DÖNEM : 21 YASAMA YILI : 4 T. B. M. M. TUTANAK
DERGİSİ CİLT : 93 91 inci
Birleşim 24 . 4 . 2002 Çarşamba İ Ç İ N D E K İ L E R I. -
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ II. - GELEN KÂĞITLAR III. - YOKLAMALAR IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR 1.- Erzurum Milletvekili Lütfü Esengün'ün, Erzurum'daki kamuya ait bölge
müdürlüklerinin başka illere kaydırılmasına ilişkin gündemdışı konuşması 2.- Ankara Milletvekili Esvet Özdoğu'nun, okulöncesi eğitimin önemi ve
bu konuda alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Millî
Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu'nun cevabı 3.- Iğdır Milletvekili Abbas Bozyel'in, tarihî gerçekler ışığında
Ermenilerin sözde soykırım iddialarına ilişkin gündemdışı konuşması B) TEZKERELER VE ÖNERGELER 1.- Stockholm Uluslararası Forumunca Stockholm'de düzenlenecek olan
"Gerçek Adalet ve Barışma" konulu konferansa, İstanbul Milletvekili
Bülent Akarcalı'nın katılmasının uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi
(3/1053) 2.- Ölüm cezasına hükümlü Adem Kepeneklioğlu, Mehmet Hakan Canpolat ve
Turhan Tarakçı haklarındaki dava dosyalarının geri verilmesine ilişkin
Başbakanlık tezkeresi (3/1054) 3.- Siirt Milletvekili Takiddin Yarayan'ın, Çevre Komisyonu üyeliğinden
çekildiğine ilişkin önergesi (4/478) 4.- Mardin Milletvekili Veysi
Şahin'in (6/1695) numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi
(4/479) 5.- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı A. Mesut Yılmaz'ın, Brüksel'de
düzenlenen Avrupa Birliği Konvansiyonu Toplantısına katılmak üzere bir heyetle
birlikte Belçika'ya yaptığı resmî ziyarete katılan milletvekillerine ilişkin Başbakanlık
tezkeresi (3/1055) 6.- Ulaştırma Bakanı Oktay Vural'ın, temas ve görüşmelerde bulunmak
üzere Çin Halk Cumhuriyetine yaptığı resmî ziyarete katılan milletvekiline
ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1056) C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS
SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ 1.- Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt ve 25 arkadaşının, 19 Mayıs
Üniversitesi ve rektörü hakkındaki bazı iddiaların araştırılması amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/276) 2.- Elazığ Milletvekili Latif Öztek ve 20 arkadaşının, Türk tarımının ve
çiftçisinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/277) V.- SEÇİMLER A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE
SEÇİM 1.- Çevre Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim VI.- SORULAR VE CEVAPLAR A) Sözlü Sorular
ve CevaplarI 1.- Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, personel atamalarına ilişkin
Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/996) 2.- Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, personel atamalarına ilişkin
Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/1000) 3.- Manisa Milletvekili Mehmet Necati Çetinkaya'nın yolsuzluklara karşı
alınacak tedbirlere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı
Recep Önal'ın cevabı (6/1024) 4.- Diyarbakır Milletvekili Nurettin Atik'in, ticarî sır kavramına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Recep Önal'ın cevabı
(6/1031) 5.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, Bayındırlık ve İskân
Bakanlığında başlatılan soruşturmaya ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve
Devlet Bakanı Recep Önal'ın cevabı (6/1571) 6.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, TESEV'in yaptığı bir anketin
sonucunda çıkan rüşvet iddialarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve
Devlet Bakanı Recep Önal'ın cevabı (6/1734) 7.- Eskişehir Milletvekili Mehmet Sadri Yıldırım'ın, Devlet İşçi Sınavı
sonuçlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Recep
Önal'ın cevabı (6/1742) 8.- Eskişehir Milletvekili Mehmet Sadri Yıldırım'ın, Devlet Memurluğu Sınavı
sonuçlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Recep
Önal'ın cevabı (6/1743) 9.- Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, sağlık memuru yetiştirme
programı ile ilgili çalışmalara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1037) 10.- Adıyaman Milletvekili
Mahmut Göksu'nun, özelleştirme kapsamındaki kurumlarda yapılan tayinlere
ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi ve yazılı soruya çevrilmesi
nedeniyle konuşması (6/1042) 11.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman ve bazı
ilçelerindeki sağlık ünitesi projelerine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru
önergesi ve yazılı soruya çevrilmesi nedeniyle konuşması (6/1043) 12.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'daki cami, imam ve
müezzin sayısına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru
önergesi (6/1046) 13.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen
projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1047) 14.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen
projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1048) 15.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen
projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1049) 16.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen
projelere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1056) 17.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman ve bazı
ilçelerindeki sanayi sitelerine yönelik çalışmalara ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1057) 18.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, Adıyaman'ın öğretmen
sorununa ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1058) B) YazIlI
Sorular ve CevaplarI 1.- Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır'ın, Meclis araştırması
komisyonları raporlarının yürütmede değerlendirilmesine ilişkin Başbakandan
sorusu ve Devlet Bakanı Recep Önal'ın cevabı (7/6251) 2.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, kamu yatırımlarının illere
göre tahsisine ve Samsun İline ek ödenek gönderilip gönderilmeyeceğine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin
cevabı (7/6253) 3.- Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak'ın, AB üyesi ülkelerde ölüm
cezasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
A.Mesut Yılmaz'ın cevabı (7/6266) 4.- Trabzon Milletvekili Ali Naci Tuncer'in, Batum tren yoluna ilişkin
Başbakandan sorusu ve Ulaştırma Bakanı Oktay Vural'ın cevabı (7/6275) 5.- Konya Milletvekili Lütfi Yalman'ın, Bayındırbank ve sahibi
hakkındaki usulsüzlük iddialarına ilişkin sorusu ve Orman Bakanı ve Devlet
Bakanı Vekili Nami Çağan'ın cevabı (7/6341) 6.- Kayseri Milletvekili Sevgi Esen'in, SSK prim artışlarına ilişkin
sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın cevabı (7/6520) 7.- Erzurum Milletvekili Aslan Polat'ın, bazı demiryolu projelerine
ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Oktay Vural'ın cevabı (7/6528) 8.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın; Fosfat üretimi ve ithalatı ile Mazdağı tesislerine, Eti Holding ve bor madeni ile ilgili iddialara, İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel'in cevabı
(7/6590,6591) 9.- Karabük Milletvekili Mustafa Eren'in, Karabük'ün, bazı ilçelerindeki
Ziraat ve Halk Bankaları şubelerinin kapatılıp kapatılmayacağına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Orman Bakanı ve Devlet Bakanı Vekili Nami Çağan'ın cevabı
(7/6611) 10.- Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış'ın, Nevşehir devlet hastanesi
inşaatına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un cevabı (7/6635) 11.- Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır'ın, bazı gıda maddelerinin
açıkta satışıyla ilgili düzenlemeye ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Osman
Durmuş'un cevabı (7/6645) 12.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, İmam Hatip Liselerindeki
başörtüsü yasağı uygulamalarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı A.Mesut Yılmaz'ın cevabı (7/6650) 13.- Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun, basında yer alan türbanla
ilgili bir demecine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Metin
Bostancıoğlu'nun cevabı (7/6652) 14.- Ankara Milletvekili M.Zeki Çelik'in, Ankara ve ilçelerindeki sağlık
birimleri, sağlık personeli ve sağlık hizmetlerine ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Osman Durmuş'un cevabı (7/6730) 15.- Niğde Milletvekili Doğan Baran'ın, Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğünün "TAKBİS" Projesi ihalesiyle ilgili iddialara ilişkin
sorusu ve Devlet Bakanı Şuayip Üşenmez'in cevabı (7/6736) 16.- Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak'ın, kamudaki istihdam
fazlalığına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Recep Önal'ın cevabı
(7/6766) 17.- Şanlıurfa Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat'ın, Köy Hizmetleri
Malatya Bölge Müdürlüğünün envanterindeki araçlara ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı Mustafa Yılmaz'ın cevabı (7/6811) 18.- Kayseri Milletvekili Sadık Yakut'un, gümrüklerde ele geçirilen
kaçak mallara ve hakkında adli işlem yapılan personele ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı Mehmet Keçeciler'in cevabı (7/6816) 19.- Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz'ın, Ceyhan Nehrinden
termik santrale su alımının ekolojik denge üzerindeki etkilerine ilişkin sorusu
ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin'in cevabı (7/6831) 20.- Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, YÖK ve Millî Eğitim
Bakanlığının uygulamalarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı A.Mesut Yılmaz'ın cevabı (7/6875) VII.- GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS
SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI A) Öngörüşmeler 1.- Konya Milletvekili Mehmet Emrehan Halıcı ve 167 arkadaşının, Türkiye
Bilişim Stratejileri ve e-Türkiye konusunda genel görüşme açılmasına ilişkin
önergesi (8/28) VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER 1.- İzmir Milletvekili Rifat Serdaroğlu'nun; İstanbul Milletvekili
Bülent Akarcalı'nın; Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya'nın; Ankara Milletvekili
Yıldırım Akbulut'un; Şırnak Milletvekili Mehmet Salih Yıldırım'ın; Gaziantep
Milletvekili Ali Ilıksoy, Konya Milletvekili Ömer İzgi ve Ankara Milletvekili
Nejat Arseven'in; İstanbul Milletvekili Ziya Aktaş ve 42 Arkadaşının; Zonguldak Milletvekili Hasan Gemici'nin ve
İzmir Milletvekili Işılay Saygın'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/94, 2/232, 2/286, 2/307, 2/310, 2/311, 2/325, 2/442, 2/449) (S. Sayısı :
527) 2.- Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri
Personeli Eğitim Merkezleri Kanunu Tasarısı ve Adalet ve Plan ve Bütçe
Komisyonları raporları (1/744) (S. Sayısı : 786) 3.- Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Anayasa Komisyonu Raporu (1/777) (S. Sayısı : 557) I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ TBMM Genel Kurulu Saat 14.00'te açılarak iki oturum yaptı. İstiklâl Marşı söylendi. Genel Kurulun 11.4.2002 tarihli 86 ncı Birleşiminde alınan karar
uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 82 nci yıldönümünün ve
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının kutlanması, günün önem ve anlamının
belirtilmesi amacıyla: TBMM Başkanı Ömer İzgi'nin sunuş konuşmasından sonra; DSP Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı Bülent Ecevit, MHP Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı Devlet Bahçeli, DYP Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı Tansu Çiller, ANAP Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı A.Mesut Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Meclis Grubu Başkanı Bülent Arınç, SP Genel Başkanı ve Meclis Grubu Başkanı Mehmet Recai Kutan, TDP Genel Başkanı Sema Tutar Pişkinsüt, Birer konuşma yaptılar. 24 Nisan 2002 Çarşamba günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime
15.48'de son verildi.
No.
: 126 II. - GELEN KÂĞITLAR 24.4.2002 ÇARŞAMBA Sözlü Soru Önergeleri 1.- Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, Bursa-İnegöl İlçesinde
heyelandan zarar gören köylerin durumuna ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1815) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.4.2002) 2.- Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, heyelandan zarar gören
Bursa-Ankara karayolunun onarımına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1816) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.4.2002) 3.- Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, Bursa-İnegöl İlçesine
bağlı Kaymaz ve Sülüklüköy'de yoğun cevherleşme olduğu iddiasına ilişkin Devlet
Bakanından (Edip Safder Gaydalı) sözlü soru önergesi (6/1817) (Başkanlığa geliş
tarihi : 18.4.2002) 4.- Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu'nun, Bursa-İnegöl İlçesindeki
Çitli Deresi köprüsünün ne zaman onarılacağına ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1818) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.4.2002) Yazılı Soru Önergeleri 1.- Afyon Milletvekili İsmet Attila'nın, Danıştayca iptal edilen, tabiî
afetlerden zarar gören belediyelere yardım yapılması ile ilgili Bakanlar Kurulu
Kararına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7042) (Başkanlığa geliş
tarihi : 18.4.2002) 2.- Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız'ın, kapatılması düşünülen
bölge müdürlüklerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7043)
(Başkanlığa geliş tarihi : 18.4.2002) 3.- Antalya Milletvekili Mehmet Baysarı'nın, İller Bankasından belediyelere
yapılan ödeme-lere ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7044) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.4.2002) 4.- Antalya Milletvekili Mehmet Baysarı'nın, orman arazilerinin devir,
tahsis ve satışına yöne-lik çalışma olup olmadığına ilişkin Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7045) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.4.2002) 5.- İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın, Rusya Federasyonu ve
Gürcistan'ın Ahıska Türklerine yönelik politikalarına ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7046) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.4.2002) 6.- İstanbul Milletvekili Nazire Karakuş'un, İstanbul Boğazı
köprülerinin geçiş ücretlerinin kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7047) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.4.2002) 7.- İstanbul Milletvekili Emre Kocaoğlu'nun, İstanbul'daki köprü ve
viyadüklerin depreme karşı güçlendirilmesinde kullanılacak krediye ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/7048) (Başkanlığa geliş
tarihi : 18.4.2002) 8.- Çankırı Milletvekili Hüseyin Karagöz'ün, Çankırı'daki köylerin içme
suyu sorununa ve Saraycık grup içme suyu projesine ilişkin Devlet Bakanından
(Mustafa Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/7049) (Başkanlığa geliş tarihi :
18.4.2002) 9.- Çankırı Milletvekili Hüseyin Karagöz'ün, Yapraklı-Tosya yol
çalışması ile Çankırı'daki sulama kanalı ve arazi toplulaştırılması projelerine
ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/7050)
(Başkanlığa geliş tarihi : 18.4.2002) 10.- Konya Milletvekili Veysel Candan'ın, SSK'daki bazı yolsuzluk
iddialarına ve çeşitli ihalelere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7051) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.4.2002) 11.- Konya Milletvekili Lütfi Yalman'ın, emekli bir orgeneral hakkındaki
bazı iddialara ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/7052)
(Başkanlığa geliş tarihi : 18.4.2002) 12.- Ankara Milletvekili Cemil Çiçek'in, doğalgazın araçlarda kullanılıp
kullanılmayacağına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7053) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.4.2002) 13.- Ankara Milletvekili Cemil Çiçek'in, ticari ve özel araçların
sigorta bedelleri arasındaki farka ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş)
yazılı soru önergesi (7/7054) (Başkanlığa geliş tarihi : 18.4.2002) Meclis Araştırması Önergeleri 1.- Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt ve 25 arkadaşının, 19 Mayıs
Üniversitesi ve Rektörü hakkındaki bazı iddiaların araştırılması amacıyla
Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/276) (Başkanlığa geliş tarihi :
11.4.2002) 2.- Elazığ Milletvekili Latif Öztek ve 20 arkadaşının, Türk tarımının ve
çiftçisinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/277) (Başkanlığa geliş
tarihi : 12.4.2002) BİRİNCİ OTURUM Açılma Saati: 15.00 24 Nisan 2002 Çarşamba BAŞKAN : Başkanvekili Ali ILIKSOY KÂTİP ÜYELER: Sebahattin KARAKELLE
(Erzincan), Burhan ORHAN (Bursa) BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci Birleşimini açıyorum. Toplantı yetersayımız vardır, görüşmelere geçiyoruz. Bu arada, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının, ülkemize, bütün
yurttaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Gündeme geçmeden önce, üç arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim. Gündemdışı ilk söz, kamuya ait kurum ve kuruluşların Erzurum'dan
kaldırılan bölge müdürlükleri konusunda söz isteminde bulunan Erzurum
Milletvekili Sayın Lütfü Esengün'e aittir. Buyurun Sayın Esengün. Süreniz 5 dakika. IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR 1. - Erzurum Milletvekili Lütfü
Esengün’ün, Erzurum’daki kamuya ait bölge müdürlüklerinin başka illere
kaydırılmasına ilişkin gündemdışı konuşması LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bugün, Erzurum'la ilgili bir konuyu Meclisin gündemine taşımak istiyorum
ve bütün milletvekillerimizin, siyasî partilerimizin, özellikle de iktidar
partilerimizin bu konuda desteğini talep ediyorum. Değerli arkadaşlar, Erzurum, Türkiye'nin, geçmişte, sosyal, siyasal ve
ekonomik yönden ilk ona giren illerinden biriydi; bir bölge merkeziydi; her
yönüyle de güçlü bir iliydi; ama, özellikle son yirmi yılda, 12 Eylülden sonra
meydana gelen gelişmelerde uygulanan politikalarla, maalesef, geriledi,
zayıfladı, küçüldü; bugün, ellinci, altmışıncı sıralarda söz edilen bir il
haline geldi maalesef. Kamu yatırımları gederek azaldı. Özelleştirme adı altında geçmişte kamu
adına yapılan bütün yatırımlar heder edildi. Bir çimento fabrikamız vardı,
mahallî sermayenin bir araya gelerek, el ele vererek kurduğu bir şirket
sayesinde, çimento fabrikamızı, Fransızlara veya bir başkasına satılmaktan
kurtardık. Ben, o konuda, müteşebbis arkadaşlarımı yine de bu kürsüden tebrik
ediyorum aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen. Şimdi, daha başka endişeler var; çünkü, bir fabrikası var kamunun, şeker
fabrikası. Şeker Kanununda yapılan değişiklikten sonra, şimdi korkulan odur ki,
zaman içerisinde, bu şeker fabrikasının da kapısına kilit vurulur. Değerli arkadaşlar, özel sektör Erzurum'da yatırım yapmıyor maalesef.
