BIM 2 3 2003-03-14T08:33:00Z 2003-03-14T08:33:00Z 40 23191 132193 TBMM 1101 264 162342 9.3821 0 6 nk 6 nk 0

DÖNEM : 22        YASAMA YILI : 1

 

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

CİLT : 6

 

38 inci Birleşim

27 . 2 . 2003 Perşembe

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - YOKLAMA

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. - Antalya Milletvekili Osman Özcan’ın, olası Irak operasyonunun Türk turizmine etkilerine ve alınması gereken önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması

2. - Konya Milletvekili Ahmet Işık'ın, Atatürk'e ve O'nun dünya görüşüne ilişkin gündemdışı konuşması

3. - Kırşehir Milletvekili Hüseyin Bayındır'ın, yokluk ve yoksulluk ekonomisinin yarattığı kültürel erozyona ilişkin gündemdışı konuşması

B) Tezkereler ve Önergeler

1. - Türk Silâhlı Kuvvetlerinin Yabancı Ülkelere Gönderilmesine, Yabancı Silâhlı Kuvvetler Unsurlarının 6 Ay Süre ile Türkiye'de Bulunmasına ve Muharip Unsurlarının Türkiye Dışına İntikalleri İçin Gerekli Düzenlemelerin Yapılmasına, Anayasanın 92 nci Maddesi Uyarınca İzin Verilmesine Dair Başbakanlık Tezkeresi (3/189)

C) Gensoru, Genel Görüşme, Meclıs Soruşturmasi ve Meclıs Araştirmasi Önergelerı

1. - Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri Saygun ve 27 milletvekilinin, Tekirdağ İli başta olmak üzere Marmara Bölgesindeki balıkçıların sorunlarının ve çözüm yollarının araştırılması amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/47)

V. - ÖNERİLER

A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ

1. - Genel Kurulun 1.3.2003 Cumartesi günü 14.00 - 19.00 saatleri arasında çalışmasına ve bu birleşimde, gündemin "Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları" kısmında yer alan konular ile kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi

VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. - Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısı ile İçişleri ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları raporları (1/308) (S. Sayısı : 38)

2. - Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/397) (S. Sayısı : 41)

3. - Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/398) (S. Sayısı : 42)

4. - Uluslararası Sergilere İlişkin Sözleşme ile Sözleşmeye Değişiklik Getiren Uluslararası Sergiler Bürosu Genel Kurul Kararına Katılmamızın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/373) (S. Sayısı : 47)

5. - Türkiye Cumhuriyeti ve Moldova Cumhuriyeti Arasında Konsolosluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/381) (S. Sayısı : 48)

6. - Türkiye Cumhuriyeti ile Türkmenistan Cumhuriyeti Hükümetleri Arasında Ankara ve Aşkabad'da Diplomatik Temsilciliklerin Yerleşimine İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/417) (S. Sayısı : 49)

VII.- SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. - Trabzon Milletvekili Şevket Arz'ın, fındıktaki fiyat politikasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (7/123)

2. - Adana Milletvekili Atillâ Başoğlu'nun, Adana'da yürütülen projelere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Aydın'ın cevabı (7/211)

I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak iki oturum yaptı.

Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, eğitimci Hasan Âli Yücel'in ölümünün 42 nci yıldönümüne,

Batman Milletvekili Afif Demirkıran, Ilısu Baraj Gölünün tarihi ve Hasankeyf İlçesine olumlu ve olumsuz etkilerinin tespitiyle, çözüm önerilerine,

Hatay Milletvekili Gökhan Durgun, İsdemir'in Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla Erdemir'e devredilmesi sonucunda ortaya çıkan sorunlar ve çalışanların mağduriyetlerine,

İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.

Ağrı Milletvekili Naci Aslan'ın (6/111) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi okundu; sözlü sorunun geri verildiği bildirildi.

Bazı milletvekillerinin, belirtilen sebep ve sürelerle izinli sayılmalarına,

Bursa Milletvekili Ali Dinçer'e, ödenek ve yolluğunun verilmesine,

İlişkin Başkanlık tezkereleri kabul edildi.

Genel Kurulun 26 Şubat 2003 Çarşamba günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 17 nci sırasında yer alan 58 sıra sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının bu kısmın 3 üncü sırasına alınmasına ve bu birleşimde gündemin 6 ncı sırasına kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında bulunan:

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Denizcilik Anlaşmasının (1/345) (S.Sayısı : 45),

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sivil Havacılık İşbirliği Anlaşmasının (1/346) (S.Sayısı : 46),

Türkiye Cumhuriyeti ile Bosna ve Hersek Arasındaki Serbest Ticaret Anlaşmasının (1/337) (S. Sayısı : 34),

Türkiye Cumhuriyeti, Azerbaycan Cumhuriyeti ve Gürcistan Arasında Petrolün Azerbaycan Cumhuriyeti, Gürcistan ve Türkiye Cumhuriyeti Ülkeleri Üzerinden, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ana İhraç Boru Hattı Yoluyla Taşınmasına İlişkin Anlaşmanın Eklerini Teşkil Eden Ev Sahibi Hükümet Anlaşması, Anahtar Teslimi Müteahhitlik Anlaşması ve Hükümet Garantisine İlişkin Tecdit ve Değişiklik Anlaşmalarının (1/339) (S. Sayısı : 35)

Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarılarının, görüşmeleri sonucunda elekt-ronik cihazla yapılan açıkoylamalardan,

Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının (1/433) (S. Sayısı : 58) yapılan görüşmelerden;

Sonra  kabul edildikleri ve kanunlaştıkları açıklandı.

27 Şubat 2003 Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 18.45'te son verildi.

Sadık Yakut

 

 

Başkanvekili

 

 

 

Mevlüt Akgün

Ahmet Küçük

 

Karaman

Çanakkale

 

Kâtip Üye

Kâtip Üye

 

 

 

                                                    II. – GELEN KÂĞITLAR                                       No. :56

27.2.2003 PERŞEMBE

Teklifler

1. - Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç ve 11 Milletvekilinin; Türk Ticaret Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/84) (Adalet ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.2.2003)

2. - Antalya Milletvekilleri Mehmet Dülger, Mevlüt Çavuşoğlu, Fikret Badazlı, Burhan Kılıç ve Osman Akman'ın; Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/85) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.2.2003)

3. - Van Milletvekili Hacı Biner'in; Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/86) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 21.2.2003)

Sözlü Soru Önergeleri

1. - Tunceli Milletvekili V. Sinan Yerlikaya'nın, Diyanet İşleri Başkanlığında Alevilere yönelik çalışmalara ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) sözlü soru önergesi (6/230) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)

2. - İstanbul Milletvekili Ali Rıza Gülçiçek'in, ibadethanelerle ilgili bir kararnamede cemevlerine yer verilmeyişine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/231) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)

3. - Muğla Milletvekili Ali Cumhur Yaka'nın, Marmaris-Datça Karayolu yapımına ayrılan ödenek miktarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/232) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)

4. - Muğla Milletvekili Ali Cumhur Yaka'nın, Fethiye-Dalaman Karayolu ve Göcek Tüneli yapımının ne zaman bitirileceğine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/233) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)

5. - Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı'nın, görevine son verilen Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları üyelerine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/234) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)

6. - Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, Hollanda'dan gönderilen Patriot rampalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/235) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)

7. - Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu'nun, Kırklareli'ndeki orman köylülerinin sorunlarına ilişkin Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/236) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)

8. - Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, Erganililerin Ziraat Bankası Maden Şubesindeki hesaplarının Halk Bankası Ergani Şubesine aktarılıp aktarılmayacağına ilişkin Devlet Bakanından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/237) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)

9. - Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü'nün, bitkisel yağ üretimine ve ithalatına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/238) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)

10. - Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü'nün, olası Irak Savaşının turizm sektörüne etkilerine ilişkin Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/239) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)

11. - Kırklareli Milletvekili Yavuz Altınorak'ın, gübre ve mazot fiyatlarına yapılan zamlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/240) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.2.2003)

12. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, hâkim ve savcıların birinci sınıfa ayrılmalarına ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/241) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.2.2003)

13. - Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, elektrik enerjisi piyasasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/242) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.2.2003)

14. - Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, görevden alınan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu üyelerine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/243) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.2.2003)

15. - Mersin Milletvekili Ersoy Bulut'un, çiftçilerin kredi borçlarına af çıkarılıp çıkarılmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/244) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.2.2003)

16. - Kırklareli Milletvekili Yavuz Altınorak'ın, pancar üretim kotasının düşürülmesi nedeniyle zarar gören üreticilere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/245) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.2.2003)

17. - Kırklareli Milletvekili Yavuz Altınorak'ın, pancar üretim kotasının düşürülmesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/246) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.2.2003)

Yazılı Soru Önergeleri

1. - İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 1980-2003 yılları arasında kurulan bankalara ve o tarihlerdeki ilgili Bakan ve Hazine Müsteşarlarına ilişkin Devlet Bakanından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/250) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)

2. - İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 1995-2002 yılları arasında Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine tahsis edilen ödenek miktarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/251) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)

3. - İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Mali Milattan sonra yurtdışına para kaçtığı iddiasına ilişkin Devlet Bakanından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/252) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)

4. - Yozgat Milletvekili Emin Koç'un, yeni atanan THY Genel Müdürü hakkındaki bazı iddialara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif Şener) yazılı soru önergesi (7/253) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)

5. - Antalya Milletvekili Tuncay Ercenk'in, sebze ve meyve ihracaatı ve elma stokuna ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/254) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.2003)

6. - Edirne Milletvekili Nejat Gencan'ın, çiftçilerin elektrik borçlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/255) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.2.2003)

7. - Edirne Milletvekili Nejat Gencan'ın, çiftçilerin Devlete olan borçlarına ve vergi yüküne ilişkin Devlet Bakanından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/256) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.2.2003)

8. - Edirne Milletvekili Rasim Çakır'ın, 3083 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği ve Teknik Talimata ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/257) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.2.2003)

9. - Edirne Milletvekili Rasim Çakır'ın, tarım sektöründeki BAĞ-KUR'luların prim ödemelerinin yılda iki dönem yapılıp yapılmayacağına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/258) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.2.2003)

10. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya Kepezüstü mevkiindeki hastane inşaatına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/259) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.2.2003)

11. - İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Türk Sağlık ve Eğitim Vakfına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/260) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.2.2003)

Meclis Araştırması Önergesi

1. - Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri Saygun ve 27 Milletvekilinin, Tekirdağ İli başta olmak üzere Marmara Bölgesindeki balıkçıların sorunlarının ve çözüm yollarının araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/47) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.2.2003)

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

27 Şubat 2003 Perşembe

BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER : Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale), Mevlüt AKGÜN (Karaman)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 38 inci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim.

Konuşma süreleri 5'er dakikadır. Hükümet, bu konuşmalara cevap verebilir; hükümetin cevap süresi 20 dakikadır.

Gündemdışı ilk söz, olası Irak operasyonunun Türk turizmine etkileri konusunda söz isteyen Antalya Milletvekili Osman Özcan'a aittir.

Buyurun Sayın Özcan. (CHP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 5 dakikadır.

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. - Antalya Milletvekili Osman Özcan’ın, olası Irak operasyonunun Türk turizmine etkilerine ve alınması gereken önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması

OSMAN ÖZCAN (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; olası Irak savaşında Türk turizminin kayıpları ve alınması gereken tedbirlerle ilgili olarak söz almış bulunuyorum; bana bu fırsatı veren Başkanvekilimiz Sayın Yakut'a ve sizlere saygılarımı sunuyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; öncelikle, çağdaşlığa yakışmayan, insanın canını ve insan onurunu hiçe sayan savaşların çıkmaması dileğimi iletiyorum; ama, Irak savaşının kapıya gelip dayandığı görülüyor. Bu savaştan en az zararla nasıl kurtuluruz diye tedbir almamız gerekmektedir. Geçen Körfez krizinden de ders alarak hazırlanmamız gerekiyor.

Arkadaşlar, 2001-2002 yıllarında, cumhuriyet tarihimizin en ağır iki krizini yaşadık. Bu krizlerdeki yaraların sarılmasında, turizm sektörü, lokomotif görevi üstlenmiştir. Kendisi dışında 37 sektörle girdi çıktı ilişkisi bulunan, 2 000 000'un üzerinde insana istihdam sağlayan Türk turizmi, geçen yıl, Türkiye'ye, 13 000 000 turist getirmiş ve 10 milyar doların üzerinde döviz girdisi sağlamıştır. Bunlar, resmî rakamlardır, resmî olmayan döviz girdilerini sizlerin takdirine bırakıyorum.

Son yıllarda başarılı bir grafik çizen turizm sektörü, olası bir Irak savaşından en büyük darbeyi yiyecek gibi görünüyor. Körfez savaşında Türk turizminin zararının 45 milyar doların üzerinde olduğunu otoriteler söylüyor. Bu savaşta zararı en aza indirmek için hangi çalışmaları yaptık; onu göremiyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; TÜROB (Türkiye Otelciler Birliği) Başkanı Sinan Babila, bu yıl turizm gelirlerindeki azalmadan çok, sektörün kaç yılda kendini toplayacağının önemli olduğunu söylüyor ve "şu anda, İstanbul'da, bayramdan sonra çıkarılan yaygaralarla, otellerin doluluk oranı yüzde 15-20'lere inmiştir. Savaş sürerse sektör 5-6 milyar dolar zarara uğrayacaktır" diye devam ediyor. Onun için, Ege Bölgesi, Marmara Bölgesi ve Akdeniz Bölgesinin savaşa çok uzak olduğunu iyi anlatmamız, bunun için de çok iyi propaganda yapmamız gerektiğinden bahsediyor.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu savaştaki zararımızı en aza indirebilmek için acilen almamız gereken tedbirleri kısaca anlatmak istiyorum:

Özellikle, doğru ve yansız iletişim metotları benimsenmeli, medyanın panik yaratacak abartılı haberlere yer vermemesi sağlanmalıdır.

Konaklama sektörünün üzerindeki vergiler, SSK primleri ve benzeri ödemeler, kriz atlatılana kadar, faizsiz olarak ertelenmelidir.

Yatırımcılarımızın sorunları hafifletilmeli, işletme kredilerine ilişkin faiz ve anapara ödemelerinin vadeleri uzatılmalıdır.

Sektörün önemli bir girdisini teşkil eden enerji maliyetleri, rakip ülkelerle kıyaslanmayacak şekilde yüksektir; kriz döneminde sektörde kullanılan enerji bedelleri düşürülmeli veya ödemeleri ertelenmelidir.

Ülkemizde charter seferleri yapan şirketlere belirli bir doluluk garantisi verilmeli, faaliyetlerini sürdürmeleri teşvik edilmelidir.

Yerli ve yabancı tur operatörlerine yönelik destek programları düşünülmelidir. Aynı şekilde, Türk Hava Yolları tarafından ülkemize gelen turist gruplarına, tanıtım amaçlı yurtdışı gezilerine çıkan turizmcilere uygulanan bilet fiyatlarında ciddî oranlarda indirim yapılmalıdır.

Ülkemiz, diğer rakip ülkelere göre daha uzaktır arkadaşlar, bunlara bir de KDV oranlarının yüksekliği eklenince, rakiplerimizle yarışmak zorlaşmaktadır. Arkadaşlar, örneğin, İspanya'da standart KDV oranı yüzde 16, turizmde yüzde 7'dir; Fransa'da standart KDV oranı yüzde 20, turizmde yüzde 5'tir; İtalya'da standart KDV oranı yüzde 20, turizmde yüzde 10'dur; Portekiz'de standart KDV oranı yüzde 17, turizmde yüzde 5'tir; komşumuz Yunanistan'da ise standart KDV oranı yüzde 16, turizmde yüzde 8'dir. Bu ülkelerde, KDV oranları 1990'dan sonra kademeli olarak indirilmeye başlanmış ve turizm gelirlerinde net yüzde 10 artış sağlanmıştır.

Uzun yıllar yapılan çalışmalar sonucunda belirlenen turizm alanlarının ve tahsis arazilerinin SİT kapsamına alınarak, turizmin gelişmesinin önüne geçmemesi ve kullanarak koruma prensibinin yerleşmesi sağlanmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OSMAN ÖZCAN (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu 5 dakika içerisine sığacak şekilde, yapılması gerekenlerden bazılarını ancak anlatabildim.

Turizm bölgesinin bir milletvekili olarak, Anadolu'nun her yöresinden gelerek turizm bölgesinde geçimini sağlayan ayran satıcılarının, simitçilerin, ayakkabı boyacılarının, komilerin, garsonların, barmenlerin, katçıların, sebze ve meyve üreticilerinin, turcuların ve çilekeş turizm işletmecilerinin, turist gelmezse ne yapacağız diye kara kara düşündüklerini görür gibi oluyorum. Onun için, lafı bırakalım, hemen tedbirler almaya başlayalım. Turizmi başka yerlere yönlendiririz masallarını da bırakalım. Tedbirler acele alınmazsa, sektör biter. Bu sektörün sesine hepimiz kulak verelim.

Silahların gölgesinde turizm yapamayız arkadaşlar. Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım. Bunu, yaşayarak göreceğiz; ama, ne yazık ki, olan ülkeye olacak.

Burada bütün arkadaşlarımı saygılarımla selamlıyorum, bütün turizmcileri saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özcan.

Gündemdışı ikinci söz, Atatürk ve dünya görüşüyle ilgili söz isteyen, Konya Milletvekili Ahmet Işık'a aittir.

Buyurun Sayın Işık. (Alkışlar)

Konuşma süreniz 5 dakikadır.

2. - Konya Milletvekili Ahmet Işık'ın, Atatürk'e ve O'nun dünya görüşüne ilişkin gündemdışı konuşması

AHMET IŞIK (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özgürlük ve bağımsızlık savaşçısı ve barış sevdalısı Mustafa Kemal Atatürk ve O'nun dünya görüşüne yönelik gündemdışı söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yaşadığı dönem ve konjonktürde, beyan, fikir ve eylemleriyle, yalnızca onlarca yıl sonraki günümüze değil, yüzyıllar sonraki zamana çığır açan "Atatürk" ismini bu kürsüden zikretmenin mutluluğunu yaşıyor, huzurunu hissediyorum. (Alkışlar)

Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk Milletine bırakmış olduğu en büyük eseri, çağdaş ve modern Türkiye Cumhuriyetidir; cumhuriyeti de muhkem temeller üzerine kurmuş ve geliştirmiştir. Çok yönlü kişiliği, üstün zekası, olaylar karşısındaki soğukkanlılığını asla kaybetmeden, devlet-millet heyecanını en üst düzeyde tutarak, hızlı ve sağlıklı karar alma özelliği, onu, Atatürk yapan en önemli vasıflardandır.

O, ne yalnızca bir asker, ne yalnızca bir lider, ne yalnızca bir devlet adamı, ne de yalnızca bir başkomutandır. O, bu vasıflarının yanında, aynı zamanda bir başöğretmen, bir vatan ve millet sevdalısı ve kendisini yurduna, insanlığa adamış sevgi ve barış elçisidir. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; AK Parti sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Atatürk için gerçek ve gerçekçilik; ancak, akıl ve mantığın sınırları ölçüsünde vardır. Bu nedenle de, gerçekleştirmek istediği tüm atılımlar ve yeniliklerde sürekli olarak akıl ve mantığı kendisine şiar edinmiştir. O'nun ileri görüşlü bir komutan olması ve dünya ölçeğinde bir devlet adamı olma vasfı, onda mevcut olan insan sevgisinden ve akla önem vermesinden kaynaklanmaktadır.

Mustafa Kemal Atatürk, bağımsızlığa verdiği önemi şu sözlerle ifade etmiştir: "Doğudan şimdi doğacak güneşe bakınız. Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün Doğu milletlerinin de uyanışını öyle görüyorum. Bağımsızlık ve hürriyetine kavuşacak daha çok kardeş millet vardır. Onların yeniden doğuşları, şüphesiz, ilerlemeye ve refaha yönelmiş olarak vuku bulacaktır. Bu milletler, güçlüklere ve bütün engellere rağmen, manileri yenecekler ve kendilerini bekleyen geleceğe kavuşacaklardır."

Atatürk "en iyi kişi, kendinden çok, ait olduğu sosyal toplumu düşünen, onun varlığının ve mutluluğunun korunmasına kendisini adayan insandır. Gerçek şudur ki, her kişisel şeref, saygınlık ve kahramanlık, hiçbir kişinin değildir, bütün bu kişilerden oluşan milletindir" demektedir.

