Yazılı ve Sözlü Sorular Araştırma Komisyonları Soruşturma Komisyonları
                                                                      Son Tutanak Tutanak Sorgu Tutanak Metinleri Gizli Oturum Tutanakları
                                                                                                                                            Uluslararası Komisyonlar Dostluk Grupları
                                                                                      Genel Sekreterlik Mevzuat Telefon Rehberi Etik Komisyon Duyurular

ÖNEM : 21        CİLT : 96       YASAMA YILI : 4

 

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

 

107 nci Birleşim

30 . 5 . 2002 Perşembe

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

                                                      Sayfa    

  I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. – GELEN KÂĞITLAR

III. – YOKLAMALAR

 IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GündemdIşI Konuşmalar

1.– Muş Milletvekili Sabahattin Yıldız'ın, Muş İlinin sağlık sorunları ile alınması gerekli önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması

2.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, fen-edebiyat fakültesi mezunlarının öğretmenlik haklarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu'nun cevabı

3.– İstanbul Milletvekili Bozkurt Yaşar Öztürk'ün, memur maaşına endeksli konut kredisi  alanların mağduriyetlerinin giderilmesi için alınması gerekli önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması

B) Tezkereler ve Önergeler

1.– Ulaştırma Bakanı Oktay Vural'ın, Türkiye-Suriye Karma Ulaştırma Komisyonu Toplantısına katılmak üzere Suriye'ye yaptığı resmî ziyarete, Gaziantep Milletvekili Mehmet Hanifi Tiryaki'nin de iştirak etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1095)

2.– Cenevre'de yapılan Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık Örgütü 55 inci Asamblesine Antalya Milletvekili Nesrin Ünal'ın iştirak etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1096)

V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1.– İzmir Milletvekili Rifat Serdaroğlu'nun; İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın; Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya'nın; Ankara Milletvekili Yıldırım Akbulut'un; Şırnak Milletvekili Mehmet Salih Yıldırım'ın; Gaziantep Milletvekili Ali Ilıksoy, Konya Milletvekili Ömer İzgi ve Ankara Milletvekili Nejat Arseven'in; İstanbul Milletvekili Ziya Aktaş ve 42 Arkadaşının; Zonguldak Milletvekili Hasan Gemici'nin ve İzmir Milletvekili Işılay Saygın'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/94, 2/232, 2/286, 2/307, 2/310, 2/311, 2/325, 2/442, 2/449) (S. Sayısı : 527)

2.– Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri  Personeli Eğitim Merkezleri Kanunu Tasarısı ve Adalet ve Plan ve Bütçe Komisyonları raporları (1/744) (S. Sayısı : 786)

3.– Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Anayasa Komisyonu Raporu (1/777) (S. Sayısı : 557)

4.– Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/886) (S. Sayısı : 827)

5.– Özel Tüketim Vergisi Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/988) (S. Sayısı : 870)

VI. – SORULAR VE CEVAPLAR

A)YazIlI Sorular ve CevaplarI

1.– Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak'ın, kadrosuzluk nedeniyle ilerleyememiş memur emeklilerine ve emekli astsubayların aylıklarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Sümer Oral'ın cevabı (7/7072)

2.– Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak'ın, Kırıkkale-Hacılar Kasabasında kurulan enerji santralinin çevre sağlığına etkilerine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un cevabı (7/7140)

3.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, Karaman-Sarıveliler-Ortaköy'de yürütülen FAO projesine ilişkin sorusu ve Orman Bakanı Nami Çağan'ın cevabı (7/7159)

4.– Manisa Milletvekili Bülent Arınç'ın, ege bölgesindeki tütün üretimine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu'nun cevabı (7/7194)

5.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Ağrı İlinde yürütülen projelere ve Ağrı Dağı ile ilgili bir çalışma olup olmadığına ilişkin sorusu ve Turizm Bakanı Mustafa Taşar'ın cevabı (7/7235)

6.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Ağrı İlinde yürütülen projelere ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan'ın cevabı (7/7248)

7.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Ağrı İlinde yapılan DSİ yatırımlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan'ın cevabı (7/7249)

8.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Ağrı İlinde uygulanan projelere ilişkin sorusu ve Orman Bakanı Nami Çağan'ın cevabı (7/7255)

9.– Erzurum Milletvekili Aslan Polat'ın, hidroelektrik santrallerindeki kapasite kullanım oranlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan'ın cevabı (7/7265)

10.– Hatay Milletvekili Mustafa Geçer'in, Hatay İline ayrılan yatırım ödenekleri ile projelere ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan'ın cevabı (7/7277)

11.– Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz'ın, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğünde çalışan sözleşmeli personele ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı M.İstemihan Talay'ın cevabı (7/7281)

12.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, TPAO'ya geçici işçi çalıştırma yetkisi verilmediği iddiasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan'ın cevabı (7/7320)

13.– Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz'ın, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde pamuk ekiminde kullanılan elektriğin fiyatlandırılmasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan'ın cevabı (7/7380)

14.– Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz'ın, doğalgazın depolanmasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan'ın cevabı (7/7385)

15.– Erzurum Milletvekili Aslan Polat'ın, Doğu Linyitleri ve Oltu Linyitleri İşletme Müdürlüğünün kapatılması kararına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan'ın cevabı (7/7390)


I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak dört oturum yaptı.

Sivas Milletvekili Musa Demirci, hububat taban fiyatlarına,

İstanbul Milletvekili Nazif Okumuş, İstanbul'un fethinin 549 uncu yıldönümüne,

Amasya Milletvekili Gönül Saray Alphan, liselerdeki sorunlara,

İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.

Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun (6/1348) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi okundu; sözlü sorunun geri verildiği bildirildi.

Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya ve 19 arkadaşının, tarımda ilaç ve hormon kullanımının kontrolünün araştırılarak gerekli tedbirlerin alınması amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/289) okundu; önergenin, gündemdeki yerini alacağı ve öngörüşmesinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında bulunan:

TBMM İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu raporunun (2/94, 2/232, 2/286, 2/307, 2/310, 2/311, 2/325, 2/442, 2/449) (S. Sayısı : 527) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin Komisyon raporu henüz hazırlanmadığından,

Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Eğitim Merkezleri (1/744) (S. Sayısı : 786),

Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair (1/777) (S. Sayısı : 557),

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair (1/886) (S. Sayısı : 827),

Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Yurtdışı Teşkilâtı Hakkında 189 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye İlişkin (1/53) (S. Sayısı : 433),

Sosyal Güvenlik Kurumu Teşkilâtının Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında 618 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname; Sosyal Güvenlik Kurumu Teşkilâtının Kuruluş ve Görevleri Hakkında (1/755, 1/689, 2/699) (S. Sayısı : 666),

Türkiye İş Kurumunun Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında 617 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname; Türkiye İş Kurumu (1/754, 1/692) (S. Sayısı : 675),

Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu, Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında 619 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Aynı Mahiyetteki (1/756, 1/691) (S. Sayısı : 676),

Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığının Kurulması ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında 616 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Sosyal Sigortalar Kurumu (1/753, 1/690) (S. Sayısı : 685),

Gümrük Müsteşarlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında 485 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Gümrük Müsteşarlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesine Dair 541 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye İlişkin (1/209, 1/228) (S. Sayısı : 861),

Kanun Tasarıları ile,

Kütahya Milletvekili Emin Karaa'nın, Avukatlık Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/950, 2/877, 2/921, 2/928, 2/944) (S. Sayısı : 864) görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından,

Ertelendi.

Özel Tüketim Vergisi Kanunu Tasarısının (1/988) (S. Sayısı : 870) tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı; 1 inci maddesinin oylanması sırasında istem üzerine elektronik cihazla yapılan yoklamalar sonucunda Genel Kurulda toplantı yetersayısının bulunmadığı anlaşıldığından,

30 Mayıs 2002 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşime 19.18'de son verildi.

 

 

Yüksel Yalova

 

 

Başkanvekili

 

Lütfi Yalman

 

Melda Bayer

 

 

 

Konya

 

Ankara

 

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

 


No. : 152

II. – GELEN KÂĞITLAR

30.5.2002 PERŞEMBE

Tasarı

1.– Endüstriyel Tasarımların Uluslararası Tesciline İlişkin Lahey Anlaşmasına Bağlı Cenevre Metnine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/991) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 27.5.2002)

Teklifler

1.– Doğru Yol Partisi Grup Başkanvekilleri Sakarya Milletvekili Nevzat Ercan, Aydın Milletvekili Ali Rıza Gönül, İçel Milletvekili Turhan Güven ile Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya'nın; Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi (2/979) (İçişleri ve Anayasa Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.5.2002)

2.– Balıkesir Milletvekili Numan Gültekin'in; Mera Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/980) (Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 27.5.2002)

3.– İstanbul Milletvekili Cahit Savaş Yazıcı'nın; Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/981) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.5.2002)

4.– Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz'ın; 1111 Sayılı Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/982) (Millî Savunma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 27.5.2002)

Sözlü Soru Önergeleri

1.– Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, Şırnak-Silopi'deki termik santralın emisyon izni olup olmadığına ve radyasyon yaymasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1897) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

2.– Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, Şırnak-Silopi'deki termik santralde çalışan işçilerin sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1898) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

3.– Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, Şırnak-Silopi'de faaliyet gösteren termik santralın yörede sağlık sorunlarını artırdığı iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1899) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

4.– Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, Şırnak-Silopi'deki termik santralın çevreye olumsuz etkilerine ve ÇED raporunun olup olmadığına ilişkin Çevre Bakanından sözlü soru önergesi (6/1900) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

5.– Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, Şırnak-Silopi'deki termik santralın çevreye radyasyon yaydığı iddialarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1901) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

6.– Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Kamu Personel Seçme Sınavına ve maliyetine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1902) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

7.– Konya Milletvekili Özkan Öksüz'ün, hayvancılığın geliştirilmesi projelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1903) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

8.– İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerine bağlı şirket ve vakıfların açılış, temel atma ve kutlama törenlerindeki harcamalarına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1904) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

Yazılı Soru Önergeleri

1.– Ankara Milletvekili Birkan Erdal'ın, Orman Bakanlığı bünyesindeki Marmaris Tatil Köyünün özelleştirilmek üzere Turizm Bakanlığına devrine ilişkin Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/7593) (Başkanlığa geliş tarihi : 28.5.2002)

2.– Erzurum Milletvekili Aslan Polat'ın, başka bir milletvekilinin değişiklik önergesine katılma isteğine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/7594) (Başkanlığa geliş tarihi : 28.5.2002)

3.– Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz'ın, GAP Bölgesindeki basınçlı sulama sistemine geçilmesi ve çiftçilere su kullanma tekniklerini içeren eğitim verilmesine ilişkin Devlet Bakanından (Edip Safder Gaydalı) yazılı soru önergesi (7/7595) (Başkanlığa geliş tarihi : 28.5.2002)

4.– Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt'un, terörist başı Abdullah Öcalan'ın cezaevinde faydalandığı hizmetlere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/7596) (Başkanlığa geliş tarihi : 28.5.2002)

5.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, basında çıkan "zeolit skandalı" başlıklı habere ilişkin Devlet Bakanından (Şükrü Sina Gürel) yazılı soru önergesi (7/7597) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

6.– Bingöl Milletvekili Mahfuz Güler'in, TÜFE'den doğan 19-21 günlük farkın işçi emeklisi, malul, dul ve yetime ödenip ödenmeyeceğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7598) (Başkanlığa geliş tarihi : 28.5.2002)

7.– Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Sinop Boyabat Barajının yapım çalışmalarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7599) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

8.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, kamu kurum ve kuruluşlarındaki ücret dengesizliğine ve düzeltilmesi için yapılan çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7600) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

9.– Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak'ın, köylerdeki taşımalı sistemden dolayı boş bulunan okul binalarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7601) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

10.– Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman'ın, 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin uygulanmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7602) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

11.– Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman'ın, pedagojik formasyon sahibi İlahiyat Fakültesi mezunlarına ve din dersi öğretmen açığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7603) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

12.– Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman'ın, üniversite mezunu işsizlere ve yurt dışına beyin göçünün önlenmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7604) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

13.–Diyarbakır Milletvekili Osman Aslan'ın, Doğu ve Güneydoğu illerindeki kaçak elektrik kullanımı ve abone sorunlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7605) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

14.– Manisa Milletvekili Bülent Arınç'ın, Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumunun göreve başlamaması nedeniyle ortaya çıkabilecek sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7606) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

15.– Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman'ın, bir gazetede yer alan DGM yargıcı hakkındaki soruşturma iddiasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/7607) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

16.– Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş'ın, Toprak Mahsulleri Ofisinin hububat alımlarına ve fiyatlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7608) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

17.– Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak'ın, Kırıkkale-Delice Evliyalı Köyünün içme suyu ve kanalizasyon sorunlarına ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/7609) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

18.– Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak'ın, BOTAŞ'ın yeniden yapılanması için bir firmaya danışmanlık hizmeti verilip verilmediğine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7610) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

19.– Kocaeli Milletvekili Osman Pepe'nin, deprem bölgesinde istihdam edilen geçici işçilerin görevlerinin sona erdirilip erdirilmeyeceğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7611) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

20.– Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, kamu ve özel sektöre ait bankalara ve yönetim kurulu üyelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7612) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

21.– Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün'ün, Balıkesir Balya'daki maden bölgesinin kapatıldıktan sonra kalan zehirli atıklarının çevre ve insan sağlığına etkilerine ilişkin Çevre Bakanından yazılı soru önergesi (7/7613) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

