Yazılı ve Sözlü Sorular Araştırma Komisyonları Soruşturma Komisyonları
                                                                      Son Tutanak Tutanak Sorgu Tutanak Metinleri Gizli Oturum Tutanakları
                                                                                                                                            Uluslararası Komisyonlar Dostluk Grupları
                                                                                      Genel Sekreterlik Mevzuat Telefon Rehberi Etik Komisyon Duyurular

DÖNEM : 21        CİLT : 96       YASAMA YILI : 4

 

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

 

105 inci Birleşim

28 . 5 . 2002 Salı

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

                                                      Sayfa    

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - YOKLAMALAR

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GündemdIşI Konuşmalar

1.- Siirt Milletvekili Ahmet Nurettin Aydın'ın, Güneydoğu Anadolu Bölgemizde yoğun olduğu iddia edilen kaçak elektrik kullanımına ilişkin gündemdışı konuşması ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan'ın cevabı

2.- İçel Milletvekili Yalçın Kaya'nın, yaş sebze ve meyve üreticilerinin sorunlarına ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp'in cevabı

3.- İstanbul Milletvekili Sulhiye Serbest'in, Sahil Güvenlik Komutanlığının çalışmalarına ilişkin gündemdışı konuşması

B) Tezkereler ve Önergeler

1.- Adalet Komisyonu Başkanlığının, komisyonda bulunan idam dosyalarının, 21.12.2000 tarihli 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunun 1 inci maddesinin (1) numaralı bendi gereğince  Başbakanlığa iade edilmek üzere Meclis Başkanlığına sunulmasına ilişkin tezkeresi (3/1091)

2.- (10/211, 245, 198, 204) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının, süre uzatımına ilişkin tezkeresi (3/1092)

3.- Ulaştırma Bakanı Oktay Vural'ın Japonya'ya yaptığı resmî ziyarete Kocaeli Milletvekili Meral Akşener'in iştirak etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1093)

4.- Turizm Bakanı Mustafa Taşar'ın Ukrayna'ya yaptığı resmî ziyarete Ordu Milletvekili Sefer Koçak'ın iştirak etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1094)

C) Gensoru, Genel Görüşme, Meclİs SoruşturmasI ve Meclİs AraştIrmasI Önergelerİ

1.- Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu ve 20 arkadaşının, Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan Türklerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/288)

V.- ÖNERİLER

A) SİyasÎ Partİ Grubu Önerİlerİ

1.- Genel Kurulun çalışma gün ve saatleriyle gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin DSP, MHP ve ANAP Gruplarının müşterek önerisi

VI.- SEÇİMLER

A) Komİsyonda AçIk Bulunan Üyelİğe Seçİm

1.- Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

VII.- SORULAR VE CEVAPLAR

A) Sözlü Sorular ve CevaplarI

1.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'ın eğitim sorunlarına ilişkin Millî Eğitim  Bakanından  sözlü soru önergesi (6/1059)

2.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1060)

3.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından  sözlü soru önergesi (6/1061)

4.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da hayvancılığın geliştirilmesine yönelik projelere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1062)

5.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da tarımın geliştirilmesine yönelik projelere ilişkin  Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp'in cevabı (6/1063)

6.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman ve çevresinde bulunan tarihi eserlere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1064)

7.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1065)

8.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin İçişleri Bakanından  sözlü soru önergesi (6/1066)

9.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Mahalli İdareler Reformu Yasa Tasarısına ilişkin  İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1067)

10.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da boşaltılan köy olup olmadığına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1068)

11.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'a bağlı köylerde yürütülen bazı projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1069)

12.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Kültür Bakanından  sözlü soru önergesi (6/1070)

13.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin  Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1071)

14.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Atatürk Barajının korunmasına yönelik projelere ilişkin Çevre Bakanından  sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin'in cevabı (6/1072)

15.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, 2000-2001 malî yılı bütçelerinden Adıyaman'daki bazı projeler için ayrılan ödeneklere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/1076)

16.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Karayolları Genel Müdürlüğünün Adıyaman'daki projelerine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1078)

17.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman-Gölbaşı Kanalizasyon Projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1079)

18.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, İller Bankası Bölge Müdürlüğünün Adıyaman'daki yatırım projelerine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1080)

19.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da afet bölgesi kapsamına alınan belediye olup olmadığına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1081)

20.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'a demiryolunun götürülüp götürülmeyeceğine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1083)

21.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1084)

22.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1085)

23.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da iskâna tâbi olan vatandaşlara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1086)

24.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen bazı projelere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Edip Safder Gaydalı'nın cevabı (6/1087)

25.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Kırıkkale Üniversitesinde bir öğretim üyesinin doktora tezinin kabulünden sonra iptal edilmesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1092)

26.- İstanbul Milletvekili Bahri Sipahi'nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesinden ihale alan bir firma hakkında ileri sürülen iddialara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1093)

27.- İstanbul Milletvekili Bahri Sipahi'nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesince açılan otobüs ihalesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1094)

28.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, İstanbul Büyükşehir Belediyesinden ihale alan bir firma hakkında ileri sürülen iddialara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1095)

29.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Kuzey Irak'ın Erbil Kentinde düzenlenen Türkmen Kurultayına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1097)

30.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, tıbbî cihazlara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1098)

31.- Amasya Milletvekili Akif Gülle'nin, Merzifon İlçe Emniyet Müdürlüğünde pasaport şubesi kurulup kurulmayacağına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1099)

32.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Türk vatandaşlığından çıkanlara ve vatandaşlığa alınanlara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1103)

33.- Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız'ın, Bakanlığın açtığı ihalelere ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1104)

34.- Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız'ın, depremden zarar gören  belediyelere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1105)

35.- İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları'nın, İstanbul'da su satışı yapan firmalara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1107)

36.- İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları'nın, Emlak Bankasınca verilen konut kredilerine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1108)

37.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in,  Ziraat Bankasının bilgisayar sisteminin döşenmesi ile bakım ve onarımının yapımına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1110)

38.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, Ziraat Bankasınca bir firmaya verilen kredinin battığı  iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1111)

39.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in,  Çanakkale Assos Küçükkuyu sahil yolu projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1113)

40.- Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz'in, yolsuzlukların cezalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün cevabı (6/1115)

41.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, İstanbul'da bazı dolmuş hatlarında sahte plaka ile araç çalıştırıldığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1116)

42.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, THY seferlerinde dağıtılan gazetelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1118)

43.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, THY Adıyaman seferlerine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1119)

44.- Gaziantep Milletvekili  Mehmet  Ay'ın, Gaziantep-Karkamış Hükümet Konağı Projesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1123)

45.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Ay'ın, Gaziantep-Nurdağı İlçesi Emniyet Amirliği binası inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1124)

46.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Ay'ın, Gaziantep-Araban İlçesi Özel İdare İşhanı inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1125)

47.- Yozgat Milletvekili Mehmet Çiçek'in, tasdikname üzerine kayıt yapan okul müdürlerinin görevden alındığı iddiasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1126)

48.- Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, demiryolu yapımında kullanılacak olan krediye ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1127)

49.- Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, Türk Telekom’un özelleştirilmesi ile ilgili basında yer alan iddialara ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1128)

50.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, İstanbul-Taksim'de yılbaşı gecesi meydana gelen olaylara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1129)

51.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, İstanbul-Güngören Belediye Başkanlığınca bazı sokaklara Merve Kavakçı adının verildiği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi  (6/1131)

52.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Ay'ın, Gaziantep İlinde yürütülen okul projelerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1134)

53.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Ankara kent içi tren yolunda meydana gelen kazaların önlenmesi için alınacak tedbirlere ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1136)

54.- Isparta Milletvekili Ramazan Gül'ün, gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan ve yeniden gözaltına alınıp tutuklananlara ilişkin  Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1138)

55.- Bingöl Milletvekili Necati Yöndar'ın, eski Başbakan A. Mesut Yılmaz ve Devlet eski Bakanı Güneş Taner ile ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün cevabı (6/1139)

56.- Sakarya Milletvekili Nezir Aydın'ın, iş yerlerinde özürlü kontenjanından işçi çalıştırılmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1142)

57.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, YÖK'ün üniversite lojmanlarında oturanlarla ilgili yayınladığı genelgeye ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1143)

58.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1144)

59.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1145)

60.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1146)

61.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1147)

62.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1149)

63.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1151)

64.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/1152)

65.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1153)

66.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1155)

67.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1157)

68.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Mali Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Edip Safder Gaydalı'nın cevabı (6/1159)

B) YazIlI Sorular ve CevaplarI

1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Düz'ün, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının bazı ürünlerin ithalatını engellediği iddiasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Tunca Toskay'ın cevabı (7/6958)

2.- Aksaray Milletvekili Sadi Somuncuoğlu'nun, Abdullah Öcalan hakkındaki idam kararının Başbakanlıkta bekletilmesine ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün cevabı (7/6998)

3.- Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün'ün, Balıkesir-Ayvalık İlçesi Çakmak Köyü Sağlık Ocağının ne zaman hizmete gireceğine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un cevabı (7/6999)

4.- Hatay Milletvekili Mustafa Geçer'in, hastanelerdeki MR cihazı ihtiyacına ve yapılan sevklere ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un cevabı (7/7030)

5.- Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun, Batman Kozluk Belediyesince işten çıkarılan işçilere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen'in cevabı (7/7038)

6.- Afyon Milletvekili İsmet Attila'nın, Danıştayca iptal edilen tabii afetlerden zarar gören belediyelere yardım yapılması ile ilgili Bakanlar Kurulu Kararına ilişkin Başbakandan sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Abdülkadir Akcan'ın cevabı (7/7042)

7.- Antalya Milletvekili Mehmet Baysarı'nın, İller Bankasından belediyelere yapılan ödemelere ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Abdülkadir Akcan'ın cevabı (7/7044)

8.- Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, sağlık memuru yetiştirme programı ile ilgili çalışmalara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un cevabı (7/7057)

9.- Manisa Milletvekili Bülent Akarcalı'nın, özel güvenlik şirketlerinde çalışan güvenlik görevlilerine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın cevabı (7/7063)

10.- Hatay Milletvekili Mustafa Geçer'in, SSK hastanelerindeki MR cihazı ihtiyacına ve yapılan sevklere ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın cevabı (7/7085)

11.- Diyarbakır Milletvekili Sacit Günbey'in, hazırlanan Afet Kararnamesine Diyarbakır ve çevre illerin ilave edilip edilmeyeceğine ilişkin Başbakandan sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Abdülkadir Akcan'ın cevabı (7/7104)

12.- Afyon Milletvekili İsmet Attila'nın, iş güvencesi kanun tasarısı taslağına ilişkin Başbakandan sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın cevabı (7/7117)

13.- Diyarbakır Milletvekili Sacit Günbey'in, SSK'nın büyüme hormon tedavisini karşılayıp karşılamadığına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın cevabı (7/7106)

14.- Hatay Milletvekili Mustafa Geçer'in, bazı yayın kuruluşlarının promosyon olarak verdikleri ürünlere ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu'nun cevabı (7/7121)

15.- Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun;

2000 yılı genel nüfus sayımı sonuçlarına,

- Ankara Milletvekili Birkan Erdal'ın;

DİE'nin bilgi isteyen milletvekillerinden yazılı başvuru istemesine,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Tunca Toskay'ın cevabı (7/7164, 7129)

16.- Sakarya Milletvekili Cevat Ayhan'ın, BAĞ-KUR'un büyüme hormonu bedeli ödememesinin sebeplerine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın cevabı (7/7131)

17.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, cep telefonlarından alınan aylık sabit ücretlerin yasal dayanağına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Oktay Vural'ın cevabı (7/7158)

18.- Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener'in;

Divriği Projesine,

Divriği-Sivas (Tecer-Kangal) Demiryolu Projesine,

İlişkin soruları ve Ulaştırma Bakanı Oktay Vural'ın cevabı (7/7180, 7181)

19.- Ankara Milletvekili M.Zeki Çelik'in, açıköğretim öğrencilerinin askerlik tecilinde farklı uygulamayla karşılaştıkları iddiasına ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu'nun cevabı (7/7196)

20.- Konya Milletvekili Özkan Öksüz'ün, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı bölge müdürlüklerinin kapatılması kararına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz'ın cevabı (7/7221)

21.- Hatay Milletvekili Mustafa Geçer'in, Hatay'a ayrılan ödeneklere ve mevcut yatırımlara ilişkin sorusu ve Orman Bakanı Nami Çağan'ın cevabı (7/7226)

22.- Hatay Milletvekili Mustafa Geçer'in, Hatay’a ayrılan ödeneklere ve mevcut yatırımlara ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı M.İstemihan Talay'ın cevabı (7/7230)

23.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, Radyo ve Televizyonların Kuruluşu ve Yayınları Hakkında Kanunda yapılmak istenen değişikliklere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu'nun cevabı (7/7330)

VIII.- GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI

A) Öngörüşmeler

1.- Konya Milletvekili Veysel Candan ve 21 arkadaşının, belediyelerin kaynak sorunları ve denetimi konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/136)


I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak üç oturum yaptı.

İçel Milletvekili Ali Er, yaş meyve ve sebze üreticilerinin sorunları ve hormon kullanımı konusunda basında yer alan haberlerin üreticiler üzerindeki etkilerine,

Diyarbakır Milletvekili Abdulbaki Erdoğmuş, Güneydoğu Anadolu Projesinin dünü ve bugünü ile bölge insanı için önemine,

Çorum Milletvekili Melek Denli Karaca, Müzeler Haftası ve tarihî eserlerin korunmasında müzelerin önemine,

İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.

Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman ve 20 arkadaşının, çocuk ve genç nüfusun ihtiyaç ve sorunlarının araştırılarak (10/286),

Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya ve 20 arkadaşının, ülkemizde ilaçların yan etkilerinin kontrolünün araştırılarak (10/287),

Alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla birer Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve öngörüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

Makedonya Meclisi Dış Politika Komisyonu Başkanı Jordan Boskov'un resmî davetine TBMM Dışişleri Komisyonu,

OECD ve ABD Temsilciler Meclisi işbirliğiyle Washington'da yapılacak toplantıya TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu,

Üyelerinden oluşan heyetin icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkereleri kabul edildi.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında bulunan:

TBMM İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu raporunun (2/94, 2/232, 2/286, 2/307, 2/310, 2/311, 2/325, 2/442, 2/449) (S. Sayısı : 527) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin Komisyon raporu henüz hazırlanmadığından,

Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Eğitim Merkezleri (1/744) (S. Sayısı : 786),

Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair (1/777) (S. Sayısı : 557),

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair (1/886) (S. Sayısı : 827),

Kanun Tasarılarının görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından,

Ertelendi.

Sosyal Sigortalar Kanunu, Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu, Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının (1/981) (S. Sayısı : 868) görüşmeleri tamamlandı; tümünün kabul edilerek kanunlaştığı açıklandı.

28 Mayıs 2002 Salı  günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 19.38'de son verildi.

                                    Kamer Genç

 

 

Başkanvekili

 

 

Mehmet Batuk

 

Mehmet Ay

 

Kocaeli

 

Gaziantep

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

                                         No. : 148

II. - GELEN KÂĞITLAR

24.5.2002 CUMA

Tasarılar

1.- Marka Kanunu Antlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/989) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 21.5.2002)

2.- Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/990) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.5.2002)

Tezkere

1.- Trabzon Milletvekili Orhan Bıçakçıoğlu'nun; Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1088) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, çeşitli kaynaklardan elde edilen elektrik enerjisi üretimine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1888) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

2.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, ilaçların biyoeşdeğerliliğinin incelenmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1889) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

3.- Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, kültür varlığı konumundaki binalara ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/1890) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

4.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, SSK prim artışına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1891) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

5.- Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, İstanbul'daki koruma kurullarına ve yıkılma tehlikesindeki tarihî binalara ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/1892) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

6.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Eskişehir'de bir mağaza açılışında çocuk istismarı yapıldığı iddialarına ilişkin Devlet Bakanından (Hasan Gemici) sözlü soru önergesi (6/1893) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

7.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kütüphanesindeki kitapların satılacağı iddialarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1894) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz'ın, bazı ilaçların yurt dışındaki ve ülkemizdeki prospektüsleri arasında yan etkileri konusunda farklılık olduğu iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7522) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

2.- Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, Orhan Aslıtürk hakkındaki yolsuzluk iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7523) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

3.- Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, emekli, dul ve yetimlerin SSK'dan maaş alacakları olduğu iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7524) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

4.- Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, kamuda çalışan geçici işçilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7525) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

5.- Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, Marmara ve Düzce depremlerindeki kayıp kişilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7526) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

6.- Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, yeşil kartlı vatandaşların özel hastanelerden yararlanıp yararlanmadığına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7527) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

7.- Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, Ankara'da özel hastanelerden istifade eden yeşil kartlı vatandaşlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7528) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

8.- Konya Milletvekili Özkan Öksüz'ün, milletvekili danışmanlarının özlük haklarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/7529) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

9.- Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş'ın, bir yabancı gazeteye verdiği demece ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (A.Mesut Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/7530) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

10.- Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş'ın, seçim konusunda yaptığı açıklamaya ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru önergesi (7/7531) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

11.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, sperm bankası kurulacağı iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7532) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

12.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, rüzgar enerjisi projelerine ve diğer elektrik üretim faaliyetlerindeki bazı iddialara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7533) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

13.- Osmaniye Milletvekili Şükrü Ünal'ın, Erzurum merkez ilçelerinde ve köylerindeki tuvaletsiz okul sayısına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7534) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

14.- Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa'nın, şehir su şebekesinde kullanılan borulara ve ithal ilaçların fiyatlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7535) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

15.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Samsun'da kapatılacak bölge müdürlüklerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7536) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

16.- Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya'nın, sebze ve meyve üretiminde hormon ve tarım ilaçları kullanımına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7537) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

17.- İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Şahin'in, işçi emeklilerinin enflasyon farklarının ödenmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7538) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

18.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Türk Cumhuriyetlerinde Türkçe eğitim veren okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7539) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

19.- Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu'nun, Bursa'da 2001 yılı yatırım programından çıkarılan projelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7540) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

20.- Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu'nun, 1990-2001 yılları arasında vuku bulan vergi ihtilaflarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7541) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

21.- Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş'ın, misyonerlik faaliyetlerinin önlenmesi için yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7542) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

22.- Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş'ın, öğrencilere yönelik misyonerlik faaliyetlerine, kötü alışkanlıklar ile zararlı akımlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7543) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

23.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, özürlü bir vatandaşın SHÇEK'de barınma müracaatına ilişkin Devlet Bakanından (Hasan Gemici) yazılı soru önergesi (7/7544) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

24.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, deprem konutlarıyla ilgili iddialara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/7545) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

25.- Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak'ın, M.K.E. Kurumu personeline ve üretimine ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/7546) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

26.- Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün'ün, geçici orman işçilerinin daimi işçi kadrolarına alınıp alınmayacağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7547) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

27.- Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş'ın, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanuna ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (A.Mesut Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/7548) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

28.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Nüfus Hizmetleri Güçlendirme Vakfının aldığı bağışlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7549) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

29.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, türban ve çarşaf giyenlere tarikatlar tarafından para verildiği iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7550) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

30.- Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş'ın, kireç üreticilerinin sorunlarına ve petrokok ithaline ilişkin Çevre Bakanından yazılı soru önergesi (7/7551) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

31.- Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş'ın, mesleki ve teknik eğitim okullarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7552) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

32.- Konya Milletvekili Özkan Öksüz'ün, tarımsal faaliyetlerin desteklenmesine ve kota uygulamasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7553) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

33.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, Halk Bankası'ndan bir milletvekiline ait fabrikaya verilen kredi ile ilgili iddialara ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru önergesi (7/7554) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

34.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, ekonomik krizin ahlaki çöküntü ve fuhuşu arttırdığı iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7555) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

 

                                         No. : 149

27.5.2002 PAZARTESİ

Raporlar

1.- Avrupa Sınırötesi Televizyon Sözleşmesini Değiştiren Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/969) (S. Sayısı: 869) (Dağıtma tarihi: 27.5.2002) (GÜNDEME)

2.- Özel Tüketim Vergisi Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/988) (S. Sayısı: 870) (Dağıtma tarihi: 27.5.2002) (GÜNDEME)

 

                                         No. : 150

28.5.2002 SALI

Teklifler

1.- Bursa Milletvekili Ali Arabacı ve 2 Arkadaşının; Milletvekili Seçimi Kanununun Bir Maddesine Bir Fıkra Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (2/977) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002)

2.- Bursa Milletvekili Ali Arabacı ve 2 Arkadaşının; Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi (2/978) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002)

Tezkereler

1.- Cumhurbaşkanlığı 2001 Malî Yılı Kesinhesap Cetvelinin Sunulduğuna İlişkin Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği Tezkeresi (3/1089) (Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.5.2002)

2.- İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın'ın; Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1090) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi : 27.5.2002)

Rapor

1.- Güzel Sanatlar ile Bilim ve Teknoloji Alanlarında  Olağanüstü Yetenek Gösteren Çocukların Devlet Tarafından Yetiştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonları Raporları (1/739) (S. Sayısı: 871) (Dağıtma tarihi: 28.5.2002) (GÜNDEME)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, balık çiftliklerine ve balıkçılara verilen kredilere ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) sözlü soru önergesi (6/1895) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002)

2.- Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, Bursa-İznik-Müşküle Köyünün sulama suyu ihtiyacına ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) sözlü soru önergesi (6/1896) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.5.2002)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz'ın, yangın söndürme helikopterlerinin amacı dışında kullanıldığı iddialarına ilişkin Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/7556) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

2.- Diyarbakır Milletvekili Sacit Günbey'in, Diyarbakır Karayolları IX. Bölge Müdürlüğünün kapatılması kararına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7557) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.5.2002)

3.- İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın, mahalli idarelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7558) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002)

4.- Hatay Milletvekili Mustafa Geçer'in, Karaman'da 19 Mayıs kutlamaları harcamalarının öğrencilerden karşılanmak istendiği iddialarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7559) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002)

5.- Hatay Milletvekili Mustafa Geçer'in, memur maaşları arasındaki dengesizliğe ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/7560) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002)

6.- Hatay Milletvekili Mustafa Geçer'in, BOTAŞ'ın İran doğalgazı için yaptığı kompresör ünitesi ihalesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7561) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002)

7.- Hatay Milletvekili Mustafa Geçer'in, doğalgaz tüketimi ve ithaline ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7562) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002)

8.- Erzurum Milletvekili Aslan Polat'ın, sanayide elektrik indirimi teşvikinin sona erdirilmesine ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru önergesi (7/7563) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002)

9.- Konya Milletvekili Veysel Candan'ın, Bakü-Ceyhan boru hattı ihalelerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7564) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002)

10.- Konya Milletvekili Teoman Rıza Güneri'nin, bütçedeki faiz ödemelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7565) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002)

11.- Ankara Milletvekili M.Zeki Çelik'in, Ankara İlindeki  ören yerlerine ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/7566) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002)

12.- Ankara Milletvekili M.Zeki Çelik'in, Türkiye'deki ören yerlerine ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/7567) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002)

13.- Ankara Milletvekili M.Zeki Çelik'in, yurt dışında sergilenmek üzere gönderilen kültür varlıklarına ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/7568) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002)

14.- Ankara Milletvekili M.Zeki Çelik'in, Ankara İlindeki müzelere ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/7569) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002)

15.- Ankara Milletvekili M.Zeki Çelik'in, Türkiye'deki müzelere ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/7570) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002)

16.- Ankara Milletvekili M.Zeki Çelik'in, ticari araçlarda doğalgaz kullanımı için çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7571) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.5.2002)

17.- İstanbul Milletvekili Azmi Ateş'in, Irak Habur Sınır Kapısı üzerinden yapılan motorin ithalatının durdurulmasının sebeplerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7572) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.5.2002)

18.- Şanlıurfa Milletvekili Zülfikar İzol'un, Şanlıurfa'nın afet bölgesi kapsamına alınmasına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/7573) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.5.2002)

19.- Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz'ın, kiralık arazi verilmeyen Şanlıurfa Oymaklı mezrasındaki çiftçilerin mağduriyetlerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7574) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.5.2002)

20.- Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun, Rize PTT Başmüdürlüğünde görevli bir personelin Şırnak'a tayinine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/7575) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.5.2002)

21.- Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun, ÇAY-KUR'da çalışan geçici işçilerin kadroya geçirilip geçirilmeyeceğine ilişkin Devlet Bakanından (Edip Safder Gaydalı) yazılı soru önergesi (7/7576) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.5.2002)

22.- Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun, Rize-Ardeşen Devlet Hastanesinde görevli bir çocuk doktorunun başhekim vekili ve sağlık grup başkanı tarafından dövüldüğü iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7577) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.5.2002)

23.- Antalya Milletvekili Kemal Çelik'in, Antalya'daki DSİ 13. Bölge Müdürlüğünün kapatılması kararına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7578) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.5.2002)

24.- Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt'un, Boyabat Barajı ile ilgili çalışmalara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7579) (Başkanlığa geliş tarihi : 27.5.2002)

Meclis Araştırması Önergesi

1.- Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu ve 20 Arkadaşının, Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan Türklerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/288) (Başkanlığa geliş tarihi :27.5.2002)


BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

28 Mayıs 2002 Salı

BAŞKAN : Başkanvekili Yüksel YALOVA

KÂTİP ÜYELER : Melda BAYER (Ankara), Lütfi YALMAN (Konya)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 105 inci Birleşimini açıyorum.

III. - YOKLAMA

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, elektronik cihazla yoklama yapacağım.

Yoklama için 5 dakika süre vereceğim.

Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin, salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarını, teknik personel aracılığıyla, 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Toplantı yetersayısı bulunamamıştır.

Sayın grup başkanvekillerinin bir önerisi var mı?

İSMAİL KÖSE (Erzurum) - Var efendim; 15.30'a kadar ara verelim.

İBRAHİM YAŞAR DEDELEK (Eskişehir) - Sayın Başkan, 15.30'a kadar ara verin.

BAŞKAN - 15.30'da toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.