Yabancı sermayenin adından bahsetmek zaten doğru değil. Yabancı sermaye
olmadığı gibi, yerli sermayenin de, maalesef, Erzurum'da bir yatırımı yok. Ne
Koç'un ne Sabancı'nın ne de bir başkasının Erzurum'da bir dikili taşına, bir
tüten bacasına rastlamak mümkün. Mahallî yatırımcılar da yaptıkları yatarımdan, maalesef, pişman
durumdalar. Ağır vergi yükleri, ağır iklim şartları, primler vesaireler sonucu,
onlar da ya çalışamıyorlar ya çok az kapasiteyle hayatlarını sürdürmeye devam
ediyorlar. Dolayısıyla, Erzurum bu haldeyken, öte yandan, krizin bütün
şiddetiyle devam ettiği bu günlerde, kamuya ait bölge müdürlüklerinin
Erzurum'dan taşınması gündemde. Bakınız, Erzurum Sanayi ve Ticaret Odası Başkanının çektiği faksta aynen
ifade ediliyor: Petrol Ofisi Bölge Müdürlüğü, Gümrük Tasfiye Bölge Müdürlüğü,
Ziraî Aletler Bölge Müdürlüğü, SSK Teftiş Kurulu, Ziraat Bankası Bölge
Müdürlüğü, Halk Bankası Bölge Müdürlüğü, Maden Tetkik Arama Bölge Müdürlüğü,
Kalkınma Bankası Şube Müdürlüğü, Şekerbank Şube Müdürlüğü; kimisi kapanmış,
kimisi başka bir ile kaydırılmıştır. Bugünlerde ise, Emekli Sandığı Bölge
Müdürlüğünün kapatılması gündemde, Hıfzıssıhha Müdürlüğünün kapatılması
gündemde. Bakınız, bir mahallî gazetenin dile getirdiği "Aman Dikkat Sıra
DİE'de" yani, Devlet İstatistik Enstitüsünde. Daha ne var; banka şubeleri,
PTT şubeleri, hepsi, maalesef birer birer kapanıyor ve mahallî teşkilatların,
sivil toplum örgütlerinin bizden istekleri şudur: "Giden gitmiştir; ama,
hiç olmazsa bundan sonrasına sahip olun, bundan sonra Erzurum daha da fazla
mahrumiyete maruz kalmasın, kapananlar kapanmış, gidenler gitmiştir, bundan
sonra kapatılması veya başka bir ile kaydırılması düşünülen kuruluşlara sahip
çıkılmasını bekliyoruz. Erzurum veya başka illerde kapatılacak bölge müdürlükleriyle ilgili 5
Nisan tarihli Resmî Gazetede Bakanlar Kurulu kararı yayımlandı. Bu karara göre
çeşitli illerde çeşitli kuruluşların tam 122 bölge teşkilatı hem de 5 Mayıs
tarihine kadar kapatılacak ve kararda şu var: "Bu karar kapsamında bulunan
kamu kurum ve kuruluşları hangi bölge müdürlüklerinin veya başmüdürlüklerin
kapatılacağına, kaldırılacağına dair tekliflerini 1 Mayıs 2002 tarihine kadar
bakanlığımıza bildirsinler." Biz umut ediyoruz ki, şu önümüzdeki üç beş
gün içerisinde, Erzurum'da hiçbir bölge müdürlüğünün kapatılması yönünde bir karar
alınmaz. Bu mağduriyete Erzurum müstahak değildir. Bakınız, gidin, bugün, kış bitmiştir, köylerin yolu çamurdan, heyelandan
maalesef kapalıdır. Valilerimize müracaat edildiğinde -bu sadece Erzurum'un
değil genelde bütün doğunun, güneydoğunun şu andaki durumudur- Köy
Hizmetlerinde yakıt parası olmadığı için, mazot parası olmadığı için mevcut
makine parkından dahi istifade edilememektedir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Esengün, 1 dakika içinde toparlayın. Buyurun efendim. LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) - Şu anda çiftçi, köylü gerçekten zor
durumdadır, perişan haldedir; ama, sadece yolunu açmak için, gönderilecek
greyderde mazot olmadığı için, çalışma yapılamamaktadır. Geçenlerde, 5 Mart
2002 tarihinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu
bölge toplantısında alınan fevkalade önemli kararlar var. Hükümete hitaben
yazılmış sonuç bildirgesi, bütün milletvekili arkadaşlarımıza, en azından bölge
milletvekillerine, inanıyorum ki, intikal etmiştir. 17 kalem halinde, doğuda ve
güneydoğuda alınması gereken tedbirleri, bölgenin ticaret ve sanayi odaları
başkanları tespit ettiler, hükümete intikal ettirdiler. Hepsi birbirinden
önemli, hepsi birbirinden öncelikle hayata geçirilmesi lazımgelen tedbirlerdir.
Ben, buradan, özellikle hükümet partilerine sesleniyorum: Erzurum'a, Doğu
Anadolu'ya sahip çıkın; çünkü Doğu Anadolu demek, Erzurum demek, sonuçta
Türkiye demektir. Hepinize saygılar sunuyorum. (SP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Esengün. Gündemdışı ikinci söz, okulöncesi eğitim konusunda söz isteminde
bulunan, Ankara Milletvekilimiz Sayın Esvet Özdoğu'ya aittir. Buyurun. (DSP sıralarından alkışlar) Süre 5 dakika. 2.- Ankara Milletvekili Esvet Özdoğu'nun,
okulöncesi eğitimin önemi ve bu konuda alınması gereken tedbirlere ilişkin
gündemdışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu'nun cevabı ESVET ÖZDOĞU (Ankara) - Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; bugün, okulöncesi eğitimin önemi ve bu konuda yapılması gerekenler hakkında söz
almış bulunuyorum; şahsım ve Demokratik Sol Parti Grubu adına, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. Geleceğimizin güvencesi olan çocuklarımız, aynı zamanda, en değerli
varlıklarımızdır. Hepimiz, imkânlarımız ölçüsünde, onlara, her şeyin en iyisini
ve en güzelini vermek isteriz. Çocuklarımıza çok iyi bir eğitim olanağı
sağlamak ise, temel amaçlarımızdan biridir. "Erken çocukluk dönemi"
de denilen yaşamın ilk yılları olan 0-6 yaş arasındaki okulöncesi dönem,
etkileri ileriki yıllara uzaması ve kalıcı olması yönünden, insan hayatının en
önemli dönemlerinden biridir. Bu dönem, çocuğun temel alışkanlıklar kazandığı,
kişilik temellerinin atıldığı, yetişkinlikte ulaşılabilecek zekâ kapasitesinin
büyük bir oranının geliştiği, fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal yönden büyük
bir aşama kaydettiği, davranış biçimi, yaşam şekli ve yaratıcılık gibi tüm
özelliklerinin temellerinin atıldığı bir dönemdir. Çocuğun doğumundan 6 yaşın
sonuna kadar olan dönemde, gelişim özellikleri, yetenek ve bireysel
farklılıkları sağlamak amacıyla yapılan istemli eğitime "okul öncesi
eğitim" denilmektedir. Çocuğun gelişiminde en doğal ve uygun ortam aile
ortamı olmakla birlikte, özellikle 3 yaşından sonra ailenin çocuğa yetmediği,
çocuğun kendi yaşıtları arasında bilimsel ve objektif uygulamalarla öğrenme ve
tecrübe edinme, olgunlaşma fırsatı sağlayan ortamlara ihtiyacı vardır.
Sosyoekonomik ve sosyokültürel seviyeleri farklı ailelerde yetişen çocuklar
arasında oluşan eğitim farklılıklarının en aza indirgenmesi, yeteneklerini en
üst seviyede geliştirmelerine olanak sağlanmasında okulöncesi eğitimin önemi
büyüktür. Sayın milletvekilleri, okulöncesi çocuğun bakımı ve eğitimi konusunda
çağımızın sosyal refah devleti kavramı içinde devlete birtakım sorumluluklar
düşmüş ve bu konuda yasalarla Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna, özel
ve tüzelkişilere, üniversitelere, Millî Eğitim Bakanlığına yetki ve görevler
verilmiştir. Ancak, ne yazık ki, bu konuda yapılan çalışmalar yetersiz
kalmaktadır. Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre, 0-6 yaş arası çocuk
nüfusunun 7 700 000 olduğu ülkemizde, sadece 338 675 çocuğun okulöncesi
eğitimden yararlanabildiği anlaşılmaktadır. Bu durum, daha okul hayatının
başlangıcında eşitliği bozmakta, haksız rekabete yol açmaktadır. Okulöncesi
eğitim alamayan çocuklar, bu şansa sahip olan arkadaşları karşısında ezilmekte,
kendilerini yetersiz saymakta ve daha ilk günden demoralize olarak eğitim
hayatından soğumaktadır. Bu örneklemeler, bize, okulöncesi eğitimin ne kadar
önemli olduğunu bir kere daha hatırlatmaktadır. Türkiye, okulöncesi eğitim konusunda dünyanın çok gerisinde kalmaktadır.
Okulöncesi eğitimin önemi yeterince anlaşılamamıştır. Bütün çocukların bu
fırsattan eşit olarak yararlanabilmesi için gerekli önlemler ivedilikle
alınmalıdır. Budan sonra yapılacak yatırımlarda, bu konuya mutlaka öncelik
verilmelidir. Bu alandaki kurumlaşma oranının düşük olması, eğitimin
yaygınlaştırılamaması; aileler tarafından halen okulöncesi eğitim yerine
anneanne, babaanne ve bakıcıların alternatif kurumlar olarak görülmesi en büyük
sıkıntıdır. Oysa, tüm dünyada temel eğitim olarak görülen okulöncesi dönem,
çocuğun, zihinsel ve kişilik gelişiminin neredeyse yüzde 75'inin tamamlandığı
dönemdir. Sayın milletvekilleri, bu kapsamda gündeme alınmasında yarar gördüğüm
önerileri şöyle sıralamak mümkündür: Okulöncesi eğitim, ülke çapında yaygınlaştırılmalı; çağdaş eğitim
alanındaki gelişmeler eğitim programlarına yansıtılmalıdır. Okulöncesi eğitim kurumlarının desteklenmesi ve yaygınlaştırılması için
araştırmalar yapılarak, projeler geliştirilmelidir. Okulöncesi eğitimden yararlanamayan çocuklar ile ailelere, televizyon
aracılığıyla ulaşılmalı, okulöncesi eğitim alanında hizmet veren ulusal ve
uluslararası kurum ve kuruluşlar ve sivil toplum örgütleriyle işbirliği
yapılmalıdır. Okulöncesi eğitim için nitelikli öğretmenler yetiştirilmelidir; bu
öğretmenler, özellikle pedagoji, psikoloji ve sosyal bilimler dalında yeterli
bilgi ve beceriye sahip olmalı, sadece ders anlatmanın eğitim olmadığını
bilmelidirler. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Özdoğu, 1 dakika içinde toparlar mısınız efendim. Buyurun. ESVET ÖZDOĞU (Devamla) - Tamam; teşekkür ederim. Sırası gelmişken, son günlerde gazetelere yansıyan, Pülümür'deki bir
kadın öğretmenin, gelişim çağındaki bir kız öğrenciye davranışının, genç
kızların ileri yaşamındaki ve psikolojisindeki olumsuz etkisini hepiniz tahmin
edebilirsiniz. Eğitimde, bu tip öğretmenlere yer verilmemesine dikkat
edilmelidir. Sayın milletvekilleri, okulöncesi dönemde çocukların gelişimi ve eğitimi
için yapılması gerekenleri ertelemek ve hafife almak, yeni nesillerin, giderek
de toplumun geleceğini ve niteliğini tehlikeye atmaktadır. Hepinize saygılar sunuyorum. (DSP ve MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Özdoğu. Gündemdışı konuşmayı yanıtlamak üzere, Millî Eğitim Bakanımız Sayın
Metin Bostancıoğlu. Buyurun Sayın Bakanım. (DSP sıralarından alkışlar) MİLLÎ EĞİTİM BAKANI METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün, okulöncesi eğitimi gündeme getiren ve bu konuda
görüşlerini açıklayan, bu vesileyle, benim de, çalışmalarımız hakkında bilgi
verme imkânını doğuran Ankara Milletvekilimiz Sayın Esvet Özdoğu'ya teşekkür
ediyorum. Değerli milletvekilleri, değerli milletvekilimiz Esvet Özdoğu'nun da
söylediği gibi, okulöncesi eğitimi, çocuklarımızın sisteme girişteki
sosyokültürel farklılıklarını en aza indirgeyen ve öğrenmede birliktelik
sağlayan bir temel eğitim aşamasıdır. Bu aşamada, ülkemizin her köşesinde
çocuklarımızın daha düzgün ve daha güzel Türkçe öğrenmelerine, erken yaşta
eğitim sistemine katılmalarına, ilköğretime hazırlanmalarına ve kişilik
gelişmesine olanak sağlamak, ağırlıklı ve öncelikli görevlerimiz arasındadır.
İlköğretimde olduğu gibi okulöncesi eğitimde de hedefimiz, bu yaş grubundaki
çocukların tamamına eğitim hizmeti sunmaktır; ancak, önceliğimizi sosyokültürel
ve ekonomik yönden dezavantajlı bölgedeki çocukların eğitimine vermekteyiz. Sayın milletvekilleri, Devlet İstatistik Enstitüsünün Şubat 2002 nüfus
projeksiyonlarına göre, 0-5 yaş grubu arasında 8 655 000 çocuğumuz vardır; bu
çocuklarımızın 4 238 000'i, 3-5 yaş grubundaki nüfusu oluşturmaktadır.
1997-1998 öğretim yılında, 6 563 anaokulu ve anasınıfında 96 690'ı erkek, 85
843'ü kız olmak üzere, toplam 182 533 çocuk öğrenim görmüş ve bu eğitim öğretim
döneminde, 10 376 öğretmen okulöncesi eğitimde görev almıştır. 2001-2002
öğretim yılında ise, 6 563 olan anaokulu ve anasınıfı sayısı 11 287'ye, 96
690'ı erkek, 85 843'ü kız olmak üzere 182 533 olan öğrenci sayısı da, 137 594'ü
kız, 151 524'ü erkek olmak üzere 289 118'e ulaşmıştır ve bu aşamada, bu
dönemde, 18 149 öğretmen görev yapmıştır. Böylece, son dört yılda, okulöncesi
eğitimde, okul ve kurum sayısında yüzde 72, öğrenci sayısında yüzde 58,
öğretmen sayısında ise yüzde 75 oranında artış sağlanmıştır. Sayın milletvekilleri, 1997 yılında, zorunlu kesintisiz ilköğretimle
başlattığımız eğitim reformları sürecinde, eğitim alanında, çağın gereklerine
ve toplumun ihtiyaçlarına uygun, köklü yenilikler gerçekleştirdik. Bu bağlamda,
okulöncesi eğitim alanında da Bakanlığımız, ulusal ve uluslararası kurum ve
kuruluşlarla işbirliği yaparak projeler geliştirmiştir. Bu projelerden
bazılarını şöyle sıralayabiliriz: Erken Çocukluk Dönemi Gelişimi ve Eğitimi
Projesi; Okulöncesi Eğitim Kurumlarına Öğretmen Yetiştirme Projesi; Okulöncesi
Veli-Çocuk Eğitim Programı Projesi; Aile-Çocuk Eğitimi Projesi; Okulöncesi
Eğitimden İlköğretime Geçiş Projesi; Çocuk Dostu Öğrenme Ortamı Projesi;
Psikososyal Okul Projesi; Okulöncesi Eğitimi Araştırma Geliştirme Televizyonla
Program Yapma Projesi. Bu projelerle, çocuklarımızın sağlık, beslenme, eğitim alanlarında,
biliçsel ve psikososyal gelişimleri, bütüncül bir şekilde, çok yönlü olarak ele
alınmaktadır. Bunların yanı sıra, 1998 yılında, hükümetimiz ile Dünya Bankası
arasında imzalanan ikraz anlaşması sonucu, temel eğitim programı uygulamaya
konulmuştur. Temel eğitim programının ikinci fazında okulöncesi eğitime de yer
verilerek, Okulöncesi Eğitimin Desteklenmesi ve Yaygınlaştırılması Projesi
hazırlanarak Dünya Bankasına iletilmiştir. Yapılan çalışmalar sonunda, okulöncesi eğitimin ilke ve amaçları,
çocuklarımızın bedensel ve zihinsel gelişmeleri dikkate alınarak ve seviyeye
uygun olarak belirlenmiş, okulöncesi eğitim kurumlarındaki çalışma kuralları,
eğitimin niteliğinin artırılması yönünde yeniden düzenlenmiş, okula kayıt
zamanı ve kayıt kabul esasları ilköğretim kurumlarına uyumlu hale
getirilmiştir. Ülkemiz genelinde olduğu gibi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde
de okulöncesi eğitimin yaygınlaştırılmasına özel bir önem vermekteyiz.