22.– Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya'nın, ülkemizdeki elektrik üretim ve tüketimi ile yıllık elektrik kayıp oranlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7614) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

23.– Bursa Milletvekili Orhan Şen'in, tıp fakültesi hastanelerinde tedavi gören BAĞ-KUR emeklilerinin mağduriyetlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7615) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

24.– Bursa Milletvekili Orhan Şen'in, Bursa Yeşil Türbe'nin onarımına ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/7616) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

25.– Bursa Milletvekili Orhan Şen'in, Bursa Yeşil Türbe'nin onarımına ilişkin Devlet Bakanından (Nejat Arseven) yazılı soru önergesi (7/7617) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

26.– Bursa Milletvekili Ali Arabacı'nın, Bursa İlindeki taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarına ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/7618) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

27.– İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, Berlin'deki turizm fuarında bu yıl yeni bir fuar standı yaptırılmasının sebeplerine ilişkin Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/7619) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

28.– Erzurum Milletvekili Aslan Polat'ın, Erzurum İlinin gıda ithal ve ihracı yapılabilen gümrük bölgelerine dahil edilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7620) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

29.– Konya Milletvekili Lütfi Yalman'ın, 21 Şubat 2001 tarihinde Halk Bankasında yapılan döviz alım satım işlemlerine ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru önergesi (7/7621) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

30.– Konya Milletvekili Lütfi Yalman'ın, Diyarbakır Ergani'deki Gökiçi-1 petrol kuyusunun kapatılmasının sebeplerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7622) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

31.– Konya Milletvekili Lütfi Yalman'ın, Irak'tan gelen petrolü taşıma işini alan firmaya ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7623) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

32.– Konya Milletvekili Lütfi Yalman'ın, Mustafa Kemal Üniversitesine alınan işçilerden sendika üyesi olanların işten atıldığı iddialarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7624) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

33.– Sakarya Milletvekili Nezir Aydın'ın, Bakanlığın bütçesinden belediyelere yapılan yardım ve ödemelere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/7625) (Başkanlığa geliş tarihi : 29.5.2002)

Geri Alınan Yazılı Soru Önergesi

1.– Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Rize-Ardeşen Devlet Hastanesinde görevli bir çocuk doktorunun başhekim vekili ve sağlık grup başkanı tarafından dövüldüğü iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesini 30.5.2002 tarihinde geri almıştır (7/7577)


BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 14.00

30 Mayıs 2002 Perşembe

BAŞKAN : Başkanvekili Kamer GENÇ

KÂTİP ÜYELER : Melda BAYER (Ankara) , Lütfi YALMAN (Konya)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 107 nci Birleşimini açıyorum.

III.– YOKLAMA

VEYSEL CANDAN (Konya) - Sayın Başkan, toplantı yetersayısı yok, yoklama yapılmasını istiyoruz.

BAŞKAN - Muhalefet istedikten sonra, mecburen yoklama yapacağım.

Toplantı yetersayısının olup olmadığını belirlemek için yoklama yapacağım.

Yoklama için 5 dakikalık süre vereceğim. Bu süre içerisinde, sayın milletvekillerinin, Genel Kurul salonunda olduklarını cihaza girmek suretiyle belirtmelerini; cihaza giremedikleri takdirde, Divandan yardım istemelerini; bu halde de giremedikleri takdirde, pusula imzalayıp Divana göndermelerini ve pusula gönderen arkadaşların da Genel Kurul salonundan ayrılmamalarını diliyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısı yoktur.

Sayın grup başkanvekilleri, ne kadar ara verelim?

TURHAN GÜVEN (İçel) - 5 dakika.

VEYSEL CANDAN (Konya) - 10 dakika.

BAŞKAN - Efendim, bir dakika... Meclisi çalıştıracak iktidardır. Grup başkanvekilleri ne kadar sürede milletvekillerini getireceklerse...

MEHMET ŞANDIR (Hatay) - 14.30'a kadar ara verelim Sayın Başkan.

BAŞKAN - 14.30'da toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

                       

Kapanma Saati : 14.08

 

 


İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 14.30

BAŞKAN : Başkanvekili Kamer GENÇ

KÂTİP ÜYELER : Melda BAYER (Ankara) , Lütfi YALMAN (Konya)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 107 nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

III.– YOKLAMA

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, ilk oturumda yapılan yoklamada toplantı yetersayısı yoktu; bu nedenle birleşime ara vermiştim. Şimdi, yeniden, toplantı yetersayısının olup olmadığı konusunda elektronik cihazla yoklama yapacağım.

Yoklama için 5 dakikalık süre vereceğim. Bu süre içerisinde, sayın milletvekillerinin, Genel Kurul salonunda olduklarını elektronik cihazın düğmesine basmak suretiyle belirtmelerini; cihaza giremeyen arkadaşlarımızın Divandan yardım istemelerini; bu halde de giremedikleri takdirde Divana pusula göndermelerini ve pusula gönderen arkadaşlarımızın da Genel Kurul salonundan ayrılmamalarını diliyor ve yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısı vardır; çalışmalarımıza başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim.

Gündemdışı ilk söz, Muş İlinin sağlık sorunları hakkında söz isteyen Muş Milletvekili Sayın Sabahattın Yıldız'a verilmiştir.

Buyurun efendim.

Süreniz 5 dakika.

IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GündemdIşI Konuşmalar

1.– Muş Milletvekili Sabahattin Yıldız'ın, Muş İlinin sağlık sorunları ile alınması gerekli önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması

SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; Muş İlinin sağlık sorunlarını dile getirmek için gündemdışı söz almış bulunuyorum; bana bu fırsatı veren Sayın Başkanıma teşekkür eder, Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlarım.

Değerli arkadaşlar, 500 000 nüfuslu ilimizde toplam yatak sayısı 360 olan 5 devlet hastanesi, 47 sağlık ocağı ve 54 sağlık evi mevcuttur. Bu sağlık kuruluşlarında 29 uzman hekim, 76 pratisyen, 162 hemşire ve 159 ebe görev yapmaktadır.

2001 yılında, Muş Devlet Hastanesine 260 000, Bulanık Devlet Hastanesine 36 000, Malazgirt Devlet Hastanesine 60 000, Varto Devlet Hastanesine 46 000, Hasköy Devlet Hastanesine ise 33 000 hasta, teşhis ve tedavi için başvurmuş. Sayılara baktığımız zaman, sağlık personelinin son derece zor şartlar altında görev yaptığı anlaşılmaktadır.

440 000 civarında hastaya 112 doktor ve 450 sağlık personelinin hizmet vermeye çalışmaları, durumun vahametini açığa koymaktadır. Belirlenen standartlara göre, 250 uzman tabip, 314 pratisyen hekim olması gereken Muş'ta, maalesef, 29 uzman ve  76 pratisyen  hekim mevcuttur. 2 563 sağlık personeli bulunması gereken ilimizde, 556 personel bulunmakta olup mevcudun yaklaşık yüzde 80'i boş bulunmaktadır.

Muş'un ve ilçe hastanelerimizin sorunlarını, burada, tek tek anlatmaya kalksam, herhalde saatler alacaktır. Vakit darlığı sebebiyle kısa olarak değinmek istiyorum.

Saygıdeğer arkadaşlar, Muş Devlet Hastanesine, geçen yıl, 260 000 civarında hasta başvurmuştur. Bu hastaların büyük bir kısmı ilçelerimizden gelmektedir. Bu yoğun hasta trafiğini azaltmak için, ilçe hastanelerimizin gerekli eleman ve araç gereç ihtiyacının, mutlaka, bir an önce karşılanması gerekmektedir. 25 uzman ve 10 pratisyen hekimle hizmet veren bu hastanemizde, maalesef -bir il gibi yerde- halen sağlık heyeti oluşturulamamaktadır. Bu sağlık heyetinin oluşması için de, bir an önce, eksik olan atamaların yapılması gerekmektedir.

Malazgirt Devlet Hastanemizde, 1 genel cerrahi uzmanı vardır. Buranın, acilen, dahiliye, kadın-doğum, çocuk hastalıkları uzmanı ve narkoz teknisyenine ihtiyacı vardır. 50 yataklı bir hastane ve 100 000'e yakın nüfusuyla bir ilçe, sadece 1 uzman hekimle devam etmektedir.

Malazgirt'in Muş'a uzaklığı yaklaşık 140 kilometredir. Hastaların Muş'a geliş gidişleri, hem maddî yönden çok pahalıya mal olmakta hem de acil hastalar için ciddî zaman kaybına yol açmaktadır.

1954 yılında açılan Bulanık Devlet Hastanesinde fizikî durum, sağlık açısından pek elverişli değildir; ekbina yapılması gerekmektedir. Bulanık İlçemizde 2 uzman ve 3 pratisyen hekimle, yaklaşık 100 000 nüfusa hizmet verilmeye çalışılmaktadır. Bu ilçeye de bir an önce uzman hekim, hemşire, ebe ve ambulans gönderilmelidir.

Varto, Hasköy, Korkut İlçelerimizde durum, maalesef, daha da kötüdür. Varto'da 1 aile hekimi ve 3 pratisyenle, maalesef, 20 yataklı hastane poliklinik hizmeti vermeye devam etmektedir.

1995 yılında yapılan 30 yataklı Hasköy Devlet Hastanesinde ise, sadece 3 pratisyen hekim bulunmaktadır. Bu hastanemiz de, bir an önce gerekli uzman atamaları yapılarak, sağlık ocağı görünümünden kurtarılmalı, normal hastane işlevini yapabilir hale dönüştürülmelidir.

Korkut İlçemizde ise sadece 3 sağlık ocağı vardır. Bu ilçemizin de açık olan doktor ihtiyacının mutlaka karşılanması gerekmektedir. Sağlık personeli yetersizliği nedeniyle şu anda 7 sağlık ocağı kapalı durumda, 20 sağlık ocağında ise pratisyen tabip bulunmamaktadır; yeterli sayıda sağlık personeli atamasının yapılması aciliyet arz etmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Yıldız, lütfen, 1 dakika içerisinde toparlar mısınız efendim.

SABAHATTİN YILDIZ (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.

Bu sağlık ocaklarından birisi, Muş'un dağlık bölgesi olan Üçevler mıntıkasında bulanmaktadır. Maalesef, bu bölgede yılın altı ayı yollar kapalıdır. Muş'a yakın çevrede bulunan 10-12 civarındaki köy ve mezradan hastalar, özellikle kış aylarında gelememekte, ciddî bir sıkıntıyla karşı karşıya bulunmaktadırlar.

İl merkezinde hasta trafiğinin yoğun olması, kadın doğum ve çocuk hastalıkları hastanesinin yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Türkiye genelinde 2 000 kişiye 1 uzman doktor düşerken, maalesef, Muş'ta 15 000 kişiye ancak 1 uzman doktor düşmektedir. Türkiye genelinde 1 500 kişiye 1 pratisyen hekim düşerken, Muş'ta ise 6 000 kişiye ancak 1 pratisyen hekim düşmektedir. Türkiye genelinde hastanelerde 422 kişiye 1, Muş'ta ise 1 188 kişiye ancak 1 yatak düşmektedir.

Bu verilerden de anlaşılacağı üzere, Türkiye standartlarının çok altında yürütülen bir sağlık sektörüyle karşı karşıyayız. Bu durumun düzeltilmesi için ilgililerden gerekli destek ve yardımı beklemekteyiz.

Türkiye'nin AB standartlarına yükselmesinin gündemde olduğu bir günde, maalesef, ilimiz, halen Türkiye ortalamasının bile kat kat gerisinde kalmaktadır.

Bu sıkıntıların bir an önce giderilmesi için, Sayın Hükümetten ve Sağlık Bakanımızdan destek bekler; hepinizi saygıyla selamlarım. (AK Parti  sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yıldız.

Efendim, gündemdışı konuşmaya cevap verecek sayın bakan var mı Genel Kurulda?.. Herhalde Muş'un sağlık sorunlarına ilgi duyacak sayın bakan yok; onun için, gündemdışı söz, bu durumda kalacaktır.

İkinci gündemdışı söz, fen edebiyat fakültesi mezunlarının öğretmen atamalarındaki sorunları hakkında söz isteyen, Adıyaman Milletvekili Sayın Mahmut Göksu'ya verilmiştir.

Buyurun Sayın Göksu.

Süreniz 5 dakika.

2.– Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, fen-edebiyat fakültesi mezunlarının öğretmenlik haklarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu'nun cevabı

MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Son iki aydan bu yana fen edebiyat fakültesinde okuyan öğrencilerimiz ve mezunları, birtakım üniversitelerimizin tarih, felsefe, beden eğitimi ve ilahiyat fakültelerinde okuyan öğrenciler, sık sık Millî Eğitim Komisyonu üyeleri ve birtakım milletvekili arkadaşlarımızı ziyaret ederek mağduriyetlerini dile getirmektedirler.

Değerli arkadaşlar, fen-edebiyat fakültesi öğrencilerine formasyon derslerinin verilip verilemeyeceği konusu, uzun süredir eğitim gündemimizi meşgul etmektedir; ancak, formasyon konusundaki tartışma ve karışıklıklar, öğrencilerin okula girmeye hak kazanıp öğrenime başladıktan sonra ortaya çıkmıştır. YÖK, 1998 yılının ağustos ayında aldığı bir kararla, bu öğrencilerin formasyon derslerini alma hakkını ellerinden almıştır. Oysaki, 1998 girişliler, bu sene mezun oluyor; bunlar, haziran ayı itibariyle tercihlerini yapmışlar ve okullarına girmişlerdi. O dönemde, bu gençlerimizin, gerek ÖSYM kitapçıklarında gerekse uygulamalarda öğretmen olabilmeleri söz konusuydu; ama, ne var ki, bu haklarının ellerinden alındığını birkaç ay sonra öğreniyorlar.

