DÖNEM
: 21 CİLT : 67 YASAMA YILI : 3 T. B. M. M. TUTANAK DERGİSİ 121 inci Birleşim 20 . 6 . 2001 Çarşamba İ
Ç İ N D E K İ L E R Sayfa I. -
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ II. - GELEN KÂĞITLAR III. - YOKLAMALAR IV. - ÖNERİLER A) SİyasÎ Partİ Grubu Önerİlerİ 1.– Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmındaki sıralamanın yeniden
düzenlenmesine, Genel Kurulun çalışma saatleri ile (11/15) esas numaralı
gensoru önergesinin gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler"
kısmında yer almasına ve gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin
25 Haziran 2001 Pazartesi günkü birleşimde yapılmasına ilişkin DSP, MHP ve ANAP
Gruplarının müşterek önerisi V.– KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER 1.– İzmir Milletvekili Rıfat
Serdaroğlu'nun; İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın; Amasya Milletvekili
Ahmet İyimaya'nın; Ankara Milletvekili Yıldırım Akbulut'un; Şırnak Milletvekili
Mehmet Salih Yıldırım'ın; Gaziantep Milletvekili Ali Ilıksoy, Konya
Milletvekili Ömer İzgi ve Ankara Milletvekili Nejat Arseven'in; İstanbul
Milletvekili Ziya Aktaş ve 42 Arkadaşının; Zonguldak Milletvekili Hasan
Gemici'nin ve İzmir Milletvekili Işılay Saygın'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu
Raporu (2/94, 2/232, 2/286, 2/307, 2/310, 2/311, 2/325, 2/442, 2/449) (S. Sayısı : 527) 2.– Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Tansu Çiller ve 3 Arkadaşının, Kamu
Görevlileri Sendikaları Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/418, 2/87) (S. Sayısı : 683) 3.– Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol
İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün
Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı : 719 ve 719'a Ek) VI.–
AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR 1.– Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in, DYP
Grubu adına konuşan Balıkesir Milletvekili İlhan Aytekin'in, Hükümete sataşması
nedeniyle konuşması VII.–
SORULAR VE CEVAPLAR A) YazIlI Sorular ve CevaplarI 1.– İstanbul Milletvekili Hayri
Kozakçıoğlu'nun, İstanbul-Esenler İlçesinde muhtarların bürolarına
molotofkokteyli atılması sonucu doğan zararlara ilişkin sorusu ve İçişleri
Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen'in cevabı (7/4273) 2.– İstanbul Milletvekili Bülent
Akarcalı'nın; Belediyelerin harcamalarına, İstanbul Büyükşehir Belediyesince ithal
edilen ürünlere, İlişkin soruları ve İçişleri Bakanı Rüştü
Kâzım Yücelen'in cevabı (7/4295, 4332) 3.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın,
şeker pancarı üretimine ve şeker stoklarına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret
Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu'nun cevabı (7/4327) 4.– Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi
Yanmaz'ın, TBMM Lojman servislerine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı Ömer İzgi'nin cevabı (7/4331) 5.– Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun,
Rize Organize Sanayi Bölgesi Projesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Sanayi ve
Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu'nun cevabı (7/4335) 6.– Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in,
yurt dışında görevlendirilen personele ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın cevabı (7/4338) 7.– Van Milletvekili Maliki Ejder
Arvas'ın, muhtarların sosyal haklarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Rüştü
Kâzım Yücelen'in cevabı (7/4398) 8.–
İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın, Sun Express uçaklarında
sigara yasağına uyulmadığı iddiasına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis
Öksüz'ün cevabı (7/4413) I. – GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ TBMM Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak altı oturum yaptı. 7.6.2001 tarih ve 4676 Sayılı Radyo ve Televizyonların
Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, Basın Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ile
Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun, bir defa daha
görüşülmek üzere geri gönderildiğine
ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu. Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler" kısmında bulunan: TBMM İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük
Teklifleri ve Anayasa Komisyonu raporunun (2/94, 2/232, 2/286, 2/307, 2/310,
2/311, 2/325, 2/442, 2/449) (S. Sayısı: 527) görüşmeleri, daha önce geri alınan
maddelere ilişkin Komisyon raporu henüz hazırlanmadığından, Kamu Görevlileri Sendikaları (1/418, 2/87) (S. Sayısı:683), Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Yurtdışı Teşkilâtı Hakkında 189
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ilişkin (1/53) (S. Sayısı: 433), Sosyal Güvenlik Kurumu Teşkilâtının Kurulması ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında 618 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnameye ilişkin (1/755, 1/689, 2/699) (S. Sayısı: 666), Türkiye İş Kurumunun Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında 617 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameye ilişkin (1/754, 1/692) (S. Sayısı: 675), Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar
Kurumu Kanunu, Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
Hakkında 619 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ilişkin (1/756, 1/691) (S.
Sayısı: 676), Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığının Kurulması ve Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında 616 Sayılı
Kanun Hükmünde Kararnameye ilişkin (1/753, 1/690) (S. Sayısı: 685), Kanun tasarılarının görüşmeleri, komisyon yetkilileri Genel
Kurulda hazır bulunmadıklarından; Ertelendi. Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının (1/876) (S. Sayısı: 713) görüşmeleri
tamamlanarak, yapılan açık oylama sonucunda kabul edilip kanunlaştığı
açıklandı. İstanbul Milletvekili Aydın A. Ayaydın, DYP Grubu adına
konuşan Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in şahsına sataştığı iddiasıyla bir
konuşma yaptı. Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel
Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin
Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının (1/875) (S.
Sayısı: 719 ve 719’a Ek) görüşmelerine başlanarak, tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlandı; maddelerine geçilmesi sırasında istem üzerine elektronik cihazla
yapılan yoklamada Genel Kurulda toplantı yetersayısı bulunmadığı
anlaşıldığından; 20 Haziran 2001 Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat
14.00'te toplanmak üzere, birleşime 02.28'de son verildi.
No. : 168 II. – GELEN KÂĞITLAR 20. 6. 2001 Çarşamba Tasarı 1.– Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Yugoslavya Federal Cumhuriyeti
Federal Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/881) (Plan ve Bütçe ve
Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 12.6.2001) Teklifler 1.– Kütahya
Milletvekili Ahmet Derin'in; Emet İlçesine Gazilik Unvanı Verilmesi Hakkında
Kanun Teklifi (2/782) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi :
12.6.2001) 2.– Afyon Milletvekili Abdulkadir Akcan ve 43 Arkadaşının; Pasaport
Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/783) (İçişleri Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi : 13.6.2001) 3.– Denizli Milletvekili Mehmet Kocabatmaz ve 11 Arkadaşının;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi (2/784) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna) (Başkanlığa
geliş tarihi : 13.6.2001) Rapor 1.– Karadeniz Deniz İşbirliği Görev Grubu Teşkiline Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/865) (S. Sayısı : 720) (Dağıtma tarihi : 20.6.2001) (GÜNDEME) Sözlü Soru Önergeleri 1.– Diyarbakır
Milletvekili Nurettin Atik'in, Eti Holding bünyesinde rafine bor tesisleri kurulup kurulmayacağına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/1548) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.6.2001) 2.– Denizli Milletvekili
Mehmet Gözlükaya'nın, bor madenlerinin özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/1549) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001) 3.– Denizli Milletvekili
Mehmet Gözlükaya'nın, bor madenleri üretimine ve pazarlamasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1550) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001) 4.– Bursa Milletvekili
Oğuz Tezmen'in, bor madeninin Dünya piyasasındaki yerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1551)
(Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001) 5.– Bursa Milletvekili
Teoman Özalp'in, bor madenlerinin üretimine ve satışına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/1552) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001) 6.– Tunceli Milletvekili
Kamer Genç'in, bor madenlerinin ihracatıyla ilgili yapılan anlaşmalara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1553) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001) 7.– İzmir Milletvekili
Yıldırım Ulupınar'ın, yeraltı zenginliklerimize ve rezervlere ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1554) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001) 8.– İstanbul Milletvekili
Hayri Kozakçıoğlu'nun, bor madenine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1555) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001) 9.– Tunceli Milletvekili
Kamer Genç'in, bor madenlerine ve üretim tesislerine ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/1556) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001) 10.– Antalya Milletvekili
Mehmet Baysarı'nın, bor madenlerinin özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/1557) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001) 11.– Aksaray Milletvekili
Murat Akın'ın, bor madenlerinin özelleştirilmesinin sakıncalı olacağı iddiasına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1558) (Başkanlığa geliş tarihi :
19.6.2001) 12.– İzmir Milletvekili
Yıldırım Ulupınar'ın, bor tuzlarının ekonomiye katkısının artırılmasına ve
ihracatına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1559) (Başkanlığa geliş
tarihi : 19.6.2001) Yazılı Soru Önergeleri 1.– Şanlıurfa
Milletvekili Zülfikar İzol'un, Şanlıurfa çevre yoluna ilişkin Bayındırlık ve
İskân Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4538) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001) 2.– Mardin Milletvekili
Metin Musaoğlu'nun, bor madeni üretimine ve Eti Holdinge ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/4539) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001) BİRİNCİ OTURUM Açılma Saati: 14.00 20 Haziran 2001 Çarşamba BAŞKAN: Başkanvekili Mustafa Murat SÖKMENOĞLU KÂTİP ÜYELER: Sebahattin KARAKELLE (Erzincan), Burhan ORHAN
(Bursa) BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 121 inci Birleşimini açıyorum. III. – YOKLAMA BAŞKAN - Yoklama talebi
vardır, yoklama yapacağım. Yoklama için 10 dakika
süre veriyorum. (Elektronik cihazla
yoklama yapıldı) BAŞKAN - Sayın
Milletvekilleri, toplantı yetersayımız yoktur. Efendim, kaç dakika ara
vereyim?.. TURHAN GÜVEN (İçel) -
Saat 20'ye bırakın. BAŞKAN - Hayır efendim,
istirham ederim... Efendim 15 dakika yeter
mi? AYDIN TÜMEN (Ankara) -
Fazla bile Sayın Başkan. BAŞKAN - Birleşime 10
dakika ara veriyorum. Kapanma Saati: 14.17 İKİNCİ OTURUM Açılma Saati: 14.28 BAŞKAN: Başkanvekili Mustafa Murat SÖKMENOĞLU KÂTİP ÜYELER: Sebahattin KARAKELLE (Erzincan), Burhan ORHAN
(Bursa) BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, 121 inci Birleşimin İkinci Oturumunu açıyorum. III. – YOKLAMA BAŞKAN - Yoklama talebi
vardı; yoklama işlemini tekrarlayacağım efendim. Sayın milletvekilleri,
sisteme giremeyen sayın üyelerin pusula göndermelerini rica ediyorum. (Elektronik cihazla
yoklama yapıldı) BAŞKAN - Toplantı
yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz. Demokratik Sol Parti,
Milliyetçi Hareket Partisi ve Anavatan Partisi Gruplarının, İçtüzüğün 19 uncu
maddesine göre verilmiş müşterek önerileri vardır; önce, tümünü okutup işleme
alacağım, sonra, ayrı ayrı okutup oylarınıza sunacağım: IV. – ÖNERİLER A) SİyasÎ Partİ Grubu Önerİlerİ 1.–
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmındaki sıralamanın yeniden düzenlenmesine, Genel Kurulun
çalışma saatleri ile (11/15) esas numaralı gensoru önergesinin gündemin
"Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmında yer almasına ve gündeme
alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin 25 Haziran 2001 Pazartesi günkü
birleşimde yapılmasına ilişkin DSP, MHP ve ANAP Gruplarının müşterek önerisi Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Danışma Kurulunun 20
Haziran 2001 Çarşamba günü (bugün) yaptığı toplantıda, siyasî parti grupları
arasında oybirliği sağlanamadığından, gruplarımızın ekteki müşterek
önerilerinin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ve teklif ederiz. Saygılarımızla.
Öneriler: 1-
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmının 285 inci sırasında yer alan 712 sıra sayılı kanun
tasarısının, bu kısmın 9 uncu sırasına; 20 Haziran 2001 tarihli Gelen
Kâğıtlarda yayımlanan 720 sıra sayılı kanun tasarısının, 48 saat geçmeden,
gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 10 uncu sırasına
alınması; 20 Haziran 2001 Çarşamba günü gündemin 9 uncu sırasına, 21 Haziran
2001 Perşembe günü 10 uncu sırasına, 22 Haziran 2001 Cuma günü de o günkü
gündemin 8 inci sırasına kadar olan tasarı ve tekliflerin görüşmelerinin
tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılması önerilmiştir. 2- Genel Kurulun, 25
Haziran 2001 Pazartesi, 26 Haziran 2001 Salı, 27 Haziran 2001 Çarşamba, 28
Haziran 2001 Perşembe ve 29 Haziran 2001 Cuma günleri 14.00-19.00, 20.00-24.00
saatleri arasında çalışması; 26 Haziran 2001 Salı günü sözlü sorular ile diğer
denetim konularının, 27 Haziran 2001 Çarşamba günü sözlü soruların
görüşülmemesi; 25 Haziran 2001 Pazartesi ve 29 Haziran 2001 Cuma günleri de
kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi önerilmiştir. 3- 18 Haziran 2001
tarihli Gelen Kâğıtlarda yayımlanan Başbakan Bülent Ecevit hakkındaki (11/15) esas
numaralı gensoru önergesinin gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak
İşler" kısmında yer alması ve Anayasanın 99 uncu maddesi gereğince gündeme
alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin, 25 Haziran 2001 Pazartesi günkü
birleşimde yapılması ve görüşmelerin tamamlanmasından sonra, kanun tasarı ve
tekliflerinin görüşülmesi önerilmiştir. BAŞKAN - Öneri üzerinde
lehte ve aleyhte söz isteyen?.. DENGİR MİR MEHMET FIRAT
(Adıyaman) - Aleyhte, Sayın Başkan... TURHAN GÜVEN (İçel) -
Aleyhte, efendim... BAŞKAN - 2 aleyhte, 2
lehte söz vereceğim. Aleyhte, Sayın Dengir
Fırat; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar) DENGİR MİR MEHMET FIRAT
(Adıyaman) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle, dün,
MHP'li çok sayın bir milletvekili arkadaşımın, burada yapılacak olan
konuşmalarda, konuşma adabı konusunda yapmış olduğu konuşmanın bana atfen
yapıldığını biliyorum. Varlığım itibarıyla bütün canlılara saygı duyarım; ama,
eşrefi mahlûkat olarak, insanlara saygım, hümanist düşüncemin de bir sonucudur.
Dolayısıyla, insanlara karşı bir saygısızlık yapabileceğimin düşünülmesi beni
şahsen üzmüştür; ama, öncelikle Türkiye Cumhuriyeti Milletinin temsilcileri
olan bu Yüce Meclise karşı, burada yapmış olduğum tüm konuşmalarda, bu Meclisin
yüceliğinin, bu Meclisin üstünlüğünün defaatle üstünde durmamdan sonra, konunun
bu noktaya getirilmesinden dolayı ben şahsen üzgünüm. Belki farkında olmadan
elimi cebime sokmuş olabilirim; ama, bu, hiçbir zaman, burada bulunan insanlara
bir saygısızlığın ifadesi değildir. Belki bir alışkanlıktır, belki Sayın
Başkanvekilimin izah ettiği gibi, kürsünün durumudur. Eğer, bu şekilde bir
saygısızlık düşünecek olur isek, hatırlarsınız, bundan evvelki
Cumhurbaşkanımız, burada yapmış olduğu tüm konuşmalarda, konuşmanın başından
sonuna kadar, bir alışkanlık nedeni olarak, eli cebinde konuşmuştur. Ancak,
saygıyı, temsil etmiş olduğumuz ve yüceliğini aldığımız, yüce olmamızın temel
nedeni olan halka karşı göstermenin temel bir gösterge olduğunu da gözden ırak
tutmamamız lazım. Milyonlarca insanı
ilgilendiren bir konuda, görüşmekte olduğumuz yasayı gecenin 02'lerinde
görüşmek şekliyle, insanlardan, halkımızdan gizlemeyi, halkımıza karşı bir
saygısızlık olarak addetmemek mümkün değildir. Aslında, bir saygısızlık varsa,
oradadır. Aslında, saygı duyabileceğimiz, saygı göstermemiz gereken kişiler,
temsilcisi olduğumuzu belirttiğimiz ve bundan dolayı da kendimize bir şeref
payesi çıkarma sonucuna vardığımız halkımızdır. İkinci konu; yine,
üstünde müteaddit defalar konuşuyoruz. Diyoruz ki; bir şeyin hukukî oluşuyla,
kanunî oluşunu birbirinden ayırmamız lazım. Biliyorsunuz, bir süre önce,
özellikle, muhalefetin yasal hakkı veya geleneksel hakkı olan engelleme hakkını
kısıtlayabilmek için İçtüzüğümüzde birçok değişiklik yaptık. Ancak, bu
değişikliklere rağmen, yine de, muhalefetin sesini kısabilmek için, bir hakkın
sırf gayrın ızrarını sağlayacak şekilde, gündemi, değişiklik önergeleri vererek
kapattık ve bu da, o maddenin görüşülmesine mani olma neticesini doğurdu. Yalnız, buna başvuran
arkadaşlarımızın, lütfen, Anayasayı ve İçtüzüğü bir kez daha ve dikkatle
okumalarını rica ediyorum. Bununla mani olabilirsiniz; ancak, bu Meclisi,
muhalefet olarak çalıştırmak istemediğimiz zaman, kesinlikle çalıştırmayız.
Nasıl mı çalıştırmayız; biliyorsunuz, Anayasamızın 99 uncu maddesinde, gensoru
diye bir enstrümanımız vardır; siyasî bir enstrümandır ve bütün görüşmelerin
önüne geçer. Gensoru bitirilmeden... AYDIN TÜMEN (Ankara) -
Soruşturmalar da var... DENGİR MİR MEHMET FIRAT
(Devamla) - Soruşturmalar da dahil olmak üzere, başka gündeme giremezsiniz. AYDIN TÜMEN (Ankara) - O
mekanizmayı başlatırsanız, burada cıngar çıkar. DENGİR MİR MEHMET FIRAT
(Devamla) - 33 bakan hakkında 33 tane... Her biri için gensoru verme hakkına
sahibiz ve bu sınırsızdır. AYDIN TÜMEN (Ankara) -
Umarım o mekanizmayı çalıştırmazsınız. MEHMET ÇÜMEN (İzmir) -
Topluma nasıl izah edeceksiniz? DENGİR MİR MEHMET FIRAT
(Devamla) - Tabiî ki, topluma izah edeceğiz; bundan hiç şüpheniz olmasın.
Ancak, bizleri, lütfen, buna mecbur bırakmayın; çünkü, biz, bu Meclisin
çalışmasını istiyoruz. Çünkü, Türkiye'nin, şu anda, çok büyük iki tane kriz
geçirdiğinin farkındayız ve Türkiye'nin, bu halkın, üçüncü bir krize
dayanamayacağını da biliyoruz. Dolayısıyla, getirmiş olduğunuz her müspet
yasaya taraftarız, desteğiz. Ancak, doğru olan şeyleri de izah etmekten ne
burada ne de komisyonlarda geri kalmıyoruz. Doğruyu gösteriyoruz, ısrar
ediyorsunuz, Anayasa Mahkemesinden dönüyor; ısrar ediyorsunuz -dün, burada
gerekçesi okundu, hakikaten çok veciz şekilde yazılmış- bir gerekçeyle yasa
buraya geri geliyor. Aslında, RTÜK Yasası
gerekliydi, düzgün çıkarıldığı takdirde gerekliydi; tütün yasası da gereklidir,
düzgün çıkarıldığı takdirde gereklidir. Ancak, dün Cumhurbaşkanının, yasayı
geri gönderme nedenlerinin tüm unsurları, şu anda görüşmekte olduğumuz Tütün
Yasa Tasarısında mündemiçtir ve bundan dolayı da, o konuların düzeltilmesi
konusunda Anayasaya aykırılık iddiasıyla 6 tane önerge vermiş bulunuyoruz. Bu
önergeler, bir obstrüksiyon için değildir, Meclisin önünü tıkamak için
değildir; bu yasanın, Cumhurbaşkanından veya Anayasa Mahkemesinden dönmemesini
sağlamak içindir. Lütfen... Lütfen, muhalefetin sesini kesme yönünde yapmış
olduğunuz hareketleri, hangi arkadaş tarafından yapılırsa yapılsın, lütfen, bir
kez daha rica ediyoruz; esasında, maddelerin görüşebilme imkânını
sağlayabilmek, maddelerde müspet değişiklikleri sağlayabilmek için, gerçek
önergelerin önünün açılabilmesi için yapay, sentetik önergeleri lütfen çekiniz.
Tasarıyı görüşelim. Tasarıyı görüştüğümüz zaman, inanıyorum ki, 4 milyon
insanın şu anda gözü bizde, hem onları korumuş olacağız, hem gençlerimizi
korumuş olacağız. Yoksa, bir tütün, bir
sigara tiryakisi olarak biliyorum ki, tütünün içerisinde her biri birbirinden
öldürücü 500 çeşit zehir var. Buraya geldiğim zaman günde bir paket sigara
kullanıyordum, şimdi üç tane kullanıyorum. Sayın Başkanım da aynı alışkanlığın
içerisinde; birçoğumuz aynı alışkanlığın içerisindeyiz. Dün, dünyada tröst olan
bir firmanın, kendi sitesinde, Türkiye hakkında 800 küsur tane belge olduğunu
söylemiştim. Bu belgelerdin biri, Türkiye'de sigara kullanma yaşının, fiyat
politikasıyla ne şekilde aşağıya indirilebileceğini ve dünyada, özellikle
azgelişmiş ülkelerde yüzde 2,5 olan gençlerde sigaraya başlama oranının ne
şekilde artırılacağı konusu da orada işlenmiş, bir bilimsel raporla
belirtilmiştir. Bunları görüşmemiz lazım; çünkü, bizim çocuklarımız da aynı
zehri kullanacaklar. Ancak, biz şunu söylüyoruz: Eğer bu zehirle ölünecek ise
ve buna mâni olamıyorsak, lütfen, ödediğimiz bu zehir parasını iki tröstün
cebine sokmayalım. Yine ölüm için o parayı ödeyelim; ama, hiç olmazsa, bizim
üreticimiz bundan istifade etsin. Gelin, konsensüsü bu
Mecliste sağlayalım. Biz iyiniyetliyiz; sizler de iyiniyetlisiniz, onu da
biliyorum. Bu konuda hiç kimseden tereddüdüm yok. Ancak, o konsensüs
sağlanırsa, inanın ki, ülkeye hizmet etmiş olacağız. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar BAŞKAN - Aleyhte, Sayın
Turhan Güven; buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar) ASLAN POLAT (Erzurum) -
Sayın Başkan, ben de söz istiyorum. BAŞKAN - Siz de mi söz
istiyorsunuz? ASLAN POLAT (Erzurum) -
Evet. BAŞKAN - Siz niye
istiyorsunuz; lehte mi istiyorsunuz? ASLAN POLAT (Erzurum) -
Aleyhte istiyorum. BAŞKAN - İki aleyhte, iki
lehte söz verme hakkım var. Aleyhte Sayın Fırat ve
Sayın Güven'e söz verdim. ASLAN POLAT (Erzurum) - O
zaman lehte istiyorum. BAŞKAN - Buyurun Sayın
Güven. TURHAN GÜVEN (İçel) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Tabiî, Meclis, bugün
ancak sabah 03'e doğru çalışmasını bitirebildi. Daha doğrusu, bitiremedi de
bugün devam etmek üzere ara verdi; ama, gördük ki, bir yorgunluk var. 10
dakikalık bir yoklama süresine rağmen burada toplantı yetersayısını bulmak
mümkün olmadı. Bu, bir zorlamanın... NİDAİ SEVEN (Ağrı) - Ama,
şimdi var. TURHAN GÜVEN (Devamla) -
Nidai, sen yoktun, konuşma!.. NİDAİ SEVEN (Ağrı) -
Hayır, buradaydım. Ben, yoksam istifa ederim, siz, burada değilseniz istifa
eder misiniz? TURHAN GÜVEN (Devamla) -
Tamam, sen vardın veya yoktun, konuşmayın... NİDAİ SEVEN (Ağrı) -
Hayır, ben buradaydım, istifa eder
misiniz?.. TURHAN GÜVEN (Devamla) -
Dışarıda oturup da sonradan gelmeleri, siz burada bulunma kabul ediyorsanız o
başka bir olay. Şimdi bakın, çok önemli
kanunlar olduğunu iddia ettiğiniz kanunları görüşüyoruz. İçtüzüğün maddelerini
zorlayarak... MAHFUZ GÜLER (Bingöl) -
Sayın Seven geldi, buradaydı. TURHAN GÜVEN (Devamla) -
Tabiî, toplantı yetersayısına geliyor, katılıyorlar canım. Dışarıda kalıp kalıp
girmeler var. Onları burada toplantıda bulunuyor kabul etmek mümkün mü değil
mi, birleşimin içinde var mı yok mu o başka olay. Ben onu söylemek istiyorum.
Çünkü, ben burada kaç kişi olduğunu da biliyorum. NİDAİ SEVEN (Ağrı) -
Burada mıydın? TURHAN GÜVEN (Devamla) -
Sayın Seven, her dakika burada olduğunu ifade etmiyorum dikkat et!.. Neyse bunu bırakalım,
cevap vermek diye bir gayret içinde değilim. NEVZAT ERCAN (Sakarya) -
Sayın Başkan, lütfen... Sayın Başkan, konuşmacıya
sık sık müdahale ediliyor; lütfen uyarınız... TURHAN GÜVEN (Devamla) -
Bakın, Sayın Başkan 10 dakika müsamaha gösterdi, o da yorgun, 10 dakikada
toplantı yetersayısını bulamadınız. Sayın Başbakan, ilk defa
Başbakanlık yapmıyor. Sayın Ecevit'in, bu, zannederim dördüncü Başbakanlığı.
Peki, Sayın Ecevit, üç defa başbakanlık yaptığı o dönemlerde bu İçtüzük
değişikliğini hiç gündeme getirdi mi? Yani, şunu söylemek istiyorum: Bakınız,
1970'lerde bir İçtüzük var, 1920'lerde var Dahili Nizamname ve o zaman, Meclis,
hep 3 gün toplanıyor. Değerli arkadaşlarım, bu
Meclis toplantıları, uzun sürelerin deneyimlerinden geçmiş, birikimlerin ortaya
çıkardığı bir İçtüzükle yapılmaktadır. Bunu zorlamak, milletvekillerine, aslî
görevlerini yaptırmamak sonucunu getirir. Yani, pazartesi, salı, çarşamba,
perşembe ve cuma... Sakın kimsenin aklına gelmesin toplantıdan kaçıyoruz falan
filan diye; yok... Gerekirse temmuzda da çalışırız, ağustosta da çalışırız;
bunları gördük. Hatta, öyle gördük ki, memleket felaket içindeydi, depremler üst
üste geliyordu ve bu depremlerde binlerce vatandaşımızı kaybetmişken, siz,
burada Af Kanunu çıkarmakla meşguldünüz; ona da şahit olduk, bu millet onu da
gördü. Peki, şimdi neye şahit oluyor; Şeker Kanununu çıkarıyorsunuz günleri
birbirine ulayarak (ilave ederek) Tütün Kanununu çıkarmaya çalışıyorsunuz,
Bankalar Kanunu çıkarıldı. Bunların hangisinde, üreticinin hakkını teslim eden
madde var; önemli olan bu. Pazartesi çalışalım;
tamam. Peki, ben diyorum ki, gelin, normal günlerinde çalışalım; daha verimli olur,
zorlama yerine, daha verimli olur. Kendiniz de bunu hissediyorsunuz. Evet,
burada oturmak bir görevdir, kanun çıkarmak bir görevdir, milletvekilinin
görevidir; ama, vatandaşa karşı olan taahhütler ne olacak?! Siz, vatandaşla ne
zaman temas ediyorsunuz haftanın 5 günü buradayken? Elinizden gelse haftanın
6-7 günü de burada toplanacaksınız ki, doğru, olabilir, işin gereği belki; ama,
vatandaşın dertlerini ne zaman dinliyorsunuz? Böyle bir zamanınız yok. Veya
vatandaşla ilginizi kesmişsiniz de siz, bir kere daha buraya gelmeyeceğinizi
düşünüyorsunuz herhalde "aldırma canım, bu böyle gitsin" diyorsanız,
yanlıştır. Bakın, bu Parlamentoda,
her seçim döneminde, yüzde 50'ye yakın, milletvekili sayısı değil, ismi
değişir. Yani, her Parlamento yenilenmesinde, yarıya yakın milletvekili, bu
parlamentoya giremez; ama, bu tempoyla giderseniz, tamamınız giremez hale
gelirsiniz. Neden; milletle ilişkilerinizi kestiğiniz sürece, milletin
dertlerini dinlemediğiniz sürece, milletin meselelerini şuraya getirip de
çözmek gayretinde olmadığınız sürece, milletten bir şey bekleme hakkını
tutamazsınız elinizde; böyle bir hakka da haiz olamazsınız. Değerli arkadaşlarım,
gelin, normal çalışma günü, süresi neyse onu yapalım. Biz, getirdiğiniz
tasarılar üzerindeki konuşmalarımızla, hukukîleştirme bakımından gerekli
gayreti zaten gösteririz. Neyi getirdiğiniz de bizi ilgilendirmiyor. Burada,
çıkar, doğrusu eğrisi neyse onu söyleriz; ona katılmıyorum; onda herhangi bir
itirazımız yok; ama, böyle, her hafta, pazartesi günü "yeniden gündem
tespiti" diye gelip de, daha evvel, yine sizin değerli oylarınızla karar
verdiğiniz gündemi altüst eden ve verdiğiniz kararı iradenizin dışında yeni bir
karara doğru götüren olay nedir; onu öğrenmek istiyoruz biz. Kararı veren
sizsiniz. Dün karar veriyorsunuz, bugün değiştiriyorsunuz değerli arkadaşlar; o
zaman, istikrar nerede?! Hani istikrarla övünüyoruz ya, çok istikrarlıyız falan
diye... Ve görüntümüz güzel olmuyor. Bakın, kamuda çalışan
memurlarla ilgili sendikalaşma olayını istedik; hatta, temel kanun olarak bile
görüşmeye razıyız dedik; bir an evvel çıkmasını arzu ettik; Kamu-Sen'in eski
genel başkanı çok değerli arkadaşım da orada bir gayretin içinde oldu. Burada
görüşmeye başladık; sonra ne oldu?.. Nerede bir haftadan beri bu?!. Nerede bir
haftadan beri bu?! AYDIN TÜMEN (Ankara) -
Çıkaracağız... Çıkaracağız... TURHAN GÜVEN (Devamla) -
Ha, siz, bunu, samimiyetle istiyorsanız, başladığınız şeyi evvela bitirin
canım... Bitirmediniz; bıraktınız, başka şeye geçtiniz... Birini bırakıp başka
şeye geçiyorsunuz ve çok enteresandır; komisyon başkanı arkadaşımız da bir
sıkıntı içinde oluyor. Birinci kanun tasarısında, komisyon başkanı yerinden
kalkıyor, geliyor buraya, başkan haklı olarak "komisyon yok, hükümet
yok" diyor; aynı komisyon başkanı, 30 saniye sonra geliyor, komisyon
sırasına oturuyor; "hükümet ve komisyon var"... Yok böyle şey!.. Bakın bir şey daha: Hilei
şeriyeden vazgeçin. İçtüzükte -dün, Sayın Başkanla, tabiî, anlaşamadığımız
konulardan biri de odur- komisyon üyesi olan bir insanın muhalefeti varsa,
önerge verme hakkı da vardır; yani, ben, şu maddeyi beğenmiyorum demektir;
orada muhalefet imzası varsa, yenileştirilmesini istiyorum, değiştirilmesini
istiyorum deme hakkı doğar; ama, hayır, ben bunun hepsine katılıyorum diyen
insan, hangi maddenin değişikliği için önerge verebilir? Bu, sadece, muhalefetin
sesini kısmaktan başka bir şey değildir; ama, böyle de kısmak mümkün olmaz,
kısamazsınız böyle. Bu, ortaya acayip görüntü sergiler değerli arkadaşlar. Üç
tane önergenin üçü de çok değerli bir imzaya ait, bir milletvekili arkadaşımıza;
burada da, çektim, vazgeçtim, vazgeçtim... Ya çok doğru dürüst, -ki hep
öyledir- önerge verilecekse, gerçekten, komisyon da ona rıza gösterecekse, siz,
bu hakkı da ortadan kaldırıyorsunuz, selb ediyorsunuz hakkını! Yani, doğru
dürüst bir önerge verilmesi, o anda, sizin, iktidar ortakları olarak aklınıza
geldi veya hükümet dedi ki, kardeşim, bakın, ortaklar olarak bir önerge verin
buna; ama, arkadaşınız doldurmuş oldu orada önergeleri; ayrı bir önerge olarak,
tabiî, hükümetin ayrı bir şeyi var; ama, sizin vermeniz mümkün mü? Hayır, yok
böyle bir şansınız. Doğruyu fark ettiniz, yanlışı düzeltmek için bir önerge
hazırladığınızda siz de veremezsiniz. O zaman, bir hak muhtel olmuyor mu? O kanun, daha evvel,
hatırlarsanız, ben kabul etmedim. Sayın Cumhurbaşkanı, zaten, o noktadan
inceliyor; çünkü, kanuna ve hukuka aykırı olan şeyleri, elbette, Sayın
Cumhurbaşkanı iade edecek. Ondört sayfa! Hani, bir madde olsaydı, tamam da, bir
kere daha görüşülsün diye, kaç maddeden Cumhurbaşkanı iade etti... Değerli arkadaşlarım,
onun için, bakın, milletin nefine, gerçekten milletin yararına olan her şeyde
yanınızdayız; çünkü, biz de bu milletin bir ferdiyiz, hepimiz milletiz; ama,
siz, zorlamayla ve büyük bir kesimi, şu Tütün Kanunu Tasarısında olduğu gibi,
rencide edecek, haklarından mahrum edecek birtakım şeyler getirirken iyice
düşünmeniz lazım; yarın karşınıza bu arkadaşlar çıktığında -özellikle, tütün
üreten yerlerin milletvekili arkadaşlarıma söylüyorum- ne cevap vermeyi düşünüyorsunuz?
Şimdiden hazırlıklı olun diye söylüyorum. Hepinize saygılar
sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim
efendim. ASLAN POLAT (Erzurum)-
Sayın Başkan... BAŞKAN - Lehte mi
istiyorsunuz efendim?.. ASLAN POLAT (Erzurum)-
Evet, önerilerin lehinde..? İSMAİL KÖSE (Erzurum)-
Sayın Başkan... BAŞKAN -Sizden evvel
Sayın Polat istedi efendim; biliyorum. Önerilerin lehinde
konuşacak Sayın Polat; daha sonra da Sayın İsmail Köse'ye söz vereceğim
efendim. ASLAN POLAT (Erzurum)-
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bugün, hükümet grubunun
getirmiş olduğu bu öneride, Genel Kurul çalışmalarının uzatılması isteniyor.
Danışma Kurulu önerisinde "önümüzdeki hafta pazartesi, salı, çarşamba,
perşembe, cuma çalışalım; bu hafta da cuma günü dahil çalışarak birtakım
kanunları çıkaralım" deniyor. Gerçekten ülkemiz, şu
anda kritik günlerden geçiyor. Bu tasarıların buradan geçmesini,
tartışılmasını, konuşulmasını istemek kadar güzel bir şey olmaz ve biz buna katılıyoruz;
buna katıldığımızı da, biraz sonra burada, hemen hemen her madde üzerinde
konuşarak, fikrimizi beyan ederek de size göstereceğiz. İstiyoruz ki, çalışma
tek taraflı olmasın, hükümet kanadı da burada gelsin konuşsun. Mesela, akşam tütünle
ilgili kanun geldi; Türkiye'de 620 000 çiftçi ailesi, 22 000 fabrika ve
işletmelerde çalışan insanları ilgilendiren bir kanun geldi. Hükümet kanadından
hiçbir grup çıkıp da buradan görüş belirtmedi; yani, burada bizi dinleyen gerek
Türkiye çapında... Mesela, yarın, ileride bizim bu konuşmalarımızı zabıtlardan
okuyan arkadaşlarımız "acaba, iktidarın, bu Tütün Kanunu geldiği zaman
konuşacak hiçbir fikri yok muydu?" derse ne diyeceksiniz? Ben, istiyorum
ki, çalışma beraber olsun, tartışma beraber olsun; siz de gelin tartışmaya
katılın. Bakın, sayın
milletvekilleri; İçtüzükte tadilat yaptınız. Birincisi, şahıs konuşmalarını
kaldırdınız; ikincisi, her maddede, milletvekilinin kafasına takılan bir konuda
sayın bakanlardan bilgi edinme isteğini kaldırdınız; soru sorma işlemini
kaldırdınız. Önerge verme hakkı var. Her fıkrada dört önerge verilebiliyordu ve
milletvekillerinin, kafasına takılan konuda önerge verme hakkı vardı. Siz,
iktidar partisi olduğunuz için bu hafta getireceğiniz bütün kanunlara biz
baktık yukarıda; hepsinde, matbaadan gelmeden önce -matbaa saatini siz
bildiğiniz için- önergeleri önceden danışmanlarınıza hazırlatmışsınız, bütün
kanun maddelerinin önünü önergelerle tıkamışsınız. Dolayısıyla, şu anda, hiçbir
muhalefet partisi milletvekili, Tütün Kanunu Tasarısı olsun, Tahkim Kanunu
tasarısı olsun, biraz sonra gelecek kanunlar olsun, bunlarla ilgili tek bir
önerge verme hakkına sahip değil; ama, siz, nasıl önergeler vermişsiniz;
mesela, bir sayın arkadaşımız önerge vermiş "süre" yerine
"zaman" geçsin, "valilik kararı" yerine "valilik
onayı" olsun... Peki, bu, nedir bunu anlayamadık, gel izah et dediğin
zaman; her konuşmanın sonunda, onları geri çekiyorum; çünkü, ben, bunların oylanmasından
bile mahcup olacağım demek istiyor, onları, hemen geri çekiyor. Tartışmaya gücü
yetmiyor... Ondan sonra, canım, böyle önerge olmaz ki! Şimdi, 600 000 tane tütün
ailesi bizi seyredecek. Burada, muhalefet partilerine önerge
verdirmeyeceksiniz; sizin de verdiğiniz önergelerin alayında;
"zaman", "süre" ile değiştirdim, geri çektim...
"Valilik onayı" yerine "valilik görüşü"nü aldım, geri
çektim derseniz, Meclisin özelliğini ortadan kaldırırız arkadaşlar. Onun için,
diyorum ki, çalışmak istiyorsanız, gelin, sizin görüşlerinizi öğrenmek
istiyoruz. Biraz sonra gelecek Tütün Yasa Tasarısında, DSP Grubunun, MHP Grubunun,
ANAP Grubunun görüşlerini dinlemek istiyoruz, Türk halkı olarak dinlemek
istiyoruz. Siz, IMF'e verdiğiniz
sözle, Tütün Yasasında, 80 000 hektar tütün alanını azaltacaksınız ya, burada
çalışan işçilere, halka ne iş yaptıracaksınız, nereye göndereceksiniz? Bunları,
Türkiye'de, nerede istihdam edeceksiniz, bunu öğrenmek istiyoruz? Sizin,
gelecek bu tasarınızla, bilhassa Güneydoğu Anadolu'da, Doğu Anadolu'da tütün
ekicilerinin tütünleri, ithal tütünlere de giremeyeceği için, bilhassa doğu ve
güneydoğuda çalışan insanlar için çok büyük bir işgücü kaybı olacak. Siz, bu
insanları ne yapacaksınız? Biz söyleyeceğiz; biz, her maddede söyleyeceğiz;
ama, siz de söyleyin. Ha, bizim, fert olarak söyleme hakkımızı da elimizden
aldınız. İçtüzükte hakkımız vardı, o, kalktı, sadece Grubumuz söyleyecek; ama,
sizin de gruplarınızın görüşlerini öğrenmek istiyoruz, sizlerden de faydalanmak
istiyoruz. En azından, önergelerimizi de verip, düzeltme yönünde yapacağımız
çalışmalara karışın diyoruz. Biraz sonra Tahkim Yasa
Tasarısı gelecek, çok önemli bir tasarıdır. 1990'larda Türkiye, 1 milyar
dolarla, Çin'den sonra hemen hemen dünyadaki en fazla gayri safî millî
hâsılasına göre dış yatırım almaya başlamışken, 1995 yılında, Anayasa Mahkemesinin
seri halde verdiği kapatma kararlarıyla, tüm Türkiye'ye gelen yabancı
sermayenin önünün kesilmesi dolayısıyla, Türkiye'ye yabancı sermayenin
girememesine, işsizliğin artmasına ve enflasyonun çoğalmasına katkı veren bir süreç
yaşandı. Onun giderilmesi için bir anayasa değişikliği yapıldı; ama, orada da
ifrada gidildi. O konuda görüşlerimiz var, o konuda size katkıda bulunmak
istiyoruz; ama, önümüzü kesiyorsunuz; böyle çalışma olmaz ki... Biz, akşam saat 02.00'de
de burada konuştuk, buradaydık gene, şu anda da buradayız, gene çalışacağız.
Hangi saat derseniz deyin bizi burada konuşurken veya katkıda bulunurken
göreceksiniz; ama, siz de bu katkılarda bulunun istiyoruz veya önergelerin
önünü açın; yani, hükümet kanadısınız, kanunları ne zaman matbaaya yolladığınızı
biliyorsunuz, geleceği saati biliyorsunuz... Biz gittik ki, onbeş dakikada
hükümet bütün tasarıların önünü kapatmış; çünkü, geleceği saatten hükümetin haberi
var. Bizim bütün önergelerimizin önü kapandı. Biraz sonra bütün
önergeler okunacak; ama, bir tanesini burada savunma cesaretiyle
çıkamayacaksınız; çünkü, önerge değil, hepsi naylon önerge. Biz istiyoruz ki,
bunları böyle yapmayın. Buraya geldiğimiz zaman ciddî ciddî tartışalım, ciddî
ciddî konuşalım. Yoksa, sen getirdin bir önerge, benim önümü kapattın,
konuşturmadın; beni konuşturmazsanız ne olacak?.. Siz beni konuş-turmayınca,
sokağa döktüğünüz Emlak Kredi Bankasında çalışan insanın işini mi yaptınız?
Türk Ticaret Bankasında çalışanları -dünkü kanunlarda vardı- dışarı bıraktınız,
işsiz bıraktınız; onların derdi mi çözüldü?.. AYDIN TÜMEN (Ankara) -
Kimseyi işsiz bırakmadık. ASLAN POLAT (Devamla) -
Efendim, Emlak Bankasını tasfiye ettiniz mi etmediniz mi; Emlak Bankasında
çalışan ve fazla diye kabul ettiğiniz kişileri işten çıkardınız mı çıkarmadınız
mı gelin bunları beraber tartışalım. Şimdi, getirdiğiniz bu
tasarıyla ithal tütüne izin vereceğinize göre... AYDIN TÜMEN (Ankara) -
Meclis verecek, biz değil. ASLAN POLAT (Devamla) -
Siz vereceksiniz. Bakın, biraz sonra
gelecek buraya, biz izah edeceğiz, ilk olarak 2 milyardan başlayacaksınız, altı
sene sonra o 2 milyar tahdidini tamamen kaldıracaksınız. Peki, o zaman ithal
olarak gelen bu yabancı sigaralar karşısında yerli üretici tütün ekemezse,
bunları, tütün ekememekten dolayı boşta kalan bu insanları nerede istihdam
edeceksiniz, bununla ilgili görüşlerinizi öğrenmek isteriz, gelin öğretin, izah
edin biz de dinleyelim, beraber tartışalım. Önergelerinizin bir kısmını da
çekin, biz de önerge verelim, önergeleri de tartışalım, doğrusu çıksın. Burada tartışmazsınız,
komisyonda tartışmazsınız ondan sonra da çıkardığınız kanunlarla ilgili olarak
Anayasa Mahkemesine 50 kere müracaat ettik, 30 küsur tanesinde bizi haklı
buldu. Sayın milletvekilleri,
biz konuşurken gerçekten rahatsız oluyorsunuz, farkındayım; çünkü, rahatsız
olmak neden; siz de inandıklarınızın tersini yaptığınız için rahatsızsınız,
inandıklarınızı uyguladığınız zaman hiç rahatsız olmazsınız; çünkü, gelir cevap
da verirsiniz, haklı olduğunuz ortaya çıkar. Ben, size, tekrar
söylüyorum; biraz sonra tütün yasa tasarısı konuşulacak, tahkim konuşulacak,
muhalefet bir tane önerge veremeyecek; çünkü, geliş saatlerini bildiğiniz için,
önünü tıkamışsınız. Düzeltemeyeceğiz, konuşmalarda yanlış anlaşacağız, hükümete
soramayacağız; buna da çalışma... Bu, çalışma değil. Biz ciddî... BAŞKAN - Sayın Polat,
lehte misiniz? ASLAN POLAT (Devamla) -
Ben, lehte konuşuyorum; diyorum ki, çalışalım. Bakın, burada
"çalışalım" demişsiniz; hep beraber çalışalım, tek taraflı olmaz. Ben
de konuşacağım, sen de konuş, doğrusu çıksın ortaya. Tek taraflı çalışma olmaz,
hep beraber çalışalım diyorum; hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından
alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim. Lehte, Erzurum
Milletvekili Sayın İsmail Köse; buyurun. (MHP sıralarından alkışlar) İSMAİL KÖSE (Erzurum) -
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; önerinin lehinde konuşmak üzere söz almış
bulunuyorum; konuşmama başlarken, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Önerilerde de görüldüğü
gibi, ülkemizin çok önemli konularını içeren ve çiftçimizin, köylümüzün,
vatandaşlarımızın ekonomik yönüyle sıkıntıdan kurtarılmasıyla ilgili kanun
tasarılarını görüşüyoruz. En önemli tasarılardan bir tanesi, bugün, yine,
gündemimizde olan, tütün kanunu dediğimiz tasarıdır. Dün, eğer, değerli
muhalefet milletvekilleri izledilerse, Devlet Bakanımız Sayın Yılmaz
Karakoyunlu Beyefendi, konuyla ilgili, çok kapsamlı ve hakikaten, gelecekte,
köylümüzün, çiftçimizin hangi imkânlara kavuşacağı konusunda gerekli bilgileri
verdiler. Zabıtları okuduğunuzda, bu bilgileri yeniden kavrama imkânını
bulacaksınız. Tabiî, Fazilet Partisi
temsilcisi arkadaşımızın da katkısıyla, 4 grubun temsilcisinin müspet olarak
getirmiş olduğu öneriye, yalnız Doğru Yol Partisi temsilcisi Sayın Turhan
Güven, pazartesi günü çalışmamıza karşı olduğunu ifade etmiştir; yani, şu
andaki gündemin içerisinde bulunan kanunların görüşülmesine karşı olmadığını;
fakat, pazartesi günü çalışmanın olmaması istikametinde bir beyanda
bulunmuştur. Tabiî, muhalefet partisinde bulunan değerli milletvekili arkadaşlarımıza
teşekkür ediyoruz. Gerçekten, büyük bir fedakârlık yapıyorlar, fedakârlığa
katlanıyorlar. Biz, her zaman söylüyoruz; demokrasi, yalnız, iktidardan
müteşekkil değildir; iktidarıyla muhalefetiyle bir bütündür; yani, demokrasiyi
bilen insanlarımızın da bildiği gibi, beraberce bu meselelerimizi çözeceğiz,
beraberce bu meseleleri halledeceğiz; doğrudur, Türkiye hepimizin, Türk Milleti
hepimizin ve bu milletin ihtiyaçları ne ise, o ihtiyaçları giderecek, bir an
önce o ihtiyaçlarla ilgili meselemizi halledebilmemiz için bu kanunların
çıkması gerekiyor. Kanunlara karşı olabilirsiniz ki, karşı düşüncelerinizi
ifade ediyorsunuz, müspet düşüncelerinizi de ifade ediyorsunuz; ben
müteşekkirim, çünkü, hakikaten, çok önemli düşünceler ifade ediliyor; ancak,
bir şeyin altını çizmek istiyorum: Değerli milletvekilleri,
iktidarın bir farklı tarafı vardır. Bu kanun hükümet tarafından getiriliyor ve
komisyonlarda tartışılıyor; komisyonlarda tartışılırken, iktidara mensup
milletvekili arkadaşlarımız bu kanunu benimsediklerini ifade ederek, bunun
komisyondaki çalışmalarında müspet katkıda bulunuyorlar ve kanunlaşması
istikametinde, bizim grubumuzun, diğer iki grubu temsil eden arkadaşlarımızın
müspet mütalaasıyla ve zaman zaman da siz değerli muhalefet milletvekili arkadaşlarımızın
da katkılarıyla kanun tasarısı önümüze geliyor. Şimdi, burada kalkıp,
iktidar milletvekilleri olarak, kendi grubumuzu temsil eden ve bizim için
hakikaten önemli olan komisyon çalışmalarına ilaveten yeniden burada tekrar
etmenin zaman israfından başka hiçbir faydası yoktur. O itibarla, geçmişten
günümüze kadar olan Meclis çalışmalarında, bu çatı altında olanlar ve
olmayanlar da bilmektedirler, iktidar ve muhalefet partisine mensup
milletvekillerinin nasıl hareket edeceğini de herkes bilmektedir. Önergeler konusunda ise,
yine, kırk madde, elli madde, altmış madde görüşülürken, değerli muhalefetin,
önergelerde, şu anda iktidar partisine mensup milletvekili arkadaşlarımızın
vermiş olduğu bir kelimenin değişikliği veya bir virgülün değişikliği
istikametindeki önerge çeşitliliğini muhalefet partilerimiz de vermişlerdir.
