DÖNEM : 21 CİLT : 96 YASAMA
YILI : 4 T. B. M. M. TUTANAK
DERGİSİ 105 inci
Birleşim 28 . 5 . 2002 Salı İ Ç İ N D E K İ L E R Sayfa I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ II. - GELEN KÂĞITLAR III. - YOKLAMALAR IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A) GündemdIşI Konuşmalar 1.- Siirt Milletvekili Ahmet Nurettin Aydın'ın, Güneydoğu Anadolu
Bölgemizde yoğun olduğu iddia edilen kaçak elektrik kullanımına ilişkin
gündemdışı konuşması ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan'ın cevabı 2.- İçel Milletvekili Yalçın Kaya'nın, yaş sebze ve meyve üreticilerinin
sorunlarına ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve
Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp'in cevabı 3.- İstanbul Milletvekili Sulhiye Serbest'in, Sahil Güvenlik
Komutanlığının çalışmalarına ilişkin gündemdışı konuşması B) Tezkereler
ve Önergeler 1.- Adalet Komisyonu Başkanlığının, komisyonda bulunan idam
dosyalarının, 21.12.2000 tarihli 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar
İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine
Dair Kanunun 1 inci maddesinin (1) numaralı bendi gereğince Başbakanlığa iade edilmek üzere Meclis
Başkanlığına sunulmasına ilişkin tezkeresi (3/1091) 2.- (10/211, 245, 198, 204) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu
Başkanlığının, süre uzatımına ilişkin tezkeresi (3/1092) 3.- Ulaştırma Bakanı Oktay Vural'ın Japonya'ya yaptığı resmî ziyarete
Kocaeli Milletvekili Meral Akşener'in iştirak etmesinin uygun görüldüğüne
ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1093) 4.- Turizm Bakanı Mustafa Taşar'ın Ukrayna'ya yaptığı resmî ziyarete
Ordu Milletvekili Sefer Koçak'ın iştirak etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin
Başbakanlık tezkeresi (3/1094) C) Gensoru,
Genel Görüşme, Meclİs SoruşturmasI ve Meclİs AraştIrmasI Önergelerİ 1.- Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu ve 20 arkadaşının, Avrupa
Birliği ülkelerinde yaşayan Türklerin sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/288) V.- ÖNERİLER A)
SİyasÎ Partİ Grubu Önerİlerİ 1.- Genel Kurulun çalışma gün ve saatleriyle gündemdeki sıralamanın
yeniden düzenlenmesine ilişkin DSP, MHP ve ANAP Gruplarının müşterek önerisi VI.- SEÇİMLER A) Komİsyonda
AçIk Bulunan Üyelİğe Seçİm 1.- Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim VII.- SORULAR VE CEVAPLAR A) Sözlü
Sorular ve CevaplarI 1.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'ın eğitim
sorunlarına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1059) 2.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen
projelere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1060) 3.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen
projelere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1061) 4.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da hayvancılığın
geliştirilmesine yönelik projelere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1062) 5.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da tarımın
geliştirilmesine yönelik projelere ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp'in cevabı (6/1063) 6.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman ve çevresinde
bulunan tarihi eserlere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1064) 7.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen
projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1065) 8.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen
projelere ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1066) 9.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Mahalli İdareler Reformu
Yasa Tasarısına ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1067) 10.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da boşaltılan köy
olup olmadığına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1068) 11.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'a bağlı köylerde
yürütülen bazı projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1069)
12.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen
projelere ilişkin Kültür Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1070) 13.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen
projelere ilişkin Turizm Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1071) 14.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Atatürk Barajının
korunmasına yönelik projelere ilişkin Çevre Bakanından sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı Fevzi
Aytekin'in cevabı (6/1072) 15.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, 2000-2001 malî yılı
bütçelerinden Adıyaman'daki bazı projeler için ayrılan ödeneklere ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/1076) 16.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Karayolları Genel
Müdürlüğünün Adıyaman'daki projelerine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1078) 17.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman-Gölbaşı
Kanalizasyon Projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1079) 18.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, İller Bankası Bölge
Müdürlüğünün Adıyaman'daki yatırım projelerine ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1080) 19.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da afet bölgesi
kapsamına alınan belediye olup olmadığına ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1081) 20.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'a demiryolunun
götürülüp götürülmeyeceğine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1083) 21.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen
projelere ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1084) 22.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen
projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1085) 23.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da iskâna tâbi
olan vatandaşlara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1086) 24.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen bazı
projelere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi ve
Devlet Bakanı Edip Safder Gaydalı'nın cevabı (6/1087) 25.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Kırıkkale Üniversitesinde
bir öğretim üyesinin doktora tezinin kabulünden sonra iptal edilmesine ilişkin
Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1092) 26.- İstanbul Milletvekili Bahri Sipahi'nin, İstanbul Büyükşehir
Belediyesinden ihale alan bir firma hakkında ileri sürülen iddialara ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1093) 27.- İstanbul Milletvekili Bahri Sipahi'nin, İstanbul Büyükşehir
Belediyesince açılan otobüs ihalesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1094) 28.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, İstanbul Büyükşehir
Belediyesinden ihale alan bir firma hakkında ileri sürülen iddialara ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1095) 29.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Kuzey Irak'ın Erbil Kentinde
düzenlenen Türkmen Kurultayına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1097) 30.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, tıbbî cihazlara ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1098) 31.- Amasya Milletvekili Akif Gülle'nin, Merzifon İlçe Emniyet
Müdürlüğünde pasaport şubesi kurulup kurulmayacağına ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1099) 32.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Türk vatandaşlığından
çıkanlara ve vatandaşlığa alınanlara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1103) 33.- Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız'ın, Bakanlığın açtığı
ihalelere ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1104) 34.- Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız'ın, depremden zarar
gören belediyelere yapılan yardımlara
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1105) 35.- İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları'nın, İstanbul'da su
satışı yapan firmalara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1107) 36.- İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları'nın, Emlak Bankasınca
verilen konut kredilerine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1108) 37.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, Ziraat Bankasının bilgisayar sisteminin döşenmesi ile bakım ve
onarımının yapımına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1110) 38.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, Ziraat Bankasınca bir firmaya
verilen kredinin battığı iddiasına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1111) 39.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, Çanakkale Assos Küçükkuyu sahil yolu projesine ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1113) 40.- Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz'in, yolsuzlukların cezalarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün
cevabı (6/1115) 41.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, İstanbul'da bazı dolmuş
hatlarında sahte plaka ile araç çalıştırıldığı iddiasına ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1116) 42.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, THY seferlerinde dağıtılan
gazetelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1118) 43.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, THY Adıyaman seferlerine
ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1119) 44.- Gaziantep Milletvekili
Mehmet Ay'ın, Gaziantep-Karkamış
Hükümet Konağı Projesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1123) 45.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Ay'ın, Gaziantep-Nurdağı İlçesi
Emniyet Amirliği binası inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1124) 46.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Ay'ın, Gaziantep-Araban İlçesi Özel
İdare İşhanı inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1125)
47.- Yozgat Milletvekili Mehmet Çiçek'in, tasdikname üzerine kayıt yapan
okul müdürlerinin görevden alındığı iddiasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1126) 48.- Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, demiryolu yapımında
kullanılacak olan krediye ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1127) 49.- Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, Türk Telekom’un
özelleştirilmesi ile ilgili basında yer alan iddialara ilişkin Ulaştırma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1128) 50.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, İstanbul-Taksim'de yılbaşı
gecesi meydana gelen olaylara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1129) 51.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, İstanbul-Güngören Belediye
Başkanlığınca bazı sokaklara Merve Kavakçı adının verildiği iddiasına ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1131) 52.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Ay'ın, Gaziantep İlinde yürütülen
okul projelerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1134) 53.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Ankara kent içi tren yolunda
meydana gelen kazaların önlenmesi için alınacak tedbirlere ilişkin Ulaştırma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1136) 54.- Isparta Milletvekili Ramazan Gül'ün, gözaltına alındıktan sonra
serbest bırakılan ve yeniden gözaltına alınıp tutuklananlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1138) 55.- Bingöl Milletvekili Necati Yöndar'ın, eski Başbakan A. Mesut Yılmaz
ve Devlet eski Bakanı Güneş Taner ile ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün cevabı (6/1139) 56.- Sakarya Milletvekili Nezir Aydın'ın, iş yerlerinde özürlü
kontenjanından işçi çalıştırılmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1142) 57.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, YÖK'ün üniversite lojmanlarında
oturanlarla ilgili yayınladığı genelgeye ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/1143) 58.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı
Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Adalet Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1144) 59.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı
Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1145) 60.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı
Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1146) 61.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı
Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Millî Savunma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1147) 62.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı
Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Ulaştırma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1149) 63.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı
Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1151) 64.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden
Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1152) 65.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı
Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Orman Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1153) 66.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı
Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Turizm Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1155) 67.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı
Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Bayındırlık ve
İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1157) 68.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Mali Yılı
Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Edip Safder
Gaydalı'nın cevabı (6/1159) B) YazIlI
Sorular ve CevaplarI 1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Düz'ün, Tarım ve Köyişleri
Bakanlığının bazı ürünlerin ithalatını engellediği iddiasına ilişkin sorusu ve
Devlet Bakanı Tunca Toskay'ın cevabı (7/6958) 2.- Aksaray Milletvekili Sadi Somuncuoğlu'nun, Abdullah Öcalan
hakkındaki idam kararının Başbakanlıkta bekletilmesine ilişkin sorusu ve Adalet
Bakanı Hikmet Sami Türk'ün cevabı (7/6998) 3.- Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün'ün, Balıkesir-Ayvalık İlçesi
Çakmak Köyü Sağlık Ocağının ne zaman hizmete gireceğine ilişkin sorusu ve
Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un cevabı (7/6999) 4.- Hatay Milletvekili Mustafa Geçer'in, hastanelerdeki MR cihazı
ihtiyacına ve yapılan sevklere ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un
cevabı (7/7030) 5.- Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun, Batman Kozluk Belediyesince
işten çıkarılan işçilere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Rüştü Kâzım
Yücelen'in cevabı (7/7038) 6.- Afyon Milletvekili İsmet Attila'nın, Danıştayca iptal edilen tabii
afetlerden zarar gören belediyelere yardım yapılması ile ilgili Bakanlar Kurulu
Kararına ilişkin Başbakandan sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Abdülkadir Akcan'ın
cevabı (7/7042) 7.- Antalya Milletvekili Mehmet Baysarı'nın, İller Bankasından
belediyelere yapılan ödemelere ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı
Abdülkadir Akcan'ın cevabı (7/7044) 8.- Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, sağlık memuru yetiştirme
programı ile ilgili çalışmalara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un
cevabı (7/7057) 9.- Manisa Milletvekili Bülent Akarcalı'nın, özel güvenlik şirketlerinde
çalışan güvenlik görevlilerine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Yaşar Okuyan'ın cevabı (7/7063) 10.- Hatay Milletvekili Mustafa Geçer'in, SSK hastanelerindeki MR cihazı
ihtiyacına ve yapılan sevklere ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Yaşar Okuyan'ın cevabı (7/7085) 11.- Diyarbakır Milletvekili Sacit Günbey'in, hazırlanan Afet
Kararnamesine Diyarbakır ve çevre illerin ilave edilip edilmeyeceğine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Abdülkadir Akcan'ın cevabı
(7/7104) 12.- Afyon Milletvekili İsmet Attila'nın, iş güvencesi kanun tasarısı
taslağına ilişkin Başbakandan sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar
Okuyan'ın cevabı (7/7117) 13.- Diyarbakır Milletvekili Sacit Günbey'in, SSK'nın büyüme hormon
tedavisini karşılayıp karşılamadığına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın cevabı (7/7106) 14.- Hatay Milletvekili Mustafa Geçer'in, bazı yayın kuruluşlarının
promosyon olarak verdikleri ürünlere ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı
Ahmet Kenan Tanrıkulu'nun cevabı (7/7121) 15.- Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun; 2000 yılı genel nüfus sayımı sonuçlarına, - Ankara Milletvekili Birkan Erdal'ın; DİE'nin bilgi isteyen milletvekillerinden yazılı başvuru istemesine, İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Tunca Toskay'ın cevabı (7/7164, 7129) 16.- Sakarya Milletvekili Cevat Ayhan'ın, BAĞ-KUR'un büyüme hormonu
bedeli ödememesinin sebeplerine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Yaşar Okuyan'ın cevabı (7/7131) 17.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, cep telefonlarından alınan aylık
sabit ücretlerin yasal dayanağına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Oktay
Vural'ın cevabı (7/7158) 18.- Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener'in; Divriği Projesine, Divriği-Sivas (Tecer-Kangal) Demiryolu Projesine, İlişkin soruları ve Ulaştırma Bakanı Oktay Vural'ın cevabı (7/7180,
7181) 19.- Ankara Milletvekili M.Zeki Çelik'in, açıköğretim öğrencilerinin
askerlik tecilinde farklı uygulamayla karşılaştıkları iddiasına ilişkin sorusu
ve Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu'nun cevabı (7/7196) 20.- Konya Milletvekili Özkan Öksüz'ün, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne
bağlı bölge müdürlüklerinin kapatılması kararına ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı Mustafa Yılmaz'ın cevabı (7/7221) 21.- Hatay Milletvekili Mustafa Geçer'in, Hatay'a ayrılan ödeneklere ve
mevcut yatırımlara ilişkin sorusu ve Orman Bakanı Nami Çağan'ın cevabı (7/7226) 22.- Hatay Milletvekili Mustafa Geçer'in, Hatay’a ayrılan ödeneklere ve
mevcut yatırımlara ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı M.İstemihan Talay'ın cevabı
(7/7230) 23.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, Radyo ve Televizyonların
Kuruluşu ve Yayınları Hakkında Kanunda yapılmak istenen değişikliklere ilişkin
sorusu ve Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu'nun cevabı (7/7330) VIII.- GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS
SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI A) Öngörüşmeler 1.- Konya Milletvekili Veysel Candan ve 21 arkadaşının, belediyelerin
kaynak sorunları ve denetimi konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/136) I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak üç oturum yaptı. İçel Milletvekili Ali Er, yaş meyve ve sebze üreticilerinin sorunları ve
hormon kullanımı konusunda basında yer alan haberlerin üreticiler üzerindeki
etkilerine, Diyarbakır Milletvekili Abdulbaki Erdoğmuş, Güneydoğu Anadolu Projesinin
dünü ve bugünü ile bölge insanı için önemine, Çorum Milletvekili Melek Denli Karaca, Müzeler Haftası ve tarihî
eserlerin korunmasında müzelerin önemine, İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar. Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman ve 20 arkadaşının, çocuk ve genç
nüfusun ihtiyaç ve sorunlarının araştırılarak (10/286), Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya ve 20 arkadaşının, ülkemizde
ilaçların yan etkilerinin kontrolünün araştırılarak (10/287), Alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla birer Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu;
önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve öngörüşmelerinin, sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı. Makedonya Meclisi Dış Politika Komisyonu Başkanı Jordan Boskov'un resmî
davetine TBMM Dışişleri Komisyonu, OECD ve ABD Temsilciler Meclisi işbirliğiyle Washington'da yapılacak
toplantıya TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Üyelerinden oluşan heyetin icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkereleri
kabul edildi. Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmında bulunan: TBMM İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifleri ve
Anayasa Komisyonu raporunun (2/94, 2/232, 2/286, 2/307, 2/310, 2/311, 2/325,
2/442, 2/449) (S. Sayısı : 527) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere
ilişkin Komisyon raporu henüz hazırlanmadığından, Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Eğitim Merkezleri (1/744)
(S. Sayısı : 786), Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair (1/777) (S. Sayısı : 557), Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü Teşkilât ve Görevleri Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair (1/886) (S. Sayısı : 827), Kanun Tasarılarının görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel
Kurulda hazır bulunmadıklarından, Ertelendi. Sosyal Sigortalar Kanunu, Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu,
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu, Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer
Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile Tarımda Kendi Adına ve
Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının (1/981) (S. Sayısı : 868) görüşmeleri
tamamlandı; tümünün kabul edilerek kanunlaştığı açıklandı. 28 Mayıs 2002 Salı günü saat
15.00'te toplanmak üzere, birleşime 19.38'de son verildi. Kamer
Genç
No. : 148 II. - GELEN
KÂĞITLAR 24.5.2002
CUMA Tasarılar 1.- Marka Kanunu Antlaşmasına Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/989) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi : 21.5.2002) 2.- Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısı (1/990) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.5.2002) Tezkere 1.- Trabzon Milletvekili Orhan Bıçakçıoğlu'nun; Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1088) (Anayasa
ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş
tarihi : 23.5.2002) Sözlü Soru
Önergeleri 1.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, çeşitli
kaynaklardan elde edilen elektrik enerjisi üretimine ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1888) (Başkanlığa geliş tarihi :
22.5.2002) 2.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, ilaçların
biyoeşdeğerliliğinin incelenmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1889) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 3.- Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, kültür varlığı
konumundaki binalara ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/1890)
(Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 4.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, SSK prim
artışına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1891) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 5.- Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, İstanbul'daki
koruma kurullarına ve yıkılma tehlikesindeki tarihî binalara ilişkin Kültür
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1892) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 6.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Eskişehir'de
bir mağaza açılışında çocuk istismarı yapıldığı iddialarına ilişkin Devlet
Bakanından (Hasan Gemici) sözlü soru önergesi (6/1893) (Başkanlığa geliş tarihi
: 22.5.2002) 7.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, İstanbul
Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kütüphanesindeki kitapların satılacağı
iddialarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1894)
(Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) Yazılı Soru
Önergeleri 1.- Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz'ın,
bazı ilaçların yurt dışındaki ve ülkemizdeki prospektüsleri arasında yan
etkileri konusunda farklılık olduğu iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7522) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 2.- Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, Orhan
Aslıtürk hakkındaki yolsuzluk iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/7523) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 3.- Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, emekli, dul
ve yetimlerin SSK'dan maaş alacakları olduğu iddiasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/7524) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 4.- Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, kamuda
çalışan geçici işçilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7525)
(Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 5.- Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, Marmara ve
Düzce depremlerindeki kayıp kişilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/7526) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 6.- Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, yeşil kartlı
vatandaşların özel hastanelerden yararlanıp yararlanmadığına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7527) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 7.- Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, Ankara'da özel
hastanelerden istifade eden yeşil kartlı vatandaşlara ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7528) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 8.- Konya Milletvekili Özkan Öksüz'ün, milletvekili
danışmanlarının özlük haklarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/7529) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 9.- Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş'ın, bir
yabancı gazeteye verdiği demece ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (A.Mesut Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/7530) (Başkanlığa geliş
tarihi : 22.5.2002) 10.- Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş'ın, seçim
konusunda yaptığı açıklamaya ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı
soru önergesi (7/7531) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 11.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, sperm bankası
kurulacağı iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7532)
(Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 12.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, rüzgar enerjisi
projelerine ve diğer elektrik üretim faaliyetlerindeki bazı iddialara ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7533) (Başkanlığa
geliş tarihi : 22.5.2002) 13.- Osmaniye Milletvekili Şükrü Ünal'ın, Erzurum
merkez ilçelerinde ve köylerindeki tuvaletsiz okul sayısına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7534) (Başkanlığa geliş tarihi :
22.5.2002) 14.- Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa'nın, şehir su
şebekesinde kullanılan borulara ve ithal ilaçların fiyatlarına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7535) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 15.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Samsun'da
kapatılacak bölge müdürlüklerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/7536) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 16.- Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya'nın, sebze
ve meyve üretiminde hormon ve tarım ilaçları kullanımına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7537) (Başkanlığa geliş tarihi :
22.5.2002) 17.- İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Şahin'in, işçi
emeklilerinin enflasyon farklarının ödenmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7538) (Başkanlığa geliş tarihi :
22.5.2002) 18.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Türk
Cumhuriyetlerinde Türkçe eğitim veren okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7539) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 19.- Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu'nun,
Bursa'da 2001 yılı yatırım programından çıkarılan projelere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/7540) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 20.- Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu'nun,
1990-2001 yılları arasında vuku bulan vergi ihtilaflarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/7541) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 21.- Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş'ın,
misyonerlik faaliyetlerinin önlenmesi için yapılan çalışmalara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7542) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 22.- Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş'ın,
öğrencilere yönelik misyonerlik faaliyetlerine, kötü alışkanlıklar ile zararlı
akımlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7543)
(Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 23.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, özürlü bir
vatandaşın SHÇEK'de barınma müracaatına ilişkin Devlet Bakanından (Hasan
Gemici) yazılı soru önergesi (7/7544) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 24.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, deprem
konutlarıyla ilgili iddialara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı
soru önergesi (7/7545) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 25.- Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak'ın, M.K.E.