Öncelikle, mevcut okullar bünyesinde anasınıfları açılmasına ve yeni yapılacak
okulların anasınıfı planlaması
suretiyle, okulöncesi eğitimin yaygınlaştırılması hızlandırılacaktır. Eğitimin her kademesinde ve ülkemizin her köşesinde, öğretmen yetiştirme
ve istihdamı, eğitim yapıları, donatımı konularında, gelişmiş ülkelerin eğitim
sistemlerinin düzeyine ulaşılmasında büyük mesafe alınmıştır. Uygulamaya koyduğumuz ilköğretim ve ortaöğretim okul binası projeleri,
anasınıflarına yönelik olarak, bina içinde ayrı giriş çıkışlı bir bölüm
içermektedir. Yeni inşa ettiğimiz her okulda, ayrı giriş çıkışı olan bir
anaokulu, anasınıfı bölümü vardır. Özellikle kırsal kesimde ve geri kalmış yörelerimizde başlatılan bu
hizmetler sonucunda, 2001-2002 öğretim yılında, okulöncesi okul sınıf sayısı
yüzde 35, derslik sayısı yüzde 186, öğretmen sayısı yüzde 80 ve öğrenci sayısı
da yüzde 107 oranında artırılmıştır. Okulöncesi öğretmeni yetiştirme
projesiyle, bu alanda öğretmen ihtiyacı karşılanmaya devam edecektir.
Okulöncesi eğitimindeki öğretmen açığının giderilmesi amacıyla, ayrıca, kız
meslek lisesinin çocuk gelişimi, çocuk eğitimi, çocuk bakımı bölümünden mezun
olan çocuklarımız, Anadolu Üniversitesi önlisans ve lisans tamamlama
programlarına katılmışlar ve bu çerçevede 3 344 usta öğretici yetiştirilerek
görevlendirilmiştir. Kız meslek liselerinin çocuk gelişimi, çocuk eğitimi, çocuk bakımı
bölümünden mezun olup, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Anaokulu
Öğretmenliği Bölümünü kazanan öğrenciler, bir yandan açıköğretim imkânlarından
yararlanarak üniversite eğitimini tamamlarken, bir yandan da Millî Eğitim
Bakanlığı kadrolarında öğretmen yardımcısı olarak, usta öğretici olarak göreve
başlamışlardır. Biraz önce söylediğim gibi, göreve başlayanların sayısı 3
344'tür; bu proje devam etmektedir. Bu suretle, hem kız meslek lisesi
mezunlarına yükseköğrenim olanağı getirilmiş hem de 66 888 çocuğun daha
okulöncesi eğitim hizmetlerinden yararlanması sağlanmıştır. Okulöncesi eğitimin daha etkin ve verimli olabilmesi için, Bakanlığımız,
2001-2002 öğretim yılında, öğretmen ve yöneticilere yönelik olarak, çocuk
hakları ve iş güvenliği semineri, anne-çocuk eğitimi programı formatörlük
kursu, ergenlik dönemi değişim projesi öğretmen eğitimi semineri gibi hizmetiçi
eğitim faaliyetleri düzenlemiştir. Eğitimde sunulan hizmetlerin, giderek artan ihtiyaçlar karşısında daha
da güçlendirilmesi ve yaygınlaştırılması gerektiği inancındayız. Bu bilinç
içerisinde, öncelik, okulöncesi eğitimde olmak üzere, tüm eğitim kademelerinde
belirttiğimiz hedeflere ulaşmak için yoğun çaba sarf ediyoruz. Sayın milletvekilleri, çocuklarımız, her şeyin en iyisini hak
etmektedir. Çocuklar için yapılacak her çalışma, ülkemizi daha da
güzelleştirecek, uygar dünyanın seçkin bir ortağı durumuna getirecektir.
Sizlerin de, benimle birlikte, benzer duyguları paylaştığınıza inanıyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. (DSP ve MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Bakanım. Gündemdışı üçüncü söz, tarihî gerçekler ışığında Ermenilerin yalan
iddiaları konusunda söz isteyen Iğdır Milletvekili Sayın Abbas Bozyel'e aittir.
Buyurun Sayın Bozyel. (MHP ve DSP sıralarından alkışlar) Süreniz 5 dakikadır. 3.- Iğdır Milletvekili Abbas Bozyel'in,
tarihî gerçekler ışığında Ermenilerin sözde soykırım iddialarına ilişkin
gündemdışı konuşması ABBAS BOZYEL (Iğdır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce
Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Konuşmama başlarken, 23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramının, başta milletimize ve bütün dünya insanlığına,
kinden, nefretten, düşmandan, kandan, gözyaşından uzak yarınlar müjdelemesini
de Cenabı Hakk'tan niyaz ediyorum. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ermeni Devletinin, Ermeni
diyasporasının ve onları kendi menfaatları için bir taşeron, Kafkaslar ve
Anadolu'daki hedefleri için bir askerî ve siyasî üs olarak gören bir kısım
devletlerin, 24 Nisan gününü Ermenilere karşı işlenmiş bir soykırım günü olarak
anma kampanyalarını yoğunlaştırdıklarına şahit olmaktayız. Hatta, 24 Nisan,
Türkiye ve Türklük karşıtlığına dönüştürülecek uluslararası siyasî ittifaklara
da sahne olmaktadır. 1914 yılından başlayarak 1922 yılına kadar, Anadolu'da, benzeri
görülmemiş vahşetle Türk kanı akıtan Ermeniler, örgütlü ve sistemli bir
şekilde, 1973 yılından itibaren, terör yoluyla, 52 diplomatımızı yurt dışında
şehit etmişlerdir, daha dün, 26 Şubat 1992'de Azerbaycan-Hocalı'da yüzlerce
insanı katletmişlerdir. Gerçek soykırımın işlendiği Anadolu Türk toprakları ve
Azerbaycan-Hocalı katliamı unutulmaya yüz tutmuş; yerine, Ermeni soykırımı
yalanı inşa edilmeye başlanmıştır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Anadolu'nun bir Türk vatanı, bir
Türk toprağı olmasından sonra, Ruslar ve Batı dünyası, sık sık içimizdeki
Hıristiyan tebaayı bahane ederek, içişlerimize müdahalelerde bulunmuşlardır. Bu
sebeple de, bizden, her defasında ıslahat isteklerinde bulunmaktadırlar.
Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı, meşrutiyetler, teşkilatı esasiyeler, hepsi,
Batı'yı memnun etmeye yönelik hareketler olmuştur. Bugün, benzer ıslahat hareketlerinin Avrupa Birliği tarafından, sözde
Ermeni soykırım iddialarıyla beraber terennüm edilmesi ise düşündürücüdür. Batı
dünyasının, her defasında ortaya koyduğu bu isteklerin arkasından bir şark
politikasının hayata geçirilmek istenildiği, artık herkesçe malumdur. Tarihe dönüp baktığımız zaman, milletlerarası, devletlerarası
rekabetlerin, hep karşımıza yeni oyunları çıkardığını görüyoruz. Şimdi de, yeni
dengeler doktrini etrafında toplanan Avrupa Birliği, küreselleşme ve yeni dünya
düzeni öncülerinin maksatları ve hedefleri aynı; lakin, adları değişik
siyasetlerle, değişik ambalajlarla bizi hırpalamaya devam ettiklerini
görüyoruz. Dolayısıyla, bin yıllık Anadolu topraklarını Bizanslaştırmak isteyen
bu tür komploların, bize hiç de yabancı olmaması gerekir. Türkiye ve Türklük
söz konusu olunca ortaklaşa hareket eden Rus ve Batı siyaseti, bölücü,
ayrılıkçı PKK teröründen sonra, şimdi de sözde Ermeni soykırımını bahane ederek
bizden yeni tavizler koparmak istemektedirler. Bundan yaklaşık bir yıl önce, bu kürsüden yaptığım konuşmada, bin yıllık
Anadolu tarihimizde, çok değişik topluluklarla beraber yaşadık. Cihanşümul bir
dünya devleti olarak, onlara liderlik yaptık. Lakin, hepsini huzur ve güven
ortamında yaşattık. Aksini yapmış olsaydık eğer, bugün, Osmanlı Türk Devletinin
Cumhuriyet Türkiyesine devrinden sonra, bu kadar değişik dil ve adla
devletlerin ortaya çıkması mümkün olmazdı demiştim. Adaletli oluşumuz
birilerinin millet ve devlet olma kaynağı olmuşsa, peki, öyleyse nedir bütün bu
olanlar? İşte, politik yerimizin ve stratejik konumumuzun önemi ve bunlara ek
olarak petropolitikaların ve hidropolitikaların bölgemizde odaklaşması,
Türkiyemize yönelik tehditlerin adıdır. Ermeni meselesi de, bu yüzden, bizi,
Türk dünyasına liderliği düşünülen Türkiye'yi zayıflatmak ve küçük düşürmek
için oynanan milletlerarası bir oyunun adıdır. Bizim gözardı ettiğimiz, lakin
bize hasım ülkelerin gözardı etmediği gerçek, işte burada yatmaktadır. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - 1 dakika içerisinde toparlayın Sayın Bozyel. ABBAS BOZYEL (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
küreselleşme adı altında dünya insanlığına, Avrupa Birliği adı altında geniş
bir coğrafyaya sunulmak istenen ortak mesuliyetli ve adil paylaşımcı oluşumlar,
şayet, yerini, düşmanlık, kin ve nefret üzerine oturtacak olursa, bunun
zararını tüm insanlık görür. Tarihin gerçeklerini yalanla ve iftirayla kirletenler, gerçek yüzlerini,
Anadolu'da, Karabağ'da, Hocalı'da görsünler; öldürülen binlerce insanımızın
mezar taşları ve onların utanç vesikaları bu topraklardadır. Konuşmamı, Mustafa Kemâl Atatürk'ün şu sözleriyle noktalamak istiyorum:
"Tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemlidir. Yazan, yapana sadık kalmadığı
müddetçe, değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet kazanır. Yeniden
tarih yapmaya kalkışarak gerçekleri gizlemeye çalışanlar, eninde sonunda, kendi
işledikleri insanlık suçlarının utancından ve vicdan azabından
kurtulamayacaklardır." Yüce Heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (Alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bozyel. Konuşmaya yanıt verecek Sayın Bakan?.. Yok. Tezkereler vardır, okutacağım; ama, buna geçmeden önce, Devlet Bakanı
Sayın Recep Önal'ın bir istemi var: Sayın Önal, gündemin "Sözlü
Sorular" kısmının 3, 4, 417, 572, 579 ve 580 inci sıralarında yer alan
soruları, peş peşe, İçtüzüğün 98 inci maddesine göre yanıtlamak istediğini
bildirmiştir. Sözlü sorulara
gelindiğinde, bu istek dikkate alınacaktır. MÜCAHİT HİMOĞLU (Erzurum) - Sayın Başkan... BAŞKAN - Sayın Himoğlu, buyurun. MÜCAHİT HİMOĞLU (Erzurum) - Sayın Başkan, bugün, Ermeni mezalimiyle
ilgili, Erzurum'da da yapılan katliamla ilgili bir iki cümle ifade etmek
isterim. Eğer, delaletiniz varsa, sizin vasıtanızla buradan duyurmak isterim. BAŞKAN - Efendim, tabiî, o konuyu en iyi Sayın Bozyel dile getirdi.
Onun, temenni, dilek ve görüşleri hepimiz için bağlayıcı olsa gerek. Teşekkür ediyorum. MÜCAHİT HİMOĞLU (Erzurum) - Evet, Sayın Abbas Bozyel'e teşekkür ederiz.
Sizler de, bunu, orada temin ederseniz, memnuniyet duyarız hepimizin adına. Teşekkür ederiz. MUSTAFA MURAT SÖKMENOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Klikya da var;
Adana, Mersin, Hatay... BAŞKAN - Efendim, Türkiye'nin muhtelif yerlerinde bu tür hadiseler vuku
bulmuştur; onlar, tarihte yerini almıştır. Yeri geldiğinde... MUSTAFA MURAT SÖKMENOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, bir saptama yapmak
istedim. BAŞKAN - Tabiî, siz de Klikya bölgesine yakınsınız Sayın Sökmenoğlu. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır;
okutuyorum: B) TEZKERELER VE ÖNERGELER 1.- Stockholm Uluslararası Forumunca
Stockholm'de düzenlenecek olan "Gerçek Adalet ve Barışma" konulu
konferansa, İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın katılmasının uygun
bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1053) Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna Stockholm Uluslararası Forumunca 23-24 Nisan 2002 tarihlerinde
Stockholm'de düzenlenecek olan "Gerçek Adalet ve Barışma" konulu
konferansa bir parlamenterimizin katılımı Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurulunun 9 Nisan 2002 tarih ve 84 üncü Birleşiminde kabul edilmiştir. Anılan Kanunun 2 nci maddesi uyarınca siyasî parti grubu tarafından, söz
konusu toplantıya katılmak üzere İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın ismi
bildirilmiştir. Genel Kurulun bilgilerine sunulur.
BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur. Başbakanlığın bir tezkeresi vardır; okutuyorum: 2.- Ölüm cezasına hükümlü Adem
Kepeneklioğlu, Mehmet Hakan Canpolat ve Turhan Tarakçı haklarındaki dava
dosyalarının geri verilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1054) Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlgi: a) 2.4.2002
tarih ve B.02.0.PPG.0.12-315/5046 sayılı yazımız. b) Adalet
Bakanlığının 5.4.2002 tarih ve B.03.0.CİG.0.00.00.02.-1.134.2.2002/13961 sayılı
yazısı. Türkiye İhtilalci Komünistler Birliği (TİKB) adlı silahlı çetenin
anayasal düzeni cebren ortadan kaldırmaya yönelik eylemlerine aslen iştirak
etmek suçundan ölüm cezasına hükümlüler Adem Kepeneklioğlu, Mehmet Hakan
Canpolat ve Turhan Tarakcı haklarındaki dava dosyaları Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 87 nci maddesine göre gereği yapılmak üzere ilgi (a) yazımız
ekinde gönderilmiştir. Söz konusu dava dosyalarının karar düzeltme isteminin incelenebilmesi
amacıyla gönderilmesi talebine dair Adalet Bakanlığından alınan ilgi (b) yazı
ve eklerinin suretleri ilişikte gönderilmiştir. Bilgilerini ve gereğini arz ederim. Bülent Ecevit Başbakan BAŞKAN - Adalet Komisyonunda bulunan dosya hükümete geri verilmiştir. İki adet Meclis araştırma önergesi vardır; okutuyorum: C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS
SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ 1.- Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt ve
25 arkadaşının, 19 Mayıs Üniversitesi ve rektörü hakkındaki bazı iddiaların
araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/276) Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İlim ve bilim yuvası olarak gençliğimizin teminatı ve eğitim sürecinin
en önemli aşamalarından birisi olan üniversiteler, hepimiz için büyük önem arz
etmektedir. Eğitim sürecindeki katkıları, 21 inci Yüzyılda bölgesinde lider, dünyada
süper Türkiye'nin gerçekleşmesine vesile olacak Türk gençliğinin yetişmesi
olarak düşündüğümüz üniversiteler, kadro, öğrenci ve eğitim unsurlarının
birleştiği müesseselerdir. Lakin, 19 Mayıs Üniversitesinde bu üç temel unsurun
çok ciddî sorunlar yaşadığını ve aksaklıkların ortaya çıktığını müşahede
etmekteyiz. Özellikle, son rektör atamalarıyla en az oy alan şahsın rektör olarak
atanmasıyla birlikte bu sorun ve aksaklıklar ciddî anlamda büyüyerek artmış; 19
Mayıs Üniversitesinin meselesi olmaktan çıkmış; çevre iller de dahil olmak
üzere, halkla üniversite arasında çelişkiler yaratmaya başlamıştır. 19 Mayıs
Üniversitesi Rektörünün gerekçelerde de ifade edeceğimiz yanlışları sebebiyle,
19 Mayıs Üniversitesi hakkında, Anayasanın 98 inci, Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasını saygılarımızla arz ederiz.
Gerekçe: 1 - 19 Mayıs Üniversitesinin üniversiteler içindeki yeri. 2 - Rektör değişikliğinden önceki ilmî seviye, yönetim anlayışı, huzur,
güven ve istikrar. 3 - Rektörün hâkimiyet mücadelesi ve çoğunluğu sağlama amacıyla yaptığı
hukukdışı uygulamalar. (Öğretim üyesinin yarısına yakını hakkında disiplin
soruşturması açılması, idarecilerin baskılarla istifa ettirilmesi veya hukuka
aykırı yollarla görevinden alınması) 4 - Rektörün çoğunluğu sağlamak için siyasî ve ideolojik yaklaşım ve
sindirme operasyonları; bu operasyona bağlı olarak ortaya çıkan huzursuzluklar.
5 - Huzursuzlukların neticesinde eğitim ve öğretim veriminin düşmesi ve
kargaşa ortamının artması. 6 - Rektörün keyfî uygulamaları. (Atama, yer değiştirme, kadro
tahsisinde, üniversite araçlarının kullanımında vs. keyfîlik) 7 - İhale ve diğer işlerde yapılan yolsuzluk ve usulsüzlükler.
