Yazılı ve Sözlü Sorular Araştırma Komisyonları Soruşturma Komisyonları
                                                                      Son Tutanak Tutanak Sorgu Tutanak Metinleri Gizli Oturum Tutanakları
                                                                                                                                            Uluslararası Komisyonlar Dostluk Grupları
                                                                                      Genel Sekreterlik Mevzuat Telefon Rehberi Etik Komisyon Duyurular

DÖNEM : 21        CİLT : 67       YASAMA YILI : 3

 

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

 

121 inci Birleşim

20 . 6 . 2001 Çarşamba

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

                                                      Sayfa    

 

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - YOKLAMALAR

 

IV. - ÖNERİLER

A) SİyasÎ Partİ Grubu Önerİlerİ

1.– Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmındaki sıralamanın yeniden düzenlenmesine, Genel Kurulun çalışma saatleri ile (11/15) esas numaralı gensoru önergesinin gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmında yer almasına ve gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin 25 Haziran 2001 Pazartesi günkü birleşimde yapılmasına ilişkin DSP, MHP ve ANAP Gruplarının müşterek önerisi

V.– KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

 

1.– İzmir Milletvekili Rıfat Serdaroğlu'nun; İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın; Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya'nın; Ankara Milletvekili Yıldırım Akbulut'un; Şırnak Milletvekili Mehmet Salih Yıldırım'ın; Gaziantep Milletvekili Ali Ilıksoy, Konya Milletvekili Ömer İzgi ve Ankara Milletvekili Nejat Arseven'in; İstanbul Milletvekili Ziya Aktaş ve 42 Arkadaşının; Zonguldak Milletvekili Hasan Gemici'nin ve İzmir Milletvekili Işılay Saygın'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/94, 2/232, 2/286, 2/307, 2/310, 2/311, 2/325, 2/442, 2/449)       (S. Sayısı : 527)

2.– Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Tansu Çiller ve 3 Arkadaşının, Kamu Görevlileri Sendikaları Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/418, 2/87) (S. Sayısı : 683)

3.– Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı : 719 ve 719'a Ek)

 

 

VI.– AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.– Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in, DYP Grubu adına konuşan Balıkesir Milletvekili İlhan Aytekin'in, Hükümete sataşması nedeniyle konuşması

VII.– SORULAR VE CEVAPLAR

A) YazIlI Sorular ve CevaplarI

1.– İstanbul Milletvekili Hayri Kozakçıoğlu'nun, İstanbul-Esenler İlçesinde muhtarların bürolarına molotofkokteyli atılması sonucu doğan zararlara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen'in cevabı (7/4273)

2.– İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın;

Belediyelerin harcamalarına,

İstanbul Büyükşehir Belediyesince ithal edilen ürünlere,

İlişkin soruları ve İçişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen'in cevabı (7/4295, 4332)

3.– Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, şeker pancarı üretimine ve şeker stoklarına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu'nun cevabı (7/4327)

4.– Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz'ın, TBMM Lojman servislerine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Ömer İzgi'nin cevabı (7/4331)

5.– Rize Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun, Rize Organize Sanayi Bölgesi Projesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu'nun cevabı (7/4335)

6.– Ankara Milletvekili M. Zeki Çelik'in, yurt dışında görevlendirilen personele ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın cevabı (7/4338)

7.– Van Milletvekili Maliki Ejder Arvas'ın, muhtarların sosyal haklarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen'in cevabı (7/4398)

8.–  İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın, Sun Express uçaklarında sigara yasağına uyulmadığı iddiasına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz'ün cevabı (7/4413)


I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak altı oturum yaptı.

7.6.2001 tarih ve 4676 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, Basın Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun, bir defa daha görüşülmek üzere geri gönderildiğine  ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında bulunan:

TBMM İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu raporunun (2/94, 2/232, 2/286, 2/307, 2/310, 2/311, 2/325, 2/442, 2/449) (S. Sayısı: 527) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin Komisyon raporu henüz hazırlanmadığından,

Kamu Görevlileri Sendikaları (1/418, 2/87) (S. Sayısı:683),

Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Yurtdışı Teşkilâtı Hakkında 189 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ilişkin (1/53) (S. Sayısı: 433),

Sosyal Güvenlik Kurumu Teşkilâtının Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında 618 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ilişkin (1/755, 1/689, 2/699) (S. Sayısı: 666),

Türkiye İş Kurumunun Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında 617 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ilişkin (1/754, 1/692) (S. Sayısı: 675),

Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu, Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında 619 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ilişkin (1/756, 1/691) (S. Sayısı: 676),

Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığının Kurulması ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında 616 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ilişkin (1/753, 1/690) (S. Sayısı: 685),

Kanun tasarılarının görüşmeleri, komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından;

Ertelendi.

Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının (1/876) (S. Sayısı: 713) görüşmeleri tamamlanarak, yapılan açık oylama sonucunda kabul edilip kanunlaştığı açıklandı.

İstanbul Milletvekili Aydın A. Ayaydın, DYP Grubu adına konuşan Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in şahsına sataştığı iddiasıyla bir konuşma yaptı.

Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının (1/875) (S. Sayısı: 719 ve 719’a Ek) görüşmelerine başlanarak, tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı; maddelerine geçilmesi sırasında istem üzerine elektronik cihazla yapılan yoklamada Genel Kurulda toplantı yetersayısı bulunmadığı anlaşıldığından;

20 Haziran 2001 Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşime 02.28'de son verildi.

 

 

Mustafa Murat Sökmenoğlu

 

 

 

Başkanvekili

 

 

Sebahattin Karakelle

 

Burhan Orhan

 

Erzincan

 

Bursa

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

                                                                                                                      No. : 168

II. – GELEN KÂĞITLAR

20. 6. 2001 Çarşamba

Tasarı

1.– Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Yugoslavya Federal Cumhuriyeti Federal Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki  ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/881) (Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 12.6.2001)  

Teklifler

1.– Kütahya Milletvekili Ahmet Derin'in; Emet İlçesine Gazilik Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/782) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 12.6.2001)

2.– Afyon Milletvekili Abdulkadir Akcan ve 43 Arkadaşının; Pasaport Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında  Kanun Teklifi (2/783) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.6.2001)

3.– Denizli Milletvekili Mehmet Kocabatmaz ve 11 Arkadaşının; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/784) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.6.2001)

Rapor

1.– Karadeniz Deniz İşbirliği Görev Grubu Teşkiline Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/865) (S. Sayısı : 720) (Dağıtma tarihi : 20.6.2001) (GÜNDEME)

Sözlü Soru Önergeleri

1.– Diyarbakır Milletvekili Nurettin Atik'in, Eti Holding bünyesinde rafine bor tesisleri  kurulup kurulmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1548) (Başkanlığa geliş tarihi: 19.6.2001)

2.– Denizli Milletvekili Mehmet Gözlükaya'nın, bor madenlerinin özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1549) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001)

3.– Denizli Milletvekili Mehmet Gözlükaya'nın, bor madenleri üretimine ve pazarlamasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi  (6/1550) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001)

4.– Bursa Milletvekili Oğuz Tezmen'in, bor madeninin Dünya piyasasındaki  yerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1551) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001)

5.– Bursa Milletvekili Teoman Özalp'in, bor madenlerinin üretimine ve satışına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1552) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001)

6.– Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, bor madenlerinin ihracatıyla ilgili yapılan anlaşmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1553) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001)

7.– İzmir Milletvekili Yıldırım Ulupınar'ın, yeraltı zenginliklerimize ve rezervlere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1554) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001)

8.– İstanbul Milletvekili Hayri Kozakçıoğlu'nun, bor madenine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1555) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001)

9.– Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, bor madenlerine ve üretim tesislerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1556) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001)

10.– Antalya Milletvekili Mehmet Baysarı'nın, bor madenlerinin özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1557) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001)

11.– Aksaray Milletvekili Murat Akın'ın, bor madenlerinin özelleştirilmesinin sakıncalı olacağı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1558) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001)

12.– İzmir Milletvekili Yıldırım Ulupınar'ın, bor tuzlarının ekonomiye katkısının artırılmasına ve ihracatına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1559) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001)

Yazılı Soru Önergeleri

1.– Şanlıurfa Milletvekili Zülfikar İzol'un, Şanlıurfa çevre yoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi  (7/4538) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001)

2.– Mardin Milletvekili Metin Musaoğlu'nun, bor madeni üretimine ve Eti Holdinge ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4539) (Başkanlığa geliş tarihi : 19.6.2001)


BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.00

20 Haziran 2001 Çarşamba

BAŞKAN: Başkanvekili Mustafa Murat SÖKMENOĞLU

KÂTİP ÜYELER: Sebahattin KARAKELLE (Erzincan), Burhan ORHAN (Bursa)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 121 inci Birleşimini açıyorum.

III. – YOKLAMA

BAŞKAN - Yoklama talebi vardır, yoklama yapacağım.

Yoklama için 10 dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın Milletvekilleri, toplantı yetersayımız yoktur.

Efendim, kaç dakika ara vereyim?..

TURHAN GÜVEN (İçel) - Saat 20'ye bırakın.

BAŞKAN - Hayır efendim, istirham ederim...

Efendim 15 dakika yeter mi?

AYDIN TÜMEN (Ankara) - Fazla bile Sayın Başkan.

BAŞKAN - Birleşime 10 dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 14.17


İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.28

BAŞKAN: Başkanvekili Mustafa Murat SÖKMENOĞLU

KÂTİP ÜYELER: Sebahattin KARAKELLE (Erzincan), Burhan ORHAN (Bursa)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 121 inci Birleşimin İkinci Oturumunu açıyorum.

III. – YOKLAMA

BAŞKAN - Yoklama talebi vardı; yoklama işlemini tekrarlayacağım efendim.

Sayın milletvekilleri, sisteme giremeyen sayın üyelerin pusula göndermelerini rica ediyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.

Demokratik Sol Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Anavatan Partisi Gruplarının, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş müşterek önerileri vardır; önce, tümünü okutup işleme alacağım, sonra, ayrı ayrı okutup oylarınıza sunacağım:

IV. – ÖNERİLER

A) SİyasÎ Partİ Grubu Önerİlerİ

1.– Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmındaki sıralamanın yeniden düzenlenmesine, Genel Kurulun çalışma saatleri ile (11/15) esas numaralı gensoru önergesinin gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmında yer almasına ve gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin 25 Haziran 2001 Pazartesi günkü birleşimde yapılmasına ilişkin DSP, MHP ve ANAP Gruplarının müşterek önerisi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 20 Haziran 2001 Çarşamba günü (bugün) yaptığı toplantıda, siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, gruplarımızın ekteki müşterek önerilerinin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ve teklif ederiz.

Saygılarımızla.

 

Emrehan Halıcı

 

İsmail Köse

 

DSP Grubu Başkanvekili

 

MHP Grubu Başkanvekili

 

 

İbrahim Yaşar Dedelek

 

 

 

ANAP Grubu Başkanvekili

 

Öneriler:

1- Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 285 inci sırasında yer alan 712 sıra sayılı kanun tasarısının, bu kısmın 9 uncu sırasına; 20 Haziran 2001 tarihli Gelen Kâğıtlarda yayımlanan 720 sıra sayılı kanun tasarısının, 48 saat geçmeden, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen  Diğer İşler" kısmının 10 uncu sırasına alınması; 20 Haziran 2001 Çarşamba günü gündemin 9 uncu sırasına, 21 Haziran 2001 Perşembe günü 10 uncu sırasına, 22 Haziran 2001 Cuma günü de o günkü gündemin 8 inci sırasına kadar olan tasarı ve tekliflerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılması önerilmiştir.

2- Genel Kurulun, 25 Haziran 2001 Pazartesi, 26 Haziran 2001 Salı, 27 Haziran 2001 Çarşamba, 28 Haziran 2001 Perşembe ve 29 Haziran 2001 Cuma günleri 14.00-19.00, 20.00-24.00 saatleri arasında çalışması; 26 Haziran 2001 Salı günü sözlü sorular ile diğer denetim konularının, 27 Haziran 2001 Çarşamba günü sözlü soruların görüşülmemesi; 25 Haziran 2001 Pazartesi ve 29 Haziran 2001 Cuma günleri de kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi önerilmiştir.

3- 18 Haziran 2001 tarihli Gelen Kâğıtlarda yayımlanan Başbakan Bülent Ecevit hakkındaki (11/15) esas numaralı gensoru önergesinin gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmında yer alması ve Anayasanın 99 uncu maddesi gereğince gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin, 25 Haziran 2001 Pazartesi günkü birleşimde yapılması ve görüşmelerin tamamlanmasından sonra, kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi önerilmiştir.

BAŞKAN - Öneri üzerinde lehte ve aleyhte söz isteyen?..

DENGİR MİR MEHMET FIRAT (Adıyaman) - Aleyhte, Sayın Başkan...

TURHAN GÜVEN (İçel) - Aleyhte, efendim...

BAŞKAN - 2 aleyhte, 2 lehte söz vereceğim.

Aleyhte, Sayın Dengir Fırat; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

DENGİR MİR MEHMET FIRAT (Adıyaman) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle, dün, MHP'li çok sayın bir milletvekili arkadaşımın, burada yapılacak olan konuşmalarda, konuşma adabı konusunda yapmış olduğu konuşmanın bana atfen yapıldığını biliyorum. Varlığım itibarıyla bütün canlılara saygı duyarım; ama, eşrefi mahlûkat olarak, insanlara saygım, hümanist düşüncemin de bir sonucudur. Dolayısıyla, insanlara karşı bir saygısızlık yapabileceğimin düşünülmesi beni şahsen üzmüştür; ama, öncelikle Türkiye Cumhuriyeti Milletinin temsilcileri olan bu Yüce Meclise karşı, burada yapmış olduğum tüm konuşmalarda, bu Meclisin yüceliğinin, bu Meclisin üstünlüğünün defaatle üstünde durmamdan sonra, konunun bu noktaya getirilmesinden dolayı ben şahsen üzgünüm.

Belki farkında olmadan elimi cebime sokmuş olabilirim; ama, bu, hiçbir zaman, burada bulunan insanlara bir saygısızlığın ifadesi değildir. Belki bir alışkanlıktır, belki Sayın Başkanvekilimin izah ettiği gibi, kürsünün durumudur. Eğer, bu şekilde bir saygısızlık düşünecek olur isek, hatırlarsınız, bundan evvelki Cumhurbaşkanımız, burada yapmış olduğu tüm konuşmalarda, konuşmanın başından sonuna kadar, bir alışkanlık nedeni olarak, eli cebinde konuşmuştur. Ancak, saygıyı, temsil etmiş olduğumuz ve yüceliğini aldığımız, yüce olmamızın temel nedeni olan halka karşı göstermenin temel bir gösterge olduğunu da gözden ırak tutmamamız lazım.

Milyonlarca insanı ilgilendiren bir konuda, görüşmekte olduğumuz yasayı gecenin 02'lerinde görüşmek şekliyle, insanlardan, halkımızdan gizlemeyi, halkımıza karşı bir saygısızlık olarak addetmemek mümkün değildir. Aslında, bir saygısızlık varsa, oradadır. Aslında, saygı duyabileceğimiz, saygı göstermemiz gereken kişiler, temsilcisi olduğumuzu belirttiğimiz ve bundan dolayı da kendimize bir şeref payesi çıkarma sonucuna vardığımız halkımızdır.

İkinci konu; yine, üstünde müteaddit defalar konuşuyoruz. Diyoruz ki; bir şeyin hukukî oluşuyla, kanunî oluşunu birbirinden ayırmamız lazım. Biliyorsunuz, bir süre önce, özellikle, muhalefetin yasal hakkı veya geleneksel hakkı olan engelleme hakkını kısıtlayabilmek için İçtüzüğümüzde birçok değişiklik yaptık. Ancak, bu değişikliklere rağmen, yine de, muhalefetin sesini kısabilmek için, bir hakkın sırf gayrın ızrarını sağlayacak şekilde, gündemi, değişiklik önergeleri vererek kapattık ve bu da, o maddenin görüşülmesine mani olma neticesini doğurdu.

Yalnız, buna başvuran arkadaşlarımızın, lütfen, Anayasayı ve İçtüzüğü bir kez daha ve dikkatle okumalarını rica ediyorum. Bununla mani olabilirsiniz; ancak, bu Meclisi, muhalefet olarak çalıştırmak istemediğimiz zaman, kesinlikle çalıştırmayız. Nasıl mı çalıştırmayız; biliyorsunuz, Anayasamızın 99 uncu maddesinde, gensoru diye bir enstrümanımız vardır; siyasî bir enstrümandır ve bütün görüşmelerin önüne geçer. Gensoru bitirilmeden...

AYDIN TÜMEN (Ankara) - Soruşturmalar da var...

DENGİR MİR MEHMET FIRAT (Devamla) - Soruşturmalar da dahil olmak üzere, başka gündeme giremezsiniz.

AYDIN TÜMEN (Ankara) - O mekanizmayı başlatırsanız, burada cıngar çıkar.

DENGİR MİR MEHMET FIRAT (Devamla) - 33 bakan hakkında 33 tane... Her biri için gensoru verme hakkına sahibiz ve bu sınırsızdır.

AYDIN TÜMEN (Ankara) - Umarım o mekanizmayı çalıştırmazsınız.

MEHMET ÇÜMEN (İzmir) - Topluma nasıl izah edeceksiniz?

DENGİR MİR MEHMET FIRAT (Devamla) - Tabiî ki, topluma izah edeceğiz; bundan hiç şüpheniz olmasın. Ancak, bizleri, lütfen, buna mecbur bırakmayın; çünkü, biz, bu Meclisin çalışmasını istiyoruz. Çünkü, Türkiye'nin, şu anda, çok büyük iki tane kriz geçirdiğinin farkındayız ve Türkiye'nin, bu halkın, üçüncü bir krize dayanamayacağını da biliyoruz. Dolayısıyla, getirmiş olduğunuz her müspet yasaya taraftarız, desteğiz. Ancak, doğru olan şeyleri de izah etmekten ne burada ne de komisyonlarda geri kalmıyoruz. Doğruyu gösteriyoruz, ısrar ediyorsunuz, Anayasa Mahkemesinden dönüyor; ısrar ediyorsunuz -dün, burada gerekçesi okundu, hakikaten çok veciz şekilde yazılmış- bir gerekçeyle yasa buraya geri geliyor.

Aslında, RTÜK Yasası gerekliydi, düzgün çıkarıldığı takdirde gerekliydi; tütün yasası da gereklidir, düzgün çıkarıldığı takdirde gereklidir. Ancak, dün Cumhurbaşkanının, yasayı geri gönderme nedenlerinin tüm unsurları, şu anda görüşmekte olduğumuz Tütün Yasa Tasarısında mündemiçtir ve bundan dolayı da, o konuların düzeltilmesi konusunda Anayasaya aykırılık iddiasıyla 6 tane önerge vermiş bulunuyoruz. Bu önergeler, bir obstrüksiyon için değildir, Meclisin önünü tıkamak için değildir; bu yasanın, Cumhurbaşkanından veya Anayasa Mahkemesinden dönmemesini sağlamak içindir. Lütfen... Lütfen, muhalefetin sesini kesme yönünde yapmış olduğunuz hareketleri, hangi arkadaş tarafından yapılırsa yapılsın, lütfen, bir kez daha rica ediyoruz; esasında, maddelerin görüşebilme imkânını sağlayabilmek, maddelerde müspet değişiklikleri sağlayabilmek için, gerçek önergelerin önünün açılabilmesi için yapay, sentetik önergeleri lütfen çekiniz. Tasarıyı görüşelim. Tasarıyı görüştüğümüz zaman, inanıyorum ki, 4 milyon insanın şu anda gözü bizde, hem onları korumuş olacağız, hem gençlerimizi korumuş olacağız.

Yoksa, bir tütün, bir sigara tiryakisi olarak biliyorum ki, tütünün içerisinde her biri birbirinden öldürücü 500 çeşit zehir var. Buraya geldiğim zaman günde bir paket sigara kullanıyordum, şimdi üç tane kullanıyorum. Sayın Başkanım da aynı alışkanlığın içerisinde; birçoğumuz aynı alışkanlığın içerisindeyiz.

Dün, dünyada tröst olan bir firmanın, kendi sitesinde, Türkiye hakkında 800 küsur tane belge olduğunu söylemiştim. Bu belgelerdin biri, Türkiye'de sigara kullanma yaşının, fiyat politikasıyla ne şekilde aşağıya indirilebileceğini ve dünyada, özellikle azgelişmiş ülkelerde yüzde 2,5 olan gençlerde sigaraya başlama oranının ne şekilde artırılacağı konusu da orada işlenmiş, bir bilimsel raporla belirtilmiştir. Bunları görüşmemiz lazım; çünkü, bizim çocuklarımız da aynı zehri kullanacaklar. Ancak, biz şunu söylüyoruz: Eğer bu zehirle ölünecek ise ve buna mâni olamıyorsak, lütfen, ödediğimiz bu zehir parasını iki tröstün cebine sokmayalım. Yine ölüm için o parayı ödeyelim; ama, hiç olmazsa, bizim üreticimiz bundan istifade etsin.

Gelin, konsensüsü bu Mecliste sağlayalım. Biz iyiniyetliyiz; sizler de iyiniyetlisiniz, onu da biliyorum. Bu konuda hiç kimseden tereddüdüm yok. Ancak, o konsensüs sağlanırsa, inanın ki, ülkeye hizmet etmiş olacağız.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar

BAŞKAN - Aleyhte, Sayın Turhan Güven; buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

ASLAN POLAT (Erzurum) - Sayın Başkan, ben de söz istiyorum.

BAŞKAN - Siz de mi söz istiyorsunuz?

ASLAN POLAT (Erzurum) - Evet.

BAŞKAN - Siz niye istiyorsunuz; lehte mi istiyorsunuz?

ASLAN POLAT (Erzurum) - Aleyhte istiyorum.

BAŞKAN - İki aleyhte, iki lehte söz verme hakkım var.

Aleyhte Sayın Fırat ve Sayın Güven'e söz verdim.

ASLAN POLAT (Erzurum) - O zaman lehte istiyorum.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Güven.

TURHAN GÜVEN (İçel) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Tabiî, Meclis, bugün ancak sabah 03'e doğru çalışmasını bitirebildi. Daha doğrusu, bitiremedi de bugün devam etmek üzere ara verdi; ama, gördük ki, bir yorgunluk var. 10 dakikalık bir yoklama süresine rağmen burada toplantı yetersayısını bulmak mümkün olmadı. Bu, bir zorlamanın...

NİDAİ SEVEN (Ağrı) - Ama, şimdi var.

TURHAN GÜVEN (Devamla) - Nidai, sen yoktun, konuşma!..

NİDAİ SEVEN (Ağrı) - Hayır, buradaydım. Ben, yoksam istifa ederim, siz, burada değilseniz istifa eder misiniz?