Kapanma Saati : 15.10

 


İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.30

BAŞKAN : Başkanvekili Yüksel YALOVA

KÂTİP ÜYELER : Melda BAYER (Ankara), Lütfi YALMAN (Konya)

 

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 105 inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

III. - Y O K L A M A

BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapacağız.

Yoklama için 5 dakika süre vereceğim.

Sayın milletvekillerinin, oy düğmelerine basarak, salonda bulunduklarını bildirmelerini; bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin, salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini; buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarını, teknik personel aracılığıyla, 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim.

Gündemdışı ilk söz, kaçak elektrik kullanımıyla ilgili söz isteyen Siirt Milletvekili Ahmet Nurettin Aydın'a aittir.

Buyurunuz Sayın Aydın. (AK Parti sıralarından alkışlar)

IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GündemdIşI Konuşmalar

1.- Siirt Milletvekili Ahmet Nurettin Aydın'ın, Güneydoğu Anadolu Bölgemizde yoğun olduğu iddia edilen kaçak elektrik kullanımına ilişkin gündemdışı konuşması ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan'ın cevabı

AHMET NURETTİN AYDIN (Siirt) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüksek Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Dünya gelişiyor ve değişiyor; ancak, dünyamızda kalkınmışlıkta değişmeyen bir ölçü olan fert başına düşen elektrik tüketimi, hâlâ, dünyada kalkınmışlıkta birinci derecede önemli kriterlerdendir.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, ben, güneydoğudan yeni geldim. Bu ekonomik krizden sonra, evine her gün ekmek götürmek derdinde olan vatandaş, elinde milyarlık elektrik faturalarıyla dolaşıyor. Bölge halkı tedirgin; çok yaygın, çok sorunlu bir konu... Takdir edersiniz ki, bu krizden sonra bölge insanı gerçekten çok zor durumda.

Sayın Bakanımızın, ocak ayının sonlarında yapmış olduğu basın toplantısında, ülkede mevcut 2 katrilyonluk kaçak elektriğin başmimarını sanki doğu ve güneydoğu halkıymış gibi takdim etmesi, bölge halkını cidden yaralamıştır. Biz her şeyden önce diyoruz ki, hırsızlığı kim yaparsa yapsın, karşısındayız, cezalandırılması, resmî takibata geçilmesi lazım. Fakat, güneydoğudaki bu kaçak elektrik konusunun, hırsızlıkla tevil edilmesi gerçekten mümkün değil; bu tamamen başka bir olgudur.

Değerli arkadaşlar, buraya gelirken bir hesap yaptım: Ülkede üretilen elektriğin yüzde 25'i, güneydoğudaki hidroelektrik santrallarımızda üretiliyor. Ülkede, ortalama olarak tükettiğimiz elektrik, 85 milyar kilovat/saat civarında; bunun yüzde 4'ü güneydoğuda tüketiliyor. Ülkede 22 000 000 abone var; bu abonelerin sadece 1 000 000'u güneydoğuda. Bunu hesap ettiğimizde, güneydoğunun 10 000 000'luk nüfusunun tükettiği elektrik sadece yüzde 4. Sayın Bakanımızın suçlu olarak gördüğü bu bölge halkı, tamamıyla, bütünüyle kaçak elektrik tüketse bile, bunun tamamı 300 trilyon liradır.

Değerli arkadaşlar, 2001 yılında, güneydoğu halkımızın ödediği elektrik faturası tutarı 250 trilyon liradır. Bu kaçağı güneydoğu halkına yüklemek, insafa sığmaz.

Her şeyde olduğu gibi, Uluslararası Enerji Ajansının verileri var elimde. Orada deniliyor ki: "Ağırlıklı bir biçimde üretim doğuda, güneydoğuda ve ağırlıklı tüketim bölgeleri batıda..." Şu an, Türkiye'de, aşağı yukarı 40 000 kilometrelik bir enterkonnekte sistem var. Bu enerji nakil hatlarındaki kayıp, şu an, dünyadaki en büyük kayıptır. Düşünebiliyor musunuz, dünyada en büyük enerji kaybı, bizim enterkonnekte sistemimizdeki bozukluktan kaynaklanıyor.

Ayrıca, güneydoğu halkı, zaten, yalnız aydınlanıyor; çoğunun evinde ev aleti bile yok; enerji tüketimi cüzi miktarda.

Değerli arkadaşlar, bugün, esas sorun, esas kaçak, batıdaki sanayi tesislerindedir. Bu ağır sanayi tesislerindeki kaçakları önlemediğimiz müddetçe, bu kaçakları önlememiz mümkün değildir. Yapılan hesaplamalara göre, orta boy 1 sanayi tesisinin kaçağı, bizim güneydoğudaki 11 hanenin enerjisine bedeldir. Onun için, bölge halkını suçlu görmek, haksızca bir ithamdır. Biz diyoruz ki, böylesine ifadeler, devlet-millet sevgisini, barışını bozmaktadır, ona halel getirmektedir. Yapılacak tek şey, Sayın Bakanımızın, bu rakamlar karşısında, bu rakamlar ışığında, bölge halkımızdan özür dilemesidir; çünkü, bölge halkı, gerçekten, hırsız konumuna konulmuştur ve biz diyoruz ki, şu an, vatandaşın elindeki faturaların gecikme faizlerinin mutlaka silinmesi, anaparanın da takside bağlanması lazım. Aksi takdirde, ömrü hayatında milyarı bir arada görmemiş...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen bitiriniz.

AHMET NURETTİN AYDIN (Devamla) - Hayatında milyarı bir arada görmemiş güneydoğu insanından, milyarlık elektrik faturasını ödemesini istemek de mümkün değildir. Sayın Bakanımızın, bu çileli enerji sorununa bir an evvel çözüm getirip, bölge halkını da rahatlatması lazım; ama, şu bir gerçek ki, bu faturaların bu haliyle ödenmesi mümkün değildir, bunların faizlerinin silinmesi lazım ve anaparanın taksitlendirilmesi şarttır.

Bu duygularla, hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (AKP, SP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Aydın.

Gündemdışı konuşmaya, hükümet adına, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı yanıt verecektir.

Buyurun Sayın Bakanım. (ANAP, MHP ve DSP sıralarından alkışlar)

ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI ZEKİ ÇAKAN (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Siirt Milletvekili Sayın Ahmet Nurettin Aydın'ın, Güneydoğu Anadolu Bölgemizde yoğun olduğu iddia edilen kaçak elektrik kullanımıyla ilgili gündemdışı konuşmasına cevaplarımı arz etmek üzere huzurlarınızdayım; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Türkiye'de kayıp-kaçak oranı yüksek olup, bununla mücadele edilmesi gereklidir ve hangi makamda, hangi işyerinde veya hangi işkolunda olursanız olun, o görevin, o yetkinin sorumluluğunu yerine getirebilmek için mutlaka bu kayıp-kaçakla mücadele görevinizi yerine getirmek mecburiyetindesiniz.

Türkiye'de, 2000 yılı ortalama kayıp-kaçak oranı yüzde 24,6 idi; 2001 yılında yapılan mücadeleyle 3,2 puan düşürüldü, şu anda Türkiye kayıp-kaçak ortalaması yüzde 21,4'tür. 3,2 puan karşılığında 392 trilyon girdi sağlanmıştır. Bu yıl, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığına bağlı TEDAŞ'ın görevi ve hedefi, yüzde 21,4 olan bu kayıp- kaçak oranını yüzde 18'e düşürmektir. Yapılan hesaplamalara göre, 1 puan, bu yıl, 200 trilyon liradır.

Sayın milletvekilimizin söylediği hususlara kesinlikle katılmıyorum. Hiç kimseyi suçlamadık; hiç kimseyi de suçlama durumunda değiliz; ama, kayıp-kaçakla ilgili mücadelemizi eksiksiz sürdürme durumundayız; aksi takdirde, her yıl, 1,5 milyar dolar para boşa gidiyor.

Bakın, size, rakam vereyim: TEDAŞ, 2001 yılında 86,8 milyar kilovat/saatlik elektrik almış, 68,2 milyar kilovat/saatlik enerji satmış; aradaki fark 18,6 milyar kilovat/saattir; bunun yüzde 7'sini teknik kayıp olarak çıkardığımızda, arta kalan miktar tamamen kaçak elektriktir. Dolayısıyla, özellikle enterkonnekte  şebekede büyük kayıpların olduğunu söyleyen sayın milletvekilimizin bu söylemine katılmak mümkün değildir. Enterkonnekte şebekede yüksek gerilimle dağıtılan iletim hatlarında kayıp kaçak oranımız 3,5-4 seviyesindedir; daha doğrusu kayıp-kaçak değil, teknik kayıp 3,5-4 seviyesindedir ve dünya standartlarındadır.

Biz, bu mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Niye sürdüreceğiz? Ben, il ismi vermiyorum; ama, sadece bir ilimizdeki kayıp-kaçak oranı, 11 ilin tüketimine eşittir. Sayın milletvekilleri, tekrar söylüyorum: Bir ilimizin kayıp-kaçak oranı, 11 ilimizin tüketimine eşittir; eğer, biz, bununla ilgili mücadeleyi vermezsek, her yıl, milyarlarca dolarımızı boşa atmış oluruz.

Kendileri, konuşmacı olarak, tabiî, söz alıp da bu konuyu gündeme getirdikleri için söylemek mecburiyetindeyim; Siirt'te, 2001 yılı kayıp-kaçak oranı yüzde 43,9'dur. Tekrar ediyorum: Siirt'te kayıp-kaçak oranı yüzde 43,9'dur; yani, 100 vat enerji veriyorsunuz, 43 vatı boşa gidiyor, parasını alamıyorsunuz. Bu ülke, bu millet buna nasıl dayanacak? Doğruyu verenle, doğruyu yapanla, elektrik ücretini ödeyenle ödeyemeyeni ayırt etmek mecburiyetindeyiz. Hiçbir ilimizi, hiçbir bölgemizi suçlamamız söz konusu değildir.

Ben, burada, başka rakam vermek istiyorum. Bakın, sayın milletvekilimiz bu rakamı duyduğu zaman, belki, daha da rahatlayacak. 2001 yılı sonu itibariyle, kayıp-kaçak kullanımının bölgelere göre dağılımı aşağıdaki gibidir; milletvekillerimizin bu konuda bilgi sahibi olmasında fayda vardır: Marmara Bölgesinde, 2001 yılında kayıp kaçak oranı yüzde 29,13'tür; Güneydoğu Anadolu Bölgemizde kayıp-kaçak oranı yüzde 27,45'tir; Doğu Anadolu Bölgemizde kayıp-kaçak oranı yüzde 11,9'dur; İç Anadolu Bölgemizde yüzde 9,7'dir; Akdeniz Bölgesinde yüzde 7,42'dir; Karadeniz Bölgesinde yüzde 7,42'dir. Dolayısıyla, bizim hiçbir bölgemizle ilgili, bölge insanımızı suçlayacak veya zan altında bırakacak hiçbir ifademiz olmamıştır ve olmayacaktır, ama, şunu açık, net söylüyorum: Kayıp-kaçakla mücadelede hiç taviz vermeden, bu mücadelemizi sürdürme durumundayız. TEDAŞ, 2000 yılında 222 trilyon zarar etmişti; 2001 yılında, TEDAŞ, 222 trilyon zararını kapattı, 37 trilyon kâra geçti.

Bunun yanı sıra, kayıp-kaçakla yaptığımız mücadele neticesinde, 2002 yılı ocak ayında, enerjiye yüzde 3 zam yaptık; şubat ayında zam yapmadık, mart ayında zam yapmadık, nisan ayında yüzde 1, mayıs ayında yüzde 1 zam yaptık; beş ay içerisinde elektriğe yapılan zam yüzde 5'tir. Bunun karşılığında, beş aylık enflasyon rakamı yüzde 11'dir; yani, elektriğe, enflasyondan yaklaşık 5-6 puan daha az zam yapılmıştır.

Burada sırası gelmişken söyleyeyim; özellikle, son zamanlarda doğalgazla ilgili olarak da bazı spekülasyonlar yaratılmaya çalışılıyor. Geçen sene kasım ayından bu yana doğalgaza hiç zam yapılmamıştır. Bunun yanı sıra, sanayide doğalgaz yüzde 14  düşürülmüştür. Yanı sıra "al ya da öde" denilen konuya -hatta bu konuyla ilgili, zaman zaman yanlış bilgilendirmeden dolayı gündeme getirenlere sesleniyorum- hiçbir zaman girilmemiştir, son 10 yıl da dahil. "Al ya da öde" dediğimiz hadise de, almadığınız gazın parasını vermek demek değildir. Minimum alacağınız gazı almıyor iseniz, onun parasını peşin olarak verip, seneye veya ondan sonraki senelerde bu gazın alınması söz konusudur; ama, buna dahi, BOTAŞ, Enerji Bakanlığı girmemiştir.

Ben, kayıp-kaçakla mücadelede, özellikle sayın milletvekillerimizin, bütün vatandaşlarımızın bize yardımcı olacaklarını biliyorum; sayın basın mensuplarına, huzurlarınızda, kayıp-kaçakla mücadelemize desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Bu mücadeleyi de sonuna kadar sürdürmek mecburiyetinde olduğumuzu ifade ediyorum. Her şeyden önce, bu, vatandaşlık görevidir.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (ANAP, DYP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Gündemdışı ikinci söz, yaş sebze ve meyve üreticilerinin sorunlarıyla ilgili söz isteyen İçel Milletvekili Yalçın Kaya'ya aittir.

Buyurunuz Sayın Kaya. (MHP sıralarından alkışlar)

2.- İçel Milletvekili Yalçın Kaya'nın, yaş sebze ve meyve üreticilerinin sorunlarına ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp'in cevabı

YALÇIN KAYA (İçel)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yaş sebze ve meyve üreticilerimizin sorunlarıyla ilgili gündemdışı söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlamadan evvel, Yüce Heyetinizi ve televizyonları başında bizleri izleyen değerli vatandaşlarımızı saygıyla selamlamak isterim.

Değerli milletvekilleri, hızla sanayi toplumu olma yolunda ilerleyen ve nüfusu her geçen gün artan dünyamızın, takdir edersiniz ki, tarım ürünlerine olan ihtiyacı da  her geçen gün artmaktadır. Bu ihtiyaçlar, tarım kesiminde tüm olumsuzluklara rağmen, emek veren insanların olağanüstü gayretleri sonucunda karşılanmaktadır. Öyle ise, yaşamın her anında mutlaka karşılamak zorunda olduğumuz gıda ihtiyacımızı temin eden çiftçilerimizin ve onların ürettiği ürünlerin sorunları ivedilikle çözüme kavuşturulmalıdır.

Ülkemizin tarım potansiyeli içerisinde, kuşkusuz, en büyük payı, yıllık ortalama 22 000 000 ton sebze ve 15 000 000 ton meyve üretimiyle yaş sebze ve meyve üreticilerimiz yer almaktadır; ancak, bu üreticilerimizin, üretim ve pazarlama sürecinin her safhasında karşılaştıkları birçok zorluklar bulunmaktadır. Üretenler açısından ele aldığımızda, en büyük sorun, ithal etmek zorunda kaldığımız tohum, üreticinin traktöründe kullandığı mazot ile, yine dışarıdan almak zorunda olduğumuz gübre ve ilaç fiyatlarının yüksekliğidir.

Sayın milletvekilleri, kuşkusuz, yaş sebze ve meyve üretimi denildiğinde, aklımıza, ilk olarak Akdeniz Bölgesi gelmektedir. Seçim bölgem olan İçel İli de, turfanda yaş sebze ve meyve üretimi konusunda söz sahibi olan illerimizdendir. Bölge üreticilerimiz, üretim ve pazarlama sürecinde karşılaştıkları sorunların çözümünü, hükümetimiz ve Yüce Parlamentomuzdan beklemektedirler. Şu anda, bölgemizde, tüm zorluklara rağmen üretilen domates ve benzeri ürünler üreticinin elinde kalmıştır. Bu üretim yılı baz alındığında, Erdemli Ziraat Odasının rakamlarına göre, 1 kilogram domatesin üreticiye maliyeti, emek hariç, yaklaşık 286 000 liradır. Buna karşılık, bölge illeri toptancı hallerinde, aynı domatesin satış fiyatı, ortalama 100 000 liradır. Üretici aleyhine olan, kilo başına 186 000 liralık maliyet zararı kim tarafından karşılanacaktır sorusunun cevabı, mutlaka bu Parlamentoda bulunmalı ve çareler üretilmelidir. Yüzbinlerce üretici, şu anda, televizyonları karşısında, bizden, bu çözümü sabırsızlıkla beklemektedir. Uzun vadede reel çözümler mutlaka geliştirilmelidir.

Ürettiğimiz ürünleri, Avrupa ve dünya pazarlarına ihraç aşamasında, üretim kontrol laboratuvarları mutlaka kurulmalıdır. Girdi maliyetleri mutlaka düşürülmelidir. Üretilen ürünlerin kalitesi mutlaka standartlara uygun hale getirilmelidir. Yeni pazarlar mutlaka bulunmalı ve ihracatın önündeki bürokratik engeller kaldırılmalıdır. İhraç ve içpazar fazlası üretimin ekonomiye kazandırılması için, tarıma dayalı sanayi teşvik edilmelidir. Üreticilerimize düşük faizli kredi imkânı sağlanmalıdır.

Değerli arkadaşlar, acilen yapılması gereken, ihracatın, teşvik primiyle mutlaka desteklenmesidir. Bunun yanında, başta Rusya olmak üzere, ihracat yaptığımız ülkelerin vermiş olduğu geçiş belgesi miktarı, mutlaka artırılmalıdır; dolayısıyla, gümrüklerde gecikme nedeniyle kalitesi düşen ve hatta bozulan yaş sebze ve meyvelerimiz heba edilmemelidir.

Bölge milletvekilleri olarak, bizler, bu sorunları devletimizin ilgili makamlarına taşıdık ve konunun ısrarla takipçisi olacağımızı, buradan beyan etmek isterim. Hatta, bu konuda, yine, bölge milletvekillerimizin imzasıyla, Yüce Parlamentoya, yaş sebze ve meyve üreticilerinin sorunlarının çözümü amacıyla bir araştırma komisyonu kurulması için önerge vermiş bulunmaktayız. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığımızdan ve siyasî parti gruplarımızdan, konunun öncelikli gündem maddesi haline getirilmesini talep etmekteyiz.

Ayrıca, şunu da belirtmek isterim ki, 57 nci cumhuriyet hükümetimiz ve onun Tarım Bakanı Sayın Hüsnü Yusuf Gökalp, Türk tarımının sorunlarını çözmek adına, mesai mefhumu tanımadan, tüm gayretini ortaya koymaktadır. Biz de, tarım kesimi adına, Değerli Bakanımızın bu çalışmalarını takdir ediyor ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Bir de şunu belirtmek istiyorum; eğer, gündemdışı konuşmama Sayın Bakanımız cevap verecek ise, son günlerde Red Bull içecekleriyle ilgili çeşitli spekülasyonlar vardır; Sayın Bakanımızın, bu konuya da değinerek, hem bizleri hem de kamuoyunu bilgilendirmesinde yarar vardır diye düşünüyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

YALÇIN KAYA (Devamla) - Değerli milletvekilleri, sözlerimi, üreticilerin sürekli yakındığı iki güncel konuyu dikkatlerinize sunarak bağlamak istiyorum: Bunlardan ilki, yazılı ve görsel basınımızda, konunun uzmanı olmayan bazı kişilerin, ülke ekonomisi üzerinde yapacağı tahribatı düşünmeden, hormon ve zehirli ilaçlar gibi bazı konuları ele alıp, kamuoyunu yanlış yönlendirme ve bu suretle, üreticilerimizin ürünlerinin elinde kalmasına ya da çok düşük fiyatlarla satılmasına neden olmalarıdır.

İkincisi ise, televizyonlarımızın her fırsatta yüksek enflasyon nedeni olarak tarım ürünlerini ekrana taşıması ve ana sebep olarak göstermesidir. Şimdi, sadece İçel'deki değil, ülkemizdeki milyonlarca üretici adına basın ve medya kuruluşlarına buradan seslenmek istiyorum: Lütfen, domates, biber, patlıcan, fasulye, elma, armut ve benzeri tarım ürünleri fiyatlarını, bu ülkede enflasyonun tek nedeni olarak göstererek üreticilerimizi mağdur etmeyiniz, buna hakkınız yoktur diyorum.

Bunların yerine, sizlere düşen asıl görev, herkes tarafından bilinen, enflasyonun gerçek nedenlerini ekranlara taşımak olmalıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kaya.

Sayın Hidayet Kılınç ve Sayın Turhan Güven'e kısa birer açıklama yapmaları için söz vereceğim.

Buyurun Sayın Kılınç.

HİDAYET KILINÇ (İçel) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

İçel Milletvekillimiz Sayın Yalçın Kaya'nın konuşmalarına aynen katılıyorum. İçel bu yıl çok sıkıntılı bir yıl geçirdi; üç defa sel afeti, en az üç dört defa fırtına, hortum nedeniyle seraların üzerindeki plastiklerin değiştirilmesi suretiyle ekmasraf meydana geldi.

Bunun yanında, elinde hiçbir laboratuvar sonucu, belgesi olmayan yetkisiz insanlar, hormon ve buna benzer konularda açıklamada bulunarak, hem tüketiciyi etkilemekte hem de üreticiyi büyük maddî külfete sokmaktadır. Üretici bu konulardan dolayı en zor yılını yaşamakta.

Dış Ticaret Müsteşarlığının 14.5.2002 tarih ve 20581 sayılı yazılarıyla Devlet Planlama Teşkilatına ilettiği, 15 Mayıs-30 Haziran süreli ihracatta domatese teşvik priminin bir an önce hayata geçirilmesini umuyor, teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.

BAŞKAN - Sayın Güven, buyurunuz.

TURHAN GÜVEN (İçel) - Sayın Başkanım, değerli kardeşim Yalçın Kaya'nın görüşlerine aynen katılmakla birlikte müsaade ederseniz bir iki cümleyle tamamlamak istiyorum.

Gerçekten, Çukurova; özellikle bizim Tarsus, Mersin, Erdemli, Silifke yöremiz bu sene çok acı günlere şahit oldu. O bitti, seracılık mahvoldu, çorak bir arazi haline geldi.

Burada, biz, devletin gerekli gayreti gösterdiğine inanıyoruz; ama, 350 trilyonluk bir zarar vardı ve maalesef, bu zararın çok cüzi bir kısmı giderilebilme durumundadır. Üreticimiz perişandır. Hele son günlerde, Yalçın Kaya'nın dediği gibi, kendini bilen veya bilmeyen, yıllarca kabzımallık yapan kişilerin iddiaları, çok sorumsuzca lafları, bizim üreticimize menfi yönde etki yapmıştır.

Bunun yanında, bir de, biliyorsunuz,  bugüne kadar,  hububat fiyatları da belirgin hale gelmemiştir. Üretici, bu noktada, bazı açıklamalar beklemektedir. Ziraat Bankasının ve tarım kredi kooperatiflerinin de, birtakım net, açık durumlarıyla birlikte, üreticiye gerçek yardımını esirgemediği noktasında bir görüş vardır.

Bu bakımdan, değerli hemşerilerimin bu feryatlarına kulak verilmesini... Sayın Bakanın, gerçekten, bu konuda katkıları var, onu biliyorum; ama, bu ilginin daha da fazla artacağını ümit ediyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Teşekkürler.

Hükümet adına?..

EDİP ÖZGENÇ (İçel) - Sayın Başkan, ben de söz istiyorum.

BAŞKAN - İki arkadaşıma  söz vereceğimi söylemiştim; siz yeni müracaat ediyorsunuz...

Buyurun.

EDİP ÖZGENÇ (İçel) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Değerli İçel milletvekillerimizin, İçel'de bulunan yaş meyve ve sebze üreticilerinin içinde bulunduğu sorunları gündeme getirmesi ve ifade etmesi açısından, ben de, duygularımı sizlere arz etmek istiyorum.

Gerçekten, İçel'de, son günlerde tezahür eden sel felaketi ve bu felaketin sonucunda olabildiğince büyük boyutta tezahür eden ekonomik rahatsızlıklar, çiftçimizi de çok büyük ölçüde etkiliyor. Özellikle yaş meyve ve sebze üretiminde, son günlerde ortaya konulan, hormon konusuyla ilgili yapılan açıklamalar, bir yerde, üreticileri çok büyük ölçüde etkiledi. Yanlış beyanlar vermek, İçel'de yetiştirilen, Antalya'da yetiştirilen yaş meyve ve sebzeyi  -büyük ölçüde- pazarlama açısından, büyük bir tehlike arz etti.

Sayın Bakanımız, bu konuyla ilgili, gerçekten, yardımcı olabilecek nitelikte beyanlarda bulundular, düzenleme yolunda çalışmaları var. Yaş meyve ve sebzede, özellikle domates mahsulünde çiftçilerimizin yaşamış olduğu sıkıntının giderilmesi için mutlaka bir teşvik uygulamasının getirilmesi, gerçekleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu açıdan, değerli arkadaşlarımızın bu konuya ilişkin getirmiş oldukları bu teklifleri bizim de desteklediğimizi arz etmek istiyorum ve bana söz vermiş olduğunuz için de teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Gündemdışı konuşmaya, hükümet adına, Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanı cevap verecektir.

Buyurunuz Sayın Bakan. (MHP sıralarından alkışlar)

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Başta, İçel Milletvekili Sayın Yalçın Kaya ve sonra da diğer İçel milletvekillerimiz -Doğru Yol Partisinden, Demokratik Sol Partiden ve Milliyetçi Hareket Partisinden- söz alarak, özellikle meyve ve sebze üretiminde karşılaşılan sorunları dile getirdiler; kendilerine çok teşekkür ediyorum.

Hemen, konuşmamın başında, müsaade ederseniz, bir hususa dikkat çekmek istiyorum.