(Kamuoyunda ve basında yer olan yolsuzluk iddiaları hakkında hiçbir işlem
yapılmaması, yolsuzluklarla mücadele eden personele baskı uygulanması) 8 - Üniversitenin ve üniversite vakfının malî kaynaklarının amacı
dışında ve usulsüz kullanım sonucu tüketilmesi. 9 - Kamuoyuna üniversiteyle halk arasında anlaşmazlık olduğu intibaının
verilmesi ve bunun da bilim yuvasına zarar verdiği görüşünün hâkim olması. Tüm bu nedenlerle, bilimsel özerkliğe sahip üniversitenin, 21 inci
Yüzyılın bilgi çağına hazırlama yerine günübirlik bakışlarla yanlış ve yanlı
politikalarla yönetilmesi, özerkliği zedeleyen, üniversiteye güveni sarsan
uygulamalar dolayısıyla kamuoyunda oluşan menfi kanaatlerin de ortaya çıkması
açısından 19 Mayıs Üniversitesiyle ilgili bir Meclis araştırması komisyonu
kurulmasında büyük yararlar bulunmaktadır. BAŞKAN - Önerge bilgilerinize sunulmuş olup, gündemdeki yerini alacak ve
Meclis araştırması açılıp açılmaması hususundaki öngörüşme, sırası geldiğinde
yapılacaktır. Diğer Meclis araştırması önergesini okutuyorum: 2.- Elazığ Milletvekili Latif Öztek ve 20
arkadaşının, Türk tarımının ve çiftçisinin sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/277) Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Türk tarımının ve Türk çiftçisinin içinde bulunduğu durumun tespit
edilmesi, sorunların çözümü için gerekli tedbirlerin alınması ve uygulamaya
konulacak yeni politikaların belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci maddesi
ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 üncü ve 105 inci maddeleri
gereğince bir Meclis araştırması açılmasını arz ederiz. 10.04.2002
Gerekçe : Günümüzde devletlerin en büyük sorunu haline gelen açlık sorununun
çözümü için gıda üretiminin artırılması sadece yöneticileri ve bu sektörde
çalışanları değil, dünyada yaşayan tüm insanları; yani, 6 milyar insanı
ilgilendirmektedir. Gıda üretimi asıl olarak tarım sektörü tarafından
gerçekleştirilmektedir. Bu yüzden tüm ülkeler, tarım sektörüne önem verirler ve
vatandaşlarının gıda ihtiyacını karşılamaya çalışırlar. Endüstrileşmiş Batı
ülkeleri gıda üretimi bakımından kendi kendilerine yeterli hale gelmeye
çalışırlar, hatta, gıda stoku oluştururlar. Bunun için de tarım sektörüne,
bütçelerinden büyük paylar ayırırlar, çiftçilerini desteklerler. Ülkemizde tarım sektörü, sadece bu sektörde çalışan 22-23 milyon
insanımızı değil, hemen her yurttaşımızı ilgilendiren bir sektördür. Türkiye, ikilimi, verimli toprakları ve zengin su kaynaklarıyla büyük
bir tarım potansiyeline sahiptir. Ancak, önceleri dünyanın kendine yeterli yedi
ülkesinden biri olan Türkiye, son yıllarda izlenen hatalı politikalar nedeniyle
buğday, fasulye, mercimek, nohut dahil, bitkisel yağ, peynir, tereyağı ve diğer
süt ürünleri gibi temel gıda maddelerini ithal etmek durumunda kalmıştır.
Maalesef, ülkemizin 2000 yılında tarım ürünleri ithalatı için ödediği döviz,
tarım ürünleri ihracatından elde ettiği dövizden fazla olmuştur. 57 nci hükümet göreve geldiğinden beri IMF ve Dünya Bankasının
isteklerini karşılamak üzere enflasyonu düşürme adına tabanfiyatları düşük
tutmuştur. Çiftçinin üretimde kullandığı tohumluk, ilaç, gübre ve mazot gibi
girdilerdeki fiyat artışları yüzde 100'ler düzeyinde olmasına rağmen,
tabanfiyatlardaki artışlar enflasyon oranının altında tutulmuştur. Bu durum da
üreticilerimizi, çiftçilerimizi olumsuz yönde etkilemiş ve Türk çiftçisini
üretim yapamaz hale getirmiştir. Gelişmiş ülkeler tarım sektörünü ucuz girdi temini ve ürünlere yüksek
taban fiyat verme gibi değişik yöntemlerle desteklerken, Türkiye, tarımsal
destekleri kaldırmış, çiftçiye doğrudan gelir desteği uygulamasını
başlatmıştır. Yeryüzünde tek başına doğrudan gelir desteği sistemiyle
çiftçisini destekleyen hiçbir ülke yoktur. Bu sistemin Türk tarımı üzerindeki
etkileri mutlaka araştırılmalıdır, aksayan yönleri belirlenmeli ve bu
aksaklıklar vakit geçirilmeden giderilmelidir. IMF'nin talepleri doğrultusunda, bir yandan, şekerpancarı, tütün ve
fındık üretimi kısıtlanırken, diğer yandan, uygulanan düşük tabanfiyat
politikalarıyla da çiftçimiz zarar ettirilmiş ve bunun sonucu olarak pamuk ve
ayçiçeği gibi ürünlerin ithalatı artmıştır. Bu arada, çiftçimize sürekli
alternatif ürün ekmesi tavsiye edilmiş; ama, bu alternatif ürünlerin, bölgeler,
iller ve yöreler itibariyle neler olduğu bir türlü açıklanmamıştır. Diğer alanlarda olduğu gibi, IMF ve Dünya Bankasının, tarım alanında da
her isteğinin 57 nci hükümet tarafından uygulanması, Türk tarımını bitme
noktasına getirmiş, köylümüzü, çiftçimizi sıkıntıya sokmuştur. İşte, bir yandan, sahip olduğu yüksek tarımsal potansiyel nedeniyle
önceleri kendi kendine yeterli olan, hatta, ihracat yapabilen Türkiye'nin, son
yıllarda neden ve nasıl bu duruma düşürüldüğünün araştırılarak gerekli
tedbirlerin alınması; diğer yandan, giderek fakirleşen çiftçilerimizin
sorunlarının tespit edilerek çözüm yollarının bulunması ve yeni politikaların
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz. BAŞKAN - Bu önerge de bilgilerinize sunulmuş olup, gündemde yerini
alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması hususundaki öngörüşme, sırası
geldiğinde yapılacaktır. Komisyondan istifa önergesi vardır; okutuyorum: B) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam) 3.- Siirt Milletvekili Takiddin
Yarayan’ın, Çevre Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/478) Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Üyesi bulunduğum Çevre Komisyonundan istifa ediyorum Gereğini arz ederim. Saygılarımla. Takiddin
Yarayan Siirt BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur. Sözlü soru önergesinin geri alınmasına dair bir önerge vardır;
okutuyorum: 4.- Mardin Milletvekili Veysi Şahin'in (6/1695) numaralı sözlü
sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/479) Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 536 ncı sırasında yer alan
(6/1695) esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum. Gereğini saygılarımla arz ederim. Veysi Şahin Mardin BAŞKAN - Sözlü soru önergesi geri verilmiştir. Başbakanlığın, Anayasanın 82 nci maddesine göre verilmiş tezkereleri
vardır; okutup, oylarınıza sunacağım: 5.- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
A. Mesut Yılmaz'ın, Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği Konvansiyonu
Toplantısına katılmak üzere bir heyetle birlikte Belçika'ya yaptığı resmî
ziyarete katılan milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1055) Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı A. Mesut Yılmaz'ın, 21-22 Mart 2002
tarihlerinde Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği Konvansiyonu Toplantısına
katılmak üzere bir heyetle birlikte 20-22 Mart 2002 tarihlerinde Belçika'ya
yaptığı resmî ziyarete, ekli listede adları yazılı milletvekillerinin de
iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının sureti
ilişikte gönderilmiştir. Anayasamızın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.
A. Emre Kocaoğlu (İstanbul) BAŞKAN - Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Diğer tezkereyi okutuyorum: 6.- Ulaştırma Bakanı Oktay Vural’ın,
temas ve görüşmelerde bulunmak üzere Çin Halk Cumhuriyetine yaptığı resmî
ziyarete katılan milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1056) Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Ulaştırma Bakanı Dr. Oktay Vural'ın, temas ve görüşmelerde bulunmak
üzere 9-15 Mart 2002 tarihleri arasında Çin Halk Cumhuriyetine yaptığı resmî
ziyarete, Amasya Milletvekili Adnan Uçaş'ın da iştirak etmesi uygun görülmüş ve
bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının sureti ilişikte gönderilmiştir. Anayasamızın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim. Bülent Ecevit Başbakan BAŞKAN - Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz. V.- SEÇİMLER A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE
SEÇİM 1.- Çevre Komisyonunda açık bulunan üyeliğe
seçim BAŞKAN - Çevre Komisyonunda boşalan ve Doğru Yol Partisi Grubuna düşen 1
üyelik için Manisa Milletvekili Rıza Akçalı aday gösterilmiştir. Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Gündemin "Sözlü Sorular" kısmına geçiyoruz. VI. - SORULAR VE CEVAPLAR A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI 1.- Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in,
personel atamalarına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/996) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Soru üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından, gündemden
çıkarılmıştır. 2.- Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in,
personel atamalarına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/1000) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Bu soru da üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığı için, gündemden
çıkarılmıştır. 3.- Manisa Milletvekili Mehmet Necati
Çetinkaya'nın yolsuzluklara karşı alınacak tedbirlere ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi ve Devlet Bakanı Recep Önal’ın cevabı (6/1024) 4.- Diyarbakır Milletvekili Nurettin
Atik'in, ticarî sır kavramına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1031) 5.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in,
Bayındırlık ve İskân Bakanlığında başlatılan soruşturmaya ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Recep Önal’ın cevabı (6/1571) 6.- Samsun Milletvekili Musa
Uzunkaya'nın, TESEV'in yaptığı bir anketin sonucunda çıkan rüşvet iddialarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Recep Önal’ın cevabı
(6/1734) 7.- Eskişehir Milletvekili Mehmet Sadri
Yıldırım'ın, Devlet İşçi Sınavı sonuçlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi ve Devlet Bakanı Recep Önal’ın cevabı (6/1742) 8.- Eskişehir Milletvekili Mehmet Sadri
Yıldırım'ın, Devlet Memurluğu Sınavı sonuçlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi ve Devlet Bakanı Recep Önal’ın cevabı (6/1743) BAŞKAN - Gündemin 3 üncü, 4 üncü, 417 nci, 572 nci, 579 uncu ve 580 inci
sıralarındaki soruları okutup, Sayın Bakana cevap hakkı tanıyacağım. Soruları okutuyorum: Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorunun Başbakan Bülent Ecevit tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasına aracılığınız saygılarımla rica olunur. M. Necati
Çetinkaya Manisa Soru: Yolsuzluklara karşı denetimi etkinleştirecek ve yaptırımları
ağırlaştıracak bir denetim reformu düşünüyor musunuz? Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorunun Başbakan Bülent Ecevit tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasına aracılığınız saygılarımla rica olunur. Nurettin Atik Diyarbakır Soru: Sınırsız sır tanımından finansal alanın gerekleriyle örtüşen ölçülü sır
tanımına geçiş sağlayacak bir düzenleme hazırlığınız var mıdır? Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. Kamer Genç Tunceli Bayındırlık Bakanlığınca yapılan ihalelerde suiistimaller yapıldığı
konusunda savcılıkça başlatılan soruşturmanın sağlıklı bir sonuca ulaşması
için; 1 - Mevcut bakan Koray Aydın'ın istifası gerekmez mi? 2 - Zaman zaman tarafınızdan veya Adalet Bakanı tarafından verilen
beyanlarla, bu tür soruşturmaların politik alana çekilmemesi gerektiği
vurgulanmaktadır. Bu, adalete baskı değil midir? 3 - Başbakanlığınıza bağlı bir bakanlıkta yapılan suiistimallerle ilgili
bakanın müsteşar yardımcısına ve genel müdürlere sirayet ettiği halde
hükümetiniz neden istifa etmiyor? Sizce hükümetin istifası için nasıl bir
olayın cereyan etmesi gerekir? Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorularıma Başbakan Sayın Bülent Ecevit'in sözlü olarak cevap
vermesini delaletlerinize arz ederim. Musa
Uzunkaya Samsun 1- Geçtiğimiz günlerde TESEV'in yaptığı bir ankette ortaya çıkan çarpıcı
rüşvet olaylarını, ülkenin Başbakanı olarak nasıl yorumluyorsunuz? 2 - Aldığı maaşı az veya çok, ancak, aslî görevi ilgili olduğu alanda
kamuya hizmet etmek olan adı geçen kurum ve görevlilerin rüşvete bulaşmasının
gerçek saiklerini araştırmayı düşünüyor musunuz? 3 - Yapılan rüşvet sıralamasında gümrük, trafik polisi, tapu daireleri,
vergi daireleri, devlet hastaneleri, hukuk sistemi, elektrik hizmetleri,
üniversiteler vesaire bir kısım insanların rüşvet aldığı iddiaları doğruysa ne
tür önlemler almayı düşünüyorsunuz? 4 - Aynı ankette, toplumun öncelikli çözümünü beklediği enflasyon;
rüşvet, yolsuzluk, işsizlik, eğitim, ahlakî yozlaşma, demokratikleşme, fikir ve
inanç özgürlüğü ile sağlık, tedavi karmaşasının giderilmesinde acil eylem
planınız var mıdır; varsa, nelerdir? Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Başbakan Sayın Bülent Ecevit tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim. Saygılarımla. Mehmet Sadri
Yıldırım Eskişehir Soru: Ülkemizde devlet işçi sınavına katılan işsiz sayısı toplamı kaç
kişidir? Bunlardan kaç tanesi başarılı olmuş olup; başarılı olanların kaç
tanesi kamu kuruluşlarına yerleştirilmiştir? Geriye kalan, sınavı kazandığı halde işe yerleştirilmeyi dört gözle
bekleyen kişi sayısı kaçtır? Bunların 2002 yılında yerleştirilmesi düşünülmekte
midir? Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Aşağıdaki sorumun Başbakan Sayın Bülent Ecevit tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim. Saygılarımla. Mehmet Sadri
Yıldırım Eskişehir Soru: Ülkemizde devlet memurluğu sınavına (DMS) katılan işsiz sayısı
toplamı kaç kişidir? Bunlardan kaç tanesi başarılı olmuş olup, başarılı
olanların kaç tanesi kamu kuruluşlarına yerleştirilmiştir? Geriye kalan, sınavı
kazandığı halde işe yerleştirilmeyi dört gözle bekleyen kişi sayısı kaçtır?
