki soğukkanlılığını
asla kaybetmeden, devlet-millet heyecanını en üst düzeyde tutarak, hızlı ve
sağlıklı karar alma özelliği, onu, Atatürk yapan en önemli vasıflardandır.
O, ne yalnızca bir asker,
ne yalnızca bir lider, ne yalnızca bir devlet adamı, ne de yalnızca bir
başkomutandır. O, bu vasıflarının yanında, aynı zamanda bir başöğretmen, bir
vatan ve millet sevdalısı ve kendisini yurduna, insanlığa adamış sevgi ve barış
elçisidir. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; AK Parti
sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Atatürk için gerçek ve gerçekçilik; ancak, akıl ve mantığın
sınırları ölçüsünde vardır. Bu nedenle de, gerçekleştirmek istediği tüm atılımlar
ve yeniliklerde sürekli olarak akıl ve mantığı kendisine şiar edinmiştir. O'nun
ileri görüşlü bir komutan olması ve dünya ölçeğinde bir devlet adamı olma
vasfı, onda mevcut olan insan sevgisinden ve akla önem vermesinden
kaynaklanmaktadır.
Mustafa Kemal Atatürk,
bağımsızlığa verdiği önemi şu sözlerle ifade etmiştir: "Doğudan şimdi
doğacak güneşe bakınız. Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün
Doğu milletlerinin de uyanışını öyle görüyorum. Bağımsızlık ve hürriyetine
kavuşacak daha çok kardeş millet vardır. Onların yeniden doğuşları, şüphesiz,
ilerlemeye ve refaha yönelmiş olarak vuku bulacaktır. Bu milletler, güçlüklere
ve bütün engellere rağmen, manileri yenecekler ve kendilerini bekleyen geleceğe
kavuşacaklardır."
Atatürk "en iyi
kişi, kendinden çok, ait olduğu sosyal toplumu düşünen, onun varlığının ve
mutluluğunun korunmasına kendisini adayan insandır. Gerçek şudur ki, her
kişisel şeref, saygınlık ve kahramanlık, hiçbir kişinin değildir, bütün bu
kişilerden oluşan milletindir" demektedir.
Atatürk'e göre, temel hak
ve hürriyetler olmazsa olmazlardandır. Kişisel hürriyete bakış açısını o büyük
insan şöyle ifade etmiştir: "Çağdaş demokraside kişisel hürriyetler özel
bir değer ve önem kazanmıştır. Artık, kişisel hürriyetlere devletin ve hiç
kimsenin müdahalesi söz konusu değildir; ancak, bu kadar yüksek ve kıymetli
olan kişisel hürriyetin medenî ve demokrat bir millete neyi ifade ettiği,
hürriyet kelimesinin mutlak şekilde düşünülebilen manasıyla anlaşılamaz. Söz
konusu olan hürriyet, sosyal ve medenî hürriyettir. Bu sebeple, kişisel
hürriyeti düşünürken, her kişinin ve nihayet bütün milletin ortak çıkarını ve
devletin varlığını göz önünde bulundurmak lazımdır. Anlaşılıyor ki, kişisel hürriyet
mutlak olmaz. Bir başkasının hak ve hürriyeti ve milletin ortak çıkarı kişisel
hürriyeti sınırlar."
Mustafa Kemal Atatürk,
bağımsızlık anlayışını ise şu şekilde beyan etmektedir: "Bir millette
şerefin, onurun, namusun ve insanlığın doğup yaşayabilmesi, mutlaka o milletin
hürriyet ve bağımsızlığına sahip olmasına bağlıdır. Ben, yaşayabilmek için
mutlaka bağımsız bir milletin evladı olmalıyım."
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
AHMET IŞIK (Devamla)-
Değerli milletvekilleri, Atatürk, eğitimde planlı ve akılcı bir çalışmadan
yanadır. Onun hedefi, memleketinde okuma yazma bilmeyen tek kişinin dahi
kalmamasıdır.
Eğitim politikasına
yönelik ise "çocuklarımızı aynı eğitim derecesinden geçirerek
yetiştireceğiz. Kesinlikle bilmeliyiz ki, iki parça halinde yaşayan milletler
zayıftır, hastadır. Çocuklarımıza esaslı olarak şu ilkeleri benimseteceğiz: Türk
Milletine, Türk Devletine, Türkiye Büyük Millet Meclisine saygı ve bağlılık.
Millî Eğitimin gayesi, yalnız, hükümete memur yetiştirmek değil, daha çok,
memlekete, ahlaklı, karakterli, cumhuriyetçi, inkılapçı, atılgan, becerikli,
dürüst, akıllı, iradeli, hayatta karşılaşacağı engelleri aşacak güçte genç
yetiştirmektir. Eğitim programları ve sistemleri bu görüşe uygun olarak
düzenlenmelidir" demektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Atatürk ve düşünceleri, her dönem ve durumda zengin bir
yoruma, derin bir algılamaya yönelik ince hassasiyete, nesillere kalıcı
aktarılmaya yönelik yüksek ideallere gereksinim göstermektedir. Bu büyük lider
ve büyük insanı rahmetle anarken, Yüce Meclisi tekrar saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Işık.
Allah, iktidar ve
muhalefetin bu muhabbetini devamlı kılsın. (Alkışlar)
Gündemdışı üçüncü söz,
yokluk ve yoksulluk ekonomisinin yarattığı kültürel erozyonla ilgili olarak söz
isteyen Kırşehir Milletvekili Hüseyin Bayındır'a aittir.
Buyurun Sayın Bayındır.
(Alkışlar)
3. -
Kırşehir Milletvekili Hüseyin Bayındır'ın, yokluk ve yoksulluk ekonomisinin
yarattığı kültürel erozyona ilişkin gündemdışı konuşması
HÜSEYİN BAYINDIR
(Kırşehir) - Sayın Başkan, sayın milletvekili arkadaşlarım, televizyonları
başında bizi izleyen değerli yurttaşlarım; hepinizi şahsım adına saygıyla
selamlıyorum. (Alkışlar)
Ülkemizin yıllardır içinde
bulunduğu ekonomik krizin yarattığı, Anadolu insanını canından bezdiren
sorunları, Anadolu insanının çilesini anlatmak adına, bu çileyi bir kez daha
gözler önüne sermek adına söz almış bulunuyorum.
Vatandaşlarımız yıllardır
uygulanan, denene denene cılkı çıkmış sağ anlayışların, sağ politikaların
getirdiği yoksullaşmanın kurbanı oldu. Daha dün, benim öğretmenlerim ilkmektep
sıralarında bizlere diyorlardı ki çocuklar, dünyada kendi kendine yeten 7 tane
ülke var ve Türkiye Cumhuriyeti de bunların içerisinde. Bugün böyle mi, bunu
düşünmek lazım, bir hissetmek lazım.
Açlığın, yoksulluğun
faturasının her ekonomik krizden sonra inim inim inletilerek ödettirilen şu
yoksul köylü ve çiftçilerimizin haline bakın! Ne oldu bizim o verimli
tarlalarımıza! Niye o tarlalarımızda bugün ekim yapılamıyor! Ektiğini alamayan,
aldığını satamayan bir çiftçi, bir köylü!.. Bunları hissetmek gerek, bunları
düşünmek gerek, bunları anlamak gerek. Bunların getireceği kültürel erozyonu,
lütfen, yüreğinizde hisseder misiniz. Açıkça söylüyorum; 21 inci Yüzyılda, 2002
yılında, benim de yörem olan Kırşehir'de Türk çiftçisi, gübresiz tohum ekti;
haberdar mısınız bundan?! (AK Parti sıralarından "haberdarız"
sesleri)
Peki, haberdarsanız niye
gıkınız çıkmıyor?.. (CHP sıralarından alkışlar) Peki, çiftçimizin hali bu da,
memurumuzun, işçimizin, işi olmayan insanlarımızın, üniversite kapılarında
bekleyen öğrencilerimizin durumları farklı mı; okullarını bitirdiklerinde ne
olacağı belli olmayan yavrularımızın durumundan da haberdar mısınız?
HALİL TİRYAKİ (Kırıkkale)
- Mazota zam geldi, mazota zam...
HÜSEYİN BAYINDIR
(Devamla) - Hele memurlarımız; 400 000 000 lira maaşla geçinmeye çalışırken,
200 000 000 lira ev kirasının, odun, katık, hırka, yakacak giderlerinin ne
anlama geldiğini, bunu nasıl karşıladığını, bunu karşılarken kendisinden hangi
tavizleri verdiğini hisseder misiniz lütfen! Bu yoksul insanlar -açıkça
söylüyorum- size de bize de "kaldırın bu yoksulluğu" anlayışıyla oy
verdiler ve bunun sonucunda AKP tek başına iktidar oldu. (AK Parti sıralarından
"AK Parti" sesleri)
Hani seçim bildirgenizde
bangır bangır bağırıyordunuz; ne oldu sizin yeşil mazot projenize?!. Nerede?!.
Bazen gece yarısı
operasyonlarıyla, bazen sabahın ilk ışıklarıyla 11 defa -bugünü saymıyorum- zam
yaptınız mazota.
MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) - Mazotun fiyatı ne kadar, biliyor musun?
HÜSEYİN BAYINDIR
(Devamla) - Burada var, burada var...
Geçmişten beri uygulanan
ve bugün sizin de dört aydır uyguladığınız politikalar sayesinde çiftçinin,
memurun, işçinin, asgarî ücretlinin, işi olmayanların içinde bulunduğu
yoksulluğu tadar mısınız lüften.
13 üncü Yüzyılda, ne de
güzel söylemiş Yunus Emrem.
"Bir garip öldü
diyeler/Üç günden sonra duyalar/Soğuk suyla yuyalar/Şöyle garip
bencileyin" dizelerindeki Yunus'un hissettiklerini yediyüz yıl sonra
hisseder misiniz lütfen.
Bakın, kültürel yozlaşma,
kültürel değerlerdeki bozulma bizi ne hale getirdi. Üç aydır Meclisimizin
gündemini savaşa kilitlediniz, getirsenize tezkereyi; bir gün getirip ertesi
günü çekiyorsunuz. Siz, savaşın ne anlama geldiğini biliyor musunuz?! (CHP
sıralarından alkışlar)
Savaş, televizyonlarda
film seyretmeye benzemiyor. Savaşta yıkılan evler, yıkılan elektrik direkleri,
insanlar göçük altında; savaşta kan var, kolunu, bacağını kaybetmiş insanlar
var. Onun için "savaşa hayır" demek bizim kültürümüzün bir gereğiydi;
ne oldu bu kültürümüzün gereğini yapması gereken insanlara?
MEHMET BEŞİR HAMİDİ
(Mardin) - Savaşa hayır.
HÜSEYİN BAYINDIR
(Devamla) - Evet, savaşa inadına hayır, inadına hayır...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN BAYINDIR
(Devamla) - Her şeye rağmen, belki cumartesi günü de getiremeyeceksiniz o
tezkereyi buraya. (CHP sıralarından gülüşmeler)
Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; bizi biz yapan değerler nerede?! O değerlere sahip
çıkma noktasında, ahlâklı yaşam noktasında, yoksulluk sınırının, 1 200 000 000
lirayı aştığı bir dönemde 400 000 000 liraya çalışan insanların, hele işi
olmayanların, işsizlik yüzünden evlenemeyen Ayşelerin, Fatmaların, Hasanların,
Hüseyinlerin içinde bulunduğu duyguyu hissedebilir misiniz, var mısınız bunu
hissetmeye?!
Gelin, ne yapacaksanız,
hangi sözü vermişseniz, nereden başlayacaksanız, lütfen, bu yoksulluk
ekonomisine bir çare bulalım; yapanın yanına kâr kalmayan bir anlayışta
buluşalım; bizi biz yapan değerlerde buluşalım; katılımcı, dayanışmacı ruhumuzu
ön plana çıkarmanın yolunu, yöntemini deneyelim. Bunun yapılması gerektiğine,
ben ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu yürekten inanıyoruz. Eminim ki, aranızda
da bunu hisseden insanlar vardır. Hangi birimizin kapısını günde en az 50 kişi
"iş" diye "aş" diye çalmıyor; var mı bunlarla ilgili bir
projeniz, çıkardınız mı?
MEHMET BEŞİR HAMİDİ
(Mardin) - Var var, geliyor.
HÜSEYİN BAYINDIR
(Devamla) - Getirdiniz mi gündeme?
İNCİ GÜLSER ÖZDEMİR
(İstanbul) - Var, geliyor
HÜSEYİN BAYINDIR
(Devamla) - Ne zaman uygulayacaksınız, var da birilerini mi bekliyorsunuz, bu
hükümetten sonra gelecek insanlar mı var başka, onlar mı yürüttürecek bu
misyonu?
Sayın Başkanım, çok
değerli milletvekili arkadaşlarım; benim alanım kültür. Her şeyimiz, paramız,
pulumuz bir gün çok olabilir; ama, kaybolan değerler, kültürümüz, kolay kolay
geriye gelmez, yüzlerce yıl ister. Onu bulabilmek, onunla özdeş yaşayabilmek,
bizi bir araya getiren kavramlarda yeniden buluşabilmek umuduyla beni
dinlediğiniz için, şahsım adına, yeniden, her birinize teşekkür ediyor;
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bayındır.
Gündemdışı konuşmalar
tamamlanmıştır.
Başkanlığın Genel Kurula
diğer sunuşları vardır.
Başbakanlığın, Anayasanın
92 nci maddesine göre verilmiş bir tezkeresi vardır.
B) Tezkereler ve Önergeler
1. - Türk
Silâhlı Kuvvetlerinin Yabancı Ülkelere Gönderilmesine, Yabancı Silâhlı
Kuvvetler Unsurlarının 6 Ay Süre ile Türkiye'de Bulunmasına ve Muharip
Unsurlarının Türkiye Dışına İntikalleri İçin Gerekli Düzenlemelerin Yapılmasına,
Anayasanın 92 nci Maddesi Uyarınca İzin Verilmesine Dair Başbakanlık Tezkeresi
(3/189)
BAŞKAN - Hükümet?..Yok.
(CHP sıralarından "nerede Hükümet" sesleri)
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin)
- Nerede Hükümet?!. Daha çıkmadılar, bakanlar orada...
BAŞKAN - Hükümet temsil
edilmediğinden, Başbakanlık tezkeresinin görüşülmesi, İçtüzüğün 62 nci maddesi
hükmüne göre, bir defaya mahsus olmak üzere, gelecek birleşime ertelenmiştir.
(CHP sıralarından gürültüler)
ALİ KEMAL DEVECİLER
(Balıkesir) - Hangi birleşime?!
BAŞKAN - Bir Meclis
araştırması önergesi vardır; okutuyorum :
C) Gensoru, Genel Görüşme, Meclıs Soruşturmasi ve Meclıs Araştirmasi
Önergelerı
1. - Tekirdağ
Milletvekili Mehmet Nuri Saygun ve 27 milletvekilinin, Tekirdağ İli başta olmak
üzere Marmara Bölgesindeki balıkçıların sorunlarının ve çözüm yollarının
araştırılması amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/47)
25.2.2003
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Tekirdağ İlimizin doğal
yapısı, turizm ve balıkçılık yapmaya son derece uygundur. Aynı zamanda,
İstanbul'dan sonra da Marmara Bölgemizin en büyük balık pazarıdır. Burada
balıkçılık yaparak ve turizm hizmetleri sunarak geçinmeye çalışan 1 500'den
fazla da ailemiz vardır. Özellikle turizmin yoğun olduğu yaz aylarında, adalara
turist taşıyarak, mevsiminde de balıkçılık yaparak geçimlerini sağlayan bu
vatandaşlarımız, son yıllarda birçok sıkıntı ve sorunlarla karşı karşıya
kalmışlardır. Sadece mazot fiyatlarına son zamanlarda ard arda yapılan
zamlarla, teknelerine mazot alamaz duruma gelen balıkçılarımız açlık ve
yoksullukla karşı karşıya kalarak canlarından bezmişlerdir.
Ayrıca, balıkçıların 8
metreden uzun 18 grostonilatodan küçük teknelerde kaptanlık yapabilmeleri için
gemi adamlığı belgesinin bulunması gerekmektedir. Gemi adamlığı belgesini
alabilmek için de, bir yıllık bir süre miçoluk yapması ve uzun mesafelere
seferlere çıkması, bunun da liman başkanlığına tescil ettirilmesi
gerekmektedir. Liman sınırları içerisinde bir yıldan çok daha fazla miçoluk da
yapsa, liman sınırlarında görev yaptığı için gemi adamlığı belgesini almaya hak
kazanamamaktan dolayı da çok büyük haksızlığa uğramakta ve mağdur
olmaktadırlar.
1380 sayılı Yasayla,
denizlerimizde trol ve her çeşit yasak avcılık sınırları belirlenmiştir.
Maalesef, yasayla belirlenen bu yasaklara sadece Marmara Ereğlisi ve
Şarköy'deki Sahil Güvenlik biriminin yetersiz ve gereği gibi denetleyememesinden,
buna ilaveten, bilgisizlik ve açgözlü balıkçıların bu yasaklara uymaması, büyük
çoğunlukla yasalara uyan iyi niyetli balıkçılarımızı da mağdur etmektedir.
Özellikle, trolle yapılan balık avcılığında, balıkçılık, katliama dönüşmekte,
yavru balıklar da bu avcılıkla katledilmekte ve balıkların kökü
kurutulmaktadır. 1380 sayılı Yasanın yetersiz olması ve yasaklara uyulmaması
sebebiyle de bölgemizde 127'den fazla balık çeşidi, günümüzde 20'lere kadar
düşmüştür. Bu gidişe "dur" demenin zamanı gelmiş de geçmektedir.
İşte, tüm bölgemizin,
özellikle de Tekirdağ İlimizin ekonomisini ve balıkçılıkla geçimini sağlayan 1
500'den fazla ailemizi yakından ilgilendiren bu kesimin içinde bulunduğu
ekonomik, bürokratik ve hukuksal sorunlarının ve çözüm yollarının araştırılması
için Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104
ve 105 inci maddeleri gereğince bir Meclis araştırılması açılmasını arz ederiz.
Saygılarımızla.
1- Mehmet Nuri Saygun (Tekirdağ)
2- Erdoğan Kaplan (Tekirdağ)
3- Türkân Miçooğulları (İzmir)
4- Berhan Şimşek (İstanbul)
5- Yaşar Tüzün (Bilecik)
6- Necdet Budak (Edirne)
7- Orhan Eraslan (Niğde)
8- Nevin Gaye Erbatur (Adana)
9- Hakkı Ülkü (İzmir)
10- Sedat Pekel
(Balıkesir)
11- Ali Kemal Kumkumoğlu
(İstanbul)
12- Mehmet Kartal (Van)
13- Mehmet Siyam
Kesimoğlu (Kırklareli)
14- Yakup Kepenek
(Ankara)
15- Sıdıka Aydoğan
(İstanbul)
16- Feridun Fikret
Baloğlu (Antalya)
17- Nejat Gencan (Edirne)
18- Yavuz Altınorak
(Kırklareli)
19- Ahmet Küçük
(Çanakkale)
20- İsmail Özay
(Çanakkale)
21- Ali Arslan (Muğla)
22- Engin Altay (Sinop)
23- Salih Gün (Kocaeli)
24- V. Haşim Oral
(Denizli)
25- Rasim Çakır (Edirne)
26- Kemal Demirel (Bursa)
27- Muharrem İnce
(Yalova)
28- İdris Sami Tandoğdu
(Ordu)
BAŞKAN - Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önerge, gündemde yerini
alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubunun, Meclis İçtüzüğünün 19 uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır; okutuyorum:
V. -
ÖNERİLER
A) SİYASÎ
PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1. - Genel
Kurulun 1.3.2003 Cumartesi günü 14.00 - 19.00 saatleri arasında çalışmasına ve
bu birleşimde, gündemin "Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları" kısmında
yer alan konular ile kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine ilişkin AK Parti
Grubu önerisi
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun
27.2.2003 Perşembe günü yaptığı toplantıda, siyasî parti grupları arasında
oybirliği sağlanamadığından, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre, Grubumuzun
aşağıdaki önerisinin Genel Kurula sunulmasını arz ederim.