Geride, çıkarmış olduğumuz kanunlara baktığımızda, o önergelere baktığımızda,
bunları da görme imkânına sahip oluruz. Bu bakımdan, hem buradaki çalışma
düzenimiz ve komisyonlardaki çalışma düzenimizle ilgili herhangi bir şekilde,
birilerimizin birilerimize söyleyecek fazla sözü yoktur. Bizim, şimdi burada
yapacağımız iş şudur: Değerli milletvekilleri,
eğer, Anayasa değişiklikleri, 5 değerli genel başkanın mutabakatı sağlanması
kaydıyla; yani, iktidarıyla muhalefetiyle 5 sayın genel başkan bir araya gelir,
şu anda Uzlaşma Komisyonunun götürmüş olduğu önerileri benimser ya da içinden
bir paket çıkarır da Meclisin gündemine getirirse -temmuzda çalışma önerisi
gelmediği takdirde, Yüce Meclis, 1 Temmuz'dan itibaren çalışmalarına ara
verecektir- ne olacaktır; milletvekillerimiz, kendi memleketlerine
gideceklerdir, seçmenine gidecektir veya başka görevleri yerine
getireceklerdir. Öyleyse, önümüzde kısıtlı bir zamanımız kalmıştır. Her zamanki
yapmış olduğumuz çalışmaların ötesinde, biraz daha zamana ihtiyacımız vardır.
Bu zaman içerisinde, şu anda Türkiye'nin içerisinde bulunmuş olduğu ekonomik
sıkıntıyı biraz daha hafifletmek için, bu kanunların çıkması gerekiyor. Biz
bunu açıkça söylüyoruz. Bakın, ülkeyi ekonomik sıkıntıdan kurtarmak için,
hepimizin ortak meselesi olan, çiftçimizin, köylümüzün, esnafımızın,
tüccarımızın rahatlatılması için... Bu kanunların içerisinde bunlar var; tahkim
kanunu tasarısı var. Anayasanın 125 inci maddesinde hep beraberce yaptığımız
değişikliğin askıda kalmaması için, bu tahkim kanununu çıkarmamız lazım.
Yabancı sermayenin Türkiye'ye gelmesini sağlamamız gerekiyor. Bu kanunu
çıkarmadığımız müddetçe, Anayasada yapmış olduğumuz değişikliğin hiçbir
fonksiyonu yoktur; çünkü, bu kanun çıkacak, altyapısı oluşacak ve yabancı
sermaye sahibi, bizim kendi insanlarımızla yapacağı konsorsiyumlarda bu
mevzuata tabi olacaktır. Aksi takdirde, böyle bir cazibeyi kazandırmadığınız
müddetçe, başkalarının Türkiye'ye getireceği parası ve de böyle bir riski
yoktur. Öyleyse, dünya hangi kuralları uyguluyorsa, biz de o kuralları
uygulamak mecburiyetindeyiz. İşte, Türkiye, böyle bir imkânı yakalamıştır ve
yine muhalefetin katkısıyla, Anayasanın 125 inci maddesi değiştirilerek,
bugünkü kanunun çıkarılmasına da imkân sağlamıştır. Bir başka konumuz,
Karadeniz deniz işbirliği görev grubu teşkiline dair uluslararası bir
anlaşmamız vardır. Bölgesel bir anlaşmadır, çok önemli bir anlaşmadır;
içerisinde, ekonomik, sosyal, siyasal yönleri olan bir uluslararası sözleşmedir;
1 maddedir; bunu da görüşmek mecburiyetindeyiz. Yine, gündeme aldığımız
ve bunda samimî olduğumuz bir başka kanun tasarısı da, devlet memurlarımızın
sendika kurmasıyla ilgili kanun tasarısıdır. Gündeme girmiştir, gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen İşler" kısmının 7
nci sırasındadır. Önerimizde ne diyoruz; önerimizde, perşembe günü, gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen İşler" kısmının
10 uncu sırasına kadar olan tasarıların görüşülmesinin bitimine kadar; cuma
gününe geliyoruz -yani, bu cuma günü- yine, kamuda çalışan memurların
sendikalarıyla ilgili tasarının görüşmeleri bitinceye kadar, tasarı
kanunlaşıncaya kadar çalışmanın yapılmasını istiyoruz. Şimdi, bir taraftan
"kamuda çalışan memurlarımıza sendikal hakkın verilmesini talep
ediyoruz" deyip, bir taraftan da "hayır efendim, biz, bu zaman
içerisinde, bu tasarının kanunlaştırılmasına karşıyız" diyemeyiz. Şuna
inanıyorum ki, Doğru Yol Partisi de, Fazilet Partisi de, bizim kadar -yani, üç
grup kadar- bu memur sendikalarıyla ilgili kanunun çıkarılmasına taraftardır. Ha, süreye gelince
değerli arkadaşlarım; şimdi, birbirimizi aldatmayalım; yani, süreyi
değerlendirmediğimiz müddetçe, gece sabahlara kadar çalışmadığımız müddetçe,
cuma ve pazartesini de çalışma günlerimiz içerisine katmadığımız müddetçe, arz
ettiğim bu konuların bitmesi mümkün değildir. Ayrıca, Doğru Yol
Partisi, bir gensoru önergesi vermiştir. Peki, biz bu yasaları çıkaracağız.
Önümüzdeki bir hafta da, yine gündemimizde olan ya da gündemimize gelme
durumunda olup, çok önemsediğimiz herhangi bir tasarının kanunlaşmasını
sağlayacaksak, ondan önce, bir de gensoru önergesini görüşmemiz lazım
Anayasamıza göre. Gensoru önergesi niçin verilmiş, neden verilmiş, nasıl olur
onu bilemem; ancak, İçtüzüğümüze ve Anayasamıza göre, burada görüşülmesi
gerekiyor. Şimdi, hem gensoru önergesini veriyoruz hem de "pazartesi günü
çalışmayalım" diyoruz! Ee, izin verirseniz, hükümet hakkında vermiş
olduğunuz gensoru önergesinin görüşme gününü ve kendisine ait olan savunmasını
yapma zamanını da hükümet tayin etsin. O itibarla, bunun da pazartesi günü
olmasında herhangi bir mahzur görmüyoruz. Netice itibariyle,
görüşmekte olduğumuz ve arkasından da görüşeceğimiz tasarıların, memleketimizin
lehine, milletimizin lehine olduğunu ifade ediyorum. Zaman itibariyle de, sizin
de içerisinde bulunduğunuz ve böyle bir dönemde, bu şartlarda birlikte olmanın,
böyle sıkıntısını çekmenin karşılığında da, milletimizin rızasını alırız ve milletimiz "Allah razı olsun,
bizim için çalıştınız" der; siz de bu milletimizin rızasının içerisinde
olursunuz diye söylüyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ediyorum. (MHP,
DSP ve ANAP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Ben teşekkür
ederim efendim. Efendim, önerileri tek
tek okutup, oylarınıza sunacağım. 1 inci öneriyi
okutuyorum: Öneriler: 1- Gündemin "Kanun
Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 285
inci sırasında yer alan 712 sıra sayılı kanun tasarısının, bu kısmın 9 uncu
sırasına; 20 Haziran 2001 tarihli gelen kâğıtlarda yayımlanan 720 sıra sayılı
kanun tasarısının, 48 saat geçmeden, gündemin "Kanun Tasarı ve
Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler" kısmının 10 uncu sırasına alınması; 20 Haziran 2001
Çarşamba günü gündemin 9 uncu sırasına, 21 Haziran 2001 Perşembe günü 10 uncu
sırasına, 22 Haziran 2001 Cuma günü de o günkü gündemin 8 inci sırasına kadar
olan tasarı ve tekliflerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışma
süresinin uzatılması önerilmiştir. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan, karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz. BAŞKAN - Karar
yetersayısının aranılması istenildi efendim. 1 inci öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmiştir. 2 nci öneriyi okutuyorum:
2- Genel Kurulun, 25
Haziran 2001 Pazartesi, 26 Haziran 2001 Salı, 27 Haziran 2001 Çarşamba, 28
Haziran 2001 Perşembe ve 29 Haziran 2001 Cuma günleri 14.00-19.00, 20.00-24.00
saatleri arasında çalışması, 26 Haziran 2001 Salı günü sözlü sorular ile diğer
denetim konularının, 27 Haziran 2001 Çarşamba günü sözlü soruların
görüşülmemesi, 25 Haziran 2001 Pazartesi ve 29 Haziran 2001 Cuma günleri de
kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi önerilmiştir. BAŞKAN - İkinci öneriyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... İkinci öneri de
kabul edilmiştir efendim. Üçüncü öneriyi
okutuyorum: 3- 18 Haziran 2001
tarihli gelen kâğıtlarda yayımlanan Başbakan Bülent Ecevit hakkındaki (11/15)
esas numaralı gensoru önergesinin gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak
İşler" kısmında yer alması ve Anayasanın 99 uncu maddesi gereğince gündeme
alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin 25 Haziran 2001 Pazartesi günkü
birleşimde yapılması ve görüşmelerin tamamlanmasından sonra kanun tasarı ve
tekliflerinin görüşülmesi önerilmiştir. BAŞKAN - Üçüncü öneriyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Üçüncü öneri de
kabul edilmiştir efendim. Sayın milletvekilleri,
gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmına geçiyoruz. Önce, yarım kalan
işlerden başlayacağız. V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER 1. – İzmir Milletvekili Rifat Serdaroğlu'nun; İstanbul
Milletvekili Bülent Akarcalı'nın; Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya'nın; Ankara
Milletvekili Yıldırım Akbulut'un; Şırnak Milletvekili Mehmet Salih Yıldırım'ın;
Gaziantep Milletvekili Ali Ilıksoy, Konya Milletvekili Ömer İzgi ve Ankara
Milletvekili Nejat Arseven'in; İstanbul Milletvekili Ziya Aktaş ve 42
Arkadaşının; Zonguldak Milletvekili Hasan Gemici'nin ve İzmir Milletvekili
Işılay Saygın'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/94, 2/232,
2/286, 2/307, 2/310, 2/311, 2/325, 2/442, 2/449) (S. Sayısı : 527) BAŞKAN - Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Tekliflerinin
görüşülmeyen maddeleriyle ilgili Komisyon raporu henüz Başkanlığa
ulaşmadığından, teklifin müzakeresini erteliyoruz. Kamu Görevlileri
Sendikaları Kanunu Tasarısının müzakeresine kaldığımız yerden devam edeceğiz. 2. – Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Tansu Çiller ve 3 Arkadaşının, Kamu Görevlileri
Sendikaları Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve
Bütçe Komisyonları Raporları (1/418, 2/87) (S. Sayısı : 683) BAŞKAN - Komisyon?.. Yok. Ertelenmiştir. Tütün ve Tütün Mamulleri,
Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün
ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 sayılı
Kanunda ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ve Sanayi, Ticaret, Enerji ve Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları raporlarının müzakeresine kaldığımız
yerden devam ediyoruz. 3. – Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel
Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin
Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı: 719 ve 719’a Ek) (1) BAŞKAN - Komisyon?..
Yerinde. Hükümet?.. Yerinde. Sayın milletvekilleri,
tasarının tümü üzerinde müzakereler tamamlanmıştı. Şimdi, tasarının
maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir efendim. 1 inci maddeyi
okutuyorum: TÜTÜN, TÜTÜN MAMULLERİ, TUZ VE ALKOL
İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE TÜTÜN VE TÜTÜN
MAMULLERİNİN ÜRETİMİNE, İÇ VE DIŞ ALIM VE SATIMINA, 4046 SAYILI KANUNDA VE 233
SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI Amaç ve tanımlar MADDE 1. - Bu Kanunun
amacı; Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün
yeniden yapılandırılması ile Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası
Düzenleme Kurumunun kurulmasına, bu Kurumun görev ve yetkilerinin
düzenlenmesine ve tütün ve tütün mamullerinin Türkiye'de üretimine, iç ve dış
alım ve satımına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Bu Kanunun
uygulanmasında; a) Bakan : Kurumun ilişkilendirildiği Devlet
Bakanını, b) Kurul : Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü
İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulunu, c) Kurum : Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler
Piyasası Düzenleme Kurumunu, d) Genel Müdürlük: Tütün,
Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünü, e) Açık artırma başlangıç
fiyatı : Her kalite grad-randıman tütün için son beş yılda Kurulca seçilecek üç
yılın ihraç fiyat ortalamasının % 50 eksiğini, ifade eder. BAŞKAN - 1 inci madde
üzerinde Doğru Yol Partisi Grubu adına, Balıkesir Milletvekili Sayın İlyas
Yılmazyıldız?.. Yok. ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) -
İkinci sıraya geçelim Sayın Başkan. BAŞKAN - Yoksa, ikinci
sıraya geçiyorum. Fazilet Partisi Grubu
adına, Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu; buyurun efendim. (FP sıralarından
alkışlar) FP GRUBU ADINA MAHMUT
GÖKSU (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 719 sıra sayılı kanun
tasarısının 1 inci maddesi üzerinde Fazilet Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Değerli arkadaşlar, bu
tasarı, komisyonlarda tartışılmadan, gecenin yarısında Meclis gündemine
getirildi. Sayın Bakan gece yaptığı konuşmada, muhalefetin eleştirisini,
insafsızlıkla itham etti. Değerli milletvekilleri,
bu, çok önemli bir tasarıdır. 5 milyona yakın insanımızı yakından ilgilendiren
bu tasarının, gecenin geç saatlerinde, yangından mal kaçırırcasına getirilmesi
hangi insafla bağdaştırılabilir acaba?! Öyle ki, muhalefet partilerinin vermiş
olduğu önergeleri, iktidar partilerinin tıkaması... Âdeta, Türk tütün
üreticilerini sanık sandalyesine oturtan hükümet, onun suçlu olup olmadığı
tartışmadan, idam etmek istiyor. Elbette, buna gönlümüz razı olamaz değerli
arkadaşlar. Bakınız, bu tasarının,
sorumlu bakanın da görevden alınmasına sebep olduğu hatırlanırsa, 70 milyonun
sağlığını, milyonlarca çiftçinin geçimini ve memleket ekonomisini ilgilendiren
önemli bir tasarı olduğu görülür. Tütün, geniş bir tabana hitap eden üründür. Değerli milletvekilleri,
bu tasarı, Türkiye pazarını ele geçirmek isteyen sigara tekellerinin baskısıyla
çıkarılmak istenmektedir. Kendi ülkelerinde sağlık tehlikesi sebebiyle
pazarları daralan tekeller, milletimiz üzerinde tahribata yönelmiştir.
Halkımızın sağlığı feda edilerek sigara tekellerinin pazarı olacağız, her yıl
dışarıya milyarlarca dolar ödeyeceğiz. Bu düzenlemeyle,
milyonlarca tütün çiftçisinin halinin ne olacağı belli değildir. Kıraç arazide
tütün ziraatıyla geçinen bu insanların elleri böğürlerinde kalacaktır. Bu, bir
sosyal felakettir. Şekerpancarında olduğu
gibi, tütünde de yapılan bu düzenleme, önhazırlık yapılmadan, geçiş dönemi
planlanmadan, alelacele hazırlanan bir tasarıdır; pratikte uygulanmayacak,
memleket ve millete faydası olmayacak bir tasarıdır. Değerli arkadaşlar,
Türkiye'de, 2000 yılı itibariyle 200 000-220 000 ton tütün üretilmiştir.
Ülkemizde sigara tüketimi 168 000 tondur. Bu tüketim miktarı 8,4 milyar paket
sigara etmektedir. Ortalama sigara fiyatı 1 000 000 liradan kabul edildiğinde,
ülkemizdeki toplam sigara pazarının değeri 8,4 katrilyondur. Bu değerin, yani,
8,4 katrilyonun, 6 katrilyonu vergi olarak alınmaktadır. Bu kesintilerden, 6
katrilyonluk vergi dışında, Savunma Sanayiini Destekleme Fonuna, Eğitime Katkı
Payına, Sağlık Hizmetleri Fonuna, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik
Fonuna, ayrıca paralar kesilmektedir. 300 trilyon gibi bir meblağı tütün
üreticisinden saklarken, 6 katrilyonluk devlet vergisini de devre dışı bırakmış
oluyoruz. Dolayısıyla, bu tasarı, memlekete, parasal olarak da bir katkı
sağlamayacak, zarar getirecektir. Ayrıca, katkı maddeleri olan ve sağlığa daha
zararlı yabancı sigaralar pazara hâkim olacaktır. Dünyada stok fazlası tütünler,
ülkemize rahatlıkla girebilecektir. Değerli arkadaşlar,
Türkiye'de, 600 000'i aşkın tütün ekicisi bulunmaktadır; yani, 5 milyon kişinin
geçimini ve istihdamını sağlayan tütün üretiminden vazgeçmek demek, büyük
şehirlere, varoşlara göç olması ve işsizliğin artması demektir ki, bu da,
ülkemizin sosyal yapısının katmerleşmesine meydan verecektir. Avrupa,
kırsaldaki nüfusun azalmaması için, tütün üreticilerine, elde ettiği gelirin
yüzde 80'inden fazlasını verirken, biz, bu yasa tasarısıyla, tütün üreticilerini,
toprağından koparıyoruz, büyük kentlere, onların varoşlarına göçe zorluyoruz;
bu, yanlış bir yaklaşımdır. Yasanın tek çıkarılma sebebi, IMF'ye verilen niyet
mektubunda belirtildiği üzere, sadece, alınacak olan kredi öngörüşme şartının
yerine getirilmesidir. Yasanın, millî iradeyi temsil eden Türkiye Büyük Millet
Meclisinden geçmemesi için, her milletvekili, bunun mücadelesini vermelidir.
Zira, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, hükümetin veya IMF'nin tasdik makamı olarak
görülmesini kabul etmemiz mümkün değildir. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) MAHMUT GÖKSU (Devamla) -
Sayın Başkanım, 1 dakikasüre verebilir misiniz. Değerli arkadaşlar, bu
yasa tasarısının gelişinde, milletin sesi yoktur, millî irade yoktur. İşte,
böyle, günde, onlarca faks gelmektedir bana. Şu gördüğünüz faks, sadece
Adıyaman'ın bir ilçesinden bana gelen fakstır. Bir canlının yaşaması için hava
ve su ne kadar önemliyse, Adıyaman için de tütün o kadar önemlidir diye, 100'ü
aşkın muhtar, ortak bir faks çekmişler. Bu tasarıyla, özellikle, doğu ve
güneydoğu tütün üreticileri mağdur olacaktır. Zira, işsizlik had safhaya
ulaşacak ve bu insanlar göçe zorlanacaktır. Dolayısıyla, bu tasarının
daha fazla zarar vermemesi için, Sayın Bakana arz ediyorum: Çıkacak olan bu
yasa, sadece ABD'nin tütün çiftçisine bayram ettirecektir; ama, Türk tütün
üreticilerinin ise, elini böğründe bırakacaktır. Bu nedenle, yüzde 100 Türk
tütününden üretilen yerli markaların, Samsun ve Maltepe gibi sigaraların üretimini
yasal güvenceye alınız. Ayrıca, devlet, özelleştirdiği KİT'lerde çalışan
personelin başka kurumlara geçişini nasıl sağlıyorsa, tütün üreticilerine de,
en az üç yıl olmak üzere, bir geçiş dönemi tanıyınız. Ayrıca, özellikle,
Adıyaman'da sulu tarıma geçilebilmesi için, devletin imkânlarını sonuna kadar
kullanınız. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) MAHMUT GÖKSU (Devamla) -
Zira, Atatürk Barajıyla, en verimli topraklarını sular altında bırakan
Adıyaman'da, bugün, sadece tütünle iştigal ediyoruz. Değerli arkadaşlar, bir
şey daha söylüyorum: Adıyaman'a giren, sadece memur maaşları ve bir de tütün
parasıdır. Bu yasanın çıkması, özellikle, Adıyamanlının boynuna ilmik atmaktır.
Buna, hep beraber karşı olacağız. Bu yasa tasarısının bir
daha gözden geçirilmesini diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (FP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim
efendim. Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına, Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru; buyurun efendim. MHP GRUBU ADINA REŞAT
DOĞRU (Tokat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. Tütün Piyasası Kanun Tasarısının 1 inci maddesi üzerinde Grubum
adına söz almış bulunuyorum. Ülkemizde, 600 000 tütün
ekicisi vardır. Bu, yaklaşık olarak 5 milyon civarında insanımızı şöyle veya
böyle etkilemektedir. Bunların büyük bir kısmı da geçimini ve istihdamını tütün
üretiminden sağlamaktadır. Tütün, ziraatı çok zor
olan bir çiftçiliktir. Tütün tarımı ülkemizde yıllardan beri yapıldığı için, bu
üretimde, 7 yaşındaki çocuktan 80 yaşındaki ihtiyara kadar herkes
çalışmaktadır. Ülkemizin her tarafı gibi Tokatımız, Erbaamız, Niksarımız,
Taşova gibi yöre insanları çok iyi bilmektedir ki, tütünle ilgili çok farklı
edebiyat gelişmiş, Türk kültüründe yeri olan birtakım eserler ortaya
konulmuştur. Tütün, yaşamlarının büyük bir parçası olmuştur. Yıllardan beri, ev
halkının üretim yapan insanlarının iç içe olduğu başka bir çiftçilik de yoktur.
Tütün tarımı, ne buğday ekimine ne patates ne de soğan ekimine benzer. İnsanlar
oniki ay değil, onüç, ondört aya kadar süren çalışma sonucu ürünlerini satarak
para kazanırlar. Sayın milletvekilleri, bundan dolayı da, ülkemizdeki tüm
üreticiler şu anda bu konuyla ilgili çalışmaları yakından takip etmektedirler. Ben, geçtiğimiz hafta
sonu Tokat İlimizdeydim. Tokat üreticilerinden sigara fabrikasıyla, yaprak
tütününde çalışan işçisine kadar herkesin bu konu hakkındaki hassasiyetlerini
gördüm ve yaşadım. Bu kanun tasarısıyla,
ülkemizin gerçekleri doğrultusunda yenilikler gelmektedir. Yüzotuzsekiz yıldır
yapılagelen tütün üretimi ve tarımı tekrar değerlendirilmekte, yeni bir sistem
gelmektedir. Ancak, 21 inci Yüzyılın gerçeği olan Avrupa Birliğine girmek
isteyen ülkemizde, yeni bir tarım politikasının uygulandığı bu ortamda,
görüşmekte olduğumuz bu tasarıyla, çiftçisinden işçisine kadar herkes
korunmalıdır. Tütün çiftçileri, kırsal
yerde zor şartlarda ürettikleri ürünlerinin kendisini mağdur etmeyecek şekilde,
tarımsal desteklemeyle beraber göz önüne alınarak değerlendirilmesini istiyor.
Kırsal yerde yaşayanlar, tütünün alternatifinin tekrar tütün olduğunu ve başka
bir ürünün yetiştirilmesi halinde kazancının geçimini sağlayamayacağını
düşünüyorlar. Sulama imkânı olan yerlerde, tütün üretimi belki farklı
değerlendirilebilir; fakat, susuz yer dediğimiz kırsal yerlerde bu ekimin
desteklenmesini bekliyorlar. Yine, İç Anadolu, Karadeniz ve Doğu Anadolu
Bölgelerinde, yazılı sözleşme veya açık artırma yöntemleriyle alımın, üretici
lehine olmasını arzu ediyorlar. Yine, 1 inci maddedeki açık artırma başlangıç
fiyatının, ihraç fiyat ortalamasının yüzde 25 eksiğiyle başlamasını istiyorlar.
Tütün üreticilerinin, ithalat hakkı kazanan firmaların, ithal esnasında,
ülkemizde üretilen tütünlerin ithal kapsamından çıkarılmasını bekliyorlar.
Ayrıca, ihracat esnasında da, işlenmiş tütünlerin dışarıya satılmasının, yaprak
tütün işletmelerini aktif halde tutacağını ve işçilere iş imkânı sağlayacağını
düşünmektedirler. Tasarıdaki tarımsal desteklemeyi, sadece çiftçiye yönelik bir
destekleme olabilir mi diye düşünüyorlar. Tasarının bu maddelerinin -Bakanlar
Kurulu vasıtasıyla- uygulamasının bu yönde olması, üreticileri memnun
edecektir. Desteklemenin kaldırılması, üreticiye sıkıntıya sokacaktır. Tüm
dünyada birçok yerde tütün üretimi desteklenmektedir. Avrupa Birliği, yıllık
300 milyon kilo düzeyindeki üretimi için 1 milyar euro düzeyinde destek
veriyor; bu konu da gözden kaçırılmamalıdır. Değerli milletvekilleri,
ayrıca, sigara fabrikalarının ayrı bir konumda değerlendirilmesi gerekir. Tokat
İli gibi, sadece sigara fabrikasının ayakta tuttuğu illerde bütün işçiler,
özelleştirmenin nasıl yapılacağını düşünmektedirler. Sigara fabrikası
işçilerinin maaş alım günleri, bölge esnafından sanayicisine kadar herkesin
dört gözle beklediği günlerdir. İşçiyle beraber esnaf da, bu fabrikanın
özelleştirilme esnasındaki durumu yakından takip ediyorlar. Sigara fabrikası
işçileri, yaprak tütün işçileri, fabrikanın özelleştirilmesi durumunda,
fabrikanın, o bölgedeki esnaf odaları gibi sivil toplum kuruluşlarına ve halka
açılması şeklinde bir yöntem olmasını arzulamaktadırlar. ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) -
Onlar da gidiyor... Onlar da gidiyor... Hepsi... REŞAT DOĞRU (Devamla) -
İnşallah gitmeyecek. Bunun göz önüne
alınmasının, toplum barışı ve o bölgenin kalkınmasında etkili olacağı
kanaatindeyim. Ayrıca, Tek Gıda-İş
Sendikasının ve Ziraat Odaları Birliğinin ortak istekleri, ülkemizdeki yerli
sigara markaları ve kaliteleri korunmasıdır. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) REŞAT DOĞRU (Devamla) -
Toparlıyorum efendim. BAŞKAN - Buyurun efendim. REŞAT DOĞRU (Devamla) -
Ayrıca, Ziraat Odaları Birliğinin, Tütün Düzenleme Kurulunda olması da,
memnuniyetimizi göstermektedir. Değerli milletvekilleri,
bu kanun tasarısıyla, çiftçilerimizin mağdur edilmeyeceğini düşünüyoruz.
İnşallah, Türk işçilerinin çalışacağı yeni fabrikaların da beraberinde
kurulacağını ve ülke ekonomisine katkıda bulunacağını düşünüyorum. Sekizinci Beş Yıllık
Kalkınma Planında gösterilen hedefler doğrultusunda yapılacak yasal ve kurumsal
düzenlemelerle, tütün politikası değerlendirilip, çiftçilerin, çalışanların
hakları korunmalıdır diye düşünüyorum. Bu kanun tasarısının
ülkemize, milletimize hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP ve DSP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Doğru. Söz sırası, Doğru Yol
Partisi Grubu adına, Amasya Milletvekili Sayın Ahmet İyimaya'da. Buyurun efendim. (DYP
sıralarından alkışlar) DYP GRUBU ADINA AHMET
İYİMAYA (Amasya) - Değerli Başkan, Yüce Parlamentonun değerli üyeleri;
sözlerimin başında, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Devletin, çokuluslu
şirketlerin ve üretici ile tüketici çıkarlarının çatışma halinde bulunduğu bir
sorunu tartışıyoruz. Değerli arkadaşlar,
gerçekten, şu anda, şu yasa tasarısıyla görüyoruz ki, devlet, stratejik
zihniyetten yoksun, planlama ve siyasî iradeyi bünyesinde taşımayan bir
tasarıyı, hükümet eliyle, Parlamentonun gündemine getirmiştir. Bu irade,
teşekkül etmiş bir irade değildir, millî bir irade değildir. Aynı unsurlar,
Haziran 1996'da, millî kaygıları düşünmüşler ve üretici firmaların -yabancı
olsun, yerli olsun- Türkiye'de sattıkları kadar sigarayı karşılayacak yerli tütün
satın almaları mecburiyetini getirmişlerdir; ama, şu tasarıda bu kaygı terk
edilmiştir. Değerli arkadaşlar, bu
tasarı, 500 000 üretici ve doğrudan veya dolaylı olarak yararlanan 5 milyon
Türk insanının haklarını korumamaktadır. Örgütlenmemiş, zayıf, kendi elemeği
ürünleriyle geçinen insanların menfaatları, çıkarları, en ufak stratejik temele
oturtulmadan, çokuluslu şirketlere ciro edilmektedir. Değerli arkadaşlar,
yarın, bu stratejik temelden yoksun, stratejik zihniyetin merceğinden
geçirilmemiş tasarılar, bumerang tuzağı gibi, sisteme de, sebepdar olan
siyasetçilere de, Parlamentoya da geri döner. Bakıyoruz, diğer tütün
üreticisi ülkelerin, sigara üreticisi ülkelerin standartlarına bakıyoruz.
Şimdi, bir çokuluslu yabancı şirket, kotaları daraltılmış kendi ülkesindeki
piyasasının yerine Türkiye'de serbest piyasa bulmuş, pazar bulmuş, istediği
şekilde sigara satabilecektir. Peki, Amerika'da bir sigarının üzerinde
bulunması gereken sağlık kayıtlarını arıyor musunuz? Şu sigaranın, şu, şu
zararları var diye bir kanunî kayıt getiriyor musunuz? Tüketicinin sağlık
hakkını koruyucu normları Parlamento mu getirecek, yoksa başka birisi mi?
Değil, elbette ki, bu kayıtları koymak lazımdır. Şu anda yabancı piyasalara
sürümü yasaklanan stokları, yarın, bu dış şirketler Türkiye'ye aktarırsa, bunu
önleyecek bir kuralınız var mı; yok. Değerli arkadaşlar, bu
tasarı, küresel kaygılarla çıkarılmış, küreselleşme gereklerine uyum için
getirilen bir tasarı değildir. Bu tasarı, ekonomik egemenliğin, üretim
egemenliğinin, koruyucu tüketim standartlarının çokuluslu şirketler uğruna
nasıl ciro edildiğinin resmî bir belgesidir. Değerli arkadaşlar,
gerçekten, Parlamentoyu, millî Parlamentonun gerekleri olan davranışın
içerisinde görmek istiyorsak, bu davranışın mimarları olmak istiyorsak, gelen
her tasarıyı bilimin, sosyal gereklerin, ulusal ekonomik gereklerin merceğinden
geçirmeye mecburuz. Bakınız, bu tasarı
aylarca Bakanlar Kurulunda bekledi, teşekkül etmemiş bir iradeydi. Bir bakan,
meseleyi, perde arkasını çok iyi biliyordu, bir beyanı o bakanı götürdü. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) AHMET İYİMAYA (Devamla) -
Değerli siyasetçi, hukukçu Yüksel Yalova, eminim ki, yakında hatıralarını
yazacaktır. Bakın, bu tasarı geldi,
Plan ve Bütçe Komisyonunda... Ekonomik yapılanma yasaları, devlet yapılanma
yasaları komisyonlarda görüşülürken mutlaka müzakere tutanağı tutulmalıdır.
İçtüzüğün basit normlarıyla değil millî hassasiyet içerisinde, elli yıl sonra,
yetmiş yıl sonra bugünün politikaları ve ciro edilen egemenlik tartışıldığı
zaman, Plan ve Bütçe Komisyonunun iradesini tespit edemeyen müstakbel
tarihçilerin belki de lanetine uğrayacağız ve bu tasarıyı, Parlamento, millî
gerekler içerisinde, küresel gerekleri de denkleştirerek, çokuluslu şirketlerin
"evet efendimci" anlayışı içerisinde değil, gerekirse bazı normlara,
hükümlere hayır demeliyiz. Tasarı geri çekilmeli ve millî gereklere uygun bir tasarı
getirilmelidir. Saygılar sunuyorum
efendim. (DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim
efendim. Sayın milletvekilleri,
madde üzerinde başka söz isteyen?.. Yok. Efendim, 6 adet önerge
var; ancak, bu önergelerden sadece 3'ünü işleme alabileceğim. Önergeleri geliş sırasına
göre okutup, aykırılık derecesine göre işleme alacağım. Birinci önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 1 inci maddesinin birinci fıkrasının dördüncü
satırında yer alan "usul ve" ibaresinin fıkra metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederim. Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 1 inci maddesinin birinci fıkrasının dördüncü
satırına "iç ve dış" ibaresinden sonra gelmek üzere
"piyasada" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederim. Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - Okutacağım son
önerge en aykırı önergedir; okutup işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 1 inci maddesinin (a) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim. Hakkı Oğuz Aykut Hatay a) Bakan: Kurumun
ilişkilendirildiği ilgili Devlet Bakanını, BAŞKAN - Komisyon
katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI YILMAZ
KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz efendim. HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay)
- 3 önergemi de geri çekiyorum Sayın Başkan. BAŞKAN - Geri
çekiyorsunuz... Maddeyi oylarınıza... III.- YOKLAMA (FP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı) FETHULLAH ERBAŞ (Van) -
Yoklama yapılmasını istiyoruz. BAŞKAN - 1 inci maddeyi
oylarınıza sunmadan önce, yoklama talebi vardır efendim. Yoklama yapılmasını talep
eden sayın milletvekillerinin isimlerini alıyorum. Sayın Hatiboğlu, Sayın
Toprak, Sayın Budak, Sayın Fırat... YASİN HATİBOĞLU (Çorum) -
Sayın Başkanım, ben, ömür boyu, ismim ve soy ismimle birlikte zikredildim! Rica
ediyorum, ismimi ve soy ismimi -bütün arkadaşların isim ve soy isimlerini-
birlikte kaydetsinler lütfen... BAŞKAN - Hay hay efendim,
isimleri kaydedelim, sonra ifade edeceğim... Sayın Yasin Hatiboğlu,
Sayın Ramazan Toprak, Sayın Yakup Budak, Sayın Dengir Mehmet Fırat, Sayın
Mehmet Batuk, Sayın Sabahattin Yıldız, Sayın Sacit Günbey, Sayın Ali Oğuz,
Sayın Rıza Ulucak, Sayın Mahmut Göksu, Sayın Lütfi Doğan, Sayın Tevhit
Karakaya, Sayın Eyüp Fatsa, Sayın Mahfuz Güler, Sayın Musa Demirci, Sayın
Fethullah Erbaş, Sayın Nevzat Yalçıntaş, Sayın Osman Pepe, Sayın İsmail Özgün,
Sayın Akif Gülle. Sayın milletvekilleri,
yoklama yapılacaktır. Yoklama için 5 dakika
süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum. (Elektronik cihazla
yoklama yapıldı) BAŞKAN - Toplantı
yetersayısı yoktur. Birleşime 10 dakika ara
veriyorum. Kapanma Saati:15.50 ÜÇÜNCÜ OTURUM Açılma Saati: 16.03 BAŞKAN: Başkanvekili Mustafa Murat SÖKMENOĞLU KÂTİP ÜYELER: Sebahattin KARAKELLE (Erzincan), Cahit Savaş
YAZICI (İstanbul) BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, 121 inci Birleşimin Üçüncü Oturumunu açıyorum. 719 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz. III.- Y O K L A M A BAŞKAN - Tasarının 1 inci
maddesinin oylaması sırasında istem üzerine yapılan yoklamada toplantı
yetersayısı bulanamamış idi. Şimdi, yeniden yoklama yapacağım. Sayın milletvekilleri,
salonu terk etmeyin, toplantı yetersayısını bulduktan sonra, oylama yapacağım. Yoklama işlemini
başlatıyorum. (Elektronik cihazla
yoklama yapıldı) BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, toplantı yetersayısı vardır. V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) 3.– Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel
Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin
Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı : 719 ve 719'a Ek) (Devam) BAŞKAN - Komisyon ve
Hükümet yerinde. 1 inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 nci maddeyi okutacağım;
ancak, maddeler uzun olduğu için, Kâtip Üyenin oturarak okuması hususunu
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 2 nci maddeyi okutuyorum:
Tütün, Tütün Mamulleri ve
Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu ve Kurulu MADDE 2. - Bu Kanunla ve
diğer kanunlarla verilen görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak üzere
kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip, Tütün, Tütün
Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu kurulmuştur. Kurumun
merkezi Ankara'dadır. Kurum gerekli gördüğü yerlerde irtibat büroları
kurabilir. Kurumun organları, Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler
Piyasası Düzenleme Kurulu ve hizmet birimleridir. Kurum, Başbakanın görevlendireceği
bir Devlet Bakanı ile ilişkilendirilir. Kurul, Kurumun karar
organıdır. Kurul, biri Başkan ve biri Başkan vekili olmak üzere toplam yedi
üyeden oluşur. Kurul Başkan ve üyeleri;
Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı,
Dış Ticaret Müsteşarlığı, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve Genel Müdürlüğün
ilgilendirildiği Bakanlığın önereceği ikişer aday arasından Bakanlar Kurulunca
atanır. Kurul üyeleri; hukuk,
iktisat, işletme, uluslararası ilişkiler, kamu yönetimi, maliye, tıp,
mühendislik ve tütün eksperliği alanlarında yurt içinde ya da yurt dışında en
az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş, mesleki açıdan yeterli bilgi ve deneyime
sahip bulunan ve meslekleri ile ilgili olarak kamuda veya özel sektörde en az
on yıl çalışmış kişiler arasından seçilir. Üyelerde ayrıca, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 48 inci maddesinin (A) fıkrasının (1), (4), (5), (6) ve (7)
numaralı bentlerinde belirtilen şartlar aranır. Kurul üyelerinin görev
süresi beş yıldır. Görev süresi biten üye yeniden seçilebilir. Herhangi bir
nedenle üyelikleri sona erenlerin yerlerine Bakanlar Kurulu tarafından bu
maddenin ikinci fıkrasında belirtilen usule göre en geç bir ay içinde yeni bir
üye atanır . Bu şekilde atananlar, yerine atandıkları üyelerin sürelerini
tamamlar. Arka arkaya dört toplantıya veya bir yıl içinde toplam on toplantıya
mazeretsiz olarak katılmayan üyeler istifa etmiş sayılırlar. Kurul üyelerinin görev
süreleri dolmadan görevlerine son verilemez. Ancak, bu Kanundaki yasakları
ihlal ettiği veya bu Kanun ile kendilerine verilen görevler ile ilgili olarak
işlediği suçlardan dolayı haklarında mahkumiyet kararı kesinleşen Kurul Başkan
ve üyeleri, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca Devlet memuru olmak
için aranan şartları kaybettikleri tespit edilen veya üç aydan fazla bir süre
ile hastalık, kaza veya başka bir nedenle görevlerini yapamaz durumda olan veya
görev süresinin kalan kısmında görevine devam edemeyeceği, üç aylık süre
beklenmeksizin tam teşekküllü bir hastaneden alınacak heyet raporu ile tevsik
edilen Kurul üyeleri, süreleri dolmadan Bakanlar Kurulu tarafından görevden
alınır. BAŞKAN - 2 nci madde
üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Manisa Milletvekili Sayın Rıza Akçalı;
buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar) DYP GRUBU ADINA RIZA
AKÇALI (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Bugün, üç koalisyon
partisinin sayın başkanlarının şahsî kefaletiyle gündeme gelen ve bir sayın
bakanın da istifasıyla sonuçlanan bir kanunu konuşuyoruz. Aşağı yukarı 570 000
- 600 000 civarındaki kayıtlı tütün üreticisinin aileleriyle birlikte, 3 milyon
civarında bir nüfusun geleceğini, geleceğinde ne olacağını tespit eden, tayin
eden bir yasayı görüşüyoruz. Ben, buradan tütün
üreticileri adına, Sayın Bakana, hükümete sormak istiyorum: Ben, tütün
üreticisi olarak, bugüne kadar, bana tahsis edilen kota çerçevesinde tütün
ekmeye devam edebilecek miyim? Fiyat tespitinde, oturmuş bir fiyat olan 4 dolar
civarındaki fiyatı yine alabilecek miyim? Yoksa, bir belirsizliğin içerisinde,
kimin, hangi fiyattan alacağı belli olmayan bir kaosun içerisine mi atılacağım?
Alternatif ürün yutturmacasıyla, ben, fakirliğe, açlığa, yoksulluğa mahkûm mu
edileceğim? Bu soruların cevabını 3 milyon kişi bekliyor, açık olarak bekliyor.
(DYP sıralarından alkışlar) Tabiî, bu kanunla, Türk
tütün üreticisinin kaderinden ziyade, çokuluslu şirketlerin ülkelerindeki tütün
üreticilerinin kaderi daha çok öne çıkmış vaziyette, onların geleceği bu
kanunla teminat altına alınmış vaziyette. Millî tütün politikasından çokuluslu
şirketlerin tütün politikasına geçen bir kanunu Yüce Meclis tasdik etmek üzere.
Bunun vahametini ve mesuliyetini herkesin bir kere daha düşünmesini, bir kere
daha düşünmesini, burada arz etmek istiyorum. Dün Sayın Bakan
konuşmasında dedi ki: "Tütün üretiminin arzı ve talebiyle ilgili çelişkili
ifadeler var." Eğer millî politika uyguluyorsanız, bu politikada, tütün
üretimini planlayacaksınız, tüketimini sınırlayacaksınız, artan miktarını da
ihraç edeceksiniz. Yok, eğer çokuluslu şirketlerin politikasını uyguluyorsanız,
tütünün tüketimini artıracaksınız, üretimini azaltacaksınız ve dışarıdan tütün
ithal edeceksiniz. İşte, Türkiye'nin, bu kanunla gittiği yer, dışarıdan tütün
ithal etmesidir. (DYP sıralarından alkışlar) "Canım, devlet
ekonomiden elini çeksin, zaten çok fazla ekonominin içinde" savı var. Değerli milletvekilleri,
OECD kaynaklarına göre, devletlerin ekonomi içindeki payları sıralamasında
Türkiye çok gerilerde. 1997'de yüzde 26,6; 2000 projeksiyonunda yüzde 23,9.
Amerika'da bu rakam, 2000 projeksiyonunda yüzde 32, Almanya'da yüzde 53,
Fransa'da yüzde 53, İngiltere'de yüzde 41, İtalya'da yüzde 48 ve devam ediyor.
Yani, Türkiye'de, ekonomide devletin payı zaten giderek küçülmüş. Peki, özelleştirmeye
karşı mısınız; hayır, biz, peşkeş çekilmeye karşıyız. (DYP sıralarından
alkışlar) Tekelin özelleştirilmesiyle, Türkiye'deki sigara fabrikaları
satılmayacak, sigara markaları satılacak ve sigara markalarını satın alan
yabancı tekeller, bu sigaraları üretmeyecekler, bu sigaralarda kullanılan Türk
tütünü de üretilmeyecek; onun yerine, Tekelin yüzde 38'lik sigara payı yabancı
tekellerin yüzde 30'luk payına ilave edilmek suretiyle, bunun tütünü de yurt
dışından ithal edilecek. Böylece, Türk tütün üreticisi "ne halin varsa
gör" noktasında kaderiyle baş başa bırakılacak. "Canım tütünleri
yakıyoruz..." Bu da bir yutturmaca. 1994 yılından beri yakılan bir kilo
tütün yoktur; çünkü, Türkiye'de ilk defa tütün bir planlı üretim safhasına
girmiştir; bizim hükümetlerimiz zamanında girmiştir. Türkiye'ye ne kadar tütün
lazım, ne kadarını ihraç ediyor, ne kadarını içtüketimde sigarada kullanıyor,
ne kadarını yabancı sigara üreticilerine satıyor; bu miktar tespit ediliyor,
buna göre kotalar tespit ediliyor ve bu miktar üretilerek Türkiye'de üretim ve
tüketim dengesi sağlanmış oluyor. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) RIZA AKÇALI (Devamla) -
Sayın Başkanım, toparlıyorum. BAŞKAN - Buyurun. RIZA AKÇALI (Devamla) -
"KİT'ler zarar ediyor" yutturmacasında Tekel bunun dışındadır.
Tekelin 2000 kârı, 84 trilyon liradır. Tekelin, Türkiye'ye kattığı, yarattığı
fon da, vergilerle birlikte 1,8 katrilyon liradır. Bundan vazgeçeceğiz, bu
kaynağı yabancıya teslim edeceğiz!.. Şimdi bir tercihle karşı
karşıyayız burada: 500 milyon dolarlık parça başı üretim yapan bir kanunu mu
kabul edeceğiz, yoksa 500 000 tütün üreticisinin hakkını savunarak bu kanundan
vaz mı geçeceğiz? Yine, gelişmiş ülke çiftçisini mi tercih edeceğiz, yoksa
bizim 3 milyonluk tütün üreticimizi tercih mi edeceğiz? Devlet tekelini mi
tercih edeceğiz, yoksa çokuluslu şirketlerin tekelini mi tercih edeceğiz? İşte,
bu tercihi millet bekliyor. Bu tercihin yapıldığı şekle göre de millet
tercihini yapacaktır; milleti unutanları da millet sandıkta unutacaktır. Hepinize saygılar
sunuyorum. (DYP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim
efendim. Fazilet Partisi Grubu
adına, Bingöl Milletvekili Sayın Mahfuz Güler; buyurun efendim. (FP
sıralarından alkışlar) FP GRUBU ADINA MAHFUZ
GÜLER (Bingöl) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Tütün, Tütün Mamulleri,
Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün yeniden yapılandırılmasına ilişkin
719 sıra sayılı yasa tasarısının 2 nci maddesi üzerinde Fazilet Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle Yüce Heyetinize saygılarımı
sunuyorum. Değerli arkadaşlar,
tasarının bu 2 nci maddesiyle Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler
Piyasası Düzenleme Kurumu kurulmakta, bununla birlikte bir de Tütün, Tütün
Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu oluşturulmaktadır. Kurul,
değişik bakanlıkları temsilen yedi
kişiden oluşturulmaktadır. Anlaşılan o ki, bu
hükümet her konuda olduğu gibi, tütün konusunu da sulandırmış ve tütün
piyasasını da bir kurula havale etmiştir. Bildiğiniz gibi, daha
önce de hükümet, hemen hemen her konuda bir kurul oluşturmakta ve hızla,
yetkilerini bu kurullara devretmektedir. Elektrik işini, bankacılık konusunu,
sermaye piyasasını, yükseköğrenimini, şeker üretimini, velhasıl, devletin her
türlü yetkisini kurullar devralmıştır. Bu hükümet döneminde siyasetin bu kadar
zayıflamasının nedeni, siyasetin bu kadar ayağa düşmesinin bir nedeni de,
siyasal iktidarın, seçilmişlerin tüm yetkilerini atanmışlara devretmesidir. Bu
hükümet bunu hep yapıyor ve ne yazık ki, yanlış yapıyor. Yarın bunun acısını
hep birlikte fark edeceğiz; ama, o zaman iş işten geçmiş olacaktır. Bu maddeyle tütün ve içki
piyasası için yeni bir kurum ve yeni bir kurul oluşturulmaktadır. Üzülerek
hemen şunu söylemek istiyorum: Bu tasarı üzerinde, biz, Fazilet Partisi olarak
tam 32 tane önerge verdik. Verdiğimiz bu önergeler, maalesef daha önce hükümet
kanadının verdiği yapay önergelerle kısıtlanmıştır, bu hakkımız elimizden
alınmıştır. Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu yasayla, ulusal tütün sektörümüz tamamen yok edilecek,
sadece bölgemizde, yani Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde, Bingöl'de,
Muş'ta, Bitlis'te, Adıyaman'da 160 000 tütün ekicisi ve ailesiyle birlikte,
yaklaşık 1 milyon insanımız aç ve açıkta bırakılacaktır. Bu yasa, ülkemiz
genelinde 5 milyon insanımızı açlığa ve sefalete itecek, ülkemizi, yabancı
tekellerin pazarı haline getirecektir; halkımızı da bu tekellerin kölesi durumuna
düşürecek, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde sosyal ve ekonomik
anlamda tam bir yıkım getirecektir. Ne yazık ki, bütün
komisyonlarda, halkımızın hiçbir talebi göz önüne alınmadan, tamamen yabancı
tekellerin istem ve dayatmaları doğrultusunda hızla geçirilmiş ve 24 saat
geçmeden, bu tasarı, yangından mal kaçırır gibi, halkın bilgisinden, halkın
gözünden kaçırılmak istenmektedir. Getirilen bu tasarı yanlıştır; tütün
üreticimiz perişan edilmiştir. Bakınız, yurt dışından
getirtilen bu büyük şirketler, firmalar olmadan önce, ülkemizdeki tütün üretimi
ile tüketimi birbirine denk gelmekteydi; ancak, ne zaman ki, Amerikan
firmaları, lüks sigaralarını, tüketicilerin, tiryakilerin emrine sundu, o gün
bugündür, Türkiye'de, giderek, göreceli olarak tütün fiyatları hızla aşağı
düşmüştür. Bugün bütün dünya
şunu çok iyi bilmektedir ki, Amerikan
sigaraları bağımlılık yapmaktadır. Bu sigaraları içen bir tiryaki, bir daha bu
sigaraları bırakamamaktadır. Eğer, yerli firmalar desteklenip, yerli
üreticilerimizin tütünleri zamanında alınıp işlenebilseydi, haksız yere kota
uygulamaları yapılmasaydı, inanıyorum ki, bugün Türk tütün üreticisi, dünya
pazarlarında aranan bir mahsule, bir markaya sahip olacaktı; ama, söylediğim
gibi, yerli üreticimiz, yıllardır, kasıtlı olarak, göreceli olarak, mahsulüne
hak ettiği değeri alamadı ve şimdi gelinen nokta, bu insanları aç ve sefil hale
getirecek olan bu tasarıyla yapılmak istenen bu durumdur. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) MAHFUZ GÜLER (Devamla) -
Ben, bu tasarının, 5 milyon tütün üreticimizi perişan edeceğine, hükümetin,
vakit geçirmeden, bu tasarıyı geri çekmesi gerektiğine inanıyorum. Bu inançla,
Yüce Heyetinize, saygılarımı sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Güler. Efendim, şimdi, söz
sırası, Milliyetçi Hareket Partisinde. Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına, Samsun Milletvekili Sayın Ahmet Aydın; buyurun efendim.
(MHP sıralarından alkışlar) MHP GRUBU ADINA AHMET
AYDIN (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tütün yasa tasarısının
2 nci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
ve şahsım adına, hepinizi hürmetle selamlarım. Sayın milletvekilleri,
Türkiye'de, üç üründe fazlalık var; bunlar, sırasıyla, tütün, şeker ve fındık.