Atatürk'e göre, temel hak ve hürriyetler olmazsa olmazlardandır. Kişisel hürriyete bakış açısını o büyük insan şöyle ifade etmiştir: "Çağdaş demokraside kişisel hürriyetler özel bir değer ve önem kazanmıştır. Artık, kişisel hürriyetlere devletin ve hiç kimsenin müdahalesi söz konusu değildir; ancak, bu kadar yüksek ve kıymetli olan kişisel hürriyetin medenî ve demokrat bir millete neyi ifade ettiği, hürriyet kelimesinin mutlak şekilde düşünülebilen manasıyla anlaşılamaz. Söz konusu olan hürriyet, sosyal ve medenî hürriyettir. Bu sebeple, kişisel hürriyeti düşünürken, her kişinin ve nihayet bütün milletin ortak çıkarını ve devletin varlığını göz önünde bulundurmak lazımdır. Anlaşılıyor ki, kişisel hürriyet mutlak olmaz. Bir başkasının hak ve hürriyeti ve milletin ortak çıkarı kişisel hürriyeti sınırlar."

Mustafa Kemal Atatürk, bağımsızlık anlayışını ise şu şekilde beyan etmektedir: "Bir millette şerefin, onurun, namusun ve insanlığın doğup yaşayabilmesi, mutlaka o milletin hürriyet ve bağımsızlığına sahip olmasına bağlıdır. Ben, yaşayabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı olmalıyım."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET IŞIK (Devamla)- Değerli milletvekilleri, Atatürk, eğitimde planlı ve akılcı bir çalışmadan yanadır. Onun hedefi, memleketinde okuma yazma bilmeyen tek kişinin dahi kalmamasıdır.

Eğitim politikasına yönelik ise "çocuklarımızı aynı eğitim derecesinden geçirerek yetiştireceğiz. Kesinlikle bilmeliyiz ki, iki parça halinde yaşayan milletler zayıftır, hastadır. Çocuklarımıza esaslı olarak şu ilkeleri benimseteceğiz: Türk Milletine, Türk Devletine, Türkiye Büyük Millet Meclisine saygı ve bağlılık. Millî Eğitimin gayesi, yalnız, hükümete memur yetiştirmek değil, daha çok, memlekete, ahlaklı, karakterli, cumhuriyetçi, inkılapçı, atılgan, becerikli, dürüst, akıllı, iradeli, hayatta karşılaşacağı engelleri aşacak güçte genç yetiştirmektir. Eğitim programları ve sistemleri bu görüşe uygun olarak düzenlenmelidir" demektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Atatürk ve düşünceleri, her dönem ve durumda zengin bir yoruma, derin bir algılamaya yönelik ince hassasiyete, nesillere kalıcı aktarılmaya yönelik yüksek ideallere gereksinim göstermektedir. Bu büyük lider ve büyük insanı rahmetle anarken, Yüce Meclisi tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Işık.

Allah, iktidar ve muhalefetin bu muhabbetini devamlı kılsın. (Alkışlar)

Gündemdışı üçüncü söz, yokluk ve yoksulluk ekonomisinin yarattığı kültürel erozyonla ilgili olarak söz isteyen Kırşehir Milletvekili Hüseyin Bayındır'a aittir.

Buyurun Sayın Bayındır. (Alkışlar)

3. - Kırşehir Milletvekili Hüseyin Bayındır'ın, yokluk ve yoksulluk ekonomisinin yarattığı kültürel erozyona ilişkin gündemdışı konuşması

HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) - Sayın Başkan, sayın milletvekili arkadaşlarım, televizyonları başında bizi izleyen değerli yurttaşlarım; hepinizi şahsım adına saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

Ülkemizin yıllardır içinde bulunduğu ekonomik krizin yarattığı, Anadolu insanını canından bezdiren sorunları, Anadolu insanının çilesini anlatmak adına, bu çileyi bir kez daha gözler önüne sermek adına söz almış bulunuyorum.

Vatandaşlarımız yıllardır uygulanan, denene denene cılkı çıkmış sağ anlayışların, sağ politikaların getirdiği yoksullaşmanın kurbanı oldu. Daha dün, benim öğretmenlerim ilkmektep sıralarında bizlere diyorlardı ki çocuklar, dünyada kendi kendine yeten 7 tane ülke var ve Türkiye Cumhuriyeti de bunların içerisinde. Bugün böyle mi, bunu düşünmek lazım, bir hissetmek lazım.

Açlığın, yoksulluğun faturasının her ekonomik krizden sonra inim inim inletilerek ödettirilen şu yoksul köylü ve çiftçilerimizin haline bakın! Ne oldu bizim o verimli tarlalarımıza! Niye o tarlalarımızda bugün ekim yapılamıyor! Ektiğini alamayan, aldığını satamayan bir çiftçi, bir köylü!.. Bunları hissetmek gerek, bunları düşünmek gerek, bunları anlamak gerek. Bunların getireceği kültürel erozyonu, lütfen, yüreğinizde hisseder misiniz. Açıkça söylüyorum; 21 inci Yüzyılda, 2002 yılında, benim de yörem olan Kırşehir'de Türk çiftçisi, gübresiz tohum ekti; haberdar mısınız bundan?! (AK Parti sıralarından "haberdarız" sesleri)

Peki, haberdarsanız niye gıkınız çıkmıyor?.. (CHP sıralarından alkışlar) Peki, çiftçimizin hali bu da, memurumuzun, işçimizin, işi olmayan insanlarımızın, üniversite kapılarında bekleyen öğrencilerimizin durumları farklı mı; okullarını bitirdiklerinde ne olacağı belli olmayan yavrularımızın durumundan da haberdar mısınız?

HALİL TİRYAKİ (Kırıkkale) - Mazota zam geldi, mazota zam...

HÜSEYİN BAYINDIR (Devamla) - Hele memurlarımız; 400 000 000 lira maaşla geçinmeye çalışırken, 200 000 000 lira ev kirasının, odun, katık, hırka, yakacak giderlerinin ne anlama geldiğini, bunu nasıl karşıladığını, bunu karşılarken kendisinden hangi tavizleri verdiğini hisseder misiniz lütfen! Bu yoksul insanlar -açıkça söylüyorum- size de bize de "kaldırın bu yoksulluğu" anlayışıyla oy verdiler ve bunun sonucunda AKP tek başına iktidar oldu. (AK Parti sıralarından "AK Parti" sesleri)

Hani seçim bildirgenizde bangır bangır bağırıyordunuz; ne oldu sizin yeşil mazot projenize?!. Nerede?!.

Bazen gece yarısı operasyonlarıyla, bazen sabahın ilk ışıklarıyla 11 defa -bugünü saymıyorum- zam yaptınız mazota.

MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Mazotun fiyatı ne kadar, biliyor musun?

HÜSEYİN BAYINDIR (Devamla) - Burada var, burada var...

Geçmişten beri uygulanan ve bugün sizin de dört aydır uyguladığınız politikalar sayesinde çiftçinin, memurun, işçinin, asgarî ücretlinin, işi olmayanların içinde bulunduğu yoksulluğu tadar mısınız lüften.

13 üncü Yüzyılda, ne de güzel söylemiş Yunus Emrem.

"Bir garip öldü diyeler/Üç günden sonra duyalar/Soğuk suyla yuyalar/Şöyle garip bencileyin" dizelerindeki Yunus'un hissettiklerini yediyüz yıl sonra hisseder misiniz lütfen.

Bakın, kültürel yozlaşma, kültürel değerlerdeki bozulma bizi ne hale getirdi. Üç aydır Meclisimizin gündemini savaşa kilitlediniz, getirsenize tezkereyi; bir gün getirip ertesi günü çekiyorsunuz. Siz, savaşın ne anlama geldiğini biliyor musunuz?! (CHP sıralarından alkışlar)

Savaş, televizyonlarda film seyretmeye benzemiyor. Savaşta yıkılan evler, yıkılan elektrik direkleri, insanlar göçük altında; savaşta kan var, kolunu, bacağını kaybetmiş insanlar var. Onun için "savaşa hayır" demek bizim kültürümüzün bir gereğiydi; ne oldu bu kültürümüzün gereğini yapması gereken insanlara?

MEHMET BEŞİR HAMİDİ (Mardin) - Savaşa hayır.

HÜSEYİN BAYINDIR (Devamla) - Evet, savaşa inadına hayır, inadına hayır...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜSEYİN BAYINDIR (Devamla) - Her şeye rağmen, belki cumartesi günü de getiremeyeceksiniz o tezkereyi buraya. (CHP sıralarından gülüşmeler)

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; bizi biz yapan değerler nerede?! O değerlere sahip çıkma noktasında, ahlâklı yaşam noktasında, yoksulluk sınırının, 1 200 000 000 lirayı aştığı bir dönemde 400 000 000 liraya çalışan insanların, hele işi olmayanların, işsizlik yüzünden evlenemeyen Ayşelerin, Fatmaların, Hasanların, Hüseyinlerin içinde bulunduğu duyguyu hissedebilir misiniz, var mısınız bunu hissetmeye?!

Gelin, ne yapacaksanız, hangi sözü vermişseniz, nereden başlayacaksanız, lütfen, bu yoksulluk ekonomisine bir çare bulalım; yapanın yanına kâr kalmayan bir anlayışta buluşalım; bizi biz yapan değerlerde buluşalım; katılımcı, dayanışmacı ruhumuzu ön plana çıkarmanın yolunu, yöntemini deneyelim. Bunun yapılması gerektiğine, ben ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu yürekten inanıyoruz. Eminim ki, aranızda da bunu hisseden insanlar vardır. Hangi birimizin kapısını günde en az 50 kişi "iş" diye "aş" diye çalmıyor; var mı bunlarla ilgili bir projeniz, çıkardınız mı?

MEHMET BEŞİR HAMİDİ (Mardin) - Var var, geliyor.

HÜSEYİN BAYINDIR (Devamla) - Getirdiniz mi gündeme?

İNCİ GÜLSER ÖZDEMİR (İstanbul) - Var, geliyor

HÜSEYİN BAYINDIR (Devamla) - Ne zaman uygulayacaksınız, var da birilerini mi bekliyorsunuz, bu hükümetten sonra gelecek insanlar mı var başka, onlar mı yürüttürecek bu misyonu?

Sayın Başkanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; benim alanım kültür. Her şeyimiz, paramız, pulumuz bir gün çok olabilir; ama, kaybolan değerler, kültürümüz, kolay kolay geriye gelmez, yüzlerce yıl ister. Onu bulabilmek, onunla özdeş yaşayabilmek, bizi bir araya getiren kavramlarda yeniden buluşabilmek umuduyla beni dinlediğiniz için, şahsım adına, yeniden, her birinize teşekkür ediyor; saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bayındır.

Gündemdışı konuşmalar tamamlanmıştır.

Başkanlığın Genel Kurula diğer sunuşları vardır.

Başbakanlığın, Anayasanın 92 nci maddesine göre verilmiş bir tezkeresi vardır.

B) Tezkereler ve Önergeler

1. - Türk Silâhlı Kuvvetlerinin Yabancı Ülkelere Gönderilmesine, Yabancı Silâhlı Kuvvetler Unsurlarının 6 Ay Süre ile Türkiye'de Bulunmasına ve Muharip Unsurlarının Türkiye Dışına İntikalleri İçin Gerekli Düzenlemelerin Yapılmasına, Anayasanın 92 nci Maddesi Uyarınca İzin Verilmesine Dair Başbakanlık Tezkeresi (3/189)

BAŞKAN - Hükümet?..Yok. (CHP sıralarından "nerede Hükümet" sesleri)

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Nerede Hükümet?!. Daha çıkmadılar, bakanlar orada...

BAŞKAN - Hükümet temsil edilmediğinden, Başbakanlık tezkeresinin görüşülmesi, İçtüzüğün 62 nci maddesi hükmüne göre, bir defaya mahsus olmak üzere, gelecek birleşime ertelenmiştir. (CHP sıralarından gürültüler)

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Hangi birleşime?!

BAŞKAN - Bir Meclis araştırması önergesi vardır; okutuyorum :

C) Gensoru, Genel Görüşme, Meclıs Soruşturmasi ve Meclıs Araştirmasi Önergelerı

1. - Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri Saygun ve 27 milletvekilinin, Tekirdağ İli başta olmak üzere Marmara Bölgesindeki balıkçıların sorunlarının ve çözüm yollarının araştırılması amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/47)

                                        25.2.2003

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Tekirdağ İlimizin doğal yapısı, turizm ve balıkçılık yapmaya son derece uygundur. Aynı zamanda, İstanbul'dan sonra da Marmara Bölgemizin en büyük balık pazarıdır. Burada balıkçılık yaparak ve turizm hizmetleri sunarak geçinmeye çalışan 1 500'den fazla da ailemiz vardır. Özellikle turizmin yoğun olduğu yaz aylarında, adalara turist taşıyarak, mevsiminde de balıkçılık yaparak geçimlerini sağlayan bu vatandaşlarımız, son yıllarda birçok sıkıntı ve sorunlarla karşı karşıya kalmışlardır. Sadece mazot fiyatlarına son zamanlarda ard arda yapılan zamlarla, teknelerine mazot alamaz duruma gelen balıkçılarımız açlık ve yoksullukla karşı karşıya kalarak canlarından bezmişlerdir.

Ayrıca, balıkçıların 8 metreden uzun 18 grostonilatodan küçük teknelerde kaptanlık yapabilmeleri için gemi adamlığı belgesinin bulunması gerekmektedir. Gemi adamlığı belgesini alabilmek için de, bir yıllık bir süre miçoluk yapması ve uzun mesafelere seferlere çıkması, bunun da liman başkanlığına tescil ettirilmesi gerekmektedir. Liman sınırları içerisinde bir yıldan çok daha fazla miçoluk da yapsa, liman sınırlarında görev yaptığı için gemi adamlığı belgesini almaya hak kazanamamaktan dolayı da çok büyük haksızlığa uğramakta ve mağdur olmaktadırlar.

1380 sayılı Yasayla, denizlerimizde trol ve her çeşit yasak avcılık sınırları belirlenmiştir. Maalesef, yasayla belirlenen bu yasaklara sadece Marmara Ereğlisi ve Şarköy'deki Sahil Güvenlik biriminin yetersiz ve gereği gibi denetleyememesinden, buna ilaveten, bilgisizlik ve açgözlü balıkçıların bu yasaklara uymaması, büyük çoğunlukla yasalara uyan iyi niyetli balıkçılarımızı da mağdur etmektedir. Özellikle, trolle yapılan balık avcılığında, balıkçılık, katliama dönüşmekte, yavru balıklar da bu avcılıkla katledilmekte ve balıkların kökü kurutulmaktadır. 1380 sayılı Yasanın yetersiz olması ve yasaklara uyulmaması sebebiyle de bölgemizde 127'den fazla balık çeşidi, günümüzde 20'lere kadar düşmüştür. Bu gidişe "dur" demenin zamanı gelmiş de geçmektedir.

İşte, tüm bölgemizin, özellikle de Tekirdağ İlimizin ekonomisini ve balıkçılıkla geçimini sağlayan 1 500'den fazla ailemizi yakından ilgilendiren bu kesimin içinde bulunduğu ekonomik, bürokratik ve hukuksal sorunlarının ve çözüm yollarının araştırılması için Anayasanın 98 inci,  İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince bir Meclis araştırılması açılmasını arz ederiz.

Saygılarımızla.

  1- Mehmet Nuri Saygun (Tekirdağ)

  2- Erdoğan Kaplan (Tekirdağ)

  3- Türkân Miçooğulları (İzmir)

  4- Berhan Şimşek (İstanbul)

  5- Yaşar Tüzün (Bilecik)

  6- Necdet Budak (Edirne)

  7- Orhan Eraslan (Niğde)

  8- Nevin Gaye Erbatur (Adana)

  9- Hakkı Ülkü (İzmir)

10- Sedat Pekel (Balıkesir)

11- Ali Kemal Kumkumoğlu (İstanbul)

12- Mehmet Kartal (Van)

13- Mehmet Siyam Kesimoğlu (Kırklareli)

14- Yakup Kepenek (Ankara)

15- Sıdıka Aydoğan (İstanbul)

16- Feridun Fikret Baloğlu (Antalya)

17- Nejat Gencan (Edirne)

18- Yavuz Altınorak (Kırklareli)

19- Ahmet Küçük (Çanakkale)

20- İsmail Özay (Çanakkale)

21- Ali Arslan (Muğla)

22- Engin Altay (Sinop)

23- Salih Gün (Kocaeli)

24- V. Haşim Oral (Denizli)

25- Rasim Çakır (Edirne)

26- Kemal Demirel (Bursa)

27- Muharrem İnce (Yalova)

28- İdris Sami Tandoğdu (Ordu)

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun, Meclis İçtüzüğünün 19 uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır; okutuyorum:

V. - ÖNERİLER

A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ

1. - Genel Kurulun 1.3.2003 Cumartesi günü 14.00 - 19.00 saatleri arasında çalışmasına ve bu birleşimde, gündemin "Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları" kısmında yer alan konular ile kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 27.2.2003 Perşembe günü yaptığı toplantıda, siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurula sunulmasını arz ederim.

                                 Salih Kapusuz

                        AK Parti Grubu Başkanvekili

Öneri :

1.3.2003 Cumartesi günü, Genel Kurulun, saat 14.00-19.00 saatleri arasında çalışması ve bu birleşimde, gündemin "Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları" kısmında yer alan konular ile kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi önerilmiştir.

BAŞKAN - Sayın Özyürek, konuşacak mısınız?

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Evet.

BAŞKAN - Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; biraz önce, burada, çok önem verdiğimiz, Türkiye'nin ve dünyanın nefesini tutarak izlediği bir tezkerenin görüşmesi yapılacaktı. Sayın Başkan konuyu ifade ettiler; ama, ne yazık ki, bu tezkereyi getiren hükümetin temsilcileri yerlerinde yoktu değerli arkadaşlarım. (CHP sıralarından alkışlar) Bakanların bir kısmı buradaydı; ama, buradan da kalkıp gittiler, bu tezkerenin görüşülmesini önlemek için yerlerini terk ettiler.

BÜLENT HASAN TANLA (İstanbul) - Kaçtılar, kaçtılar!..

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, Meclis çalışmaları, ciddî bir iştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, bir konuyu ne zaman görüşeceğine karar vermişse o gün görüşmek zorundadır. Eğer, bu kurallara uymazsanız, bunu durmadan değiştirirseniz, bu Meclisin saygınlığına gölge düşürürsünüz. Bugün, ne yazık ki, bu Meclisin saygınlığına gölge düşürülmüştür! (CHP sıralarından alkışlar)

Bugün, Sayın Meclis Başkanı, AKP Grubunun daveti üzerine...

MEHMET BEŞİR HAMİDİ (Mardin) - AK Parti...

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - ...Danışma Kurulunu toplantıya çağırdı. Şimdi, hepiniz neyi bekliyordunuz, biz neyi bekliyorduk; bugün, hükümetin 24 Şubatta gönderdiği savaşla ilgili tezkere burada görüşülecek, oylanacak, sonuçlandırılacak. AKP'nin sayın grup başkanvekilleri geldiler...

MEHMET BEŞİR HAMİDİ (Mardin) - AK Parti...

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - ...dediler ki: "Biz, çalışmalarımızı tamamlayamadık." Yani, milletvekillerimizi ikna edemedik... (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) - Nereden biliyorsunuz?!

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Bugün görüşürsek, belki "hayır" çıkar, belki Amerikalı dostlarımızı darıltırız; onun için, cumartesi günü görüşelim, fırsat verin cumartesi gününe kadar ikna çalışmalarını tamamlayalım...

İDRİS NAİM ŞAHİN (İstanbul) - Siz tamamladınız mı?..

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, biz tamamladık. Biz, baştan beri, kararlı bir şekilde, bu savaşa "hayır" diyoruz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Biz, baştan beri, çocuklarımız ölmesin diye, bu savaşa "hayır" diyoruz. Biz, baştan beri, seksen yıldır Türkiye toprakları üzerinde yabancı asker bulundurmamış olan bir Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşları olarak, bu savaşa "hayır" diyoruz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Şimdi, umuyorum ki, AKP'nin saygıdeğer milletvekilleri de... (AK Parti sıralarından "AK Parti" sesleri)

Eğer, bu savaşa "hayır" derseniz, bundan sonra, ben de, gelip, hep "AK Parti" diyeceğim.

İNCİ GÜLSER ÖZDEMİR (İstanbul) - Savaşa "hayır" diyoruz...

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Ama, hem bu ülkeyi kan ve barut kokusu altında yaşatacaksınız hem de "biz AK Partiyiz" diyeceksiniz!.. Rahmetli İsmet İnönü'nün güzel bir sözü vardı: "Hadi canım sen de!.." Hadi canım siz de!.. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Şimdi, değerli arkadaşlarım, biz, Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine giren konulara saygımız gereği, verilen sözlere saygımız gereği, hastalarımız dahil, herkesi buraya getirdik. (AK Parti sıralarından gülüşmeler) Uluslararası toplantılara gidecek milletvekillerimizin toplantılarını iptal ettik; çünkü, biz, bu kararı çok ciddiye alıyoruz. Size şaka gibi geliyor, gülüyorsunuz, laf atıyorsunuz; ama, bu, biliniz ki, torunlarımızı bile ipotek altına alacak bir önemli karardır, bunun ciddiyetinin farkında olalım. Bu, vergi barışına benzemez, bu, malî milada benzemez; bunun hesabını yedi ceddimize sorarlar. Onun için biz ciddiye alıyoruz, onun için biz hastalarımızı da getiriyoruz.