Değerli arkadaşlar, bu konuyu, daha önce, Grup Başkanımız Sayın Bülent Arınç Bey yine Mecliste yapmış olduğu konuşmada dile getirmişti. Sayın Bakanımızın o zaman verdiği cevap var; Sayın Bakan "artık, eğitim fakültelerimizin sınıf öğretmenliği bölümünden ihtiyacı karşılayacak kadar öğrenci mezun olmaktadır. Bu kapsamda sınıf öğretmenliği sertifikası alıp da 2001 yılında sınıf öğretmenliğine başvuruda bulunan fen-edebiyat fakültesi mezunlarının da ataması maalesef yapılamamıştır" diyor ve 1739 sayılı Yasaya göre alınacak öğretmenlerde 3 tane kriter sayıyor; bunlardan bir tanesi, sınıf öğretmenliği programı mezunu olanlar; yani, eğitim fakültesi mezunu olup sınıf öğretmenliği bölümünü bitirmiş olanlar; ikincisi, eğitim fakültesinin diğer programlarından mezun olup da, sınıf öğretmenliği sertifikası almış olanlar; üçüncüsü ise, fen-edebiyat ve diğer fakültelerden sınıf öğretmenliği bölümü mezunu olanlar.

Değerli arkadaşlar, 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Yasasında öğretmen yetiştiren okulların hangileri olduğu sıralanmaktadır. Burada, eğitim fakülteleriyle beraber fen edebiyat fakülteleri de bu kaynaklardan bir tanesidir; ama, ne hikmetse, kanuna rağmen, Sayın Bakan bir karar alıyor ve eğitim fakültesinin diğer programlarından mezun olan kişileri atıyor; ama, fen edebiyat fakültesi mezunu olup sınıf öğretmenliği sertifikası almış öğrencileri atamıyor.

Değerli arkadaşlar, bu, yanlış bir karardır. Fen edebiyat fakültesinden mezun olanlar ne olacaktır sorusunu ise Sayın Bakan şöyle cevaplandırıyor: "Eğer siz, fen edebiyat fakültesinin fizik bölümünden mezun olduysanız fizikçisiniz; matematik bölümünden mezun olduysanız matematikçisiniz; kimya bölümünden mezun olduysanız kimyacasınız. Eğer bu arkadaşlar öğretmen olmak istiyorlarsa, o zaman, tezsiz yükseklisans yapmak zorundadırlar."

Kıymetli arkadaşlar, yani, bir insan, uzun bir tahsil hayatından sonra, iş bulamadıktan sonra, istihdam imkânı elde edemedikten sonra, fizikçi, matematikçi, kimyacı olsa, ne kıymeti var. Bu gençlerimizin umutlarını söndürmeye, geleceklerini karartmaya hakkımızın olmadığına inanıyorum.

Değerli arkadaşlar, yine, YÖK'ün, maalesef, bir istihdam planlaması yoktur; 1998 yılında aldığı bir kararla, ortaöğretim alan öğretmenliği konusunda, üniversitelerin mühendislik bölümlerinden mezun olanların, yükseklisans yaptıkları takdirde -tezsiz olarak- öğretmen olarak atanabilecekleri söylenmiştir. Bunlar hangi branşlarda derseniz; mesela, biyoloji bölümüne, ziraat fakültesinin zootekni, tarla bitkileri ve gıda bölümü; matematik öğretmenliğine, inşaat fakültesi, makine ve elektrik bölümü; coğrafya bölümüne, jeoloji mühendisliği bölümü mezunlarının atamalarının yapılacağını söylüyor. Bunların atanma şansları yoktur; çünkü, önce eğitim fakültelerinden mezun olanları atıyor, ondan sonra fen-edebiyat fakültesi mezunlarına sıra gelecek, ondan sonra da mühendislik mezunu olup da tezsiz yükseklisans yapanlar atanacak. Bu insanların atanma şansı olmadığı halde, maalesef, YÖK, bu yanlış kararıyla, bu çocuklarımızı, bu gençlerimizi sokağa bırakmaktadır. Dolayısıyla, YÖK, bu yanlış kararından da vazgeçip, insanlarımızı boşu boşuna umutvar etmemelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Göksu, 1 dakikada toparlar mısınız efendim.

Buyurun.

MAHMUT GÖKSU (Devamla) - Kıymetli arkadaşlar, ayrıca, son dönemde, ilahiyat fakültesi mezunu gençlerimizin de atanmadıklarını, atanamayacaklarını Bakanlık ifade etmektedir. Şimdi, burada, bu gençlerimiz, bu fakülte mezunları şunu istemektedir: Bakınız, Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi öğrencileri, kendilerine pedagojik formasyon dersi verilmesiyle ilgili dava açmış ve davayı kazanmışlar; ama, buna rağmen, pedagojik formasyon dersleri verilmiyor.

Yine, değerli arkadaşlar, Hacettepe Üniversitesinden bir grup öğrenci geldi, orada, YÖK'ün gönderdiği bir yazıyı bize verdiler. Deniliyor ki: "Fen-edebiyat fakültesi programından, alanı iyi bilen, ancak, öğrencilerle iyi iletişim kuramayan ve bilgisini öğretemeyen öğretmen tipi ortaya çıkmıştır; bu nedenle, bunlara, pedagojik formasyon vermeyeceğim." Vermedikleri öğrenci hangisi; Türk dili ve edebiyatı bölümü mezunu; ama, bunun dışında, İngiliz dili ve edebiyatına, Amerikan kültürü ve edebiyatına pedagojik formasyon dersleri vererek, öğretmen olarak atıyor. Yani, burada bir ayırımcılık var; aynı sınıfta olan öğrenciler arasında, bir farklılaşma söz konusudur. Bakanlık, arkadaşlar arasında bu şekildeki farklılaşmayı mutlaka ortadan kaldırmalı, eşit ve adil şekilde, lisansını bitiren, öğretmen yetiştiren okullardan mezun olanlara öğretmenlik hakkını tanımalıdır diye düşünüyorum.

İlahiyat fakülteleri, şu anda, yine, mağdurlar sınıfına girmiştir. Bakınız, maalesef, bu Millî Eğitim Bakanlığı döneminde, ülkemizde en çok konuşulan konular, satanizm, Moon tarikatı, misyonerlik faaliyetleri ve yogayla aydınlatma seansları olmuştur. Bütün bunlar neden kaynaklanmıştır; maalesef, Türkiye'de, din eğitimi alanında bir boşluk meydana gelmiştir. Eğer, siz, din kültürü öğretmeni vermezseniz, gençlerimizi kendi inançlarımıza, kültürümüze göre yetiştirme imkânı vermezseniz, elbette, bu değişik cereyanlar, bu boş alana girecekler ve gençlerimizi yanlış yönlendireceklerdir. Dolayısıyla, Bakanlık, bundan da, kısa zamanda vazgeçmeli...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Göksu, teşekkür ederim efendim, 2 dakika fazla konuştunuz; rica ediyorum...

MAHMUT GÖKSU (Devamla) - Peki efendim...

BAŞKAN - Aslında, bu gündemdışı konuşmayı, daha önce başka arkadaş yaptı, yani, geçen hafta, bu konu, burada uzun uzadıya tartışıldı ve Sayın Millî Eğitim Bakanımız da cevap verdi; ama, başka arkadaşımız gündemdışı söz hakkını size verdiği için, ben...

MAHMUT GÖKSU (Devamla) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanımızın, 1739 sayılı Kanuna göre almış olduğu kararın yanlışlığının altını çizmek için söz aldım. Dolayısıyla, bu yanlışlıktan vazgeçmesini, Bakanlığa tevcih ediyorum.

BAŞKAN - Tamam efendim, o konu, geçen hafta da, burada, enine boyuna konuşuldu.

Teşekkür ederim.

Sayın Bakan, buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)

Süreniz 20 dakika Sayın Bakan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; biraz önce, Sayın Göksu'nun da söylediği gibi ve Başkanımın da tekrar ettiği gibi, 7 Mayıs 2002 tarihinde, gündemdışı bir konuşma yapan AKP Grubu Başkanı Sayın Bülent Arınç, bu konuyu gündeme getirmiş, ben de geniş bir açıklama yapmıştım. Bu açıklamadan sonra, Sayın Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu kısmına gelerek, benden ekbilgiler de aldı. Türkiye'de kaç öğrenci sınıf öğretmeni olarak bu yıl mezun oluyor, geçen yıldan kaç öğrenci kaldı, fen-edebiyat bölümlerinden mezun olanlardan formasyonlu olanlar veya Sayın Göksu'nun söylediği gibi, 1998 girişlilere de formasyon verilip verilmemesi konusunu kendisine anlattım; bana, teşekkür etmişti.

Sayın Göksu bu konuyu yeniden gündeme getirdi; zaten, eğitimcilerin kaderidir, bir daha anlatmak, bir daha anlatmak... Bana düşen görev de, bu konuyu, fen-edebiyat fakültesi mezunlarının öğretmen atamalarıyla ilgili konuyu bir defa daha anlatmak oldu. Daha önce dinleyen arkadaşlarımın hoşgörüsüne sığınarak, bu konuyu, bir defa daha anlatacağım.

Değerli milletvekilleri, Millî Eğitim Temel Kanununda öğretmenlik mesleği devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleği olarak tanımlanmıştır. Yine aynı kanunda, öğretmenlik mesleğine hazırlığın, genel kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formasyonla sağlanacağı ve öğretmenlerin, öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarından mezun olanlar arasından, Millî Eğitim Bakanlığınca seçileceği hükme bağlanmıştır.

Öğretmen yetiştiren bölümlerden mezun olanlar arasından, bu hüküm doğrultusunda, öğretmenliğe atanacakların branşlarına göre mezun olacakları yükseköğretim programları Bakanlığımızca belirlenmiştir. 1998 yılına kadar fen-edebiyat fakültelerinin matematik, fizik, kimya, biyoloji, tarih, coğrafya, Türk dili ve edebiyatı gibi programlarından mezun olanlar, pedagojik formasyon almaları kaydıyla, öğrenim gördükleri alanlara ilişkin öğretmenliklere atanabilmişlerdir; ancak, 4306 sayılı Yasayla uygulamaya konulan sekiz yıllık ilköğretimin getirdiği öğretmen gereksinimi de gözönüne alınarak, ilk ve ortaöğretim kurumlarında kısa ve uzun vadede gereksinim duyulacak öğretmenlerin yetiştirilmesi amacıyla, Bakanlığımız ve Yüksek Öğretim Kurulunun işbirliğinde öğretmen yetiştirme programları yeniden düzenlenmiştir.

1998-1999 öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlayan yeni sistemde, okulöncesi ve ilköğretim öğretmenlerinin lisans düzeyinde; ortaöğretim öğretmenlerinin ise, yabancı dil, müzik, resim, beden eğitimi, özel eğitim, bilgisayar ve eğitim teknolojileri alanlarında, 4 yıllık lisans düzeyinde; fen, matematik ve sosyal alanlar öğretmenlerinin ise, tezsiz yükseklisans alanlarının lisans seçeneğiyle yetiştirilmesi esası getirilmiştir. Buna göre, fen-edebiyat fakültesi mezunları, ortaöğretim alan öğretmenliği tezsiz yükseklisans programını, Bakanlığımız ve Yüksek Öğretim Kurulu işbirliğinde açılacak pedagojik formasyon programını başarıyla tamamlamaları durumunda, öğretmen olarak atanabilmekteydiler; ancak, Yüksek Öğretim Kurulunca getirilen yeni düzenleme, ilköğretim alan öğretmenliklerine daha iyi bir formasyon kazandırılması amacıyla, ortaöğretim alan öğretmenliği tezsiz yükseklisans programı uygulamasına geçilmiştir.

Bu çerçevede, eğitim fakültesi dışındaki yükseköğretim kurumları mezunlarından, kurumları Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığınca belirlenenler, üç dönemlik, 45 kredilik ortaöğretim alan öğretmenliği tezsiz yükseklisans programına alınmakta, başarılı olanlar, lisanstaki mezuniyet kredilerinin en az yüzde 30'u kadar krediyi atanacakları alandan almış olmaları durumunda, eğitim fakülteleri mezunlarının, öğretmen gereksinimi karşılanamayan alanlara atamaları yapılabiliyor. Alınan bu kararlar kapsamında, ayrıca, bir öğretmenden birden fazla alanda yararlanmak amacıyla da, ilköğretim okullarında görev alacak öğretmenlerin yetiştirildiği programlarda yan alan uygulaması zorunluluğu da uygulamaya konulmuştur.

Fen-edebiyat fakültesi mezunlarının öğretmen olarak atanabilmelerinde, belirttiğim tezsiz yükseklisans öğrenimi görmüş olmaları koşulu getirilmiştir. Tezsiz yükseklisans koşulunu yerine getiren öğretmenlerin, öğretmenliğe alınmaması diye bir husus yoktur; öncelikle alınacaklardır. Bu alan için nitelikli öğretmene, bütün alanlarda olduğu gibi, ihtiyaç vardır.