Bunların 2002 yılında yerleştirilmesi düşünülmekte midir? BAŞKAN - 3, 4, 417, 572, 579 ve 580 inci sıralardaki soruları
cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Recep Önal; buyurun efendim. DEVLET BAKANI RECEP ÖNAL (Bursa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; gündemin 3, 4, 417, 572, 579 ve 580
inci sıralarında yer alan (6/1024), (6/1031), (6/1571), (6/1734), (6/1742) ve
(6/1743) sayılı 6 adet sözlü soru önergesini İçtüzüğün 98 inci maddesi
uyarınca, birlikte gruplandırarak cevaplandırmak üzere huzurlarınıza gelmiş
bulunuyorum; sözlerime başlarken Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; şimdi, Diyarbakır Milletvekili
Sayın Nurettin Atik tarafından, ticarî sır kavramına ilişkin olarak,
Başbakanımız Sayın Bülent Ecevit'e yöneltilen (6/1031) sayılı sözlü soru
önergesinin cevaplarını sunuyorum: Bilindiği üzere, 4491 sayılı Kanunla değişik 4389 sayılı Bankalar
Kanununda yer alan "bankacılık" ve "müşteri sırrı"
tanımları, sınırsız uygulama alanı bulan kavramlar olmayıp, anılan kanunun
ilgili maddesinde de ifade edildiği üzere, sadece kanunen açıkça yetkili
kılınan mercilere, yetkileri çerçevesinde kullanılmak üzere verilebilen
bilgilerdir. Gündemde yer alan sözlü soruların yoğunluğu dikkate alınarak, önergenin
güncelliğini yitirmeden cevaplandırılabilmesi amacıyla, Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün 98 inci maddesinin "üç birleşim içinde
cevaplandırılmayan sözlü sorular yazılı soruya çevrilir" hükmü de göz
önünde bulundurularak, burada arz ettiğim cevabın yazılı olarak 19.12.2000
tarih ve 101526 sayılı yazıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
sunulmuş olduğunu da ayrıca bilgilerinize sunarım. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; şimdi, Manisa Milletvekilimiz Sayın
Mehmet Necati Çetinkaya tarafından, yolsuzluklara karşı alınacak tedbirlere
ilişkin olarak, Başbakanımız Sayın Bülent Ecevit'e yöneltilen (6/1024) sayılı
sözlü soru önergesinin cevaplarını sunuyorum: Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığından
alınan bilgilere göre, hükümetimizin yolsuzlukla mücadele için başlattığı
çalışmada bilgi birikimi ve deneyimlerinden yararlanılabilmek amacıyla Dünya
Bankasından destek sağlanması öngörülmüştür. Bu çerçevede, Dünya Bankası
Başkanı Sayın James D. Wolfensohn'dan talebimize Dünya Bankasının olumlu yanıtı
alınmıştır. Yolsuzlukla mücadele çalışmalarının etkin bir şekilde yürütülmesi,
ilgili kuruluşlar arasında koordinasyonun sağlanması ve sağlıklı sonuçlara
ulaşabilmesini teminen Hazine Müsteşarlığı başkanlığında İçişleri Bakanlığı
Strateji Merkezi, Maliye Bakanlığı Malî Suçları Araştırma Kurulu, Başbakanlık
Teftiş Kurulu ve Dünya Bankası temsilcilerinden oluşan bir yürütme komitesi
oluşturulmuştur. Dünya Bankası desteğiyle yürütülecek çalışmada altı aşamalı bir strateji
izlenmesi planlanmıştır. Birinci aşama: Türkiye'de yolsuzluğun analizi. (Yolsuzluğun tanımı ve
altyapısı konusunda Türk akademisyenler tarafından bir çalışma yapılması) İkinci aşama: Uluslararası deneyim. (Bankanın, kamu yönetimi, yolsuzluk
konusundaki uluslararası deneyiminden yararlanılması.) Üçüncü aşama: Muhtemel yolsuzluk alanlarının belirlenmesi. (Hane halkı
ve kamu çalışanlarını da kapsayacak anket çalışmalarının yapılması. TESEV'in
yürüttüğü çalışma, bu aşamanın konusudur.) Dördüncü aşama: Araştırma sonucundan çıkan sonucun analiz edilmesi ve
buna dayanarak, reform alanlarının belirlenmesi. Beşinci aşama: Yolsuzlukla mücadele teknikleri, performans kriterleri ve
denetleme konusunda teftiş kurulu çalışanlarının eğitilmesi. Altıncı aşama: Tüm kamuoyunun yolsuzluklar hakkında aydınlatılması. Ayrıca, yolsuzlukla mücadele konusunda yapılan çalışmaların kamuya
tanıtılacağı bir seminer düzenlenmesi planlanmıştır. Öte yandan, kamu hesaplarının denetimine ilişkin olarak, Dünya
Bankasıyla ortaklaşa yürütülen kamu harcamalarının gözden geçirilmesi ve bütçe
reformu (PEIR) çalışmasında aşağıdaki öneriler gündeme gelmiştir: - Tüm denetim ve teftiş kurullarının yıllık raporlar yayımlamaları ve
söz konusu raporların topluma açıklanması, - Kamuda hesap verilebilirliğe ilişkin önemli hususlarda Sayıştayın
yıllık raporlar yayınlamasının teşvik edilmesi, - Bütün kamu işletmelerinin finansal denetiminin uluslararası denetim
standartlarına uygun olarak finansal tablolar üzerinde görüş beyan edebilecek
yeterlikteki denetçilere yaptırılması, - Tüm kamu kurumlarının iç ve dış denetime tabi olmasının sağlanması, - Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Başbakanlık ve
Sayıştayın da bağımsız dış denetim kapsamına alınması. - Sayıştayın, Yüksek Denetleme Kurulunun, Devlet Denetleme Kurulunun,
Başbakanlık Teftiş Kurulunun ve Maliye Teftiş Kurulunun birleştirilerek, kamuda
gözetim, kontrol, koordinasyon ve teftiş işlerinden sorumlu tek bir denetim
kurulunun oluşturulması, - Kamuda uluslararası denetim standartlarının benimsenmesi, - Mevzuatın, milletvekillerinin ve devlet memurlarının banka
hesaplarının incelenebilmesine olanak sağlayacak şekilde değiştirmesi
önerilmektedir. IMF'le ortaklaşa yürütülen malî şeffaflık (FT) çalışmalarında ise,
yukarıdakilere ek olarak, icracı birimlerde, iş kontrol mekanizmalarının
kurulması tavsiye edilmektedir. Denetim hizmetlerinde iyileştirme sağlanması konusu, Sekizinci Beş
Yıllık Kalkınma Planı kapsamında oluşturulan kamu malî yönetiminin yeniden
yapılandırılması ve malî saydamlık konulu Özel İhtisas Komisyonu raporunda da
yer almıştır. Bu kapsamda, denetim sisteminin etkinliğinin artırılması ve
performans denetiminin sağlanması konusunda, anılan raporda, aşağıdaki
hususların gerçekleştirilmesi önerilmektedir: Denetim sistemini bütünüyle kapsayan bir çerçeve yasa çıkarılmalıdır. Bu
yasada, denetim birimi, organ ve kurumları ile denetim elemanlarının
bağımsızlığının uluslararası standartlara uygun bir biçimde güvence altına
alınmasına ilişkin hükümlere yer verilmelidir. Ayrıca, yasa, denetim
elemanlarının meslek teminatlarını, idarî işlere nezaret ve idarî görevlerin
tedviri gibi tüm görevlendirmeleri kapsayacak biçimde düzenlenmeli ve
böylelikle, denetimin, bu şekilde kısıtlanmasına yol açan uygulamalar ortaya
çıkmamalıdır. Kamu sektörünün özellikleri dikkate alınarak, kamu kesimi denetim
elemanlarını kucaklayacak, bir kamu denetim elemanları meslek odası
kurulmalıdır. Bir ulusal denetim komitesi oluşturulmalıdır. Kompozisyonunda tüm meslek
kuruluşlarının ve bellibaşlı dernek temsilcilerinin de bulunacağı bu komite,
yıllık faaliyet sonuçlarını ve Türkiye'nin denetimle ilgili durumunu ve denetim
sorunlarını, her yıl bir raporla kamuoyuna açıklamalıdır. Denetim birim, organ ve kurumları, denetim faaliyetlerini, öncelikli ve
riskli alanları dikkate alan stratejik planlara dayandırmalı ve yıllık
programlara göre yürütmelidirler. Denetim birim, organ ve kurumları, bilişim
teknolojisinin imkânlarından gerektiği şekilde ve sistemli olarak
yararlanmalıdırlar. Kamu kaynaklarının Parlamento denetimi dışında kalmasına yol açan yasal
düzenlemeler, Anayasanın 160 ıncı ve 165 inci maddelerine uygun hale
getirilmelidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının üst yönetime yakın merkez
birimlerinin denetim dışı bırakılması fiili uygulamasına son verilmeli ve
denetimsiz alan bırakılmamalıdır. Soruşturma görevi de bulunan denetim birimleri organlarında, soruşturma
ile denetim görevleri arasındaki denge gözetilmeli ve böylelikle, denetimin
kısıtlanması gibi bir sonuç yaratılmamalıdır. Denetim ve teftiş birimi bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarında denetim
birimleri oluşturulmalı; denetim elemanlarının sayı yönünden yetersiz olduğu
kuruluşlarda ise, denetim birimleri ek elemanlarla takviye edilmelidir. Performans yönetimlerinin ve ölçüm rejimlerinin oluşturulmasına katkı
yapacak biçimde performans denetimi uygulamalarına en kısa zamanda
başlanılmalıdır. Bu çerçevede, 2001-2003 malî yıllarında, Dünya Bankasıyla malî ve teknik
işbirliğimizin tanımlandığı "Ülke Yardım Stratejisi" programına göre,
2002 malî yılında -Dünya Bankasının malî yılı, her yılın temmuz ayında başlayıp
müteakip yılın haziran sonunda bitmektedir- sağlanması planlanan kamu sektörü
uyum kredisinin bir bölümünün, yukarıda sözü edilen yolsuzlukla mücadele ve
kamu harcamalarının gözden geçirilmesi çalışmalarını desteklemesi
planlanmaktadır. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; gündemde yer alan sözlü soruların
yoğunluğu dikkate alınarak, önergenin, güncelliğini yitirmeden
cevaplandırılabilmesi amacıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 98
inci maddesinin "üç birleşim içinde cevaplandırılmayan sözlü sorular
yazılı soruya çevrilir" hükmü de göz önünde bulundurularak, burada arz
ettiğim cevapların, yazılı olarak 4.1.2001 tarih ve 39 sayılı yazıyla Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuş olduğunu da ayrıca bilgilerinize arz
ederim. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; şimdi, Samsun Milletvekili Sayın
Musa Uzunkaya tarafından, Başbakanımız Sayın Bülent Ecevit'e yöneltilmiş olan
(6/1734) sayılı sözlü soru önergesinin cevaplarını sunuyorum. Bilindiği üzere, genellikle, yozlaşma, iltimas veya rüşvet kavramlarıyla
eşanlamlı ya da bunları kapsayan bir kavram olarak kullanılan yolsuzluk olgusu,
son yıllarda, sadece ülkemizin değil, küreselleşen dünyanın da ortak sorunu haline
gelmiştir. 57 inci Hükümet Programında da belirtildiği gibi, hukuk devleti
ilkesini zedeleyen, vatandaşın kanun önünde eşitliğini ortadan kaldıran ve
siyasî otoriteye duyulan güveni zaafa uğratan, özetle, toplum vicdanını rahatsız
eden yolsuzluklarla etkili bir mücadele için, idarenin işleyişinde ve
kaynaklarının dağılımında açıklık ve hesap verilebilirliğin esas alınması, bu
konudaki yasal ve idarî boşlukların giderilmesi gerekmektedir. Yıllık programlarda, Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine
İlişkin Türkiye Ulusal Programında ve Güçlü Ekonomiye Geçiş Programında, kamuda
saydamlığın ve etkinliğin sağlanması için temel ilke ve amaçlar ile önceliklere
yer verilmek suretiyle, bu konudaki duyarlılık ve kararlılık açıkça ortaya
konulmuştur. Bu çerçevede, ülkemizde saydamlığın artırılması ve kamuda etkin
yönetimin geliştirilmesi amacıyla, Başbakanlık makamının 12.2.2001 ve 16.5.2001
tarihli onaylarıyla, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı, Hazine Müsteşarlığı,
Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı Malî Suçları Araştırma
Kurulu Başkanlığı temsilcilerinin bulunduğu bir yönlendirme komitesi ve bu
komiteye yardımcı olmak üzere bir çalışma grubu oluşturularak, gerekli
çalışmalara başlanılmıştır. Saydamlığın artırılması ve kamuda etkin yönetimin geliştirilmesi
projesinde, hem Türkiye'de saydamlığın artırılması ve kamuda etkin yönetimin
geliştirilmesi eylem planını oluşturmak hem de bu sürece aktif katılımlarını
sağlamak amacıyla meslek odaları temsilcileri, basın-yayın kuruluşları temsilcileri,
sivil toplum örgütleri, KOBİ yetkilileri, öğretim üyeleri ve kamu
yöneticileriyle çeşitli toplantılar yapılarak, konuya ilişkin görüşleri alınmış
ve söz konusu kuruluşlar tarafından hazırlanan raporlar ve diğer çalışmalardan
yararlanılmıştır. Saydamlığın artırılması, kamuda etkin yönetimin geliştirilmesi ve
muhtemel yolsuzluk alanlarının belirlenmesi çalışmalarında, diğer kuruluşların
bu konudaki katkı ve birikimlerinden yararlanmayı amaçlayan 9.7.2001 tarihli ve
2001/38 sayılı Başbakanlık genelgesi çıkarılmış, bütün kamu kurum ve
kuruluşlarının kendi görev alanlarına giren konularda saydamlığın artırılması
ve kamuda etkin yönetimin geliştirilmesine ilişkin önerileri alınmıştır. 12-13 Temmuz 2001 tarihlerinde, Dünya Bankası uzmanlarının da
katılımıyla bir çalışma toplantısı düzenlenerek, Dünya Bankasının uluslararası
deneyimiyle birlikte, konuyla ilgili kamu kuruluşlarından (Gümrük Müsteşarlığı,
Emniyet Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı Mahallî İdareler Genel Müdürlüğü, Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğü) yaklaşık 30 uzmanın konuya ilişkin görüş ve
katkılarından yararlanılmıştır. Türkiye'de saydamlığın artırılması ve kamuda etkin yönetimin
geliştirilmesine yönelik olarak 21 Eylül 2001 tarihinde geniş katılımlı bir
uluslararası konferans düzenlenerek, elde edilen sonuçlardan da
faydalanılmıştır. Kamu harcama yönetimi reformunun uygulanması amacıyla, Maliye Bakanlığı,
Hazine Müsteşarlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ve Sayıştay
temsilcilerinden oluşturulan Kamu Harcama Yönetimi Yönlendirme Komitesinin
çalışmalarıyla da koordinasyon sağlanmıştır. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hazırlanan, Türkiye'de Saydamlığın
Artırılması ve Kamuda Etkin Yönetimin Geliştirilmesi Eylem Planının temel
amaçları şu şekilde sıralanabilir: Kamu hizmetlerinin sunumunda yaşanan problemlerin etkin yönetim
bağlamında asgariye indirilmesi ve böylece, Türkiye'de en fazla şikâyet edilen
ve vatandaşların haksız işlemlerle sıklıkla yüz yüze kaldıkları bazı çok önemli
kamu hizmetlerinden (örneğin, imar işlemleri, yatırım teşvikleri ve şirket
tescillerinden) başlayarak, topyekûn bir kamu hizmet sunum standartları ve
sürelerinin, sorumlu olacak görevlilerin kurumlar ve birimler bazında
ivedilikle belirlenmesi yoluyla kamu görevlilerinin işlemlerle ilgili takdir
haklarının kesinlikle objektif kriterlere bağlanması, Haklı bir talebin karşılanması için aracı bulma veya ödeme yapma
endişesinin kesinlikle ortadan kaldırılması, Rüşvet veya benzeri menfaat karşılığında haksız olan taleplerin
karşılanmasına meydan verilmemesi için caydırıcı disiplin ve cezaî
yaptırımların uygulanmasında etkinliğin sağlanması, Yönetimi, yönetimin koyduğu objektif kurallara göre hem hiyerarşik
olarak içten hem de vergi ödeyenler açısından dıştan denetleyen ve sorgulayan
çağdaş bir kamu yönetimine geçilmesi, Aşırı düzenleyici işlem yükünün de yolsuzluğa yol açtığı gerçeğinden
hareketle, yatırımın ve özel teşebbüsün üzerindeki idarî işlemlerin sayısının
azaltılması. Yatırımcı sermaye önündeki engellerin de yukarıda açıklanan
standart hizmet sunum sürüleriyle eşgüdümlü hale getirilmesi ve işlemlerin,
mümkünse tek merkezden yürütülmesinin sağlanması, Kamuya ve siyasal sisteme duyulan güvenin güçlendirilmesi. Konuya ilişkin olarak, ayrıca, çeşitli ülkelerde uygulanan çalışmalar da
dikkate alınarak, ülkemizde kamu hizmetlerinin sunum şeklinden kaynaklanan
sorunların öncelikle giderilmesi; yani, yolsuzluğu besleyen yapının ve hizmet
sunum şeklinin değiştirilmesi gereği göz önünde tutularak, sorun ve öneriler
belirlenmiştir. İdarede açıklık ve hesap verilebilirliği sağlamak üzere; Kamu hizmet sunumunda performans standartlarının oluşturulması, Kamu kuruluşları ile kamu vakıf ve dernekleri arasında ilişkilerin
yeniden düzenlenmesi, Personel sisteminin iyileştirilmesi, Bilgi edinme hakkının geliştirilmesi ve kamu yönetiminde saydamlığın
artırılması, Sağlık sisteminin iyileştirilmesi, Denetim sisteminin güçlendirilmesi, Yargı sisteminin iyileştirilmesi, Karapara aklamayla mücadelenin etkin hale getirilmesi, Seçim kampanyalarının finansmanında hesap verilebilirliğin ve
saydamlığın artırılması, Mal beyanında hesap verilebilirliğin artırılması, Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, Öncelikli hedefler olarak belli bir takvime bağlanmış ve atılması
gerekli adımlar belirlenmiştir. Ayrıca, eylem planında belirtilen amaçlara ulaşılmasında, etkinliğin ve
koordinasyonun sağlanabilmesi için, hizmetleri yürütmek üzere, üyeleri ile
çalışma usul ve esasları Başbakanlıkça belirlenecek bir kurul oluşturulması ve
bakanlardan oluşan bu kurulun, kamu harcama yönetimi reformu konusunda yapılan
çalışmalarla gerekli koordinasyonu sağlaması öngörülmüştür. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yukarıda belirtildiği üzere,
yolsuzluklarla mücadelede kararlı bir çalışmayı sürdürmekte olan hükümetimiz,
ödün vermeksizin uygulanan Güçlü Ekonomiye Geçiş Programıyla ekonomik ve
yapısal sorunları çözerken, eğitim, sağlık, demokratikleşme gibi alanlarda da,
hükümet programı doğrultusunda önemli atılımlar gerçekleştirmektedir. Yüce Meclisin bilgilerine sunarım. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, şimdi, Tunceli Milletvekili Sayın
Kamer Genç tarafından, Başbakanımız Sayın Bülent Ecevit'e yöneltilmiş olan
(6/1571) sayılı sözlü soru önergesinin cevaplarını sunuyorum. Bilindiği üzere, 57 nci hükümet, diğer alanlarda olduğu gibi,
yolsuzlukla mücadelede de kararlı bir tutum sergilemektedir. Bayındırlık ve İskân Bakanlığındaki eski ihaleler hakkındaki iddiaların
incelenmesiyle ilgili olarak, ne yasalarla öngörülen denetim mekanizmalarına ne
de adalet mercilerine yönelik herhangi bir baskı söz konusu olmamıştır. Öte yandan, söz konusu iddialar, daha önce, 27.2.2001 ve 10.10.2001
tarihlerinde gensoru önergesine konu yapılmış; ancak, bu önergelerin Türkiye
Büyük Millet Meclisince gündeme alınmaları reddedilmiş bulunmaktadır. Yüce Meclisin bilgilerine sunarım. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; şimdi, Eskişehir Milletvekili Sayın
Mehmet Sadri Yıldırım tarafından, Devlet İşçilik Sınavıyla ilgili olarak
Başbakanımız Sayın Bülent Ecevit'e yöneltilen (6/1742) sayılı sözlü soru önergesinin
cevaplarını sunuyorum. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezine 1 Ekim 2000 tarihinde 81 il
merkezi ve Lefkoşa'da yaptırılan Daimî İşçi Sınavı ile Özürlü İşçi Sınavı ve
Eski Hükümlü İşçi Sınavına ilişkin sayısal bilgiler şöyledir: 2000 yılında, Daimî İşçi Sınavı (DİS), Özürlü İşçi Sınavı (ÖZS) ve Eski
Hükümlü Sınavı (EHS), ilköğretim (ortaokul), ortaöğretim, önlisans ve lisans
olmak üzere dört düzeyde yapılmıştır. Daimi İşçi Sınavına, dört eğitim düzeyinde toplam 485 218 aday
başvurmuş, bunlardan 468 897'si sınava girmiş, sınava giren adaylardan da 468
705'inin sınavı geçerli sayılmış ve sınavı geçerli sayılan adayların 180
282'si, 60 veya daha fazla DİS puanı alarak başarılı olmuştur. Özürlü İşçi Sınavına, dört eğitim düzeyinde toplam 17 104 aday
başvurmuş, bunlardan 16 462'si sınava girmiş, sınava giren adaylardan 16
452'sinin sınavı geçerli sayılmıştır. 2000 yılı özürlüler sınavında başarılı olabilmek için herhangi bir puan
sınırlaması bulunmamaktadır. Eski Hükümlü İşçi Sınavına, dört eğitim düzeyinde toplam 2 599 aday
başvurmuş, bunlardan 2 485'i sınava girmiş ve sınava giren tüm adayların sınavı
geçerli sayılmıştır. 2000 yılı Eski Hükümlü İşçi Sınavında başarılı olabilmek için herhangi
bir puan sınırlaması bulunmamaktadır. Kamu kurum ve kuruluşlarından alınan daimî işçi talepleri, Türkiye İş
Kurumunca Resmî Gazetede, ulusal gazetelerden birinde, kurum internet
sayfasında, TRT teleteksi 333 nolu sayfada, NTV teleteksi 601 nolu sayfada,
kurum ilan panolarında yayınlanmakta ve ayrıca, adaylar, istemeleri halinde,
Türkiye İş Kurumunun 180 nolu özel hizmet telefonundan da talepleri hakkında
bilgi alabilmektedirler. İş-Kurun internet sayfası www.iskur.gov.tr'dir. Söz konusu talepleri, adayların, belirtilen kaynaklar aracılığıyla
kendilerinin izlemesi ve durumu işgücü talebi şartlarına uyan adayların,
kayıtlı oldukları Türkiye İş Kurumu ünitelerine başvurmaları gerekmektedir. Söz konusu merkezî sınavın yapıldığı 1.10.2000 tarihinden 8.4.2002
tarihine kadar, kamu kurum ve kuruluşlarından Türkiye İş Kurumuna 2 972 daimî
işçi, 594 özürlü işçi, 1 176 eski hükümlü işçi talebi intikal etmiş ve bu
taleplere uygun işçilerin işe yerleştirilmeleri sağlanmıştır. Bunlar dışında
kalan adaylar işe yerleştirilmeyi beklemektedirler. 2001 ve önceki yıllarda alınan; ancak, çeşitli nedenlerle kullanılamamış
olan daimî işçi alım izinlerinin 2002 yılı içerisinde kullanılabilmesine
Başbakanlıkça izin verilmiştir. 2002 yılında kamu kurum ve kuruluşlarından
alınacak işgücü taleplerine, sınavı kazanıp bekleyen adaylardan işe yerleştirme
yapılabilecektir. Gündemde yer alan sözlü soruların yoğunluğu dikkate alınarak, önergenin
güncelliğini yitirmeden cevaplandırılabilmesi amacıyla, Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün 98 inci maddesinin "üç birleşim içinde
cevaplandırılmayan sözlü sorular yazılı soruya çevrilir" hükmü de göz
önünde bulundurularak, burada arz ettiğim cevapların yazılı olarak 11.4.2002
tarih ve 8425 sayılı yazıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuş
olduğunu da ayrıca bilgilerinize arz ederim. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; şimdi, Eskişehir Milletvekili Sayın
Sadri Yıldırım tarafından, devlet memur sınavıyla ilgili olarak Başbakanımız
Sayın Bülent Ecevit'e yöneltilen (6/1743) sayılı sözlü soru önergesinin
cevaplarını sunuyorum. Devlet Personel Başkanlığınca Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi
Başkanlığına yaptırılan devlet memurluğu sınavına 1 328 959 kişi katılmıştır.