İNCİ GÜLSER ÖZDEMİR (İstanbul) - Biz de ciddiye alıyoruz.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Hanımefendi, böyle laf atmaya devam ederseniz, ben, mukabil cevap veririm, mahcup olursunuz; tavsiye etmem. (CHP sıralarından alkışlar, AK Parti sıralarından gürültüler)

İNCİ GÜLSER ÖZDEMİR (İstanbul) - Devam et!.. Devam et!..

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlarım, Mecliste her şey yapılır, Mecliste laf da atılır; ama zarif olması lazım; ama, özellikle bir hanımefendiye yakışan nitelikte olması lazım. (CHP sıralarından alkışlar, AK Parti sıralarından gürültüler)

Bir savaşı görüşürken, bir savaş tartışması yaparken hatibe laf atarak elinize ne geçecek hanımefendi? İki adımlık mesafe, gelin, burada konuşun.

İNCİ GÜLSER ÖZDEMİR (İstanbul) - Sizden öğreniyoruz.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Gelin, burada konuşun.

İNCİ GÜLSER ÖZDEMİR (İstanbul) - Grubunuzdan öğreniyoruz.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Laf atmayı öğrenmenize gerek yok, onun için Meclise gelmeye gerek yok, sokaklarda öğretiyorlar laf atmayı. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; AK Parti sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

Değerli arkadaşlarım...

HALUK İPEK (Ankara) - Terbiyeni takın.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Benim terbiyem yerindedir, hiç merak etmeyin.

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Haddi aşan bir üslup oldu!

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Eğer ben terbiyemin kefaretini versem hepinize yeter. (CHP sıralarından alkışlar)

HALUK İPEK (Ankara) - Özür dileyin.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Onun için, herkes usule uyacak, herkes birbirine saygı gösterecek, herkes nezaket kurallarına uyacak; benim istediğim budur; bunu, Sayın Başkanın sağlayacağını umuyorum; ama, Sayın Başkan sağlamazsa, ben bunu sağlayacak güce sahibim.

AHMET YENİ (Samsun) - Hanımefendiden özür dilemeden mi gideceksin.

HALUK İPEK (Ankara) - Özür dile...

AHMET YENİ (Samsun) - Özür dilemeden mi ineceksin?

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Bundan sonraki toplantılardaki davranışına göre bir karar vereceğim.

İNCİ GÜLSER ÖZDEMİR (İstanbul) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, hatibin sözünü kesmeyelim.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, acaba bugün görüşülecek olan tezkere niçin cumartesi günü 14.00'e erteleniyor? Millî Güvenlik Kurulu toplantısından geçirilmesi gerekiyordu da, hükümet bu gereği yerine getirmediği için mi -biliyorsunuz yarın saat 13.30'da Millî Güvenlik Kurulu toplanacak, onun için mi- cumartesi gününe erteliyor veya sürekli, işte "biz Amerika Birleşik Devletlerinden yeterli garantileri aldık, dövizler geliyor, her türlü garanti var" denilmesine rağmen, yeterli garantiler alınmadığı için mi cumartesi gününe erteleniyor veya bize resmen ifade edildiği gibi, AKP Grubuna mensup arkadaşlarımız ikna olmadılar da onun için mi erteleniyor?!

Ne olursa olsun, hangi nedenle olursa olsun, bu Meclisin gündemine aldığı çok önemli bir konunun, hem de cumartesi gününe ertelenmiş olması, son derece yanlış olmuştur, Meclis çalışmalarına, Meclise duyulan saygınlığı azaltmıştır. O nedenle, biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bugüne kadar Meclis çalışmalarında her türlü katkıyı sağlamış bir Grup olarak, AKP'nin bu önerisini Danışma Kurulunda kabul edemedik. Burada, sizlerin de kabul etmemesini öneriyorum. Sıradan bir olay olsaydı, elbette, biz de... Zaten, ne olabilir, bir kanun gecikebilir; ama, bu, bir savaş kararı... (AK Parti sıralarından "Savaş kararı değil" sesleri)

Bir savaş kararı değerli arkadaşlarım. Zaten, biz, ilk tezkere gündeme geldiği gün de ifade etmiştik, o karara "evet" dediğiniz anda, kaçınılmaz olarak, bu ülkeyi savaşa sokmuş olursunuz demiştik. Nitekim, bu ülke, savaşa girmiştir; limanları, Amerika Birleşik Devletlerinin silahlı kuvvetlerinin işgali altındadır. (CHP sıralarından alkışlar) İkinci tezkere çıkmamış olmasına rağmen işgal devam etmektedir ve bir milletvekilimiz, İskenderun Limanında neler olup bittiğini incelemek üzere gittiğinde, limana sokulmamıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayın.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - İskenderun Limanı, ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyetinin malı değil de Amerikan hükümetinin malıdır, onların kontrolündedir?! Biz, "istiklali tam" diyen Mustafa Atatürk'ün kurduğu partinin mensupları olarak...

İDRİS NAİM ŞAHİN (İstanbul) - Mustafa Kemal Atatürk...

MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - "Tam bağımsızlık" diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün (AK Parti sıralarından alkışlar) partisinin mensupları olarak, sonuna kadar, yabancı güçlerin Türkiye Cumhuriyeti topraklarına gelmesine karşı çıkacağız. Vicdanının sesini dinleyen, hepsinin vatansever olduğuna inandığım AKP'li milletvekillerimizin de savaşa hayır diyeceğine inanıyorum.

Bu beklenti içinde, bu duygular içinde, barış dolu günlerde, güzel günlerde, özgürlük içinde, demokrasi içinde, kardeşçe, insanca yaşayacağımız günlerde buluşmak dileğiyle hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özyürek.

Dünyada savaş varken Mecliste barış ilan edelim ve muhalefetin sözcüsünü iktidar grubunun da alkışlaması daha iyi olur kanaatindeyim.

Grup önerisi üzerinde Sayın Salih Kapusuz söz istemişlerdir.

Buyurun Sayın Kapusuz. (AK Parti sıralarından alkışlar)

SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi en derin saygı, sevgi ve hürmetlerimle selamlıyorum.

Her şeyden önce, değerli meslektaşım, Grup Başkanvekili arkadaşıma -beni bağışlarlarsa- bir hatırlatma yapmak istiyorum. Elbette, buranın, milletin kürsüsü olduğu konusunda hiçbirimizde ihtilaf söz konusu değildir; ama, dünyanın ve Türkiye'nin odaklandığı, daha çok takip ettiği bir dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılan her konuşmanın, her cümlenin çok büyük önem arz ettiğini benden iyi takdir edeceğinizi de biliyorum. Ancak, şu düzeltmeyi de yapmadan geçmeyeceğim.

Değerli arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bağımsız bir devlettir, hiçbir toprağı da işgal olmamıştır. (AK Parti sıralarından alkışlar) İşgale karşı da, bütün gücümüzle, hep birlikte, sonuna kadar mücadele etmeye varız ve asırlar boyu bunun öncülüğünü yapmış bir milletin evlatları olarak da, bize emanet edilmiş olan bu vatan toprağını sonuna kadar savunmak için her türlü varlığımızı -can dahil- veririz.

Değerli arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet Meclisine bile giriş çıkışın bir usulü vardır. Bir devlet dairesine varmanızın, herhangi bir talebinizi bir yere  intikal ettirmenizin bir yöntemi vardır. Dolayısıyla, siz, bundan hareketle, bu memleketin işgal edildiğini söylerseniz doğru söylemiş olmazsınız. Bunu, özellikle sizin adınıza, Türk Milleti adına söylemeyi bir görev saydım. Bunu anlayışla karşılayacağınızı ümit ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Gel, İskenderun'a birlikte gidelim.

SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bizim grup önerimizin gerekçesini izahtan önce, bütün arkadaşlarımızın, bizi dikkatle takip ettikleri için bilmelerinde fayda var. Biz, Danışma Kurulu toplantısı yapmadan önce -her zaman yaptığımız gibi- Cumhuriyet Halk Partisi yöneticilerini, bir Danışma Kurulu önerisi getireceğimizden ve önerinin de mahiyetinden mutlaka haberdar ediyoruz, telefonla bildiriyoruz; bunu da bildirdik. Arkadaşımın da beyan ettikleri gibi, bu konuda bir mutabakat sağlamadık, sağlayamadık.

Talebimiz şudur: Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye'nin olağanüstü şartlarının her türlü gelişime açık olduğu bir dönemde, cumartesi günü çalışsın. Bugün görüşülmesinin tehir edilmesini düşündüğümüz ve tehir edilen Başbakanlık tezkeresi cumartesi günü öncelikli olarak görüşülsün. Cumartesi günü, saat 14.00'te başlayacak olan Meclis çalışmalarının saat 19.00'a kadar devam etmesini istedik. Meclisin saat 19.00'a kadar  çalışmasını sadece tezkere için düşünmedik; aynı zamanda, gündemdeki kanun tasarı ve tekliflerinin de, mutlaka, cumartesi günkü çalışmamızda görüşülmesini istedik. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar[!])

Alkışlarınız için teşekkür ediyorum; fakat, bizi dinleyen vatandaşlarımız şunu da bilsin ki, günlerdir bekleyen bir kanun tasarısı var. Biliyorsunuz, şu anda basıma gönderilen tüketicinin korunmasıyla ilgili olarak bir kanun tasarısı (CHP sıralarından "Ooo" sesleri) büyük bir kesim tarafından da bekleniliyor. Sadece tezkereyi görüşmek için de talepte bulunabilirdik. Bakın, bir şey gizlediğimiz yok.

A. İSMET ÇANAKÇI (Ankara) - Gizleyecek haliniz kalmadı.

SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Dikkat buyurun, bir şey gizlemiyoruz; yani, sadece tezkereyi görüşmek için toplanmak mümkündü; ama, şu anda basılmakta olan, tüketicileri ilgilendiren tasarının da cumartesi günü görüşülmesini istiyoruz.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - O zaman, bugün getirseydiniz.

SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Zaten, bugün, gündem dolu arkadaşlar. Dikkat ederseniz, gündemin 1 inci sırasında, yabancıların çalıştırılmasıyla ilgili olarak bir kanun tasarısını görüşeceğiz; uluslararası anlaşmalar var, görüşeceğiz.

BÜLENT HASAN TANLA (İstanbul) - Bunlara herkes inandı; bütün Türkiye inandı...

SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Ayrıca, görüşeceğimiz konular arasında, uyuşturucu maddelerin kaçakçılığıyla ilgili tasarı var, bunları da görüşeceğiz; ama, bunlara ilave olarak, bir de cumartesi görüşelim diyoruz, cumartesi de çalışacağız.

BÜLENT HASAN TANLA (İstanbul) - Pazar da çalışalım?!.

SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, bakınız, bir hususu daha düzelterek devam etmek istiyorum.

BÜLENT HASAN TANLA (İstanbul) - Yarın, cumadan sonra da görüşelim.

SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Evet, cumartesi günü Meclis toplanacak ve Başbakanlık tezkeresini sonuçlandıracaktır. Verilecek kararın da, memlekete, millete hayırlı olmasını Cenabı Hakk'tan niyaz ediyorum.

Düzeltmek istediğim husus şudur: Arkadaşlar, biz...

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - İnşallah, pazartesiye ertelemezsiniz.

BÜLENT HASAN TANLA (İstanbul) - Salih Kapusuz, son kararın mı?..

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, sözlü müdahalede bulunmayalım.

SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, biraz önce, değerli arkadaşım, bir bayan arkadaşım bir şey söyledi diye, birçok şey söyledi. Ben, isterseniz daha çoğunu söylerim; ama, ihtiyaç duymuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar) İhtiyaç duymuyorum... Yani, burada, söylenecek sözlerin çok olduğunu biliyorum; ama, başlangıçta söylediğim ilkeye kendim de uyuyorum.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - İçindeki sıkıntıyı atarsın Sayın Kapusuz, söyle!..

SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakınız, Türkiye Büyük Millet Meclisine gelen tezkere, bir savaş tezkeresi değildir. (CHP sıralarından gürültüler) İster kabul edin ister etmeyin.

Bakınız, olayı sadece savaş ve barış eksenine oturtursanız, doğru karar almazsınız, doğru bir yaklaşımda da bulunmazsınız.

Gelen tezkere, bir yetki tezkeresidir. Yabancı asker bulundurmaya, askerlerimizi yurtdışına göndermeye, hükümete yetki talebidir. (CHP sıralarından gürültüler)

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - İzin, izin!..

SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Doğru...

Tezkerenin asıl ismi de budur.

Dolayısıyla, bununla ilgili yetki de Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) -  İzin var, yetki yok!..

SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Yani, bu konuda, siz "evet" derseniz bunlar yerine getirilecek "hayır" derseniz gündemden kalkacak. Bu yetkiyi, sizler, kendi uhdesinde bulunduran Türkiye Büyük Millet Meclisi, isterse 58 inci hükümete verecek. Bu yetkiyi ne şekilde karara bağlarsanız, millet olarak, biz, bunu saygıyla karşılamaktayız.

Sonra, yarın yapılacak Millî Güvenlik Kuruluyla bunun hiçbir alakası yoktur. Altını çizerek söylüyorum. Zaten mutat olarak yapılan Millî Güvenlik Kurulu toplantıları, takvim gereği, her ay muntazaman yapılır. Peki, Millî Güvenlik Kurulu, bundan önceki ay toplantısında, bu asker bulundurma ve asker göndermeyle ilgili bir karar almadı mı arkadaşlar; bir tavsiye kararı aldı; hükümetin, barış için yapmış olduğu bütün çabaları yerinde gördü. Ayrıca, ülkenin âli menfaatlarını korumak için, her türlü tedbiri alma konusunda gerekli çalışmaların yapılması da tavsiye edildi.

Şu anda, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak biz, hükümetimizi takip ediyoruz. Hükümetimiz de, bu konularla ilgili olarak, mutlaka ama mutlaka, Genel Kurulda sizlerle paylaşacağı bilgiler doğrultusunda bu talebinin karara bağlanmasını isteyecek.

Bir diğer husus var ki, onu da ifade etmek yerinde olur kanaatindeyim. Peki, biz, tezkereyi, bugün değil de niçin cumartesi günü görüşmek istedik? Ben, samimiyetimle, hem Danışma Kurulu toplantısında hem de arkadaşlarımıza özel bilgi verirken söyledim; biz, 363 kişilik bir grubuz...

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - 362...

SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bu grup, iki gündür, grup toplantısı şeklinde toplantılarına devam ediyor; yaklaşık 80 milletvekili arkadaşım söz istedi; iki günde, bakanların dışında, 30'a yakın milletvekilimiz de konuşma yaptı. Sayın Genel Başkanımız "eğer feragat ederseniz, söz hakkınızdan vazgeçerseniz toplayalım" dedi; birkaç arkadaşımız hariç, herkes, konuşmak istediklerini ifade etti. O zaman, biz, cuma günü, bakanların, özellikle Millî Güvenlik Kuruluna katılacak bakanların da olmayacağını düşünerek, cumartesi günü bu çalışmaları tamamlamaya karar verdik. Cumartesi günü, yine, Grubumuz toplanacak; tarihî önem arz eden bu kararla ilgili olarak, ikna değil bilgi alışverişi... (CHP sıralarından gülüşmeler) Bununla ilgili olarak, vicdanî kanaate ulaşabilmeleri, kararlarını da bu bilgiler muvacehesinde verebilmeleri için, katılımcılık adına, diyalog adına ve özellikle ve öncelikle vicdanî kanaatlerini milletvekili arkadaşlarıyla paylaşmak adına, bu toplantıları sizin takdir edeceğinizi zannediyorum, milletimiz de takdir etmektedir. İsterseniz çıkın, kamuoyuna sorun; hükümetin bugüne kadar izlemiş olduğu politikalar, acaba, bu millet tarafından tasvip ediliyor mu edilmiyor mu?.. (AK Parti sıralarından alkışlar) Kahir ekseriyetle, 58 inci hükümetin, dışpolitikadaki aksiyoner tavrı, tavırlı duruşu kabul görmektedir. Siz bunu tasvip etseniz de etmeseniz de millet bu konuda sizi de takip ediyor bizi de takip ediyor bu hükümeti de takip ediyor. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, bir diğer husus daha vardır ki, üzülerek şunu söylemek istiyorum...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bakınız, birileri, sürekli "gel tezkere" şarkısı çağırırcasına, tezkere ne zaman gelecek, ne olacak diye soruyor ve tezkereyle ilgili her türlü spekülasyon devam ediyor. Zannedersem, bugünkü koroya sizler de katıldınız; hem "savaş istemiyoruz, tezkere gelmesin" diyorsunuz hem de "bugün tezkereyi niçin görüşmüyoruz" diye tenkit ediyorsunuz arkadaşlar. (AK Parti sıralarından alkışlar) Yani, burada herhalde bir tenakuz var zannediyorum; ister kabul edin ister etmeyin.

Ben, samimî olarak kanaatlerini her zaman sizlerle paylaşan bir arkadaşınız olarak, bunları...

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Tezkere orada...

SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bakınız, her söylenen sözün mutlaka bir karşılığının olduğunu herkes düşünmeli; yani, ona göre de... Biliyorsunuz, denilir ki, söz, ağzınızdan çıkıncaya kadar size aittir, ağzınızdan çıktıktan sonra ise size ait olmaktan çıkar.

Değerli arkadaşlar, ben nihaî olarak şunu söylemek istiyorum: Evet, Türkiye için, hepimiz, her türlü fedakârlığı ve feragatı yapabilecek durumdayız. İnanıyorum ki, bu Meclisten, bunun dışında başka bir şey düşünmek zaten mümkün değil. Evet, barış için her türlü çabayı sarf ettik, sarf etmeye de devam ediyoruz; ancak, unutulmasın ki, bundan sonraki süreç, Türkiye'nin menfaatlarını kollamak ve korumak için, ne gerekiyorsa, her türlü tedbiri almaktır. Anayasanın 117 nci maddesi açıktır, bütün maddeleri bunu amirdir. Zaten, bizim, siyasette burada var olma gerekçemiz de budur; milletimize hizmet etmek, milletimizin menfaatlarını gözetip kollamaktır. Bu, topraklarımızın içinde de böyledir, topraklarımızın dışında yapılacak her türlü çalışma için de geçerlidir.

Onun için, ben, değerli milletvekili arkadaşlarımdan, grup önerimize destek bekliyorum. Meclisimizin cumartesi günü de çalışması için bu kararın çıkmasını talep ediyoruz. Ümit ederiz ki, cumartesi günü, milletimiz için çok önem arz eden bu tezkere görüşülecek, buna bağlı olarak, gündemdeki diğer konuları birlikte, beraber çalışacağız. İnşallah, tüketicileri ilgilendiren tasarıyı elleriyle, kafalarıyla tasdik eden Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımla birlikte çıkaracağız diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kapusuz.

Öneriyi tekrar okutuyorum:

Öneri :

1.3.2003 Cumartesi günü Genel Kurulun saat 14.00 ile 19.00 saatleri arasında çalışması ve bu birleşimde gündemin "Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları" kısmında yer alan konular ile kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi önerilmiştir.

BAŞKAN - Kabul edenler... (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar[!]) Kabul etmeyenler... (AK Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar[!]) Öneri kabul edilmiştir.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

Birinci sırada yer alan, Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısı ile İçişleri ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları raporlarının müzakeresine başlıyoruz.

ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir) - Hükümet yok.

VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1. - Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısı ile İçişleri ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları raporları (1/308) (S. Sayısı : 38) (1)

BAŞKAN - Komisyon?.. Burada.

Hükümet?.. Burada.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Hükümet geldi.

BAŞKAN - Komisyon raporu 38 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen, AK Parti Grubu adına, Bingöl Milletvekili Sayın Mahfuz Güler; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 20 dakikadır.

AK PARTİ GRUBU ADINA MAHFUZ GÜLER (Bingöl) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu olarak biz, komisyonumuza sevk edilen tasarılar görüşülürken, konuyla ilgili, öncelikle bütün sosyal tarafların görüşlerini almaktayız. Hatta, tasarıların görüşülmesi sırasında, konu, eğer işçi ve işvereni ilgilendiriyorsa, kurulan alt komisyonlarımızda sosyal tarafların bütün temsilcileriyle birlikte, meslek kuruluşlarımız, sendikalarımız, odalar ve diğer tüm sosyal taraflarla görüşmeler ve tartışmalar yapılmakta ve tasarılar, tam mutabakat sağlanarak son şeklini almaktadır. Komisyonumuz, gerçek bir ihtisas komisyonu olarak görev yaparken, AK Partili üyelerin çoğunluğuyla değil, muhalefet-iktidar ayrımı yapılmadan, mümkün olduğunca mutabakat sağlanarak ve genellikle, çoğunlukla değil, oybirliğiyle karar vermektedir. Kısacası, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonumuzda tam bir demokratik platform oluşturulmuştur.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; dünya çalışma hayatında ve sosyal politikalarında, ekonomik gelişmelere bağlı şekilde büyük bir değişim yaşanmaktadır. Bu değişimin özünde üç temel kavram önplana çıkmaktadır. Bunlar; ekonomik anlamda rekabet gücünün, sosyal planda istihdam, işsizlik ve sosyal güvenlik politikalarının, endüstri ilişkileri alanında ise esneklik ve korumacılığın dengeli hale getirilmesidir. Bu üç kavram, birbiriyle iç içe girmiştir. Bunlardan birinin yokluğu, diğer ikisinin de işlevsel hale gelmesine engel olmaktadır. Her üçünün dengeli şekilde uygulanması ise, ülkenin kalkınma sürecini çok hızlı hale getirecek ve bu anlamda, sorunların çözümü, kesimlerarası işbirliği dahilinde daha radikal şekilde gerçekleştirilecektir.