Her öğrencinin nitelikli bir öğretmen tarafından yetiştirilmesi hakkı vardır. Tezsiz yükseklisansın getirilmesinin amacı da, bu hakkın gerçekleştirilmesine yöneliktir. Eğitim fakülteleri dışındaki dört yıllık yükseköğretim programlarından mezun olanlardan öğretmen olarak atanacaklar için verilen birbuçuk yıl süreli tezsiz yükseklisans öğrenimi koşulu, öğretmenlik mesleğinin niteliğinin artırılması amacına yönelik bir uygulamadır. Hep "nitelikli eğitim" demiyor muyuz, hep "kaliteli eğitim" demiyor muyuz; işte, yapmak istediğimiz de budur, çıkılan yoldan varılmak istenen hedefi budur.

Sınıf öğretmenliği için, sınıf öğretmeni yetiştiren yükseköğretim kurumlarının kontenjanlarındaki artış nedeniyle, 2001 yılından itibaren bu alandaki gereksinim kendi kaynağından karşılanabilir düzeye gelmektedir ve Millî Eğitim Bakanlığı ihtiyacı kadar öğretmen alacaktır. Artık, eğitim fakültelerimizin sınıf öğretmenliği bölümünden, Millî Eğitimimizin sınıf öğretmeni ihtiyacını karşılayacak kadar öğrenci mezun olmaktadır. Bu kapsamda, sınıf öğretmenliği sertifikası alıp da 2001 yılında sınıf öğretmenliğine başvuruda bulunan fen edebiyat fakültesi mezunlarının da atanması maalesef yapılamamıştır. 2001 yılında sınıf öğretmenliği için belirlenen gereksinim çerçevesinde atanan 9 270 öğretmenin tamamı eğitim fakültesinin sınıf öğretmenliği bölümü mezunlarıdır. Duyulan gereksinim çerçevesinde, 2002 yılı şubat ayında atanan ve atama için izin alıp uyguladığımız 5 000 yeni öğretmenimizin tamamı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki 24 ile gönderilmiştir. 3 082'si sınıf öğretmeni olarak atanmış olup, bunların 29'u sınıf öğretmenliği, 3 053'ü ise sadece eğitim fakültelerinin çeşitli programlarından mezun olup, sınıf öğretmenliği sertifikası alanlardır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu doğrultusunda alınan kararlar gereğince, sınıf öğretmenliğine atamada, Sayın Göksu'nun da söylediği gibi, üç öncelik vardır. Birinci öncelik sınıf öğretmenliği; ikinci öncelik eğitim fakültesinin diğer programlarından mezun olup da sınıf öğretmenliği sertifikası almış olanlar; aynı karar doğrultusunda üçüncü öncelik ise, fen-edebiyat fakültesi mezunlarıyla, diğer fakülte mezunlarından sınıf öğretmenliği sertifikası alanlardır. Halen eğitim fakültelerimizden, sınıf öğretmenliği bölümünden mezun olup, sınıf öğretmenliğine başvuran ve ataması yapılamayan 3 806 aday vardır. 3 806 aday sınıf öğretmenliği bölümünden mezundur, ataması yapılamamıştır. Fen-edebiyat fakültesi mezunu olup, sınıf öğretmenliğine başvuranların sayısı ise, 13 134'tür. Bu yıl için atama izni verilmesini istediğimiz 30 000 kontenjandan 10 000'ini sınıf öğretmenliğine ayırdık. Son sınıftaki öğrenci sayısı ise 12 000'dir. Bir yanda, sınıf öğretmenliği için, son sınıfta 12 000 öğrenci var, geçen seneden 3 806 öğrenci bekliyor öğretmen adayı, sınıf öğretmeni, 13 134 de sertifikalı var.

Şimdi, sınıf öğretmeni alacağım dediğiniz zaman, herhalde, eğitimini almış olan bölümden almamız gerekir diye düşünüyorum. Böyle bir sıralama yapmanın da adaletli olduğunu düşünüyorum.

Marmara Üniversitesi ve YÖK aleyhine açılmış ve kazanılmış dediğiniz dava ise formasyon verilip verilmemesiyle ilgilidir. Davanın tarafı değildir Millî Eğitim Bakanlığı, YÖK'ün aleyhine açılmıştır ve formasyon verilsin diyedir. Millî Eğitim Bakanlığının kararı, nitelikli öğretmen yükseklisans yapacaktır, tezsiz yükseklisans yapacaktır; iyi öğretmen yetiştireceğiz, bundan da dönmeyeceğiz şeklindedir.

Peki, doğru mudur yanlış mıdır bu?.. Bir idarenin eylem ve işlemini denetleyecek merci idare mahkemeleridir. İdare mahkemelerinde, bu şekildeki kararımız aleyhine 2001 ve 2002 yıllarında davalar açılmıştır. 2001 yılında açılan 23 davanın 5'inde yürütmeyi durdurma talebi reddedilmiş, 4'ünde davanın tamamı reddedilmiş, 2'sinde feragat nedeniyle dava ortadan kalkmış, 12 dava devam etmektedir; yani, bugüne kadar yaptığımız uygulamanın yasalara aykırı olduğuna dair, mevzuata aykırı olduğuna dair bir karar da mevcut değildir.

FEHİM ADAK (Mardin) - Dava da devam ediyor...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Devamla) - Dava devam ediyor. Davanın olması, vatandaşımızın hak arama, adalet arama anlayışıyla bağdaşmaktadır ve doğrudur da, herkes hakkını arayacaktır. Bakanlığımın, her türlü eylem ve işleminin yargıya gitmesinden de asla gocunmuyorum; çünkü, bizi de denetleyecek olan yargıdır. Millî Eğitim Bakanlığının bu uygulamasını haksız bulan bir yargı kararı olmadığını örnekleriyle belirttim. Bütün eylem ve işlemlerim yargı denetimine tabidir; ama, buna rağmen, eğer eksiklik varsa -7 Mayısta da söyledim, bugün de söylüyorum- bunu da düzeltmeyi vicdanî bir sorumluluk olarak görmekteyim.

Tezsiz yükseklisans için, Anadolu Üniversitesi, Balıkesir Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Muğla Üniversitesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Osman Gazi Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi ve Uludağ Üniversitesinde ortaöğretim alan öğretmenliği tezsiz yükseklisans programları uygulanmaktadır. Buralarda da, bu çocukların taleplerinin karşılanması yönünde, kontenjanların artırılması için YÖK'ten talebim vardır.

Geçen yıllara baktığımda, 1999 ve 2000 yıllarına baktığımda, 2000 ve 2001 yıllarına baktığımda, 2001-2002 öğretim yılında tezsiz yükseklisansa başvuran öğrenci sayısının artmış olduğunu görüyoruz. Artık, herkes bilecek ki, fen-edebiyat fakültesinin, sözünü ettiğimiz matematik, fizik, edebiyat gibi bölümlerinden mezun olan çocuklarımız tezsiz yükseklisans yaparak öğretmen olacaklardır. Öğrenciler bunu kabullendiler; kimler, niçin kabullenmiyorlar; bunu pek anlamış değilim. Tezsiz yükseklisans eğitimi; daha iyi eğitim, daha nitelikli eğitim istiyoruz.

Sayın Göksu'ya, yeniden bu konuları anlatma fırsatı verdiği için teşekkür ediyorum. Sayın Göksu, titizlikle çalışmalarımızı takip eden bir milletvekilidir. Bugüne kadar, 2000, 2001, 2002 yılında 23 soru sormuştur; 14'üne cevap verilmiştir. Son soruları 17 Mayıs 2002 ve 21 Mayıs 2002 tarihlerinde sormuştur. Bunların cevapları da hazırlanmaktadır. Bu konudaki ilginize teşekkür ediyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Gündemdışı konuşma cevaplandırılmıştır.

MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) - Sayın Başkan, bir şey söyleyebilir miyim...

BAŞKAN - Hayır efendim; böyle bir usulümüz yok.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Sayın Başkanım, yerimden bir şeyi arz etmek istiyorum.

BAŞKAN - Hangi konuda?..

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Sayın Bakanın açıklamalarıyla ilgili, Sayın Başkan.

BAŞKAN - Yani, geçen hafta da, bu hafta da, bu konu, çok ayrıntılı olarak burada tartışıldı...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Sayın Başkanım, müsaade ederseniz, bir milletvekili olarak, yerimden bir şeyi açıklamak istiyorum.

BAŞKAN - Canım, öyle de... Burada 550 milletvekili var; yani, aynı konu...

Buyurun, 1 dakika içerisinde açıklayın.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Sayın Başkanım, Sayın Bakan bir eğitimci olarak, eğitimciler adına bir şey ifade ederken, eğitimcilerin, eğitmek için, tekrar tekrar açıklama yapma mecburiyetinin olduğunu söylediler. Bu fikrine katılırsak, değerli konuşmacı bir eğitimcidir; onun için, ikinci kez bunun konuşulmasına fırsat vermiştir.

EROL AL (İstanbul) - Hiç öyle bir şey demedi ki!..

AYDIN TÜMEN (Ankara) - Nereden çıktı bu?!

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Ben, Sayın Bakana bir hatırlatma yapmak istiyorum: Biz, kurumların ve bakanların kararlarını tartışmaya açmamak için bir şeyi önemsemek mecburiyetindeyiz. Bu arkadaşlarımız, öğrencilerimiz buraya müracaat ederlerken, tercihlerini yaparlarken bu hak mevcuttu; daha sonra ellerinden alınmıştır. Dolayısıyla, biz, zaten bütün mezunlara öğretmenlik hakkı veremediğimize göre, seçme imkânına da fırsat verme açısından, bu konuları, bundan sonraki süreç için, karar değişikliğinden sonraki dönem için uygulamaya almaları daha hukukî, daha adil olur diye düşünüyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Sayın Kapusuz, Sayın Bakan da açıkladı "zaten 10 000 küsur kadro alacağız" dedi. Şu anda, son sınıfta okuyanlar 10 000 civarında; geçen seneden bekleyen, mezun olmuş 3 500 kişi var; ama, Millî Eğitim Bakanlığının hatalı bir uygulaması olmuş. İşte, geçen dönem, sertifika almak için, öğrenciler, gitmiş, üniversitelere 500 milyon liranın üzerinde para vermişler, eğitim almışlar; bir de, galiba, müracaat için bir para yatırılmış size. O yönden...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Sayın Bakanım, kapatalım isterseniz.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) - İzin verin, ben cevap vereyim.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) - Sayın Başkanım, bu soruyu Sayın Bülent Arınç da sormuştu, yine yerimden cevap vermiştim.

Biraz önce AKP sıralarına bakarken, hukukçu arkadaşlarımdan Bursa Milletvekili bir arkadaşım vardı, onun orada olmasını da isterdim. Bu, bir hukukî sorundur. Bu hukukî sorunun izahı da şudur: Bir kişi memuriyete girerken "emeklilik yaşı 45'ti, ben 10 yıldır memurum, emeklilik yaşını 60'a çıkarma hakkınız yoktur" deme hakkına sahip değil; çünkü, emekli olma hakkı doğmamıştır. Bir öğrenci, bir yere girerken "statüde değişiklik yapıldı, ben girdiğim tarihte şartlar buydu" deme hakkına da sahip değildir. Burada, hukukta buna "beklenen hak" deniyor. Büyük hukukçu Duguit de bunu en güzel şekilde anlatıyor.

MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Bakan, müktesep hak ne olacak?

ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) - Demagoji yapma.

BAŞKAN - Efendim, lütfen, müdahale etmeyelim.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) - Müktesep hak, kazanılmış hak demektir; o, mezun olan kişilerin elde ettiği hak demektir.

MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Bir işe giren insan, belirli koşullarla girmişse, ona müktesep hak denir.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) - İkinci olarak "Millî Eğitim Bakanlığı bir hata yapmış" dediniz. Millî Eğitim Bakanlığı bir hata yapmadı. Millî Eğitim Bakanlığı, 1999 yılının şubat ayında YÖK'e yazı yazarak, formasyonların bu şekilde kaldırılması talimatını verdi.

BAŞKAN - O zaman, YÖK hata yapmıştır.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) - Ve uygulama yapılmıyor; bunlar, bekleyen arkadaşlar.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Gündemdışı üçüncü söz, memur maaşına endeksli konut kredisi mağdurları hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Bozkurt Yaşar Öztürk'e verilmiştir.

Buyurun Sayın Öztürk. (MHP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika.

3.– İstanbul Milletvekili Bozkurt Yaşar Öztürk'ün, memur maaşına endeksli konut kredisi alanların mağduriyetlerinin giderilmesi için alınması gerekli önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması

BOZKURT YAŞAR ÖZTÜRK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizin bildiği gibi, 1 Eylül 1998'de, Emlak Bankası, memur maaşına endeksli konut ve işyeri kredisi adı altında, 11 240 adet konut pazarlamak için yola çıkmıştır. Bu işi yaparken, sorunların değişmeyeceğini, güvenli bir gelecek için, kira öder gibi konut sahibi olunacağını halkımıza empoze etmiştir. Bu krediye ilgi zamanla fazla olmuş ve belirtilen konutların, bankanın belirlediği şartlarda pazarlaması tamamlanmıştır.

Aradan geçen süre içerisinde, konut sahibi olmak isteyen bir kişinin, günümüze kadar -zamanındaki kurlar dikkate alınarak- 41 000 dolar ödediği görülmektedir. Memur maaşlarındaki reel gerilemeye rağmen, ödemelerini aksatmadan yerine getiren ortaklar, ekonomik kriz ve devalüasyondan dolayı ödeme zorluğu çekmeye başlayıp, almış oldukları evden vazgeçmek istediklerinde, o günkü, sözde çok başarılı banka yöneticilerimizin hesaplamaları sonucu, bugünkü değerle 6 milyar Türk Lirası önerilmektedir. Geri alınmış bir ev 52 milyarlık bedelle satışa sunulmaktadır. Peşinatla birlikte ödenmiş olan taksitler bu miktarı geçmiş olduğu halde, konut kredisi alanlar halen 50 milyar borçlu gözükmektedirler.