TURHAN GÜVEN (Devamla) - Tamam, sen vardın veya yoktun, konuşmayın...

NİDAİ SEVEN (Ağrı) - Hayır,  ben buradaydım, istifa eder misiniz?..

TURHAN GÜVEN (Devamla) - Dışarıda oturup da sonradan gelmeleri, siz burada bulunma kabul ediyorsanız o başka bir olay.

Şimdi bakın, çok önemli kanunlar olduğunu iddia ettiğiniz kanunları görüşüyoruz. İçtüzüğün maddelerini zorlayarak...

MAHFUZ GÜLER (Bingöl) - Sayın Seven geldi, buradaydı.

TURHAN GÜVEN (Devamla) - Tabiî, toplantı yetersayısına geliyor, katılıyorlar canım. Dışarıda kalıp kalıp girmeler var. Onları burada toplantıda bulunuyor kabul etmek mümkün mü değil mi, birleşimin içinde var mı yok mu o başka olay. Ben onu söylemek istiyorum. Çünkü, ben burada kaç kişi olduğunu da biliyorum.

NİDAİ SEVEN (Ağrı) - Burada mıydın?

TURHAN GÜVEN (Devamla) - Sayın Seven, her dakika burada olduğunu ifade etmiyorum dikkat et!..

Neyse bunu bırakalım, cevap vermek diye bir gayret içinde değilim.

NEVZAT ERCAN (Sakarya) - Sayın Başkan, lütfen...

Sayın Başkan, konuşmacıya sık sık müdahale ediliyor; lütfen uyarınız...

TURHAN GÜVEN (Devamla) - Bakın, Sayın Başkan 10 dakika müsamaha gösterdi, o da yorgun, 10 dakikada toplantı yetersayısını bulamadınız.

Sayın Başbakan, ilk defa Başbakanlık yapmıyor. Sayın Ecevit'in, bu, zannederim dördüncü Başbakanlığı. Peki, Sayın Ecevit, üç defa başbakanlık yaptığı o dönemlerde bu İçtüzük değişikliğini hiç gündeme getirdi mi? Yani, şunu söylemek istiyorum: Bakınız, 1970'lerde bir İçtüzük var, 1920'lerde var Dahili Nizamname ve o zaman, Meclis, hep 3 gün toplanıyor.

Değerli arkadaşlarım, bu Meclis toplantıları, uzun sürelerin deneyimlerinden geçmiş, birikimlerin ortaya çıkardığı bir İçtüzükle yapılmaktadır. Bunu zorlamak, milletvekillerine, aslî görevlerini yaptırmamak sonucunu getirir. Yani, pazartesi, salı, çarşamba, perşembe ve cuma... Sakın kimsenin aklına gelmesin toplantıdan kaçıyoruz falan filan diye; yok... Gerekirse temmuzda da çalışırız, ağustosta da çalışırız; bunları gördük. Hatta, öyle gördük ki, memleket felaket içindeydi, depremler üst üste geliyordu ve bu depremlerde binlerce vatandaşımızı kaybetmişken, siz, burada Af Kanunu çıkarmakla meşguldünüz; ona da şahit olduk, bu millet onu da gördü. Peki, şimdi neye şahit oluyor; Şeker Kanununu çıkarıyorsunuz günleri birbirine ulayarak (ilave ederek) Tütün Kanununu çıkarmaya çalışıyorsunuz, Bankalar Kanunu çıkarıldı. Bunların hangisinde, üreticinin hakkını teslim eden madde var; önemli olan bu.

Pazartesi çalışalım; tamam. Peki, ben diyorum ki, gelin, normal günlerinde çalışalım; daha verimli olur, zorlama yerine, daha verimli olur. Kendiniz de bunu hissediyorsunuz. Evet, burada oturmak bir görevdir, kanun çıkarmak bir görevdir, milletvekilinin görevidir; ama, vatandaşa karşı olan taahhütler ne olacak?! Siz, vatandaşla ne zaman temas ediyorsunuz haftanın 5 günü buradayken? Elinizden gelse haftanın 6-7 günü de burada toplanacaksınız ki, doğru, olabilir, işin gereği belki; ama, vatandaşın dertlerini ne zaman dinliyorsunuz? Böyle bir zamanınız yok. Veya vatandaşla ilginizi kesmişsiniz de siz, bir kere daha buraya gelmeyeceğinizi düşünüyorsunuz herhalde "aldırma canım, bu böyle gitsin" diyorsanız, yanlıştır.

Bakın, bu Parlamentoda, her seçim döneminde, yüzde 50'ye yakın, milletvekili sayısı değil, ismi değişir. Yani, her Parlamento yenilenmesinde, yarıya yakın milletvekili, bu parlamentoya giremez; ama, bu tempoyla giderseniz, tamamınız giremez hale gelirsiniz. Neden; milletle ilişkilerinizi kestiğiniz sürece, milletin dertlerini dinlemediğiniz sürece, milletin meselelerini şuraya getirip de çözmek gayretinde olmadığınız sürece, milletten bir şey bekleme hakkını tutamazsınız elinizde; böyle bir hakka da haiz olamazsınız.

Değerli arkadaşlarım, gelin, normal çalışma günü, süresi neyse onu yapalım. Biz, getirdiğiniz tasarılar üzerindeki konuşmalarımızla, hukukîleştirme bakımından gerekli gayreti zaten gösteririz. Neyi getirdiğiniz de bizi ilgilendirmiyor. Burada, çıkar, doğrusu eğrisi neyse onu söyleriz; ona katılmıyorum; onda herhangi bir itirazımız yok; ama, böyle, her hafta, pazartesi günü "yeniden gündem tespiti" diye gelip de, daha evvel, yine sizin değerli oylarınızla karar verdiğiniz gündemi altüst eden ve verdiğiniz kararı iradenizin dışında yeni bir karara doğru götüren olay nedir; onu öğrenmek istiyoruz biz. Kararı veren sizsiniz. Dün karar veriyorsunuz, bugün değiştiriyorsunuz değerli arkadaşlar; o zaman, istikrar nerede?! Hani istikrarla övünüyoruz ya, çok istikrarlıyız falan diye... Ve görüntümüz güzel olmuyor.

Bakın, kamuda çalışan memurlarla ilgili sendikalaşma olayını istedik; hatta, temel kanun olarak bile görüşmeye razıyız dedik; bir an evvel çıkmasını arzu ettik; Kamu-Sen'in eski genel başkanı çok değerli arkadaşım da orada bir gayretin içinde oldu. Burada görüşmeye başladık; sonra ne oldu?.. Nerede bir haftadan beri bu?!. Nerede bir haftadan beri bu?!

AYDIN TÜMEN (Ankara) - Çıkaracağız...  Çıkaracağız...

TURHAN GÜVEN (Devamla) - Ha, siz, bunu, samimiyetle istiyorsanız, başladığınız şeyi evvela bitirin canım... Bitirmediniz; bıraktınız, başka şeye geçtiniz... Birini bırakıp başka şeye geçiyorsunuz ve çok enteresandır; komisyon başkanı arkadaşımız da bir sıkıntı içinde oluyor. Birinci kanun tasarısında, komisyon başkanı yerinden kalkıyor, geliyor buraya, başkan haklı olarak "komisyon yok, hükümet yok" diyor; aynı komisyon başkanı, 30 saniye sonra geliyor, komisyon sırasına oturuyor; "hükümet ve komisyon var"... Yok böyle şey!..

Bakın bir şey daha: Hilei şeriyeden vazgeçin. İçtüzükte -dün, Sayın Başkanla, tabiî, anlaşamadığımız konulardan biri de odur- komisyon üyesi olan bir insanın muhalefeti varsa, önerge verme hakkı da vardır; yani, ben, şu maddeyi beğenmiyorum demektir; orada muhalefet imzası varsa, yenileştirilmesini istiyorum, değiştirilmesini istiyorum deme hakkı doğar; ama, hayır, ben bunun hepsine katılıyorum diyen insan, hangi maddenin değişikliği için önerge verebilir? Bu, sadece, muhalefetin sesini kısmaktan başka bir şey değildir; ama, böyle de kısmak mümkün olmaz, kısamazsınız böyle. Bu, ortaya acayip görüntü sergiler değerli arkadaşlar. Üç tane önergenin üçü de çok değerli bir imzaya ait, bir milletvekili arkadaşımıza; burada da, çektim, vazgeçtim, vazgeçtim... Ya çok doğru dürüst, -ki hep öyledir- önerge verilecekse, gerçekten, komisyon da ona rıza gösterecekse, siz, bu hakkı da ortadan kaldırıyorsunuz, selb ediyorsunuz hakkını! Yani, doğru dürüst bir önerge verilmesi, o anda, sizin, iktidar ortakları olarak aklınıza geldi veya hükümet dedi ki, kardeşim, bakın, ortaklar olarak bir önerge verin buna; ama, arkadaşınız doldurmuş oldu orada önergeleri; ayrı bir önerge olarak, tabiî, hükümetin ayrı bir şeyi var; ama, sizin vermeniz mümkün mü? Hayır, yok böyle bir şansınız. Doğruyu fark ettiniz, yanlışı düzeltmek için bir önerge hazırladığınızda siz de veremezsiniz. O zaman, bir hak muhtel olmuyor mu?

O kanun, daha evvel, hatırlarsanız, ben kabul etmedim. Sayın Cumhurbaşkanı, zaten, o noktadan inceliyor; çünkü, kanuna ve hukuka aykırı olan şeyleri, elbette, Sayın Cumhurbaşkanı iade edecek. Ondört sayfa! Hani, bir madde olsaydı, tamam da, bir kere daha görüşülsün diye, kaç maddeden Cumhurbaşkanı iade etti...

Değerli arkadaşlarım, onun için, bakın, milletin nefine, gerçekten milletin yararına olan her şeyde yanınızdayız; çünkü, biz de bu milletin bir ferdiyiz, hepimiz milletiz; ama, siz, zorlamayla ve büyük bir kesimi, şu Tütün Kanunu Tasarısında olduğu gibi, rencide edecek, haklarından mahrum edecek birtakım şeyler getirirken iyice düşünmeniz lazım; yarın karşınıza bu arkadaşlar çıktığında -özellikle, tütün üreten yerlerin milletvekili arkadaşlarıma söylüyorum- ne cevap vermeyi düşünüyorsunuz? Şimdiden hazırlıklı olun diye söylüyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim efendim.

ASLAN POLAT (Erzurum)- Sayın Başkan...

BAŞKAN - Lehte mi istiyorsunuz efendim?..

ASLAN POLAT (Erzurum)- Evet, önerilerin lehinde..?

İSMAİL KÖSE (Erzurum)- Sayın Başkan...

BAŞKAN -Sizden evvel Sayın Polat istedi efendim; biliyorum.

Önerilerin lehinde konuşacak Sayın Polat; daha sonra da Sayın İsmail Köse'ye söz vereceğim efendim.

ASLAN POLAT (Erzurum)- Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, hükümet grubunun getirmiş olduğu bu öneride, Genel Kurul çalışmalarının uzatılması isteniyor. Danışma Kurulu önerisinde "önümüzdeki hafta pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma çalışalım; bu hafta da cuma günü dahil çalışarak birtakım kanunları çıkaralım" deniyor.

Gerçekten ülkemiz, şu anda kritik günlerden geçiyor. Bu tasarıların buradan geçmesini, tartışılmasını, konuşulmasını istemek kadar güzel bir şey olmaz ve biz buna katılıyoruz; buna katıldığımızı da, biraz sonra burada, hemen hemen her madde üzerinde konuşarak, fikrimizi beyan ederek de size göstereceğiz. İstiyoruz ki, çalışma tek taraflı olmasın, hükümet kanadı da burada gelsin konuşsun.

Mesela, akşam tütünle ilgili kanun geldi; Türkiye'de 620 000 çiftçi ailesi, 22 000 fabrika ve işletmelerde çalışan insanları ilgilendiren bir kanun geldi. Hükümet kanadından hiçbir grup çıkıp da buradan görüş belirtmedi; yani, burada bizi dinleyen gerek Türkiye çapında... Mesela, yarın, ileride bizim bu konuşmalarımızı zabıtlardan okuyan arkadaşlarımız "acaba, iktidarın, bu Tütün Kanunu geldiği zaman konuşacak hiçbir fikri yok muydu?" derse ne diyeceksiniz? Ben, istiyorum ki, çalışma beraber olsun, tartışma beraber olsun; siz de gelin tartışmaya katılın.

Bakın, sayın milletvekilleri; İçtüzükte tadilat yaptınız. Birincisi, şahıs konuşmalarını kaldırdınız; ikincisi, her maddede, milletvekilinin kafasına takılan bir konuda sayın bakanlardan bilgi edinme isteğini kaldırdınız; soru sorma işlemini kaldırdınız. Önerge verme hakkı var. Her fıkrada dört önerge verilebiliyordu ve milletvekillerinin, kafasına takılan konuda önerge verme hakkı vardı. Siz, iktidar partisi olduğunuz için bu hafta getireceğiniz bütün kanunlara biz baktık yukarıda; hepsinde, matbaadan gelmeden önce -matbaa saatini siz bildiğiniz için- önergeleri önceden danışmanlarınıza hazırlatmışsınız, bütün kanun maddelerinin önünü önergelerle tıkamışsınız. Dolayısıyla, şu anda, hiçbir muhalefet partisi milletvekili, Tütün Kanunu Tasarısı olsun, Tahkim Kanunu tasarısı olsun, biraz sonra gelecek kanunlar olsun, bunlarla ilgili tek bir önerge verme hakkına sahip değil; ama, siz, nasıl önergeler vermişsiniz; mesela, bir sayın arkadaşımız önerge vermiş "süre" yerine "zaman" geçsin, "valilik kararı" yerine "valilik onayı" olsun... Peki, bu, nedir bunu anlayamadık, gel izah et dediğin zaman; her konuşmanın sonunda, onları geri çekiyorum; çünkü, ben, bunların oylanmasından bile mahcup olacağım demek istiyor, onları, hemen geri çekiyor. Tartışmaya gücü yetmiyor... Ondan sonra, canım, böyle önerge olmaz ki!

Şimdi, 600 000 tane tütün ailesi bizi seyredecek. Burada, muhalefet partilerine önerge verdirmeyeceksiniz; sizin de verdiğiniz önergelerin alayında; "zaman", "süre" ile değiştirdim, geri çektim... "Valilik onayı" yerine "valilik görüşü"nü aldım, geri çektim derseniz, Meclisin özelliğini ortadan kaldırırız arkadaşlar. Onun için, diyorum ki, çalışmak istiyorsanız, gelin, sizin görüşlerinizi öğrenmek istiyoruz. Biraz sonra gelecek Tütün Yasa Tasarısında, DSP Grubunun, MHP Grubunun, ANAP Grubunun görüşlerini dinlemek istiyoruz, Türk halkı olarak dinlemek istiyoruz.

Siz, IMF'e verdiğiniz sözle, Tütün Yasasında, 80 000 hektar tütün alanını azaltacaksınız ya, burada çalışan işçilere, halka ne iş yaptıracaksınız, nereye göndereceksiniz? Bunları, Türkiye'de, nerede istihdam edeceksiniz, bunu öğrenmek istiyoruz? Sizin, gelecek bu tasarınızla, bilhassa Güneydoğu Anadolu'da, Doğu Anadolu'da tütün ekicilerinin tütünleri, ithal tütünlere de giremeyeceği için, bilhassa doğu ve güneydoğuda çalışan insanlar için çok büyük bir işgücü kaybı olacak. Siz, bu insanları ne yapacaksınız? Biz söyleyeceğiz; biz, her maddede söyleyeceğiz; ama, siz de söyleyin. Ha, bizim, fert olarak söyleme hakkımızı da elimizden aldınız. İçtüzükte hakkımız vardı, o, kalktı, sadece Grubumuz söyleyecek; ama, sizin de gruplarınızın görüşlerini öğrenmek istiyoruz, sizlerden de faydalanmak istiyoruz. En azından, önergelerimizi de verip, düzeltme yönünde yapacağımız çalışmalara karışın diyoruz.

Biraz sonra Tahkim Yasa Tasarısı gelecek, çok önemli bir tasarıdır. 1990'larda Türkiye, 1 milyar dolarla, Çin'den sonra hemen hemen dünyadaki en fazla gayri safî millî hâsılasına göre dış yatırım almaya başlamışken, 1995 yılında, Anayasa Mahkemesinin seri halde verdiği kapatma kararlarıyla, tüm Türkiye'ye gelen yabancı sermayenin önünün kesilmesi dolayısıyla, Türkiye'ye yabancı sermayenin girememesine, işsizliğin artmasına ve enflasyonun çoğalmasına katkı veren bir süreç yaşandı. Onun giderilmesi için bir anayasa değişikliği yapıldı; ama, orada da ifrada gidildi. O konuda görüşlerimiz var, o konuda size katkıda bulunmak istiyoruz; ama, önümüzü kesiyorsunuz; böyle çalışma olmaz ki...

Biz, akşam saat 02.00'de de burada konuştuk, buradaydık gene, şu anda da buradayız, gene çalışacağız. Hangi saat derseniz deyin bizi burada konuşurken veya katkıda bulunurken göreceksiniz; ama, siz de bu katkılarda bulunun istiyoruz veya önergelerin önünü açın; yani, hükümet kanadısınız, kanunları ne zaman matbaaya yolladığınızı biliyorsunuz, geleceği saati biliyorsunuz... Biz gittik ki, onbeş dakikada hükümet bütün tasarıların önünü kapatmış; çünkü, geleceği saatten hükümetin haberi var. Bizim bütün önergelerimizin önü kapandı.

Biraz sonra bütün önergeler okunacak; ama, bir tanesini burada savunma cesaretiyle çıkamayacaksınız; çünkü, önerge değil, hepsi naylon önerge. Biz istiyoruz ki, bunları böyle yapmayın. Buraya geldiğimiz zaman ciddî ciddî tartışalım, ciddî ciddî konuşalım. Yoksa, sen getirdin bir önerge, benim önümü kapattın, konuşturmadın; beni konuşturmazsanız ne olacak?.. Siz beni konuş-turmayınca, sokağa döktüğünüz Emlak Kredi Bankasında çalışan insanın işini mi yaptınız? Türk Ticaret Bankasında çalışanları -dünkü kanunlarda vardı- dışarı bıraktınız, işsiz bıraktınız; onların derdi mi çözüldü?..

AYDIN TÜMEN (Ankara) - Kimseyi işsiz bırakmadık.

ASLAN POLAT (Devamla) - Efendim, Emlak Bankasını tasfiye ettiniz mi etmediniz mi; Emlak Bankasında çalışan ve fazla diye kabul ettiğiniz kişileri işten çıkardınız mı çıkarmadınız mı gelin bunları beraber tartışalım.

Şimdi, getirdiğiniz bu tasarıyla ithal tütüne izin vereceğinize göre...

AYDIN TÜMEN (Ankara) - Meclis verecek, biz değil.

ASLAN POLAT (Devamla) - Siz vereceksiniz.

Bakın, biraz sonra gelecek buraya, biz izah edeceğiz, ilk olarak 2 milyardan başlayacaksınız, altı sene sonra o 2 milyar tahdidini tamamen kaldıracaksınız.

Peki, o zaman ithal olarak gelen bu yabancı sigaralar karşısında yerli üretici tütün ekemezse, bunları, tütün ekememekten dolayı boşta kalan bu insanları nerede istihdam edeceksiniz, bununla ilgili görüşlerinizi öğrenmek isteriz, gelin öğretin, izah edin biz de dinleyelim, beraber tartışalım. Önergelerinizin bir kısmını da çekin, biz de önerge verelim, önergeleri de tartışalım, doğrusu çıksın.

Burada tartışmazsınız, komisyonda tartışmazsınız ondan sonra da çıkardığınız kanunlarla ilgili olarak Anayasa Mahkemesine 50 kere müracaat ettik, 30 küsur tanesinde bizi haklı buldu.

Sayın milletvekilleri, biz konuşurken gerçekten rahatsız oluyorsunuz, farkındayım; çünkü, rahatsız olmak neden; siz de inandıklarınızın tersini yaptığınız için rahatsızsınız, inandıklarınızı uyguladığınız zaman hiç rahatsız olmazsınız; çünkü, gelir cevap da verirsiniz, haklı olduğunuz ortaya çıkar.

Ben, size, tekrar söylüyorum; biraz sonra tütün yasa tasarısı konuşulacak, tahkim konuşulacak, muhalefet bir tane önerge veremeyecek; çünkü, geliş saatlerini bildiğiniz için, önünü tıkamışsınız. Düzeltemeyeceğiz, konuşmalarda yanlış anlaşacağız, hükümete soramayacağız; buna da çalışma... Bu, çalışma değil. Biz ciddî...

BAŞKAN - Sayın Polat, lehte misiniz?

ASLAN POLAT (Devamla) - Ben, lehte konuşuyorum; diyorum ki, çalışalım. Bakın, burada "çalışalım" demişsiniz; hep beraber çalışalım, tek taraflı olmaz. Ben de konuşacağım, sen de konuş, doğrusu çıksın ortaya. Tek taraflı çalışma olmaz, hep beraber çalışalım diyorum; hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Lehte, Erzurum Milletvekili Sayın İsmail Köse; buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

İSMAİL KÖSE (Erzurum) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; önerinin lehinde konuşmak üzere söz almış bulunuyorum; konuşmama başlarken, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Önerilerde de görüldüğü gibi, ülkemizin çok önemli konularını içeren ve çiftçimizin, köylümüzün, vatandaşlarımızın ekonomik yönüyle sıkıntıdan kurtarılmasıyla ilgili kanun tasarılarını görüşüyoruz. En önemli tasarılardan bir tanesi, bugün, yine, gündemimizde olan, tütün kanunu dediğimiz tasarıdır. Dün, eğer, değerli muhalefet milletvekilleri izledilerse, Devlet Bakanımız Sayın Yılmaz Karakoyunlu Beyefendi, konuyla ilgili, çok kapsamlı ve hakikaten, gelecekte, köylümüzün, çiftçimizin hangi imkânlara kavuşacağı konusunda gerekli bilgileri verdiler. Zabıtları okuduğunuzda, bu bilgileri yeniden kavrama imkânını bulacaksınız.