Yukarıda bahsettiğimiz bu sistemler bütünü, gelişmiş ülkelerin tamamında uygulanmakta ve bu yönüyle de bizlere ışık tutmaktadır. Ne yazık ki, ülkemiz, bugüne kadar bahsettiğim üçlü politikaları dengeli şekilde yürütememiştir. Bu nedenle de, ekonomik kalkınmamız, arzulanan seviyede gerçekleşememiştir.

Sayın milletvekilleri, nasıl bir Türkiye devraldık; bunu kısaca size izah etmek istiyorum. Türkiye, dünya rekabet gücü sıralamasında, 1994 yılında 31 inci sırada iken, 2002 yılında 46 ncı sıraya gerilemiştir. Yine, ülkemiz, dünyada doğrudan yabancı yatırım girişleri bakımından 700 000 000-800 000 000 dolar arasındaki göstergesiyle, binde 9-10'luk bir payla en alt sınırda yer almaktadır.

Türkiye, iş ve yatırım yapmaya elverişli ülkeler bakımından, 1995-1999 döneminde 37 nci sırada iken, 2000-2003 döneminde 43 üncü sıraya gerilemiştir ve ne yazık ki, ülkemiz, sosyal güvenlikte OECD ülkeleri arasında sonuncu sırada yer almaktadır. 47 ülke arasında, işgücü verimliliğinde, Şili ve Estonya'dan sonra 38 inci sıradadır.

Bakınız, altyapı yatırımlarında 33 üncü sıraya düşmüşüz, işsizlikte 23 üncü sırada yer almaktayız, insanî gelişmişlik düzeyi yönünden 162 ülke arasında 82 nci sıraya gerilemişiz ve en önemlisi, gelir dağılımı adaletsizliği yönünden dünyanın en kötü 5 ülkesinden biri durumundayız. Nüfusumuzun yüzde 25'i açlık sınırında. Yine, nüfusumuzun yüzde 50'si yoksulluk sınırının altında yaşamak zorunda bırakılmıştır.

Ülkemizde, çok ciddî şekilde, gelir dağılımı adaletsizliği vardır. Devlet İstatistik Enstitüsünün son yaptığı gelir dağılımı araştırmasına göre, nüfusun en zengin yüzde 20'lik dilimi millî gelirin yüzde 58'ini alırken, en fakir yüzde 20'lik dilimi ise millî gelirin ancak yüzde 5'ini alabilmektedir. Türkiye'de nüfusun en fakir yüzde 5'lik kesimi toplam gelirin yüzde 1'ini bile alamazken, en zengin yüzde 5'i toplam gelirin yüzde 30'unu almaktadır.

Bölgelere ve illere göre gelir dağılımında çok büyük adaletsizlikler vardır. Kişi başına düşen gayri safî millî hâsıla, 2000 yılı için, Ankara'da 4 148 dolar iken, Kocaeli'de 3 286 dolar, Bingöl'de, Muş'ta, Bitlis'te bu rakam 700 dolar civarındadır.

Değerli arkadaşlar, kişi başına gayri safî millî hâsıla düzeyleri incelendiğinde, dünya ortalaması 5 150 dolar iken, Türkiye 2 200 dolar seviyesiyle en son sıralarda yer almakta ve Jamaika, Dominik Cumhuriyeti, Peru ve Kolombiya gibi ülkelerle, ne yazık ki, aynı gruba girmektedir. Bilindiği gibi, üye olmayı arzu ettiğimiz Avrupa Birliği ülkelerinde bu seviye minimum 11 000 dolardan başlamakta ve 45 000 dolara kadar ulaşmaktadır. Burada üzerinde durulması gereken temel nokta, Türkiye'nin göstergelerinin sürekli gerilemesi, rakibimiz olan ülkelerin göstergelerinin ise sürekli olumlu yönde ilerlemesidir. Avrupa Birliği ülkelerinde ekonomik göstergeler ise istikrarını korumakta, hemen hiç birinde negatif gelişme yaşanmamaktadır.

Konuya sosyal politikalar bağlamında baktığımızda ise, Türkiye'nin, bütün olumsuz ekonomik göstergelerine rağmen, Avrupa Birliğinin yüksek sosyal standartlarının hemen hepsini uygulamaya çalıştığını görüyoruz. Hedef, tabiî ki, Avrupa Birliği standartları ve halkımıza en yüksek sosyal standartları sağlamak olmalıdır. Ancak, değerli arkadaşlar, 2 000 dolarlık ekonomik güçle, 25 000 dolarlık ekonominin sosyal standardını taşımak mümkün müdür?! Bugün, sosyal maliyetlerin ekonomiye yaptığı baskı hesaplanamamakta; bu da, karşımıza, sosyal yasaların uygulanmaması, kayıtdışı sektörün büyümesi gibi temel sorunları çıkarmaktadır.

Değerli arkadaşlar, gelişmiş ülkelerde sosyal politikaların öncelikleri, işsizlikle mücadele, aktif işgücü politikaları, vergi, bürokrasi, sosyal yüklerin azaltılması, çalışma hayatındaki esneklik ve sosyal diyalogdur. Bunlar, aynı zamanda, başta saydığım rekabet, istihdam, esneklik ve dolayısıyla ekonomik kalkınma ve çalışma barışının korunması kavramlarıyla da yakından ilişkilidir.

Ülkemizdeki sosyal sistemlerin ana hatlarına baktığımızda, bugüne kadarki uygulamaların da ne yazık ki, gelişmiş ülkelerin hedeflerinden çok farklı ve hatta taban tabana zıt düzenlemeler olduğunu görmekteyiz. Bunların başında, sosyal politikaları yönlendiren popülist yaklaşımlar, işsizliği özendirici pasif politikalar, sosyal mükellefiyetlerin yüksekliği bakımından dünya şampiyonluğu, katı iş mevzuatı, yatırımların önüne çıkarılan bürokratik engeller ve sosyal maliyetlerin yüksekliği gelmektedir. Bu olumsuz sistem, ne yazık ki, çalışma hayatında barışın sürekli kılınmasına engel olmaktadır.

Artık, ülkemiz, küresel rekabet şartlarında seyirci değil, oyuncu olabilmek için, birçok değişim ve dönüşümü gerçekleştirmek zorundadır. Bugün, bu düzenlemelerden birini yasalaştırmayı hedefliyoruz. Üstelik, bu yasa tasarısı, işçi ve işveren kesimlerinin, komisyonumuzda neredeyse ortak çalışma olarak adlandırabileceğimiz ve sosyal diyaloğun en yüksek seviyede uygulanmasıyla Genel Kurulumuzun huzuruna indirilmiştir.

Bu tasarıyla hedef, ülkemize kaçak gelen yabancıların, ülkemiz insanlarının hakkı olan işlerde, kaçak şekilde çalıştırılmasına engel olunması ve bu sistemin Avrupa Birliği normlarına göre regüle edilmesidir.

Yukarıda bahsettiğim, rekabet gücü, istihdam ve çalışma hayatının korumacılık-esneklik dengesinin düzenlenebilmesi için bu tarz yasalar fevkalade gerekli olmaktadır. Özellikle, yurtiçi istihdamın gerekli yapısal düzenlemelere kavuşturulması için, değişim sürecinde, bizler, oyuncu olmanın temel bir vasıf olduğu düşüncesindeyiz.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 1960'lı yıllarda yurtdışına işçi gönderen ülkemiz, bugün, topraklarında yabancı işçi istihdam eden ülke şekline dönüşmüştür. Bu dönüşümün, tabiî olarak birçok sebebi vardır. Bunlardan birincisi, Türkiye, doğuya doğru, Japonya'ya kadar, bölgesinin tek demokratik ülkesidir; ikincisi, bütün eleştirilere ve ekonomik krizlere rağmen, komşularımız bazında, kalkınmasını hızla devam ettirebilen, dünyanın ender ülkeleri içerisinde yer almasıdır; üçüncüsü, yakın geçmişte yıkılan Doğu Bloku ülkelerinden gerçekleşen göç olgusudur.

Bakınız, İçişleri Bakanlığının verilerine göre, 1996-2000 yılları arasında, ülkemize 69 000 000 kişi giriş yapmış ve 64 000 000 kişi de çıkış yapmıştır. Bu rakamlara baktığımızda, ülkemizin, her yönüyle, canlı bir insan akışına sahne olduğu görülecektir. Bu veriler içerisinde, her yıl, ortalama 165 000 kişi ikamet izni almakta ve ortalama 23 000 kişi de çalışma izni almaktadır. Artık, günümüzde, ülkemize çalışmak için gelenleri sadece işçi olarak nitelendirmek yanlış olur. Ülkemize gelenler arasında, yatırım yapan kişiler olduğu gibi, serbest meslek sahibi kişilerin de olduğu, işçi statüsünde çalışanların da bulunduğu bir gerçektir.

Peki, ülkemizde ne kadar yabancı işçi vardır; edindiğimiz bilgilere göre, 1 000 000 yabancının, ülkemizin çeşitli bölgelerinde istihdam edildiği bildirilmektedir. Hatta, bazı gayriresmî rakamlara göre, bu sayının 1 300 000 civarında olduğu da varsayılmaktadır. Zaten, bu tasarının hazırlanmasındaki bir neden de, son yıllarda, ülkemizin, yabancı işçi çalıştırma cenneti haline dönüşmesi olmuştur.

Globalleşen bir ekonomik ortamda, sınırların kalktığı bir dünyada, ülkemiz bakımından, bu olayı, 1932 yılında yürürlüğe giren bir kanunla sınırlandırmanın ve esaslarını belirlemenin mümkün olmayacağı açıktır. Bu hususlar dikkate alınarak hazırlanan Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısı, belirli ölçüde, ülkemizin ihtiyaçlarını karşılayacak hükümler içermektedir.

Değerli arkadaşlar, 58 inci cumhuriyet hükümetimizin, acil eylem planında da öngördüğü bu tasarının getirdiği değişiklikler anahatlarıyla şunlardır:

Yabancılara çalışma izinlerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız tarafından verilmesi ve ayrıca, Bakanlığın, çalışma izinlerini verirken, ilgili bakanlık, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının görüşlerine de başvurması benimsenmektedir. Halen, yabancıların çalışması hakkında 71 kanun, 10 kanun hükmünde kararname yabancıların Türkiye'de çalışmasıyla doğrudan ve dolaylı hükümler içermektedir. Bunlardan 10 kanunda yabancılara iş verme yetkisi, 13 kanunda sözleşmeyle iş verme yetkisi, 24 kanunda kurumda istihdam, çok sayıda kanunda Türk Vatandaşı olma koşulu yer almakta, kanunlardan kaynaklanan açık bir yetki de olmaması nedeniyle değişik kurumlarca çalışma izni verilmesi, ülkemizde çalışan yabancılar konusunda sağlıklı fikir oluşturulamaması, bunların takip ve denetiminin sağlanamaması sonuçlarını doğurmaktadır. Diğer yandan, haksız rekabetin ve ülkemizdeki işsizliğin önlenmesi, kayıtdışı kazancın ekonomimize kazandırılması, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durumda kaçak işçi istihdamıyla mücadele edilmesinde bu konuyu olabildiğince tek merkezde toplayan bu yasanın hazırlanmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu nedenle, dağınık mevzuatı mümkün olduğunca tek merkezde toplamak, denetimini sağlamak, getirilen cezaî yatırımlarla kaçak yabancı çalıştırılmasını önlemek, bürokratik işlemleri azaltmak, bu konuda bir veri bankası oluşturabilmek ve istatistikî bilgi toplanması hususunu düzenlemek. Keza, uluslararası yükümlülüklerimize de cevap verebilecek şekilde düzenlemeleri içeren, yine, bununla birlikte, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bilgi vermek şartıyla Başbakanlık, Sağlık Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Yüksek Öğretim Kurulu ve diğer bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, sözleşmeyle iş yaptıkları yabancıları, Bakanlıktan alacakları çalışma izniyle çalıştırabileceklerdir. Bunların çalışma izinleri ise, istisna olarak düzenlenmiştir.

Tasarı, Türkiye'de bağımlı ve bağımsız çalışan yabancıları, bir işveren yanında meslek eğitimi gören yabancıları ve yabancı çalıştıran gerçek ve tüzelkişileri kapsamaktadır.

Tasarıda, çalışma izinleri dört ana grupta düzenlenmiştir: Bunlardan birincisi, süreli çalışma iznidir. Türkiye'nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe, iş piyasasındaki durum, çalışma hayatındaki gelişmeler, istihdama ilişkin sektörel ve ekonomik değişiklikler dikkate alınarak, yabancının ikamet izninin süresi ile hizmet aktinin veya işin sürecine göre, belirli bir işletme ve belirli bir meslekte çalışmak üzere en çok bir yıl süreyle verilecektir.

İkincisi, süresiz çalışma iznidir. Yine, Türkiye'nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe, Türkiye'de en az sekiz yıl kanunî ve kesintisiz ikamet eden veya toplam altı yıllık kanunî çalışması olan yabancılara, iş piyasasındaki durum ve çalışma hayatındaki gelişmeler dikkate alınmaksızın, belirli bir işletme, meslek, mülkî veya coğrafî alanla sınırlandırılmaksızın izin verilebilecektir.

Bir diğeri, bağımsız çalışma izni. Bağımsız çalışacak yabancılara, Türkiye'de en az beş yıl kanunî ve kesintisiz ikamet etmiş olmak koşuluyla verilebilecektir.

İstisnaî hallerde çalışma izni. Türkiye'nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe, ilgili maddede sıralanan yabancılara, bu kanunla belirlenen sürelere tabi olmaksızın daha esnek bir çalışma izni verilmesi hususu düzenlenmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Güler, 1 dakika eksüre veriyorum.

MAHFUZ GÜLER (Devamla) - Avrupa Birliği normlarına da uygun olan bu tasarı, içerdiği hükümler bakımından da, ülkemizde çalışan yabancıların çalışma şekil ve usullerini disipline edecektir. Tasarı, bu genel görünümüyle, Türkiye'de bağımlı veya bağımsız çalışan yabancıların izin almalarını zorunlu kılmaktadır.

Tasarıda, hangi hallerde başvurunun reddedilebileceği belirlenirken, Avrupa Birliği müktesebatına uyum dikkate alınmıştır.

Tasarıda, çalışma izinlerinin iptali ve çalışma izinlerinin hangi hallerde geçerliliğini kaybedeceği de ayrıca hüküm altına alınmıştır.

Tasarıda, yabancı kaçak işçiliğin caydırılmasına yönelik cezaî yaptırımlara ilişkin düzenlemelerde de, Batı Avrupa ülkelerindeki uygulamalar dikkate alınmıştır.

Buna göre, bildirim yükümlülüğü yerine getirilmediğinde her bir yabancı için 250 000 000, izinsiz bağımlı çalışan yabancıya 500 000 000, izinsiz yabancı çalıştıran işverene, her bir yabancı işçi için 2 500 000 000, izinsiz ve bağımsız yabancıya 1 000 000 000 TL para ve işyeri kapatma cezası uygulanması öngörülmüştür.

Ayrıca, yukarıdaki fiillerin tekrarı halinde, idarî para cezaları 1 kat artırılarak uygulanacaktır.

BAŞKAN - Sayın Güler, sözlerinizi toparlar mısınız.

MAHFUZ GÜLER (Devamla) - Peki efendim.

Yine, tüm bu idarî işlemlerin yargı denetiminde olması hususu da, tasarıda yer alan ayrı bir konudur.

Çalışma izinlerinin verilmesine ilişkin usul ve esaslar, sınırlandırmalar, bildirim yükümlülükleri, istisnaî hallerde çalışma izinlerinin nasıl verileceğiyle, çalışma izninden muaf tutulacaklar, tasarıya ilişkin çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarı, her yönüyle çalışma hayatını düzenleyen hükümler içermektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHFUZ GÜLER (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.

Bu nedenle, yasada belirlenen usul ve şartlara uymayanlar hakkında, Bakanlığın, idarî para cezası kesmesi ve hatta işyerini kapatma cezası verebileceği öngörülmektedir.

Tasarı, günümüz ihtiyaçları bakımından, esasen, geç kalmış bir yasal düzenlemedir.

Avrupa Birliğine giriş aşamasında, çalışma hayatımız bakımından bu yasa tasarısı önem arz etmektedir. Bu bakımdan, tasarının, çalışma hayatımıza ve iş dünyamıza, ülkemize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor; Yüce Meclise saygılarımı sunuyorum. (Alkışlar)

Teşekkür ediyorum Başkanım.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Güler.

Tasarının tümü üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Kocaeli Milletvekili İzzet Çetin.

Buyurun Sayın Çetin (CHP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 20 dakikadır.

CHP GRUBU ADINA İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; Grubum ve şahsım adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, burada, yabancıların çalışma izinleri hakkında yapılmakta olan düzenlemeyi görüşüyor, konuşuyoruz; ama, bu kanun tasarısı görüşülürken, herhalde hepimizin aklından geçen, ülkemizdeki işsizliğin boyutu, gelir dağılımındaki adaletsizliğin durumu, bölgeler arasındaki eşitsizliğin durumu ve ülkemizdeki, işsizliğin, yoksulluğun yarattığı göçten dolayı, büyük şehirlerimizin yaşanabilir olmaktan çıkıp, birer insan silosuna dönüştürüldüğüdür.

AKP Grubu adına söz alan arkadaşımızın belirttiği gibi, cumhuriyet tarihinde, bugüne kadar geçen süre içerisinde, yabancıların çalışma izinlerine ilişkin 70 yasa, 10 kanun hükmünde kararname düzenlenmiş; ama, bunların hiçbirisi bugünkü ihtiyacı gidermiş değil. Gerçekten, yabancıların ülkemizde çalışma koşulları ya da hukukî düzenlemeleri günün koşullarına göre düzenlenebilir; ama, asıl yapılması gereken düzenleme, yabancıların çalışma izinlerini sağlamak kadar, yabancıların, kaçak olarak ülkemizde -10 000 000'u aşan işsizlik ortamında- çalışmalarının önlenmesi gerekmektedir. Yabancı kaçak çalışanların önlenmesi, ülkemizdeki işsizliğin önüne geçilmesi, istihdam yaratıcı, üretimi artırıcı, ekonomiyi canlandırıcı, reel sektörü canlandırıcı yatırımlara yön verilerek, kapı kapı dolaşan işsizlerimizin sorunlarına çare bulunmasından geçer. Gerçekten, bugün, çalışma yaşamı altüst olmuş durumda; 24 000 000'a yaklaşan işgücü içerisinde -kamu çalışanları sendikalarının üye sayılarını bile dahil etseniz- sendikalı işçi ve memur sayısının 1 500 000'i bulmadığını görüyoruz. Belki, yabancılara çalışma izni verilmesiyle sendikalaşmanın ne alakası var diyebilirsiniz. Özellikle, bütün dünyada uygulanan küresel politikalar sonucunda bir altüst oluş yaşanıyor. Geri kalmış, yoksul ülkelerde, insanlar, yaşamlarını sürdürebilmek için göç ediyorlar değişik ülkelere; tıpkı, bizim, 70'li yıllarda Avrupa ülkelerine milyonlarca yurttaşımızı göndermemiz gibi. Bugün de dağılan Sovyetler Birliğinden, Uzakdoğu'dan pek çok yabancı insan, ülkemize, ya kaçak olarak girmekte ya da yasal yollardan girip, inşaat sektörü başta olmak üzere, tekstil sektöründe, deniz taşımacığında, kara taşımacığında, ev hizmetlerinde, çocuk bakıcılığında, hatta gazinolarda, gece kulüplerinde ve değişik işyerlerinde, yaşamlarını sürdürebilmek için çalışma imkânı aramaktadırlar ve ne yazık ki, sayıları 57 nci hükümetin Çalışma Bakanı tarafından resmî olarak açıklanan rakama göre 1 500 000'i bulan bu yabancıların, ülkemizde iş arayanların çalışabilecekleri niteliksiz işleri bile nasıl doldurduğunu hepimiz biliyoruz ve görüyoruz. Onun için, esas yapılması gereken işlem, sıkı kontrollerle, alınacak tedbirlerle, yabancıların kendi yurttaşlarımızın çalışacağı işlerde çalışmalarının engellenmesi olmalıdır.