Bundan günlerce önce, sayın konuşmacıların da belirttiği gibi, bu konuda yetkili olmayan, bir deneyimi olmayan kişiler, hormon, hormonu takiben ziraî ilaç kullanımı konusunda hem üreticilerimizi haksız yere itham eden hem de tüketicilerimizi tereddüte düşüren, iç pazarı ve ihracatımızı önemli ölçüde etkileyen bazı varsayımları ileriye sürdüler. Ancak, bu ileriye sürülen varsayımlar, bir üniversite laboratuvarında yapılan bir araştırma sonucu değildi, bir analiz sonucu değildi, herhangi bir tespit sonucu değildi, bir spor programında ortaya atıldı ve sonra da bu devam etti; ancak, o günlerde, özellikle Akdeniz yöresinde turfanda sebze ve meyvemizin yoğun olarak elde edildiği ve ihracatımızın da geçen seneye göre artarak devam ettiği ayları yaşıyorduk. Son yıllardaki istatistiklere baktığımız zaman, ihracattaki bu kadar olumsuzluklara rağmen, bu kadar ekonomik krizlere rağmen, ilk defa, 2001 yılında yaş sebze meyve ihracatından elde ettiğimiz parasal değer, ithalatımızı geçmiştir. Bundan, içeriden ve dışarıdan bazıları rahatsız oldu. Bunun için, hormon ve ilaç meselesini -doğru olmamakla birlikte-ortaya attılar. Şimdi, oradaki yaş meyve sebze, turfanda yaş meyve sebze pazarlandı, satıldı. Yakında, bizim domates hasadımız, Tokat'ta başlayacak, Amasya'da başlayacak.

Sayın Başkan, buradan, bir gazete haberini Yüce Meclisin bilgilerine arz ediyorum: Tarih 27 Mayıs, başlık "ölüm virüsüne 7 kurban." Nerede olmuş; Amasya'da ve Tokat'ta; çünkü, Amasya'da domatesler olgunlaşmaya yaklaştı, Tokat'ta domatesler olgunlaşmaya yaklaştı. İddia şu: "Tarım ilaçlarından kaynaklandığı sanılan bir virüs ölümlere neden oluyor."

Değerli arkadaşlarım, müsaade ederseniz, bu Meclis kürsüsünden birkaç kez söyledim; ben, gıda profesörüyüm, hayatım bunları çalışmakla geçti. İlaç ayrı bir olay, virüs ayrı bir olay. İlaçta virüs olmaz.

Şimdi, bu haberler, maalesef, kasıtlı çıkarılıyor ve bu haberin devamında deniliyor ki: "Tokat'ın Reşadiye İlçesinde 2, Amasya'da da 4 kişinin aynı belirtilerle hastaneye kaldırıldıkları, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadıkları öğrenildi."

Burada, biraz önce Tokat Valimizle konuştum, olayı takip ediyoruz. Sayın Valimiz diyor ki: "Hayır; 2 hasta, Tokat hastanelerine müracaat etti. Sosyal Sigortalar Kurumu, bunları, Sıvas Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesine sevk etti. Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesi de Hacettepe Üniversitesi Hastanesine sevk etti. Hacettepe Üniversitesi Hastanesinde vefat eden hemşire hanım lösemiden vefat etti. Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesinde vefat eden diğer bir hastanın ise, halen teşhisi konmadı. Vefat eden bu hastamızın raporunu Ankara Adli Tıp Kurumu halen hazırlamadı."

Amasya'ya gelince; Amasya'da böyle bir vaka yok, hastaneye müracaat eden de yok, ölüm de yok ve Amasya Valiliğimizin gazetelere beyanı: "Haber asılsızdır." Yine, Vali Vekilimiz Sayın Özdemir'in beyanı: "İlimizde böyle bir hastalık yoktur."

Şimdi, bunlar, Amasya'da yerel gazetelerde yer alıyor; ama, maalesef, bizim bildiğimiz, çoğunun da tahmin ettiği çeşitli nedenlerden dolayı, bunu çıkaran bazı ulusal gazetelerde yer almıyor.

Değerli arkadaşlarım, yaş meyve sebze üretimi, Sayın Yalçın Kaya'nın da belirttiği gibi, bizim tarım ürünleri içerisinde çok büyük bir potansiyelimizi oluşturur. Yaklaşık 22 milyon ton yaş sebze, 12,5 milyon ton yaş meyve üretiriz; bunun parasal değeri 11 katrilyon liradır, toplam tarımsal üretim gelirlerimiz içerisinde ise yüzde 32'lik bir orana sahiptir.

Ürettiğimiz yaş meyve ve sebzenin yüzde 10'u ise örtü altı yetiştiriciliğidir. Özellikle örtü altında yetişen ürünlerimizi, son yıllarda Avrupa'ya da etkin bir şekilde pazarlamaya başladık. Geçen sene, Almanya'da, taze biber piyasasını, Türkiye'den gönderilen biberlerle tuttuk. Şu anda ülke adı vermek istemiyorum, bir ülkede, çeşitli nedenlerden dolayı biberlerde bir hastalık çıkmıştı, Almanya ve Kuzey Avrupa ülkeleri pazarına girememişti; biz etkin bir şekilde girdik; bu sene, o pazardan bizi nasıl çıkarıp da kendileri etkin olabilirler, bunun mücadelesini veriyorlar.

Bizim ülkemiz sahipsiz değil. Dış Ticaret Müsteşarlığımız olarak, devletin tüm birimleri olarak ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı olarak, ihraç ettiğimiz her parti ürüne, bitki sağlık sertifikası, artı, gıda sağlık sertifikası vererek, bu pazarlarda devamlı olarak kalıcı olmaya çalışıyoruz, kaliteli, standart ve zamanında ürün yetiştirmeye çalışıyoruz ve şu anda da, Kuzey Avrupa ülkelerinin, özellikle, diğer ülkelerden yaş meyve ve sebze temin edemediği aylarda, biz bu pazarlarda hâkim olmaya çalışıyoruz.

Almanya'ya ihraç edilen biberde yaşadığımız olay -Yüce Meclisin çatısı altında tekrar edeyim- bir noktada, polisiye bir olay haline geldi. Bu ilaç serada mı kullanıldı, hasattan sonra mı kullanıldı, sınırda mı kullanıldı, sınırı geçtikten sonra mı kullanıldı; biz, bunun takipçisiyiz.

Bugün, Türkiye'ye giren hiçbir ilaç, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının müsaadesi olmadan girmemektedir ve dünyada ruhsat almamış, dünyada kullanılmayan hiçbir ilaç Türkiye'de kullanılmamaktadır. Özellikle, biz, bu denetimlerimize büyük önem veriyoruz ve Türkiye'ye giren her ilacın, muhakkak surette, toksikolojik, ekotoksikolojik, biyolojik değerleri ölçülüyor. Biz, 2002 yılını, özellikle, ilaçta kontrol yılı olarak belirledik. 1999 yılında, yalnız 2 laboratuvarda ilaç analizi yapılırken, bugün, 12 laboratuvarımızda ilaç analizlerini yapıyoruz, birkaç laboratuvarımızda hormon analizlerini yapıyoruz. Seralara özel kontrol sistemlerini yerleştirdik; her seraya belirli bir numara veriliyor; bu seralarda kontrol için formlar geliştirdik, kullanılan ilacın tarihî, zamanı, dozu, bunların hepsi çiftçilerimize öğretiliyor, sıkı bir kontrolden geçiriliyor.

Şimdi, her kalkan şunu söylüyor: "Efendim, ilaç kontrolü denetimsiz." Hayır, asla kabul etmiyoruz. Bir kere, ilaçlar, girişte kontrol ediliyor, ilaç bayilerinde bunlar satılıyor, ilaç bayileri denetleniyor ve kullanım aşamasında denetleniyor. Özellikle, biz, daha önceden ruhsat alan ilaçlar yerine, insan üzerinde, laboratuvar hayvanları üzerinde çok daha az etkileri olabilecek -etkisi olmayacak- ilaçların kullanımını geliştiriyoruz. Bir ilacın ruhsat alması, öyle, kolay değildir.

Bir zıraî ilaç geliştirilir; laboratuvar hayvanları üzerinde iki yıl denenir; minimum dozu bulunur. Laboratuvar hayvanlarında hiçbir zararlı etkisi olmayan bir ilacın kullanımı için, insan üzerinde etki bırakmaması için de 100 kat daha düşük dozu tavsiye edilir. Bunların hepsi, belirli yönetmelikler çerçevesinde olmaktadır ve Türkiye, bu konuda da yönetmeliklerini hazırlamıştır. Türkiye'de, Ziraî Mücadele ve Karantina Genel Müdürlüğünün kuruluş tarihi 1957'dir. Türkiye sahipsiz bir ülke değildir; ancak, burada, şunu parantez içerisinde söylemem lazım: Yıllar önce, Ziraî Mücadele ve Karantina Genel Müdürlüğü kapatılırken, bunun yerine, etkin bir görev alacak bir kurumun olmasında da yarar vardı; ancak, biz, bunu, Koruma Kontrol Genel Müdürlüğümüz içerisinde yapıyoruz.

Tabiî, üretim önemli, üretimin sağlıklı olması önemli. Biz, özellikle son 10 gündür, Türkiye genelinde bir kampanya başlattık. Bu kampanya şu: Halkımız için bol üretim, doğru üretim, sağlıklı üretim, sürekli üretim ve inadına üretim. Bu kampanyayı, Türk köylüsü benimsedi, Türk esnafı benimsedi, Türk Milleti benimsedi. Biz, tarladan sofraya, barınaktan sofraya sağlıklı gıda kampanyasını başlattık. Türk Milletinin tükettiği gıdanın sağlıklı olması, bizim ilk önceliğimizdir. Bu konuda, ithalatta aldığımız kararlara Yüce Meclisimiz şahittir. Eskiden, ürünler geliyordu, analiz edilmeden, hormon analizi yapılmadan, ilaç kalıntısı analizi yapılmadan, yurt içine belki giriyordu; ama, bizden öncekilere de teşekkür ediyorum ve biz de göreve geldikten sonra, özellikle bu kontrolleri daha da artırdık ve bu noktada, 12 tane gelişmiş laboratuvarımızı kurduk.

ASLAN POLAT (Erzurum) - Sayın Bakanım, Erzurum'da yok mu ki, Erzurum'a müsaade etmiyorsunuz?

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Devamla) - Eskiden, bu ülkeye giren etler üzerinde gerekli analizler yeteri kadar yapılmıyordu. Şimdi, delidana hastalığı konusundaki hassasiyetimizi biliyorsunuz. 19 000 ton et bu ülkeye girsin diye aynı yazıyı yazan köşe yazarları "niçin 19 000 ton et alınmıyor" dediklerinde, ben, bir gıda profesörü olarak, mikrobiyoloji çalışmış bir kişi olarak, 25 tane doktora tezi tamamlatmış bir kişi olarak şunu söyledim: Türk Milletine delidanalı et yedirmem.  Biz bunları içeri almadık, buna tüm Yüce Milletimiz şahittir.

Tabiî, pazarlanması önemli. Geçen, bakıyorum, Çanakkale'de erik 750 000 liradan satılıyor. Telefonla öğrendim; kaç lira erik; 750 000 lira. Ankara'da bir pazardan sordum; kaç lira; 4 000 000. Peki, buradaki asıl mesele, yıllarca, bir sağlıklı pazar ağının kurulması gerektiğiydi, çiftçinin örgütlenmesi gerektiğiydi. Ben, inanıyorum ki, Sayın Başbakanımız ve Bakanlar Kurulumuz, üretici birlikleri yasasını, bir an önce, buraya, Yüce Meclise sevk edecektir ve inanıyorum ki, Bakanlar Kurulumuzda bulunan tarım çerçeve kanunu bir an önce buraya gelecektir.

Yine, en önemlisi, ürünlerin sigortalanmasıdır; çünkü, sel oluyor, tayfun oluyor. İçel'de bu sene birkaç kez yaşadık, değerli milletvekillerimizin belirttiği gibi. Biz, devlet olarak oraya zamanında ulaşamıyorsak, sigortası olarak oraya girmemiz gerekli.

Dışticarete gelince; dışticarette, özellikle Sayın Kaya'nın da belirttiği gibi, bizim, 60 ülkeyle karayolu taşımacılığı anlaşmamız var. Karayolu taşımacılığı anlaşmamızda, her ülke, kendi menfaatını bu anlaşmalar çerçevesinde korur. Karayolu taşımacılığı ve TIR filosu taşımacılığımız var. Rusya ile de böyle bir anlaşmamız var ve Rusya ile olan anlaşmamızda ise, bizim, karşıya 3 300 TIR gönderme imkânımız var, Rusya ise bize 100 tane TIR gönderiyor. Rusya ile yapılan görüşmelerde Rusya diyor ki: "Karşılıklı olsun bu." 100 TIR ancak gönderiyor. Biz 3 300 TIR'ı anlaşmada aldık, sağladık; ama, 3 300 TIR bize yetmiyor. Biz, geçen sene 10 000 civarında TIR taşımacılığı yaptık. 3 300 adedin her üstüne TIR başına 250 dolar para veriyoruz. Özellikle yaş meyve sebze ihracatını, biz, Samsun'dan yapıyoruz, Hopa'dan feribotlarla Soçi Limanına yapıyoruz. Ben, bu konuyu Ulaştırma Bakanlığımızda takip ettim, bir Tarım ve Köyişleri Bakanı olarak; çünkü, üretilen ürünlerin pazarlanması bizim için önemli. Belki, kanunen bizim sorumluluğumuzda değil; ama, mademki, Tarım ve Köyişleri Bakanıyım, üretilen ürünlerin pazarlanması konusunda da her türlü tedbiri almamız lazım. Bu konuyu takip ederek, temmuz ayında Türkiye-Rusya arasında yapılacak olan Karma Ekonomik Komisyon toplantısında bu TIR taşımacılığını tekrar gündeme getireceğiz. Sayısını artırmaya çalışıyoruz; çünkü, bu TIR'lar orada beklediği zaman, içerisindeki yaş sebze ve meyve bozuluyor.

Karşı ülkeler bazı tedbirler alıyor. Mesela, bundan aylarca önce, bizim, Yunanistan'a girmesi gerekli olan TIR'lar kapıda bekletildi; sorduğumuzda, takip ettiğimizde "Yunanistan'da ziraat mühendisleri işi yavaşlatıyorlar, grev var" dediler. Benim, Edirne Valisinden ricam şu oldu: "Sayın Valim, Bulgaristan'dan sok, Bulgaristan'dan Yunanistan'a sok." Yani, biz, Tarım Bakanlığı olarak... Bazı gazeteler başlık attılar "Tarım Bakanı uyuyor mu" diye; onlar da biliyor Tarım Bakanlığının uyumadığını, onlar da biliyor bizim 24 saat mesai bazında çalıştığımızı. Rusya ile olan ihracatımızın arkasındaki budur, 3 300 TIR'dır; 10 000'e çıktık; inşallah, bunu daha da artıracağız.

Sayın Yalçın Kaya'ya teşekkür ediyorum; bu enerji içecekleriyle ilgili konuyu gündeme getirdi; hatta, Red Bull diye isimlendirerek getirdiğinden dolayı.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son günlerde -son günlerde, yine başladı da, daha önce de bu enerji içecekleri konusu vardı- bazı basın yayın organlarında çıkan bir enerji içeceğinin ithalatıyla ilgili şahsımı ve Bakanlığımı hedef alan haber ve yorumlar tamamen gerçekdışıdır. Herkesi burada ispata davet ediyorum.

Türkiye'de ve dünyada ticarete konu olan çok sayıda enerji içeceği mevcuttur; bunlar, enerji içeceği diye isimlendiriliyor, sporcu içeceği diye isimlendiriliyor. Bunların ithalatıysa, 560 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararname ve bu kanun hükmünde kararname gereğince çıkan yönetmelikle Tarım ve Köyişleri Bakanlığına verilmiştir. Bu tür ürünlerin kontrolü de, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği ve uluslararası gıda kodeksi olarak kabul edilen Codex Alimentarius Commission'un sporcu ve enerji içecekleriyle ilgili maddesine göre yapılmaktadır. Nitekim, Birleşmiş Milletlerin Gıda ve Tarım Teşkilatı; yani, kısaca, FAO, 2001 yılında, Almanya'da, özel beslenme amaçlı gıdalar ve beslenme" konulu bir toplantı yapmış. Bu toplantıda, her ülkenin bu içecekler için kriterini koymasını, o ülkeye yetki olarak vermiştir. Enerji içecekleri, ihtiva ettikleri taurin -ki, benim yazdığım biyokimya kitabında bunun formülü de mevcut- ve yüksek kafein miktarları nedeniyle, insan sağlığına olumsuz etkisi açısından tartışılan bir ürün olmuştur. Özellikle hamile kadınlar, çocuklar ve sporcular gibi yüksek risk grubu insanlar üzerinde ve genel toplum sağlığında olumsuz etkileri tartışılan bu ürünün, özellikle alkolle birlikte alınması durumunda ölüme kadar götürebilecek ciddî olumsuzluklar doğurduğu, uzmanlar tarafından ifade edilmiştir. Nitekim, Fransa, Danimarka, Norveç, Kanada, Malezya gibi bazı ülkelerde bu ürünün satışı yasaklanmıştır.

BAŞKAN - Son 2 dakikanız Sayın Bakanım.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Devamla) - Bazı ülkelerde ise, satışlarına, eczanelerde müsaade edilmektedir. Bazı ürünlerde ise, bunların üzerine kırmızı ibareler konulması istenmektedir.

Bunun üzerine, biz, üniversitelerimizin gıda bölümlerinden ve tıp fakültelerinden bilim adamlarımızdan oluşan Özel Beslenme Amaçlı Gıdalar Danışma Komitesini kurduk. Özel Beslenme Amaçlı Gıdalar Danışma Komitesinin aldığı kararlara göre, bu ürünlerin Türkiye'de üretiminde ve ithalatında uygulanacak değerler şunlardır: Kafein 150 miligram/litre, inositol 100 miligram/litre, glukoronolakton 20 miligram/litre ve taurin 800 miligram/litredir. Bunun üzerine, Özel Beslenme Amaçlı Gıdalar Danışma Komitesinin aldığı bu karardan sonra, ilgili bakanlıklarla da görüşerek, 6 Mart 2002 tarihinde, Resmî Gazetede tebliğ yayımlandı. Red Bull isimli enerji içeceğinin ithalatını gerçekleştiren firma ve diğer firmalar da, aynı, bu tebliğ özünde değerlendirilmektedir. Benim ve Bakanlığımın, söz konusu ürünün ithalatçısı firma tarafından herhangi bir akrabalık bağım yoktur.

Gazetelerde yer alıyor; bu enerji içeceğinin ithalatına Bakanlık tarafından müsaade edilmediği; çünkü, kendi akrabası bunu ithal edecek... Gökalp soyadlı bir sürü insan vardır Türkiye'de. Gazetelerde adı geçen, köşe yazarlarına konu olan Mehmet Serkan Gökalp, uzaktan ve yakından akrabam değildir, böyle bir kişiyi tanımam ve bunun nüfus kayıtları da çıkarıldı, basına verildi; benim de nüfus kayıtlarım çıkarıldı, basına verildi. Yüce Meclis çatısı altında, gazetelerde, şahsıma -aynen yazı da böyle- "MHP'li Tarım Bakanının uygulamaları" diye yazanı, hem şahsım adına hem otuzyedi yıldır mensubu bulunduğum...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakan, değindiğiniz konu gündemdışı konuşmayla ilgili değil; lütfen, sözlerinizi tamamlayınız.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Devamla) - Yalçın Beyin konuşmasında var; zabıtlara bakın efendim. Sayın Başkanım, tutanaklara bakabilirsiniz...

ASLAN POLAT (Erzurum) - Sayın Bakanım, Erzurum'a, niçin gıda ithalatına izin vermiyorsunuz; buna da bir cevap verirseniz.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Devamla) - Sayın Başkanım, bitiriyorum.

Şahsıma, Bakanlığıma, mensup olduğum siyasî harekete, devletin kurum ve kuruluşlarına karşı yanlış, yalan ifadelerde bulunanları, Türk Milleti huzurunda ispata davet ediyorum; ispat edemedikleri takdirde, Türk Milletinden özür dilemelerini arzu ediyorum.

Hepinize saygı ve sevgilerimi arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN -Teşekkürler Sayın Bakan.

Gündemdışı üçüncü söz, Sahil Güvenlik Komutanlığının çalışmaları hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Sulhiye Serbest'e attir.

Buyurun Sayın Serbest. (DSP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakikadır.

3.- İstanbul Milletvekili Sulhiye Serbest'in, Sahil Güvenlik Komutanlığının çalışmalarına ilişkin gündemdışı konuşması

SULHİYE SERBEST (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepimizin çok iyi bildiği üzere, dünyamızın yüzde 70'ini kaplayan denizler, sahip olduğu su ürünleri, mineraller ve tabiî kaynaklar açısından insanlık için vazgeçilmez bir hazine durumundadır.

Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin kara ve hava sınırları kadar, deniz sınırlarının da etkin bir düzeyde kontrol edilmesi ve korunması güvenlik açısından olduğu kadar, ekonomi ve turizm açısından da gereklidir. Ülkemizde bu görev, 1982 yılında silahlı bir güvenlik kuvveti olarak kurulan Sahil Güvenlik Komutanlığımızca yürütülmektedir.

Sahil Güvenlik Komutanlığımız, kurulduğu günden itibaren 24 saat denizlerde bulunarak, denizlerimizde can, mal güvenliğimizi sağlamak, her türlü kaçakçılığa mani olmak, su ürünlerimiz ile sualtı kaynaklarımızı kaçak avlanmalardan korumak ve denizlerimizin kirlenmesine engel olmak gibi geniş bir görev yelpazesi içinde mücadele etmektedir.

Değerli milletvekilleri, özellikle 11 Eylül 2001 tarihinde Amerika Birleşik Devletlerinde meydana gelen terör olayı sonrası ülke güvenliği ve terörizmle mücadele de öncelikli bir görev durumuna gelmiştir. Bu kapsamda, LNG, LPG ve amonyak gibi tehlikeli yük taşıyan gemilerin Türk Boğazlarında transit geçişleri süresince emniyetlerini sağlamakta, sahillerimizde bulunan stratejik tesisler denizlerden korunmakta ve limanlarımızı ziyaret eden yabancı harp gemilerinin güvenliği sağlanmaktadır. Ayrıca, 12 Aralık 2001 tarih ve 24611 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Arama Kurtarma Yönetmeliği gereğince Türk arama kurtarma bölgesindeki arama kurtarma faaliyetlerinin koordinatörlüğü ve icra görevi Sahil Güvenlik Komutanlığına verilmiştir. Bu maksatla, Deniz Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi teşkil edilmiş ve 24 saat esasına göre faaliyet göstermektedir.

Sahil Güvenlik Komutanlığımız, böylesine geniş bir görev alanındaki faaliyetlerini, yüzde 50'ye yakın kısmı hizmet süresini ve ekonomik ömürlerini tamamlamış veya hizmet sürelerinin sonuna yaklaşmış botlarla, büyük bir özveriyle yerine getirmeye çalışırken, kısıtlı bütçesiyle de görev ihtiyaçlarını karşılayacak bir yapıya ulaşma gayreti içerisindedir.

Saygıdeğer milletvekilleri, son yıllarda, Ortadoğu, Kafkaslar ve Asya'nın çatışma bölgelerinden Avrupa'ya, ülkemiz üzerinden insan kaçakçılığı hızla artmaktadır. Henüz geçtiğimiz hafta, Akdeniz'de bir teknede, 233 kişi, saatler süren kovalamaca sonunda sahil güvenlik ekipleri tarafından yakalanmıştır. 2001 yılında, Sahil Güvenlik Komutanlığınca, 13 964 adet muhtelif deniz aracı kontrol edilerek, yasalarımıza aykırı eylemleri nedeniyle, 3 223 adet deniz aracı sahibi veya kaptanı savcılığa sevk edilmiştir. Can ve mal güvenliği kapsamında, 137 adet arama-kurtarma faaliyetinde bulunulmuş, 41 deniz aracı ve en önemlisi 570 insan hayatı kurtarılmıştır. Kaçakçılık ve deniz kirliliği kapsamında ise, 1 040 ton kaçak motorin yakalanmış; çevre kirliliği ve zararlı atık ihbarları değerlendirilerek, 20 tekneye, yaklaşık 271 milyar ceza verilmiştir.

Tüm bu icraatların yanında, özellikle Boğazlarımızdan geçen 498 adet LNG ve LPG tankerleri ile limanlarımızı ziyaret eden 34 adet yabancı askerî gemiye koruma ve refakat sağlanmıştır. Hopa'dan İskenderun'a kadar, 59 koy, körfez ve limanda bulunan 82 sahil güvenlik botuyla 24 saat aralıksız görev yapan ve yirmi yıllık bir geçmişe sahip olan Sahil Güvenlik Komutanlığı, görevlerini etkili bir şekilde yerine getirmek üzere, sahip olması gereken modern gemi, bot, helikopter ve uçak gibi imkân ve kabiliyetler açısından henüz yeterli bir seviyeye gelememiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Efendim, bitiriniz lütfen.

SULHİYE SERBEST (Devamla) - Yeri gelmişken, denizlerimizle ilgili farklı zamanlarda çıkarılmış ve maalesef, birbirleriyle uyum içerisinde olmayan çok sayıda mevzuat bulunduğunu belirtmek istiyorum. Bunun bir sonucu olarak da, denizlerimizde, çoğunlukla aynı faaliyetleri yürüten çok sayıda kamu kurum ve kuruluşu ortaya çıkmıştır. Halen, denizlerimizde faaliyet gösteren ve değişik bakanlıklara bağlı 17 adet kamu kurum ve kuruluşu bulunmaktadır. Bu husus, kısıtlı bütçe kaynaklarının ekonomik olarak kullanılmasına engel olduğu gibi, yetki karmaşasına da neden olmaktadır. Bu nedenle, yeni teşkilatlanmaya gidilmesi yerine, denizlerimizde kolluk faaliyetlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak yasayla görevlendirilen tek kuruluş olan Sahil Güvenlik Komutanlığımızın imkânlarının artırılmasının ve denizlerde görev yapan kamu kurum ve kuruluşlarının, Sahil Güvenlik Komutanlığı teşkilat yapısı içerisine alınmasının uygun olacağını düşünüyorum.