Bu işi yapan idarecilerin bir kısmının, Emlak Bankasının tasfiyesiyle birlikte bazı bankalara idareci olarak atandıklarını bilmekteyiz. Konutu doğru dürüst pazarlayamayan ve binlerce yeni mağdur oluşturanların, görevli oldukları yeni bankalarda da, benzer olaylarla, devlet ile vatandaşı karşı karşıya getirecekleri bir gerçektir.

Sorunu ortaya koymak kadar, çözüm önerileri sunmanın da bir erdem olduğuna inanmaktayım.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun, 4743 sayılı Yasaya dayanarak, geriye dönüşü riskli olan kredilerde uygulanacak olan esasları belirleme yetkisi vardır. Kurulun, toplumsal bir yara halini almış olan ve gelecekte kısmî sosyal patlamaya varacak olan bu durumu öncelikli gündem maddesi olarak ele alması ve çözmesi beklenmektedir. Ödemelerde, devirde ve gecikmiş taksit faizlerinde uygulanacak esasları bir metin halinde kamuoyuna açıklamalıdır.

Konunun çözümü için, mevcut yasayla Yüce Meclisimize bir görev düşmeyecek gibi görünse de, Sayın Başkanım, aracılığınızla, değerli arkadaşlarımın bu konuya da duyarlı olmalarını istirham ediyorum. Eğer, durum böyle kalırsa, bu yanlış hesap mağduru vatandaşlarımızın borçları ya hiç bitmeyecek ya da haksız bir şekilde evlerini kaybedeceklerdir. O halde, adaletli ve sevecen olan devletimizi temsilen, ilgili bakanımızı, huzurunuzda çözüme davet ediyorum.

Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP, AK Parti ve SP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Öztürk.

Efendim, gündemdışı konuşmaya cevap verecek Sayın Bakan?.. Yok.

AHMET GÜZEL (İstanbul) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Güzel.

AHMET GÜZEL (İstanbul) - Bu konuda bir şeyler söylemek istiyorum yerimden.

BAŞKAN - Böyle bir usul yok. Yani, önceden gündemdışı söz isteyin...

MUSTAFA GÜVEN KARAHAN (Balıkesir) - Bize gelince yok, öbürlerine var...

BAŞKAN - Yani, şimdi...

Yok; ama, neyse... Yeni başladım; her gündemdışı konuşmadan sonra bir tek kişiye söz veriyorum; ama, neyse...

Buyurun.

AHMET GÜZEL (İstanbul) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; İstanbul Milletvekilimiz Sayın Bozkurt Yaşar Öztürk'ün söylediği gibi, İstanbul'da bir facia vardır. Bu facia, sadece Emlak Bankasından konut alan 11 000 kişiyi kapsamamaktadır. Bu, Toplu Konut İdaresinin Türkiye'ye konut modeli olarak sunduğu, memur maaş katsayısına endeksli konut satma projesinin ürünüdür. Bu projenin sonucunda, şu anda, İstanbulumuzda, Toplu Konut İdaresinden ve Emlak Bankasından konut alan 23 000 kişi mağdur durumdadır ve gerçekten çile çekmektedir.

Bu konunun çözümü, dün toplanan KİT Komisyonumuzda da, Toplu Konut İdaresinden sorumlu Değerli Bakanımız Faruk Bal'a iletilmiş, bu konuyla ilgili müfettiş raporlarının ve yapılacak uygulamaların belirlenmesi konusunda çalışmalar son aşamaya gelmiştir; ancak, bu konuyla ilgili, gerek Bakanlık gerekse Toplu Konut İdaresi ve Kamu Bankaları Ortak Yönetimi açıklama yapmadığı için, İstanbul'da mağdur olan vatandaşlarımız toplantılar yapmaktadırlar.

Bu konunun en kısa sürede çözülmesi gerekmektedir.

Bu konuyu gündeme getirdiği için, sevgili İstanbul Milletvekili arkadaşıma huzurunuzda teşekkür ediyor; bu konunun da, en kısa sürede, yine 57 nci hükümet tarafından çözüleceği inancıyla, hepinize saygılar sunuyorum. (DSP, MHP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Güzel.

İkiniz de iktidar milletvekilisiniz; hükümet çözsün, değil mi?..

MUSTAFA NİYAZİ YANMAZ (Şanlıurfa) - Düzeltsinler efendim...

MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Bu sorunun muhatabı kim Sayın Başkanım, biz miyiz efendim?!.

BAŞKAN - Hayır; yani, bunları muhalefet söylese, hakkı var; ama, iktidar partisi milletvekillerinin hakkı yok.

BOZKURT YAŞAR ÖZTÜRK (İstanbul) - Hayır, Sayın Başkan; biz, zaten çözümü önerdik burada; çözümsüzlük yok...

BAŞKAN - Efendim, gündemdışı konuşmalar bitmiştir...

MUSTAFA NİYAZİ YANMAZ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz.

BAŞKAN - Efendim, daha, karar yetersayısı isteyecek bir konu yok, gündeme yeni geçiyorum.

NİDAİ SEVEN (Ağrı) - Efendim, Meclisi takip etmiyorlar.

VEYSEL CANDAN (Konya) - Erken uyarı!.. Erken uyarı!..

MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - İktidar hazır olsun demek istiyor.

BAŞKAN - Başbakanlığın, Anayasanın 82 nci maddesine göre verilmiş tezkereleri vardır; ayrı ayrı okutup, oylarınıza sunacağım:

B) Tezkereler ve Önergeler

1.– Ulaştırma Bakanı Oktay Vural'ın, Türkiye-Suriye Karma Ulaştırma Komisyonu Toplantısına katılmak üzere Suriye'ye yaptığı resmî ziyarete, Gaziantep Milletvekili Mehmet Hanifi Tiryaki'nin de iştirak etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1095)

                                        27.5.2002

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ulaştırma Bakanı Dr. Oktay Vural'ın, Türkiye-Suriye Karma Ulaştırma Komisyonu Toplantısına katılmak üzere bir heyetle birlikte 28 Nisan-2 Mayıs 2002 tarihlerinde Suriye'ye yaptığı resmî ziyarete, Gaziantep Milletvekili Mehmet Hanifi Tiryaki'nin de iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.

Anayasamızın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.

                                                                        Bülent Ecevit

                                                                               Başbakan

FETHULLAH ERBAŞ (Van) - Karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz.

BAŞKAN - Arkadaşlar karar yetersayısının aranılmasını istediler; tabiî, nazara alacağım, karar yetersayısını da arayacağım.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı yoktur.

O zaman, birleşime bir süre ara vereceğim.

Ne kadar ara vereyim?..

MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - 5 dakika Sayın Başkan...

AYDIN TÜMEN (Ankara) - 10 dakika...

İSMAİL KÖSE (Erzurum) - 15 dakika ara verelim Sayın Başkanım...

BAŞKAN - 15 dakika mı ara verelim; peki.

VEYSEL CANDAN (Konya) - Sayın Başkan, ne demek 15 dakika, 20 dakika ara? Keyfilik bu.

BAŞKAN - Efendim, Meclisi çalıştıracak iktidar partilerinin gruplarıdır. Onların grup başkanvekillerinin taleplerini yerine getirmek benim doğal hakkımdır.

VEYSEL CANDAN (Konya) - Müsaade eder misiniz... Beş dakika çalışıp, yarım saat ara verilmesi nerede görülmüş?..

BAŞKAN - Bu konuda müsaade etmiyorum.

Birleşime 15 dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati : 15.17

 

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati : 15.30

BAŞKAN : Başkanvekili Kamer GENÇ

KÂTİP ÜYELER : Melda BAYER (Ankara), Lütfi YALMAN (Konya)

BAŞKAN- Türkiye Büyük Millet Meclisinin 107 nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

Görüşmelere devam ediyoruz.

IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

B) Tezkereler ve Önergeler (Devam)

1.– Ulaştırma Bakanı Oktay Vural'ın, Türkiye-Suriye Karma Ulaştırma Komisyonu Toplantısına katılmak üzere Suriye'ye yaptığı resmî ziyarete, Gaziantep Milletvekili Mehmet Hanifi Tiryaki'nin de iştirak etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1095) (Devam)

BAŞKAN- Sayın milletvekilleri, İkinci Oturumda, Başbakanlığın Anayasanın 82 nci maddesine göre verilmiş bir tezkeresinin oylaması sırasında karar yetersayısı istenmiş, yapılan oylamada karar yetersayısı bulunamamıştı; bu itibarla birleşime ara vermiştim.

Başbakanlığın Anayasanın 82 nci maddesine göre verilmiş tezkeresini tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısını arayacağım.

Önergeyi kabul edenler...

Efendim, Divan üyesi arkadaşlarımız arasında uyumsuzluk olduğu için elektronik cihazla oylama yapacağım.

Oylama için 2 dakikalık süre vereceğim.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylamaya başlanıldı)

HASAN GÜLAY (Manisa)- Sayın Başkan, muhalefet yoklamaya katılmıyor.

HALİL ÇALIK (Kocaeli)- Genel Kurulda olup da yoklamaya girmemek uygun değil.

BAŞKAN- Bu, yoklama değil, oy verme.

Efendim, bakın, ben söylediğim zaman kızıyorsunuz. Hükümetin 38 bakanı var; her biri, birine... (DSP ve MHP sıralarından gürültüler)

HALİL ÇALIK (Kocaeli)- Ne alakası var!..

BAŞKAN- Bir dakika efendim...

38 bakanın her biri, birine vekâlet verse, 38 bakan burada oylamada bulunur.

YÜCEL ERDENER (İstanbul)- Sizi ne ilgilendiriyor?!

ALİ GEBEŞ (Konya)- Sen görevini yap!

BAŞKAN- Ben doğrusunu size söylüyorum.

VEYSEL CANDAN (Konya)- Niye söylüyorsun; bilmiyorlar da mı söylüyorsun!..

(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)

BAŞKAN - Karar yetersayısı vardır; tezkere kabul edilmiştir.

İkinci tezkereyi okutuyorum:

2.– Cenevre'de yapılan Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık Örgütü 55 inci Asamblesine Antalya Milletvekili Nesrin Ünal'ın iştirak etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1096)

                                                                                28.5.2002

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

13-18 Mayıs 2002 tarihlerinde Cenevre'de yapılan Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık Örgütü 55. Asamblesine Antalya Milletvekili Dr. Nesrin Ünal'ın iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanları Kurulu kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.

Anayasamızın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.

                                                                          Bülent Ecevit

                                                                                 Başbakan

BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Tezkere kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, bakın, muhalefet devamlı karar yetersayısı istiyor. Rica ediyorum... Biz, Meclis Başkanlık Divanı olarak Meclisi çalıştırmak istiyoruz. Lütfen, burada oturun; ikide bir ara vermeyelim. Ondan sonra da söylediklerimize kızmaya hakkınız yok.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

Önce, yarım kalan işlerden başlayacağız.

V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1.– İzmir Milletvekili Rifat Serdaroğlu'nun; İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın; Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya'nın; Ankara Milletvekili Yıldırım Akbulut'un; Şırnak Milletvekili Mehmet Salih Yıldırım'ın; Gaziantep Milletvekili Ali Ilıksoy, Konya Milletvekili Ömer İzgi ve Ankara Milletvekili Nejat Arseven'in; İstanbul Milletvekili Ziya Aktaş ve 42 Arkadaşının; Zonguldak Milletvekili Hasan Gemici'nin ve İzmir Milletvekili Işılay Saygın'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/94, 2/232, 2/286, 2/307, 2/310, 2/311, 2/325, 2/442, 2/449) (S. Sayısı : 527)

BAŞKAN -Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Tekliflerinin görüşülmeyen maddeleriyle ilgili komisyon raporu Başkanlığa verilmediğinden, teklifin görüşmelerini erteliyoruz.

Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri ve Personeli Eğitim Merkezleri Kanunu Tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2.– Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri  Personeli Eğitim Merkezleri Kanunu Tasarısı ve Adalet ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/744) (S. Sayısı : 786)

BAŞKAN - Komisyon var mı efendim? Yok.

Ertelenmiştir.

Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

3.– Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Anayasa Komisyonu Raporu (1/777) (S. Sayısı : 557)

BAŞKAN - Komisyon var mı? Yok.

Ertelenmiştir.

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

4.– Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/886) (S. Sayısı : 827)

BAŞKAN - Komisyon var mı? Yok.

Ertelenmiştir.

Özel Tüketim Vergisi Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

5.– Özel Tüketim Vergisi Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/988) (S. Sayısı : 870) (1)

BAŞKAN - Komisyon? Burada.

Hükümet? Burada.

Hükümet ve Komisyon yerlerini aldılar.

Tasarının 1 inci maddesi üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştı.

Maddeyi kabul edenler...

VEYSEL CANDAN (Konya) - Sayın Başkan, yoklama...

BAŞKAN - Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. (AK Parti ve SP sıralarından "Hayır, hayır, ayaktayız" sesleri, gürültüler)

Önce kalkacaktınız... (AK Parti ve SP sıralarından "Hayır,hayır" sesleri, gürültüler)

Arkadaşlar, 5 dakika sonra olur mu canım! Rica ediyorum... Arkadaşlar, yani, bu kadar da şeye gerek yok. (AK Parti ve SP sıralarından "Hayır, hayır" sesleri, gürültüler)

VEYSEL CANDAN (Konya) - Sayın Başkan, müsaade eder misiniz, bir cümle...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Daha hükümet ve komisyon oturmadılar yerlerine Sayın Başkan!