Değerli arkadaşlarım, gerçekten, çalışma yaşamı, bugün büyük sorunlarla karşı karşıya. Ülkemizde yatırım yapan yabancı ülkelerin sermayedarlarının açtığı fabrikalarda, işyerlerinde, ne yazık ki, çalışma yaşamının kuralları büyük oranda uygulanmamakta. Japon firmalarından Türkiye'de yatırım yapanların hiçbirinde sendikalaşma hakkı yok. Çalışma Bakanlığının denetim elemanlarının yetersizliği hepimiz tarafından  biliniyor. İşyerlerinin, ancak yüzde 1'i, 2'si kontrol edilebiliyor, müfettiş gönderilebiliyor. Gönderilmiş olan müfettişler de, çoğu kez -onları suçlamak için söylemiyorum- zor koşullarda görev yapıyor; kimi, gerçekten, görev aşkıyla gidip, o görevini yerine getirmek arzusunda; ancak, ya işyerine giremiyor ya da girdiği işyerinden, eğer özel sektöre aitse, kamu yatırımlarının yapıldığı alanlar değilse, neredeyse sopayla kovulmakta. Yerli kaçak işçi mi çalıştırılıyor, yabancı kaçak işçi mi çalıştırılıyor, çalışanların kimliği var mı bunları kontrol edebilmenin bile olanağı yok.

Gerçekten, bugün ülkemizde, sendikaların ciddî şekilde üye kaybettiğine tanık oluyoruz. İşçi sendikaları açısından olaya baktığımız zaman, büyük bölümü kamu kesiminde örgütlü. Kamu kesiminde, bugün yaklaşık 450 000 işçi çalışıyor. Özel sektörde çalışan milyonlarca işçinin içerisinde, sadece 300 000 civarında bir örgütlülükten söz edilebiliyor ise, yabancıların çalışma izinlerini nasıl düzenlerseniz düzenleyin, bir bilgi bankası oluşturacağız, girişlerini tek merkezde toplayacağız derseniz deyin, katılımcılık gerçekleşmedikçe, sendikal örgütlenme yaygınlaşmadıkça, işyerlerinin etkin denetimi yapılamadığı sürece, sizler, yabancı kaçak işçileri kontrol edemezsiniz.

Bakınız, ülkemizde, bugün, çok ciddî bir savaş ortamına giriliyor; cumartesi günü tezkereyi görüşeceğiz. ABD'nin dünyanın pek çok ülkesinde üsleri, tesisleri var. Biz, son yıllarda, incitici olmasın diye, Amerikan üslerinin adını "tesis" olarak değiştirdik ve o şekilde kullanıyoruz. Adana-İncirlik'te, barış zamanında bile, benim Harb-İş Sendikası Genel Başkanı olduğum dönemde bile, hiç oturma izni olmayan, kaçak gelmiş Amerikalılar çalışıyordu; oturma izni olup da çalışma izni olmayan Amerikalılar İncirlik Üssünde çalışıyordu. Çalışma izni olmayan, askerlik göreviyle gelmiş; ama, askerlik görevini bitirdikten sonra, gitmeyerek Adana'da kalan Amerikalılar İncirlik'te çalışıyordu. 1980'li yıllarda, sadece, İncirlik'teki Amerikan işyerlerinde 3 600 kişi çalışırken, bu sayı, bugün 1 000 civarına indi. Oysa, üs genişledi, tesis büyüdü; fakat, Amerikalının oraya ne getirdiğini, ne götürdüğünü, kimi getirip kimi götürdüğünü hiçbir zaman kontrol edemedik. Şimdi de, en büyük üslerine güvenerek, orada kendi işgücüne güvenerek, işte, Irak'a yapacağı olası bir müdahale için, kuzeyden cephe açma adına, İncirlik Üssüne güvenerek İskenderun Limanına çıktı. Diyarbakır'da Pirinçlik Üssünü kullanarak, Malatya'da Erhaç Üssünü yeniden açarak, yetmedi, Silopi'de ve Şırnak'ta yeni üsler kurarak, oralara asker kılığında getirdiği Conilerinin yeniden bizim ülkemizde çalışmasının da ortamını hazırlayacak.

Değerli arkadaşlarım, bu alan, gerçekten düzenlenme yapılmaya ihtiyacı olan bir alan. Her şeyden önce, Türkiye'ye gelen yabancı uyruklu insanların hangi alanlarda çalışabileceğini, hangi alanlarda çalışamayacağını, bunların çalışma sürelerinin ne olması gerektiğini, bunların çalışma izinlerinin süreleri kadar yaptığı işin niteliğinin ne olması gerektiğini de iyi düzenlememiz, iyi hazırlanmamız gerekir. Bu tasarı hazırlanırken, Çalışma Komisyonunda görev yapan arkadaşlarımız -ister AKP'li, ister CHP'li olsun- elbette, üzerinde hassasiyetle çalıştılar.

Biraz evvel AKP Grubu adına konuşan Sayın Güler'in işaret ettiği gibi, olabildiğince, tarafların görüşlerini almaya çalıştıklarını biliyorum; ancak, bütün bu çalışmaların, bir yasal düzenlemenin ortaya konulması, burada yasalaştırılması yetmiyor; onun, etkin denetimi, etkin kullanımının da, en az yasal düzenleme kadar etkili olması gerekir.

Gerçekten, bugün, biraz evvel değindiğim gibi, sendikalaşmayı tehdit eden ana unsurlardan birisi kaçak işçiliktir. Kaçak işçiliği de, kanunlaştırmak diye bir durum söz konusu olamaz; olsa olsa, Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosuna düşen görev, Büyük Millet Meclisine düşen görev kaçak işçiliği önlemek olmalıdır. Kaçak işçilik, insan sömürüsüne, emek sömürüsüne dayanır; o nedenle, düzenlenmesi değil, önlenmesi gereken bir çalışma ilişkisidir, çalıştırma biçimidir. O nedenle, bu düzenlemede dikkat edilmesi gereken ana unsur, yabancıların çalışma izni ile yabancı kaçak işçilerin çalışmaları arasındaki farkı görüp, kaçak işçiliği mutlak suretle önlemekten geçer.

Değerli arkadaşlarım, gerçekten, bu düzenlemeye ihtiyacımız var; ama, bundan daha çok ihtiyacımız olan, Türkiye'deki işsizliği giderici tedbirleri almaktır. Bugün, 5 000 000'dan fazla açık işsizinin, en az 4 500 000 asgarî ücret altında hiçbir yasal güvenceye sahip olmadan çalışan yurttaşlarımızın, hatta, yazın inşaatlarda çalışıp kışın memleketlerine dönen gençlerimizin, açlıktan, yoksulluktan, belki, memleketine geri dönebilmek için, gelip kapımızı çalan, onuru incinerek yol parasını isteyen yurttaşlarımızın da durumunu düşünerek, kaçak işçiliği önlemek kadar, yabancıların çalışma izinlerini düzenlerken de -her ne kadar, bu, ikili anlaşmalarda ve çoktaraflı anlaşmalarda bir yükümlülük ise de- azamî özeni ve itinayı göstermemiz gerekir diye düşünüyorum.

Değerli arkadaşlarım, çalışma izinlerine ilişkin bu yasal düzenleme, ta 2001 yılında hazırlanmış, 57 nci hükümet döneminde düzenlenmek istenmiştir; ama, bugüne kısmet oldu. 58 inci hükümet döneminde, 22 nci Yasama Döneminde, bizler, bu yasayı yeni bir şekilde düzenleyeceğiz.

Gerçekten, bu, bir ihtiyaç. Bu, bir ihtiyaç; ama, aynı yere tekrar tekrar dönmek istemiyorum; ülkemizdeki niteliksiz işgücünü, gençlerimizin işsizliğini, babalarımızın, büyüklerimizin yoksulluğunu ve yurttaşlarımızın büyük bir bölümünün çevresinde iş bulmak isteyen insanlarımızın durumunu da göz önüne alarak, Çalışma Bakanlığımızca etkin denetimin sağlanacağını düşünmek ve gerçekleştiğini görmek arzumu ifade etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, gerçekten, yabancıların çalışma izinlerini düzenlerken, birtakım cezaî durumlarla onların çalışmasını engellemek mümkün değildir. Bakınız, dilim varmıyor söylemeye; son on yıldan, onbeş yıldan bu yana, ülkemizde, Karadeniz başta olmak üzere, hemen hemen bütün kentlerimizde, Sovyetlerin dağılmasından sonra gelen yabancılara, onların içerisindeki bayanlara bir başka ad taktık biz; onların da insan olduğunu unuttuk.

Önümüzdeki günlerde görüşülecek, yine bir yasa tasarısı var; buraya gelecek, İşkur'un içerisinde özel istihdam büroları... Yarın özel istihdam büroları gerçekleştiğinde, siz, zannediyor musunuz ki, yabancıların çalışma izinlerini, burada, hukukî düzenlemeye tabi tutsanız bile, o bürolar tarafından, insanlar, yerli-yabancı ayırımı gözetilmeksizin, emek tacirlerinin eline, insan tacirlerinin eline, et pazarına sürülecekler. Bunları birbirinden bağımsız olarak getirip, konuşmanın çok doğru olmadığını düşünüyorum. Yapılması gereken, birbiriyle bağlantılı, yabancıların çalışma izinleriyle birlikte, yurt içinde çalışacak, iş arayan gençlerimizi insaflarına bırakacağımız o düzenleme, onu içeriyor. Özel istihdam bürolarının, yurt dışına da, yurttaşlarımızı, gençlerimizi pazarlayacağını ve de yurt dışından gelen insanların, bu yasal düzenlemeye rağmen -bu yasal düzenlemenin içinde olsun olmasın- sağlık alanından ev hizmetlerine, imalat sektöründen hizmet sektörünün bütün alanlarına kadar, her alanda, nasıl pazarlanacağını hep birlikte göreceğiz. Onun için, ayrıntılı bir şekilde, bu düzenlemelere dikkat etmeliyiz ve özel istihdam bürolarının çalışma biçimlerini, çalışma ilişkilerini, Türkiye'nin özel istihdam bürolarına ihtiyacının olup olmadığını iyi düşünerek, bu yasayı da göz önüne alarak, çok daha ciddî düşünmemiz gerekir.

Değerli arkadaşlarım, değerli milletvekilleri; biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, böyle bir düzenlemenin ülkemiz için ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Bu ihtiyacın giderilmesi, elbette, önemli; ama, asıl önemlisi, biraz evvel işaret ettiğim gibi, bu yasayla bağlantılı diğer yasal düzenlemelerin de birbiriyle kopuk, eklektik olmadan, birbirini tamamlayacak ve birbirine engel olmayacak bir biçimde ele alınıp, yasal metin haline getirilmesidir. Bu doğrultuda, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu yasanın olumlu katkılar getireceğini biliyoruz, düşünüyoruz; o nedenle, birlikte en iyi yapmayı, en doğruyu gerçekleştirmeyi umut ediyor; bu duygu ve düşüncelerle, hepinizi, saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çetin.

Tasarının tümü üzerinde, hükümet adına söz isteyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Yüce Meclisimizin değerli üyeleri, değerli milletvekili arkadaşlarım; sözlerimin başında, hepinizi, hükümetimiz adına, saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Şu anda gündemimizde bulunan Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısıyla ilgili görüşlerimi kısaca arz etmek istiyorum. Siyasî parti gruplarımız adına benden önce söz alan, değerli katkılar veren Sayın Güler'e ve Sayın Çetin'e de ayrıca teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, Türkiye, son kırk yılda yabancı işgücü de ithal etmeye başladı. 1960'lı yıllarda Almanya'ya uğurladığımız işçilerden sonra, yakın komşularımızdan bazıları, vatandaşlarını ülkemize çalışmaya yollamaya başladı. Bu olgu, özellikle 1990'larda kendini gösterdi ve halen de sürüyor.

Kaçak çalışan yabancılar, mevcut pozisyonları itibariyle, hem güvencesiz hem de yasadışı yollardan çalışma hayatına girdikleri için, kayıtdışı istihdamın da önemli kaynaklarından biri haline gelmiştir. Bu durum, yabancı kaçak açısından ikili bir sorun oluşturmaktadır. Bunlardan biri, güvencesizliğin beraberinde taşıdığı bireysel riskler; diğeri ise, bu tür çalışmanın yaygınlaştığı ölçüde, kayıtlı işgücü piyasasının, başta ücretliler olmak üzere, bu durumdan olumsuz biçimde etkilenmesidir.

Özellikle işsizliğin yaygınlaştığı dönemlerde düşük ücrete rıza gösteren yerel işgücünün yanı sıra, yabancıların da ülke içerisinde kaçak olarak çalışmaya başlamaları, belirli alanlarda rekabeti artırıp, sorunu ağırlaştırmaktadır.

Türk işgücü piyasasının kayıtdışı istihdamdan önemli ölçüde etkilendiğini biliyoruz. Yabancıların kaçak çalışması, kayıtdışı sektörün yaygınlığı açısından örgütlü çalışanların da sıkıntı duyduğu alanlardan biri durumundadır. Bununla birlikte, kaçak çalışan yabancıların çalışma alanları, bazen, geldikleri ülkede kazandıkları vasıflarıyla ilişkili olmamakta, en yoğun çalıştıkları iş alanlarının imalat sanayii ve inşaat sektörleri olduğu tahmin edilmektedir. Özellikle büyük kentlerimizde, çok sayıda yabancı kadının ev hizmetlerinde çalıştığı görülmektedir.

Son yıllarda, artan oranda yabancının Türkiye'ye çalışmak üzere gelmesi ve kaçak çalışmaya başlaması, bu alandaki hukukî düzenleme eksikliğinin bir işareti olmaktadır.

Ülkeler arasında çalışanların gelir farklılığı önemli ölçüde işgücü göçüne neden olmaktadır. Küreselleşmenin yarattığı gelir uçurumu, gelişmekte olan ülkelerin sırtında ağır yükler oluşturmaktadır. Bu nedenle, gelişmekte olan ülke kendi beşerî kaynaklarını ihraç etmekte, gelişmiş ülkeler de, bu kaynakları, sadece ihtiyacı olduğu alanlarla sınırlamaktadır. Geride kalanların, gelişmiş ülkelere doğru, ne pahasına olursa olsun, yolculukları sürmektedir.

Türkiye de, bu kapsamda, gelir farkı nedeniyle, komşu ülkelerin çekim alanı içine girmiştir. Sorun, çok boyutlu ve karmaşık olduğu için, yasaklama ve sınırları polisiye önlemlerle kapatmak, yabancıların çalışmalarını engelleyebilmekten uzak görünmektedir. Zorunlu veya gönüllü olarak Türkiye'ye gelen ve burada kalan, Türkiye'ye sığınan ya da geçici bir süre burada barınma ve çalışma fırsatı arayan, çoğu zaman da kaçak konumuna düşen yabancıların sayısı giderek artmaktadır. Arkadaşlarımızın da ifade ettikleri gibi, bu sayının 1 000 000 mesabesinde olduğu tahmin edilmektedir.

Sözlerimin başında da belirttiğim gibi, kendi ülkesinde ekonomik ve siyasal istikrarsızlık nedeniyle, ayrıca, işsizliğin yoğun olduğu ülkelerden, iş aramak amacıyla, daha iyi ve güvenli bir yaşam için Türkiye'ye gelen yabancı uyruklu insanlar, genelde, belirli bir uzmanlık alanları olmadığı için  -belirli bir uzmanlığa sahip olanlar da uzmanlık dallarında değil- bulabildikleri işlerde çalışmaktadırlar.

Niteliksiz işçi statüsünde olmalarına rağmen, bu insanları çalıştırmak, bazı işverenlerce de cazip görülmektedir; zira, kaçak oldukları için, çok düşük ücretlerle çalışmaya razı olmaktadırlar. Genellikle aileleri de yanlarında olmadığı için, işyerlerinin, sağlıksız şartlarında, sağlıksız bölümlerinde yatmakta, hastalandıklarında ya da kazalara maruz kaldıklarında da şikâyette bulunmamaktadırlar.

Yabancı eleman istihdamında temel neden, ülkenin yahut işverenin bu istihdama ihtiyacı olmasıdır. Bu ihtiyaç çerçevesinde, yabancı istihdamı, elbette, söz konusu olacaktır; ancak, bu istihdamın yasal çerçevede olması, gerek ülkemizin menfaatları gerekse yabancı çalışanlar için büyük önem arz etmektedir.

Değerli milletvekilleri, cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar, 70'in üzerinde kanunda, yabancıların istihdamıyla ilgili, doğrudan ya da dolaylı hükümler yer almış; ancak, bu durum, mevzuatımızda, dağınık ve çokbaşlı bir yapı yaratmış, yabancıların çalışmalarının düzenlenmesinde de yetersiz kalmıştır. Yabancıların çalışma ve oturma izinlerinin değişik kurum ve kuruluşlar tarafından verilmesi ve ilgili kurumlar arasında eşgüdümün yetersizliği, yabancıların ülkemizde çalışmalarına ve işgücü piyasasında yer almalarına ilişkin hizmetin etkin yürütülmesini engellemektedir. Bu dağınık mevzuat yapısının, ülkemizin taraf olduğu ikili ya da çoktaraflı sözleşmelerde yabancıların çalışmalarını düzenleyen hükümleri de karşılamadığı görülmektedir.

Diğer yandan, kayıtdışı yabancı istihdamındaki artışlar, ülkemizin çalışma barışını da olumsuz yönde etkilemektedir; zira, ucuz işgücü olarak görülen ve bazı işverenlerce kendi ülke vatandaşlarımıza tercih edilerek kaçak çalıştırılan yabancı işçiler, ülkemizin ücret ve sendikal düzenini etkilemekte, aynı işi yapabilecek aynı nitelikteki vatandaşlarımızın işsiz kalmalarına ve vergi ve sigorta prim kayıplarımıza neden olmaktadırlar.

Böylesine dağınık bir mevzuat yapısıyla, konunun denetim altına alınmasının oldukça zor olduğu görülmektedir. Bu nedenle, halen değişik kamu kurum ve kuruluşlarınca verilmekte olan çalışma izinlerinin, olabildiğince tek merkezde toplanmasını, denetiminin sağlanmasını, getirilen cezaî yaptırımlarla yabancı kaçak işçiliğinin caydırılmasını, ülkemizde çalışan yabancılarla ilgili sağlıklı bir veri bankası oluşturulmasını, iş piyasasındaki durum ve çalışma hayatındaki gelişmeler, istihdama ilişkin sektörel ve ekonomik konjonktür değişiklikleri de dikkate alınarak, ülkemizin ve işverenin gerçek ihtiyaçları çerçevesinde çalışma izni verilmesini, yine, ülkemizin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde, yabancıların çalışmasıyla ilgili hükümleri de karşılayacak biçimde düzenlemeleri içeren, yabancıların çalışma izinleri hakkındaki kanun tasarısı hazırlanarak, genel ve madde gerekçeleriyle birlikte, bakanlıklar, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile sosyal tarafların görüşlerine sunulmuş, Bakanlığıma intikal eden tüm görüşler değerlendirilmiş ve bu görüşler çerçevesinde tasarıya son şekli verilmiştir.

Bundan sonraki bölümde, maddelerine geçtiğimizde Yüce Meclisin değerli katkılarıyla daha da olgunlaşacak olan bu tasarı, umuyorum ki, ülkemizdeki kaçak yabancı işçi istihdamını büyük ölçüde caydıracak, bunun yanında, kendi ülkemiz vatandaşlarına da yeni istihdam imkânları sağlayacaktır.

Bir kez daha, bu vesileyle, değerli gruplarımızın bu tasarıya olan katkıları dolayısıyla teşekkürlerimi sunuyor, bu tasarının, Yüce Meclisin yüksek iradesiyle yasalaşmasıyla birlikte çalışma hayatımıza hayırlar getirmesini temenni ediyor, hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Başesgioğlu.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

III. - YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, yeterli çoğunluğumuz yoktur; yoklama yapılmasını istiyoruz.

BAŞKAN - Yoklama isteminde bulunan arkadaşların isimlerini alıyorum.

Mustafa Özyürek, İzzet Çetin, Muzaffer Kurtulmuşoğlu, Ali Rıza Gülçiçek, Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Oya Araslı, Yavuz Altınorak, Mustafa Gazalcı, Ali Topuz, Muharrem Toprak, Mehmet Siyam Kesimoğlu, Mehmet Parlakyiğit, Mustafa Özyurt, Tuncay Ercenk, Rasim Çakır, Enver Öktem, Atilla Kart, Mehmet Kartal, Şevket Gürsoy, Algan Hacaloğlu.

Elektronik cihazla yoklama yapılacaktır.