Kurumu personeline ve üretimine ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7546) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 26.- Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün'ün, geçici
orman işçilerinin daimi işçi kadrolarına alınıp alınmayacağına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7547) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 27.- Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş'ın, Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanuna ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (A.Mesut Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/7548)
(Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 28.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Nüfus
Hizmetleri Güçlendirme Vakfının aldığı bağışlara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7549) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 29.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, türban ve
çarşaf giyenlere tarikatlar tarafından para verildiği iddialarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7550) (Başkanlığa geliş tarihi :
22.5.2002) 30.- Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş'ın, kireç
üreticilerinin sorunlarına ve petrokok ithaline ilişkin Çevre Bakanından yazılı
soru önergesi (7/7551) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 31.- Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş'ın, mesleki
ve teknik eğitim okullarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7552) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 32.- Konya Milletvekili Özkan Öksüz'ün, tarımsal
faaliyetlerin desteklenmesine ve kota uygulamasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7553) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 33.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, Halk
Bankası'ndan bir milletvekiline ait fabrikaya verilen kredi ile ilgili
iddialara ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru önergesi
(7/7554) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 34.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, ekonomik krizin
ahlaki çöküntü ve fuhuşu arttırdığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7555) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) No. : 149 27.5.2002
PAZARTESİ Raporlar 1.- Avrupa Sınırötesi Televizyon Sözleşmesini
Değiştiren Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/969) (S. Sayısı: 869) (Dağıtma tarihi: 27.5.2002)
(GÜNDEME) 2.- Özel Tüketim Vergisi Kanunu Tasarısı ve Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu (1/988) (S. Sayısı: 870) (Dağıtma tarihi: 27.5.2002)
(GÜNDEME) No. : 150 28.5.2002
SALI Teklifler 1.- Bursa Milletvekili Ali Arabacı ve 2 Arkadaşının;
Milletvekili Seçimi Kanununun Bir Maddesine Bir Fıkra Eklenmesine Dair Kanun
Teklifi (2/977) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002) 2.- Bursa Milletvekili Ali Arabacı ve 2 Arkadaşının;
Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun
Teklifi (2/978) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002) Tezkereler 1.- Cumhurbaşkanlığı 2001 Malî Yılı Kesinhesap
Cetvelinin Sunulduğuna İlişkin Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği Tezkeresi
(3/1089) (Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi : 24.5.2002) 2.- İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın'ın; Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1090) (Anayasa
ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş
tarihi : 27.5.2002) Rapor 1.- Güzel Sanatlar ile Bilim ve Teknoloji
Alanlarında Olağanüstü Yetenek Gösteren
Çocukların Devlet Tarafından Yetiştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve
Bütçe ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonları Raporları (1/739)
(S. Sayısı: 871) (Dağıtma tarihi: 28.5.2002) (GÜNDEME) Sözlü Soru
Önergeleri 1.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, balık
çiftliklerine ve balıkçılara verilen kredilere ilişkin Devlet Bakanından (Kemal
Derviş) sözlü soru önergesi (6/1895) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002) 2.- Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun,
Bursa-İznik-Müşküle Köyünün sulama suyu ihtiyacına ilişkin Devlet Bakanından
(Mustafa Yılmaz) sözlü soru önergesi (6/1896) (Başkanlığa geliş tarihi :
24.5.2002) Yazılı Soru
Önergeleri 1.- Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz'ın,
yangın söndürme helikopterlerinin amacı dışında kullanıldığı iddialarına
ilişkin Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/7556) (Başkanlığa geliş tarihi
: 22.5.2002) 2.- Diyarbakır Milletvekili Sacit Günbey'in, Diyarbakır
Karayolları IX. Bölge Müdürlüğünün kapatılması kararına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/7557) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002) 3.- İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın, mahalli
idarelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7558) (Başkanlığa
geliş tarihi : 23.5.2002) 4.- Hatay Milletvekili Mustafa Geçer'in, Karaman'da 19
Mayıs kutlamaları harcamalarının öğrencilerden karşılanmak istendiği
iddialarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7559)
(Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002) 5.- Hatay Milletvekili Mustafa Geçer'in, memur maaşları
arasındaki dengesizliğe ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/7560)
(Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002) 6.- Hatay Milletvekili Mustafa Geçer'in, BOTAŞ'ın İran
doğalgazı için yaptığı kompresör ünitesi ihalesine ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7561) (Başkanlığa geliş tarihi :
23.5.2002) 7.- Hatay Milletvekili Mustafa Geçer'in, doğalgaz
tüketimi ve ithaline ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7562) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002) 8.- Erzurum Milletvekili Aslan Polat'ın, sanayide
elektrik indirimi teşvikinin sona erdirilmesine ilişkin Devlet Bakanından
(Kemal Derviş) yazılı soru önergesi (7/7563) (Başkanlığa geliş tarihi :
23.5.2002) 9.- Konya Milletvekili Veysel Candan'ın, Bakü-Ceyhan
boru hattı ihalelerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7564) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002) 10.- Konya Milletvekili Teoman Rıza Güneri'nin,
bütçedeki faiz ödemelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7565)
(Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002) 11.- Ankara Milletvekili M.Zeki Çelik'in, Ankara
İlindeki ören yerlerine ilişkin Kültür
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7566) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002) 12.- Ankara Milletvekili M.Zeki Çelik'in, Türkiye'deki
ören yerlerine ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/7567)
(Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002) 13.- Ankara Milletvekili M.Zeki Çelik'in, yurt dışında
sergilenmek üzere gönderilen kültür varlıklarına ilişkin Kültür Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7568) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002) 14.- Ankara Milletvekili M.Zeki Çelik'in, Ankara
İlindeki müzelere ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/7569)
(Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002) 15.- Ankara Milletvekili M.Zeki Çelik'in, Türkiye'deki
müzelere ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/7570) (Başkanlığa
geliş tarihi : 23.5.2002) 16.- Ankara Milletvekili M.Zeki Çelik'in, ticari
araçlarda doğalgaz kullanımı için çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7571) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002) 17.- İstanbul Milletvekili Azmi Ateş'in, Irak Habur
Sınır Kapısı üzerinden yapılan motorin ithalatının durdurulmasının sebeplerine
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7572)
(Başkanlığa geliş tarihi : 24.5.2002) 18.- Şanlıurfa Milletvekili Zülfikar İzol'un,
Şanlıurfa'nın afet bölgesi kapsamına alınmasına ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7573) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.5.2002) 19.- Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz'ın,
kiralık arazi verilmeyen Şanlıurfa Oymaklı mezrasındaki çiftçilerin
mağduriyetlerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7574) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.5.2002) 20.- Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun, Rize PTT
Başmüdürlüğünde görevli bir personelin Şırnak'a tayinine ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7575) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.5.2002) 21.- Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun, ÇAY-KUR'da
çalışan geçici işçilerin kadroya geçirilip geçirilmeyeceğine ilişkin Devlet
Bakanından (Edip Safder Gaydalı) yazılı soru önergesi (7/7576) (Başkanlığa
geliş tarihi : 24.5.2002) 22.- Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun,
Rize-Ardeşen Devlet Hastanesinde görevli bir çocuk doktorunun başhekim vekili
ve sağlık grup başkanı tarafından dövüldüğü iddialarına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7577) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.5.2002) 23.- Antalya Milletvekili Kemal Çelik'in, Antalya'daki
DSİ 13. Bölge Müdürlüğünün kapatılması kararına ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7578) (Başkanlığa geliş tarihi :
24.5.2002) 24.- Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt'un, Boyabat
Barajı ile ilgili çalışmalara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7579) (Başkanlığa geliş tarihi : 27.5.2002) Meclis
Araştırması Önergesi 1.- Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu ve 20
Arkadaşının, Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan Türklerin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün
104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/288) (Başkanlığa geliş tarihi :27.5.2002) BİRİNCİ
OTURUM Açılma Saati
: 15.00 28 Mayıs 2002
Salı BAŞKAN :
Başkanvekili Yüksel YALOVA KÂTİP ÜYELER
: Melda BAYER (Ankara), Lütfi YALMAN (Konya) BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 105 inci
Birleşimini açıyorum. III. -
YOKLAMA BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, elektronik cihazla
yoklama yapacağım. Yoklama için 5 dakika süre vereceğim. Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda
bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen
milletvekillerinin, salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarını,
teknik personel aracılığıyla, 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum. Yoklama işlemini başlatıyorum. (Elektronik cihazla yoklama yapıldı) BAŞKAN - Toplantı yetersayısı bulunamamıştır. Sayın grup başkanvekillerinin bir önerisi var mı? İSMAİL KÖSE (Erzurum) - Var efendim; 15.30'a kadar ara
verelim. İBRAHİM YAŞAR DEDELEK (Eskişehir) - Sayın Başkan,
15.30'a kadar ara verin. BAŞKAN - 15.30'da toplanmak üzere, birleşime ara
veriyorum. Kapanma Saati
: 15.10 İKİNCİ OTURUM Açılma Saati
: 15.30 BAŞKAN :
Başkanvekili Yüksel YALOVA KÂTİP ÜYELER
: Melda BAYER (Ankara), Lütfi YALMAN (Konya) BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 105 inci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum. III. - Y O K
L A M A BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapacağız. Yoklama için 5 dakika süre vereceğim. Sayın milletvekillerinin, oy düğmelerine basarak,
salonda bulunduklarını bildirmelerini; bu süre içerisinde elektronik sisteme
giremeyen milletvekillerinin, salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini; buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarını,
teknik personel aracılığıyla, 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını
rica ediyorum. Yoklama işlemini başlatıyorum. (Elektronik cihazla yoklama yapıldı) BAŞKAN - Toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere
başlıyoruz. Gündeme geçmeden önce, üç arkadaşıma gündemdışı söz
vereceğim. Gündemdışı ilk söz, kaçak elektrik kullanımıyla ilgili
söz isteyen Siirt Milletvekili Ahmet Nurettin Aydın'a aittir. Buyurunuz Sayın Aydın. (AK Parti sıralarından alkışlar) IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A) GündemdIşI Konuşmalar 1.- Siirt Milletvekili Ahmet Nurettin Aydın'ın,
Güneydoğu Anadolu Bölgemizde yoğun olduğu iddia edilen kaçak elektrik
kullanımına ilişkin gündemdışı konuşması ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı
Zeki Çakan'ın cevabı AHMET NURETTİN AYDIN (Siirt) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Yüksek Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Dünya gelişiyor ve değişiyor; ancak, dünyamızda
kalkınmışlıkta değişmeyen bir ölçü olan fert başına düşen elektrik tüketimi,
hâlâ, dünyada kalkınmışlıkta birinci derecede önemli kriterlerdendir. Değerli milletvekili arkadaşlarım, ben, güneydoğudan
yeni geldim. Bu ekonomik krizden sonra, evine her gün ekmek götürmek derdinde
olan vatandaş, elinde milyarlık elektrik faturalarıyla dolaşıyor. Bölge halkı
tedirgin; çok yaygın, çok sorunlu bir konu... Takdir edersiniz ki, bu krizden
sonra bölge insanı gerçekten çok zor durumda. Sayın Bakanımızın, ocak ayının sonlarında yapmış olduğu
basın toplantısında, ülkede mevcut 2 katrilyonluk kaçak elektriğin başmimarını
sanki doğu ve güneydoğu halkıymış gibi takdim etmesi, bölge halkını cidden
yaralamıştır. Biz her şeyden önce diyoruz ki, hırsızlığı kim yaparsa yapsın,
karşısındayız, cezalandırılması, resmî takibata geçilmesi lazım. Fakat,
güneydoğudaki bu kaçak elektrik konusunun, hırsızlıkla tevil edilmesi gerçekten
mümkün değil; bu tamamen başka bir olgudur. Değerli arkadaşlar, buraya gelirken bir hesap yaptım:
Ülkede üretilen elektriğin yüzde 25'i, güneydoğudaki hidroelektrik
santrallarımızda üretiliyor. Ülkede, ortalama olarak tükettiğimiz elektrik, 85
milyar kilovat/saat civarında; bunun yüzde 4'ü güneydoğuda tüketiliyor. Ülkede
22 000 000 abone var; bu abonelerin sadece 1 000 000'u güneydoğuda. Bunu hesap
ettiğimizde, güneydoğunun 10 000 000'luk nüfusunun tükettiği elektrik sadece
yüzde 4. Sayın Bakanımızın suçlu olarak gördüğü bu bölge halkı, tamamıyla,
bütünüyle kaçak elektrik tüketse bile, bunun tamamı 300 trilyon liradır. Değerli arkadaşlar, 2001 yılında, güneydoğu halkımızın
ödediği elektrik faturası tutarı 250 trilyon liradır. Bu kaçağı güneydoğu
halkına yüklemek, insafa sığmaz. Her şeyde olduğu gibi, Uluslararası Enerji Ajansının
verileri var elimde. Orada deniliyor ki: "Ağırlıklı bir biçimde üretim
doğuda, güneydoğuda ve ağırlıklı tüketim bölgeleri batıda..." Şu an,
Türkiye'de, aşağı yukarı 40 000 kilometrelik bir enterkonnekte sistem var. Bu
enerji nakil hatlarındaki kayıp, şu an, dünyadaki en büyük kayıptır.
Düşünebiliyor musunuz, dünyada en büyük enerji kaybı, bizim enterkonnekte
sistemimizdeki bozukluktan kaynaklanıyor. Ayrıca, güneydoğu halkı, zaten, yalnız aydınlanıyor;
çoğunun evinde ev aleti bile yok; enerji tüketimi cüzi miktarda. Değerli arkadaşlar, bugün, esas sorun, esas kaçak,
batıdaki sanayi tesislerindedir. Bu ağır sanayi tesislerindeki kaçakları
önlemediğimiz müddetçe, bu kaçakları önlememiz mümkün değildir. Yapılan
hesaplamalara göre, orta boy 1 sanayi tesisinin kaçağı, bizim güneydoğudaki 11
hanenin enerjisine bedeldir. Onun için, bölge halkını suçlu görmek, haksızca
bir ithamdır. Biz diyoruz ki, böylesine ifadeler, devlet-millet sevgisini,
barışını bozmaktadır, ona halel getirmektedir. Yapılacak tek şey, Sayın
Bakanımızın, bu rakamlar karşısında, bu rakamlar ışığında, bölge halkımızdan
özür dilemesidir; çünkü, bölge halkı, gerçekten, hırsız konumuna konulmuştur ve
biz diyoruz ki, şu an, vatandaşın elindeki faturaların gecikme faizlerinin
mutlaka silinmesi, anaparanın da takside bağlanması lazım. Aksi takdirde, ömrü
hayatında milyarı bir arada görmemiş... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Lütfen bitiriniz. AHMET NURETTİN AYDIN (Devamla) - Hayatında milyarı bir
arada görmemiş güneydoğu insanından, milyarlık elektrik faturasını ödemesini
istemek de mümkün değildir. Sayın Bakanımızın, bu çileli enerji sorununa bir an
evvel çözüm getirip, bölge halkını da rahatlatması lazım; ama, şu bir gerçek
ki, bu faturaların bu haliyle ödenmesi mümkün değildir, bunların faizlerinin
silinmesi lazım ve anaparanın taksitlendirilmesi şarttır. Bu duygularla, hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.
(AKP, SP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Aydın. Gündemdışı konuşmaya, hükümet adına, Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanı yanıt verecektir. Buyurun Sayın Bakanım. (ANAP, MHP ve DSP sıralarından
alkışlar) ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI ZEKİ ÇAKAN (Bartın) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Siirt Milletvekili Sayın Ahmet Nurettin
Aydın'ın, Güneydoğu Anadolu Bölgemizde yoğun olduğu iddia edilen kaçak elektrik
kullanımıyla ilgili gündemdışı konuşmasına cevaplarımı arz etmek üzere
huzurlarınızdayım; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Saygıdeğer milletvekilleri, özellikle şunu ifade etmek
istiyorum: Türkiye'de kayıp-kaçak oranı yüksek olup, bununla mücadele edilmesi
gereklidir ve hangi makamda, hangi işyerinde veya hangi işkolunda olursanız
olun, o görevin, o yetkinin sorumluluğunu yerine getirebilmek için mutlaka bu
kayıp-kaçakla mücadele görevinizi yerine getirmek mecburiyetindesiniz. Türkiye'de, 2000 yılı ortalama kayıp-kaçak oranı yüzde
24,6 idi; 2001 yılında yapılan mücadeleyle 3,2 puan düşürüldü, şu anda Türkiye
kayıp-kaçak ortalaması yüzde 21,4'tür. 3,2 puan karşılığında 392 trilyon girdi
sağlanmıştır. Bu yıl, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığına bağlı TEDAŞ'ın
görevi ve hedefi, yüzde 21,4 olan bu kayıp- kaçak oranını yüzde 18'e
düşürmektir. Yapılan hesaplamalara göre, 1 puan, bu yıl, 200 trilyon liradır. Sayın milletvekilimizin söylediği hususlara kesinlikle
katılmıyorum. Hiç kimseyi suçlamadık; hiç kimseyi de suçlama durumunda değiliz;
ama, kayıp-kaçakla ilgili mücadelemizi eksiksiz sürdürme durumundayız; aksi
takdirde, her yıl, 1,5 milyar dolar para boşa gidiyor. Bakın, size, rakam vereyim: TEDAŞ, 2001 yılında 86,8
milyar kilovat/saatlik elektrik almış, 68,2 milyar kilovat/saatlik enerji
satmış; aradaki fark 18,6 milyar kilovat/saattir; bunun yüzde 7'sini teknik
kayıp olarak çıkardığımızda, arta kalan miktar tamamen kaçak elektriktir.
Dolayısıyla, özellikle enterkonnekte
şebekede büyük kayıpların olduğunu söyleyen sayın milletvekilimizin bu
söylemine katılmak mümkün değildir. Enterkonnekte şebekede yüksek gerilimle
dağıtılan iletim hatlarında kayıp kaçak oranımız 3,5-4 seviyesindedir; daha
doğrusu kayıp-kaçak değil, teknik kayıp 3,5-4 seviyesindedir ve dünya
standartlarındadır. Biz, bu mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Niye
sürdüreceğiz? Ben, il ismi vermiyorum; ama, sadece bir ilimizdeki kayıp-kaçak
oranı, 11 ilin tüketimine eşittir. Sayın milletvekilleri, tekrar söylüyorum:
Bir ilimizin kayıp-kaçak oranı, 11 ilimizin tüketimine eşittir; eğer, biz,
bununla ilgili mücadeleyi vermezsek, her yıl, milyarlarca dolarımızı boşa atmış
oluruz. Kendileri, konuşmacı olarak, tabiî, söz alıp da bu
konuyu gündeme getirdikleri için söylemek mecburiyetindeyim; Siirt'te, 2001
yılı kayıp-kaçak oranı yüzde 43,9'dur. Tekrar ediyorum: Siirt'te kayıp-kaçak
oranı yüzde 43,9'dur; yani, 100 vat enerji veriyorsunuz, 43 vatı boşa gidiyor,
parasını alamıyorsunuz. Bu ülke, bu millet buna nasıl dayanacak? Doğruyu
verenle, doğruyu yapanla, elektrik ücretini ödeyenle ödeyemeyeni ayırt etmek
mecburiyetindeyiz. Hiçbir ilimizi, hiçbir bölgemizi suçlamamız söz konusu
değildir. Ben, burada, başka rakam vermek istiyorum. Bakın, sayın
milletvekilimiz bu rakamı duyduğu zaman, belki, daha da rahatlayacak. 2001 yılı
sonu itibariyle, kayıp-kaçak kullanımının bölgelere göre dağılımı aşağıdaki
gibidir; milletvekillerimizin bu konuda bilgi sahibi olmasında fayda vardır:
Marmara Bölgesinde, 2001 yılında kayıp kaçak oranı yüzde 29,13'tür; Güneydoğu
Anadolu Bölgemizde kayıp-kaçak oranı yüzde 27,45'tir; Doğu Anadolu Bölgemizde
kayıp-kaçak oranı yüzde 11,9'dur; İç Anadolu Bölgemizde yüzde 9,7'dir; Akdeniz
Bölgesinde yüzde 7,42'dir; Karadeniz Bölgesinde yüzde 7,42'dir. Dolayısıyla,
bizim hiçbir bölgemizle ilgili, bölge insanımızı suçlayacak veya zan altında
bırakacak hiçbir ifademiz olmamıştır ve olmayacaktır, ama, şunu açık, net
söylüyorum: Kayıp-kaçakla mücadelede hiç taviz vermeden, bu mücadelemizi
sürdürme durumundayız. TEDAŞ, 2000 yılında 222 trilyon zarar etmişti; 2001
yılında, TEDAŞ, 222 trilyon zararını kapattı, 37 trilyon kâra geçti. Bunun yanı sıra, kayıp-kaçakla yaptığımız mücadele
neticesinde, 2002 yılı ocak ayında, enerjiye yüzde 3 zam yaptık; şubat ayında
zam yapmadık, mart ayında zam yapmadık, nisan ayında yüzde 1, mayıs ayında
yüzde 1 zam yaptık; beş ay içerisinde elektriğe yapılan zam yüzde 5'tir. Bunun
karşılığında, beş aylık enflasyon rakamı yüzde 11'dir; yani, elektriğe,
enflasyondan yaklaşık 5-6 puan daha az zam yapılmıştır. Burada sırası gelmişken söyleyeyim; özellikle, son
zamanlarda doğalgazla ilgili olarak da bazı spekülasyonlar yaratılmaya çalışılıyor.
Geçen sene kasım ayından bu yana doğalgaza hiç zam yapılmamıştır. Bunun yanı
sıra, sanayide doğalgaz yüzde 14
düşürülmüştür. Yanı sıra "al ya da öde" denilen konuya -hatta
bu konuyla ilgili, zaman zaman yanlış bilgilendirmeden dolayı gündeme
getirenlere sesleniyorum- hiçbir zaman girilmemiştir, son 10 yıl da dahil.
"Al ya da öde" dediğimiz hadise de, almadığınız gazın parasını vermek
demek değildir. Minimum alacağınız gazı almıyor iseniz, onun parasını peşin
olarak verip, seneye veya ondan sonraki senelerde bu gazın alınması söz
konusudur; ama, buna dahi, BOTAŞ, Enerji Bakanlığı girmemiştir. Ben, kayıp-kaçakla mücadelede, özellikle sayın
milletvekillerimizin, bütün vatandaşlarımızın bize yardımcı olacaklarını
biliyorum; sayın basın mensuplarına, huzurlarınızda, kayıp-kaçakla mücadelemize
desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Bu mücadeleyi de sonuna kadar
sürdürmek mecburiyetinde olduğumuzu ifade ediyorum. Her şeyden önce, bu,
vatandaşlık görevidir. Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (ANAP, DYP ve
DSP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Gündemdışı ikinci söz, yaş sebze ve meyve
üreticilerinin sorunlarıyla ilgili söz isteyen İçel Milletvekili Yalçın Kaya'ya
aittir. Buyurunuz Sayın Kaya. (MHP sıralarından alkışlar) 2.- İçel Milletvekili Yalçın Kaya'nın,
yaş sebze ve meyve üreticilerinin sorunlarına ve alınması gereken tedbirlere
ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp'in
cevabı YALÇIN KAYA (İçel)- Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yaş sebze ve meyve üreticilerimizin sorunlarıyla ilgili
gündemdışı söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlamadan evvel, Yüce Heyetinizi
ve televizyonları başında bizleri izleyen değerli vatandaşlarımızı saygıyla
selamlamak isterim. Değerli milletvekilleri, hızla sanayi toplumu olma
yolunda ilerleyen ve nüfusu her geçen gün artan dünyamızın, takdir edersiniz
ki, tarım ürünlerine olan ihtiyacı da
her geçen gün artmaktadır. Bu ihtiyaçlar, tarım kesiminde tüm olumsuzluklara
rağmen, emek veren insanların olağanüstü gayretleri sonucunda karşılanmaktadır.
Öyle ise, yaşamın her anında mutlaka karşılamak zorunda olduğumuz gıda
ihtiyacımızı temin eden çiftçilerimizin ve onların ürettiği ürünlerin sorunları
ivedilikle çözüme kavuşturulmalıdır. Ülkemizin tarım potansiyeli içerisinde, kuşkusuz, en
büyük payı, yıllık ortalama 22 000 000 ton sebze ve 15 000 000 ton meyve
üretimiyle yaş sebze ve meyve üreticilerimiz yer almaktadır; ancak, bu
üreticilerimizin, üretim ve pazarlama sürecinin her safhasında karşılaştıkları
birçok zorluklar bulunmaktadır. Üretenler açısından ele aldığımızda, en büyük
sorun, ithal etmek zorunda kaldığımız tohum, üreticinin traktöründe kullandığı
mazot ile, yine dışarıdan almak zorunda olduğumuz gübre ve ilaç fiyatlarının
yüksekliğidir. Sayın milletvekilleri, kuşkusuz, yaş sebze ve meyve
üretimi denildiğinde, aklımıza, ilk olarak Akdeniz Bölgesi gelmektedir. Seçim
bölgem olan İçel İli de, turfanda yaş sebze ve meyve üretimi konusunda söz
sahibi olan illerimizdendir. Bölge üreticilerimiz, üretim ve pazarlama sürecinde
karşılaştıkları sorunların çözümünü, hükümetimiz ve Yüce Parlamentomuzdan
beklemektedirler. Şu anda, bölgemizde, tüm zorluklara rağmen üretilen domates
ve benzeri ürünler üreticinin elinde kalmıştır. Bu üretim yılı baz alındığında,
Erdemli Ziraat Odasının rakamlarına göre, 1 kilogram domatesin üreticiye
maliyeti, emek hariç, yaklaşık 286 000 liradır. Buna karşılık, bölge illeri
toptancı hallerinde, aynı domatesin satış fiyatı, ortalama 100 000 liradır.
Üretici aleyhine olan, kilo başına 186 000 liralık maliyet zararı kim
tarafından karşılanacaktır sorusunun cevabı, mutlaka bu Parlamentoda bulunmalı
ve çareler üretilmelidir. Yüzbinlerce üretici, şu anda, televizyonları
karşısında, bizden, bu çözümü sabırsızlıkla beklemektedir. Uzun vadede reel
çözümler mutlaka geliştirilmelidir. Ürettiğimiz ürünleri, Avrupa ve dünya pazarlarına ihraç
aşamasında, üretim kontrol laboratuvarları mutlaka kurulmalıdır. Girdi
maliyetleri mutlaka düşürülmelidir. Üretilen ürünlerin kalitesi mutlaka
standartlara uygun hale getirilmelidir. Yeni pazarlar mutlaka bulunmalı ve
ihracatın önündeki bürokratik engeller kaldırılmalıdır. İhraç ve içpazar
fazlası üretimin ekonomiye kazandırılması için, tarıma dayalı sanayi teşvik
edilmelidir. Üreticilerimize düşük faizli kredi imkânı sağlanmalıdır. Değerli arkadaşlar, acilen yapılması gereken,
ihracatın, teşvik primiyle mutlaka desteklenmesidir. Bunun yanında, başta Rusya
olmak üzere, ihracat yaptığımız ülkelerin vermiş olduğu geçiş belgesi miktarı,
mutlaka artırılmalıdır; dolayısıyla, gümrüklerde gecikme nedeniyle kalitesi
düşen ve hatta bozulan yaş sebze ve meyvelerimiz heba edilmemelidir. Bölge milletvekilleri olarak, bizler, bu sorunları
devletimizin ilgili makamlarına taşıdık ve konunun ısrarla takipçisi
olacağımızı, buradan beyan etmek isterim. Hatta, bu konuda, yine, bölge
milletvekillerimizin imzasıyla, Yüce Parlamentoya, yaş sebze ve meyve
üreticilerinin sorunlarının çözümü amacıyla bir araştırma komisyonu kurulması
için önerge vermiş bulunmaktayız. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığımızdan
ve siyasî parti gruplarımızdan, konunun öncelikli gündem maddesi haline
getirilmesini talep etmekteyiz. Ayrıca, şunu da belirtmek isterim ki, 57 nci cumhuriyet
hükümetimiz ve onun Tarım Bakanı Sayın Hüsnü Yusuf Gökalp, Türk tarımının
sorunlarını çözmek adına, mesai mefhumu tanımadan, tüm gayretini ortaya
koymaktadır. Biz de, tarım kesimi adına, Değerli Bakanımızın bu çalışmalarını
takdir ediyor ve teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bir de şunu belirtmek istiyorum; eğer, gündemdışı
konuşmama Sayın Bakanımız cevap verecek ise, son günlerde Red Bull
içecekleriyle ilgili çeşitli spekülasyonlar vardır; Sayın Bakanımızın, bu
konuya da değinerek, hem bizleri hem de kamuoyunu bilgilendirmesinde yarar
vardır diye düşünüyorum. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Buyurunuz. YALÇIN KAYA (Devamla) - Değerli milletvekilleri,
sözlerimi, üreticilerin sürekli yakındığı iki güncel konuyu dikkatlerinize
sunarak bağlamak istiyorum: Bunlardan ilki, yazılı ve görsel basınımızda,
konunun uzmanı olmayan bazı kişilerin, ülke ekonomisi üzerinde yapacağı
tahribatı düşünmeden, hormon ve zehirli ilaçlar gibi bazı konuları ele alıp,
kamuoyunu yanlış yönlendirme ve bu suretle, üreticilerimizin ürünlerinin elinde
kalmasına ya da çok düşük fiyatlarla satılmasına neden olmalarıdır. İkincisi ise, televizyonlarımızın her fırsatta yüksek
enflasyon nedeni olarak tarım ürünlerini ekrana taşıması ve ana sebep olarak
göstermesidir. Şimdi, sadece İçel'deki değil, ülkemizdeki milyonlarca üretici
adına basın ve medya kuruluşlarına buradan seslenmek istiyorum: Lütfen,
domates, biber, patlıcan, fasulye, elma, armut ve benzeri tarım ürünleri
fiyatlarını, bu ülkede enflasyonun tek nedeni olarak göstererek üreticilerimizi
mağdur etmeyiniz, buna hakkınız yoktur diyorum. Bunların yerine, sizlere düşen asıl görev, herkes
tarafından bilinen, enflasyonun gerçek nedenlerini ekranlara taşımak olmalıdır. Bu duygu ve düşüncelerle, Yüce Heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kaya. Sayın Hidayet Kılınç ve Sayın Turhan Güven'e kısa birer
açıklama yapmaları için söz vereceğim. Buyurun Sayın Kılınç. HİDAYET KILINÇ (İçel) - Sayın Başkanım, teşekkür
ediyorum. İçel Milletvekillimiz Sayın Yalçın Kaya'nın
konuşmalarına aynen katılıyorum. İçel bu yıl çok sıkıntılı bir yıl geçirdi; üç
defa sel afeti, en az üç dört defa fırtına, hortum nedeniyle seraların
üzerindeki plastiklerin değiştirilmesi suretiyle ekmasraf meydana geldi. Bunun yanında, elinde hiçbir laboratuvar sonucu,
belgesi olmayan yetkisiz insanlar, hormon ve buna benzer konularda açıklamada
bulunarak, hem tüketiciyi etkilemekte hem de üreticiyi büyük maddî külfete
sokmaktadır. Üretici bu konulardan dolayı en zor yılını yaşamakta. Dış Ticaret Müsteşarlığının 14.5.2002 tarih ve 20581
sayılı yazılarıyla Devlet Planlama Teşkilatına ilettiği, 15 Mayıs-30 Haziran
süreli ihracatta domatese teşvik priminin bir an önce hayata geçirilmesini
umuyor, teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum. BAŞKAN - Sayın Güven, buyurunuz. TURHAN GÜVEN (İçel) - Sayın Başkanım, değerli kardeşim
Yalçın Kaya'nın görüşlerine aynen katılmakla birlikte müsaade ederseniz bir iki
cümleyle tamamlamak istiyorum. Gerçekten, Çukurova; özellikle bizim Tarsus, Mersin,
Erdemli, Silifke yöremiz bu sene çok acı günlere şahit oldu. O bitti, seracılık
mahvoldu, çorak bir arazi haline geldi. Burada, biz, devletin gerekli gayreti gösterdiğine
inanıyoruz; ama, 350 trilyonluk bir zarar vardı ve maalesef, bu zararın çok
cüzi bir kısmı giderilebilme durumundadır. Üreticimiz perişandır. Hele son
günlerde, Yalçın Kaya'nın dediği gibi, kendini bilen veya bilmeyen, yıllarca
kabzımallık yapan kişilerin iddiaları, çok sorumsuzca lafları, bizim
üreticimize menfi yönde etki yapmıştır. Bunun yanında, bir de, biliyorsunuz, bugüne kadar, hububat fiyatları da belirgin hale gelmemiştir. Üretici, bu
noktada, bazı açıklamalar beklemektedir. Ziraat Bankasının ve tarım kredi
kooperatiflerinin de, birtakım net, açık durumlarıyla birlikte, üreticiye
gerçek yardımını esirgemediği noktasında bir görüş vardır. Bu bakımdan, değerli hemşerilerimin bu feryatlarına
kulak verilmesini... Sayın Bakanın, gerçekten, bu konuda katkıları var, onu
biliyorum; ama, bu ilginin daha da fazla artacağını ümit ediyor, saygılar
sunuyorum. BAŞKAN - Teşekkürler. Hükümet adına?.. EDİP ÖZGENÇ (İçel) - Sayın Başkan, ben de söz
istiyorum. BAŞKAN - İki arkadaşıma söz vereceğimi söylemiştim; siz yeni müracaat ediyorsunuz... Buyurun. EDİP ÖZGENÇ (İçel) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum. Değerli İçel milletvekillerimizin, İçel'de bulunan yaş
meyve ve sebze üreticilerinin içinde bulunduğu sorunları gündeme getirmesi ve
ifade etmesi açısından, ben de, duygularımı sizlere arz etmek istiyorum. Gerçekten, İçel'de, son günlerde tezahür eden sel
felaketi ve bu felaketin sonucunda olabildiğince büyük boyutta tezahür eden
ekonomik rahatsızlıklar, çiftçimizi de çok büyük ölçüde etkiliyor. Özellikle
yaş meyve ve sebze üretiminde, son günlerde ortaya konulan, hormon konusuyla
ilgili yapılan açıklamalar, bir yerde, üreticileri çok büyük ölçüde etkiledi.