Sayın milletvekilleri, sonuç olarak, ülkemiz denizlerinde güvenlik ve yasa uygulamasının etkili bir şekilde sağlanabilmesi maksadıyla, Sahil Güvenlik Komutanlığının güçlü olması gereklidir. Sahil Güvenlik Komutanlığı, yasalarla verilen görevlerin bilincinde olarak, eldeki mevcut gücüyle, büyük bir özveri göstererek vazifesini yerine getirme gayreti içerisindedir; ancak, daha iyi olanaklar tanınması gerektiği kanaatini taşımaktayım.

Bu duygu ve düşünceler içerisinde, hepinize en derin saygılarımı sunuyorum. (DSP, MHP, ANAP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Başkanlığın Genel Kurula diğer sunuşları vardır.

Sunuşlar uzun olduğu için, Divan Üyesi arkadaşımın oturduğu yerden okuması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Adalet Komisyonu Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutuyorum:

B) Tezkereler ve Önergeler

1.- Adalet Komisyonu Başkanlığının, komisyonda bulunan idam dosyalarının, 21.12.2000 tarihli 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunun 1 inci maddesinin (1) numaralı bendi gereğince  Başbakanlığa iade edilmek üzere Meclis Başkanlığına sunulmasına ilişkin tezkeresi (3/1091)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Komisyonumuzda bulunan ve ekli listede sayılan 34 adet idam dosyasının, 21.12.2000 tarihli 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunun 1 inci maddesinin (1) numaralı bendi gereğince Başbakanlığa iade edilmek üzere Meclis Başkanlığına sunulmasına Komisyonumuzun 23.5.2002 tarihli 53 üncü toplantısında oybirliğiyle karar verilmiştir.

Gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

 

 

 

Emin Karaa

 

 

 

Kütahya

 

 

 

Adalet Komisyonu Başkanı

 

 

 

 

 

Esas No

 

Adı Soyadı

 

 

 

 

1.

3/134

 

Seyfettin Uzundiz

2.

3/137

 

Yakup Karaca

3.

3/139

 

Halil Yıldırım

4.

3/140

 

Taner Keleşoğlu

5.

3/143

 

Murat Katrağ

6.

3/144

 

İsmail Özdemir

7.

3/145

 

Coşkun Öztürk

8.

3/146

 

Hasip Mehmet Atay

9.

3/148

 

Kadir Şahin

 

 

 

Mürsel Girgin

10.

3/150

 

Aziz Varkan

 

 

 

Nadir Şenol

11.

3/151

 

Halil Güneş

12.

3/153

 

Celal Atalay

 

 

 

Birsen Güngören

 

Esas No

 

Adı Soyadı

 

 

 

 

13.

3/154

 

Yaşar Akan

 

 

 

Cüneyt Erengül

14.

3/155

 

Adil İnandı

15.

3/156

 

Mehmet Pesci

16.

3/157

 

İbrahim Çınar

17.

3/160

 

Burhanettin Duman

18.

3/163

 

Ali Azaklı

 

 

 

Mustafa Namlı

19.

3/164

 

Ali Sezgin

20.

3/166

 

Çağatay Çelikel

21.

3/426

 

Süleyman Güney

22.

3/466

 

Erdem Berber

23.

3/501

 

Harun Aslan

24.

3/556

 

Ali Aslan

25.

3/557

 

Burhanettin Duman

26.

3/558

 

Zülküf Almalı

27.

3/559

 

Sami Akyürek

28.

3/560

 

Ömer Gök

29.

3/616

 

Ramazan Koban

30.

3/617

 

Levent Maksutlar

31.

3/725

 

Ekrem Gökçe

 

 

 

Mehmet Arı

32.

3/732

 

Metin Mıcık

33.

3/734

 

Taci Nergis

 

 

 

Resul Köse

34.

3/950

 

Mehmet Ayhan Ulaş

 

 

 

Tuncay Çakır

BAŞKAN - Tezkere ve ekli liste bilgilerinize sunulmuştur; dosyalar Başbakanlığa gönderilecektir.

TURHAN GÜVEN (İçel) - Sayın Başkan, bu dosyalar Başbakanlıkta mı kalacak?

BAŞKAN - Meclis araştırması önergesi vardır; okutuyorum:

C) Gensoru, Genel Görüşme, Meclİs SoruşturmasI ve Meclİs AraştIrmasI Önergelerİ

1.- Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu ve 20 arkadaşının, Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan Türklerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/288)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdinde kredi mektuplu döviz tevdiat ve süper döviz hesabı olan vatandaşlarımızın ve Türk kökenli yurttaşların aleyhine, Almanya'da vergi kaçakçılığı yaptıkları nedeniyle soruşturmalar yapılmaktadır. Bu, tedirginlik yaratmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinde nasıl bir Türkiye imajı vardır? Bu ülkelerdeki Türk kökenli yurttaşların kültürel kimlik ve entegrasyon sorunları var mıdır? Türkiye'ye gayrimenkul yatırımı yapanlar artık bunu Avrupa Birliği ülkelerine yöneltmektedirler. Türkiye ekonomisi onlar tarafından nasıl izleniyor? Türkiye'ye gelişlerinde nasıl karşılanıyorlar; gümrüklerde, karayollarında, havaalanlarında nasıl sorunlarla karşılaşıyorlar? Türk kökenli yurttaşlara verilen pembe kartlar ne işe yarıyor?Vatandaşlık konularında, özellikle çifte vatandaşlıkta sorunlar neler? Türkiye'de devlet dairelerinde sorun yaşıyorlar mı? Emeklilik sorunları neler?

Türkiye'de yatırım yapmak isteyenler ne istiyorlar? Avrupa Birliği ülkelerindeki yaşamları nasıl? Yeni nesil olaya nasıl bakıyor? Aile yapısı ne yönde gelişiyor? Siyaset için düşünceleri neler? Turizm açısından Türkiye'yi değerlendirmeleri nasıl? Bu ülkelerde eğitim gören Türk öğrencilerin sorunları neler? Terör örgütleri için ne düşünüyorlar? Türklerle evlenerek Türkiye'ye yerleşen Avrupa Birliği vatandaşlarının hukukî statüleri nedir? Avrupa Birliği ülkelerinin entegrasyon ve diyalog projeleri nedir? Kültür ve sanat için neler yapılmalıdır?

Bu sorunların araştırılması amacıyla bir Meclis araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.

1.- Cafer Tufan Yazıcıoğlu

(Bartın)

2.- Esvet Özdoğu

(Ankara)

3.- Nural Karagöz

(Kırklareli

4.- İbrahim Yavuz Bildik

(Adana)

5.- Necati Albay

(Eskişehir)

6.- Mustafa Güven Karahan

(Balıkesir)

7.- Faruk Demir

(Ardahan)

8.- Necdet Saruhan

(İstanbul)

9.- Masum Türker

(İstanbul)

10.- Ahmet Sancar Sayın

(Antalya)

11.- Tayyibe Gülek

(Adana)

12.- Tahsin Boray Baycık

(Zonguldak)

13.- Zeki Eker

(Muş)

14.- Hasan Akgün

(Giresun)

15.- Yücel Erdener

(İstanbul)

16.- M. Cihan Yazar

(Manisa)

17.- Mustafa İlimen

(Edirne)

18.- Hasan Metin

(İzmir)

19.- Erol Al

(İstanbul)

20.- Abdulsamet Turgut

(Diyarbakır)

21.- Ahmet Güzel

(İstanbul)

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Maden kaynaklarının değerlendirilmesi ve madencilik sektörünün içinde bulunduğu durum ile bor ve altın madenleri konusunda kurulan (10/211, 245, 198, 204) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının, Komisyonun çalışma süresinin uzatılmasına dair bir tezkeresi vardır; okutup, bilgilerinize sunacağım.

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)

2.- (10/211, 245, 198, 204) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Başkanlığının, süre uzatımına ilişkin tezkeresi (3/1092)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Maden kaynaklarının değerlendirilmesi ve madencilik sektörünün içinde bulunduğu durum ile bor ve altın madenleri konusunda Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca; Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 27.02.2002 tarihli 67 nci Birleşiminde kurulan (10/211, 245,198,204) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonumuz; Genel Kurul tarafından verilen 3 aylık sürede çalışmalarını tamamlayamamıştır.

Bu nedenle 23.05.2002 tarihinde toplanan Komisyonumuz, Genel Kuruldan, İçtüzüğün 105 inci maddesine göre, 28.05.2002 tarihinden itibaren 1 aylık eksüre istenmesine karar verilmiştir.

Gereğini bilgilerinize arz ederim.

 

 

 

M. Zeki Sezer

 

 

 

Komisyon Başkanı

 

 

 

Ankara

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

İçtüzüğün 105 inci maddesi, "Araştırmasını üç ay içinde bitiremeyen komisyona bir aylık kesin süre verilir" hükmünü içermektedir. Bu nedenle Komisyona, 28.05.2002 tarihinden geçerli olmak üzere, bir aylık kesin süre verilmiştir.

Başbakanlığın, Anayasanın 82 nci maddesine göre verilmiş 2 adet tezkeresi vardır; ayrı ayrı okutup, oylarınıza sunacağım.

3.- Ulaştırma Bakanı Oktay Vural'ın Japonya'ya yaptığı resmî ziyarete Kocaeli Milletvekili Meral Akşener'in iştirak etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1093)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Ulaştırma Bakanı Dr. Oktay Vural'ın, "Demiryolu Boğaz Tüp Geçişi ve Gebze-Halkalı Banliyö Hatları Yüzeysel Metro" projesi ve diğer ulaştırma altyapı projelerine ilişkin temas ve görüşmelerde bulunmak üzere, bir heyetle birlikte 13-19 Nisan 2002 tarihlerinde Japonya'ya yaptığı resmî ziyarete, Kocaeli Milletvekili Meral Akşener'in de iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.

Anayasamızın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.

                                  Bülent Ecevit

                                         Başbakan

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Diğer tezkereyi okutacağım ve oylarınıza sunacağım.

4.- Turizm Bakanı Mustafa Taşar'ın Ukrayna'ya yaptığı resmî ziyarete Ordu Milletvekili Sefer Koçak'ın iştirak etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1094)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Turizm Bakanı Mustafa Taşar'ın, Türkiye-Ukrayna Turizm Karma Komisyonunun, 4-8 Nisan 2002 tarihlerinde Kiev'de yapılan 2 nci Dönem Toplantısına katılmak üzere bir heyetle birlikte Ukrayna'ya yaptığı resmî ziyarete Ordu Milletvekili Sefer Koçak'ın da iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.

Anayasamızın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.

                                  Bülent Ecevit

                                         Başbakan

BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Demokratik Sol Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Anavatan Partisi Gruplarının, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş müşterek bir önerileri vardır; önce okutacağım, sonra oylarınıza sunacağım:

V.- ÖNERİLER

A) SİyasÎ Partİ Grubu Önerİlerİ

1.- Genel Kurulun çalışma gün ve saatleriyle gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin DSP, MHP ve ANAP Gruplarının müşterek önerisi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 28 Mayıs 2002 Salı günü yaptığı toplantıda siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, gruplarımızın ekteki müşterek önerilerinin, Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ve teklif ederiz.

Saygılarımızla.

 

Emrehan Halıcı

İsmail Köse

Beyhan Aslan

 

DSP Grubu Başkanvekili

MHP Grubu Başkanvekili

ANAP Grubu Başkanvekili

Öneriler :

27 Mayıs 2002 tarihli Gelen Kâğıtlarda yayımlanan 870 sıra sayılı kanun tasarısının 48 saat geçmeden gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer işler" kısmının 12 nci sırasına alınması, Genel Kurulun; 29 Mayıs 2002 Çarşamba ve 30 Mayıs 2002 Perşembe günleri 14.00-20.00 saatleri arasında çalışması, 29 Mayıs 2002 Çarşamba günü sözlü soruların görüşülmemesi, 30 Mayıs 2002 Perşembe günü gündemin 13 üncü sırasına kadar olan tasarı ve tekliflerin görüşmelerinin saat 20.00'ye kadar tamamlanamaması halinde, görüşmelerin tamamlanmasına kadar çalışmalara devam edilmesi önerilmiştir.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, İçtüzüğe göre, lehte ve aleyhte konuşma talepleri vardır.

İlk olarak, lehinde olmak üzere, Denizli Milletvekili Beyhan Aslan; buyurun.

Süreniz 10 dakika.

BEYHAN ASLAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Demokratik Sol Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Anavatan Partisi Grupları olarak, Danışma Kurulunun toplanması için öneride bulunduk ve Danışma Kurulu toplantısında, Özel Tüketim Vergisi Kanunu Tasarısının öne alınmasını ve bunun 29 Mayıs Çarşamba günü görüşülmesini talep ettik ve gündemin 12 nci sırasına derç edilmesini istedik. Ayrıca, çalışma saatlerinin de çarşamba günü; yani, yarından itibaren saat 14.00-20.00 olarak belirlenmesini ve perşembe günü, yine, saat 14.00'te Meclisin toplanmasını ve Özel Tüketim Vergisi Kanunu Tasarısının bitimine kadar çalışmamızın devam etmesini talep ettik; ama, tabiî, adı, belki de, vergi olunca -adı vergi olunca diyorum sadece- muhalefet yine bu önerimize katılmadı, biz de Meclis Genel Kuruluna grup önerisi olarak bunu arz etmeyi uygun bulduk.

Değerli arkadaşlar, özellikle, Özel Tüketim Vergisi yeni vergiler getirmiyor -belki, biraz sonra arkadaşlarımız diyecekler ki, hep siz vergiden bahsediyorsunuz- dağınık olan ve çeşitli mal gruplarında bulunan vergileri hukukî disiplin altına alıyor ve bunları 4 ayrı bölümde toplayarak vergilerin basitleştirilmesini ve Avrupa Birliği müktesebatına uyum sağlanmasını getiriyor. Getirilen ve yarın görüşecek olduğumuz Özel Tüketim Vergisi Yasası Tasarısı budur; yani, dolaylı vergiler alanında ciddî bir basitleşme getirecek ve 16 adet vergide var olan fon, harç, pay yükümlülüklerini kaldıracak ve bunun yerine tek kalem Özel Tüketim Vergisini koyacak. Aynı zamanda, bu vergi, bizim, Avrupa Birliğiyle müktesebatına uyum sağlamamız açısından da önemlidir. Hem Avrupa Birliği diyoruz, âdeta, Avrupa Birliğine girme konusunda bir yarış yapıyoruz; ama, Ulusal Programımızın orta vadeli taahhütleri arasında bulunan Özel Tüketim Vergisinin görüşülmesine karşı da bir ayak diretiyoruz. Bu, olacak iş değildir. Burada, Özel Tüketim Vergisini, orta vadeli taahhütler arasında bulunan Özel Tüketim Vergisini görüşmeyeceğiz de neyi görüşeceğiz; onu, tabiî, ben, hem yüce milletimizin hem de Genel Kurulumuzun takdirine sunuyorum.

Bu nedenle, grup önerisinin Meclis Genel Kurulumuzca desteklenmesini talep ediyorum ve Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN- Lehinde ikinci söz talebi, Erzurum Milletvekili İsmail Köse'ye aittir.

Buyurunuz Sayın Köse. (MHP sıralarından alkışlar)

İSMAİL KÖSE (Erzurum)- Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Sayın Beyhan Aslan Beyin de ifade ettiği gibi, Danışma Kurulunda anlaşma imkânımız olmadığı için, grup önerisi olarak Yüce Meclisin önüne getirilen, Özel Tüketim Vergisi Kanunu Tasarısının, yarın, çarşamba günü itibariyle, 14.00-20.00 saatleri arasında ve perşembe günü de, yine, saat 14.00'te başlayıp, bitinceye kadar görüşülmesi önerisinin lehinde söz almış bulunuyorum.

Biraz sonra, aleyhinde konuşacak olan arkadaşlarımızın, önce, tabiî, çalışma süremizin ve yarım kalan kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmeden bırakıldığı, onun yerine bu tasarının getirilmesiyle ilgili tenkitleri olacaktır. Yine, Özel Tüketim Vergisi Kanunu Tasarısıyla ilgili, muhakkak surette, faydalı bir tasarı olmadığını ifade edeceklerdir; onun için, ben, peşinen kendi düşüncelerimi ifade edeyim; inşallah, o tenkitleri de karşılamış oluruz.

Özel Tüketim Vergisi -bugün çağdaş devletlerde- malî meselelerimizde, gerçekten, vergi adedini, sayısını düşürerek, çağdaş bir vergi sistemini getirmektedir ve verilen bilgilere göre, 17'ye yakın kanun yürürlükten kalkmaktadır. İzin verirseniz, birkaç tanesini ifade edeyim:

Özel Tüketim Vergisi Kanunu Tasarısını yarın veya perşembe günü çıkardığımız takdirde, Akaryakıt Fiyat İstikrar Payı, Trafik Tescil Harcı, Taşıt Alım Vergisi, Ek Taşıt Alım Vergisi, Ek Vergi, Akaryakıt Tüketim Vergisi, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçeceklerin İthal veya Satışında Alınan Savunma Sanayi Destekleme Fonu, Eğitim, Gençlik Spor ve Sağlık Hizmetleri Vergisi, Motorlu Taşıtların Kayıt, Tescil ve Devirlerinde Alınan Eğitime Katkı Payı, , Motorlu Taşıtların Kayıt, Tescil ve Devirlerinde Alınan Özel İşlem Vergisi, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçeceklerden Alınan Mera Payı, Taşıt Alım Vergisinin ¼'ü Oranında Alınan Çevre Kirliliğini Önleme Fonu, Toplu Konut Fonu, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçeceklerin İthal veya Satışında Alınan Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Düzenleme Kurumu Payı, Şehit, Malul, Dul ve Yetimleri Payı, Federasyonlar Fonu gibi 16 vergi yürürlükten kalkacak ve tek bir vergi olarak Özel Tüketim Vergisi yürürlüğe girecektir. Böylece, bürokrasi azalacaktır, zaman kaybı önlenecektir, dolaylı vergilerde sadeleştirme imkânı sağlanmış olacaktır. Bu suretle, Gümrük Birliğiyle ilgili olarak, yine, Avrupa Birliğine vermiş olduğumuz sözü de, bir yerde, yerine getirmiş olacağız. Yani, 1995'li yıllarda Gümrük Birliğine girmemizin neticesinde böyle bir tek vergi kanununun da çıkarılması gerekmektedir.

İşte, Yüce Meclisimiz, bu grup önerisini kabul ettiği takdirde, Özel Tüketim Vergisi, inşallah, görüşülecektir. Çıkacak olan bu kanun hem ülkemiz hem de vatandaşlarımız için faydalı bir kanun olacaktır.

Şu anda -her ilimizden milletvekillerimiz yakinen takip ediyorlar- ikinci el araba alım satımlarından vergi alınması dolayısıyla vatandaşların fevkâlade sıkıntıda olduğu malumunuzdur. Bunu çok önemli görüyorum. İşte, bu vergi kanunu kabul edilip yürürlüğe girdiği takdirde, ikinci el araba alım satımlarından vergi alınmayacaktır. Yani, araba alım satımlarında bir defa vergi alınacaktır. Özellikle, buradan rızkını temin eden galeri sahiplerinin, araç sahiplerinin veya bu alım satım işleminden dolayı ekmeğini kazanan insanlarımızın bundan istifade etme imkânı olacaktır.

Şu anda, trafik tescili yapılmadığı için, binlerce insanın elinde, araçlar tescil edilmediği için, hukukî problemler vardır, kazalar neticesinde çok miktarda zararlara maruz kalmış insanlar vardır, haklı haksız... Tabiî, yasalara uymak, yasaların gereği neyse onu yapmak, bugünkü, yürürlükteki yasalara göre bu işlemleri yapmak gerekir; ancak, vatandaşların, tabiî, daha az kazanmak suretiyle, süreklilik arz eden bir ticarî olay haline gelmiştir... Bu bakımdan, bir kolaylık sağlanmıştır; çok önemli bir gelişmedir. Bunun gibi bu kanun tasarısında yine birçok faydalı yönler vardır.

Tabiî, burada -zamanınız kıymetli - bu kanunun ne getirdiğinden daha çok, bu önerinin ne getirdiğine bakmamız gerekiyor. Hem ülkemizin entegre olmak üzere yapmış olduğu çalışmalardan dolayı, yani, Avrupa Birliğiyle ilgili çalışmalardan dolayı yapmamız gereken bir kanun tasarısıdır, diğer taraftan da milletimizin, vatandaşlarımızın istifade edeceği bir kanun tasarısıdır; bunun görüşülmesini öne alıyoruz. Çalışma saatlerimizi de, birer saat uzatmak suretiyle, yani, 14.00 ve 20.00 arası çalışmak suretiyle Yüce Meclisimizin verimini artırmaya çalışıyoruz.

Malumunuz, önümüzdeki günler, zamana çok büyük ihtiyacımız var, çok fazla yasa vardır önümüzde, çıkarmamız gereken yasalar vardır; bunları da, sırasıyla, muhakkak surette, yarım kalanlardan, diğer önemine göre koyacağımız bu gündemi değerlendirmek suretiyle, Yüce Meclisten çıkarmaya çalışacağız.

Kanunun, tabiî, önemli olup olmaması da, malumunuz, bugün, Türkiye'nin içerisinde bulunduğu ekonomik şartlarla irtibatlıdır. Yani, vatandaşlarımızı rahatlatacak, esnafımızı, köylümüzü, çiftçimizi, özellikle sermaye gruplarını rahatlatacak, yani, üretime imkân verecek, üretimi artıracak ve arkasından istihdam yaratacak ve sonra ihracatı ortaya çıkarmak suretiyle ihracat-ithalat dengesini sağlayacak kanunlara öncelik vermemiz gerekiyor. Bu bakımdan, ekonomiyi yakından ilgilendirmesi bakımından öncelik veriyoruz ve bu önerinin lehinde düşünüyoruz. Bu bakımdan, bu, önemli bir tasarıdır. Bu tasarının, muhakkak surette, gündeme alınmasını, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak biz de arzu ediyoruz. Bu konuda, önerinin lehinde düşüncelerimi ifade ettim.

Bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (MHP, DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Köse.

Aleyhinde, ilk söz talebi, Konya Milletvekili Sayın Veysel Candan'a aittir.

Buyurunuz Sayın Candan.

Süreniz 10 dakikadır.

VEYSEL CANDAN (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hükümet, Genel Kurul gündemini değiştiriyor ve Özel Tüketim Vergisini getiriyor; ancak, hükümeti temsilen, gruplar adına konuşan arkadaşlarımız, çok enteresan tespitlerde bulundular. Yasa metnini biraz sonra okuyacağım; okuduğum zaman göreceğiz ki, anlattıkları gibi değil.

Sorulacak soru şudur; net olarak, açık olarak burada şu yapılmalıdır: Vatandaşın cebinden çıkan vergi miktarı artacak mı azalacak mı? Bu sorunun mühim tarafı budur. 10 tane vergiyi bir araya getirdik, paket yaptık; bunları 1 tane vergi olarak alacağız; yani, daha kolay vergi alacağız, daha hızlı alacağız...

Bakın, gerekçede ne deniliyor: "Vergi yükünün muhafazası amaçlanmış, ilave bir vergi yükü doğurmayacak oranlar tespit edilmesine özen gösterilmiştir..." Yani, burada ne deniliyor; biz, elimizden geleni yaptık; ama, fark var, onu da idare etmeniz lazım; işte burada... Yani, şu metinde, şuradaki gerekçede, grup sözcülerinin söylediklerinin, maalesef, doğru olmadığını, halkı burada da yanılttıklarını görüyoruz. O açıdan, bugün Danışma Kurulunda anlaşamadık... Ne yapacaktık yani; bu millet vergiyi az ödüyor, biraz daha vergi çıkarın mı diyecektik; tabiî ki, anlaşamayacaktık. Bu, milletin hayrına bir vergi filan da değil; maalesef, hayret verici bir anlayış!.. Metin buradayken, konuyu bu kadar saptırarak takdim etmesi için insanda özel bir kabiliyet lazım!

Şimdi, anlaşma imkânı olmamasını cevapladık. MHP sözcüsü arkadaşım, güya, bizim konuşacaklarımıza da ambargo koydu burada, işte "biraz sonra çıkacaklar, bu yasanın aleyhinde konuşacaklar, millet inanmasın..." Öyle şey olur mu?!. Biraz sonra söyleyeceklerime bakacağız bakalım, millet neye inanacak.

Çağdaş vergi sisteminden, ikinci el arabalardan filan bahsettiler.

ANAP sözcüsü "yeni vergi getirmiyor" dedi; çok enteresan. Yeni vergi, maalesef, getiriyor. "Muhalefetin de ayak diremesini anlayamıyoruz..." Halbuki, bizim de, hükümetin, bu kadar çok vergiden sonra millete neden yeni vergiler getirdiğini, doğrusu, anlamakta sıkıntımız var.

Şimdi, evvela, açık ve net konuşalım; acaba, hakikaten, hükümetin programı bu mu? IMF niyet mektubunda "özel tüketim vergisi mayıs sonunda çıkarılacak" deniliyor. Bugün mayısın neresindeyiz; sonundayız. Demek ki, IMF'ye verilen sözü, gece gündüz çalışıp çıkaracağız; hükümet öyle diyor. Peki, değerli arkadaşlar, bu nasıl bir hükümet ki... Ha, bana sorarsanız bu bir teknokrat hükümetidir, bu hükümet, üçlü bir teknokrat hükümetidir; Kemal Derviş var, Hazineden sorumlu bir bürokrat var, Merkez Bankasından sorumlu bir bürokrat var; üçü hazırlıyorlar, hükümete veriyorlar. Peki, diyeceksiniz  ki, hükümetin görevi ne? Hükümetin görevi, Meclisi toplayıp, sabaha kadar onların söylediğini yasalaştırmak. Aksini iddia eden varsa gelip bu kürsüden söylesin. Yaptığınız iş bu; programınız yok, yapacağınız iş yok, yaptığınız da yok.