Yoklama için 5 dakika süre veriyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısı vardır.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

1. - Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısı ile İçişleri ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları Raporları (1/308) (S. Sayısı : 38)(Devam)

BAŞKAN - Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Birleşime 10 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati : 16.52

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 17.04

BAŞKAN : Başkanvekili Sadık YAKUT

KÂTİP ÜYELER : Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale), Mevlüt AKGÜN (Karaman)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 38 inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Görüşmelere kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

1. - Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısı ile İçişleri ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları Raporları (1/308) (S. Sayısı: 38) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yerinde.

Hükümet?.. Yerinde.

Kâtip üyenin tasarının maddelerini oturarak okumasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir

1 inci maddeyi okutuyorum:

YABANCILARIN ÇALIŞMA İZİNLERİ

HAKKINDA KANUN TASARISI

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1. - Bu Kanunun amacı, yabancıların Türkiye'deki çalışmalarını izne bağlamak ve bu yabancılara verilecek çalışma izinleri ile ilgili esasları belirlemektir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum :

Kapsam

MADDE 2. - Bu Kanun;

403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 29 uncu maddesinin ikinci cümlesi ile 5680 sayılı Basın Kanununun 13 üncü maddesi ve 231 sayılı Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin kapsamına giren,

Bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşlarınca kanunla verilen yetkiye dayanarak çalışma izni verilen veya istihdam edilen ve

Karşılıklılık ilkesi, uluslararası hukuk ve Avrupa Birliği hukuku esasları dikkate alınarak çalışma izninden muaf tutulan yabancılar dışında,

Türkiye'de bağımlı ve bağımsız olarak çalışan yabancıları, bir işveren yanında meslek eğitimi gören yabancıları ve yabancı çalıştıran gerçek ve tüzel kişileri kapsar.

BAŞKAN - 2 nci madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 2 nci madde kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

Tanımlar

MADDE 3. - Bu Kanunda geçen;

Bakanlık : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını,

Yabancı : 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununa göre Türk vatandaşı sayılmayan kişiyi,

Bağımlı çalışan : Gerçek veya tüzel kişiliği haiz bir veya birden fazla işveren emrinde ücret, aylık, komisyon ve benzeri karşılığı çalışan yabancıyı,

Bağımsız çalışan : Başka şahısları istihdam etsin veya etmesin kendi ad ve hesabına çalışan yabancıyı,

İfade eder.

BAŞKAN - 3 üncü madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

4 üncü maddeyi okutuyorum:

İKİNCİ BÖLÜM

İzin Alma Yükümlülüğü ve

İzin Verme Yetkisi

İzin alma yükümlülüğü ve izin verme yetkisi

MADDE 4. -Türkiye'nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe, yabancıların Türkiye'de bağımlı veya bağımsız çalışmaya başlamadan önce izin almaları gerekir.

Ülke menfaatlerinin gerekli kıldığı hallerde veya mücbir nedenlere bağlı olarak, çalışmaya başlamadan önce ilgili makama bilgi vermek koşuluyla, çalışma süresi bir ayı geçmemek ve Bakanlık onayı alınmak suretiyle çalışma izni işe başladıktan sonra da verilebilir.

BAŞKAN - 4 üncü madde üzerinde söz talebi?..Yok.

4 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 4 üncü madde kabul edilmiştir.

5 inci maddeyi okutuyorum :

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Çalışma İzinleri ile Çalışma İzni Muafiyet ve Sınırlamaları

Süreli çalışma izni

MADDE 5. -Türkiye'nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe süreli çalışma izni iş piyasasındaki durum, çalışma hayatındaki gelişmeler, istihdama ilişkin sektörel ve ekonomik konjonktür değişiklikleri dikkate alınarak, yabancının ikamet izninin süresi ile hizmet akdinin veya işin süresine göre, belirli bir işyeri veya işletmede ve belirli bir meslekte çalışmak üzere en çok bir yıl geçerli olmak üzere verilir.

Bir yıllık kanuni çalışma süresinden sonra, aynı işyeri veya işletme ve aynı meslekte çalışmak üzere çalışma izninin süresi üç yıla kadar uzatılabilir.

Üç yıllık kanuni çalışma süresinin sonunda, aynı meslekte ve dilediği işverenin yanında çalışmak üzere, çalışma izninin süresi altı yıla kadar uzatılabilir.

Türkiye'ye çalışmak üzere gelen bir yabancının beraberinde veya daha sonra getirmiş olduğu eş ve bakmakla yükümlü olduğu çocuklarına da, yabancının kendisi ile birlikte en az beş yıl kanunî ve kesintisiz ikamet etmiş olmaları kaydıyla süreli çalışma izni verilebilir.

Bakanlık, süreli çalışma izninin coğrafi geçerlilik alanını genişletebilir veya daraltabilir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?..Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

6 ncı maddeyi okutuyorum :

Süresiz çalışma izni

MADDE 6. - Türkiye'nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe Türkiye'de en az sekiz yıl kanuni ve kesintisiz ikamet eden veya toplam altı yıllık kanuni çalışması olan yabancılara, iş piyasasındaki durum ve çalışma hayatındaki gelişmeler dikkate alınmaksızın ve belirli bir işletme, meslek, mülkî veya coğrafi alanla sınırlandırılmaksızın süresiz çalışma izni verilebilir.

BAŞKAN - Madde üzerinde, şahsı adına söz isteyen Ferit Mevlüt Aslanoğlu; buyurun.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkanım, Yüce Meclisin değerli üyeleri; 6 ncı maddede, bir yabancı, Türkiye'de sekiz yıl veya en az altı yıl çalışırsa, süresiz çalışma izni alabilecek. Yani, bu yabancı, artık, mesleğiyle, coğrafî alanla veya herhangi bir işletmeyle sınırlı, bağlı kalmaksızın sürekli çalışma izni alabilecek.

Hepinize her gün binlerce insan ekmek için geliyor, binlerce üniversite mezunumuz ekmek bulamıyor; bu, hepimizin en büyük sorunu ve bir süre sonra, aynı işyerinde çalışanların hepsi, yabancı, çalışma izni alan insanlardan oluşuyor. Türkiye'de, ben, birçok işyerinden bunu biliyorum, görüyorum. Tabiî, eğitim almış, Türkiye için bir katmadeğer yaratan yabancılar için söylemiyorum; ama, herhangi bir katmadeğer yaratmayan, özellikle Uzakdoğu'dan, Pakistan'dan, Hindistan'dan, Afganistan'dan gelen birsürü insan, bir işyerinde yabancı işçi oluyor. Onun için, ben, bir değişiklik önergesi verecektim, Sayın Bakanım lütfetti, sağ olsun... Tabiî, burada, kişiye bağlı; ama, en azından, bir işyerinde toplam çalışanların, süresiz çalışma izni alan yabancıların oranı yüzde 50'yi geçmesin, belli bir oran getirelim; çünkü, benim insanımın önünü kapatıyor.

Ben, bunu arz etmek istiyorum; hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Madde üzerinde başka söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

7 nci maddeyi okutuyorum :

Bağımsız çalışma izni

MADDE 7. - Bağımsız çalışacak yabancılara, Türkiye'de en az beş yıl kanuni ve kesintisiz olarak ikamet etmiş olmaları koşuluyla Bakanlıkça bağımsız çalışma izni verilebilir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

8 inci maddeyi okutuyorum :

İstisnaî haller

MADDE 8. - Türkiye'nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe;

a) Bir Türk vatandaşı ile evli olan ve eşiyle Türkiye'de evlilik birliği içinde yaşayan veya evlilik birliği en az üç yıl sürdükten sonra sona ermiş olmakla birlikte Türkiye'de yerleşmiş olan yabancılar ile bunların Türk vatandaşı eşinden olan çocuklarına,

b) 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 19, 27 ve 28 inci  maddeleri çerçevesinde Türk Vatandaşlığını kaybedenler ve bunların füruuna,

c) Türkiye'de doğan veya kendi millî kanununa, vatansız ise Türk mevzuatına göre rüşt yaşını doldurmadan Türkiye'ye gelen ve Türkiye'de meslek okulu, yüksek okul veya üniversiteden mezun olan yabancılara,

d) 2510 sayılı İskân Kanununa göre muhacir, mülteci veya göçebe olarak kabul edilen yabancılara,

e) Avrupa Birliği üyesi ülke vatandaşları ile bunların Avrupa Birliği üyesi ülkelerin vatandaşı olmayan eş ve çocuklarına,

f) Yabancı devletlerin Türkiye'deki büyükelçilikleri ile konsolosluklarında ve uluslararası kuruluşların temsilciliklerinde görevli diplomat, idarî ve teknik personelin hizmetinde çalışanlar ile karşılıklılık ilkesi çerçevesinde olmak ve görev süresiyle sınırlı kalmak üzere Türkiye'de bulunan büyükelçilikler, konsolosluklar ve uluslararası kuruluşların temsilciliklerinde görevlendirilen diplomatların ve idarî ve teknik personelin eş ve çocuklarına,

g) Bilimsel ve kültürel faaliyetler amacıyla bir ayı aşan ve sportif faaliyetler amacıyla dört ayı aşan süre ile geçici olarak Türkiye'ye gelecek yabancılara,

h) Kanunla yetki verilen bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarınca sözleşme veya ihale usulleriyle mal ve hizmet alımı, bir işin yaptırılması veya bir tesisin işletilmesi işlerinde çalıştırılacak kilit personel niteliğindeki yabancılara,

Bu Kanunda öngörülen sürelere tâbi olmaksızın çalışma izni verilebilir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?..

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Ali Rıza Gülçiçek; buyurun.

Konuşma süreniz 10 dakikadır.

CHP GRUBU ADINA ALİ RIZA GÜLÇİÇEK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi, şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına sevgiyle selamlıyorum.

Hükümetimizin, yabancıların çalışma izinleri hakkında getirdiği kanun tasarısını mutlulukla karşılıyorum. Belki de gecikmiş bir tasarıdır; çünkü -biraz önce, Sayın Bakanımızın da belirttiği gibi- göçün kırkıncı yılını yaşıyoruz. Geçen sene, bu sene Federal Almanya'da.... Değerli arkadaşım, Grup Başkanvekiliniz Sayın Eyüp Fatsa da yurt dışında, benim gibi uzun yıllar kalan bir arkadaşımızdır; konuları çok derinden biliyoruz. Yurt dışında hep mücadelemiz, eşit haklar çerçevesinde birlikte mücadele etmekti. Bu çerçevede, ülkemizde de -özellikle bir konunun altını çizmek istiyorum- bir konuda çok tatsız olduğumuzu ifade etmek istiyorum. 5 000 000 yurttaşımızı, halen, ülkemizde "Almancı", yurt dışında "yabancı" kompleksinden kurtaramadığımızı üzüntüyle belirtmek istiyorum. Ben, belki, gelecekte bu yabancı kelimesinin biraz daha düzeltilmesini temenni ediyorum.

Yıllardır yurt dışında yaşayan yurttaşlarımız, özellikle Hollanda, Belçika, Danimarka ve İsveç'te yerel anlamda seçme ve seçilme hakkını elde etmişlerdir. Avrupa Birliği üyesi ülkelerden sadece Federal Almanya ve Fransa'da bu hak halen elde edilmemiştir. Her alanda şunu ifade ediyorlar. Talep ediyorsunuz, o zaman kendi ülkenizde de böyle bir talebi uygulayınız.

Sayın Bakandan ve sayın hükümetten, önümüzdeki süre içerisinde, çalışma izniyle birlikte, gelecekte oturma müsaadesi, seçme ve seçilme hakkı konusunda da, belki, Avrupa'ya örnek teşkil edecek şekilde bir öncülük yapmış bulunuruz, bunun da dikkate alınmasını bekliyorum.

Önümüzdeki hafta, yurtdışındaki yurttaşlarımızın genel sorunlarını araştırmak için bizim verdiğimiz bir önergemiz vardır. Bu çerçevede, aynı duyarlılıklar içerisinde, eşit şekilde bir uzlaşmanın, yasaların çıkmasını temenni ediyorum.

Hepinize en içten sevgi ve saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gülçiçek.

Madde üzerinde başka söz talebi?..

İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Sayın Başkan, söz istiyorum .

BAŞKAN - Şahsı adına, Kocaeli Milletvekili Sayın İzzet Çetin; buyurun.

İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısının 8 inci maddesiyle ilgili söz almış bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, bu madde istisnaî haller; biraz evvel, bu maddeye kadar görüştüğümüz, yabancıların çalışma izinlerinden, süreli çalışma izni ile süresiz çalışma izninin yabancılara hangi koşullarla verileceğini oylarımızla yasalaştırdık; ancak, burada istisnaî hallere baktığımız zaman...

3 Kasım seçimlerinden sonra, gerek Cumhuriyet Halk Partisi olarak gerek AKP olarak, birlikte ve yoğun bir şekilde Avrupa Birliğine girebilme mücadelesini verdiğimizi hepiniz hatırlarsınız. Şimdi, bu düzenlemenin (e) fıkrasında, Avrupa Birliği üyesi ülke vatandaşları ile bunların Avrupa Birliği üyesi ülkelerin vatandaşı olmayan eş ve çocuklarına da, bu kanunda öngörülen sürelere tabi olmaksızın, sürekli çalışma izni verilmesini kabul etmiş bulunuyoruz, eğer, bu maddeyi bu biçimiyle kabul edersek.

Tabiî, Türkiye'nin Avrupa Birliğiyle bütünleşme süreci hepimizin belleğinde. Avrupa Birliğine ne zaman alınacağımız, hangi koşullarda alınacağımız, henüz, net olarak ortaya konulabilmiş değil, önümüze konulan takvim hâlâ netleşmiş değil, 2010 yılının bile hayal olduğu söyleniyor.

Biraz evvel de belirttik, bir yandan çalışma yaşamının bütününü etkileyen yabancılara çalışma iznini konuştuk, şimdi de, ülkemizde çalışacak yabancılara, bir istisna hükmü getirerek, Avrupa Birliği ülkelerinin tümünün vatandaşlarına, daha Birlikle bütünleşmeden, Avrupa Birliğine girmeden, peşin onay vermiş oluyoruz ki, bu, yasal düzenleme açısından biraz ulusal onuru incitici. Biz, peşin olarak, Avrupa Birliğine girebilmek için her türlü feragatı yapıyoruz, her şeyi açıyoruz, artık bizi ne yapın alın diye bir yalvarma belirtisini de ortaya koyan bir düzenleme.

Ben, o nedenle, eğer Avrupa Birliğiyle bütünleşeceksek, Avrupa Birliğine girmemiz kesinleştiğinde, Yüce Parlamento, bu fıkrayı o zaman gündemine alıp, istisnalar bölümüne ek bir maddeyle, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin vatandaşlarına, yabancıların çalışma izinleri hakkında süresiz, sürelere tabi olmaksızın çalışma izni verebilir diye düşünüyorum ve (e) fıkrasının madde metninden çıkarılmasını talep ediyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çetin.

Madde üzerinde başka söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

9 uncu maddeyi okutuyorum :

Kanuni çalışma süresine dahil edilecek süreler ile ikamette kesinti sayılan süreler

MADDE 9. - Yıllık izinler, iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık geçici iş göremezlik ödenekleri ile işsizlik sigortası ödeneği alınan süreler, kanuni çalışma süresine dahil edilir.

Yabancının toplam altı ayı geçmemek şartıyla Türkiye dışında bulunması çalışma süresini kesmez. Ancak Türkiye dışında geçirilen zaman çalışma süresinden sayılmaz. Türkiye'de bulunmasına rağmen ikamet tezkeresini altı aydan fazla süreyle temdit ettirmeyerek ihmalde bulunan yabancının ikameti çalışma izinleri açısından kesinti sayılır.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

10 uncu maddeyi okutuyorum :

Çalışma izni muafiyet teyit belgesi

MADDE 10. - Türkiye'nin taraf olduğu ikili veya çok taraflı sözleşmelerle sağlanan haklar saklı kalmak kaydıyla, çalışma izninden muaf tutulan yabancılara, istekleri halinde Bakanlıkça çalışma izni muafiyet teyit belgesi verilir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

11 inci maddeyi okutuyorum:

Çalışma izninin sınırlandırılması

MADDE 11. - Türkiye'nin taraf olduğu ikili veya çok taraflı sözleşmelerle sağlanan haklar saklı kalmak kaydıyla ve karşılıklılık ilkesi çerçevesinde çalışma izinleri, iş piyasasındaki durum ve çalışma hayatındaki gelişmeler, istihdama ilişkin sektörel ve ekonomik konjonktür koşullarının gerekli kıldığı hallerde, belirli bir süre için, tarım, sanayi veya hizmet sektörleri, belirli bir meslek, işkolu veya mülkî ve coğrafi alan itibariyle sınırlandırılabilir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

12 nci maddeyi okutuyorum:

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

İzinlerin Verilmesi, Uzatılması, Reddi, İptali ve Yargı Yoluna Başvurma

İzinlerin verilmesi veya uzatılması

MADDE12. - Türkiye dışında ikamet eden yabancılar, çalışma izni başvurularını bulundukları ülkelerdeki Türkiye Cumhuriyeti temsilciliklerine yaparlar. Temsilcilikler bu başvuruları doğrudan Bakanlığa iletirler. Bakanlık  ilgili  mercilerin  görüşlerini  alarak 5 inci maddeye göre başvuruları değerlendirir; durumu uygun görülen yabancılara çalışma izni verir. Bu izin ancak gerekli çalışma vizesi ile ikamet izninin alınması halinde geçerlidir. Çalışma izin belgesini alan yabancıların, bu belgeyi aldıkları tarihten itibaren en geç doksan gün içinde ülkeye giriş vizesi talebinde bulunmaları, ülkeye giriş yaptıkları tarihten itibaren en geç otuz gün içinde İçişleri Bakanlığına ikamet tezkeresi almak için başvurmaları zorunludur.

Türkiye'de geçerli ikamet izni olan yabancılar veya bunların işverenleri başvurularını doğrudan Bakanlığa yapabilirler.

Çalışma izinleri, ikamet sahibi yabancılar veya bunların işverenlerinin Bakanlığa yazılı talebi üzerine, bu Kanun ve bu Kanuna göre çıkarılan yönetmelik hükümlerine göre verilir ve uzatılır.

Başvurular Bakanlık tarafından en geç doksan gün içinde cevaplandırılır.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

13 üncü maddeyi okutuyorum :

İlgili mercilerden görüş alınması

MADDE 13. - Yabancılara, bu Kanunla getirilen koşullara bağlı olarak çalışabilecekleri meslek, sanat veya işlerle ilgili çalışma izinleri, ilgili mercilerin meslekî yeterlilik dahil görüşleri alınmak suretiyle Bakanlıkça verilir.

Diğer kanunlarda yer alan, yabancıların çalışamayacağı iş ve mesleklere dair hükümler saklıdır.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

14 üncü maddeyi okutuyorum :

İzin isteminin reddi

MADDE 14.- Çalışma izni veya çalışma izninin uzatılması istemi;

a) İş piyasasındaki durum ve çalışma hayatındaki gelişmeler ve istihdama ilişkin sektörel ve ekonomik konjonktür değişikliklerinin çalışma izni verilmesine elverişli olmaması,

b) Başvurulan iş için ülke içinde, dört haftalık süre içerisinde o işi yapacak aynı niteliğe sahip kişinin bulunması,

c) Yabancının geçerli bir ikamet tezkeresinin bulunmaması,

d) Bir işyeri, işletme veya meslek için izin talebi reddedilen yabancının aynı işyeri, işletme veya aynı meslek için izin talebinin reddedildiği tarihten itibaren bir yıl geçmeden yeniden izin talebinde bulunması,

e) Yabancının çalışmasının millî güvenlik, kamu düzeni, genel asayiş, kamu yararı, genel ahlâk ve genel sağlık için tehdit oluşturması,

Hallerinde reddedilir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

15 inci maddeyi okutuyorum :

Çalışma izninin iptali

MADDE 15.- Yabancının 11 ve 13 üncü maddede sayılan sınırlamalara aykırı olarak çalışması veya 14 üncü maddede öngörülen hallerden birinin varlığının veya yabancının ya da işvereninin, çalışma izni talep dilekçesinde eksik veya yanlış bilgi verdiğinin sonradan tespit edilmesi halinde, Bakanlık verdiği çalışma iznini iptal eder ve durumu ilgili Bakanlığa bildirir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

16 ncı maddeyi okutuyorum :

Çalışma izninin geçerliliğini kaybetmesi

MADDE 16.- Çalışma izni, geçerlilik süresinin sona ermesi dışında;

a) Yabancının ikamet tezkeresinin herhangi bir nedenle geçersiz hale gelmesi ya da geçerlilik süresinin uzatılmaması

b) Yabancının pasaportunun veya pasaport yerine geçen belgesinin geçerlilik süresinin uzatılmaması, (İçişleri veya Dışişleri Bakanlıklarının uygun görüşlerinin bulunması hali hariç),

c) Yabancının mücbir sebepler dışında aralıksız olarak altı aydan fazla yurt dışında kalması,

Hallerinde de geçerliliğini kaybeder.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

17 nci maddeyi okutuyorum :

Yargı yoluna başvurma hakkı

MADDE 17. - Bakanlık çalışma izni verilmesi ya da uzatılması talebinin reddedilmesi, çalışma izninin iptal edilmesi ya da çalışma izninin geçerliliğinin kaybedilmesine ilişkin kararını, yabancıya veya varsa işverenine 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ eder.