Yanlış beyanlar vermek, İçel'de yetiştirilen, Antalya'da yetiştirilen yaş meyve
ve sebzeyi -büyük ölçüde- pazarlama
açısından, büyük bir tehlike arz etti. Sayın Bakanımız, bu konuyla ilgili, gerçekten, yardımcı
olabilecek nitelikte beyanlarda bulundular, düzenleme yolunda çalışmaları var.
Yaş meyve ve sebzede, özellikle domates mahsulünde çiftçilerimizin yaşamış
olduğu sıkıntının giderilmesi için mutlaka bir teşvik uygulamasının
getirilmesi, gerçekleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu açıdan, değerli
arkadaşlarımızın bu konuya ilişkin getirmiş oldukları bu teklifleri bizim de
desteklediğimizi arz etmek istiyorum ve bana söz vermiş olduğunuz için de
teşekkür ediyorum. BAŞKAN - Gündemdışı konuşmaya, hükümet adına, Sayın
Tarım ve Köyişleri Bakanı cevap verecektir. Buyurunuz Sayın Bakan. (MHP sıralarından alkışlar) TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Başta, İçel Milletvekili Sayın Yalçın Kaya ve sonra da
diğer İçel milletvekillerimiz -Doğru Yol Partisinden, Demokratik Sol Partiden
ve Milliyetçi Hareket Partisinden- söz alarak, özellikle meyve ve sebze
üretiminde karşılaşılan sorunları dile getirdiler; kendilerine çok teşekkür
ediyorum. Hemen, konuşmamın başında, müsaade ederseniz, bir
hususa dikkat çekmek istiyorum. Bundan günlerce önce, sayın konuşmacıların da
belirttiği gibi, bu konuda yetkili olmayan, bir deneyimi olmayan kişiler,
hormon, hormonu takiben ziraî ilaç kullanımı konusunda hem üreticilerimizi
haksız yere itham eden hem de tüketicilerimizi tereddüte düşüren, iç pazarı ve
ihracatımızı önemli ölçüde etkileyen bazı varsayımları ileriye sürdüler. Ancak,
bu ileriye sürülen varsayımlar, bir üniversite laboratuvarında yapılan bir
araştırma sonucu değildi, bir analiz sonucu değildi, herhangi bir tespit sonucu
değildi, bir spor programında ortaya atıldı ve sonra da bu devam etti; ancak, o
günlerde, özellikle Akdeniz yöresinde turfanda sebze ve meyvemizin yoğun olarak
elde edildiği ve ihracatımızın da geçen seneye göre artarak devam ettiği ayları
yaşıyorduk. Son yıllardaki istatistiklere baktığımız zaman, ihracattaki bu
kadar olumsuzluklara rağmen, bu kadar ekonomik krizlere rağmen, ilk defa, 2001
yılında yaş sebze meyve ihracatından elde ettiğimiz parasal değer, ithalatımızı
geçmiştir. Bundan, içeriden ve dışarıdan bazıları rahatsız oldu. Bunun için,
hormon ve ilaç meselesini -doğru olmamakla birlikte-ortaya attılar. Şimdi,
oradaki yaş meyve sebze, turfanda yaş meyve sebze pazarlandı, satıldı. Yakında,
bizim domates hasadımız, Tokat'ta başlayacak, Amasya'da başlayacak. Sayın Başkan, buradan, bir gazete haberini Yüce
Meclisin bilgilerine arz ediyorum: Tarih 27 Mayıs, başlık "ölüm virüsüne 7
kurban." Nerede olmuş; Amasya'da ve Tokat'ta; çünkü, Amasya'da domatesler
olgunlaşmaya yaklaştı, Tokat'ta domatesler olgunlaşmaya yaklaştı. İddia şu:
"Tarım ilaçlarından kaynaklandığı sanılan bir virüs ölümlere neden
oluyor." Değerli arkadaşlarım, müsaade ederseniz, bu Meclis
kürsüsünden birkaç kez söyledim; ben, gıda profesörüyüm, hayatım bunları
çalışmakla geçti. İlaç ayrı bir olay, virüs ayrı bir olay. İlaçta virüs olmaz. Şimdi, bu haberler, maalesef, kasıtlı çıkarılıyor ve bu
haberin devamında deniliyor ki: "Tokat'ın Reşadiye İlçesinde 2, Amasya'da
da 4 kişinin aynı belirtilerle hastaneye kaldırıldıkları, tüm müdahalelere
rağmen kurtarılamadıkları öğrenildi." Burada, biraz önce Tokat Valimizle konuştum, olayı
takip ediyoruz. Sayın Valimiz diyor ki: "Hayır; 2 hasta, Tokat
hastanelerine müracaat etti. Sosyal Sigortalar Kurumu, bunları, Sıvas
Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesine sevk etti. Cumhuriyet Üniversitesi
Hastanesi de Hacettepe Üniversitesi Hastanesine sevk etti. Hacettepe
Üniversitesi Hastanesinde vefat eden hemşire hanım lösemiden vefat etti.
Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesinde vefat eden diğer bir hastanın ise, halen
teşhisi konmadı. Vefat eden bu hastamızın raporunu Ankara Adli Tıp Kurumu halen
hazırlamadı." Amasya'ya gelince; Amasya'da böyle bir vaka yok,
hastaneye müracaat eden de yok, ölüm de yok ve Amasya Valiliğimizin gazetelere
beyanı: "Haber asılsızdır." Yine, Vali Vekilimiz Sayın Özdemir'in
beyanı: "İlimizde böyle bir hastalık yoktur." Şimdi, bunlar, Amasya'da yerel gazetelerde yer alıyor;
ama, maalesef, bizim bildiğimiz, çoğunun da tahmin ettiği çeşitli nedenlerden
dolayı, bunu çıkaran bazı ulusal gazetelerde yer almıyor. Değerli arkadaşlarım, yaş meyve sebze üretimi, Sayın
Yalçın Kaya'nın da belirttiği gibi, bizim tarım ürünleri içerisinde çok büyük
bir potansiyelimizi oluşturur. Yaklaşık 22 milyon ton yaş sebze, 12,5 milyon
ton yaş meyve üretiriz; bunun parasal değeri 11 katrilyon liradır, toplam
tarımsal üretim gelirlerimiz içerisinde ise yüzde 32'lik bir orana sahiptir. Ürettiğimiz yaş meyve ve sebzenin yüzde 10'u ise örtü
altı yetiştiriciliğidir. Özellikle örtü altında yetişen ürünlerimizi, son
yıllarda Avrupa'ya da etkin bir şekilde pazarlamaya başladık. Geçen sene,
Almanya'da, taze biber piyasasını, Türkiye'den gönderilen biberlerle tuttuk. Şu
anda ülke adı vermek istemiyorum, bir ülkede, çeşitli nedenlerden dolayı
biberlerde bir hastalık çıkmıştı, Almanya ve Kuzey Avrupa ülkeleri pazarına
girememişti; biz etkin bir şekilde girdik; bu sene, o pazardan bizi nasıl
çıkarıp da kendileri etkin olabilirler, bunun mücadelesini veriyorlar. Bizim ülkemiz sahipsiz değil. Dış Ticaret
Müsteşarlığımız olarak, devletin tüm birimleri olarak ve Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı olarak, ihraç ettiğimiz her parti ürüne, bitki sağlık sertifikası,
artı, gıda sağlık sertifikası vererek, bu pazarlarda devamlı olarak kalıcı
olmaya çalışıyoruz, kaliteli, standart ve zamanında ürün yetiştirmeye
çalışıyoruz ve şu anda da, Kuzey Avrupa ülkelerinin, özellikle, diğer
ülkelerden yaş meyve ve sebze temin edemediği aylarda, biz bu pazarlarda hâkim
olmaya çalışıyoruz. Almanya'ya ihraç edilen biberde yaşadığımız olay -Yüce
Meclisin çatısı altında tekrar edeyim- bir noktada, polisiye bir olay haline
geldi. Bu ilaç serada mı kullanıldı, hasattan sonra mı kullanıldı, sınırda mı
kullanıldı, sınırı geçtikten sonra mı kullanıldı; biz, bunun takipçisiyiz. Bugün, Türkiye'ye giren hiçbir ilaç, Tarım ve Köyişleri
Bakanlığının müsaadesi olmadan girmemektedir ve dünyada ruhsat almamış, dünyada
kullanılmayan hiçbir ilaç Türkiye'de kullanılmamaktadır. Özellikle, biz, bu
denetimlerimize büyük önem veriyoruz ve Türkiye'ye giren her ilacın, muhakkak
surette, toksikolojik, ekotoksikolojik, biyolojik değerleri ölçülüyor. Biz,
2002 yılını, özellikle, ilaçta kontrol yılı olarak belirledik. 1999 yılında,
yalnız 2 laboratuvarda ilaç analizi yapılırken, bugün, 12 laboratuvarımızda
ilaç analizlerini yapıyoruz, birkaç laboratuvarımızda hormon analizlerini
yapıyoruz. Seralara özel kontrol sistemlerini yerleştirdik; her seraya belirli
bir numara veriliyor; bu seralarda kontrol için formlar geliştirdik, kullanılan
ilacın tarihî, zamanı, dozu, bunların hepsi çiftçilerimize öğretiliyor, sıkı
bir kontrolden geçiriliyor. Şimdi, her kalkan şunu söylüyor: "Efendim, ilaç
kontrolü denetimsiz." Hayır, asla kabul etmiyoruz. Bir kere, ilaçlar,
girişte kontrol ediliyor, ilaç bayilerinde bunlar satılıyor, ilaç bayileri
denetleniyor ve kullanım aşamasında denetleniyor. Özellikle, biz, daha önceden
ruhsat alan ilaçlar yerine, insan üzerinde, laboratuvar hayvanları üzerinde çok
daha az etkileri olabilecek -etkisi olmayacak- ilaçların kullanımını
geliştiriyoruz. Bir ilacın ruhsat alması, öyle, kolay değildir. Bir zıraî ilaç geliştirilir; laboratuvar hayvanları
üzerinde iki yıl denenir; minimum dozu bulunur. Laboratuvar hayvanlarında
hiçbir zararlı etkisi olmayan bir ilacın kullanımı için, insan üzerinde etki
bırakmaması için de 100 kat daha düşük dozu tavsiye edilir. Bunların hepsi,
belirli yönetmelikler çerçevesinde olmaktadır ve Türkiye, bu konuda da
yönetmeliklerini hazırlamıştır. Türkiye'de, Ziraî Mücadele ve Karantina Genel
Müdürlüğünün kuruluş tarihi 1957'dir. Türkiye sahipsiz bir ülke değildir;
ancak, burada, şunu parantez içerisinde söylemem lazım: Yıllar önce, Ziraî
Mücadele ve Karantina Genel Müdürlüğü kapatılırken, bunun yerine, etkin bir
görev alacak bir kurumun olmasında da yarar vardı; ancak, biz, bunu, Koruma
Kontrol Genel Müdürlüğümüz içerisinde yapıyoruz. Tabiî, üretim önemli, üretimin sağlıklı olması önemli.
Biz, özellikle son 10 gündür, Türkiye genelinde bir kampanya başlattık. Bu
kampanya şu: Halkımız için bol üretim, doğru üretim, sağlıklı üretim, sürekli
üretim ve inadına üretim. Bu kampanyayı, Türk köylüsü benimsedi, Türk esnafı
benimsedi, Türk Milleti benimsedi. Biz, tarladan sofraya, barınaktan sofraya
sağlıklı gıda kampanyasını başlattık. Türk Milletinin tükettiği gıdanın
sağlıklı olması, bizim ilk önceliğimizdir. Bu konuda, ithalatta aldığımız
kararlara Yüce Meclisimiz şahittir. Eskiden, ürünler geliyordu, analiz
edilmeden, hormon analizi yapılmadan, ilaç kalıntısı analizi yapılmadan, yurt
içine belki giriyordu; ama, bizden öncekilere de teşekkür ediyorum ve biz de
göreve geldikten sonra, özellikle bu kontrolleri daha da artırdık ve bu
noktada, 12 tane gelişmiş laboratuvarımızı kurduk. ASLAN POLAT (Erzurum) - Sayın Bakanım, Erzurum'da yok
mu ki, Erzurum'a müsaade etmiyorsunuz? TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Devamla)
- Eskiden, bu ülkeye giren etler üzerinde gerekli analizler yeteri kadar
yapılmıyordu. Şimdi, delidana hastalığı konusundaki hassasiyetimizi
biliyorsunuz. 19 000 ton et bu ülkeye girsin diye aynı yazıyı yazan köşe
yazarları "niçin 19 000 ton et alınmıyor" dediklerinde, ben, bir gıda
profesörü olarak, mikrobiyoloji çalışmış bir kişi olarak, 25 tane doktora tezi
tamamlatmış bir kişi olarak şunu söyledim: Türk Milletine delidanalı et
yedirmem. Biz bunları içeri almadık,
buna tüm Yüce Milletimiz şahittir. Tabiî, pazarlanması önemli. Geçen, bakıyorum,
Çanakkale'de erik 750 000 liradan satılıyor. Telefonla öğrendim; kaç lira erik;
750 000 lira. Ankara'da bir pazardan sordum; kaç lira; 4 000 000. Peki,
buradaki asıl mesele, yıllarca, bir sağlıklı pazar ağının kurulması
gerektiğiydi, çiftçinin örgütlenmesi gerektiğiydi. Ben, inanıyorum ki, Sayın
Başbakanımız ve Bakanlar Kurulumuz, üretici birlikleri yasasını, bir an önce,
buraya, Yüce Meclise sevk edecektir ve inanıyorum ki, Bakanlar Kurulumuzda
bulunan tarım çerçeve kanunu bir an önce buraya gelecektir. Yine, en önemlisi, ürünlerin sigortalanmasıdır; çünkü,
sel oluyor, tayfun oluyor. İçel'de bu sene birkaç kez yaşadık, değerli
milletvekillerimizin belirttiği gibi. Biz, devlet olarak oraya zamanında
ulaşamıyorsak, sigortası olarak oraya girmemiz gerekli. Dışticarete gelince; dışticarette, özellikle Sayın
Kaya'nın da belirttiği gibi, bizim, 60 ülkeyle karayolu taşımacılığı anlaşmamız
var. Karayolu taşımacılığı anlaşmamızda, her ülke, kendi menfaatını bu
anlaşmalar çerçevesinde korur. Karayolu taşımacılığı ve TIR filosu
taşımacılığımız var. Rusya ile de böyle bir anlaşmamız var ve Rusya ile olan
anlaşmamızda ise, bizim, karşıya 3 300 TIR gönderme imkânımız var, Rusya ise
bize 100 tane TIR gönderiyor. Rusya ile yapılan görüşmelerde Rusya diyor ki:
"Karşılıklı olsun bu." 100 TIR ancak gönderiyor. Biz 3 300 TIR'ı
anlaşmada aldık, sağladık; ama, 3 300 TIR bize yetmiyor. Biz, geçen sene 10 000
civarında TIR taşımacılığı yaptık. 3 300 adedin her üstüne TIR başına 250 dolar
para veriyoruz. Özellikle yaş meyve sebze ihracatını, biz, Samsun'dan
yapıyoruz, Hopa'dan feribotlarla Soçi Limanına yapıyoruz. Ben, bu konuyu
Ulaştırma Bakanlığımızda takip ettim, bir Tarım ve Köyişleri Bakanı olarak;
çünkü, üretilen ürünlerin pazarlanması bizim için önemli. Belki, kanunen bizim
sorumluluğumuzda değil; ama, mademki, Tarım ve Köyişleri Bakanıyım, üretilen
ürünlerin pazarlanması konusunda da her türlü tedbiri almamız lazım. Bu konuyu
takip ederek, temmuz ayında Türkiye-Rusya arasında yapılacak olan Karma
Ekonomik Komisyon toplantısında bu TIR taşımacılığını tekrar gündeme
getireceğiz. Sayısını artırmaya çalışıyoruz; çünkü, bu TIR'lar orada beklediği
zaman, içerisindeki yaş sebze ve meyve bozuluyor. Karşı ülkeler bazı tedbirler alıyor. Mesela, bundan
aylarca önce, bizim, Yunanistan'a girmesi gerekli olan TIR'lar kapıda
bekletildi; sorduğumuzda, takip ettiğimizde "Yunanistan'da ziraat
mühendisleri işi yavaşlatıyorlar, grev var" dediler. Benim, Edirne
Valisinden ricam şu oldu: "Sayın Valim, Bulgaristan'dan sok,
Bulgaristan'dan Yunanistan'a sok." Yani, biz, Tarım Bakanlığı olarak...
Bazı gazeteler başlık attılar "Tarım Bakanı uyuyor mu" diye; onlar da
biliyor Tarım Bakanlığının uyumadığını, onlar da biliyor bizim 24 saat mesai
bazında çalıştığımızı. Rusya ile olan ihracatımızın arkasındaki budur, 3 300
TIR'dır; 10 000'e çıktık; inşallah, bunu daha da artıracağız. Sayın Yalçın Kaya'ya teşekkür ediyorum; bu enerji
içecekleriyle ilgili konuyu gündeme getirdi; hatta, Red Bull diye
isimlendirerek getirdiğinden dolayı. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son günlerde
-son günlerde, yine başladı da, daha önce de bu enerji içecekleri konusu vardı-
bazı basın yayın organlarında çıkan bir enerji içeceğinin ithalatıyla ilgili
şahsımı ve Bakanlığımı hedef alan haber ve yorumlar tamamen gerçekdışıdır.
Herkesi burada ispata davet ediyorum. Türkiye'de ve dünyada ticarete konu olan çok sayıda
enerji içeceği mevcuttur; bunlar, enerji içeceği diye isimlendiriliyor, sporcu
içeceği diye isimlendiriliyor. Bunların ithalatıysa, 560 sayılı Gıdaların
Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararname ve bu kanun
hükmünde kararname gereğince çıkan yönetmelikle Tarım ve Köyişleri Bakanlığına
verilmiştir. Bu tür ürünlerin kontrolü de, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği ve
uluslararası gıda kodeksi olarak kabul edilen Codex Alimentarius Commission'un
sporcu ve enerji içecekleriyle ilgili maddesine göre yapılmaktadır. Nitekim,
Birleşmiş Milletlerin Gıda ve Tarım Teşkilatı; yani, kısaca, FAO, 2001 yılında,
Almanya'da, özel beslenme amaçlı gıdalar ve beslenme" konulu bir toplantı
yapmış. Bu toplantıda, her ülkenin bu içecekler için kriterini koymasını, o
ülkeye yetki olarak vermiştir. Enerji içecekleri, ihtiva ettikleri taurin -ki,
benim yazdığım biyokimya kitabında bunun formülü de mevcut- ve yüksek kafein
miktarları nedeniyle, insan sağlığına olumsuz etkisi açısından tartışılan bir
ürün olmuştur. Özellikle hamile kadınlar, çocuklar ve sporcular gibi yüksek
risk grubu insanlar üzerinde ve genel toplum sağlığında olumsuz etkileri
tartışılan bu ürünün, özellikle alkolle birlikte alınması durumunda ölüme kadar
götürebilecek ciddî olumsuzluklar doğurduğu, uzmanlar tarafından ifade
edilmiştir. Nitekim, Fransa, Danimarka, Norveç, Kanada, Malezya gibi bazı
ülkelerde bu ürünün satışı yasaklanmıştır. BAŞKAN - Son 2 dakikanız Sayın Bakanım. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Devamla)
- Bazı ülkelerde ise, satışlarına, eczanelerde müsaade edilmektedir. Bazı
ürünlerde ise, bunların üzerine kırmızı ibareler konulması istenmektedir. Bunun üzerine, biz, üniversitelerimizin gıda
bölümlerinden ve tıp fakültelerinden bilim adamlarımızdan oluşan Özel Beslenme
Amaçlı Gıdalar Danışma Komitesini kurduk. Özel Beslenme Amaçlı Gıdalar Danışma
Komitesinin aldığı kararlara göre, bu ürünlerin Türkiye'de üretiminde ve
ithalatında uygulanacak değerler şunlardır: Kafein 150 miligram/litre, inositol
100 miligram/litre, glukoronolakton 20 miligram/litre ve taurin 800
miligram/litredir. Bunun üzerine, Özel Beslenme Amaçlı Gıdalar Danışma
Komitesinin aldığı bu karardan sonra, ilgili bakanlıklarla da görüşerek, 6 Mart
2002 tarihinde, Resmî Gazetede tebliğ yayımlandı. Red Bull isimli enerji
içeceğinin ithalatını gerçekleştiren firma ve diğer firmalar da, aynı, bu
tebliğ özünde değerlendirilmektedir. Benim ve Bakanlığımın, söz konusu ürünün
ithalatçısı firma tarafından herhangi bir akrabalık bağım yoktur. Gazetelerde yer alıyor; bu enerji içeceğinin ithalatına
Bakanlık tarafından müsaade edilmediği; çünkü, kendi akrabası bunu ithal
edecek... Gökalp soyadlı bir sürü insan vardır Türkiye'de. Gazetelerde adı
geçen, köşe yazarlarına konu olan Mehmet Serkan Gökalp, uzaktan ve yakından
akrabam değildir, böyle bir kişiyi tanımam ve bunun nüfus kayıtları da
çıkarıldı, basına verildi; benim de nüfus kayıtlarım çıkarıldı, basına verildi.
Yüce Meclis çatısı altında, gazetelerde, şahsıma -aynen yazı da böyle-
"MHP'li Tarım Bakanının uygulamaları" diye yazanı, hem şahsım adına
hem otuzyedi yıldır mensubu bulunduğum... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Bakan, değindiğiniz konu gündemdışı
konuşmayla ilgili değil; lütfen, sözlerinizi tamamlayınız. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Devamla)
- Yalçın Beyin konuşmasında var; zabıtlara bakın efendim. Sayın Başkanım,
tutanaklara bakabilirsiniz... ASLAN POLAT (Erzurum) - Sayın Bakanım, Erzurum'a, niçin
gıda ithalatına izin vermiyorsunuz; buna da bir cevap verirseniz. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Devamla)
- Sayın Başkanım, bitiriyorum. Şahsıma, Bakanlığıma, mensup olduğum siyasî harekete,
devletin kurum ve kuruluşlarına karşı yanlış, yalan ifadelerde bulunanları,
Türk Milleti huzurunda ispata davet ediyorum; ispat edemedikleri takdirde, Türk
Milletinden özür dilemelerini arzu ediyorum. Hepinize saygı ve sevgilerimi arz ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN -Teşekkürler Sayın Bakan. Gündemdışı üçüncü söz, Sahil Güvenlik Komutanlığının
çalışmaları hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Sulhiye Serbest'e attir.
Buyurun Sayın Serbest. (DSP sıralarından alkışlar) Süreniz 5 dakikadır. 3.- İstanbul Milletvekili Sulhiye
Serbest'in, Sahil Güvenlik Komutanlığının çalışmalarına ilişkin gündemdışı
konuşması SULHİYE SERBEST (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepimizin çok iyi bildiği üzere, dünyamızın yüzde 70'ini kaplayan denizler,
sahip olduğu su ürünleri, mineraller ve tabiî kaynaklar açısından insanlık için
vazgeçilmez bir hazine durumundadır. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin kara ve hava
sınırları kadar, deniz sınırlarının da etkin bir düzeyde kontrol edilmesi ve
korunması güvenlik açısından olduğu kadar, ekonomi ve turizm açısından da
gereklidir. Ülkemizde bu görev, 1982 yılında silahlı bir güvenlik kuvveti
olarak kurulan Sahil Güvenlik Komutanlığımızca yürütülmektedir. Sahil Güvenlik Komutanlığımız, kurulduğu günden
itibaren 24 saat denizlerde bulunarak, denizlerimizde can, mal güvenliğimizi
sağlamak, her türlü kaçakçılığa mani olmak, su ürünlerimiz ile sualtı
kaynaklarımızı kaçak avlanmalardan korumak ve denizlerimizin kirlenmesine engel
olmak gibi geniş bir görev yelpazesi içinde mücadele etmektedir. Değerli milletvekilleri, özellikle 11 Eylül 2001
tarihinde Amerika Birleşik Devletlerinde meydana gelen terör olayı sonrası ülke
güvenliği ve terörizmle mücadele de öncelikli bir görev durumuna gelmiştir. Bu
kapsamda, LNG, LPG ve amonyak gibi tehlikeli yük taşıyan gemilerin Türk
Boğazlarında transit geçişleri süresince emniyetlerini sağlamakta,
sahillerimizde bulunan stratejik tesisler denizlerden korunmakta ve
limanlarımızı ziyaret eden yabancı harp gemilerinin güvenliği sağlanmaktadır.