Fındıkta, son beş yılda, 160 000 tonluk bir üretim fazlalığı var. Bunun
Fiskobirlik'e alım maliyeti 320 milyon dolar. Bu fazla ürünün satış maliyeti
-yağ ve küspe olarak- 40 milyon dolar; yani, net olarak, Fiskobirlik,
fazlalıktan 280 milyon dolar zararlı. Şeker Şirketi ise, Türkiye'nin
ihtiyacının üzerinde, son beş yıldır, 1,5 milyon ton fazla şeker üretmiş. Bunu
ihraç etmiş; ihraç fiyatı 250 dolar/ton civarında; üretim maliyeti, yaklaşık,
650 000 dolar/ton; aradaki fark, 975 milyon dolardır. İhraç ettiğiniz zaman,
net fark 625 milyon dolar. FETHULLAH ERBAŞ (Van) -
625 milyon dolar olur mu? AHMET AYDIN (Devamla) -
İhracattan dolayı 625 milyon dolar net zararı. Tütünde ise 1994 yılında
-sabah aldım bu bilgileri- 125 000 ton (172 milyon dolarlık) tütün 1994'te imha
edilmiş, yakılmış. Bundan sonraki beş senede oluşan fazla stok 500 000 ton.
Bunun 150 000 tonu Türkiye'nin ihtiyacı, diğer 350 000 tonu, 1994'deki gibi, ya
yakılmayı ya imhayı ya da yok fiyatına satılmayı bekliyor. Son beş yılda, bu
tütünü, devletin kilosunu 3 dolara aldığını varsayarsanız, aradaki zarar 1
milyar 50 milyon dolar. Değerli arkadaşlarım, bu
üç üründeki fazlalığın son beş yılda devlete maliyeti 2 milyar dolar; üç
ürünün, beş yılda devlete sübvansiyon maliyeti 2 milyar dolar. Şimdi, tütünü ele
alırsak, tütünde, hepimizin ittifak ettiği, 500 000 hane bu tütünden geçimini
sağlıyor. Ürettiği yıllık ortalama tütün miktarı 250 000 ton, hane başı 500
kilo; bunu 3 dolara sattığınız zaman, hane başı 1 500 dolar; bir haneyi 5 kişi
saydığınız zaman, kişi başı yılda 300 dolar. 300 dolarla, bu insanlar, böyle
geçinmeye devam etsin demek, işte, akşam da söylendiği gibi, bu insanları
maraba gözüyle görmektir; başka hiçbir manaya gelmez. Peki, ne yapacağız?.. Bu
işleri elbirliğiyle çözmemiz lazım. ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) -
Yakıverin çiftçiyi gitsin!.. Yakıverin üreticiyi gitsin!.. AHMET AYDIN (Devamla) -
dinlerseniz, nasıl olacağını anlatacağım. Şimdi, tütünde 6,5 milyon
ton dünya üretimi var; bunun 700 000 tonu şark tipi -bizim de ürettiğimiz-
tütün. 250 000 tonunu -yaklaşık yüzde 30'un üzerinde- biz üretiyoruz; ama, şark
tipi tütünden uzaklaşma var gittikçe, bunun için de fiyatları düşüyor.O zaman
Üretici Birlikleri Yasa Tasarısını bir an önce çıkararak, tütüncüleri organize
ederek, örgütleyerek... Kendi aralarında örgütlenecekler. Balkan ülkeleri
bölgesinde şark tütünü üretiliyor daha çok. Hepsi, dünya genelinde bir birlik
sağlayarak, dünya ihtiyacı ne ise onu üretmeleri lazım. Zor mudur; hayır,
değildir. Amerikan Soya Birliğinin, Amerikan Yemlik Tahıl Konseyinin, hepsinin
Türkiye'de, Ortadoğu'da şubeleri var; dünyaya ne kadar lazım; o kadar
üretiyorlar. Dünyada mallarını -halkın tabiriyle- ayağı düşürmüyorlar. Bizim de
aynı noktalara gelmemiz lazım, getirmemiz lazım. Bir misal vermek
istiyorum ben burada. Notlara da çok bakmak istemiyorum, vakit darlaştı. 1998
yılında Samsun'un Yakakent İlçesinde hevesli bir kaymakam vardı; "burada
alternatif bir şeyler geliştirelim" dedi. Ben de ona şahsen kendi cebinden
yardımcı oldum. Çilek dağıtıyor... (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN- Tamamlayın
efendim. AHMET AYDIN (Devamla) -
Dönümünden -bugün sordum, bundan 15 gün önce de sordum- 1 500 kilo çilek
alıyorlar, 400 000 liraya satıyorlar; yani, bir dönümden 600 milyon lira. Aynı
yerde 80 kilo tütün oluyor; 80 kilo
tütün, 3 dolardan 240 dolar dönümden elde ettiği; öbüründe, yaklaşık 500 dolar. Arkadaşlar, dünyada
sadece kesme çiçek ihracatı 4 milyar dolar. Dondurulmuş sebze, meyve ihracatı 4
milyar dolar. Sadece Japonya'nın gıda maddeleri ithalatı 50 milyar dolar. Bize
sattıkları 3 milyar dolar, bizden aldıkları 100 milyon dolar. Bizim çiftçilerimiz zeki
insanlardır. Biz, onları yönlendirip alternatif ürünlere doğru götürürsek, hiç şüpheniz olmasın; biz, iyi becerirsek, iyi organize edersek, geçtiğimiz beş yıldaki 2 milyar
doları, Tarım Bakanlığı ya da başka kuruluşlar aracılığıyla bu üç ürünü üreten
üreticilere aktarırsak, hem Türkiye'nin ihracatına en az 3-4 milyar dolar katkı
yapacağız hem insanları yılda 300 dolara geçinen maraba olmaktan kurtaracağız. Bütün bu düşüncelerle,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve DSP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Aydın. Sayın milletvekilleri,
madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. Madde üzerinde 8 adet
önerge vardır; bu önergelerden, sadece 3'ünü işleme koyacağım. Önce, geliş
sıralarına göre okutup, aykırılık derecelerine göre de işleme tabi tutacağım. Birinci önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci
satırında yer alan "diğer" ibaresinden sonra gelmek üzere "ilgili"
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin birinci fıkrasının dördüncü
satırında yer alan "gerekli gördüğü" ibaresinin "uygun
görülen" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - Son önergeyi
okutup, işleme tabi tutacağım. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin birinci fıkrasının beşinci
satırında yer alan "Kurulu ve" ibaresinden sonra gelmek üzere
"kurula bağlı" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - Komisyon?.. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI YILMAZ
KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz. HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay)
- Sayın Başkan, önergelerimi geri çekiyorum. BAŞKAN - Önerge sahibi,
önergelerini geri çekti. III.– YOKLAMA (DYP sıralarından bir
grup milletvekili ayağa kalktı) NEVZAT ERCAN (Sakarya) -
Sayın Başkan, yoklama yapılmasını istiyoruz. BAŞKAN - Maddeyi
oylamadan önce yoklama istenmiştir efendim. İsimleri tespit edeceğim
efendim, bir dakika... Efendim, Sayın Rıza
Akçalı, Sayın Ali Rıza Gönül, Sayın Nevzat Ercan, Sayın Ali Şevki Erek, Sayın
Salih Çelen, Sayın Yahya Çevik, Sayın Sadri Yıldırım, Sayın Erdoğan Sezgin,
Sayın Mehmet Gözlükaya, Sayın Zeki Ertugay, Sayın Hayri Kozakçıoğlu, Sayın
Kemal Kabataş, Sayın Mahmut Nedim Bilgiç, Sayın Doğan Baran, Sayın Halit Dağlı,
Sayın Teoman Özalp, Sayın Kamer Genç, Sayın Mehmet Gölhan, Sayın Turhan Güven
ve Sayın Mustafa Örs. NİDAİ SEVEN (Ağrı) -
Ayağa kalksınlar efendim. BAŞKAN - Yazdıktan sonra
ayağa kalkma mecburiyeti yok efendim. 20 arkadaşımız yoklama
istediler. Yoklama için 3 dakika
süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum. (Elektronik cihazla
yoklama yapıldı) BAŞKAN - Toplantı
yetersayısı vardır. V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) 3. – Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel
Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin
Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı : 719 ve 719'a Ek) (Devam) BAŞKAN - 2 nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 2 nci madde kabul
edilmiştir. 3 üncü maddeyi
okutuyorum: Kurulun çalışma esasları,
görev ve yetkileri MADDE 3. - Kurulun görev
ve yetkileri şunlardır; a) Bu Kanun gereğince
Kurum tarafından yürütülecek görevler ile ilgili düzenlemeleri yapmak, b) Bu Kanunda öngörülen
idarî para cezalarının tahsil edilmesine ilişkin işlemleri yürütmek, c) Satış ve uygunluk
belgesi başına alınacak tutarların tespiti ile tescil, izin ve ruhsat
harçlarının Kurum tarafından tahsiline ilişkin işlemleri yürütmek, d) 4207 sayılı Tütün
Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda yer alan hükümler saklı
kalmak kaydıyla, tütün ve alkol tüketiminden kaynaklanan kamusal, toplumsal ya
da tıbbi nitelikteki her türlü zararlı etkileri önleyecek düzenlemeleri yapmak,
bunlarla ilgili kararları almak, e) Bu Kanunun
uygulanmasıyla ilgili sektörel düzenlemeler yapmak, f) Yurt içinde ve yurt
dışında konusuyla ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak, gerektiğinde bu
kuruluşlara Kurumun üye olmasına karar vermek, g) Personel atamaları da
dahil olmak üzere Kurumun personel politikasını oluşturmak, h) Kuruma taşınır ve
taşınmaz mal veya hizmet alınması, satılması ve kiralanması konularında karar
vermek, ı) Kurumun alacak, hak ve borçları hakkında
karar vermek, j) Kuruma bağlı akredite
laboratuvarlarının tesis edilmesine ve işletilmesine ilişkin şartları tespit
etmek, k) 1918 sayılı
Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun, 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu
İçkiler İnhisarı Kanunu, 492 sayılı Harçlar Kanunu ve diğer kanunlar ile Genel
Müdürlüğe verilmiş olan görevleri yürütmek, l) Görev alanı ile ilgili
konularda gerekli gördüğü her türlü bilgiyi, tütün, tütün mamulleri ve alkollü
içkiler piyasasında mal veya hizmet üreten, pazarlayan, satan gerçek ve tüzel
kişilerle, bunların her türlü birliklerinden istemek. m) Kanunlarla verilen
diğer görevleri yürütmek. Kurul üyeleri, Kurulun
para, para hükmündeki evrak, senet ve diğer mevcutlarına karşı işledikleri
suçlar ile bilanço, tutanak, rapor ve benzeri her türlü belge ve defterler
üzerinde işledikleri suçlardan dolayı memur sayılırlar. Kurul üyelerinin,
görevlerini yaptıkları sırada öğrendikleri gizli bilgileri açıklamaları
halinde, haklarında 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 229 uncu maddesi hükmü
uygulanır ve Kuruldaki görevlerine son verilir. Bu kişiler Kurul üyeliğine tekrar
seçilemezler. BAŞKAN - 3 üncü madde
üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına Adıyaman Milletvekili Mehmet Özyol;
buyurun. FP GRUBU ADINA MEHMET
ÖZYOL (Adıyaman) - Değerli milletvekilleri, 719 sıra sayılı tütün kanunu
tasarısı üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu
vesileyle, Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Türkiye Büyük Millet
Meclisi, bugün, burada, maalesef, Türkiye'deki tarım üretimiyle meşgul olan
çiftçilerimizin kaderine imza atacak çok kötü bir örneği sergiliyor. Öylesine
bir kanun çıkıyor ki, zannediyorum, bu kanunun çıktığı ve yayımlandığı tarihten
itibaren, bizim köylümüz, bizim işçimiz, bizim vatandaşımız, efkârlandığı zaman,
yak bir sigara dediği zaman, kendi ürününü de yakamayacak duruma gelecek. (FP
sıralarından alkışlar) O kadar hazin bir manzara
ki, kendi ülkemizle ilgili bir yasanın tartışılmasını, kanunlaşmasını gündeme
getirirken, önergelerimizle bile, buna bir yön vermek, bir boyut
kazandırabilmek, iktidara destek olabilmek, yanlışları varsa bunları
düzeltebilmek konusunda bir açıklama yapma ihtiyacını duyarsak, buna bile
sansür geliyor. Bu, çok hazin. Bundan sonra, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin, İstiklal Savaşının ürünü olan bu Meclisin çok güzel
ürünler meydana getirmesini beklerken, bugün, burada, bu hali sahnelenmiş
olarak seyretmekten, inanın ki, çok sıkıntı çekiyorum. Bu manada, bugün, kendi
bölgemizdeki üreticilerin ürünlerini yetiştirmede getirilecek olan bu
kısıtlayıcı davranışlar sonrasında, düşünüyorum: Acaba, bu kısıtlamalar
karşısında, başka ülkelerin ürünlerinin Türkiye'de satılmasına bir kapı mı
açılmak isteniyor? Herhalde, bu böyledir. Zira, bugün ithal edilmiş olan bu
ürünlerin, tütünlerin, sigaraların, içildiği zaman insanlarda meydana getirdiği
alışkanlıkların ne kadar -hem ekonomik bakımdan hem de sağlık bakımından- etkin
olduğunu kimse inkâr edemez. Burada, iktidar
kanadından bir kardeşimizin akşamki şu beyanını hiç unutmuyorum. Âdeta,
tütünün, sigaranın zararlılığı ölçeğinde bu yasanın getirildiğini ifade ediyor.
Yasağın önüne geçmek için bir şeyin kaldırılması, bir ürünün önüne geçilebilmesi
çok sakıncalıdır. Bir bölge büyük sıkıntı çekiyor. Benim seçim bölgem
Adıyaman'da, kırsal kesimde bundan başka bir ekim imkânı yoktur. Hangi rakamı
getirirseniz getiriniz, ne derseniz deyiniz, bu bölge insanının derdine deva
olacak bir şey söylemiyorsunuz. Bu yasa onların dertlerine deva olmayacak, bu
insanları sıkıntıya sokacak. İşte, bu ve buna benzer
tutumlar sebebiyle, doğu ve güneydoğulu insanlarımızın çekmiş olduğu sıkıntılar
ve bugüne kadar devletin, orada meydana gelen olağanüstü hali önlemek için sarf
ettiği 200-300 milyar dolarlık yatırımlarının, masraflarının buradaki insanları
hâlâ rahata erdirmediğini düşünüyorum. Siz, bütün bunların yanında, ürünlerini
elinden alacak tarzda bu insanları sıkıntıya sokar, köşeye sıkıştırırsanız, bu
insanlar acaba ne yapacaklar?! Ondört ay, münhasıran ondört ay bu ekim dikimle
meşguldürler. Bakın, bu yasa tasarısı
görüşülürken, aklıma şöyle bir fıkra geldi: Bir köylü, tarlasında buğdayını
devşirirken, demet demet bir yerlere koyuyor. Daha sonra, rüzgâr uçurmasın
diye, bu demetlerin üzerine ağır taşlar koyuyor; fakat, daha sonra öyle bir
fırtına, öyle bir talaz gelip götürüyor ki, elinde, orakla biçtiği son bir
demet buğday kalıyor. Bakıyor ki,
devşirdiği buğdaydan bir tek ürün o arazide kalmadı, tek bir demet
elinde kaldı. Bir demete bakıyor, bir tarlaya bakıyor ve ondan sonra "sen
ne duruyorsun, sen de git" diyor. Bugün, bu tasarıyla, âdeta, bu fırtına
estiriliyor. Ülkenin insanları,
yönetenleri, bizler, büyük bir sorumluluk taşıyoruz. Allah rızası için diyorum,
bu insanlara merhamet ediniz, bu insanlara şefkatle yaklaşınız. Avrupa'nın,
Amerika'nın, IMF'nin ve Dünya Bankasının yaptırımları içinde bu memleketi kötü
sıkıntılara sokmayalım. Önümüzde fırsat var. Ben, tek bir şey temenni ediyorum;
bu tasarının hayırlı olmasını değil, bu tasarının çekilmesini temenni ediyorum.
Bu, büyüklük olacak. (FP ve ANAP sıralarından alkışlar) Bu hükümeti, o zaman,
ben, herkesten daha önde takdir edeceğim ve alkışlayacağım. Bu sözlerimi çok fazla
uzatırsam, belki, daha da alınacaklar olabilir; ama, gecenin bir baskın
saatinde, ülkemin üreticilerinin haberi
olmadığı bir saatte, kendi konusunun görüşüldüğü bir anda, bu yasa tasarısı
görüşülüyorsa, bu tasarıda bir yanlışlık var. Niçin normal gündeminde, niçin Meclisin normal çalışmaya
başlama saatinde bu tasarı görüşülmez?! Yangından mal mı kaçırıyoruz?! Hepinize saygılar
sunuyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim
efendim. Söz sırası, Doğru Yol
Partisi Grubu adına, Balıkesir Milletvekili Sayın İlhan Aytekin'de. Buyurun efendim. (DYP
sıralarından alkışlar) DYP GRUBU ADINA İLHAN
AYTEKİN (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Doğru Yol Partisi
Grubunun görüşlerini takdim etmek üzere huzurlarınıza çıkmış bulunuyorum;
hepinizi saygıyla selamlıyorum. Tasarının 3 üncü maddesi,
kurulun çalışma esasları, görev ve yetkilerini muhtevidir. Sözlerimin hemen
başında arz ve ifade etmek isterim ki, biz, Doğru Yol Partisi olarak, bu
tasarıya kesinlikle karşıyız. DYP'nin, Tekel gibi, sigara gibi bir meselesi yok
mu; muhakkak ki var; ancak, kırk yerinde kandil yanan, millî çıkarlarımızı
değil, çokuluslu şirketlerin menfaatlarını önplanda tutan bu yasaya razı
olmamız da düşünülemez. Her şeyden evvel, yasanın
geliş şekli onur kırıcıdır. IMF'nin memuru, Amerika'ya dönmeden önce başkentte
yaptığı basın toplantısında, 57 nci hükümetin önüne 4 şartlı bir ferman koydu,
gitti. İşte, şimdi görüşmekte olduğumuz bu kanun, o şartlardan bir tanesidir.
Fermanda, ikinci bölüm kredinin alınabilmesi, bu kanunun çıkarılması şartına
bağlıydı. Etekleri tutuşan yandan çarklı hükümet, alelacele söz konusu tasarıyı
komisyonlara ve Meclise sevk ediyor. Üzüntüyle ifade etmek
isterim ki, 57 nci hükümet, aynen uygulamacı firma gibi çalışıyor, direktif ve
talimatlara uyuyor, âdeta bir müstemleke ülkesi muamelesine tabi tutuluyor ve
hiçbir tavır ve hareket, millî egemenlik ve hassasiyetimizi rencide etmiş
gözükmüyor. EROL AL (İstanbul) - Sen,
ne zamandan beri Meclise geliyorsun?! İLHAN AYTEKİN (Devamla) -
Bush'tan gelen bir selam ve kelam, âdeta sevince gark ediyor, kendi grup
arkadaşlarına "Demokrat Parti milletvekilleri" diyecek kadar
heyecanlandırıyor. Ne zaman muhabbet
mektupları sandıklarınızın emirnameler olduğunu fark edeceksiniz? Ne zaman
başkentin göbeğinde ferman okuyup giden ecnebi memurların haddini
bildireceksiniz? (DYP sıralarından alkışlar) Ne zaman kanun sipariş almaktan
vazgeçeceksiniz? Ne zaman Türkiye Büyük Millet Meclisini, verilen ebada ve
motife sadık kalarak üretim yapan kanun atölyesi gibi ve fason çalışan müessese
olarak kullanmaktan vazgeçeceksiniz? Türkiye Büyük Millet
Meclisi, müzakere vasfını kaybetmiş, muamele yapan Meclis haline
dönüştürülmüştür. Ne zaman olup bitenlerden rahatsızlık duyacaksınız? Anlaşılan
o ki, böyle bir ihtimal de gözükmüyor. Şahsiyet gösterisi,
ruhunda istiklaliyeti duyanların işi; teslimiyet, mandacı zihniyetin harcıdır. Muhterem milletvekilleri,
bu tasarıyla, hukuken Türk tekeline son verilirken, fiilen çokuluslu
şirketlerin hegemonyası kurulmaktadır. Biz, bu filmi, millet olarak, daha önce
de gördük. Türkiye, bir daha, düyunu umumiye dönemindeki tütün reji idaresinin
insanımıza verdiği zararı ve haksızlığı yaşayacaktır; bu kesindir. Bugünkü IMF
gibi, o günkü düyunu umumiye tütün konusuna el koymuş, 5 000 silahlı
jandarmayla tam bir işgal ekonomisi yaşatmıştır, tatbik etmiştir; rejinin
kolcularıyla çatışan 20 000 Türk köylüsü öldürülmüştür ve 1890 - 1914 yılları
arasında yapılan 74 milyon sterlinlik verimli yerlere yatırımdan gelirin tek
kertikli kuruşu, Osmanlının kasasına değil, ecnebinin kasasına girmiştir. Dün, tütün reji
idaresinin yaptıklarını, bugün kendi elimizle çıkaracağımız yasalarla yapmaya
hazırlanıyoruz. Bu kanunla, milyonlarca
tütün ekicisinin, ölüm fermanını çıkarmış olacaksınız ve seneye de, ilmiği
boynuna geçireceksiniz. 4,5 milyarlık cirosu olan pazarın, ecnebinin eline
geçmesini sağlıyorsunuz... (Mikrofon, otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Mikrofonunuzu
açtım efendim; buyurun. İLHAN AYTEKİN (Devamla) -
Vergi, fon, paylar ve diğer nam ve isim altında alınanlarla, Tekelin devlet
gelirine katkısı 1,5 milyar dolardır; yani, 1,5 katrilyon liradan vazgeçilmiş
oluyor. Muhterem arkadaşlarım,
değerli milletvekilleri; eğer, bu kanun tasarısı bu şekliyle çıkacak olursa, bu
kanunun adı, mutlaka, tütün üreticisinin katliamı şeklinde neticelenecektir. O
itibarla, bizim şu aşamada söyleyeceğimiz -biraz önce size hitap eden
arkadaşımızın da beyan ettiği gibi- bu tasarının geri çekilmesidir. Şu anda, bu Meclisin
içerisinde, 42 ilde tütün eken temsilci arkadaşlarımız vardır ve adedi de
182'dir. BAŞKAN - Efendim,
toparlar mısınız. İLHAN AYTEKİN (Devamla) -
Eğer, onların varlığında bu kanun çıkarılacak olursa, birinci günah ve suçluluk
onlara ait olacaktır; kendi seçim bölgelerine gitmekte zorluk çekeceklerdir. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) İLHAN AYTEKİN (Devamla) -
Gelin, insafı olmayan, acıması olmayan bu tasarıyı geri çekin. Saygılar sunuyorum. (DYP
ve FP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim
efendim. Madde üzerinde 7 adet
önerge vardır... VI. – AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR 1. – Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in, DYPGrubu adına
konuşan Balıkesir Milletvekili İlhan Aytekin’in, Hükümete sataşması nedeniyle
konuşması DEVLET BAKANI MEHMET
KEÇECİLER (Konya) - Sayın Başkan, yerimden kısa bir açıklama yapmak istiyorum. BAŞKAN - Buyurun Sayın
Bakan. Efendim, yerinize
oturunuz. Hükümet söz istedi; cevap verecek. DEVLET BAKANI MEHMET
KEÇECİLER (Konya) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; biraz evvel
konuşan Balıkesir Milletvekili Sayın İlhan Aytekin, hükümetimizi çok ağır bir
dille itham etmiştir; hükümetimiz hakkında "yandan çarklı, etekleri
tutuşmuş müstemleke hükümeti" tabirini kullanmıştır ki, bu tabiri şiddetle
reddediyoruz. (FP sıralarından "ağır değil" sesleri, gürültüler) MURAT AKIN (Aksaray) - Bu
halk sizin tutumunuzu reddediyor. DEVLET BAKANI MEHMET
KEÇECİLER (Konya) - Hükümetimiz, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetidir ve Yüce
Meclisin güvenoyuyla görev yapan bir hükümettir... MUSTAFA GEÇER (Hatay) -
Maalesef... Maalesef... DEVLET BAKANI MEHMET
KEÇECİLER (Konya) - Sayın milletvekilinin bu tavrını ve bu tabirini kendisine
yakıştıramadığımızı, hükümet üyesi olarak arz ve ifade ediyorum. Teşekkür ederim. (ANAP,
DSP ve MHP sıralarından alkışlar) MUSTAFA ÖRS (Burdur) -
Biz de, çıkardığınız yanlış kanunları size yakıştıramıyoruz. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan, son söz milletvekilinindir; söz istiyorum. Sayın Bakan konuştu
ya... BAŞKAN - Efendim,
yerinden konuştu. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Yerinden veya mikrofondan... Olur mu?! BAŞKAN - Sataştı;
sataşmadan dolayı verdim; 60 ıncı maddeye göre söz istedi efendim. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Bakan konuştu. Rica ederim efendim... Açın İçtüzüğü, okuyun. BAŞKAN - Her gün yeni
tüzük öğreniyorum! KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Bakan, konuşmadınız mı? DEVLET BAKANI MEHMET
KEÇECİLER (Konya) - Hayır, konuşmadım. Sataşmaya cevap verdim. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Son söz milletvekilinindir. Rica ediyorum Sayın Başkan... BAŞKAN - Sataşma üzerine
60 ıncı maddeye göre söz istedi. KAMER GENÇ (Tunceli) -
"Sayın Bakan konuşacak" dediniz, "Sataşma" demediniz.
Sataşmadan dolayı söz vermediniz. BAŞKAN - Nasıl olur
efendim?! Yani, sizin, sataşma üzerine, milletvekili olarak böyle bir hakkınız
var, Bakanın yok mu?! KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan, o kürsüde İçtüzüğe uygun hareket edin. Herhalde, biz, burada
kahvede oturmuyoruz. TURHAN GÜVEN (İçel) -
Efendim, Sayın Bakan sataşmadan ötürü söz almadı. KAMER GENÇ (Tunceli) -
"Hükümet söz istiyor" dediniz. Açın, İçtüzüğe bakın. TURHAN GÜVEN (İçel) -
Zabıtlara bakın. BAŞKAN - Efendim, benden,
sataşmadan ötürü söz istedi. V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) 3. – Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel
Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin
Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı: 719 ve 719'a Ek) (Devam) BAŞKAN - Madde üzerinde 7
adet önerge vardır; 3'ünü işleme koyacağım, sırasına göre okutacağım. Birinci önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 3 üncü maddesinin (c) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay "c) Ürün satış ve
uygunluk belgesi başına tahsil olunacak tutarların tespiti ile tescil, izin ve
ruhsat harçlarının Kurum tarafından tahsiline ilişkin işlemleri yürütmek," BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 3 üncü maddesinin (f) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay "f) Yurt içinde ve
dışında ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak, gerektiğinde bu kuruluşlara
Kurumun üye olmasına karar vermek." BAŞKAN - Son önerge
aykırı önerge olduğu için okutup, işleme alıyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 3 üncü maddesinin (l) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay "l) Görev alanı ile
ilgili konularda gerekli gördüğü her türlü bilgi ve belgeyi, tütün, tütün
mamulleri ve alkollü içkiler piyasasında mal veya hizmet üreten, pazarlayan,
satan gerçek ve tüzel kişilerle, bunlara bağlı olan her türlü birliklerinden
istemek," BAŞKAN - Komisyon?.. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI YILMAZ
KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz. HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay)
- Geri çekiyorum Sayın Başkan. BAŞKAN - Geri çektiler. 3 üncü maddenin
oylamasına geçmeden evvel bir yoklama talebi vardır. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) -
Sayın Başkanım, izin verir misiniz efendim. BAŞKAN - Buyurun efendim. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) -
Sayın önerge sahibi, önergesinin birini çekti; çünkü, bir tanesi işleme tabi
tutuldu ve önergesinin birini çekti. Diğer önergeleri de çekerse, işlem
görmeden çekildiği için, arkadan gelen önergelerin tamamlanması lazım. BAŞKAN - Efendim, işleme
başladığımı ifade ettim. Dün de böyle oldu efendim. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Oylamadınız efendim, oylamadınız. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) -
Efendim, işleme nasıl başladınız?.. Bir önerge için işleme başladınız. Yapmayın
Sayın Başkanım... BAŞKAN - Efendim, 3
önergeyi birden işleme koydum. Son önergeyi gayet net ifade de ettim; "son
önerge aykırı önergedir, işleme koyuyorum" dedim efendim. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) -
Sayın Başkanım, önerge sahibi ikinciyi ve üçüncüyü işleme almanıza izin
vermedi. Birinciyi işleme aldınız; çekti. BAŞKAN - Efendim, işleme
almışken çekti. Sayın Başkanım, rica ederim yani... KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan, oylamadınız, işlem tamamlanmadı. III.– YOKLAMA BAŞKAN - Efendim, 3 üncü
maddeyi oylamadan önce yoklama talebi vardır. Yoklama talebinde bulunan
sayın vekillerin adlarını okuyorum ve salonda bulunup bulunmadıklarını
arayacağım: Yasin Hatiboğlu?..
Burada. Fethullah Erbaş?..
Burada. Mukadder Başeğmez?..
Burada. Şükrü Ünal?.. Burada. Bülent Arınç?.. Burada. Sabahattin Yıldız?..
Burada. Sacit Günbey?.. Burada. Mustafa Geçer?.. Burada. Akif Gülle?.. Burada. Nezir Aydın?.. Burada. Latif Öztek?.. Burada. Rıza Ulucak?.. Burada. Musa Uzunkaya?.. Burada. Osman Yumakoğulları?..
Burada. Eyüp Fatsa?.. Burada. Hüseyin Arı?.. Burada. Yakup Budak?.. Burada. Veysel Candan?.. Burada. Süleyman Arif Emre?..
Burada. Nurettin Aktaş?.. Burada. Yoklama işlemine başlıyoruz
efendim. (Elektronik cihazla
yoklama yapıldı) BAŞKAN - Efendim,
toplantı yetersayısı vardır. V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) 3. – Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel
Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin
Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı: 719 ve 719'a Ek) (Devam) BAŞKAN - 3 üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 4 üncü maddeyi
okutuyorum: Kurumun hizmet birimleri,
Kurum personelinin statüsü, atanma usulü ve özlük hakları MADDE 4. - Kurul Başkanı
Kurumun en üst amiri olup, Kurumun genel yönetim ve temsilinden sorumludur.
Kuruma, Kurul kara-rıyla iki başkan yardımcısı atanır. Kurum hizmetlerinin
gerektirdiği asli ve sürekli görevler, idari hizmet sözleşmesiyle sözleşmeli
olarak istihdam edilen personel eliyle yürütülür. Kurum personeli ücret ve mali
haklar dışında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabidir. Kurul Başkanı ve üyeleri
ile Kurum personeli 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa
tabidir. Emeklilik açısından Kurul
Başkanı bakanlık müsteşarına, Kurul üyeleri bakanlık müsteşar yardımcısına denk
statüde olduğu kabul edilir. Kurul Başkan ve
üyeliklerine atananlardan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu veya özel
mevzuatla düzenlenmiş personel rejimine tabi olanlar, Kuruldaki görevleri sona
erdikten sonra başvurmaları halinde ilgili Bakan tarafından, mükteseplerine
uygun bir kadroya atanırlar. Akademik unvanların kazanılması için gerekli
şartlar saklıdır. Kurul Başkan ve
üyelerinin aylık net ücretleri, en yüksek Devlet memurunun her türlü ödemeler
dahil aylık net ücretinin iki katını geçmemek üzere Bakanın teklifi üzerine
Bakanlar Kurulu tarafından tespit edilir. Kurul üyeleri göreve
başlama ve görevden ayrılma tarihlerinden itibaren bir ay içinde ve görevleri
devam ettiği sürece her iki yılda bir mal beyanında bulunmak zorundadır. Kurum personelinin ücret
ve diğer mali hakları, Bakanlar Kurulunca belirlenecek esaslar çerçevesinde
Kurulca tespit olunur. BAŞKAN - 4 üncü madde
üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Adıyaman Milletvekili Sayın Dengir Mir
Mehmet Fırat; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar) FP GRUBU ADINA DENGİR MİR
MEHMET FIRAT (Adıyaman) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; görüşmekte
olduğumuz yasa tasarısı, bundan evvelki yasalarda olduğu gibi, Anayasaya birçok
maddesiyle aykırılık içermektedir. Bu aykırılığın en son örneği, dün burada
okunmuş olan, Cumhurbaşkanlığının Meclise göndermiş olduğu RTÜK Yasasının bir
kez daha görüşülmesiyle ilgili gerekçeli kararında açık olarak belirtilmiştir. Kaldı ki, hatırlarsanız,
bundan bir süre önce, memurlar hakkında çıkarmış olduğumuz kanun hükmündeki
kararnameler de, Anayasa Mahkemesinden dönmüştü. Bu, Anayasamızın 128 inci maddesiyle
ilgilidir. 128 inci madde şöyle bir fıkra içermektedir: "Memurların ve
diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları
ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla
düzenlenir." Fakat, bu tasarının 9 uncu maddesini inceleyecek olursanız;
bu işlemlerin tümünün yönetmelikle düzenleneceği konusu hükme bağlanmıştır; bu,
bir tanesidir. Bu, kesinlikle, Anayasaya aykırıdır. Bu yasa çıktığı takdirde,
Cumhurbaşkanı tarafından iade edilecektir; iade edilmediği takdirde de, Anayasa
Mahkemesinden dönecektir. Bu konuda vermiş
olduğumuz önergeler var. Sayın Başkanlık bunu nasıl değerlendirir; çünkü, 3
önergeyi önce vererek, önünü tıkama durumundasınız. Fakat, bizim kanımıza göre,
gerek Anayasamızın 11 inci maddesi gerekse İçtüzüğe göre, kaç önerge verilmiş
olursa olsun, öncelikle, Anayasaya aykırılık konusunun görüşülüp, oylanması
gerekir; ancak, takdir, Başkanlık Divanınındır. BAŞKAN - Sayın Fırat,
sözünüzü bir dakika keseceğim efendim. Elimde tutanak dergisi
var; burada, içtüzük değişikliğindeki gerekçelerde... DENGİR MİR MEHMET FIRAT
(Devamla) - Efendim, benim sürem çalışıyor... BAŞKAN - Efendim, hayır;
ben, kendi kesemden veriyorum onu. DENGİR MİR MEHMET FIRAT
(Devamla) - Tamam, oldu. BAŞKAN - "Ayrıca,
maddeler üzerinde verilebilecek..." HACI FİLİZ (Kırıkkale) -
Başkanın zengindir kesesi. BAŞKAN - Lütfen, dinler
misiniz efendim. "... Anayasaya
aykırılık önergelerinin de bu cümlede öngörülen sınırlamaya dahil edilmesinin;
yani, milletvekillerince her madde için, Anayasaya aykırılık önergeleri dahil,
3'ten fazla önerge verilmemesinin; böylece, bir tasarı veya teklifin maddeleri
üzerinde işleme konulabilecek önerge adedinin ihtilafa mahal bırakmayacak
şekilde düzenlenmesinin..." diyor. Burada, gerekçeler, zabıtlara geçmiş. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan, bundan ne anlıyorsunuz? BAŞKAN - Bir dakika
efendim... Dünkü uygulamam, bu
sebeptendi efendim; onu arz ediyorum. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan, bilakis... BAŞKAN - Yaptığım, Tüzüğe
aykırı değildir. Buyurun Sayın Fırat. DENGİR MİR MEHMET FIRAT
(Devamla) - Efendim, ben, Tüzüğe aykırı olduğu iddiasında değilim. Tüzüğe
aykırılık konusunun, biraz sonra 63 üncü maddeye göre usul hakkındaki bir
talebimizle, usul yönünden tartışılmasını gündeme getireceğiz ve tartışacağız.
Burada alınmış olan kararı da Anayasa Mahkemesine götürerek, şu ana kadar
yapılmış olan tatbikatın Anayasaya aykırı olduğunu, Anayasa Mahkemesinde ispat
edeceğiz. Eğer o imkânı tanırsanız, inanıyorum ki, bu konuda bir teamül teşekkül
etmiş olacaktır. Ben, konuma dönüyorum. Değerli arkadaşlar, bu
yasa tasarının gerekçesini incelediğiniz zaman, görüyorsunuz ki, 3 temel
noktaya dayanıyor. Birincisi, verimliliğin artırılması; ikincisi, sermayenin
tabana yaygınlaştırılması; üçüncüsü, serbest rekabetin sağlanması. Çok güzel 3
tane gerekçe; ben katılıyorum. Sermaye tabana
yayılacaktır; ancak, sermaye, Türk Halkına yayılmayacaktır; çünkü, biraz sonra
vereceğim rakamlar şunu gösterecektir ki, Türk tipi tütünlerden yapılmış olan
sigara üretimi, giderek aşağıya inecek ve sıfırlanacaktır. Dünyada, bu konuda, 2
tane tröst vardır; birisi, İngiliz menşelidir; birisi, Amerika Birleşik
Devletleri menşelidir. Evet, bu şirketlerin hisse senetleri, Amerika Halkının
tabanına yayılacaktır, İngiliz Halkının tabanına yayılacaktır ve bunların gelir
düzeyleri artacaktır; Türk Halkının zehirlenmesi pahasına artırılacaktır. Bunu,
o şekilde anlamakta fayda vardır. Serbest rekabetin
sağlanması deniliyor. Şu anda, Türkiye'ye girmiş 2 tane tröst var ve bunların
paylarını da biraz sonra sizlere rakamlarla vereceğim; nereden başlamışlar,
nereye gelmişler ve nereye doğru gidiyorlar, projeksiyonları nedir, onu da
vereceğim. Bu 2 tröstün serbest rekabeti nasıl sağlayacağının, ben mantığını
bulamadım, inanıyorum ki, Sayın Bakanımız, mutlaka bunu izah edecektir. Verimliliğin artırılması
konusuna gelince... Yine, Tütün İhtisas Komisyonunun raporunu inceleyecek
olursanız, Tekelin elinde bulunmuş olan tüm fabrikalar, artık devrini kapatmış
olan fabrikalardır. Dolayısıyla, Tekelin elindeki fabrikaların özelleştirilmiş
olduğunu kabul etsek dahi -ki, Türkiye'de bunu alabilecek bir sermaye gücünün
olduğu kanısında değilim- bu, olsa olsa, yine, o 2 tane tröst tarafından satın
alınacaktır. Dolayısıyla, verimliliğin artırılmasının da gerekçesini izah
edebilmek mümkün değildir. Şimdi, dünyada, üç tip
tütün yetiştiriliyor. Bunlardan biri, şark tipi tütün, bizim yetiştirdiğimiz
tütün; biri, virginia tipi tütün; üçüncüsü, burley tipi tütün. Türkiye'de, ne
burley ne virginia tipi tütün, yapılan denemeler sonucunda yetiştirilememiştir.
Dolayısıyla, tamamı ithalata yönelik olacaktır. Dolayısıyla, Türk tipi tütünün
ortadan kalkması kesindir. Bu yasa tasarısıyla, aslında, vermiş olduğunuz
hüküm, Türkiye'de tütün ekiminin yasaklanması olayıdır; afyonda olduğu gibi. Şu
anda, zaten, Philip Morris ve R.J.R, Türkiye'de fabrika kurmuştur ve yüzde 63
payı da sağlamıştır; Türkiye'deki satışın, mamul sigara satışının yüzde 63'ünü
sağlamıştır. Bir süre sonra, bu, yüzde 100'e erişecektir; çünkü, bu yönde
yapılmış olan projeksiyonlar bunu göstermektedir ve sigaraya başlama yaşı da,
Türkiye'de, giderek daha aşağı seviyelere, 10 yaşlarına, 11 yaşlarına
indirtilecektir. Değerli arkadaşlar,
doğrudur, şu anda, Türkiye'de, 1998 sonu itibariyle, 370 577 ton tütün stoku
vardır. Ancak, aldatılan bir konu vardır; bu miktardan fazla, dışarıdan tütün
ithal edilmektedir, virginia tipi tütün ithal edilmektedir; kendi
fabrikalarımız tarafından ithal edilmektedir. Ne kadardır; onu da, size arz
edeyim: Yılda, 76 000 ton tütün ithal edilmiş; Amerika Birleşik Devletlerine,
ithal edilen tütün için, 145 409 000 dolar para ödenmiştir. AB ülkelerinde,
1998-1999 yılları itibariyle, 110 000 kadar üretici, 135 000 hektar kadar
arazide, yılda 345 000 ton tütün üretmekte; bunun 100 000 tonu ise,
Yunanistan'da üretilmektedir; oryantal (oriental) tipi tütünler, piyasada,
ortalama 1,09 ilâ 2,09 euro/kilogram birim fiyatla, üreticilerden işleyici
firmalara satılmakta, Avrupa Birliği ise, ayrıca 2,5 ilâ 4,1 euro/kilogram destekleme
primi ödemektedir. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) DENGİR MİR MEHMET FIRAT
(Devamla) - Efendim, o, kesenizden olan... BAŞKAN - Hayır...
Kesemdekini verdim; çünkü, süreyi sıfırdan başlattım. Bir de zatıâlinize eksüre
veriyorum. Buyurun. DENGİR MİR MEHMET FIRAT
(Devamla) - Sağ olun. Yani, Yunan üreticisinin
eline, ortalama 3,6 ilâ 6,9 euro/kilogram para geçmektedir. Peki, böylesine bir
sübvansiyon karşısında, Türk tipi tütünü, serbest bir piyasa ekonomisi
içerisinde, Türkiye'de imalat yapan fabrikaların nasıl satın alacağını, lütfen,
bana izah edebilecek bir kişi var mıdır, bir teknik kişi var mıdır; bunun
izahını yapmamız lazım. İkincisi, Türk tipi tütün
ile dışarından gelen blend tipi tütünün iki özelliği vardır. Türk tipi tütün,
kırsal alanda, kır dediğimiz topraklarda, kıraltı topraklarda yetişir; ama,
burley tipi tütünler ise taban toprakta yetişiyor. Bugün, tütün üretimine
serbest arazi ve kullanımı şöyledir: Kır 530 640 hektardır, kırtabanı, yani
onun altındaki arazi ise 1 691 115 hektardır; toplam 3 222 755 hektar arazi
tütün ekimine elverişlidir; ancak, fiilî olarak şu anda kullanmış olduğumuz
arazi miktarı 278 347 hektar olup, kullanılabilecek toplam arazinin yüzde
8,6'sını temsil etmektedir. Bu arazilerde, kır ve kıraltı arazilerde alternatif
bir ürün üretilmesi, yalandır, başka bir ürünün üretilmesi mümkün değildir. Bu sayıların neticesinde
-ki, bunu, devletin vermiş olduğu istatistikî bilgilerden çıkardım- bu, şu
demektir beyler: Vermiş olduğunuz kararla, 600 000 üreticinin, yani 4 milyon
insanın ekmeğini kesiyorsunuz. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum. Müteakip maddede, yine, size söz vereceğim. DENGİR MİR MEHMET FIRAT
(Devamla) - Ben inanıyorum ki, rey vermeyeceksiniz. Hepinize saygılar
sunarım. (FP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim
efendim. Doğru Yol Partisi Grubu
adına, Balıkesir Milletvekili Sayın İlyas Yılmazyıldız; buyurun. (DYP
sıralarından alkışlar) DYP GRUBU ADINA İLYAS
YILMAZYILDIZ (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte
olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü maddesi üzerinde söz almış
bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bu maddede, kurumun
hizmet birimleri, personelin statüsü, alacağı ücretler dışında belirlenmiş;
ancak, bu kadar dikkatle, titizlikle hazırlanan bu tasarıda, bu kurumda
çalışanların kurumdan ayrıldıktan sonra, bu sektörde çalışan şirketlere hiç
beklemeden geçmelerini engelleyen bir madde konulmamış; bu, ciddî bir
eksikliktir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Yasasında, SPK Yasasında,
burada çalışanlar çok özel sırlara sahip oldukları için, mutlaka, iki yıldan
sonra geçebiliyorlardı; bu tasarıda ise, bu unutulmuş; unutulmamış, özellikle
konulmamış; çünkü, bu sayede, kurumda çalışanların, bu sektörde çalışan
tröstlere uygun iş yapar olması arzu edilmiş. Değerli arkadaşlarım, bu
yasa tasarısı, gerçekten, tütün üreticisini yok eden bir yasa tasarısı. Kanunî
Sultan Süleyman, kapitülasyonları verirken o zaman Osmanlı Devleti güçsüz düştüğünde;
bunları kaldırabilmek için, yüzbinlerce şehit ve bir Kurtuluş Savaşı verdik.
Etkileri birkaç yüz yıl sonra çıktı; ancak, bu yasaların etkileri, herhalde
birkaç yüz yıl sonra değil, belki birkaç yıl sonra çıkacak; ondan sonra, bu
verdiğimiz tavizleri nasıl ortadan kaldıracağız diye, onun için uğraşacağız. Burada konuşan Samsun
Milletvekilimiz Sayın Aydın'la, tavuk üreticilerinin sorunlarıyla ilgili
komisyonda birlikte çalıştık, gerçekten, çiftçiye yakın biri, olumlu biri;
alternatif ürünlerle ilgili söylediklerine katılmayı çok arzu ederdim. Belki,
Samsun'da tütün sadece sulu arazide ekilebilir; ama -az önce konuşan hatip
söyledi- Türkiye'de tütün daha ziyade kıraç topraklarda yetişir. Siz, çileği
bir gün sulamazsanız, sebzeyi bir gün sulamazsanız, bunlar ölür, yok olur.
Sorarım size: Çanakkale Yenice, Bursa Orhaniye ve Kestel, Balıkesir Sındırgı,
Bigadiç, İvrindi, Savaştape, Kepsut, Susurluk, Merkez, Gönen, Manyas gibi
dağlık yerlerde nasıl çilek yetiştirecekseniz, nasıl sebze yetiştireceksiniz?!
Alternatif ürün yok. Dolayısıyla, zorlayarak, iyi niyetle de olsa zorlayarak
varmak istediğimiz nokta bizi bir yere götürmez. Maalesef, bu hükümetin
uyguladığı politikalar, çıkardığı kanunlar, milletin derdine deva olmuyor.
"On yıl sonrasını görmekteyiz" diye beyanat verenler, artık
"Türkiye'de sanayi boşalıyor, Bulgaristan'a gidiyor, İsrail'e
gidiyor" diye beyanat vermeye başlamışlardır; TÜSİAD Başkanının
beyanatlarından bahsediyorum. Bugün de, Devlet İstatistik Enstitüsünün
açıklamalarına göre, bir ayda, reel sektördeki kapasite kullanım oranı yüzde 10
azalmış arkadaşlar; yüzde 77,1'den yüzde 70;3'e düşmüş. Bunun anlamı, pek çok
fabrika kapanmış. Zaten, konuşmasında da "büyükler Bulgaristan'a, İsrail'e
gidiyor, küçükler tasfiye oluyor" diye belirtiyor. Bu tasarıyla da, 600
000 tütün ekicisi aile, 35 000 tütün işçisi, maalesef, tasfiye edilmektedir.
Hadi, büyük işadamları bir yerlere gitmeyi başardılar. Ben, şimdi hükümete
sormak istiyorum: Tütünden geçimini sağlayan, karnını doyuran 5 000 000 insanı
nereye göndereceksiniz?! Şehirlerimiz de ortada... Emlak Bankasını tasfiye
ettik. Hadi, şehirlere gönderelim desek, nasıl konut edinecekler?! Fon ihdas
edemiyorsunuz, nereden uygun kredi bulup, dargelirli, açlık sınırında yaşayan
bu insanlara ev alma hakkı sağlayacaksınız?! Şehirlere göçü bu şekilde teşvik
ettiğiniz takdirde, bunları nasıl barındıracaksınız?! Yani, anarşi, kaos,
maalesef, alıp götürüyor. Değerli arkadaşlarım,
size, Bigadiç Işıklar Köyü Muhtarının yazdığı şu satırları okumak istiyorum;
sözlerimi de öyle tamamlayacağım. "Sayın
yetkililerimiz, bu işi durdurmak zorundasınız. Bu iş yanlış, yok oluruz. Eğer o
Meclise, bizi temsil etmek için gittiyseniz, bizi öldürecek bir karara el
kaldıramazsınız. Bizim derdimize deva olmak zorundasınız. Bu kavga, ekmek kavgası,
hayat kavgası, başka şeye benzemez. Eğer bu hataya düşülürse, artık söz
bitmiştir. Bilin ki, gözümüz sizde, iktidarıyla muhalefetiyle ne yaptığınıza
bakacağız" diyor. Bu, çiftçilerimizin feryatlarıdır; özellikle bunları
duymanızı istiyorum. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Buyurun. İLYAS YILMAZYILDIZ
(Devamla) - Dün akşam çıkarılan yasanın geçici 4 üncü maddesinde, maalesef,
konuşturulmadık. Genel Kuruldan alelacele geçirilen o madde, bankacılık
sektöründe çalışan 30 000 insanın durumunu belirsizliğe itiyor; Maliye Bakanı
müsaade etmediği zaman ne olacağı belli değil.. İşte, yasalar, böyle alelacele
çıkarılıyor; dolayısıyla, bu şekilde, varılacak bir yer yoktur. Milletimize,
ancak sıkıntı, ancak işsizlik, ancak dert veren bu iktidardan kurtulduğu zaman
milletimiz huzura kavuşacaktır diyorum, saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından
alkışlar) BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, madde üzerinde verilmiş 7 önerge vardır; ancak, önergelerin
3'ünü işleme koyuyorum efendim. Önergeleri geliş sırasına
göre okutup, aykırılığa göre de işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci
satırında yer alan "gerektirdiği" ibaresinden sonra gelmek üzere
"belirli" ibaresinin eklenmesi suretiyle değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun
tasarısının 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci satırında yer alan
"eliyle" ibaresinin "tarafından" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - Efendim, son
önergeyi okutuyorum. Son önerge, en aykırı önerge olup, okutup işleme alacağım
efendim. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü maddesinin son fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay "Kurum personelinin
ücret ve diğer özlük hakları, Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek usul ve
esaslar çerçevesinde kurulca tespit olunur." BAŞKAN - Önergeye
Komisyon katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN -Hükümet katılıyor
mu? DEVLET BAKANI YILMAZ
KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz. HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay)
- Sayın Başkan, önergelerimi geri çekiyorum. BAŞKAN - Önergeleri geri
çektiler efendim. 4 üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 5 inci maddeyi
okutuyorum: Kurumun gelir ve
giderleri ile denetimi MADDE 5. - Kurumun
gelirleri şunlardır; a) Yurt içinde üretilen
veya ithal edilen tütün mamulleri ile alkol ve alkollü içkilerin yurt içinde yapılacak
ilk teslimlerinde satış fiyatının binde dördü. b) Mamul üretimi, satışı
ve uygunluk belgesi başına alınacak tutar, c) Tescil, izin ve ruhsat
harçları, d) Bu Kanunda yer alan
idarî para cezalarının yüzde yirmibeşi. Gerektiğinde (a) bendinde
belirtilen oranı yüzde elliye kadar azaltmaya, ödeme usul ve esaslarını tespite
Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu tutar hiçbir vergiye matrah teşkil etmez. Kurumun giderleri
şunlardır; a) İdarî giderler, b) Sektörle ilgili
araştırma-geliştirme faaliyetleri ile tütün ve alkol tüketiminden kaynaklanan
kamusal, toplumsal ya da tıbbî nitelikteki her türlü zararlı etkileri önleyecek
çalışmaları yönlendirerek organizasyonu sağlamak üzere gerekli gördüğü
faaliyetlerin desteklenmesinden doğan giderler. Kurumun giderleri Kurul
kararıyla yürürlüğe giren yıllık bütçeye göre yapılır. Kurumun bütçe yılı
takvim yılıdır. Yıllık gelir ve gider arasındaki fark Maliye Bakanlığınca
belirlenecek esaslar dahilinde genel bütçeye aktarılır. Kurumun mal ve
varlıkları Devlet malı sayılır, haczedilemez, rehnedilemez. Kurum Başbakanlık Yüksek
denetleme Kurulunun denetimine tabidir. BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, 5 inci madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Diyarbakır
Milletvekili Sayın Sacit Günbey konuşacaktır. Buyurun efendim. (FP
sıralarından alkışlar) FP GRUBU ADINA SACİT
GÜNBEY (Diyarbakır) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 719 sıra sayılı
tütün mamullerinin üretimine, iç ve dış alım ve satımına dair kanun tasarısının
5 inci maddesi üzerinde Fazilet Partimizin görüşlerini ifade etmek üzere söz
almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Saygıdeğer
milletvekilleri, bugün, Türkiye'de, çalışabilir nüfusun üçte 1'i işsizdir.