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Sayın Başkan, bunu sizden beklemiyorduk!

VEYSEL CANDAN (Konya) - Sayın Başkan, bakın, siz...

BAŞKAN - Şimdi, artık "kabul edilmiştir" dedim, rica ediyorum arkadaşlar... Rica ediyorum, bundan sonraki maddede yapalım canım.

2 nci maddeyi okutuyorum:

Tanımlar, teslim ve teslim sayılan haller

Madde 2.- 1. Bu kanunun uygulanmasında...

VEYSEL CANDAN (Konya) - Bir dakika, müsaade eder misiniz...

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen, bunu tartışmayalım...

VEYSEL CANDAN (Konya) - Sayın Başkan, bir dakika müsaade eder misiniz... Bir cümle bir şey söyleyeceğim canım...

BAŞKAN - Efendim, ben "kabul edenler" dedikten sonra kalktınız

VEYSEL CANDAN (Konya) - Bir dakika... Bir cümle bir şey söyleyeceğim...

BAŞKAN - Yahu, anladım ama, kalsın canım... (AK Parti ve SP sıralarından gürültüler) Canım, rica ediyorum....

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Sayın Başkan, bu konuda bu tarafa bakacaksınız, o tarafa değil!

BAŞKAN - Şimdi, Sayın Kapusuz, bakın... Efendim...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Eğer siz bu konuda dikkatli olsaydınız, gözünüzün orada değil, burada olması lazımdı; çünkü, talep buradan gelecek.

BAŞKAN - Tamam, öyle yapacağım; bundan sonra öyle yapacağım efendim.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Her şeyden önce, arkadaşlarımız oturmadı daha yerlerine, siz oylamaya geçiyorsunuz.

BAŞKAN - Şimdi, arkadaşlar "kabul edenler, etmeyenler" dedim artık...

VEYSEL CANDAN (Konya) - Sayın Başkan, bir dakika müsaade eder misiniz...

BAŞKAN - Sayın Candan, tamam; yani, eksik yaptımsa, bir dahaki sefere eksiksiz yapacağım.

VEYSEL CANDAN (Konya) - Bir şey söyleyeceğim...

BAŞKAN - Rica ediyorum canım... Hata yaptıysak, bir daha hata yapmayız. Tamam... 5 dakikalık bir zaman geçer aradan canım.

VEYSEL CANDAN (Konya) - Bir dakika... Bundan sonra yapacağınız oylamalarda, lütfen, hem sağınıza hem solunuza bakın.

BAŞKAN - Tamam.

VEYSEL CANDAN (Konya) - Bu tarafta biz el kaldırmış olmamıza rağmen dönüp bakmadınız.

BAŞKAN - Ama, Sayın Candan, ben böyle bakarsam bu tarafı görmem, böyle bakarsam bu tarafı görmem, nereye bakacağım? (SP ve AK Parti sıralarından "İki tarafa da bakın" sesleri, gürültüler)

Neyse...

2 nci maddeyi baştan, tekrar okutuyorum:

Tanımlar, teslim ve teslim sayılan haller

MADDE 2. - 1. Bu Kanunun uygulanmasında;

a) İthalat: Verginin konusuna giren malların Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesine girişini,

b) İlk iktisap: (II) sayılı listedeki mallardan Türkiye'de kayıt ve tescil edilmemiş olanların kullanılmak üzere ithalini, müzayede yoluyla veya kayıt ve tescil edilmiş olsa dahi 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine göre iade edilenler de dahil motorlu araç ticareti yapanlardan iktisabını, motorlu araç ticareti yapanlar tarafından kullanılmaya başlanmasını, aktife alınmasını veya adlarına kayıt ve tescil ettirilmesini,

c) Kayıt ve tescil: Motorlu taşıtların ilgili mevzuat gereğince trafik, belediye, liman ile Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünce tutulan sivil hava vasıtaları siciline yapılan kayıt ve tescilini,

d) Motorlu araç ticareti yapanlar: (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olanları imal, inşa veya ithal edenler ile fabrika, ana bayi, bölge bayi, bayi, yetkili satıcı ve acenteler ile Maliye Bakanlığınca bu nitelikte oldukları tespit edilenleri,

e) Teslim: Bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesini,

İfade eder.

2. Bir malın alıcı veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdii teslim hükmündedir. Malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde, malın nakliyesinin başlatılması veya nakliyeci ya da sürücüye tevdi edilmesi de mal teslimidir. Trampa iki ayrı teslim hükmündedir. Kap veya ambalajların geri verilmesinin mutat olduğu hallerde teslim, bunların içinde bulunan mallar itibarıyla yapılmış sayılır.

3. Aşağıdaki haller de teslim sayılır:

a) Vergiye tâbi malların, vergiye tâbi olan malların imali dışında her ne suretle olursa olsun kullanılması, sarfı, işletmeden çekilmesi veya işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesi,

b) Mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışlarda zilyetliğin devri.

BAŞKAN - Madde üzerinde, AK Parti Grubu adına, Bursa Milletvekili Altan Karapaşaoğlu; buyurun efendim.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - İsmail Özgün Bey konuşacak.

BAŞKAN - Peki efendim.

Sayın Özgün, buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika efendim.

AK PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun tasarısının 2 nci maddesinde, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Muhterem Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, tasarının 2 nci maddesi teknik bir düzenlemeyi içermekte; kanun tasarısında geçen kavramların Özel Tüketim Vergisi uygulamasında ne anlama geldiği burada açıklanmaktadır. Bu kavramlar da şunlardır: 1- İthalat 2- İlk iktisap 3- Kayıt ve tescil 4- Motorlu araç ticareti yapanlar. 5- Teslim.

Şimdi, ithalat şöyle tarif ediliyor kanun tasarısında: "Verginin konusuna giren malların Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesine girişini..." Maddenin gerekçesinde de "Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesi ise 4458 sayılı Gümrük Kanununda belirlenmiştir" deniliyor.

İlk iktisap "(II) sayılı listedeki -kanun tasarısının arkasında var- mallardan Türkiye'de kayıt ve tescil edilmemiş olanların kullanılmak üzere ithalini, müzayede yoluyla veya kayıt ve tescil edilmiş olsa dahi 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine göre iade edilenler de dahil motorlu araç ticareti yapanlardan iktisabını, motorlu araç ticareti yapanlar tarafından kullanılmaya başlanmasını, aktife alınmasını veya adlarına kayıt ve tescil ettirilmesini" şeklinde ifade edilmektedir.

Peki kayıt ve tescil nedir: "Motorlu taşıtların ilgili mevzuat gereğince trafik, belediye, liman ile Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünce tutulan sivil hava vasıtaları siciline yapılan kayıt ve tescilini" şeklinde ifade edilmektedir.

Motorlu araç ticareti yapanlar "(ll) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olanların imal, inşa veya ithal edenler ile fabrika, ana bayi, bölge bayi, bayi, yetkili satıcı ve acenteler ile Maliye Bakanlığınca bu nitelikte oldukları tespit edilenleri" şeklinde ifade ediliyor.

Teslim ise "Bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesini" diye ifade ediliyor.

"Vergiye tâbi malların, vergiye tâbi olan malların imali dışında her ne suretle olursa olsun kullanılması, sarfı, işletmeden çekilmesi veya işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesi" ile "Mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışlarda zilyetliğin devri" de teslim sayılacaktır deniliyor. Bu şekilde, teknik bir düzenleme, 2 nci maddeyle getirilmiş bulunmaktadır.

Değerli arkadaşlar, Özel Tüketim Vergisi Tasarısı, esasında, çok sayıdaki, 16 ayrı vergiyi kaldırarak bir şemsiye altında toplayan, verginin sadeleştirilmesine belki vesile olacak bir tasarı. Ancak, bu tasarıda bir iki husus var ki, bunların altını çizmek istiyorum:

Birincisi; tasarı, Bakanlar Kuruluna, vergi nispetini veya miktarını sıfıra kadar indirme ve kanunda belirtilen hadleri artırma yetkisi vermektedir. Bu kadar geniş yetkiler, vergilerin kanunîliği ilkesine aykırıdır; vergileme yetkisi âdeta Meclisten hükümete geçiyor gibi bir izlenim vermektedir. Bu, tasarının sakıncalı bir tarafı.

Diğeri de, Özel Tüketim Vergisinin petrol ürünlerinde çok yüksek olduğu görülmektedir. Bu ürünlerin girdi olarak kullanılması ve en önemli maliyet kalemlerinden olması dolayısıyla, maliyetlere ve fiyatlara yansıma güçlü olacaktır. Üstelik, bu düzenlemelerin hükümetin ihtiyarında olması bu etkileri kolaylaştıracak ve artırabilecektir.

Bunun gibi birkaç tane olumsuz tarafı var, bunları da dikkatlerinize arz etmiş oluyorum. İnşallah, bu eksiklikler giderilerek buradan kanun çıkar diye düşünüyorum.

Hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özgün.

Doğru Yol Partisi Grubu adına, Aksaray Milletvekili Sayın Murat Akın.

Buyurun Sayın Akın.

Süreniz 5 dakika. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA MURAT AKIN (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 870 sıra sayılı tasarının 2 nci maddesi üzerinde Grubum adına söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 2 nci madde; tanımlar, teslim, teslim sayılan haller ve diğer teknik ifadelere, teknik tabirlere açıklık getirmektedir. Bir nevi, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunundaki, teslim ve teslim sayılan haller ve diğer teknik terimler, aynen, olduğu şekliyle, Özel Tüketim Vergisi Kanununa taşınmak suretiyle, o ifadeler burada da yer almaktadır. Dolayısıyla, burada, bu tasarının 2 nci maddesinde yer alan ifadeler, halen meriyette olan, yürürlükte olan 3065 sayılı Kanunda yer alan ifadelerdir.

Değerli milletvekilleri, esas olan, bir verginin ihdasından ziyade, bir ülkede ticaret hacminin geniş olmasıdır. Yani, bir ülkede sirkülasyon, ticaret, o ülkede yaşayan bireylerin, fertlerin geçim standartlarının üzerinde veya geçinme endeksine yakın bir düzeyde cereyan ediyorsa, o ülkede, hem katma değer vergisi alınır hem gelir vergisi alınır hem kurumlar vergisi alınır; yeni yeni vergi ihdasına da gerek kalmaz. Ancak, bu hükümetin üç yıldır iktidarda olduğu, bir bakımdan beş yıldır iktidarda olduğu dönemlere bakıyoruz, her yıl, bir önceki yılı aratır şekilde ekonomide durgunluk meydana gelmektedir.

Beyana dayanan Gelir Vergisinde 2002 yılının ocak, şubat, mart, nisan aylarını bir önceki yılla, 2001 yılıyla mukayese ettiğimizde, çok büyük bir ekonomik durgunluğun 2002 yılının nisan ayına kadar devam ettiği burada gözükecektir. 2001 yılını baz olarak aldığımızda, beyana dayanan Gelir Vergisinde, 748 trilyon 968 milyar tahakkuk var; tahsilat, 164 trilyon 882 milyar. Bu yıla bakıyoruz; 1 katrilyon 281 trilyon 905 milyar tahakkuk var, 300 trilyon 281 milyar tahsilat var; yani, tahakkuk eden... Vatandaş "ben, şu kadar ticarî kazanç elde ettim, hâsılatım şu; giderlerimi tenkis ettikten sonra kazancım 1 katrilyon 281 trilyon" demiş; ama, ödediği miktar 300 trilyon; yani, bunun aşağı yukarı dörtte 3'ünü vatandaş ödeyememiş. Demek ki, bu hükümetin bu ülkeyi iyi idare etmediğinin en büyük göstergesi, beyana dayanan vergidir. Vatandaş, iradesine dayalı olarak, isteğine dayalı olarak beyan etmiş olduğu vergileri, ekonomik imkânsızlık içinde, sıkıntı nedeniyle ödeyememekte. Hep "haciz kapıya dayandı, birçok vatandaş haciz takibi altında" diyoruz ya; işte bunun nedeni, vatandaşın ekonomik açıdan zor durumda olması, bu hükümetin bu ülkeyi iyi idare edememesidir.

Değerli milletvekilleri, yine, beyana dayanan Katma Değer Vergisini ele aldığımızda, bu Katma Değer Vergisi, daha ziyade ticaret hacmini gösterir; çünkü, teslim ve teslim sayılan mallar üzerinden alınan bir vergidir. Tüccar veya esnafın sattığı emtiayla ilgili yapmış olduğu Katma Değer Vergisi tahsilatını devlete ödemediğinin göstergesi olarak da, 2002 yılında 5 katrilyon 426 trilyon 453 milyar tahsilat yapmıştır, 3 katrilyonunu ödememiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Akın, 1 dakikada lütfen toparlayın efendim.

Buyurun.

MURAT AKIN (Devamla) - Yani, bugün, esnaf, tahsil etmiş olduğu Katma Değer Vergisini dahi, zor durumda olması nedeniyle ödeyememiştir.

Onun için, yeni vergilerin ihdasından önce, halen yürürlükte, meriyette olan vergilerin takibini yapmamız daha önemlidir diyor ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Akın.

Saadet Partisi Grubu adına, Urfa Milletvekili Sayın Niyazi Yanmaz; buyurun efendim. (SP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika.