Bakanlıkça verilecek kararlara karşı ilgililer tarafından tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde itiraz edilebilir. İtirazın Bakanlıkça reddedilmesi hallerinde idarî yargı yoluna başvurulabilir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

18 inci maddeyi okutuyorum :

BEŞİNCİ BÖLÜM

Bildirim Yükümlülüğü, Denetleme ve Düzenleme Yetkisi ile Cezaî Hükümler

Bildirim yükümlülüğü

MADDE 18. - a)Bağımsız çalışan yabancılar, çalışmaya başladıkları tarihten ve çalışmanın bitiminden itibaren,

b)Yabancı çalıştıran işverenler yabancının çalışmaya başladığı tarihten, çalışma izninin verildiği tarihten itibaren otuz gün içerisinde çalışmaya başlamaması halinde bu sürenin bitiminden itibaren ve herhangi bir nedenle hizmet akdinin sona erdiği tarihten itibaren,

En geç on beş gün içerisinde durumu Bakanlığa bildirmekle yükümlüdürler.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

19 uncu maddeyi okutuyorum :

Bakanlığa bilgi verilmesi

MADDE 19. - Yabancılara çalışma izni verme yetkisi bulunan bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları, çalışma iznini verdikleri, çalışma izin süresini uzattıkları ve çalışma iznini iptal ettikleri tarihten, yabancı istihdam eden bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları ise çalıştırmaya başladıkları tarihten itibaren en geç otuz gün içinde yabancı ile ilgili tüm bilgileri Bakanlığa bildirirler.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

20 nci maddeyi okutuyorum :

Denetleme yetkisi

MADDE 20. - Bu Kanun kapsamına giren yabancıların ve işverenlerin bu Kanundan doğan yükümlülüklerini yerine getirip getirmedikleri Bakanlık iş müfettişleri ve Sosyal Sigortalar Kurumu  sigorta müfettişleri tarafından denetlenir.

Genel bütçeye dahil daireler ve katma bütçeli idarelerin teftiş ve denetim elemanları kendi mevzuatları gereğince işyerlerinde yapacakları her türlü denetim ve incelemeler sırasında, yabancı çalıştıran işverenlerle yabancıların bu Kanundan doğan yükümlülüklerini yerine getirip getirmediklerini de denetler. Denetim sonuçları ayrıca Bakanlığa bildirilir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

21 inci maddeyi okutuyorum: 

Cezaî hükümler

MADDE 21. - 18 inci maddeye göre bildirim yükümlülüğünü süresi içinde yerine getirmeyen bağımsız çalışan yabancı ile yabancı çalıştıran işverene her bir yabancı için ikiyüzelli milyon lira idarî para cezası verilir.

Çalışma izni olmaksızın bağımlı çalışan yabancıya beşyüz milyon lira idarî para cezası verilir.

Çalışma izni bulunmayan yabancıyı çalıştıran işveren veya işveren vekillerine her bir yabancı için iki milyar beşyüz milyon lira idarî para cezası verilir. Bu durumda, işveren veya işveren vekili yabancının ve varsa eş ve çocuklarının konaklama giderlerini, ülkelerine dönmeleri için gerekli masrafları ve gerektiğinde sağlık harcamalarını karşılamak zorundadır.

Birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarda sayılan fiillerin tekrarı halinde idarî para cezaları bir kat artırılarak uygulanır.

Bu Kanuna göre verilmiş çalışma izni olmaksızın bağımsız çalışan yabancıya bir milyar lira idarî para cezası verilir ve varsa işyeri veya işyerlerinin Bakanlık bölge müdürlerince kapatılması kararı alınarak, bu kararın uygulanması için durum ilgili valiliğe bildirilir. Tekrarı halinde, varsa işyeri veya işyerlerinin kapatılmasının yanı sıra idarî para cezası bir kat artırılarak uygulanır.

Bu Kanunda öngörülen idarî para cezaları gerekçesi belirtilmek suretiyle Bakanlık bölge müdürlüğünce ilgililere 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. İdarî para cezaları tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde vergi daireleri veya mal müdürlüklerine ödenir. İlgililer cezaya bu süre içinde yetkili sulh ceza mahkemesi nezdinde itiraz edebilir. Başvuru, cezanın takip ve tahsilini durdurmaz.

Bu Kanuna göre idarî para cezası ile cezalandırılan bağımlı veya bağımsız çalışan yabancılar ile yabancı çalıştıran işverenler İçişleri Bakanlığına bildirilir.

Bu Kanuna göre süresi içinde ödenmeyen idarî para cezaları ve diğer alacakların takip ve tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

22 nci maddeyi okutuyorum :

Yönetmelik

MADDE 22.- Her türlü çalışma izninin verilmesi, sınırlandırılması, iptali, çalışma izninden muaf tutulacak yabancılar ile bildirim yükümlülüklerinin nasıl yerine getirileceğine ilişkin usul ve esaslar bu Kanuna göre çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelik; Bakanlık, İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Turizm Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Denizcilik Müsteşarlığı ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ile müştereken, ilgili görülen diğer bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının da görüşleri alınmak suretiyle Kanunun yayımı tarihini izleyen altı ay içinde çıkarılır.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

23 üncü maddeyi okutuyorum :

Yabancı sermaye yatırımlarında yabancıların çalıştırılması

MADDE 23.- 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu kapsamında kurulan şirket ve kuruluşlarda çalıştırılmak istenen yabancılar, Hazine Müsteşarlığı ile müştereken çıkartılacak yönetmelikle belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde Bakanlıkça verilen çalışma izni ile çalıştırılabilirler.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

24 üncü maddeyi okutuyorum :

ALTINCI BÖLÜM

Bazı Kanunlarda Yapılan Değişiklikler

MADDE 24.- Ekli (I) sayılı listede gösterilen kadrolar ihdas edilerek, 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (1) sayılı cetvelin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ilişkin bölümüne eklenmiştir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi ekli cetvelleriyle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde, ekli cetvelleriyle birlikte kabul edilmiştir.

25 inci maddeyi okutuyorum :

MADDE 25.- 9.1.1985 tarihli ve 3146 sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 9 uncu maddesine aşağıdaki bent (h) bendi olarak eklenmiş ve mevcut (h) bendi (i) bendi olarak teselsül ettirilmiştir.

"h) Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunda öngörülen işleri yapmak,"

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

26 ncı maddeyi okutuyorum :

MADDE 26. - 27.1.1954 tarihli ve 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununun 34 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 34. - Yabancı müteahhit veya yabancı kuruluşlar, Türkiye'de Devlet daireleri ile resmi ve özel kuruluş ve şahıslara karşı re'sen veya yerli kuruluşlarla birlikte taahhüt ettikleri mühendislik veya mimarlıkla ilgili işlerde, yalnız bu işe münhasır kalmak kaydıyla, Bayındırlık ve İskân Bakanlığının ve Odalar Birliğinin görüşleri alınarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca verilen çalışma izni ile yabancı uzman çalıştırabilirler."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

27 nci maddeyi okutuyorum: 

MADDE 27. - 6235 sayılı Kanunun 35 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 35. - 34 üncü madde kapsamına girmeyen işlerde yabancı mühendis ve yüksek mühendisler ile mimar ve yüksek mimarlar, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile Odalar Birliğinin görüşleri alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca verilen çalışma izni ile çalıştırılabilir."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

28 inci maddeyi okutuyorum :

MADDE 28. - 7.3.1954 tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanununun 119 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 119. - Petrol hakkı sahipleri, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığının görüşü alınarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca verilen izinle yabancı idarî ve meslekî personel ile uzman personel çalıştırabilir."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

29 uncu maddeyi okutuyorum :

MADDE 29. - 8.6.1965 tarihli ve 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 21 inci maddesine dördüncü fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Bu Kanun kapsamında çalışacak yabancılar, Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun hükümlerine tabidirler."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

30 uncu maddeyi okutuyorum :

MADDE 30. - 25.9.1981 tarihli ve 2527 sayılı Türk Soylu Yabancıların Türkiye'de Meslek ve Sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine, Kamu, Özel Kuruluş veya İşyerlerinde Çalıştırılabilmelerine İlişkin Kanunun 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 3. - Türk soylu yabancıların, kanunlarda Türk vatandaşlarının yapabileceği belirtilen meslek, sanat ve işlerde çalışabilme ve çalıştırılabilmeleri için, özel kanunlarda aranan nitelikleri taşımak ve yükümlülükleri yerine getirmek şartıyla, bu Kanun ve Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanuna göre, İçişleri ve Dışişleri bakanlıkları ile diğer ilgili bakanlık ve kuruluşların görüşleri alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca izin verilir."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

31 inci maddeyi okutuyorum :

MADDE 31. - 12.3.1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 18 inci maddesinin (a) fıkrasının birinci bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Belgeli işletmelerde, Bakanlık ve İçişleri Bakanlığının görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca verilen izinle yabancı uzman personel ve sanatkârlar çalıştırılabilir."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

32 nci maddeyi okutuyorum :

MADDE 32. - 2634 sayılı Kanunun 26 ncı maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Birinci fıkra kapsamında faaliyet gösterecek yabancılar, Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun hükümlerine tâbidir."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

33 üncü maddeyi okutuyorum :

MADDE 33. - 2.7.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (6) sayılı tarifenin başlığı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Pasaport, vize, ikamet tezkeresi, Dışişleri Bakanlığı tasdik harçları ve yabancılara verilecek çalışma izin belgesi harçları:"

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

34 üncü maddeyi okutuyorum: 

MADDE 34. - 492 sayılı Kanuna bağlı (6) sayılı tarifenin sonuna aşağıdaki bölüm eklenmiştir.

"IV. - Yabancılara Verilecek Çalışma İzin Belgeleri:

1. Süreli Çalışma İzin Belgesi:

a) 1 yıla kadar (1 yıl dahil) 50 000 000.- TL

b) 3 yıla kadar (3 yıl dahil) 150 000 000.- TL

Süre uzatımları da aynı miktarda harca tabidir.

2. Süresiz Çalışma İzin Belgesi : 250 000 000.- TL

3. Bağımsız Çalışma İzin Belgesi : 500 000 000.- TL"

Çalışma izin belgesi harçlarının tespitine, karşılıklılık ilkesi esası göz önünde tutularak Dışişleri Bakanlığı yetkilidir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

35 inci maddeyi okutuyorum :

YEDİNCİ BÖLÜM

Geçici ve Son Hükümler

Yürürlükten kaldırılan hükümler

MADDE 35. - 11.6.1932 tarihli ve 2007 sayılı Türkiye'deki Türk Vatandaşlarına Tahsis Edilen Sanat ve Hizmetler Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Geçici 1 inci maddeyi okutuyorum :

GEÇİCİ MADDE 1. - Bağımlı veya bağımsız olarak çalışan yabancılara, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki mevzuat hükümlerine göre verilmiş olan çalışma izinleri, bu Kanun uyarınca Bakanlıkça iptal edilmediği veya hükmünü kaybetmediği müddetçe sürelerinin sonuna kadar geçerlidir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Geçici 2 nci maddeyi okutuyorum :

GEÇİCİ MADDE 2. - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kamu kurum ve kuruluşlarının çalışma izni verdiği veya istihdam ettiği yabancılara ait bilgiler izni veren mercilerce, Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren doksan gün içinde Bakanlığa bildirilir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Geçici 3 üncü maddeyi okutuyorum :

GEÇİCİ MADDE 3. - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma izni başvurusu yapılan ve işlemleri devam eden yabancıların çalışma izinlerini, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki yetkili kamu kurum ve kuruluşları verirler ve çalışma izninin veriliş tarihinden itibaren otuz gün içinde gerekli bilgileri Bakanlığa iletirler.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

36 ncı maddeyi okutuyorum :

Yürürlük

MADDE 36. - Bu Kanunun 24 üncü maddesi Kanunun yayımı tarihinde diğer maddeleri ise yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

37 nci maddeyi okutuyorum :

Yürütme

MADDE 37. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Hayırlı, uğurlu olsun. (Alkışlar)

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu teşekkür konuşması yapacaktır.

Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; Bakanlığımızca hazırlanıp, Yüce Meclisin huzuruna getirilen bu tasarı, değerli katkılarınızla, oybirliğiyle kanunlaşmış bulunmaktadır.

Başta Başkanlık Divanı olmak üzere, Değerli Çalışma Komisyonu Başkanımıza, grup başkanvekillerimize ve siz değerli milletvekillerimize ayrı ayrı teşekkür ediyor, bu kanunun, çalışma hayatımıza, istihdamın ve üretimin artması konusunda iyi neticeler getirmesini ve hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu raporunun müzakeresine başlıyoruz.

2. - Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/397) (S. Sayısı : 41) (1)

BAŞKAN - Komisyon?.. Burada.

Hükümet?.. Burada.

Komisyon raporu 41 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Van Milletvekilli Sayın Mehmet Kartal; buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 20 dakikadır.

CHP GRUBU ADINA MEHMET KARTAL (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte olan kaçakçılıkla ilgili 1918 sayılı Yasa, bundan yetmiş yıl önce, İtalyanlardan alınmış bir yasadır. 15.1.2003 tarihinde yaptığım gündemdışı konuşmada, bu yasayla ilgili bazı izahatlarda bulunmuştum.

Komisyona gelen bu tasarıyı gördüğümde, o gün için, bayağı sevinerek, alıp inceledim. Başbakan Yardımcımız Sayın Yalçınbayır, bana cevaben, bu yasada değişiklik yapacaklarını anlatmışlardı. Ben de, bundan dolayı sevinmiştim; çünkü, bu yasadan dolayı, benim yöremde 7 000 araç bağlıdır, müsadere edilmiştir, bunların mahkemeleri halen devam etmektedir. Bunlarla ilgili Gümrük Başmüdürlüğü Hakkâri'deydi -daha evvelki konuşmamda izahatta bulunmuştum- TASİŞ Diyarbakır'daydı; aynı işlevleri gören bu iki kuruluşun Van'da olmayışı, ayrıca, araç sahiplerini çok daha fazlasıyla mağdur etmişti. Ben, kaçakçılıkla ilgili bu yasa tasarısını incelediğimde, baktım, sadece güvenlik güçlerine ikramiyelerinin ödenmesiyle ilgili. Geldiğinde, komisyonda da o gün ifade etmiştim; dedim ki: Sayın Bakanım açıklama getirmişti, bu yasayla ilgili çalışmalar olacaktı. Evet, mutlaka, güvenlik güçleriyle ilgili ikramiyenin de ödenmesi gerekiyor; ama, bu yasayı iade edelim, tümüyle ele alınsın, bundan mağdur olan yöre halkı bir an evvel bu ıstıraplardan, bu dertlerden kurtulsun; çünkü, bunların ekmek teknesiydi. Her ne hikmetse, bugüne kadar gelmedi, üç ay oldu. Biz, seçim öncesi seçmenimize birçok vaatte bulunduk. Bu tasarı bu şekliyle kabul edilecek, kabul oyu vereceğiz; komisyonlarda da bunu belirttik. Yöre halkının bu ıstırabını bir an evvel giderecek, tümüyle ele alacak -devam eden mahkeme şekliyle veya AK Partili milletvekili arkadaşlarımın en rahat, sempatik baktıkları, bunların cezalarını erteleme olarak mı getirirler; yani, af deyince bazen getirmiyorlar da, erteleme deyince getiriyorlar, erteleme olarak da getirirlerse- düzenlemelerin yapılmasını hükümetten istiyoruz; böylece, yöre halkını sevindireceğiz. Yöre halkı bizden hizmet bekliyor. Bu yasanın bir an evvel, tamamen ele alınması lazım. Bu yasa dejenere olmuş bir yasadır, günün şartlarına uymayan bir yasadır.

Bu vesileyle, Grubum adına hepinizi saygıyla selamlarım. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kartal.

Tasarının tümü üzerinde başka söz talebi?.. Yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum :

KAÇAKÇILIĞIN MEN VE TAKİBİNE DAİR KANUNUN BİR MADDESİNDE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - 7.1.1932 tarihli ve 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (a) alt bendinin sonundaki "Gümrük ve Tekel Bakanlığınca" ibaresi yürürlükten kaldırılmış; (b) alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, (c) alt bendinin son iki paragrafı birleştirilerek aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye bu bentten sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

"b) (2) numaralı bentte belirtilen madde ve eşya;

(1) Sahipli olarak yakalanmış ise, yüzde otuzu kamu davasının açılmasını takip eden üç ay içinde, yüzde yetmişi ise mahkûmiyete ilişkin hükmün veya müsadere kararının kesinleşmesini takip eden üç ay içinde,

(2) Sahipsiz olarak yakalanmış ise, müsadere kararının kesinleşmesini takip eden üç ay içinde,"

"Müsadirlerin bağlı oldukları bakanlık veya kuruluş bütçelerinin ilgili tertibinden ödenir."

"(2) numaralı bentte belirtilen madde ve eşya, müsadere kararının kesinleşmesini takip eden üç ay içinde Millî Savunma Bakanlığına teslim edilir.

Müşterek operasyonlar ile ihbarın birden fazla kuruluşa yapılması durumunda muhbir ve müsadirlere ikramiye ödenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer hususlar; Adalet ve Maliye bakanlıklarının görüşleri alınarak Millî Savunma ve İçişleri bakanlıkları ile Gümrük Müsteşarlığınca altı ay içinde müştereken hazırlanacak bir yönetmelikle belirlenir."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Geçici 1 inci maddeyi okutuyorum :

GEÇİCİ MADDE 1. - Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce, ikramiye ödemeleri ile ilgili olarak devam eden işlemler, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki esas ve usullere göre yürütülerek neticelendirilir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum :

MADDE 2. - Bu Kanun yayımını takip eden ilk mali yılbaşında yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum :

MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu raporunun görüşmelerine başlıyoruz.

3. - Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/398) (S. Sayısı : 42) (1)

BAŞKAN - Komisyon?.. Burada.

Hükümet?.. Burada.

Komisyon raporu 42 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum :

UYUŞTURUCU MADDELERİN MURAKABESİ HAKKINDA KANUNUN BAZI

MADDELERİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - 12.6.1933 tarihli ve 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunun 20 nci maddesinin beşinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Yönetmelikte belirlenecek esaslar dahilinde, uyuşturucu madde arama köpeği eğitiminde kullanılmak üzere, ihtiyaç duyulacak cins ve miktarda uyuşturucu madde, İçişleri Bakanının talebi üzerine, İçişleri Bakanlığının ilgili bağlı kuruluşlarına; Millî Savunma Bakanının talebi üzerine Türk Silahlı Kuvvetlerine; uyuşturucu maddelerin tıbbî amaçlı olarak kullanılabilirliğini araştırmak üzere ihtiyaç duyulacak cins ve miktarda uyuşturucu madde ise Tarım ve Köyişleri Bakanının talebi üzerine Tarım ve Köyişleri Bakanlığının ilgili bağlı kuruluşlarına teslim edilir."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum :

MADDE 2. - 2313 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Uyuşturucu madde arama köpeği eğitiminde kullanılmak üzere İçişleri Bakanlığına ve Türk Silahlı Kuvvetlerine; tıbbî amaçlı olarak kullanılabilirliğini araştırmak için Tarım ve Köyişleri Bakanlığına ihtiyaç duyulacak cins ve miktarda uyuşturucu maddenin teslimi, kullanımı, muhafazası ve imhası usulü ile ilgili hususlar Adalet ve Sağlık bakanlıklarının görüşü alınarak İçişleri, Millî Savunma ve Tarım ve Köyişleri bakanlıklarınca altı ay içerisinde yürürlüğe konulacak bir yönetmelikte belirlenir."

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum :

MADDE 3. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

4 üncü maddeyi okutuyorum :

MADDE 4. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Uluslararası Sergilere İlişkin Sözleşme ile Sözleşmeye Değişiklik Getiren Uluslararası Sergiler Bürosu Genel Kurul Kararına Katılmamızın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun görüşmelerine başlıyoruz.

4. - Uluslararası Sergilere İlişkin Sözleşme ile Sözleşmeye Değişiklik Getiren Uluslararası Sergiler Bürosu Genel Kurul Kararına Katılmamızın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/373) (S. Sayısı: 47) (1)

BAŞKAN - Komisyon?.. Burada.

Hükümet?.. Burada.

Komisyon raporu 47 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde, AK Parti Grubu adına, Şanlıurfa Milletvekili Sayın Abdurrahman Yetkin söz istemiştir.