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bu oran yarı yarıyadır, çalışabilir nüfusun yarısı
işsizdir; yani, iki kişiden biri işsizdir. Bu getirilen tasarı, Türkiye'deki
işsiz sayısını artıracak birtakım maddeleri ihtiva etmektedir. Şeker Kanununu bu
Parlamentodan geçirdiniz. Şeker Kanunuyla, şekerpancarı üreticisinin işi
bitirilmiş oldu. Şimdi de, tütün üreticisinin hayat kaynağı olan tütün üretimi,
Türkiye'de, ortadan kaldırılmış olacaktır. Bir defa, Güneydoğu Anadolu
Bölgesinde ve Türkiye'nin her yerinde -zannediyorum, Türkiye'nin 42 vilayetinde tütün
ekiliyor- tütün üreticileri, tarım kesiminde çalışan en fakir kesimdir ve
özellikle tarıma müsait olmayan çorak arazilerde tütün ekmektedirler. Şimdi,
bunlara çok gördüğümüz bu kaynağı, maalesef yabancı üreticilere getirip takdim
edeceğiz. Bu hükümetin bugüne kadar
Parlamentodan geçirdiği kanunların genel olarak birtakım özellikleri olduğu
ortaya çıkmaktadır. Bir defa, Parlamentoya getirdikleri tasarıların hemen
hepsini reform niteliğinde tasarı olduğunu ilan etmektedirler; ancak, sonuçta
ortaya çıkmaktadır ki, getirilen kanunlar, çalakalem hazırlanmış olup, eksik ve
yanlış çıkarılan kanunlardır, sonradan bunları düzeltmek için, tekrar,
Parlamento işgal edilmektedir. Getirilen kanunların
ikinci özelliği ise, teklifler, ya içerik bakımından ya da teknik özellikleri
yönüyle hukuka aykırılık taşımaktadır. Genel Kurulda tüm tavsiyelerimize
rağmen, kabul edilen yasaların önemli bir kısmı ya Anayasaya aykırılığı yönüyle
Anayasa Mahkemesince iptal edilmiştir veya Cumhurbaşkanının vetosuyla
karşılaşmıştır. Getirilen kanunların
diğer bir özelliği şudur: 57 nci hükümet döneminde çıkarılan hiçbir kanun,
halkın refahını ve saadetini artıracak özellikler taşımamaktadır. Bilakis,
çıkarılan kanunlar, ekonomik ve sosyal dengeleri bozmuş, halkın daha fakirleşmesine
sebep olmuştur. Bunlarla ilgili örnek vermek gerekirse, görüştüğümüz tütün
kanunu tasarısını ve daha önce Parlamentodan defalarca geçirilen vergi
kanunlarını sayabiliriz. Hükümetin getirdiği
kanunların dördüncü özelliği ise, Avrupa Birliğine giriş süreci içerisinde
olmamıza rağmen, özgürlüklerin önünü açacak, demokratikleşmeyle ilgili yasalara
öncelik verileceğine, getirilen kanunların hemen hepsinin içerisinde,
metinlerde yasaklar vardır ve özellikle siyasetin alanını daraltacak yeni
bürokratik adacıklar ve kurumlar oluşturulmaktadır. Getirilen kanunların bir
başka özelliği de, çıkarılacak kanunlarda muhalefetin ve sivil toplum
örgütlerinin görüşlerinin dikkate alınmamasıdır. Birtakım mahfillerde
hazırlanan teklifler Meclise getirilmekte, Mecliste iktidar milletvekilleri
sadece parmak kaldırmak suretiyle kanunlara katkı vermektedirler. Hatta, bu
katkının ötesinde, maalesef, iki günden beri daha yoğun şekilde yaşadığımız
fason birtakım önergelerle, Parlamentonun, özellikle muhalefet sözcülerinin
görüşlerini belirtmelerinin önü tıkanmaktadır. Zaten, yapılan İçtüzük
değişikliğiyle, muhalefet partileri, yeterince, bu Parlamentoda görüşlerini
ifade etme imkânına sahip değillerdir. Çıkarılan kanunların en
önemli özelliklerinden birisi de, halkın kutsal değerlerinde ve geleneklerinde
sürekli erozyon meydana getirilmekte ve bu erozyonla birlikte, sosyal devlet
olma anlayışı yok edilmektedir. Muhterem arkadaşlar,
iktidar milletvekillerinin bu tasarıyla ilgili endişeleri, bütün seçim
bölgelerini ilgilendirmektedir, 42 vilayette tütün ekilmektedir ve -bana
geldiğine göre- bütün milletvekillerine sürekli fakslar yağmaktadır. Bu
vatandaşlarımızın sıkıntılarını dindirmek için, kanun tasarısını geri çekmek,
en uygun çözüm yolu olacaktır diye düşünüyor; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(FP sıralarından alkışlar) BAŞKAN- Efendim, teşekkür
ediyorum. Söz sırası, Doğru Yol
Partisi Grubu adına, Samsun Milletvekili Sayın Erdoğan Sezgin'de. Buyurun efendim. (DYP
sıralarından alkışlar) DYP GRUBU ADINA ERDOĞAN
SEZGİN (Samsun)- Sayın Başkan, Yüce Meclisin sayın üyeleri; bu tütün kanunu
tasarısı, esasında, Tekel mensupları ile tütün üreticilerinin vedalaştığı bir
tasarıdır ve tasarıda açık ve net olarak belirtilmiş; 2002 yılından itibaren
Tekel, artık, destekleme alımı yapmayacak, tütünle ilgili düzenleyici
fonksiyonuna veda edecek. Onun için, önümüzdeki zor yıllarda hem Tekel
mensuplarına hem tütün üreticilerine Cenabı Allah'tan kolaylıklar diliyorum. ORHAN BIÇAKÇIOĞLU
(Trabzon)- Amin!.. MEHMET GÖZLÜKAYA
(Denizli)- Rahmet!.. Rahmet!.. Rahmet dileyin! ERDOĞAN SEZGİN (Devamla)-
Ve bu tasarının görüşülmesi esnasında, bu tasarının sponsorluğunu yapan Sayın
Derviş'in bulunmasını çok isterdim; sevgili ve çok Sayın Karakoyunlu'nun,
esasında, bu tasarı görüşmelerinde bulunmamasını, gönlüm çok arzu ederdi. Tütün üreticileri ve Türk
tütüncülüğünün bu duruma düşürülmesi, Türkiye mahreçli bir planlama asla
değildir. Türk tütüncülüğünün planlamasıyla ilgili, 1994 senesinde, Doğru Yol
Partisince. Refahyol döneminde başlatılan bir reform vardı. Reform şuydu: İç
talep, artı dış talebin üzerindeki üretimi kısıtlamak için taban arazilerinde
tütün üretimi yasaklanmış ve bu bölgelere, ürün gelir farkı olarak üç sene
tazminat ödenmişti ve alternatifi yine tütün olan bölgelere tütün ekimi
çekilmişti ve Türk tütüncülüğü o zaman kaliteyi yakalamıştı. Sayın Genel Müdür
çok iyi hatırlarlar, eğer, o reform, o çalışmalar devam etmiş olsaydı, bugün
Türk tütünü dünya kalitesinin üzerine çıkmış olacak ve hiçbir sorun kalmayacaktı. Değerli milletvekilleri,
elbette tütünü konuşuyoruz ve az önce de ifade ettiğim gibi bu tasarı, tütünle,
tütüncüyle devletin bir veda kanunu, bir terk etme kanunudur. Türkiye'de
tütünün kalitesini yakalayan tütüne, bilhassa Karadeniz Bölgesi tütününe, 4
dolar 20 sent vermiştik ve bu seneki kurla tütün 2 doların altına düştü. Değerli arkadaşlarım,
şimdi, üreticiyle tütün tüccarları ve tütün imalat sanayii arasında bir
sözleşmeli üreticilik müessesesi getiriyorsunuz ve burada açık artırmayla
tütünü satmak istiyorsunuz. Sonradan bir ölçü daha koyuyorsunuz, o ölçü de
şudur: Son üç seninin ortalama fiyatının yüzde 50'si. Bu demek oluyor ki, Türk
tütün üreticisinin elemeği, göznuru tütünün fiyatı -bu sene 2 dolar olduğuna
göre- gelecek yıllarda 1 dolara kadar düşecektir. Biz, hiçbir zaman,
tarımın planlanmasının karşısında değiliz. Hatta hatta, tütün kanununun da
çıkarılmasına karşı değiliz ve hatta, o kadar ki, Tekel yönetiminin,
özelleştirmeye hazırlanmasının da karşısında değiliz; ancak, Türkiye'de, tütün
üretimini mutlaka devletin yönlendirmesi, onu, sağlıklı bir yapıya kavuşturması
gerekirdi. Bunun örneği 1994 yılında Doğru Yol Partisi İktidarı zamanında
verilmiş ve bu, zaman içinde yitirilmiş, âdeta, terk edilmiştir. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Buyurun efendim. ERDOĞAN SEZGİN (Devamla)
- Bu zaman darlığında, tütünle, tütün üreticisiyle ilgili söylenecek o kadar
çok şey var ki; bugün, tütün üreticiliği bir aile tarımıdır. Tütünü hiç kimse
ticaret için üretmez. Orada, göznuru vardır, çoluk çocuğunun emeği vardır. Bu vesileyle, hayırlı
olmayacak bu kanuna, hayırlar dilemiyorum; bir yerden geri dönmesini canı
gönülden istiyor, Yüce Heyetinize sevgi ve saygılar sunuyorum. (DYP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Efendim, 5 inci
madde üzerinde 8 adet önerge vardır; ancak, bunların 3'ünü işleme
koyabileceğim. Geliş sırasına göre
okutup, aykırılık derecesine göre de işleme alacağım. Birinci önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay b) Mamul üretimi, satışı
uygunluk belgesi karşılığında alınacak tutar, BAŞKAN - İkinci önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay "Gerektiğinde (a)
bendinde belirtilen oran miktarını yüzde 50'ye kadar azaltmaya, ödeme usul ve
esaslarını tespit ve tayine Bakanlar Kurulu yetkilidir ve bu tutar hiçbir
vergiye matrah teşkil etmez." BAŞKAN - Efendim, bu
üçüncü önerge, en aykırı önerge olduğu için, okutup, işleme tabi tutacağım. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Genel Kurulda
görüşülmekte olan 719 sıra sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol
İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün
Mamullerinin Üretimine, İç ve Dışalım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
aşağıda belirtilen ve söz verildiği takdirde sözlü vereceğimiz gerekçeler
nedeniyle tasarının 5 inci maddesi Anayasaya aykırıdır. Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğü hükümlerine göre, Anayasaya aykırılık hususunun öncelikle
görüşülerek karara bağlanmasını talep ederiz. Saygılarımızla.
BAŞKAN - Komisyon
katılıyor mu efendim?.. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu?.. DEVLET BAKANI YILMAZ
KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN - Sayın Uzunkaya,
buyurun. (FP sıralarından alkışlar) MUSA UZUNKAYA (Samsun) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Tabiî, bu yasa, baştan
beri, tüm maddeleriyle Anayasaya aykırıdır dedik, diyoruz; çünkü, Anayasa,
bütün yapısıyla, milletinin sosyal, ekonomik güvenliğini korur. Getirdiğiniz
yasa, sosyal ve ekonomik güvenliği korumak şöyle dursun... İktidar partilerinin
sözcüleri de, muhalefet partilerinin sözcüleri de söylüyorlar ki, en az 4-5
milyon nüfusumuzu, tarımla iştigal eden özellikle 600 000 tütün ekicisini
yakından ilgilendiren bir yasayı tartışıyoruz. Bu, öyle bir yasa ki, bu
yasa bu hükümet içerisinde son iki hafta içerisinde bir bakan aldı götürdü.
Demin, bir sözcü arkadaşımız "keşke burada Sayın Karakoyunlu
oturmasaydı" dediler; çünkü, Karakoyunlu'nun, hakikaten, birçok konuda
hassasiyetini herkes biliyor; ama, çok sevdiğim, saygı duyduğum, belagatine,
hitabetine biraz da hayran olduğum Sayın Karakoyunlu'nun burada oturmasından
daha tabiî şey olamaz; -ben biraz espriyle söylemek istiyorum- eğer bu yasa
olmasaydı, Karakoyunlu o makama oturamayacaktı; çünkü, bir bakanı götürdü,
Sayın Bakan da o makama geldi; yani, Sayın Yüksel Yalova'nın gidişiyle o makama
gelmiştir. Filhakika, Karakoyunlu o makama ziyadesiyle layıktır; ama, bir
bakanın gidişi bu yasayla olmuştur ve bakan da, bittabiî bir bedel ödeyecektir;
mutlaka, bu bedeli, sevmese de, istese de istemese de, hükümet adına orada
oturmakla ödeyecektir; ama, milletin gönlündeki o Karakoyunlu sevdasının da
gittikçe zayıflayacağını bilsinler diyorum. Değerli arkadaşlar, bu
yasa, milletin büyük bir kesimini, gerçekten, dilhun etmiştir. Az önce, Sayın
Keçeciler bir konuşmacı arkadaşımıza büyük bir tepkiyle dediler ki:
"Efendim, nasıl olur, biz, millî onuru koruyan bir hükümetiz." Elbette,
bunun böyle olmasını temenni ediyoruz; ama, geçen hafta, IMF'nin yetkilisi
Türkiye Masası Şefi, Allahaşkına, soruyorum, size bu talimatları bırakıp
"şu dört yasayı geçirmediğiniz müddetçe para yok" diye söylemedi mi?
Bu, ulusal onurumuzu rencide etmiyor mu? Bu, ülke anlayışımıza, devlet yönetimi
anlayışımıza, 57 nci hükümetin anlayışına, hakikaten, içine sinen bir yasa
mıdır? Değerli arkadaşlar,
çıkarttığınız her yasayla, ülkenin her tarafından, vücuttan bir parça
koparıyorsunuz; tekelle koparıyorsunuz, geçtiğimiz günlerde şekerle bunu
kopardınız. Bakın, şimdi, bu hafta sonunda sayın bakanlardan birisinin şu
toplantıya katılmasını isterim. Samsun Bafra'da ayın 23'ünde bir panel
düzenleniyor. Deniliyor ki: "Bafra'da kooperatif kuran tütün
üreticilerinin mitingi, hemen hemen tüm ulusal alanda cumhuriyet tarihinde
tarımsal liberal ekonomiyi savunan bir ilk hareket olarak geniş yankı
buldu." Tütünle ilgili, Bafra, Karadeniz Bölgesi, Ege Bölgesi, Marmara
Bölgesi, güneydoğulu milletvekili arkadaşlarımız feryat ediyorlar; bu insanlara
alternatif bir ürün veremeyeceksiniz, ekonomide bunları ayakta
tutamayacaksınız. Pancar üreticisini
perişan ettiniz, tütün üreticisini perişan ediyoruz, fındık... Bakınız, Samsun
Ondokuzmayıs'ta fındığı yasakladınız 24.4.2001 tarihindeki Bakanlar Kurulu
kararnamenizle. Bu bölgede, fındık yetişiyordu, tütün yetişiyordu; hem fındığa
yasak koydunuz hem tütüne yasak koydunuz. Bafra'nın 26 köyünde
fındığı yasakladınız, bir o kadar köyde, belki daha fazlasında tütünü
yasaklıyorsunuz şimdi ve Batılı ve özellikle Amerikalı tütün firmalarına,
Türkiye'nin tütününü de, fabrikalarını da peşkeş çekiyorsunuz. Allahaşkına, hiçbir
milletvekili arkadaşımızın, bunu sindirebildiğini, kabul edilebilir bir yasa
olduğunu kabul etmesi mümkün değil; ama, ne hikmetse, hükümet, IMF'den ne
geldiyse, Batı'dan hangi talimat geldiyse, harfiyen riayet etti. Değerli arkadaşlar,
bakın, Bafra'dan, bana, yüzlerce faks geldi. Mesela, bunlardan birini, bir
muhtarımız gönderiyor ve "bizler tütün tarımıyla geçinen ve tütünden başka
mahsul ekme şansı olmayan tütün ekicilerinin verdiği yetkiyle, onları temsilen
hareket eden yöre muhtarlarıyız. Tekelin Özelleştirme İdaresine devri ve
desteklemelerin kaldırılması yolunda hükümet tarafından alınan kararlar,
tütünümüzün alıcısı olan Tekelin çokuluslu yabancı tekellerin eline geçmesi,
Karadeniz ve diğer tütün üreten bölgelerin, yabancı tekellerin merhametine
havale edilmesi anlamına gelir" diyor. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Toparlarsanız
memnun olacağım efendim. MUSA UZUNKAYA (Devamla) -
Değerli arkadaşlar, Türk memurunu, Diyanet fetvasıyla zekât alır hale
getirdiniz; işçiyi, emekliyi perişan ettiniz; şimdi, köylüyü yok ediyorsunuz;
Allahaşkına, siz, kimin hükümetisiniz?! Bu millet, bunu soruyor. İSMAİL KÖSE (Erzurum) -
Türkiye Cumhuriyetinin hükümeti. MUSA UZUNKAYA (Devamla) -
Türkiye Cumhuriyeti... Bakın Sayın Köse, Şeyh
Edebali diyor ki: "İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın." Siz, insanı yok
ettiniz. O sözleri, sadece, hamasi nutuklar içinde söyleme hakkına sahip
değilsiniz... İSMAİL KÖSE (Erzurum) -
Hayır... Hayır... BAŞKAN - Efendim,
karşılıklı konuşmayın. MUSA UZUNKAYA (Devamla) -
Bakın, memur yoktur, köylü yoktur, esnaf yoktur, emekli yoktur; bütün halk
kesimlerini perişan ettiniz. Son faturayı ödüyorsunuz; ama, bir gün bunun
bedelini ödeyeceksiniz. Ben, tasarının bu
maddesinin de -tümüyle beraber- Anayasaya aykırı olduğunu söylüyorum,
değişiklik önergemize de destek vermeniz umuduyla saygılar sunuyorum. (FP ve
DYP sıralarından alkışlar) KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan, karar yetersayısının aranılmasını istiyorum. BAŞKAN - Komisyonun ve
Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunmadan, Sayın Genç karar
yetersayısının aranılmasını istemiştir. Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı vardır;
önerge kabul edilmemiştir efendim. Sayın milletvekilleri,
sık sık burada olursanız, memnun olurum. İkinci önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. "Gerektiğinde (a)
bendinde belirtilen oran miktarını yüzde 50'ye kadar azaltmaya, ödeme usul ve
esaslarını tespit ve tayine Bakanlar Kurulu yetkilidir ve bu tutar hiçbir
vergiye matrah teşkil etmez." Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - Komisyon?.. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI YILMAZ
KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz. BAŞKAN - Önergeyi geri mi
çekiyorsunuz Sayın Aykut? HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay)
- Evet efendim. BAŞKAN - İkisini birden
mi? HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay)
- Evet. BAŞKAN - 5 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 5 inci madde kabul
edilmiştir. 6 ncı maddeyi okutuyorum: Üretici tütünlerinin
alımı ve satımı, tütün mamulleri
üretimi, tütün ve tütün mamulleri ticareti MADDE 6. - Üretici
tütünleri yazılı sözleşme esası veya açık artırma yöntemiyle alınır ve satılır.
Sözleşmeli üre-tim esasına göre üretilen tütünlerin fiyatları, tütün mamulleri
üreticileri ve/veya tüccarlar ile üreticiler ve/veya temsilcileri arasında
varılan mutabakata göre belirlenir. Yazılı sözleşme yapılarak üretilen tütünler
dışında kalan üretici tütünleri, açık artırma merkezlerinde açık artırma
yöntemiyle alınır ve satılır. Açık artırmaya başlangıç fiyatlarından başlanır
ve satışa konu tütünler en yüksek fiyatı veren alıcıya satılarak tescil edilir.
Türkiye'de tütün
mamulleri üretmek isteyenlerin; yıllık üretim kapasitesi tek vardiyada, sigara
için iki milyar adet, diğer tütün mamulleri için ise onbeş tondan az olmayan,
tütün hazırlama bölümleri dahil tam ve yeni teknoloji ile tesisler kurmaları
şarttır. Bu şartları yerine
getirenler, ürettikleri tütün mamullerini serbestçe satabilir,
fiyatlandırabilir ve dağıtabilirler. Türkiye'de tütün mamullerini üretmek ve
satmak isteyenler, Kurumdan üretim, satış ve/veya uygunluk belgesi almak zorundadırlar.
Üreticiden alınan
tütünlerin tütün satış merkezlerine veya Kuruma tescili kaydıyla, dahilde
alınıp, satılması, nakledilmesi ile standartlara uygun olan tütünlerin ihracı
serbesttir. Kırık ve döküntü tütünlerin gerektiğinde ihracatı Kurumdan izin
alınarak yapılır. İşlendikten sonra ihraç
amacıyla olsa dahi tütün ithali, ancak, üretim ihtiyaçlarıyla sınırlı olarak bu
maddenin ikinci fıkrasında belirtilen tütün mamulleri üretenler tarafından
yapılabilir. Firmaların ülke genelinde
kuruluş yeri nerede olursa olsun her satıcının sipariş verdikleri ürünleri
yerinde teslim etmeleri şarttır. Türkiye'de üretilen tütün mamullerinin ihracı
serbesttir. Türkiye'de, marka bazında
sigara için yıllık üretim kapasitesi tek vardiyada en az iki milyar adet, diğer
tütün mamulleri için yıllık üretim kapasitesi tek vardiyada en az onbeş ton
üretenler, aynı markadan olmak üzere serbestçe ithalat yapabilirler,
fiyatlandırabilirler ve satabilirler. Bu fıkrada belirtilen üretim miktarlarına
ilişkin şartları yerine getirmeyenlerce yapılacak sigara ve diğer tütün mamullerinin
ithalatı, ithal edilen tütün mamullerinin fiyatının belirlenmesi ve yurt içinde
pazarlamasına ilişkin usul ve esaslar Kurumun önerisi üzerine Bakanlar Kurulu
tarafından belirlenir. Bu maddede belirtilen şartlarla ilgili işlemlerin tespit
ve takibi Kurum tarafından yürütülür. Tütün ve tütün
mamullerinin ithalatında Kuruldan uygunluk belgesi alınır. Türkiye'de tütün
eksperliği yapmak için, tütün eksperliği yüksek okullarından veya muadili yerli
ve yabancı okullardan lisans düzeyinde yüksek öğrenim diploması alarak mezun
olmak şarttır. Tütün eksperi unvanına sahip olmayanlar, tütün alım ve satım
muayenelerini, tütün vasıf, değer ve nevilerinin belirlenmesini ve tütün
işleme, bakım, fabrikasyon eksperliği yapamazlar, tütün işlerinde bilirkişi ve
hakem olamazlar. Tütün eksperlerinin, görev, yetki ve mesleki sorumlulukları
Kurul tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir. BAŞKAN - 6 ncı madde
üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Muş Milletvekili Sabahattin Yıldız;
buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar) FP GRUBU ADINA SABAHATTİN
YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; kısaca adı Tütün Yasası
olan bu kanun tasarısının 6 ncı maddesi üzerinde Fazilet Partisi Grubu adına
söz almış bulunuyorum; şahsım ve Grubum adına, hepinize saygılar sunuyorum. Üzerinde, dışarıdan ve
içeriden birçok hesap yapılan ülkemizde, insanlarımızın değer verilmeye,
morale, kişilikli politikalar izlendiğini görmeye ihtiyacı vardır. Tüm
zorlukları aşacak gücü, özümüze dönerek, milletimizden alacağımıza inanıyorum.
Saflarımızı daha da sıklaştırıp, daha fazla dayanışmaya ihtiyaç duyduğumuz bu
günlerde, IMF istedi diye, tütünden ekmek yiyen 3 milyon insanı çokuluslu
tekellerin insafına terk ederek, kaderleriyle baş başa bırakmak, büyük bir
yanlış olacaktır. Bu, bir özelleştirme faaliyeti değildir. Bu, bir pazarın
çokuluslu tekellere devredilmesi girişimidir. Bu kararın altında imzası
bulunanların ve bu yasaya kabul oyu vereceklerin tarih önünde sorumlu
olacaklarını hatırlatmak istiyorum. 57 nci hükümet, bu
kanunla, 2002 ve müteakip yıllarda tütün ürünü için destekleme alımı
yapmayacaktır. Bu ne demektir biliyor musunuz: "Ey benim tütün ekicim, biz
hükümet olarak bundan sonra, sizin tütününüzü değil, bize borç para veren
tefeci IMF'nin direktifleri doğrultusunda, Amerikalı tütün ekicisinin tütününü
alacağız..." Beyler, yazık oluyor; kendi vatandaşınıza vermek
istemediğiniz paraları, Amerikalı tütün ekicisine vereceksiniz. Kendisi içmek için
bahçesine birkaç fide tütün eken köylü vatandaşa kaçakçı muamelesi yapacak ve
yaka paça köyünden getirip 1 yıla kadar cezaya mahkûm edeceksiniz. Bu
uygulamalar, 1980 öncesi görülen uygulamalardır. Siz, bu kanunla bu uygulamaları
tekrar geri getirmek istiyorsunuz. Vatandaşın cebinde bir tabak tütün
yakaladığınız zaman, vatandaşı, götürüp cezaevine atacaksınız. Ben, buradan, özellikle,
tütün ekicisinin oylarını alarak bu Meclise gelmiş olan milletvekillerine
seslenmek istiyorum: Acaba, yarın seçmeninize geri gittiğiniz zaman, size oy
veren tütün ekicisine ne diyeceksiniz? Sizleri bundan sonra sefaletle baş başa
bıraktık, bundan sonra tütün ekmeyeceksiniz mi diyeceksiniz? Bundan dolayı da,
acaba, vicdanlarınız sızlamayacak mı?.. Çok muhterem
arkadaşlarım, burada, arkadaşlar, gerçekten, Türkiye'de 3 milyon civarında
tütün ekicisinin, bu kanun tasarısı yasalaştıktan sonra ne kadar sıkıntı
çekeceğini anlattı. Ben, genelinden ziyade, kendi ilimle ilgili bir konuyu
burada dile getirmek istiyorum. Yılın altı ayı kar
altında geçen ve kişi başına 700 doların altında millî geliri bulunan ve
maalesef, Türkiye'nin en fakir ili olan Muş İlinde, daha önce çıkardığınız
pancar yasasıyla 10 000-12 000 civarında aileyi yoksulluğa terk ettiniz. Bugün
de, bu yasayla, nereden bakılırsa, 12 000 civarında tütün ekicisi aileyi,
maalesef, bundan sonra sefalete iteceksiniz. Buradan, bana gönderilen bir
mektubu okumak istiyorum, kısa olduğu için:"Bizler, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgelerinde tütün üretimi yapan ekicilerin verdiği yetkiyle onları
temsilen hareket eden yöre muhtarlarıyız. Bölgemizde tütünün yerine
-alternatif- ekebileceğimiz bir ürün yoktur. Bölgemizin geri kalmışlığını da
gözönünde bulundurarak, milyonlarca işsize yeni işsizler katmamanızı ve bizi
Amerikan çiftçisine feda etmemenizi en derin saygılarımızla arz ederiz." Ben, buradan bu
muhtarlara diyorum; sizleri Amerika tütün ekicisine bizler değil, bu yasaya oy
veren iktidara mensup... (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Efendim, lütfen
toparlayın. Teşekkür ediyorum. SABAHATTİN YILDIZ
(Devamla) - Sizleri Amerika tütününe veyahut da Amerika çiftçisine mahkûm
edecek olan bu hükümete mensup milletvekilleridir. Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; basına da yansıdığı kadarıyla, ilimde tütünden başka geliri
olmayan birkısım vatandaşlar var, fabrika yok, çalışacak işyeri yok, ektiği
tütününe de sizler, maalesef, zaten kota koymuştunuz, şimdi, tamamen
özelleştirme kapsamı içerisine alıp, bu vatandaşa tütün de ekmeyin diyorsunuz.
Bu vatandaş ne yapacak; buna maalesef, buradan hükümeti temsilen bir bakan
cevap verirse, memnun olurum. Hepinize saygılar
sunarım. (FP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, şimdi, söz sırası Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına
Adıyaman Milletvekili Sayın Hasari Güler'de. Buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar) MHP GRUBU ADINA HASARİ
GÜLER (Adıyaman) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 719 sıra sayılı tütün
yasa tasarısı diye tanımladığımız tasarı üzerinde, Grubum adına söz almış
bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum. "Üretici
tütünlerinin alımı ve satımı, tütün mamulleri üretimi, tütün ve tütün mamulleri
ticareti" başlıklı 6 ncı maddenin ilk fıkrasında "üretici tütünleri
yazılı sözleşme esası veya açık artırma yöntemiyle alınır ve satılır.
Sözleşmeli üretim esasına göre üretilen tütünlerin fiyatları, tütün mamulleri,
üreticileri ve/veya tüccarlar ile üreticiler ve/veya temsilcileri arasında
varılan mutabakata göre belirlenir. Yazılı sözleşme yapılarak üretilen tütünler
dışında kalan üretici tütünleri, açık artırma merkezlerinde açık artırma
yöntemiyle alınır ve satılır. Açık artırmaya başlangıç fiyatlarından başlanır
ve satışa konu tütünler en yüksek fiyatı veren alıcıya satılarak tescil
edilir" deniliyor. Ancak, herhangi yasal bir düzenleme net olarak belli
olmadığı için, üretici "üretim fazlası" diye tanımlayabileceğimiz
tütününü açık artırma merkezlerine götürdüğü zaman, tüccarla arasında nasıl bir
anlaşma sağlanacağı tam olarak belli değildir. Yani, tüccar üreticinin elindeki
tütünü istediği fiyata almak istediğinde ve üretici, buna razı olmak
mecburiyetinde bırakıldığı zaman ne yapacaktır? Çünkü, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu'da üretilen tütünlerimiz "şark tipi" diye tanımladığımız,
daha ziyade, Türk sigaralarında kullanılan, Maltepe, Samsun ve benzeri
sigaralarda kullanılan tütünlerdir. Bu tütünlerin, satılamadığı zaman, çiftçi
tarafından nasıl değerlendirileceği belli değildir. Bu durumda, çiftçimiz
-belki de- yarı aç yarı tok karınla tüccarın inisiyatifine bırakılacaktır. Değerli arkadaşlarım,
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da üretilen tütünlerin satılabilmesi,
kullanılabilmesi ve o bölgede üretim yapan ailelerin mağduriyetinin
önlenebilmesi için Samsun, Maltepe gibi sigaralarımızın marka ve üretimlerinin
mutlaka teminat altına alınması gerekmektedir. Sayın Bakana, dün akşam,
tasarıyla ilgili bazı sorular sorduk; ancak, sorularımıza sözlü cevap verme
zamanları olmadı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgelerinde geçimini tütün üretimiyle sağlayan ailelerin mağdur
edilmeyeceğini, gelir artırıcı her önlemin alınacağını Sayın Bakan ifade
ettiler. Bu olumlu bir gelişmedir; ancak, bu önemlerin ne olacağı tam olarak
açıklanmamış olduğundan, sulanabilir tarım arazilerini arazi sahipleri kendi
imkânlarıyla sulamaya çalıştıklarında ürettikleri projelere ucuz ve uzun vadeli
krediler verilebilecek mi? Ayrıca, Adıyaman ve diğer
güneydoğu, doğu illerimizde GAP Projesi kapsamında bulunan arazilerin sulama
çalışmaları için yeterli ödenekler ayrılabilecek mi? Bugün Adıyaman'da devam
eden, GAP Projesi içerisinde, birçok irili-ufaklı gölet ve birkaç tane de büyük
baraj mevcuttur. Bu barajlar, göletler ve pompalama istasyonları faaliyete
geçirildiğinde, öyle inanıyorum ki -Türk halkı zeki- üretici alternatif bir
ürün bulmak ve üretmek zorundadır. Değerli arkadaşlarım,
yine defalarca bu kürsüde benim ve diğer arkadaşlarımızın dile getirdiği bir
konu var. Belki, bu, Ege'de, Marmara'da, Karadeniz'de yok; ama, bizim Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde sıkça rastladığımız bir olaydır. Bugün
Adıyaman'da tütün üreten 45 000-50 000'e yakın ailenin birçoğunun bir metrekare
dahi arazisi yoktur; bunlar "yarıcı" diye tanımladığımız insanlardır. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) HASARİ GÜLER (Devamla) -
Bu insanları eğer tarımda istihdam edemezsek, başka alanlarda da istihdam etme
imkânımız yok ise yeni göç dalgaları yaşanacak. Bu insanlar, kıt kanaat, zor
imkânlarla kendi memleketlerinde hayatlarını ikame ettiriyorlar ve bu yarıcı
diye tanımladığımız insanlar, birçok toprak sahibinin köylerinde oturuyor;
oturdukları evler dahi kendilerine ait değil değerli arkadaşlarım. Eğer, bu imkânı
ellerinden alırsak, yeniden, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinden
Çukurova'ya, İstanbul'a ve Türkiye'nin muhtelif bölgelerine göç dalgaları
yaşanacak ve gittikleri yerde de iyi bir bütünleşme sağlayamayacakları için
oralarda da huzursuz olacaklardır. Hükümetimizin, bu konuyu
mutlaka değerlendireceğine, doğu ve güneydoğu için ek önlemler alacağına
inanıyor ve bu düşüncelerle Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederiz
efendim. Söz sırası, Doğru Yol
Partisi Grubu adına, Denizli Milletvekili Sayın Mehmet Gözlükaya'da. Buyursunlar efendim. (DYP
sıralarından alkışlar) DYP GRUBU ADINA MEHMET
GÖZLÜKAYA (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama
başlamadan önce hepinize saygılar sunuyorum. Sayın Başkandan istirham
ediyorum, maddeyle ilgili getireceğimiz birtakım öneriler var; ama, Sayın
Bakan, maalesef, konuşmacıları dinlemiyor; bir. NEVZAT ERCAN (Sakarya) -
Sayın Başkan, Sayın Bakan konuşmacıyı dinleyemiyor; lütfen... MEHMET GÖZLÜKAYA
(Devamla) - İkincisi, Sayın Genel Müdür ve Komisyon, bazı arkadaşlarımız
tarafından muhasara altına alınmış... BAŞKAN - Sayın Gözlükaya,
bir dakika efendim. Haklısınız efendim. MEHMET GÖZLÜKAYA
(Devamla) - Bitirsin, ondan sonra konuşayım. BAŞKAN - Haklısınız
efendim. NEVFEL ŞAHİN (Çanakkale)
- Telefonla konuşan bakan gördünüz mü?! BAŞKAN - Efendim, sizin
kesenizden gittiğini hiç gördünüz mü; hep bizden gider. İstiyorsanız 5 dakika ara
vereyim; anlaşın. MEHMET GÖZLÜKAYA
(Devamla) - Ara verelim. BAŞKAN - Efendim, sükûnet
sağlandı; sürenizi yeniden başlatıyorum. Buyurun. SAFFET ARIKAN BEDÜK
(Ankara) - Sayın Başkan, Bakan dinlemiyor. BAŞKAN - Sayın Bakan
dinliyor efendim. SAFFET ARIKAN BEDÜK
(Ankara) - Sayın Başkan, ara verin; anlaşsınlar... BAŞKAN - Sayın Bakan iyi
bir dinleyicidir... MEHMET GÖZLÜKAYA
(Devamla) - Dinlemiyor şimdi... BAŞKAN - İyi bir
edebiyatçıdır... MEHMET GÖZLÜKAYA
(Devamla) - Şu ana kadar konuşan arkadaşlarımız, geneliyle ilgili sorunları
dile getirdiler; ben de ona temas edeceğim; ama, bu maddeyle ilgili bazı
önerilerimiz olacak. Şimdi, burada,
arkadaşlarımız söylediler; tütün alım satımları, artık, sözleşmeli veya açık
artırma suretiyle yapılacak. Şimdi, değerli arkadaşlarım, sözleşmeyle alınıp
satılma, Türkiye'de, sadece yabancı tütünlerde, virginia ve burleyde yapılıyor,
Türk tipi tütünlerde yapılmadı şu ana kadar- ve bunda da birtakım zorluklar
çıktı. Yani, ne oldu; fiyatların tespitinde ve ödemelerde büyük sıkıntılar
yaşandı. Şimdi, bütün Türk tütüncülerini, Türk tipi tütün üretenleri, eğer,
siz, sözleşmeli hale getirirseniz, yanlışlık olur. O bakımdan, hükümetin, bu
yönde bir düşünmesi lazım. Gerekirse, bu "sözleşmeli"yi, sadece
yabancı tütünler için tashih etmesi lazım. Bunu, hükümet, bir öneri olarak
getirebilir. İkincisi, açık artırma
suretiyle yapılan alım satımlarda da, sanki, dışarıda, borsa geliyormuş gibi
anlatılıyor; borsa usulü satılacak... Hayır; borsa usulünde numune var.
Halbuki, tasarıda deniliyor ki: "Satış merkezlerinde açık artırma
suretiyle yapılır." Açık artırma suretiyle, merkezlere, vatandaş,
tütünlerini taşıyacak. Herkes balyasını getirecek, 10 kilometre, 50
kilometrelik yerden, bu tütünü satmaya çalışacak; çünkü, alıcı görecek. Bu
yönde bir açıklık yok. Bu bakımdan, bu maddede birtakım düzeltmeler yapılması
gerekir. Hükümeti uyarıyorum, yetkilileri uyarıyorum; yani, bunun üzerinde
durulması gerektiğine inanıyorum. Değerli arkadaşlarım, bir
de, bu tasarıda, tütün ve tütün mamulü üretecek kişilerle ilgili bazı kıstaslar
getirilmiş; 2 milyar adet sigara üretecek, 15 tonluk mamul üretecek... Şimdi,
burada, bunu yapacak Türk firması yok. Bu, tamamen yabancılara, Türk tütününün
veya mamullerinin üretiminin peşkeş çekilmesi anlamına gelir; zemin
hazırlanıyor. Bu bakımdan, bu miktarların biraz düşürülmesi gerektiğini ifade
ediyorum; bu yönde de hükümeti uyarıyorum. Değerli arkadaşlarım,
eğer, bu tasarıda belirtilen teknolojiye sahip olacak bir firma düzenleyecek
olursanız, 50 milyon dolar para harcaması lazım; Türkiye'de kaç tane firma bu
parayı bulabilir? Bu yasa tasarısında bir
yanlışlık var; o da şu: İhtiyaç kadar tütün ithaline serbestiyet veriyorlar.
Şimdi, komşumuz Yunanistan'da 4 dolarlık destek var, Bulgaristan'da keza destek
var. Bizim Türk tütününe uyan tipte bunlar; oryantal vesaire deniyor. Şimdi,
eğer, biz, bu yasa tasarısında bir değişiklik yapmaz isek -ki, eski gelen
tasarıda bu hüküm var idi- "ihtiyaç olan tütünler, Türkiye'de Türk tipi
tütünler kullanılır" diye bir değişiklik önergesi vermez isek Türk tütüncülüğü
tamamen mahvolur; çünkü, yabancı firmalar veya Türk firmaları, ithal serbestisi
olduğu için ucuz olan tütünü tercih edecektir. O bakımdan, bu yönde de
değişiklik yapılması gerektiğini düşünüyorum; hükümeti uyarıyorum; yarın, pişmanlık
bir mana ifade etmez. Çok sevgili arkadaşlarım,
bu yasa tasarısında -ki, geçici maddesinde- açıkça tütünden destek
kaldırılıyor; herkes bunu bilsin. Efendim, yerine çiçek ekeriz, çilek
yetiştiririz gibi laflar, bunlar, hükümet ortağı arkadaşlardan, gruplardan
geliyor. MHP'li bir arkadaşımız söyledi; galiba, bu arkadaşımız, sulak
arazideki tütünleri kastediyor. Bizim bölgemizde ve Türkiye'nin birçok yerinde,
tütün kırsal alanda yetişir, taşlık arazide yetişir; dönümde 50 kilogram, 75
kilogram alınır. Yani, çiçekle alternatif ürün temini mümkün değildir. Hükümet
de bunu kabul ediyor mu bilmiyorum...(DYP sıralarından
"Bravo"sesleri, alkışlar) Şimdi, 2002 Şubatından
itibaren artık, tütün, aynen pırasa ve ıspanak gibi muamele görecek Türkiye'de.
Onun için, bu hususta büyük yanlışlık olduğunu söylüyorum.Tütüncü, yabancı
firmaların ve onların aracılarının esiri yapılıyor. İthalat serbestisiyle tütün
dikimi azalacak. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) MEHMET
GÖZLÜKAYA(Devamla)- Sayın Başkanım... BAŞKAN - Buyurun efendim. MEHMET
GÖZLÜKAYA(Devamla)- Özelleştirme sebebiyle Tekel de bitiyor. 139 yıllık,
tütünle ilgili 25 000 çalışanı olan Tekel bitiyor; maalesef, yabancı tekeller
kuruluyor. Değerli arkadaşlarım, bu
yasa tasarısıyla, maalesef, bu hükümet çiftçiyi öldürdü, tütüncüyü de en
sonunda öldürüyor. Hiç kimse Sayın
Bakanın o güzel konuşmalarına aldanmasın; takdir ediyoruz, saygı duyuyoruz, çok
güzel konuştular dün, dikkatle de dinledik; ama, bunlar, şu an için hayal.
Ortada bir gerçek var; Türk tütüncülüğü bitiyor. O bakımdan diyorum ki,
Manisalı, Batmanlı, Denizlili, yani, Karadenizli.. ALİ ŞEVKİ EREK (Tokat)-
Tokatlı... MAHMUT NEDİM BİLGİÇ
(Adıyaman) - Adıyamanlı... MEHMET GÖZLÜKAYA(Devamla)
- Güneydoğu Anadolulu, İzmirli, tütün eken, diken bütün bölge milletvekillerine
sesleniyorum... BAŞKAN - Sayın Gözlükaya,
Hatay'ı unutma... MEHMET
GÖZLÜKAYA(Devamla)- Gelin, esaretten kurtulun, vicdanlarınızın sesini dinleyin,
bu yasa tasarısına oy vermeyin. Bu millet, sizi, Balıkesir'e sokmaz...(DYP
sıralarından "Bravo"sesleri, alkışlar) Adıyaman'a sokmaz, Denizli'ye
sokmaz, güneydoğuya, Karadenize sokmaz, Samsun'a sokmaz, Ordu'ya sokmaz. Gelin,
bu yasadan vazgeçiniz ve oy vermeyin; pişmanlık bir şey ifade etmeyecektir. MUSTAFA GÜVEN KARAHAN
(Balıkesir)- Tokat'a sokmaz!.. MEHMET
GÖZLÜKAYA(Devamla)- Tokat da tabiî. Tokat'ta da binlerce insan; Batman'da 43
000 aile; Denizli'de 100 000'den fazla aile bununla geçiniyor. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) MEHMET
GÖZLÜKAYA(Devamla)- Bu bölge milletvekillerinden rica ediyorum....(DYP
sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Sayın milletvekillerinden
rica ediyorum, lütfen, bu yasaya oy
vermeyin. Hepinize saygılar
sunuyorum, teşekkür ediyorum. Maalesef, bu yasanın
hayırlı olması gerektiğini söyleyemiyorum. Hükümet ve Sayın Bakan bu yasadan
bihaber; eline verilen incelemeyi okudular, söylediler; ama, eğer dikkatli şey
yapacaklarsa önergelerle bu yasayı ıslah imkânına sahipler. Saygı sunuyorum
efendim.(DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Efendim, şimdi
söz sırası Demokratik Sol Parti Grubu adına Eskişehir Milletvekili Sayın Mahmut
Erdir'in. (DSP sıralarından alkışlar) DSP GRUBU ADINA MAHMUT
ERDİR (Eskişehir)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
tütünle ilgili yasa tasarımızda bazı konuların aydınlanmasını çok yararlı
görüyorum. Her şeyden evvel şunu
belirteyim ki, kara tablo çizmeye hiç lüzum yok. Dünyada Türk tütünüyle rekabet
edebilecek hiçbir tütün yok. Öncelikle, özellikle teknik açıdan birazcık bilgi
vermek istiyorum. Türk tütünü -Samsun
özellikle- 2 ilâ 3 cm boyunda olan tütündür; içindeki nikotin nispeti, binde 2
ile 3 arasında değişir. Bütün tütünlerdeki nikotin oranı, yaprağın uzunluğuna
göre artar. Gelelim, bizim Ege
tütünlerimize; boyu, 4 ile 7 cm arasında değişir; nikotin nispeti, binde 4 ile
7 arasındadır, aynen, boyu kadar orantılıdır. Gelelim Amerikan
tütünlerine; virginia ve burley... Bu tütünler, mısır yaprağı gibi uzun olup,
tarlalarda uzun plantasyon şeklinde yetiştirilen ve de tarımı çok kolay olan,
içindeki nikotin nispeti yüzde 12 olandır ve nikotin olarak, herhangi bir
şekilde, bu tütünü kıyaslamak mümkün değildir. Bütün dünya, 1600'lü yıllardan
beri -hatta, Osmanlının, takas borçlarına dahi girmiştir- Türk tütününü alır,
kendi tütünü içerisine katar, içindeki acıyı, Türkçe tabirle, nikotini,
düşürmeye çalışır ve Türk tütününün aromasından, kokusundan, rayihasından
istifade eder. Türk tütünü, bu açıdan, dünyanın her yerinde aranan bir
tütündür. Bu tütünsüz iyi ve gerçek manada bir tadı bulmak mümkün değildir;
ama, tütünün üretiminde o kadar değişik prosesler uygulanıyor ki ve bize
allayıp, pullayıp, süsleyip yüzde 12'den aşağı düşüremedikleri nikotinli
sigaraları, tutup bize Amerikan sigarası, bilmem ne sigarası diye satıyorlar.
Bütün dünya bunu böyle yapıyor. Bakınız, kısaca, bizim
Tekelin de onlara rakip diye çıkardığı 2000 sigarasının tütününü söyleyeyim:
Saf tütünümüzün içine yüzde 70 ile 85 oranında dolgu tütününü doldurup, üzerine
nemlendirici, rayiha verici ilave edilip bal suyuyla şerbetlendirilmiş bir
tarzda Amerika'nın yaptığı prosesi yapıp o da satıyor ve biz de bunu, tatlı
matlı diyerek ağzımıza alıp bir güzel içiyoruz. Haddizatında, Türk tütününü
direkt olarak işleyebildiğimiz takdirde, bu tütünün kalite olarak dünyada hiçbir
rakibi yok ve bunun kadar da zararsız olanı olmayacak. Bir tek aleyhte faktör
var, içindeki katran oranı diğerlerine nazaran birazcık fazladır. Bütün bunları bildikten
sonra, neden Türk tütününe dünyada rağbetin olduğunu anladıktan sonra, bakınız
tütünle ilgili rakamlar elimde, bir iki ihracat rakamı vereceğim: Bugün, bizim
ihraç ettiğimiz tütünlerin içerisindeki yüzde 30'u Tekel İdaremiz yapmaktadır.