Tabiî, Fazilet Partisi temsilcisi arkadaşımızın da katkısıyla, 4 grubun temsilcisinin müspet olarak getirmiş olduğu öneriye, yalnız Doğru Yol Partisi temsilcisi Sayın Turhan Güven, pazartesi günü çalışmamıza karşı olduğunu ifade etmiştir; yani, şu andaki gündemin içerisinde bulunan kanunların görüşülmesine karşı olmadığını; fakat, pazartesi günü çalışmanın olmaması istikametinde bir beyanda bulunmuştur. Tabiî, muhalefet partisinde bulunan değerli milletvekili arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Gerçekten, büyük bir fedakârlık yapıyorlar, fedakârlığa katlanıyorlar. Biz, her zaman söylüyoruz; demokrasi, yalnız, iktidardan müteşekkil değildir; iktidarıyla muhalefetiyle bir bütündür; yani, demokrasiyi bilen insanlarımızın da bildiği gibi, beraberce bu meselelerimizi çözeceğiz, beraberce bu meseleleri halledeceğiz; doğrudur, Türkiye hepimizin, Türk Milleti hepimizin ve bu milletin ihtiyaçları ne ise, o ihtiyaçları giderecek, bir an önce o ihtiyaçlarla ilgili meselemizi halledebilmemiz için bu kanunların çıkması gerekiyor. Kanunlara karşı olabilirsiniz ki, karşı düşüncelerinizi ifade ediyorsunuz, müspet düşüncelerinizi de ifade ediyorsunuz; ben müteşekkirim, çünkü, hakikaten, çok önemli düşünceler ifade ediliyor; ancak, bir şeyin altını çizmek istiyorum:

Değerli milletvekilleri, iktidarın bir farklı tarafı vardır. Bu kanun hükümet tarafından getiriliyor ve komisyonlarda tartışılıyor; komisyonlarda tartışılırken, iktidara mensup milletvekili arkadaşlarımız bu kanunu benimsediklerini ifade ederek, bunun komisyondaki çalışmalarında müspet katkıda bulunuyorlar ve kanunlaşması istikametinde, bizim grubumuzun, diğer iki grubu temsil eden arkadaşlarımızın müspet mütalaasıyla ve zaman zaman da siz değerli muhalefet milletvekili arkadaşlarımızın da katkılarıyla kanun tasarısı önümüze geliyor.

Şimdi, burada kalkıp, iktidar milletvekilleri olarak, kendi grubumuzu temsil eden ve bizim için hakikaten önemli olan komisyon çalışmalarına ilaveten yeniden burada tekrar etmenin zaman israfından başka hiçbir faydası yoktur. O itibarla, geçmişten günümüze kadar olan Meclis çalışmalarında, bu çatı altında olanlar ve olmayanlar da bilmektedirler, iktidar ve muhalefet partisine mensup milletvekillerinin nasıl hareket edeceğini de herkes bilmektedir.

Önergeler konusunda ise, yine, kırk madde, elli madde, altmış madde görüşülürken, değerli muhalefetin, önergelerde, şu anda iktidar partisine mensup milletvekili arkadaşlarımızın vermiş olduğu bir kelimenin değişikliği veya bir virgülün değişikliği istikametindeki önerge çeşitliliğini muhalefet partilerimiz de vermişlerdir. Geride, çıkarmış olduğumuz kanunlara baktığımızda, o önergelere baktığımızda, bunları da görme imkânına sahip oluruz. Bu bakımdan, hem buradaki çalışma düzenimiz ve komisyonlardaki çalışma düzenimizle ilgili herhangi bir şekilde, birilerimizin birilerimize söyleyecek fazla sözü yoktur. Bizim, şimdi burada yapacağımız iş şudur:

Değerli milletvekilleri, eğer, Anayasa değişiklikleri, 5 değerli genel başkanın mutabakatı sağlanması kaydıyla; yani, iktidarıyla muhalefetiyle 5 sayın genel başkan bir araya gelir, şu anda Uzlaşma Komisyonunun götürmüş olduğu önerileri benimser ya da içinden bir paket çıkarır da Meclisin gündemine getirirse -temmuzda çalışma önerisi gelmediği takdirde, Yüce Meclis, 1 Temmuz'dan itibaren çalışmalarına ara verecektir- ne olacaktır; milletvekillerimiz, kendi memleketlerine gideceklerdir, seçmenine gidecektir veya başka görevleri yerine getireceklerdir. Öyleyse, önümüzde kısıtlı bir zamanımız kalmıştır. Her zamanki yapmış olduğumuz çalışmaların ötesinde, biraz daha zamana ihtiyacımız vardır. Bu zaman içerisinde, şu anda Türkiye'nin içerisinde bulunmuş olduğu ekonomik sıkıntıyı biraz daha hafifletmek için, bu kanunların çıkması gerekiyor. Biz bunu açıkça söylüyoruz. Bakın, ülkeyi ekonomik sıkıntıdan kurtarmak için, hepimizin ortak meselesi olan, çiftçimizin, köylümüzün, esnafımızın, tüccarımızın rahatlatılması için... Bu kanunların içerisinde bunlar var; tahkim kanunu tasarısı var. Anayasanın 125 inci maddesinde hep beraberce yaptığımız değişikliğin askıda kalmaması için, bu tahkim kanununu çıkarmamız lazım. Yabancı sermayenin Türkiye'ye gelmesini sağlamamız gerekiyor. Bu kanunu çıkarmadığımız müddetçe, Anayasada yapmış olduğumuz değişikliğin hiçbir fonksiyonu yoktur; çünkü, bu kanun çıkacak, altyapısı oluşacak ve yabancı sermaye sahibi, bizim kendi insanlarımızla yapacağı konsorsiyumlarda bu mevzuata tabi olacaktır. Aksi takdirde, böyle bir cazibeyi kazandırmadığınız müddetçe, başkalarının Türkiye'ye getireceği parası ve de böyle bir riski yoktur. Öyleyse, dünya hangi kuralları uyguluyorsa, biz de o kuralları uygulamak mecburiyetindeyiz. İşte, Türkiye, böyle bir imkânı yakalamıştır ve yine muhalefetin katkısıyla, Anayasanın 125 inci maddesi değiştirilerek, bugünkü kanunun çıkarılmasına da imkân sağlamıştır.

Bir başka konumuz, Karadeniz deniz işbirliği görev grubu teşkiline dair uluslararası bir anlaşmamız vardır. Bölgesel bir anlaşmadır, çok önemli bir anlaşmadır; içerisinde, ekonomik, sosyal, siyasal yönleri olan bir uluslararası sözleşmedir; 1 maddedir; bunu da görüşmek mecburiyetindeyiz.

Yine, gündeme aldığımız ve bunda samimî olduğumuz bir başka kanun tasarısı da, devlet memurlarımızın sendika kurmasıyla ilgili kanun tasarısıdır. Gündeme girmiştir, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen İşler" kısmının 7 nci sırasındadır. Önerimizde ne diyoruz; önerimizde, perşembe günü, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen İşler" kısmının 10 uncu sırasına kadar olan tasarıların görüşülmesinin bitimine kadar; cuma gününe geliyoruz -yani, bu cuma günü- yine, kamuda çalışan memurların sendikalarıyla ilgili tasarının görüşmeleri bitinceye kadar, tasarı kanunlaşıncaya kadar çalışmanın yapılmasını istiyoruz.

Şimdi, bir taraftan "kamuda çalışan memurlarımıza sendikal hakkın verilmesini talep ediyoruz" deyip, bir taraftan da "hayır efendim, biz, bu zaman içerisinde, bu tasarının kanunlaştırılmasına karşıyız" diyemeyiz. Şuna inanıyorum ki, Doğru Yol Partisi de, Fazilet Partisi de, bizim kadar -yani, üç grup kadar- bu memur sendikalarıyla ilgili kanunun çıkarılmasına taraftardır.

Ha, süreye gelince değerli arkadaşlarım; şimdi, birbirimizi aldatmayalım; yani, süreyi değerlendirmediğimiz müddetçe, gece sabahlara kadar çalışmadığımız müddetçe, cuma ve pazartesini de çalışma günlerimiz içerisine katmadığımız müddetçe, arz ettiğim bu konuların bitmesi mümkün değildir.

Ayrıca, Doğru Yol Partisi, bir gensoru önergesi vermiştir. Peki, biz bu yasaları çıkaracağız. Önümüzdeki bir hafta da, yine gündemimizde olan ya da gündemimize gelme durumunda olup, çok önemsediğimiz herhangi bir tasarının kanunlaşmasını sağlayacaksak, ondan önce, bir de gensoru önergesini görüşmemiz lazım Anayasamıza göre. Gensoru önergesi niçin verilmiş, neden verilmiş, nasıl olur onu bilemem; ancak, İçtüzüğümüze ve Anayasamıza göre, burada görüşülmesi gerekiyor. Şimdi, hem gensoru önergesini veriyoruz hem de "pazartesi günü çalışmayalım" diyoruz! Ee, izin verirseniz, hükümet hakkında vermiş olduğunuz gensoru önergesinin görüşme gününü ve kendisine ait olan savunmasını yapma zamanını da hükümet tayin etsin. O itibarla, bunun da pazartesi günü olmasında herhangi bir mahzur görmüyoruz.

Netice itibariyle, görüşmekte olduğumuz ve arkasından da görüşeceğimiz tasarıların, memleketimizin lehine, milletimizin lehine olduğunu ifade ediyorum. Zaman itibariyle de, sizin de içerisinde bulunduğunuz ve böyle bir dönemde, bu şartlarda birlikte olmanın, böyle sıkıntısını çekmenin karşılığında da, milletimizin rızasını  alırız ve milletimiz "Allah razı olsun, bizim için çalıştınız" der; siz de bu milletimizin rızasının içerisinde olursunuz diye söylüyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (MHP, DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Ben teşekkür ederim efendim.

Efendim, önerileri tek tek okutup, oylarınıza sunacağım.

1 inci öneriyi okutuyorum:

Öneriler:

1- Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 285 inci sırasında yer alan 712 sıra sayılı kanun tasarısının, bu kısmın 9 uncu sırasına; 20 Haziran 2001 tarihli gelen kâğıtlarda yayımlanan 720 sıra sayılı kanun tasarısının, 48 saat geçmeden, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen  Diğer İşler" kısmının 10 uncu sırasına alınması; 20 Haziran 2001 Çarşamba günü gündemin 9 uncu sırasına, 21 Haziran 2001 Perşembe günü 10 uncu sırasına, 22 Haziran 2001 Cuma günü de o günkü gündemin 8 inci sırasına kadar olan tasarı ve tekliflerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılması önerilmiştir.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz.

BAŞKAN - Karar yetersayısının aranılması istenildi efendim.

1 inci öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmiştir.

2 nci öneriyi okutuyorum:

2- Genel Kurulun, 25 Haziran 2001 Pazartesi, 26 Haziran 2001 Salı, 27 Haziran 2001 Çarşamba, 28 Haziran 2001 Perşembe ve 29 Haziran 2001 Cuma günleri 14.00-19.00, 20.00-24.00 saatleri arasında çalışması, 26 Haziran 2001 Salı günü sözlü sorular ile diğer denetim konularının, 27 Haziran 2001 Çarşamba günü sözlü soruların görüşülmemesi, 25 Haziran 2001 Pazartesi ve 29 Haziran 2001 Cuma günleri de kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi önerilmiştir.

BAŞKAN - İkinci öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... İkinci öneri de kabul edilmiştir efendim.

Üçüncü öneriyi okutuyorum:

3- 18 Haziran 2001 tarihli gelen kâğıtlarda yayımlanan Başbakan Bülent Ecevit hakkındaki (11/15) esas numaralı gensoru önergesinin gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmında yer alması ve Anayasanın 99 uncu maddesi gereğince gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin 25 Haziran 2001 Pazartesi günkü birleşimde yapılması ve görüşmelerin tamamlanmasından sonra kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi önerilmiştir.

BAŞKAN - Üçüncü öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Üçüncü öneri de kabul edilmiştir efendim.

Sayın milletvekilleri, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

Önce, yarım kalan işlerden başlayacağız.

V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1. – İzmir Milletvekili Rifat Serdaroğlu'nun; İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın; Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya'nın; Ankara Milletvekili Yıldırım Akbulut'un; Şırnak Milletvekili Mehmet Salih Yıldırım'ın; Gaziantep Milletvekili Ali Ilıksoy, Konya Milletvekili Ömer İzgi ve Ankara Milletvekili Nejat Arseven'in; İstanbul Milletvekili Ziya Aktaş ve 42 Arkadaşının; Zonguldak Milletvekili Hasan Gemici'nin ve İzmir Milletvekili Işılay Saygın'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/94, 2/232, 2/286, 2/307, 2/310, 2/311, 2/325, 2/442, 2/449) (S. Sayısı : 527)

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Tekliflerinin görüşülmeyen maddeleriyle ilgili Komisyon raporu henüz Başkanlığa ulaşmadığından, teklifin müzakeresini erteliyoruz.

Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısının müzakeresine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2. – Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Tansu Çiller ve 3 Arkadaşının, Kamu Görevlileri Sendikaları Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/418, 2/87) (S. Sayısı : 683)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.

Ertelenmiştir.

Tütün ve Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 sayılı Kanunda ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi, Ticaret, Enerji ve Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları raporlarının müzakeresine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

3. – Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı: 719 ve 719’a Ek) (1)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yerinde.

Hükümet?.. Yerinde.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü üzerinde müzakereler tamamlanmıştı.

Şimdi, tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir efendim.

1 inci maddeyi okutuyorum:

TÜTÜN, TÜTÜN MAMULLERİ, TUZ VE ALKOL İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE TÜTÜN VE TÜTÜN MAMULLERİNİN ÜRETİMİNE, İÇ VE DIŞ ALIM VE SATIMINA, 4046 SAYILI KANUNDA VE 233 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE

KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

Amaç ve tanımlar

MADDE 1. - Bu Kanunun amacı; Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün yeniden yapılandırılması ile Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumunun kurulmasına, bu Kurumun görev ve yetkilerinin düzenlenmesine ve tütün ve tütün mamullerinin Türkiye'de üretimine, iç ve dış alım ve satımına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Bu Kanunun uygulanmasında;

a) Bakan   : Kurumun ilişkilendirildiği Devlet Bakanını,

b) Kurul    : Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulunu,

c) Kurum  : Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumunu,

d) Genel Müdürlük: Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünü,

e) Açık artırma başlangıç fiyatı : Her kalite grad-randıman tütün için son beş yılda Kurulca seçilecek üç yılın ihraç fiyat ortalamasının % 50 eksiğini,

ifade eder.

BAŞKAN - 1 inci madde üzerinde Doğru Yol Partisi Grubu adına, Balıkesir Milletvekili Sayın İlyas Yılmazyıldız?.. Yok.

ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) - İkinci sıraya geçelim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Yoksa, ikinci sıraya geçiyorum.

Fazilet Partisi Grubu adına, Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 719 sıra sayılı kanun tasarısının 1 inci maddesi üzerinde Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bu tasarı, komisyonlarda tartışılmadan, gecenin yarısında Meclis gündemine getirildi. Sayın Bakan gece yaptığı konuşmada, muhalefetin eleştirisini, insafsızlıkla itham etti.

Değerli milletvekilleri, bu, çok önemli bir tasarıdır. 5 milyona yakın insanımızı yakından ilgilendiren bu tasarının, gecenin geç saatlerinde, yangından mal kaçırırcasına getirilmesi hangi insafla bağdaştırılabilir acaba?! Öyle ki, muhalefet partilerinin vermiş olduğu önergeleri, iktidar partilerinin tıkaması...

Âdeta, Türk tütün üreticilerini sanık sandalyesine oturtan hükümet, onun suçlu olup olmadığı tartışmadan, idam etmek istiyor. Elbette, buna gönlümüz razı olamaz değerli arkadaşlar.

Bakınız, bu tasarının, sorumlu bakanın da görevden alınmasına sebep olduğu hatırlanırsa, 70 milyonun sağlığını, milyonlarca çiftçinin geçimini ve memleket ekonomisini ilgilendiren önemli bir tasarı olduğu görülür. Tütün, geniş bir tabana hitap eden üründür.

Değerli milletvekilleri, bu tasarı, Türkiye pazarını ele geçirmek isteyen sigara tekellerinin baskısıyla çıkarılmak istenmektedir. Kendi ülkelerinde sağlık tehlikesi sebebiyle pazarları daralan tekeller, milletimiz üzerinde tahribata yönelmiştir. Halkımızın sağlığı feda edilerek sigara tekellerinin pazarı olacağız, her yıl dışarıya milyarlarca dolar ödeyeceğiz.

Bu düzenlemeyle, milyonlarca tütün çiftçisinin halinin ne olacağı belli değildir. Kıraç arazide tütün ziraatıyla geçinen bu insanların elleri böğürlerinde kalacaktır. Bu, bir sosyal felakettir.

Şekerpancarında olduğu gibi, tütünde de yapılan bu düzenleme, önhazırlık yapılmadan, geçiş dönemi planlanmadan, alelacele hazırlanan bir tasarıdır; pratikte uygulanmayacak, memleket ve millete faydası olmayacak bir tasarıdır.

Değerli arkadaşlar, Türkiye'de, 2000 yılı itibariyle 200 000-220 000 ton tütün üretilmiştir. Ülkemizde sigara tüketimi 168 000 tondur. Bu tüketim miktarı 8,4 milyar paket sigara etmektedir. Ortalama sigara fiyatı 1 000 000 liradan kabul edildiğinde, ülkemizdeki toplam sigara pazarının değeri 8,4 katrilyondur. Bu değerin, yani, 8,4 katrilyonun, 6 katrilyonu vergi olarak alınmaktadır. Bu kesintilerden, 6 katrilyonluk vergi dışında, Savunma Sanayiini Destekleme Fonuna, Eğitime Katkı Payına, Sağlık Hizmetleri Fonuna, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonuna, ayrıca paralar kesilmektedir. 300 trilyon gibi bir meblağı tütün üreticisinden saklarken, 6 katrilyonluk devlet vergisini de devre dışı bırakmış oluyoruz. Dolayısıyla, bu tasarı, memlekete, parasal olarak da bir katkı sağlamayacak, zarar getirecektir. Ayrıca, katkı maddeleri olan ve sağlığa daha zararlı yabancı sigaralar pazara hâkim olacaktır. Dünyada stok fazlası tütünler, ülkemize rahatlıkla girebilecektir.

Değerli arkadaşlar, Türkiye'de, 600 000'i aşkın tütün ekicisi bulunmaktadır; yani, 5 milyon kişinin geçimini ve istihdamını sağlayan tütün üretiminden vazgeçmek demek, büyük şehirlere, varoşlara göç olması ve işsizliğin artması demektir ki, bu da, ülkemizin sosyal yapısının katmerleşmesine meydan verecektir. Avrupa, kırsaldaki nüfusun azalmaması için, tütün üreticilerine, elde ettiği gelirin yüzde 80'inden fazlasını verirken, biz, bu yasa tasarısıyla, tütün üreticilerini, toprağından koparıyoruz, büyük kentlere, onların varoşlarına göçe zorluyoruz; bu, yanlış bir yaklaşımdır. Yasanın tek çıkarılma sebebi, IMF'ye verilen niyet mektubunda belirtildiği üzere, sadece, alınacak olan kredi öngörüşme şartının yerine getirilmesidir. Yasanın, millî iradeyi temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçmemesi için, her milletvekili, bunun mücadelesini vermelidir. Zira, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, hükümetin veya IMF'nin tasdik makamı olarak görülmesini kabul etmemiz mümkün değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT GÖKSU (Devamla) - Sayın Başkanım, 1 dakikasüre verebilir misiniz.

Değerli arkadaşlar, bu yasa tasarısının gelişinde, milletin sesi yoktur, millî irade yoktur. İşte, böyle, günde, onlarca faks gelmektedir bana. Şu gördüğünüz faks, sadece Adıyaman'ın bir ilçesinden bana gelen fakstır. Bir canlının yaşaması için hava ve su ne kadar önemliyse, Adıyaman için de tütün o kadar önemlidir diye, 100'ü aşkın muhtar, ortak bir faks çekmişler. Bu tasarıyla, özellikle, doğu ve güneydoğu tütün üreticileri mağdur olacaktır. Zira, işsizlik had safhaya ulaşacak ve bu insanlar göçe zorlanacaktır.

Dolayısıyla, bu tasarının daha fazla zarar vermemesi için, Sayın Bakana arz ediyorum: Çıkacak olan bu yasa, sadece ABD'nin tütün çiftçisine bayram ettirecektir; ama, Türk tütün üreticilerinin ise, elini böğründe bırakacaktır. Bu nedenle, yüzde 100 Türk tütününden üretilen yerli markaların, Samsun ve Maltepe gibi sigaraların üretimini yasal güvenceye alınız. Ayrıca, devlet, özelleştirdiği KİT'lerde çalışan personelin başka kurumlara geçişini nasıl sağlıyorsa, tütün üreticilerine de, en az üç yıl olmak üzere, bir geçiş dönemi tanıyınız. Ayrıca, özellikle, Adıyaman'da sulu tarıma geçilebilmesi için, devletin imkânlarını sonuna kadar kullanınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT GÖKSU (Devamla) - Zira, Atatürk Barajıyla, en verimli topraklarını sular altında bırakan Adıyaman'da, bugün, sadece tütünle iştigal ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, bir şey daha söylüyorum: Adıyaman'a giren, sadece memur maaşları ve bir de tütün parasıdır. Bu yasanın çıkması, özellikle, Adıyamanlının boynuna ilmik atmaktır. Buna, hep beraber karşı olacağız.

Bu yasa tasarısının bir daha gözden geçirilmesini diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim efendim.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru; buyurun efendim.

MHP GRUBU ADINA REŞAT DOĞRU (Tokat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Tütün Piyasası Kanun Tasarısının 1 inci maddesi üzerinde Grubum adına söz almış bulunuyorum.

Ülkemizde, 600 000 tütün ekicisi vardır. Bu, yaklaşık olarak 5 milyon civarında insanımızı şöyle veya böyle etkilemektedir. Bunların büyük bir kısmı da geçimini ve istihdamını tütün üretiminden sağlamaktadır.

Tütün, ziraatı çok zor olan bir çiftçiliktir. Tütün tarımı ülkemizde yıllardan beri yapıldığı için, bu üretimde, 7 yaşındaki çocuktan 80 yaşındaki ihtiyara kadar herkes çalışmaktadır. Ülkemizin her tarafı gibi Tokatımız, Erbaamız, Niksarımız, Taşova gibi yöre insanları çok iyi bilmektedir ki, tütünle ilgili çok farklı edebiyat gelişmiş, Türk kültüründe yeri olan birtakım eserler ortaya konulmuştur. Tütün, yaşamlarının büyük bir parçası olmuştur. Yıllardan beri, ev halkının üretim yapan insanlarının iç içe olduğu başka bir çiftçilik de yoktur. Tütün tarımı, ne buğday ekimine ne patates ne de soğan ekimine benzer. İnsanlar oniki ay değil, onüç, ondört aya kadar süren çalışma sonucu ürünlerini satarak para kazanırlar. Sayın milletvekilleri, bundan dolayı da, ülkemizdeki tüm üreticiler şu anda bu konuyla ilgili çalışmaları yakından takip etmektedirler.