Salih
Kapusuz
AK
Parti Grubu Başkanvekili
Öneri :
1.3.2003 Cumartesi günü,
Genel Kurulun, saat 14.00-19.00 saatleri arasında çalışması ve bu birleşimde,
gündemin "Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları" kısmında yer alan
konular ile kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi önerilmiştir.
BAŞKAN - Sayın Özyürek,
konuşacak mısınız?
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin)
- Evet.
BAŞKAN - Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin)
- Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; biraz önce, burada, çok önem
verdiğimiz, Türkiye'nin ve dünyanın nefesini tutarak izlediği bir tezkerenin
görüşmesi yapılacaktı. Sayın Başkan konuyu ifade ettiler; ama, ne yazık ki, bu
tezkereyi getiren hükümetin temsilcileri yerlerinde yoktu değerli arkadaşlarım.
(CHP sıralarından alkışlar) Bakanların bir kısmı buradaydı; ama, buradan da
kalkıp gittiler, bu tezkerenin görüşülmesini önlemek için yerlerini terk
ettiler.
BÜLENT HASAN TANLA
(İstanbul) - Kaçtılar, kaçtılar!..
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
- Değerli arkadaşlarım, Meclis çalışmaları, ciddî bir iştir. Türkiye Büyük
Millet Meclisi, bir konuyu ne zaman görüşeceğine karar vermişse o gün görüşmek
zorundadır. Eğer, bu kurallara uymazsanız, bunu durmadan değiştirirseniz, bu
Meclisin saygınlığına gölge düşürürsünüz. Bugün, ne yazık ki, bu Meclisin
saygınlığına gölge düşürülmüştür! (CHP sıralarından alkışlar)
Bugün, Sayın Meclis
Başkanı, AKP Grubunun daveti üzerine...
MEHMET BEŞİR HAMİDİ
(Mardin) - AK Parti...
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
- ...Danışma Kurulunu toplantıya çağırdı. Şimdi, hepiniz neyi bekliyordunuz,
biz neyi bekliyorduk; bugün, hükümetin 24 Şubatta gönderdiği savaşla ilgili
tezkere burada görüşülecek, oylanacak, sonuçlandırılacak. AKP'nin sayın grup
başkanvekilleri geldiler...
MEHMET BEŞİR HAMİDİ
(Mardin) - AK Parti...
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
- ...dediler ki: "Biz, çalışmalarımızı tamamlayamadık." Yani,
milletvekillerimizi ikna edemedik... (CHP sıralarından "Bravo"
sesleri, alkışlar)
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) -
Nereden biliyorsunuz?!
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
- Bugün görüşürsek, belki "hayır" çıkar, belki Amerikalı dostlarımızı
darıltırız; onun için, cumartesi günü görüşelim, fırsat verin cumartesi gününe
kadar ikna çalışmalarını tamamlayalım...
İDRİS NAİM ŞAHİN
(İstanbul) - Siz tamamladınız mı?..
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
- Değerli arkadaşlarım, biz tamamladık. Biz, baştan beri, kararlı bir şekilde,
bu savaşa "hayır" diyoruz. (CHP sıralarından "Bravo"
sesleri, alkışlar) Biz, baştan beri, çocuklarımız ölmesin diye, bu savaşa "hayır"
diyoruz. Biz, baştan beri, seksen yıldır Türkiye toprakları üzerinde yabancı
asker bulundurmamış olan bir Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşları olarak, bu
savaşa "hayır" diyoruz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri,
alkışlar)
Şimdi, umuyorum ki, AKP'nin
saygıdeğer milletvekilleri de... (AK Parti sıralarından "AK Parti"
sesleri)
Eğer, bu savaşa
"hayır" derseniz, bundan sonra, ben de, gelip, hep "AK
Parti" diyeceğim.
İNCİ GÜLSER ÖZDEMİR
(İstanbul) - Savaşa "hayır" diyoruz...
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
- Ama, hem bu ülkeyi kan ve barut kokusu altında yaşatacaksınız hem de
"biz AK Partiyiz" diyeceksiniz!.. Rahmetli İsmet İnönü'nün güzel bir
sözü vardı: "Hadi canım sen de!.." Hadi canım siz de!.. (CHP sıralarından
"Bravo" sesleri, alkışlar)
Şimdi, değerli
arkadaşlarım, biz, Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine giren konulara
saygımız gereği, verilen sözlere saygımız gereği, hastalarımız dahil, herkesi
buraya getirdik. (AK Parti sıralarından gülüşmeler) Uluslararası toplantılara
gidecek milletvekillerimizin toplantılarını iptal ettik; çünkü, biz, bu kararı
çok ciddiye alıyoruz. Size şaka gibi geliyor, gülüyorsunuz, laf atıyorsunuz;
ama, bu, biliniz ki, torunlarımızı bile ipotek altına alacak bir önemli
karardır, bunun ciddiyetinin farkında olalım. Bu, vergi barışına benzemez, bu,
malî milada benzemez; bunun hesabını yedi ceddimize sorarlar. Onun için biz
ciddiye alıyoruz, onun için biz hastalarımızı da getiriyoruz.
İNCİ GÜLSER ÖZDEMİR
(İstanbul) - Biz de ciddiye alıyoruz.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
- Hanımefendi, böyle laf atmaya devam ederseniz, ben, mukabil cevap veririm,
mahcup olursunuz; tavsiye etmem. (CHP sıralarından alkışlar, AK Parti
sıralarından gürültüler)
İNCİ GÜLSER ÖZDEMİR
(İstanbul) - Devam et!.. Devam et!..
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
- Şimdi, değerli arkadaşlarım, Mecliste her şey yapılır, Mecliste laf da
atılır; ama zarif olması lazım; ama, özellikle bir hanımefendiye yakışan
nitelikte olması lazım. (CHP sıralarından alkışlar, AK Parti sıralarından
gürültüler)
Bir savaşı görüşürken,
bir savaş tartışması yaparken hatibe laf atarak elinize ne geçecek hanımefendi?
İki adımlık mesafe, gelin, burada konuşun.
İNCİ GÜLSER ÖZDEMİR
(İstanbul) - Sizden öğreniyoruz.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
- Gelin, burada konuşun.
İNCİ GÜLSER ÖZDEMİR (İstanbul)
- Grubunuzdan öğreniyoruz.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
- Laf atmayı öğrenmenize gerek yok, onun için Meclise gelmeye gerek yok,
sokaklarda öğretiyorlar laf atmayı. (CHP sıralarından "Bravo"
sesleri, alkışlar; AK Parti sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
Değerli arkadaşlarım...
HALUK İPEK (Ankara) -
Terbiyeni takın.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
- Benim terbiyem yerindedir, hiç merak etmeyin.
MUSA UZUNKAYA (Samsun) -
Haddi aşan bir üslup oldu!
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
- Eğer ben terbiyemin kefaretini versem hepinize yeter. (CHP sıralarından
alkışlar)
HALUK İPEK (Ankara) -
Özür dileyin.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
- Onun için, herkes usule uyacak, herkes birbirine saygı gösterecek, herkes
nezaket kurallarına uyacak; benim istediğim budur; bunu, Sayın Başkanın
sağlayacağını umuyorum; ama, Sayın Başkan sağlamazsa, ben bunu sağlayacak güce
sahibim.
AHMET YENİ (Samsun) -
Hanımefendiden özür dilemeden mi gideceksin.
HALUK İPEK (Ankara) -
Özür dile...
AHMET YENİ (Samsun) -
Özür dilemeden mi ineceksin?
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
- Bundan sonraki toplantılardaki davranışına göre bir karar vereceğim.
İNCİ GÜLSER ÖZDEMİR
(İstanbul) - Sayın Başkanım...
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, lütfen, hatibin sözünü kesmeyelim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
- Değerli arkadaşlarım, acaba bugün görüşülecek olan tezkere niçin cumartesi
günü 14.00'e erteleniyor? Millî Güvenlik Kurulu toplantısından geçirilmesi
gerekiyordu da, hükümet bu gereği yerine getirmediği için mi -biliyorsunuz
yarın saat 13.30'da Millî Güvenlik Kurulu toplanacak, onun için mi- cumartesi
gününe erteliyor veya sürekli, işte "biz Amerika Birleşik Devletlerinden
yeterli garantileri aldık, dövizler geliyor, her türlü garanti var" denilmesine
rağmen, yeterli garantiler alınmadığı için mi cumartesi gününe erteleniyor veya
bize resmen ifade edildiği gibi, AKP Grubuna mensup arkadaşlarımız ikna
olmadılar da onun için mi erteleniyor?!
Ne olursa olsun, hangi
nedenle olursa olsun, bu Meclisin gündemine aldığı çok önemli bir konunun, hem
de cumartesi gününe ertelenmiş olması, son derece yanlış olmuştur, Meclis
çalışmalarına, Meclise duyulan saygınlığı azaltmıştır. O nedenle, biz,
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bugüne kadar Meclis çalışmalarında her türlü
katkıyı sağlamış bir Grup olarak, AKP'nin bu önerisini Danışma Kurulunda kabul
edemedik. Burada, sizlerin de kabul etmemesini öneriyorum. Sıradan bir olay
olsaydı, elbette, biz de... Zaten, ne olabilir, bir kanun gecikebilir; ama, bu,
bir savaş kararı... (AK Parti sıralarından "Savaş kararı değil" sesleri)
Bir savaş kararı değerli
arkadaşlarım. Zaten, biz, ilk tezkere gündeme geldiği gün de ifade etmiştik, o
karara "evet" dediğiniz anda, kaçınılmaz olarak, bu ülkeyi savaşa
sokmuş olursunuz demiştik. Nitekim, bu ülke, savaşa girmiştir; limanları,
Amerika Birleşik Devletlerinin silahlı kuvvetlerinin işgali altındadır. (CHP
sıralarından alkışlar) İkinci tezkere çıkmamış olmasına rağmen işgal devam
etmektedir ve bir milletvekilimiz, İskenderun Limanında neler olup bittiğini
incelemek üzere gittiğinde, limana sokulmamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen
tamamlayın.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
- İskenderun Limanı, ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyetinin malı değil de
Amerikan hükümetinin malıdır, onların kontrolündedir?! Biz, "istiklali
tam" diyen Mustafa Atatürk'ün kurduğu partinin mensupları olarak...
İDRİS NAİM ŞAHİN
(İstanbul) - Mustafa Kemal Atatürk...
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
- "Tam bağımsızlık" diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün (AK Parti
sıralarından alkışlar) partisinin mensupları olarak, sonuna kadar, yabancı
güçlerin Türkiye Cumhuriyeti topraklarına gelmesine karşı çıkacağız. Vicdanının
sesini dinleyen, hepsinin vatansever olduğuna inandığım AKP'li
milletvekillerimizin de savaşa hayır diyeceğine inanıyorum.
Bu beklenti içinde, bu
duygular içinde, barış dolu günlerde, güzel günlerde, özgürlük içinde,
demokrasi içinde, kardeşçe, insanca yaşayacağımız günlerde buluşmak dileğiyle
hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Özyürek.
Dünyada savaş varken
Mecliste barış ilan edelim ve muhalefetin sözcüsünü iktidar grubunun da
alkışlaması daha iyi olur kanaatindeyim.
Grup önerisi üzerinde
Sayın Salih Kapusuz söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Kapusuz.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi en derin saygı, sevgi
ve hürmetlerimle selamlıyorum.
Her şeyden önce, değerli
meslektaşım, Grup Başkanvekili arkadaşıma -beni bağışlarlarsa- bir hatırlatma
yapmak istiyorum. Elbette, buranın, milletin kürsüsü olduğu konusunda
hiçbirimizde ihtilaf söz konusu değildir; ama, dünyanın ve Türkiye'nin
odaklandığı, daha çok takip ettiği bir dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisinde
yapılan her konuşmanın, her cümlenin çok büyük önem arz ettiğini benden iyi
takdir edeceğinizi de biliyorum. Ancak, şu düzeltmeyi de yapmadan geçmeyeceğim.
Değerli arkadaşlar,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bağımsız bir devlettir, hiçbir toprağı da işgal
olmamıştır. (AK Parti sıralarından alkışlar) İşgale karşı da, bütün gücümüzle,
hep birlikte, sonuna kadar mücadele etmeye varız ve asırlar boyu bunun
öncülüğünü yapmış bir milletin evlatları olarak da, bize emanet edilmiş olan bu
vatan toprağını sonuna kadar savunmak için her türlü varlığımızı -can dahil-
veririz.
Değerli arkadaşlar,
Türkiye Büyük Millet Meclisine bile giriş çıkışın bir usulü vardır. Bir devlet
dairesine varmanızın, herhangi bir talebinizi bir yere intikal ettirmenizin bir yöntemi vardır.
Dolayısıyla, siz, bundan hareketle, bu memleketin işgal edildiğini söylerseniz
doğru söylemiş olmazsınız. Bunu, özellikle sizin adınıza, Türk Milleti adına
söylemeyi bir görev saydım. Bunu anlayışla karşılayacağınızı ümit ediyorum. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
İZZET ÇETİN (Kocaeli) -
Gel, İskenderun'a birlikte gidelim.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) -
Değerli arkadaşlar, bizim grup önerimizin gerekçesini izahtan önce, bütün
arkadaşlarımızın, bizi dikkatle takip ettikleri için bilmelerinde fayda var.
Biz, Danışma Kurulu toplantısı yapmadan önce -her zaman yaptığımız gibi-
Cumhuriyet Halk Partisi yöneticilerini, bir Danışma Kurulu önerisi
getireceğimizden ve önerinin de mahiyetinden mutlaka haberdar ediyoruz,
telefonla bildiriyoruz; bunu da bildirdik. Arkadaşımın da beyan ettikleri gibi,
bu konuda bir mutabakat sağlamadık, sağlayamadık.
Talebimiz şudur: Türkiye
Büyük Millet Meclisi, Türkiye'nin olağanüstü şartlarının her türlü gelişime
açık olduğu bir dönemde, cumartesi günü çalışsın. Bugün görüşülmesinin tehir
edilmesini düşündüğümüz ve tehir edilen Başbakanlık tezkeresi cumartesi günü
öncelikli olarak görüşülsün. Cumartesi günü, saat 14.00'te başlayacak olan
Meclis çalışmalarının saat 19.00'a kadar devam etmesini istedik. Meclisin saat
19.00'a kadar çalışmasını sadece
tezkere için düşünmedik; aynı zamanda, gündemdeki kanun tasarı ve tekliflerinin
de, mutlaka, cumartesi günkü çalışmamızda görüşülmesini istedik. (CHP
sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar[!])
Alkışlarınız için
teşekkür ediyorum; fakat, bizi dinleyen vatandaşlarımız şunu da bilsin ki,
günlerdir bekleyen bir kanun tasarısı var. Biliyorsunuz, şu anda basıma
gönderilen tüketicinin korunmasıyla ilgili olarak bir kanun tasarısı (CHP
sıralarından "Ooo" sesleri) büyük bir kesim tarafından da
bekleniliyor. Sadece tezkereyi görüşmek için de talepte bulunabilirdik. Bakın,
bir şey gizlediğimiz yok.
A. İSMET ÇANAKÇI (Ankara)
- Gizleyecek haliniz kalmadı.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) -
Dikkat buyurun, bir şey gizlemiyoruz; yani, sadece tezkereyi görüşmek için
toplanmak mümkündü; ama, şu anda basılmakta olan, tüketicileri ilgilendiren
tasarının da cumartesi günü görüşülmesini istiyoruz.
ALİ KEMAL DEVECİLER
(Balıkesir) - O zaman, bugün getirseydiniz.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) -
Zaten, bugün, gündem dolu arkadaşlar. Dikkat ederseniz, gündemin 1 inci
sırasında, yabancıların çalıştırılmasıyla ilgili olarak bir kanun tasarısını
görüşeceğiz; uluslararası anlaşmalar var, görüşeceğiz.
BÜLENT HASAN TANLA
(İstanbul) - Bunlara herkes inandı; bütün Türkiye inandı...
SALİH KAPUSUZ (Devamla) -
Ayrıca, görüşeceğimiz konular arasında, uyuşturucu maddelerin kaçakçılığıyla
ilgili tasarı var, bunları da görüşeceğiz; ama, bunlara ilave olarak, bir de
cumartesi görüşelim diyoruz, cumartesi de çalışacağız.
BÜLENT HASAN TANLA
(İstanbul) - Pazar da çalışalım?!.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) -
Şimdi, değerli arkadaşlar, bakınız, bir hususu daha düzelterek devam etmek
istiyorum.
BÜLENT HASAN TANLA
(İstanbul) - Yarın, cumadan sonra da görüşelim.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) -
Evet, cumartesi günü Meclis toplanacak ve Başbakanlık tezkeresini
sonuçlandıracaktır. Verilecek kararın da, memlekete, millete hayırlı olmasını
Cenabı Hakk'tan niyaz ediyorum.
Düzeltmek istediğim husus
şudur: Arkadaşlar, biz...
ALİ KEMAL DEVECİLER
(Balıkesir) - İnşallah, pazartesiye ertelemezsiniz.
BÜLENT HASAN TANLA
(İstanbul) - Salih Kapusuz, son kararın mı?..
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, lütfen, sözlü müdahalede bulunmayalım.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) -
Değerli arkadaşlar, biraz önce, değerli arkadaşım, bir bayan arkadaşım bir şey
söyledi diye, birçok şey söyledi. Ben, isterseniz daha çoğunu söylerim; ama,
ihtiyaç duymuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar) İhtiyaç duymuyorum...
Yani, burada, söylenecek sözlerin çok olduğunu biliyorum; ama, başlangıçta
söylediğim ilkeye kendim de uyuyorum.
ALİ KEMAL DEVECİLER
(Balıkesir) - İçindeki sıkıntıyı atarsın Sayın Kapusuz, söyle!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) -
Değerli arkadaşlar, bakınız, Türkiye Büyük Millet Meclisine gelen tezkere, bir
savaş tezkeresi değildir. (CHP sıralarından gürültüler) İster kabul edin ister
etmeyin.
Bakınız, olayı sadece
savaş ve barış eksenine oturtursanız, doğru karar almazsınız, doğru bir
yaklaşımda da bulunmazsınız.
Gelen tezkere, bir yetki
tezkeresidir. Yabancı asker bulundurmaya, askerlerimizi yurtdışına göndermeye,
hükümete yetki talebidir. (CHP sıralarından gürültüler)
K. KEMAL ANADOL (İzmir) -
İzin, izin!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) -
Doğru...
Tezkerenin asıl ismi de
budur.
Dolayısıyla, bununla
ilgili yetki de Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
- İzin var, yetki yok!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) -
Yani, bu konuda, siz "evet" derseniz bunlar yerine getirilecek
"hayır" derseniz gündemden kalkacak. Bu yetkiyi, sizler, kendi
uhdesinde bulunduran Türkiye Büyük Millet Meclisi, isterse 58 inci hükümete
verecek. Bu yetkiyi ne şekilde karara bağlarsanız, millet olarak, biz, bunu
saygıyla karşılamaktayız.
Sonra, yarın yapılacak
Millî Güvenlik Kuruluyla bunun hiçbir alakası yoktur. Altını çizerek
söylüyorum. Zaten mutat olarak yapılan Millî Güvenlik Kurulu toplantıları,
takvim gereği, her ay muntazaman yapılır. Peki, Millî Güvenlik Kurulu, bundan
önceki ay toplantısında, bu asker bulundurma ve asker göndermeyle ilgili bir
karar almadı mı arkadaşlar; bir tavsiye kararı aldı; hükümetin, barış için
yapmış olduğu bütün çabaları yerinde gördü. Ayrıca, ülkenin âli menfaatlarını
korumak için, her türlü tedbiri alma konusunda gerekli çalışmaların yapılması
da tavsiye edildi.