Buyurun Sayın Yetkin. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA ABDURRAHMAN MÜFİT YETKİN (Şanlıurfa)- Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Uluslararası Sergilere İlişkin Sözleşme ile Sözleşmeye Değişiklik Getiren Uluslararası Sergiler Bürosu  Genel Kurul Kararına Katılmamızın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı Hakkında AK Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Fuar, bir sergi türü olup, çeşitli mal, hizmet, sanat eseri ve teknolojik buluşların organize edilmiş şekilde teşhiridir. Bu teşhirin amacı, tüketicinin veya tüketici niteliğinde olmayan kişilerin ilgisini çekmek, üretimi ve ticareti geliştirmek veya üretim teknolojilerindeki son gelişmeleri göstermektir. Fuarlar, dağıtım problemlerinin çözülmesi amacıyla ortaya çıkmıştır; arz ve talebin belirli bir yerde ve zamanda bir araya getirilmesi suretiyle esnaf ve sanatkârın üretimlerini satmalarını kolaylaştırmıştır. 20 nci Yüzyılda milletlerarası fuarlar, dışticaretin gelişmesinde önemli rol oynamışlardır. Bu durum, hemen her ülkede, her yıl en aşağı bir önemli fuarın düzenlenmesiyle doğrulanmaktadır.

Ülkeler arasında teşhir yoluyla tanıtma alanındaki bu rekabet ve ülkeler arasındaki ekonomik ilişkilerdeki hızlı gelişme karşısında, uluslararası fuarların, yeni bir görüş, yeni ve daha modern organizasyon şekil ve yöntemleriyle ele alınması gerekmektedir. Bu nedenle, çok çeşitli şekillerin gelişmekte olduğu görülmektedir.

Uluslararası fuarlar ise, birçok ülkenin katıldığı fuarlardır. Bu tür fuarlar arasında, yabancı firmaların da katılacağı, ülkenin toplam üretim imkânlarını ortaya koyan bir uluslararası fuar türünün varlığı belirtilebilir. Örneğin, İzmir Enternasyonal Fuarı, Uluslararası Şam Fuarı gibi.

20 nci Yüzyılın ilk yarısına kadar yatay şekilde gelişen fuarlar, yüzyılın ikinci yarısından sonra, dikey tipte düzenlenmektedir.

Yatay fuarlar, çok çeşitli hammadde, yarı mamul, mamul ve hizmetlere ait çok çeşitli malların teşhir edildikleri genel fuarlardır. Dikey fuarlar ise, belirli bir sanayi veya işkolunun, hatta belirli bir işkolunun özellik arz eden bir bölümü için düzenlenen ihtisas fuarlarıdır.

Tarımsal ve sınaî üretimin gelişmesi, ulaşımın kolaylaşması, ambalajlarda yenilikler ve teknolojik ilerleme ve yeni arz şekillerinin gerekli kıldığı uygulamalar, üretimin topluca teşhiri şeklinde belirmiş ve bu suretle, ilk sergi ve fuarlar, şehir yaşantısına yenilikler getirmiştir. İç ve dış fuarlar, teşhir ve tanıtma amaçlarının yanında, büyük bir ilgi merkezi olarak, halkın dinlenme ve eğlence ihtiyaçlarını da karşılayan yerler olmuşlardır. Bu durum, ülkelerin dış fuarlara katılmalarına, kendi ülkelerinde uluslararası fuarlar düzenlemelerine ve fuarcılık alanındaki gelişmelerin genel konulu fuarlara yönelik olmasına yol açmıştır.

Fuar dolayısıyla trafik tıkanıklıklarına meydan vermeden ekonomik canlılık yaratmak isteyen ülkeler, şehircilik gelişmelerini planlayarak, bu gelişmeleri kolaylaştıracak biçimde fuar yerlerinin düzenlenmesine önem vermektedirler.

Yatay tipte genel fuarların sayısı her yıl gittikçe azalmakta ve birçok ülke dikey tipte ihtisas fuarlarına yönelmektedir.

İhtisas fuarlarına doğru gelişen eğilimin çeşitli nedenleri vardır. Belirli malların satışında ve alımında ihtisaslaşmış kimselerin ticarî ilişkilerini daha kolaylıkla sağlama ihtiyacı, bu tür fuarların gelişmesine yol açmıştır. Uluslararası fuarlar bu açıdan incelenince, ihtisas fuarlarının, sanayi yapısı bakımından gelişmiş ülkelerde genel türdeki fuar türünün yerini aldığı açıkça görülmektedir. Az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde ise fuarlar, çoğunlukla yatay tipte genel fuarlardır.

Uluslararası fuar ve sergiler, bilindiği gibi, ülkelerin ihraç potansiyelinin dış ülkelerde tanıtılması için en önemli ve etken uygulamaların başında gelmektedir. Uluslararası fuar ve sergiler, ülkelerin dış ticaret ilişkilerinin gelişmesi yanında, ülke ihraç potansiyelinin gerçek değerini tespit etmeye, ihracatçılar için mallarını dış ülkelerde pazarlamaya, acentelik ve temsilcilikler tesis etmeye yaramaktadır. Uluslararası sergi ve fuarlar, ayrıca, ülkeler arasında sosyal, politik ve kültürel ilişkilerin gelişmesinde, çağdaş teknolojilerin tanınmasında ve başta turizm olmak üzere yeni işbirliği imkânlarının yaratılmasında yararlı fonksiyonlar ifa etmektedir.

Ülkemizin ekonomik kalkınması için döviz ihtiyacının karşılanmasında uluslararası fuar ve sergilerin çok önemli rolü vardır. Dış pazarlama alanında uluslararası sergi ve fuarlar, pazarlamanın mamul geliştirme, satış, satın alma, dağıtım, fiyatlandırma, tanıtma ve haberleşme gibi çeşitli fonksiyonlar için geniş uygulama alanları bulmaktadır.

Ülkeler, sanayiin gelişmesi dolayısıyla ürettiği malları devamlı olarak geliştirmeye mecbur kalmakta ve milletlerarası pazarlarda rekabet gücü kazanmak için bilgi sahibi olma zorunluluğunu duymaktadır. Uluslararası fuar ve sergiler, bu bakımdan, dış alıcıların ve tüketicilerin ilgisini uyandırmakta ve ticaretin gelişmesine büyük yardım sağlamaktadır.

Mal, hizmet ve teknolojilerin uluslararası alanlarda tanıtılması amacıyla düzenlenen fuarların, ilk devirlerinden günümüze kadar büyük gelişmeler geçirdiği görülmektedir. Bu gelişmelerin en önemlisi, uluslararası fuarların ülkelerin gelişmişlik durumuna göre gittikçe ihtisas fuarları haline gelmesidir. Uluslararası fuar ve sergileri düzenleyen ülkelerin ekonomik gelişme düzeyleri nicelenirse bu durum açıkça görülür. İhtisas fuarları, sanayi yapısı bakımından gelişmiş ülkelerde, genel fuarlar ise, azgelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde düzenlenmektedir.

Uluslararası fuar ve sergilere Türkiye'nin katılması, diğer ülkelerin uygulamalarıyla mukayese edilince çok yetersiz kalmaktadır. Bu yetersizlik, katılınan fuar sayısında olduğu kadar, dış fuarlara katılmayı düzenleyen kuruluşların yapısında da görülmektedir. Ülkemizin de uluslararası fuarlara katılmasıyla ilgili aşılması gereken sorunların başında mevzuat yetersizliği gelmektedir.

2000 yılında düzenlenmesi öngörülen EXPO Fuarının evsahipliğinin ülkemizce üstlenilmesi yönünde Turizm Bakanlığınca 1995 yılında yapılan girişim üzerine başlatılan bir çalışma sonucunda, EXPO fuarlarına ait ilke ve kuralların uluslararası Sergiler Bürosu tarafından belirlendiği ve anılan büronun, ülkelerin evsahipliği taleplerini inceleyerek karara bağlayan kurum olduğu öğrenilmişti. Bu bağlamda, anılan fuara evsahipliğine adaylığımızın açıklanmasından önce, karar organı olan büro nezdindeki etkinliğimizi artırabilmek amacıyla Uluslararası Sergiler Bürosuna üye olmamız gündeme getirilmişti. 1999 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu tarafından uygun görülerek Genel Kurula sevk edilmiş, ancak, Genel Kurulda anılan tarihten bugüne kadar görüşülememiş ve sonuçlandırılamamıştır.

Söz konusu tasarının, 3 Kasım 2002 tarihinde gerçekleşen genel seçimlerin ardından oluşan Meclise yeniden sunulması gündeme geldiğinde, bu konudaki girişimin öncüsü olan Turizm Bakanlığıyla gerekleştirilen şifahî temaslar sonucunda, ülkemizin, bu kez, 2007 yılında düzenlenmesi öngörülen EXPO Fuarına aday olması yönünde başlatılan bir çalışma çerçevesinde tasarının bir kez daha yinelenmesi yönünde hareket edilmesi hususunda mutabakat sağlanmıştır.

1995 yılında hazırlanarak Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan tasarı metninde yer alan "gerekçe"de belirtilen bazı hususlar güncelliğini kaybetmiş olsa dahi, Uluslararası Sergiler Bürosuna üyeliğimizi teminen bahse konu sözleşmeye taraf olma gereksinimi geçerliliğini korumaktadır.

Anılan büroya taraf olunması halinde, 2007 yılında veya başka bir tarihte gerçekleşmesi öngörülen EXPO'ların evsahiplerinin belirleneceği Büro Genel Kurulunda söz sahibi olunacak ve nihaî kararın şekilleneceği kulis faaliyetlerine etkide bulunulabilecektir.

Diğer taraftan, Uluslararası Sergi Bürosuna üye olunması halinde, ülkemizce yaklaşık 4 000 euro tutarında bir yıllık üyelik aidatı ödemek gerekecektir.

Bununla birlikte, büro üyesi olmaksızın evsahipliği üstlenilebilecek herhangi bir EXPO Fuarının kayıt ücreti olarak 699 600 euro ödemek gerekirken, Uluslararası Sergi Bürosuna üye olmamız halinde, kayıt ücreti olarak, bu miktarın yaklaşık yarısı olan 349 800 euro ödemek yeterli olacaktır.

Tasarının ülkemize hayırlı olmasını diliyor, Yüce Meclisi tekrar saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Yetkin.

Tasarının tümü üzerinde başka söz isteyen?.. Yok.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum :

ULUSLARARASI SERGİLERE İLİŞKİN SÖZLEŞME İLE SÖZLEŞMEYE DEĞİŞİKLİK GETİREN ULUSLARARASI SERGİLER BÜROSU GENEL KURUL KARARINA KATILMAMIZIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - "22 Kasım 1928'de Paris'te imzalanan,  10  Mayıs  1948,  16 Kasım 1966, 30 Kasım 1972 Protokolleri ve 24 Haziran 1982 Değişiklik Önerisi ile Değiştirilen ve Tamamlanan Uluslararası Sergilere İlişkin Sözleşme ile Sözleşmeye değişiklik getiren 31 Mayıs 1988 tarihli Uluslararası Sergiler Bürosu Genel Kurul Kararı" na katılmamızın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN - 1 inci madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 1 inci madde kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum :

MADDE 2.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - 2 nci madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 2 nci madde kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum :

MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - 3 üncü madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 3 üncü madde kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.

Açıkoylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama için 3 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum:

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Uluslararası Sergilere İlişkin Sözleşme ile Sözleşmeye Değişiklik Getiren Uluslararası Sergiler Bürosu Genel Kurul Kararına Katılmamızın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı : 236

Kabul : 236 

Buna göre, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır. (1)

Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti ve Moldova Cumhuriyeti Arasında Konsolosluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun müzakerelerine başlıyoruz.

5. - Türkiye Cumhuriyeti ve Moldova Cumhuriyeti Arasında Konsolosluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu(1/381) (S. Sayısı : 48) (2)

BAŞKAN - Komisyon?.. Burada.

Hükümet?.. Burada.

Komisyon raporu, 48 sıra sayısıyla bastırılıp, dağıtılmıştır.

Tasarının tümü üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen, İstanbul Milletvekili Sayın Halil Akyüz; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 20 dakikadır.

CHP GRUBU ADINA HALİL AKYÜZ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti ile Moldovya Cumhuriyeti arasında yapılmış olan Konsolosluk Anlaşmasının onaylanması hakkındaki kanun tasarısı üzerinde söz almış bulunuyorum; Grubum, Komisyonum ve şahsım adına, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bilindiği gibi, Moldovya, Karadenizin kuzeybatısında olup, kuzeyinde, doğusunda ve güneyinde Ukrayna, batısında da Romanya ile çevrili bir ülkedir.

Moldovya'nın bir talihsizliği vardır; güneyinde Ukrayna ile dar bir koridorla çevrilmiş ve denizle ilişkisi kesilmiştir.

Moldovya'nın yüzölçümü yaklaşık 34 000 kilometrekare, nüfusu da 4 000 000 civarındadır. Başkenti Kişinev'dir.

Nüfusunun etnik yapısı, yüzde 64,5 Moldovyalı, yüzde 13,8 Ukraynalı, yüzde 13 Rus, yüzde 3,5 Gagavuz, yüzde 2 Bulgar ve yüzde 1,5 Yahudi'den ibarettir.

Moldovya'nın yeraltı kaynakları, alçı, kireçtaşı, linyit ve fosfordan ibarettir.

Temel tarım ürünleri, üzüm, tütün, sebze, meyve, tahıl ve baklagillerden oluşmaktadır.

Temel sanayi dalları, şarap ve konyak üretim tesisleri, konserve fabrikaları, şeker fabrikalarıdır.

Moldovya'nın, 1,5 milyon çalışanı, yüzde 6,8 de işsizi vardır.

Moldovya Cumhuriyeti, 29 Temmuz 1994 tarihinde referandum yoluyla kabul edilmiş olan anayasayla idare edilmektedir. Anayasaya göre, Moldovya Devleti, demokratik ve hukukî bir cumhuriyettir. Güçler ayrılığı prensibi benimsenmiştir.

Moldovya, tarihî boyunca sık sık işgallere uğramıştır. Cumhuriyetin esası, Prut ve Dinyester Nehirleri arasında, tarihî adı Basarabya olan bölgedir.

Moldovya toprakları 16 ncı Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunun egemenliği altına girmiştir. 1812 yılına kadar 300 yıl Boğdan Eyaleti olarak Osmanlı İmparatorluğuna bağlı olup, 1812 yılında Osmanlı-Rus barış anlaşmasıyla Rusya'nın egemenliğine geçmiştir.

Bu tarihlerden sonra, İkinci Cihan Harbi esnasında Rusya ile Romanya arasında zaman zaman el değiştirmiştir. İkinci Cihan Harbi sonundan 1990'a kadar Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin özerk bölgelerinden biri olarak kalmıştır.

1986'da Sovyet Lideri Gorbaçov tarafından uygulanan açıklık politikasıyla birlikte, ulusal ve kültürel bağımsızlık için uğraş veren birçok bağımsız politik grup ortaya çıkmıştır.

Moldovya'nın bağımsızlık ve reformlara yönelik çalışmaları 1990 yılında artmıştır. Serbest piyasa ekonomisine geçiş yolunda çalışmalara bu yıl içerisinde başlanmıştır.

Moldovya 27 Ağustos 1991'de bağımsızlığını kazanmıştır. 21 Aralık 1991 tarihinde Moldovya yönetimi, halkının büyük ölçüde karşı çıkmasına rağmen, Alma-Ata'da yapılan toplantıda, eşit ve kurucu üye olarak, Bağımsız Devletler Topluluğunun oluşmasına yönelik anlaşmayı imzalamıştır.

Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra uluslararası sistemin gündemini meşgul eden etnik sorunlar, Moldovya'nın da gündemini şekillendirecek potansiyel bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak, Gagavuzlara verilen özerklik, Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra barışçı yolla çözümlenen ilk ve tek etnik sorun olma özelliğini korumaktadır. Bilindiği gibi, Gagavuzlar, Ortodoks Hıristiyan kökenli etnik Türklerdir.

Bir miktar tanıtımına çalıştığım Moldovya Cumhuriyeti ile 1994 mart ayında konsolosluk anlaşması imzalanması için, Moldovya tarafına, Moldovya'nın daha önceki girişimi nedeniyle bir anlaşma taslağı verilmiştir. Konsolosluk anlaşması taslağı 1994 Temmuz ayında Ankara'da müzakere edilmiştir. Mutabakata varılan anlaşma metni, 22 Mayıs 1996 tarihinde Ankara'da imzalanmıştır.

Türkiye ile Moldovya arasındaki ekonomik, ticarî ve kültürel ilişkiler her geçen gün yoğunluk kazanmaktadır. Buna bağlı olarak, her iki ülke vatandaşlarının karşılıklı ziyaretleri de giderek artış göstermektedir. Özellikle, Moldovya'ya gidip yatırım yapan, ticarî ilişkilere giren işadamlarımızın sayısı ve bu ülkeye mal ve yolcu taşıyan veya transit geçen araçlarımızın miktarı süratle artmaktadır. Gelişen ilişkilere bağlı olarak, Moldovya'daki asayiş ve güvenlik durumu dolayısıyla vatandaşlarımızın karşılaştıkları sorunlar da artmaktadır.

Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan Moldovya'da halen tüm alanlarda bir geçiş dönemi yaşanmaktadır. Bu bakımdan, vatandaşlarımızın Moldovyalılarla aynı hak ve hukuka sahip olmaları önem taşımaktadır.

Moldovya'da, işadamları ve girişimciler, öğrenciler, işçiler ve Moldovya vatandaşlarıyla evlenerek sürekli oturma izni alan yaklaşık 1 000 kişilik bir Türk toplumu mevcuttur.

Moldovya makamlarına kayıtlı 101 Türk şirketi bulunmaktadır. Bu şirketlerin çoğu, inşaat, tekstil ve turizm alanlarında faaliyet göstermektedir.

Moldovya'da faaliyet gösteren bellibaşlı Türk şirketleri, Türkcell'in en büyük ortağı olduğu Moldcell GSM Şirketi, Almanya ve Ukrayna'ya ihracat yapan Nefis Bisküvi Fabrikası, Amerika Birleşik Devletlerine ihracat yapan İnfinity Tekstil Fabrikası ile Kişinev'de müteahhitlik işleri üstlenen Onursan Şirketidir. 

Ülkemizdeki Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı sistemi dahilindeki Moldovya Devlet Üniversitesi, Moldovya Teknik Üniversitesi ve Komrat Devlet Üniversitesinde, ÖSS sınavını kazanarak öğrenim gören 90, özel olarak öğrenim gören 60 olmak üzere, toplam 150 Türk öğrenci mevcuttur. Yine, Moldova'da Millî Eğitim Bakanlığımıza bağlı Süleyman Demirel Lisesi ve Kişinev Fetih AŞ'ye bağlı Moldo-Türk Liseleri bulunmaktadır.

Ülkemizde çeşitli nedenlerle ikamet eden 478, çalışan 266, öğrenim gören 181 olmak üzere, toplam 925 Moldova vatandaşı bulunmaktadır. Yaklaşık 40 000 Moldova vatandaşının ülkemizde kaçak olarak çalıştığı tahmin edilmektedir. Bu anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle, konsolosluk hizmetleri hukukî bir esasa bağlanacaktır. Aynı zamanda, bu anlaşma vatandaşlarımızın sorunlarının çözüme kavuşturulması bakımından önemli bir hukukî dayanak oluşturacaktır. Bu nedenle, bu anlaşmaya olumlu oy kullanacağımızı bildirir, hepinizi saygıyla selamlarım. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır; maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum :

TÜRKİYE CUMHURİYETİ VE MOLDOVA CUMHURİYETİ ARASINDA KONSOLOSLUK ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN

TASARISI

MADDE 1. - 22 Mayıs 1996 tarihinde Ankara'da imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti ve Moldova Cumhuriyeti Arasında Konsolosluk Anlaşması"nın onaylanması uygun bulunmuştur

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde, kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum :

MADDE 2.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde, kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum :

MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN -  Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde, kabul edilmiştir.

Tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.

Açıkoylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama için 3 dakika süre vereceğim. Bu süre içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadıyla imzasını da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmasını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti ve Moldova Cumhuriyeti Arasında Konsolosluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının açıkoylama sonucunu açıklıyorum:

Kullanılan oy sayısı : 212

Kabul : 212

Böylece, kanun tasarısı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır. (1)

Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti ile Türkmenistan Cumhuriyeti Hükümetleri Arasında Ankara ve Aşkabad'da Diplomatik Temsilciliklerin Yerleşimine İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.

6. - Türkiye Cumhuriyeti ile Türkmenistan Cumhuriyeti Hükümetleri Arasında Ankara ve Aşkabad'da Diplomatik Temsilciliklerin Yerleşimine İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/417) (S. Sayısı : 49)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

Tasarının görüşülmesi ertelenmiştir.

Bu durumda, diğer tasarıları da okuduğumuz takdirde, komisyon olmadığından dolayı, görüşme imkânımız bulunmamaktadır.

Alınan karar gereğince, gündemin "Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları" kısmında yer alan konular ile kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 1 Mart 2003 Cumartesi günü saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati : 18.37