Ben, geçtiğimiz hafta sonu Tokat İlimizdeydim. Tokat üreticilerinden sigara fabrikasıyla, yaprak tütününde çalışan işçisine kadar herkesin bu konu hakkındaki hassasiyetlerini gördüm ve yaşadım.

Bu kanun tasarısıyla, ülkemizin gerçekleri doğrultusunda yenilikler gelmektedir. Yüzotuzsekiz yıldır yapılagelen tütün üretimi ve tarımı tekrar değerlendirilmekte, yeni bir sistem gelmektedir. Ancak, 21 inci Yüzyılın gerçeği olan Avrupa Birliğine girmek isteyen ülkemizde, yeni bir tarım politikasının uygulandığı bu ortamda, görüşmekte olduğumuz bu tasarıyla, çiftçisinden işçisine kadar herkes korunmalıdır.

Tütün çiftçileri, kırsal yerde zor şartlarda ürettikleri ürünlerinin kendisini mağdur etmeyecek şekilde, tarımsal desteklemeyle beraber göz önüne alınarak değerlendirilmesini istiyor. Kırsal yerde yaşayanlar, tütünün alternatifinin tekrar tütün olduğunu ve başka bir ürünün yetiştirilmesi halinde kazancının geçimini sağlayamayacağını düşünüyorlar. Sulama imkânı olan yerlerde, tütün üretimi belki farklı değerlendirilebilir; fakat, susuz yer dediğimiz kırsal yerlerde bu ekimin desteklenmesini bekliyorlar. Yine, İç Anadolu, Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgelerinde, yazılı sözleşme veya açık artırma yöntemleriyle alımın, üretici lehine olmasını arzu ediyorlar. Yine, 1 inci maddedeki açık artırma başlangıç fiyatının, ihraç fiyat ortalamasının yüzde 25 eksiğiyle başlamasını istiyorlar. Tütün üreticilerinin, ithalat hakkı kazanan firmaların, ithal esnasında, ülkemizde üretilen tütünlerin ithal kapsamından çıkarılmasını bekliyorlar. Ayrıca, ihracat esnasında da, işlenmiş tütünlerin dışarıya satılmasının, yaprak tütün işletmelerini aktif halde tutacağını ve işçilere iş imkânı sağlayacağını düşünmektedirler. Tasarıdaki tarımsal desteklemeyi, sadece çiftçiye yönelik bir destekleme olabilir mi diye düşünüyorlar. Tasarının bu maddelerinin -Bakanlar Kurulu vasıtasıyla- uygulamasının bu yönde olması, üreticileri memnun edecektir. Desteklemenin kaldırılması, üreticiye sıkıntıya sokacaktır. Tüm dünyada birçok yerde tütün üretimi desteklenmektedir. Avrupa Birliği, yıllık 300 milyon kilo düzeyindeki üretimi için 1 milyar euro düzeyinde destek veriyor; bu konu da gözden kaçırılmamalıdır.

Değerli milletvekilleri, ayrıca, sigara fabrikalarının ayrı bir konumda değerlendirilmesi gerekir. Tokat İli gibi, sadece sigara fabrikasının ayakta tuttuğu illerde bütün işçiler, özelleştirmenin nasıl yapılacağını düşünmektedirler. Sigara fabrikası işçilerinin maaş alım günleri, bölge esnafından sanayicisine kadar herkesin dört gözle beklediği günlerdir. İşçiyle beraber esnaf da, bu fabrikanın özelleştirilme esnasındaki durumu yakından takip ediyorlar. Sigara fabrikası işçileri, yaprak tütün işçileri, fabrikanın özelleştirilmesi durumunda, fabrikanın, o bölgedeki esnaf odaları gibi sivil toplum kuruluşlarına ve halka açılması şeklinde bir yöntem olmasını arzulamaktadırlar.

ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) - Onlar da gidiyor... Onlar da gidiyor... Hepsi...

REŞAT DOĞRU (Devamla) - İnşallah gitmeyecek.

Bunun göz önüne alınmasının, toplum barışı ve o bölgenin kalkınmasında etkili olacağı kanaatindeyim.

Ayrıca, Tek Gıda-İş Sendikasının ve Ziraat Odaları Birliğinin ortak istekleri, ülkemizdeki yerli sigara markaları ve kaliteleri korunmasıdır.

       (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

REŞAT DOĞRU (Devamla) - Toparlıyorum efendim.

BAŞKAN - Buyurun efendim.

REŞAT DOĞRU (Devamla) - Ayrıca, Ziraat Odaları Birliğinin, Tütün Düzenleme Kurulunda olması da, memnuniyetimizi göstermektedir.

Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısıyla, çiftçilerimizin mağdur edilmeyeceğini düşünüyoruz. İnşallah, Türk işçilerinin çalışacağı yeni fabrikaların da beraberinde kurulacağını ve ülke ekonomisine katkıda bulunacağını düşünüyorum.

Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planında gösterilen hedefler doğrultusunda yapılacak yasal ve kurumsal düzenlemelerle, tütün politikası değerlendirilip, çiftçilerin, çalışanların hakları korunmalıdır diye düşünüyorum.

Bu kanun tasarısının ülkemize, milletimize hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Doğru.

Söz sırası, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Amasya Milletvekili Sayın Ahmet İyimaya'da.

Buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA AHMET İYİMAYA (Amasya) - Değerli Başkan, Yüce Parlamentonun değerli üyeleri; sözlerimin başında, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Devletin, çokuluslu şirketlerin ve üretici ile tüketici çıkarlarının çatışma halinde bulunduğu bir sorunu tartışıyoruz.

Değerli arkadaşlar, gerçekten, şu anda, şu yasa tasarısıyla görüyoruz ki, devlet, stratejik zihniyetten yoksun, planlama ve siyasî iradeyi bünyesinde taşımayan bir tasarıyı, hükümet eliyle, Parlamentonun gündemine getirmiştir. Bu irade, teşekkül etmiş bir irade değildir, millî bir irade değildir. Aynı unsurlar, Haziran 1996'da, millî kaygıları düşünmüşler ve üretici firmaların -yabancı olsun, yerli olsun- Türkiye'de sattıkları kadar sigarayı karşılayacak yerli tütün satın almaları mecburiyetini getirmişlerdir; ama, şu tasarıda bu kaygı terk edilmiştir.

Değerli arkadaşlar, bu tasarı, 500 000 üretici ve doğrudan veya dolaylı olarak yararlanan 5 milyon Türk insanının haklarını korumamaktadır. Örgütlenmemiş, zayıf, kendi elemeği ürünleriyle geçinen insanların menfaatları, çıkarları, en ufak stratejik temele oturtulmadan, çokuluslu şirketlere ciro edilmektedir.

Değerli arkadaşlar, yarın, bu stratejik temelden yoksun, stratejik zihniyetin merceğinden geçirilmemiş tasarılar, bumerang tuzağı gibi, sisteme de, sebepdar olan siyasetçilere de, Parlamentoya da geri döner.

Bakıyoruz, diğer tütün üreticisi ülkelerin, sigara üreticisi ülkelerin standartlarına bakıyoruz. Şimdi, bir çokuluslu yabancı şirket, kotaları daraltılmış kendi ülkesindeki piyasasının yerine Türkiye'de serbest piyasa bulmuş, pazar bulmuş, istediği şekilde sigara satabilecektir. Peki, Amerika'da bir sigarının üzerinde bulunması gereken sağlık kayıtlarını arıyor musunuz? Şu sigaranın, şu, şu zararları var diye bir kanunî kayıt getiriyor musunuz? Tüketicinin sağlık hakkını koruyucu normları Parlamento mu getirecek, yoksa başka birisi mi? Değil, elbette ki, bu kayıtları koymak lazımdır. Şu anda yabancı piyasalara sürümü yasaklanan stokları, yarın, bu dış şirketler Türkiye'ye aktarırsa, bunu önleyecek bir kuralınız var mı; yok.

Değerli arkadaşlar, bu tasarı, küresel kaygılarla çıkarılmış, küreselleşme gereklerine uyum için getirilen bir tasarı değildir. Bu tasarı, ekonomik egemenliğin, üretim egemenliğinin, koruyucu tüketim standartlarının çokuluslu şirketler uğruna nasıl ciro edildiğinin resmî bir belgesidir.

Değerli arkadaşlar, gerçekten, Parlamentoyu, millî Parlamentonun gerekleri olan davranışın içerisinde görmek istiyorsak, bu davranışın mimarları olmak istiyorsak, gelen her tasarıyı bilimin, sosyal gereklerin, ulusal ekonomik gereklerin merceğinden geçirmeye mecburuz.

Bakınız, bu tasarı aylarca Bakanlar Kurulunda bekledi, teşekkül etmemiş bir iradeydi. Bir bakan, meseleyi, perde arkasını çok iyi biliyordu, bir beyanı o bakanı götürdü.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET İYİMAYA (Devamla) - Değerli siyasetçi, hukukçu Yüksel Yalova, eminim ki, yakında hatıralarını yazacaktır.

Bakın, bu tasarı geldi, Plan ve Bütçe Komisyonunda... Ekonomik yapılanma yasaları, devlet yapılanma yasaları komisyonlarda görüşülürken mutlaka müzakere tutanağı tutulmalıdır. İçtüzüğün basit normlarıyla değil millî hassasiyet içerisinde, elli yıl sonra, yetmiş yıl sonra bugünün politikaları ve ciro edilen egemenlik tartışıldığı zaman, Plan ve Bütçe Komisyonunun iradesini tespit edemeyen müstakbel tarihçilerin belki de lanetine uğrayacağız ve bu tasarıyı, Parlamento, millî gerekler içerisinde, küresel gerekleri de denkleştirerek, çokuluslu şirketlerin "evet efendimci" anlayışı içerisinde değil, gerekirse bazı normlara, hükümlere hayır demeliyiz. Tasarı geri çekilmeli ve millî gereklere uygun bir tasarı getirilmelidir.

Saygılar sunuyorum efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim efendim.

Sayın milletvekilleri, madde üzerinde başka söz isteyen?.. Yok.

Efendim, 6 adet önerge var; ancak, bu önergelerden sadece 3'ünü işleme alabileceğim.

Önergeleri geliş sırasına göre okutup, aykırılık derecesine göre işleme alacağım.

Birinci önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 1 inci maddesinin birinci fıkrasının dördüncü satırında yer alan "usul ve" ibaresinin fıkra metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederim.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 1 inci maddesinin birinci fıkrasının dördüncü satırına "iç ve dış" ibaresinden sonra gelmek üzere "piyasada" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederim.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - Okutacağım son önerge en aykırı önergedir; okutup işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 1 inci maddesinin (a) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

a) Bakan: Kurumun ilişkilendirildiği ilgili Devlet Bakanını,

BAŞKAN - Komisyon katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI YILMAZ KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz efendim.

HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay) - 3 önergemi de geri çekiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Geri çekiyorsunuz...

Maddeyi oylarınıza...

III.- YOKLAMA

(FP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

FETHULLAH ERBAŞ (Van) - Yoklama yapılmasını istiyoruz.

BAŞKAN - 1 inci maddeyi oylarınıza sunmadan önce, yoklama talebi vardır efendim.

Yoklama yapılmasını talep eden sayın milletvekillerinin isimlerini alıyorum.

Sayın Hatiboğlu, Sayın Toprak, Sayın Budak, Sayın Fırat...

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkanım, ben, ömür boyu, ismim ve soy ismimle birlikte zikredildim! Rica ediyorum, ismimi ve soy ismimi -bütün arkadaşların isim ve soy isimlerini- birlikte kaydetsinler lütfen...

BAŞKAN - Hay hay efendim, isimleri kaydedelim, sonra ifade edeceğim...

Sayın Yasin Hatiboğlu, Sayın Ramazan Toprak, Sayın Yakup Budak, Sayın Dengir Mehmet Fırat, Sayın Mehmet Batuk, Sayın Sabahattin Yıldız, Sayın Sacit Günbey, Sayın Ali Oğuz, Sayın Rıza Ulucak, Sayın Mahmut Göksu, Sayın Lütfi Doğan, Sayın Tevhit Karakaya, Sayın Eyüp Fatsa, Sayın Mahfuz Güler, Sayın Musa Demirci, Sayın Fethullah Erbaş, Sayın Nevzat Yalçıntaş, Sayın Osman Pepe, Sayın İsmail Özgün, Sayın Akif Gülle.

Sayın milletvekilleri, yoklama yapılacaktır.

Yoklama için 5 dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Toplantı yetersayısı yoktur.

Birleşime 10 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati:15.50


ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 16.03

BAŞKAN: Başkanvekili Mustafa Murat SÖKMENOĞLU

KÂTİP ÜYELER: Sebahattin KARAKELLE (Erzincan), Cahit Savaş YAZICI (İstanbul)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 121 inci Birleşimin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

719 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

III.- Y O K L A M A

BAŞKAN - Tasarının 1 inci maddesinin oylaması sırasında istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yetersayısı bulanamamış idi. Şimdi, yeniden yoklama yapacağım.

Sayın milletvekilleri, salonu terk etmeyin, toplantı yetersayısını bulduktan sonra, oylama yapacağım.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısı vardır.

V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3.– Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı : 719 ve 719'a Ek) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutacağım; ancak, maddeler uzun olduğu için, Kâtip Üyenin oturarak okuması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu ve Kurulu

MADDE 2. - Bu Kanunla ve diğer kanunlarla verilen görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak üzere kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip, Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu kurulmuştur. Kurumun merkezi Ankara'dadır. Kurum gerekli gördüğü yerlerde irtibat büroları kurabilir. Kurumun organları, Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu ve hizmet birimleridir. Kurum, Başbakanın görevlendireceği bir Devlet Bakanı ile ilişkilendirilir.

Kurul, Kurumun karar organıdır. Kurul, biri Başkan ve biri Başkan vekili olmak üzere toplam yedi üyeden oluşur.  Kurul Başkan ve üyeleri; Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve Genel Müdürlüğün ilgilendirildiği Bakanlığın önereceği ikişer aday arasından Bakanlar Kurulunca atanır.

Kurul üyeleri; hukuk, iktisat, işletme, uluslararası ilişkiler, kamu yönetimi, maliye, tıp, mühendislik ve tütün eksperliği alanlarında yurt içinde ya da yurt dışında en az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş, mesleki açıdan yeterli bilgi ve deneyime sahip bulunan ve meslekleri ile ilgili olarak kamuda veya özel sektörde en az on yıl çalışmış kişiler arasından seçilir. Üyelerde ayrıca, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin (A) fıkrasının (1), (4), (5), (6) ve (7) numaralı bentlerinde belirtilen şartlar aranır.

Kurul üyelerinin görev süresi beş yıldır. Görev süresi biten üye yeniden seçilebilir. Herhangi bir nedenle üyelikleri sona erenlerin yerlerine Bakanlar Kurulu tarafından bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen usule göre en geç bir ay içinde yeni bir üye atanır . Bu şekilde atananlar, yerine atandıkları üyelerin sürelerini tamamlar. Arka arkaya dört toplantıya veya bir yıl içinde toplam on toplantıya mazeretsiz olarak katılmayan üyeler istifa etmiş sayılırlar.

Kurul üyelerinin görev süreleri dolmadan görevlerine son verilemez. Ancak, bu Kanundaki yasakları ihlal ettiği veya bu Kanun ile kendilerine verilen görevler ile ilgili olarak işlediği suçlardan dolayı haklarında mahkumiyet kararı kesinleşen Kurul Başkan ve üyeleri, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca Devlet memuru olmak için aranan şartları kaybettikleri tespit edilen veya üç aydan fazla bir süre ile hastalık, kaza veya başka bir nedenle görevlerini yapamaz durumda olan veya görev süresinin kalan kısmında görevine devam edemeyeceği, üç aylık süre beklenmeksizin tam teşekküllü bir hastaneden alınacak heyet raporu ile tevsik edilen Kurul üyeleri, süreleri dolmadan Bakanlar Kurulu tarafından görevden alınır.

BAŞKAN - 2 nci madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Manisa Milletvekili Sayın Rıza Akçalı; buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA RIZA AKÇALI (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, üç koalisyon partisinin sayın başkanlarının şahsî kefaletiyle gündeme gelen ve bir sayın bakanın da istifasıyla sonuçlanan bir kanunu konuşuyoruz. Aşağı yukarı 570 000 - 600 000 civarındaki kayıtlı tütün üreticisinin aileleriyle birlikte, 3 milyon civarında bir nüfusun geleceğini, geleceğinde ne olacağını tespit eden, tayin eden bir yasayı görüşüyoruz.

Ben, buradan tütün üreticileri adına, Sayın Bakana, hükümete sormak istiyorum: Ben, tütün üreticisi olarak, bugüne kadar, bana tahsis edilen kota çerçevesinde tütün ekmeye devam edebilecek miyim? Fiyat tespitinde, oturmuş bir fiyat olan 4 dolar civarındaki fiyatı yine alabilecek miyim? Yoksa, bir belirsizliğin içerisinde, kimin, hangi fiyattan alacağı belli olmayan bir kaosun içerisine mi atılacağım? Alternatif ürün yutturmacasıyla, ben, fakirliğe, açlığa, yoksulluğa mahkûm mu edileceğim? Bu soruların cevabını 3 milyon kişi bekliyor, açık olarak bekliyor. (DYP sıralarından alkışlar)

Tabiî, bu kanunla, Türk tütün üreticisinin kaderinden ziyade, çokuluslu şirketlerin ülkelerindeki tütün üreticilerinin kaderi daha çok öne çıkmış vaziyette, onların geleceği bu kanunla teminat altına alınmış vaziyette. Millî tütün politikasından çokuluslu şirketlerin tütün politikasına geçen bir kanunu Yüce Meclis tasdik etmek üzere. Bunun vahametini ve mesuliyetini herkesin bir kere daha düşünmesini, bir kere daha düşünmesini, burada arz etmek istiyorum.

Dün Sayın Bakan konuşmasında dedi ki: "Tütün üretiminin arzı ve talebiyle ilgili çelişkili ifadeler var." Eğer millî politika uyguluyorsanız, bu politikada, tütün üretimini planlayacaksınız, tüketimini sınırlayacaksınız, artan miktarını da ihraç edeceksiniz. Yok, eğer çokuluslu şirketlerin politikasını uyguluyorsanız, tütünün tüketimini artıracaksınız, üretimini azaltacaksınız ve dışarıdan tütün ithal edeceksiniz. İşte, Türkiye'nin, bu kanunla gittiği yer, dışarıdan tütün ithal etmesidir. (DYP sıralarından alkışlar)

"Canım, devlet ekonomiden elini çeksin, zaten çok fazla ekonominin içinde" savı var.

Değerli milletvekilleri, OECD kaynaklarına göre, devletlerin ekonomi içindeki payları sıralamasında Türkiye çok gerilerde. 1997'de yüzde 26,6; 2000 projeksiyonunda yüzde 23,9. Amerika'da bu rakam, 2000 projeksiyonunda yüzde 32, Almanya'da yüzde 53, Fransa'da yüzde 53, İngiltere'de yüzde 41, İtalya'da yüzde 48 ve devam ediyor. Yani, Türkiye'de, ekonomide devletin payı zaten giderek küçülmüş.

Peki, özelleştirmeye karşı mısınız; hayır, biz, peşkeş çekilmeye karşıyız. (DYP sıralarından alkışlar) Tekelin özelleştirilmesiyle, Türkiye'deki sigara fabrikaları satılmayacak, sigara markaları satılacak ve sigara markalarını satın alan yabancı tekeller, bu sigaraları üretmeyecekler, bu sigaralarda kullanılan Türk tütünü de üretilmeyecek; onun yerine, Tekelin yüzde 38'lik sigara payı yabancı tekellerin yüzde 30'luk payına ilave edilmek suretiyle, bunun tütünü de yurt dışından ithal edilecek. Böylece, Türk tütün üreticisi "ne halin varsa gör" noktasında kaderiyle baş başa bırakılacak.

"Canım tütünleri yakıyoruz..." Bu da bir yutturmaca. 1994 yılından beri yakılan bir kilo tütün yoktur; çünkü, Türkiye'de ilk defa tütün bir planlı üretim safhasına girmiştir; bizim hükümetlerimiz zamanında girmiştir. Türkiye'ye ne kadar tütün lazım, ne kadarını ihraç ediyor, ne kadarını içtüketimde sigarada kullanıyor, ne kadarını yabancı sigara üreticilerine satıyor; bu miktar tespit ediliyor, buna göre kotalar tespit ediliyor ve bu miktar üretilerek Türkiye'de üretim ve tüketim dengesi sağlanmış oluyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

RIZA AKÇALI (Devamla) - Sayın Başkanım, toparlıyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

RIZA AKÇALI (Devamla) - "KİT'ler zarar ediyor" yutturmacasında Tekel bunun dışındadır. Tekelin 2000 kârı, 84 trilyon liradır. Tekelin, Türkiye'ye kattığı, yarattığı fon da, vergilerle birlikte 1,8 katrilyon liradır. Bundan vazgeçeceğiz, bu kaynağı yabancıya teslim edeceğiz!..

Şimdi bir tercihle karşı karşıyayız burada: 500 milyon dolarlık parça başı üretim yapan bir kanunu mu kabul edeceğiz, yoksa 500 000 tütün üreticisinin hakkını savunarak bu kanundan vaz mı geçeceğiz? Yine, gelişmiş ülke çiftçisini mi tercih edeceğiz, yoksa bizim 3 milyonluk tütün üreticimizi tercih mi edeceğiz? Devlet tekelini mi tercih edeceğiz, yoksa çokuluslu şirketlerin tekelini mi tercih edeceğiz? İşte, bu tercihi millet bekliyor. Bu tercihin yapıldığı şekle göre de millet tercihini yapacaktır; milleti unutanları da millet sandıkta unutacaktır.

Hepinize saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim efendim.

Fazilet Partisi Grubu adına, Bingöl Milletvekili Sayın Mahfuz Güler; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA MAHFUZ GÜLER (Bingöl) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün yeniden yapılandırılmasına ilişkin 719 sıra sayılı yasa tasarısının 2 nci maddesi üzerinde Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle Yüce Heyetinize saygılarımı sunuyorum.

Değerli arkadaşlar, tasarının bu 2 nci maddesiyle Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu kurulmakta, bununla birlikte bir de Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu oluşturulmaktadır. Kurul, değişik bakanlıkları temsilen yedi  kişiden oluşturulmaktadır.

Anlaşılan o ki, bu hükümet her konuda olduğu gibi, tütün konusunu da sulandırmış ve tütün piyasasını da bir kurula havale etmiştir.