Bu, en son 1999 yılı rakamları. Bunun yüzde 70'i zaten özel sektörün elinde ve
bizim elimizde, Ege'de üretilen tütünlerimizin hiçbirisi kalmıyor, Karadenizde
üretilen tütünlerimizin hiçbirisi kalmıyor. Bizim elimizde kalan, Güneydoğu
Anadolu'da ürettiğimiz tütünlerdir. Herhangi bir şekilde biraz evvel
bahsettiğim tütünlerimize kıyasla bunlar arasında kalite bakımından da bir
farklılık yoktur; bir tek fark var, damarları kalın diyorlar. Damarlarını
alabilmek için de Tekel bir yatırım yapmış, damar alma fabrikası kurmuş; fakat,
maalesef, her nedense, bir alışkanlık mıdır bir yanlışlık mıdır bir teamül
müdür -dünyaya Amerikan tütününü lanse edebilmek için- bizim de bunları pekala dolgu
maddesi olarak kullanabilme imkânımız olduğu halde, bunu kullanamamış
durumdayız. Önümde pek çok rakam
vardı, verecektim; ama, zannederim vaktim de müsaade etmiyor. Yalnız, endişeye
kapılmaya lüzum yok. Türkiye'nin, çiftçi birlikleri yasasını bir an önce
çıkarıp, bütün bu üreticilerimizi koruma altına almak, kendilerini borsada söz
sahibi yapmak lazım. Bugün, Türkiye'de, başkalarının yaptığını, ecnebi
şirketlerin gelip burada mubayaa yaptıklarını, bizzat kendimizin pazarlaması
lazım. Devlete düşen görev burada, bizlere düşen, Meclise düşen görev burada.
Çiftçi birlikleri yasasını getirip, onların borsalarını kurup, onları dünyayla
rekabet edebilir hale getirmemiz gerekir. Değerli arkadaşlarım,
kanunla ilgili olarak, endişe verici hiç bir şey yok. Hep beraber, samimî
olarak, bakın 6 ncı maddeden iki paragraf okuyacağım: "İşlendikten sonra
ihraç amacıyla olsa dahi tütün ithali, ancak, üretim ihtiyaçlarıyla sınırlı
olarak bu maddenin ikinci fıkrasında -ki, orada kapasiteler belliydi-
belirtilen tütün mamulleri üretenler tarafından yapılabilir." Bu da
sınırlı; bu da sınırlı, maddeye getirmişiz. Firmaların genellikle... (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) İLYAS YILMAZYILDIZ
(Balıkesir) - Sayın Erdir, öyle değil; yanlış bilgi veriyorsunuz. MAHMUT ERDİR (Devamla) -
Müsaade eder misiniz Sayın Başkanım?.. İLYAS YILMAZYILDIZ
(Balıkesir) - 2 milyar adetten fazla üreten serbestçe ihraç edebilir. MAHMUT ERDİR (Devamla) -
Konuşuruz. BAŞKAN - Efendim
karşılıklı konuşmayın. MAHMUT ERDİR (Devamla) -
Hiç polemiğe lüzum yok; burada, devamlı polemik yaratıldı. İLYAS YILMAZYILDIZ
(Balıkesir) - Polemik değil; yanlış söylüyorsunuz! MAHMUT ERDİR (Devamla) -
Bunlara hiç lüzum yok; gerçekleri görelim. Bu kanunla ne
getiriyoruz; evvela, bugünkü sistemde, zaten özel sektör yüzde 70'ini yapıyor
bu tütün piyasasında. Tamamen rekabeti getiriyoruz, tamamen rekabeti ve üretimi
teşvik edelim, gelin örgütleyelim, ihracatımızı artıralım. Benim ithalata hiç
ihtiyacım yok. Zaten, Ege Bölgesinin bütün tütünleri olduğu gibi satılmakta;
herhangi bir şey yok, kısıtlayıcı bir şey yok. Borsada tebeyyün eden taban
fiyat ilan edildikten sonra, Tekelin, yine borsanın kendi fiyatıdır; onun altında
üstünde tezahür etmektedir. Liberalizme geçelim diyoruz; hep beraber
bağlıyoruz... Özelleştirmekten bahsediyoruz; Tekel idaresi, size her zaman
fiyat deklare ediyor; bu fiyattan sigara alacaksınız... Akşam, sigaraların
fiyatları artırıldı. İstediğiniz gibi, o kalitede içeceksiniz; gerçek kaliteyi
bulamıyorsunuz. O zaman niçin aleyhinde oluyorsunuz?! Bakınız,
özerkleştiriyoruz; bir günde de değil, beş yıl içerisinde özerk olacak, bu
ticaret serbest olacak. O açıdan herhangi bir endişeye, herhangi bir şeye gerek
yok; kanun yerindedir. Yalnız, benim, burada
tespit ettiğim bir şey var. Tasarıda "tütün ve tütün mamullerinin
ithalatında Kuruldan uygunluk belgesi alınır" deniliyor; bunun kurumdan
alınması gerektiği kanaatindeyim Sayın Başkan, onu da arz ediyorum. Bu şekilde bir
değişiklikle, bu kanunun ülkemize ve memleketimize hayırlı olacağına inanarak,
Yüce Meclise saygılarımı sunuyorum. (DSP, MHP ve ANAP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Şimdi, söz
sırası, Anavatan Partisi Grubu adına, Muş Milletvekili Sayın Erkan
Kemaloğlu'nda. Buyurun Sayın Kemaloğlu.
(ANAP sıralarından alkışlar) ANAP GRUBU ADINA ERKAN
KEMALOĞLU (Muş) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi,
sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Değerli arkadaşlarım,
bugün görüşmekte olduğumuz kanun tasarıyla -uzun isminden de anlaşılacağı
üzere- bir yandan 138 yıldır tütün ve alkollü içkiler sektörüne hizmet veren,
38 000 çalışan ve yıllık 3,3 katrilyon liraya ulaşan cirosuyla ülkemizin en
önde gelen kuruluşlarından birisi olan Tekel Genel Müdürlüğünün ve
çalışanlarının, bir yandan da tütün üretimiyle uğraşan 3 milyon kişinin
geleceğine yönelik kararlar alacağız. 3 milyon kişinin yaklaşık 1 milyonunun
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde tütün üretimiyle uğraşmakta
olduğunu düşünürsek, bugün, sorumluluğumuzun ne kadar büyük olduğunu anlarız. Kanun tasarısını incelediğimizde,
destekleme amacıyla yapılan tütün alımlarına, 2002 yılından itibaren son
verileceği görülmektedir. Aynı şekilde, Tekel Genel Müdürlüğü, iktisadî devlet
teşekkülü haline getirilerek, hızla özelleştirilmek istenmektedir. Ancak, kanun
tasarısında, 2002 yılından sonra, özellikle, Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgelerindeki tütün üreticiliği konusunda hiçbir olumlu yaklaşım
bulunmamaktadır. (FP ve DYP sıralarından alkışlar) Kanun tasarısında tütün
alımları için getirilen yazılı sözleşme esası, bu bölgedeki tütün üreticisi
için uygulanabilirlikten uzaktır. Bugüne kadar, Tekel dışında hiçbir tütün
alıcısı bu bölgeye uğramamıştır. Hal böyle iken, doğu ve güneydoğudaki 1 milyon
tütün üreticisi, tek alıcı olan Tekel de özelleştirildiği takdirde, tütününü
kime satacaktır? Halen üretilmekte olan 60 000 ton tütünü kim alacaktır? Bu
insanlara "bundan sonra siz tütün üretimi yapmayın" deniliyorsa, bu insanlar
ne üretecektir? (FP ve DYP sıralarından "Çilek, çilek" sesleri) Alternatif tarım ürünleri
projesini, bırakınız iki yılda, beş yılda dahi uygulama imkânı olmadığı gibi,
kıraç toprakların tek ürünü olan tütüne alternatif herhangi bir ürünün
bulunmadığı da bilinmektedir. HACI FİLİZ (Kırıkkale) -
Çilek var çilek. ERKAN KEMALOĞLU (Devamla)
- Çok sevdiğim, çok saydığım değerli yeni Bakanıma bir soru sormak istiyorum;
benim büyüğümdür, ağabeyimdir. Sayın Bakanım, alternatif ürün, Muş için
alternatif ürün olarak -Tekelin yetkilileri de yanında, çok tecrübeli
insanlardır- bir ürün ismi şu anda bana verebilir misiniz? (FP ve DYP
sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Veremezsiniz; alternatif ürün
yoktur, bu, bir hayaldir arkadaşlar. NEVZAT ERCAN (Sakarya) -
Bu nasıl bir şey, Grup adına konuşmuyor mu?! ERKAN KEMALOĞLU (Devamla)
- Değerli arkadaşlarım, halen doğu ve güneydoğu bölgesi tütünleri... Sayın Ercan, ben öyle bir
yörenin milletvekiliyim ki, bu konuşmaları yapamazsam, o yöreye gidemem, onu
bilin. (DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Efendim,
karşılıklı konuşmayın. NEVFEL ŞAHİN (Çanakkale)
- Bakan sizin bakanınız; o zaman, çekin bakanı. BAŞKAN - Sayın Kemaloğlu
ne söylediğini bilir efendim, bırakın da söylesin. ERKAN KEMALOĞLU (Devamla)
- Halen, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri tütünleri Tekel tarafından
üretilen markaların harmanlarında kullanılmaktadır. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) ERKAN KEMALOĞLU (Devamla)
- Sayın Başkan, az bir bölüm kaldı... BAŞKAN - Buyurun Sayın
Kemaloğlu, ben sizin sözünüzü hiç kesmem, siz Muş Ovasından geldiniz. ERKAN KEMALOĞLU (Devamla)
- Halen, Tekel Genel Müdürlüğü tarafından yılda yaklaşık 100 000 ton tütün
ihraç edilmektedir. İhraç edilen tütünlerin bir bölümü yabancı ülkelerin benzer
kuruluşlarına yapılmaktadır. Tekel özelleştirildiği takdirde, 100 000 ton
tütünü kim ihraç edecektir, hangi tütün tüccarı bu kadar büyük bir rakamın
finansman giderlerini karşılayacaktır? Değerli arkadaşlarım,
sözlerimi fazla uzatmak istemiyorum, yalnız, söylemeye mecbur kaldığım bu
cümleleri söylüyorum size. Biz, 2002 yılından sonra, ülke olarak, tütün ithal
edeceğiz. Buna inanmanızı istiyorum. Değerli milletvekilleri,
Muş Vilayetinde iki sanayi ürünü var; birisi pancar, diğeri tütün. ALİ ŞEVKİ EREK (Tokat) -
İkisi de bitti... MUSTAFA KEMAL AYKURT
(Denizli) - İkisi de öldü... ERKAN KEMALOĞLU (Devamla)
- Pancar gitti, tütün de gitti... Muşlu ne yapacak?! Yağmur varsa tahıl var, ot
var... Hayvancılık yüzde 20'lere inmiş... Geriye ne kalıyor biliyor musunuz
değerli milletvekilleri: Bizim, ünlü bir dağımız var, ismi Kurtik Dağıdır. Bu
dağda çok bol kar var; altı ay süreyle kar kalkmaz bu dağdan. İşte, Muşlu, bu
karı yiyecektir; haberiniz olsun! Teşekkür ediyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (ANAP, FP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Ben teşekkür
ediyorum efendim. Sayın milletvekilleri, 6
ncı madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır; ancak, madde üzerinde verilmiş
8 adet önerge vardır; 7'si sayın milletvekillerince, 1 tanesi de hükümet
tarafından verilmiştir. 7 önergenin 3'ünü işleme
koyacağım, artı hükümetin önergesini koyacağım. Şimdi 4 önergeyi
sırasıyla okutuyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün
Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış
Alım ve Satımına, 4046 sayılı Kanunda ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 6 ncı maddesinin birinci
fıkrasından sonra gelmek üzere, aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ederiz. Bülent Arınç Manisa "Yerli ve yabancı
sigara üreticileri, Türkiye pazarında sattıkları sigara miktarının yarısı kadar
tütünü doğrudan veya dolaylı olarak Türkiye'den almak zorundadırlar. Yeterli
tütün bulunmasına rağmen, bu zorunluluğa uymadıkları belirlenenlerin,
ürünleriyle ilgili üretim, satış veya ithal belgeleri iptal edilir." BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 6 ncı maddesinin yedinci fıkrasının birinci
satırında yer alan "...üretim kapasitesi tek vardiyada..." ibaresi
ile aynı maddenin aynı fıkrasının ikinci satırında yer alan "... üretim
kapasitesi tak vardiyada... " ibaresinin fıkra metninden çıkarılması
hususunu arz ve teklif ederiz. Yılmaz Karakoyunlu Devlet Bakanı BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasının son satırında
yer alan "yeni" ibaresinin fıkra metninden çıkarılarak, "en
son" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - Efendim, şimdi
okutacağım önerge en aykırı önerge olup, işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının beş ve
altıncı satırında yer alan "satışa konu tütünler" ibaresinin fıkra
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - Komisyon?.. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI YILMAZ
KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN - Sayın Aykut,
geri mi çekiyorsunuz efendim? HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay)
- Evet efendim. BAŞKAN - Sayın Aykut,
ikisini de mi geri çekiyorsunuz? HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay)
- İkisini de çekiyorum. BAŞKAN - İki önerge de
geri çekilmiştir efendim. (DYP sıralarından bir
grup milletvekili ayağa kalktı) BAŞKAN - Bir dakika
efendim. Ne oluyor?! Yoklama mı isteyeceksiniz? NEVZAT ERCAN (Sakarya) -
Evet efendim. BAŞKAN - Önerge
işlemlerini yapayım, ondan sonra. NEVZAT ERCAN (Sakarya) -
Biz, sizi takip etmekte güçlük çekiyoruz. Aslında, siz, oradaki önerge sahibi arkadaşın da vekilliğini
yapıyorsunuz. BAŞKAN- Söylüyor efendim
"çekiyorum" diyor. NEVZAT ERCAN (Sakarya) -
Eğer önergelerini çekmek istiyorsa, arkadaşımız, kalkar, önergelerini çekme
iradesini açıkça ortaya koyar. Siz, ikide bir, orada, ilgili önerge sahibi
arkadaşa "önergelerinizi çekiyor musunuz" diyorsunuz. BAŞKAN - Efendim, sessiz
söylediği için... NEVZAT ERCAN (Sakarya) -
Sayın Başkan, böyle bir göreviniz yok. BAŞKAN - Doğru
söylüyorsunuz; ama, sessiz söylüyor efendim, işaret ediyor. Genel Kurul
işaretle nasıl anlayacak?! NEVZAT ERCAN (Sakarya) -
Olur mu?! Ben takip ediyorum, öyle bir işaretini, hiç almadım. BAŞKAN - Diğer
önergelerin işlemine giriyoruz, maddeye geçmedik daha. Üçüncü aykırı önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 6 ncı maddesinin yedinci fıkrasının birinci
satırında yer alan "... üretim kapasitesi tek vardiyada..." ibaresi
ile aynı maddenin aynı fıkrasının ikinci satırında yer alan "... üretim
kapasitesi tek vardiyada..." ibaresinin fıkra metninden çıkarılması
hususunu arz ve teklif ederiz. Yılmaz Karakoyunlu Devlet Bakanı BAŞKAN - Komisyon?.. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum: Gerekçe: Bahse konu
ibarelerin metinden çıkarılmasıyla mevcut ithalat rejimi korunacaktır. BAŞKAN - Komisyonun
takdire bıraktığı Hükümetin önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul Etmeyenler... Hükümetin önergesi kabul edilmiştir. Son aykırı önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün
Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış
Alım-Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 6 ncı maddesinin birinci
fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ederiz. "Yerli ve yabancı
sigara üreticileri, Türkiye pazarında sattıkları sigara miktarının yarısı kadar
tütünü, doğrudan veya dolaylı olarak Türkiye'den almak zorundadırlar. Yeterli
tütün bulunmasına rağmen, bu zorunluluğa uymadıkları belirlenenlerin,
ürünleriyle ilgili üretim, satış veya ithal belgeleri iptal edilir." Bülent Arınç Manisa BAŞKAN - Komisyon?.. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI YILMAZ
KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz. BAŞKAN - Sayın Arınç,
buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar) BÜLENT ARINÇ (Manisa) -
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Biraz evvel konuşan
Demokratik Sol Partili bir milletvekili arkadaşımız, dünyanın en kaliteli
tütünlerinin Türkiye'de yetiştiğini ifade etti. Gerçekten böyledir. Maalesef bu
kanun tasarısı, dünyanın en kaliteli tütününün yetiştirildiği Türkiye'de,
tarımın katledilmesi için hazırlanmış bir kanun tasarıdır. Bu tasarıyı görüşürken,
birtakım iyileştirmeler yapılabilir mi, Türk tütüncülüğü korunabilir mi diye
önergeler veriyoruz. Ancak, bir yerde önerge hakkımız oldu, o bakımdan önergemi
izah etmek istiyorum. Değerli arkadaşlarım,
Manisa yöresi de, en kaliteli Ege tütününün yetiştiği bir yerdir, tütün üretimi
yapılmaktadır ve nüfusumuz 1 300 000 civarındadır, bunun takriben 300 000'i
tütün üretimiyle doğrudan doğruya ilgilidir. Benim bölgemde, bir yıl boyunca,
bir aile, geceli gündüzlü, en zahmetli üretimi tütünde yapar ve tütün üretimi,
bizim bölgemizde, ekonomik ve sosyal hayatın en önemli dinamiklerindendir,
bizde alım satımlar tütün vadeli olarak yapılır. Bu, bir gelenek olarak
yerleşmiştir. Değerli arkadaşlarım,
Türkiye'de 600 000 tütün üreticisi aileyi ve 5 milyon kişiyi ilgilendiren bir
tarımdan, bir ziraattan bahsediyoruz. Bu düzenlemeyle, maalesef, milyonlarca
tütün çiftçisinin geleceği karanlık
hale getirilmiştir. Kıraç arazide bu ziraatı yapanların, bu ziraatla geçinen
insanların geleceği, âdeta, bir karanlığa itilmiştir. Bu, bir sosyal felaket
olacaktır. Tütün mamullerinin
özelleştirilmesi ve tütünde desteğin kaldırılması, hükümetimizin, IMF'yle
yaptığı anlaşmanın ve daha sonra verilen ek niyet mektuplarının bir gereğidir.
Böylece, IMF'ye verilen sözler içerisinde tütün kanununun çıkarılması, geçen
yıldan bu yana Meclisimizi meşgul etmektedir. Değerli arkadaşlarım, bu
yanlış uygulamalarla, Türkiye, kendi kendine yeten bir tarım ülkesi olmaktan
süratle çıkarılmış ve Türkiye, her şeyi ithal eder bir hale getirilmiştir.
IMF'ye verilen mektuplar ve Ulusal Program hedeflerine baktığımızda, ekonomik
krizin ortadan kaldırılması için, tarım kesiminin, âdeta, feda edildiğini
görmekteyiz. Türk çiftçisine şu söylenmektedir: "Dışarıda ucuz olan
ürünleri ekme, biz bunları ithal edeceğiz; sen, dışarıda rekabet edebileceğimiz
ürünleri ek." Dışarıdaki fiyatların
nasıl teşekkül ettiği, üretim fazlalarının ne olduğu, ayrı bir konuşma gereği;
bir 5 dakika içerisinde bunu söylemem mümkün değil; ama, bakınız -konumuzla
ilgili olarak- Türkiye'de, 170 000 ton sigara tüketimi, 100 000 ton da, tütünde
ihraç potansiyeli bulunmakta, halbuki üretimimiz 200 000 ton civarında. Biz,
buna kota koyuyoruz. Bizim çiftçimiz, tütününü, 2 dolardan zor satarken, Yunan
çiftçisi, tütününü, 8 dolardan satıyor; hatta, Yunanistan'da, kırsal doku
bozulmasın diye, tütün ekimi de teşvik ediliyor. Değerli arkadaşlarım,
tarım ve hayvancılıkta geldiğimiz noktayı çok acı bir tablo olarak ortaya
koyması bakımından, bir gazetemizde çıkan haberi sizlere takdim ediyorum:
"Türk Milleti, cambaza bakarken, fasulye ve pirinç ithalatı başladı."
Bakınız, bu yazıda yayınlanan gerçek nedir: Halkımızın yediği pirincin yarıdan
fazlası dışarıdan geliyor. Piyasadaki kuru fasülyenin yüzde 40'ı Bulgaristan,
Yugoslavya ve Amerika menşeli. Barbunya fasulyesi, Kanada'dan ithal olunuyor.
Bir zamanlar kırmızı mercimek üretiminin fazlalığından yakınılıyordu; şimdi,
Hindistan, Kanada ve Amerika'dan, Türkiye'ye, mercimek ithal ediliyor.
Meksika'dan nohut alıyoruz. Moldova ve İran'dan ceviz geliyor. Sudan'dan susam
ithal ediyoruz. İthal etmediğimiz tarım ürünü yok gibi; vişne bile dışarıdan
geliyor. Mersin Serbest Bölgesinden, iç piyasalara, gümrüksüz, ithal malı
pirinç ve bakliyat sürülüyor; yerli üretim, alabildiğine baltalanıyor. Türk
çiftçisi Hasan'a verilmeyenler, belki, Alman çiftçisi Hans'a bol keseden
veriliyor, hem de fazlasıyla... Tarım ürünü ithal etmeyen 7 ülkeden biri olan
Türkiye, bugün, maalesef, bu hale getirilmiştir. Değerli arkadaşlarım,
önümüzdeki tasarıda, tütün konusu, maalesef, üreticiyi baltalayan, elindeki
üretimi satamaz hale getirebilecek, Tekeli özelleştiren, tütünde de
desteklemeleri kaldıran bir uygulama olarak geliyor; ancak, madde madde üzerinde
durulduğunda, hiçbir maddesinin, gerçekten, üretimi değerlendirecek, tütün
üreticisine de hayat boyu sürebilecek bir geçim kaynağını temin edecek bir
gerçekten uzak olduğunu görüyoruz. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BÜLENT ARINÇ (Devamla) -
Biraz evvel, değişik bölgelerden, Hükümet ortağı partilerin de sayın
milletvekilleri bir feryadı dile getirdiler; Muşlu, Adıyamanlı, Tokatlı, diğer
bölgelerdeki arkadaşlarımız da, bu kanunun, Türk üreticisine, tütün üreticisine
hiçbir şey getirmediğini, aksine, maalesef, çok şeyler alıp götürdüğünü ifade
ettiler. Rakamlar var; onları,
biraz sonra, bir madde üzerinde takdim edeceğim. Bizim önergemiz, belki de
bu tasarının en önemli maddesi olan 6 ncı maddede, yani "üretici
tütünleri, yazılı sözleşme esası ve açık artırma yöntemiyle alınır ve
satılır" maddesinde, Türkiye'deki tütüncülüğün korunması açısından, buraya
bir fıkra ilave edilmesini öngörüyor. O fıkra da, zaten, bütün demokratik
ülkelerde, tarımın desteklenmesi amacıyla konulan maddelerden bir tanesidir.
Biz istiyoruz ki, yerli ve yabancı sigara üreticileri, Türkiye pazarında
sattıkları sigara miktarının en az yarısı kadar tütünü, doğrudan veya dolaylı
olarak Türkiye'den almak zorunda kalsınlar ve yeterli tütün bulunmasına rağmen
bu yasağa veya bu zorunluluğa uymayanların, ithal belgeleri, üretim satış
belgeleri iptal edilsin. Türk tütüncülüğünün,
tarımının ve üreticilerimizin desteklenmesi ve korunması bakımından, böyle bir
sınırlama getirilmesinin zarurî olduğunu ifade ediyor, önergeme desteğinizi
bekliyorum. Saygılar sunuyorum. (FP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim
efendim. Komisyonun ve hükümetin
katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir. 6 ncı maddeyi oylamaya
geçmeden önce bir redaksiyon var. Sayın Başkan, buyurun. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, 6 ncı maddenin sondan
ikinci paragrafında, hükümetten gelen tasarıda "kurumdan" olaraktı;
ama, buraya sehven "kuruldan" yazılmış; düzeltilmesini talep ediyoruz. BAŞKAN - Düzeltilecek
efendim; zabıtlara öyle geçmiştir. III.– YOKLAMA (DYP sıralarından bir
grup milletvekili ayağa kalktı) NEVZAT ERCAN (Sakarya) -
Yoklama talep ediyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Rıza Akçalı,
Bekir Aksoy, Nevzat Ercan, Ali Şevki Erek, Mahmut Nedim Bilgiç, Yahya Çevik,
Murat Akın, Mehmet Gözlükaya, Sadri Yıldırım, Hakkı Töre, Necati Yöndar,
Nurettin Atik, Kemal Aykurt, Ali Rıza Gönül, Mehmet Yalçınkaya, Zeki Ertugay,
Saffet Arıkan Bedük, Kemal Kabataş, Mehmet Dönen, Ali Naci Tuncer. 6 ncı maddenin
oylamasından evvel yoklama talebinde bulunan. 20 arkadaşımın isimlerini okudum,
buradalar. Yoklama işlemini
başlatıyorum. (Elektronik cihazla
yoklama yapıldı) BAŞKAN - Efendim,
toplantı yetersayısı vardır. V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) 3. – Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel
Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin
Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı: 719 ve 719'a Ek) (Devam) BAŞKAN - 6 ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Sayın milletvekilleri,
çalışmalarımıza ara vermeden devam edeceğiz; yani, saat 19.00'da ara verme yok.
Haberiniz olsun diye ifade ediyorum. Müsaadenizle, birleşime
10 dakika ara veriyorum efendim. Kapanma Saati: 18.41 Açılma Saati : 19.00 BAŞKAN : Başkanvekili Mustafa Murat SÖKMENOĞLU KÂTİP ÜYELER : Burhan ORHAN (Bursa), Sebahattin KARAKELLE
(Erzincan) BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, 121 nci Birleşimin Dördüncü Oturumunu açıyorum. 719 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz. V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) 3. – Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel
Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin
Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı: 719 ve 719'a Ek) (Devam) BAŞKAN - Komisyon?..
Yerinde. Hükümet?.. Yerinde. Tasarının 7 nci maddesini
okutuyorum: Tarımsal destekleme MADDE 7. - Tarımsal
destekleme politikaları çerçevesinde doğrudan Bütçeden veya uluslararası
kuruluşlardan sağlanan kaynaklardan, doğrudan ve/veya dolaylı olarak yapılacak
her türlü ödemelere ilişkin usul ve esasları belirlemeye Bakanlar Kurulu
yetkilidir. BAŞKAN - 7 nci madde
üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Adıyaman Milletvekili Sayın Mahmut
Nedim Bilgiç; buyurun. (DYP sıralarından hesaplar) DYP GRUBU ADINA MAHMUT
NEDİM BİLGİÇ (Adıyaman) - Sayın Başkan, sizi
ve Yüce Meclisi saygıyla selamlayarak, Doğru Yol Partisi Grubu adına, 7
nci madde üzerinde görüşlerimi arz edeceğim. Değerli milletvekilleri,
Yüce Heyetinizin şahit olmadığı bir görüşme yapılıyor. İlk defa, iktidar
partisine mensup milletvekili arkadaşlarımız, ne kadar sıkıntı içinde
olduklarını, şu kürsüden -üzülerek söyleyeyim- maalesef, rey verdikleri halde,
tasarının aleyhinde söz ediyorlar. Değerli arkadaşlarım
yerden göğe kadar haklılar. Demin konuşan değerli kardeşim Erkan Kemaloğlu
"mecburiyetten yapıyoruz" diye itirafta bulundu. Bu neyi gösteriyor
arkadaşlar -bu arkadaşlarımı herhangi bir şey altında bulundurmak için
söylemiyorum- tasarının ülke şartlarına ne kadar ters olduğunu, ne kadar geniş
bir kitleyi ilgilendirdiğini, sosyal boyutunun ne kadar ağırlıklı ve derin
olduğunu gösteriyor. Değerli milletvekilleri,
bu tasarı, ülkenin şartları düşünülmeden, enine boyuna tartışılmadan, ülkenin
içinde bulunduğu şartların gereği olarak alelacele getirilmiştir önünüze. Biz,
parti olarak ve ben, çağın şartları neyi gerektiriyorsa; yani, piyasa
ekonomisinin, liberalleşmenin gereği neyse, ondan yana, onu yapmaktan yanayız.
Partimiz de, geçmişte, özelleştirmenin öncülerinden olmuş ve bunun ülkenin bir
gerçeği olduğunu ve mutlaka, ülkedeki kamu iktisadî devlet teşekküllerinin,
devletin, artık, bunları yapmasında fayda olmadığına inanmış ve bu yolu açmış. Çağın medenî, uygar
devletlerine baktığımızda, kendi ülke insanının hayat standardını, kişi başına
gelirini 20 000, 25 000, 30 000 dolara kadar çıkarmış olduklarını görüyoruz.
Neyle çıkarmış; bu dediğimiz şeylerle; ama, bunu yaparken değerli
milletvekilleri, ülkesinin şartlarını, ülkesinin insanını, ülkesinin
coğrafyasını, ülkesinin coğrafî bölgeler arasındaki değişikliklerini ve
ekonomik şartlarını göz önüne alarak özelleştirmeyi yapmış; bizdeki şu yasa
tasarısı gibi, bir gruptan bir gruba kâr transfer etmemiş, para transfer
etmemiş. Değerli arkadaşlarım,
özelleştirmeye tamam; ama, Tekeli, özelleşecek herhangi bir fabrika gibi
düşünmek son derece yanlıştır. Tekel, yalnız 40 000 işçisiyle değil, altında 4
milyon, 5 milyon üreticisiyle dev bir kuruluştur. Bunun içinde, üretici vardır,
çiftçi vardır; bunun içinde, satıcı vardır; bunun içinde, 40 000 işçi vardır ve
devasa fabrikalar ve işletmeler vardır. Tabiî, bir başka
boyutuyla yaklaşmak istiyorum meseleye. Bu yasa tasarısı, yalnız, ekonomik
olarak, iktisadın gerekleri hesap edilerek kanunlaştırılamaz arkadaşlar. Bu
yasa tasarısının sosyal boyutu çok fazladır. Benim bölgem Adıyaman, Batman,
Diyarbakır, Şırnak; yani, Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da, bu çiftçilik, bu ziraat
dalı, tamamen istihdama yöneliktir; yani, aşağı yukarı nüfusun dörtte 1'i
fiilen bu işle uğraşmakta ve üçte 2'si de; yani, yarısından fazlası da, tütünün
getirisiyle evine ekmek götürmektedir. "Yarıcı" dediğimiz, bizim
bölgede "ceran" dediğimiz insanlar, fideden başlamak suretiyle, sabah
namazından önce başlayıp, gece yatsılara kadar tam onbeş ay çalışmak suretiyle,
evine bir asgarî ücret götürmektedir. Her evde 5-6 kişi bu işte çalışmak
suretiyle evinde bir çorba içme imkânına sahip olmuştur. Değerli arkadaşlarım, bu
istihdamın son derece sıkıntılı olduğu, ülkemizde yüzde 25'lere çıkan
işsizliğin giderek de arttığı bir noktada, 4-5 milyon insanın elinden ekmeğini
almak, çocuğun ağzından memesini almaya benzer. Güneydoğuda, doğuda,
devletimizin son yıllarda yapmış olduğu başarılı mücadeleler sonunda, anarşi ve
terör bitmiş, huzur gelmiş; vatandaş, tarlasına, çiftine çubuğuna çıkar olmuş,
meralar yine dolar olmuş, hayat canlanmaya başlamış ve hükümetimiz, Köy-Kent
Projeleriyle köye dönüş programları yapmış; bunlar, çok olumlu şeyler. Bunlar
olumlu şeyler; ama, büyük yatırımlar gerektiriyor. Tekrar, yeniden köyleri ihya
etmek; onun altyapısını yapmak oldukça sıkıntılı şey; ama, gerekli, zorunlu
şeyler; fakat, hükümet, bu sıkıntılı şeyleri bu güç şartlar içerisinde yapmaya
çalışırken, aşmaya çalışırken; bir de bakıyoruz ki, 4 milyon insanı, Güneydoğu
Anadolu Bölgesinde en az 2 milyon insanı işsiz güçsüz bırakacak bir yasaya
bigâne kalıyor ve bu kadar feverana, bu kadar telaşa, bu kadar sıkıntıya
rağmen, bu tasarıyı, en azından, düzeltme imkânını dahi bu Yüce Meclise
vermiyor. Değerli arkadaşlarım,
bunun sonu iyi değil. Bir yıl, iki yıl, üç yıl sonra, bugünkü iktidar mensubu
arkadaşlarım da, siyasî partiler de, değerli milletvekilleri de dizimize
vururuz; Anadolu'yu boşaltıyoruz. Arkadaşlarım, vatan
dediğin, siyasî ve hukukî anlamda, üzerinde o ülkenin insanının olduğu
bölgedir. Eğer, biz, Batman'ın, Şırnak'ın, Diyarbakır'ın, Adıyaman'ın dağını,
kırsal kesimini boşaltırsak, bu insanlar şehre, oradan da büyükşehre göç
ederler; gittikleri yerde ekmek derdiyle şehrin varoşlarında sıkıntı yaratır,
anarşi, terör çıkarırlar; ondan sonra, İstanbul'daki insan, Alsancak'taki,
Hatay'daki insan "benim rahatımı, huzurumu kaçırıyor" der; çünkü,
oraya gelen insan, oranın altyapısını da bölüşmek zorundadır, oradaki insanın,
daha önce oturan insanın ekmeğini de bölüşmek zorundadır. Biz, göz göre göre, dağda
taşta koşarak, 24 saat çalışarak kendi yağıyla kavrulan bu insanlara "hadi
kardeşim git, sen de teröre, anarşiye katıl" diyoruz. 110 milyar dolar
para harcamış bu devlet, güneydoğuda huzuru sağlamış. Allah'a şükür, her
tarafta huzur var. Devlet caydırıcı olmuş; devlet var, terör örgütü yok olmuş.
110 milyar dolar harcayıp yaptığın şeyi, tekrar, bir yasayla bozmaya hakkımız
yok arkadaşlar. İnanın, bozulacak bu iş. Bu insanlar işsiz güçsüz kalırsa, önce
köyünde, kendi şehrinde, sonra da büyükşehirde huzursuzluk çıkaracak. Bunun
vebali büyüktür. Hükümetimiz, şu anda
itibaren düşünüp, bu yasa tasarısını ya geri çekmelidir veyahut da en azından
üç yıl, yürürlük tarihini değiştirmelidir; IMF'yle görüşmelidir. IMF'de
nihayet, bir ülkenin şartları anlatıldığı zaman anlayacak insanlardan
kurulmuştur; onlara anlattığınız zaman "Türkiye'nin şartları budur"
dediğiniz zaman, anlamama gibi bir lüksleri olamaz. Değerli arkadaşlarım,
benim yaklaşım şeklim, tamamen objektif. IMF var yok diye bir şey demiyorum;
IMF, dünyanın gerçeği; bizim de sıkıntımız; mecbur var. Yok böyle bir şey
efendim... IMF'ye esirsiniz, IMF'in dediğini yapıyorsunuz demiyorum; IMF'yle
Türkiye'nin doğrularını tartışmıyorsunuz diyorum. (DYP sıralarından alkışlar)
Türkiye'nin gerçeklerini, Türkiye'nin coğrafyasını, Türkiye'nin insanını
IMF'yle tartıştığınız zaman, doğruyu bulabilirsiniz. Eğer, IMF mensuplarına
veya Dünya Bankasından gelenlere "alternatif ürün" dedikleri zaman,
siz, kardeşim, benim doğudaki, güneydoğudaki kırsal alanda, kıraç arazide
alternatif ürün yetiştirme imkânım yok deseniz ve bunu da gösterseniz ve hatta,
deseniz ki, mesela Adıyaman'da... Adıyaman'da 800 000 insan var. Arkadaşlar, bu
800 000 nüfusun 400 000'i bu işle uğraşıyor; 300 000'i yarıcı, bir karış
toprağı yok; benim yanımda çalışıyor, Sayın Bozkurt'un yanında çalışıyor, Sayın
Hasari Beyin yanında çalışıyor, Sayın Dengir Beyin yanında çalışıyor. Günahtır
arkadaşlar; her birimizin yanında 20 000-25 000 ceran çalışıyor, yarıcı;
bunların arazisi yok; alternatif ürün nereden vereceksiniz; para nereden
vereceksiniz?! Yine, arazi sahiplerine gidecek. Bu nasıl sosyal politika
arkadaşlar?! Burada, fakir, fukara perişan olacak; yükünü omzuna alacak; zaten,
barajdan dolayı göç etmiş, şehre gelmiş, rezil olmuş; bir de, alacak, Adana'ya,
İstanbul'a, Ankara'ya gidecek. Ondan sonra, sosyal terörü, sosyal anarşiyi
nasıl durdururum diye, tekrar, yeni yeni, devletin imkânlarını, kaynaklarını,
yine, yeniden, başka şeylere vereceksiniz. BAŞKAN - Sayın Bilgiç,
toparlar mısınız efendim. MAHMUT NEDİM BİLGİÇ
(Devamla) - Toparlıyorum efendim. Dilim dönmüyor, söylemek
istemiyorum; ülke sıkıntıda, devlet zorda; gelin, hep beraber, bu kamyonu
balçıktan kurtaralım. Muhalefet de sorumlu davranıyor, davranması da lazım.
Omuz verelim, şu arabayı balçıktan çıkaralım. Stabilize yolda yarışırız
sizinle; sizlerle çok yarıştık, çok da yendik; sandıktan çok da iyi çıktık,
yine de çıkabiliriz. Biz, hiçbir zaman, darda, zorda... Yahu, ölünün dişini
çekmeye benzer bu! Devlet sıkıntıda, aman, ben, bunları düşüneyim; yok böyle
bir şey. Benim felsefeme, benim partimin felsefesine, benim partimin inancına
bu sığmıyor. Biz, diyoruz ki, doğruları beraber yapalım; tartışarak, konuşarak
doğruyu bulabiliriz. Önerge verme imkânımız
olmadı. Şurada önergeler var, her madde üzerinde verilmiş önergeler var.
Kanunun ruhunu bozmadan, IMF'in şartlarını delmeden, değiştirilebilecek
maddeler var arkadaşlar. Ben, bunu, Plan ve Bütçe Komisyonunda Sayın Bakanıma
söyledim, değerli bürokrat arkadaşlarıma söyledim; yani, IMF'ye, bu olmadı
dedirtmeyecek birtakım düzenlemeler yapmak suretiyle, bu tasarıyı
kanunlaştırmamız mümkündür. Yol yakınken, bir şeyler yapalım. Arkadaşlar, bu 7 nci
maddede, okuduğunuz zaman "tarımsal destekleme" ibaresi geçiyor.
Biraz, insan... (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Bilgiç,
lütfen... MAHMUT NEDİM BİLGİÇ
(Devamla) - Hemen bitiriyorum efendim. Tarımsal destekleme
denilince, iyi diyorsunuz; yani, yine, destekleme falan var burada diyorsunuz;
fakat, bir bakıyorsunuz, derinliğine indiğiniz zaman, tarımsal desteklemenin
içerisinde çiftçi ve köylü yok. Orada deniliyor ki, tarımsal destekleme için
bütçe içinden veyahut da dışarıdan bulunacak yardımlarla bir destekleme
yapılacaktır. BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Bilgiç. MAHMUT NEDİM BİLGİÇ
(Devamla) - Gelin, bu maddenin içerisine, maddenin başına "bu tarımsal
destekleme, çiftçiye ve köylüye yapılır" diyelim. BAŞKAN - Sayın Bilgiç,
teşekkür ediyorum. MAHMUT NEDİM BİLGİÇ
(Devamla) - Değerli milletvekilleri, Sayın Başkan, müsamahanıza sığınarak
zamanımı aştım; ama, inanın, bu yasa tasarısı çok önemli. Bu yasa tasarısı,
mutlaka ve mutlaka, değişikliklere uğrayarak buradan çıkarılmalıdır; Yüce
Meclise bu yakışır. Hükümetin değerli üyelerine, değerli mensuplarına da, bu
ülkenin insanını sıkıntıya sokmayacak, önünü açacak, ilerisi için umut verecek
bir yasa çıkarmak yakışır, yaraşır. Ümit ediyorum ki, bu yasa tasarısının, en
azından, yürürlük maddesini 2005 yılına bırakmak suretiyle, bir geçiş sahasını,
çiftçilere, köylülere verme imkânımız olur. Yüce Heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (DYP ve FP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Efendim, şimdi,
söz sırası, Anavatan Partisi Grubu adına, Batman Milletvekili Sayın Burhan
İsen'de. Buyurun efendim. ANAP GRUBU ADINA BURHAN
İSEN (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan tütün
ve tütün mamulleri yasa tasarısının 7 inci maddesi üzerinde söz almış
bulunmaktayım; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Değerli milletvekilleri,
ülkemizde, çok geniş bir kitleyi, 600 000 tütün üreticisini ve 40 000 Tekel
çalışanını ilgilendiren; sadece seçim bölgemde, Batman'da 43 000 kişiyi, doğu
ve güneydoğuda yaklaşık 200 000 kişiyi direkt olarak, aileleriyle birlikte 3
milyon kişinin geçimini ilgilendiren tütünün sosyoekonomik yansımasını
düşündüğümüzde, tütünün ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Doğu ve güneydoğuda,
işsizliğin had safhada bulunduğu, istihdamın ve iş kaynaklarının gittikçe
daraldığı, toplumsal barış anlamında düşündüğümüzde de, tütünle ilgili
düzenlemelerin altyapısının sağlıklı bir biçimde belirlenmemesinin
üreticilerimize yarar yerine zarar getireceği, bu durumun da sosyal devlet
ilkesine ters düşeceği kanısındayım. Yapılan düzenlemelerin
doğu ve güneydoğudaki tütün üreticilerini sıkıntıya sokmaması için, devletin
gerekli tedbirleri alacağına inanıyorum. Kaldı ki, Doğu ve Güneydoğu
Bölgelerimizde, yıllık, yaklaşık 45 000-50 000 ton tütün üretimi yapılmakta
olup, 2001 fiyatlarıyla 70-80 trilyon Türk Lirası yapmaktadır. Bunun da,
ülkemiz bütçesine çok büyük bir külfet getirmeyeceğine inanıyorum. Değerli milletvekilleri,
doğu ve güneydoğuda yetişen tütün, tüccar tarafından ulaşım imkânları, nakliye
ve depo sorunları nedeniyle tercih edilmemektedir; fakat, şark tipi tütün
olmadan sigara üreticileri harmanlamayı nerede sağlayacaklar? Şark tipi tütün,
ancak Balkan ülkeleri ve bizim ülkemizde yetişmektedir. Bu yüzden, oryantal tip
tütün dediğimiz; yani, şark tipi tütün, doğu ve güneydoğu ekonomisi, bölge
barışı, huzur ve devletine güven için güneydoğunun kendine özgü durumundan
dolayı desteklenmelidir diye düşünüyorum. Sonuç itibariyle,
sistemli tarım ve tütün politikalarıyla, mağdur yaratılmadan, hem tütün
üreticimiz alın terinin karşılığını alsın hem de ülkemiz kazançlı çıksın. Bu duygu ve düşüncelerle,
hepinize saygılarımı sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar) HACI FİLİZ (Kırıkkale) -
Sayın Başkan, ANAP, bu kanun tasarısını neresinde; içinde mi dışında mı? BAŞKAN - Dinleseydiniz,
nerede olduğunu görürdünüz! Teşekkür ediyorum
efendim. Fazilet Partisi Grubu
adına, Sayın Yasin Hatiboğlu; buyurun. (FP sıralarından alkışlar) FP GRUBU ADINA YASİN
HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; 719 sıra
sayılı tasarının 7 nci maddesiyle ilgili olarak Fazilet Partisi Grubumuzun
görüşlerini, size, Yüce Milletimize arz ve takdim etmek isterim. Değerli Başkan, elbette,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin birinci görevi kanun yapmaktır, sonra,
denetlemektir. Biz o hale geldik ki -üzülerek ifade ediyorum, arz ediyorum-
denetimi kaldırdık ortadan. Kendisini denetletmeyen, kendisinin denetlenmesine
izin vermeyen bir siyasî iktidar, kendi emrinde çalıştırdığı bürokrasiyi ve
bürokratları nasıl, hangi hakla, hangi vicdanî uygunlukla denetleyecek, hep
merak eder dururum. Denetimi kaldırdık, kanun
yapıyoruz; doğrudur, görevimiz budur, vazifemiz bu bizim; ama, bir ehem ve
mühim sıralaması, yani, bir öncelikler sıralaması söz konusu olmamalı mıdır?
"Lateşbih vela temsil" diyor büyükler, ya da, teşbihte, benzetmede
hata olmasın; biz, sanki, meleklerin cinsiyetini tartışıyoruz şurada. Ne demek
istiyorum; demek istediğim şudur: Uyum komisyonunun mutabık kaldığı, ittifak
ettiği bir anayasa değişikliği varken, şimdi, tütün kanununu; şimdi, şeker kanununu;
şimdi, tahkim kanununu konuşmanın zamanı mı, sırası mı?! Eğer, bir ülkenin
demokrasisini teminat altına alamadınızsa, eğer, bir ülkenin hukukî yapısını,
hukuk devleti ilkelerine yaraşır biçimde teminat altına alamadınızsa,
yapacağınız tütün kanununun kime ne hayrı gelecektir?! Demokrasisi gölge
altında olan bir ülke, demokrasisi -dilim varmıyor söylemeye, eğer dilim varsa
diyeceğim ki- tehdit altında olan bir ülkede, siz, tütünle, tütün kanunuyla bu
ülkeyi nereye götüreceğinizi zannediyorsunuz?! Gelin, bu ülkenin, birinci
önceliğini, bu milletin birinci önceliğini düşünelim. Eğer siz, Anayasayı
derkenar ederseniz, işte, ucube tasarılar çıkar, gelir önümüze. Bir örnek
vereyim: Tartıştığımız kanun tasarısı tarımı ilgilendiriyor, değil mi efendim?!
Üretim; toprakta üretilecek... Ziraatçının meselesi... Niye Tarım, Orman ve
Köyişleri Komisyonunda görüşmüyorsunuz da Plan ve Bütçe Komisyonunda
görüşüyorsunuz; sebep ne?!. Neden?!. Değerli milletvekilleri,
yapmayın, yapmayın!.. Birbirimizi aldatmanın -demeye de dilim varmıyor-
birbirimize yanlış yön vermenin kimseye bir faydası yok, bu görüştüğümüz kanun
tasarısının da faydası yok. İşte ortada; değerli iktidarımıza mensup üç
kanattan birinin sayın grup sözcüsü, çok samimî olarak -doğru da söyledi- diyor
ki "Bu kanun, gerçekten, tütün üreticisini bitirecek, tüketecek. Tıpkı,
bir sigaranın, bir orta kahve yanında duman duman bittiği ve tükendiği gibi,
tütün üreticisi de bitecek ve tükenecek." Değerli milletvekilleri,
eğer bu tasarı yasalaşırsa, yürürlüğe konulursa, 250 000 hektar toprak hebaen
mensura, yok artık, hiçbir şeyde kullanamazsınız. Cenabı Hakkın öyle bir
hikmeti ve nimetidir ki, hiçbir bitkinin bitmediği yerde tütün bitiyor! Bir arkadaşımız
"alternatif" diyor ve "efendim, tütünün alternatifi yok mu"
diye, Sayın Bakana soruyor. Sayın Bakan, İstanbul'da doğduğu, büyüdüğü için
bilmeyebilir; ama, ben, Anadolu, köy çocuğuyum, alternatif tütünü söyleyeyim
size: Bizim çocukluğumuzda alternatif tütünü kendirin çubukları, büyüklerin
alternatif tütünü de mısır püskülleriydi. Bu, ne zamanın; altmış sene
öncesinin, yani, bizi alıp, çeke, çeke götürmek istediğiniz yer altmış sene
öncesidir. İşin bir de başka
tarafına bakınız... (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Efendim, bizim
haddimize mi; söz kesmek mümkün mü! Siz, bizim, pirimizsiniz. Buyurun Sayın Hatiboğlu. BOZKURT YAŞAR ÖZTÜRK
(İstanbul) - Mısırı küçümsüyor musunuz? YASİN HATİBOĞLU (Devamla)
- Yani, bakınız, ben girmem polemiğe; ama, polemiğin de bir usturubu vardır.