Ayrıca, 12 Aralık 2001 tarih ve 24611 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe giren yeni Arama Kurtarma Yönetmeliği gereğince Türk arama kurtarma
bölgesindeki arama kurtarma faaliyetlerinin koordinatörlüğü ve icra görevi
Sahil Güvenlik Komutanlığına verilmiştir. Bu maksatla, Deniz Arama Kurtarma
Koordinasyon Merkezi teşkil edilmiş ve 24 saat esasına göre faaliyet
göstermektedir. Sahil Güvenlik Komutanlığımız, böylesine geniş bir
görev alanındaki faaliyetlerini, yüzde 50'ye yakın kısmı hizmet süresini ve
ekonomik ömürlerini tamamlamış veya hizmet sürelerinin sonuna yaklaşmış
botlarla, büyük bir özveriyle yerine getirmeye çalışırken, kısıtlı bütçesiyle
de görev ihtiyaçlarını karşılayacak bir yapıya ulaşma gayreti içerisindedir. Saygıdeğer milletvekilleri, son yıllarda, Ortadoğu,
Kafkaslar ve Asya'nın çatışma bölgelerinden Avrupa'ya, ülkemiz üzerinden insan
kaçakçılığı hızla artmaktadır. Henüz geçtiğimiz hafta, Akdeniz'de bir teknede,
233 kişi, saatler süren kovalamaca sonunda sahil güvenlik ekipleri tarafından
yakalanmıştır. 2001 yılında, Sahil Güvenlik Komutanlığınca, 13 964 adet
muhtelif deniz aracı kontrol edilerek, yasalarımıza aykırı eylemleri nedeniyle,
3 223 adet deniz aracı sahibi veya kaptanı savcılığa sevk edilmiştir. Can ve
mal güvenliği kapsamında, 137 adet arama-kurtarma faaliyetinde bulunulmuş, 41
deniz aracı ve en önemlisi 570 insan hayatı kurtarılmıştır. Kaçakçılık ve deniz
kirliliği kapsamında ise, 1 040 ton kaçak motorin yakalanmış; çevre kirliliği
ve zararlı atık ihbarları değerlendirilerek, 20 tekneye, yaklaşık 271 milyar
ceza verilmiştir. Tüm bu icraatların yanında, özellikle Boğazlarımızdan
geçen 498 adet LNG ve LPG tankerleri ile limanlarımızı ziyaret eden 34 adet
yabancı askerî gemiye koruma ve refakat sağlanmıştır. Hopa'dan İskenderun'a
kadar, 59 koy, körfez ve limanda bulunan 82 sahil güvenlik botuyla 24 saat aralıksız
görev yapan ve yirmi yıllık bir geçmişe sahip olan Sahil Güvenlik Komutanlığı,
görevlerini etkili bir şekilde yerine getirmek üzere, sahip olması gereken
modern gemi, bot, helikopter ve uçak gibi imkân ve kabiliyetler açısından henüz
yeterli bir seviyeye gelememiştir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Efendim, bitiriniz lütfen. SULHİYE SERBEST (Devamla) - Yeri gelmişken,
denizlerimizle ilgili farklı zamanlarda çıkarılmış ve maalesef, birbirleriyle
uyum içerisinde olmayan çok sayıda mevzuat bulunduğunu belirtmek istiyorum.
Bunun bir sonucu olarak da, denizlerimizde, çoğunlukla aynı faaliyetleri
yürüten çok sayıda kamu kurum ve kuruluşu ortaya çıkmıştır. Halen,
denizlerimizde faaliyet gösteren ve değişik bakanlıklara bağlı 17 adet kamu
kurum ve kuruluşu bulunmaktadır. Bu husus, kısıtlı bütçe kaynaklarının ekonomik
olarak kullanılmasına engel olduğu gibi, yetki karmaşasına da neden olmaktadır.
Bu nedenle, yeni teşkilatlanmaya gidilmesi yerine, denizlerimizde kolluk
faaliyetlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak yasayla görevlendirilen tek
kuruluş olan Sahil Güvenlik Komutanlığımızın imkânlarının artırılmasının ve
denizlerde görev yapan kamu kurum ve kuruluşlarının, Sahil Güvenlik Komutanlığı
teşkilat yapısı içerisine alınmasının uygun olacağını düşünüyorum. Sayın milletvekilleri, sonuç olarak, ülkemiz
denizlerinde güvenlik ve yasa uygulamasının etkili bir şekilde sağlanabilmesi
maksadıyla, Sahil Güvenlik Komutanlığının güçlü olması gereklidir. Sahil
Güvenlik Komutanlığı, yasalarla verilen görevlerin bilincinde olarak, eldeki
mevcut gücüyle, büyük bir özveri göstererek vazifesini yerine getirme gayreti
içerisindedir; ancak, daha iyi olanaklar tanınması gerektiği kanaatini
taşımaktayım. Bu duygu ve düşünceler içerisinde, hepinize en derin
saygılarımı sunuyorum. (DSP, MHP, ANAP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Başkanlığın Genel Kurula diğer sunuşları
vardır. Sunuşlar uzun olduğu için, Divan Üyesi arkadaşımın
oturduğu yerden okuması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir. Adalet Komisyonu Başkanlığının bir tezkeresi vardır;
okutuyorum: B) Tezkereler
ve Önergeler 1.- Adalet Komisyonu Başkanlığının,
komisyonda bulunan idam dosyalarının, 21.12.2000 tarihli 4616 sayılı 23 Nisan
1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve
Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunun 1 inci maddesinin (1) numaralı bendi
gereğince Başbakanlığa iade edilmek
üzere Meclis Başkanlığına sunulmasına ilişkin tezkeresi (3/1091) Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Komisyonumuzda bulunan ve ekli listede sayılan 34 adet
idam dosyasının, 21.12.2000 tarihli 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar
İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine
Dair Kanunun 1 inci maddesinin (1) numaralı bendi gereğince Başbakanlığa iade
edilmek üzere Meclis Başkanlığına sunulmasına Komisyonumuzun 23.5.2002 tarihli
53 üncü toplantısında oybirliğiyle karar verilmiştir. Gereğini arz ederim. Saygılarımla.
BAŞKAN - Tezkere ve ekli liste bilgilerinize
sunulmuştur; dosyalar Başbakanlığa gönderilecektir. TURHAN GÜVEN (İçel) - Sayın Başkan, bu dosyalar
Başbakanlıkta mı kalacak? BAŞKAN - Meclis araştırması önergesi vardır;
okutuyorum: C) Gensoru,
Genel Görüşme, Meclİs SoruşturmasI ve Meclİs AraştIrmasI Önergelerİ 1.- Bartın Milletvekili Cafer Tufan
Yazıcıoğlu ve 20 arkadaşının, Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan Türklerin
sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/288) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdinde kredi
mektuplu döviz tevdiat ve süper döviz hesabı olan vatandaşlarımızın ve Türk
kökenli yurttaşların aleyhine, Almanya'da vergi kaçakçılığı yaptıkları
nedeniyle soruşturmalar yapılmaktadır. Bu, tedirginlik yaratmaktadır. Avrupa
Birliği ülkelerinde nasıl bir Türkiye imajı vardır? Bu ülkelerdeki Türk kökenli
yurttaşların kültürel kimlik ve entegrasyon sorunları var mıdır? Türkiye'ye
gayrimenkul yatırımı yapanlar artık bunu Avrupa Birliği ülkelerine
yöneltmektedirler. Türkiye ekonomisi onlar tarafından nasıl izleniyor?
Türkiye'ye gelişlerinde nasıl karşılanıyorlar; gümrüklerde, karayollarında,
havaalanlarında nasıl sorunlarla karşılaşıyorlar? Türk kökenli yurttaşlara
verilen pembe kartlar ne işe yarıyor?Vatandaşlık konularında, özellikle çifte
vatandaşlıkta sorunlar neler? Türkiye'de devlet dairelerinde sorun yaşıyorlar
mı? Emeklilik sorunları neler? Türkiye'de yatırım yapmak isteyenler ne istiyorlar?
Avrupa Birliği ülkelerindeki yaşamları nasıl? Yeni nesil olaya nasıl bakıyor?
Aile yapısı ne yönde gelişiyor? Siyaset için düşünceleri neler? Turizm
açısından Türkiye'yi değerlendirmeleri nasıl? Bu ülkelerde eğitim gören Türk
öğrencilerin sorunları neler? Terör örgütleri için ne düşünüyorlar? Türklerle
evlenerek Türkiye'ye yerleşen Avrupa Birliği vatandaşlarının hukukî statüleri
nedir? Avrupa Birliği ülkelerinin entegrasyon ve diyalog projeleri nedir?
Kültür ve sanat için neler yapılmalıdır? Bu sorunların araştırılması amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.
BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur. Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır. Maden kaynaklarının değerlendirilmesi ve madencilik
sektörünün içinde bulunduğu durum ile bor ve altın madenleri konusunda kurulan
(10/211, 245, 198, 204) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu
Başkanlığının, Komisyonun çalışma süresinin uzatılmasına dair bir tezkeresi
vardır; okutup, bilgilerinize sunacağım. B) TEZKERELER
VE ÖNERGELER (Devam) 2.- (10/211, 245, 198, 204) esas numaralı
Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının, süre uzatımına ilişkin tezkeresi
(3/1092) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Maden kaynaklarının değerlendirilmesi ve madencilik
sektörünün içinde bulunduğu durum ile bor ve altın madenleri konusunda
Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca; Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulunun 27.02.2002 tarihli 67 nci Birleşiminde kurulan
(10/211, 245,198,204) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonumuz; Genel
Kurul tarafından verilen 3 aylık sürede çalışmalarını tamamlayamamıştır. Bu nedenle 23.05.2002 tarihinde toplanan Komisyonumuz,
Genel Kuruldan, İçtüzüğün 105 inci maddesine göre, 28.05.2002 tarihinden
itibaren 1 aylık eksüre istenmesine karar verilmiştir. Gereğini bilgilerinize arz ederim.
BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur. İçtüzüğün 105 inci maddesi, "Araştırmasını üç ay
içinde bitiremeyen komisyona bir aylık kesin süre verilir" hükmünü
içermektedir. Bu nedenle Komisyona, 28.05.2002 tarihinden geçerli olmak üzere,
bir aylık kesin süre verilmiştir. Başbakanlığın, Anayasanın 82 nci maddesine göre
verilmiş 2 adet tezkeresi vardır; ayrı ayrı okutup, oylarınıza sunacağım. 3.- Ulaştırma Bakanı Oktay Vural'ın
Japonya'ya yaptığı resmî ziyarete Kocaeli Milletvekili Meral Akşener'in iştirak
etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1093) Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Ulaştırma Bakanı Dr. Oktay Vural'ın, "Demiryolu
Boğaz Tüp Geçişi ve Gebze-Halkalı Banliyö Hatları Yüzeysel Metro" projesi
ve diğer ulaştırma altyapı projelerine ilişkin temas ve görüşmelerde bulunmak
üzere, bir heyetle birlikte 13-19 Nisan 2002 tarihlerinde Japonya'ya yaptığı
resmî ziyarete, Kocaeli Milletvekili Meral Akşener'in de iştirak etmesi uygun
görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının sureti ilişikte
gönderilmiştir. Anayasamızın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.
Bülent Ecevit Başbakan BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir. Diğer tezkereyi okutacağım ve oylarınıza sunacağım. 4.- Turizm Bakanı Mustafa Taşar'ın
Ukrayna'ya yaptığı resmî ziyarete Ordu Milletvekili Sefer Koçak'ın iştirak
etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1094) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Turizm Bakanı Mustafa Taşar'ın, Türkiye-Ukrayna Turizm
Karma Komisyonunun, 4-8 Nisan 2002 tarihlerinde Kiev'de yapılan 2 nci Dönem
Toplantısına katılmak üzere bir heyetle birlikte Ukrayna'ya yaptığı resmî
ziyarete Ordu Milletvekili Sefer Koçak'ın da iştirak etmesi uygun görülmüş ve
bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının sureti ilişikte gönderilmiştir. Anayasamızın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.
Bülent Ecevit Başbakan BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir. Demokratik Sol Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve
Anavatan Partisi Gruplarının, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş
müşterek bir önerileri vardır; önce okutacağım, sonra oylarınıza sunacağım: V.- ÖNERİLER A)
SİyasÎ Partİ Grubu Önerİlerİ 1.- Genel Kurulun çalışma gün ve
saatleriyle gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin DSP, MHP ve
ANAP Gruplarının müşterek önerisi Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Danışma Kurulunun 28 Mayıs 2002 Salı günü yaptığı
toplantıda siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından,
gruplarımızın ekteki müşterek önerilerinin, Genel Kurulun onayına sunulmasını
arz ve teklif ederiz. Saygılarımızla.
Öneriler : 27 Mayıs 2002 tarihli Gelen Kâğıtlarda yayımlanan 870
sıra sayılı kanun tasarısının 48 saat geçmeden gündemin "Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer işler" kısmının 12 nci sırasına
alınması, Genel Kurulun; 29 Mayıs 2002 Çarşamba ve 30 Mayıs 2002 Perşembe
günleri 14.00-20.00 saatleri arasında çalışması, 29 Mayıs 2002 Çarşamba günü
sözlü soruların görüşülmemesi, 30 Mayıs 2002 Perşembe günü gündemin 13 üncü
sırasına kadar olan tasarı ve tekliflerin görüşmelerinin saat 20.00'ye kadar
tamamlanamaması halinde, görüşmelerin tamamlanmasına kadar çalışmalara devam
edilmesi önerilmiştir. BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, İçtüzüğe göre, lehte ve
aleyhte konuşma talepleri vardır. İlk olarak, lehinde olmak üzere, Denizli Milletvekili
Beyhan Aslan; buyurun. Süreniz 10 dakika. BEYHAN ASLAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Demokratik Sol Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Anavatan
Partisi Grupları olarak, Danışma Kurulunun toplanması için öneride bulunduk ve
Danışma Kurulu toplantısında, Özel Tüketim Vergisi Kanunu Tasarısının öne
alınmasını ve bunun 29 Mayıs Çarşamba günü görüşülmesini talep ettik ve
gündemin 12 nci sırasına derç edilmesini istedik. Ayrıca, çalışma saatlerinin
de çarşamba günü; yani, yarından itibaren saat 14.00-20.00 olarak
belirlenmesini ve perşembe günü, yine, saat 14.00'te Meclisin toplanmasını ve
Özel Tüketim Vergisi Kanunu Tasarısının bitimine kadar çalışmamızın devam
etmesini talep ettik; ama, tabiî, adı, belki de, vergi olunca -adı vergi olunca
diyorum sadece- muhalefet yine bu önerimize katılmadı, biz de Meclis Genel
Kuruluna grup önerisi olarak bunu arz etmeyi uygun bulduk. Değerli arkadaşlar, özellikle, Özel Tüketim Vergisi
yeni vergiler getirmiyor -belki, biraz sonra arkadaşlarımız diyecekler ki, hep
siz vergiden bahsediyorsunuz- dağınık olan ve çeşitli mal gruplarında bulunan
vergileri hukukî disiplin altına alıyor ve bunları 4 ayrı bölümde toplayarak
vergilerin basitleştirilmesini ve Avrupa Birliği müktesebatına uyum
sağlanmasını getiriyor. Getirilen ve yarın görüşecek olduğumuz Özel Tüketim
Vergisi Yasası Tasarısı budur; yani, dolaylı vergiler alanında ciddî bir
basitleşme getirecek ve 16 adet vergide var olan fon, harç, pay
yükümlülüklerini kaldıracak ve bunun yerine tek kalem Özel Tüketim Vergisini
koyacak. Aynı zamanda, bu vergi, bizim, Avrupa Birliğiyle müktesebatına uyum
sağlamamız açısından da önemlidir. Hem Avrupa Birliği diyoruz, âdeta, Avrupa
Birliğine girme konusunda bir yarış yapıyoruz; ama, Ulusal Programımızın orta
vadeli taahhütleri arasında bulunan Özel Tüketim Vergisinin görüşülmesine karşı
da bir ayak diretiyoruz. Bu, olacak iş değildir. Burada, Özel Tüketim
Vergisini, orta vadeli taahhütler arasında bulunan Özel Tüketim Vergisini
görüşmeyeceğiz de neyi görüşeceğiz; onu, tabiî, ben, hem yüce milletimizin hem
de Genel Kurulumuzun takdirine sunuyorum. Bu nedenle, grup önerisinin Meclis Genel Kurulumuzca
desteklenmesini talep ediyorum ve Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (ANAP ve
DSP sıralarından alkışlar) BAŞKAN- Lehinde ikinci söz talebi, Erzurum Milletvekili
İsmail Köse'ye aittir. Buyurunuz Sayın Köse. (MHP sıralarından alkışlar) İSMAİL KÖSE (Erzurum)- Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Sayın Beyhan Aslan Beyin de ifade ettiği gibi, Danışma
Kurulunda anlaşma imkânımız olmadığı için, grup önerisi olarak Yüce Meclisin
önüne getirilen, Özel Tüketim Vergisi Kanunu Tasarısının, yarın, çarşamba günü
itibariyle, 14.00-20.00 saatleri arasında ve perşembe günü de, yine, saat
14.00'te başlayıp, bitinceye kadar görüşülmesi önerisinin lehinde söz almış
bulunuyorum. Biraz sonra, aleyhinde konuşacak olan arkadaşlarımızın,
önce, tabiî, çalışma süremizin ve yarım kalan kanun tasarı ve tekliflerinin
görüşülmeden bırakıldığı, onun yerine bu tasarının getirilmesiyle ilgili
tenkitleri olacaktır. Yine, Özel Tüketim Vergisi Kanunu Tasarısıyla ilgili,
muhakkak surette, faydalı bir tasarı olmadığını ifade edeceklerdir; onun için,
ben, peşinen kendi düşüncelerimi ifade edeyim; inşallah, o tenkitleri de
karşılamış oluruz. Özel Tüketim Vergisi -bugün çağdaş devletlerde- malî
meselelerimizde, gerçekten, vergi adedini, sayısını düşürerek, çağdaş bir vergi
sistemini getirmektedir ve verilen bilgilere göre, 17'ye yakın kanun
yürürlükten kalkmaktadır. İzin verirseniz, birkaç tanesini ifade edeyim: Özel Tüketim Vergisi Kanunu Tasarısını yarın veya
perşembe günü çıkardığımız takdirde, Akaryakıt Fiyat İstikrar Payı, Trafik
Tescil Harcı, Taşıt Alım Vergisi, Ek Taşıt Alım Vergisi, Ek Vergi, Akaryakıt
Tüketim Vergisi, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçeceklerin İthal veya Satışında
Alınan Savunma Sanayi Destekleme Fonu, Eğitim, Gençlik Spor ve Sağlık
Hizmetleri Vergisi, Motorlu Taşıtların Kayıt, Tescil ve Devirlerinde Alınan
Eğitime Katkı Payı, , Motorlu Taşıtların Kayıt, Tescil ve Devirlerinde Alınan
Özel İşlem Vergisi, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçeceklerden Alınan Mera Payı,
Taşıt Alım Vergisinin ¼'ü Oranında Alınan Çevre Kirliliğini Önleme Fonu, Toplu
Konut Fonu, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçeceklerin İthal veya Satışında Alınan
Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Düzenleme Kurumu Payı, Şehit, Malul,
Dul ve Yetimleri Payı, Federasyonlar Fonu gibi 16 vergi yürürlükten kalkacak ve
tek bir vergi olarak Özel Tüketim Vergisi yürürlüğe girecektir. Böylece,
bürokrasi azalacaktır, zaman kaybı önlenecektir, dolaylı vergilerde
sadeleştirme imkânı sağlanmış olacaktır. Bu suretle, Gümrük Birliğiyle ilgili
olarak, yine, Avrupa Birliğine vermiş olduğumuz sözü de, bir yerde, yerine
getirmiş olacağız. Yani, 1995'li yıllarda Gümrük Birliğine girmemizin
neticesinde böyle bir tek vergi kanununun da çıkarılması gerekmektedir. İşte, Yüce Meclisimiz, bu grup önerisini kabul ettiği
takdirde, Özel Tüketim Vergisi, inşallah, görüşülecektir. Çıkacak olan bu kanun
hem ülkemiz hem de vatandaşlarımız için faydalı bir kanun olacaktır. Şu anda -her ilimizden milletvekillerimiz yakinen takip
ediyorlar- ikinci el araba alım satımlarından vergi alınması dolayısıyla
vatandaşların fevkâlade sıkıntıda olduğu malumunuzdur. Bunu çok önemli
görüyorum. İşte, bu vergi kanunu kabul edilip yürürlüğe girdiği takdirde,
ikinci el araba alım satımlarından vergi alınmayacaktır. Yani, araba alım
satımlarında bir defa vergi alınacaktır. Özellikle, buradan rızkını temin eden
galeri sahiplerinin, araç sahiplerinin veya bu alım satım işleminden dolayı
ekmeğini kazanan insanlarımızın bundan istifade etme imkânı olacaktır. Şu anda, trafik tescili yapılmadığı için, binlerce
insanın elinde, araçlar tescil edilmediği için, hukukî problemler vardır,
kazalar neticesinde çok miktarda zararlara maruz kalmış insanlar vardır, haklı
haksız... Tabiî, yasalara uymak, yasaların gereği neyse onu yapmak, bugünkü,
yürürlükteki yasalara göre bu işlemleri yapmak gerekir; ancak, vatandaşların,
tabiî, daha az kazanmak suretiyle, süreklilik arz eden bir ticarî olay haline
gelmiştir... Bu bakımdan, bir kolaylık sağlanmıştır; çok önemli bir gelişmedir.
Bunun gibi bu kanun tasarısında yine birçok faydalı yönler vardır. Tabiî, burada -zamanınız kıymetli - bu kanunun ne
getirdiğinden daha çok, bu önerinin ne getirdiğine bakmamız gerekiyor. Hem
ülkemizin entegre olmak üzere yapmış olduğu çalışmalardan dolayı, yani, Avrupa
Birliğiyle ilgili çalışmalardan dolayı yapmamız gereken bir kanun tasarısıdır,
diğer taraftan da milletimizin, vatandaşlarımızın istifade edeceği bir kanun
tasarısıdır; bunun görüşülmesini öne alıyoruz. Çalışma saatlerimizi de, birer
saat uzatmak suretiyle, yani, 14.00 ve 20.00 arası çalışmak suretiyle Yüce
Meclisimizin verimini artırmaya çalışıyoruz. Malumunuz, önümüzdeki günler, zamana çok büyük
ihtiyacımız var, çok fazla yasa vardır önümüzde, çıkarmamız gereken yasalar
vardır; bunları da, sırasıyla, muhakkak surette, yarım kalanlardan, diğer
önemine göre koyacağımız bu gündemi değerlendirmek suretiyle, Yüce Meclisten
çıkarmaya çalışacağız. Kanunun, tabiî, önemli olup olmaması da, malumunuz,
bugün, Türkiye'nin içerisinde bulunduğu ekonomik şartlarla irtibatlıdır. Yani,
vatandaşlarımızı rahatlatacak, esnafımızı, köylümüzü, çiftçimizi, özellikle
sermaye gruplarını rahatlatacak, yani, üretime imkân verecek, üretimi artıracak
ve arkasından istihdam yaratacak ve sonra ihracatı ortaya çıkarmak suretiyle
ihracat-ithalat dengesini sağlayacak kanunlara öncelik vermemiz gerekiyor. Bu
bakımdan, ekonomiyi yakından ilgilendirmesi bakımından öncelik veriyoruz ve bu
önerinin lehinde düşünüyoruz. Bu bakımdan, bu, önemli bir tasarıdır. Bu
tasarının, muhakkak surette, gündeme alınmasını, Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu olarak biz de arzu ediyoruz. Bu konuda, önerinin lehinde düşüncelerimi
ifade ettim. Bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (MHP, DSP ve ANAP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Köse. Aleyhinde, ilk söz talebi, Konya Milletvekili Sayın
Veysel Candan'a aittir. Buyurunuz Sayın Candan. Süreniz 10 dakikadır. VEYSEL CANDAN (Konya) - Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; hükümet, Genel Kurul gündemini değiştiriyor ve Özel
Tüketim Vergisini getiriyor; ancak, hükümeti temsilen, gruplar adına konuşan
arkadaşlarımız, çok enteresan tespitlerde bulundular. Yasa metnini biraz sonra
okuyacağım; okuduğum zaman göreceğiz ki, anlattıkları gibi değil. Sorulacak soru şudur; net olarak, açık olarak burada şu
yapılmalıdır: Vatandaşın cebinden çıkan vergi miktarı artacak mı azalacak mı?
Bu sorunun mühim tarafı budur. 10 tane vergiyi bir araya getirdik, paket
yaptık; bunları 1 tane vergi olarak alacağız; yani, daha kolay vergi alacağız,
daha hızlı alacağız... Bakın, gerekçede ne deniliyor: "Vergi yükünün
muhafazası amaçlanmış, ilave bir vergi yükü doğurmayacak oranlar tespit
edilmesine özen gösterilmiştir..." Yani, burada ne deniliyor; biz,
elimizden geleni yaptık; ama, fark var, onu da idare etmeniz lazım; işte
burada... Yani, şu metinde, şuradaki gerekçede, grup sözcülerinin
söylediklerinin, maalesef, doğru olmadığını, halkı burada da yanılttıklarını
görüyoruz. O açıdan, bugün Danışma Kurulunda anlaşamadık... Ne yapacaktık yani;
bu millet vergiyi az ödüyor, biraz daha vergi çıkarın mı diyecektik; tabiî ki,
anlaşamayacaktık. Bu, milletin hayrına bir vergi filan da değil; maalesef,
hayret verici bir anlayış!.. Metin buradayken, konuyu bu kadar saptırarak
takdim etmesi için insanda özel bir kabiliyet lazım! Şimdi, anlaşma imkânı olmamasını cevapladık. MHP
sözcüsü arkadaşım, güya, bizim konuşacaklarımıza da ambargo koydu burada, işte
"biraz sonra çıkacaklar, bu yasanın aleyhinde konuşacaklar, millet
inanmasın..." Öyle şey olur mu?!. Biraz sonra söyleyeceklerime bakacağız
bakalım, millet neye inanacak. Çağdaş vergi sisteminden, ikinci el arabalardan filan
bahsettiler. ANAP sözcüsü "yeni vergi getirmiyor" dedi;
çok enteresan. Yeni vergi, maalesef, getiriyor. "Muhalefetin de ayak
diremesini anlayamıyoruz..." Halbuki, bizim de, hükümetin, bu kadar çok
vergiden sonra millete neden yeni vergiler getirdiğini, doğrusu, anlamakta
sıkıntımız var. Şimdi, evvela, açık ve net konuşalım; acaba, hakikaten,
hükümetin programı bu mu? IMF niyet mektubunda "özel tüketim vergisi mayıs
sonunda çıkarılacak" deniliyor. Bugün mayısın neresindeyiz; sonundayız.