Bildiğiniz gibi, daha önce de hükümet, hemen hemen her konuda bir kurul oluşturmakta ve hızla, yetkilerini bu kurullara devretmektedir. Elektrik işini, bankacılık konusunu, sermaye piyasasını, yükseköğrenimini, şeker üretimini, velhasıl, devletin her türlü yetkisini kurullar devralmıştır. Bu hükümet döneminde siyasetin bu kadar zayıflamasının nedeni, siyasetin bu kadar ayağa düşmesinin bir nedeni de, siyasal iktidarın, seçilmişlerin tüm yetkilerini atanmışlara devretmesidir. Bu hükümet bunu hep yapıyor ve ne yazık ki, yanlış yapıyor. Yarın bunun acısını hep birlikte fark edeceğiz; ama, o zaman iş işten geçmiş olacaktır.

Bu maddeyle tütün ve içki piyasası için yeni bir kurum ve yeni bir kurul oluşturulmaktadır. Üzülerek hemen şunu söylemek istiyorum: Bu tasarı üzerinde, biz, Fazilet Partisi olarak tam 32 tane önerge verdik. Verdiğimiz bu önergeler, maalesef daha önce hükümet kanadının verdiği yapay önergelerle kısıtlanmıştır, bu hakkımız elimizden alınmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yasayla, ulusal tütün sektörümüz tamamen yok edilecek, sadece bölgemizde, yani Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde, Bingöl'de, Muş'ta, Bitlis'te, Adıyaman'da 160 000 tütün ekicisi ve ailesiyle birlikte, yaklaşık 1 milyon insanımız aç ve açıkta bırakılacaktır. Bu yasa, ülkemiz genelinde 5 milyon insanımızı açlığa ve sefalete itecek, ülkemizi, yabancı tekellerin pazarı haline getirecektir; halkımızı da bu tekellerin kölesi durumuna düşürecek, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde sosyal ve ekonomik anlamda tam bir yıkım getirecektir.

Ne yazık ki, bütün komisyonlarda, halkımızın hiçbir talebi göz önüne alınmadan, tamamen yabancı tekellerin istem ve dayatmaları doğrultusunda hızla geçirilmiş ve 24 saat geçmeden, bu tasarı, yangından mal kaçırır gibi, halkın bilgisinden, halkın gözünden kaçırılmak istenmektedir. Getirilen bu tasarı yanlıştır; tütün üreticimiz perişan edilmiştir.

Bakınız, yurt dışından getirtilen bu büyük şirketler, firmalar olmadan önce, ülkemizdeki tütün üretimi ile tüketimi birbirine denk gelmekteydi; ancak, ne zaman ki, Amerikan firmaları, lüks sigaralarını, tüketicilerin, tiryakilerin emrine sundu, o gün bugündür, Türkiye'de, giderek, göreceli olarak tütün fiyatları hızla aşağı düşmüştür.

Bugün bütün dünya şunu  çok iyi bilmektedir ki, Amerikan sigaraları bağımlılık yapmaktadır. Bu sigaraları içen bir tiryaki, bir daha bu sigaraları bırakamamaktadır. Eğer, yerli firmalar desteklenip, yerli üreticilerimizin tütünleri zamanında alınıp işlenebilseydi, haksız yere kota uygulamaları yapılmasaydı, inanıyorum ki, bugün Türk tütün üreticisi, dünya pazarlarında aranan bir mahsule, bir markaya sahip olacaktı; ama, söylediğim gibi, yerli üreticimiz, yıllardır, kasıtlı olarak, göreceli olarak, mahsulüne hak ettiği değeri alamadı ve şimdi gelinen nokta, bu insanları aç ve sefil hale getirecek olan bu tasarıyla yapılmak istenen bu durumdur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHFUZ GÜLER (Devamla) - Ben, bu tasarının, 5 milyon tütün üreticimizi perişan edeceğine, hükümetin, vakit geçirmeden, bu tasarıyı geri çekmesi gerektiğine inanıyorum. Bu inançla, Yüce Heyetinize, saygılarımı sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Güler.

Efendim, şimdi, söz sırası, Milliyetçi Hareket Partisinde.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Samsun Milletvekili Sayın Ahmet Aydın; buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA AHMET AYDIN (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tütün yasa tasarısının 2 nci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu ve şahsım adına, hepinizi hürmetle selamlarım.

Sayın milletvekilleri, Türkiye'de, üç üründe fazlalık var; bunlar, sırasıyla, tütün, şeker ve fındık. Fındıkta, son beş yılda, 160 000 tonluk bir üretim fazlalığı var. Bunun Fiskobirlik'e alım maliyeti 320 milyon dolar. Bu fazla ürünün satış maliyeti -yağ ve küspe olarak- 40 milyon dolar; yani, net olarak, Fiskobirlik, fazlalıktan 280 milyon dolar zararlı. Şeker Şirketi ise, Türkiye'nin ihtiyacının üzerinde, son beş yıldır, 1,5 milyon ton fazla şeker üretmiş. Bunu ihraç etmiş; ihraç fiyatı 250 dolar/ton civarında; üretim maliyeti, yaklaşık, 650 000 dolar/ton; aradaki fark, 975 milyon dolardır. İhraç ettiğiniz zaman, net fark 625 milyon dolar.

FETHULLAH ERBAŞ (Van) - 625 milyon dolar olur mu?

AHMET AYDIN (Devamla) - İhracattan dolayı 625 milyon dolar net zararı.

Tütünde ise 1994 yılında -sabah aldım bu bilgileri- 125 000 ton (172 milyon dolarlık) tütün 1994'te imha edilmiş, yakılmış. Bundan sonraki beş senede oluşan fazla stok 500 000 ton. Bunun 150 000 tonu Türkiye'nin ihtiyacı, diğer 350 000 tonu, 1994'deki gibi, ya yakılmayı ya imhayı ya da yok fiyatına satılmayı bekliyor. Son beş yılda, bu tütünü, devletin kilosunu 3 dolara aldığını varsayarsanız, aradaki zarar 1 milyar 50 milyon dolar.

Değerli arkadaşlarım, bu üç üründeki fazlalığın son beş yılda devlete maliyeti 2 milyar dolar; üç ürünün, beş yılda devlete sübvansiyon maliyeti 2 milyar dolar.

Şimdi, tütünü ele alırsak, tütünde, hepimizin ittifak ettiği, 500 000 hane bu tütünden geçimini sağlıyor. Ürettiği yıllık ortalama tütün miktarı 250 000 ton, hane başı 500 kilo; bunu 3 dolara sattığınız zaman, hane başı 1 500 dolar; bir haneyi 5 kişi saydığınız zaman, kişi başı yılda 300 dolar. 300 dolarla, bu insanlar, böyle geçinmeye devam etsin demek, işte, akşam da söylendiği gibi, bu insanları maraba gözüyle görmektir; başka hiçbir manaya gelmez.

Peki, ne yapacağız?.. Bu işleri elbirliğiyle çözmemiz lazım.

ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) - Yakıverin çiftçiyi gitsin!.. Yakıverin üreticiyi gitsin!..

AHMET AYDIN (Devamla) - dinlerseniz, nasıl olacağını anlatacağım.

Şimdi, tütünde 6,5 milyon ton dünya üretimi var; bunun 700 000 tonu şark tipi -bizim de ürettiğimiz- tütün. 250 000 tonunu -yaklaşık yüzde 30'un üzerinde- biz üretiyoruz; ama, şark tipi tütünden uzaklaşma var gittikçe, bunun için de fiyatları düşüyor.O zaman Üretici Birlikleri Yasa Tasarısını bir an önce çıkararak, tütüncüleri organize ederek, örgütleyerek... Kendi aralarında örgütlenecekler. Balkan ülkeleri bölgesinde şark tütünü üretiliyor daha çok. Hepsi, dünya genelinde bir birlik sağlayarak, dünya ihtiyacı ne ise onu üretmeleri lazım.

Zor mudur; hayır, değildir. Amerikan Soya Birliğinin, Amerikan Yemlik Tahıl Konseyinin, hepsinin Türkiye'de, Ortadoğu'da şubeleri var; dünyaya ne kadar lazım; o kadar üretiyorlar. Dünyada mallarını -halkın tabiriyle- ayağı düşürmüyorlar. Bizim de aynı noktalara gelmemiz lazım, getirmemiz lazım.

Bir misal vermek istiyorum ben burada. Notlara da çok bakmak istemiyorum, vakit darlaştı. 1998 yılında Samsun'un Yakakent İlçesinde hevesli bir kaymakam vardı; "burada alternatif bir şeyler geliştirelim" dedi. Ben de ona şahsen kendi cebinden yardımcı oldum. Çilek dağıtıyor...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN- Tamamlayın efendim.

AHMET AYDIN (Devamla) - Dönümünden -bugün sordum, bundan 15 gün önce de sordum- 1 500 kilo çilek alıyorlar, 400 000 liraya satıyorlar; yani, bir dönümden 600 milyon lira. Aynı yerde 80 kilo tütün oluyor; 80  kilo tütün, 3 dolardan 240 dolar dönümden elde ettiği; öbüründe, yaklaşık 500 dolar.

Arkadaşlar, dünyada sadece kesme çiçek ihracatı 4 milyar dolar. Dondurulmuş sebze, meyve ihracatı 4 milyar dolar. Sadece Japonya'nın gıda maddeleri ithalatı 50 milyar dolar. Bize sattıkları 3 milyar dolar, bizden aldıkları 100 milyon dolar.

Bizim çiftçilerimiz zeki insanlardır. Biz, onları yönlendirip alternatif ürünlere  doğru götürürsek,  hiç şüpheniz olmasın; biz, iyi becerirsek, iyi organize  edersek, geçtiğimiz beş yıldaki 2 milyar doları, Tarım Bakanlığı ya da başka kuruluşlar aracılığıyla bu üç ürünü üreten üreticilere aktarırsak, hem Türkiye'nin ihracatına en az 3-4 milyar dolar katkı yapacağız hem insanları yılda 300 dolara geçinen maraba olmaktan kurtaracağız.

Bütün bu düşüncelerle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Aydın.

Sayın milletvekilleri, madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Madde üzerinde 8 adet önerge vardır; bu önergelerden, sadece 3'ünü işleme koyacağım. Önce, geliş sıralarına göre okutup, aykırılık derecelerine göre de işleme tabi tutacağım.

Birinci önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci satırında yer alan "diğer" ibaresinden sonra gelmek üzere "ilgili" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin birinci fıkrasının dördüncü satırında yer alan "gerekli gördüğü" ibaresinin "uygun görülen" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - Son önergeyi okutup, işleme tabi tutacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin birinci fıkrasının beşinci satırında yer alan "Kurulu ve" ibaresinden sonra gelmek üzere "kurula bağlı" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI YILMAZ KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz.

HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay) - Sayın Başkan, önergelerimi geri çekiyorum.

BAŞKAN - Önerge sahibi, önergelerini geri çekti.

III.– YOKLAMA

(DYP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

NEVZAT ERCAN (Sakarya) - Sayın Başkan, yoklama yapılmasını istiyoruz.

BAŞKAN - Maddeyi oylamadan önce yoklama istenmiştir efendim.

İsimleri tespit edeceğim efendim, bir dakika...

Efendim, Sayın Rıza Akçalı, Sayın Ali Rıza Gönül, Sayın Nevzat Ercan, Sayın Ali Şevki Erek, Sayın Salih Çelen, Sayın Yahya Çevik, Sayın Sadri Yıldırım, Sayın Erdoğan Sezgin, Sayın Mehmet Gözlükaya, Sayın Zeki Ertugay, Sayın Hayri Kozakçıoğlu, Sayın Kemal Kabataş, Sayın Mahmut Nedim Bilgiç, Sayın Doğan Baran, Sayın Halit Dağlı, Sayın Teoman Özalp, Sayın Kamer Genç, Sayın Mehmet Gölhan, Sayın Turhan Güven ve Sayın Mustafa Örs.

NİDAİ SEVEN (Ağrı) - Ayağa kalksınlar efendim.

BAŞKAN - Yazdıktan sonra ayağa kalkma mecburiyeti yok efendim.

20 arkadaşımız yoklama istediler.

Yoklama için 3 dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Toplantı yetersayısı vardır.

V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3. – Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı : 719 ve 719'a Ek) (Devam)

BAŞKAN - 2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 2 nci madde kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

Kurulun çalışma esasları, görev ve yetkileri

MADDE 3. - Kurulun görev ve yetkileri şunlardır;

a) Bu Kanun gereğince Kurum tarafından yürütülecek görevler ile ilgili düzenlemeleri yapmak,

b) Bu Kanunda öngörülen idarî para cezalarının tahsil edilmesine ilişkin işlemleri yürütmek,

c) Satış ve uygunluk belgesi başına alınacak tutarların tespiti ile tescil, izin ve ruhsat harçlarının Kurum tarafından tahsiline ilişkin işlemleri yürütmek,

d) 4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla, tütün ve alkol tüketiminden kaynaklanan kamusal, toplumsal ya da tıbbi nitelikteki her türlü zararlı etkileri önleyecek düzenlemeleri yapmak, bunlarla ilgili kararları almak,

e) Bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili sektörel düzenlemeler yapmak,

f) Yurt içinde ve yurt dışında konusuyla ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak, gerektiğinde bu kuruluşlara Kurumun üye olmasına karar vermek,

g) Personel atamaları da dahil olmak üzere Kurumun personel politikasını oluşturmak,

h) Kuruma taşınır ve taşınmaz mal veya hizmet alınması, satılması ve kiralanması konularında karar vermek,

ı)  Kurumun alacak, hak ve borçları hakkında karar vermek,

j) Kuruma bağlı akredite laboratuvarlarının tesis edilmesine ve işletilmesine ilişkin şartları tespit etmek,

k) 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun, 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu, 492 sayılı Harçlar Kanunu ve diğer kanunlar ile Genel Müdürlüğe verilmiş olan görevleri yürütmek,

l) Görev alanı ile ilgili konularda gerekli gördüğü her türlü bilgiyi, tütün, tütün mamulleri ve alkollü içkiler piyasasında mal veya hizmet üreten, pazarlayan, satan gerçek ve tüzel kişilerle, bunların her türlü birliklerinden istemek.

m) Kanunlarla verilen diğer görevleri yürütmek.

Kurul üyeleri, Kurulun para, para hükmündeki evrak, senet ve diğer mevcutlarına karşı işledikleri suçlar ile bilanço, tutanak, rapor ve benzeri her türlü belge ve defterler üzerinde işledikleri suçlardan dolayı memur sayılırlar. Kurul üyelerinin, görevlerini yaptıkları sırada öğrendikleri gizli bilgileri açıklamaları halinde, haklarında 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 229 uncu maddesi hükmü uygulanır ve Kuruldaki görevlerine son verilir. Bu kişiler Kurul üyeliğine tekrar seçilemezler.

BAŞKAN - 3 üncü madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına Adıyaman Milletvekili Mehmet Özyol; buyurun.

FP GRUBU ADINA MEHMET ÖZYOL (Adıyaman) - Değerli milletvekilleri, 719 sıra sayılı tütün kanunu tasarısı üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, bugün, burada, maalesef, Türkiye'deki tarım üretimiyle meşgul olan çiftçilerimizin kaderine imza atacak çok kötü bir örneği sergiliyor. Öylesine bir kanun çıkıyor ki, zannediyorum, bu kanunun çıktığı ve yayımlandığı tarihten itibaren, bizim köylümüz, bizim işçimiz, bizim vatandaşımız, efkârlandığı zaman, yak bir sigara dediği zaman, kendi ürününü de yakamayacak duruma gelecek. (FP sıralarından alkışlar)

O kadar hazin bir manzara ki, kendi ülkemizle ilgili bir yasanın tartışılmasını, kanunlaşmasını gündeme getirirken, önergelerimizle bile, buna bir yön vermek, bir boyut kazandırabilmek, iktidara destek olabilmek, yanlışları varsa bunları düzeltebilmek konusunda bir açıklama yapma ihtiyacını duyarsak, buna bile sansür geliyor. Bu, çok hazin.

Bundan sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, İstiklal Savaşının ürünü olan bu Meclisin çok güzel ürünler meydana getirmesini beklerken, bugün, burada, bu hali sahnelenmiş olarak seyretmekten, inanın ki, çok sıkıntı çekiyorum.

Bu manada, bugün, kendi bölgemizdeki üreticilerin ürünlerini yetiştirmede getirilecek olan bu kısıtlayıcı davranışlar sonrasında, düşünüyorum: Acaba, bu kısıtlamalar karşısında, başka ülkelerin ürünlerinin Türkiye'de satılmasına bir kapı mı açılmak isteniyor? Herhalde, bu böyledir. Zira, bugün ithal edilmiş olan bu ürünlerin, tütünlerin, sigaraların, içildiği zaman insanlarda meydana getirdiği alışkanlıkların ne kadar -hem ekonomik bakımdan hem de sağlık bakımından- etkin olduğunu kimse inkâr edemez.

Burada, iktidar kanadından bir kardeşimizin akşamki şu beyanını hiç unutmuyorum. Âdeta, tütünün, sigaranın zararlılığı ölçeğinde bu yasanın getirildiğini ifade ediyor. Yasağın önüne geçmek için bir şeyin kaldırılması, bir ürünün önüne geçilebilmesi çok sakıncalıdır. Bir bölge büyük sıkıntı çekiyor. Benim seçim bölgem Adıyaman'da, kırsal kesimde bundan başka bir ekim imkânı yoktur. Hangi rakamı getirirseniz getiriniz, ne derseniz deyiniz, bu bölge insanının derdine deva olacak bir şey söylemiyorsunuz. Bu yasa onların dertlerine deva olmayacak, bu insanları sıkıntıya sokacak.

İşte, bu ve buna benzer tutumlar sebebiyle, doğu ve güneydoğulu insanlarımızın çekmiş olduğu sıkıntılar ve bugüne kadar devletin, orada meydana gelen olağanüstü hali önlemek için sarf ettiği 200-300 milyar dolarlık yatırımlarının, masraflarının buradaki insanları hâlâ rahata erdirmediğini düşünüyorum. Siz, bütün bunların yanında, ürünlerini elinden alacak tarzda bu insanları sıkıntıya sokar, köşeye sıkıştırırsanız, bu insanlar acaba ne yapacaklar?! Ondört ay, münhasıran ondört ay bu ekim dikimle meşguldürler.

Bakın, bu yasa tasarısı görüşülürken, aklıma şöyle bir fıkra geldi: Bir köylü, tarlasında buğdayını devşirirken, demet demet bir yerlere koyuyor. Daha sonra, rüzgâr uçurmasın diye, bu demetlerin üzerine ağır taşlar koyuyor; fakat, daha sonra öyle bir fırtına, öyle bir talaz gelip götürüyor ki, elinde, orakla biçtiği son bir demet buğday kalıyor. Bakıyor ki,  devşirdiği buğdaydan bir tek ürün o arazide kalmadı, tek bir demet elinde kaldı. Bir demete bakıyor, bir tarlaya bakıyor ve ondan sonra "sen ne duruyorsun, sen de git" diyor. Bugün, bu tasarıyla, âdeta, bu fırtına estiriliyor.

Ülkenin insanları, yönetenleri, bizler, büyük bir sorumluluk taşıyoruz. Allah rızası için diyorum, bu insanlara merhamet ediniz, bu insanlara şefkatle yaklaşınız. Avrupa'nın, Amerika'nın, IMF'nin ve Dünya Bankasının yaptırımları içinde bu memleketi kötü sıkıntılara sokmayalım. Önümüzde fırsat var. Ben, tek bir şey temenni ediyorum; bu tasarının hayırlı olmasını değil, bu tasarının çekilmesini temenni ediyorum. Bu, büyüklük olacak. (FP ve ANAP sıralarından alkışlar) Bu hükümeti, o zaman, ben, herkesten daha önde takdir edeceğim ve alkışlayacağım.

Bu sözlerimi çok fazla uzatırsam, belki, daha da alınacaklar olabilir; ama, gecenin bir baskın saatinde, ülkemin üreticilerinin  haberi olmadığı bir saatte, kendi konusunun görüşüldüğü bir anda, bu yasa tasarısı görüşülüyorsa, bu tasarıda bir yanlışlık var. Niçin normal  gündeminde, niçin Meclisin normal çalışmaya başlama saatinde bu tasarı görüşülmez?! Yangından mal mı kaçırıyoruz?!

Hepinize saygılar sunuyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim efendim.

Söz sırası, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Balıkesir Milletvekili Sayın İlhan Aytekin'de.

Buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA İLHAN AYTEKİN (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Doğru Yol Partisi Grubunun görüşlerini takdim etmek üzere huzurlarınıza çıkmış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tasarının 3 üncü maddesi, kurulun çalışma esasları, görev ve yetkilerini muhtevidir. Sözlerimin hemen başında arz ve ifade etmek isterim ki, biz, Doğru Yol Partisi olarak, bu tasarıya kesinlikle karşıyız. DYP'nin, Tekel gibi, sigara gibi bir meselesi yok mu; muhakkak ki var; ancak, kırk yerinde kandil yanan, millî çıkarlarımızı değil, çokuluslu şirketlerin menfaatlarını önplanda tutan bu yasaya razı olmamız da düşünülemez.

Her şeyden evvel, yasanın geliş şekli onur kırıcıdır. IMF'nin memuru, Amerika'ya dönmeden önce başkentte yaptığı basın toplantısında, 57 nci hükümetin önüne 4 şartlı bir ferman koydu, gitti. İşte, şimdi görüşmekte olduğumuz bu kanun, o şartlardan bir tanesidir. Fermanda, ikinci bölüm kredinin alınabilmesi, bu kanunun çıkarılması şartına bağlıydı. Etekleri tutuşan yandan çarklı hükümet, alelacele söz konusu tasarıyı komisyonlara ve Meclise sevk ediyor.

Üzüntüyle ifade etmek isterim ki, 57 nci hükümet, aynen uygulamacı firma gibi çalışıyor, direktif ve talimatlara uyuyor, âdeta bir müstemleke ülkesi muamelesine tabi tutuluyor ve hiçbir tavır ve hareket, millî egemenlik ve hassasiyetimizi rencide etmiş gözükmüyor.

EROL AL (İstanbul) - Sen, ne zamandan beri Meclise geliyorsun?!

İLHAN AYTEKİN (Devamla) - Bush'tan gelen bir selam ve kelam, âdeta sevince gark ediyor, kendi grup arkadaşlarına "Demokrat Parti milletvekilleri" diyecek kadar heyecanlandırıyor.