Şu anda, Türkiye Büyük
Millet Meclisi olarak biz, hükümetimizi takip ediyoruz. Hükümetimiz de, bu
konularla ilgili olarak, mutlaka ama mutlaka, Genel Kurulda sizlerle
paylaşacağı bilgiler doğrultusunda bu talebinin karara bağlanmasını isteyecek.
Bir diğer husus var ki,
onu da ifade etmek yerinde olur kanaatindeyim. Peki, biz, tezkereyi, bugün
değil de niçin cumartesi günü görüşmek istedik? Ben, samimiyetimle, hem Danışma
Kurulu toplantısında hem de arkadaşlarımıza özel bilgi verirken söyledim; biz,
363 kişilik bir grubuz...
ALİ KEMAL DEVECİLER
(Balıkesir) - 362...
SALİH KAPUSUZ (Devamla) -
Bu grup, iki gündür, grup toplantısı şeklinde toplantılarına devam ediyor;
yaklaşık 80 milletvekili arkadaşım söz istedi; iki günde, bakanların dışında,
30'a yakın milletvekilimiz de konuşma yaptı. Sayın Genel Başkanımız "eğer
feragat ederseniz, söz hakkınızdan vazgeçerseniz toplayalım" dedi; birkaç
arkadaşımız hariç, herkes, konuşmak istediklerini ifade etti. O zaman, biz,
cuma günü, bakanların, özellikle Millî Güvenlik Kuruluna katılacak bakanların
da olmayacağını düşünerek, cumartesi günü bu çalışmaları tamamlamaya karar
verdik. Cumartesi günü, yine, Grubumuz toplanacak; tarihî önem arz eden bu
kararla ilgili olarak, ikna değil bilgi alışverişi... (CHP sıralarından gülüşmeler)
Bununla ilgili olarak, vicdanî kanaate ulaşabilmeleri, kararlarını da bu
bilgiler muvacehesinde verebilmeleri için, katılımcılık adına, diyalog adına ve
özellikle ve öncelikle vicdanî kanaatlerini milletvekili arkadaşlarıyla paylaşmak
adına, bu toplantıları sizin takdir edeceğinizi zannediyorum, milletimiz de
takdir etmektedir. İsterseniz çıkın, kamuoyuna sorun; hükümetin bugüne kadar
izlemiş olduğu politikalar, acaba, bu millet tarafından tasvip ediliyor mu edilmiyor
mu?.. (AK Parti sıralarından alkışlar) Kahir ekseriyetle, 58 inci hükümetin,
dışpolitikadaki aksiyoner tavrı, tavırlı duruşu kabul görmektedir. Siz bunu
tasvip etseniz de etmeseniz de millet bu konuda sizi de takip ediyor bizi de
takip ediyor bu hükümeti de takip ediyor. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, bir
diğer husus daha vardır ki, üzülerek şunu söylemek istiyorum...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SALİH KAPUSUZ (Devamla) -
Bakınız, birileri, sürekli "gel tezkere" şarkısı çağırırcasına,
tezkere ne zaman gelecek, ne olacak diye soruyor ve tezkereyle ilgili her türlü
spekülasyon devam ediyor. Zannedersem, bugünkü koroya sizler de katıldınız; hem
"savaş istemiyoruz, tezkere gelmesin" diyorsunuz hem de "bugün
tezkereyi niçin görüşmüyoruz" diye tenkit ediyorsunuz arkadaşlar. (AK
Parti sıralarından alkışlar) Yani, burada herhalde bir tenakuz var
zannediyorum; ister kabul edin ister etmeyin.
Ben, samimî olarak
kanaatlerini her zaman sizlerle paylaşan bir arkadaşınız olarak, bunları...
K. KEMAL ANADOL (İzmir) -
Tezkere orada...
SALİH KAPUSUZ (Devamla) -
Bakınız, her söylenen sözün mutlaka bir karşılığının olduğunu herkes düşünmeli;
yani, ona göre de... Biliyorsunuz, denilir ki, söz, ağzınızdan çıkıncaya kadar
size aittir, ağzınızdan çıktıktan sonra ise size ait olmaktan çıkar.
Değerli arkadaşlar, ben
nihaî olarak şunu söylemek istiyorum: Evet, Türkiye için, hepimiz, her türlü
fedakârlığı ve feragatı yapabilecek durumdayız. İnanıyorum ki, bu Meclisten,
bunun dışında başka bir şey düşünmek zaten mümkün değil. Evet, barış için her
türlü çabayı sarf ettik, sarf etmeye de devam ediyoruz; ancak, unutulmasın ki,
bundan sonraki süreç, Türkiye'nin menfaatlarını kollamak ve korumak için, ne
gerekiyorsa, her türlü tedbiri almaktır. Anayasanın 117 nci maddesi açıktır,
bütün maddeleri bunu amirdir. Zaten, bizim, siyasette burada var olma gerekçemiz
de budur; milletimize hizmet etmek, milletimizin menfaatlarını gözetip
kollamaktır. Bu, topraklarımızın içinde de böyledir, topraklarımızın dışında
yapılacak her türlü çalışma için de geçerlidir.
Onun için, ben, değerli
milletvekili arkadaşlarımdan, grup önerimize destek bekliyorum. Meclisimizin
cumartesi günü de çalışması için bu kararın çıkmasını talep ediyoruz. Ümit
ederiz ki, cumartesi günü, milletimiz için çok önem arz eden bu tezkere
görüşülecek, buna bağlı olarak, gündemdeki diğer konuları birlikte, beraber
çalışacağız. İnşallah, tüketicileri ilgilendiren tasarıyı elleriyle,
kafalarıyla tasdik eden Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımla birlikte
çıkaracağız diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Kapusuz.
Öneriyi tekrar
okutuyorum:
Öneri :
1.3.2003 Cumartesi günü
Genel Kurulun saat 14.00 ile 19.00 saatleri arasında çalışması ve bu birleşimde
gündemin "Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları" kısmında yer alan
konular ile kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi önerilmiştir.
BAŞKAN - Kabul edenler...
(CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar[!]) Kabul etmeyenler...
(AK Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar[!]) Öneri kabul
edilmiştir.
Gündemin "Kanun
Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına
geçiyoruz.
Birinci sırada yer alan,
Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısı ile İçişleri ve Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları raporlarının müzakeresine
başlıyoruz.
ALİ KEMAL DEVECİLER
(Balıkesir) - Hükümet yok.
VI. - KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER
1. -
Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısı ile İçişleri ve Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları raporları (1/308) (S. Sayısı : 38) (1)
BAŞKAN - Komisyon?..
Burada.
Hükümet?.. Burada.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) -
Hükümet geldi.
BAŞKAN - Komisyon raporu
38 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz isteyen, AK Parti Grubu adına, Bingöl Milletvekili Sayın Mahfuz Güler;
buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 20
dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA
MAHFUZ GÜLER (Bingöl) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte
olduğumuz Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle,
Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu olarak biz, komisyonumuza sevk
edilen tasarılar görüşülürken, konuyla ilgili, öncelikle bütün sosyal
tarafların görüşlerini almaktayız. Hatta, tasarıların görüşülmesi sırasında,
konu, eğer işçi ve işvereni ilgilendiriyorsa, kurulan alt komisyonlarımızda
sosyal tarafların bütün temsilcileriyle birlikte, meslek kuruluşlarımız,
sendikalarımız, odalar ve diğer tüm sosyal taraflarla görüşmeler ve tartışmalar
yapılmakta ve tasarılar, tam mutabakat sağlanarak son şeklini almaktadır.
Komisyonumuz, gerçek bir ihtisas komisyonu olarak görev yaparken, AK Partili
üyelerin çoğunluğuyla değil, muhalefet-iktidar ayrımı yapılmadan, mümkün
olduğunca mutabakat sağlanarak ve genellikle, çoğunlukla değil, oybirliğiyle
karar vermektedir. Kısacası, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonumuzda tam bir demokratik platform oluşturulmuştur.
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; dünya çalışma hayatında ve sosyal politikalarında, ekonomik
gelişmelere bağlı şekilde büyük bir değişim yaşanmaktadır. Bu değişimin özünde
üç temel kavram önplana çıkmaktadır. Bunlar; ekonomik anlamda rekabet gücünün,
sosyal planda istihdam, işsizlik ve sosyal güvenlik politikalarının, endüstri
ilişkileri alanında ise esneklik ve korumacılığın dengeli hale getirilmesidir.
Bu üç kavram, birbiriyle iç içe girmiştir. Bunlardan birinin yokluğu, diğer
ikisinin de işlevsel hale gelmesine engel olmaktadır. Her üçünün dengeli
şekilde uygulanması ise, ülkenin kalkınma sürecini çok hızlı hale getirecek ve
bu anlamda, sorunların çözümü, kesimlerarası işbirliği dahilinde daha radikal
şekilde gerçekleştirilecektir.
Yukarıda bahsettiğimiz bu
sistemler bütünü, gelişmiş ülkelerin tamamında uygulanmakta ve bu yönüyle de
bizlere ışık tutmaktadır. Ne yazık ki, ülkemiz, bugüne kadar bahsettiğim üçlü
politikaları dengeli şekilde yürütememiştir. Bu nedenle de, ekonomik
kalkınmamız, arzulanan seviyede gerçekleşememiştir.
Sayın milletvekilleri,
nasıl bir Türkiye devraldık; bunu kısaca size izah etmek istiyorum. Türkiye,
dünya rekabet gücü sıralamasında, 1994 yılında 31 inci sırada iken, 2002
yılında 46 ncı sıraya gerilemiştir. Yine, ülkemiz, dünyada doğrudan yabancı
yatırım girişleri bakımından 700 000 000-800 000 000 dolar arasındaki
göstergesiyle, binde 9-10'luk bir payla en alt sınırda yer almaktadır.
Türkiye, iş ve yatırım
yapmaya elverişli ülkeler bakımından, 1995-1999 döneminde 37 nci sırada iken,
2000-2003 döneminde 43 üncü sıraya gerilemiştir ve ne yazık ki, ülkemiz, sosyal
güvenlikte OECD ülkeleri arasında sonuncu sırada yer almaktadır. 47 ülke
arasında, işgücü verimliliğinde, Şili ve Estonya'dan sonra 38 inci sıradadır.
Bakınız, altyapı
yatırımlarında 33 üncü sıraya düşmüşüz, işsizlikte 23 üncü sırada yer
almaktayız, insanî gelişmişlik düzeyi yönünden 162 ülke arasında 82 nci sıraya
gerilemişiz ve en önemlisi, gelir dağılımı adaletsizliği yönünden dünyanın en
kötü 5 ülkesinden biri durumundayız. Nüfusumuzun yüzde 25'i açlık sınırında.
Yine, nüfusumuzun yüzde 50'si yoksulluk sınırının altında yaşamak zorunda
bırakılmıştır.
Ülkemizde, çok ciddî
şekilde, gelir dağılımı adaletsizliği vardır. Devlet İstatistik Enstitüsünün
son yaptığı gelir dağılımı araştırmasına göre, nüfusun en zengin yüzde 20'lik
dilimi millî gelirin yüzde 58'ini alırken, en fakir yüzde 20'lik dilimi ise
millî gelirin ancak yüzde 5'ini alabilmektedir. Türkiye'de nüfusun en fakir
yüzde 5'lik kesimi toplam gelirin yüzde 1'ini bile alamazken, en zengin yüzde
5'i toplam gelirin yüzde 30'unu almaktadır.
Bölgelere ve illere göre
gelir dağılımında çok büyük adaletsizlikler vardır. Kişi başına düşen gayri
safî millî hâsıla, 2000 yılı için, Ankara'da 4 148 dolar iken, Kocaeli'de 3 286
dolar, Bingöl'de, Muş'ta, Bitlis'te bu rakam 700 dolar civarındadır.
Değerli arkadaşlar, kişi
başına gayri safî millî hâsıla düzeyleri incelendiğinde, dünya ortalaması 5 150
dolar iken, Türkiye 2 200 dolar seviyesiyle en son sıralarda yer almakta ve
Jamaika, Dominik Cumhuriyeti, Peru ve Kolombiya gibi ülkelerle, ne yazık ki,
aynı gruba girmektedir. Bilindiği gibi, üye olmayı arzu ettiğimiz Avrupa
Birliği ülkelerinde bu seviye minimum 11 000 dolardan başlamakta ve 45 000
dolara kadar ulaşmaktadır. Burada üzerinde durulması gereken temel nokta,
Türkiye'nin göstergelerinin sürekli gerilemesi, rakibimiz olan ülkelerin
göstergelerinin ise sürekli olumlu yönde ilerlemesidir. Avrupa Birliği
ülkelerinde ekonomik göstergeler ise istikrarını korumakta, hemen hiç birinde negatif
gelişme yaşanmamaktadır.
Konuya sosyal politikalar
bağlamında baktığımızda ise, Türkiye'nin, bütün olumsuz ekonomik göstergelerine
rağmen, Avrupa Birliğinin yüksek sosyal standartlarının hemen hepsini
uygulamaya çalıştığını görüyoruz. Hedef, tabiî ki, Avrupa Birliği standartları
ve halkımıza en yüksek sosyal standartları sağlamak olmalıdır. Ancak, değerli
arkadaşlar, 2 000 dolarlık ekonomik güçle, 25 000 dolarlık ekonominin sosyal
standardını taşımak mümkün müdür?! Bugün, sosyal maliyetlerin ekonomiye yaptığı
baskı hesaplanamamakta; bu da, karşımıza, sosyal yasaların uygulanmaması,
kayıtdışı sektörün büyümesi gibi temel sorunları çıkarmaktadır.
Değerli arkadaşlar,
gelişmiş ülkelerde sosyal politikaların öncelikleri, işsizlikle mücadele, aktif
işgücü politikaları, vergi, bürokrasi, sosyal yüklerin azaltılması, çalışma
hayatındaki esneklik ve sosyal diyalogdur. Bunlar, aynı zamanda, başta saydığım
rekabet, istihdam, esneklik ve dolayısıyla ekonomik kalkınma ve çalışma
barışının korunması kavramlarıyla da yakından ilişkilidir.
Ülkemizdeki sosyal
sistemlerin ana hatlarına baktığımızda, bugüne kadarki uygulamaların da ne
yazık ki, gelişmiş ülkelerin hedeflerinden çok farklı ve hatta taban tabana zıt
düzenlemeler olduğunu görmekteyiz. Bunların başında, sosyal politikaları
yönlendiren popülist yaklaşımlar, işsizliği özendirici pasif politikalar,
sosyal mükellefiyetlerin yüksekliği bakımından dünya şampiyonluğu, katı iş
mevzuatı, yatırımların önüne çıkarılan bürokratik engeller ve sosyal
maliyetlerin yüksekliği gelmektedir. Bu olumsuz sistem, ne yazık ki, çalışma
hayatında barışın sürekli kılınmasına engel olmaktadır.
Artık, ülkemiz, küresel
rekabet şartlarında seyirci değil, oyuncu olabilmek için, birçok değişim ve
dönüşümü gerçekleştirmek zorundadır. Bugün, bu düzenlemelerden birini
yasalaştırmayı hedefliyoruz. Üstelik, bu yasa tasarısı, işçi ve işveren
kesimlerinin, komisyonumuzda neredeyse ortak çalışma olarak
adlandırabileceğimiz ve sosyal diyaloğun en yüksek seviyede uygulanmasıyla
Genel Kurulumuzun huzuruna indirilmiştir.
Bu tasarıyla hedef,
ülkemize kaçak gelen yabancıların, ülkemiz insanlarının hakkı olan işlerde,
kaçak şekilde çalıştırılmasına engel olunması ve bu sistemin Avrupa Birliği
normlarına göre regüle edilmesidir.
Yukarıda bahsettiğim,
rekabet gücü, istihdam ve çalışma hayatının korumacılık-esneklik dengesinin
düzenlenebilmesi için bu tarz yasalar fevkalade gerekli olmaktadır. Özellikle,
yurtiçi istihdamın gerekli yapısal düzenlemelere kavuşturulması için, değişim
sürecinde, bizler, oyuncu olmanın temel bir vasıf olduğu düşüncesindeyiz.
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; 1960'lı yıllarda yurtdışına işçi gönderen ülkemiz, bugün,
topraklarında yabancı işçi istihdam eden ülke şekline dönüşmüştür. Bu
dönüşümün, tabiî olarak birçok sebebi vardır. Bunlardan birincisi, Türkiye,
doğuya doğru, Japonya'ya kadar, bölgesinin tek demokratik ülkesidir; ikincisi,
bütün eleştirilere ve ekonomik krizlere rağmen, komşularımız bazında,
kalkınmasını hızla devam ettirebilen, dünyanın ender ülkeleri içerisinde yer
almasıdır; üçüncüsü, yakın geçmişte yıkılan Doğu Bloku ülkelerinden gerçekleşen
göç olgusudur.
Bakınız, İçişleri
Bakanlığının verilerine göre, 1996-2000 yılları arasında, ülkemize 69 000 000
kişi giriş yapmış ve 64 000 000 kişi de çıkış yapmıştır. Bu rakamlara
baktığımızda, ülkemizin, her yönüyle, canlı bir insan akışına sahne olduğu
görülecektir. Bu veriler içerisinde, her yıl, ortalama 165 000 kişi ikamet izni
almakta ve ortalama 23 000 kişi de çalışma izni almaktadır. Artık, günümüzde,
ülkemize çalışmak için gelenleri sadece işçi olarak nitelendirmek yanlış olur.
Ülkemize gelenler arasında, yatırım yapan kişiler olduğu gibi, serbest meslek
sahibi kişilerin de olduğu, işçi statüsünde çalışanların da bulunduğu bir
gerçektir.
Peki, ülkemizde ne kadar
yabancı işçi vardır; edindiğimiz bilgilere göre, 1 000 000 yabancının,
ülkemizin çeşitli bölgelerinde istihdam edildiği bildirilmektedir. Hatta, bazı
gayriresmî rakamlara göre, bu sayının 1 300 000 civarında olduğu da
varsayılmaktadır. Zaten, bu tasarının hazırlanmasındaki bir neden de, son
yıllarda, ülkemizin, yabancı işçi çalıştırma cenneti haline dönüşmesi olmuştur.
Globalleşen bir ekonomik
ortamda, sınırların kalktığı bir dünyada, ülkemiz bakımından, bu olayı, 1932
yılında yürürlüğe giren bir kanunla sınırlandırmanın ve esaslarını belirlemenin
mümkün olmayacağı açıktır. Bu hususlar dikkate alınarak hazırlanan Yabancıların
Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısı, belirli ölçüde, ülkemizin
ihtiyaçlarını karşılayacak hükümler içermektedir.