Demek ki, IMF'ye verilen sözü, gece gündüz çalışıp çıkaracağız; hükümet öyle
diyor. Peki, değerli arkadaşlar, bu nasıl bir hükümet ki... Ha, bana sorarsanız
bu bir teknokrat hükümetidir, bu hükümet, üçlü bir teknokrat hükümetidir; Kemal
Derviş var, Hazineden sorumlu bir bürokrat var, Merkez Bankasından sorumlu bir
bürokrat var; üçü hazırlıyorlar, hükümete veriyorlar. Peki, diyeceksiniz ki, hükümetin görevi ne? Hükümetin görevi,
Meclisi toplayıp, sabaha kadar onların söylediğini yasalaştırmak. Aksini iddia
eden varsa gelip bu kürsüden söylesin. Yaptığınız iş bu; programınız yok,
yapacağınız iş yok, yaptığınız da yok. Değerli arkadaşlar, bunu kamufle edebilmek için,
kılıfına uydurabilmek için yanına bir maddelik bir kanun tasarısı daha
koyuyorlar ve böylece diyorlar ki: "İşte, biz sabahlara kadar çalışıyoruz
ve vergi kanunu çıkarıyoruz." Şimdi, çok enteresandır; kanun tasarısı, Kanunlar ve
Kararlar Daire Başkanlığına gitti, basılma aşamasında, takip ediyorum... Yani,
samimî olan hükümet, muhalefetin katkısını kabul eden hükümet, tasarı üzerinde
bütün önerge verme hakkını dolduruyor, hem de bürokratları da burada
kullanıyor; basılma saatiyle birlikte, Kanunlar ve Kararlar Daire Başkanlığına
basılı metni getirirken önergeleri de beraberinde getiriyorlar ve muhalefetin
konuşma imkânını da elinden alıyorlar... Yani, bu usul de bu hükümetin ihdas
ettiği kötü bir teamüldür. Şimdi, böylece konuşma imkânımız elimizden alınacak;
ama, millet bunu yutacak mı; tabiî ki, yutmayacak. Şimdi, evvela, kanun tasarısının amacına baktığımız
zaman, deniliyor ki: "Vergi basitleştiriliyor. Vergi ödemeyi gönüllü hale
getirmeyi amaçlıyoruz." Bakın, bu kadar enteresan bir mantık yok; zaten,
siz, bir sürü vergi alıyorsunuz, 1 litre benzinden 1 000 000 lira vergi
alıyorsunuz, artı, tutup, ona, tekrar -biraz sonra söyleyeceğim- vergiler
getiriyorsunuz. Bu tasarısının en üzücü ve fevkalade zararlı, ülkenin
bağımsızlığını tehdit eden bir cümlesini okuyacağım değerli arkadaşlarım.
Bakınız, deniliyor ki: "Bu tasarının hazırlanmasında, vergilerin yapısını
belirleyen Avrupa Birliği direktifleri dikkate alınmıştır." Avrupa Birliği
talimatları dikkate alınmıştır... Yasanın içinden okuyorum, gerekçesinden.
Gerekçeden bu cümle derhal çıkarılmalıdır. Ulusal bağımsızlığı olan bir
devletin kanun maddesinin gerekçesine bunu yazmak fevkalade tehlikelidir. Bu
da, bu hükümete ait usulsüzlüklerden bir tanesidir. Değerli arkadaşlarım, şimdi, bakınız... Tabiî, grup
başkanvekili arkadaşımız bu tasarıyı incelemedi "18 vergi" diyor. 18
değil, 16 vergi, harç kaldırılıyor; ama, bu 16'sının toplamına ilaveler
yapılarak vergi çıkarılıyor ve "bu da vergiyi artırmaz" diyor. İlave
ne demek; zam demek, yeni vergi demek. Şimdi, madde 12... Burada arkadaşlarımız konuşmasaydı,
cevap vermeyecektik. Değerli arkadaşlarım, Özel Tüketim Vergisi 4 gruba
ayrılıyor; birincisi, akaryakıt; ikincisi, taşıt araçları; üçüncüsü, içecekler;
dördüncüsü, diğerleri. Şimdi, Akaryakıt Vergisini... Burada, siz, zaten, 1
litre benzini; yani, rafine çıkışı 200 000 lira olan benzini 1 400 000 liraya
satıyorsunuz. Şimdi, bu kanunda "birinci listeye yüzde 50 artış yapma
Bakanlar Kurulunun yetkisindedir" diyorsunuz; yani, 1 500 000 lira
vergiden bahsediyorsunuz. Bir kere, hükümetin sabıka kaydı bozuk; eğer siz,
hükümete bu yüzde 50 zam yapma yetkisini verdiyseniz, o koyacak demektir,
mutlaka zam yapacaktır. Değerli arkadaşlar, ikinci listeye bakıyoruz, taşıt
araçları... Biraz önce ikinci el filan denildi. Esnaflar, sizin maliyecilerden
daha uyanıktır; onun devrini filan yapmazlar, satışla idare ederler; ama, siz,
burada ne yapıyorsunuz biliyor musunuz; ikinci eldeki vergileri de buraya ilave
ediyorsunuz, bu listeye yüzde 100 zam yapmayı da Bakanlar Kurulunun yetkisine
bırakıyorsunuz. Yani, şimdi, siz, ya sayı saymasını bilmiyorsunuz ya da yasayı
okumayı bilmiyorsunuz! İşte, açık, meydanda... Özel Tüketim Vergisinde, üçüncü olarak içecekler bölümü
var. Burada da yüzde 400 zam yapma yetkisi Bakanlar Kuruluna bırakılıyor. Şimdi, buraya gelip de, bu çok iyi bir yasadır... Yani,
bu neye benziyor biliyor musunuz; demir leblebi, dışını çikolatalıyorsunuz,
vatandaşın önüne koyuyorsunuz; ama, ağzına aldığı zaman adamın dişlerini kırar!
Yaptığınız iş bu. Bir şey daha söyleyeyim: Burada böyle konuşuyorsunuz
çok iyidir filan diye, Anadolu'ya gittiğiniz zaman, bu kanunu biz çıkarmadık
ha; hep, suç muhalefetin; 53 üncü hükümet, 54 üncü hükümet -neyse- bizden
öncekiler yaptı; bu batağı da biz yapmadık filan diyorsunuz; borçları da
kabullenmiyorsunuz, yaptığınız yanlışı da kabullenmiyorsunuz. Hatta, bakın
-burada, tutanaklara geçmesi açısından söylüyorum- bu yasaya da, ileride, siz,
sahip çıkmayacaksınız; ben, onu da biliyorum. Değerli arkadaşlar, bir kere, bu vergiler nereye
gidiyor, bir de ona bakalım. Hazine geçen hafta borçlanma yaptı, yüzde
54-57'yle borçlandı; borcumuz 2,5 katrilyon arttı ve mayıs ayı sonu itibariyle
ödeyeceğimiz faiz 9,8 katrilyon. Yani, sizin, bu Özel Tüketim Vergisinde acele
etmenizin nedeni, hemen yürürlüğe girsin demenizin nedeni, 31 Mayısta
-Hazinenin rakamı, Hazineden aldım- 9,8 katrilyon ödemeniz var -hükümetin
raporu bu- işte, onun için bunu çıkarıyorsunuz. Şimdi, ekonomi iyiye gidiyor, her şey iyiye gidiyor...
Yani, Kemal Derviş Türkiye'yi bıraktı, Amerika'da, Bilderberg toplantılarına
katılıyor. Çok enteresan... Ortakların haberi var mı, izin aldı mı, bilmem. Bakın değerli arkadaşlar, Maliye Bakanı açıkladı; diyor
ki: "2002 yılının ilk dört ayında giderler 35,4 katrilyon, gelirler 20,2
katrilyon, açık 15,2 katrilyon." Yani, sizin 2002 yılı başında yaptığınız
mevcut bütçe, ilk dört ayda 15 katrilyon açık verdiğine göre, toplam 45
katrilyon açık verecek. İşte, buradan toplayacağınız vergilerle, bu bütçe
açığını kapatmaya çalışıyorsunuz. Halbuki, hedefte, bir yıl boyunca 26,9
katrilyon öngörülüyordu. Bu da, böylece, hükümetin programının iflas ettiğini
gösteriyor. Değerli arkadaşlar, bütün cumhuriyet hükümetleri,
1920'den 1983'e kadar; yani, altmış yılda, 18 milyar dolar borç almışlar. Bu
hükümet, iki yılda, IMF'den sadece 30 milyar dolar borçlanmış; yani, bütün
sıkıntı, toplam 230 milyar dolar iç ve dış borcumuzun faizlerini ödeme
noktasında -adına, siz, ister özel
deyin, ister genel deyin- Özel Tüketim Vergisiyle kapatmaya çalışılmaktadır. Biz, Saadet Partisi olarak şunu söylüyoruz: Bu yol, yol
değil; gittiğiniz yol, yol değil. Vergilerle vatandaşı sıkıştırmayın. Adliyede,
binlerce esnafın Maliye tarafından işyerleri haczedilmiş... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) VEYSEL CANDAN (Devamla) - Cümlemi bitiriyorum. BAŞKAN - Lütfen bitiriniz. VEYSEL CANDAN (Devamla) - Binlerce esnaf, sanatkârın
dükkânı kapalı ve devletiyle, Maliye Bakanlığıyla mahkemelik olan insanlar var.
Yani, siz, kümesteki tavukları bir bir kesip öldürüyorsunuz, onun için, tabiî
ki, ANAP ve MHP sözcülerinin dediği gibi, milleti ezen bir vergide anlaşmak
mümkün değildir. Kanun tasarısı önümüze geldiği zaman, Saadet Partisi olarak,
sonuna kadar, bu yasanın çıkmaması için gayret göstereceğiz. Teşekkür ederim. (SP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Aleyhinde, ikinci söz talebi, İçel
Milletvekili Turhan Güven'e aittir. Buyurun Sayın Güven. Süreniz 10 dakikadır. (DYP sıralarından alkışlar) TURHAN GÜVEN (İçel) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Doğru Yol Partisi Grubu adına, hepinizi sevgiyle, saygıyla
selamlıyorum. Aslında, iktidarı temsil eden değerli grup başkanvekilleri bizim
ne söyleyeceğimizi kehanette bulunarak ifade ettiler, yani, bize söyleyecek bir
şey kalmadı gibime geliyor; ama, hiç de öyle değil. Değerli milletvekilleri, şimdi, bakın, bu kanun
tasarısının esasları, bugün sizler tarafından ortaya konulmuş falan filan
değil. Ta 1996'da, 1997'de bunlar ortaya konulmuştur; yani, bu kanun
çıkmalıdır; ama, böyle mi çıkmalıdır; gelin, bunu tartışalım. Refahyol Hükümeti döneminde bunların hazırlıkları
yapılmıştır. Bir ilkedir; ama, siz, vermiş olduğunuz taahhütlerde "mayıs
ayı sonuna kadar çıkaracağız" dediğiniz için, bunu, alelacele, 48 saat
beklemeden getiriyorsunuz. Biz karşı değiliz; ama, nelere karşıyız; müsaade
ederseniz, onları anlatalım: Birincisi; doğrudur "vergi" lafından
millet ürküyor; fakat, niye ürküyor? Bir ekonomik konjonktür olayı var, bir
kriz ortamı var. Bu kriz ortamı devam ederken yüksek oranlarda birtakım
rakamları yan yana getirmek, elbette, milleti ürkütecektir. Aslında, Danışma Kurulunda değerli bir arkadaşımızın
güzel bir lafı vardı: "Sanki, millet, bu vergi kanunu çıksın diye
sıralanmış bekliyor Meclisin önünde!" Ama, bekleyen, demek ki IMF imiş;
bekleyen, demek ki Avrupa Birliği imiş. Sözü veren siz olduğunuza göre, demek
ki, beklenti vatandaşta değil; aman, bu kanun çıksın, biz rahata ereceğiz,
refah seviyemiz yükselsin falan diye değil. O yüzden, ekonomiyi canlandırmak, işsizliği ortadan kaldıracak,
azaltacak birtakım tedbirler almak varken... Bu tedbirler nelerdir; vergi
oranlarını indirmektir değerli milletvekilleri, vergi oranlarını artırmak
değildir. Bu nedenle bu kanun tasarısına karşıyız. Siz, vergi oranlarını indirerek vatandaşa rahat nefes
aldırmak yerine, bundan vazgeçiyorsunuz, vatandaşın biraz daha nefesini
sıkmanın gayreti içerisinde oluyorsunuz; yanlışınız burada! İkincisi; vergi oranlarını artırmada ve indirmede
-hatırlarsanız, bu kürsüden sizlere hitap ederken, o mutluluğa ererken- hep,
bir şeyi söylüyorum: Neden kendi yetkilerinizi başkalarına devrediyorsunuz?!
Siz, yasama olarak, kanun çıkaracak tek mercisiniz. Siz, neden, bu kendi
yetkilerinizi kurullara ve hatta, yürütmeye tevdi etme merakı içerisindesiniz?!
Bunun acısını milletçe çekmiyor muyuz?! Şimdi, şu oranlar içerisinde zam yapma
yetkisini -yüksek oranlarda- hükümete verme yerine, bırakın, bu sizde kalsın;
neyin, ne zaman yapılacağını siz takdir buyurun. Siz, kanun yapacak tek merci
olduğunuza göre, kendi yetkinizi başkasına devrettiğiniz zaman, ileride, sizin
dahi bağıracağınız birtakım olaylarla muhatap olursunuz, karşı karşıya
gelirsiniz. Onun için, bu kanunun çıkıp çıkmaması değil, içindeki esaslar
bakımından nelere dikkat edilmesi hususu söz konusudur. Bir de, kanunları çıkarıyoruz, doğru, övünüyoruz
"çok kanun çıkardık, çok kanun çıkardık..." Çıkardığınız bir af
kanunu var; biraz evvel, Anayasa Mahkemesi, kararını açıkladı; Sayın
Cumhurbaşkanının başvurusu üzerine bir iptal kararı vermiş; ama, yürürlüğü durdurmayı
da reddetmiş! Dün bir gazetede vardı, bakınız, sizin çıkardığınız bu kanunla
kaç kişi çıkmış: 11 571 katili, adam öldüreni siz salıverdiniz! Siz 11 371
hırsızı, şu, hanımefendilerin elinden zorla, gaspla çantasını alıp da onları
öldüren insanları salıverdiniz! Siz, 11 220 ırz ve namus düşmanı adamı
salıverdiniz! (DYP sıralarından alkışlar) Siz neden bahsediyorsunuz! Siz, hangi
adaletten bahsediyorsunuz! Bakınız, Türk Ceza Kanunu tasarısı şurada, geldi...
Ölüm cezasını anayasa değişikliğiyle siz kaldırdınız, şimdi, gündeme tekrar siz
getirdiniz, ölüm cezası ne olsun falan diye. Komisyondan geçen kanun tasarısına
dikkat ettiniz mi; ölüm cezasının yerine ne getirdiniz, nasıl geçti?
Tasarıda -asıl taslakta diyelim-
yoğunlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası konulmuşken, siz normal müebbet
hapis getirdiniz! O zaman Türk Ceza Kanunun diğer maddeleri ne oluyor?! Yani,
ya siz bu işi bilmiyorsunuz -ki, gerçekten bilmiyorsunuz- yahut da bırakıp
gitmeyi bilmiyorsunuz. Bu işi bilmeyen insan bırakır; bu işi bilenler gelir ve
bu işin doğrusu neyse onu yapar. Ve siz toplanamıyorsunuz... Haftanın iki gününde, üç
gününde Danışma Kurulunu çağırıyorsunuz toplantıya, itiraz ediyoruz, diyoruz
ki, bakın, makul bir süre içinde koyalım bunları... Kanunları getirin; ama,
neyi getirin?.. Bakın değerli milletvekilleri, kaç defa söyledik, hükümet
olarak kaç kanun çıkarmak istiyorsanız, neyin öncelikleri varsa, lütfen, onları
tespit edin; öyle, hiç beklenmeyen bir tarzda, beklenmeyen bir biçimde, kanun
tasarılarını önümüze getirmeyin ki, hazırlık yapalım, muhalefet görevimizi ifa
etmenin gayreti içinde olalım. Siz, konuşmuyorsunuz; ya çok bildiğiniz için
konuşmaya gerek görmüyorsunuz Yüce Milletin önünde yahut da bilmediğiniz için
susuyorsunuz; ikisi de geçerlidir. O bakımdan, değerli milletvekilleri,
14.00-20.00... Yarın başlayacağız bu kanun tasarısını görüşmeye; bakalım, saat
20.00'ye kadar burada olacak mısınız?! DSP'ye lafım yok. ÇETİN BİLGİR (Kars) - Güzel... TURHAN GÜVEN (Devamla) - Niye o güzel?.. İşinize
geldiği zaman güzel, gelmediği zaman kötü! ÇETİN BİLGİR (Kars) - Doğru söylüyorsun. TURHAN GÜVEN (Devamla) - Ben doğruları söylüyorum hep.
Onun, için değerli milletvekilleri, değerli grup başkanvekillerinin bir cümlesi
doğrudur, en nihayet bunu fark etmiş olmaları bizi memnun etti: "Kaliteli
üretimi artırmak" dediler; çok doğru. Üç yıldan beri bağırıyoruz. Bugünkü
krizin asıl sebebi işte odur. Siz, üretime değer vermediniz, üretimi ortadan
kaldıracak mekanizmayı harekete geçirdiniz, çiftçiyi perişan ettiniz, memuru
perişan ettiniz. Bu üç sene içerisinde olan şeyi söylüyorum size: Bakınız, sel
felaketi oldu -350 trilyon lira dedim biraz evvelki ifademde- o 350 trilyon
lira yerine, siz, 3 trilyon lirayı zor gönderdiniz. O üretici ne yapacak, nasıl
geçimini sağlayacak, nasıl yeniden ekim yapacak?.. Şimdi başımıza bir de domates çıktı, salatalık çıktı,
biber çıktı! Siz onunla meşgul olur musunuz acaba? Sayın Bakan buradan güzel
cümleler söyledi; doğru da, çare?.. Çare?.. Çare üretmektir hükümetin görevi,
siyasî otoritenin görevi. Siz çare üretmeyip de sadece lafla bu işi götürmeye
çalışırsanız, sonunuz bence pek iyi olmayacaktır. Hepinize saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından
alkışlar) BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Güven. Demokratik Sol Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve
Anavatan Partisi Gruplarının, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verdikleri
müşterek öneriyi, tekrar okutup, oylarınıza sunacağım. SUAT PAMUKÇU (Bayburt) - Karar yetersayısının
aranılmasını istiyoruz. MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Karar yetersayısı... BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, bu
taleplerinizi, daha önce mutabık kaldığımız bir usul çerçevesinde yapalım.
Hayhay, karar yetersayısını arayacağım; ama, lütfen, bu usulü terk edelim. MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Yazılı mı yapacağız Sayın
Başkan? BAŞKAN - Hayır. Daha önce konuştuk bunu Musa Bey. SUAT PAMUKÇU (Bayburt) - Nedir usul?! Usulü
anlayamadık. BAŞKAN - Öneriyi okutuyorum: Öneriler: 27 Mayıs 2002 tarihli gelen kâğıtlarda yayımlanan 870
sıra sayılı kanun tasarısının 48 saat geçmeden gündemin "Kanun Tasarı ve
Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 12 nci sırasına
alınması; Genel Kurulun, 29 Mayıs 2002 Çarşamba ve 30 Mayıs 2002 Perşembe
günleri 14.00-20.00 saatleri arasında çalışması; 29 Mayıs 2002 Çarşamba günü
sözlü soruların görüşülmemesi; 30 Mayıs 2002 Perşembe günü gündemin 13 üncü
sırasına kadar olan tasarı ve tekliflerin görüşmelerinin saat 20.00'ye kadar
tamamlanamaması halinde, görüşmelerin tamamlanmasına kadar çalışmalara devam
edilmesi önerilmiştir. BAŞKAN - Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir; karar yetersayısını da aradım. Sayın milletvekilleri, Plan ve Bütçe Komisyonu ve Kamu
İktisadî Teşebbüsleri Komisyonunda bağımsız milletvekillerine de birer üyelik
düşmektedir. Bu komisyonlara üye olmak isteyen bağımsız milletvekillerinin 3
Haziran 2002 Pazartesi günü saat 18.00'e kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına yazılı olarak başvurmalarını rica ediyorum. Gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz. VI.- SEÇİMLER A) Komİsyonda
AçIk Bulunan Üyelİğe Seçİm 1.- Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim BAŞKAN - Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda boş bulunan ve Doğru Yol Partisine düşen 1
üyelik için Adıyaman Milletvekili Mahmut Bozkurt aday gösterilmiştir. Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir. Gündemin "Sözlü Sorular" kısmına geçiyoruz. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan, bir araştırma önergemiz
vardı. BAŞKAN - Sayın Başkan, sözlü sorulardan sonra
görüşüleceği ifade edildi. Danışma Kurulunda da öne çekilmemiş; sıralama bu. VII. -
SORULAR VE CEVAPLAR A) SÖZLÜ
SORULAR VE CEVAPLARI 1.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'ın eğitim sorunlarına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1059) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Bu önerge, 3 birleşim içinde cevaplandırılmadığından,
İçtüzüğün 98'inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir. Önerge gündemden çıkarılmıştır. 2.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Millî
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1060) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Aynı şekilde, bu önerge de, 3 birleşim içinde
cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98'inci maddesinin son fıkrası uyarınca
yazılı soruya çevrilecektir. Önerge gündemden çıkarılmıştır. 3.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1061) BAŞKAN - Sayın Tarım Bakanı, soruyu cevaplayacak
mısınız? Sayın Bakan, soruyu cevaplayacak mısınız efendim? Burada, Sayın Tarım
Bakanından, Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun... TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) -
Yazılı olarak cevaplandıracağım. BAŞKAN - 3 birleşim içinde cevaplandırılmadığından,
İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir. Önerge gündemden çıkarılmıştır. 4.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da hayvancılığın geliştirilmesine
yönelik projelere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1062) BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bu soru da 3 birleşim
içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası
uyarınca yazılı soruya çevrilecektir. Önerge gündemden çıkarılmıştır. Sayın Bakan, sizin, yazılı ya da sözlü cevaplandırmak
gibi tercih hakkınız yok. Ben, burada, "soruyu cevaplayacak Sayın Bakan
bulunmadığından" demek zorundayım. Siz de orada oturduğunuz için "3
birleşimde cevaplandırılmadığından" ifadesini kullanıyorum. ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Bakan "yazılı cevap
vereceğim" demez; ya vardır, ya yoktur... BAŞKAN - Eğer, cevaplamayacaksanız, lütfen, orada
oturmayın da hiç değilse, yazılı cevaplayacağınız söylenilsin. ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Bir milletvekili soru
sorduğunda, Sayın Bakan cevaplandırmak zorundadır. MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Gerek duymuyor Sayın Bakan... BAŞKAN - İstirham ediyorum Sayın Bakanım... TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) -
Sayın Başkan, duymadım sizin söylediğinizi; şu anda cevaplandıracağım. BAŞKAN - Bakın, 4 tane sorudan 2'si sizinle ilgiliydi.
Ben, üç defa, size, ısrarla, burada "Sayın Bakan yanıtlayacak
mısınız" dedim. DEVLET BAKANI FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, bir
görüşmemiz nedeniyle anlaşılamadı. Sayın Bakan hazır; cevaplandıracak. ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Bakanlar birbirini savunamaz... BAŞKAN - Az önce, yazılı cevaplayacağını söyledi Sayın
Bakanım. MUSA UZUNKAYA (Samsun) - İlgili bakanlar bakmıyor mu
tutanaklara? BAŞKAN - Az önce "yazılı cevap vereceğim"
dedi. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) -
O zaman bir şey görüşüyorduk. 5.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da tarımın geliştirilmesine yönelik
projelere ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf
Gökalp'in cevabı (6/1063) BAŞKAN - Okuyayım mı soruyu; cevaplayacak mısınız? TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) -
Evet. BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bakınız; 3, 4 ve 5 nolu
sorular, Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanına yöneltilmiş; ama, birbirinden farklı
numaralarla yöneltilmiş. İlk iki soruyu da yazılı cevaplanacağını burada kayda
geçirdiğim için, şimdi, Sayın Bakan (6/1063) esas numaralı 5 inci sıradaki
sözlü soru önergesini yanıtlayacak. Önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın
Hüsnü Yusuf Gökalp tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz
ederim. Mahmut Göksu Adıyaman 1- 2001 yılında Adıyaman'da tarımın geliştirilmesi
bakımından büyük önem taşıyan ürün araştırma ve yayın projelerine ne kadar
ödenek ayrılması düşünülmektedir? 2- Ayrılması planlanan ödenek miktarı, Adıyaman'daki
söz konusu çalışmaların yürütülmesi bakımından yeterli olacak mıdır? 3- Adıyaman'da tarım sektörünün kalkındırılması
bakımından büyük önem taşıyan ürün araştırma ve yayın konularında Bakanlığınız döneminde gerçekleştirdiğiniz
çalışmalar nelerdir? 4- Adıyaman ekonomisinin can damarı olan tütün, konulan
kota nedeniyle çiftçiyi perişan etmiştir. Tütüne alternatif olabilecek yeni
ürün türleri için Bakanlığınızın bir çalışması
var mı? Varsa nedir ve hangi safhadadır? BAŞKAN - (6/1063) esas numaralı sözlü soruyu yanıtlamak
üzere, Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Gökalp; buyurunuz. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sivas)-
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Mahmut Göksu'nun yönelttiği
sorularla ilgili olarak cevaplarımı veriyorum. 2001 yılı için Adıyaman'da projeler için, özellikle
genel projelerin haricinde Adıyaman'a özgü olarak, 130 180 000 000'luk ödenek
ayrılmıştır. Genel uygulanan projelere ayrılan para, bunun haricindedir. Yine, tarımda doğrudan gelir desteği uygulamalarında,
hedef çiftçilere, doğrudan gelir desteği ve kayıt sisteminin oluşturulması
pilot projesi, Adıyaman İlinde, Merkez, Kahta İlçesinde geçtiğimiz yıl
başlatılmış ve bu yıl da tüm Türkiye genelinde uygulandığı gibi, Adıyaman'ın
tüm ilçelerinde ve köylerinde uygulanmış ve 1 110 çiftçi, 40 384 dekar alanda
desteklemeye tabi tutulmuştur. Doğrudan gelir desteği projelerindeki kriterlerimiz, bu
proje kapsamında, dekar olarak arazilerinin kaydı yapılmakta ve dekar başı
olarak ödemeler yapılmaktadır. Özellikle, diğer soruda yöneltilen, Adıyaman
çiftçisinin, kuraklık, süne gibi olaylar karşısındaki mağduriyetinin önlenmesi
karşısında alınan tedbirler konusundaysa, Adıyaman İlinin, Merkez, Samsat,
Gölbaşı, Gerger, Besni, Kahta İlçelerinde kuraklıktan zarar gören ve durumları
il ihtiyaç komisyonunca tespit edilen çiftçilere, ihtiyaç komisyonunun
kararları doğrultusunda 428 927 dekar tarımsal alanda yüzde 40'ın üzerinde
zarar gördükleri için gerekli desteklerin yapılması yönünde girişimlerde
bulunulmuştur ve ilgili birimlere de yazılmıştır. Adıyaman İlinde meydana gelen tabiî afetlerden zarar
gören çiftçilerin kredi borçlarının 2000 yılında çıkan kararnamelerle
kuruluşların mevzuatları çerçevesinde ertelenmesi talebiyle, 4 adet il ihtiyaç
komisyonu kararı doğrultusunda Ziraat Bankası, Tarım İşletmeleri Genel
Müdürlüğü, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği ve söz konusu komisyon
kararlarıyla, gerekli işlemler yapılmış, ertelenmiş ve 6 000 ton da hububat
tohumluğu yardımı yapılmış ve valilik emrine de bu, çıkarılmıştır. Sorulara vereceğimiz cevaplar bunlardır. Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar) BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bakan. 6.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman ve çevresinde bulunan tarihi eserlere
ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1064) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Bu önerge, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından,
İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir. Önerge gündemden çıkarılmıştır. 7.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1065) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Bu önerge, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından,
İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir. Önerge gündemden çıkarılmıştır. 8.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1066) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Bu önerge, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından,
İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir. Önerge gündemden çıkarılmıştır. 9.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Mahalli İdareler Reformu Yasa Tasarısına
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1067) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Bu önerge de, üç birleşim içinde
cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca
yazılı soruya çevrilecektir. Önerge gündemden çıkarılmıştır. 10.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da boşaltılan köy olup olmadığına
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1068) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Bu önerge, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından,
İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir. Önerge gündemden çıkarılmıştır. 11.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'a bağlı köylerde yürütülen bazı
projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1069) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Bu önerge, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından,
İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir. Önerge gündemden çıkarılmıştır. 12.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Kültür
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1070) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Bu önerge, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından,
İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir. Önerge gündemden çıkarılmıştır. 13.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Turizm Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1071) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Bu önerge, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından,
İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir. Önerge gündemden çıkarılmıştır. 14.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Atatürk Barajının korunmasına yönelik projelere
ilişkin Çevre Bakanından sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin'in
cevabı (6/1072) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Burada. Sözlü soru önergesini okutuyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Çevre Bakanı Sayın Fevzi Aytekin
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim. Mahmut Göksu Adıyaman 1 - Atatürk Barajının Haliç olmaması için
Bakanlığınızın GAP Bölgesi Kalkınma İdaresiyle ortaklaşa gerçekleştirmeyi
düşündüğü proje var mı? Varsa, hangi projeler? 2 - Bu projeler hangi safhadadır? 3 - Bakanlığınızın 1997'de başlattığı içme suyu kaynağı
olarak Atatürk Barajının korunması projesi hangi safhadadır? 4 - Bu projeye bu yıl ayrılan ödenek miktarı ne
kadardır? BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Bakanım. (DSP sıralarından
alkışlar) ÇEVRE BAKANI FEVZİ AYTEKİN (Tekirdağ) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; değerli milletvekilimiz Sayın Mahmut Göksu'nun
sorusuna yanıt vermek üzere huzurunuzdayım, hepinize saygılar sunuyorum. Sayın Başkanım, ben bu soruya daha önce cevap vermiştim
burada; ama her nedense silinmemiş veyahut da bir hata olmuş, yine de
cevaplamaktan mutlu olacağımı ifade etmek istiyorum. VEYSEL CANDAN (Konya) - Sayın Bakan, cevap yeterli
olmamış. MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Cevaptan tatmin olmamış. ÇEVRE BAKANI FEVZİ AYTEKİN (Devamla) - Bakanlığımız ve
GAP İdaresi Başkanlığı arasında 21 Nisan 1998 tarihinde protokol imzalanmıştır.