Değerli arkadaşlar, bunu kamufle edebilmek için, kılıfına uydurabilmek için yanına bir maddelik bir kanun tasarısı daha koyuyorlar ve böylece diyorlar ki: "İşte, biz sabahlara kadar çalışıyoruz ve vergi kanunu çıkarıyoruz."

Şimdi, çok enteresandır; kanun tasarısı, Kanunlar ve Kararlar Daire Başkanlığına gitti, basılma aşamasında, takip ediyorum... Yani, samimî olan hükümet, muhalefetin katkısını kabul eden hükümet, tasarı üzerinde bütün önerge verme hakkını dolduruyor, hem de bürokratları da burada kullanıyor; basılma saatiyle birlikte, Kanunlar ve Kararlar Daire Başkanlığına basılı metni getirirken önergeleri de beraberinde getiriyorlar ve muhalefetin konuşma imkânını da elinden alıyorlar... Yani, bu usul de bu hükümetin ihdas ettiği kötü bir teamüldür. Şimdi, böylece konuşma imkânımız elimizden alınacak; ama, millet bunu yutacak mı; tabiî ki, yutmayacak.

Şimdi, evvela, kanun tasarısının amacına baktığımız zaman, deniliyor ki: "Vergi basitleştiriliyor. Vergi ödemeyi gönüllü hale getirmeyi amaçlıyoruz." Bakın, bu kadar enteresan bir mantık yok; zaten, siz, bir sürü vergi alıyorsunuz, 1 litre benzinden 1 000 000 lira vergi alıyorsunuz, artı, tutup, ona, tekrar -biraz sonra söyleyeceğim- vergiler getiriyorsunuz.

Bu tasarısının en üzücü ve fevkalade zararlı, ülkenin bağımsızlığını tehdit eden bir cümlesini okuyacağım değerli arkadaşlarım. Bakınız, deniliyor ki: "Bu tasarının hazırlanmasında, vergilerin yapısını belirleyen Avrupa Birliği direktifleri dikkate alınmıştır." Avrupa Birliği talimatları dikkate alınmıştır... Yasanın içinden okuyorum, gerekçesinden. Gerekçeden bu cümle derhal çıkarılmalıdır. Ulusal bağımsızlığı olan bir devletin kanun maddesinin gerekçesine bunu yazmak fevkalade tehlikelidir. Bu da, bu hükümete ait usulsüzlüklerden bir tanesidir.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, bakınız... Tabiî, grup başkanvekili arkadaşımız bu tasarıyı incelemedi "18 vergi" diyor. 18 değil, 16 vergi, harç kaldırılıyor; ama, bu 16'sının toplamına ilaveler yapılarak vergi çıkarılıyor ve "bu da vergiyi artırmaz" diyor. İlave ne demek; zam demek, yeni vergi demek.

Şimdi, madde 12... Burada arkadaşlarımız konuşmasaydı, cevap vermeyecektik.

Değerli arkadaşlarım, Özel Tüketim Vergisi 4 gruba ayrılıyor; birincisi, akaryakıt; ikincisi, taşıt araçları; üçüncüsü, içecekler; dördüncüsü, diğerleri.

Şimdi, Akaryakıt Vergisini... Burada, siz, zaten, 1 litre benzini; yani, rafine çıkışı 200 000 lira olan benzini 1 400 000 liraya satıyorsunuz. Şimdi, bu kanunda "birinci listeye yüzde 50 artış yapma Bakanlar Kurulunun yetkisindedir" diyorsunuz; yani, 1 500 000 lira vergiden bahsediyorsunuz. Bir kere, hükümetin sabıka kaydı bozuk; eğer siz, hükümete bu yüzde 50 zam yapma yetkisini verdiyseniz, o koyacak demektir, mutlaka zam yapacaktır.

Değerli arkadaşlar, ikinci listeye bakıyoruz, taşıt araçları... Biraz önce ikinci el filan denildi. Esnaflar, sizin maliyecilerden daha uyanıktır; onun devrini filan yapmazlar, satışla idare ederler; ama, siz, burada ne yapıyorsunuz biliyor musunuz; ikinci eldeki vergileri de buraya ilave ediyorsunuz, bu listeye yüzde 100 zam yapmayı da Bakanlar Kurulunun yetkisine bırakıyorsunuz. Yani, şimdi, siz, ya sayı saymasını bilmiyorsunuz ya da yasayı okumayı bilmiyorsunuz! İşte, açık, meydanda...

Özel Tüketim Vergisinde, üçüncü olarak içecekler bölümü var. Burada da yüzde 400 zam yapma yetkisi Bakanlar Kuruluna bırakılıyor.

Şimdi, buraya gelip de, bu çok iyi bir yasadır... Yani, bu neye benziyor biliyor musunuz; demir leblebi, dışını çikolatalıyorsunuz, vatandaşın önüne koyuyorsunuz; ama, ağzına aldığı zaman adamın dişlerini kırar! Yaptığınız iş bu.

Bir şey daha söyleyeyim: Burada böyle konuşuyorsunuz çok iyidir filan diye, Anadolu'ya gittiğiniz zaman, bu kanunu biz çıkarmadık ha; hep, suç muhalefetin; 53 üncü hükümet, 54 üncü hükümet -neyse- bizden öncekiler yaptı; bu batağı da biz yapmadık filan diyorsunuz; borçları da kabullenmiyorsunuz, yaptığınız yanlışı da kabullenmiyorsunuz. Hatta, bakın -burada, tutanaklara geçmesi açısından söylüyorum- bu yasaya da, ileride, siz, sahip çıkmayacaksınız; ben, onu da biliyorum.

Değerli arkadaşlar, bir kere, bu vergiler nereye gidiyor, bir de ona bakalım. Hazine geçen hafta borçlanma yaptı, yüzde 54-57'yle borçlandı; borcumuz 2,5 katrilyon arttı ve mayıs ayı sonu itibariyle ödeyeceğimiz faiz 9,8 katrilyon. Yani, sizin, bu Özel Tüketim Vergisinde acele etmenizin nedeni, hemen yürürlüğe girsin demenizin nedeni, 31 Mayısta -Hazinenin rakamı, Hazineden aldım- 9,8 katrilyon ödemeniz var -hükümetin raporu bu- işte, onun için bunu çıkarıyorsunuz.

Şimdi, ekonomi iyiye gidiyor, her şey iyiye gidiyor... Yani, Kemal Derviş Türkiye'yi bıraktı, Amerika'da, Bilderberg toplantılarına katılıyor. Çok enteresan... Ortakların haberi var mı, izin aldı mı, bilmem.

Bakın değerli arkadaşlar, Maliye Bakanı açıkladı; diyor ki: "2002 yılının ilk dört ayında giderler 35,4 katrilyon, gelirler 20,2 katrilyon, açık 15,2 katrilyon." Yani, sizin 2002 yılı başında yaptığınız mevcut bütçe, ilk dört ayda 15 katrilyon açık verdiğine göre, toplam 45 katrilyon açık verecek. İşte, buradan toplayacağınız vergilerle, bu bütçe açığını kapatmaya çalışıyorsunuz. Halbuki, hedefte, bir yıl boyunca 26,9 katrilyon öngörülüyordu. Bu da, böylece, hükümetin programının iflas ettiğini gösteriyor.

Değerli arkadaşlar, bütün cumhuriyet hükümetleri, 1920'den 1983'e kadar; yani, altmış yılda, 18 milyar dolar borç almışlar. Bu hükümet, iki yılda, IMF'den sadece 30 milyar dolar borçlanmış; yani, bütün sıkıntı, toplam 230 milyar dolar iç ve dış borcumuzun faizlerini ödeme noktasında    -adına, siz, ister özel deyin, ister genel deyin- Özel Tüketim Vergisiyle kapatmaya çalışılmaktadır.

Biz, Saadet Partisi olarak şunu söylüyoruz: Bu yol, yol değil; gittiğiniz yol, yol değil. Vergilerle vatandaşı sıkıştırmayın. Adliyede, binlerce esnafın Maliye tarafından işyerleri haczedilmiş...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VEYSEL CANDAN (Devamla) - Cümlemi bitiriyorum.

BAŞKAN - Lütfen bitiriniz.

VEYSEL CANDAN (Devamla) - Binlerce esnaf, sanatkârın dükkânı kapalı ve devletiyle, Maliye Bakanlığıyla mahkemelik olan insanlar var. Yani, siz, kümesteki tavukları bir bir kesip öldürüyorsunuz, onun için, tabiî ki, ANAP ve MHP sözcülerinin dediği gibi, milleti ezen bir vergide anlaşmak mümkün değildir. Kanun tasarısı önümüze geldiği zaman, Saadet Partisi olarak, sonuna kadar, bu yasanın çıkmaması için gayret göstereceğiz.

Teşekkür ederim. (SP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Aleyhinde, ikinci söz talebi, İçel Milletvekili Turhan Güven'e aittir.

Buyurun Sayın Güven.

Süreniz 10 dakikadır. (DYP sıralarından alkışlar)

TURHAN GÜVEN (İçel) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Doğru Yol Partisi Grubu adına, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Aslında, iktidarı temsil eden değerli grup başkanvekilleri bizim ne söyleyeceğimizi kehanette bulunarak ifade ettiler, yani, bize söyleyecek bir şey kalmadı gibime geliyor; ama, hiç de öyle değil.

Değerli milletvekilleri, şimdi, bakın, bu kanun tasarısının esasları, bugün sizler tarafından ortaya konulmuş falan filan değil. Ta 1996'da, 1997'de bunlar ortaya konulmuştur; yani, bu kanun çıkmalıdır; ama, böyle mi çıkmalıdır; gelin, bunu tartışalım.

Refahyol Hükümeti döneminde bunların hazırlıkları yapılmıştır. Bir ilkedir; ama, siz, vermiş olduğunuz taahhütlerde "mayıs ayı sonuna kadar çıkaracağız" dediğiniz için, bunu, alelacele, 48 saat beklemeden getiriyorsunuz.

Biz karşı değiliz; ama, nelere karşıyız; müsaade ederseniz, onları anlatalım: Birincisi; doğrudur "vergi" lafından millet ürküyor; fakat, niye ürküyor? Bir ekonomik konjonktür olayı var, bir kriz ortamı var. Bu kriz ortamı devam ederken yüksek oranlarda birtakım rakamları yan yana getirmek, elbette, milleti ürkütecektir.

Aslında, Danışma Kurulunda değerli bir arkadaşımızın güzel bir lafı vardı: "Sanki, millet, bu vergi kanunu çıksın diye sıralanmış bekliyor Meclisin önünde!" Ama, bekleyen, demek ki IMF imiş; bekleyen, demek ki Avrupa Birliği imiş. Sözü veren siz olduğunuza göre, demek ki, beklenti vatandaşta değil; aman, bu kanun çıksın, biz rahata ereceğiz, refah seviyemiz yükselsin falan diye değil.

O yüzden, ekonomiyi canlandırmak, işsizliği ortadan kaldıracak, azaltacak birtakım tedbirler almak varken... Bu tedbirler nelerdir; vergi oranlarını indirmektir değerli milletvekilleri, vergi oranlarını artırmak değildir. Bu nedenle bu kanun tasarısına karşıyız.

Siz, vergi oranlarını indirerek vatandaşa rahat nefes aldırmak yerine, bundan vazgeçiyorsunuz, vatandaşın biraz daha nefesini sıkmanın gayreti içerisinde oluyorsunuz; yanlışınız burada!

İkincisi; vergi oranlarını artırmada ve indirmede -hatırlarsanız, bu kürsüden sizlere hitap ederken, o mutluluğa ererken- hep, bir şeyi söylüyorum: Neden kendi yetkilerinizi başkalarına devrediyorsunuz?! Siz, yasama olarak, kanun çıkaracak tek mercisiniz. Siz, neden, bu kendi yetkilerinizi kurullara ve hatta, yürütmeye tevdi etme merakı içerisindesiniz?! Bunun acısını milletçe çekmiyor muyuz?! Şimdi, şu oranlar içerisinde zam yapma yetkisini -yüksek oranlarda- hükümete verme yerine, bırakın, bu sizde kalsın; neyin, ne zaman yapılacağını siz takdir buyurun. Siz, kanun yapacak tek merci olduğunuza göre, kendi yetkinizi başkasına devrettiğiniz zaman, ileride, sizin dahi bağıracağınız birtakım olaylarla muhatap olursunuz, karşı karşıya gelirsiniz. Onun için, bu kanunun çıkıp çıkmaması değil, içindeki esaslar bakımından nelere dikkat edilmesi hususu söz konusudur.

Bir de, kanunları çıkarıyoruz, doğru, övünüyoruz "çok kanun çıkardık, çok kanun çıkardık..." Çıkardığınız bir af kanunu var; biraz evvel, Anayasa Mahkemesi, kararını açıkladı; Sayın Cumhurbaşkanının başvurusu üzerine bir iptal kararı vermiş; ama, yürürlüğü durdurmayı da reddetmiş! Dün bir gazetede vardı, bakınız, sizin çıkardığınız bu kanunla kaç kişi çıkmış: 11 571 katili, adam öldüreni siz salıverdiniz! Siz 11 371 hırsızı, şu, hanımefendilerin elinden zorla, gaspla çantasını alıp da onları öldüren insanları salıverdiniz! Siz, 11 220 ırz ve namus düşmanı adamı salıverdiniz! (DYP sıralarından alkışlar) Siz neden bahsediyorsunuz! Siz, hangi adaletten bahsediyorsunuz!

Bakınız, Türk Ceza Kanunu tasarısı şurada, geldi... Ölüm cezasını anayasa değişikliğiyle siz kaldırdınız, şimdi, gündeme tekrar siz getirdiniz, ölüm cezası ne olsun falan diye. Komisyondan geçen kanun tasarısına dikkat ettiniz mi; ölüm cezasının yerine ne getirdiniz, nasıl geçti? Tasarıda  -asıl taslakta diyelim- yoğunlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası konulmuşken, siz normal müebbet hapis getirdiniz! O zaman Türk Ceza Kanunun diğer maddeleri ne oluyor?! Yani, ya siz bu işi bilmiyorsunuz -ki, gerçekten bilmiyorsunuz- yahut da bırakıp gitmeyi bilmiyorsunuz. Bu işi bilmeyen insan bırakır; bu işi bilenler gelir ve bu işin doğrusu neyse onu yapar.

Ve siz toplanamıyorsunuz... Haftanın iki gününde, üç gününde Danışma Kurulunu çağırıyorsunuz toplantıya, itiraz ediyoruz, diyoruz ki, bakın, makul bir süre içinde koyalım bunları... Kanunları getirin; ama, neyi getirin?.. Bakın değerli milletvekilleri, kaç defa söyledik, hükümet olarak kaç kanun çıkarmak istiyorsanız, neyin öncelikleri varsa, lütfen, onları tespit edin; öyle, hiç beklenmeyen bir tarzda, beklenmeyen bir biçimde, kanun tasarılarını önümüze getirmeyin ki, hazırlık yapalım, muhalefet görevimizi ifa etmenin gayreti içinde olalım. Siz, konuşmuyorsunuz; ya çok bildiğiniz için konuşmaya gerek görmüyorsunuz Yüce Milletin önünde yahut da bilmediğiniz için susuyorsunuz; ikisi de geçerlidir. O bakımdan, değerli milletvekilleri, 14.00-20.00... Yarın başlayacağız bu kanun tasarısını görüşmeye; bakalım, saat 20.00'ye kadar burada olacak mısınız?! DSP'ye lafım yok.

ÇETİN BİLGİR (Kars) - Güzel...

TURHAN GÜVEN (Devamla) - Niye o güzel?.. İşinize geldiği zaman güzel, gelmediği zaman kötü!

ÇETİN BİLGİR (Kars) - Doğru söylüyorsun.

TURHAN GÜVEN (Devamla) - Ben doğruları söylüyorum hep. Onun, için değerli milletvekilleri, değerli grup başkanvekillerinin bir cümlesi doğrudur, en nihayet bunu fark etmiş olmaları bizi memnun etti: "Kaliteli üretimi artırmak" dediler; çok doğru. Üç yıldan beri bağırıyoruz. Bugünkü krizin asıl sebebi işte odur. Siz, üretime değer vermediniz, üretimi ortadan kaldıracak mekanizmayı harekete geçirdiniz, çiftçiyi perişan ettiniz, memuru perişan ettiniz. Bu üç sene içerisinde olan şeyi söylüyorum size: Bakınız, sel felaketi oldu -350 trilyon lira dedim biraz evvelki ifademde- o 350 trilyon lira yerine, siz, 3 trilyon lirayı zor gönderdiniz. O üretici ne yapacak, nasıl geçimini sağlayacak, nasıl yeniden ekim yapacak?..

Şimdi başımıza bir de domates çıktı, salatalık çıktı, biber çıktı! Siz onunla meşgul olur musunuz acaba? Sayın Bakan buradan güzel cümleler söyledi; doğru da, çare?.. Çare?.. Çare üretmektir hükümetin görevi, siyasî otoritenin görevi. Siz çare üretmeyip de sadece lafla bu işi götürmeye çalışırsanız, sonunuz bence pek iyi olmayacaktır.

Hepinize saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Güven.

Demokratik Sol Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Anavatan Partisi Gruplarının, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verdikleri müşterek öneriyi, tekrar okutup, oylarınıza sunacağım.

SUAT PAMUKÇU (Bayburt) - Karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz.

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Karar yetersayısı...

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, bu taleplerinizi, daha önce mutabık kaldığımız bir usul çerçevesinde yapalım. Hayhay, karar yetersayısını arayacağım; ama, lütfen, bu usulü terk edelim.

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Yazılı mı yapacağız Sayın Başkan?

BAŞKAN - Hayır. Daha önce konuştuk bunu Musa Bey.

SUAT PAMUKÇU (Bayburt) - Nedir usul?! Usulü anlayamadık.

BAŞKAN - Öneriyi okutuyorum:

Öneriler:

27 Mayıs 2002 tarihli gelen kâğıtlarda yayımlanan 870 sıra sayılı kanun tasarısının 48 saat geçmeden gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 12 nci sırasına alınması; Genel Kurulun, 29 Mayıs 2002 Çarşamba ve 30 Mayıs 2002 Perşembe günleri 14.00-20.00 saatleri arasında çalışması; 29 Mayıs 2002 Çarşamba günü sözlü soruların görüşülmemesi; 30 Mayıs 2002 Perşembe günü gündemin 13 üncü sırasına kadar olan tasarı ve tekliflerin görüşmelerinin saat 20.00'ye kadar tamamlanamaması halinde, görüşmelerin tamamlanmasına kadar çalışmalara devam edilmesi önerilmiştir.

BAŞKAN - Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir; karar yetersayısını da aradım.

Sayın milletvekilleri, Plan ve Bütçe Komisyonu ve Kamu İktisadî Teşebbüsleri Komisyonunda bağımsız milletvekillerine de birer üyelik düşmektedir. Bu komisyonlara üye olmak isteyen bağımsız milletvekillerinin 3 Haziran 2002 Pazartesi günü saat 18.00'e kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına yazılı olarak başvurmalarını rica ediyorum.

Gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz.

VI.- SEÇİMLER

A) Komİsyonda AçIk Bulunan Üyelİğe Seçİm

1.- Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

BAŞKAN - Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda boş bulunan ve Doğru Yol Partisine düşen 1 üyelik için Adıyaman Milletvekili Mahmut Bozkurt aday gösterilmiştir.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Gündemin "Sözlü Sorular" kısmına geçiyoruz.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan, bir araştırma önergemiz vardı.

BAŞKAN - Sayın Başkan, sözlü sorulardan sonra görüşüleceği ifade edildi. Danışma Kurulunda da öne çekilmemiş; sıralama bu.

VII. - SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'ın eğitim sorunlarına ilişkin Millî Eğitim  Bakanından  sözlü soru önergesi (6/1059)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?..  Yok.

Bu önerge, 3 birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98'inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir.

Önerge gündemden çıkarılmıştır.

2.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Millî Eğitim Bakanından  sözlü soru önergesi (6/1060)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Aynı şekilde, bu önerge de, 3 birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98'inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir.

Önerge gündemden çıkarılmıştır.

3.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1061)

BAŞKAN - Sayın Tarım Bakanı, soruyu cevaplayacak mısınız? Sayın Bakan, soruyu cevaplayacak mısınız efendim? Burada, Sayın Tarım Bakanından, Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun...

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) - Yazılı olarak cevaplandıracağım.

BAŞKAN - 3 birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir.

Önerge gündemden çıkarılmıştır.

4.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da hayvancılığın geliştirilmesine yönelik projelere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1062)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bu soru da 3 birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir.

Önerge gündemden çıkarılmıştır.

Sayın Bakan, sizin, yazılı ya da sözlü cevaplandırmak gibi tercih hakkınız yok.

Ben, burada, "soruyu cevaplayacak Sayın Bakan bulunmadığından" demek zorundayım. Siz de orada oturduğunuz için "3 birleşimde cevaplandırılmadığından" ifadesini kullanıyorum.

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Bakan "yazılı cevap vereceğim" demez; ya vardır, ya yoktur...

BAŞKAN - Eğer, cevaplamayacaksanız, lütfen, orada oturmayın da hiç değilse, yazılı cevaplayacağınız söylenilsin.

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Bir milletvekili soru sorduğunda, Sayın Bakan cevaplandırmak zorundadır.

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Gerek duymuyor Sayın Bakan...

BAŞKAN - İstirham ediyorum Sayın Bakanım...

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) - Sayın Başkan, duymadım sizin söylediğinizi; şu anda cevaplandıracağım.

BAŞKAN - Bakın, 4 tane sorudan 2'si sizinle ilgiliydi. Ben, üç defa, size, ısrarla, burada "Sayın Bakan yanıtlayacak mısınız" dedim.

DEVLET BAKANI FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, bir görüşmemiz nedeniyle anlaşılamadı. Sayın Bakan hazır; cevaplandıracak.

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Bakanlar birbirini savunamaz...

BAŞKAN - Az önce, yazılı cevaplayacağını söyledi Sayın Bakanım.

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - İlgili bakanlar bakmıyor mu tutanaklara?

BAŞKAN - Az önce "yazılı cevap vereceğim" dedi.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) - O zaman bir şey görüşüyorduk.

5.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da tarımın geliştirilmesine yönelik projelere ilişkin  Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp'in cevabı (6/1063)

BAŞKAN - Okuyayım mı soruyu; cevaplayacak mısınız?

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) - Evet.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bakınız; 3, 4 ve 5 nolu sorular, Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanına yöneltilmiş; ama, birbirinden farklı numaralarla yöneltilmiş. İlk iki soruyu da yazılı cevaplanacağını burada kayda geçirdiğim için, şimdi, Sayın Bakan (6/1063) esas numaralı 5 inci sıradaki sözlü soru önergesini yanıtlayacak.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Hüsnü Yusuf Gökalp tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

                              Mahmut Göksu

                                       Adıyaman

1- 2001 yılında Adıyaman'da tarımın geliştirilmesi bakımından büyük önem taşıyan ürün araştırma ve yayın projelerine ne kadar ödenek ayrılması düşünülmektedir?

2- Ayrılması planlanan ödenek miktarı, Adıyaman'daki söz konusu çalışmaların yürütülmesi bakımından yeterli olacak mıdır?

3- Adıyaman'da tarım sektörünün kalkındırılması bakımından büyük önem taşıyan ürün araştırma ve yayın konularında  Bakanlığınız döneminde gerçekleştirdiğiniz çalışmalar nelerdir?

4- Adıyaman ekonomisinin can damarı olan tütün, konulan kota nedeniyle çiftçiyi perişan etmiştir. Tütüne alternatif olabilecek yeni ürün türleri için Bakanlığınızın bir çalışması  var mı? Varsa nedir ve hangi safhadadır?

BAŞKAN - (6/1063) esas numaralı sözlü soruyu yanıtlamak üzere, Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Gökalp; buyurunuz.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sivas)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Mahmut Göksu'nun yönelttiği sorularla ilgili olarak cevaplarımı veriyorum.

2001 yılı için Adıyaman'da projeler için, özellikle genel projelerin haricinde Adıyaman'a özgü olarak, 130 180 000 000'luk ödenek ayrılmıştır. Genel uygulanan projelere ayrılan para, bunun haricindedir.

Yine, tarımda doğrudan gelir desteği uygulamalarında, hedef çiftçilere, doğrudan gelir desteği ve kayıt sisteminin oluşturulması pilot projesi, Adıyaman İlinde, Merkez, Kahta İlçesinde geçtiğimiz yıl başlatılmış ve bu yıl da tüm Türkiye genelinde uygulandığı gibi, Adıyaman'ın tüm ilçelerinde ve köylerinde uygulanmış ve 1 110 çiftçi, 40 384 dekar alanda desteklemeye tabi tutulmuştur.

Doğrudan gelir desteği projelerindeki kriterlerimiz, bu proje kapsamında, dekar olarak arazilerinin kaydı yapılmakta ve dekar başı olarak ödemeler yapılmaktadır.

Özellikle, diğer soruda yöneltilen, Adıyaman çiftçisinin, kuraklık, süne gibi olaylar karşısındaki mağduriyetinin önlenmesi karşısında alınan tedbirler konusundaysa, Adıyaman İlinin, Merkez, Samsat, Gölbaşı, Gerger, Besni, Kahta İlçelerinde kuraklıktan zarar gören ve durumları il ihtiyaç komisyonunca tespit edilen çiftçilere, ihtiyaç komisyonunun kararları doğrultusunda 428 927 dekar tarımsal alanda yüzde 40'ın üzerinde zarar gördükleri için gerekli desteklerin yapılması yönünde girişimlerde bulunulmuştur ve ilgili birimlere de yazılmıştır.