Değerli arkadaşlar, 58
inci cumhuriyet hükümetimizin, acil eylem planında da öngördüğü bu tasarının
getirdiği değişiklikler anahatlarıyla şunlardır:
Yabancılara çalışma
izinlerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız tarafından verilmesi ve ayrıca,
Bakanlığın, çalışma izinlerini verirken, ilgili bakanlık, kamu kurum ve
kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının görüşlerine de
başvurması benimsenmektedir. Halen, yabancıların çalışması hakkında 71 kanun,
10 kanun hükmünde kararname yabancıların Türkiye'de çalışmasıyla doğrudan ve
dolaylı hükümler içermektedir. Bunlardan 10 kanunda yabancılara iş verme
yetkisi, 13 kanunda sözleşmeyle iş verme yetkisi, 24 kanunda kurumda istihdam,
çok sayıda kanunda Türk Vatandaşı olma koşulu yer almakta, kanunlardan
kaynaklanan açık bir yetki de olmaması nedeniyle değişik kurumlarca çalışma
izni verilmesi, ülkemizde çalışan yabancılar konusunda sağlıklı fikir
oluşturulamaması, bunların takip ve denetiminin sağlanamaması sonuçlarını
doğurmaktadır. Diğer yandan, haksız rekabetin ve ülkemizdeki işsizliğin
önlenmesi, kayıtdışı kazancın ekonomimize kazandırılması, ülkemizin içinde
bulunduğu ekonomik durumda kaçak işçi istihdamıyla mücadele edilmesinde bu
konuyu olabildiğince tek merkezde toplayan bu yasanın hazırlanmasını zorunlu hale
getirmiştir. Bu nedenle, dağınık mevzuatı mümkün olduğunca tek merkezde
toplamak, denetimini sağlamak, getirilen cezaî yatırımlarla kaçak yabancı
çalıştırılmasını önlemek, bürokratik işlemleri azaltmak, bu konuda bir veri
bankası oluşturabilmek ve istatistikî bilgi toplanması hususunu düzenlemek.
Keza, uluslararası yükümlülüklerimize de cevap verebilecek şekilde
düzenlemeleri içeren, yine, bununla birlikte, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığına bilgi vermek şartıyla Başbakanlık, Sağlık Bakanlığı, Millî Savunma
Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Yüksek Öğretim Kurulu ve diğer
bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, sözleşmeyle iş yaptıkları yabancıları,
Bakanlıktan alacakları çalışma izniyle çalıştırabileceklerdir. Bunların çalışma
izinleri ise, istisna olarak düzenlenmiştir.
Tasarı, Türkiye'de
bağımlı ve bağımsız çalışan yabancıları, bir işveren yanında meslek eğitimi
gören yabancıları ve yabancı çalıştıran gerçek ve tüzelkişileri kapsamaktadır.
Tasarıda, çalışma izinleri
dört ana grupta düzenlenmiştir: Bunlardan birincisi, süreli çalışma iznidir.
Türkiye'nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi
öngörülmedikçe, iş piyasasındaki durum, çalışma hayatındaki gelişmeler,
istihdama ilişkin sektörel ve ekonomik değişiklikler dikkate alınarak,
yabancının ikamet izninin süresi ile hizmet aktinin veya işin sürecine göre,
belirli bir işletme ve belirli bir meslekte çalışmak üzere en çok bir yıl
süreyle verilecektir.
İkincisi, süresiz çalışma
iznidir. Yine, Türkiye'nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde
aksi öngörülmedikçe, Türkiye'de en az sekiz yıl kanunî ve kesintisiz ikamet
eden veya toplam altı yıllık kanunî çalışması olan yabancılara, iş
piyasasındaki durum ve çalışma hayatındaki gelişmeler dikkate alınmaksızın,
belirli bir işletme, meslek, mülkî veya coğrafî alanla sınırlandırılmaksızın
izin verilebilecektir.
Bir diğeri, bağımsız
çalışma izni. Bağımsız çalışacak yabancılara, Türkiye'de en az beş yıl kanunî
ve kesintisiz ikamet etmiş olmak koşuluyla verilebilecektir.
İstisnaî hallerde çalışma
izni. Türkiye'nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi
öngörülmedikçe, ilgili maddede sıralanan yabancılara, bu kanunla belirlenen
sürelere tabi olmaksızın daha esnek bir çalışma izni verilmesi hususu
düzenlenmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Güler, 1
dakika eksüre veriyorum.
MAHFUZ GÜLER (Devamla) -
Avrupa Birliği normlarına da uygun olan bu tasarı, içerdiği hükümler bakımından
da, ülkemizde çalışan yabancıların çalışma şekil ve usullerini disipline
edecektir. Tasarı, bu genel görünümüyle, Türkiye'de bağımlı veya bağımsız
çalışan yabancıların izin almalarını zorunlu kılmaktadır.
Tasarıda, hangi hallerde
başvurunun reddedilebileceği belirlenirken, Avrupa Birliği müktesebatına uyum
dikkate alınmıştır.
Tasarıda, çalışma
izinlerinin iptali ve çalışma izinlerinin hangi hallerde geçerliliğini
kaybedeceği de ayrıca hüküm altına alınmıştır.
Tasarıda, yabancı kaçak
işçiliğin caydırılmasına yönelik cezaî yaptırımlara ilişkin düzenlemelerde de,
Batı Avrupa ülkelerindeki uygulamalar dikkate alınmıştır.
Buna göre, bildirim
yükümlülüğü yerine getirilmediğinde her bir yabancı için 250 000 000, izinsiz
bağımlı çalışan yabancıya 500 000 000, izinsiz yabancı çalıştıran işverene, her
bir yabancı işçi için 2 500 000 000, izinsiz ve bağımsız yabancıya 1 000 000
000 TL para ve işyeri kapatma cezası uygulanması öngörülmüştür.
Ayrıca, yukarıdaki
fiillerin tekrarı halinde, idarî para cezaları 1 kat artırılarak uygulanacaktır.
BAŞKAN - Sayın Güler,
sözlerinizi toparlar mısınız.
MAHFUZ GÜLER (Devamla) -
Peki efendim.
Yine, tüm bu idarî
işlemlerin yargı denetiminde olması hususu da, tasarıda yer alan ayrı bir
konudur.
Çalışma izinlerinin
verilmesine ilişkin usul ve esaslar, sınırlandırmalar, bildirim yükümlülükleri,
istisnaî hallerde çalışma izinlerinin nasıl verileceğiyle, çalışma izninden
muaf tutulacaklar, tasarıya ilişkin çıkarılacak bir yönetmelikle
belirlenecektir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tasarı, her yönüyle çalışma hayatını düzenleyen hükümler
içermektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MAHFUZ GÜLER (Devamla) -
Bitiriyorum Sayın Başkanım.
Bu nedenle, yasada
belirlenen usul ve şartlara uymayanlar hakkında, Bakanlığın, idarî para cezası
kesmesi ve hatta işyerini kapatma cezası verebileceği öngörülmektedir.
Tasarı, günümüz
ihtiyaçları bakımından, esasen, geç kalmış bir yasal düzenlemedir.
Avrupa Birliğine giriş
aşamasında, çalışma hayatımız bakımından bu yasa tasarısı önem arz etmektedir.
Bu bakımdan, tasarının, çalışma hayatımıza ve iş dünyamıza, ülkemize hayırlı ve
uğurlu olmasını diliyor; Yüce Meclise saygılarımı sunuyorum. (Alkışlar)
Teşekkür ediyorum
Başkanım.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Güler.
Tasarının tümü üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Kocaeli Milletvekili İzzet Çetin.
Buyurun Sayın Çetin (CHP
sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 20
dakikadır.
CHP GRUBU ADINA İZZET
ÇETİN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; Grubum ve şahsım adına hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
şimdi, burada, yabancıların çalışma izinleri hakkında yapılmakta olan
düzenlemeyi görüşüyor, konuşuyoruz; ama, bu kanun tasarısı görüşülürken,
herhalde hepimizin aklından geçen, ülkemizdeki işsizliğin boyutu, gelir
dağılımındaki adaletsizliğin durumu, bölgeler arasındaki eşitsizliğin durumu ve
ülkemizdeki, işsizliğin, yoksulluğun yarattığı göçten dolayı, büyük
şehirlerimizin yaşanabilir olmaktan çıkıp, birer insan silosuna
dönüştürüldüğüdür.
AKP Grubu adına söz alan
arkadaşımızın belirttiği gibi, cumhuriyet tarihinde, bugüne kadar geçen süre
içerisinde, yabancıların çalışma izinlerine ilişkin 70 yasa, 10 kanun hükmünde
kararname düzenlenmiş; ama, bunların hiçbirisi bugünkü ihtiyacı gidermiş değil.
Gerçekten, yabancıların ülkemizde çalışma koşulları ya da hukukî düzenlemeleri
günün koşullarına göre düzenlenebilir; ama, asıl yapılması gereken düzenleme,
yabancıların çalışma izinlerini sağlamak kadar, yabancıların, kaçak olarak
ülkemizde -10 000 000'u aşan işsizlik ortamında- çalışmalarının önlenmesi
gerekmektedir. Yabancı kaçak çalışanların önlenmesi, ülkemizdeki işsizliğin
önüne geçilmesi, istihdam yaratıcı, üretimi artırıcı, ekonomiyi canlandırıcı,
reel sektörü canlandırıcı yatırımlara yön verilerek, kapı kapı dolaşan
işsizlerimizin sorunlarına çare bulunmasından geçer. Gerçekten, bugün, çalışma
yaşamı altüst olmuş durumda; 24 000 000'a yaklaşan işgücü içerisinde -kamu
çalışanları sendikalarının üye sayılarını bile dahil etseniz- sendikalı işçi ve
memur sayısının 1 500 000'i bulmadığını görüyoruz. Belki, yabancılara çalışma
izni verilmesiyle sendikalaşmanın ne alakası var diyebilirsiniz. Özellikle,
bütün dünyada uygulanan küresel politikalar sonucunda bir altüst oluş
yaşanıyor. Geri kalmış, yoksul ülkelerde, insanlar, yaşamlarını sürdürebilmek
için göç ediyorlar değişik ülkelere; tıpkı, bizim, 70'li yıllarda Avrupa
ülkelerine milyonlarca yurttaşımızı göndermemiz gibi. Bugün de dağılan
Sovyetler Birliğinden, Uzakdoğu'dan pek çok yabancı insan, ülkemize, ya kaçak
olarak girmekte ya da yasal yollardan girip, inşaat sektörü başta olmak üzere,
tekstil sektöründe, deniz taşımacığında, kara taşımacığında, ev hizmetlerinde,
çocuk bakıcılığında, hatta gazinolarda, gece kulüplerinde ve değişik
işyerlerinde, yaşamlarını sürdürebilmek için çalışma imkânı aramaktadırlar ve
ne yazık ki, sayıları 57 nci hükümetin Çalışma Bakanı tarafından resmî olarak
açıklanan rakama göre 1 500 000'i bulan bu yabancıların, ülkemizde iş
arayanların çalışabilecekleri niteliksiz işleri bile nasıl doldurduğunu hepimiz
biliyoruz ve görüyoruz. Onun için, esas yapılması gereken işlem, sıkı
kontrollerle, alınacak tedbirlerle, yabancıların kendi yurttaşlarımızın
çalışacağı işlerde çalışmalarının engellenmesi olmalıdır.
Değerli arkadaşlarım,
gerçekten, çalışma yaşamı, bugün büyük sorunlarla karşı karşıya. Ülkemizde
yatırım yapan yabancı ülkelerin sermayedarlarının açtığı fabrikalarda,
işyerlerinde, ne yazık ki, çalışma yaşamının kuralları büyük oranda
uygulanmamakta. Japon firmalarından Türkiye'de yatırım yapanların hiçbirinde
sendikalaşma hakkı yok. Çalışma Bakanlığının denetim elemanlarının yetersizliği
hepimiz tarafından biliniyor.
İşyerlerinin, ancak yüzde 1'i, 2'si kontrol edilebiliyor, müfettiş
gönderilebiliyor. Gönderilmiş olan müfettişler de, çoğu kez -onları suçlamak
için söylemiyorum- zor koşullarda görev yapıyor; kimi, gerçekten, görev aşkıyla
gidip, o görevini yerine getirmek arzusunda; ancak, ya işyerine giremiyor ya da
girdiği işyerinden, eğer özel sektöre aitse, kamu yatırımlarının yapıldığı
alanlar değilse, neredeyse sopayla kovulmakta. Yerli kaçak işçi mi
çalıştırılıyor, yabancı kaçak işçi mi çalıştırılıyor, çalışanların kimliği var
mı bunları kontrol edebilmenin bile olanağı yok.
Gerçekten, bugün
ülkemizde, sendikaların ciddî şekilde üye kaybettiğine tanık oluyoruz. İşçi
sendikaları açısından olaya baktığımız zaman, büyük bölümü kamu kesiminde
örgütlü. Kamu kesiminde, bugün yaklaşık 450 000 işçi çalışıyor. Özel sektörde
çalışan milyonlarca işçinin içerisinde, sadece 300 000 civarında bir
örgütlülükten söz edilebiliyor ise, yabancıların çalışma izinlerini nasıl
düzenlerseniz düzenleyin, bir bilgi bankası oluşturacağız, girişlerini tek merkezde
toplayacağız derseniz deyin, katılımcılık gerçekleşmedikçe, sendikal örgütlenme
yaygınlaşmadıkça, işyerlerinin etkin denetimi yapılamadığı sürece, sizler,
yabancı kaçak işçileri kontrol edemezsiniz.
Bakınız, ülkemizde,
bugün, çok ciddî bir savaş ortamına giriliyor; cumartesi günü tezkereyi
görüşeceğiz. ABD'nin dünyanın pek çok ülkesinde üsleri, tesisleri var. Biz, son
yıllarda, incitici olmasın diye, Amerikan üslerinin adını "tesis" olarak
değiştirdik ve o şekilde kullanıyoruz. Adana-İncirlik'te, barış zamanında bile,
benim Harb-İş Sendikası Genel Başkanı olduğum dönemde bile, hiç oturma izni
olmayan, kaçak gelmiş Amerikalılar çalışıyordu; oturma izni olup da çalışma
izni olmayan Amerikalılar İncirlik Üssünde çalışıyordu. Çalışma izni olmayan,
askerlik göreviyle gelmiş; ama, askerlik görevini bitirdikten sonra, gitmeyerek
Adana'da kalan Amerikalılar İncirlik'te çalışıyordu. 1980'li yıllarda, sadece,
İncirlik'teki Amerikan işyerlerinde 3 600 kişi çalışırken, bu sayı, bugün 1 000
civarına indi. Oysa, üs genişledi, tesis büyüdü; fakat, Amerikalının oraya ne
getirdiğini, ne götürdüğünü, kimi getirip kimi götürdüğünü hiçbir zaman kontrol
edemedik. Şimdi de, en büyük üslerine güvenerek, orada kendi işgücüne güvenerek,
işte, Irak'a yapacağı olası bir müdahale için, kuzeyden cephe açma adına,
İncirlik Üssüne güvenerek İskenderun Limanına çıktı. Diyarbakır'da Pirinçlik
Üssünü kullanarak, Malatya'da Erhaç Üssünü yeniden açarak, yetmedi, Silopi'de
ve Şırnak'ta yeni üsler kurarak, oralara asker kılığında getirdiği Conilerinin
yeniden bizim ülkemizde çalışmasının da ortamını hazırlayacak.
Değerli arkadaşlarım, bu
alan, gerçekten düzenlenme yapılmaya ihtiyacı olan bir alan. Her şeyden önce,
Türkiye'ye gelen yabancı uyruklu insanların hangi alanlarda çalışabileceğini,
hangi alanlarda çalışamayacağını, bunların çalışma sürelerinin ne olması
gerektiğini, bunların çalışma izinlerinin süreleri kadar yaptığı işin
niteliğinin ne olması gerektiğini de iyi düzenlememiz, iyi hazırlanmamız
gerekir. Bu tasarı hazırlanırken, Çalışma Komisyonunda görev yapan arkadaşlarımız
-ister AKP'li, ister CHP'li olsun- elbette, üzerinde hassasiyetle çalıştılar.
Biraz evvel AKP Grubu
adına konuşan Sayın Güler'in işaret ettiği gibi, olabildiğince, tarafların
görüşlerini almaya çalıştıklarını biliyorum; ancak, bütün bu çalışmaların, bir
yasal düzenlemenin ortaya konulması, burada yasalaştırılması yetmiyor; onun,
etkin denetimi, etkin kullanımının da, en az yasal düzenleme kadar etkili
olması gerekir.
Gerçekten, bugün, biraz
evvel değindiğim gibi, sendikalaşmayı tehdit eden ana unsurlardan birisi kaçak
işçiliktir. Kaçak işçiliği de, kanunlaştırmak diye bir durum söz konusu olamaz;
olsa olsa, Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosuna düşen görev, Büyük Millet
Meclisine düşen görev kaçak işçiliği önlemek olmalıdır. Kaçak işçilik, insan
sömürüsüne, emek sömürüsüne dayanır; o nedenle, düzenlenmesi değil, önlenmesi
gereken bir çalışma ilişkisidir, çalıştırma biçimidir. O nedenle, bu
düzenlemede dikkat edilmesi gereken ana unsur, yabancıların çalışma izni ile
yabancı kaçak işçilerin çalışmaları arasındaki farkı görüp, kaçak işçiliği
mutlak suretle önlemekten geçer.
Değerli arkadaşlarım,
gerçekten, bu düzenlemeye ihtiyacımız var; ama, bundan daha çok ihtiyacımız olan,
Türkiye'deki işsizliği giderici tedbirleri almaktır. Bugün, 5 000 000'dan fazla
açık işsizinin, en az 4 500 000 asgarî ücret altında hiçbir yasal güvenceye
sahip olmadan çalışan yurttaşlarımızın, hatta, yazın inşaatlarda çalışıp kışın
memleketlerine dönen gençlerimizin, açlıktan, yoksulluktan, belki, memleketine
geri dönebilmek için, gelip kapımızı çalan, onuru incinerek yol parasını
isteyen yurttaşlarımızın da durumunu düşünerek, kaçak işçiliği önlemek kadar,
yabancıların çalışma izinlerini düzenlerken de -her ne kadar, bu, ikili
anlaşmalarda ve çoktaraflı anlaşmalarda bir yükümlülük ise de- azamî özeni ve
itinayı göstermemiz gerekir diye düşünüyorum.
Değerli arkadaşlarım,
çalışma izinlerine ilişkin bu yasal düzenleme, ta 2001 yılında hazırlanmış, 57
nci hükümet döneminde düzenlenmek istenmiştir; ama, bugüne kısmet oldu. 58 inci
hükümet döneminde, 22 nci Yasama Döneminde, bizler, bu yasayı yeni bir şekilde
düzenleyeceğiz.
Gerçekten, bu, bir
ihtiyaç. Bu, bir ihtiyaç; ama, aynı yere tekrar tekrar dönmek istemiyorum;
ülkemizdeki niteliksiz işgücünü, gençlerimizin işsizliğini, babalarımızın,
büyüklerimizin yoksulluğunu ve yurttaşlarımızın büyük bir bölümünün çevresinde
iş bulmak isteyen insanlarımızın durumunu da göz önüne alarak, Çalışma
Bakanlığımızca etkin denetimin sağlanacağını düşünmek ve gerçekleştiğini görmek
arzumu ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
gerçekten, yabancıların çalışma izinlerini düzenlerken, birtakım cezaî
durumlarla onların çalışmasını engellemek mümkün değildir. Bakınız, dilim
varmıyor söylemeye; son on yıldan, onbeş yıldan bu yana, ülkemizde, Karadeniz
başta olmak üzere, hemen hemen bütün kentlerimizde, Sovyetlerin dağılmasından
sonra gelen yabancılara, onların içerisindeki bayanlara bir başka ad taktık
biz; onların da insan olduğunu unuttuk.
Önümüzdeki günlerde
görüşülecek, yine bir yasa tasarısı var; buraya gelecek, İşkur'un içerisinde
özel istihdam büroları... Yarın özel istihdam büroları gerçekleştiğinde, siz,
zannediyor musunuz ki, yabancıların çalışma izinlerini, burada, hukukî
düzenlemeye tabi tutsanız bile, o bürolar tarafından, insanlar, yerli-yabancı
ayırımı gözetilmeksizin, emek tacirlerinin eline, insan tacirlerinin eline, et
pazarına sürülecekler. Bunları birbirinden bağımsız olarak getirip, konuşmanın
çok doğru olmadığını düşünüyorum. Yapılması gereken, birbiriyle bağlantılı,
yabancıların çalışma izinleriyle birlikte, yurt içinde çalışacak, iş arayan
gençlerimizi insaflarına bırakacağımız o düzenleme, onu içeriyor. Özel istihdam
bürolarının, yurt dışına da, yurttaşlarımızı, gençlerimizi pazarlayacağını ve
de yurt dışından gelen insanların, bu yasal düzenlemeye rağmen -bu yasal
düzenlemenin içinde olsun olmasın- sağlık alanından ev hizmetlerine, imalat sektöründen
hizmet sektörünün bütün alanlarına kadar, her alanda, nasıl pazarlanacağını hep
birlikte göreceğiz. Onun için, ayrıntılı bir şekilde, bu düzenlemelere dikkat
etmeliyiz ve özel istihdam bürolarının çalışma biçimlerini, çalışma
ilişkilerini, Türkiye'nin özel istihdam bürolarına ihtiyacının olup olmadığını
iyi düşünerek, bu yasayı da göz önüne alarak, çok daha ciddî düşünmemiz
gerekir.