Bu protokolle, 2 yıl süreyle GAP Bölgesinde yapılacak olan çalışmalara ve
oluşturulan projelere çevre boyutunun eklenmesi ve bu konuda gerekli
çalışmaların ortaklaşa yürütülmesi için, her iki taraf da bir komisyon
oluşturmuştur. Söz konusu komisyonların ortaklaşa çalışmaları sonunda, GAP
Çevre Araştırma Projesinin iş tanımı tamamlanmıştır. Bu projeyle, GAP
bölgesindeki mevcut doğal kaynaklardaki kirlenmenin (hava, su, toprak)
boyutlarını ve kirletici çeşitlerini belirlemek, tedbirleri önermek, kalite
limitlerini tespit etmek ve çevre parametrelerini düzenli izlemek, pilot bölge
olarak seçilen Adıyaman İlinde de mevcut flora fauna kaynaklarının belirlenmesi
amaçlanmaktadır. Projenin ihale işlemleri başlatılmış olup, 120 milyarlık bir
bütçeyle, 2001-2003 yılları arasında, GAP İdaresi Başkanlığı tarafından
yürütülecektir. Bakanlığımız tarafından, içme ve kullanma suyu temin
edilen yüzeysel su kaynaklarının korunması amacıyla, değişik tarihlerde
genelgeler yayımlanmıştır. Bu çerçevede, Atatürk Barajının korunması amacıyla,
Şanlıurfa İl Çevre Müdürlüğümüzce, Atatürk Baraj Gölü havzasındaki kaçak
yapılaşmalarla ilgili kontroller yapılmakta olup, yapılan kontrollerle,
havzanın uygun kullanımı sağlanmaktadır. Ayrıca, Türk ve Alman Hükümetleri arasında imzalanan
Malî İşbirliği Anlaşması kapsamında, Federal Alman kredi kuruluşu KFW ile
Atatürk ve Karakaya Barajları havzalarında, Atıksu ve Katı Atık Yönetimi
Fizibilite Çalışması çerçevesinde, Bakanlığımız ve Banka yetkililerince
oluşturulan heyet tarafından, Atatürk Barajında ve Adıyaman'da teknik inceleme
yapılmış ve aşağıdaki kararlar alınmıştır: Bakanlığımıza daha önce sunulmuş olup, Atatürk ve
Karakaya Barajları havzalarında katı atık ve atıksu çalışmalarını içeren teknik
şartnamenin, Keban Barajı da ilave edilerek, tüm Fırat havzası boyunca ele
alınması, KFW Bankası tarafından hazırlanacak olan şartnamenin en
kısa zamanda Bakanlığımıza sunulması ve nihaî şeklini alması, Bölge için, birinci aşamada, toplam üç aylık süreyi
kapsayacak ve işin çerçevesinin çizilerek, öneriler getirilecek olan ön
fizibilite çalışmasının yaklaşık 300 000 DM'a yapılması, ön fizibilite
çalışmasının tamamlanmasını müteakip, değerlendirilmesi için ilgili kurum ve
kuruluşlarla bir çalışma toplantısının yapılması, İkinci aşamada ise, dört aylık bir süreç içerisinde,
toplam 450 000 DM maliyetle yatırıma yönelik her türlü bilginin yer aldığı
(birlik modeli, ortak su arıtma, katı atık bertarafı yapılacak yerler gibi)
fizibilite çalışmasının hazırlanması kararlaştırılmıştır. İkinci soruyu cevaplandırıyorum: GAP Çevre Araştırma Projesinin iş tanımları
oluşturulmuştur; projenin uygulanması GAP İdaresi Başkanlığınca yürütülecektir. Atıksu ve katı atık yönetimi fizibilite çalışması,
teknik şartname Bakanlığımıza sunulmuştur; ancak, Keban Barajının da dahil
edilerek, çalışmada, tüm Fırat havzasının ele alınması düşünülmektedir. Üçüncü soruyu cevaplandırıyorum: Ülkemiz açısından önemli olan GAP Bölgesel Kalkınma
Projesinin en önemli adımı olarak, gerek mühendislik gerekse fizikî büyüklüğü
bakımından, Atatürk Baraj Gölü gelmektedir. Atatürk Baraj Gölü, bölgede, sulama
ve hidroelektrik üretiminin yanı sıra, civarındaki bazı yerleşimlerin de içme
ve kullanma suyu ihtiyacına cevap vermektedir. Bu kapsamda, Bakanlığımız, bu kaynağın korunması
amacıyla, 1997 yılı yatırım programına, İçmesuyu Kaynağı Olarak Atatürk
Barajının Korunması Projesini almıştır. Projeyle, özellikle aşırı kirlilik
yükünden dolayı baraj gölünde meydana gelen kirlenmelerin önlenmesi, baraj gölü
havza koruma-kullanma plan ve programının oluşturularak, arazi kullanımlarının
belirlenmesi, baraj gölü havzasında planlı gelişmelere yön verilmesi ve baraj
gölünün mevcut kalitesinin korunması amaçlanmıştır. Proje kapsamında, gelişme raporları ve final raporu
hazırlanmıştır. Proje raporlarında, Atatürk Barajı ve su toplama
havzası havza koruma planına temel teşkil edecek veriler toplanmıştır. Ayrıca, göl su kalitesinin tespiti ve çevre koruma
tedbirlerinin saptanmasına ilişkin matematiksel model çalışmaları da
yapılmıştır. Mevcut durum planı yapılmış; ancak, proje sonucunda
beklenen hedefe uygun olarak çıkarılması gereken havza koruma planı çalışması
müteahhit firma tarafından gerçekleştirilememiştir. Müteahhit firmanın
Bakanlığımıza sunduğu planla da bölgedeki gelişmelere yönelik yön
verilemeyeceği anlaşıldığından, proje iptal edilmiştir. Sonuç olarak, söz konusu projenin iptali dolayısıyla
Hazine alacağının hükmen tahsilini teminen müteahhit firma aleyhine dava
açılmış olup, hukukî süreç devam etmektedir.
Dördüncü soruyu cevaplandırıyorum: Bu nedenle, proje için 2001 yılı bütçesinde herhangi
bir ödenek ayrılamamıştır. Mahkeme sürecinin tamamlanmasından itibaren
çalışmanın yeniden ele alınması
düşünülmektedir. Arz ediyor, saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bakan. 15.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, 2000-2001 malî yılı bütçelerinden Adıyaman'daki
bazı projeler için ayrılan ödeneklere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/1076) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Bu soru önergesi üç birleşim içerisinde
cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca,
yazılı soruya çevrilecektir; önerge gündemden çıkarılmıştır. NİDAİ SEVEN (Ağrı) - Sayın Başkan, sayın vekilim burada
mı? BAŞKAN - Sayın Göksu yok mu burada? MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Komisyon toplantısında şu an. BAŞKAN - Kural olarak aramayabiliriz; ama, ben ararım.
Sayın Bakanlar gelmediği zaman "niye gelmiyorsunuz" dediğimizde
kendimizi haklı görüyorsak, o zaman... NİDAİ SEVEN (Ağrı) - Sayın Başkan, "burada
mı" diye onun için sordum. 16.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Karayolları Genel Müdürlüğünün Adıyaman'daki
projelerine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1078) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir. 17.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman-Gölbaşı Kanalizasyon Projesine ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1079) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir. 18.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, İller Bankası Bölge Müdürlüğünün Adıyaman'daki
yatırım projelerine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1080) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir. 19.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da afet bölgesi kapsamına alınan
belediye olup olmadığına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1081) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir. 20.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'a demiryolunun götürülüp
götürülmeyeceğine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1083) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir. 21.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1084) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir. 22.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1085) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir. 23.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da iskâna tabi olan vatandaşlara
ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1086) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir. 24.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen bazı projelere ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Edip
Safder Gaydalı'nın cevabı (6/1087) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Ben cevap
vereceğim Sayın Başkan. BAŞKAN - Soruyu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı
Sayın Cumhur Ersümer tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini
arz ederim. Mahmut Göksu Adıyaman 1- DSİ'ce 2000 yılında planlaması devam eden
projelerden; a- Adıyaman İli içme-kullanma suyu istasyonları, b- Atatürk Barajı gölünden pompaj, c- Gömükan Barajı ve sulaması, d- Besni Barajı ve sulaması, e- Gölbaşı sulama projeleri hangi safhadadır? 2- Bu projeler için 2001 yılında ne kadar ödenek
ayırmayı düşünüyorsunuz? 3- Bu projelerden bu yıl bitirilecek olan var mı? 4- Adıyaman il sınırları içerisinde yapılan Atatürk
Barajıyla Şanlıurfa Harran Ovası, Çelikhan'da kurulan Çat Barajıyla Malatya
Ovası, Birecik Barajıyla (ki, Besni'nin birkısım toprakları su altında kaldı)
Gaziantep'in Barak Ovası sulanmaktadır. Verimli topraklarını su altında bırakan
Adıyaman'ın mağduriyetini giderici bir programınız var mı? Varsa nelerdir? BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Bakan. Süreniz 5 dakika. DEVLET BAKANI
EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adıyaman
Milletvekilimiz Sayın Mahmut Göksu'nun, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün
Adıyaman İlinde devam eden projeleriyle ilgili sorularına cevaplarımı arz
ediyorum. Soruda sıralanan 5 proje, Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün, planlaması devam eden projeleri arasında yer almaktadır. Adıyaman İli içmesuyu temini 1 inci merhale projesiyle,
Çelikhan İlçesi sınırlarındaki Zerban ve Havşari kaynaklarından sağlanan su, 36
kilometrelik isale hattıyla Adıyaman İline getirilecektir. Bu projeyle,
Adıyaman İlinin 2018 yılına kadar olan içmesuyu ihtiyacı temin edilecek olup,
projenin planlama kademesindeki çalışmaları sürdürülmektedir. Adıyaman İli içmesuyu temini 2 nci merhale projesiyle,
Adıyaman İlinin 2018'den 2040 yılına kadar olan içmesuyu ihtiyacı Gömikan
Barajından sağlanacak olup, projenin planlama kademesindeki çalışmaları 2002
yılı içerisinde tamamlanacaktır. Adıyaman İli sınırları içerisindeki 32 337 hektarlık
alanın sulanmasını temin edecek olan Atatürk Barajı gölünden pompaj projesinin
8 337 hektarlık GAP (Adıyaman - Kâhta) (Samsat pompaj sulaması) projesi, Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğü yatırım programında yer almakta olup, 2 806 hektarlık
Samsat pompaj sulaması 1 inci kısım inşaatı 17.12.1997 tarihinde ihale
edilmiştir. Geriye kalan 24 000 hektarlık alanın sulanmasına yönelik planlama
çalışmaları ise tamamlanmış durumdadır. Gömikan Barajı, Adıyaman İlinin içmesuyuna tahsis
edileceğinden, Gömikan Barajıyla sulanacak alanlar Koçali Barajı sulaması
kapsamına alınmış olup, Koçali Barajı ve Hidroelektrik Santralı projesinin
master plan aşamasında etütleri tamamlanmıştır. Adıyaman-Gölbaşı Karayolunun 16-21 inci kilometreleri
arasında yer alan Besni Barajı ve sulaması projesi kapsamında, Ağdere üzerinde
inşa edilmesi planlanan Besni Barajında depolanacak 29,4 hektometreküp suyla 2
820 hektarlık alanın sulanması hedeflenmiştir. GAP (Adıyaman-Besni) projesinin planlama ve kati proje
çalışmaları tamamlanmış olup, bütçe imkânları dahilinde, ileriki yıllarda ele
alınabilecektir. 18.12.2000 tarihinde planlama hizmetleri ihale edilen
Adıyaman-Göksu-Araban projesiyle, Adıyaman İlinde toplam 26 000 hektarlık
alanın sulanması sağlanacak olup, Gölbaşı sulaması da bu projenin kapsamında
bulunmaktadır. Ancak, söz konusu projenin planlama ve proje hizmetleri uzun
zaman alacağından, Gölbaşı sulaması, münferiden, 2001-2002 planlama çalışma
programında değerlendirilecektir. Bu projeyle, aynı zamanda, Gaziantep ve
Kahramanmaraş İllerinin birkısım arazileri de sulanacaktır. Yukarıda sözü edilen projelerin hiçbiri Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü Yatırım Programında yer almadığından, 2001 yılında
ödenek ayrılmamıştır. Bitirilmesi söz konusu olan herhangi bir proje yoktur. Adıyaman İlinin mağduriyetinin giderilmesi için
planlama çalışmaları tamamlanan projeler, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce,
önümüzdeki yıllar yatırım programına teklif edilecek ve programa alındığı
takdirde, gereği yapılacaktır. Arz ederim. (ANAP, DSP ve MHP sıralarından alkışlar) MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Hiçbir şey yapılmamış;
programda hiçbir şey yok, ödenek yok; alkışlıyorsunuz!.. BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bakan. 25.- Samsun
Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Kırıkkale Üniversitesinde bir öğretim üyesinin
doktora tezinin kabulünden sonra iptal edilmesine ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1092) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 26.- İstanbul
Milletvekili Bahri Sipahi'nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesinden ihale alan
bir firma hakkında ileri sürülen iddialara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1093) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 27.- İstanbul
Milletvekili Bahri Sipahi'nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesince açılan otobüs
ihalesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1094) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 28.- İstanbul
Milletvekili Ahmet Güzel'in, İstanbul Büyükşehir Belediyesinden ihale alan bir
firma hakkında ileri sürülen iddialara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1095) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 29.- Samsun
Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Kuzey Irak'ın Erbil Kentinde düzenlenen Türkmen
Kurultayına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1097) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 30.- Samsun
Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, tıbbî cihazlara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1098) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 31.- Amasya
Milletvekili Akif Gülle'nin, Merzifon ilçe Emniyet Müdürlüğünde pasaport şubesi
kurulup kurulmayacağına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1099) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 32.- Samsun
Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Türk vatandaşlığından çıkanlara ve vatandaşlığa
alınanlara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1103) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 33.- Balıkesir
Milletvekili İlyas Yılmazyıldız'ın, Bakanlığın açtığı ihalelere ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1104) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 34.- Balıkesir
Milletvekili İlyas Yılmazyıldız'ın, depremden zarar gören belediyelere yapılan yardımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1105) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 35.- İstanbul
Milletvekili Osman Yumakoğulları'nın, İstanbul'da su satışı yapan firmalara
ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1107) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 36.- İstanbul
Milletvekili Osman Yumakoğulları'nın, Emlak Bankasınca verilen konut
kredilerine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1108) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 37.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç'in, Ziraat
Bankasının bilgisayar sisteminin döşenmesi ile bakım ve onarımının yapımına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1110) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 38.- Tunceli
Milletvekili Kamer Genç'in, Ziraat Bankasınca bir firmaya verilen kredinin
battığı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1111) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 39.- İstanbul
Milletvekili Ahmet Güzel'in, Çanakkale
Assos Küçükkuyu sahil yolu projesine ilişkin Bayındırlık ve iskân Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1113) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 40.- Kırıkkale
Milletvekili Hacı Filiz'in, yolsuzlukların cezalarına ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün cevabı (6/1115) BAŞKAN - Sayın Hikmet Sami Türk'ün, Sayın Başbakan
adına, 40 ıncı ve 55 inci sıralarda bulunan sözlü sorulara yanıt verme dileği
var. Sayın Bakan, İçtüzüğümüzün 98 inci maddesine göre,
gündemde bulunan sözlü soru önergelerinden birden fazlasını, sıra gözetmeden
cevaplayabiliyorsunuz; ancak, bu hakkını kullanmak isteyen bakanın, önceden,
birleşimi yöneten başkana isteğini belirtmesi mecburiyeti var; bize, bu
isteğiniz daha sonra geldiği için, ayrı ayrı yanıtlayacaksınız, zaten yakın
birbirine. Soru önergesini okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorunun Başbakan Bülent Ecevit tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasına aracılığınız saygılarımla rica olunur. Hacı Filiz Kırıkkale Soru: Yolsuzluğu hükmen sabit kişilere (memur, girişimci ve
diğer kişilere) ayrıca belli süre, maden ocaklarında, asgarî ücretle, kamu
adına çalıştırma cezasını öngören bir yasal düzenlemeye ne dersiniz? BAŞKAN - Sayın Başbakan adına, Sayın Bakan
yanıtlayacak. Buyurunuz Sayın Bakan. Süreniz 5 dakikadır. ADALET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Başbakana yöneltilen ve Bakanlığımızca
cevaplandırılması istenilen, Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz'in, yolsuzluğu
hükmen sabit olanlara, belli süre, maden ocaklarında, asgarî ücretle kamu adına
çalıştırma cezası verilmesini öngören bir yasal düzenleme yapılmasına ilişkin
(6/1115) esas numaralı soru önergesine cevap vermek üzere huzurunuza gelmiş
bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Hükümlü ve tutukluların çalıştırılması konusunda,
içhukukumuzda çeşitli düzenlemeler bulunmaktadır. Anayasamızın "zorla
çalıştırma yasağı" kenar başlıklı 18 inci maddesi "hiç kimse zorla
çalıştırılamaz. Angarya yasaktır. Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere
hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde
vatandaşlardan istenecek hizmetler, ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı
alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları,
zorla çalıştırma sayılmaz" hükmünü içermektedir. Buna göre, hükümlülük
veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmaların zorla çalıştırma
sayılamayacağı öngörülmektedir. Öte yandan, 13.7.1965 tarih ve 647 sayılı Cezaların
İnfazı Hakkında Kanunun 17 nci maddesinde, tutuklu ve hükümlülerin
çalıştırılmalarına ilişkin esaslar düzenlenmektedir. Maddenin 1 ilâ 3 üncü
fıkralarında "tutuklu ve hükümlüler, bulunduruldukları kurumda çalışmaya
mecbur tutulurlar. Bu çalışmalarına karşılık tutuklu ve hükümlülere Adalet
Bakanlığınca tespit edilecek ücret ödenir. Adalet Bakanlığı; ziraat, deniz ve
su ürünleri avcılığı, inşaat yol, maden ve orman gibi iş sahalarında çalışma
ekipleri kurabilir. İşçi istihdam eden kamu kuruluşları da sahip oldukları iş
sahalarında hükümlü çalıştırmaya mecburdurlar" hükümleri yer almaktadır.