Mısır püskülü sigara diye içiliyordu dedikse, mısırı sevmediğimizden falan
değil. Değerli milletvekilleri,
Anayasanın 2 nci maddesi sosyal devlet, Anayasanın 44 üncü maddesi, Anayasanın
56 ncı maddesi milletin sağlığı, sıh-hati... Biliyor musunuz,
Amerika'da; yani, gelişmiş ülkelerde, her yıl sigara bırakma oranı yüzde
15'tir; bizde bırakma oranı yüzde 5'tir. Arada, bir de yüzde 10'luk boşluk var;
bu yüzde 10'luk boşluğu kim dolduracak; yani, elin Amerikasına, elin Avrupasına
pazar olmak lazım. Kim bu pazar; biz olacağız. Akciğer rahatsızlığının
Türkiye'deki sayısı 3 milyondur. Her sene 50 000 insan akciğer kanserinden
mustariptir. Ne olursunuz, şu tasarıyı baştan sona bir okuyun!.. Ülkemin ve
milletimin sağlığı ve sıhhatiyle ilgili bir düzenleme var mı? Tütünün
düşünüldüğü yerde hastalık mutlaka akla gelir. Peki, yabancı, reklam
yaparken... Şu, atını kaybetmeden önce canını kaybeden bir kovboy vardı,
bilirsiniz, hatırlarsınız!.. BOZKURT YAŞAR ÖZTÜRK
(İstanbul) - Ülkemiz, ne pazar olsun ne mezar. YASİN HATİBOĞLU (Devamla)
- Hiç onu düşünmüyor musunuz, o hiç aklınıza gelmedi mi? Yani, tütünün olduğu
yerde akciğer rahatsızlıkları var. Türkiye'de her yıl 50 000 insan akciğer
kanserinden rahatsız oluyor. Bunun tedbirini almaya mecburuz. Türkiye'yi bu
düzenlemeyle pazar haline getirirseniz... (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Buyurun efendim. YASİN HATİBOĞLU (Devamla)
- Değerli milletvekilleri, bakınız, göçe sebebiyet verirsiniz. Siz,
güneydoğuda, başka tütün bölgelerindeki insanların elinden ekmeğini alırsanız,
İstanbul'a, Kırıkkale'ye, Bursa'ya, Adapazarı'na göçe başlarlar. Bu, ülke
dengesinin bozulması demektir. Bu, akıl işi midir, mantık işi midir; sosyal
sıkıntılar doğmaz mı? Şimdi, düşünebiliyor
musunuz, örfü farklı, âdeti farklı, inancı farklı, görgüsü farklı, göreneği
farklı birbirini tanımayan 10 aileyi bir apartmana koyuyorsun, sonra da huzur
bekliyorsunuz!.. Yapmayın beyler! Bakın, bu tasarıyı,
evvela, siz, her şeyden önce... İktidar grubuna mensup bir değerli arkadaşımız
"500 000 ton yakılacak tütün var" diyor. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) YASİN HATİBOĞLU (Devamla)
- Ben, size, burada, Ziraat Odaları Birliğinin belgesini göstereyim, deniliyor
ki, bizde yakılacak tütün yok, bizim üretimimiz 220 000'dir, bunun 110 000'i
ihracat, 170 000'i de tüketimdir. "Bizim yakılacak tütünümüz yok"
diyor. Kim diyor; Ziraat Odaları Birliği diyor. Demek ki, siz, Ziraat Odaları
Birliğiyle de konuşmamışsınız, istişare etmemişsiniz. Değerli milletvekilleri,
ben, Sayın Başkanın müsamahasını da fazla zorlamayayım. Bir kere daha tarihe
kayıt düşmüş olmak için ifade ediyorum: Siz, bütün bunlardan önce, demokrasi ve
hukuk devleti ilkelerini bir kere daha düşünün; yarın çok geç olabilir. Hepinize saygılar
sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar) Sayın Başkan, teşekkür
ediyorum. BAŞKAN - Estağfurullah
Sayın Hatiboğlu. Efendim, madde üzerinde
görüşmeler bitti; 6 adet önerge vardır, 3 tanesini ancak alabileceğim, sırasına
göre okutuyorum, aykırılık derecesine göre de işleme alacağım: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 7 nci maddesinin ikinci satırında yer alan
"doğrudan ve/veya dolaylı olarak" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - İkinci önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 7 nci maddesinin üçüncü satırında yer alan
"ödemelere" ibaresinin fıkra metninden çıkarılarak "destekleme
ödemelerine" ibaresinin eklenmesi suretiyle değiştirilmesini arz ve teklif
ederim. Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - Okutacağım bu
önerge, en aykırı önergedir; okutup işleme alacağım efendim: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına 719 sıra sayılı yasa
tasarısının 7 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini saygıyla arz
ederiz. Madde 7.- Tarımsal
destekleme politikaları çerçevesinde doğrudan ve/veya dolaylı olarak yapılacak
her türlü destek ödemelerine ilişkin usul ve esaslar somut biçimde bütçe
yasalarında belirtilir.
BAŞKAN - Komisyon
katılıyor mu efendim?.. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Katılmıyoruz. BAŞKAN
- Katılmıyorsunuz. Hükümet?.. DEVLET BAKANI YILMAZ
KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN - Sayın Ali Şevki
Erek, buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar) ALİ ŞEVKİ EREK (Tokat) -
Değerli Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi sevgi ve saygıyla
selamlıyorum. Değerli arkadaşlarım,
burada konuşan iktidar partisi mensubu, koalisyonu oluşturan partilerimizin
sözcülerine bakarsak, o sözcülerimizin konuşmalarını incelersek, benim verdiğim
önergenin yüzde yüz kabul edilmesi lazım. O da yeterli değil; eğer, iktidar
partisi grup sözcüsü arkadaşlarımızın konuşmalarına bakarsak, kesinlikle tütün
piyasası yasa tasarısının bu Mecliste reddedilmesi lazım. (DYP sıralarından
alkışlar) Esasında, o
arkadaşlarımız doğruyu söylüyorlar; Muş için doğruyu söylüyorlar, Adıyaman için
doğruyu söylüyorlar, Ege için doğruyu söylüyorlar; ben de Tokat için doğruyu
söyleyeceğim; Erbaa için, Niksar için doğruyu söyleyeceğim; Ege için, Samsun
için doğruyu söyleyeceğim. Değerli arkadaşlarım,
meseleyi eğri oturup doğru konuşalım. Burada bir açmaz var. Eğer, burada, gelip
grup adına konuşma yapıyorsak, o konuşmanın gereğini oylarımızla buraya tescil
ettirmemiz, vurgulamamız lazım; ama, hem yanıp yakılıyorsak hem de burada genel
strüktür üzerinde oy kullanacaksak, IMF doğrultusunda hareket edecek isek ve
söylediklerimizden herhangi bir anlam çıkmayacak ise, burada, havanda su
dövüyoruz demektir ve yarın, halkın karşısına samimiyetsiz bir veçheyle
çıkacağız demektir. Değerli arkadaşlarım,
mesele, sadece, tütünüyle değil, fındığıyla, pancarıyla, pamuğuyla, Türk
tarımını ilgilendiren bir meseledir. Meseleye makro seviyeden bakmak
mecburiyetindeyiz. Türk tarımının meselesi vardır, çiftçisinin meselesi vardır.
Türkiye, bugün, tarihinin en önemli ve en ağır bunalımından geçmektedir;
kesin... Cumhuriyet tarihinin en ağır ve en bunalımlı dönemi... Bugün, sadece
tütün çiftçisini değil, sadece pancar değil, fındık değil, pamuk değil, hepsini
birlikte ele almaya mecburuz. Değerli arkadaşlarım,
lütfen, düşünebiliyor muyuz, şu anda, Türkiye Cumhuriyetinde maişetini temin
eden kesimlerimizden çiftçi kesimimiz yüzde 40 ilâ 45 mi değil mi; evet, kesin,
bunda müttefikiz. Bunun tekabül ettiği vatandaş yüzdesi en az 30 milyon.
Aldığımız tedbirlerle, getirdiğimiz yasalarla 30 milyonun kaderiyle
oynadığımızın bilincinde olmamız lazım. 600 000 tütün üreticisi var, tütün
sektöründe çalışan 40 000 personel var, 22'yi aşkın fabrika var, yaprak tütün
işleme merkezleri var ve biz, maişetini bundan temin eden vatandaşlarımızı
tamamen bertaraf edip, ortada bırakıyoruz. Değerli arkadaşlarım,
yüzde 40 ilâ 45'lik nüfusu; yani, tarımla meşgul olan nüfusu, normal ölçüler
içerisinde, sağlıklı bir biçimde sanayie aktarmadan onların elini böğründe
bırakamazsınız. 30 milyonu kaderiyle baş başa bırakamazsınız. Türkiye'de,
organize sanayi bölgeleri şu anda felç vaziyette. Organize sanayi bölgeleri
işlemiyor; işlemeyince istihdam ihtiyacı söz konusu değil. İstihdam ihtiyacı
söz konusu olmayınca, tarım kesimini yüzde 40'ların aşağısına indiremiyoruz ve
indiremeyince, Şeker Kanunuyla, Tütün Piyasası Kanunuyla onları mağduriyete,
açlığa mahkûm ediyoruz. Bugün Türkiyemizde 2,5
milyon ailenin aylık geliri 150 doların altında değerli arkadaşlarım ve bu 2,5
milyon ailenin yüzde 90'ı tarımla uğraşan vatandaşlarımız, çiftçilerimiz. Böyle
bir durumda, Tütün Piyasası Yasasıyla, çiftçiye, hiçbir tedbir öngörmeden,
sadece ve sadece, değerli, iyi niyetli arkadaşlarımız, biraz evvel burada,
efendim, onların yerine çilek yetiştirsinler, çiçek yetiştirsinler, biz de
bunları ihraç edelim... Her şeyden evvel, kaliteli tütünün -ki, Tokat'ta en
kaliteli tütün yetişir- yamaç arazide, kıraç arazide, az taşlı arazide bin bir
türlü meşakkatle, 15 ay emek vererek, torun, tosun, bacı, yeğen, ana, baba,
dede, bütün bir ailenin 15 ayını feda ederek ortaya bir varlık çıkardığını, fikirden
ve akıllardan uzak tutmamak lazım. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) ALİ ŞEVKİ EREK (Devamla)
- Değerli arkadaşlarım, şunu da akıldan ırak etmemek lazım: Bugün, milyonlarca,
tütünden beslenen, beslenme mecburiyetinde kalan çiftçimiz, keyfemayeşa
"ben tütün ekeyim, çok kâr edeyim, para depolayayım, paramı bankaya
yatırayım" diye çiftçilikle uğraşmıyor. Çiftçilikle uğraşan kesimin yüzde
90'ının, başkaca istihdam imkânı, yaşama imkânı yok; tütün üretmeye ve tütün
ziraatını yapmaya mecbur. Diğer çiftçi kesimlerimizde olduğu gibi, onları
sağlıklı bir biçimde istihdam edecek altyapıyı yapamazsak, onları kaderleriyle
baş başa bırakırız; bunu yapamayız. Arkadaşlarımız
"çiftçilerle ilgili yasalar çıksın, alternatif yasalar çıksın" gibi
tedbirler söylüyor; bunların hiçbirisi yok, sadece, 7 nci maddeyle fevkalade
afaki bir destekleme gelmiş. Verdiğimiz önerge, çiftçiye, tütün çiftçisine, her
yıl bütçe kanununda, somut biçimde alt ve üst hadleri belirtilmek suretiyle
kilo başına belirli bir desteklemeyi bütçe kanunlarıyla tahtı teminata koyalım
diyoruz. Maalesef, manevî bir katliamın adıdır, özür dileyerek Yüce Meclise
söylüyorum, tarım kesimiyle ortaya konulan bu yasalar manevî bir katliam
mesabesindedir; zararları ve fevkalade, Türkiye'yi getirdiği nokta ileride
görülecektir. Arkadaşlarımız burada
söylediler, Meksika'dan nohut ve fasulye geldiği bir ortamda, tamamen, dış,
uluslararası şirketlere teslim edeceğimiz tütün, tütün çiftçisi ve tütün
politikasıyla, Türkiye'nin -isterse, IMF'nin
"çıkar kanunu, al parayı" demesi fikrine bakmadan- tarımını batırdığımızın farkında olalım
diyorum. Önergeme, Yüce Meclisin
onayını bekliyor, sabrınız için sevgilerimi, saygılarımı söyleyerek,
teşekkürlerimle sizleri selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Sayın Erek,
teşekkür ediyorum efendim. Komisyonun ve Hükümetin
katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir efendim. Diğer önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 7 nci maddesinin üçüncü satırında yer alan
"ödemelere" ibaresinin fıkra metninden çıkarılarak "destekleme
ödemelerine" ibaresinin eklenmesi suretiyle değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - Komisyon?.. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI YILMAZ
KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN - Sayın Ercan,
oraya bakmıyorum... HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay)
- Çekiyorum... HACI FİLİZ (Kırıkkale) -
"Çekiyorum" diyor efendim; neyi çekiyor?!. MEHMET DÖNEN (Hatay) -
Sana mı kaldı tetikçilik!.. Bırak, başkası versin. BAŞKAN - Efendim,
önergeler geri çekilmiştir. Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Müteakip maddeyi
okutuyorum: Cezai hükümler MADDE 8. - Kuruluş ve
faaliyet iznini almadan tütün ve tütün mamulleri ile alkollü içkiler üretmek üzere fabrika, tesis veya imalathane
kuran ve işletenlere; işyerleri veya ikametgâhlarında söz konusu maddeleri
üretenlere bir yıldan üç yıla kadar hapis ve 225 milyon liradan az olmamak
üzere üretilmiş tütün ve tütün mamulleri ile alkollü içkiler piyasa değerinin
on katı tutarında ağır para cezası verilir. Bu hüküm 6 ncı maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasına aykırı hareket
edenler hak-kında da uygulanır. Satış belgesi almadan
satış yapanlar, ellerindeki mamulata el konulmakla birlikte ruhsat harcının on
katı tutarında ağır para cezası ile cezalandırılır. Belirtilen suçları
işleyenlere yardım edenler hakkında asıl faillere verilecek cezaların yarısı
hükmolunur. Bu fiillere katılan memur ve görevliler de asıl failler gibi ceza
görürler. BAŞKAN - 8 inci madde
üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Bitlis Milletvekili Sayın Yahya Çevik;
buyurun. (DYP sıralarından alkışlar) Süreniz 5 dakikadır. DYP GRUBU ADINA YAHYA
ÇEVİK (Bitlis) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 719
sıra sayılı yasa tasarısının 8 inci maddesi üzerinde DYP Grubu adına söz almış
bulunuyorum; hepinize saygılar sunuyorum. Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; bu sistem, bu tasarı, Türkiye'nin sosyoekonomik koşullarına
uygun bir tasarı değildir. Asıl gözlerden kaçan ya da hesaba hiç katılmayan
veya yapı itibariyle hiç göz önüne alınmayan açlığı, perişanlığı, sefaleti
insanlara reva gören bu hükümet, Doğu ve Güneydoğu Anadolu tütüncülüğünü açıkça
gözden çıkarmıştır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizdeki 175 000'den
fazla aile, tütün tarımından başka tarımla geçinmeyi bilememektedir. Bu
bölgelerdeki ekonomik ve sosyal şartların yetersizliği ve bu nedenle yaşanan
sorunlar ortadayken, hiçbir alternatif proje üretmeden, plansız programsız bir
şekilde, serbest piyasa mantığıyla, yazılış, sözleşme esasına geçmek, bu bölgelerde
geçinen insanları, kesinlikle, ama kesinlikle, açlıkla, sefaletle, yoksullukla,
âdeta "sen öl" demekle karşı karşıya bırakmak demektir. Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; daha geçmişte yaşanan olumsuz olaylar ve o insanların acıları
düşünüldüğünde, çok daha dikkatli, çok daha özenli -ekonomik açıdan daha güçlü
olunması- hareket etmenin sebebi ve gerçeği ortadayken, yapılan -Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgelerimiz için- Tekeli özelleştirerek tütünü yok edip,
çiftçileri ölüme terk ederek tütüncülüğü ve pancar tarımını öldürmek
olmamalıydı. Keza, tasarının diğer maddeleri de incelendiğinde, destekleme
alımlarının kaldırılması, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki ekici ailelerin
tarımdan dışlanmasına neden olacak bir başka unsurdur. Basından öğrendiğimiz
kadarıyla, bir hafta önce, Tekelden sorumlu Devlet Bakanımız Sayın Karakoyunlu
Bitlis'i ziyaret etmişler, burada bir tütün deposunun açılışını yapmışlardır.
Kendilerine teşekkür ederiz. Umarım, Bakanımızın, tütün üreticilerinin
sorunları konusunda ciddî şekilde tespitleri olmuştur; ki, çıkacak yasadan,
Bitlis tütününün bir zarar görmeyeceğini söylemişlerdir. Sayın Bakanım, çıkacak
yasada böyle bir durum göremiyoruz; fakat, sizin de bildiğiniz gibi, bu
makamlar geçicidir; eğer, bu sözleriniz gönül almak değilse, gerçekten yöreyle
ilgili bir öneriniz varsa, bunu Meclis gündeminde dile getirmenizi ve bunun
uygulanması hususunda yoğun bir çaba sarf etmenizi bekliyoruz. Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; tütün ve alkol sektörünü, serbest piyasa ekonomisi şartlarına
koşulsuz ve kuralsız bırakan bu tasarının tümüne itirazımız vardır ve kabul
etmiyoruz. Ülke ekonomisini, ülke kaderini yabancı tekelleşmeye, yabancı
hâkimiyetine yer vermeyecek bir tarzda yasalar yapmalı ve amaç, halkımızın
sosyoekonomisinin gözlerden uzak tutulması olmamalıdır. Ülkenin içinde
bulunduğu ekonomik darboğazdan kurtulması için, IMF tarafından dikte edilenler
ve baskılar karşısında bir tütün yasası çıkarılması gerekliyse, en azından,
ulusal çıkarlar göz önünde bulundurularak çıkarılması gerekmektedir. Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri, olmazsa olmaz koşuluyla bu yasayı çıkaracaksınız; ama, hiç
olmazsa, şu önerilerimizi dikkate almanızda fayda vardır diye düşünüyorum: Türk tütünüyle üretilen
sigara markalarının, mevcut şekliyle üretimlerinin garanti altına alınması
gerekmektedir. Alternatif ürün
projesinin desteklenmesi, bu ürünlerin işlenmesini sağlayacak sanayiin mutlaka
kurulması lazımdır. Tütün alıcılarının doğu
ve güneydoğuya, serbest piyasaya uyum sağlayabilmesi için, en az üç yıl geçiş
süresinin tanınması şarttır. Bölgemizdeki Tekel
çalışanlarının haklarının korunması mecburidir ve lazımdır. Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; yasayı, eğer bu önerilerimizi dikkate almadan çıkaracaksanız,
halk da... (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Vallahi,
uzatayım mı uzatmayayım mı diye düşünüyorum... Sebebine gelince: Herkes kendi
vilayetini söyledi, bizim Hatay unutuluyor... Nasıl oluyor, bilmiyorum yani...
Oradaki tütüncüler ne yapacak, bilmiyorum... RIZA AKÇALI (Manisa) -
Hatay milletvekili önerge veriyor; önergeyi çekmesin, konuşsun Sayın Başkan! YAHYA ÇEVİK (Devamla) -
Sayın Başkanım, Hatay da dahil... ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) -
Hakkı Oğuz Aykut Bey, müsaade edin, konuşsun efendim! BAŞKAN - Vallahi, idare
etmesem, konuşurdum, hiç korkmayın; evvel Allah!.. YAHYA ÇEVİK (Devamla) -
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; eğer bunları yapamazsanız, Ziya Paşa'nın
çok güzel bir bendi vardır; diyor ki: "Ummadığın keşfeder esrarı derunun;
sen, herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın." Bir gün, halk, bunu, sizlere,
hükümete diyecektir. Bu yasa tasarısına ret
oyu vereceğimizi bildirir, hepinize saygılar sunarım. (DYP sıralarından
alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim
efendim. Anavatan Partisi Grubu
adına, Adıyaman Milletvekili Sayın Mahmut Bozkurt; buyurun. (ANAP sıralarından
alkışlar) ANAP GRUBU ADINA MAHMUT
BOZKURT (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
görüşülmekte olan Tütün Yasa Tasarısının 8 inci maddesi üzerinde söz almış
bulunuyorum; Grubum ve şahsım adına hepinize saygılar sunarım. Değerli arkadaşlar, Tütün
Yasa Tasarısının görüşüldüğü dakikadan itibaren, ben, burada, bütün konuşmaları
çok dikkatli bir şekilde dinledim. Gerçekten, bu tasarının görüşülmesi esnasında,
hiçbir arkadaşımın yüzünün güldüğünü de görmedim. Sebebine gelince; bu tasarı,
Sayın Bakanıma da arz etmiştim... Sayın Bakanım, takdirle karşıladığım bir
bakanımdır, çalışkan, dürüst, ince ruhlu, en azından sosyal meselelere çok
ehemmiyet ve önem veren, Türkiye'deki gerçekleri bilen bir bakanımızdır; fakat,
inanıyorum ki, bu tasarı, Sayın Bakanımızın kucağına çok ani bir şekilde
düşmüştür ve kendisi de, bunun sıkıntısını, aynı şekilde, bizler gibi, hem
duymakta hem yaşamaktadır. Değerli arkadaşlarım, ben,
muhalefetteki partili arkadaşlarımın konuşmalarının tamamına katılıyorum. Evet,
her ne kadar, burada, iktidara mensup bir milletvekili isem de, ülkemizin
gerçeklerini buradan dile getirmek ve bunlara hal çaresi de bulmak, bizlerin
görevidir diye düşünmekteyim. (FP ve DYP sıralarından alkışlar) Bu Tütün Yasa Tasarısı,
sözlerimin başında söylediğim gibi, çok erken gelmiştir, çok eksik gelmiştir,
çok şekilsiz gelmiştir; çünkü, bu gelirken, en fazla üzerinde durulan konu ve
gerekçe, alternatif ürün şeklinde bize takdim edilmiştir; ki, bir arkadaşım
aynı şekilde söyledi, ben de, Sayın Bakanıma, burada, aynı soruyu soruyorum;
alternatif dediğimiz zaman, bu üretici arkadaşlarımızın, bu üretici
çiftçilerimizin önlerine alternatif olarak neyi koyacağız? Bunu, doğrusu,
hepiniz gibi ben de çok merak etmekteyim. HACI FİLİZ (Kırıkkale) -
Çilek... Çilek... MAHMUT BOZKURT (Devamla)
- Aslında, alternatif yok değil, alternatif mutlaka ki vardır. Erken geldi
derken, gönlüm arzu ederdi ki, en azından, tütün ekilen bölgelerimize gidilip,
mahallinde, doğru incelemeler yapılsın, o ilin özellikleri, o ilin gerçekleri
tespit edilsin ve bu alternatifin de adı konulsun, ondan sonra bu tasarı
gelsin, memnuniyetle, hepimiz, canı gönülden, yüzümüz gülerek, bu kanunu
Meclisimizden çıkarırdık; ama, maalesef, bunu göremedik. Alternatif derken, ben,
biraz ilimden bahsedeceğim. Değerli arkadaşlar,
Adıyaman, 1 ilçesini, aşağı yukarı 85 köy birimini sular altına terk etmiş bir
ildir. Atatürk Barajının gövdesi, Adıyaman'ın toprakları içerisindedir. Atatürk
Barajı yapıldığı zaman, Adıyamanımıza, o devrin hükümeti veya o dönemlerin
hükümeti şunu sunmuştur; demiştir ki: "En başta Adıyaman sulanacaktır.
Adıyaman bir sanayi şehri yapılacaktır ve Adıyaman'ın bu mağduriyeti, her ilden
daha önce giderilecektir." Ama, maalesef, geçmiş hükümetler, bugüne kadar,
bunda, iğne ucu kadar bir mesafe katetmediler.
Yani, ben, şunu söylemeye
çalışıyorum: Adıyaman'ın üç tarafı suyla çevrili. Bizim alternatifimiz hazır;
hazır, ama, alternatifimizin altyapısı da Adıyaman'ın sulanmasıdır. Adıyaman'da
17 tane pompa istasyonu yapılmış olsa, Adıyaman'ın sulama derdi ortadan kalkmış
olacak. O zaman, biz, alternatif olarak önümüze bir şeyin konulmasını da
istemeyeceğiz. Bizim o çalışkan köylümüz, kendi alternatifini kendisi bulur; ne
ekecekse, ne biçecekse, onu çok iyi bir şekilde tespit eder ve yapar; çünkü,
ekmeğini taştan çıkaran insanlardır. Değerli arkadaşlarım,
gerçekten, bu Tütün Yasası, ülkemizde çok derin sosyal yaralar açacaktır. (FP
ve DYP sıralarından alkışlar) İnanıyorum ki, bütün arkadaşlarım da, bunu, çok
iyi bir şekilde, kendi vicdanlarında, kendi gönüllerinde hissetmektedirler;
çünkü, arkadaşlarımın çoğu söyledi, göçe bir zemin hazırlayacaktır, işsizliğe
bir zemin hazırlayacaktır. Bir saat sonra, belki, bu tasarı kanunlaştığında,
Türkiye'de aşağı yukarı 600 000 üreticimiz, bu önümüzdeki sene... (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) MAHMUT BOZKURT (Devamla)
- Adıyaman'a torpil geçeceksiniz değil mi Sayın Başkanım... Lütfen, biraz süre
rica edeyim... BAŞKAN - Açtım efendim,
istirham ederim... ASLAN POLAT (Erzurum) -
Yalnız, iktidar partisinin oyunu da o yönde bekleriz. MAHMUT BOZKURT (Devamla)-
Evet, ben oyumu da o yönde vereceğim, merak etmeyiniz... ASLAN POLAT (Erzurum) -
Ama, Grup adına konuşuyorsun! MAHMUT BOZKURT (Devamla)
- Merak etmeyiniz... Merak etmeyiniz... Sanayi Komisyonunda da, içim
elvermediği için, aynı şekilde, muhalefet şerhimi koydum, oyum da o yöndedir;
çünkü, içim buna elvermiyor; bunu, burada, bütün samimiyetimle söylüyorum. (FP
ve DYP sıralarından alkışlar) Ben, bunun politikasını da yapmıyorum,
istismarını da yapmıyorum, doğruları söylüyorum. Değerli arkadaşlarım,
aşağı yukarı 600 000 çiftçimiz var, bunun 200 000'i Doğu ve Güneydoğu
Anadolu'da ve inanıyorum ki, bu Tütün Yasasından en büyük sıkıntıyı da Doğu ve
Güneydoğu Anadolu yaşayacaktır; çünkü, tütünde, hepinizin bildiği gibi, birçok
bölgemize tüccar girmiştir. Biz, yıllardır, maalesef, doğu bölgemize tüccarı
götüremedik. Bu, bir gerçek. Burada, bürokrat arkadaşlarım çok iyi bilirler;
tütün meselesi için, altı yıldır, ben, onlarla yattım, onlarla kalktım,
alımlarında, ödemelerinde, nakliyelerinde. Yani, her gün, o arkadaşlarımla, o
sıkıntıları yaşadım; çünkü, çiftçimin, oradaki tütün üreticimin çektiği
sıkıntıyı çok yakinen takip ettiğim için, aynı sıkıntıları her gün kendilerine
taşıdım. Değerli arkadaşlar,
doğuya, maalesef, tüccar gitmemektedir, gitmez de. Onun için, bu Tütün
Yasasının sosyal boyutları, sosyal yaraları çok derin olacaktır. Biz "Avrupa Birliğine
namzet bir ülkeyiz" diyoruz. Gönlüm arzu ederdi ki... Belki yasa doğrudur;
ben, burada, zamanının çok yanlış olduğunu, altyapısının oluşmadığını; bunu
ifade ettiğim için... (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Lütfen
efendim... MAHMUT BOZKURT (Devamla)
- Gönül arzu ederdi ki, Avrupa Birliği ülkelerindeki standartlar dahilinde, bu
Tütün Yasasına, burada, bir çözüm bulunsun; en azından, onların kendi
ülkelerinde gösterdikleri hassasiyeti, biz, ülke olarak burada gösterelim ve
aynı, doğru biçimde yapalım. Bizim insanımız bunu
yapmaz değil. Bürokrat arkadaşlarım buradalar; ben inanıyorum ki, Tütün
Yasasıyla ilgili bu düzenlemeler çok daha önceleri, eğer doğru bir şekilde
onların önlerine konulmuş olsaydı, bugün de, biz bu sıkıntıları yaşayıp,
oldubitti şeklinde bu Mecliste bu yasa tasarısını görüşme durumunda olmazdık. Değerli arkadaşlarım,
Tütün Yasası çıkacaktır. Sayın Bakanımdan ricam, tütün ekilen illerimizi pilot
bölge tayin etsin. Biz, kendisinin ve hükümetin sözüne burada inanıyoruz. Bu
illerimizi pilot bölge tayin etsinler. Çok süratli bir şekilde, yarından
itibaren, bu illerimizde... Her ilin kendine göre bir
özelliği vardır, her ilin kendine göre bir coğrafî yapısı vardır, her ilin
kendine göre bir iklim ve toprak yapısı vardır... (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) MAHMUT BOZKURT (Devamla)-
Bitiriyorum Sayın Başkan. BAŞKAN- Lütfen efendim...
3 dakika süre verdim size... MAHMUT BOZKURT (Devamla)-
Sayın Bakanımdan ricam, bunlar çok süratli bir şekilde değerlendirilsin ve
bunlar yerinde tespit edilsin. Her ilin kurtuluşunda, hangi alternatif önüne
konulacaksa, çiftçinin bu geçiş dönemini daha rahat şekilde yapması için ne
gerekiyorsa, bunların yapılmasını kendisinden rica ediyorum. Beni dinlediğiniz için
hepinize saygılar sunuyorum. Teşekkür ederim. (ANAP,
FP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN- Ben teşekkür
ediyorum Sayın Bozkurt. Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına, Bitlis Milletvekili Sayın İbrahim Halil Oral; buyurun
efendim (MHP sıralarından alkışlar) MHP GRUBU ADINA İBRAHİM
HALİL ORAL (Bitlis)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tütün Yasa
Tasarısının 8 inci maddesiyle ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygı ve hürmetle selamlıyorum. 21 inci Yüzyıla girmiş
olduğumuz bir dönemde, özellikle, özelleştirmenin önüne geçemeyeceğimiz,
özelleştirmenin, ülkenin reel şartları için bir gerçek olduğu dönemde, hiç
şüphesiz ki, 57 nci hükümetin tütünle ilgili hazırladığı yasa tasarısı da bu
Yüce Meclisten geçecektir; ama, bir hadiseyi Yüce Parlamentonun dikkatine
sunmayı vazife görüyorum. İnanıyorum ki, 57 nci
hükümette göreve başladığı günden itibaren büyük bir güven veren ve sayın
milletvekilimizin de daha önce belirttiği gibi, çok kısa bir süre önce tütünün
en güzelinin, en kalitelisinin ve inanıyorum ki, yıllar önce hayallerini bile
yaşadığımızda güzel gördüğümüz Bitlis tütününün başfiyat olarak açıldığı,
Bitlis'te ülkenin en kaliteli tütünlerinin yetiştiği bir dönemde, Sayın
Bakanımız, çok kıymetli Bitlisimizin Bakanıyla beraber bir tütün deposu
açtılar. İnanıyorum ki, o açılan tütün deposu, atıl kalmaktan öteye, umudu,
geleceği, her şeyi, sadece yetiştirdiği 100-150 kiloluk tütüne bağlı olan
Bitlis insanımızın tütünleriyle dolu olacak şekilde yasa içerisinde
düzenlemeler yapılacaktır ve umuyorum, inanıyorum ki, gerçekten de yetiştirdiği
tütünleriyle beraber, Büyük Önder Atatürk' ün, Bitlis İlinde sanayi sektörü
olarak, Bitlis İlinde bir tek sanayi sektörü olan tütün fabrikasının
kapatılmasının, tütün fabrikasında çalışan işçilerimizin geleceğini, tütün
fabrikasında çalışan insanımızın ve dolayısıyla, Bitlis'teki tütün üreticimizin
geleceğini, mağduriyetini önleyebilecek yasayla ilgili düzenlemelerin süratle
yapılacağını umuyorum. Bir hakikati, değişik
partilere bağlı bütün milletvekillerimiz gündeme getirdiler. Ben, Parlamentoya
geldiğim günden bu güne kadar, bölgemdeki kırsal kesimden, tütün üreticisinden,
tütün işçisinden, bölgemdeki bütün insanlardan, hassasiyetle mektup, faks,
telefon alarak, bölgenin en çok hassasiyet gösterdiği meselelerden birisinin,
bu Tütün Yasa Tasarısı Meclis gündemine geldiği andan itibaren almış olduğum
yoğun taleplerden dolayı, yoğun telefon ve faks trafiğinden sonra, bölge
insanının, özellikle, Tütün Yasa Tasarısına büyük hassasiyet gösterdiğini
görmüş bulunuyorum. Tek alternatifi, Bitlis'in Güroymağında, Mutkisinde,
Merkezinde, Hizanında yetiştirdiği tek ürünü tütün olan insanımızı, umuyorum ve
inanıyorum ki, sosyal devlet anlayışının o insanımızı mağdur etmeden, yerine,
alternatif ürün türünde neyin olacağını koymadan ve tütünün alternatifinin
bulunmadığı, tütünün alternatifinin sadece tütün olduğu illerimizle ilgili,
umuyorum ve inanıyorum ki, Kıymetli Bakanımız ve bürokratları neyin
konulacağını tespit etmeden, bölge insanını, bölgedeki tütün üreticilerini
mağdur etmeyeceklerdir. İnanıyorum ki, tütünün alternatifi olarak yeni bir
ürünün gündeme gelebilmesi için, özellikle sulu tarımı, bölgedeki sulu tarımı
destekleyebilecek, sulu tarımı gündeme getirebilecek çalışma yapılmadan,
bölgemin insanını... Sayın Başkanım özellikle belirttiler; tabiî ki, Hatay da
tütün üretimi açısından önemli bir ilimizdir. İnanıyorum ki Hatay'daki tütün
üreticilerimizi de aynı sosyal noktada değerlendireceklerdir. Onun için, bölge
insanının yüzyıla yakın bir süredir yetiştirdiği tütünü elinden alınmadan,
bölge insanı mağdur edilmeden gerekli düzenlemelerin de yapılacağını umuyorum. Tütün Yasası çıkacak, ama
Tütün Yasası çıkarken, sosyal devletin uygulayıcısı olan bugünkü 57 nci
hükümetin gerekli tedbirleri alacağına inanıyorum. Özellikle Bitlis'in,
Bitlis'teki tütün üreticisinin tek gelir kaynağı olan tütünün alternatif
ürününü tespit ederken, hükümetimizin duyarlı kalacağı ve o bölge insanını
mağdur etmeden gerekli tedbirleri alacağı ümidini yaşayarak, bu Tütün Yasasının
hepimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. (MHP ve ANAP sıralarından
alkışlar) BAŞKAN - Demokratik Sol
Parti Grubu adına, İzmir Milletvekili Sayın Mehmet Çümen; buyurun efendim. (DSP
sıralarından alkışlar) DSP GRUBU ADINA MEHMET
ÇÜMEN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; tütün yasa tasarısının 8
inci maddesi hakkında partim Demokratik Sol Parti Grubu adına görüşlerimi
belirtmek üzere söz almış bulunuyorum; sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. 8 inci maddede
"Kuruluş ve faaliyet iznini almadan tütün ve tütün mamulleri ile alkollü
içkiler üretmek üzere fabrika, tesis veya imalathane kuran ve işletenlere;
işyerleri veya ikametgâhlarında söz konusu maddeleri üretenlere bir yıldan üç
yıla kadar hapis ve 225 milyon liradan az olmamak üzere üretilmiş tütün ve
tütün mamulleri ile alkollü içkiler piyasa değerinin on katı tutarında ağır
para cezası verilir. Bu hüküm 6 ncı maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasına aykırı
hareket edenler hakkında uygulanır. Satış belgesi almadan
satış yapanlar, ellerindeki mamulata el konulmakla birlikte ruhsat harcının on
katı tutarında ağır para cezası ile cezalandırılır. Belirtilen suçları
işleyenlere yardım edenler hakkında asıl faillere verilecek cezaların yarısı
hükmolunur. Bu fiillere katılan memur ve görevliler de asıl failler gibi ceza
görürler" denilmektedir. Değerli arkadaşlarım, 8
inci maddenin içeriğini açıkladıktan sonra, bu tasarının, esas olarak üç ana
noktada önemli düzenlemeler getirdiğini belirtmek istiyorum: Birincisi, tütün
üretimiyle ilgili yapılanmalar; ikincisi, sigara üretimiyle ilgili
yapılanmalar; üçüncüsü de, Tekelin yeniden yapılanması ve özelleştirilmesiyle
ilgili yapılanmalardır. Sekizinci Beş Yıllık Planda 1327 nci maddede de bütün
bu konuları geniş çerçevede irdelemiştik. Değerli arkadaşlarım, bu
yasa tasarısıyla doğrudan destek, alternatif ürün için gerekli tarım
girdilerinin bedava temini; artı, arazi ıslah çalışmalarının masrafı,
kullanılacak gübre, zirai ilaç; artı, ürün idrakini takip eden dönemlerde
pazarlamaya yönelik hizmetlerin tamamı bu çerçeve içerisinde karşılanacaktır. Evet arkadaşlar,
Türkiye'de tarımsal alanda yeni yapılanmaları yaratmak için, yüzde 45 tarımsal
nüfusumuzun, gayri safî millî hâsıladan aldığı yüzde 13'lük payların artışı,
yeni düzenlemeleri, tarımsal alanda yeni üretim planlamalarını
gerektirmektedir. Bu değeri yüzde 20'lere çekmek, bu değeri, Avrupa Birliği
ülkelerinde olduğu gibi, nüfus oranının karşılığı değerlere yaklaştırmak için
planlama gerekmektedir. Planlama, işte, bizim bu Tütün Yasasıyla beraber bu değerlere
ulaşmak, üretim planlamasından geçmektedir. Güneydoğu ve Doğu
Anadolu'da alternatif ürünün uygun düşmeyeceği söylenmektedir; ama, sulu tarıma
da geçilme aşamasında, zannederim, bugünkü yasamızın, oradaki insanların
geleceğiyle ilgili, MHP'deki bir arkadaşımın anlattığı gibi, kişileri, gayri
safî millî hâsıladan 300 dolar gibi küçük bir birimi teşkil etmekten çıkarıp,
onların da gayri safî millî hâsıladan aldıkları payları, Türkiye ortalaması
olan 2 000-2 500 dolarlara çıkarmanın yolu, dediğim gibi, üretim planlamasından
geçmektedir. Oradaki işsiz kalacak diye nitelendirilen insanların da, yine,
alternatif ürünlerle, aynı şekilde, kendilerine iş bulunmasının imkânı ortaya
çıkarılmış olacaktır. Ben, bu vesileyle, bu yasanın,
Türk çiftçisine, Türk tarımına ve tütün üreticisine hayırlı olmasını diliyorum;
hepinize saygı ve sevgiler sunuyorum. (DSP, MHP ve ANAP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Söz sırası,
Fazilet Partisi Grubu adına, Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya'da. Buyurun efendim. (FP
sıralarından alkışlar) FP GRUBU ADINA MUSA
UZUNKAYA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tütün yasa
tasarısının 8 inci maddesi üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına söz almış
bulunuyorum; şahsım ve Grubum adına, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Tasarının bu maddesi,
bildiğiniz gibi, cezaları ihtiva ediyor. Sanki, bu yasanın çıkmış olmasından
daha büyük bir ceza varmış gibi, bir
de, ek, üstüne üstlük, bir ceza maddesi var burada. Neyle ilgili? Yerli tütüncüler,
üreticiler, imalatçılar, muhtemeldir ki, bir şekilde -şartları uymasa da- bir
yerlerde üretim yaparlar; bu üretimleri de kısabilmek, işte, Amerikalı tütün
sektörünün önünü çok daha rahat açabilmek için. Değerli arkadaşlar,
bendeniz, tütün tarlalarında çocukluğunu geçirmiş, vagonlarla, hevenkleriyle,
tütün dizimiyle, tongalarıyla, tütün aranlarıyla, çocukluğunu, öğrenim
yıllarını geçirmiş bir arkadaşınızım ve elhamdülillah, bugüne kadar da, tek bir
dal sigara içen birisi değilim ve hiçbir arkadaşa da sigara tavsiye etmiyorum;
ancak, Türkiye'de bir sektör... Şimdi, az önce DSP
Grubundan değerli bir arkadaşım, bu üretimi, adetâ, yasaklayarak, zımnen, 300
dolarlık gayri safî millî hâsıladan, bu tarım sektöründe çalışan 600 000
civarında ailenin geçim imkânlarını, 2 500 dolarlara çıkaracak... Yahu, şu
kerametli formülünüzü, gelin, bir anlatın; neyle çıkaracaksınız bu insanların
gelirini 2 500 dolara? Ne yapacaksınız? Alternatifiniz ne? (FP sıralarından
"Bravo" sesleri, alkışlar) İzmir'de, Egede, Karadenizde ve Sayın
Başkanımın Hatayında, neyi vereceksiniz insanımıza? MELDA BAYER (Ankara) -
Görürsünüz, görürsünüz... MUSA UZUNKAYA (Devamla) -
Türkiye'nin ve dünyanın en kaliteli tütünü Canik yöresinde yetişir. Az önce,
değerli bir arkadaşım söyledi; şu santim olursa şu kalitede... Samsun Canik
tütün üreteni, neyi yetiştirecek bunun yerine?! Bu tarlada, bundan başka bir
şey yetişmiyor. Konuşmacıları dinledim;
deminden beri bakıyorum değerli arkadaşlar. Tabiî, çok garip bir hükümetle
karşı karşıyayız. Ben, 1970'li yılları çok iyi hatırlıyorum; o günün yiğit
Başbakanı Ecevit'i hatırlıyorum. O gün, haşhaş için Amerika'ya meydan okuduğunu
dünya gazetelerinin yazdığı, televizyonlardan, gazetelerden izlediğimiz
Başbakanı... Şimdi, öyle bir Başbakan ile öyle bir hükümet profiliyle karşı
karşıyayız ki, vallahi, Amerika, IMF, Dünya Bankası ne derse, saat 24.00'e
kadar değil, 02.00'ye kadar Başbakan burada çakılı kalıyor. Olmaz böyle bir hükümet
anlayışı, olmaz böyle bir iktidar anlayışı arkadaşlar!.. Siz, Türk çiftçisini
Amerikalı tütün üreticilerine mahkûm değil, esir ettiniz. Arkadaşlar, tütün, hem
yanan hem de yakan bir maddedir. Çok, sigaralardan orman yangınları olmuştur;
ama, bu yangın, hükümetinizi götürecek, sizi yakacak; bu milleti yakacak
değerli arkadaşlar. (FP sıralarından alkışlar) Tütün üreticilerini çok ağır bir
yükle karşı karşıya bıraktınız. Deminden beri dinliyorum;
bakıyorum şimdi, Sayın Mahmut Bozkurt arkadaşımız, Sayın Erkan Kemaloğlu, Sayın
İbrahim Halil Oral arkadaşım, DSP'li değerli üyeler, hep konuşanlar "bu
yasa, çok kötü yasa ve lakin, çıkacak..."
Allah, Allah!.. Niye çıkacak?!. Yahu, siz kötü diyorsunuz, bunlar kötü
diyor, onlar kötü diyor... MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU
(Tokat) - Kim "iyi" diyor? MUSA UZUNKAYA (Devamla)-
Sayın Bakanın da çok memnun olmadığına inanıyorum. İnanıyorsa "hayır,
doğrudur"diyorsa, buyursunlar, söylesinler. Biliyor ki, bir bakan başı
yedi bu yasa; biliyor ki, bu hükümetin başını da yiyecek bu yasa. Değerli arkadaşlar, siz,
tarım kesimini... Kimin yanındasınız Allahaşkına?! Pancarcıyı karşınıza aldınız
-sizin iyiliğiniz için söylüyorum bunu- fındıkçıyı karşınıza aldınız; çaycı
karşınızda, tütüncü karşınızda; kim yanınızda ?! Memur karşınızda, esnaf
sokaklara döküldü. Haydi, polisle durdurdunuz; yarın bu insanları neyle... MELDA BAYER (Ankara)-
Bugünü değil, yarını, Türkiye'nin geleceğini kurtarmaya çalışıyoruz. MUSA UZUNKAYA
(Devamla)- Değerli arkadaşlar, bu
iktidarın yaptığı tek bir şey var; kusura bakmayın, böyle konuşup da aksine oy
kullanmak ikiyüzlülüktür, samimiyetsizliktir. Oylarınızı dürüstçe "hayır,
bu yasa çıkmayacak, ta ki, milletimizin millî menfaatlarına ve çıkarlarına
uygun bir yasa getirmediğiniz müddetçe..." Bakın, değerli
arkadaşlar; bir gazetenin köşesinden... (DSP ve MHP sıralarından gürültüler) Efendiler, iki yıldır
ikiyüzlülük oyunları oynuyorsunuz; iktidar olarak sizin sataşma hakkınız yok
bir kere. Eğer, sataşırsanız, saatlerce bu milletin önünde ter dökmek zorunda
kalırsınız. Değerli arkadaşlar,
bakın, sabır yasası patladı; belli ki, Devlet Bakanı Yüksel Yalova'nın vicdanı
dayanamadı, bildiğini saklayamadı; geçiştirebilirdi, görmezden, duymazdan
gelebilirdi; ama, olmadı... Türkiye'nin, 3 milyar
dolara... (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) MUSA UZUNKAYA (Devamla) -
Sayın Başkan, bitiriyorum. BAŞKAN - Toparlarsanız
memnun olurum. MEHMET EMREHAN HALICI
(Konya) - Başkan, tamam... MUSA UZUNKAYA (Devamla) -
Neden rahatsız oluyorsunuz gerçekleri söylemekten ve dinlemekten?! MEHMET EMREHAN HALICI
(Konya) - Estağfurullah!.. MUSA UZUNKAYA (Devamla) -
Niye rahatsız oluyorsunuz?! Halbuki, bunları, sokakta yarın gezemeyecek hale
geldiğinizde, vatandaş söyleyecek size... BAŞKAN - Efendim, siz,
gecenin bu saatinde söylemeyin, vatandaş söylesin. MUSA UZUNKAYA (Devamla) -
Yani, bunları şimdi söylüyorum; yol yakınken dönün diyoruz da, niye rahatsız
oluyorsunuz?! MEHMET EMREHAN HALICI
(Konya) - Hep kem söz, hep beddua!.. BAŞKAN - Sayın Uzunkaya,
Genel Kurula hitap edin lütfen. MUSA UZUNKAYA (Devamla) -
Değerli arkadaşlar, bakın, bana diyor ki... BAŞKAN - Siz buradan
söylemeyin, vatandaş söylerse söylesin efendim. MUSA UZUNKAYA (Devamla) -
Hatay üreticisi de perişan, değil mi Sayın Başkanım! BAŞKAN - He... Ya...
Aynen... MUSA UZUNKAYA (Devamla) -
Değerli arkadaşlar, şimdi, hep kötü şeyler söylüyorsunuz diyorlar; doğrudur,
keşke, güzel şeyler yapsanız da, sizi tebrik etsek buradan. MEHMET EMREHAN HALICI
(Konya) - Niyetinizi ortaya çıkarıyorsunuz... MUSA UZUNKAYA (Devamla) -
Hayır, benim niyetimi değil... Bakın, samimiyetle söylüyorum, benim, burada,
Musa Uzunkaya olarak yaptığım tüm eleştiriler, eksikleriniz istikametindedir.
Müspetlerinizle alakalı, biz, hep, müspet şeyleri söyledik; varsa ve onların
arkasına da desteğimizi tümüyle verdik. Değerli arkadaşlar,
bakın, birçok gazete yazarı, bu yasanın nerelerden geldiğini, kimin talimatı
olduğunu çok açık bir şekilde ifade ediyor. Yanlış bir yoldasınız ve gelin, yol
yakınken dönün diyoruz. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) MUSA UZUNKAYA (Devamla) -
Başkanım bitiriyorum. BAŞKAN - Efendim,
lütfen... İstirham ederim efendim... MUSA UZUNKAYA (Devamla) -
Bu yasa, hakikaten, netameli bir yasadır. Tütün üretiminin alternatifini
üretebilsek... Ben, bir milletvekiliniz olarak, dünyada tek bir insanın tütün
içmesine, sigara içmesine taraftar değilim. Her yıl, onlarca, yüzlerce,
onbinlerce insanın, akciğer kanseriyle hayatını kaybettiğini bilen birisiyim;
ancak, şunu diyorum: Gelin, alternatifi yoksa, nasıl olsa, Türkiye'nin
tüketeceği tütünü Amerika'dan temin etmek yerine, bizim köylümüzün, müstahsilimizin
tütününü tüketime imkân tanıyalım diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (FP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Efendim, tütün
içmiyorsanız, tütün kolonyası kullanıyorsunuzdur zahir. MUSA UZUNKAYA (Samsun) -
Çay kolonyası kullanıyorum Sayın Başkan. BAŞKAN - Tabiî, ben,
bildiğim için ifade ettim. Teşekkür ediyorum
efendim. Madde üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır. Madde üzerinde 6 adet
önerge var; 3'ünü işleme koyacağım efendim. Buyurun efendim. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 8 inci maddesinin birinci fıkrasının üçüncü
satırında yer alan "üretenlere" ibaresinin "üretip
satanlara" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - İkinci önergeyi
okutuyorum efendim: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 8 inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci
satırında yer alan "kuran ve" ibaresinin "kurup" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - Efendim, son
önerge, en aykırı önerge olup, okutup, işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasının ilk satırında
yer alan "yardım" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve yardıma
teşebbüs" ibarenin eklenmesi suretiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - Komisyon
katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu efendim? DEVLET BAKANI YILMAZ
KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz efendim. HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay)
- Önergelerimi geri çekiyorum Sayın Başkan. BAŞKAN - Hepsini mi
çekiyorsunuz?.. HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay)
- Evet Sayın Başkan. BAŞKAN - Peki efendim. Önergeler geri
çekilmiştir. Şimdi, 8 inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir efendim.
(DYP sıralarından "Saymadınız!" sesleri) Efendim... RAMAZAN GÜL (Isparta) -
Saymadan geçtiniz Sayın Başkan. BAŞKAN - Oylama bitti
efendim... ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) -
Saymadan olur mu Sayın Başkan? BAŞKAN - Ne istediniz?.. ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) -
Sayın Başkan, saymadınız efendim. NEVZAT ERCAN
(Sakarya) - Saymıyorsunuz ki efendim. ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) -
Kabul edenleri, etmeyenleri sayın efendim "Kabul edenler...
Etmeyenler..." Bu şekilde olmaz efendim... BAŞKAN - Efendim
"Kabul edenler" dedim... MUSA UZUNKAYA (Samsun) -
Belki karar yetersayısı isteyecektik... BAŞKAN - Karar
yetersayısı isteyemezsiniz... Efendim, maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Elinizi kaldırır mısınız efendim. Buyurun efendim, sayın...