Bu sınava katılanların 392 539'u 70 veya daha yüksek puan alarak başarılı
olmuştur. Başarılı olan adayların devlet memurluğuna atanması amacıyla bugüne
kadar beş defa yerleştirme işlemi yapılmış olup, bu yerleştirmelerde
bakanlıklara 29 489, üniversitelere 6 135, müsteşarlıklar, başkanlık ve genel
müdürlüklere 17 486, askerî kurumlara 7 075, belediyeler ve il özel idarelerine
3 096, kamu iktisadî teşebbüsü ve bağlı ortaklıklarına ise 9 453 olmak üzere,
toplam 72 734 aday yerleştirilmiştir. Kamu kurum ve kuruluşlarınca yürütülen kamu hizmetlerinin yeni personel
alımını gerektirmesi halinde, devlet memurluğu sınavını kazanan, ancak,
yerleştirilemeyen adayların devlet memurluğu sınavı başarı puanları, kurum ve
unvan tercihleri ile devlet memurluğu sınavında başarılı olanların kamu kurum
ve kuruluşlarında atanabilecekleri kadro ve pozisyonlar ile aranılacak
niteliklere ait, kılavuzda belirtilen nitelikler dikkate alınarak
yerleştirilmeleri mümkün olabilecektir. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; gündemde yer alan sözlü soruların
yoğunluğunu dikkate alarak, önergenin, güncelliğini yitirmeden
cevaplandırılabilmesi amacıyla, burada arz ettiğim cevapların yazılı olarak
2.4.2002 tarih ve 8424 sayılı yazımızla, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına sunulmuş olduğunu da ayrıca bilgilerinize arz eder, Yüce Meclise
saygılarımı sunarım. (DSP ve MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Bakanım, bu kadar kapsamlı yanıtladığınız
için. Böylece, gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 3, 4, 417, 572, 579
ve 580 inci sıralarındaki sorular cevaplandırılmıştır. 9.- Bursa Milletvekili Ahmet
Sünnetçioğlu'nun, sağlık memuru yetiştirme programı ile ilgili çalışmalara
ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1037) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Bu soru da üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci
maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecek ve soru önergesi
gündemden çıkarılacaktır. 10.- Adıyaman Milletvekili Mahmut
Göksu'nun, özelleştirme kapsamındaki kurumlarda yapılan tayinlere ilişkin
Devlet Bakanından sözlü soru önergesi ve yazılı soruya çevrilmesi nedeniyle
konuşması (6/1042) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Bu soru da üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98
inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecek ve soru önergesi
gündemden çıkarılacaktır. MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) - Sayın Başkan, söz istiyorum. BAŞKAN - Buyurun Sayın Göksu. MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 2000 yılının
11 inci ayında vermiş olduğum sözlü sorulara, nihayet birbuçuk yıl sonra sıra
gelebildi. Tabiî, gönlüm isterdi ki, ilgili sayın bakan gelip, burada, bu
sorulara cevap versin. Çünkü, Yüce Meclisin temelde iki görevi var; biri
yasama, diğeri ise denetimdir. Yasama ne kadar kutsalsa, yasamayı yapan o
organın, bakanı ve bakanları denetlemesi de o derece kutsaldır. Sorduğum bu soruyu, özelleştirme kapsamındaki kurumlarda yapılan
tayinlerle ilişkili, Sayın Devlet Bakanına sormuştum. Bakınız, çok değil,
değerli arkadaşlar, bundan birbuçuk ay önce, bir gazetedeki köşe yazısında
"KİT'lere siyasî kuşatma!" başlığında şöyle deniliyor: "Arpalık olarak kullanıldığı için devletin sırtında kambur haline
gelen KİT'lerdeki siyasî kuşatma sürüyor. 43 eski bakan, vekil ve emekli
general KİT yönetim kurullarına atandı. KİT'lerdeki siyasî istila, ekonomik
krize rağmen hâlâ ağırlığını sürdürüyor. Son beş yılda 3 eski bakan, 29 eski
milletvekili ve 11 emekli general değişik KİT'lerin yönetim kurullarına
atandı." Bu ve benzeri sorulara, ilgili bakanın -ki, son zamanlarda, özellikle
Halk Bankasının şubelerinin kapatılmasıyla ilgili olarak, kapatılan kurumların
birtakım bölge müdürlüklerinin kapatılmasıyla ilgili olarak, görevlilerin, işçi
ve memurun sıkıntıları vardır- yapılan bu tayinlerin siyasî bir kuşatma altında
olup olmadığının açıklığa kavuşturulması için cevap vermesini beklerdik. Değerli arkadaşlar, tabiî, burada, sözlü sorularımıza, ilgili bakanlar,
maalesef gelip cevap vermediği gibi, sormuş olduğumuz yazılı sorulara da
yeterince cevap vermiyorlar. Bakınız, yine, 2001 yılının şubat ayında sormuş olduğum 9 tane soru var.
Bu soruyu Sayın Başbakana sormuştum ben. Soruya, Devlet Bakanı Vekili Sayın
Recep Önal Bey -zaten, sözlü sorulara cevap vermekle sorumlu herhalde Sayın
Bakan- yine yazılı olarak cevap vermiş. Sormuş olduğum 9 sorudan sadece 2'sine
cevap veriyor; son bir sayfada da, Dış Ticaret Müsteşarlığı Müsteşar Yardımcısı
"ilgideki kayıtlı yazılarda bahsi geçen, Adıyaman Milletvekili Sayın
Mahmut Göksu tarafından cevaplanması istemiyle Devlet Bakanı Sayın Kemal
Derviş'e tevcih edilen yazılı soru önergesinin Müsteşarlığımızı ilgilendiren
kısımları gizlilik arz etmektedir. Bu itibarla, anılan soru önergesinin
Müsteşarlığımızı ilgilendiren kısımlarına cevap verilebilmesi mümkün
bulunmamaktadır. Keyfiyeti bilgilerinize arz ederim" diye bana cevap
veriyor. Yani, Başbakana sormuştum; Başbakan değil, Bakan değil, Müsteşar
Yardımcısı!.. Değerli arkadaşlar, demin, burada, Sayın Bakan, kamudaki saydamlıktan ve
kamuda saydamlığın artmasıyla etkin bir yönetimden, denetimsiz bir alanın
bırakılmamasından bahsetti. Şimdi, ben burada hemen, sıcağı sıcağına soruyorum:
Burada millet adına görev yapan milletvekilinin sorduğu soruya cevap vermeyen
bir hükümetin veya o hükümetin üyesi bir bakanın saydamlıktan ve şeffaflıktan
bahsetmeye hakkı olmamalıdır diye düşünüyorum. İçtüzük bize bu hakkı, yani
millet adına bakanı ve Bakanlar Kurulunu denetleme hakkını ve yetkisini
vermiştir. Sormuş olduğum 9 sorunun 2 tanesine cevap verip, diğerlerine, bir
Müsteşar Yardımcısının "gizlilik arz ettiği için cevap veremiyorum"
demesini, doğrusu çok garipsiyorum. Bir bürokratın bildiği bilgiyi bir
milletvekili de çok rahat bilebilmelidir. Bilebilmeli ki, kapalı kapılar
arkasında bir yanlışlık yapılıyor mu yapılmıyor mu; o zaman, bunu milletin
önüne daha iyi serebiliriz, o zaman, şeffaf ve demokratik bir yönetimi daha iyi
oluşturabiliriz diye düşünüyorum. Dolayısıyla, bu noktada, hükümetten, daha
duyarlı davranmasını, burada, rica ediyorum. Değerli arkadaşlar, cevap verseler bile, bakanlar arasındaki, maalesef,
çelişkiye de bu soru nedeniyle değinmek istiyorum. Geçenlerde, burada, Sayın
Tarım Bakanımız çıktı, dedi ki: "Doğrudan gelir desteği, bütçeye konulmuş
paradır. Altını çiziyorum; helal paradır, çiftçilerimiz, yesinler."
Elbette, yani, kimse haram para aldığını da söylemiyor; ama, benim, yine, Sayın
Derviş'e sorduğum bir soru önergesiyle ilgili olarak bana gelen cevapta da
"Dünya Bankasından sağlanan kredilerden 'Tarım Reformunu Uygulama Projesi'
adı altında 600 milyon dolar alındı; bu sene 46,8 milyonu doğrudan gelir
desteği olarak dağıtıldı; geriye şu kadar kaldı; bu, 5 yıl uygulanacaktır ve
bu, faizli olarak Dünya Bankasından alınmış; 17 yıl süreyle alınmış
paradır" deniliyor. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Toparlayın efendim. MAHMUT GÖKSU (Devamla) - Burada, Sayın Tarım Bakanı "Hazineye
konulmuş para" diyor; Sayın Derviş de "hayır, Dünya Bankasından borç
aldık. Çiftçilere dağıttığımız para borçtur; bunu, yine, çiftçiden
alacağız" diyor. VAHİT KAYRICI (Çorum) - 600 milyon dolar, o projeyle verilen para,
Hazineye konulan bir para değil... MAHMUT GÖKSU (Devamla) - Bakanların da bu çelişkisini ortaya koymaya
çalışıyorum. Teşekkür ederim Sayın Başkanım. BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Göksu. 11.- Adıyaman Milletvekili Mahmut
Göksu'nun, Adıyaman ve bazı ilçelerindeki sağlık ünitesi projelerine ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi ve yazılı soruya çevrilmesi nedeniyle
konuşması (6/1043) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) - Sayın Başkan, söz istiyorum. BAŞKAN - Bu soru önergesi de üç birleşim içinde
cevaplandırılamadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca
yazılı soruya dönüştürülecektir ve önerge gündemden çıkarılmıştır. Buyurun Sayın Göksu. MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; sormuş
olduğum soruyu -Adıyaman ve bazı ilçelerindeki sağlık ünite projelerine
ilişkin- Sayın Sağlık Bakanına sormuştum. Tabiî, Sayın Sağlık Bakanımız da,
birbuçuk yıllık süre içerisinde, bu sorularımıza, gelip, burada cevap vermediği
için, bu konuyu, kamuoyu önünde, tekrar gündeme getirmek istiyorum. Değerli arkadaşlar, sormuş olduğum soru, Adıyaman İl Merkezi ve
ilçelerdeki sağlık yatırımlarıyla ilgili. Bundan bir ay önce, Kâhta Devlet
Hastanesi ek binasının açılışına katılmıştık. Hatta, oraya, Milliyetçi Hareket
Partili beş milletvekili arkadaşımız da gelmişti. İl özel idare bütçesinin
kaynaklarıyla yapılan bu ek hastanemize, Sağlık Bakanlığı da 20 milyarlık bir
katkıda bulunmuştu. Oradaki konuşmamda Bakanlığa teşekkür etmiştim. Burada,
tabiî, yapılan hizmet iyi ve güzel olursa, biz, her zaman müteşekkir oluruz.