Aynı maddenin dördüncü fıkrasında, ekip halindeki bu çalışmalara, açık ceza
infaz kurumu hükümlüleri ile kapalı ceza infaz kurumlarında hükümlülük
süresinin en az dörtte 1'ini iyi halle geçiren hükümlülerin katılmaları ve son
fıkrasında, tutuklu bulunanların ancak kurum içindeki atölye ve işyerlerinde
çalıştırılmaları öngörülmektedir. Ceza İnfaz Kurumları ile Tevkif Evlerinin Yönetimine ve
Cezaların İnfazına Dair Tüzükte yukarıda açıklanan hükümlere paralel
düzenlemeler yer almakta olup, Tüzüğün 198 inci maddesinde, hükümlülerin
bulundukları kurumların içinde ve kurum dışında, tüzükte belirtilen işlerde,
tutuklular ile hükmen tutukluların ancak kurum içindeki atölye ve işyerlerinde
çalıştırılacakları hükmüne yer verilmiştir. Hükümlü ve tutukluların çalıştırılmasına ilişkin
benzeri bir düzenlemeye Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu
ve İşyurtlarının İdare, Muhasebe ve İhale Yönetmeliğinde de yer verilmiş olup,
kurum dışında hükümlü çalıştırılması, kurum adına işyurdu müdürü ile işveren
arasında düzenlenen ve İşyurtları Kurumu Yüksek Kurulunca onaylanmış protokol
hükümlerince gerçekleştirileceği hükme bağlanmıştır. Hükümlülerin, cezaevi dışında, kamu ve özel sektöre ait
işyerlerinde çalıştırılması ve bununla ilgili uygulamanın esasları, Ceza İnfaz
Kurumlarındaki Hükümlülerin Cezaevi Dışındaki İşyerlerinde Çalıştırılması
Hakkında Yönetmelikte düzenlenmiştir. Bu yönetmelikte, ziraat, deniz ve su ürünleri avcılığı,
inşaat, yol, maden ve orman gibi iş sahalarına sahip kamu kuruluşlarının
hükümlü çalıştırmaya mecbur oldukları, cezaevi dışındaki işyerlerinde
hükümlülerin çalıştırılmalarının, kamu veya özel sektöre ait işveren ile
cezaevi yetkilileri arasında düzenlenecek protokol çerçevesinde, cezaevi
personelinin gözetiminde veya jandarma muhafazasında gerçekleştirileceği
öngörülmüştür. Bu düzenlemeler çerçevesinde, hükümlülerin,
bulundukları kurum içinde ve dışında çalışma zorunluluğu bulunmakta olup, infaz
sırasında, hükümlülerin, maden ocakları dahil çeşitli kamu kuruluşlarına ait
alanlarda çalıştırılmalarında bir engel bulunmamaktadır. Bu bakımdan, infaz
sırasında hükümlülerin çalıştırılmalarına ilişkin düzenlemeler karşısında,
önergede belirtildiği şekilde, sözü edilen suçun yaptırımı dışında ayrıca maden
ocaklarında çalıştırma cezası öngörülmesinin uygun olmayacağı düşünülmektedir. Bilgilerinize saygıyla arz ederim. BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan. 41.- İstanbul
Milletvekili Ahmet Güzel'in, İstanbul'da bazı dolmuş hatlarında sahte plaka ile
araç çalıştırıldığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1116) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 42.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, THY seferlerinde dağıtılan gazetelere ilişkin
Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1118) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 43.- Adıyaman
Milletvekili Mahmut Göksu'nun, THY Adıyaman seferlerine ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1119) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 44.- Gaziantep
Milletvekili Mehmet Ay'ın, Gaziantep-Karkamış Hükümet Konağı
Projesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1123) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 45.- Gaziantep
Milletvekili Mehmet Ay'ın, Gaziantep-Nurdağı İlçesi Emniyet Amirliği binası
inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1124) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 46.-Gaziantep
Milletvekili Mehmet Ay'ın, Gaziantep-Araban İlçesi Özel İdare İşhanı inşaatına
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1125) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 47.- Yozgat
Milletvekili Mehmet Çiçek'in, tasdikname üzerine kayıt yapan okul müdürlerinin
görevden alındığı iddiasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1126) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 48.- Bursa
Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, demiryolu yapımında kullanılacak olan
krediye ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1127) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 49.- Bursa
Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, Türk Telekomun özelleştirilmesi ile ilgili
basında yeralan iddialara ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1128) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 50.- Samsun
Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, İstanbul-Taksim'de yılbaşı gecesi meydana gelen
olaylara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1129) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 51.- İstanbul
Milletvekili Ahmet Güzel'in, İstanbul-Güngören Belediye Başkanlığınca bazı
sokaklara Merve Kavakçı adının verildiği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1131) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 52.- Gaziantep
Milletvekili Mehmet Ay'ın, Gaziantep İlinde yürütülen okul projelerine ilişkin
Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1134) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 53.- Samsun
Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Ankara kent içi tren yolunda meydana gelen
kazaların önlenmesi için alınacak tedbirlere ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1136) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 54.- Isparta
Milletvekili Ramazan Gül'ün, gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan ve
yeniden gözaltına alınıp tutuklananlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1138) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 55.-
Bingöl Milletvekili Necati Yöndar'ın,
eski Başbakan A. Mesut Yılmaz ve Devlet eski Bakanı Güneş Taner ile ilgili bazı
iddialara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk'ün cevabı (6/1139) BAŞKAN - Soruyu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Bülent Ecevit
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim. Saygılarımla. Necati Yöndar Bingöl 1) Yılmaz Hükümeti dönemiyle ilgili bir medya
patronunun kendi televizyonunda ortaya attığı Mesut Yılmaz ve Güneş Taner'le
ilgili iddialar neden soruşturma konusu yapılmamaktadır? Yapılmakta ise, son
durum nedir? 2) Yılmaz Hükümetinin yıkılmasına sebep olan televizyon
konuşmasında sözü edilen 2 nci bandın akıbeti nedir? Hükümetiniz, söz konusu 2
nci bantla ilgili ne gibi bir işlem yapmıştır? BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Bakan. ADALET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Başbakana yöneltilen ve Bakanlığımızca
cevaplandırılması istenilen, Bingöl Milletvekili Necati Yöndar'ın, önergede
adları geçen, dönemin Başbakanı ve Devlet eski Bakanıyla ilgili bazı iddialara
ilişkin (6/1139) esas numaralı soru önergesine cevap vermek üzere huzurunuza
gelmiş bulunuyorum; hepinizi, saygıyla selamlıyorum. Soru önergesinde sözü edilen konularla ilgili olarak,
birkısım cumhuriyet başsavcılıklarından alınan yazılardan herhangi bir
soruşturma olmadığı anlaşılmakta ise de, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 96 ncı maddesi hükmü gereğince önergede belirtilen soruların açık
ve belli olmaması nedeniyle, konunun etraflı bir şekilde araştırılarak
cevaplandırılması mümkün olmamıştır. Bilgilerinize saygıyla arz ederim. BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bakan. 56.- Sakarya
Milletvekili Nezir Aydın'ın, iş yerlerinde özürlü kontenjanından işçi
çalıştırılmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1142) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 57.- Karaman
Milletvekili Zeki Ünal'ın, YÖK'ün üniversite lojmanlarında oturanlarla ilgili
yayınladığı genelgeye ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1143) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 58.- Şırnak
Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline
ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1144) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 59.- Şırnak
Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline
ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1145) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 60.- Şırnak
Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline
ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1146) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 61.-Şırnak
Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline
ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1147) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 62.- Şırnak
Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline
ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1149) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 63.- Şırnak
Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline
ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1151) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 64.- Şırnak
Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline
ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1152) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 65.- Şırnak
Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline
ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Orman Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1153) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 66.- Şırnak
Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline
ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Turizm Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1155) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 67.- Şırnak
Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline
ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru
önergesi (61157) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Ertelenmiştir. 68.-Şırnak
Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline
ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü
soru önergesi ve Devlet Bakanı Edip Safder Gaydalı'nın cevabı (6/1159) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Burada. Soruyu okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. Sorular: 1-Bakanlığınızın 2001 malî yılı bütçe yatırım
ödenekleri ne kadardır? 2-2001 yılında Şırnak İline ayrılan yatırım ödenekleri,
genel, katma ve Bakanlığınızla ilgili özerk bütçeli daireler ve yatırımlar
projeleri itibariyle ne kadardır? 3-Ayrılan ödenekler çerçevesinde, Şırnak'taki mevcut
yatırımların ne zaman tamamlanması öngörülmektedir? BAŞKAN - Sorulara cevap vermek üzere, Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanı adına, Devlet Bakanı Sayın Edip Safder Gaydalı; buyurunuz
Sayın Bakanım. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Sayın
Bakan, değerli milletvekilleri, Şırnak Milletvekilimiz Sayın Abdullah Veli
Seyda'nın, Şırnak İli 2001 yılı yatırım programına ilişkin sorularına cevaplarımı
arz ediyorum. Bakanlığımıza bağlı ve ilgili kuruluşların 2001 yılı
yatırım ödeneği toplamı 2 katrilyon 458 trilyon Türk Lirasıdır. Bakanlığımız
bağlı ve ilgili kuruluşlarından Şırnak İlinde yatırımı olanlara ait bilgileri
kuruluş bazında arz etmeye çalışacağım. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce Şırnak İlinde
yürütülen büyük ve küçük su işleri projelerinden, GAP Türkiye-Suriye Sınırı
Fizikî Güvenlik Sisteminin Dicle Nehri Kıyı Oyulmalarından Korunması
Projesiyle, Türkiye-Suriye sınırındaki fizikî güvenlik tesislerinin, Dicle
Nehrinin feyezan zamanlarında taşıdığı yüksek debilerin etkisiyle oyularak
zarar görmesinin önlenmesi hedef alınmış olup; kıyı oyulmalarının, 7 050
metrelik sedde inşaatı ile 4 500 metrelik tahkimat yapılarak önlenmesi
öngörülmüştür. Söz konusu iş, 18.12.1998 tarihinde ihale edilmiş ve 19.4.1999
tarihinde işe başlanılmıştır. Halen inşaatı sürdürülen ve yüzde 65 fizikî
gerçekleşme sağlanan işte, 800 metre uzunluğundaki kıyı şeridinde sedde dolgusu
ve taş tahkimat yapılmıştır; yeterli ödeneğin temini halinde, 2002 yılı sonunda
ikmali programlanmıştır. Söz konusu projeye, 2001 yılı için 2,5 trilyon Türk
Lirası ödenek talep edilmiş; ancak, kısıtlı bütçe imkânları nedeniyle 800
milyar Türk Lirası ödenek verilmiştir. Sulama ve enerji amaçlı proje kapsamında olan GAP
(Cizre Barajı ve Hidroelektrik Santralı) Projesi kapsamında, Cizre İlçesinin 7
kilometre kuzeybatısında, Dicle Nehri üzerinde yapılması planlanan Cizre
Barajında depolanacak 360 000 000 metreküp sudan, Cizre, Nusaybin ve İdil ovalarında
89 000 hektarlık alanın pompajla sulanması sağlanacaktır. Ayrıca, 240 megavat
kurulu güçteki Cizre Hidroelektrik Santralından yılda ortalama 1 208 milyon
kilovat/saat enerji üretilmesi sağlanacak olup, proje, enerji yönüyle Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğünün yatırım programında yer almaktadır. Ilısu Barajının başlamasını müteakip ele alınacak olan
Cizre Barajı ve HES Projesi, Türkiye-Kanada işbirliği protokolünde yer almış ve
Bakanlar Kurulu kararı istihsal edilmiştir. Proje, Türk-Kanada firmaları
konsorsiyumunca gerçekleştirilecektir. Konsorsiyumla ilk toplantı, Temmuz
1999'da yapılmıştır, teknik müzakerelere de 31.1.2000 tarihinde başlanılmıştır. Projeye, 2001 yılı için 7,5 trilyon Türk Lirası ödenek
talep edilmiş ve 100 milyar Türk Lirası ödenek verilmiştir. 2002 yılı için
87,089 trilyon Türk Lirası ödenek ihtiyacı tespit edilmiş; ancak, Yüksek
Planlama Kurulu kararları ve 2002 Yılı Yatırım Programı Hazırlama Esasları
Genelgesi çerçevesinde, yüzde 45 artışa göre 200 milyar Türk Lirası ödenek talep
edilmiştir; ancak, projenin 2002 yılı ödeneği henüz belirlenmemiştir. Şırnak İliyle ilgili olarak, Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün küçük su işleri projeleri kapsamındaki taşkın koruma faaliyetleri
arasında yer alan Türkiye-Irak sınırı fizikî güvenlik tesisleri işine,
ayrılabilen yıllık ödenek nispetinde ve iş programlarına uygun olarak devam
edilmekte olup, ıslah tesislerinin 2003 yılında bitirilmesi planlanmıştır. Adı geçen işe 2001 yılı için ülke genelindeki tüm
taşkın koruma faaliyetlerine ayrılan ödenek çerçevesinde 10 milyar TL ödenek
ayrılmıştır. Ayrıca, Şırnak-Cizre İlçesi Başbakanlık hizmet binaları
taşkın koruma işi kapsamında 640 metrelik taş tahkimat yapılarak 2000 yılında
iş bitirilmiştir. TEDAŞ Genel Müdürlüğünce, Şırnak İlinde 2001 yılında
yürütülen yatırım projelerinde 6 adet şehir şebekesi projesine 485 milyar TL, 4
adet köy şebekesi projesine 109 milyar TL, 3 adet kırsal dağıtım tesisi
projesine 560 milyar TL olmak üzere toplam 1,154 milyar TL olarak 5.4.2001
tarihinde Başbakanlığın 2001/19 sayılı Genelgesi uyarınca revize edilmiştir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Süreniz doldu; toparlarsanız sevinirim. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Devamla) - Eylül
2001 itibariyle yapılan geçici harcama 301 milyar TL'dir. TEAŞ Genel Müdürlüğünün ise Şırnak İli 2001 yılı
yatırım programları 3 projeden oluşmakta olup, 2001 yılı ödeneği toplam 3
trilyon 800 milyar Türk Lirasıdır. Arz ederim Sayın Başkan. (ANAP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bakan. Gündemin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmına geçiyoruz. Şimdi, Genel Kurulun 21.5.2002 tarihli 102 nci
Birleşiminde alınan karar gereğince, bu kısmın 99 uncu sırasında yer alan Konya
Milletvekili Veysel Candan ve 21 arkadaşının, belediyelerin kaynak sorunları ve
denetimi konusunda Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesinin öngörüşmesine
başlıyoruz. VIII. -
GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS
ARAŞTIRMASI A)
ÖNGÖRÜŞMELER 1.- Konya
Milletvekili Veysel Candan ve 21 arkadaşının, belediyelerin kaynak sorunları ve
denetimi konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/136) BAŞKAN - Hükümet?.. Burada. İçtüzüğümüze göre, Meclis araştırması açılıp açılmaması
hususunda, sırasıyla, hükümete, siyasî parti gruplarına ve önergedeki birinci
imza sahibine veya onun göstereceği bir diğer imza sahibine söz verilecektir. Konuşma süreleri, hükümet ve gruplar için 20'şer
dakika, önerge sahibi için 10 dakikadır. Şimdi, söz alan sayın üyelerin isimlerini okuyorum:
Saadet Partisi Grubu adına Veysel Candan, Doğru Yol Partisi Grubu adına Mustafa
Eren, Anavatan Partisi Grubu adına İbrahim Yaşar Dedelek, Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına İsmail Köse; önerge sahibi de, az önce belirttiğim gibi,
Veysel Candan. Önergeyi, 1.6.2000 tarihinde, 103 üncü Birleşimde
okumuşuz. İçtüzüğümüze göre, ilk söz hükümete ait. Hükümet konuşma yapacak mı Sayın Bakanım? BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ABDÜLKADİR AKCAN (Afyon) -
Hayır. BAŞKAN - Peki; hükümet konuşmayacak. Saadet Partisi Grubu adına, Konya Milletvekili Veysen
Candan; buyurunuz Sayın Candan. (SP sıralarından alkışlar) Süreniz 20 dakika. SP GRUBU ADINA VEYSEL CANDAN (Konya) - Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; araştırma önergesi üzerinde, Saadet Partisi
Grubunun görüşlerini açıklayacağım; Muhterem Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. 30.5.2000 tarihinde, yani, yaklaşık iki yıl önce,
belediyeler ve sorunlarının araştırılmasıyla ilgili bir araştırma önergesi
veriyoruz ve gündeme giriyor; fakat, iki yıldır, hükümetin engellemesi
neticesinde ancak bugün görüşme imkânımız oluyor; yani, hükümet, denetimi
devredışı bıraktıkça sıkıntı büyüyor. Halbuki biraz sonra göreceğiz ki, iki yıl
önce belediyelerle ilgili birtakım tedbirler alınmış olsa idi, zarar bu noktaya
gelmemiş olacaktı. Buradan hükümete bir kere daha söylüyorum: Denetim, mutlaka,
anayasal bir haktır, engellememeniz gerekmektedir. Araştırma önergemizin temel konusu belediyelerdir.
Belediyelerde kaynak sıkıntısı, belediyelerde yetki kısıtlaması, belediyelerde
personel atamaları, hükümet-belediye ilişkileri, afet kararnamesi ve
partizanlık, Maliye Bakanlığında, Bayındırlık ve İskân Bakanlığında ve Çevre
Bakanlığında partizanca uygulamalar, belediyeler ve İller Bankasının çarpık
ilişkileri gibi temel konular üzerinde durmaya çalışacağız. Ülkemizde yeniden yapılanma çerçevesinde, ülke yönetimi
mutlaka bir tartışmaya açılmalıdır. Merkezî hükümet -adalet, savunma ve güvenlik
dışında- yetkilerini, özel idarelere ve belediyelere devretmelidir. İllerde, o
ilin planlama ve ekonomik hayatından mahallî idareler sorumlu olmalıdır. Bu
anlamda hazırlanan ve üç yıldır komisyonlarda bekleyen mahallî idareler yasası
ihtiyaca cevap vermekten uzak; hükümet, bu konuda havanda su dövmektedir. Aslında, mahallî idareler yasası da, biraz önce gündeme
giren Özel Tüketim Vergisi Kanunu Tasarısı gibi, içinde 5 katrilyon vergisi
olan yeni bir vergi yasasıdır. Eğer, bu vergiler içerisinden çıkarılır,
yetkiler yerinden yönetime devredilirse, mahallî idareler yasası bir işe
yarayabilir. Mevcut Türkiye idarî yapısındaki bozukluk, az olan
ekonomik kaynakları iyice yetersiz hale getirmektedir. Hükümetin birçok konuda
olduğu gibi, mahallî idarelerde yapılanmaya bakışı eksik, yetersiz, şaşı ve
yanlıştır. Son üç yıldır komisyonlarda bekleyen bir mahallî idareler yasası,
ifade ettiğim gibi, bir vergi paketinden başka bir şey değildir. Değerli arkadaşlarım, burada, hemen, belediyelerin
gelirleri konusuna girmek istiyorum. Belediyeler, mahallî vergilerin dışında,
mücavir alan içerisindeki nüfusları oranında vergi gelirlerinden aldıkları
paylarla geçinmeye çalışırlar. O zaman; yani, bir yerde hükümetler, belediye
gelirleri üzerinde oyun oynama yetkisine sahip değildirler; ama, bu hükümet
döneminde olduğu gibi, bazen kanunların arkasından dolaşmak suretiyle,bu,
delmeye, delinmeye veya bazı belediyeler cezalandırılmaya çalışılıyor. Şimdi
Sayın Bakan burada; ümit ediyorum ki, konuşmam içerisindeki söylediklerime,
çıkıp, buradan cevap verecektir. Tarih 14 Nisan 2002, afet kararnamesi yayımlanıyor.
Bayındırlık Bakanlığı hazırlıyor, ve Bakanlar Kurulu imzaya açıyor ve tasdik
ediyor -bu detay bilgileri vermemin sebebi var; biraz sonra geleceğim- 40 ilde,
267 belediye kapsama alınıyor; 164 tane belediye, hükümeti teşkil eden
partilerin belediyeleri. 17 ilin hepsi MHP'lidir; yani, burada, açık bir
partizanlık yapılmıştır. Şimdi, kararnamede yapılan yanlışlar şunlar: Birincisi,
afet olmayan yerler kapsama alındı; yani, bir teneke su bile yağmayan yerler,
sel götürdü diye kapsama alındı, afet olan yerler alınmadı -biraz sonra,
bunları anlatırken, yargı kararlarını okuyarak delil göstereceğim- veya
çıkarıldı. Kapsama alındı; katsayıda farklılık yaparak, hükümeti oluşturan
partilere mensup belediyelere para aktarıldı, öbürlerine verilmedi. Yani, bir
yerde, işin suyu çıkarıldı. Değerli arkadaşlar, peki, bu durumda belediye
başkanları ne yaptı; yargıya gittiler. Örnek: Tokat Belediye Başkanı -Saadet
Partili bir belediye başkanı- gitti, Bayındırlık Bakanlığını dava etti.
Bakanlık "listeyi biz hazırladık, Bakanlar Kurulu imzaladı, davalı taraf
biz olmamalıydık" dedi; yani, önce yaptığını, orada, bir yerde, inkâr
etti. Danıştay 11. Dairesi, Bakanlıktan, bütün bilgi ve belgeleri istedi. Değerli arkadaşlar, aslında, bu hükümet, birçok
konuların öncüsü olması, kötü işlerin öncüsü olması açısından, siyasî
tarihimizde fevkalade önemli bir yer alacak. Sayın Bakan, bakın, şimdi, Bakanlığın cevabını,
mahkemeye gönderdiği yazıyı, kendi tutanaklarından okuyorum: "İstediğiniz
belgeler çok olduğundan -çok belge istiyorsunuz- işlerin yoğunluğu nedeniyle
-Bakanlık o kadar çok iş yapıyor ki- yoğunuz, tasarruf genelgesi de var,
fotokopi de çekemeyiz, sizin istediğiniz bilgileri de vermiyoruz" diyor.
Şimdi anlaşıldı mı Bakanlığın komik açıklaması. Yargıya verilen cevabı
okuyorum. Yani, dünyanın neresinde, davalı olan bir taraf, evvela topu Bakanlar
Kuruluna atar?! Madem, böyle bir usulsüzlük, yolsuzluk yapıyorsunuz, yüreğiniz
yetiyorsa, sonuna kadar arkasında duracaksınız. Durmayacaksanız, yargıya,
tutanaklara geçecek bu sözler söylenemez. Bakın, tekrar ediyorum: "Belgenin çokluğu, işlerin
yoğunluğu, tasarruf genelgesinin oluşu, fotokopi maliyeti de çoktur,
Bakanlığımızda da fotokopi çekecek para olmadığından mahkemenize bilgi
gönderemiyoruz." Peki, yargı kararında, sonuçta ne deniliyor:
"Ulaşabildiği bilgi ve belgeleri inceleyen yargı..." Bu tutanakları gelecekte milletvekilleri
okuyacak, bunlar tarihe geçecek; çok enteresan olaylar diye Guinnes rekorlar
kitabına giriyor ya bazı olaylar, bu da oraya girer. Birçok nedenler sayılıp
"şu şu sebeplerle Bakanlık haksızlık yapmıştır" denildikten sonra,
"afete maruz kalmayan birkısım belediyelerin listede yer aldığı
görüldüğünden..." Yani, sahte liste hazırlandığından... Kim söylüyor;
Danıştay 11. Dairesi söylüyor. Yani, buraya çıkıp, bunu, kıvırtıp, çevirip,
başka şekilde anlatmaya hiç gerek yok. Değerli arkadaşlar, bakınız, sonuç nasıl bağlanıyor;
yargı kararında diyor ki: "Parasal kayıplar hesaplanarak davacı belediyeye
ödenmesine." Buyurun, haydi, hukuk devleti olduğunuzu ispat edin, bu
belediyenin paralarını geri ödeyin; yargı kararı burada. Halbuki, Tokat'ta
MHP'ye, Bayındırlık Bakanının partisine oy veren birçok insan var, siz onları
da cezalandırıyorsunuz. Bir kere ne yaptığınızın farkında değilsiniz. Değerli arkadaşlar, elimde bu Danıştay kararlarından
birçok var, bir tane canlı örnek olarak buraya getirmiş oldum. Şimdi, tabiî, çok enteresandır, aynı, yan yana
belediyeler var, birinde afet olmuş gibi görülüyor, hemen çizginin yüz metre
ilerisinde, o belediye hükümet partisine ait değilse o da kapsamın dışında
kalmış ve böylece oyun içinde oyun oynanıyor. Kapsama alınmış, çok sel olmuş,
çok sel olan yere az katsayısı verilmiş, para az aktarılıyor, hiç sil olmayan
yere de çok para aktarılıyor ve böylece bir partizanlık örneği daha siyasî
tarihimize geçmiş oluyor. Değerli arkadaşlar, işin can alıcı noktası nedir
biliyor musunuz. Afet olan belediyelere, şimdi, buradaki 267 belediyeye, 3 200
tane belediyemizin 3 000'inden para gelirinin yüzde 25'i alınıyor veriliyor.
Şöyle bir örnek vermek istiyorum: Bir belde belediye başkanı var; 10 milyar
lira geliri var. Siz, oradan, bu belediye gelirinin, 10 milyarının yüzde
25'ini, 2,5-3 milyarını kestiğiniz zaman, o belediye, memuruna maaş ödeyemez,
işçisine maaş ödeyemez. Yani, siz, seçilmiş insanı orada zor duruma, aynı
zamanda, devleti de zor duruma düşürüyorsunuz. Bu yapılan iş, iş değil. Değerli arkadaşlar, aslında, bu kararnameyle ilgili
daha, çok söylenecek söz var; ancak, şunu hemen ifade edeyim: Bu kararname
çıkmadan önce, önce yazıldı, beklendi, bakan geri aldı, uzun pazarlıklardan
sonra; yani, hükümeti oluşturan partiler, MHP'ye "bizi de
koyacaksınız" denildikten sonra, ANAP'la pazarlıklar sonucu oluştu. Keşke,
adaletli yapsa idiniz de, biz de, burada, 3 200 belediye adına "bu
adildir" deme imkânına sahip olsaydık. Şimdi diğer konulara girmek istiyorum. Belediyelerde
önemli konulardan biri denetim değerli arkadaşlar. Denetim demek, inceleme, yol
gösterme, eksik tamamlama, varsa yolsuzlukların ortaya çıkarılmasıdır. Tarifi
bu; yani, denetimin tarifi bu. Halbuki, bu hükümetin yaptığı, İçişleri
Bakanlığının yaptığı denetimler şantaj ve tehdit. "Bizim partiye geç"
incelemesi yaptırıyorlar; yani, bizim partiye geçersen rahat edersin, kaynak
buluruz incelemesi yaptırıyorlar. Şimdi, o açıdan, belediye başkanlarımızın feryadı var;
onları biraz sonra ifade edeceğim. Teftiş, tedhişe dönüşüyor, yasadışı inceleme yapılıyor,
incelemede uyulacak usul ve esaslar yok sayılıyor, bakan oluruyla yapılan işler
mahkemeye intikal ediyor. Şimdi, bir belediye başkanımızın bir sıkıntısı var ve
İçişleri Bakanlığına yazmış, benim şu işlemde ne yapmam lazım diye. Bakan
oluruyla, Müsteşarı yazı göndermiş belediyeye ve demiş ki: Bu konuyla,
sorduğunuz konuyla ilgili tavrımız şudur; şöyle şöyle işlem yapacaksınız. Onu,
gönderilen müfettiş almış, bu yazı ekinde olduğu halde, o belediye başkanını
mahkemeye vermiş. İşte, denetimdeki sıkıntı bu. Ayrıca, denetimlerde, kimliği bilinmeyen, imzasız
dilekçeler, ihbarlar esas alınarak incelemeye başlatılmış; halbuki, hepimiz
biliyoruz ki, 3071 sayılı yasanın 4 üncü maddesinde "imzasız dilekçe
incelenemez" deniliyor. Böyle olmasına rağmen, bu madde de ihlal edilerek,
belediyeler birtakım sıkıntıya sorulmaktadır. Belediyelerde yetki kısıtlaması, maalesef, devam
etmektedir. Değerli arkadaşlar, partizanlık yapacağız derken, ipin ucu kaçınca
bakın, nelere mal oluyor: Gıda maddesi üreten imalathanelerin denetimi eskiden
belediyelere aitti. Eski bir belediye başkanı olarak söylüyorum, bu nevi
denetimin belediyelerin yetkisinde olması faydalı idi; ancak, çıkarılan bir
kanun hükmünde kararnameyle bu denetim Sağlık Bakanlığına bırakıldı, Sağlık
Bakanlığında da, yeterli personel olmadığı için, bu denetimler yapılmıyor;
yani, gıda üreten imalathanelerin denetimi, halen, istenilen seviyede
yürütülmemektedir. Belediyelerde personel durumu: Belediyeler arasındaki
nakiller dışında kamu kurumlarından belediyelere nakillerin olmayışı, açıktan
atamaların durdurulması ve benzeri engeller sonucu belediyelerde kalifiye
eleman sıkıntısı başgöstermiştir. Bir belediye başkanını ziyaretimizde, birkaç
kişi belediyede dolaşıyordu, onlara sorduğumuzda "biz, ÖSYM'den tayinle
belediyeye geldik" dediler. Ne iş yapıyorsunuz; hiçbir şey!.. Yani,
öylesine bir imtihan, öylesine bir sevkıyat yapılmış ki, hiç kimse ne
yapacağını, ne edeceğini bilmiyor. Bu, yanlışlar, ümit ediyoruz ki, düzeltilir;
ama, hangi anlayış, hangi hükümet, hangi Başbakan, hangi ilgili bu koltukta
oturacak da bu söylediklerimizi değerlendirecek; tartışmanın ayrı bir konusu. Değerli arkadaşlar, belediyelerin sıkıntılarından biri
de Hazineye ait taşınmazların belediyeye devri. Bu, çok önemli bir konu. Bu,
tahsis yoluyla yapılabilir, bedelsiz terk edilebilir, bedeli mukabili
satılabilir, kiralama veya irtifak hakkı kurulabilir. Bu devir, birçok şarta
bağlanmış. Yani, bu "partizanlık yapın, ama, bir belediye haklıysa önünü
açmayın" anlamı taşır. Halbuki, doğru olan, hiçbir şarta bağlamadan
belediyelere devredilip, imar geçirilerek, Hazine ile belediye arasında belli
bir oran dahilinde bölüşülmesidir. O arazilerin, mutlaka, değerlendirilmesi
gerekir. Biraz önce Çevre Bakanı da konuştu, ayrıldı... Yani,
şimdi diyeceğim de, arkadaşlarımız üzülecek; hükümet yok, bakın, yok... Var mı;
yok. Başbakan da Oran'da tatilde... Yani, zaten, hükümet, bir teknokrat
hükümeti, IMF ve Derviş'in dışında bir şey yok. Derviş de yurt dışında, hükümet
de kayıp!.. Maliye Bakanlığı, Bayındırlık Bakanlığı ve Çevre
Bakanlığından birtakım yardımlar yapılmakta; burada da, burada da, burada da
birtakım usulsüzlükler ve partizanlıklar yapılmaktadır. Değerli arkadaşlarım, vaktim, önümde, bakıyorum, 6
dakika kaldı, belki, konuşmanın en önemli, can alıcı yerinde bir şey anlatmak
istiyorum. Belediyelerle ilgili çok önemli, fevkalade, Hazineyi ilgilendiren,
ekonomiyi ilgilendiren, hepimizi yakından ilgilendiren bir faciadan, bir hukuk
cinayetinden, 2 milyar dolarlık bir Hazine kaybından bahsetmek istiyorum
değerli arkadaşlar. Özet olarak, elimdeki 30 sayfalık rapor, Sayıştayın Meclise
gönderdiği bir rapordur. Bakın... Fatura bedelinin ne olduğunu biraz sonra
açıklayacağım. Bu raporu, Sayıştay, Meclis Başkanlığına gereği için gönderiyor;
diyor ki, alın bu raporu, ne yapacaksanız yapın, gereğini yapın. Değerli arkadaşlarım, konu nedir; konu,
yap-işlet-devret modeliyle yapılan İzmit Şehri Kentsel ve Endüstriyel Su Temini
Projesi. Değerli arkadaşlar, İzmit Belediyesi bir talepte
bulunuyor "şehrimin su ihtiyacı ve civar illerle birlikte 11 ile su
hazırlamak için bir proje geliştirdik" diyor ve DSİ'yle bir protokol
yapıyor. DSİ'yle protokol yapılıyor ve çalışmalar devam ediyor, barajlar
yapılacak, su hazırlanacak, tam bu aşamada, imkânlar yok deniyor, DSİ buna
kaynak bulamaz deniyor ve bundan sonra aynen bu rapordan ifade ediyorum:
"Yap-işlet-devret modeline uygun olmadığı halde, yapılan iş, hukuka aykırı
olduğu halde, yap-işlet-devret modeline sokulduğu için sorgulansın" diyor;
bunu, Sayıştay söylüyor. Burada, belediye, bir konsorsiyum oluşuyor ve bu
ihaleye giriyor değerli arkadaşlar. Bakın, şimdi, biz, Türkiye, nasıl, nereden
batıyor, nasıl soyuluyor?! Aynen bir film gibi, bir serüven gibi. Yap-işlet-devret olduktan sonra bir konsorsiyum
oluşuyor. Bu konsorsiyuma yüzde 15'le belediye ortak oluyor. Değerli
arkadaşlarım, belediyenin ortak olduğu konsorsiyum işi alıyor; ama, Sayıştay
raporunun sayfa 21'deki sonuç bölümünde ne deniliyor, bakın: "DSİ onaylı
kati proje raporu olmasına rağmen ve arada on katı aşan -on kat! on kat!- fahiş
bir fiyat farkı verilen iş, DSİ'den alınır -birisi, siyasî bir irade, onu
DSİ'den alıyor; işte, milliyetçilik burada, muhafazakârlık burada,
vatanseverlik burada- ihaleye bile çıkılmasına gerek görülmeden, konsorsiyumun
teklif ettiği fiyata verilir." Buyurun... Bu iş, bir hukuk cinayetidir,
yetimlerin hakkının gasp edildiği bir cinayettir. İşte, milliyetçilik, muhafazakârlık
burada görüşülecek, burada konuşulacak! Değerli arkadaşlar, bakın, sonuç ne olur, biliyor
musunuz... Tabiî, belediye, yüzde 15 hisse ortak olabilmek için Hazineden
aldığı para var; 19,5 milyon dolar hazine garantili yapılıyor. Belediye bunu
ödeyemediği için, Hazine, 20,2 milyon dolar olarak ödüyor parayı. Bakın, şimdi,
zarara bakın, belediyenin aldığı parayı faiziyle ödüyor; arkasından, 142 000
000 metreküp su üretiliyor. Suyun maliyetinin yüksek olmasından dolayı,
etraftaki belediyeler, su almıyor, su boşa akıyor ve Hazine, iki yılda 380 000
000 dolar ödüyor, 380 000 000 dolar ve 13 yıl daha ödenecek!.. Dava nereye
gidiyor, biliyor musunuz arkadaşlar; Avusturya'da tahkim mahkemesine gidiyor.