Değerli arkadaşlarım,
değerli milletvekilleri; biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, böyle bir
düzenlemenin ülkemiz için ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Bu ihtiyacın giderilmesi,
elbette, önemli; ama, asıl önemlisi, biraz evvel işaret ettiğim gibi, bu
yasayla bağlantılı diğer yasal düzenlemelerin de birbiriyle kopuk, eklektik
olmadan, birbirini tamamlayacak ve birbirine engel olmayacak bir biçimde ele
alınıp, yasal metin haline getirilmesidir. Bu doğrultuda, Cumhuriyet Halk
Partisi olarak, bu yasanın olumlu katkılar getireceğini biliyoruz, düşünüyoruz;
o nedenle, birlikte en iyi yapmayı, en doğruyu gerçekleştirmeyi umut ediyor; bu
duygu ve düşüncelerle, hepinizi, saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum.
(Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Çetin.
Tasarının tümü üzerinde,
hükümet adına söz isteyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Murat
Başesgioğlu; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Yüce Meclisimizin
değerli üyeleri, değerli milletvekili arkadaşlarım; sözlerimin başında,
hepinizi, hükümetimiz adına, saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Şu anda gündemimizde
bulunan Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısıyla ilgili
görüşlerimi kısaca arz etmek istiyorum. Siyasî parti gruplarımız adına benden
önce söz alan, değerli katkılar veren Sayın Güler'e ve Sayın Çetin'e de ayrıca
teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri,
Türkiye, son kırk yılda yabancı işgücü de ithal etmeye başladı. 1960'lı
yıllarda Almanya'ya uğurladığımız işçilerden sonra, yakın komşularımızdan
bazıları, vatandaşlarını ülkemize çalışmaya yollamaya başladı. Bu olgu,
özellikle 1990'larda kendini gösterdi ve halen de sürüyor.
Kaçak çalışan yabancılar,
mevcut pozisyonları itibariyle, hem güvencesiz hem de yasadışı yollardan
çalışma hayatına girdikleri için, kayıtdışı istihdamın da önemli kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Bu durum, yabancı kaçak açısından ikili bir sorun
oluşturmaktadır. Bunlardan biri, güvencesizliğin beraberinde taşıdığı bireysel
riskler; diğeri ise, bu tür çalışmanın yaygınlaştığı ölçüde, kayıtlı işgücü
piyasasının, başta ücretliler olmak üzere, bu durumdan olumsuz biçimde
etkilenmesidir.
Özellikle işsizliğin
yaygınlaştığı dönemlerde düşük ücrete rıza gösteren yerel işgücünün yanı sıra,
yabancıların da ülke içerisinde kaçak olarak çalışmaya başlamaları, belirli
alanlarda rekabeti artırıp, sorunu ağırlaştırmaktadır.
Türk işgücü piyasasının
kayıtdışı istihdamdan önemli ölçüde etkilendiğini biliyoruz. Yabancıların kaçak
çalışması, kayıtdışı sektörün yaygınlığı açısından örgütlü çalışanların da
sıkıntı duyduğu alanlardan biri durumundadır. Bununla birlikte, kaçak çalışan
yabancıların çalışma alanları, bazen, geldikleri ülkede kazandıkları
vasıflarıyla ilişkili olmamakta, en yoğun çalıştıkları iş alanlarının imalat
sanayii ve inşaat sektörleri olduğu tahmin edilmektedir. Özellikle büyük
kentlerimizde, çok sayıda yabancı kadının ev hizmetlerinde çalıştığı
görülmektedir.
Son yıllarda, artan
oranda yabancının Türkiye'ye çalışmak üzere gelmesi ve kaçak çalışmaya
başlaması, bu alandaki hukukî düzenleme eksikliğinin bir işareti olmaktadır.
Ülkeler arasında
çalışanların gelir farklılığı önemli ölçüde işgücü göçüne neden olmaktadır.
Küreselleşmenin yarattığı gelir uçurumu, gelişmekte olan ülkelerin sırtında
ağır yükler oluşturmaktadır. Bu nedenle, gelişmekte olan ülke kendi beşerî
kaynaklarını ihraç etmekte, gelişmiş ülkeler de, bu kaynakları, sadece ihtiyacı
olduğu alanlarla sınırlamaktadır. Geride kalanların, gelişmiş ülkelere doğru,
ne pahasına olursa olsun, yolculukları sürmektedir.
Türkiye de, bu kapsamda,
gelir farkı nedeniyle, komşu ülkelerin çekim alanı içine girmiştir. Sorun, çok
boyutlu ve karmaşık olduğu için, yasaklama ve sınırları polisiye önlemlerle
kapatmak, yabancıların çalışmalarını engelleyebilmekten uzak görünmektedir.
Zorunlu veya gönüllü olarak Türkiye'ye gelen ve burada kalan, Türkiye'ye
sığınan ya da geçici bir süre burada barınma ve çalışma fırsatı arayan, çoğu
zaman da kaçak konumuna düşen yabancıların sayısı giderek artmaktadır.
Arkadaşlarımızın da ifade ettikleri gibi, bu sayının 1 000 000 mesabesinde
olduğu tahmin edilmektedir.
Sözlerimin başında da
belirttiğim gibi, kendi ülkesinde ekonomik ve siyasal istikrarsızlık nedeniyle,
ayrıca, işsizliğin yoğun olduğu ülkelerden, iş aramak amacıyla, daha iyi ve
güvenli bir yaşam için Türkiye'ye gelen yabancı uyruklu insanlar, genelde,
belirli bir uzmanlık alanları olmadığı için
-belirli bir uzmanlığa sahip olanlar da uzmanlık dallarında değil-
bulabildikleri işlerde çalışmaktadırlar.
Niteliksiz işçi
statüsünde olmalarına rağmen, bu insanları çalıştırmak, bazı işverenlerce de
cazip görülmektedir; zira, kaçak oldukları için, çok düşük ücretlerle çalışmaya
razı olmaktadırlar. Genellikle aileleri de yanlarında olmadığı için,
işyerlerinin, sağlıksız şartlarında, sağlıksız bölümlerinde yatmakta,
hastalandıklarında ya da kazalara maruz kaldıklarında da şikâyette
bulunmamaktadırlar.
Yabancı eleman
istihdamında temel neden, ülkenin yahut işverenin bu istihdama ihtiyacı
olmasıdır. Bu ihtiyaç çerçevesinde, yabancı istihdamı, elbette, söz konusu
olacaktır; ancak, bu istihdamın yasal çerçevede olması, gerek ülkemizin
menfaatları gerekse yabancı çalışanlar için büyük önem arz etmektedir.
Değerli milletvekilleri,
cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar, 70'in üzerinde kanunda, yabancıların
istihdamıyla ilgili, doğrudan ya da dolaylı hükümler yer almış; ancak, bu
durum, mevzuatımızda, dağınık ve çokbaşlı bir yapı yaratmış, yabancıların
çalışmalarının düzenlenmesinde de yetersiz kalmıştır. Yabancıların çalışma ve
oturma izinlerinin değişik kurum ve kuruluşlar tarafından verilmesi ve ilgili
kurumlar arasında eşgüdümün yetersizliği, yabancıların ülkemizde çalışmalarına
ve işgücü piyasasında yer almalarına ilişkin hizmetin etkin yürütülmesini
engellemektedir. Bu dağınık mevzuat yapısının, ülkemizin taraf olduğu ikili ya
da çoktaraflı sözleşmelerde yabancıların çalışmalarını düzenleyen hükümleri de
karşılamadığı görülmektedir.
Diğer yandan, kayıtdışı
yabancı istihdamındaki artışlar, ülkemizin çalışma barışını da olumsuz yönde
etkilemektedir; zira, ucuz işgücü olarak görülen ve bazı işverenlerce kendi
ülke vatandaşlarımıza tercih edilerek kaçak çalıştırılan yabancı işçiler,
ülkemizin ücret ve sendikal düzenini etkilemekte, aynı işi yapabilecek aynı
nitelikteki vatandaşlarımızın işsiz kalmalarına ve vergi ve sigorta prim
kayıplarımıza neden olmaktadırlar.
Böylesine dağınık bir
mevzuat yapısıyla, konunun denetim altına alınmasının oldukça zor olduğu
görülmektedir. Bu nedenle, halen değişik kamu kurum ve kuruluşlarınca
verilmekte olan çalışma izinlerinin, olabildiğince tek merkezde toplanmasını,
denetiminin sağlanmasını, getirilen cezaî yaptırımlarla yabancı kaçak
işçiliğinin caydırılmasını, ülkemizde çalışan yabancılarla ilgili sağlıklı bir
veri bankası oluşturulmasını, iş piyasasındaki durum ve çalışma hayatındaki
gelişmeler, istihdama ilişkin sektörel ve ekonomik konjonktür değişiklikleri de
dikkate alınarak, ülkemizin ve işverenin gerçek ihtiyaçları çerçevesinde
çalışma izni verilmesini, yine, ülkemizin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı
sözleşmelerde, yabancıların çalışmasıyla ilgili hükümleri de karşılayacak
biçimde düzenlemeleri içeren, yabancıların çalışma izinleri hakkındaki kanun
tasarısı hazırlanarak, genel ve madde gerekçeleriyle birlikte, bakanlıklar,
ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile sosyal tarafların görüşlerine sunulmuş,
Bakanlığıma intikal eden tüm görüşler değerlendirilmiş ve bu görüşler
çerçevesinde tasarıya son şekli verilmiştir.
Bundan sonraki bölümde,
maddelerine geçtiğimizde Yüce Meclisin değerli katkılarıyla daha da
olgunlaşacak olan bu tasarı, umuyorum ki, ülkemizdeki kaçak yabancı işçi
istihdamını büyük ölçüde caydıracak, bunun yanında, kendi ülkemiz vatandaşlarına
da yeni istihdam imkânları sağlayacaktır.
Bir kez daha, bu
vesileyle, değerli gruplarımızın bu tasarıya olan katkıları dolayısıyla
teşekkürlerimi sunuyor, bu tasarının, Yüce Meclisin yüksek iradesiyle yasalaşmasıyla
birlikte çalışma hayatımıza hayırlar getirmesini temenni ediyor, hepinize
saygılar, sevgiler sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Başesgioğlu.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
III. - YOKLAMA
(CHP sıralarından bir
grup milletvekili ayağa kalktı)
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin)
- Sayın Başkan, yeterli çoğunluğumuz yoktur; yoklama yapılmasını istiyoruz.
BAŞKAN - Yoklama
isteminde bulunan arkadaşların isimlerini alıyorum.
Mustafa Özyürek, İzzet
Çetin, Muzaffer Kurtulmuşoğlu, Ali Rıza Gülçiçek, Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Oya
Araslı, Yavuz Altınorak, Mustafa Gazalcı, Ali Topuz, Muharrem Toprak, Mehmet
Siyam Kesimoğlu, Mehmet Parlakyiğit, Mustafa Özyurt, Tuncay Ercenk, Rasim
Çakır, Enver Öktem, Atilla Kart, Mehmet Kartal, Şevket Gürsoy, Algan Hacaloğlu.
Elektronik cihazla
yoklama yapılacaktır.
Yoklama için 5 dakika
süre veriyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, toplantı yetersayısı vardır.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
1. - Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısı
ile İçişleri ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları Raporları
(1/308) (S. Sayısı : 38)(Devam)
BAŞKAN - Tasarının
maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Birleşime 10 dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati : 16.52
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati : 17.04
BAŞKAN : Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER : Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale), Mevlüt AKGÜN
(Karaman)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 38 inci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
Görüşmelere kaldığımız
yerden devam ediyoruz.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
1. - Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısı
ile İçişleri ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları Raporları
(1/308) (S. Sayısı: 38) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon?..
Yerinde.
Hükümet?.. Yerinde.
Kâtip üyenin tasarının
maddelerini oturarak okumasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir
1 inci maddeyi
okutuyorum:
YABANCILARIN ÇALIŞMA İZİNLERİ
HAKKINDA KANUN TASARISI
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1. - Bu Kanunun
amacı, yabancıların Türkiye'deki çalışmalarını izne bağlamak ve bu yabancılara
verilecek çalışma izinleri ile ilgili esasları belirlemektir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
1 inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum
:
Kapsam
MADDE 2. - Bu Kanun;
403 sayılı Türk
Vatandaşlığı Kanununun 29 uncu maddesinin ikinci cümlesi ile 5680 sayılı Basın
Kanununun 13 üncü maddesi ve 231 sayılı Basın Yayın ve Enformasyon Genel
Müdürlüğünün Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
kapsamına giren,
Bakanlıklar, kamu kurum
ve kuruluşlarınca kanunla verilen yetkiye dayanarak çalışma izni verilen veya
istihdam edilen ve
Karşılıklılık ilkesi,
uluslararası hukuk ve Avrupa Birliği hukuku esasları dikkate alınarak çalışma
izninden muaf tutulan yabancılar dışında,
Türkiye'de bağımlı ve
bağımsız olarak çalışan yabancıları, bir işveren yanında meslek eğitimi gören
yabancıları ve yabancı çalıştıran gerçek ve tüzel kişileri kapsar.
BAŞKAN - 2 nci madde
üzerinde söz talebi?.. Yok.
2 nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 2 nci madde kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi
okutuyorum:
Tanımlar
MADDE 3. - Bu Kanunda
geçen;
Bakanlık : Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığını,
Yabancı : 403 sayılı Türk
Vatandaşlığı Kanununa göre Türk vatandaşı sayılmayan kişiyi,
Bağımlı çalışan : Gerçek
veya tüzel kişiliği haiz bir veya birden fazla işveren emrinde ücret, aylık,
komisyon ve benzeri karşılığı çalışan yabancıyı,
Bağımsız çalışan : Başka
şahısları istihdam etsin veya etmesin kendi ad ve hesabına çalışan yabancıyı,
İfade eder.
BAŞKAN - 3 üncü madde
üzerinde söz talebi?.. Yok.
3 üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
4 üncü maddeyi
okutuyorum:
İKİNCİ
BÖLÜM
İzin
Alma Yükümlülüğü ve
İzin
Verme Yetkisi
İzin alma yükümlülüğü ve
izin verme yetkisi
MADDE 4. -Türkiye'nin
taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe,
yabancıların Türkiye'de bağımlı veya bağımsız çalışmaya başlamadan önce izin
almaları gerekir.
Ülke menfaatlerinin
gerekli kıldığı hallerde veya mücbir nedenlere bağlı olarak, çalışmaya
başlamadan önce ilgili makama bilgi vermek koşuluyla, çalışma süresi bir ayı
geçmemek ve Bakanlık onayı alınmak suretiyle çalışma izni işe başladıktan sonra
da verilebilir.
BAŞKAN - 4 üncü madde
üzerinde söz talebi?..Yok.
4 üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 4 üncü madde kabul edilmiştir.
5 inci maddeyi okutuyorum
:
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Çalışma
İzinleri ile Çalışma İzni Muafiyet ve Sınırlamaları
Süreli çalışma izni
MADDE 5. -Türkiye'nin
taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe süreli
çalışma izni iş piyasasındaki durum, çalışma hayatındaki gelişmeler, istihdama
ilişkin sektörel ve ekonomik konjonktür değişiklikleri dikkate alınarak,
yabancının ikamet izninin süresi ile hizmet akdinin veya işin süresine göre,
belirli bir işyeri veya işletmede ve belirli bir meslekte çalışmak üzere en çok
bir yıl geçerli olmak üzere verilir.
Bir yıllık kanuni çalışma
süresinden sonra, aynı işyeri veya işletme ve aynı meslekte çalışmak üzere
çalışma izninin süresi üç yıla kadar uzatılabilir.
Üç yıllık kanuni çalışma
süresinin sonunda, aynı meslekte ve dilediği işverenin yanında çalışmak üzere,
çalışma izninin süresi altı yıla kadar uzatılabilir.
Türkiye'ye çalışmak üzere
gelen bir yabancının beraberinde veya daha sonra getirmiş olduğu eş ve bakmakla
yükümlü olduğu çocuklarına da, yabancının kendisi ile birlikte en az beş yıl
kanunî ve kesintisiz ikamet etmiş olmaları kaydıyla süreli çalışma izni
verilebilir.
Bakanlık, süreli çalışma
izninin coğrafi geçerlilik alanını genişletebilir veya daraltabilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?..Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
6 ncı maddeyi okutuyorum
:
Süresiz çalışma izni
MADDE 6. - Türkiye'nin
taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe
Türkiye'de en az sekiz yıl kanuni ve kesintisiz ikamet eden veya toplam altı
yıllık kanuni çalışması olan yabancılara, iş piyasasındaki durum ve çalışma
hayatındaki gelişmeler dikkate alınmaksızın ve belirli bir işletme, meslek,
mülkî veya coğrafi alanla sınırlandırılmaksızın süresiz çalışma izni
verilebilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde,
şahsı adına söz isteyen Ferit Mevlüt Aslanoğlu; buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Başkanım, Yüce Meclisin değerli üyeleri; 6 ncı maddede, bir
yabancı, Türkiye'de sekiz yıl veya en az altı yıl çalışırsa, süresiz çalışma
izni alabilecek. Yani, bu yabancı, artık, mesleğiyle, coğrafî alanla veya
herhangi bir işletmeyle sınırlı, bağlı kalmaksızın sürekli çalışma izni
alabilecek.
Hepinize her gün binlerce
insan ekmek için geliyor, binlerce üniversite mezunumuz ekmek bulamıyor; bu,
hepimizin en büyük sorunu ve bir süre sonra, aynı işyerinde çalışanların hepsi,
yabancı, çalışma izni alan insanlardan oluşuyor. Türkiye'de, ben, birçok
işyerinden bunu biliyorum, görüyorum. Tabiî, eğitim almış, Türkiye için bir
katmadeğer yaratan yabancılar için söylemiyorum; ama, herhangi bir katmadeğer
yaratmayan, özellikle Uzakdoğu'dan, Pakistan'dan, Hindistan'dan, Afganistan'dan
gelen birsürü insan, bir işyerinde yabancı işçi oluyor. Onun için, ben, bir
değişiklik önergesi verecektim, Sayın Bakanım lütfetti, sağ olsun... Tabiî,
burada, kişiye bağlı; ama, en azından, bir işyerinde toplam çalışanların,
süresiz çalışma izni alan yabancıların oranı yüzde 50'yi geçmesin, belli bir
oran getirelim; çünkü, benim insanımın önünü kapatıyor.