Adıyaman İlinde meydana gelen tabiî afetlerden zarar gören çiftçilerin kredi borçlarının 2000 yılında çıkan kararnamelerle kuruluşların mevzuatları çerçevesinde ertelenmesi talebiyle, 4 adet il ihtiyaç komisyonu kararı doğrultusunda Ziraat Bankası, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği ve söz konusu komisyon kararlarıyla, gerekli işlemler yapılmış, ertelenmiş ve 6 000 ton da hububat tohumluğu yardımı yapılmış ve valilik emrine de bu, çıkarılmıştır.

Sorulara vereceğimiz cevaplar bunlardır.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bakan.

6.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman ve çevresinde bulunan tarihi eserlere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1064)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Bu önerge, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir.

Önerge gündemden çıkarılmıştır.

7.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1065)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Bu önerge, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir.

Önerge gündemden çıkarılmıştır.

8.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1066)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Bu önerge, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir.

Önerge gündemden çıkarılmıştır.

9.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Mahalli İdareler Reformu Yasa Tasarısına ilişkin  İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1067)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Bu önerge de, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir.

Önerge gündemden çıkarılmıştır.

10.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da boşaltılan köy olup olmadığına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1068)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Bu önerge, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir.

Önerge gündemden çıkarılmıştır.

11.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'a bağlı köylerde yürütülen bazı projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1069)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Bu önerge, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir.

Önerge gündemden çıkarılmıştır.

12.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/1070)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Bu önerge, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir.

Önerge gündemden çıkarılmıştır.

13.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin  Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1071)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Bu önerge, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir.

Önerge gündemden çıkarılmıştır.

14.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Atatürk Barajının korunmasına yönelik projelere ilişkin Çevre Bakanından sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin'in cevabı (6/1072)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Burada.

Sözlü soru önergesini okutuyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Çevre Bakanı Sayın Fevzi Aytekin tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

                              Mahmut Göksu

                                       Adıyaman

1 - Atatürk Barajının Haliç olmaması için Bakanlığınızın GAP Bölgesi Kalkınma İdaresiyle ortaklaşa gerçekleştirmeyi düşündüğü proje var mı? Varsa, hangi projeler?

2 - Bu projeler hangi safhadadır?

3 - Bakanlığınızın 1997'de başlattığı içme suyu kaynağı olarak Atatürk Barajının korunması projesi hangi safhadadır?

4 - Bu projeye bu yıl ayrılan ödenek miktarı ne kadardır?

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Bakanım. (DSP sıralarından alkışlar)

ÇEVRE BAKANI FEVZİ AYTEKİN (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; değerli milletvekilimiz Sayın Mahmut Göksu'nun sorusuna yanıt vermek üzere huzurunuzdayım, hepinize saygılar sunuyorum.

Sayın Başkanım, ben bu soruya daha önce cevap vermiştim burada; ama her nedense silinmemiş veyahut da bir hata olmuş, yine de cevaplamaktan mutlu olacağımı ifade etmek istiyorum.

VEYSEL CANDAN (Konya) - Sayın Bakan, cevap yeterli olmamış.

MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Cevaptan tatmin olmamış.

ÇEVRE BAKANI FEVZİ AYTEKİN (Devamla) - Bakanlığımız ve GAP İdaresi Başkanlığı arasında 21 Nisan 1998 tarihinde protokol imzalanmıştır. Bu protokolle, 2 yıl süreyle GAP Bölgesinde yapılacak olan çalışmalara ve oluşturulan projelere çevre boyutunun eklenmesi ve bu konuda gerekli çalışmaların ortaklaşa yürütülmesi için, her iki taraf da bir komisyon oluşturmuştur. Söz konusu komisyonların ortaklaşa çalışmaları sonunda, GAP Çevre Araştırma Projesinin iş tanımı tamamlanmıştır. Bu projeyle, GAP bölgesindeki mevcut doğal kaynaklardaki kirlenmenin (hava, su, toprak) boyutlarını ve kirletici çeşitlerini belirlemek, tedbirleri önermek, kalite limitlerini tespit etmek ve çevre parametrelerini düzenli izlemek, pilot bölge olarak seçilen Adıyaman İlinde de mevcut flora fauna kaynaklarının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Projenin ihale işlemleri başlatılmış olup, 120 milyarlık bir bütçeyle, 2001-2003 yılları arasında, GAP İdaresi Başkanlığı tarafından yürütülecektir.

Bakanlığımız tarafından, içme ve kullanma suyu temin edilen yüzeysel su kaynaklarının korunması amacıyla, değişik tarihlerde genelgeler yayımlanmıştır. Bu çerçevede, Atatürk Barajının korunması amacıyla, Şanlıurfa İl Çevre Müdürlüğümüzce, Atatürk Baraj Gölü havzasındaki kaçak yapılaşmalarla ilgili kontroller yapılmakta olup, yapılan kontrollerle, havzanın uygun kullanımı sağlanmaktadır.

Ayrıca, Türk ve Alman Hükümetleri arasında imzalanan Malî İşbirliği Anlaşması kapsamında, Federal Alman kredi kuruluşu KFW ile Atatürk ve Karakaya Barajları havzalarında, Atıksu ve Katı Atık Yönetimi Fizibilite Çalışması çerçevesinde, Bakanlığımız ve Banka yetkililerince oluşturulan heyet tarafından, Atatürk Barajında ve Adıyaman'da teknik inceleme yapılmış ve aşağıdaki kararlar alınmıştır:

Bakanlığımıza daha önce sunulmuş olup, Atatürk ve Karakaya Barajları havzalarında katı atık ve atıksu çalışmalarını içeren teknik şartnamenin, Keban Barajı da ilave edilerek, tüm Fırat havzası boyunca ele alınması,

KFW Bankası tarafından hazırlanacak olan şartnamenin en kısa zamanda Bakanlığımıza sunulması ve nihaî şeklini alması,

Bölge için, birinci aşamada, toplam üç aylık süreyi kapsayacak ve işin çerçevesinin çizilerek, öneriler getirilecek olan ön fizibilite çalışmasının yaklaşık 300 000 DM'a yapılması, ön fizibilite çalışmasının tamamlanmasını müteakip, değerlendirilmesi için ilgili kurum ve kuruluşlarla bir çalışma toplantısının yapılması,

İkinci aşamada ise, dört aylık bir süreç içerisinde, toplam 450 000 DM maliyetle yatırıma yönelik her türlü bilginin yer aldığı (birlik modeli, ortak su arıtma, katı atık bertarafı yapılacak yerler gibi) fizibilite çalışmasının hazırlanması kararlaştırılmıştır.

İkinci soruyu cevaplandırıyorum:

GAP Çevre Araştırma Projesinin iş tanımları oluşturulmuştur; projenin uygulanması GAP İdaresi Başkanlığınca yürütülecektir.

Atıksu ve katı atık yönetimi fizibilite çalışması, teknik şartname Bakanlığımıza sunulmuştur; ancak, Keban Barajının da dahil edilerek, çalışmada, tüm Fırat havzasının ele alınması düşünülmektedir.

Üçüncü soruyu cevaplandırıyorum:

Ülkemiz açısından önemli olan GAP Bölgesel Kalkınma Projesinin en önemli adımı olarak, gerek mühendislik gerekse fizikî büyüklüğü bakımından, Atatürk Baraj Gölü gelmektedir. Atatürk Baraj Gölü, bölgede, sulama ve hidroelektrik üretiminin yanı sıra, civarındaki bazı yerleşimlerin de içme ve kullanma suyu ihtiyacına cevap vermektedir.

Bu kapsamda, Bakanlığımız, bu kaynağın korunması amacıyla, 1997 yılı yatırım programına, İçmesuyu Kaynağı Olarak Atatürk Barajının Korunması Projesini almıştır. Projeyle, özellikle aşırı kirlilik yükünden dolayı baraj gölünde meydana gelen kirlenmelerin önlenmesi, baraj gölü havza koruma-kullanma plan ve programının oluşturularak, arazi kullanımlarının belirlenmesi, baraj gölü havzasında planlı gelişmelere yön verilmesi ve baraj gölünün mevcut kalitesinin korunması amaçlanmıştır.

Proje kapsamında, gelişme raporları ve final raporu hazırlanmıştır.

Proje raporlarında, Atatürk Barajı ve su toplama havzası havza koruma planına temel teşkil edecek veriler toplanmıştır.

Ayrıca, göl su kalitesinin tespiti ve çevre koruma tedbirlerinin saptanmasına ilişkin matematiksel model çalışmaları da yapılmıştır.

Mevcut durum planı yapılmış; ancak, proje sonucunda beklenen hedefe uygun olarak çıkarılması gereken havza koruma planı çalışması müteahhit firma tarafından gerçekleştirilememiştir. Müteahhit firmanın Bakanlığımıza sunduğu planla da bölgedeki gelişmelere yönelik yön verilemeyeceği anlaşıldığından, proje iptal edilmiştir.

Sonuç olarak, söz konusu projenin iptali dolayısıyla Hazine alacağının hükmen tahsilini teminen müteahhit firma aleyhine dava açılmış olup, hukukî süreç devam etmektedir. 

Dördüncü soruyu cevaplandırıyorum:

Bu nedenle, proje için 2001 yılı bütçesinde herhangi bir ödenek ayrılamamıştır. Mahkeme sürecinin tamamlanmasından itibaren çalışmanın yeniden ele  alınması düşünülmektedir.

Arz ediyor, saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bakan.

15.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, 2000-2001 malî yılı bütçelerinden Adıyaman'daki bazı projeler için ayrılan ödeneklere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/1076)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Bu soru önergesi üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca, yazılı soruya çevrilecektir; önerge gündemden çıkarılmıştır.

NİDAİ SEVEN (Ağrı) - Sayın Başkan, sayın vekilim burada mı?

BAŞKAN - Sayın Göksu yok mu burada?

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Komisyon toplantısında şu an.

BAŞKAN - Kural olarak aramayabiliriz; ama, ben ararım. Sayın Bakanlar gelmediği zaman "niye gelmiyorsunuz" dediğimizde kendimizi haklı görüyorsak, o zaman...

NİDAİ SEVEN (Ağrı) - Sayın Başkan, "burada mı" diye onun için sordum.

16.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Karayolları Genel Müdürlüğünün Adıyaman'daki projelerine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1078)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

17.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman-Gölbaşı Kanalizasyon Projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1079)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

18.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, İller Bankası Bölge Müdürlüğünün Adıyaman'daki yatırım projelerine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1080)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

19.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da afet bölgesi kapsamına alınan belediye olup olmadığına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1081)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

20.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'a demiryolunun götürülüp götürülmeyeceğine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1083)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

21.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1084)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

22.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1085)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

23.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da iskâna tabi olan vatandaşlara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1086)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

24.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen bazı projelere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Edip Safder Gaydalı'nın cevabı (6/1087)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?..

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Ben cevap vereceğim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Sayın Cumhur Ersümer tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

                              Mahmut Göksu

                                       Adıyaman

1- DSİ'ce 2000 yılında planlaması devam eden projelerden;

a- Adıyaman İli içme-kullanma suyu istasyonları,

b- Atatürk Barajı gölünden pompaj,

c- Gömükan Barajı ve sulaması,

d- Besni Barajı ve sulaması,

e- Gölbaşı sulama projeleri hangi safhadadır?

2- Bu projeler için 2001 yılında ne kadar ödenek ayırmayı düşünüyorsunuz?

3- Bu projelerden bu yıl bitirilecek olan var mı?

4- Adıyaman il sınırları içerisinde yapılan Atatürk Barajıyla Şanlıurfa Harran Ovası, Çelikhan'da kurulan Çat Barajıyla Malatya Ovası, Birecik Barajıyla (ki, Besni'nin birkısım toprakları su altında kaldı) Gaziantep'in Barak Ovası sulanmaktadır. Verimli topraklarını su altında bırakan Adıyaman'ın mağduriyetini giderici bir programınız var mı? Varsa nelerdir?

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Bakan.

Süreniz 5 dakika.

DEVLET  BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adıyaman Milletvekilimiz Sayın Mahmut Göksu'nun, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Adıyaman İlinde devam eden projeleriyle ilgili sorularına cevaplarımı arz ediyorum.

Soruda sıralanan 5 proje, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün, planlaması devam eden projeleri arasında yer almaktadır.

Adıyaman İli içmesuyu temini 1 inci merhale projesiyle, Çelikhan İlçesi sınırlarındaki Zerban ve Havşari kaynaklarından sağlanan su, 36 kilometrelik isale hattıyla Adıyaman İline getirilecektir. Bu projeyle, Adıyaman İlinin 2018 yılına kadar olan içmesuyu ihtiyacı temin edilecek olup, projenin planlama kademesindeki çalışmaları sürdürülmektedir.

Adıyaman İli içmesuyu temini 2 nci merhale projesiyle, Adıyaman İlinin 2018'den 2040 yılına kadar olan içmesuyu ihtiyacı Gömikan Barajından sağlanacak olup, projenin planlama kademesindeki çalışmaları 2002 yılı içerisinde tamamlanacaktır.

Adıyaman İli sınırları içerisindeki 32 337 hektarlık alanın sulanmasını temin edecek olan Atatürk Barajı gölünden pompaj projesinin 8 337 hektarlık GAP (Adıyaman - Kâhta) (Samsat pompaj sulaması) projesi, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü yatırım programında yer almakta olup, 2 806 hektarlık Samsat pompaj sulaması 1 inci kısım inşaatı 17.12.1997 tarihinde ihale edilmiştir. Geriye kalan 24 000 hektarlık alanın sulanmasına yönelik planlama çalışmaları ise tamamlanmış durumdadır.

Gömikan Barajı, Adıyaman İlinin içmesuyuna tahsis edileceğinden, Gömikan Barajıyla sulanacak alanlar Koçali Barajı sulaması kapsamına alınmış olup, Koçali Barajı ve Hidroelektrik Santralı projesinin master plan aşamasında etütleri tamamlanmıştır.

Adıyaman-Gölbaşı Karayolunun 16-21 inci kilometreleri arasında yer alan Besni Barajı ve sulaması projesi kapsamında, Ağdere üzerinde inşa edilmesi planlanan Besni Barajında depolanacak 29,4 hektometreküp suyla 2 820 hektarlık alanın sulanması hedeflenmiştir.

GAP (Adıyaman-Besni) projesinin planlama ve kati proje çalışmaları tamamlanmış olup, bütçe imkânları dahilinde, ileriki yıllarda ele alınabilecektir.

18.12.2000 tarihinde planlama hizmetleri ihale edilen Adıyaman-Göksu-Araban projesiyle, Adıyaman İlinde toplam 26 000 hektarlık alanın sulanması sağlanacak olup, Gölbaşı sulaması da bu projenin kapsamında bulunmaktadır. Ancak, söz konusu projenin planlama ve proje hizmetleri uzun zaman alacağından, Gölbaşı sulaması, münferiden, 2001-2002 planlama çalışma programında değerlendirilecektir. Bu projeyle, aynı zamanda, Gaziantep ve Kahramanmaraş İllerinin birkısım arazileri de sulanacaktır.

Yukarıda sözü edilen projelerin hiçbiri Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Yatırım Programında yer almadığından, 2001 yılında ödenek ayrılmamıştır. Bitirilmesi söz konusu olan herhangi bir proje yoktur.

Adıyaman İlinin mağduriyetinin giderilmesi için planlama çalışmaları tamamlanan projeler, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce, önümüzdeki yıllar yatırım programına teklif edilecek ve programa alındığı takdirde, gereği yapılacaktır.

Arz ederim. (ANAP, DSP ve MHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Hiçbir şey yapılmamış; programda hiçbir şey yok, ödenek yok; alkışlıyorsunuz!..

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bakan.

25.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Kırıkkale Üniversitesinde bir öğretim üyesinin doktora tezinin kabulünden sonra iptal edilmesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1092)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

26.- İstanbul Milletvekili Bahri Sipahi'nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesinden ihale alan bir firma hakkında ileri sürülen iddialara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1093)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

27.- İstanbul Milletvekili Bahri Sipahi'nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesince açılan otobüs ihalesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1094)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

28.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, İstanbul Büyükşehir Belediyesinden ihale alan bir firma hakkında ileri sürülen iddialara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1095)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

29.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Kuzey Irak'ın Erbil Kentinde düzenlenen Türkmen Kurultayına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1097)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

30.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, tıbbî cihazlara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1098)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

31.- Amasya Milletvekili Akif Gülle'nin, Merzifon ilçe Emniyet Müdürlüğünde pasaport şubesi kurulup kurulmayacağına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1099)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

32.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Türk vatandaşlığından çıkanlara ve vatandaşlığa alınanlara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1103)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

33.- Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız'ın, Bakanlığın açtığı ihalelere ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1104)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

34.- Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız'ın, depremden zarar gören  belediyelere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1105)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

35.- İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları'nın, İstanbul'da su satışı yapan firmalara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1107)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

36.- İstanbul Milletvekili Osman Yumakoğulları'nın, Emlak Bankasınca verilen konut kredilerine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1108)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

37.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in,  Ziraat Bankasının bilgisayar sisteminin döşenmesi ile bakım ve onarımının yapımına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1110)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

38.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, Ziraat Bankasınca bir firmaya verilen kredinin battığı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1111)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

39.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in,  Çanakkale Assos Küçükkuyu sahil yolu projesine ilişkin Bayındırlık ve iskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/1113)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

40.- Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz'in, yolsuzlukların cezalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün cevabı (6/1115)

BAŞKAN - Sayın Hikmet Sami Türk'ün, Sayın Başbakan adına, 40 ıncı ve 55 inci sıralarda bulunan sözlü sorulara yanıt verme dileği var.

Sayın Bakan, İçtüzüğümüzün 98 inci maddesine göre, gündemde bulunan sözlü soru önergelerinden birden fazlasını, sıra gözetmeden cevaplayabiliyorsunuz; ancak, bu hakkını kullanmak isteyen bakanın, önceden, birleşimi yöneten başkana isteğini belirtmesi mecburiyeti var; bize, bu isteğiniz daha sonra geldiği için, ayrı ayrı yanıtlayacaksınız, zaten yakın birbirine.

Soru önergesini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorunun Başbakan Bülent Ecevit tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına aracılığınız saygılarımla rica olunur.

                                        Hacı Filiz

                                         Kırıkkale

Soru:

Yolsuzluğu hükmen sabit kişilere (memur, girişimci ve diğer kişilere) ayrıca belli süre, maden ocaklarında, asgarî ücretle, kamu adına çalıştırma cezasını öngören bir yasal düzenlemeye ne dersiniz?

BAŞKAN - Sayın Başbakan adına, Sayın Bakan yanıtlayacak.

Buyurunuz Sayın Bakan.

Süreniz 5 dakikadır.

ADALET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Başbakana yöneltilen ve Bakanlığımızca cevaplandırılması istenilen, Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz'in, yolsuzluğu hükmen sabit olanlara, belli süre, maden ocaklarında, asgarî ücretle kamu adına çalıştırma cezası verilmesini öngören bir yasal düzenleme yapılmasına ilişkin (6/1115) esas numaralı soru önergesine cevap vermek üzere huzurunuza gelmiş bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Hükümlü ve tutukluların çalıştırılması konusunda, içhukukumuzda çeşitli düzenlemeler bulunmaktadır. Anayasamızın "zorla çalıştırma yasağı" kenar başlıklı 18 inci maddesi "hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır. Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler, ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz" hükmünü içermektedir. Buna göre, hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmaların zorla çalıştırma sayılamayacağı öngörülmektedir.

Öte yandan, 13.7.1965 tarih ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 17 nci maddesinde, tutuklu ve hükümlülerin çalıştırılmalarına ilişkin esaslar düzenlenmektedir. Maddenin 1 ilâ 3 üncü fıkralarında "tutuklu ve hükümlüler, bulunduruldukları kurumda çalışmaya mecbur tutulurlar. Bu çalışmalarına karşılık tutuklu ve hükümlülere Adalet Bakanlığınca tespit edilecek ücret ödenir. Adalet Bakanlığı; ziraat, deniz ve su ürünleri avcılığı, inşaat yol, maden ve orman gibi iş sahalarında çalışma ekipleri kurabilir. İşçi istihdam eden kamu kuruluşları da sahip oldukları iş sahalarında hükümlü çalıştırmaya mecburdurlar" hükümleri yer almaktadır. Aynı maddenin dördüncü fıkrasında, ekip halindeki bu çalışmalara, açık ceza infaz kurumu hükümlüleri ile kapalı ceza infaz kurumlarında hükümlülük süresinin en az dörtte 1'ini iyi halle geçiren hükümlülerin katılmaları ve son fıkrasında, tutuklu bulunanların ancak kurum içindeki atölye ve işyerlerinde çalıştırılmaları öngörülmektedir.

Ceza İnfaz Kurumları ile Tevkif Evlerinin Yönetimine ve Cezaların İnfazına Dair Tüzükte yukarıda açıklanan hükümlere paralel düzenlemeler yer almakta olup, Tüzüğün 198 inci maddesinde, hükümlülerin bulundukları kurumların içinde ve kurum dışında, tüzükte belirtilen işlerde, tutuklular ile hükmen tutukluların ancak kurum içindeki atölye ve işyerlerinde çalıştırılacakları hükmüne yer verilmiştir.

Hükümlü ve tutukluların çalıştırılmasına ilişkin benzeri bir düzenlemeye Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu ve İşyurtlarının İdare, Muhasebe ve İhale Yönetmeliğinde de yer verilmiş olup, kurum dışında hükümlü çalıştırılması, kurum adına işyurdu müdürü ile işveren arasında düzenlenen ve İşyurtları Kurumu Yüksek Kurulunca onaylanmış protokol hükümlerince gerçekleştirileceği hükme bağlanmıştır.

Hükümlülerin, cezaevi dışında, kamu ve özel sektöre ait işyerlerinde çalıştırılması ve bununla ilgili uygulamanın esasları, Ceza İnfaz Kurumlarındaki Hükümlülerin Cezaevi Dışındaki İşyerlerinde Çalıştırılması Hakkında Yönetmelikte düzenlenmiştir.

Bu yönetmelikte, ziraat, deniz ve su ürünleri avcılığı, inşaat, yol, maden ve orman gibi iş sahalarına sahip kamu kuruluşlarının hükümlü çalıştırmaya mecbur oldukları, cezaevi dışındaki işyerlerinde hükümlülerin çalıştırılmalarının, kamu veya özel sektöre ait işveren ile cezaevi yetkilileri arasında düzenlenecek protokol çerçevesinde, cezaevi personelinin gözetiminde veya jandarma muhafazasında gerçekleştirileceği öngörülmüştür.

Bu düzenlemeler çerçevesinde, hükümlülerin, bulundukları kurum içinde ve dışında çalışma zorunluluğu bulunmakta olup, infaz sırasında, hükümlülerin, maden ocakları dahil çeşitli kamu kuruluşlarına ait alanlarda çalıştırılmalarında bir engel bulunmamaktadır. Bu bakımdan, infaz sırasında hükümlülerin çalıştırılmalarına ilişkin düzenlemeler karşısında, önergede belirtildiği şekilde, sözü edilen suçun yaptırımı dışında ayrıca maden ocaklarında çalıştırma cezası öngörülmesinin uygun olmayacağı düşünülmektedir.

Bilgilerinize saygıyla arz ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum  Sayın Bakan.

41.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, İstanbul'da bazı dolmuş hatlarında sahte plaka ile araç çalıştırıldığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1116)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

42.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, THY seferlerinde dağıtılan gazetelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1118)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

43.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, THY Adıyaman seferlerine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1119)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

44.- Gaziantep Milletvekili  Mehmet  Ay'ın, Gaziantep-Karkamış Hükümet Konağı Projesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1123)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

45.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Ay'ın, Gaziantep-Nurdağı İlçesi Emniyet Amirliği binası inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1124)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

46.-Gaziantep Milletvekili Mehmet Ay'ın, Gaziantep-Araban İlçesi Özel İdare İşhanı inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1125)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

47.- Yozgat Milletvekili Mehmet Çiçek'in, tasdikname üzerine kayıt yapan okul müdürlerinin görevden alındığı iddiasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1126)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

48.- Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, demiryolu yapımında kullanılacak olan krediye ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1127)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

49.- Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, Türk Telekomun özelleştirilmesi ile ilgili basında yeralan iddialara ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1128)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

50.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, İstanbul-Taksim'de yılbaşı gecesi meydana gelen olaylara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1129)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

51.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, İstanbul-Güngören Belediye Başkanlığınca bazı sokaklara Merve Kavakçı adının verildiği iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi  (6/1131)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

52.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Ay'ın, Gaziantep İlinde yürütülen okul projelerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1134)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

53.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Ankara kent içi tren yolunda meydana gelen kazaların önlenmesi için alınacak tedbirlere ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1136)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

54.- Isparta Milletvekili Ramazan Gül'ün, gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan ve yeniden gözaltına alınıp tutuklananlara ilişkin  Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1138)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

55.- Bingöl  Milletvekili Necati Yöndar'ın, eski Başbakan A. Mesut Yılmaz ve Devlet eski Bakanı Güneş Taner ile ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün cevabı (6/1139)

BAŞKAN - Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Bülent Ecevit tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

                                 Necati Yöndar

                                              Bingöl

1) Yılmaz Hükümeti dönemiyle ilgili bir medya patronunun kendi televizyonunda ortaya attığı Mesut Yılmaz ve Güneş Taner'le ilgili iddialar neden soruşturma konusu yapılmamaktadır? Yapılmakta ise, son durum nedir?

2) Yılmaz Hükümetinin yıkılmasına sebep olan televizyon konuşmasında sözü edilen 2 nci bandın akıbeti nedir? Hükümetiniz, söz konusu 2 nci bantla ilgili ne gibi bir işlem yapmıştır?

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Bakan.