Ne zaman muhabbet mektupları sandıklarınızın emirnameler olduğunu fark edeceksiniz? Ne zaman başkentin göbeğinde ferman okuyup giden ecnebi memurların haddini bildireceksiniz? (DYP sıralarından alkışlar) Ne zaman kanun sipariş almaktan vazgeçeceksiniz? Ne zaman Türkiye Büyük Millet Meclisini, verilen ebada ve motife sadık kalarak üretim yapan kanun atölyesi gibi ve fason çalışan müessese olarak kullanmaktan vazgeçeceksiniz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi, müzakere vasfını kaybetmiş, muamele yapan Meclis haline dönüştürülmüştür. Ne zaman olup bitenlerden rahatsızlık duyacaksınız? Anlaşılan o ki, böyle bir ihtimal de gözükmüyor.

Şahsiyet gösterisi, ruhunda istiklaliyeti duyanların işi; teslimiyet, mandacı zihniyetin harcıdır.

Muhterem milletvekilleri, bu tasarıyla, hukuken Türk tekeline son verilirken, fiilen çokuluslu şirketlerin hegemonyası kurulmaktadır. Biz, bu filmi, millet olarak, daha önce de gördük. Türkiye, bir daha, düyunu umumiye dönemindeki tütün reji idaresinin insanımıza verdiği zararı ve haksızlığı yaşayacaktır; bu kesindir. Bugünkü IMF gibi, o günkü düyunu umumiye tütün konusuna el koymuş, 5 000 silahlı jandarmayla tam bir işgal ekonomisi yaşatmıştır, tatbik etmiştir; rejinin kolcularıyla çatışan 20 000 Türk köylüsü öldürülmüştür ve 1890 - 1914 yılları arasında yapılan 74 milyon sterlinlik verimli yerlere yatırımdan gelirin tek kertikli kuruşu, Osmanlının kasasına değil, ecnebinin kasasına girmiştir.

Dün, tütün reji idaresinin yaptıklarını, bugün kendi elimizle çıkaracağımız yasalarla yapmaya hazırlanıyoruz.

Bu kanunla, milyonlarca tütün ekicisinin, ölüm fermanını çıkarmış olacaksınız ve seneye de, ilmiği boynuna geçireceksiniz. 4,5 milyarlık cirosu olan pazarın, ecnebinin eline geçmesini sağlıyorsunuz...

(Mikrofon, otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Mikrofonunuzu açtım efendim; buyurun.

İLHAN AYTEKİN (Devamla) - Vergi, fon, paylar ve diğer nam ve isim altında alınanlarla, Tekelin devlet gelirine katkısı 1,5 milyar dolardır; yani, 1,5 katrilyon liradan vazgeçilmiş oluyor.

Muhterem arkadaşlarım, değerli milletvekilleri; eğer, bu kanun tasarısı bu şekliyle çıkacak olursa, bu kanunun adı, mutlaka, tütün üreticisinin katliamı şeklinde neticelenecektir. O itibarla, bizim şu aşamada söyleyeceğimiz -biraz önce size hitap eden arkadaşımızın da beyan ettiği gibi- bu tasarının geri çekilmesidir.

Şu anda, bu Meclisin içerisinde, 42 ilde tütün eken temsilci arkadaşlarımız vardır ve adedi de 182'dir.

BAŞKAN - Efendim, toparlar mısınız.

İLHAN AYTEKİN (Devamla) - Eğer, onların varlığında bu kanun çıkarılacak olursa, birinci günah ve suçluluk onlara ait olacaktır; kendi seçim bölgelerine gitmekte zorluk çekeceklerdir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İLHAN AYTEKİN (Devamla) - Gelin, insafı olmayan, acıması olmayan bu tasarıyı geri çekin.

Saygılar sunuyorum. (DYP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim efendim.

Madde üzerinde 7 adet önerge vardır...

VI. – AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1. – Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in, DYPGrubu adına konuşan Balıkesir Milletvekili İlhan Aytekin’in, Hükümete sataşması nedeniyle konuşması

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) - Sayın Başkan, yerimden kısa bir açıklama yapmak istiyorum.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.

Efendim, yerinize oturunuz. Hükümet söz istedi; cevap verecek.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; biraz evvel konuşan Balıkesir Milletvekili Sayın İlhan Aytekin, hükümetimizi çok ağır bir dille itham etmiştir; hükümetimiz hakkında "yandan çarklı, etekleri tutuşmuş müstemleke hükümeti" tabirini kullanmıştır ki, bu tabiri şiddetle reddediyoruz. (FP sıralarından "ağır değil" sesleri, gürültüler)

MURAT AKIN (Aksaray) - Bu halk sizin tutumunuzu reddediyor.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) - Hükümetimiz, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetidir ve Yüce Meclisin güvenoyuyla görev yapan bir hükümettir...

MUSTAFA GEÇER (Hatay) - Maalesef... Maalesef...

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) - Sayın milletvekilinin bu tavrını ve bu tabirini kendisine yakıştıramadığımızı, hükümet üyesi olarak arz ve ifade ediyorum.

Teşekkür ederim. (ANAP, DSP ve MHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ÖRS (Burdur) - Biz de, çıkardığınız yanlış kanunları size yakıştıramıyoruz.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, son söz milletvekilinindir; söz istiyorum. Sayın Bakan konuştu ya...

BAŞKAN - Efendim, yerinden konuştu.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Yerinden veya mikrofondan... Olur mu?!

BAŞKAN - Sataştı; sataşmadan dolayı verdim; 60 ıncı maddeye göre söz istedi efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Bakan konuştu. Rica ederim efendim... Açın İçtüzüğü, okuyun.

BAŞKAN - Her gün yeni tüzük öğreniyorum!

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Bakan, konuşmadınız mı?

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) - Hayır, konuşmadım. Sataşmaya cevap verdim.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Son söz milletvekilinindir. Rica ediyorum Sayın Başkan...

BAŞKAN - Sataşma üzerine 60 ıncı maddeye göre söz istedi.

KAMER GENÇ (Tunceli) - "Sayın Bakan konuşacak" dediniz, "Sataşma" demediniz. Sataşmadan dolayı söz vermediniz.

BAŞKAN - Nasıl olur efendim?! Yani, sizin, sataşma üzerine, milletvekili olarak böyle bir hakkınız var, Bakanın yok mu?!

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, o kürsüde İçtüzüğe uygun hareket edin. Herhalde, biz, burada kahvede oturmuyoruz.

TURHAN GÜVEN (İçel) - Efendim, Sayın Bakan sataşmadan ötürü söz almadı.

KAMER GENÇ (Tunceli) - "Hükümet söz istiyor" dediniz. Açın, İçtüzüğe bakın.

TURHAN GÜVEN (İçel) - Zabıtlara bakın.

BAŞKAN - Efendim, benden, sataşmadan ötürü söz istedi.

V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3. – Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı: 719 ve 719'a Ek) (Devam)

BAŞKAN - Madde üzerinde 7 adet önerge vardır; 3'ünü işleme koyacağım, sırasına göre okutacağım.

Birinci önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 3 üncü maddesinin (c) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

"c) Ürün satış ve uygunluk belgesi başına tahsil olunacak tutarların tespiti ile tescil, izin ve ruhsat harçlarının Kurum tarafından tahsiline ilişkin işlemleri yürütmek,"

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 3 üncü maddesinin (f) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

"f) Yurt içinde ve dışında ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak, gerektiğinde bu kuruluşlara Kurumun üye olmasına karar vermek."

BAŞKAN - Son önerge aykırı önerge olduğu için okutup, işleme alıyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 3 üncü maddesinin (l) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

"l) Görev alanı ile ilgili konularda gerekli gördüğü her türlü bilgi ve belgeyi, tütün, tütün mamulleri ve alkollü içkiler piyasasında mal veya hizmet üreten, pazarlayan, satan gerçek ve tüzel kişilerle, bunlara bağlı olan her türlü birliklerinden istemek,"

BAŞKAN - Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI YILMAZ KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz.

HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay) - Geri çekiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Geri çektiler.

3 üncü maddenin oylamasına geçmeden evvel bir yoklama talebi vardır.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkanım, izin verir misiniz efendim.

BAŞKAN - Buyurun efendim.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın önerge sahibi, önergesinin birini çekti; çünkü, bir tanesi işleme tabi tutuldu ve önergesinin birini çekti. Diğer önergeleri de çekerse, işlem görmeden çekildiği için, arkadan gelen önergelerin tamamlanması lazım.

BAŞKAN - Efendim, işleme başladığımı ifade ettim. Dün de böyle oldu efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Oylamadınız efendim, oylamadınız.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Efendim, işleme nasıl başladınız?.. Bir önerge için işleme başladınız. Yapmayın Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Efendim, 3 önergeyi birden işleme koydum. Son önergeyi gayet net ifade de ettim; "son önerge aykırı önergedir, işleme koyuyorum" dedim efendim.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkanım, önerge sahibi ikinciyi ve üçüncüyü işleme almanıza izin vermedi. Birinciyi işleme aldınız; çekti.

BAŞKAN - Efendim, işleme almışken çekti. Sayın Başkanım, rica ederim yani...

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, oylamadınız, işlem tamamlanmadı.

III.– YOKLAMA

BAŞKAN - Efendim, 3 üncü maddeyi oylamadan önce yoklama talebi vardır.

Yoklama talebinde bulunan sayın vekillerin adlarını okuyorum ve salonda bulunup bulunmadıklarını arayacağım:

Yasin Hatiboğlu?.. Burada.

Fethullah Erbaş?.. Burada.

Mukadder Başeğmez?.. Burada.

Şükrü Ünal?.. Burada.

Bülent Arınç?.. Burada.

Sabahattin Yıldız?.. Burada.

Sacit Günbey?.. Burada.

Mustafa Geçer?.. Burada.

Akif Gülle?.. Burada.

Nezir Aydın?.. Burada.

Latif Öztek?.. Burada.

Rıza Ulucak?.. Burada.

Musa Uzunkaya?.. Burada.

Osman Yumakoğulları?.. Burada.

Eyüp Fatsa?.. Burada.

Hüseyin Arı?.. Burada.

Yakup Budak?.. Burada.

Veysel Candan?.. Burada.

Süleyman Arif Emre?.. Burada.

Nurettin Aktaş?.. Burada.

Yoklama işlemine başlıyoruz efendim.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Efendim, toplantı yetersayısı vardır.

V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3. – Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı: 719 ve 719'a Ek) (Devam)

BAŞKAN - 3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

4 üncü maddeyi okutuyorum:

Kurumun hizmet birimleri, Kurum personelinin statüsü, atanma usulü ve özlük hakları

MADDE 4. - Kurul Başkanı Kurumun en üst amiri olup, Kurumun genel yönetim ve temsilinden sorumludur. Kuruma,  Kurul kara-rıyla   iki başkan yardımcısı atanır.

Kurum hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, idari hizmet sözleşmesiyle sözleşmeli olarak istihdam edilen personel eliyle yürütülür. Kurum personeli ücret ve mali haklar dışında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabidir.

Kurul Başkanı ve üyeleri ile Kurum personeli 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa tabidir.  Emeklilik açısından Kurul Başkanı bakanlık müsteşarına, Kurul üyeleri bakanlık müsteşar yardımcısına denk statüde olduğu kabul edilir.

Kurul Başkan ve üyeliklerine atananlardan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu veya özel mevzuatla düzenlenmiş personel rejimine tabi olanlar, Kuruldaki görevleri sona erdikten sonra başvurmaları halinde ilgili Bakan tarafından, mükteseplerine uygun bir kadroya atanırlar. Akademik unvanların kazanılması için gerekli şartlar saklıdır. 

Kurul Başkan ve üyelerinin aylık net ücretleri, en yüksek Devlet memurunun her türlü ödemeler dahil aylık net ücretinin iki katını geçmemek üzere Bakanın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından tespit edilir.

Kurul üyeleri göreve başlama ve görevden ayrılma tarihlerinden itibaren bir ay içinde ve görevleri devam ettiği sürece her iki yılda bir mal beyanında bulunmak zorundadır.

Kurum personelinin ücret ve diğer mali hakları, Bakanlar Kurulunca belirlenecek esaslar çerçevesinde Kurulca tespit olunur.

BAŞKAN - 4 üncü madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Adıyaman Milletvekili Sayın Dengir Mir Mehmet Fırat; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA DENGİR MİR MEHMET FIRAT (Adıyaman) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; görüşmekte olduğumuz yasa tasarısı, bundan evvelki yasalarda olduğu gibi, Anayasaya birçok maddesiyle aykırılık içermektedir. Bu aykırılığın en son örneği, dün burada okunmuş olan, Cumhurbaşkanlığının Meclise göndermiş olduğu RTÜK Yasasının bir kez daha görüşülmesiyle ilgili gerekçeli kararında açık olarak belirtilmiştir.

Kaldı ki, hatırlarsanız, bundan bir süre önce, memurlar hakkında çıkarmış olduğumuz kanun hükmündeki kararnameler de, Anayasa Mahkemesinden dönmüştü. Bu, Anayasamızın 128 inci maddesiyle ilgilidir. 128 inci madde şöyle bir fıkra içermektedir: "Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir." Fakat, bu tasarının 9 uncu maddesini inceleyecek olursanız; bu işlemlerin tümünün yönetmelikle düzenleneceği konusu hükme bağlanmıştır; bu, bir tanesidir. Bu, kesinlikle, Anayasaya aykırıdır. Bu yasa çıktığı takdirde, Cumhurbaşkanı tarafından iade edilecektir; iade edilmediği takdirde de, Anayasa Mahkemesinden dönecektir.

Bu konuda vermiş olduğumuz önergeler var. Sayın Başkanlık bunu nasıl değerlendirir; çünkü, 3 önergeyi önce vererek, önünü tıkama durumundasınız. Fakat, bizim kanımıza göre, gerek Anayasamızın 11 inci maddesi gerekse İçtüzüğe göre, kaç önerge verilmiş olursa olsun, öncelikle, Anayasaya aykırılık konusunun görüşülüp, oylanması gerekir; ancak, takdir, Başkanlık Divanınındır.

BAŞKAN - Sayın Fırat, sözünüzü bir dakika keseceğim efendim.

Elimde tutanak dergisi var; burada, içtüzük değişikliğindeki gerekçelerde...

DENGİR MİR MEHMET FIRAT (Devamla) - Efendim, benim sürem çalışıyor...

BAŞKAN - Efendim, hayır; ben, kendi kesemden veriyorum onu.

DENGİR MİR MEHMET FIRAT (Devamla) - Tamam, oldu.

BAŞKAN - "Ayrıca, maddeler üzerinde verilebilecek..."

HACI FİLİZ (Kırıkkale) - Başkanın zengindir kesesi.

BAŞKAN - Lütfen, dinler misiniz efendim.

"... Anayasaya aykırılık önergelerinin de bu cümlede öngörülen sınırlamaya dahil edilmesinin; yani, milletvekillerince her madde için, Anayasaya aykırılık önergeleri dahil, 3'ten fazla önerge verilmemesinin; böylece, bir tasarı veya teklifin maddeleri üzerinde işleme konulabilecek önerge adedinin ihtilafa mahal bırakmayacak şekilde düzenlenmesinin..." diyor. Burada, gerekçeler, zabıtlara geçmiş.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, bundan ne anlıyorsunuz?

BAŞKAN - Bir dakika efendim...

Dünkü uygulamam, bu sebeptendi efendim; onu arz ediyorum.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, bilakis...

BAŞKAN - Yaptığım, Tüzüğe aykırı değildir.

Buyurun Sayın Fırat.

DENGİR MİR MEHMET FIRAT (Devamla) - Efendim, ben, Tüzüğe aykırı olduğu iddiasında değilim. Tüzüğe aykırılık konusunun, biraz sonra 63 üncü maddeye göre usul hakkındaki bir talebimizle, usul yönünden tartışılmasını gündeme getireceğiz ve tartışacağız. Burada alınmış olan kararı da Anayasa Mahkemesine götürerek, şu ana kadar yapılmış olan tatbikatın Anayasaya aykırı olduğunu, Anayasa Mahkemesinde ispat edeceğiz. Eğer o imkânı tanırsanız, inanıyorum ki, bu konuda bir teamül teşekkül etmiş olacaktır.

Ben, konuma dönüyorum.

Değerli arkadaşlar, bu yasa tasarının gerekçesini incelediğiniz zaman, görüyorsunuz ki, 3 temel noktaya dayanıyor. Birincisi, verimliliğin artırılması; ikincisi, sermayenin tabana yaygınlaştırılması; üçüncüsü, serbest rekabetin sağlanması. Çok güzel 3 tane gerekçe; ben katılıyorum.

Sermaye tabana yayılacaktır; ancak, sermaye, Türk Halkına yayılmayacaktır; çünkü, biraz sonra vereceğim rakamlar şunu gösterecektir ki, Türk tipi tütünlerden yapılmış olan sigara üretimi, giderek aşağıya inecek ve sıfırlanacaktır.

Dünyada, bu konuda, 2 tane tröst vardır; birisi, İngiliz menşelidir; birisi, Amerika Birleşik Devletleri menşelidir. Evet, bu şirketlerin hisse senetleri, Amerika Halkının tabanına yayılacaktır, İngiliz Halkının tabanına yayılacaktır ve bunların gelir düzeyleri artacaktır; Türk Halkının zehirlenmesi pahasına artırılacaktır. Bunu, o şekilde anlamakta fayda vardır.

Serbest rekabetin sağlanması deniliyor. Şu anda, Türkiye'ye girmiş 2 tane tröst var ve bunların paylarını da biraz sonra sizlere rakamlarla vereceğim; nereden başlamışlar, nereye gelmişler ve nereye doğru gidiyorlar, projeksiyonları nedir, onu da vereceğim. Bu 2 tröstün serbest rekabeti nasıl sağlayacağının, ben mantığını bulamadım, inanıyorum ki, Sayın Bakanımız, mutlaka bunu izah edecektir.

Verimliliğin artırılması konusuna gelince... Yine, Tütün İhtisas Komisyonunun raporunu inceleyecek olursanız, Tekelin elinde bulunmuş olan tüm fabrikalar, artık devrini kapatmış olan fabrikalardır. Dolayısıyla, Tekelin elindeki fabrikaların özelleştirilmiş olduğunu kabul etsek dahi -ki, Türkiye'de bunu alabilecek bir sermaye gücünün olduğu kanısında değilim- bu, olsa olsa, yine, o 2 tane tröst tarafından satın alınacaktır. Dolayısıyla, verimliliğin artırılmasının da gerekçesini izah edebilmek mümkün değildir.

Şimdi, dünyada, üç tip tütün yetiştiriliyor. Bunlardan biri, şark tipi tütün, bizim yetiştirdiğimiz tütün; biri, virginia tipi tütün; üçüncüsü, burley tipi tütün. Türkiye'de, ne burley ne virginia tipi tütün, yapılan denemeler sonucunda yetiştirilememiştir. Dolayısıyla, tamamı ithalata yönelik olacaktır. Dolayısıyla, Türk tipi tütünün ortadan kalkması kesindir. Bu yasa tasarısıyla, aslında, vermiş olduğunuz hüküm, Türkiye'de tütün ekiminin yasaklanması olayıdır; afyonda olduğu gibi. Şu anda, zaten, Philip Morris ve R.J.R, Türkiye'de fabrika kurmuştur ve yüzde 63 payı da sağlamıştır; Türkiye'deki satışın, mamul sigara satışının yüzde 63'ünü sağlamıştır. Bir süre sonra, bu, yüzde 100'e erişecektir; çünkü, bu yönde yapılmış olan projeksiyonlar bunu göstermektedir ve sigaraya başlama yaşı da, Türkiye'de, giderek daha aşağı seviyelere, 10 yaşlarına, 11 yaşlarına indirtilecektir.

Değerli arkadaşlar, doğrudur, şu anda, Türkiye'de, 1998 sonu itibariyle, 370 577 ton tütün stoku vardır. Ancak, aldatılan bir konu vardır; bu miktardan fazla, dışarıdan tütün ithal edilmektedir, virginia tipi tütün ithal edilmektedir; kendi fabrikalarımız tarafından ithal edilmektedir. Ne kadardır; onu da, size arz edeyim: Yılda, 76 000 ton tütün ithal edilmiş; Amerika Birleşik Devletlerine, ithal edilen tütün için, 145 409 000 dolar para ödenmiştir. AB ülkelerinde, 1998-1999 yılları itibariyle, 110 000 kadar üretici, 135 000 hektar kadar arazide, yılda 345 000 ton tütün üretmekte; bunun 100 000 tonu ise, Yunanistan'da üretilmektedir; oryantal (oriental) tipi tütünler, piyasada, ortalama 1,09 ilâ 2,09 euro/kilogram birim fiyatla, üreticilerden işleyici firmalara satılmakta, Avrupa Birliği ise, ayrıca 2,5 ilâ 4,1 euro/kilogram destekleme primi ödemektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DENGİR MİR MEHMET FIRAT (Devamla) - Efendim, o, kesenizden olan...

BAŞKAN - Hayır... Kesemdekini verdim; çünkü, süreyi sıfırdan başlattım. Bir de zatıâlinize eksüre veriyorum.

Buyurun.

DENGİR MİR MEHMET FIRAT (Devamla) - Sağ olun.

Yani, Yunan üreticisinin eline, ortalama 3,6 ilâ 6,9 euro/kilogram para geçmektedir.

Peki, böylesine bir sübvansiyon karşısında, Türk tipi tütünü, serbest bir piyasa ekonomisi içerisinde, Türkiye'de imalat yapan fabrikaların nasıl satın alacağını, lütfen, bana izah edebilecek bir kişi var mıdır, bir teknik kişi var mıdır; bunun izahını yapmamız lazım.

İkincisi, Türk tipi tütün ile dışarından gelen blend tipi tütünün iki özelliği vardır. Türk tipi tütün, kırsal alanda, kır dediğimiz topraklarda, kıraltı topraklarda yetişir; ama, burley tipi tütünler ise taban toprakta yetişiyor.

Bugün, tütün üretimine serbest arazi ve kullanımı şöyledir: Kır 530 640 hektardır, kırtabanı, yani onun altındaki arazi ise 1 691 115 hektardır; toplam 3 222 755 hektar arazi tütün ekimine elverişlidir; ancak, fiilî olarak şu anda kullanmış olduğumuz arazi miktarı 278 347 hektar olup, kullanılabilecek toplam arazinin yüzde 8,6'sını temsil etmektedir. Bu arazilerde, kır ve kıraltı arazilerde alternatif bir ürün üretilmesi, yalandır, başka bir ürünün üretilmesi mümkün değildir.

Bu sayıların neticesinde -ki, bunu, devletin vermiş olduğu istatistikî bilgilerden çıkardım- bu, şu demektir beyler: Vermiş olduğunuz kararla, 600 000 üreticinin, yani 4 milyon insanın ekmeğini kesiyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum. Müteakip maddede, yine, size söz vereceğim.

DENGİR MİR MEHMET FIRAT (Devamla) - Ben inanıyorum ki, rey vermeyeceksiniz.

Hepinize saygılar sunarım. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim efendim.