Eğer, bu hizmetler aksarsa, bir kayırmacılık olursa, o zaman, elbette bunun
altını çizeriz. Değerli arkadaşlar, Adıyaman Devlet Hastanesi acil ek binası inşaatı üç
yıldır sürüyor. Benim aldığım bilgiye göre 800 milyar keşifli olan bu ek binaya
şu ana kadar giden para 200 milyara yakın. Yani, 800 milyar gibi çok cüzî
-yatırımlara göre- bir para olan bu para, üç yıldan beri Adıyaman'a gitmiyor;
ama, ne var ki -bakınız, size örnek vereceğim- bir başka arkadaşım, soru
önergesiyle, Sayın Sağlık Bakanına soruyor: Kırıkkale Devlet Hastanesi ve
Osmaniye Devlet Hastanesi... 2000 yılında başlıyor Kırıkkale Devlet Hastanesi,
Osmaniye'de... Biliyorsunuz, Kırıkkale, Sayın Bakanın memleketi, Osmaniye de
Sayın Genel Başkanının memleketi. Özet olarak söyleyeyim: Kırıkkale Devlet
Hastanesine iki yılda 22,5 trilyon gidiyor ve 2002 yılı içinde 250 milyar
gitmiş, bitirilinceye kadar da fondan deniyor; yani, bu sene bitiriliyor. Bu
demektir ki, Kırıkkale'ye üç yılda 35 trilyon gidiyor; ama, Adıyaman'a bir
yılda 800 milyar gitmiyor değerli arkadaşlar. Osmaniye Devlet Hastanesine iki
yılda 24 trilyona yakın para gidiyor; 10 trilyon da bu sene fondan giderse 34
trilyon gidiyor; ama, Adıyaman'a ne kadar gittiğini, bakın, şimdi size
söyleyeceğim değerli arkadaşlar. Ben, çünkü, daha önce Sayın Bakana sormuştum: Adıyaman İli Gerger,
Sincik, Samsat İlçelerinde devlet hastanesi yapmayı düşünüyor musunuz? Projemiz
bile yoktur diyor. Onlar Allah'a emanet... Peki, onun dışında, 2002 yılı yatırım programında olan Tut Devlet
Hastanesine ne kadar ödenek veriyorsunuz; 2002 yılında 10 milyar değerli
arkadaşlarım. Allahaşkına, 10 milyarla bir hastane, bir hastane yatırımı nasıl
ilerleyebilir?! Bu, sağlık sorunlarına nasıl el atmaktır?!. Elbette, Sayın Bakanın ve Genel Başkanının illerine bir fazla vermesini
ben de garipsemiyorum; belki, oranın yerli halkı da bunu çok daha
bekleyecektir; ama, bir tarafa 25 trilyon veriyorsunuz üç yılda, Adıyaman'a
geldiği zaman, 300-500 milyar bile vermeyi çok görüyorsanız, bu,
kayırmacılıktır; bu, haksızlıktır. Sayın Bakanın, bu haksızlığın önüne
geçmesini istirham ediyorum. Ki, devlet hastanesi, Kâhta ek binanın açılışında
20 milyar verdiği için teşekkür ettik. Biz, öyle, 20-30 milyar istemiyoruz;
şöyle, biraz sağlık sorunlarımıza el atsın, biraz daha insanlarımıza yaklaşsın,
biz kendisine yine müteşekkir olmayı bir borç biliriz. Değerli arkadaşlar, şu anda Adıyaman'da sağlık evlerinde ebe ve
hemşireler yoktur. Bakınız, Çelikhan Devlet Hastanemiz bitirildi; iki yıldan
beri Sayın Bakan gidip açılış yapacak; 30 yataklı bir hastane; iki uzman
atandı, biri eş durumundan gelmedi, biri de gelmeden geri döndü. Ben, burada
daha önceki sorularımda "Adıyaman Çelikhan Devlet Hastanesinin ihtiyacı
var, ne olacak" diye sormuştum; "tercih eden bulunursa,
atayacağız" diyor. Atanmış; ama, maalesef gitmiyor. Şu anda bu
hastanemizde üç hemşire, bir ebe, beş de pratisyen hekim görev yapıyor. Yani,
bir uzman doktor yoktur Çelikhan Devlet Hastanemizde. Ayrıca, şu an, tahlillere
durmadan para alıyorlar; artık, Çelikhan halkı da bu noktada bizar olmuştur.
Yani, devlet hastanesi ise, bunu ücretsiz yapması esas olmalı. Dolayısıyla, bu
noktada da Sağlık Bakanımızın bu konuya
el atmasını istemekteyiz. Değerli arkadaşlar, yine, fakir halkımızın istifade ettiği yeşil kart
var. "Bu sene 200 kilogram tütün kotası olanların yeşil kartları iptal
edilir" diye şikâyet geldi. Bu vatandaşlarımız, kaymakamlığın açmış olduğu
aşevinden aş alıp yiyen, yemek alıp yiyen insanlar; diyorlar ki: "Bize
kota falan vermesinler; yeter ki, yeşil kartımız iptal edilmesin." (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) MAHMUT GÖKSU (Devamla)- Bu konuya dikkatinizi çekiyorum. Son bir şey söylüyorum. Adıyaman'ın çok önemli bir sorunu var; şehir
geçişi, değerli arkadaşlar. Burası, mutlak surette oradan geçen herkesi hasta
ediyor. Bakınız, ulusal gazetede, Yeni Şafak gazetesinde çıkmıştı; Fehmi Koru
yazmıştı: "Adıyaman'a otomobille girerken, insan, buranın kent olduğuna
inanmakta zorlanıyor..." Geçen yıl kentin anaarteri mesabesindeki Atatürk Bulvarının seviyesini
indirmek için asfaltı sıyırmışlar; o kocaman bulvar, içlerine düşmemek için
mücadele vermek gereken hendeklerle dolu. Kaldırılan toz, insanları mutlaka
hasta ediyor. Bu hastalığın da ortadan kalkması için, Bayındırlık
Bakanlığımızın, Sağlık Bakanlığımızın ve ilgili kurumların el ele vererek, bir
an önce bitirilmesi lazımdır değerli arkadaşlar. Sayın Başbakanımız, biliyorsunuz, köyleri kent haline getirme gayreti
içerisinde; ama, Adıyaman gibi bir kentin, nasıl köy haline geldiğini gidip
görmenizi isterim. Teşekkür ediyorum değerli arkadaşlar. (AK Parti sıralarından alkışlar) 12.- Adıyaman Milletvekili Mahmut
Göksu'nun, Adıyaman'daki cami, imam ve müezzin sayısına ilişkin Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/1046) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Soru ertelenmiştir. 13.- Adıyaman Milletvekili Mahmut
Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1047) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Soru ertelenmiştir. 14.- Adıyaman Milletvekili Mahmut
Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1048) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Soru ertelenmiştir. 15.- Adıyaman Milletvekili Mahmut
Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1049) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Soru ertelenmiştir. 16.- Adıyaman Milletvekili Mahmut
Göksu'nun, Adıyaman'da yürütülen projelere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1056) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Soru ertelenmiştir. 17.- Adıyaman Milletvekili Mahmut
Göksu'nun, Adıyaman ve bazı ilçelerindeki sanayi sitelerine yönelik çalışmalara
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/1057) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Soru ertelenmiştir. 18.- Adıyaman Milletvekili Mahmut
Göksu'nun, Adıyaman'ın öğretmen sorununa ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1058) BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok. Soru ertelenmiştir. Böylece, sözlü soru işleminin sonuna geldik. Şimdi, gündemin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına
Dair Öngörüşmeler" kısmına geçiyoruz. Alınan karar gereğince, bu kısmın 237 nci sırasında yer alan, Konya
Milletvekili Mehmet Emrehan Halıcı ve 167 arkadaşının, Türkiye Bilişim
Stratejileri ve e-Türkiye konusunda Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 102 ve 103
üncü maddeleri uyarınca bir genel görüşme açılmasına ilişkin önergesinin
öngörüşmesine başlıyoruz. VII.- GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS
SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI A) ÖNGÖRÜŞMELER 1.- Konya Milletvekili Mehmet Emrehan
Halıcı ve 167 arkadaşının, Türkiye Bilişim Stratejileri ve e-Türkiye konusunda
genel görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/28) BAŞKAN - Hükümet?.. Hazır. Genel görüşme önergesi Genel Kurulun 4.4.2002 tarihli 83 üncü
Birleşiminde okunduğu için, tekrar okutmuyorum. İçtüzüğümüze göre, genel görüşme açılıp açılmaması hususunda, sırasıyla,
hükümete, siyasî parti gruplarına ve önergedeki birinci imza sahibine veya onun
göstereceği bir diğer imza sahibine söz verilecektir. Konuşma süreleri, hükümet ve gruplar için 20'şer dakika, önerge sahibi
için ise 10 dakikadır. Şu ana kadar, söz almak isteyen olmadı. Önerge sahibi olarak, Sayın Emrehan Halıcı; buyurun. (DSP sıralarından
alkışlar) MEHMET EMREHAN HALICI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Türkiye bilişim stratejileri ve e-Türkiye konulu bir genel görüşme açılması
için verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Bildiğiniz gibi, Türkiye'nin önünde, bir bilgi toplumuna dönüşme hedefi
var. Bu hedefe ulaşmak için gerekli stratejilerin ve politikaların belirlenmesi
amacıyla, Başbakanlık Müsteşarlığı, Türkiye Bilişim Derneği, Türkiye Bilişim
Vakfı, Türkiye Bilgiişlem Hizmetleri Derneği ve Türkiye Zekâ Vakfı tarafından,
10-12 Mayıs 2002 tarihleri arasında, Ankara'da, Türkiye Bilişim Şûrası düzenlenmesine
karar verilmiştir. Başbakanımız Sayın Bülent Ecevit'in 4 Eylül 2001 tarihli
yazısıyla duyurulan şûrada ele alınacak raporlarla ilgili olarak, yaklaşık
sekiz aydır, 300'ün üzerinde uzman, yoğun bir çalışma içerisindedirler. Büyük
bir mutlulukla söylüyorum ki, siyasî partilerimiz de, bilişim şûrasına çok
büyük bir önem göstermişlerdir. Meclisimizde grubu bulunan bütün siyasî partilerimizden birer
milletvekilinin temsilci olarak katıldığı Türkiye Büyük Millet Meclisi Bilişim
Şurası Kurulu, yoğun bir biçimde çalışmalarını sürdürmektedir. MHP'den Cemal
Enginyurt, ANAP'tan Birkan Erdal, DYP'den İlyas Yılmazyıldız, AK Partiden Altan
Karapaşaoğlu ve SP'den Turhan Alçelik'in bulunduğu ve Demokratik Sol Partiden
de bendenizin bulunduğu bu kurul, bilişim şûrasıyla ilgili konuların, Yüce
Meclisimizde, en kapsamlı bir biçimde ele alınabilmesini temin etmek amacıyla
bu önergeyi hazırlamıştır. Önergeyi, bütün partilerimizin grup başkanvekilleri
ve çok sayıda milletvekili arkadaşımız imzalamış durumdadır; kendilerine
teşekkürlerimizi sunuyoruz. Amacımız, Türkiye Bilişim Şûrasına ışık tutmak ve partilerimizin bilgi
toplumu süreci için önerecekleri hedef ve stratejilerden yararlanarak ulusal
bir politikanın belirlenmesini sağlamaktır. Genel görüşmenin, gelecek hafta salı günü, özel bir gündemle ele
alınmasını ve hükümetimizin ve partilerimizin konuşmalarını o gün yapmalarını
planladığımız için, bugün, ilk imza sahibi olarak bendeniz, kısaca bu bilgileri
sizlere arz ediyorum. Önergemizi destekleyeceğinizi ümit ediyor, tüm arkadaşlarım adına,
hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. (Alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Halıcı. Önerge üzerinde başka söz isteği?.. Yok. Böylece, öngörüşmeler tamamlanmıştır. Şimdi, genel görüşme açılıp açılmaması hususunu, oylarınıza sunacağım:
Genel görüşme açılmasını kabul edenler... Etmeyenler... Genel görüşme açılması
kabul edilmiştir. İçtüzüğün 103 üncü maddesi gereğince, genel görüşmenin günü, daha sonra
Danışma Kurulunca tespit edilerek oylarınıza sunulacaktır. Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmına geçiyoruz. Önce, yarım kalan işlerden başlayacağız. VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER 1.- İzmir Milletvekili Rifat
Serdaroğlu'nun; İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın; Amasya Milletvekili
Ahmet İyimaya'nın; Ankara Milletvekili Yıldırım Akbulut'un; Şırnak Milletvekili
Mehmet Salih Yıldırım'ın; Gaziantep Milletvekili Ali Ilıksoy, Konya
Milletvekili Ömer İzgi ve Ankara Milletvekili Nejat Arseven'in; İstanbul
Milletvekili Ziya Aktaş ve 42 Arkadaşının;
Zonguldak Milletvekili Hasan Gemici'nin ve İzmir Milletvekili Işılay
Saygın'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/94, 2/232, 2/286, 2/307,
2/310, 2/311, 2/325, 2/442, 2/449) (S. Sayısı : 527) BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına
Dair İçtüzük Tekliflerinin görüşülmeyen maddeleriyle ilgili komisyon raporu
Başkanlığa verilmediğinden, teklifin görüşmelerini erteliyoruz. Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Eğitim Merkezleri Kanunu
Tasarısı ve Adalet ve Plan ve Bütçe Komisyonları raporlarının müzakerelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz. 2.- Ceza İnfaz Kurumları ve
Tutukevleri Personeli Eğitim Merkezleri
Kanunu Tasarısı ve Adalet ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/744) (S.
Sayısı : 786) BAŞKAN - Komisyon?.. Yok. Hükümet?.. Yok. Ertelenmiştir. Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Anayasa
Komisyonu raporunun müzakerelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz. 3.- Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Anayasa Komisyonu Raporu (1/777) (S. Sayısı:
557) (1) BAŞKAN - Komisyon?.. Hazır. Hükümet?.. Hazır. Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştı. SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz. SACİT GÜNBEY (Diyarbakır) - Sayın Başkan, karar yetersayısının
aranılmasını istiyoruz. BAŞKAN - Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum, karar
yetersayısını arayacağım: Tasarının maddelerine geçilmesini kabul edenler...
Etmeyenler... Karar yetersayısı yoktur. Saat 17.00'de toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum. Kapanma Saati : 16.46
(1) 557 S. Sayılı Basmayazı 4.4.2002 tarihli 83 üncü
Birleşim Tutanağına eklidir. İKİNCİ OTURUM Açılma Saati : 17.00 BAŞKAN : Başkanvekili Ali ILIKSOY KÂTİP ÜYELER : Sebahattin KARAKELLE
(Erzincan), Melda BAYER (Ankara) BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum. Görüşmelere kaldığımız yerden devam edeceğiz. VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) 3.- Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Anayasa Komisyonu Raporu (1/777) (S. Sayısı:
557) (Devam) BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet hazır. Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Anayasa
Komisyonu raporunun görüşmeleri tamamlanmıştı. Tasarının maddelerine
geçilmesinin oylanması sırasında karar yetersayısının aranılması
istenmişti. Şimdi, elektronik cihazla oylama
yapacağım. 3 dakikalık süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme
giremeyen arkadaşlarımızın, teknik personelden yardım istemelerini; buna rağmen
sisteme giremeyen arkadaşlarımızın, aynı süre içerisinde, oy pusulalarını
Başkanlığımıza ulaştırmalarını; bu arada, vekâleten oy kullanacak sayın bakan
varsa, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve imzasını
taşıyan oy pusulasını aynı süre içerisinde Başkanlığımıza ulaştırmalarını rica
ediyorum. Değerli arkadaşlar, tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum. Oylama işlemini başlatıyorum. (Elektronik cihazla oylama yapıldı) BAŞKAN - Efendim, oylama için verilen süre bitmiştir. Şimdi, pusula
gönderenlerin salonda olup olmadığını arayacağım. TURHAN GÜVEN (İçel) - Sayın Başkan, süre bittikten sonra gönderilen
pusulaları almayın. BAŞKAN - Bundan sonra almıyoruz, oylama bitti efendim. Sayın Ahmet Zamantılı?.. Burada. TURHAN GÜVEN (İçel) - Halen pusula geliyor Sayın Başkan; bu gelenleri
almayın, mecbur değilsiniz buna. BAŞKAN - Almıyorum efendim; bundan sonra almayacağım. Sayın Salih Erbeyin?.. Yok. Sayın Ahmet Erol Ersoy?.. Yok. Sayın Turan Çirkin?.. Yok. TURHAN GÜVEN (İçel) - Okumanıza gerek yok Sayın Başkan. BAŞKAN - Sayın Ergün Bayrak?.. Burada. Sayın Evliya Parlak?.. Yok. Sayın İsmet Vursavuş?.. Yok. Sayın Arseven'e vekâleten Sayın Gaydalı?.. Burada. Sayın Erol Al?.. Burada. Sayın Sulhiye Serbest?.. Burada. Sayın Orhan Bıçakçıoğlu?.. Burada. Sayın Abbas Bozyel?.. Burada. Sayın Şandır?.. Burada. Sayın Demir?.. Burada. Karar yetersayısı vardır; tasarının maddelerine geçilmesi kabul
edilmiştir. 1 inci maddeyi okutuyorum: BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
DAİR KANUN TASARISI MADDE 1. - 31.5.1963 tarihli ve 244 sayılı Milletlerarası Andlaşmaların
Yapılması, Yürürlüğü ve Yayınlanması ile Bazı Andlaşmaların Yapılması İçin
Bakanlar Kuruluna Yetki Verilmesi
Hakkında Kanunun 1 inci maddesindeki
"Bakanlar Kurulu kararnamesiyle olur. Bu kararnameler" ibaresi
"Başbakanın onayıyla olur. Bu onaylar" şeklinde değiştirilmiştir. BAŞKAN - 1 inci madde üzerinde, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına,
Ankara Milletvekili Eyyüp Sanay; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar) Süreniz 5 dakika. AK PARTİ GRUBU ADINA EYYÜP SANAY (Ankara) - Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; 557 sıra sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 1 inci maddesi üzerinde Adalet ve Kalkınma Partisi adına söz
almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Milletlerarası anlaşmalar, ulusların en önemli egemenlik yetkileridir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin en önemli görevlerinden biri de, Anayasaya
uygun kanunlar çıkarmak ve yasalar yapmaktır. Toplumsal hayatın düzenlenmesi ve
belli bir intizam içerisinde devamını sağlayacak, halkın istek, ihtiyaç ve
beklentilerine cevap verecek yasalar yapmak, Büyük Millet Meclisinin başlıca
görevidir. Günün değişen koşulları, bazı yasaların değiştirilmesini zorunlu
kılabilir; ancak, büyük bir önem taşıyan konular hariç, alışılmış, teamül
haline gelmiş uygulamaların sık sık değiştirilmesi, yetki devri nedeniyle
işlemlerde karışıklıklara ve kargaşaya sebep olmaktadır. Bundan dolayı, Meclis,
yasa yaparken, milletin beklenti ve ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte
yasalara önem vermelidir. Oysa, tasarının gerekçesi, ikna edici olmaktan çok
uzaktır; ayrıca, milletin beklentilerini yansıtmamaktadır. Çözüm bekleyen pek
çok ülke meselesi varken, yıllardır uygulanan ve teamül haline gelmiş
uygulamaların değiştirilmeye çalışılması, pek de anlamlı gelmemektedir.