ADALET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Başbakana yöneltilen ve Bakanlığımızca cevaplandırılması istenilen, Bingöl Milletvekili Necati Yöndar'ın, önergede adları geçen, dönemin Başbakanı ve Devlet eski Bakanıyla ilgili bazı iddialara ilişkin (6/1139) esas numaralı soru önergesine cevap vermek üzere huzurunuza gelmiş bulunuyorum; hepinizi, saygıyla selamlıyorum.

Soru önergesinde sözü edilen konularla ilgili olarak, birkısım cumhuriyet başsavcılıklarından alınan yazılardan herhangi bir soruşturma olmadığı anlaşılmakta ise de, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 96 ncı maddesi hükmü gereğince önergede belirtilen soruların açık ve belli olmaması nedeniyle, konunun etraflı bir şekilde araştırılarak cevaplandırılması mümkün olmamıştır.

Bilgilerinize saygıyla arz ederim.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bakan.

56.- Sakarya Milletvekili Nezir Aydın'ın, iş yerlerinde özürlü kontenjanından işçi çalıştırılmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1142)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

57.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, YÖK'ün üniversite lojmanlarında oturanlarla ilgili yayınladığı genelgeye ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1143)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

58.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1144)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

59.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1145)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

60.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1146)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

61.-Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1147)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

62.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1149)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

63.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1151)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

64.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/1152)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

65.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1153)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

66.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1155)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

67.- Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (61157)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

68.-Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda'nın, 2001 Malî Yılı Bütçesinden Şırnak İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Edip Safder Gaydalı'nın cevabı (6/1159)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

Sorular:

1-Bakanlığınızın 2001 malî yılı bütçe yatırım ödenekleri ne kadardır?

2-2001 yılında Şırnak İline ayrılan yatırım ödenekleri, genel, katma ve Bakanlığınızla ilgili özerk bütçeli daireler ve yatırımlar projeleri itibariyle ne kadardır?

3-Ayrılan ödenekler çerçevesinde, Şırnak'taki mevcut yatırımların ne zaman tamamlanması öngörülmektedir?

BAŞKAN - Sorulara cevap vermek üzere, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı adına, Devlet Bakanı Sayın Edip Safder Gaydalı; buyurunuz Sayın Bakanım.

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, Şırnak Milletvekilimiz Sayın Abdullah Veli Seyda'nın, Şırnak İli 2001 yılı yatırım programına ilişkin sorularına cevaplarımı arz ediyorum.

Bakanlığımıza bağlı ve ilgili kuruluşların 2001 yılı yatırım ödeneği toplamı 2 katrilyon 458 trilyon Türk Lirasıdır. Bakanlığımız bağlı ve ilgili kuruluşlarından Şırnak İlinde yatırımı olanlara ait bilgileri kuruluş bazında arz etmeye çalışacağım.

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce Şırnak İlinde yürütülen büyük ve küçük su işleri projelerinden, GAP Türkiye-Suriye Sınırı Fizikî Güvenlik Sisteminin Dicle Nehri Kıyı Oyulmalarından Korunması Projesiyle, Türkiye-Suriye sınırındaki fizikî güvenlik tesislerinin, Dicle Nehrinin feyezan zamanlarında taşıdığı yüksek debilerin etkisiyle oyularak zarar görmesinin önlenmesi hedef alınmış olup; kıyı oyulmalarının, 7 050 metrelik sedde inşaatı ile 4 500 metrelik tahkimat yapılarak önlenmesi öngörülmüştür. Söz konusu iş, 18.12.1998 tarihinde ihale edilmiş ve 19.4.1999 tarihinde işe başlanılmıştır. Halen inşaatı sürdürülen ve yüzde 65 fizikî gerçekleşme sağlanan işte, 800 metre uzunluğundaki kıyı şeridinde sedde dolgusu ve taş tahkimat yapılmıştır; yeterli ödeneğin temini halinde, 2002 yılı sonunda ikmali programlanmıştır. Söz konusu projeye, 2001 yılı için 2,5 trilyon Türk Lirası ödenek talep edilmiş; ancak, kısıtlı bütçe imkânları nedeniyle 800 milyar Türk Lirası ödenek verilmiştir.

Sulama ve enerji amaçlı proje kapsamında olan GAP (Cizre Barajı ve Hidroelektrik Santralı) Projesi kapsamında, Cizre İlçesinin 7 kilometre kuzeybatısında, Dicle Nehri üzerinde yapılması planlanan Cizre Barajında depolanacak 360 000 000 metreküp sudan, Cizre, Nusaybin ve İdil ovalarında 89 000 hektarlık alanın pompajla sulanması sağlanacaktır. Ayrıca, 240 megavat kurulu güçteki Cizre Hidroelektrik Santralından yılda ortalama 1 208 milyon kilovat/saat enerji üretilmesi sağlanacak olup, proje, enerji yönüyle Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün yatırım programında yer almaktadır.

Ilısu Barajının başlamasını müteakip ele alınacak olan Cizre Barajı ve HES Projesi, Türkiye-Kanada işbirliği protokolünde yer almış ve Bakanlar Kurulu kararı istihsal edilmiştir. Proje, Türk-Kanada firmaları konsorsiyumunca gerçekleştirilecektir. Konsorsiyumla ilk toplantı, Temmuz 1999'da yapılmıştır, teknik müzakerelere de 31.1.2000 tarihinde başlanılmıştır.

Projeye, 2001 yılı için 7,5 trilyon Türk Lirası ödenek talep edilmiş ve 100 milyar Türk Lirası ödenek verilmiştir. 2002 yılı için 87,089 trilyon Türk Lirası ödenek ihtiyacı tespit edilmiş; ancak, Yüksek Planlama Kurulu kararları ve 2002 Yılı Yatırım Programı Hazırlama Esasları Genelgesi çerçevesinde, yüzde 45 artışa göre 200 milyar Türk Lirası ödenek talep edilmiştir; ancak, projenin 2002 yılı ödeneği henüz belirlenmemiştir.

Şırnak İliyle ilgili olarak, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün küçük su işleri projeleri kapsamındaki taşkın koruma faaliyetleri arasında yer alan Türkiye-Irak sınırı fizikî güvenlik tesisleri işine, ayrılabilen yıllık ödenek nispetinde ve iş programlarına uygun olarak devam edilmekte olup, ıslah tesislerinin 2003 yılında bitirilmesi planlanmıştır.

Adı geçen işe 2001 yılı için ülke genelindeki tüm taşkın koruma faaliyetlerine ayrılan ödenek çerçevesinde 10 milyar TL ödenek ayrılmıştır.

Ayrıca, Şırnak-Cizre İlçesi Başbakanlık hizmet binaları taşkın koruma işi kapsamında 640 metrelik taş tahkimat yapılarak 2000 yılında iş bitirilmiştir.

TEDAŞ Genel Müdürlüğünce, Şırnak İlinde 2001 yılında yürütülen yatırım projelerinde 6 adet şehir şebekesi projesine 485 milyar TL, 4 adet köy şebekesi projesine 109 milyar TL, 3 adet kırsal dağıtım tesisi projesine 560 milyar TL olmak üzere toplam 1,154 milyar TL olarak 5.4.2001 tarihinde Başbakanlığın 2001/19 sayılı Genelgesi uyarınca revize edilmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Süreniz doldu; toparlarsanız sevinirim.

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Devamla) - Eylül 2001 itibariyle yapılan geçici harcama 301 milyar TL'dir.

TEAŞ Genel Müdürlüğünün ise Şırnak İli 2001 yılı yatırım programları 3 projeden oluşmakta olup, 2001 yılı ödeneği toplam 3 trilyon 800 milyar Türk Lirasıdır.

Arz ederim Sayın Başkan. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bakan.

Gündemin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmına geçiyoruz.

Şimdi, Genel Kurulun 21.5.2002 tarihli 102 nci Birleşiminde alınan karar gereğince, bu kısmın 99 uncu sırasında yer alan Konya Milletvekili Veysel Candan ve 21 arkadaşının, belediyelerin kaynak sorunları ve denetimi konusunda Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesinin öngörüşmesine başlıyoruz.

VIII. - GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI

VE MECLİS ARAŞTIRMASI

A) ÖNGÖRÜŞMELER

1.- Konya Milletvekili Veysel Candan ve 21 arkadaşının, belediyelerin kaynak sorunları ve denetimi konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/136)

BAŞKAN - Hükümet?.. Burada.

İçtüzüğümüze göre, Meclis araştırması açılıp açılmaması hususunda, sırasıyla, hükümete, siyasî parti gruplarına ve önergedeki birinci imza sahibine veya onun göstereceği bir diğer imza sahibine söz verilecektir.

Konuşma süreleri, hükümet ve gruplar için 20'şer dakika, önerge sahibi için 10 dakikadır.

Şimdi, söz alan sayın üyelerin isimlerini okuyorum: Saadet Partisi Grubu adına Veysel Candan, Doğru Yol Partisi Grubu adına Mustafa Eren, Anavatan Partisi Grubu adına İbrahim Yaşar Dedelek, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına İsmail Köse; önerge sahibi de, az önce belirttiğim gibi, Veysel Candan.

Önergeyi, 1.6.2000 tarihinde, 103 üncü Birleşimde okumuşuz.

İçtüzüğümüze göre, ilk söz hükümete ait.

Hükümet konuşma yapacak mı Sayın Bakanım?

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ABDÜLKADİR AKCAN (Afyon) - Hayır.

BAŞKAN - Peki; hükümet konuşmayacak.

Saadet Partisi Grubu adına, Konya Milletvekili Veysen Candan; buyurunuz Sayın Candan. (SP sıralarından alkışlar)

Süreniz 20 dakika.

SP GRUBU ADINA VEYSEL CANDAN (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; araştırma önergesi üzerinde, Saadet Partisi Grubunun görüşlerini açıklayacağım; Muhterem Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

30.5.2000 tarihinde, yani, yaklaşık iki yıl önce, belediyeler ve sorunlarının araştırılmasıyla ilgili bir araştırma önergesi veriyoruz ve gündeme giriyor; fakat, iki yıldır, hükümetin engellemesi neticesinde ancak bugün görüşme imkânımız oluyor; yani, hükümet, denetimi devredışı bıraktıkça sıkıntı büyüyor. Halbuki biraz sonra göreceğiz ki, iki yıl önce belediyelerle ilgili birtakım tedbirler alınmış olsa idi, zarar bu noktaya gelmemiş olacaktı. Buradan hükümete bir kere daha söylüyorum: Denetim, mutlaka, anayasal bir haktır, engellememeniz gerekmektedir.

Araştırma önergemizin temel konusu belediyelerdir. Belediyelerde kaynak sıkıntısı, belediyelerde yetki kısıtlaması, belediyelerde personel atamaları, hükümet-belediye ilişkileri, afet kararnamesi ve partizanlık, Maliye Bakanlığında, Bayındırlık ve İskân Bakanlığında ve Çevre Bakanlığında partizanca uygulamalar, belediyeler ve İller Bankasının çarpık ilişkileri gibi temel konular üzerinde durmaya çalışacağız.

Ülkemizde yeniden yapılanma çerçevesinde, ülke yönetimi mutlaka bir tartışmaya açılmalıdır. Merkezî hükümet -adalet, savunma ve güvenlik dışında- yetkilerini, özel idarelere ve belediyelere devretmelidir. İllerde, o ilin planlama ve ekonomik hayatından mahallî idareler sorumlu olmalıdır. Bu anlamda hazırlanan ve üç yıldır komisyonlarda bekleyen mahallî idareler yasası ihtiyaca cevap vermekten uzak; hükümet, bu konuda havanda su dövmektedir.

Aslında, mahallî idareler yasası da, biraz önce gündeme giren Özel Tüketim Vergisi Kanunu Tasarısı gibi, içinde 5 katrilyon vergisi olan yeni bir vergi yasasıdır. Eğer, bu vergiler içerisinden çıkarılır, yetkiler yerinden yönetime devredilirse, mahallî idareler yasası bir işe yarayabilir.

Mevcut Türkiye idarî yapısındaki bozukluk, az olan ekonomik kaynakları iyice yetersiz hale getirmektedir. Hükümetin birçok konuda olduğu gibi, mahallî idarelerde yapılanmaya bakışı eksik, yetersiz, şaşı ve yanlıştır. Son üç yıldır komisyonlarda bekleyen bir mahallî idareler yasası, ifade ettiğim gibi, bir vergi paketinden başka bir şey değildir.

Değerli arkadaşlarım, burada, hemen, belediyelerin gelirleri konusuna girmek istiyorum. Belediyeler, mahallî vergilerin dışında, mücavir alan içerisindeki nüfusları oranında vergi gelirlerinden aldıkları paylarla geçinmeye çalışırlar. O zaman; yani, bir yerde hükümetler, belediye gelirleri üzerinde oyun oynama yetkisine sahip değildirler; ama, bu hükümet döneminde olduğu gibi, bazen kanunların arkasından dolaşmak suretiyle,bu, delmeye, delinmeye veya bazı belediyeler cezalandırılmaya çalışılıyor. Şimdi Sayın Bakan burada; ümit ediyorum ki, konuşmam içerisindeki söylediklerime, çıkıp, buradan cevap verecektir.

Tarih 14 Nisan 2002, afet kararnamesi yayımlanıyor. Bayındırlık Bakanlığı hazırlıyor, ve Bakanlar Kurulu imzaya açıyor ve tasdik ediyor -bu detay bilgileri vermemin sebebi var; biraz sonra geleceğim- 40 ilde, 267 belediye kapsama alınıyor; 164 tane belediye, hükümeti teşkil eden partilerin belediyeleri. 17 ilin hepsi MHP'lidir; yani, burada, açık bir partizanlık yapılmıştır.

Şimdi, kararnamede yapılan yanlışlar şunlar: Birincisi, afet olmayan yerler kapsama alındı; yani, bir teneke su bile yağmayan yerler, sel götürdü diye kapsama alındı, afet olan yerler alınmadı -biraz sonra, bunları anlatırken, yargı kararlarını okuyarak delil göstereceğim- veya çıkarıldı. Kapsama alındı; katsayıda farklılık yaparak, hükümeti oluşturan partilere mensup belediyelere para aktarıldı, öbürlerine verilmedi. Yani, bir yerde, işin suyu çıkarıldı.

Değerli arkadaşlar, peki, bu durumda belediye başkanları ne yaptı; yargıya gittiler. Örnek: Tokat Belediye Başkanı -Saadet Partili bir belediye başkanı- gitti, Bayındırlık Bakanlığını dava etti. Bakanlık "listeyi biz hazırladık, Bakanlar Kurulu imzaladı, davalı taraf biz olmamalıydık" dedi; yani, önce yaptığını, orada, bir yerde, inkâr etti. Danıştay 11. Dairesi, Bakanlıktan, bütün bilgi ve belgeleri istedi.

Değerli arkadaşlar, aslında, bu hükümet, birçok konuların öncüsü olması, kötü işlerin öncüsü olması açısından, siyasî tarihimizde fevkalade önemli bir yer alacak.

Sayın Bakan, bakın, şimdi, Bakanlığın cevabını, mahkemeye gönderdiği yazıyı, kendi tutanaklarından okuyorum: "İstediğiniz belgeler çok olduğundan -çok belge istiyorsunuz- işlerin yoğunluğu nedeniyle -Bakanlık o kadar çok iş yapıyor ki- yoğunuz, tasarruf genelgesi de var, fotokopi de çekemeyiz, sizin istediğiniz bilgileri de vermiyoruz" diyor. Şimdi anlaşıldı mı Bakanlığın komik açıklaması. Yargıya verilen cevabı okuyorum. Yani, dünyanın neresinde, davalı olan bir taraf, evvela topu Bakanlar Kuruluna atar?! Madem, böyle bir usulsüzlük, yolsuzluk yapıyorsunuz, yüreğiniz yetiyorsa, sonuna kadar arkasında duracaksınız. Durmayacaksanız, yargıya, tutanaklara geçecek bu sözler söylenemez.

Bakın, tekrar ediyorum: "Belgenin çokluğu, işlerin yoğunluğu, tasarruf genelgesinin oluşu, fotokopi maliyeti de çoktur, Bakanlığımızda da fotokopi çekecek para olmadığından mahkemenize bilgi gönderemiyoruz."

Peki, yargı kararında, sonuçta ne deniliyor: "Ulaşabildiği bilgi ve belgeleri inceleyen yargı..."  Bu tutanakları gelecekte milletvekilleri okuyacak, bunlar tarihe geçecek; çok enteresan olaylar diye Guinnes rekorlar kitabına giriyor ya bazı olaylar, bu da oraya girer. Birçok nedenler sayılıp "şu şu sebeplerle Bakanlık haksızlık yapmıştır" denildikten sonra, "afete maruz kalmayan birkısım belediyelerin listede yer aldığı görüldüğünden..." Yani, sahte liste hazırlandığından... Kim söylüyor; Danıştay 11. Dairesi söylüyor. Yani, buraya çıkıp, bunu, kıvırtıp, çevirip, başka şekilde anlatmaya hiç gerek yok.

Değerli arkadaşlar, bakınız, sonuç nasıl bağlanıyor; yargı kararında diyor ki: "Parasal kayıplar hesaplanarak davacı belediyeye ödenmesine." Buyurun, haydi, hukuk devleti olduğunuzu ispat edin, bu belediyenin paralarını geri ödeyin; yargı kararı burada. Halbuki, Tokat'ta MHP'ye, Bayındırlık Bakanının partisine oy veren birçok insan var, siz onları da cezalandırıyorsunuz. Bir kere ne yaptığınızın farkında değilsiniz.

Değerli arkadaşlar, elimde bu Danıştay kararlarından birçok var, bir tane canlı örnek olarak buraya getirmiş oldum.

Şimdi, tabiî, çok enteresandır, aynı, yan yana belediyeler var, birinde afet olmuş gibi görülüyor, hemen çizginin yüz metre ilerisinde, o belediye hükümet partisine ait değilse o da kapsamın dışında kalmış ve böylece oyun içinde oyun oynanıyor. Kapsama alınmış, çok sel olmuş, çok sel olan yere az katsayısı verilmiş, para az aktarılıyor, hiç sil olmayan yere de çok para aktarılıyor ve böylece bir partizanlık örneği daha siyasî tarihimize geçmiş oluyor.

Değerli arkadaşlar, işin can alıcı noktası nedir biliyor musunuz. Afet olan belediyelere, şimdi, buradaki 267 belediyeye, 3 200 tane belediyemizin 3 000'inden para gelirinin yüzde 25'i alınıyor veriliyor. Şöyle bir örnek vermek istiyorum: Bir belde belediye başkanı var; 10 milyar lira geliri var. Siz, oradan, bu belediye gelirinin, 10 milyarının yüzde 25'ini, 2,5-3 milyarını kestiğiniz zaman, o belediye, memuruna maaş ödeyemez, işçisine maaş ödeyemez. Yani, siz, seçilmiş insanı orada zor duruma, aynı zamanda, devleti de zor duruma düşürüyorsunuz. Bu yapılan iş, iş değil.

Değerli arkadaşlar, aslında, bu kararnameyle ilgili daha, çok söylenecek söz var; ancak, şunu hemen ifade edeyim: Bu kararname çıkmadan önce, önce yazıldı, beklendi, bakan geri aldı, uzun pazarlıklardan sonra; yani, hükümeti oluşturan partiler, MHP'ye "bizi de koyacaksınız" denildikten sonra, ANAP'la pazarlıklar sonucu oluştu. Keşke, adaletli yapsa idiniz de, biz de, burada, 3 200 belediye adına "bu adildir" deme imkânına sahip olsaydık.

Şimdi diğer konulara girmek istiyorum. Belediyelerde önemli konulardan biri denetim değerli arkadaşlar. Denetim demek, inceleme, yol gösterme, eksik tamamlama, varsa yolsuzlukların ortaya çıkarılmasıdır. Tarifi bu; yani, denetimin tarifi bu. Halbuki, bu hükümetin yaptığı, İçişleri Bakanlığının yaptığı denetimler şantaj ve tehdit. "Bizim partiye geç" incelemesi yaptırıyorlar; yani, bizim partiye geçersen rahat edersin, kaynak buluruz incelemesi yaptırıyorlar.

Şimdi, o açıdan, belediye başkanlarımızın feryadı var; onları biraz sonra ifade edeceğim.

Teftiş, tedhişe dönüşüyor, yasadışı inceleme yapılıyor, incelemede uyulacak usul ve esaslar yok sayılıyor, bakan oluruyla yapılan işler mahkemeye intikal ediyor.

Şimdi, bir belediye başkanımızın bir sıkıntısı var ve İçişleri Bakanlığına yazmış, benim şu işlemde ne yapmam lazım diye. Bakan oluruyla, Müsteşarı yazı göndermiş belediyeye ve demiş ki: Bu konuyla, sorduğunuz konuyla ilgili tavrımız şudur; şöyle şöyle işlem yapacaksınız. Onu, gönderilen müfettiş almış, bu yazı ekinde olduğu halde, o belediye başkanını mahkemeye vermiş. İşte, denetimdeki sıkıntı bu.

Ayrıca, denetimlerde, kimliği bilinmeyen, imzasız dilekçeler, ihbarlar esas alınarak incelemeye başlatılmış; halbuki, hepimiz biliyoruz ki, 3071 sayılı yasanın 4 üncü maddesinde "imzasız dilekçe incelenemez" deniliyor. Böyle olmasına rağmen, bu madde de ihlal edilerek, belediyeler birtakım sıkıntıya sorulmaktadır.

Belediyelerde yetki kısıtlaması, maalesef, devam etmektedir. Değerli arkadaşlar, partizanlık yapacağız derken, ipin ucu kaçınca bakın, nelere mal oluyor: Gıda maddesi üreten imalathanelerin denetimi eskiden belediyelere aitti. Eski bir belediye başkanı olarak söylüyorum, bu nevi denetimin belediyelerin yetkisinde olması faydalı idi; ancak, çıkarılan bir kanun hükmünde kararnameyle bu denetim Sağlık Bakanlığına bırakıldı, Sağlık Bakanlığında da, yeterli personel olmadığı için, bu denetimler yapılmıyor; yani, gıda üreten imalathanelerin denetimi, halen, istenilen seviyede yürütülmemektedir.

Belediyelerde personel durumu: Belediyeler arasındaki nakiller dışında kamu kurumlarından belediyelere nakillerin olmayışı, açıktan atamaların durdurulması ve benzeri engeller sonucu belediyelerde kalifiye eleman sıkıntısı başgöstermiştir. Bir belediye başkanını ziyaretimizde, birkaç kişi belediyede dolaşıyordu, onlara sorduğumuzda "biz, ÖSYM'den tayinle belediyeye geldik" dediler. Ne iş yapıyorsunuz; hiçbir şey!.. Yani, öylesine bir imtihan, öylesine bir sevkıyat yapılmış ki, hiç kimse ne yapacağını, ne edeceğini bilmiyor. Bu, yanlışlar, ümit ediyoruz ki, düzeltilir; ama, hangi anlayış, hangi hükümet, hangi Başbakan, hangi ilgili bu koltukta oturacak da bu söylediklerimizi değerlendirecek; tartışmanın ayrı bir konusu.

Değerli arkadaşlar, belediyelerin sıkıntılarından biri de Hazineye ait taşınmazların belediyeye devri. Bu, çok önemli bir konu. Bu, tahsis yoluyla yapılabilir, bedelsiz terk edilebilir, bedeli mukabili satılabilir, kiralama veya irtifak hakkı kurulabilir. Bu devir, birçok şarta bağlanmış. Yani, bu "partizanlık yapın, ama, bir belediye haklıysa önünü açmayın" anlamı taşır. Halbuki, doğru olan, hiçbir şarta bağlamadan belediyelere devredilip, imar geçirilerek, Hazine ile belediye arasında belli bir oran dahilinde bölüşülmesidir. O arazilerin, mutlaka, değerlendirilmesi gerekir.

Biraz önce Çevre Bakanı da konuştu, ayrıldı... Yani, şimdi diyeceğim de, arkadaşlarımız üzülecek; hükümet yok, bakın, yok... Var mı; yok. Başbakan da Oran'da tatilde... Yani, zaten, hükümet, bir teknokrat hükümeti, IMF ve Derviş'in dışında bir şey yok. Derviş de yurt dışında, hükümet de kayıp!..

Maliye Bakanlığı, Bayındırlık Bakanlığı ve Çevre Bakanlığından birtakım yardımlar yapılmakta; burada da, burada da, burada da birtakım usulsüzlükler ve partizanlıklar yapılmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, vaktim, önümde, bakıyorum, 6 dakika kaldı, belki, konuşmanın en önemli, can alıcı yerinde bir şey anlatmak istiyorum. Belediyelerle ilgili çok önemli, fevkalade, Hazineyi ilgilendiren, ekonomiyi ilgilendiren, hepimizi yakından ilgilendiren bir faciadan, bir hukuk cinayetinden, 2 milyar dolarlık bir Hazine kaybından bahsetmek istiyorum değerli arkadaşlar. Özet olarak, elimdeki 30 sayfalık rapor, Sayıştayın Meclise gönderdiği bir rapordur. Bakın... Fatura bedelinin ne olduğunu biraz sonra açıklayacağım. Bu raporu, Sayıştay, Meclis Başkanlığına gereği için gönderiyor; diyor ki, alın bu raporu, ne yapacaksanız yapın, gereğini yapın.

Değerli arkadaşlarım, konu nedir; konu, yap-işlet-devret modeliyle yapılan İzmit Şehri Kentsel ve Endüstriyel Su Temini Projesi.

Değerli arkadaşlar, İzmit Belediyesi bir talepte bulunuyor "şehrimin su ihtiyacı ve civar illerle birlikte 11 ile su hazırlamak için bir proje geliştirdik" diyor ve DSİ'yle bir protokol yapıyor. DSİ'yle protokol yapılıyor ve çalışmalar devam ediyor, barajlar yapılacak, su hazırlanacak, tam bu aşamada, imkânlar yok deniyor, DSİ buna kaynak bulamaz deniyor ve bundan sonra aynen bu rapordan ifade ediyorum: "Yap-işlet-devret modeline uygun olmadığı halde, yapılan iş, hukuka aykırı olduğu halde, yap-işlet-devret modeline sokulduğu için sorgulansın" diyor; bunu, Sayıştay söylüyor.