SP GRUBU ADINA MUSTAFA NİYAZİ YANMAZ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 870 sıra sayılı yasa tasarısı üzerinde, Saadet Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bu kanun tasarısının 2 nci maddesinde, tasarıda geçen kavramların ne anlama geldiği, özellikle ÖTV uygulamasında ne anlama geldiği açıklanmaktadır.  Bu madde, teknik bir maddedir.

Değerli arkadaşlar, bu çerçeve içerisinde tasarıyı değerlendirecek olursak, tasarının Parlamentoya gelmeden önce kamuoyuna yansıtılmasında, özellikle "ikinci el taşıtların vergileri alınmayacak" denilerek, otomotiv piyasasına bir canlılık getirmek için, piyasaya o şekilde empoze edildi.

Bunun ötesinde, Özel Tüketim Vergisi adı altında, 16 adet, 16 kalem fon, pay, vergi, harç, bunlar bir araya toplanıyor ve vergi alınması daha basitleştiriliyor, daha pratik hale getiriliyor ve daha sadeleştiriliyor, bir çatı altında, bir şemsiye altında toplanıyor.

Değerli arkadaşlar, bu olayın bir yönü; bir de bir diğer boyutu var. Özellikle 57 nci hükümet döneminde dolaylı vergilerde büyük oranda artış var. Bakın, 1980'li yıllarda yüzde 37-38 olan dolaylı vergi, bugün, sizin döneminizde yüzde 70'lerin üzerine çıkmıştır.

Arkadaşlar, işin doğrusu şudur: Yani, dolaysız dediğimiz, doğrudan vergiler, gelir vergileri eğer artıyorsa, ülkede bir zenginlik var demektir; ama görünen o ki, ekonomik veriler de onu gösteriyor, Türkiye'de gayri safî millî hâsıla düşmüştür, 50 milyar doların üzerinde düşmüştür; kişi başına düşen millî gelir 1 000 dolardan fazla düşmüştür ve ülkede her kesimde bir mutsuzluk söz konusudur. Geçenlerde yapılan bir kamuoyu yoklamasında, Türkiye'de insanların yüzde 95'i mutsuzdur ve de yine o kamuoyu yoklamasında, insanlarımızın yüzde 50'den fazlası bu ülkeyi terk etmek istiyor. Değerli arkadaşlar, 57 nci hükümetin ülkeyi getirdiği tablo maalesef budur.

Şimdi, bu kanunun bir diğer yönü de, vergi oranlarını artırma ve azaltma yetkisi Bakanlar Kuruluna veriliyor.

Değerli arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet Meclisinin uhdesinde olan, millet iradesinin tecelligâhı olan bu makamın uhdesinde olan bir yetki yürütmeye devredilirse, ondan sonra maalesef işin içinden çıkılmıyor. Bu konuda sizin de şikâyetleriniz zaman zaman geliyor.

Değerli arkadaşlar, bakın, burada çıkan kanunlarla, IMF'nin dayatmasıyla, direktifleriyle çıkan kanunlarla, maalesef, Türkiye'de bir bürokratik oligarşi oluştu; şimdi Sayın Başbakan da zaman zaman "biz bunları denetleyemeyiz" demekte.

Bakın, geçtiğimiz hafta içerisinde burada bir RTÜK yasası çıktı; bugün gazetelerin birinde sürmanşet yazıyordu: Bir medya patronu "RTÜK Yasasını ben değiştirdim" demekte.

Değerli arkadaşlar, bugünlerde erken seçim konusu speküle edilmekte; hükümet üyeleri, Başbakan, Genel Başkanlar, Başbakan Yardımcıları "erken seçim yok", "erken seçim yok" dediği halde, okyanusötesinden getirilen bir teknokrat bakan, habire oradan manipüle ediyor "erken seçim var", "erken seçim var" diyor. Maalesef, hükümet, o bakanı bile, kendi inisiyatifi altında tutamıyor.

Değerli arkadaşlar, bakın, bu çerçeve içerisinde, 2002 yılı bütçesinde 25 katrilyon lira açık hedeflenmişken, maalesef, 4 ayın sonunda, bu açık 15 katrilyon lirayı geçti. Bu rakamla, bu yükselişle giderse, açık, yıl sonunda 50 katrilyona ulaşacak ki, bu, onulmaz yaralar açacaktır.

Değerli arkadaşlar, bizim bu kanunun tenkit ettiğimiz yanı, bizim bu kanuna katılmamamızın sebebi, vergilerin yüksek oluşudur, ülkede her kesimden insanlarımızın inim inim inlemesidir.

Bakın, 2001 yılı içerisinde, sadece 325 000'in üzerinde işletme, küçük ve orta boy işletmeler kapandı, esnaf kepenk kapattı. Siz, gelecekte, vergi alacak mükellef bulamayacaksınız. Zaten, siz, bunu bildiğiniz için, bir illüzyon yapıyorsunuz, hemen, dolaysız vergiden dolaylı vergiye geçiyorsunuz, dolaylı verginin kapsamını genişletip, miktarlarını da artırıyorsunuz, o şekilde, milleti inim inim inletiyorsunuz ve maalesef, bu kanunu da, kamuoyuna, bir lütuf gibi tanıtmaya gayret ediyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Yanmaz, 1 dakikada toparlar mısınız efendim.

MUSTAFA NİYAZİ YANMAZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, biz Saadet Partisi olarak, bu kanuna muhalifiz. Vergi oranlarının düşürülmesi lazım. Ülkede bir gidin bakın, geçtiğimiz gün TESK'in kongresi vardı, bir bakan yuhalandı. Hükümet üyelerinin hiçbiri, sivil toplum örgütlerinin kongresine gidemiyorlar, artık nöbetleşe gidiyorlar; yani, artık, halkın içine çıkmaya yüreğiniz yok.

Değerli arkadaşlar, onun için, bu baskıdan, bu dayatmadan, bu zulümden bir an evvel vazgeçmeniz lazım.

Biz de, ÖTV'nin getirilmesiyle, bu yüksek oranda vergilerin getirilmesiyle, sizin suçunuza ortak olmak istemiyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (SP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yanmaz.

Madde üzerinde gruplar adına başka söz isteyen?.. Yok.

Maddeyle ilgili 4 önerge vardır; ancak, ben yapılan uygulamayı tasvip etmiyorum; ama, geçmişteki uygulamalara göre, Anayasaya aykırılık önergesi sonradan geldiği için işleme konulmuyor. Bana göre, Anayasaya aykırılık önergesinin önceliği vardır. Bundan önceki uygulamalar bunun tersine olduğu için, ben, tabiî, aynı uygulamayı devam ettiriyorum; ama, inşallah İçtüzük değişikliğinde bu husus nazara alınır; çünkü, Anayasaya aykırı bir metnin burada kabul edilmesi bence mümkün değildir.

Şimdi, önergeleri önce geliş sıralarına göre okutup, sonra aykırılık derecelerine göre işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 870 sıra sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanun Tasarısının 2 nci maddesinin 1 numaralı fıkrasına aşağıdaki (f) bendinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                          Şadan Şimşek

                                                                                      Edirne

"f) Fason imalat: İmal edilecek malla ilgili ana madde başta olmak üzere, hammaddelerin fason iş yaptıracak olan tarafından temin edilmesini,"

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 870 sıra sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanun Tasarısının 2 nci maddesinin 1 numaralı fıkrasına aşağıdaki (f) ve (g) bentlerinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                          Şadan Şimşek

                                                                                      Edirne

"f) Perakende satış: Malın alıcı tarafından aynen veya işlendikten sonra satışa arz edilmemesi, tüketilmesi veya sarf malzemesi olarak kullanılması ve satın alan kişilerin normal ihtiyacından fazla olmamasını,"

"g) Perakende satış fiyatı: Kendisine perakende satış yapılan alıcı tarafından ödenen Özel Tüketim Vergisi ve Katma Değer Vergisi dahil bedeli,"

BAŞKAN - Şimdi okutacağım bu son önerge, en aykırı önerge, şimdi işleme koyuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 870 sıra sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan "fabrika" ibaresinin bent hükmünden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                                                          Şadan Şimşek

                                                                                      Edirne

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ AHMET KABİL (Rize) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet önergeye katılmıyor.

Önerge sahibi söz istiyor mu?

ŞADAN ŞİMŞEK (Edirne) - Gerekçe okunsun.

BAŞKAN - Peki, gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Tasarının 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde "imal edenler" ibaresi yer aldığından, aynı anlama gelen "fabrika" ibaresinin bent hükmünden çıkarılması öngörülmüştür.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Öteki önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 870 sıra sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanun Tasarısının 2 nci maddesinin 1 numaralı fıkrasına aşağıdaki (f) ve (g) bentlerinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                          Şadan Şimşek

                                                                                      Edirne

"f- Perakende satış: Malın alıcı tarafından aynen veya işlendikten sonra satışa arz edilmemesi, tüketilmesi veya sarf malzemesi olarak kullanılması ve satın alan kişilerin normal ihtiyacından fazla olmamasını,"

"g- Perakende satış fiyatı: Kendisine perakende satış yapılan alıcı tarafından ödenen özel tüketim vergisi ve Katma Değer Vergisi dahil bedeli,"

BAŞKAN - Komisyon katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ AHMET KABİL (Rize) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN- Hükümet?..

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet katılmıyor.

Gerekçeyi mi okuyalım?

ŞADAN ŞİMŞEK (Edirne) - Gerekçe okunsun efendim.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

11 inci maddede geçen perakende satış kavramına açıklık getirilmektedir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. (DYP; AK Parti ve SP sıralarından gürültüler)

TURHAN GÜVEN (İçel) - Bizim sayımız daha fazla Sayın Başkan.

VEYSEL CANDAN (Konya) - Bu tarafa bakmıyorsunuz.

BAŞKAN - Baktım efendim, baktım. Burada çok var. Rica ediyorum...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Sayın Başkan, siz araba kullanamazsınız, şoförlük yapamazsınız; tek taraflı bakıyorsunuz; ya oraya bakıyorsunuz ya buraya. Kaza yaparsınız Başkanım.

BAŞKAN - Hayır, hayır. Ben hiç kaza yapmam merak etmeyin.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Böyle şoförlük yapamazsınız Sayın Başkan.

NURETTİN AKTAŞ (Gaziantep) - Sayın Başkan, sayın bir kere!

BAŞKAN - Tamam, sayacağım canım... Peki.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Böyle şoförlük olmaz.

BAŞKAN - Rica ediyorum Sayın Kapusuz. Bakıyorum, arkadaşlar da parmak kaldırıyor. Divan Üyesi arkadaşımız burada canım!

TURHAN GÜVEN (İçel) - Varlar ama parmak kaldıran yok.

VEYSEL CANDAN (Konya) - Hep sol tarafa bakıyorsun.

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 870 sıra sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanun Tasarısının 2 nci maddesinin 1 numaralı fıkrasına aşağıdaki (f) bendinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                                                                          Şadan Şimşek

                                                                                      Edirne

f) Fason imalat...

ŞADAN ŞİMŞEK (Edirne) - Sayın Başkan, önergemi geri çekiyorum.

BAŞKAN - Önergeyi geri çekiyorsunuz. Peki.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Olmaz Sayın Başkan; ama, okunmadan belki çekebilir, okununca...

BAŞKAN - Efendim, şimdi çekiyor. Oylamadan önce çekiyor.

Rica ediyorum... Laf olsun diye konuşmayalım arkadaşlar.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Okunurken çekiyor Sayın Başkanım!

BAŞKAN - Madde üzerindeki müzakereler bitmiştir.

III.– YOKLAMA

BAŞKAN - Maddenin oylamasına geçmeden önce, yoklama isteği var.

Yoklama isteminde bulunan arkadaşlar Genel Kurul salonundaysa, yoklamayı yaptıracağım efendim.

Yoklama önergesini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Genel Kurulda toplantı yetersayısı yoktur. 870 sıra sayılı yasa tasarısının 2 nci maddesinin oylaması sırasında toplantı yetersayısı aranmasını arz ve talep ederiz.

BAŞKAN - Önergede imzası bulunanların Genel Kurul salonunda bulunup bulunmadıklarını arayacağım.

Sayın Veysel Candan?.. Burada.

Sayın Mustafa Niyazi Yanmaz?.. Burada.

Sayın Mustafa Kamalak?.. Burada.

Sayın Mustafa Geçer?.. Burada.

Sayın Rıza Ulucak?.. Burada.

Sayın Fethullah Erbaş?.. Burada.

Sayın Hüsamettin Korkutata?.. Burada.

Sayın Sacit Günbey?.. Burada.

Sayın Alaattin Sever Aydın?.. Burada.

Sayın Fehim Adak?.. Burada.

Sayın Bahri Zengin?.. Burada.

Sayın Lütfi Doğan?.. Burada.

Sayın Nezir Aydın?.. Burada.

Sayın Hüseyin Karagöz?.. Burada.

Sayın Eyyüp Sanay?.. Burada.

Sayın Ramazan Toprak?.. Burada.

Sayın İsmail Özgün?.. Burada.

Sayın Ahmet Demircan?.. Burada.

Sayın Latif Öztek?.. Burada.

Sayın Ali Sezal?.. Burada.

Yoklama için...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - 2 dakika yeter Sayın Başkan.

BAŞKAN - Efendim, rica ediyorum... Niye 2 dakika vereyim canım?..

VEYSEL CANDAN (Konya) - 15 dakika verin?!.

BAŞKAN - 15 dakika...

Yoklama için 5 dakikalık süre vereceğim.