Şimdi, milliyetçi hükümet, muhafazakâr hükümet, halkçı hükümet, Meclise gelen
bu rapor hakkında ne yapacak; ben merak ediyorum. Peki, ben, bu raporu niye gündeme getirdim, yani, ne
ilgisi vardı; doğrudan belediyelerimizle ilgisi vardı; çünkü, Hazine veya İller
Bankası bunu ödemediği zaman ne oluyor; bir taraftan alıp, bir tarafa
yamıyorsunuz; ama, devletin milyarları böylece akıp gidiyor. Sayıştaydan bu raporu aldım arkadaşlara sordum: Ne
olur? "Avusturya'da, tahkimden aleyhimize bir karar çıktığı zaman,
devletin zararı 3 milyar doları bulur faiziyle" denildi. Sizin, IMF'den 10
milyar dolar almak için -kapı kapı- yapmadığınız iş yok; vergi kanunları
çıkardınız, 15 günde 15 yasa çıkardınız, milletin ve devletin itibarıyla
oynadınız; ama, bir yanda, bir siyasî müdahaleyle, devletin zararı milyarlarca
doları bulmaktadır. Şimdi, bu işe imza atanlar kendilerini savunuyor,
herkes kendini savunuyor; hepsini okudum, hiç birinin haklı gerekçesi yoktur;
belediye başkanından başlayarak, buraya imza atan, yani, bu işlere imza atan,
yap-işlet-devret modeline geçen de dahil, hiçbirisinin mantıklı, hukukî bir
tutar tarafı yoktur. Peki, biz, bütün bunları konuştuk da ne oldu; yani, bu
milletvekili arkadaşlardan sen ne bekliyorsun derseniz, ne beklediğimi
söyleyeyim: 1- Kanuna karşı hile yapanları ortaya çıkarmak
mecburiyetindeyiz. 2 - Su projesiyle milleti dolandıranları, hırsızları ve
ahlaksızlık yapanları da ortaya koymak mecburiyetindeyiz. İşte, ben, onun için, Yüce Heyetinizden, partisine
rağmen, bu araştırma önergesine oy talep ediyorum. Yürekli milletvekili olan
arkadaşlarımdan, bu milyar dolarların hesabının araştırılması ve soruşturulması
açısından bir talebim var, o da, oylarınızla ortaya çıkacak. Ben, konuşmamı kapatırken, daha önceki deneyimlerime
dayanarak söylüyorum. Daha önce, benzeri birçok dosyaları burada ortaya koyduk.
Çıkanlar diyorlar ki: "Efendim, yargı var", " Efendim mahkeme
var, efendim, biz, Meclis olarak, kendimizi mahkeme yerine mi koyuyoruz?!
" İyi o zaman, ben de, böyle diyenlere şunu soruyorum: Niye Sayıştay,
elindeki raporunu Meclis Başkanlığına "gereği" diye... Bizim adımıza
Hazineyi denetleyen Sayıştay diyor ki: Sizin adınıza, Meclis adına ben
denetledim; burada ciddî sıkıntılar var, devlet zararı var; Meclis olarak
gereğini yapın. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) VEYSEL CANDAN (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan. Ben de diyorum ki, gereği, oyların verilmesi ve
araştırma komisyonunun kurulmasıdır. Tabiî, bakalım, netice ne olacak! Hepinize saygılar sunuyorum. (SP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Doğru Yol Partisi Grubu adına, Karabük
Milletvekili Mustafa Eren. Buyurun Sayın Eren. DYP GRUBU ADINA MUSTAFA EREN (Karabük) - Sayın Başkan,
değerli arkadaşlarım; (10/136) esas numaralı Meclis araştırması önergesi
üzerinde Doğru Yol Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Grubum ve
şahsım adına, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Araştırma önergesine konu olan hususlar, bugün
belediyelere uygulanan çifte standardın birkaç örneğinden biridir. Halka hizmet
etmekten başka hiçbir düşüncesi olmayan başkanlarımız, çalıştırdıkları
personele ve alacaklılara olan borçlarını nasıl ödeyeceklerinin telaşını
yaşarken, şimdi de, sudan sebeplerle müfettişlere ifade verme durumuyla karşı
karşıya bırakılmışlardır. Gerçekten usulsüzlük ve kanunsuzluk yapanlar varsa,
tabiî ki, onlarla ilgili gereken yapılacaktır ve yapılmalıdır da; ancak,
belediyenin makam aracına bindiği ve belediyenin telefonunu kullandığı için
şikâyet edilen belediye başkanları için soruşturma açılmasının da hiçbir anlamı
yoktur. Maalesef, benim ilimin Eflani İlçesi Belediye Başkanı şu anda böyle bir
soruşturmayla karşı karşıyadır, belediye makam arabasına bindiği ve belediyeye
ait cep telefonunu kullandığı için. Her ay başı yaklaştığında belediye başkanlarının
çektiği sıkıntıyı yüreğinizde hissetmezseniz, İller Bankasının kapısında âdeta
nöbet tutan başkanın çektiği çileyi, itfaiye aracı, çöp kamyonu alabilmek için
aylarca ne mücadele verdiğini bilmezseniz, aslanı kediye boğdurur gibi,
belediye başkanlarını ve belediyeleri böyle zor durumda bırakırsınız. Partizanlığın 57 nci hükümet dönemine kadar
hissedilmediği ve belediyeler için çok önemli olan İller Bankası, bugün
boğazına kadar siyasetin içerisine girmiştir; Genel Müdüre ulaşmak,
Reisicumhura ulaşmaktan zor hale gelmiştir. Tabiî, bu söylediklerimi sizler yaşamıyor olabilirsiniz
-iktidar partisi milletvekili arkadaşlarıma söylüyorum- ancak, bazı
bürokratlar, devletin değil, sanki hükümetin paralı memuru gibi hareket
ederken, bu cesaret ve gücü de sizin partizanca tavırlarınızdan almaktadır. Geçen yıl, Eskipazar İlçesi Belediyemizin ve Yenice
Yortanpazarı Belediyemizin yapmış olduğu festivallerle ilgili olarak Kültür
Bakanlığına yardım için talepte bulunduk. Kültür Bakanlığından yardım
taleplerimize olumlu cevap geldi; ama, bir yıldan beri, maalesef,
belediyelerimiz, hâlâ, daha, bu parayı Kültür Bakanlığından alamadılar. Mahallî İdareler Yasa Tasarısı, aylarca süren ve yoğun
emek harcanarak, tüm komisyon üyelerinin katkılarıyla son şeklini aldı; ancak,
ne yazık ki, hâlâ, daha, Genel Kurula gelmedi. Hükümet, kendisine yakın
belediyeleri, değişik fonlardan ve kaynaklardan sağladığı imkânlarla pansuman
tedavisiyle ayakta tutmakta, kendisinden olmayan belediyeleri de, âdeta, ateşe
atmaktadır. Afetle ilgili yapılan uygulamalar, afet öncesi alınması
gereken tedbirlerin alınmaması, afet sonrasında yapılan uygulamalarda ise
alınan vergilere bağlanan umutlar, partizanca yapılan uygulamalar konusunda
Yüce Heyetinize aşağıdaki hususları da aktarmak istiyorum. Afeti genel anlamda tanımlarsak, insanlar için
fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar meydana getiren, normal yaşamı ve insan
faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak toplulukları etkileyen
doğal, teknolojik veya insan kökenli olaylara afet denilmektedir. Ülkemiz, jeolojik ve topografik yapısı ve iklim
özellikleri nedeniyle, büyük can ve mal kayıplarına yol açan doğal afetlerle
sık sık karşılaşan ülkelerin başında gelmektedir. Ülkemizde etkili olan doğal
afetleri, önem sırasına göre, depremler, heyelanlar, su basmaları, kaya
düşmeleri, yangınlar, çığ, fırtına, yeraltı suyu yükselmeleri gibi meteorolojik
kökenli diğer afetler olarak da sıralamak mümkündür. Son yüzyıl içerisinde, ülkemizde, kayıtlara geçen,
hasar yapan 128 deprem olmuş ve bu depremler nedeniyle 65 000-70 000
yurttaşımız hayatını kaybetmiştir. Yine, bu depremler nedeniyle, 150 000
civarında yurttaşımızın yaralandığı ve 500 000 ilâ 600 000 yapının hasar
gördüğü tahmin edilmektedir. Depremlere ilave olarak, ülkemizin Karadeniz ve Marmara
Bölgeleri yoğun heyelanların, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri ise yoğun
çığ, heyelan veya kaya düşmelerinin yaşandığı bölgeler olarak dikkati
çekmektedir. Özetlemek gerekirse, ülkemiz, başta depremler olmak
üzere, heyelanlar, su baskınları, çığ ve kaya düşmeleri, yangınlar ve erozyon
gibi afetlerle çok yoğun olarak karşı karşıya kalan ülkelerin başında
gelmektedir. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; doğal afet
zararlarının azaltılması çalışmalarının temel esası olan afetler olmadan önce
alınacak tedbirler ve yapılacak çalışmalarla, doğal afetlerin yol açacağı
fiziksel kayıpları en düşük düzeyde tutmak mümkün olamamaktadır. Bu durumun
temel nedenlerini şöylece sıralayabiliriz: Türkiye'de, doğal afet zararlarının afetler olmadan
önce yapılacak çalışmalar ve alınacak önlemlerle düşük düzeyde tutulması
politikaları yerine, afetler olduktan sonra yara sarma politikalarına önem ve
öncelik verilmiştir; afet sonrasında yeni vergi toplama yöntemleri geliştirilmiştir. Türkiye'de, ülkenin karşı karşıya olduğu deprem ve
diğer afet tehlikesi halka mal edilmemiş ve bu konuda, yaygın ve etkili
bilgilendirme ve eğitim programları başarıyla uygulanamamıştır. Çok eski geçmişe sahip olmalarına rağmen, yürürlükteki
yasa ve yönetmeliklere uymama, başta yerel yönetimler olmak üzere, her kademede
alışkanlık haline getirilmiştir. Bu durumun en son örnekleri, İzmir su baskını,
Erzincan, Dinar ve Marmara Bölgesindeki depremlerde bütün açıklığıyla
görülmektedir. Yasa ve yönetmeliklere uyulmamasının herhangi bir sorumluluğu da
yoktur. Yasalarda mevcut olan yaptırımlar uygulanmamakta ya da
uygulanamamaktadır. Ülke genelinde, bir kentsel plana bağlı olmayan, geniş
bir kırsal kesim yerleşmesi bulunmaktadır. Bu alanlarda, gerek yerleşim
planlaması gerekse yapı denetimi bakımından gerçekçi bir kontrol mekanizması
mevcut değildir. 3194 sayılı İmar Kanunu, 1580 sayılı Belediye Kanunu ve 3030
sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanundaki muhtelif
boşluklar nedeniyle, planlı kentsel mekânlarda, fizikî planlama aşamasında,
yapı tasarımı ve denetimine, afet riski taşıyan alanlarda imar izni verilmekte
ve yapılaşma sürecinde büyük aksaklıklar bulunmaktadır. Türkiye'de, doğal afetlerin önlenmesi ve zararlarının
azaltılması konusunda, merkezî yönetim, yerel yönetim, özel sektör ve halkın
görev, yetki ve sorumlulukları arasında rasyonel dengeler oluşturulmamış ve her
olayın ekonomik maliyeti, merkezî yönetimin kıt kaynaklarıyla karşılanmaya
çalışılmıştır. Buna karşılık, afetler, deprem ve sivil savunma fonları genel
bütçe içerisine alınmış ve bütçeden verilen sembolik ödeneklerle afet
hizmetleri yürütülemez hale gelmiştir. Afet riskine sahip büyük illerde, bu illerin genel
yönetim zorlukları da dikkate alınarak, yeni afet yönetim sistemi
geliştirilmemiş ve bu illerdeki valilik ve belediyelere bir afet anında hemen
kullanabilecekleri kaynak bulma ve kullanma yetkisi verilmemiştir. Türkiye'de afet bölgelerinin genişliği ve mevcut yapı
stokunun eksikliği karşısında, afetler olmadan önce, mevcut yapı ve altyapı
sistemini iyileştiren veya yenileyen proje ve programlar uygulanmamıştır. Afet
yönetiminin her safhasında muhtelif kurum ve kuruluşlara ait imkânların
rasyonel kullanımı için etkin bir koordinasyona ihtiyaç vardır. Mevcut mevzuat
çerçevesinde bu koordinasyon hizmeti Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından
yürütülmekle beraber, çeşitli nedenlerle koordinasyon yönünden kısmî
aksaklıkların yaşandığı görülmektedir. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; çağdaş afet
yönetimi ve doğal afetlerle mücadele, her şeyden önce, doğadaki mevcut
tehlikelerin iyi bilinmesi ve bu tehlikelerin doğurabileceği riskleri azaltmak
için doğanın en akılcı yol ve yöntemlerle kullanılmasını gerektiren topyekûn
bir mücadeledir. Bu mücadele içerisinde en sade vatandaştan en yetkili
makamlara kadar herkese görev ve sorumluluk düşmektedir. Öncelikle, doğal afet
zararlarının ancak doğal afetler olmadan önce alınacak yasal, idarî ve teknik
önlemlerle azaltılabileceğine her kademede inanmak ve uygulanacak afet yönetim
sistemini buna göre düzenlemek gerekmektedir. Türkiye'nin, yukarıda sayılan eksiklikleri ortadan
kaldıracak, doğal afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması çalışmalarını
ana politika olarak benimseyen, bir afet anında gerek merkezde gerekse yerel
ölçekte etkili bir afet yönetimi uygulanmasını sağlayan yeni bir temel afet
yasasına ivedilikle ihtiyacı bulunmaktadır. Ayrıca, 1580 sayılı Belediye Kanunu
ve 3030 sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkındaki Kanun, yerel
yönetimlerin doğal afet tehlikesi ve riskinin belirlenmesi ve zararlarının
azaltılması konusunda görev, yetki ve sorumluluklarını ve aykırı hareket
edenlere uygulanacak cezaî müeyyideleri de kapsayacak şekilde, yeniden
düzenlenmelidir. Doğal afet tehlikesi ve riski ile afet zararlarının
azaltılması konusunda halkın bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi için
sürekli etkin ve yaygın eğitim programları uygulanmalı; dernek, vakıf, izcilik
teşkilatları, mahalle örgütleri gibi hükümetlere bağlı olmayan gönüllü
kuruluşların bu faaliyetler içerisinde yer almaları sağlanmalıdır. İnşaatların bünyesine giren kum, çakıl, çimento, çelik
ve tuğla gibi inşaat ana malzemelerinin üretimi, yetki sahibi kamu kuruluşları
tarafından sürekli denetlenmeli; bunun için gerekli yasal düzenleme yapılmalı;
buna aykırı hareket edenler için caydırıcı hükümler getirilmelidir. Belediyelerdeki itfaiye teşkilatları bir afet anında
kurtarma ve ilk yardım yapacak şekilde yeniden örgütlenmeli, donatılmalı ve
eğitilmelidir. Afet anında iletişim çok önemlidir. Bir afet anında
kesilmeyecek, bloke olmayacak, hızlı, etkili bir haberleşme sistemi
kurulmalıdır. Ayrıca, afet riski yüksek olan ve son yıllarda yoğun
afetlerle karşılaşmış bulunan yörelerdeki sosyal ve ekonomik yapının bir an
önce iyileştirilmesi için, bu yörelere, yatırımlarda ve kalkınma planında
öncelik verilmelidir. Ancak, bütün bu alınması gereken önlemlerin bu hükümet
tarafından yerine getirildiğini söylemek mümkün değildir. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Afet
Kararnamesiyle, felaket yaşamayan partili belediyeler kapsama dahil edilmiştir.
Kararname kapsamındaki 267 belediyenin 83'ü MHP, 55'i Anavatan ve 26'sı ise
DSP'ye ayrılmıştır. Depremzede belediyelerden, Kocaeli'den 23, Yalova'dan 6,
Düzce ve Sakarya'dan 3'er, Bolu'dan sadece 1 belediye kararname kapsamına
alınırken, afete uğrayıp uğramadıkları tartışılan 17 il arasından MHP'li
belediyelerin tamamı kapsama alınmıştır. Tümü de MHP'li olan bu belediyelerin
katsayıları yüksek tutulmuştur. Son bir yıl içerisinde sel, deprem, yangın, çığ düşmesi
gibi herhangi bir felaketle karşılaşmadıkları halde Afet Kararnamesi kapsamına
alınan belediyeler şunlardır: Aksaray Merkez, Amasya Merkez, Ankara Beypazarı,
Balıkesir Edremit, Bilecik Bozüyük ve Söğüt, Erzincan Merkez, Denizli Buldan,
Iğdır Merkez, Karaman Merkez, Kırklareli Merkez, Kırşehir Merkez, Kütahya
Simav, Manisa Gördes, Samsun Göl, Sıvas Zara, Uşak Merkez ve Armutlu, Yozgat
Boğazlıyan ve Şefaatli. Son bir yılda felaketle karşılaşmayan illerden Erzurum
Büyükşehir Belediyesi 1,75 katsayıyla kapsama alındı. Erzincan, Erzurum, Iğdır,
Isparta, Karaman, Kırklareli, Kırşehir ve Uşak Merkez belediyeleri afet bölgesi
olarak değerlendirildi. Rize'nin toplam 21 belediyesinden 18'i, Osmaniye'nin 16
belediyesinden 7'si Afet Kararnamesi kapsamına alındı, katsayıları en üst
sınırda tutuldu. Gölcük'e düşük, Rize'ye yüksek... Marmara depreminin
merkez üssü Gölcük Değirmendere'nin katsayısı 1,65, Sakarya Büyükşehirin
katsayısı 2 olarak belirlenirken, Rize'nin Çayeli ve Hemşin belediyeleri en
yüksek katsayı olan 3'le, Merkez ve Merkeze bağlı Kendirli, Yolbaşı, Güneyce,
Fındıklı ve Madenli belediyeleri 2,50 katsayıyla ödüllendirildi. Osmaniye
Merkez ve Sunbaş belediyelerinin katsayıları 3, Kadirli Belediyesinin katsayısı
ise 2,96 oldu. Sel felaketine uğrayan İçel'in 62 belediyesi kapsama
alındı; DSP'li Mersin Büyükşehir Belediyesinin katsayısı 3 oldu. Anamur'un
katsayısı 1,65 olarak belirlendi; Mezitli ve Tece belediyeleri ise, 3
katsayıyla rekor kırdı. Yıl boyunca sel felaketlerinden başını alamayan İzmir
ve bölgem olan Karabük belediyeleri kararnameye giremezken, sadece, İzmir-Kiraz
ve Menemen ilçeleri afet kapsamına alındı. İstanbul-Şişli ise, afet yaşamamasına karşın, depremde
büyük hasar gören Avcılar ile birlikte aynı katsayıyla, yani, 1,25'le kapsama
alındı. Afet Kararnamesinin düzenlenmesi, tüm kamuoyunun da
malumu olduğu üzere, büyük pazarlıklara sahne oldu; gerek yazılı gerek görsel
basında uzun süre yer aldı. Bu pazarlıklar neticesinde herkes hak ettiği yeri
almaya çalıştı. Ayrıca, Danıştay 11. Dairesinin bu usulsüz uygulamayla ilgili
vermiş olduğu mahkeme kararı da, bu uygulamaların ne derece usulsüz ve kanuna
uygun olmadığının en güzel, en somut örneğidir. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; afetin tarifini
yaparken, afetin bir şeklinin de insan kökenli olduğunu belirtmiştim. İnsan
kökenli afetin en bariz örneğini, ne yazık ki, 57 nci hükümet zamanında
yaşıyoruz. Ülke yangın yerine dönmüş, esnaf sokaklara dökülmüş, binlerce işyeri
kapanmış, binlerce insan işinden olmuş, çiftçi traktörünü satar hale gelmiş,
onbinlerce insan icralık olmuş; ülke, cumhuriyet tarihinin en büyük küçülmesini
yaşamış, Anayasanın havalarda uçuşması esnasında çıkan fırtına ekonomiyi felç
etmiş; krizler insanları canlarından bezdirmiş; kimi vatandaşımız, bu hükümetin
icraatlarını protesto etmek için Başbakana yazarkasa fırlatmış, kimisi
Başbakanlığın önünde arabasını yakmış, kimisi sesini duyurabilmek için
Başbakanlığın önündeki ağaca çıkmış, kimisi de Meclis bahçesinde canına
kıymıştır. Ekmek kuyruğu insanların yaşamının bir kesiti haline gelmiş,
pazaryerleri meyve ve sebze artıkları toplayan fakir fukaranın mekânı olmuştur.
Benzine, elektriğe, tüpgaza, otogaza gelen zamlar, artık, alışkanlık haline
getirilmiş, insanlar, âdeta, hayatlarından bezdirilmiştir. İşsizlik çığ gibi
büyümüş, işe girebilmek için imtihan imtihan dolaşan insanlardan aldığınız
harçlar ekonomide umut olmuş. Ülke ekonomisine yıllardan beri katkı sağlayan
Kardemir ve benzeri işletmeler sayenizde kapanma noktasına gelmiş, yöre
insanının gelecekle ilgili umutları tükenmiştir. İnsanlar bırakın gelecekle
ilgili umutlanmayı, hayal bile kuramaz olmuşlar; insanların hayallerini bile
yok etmişsiniz. İşte, hükümetin icraatları neticesinde ortaya çıkan bugünkü
tablo, felaket tablosu değil de, ne tablosudur! Bu ülkenin insan kökenli gördüğü en büyük felaket
sizsiniz, sizin icraatlarınız! (DYP sıralarından alkışlar) Yaptığınız birçok
şey doğru olmadığı gibi, araştırma önergesinin verilmesine sebep olan konularda
yapmış olduğunuz uygulamalar da tamamen
yanlış ve adaletsizdir. Ancak, 29 gensoru ve 4 soruşturma önergesinde
parmakmatikler sayesinde kurtuldunuz. Öyle tahmin ediyorum ki, bu araştırma
önergesinde de, parmakmatikler yine devreye girecek, araştırma önergesinin
açılmasına engel olacaksınız. Ancak, seçim sandığı er ya da geç bu milletin
önüne gelecek; seçim sandığından kaçmanız mümkün değil. Sayın Başkanım, sözlerimi bir fıkrayla tamamlamak
istiyorum: Azrail 40-50 yaşlarında bir adamın yanına gelmiş, demiş ki:
"Hazırlığını yap, emir büyük yerden, senin canını alacağım." Can
tatlı, hayat güzel -aynı bugünkü iktidarın faydalandığı nimetler gibi, iktidar
olmanın sağlamış olduğu avantajlar gibi- adam hayattan ayrılmak istemiyor,
hayatı bırakmak istemiyor; ama, diyor "Azrail'i ben nasıl kandırayım; bunu
kandırmam lazım." Mayosunu giyiyor, deniz kenarına gidiyor, kumdan kuleler
yapıyor, oyuncaklar yapıyor; Azrail, başında bekliyor. Dur zaman, git zaman,
vakit epeyce geçiyor. Azrail emri yerine getirmek zorunda; ama, adam
çocukluktan vazgeçmiyor. Azrail, en sonunda, yanına yaklaşıyor, omzuna vuruyor
'hadi evladım, atta gidiyoruz" diyor." İşte, seçim sandığı geldiğinde de, bu millet, sandıkta
sizin omzunuza vuracak, "hadi, sizi atta götürüyorum" diyecek ve bu
Meclisin dışına sevk edecek. Hepinize saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından
alkışlar) BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Eren. Sayın milletvekilleri, üçüncü sırada, Anavatan Partisi
Grubu adına Eskişehir Milletvekili Sayın İbrahim Yaşar Dedelek var; ancak,
çalışma süresi saat 19.00'da bitiyor. Sayın Dedelek, sanıyorum, konuşmanızı 10 dakikada
bitiremezsiniz, 20 dakikalık konuşma hakkınızı kullanmak istersiniz... İBRAHİM YAŞAR DEDELEK (Eskişehir) - Evet, saat 19.00'u
geçer. BAŞKAN - O zaman, alınan karar gereğince, kanun tasarı
ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 29 Mayıs 2002 Çarşamba günü saat
14.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum. Kapanma Saati
: 18.51 |
|