Doğru Yol Partisi Grubu adına, Balıkesir Milletvekili Sayın İlyas Yılmazyıldız; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA İLYAS YILMAZYILDIZ (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu maddede, kurumun hizmet birimleri, personelin statüsü, alacağı ücretler dışında belirlenmiş; ancak, bu kadar dikkatle, titizlikle hazırlanan bu tasarıda, bu kurumda çalışanların kurumdan ayrıldıktan sonra, bu sektörde çalışan şirketlere hiç beklemeden geçmelerini engelleyen bir madde konulmamış; bu, ciddî bir eksikliktir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Yasasında, SPK Yasasında, burada çalışanlar çok özel sırlara sahip oldukları için, mutlaka, iki yıldan sonra geçebiliyorlardı; bu tasarıda ise, bu unutulmuş; unutulmamış, özellikle konulmamış; çünkü, bu sayede, kurumda çalışanların, bu sektörde çalışan tröstlere uygun iş yapar olması arzu edilmiş.

Değerli arkadaşlarım, bu yasa tasarısı, gerçekten, tütün üreticisini yok eden bir yasa tasarısı. Kanunî Sultan Süleyman, kapitülasyonları verirken o zaman Osmanlı Devleti güçsüz düştüğünde; bunları kaldırabilmek için, yüzbinlerce şehit ve bir Kurtuluş Savaşı verdik. Etkileri birkaç yüz yıl sonra çıktı; ancak, bu yasaların etkileri, herhalde birkaç yüz yıl sonra değil, belki birkaç yıl sonra çıkacak; ondan sonra, bu verdiğimiz tavizleri nasıl ortadan kaldıracağız diye, onun için uğraşacağız.

Burada konuşan Samsun Milletvekilimiz Sayın Aydın'la, tavuk üreticilerinin sorunlarıyla ilgili komisyonda birlikte çalıştık, gerçekten, çiftçiye yakın biri, olumlu biri; alternatif ürünlerle ilgili söylediklerine katılmayı çok arzu ederdim. Belki, Samsun'da tütün sadece sulu arazide ekilebilir; ama -az önce konuşan hatip söyledi- Türkiye'de tütün daha ziyade kıraç topraklarda yetişir. Siz, çileği bir gün sulamazsanız, sebzeyi bir gün sulamazsanız, bunlar ölür, yok olur. Sorarım size: Çanakkale Yenice, Bursa Orhaniye ve Kestel, Balıkesir Sındırgı, Bigadiç, İvrindi, Savaştape, Kepsut, Susurluk, Merkez, Gönen, Manyas gibi dağlık yerlerde nasıl çilek yetiştirecekseniz, nasıl sebze yetiştireceksiniz?! Alternatif ürün yok. Dolayısıyla, zorlayarak, iyi niyetle de olsa zorlayarak varmak istediğimiz nokta bizi bir yere götürmez.

Maalesef, bu hükümetin uyguladığı politikalar, çıkardığı kanunlar, milletin derdine deva olmuyor. "On yıl sonrasını görmekteyiz" diye beyanat verenler, artık "Türkiye'de sanayi boşalıyor, Bulgaristan'a gidiyor, İsrail'e gidiyor" diye beyanat vermeye başlamışlardır; TÜSİAD Başkanının beyanatlarından bahsediyorum. Bugün de, Devlet İstatistik Enstitüsünün açıklamalarına göre, bir ayda, reel sektördeki kapasite kullanım oranı yüzde 10 azalmış arkadaşlar; yüzde 77,1'den yüzde 70;3'e düşmüş. Bunun anlamı, pek çok fabrika kapanmış. Zaten, konuşmasında da "büyükler Bulgaristan'a, İsrail'e gidiyor, küçükler tasfiye oluyor" diye belirtiyor. Bu tasarıyla da, 600 000 tütün ekicisi aile, 35 000 tütün işçisi, maalesef, tasfiye edilmektedir. Hadi, büyük işadamları bir yerlere gitmeyi başardılar. Ben, şimdi hükümete sormak istiyorum: Tütünden geçimini sağlayan, karnını doyuran 5 000 000 insanı nereye göndereceksiniz?! Şehirlerimiz de ortada... Emlak Bankasını tasfiye ettik. Hadi, şehirlere gönderelim desek, nasıl konut edinecekler?! Fon ihdas edemiyorsunuz, nereden uygun kredi bulup, dargelirli, açlık sınırında yaşayan bu insanlara ev alma hakkı sağlayacaksınız?! Şehirlere göçü bu şekilde teşvik ettiğiniz takdirde, bunları nasıl barındıracaksınız?! Yani, anarşi, kaos, maalesef, alıp götürüyor.

Değerli arkadaşlarım, size, Bigadiç Işıklar Köyü Muhtarının yazdığı şu satırları okumak istiyorum; sözlerimi de öyle tamamlayacağım.

"Sayın yetkililerimiz, bu işi durdurmak zorundasınız. Bu iş yanlış, yok oluruz. Eğer o Meclise, bizi temsil etmek için gittiyseniz, bizi öldürecek bir karara el kaldıramazsınız. Bizim derdimize deva olmak zorundasınız. Bu kavga, ekmek kavgası, hayat kavgası, başka şeye benzemez. Eğer bu hataya düşülürse, artık söz bitmiştir. Bilin ki, gözümüz sizde, iktidarıyla muhalefetiyle ne yaptığınıza bakacağız" diyor. Bu, çiftçilerimizin feryatlarıdır; özellikle bunları duymanızı istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

İLYAS YILMAZYILDIZ (Devamla) - Dün akşam çıkarılan yasanın geçici 4 üncü maddesinde, maalesef, konuşturulmadık. Genel Kuruldan alelacele geçirilen o madde, bankacılık sektöründe çalışan 30 000 insanın durumunu belirsizliğe itiyor; Maliye Bakanı müsaade etmediği zaman ne olacağı belli değil.. İşte, yasalar, böyle alelacele çıkarılıyor; dolayısıyla, bu şekilde, varılacak bir yer yoktur. Milletimize, ancak sıkıntı, ancak işsizlik, ancak dert veren bu iktidardan kurtulduğu zaman milletimiz huzura kavuşacaktır diyorum, saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, madde üzerinde verilmiş 7 önerge vardır; ancak, önergelerin 3'ünü işleme koyuyorum efendim.

Önergeleri geliş sırasına göre okutup, aykırılığa göre de işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci satırında yer alan "gerektirdiği" ibaresinden sonra gelmek üzere "belirli" ibaresinin eklenmesi suretiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

 Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci satırında yer alan "eliyle" ibaresinin "tarafından" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - Efendim, son önergeyi okutuyorum. Son önerge, en aykırı önerge olup, okutup işleme alacağım efendim.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

"Kurum personelinin ücret ve diğer özlük hakları, Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde kurulca tespit olunur."

BAŞKAN - Önergeye Komisyon katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN -Hükümet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI YILMAZ KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz.

HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay) - Sayın Başkan, önergelerimi geri çekiyorum.

BAŞKAN - Önergeleri geri çektiler efendim.

4 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

5 inci maddeyi okutuyorum:

Kurumun gelir ve giderleri ile denetimi

MADDE 5. - Kurumun gelirleri şunlardır;

a) Yurt içinde üretilen veya ithal edilen tütün mamulleri ile alkol ve alkollü içkilerin yurt içinde yapılacak ilk teslimlerinde satış fiyatının binde dördü.

b) Mamul üretimi, satışı ve uygunluk belgesi başına alınacak tutar,

c) Tescil, izin ve ruhsat harçları,

d) Bu Kanunda yer alan idarî para cezalarının yüzde yirmibeşi.

Gerektiğinde (a) bendinde belirtilen oranı yüzde elliye kadar azaltmaya, ödeme usul ve esaslarını tespite Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu tutar hiçbir vergiye matrah teşkil etmez.

Kurumun giderleri şunlardır;

a) İdarî giderler,

b) Sektörle ilgili araştırma-geliştirme faaliyetleri ile tütün ve alkol tüketiminden kaynaklanan kamusal, toplumsal ya da tıbbî nitelikteki her türlü zararlı etkileri önleyecek çalışmaları yönlendirerek organizasyonu sağlamak üzere gerekli gördüğü faaliyetlerin desteklenmesinden doğan giderler.

Kurumun giderleri Kurul kararıyla yürürlüğe giren yıllık bütçeye göre yapılır. Kurumun bütçe yılı takvim yılıdır. Yıllık gelir ve gider arasındaki fark Maliye Bakanlığınca belirlenecek esaslar dahilinde genel bütçeye aktarılır. Kurumun mal ve varlıkları Devlet malı sayılır, haczedilemez, rehnedilemez.

Kurum Başbakanlık Yüksek denetleme Kurulunun denetimine tabidir.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 5 inci madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Diyarbakır Milletvekili Sayın Sacit Günbey konuşacaktır.

Buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA SACİT GÜNBEY (Diyarbakır) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 719 sıra sayılı tütün mamullerinin üretimine, iç ve dış alım ve satımına dair kanun tasarısının 5 inci maddesi üzerinde Fazilet Partimizin görüşlerini ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, bugün, Türkiye'de, çalışabilir nüfusun üçte 1'i işsizdir. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bu oran yarı yarıyadır, çalışabilir nüfusun yarısı işsizdir; yani, iki kişiden biri işsizdir. Bu getirilen tasarı, Türkiye'deki işsiz sayısını artıracak birtakım maddeleri ihtiva etmektedir.

Şeker Kanununu bu Parlamentodan geçirdiniz. Şeker Kanunuyla, şekerpancarı üreticisinin işi bitirilmiş oldu. Şimdi de, tütün üreticisinin hayat kaynağı olan tütün üretimi, Türkiye'de, ortadan kaldırılmış olacaktır. Bir defa, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ve Türkiye'nin her yerinde                  -zannediyorum, Türkiye'nin 42 vilayetinde tütün ekiliyor- tütün üreticileri, tarım kesiminde çalışan en fakir kesimdir ve özellikle tarıma müsait olmayan çorak arazilerde tütün ekmektedirler. Şimdi, bunlara çok gördüğümüz bu kaynağı, maalesef yabancı üreticilere getirip takdim edeceğiz.

Bu hükümetin bugüne kadar Parlamentodan geçirdiği kanunların genel olarak birtakım özellikleri olduğu ortaya çıkmaktadır. Bir defa, Parlamentoya getirdikleri tasarıların hemen hepsini reform niteliğinde tasarı olduğunu ilan etmektedirler; ancak, sonuçta ortaya çıkmaktadır ki, getirilen kanunlar, çalakalem hazırlanmış olup, eksik ve yanlış çıkarılan kanunlardır, sonradan bunları düzeltmek için, tekrar, Parlamento işgal edilmektedir.

Getirilen kanunların ikinci özelliği ise, teklifler, ya içerik bakımından ya da teknik özellikleri yönüyle hukuka aykırılık taşımaktadır. Genel Kurulda tüm tavsiyelerimize rağmen, kabul edilen yasaların önemli bir kısmı ya Anayasaya aykırılığı yönüyle Anayasa Mahkemesince iptal edilmiştir veya Cumhurbaşkanının vetosuyla karşılaşmıştır.

Getirilen kanunların diğer bir özelliği şudur: 57 nci hükümet döneminde çıkarılan hiçbir kanun, halkın refahını ve saadetini artıracak özellikler taşımamaktadır. Bilakis, çıkarılan kanunlar, ekonomik ve sosyal dengeleri bozmuş, halkın daha fakirleşmesine sebep olmuştur. Bunlarla ilgili örnek vermek gerekirse, görüştüğümüz tütün kanunu tasarısını ve daha önce Parlamentodan defalarca geçirilen vergi kanunlarını sayabiliriz.

Hükümetin getirdiği kanunların dördüncü özelliği ise, Avrupa Birliğine giriş süreci içerisinde olmamıza rağmen, özgürlüklerin önünü açacak, demokratikleşmeyle ilgili yasalara öncelik verileceğine, getirilen kanunların hemen hepsinin içerisinde, metinlerde yasaklar vardır ve özellikle siyasetin alanını daraltacak yeni bürokratik adacıklar ve kurumlar oluşturulmaktadır.

Getirilen kanunların bir başka özelliği de, çıkarılacak kanunlarda muhalefetin ve sivil toplum örgütlerinin görüşlerinin dikkate alınmamasıdır. Birtakım mahfillerde hazırlanan teklifler Meclise getirilmekte, Mecliste iktidar milletvekilleri sadece parmak kaldırmak suretiyle kanunlara katkı vermektedirler. Hatta, bu katkının ötesinde, maalesef, iki günden beri daha yoğun şekilde yaşadığımız fason birtakım önergelerle, Parlamentonun, özellikle muhalefet sözcülerinin görüşlerini belirtmelerinin önü tıkanmaktadır. Zaten, yapılan İçtüzük değişikliğiyle, muhalefet partileri, yeterince, bu Parlamentoda görüşlerini ifade etme imkânına sahip değillerdir.

Çıkarılan kanunların en önemli özelliklerinden birisi de, halkın kutsal değerlerinde ve geleneklerinde sürekli erozyon meydana getirilmekte ve bu erozyonla birlikte, sosyal devlet olma anlayışı yok edilmektedir.

Muhterem arkadaşlar, iktidar milletvekillerinin bu tasarıyla ilgili endişeleri, bütün seçim bölgelerini ilgilendirmektedir, 42 vilayette tütün ekilmektedir ve -bana geldiğine göre- bütün milletvekillerine sürekli fakslar yağmaktadır. Bu vatandaşlarımızın sıkıntılarını dindirmek için, kanun tasarısını geri çekmek, en uygun çözüm yolu olacaktır diye düşünüyor; hepinizi saygıyla selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN- Efendim, teşekkür ediyorum.

Söz sırası, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Samsun Milletvekili Sayın Erdoğan Sezgin'de.

Buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA ERDOĞAN SEZGİN (Samsun)- Sayın Başkan, Yüce Meclisin sayın üyeleri; bu tütün kanunu tasarısı, esasında, Tekel mensupları ile tütün üreticilerinin vedalaştığı bir tasarıdır ve tasarıda açık ve net olarak belirtilmiş; 2002 yılından itibaren Tekel, artık, destekleme alımı yapmayacak, tütünle ilgili düzenleyici fonksiyonuna veda edecek. Onun için, önümüzdeki zor yıllarda hem Tekel mensuplarına hem tütün üreticilerine Cenabı Allah'tan kolaylıklar diliyorum.

ORHAN BIÇAKÇIOĞLU (Trabzon)- Amin!..

MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli)- Rahmet!.. Rahmet!.. Rahmet dileyin!

ERDOĞAN SEZGİN (Devamla)- Ve bu tasarının görüşülmesi esnasında, bu tasarının sponsorluğunu yapan Sayın Derviş'in bulunmasını çok isterdim; sevgili ve çok Sayın Karakoyunlu'nun, esasında, bu tasarı görüşmelerinde bulunmamasını, gönlüm çok arzu ederdi.

Tütün üreticileri ve Türk tütüncülüğünün bu duruma düşürülmesi, Türkiye mahreçli bir planlama asla değildir. Türk tütüncülüğünün planlamasıyla ilgili, 1994 senesinde, Doğru Yol Partisince. Refahyol döneminde başlatılan bir reform vardı. Reform şuydu: İç talep, artı dış talebin üzerindeki üretimi kısıtlamak için taban arazilerinde tütün üretimi yasaklanmış ve bu bölgelere, ürün gelir farkı olarak üç sene tazminat ödenmişti ve alternatifi yine tütün olan bölgelere tütün ekimi çekilmişti ve Türk tütüncülüğü o zaman kaliteyi yakalamıştı. Sayın Genel Müdür çok iyi hatırlarlar, eğer, o reform, o çalışmalar devam etmiş olsaydı, bugün Türk tütünü dünya kalitesinin üzerine çıkmış olacak ve hiçbir sorun kalmayacaktı.

Değerli milletvekilleri, elbette tütünü konuşuyoruz ve az önce de ifade ettiğim gibi bu tasarı, tütünle, tütüncüyle devletin bir veda kanunu, bir terk etme kanunudur. Türkiye'de tütünün kalitesini yakalayan tütüne, bilhassa Karadeniz Bölgesi tütününe, 4 dolar 20 sent vermiştik ve bu seneki kurla tütün 2 doların altına düştü.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, üreticiyle tütün tüccarları ve tütün imalat sanayii arasında bir sözleşmeli üreticilik müessesesi getiriyorsunuz ve burada açık artırmayla tütünü satmak istiyorsunuz. Sonradan bir ölçü daha koyuyorsunuz, o ölçü de şudur: Son üç seninin ortalama fiyatının yüzde 50'si. Bu demek oluyor ki, Türk tütün üreticisinin elemeği, göznuru tütünün fiyatı -bu sene 2 dolar olduğuna göre- gelecek yıllarda 1 dolara kadar düşecektir.

Biz, hiçbir zaman, tarımın planlanmasının karşısında değiliz. Hatta hatta, tütün kanununun da çıkarılmasına karşı değiliz ve hatta, o kadar ki, Tekel yönetiminin, özelleştirmeye hazırlanmasının da karşısında değiliz; ancak, Türkiye'de, tütün üretimini mutlaka devletin yönlendirmesi, onu, sağlıklı bir yapıya kavuşturması gerekirdi. Bunun örneği 1994 yılında Doğru Yol Partisi İktidarı zamanında verilmiş ve bu, zaman içinde yitirilmiş, âdeta, terk edilmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun efendim.

ERDOĞAN SEZGİN (Devamla) - Bu zaman darlığında, tütünle, tütün üreticisiyle ilgili söylenecek o kadar çok şey var ki; bugün, tütün üreticiliği bir aile tarımıdır. Tütünü hiç kimse ticaret için üretmez. Orada, göznuru vardır, çoluk çocuğunun emeği vardır.

Bu vesileyle, hayırlı olmayacak bu kanuna, hayırlar dilemiyorum; bir yerden geri dönmesini canı gönülden istiyor, Yüce Heyetinize sevgi ve saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Efendim, 5 inci madde üzerinde 8 adet önerge vardır; ancak, bunların 3'ünü işleme koyabileceğim.

Geliş sırasına göre okutup, aykırılık derecesine göre de işleme alacağım.

Birinci önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

b) Mamul üretimi, satışı uygunluk belgesi karşılığında alınacak tutar,

BAŞKAN - İkinci önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

"Gerektiğinde (a) bendinde belirtilen oran miktarını yüzde 50'ye kadar azaltmaya, ödeme usul ve esaslarını tespit ve tayine Bakanlar Kurulu yetkilidir ve bu tutar hiçbir vergiye matrah teşkil etmez."

BAŞKAN - Efendim, bu üçüncü önerge, en aykırı önerge olduğu için, okutup, işleme tabi tutacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Genel Kurulda görüşülmekte olan 719 sıra sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dışalım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının aşağıda belirtilen ve söz verildiği takdirde sözlü vereceğimiz gerekçeler nedeniyle tasarının 5 inci maddesi Anayasaya aykırıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü hükümlerine göre, Anayasaya aykırılık hususunun öncelikle görüşülerek karara bağlanmasını talep ederiz.

Saygılarımızla.

                       

Dengir Fırat

Mahfuz Güler

Mahmut Göksu

 

 

Adıyaman

Bingöl

Adıyaman

 

Akif Gülle

 

Musa Uzunkaya

 

Amasya

 

Samsun

BAŞKAN - Komisyon katılıyor mu efendim?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?..

DEVLET BAKANI YILMAZ KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Sayın Uzunkaya, buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabiî, bu yasa, baştan beri, tüm maddeleriyle Anayasaya aykırıdır dedik, diyoruz; çünkü, Anayasa, bütün yapısıyla, milletinin sosyal, ekonomik güvenliğini korur. Getirdiğiniz yasa, sosyal ve ekonomik güvenliği korumak şöyle dursun...

İktidar partilerinin sözcüleri de, muhalefet partilerinin sözcüleri de söylüyorlar ki, en az 4-5 milyon nüfusumuzu, tarımla iştigal eden özellikle 600 000 tütün ekicisini yakından ilgilendiren bir yasayı tartışıyoruz.

Bu, öyle bir yasa ki, bu yasa bu hükümet içerisinde son iki hafta içerisinde bir bakan aldı götürdü. Demin, bir sözcü arkadaşımız "keşke burada Sayın Karakoyunlu oturmasaydı" dediler; çünkü, Karakoyunlu'nun, hakikaten, birçok konuda hassasiyetini herkes biliyor; ama, çok sevdiğim, saygı duyduğum, belagatine, hitabetine biraz da hayran olduğum Sayın Karakoyunlu'nun burada oturmasından daha tabiî şey olamaz; -ben biraz espriyle söylemek istiyorum- eğer bu yasa olmasaydı, Karakoyunlu o makama oturamayacaktı; çünkü, bir bakanı götürdü, Sayın Bakan da o makama geldi; yani, Sayın Yüksel Yalova'nın gidişiyle o makama gelmiştir. Filhakika, Karakoyunlu o makama ziyadesiyle layıktır; ama, bir bakanın gidişi bu yasayla olmuştur ve bakan da, bittabiî bir bedel ödeyecektir; mutlaka, bu bedeli, sevmese de, istese de istemese de, hükümet adına orada oturmakla ödeyecektir; ama, milletin gönlündeki o Karakoyunlu sevdasının da gittikçe zayıflayacağını bilsinler diyorum.

Değerli arkadaşlar, bu yasa, milletin büyük bir kesimini, gerçekten, dilhun etmiştir. Az önce, Sayın Keçeciler bir konuşmacı arkadaşımıza büyük bir tepkiyle dediler ki: "Efendim, nasıl olur, biz, millî onuru koruyan bir hükümetiz." Elbette, bunun böyle olmasını temenni ediyoruz; ama, geçen hafta, IMF'nin yetkilisi Türkiye Masası Şefi, Allahaşkına, soruyorum, size bu talimatları bırakıp "şu dört yasayı geçirmediğiniz müddetçe para yok" diye söylemedi mi? Bu, ulusal onurumuzu rencide etmiyor mu? Bu, ülke anlayışımıza, devlet yönetimi anlayışımıza, 57 nci hükümetin anlayışına, hakikaten, içine sinen bir yasa mıdır?

Değerli arkadaşlar, çıkarttığınız her yasayla, ülkenin her tarafından, vücuttan bir parça koparıyorsunuz; tekelle koparıyorsunuz, geçtiğimiz günlerde şekerle bunu kopardınız. Bakın, şimdi, bu hafta sonunda sayın bakanlardan birisinin şu toplantıya katılmasını isterim. Samsun Bafra'da ayın 23'ünde bir panel düzenleniyor. Deniliyor ki: "Bafra'da kooperatif kuran tütün üreticilerinin mitingi, hemen hemen tüm ulusal alanda cumhuriyet tarihinde tarımsal liberal ekonomiyi savunan bir ilk hareket olarak geniş yankı buldu." Tütünle ilgili, Bafra, Karadeniz Bölgesi, Ege Bölgesi, Marmara Bölgesi, güneydoğulu milletvekili arkadaşlarımız feryat ediyorlar; bu insanlara alternatif bir ürün veremeyeceksiniz, ekonomide bunları ayakta tutamayacaksınız.