Divan olarak, Meclisin çalışmasından yanayız. (DSP, MHP ve ANAP sıralarından alkışlar)

VEYSEL CANDAN (Konya) - Biz de, bu vergi kanununun çıkmamasından yanayız.

BAŞKAN - Gelsinler, Meclisi çalıştırsınlar. Böyle yangından mal kaçırır gibi...

TURHAN GÜVEN (İçel) - Sayın Başkan, siz de zaman zaman ifade buyuruyorsunuz; Meclisi hükümet çalıştırır, hükümet nerede? Biz mi çalıştıracağız Meclisi?!.

BAŞKAN - Efendim, yoklama için 5 dakikalık süre veriyorum. Bu süre içerisinde, sayın milletvekillerinin Genel Kurul salonunda olduklarını cihaza girmek suretiyle belirtmelerini; cihaza giremedikleri takdirde teknik elemanlardan yardım istemelerini; buna rağmen giremedikleri takdirde de pusula göndermelerini rica ediyorum. Pusula gönderen arkadaşların Genel Kurul salonunda olup olmadıklarını, ayrıca okumak suretiyle kontrol edeceğim efendim.

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Sayın Başkan, 2 dakika süre verseydiniz, 3 dakika zamandan tasarruf edecektiniz.

BAŞKAN - 2 dakika ile 5 dakika arasında çok büyük fark yok.

Süreyi başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, yapılan yoklamada toplantı yetersayısı bulunamamıştır.

Ne kadar ara verelim efendim?

İSMAİL KÖSE (Erzurum) - 16.30'a kadar ara verelim.

BAŞKAN - Birleşime 16.30'a kadar ara veriyorum.

                       

Kapanma Saati : 16.11

 


DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati : 16.30

BAŞKAN : Başkanvekili Kamer GENÇ

KÂTİP ÜYELER : Melda BAYER (Ankara) , Lütfi YALMAN (Konya)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 107 nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

Sayın milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz 870 sıra sayılı yasa tasarısının 2 nci maddesinin oylaması sırasında yoklama istenilmişti; yapılan yoklamada toplantı yetersayısı bulunamadığından, birleşime ara vermiştim.

III.– YOKLAMA

BAŞKAN - Şimdi, yeniden yoklama yapacağım.

Yoklama için 5 dakikalık süre tanıyacağım. Bu süre içerisinde, sayın milletvekillerinin, Genel Kurul salonunda olduklarını elektronik cihaza girmek suretiyle belirtmelerini; cihaza giremedikleri takdirde, Divandaki teknik elemanlardan yardım istemelerini; bu halde de giremedikleri takdirde, Divana pusula göndermelerini rica ediyorum. Pusula gönderen arkadaşlarımızın Genel Kurul salonundan ayrılmamalarını diliyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum efendim.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, yapılan ikinci yoklamada da toplantı yetersayısı bulunamamıştır.

İSMAİL KÖSE (Erzurum) - Sayın Başkan, takdir hakkınızı kullanarak çalışmamızı sağlayabilirdiniz...

BAŞKAN - Efendim?.. Anlamadım...

HÜSEYİN KALKAN (Balıkesir) - "Takdirinizi kullanarak çalışma sağlanabilir" diyor Sayın Başkan.

BAŞKAN - Şimdi, efendim, aslında, bugünkü çalışma saati 20.00'ye kadar. 20.00'de de 13 üncü sıraya kadar bitimi sağlanamadığı takdirde, devam diye bir şey var...

HÜSEYİN KALKAN (Balıkesir) - Takdir hakkınızı kullanabilirsiniz...

VEYSEL CANDAN (Konya) - Hayır... Hayır... Öyle değil...

BAŞKAN - Şimdi, efendim, bir dakika... Rica ediyorum... Biz düşüncemizi söyleyelim, siz de itiraz ederseniz edersiniz...

Eğer, iktidar partilerinin grup başkanvekilleri, saat 20.00'den sonra 184 kişiyi getireceklerse...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - 20.00'ye kadar değil; ara yok...

TURHAN GÜVEN (İçel) - Sayın Başkan, böyle bir usul yok... Saat 20.00'ye kadar değil, ara yok ki...

BAŞKAN - Ama, efendim, bakın, geçmişte uygulamalarımız var...

TURHAN GÜVEN (İçel) - Ara yok, ara...

BAŞKAN - Efendim, o da aynıdır...

VEYSEL CANDAN (Konya) - Ara yok canım!..

BAŞKAN - Neyse... Benim düşüncem bu. Eğer, iktidar partilerinin grup başkanvekilleri akşam saat 8'den sonra getirmeyi düşünüyorlarsa...

TURHAN GÜVEN (İçel) - Sayın Başkan, İçtüzüğe göre hareket ederseniz... İçtüzükte böyle bir şey var mı?!.

BAŞKAN - Efendim, rica ediyorum... Yani, ara da olduğu zaman, geçmiş uygulamalarımız böyle...

TURHAN GÜVEN (İçel) - Olur mu böyle bir şey canım; sabah toplansın, akşam toplansın!... Yok efendim böyle bir şey!

MEHMET EMREHAN HALICI (Konya) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Efendim?..

MEHMET EMREHAN HALICI (Konya) - Biz zaten buradayız, saat 20.00'de de yine geliriz.

TURHAN GÜVEN (İçel) - Hayır efendim... İçtüzükte var mı böyle bir şey?!

BAŞKAN - Efendim, benim istediğim, yine böyle toplanıp da dağılmayalım.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Sayın Başkan, burada keyfîlik olmaz.

İSMAİL KÖSE (Erzurum) - Sayın Başkan... Sayın Başkan...

BAŞKAN - Evet Sayın Köse, buyurun...

İSMAİL KÖSE (Erzurum) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Efendim, sesinizi duymuyorum, biraz yüksek sesle...

İSMAİL KÖSE (Erzurum) - Ama, bir müsaade etmiyorsunuz ki Sayın Başkan...

Sayın Başkanım, saat 20.00'de tekrar toplanmak üzere kapatırsanız, biz, tekrar, saat 20.00'de geleceğiz efendim.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun efendim.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Sayın Başkan, aslında İçtüzük açık; iki kez üst üste yoklama yapılması halinde Meclis çoğunluğu temin edemiyorsa kapatılır diyor; ancak, geçmişteki uygulamalarda eğer ikiye bölünerek bir tanzim varsa, zaman zaman ikinci bölüm de devreye sokulabildi; fakat, önerge açıktır, kabul edilen grup önergesi; diyor ki, saat 20.00'ye kadar bitirmek üzere; bitmezse, bitinceye kadar çalışmak... Bakın, orada bir bölünmüşlük yoktur Sayın Başkan. Dolayısıyla, sizin burada bir tercihiniz söz konusu değildir, kapatmak durumundasınız.

BAŞKAN - Hayır... Hayır... Benim tercihim... Bilakis, o, ara vermeden, daha güçlendirilmiş çalışma isteğinin tekrarlanmasıdır.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Hiç olur mu efendim?!

TURHAN GÜVEN (İçel) - Sayın Başkan, İçtüzükte ne yazıyorsa onu uygulayın.

BAŞKAN - Neyse... Neyse... Benim anlayışım şu...

VEYSEL CANDAN (Konya) - Hayır, kanaatiniz olamaz efendim...

BAŞKAN - Gündüz toplanamadık...

TURHAN GÜVEN (İçel) - Hayır efendim... Olmaz efendim...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Sayın Başkan, yanlış yapıyorsunuz!..

TURHAN GÜVEN (İçel) - Sayın Başkan, İçtüzüğe aykırı davranıyor olamazsınız!..

BAŞKAN - Akşam, 20.00'de toplanmak üzere, oturumu kapatıyorum.

Kapanma Saati : 16.38

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 20.00

BAŞKAN : Başkanvekili Kamer GENÇ

KÂTİP ÜYELER : Lütfi YALMAN (Konya), Melda BAYER (Ankara)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 107 nci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

Sayın milletvekilleri, sabah...

VEYSEL CANDAN (Konya) - Sayın Başkan, yoklamayla açacaksınız!

BAŞKAN - Bir dakika efendim... Bir dakika... Yani... Zaten, ne yapacağımı bilmeden nasıl hemen itiraz ediyorsunuz?

VEYSEL CANDAN (Konya) - İtiraz değil, hatırlatıyoruz.

BAŞKAN - Sayın Candan, şu Meclis kürsüsünü en azından sekiz senedir yönetiyorum. Burada, daima, doğru olan şeyleri yaptım.

VEYSEL CANDAN (Konya) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - 1 dakikanızı rica ediyorum... Onun için...

Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz 870 sıra sayılı yasa tasarısının 2 nci maddesinin oylaması sırasında yoklama istenilmişti. Sabah oturumunda 2 defa yapılan yoklamada çoğunluk sağlanamamıştı. Daha önce, gündemin 13 üncü sırasına kadar görüşülecek tasarı ve teklifler saat 20.00'ye kadar bitirilemediği takdirde, görüşmelerin bitirilmesine kadar çalışmalara devam edilmesi şeklinde karar alındığı için, biraz tereddütlü olan bir konuda, inisiyatifimi, Parlamentonun çalışması yönünde kullandım ve saat 20.00'de tekrar toplanmak üzere birleşime ara verdim. (DSP ve MHP sıralarından alkışlar) Teşekkür ederim, sağ olasınız.

Bu itibarla, şimdi, saat 20.00'de yeniden toplanıyoruz. Ben bu kararı alırken, sıkıntı içinde olan Türk Halkı en azından şu görüşe varmalı ki, benim sıkıntılarım var; ama, benim için çalışan bir Parlamento var izlenimini kamuoyuna duyurmak istedim. (DSP ve MHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

III.– YOKLAMA

BAŞKAN - Yeniden yoklama yapacağım.

Yoklama için 5 dakikalık süre vereceğim.

OĞUZ AYGÜN (Ankara) - DSP var zaten...

BAŞKAN - Efendim, yoklamayla açmak zorundayım.

Yoklama için 5 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde, sayın milletvekillerinin, Genel Kurul salonunda olduklarını elektronik cihaza girmek suretiyle belirtmelerini; cihaza giremedikleri takdirde, Divandaki teknik elemanlardan yardım istemelerini; bu halde de cihaza giremedikleri takdirde de, Divana pusula göndermelerini rica ediyorum.

EMİN KARAA (Kütahya) - 127'nin üzerine yapalım yoklamayı; DSP burada nasılsa!

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, hiç fazla konuşmaya gerek yok, iktidar partilerinin grup başkanvekilleri "biz geleceğiz" dediler. Buyurun gelin, Meclisi çalıştıralım.

VEYSEL CANDAN (Konya) - Sayın Başkan, yoklama sırasında bir şey söylemek istiyorum.

BAŞKAN - Efendim, yoklama yapılırken size söz veremem.

Yoklama işlemini başlatıyorum efendim.

(Elektronik cihazla yoklamaya başlanıldı)

NİDAİ SEVEN (Ağrı) - Sayın Başkan, size bir müjdem var.

BAŞKAN - Efendim, Tunceli'de olağanüstü hal kalktı, ben biliyorum; ama, istiyorum ki, Türkiye'nin her yerinde kalksın; Diyarbakır'da, Şırnak'ta da kalksın.

(Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, yapılan bu yoklamada da toplantı yetersayısı bulunamamıştır maalesef.

Bu durumda, benim yapacağım bir şey yok; yani, ben... (DSP sıralarından "Manzaraya bakın" sesleri)

Efendim, manzara meselesi değil...

VEYSEL CANDAN (Konya) - Kapatacaksınız...

BAŞKAN - İktidarın görevi, Meclisi çalıştırmaktır.

YÜCEL ERDENER (İstanbul) - Kaç kişi eksik?

BAŞKAN - Arkadaşlar, rica ediyorum; birbirinizi tenkit etmeye gerek yok; ama, benim için, sevindirici tek bir şey oldu; Hakkâri ve Tunceli'de olağanüstü halin kaldırılması konusunda, Millî Güvenlik Kurulu tavsiye kararı aldı. Bu kürsüden yıllarca ifade ettiğim, uğraştığım bir konunun başarıya ulaşması, benim için övünç kaynağı oldu. Diliyorum ki, Diyarbakır ve Şırnak'ta da kalkacak.

Yani, ben istiyordum aslında Meclisimizin çalışmasını. Demin de söylediğim gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu milletin temsilcisidir. Bu kurumun işlemesi, halkı da sevindirir; ama, ne yapalım, ben de, bir kural...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Efendim...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Zabıtlara geçmesi için, bir şeyi vuzuha kavuşturmak istiyorum. Müsaade eder misiniz...

BAŞKAN - Artık, kapatacağız...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Sayın Başkan, bir dakika...

BAŞKAN - Hayır... Toplantı yetersayısını bulamadık Sayın Kapusuz.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Efendim, zaten zabıtlara geçmeyecek. Niye geçmeyecek; çünkü, toplantıyı açamıyorum. Onun için...

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Sayın Başkan, yaptığınız usulsüzlük, bugüne kadar hiç yapılmamıştır.

BAŞKAN - Efendim, usulsüzlük meselesi değil; bu, bir yorumdur.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Dolayısıyla, bunun, mutlaka zabıtlara geçmesi lazım Sayın Başkan. Yaptığınız şey doğru değil...

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, çok büyük bir üzüntüyle, sözlü soruları, belediyelerin kaynak sorunları ve denetim konusundaki Meclis araştırması önergesini ve diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için, 4 Haziran 2002 Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati : 20.10

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.