Sizin Kâtip saysın. Orada bile kabul eden 5 kişi var. Bakın, 6,7,8,9... Hep
sizin sıralardan geliyor. Kabul etmeyenler... ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) -
Önemli olan bunun görülmesi... BAŞKAN - Madde kabul
edilmiştir efendim. Hayır, birden
celallenince ben zannettim yoklama istiyorsunuz... ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) -
Hayır Sayın Başkanım... BAŞKAN - Şimdi anladım
efendim... ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) -
Sayın Başkanım... BAŞKAN - Efendim
affedersiniz, anlaşılmıştır mesele... ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) -
Hem kabul ediliyor itirazlarımız hem de kabul oyu veriliyor; bunun görülmesi
idi, önemli olan buydu. BAŞKAN - Sayın Başkan,
anlıyorum efendim, teşekkür ederim; ben yoklama zannettim de onun için sordum. RAMAZAN GÜL (Isparta) -
Efendim, ANAP'ın oy vermeyeceği konusunda duyumlar geldi... BAŞKAN - Efendim,
müteakip maddeyi okutuyorum: Yönetmelikler MADDE 9. - A) 1) Kurulun
çalışma usul ve esasları ile Kurul üyeleri, Kurum personeli ile bunların
yakınlarının yapamayacakları işler, 2) Kurumun hizmet
birimleri ile bunların görev ve sorumlulukları, kadro unvanları, sayıları ve
kurum personelinin emeklilik statülerinin belirtilmesi açısından durumu, Kurulun önerisi üzerine
Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle, B) Tütün ve tütün
mamulleri ile alkol ve alkollü içkilerin iç ve dışticareti, sigara
fabrikalarının kurulmasının izin ve şartları, üretilecek tütün mamullerinin
teknik özelliklerinin belirlenmesi, üretim şartını karşılamayan firma mamullerinin
fiyatlandırılması, dağıtılması, satışı ve kontrolü ile bayilikler verilmesi,
üretici tütünlerinin yazılı sözleşme esası veya açık artırma yöntemi ile alınıp
satılması, açık artırma başlangıç fiyatının teknik olarak saptanması, dünyada
ve Türkiye'deki gelişmeler dikkate alınarak açık artırma başlangıç fiyatını
tespitte kullanılan oranın yüzde elliye kadar arttırılması ve 4250 sayılı
İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu ile bu Kanunun uygulanmasıyla
ilgili diğer usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle, düzenlenir. BAŞKAN - Madde üzerinde,
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Manisa Milletvekili Sayın Ali
Serdengeçti; buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar) MHP GRUBU ADINA ALİ
SERDENGEÇTİ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına, tütün yasa tasarısı üzerinde söz almış
bulunuyorum; hepinizi, şahsım ve Grubum adına, saygıyla selamlıyorum. Saygıdeğer
milletvekilleri, biraz önce, gerek muhalefete mensup milletvekilleri gerekse
iktidar partilerinden bazı milletvekilleri, bu kanun tasarısını eleştirdiler.
Sanki, bugüne kadar, o arkadaşlarımızın mensup olduğu partiler hiç iktidar
olmamış ve tütün politikası üzerinde hiç politikalar geliştirmemiş gibi, dün
nasıl günü kurtarma politikası yaptılarsa, bugün de, yine, burada, günü
kurtarma politikası yapmaktadırlar. (MHP sıralarından alkışlar) Ben, yirmibeş yıl
tütüncülük yapmış bir ailenin mensubuyum ve benim rahmetli dedem de,
Balkanlar'da, Makedonya Bölgesine tütünü getiren ilk insandır. HACI FİLİZ (Kırıkkale) -
Allah, Allah!.. ALİ SERDENGEÇTİ (Devamla)
- Yani, tütünle hemdem olmuş bir insanım ve tütün tarlasında gözümü açtım. Değerli milletvekilleri,
tütünün bugüne gelişine baktığımız zaman, kota uygulamalarının hangi şartlarda
yapıldığını ve depolarda biriken tütünlerin hangi politikalar neticesinde
bizlerin başına bela olduğunu hepimiz ve hepimizden çok da tütün üreticileri
daha iyi bilmektedirler. İşte, bugün, bu kanun tasarısıyla yeni bir yapı
oluşturuluyorsa ve eleştiren arkadaşlarıma göre de, bu yapıyı, bugüne kadar
atmış olduğunuz temeller taşıyamıyorsa, bunun müsebbibi, yine, günü kurtarma
politikası yapanlardır. Değerli milletvekilleri,
bu kanun, hakikaten, tütüncüler açısından belki de zamansız bir şey gibi
gelebilir; ancak, bugüne kadar estirilen rüzgârlar, devletin küçültülme
politikasıyla iktidar olanlar ve Avrupa Birliği sevdamız neticesinde, ters
kapıdan, Gümrük Birliği kapısından girenler, bugün, üretimde kısıtlamanın
kapısını aralayanlardır. NEVFEL ŞAHİN (Çanakkale)
- Allah, Allah!.. Kaldır kapıyı, kaldır... ALİ SERDENGEÇTİ (Devamla)
- Değerli milletvekilleri ve saygıdeğer tütün üreticileri; şahsım olarak ve
partim olarak bu kanun tasarısının hazırlanmasında da büyük gayretler sarf
ettim. (DYP sıralarından "Ooo!.." sesleri) RAMAZAN GÜL (Isparta) -
Maşallah!.. Maşallah!.. Çok güzel!.. ALİ SERDENGEÇTİ (Devamla)
- Bu kanun tasarısının hazırlanmasında üreticilerin temsili yoktu; ancak, bunu,
yine, birlikte, gerçekten samimî olarak bu kanun tasarısını destekleyen
arkadaşlarımızın yardımıyla, bu kapı aralandı ve bugün, ziraat odaları, üretici
nezdinde, kurulda temsil etme hakkını elde etti. Değerli milletvekili
arkadaşlarım, bazı arkadaşlarımız, yine, Bakanımıza hitaben "bu kanunu
kucağında buldu" ya da daha başka türlü ifadelerle, hani, ne yoğurt yedik
ne ağzımız bulaştı misali konuşmalar yapıyorlar. Sayın Bakanımız yakinen
biliyor ki, ben, aklıma yatmayan tüm hususları kendilerine arz ettim ve
kendileri de, bana, bu maddeleri inanarak savundular. Bundan dolayı da
tütüncüler için yeni bir devrenin başladığının farkındayız. Ancak,
tütüncülerimiz -haklı olarak- bugüne
kadar devlet desteğinde bir tütüncülük yapmışlardı, oysa, bundan sonra, kendi
kaderlerini belirleyecek politikaların içerisinde kendilerinin de olacağı yeni
bir düzen başlıyor. Değerli tütün
üreticileri, sizin psikolojik olarak gerek burada yapılan konuşmalardan,
gerekse de kanunun çok iyi okunup, anlaşılamamasından ürküntüleriniz olabilir;
ancak, şunu bilmenizi isterim ki, bu kurul üyeleri yine sizlerin seçmiş olduğu
bakanların atayacağı insanlar olacak, yine ziraat odasının temsilcisi olacak ve
bizler de, sizleri nasıl bugüne kadar yalnız bırakmadıysak bundan sonra da
yalnız bırakmayacağız. Daha bugün, tütün tarım satış kooperatifi başkanı olan beş
altı kişi odamda idi ve üst birliğin kuruluş çalışmalarını da bugünden itibaren
başlattık. Tütüncülerimiz rahat olsunlar, bu politikayı da bundan sonra
birlikte yürüteceğiz ve sanıldığı kadar da korkulacak bir şey olmadığını
görecekler. Ben sözlerimi daha fazla
uzatmayacağım. Ancak, tütüncüyü gerek bizler, gerek bundan sonraki hükümetler
ve hatta ve hatta yarın öbür gün belki de sorumlularımız değişecek, hep beraber
bu hususa yine sahip çıkacağız. Ben, bu manada öncelikle
tütüncülerimiz için bu kanunun hayırlı olmasını diliyorum ve hepinize saygılar
sunuyorum. (MHP, DSP ve ANAP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Efendim, söz
sırası Doğru Yol Partisinde. Denizli Milletvekili
Sayın Kemal Aykurt. Buyurun efendim. (DYP
sıralarından alkışlar) DYP GRUBU ADINA MUSTAFA
KEMAL AYKURT (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime
başlarken, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Bugün, Yüce Mecliste,
adına "Derviş Kanunları" dediğiniz ve... SÜLEYMAN COŞKUNER
(Burdur) - Siz diyorsunuz onu... MUSTAFA KEMAL AYKURT
(Devamla) - ...Türkiye'nin millî değerlerini ve millî menfaatlarını yabancılara
peşkeş çekecek bir yasayı tartışmakta ve görüşmekteyiz. Değerli milletvekilleri,
huzurunuza hazırlanarak falan gelmedim, içimden gelenleri söyleyeceğim ve güzel
söyleyeceğim. BOZKURT YAŞAR ÖZTÜRK (İstanbul) - Tecrübelerine dayanarak
konuş... MUSTAFA KEMAL AYKURT
(Devamla) - Değerli milletvekilleri, ben, tütün tarlasından gelen
milletvekillerinden biriyim. Tütünün nasıl dikildiğini, nasıl dizildiğini,
nasıl sergilendiğini, nasıl paketlendiğini bilenlerden birisiyim. Yine,
tütünün, hangi tarlada, nasıl ve niçin orada dikildiğini bilenlerden birisiyim. Değerli arkadaşlarım,
birçok arkadaşım ifade etti, Türkiye'de, 600 000 aile tütün ekiyor ve 3 milyon
insanımız, ürettiği tütünle geçinmeye çalışıyor. Zaten, devri iktidarınızda,
tütün üreticisini ne hale getirdiğiniz belli; tütün paraları zamanında
verilmedi, tesellüm geç yapıldı, su çürüğü, hava şartları gibi mazeretlerle
tütünlere değer verilmedi ve paraları da, onbeş ay, onaltı ay sonra verildi.
Maşallah, bütün sektörlerde olduğu gibi, çiftçide olduğu gibi, esnafta olduğu
gibi, tütün üreticisini de perişan ettiniz. Şimdi, bunlar yetmiyormuş gibi,
tütün üreticisini ve Türk tütününü tamamen tasfiye edecek bir kanun tasarısı
getirdiniz. Değerli arkadaşlarım,
baktığınız zaman, Türkiye'de, 600 000 tütün üreticisi 270 000 ton tütün
üretiyor ve bu ürettiği tütünün de yüzde 90-95'i ihraç ediliyor; özellikle Ege
tütünü. Ege tütününün yüzde 90-95'i ihraç ediliyor; sonra, Marmara, Karadeniz,
Doğu Anadolu tütünlerinin birkısmı ihraç edilebiliyor. Şimdi, eğer bu yasa
tasarısı yasalaşırsa -sözcüleriniz çıkacak diyor, talimat almışlar, öyle
görünüyor- Türkiye'de 3 milyon insanımız işsizliğe terk edilecektir, sefalete terk
edilecektir. Şimdi, bir sözcümüz -kim
olduğunu bilmiyorum- "tütün yerine, çilek ile çiçek ekersiniz" demiş.
Değerli milletvekilleri,
tütün, kaliteli tütün kırsal arazide yetişir; o arazide çiçek yetişir mi, çilek
yetişir mi?! Arkadaşımızın bilgisizliği, onu gösteriyor. Çilek ve çiçek bunun
alternatifi olmaz. Zaten, tütün eken insanımız, oraya keyfinden tütün ekmiyor.
Tarlada su yok, gökte yağmur yok, başka ekecek mahsul yok, imkânı da yok, o
tarlasını değerlendirmek için tütün ekmek zorunda kalıyor; keyfinden değil.
Şimdi, böyle bir durumda, bir iktidar sözcüsü arkadaşımızın "efendim,
oraya tütün ekmeyin de çiçek ekin, çilek ekin" demesi... RAMAZAN GÜL (Isparta) -
Onların dünyadan haberi yok, dünyadan... MUSTAFA KEMAL AYKURT
(Devamla) - ... tütün üreticisiyle alay etmektir, dalga geçmektir; ayıptır bu
ayıp!.. Ayıptır bu!.. (DYP sıralarından alkışlar) FARİS ÖZDEMİR (Batman) -
Onlar toplumun içine çıkmıyor ki, vatandaşın derdini bilsin. MUSTAFA KEMAL AYKURT
(Devamla) - Bakınız, değerli milletvekilleri, şimdi, grupları adına konuşan
iktidar sözcülerini dinledim. Burada bizim söylediklerimizi söylediler, bizim
gibi söylediler; ama, biraz sonra hep beraber, bütün milletçe göreceğiz ki,
aynı arkadaşımız oy verirken, "evet" oyu verecek, kendisi de
söylüyor, "çıkacak" diyor. Bu ne demek?! Değerli arkadaşlarım,
nefsimde çektiğim bir acıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. MUSTAFA YAMAN (Giresun) -
Sigara dumanı gibi mi?! MUSTAFA KEMAL AYKURT
(Devamla) - Ben, onyedi seneden beri buradayım, bu Meclisteyim; itiraf
etmeliyim ki, böyle bir ikilem hiçbir devirde görülmedi. BOZKURT YAŞAR ÖZTÜRK
(İstanbul) - Bu memleketi siz bu hale getirdiniz. BAŞKAN - Efendim, lütfen,
karşılıklı konuşmayın... Sayın Öztürk. Sayın Aykurt, mikrofonu
açıyorum, toparlar mısınız lütfen. MUSTAFA KEMAL AYKURT
(Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bakınız, grup sözcüsünün beyanı grubunu
bağlar. Öyle olması lazım. Şimdi, grup sözcüsü, bizim gibi konuşuyor; ama
"bu yasa çıkacak" diyor. Bu ne demek? Demek ki, iktidar partisi
milletvekillerinin parmakları bir yere iple bağlı; o ip çekiliyor, parmaklar
iniyor, o ip çekiliyor, parmaklar kalkıyor! Siz noter misiniz?! MİHRALİ AKSU (Erzincan) -
Siz de telefonla idare ediliyorsunuz. RAMAZAN GÜL (Isparta) -
Onlar parti marti değil; onlar, dernek!.. Ne alakaları var tütünle?! MUSTAFA KEMAL AYKURT
(Devamla) - Siz noter misiniz?! Siz tasdik makamı mısınız?! (DYP ve FP
sıralarından alkışlar, MHP sıralarından gürültüler) BAŞKAN - İstirham ederim
Sayın Aykurt... MUSTAFA KEMAL AYKURT
(Devamla) - Bir şey daha söyleyeceğim Başkanım. Tamamlıyorum, son cümlemi
söyleyeceğim. BAŞKAN - Lütfen,
bağlayalım efendim. MUSTAFA KEMAL AYKURT
(Devamla) - Değerli milletvekilleri, bu kanunlar, burada görüşüldükçe, rahmetle
hocamız, değerli hocamız Ordinaryüs Prof. Ali Fuat Başgil aklıma geliyor. Rahmetli hocamız, şöyle söylerdi:
"Kanunlar, millî ihtiyaçtan doğar. Kanunlar, maşeri vicdanlara hitap
etmezse, millî vicdanlara hitap
etmezse, o kanunlar, topluma yük
olur." BAŞKAN - Efendim,
teşekkür ediyorum. MUSTAFA KEMAL AYKURT
(Devamla) - Bu kanunların hiçbirisi millî ihtiyaçtan doğan, millî vicdanları
makes kılan kanunlar değil; bunlar, demin söylediğim gibi... (MHP sıralarından
gürültüler) BAŞKAN - Efendim, lütfen,
müsaade buyurun, hatip sözünü bağlıyor. MUSTAFA KEMAL AYKURT
(Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan. BAŞKAN - Sayın Aykurt,
lütfen efendim... İstirham edeyim... MUSTAFA KEMAL AYKURT
(Devamla) - Bunlar, halkı yoksulluğa mahkûm eden zulüm makineleridir. Teşekkür ediyorum. (DYP
ve FP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim
efendim. Fazilet Partisi Grubu
adına, Konya Milletvekili Sayın Özkan Öksüz; buyurun. FP GRUBU ADINA ÖZKAN
ÖKSÜZ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 719 sıra sayılı kanun
tasarısının 9 uncu maddesi hakkında Grubumuzun görüşlerini aktarmak üzere söz
aldım; hepinize saygılar sunarım. Bu kanun tasarısının 9
uncu maddesi, tütün, tütün mamulleri ve alkollü içkiler piyasası düzenleme
kurumu ve kurulunun çalışma usul ve esaslarını, kurul üyeleri, kurum
personelinin görev, sorumluluk ve özlük haklarının Bakanlar Kurulu tarafından
çıkarılacak yönetmelikçe sağlanacağını hükme bağlamaktadır. Değerli milletvekilleri,
her defasında devletin küçülmesinden söz eden hükümet, kurmuş olduğu üst
kurullarla bürokrasiyi artırmakta ve devleti daha da hantallaştırmaktadır.
Oluşturulan kurullarda görevlendirilecek kişilerde liyakat sistemine pek riayet
edilmediği için, iktidardaki partilere yeni arpalıklar oluşturulmaktadır.
Memuruna 200 milyon lirayı çok gören hükümet, bu kurullara atadığı kişilere,
milyarlarla ifade edilen maaş ödemekte ve Anayasamızdaki eşitlik ilkesine ters
düşen, devlet içerisinde ayrıcalıklı kurumlar oluşturulmaktadır. Bu yasa tasarısıyla,
Türkiye'de üretilecek tütüne kota uygulanmakta ve en az 2 milyar adet üretim
yapan şirketlere istediği kadar sigara ithal etme imkânı sağlanmaktadır.
Bununla da yetinilmeyerek, Bakanlar Kuruluna 2 milyarlık üretim şartını sıfıra
kadar indirme yetkisi vermektedir. Türkiye'de üretim
planlaması yapmak ve kaliteyi korumak amacıyla, tütünde ilk kota uygulaması
1984 yılında uygulanmıştır. Şimdi, IMF, Dünya Bankası ve ABD'nin baskılarıyla
tütün üreticilerimize kota uygulanmakta ve ithalat serbest bırakılmaktadır.
Tütün ihraç eden Türkiye, son yıllarda tütün ve sigara ithalatına başlamıştır;
yaklaşık olarak, yıllık 40 000 ton sigara ve 40 000 ton kadar da tütün ithal
etmektedir. Türkiye'de, dünyanın en
kaliteli ürünleri üretilmektedir. Yaklaşık 600 000 tütün üreticisi, yani, 5
milyon kişi, geçimini tütünden sağlamaktadır. Tütün üretiminden vazgeçmek,
köyden kente olan göçü hızlandıracak, işsizlik oranlarını alabildiğine
artıracaktır. Avrupa Birliği
ülkelerinde, tarımsal ürünler, devlet tarafından desteklenmektedir; kırsal
nüfusun azaltılmaması, iç göçlerin önlenmesi için, tütün üreticilerine, tütün
mahsullerinden elde edilen gelirin yüzde 80'den fazlası prim olarak
verilmektedir. Bizdeyse, bırakın tütün üreticilerinin desteklenmesini, sigara
fabrikaları özelleştirilmektedir. Devletin tütün
piyasalarından çekilmesi, tütün üreticilerini, süt ve hayvan üreticilerinin
akıbetine uğratacaktır. Dün "hayvancılığı geliştireceğiz" diyerek
SEK'i ve Et ve Balık Kurumunu özelleştirenler, hayvancılığı ve sütçülüğü nasıl
bitirmişlerse, bugün de, tütün üretimini bitirmek, tütün üreticilerini mağdur
etmek istemektedirler; çünkü, bu yasa tasarısından sonra, katkı maddeli ve
sağlığa daha zararlı olan ve kişilerde bağımlılığa yol açan yabancı sigaralar
ve sigara kartelleri Türkiye piyasasına hakim olacak ve dünyadaki stok fazlası
tütünlerini ülkemize sokacaklardır. Bunun sonucu olarak tarımda istihdam
azalacak, tarım nüfusu, yani kırsal nüfus, iş bulmak umuduyla büyük şehirlere
göç edecektir. Tarıma verilen desteğin
sosyal açıdan getireceği faydaların tartışılması mümkün değildir. IMF'nin ve
hükümetin iddia ettiği gibi, tarıma verilen destek ekonomiye yük teşkil
etmemektedir; çünkü, tarıma verilen desteğin millî ekonomiye geri dönüşü,
yüzlerce kat fazlasıyla olmaktadır. İş başındaki hükümetin
uygulamaları sonucu ortaya çıkan ekonomik kriz, tüm sektörleri olduğu gibi,
tarım sektörünü de olumsuz etkilemiştir ve çiftçilerimiz sıkıntıya
düşmüşlerdir. Bu yasa tasarısının
yasalaşması, zaten krizde olan Türk çiftçisini daha da zor durumlara
sokacaktır. 21 inci Yüzyılda, stratejik bir sektör olan tarım sektörü... (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Efendim,
toparlarsanız minnettar kalacağım. ÖZKAN ÖKSÜZ (Devamla) -
...tüm dünyada çeşitli şekillerde desteklendiği gibi, önemli bir tarım ülkesi
olan Türkiye'de de desteklenmesi zorunludur; çünkü, tarım ürünleri, iş
istihdamında, birçok sanayi kuruluşunun gelişmesinde, iç ve dış ticaretimizde
önemli bir yere sahiptir. Şeker Yasasında olduğu gibi, ülkemiz endüstrisinde
önemli paya sahip tarım ürünlerinin üretiminin sınırlandırılması, Türkiye'nin
çokuluslu şirketlerin pazarı haline getirilmesine ve sosyal bir patlamaya neden
olacaktır. Hepinize saygılar
sunuyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Öksüz. Madde üzerinde görüşmeler
tamamlandı. Madde üzerinde verilmiş 8
önerge vardır; 3'ünü işleme koyabileceğim. Önergeleri önce okutup, sonra
aykırılık derecelerine göre işleme alacağım. Sayın milletvekilleri, bu
tasarının sonunda açık oylama olduğunu unutmuyorsunuz, değil mi efendim?
Teşekkür ederim. Birinci önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 9 uncu maddesinin (B) bendinin ilk satırında yer
alan "iç ve dış" ibaresinden sonra gelmek üzere "pazar"
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - İkinci önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 9 uncu maddesinin (A) bendinin 1 inci kısmının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz
Aykut Hatay BAŞKAN - Şimdi okutacağım
önerge, en aykırı önergedir; okutup, işleme alacağım: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 9 uncu maddesinin (A) bendinin 2 nci kısmının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz
Aykut Hatay BAŞKAN - Komisyon
katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER
GAYDALI (Bitlis) - Katılmıyoruz efendim. HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay)
- Önergelerimi geri çekiyorum Sayın Başkan. BAŞKAN - Hepsini
çekiyorsunuz... Peki efendim. Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Sayın milletvekilleri,
müsamahanıza sığınarak, 5 dakika ara veriyorum efendim. Kapanma Saati: 20.37 Açılma Saati : 20.49 BAŞKAN : Başkanvekili Mustafa Murat SÖKMENOĞLU KÂTİP ÜYELER : Burhan ORHAN (Bursa), Sebahattin KARAKELLE
(Erzincan) BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, 121 inci Birleşimin Beşinci Oturumunu açıyorum. 719 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz. V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) 3. – Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel
Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin
Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı: 719 ve 719'a Ek) (Devam) BAŞKAN - Komisyon?..
Yerinde. Hükümet?.. Yerinde. Tasarının 10 uncu
maddesini okutuyorum: Değiştirilen ve
yürürlükten kaldırılan hükümler MADDE 10. - A) 8/6/1984
tarihli ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ekindeki "(B) Kamu
İktisadi Kuruluşları (KİK)" bölümünde yer alan "Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel
Müdürlüğü" bu bölümden çıkarılmış ve aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin
ekindeki "(A) İktisadi Devlet Teşekkülleri (İDT)" bölümüne
eklenmiştir. B) 24/11/1994 tarihli ve
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 20 nci maddesinin
(C) bendinin sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir. "Özelleştirme
programında bulunan ve sermayesinin tamamı Devlete ait olan anonim şirket
statüsündeki kuruluşlarda, Türk Ticaret Kanununun genel kurul toplantılarına
ilişkin hükümleri uygulanmaz." C) 4046 sayılı Kanunun 27 nci maddesinin
başlığı "Muafiyet" olarak değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki bent
eklenmiştir. "c) Özelleştirme
programında bulunan kuruluşlarda ticaret siciline tescil işlemleri ve Sermaye
Piyasası Kurulu kayıt işlemlerinden ücret alınmaz." D) 2/1/1961 tarihli ve 196 sayılı Ekici Tütünleri
Satış Piyasalarının Desteklenmesine Dair Kanun, 9/5/1969 tarihli ve 1177 sayılı
Tütün ve Tütün Tekeli Kanunu ile 28/5/1986 tarihli ve 3291 sayılı 1211 Sayılı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu, 3182 Sayılı Bankalar Kanunu, 2983
Sayılı Tasarrufların Teşviki ve Kamu Yatırımlarının Hızlandırılması Hakkında
Kanun, 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu, 7/11/1985 Tarihli ve 3238 Sayılı Kanun,
2499 Sayılı Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması ve 1177 Sayılı
Tütün Tekeli Kanununun Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması ve Kamu
İktisadi Teşebbüslerinin Özelleştirilmesi Hakkında Kanunun 17 nci maddesinin 1 inci fıkrası hükmü ile ikinci
fıkrasında yeralan "tütün ve tütün mamullerinin üretimi, ithalatı ve
satışı ile ekici tütünlerin borsalarda veya yazılı sözleşme yapılarak
satılabilmesine ilişkin usul ve esaslar ve" ibaresi yürürlükten
kaldırılmıştır. BAŞKAN - 10 uncu madde
üzerinde Doğru Yol Partisi Grubu adına, Aydın Milletvekili Sayın Ali Rıza
Gönül; buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar) DYP GRUBU ADINA ALİ RIZA
GÖNÜL (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şahsım ve Grubum adına
Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Bir ara umutlandık; umut
filizlere yeşermeye başlamıştı. Hakikaten, iktidar partilerinin grup sözcüleri,
biraz evvel bu kürsüden, muhalefetin ve özellikle Doğru Yol Partisinin
muhalefet gerekçelerine katılır sözler söylemeye başlayınca, herhalde bu
tasarının ne getirip ne götüreceğini iyi hesap ettiler ki, bu tasarının
oylamasında, hatta, o maddenin oylamasında, iktidar parti grupları acaba ret
oyu mu verecekler diye umutlandık; ama, umutlarımız bir anda bitti. Niçin;
çünkü, söylenen sözler, buradan, bu kürsüden, muhterem heyetinize olduğu kadar,
Türkiye'nin her yerinden bizi izleyen vatandaşlarımıza da bir mesaj veriyordu;
ama, ne yazık ki, sözünüzün arkasında duramadınız, samimî olmadığınızı gösterdiniz,
yine olumlu oylarınızla maddenin kabulüne karar verdiniz. (DYP sıralarından
alkışlar) Değerli arkadaşlarım,
tabiî, bu havayı teneffüs edince, bu konuşmaları dinleyince kendi kendimize de
sormaya başladık "acaba bu tasarının sahibi kim" diye. Eğer, iktidar
partisi grup sözcüleri karşı çıkıyorsa, muhalefet olarak bizim görüşlerimizi
paylaşıyorsa, ortada kala kala bir tek hükümet ve Sayın Bakan kaldı diye
düşünmüştük; ama, ne yazık ki, umutlarımız yine söndü. Görüyoruz ki, bütün
engellemelerimize, ısrarlı ve haklı itiraz ve karşı çıkmalarımıza rağmen,
anlaşılması güç, izahı zor bir kararlılıkla bu tasarıyı yasalaştırmanın gayreti
içindesiniz. Şimdi, bu ülkenin dört bir
köşesine dağılmış 600 000 tütün üreticisi acaba ne yapacak? Yani, Hatay'ın,
Bingöl'ün, Samsun'un, Tokat'ın, Manisa'nın, İzmir'in, Denizli'nin, Muğla'nın
tütün üreticileri ne yapacak? Hele hele, benim çok iyi bildiğim Aydın İlimin
Karacasu İlçesinin Yaykın bölgesinin insanları -hemşerilerim- ne yapacak?
Topraktan karnını doyuran bu insanlar, ancak tütün ekmeye mecbur kalan bu
insanlar, Eymir bölgesinin insanları, Aşağı Yakacık, Yukarı Yakacık, Sarıcaova
ve Musakolu Köylerinin insanları acaba bunun yerine ne ekecek? Bakın, değerli
arkadaşlarım, ekebilecekleri, öyle, biraz evvel ifade edilen "bir başka
ürün"den çok, kuru dediğimiz, ya nohut ekecek ya karpuz ekecek yahut da
kavun ekecek; ama, bundan elde edeceği gelirle karnını doyurması mümkün
değildir. Değerli milletvekilleri,
değerli sözcüler, yerinde, haklı ve doğru tespitlerde bulundular ve açıkça bu
kürsüden dediler ki, "bu yasa tasarısıyla egemenlik çokuluslu şirketlere
ciro edilmiştir." 70 milyonluk Türk Milleti ve Türkiye, çokuluslu
şirketlerin pazarı olmaktadır. Tütün üreticisi, güçlü sigara tekellerinin
insafına bırakılmaktadır ve bu üreticilerin boyunlarına da idamlık ilmik
takılmaktadır. Bu tasarının yasalaşmasında millî irade yoktur. Ya ne vardır;
IMF'nin dayatması vardır, çokuluslu şirketlerin baskısı vardır ve iktidar
partilerinin ve hükümetin buna boyun eğmesi vardır. (DYP sıralarından alkışlar)
Halbuki, bağımsızlığın, egemenliğin adı ve ta kendisi olan Büyük Millet Meclisimizin
bütün üyeleri, yani hepimiz, bu tasarı geldiğinde, hep birlikte ayağa
kalkmalıydık. Değerli üyeler, bakın,
bizim yapamadığımızı, ortaya koyamadığımız bu kararlılık ve iradeyi, ilk
Meclisin, o rahmetli... (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Tamamlayın
efendim. ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla)
- ...rahmete kavuşmuş mebusları, bir nedenle, ne güzel ortaya koymuşlar ve
tepkilerini belirtmişlerdi. 79 yıl evvel kurtuluş savaşı verilirken, top
sesleri Ankara'da duyulurken, Fransız reji idaresinin mebuslar adına sigara
paketi yapmasına bile tahammül edememişler. Emperyalizmin, halkçılık
inançlarına, temsil ettikleri halk iradesine bir saygısızlık ve bir imtiyaz
kabul ederek, büyük tepki göstermişler. 17.6.1318, yani -16 yıl
çıkarırsak- 1922 yılının zabıtlarına baktık. Aynen, Erzurum Milletvekili
rahmetli Hüseyin Avni Beyin takriri, aynı böyle bir Genel Kurulda işleme
konulmuş ve naklolunulur ki, çok büyük tartışmalara da sebebiyet verilmiştir.
Öylesine büyük bir tepki koymuşlar, öylesine büyük bir iradeyle karşı çıkmışlar
ki, o iradenin sonucu, o kararlılığın sonucu Genel Kurul, rahmetli Hüseyin Avni
Beyin takririni işleme koymak ve gereğini yapmak zaruretini duymuştur. BAŞKAN- Sayın Gönül,
toparlar mısınız lütfen. ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla)-
Bakın, değerli arkadaşlarım, 17.6.1922 tarihli, o günkü zabıtların örneği
elimdedir. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN- Efendim, toparlar
mısınız. ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla)-
Ama, ne yazık ki, biz, onların 79 yıl evvel koyabildikleri kararlılığı,
iradeyi, millî egemenlik kavramının önemine uygun davranışı, üzülerek ifade
edeyim ki, koyamadık ve koyamıyoruz. (DYP sıralarından alkışlar) Değerli milletvekilleri,
özellikle, iktidar partilerinin değerli milletvekillerine sesleniyorum. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla)-
Burada, biraz evvel, gruplarınız adına yapılan konuşmalarınızın, konuşmaların
özüne sadık kalmanızı rica ediyorum. (DYP sıralarından "Bravo"
sesleri, alkışlar) Millet adına, halkımız adına rica ediyorum. BAŞKAN- Teşekkür ediyorum
efendim. ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla)-
Şu anda siz, tarihî bir sorumlulukla karşı karşıyasınız ve şu anda siz, tarihî
bir veballe karşı karşıyasınız. (DYP sıralarından alkışlar) Sözünüzde durun;
samimiyetinizi gösterecek ikiyüzlü politika yapmanın dışında, milletin
temsilcisi olarak bu tasarıya "hayır" deyin... (MHP sıralarından
gürültüler) BAŞKAN- Efendim,
lütfen... Lütfen, efendim... ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla)-
... milletin yüzü gülsün. Muhterem Heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (DYP ve FP sıralarından alkışlar) BAŞKAN- Teşekkür ederim
Sayın Gönül. Efendim, Fazilet Partisi
Grubu adına, Manisa Milletvekili Sayın Bülent Arınç. Buyurun efendim. (FP
sıralarından alkışlar) FP GRUBU ADINA BÜLENT
ARINÇ (Manisa)- Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Tütün kanunu çıkmak
üzere; son maddelerine geldik. Biraz evvel, 19.00, 19.30 ve 20.00 haber
ajanslarını izledim, hemen hemen bütün televizyonlarda "IMF kanunlarından
biri daha çıkmak üzere" diye söze başladılar. Burada konuşan bazı
milletvekili arkadaşlarımız, IMF'ye verilen sözler karşısında veya gelebilecek
bir maddî yardım karşısında bu kanunların çıkarılmak istendiğini söylüyor; ama,
buna, zaman zaman, hükümet ortağı partilerden değerli arkadaşlarım mukabele
ediyorlardı. Siz, nasıl söylerseniz söyleyin, IMF'ye verilen sözler
karşılığında, Şeker Kanunu gibi, Tütün Kanunu gibi, Elektrik Piyasası Kanunu
gibi, Doğalgaz Kanunu gibi kanunların çıkarıldığı açık bir gerçektir. Milliyetçi Hareket
Partisi, Anavatan Partisi ve Demokratik Sol Parti, tütün kanununu destekliyor
ve çıkmasını istiyor. Biraz sonra açık oylama var, bu açık oylamada da
arkadaşlarımızın verecekleri "kabul" oyları, bu tütün yasasının çıkarılması
için, herhalde, yeterli olacak. Gördüğümüz manzara şudur:
Zaman zaman, Muş'tan, Bitlis'ten, Adıyaman'dan, Samsun'dan, tütün üreten diğer
bölgelerden milletvekili arkadaşlarımız, bu kanunu yanlış bulduklarını ifade
ediyorlar, tarımın çökeceğini ifade ediyorlar, tütün üreticisinin zarar
göreceğini, bunun bir sosyal patlamaya yol açacağını ifade ediyorlar; hatta,
ANAP'lı bazı arkadaşlarımız, kendi düşünceleriyle, bireysel kararlarıyla buna
"ret" oyu vereceğini ifade ediyor. Milliyetçi Hareket Partili bir arkadaşımız
-ki, konunun gayet uzmanı; çünkü, tütün tarlasında doğmuş- tütün üreticilerine
güvence veriyor ve "bu kanun çok iyidir, bunun hazırlanmasında ben bizzat
görev aldım, çok değerli bakanlarıyla da zaman zaman görüştüm, hiç merak etmeyin,
bu kanun çok iyi netice verecek; benden, size güvence" diyor. Bana
kalırsa, bu değerli arkadaşımız, bu güvenceyi, Türkiye'de tütün üreticilerine
değil, önce ANAP'lı milletvekillerine vermeli, onlarla bu konuyu tartışmalı,
doğruluğu veya yanlışlığı konusunda arkadaşlarımızı ikna etmeli; yoksa, burada
aynı konu üzerinde tartışan, görüşlerini ifade eden çok az sayıdaki, hükümet
ortağı partilerin milletvekilleri olan değerli arkadaşlarımız, yanlış
anlamalarla, ola ki, yanlış oy kullanabilirler. Değerli arkadaşlarım,
bakınız, IMF'ye verilen sözler, ekniyet mektubu, stand-by mektubu; bütün
bunlarla, Türkiye'de, zaman da gösterilmek suretiyle, bu kanunların
çıkarılacağı taahhüt edilmiştir. IMF'yle varılan anlaşma, Dünya Bankasıyla
varılan anlaşma, ABD yönetimiyle varılan anlaşmanın şartları bunlardır. Bu
çıkarılan kanunlarla, tütün kanunuyla, maalesef, Türkiye'de tarım tamamen
gözden çıkarılmıştır, çiftçi gözden çıkarılmıştır, tütün üretimiyle iştigal eden
5 milyona yakın -doğrudan veya dolaylı- tütün üreticisi bu kanunla fevkalade
mağdur olacaktır. Bu kanuna, baştan sona
kadar, Fazilet Partisi olarak, muhalefet ediyoruz, çıkmaması için çabalıyoruz;
ancak, aradaki büyük sayısal fark, bu kanunun çıkmaması için yeterli olmuyor.
Dolayısıyla, bizi izleyenlere, bu tutanakları yarın birgün inceleyecek
olanlara, tarihin tanıklık etmesi açısından bu sözlerimizi şahit olarak
bırakıyoruz. Biraz sonraki oylamalar
sırasında, yine, eli mahkûm bazı kişiler, buna, istemedikleri ve inanmadıkları
halde oy kullanırlarsa, bunun, doğacak sorumluluklarından hiçbir zaman
kurtulamazlar. Bu ülkede, tütün üreticileri, geçtiğimiz seçimde, Milliyetçi
Hareket Partisine de, Demokratik Sol Partiye de, Anavatan Partisine de -sırayla
söylüyorum- güvenerek oy vermişlerdi ve şu ana kadar, bu partilerin hiçbir
milletvekili, tütün bölgelerinde, böyle bir kanun çıkaracaklarını ve bunun da
çok iyi olacağını konuşmamışlardı. Kendi bölgemden biliyorum ki, tam aksine,
tütün desteklenecek, başfiyat yükselecek... Bu sözler verilmişti. Bugün
yapılan, bu sözlere ihanettir; bunun neticesini hep beraber göreceğiz. Değerli arkadaşlarım,
daha, çok yakın bir geçmişte, RTÜK Kanunuyla ilgili, burada konuşan her
arkadaşımız, Anayasaya ve hukukun temel prensiplerine aykırılık konusunda söz
aldı, tutanaklara geçirdi ve "böyle bir kanunu çıkarmayalım, bu Meclisin
ayıbı olmasın" dedi; ama, çıkardınız. Son oylamada, iktidar ortağı
partilere mensup 200'e yakın milletvekili arkadaşımız "bu kanun çok
iyidir, Anayasaya da fevkalade uygundur" dedi. Eğer kanaatleri doğruysa,
Sayın Cumhurbaşkanının görüşleri yanlıştır; ama, kanaatleri de aynı istikamette
olduğu halde "ne yapalım..." (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Buyurun efendim. BÜLENT ARINÇ (Devamla) -
"...biz, bunu çıkarmak mecburiyetindeyiz; biz buradan çıkaralım da,
yukarıda Cumhurbaşkanı bu işi temizlesin" diye düşünüyorlarsa, vallahi,
bu, doğru bir şey değildir; bu, bir mahcubiyettir, bu millete saygısızlıktır,
bu Parlamentoya saygısızlıktır. Burada konuşan,
düşüncelerini ifade eden, oylarını kullanan bütün arkadaşlar olarak -elbette,
Türkiye'nin milletvekiliyiz, Anayasanın 80 inci maddesi açıktır; ama- tarımın
ana dinamiğini teşkil eden bir konuda, çok açık haksızlıklara karşı burada
nezaket ifade eden cümlelerle yetinemeyiz. Burada konuşan her arkadaşımız
"Sayın Bakanın çok iyi şair olduğunu, çok iyi edip olduğunu" ifade
ediyor. Tütünün şiirini yazmak gayet güzel de, tütünün çilesini çekmek ayrı bir
iştir! (FP ve DYP sıralarından alkışlar) Değerli arkadaşlarım,
Türkiye'de bu ziraatı yapan insanlarla birlikte olduk ve bir yıl boyunca
çocuğuyla, kızıyla, anasıyla, babasıyla türün tarlalarında sabahlayıp eza ve
cefa çeken insanların tütününe bu ülkenin ihtiyacı var. Bu ülke en kaliteli
tütünü yetiştiriyor ve yabancı devletler, bunu, harman yapmak üzere kullanıyor;
bizim tütünümüz bile bize yetmiyor. Hal böyleyken, her şeyini dışarıdan ithal
eden bir ülke haline gelen Türkiye'de, yabancı sigara tekellerine Türkiye'yi
pazar olarak açmanın, ne milliyetçilikle ne vatanseverlikle ne gerçeklerle
ilgisi yoktur! (FP ve DYP sıralarından alkışlar) Değerli arkadaşlarım, son
maddelerde, bunları, yine bir gün karşılaşırız ümidiyle söylüyorum. Her şeyin,
Anayasa Mahkemesinden, Cumhurbaşkanından dönmesine gerek yok; siz, bu konuda
kendi vicdanınıza göre hareket ediniz. Muhalefet, iktidarın sayısını
yakalayamaz; ama, görüyorsunuz ki, kalkan parmaklar gerçekleri gizlemekte
başarılı olamıyor. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Buyurun. BÜLENT ARINÇ (Devamla) -
Türkiye'de tarım sektörüne ve üreticilere verilecek zararları bir defa daha
düşünün; hükümette üç gün kalmak uğruna, millete ihanet etmeyin. Hepinize saygılar
sunuyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Arınç. Madde üzerinde başka söz
isteyen?.. Yok. Madde üzerinde 7 adet
önerge vardır; ancak, 3'ünü işleme koyacağım. Önergeleri, önce geliş
sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık derecesine göre de işleme tabi
tutacağım. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 10 uncu maddesinin (B) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. B) 24.11.1994 tarihli ve
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 20 nci maddesinin
(c) bendinin sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir. "Özelleştirme
kapsamı içerisinde yer alan ve sermayesinin tamamı devlete ait olan anonim
şirket statüsündeki kuruluşlarda Türk Ticaret Kanununun genel kurul
toplantılarına ilişkin hükümleri uygulanmaz." Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 10 uncu maddesinin (C) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. C) 4046 sayılı Kanunun 27
nci maddesinin başlığı "Muafiyet" olarak değiştirilmiş ve maddeye
aşağıdaki bent eklenmiştir. "c) Özelleştirme
kapsamında yer alan kuruluşlarda ticaret siciline tescil işlemleri ve Sermaye
Piyasası Kurulu kayıt işlemlerinden herhangi bir ücret alınmaz." Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - Son önergeyi
okutup, işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının 10 uncu maddesinin (B) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. B) 24.11.1994 tarihli ve
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 20 nci maddesinin
(c) bendinin sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir. "Özelleştirme
kapsamında yer alan ve sermayesinin tamamı Devlete ait olan anonim şirket
statüsünde bulunan kuruluşlarda Türk Ticaret Kanununun genel kurul
toplantılarına esas teşkil eden hükümleri uygulanmaz." Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - Komisyon
katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Hükümet?... DEVLET BAKANI YILMAZ
KARAKOYUNLU (İstanbul) - Hayır efendim, katılmıyoruz. HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay)
- Sayın Başkan, önergelerimin hepsini geri çekiyorum. BAŞKAN - Peki efendim. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Sayın Başkan, madde üzerinde bir redaksiyon
var... BAŞKAN - Buyurun efendim. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Bir ufak baskı hatası olmuş sanıyorum; bu 10
uncu maddenin (D) bendinin 27 nci sayfasında devam eden yukarıdan dördüncü
satırında "1177 sayılı Tütün Tekeli Kanunu" diye ifade ediliyor; bunu
"1177 sayılı Tütün ve Tütün Tekeli Kanunu" diye düzeltmek gerekiyor. BAŞKAN - Komisyon
Başkanlığının belirttiği bölümü "Tütün ve Tütün Tekeli" olarak
düzeltiyoruz. III. – Y O K L A M A BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, 10 uncu maddeyi oylamadan önce, bir yoklama talebi vardır. Şimdi, yoklama talebinde
bulunan sayın milletvekillerinin salonda bulunup bulunmadıklarını tespit
edeceğim: Sayın Nevzat Ercan?..
Burada. Sayın Necati Yöndar?..
Burada. Sayın Ali Naci Tuncer?..
Burada. Sayın Ali Rıza Gönül?..
Burada. Sayın Faris Özdemir?..
Burada. Sayın Rıza Akçalı?..
Burada. Sayın Mehmet Gözlükaya?..
Burada. Sayın Teoman Özalp?..
Burada. Sayın Mehmet Sadri
Yıldırım?.. Burada. Sayın Yıldırım
Ulupınar?.. Burada. Sayın Hakkı Töre?..
Burada. Sayın Ramazan Gül?..
Burada. Sayın Mehmet Dönen?..
Burada. Sayın Ali Şevki Erek?..
Burada. Sayın Saffet Arıkan
Bedük?.. Burada. Sayın Zeki Ertugay?..
Burada. Sayın Oğuz Tezmen?..
Burada. Sayın Kemal Kabataş?..
Burada. Sayın Musa Konyar?..
Burada. Sayın Yahya Çevik?..
Burada. 20 arkadaşımız buradalar. Yoklama işlemini
başlatıyorum. (Elektronik cihazla
yoklama yapıldı) BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, toplantı yetersayısı vardır. V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) 3.– Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel
Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin
Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı : 719 ve 719'a Ek) (Devam) BAŞKAN - Komisyon
Başkanının düzeltmesiyle beraber 10 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir; teşekkür ederim efendim. Sayın milletvekilleri,
tasarıya yeni geçici 1 inci madde eklenmesine dair bir önerge vardır; önergeyi
okutup, işleme alacağım: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı yasa tasarısına aşağıdaki metnin geçici 1 inci madde olarak
eklenmesini saygılarımızla arz ederiz.
"Geçici Madde 1.- Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, tütün ürünleri için
destekleme alımlarına devam olunur. Beş yılın dolmasından sonra destekleme
alımlarına devam edip etmeyeceğine Bakanlar Kurulu karar verir." BAŞKAN - Komisyon?.. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz efendim. BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu efendim? DEVLET BAKANI YILMAZ
KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz. BAŞKAN - Önerge sahibi
olarak Sayın Genç?.. Burada yok. Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Tütün üreticisi
çok zor koşullarda üretim yapan dargelirli yurttaşlardır. Bunların üretimi
destekleme alımlarıyla desteklenmedikçe faaliyetlerine devam edemezler. BAŞKAN - Komisyonun ve
Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. Geçici 1 inci maddeyi
okutuyorum: GEÇİCİ MADDE 1- A) Genel
Müdürlüğün özelleştirme işlemleri tamamlandıktan sonra, bu Kanunun 2 nci
maddesindeki Kurul üyeliği için Genel Müdürlüğün ilgilendirildiği Bakanlığın
aday önerme yetkisi Kurula geçer. B) 2002 ve müteakip
yıllar tütün ürünü için destekleme alımı yapılmaz. Bakanlar Kurulunca 2000 ve
2001 yılı ürünü tütünlerinin Devlet nam ve hesabına alımında bulunmak üzere bir
kamu kuruluşu görevlendirilir. Bu kapsamdaki alımların masrafı ve finansmanı
bütçeden tahsis edilecek ödenekle sağlanır, alımlara ilişkin denetim Yüksek
Denetleme Kurulunca yapılır. 2000 ve 2001 yılı
ürünleri için 1177 sayılı Kanuna ekli cetvelde isimleri yazılı tütün tarımı
serbest olan ilçeler dışında kalan yerler ile bu ilçelerin tespit edilmiş ve
kesinleşmiş tütün üretim alanlarının dışında kalan yerlerde ekilen tütün
fideleri veya dikilen tütünler sökülüp yok edilir. Failleri hakkında üç aydan
bir seneye kadar hapis cezası ve ekilmiş olan fideliklerin metrekare veya
artığı için 500 bin lira, dikilmiş olan tarlaların her bir dekar veya artığı
için 100 bin lira idari para cezası verilir. Tütünler toplanmışsa el konulmakla
birlikte her bir kilo ve artığından 1 milyon lira idari para cezası alınır. Yaprak tütün üretim
bölgelerinde ekim belgesi almadan veya belge almasına rağmen belgesinde
belirtilen alandan fazla veya ekim belgesinde kayıtlı yerden başka yerde ekim
yapanların tütünlerine el konulmakla birlikte haklarında iki aydan bir seneye
kadar hapis ve el konulmakla birlikte el konulan tütünlerin her bir kilo ve
artığı için 5 milyon lira idari para cezasına hüküm olunur. Ekim belgesinde tespit
edilen miktarların kabul edilebilir bir sebep olmaksızın yüzde onundan fazla
veya az tütün teslim eden üreticiler hakkında fazla veya eksik teslim edilen
miktarların her kilo ve artığı için 500 bin lira idari para cezasına hüküm
olunur. Ürettikleri tütünün tamamını teslim etmeyenler hakkında yukarıdaki
cezaların iki katı uygulanır. Ekim ve ticaret belgesi
olmadan ellerinde tütün bulunduran, nakleden veya satan kimselerin tütünlerine
ve nakil vasıtalarına el konulur ve her bir kilo ve artığından 1 milyon lira
idari para cezası alınır. 1177 sayılı Kanuna göre
kendilerine verilecek kontrol görevlerini yerine getirmeyen muhtarlar ve diğer
kolluk kuvvetleri hakkında 10 milyon lira idari para cezasına hükmolunur. Bu Kanunla yürürlükten
kaldırılan 1177 sayılı Kanunun bu fıkrada belirtilen hükümlerinin uygulanmasına
2001 yılı ürünü kampanya döneminin bitimine kadar devam edilir. C) Kurumun teşkili aşamasında Kurumda istihdam
edilecek personel kadrolarının ve vasfının tespitini sağlamak üzere, Maliye
Bakanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Devlet
Personel Başkanlığı ve Genel Müdürlükten birer temsilcinin katılımı ile bir
komisyon kurulur. Komisyon bu Kanunun yürürlüğe girmesini müteakip bir ay
içinde toplanır. Komisyonca belirlenecek kadroların tamamı istekleri halinde
Genel Müdürlüğün ilgili birimlerinde çalışan personelden karşılanır. D) Kurum bu Kanunun
yürürlüğe girmesini müteakip en geç üç ay içinde görev yapmaya başlar. Bu süre
içerisinde bu Kanunla Kuruma verilen görevler Genel Müdürlük tarafından
yürütülür. E) Kurumun, Genel
Müdürlükten devralacağı taşınır, taşınmaz mallar ile her türlü araç-gereç ve
cihazların aidiyeti ile devre ilişkin işlemler, Kurum ve Genel Müdürlük
arasında yapılacak protokoller ile belirlenir. Devre tabi mallar bedelsiz olup,
devir ile ilgili işlemler her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. F) Bu Kanunun
yayımlandığı tarihte tütün eksperi olarak çalıştığını belgeleyenlerin hakları
saklıdır. G) 6 ncı maddenin 7 nci fıkrasında yer alan marka bazında sigara için en az iki
milyar adet fiili üretim miktarı ölçüsü, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi
izleyen; birinci takvim yılı sonuna kadar iki milyar adet, ikinci takvim yılı sonuna
kadar bir milyar sekiz yüz milyon adet, üçüncü takvim yılı sonuna kadar bir
milyar altı yüz milyon adet, dördüncü takvim yılı sonuna kadar bir milyar dört
yüz milyon adet, beşinci takvim yılı sonuna kadar bir milyar iki yüz milyon adet
olarak uygulanır. Diğer tütün mamulleri
için en az onbeş ton fiili üretim miktarı ölçüsü bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihi izleyen; birinci takvim yılı sonuna kadar onbeş ton, ikinci takvim yılı
sonuna kadar ondört ton, üçüncü takvim yılı sonuna kadar onüç ton, dördüncü
takvim yılı sonuna kadar oniki ton beşinci takvim yılı sonuna kadar onbir ton
olarak uygulanır. Altıncı yıldan itibaren
uygulanacak olan bu ölçüleri sıfıra kadar indirmeye ve tütün, tütün mamulleri,
alkol ve alkollü içkilerin dış ticaretine ilişkin usul ve esasları belirlemeye
Bakanlar Kurulu yetkilidir. BAŞKAN - Bu madde
üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Erzurum Milletvekili Sayın Zeki
Ertugay; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar) DYP GRUBU ADINA ZEKİ
ERTUGAY (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tütün yasasının son
maddesini görüşüyoruz. Görünen o ki, bütün muhalefetimize rağmen, sabahtan
beri, iktidar-muhalefet milletvekilleri ayrımı yapmaksızın, bu kürsüye çıkan
her milletvekilinin, doğru, doyurucu, Türkiye'deki tarım gerçeğine, millet
gerçeğine uygun düşüncelerine, doğru ifadelerine rağmen, bu tasarı, maalesef,
bugün yasalaşacak. Bu kürsüye çıkan değerli
arkadaşlarımız, çok doğru, isabetli şeyler ifade ettiler. Bunlara aynen
katılıyoruz. Birçok arkadaşımız, Türk tütününün kalitesinin en yüksek
olduğundan bahsettiler. Doğrudur. Özellikle, Demokratik Sol Partiden Tarım
Komisyonu Başkanı Sayın Erdir, bu konuda, benim de dikkatimi çeken bir açıklama
yaptı ve Türk tütününün kalitesinden bahsetti. Aynen katılıyorum. Ancak, bu
Türk tütününün kalitesine eşdeğer, çok çileli, ciddî bir üretici kitlesi vardır.