Burada, belediye, bir konsorsiyum oluşuyor ve bu ihaleye giriyor değerli arkadaşlar. Bakın, şimdi, biz, Türkiye, nasıl, nereden batıyor, nasıl soyuluyor?! Aynen bir film gibi, bir serüven gibi.

Yap-işlet-devret olduktan sonra bir konsorsiyum oluşuyor. Bu konsorsiyuma yüzde 15'le belediye ortak oluyor. Değerli arkadaşlarım, belediyenin ortak olduğu konsorsiyum işi alıyor; ama, Sayıştay raporunun sayfa 21'deki sonuç bölümünde ne deniliyor, bakın: "DSİ onaylı kati proje raporu olmasına rağmen ve arada on katı aşan -on kat! on kat!- fahiş bir fiyat farkı verilen iş, DSİ'den alınır -birisi, siyasî bir irade, onu DSİ'den alıyor; işte, milliyetçilik burada, muhafazakârlık burada, vatanseverlik burada- ihaleye bile çıkılmasına gerek görülmeden, konsorsiyumun teklif ettiği fiyata verilir." Buyurun... Bu iş, bir hukuk cinayetidir, yetimlerin hakkının gasp edildiği bir cinayettir. İşte, milliyetçilik, muhafazakârlık burada görüşülecek, burada konuşulacak!

Değerli arkadaşlar, bakın, sonuç ne olur, biliyor musunuz... Tabiî, belediye, yüzde 15 hisse ortak olabilmek için Hazineden aldığı para var; 19,5 milyon dolar hazine garantili yapılıyor. Belediye bunu ödeyemediği için, Hazine, 20,2 milyon dolar olarak ödüyor parayı. Bakın, şimdi, zarara bakın, belediyenin aldığı parayı faiziyle ödüyor; arkasından, 142 000 000 metreküp su üretiliyor. Suyun maliyetinin yüksek olmasından dolayı, etraftaki belediyeler, su almıyor, su boşa akıyor ve Hazine, iki yılda 380 000 000 dolar ödüyor, 380 000 000 dolar ve 13 yıl daha ödenecek!.. Dava nereye gidiyor, biliyor musunuz arkadaşlar; Avusturya'da tahkim mahkemesine gidiyor. Şimdi, milliyetçi hükümet, muhafazakâr hükümet, halkçı hükümet, Meclise gelen bu rapor hakkında ne yapacak; ben merak ediyorum.

Peki, ben, bu raporu niye gündeme getirdim, yani, ne ilgisi vardı; doğrudan belediyelerimizle ilgisi vardı; çünkü, Hazine veya İller Bankası bunu ödemediği zaman ne oluyor; bir taraftan alıp, bir tarafa yamıyorsunuz; ama, devletin milyarları böylece akıp gidiyor.

Sayıştaydan bu raporu aldım arkadaşlara sordum: Ne olur? "Avusturya'da, tahkimden aleyhimize bir karar çıktığı zaman, devletin zararı 3 milyar doları bulur faiziyle" denildi. Sizin, IMF'den 10 milyar dolar almak için -kapı kapı- yapmadığınız iş yok; vergi kanunları çıkardınız, 15 günde 15 yasa çıkardınız, milletin ve devletin itibarıyla oynadınız; ama, bir yanda, bir siyasî müdahaleyle, devletin zararı milyarlarca doları bulmaktadır.

Şimdi, bu işe imza atanlar kendilerini savunuyor, herkes kendini savunuyor; hepsini okudum, hiç birinin haklı gerekçesi yoktur; belediye başkanından başlayarak, buraya imza atan, yani, bu işlere imza atan, yap-işlet-devret modeline geçen de dahil, hiçbirisinin mantıklı, hukukî bir tutar tarafı yoktur.

Peki, biz, bütün bunları konuştuk da ne oldu; yani, bu milletvekili arkadaşlardan sen ne bekliyorsun derseniz, ne beklediğimi söyleyeyim:

1- Kanuna karşı hile yapanları ortaya çıkarmak mecburiyetindeyiz.

2 - Su projesiyle milleti dolandıranları, hırsızları ve ahlaksızlık yapanları da ortaya koymak mecburiyetindeyiz.

İşte, ben, onun için, Yüce Heyetinizden, partisine rağmen, bu araştırma önergesine oy talep ediyorum. Yürekli milletvekili olan arkadaşlarımdan, bu milyar dolarların hesabının araştırılması ve soruşturulması açısından bir talebim var, o da, oylarınızla ortaya çıkacak.

Ben, konuşmamı kapatırken, daha önceki deneyimlerime dayanarak söylüyorum. Daha önce, benzeri birçok dosyaları burada ortaya koyduk. Çıkanlar diyorlar ki: "Efendim, yargı var", " Efendim mahkeme var, efendim, biz, Meclis olarak, kendimizi mahkeme yerine mi koyuyoruz?! " İyi o zaman, ben de, böyle diyenlere şunu soruyorum: Niye Sayıştay, elindeki raporunu Meclis Başkanlığına "gereği" diye... Bizim adımıza Hazineyi denetleyen Sayıştay diyor ki: Sizin adınıza, Meclis adına ben denetledim; burada ciddî sıkıntılar var, devlet zararı var; Meclis olarak gereğini yapın.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VEYSEL CANDAN (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

Ben de diyorum ki, gereği, oyların verilmesi ve araştırma komisyonunun kurulmasıdır. Tabiî, bakalım, netice ne olacak!

Hepinize saygılar sunuyorum. (SP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Doğru Yol Partisi Grubu adına, Karabük Milletvekili Mustafa Eren.

Buyurun Sayın Eren.

DYP GRUBU ADINA MUSTAFA EREN (Karabük) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; (10/136) esas numaralı Meclis araştırması önergesi üzerinde Doğru Yol Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Grubum ve şahsım adına, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Araştırma önergesine konu olan hususlar, bugün belediyelere uygulanan çifte standardın birkaç örneğinden biridir. Halka hizmet etmekten başka hiçbir düşüncesi olmayan başkanlarımız, çalıştırdıkları personele ve alacaklılara olan borçlarını nasıl ödeyeceklerinin telaşını yaşarken, şimdi de, sudan sebeplerle müfettişlere ifade verme durumuyla karşı karşıya bırakılmışlardır.

Gerçekten usulsüzlük ve kanunsuzluk yapanlar varsa, tabiî ki, onlarla ilgili gereken yapılacaktır ve yapılmalıdır da; ancak, belediyenin makam aracına bindiği ve belediyenin telefonunu kullandığı için şikâyet edilen belediye başkanları için soruşturma açılmasının da hiçbir anlamı yoktur. Maalesef, benim ilimin Eflani İlçesi Belediye Başkanı şu anda böyle bir soruşturmayla karşı karşıyadır, belediye makam arabasına bindiği ve belediyeye ait cep telefonunu kullandığı için.

Her ay başı yaklaştığında belediye başkanlarının çektiği sıkıntıyı yüreğinizde hissetmezseniz, İller Bankasının kapısında âdeta nöbet tutan başkanın çektiği çileyi, itfaiye aracı, çöp kamyonu alabilmek için aylarca ne mücadele verdiğini bilmezseniz, aslanı kediye boğdurur gibi, belediye başkanlarını ve belediyeleri böyle zor durumda bırakırsınız.

Partizanlığın 57 nci hükümet dönemine kadar hissedilmediği ve belediyeler için çok önemli olan İller Bankası, bugün boğazına kadar siyasetin içerisine girmiştir; Genel Müdüre ulaşmak, Reisicumhura ulaşmaktan zor hale gelmiştir.

Tabiî, bu söylediklerimi sizler yaşamıyor olabilirsiniz -iktidar partisi milletvekili arkadaşlarıma söylüyorum- ancak, bazı bürokratlar, devletin değil, sanki hükümetin paralı memuru gibi hareket ederken, bu cesaret ve gücü de sizin partizanca tavırlarınızdan almaktadır.

Geçen yıl, Eskipazar İlçesi Belediyemizin ve Yenice Yortanpazarı Belediyemizin yapmış olduğu festivallerle ilgili olarak Kültür Bakanlığına yardım için talepte bulunduk. Kültür Bakanlığından yardım taleplerimize olumlu cevap geldi; ama, bir yıldan beri, maalesef, belediyelerimiz, hâlâ, daha, bu parayı Kültür Bakanlığından alamadılar.

Mahallî İdareler Yasa Tasarısı, aylarca süren ve yoğun emek harcanarak, tüm komisyon üyelerinin katkılarıyla son şeklini aldı; ancak, ne yazık ki, hâlâ, daha, Genel Kurula gelmedi. Hükümet, kendisine yakın belediyeleri, değişik fonlardan ve kaynaklardan sağladığı imkânlarla pansuman tedavisiyle ayakta tutmakta, kendisinden olmayan belediyeleri de, âdeta, ateşe atmaktadır.

Afetle ilgili yapılan uygulamalar, afet öncesi alınması gereken tedbirlerin alınmaması, afet sonrasında yapılan uygulamalarda ise alınan vergilere bağlanan umutlar, partizanca yapılan uygulamalar konusunda Yüce Heyetinize aşağıdaki hususları da aktarmak istiyorum.

Afeti genel anlamda tanımlarsak, insanlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar meydana getiren, normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak toplulukları etkileyen doğal, teknolojik veya insan kökenli olaylara afet denilmektedir.

Ülkemiz, jeolojik ve topografik yapısı ve iklim özellikleri nedeniyle, büyük can ve mal kayıplarına yol açan doğal afetlerle sık sık karşılaşan ülkelerin başında gelmektedir. Ülkemizde etkili olan doğal afetleri, önem sırasına göre, depremler, heyelanlar, su basmaları, kaya düşmeleri, yangınlar, çığ, fırtına, yeraltı suyu yükselmeleri gibi meteorolojik kökenli diğer afetler olarak da sıralamak mümkündür.

Son yüzyıl içerisinde, ülkemizde, kayıtlara geçen, hasar yapan 128 deprem olmuş ve bu depremler nedeniyle 65 000-70 000 yurttaşımız hayatını kaybetmiştir. Yine, bu depremler nedeniyle, 150 000 civarında yurttaşımızın yaralandığı ve 500 000 ilâ 600 000 yapının hasar gördüğü tahmin edilmektedir.

Depremlere ilave olarak, ülkemizin Karadeniz ve Marmara Bölgeleri yoğun heyelanların, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri ise yoğun çığ, heyelan veya kaya düşmelerinin yaşandığı bölgeler olarak dikkati çekmektedir.

Özetlemek gerekirse, ülkemiz, başta depremler olmak üzere, heyelanlar, su baskınları, çığ ve kaya düşmeleri, yangınlar ve erozyon gibi afetlerle çok yoğun olarak karşı karşıya kalan ülkelerin başında gelmektedir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; doğal afet zararlarının azaltılması çalışmalarının temel esası olan afetler olmadan önce alınacak tedbirler ve yapılacak çalışmalarla, doğal afetlerin yol açacağı fiziksel kayıpları en düşük düzeyde tutmak mümkün olamamaktadır. Bu durumun temel nedenlerini şöylece sıralayabiliriz:

Türkiye'de, doğal afet zararlarının afetler olmadan önce yapılacak çalışmalar ve alınacak önlemlerle düşük düzeyde tutulması politikaları yerine, afetler olduktan sonra yara sarma politikalarına önem ve öncelik verilmiştir; afet sonrasında yeni vergi toplama yöntemleri geliştirilmiştir.

Türkiye'de, ülkenin karşı karşıya olduğu deprem ve diğer afet tehlikesi halka mal edilmemiş ve bu konuda, yaygın ve etkili bilgilendirme ve eğitim programları başarıyla uygulanamamıştır.

Çok eski geçmişe sahip olmalarına rağmen, yürürlükteki yasa ve yönetmeliklere uymama, başta yerel yönetimler olmak üzere, her kademede alışkanlık haline getirilmiştir. Bu durumun en son örnekleri, İzmir su baskını, Erzincan, Dinar ve Marmara Bölgesindeki depremlerde bütün açıklığıyla görülmektedir. Yasa ve yönetmeliklere uyulmamasının herhangi bir sorumluluğu da yoktur. Yasalarda mevcut olan yaptırımlar uygulanmamakta ya da uygulanamamaktadır.

Ülke genelinde, bir kentsel plana bağlı olmayan, geniş bir kırsal kesim yerleşmesi bulunmaktadır. Bu alanlarda, gerek yerleşim planlaması gerekse yapı denetimi bakımından gerçekçi bir kontrol mekanizması mevcut değildir. 3194 sayılı İmar Kanunu, 1580 sayılı Belediye Kanunu ve 3030 sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanundaki muhtelif boşluklar nedeniyle, planlı kentsel mekânlarda, fizikî planlama aşamasında, yapı tasarımı ve denetimine, afet riski taşıyan alanlarda imar izni verilmekte ve yapılaşma sürecinde büyük aksaklıklar bulunmaktadır.

Türkiye'de, doğal afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması konusunda, merkezî yönetim, yerel yönetim, özel sektör ve halkın görev, yetki ve sorumlulukları arasında rasyonel dengeler oluşturulmamış ve her olayın ekonomik maliyeti, merkezî yönetimin kıt kaynaklarıyla karşılanmaya çalışılmıştır. Buna karşılık, afetler, deprem ve sivil savunma fonları genel bütçe içerisine alınmış ve bütçeden verilen sembolik ödeneklerle afet hizmetleri yürütülemez hale gelmiştir.

Afet riskine sahip büyük illerde, bu illerin genel yönetim zorlukları da dikkate alınarak, yeni afet yönetim sistemi geliştirilmemiş ve bu illerdeki valilik ve belediyelere bir afet anında hemen kullanabilecekleri kaynak bulma ve kullanma yetkisi verilmemiştir.

Türkiye'de afet bölgelerinin genişliği ve mevcut yapı stokunun eksikliği karşısında, afetler olmadan önce, mevcut yapı ve altyapı sistemini iyileştiren veya yenileyen proje ve programlar uygulanmamıştır. Afet yönetiminin her safhasında muhtelif kurum ve kuruluşlara ait imkânların rasyonel kullanımı için etkin bir koordinasyona ihtiyaç vardır. Mevcut mevzuat çerçevesinde bu koordinasyon hizmeti Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmekle beraber, çeşitli nedenlerle koordinasyon yönünden kısmî aksaklıkların yaşandığı görülmektedir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; çağdaş afet yönetimi ve doğal afetlerle mücadele, her şeyden önce, doğadaki mevcut tehlikelerin iyi bilinmesi ve bu tehlikelerin doğurabileceği riskleri azaltmak için doğanın en akılcı yol ve yöntemlerle kullanılmasını gerektiren topyekûn bir mücadeledir. Bu mücadele içerisinde en sade vatandaştan en yetkili makamlara kadar herkese görev ve sorumluluk düşmektedir. Öncelikle, doğal afet zararlarının ancak doğal afetler olmadan önce alınacak yasal, idarî ve teknik önlemlerle azaltılabileceğine her kademede inanmak ve uygulanacak afet yönetim sistemini buna göre düzenlemek gerekmektedir.

Türkiye'nin, yukarıda sayılan eksiklikleri ortadan kaldıracak, doğal afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması çalışmalarını ana politika olarak benimseyen, bir afet anında gerek merkezde gerekse yerel ölçekte etkili bir afet yönetimi uygulanmasını sağlayan yeni bir temel afet yasasına ivedilikle ihtiyacı bulunmaktadır. Ayrıca, 1580 sayılı Belediye Kanunu ve 3030 sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkındaki Kanun, yerel yönetimlerin doğal afet tehlikesi ve riskinin belirlenmesi ve zararlarının azaltılması konusunda görev, yetki ve sorumluluklarını ve aykırı hareket edenlere uygulanacak cezaî müeyyideleri de kapsayacak şekilde, yeniden düzenlenmelidir.

Doğal afet tehlikesi ve riski ile afet zararlarının azaltılması konusunda halkın bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi için sürekli etkin ve yaygın eğitim programları uygulanmalı; dernek, vakıf, izcilik teşkilatları, mahalle örgütleri gibi hükümetlere bağlı olmayan gönüllü kuruluşların bu faaliyetler içerisinde yer almaları sağlanmalıdır.

İnşaatların bünyesine giren kum, çakıl, çimento, çelik ve tuğla gibi inşaat ana malzemelerinin üretimi, yetki sahibi kamu kuruluşları tarafından sürekli denetlenmeli; bunun için gerekli yasal düzenleme yapılmalı; buna aykırı hareket edenler için caydırıcı hükümler getirilmelidir.

Belediyelerdeki itfaiye teşkilatları bir afet anında kurtarma ve ilk yardım yapacak şekilde yeniden örgütlenmeli, donatılmalı ve eğitilmelidir.

Afet anında iletişim çok önemlidir. Bir afet anında kesilmeyecek, bloke olmayacak, hızlı, etkili bir haberleşme sistemi kurulmalıdır.

Ayrıca, afet riski yüksek olan ve son yıllarda yoğun afetlerle karşılaşmış bulunan yörelerdeki sosyal ve ekonomik yapının bir an önce iyileştirilmesi için, bu yörelere, yatırımlarda ve kalkınma planında öncelik verilmelidir.

Ancak, bütün bu alınması gereken önlemlerin bu hükümet tarafından yerine getirildiğini söylemek mümkün değildir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Afet Kararnamesiyle, felaket yaşamayan partili belediyeler kapsama dahil edilmiştir. Kararname kapsamındaki 267 belediyenin 83'ü MHP, 55'i Anavatan ve 26'sı ise DSP'ye ayrılmıştır. Depremzede belediyelerden, Kocaeli'den 23, Yalova'dan 6, Düzce ve Sakarya'dan 3'er, Bolu'dan sadece 1 belediye kararname kapsamına alınırken, afete uğrayıp uğramadıkları tartışılan 17 il arasından MHP'li belediyelerin tamamı kapsama alınmıştır. Tümü de MHP'li olan bu belediyelerin katsayıları yüksek tutulmuştur.

Son bir yıl içerisinde sel, deprem, yangın, çığ düşmesi gibi herhangi bir felaketle karşılaşmadıkları halde Afet Kararnamesi kapsamına alınan belediyeler şunlardır: Aksaray Merkez, Amasya Merkez, Ankara Beypazarı, Balıkesir Edremit, Bilecik Bozüyük ve Söğüt, Erzincan Merkez, Denizli Buldan, Iğdır Merkez, Karaman Merkez, Kırklareli Merkez, Kırşehir Merkez, Kütahya Simav, Manisa Gördes, Samsun Göl, Sıvas Zara, Uşak Merkez ve Armutlu, Yozgat Boğazlıyan ve Şefaatli.

Son bir yılda felaketle karşılaşmayan illerden Erzurum Büyükşehir Belediyesi 1,75 katsayıyla kapsama alındı. Erzincan, Erzurum, Iğdır, Isparta, Karaman, Kırklareli, Kırşehir ve Uşak Merkez belediyeleri afet bölgesi olarak değerlendirildi. Rize'nin toplam 21 belediyesinden 18'i, Osmaniye'nin 16 belediyesinden 7'si Afet Kararnamesi kapsamına alındı, katsayıları en üst sınırda tutuldu.

Gölcük'e düşük, Rize'ye yüksek... Marmara depreminin merkez üssü Gölcük Değirmendere'nin katsayısı 1,65, Sakarya Büyükşehirin katsayısı 2 olarak belirlenirken, Rize'nin Çayeli ve Hemşin belediyeleri en yüksek katsayı olan 3'le, Merkez ve Merkeze bağlı Kendirli, Yolbaşı, Güneyce, Fındıklı ve Madenli belediyeleri 2,50 katsayıyla ödüllendirildi. Osmaniye Merkez ve Sunbaş belediyelerinin katsayıları 3, Kadirli Belediyesinin katsayısı ise 2,96 oldu.

Sel felaketine uğrayan İçel'in 62 belediyesi kapsama alındı; DSP'li Mersin Büyükşehir Belediyesinin katsayısı 3 oldu. Anamur'un katsayısı 1,65 olarak belirlendi; Mezitli ve Tece belediyeleri ise, 3 katsayıyla rekor kırdı.

Yıl boyunca sel felaketlerinden başını alamayan İzmir ve bölgem olan Karabük belediyeleri kararnameye giremezken, sadece, İzmir-Kiraz ve Menemen ilçeleri afet kapsamına alındı.

İstanbul-Şişli ise, afet yaşamamasına karşın, depremde büyük hasar gören Avcılar ile birlikte aynı katsayıyla, yani, 1,25'le kapsama alındı.

Afet Kararnamesinin düzenlenmesi, tüm kamuoyunun da malumu olduğu üzere, büyük pazarlıklara sahne oldu; gerek yazılı gerek görsel basında uzun süre yer aldı. Bu pazarlıklar neticesinde herkes hak ettiği yeri almaya çalıştı. Ayrıca, Danıştay 11. Dairesinin bu usulsüz uygulamayla ilgili vermiş olduğu mahkeme kararı da, bu uygulamaların ne derece usulsüz ve kanuna uygun olmadığının en güzel, en somut örneğidir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; afetin tarifini yaparken, afetin bir şeklinin de insan kökenli olduğunu belirtmiştim. İnsan kökenli afetin en bariz örneğini, ne yazık ki, 57 nci hükümet zamanında yaşıyoruz. Ülke yangın yerine dönmüş, esnaf sokaklara dökülmüş, binlerce işyeri kapanmış, binlerce insan işinden olmuş, çiftçi traktörünü satar hale gelmiş, onbinlerce insan icralık olmuş; ülke, cumhuriyet tarihinin en büyük küçülmesini yaşamış, Anayasanın havalarda uçuşması esnasında çıkan fırtına ekonomiyi felç etmiş; krizler insanları canlarından bezdirmiş; kimi vatandaşımız, bu hükümetin icraatlarını protesto etmek için Başbakana yazarkasa fırlatmış, kimisi Başbakanlığın önünde arabasını yakmış, kimisi sesini duyurabilmek için Başbakanlığın önündeki ağaca çıkmış, kimisi de Meclis bahçesinde canına kıymıştır. Ekmek kuyruğu insanların yaşamının bir kesiti haline gelmiş, pazaryerleri meyve ve sebze artıkları toplayan fakir fukaranın mekânı olmuştur. Benzine, elektriğe, tüpgaza, otogaza gelen zamlar, artık, alışkanlık haline getirilmiş, insanlar, âdeta, hayatlarından bezdirilmiştir. İşsizlik çığ gibi büyümüş, işe girebilmek için imtihan imtihan dolaşan insanlardan aldığınız harçlar ekonomide umut olmuş. Ülke ekonomisine yıllardan beri katkı sağlayan Kardemir ve benzeri işletmeler sayenizde kapanma noktasına gelmiş, yöre insanının gelecekle ilgili umutları tükenmiştir. İnsanlar bırakın gelecekle ilgili umutlanmayı, hayal bile kuramaz olmuşlar; insanların hayallerini bile yok etmişsiniz. İşte, hükümetin icraatları neticesinde ortaya çıkan bugünkü tablo, felaket tablosu değil de, ne tablosudur!

Bu ülkenin insan kökenli gördüğü en büyük felaket sizsiniz, sizin icraatlarınız! (DYP sıralarından alkışlar) Yaptığınız birçok şey doğru olmadığı gibi, araştırma önergesinin verilmesine sebep olan konularda yapmış olduğunuz uygulamalar  da tamamen yanlış ve adaletsizdir. Ancak, 29 gensoru ve 4 soruşturma önergesinde parmakmatikler sayesinde kurtuldunuz. Öyle tahmin ediyorum ki, bu araştırma önergesinde de, parmakmatikler yine devreye girecek, araştırma önergesinin açılmasına engel olacaksınız. Ancak, seçim sandığı er ya da geç bu milletin önüne gelecek; seçim sandığından kaçmanız mümkün değil.

Sayın Başkanım, sözlerimi bir fıkrayla tamamlamak istiyorum: Azrail 40-50 yaşlarında bir adamın yanına gelmiş, demiş ki: "Hazırlığını yap, emir büyük yerden, senin canını alacağım." Can tatlı, hayat güzel -aynı bugünkü iktidarın faydalandığı nimetler gibi, iktidar olmanın sağlamış olduğu avantajlar gibi- adam hayattan ayrılmak istemiyor, hayatı bırakmak istemiyor; ama, diyor "Azrail'i ben nasıl kandırayım; bunu kandırmam lazım." Mayosunu giyiyor, deniz kenarına gidiyor, kumdan kuleler yapıyor, oyuncaklar yapıyor; Azrail, başında bekliyor. Dur zaman, git zaman, vakit epeyce geçiyor. Azrail emri yerine getirmek zorunda; ama, adam çocukluktan vazgeçmiyor. Azrail, en sonunda, yanına yaklaşıyor, omzuna vuruyor 'hadi evladım, atta gidiyoruz" diyor."

İşte, seçim sandığı geldiğinde de, bu millet, sandıkta sizin omzunuza vuracak, "hadi, sizi atta götürüyorum" diyecek ve bu Meclisin dışına sevk edecek.

Hepinize saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Eren.

Sayın milletvekilleri, üçüncü sırada, Anavatan Partisi Grubu adına Eskişehir Milletvekili Sayın İbrahim Yaşar Dedelek var; ancak, çalışma süresi saat 19.00'da bitiyor.

Sayın Dedelek, sanıyorum, konuşmanızı 10 dakikada bitiremezsiniz, 20 dakikalık konuşma hakkınızı kullanmak istersiniz...

İBRAHİM YAŞAR DEDELEK (Eskişehir) - Evet, saat 19.00'u geçer.

BAŞKAN - O zaman, alınan karar gereğince, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 29 Mayıs 2002 Çarşamba günü saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

 

Kapanma Saati : 18.51

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.