Ben, bunu arz etmek
istiyorum; hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Madde üzerinde
başka söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
7 nci maddeyi okutuyorum
:
Bağımsız çalışma izni
MADDE 7. - Bağımsız
çalışacak yabancılara, Türkiye'de en az beş yıl kanuni ve kesintisiz olarak
ikamet etmiş olmaları koşuluyla Bakanlıkça bağımsız çalışma izni verilebilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
8 inci maddeyi okutuyorum
:
İstisnaî haller
MADDE 8. - Türkiye'nin
taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe;
a) Bir Türk vatandaşı ile
evli olan ve eşiyle Türkiye'de evlilik birliği içinde yaşayan veya evlilik
birliği en az üç yıl sürdükten sonra sona ermiş olmakla birlikte Türkiye'de
yerleşmiş olan yabancılar ile bunların Türk vatandaşı eşinden olan çocuklarına,
b) 403 sayılı Türk
Vatandaşlığı Kanununun 19, 27 ve 28 inci
maddeleri çerçevesinde Türk Vatandaşlığını kaybedenler ve bunların
füruuna,
c) Türkiye'de doğan veya
kendi millî kanununa, vatansız ise Türk mevzuatına göre rüşt yaşını doldurmadan
Türkiye'ye gelen ve Türkiye'de meslek okulu, yüksek okul veya üniversiteden
mezun olan yabancılara,
d) 2510 sayılı İskân
Kanununa göre muhacir, mülteci veya göçebe olarak kabul edilen yabancılara,
e) Avrupa Birliği üyesi
ülke vatandaşları ile bunların Avrupa Birliği üyesi ülkelerin vatandaşı olmayan
eş ve çocuklarına,
f) Yabancı devletlerin
Türkiye'deki büyükelçilikleri ile konsolosluklarında ve uluslararası
kuruluşların temsilciliklerinde görevli diplomat, idarî ve teknik personelin
hizmetinde çalışanlar ile karşılıklılık ilkesi çerçevesinde olmak ve görev
süresiyle sınırlı kalmak üzere Türkiye'de bulunan büyükelçilikler,
konsolosluklar ve uluslararası kuruluşların temsilciliklerinde görevlendirilen
diplomatların ve idarî ve teknik personelin eş ve çocuklarına,
g) Bilimsel ve kültürel
faaliyetler amacıyla bir ayı aşan ve sportif faaliyetler amacıyla dört ayı aşan
süre ile geçici olarak Türkiye'ye gelecek yabancılara,
h) Kanunla yetki verilen
bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarınca sözleşme veya ihale usulleriyle
mal ve hizmet alımı, bir işin yaptırılması veya bir tesisin işletilmesi
işlerinde çalıştırılacak kilit personel niteliğindeki yabancılara,
Bu Kanunda öngörülen
sürelere tâbi olmaksızın çalışma izni verilebilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?..
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına, İstanbul Milletvekili Ali Rıza Gülçiçek; buyurun.
Konuşma süreniz 10
dakikadır.
CHP GRUBU ADINA ALİ RIZA
GÜLÇİÇEK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi, şahsım
ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına sevgiyle selamlıyorum.
Hükümetimizin,
yabancıların çalışma izinleri hakkında getirdiği kanun tasarısını mutlulukla
karşılıyorum. Belki de gecikmiş bir tasarıdır; çünkü -biraz önce, Sayın
Bakanımızın da belirttiği gibi- göçün kırkıncı yılını yaşıyoruz. Geçen sene, bu
sene Federal Almanya'da.... Değerli arkadaşım, Grup Başkanvekiliniz Sayın Eyüp
Fatsa da yurt dışında, benim gibi uzun yıllar kalan bir arkadaşımızdır;
konuları çok derinden biliyoruz. Yurt dışında hep mücadelemiz, eşit haklar
çerçevesinde birlikte mücadele etmekti. Bu çerçevede, ülkemizde de -özellikle
bir konunun altını çizmek istiyorum- bir konuda çok tatsız olduğumuzu ifade
etmek istiyorum. 5 000 000 yurttaşımızı, halen, ülkemizde "Almancı",
yurt dışında "yabancı" kompleksinden kurtaramadığımızı üzüntüyle
belirtmek istiyorum. Ben, belki, gelecekte bu yabancı kelimesinin biraz daha
düzeltilmesini temenni ediyorum.
Yıllardır yurt dışında
yaşayan yurttaşlarımız, özellikle Hollanda, Belçika, Danimarka ve İsveç'te
yerel anlamda seçme ve seçilme hakkını elde etmişlerdir. Avrupa Birliği üyesi
ülkelerden sadece Federal Almanya ve Fransa'da bu hak halen elde edilmemiştir.
Her alanda şunu ifade ediyorlar. Talep ediyorsunuz, o zaman kendi ülkenizde de
böyle bir talebi uygulayınız.
Sayın Bakandan ve sayın
hükümetten, önümüzdeki süre içerisinde, çalışma izniyle birlikte, gelecekte
oturma müsaadesi, seçme ve seçilme hakkı konusunda da, belki, Avrupa'ya örnek
teşkil edecek şekilde bir öncülük yapmış bulunuruz, bunun da dikkate alınmasını
bekliyorum.
Önümüzdeki hafta,
yurtdışındaki yurttaşlarımızın genel sorunlarını araştırmak için bizim
verdiğimiz bir önergemiz vardır. Bu çerçevede, aynı duyarlılıklar içerisinde,
eşit şekilde bir uzlaşmanın, yasaların çıkmasını temenni ediyorum.
Hepinize en içten sevgi
ve saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Gülçiçek.
Madde üzerinde başka söz
talebi?..
İZZET ÇETİN (Kocaeli) -
Sayın Başkan, söz istiyorum .
BAŞKAN - Şahsı adına,
Kocaeli Milletvekili Sayın İzzet Çetin; buyurun.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Yabancıların Çalışma
İzinleri Hakkında Kanun Tasarısının 8 inci maddesiyle ilgili söz almış
bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu
madde istisnaî haller; biraz evvel, bu maddeye kadar görüştüğümüz, yabancıların
çalışma izinlerinden, süreli çalışma izni ile süresiz çalışma izninin
yabancılara hangi koşullarla verileceğini oylarımızla yasalaştırdık; ancak,
burada istisnaî hallere baktığımız zaman...
3 Kasım seçimlerinden
sonra, gerek Cumhuriyet Halk Partisi olarak gerek AKP olarak, birlikte ve yoğun
bir şekilde Avrupa Birliğine girebilme mücadelesini verdiğimizi hepiniz
hatırlarsınız. Şimdi, bu düzenlemenin (e) fıkrasında, Avrupa Birliği üyesi ülke
vatandaşları ile bunların Avrupa Birliği üyesi ülkelerin vatandaşı olmayan eş
ve çocuklarına da, bu kanunda öngörülen sürelere tabi olmaksızın, sürekli
çalışma izni verilmesini kabul etmiş bulunuyoruz, eğer, bu maddeyi bu biçimiyle
kabul edersek.
Tabiî, Türkiye'nin Avrupa
Birliğiyle bütünleşme süreci hepimizin belleğinde. Avrupa Birliğine ne zaman
alınacağımız, hangi koşullarda alınacağımız, henüz, net olarak ortaya
konulabilmiş değil, önümüze konulan takvim hâlâ netleşmiş değil, 2010 yılının
bile hayal olduğu söyleniyor.
Biraz evvel de belirttik,
bir yandan çalışma yaşamının bütününü etkileyen yabancılara çalışma iznini
konuştuk, şimdi de, ülkemizde çalışacak yabancılara, bir istisna hükmü
getirerek, Avrupa Birliği ülkelerinin tümünün vatandaşlarına, daha Birlikle
bütünleşmeden, Avrupa Birliğine girmeden, peşin onay vermiş oluyoruz ki, bu,
yasal düzenleme açısından biraz ulusal onuru incitici. Biz, peşin olarak,
Avrupa Birliğine girebilmek için her türlü feragatı yapıyoruz, her şeyi açıyoruz,
artık bizi ne yapın alın diye bir yalvarma belirtisini de ortaya koyan bir
düzenleme.
Ben, o nedenle, eğer
Avrupa Birliğiyle bütünleşeceksek, Avrupa Birliğine girmemiz kesinleştiğinde,
Yüce Parlamento, bu fıkrayı o zaman gündemine alıp, istisnalar bölümüne ek bir
maddeyle, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin vatandaşlarına, yabancıların çalışma
izinleri hakkında süresiz, sürelere tabi olmaksızın çalışma izni verebilir diye
düşünüyorum ve (e) fıkrasının madde metninden çıkarılmasını talep ediyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Çetin.
Madde üzerinde başka söz
talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
9 uncu maddeyi okutuyorum
:
Kanuni çalışma süresine
dahil edilecek süreler ile ikamette kesinti sayılan süreler
MADDE 9. - Yıllık
izinler, iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık geçici iş göremezlik
ödenekleri ile işsizlik sigortası ödeneği alınan süreler, kanuni çalışma
süresine dahil edilir.
Yabancının toplam altı
ayı geçmemek şartıyla Türkiye dışında bulunması çalışma süresini kesmez. Ancak
Türkiye dışında geçirilen zaman çalışma süresinden sayılmaz. Türkiye'de
bulunmasına rağmen ikamet tezkeresini altı aydan fazla süreyle temdit
ettirmeyerek ihmalde bulunan yabancının ikameti çalışma izinleri açısından
kesinti sayılır.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
10 uncu maddeyi
okutuyorum :
Çalışma izni muafiyet
teyit belgesi
MADDE 10. - Türkiye'nin
taraf olduğu ikili veya çok taraflı sözleşmelerle sağlanan haklar saklı kalmak
kaydıyla, çalışma izninden muaf tutulan yabancılara, istekleri halinde
Bakanlıkça çalışma izni muafiyet teyit belgesi verilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
11 inci maddeyi
okutuyorum:
Çalışma izninin
sınırlandırılması
MADDE 11. - Türkiye'nin
taraf olduğu ikili veya çok taraflı sözleşmelerle sağlanan haklar saklı kalmak
kaydıyla ve karşılıklılık ilkesi çerçevesinde çalışma izinleri, iş
piyasasındaki durum ve çalışma hayatındaki gelişmeler, istihdama ilişkin
sektörel ve ekonomik konjonktür koşullarının gerekli kıldığı hallerde, belirli
bir süre için, tarım, sanayi veya hizmet sektörleri, belirli bir meslek, işkolu
veya mülkî ve coğrafi alan itibariyle sınırlandırılabilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
12 nci maddeyi
okutuyorum:
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
İzinlerin
Verilmesi, Uzatılması, Reddi, İptali ve Yargı Yoluna Başvurma
İzinlerin verilmesi veya
uzatılması
MADDE12. - Türkiye
dışında ikamet eden yabancılar, çalışma izni başvurularını bulundukları
ülkelerdeki Türkiye Cumhuriyeti temsilciliklerine yaparlar. Temsilcilikler bu
başvuruları doğrudan Bakanlığa iletirler. Bakanlık ilgili mercilerin görüşlerini
alarak 5 inci maddeye göre başvuruları değerlendirir; durumu uygun
görülen yabancılara çalışma izni verir. Bu izin ancak gerekli çalışma vizesi
ile ikamet izninin alınması halinde geçerlidir. Çalışma izin belgesini alan
yabancıların, bu belgeyi aldıkları tarihten itibaren en geç doksan gün içinde
ülkeye giriş vizesi talebinde bulunmaları, ülkeye giriş yaptıkları tarihten
itibaren en geç otuz gün içinde İçişleri Bakanlığına ikamet tezkeresi almak
için başvurmaları zorunludur.
Türkiye'de geçerli ikamet
izni olan yabancılar veya bunların işverenleri başvurularını doğrudan Bakanlığa
yapabilirler.
Çalışma izinleri, ikamet
sahibi yabancılar veya bunların işverenlerinin Bakanlığa yazılı talebi üzerine,
bu Kanun ve bu Kanuna göre çıkarılan yönetmelik hükümlerine göre verilir ve
uzatılır.
Başvurular Bakanlık
tarafından en geç doksan gün içinde cevaplandırılır.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
13 üncü maddeyi
okutuyorum :
İlgili mercilerden görüş
alınması
MADDE 13. - Yabancılara,
bu Kanunla getirilen koşullara bağlı olarak çalışabilecekleri meslek, sanat
veya işlerle ilgili çalışma izinleri, ilgili mercilerin meslekî yeterlilik
dahil görüşleri alınmak suretiyle Bakanlıkça verilir.
Diğer kanunlarda yer
alan, yabancıların çalışamayacağı iş ve mesleklere dair hükümler saklıdır.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
14 üncü maddeyi
okutuyorum :
İzin isteminin reddi
MADDE 14.- Çalışma izni
veya çalışma izninin uzatılması istemi;
a) İş piyasasındaki durum
ve çalışma hayatındaki gelişmeler ve istihdama ilişkin sektörel ve ekonomik
konjonktür değişikliklerinin çalışma izni verilmesine elverişli olmaması,
b) Başvurulan iş için
ülke içinde, dört haftalık süre içerisinde o işi yapacak aynı niteliğe sahip
kişinin bulunması,
c) Yabancının geçerli bir
ikamet tezkeresinin bulunmaması,
d) Bir işyeri, işletme
veya meslek için izin talebi reddedilen yabancının aynı işyeri, işletme veya
aynı meslek için izin talebinin reddedildiği tarihten itibaren bir yıl geçmeden
yeniden izin talebinde bulunması,
e) Yabancının
çalışmasının millî güvenlik, kamu düzeni, genel asayiş, kamu yararı, genel
ahlâk ve genel sağlık için tehdit oluşturması,
Hallerinde reddedilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
15 inci maddeyi
okutuyorum :
Çalışma izninin iptali
MADDE 15.- Yabancının 11
ve 13 üncü maddede sayılan sınırlamalara aykırı olarak çalışması veya 14 üncü
maddede öngörülen hallerden birinin varlığının veya yabancının ya da
işvereninin, çalışma izni talep dilekçesinde eksik veya yanlış bilgi verdiğinin
sonradan tespit edilmesi halinde, Bakanlık verdiği çalışma iznini iptal eder ve
durumu ilgili Bakanlığa bildirir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
16 ncı maddeyi okutuyorum
:
Çalışma izninin
geçerliliğini kaybetmesi
MADDE 16.- Çalışma izni,
geçerlilik süresinin sona ermesi dışında;
a) Yabancının ikamet
tezkeresinin herhangi bir nedenle geçersiz hale gelmesi ya da geçerlilik
süresinin uzatılmaması
b) Yabancının
pasaportunun veya pasaport yerine geçen belgesinin geçerlilik süresinin
uzatılmaması, (İçişleri veya Dışişleri Bakanlıklarının uygun görüşlerinin
bulunması hali hariç),
c) Yabancının mücbir
sebepler dışında aralıksız olarak altı aydan fazla yurt dışında kalması,
Hallerinde de
geçerliliğini kaybeder.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
17 nci maddeyi okutuyorum
:
Yargı yoluna başvurma
hakkı
MADDE 17. - Bakanlık
çalışma izni verilmesi ya da uzatılması talebinin reddedilmesi, çalışma izninin
iptal edilmesi ya da çalışma izninin geçerliliğinin kaybedilmesine ilişkin
kararını, yabancıya veya varsa işverenine 7201 sayılı Tebligat Kanunu
hükümlerine göre tebliğ eder.
Bakanlıkça verilecek
kararlara karşı ilgililer tarafından tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde
itiraz edilebilir. İtirazın Bakanlıkça reddedilmesi hallerinde idarî yargı
yoluna başvurulabilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
18 inci maddeyi
okutuyorum :
BEŞİNCİ
BÖLÜM
Bildirim
Yükümlülüğü, Denetleme ve Düzenleme Yetkisi ile Cezaî Hükümler
Bildirim yükümlülüğü
MADDE 18. - a)Bağımsız
çalışan yabancılar, çalışmaya başladıkları tarihten ve çalışmanın bitiminden
itibaren,
b)Yabancı çalıştıran
işverenler yabancının çalışmaya başladığı tarihten, çalışma izninin verildiği
tarihten itibaren otuz gün içerisinde çalışmaya başlamaması halinde bu sürenin
bitiminden itibaren ve herhangi bir nedenle hizmet akdinin sona erdiği tarihten
itibaren,
En geç on beş gün
içerisinde durumu Bakanlığa bildirmekle yükümlüdürler.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
19 uncu maddeyi
okutuyorum :
Bakanlığa bilgi verilmesi
MADDE 19. - Yabancılara
çalışma izni verme yetkisi bulunan bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları,
çalışma iznini verdikleri, çalışma izin süresini uzattıkları ve çalışma iznini
iptal ettikleri tarihten, yabancı istihdam eden bakanlıklar ile kamu kurum ve
kuruluşları ise çalıştırmaya başladıkları tarihten itibaren en geç otuz gün
içinde yabancı ile ilgili tüm bilgileri Bakanlığa bildirirler.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
20 nci maddeyi okutuyorum
:
Denetleme yetkisi
MADDE 20. - Bu Kanun
kapsamına giren yabancıların ve işverenlerin bu Kanundan doğan yükümlülüklerini
yerine getirip getirmedikleri Bakanlık iş müfettişleri ve Sosyal Sigortalar
Kurumu sigorta müfettişleri tarafından
denetlenir.
Genel bütçeye dahil
daireler ve katma bütçeli idarelerin teftiş ve denetim elemanları kendi
mevzuatları gereğince işyerlerinde yapacakları her türlü denetim ve incelemeler
sırasında, yabancı çalıştıran işverenlerle yabancıların bu Kanundan doğan
yükümlülüklerini yerine getirip getirmediklerini de denetler. Denetim sonuçları
ayrıca Bakanlığa bildirilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
21 inci maddeyi
okutuyorum:
Cezaî hükümler
MADDE 21. - 18 inci
maddeye göre bildirim yükümlülüğünü süresi içinde yerine getirmeyen bağımsız
çalışan yabancı ile yabancı çalıştıran işverene her bir yabancı için ikiyüzelli
milyon lira idarî para cezası verilir.
Çalışma izni olmaksızın
bağımlı çalışan yabancıya beşyüz milyon lira idarî para cezası verilir.
Çalışma izni bulunmayan
yabancıyı çalıştıran işveren veya işveren vekillerine her bir yabancı için iki
milyar beşyüz milyon lira idarî para cezası verilir. Bu durumda, işveren veya
işveren vekili yabancının ve varsa eş ve çocuklarının konaklama giderlerini,
ülkelerine dönmeleri için gerekli masrafları ve gerektiğinde sağlık
harcamalarını karşılamak zorundadır.
Birinci, ikinci ve üçüncü
fıkralarda sayılan fiillerin tekrarı halinde idarî para cezaları bir kat
artırılarak uygulanır.
Bu Kanuna göre verilmiş
çalışma izni olmaksızın bağımsız çalışan yabancıya bir milyar lira idarî para
cezası verilir ve varsa işyeri veya işyerlerinin Bakanlık bölge müdürlerince
kapatılması kararı alınarak, bu kararın uygulanması için durum ilgili valiliğe
bildirilir. Tekrarı halinde, varsa işyeri veya işyerlerinin kapatılmasının yanı
sıra idarî para cezası bir kat artırılarak uygulanır.
Bu Kanunda öngörülen
idarî para cezaları gerekçesi belirtilmek suretiyle Bakanlık bölge müdürlüğünce
ilgililere 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. İdarî
para cezaları tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde vergi daireleri veya
mal müdürlüklerine ödenir. İlgililer cezaya bu süre içinde yetkili sulh ceza
mahkemesi nezdinde itiraz edebilir. Başvuru, cezanın takip ve tahsilini
durdurmaz.
Bu Kanuna göre idarî para
cezası ile cezalandırılan bağımlı veya bağımsız çalışan yabancılar ile yabancı
çalıştıran işverenler İçişleri Bakanlığına bildirilir.