Türkiye'de 600 000 kişi tütün üretmektedir. Bu tütün üreticisi örgütsüzdür,
küçük çiftçidir, 2-4 dekar alanda çok zor şartlarda tarım yapmaktadır ve bu
ülkenin tarıma en az elverişli olan, başka bir tarım yapma şekli olmayan, başka
bir ürün alternatifi olmayan arazisinde tütün yetiştirmektedir. Böyle bir
üretici kitlesini, tütün tekelini kaldırmak suretiyle, daha doğrusu, devletin
tütün üreticisi üzerindeki himayesini ve korumasını kaldırmak suretiyle, bu güçsüz,
dağınık ve örgütsüz üretici kitlesini çokuluslu şirketlerin insafına terk
etmek, bu ülkeye yapılacak en büyük kötülük olacaktır. (DYP sıralarından
alkışlar) Değerli milletvekilleri,
şu anda işin bir diğer yönü, Türkiye'de, diğer birçok tarım şekline göre, tütün
üretimi, en zor üretim şeklidir. Buna rağmen, Türkiye'deki tütün üretimi ve
tütünün pazarlaması, Türkiye'nin bu konudaki kârı, şansı, diğer ürünlere göre
çok daha yüksektir. Yani, devlet, eğer üretilen tütünü alıp
değerlendirebiliyorsa, doğru zamanda doğru kararla pazarlayabiliyorsa, tütünden
ciddî kârlar da etmektedir; elimde rakamlar var, 1994-1995 ve daha sonraki
yıllara ait; aşağı yukarı, 1997 yılında 564 milyon dolarlık, 1996 yılında 542
milyon dolarlık, 1998 yılında 521 milyon dolarlık bir gelir elde edilmiştir. Değerli arkadaşlar, bu
gelirin elde edildiği bu ülkede, aynı zamanda, tütün üretiminin ihracının
yanında tütün ithalatı da yapılmaktadır. Ancak, bugün, globalleşen dünyanın ve
globalizasyonun, Türkiye'nin önüne, millî düşüncenin ve millî geleceğin, ülkenin
gerçek geleceğinin önüne çıkardığı en büyük tuzak şudur: Globalleşme adına,
dünya ticaret kuralları adına, gelişmiş ülkeler kendi ülkelerindeki tarımlarını
korumaya ve kollamaya devam ederken, azgelişmiş veya tarımı korumasız olan
ülkelerdeki pazarı süratli bir şekilde ellerine geçirmeye çalışmaktadırlar ve
bugün, Amerika Birleşik Devletlerinde sigaraya karşı yapılan kampanyalar sonucu
ve en önemlisi bilinçlenme sonucu kendi içerisinde kaybedilmiş olan pazar,
cazip olan Türkiye pazarıyla telafi edilecektir. Türkiye'deki tütün üreticisi,
biraz önce söylediğim gibi, örgütsüz olduğu için, devlet de aradan çekildiği
için, dünya devleriyle boğuşmak zorunda kalacaktır. Değerli
milletvekilleri... (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) ZEKİ ERTUGAY (Devamla) -
Sayın Başkan, son madde olduğu için... BAŞKAN - Sayın Ertugay,
toparlayacağınızı ümit ediyorum. ZEKİ ERTUGAY (Devamla) -
Bir hususu tekrar dikkatlerinize sunarak, sözlerime son vereceğim: Ben, tarımla
ilgili bir kişiyim; elbette ki , bir ülkenin gelişmesinde ve kalkınmasında,
tarım nüfusunun asgarî düzeylere indirilmesi doğrudur ve önemlidir. Bunun
anlamı, az kişinin çalışıp, az kişinin üretip, çok sayıda insana
bakabilmesidir; yani, Türkiye'de tarımda istihdam edilen yüzde 45'lik nüfusu,
ancak ve ancak, sağlıklı bir sanayileşmeyle, sağlıklı bir kentleşmeyle,
sağlıklı bir istihdam politikası oluşturarak ve bu insanlara daha iyi aş ve iş
imkânları sağlayarak tarımdan sanayie kaydırmak ve tarım nüfusunu düzeltmek
amacımız olmalıdır; kalkınma için, bu, öngörülen temel şarttır. Yanlış anlaşılmasın,
bunun şartı budur. Ancak, Türkiye'de, son üç yıldan beri, son dört yıldan beri,
Anasol-D'nin iktidarından bugüne kadar bir yanlış anlayış hâkim kılınmaya
çalışılmakta ve bugün Türkiye'de çok yanlış bir oyun, ülkenin geleceğini mahveden
bir oyun tezgâhlanmaktadır; o da, gelişmiş ülkelerde tarım nüfusu yüzde 5'tir,
yüzde 10'dur; ne pahasına olursa olsun, Türkiye'deki bu tarım nüfusunu diğer
alanlara kaydıralım. Bunun bedeli çok ağırdır. Bakın, Türkiye'yi, bir
Lüksemburg ile, bir Hollanda ile, bir Danimarka ile imkânları ve şartları,
tarımsal potansiyeli bizim kadar olması mümkün olmayan ülkelerle mukayese
etmeyin. Türkiye'nin çok önemli kaynakları vardır; 70 milyon nüfusu vardır, 30
milyon hektar tarım arazisi vardır. Bu ülke, daha fazla nüfusu sağlıklı bir
şekilde barındırabilecek, tarım sektöründe istihdam edebilecek durumdadır.
Bugünkü ekonomik krizin içerisinde, dua edin ki, bu nüfus kesimi tarımda
istihdam edilmektedir. SÜLEYMAN COŞKUNER
(Burdur) - Sayın Başkan, süre... BAŞKAN - Affedersiniz
efendim, ne yapalım, bir sefer de atladık. Buyurun. ZEKİ ERTUGAY (Devamla) -
Son cümlemi ifade ediyorum: Bu yasanın çıkarılması, tarımdaki tasfiye
programının en son halkasıdır. Destekleme kaldırılmıştır. Daha iki gün önce
çıkardığımız bir yasayla, muhtaç çiftçilere devletin ödünç verme imkânı da
çiftçiden esirgenmiştir. BAŞKAN - Sayın Ertugay,
teşekkür ediyorum efendim. ZEKİ ERTUGAY (Devamla) -
Yani, adı üzerinde muhtaçtır ve yapılan uygulamalarla, çıkarılan kanunlarla,
Türk tarımının, biraz önce dediğim amaç doğrultusunda tasfiyesi noktasında
düğmeye basılmıştır. Bunun vebali ağır olacaktır. Bu vebale katılmadığımızı, bu
uygulamalara şiddetle karşı olduğumuzu ifade ediyor, Yüce Heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim
efendim. Şimdi söz sırası, Fazilet
Partisi Grubu adına, Samsun Milletvekili Sayın Ahmet Demircan'da. Buyurun efendim. (FP
sıralarından alkışlar) FP GRUBU ADINA AHMET
DEMİRCAN (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 719 sıra sayılı
tütün yasa tasarısının geçici 1 inci maddesi hakkında Fazilet Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum; Grubum ve şahsım adına hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Değerli milletvekilleri,
karşınızda, 25 yaşına kadar tütün tarlalarında çalışmış bir arkadaşınız olarak
bu yasa tasarısı hakkında sözlerimi beyan etmek istiyorum. Şu anda Samsun'da,
İzmir'de, Ege'de, güneydoğuda pek çok tütün müstahsili kardeşimiz,
vatandaşımız, 35 derece sıcağın altında gündüzleri tütün çapalamakla, pek çok
yerde de sabahları güneş doğmadan, gece iki üç saat uykuyla tütün tarlasına
gidip tütün kırmakla, öğle vaktinde, istirahat etmeden, evinde tütün
yapraklarını bir bir tütün iğnesine, tütün ipine dizmekle meşgul, akşam hava
serinleyince yine tarlada tek tek, yaprak yaprak tütün toplamakla meşgul. Tütünün ne olduğunu bilen
kaç kişi var içimizde? Tütün müstahsilinin nasıl çalıştığını, hangi şartlarda
çalıştığını bilen kaç kişi var içimizde? Ondört ay çalışıp ondan sonra ürününün
parasını, o da ne takdir edilirse, ne verilirse onu almaya çalışan 5 milyon
insanın meşgul olduğu bir tarım ürünü. Değerli milletvekilleri,
bu tasarı, birinci noktada müstahsili ilgilendiriyor. Türk müstahsili, tarımın
bütün diğer kesimlerinde, bu hükümet döneminde olduğu gibi, kaderine terk
ediliyor, haksız rekabetin ortamına itiliyor, dünya tekellerinin, büyük oranda
tarım destekleriyle ayakta tutulan müstahsillerinin karşısında desteksiz,
korumasız bırakılıyor. Öbür taraftan, çalışanlar terk ediliyor. Tütün fabrikalarında
türkülere, şarkılara konu olmuş, o ortamda çalışıp rızkını arayan insanlar,
şimdi, özelleştirme bahanesiyle emekliye sevk ediliyor. Bu tasarının bir diğer
yönü, gönül istemiyor, Türk insanı bu kadar tütün tüketmesin, sigara
tüketmesin; ama, dünya ölçüleri içerisinde fevkalade önemli, hatırı sayılır bir
tütün tüketimi var. Kendi ülkelerinde, sağlık nedenleriyle yasal birtakım
engellerle karşılaşan tütün tekellerine, Türk tütün tüketim piyasası açılıyor
ve tütün tüketicisi kardeşlerimiz o tekellerin eline terk ediliyor. Bir diğer önemli yönü ise
ekonomik istiklalimizle ilgili. Çok önemli bir noktadayız değerli
milletvekilleri. Şu süreç içerisinde, Türkiye, âdeta bir Düyun-i Umumiye
yasaları dönemine sokulmuş bulunuyor. Şu gelen, Düyun-i Umumiye döneminde, Türk
insanının yüz sene önce karşılaştığı bir reji uygulamasıdır, Türkiye bir reji
uygulamasıyla karşı karşıya. Türkiye, böyle bir yönetimi, reji idaresini, daha
cumhuriyetin ilk günlerinde, Atatürk, küşat etmiş olduğu İzmir İktisat Kongresinde
alınan kararların ilk uygulaması olarak kaldırmıştı; bu, iktisadî istiklal
uğruna yapılmıştı, o amaçla yapılmıştı. Şimdi, Türkiye, 1880'lerdeki gibi, 57
nci hükümet sayesinde, onun döneminde ekonomik iflasa sürüklendi ve Türkiye,
maalesef, post modern bir Düyun-i Umumiye uygulamasıyla karşı karşıya
bırakıldı; IMF dayatmalarına açık hale getirildi ve bu dayatmaların yasaları
bir bir geçiriliyor; Telekomunuzu verdiniz; şeker gitti, bankalar gitti;
buğdaycı, yokluğa mahkûm edildi; fındıkçıyı, hayvancılığı, hepsini, hepsini
ölüme mahkûm ettiniz. Şimdi, tütüncünün tütününü tüttürüyorsunuz burada bu yasa
tasarısıyla. Değerli milletvekilleri,
tütüncüye, adetâ dalga geçer gibi, dekar başına 5 dolarlık bir destekleme vaat
ediyorsunuz. Bazıları çıkıyor, alternatif üründen bahsediyor; bazıları da
çıkıyor, sulu tarım yolunu gösteriyor. Siz, tütün üretilen tarlaların bulunduğu
yerleri gezdiniz mi?! Türkiye, sulu tarıma uygun arazileri sulayamıyor. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) AHMET DEMİRCAN (Devamla)
- Bugün, kıraç arazinin ürünü olan tütün üretilen alanlarda, sulu tarımdan
bahsetmek mümkün değil. Bu yasa tasarısıyla, tütüncü, ölüme, yokluğa terk
edildi. Samsun'da, İzmir'de, güneydoğuda, her yerde, vatandaş, sizi, ibretle,
dikkatle izliyor. Birinci İzmir İktisat
Kongresiyle başlatılan iktisadî istiklalin, adetâ, ihanete uğramasıyla karşı
karşıyayız. Atatürk'ün, sembollere indirerek, millî egemenlik ve istiklal gibi
en önemli hedeflerini yok ettiniz. Ekonomik kaleler, bir bir düşürülüyor;
yabancılara terk ediliyor. Adım adım, ülke, ekonomik bağımsızlığını yitiriyor. Bu yasa tasarısına, bu
Meclisin "evet" dememesini istiyoruz. Bu yasa tasarısına, bu Meclis
direnmeli; aksi takdirde, millet, bu yasa tasarısına ve milletin bütün
imkânlarını yok eden diğer tarım yasalarına verdiğiniz bu destekleri affetmeyecek,
sizleri sandıkta cezalandıracak. Bu yasaya "evet" demeyeceğiniz
umudunu besliyor; hepinizi saygıyla selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim
efendim. Şimdi, söz sırası, Milliyetçi
Hareket Partisinde. Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına, Aydın Milletvekili Sayın Ali Uzunırmak; buyurun efendim.
(MHP sıralarından alkışlar) MHP GRUBU ADINA ALİ
UZUNIRMAK (Aydın)- Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; tütün tasarısının
geçici 1 inci maddesiyle ilgili söz almış bulunuyorum; hepinizi en derin
saygılarımla selamlıyorum. "Türkiye'yi bana
tarif et"deseler... MUSTAFA ÖRS (Burdur)-
Edemezsin... ALİ UZUNIRMAK (Devamla)-
...bölgesi ve dünya çapında zenginlikleri olan, Allah'ın, tabiatın, tarihin,
kültürün verdiği bir sürü zenginliklerle dolu, halkı ve devleti fakir olan bir
ülke olarak tarif ederdim. Burada üzerinde durmak
istediğim, halkı ve devletin fakirliğidir ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti günden
güne de fakirleşen bir devlettir; içerimizde zenginleşenler olmasına rağmen
devleti fakirleşen bir devlettir. Bu duruma nasıl geldik;
bu duruma gelirken, tabiî, birçok faktörler var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti,
1923 yılında kurulduğundan 1983 yılına gelinceye kadar dışborcumuz 15 milyar
dolar civarında ve biz, 15 milyar dolarlık dışborçla, Sümerbankları kurmuşuz,
demir-çelik fabrikalarını kurmuşuz ve biz, 15 milyar dolar borçla şeker
fabrikalarını, çimento fabrikalarını kurmuşuz. 1983'ten 2000'li yıllara
geldiğimizde dışborcumuz ve içborcumuz beraber, 200 milyar dolara ulaşmış; ama,
bunun yanında, Türkiye'de falanca holding bin kat büyümüş; falanca türedi
zengin, beşbin kat büyümüş... HACI FİLİZ (Kırıkkale)-
Sayenizde, sayenizde... ALİ UZUNIRMAK (Devamla)-
Ama, kamu, devlet, cumhuriyetin kuruluş yıllarından 60 yıllık bir zaman
içerisinde meydana getirdiği birikimin fevkinde bir birikim meydana
getirememesine rağmen, iç ve dışborcunu 15 kat katlamış. Bu bize neyi
hatırlatıyor; bu, bize, sayın milletvekilleri, iktidarı ve muhalefetiyle
derinden düşünmeyi gerektiren bir tabloyu ortaya getiriyor. Burada, bu tablonun
meydana gelmesinde, belki, milletvekilleri olarak, yeni gelen arkadaşlarımızın,
birçok milletvekilinin suçu, günahı yok; ama, cumhuriyet hükümetlerinin,
istisnasız, birçoğunun bunda suçu var. Nasıl suçu var; belki kasıt yok; ama,
kasıt olmasa da, bir ihmal, bir popülizm ortada. Kıymetli arkadaşlar,
Şeker Kanununu görüşüyoruz, Şeker Kanununu görüşürken, işin sosyal
boyutlarından itirazlar yükseliyor; ama, ekonomik boyut görünmüyor ve rakamlar
ortaya geliyor. Fransa, 1 milyon kilo pancarı işlerken 302 işçi kullanıyor;
Türkiye, 1 milyon kilo pancarı işlerken 1 309 işçi kullanıyor. Peki, Fransa, 1
ton şekeri 280 dolara mal ederken, Türkiye, 680 dolara, 700 dolara mal ediyorsa,
kıymetli arkadaşlar, bunun, ekonomik veya sosyal boyutunda düşünmemiz gereken
acaba nedir? İşte, burada, körlerle, sağırlar birbirini ağırlar misali, acaba,
biz, bir şeyler ürettiğimizi zannederek, dünyaya kapanmış, dünyanın üretim
metotlarından, dünyanın üretim araçlarından bihaber vaziyette nereye gidiyoruz?!
Kıymetli arkadaşlar, bir
pamuk toplama makinesinin, maliyeti, kiloda yüzde 7 oranında düşürdüğünü; ama,
elle toplanan maliyetin kilo fiyatının yüzde 20'si olduğunu düşündüğümüzde,
acaba devlet, acaba hükümetler, topraktan başlayan bir reformla, arazi
bütünleştirmesinden başlayıp, tarım üretim araçlarını, üretim metotlarını,
üretim cins, çeşit ve niteliklerini artırıcı önlemler mi almalıdır; yoksa,
daha, halen, benim 600 000 insanım, benim 5 milyon insanım diyerek, paranın
nereye gittiği belli olmadan, belki, Türkiye'nin bu fakirleşmesinde, bu
zenginleşen fertlere rağmen hiç günahı olmayan çiftçiler mi halen suçlu
görülmelidir. (MHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Biz, çiftçinin ufkunu açmalıyız;
üretim araçlarında, üretim metotlarında, üretimin niteliklerinde, topraktan
dünya borsalarına, bordlarına varan bir halka içerisinde yapılanmamızı yeniden
geliştirmeliyiz. Bu olmadığı sürece, sadece çıktıların desteklenmesiyle... ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) -
Tütünü konuşuyoruz, Tarım Bakanı nerede, hani? ALİ UZUNIRMAK (Devamla)
- Tütünü de konuşurum seninle sayın
milletvekili... ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) -
Konuşacak neyiniz var ki! BAŞKAN - Efendim,
lütfen... ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) -
Sadede gel Ali Bey sadede!.. BAŞKAN - Lütfen
efendim... ALİ UZUNIRMAK (Devamla)
- Sayın Başkan, kıymetli arkadaşlar;
bir konuyu Yüce Meclisin dikkatine sunmak istiyorum: Burada konuşma yapan bazı
milletvekili arkadaşlarım, vatandaşlık şuuru konusunda, bu yasa çıkarsa yeniden
anarşiye, teröre dönüleceğini belirterek ekonomik birtakım objelere değindiler. Kıymetli arkadaşlar,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulurken, ben, sizlere, bölgemden Yörük Ali'den
örnek vermek istiyorum; Sütçü İmam'dan, Kara Fatma'dan ve Şahin Beyden örnek
vermek istiyorum ve en sonunda Yüce Atatürk'ten örnek vermek istiyorum. Atatürk, bu ülkede millî
mücadeleye başlarken, rütbesini sökerek başladı, rütbe alarak değil. (MHP
sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Çünkü, O'nun ne bir karış
toprağı vardı ne de ekonomik menfaatları vardı; O, rütbelerini sökerek millî
mücadeleye başladı... MEHMET ZEKİ ÇELİK
(Ankara) - Rütbe ile tütünün ne alakası var!?. ALİ UZUNIRMAK (Devamla)
- Yörük Ali'nin dönümlerce tarlası
yoktu. Düşman, Anadolu'ya çıktığında, Yörük Ali millî mücadeleye başladı; onun
ekonomik bir menfaatı yoktu. ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) -
Şiir oku, şiir! ALİ UZUNIRMAK (Devamla)
- Bu sana şiir gelebilir; ama, bu
ülkenin bir gerçeğidir, bu Türk kültürüdür. Batılılar, belki işbirliği
içerisinde fonlarını, bilmem düşeslerini, bilmem baronlarını hesap ettiler,
onlarla işbirliğine girdiler Türkiye'de; ama, o halk çocukları, o rütbesizler
millî mücadeleyi kurtardı ve buraya geldi. (MHP sıralarından alkışlar) (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Konuşma sürenizi
uzatıyorum, lütfen toparlayınız efendim. MEHMET ZEKİ ÇELİK
(Ankara) - Sayın Başkan, vakti çok geçti. KAMER GENÇ (Tunceli) - 7
dakika konuştu. ALİ UZUNIRMAK (Devamla)
- Onun için, Türkiye'de, vatandaşlık
hak ve ödevlerini ekonomik objelere bir milletvekilinin dayandırması kadar
benim utançla karşılayacağım bir düşünce sistematiği olamaz kıymetli arkadaşlar.
(MHP sıralarından alkışlar) Onun için... MUSTAFA ÖRS (Burdur) -
Atatürk dinleseydi utanırdı senin bu konuşmalarından! BAŞKAN - Sayın Örs,
yapmayın lütfen... ALİ UZUNIRMAK (Devamla) -
Onun için, iktidarıyla muhalefetiyle birçok insan şunu düşünsün: 1994 yılında,
Philip Morris'in, bize internetten yansıyan, kıymetli Dengir Fırat'ın
ifadelerinde, Sayın Özal'la ilişkilerinden sonraki hükümet ilişkilerine değinen
ve aynı zamanda, Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında birtakım konular yer
almasına rağmen, o gün iktidarda oldukları için başka konuşan arkadaşlarımızın
da hükümet ettikleri zamanki ilişkilerini dikkatlerine çekmek istiyorum. Hepinize en derin
saygılarımı sunuyorum. (MHP, DSP ve ANAP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, madde üzerinde verilmiş 11 adet önerge vardır; sadece 3
önergeyi işleme alabileceğimizden, bu önergeleri geliş sırasına göre okutup,
aykırılık derecesine göre işleme alacağım: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının geçici 1 inci maddesinin ilk fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay "İlgili Genel
Müdürlüğün özelleştirme işlemleri tamamlandıktan sonra, bu Kanunun 2 nci
maddesindeki Kurul üyeliği için Genel Müdürlüğün ilgilendirildiği Bakanlığın
aday önerme yetkisi Kurula geçer." BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının geçici 1 inci maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü
satırında yer alan "alımların" ibaresinin fıkra metninden çıkarılarak
"ürün alımlarının" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - Son önerge en
aykırı önerge olduğu için okutup, işleme alacağım: Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı kanun tasarısının geçici 1 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ilk
satırında yer alan "bölgelerinde" ibaresinden sonra gelmek üzere
"ürün" ibaresinin eklenmesi suretiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Hakkı Oğuz Aykut Hatay BAŞKAN - Komisyon?.. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI YILMAZ
KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz efendim. HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay)
- Önergeleri geri çekiyorum Sayın Başkan. BAŞKAN - Hepsini geri
geçiyorsunuz; peki efendim. Geçici madde 1'i
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Geçici 1 inci madde
kabul edilmiştir. Sayın milletvekilleri,
tasarıya yeni geçici madde eklenmesine dair bir önerge vardır; önergeyi okutup,
işleme alacağım: Sayın Başkanlığa Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı yasa tasarısına aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini saygılarımla
arz ederim. Geçici
madde: 2000 ve 2001 yılı ürünleri için 1177 sayılı Kanuna ekli cetvelde
isimleri yazılı tütün tarımı serbest olan ilçeler dışında kalan yerler ile bu
ilçelerin tespit edilmiş ve kesinleşmiş tütün üretim alanları dışında kalan yerlerde
ekilen tütün fideleri veya dikilen tütünler 2005 yılından sonra sökülüp yok
edilir.
BAŞKAN - Komisyon?.. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılıyoruz efendim. BAŞKAN - Katılıyorsunuz. KAMER GENÇ (Tunceli)
-Sayın Başkan, şimdi, bakın, bunu, siz, bizi konuşturmamak için... (DSP ve MHP
sıralarından gürültüler) Bir dakika... Rica
ediyorum... Beni dinlemenizi istiyorum. Biraz önce, benim bir
önergem vardı. Gazetelerden bana telefon ettiler, dediler ki "Kamer Genç
ölmüş" diye... (DSP ve MHP sıralarından gürültüler) Rica ediyorum... Bir dakika... BAŞKAN - Bir dakika
efendim... Çok önemli... Bir dakika efendim, başka bir şey söylüyor... Buyurun. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Bakın, yani, burada, eğer bir susarsak, birbirimizi anlayalım. Şimdi, dediler
ki "Kamer Genç ölmüş" diye bana bir... BAŞKAN - Allah korusun. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Efendim, Allah korur, korumaz, önemli değil... BAŞKAN - Bana o düşer
efendim, ne diyeyim yani... KAMER GENÇ (Tunceli) -
Şimdi, ben, onlarla uğraşırken... Evvela, ben bu işi alaya aldım; ama, şimdi,
benim çocuklarım var, eşim var, dostlarım var; onları araştırırken, baktım,
burada bir önergem geçti, konuşturmadınız... PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Şimdi, görüyorlar, görüyorlar; sağlıklı
olduğunu. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Komisyon, beni konuşturmamak için... BAŞKAN - Efendim, ben
konuşturmadım değil, sizin önergenizi okudum, burada yoktunuz. KAMER GENÇ (Tunceli) - O
usulü uygulayamazsınız; çünkü, burada geçici maddedir. Geçici madde üzerinde
benim konuşma hakkım vardır Sayın Başkanım; ama, siz, tabiî, burada, ne
İçtüzüğü uyguluyorsunuz ne Anayasayı uyguluyorsunuz, İktidarın bir temsilcisi gibi hareket ediyorsunuz...
Teessüflerimi bildiriyorum. BAŞKAN - Efendim,
komisyon katıldı. Hükümet?.. DEVLET BAKANI YILMAZ
KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılıyoruz. BAŞKAN - Hükümet de
katılıyor efendim. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) -
Sayın Başkan izin verir misiniz? BAŞKAN - İçtüzük 45 gayet
açık. Buyurun efendim. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) -
Efendim, önerge diye takdim etmiş olmanız, bu belgeyi önergeye dönüştürmez; bu,
bir maddedir. Bakınız, ifade aynen şöyle: "Sayın Başkanlığa; görüşülmekte
olan 719 sıra sayılı yasa tasarısına aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini
saygılarımızla arz ederiz". Bu, yeni bir madde ilavesidir, gruplara söz
hakkı doğar, bu madde üzerinde arkadaşlara önerge verme hakkı doğar; işlemi
böyle yapmazsanız, yanlış bir işlem yapmış olursunuz. BAŞKAN - Efendim, bir
önce de yaptık aynı uygulamayı, dün de yaptık, geçici 4 üncü madde olarak da
dün çıkardığımız kanunda geçti efendim. Uygulama böyle diye de,
ben, size ifade buyurdum efendim. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkanım, komisyonun çoğunluğu yok efendim. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) -
Sayın Başkanım, geçmişte siz de yapmış olabilirsiniz, ben de yapmış olabilirim.
BAŞKAN - Efendim,
zatıâlileriniz de Başkanvekilliği yaparken yapmışsınız, 1999 dedim 2000
dedim.(MHP sıralarından gürültüler) Bir dakika efendim... YASİN HATİPOĞLU (Çorum) -
Efendim, ben onu arz ediyorum. Efendim, yeni bir madde ihdasında böyle bir işlem
yapmadım. Yeni bir madde ihdasında böyle bir işlem yapmadım, buna imkân vermez
87 nci madde. Lütfen... Gruplara söz hakkı doğar. BAŞKAN - 87 açık efendim. ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) -
Sayın Başkanım... BAŞKAN - Buyurun efendim. ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) -
Komisyonun çoğunluğu yoktur, lütfen bir sayar mısınız. (MHP sıralarından
"Var" sesleri) BAŞKAN - Efendim, 15 kişi
var orada, 14 kişi icap ediyor. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - 16 kişi oldu. BAŞKAN - 16 kişi olmuş,
haydi... 14... Saydım efendim, beş kere saydım, istirham ederim yani, şu benim
işimi bana öğretmeyin. Hükümetin ve Komisyonun
katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan, eğer siz, bizi konuşturmazsanız... BAŞKAN - Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir efendim. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan, bir dinler misiniz?.. BAŞKAN - Neyi dinleyeyim
efendim, aynı şeyi söylüyorsunuz Sayın Genç. (MHP sıralarından gürültüler) KAMER GENÇ (Tunceli) -
Dinlemek zorundasınız. 61 inci maddeye göre
yerimden bir açıklama yapmak istiyorum. BAŞKAN - Yeni bir önerge
geldi efendim. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Siz, bizi konuşturmamakla ne elde edeceksiniz? Komisyon olarak niye orada
oturuyorsunuz siz? BAŞKAN - Tasarıya geçici
bir madde ilave edilmesine dair önerge vardır; önergeyi okutup, işleme
alacağım. Okuyun efendim. Sayın Başkanlığa Görüşülmekte olan 719
sıra sayılı yasa tasarısına aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini saygılarımla
arz ederim.
GEÇİCİ MADDE 2.- Bu
kanunun 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan idarî para cezalarında alınacak
yüzde 25 nispeti ilk üç yıl için yüzde 10 olarak uygulanır. BAŞKAN - Komisyon?.. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılıyoruz efendim. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan, beni dinlemek zorundasınız... BAŞKAN
- Efendim niye dinlemek zorundayım... Hiçbir dinleme zorunluluğum yok efendim. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan... BAŞKAN - Hükümet
katılıyor mu? DEVLET BAKANI YILMAZ
KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılıyoruz efendim. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Bir milletvekili konuşuyor... BAŞKAN - Komisyonun ve
hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir efendim. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan, komisyonun katılması, sırf beni konuşturmamak için... Bir
milletvekilini konuşturmamak için tuzaklar kuruyorsunuz... YASİN HATİBOĞLU (Çorum) -
Sayın Başkan... BAŞKAN - 11 inci maddeyi
okutuyorum efendim. MADDE 11.- Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) -
Sayın Başkan... BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) -
Sayın Başkan... BAŞKAN - Buyurun Sayın
Hatipoğlu. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) -
Sayın Başkanım, yani, bir maddeyi geçireceğiz diye, şu Parlamentoya olan
saygıyı kısaltmaya, kısırlaştırmaya kimsenin hakkı yok. Sayın Bakan önergeye
katıldı, Sayın Komisyon Başkanı da önergeye katıldı, neden oy vermiyorlar?!
(DSP, MHP ve ANAP sıralarından gürültüler) BAŞKAN - Efendim,
Meclisin iradesi de reddetti, ne yapayım... YASİN HATİBOĞLU (Çorum) -
Yapmayın efendim... Yapmayın efendim... BAŞKAN - Benim değil ki
efendim... Müteakip maddeyi
okutuyorum: YASİN HATİBOĞLU (Çorum) -
Ona bir şey demiyoruz... BAŞKAN - Müteakip maddeyi
okuyun efendim. Madde 12.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) -
Efendim, siz vermeyebilirsiniz, milletvekillerinin oy vermesi lazım. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan, çıkıp vatandaşın karşısına sizi perişan edeceğim. BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir. 86 ncı maddeye göre söz
istemi vardır. Lehinde söz isteyen Tokat
Milletvekili Sayın Reşat Doğru... REŞAT DOĞRU (Tokat) - Söz
hakkımı Amasya Milletvekili Gönül Saray Alphan'a veriyorum Sayın Başkan. BAŞKAN - Lehinde, Amasya
Milletvekili Gönül Saray Alphan; buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar) KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan... BAŞKAN - Bu vesileyle,
Sayın Gönül Alphan'dan da, geçen günkü sürçülisanımdan dolayı özür diliyorum
tekrar. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan, beni dinler misiniz? Türkiye Cumhuriyeti
tarihinde bu Meclis kürsüsüne kimse bu kadar ihanet etmemiştir. Size teessüf
ederim, beni konuşturmamak için o tüyoyu siz verdiniz; çünkü, siz, hepiniz
çekiniyorsunuz... (DSP, MHP ve ANAP sıralarından gürültüler) BAŞKAN - Sayın Gönül
Alphan, buyurun efendim. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Çünkü, büyük suiistimallere batmış bir iktidar... Bu iktidar, benim 5 dakika
konuşmama dayanamayacak kadar... BAŞKAN - Efendim, ben
sizin birinci önergenizi işleme koydum, sizi çağırdım, siz yoktunuz ve
gerekçesini okudum, burada olsaydınız efendim. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Yani, 5 dakika konuşmama dayanamayacak bir iktidar... BAŞKAN - Buyurun Sayın
Alphan. GÖNÜL SARAY ALPHAN
(Amasya) - Sayın Başkanım, Türkiye'de, sanatçı ve sanat adına, bir Zeki Müren
olmak, bir Gönül Yazar olmak, sanatın adına bir onurdur... KAMER GENÇ (Tunceli) -
Kimin Philip Morris'ten 200 milyar aldığını söyleyecektim... GÖNÜL SARAY ALPHAN
(Devamla) - ... ancak,Türkiye Büyük Millet Meclisinde Gönül Saray olmak da
benim onurumdur diyerek, sürçülisanınızı kabul ediyorum. (DSP ve MHP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Çok teşekkür
ederim Sayın Gönül Alphan. GÖNÜL SARAY ALPHAN
(Devamla) - 1990'lı yıllarda dünya ekonomisine yeni bir terim girdi,
"glasnost ve prestroika" bu, "yeniden yapılanma" demekti. Liberal ekonomiye hiç
hazırlıklı olmayan Doğu Bloku ülkeleri, bu onbir yıl içerisinde, 2001 yılına
kadar, liberal ekonominin altyapısını hazırlayan ve globalizasyona ışık tutan,
çağdaş teknolojileri davet eden bütün alt hazırlıkları tamamladılar.
Bulgaristan, Romanya, Polonya ve Rusya, o dönemlerde, bizim Bankalar Yasamız,
özelleştirme ve yabancı sermayeyi teşvik konusunda bütün belge ve
dokümanlarımızı istemelerine rağmen, geçen onbir yılı Türkiye çok bonkörce, bir
mirasyedi şeklinde harcadı. Bu onbir yılda, şu anda Bulgaristan, Avrupa
Birliğinde ön sıralarda yer almasına rağmen ve serbest dolaşım hakkını kazanmış
olmasına rağmen, Türkiye, halen bu noktalarda ve biz halen liberal ekonomiyi ve
globalizasyonu tartışıyoruz. Değerli milletvekilleri,
bu kürsülerden... KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan, bu yönetim size çok yakışıyor... GÖNÜL SARAY ALPHAN
(Devamla) - ... dünyaya, sadece Ankara'dan bakan değil, dünyadan da Ankara'ya
bakabilen milletvekillerine ihtiyacımız var. New York'tan, Moskova'dan, Kuzey
Afrika'dan ve Ortadoğu'dan Ankara'ya bakabilen milletvekillerine ihtiyacımız
var... KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sizi Cumhurbaşkanlığına gönderirler, bunun hesabını aileniz bile ödeyemez,
çoluk çocuğunuz bile ödeyemez. Türkiye'nin başına örülen çoraplara alet
oldunuz... GÖNÜL SARAY ALPHAN
(Devamla) - ... çünkü, küreselleşmenin önünde ve küreselleşmeye karşı
Türkiye'yi koruyabilecek yapılanmayı, bu milletvekilleri ve bu Türkiye Büyük
Millet Meclisi yapacak diye düşünüyorum. (FP sıralarından gürültüler) Değerli milletvekilleri
müsaade ederlerse konuşmamı tamamlamak istiyorum. Değerli milletvekilleri,
bu kürsülerden bizi acımasızca eleştiren muhalefet milletvekilleri, Yedinci ve
Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planlarında aynen şu hedefi kendi oylarıyla
belirlediler, dediler ki: "Üretim ve tekel ilişkilerinde 196 ve 1177
sayılı kanunları yeni baştan ele alacağız ve çağdaş normlarda düzenleyeceğiz ve
bu, bizim hedefimiz olacak." Yüce Meclisin oylarıyla geçti. Yine, bizi acımasızca
eleştiren muhalefetin değerli sözcüleri, 1995'te, o dönemin iktidarlarınca
imzalanan gümrük birliğinin bir şartını unutmuş göründüler. Bu şarta göre,
sigara ve tütün, sanayi ürünü olup, gümrük birliği kapsamındadır. Sigara
ithalatında gümrük vergisini, 1.1.1996'da, yine, dönemin milletvekilleri ve
iktidarları, kendileri kaldırdılar. 1995'te, Dünya Ticaret
Örgütü sözleşmesine imza atan, o dönemin iktidarlarına göre, Dünya Ticaret
Örgütü, bize, aynen şu şartı koşuyor -ve buna imza attılar- diyor
ki:"Hiçbir âkit tarafın diğer tarafın ürünlerine yurt içindeki benzer ulusal
ürünlere dolaylı veya dolaysız şekilde uygulananlardan daha yüksek düzeyde,
doğrudan veya dolaylı olarak iç vergi veya herhangi bir malî yük
uygulayamaz." Yine, Dünya Ticaret Örgütü, imzaladıkları anlaşmalara göre
diyor ki: "Dışticaret üzerindeki miktar kısıtlamaları ile eşetkili diğer
önlemleri kaldıracaksınız." Değerli arkadaşlarım,
tütün ithalatı, bu kürsüden çok eleştirildi. Biz de katıyoruz; ama, bu
anlaşmaları biz imzalamadık. (MHP sıralarından alkışlar) Bu anlaşmaların uluslararası
şartlarına, normlarına göre uygun hareket etme ve tütün üreticisini, en az
zararla, koruma, kollama kararlarını geçirmeye çalışıyoruz. Bunu nasıl yapmaya
çalışıyoruz; madem, bu şartlara, Türkiye olarak, imza koyduk, bu, bizim
onurumuz -çünkü, uluslararası bir anlaşma- o zaman, bizim yapabileceğimiz
şeyler, son derece kısıtlı ve sınırlıydı; ne yaptık; tütün ve tütün
mamullerinin gerek ihracatına gerek ithalatına kurum tarafından verilecek
kontrol belgesiyle ithalatı düzenlemesini getirdik. (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Efendim,
toparlarsanız minnettar kalacağım. GÖNÜL SARAY ALPHAN
(Devamla) - Dışticaretle uğraşan arkadaşlarımız son derece iyi bilirler;
kontrol belgesi almak son derece sıkıntılı ve zorlu bir uğraştır; yani, her
önüne gelen, her istediği tip, miktar ve kalitede tütünü Türkiye'ye ithal
edemeyecek. Başka ne yaptık; sizin bu
imzaladığınız anlaşmaların istemesine rağmen, bir yıl içerisinde değil, beş yıl
içerisinde tedrici geçiş sağladık; Türk tütüncüsünü ve üreticisini mağdur
etmemek üzere. BAŞKAN - Efendim,
teşekkür ediyorum. GÖNÜL SARAY ALPHAN
(Devamla) - Son cümlelerimi söylüyorum Sayın Başkanım. BAŞKAN - Tabii efendim.
Hayır, ben teşekkür ettim. Buyurun. KAMER GENÇ (Tunceli) -
Philip Morris sizi kara listeye alır sonra, fazla konuşturmazsanız!.. GÖNÜL SARAY ALPHAN
(Devamla) - Değerli milletvekilleri, burada konuşma yapan tüm değerli
milletvekillerinin tütün tarlalarından gelmelerini memnuniyetle öğrendik... KAMER GENÇ (Tunceli) -
Philip Morris size kızar konuşturmazsanız!.. BAŞKAN - Sayın Genç,
ağzından çıkanı kulağın duysun ama. GÖNÜL SARAY ALPHAN
(Devamla) - O arkadaşlarımız bir şeyi belirtmeyi unuttular; tütün tarlalarına,
genelde küçük kızları ve kadınları gönderirler ve onlar sabahları tütün
kırarlar. Ben, o kadınlar adına
konuşuyorum. Koku almayı unutmuş, ellerindeki zift nedeniyle tat alma duygusunu
yitirmiş kadınlar adına konuşuyorum. Ben, o kadınların oylarıyla, tütüncülerin
oylarıyla buraya geldim ve bu yüce kürsüden yemin ettim; ama, o kadınlara, bir
de şu sözü verdim; sizleri acı tütünden kurtaracağız, sizleri daha intensif,
daha fazla para kazanabileceğiniz ürünlere geçireceğiz. Saygılarımla. (DSP, MHP
ve ANAP sıralarından alkışlar, FP ve DYP sıralarından "Bravo sesleri,
alkışlar [!]) BAŞKAN - Efendim,
teşekkür ediyorum. Aleyhte söz isteyen Sayın
İsmail Özgün, buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar) SAFFET ARIKAN BEDÜK
(Ankara) - Sayın Başkan, benim de söz talebim vardı. BAŞKAN - Efendim,
zatıâlilerinizden evvel Ali Rıza Gönül Bey var, sonra Mehmet Özcan Bey var,
Orhan Bıçakçıoğlu Bey var; siz 8 inci sıradasınız, onun için sıra gelmesi
mümkün değil. ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) -
Ben sıramı veririm Sayın Başkan. BAŞKAN - Hayır, siz
sıranızı veremezsiniz; birinci olarak Sayın İsmail Özgün söz aldı efendim. Bildiğiniz gibi, bir
lehte bir aleyhte söz verebiliyorum. ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) -
Efendim, siz ikiye çıkarabilirsiniz; nasıl olsa istediğiniz gibi
yönetiyorsunuz. BAŞKAN - Buyurun Sayın
Özgün. İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 719 sıra sayılı
kanun tasarısı hakkında, oyumun rengini belirtmek üzere söz almış
bulunmaktayım; bu vesileyle, hepinizi, sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Değerli milletvekilleri,
tarımın katledilmesi, tütün ve tütün üreticilerinin yok edilmesi anlamına gelen
bu kanun tasarısına ret oyu vereceğimi, sözlerimin başında ifade etmek
istiyorum. Şu ana kadar, burada
yapılan konuşmalarda, özellikle tütün üreten bölgelerden gelen
milletvekillerimiz, hem iktidara mensup hem de muhalefete mensup
milletvekillerimiz, kanun tasarısı hakkındaki endişelerini orta yere açıkça
koydular. Özellikle iktidara mensup milletvekillerimiz, tütün bölgesinden gelen
milletvekillerimiz, muhalefetteki arkadaşlarımızın konuşmalarını desteklediler;
yanlış bir iş yapıldığını, endişe ettiklerini, tütün üreticilerinin geleceğinden
endişeli olduklarını burada ifade ettiler. Şu ana kadar, karşılaştığım birçok
milletvekiline sordum, hepsi yanlış olduğunu söylüyor. Şurada oturan Tekelin
yöneticilerine sorsak, onlar da yanlış bir iş yapıldığını söyleyeceklerdir;
ama, ne yazık ki, görüyoruz ki, burada, yanlış bir iş yapılmaya ve buradan
yanlış bir kanun çıkarılmaya çalışılıyor. Ben diyorum ki, gelin,
tütün üreticisini açlığa ve yoksulluğa mahkûm etmeyelim; gelin, elbirliğiyle,
bu kanun tasarısını geldiği yere
gönderelim. Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısı, eğer, bu haliyle
yasalaşacak olursa, Türk tütünü ve tütün üreticisi, maalesef kendi kaderine
terk edilmiş olacak ve başka da bir alternatifi olmayan bu üreticilerimiz,
yoksul ve aşsız kalacaklardır; bunu vebali de bu hükümet ortaklarının
olacaktır. Değerli milletvekilleri,
Türkiye'de, aşağı yukarı 5 milyon kişi, geçimini temin etmektedir tütünden ve
bu 5 milyon insan, bugün, ekranları başında bizi izliyor. Siz, bu kanun
tasarısını, IMF'nin bir dayatması olarak buraya getirdiniz. IMF'ye verdiğiniz
niyet mektubunun içerisinde yazıyor... Krediyi alabilmek için, o ön şartı
yerine getirmek için bugün buraya getirdiniz; ama, bakın, size bir gerçeği
söyleyeyim: Yarın, seçim yapıldığında, IMF'den oy istemeyeceksiniz; yine, gidip,
bugün açlığa ve sefilliğe mahkûm etmeye çalıştığınız tütün üreticisinden oy
isteyeceksiniz. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Peki,
hangi yüzle gidip, tütün üreticisinin karşısında "bana oy ver"
diyeceksiniz?! Hangi yüzle gidip, pancar üreticisinin karşısına çıkıp
"bana oy ver" diyeceksiniz?! Hangi buğday üreticisinden, hangi hayvan
bakan, hayvancılık yapan insandan oy isteyeceksiniz?! Siz, her gün dükkânını
siftah yapmadan açıp kapayan esnaftan nasıl oy isteyeceksiniz?! Siz, bugün
açlığa mahkûm ettiğiniz, geçinemeyen o işçiden, o memurdan, o emekliden nasıl
oy isteyeceksiniz; hayret ediyorum! (DSP, MHP ve ANAP sıralarından gürültüler) Onun için, ben, size,
burada iyilik ediyorum; yani, gelin, bu yanlışı yapmayın, bu tütün üreticisini
kaderiyle baş başa bırakmayın, mahvetmeyin diye söylüyorum. Ben söylemiyorum;
bakın, Balıkesir'in Sındırgı İlçesi, bütün geçimini tütünden sağlayan bir
ilçemiz; Ziraat Odası Başkanı sesleniyor: "Biz, 50 000 kişilik nüfusa
sahip bir ilçeyiz ve bu 50 000 kişinin aşağı yukarı tamamı, tütünden geçimini
sağlıyor. Biz bekliyorduk ki, hükümet tütün üretimini desteklesin, daha
kaliteli tütün olsun, biz daha çok para kazanalım... Biz bunu bekliyorken,
şimdi, hükümet kalktı, bizi açlığa, sefilliğe mahkûm edecek bir kanunu buraya
getirdi. Siz, milletvekilleri olarak bizim vekilimizsiniz, Mecliste bunu
engelleyiniz" diyor. Kim söylüyor; Sındırgı Ziraat Odası Başkanı Sayın
Yusuf Sidan... Buyurun, üretici bunu söylüyor, ben söylemiyorum. Siz, bu
insanların karşısına yarın nasıl çıkacaksınız, gelin, burada bunun cevabını
verin. Siz gelin de, üretimi durdurmak yerine, üreticiyi perişan etmek yerine,
üretimi artırıcı tedbirleri buraya getirin, biz de size destek olalım; ama,
siz, üretimi yok etmek istiyorsunuz, çiftçiyi, köylüyü perişan etmek
istiyorsunuz ve yapıyorsunuz da. Onun için, biz, sizi buradan ikaz ediyoruz;
yanlış yoldasınız ve yanlış yapıyorsunuz, gelin, bunu yapmayın. MEHMET ARSLAN (Ankara) -
Avrupa Birliğine girmeyelim mi?! İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) -
Benim Balıkesir'deki, Sıngırgı'daki, Bigadiç'teki, Savaştepe'deki, Gönen'deki,
Kepsut'taki tütün üreticim ne yapacak?!. Soruyor bana "ben ne yapacağım,
neyle geçineceğim, bana alternatif olarak, hükümet ne sunuyor, ben ne
yapacağım" diyor. Gelin, söyleyin ne yapacağını... (Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Efendim, lütfen
toparlar mısınız. İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) -
Sayın Başkan, toparlıyorum. Geliniz, iktidar
muhalefet demeden... Bakın, siz de iktidar milletvekilleri olarak buraya
çıktınız, söylediniz "bu iş yanlıştır" dediniz. Geliniz, her beraber,
bu kanun tasarısına burada ret oyu verelim ve bu kanun tasarısını geldiği yere
gönderelim diyorum, hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum. (FP ve DYP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim
efendim. Sayın milletvekilleri,
tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır. Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir. Açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım. Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir efendim. Açık oylama için 2 dakika
süre veriyorum ve oylamayı başlatıyorum. (Elektronik cihazla
oylama yapıldı) BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel
Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin
Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına 319 sayın
milletvekili iştirak etmiş olup, 206 kabul, 109 ret, 1 çekimser, 3 mükerrer oy
kullanılmıştır; böylece, tasarı kanunlaşmıştır efendim. Sayın milletvekilleri,
kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 21 Haziran 2001 Perşembe
günü, alınan karar gereğince saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi
kapatıyorum. Kapanma Saati: 22.11 |
|