Gerekçede, uluslararası anlaşmalarda yetkilendirilecek olanların ve bunlara
tanınacak yetkilerin belirlenmesini düzenleyen 244 sayılı Kanunun yürürlüğe
girdiği 1963 yılında Bakanlar Kurulu üye sayısının az olduğu, şimdi ise üye
sayısının arttığı, dolayısıyla bürokratik işlemlerin arttığı belirtilmektedir.
Oysa, hükümetin, gerek Bakanlar Kurulu üye sayısının azaltılması gerekse
bürokrasiyi azaltma konusunda herhangi bir gelişmeye ne bir hazırlığı vardır ne
de bununla ilgili bir düşünceye sahiptir. Bu aşamada, öncelikle yapılması gereken, her genel müdürlüğün başına bir
bakan uygulamasından vazgeçilmeli ve başta devlet bakanları olmak üzere,
bakanlık sayılarının azaltılması gerekirdi; ama, bunun yerine, maalesef, çok
önem arz eden birtakım atamaların azaltılması adı altında Cumhurbaşkanının
önünü kesmek veya onu by-pass etmek gibi bir durum söz konusudur. Eğer, amaç,
öncelikle kırtasiyeciliğin azaltılması ise, toplumumuzun sürekli şikâyetçi
olduğu, her alandaki kırtasiyeciliğin, işyeri açma, yatırım yapma, pasaport
alma, çocuğunu okula kaydettirme gibi pek çok konudaki kırtasiyeciliğin
azaltılması öncelik taşımalıdır. Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin zaman harcayıp,
emek sarf edip ortaya koyduğu yasaların, Anayasanın amir hükümlerine ve ruhuna
uygun olması gerekmektedir. 1982 Anayasası, hassas görev alanları ile yüksek
bürokratlar hakkında idarî tasarrufları Cumhurbaşkanımızın iradesine
bırakmıştır. Anayasada sınırları çizilmiş devlet ve hükümet tasarruflarının
birbirine karıştırılması, yetki kargaşası yanında, anayasa ihlali sayılabilir.
Oysa, hukukî düzenlemeler, yetki ve sorumluluk sınırlarını belirleyerek
kargaşayı da önlemeyi amaçlar. Sayın milletvekilleri, söz konusu tasarı, Türk bürokrasisini tedirgin
edecektir. Muhalefet şerhinde de ifade edildiği gibi, tasarıyla, bürokratlar,
devlet adamı olmaktan çıkacak, hükümetin memuru durumuna getirilecektir. Tasarı
kanunlaşırsa, bürokrasiye, hukukun yerleşik kuralları ve teamülleri değil,
siyasî iktidarın keyfî uygulamaları hâkim olacaktır. Mevcut tasarı, Anayasaya da aykırıdır. Bu sebeple, toplumu endişeye sevk
edecek bu tasarının Anayasa Mahkemesinden döneceğine kaniyiz. Yüce Meclisi bu duygularla, saygıyla selamlarım. (AK Parti sıralarından
alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Sanay. Saadet Partisi Grubu adına, Hatay Milletvekili Sayın Mustafa Geçer;
buyurun. (SP sıralarından alkışlar) SP GRUBU ADINA MUSTAFA GEÇER (Hatay) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 557 sıra sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 1 inci maddesi üzerinde, Saadet Partisi Grubu adına söz almış
bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi selamlıyor, saygılar sunuyorum. Değerli Başkan, sayın milletvekilleri; bu yasadan önce de değişik bir
yasa gelmişti; çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hususundaydı. Bu da,
bazı kanunlarda değişiklik yapılması hususunda bir kanun tasarısı. Artık, o
kadar karmaşık hale geldi ki yasal düzenlemeler, uygulayıcılar ve avukatlar da,
meslektaşlar da hangi kanunun nerede düzenlendiğini, hangi maddenin ne şekle
getirildiğini, maalesef, bilmiyorlar, bundan şikâyetçiler; yani, bir yasayla
düzenlenen bazı alanlar o kadar karıştı ki, artık, hangi alan hangi alanda
düzenlendi, hangi kanunların içinde düzenlendi, bunu bilmiyoruz. Aslında, bunu
hükümet de bilmiyor. Sayın Bakan, geneli üzerinde yapılan konuşmalar bittikten
sonra yöneltilen soruya verdiği cevapta dedi ki: "Bu yasanın 2 ve 3 üncü
maddeleri daha önce başka bir kanun içinde düzenlendiğinden, görüşme sırasında,
önergeyle onları geri çekeceğiz." Yani, şu anda, 57 nci hükümet öyle yasal
düzenlemeler yapıyor ki, daha önce yapmış olduğu yasal düzenlemenin bir
tekerrürü şeklinde, mükerrer maddeler şeklinde tekrar düzenlemeye çalışıyor.
Yani, bu hükümet, maalesef, ne yaptığının farkında değil. Onun için, bu düzenleme memleketimize ne getirecek ne götürecek, onu
irdelemeden önce şunu vurgulamak istiyorum: Kurumların yönetilmesi çok önemlidir,
devletin yönetilmesi de çok önemlidir. Şayet, yönetici elit, yönetme bilincini
kaybetmişse, yönetme kararlılığından mahrumsa, o yönetmiş olduğu kuruma faydalı
üretimler yapamaz. Devlet de bir kurumdur. Devletin kimler tarafından
yönetileceği çok önemli olmakla birlikte, yöneticilerin kimler tarafından
seçileceği de önemlidir; ama, burada, gerçekten, devletin kimler tarafından
yönetileceği çok önemli. Şu anda buna cevap verilmiştir. Devlet, yasamanın
içinden çıkan yürütme tarafından yönetilir; ama, bu yönetim erki -yani,
yürütme- yönetme bilincini kaybetmişse, yapmış olduğu düzenlemelerin yönettiği
ülkenin lehine olması mümkün değil. Şu anda, 57 nci hükümet, cumhuriyet döneminde rastladığımız yönetme
bilinç ve kararlılığını kaybetmiş bir hükümetin acı bir örneğini veriyor
maalesef; ülkeyi yönetemiyor; yönetemeyince, tabiî ki, bir şeyler üretemiyor.
Hiçbir şey üretilemiyor; üretilmediği zaman da, üretenlerden almak zorunda
kalınıyor. Zira, bugün, Türkiye'de siyaset üretilmiyor, hukuk üretilmiyor,
başka hiçbir şey üretilmiyor, üretenlerden almak zorunda kalınıyor. Kanunlar da
üretenlerden alınmak zorunda kalınıyor âdeta. Türkiye'de yapılan
kanunlaştırmalar, Avrupa müktesebatının Türkiye iç hukukuna taşınması
hususundaki Ulusal Program çerçevesinde yapılıyor, burada alelacele yapılıyor.
Toplumun faydasına mı, Türkiye'nin gerçekliğiyle örtüşüyor mu örtüşmüyor mu;
bunlara bakılmadan, âdeta, tercüme yasaların fotokopisini çeken fotokopi
makinesi haline getiriliyor Yüce Meclis bu hükümetin eliyle. Dolayısıyla, yapılan yasal düzenlemelerin memleketimizin faydasına olup
olmadığı konusunda, şüphe götürmez bir şekilde faydasına olmadığı noktasında
kararlılık var. Dolayısıyla, yönetme bilinci olmayan hükümet, sorunları kime
yüklüyor; kendisinde olan sorunları görmediği için, sorunları vatandaşa
yüklüyor, halka yüklüyor. Sorun halkta değil aslında; esnafta değil, sanayicide
değil, memurda değil, işçide değil. Sanki sorun onlardaymış gibi, hükümette
değilmiş gibi, böyle bir hilkat garibesi yaklaşım ve düzenlemenin içinde
maalesef. Bugün, Türkiye'deki en büyük sorun, üretme bilincini, yönetme bilincini
kaybetmiş 57 nci hükümettir ve bu hükümetin yapmış olduğu yasal düzenlemeler ne
kadar çok olursa olsun, bugün, ülkemizde sorunlar halledilmiyor, vatandaşların
şikâyetleri yerine getirilmiyor ve bunların lehinde, geleceğe ilişkin ümit
verecek, maalesef, herhangi bir düzenleme yapılmıyor. Bu tasarının 1 inci maddesinde, aslında, Anayasanın 104 üncü maddesine
aykırı bir düzenleme yapılıyor. Cumhurbaşkanının kararnamelerde imzası
kaldırılıyor, bunun yerine başbakanın imzası veya başbakanın tayin edeceği
bürokratın imzası getirilerek Anayasanın 104 üncü maddesi ihlal ediliyor.
Oysaki, ekim ayında, Anayasada yapılan bazı değişiklikler oldu; 4709 sayılı
Kanunla Anayasamızın bazı maddeleri değiştirildi. Burada, en azından,
cumhurbaşkanının yetkilerinin daraltılması noktasında 104 üncü madde de
değiştirilebilirdi; ama, değiştirilmedi. Anayasada karşılığı değiştirilmeden,
Anayasada bu düzenleme yapılmadan, bugün bu yasa tasarısının 1 inci maddesi
Anayasaya aykırı olarak düzenlenmeye çalışılıyor. Burada amaç nedir; daha çok yasa çıkarmak, daha çok kararname çıkarmak
adına, belki de, mevcut, pozitif hukuka uygun davranışlarının hükümete engel
teşkil ettiği düşüncesiyle Sayın Cumhurbaşkanının bazı konulardaki yetkilerini
daraltmaktır; ama, bunu yine tekrar ediyorum... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) MUSTAFA GEÇER (Devamla) - ...557 sıra sayılı yasa tasarısının 1 inci
maddesi, Anayasamızın 104 üncü maddesine aykırıdır; yine, Anayasa Mahkemesinden
dönme tehlikesi vardır, veto edilme tehlikesi vardır. Zira, 104 üncü maddenin değiştirilmesi hususunda Sayın Cumhurbaşkanı da,
cumhurbaşkanının yetkilerinin daraltılması konusunda irade beyan etmişlerdi;
ama, ne hikmetse, 4709 sayılı Kanunda, 104 üncü madde üzerinde bir değişiklik yapılmadan,
âdeta, Anayasa kanunlarla düzenlenmeye kalkılmış ve burada, 244 sayılı Yasanın
1 inci maddesindeki "bu kararnameyle" ibaresi "başbakanın
onayıyla olur" şeklinde değiştirilerek, Anayasaya aykırı bir tutum içine
girilmiştir. Her şeye rağmen, ülkemizde çıkarılan yasaların ve kararnamelerin
ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum; ancak, bu hükümetin bu memlekete
hayırlı iş yapacağı kanaatinde değilim. Vatandaşın şu andaki düşüncesi de odur.
Burada temennimiz, hükümetin biraz daha vatandaşa kulak vermesi, Türkiye'nin
gerçeklerine uygun düzenlemeler yapacak çabalar harcamasıdır. Saygılar sunuyorum. (SP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederiz. Doğru Yol Partisi Grubu adına, Denizli Milletvekili Sayın Gözlükaya;
buyurun efendim. DYP GRUBU ADINA MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sözlerimin başında, Doğru Yol Partisi Grubu adına hepinizi
saygıyla selamlıyorum. Görüşmekte olduğumuz bu tasarı, hepinizin malumu olduğu üzere,
Cumhurbaşkanını by-pass etme düşüncesine dayalı; ama, maddelerden de görüldüğü
gibi, birtakım kamuflajlar yapılarak, tasarının gerekçesinde de belirtildiği
gibi, güya, başbakanın yükünü azaltmak, cumhurbaşkanının görevleri çok fazla olduğu
için, aslında Sayın Cumhurbaşkanının görevlerini azaltmak gibi birtakım
gerekçeler ileri sürülmektedir. Bize göre, kesinlikle, bu,
Cumhurbaşkanlığını... Bugünkü Cumhurbaşkanıyla anlaşamayabilirsiniz; ama,
gelecekteki cumhurbaşkanlarını da by-pass etmiş durumdasınız. Şimdi, tasarının 1 inci maddesinde, yurtdışına gidecek temsilcilerin
başbakan tarafından gönderilmesi, cumhurbaşkanının onayına gerek kalmaması gibi
bir düşünce serdediliyor ki, bu dış temsilciliklerin çok önemli görevler
olduğunu, orada devleti temsil ettiklerini hepimiz biliyoruz. O bakımdan,
cumhurbaşkanının bir onayı kendilerine bir külfet teşkil etmeyeceği gibi,
maksat, cumhurbaşkanını devredışı bırakmaktır. Ayrıca, Sayın Başbakanın, geçmişte "evrak imzalamaktan diğer
meselelere, ülke meselelerine vakit bulamıyorum; yani, ülkenin ekonomik,
siyasal, sosyal meselelerine fırsat bulamıyorum; bu bakımdan şikâyetçiyim"
diye beyanları var; ama, maalesef, bu değişiklikle kendilerine biraz daha fazla
yük gelmektedir. Ayrıca, tasarısının bu maddesinde, daha doğrusu tasarının gerekçesinde,
bunu müsteşara yaptıracağı ifade ediliyor. Dışişleri temsilcileri gibi, çok
ciddî görevlere atanacak insanların, müsteşarın onayıyla, imzasıyla tayin
edilmelerinden, bu işin ne kadar hafife alındığını görmemiz mümkündür. Bu bakımdan, Doğru Yol Partisi olarak, biz, bu maddeye oy
vermeyeceğimizi ifade ediyoruz; burada, işlemlerin hızlandırılması gibi bir
anlayışın yanlış olduğunu, sadece -biraz önce ifade ettiğimiz gibi-
cumhurbaşkanını by-pass etme düşüncesinden kaynaklandığını ifade ediyoruz.
Zaten, Anayasa fırlatılmasaydı, herhalde bunlar gündeme gelmezdi diye
düşünüyoruz. Hepinize saygılar sunuyorum. (DYP, SP ve AK Parti sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Gözlükaya. III.- Y O K L A M A BAŞKAN - Tasarının 1 inci maddesini oylarınıza sunacağım; ancak, ondan
önce, bir yoklama isteği var. İstemde bulunan arkadaşların hazır bulunup bulunmadığını arayacağım. Sayın Yasin Hatiboğlu?.. Burada. Sayın Fahrettin Kukaracı?.. Burada. Sayın Ali Oğuz?.. Burada. Sayın Mustafa Geçer?.. Burada. Sayın Latif Öztek?.. Burada. Sayın Rıza Ulucak?.. Burada. Sayın Sacit Günbey?.. Burada. Sayın Yaşar Canbay?.. Burada. Sayın Hüseyin Karagöz?.. Burada. Sayın Musa Demirci?.. Burada. Sayın Ahmet Sünnetçioğlu?.. Burada. Sayın Ali Gören?.. MEHMET ZEKİ ÇELİK (Ankara) - Takabbül ediyorum. BAŞKAN - Sayın Çelik takabbül etti. Sayın Hüseyin Çelik?.. Burada. Sayın Eyyüp Sanay?.. Burada. Sayın Osman Pepe?.. Burada. Sayın Ergün Dağcıoğlu?.. Burada. Sayın Mahmut Göksu?.. Burada. Sayın Mehmet Özyol?.. Burada. Sayın Turhan Alçelik?.. Burada. Sayın Ünal?.. Burada. Bu arkadaşlarımız sisteme girmesinler. Yoklama için 3 dakika süre vereceğim. Sayın milletvekillerinin,
elektronik oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini; bu
süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen arkadaşlarımızın teknik
personelden yardım istemelerini; buna rağmen sisteme giremeyen
arkadaşlarımızın, aynı süre içerisinde, yoklama pusulalarını Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum. (Elektronik cihazla yoklama yapıldı) BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayımız yoktur. Saat 17.35'te toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum. Kapanma Saati : 17.27 ÜÇÜNCÜ OTURUM Açılma Saati : 17.35 BAŞKAN : Başkanvekili Ali ILIKSOY KÂTİP ÜYELER : Sebahattin KARAKELLE
(Erzincan), Melda BAYER (Ankara) BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum. 557 sıra sayılı tasarının 1 inci maddesinin oylanması sırasında toplantı
yetersayısının aranılması isteminde bulunulmuş, yapılan yoklamada toplantı
yetersayısına ulaşılamamıştı. III.- Y O KL A M A BAŞKAN - Şimdi, yeniden yoklama yapacağım ve 2 dakikalık süre vereceğim.
Bu süre içerisinde sisteme giremeyen arkadaşlarımızın teknik personelden yardım
istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen arkadaşlarımızın aynı süre
içerisinde yoklama pusulalarını Başkanlığımıza ulaştırmalarını rica ediyor,
yoklama işlemini başlatıyorum. (Elektronik cihazla yoklama yapıldı) BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısı bulunamamıştır. Bu nedenle, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 25
Nisan 2002 Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum. Kapanma Saati : 17.38 |
|