Bu Kanuna göre süresi
içinde ödenmeyen idarî para cezaları ve diğer alacakların takip ve tahsilinde
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
22 nci maddeyi okutuyorum
:
Yönetmelik
MADDE 22.- Her türlü
çalışma izninin verilmesi, sınırlandırılması, iptali, çalışma izninden muaf
tutulacak yabancılar ile bildirim yükümlülüklerinin nasıl yerine getirileceğine
ilişkin usul ve esaslar bu Kanuna göre çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Bu Kanunun uygulanmasına
ilişkin yönetmelik; Bakanlık, İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Maliye
Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Turizm Bakanlığı,
Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Denizcilik
Müsteşarlığı ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ile müştereken, ilgili görülen diğer
bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşlarının da görüşleri alınmak suretiyle Kanunun yayımı tarihini izleyen
altı ay içinde çıkarılır.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
23 üncü maddeyi
okutuyorum :
Yabancı sermaye
yatırımlarında yabancıların çalıştırılması
MADDE 23.- 6224 sayılı
Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu kapsamında kurulan şirket ve kuruluşlarda
çalıştırılmak istenen yabancılar, Hazine Müsteşarlığı ile müştereken
çıkartılacak yönetmelikle belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde Bakanlıkça
verilen çalışma izni ile çalıştırılabilirler.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
24 üncü maddeyi
okutuyorum :
ALTINCI
BÖLÜM
Bazı
Kanunlarda Yapılan Değişiklikler
MADDE 24.- Ekli (I)
sayılı listede gösterilen kadrolar ihdas edilerek, 190 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameye ekli (1) sayılı cetvelin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına
ilişkin bölümüne eklenmiştir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi ekli cetvelleriyle
birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde, ekli
cetvelleriyle birlikte kabul edilmiştir.
25 inci maddeyi
okutuyorum :
MADDE 25.- 9.1.1985
tarihli ve 3146 sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanunun 9 uncu maddesine aşağıdaki bent (h) bendi olarak
eklenmiş ve mevcut (h) bendi (i) bendi olarak teselsül ettirilmiştir.
"h) Yabancıların
Çalışma İzinleri Hakkında Kanunda öngörülen işleri yapmak,"
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
26 ncı maddeyi okutuyorum
:
MADDE 26. - 27.1.1954
tarihli ve 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununun 34 üncü
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 34. - Yabancı
müteahhit veya yabancı kuruluşlar, Türkiye'de Devlet daireleri ile resmi ve
özel kuruluş ve şahıslara karşı re'sen veya yerli kuruluşlarla birlikte taahhüt
ettikleri mühendislik veya mimarlıkla ilgili işlerde, yalnız bu işe münhasır
kalmak kaydıyla, Bayındırlık ve İskân Bakanlığının ve Odalar Birliğinin
görüşleri alınarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca verilen çalışma
izni ile yabancı uzman çalıştırabilirler."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
27 nci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 27. - 6235 sayılı
Kanunun 35 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 35. - 34 üncü
madde kapsamına girmeyen işlerde yabancı mühendis ve yüksek mühendisler ile
mimar ve yüksek mimarlar, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile Odalar Birliğinin
görüşleri alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca verilen çalışma izni
ile çalıştırılabilir."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
28 inci maddeyi
okutuyorum :
MADDE 28. - 7.3.1954
tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanununun 119 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Madde 119. - Petrol
hakkı sahipleri, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığının
görüşü alınarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca verilen izinle yabancı
idarî ve meslekî personel ile uzman personel çalıştırabilir."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
29 uncu maddeyi
okutuyorum :
MADDE 29. - 8.6.1965
tarihli ve 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 21 inci maddesine
dördüncü fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Bu Kanun kapsamında
çalışacak yabancılar, Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun hükümlerine
tabidirler."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
30 uncu maddeyi
okutuyorum :
MADDE 30. - 25.9.1981
tarihli ve 2527 sayılı Türk Soylu Yabancıların Türkiye'de Meslek ve Sanatlarını
Serbestçe Yapabilmelerine, Kamu, Özel Kuruluş veya İşyerlerinde
Çalıştırılabilmelerine İlişkin Kanunun 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Madde 3. - Türk
soylu yabancıların, kanunlarda Türk vatandaşlarının yapabileceği belirtilen
meslek, sanat ve işlerde çalışabilme ve çalıştırılabilmeleri için, özel
kanunlarda aranan nitelikleri taşımak ve yükümlülükleri yerine getirmek
şartıyla, bu Kanun ve Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanuna göre,
İçişleri ve Dışişleri bakanlıkları ile diğer ilgili bakanlık ve kuruluşların
görüşleri alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca izin verilir."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
31 inci maddeyi
okutuyorum :
MADDE 31. - 12.3.1982
tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 18 inci maddesinin (a)
fıkrasının birinci bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Belgeli
işletmelerde, Bakanlık ve İçişleri Bakanlığının görüşü alınarak Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığınca verilen izinle yabancı uzman personel ve
sanatkârlar çalıştırılabilir."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
32 nci maddeyi okutuyorum
:
MADDE 32. - 2634 sayılı
Kanunun 26 ncı maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Birinci fıkra
kapsamında faaliyet gösterecek yabancılar, Yabancıların Çalışma İzinleri
Hakkında Kanun hükümlerine tâbidir."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
33 üncü maddeyi
okutuyorum :
MADDE 33. - 2.7.1964
tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (6) sayılı tarifenin başlığı
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Pasaport, vize,
ikamet tezkeresi, Dışişleri Bakanlığı tasdik harçları ve yabancılara verilecek
çalışma izin belgesi harçları:"
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
34 üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 34. - 492 sayılı
Kanuna bağlı (6) sayılı tarifenin sonuna aşağıdaki bölüm eklenmiştir.
"IV. - Yabancılara
Verilecek Çalışma İzin Belgeleri:
1. Süreli Çalışma İzin
Belgesi:
a) 1 yıla kadar (1 yıl
dahil) 50 000 000.- TL
b) 3 yıla kadar (3 yıl
dahil) 150 000 000.- TL
Süre uzatımları da aynı
miktarda harca tabidir.
2. Süresiz Çalışma İzin
Belgesi : 250 000 000.- TL
3. Bağımsız Çalışma İzin
Belgesi : 500 000 000.- TL"
Çalışma izin belgesi
harçlarının tespitine, karşılıklılık ilkesi esası göz önünde tutularak
Dışişleri Bakanlığı yetkilidir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
35 inci maddeyi
okutuyorum :
YEDİNCİ
BÖLÜM
Geçici
ve Son Hükümler
Yürürlükten kaldırılan
hükümler
MADDE 35. - 11.6.1932
tarihli ve 2007 sayılı Türkiye'deki Türk Vatandaşlarına Tahsis Edilen Sanat ve
Hizmetler Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Geçici 1 inci maddeyi
okutuyorum :
GEÇİCİ MADDE 1. - Bağımlı
veya bağımsız olarak çalışan yabancılara, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
önceki mevzuat hükümlerine göre verilmiş olan çalışma izinleri, bu Kanun
uyarınca Bakanlıkça iptal edilmediği veya hükmünü kaybetmediği müddetçe
sürelerinin sonuna kadar geçerlidir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Geçici 2 nci maddeyi
okutuyorum :
GEÇİCİ MADDE 2. - Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kamu kurum ve kuruluşlarının çalışma
izni verdiği veya istihdam ettiği yabancılara ait bilgiler izni veren
mercilerce, Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren doksan gün içinde Bakanlığa
bildirilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Geçici 3 üncü maddeyi
okutuyorum :
GEÇİCİ MADDE 3. - Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma izni başvurusu yapılan ve
işlemleri devam eden yabancıların çalışma izinlerini, Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten önceki yetkili kamu kurum ve kuruluşları verirler ve çalışma izninin
veriliş tarihinden itibaren otuz gün içinde gerekli bilgileri Bakanlığa
iletirler.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
36 ncı maddeyi okutuyorum
:
Yürürlük
MADDE 36. - Bu Kanunun 24
üncü maddesi Kanunun yayımı tarihinde diğer maddeleri ise yayımı tarihinden
itibaren altı ay sonra yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
37 nci maddeyi okutuyorum
:
Yürütme
MADDE 37. - Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Tasarının tümünü
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
Hayırlı, uğurlu olsun.
(Alkışlar)
Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu teşekkür konuşması yapacaktır.
Buyurun Sayın Bakan. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkanım, çok değerli
milletvekili arkadaşlarım; Bakanlığımızca hazırlanıp, Yüce Meclisin huzuruna
getirilen bu tasarı, değerli katkılarınızla, oybirliğiyle kanunlaşmış
bulunmaktadır.
Başta Başkanlık Divanı
olmak üzere, Değerli Çalışma Komisyonu Başkanımıza, grup başkanvekillerimize ve
siz değerli milletvekillerimize ayrı ayrı teşekkür ediyor, bu kanunun, çalışma
hayatımıza, istihdamın ve üretimin artması konusunda iyi neticeler getirmesini
ve hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Kaçakçılığın Men ve
Takibine Dair Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
ve İçişleri Komisyonu raporunun müzakeresine başlıyoruz.
2. - Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun Bir
Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu
Raporu (1/397) (S. Sayısı : 41) (1)
BAŞKAN - Komisyon?..
Burada.
Hükümet?.. Burada.
Komisyon raporu 41 sıra
sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Van Milletvekilli Sayın Mehmet Kartal;
buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 20
dakikadır.
CHP GRUBU ADINA MEHMET
KARTAL (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte
olan kaçakçılıkla ilgili 1918 sayılı Yasa, bundan yetmiş yıl önce,
İtalyanlardan alınmış bir yasadır. 15.1.2003 tarihinde yaptığım gündemdışı
konuşmada, bu yasayla ilgili bazı izahatlarda bulunmuştum.
Komisyona gelen bu
tasarıyı gördüğümde, o gün için, bayağı sevinerek, alıp inceledim. Başbakan
Yardımcımız Sayın Yalçınbayır, bana cevaben, bu yasada değişiklik yapacaklarını
anlatmışlardı. Ben de, bundan dolayı sevinmiştim; çünkü, bu yasadan dolayı,
benim yöremde 7 000 araç bağlıdır, müsadere edilmiştir, bunların mahkemeleri
halen devam etmektedir. Bunlarla ilgili Gümrük Başmüdürlüğü Hakkâri'deydi -daha
evvelki konuşmamda izahatta bulunmuştum- TASİŞ Diyarbakır'daydı; aynı işlevleri
gören bu iki kuruluşun Van'da olmayışı, ayrıca, araç sahiplerini çok daha
fazlasıyla mağdur etmişti. Ben, kaçakçılıkla ilgili bu yasa tasarısını
incelediğimde, baktım, sadece güvenlik güçlerine ikramiyelerinin ödenmesiyle
ilgili. Geldiğinde, komisyonda da o gün ifade etmiştim; dedim ki: Sayın Bakanım
açıklama getirmişti, bu yasayla ilgili çalışmalar olacaktı. Evet, mutlaka,
güvenlik güçleriyle ilgili ikramiyenin de ödenmesi gerekiyor; ama, bu yasayı
iade edelim, tümüyle ele alınsın, bundan mağdur olan yöre halkı bir an evvel bu
ıstıraplardan, bu dertlerden kurtulsun; çünkü, bunların ekmek teknesiydi. Her
ne hikmetse, bugüne kadar gelmedi, üç ay oldu. Biz, seçim öncesi seçmenimize
birçok vaatte bulunduk. Bu tasarı bu şekliyle kabul edilecek, kabul oyu
vereceğiz; komisyonlarda da bunu belirttik. Yöre halkının bu ıstırabını bir an
evvel giderecek, tümüyle ele alacak -devam eden mahkeme şekliyle veya AK
Partili milletvekili arkadaşlarımın en rahat, sempatik baktıkları, bunların
cezalarını erteleme olarak mı getirirler; yani, af deyince bazen getirmiyorlar
da, erteleme deyince getiriyorlar, erteleme olarak da getirirlerse- düzenlemelerin
yapılmasını hükümetten istiyoruz; böylece, yöre halkını sevindireceğiz. Yöre
halkı bizden hizmet bekliyor. Bu yasanın bir an evvel, tamamen ele alınması
lazım. Bu yasa dejenere olmuş bir yasadır, günün şartlarına uymayan bir yasadır.
Bu vesileyle, Grubum
adına hepinizi saygıyla selamlarım. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Kartal.
Tasarının tümü üzerinde
başka söz talebi?.. Yok.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1 inci maddeyi okutuyorum
:
KAÇAKÇILIĞIN MEN VE TAKİBİNE DAİR KANUNUN BİR MADDESİNDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1. - 7.1.1932
tarihli ve 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun 60 ıncı
maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (a) alt bendinin sonundaki
"Gümrük ve Tekel Bakanlığınca" ibaresi yürürlükten kaldırılmış; (b)
alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, (c) alt bendinin son iki paragrafı
birleştirilerek aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye bu bentten sonra
gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"b) (2) numaralı
bentte belirtilen madde ve eşya;
(1) Sahipli olarak
yakalanmış ise, yüzde otuzu kamu davasının açılmasını takip eden üç ay içinde, yüzde
yetmişi ise mahkûmiyete ilişkin hükmün veya müsadere kararının kesinleşmesini
takip eden üç ay içinde,
(2) Sahipsiz olarak
yakalanmış ise, müsadere kararının kesinleşmesini takip eden üç ay
içinde,"
"Müsadirlerin bağlı
oldukları bakanlık veya kuruluş bütçelerinin ilgili tertibinden ödenir."
"(2) numaralı bentte
belirtilen madde ve eşya, müsadere kararının kesinleşmesini takip eden üç ay
içinde Millî Savunma Bakanlığına teslim edilir.
Müşterek operasyonlar ile
ihbarın birden fazla kuruluşa yapılması durumunda muhbir ve müsadirlere
ikramiye ödenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer hususlar; Adalet
ve Maliye bakanlıklarının görüşleri alınarak Millî Savunma ve İçişleri
bakanlıkları ile Gümrük Müsteşarlığınca altı ay içinde müştereken hazırlanacak
bir yönetmelikle belirlenir."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Geçici 1 inci maddeyi
okutuyorum :
GEÇİCİ MADDE 1. - Bu
Kanunun yürürlüğe girmesinden önce, ikramiye ödemeleri ile ilgili olarak devam
eden işlemler, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki esas ve usullere göre
yürütülerek neticelendirilir.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum
:
MADDE 2. - Bu Kanun
yayımını takip eden ilk mali yılbaşında yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi okutuyorum
:
MADDE 3.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Tasarının tümünü
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Tasarı kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır.
Uyuşturucu Maddelerin
Murakabesi Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve İçişleri Komisyonu raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
3. - Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunun Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu
Raporu (1/398) (S. Sayısı : 42) (1)
BAŞKAN - Komisyon?..
Burada.
Hükümet?.. Burada.
Komisyon raporu 42 sıra
sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Tasarının maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
1 inci maddeyi okutuyorum
:
UYUŞTURUCU MADDELERİN MURAKABESİ HAKKINDA KANUNUN BAZI
MADDELERİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1. - 12.6.1933
tarihli ve 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunun 20 nci
maddesinin beşinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Yönetmelikte
belirlenecek esaslar dahilinde, uyuşturucu madde arama köpeği eğitiminde
kullanılmak üzere, ihtiyaç duyulacak cins ve miktarda uyuşturucu madde,
İçişleri Bakanının talebi üzerine, İçişleri Bakanlığının ilgili bağlı kuruluşlarına;
Millî Savunma Bakanının talebi üzerine Türk Silahlı Kuvvetlerine; uyuşturucu
maddelerin tıbbî amaçlı olarak kullanılabilirliğini araştırmak üzere ihtiyaç
duyulacak cins ve miktarda uyuşturucu madde ise Tarım ve Köyişleri Bakanının
talebi üzerine Tarım ve Köyişleri Bakanlığının ilgili bağlı kuruluşlarına
teslim edilir."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum
:
MADDE 2. - 2313 sayılı
Kanunun 21 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Uyuşturucu madde
arama köpeği eğitiminde kullanılmak üzere İçişleri Bakanlığına ve Türk Silahlı
Kuvvetlerine; tıbbî amaçlı olarak kullanılabilirliğini araştırmak için Tarım ve
Köyişleri Bakanlığına ihtiyaç duyulacak cins ve miktarda uyuşturucu maddenin
teslimi, kullanımı, muhafazası ve imhası usulü ile ilgili hususlar Adalet ve
Sağlık bakanlıklarının görüşü alınarak İçişleri, Millî Savunma ve Tarım ve
Köyişleri bakanlıklarınca altı ay içerisinde yürürlüğe konulacak bir
yönetmelikte belirlenir."
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi okutuyorum
:
MADDE 3. - Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
4 üncü maddeyi okutuyorum
:
MADDE 4. - Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Tasarının tümünü
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Tasarı kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır.
Uluslararası Sergilere
İlişkin Sözleşme ile Sözleşmeye Değişiklik Getiren Uluslararası Sergiler Bürosu
Genel Kurul Kararına Katılmamızın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
4. - Uluslararası Sergilere İlişkin Sözleşme ile Sözleşmeye
Değişiklik Getiren Uluslararası Sergiler Bürosu Genel Kurul Kararına
Katılmamızın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/373) (S. Sayısı: 47) (1)
BAŞKAN - Komisyon?..
Burada.
Hükümet?.. Burada.
Komisyon raporu 47 sıra
sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde,
AK Parti Grubu adına, Şanlıurfa Milletvekili Sayın Abdurrahman Yetkin söz
istemiştir.
Buyurun Sayın Yetkin. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
ABDURRAHMAN MÜFİT YETKİN (Şanlıurfa)- Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Uluslararası Sergilere İlişkin Sözleşme ile Sözleşmeye Değişiklik Getiren
Uluslararası Sergiler Bürosu Genel
Kurul Kararına Katılmamızın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı Hakkında AK Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle,
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Fuar, bir sergi türü
olup, çeşitli mal, hizmet, sanat eseri ve teknolojik buluşların organize
edilmiş şekilde teşhiridir. Bu teşhirin amacı, tüketicinin veya tüketici
niteliğinde olmayan kişilerin ilgisini çekmek, üretimi ve ticareti geliştirmek
veya üretim teknolojilerindeki son gelişmeleri göstermektir. Fuarlar, dağıtım
problemlerinin çözülmesi amacıyla ortaya çıkmıştır; arz ve talebin belirli bir
yerde ve zamanda bir araya getirilmesi suretiyle esnaf ve sanatkârın
üretimlerini satmalarını kolaylaştırmıştır. 20 nci Yüzyılda milletlerarası fuarlar,
dışticaretin gelişmesinde önemli rol oynamışlardır. Bu durum, hemen her ülkede,
her yıl en aşağı bir önemli fuarın düzenlenmesiyle doğrulanmaktadır.
Ülkeler arasında teşhir
yoluyla tanıtma alanındaki bu rekabet ve ülkeler arasındaki ekonomik
ilişkilerdeki hızlı gelişme karşısında, uluslararası fuarların, yeni bir görüş,
yeni ve daha modern organizasyon şekil ve yöntemleriyle ele alınması
gerekmektedir. Bu nedenle, çok çeşitli şekillerin gelişmekte olduğu
görülmektedir.
Uluslararası fuarlar ise,
birçok ülkenin katıldığı fuarlardır. Bu tür fuarlar arasında, yabancı
firmaların da katılacağı, ülkenin toplam üretim imkânlarını ortaya koyan bir
uluslararası fuar türünün varlığı belirtilebilir. Örneğin, İzmir Enternasyonal
Fuarı, Uluslararası Şam Fuarı gibi.
20 nci Yüzyılın ilk
yarısına kadar yatay şekilde gelişen fuarlar, yüzyılın ikinci yarısından sonra,
dikey tipte düzenlenmektedir.
Yatay fuarlar, çok
çeşitli hammadde, yarı mamul, mamul ve hizmetlere ait çok çeşitli malların
teşhir edildikleri genel fuarlardır. Dikey fuarlar ise, belirli bir sanayi veya
işkolunun, hatta belirli bir işkolunun özellik arz eden bir bölümü için
düzenlenen ihtisas fuarlarıdır.
Tarımsal ve sınaî
üretimin gelişmesi, ulaşımın kolaylaşması, ambalajlarda yenilikler ve
teknolojik ilerleme ve yeni arz şekillerinin gerekli kıldığı uygulamalar,
üretimin topluca teşhiri şeklinde belirmiş ve bu suretle, ilk sergi ve fuarlar,
şehir yaşantısına yenilikler getirmiştir. İç ve dış fuarlar, teşhir ve tanıtma
amaçlarının yanında, büyük bir ilgi merkezi olarak, halkın dinlenme ve eğlence
ihtiyaçlarını da karşılayan yerler olmuşlardır. Bu durum, ülkelerin dış
fuarlara katılmalarına, kendi ülkelerinde uluslararası fuarlar düzenlemelerine
ve fuarcılık alanındaki gelişmelerin genel konulu fuarlara yönelik olmasına yol
açmıştır.
Fuar dolayısıyla trafik
tıkanıklıklarına meydan vermeden ekonomik canlılık yaratmak isteyen ülkeler,
şehircilik gelişmelerini planlayarak, bu gelişmeleri kolaylaştıracak biçimde
fuar yerlerinin düzenlenmesine önem vermektedirler.
Yatay tipte genel
fuarların sayısı her yıl gittikçe azalmakta ve birçok ülke dikey tipte ihtisas
fuarlarına yönelmektedir.
İhtisas fuarlarına doğru
gelişen eğilimin çeşitli nedenleri vardır. Belirli malların satışında ve
alımında ihtisaslaşmış kimselerin ticarî ilişkilerini daha kolaylıkla sağlama
ihtiyacı, bu tür fuarların gelişmesine yol açmıştır. Uluslararası fuarlar bu
açıdan incelenince, ihtisas fuarlarının, sanayi yapısı bakımından gelişmiş
ülkelerde genel türdeki fuar türünün yerini aldığı açıkça görülmektedir. Az
gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde ise fuarlar, çoğunlukla yatay tipte
genel fuarlardır.
Uluslararası fuar ve
sergiler, bilindiği gibi, ülkelerin ihraç potansiyelinin dış ülkelerde
tanıtılması için en önemli ve etken uygulamaların başında gelmektedir.
Uluslararası fuar ve sergiler, ülkelerin dış ticaret ilişkilerinin gelişmesi
yanında, ülke ihraç potansiyelinin gerçek değerini tespit etmeye, ihracatçılar
için mallarını dış ülkelerde pazarlamaya, acentelik ve temsilcilikler tesis
etmeye yaramaktadır. Uluslararası sergi ve fuarlar, ayrıca, ülkeler arasında
sosyal, politik ve kültürel ilişkilerin gelişmesinde, çağdaş teknolojilerin
tanınmasında ve başta turizm olmak üzere yeni işbirliği imkânlarının
yaratılmasında yararlı fonksiyonlar ifa etmektedir.
Ülkemizin ekonomik
kalkınması için döviz ihtiyacının karşılanmasında uluslararası fuar ve
sergilerin çok önemli rolü vardır. Dış pazarlama alanında uluslararası sergi ve
fuarlar, pazarlamanın mamul geliştirme, satış, satın alma, dağıtım,
fiyatlandırma, tanıtma ve haberleşme gibi çeşitli fonksiyonlar için geniş
uygulama alanları bulmaktadır.
Ülkeler, sanayiin
gelişmesi dolayısıyla ürettiği malları devamlı olarak geliştirmeye mecbur
kalmakta ve milletlerarası pazarlarda rekabet gücü kazanmak için bilgi sahibi
olma zorunluluğunu duymaktadır. Uluslararası fuar ve sergiler, bu bakımdan, dış
alıcıların ve tüketicilerin ilgisini uyandırmakta ve ticaretin gelişmesine
büyük yardım sağlamaktadır.
Mal, hizmet ve
teknolojilerin uluslararası alanlarda tanıtılması amacıyla düzenlenen
fuarların, ilk devirlerinden günümüze kadar büyük gelişmeler geçirdiği
görülmektedir. Bu gelişmelerin en önemlisi, uluslararası fuarların ülkelerin gelişmişlik
durumuna göre gittikçe ihtisas fuarları haline gelmesidir. Uluslararası fuar ve
sergileri düzenleyen ülkelerin ekonomik gelişme düzeyleri nicelenirse bu durum
açıkça görülür. İhtisas fuarları, sanayi yapısı bakımından gelişmiş ülkelerde,
genel fuarlar ise, azgelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde düzenlenmektedir.
Uluslararası fuar ve
sergilere Türkiye'nin katılması, diğer ülkelerin uygulamalarıyla mukayese
edilince çok yetersiz kalmaktadır. Bu yetersizlik, katılınan fuar sayısında
olduğu kadar, dış fuarlara katılmayı düzenleyen kuruluşların yapısında da
görülmektedir. Ülkemizin de uluslararası fuarlara katılmasıyla ilgili aşılması
gereken sorunların başında mevzuat yetersizliği gelmektedir.
2000 yılında düzenlenmesi
öngörülen EXPO Fuarının evsahipliğinin ülkemizce üstlenilmesi yönünde Turizm
Bakanlığınca 1995 yılında yapılan girişim üzerine başlatılan bir çalışma
sonucunda, EXPO fuarlarına ait ilke ve kuralların uluslararası Sergiler Bürosu
tarafından belirlendiği ve anılan büronun, ülkelerin evsahipliği taleplerini
inceleyerek karara bağlayan kurum olduğu öğrenilmişti. Bu bağlamda, anılan
fuara evsahipliğine adaylığımızın açıklanmasından önce, karar organı olan büro
nezdindeki etkinliğimizi artırabilmek amacıyla Uluslararası Sergiler Bürosuna
üye olmamız gündeme getirilmişti. 1999 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi
Dışişleri Komisyonu tarafından uygun görülerek Genel Kurula sevk edilmiş,
ancak, Genel Kurulda anılan tarihten bugüne kadar görüşülememiş ve
sonuçlandırılamamıştır.
Söz konusu tasarının, 3
Kasım 2002 tarihinde gerçekleşen genel seçimlerin ardından oluşan Meclise
yeniden sunulması gündeme geldiğinde, bu konudaki girişimin öncüsü olan Turizm
Bakanlığıyla gerekleştirilen şifahî temaslar sonucunda, ülkemizin, bu kez, 2007
yılında düzenlenmesi öngörülen EXPO Fuarına aday olması yönünde başlatılan bir
çalışma çerçevesinde tasarının bir kez daha yinelenmesi yönünde hareket
edilmesi hususunda mutabakat sağlanmıştır.
1995 yılında hazırlanarak
Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan tasarı metninde yer alan
"gerekçe"de belirtilen bazı hususlar güncelliğini kaybetmiş olsa
dahi, Uluslararası Sergiler Bürosuna üyeliğimizi teminen bahse konu sözleşmeye taraf
olma gereksinimi geçerliliğini korumaktadır.
Anılan büroya taraf
olunması halinde, 2007 yılında veya başka bir tarihte gerçekleşmesi öngörülen
EXPO'ların evsahiplerinin belirleneceği Büro Genel Kurulunda söz sahibi
olunacak ve nihaî kararın şekilleneceği kulis faaliyetlerine etkide
bulunulabilecektir.
Diğer taraftan,
Uluslararası Sergi Bürosuna üye olunması halinde, ülkemizce yaklaşık 4 000 euro
tutarında bir yıllık üyelik aidatı ödemek gerekecektir.
Bununla birlikte, büro
üyesi olmaksızın evsahipliği üstlenilebilecek herhangi bir EXPO Fuarının kayıt
ücreti olarak 699 600 euro ödemek gerekirken, Uluslararası Sergi Bürosuna üye
olmamız halinde, kayıt ücreti olarak, bu miktarın yaklaşık yarısı olan 349 800
euro ödemek yeterli olacaktır.
Tasarının ülkemize
hayırlı olmasını diliyor, Yüce Meclisi tekrar saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum Sayın Yetkin.
Tasarının tümü üzerinde
başka söz isteyen?.. Yok.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Tasarının maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
1 inci maddeyi okutuyorum
:
ULUSLARARASI SERGİLERE İLİŞKİN SÖZLEŞME İLE SÖZLEŞMEYE
DEĞİŞİKLİK GETİREN ULUSLARARASI SERGİLER BÜROSU GENEL KURUL KARARINA KATILMAMIZIN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1. - "22 Kasım
1928'de Paris'te imzalanan, 10 Mayıs
1948, 16 Kasım 1966, 30 Kasım 1972
Protokolleri ve 24 Haziran 1982 Değişiklik Önerisi ile Değiştirilen ve
Tamamlanan Uluslararası Sergilere İlişkin Sözleşme ile Sözleşmeye değişiklik
getiren 31 Mayıs 1988 tarihli Uluslararası Sergiler Bürosu Genel Kurul
Kararı" na katılmamızın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - 1 inci madde
üzerinde söz isteyen?.. Yok.
1 inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 1 inci madde kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum
:
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - 2 nci madde
üzerinde söz isteyen?.. Yok.
2 nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 2 nci madde kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi okutuyorum
:
MADDE 3.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - 3 üncü madde
üzerinde söz isteyen?.. Yok.
3 üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 3 üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının tümü
açıkoylamaya tabidir.
Açıkoylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açıkoylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için 3 dakika süre
vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden
yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy
pusulalarını, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy
kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy
pusulasını, yine, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum:
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Uluslararası Sergilere İlişkin Sözleşme ile Sözleşmeye
Değişiklik Getiren Uluslararası Sergiler Bürosu Genel Kurul Kararına
Katılmamızın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının açıkoylama
sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı :
236
Kabul : 236
Buna göre, tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır. (1)
Sayın milletvekilleri,
Türkiye Cumhuriyeti ve Moldova Cumhuriyeti Arasında Konsolosluk Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
raporunun müzakerelerine başlıyoruz.
5. - Türkiye Cumhuriyeti ve Moldova Cumhuriyeti Arasında
Konsolosluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu(1/381) (S. Sayısı : 48) (2)
BAŞKAN - Komisyon?..
Burada.
Hükümet?.. Burada.
Komisyon raporu, 48 sıra
sayısıyla bastırılıp, dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen, İstanbul Milletvekili Sayın
Halil Akyüz; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 20
dakikadır.
CHP GRUBU ADINA HALİL
AKYÜZ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti
ile Moldovya Cumhuriyeti arasında yapılmış olan Konsolosluk Anlaşmasının
onaylanması hakkındaki kanun tasarısı üzerinde söz almış bulunuyorum; Grubum,
Komisyonum ve şahsım adına, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bilindiği gibi, Moldovya,
Karadenizin kuzeybatısında olup, kuzeyinde, doğusunda ve güneyinde Ukrayna,
batısında da Romanya ile çevrili bir ülkedir.
Moldovya'nın bir talihsizliği
vardır; güneyinde Ukrayna ile dar bir koridorla çevrilmiş ve denizle ilişkisi
kesilmiştir.
Moldovya'nın yüzölçümü
yaklaşık 34 000 kilometrekare, nüfusu da 4 000 000 civarındadır. Başkenti
Kişinev'dir.
Nüfusunun etnik yapısı,
yüzde 64,5 Moldovyalı, yüzde 13,8 Ukraynalı, yüzde 13 Rus, yüzde 3,5 Gagavuz,
yüzde 2 Bulgar ve yüzde 1,5 Yahudi'den ibarettir.
Moldovya'nın yeraltı
kaynakları, alçı, kireçtaşı, linyit ve fosfordan ibarettir.
Temel tarım ürünleri,
üzüm, tütün, sebze, meyve, tahıl ve baklagillerden oluşmaktadır.
Temel sanayi dalları,
şarap ve konyak üretim tesisleri, konserve fabrikaları, şeker fabrikalarıdır.
Moldovya'nın, 1,5 milyon
çalışanı, yüzde 6,8 de işsizi vardır.
Moldovya Cumhuriyeti, 29
Temmuz 1994 tarihinde referandum yoluyla kabul edilmiş olan anayasayla idare
edilmektedir. Anayasaya göre, Moldovya Devleti, demokratik ve hukukî bir
cumhuriyettir. Güçler ayrılığı prensibi benimsenmiştir.
Moldovya, tarihî boyunca
sık sık işgallere uğramıştır. Cumhuriyetin esası, Prut ve Dinyester Nehirleri
arasında, tarihî adı Basarabya olan bölgedir.
Moldovya toprakları 16
ncı Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunun egemenliği altına girmiştir. 1812 yılına
kadar 300 yıl Boğdan Eyaleti olarak Osmanlı İmparatorluğuna bağlı olup, 1812
yılında Osmanlı-Rus barış anlaşmasıyla Rusya'nın egemenliğine geçmiştir.
Bu tarihlerden sonra,
İkinci Cihan Harbi esnasında Rusya ile Romanya arasında zaman zaman el
değiştirmiştir. İkinci Cihan Harbi sonundan 1990'a kadar Sovyet Sosyalist
Cumhuriyetler Birliğinin özerk bölgelerinden biri olarak kalmıştır.
1986'da Sovyet Lideri
Gorbaçov tarafından uygulanan açıklık politikasıyla birlikte, ulusal ve
kültürel bağımsızlık için uğraş veren birçok bağımsız politik grup ortaya
çıkmıştır.
Moldovya'nın bağımsızlık
ve reformlara yönelik çalışmaları 1990 yılında artmıştır. Serbest piyasa
ekonomisine geçiş yolunda çalışmalara bu yıl içerisinde başlanmıştır.
Moldovya 27 Ağustos
1991'de bağımsızlığını kazanmıştır. 21 Aralık 1991 tarihinde Moldovya yönetimi,
halkının büyük ölçüde karşı çıkmasına rağmen, Alma-Ata'da yapılan toplantıda,
eşit ve kurucu üye olarak, Bağımsız Devletler Topluluğunun oluşmasına yönelik
anlaşmayı imzalamıştır.
Sovyetler Birliğinin
dağılmasından sonra uluslararası sistemin gündemini meşgul eden etnik sorunlar,
Moldovya'nın da gündemini şekillendirecek potansiyel bir faktör olarak
karşımıza çıkmaktadır. Ancak, Gagavuzlara verilen özerklik, Sovyetler
Birliğinin dağılmasından sonra barışçı yolla çözümlenen ilk ve tek etnik sorun
olma özelliğini korumaktadır. Bilindiği gibi, Gagavuzlar, Ortodoks Hıristiyan
kökenli etnik Türklerdir.
Bir miktar tanıtımına
çalıştığım Moldovya Cumhuriyeti ile 1994 mart ayında konsolosluk anlaşması
imzalanması için, Moldovya tarafına, Moldovya'nın daha önceki girişimi
nedeniyle bir anlaşma taslağı verilmiştir. Konsolosluk anlaşması taslağı 1994
Temmuz ayında Ankara'da müzakere edilmiştir. Mutabakata varılan anlaşma metni,
22 Mayıs 1996 tarihinde Ankara'da imzalanmıştır.
Türkiye ile Moldovya
arasındaki ekonomik, ticarî ve kültürel ilişkiler her geçen gün yoğunluk
kazanmaktadır. Buna bağlı olarak, her iki ülke vatandaşlarının karşılıklı
ziyaretleri de giderek artış göstermektedir. Özellikle, Moldovya'ya gidip
yatırım yapan, ticarî ilişkilere giren işadamlarımızın sayısı ve bu ülkeye mal
ve yolcu taşıyan veya transit geçen araçlarımızın miktarı süratle artmaktadır.
Gelişen ilişkilere bağlı olarak, Moldovya'daki asayiş ve güvenlik durumu
dolayısıyla vatandaşlarımızın karşılaştıkları sorunlar da artmaktadır.
Sovyetler Birliğinin
dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan Moldovya'da halen tüm alanlarda bir
geçiş dönemi yaşanmaktadır. Bu bakımdan, vatandaşlarımızın Moldovyalılarla aynı
hak ve hukuka sahip olmaları önem taşımaktadır.
Moldovya'da, işadamları
ve girişimciler, öğrenciler, işçiler ve Moldovya vatandaşlarıyla evlenerek
sürekli oturma izni alan yaklaşık 1 000 kişilik bir Türk toplumu mevcuttur.
Moldovya makamlarına
kayıtlı 101 Türk şirketi bulunmaktadır. Bu şirketlerin çoğu, inşaat, tekstil ve
turizm alanlarında faaliyet göstermektedir.
Moldovya'da faaliyet
gösteren bellibaşlı Türk şirketleri, Türkcell'in en büyük ortağı olduğu
Moldcell GSM Şirketi, Almanya ve Ukrayna'ya ihracat yapan Nefis Bisküvi
Fabrikası, Amerika Birleşik Devletlerine ihracat yapan İnfinity Tekstil
Fabrikası ile Kişinev'de müteahhitlik işleri üstlenen Onursan Şirketidir.
Ülkemizdeki Öğrenci Seçme
ve Yerleştirme Sınavı sistemi dahilindeki Moldovya Devlet Üniversitesi,
Moldovya Teknik Üniversitesi ve Komrat Devlet Üniversitesinde, ÖSS sınavını kazanarak
öğrenim gören 90, özel olarak öğrenim gören 60 olmak üzere, toplam 150 Türk
öğrenci mevcuttur. Yine, Moldova'da Millî Eğitim Bakanlığımıza bağlı Süleyman
Demirel Lisesi ve Kişinev Fetih AŞ'ye bağlı Moldo-Türk Liseleri bulunmaktadır.
Ülkemizde çeşitli
nedenlerle ikamet eden 478, çalışan 266, öğrenim gören 181 olmak üzere, toplam
925 Moldova vatandaşı bulunmaktadır. Yaklaşık 40 000 Moldova vatandaşının
ülkemizde kaçak olarak çalıştığı tahmin edilmektedir. Bu anlaşmanın yürürlüğe
girmesiyle, konsolosluk hizmetleri hukukî bir esasa bağlanacaktır. Aynı
zamanda, bu anlaşma vatandaşlarımızın sorunlarının çözüme kavuşturulması
bakımından önemli bir hukukî dayanak oluşturacaktır. Bu nedenle, bu anlaşmaya
olumlu oy kullanacağımızı bildirir, hepinizi saygıyla selamlarım. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır; maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1 inci maddeyi okutuyorum
:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ VE MOLDOVA CUMHURİYETİ ARASINDA
KONSOLOSLUK ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1. - 22 Mayıs 1996
tarihinde Ankara'da imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti ve Moldova Cumhuriyeti
Arasında Konsolosluk Anlaşması"nın onaylanması uygun bulunmuştur
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde, kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum
:
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde
söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde, kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi okutuyorum
:
MADDE 3.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde, kabul edilmiştir.
Tasarının tümü
açıkoylamaya tabidir.
Açıkoylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açıkoylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için 3 dakika süre
vereceğim. Bu süre içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım
istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını,
oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını
rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy
kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadıyla imzasını da taşıyan oy pusulasını,
yine, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmasını rica ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti ve Moldova Cumhuriyeti Arasında
Konsolosluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı :
212
Kabul : 212
Böylece, kanun tasarısı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır. (1)
Sayın milletvekilleri,
Türkiye Cumhuriyeti ile Türkmenistan Cumhuriyeti Hükümetleri Arasında Ankara ve
Aşkabad'da Diplomatik Temsilciliklerin Yerleşimine İlişkin Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
6. - Türkiye Cumhuriyeti ile Türkmenistan Cumhuriyeti
Hükümetleri Arasında Ankara ve Aşkabad'da Diplomatik Temsilciliklerin
Yerleşimine İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/417) (S. Sayısı : 49)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Tasarının görüşülmesi
ertelenmiştir.
Bu durumda, diğer
tasarıları da okuduğumuz takdirde, komisyon olmadığından dolayı, görüşme
imkânımız bulunmamaktadır.
Alınan karar gereğince,
gündemin "Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları" kısmında yer alan
konular ile kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 1 Mart 2003
Cumartesi günü saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati : 18.37