Pancar üreticisini perişan ettiniz, tütün üreticisini perişan ediyoruz, fındık... Bakınız, Samsun Ondokuzmayıs'ta fındığı yasakladınız 24.4.2001 tarihindeki Bakanlar Kurulu kararnamenizle. Bu bölgede, fındık yetişiyordu, tütün yetişiyordu; hem fındığa yasak koydunuz hem tütüne yasak koydunuz.

Bafra'nın 26 köyünde fındığı yasakladınız, bir o kadar köyde, belki daha fazlasında tütünü yasaklıyorsunuz şimdi ve Batılı ve özellikle Amerikalı tütün firmalarına, Türkiye'nin tütününü de, fabrikalarını da peşkeş çekiyorsunuz.

Allahaşkına, hiçbir milletvekili arkadaşımızın, bunu sindirebildiğini, kabul edilebilir bir yasa olduğunu kabul etmesi mümkün değil; ama, ne hikmetse, hükümet, IMF'den ne geldiyse, Batı'dan hangi talimat geldiyse, harfiyen riayet etti.

Değerli arkadaşlar, bakın, Bafra'dan, bana, yüzlerce faks geldi. Mesela, bunlardan birini, bir muhtarımız gönderiyor ve "bizler tütün tarımıyla geçinen ve tütünden başka mahsul ekme şansı olmayan tütün ekicilerinin verdiği yetkiyle, onları temsilen hareket eden yöre muhtarlarıyız. Tekelin Özelleştirme İdaresine devri ve desteklemelerin kaldırılması yolunda hükümet tarafından alınan kararlar, tütünümüzün alıcısı olan Tekelin çokuluslu yabancı tekellerin eline geçmesi, Karadeniz ve diğer tütün üreten bölgelerin, yabancı tekellerin merhametine havale edilmesi anlamına gelir" diyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlarsanız memnun olacağım efendim.

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Türk memurunu, Diyanet fetvasıyla zekât alır hale getirdiniz; işçiyi, emekliyi perişan ettiniz; şimdi, köylüyü yok ediyorsunuz; Allahaşkına, siz, kimin hükümetisiniz?! Bu millet, bunu soruyor.

İSMAİL KÖSE (Erzurum) - Türkiye Cumhuriyetinin hükümeti.

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Türkiye Cumhuriyeti...

Bakın Sayın Köse, Şeyh Edebali diyor ki: "İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın." Siz, insanı yok ettiniz. O sözleri, sadece, hamasi nutuklar içinde söyleme hakkına sahip değilsiniz...

İSMAİL KÖSE (Erzurum) - Hayır... Hayır...

BAŞKAN - Efendim, karşılıklı konuşmayın.

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Bakın, memur yoktur, köylü yoktur, esnaf yoktur, emekli yoktur; bütün halk kesimlerini perişan ettiniz. Son faturayı ödüyorsunuz; ama, bir gün bunun bedelini ödeyeceksiniz.

Ben, tasarının bu maddesinin de -tümüyle beraber- Anayasaya aykırı olduğunu söylüyorum, değişiklik önergemize de destek vermeniz umuduyla saygılar sunuyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, karar yetersayısının aranılmasını istiyorum.

BAŞKAN - Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunmadan, Sayın Genç karar yetersayısının aranılmasını istemiştir.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı vardır; önerge kabul edilmemiştir efendim.

Sayın milletvekilleri, sık sık burada olursanız, memnun olurum.

İkinci önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

"Gerektiğinde (a) bendinde belirtilen oran miktarını yüzde 50'ye kadar azaltmaya, ödeme usul ve esaslarını tespit ve tayine Bakanlar Kurulu yetkilidir ve bu tutar hiçbir vergiye matrah teşkil etmez."

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI YILMAZ KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Önergeyi geri mi çekiyorsunuz Sayın Aykut?

HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay) - Evet efendim.

BAŞKAN - İkisini birden mi?

HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay) - Evet.

BAŞKAN - 5 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 5 inci madde kabul edilmiştir.

6 ncı maddeyi okutuyorum:

Üretici tütünlerinin alımı ve satımı,  tütün mamulleri üretimi, tütün ve tütün mamulleri ticareti

MADDE 6. - Üretici tütünleri yazılı sözleşme esası veya açık artırma yöntemiyle alınır ve satılır. Sözleşmeli üre-tim esasına göre üretilen tütünlerin fiyatları, tütün mamulleri üreticileri ve/veya tüccarlar ile üreticiler ve/veya temsilcileri arasında varılan mutabakata göre belirlenir. Yazılı sözleşme yapılarak üretilen tütünler dışında kalan üretici tütünleri, açık artırma merkezlerinde açık artırma yöntemiyle alınır ve satılır. Açık artırmaya başlangıç fiyatlarından başlanır ve satışa konu tütünler en yüksek fiyatı veren alıcıya satılarak tescil edilir.

Türkiye'de tütün mamulleri üretmek isteyenlerin; yıllık üretim kapasitesi tek vardiyada, sigara için iki milyar adet, diğer tütün mamulleri için ise onbeş tondan az olmayan, tütün hazırlama bölümleri dahil tam ve yeni teknoloji ile tesisler kurmaları şarttır.

Bu şartları yerine getirenler, ürettikleri tütün mamullerini serbestçe satabilir, fiyatlandırabilir ve dağıtabilirler. Türkiye'de tütün mamullerini üretmek ve satmak isteyenler, Kurumdan üretim, satış ve/veya uygunluk belgesi almak zorundadırlar.

Üreticiden alınan tütünlerin tütün satış merkezlerine veya Kuruma tescili kaydıyla, dahilde alınıp, satılması, nakledilmesi ile standartlara uygun olan tütünlerin ihracı serbesttir. Kırık ve döküntü tütünlerin gerektiğinde ihracatı Kurumdan izin alınarak yapılır.

İşlendikten sonra ihraç amacıyla olsa dahi tütün ithali, ancak, üretim ihtiyaçlarıyla sınırlı olarak bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen tütün mamulleri üretenler tarafından yapılabilir.

Firmaların ülke genelinde kuruluş yeri nerede olursa olsun her satıcının sipariş verdikleri ürünleri yerinde teslim etmeleri şarttır. Türkiye'de üretilen tütün mamullerinin ihracı serbesttir.

Türkiye'de, marka bazında sigara için yıllık üretim kapasitesi tek vardiyada en az iki milyar adet, diğer tütün mamulleri için yıllık üretim kapasitesi tek vardiyada en az onbeş ton üretenler, aynı markadan olmak üzere serbestçe ithalat yapabilirler, fiyatlandırabilirler ve satabilirler. Bu fıkrada belirtilen üretim miktarlarına ilişkin şartları yerine getirmeyenlerce yapılacak sigara ve diğer tütün mamullerinin ithalatı, ithal edilen tütün mamullerinin fiyatının belirlenmesi ve yurt içinde pazarlamasına ilişkin usul ve esaslar Kurumun önerisi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir. Bu maddede belirtilen şartlarla ilgili işlemlerin tespit ve takibi Kurum tarafından yürütülür.

Tütün ve tütün mamullerinin ithalatında Kuruldan uygunluk belgesi alınır.

Türkiye'de tütün eksperliği yapmak için, tütün eksperliği yüksek okullarından veya muadili yerli ve yabancı okullardan lisans düzeyinde yüksek öğrenim diploması alarak mezun olmak şarttır. Tütün eksperi unvanına sahip olmayanlar, tütün alım ve satım muayenelerini, tütün vasıf, değer ve nevilerinin belirlenmesini ve tütün işleme, bakım, fabrikasyon eksperliği yapamazlar, tütün işlerinde bilirkişi ve hakem olamazlar. Tütün eksperlerinin, görev, yetki ve mesleki sorumlulukları Kurul tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir.

BAŞKAN - 6 ncı madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Muş Milletvekili Sabahattin Yıldız; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; kısaca adı Tütün Yasası olan bu kanun tasarısının 6 ncı maddesi üzerinde Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; şahsım ve Grubum adına, hepinize saygılar sunuyorum.

Üzerinde, dışarıdan ve içeriden birçok hesap yapılan ülkemizde, insanlarımızın değer verilmeye, morale, kişilikli politikalar izlendiğini görmeye ihtiyacı vardır. Tüm zorlukları aşacak gücü, özümüze dönerek, milletimizden alacağımıza inanıyorum. Saflarımızı daha da sıklaştırıp, daha fazla dayanışmaya ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde, IMF istedi diye, tütünden ekmek yiyen 3 milyon insanı çokuluslu tekellerin insafına terk ederek, kaderleriyle baş başa bırakmak, büyük bir yanlış olacaktır. Bu, bir özelleştirme faaliyeti değildir. Bu, bir pazarın çokuluslu tekellere devredilmesi girişimidir. Bu kararın altında imzası bulunanların ve bu yasaya kabul oyu vereceklerin tarih önünde sorumlu olacaklarını hatırlatmak istiyorum.

57 nci hükümet, bu kanunla, 2002 ve müteakip yıllarda tütün ürünü için destekleme alımı yapmayacaktır. Bu ne demektir biliyor musunuz: "Ey benim tütün ekicim, biz hükümet olarak bundan sonra, sizin tütününüzü değil, bize borç para veren tefeci IMF'nin direktifleri doğrultusunda, Amerikalı tütün ekicisinin tütününü alacağız..." Beyler, yazık oluyor; kendi vatandaşınıza vermek istemediğiniz paraları, Amerikalı tütün ekicisine vereceksiniz.

Kendisi içmek için bahçesine birkaç fide tütün eken köylü vatandaşa kaçakçı muamelesi yapacak ve yaka paça köyünden getirip 1 yıla kadar cezaya mahkûm edeceksiniz. Bu uygulamalar, 1980 öncesi görülen uygulamalardır. Siz, bu kanunla bu uygulamaları tekrar geri getirmek istiyorsunuz. Vatandaşın cebinde bir tabak tütün yakaladığınız zaman, vatandaşı, götürüp cezaevine atacaksınız.

Ben, buradan, özellikle, tütün ekicisinin oylarını alarak bu Meclise gelmiş olan milletvekillerine seslenmek istiyorum: Acaba, yarın seçmeninize geri gittiğiniz zaman, size oy veren tütün ekicisine ne diyeceksiniz? Sizleri bundan sonra sefaletle baş başa bıraktık, bundan sonra tütün ekmeyeceksiniz mi diyeceksiniz? Bundan dolayı da, acaba, vicdanlarınız sızlamayacak mı?..

Çok muhterem arkadaşlarım, burada, arkadaşlar, gerçekten, Türkiye'de 3 milyon civarında tütün ekicisinin, bu kanun tasarısı yasalaştıktan sonra ne kadar sıkıntı çekeceğini anlattı. Ben, genelinden ziyade, kendi ilimle ilgili bir konuyu burada dile getirmek istiyorum.

Yılın altı ayı kar altında geçen ve kişi başına 700 doların altında millî geliri bulunan ve maalesef, Türkiye'nin en fakir ili olan Muş İlinde, daha önce çıkardığınız pancar yasasıyla 10 000-12 000 civarında aileyi yoksulluğa terk ettiniz. Bugün de, bu yasayla, nereden bakılırsa, 12 000 civarında tütün ekicisi aileyi, maalesef, bundan sonra sefalete iteceksiniz. Buradan, bana gönderilen bir mektubu okumak istiyorum, kısa olduğu için:"Bizler, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde tütün üretimi yapan ekicilerin verdiği yetkiyle onları temsilen hareket eden yöre muhtarlarıyız. Bölgemizde tütünün yerine -alternatif- ekebileceğimiz bir ürün yoktur. Bölgemizin geri kalmışlığını da gözönünde bulundurarak, milyonlarca işsize yeni işsizler katmamanızı ve bizi Amerikan çiftçisine feda etmemenizi en derin saygılarımızla arz ederiz."

Ben, buradan bu muhtarlara diyorum; sizleri Amerika tütün ekicisine bizler değil, bu yasaya oy veren iktidara mensup...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Efendim, lütfen toparlayın.

Teşekkür ediyorum.

SABAHATTİN YILDIZ (Devamla) - Sizleri Amerika tütününe veyahut da Amerika çiftçisine mahkûm edecek olan bu hükümete mensup milletvekilleridir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; basına da yansıdığı kadarıyla, ilimde tütünden başka geliri olmayan birkısım vatandaşlar var, fabrika yok, çalışacak işyeri yok, ektiği tütününe de sizler, maalesef, zaten kota koymuştunuz, şimdi, tamamen özelleştirme kapsamı içerisine alıp, bu vatandaşa tütün de ekmeyin diyorsunuz. Bu vatandaş ne yapacak; buna maalesef, buradan hükümeti temsilen bir bakan cevap verirse, memnun olurum.

Hepinize saygılar sunarım. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, şimdi, söz sırası Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Adıyaman Milletvekili Sayın Hasari Güler'de.

Buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA HASARİ GÜLER (Adıyaman) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 719 sıra sayılı tütün yasa tasarısı diye tanımladığımız tasarı üzerinde, Grubum adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

"Üretici tütünlerinin alımı ve satımı, tütün mamulleri üretimi, tütün ve tütün mamulleri ticareti" başlıklı 6 ncı maddenin ilk fıkrasında "üretici tütünleri yazılı sözleşme esası veya açık artırma yöntemiyle alınır ve satılır. Sözleşmeli üretim esasına göre üretilen tütünlerin fiyatları, tütün mamulleri, üreticileri ve/veya tüccarlar ile üreticiler ve/veya temsilcileri arasında varılan mutabakata göre belirlenir. Yazılı sözleşme yapılarak üretilen tütünler dışında kalan üretici tütünleri, açık artırma merkezlerinde açık artırma yöntemiyle alınır ve satılır. Açık artırmaya başlangıç fiyatlarından başlanır ve satışa konu tütünler en yüksek fiyatı veren alıcıya satılarak tescil edilir" deniliyor. Ancak, herhangi yasal bir düzenleme net olarak belli olmadığı için, üretici "üretim fazlası" diye tanımlayabileceğimiz tütününü açık artırma merkezlerine götürdüğü zaman, tüccarla arasında nasıl bir anlaşma sağlanacağı tam olarak belli değildir. Yani, tüccar üreticinin elindeki tütünü istediği fiyata almak istediğinde ve üretici, buna razı olmak mecburiyetinde bırakıldığı zaman ne yapacaktır? Çünkü, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da üretilen tütünlerimiz "şark tipi" diye tanımladığımız, daha ziyade, Türk sigaralarında kullanılan, Maltepe, Samsun ve benzeri sigaralarda kullanılan tütünlerdir. Bu tütünlerin, satılamadığı zaman, çiftçi tarafından nasıl değerlendirileceği belli değildir. Bu durumda, çiftçimiz -belki de- yarı aç yarı tok karınla tüccarın inisiyatifine bırakılacaktır.

Değerli arkadaşlarım, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da üretilen tütünlerin satılabilmesi, kullanılabilmesi ve o bölgede üretim yapan ailelerin mağduriyetinin önlenebilmesi için Samsun, Maltepe gibi sigaralarımızın marka ve üretimlerinin mutlaka teminat altına alınması gerekmektedir.

Sayın Bakana, dün akşam, tasarıyla ilgili bazı sorular sorduk; ancak, sorularımıza sözlü cevap verme zamanları olmadı.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde geçimini tütün üretimiyle sağlayan ailelerin mağdur edilmeyeceğini, gelir artırıcı her önlemin alınacağını Sayın Bakan ifade ettiler. Bu olumlu bir gelişmedir; ancak, bu önemlerin ne olacağı tam olarak açıklanmamış olduğundan, sulanabilir tarım arazilerini arazi sahipleri kendi imkânlarıyla sulamaya çalıştıklarında ürettikleri projelere ucuz ve uzun vadeli krediler verilebilecek mi?

Ayrıca, Adıyaman ve diğer güneydoğu, doğu illerimizde GAP Projesi kapsamında bulunan arazilerin sulama çalışmaları için yeterli ödenekler ayrılabilecek mi? Bugün Adıyaman'da devam eden, GAP Projesi içerisinde, birçok irili-ufaklı gölet ve birkaç tane de büyük baraj mevcuttur. Bu barajlar, göletler ve pompalama istasyonları faaliyete geçirildiğinde, öyle inanıyorum ki -Türk halkı zeki- üretici alternatif bir ürün bulmak ve üretmek zorundadır.

Değerli arkadaşlarım, yine defalarca bu kürsüde benim ve diğer arkadaşlarımızın dile getirdiği bir konu var. Belki, bu, Ege'de, Marmara'da, Karadeniz'de yok; ama, bizim Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde sıkça rastladığımız bir olaydır. Bugün Adıyaman'da tütün üreten 45 000-50 000'e yakın ailenin birçoğunun bir metrekare dahi arazisi yoktur; bunlar "yarıcı" diye tanımladığımız insanlardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASARİ GÜLER (Devamla) - Bu insanları eğer tarımda istihdam edemezsek, başka alanlarda da istihdam etme imkânımız yok ise yeni göç dalgaları yaşanacak. Bu insanlar, kıt kanaat, zor imkânlarla kendi memleketlerinde hayatlarını ikame ettiriyorlar ve bu yarıcı diye tanımladığımız insanlar, birçok toprak sahibinin köylerinde oturuyor; oturdukları evler dahi kendilerine ait değil değerli arkadaşlarım. Eğer, bu imkânı ellerinden alırsak, yeniden, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinden Çukurova'ya, İstanbul'a ve Türkiye'nin muhtelif bölgelerine göç dalgaları yaşanacak ve gittikleri yerde de iyi bir bütünleşme sağlayamayacakları için oralarda da huzursuz olacaklardır.

Hükümetimizin, bu konuyu mutlaka değerlendireceğine, doğu ve güneydoğu için ek önlemler alacağına inanıyor ve bu düşüncelerle Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz efendim.

Söz sırası, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Denizli Milletvekili Sayın Mehmet Gözlükaya'da.

Buyursunlar efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce hepinize saygılar sunuyorum.

Sayın Başkandan istirham ediyorum, maddeyle ilgili getireceğimiz birtakım öneriler var; ama, Sayın Bakan, maalesef, konuşmacıları dinlemiyor; bir.

NEVZAT ERCAN (Sakarya) - Sayın Başkan, Sayın Bakan konuşmacıyı dinleyemiyor; lütfen...

MEHMET GÖZLÜKAYA (Devamla) - İkincisi, Sayın Genel Müdür ve Komisyon, bazı arkadaşlarımız tarafından muhasara altına alınmış...

BAŞKAN - Sayın Gözlükaya, bir dakika efendim.

Haklısınız efendim.

MEHMET GÖZLÜKAYA (Devamla) - Bitirsin, ondan sonra konuşayım.

BAŞKAN - Haklısınız efendim.

NEVFEL ŞAHİN (Çanakkale) - Telefonla konuşan bakan gördünüz mü?!

BAŞKAN - Efendim, sizin kesenizden gittiğini hiç gördünüz mü; hep bizden gider.

İstiyorsanız 5 dakika ara vereyim; anlaşın.

MEHMET GÖZLÜKAYA (Devamla) - Ara verelim.

BAŞKAN - Efendim, sükûnet sağlandı; sürenizi yeniden başlatıyorum.

Buyurun.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Sayın Başkan, Bakan dinlemiyor.

BAŞKAN - Sayın Bakan dinliyor efendim.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Sayın Başkan, ara verin; anlaşsınlar...

BAŞKAN - Sayın Bakan iyi bir dinleyicidir...

MEHMET GÖZLÜKAYA (Devamla) - Dinlemiyor şimdi...

BAŞKAN - İyi bir edebiyatçıdır...

MEHMET GÖZLÜKAYA (Devamla) - Şu ana kadar konuşan arkadaşlarımız, geneliyle ilgili sorunları dile getirdiler; ben de ona temas edeceğim; ama, bu maddeyle ilgili bazı önerilerimiz olacak.

Şimdi, burada, arkadaşlarımız söylediler; tütün alım satımları, artık, sözleşmeli veya açık artırma suretiyle yapılacak. Şimdi, değerli arkadaşlarım, sözleşmeyle alınıp satılma, Türkiye'de, sadece yabancı tütünlerde, virginia ve burleyde yapılıyor, Türk tipi tütünlerde yapılmadı şu ana kadar- ve bunda da birtakım zorluklar çıktı. Yani, ne oldu; fiyatların tespitinde ve ödemelerde büyük sıkıntılar yaşandı. Şimdi, bütün Türk tütüncülerini, Türk tipi tütün üretenleri, eğer, siz, sözleşmeli hale getirirseniz, yanlışlık olur. O bakımdan, hükümetin, bu yönde bir düşünmesi lazım. Gerekirse, bu "sözleşmeli"yi, sadece yabancı tütünler için tashih etmesi lazım. Bunu, hükümet, bir öneri olarak getirebilir.

İkincisi, açık artırma suretiyle yapılan alım satımlarda da, sanki, dışarıda, borsa geliyormuş gibi anlatılıyor; borsa usulü satılacak... Hayır; borsa usulünde numune var. Halbuki, tasarıda deniliyor ki: "Satış merkezlerinde açık artırma suretiyle yapılır." Açık artırma suretiyle, merkezlere, vatandaş, tütünlerini taşıyacak. Herkes balyasını getirecek, 10 kilometre, 50 kilometrelik yerden, bu tütünü satmaya çalışacak; çünkü, alıcı görecek. Bu yönde bir açıklık yok. Bu bakımdan, bu maddede birtakım düzeltmeler yapılması gerekir. Hükümeti uyarıyorum, yetkilileri uyarıyorum; yani, bunun üzerinde durulması gerektiğine inanıyorum.

Değerli arkadaşlarım, bir de, bu tasarıda, tütün ve tütün mamulü üretecek kişilerle ilgili bazı kıstaslar getirilmiş; 2 milyar adet sigara üretecek, 15 tonluk mamul üretecek... Şimdi, burada, bunu yapacak Türk firması yok. Bu, tamamen yabancılara, Türk tütününün veya mamullerinin üretiminin peşkeş çekilmesi anlamına gelir; zemin hazırlanıyor. Bu bakımdan, bu miktarların biraz düşürülmesi gerektiğini ifade ediyorum; bu yönde de hükümeti uyarıyorum.

Değerli arkadaşlarım, eğer, bu tasarıda belirtilen teknolojiye sahip olacak bir firma düzenleyecek olursanız, 50 milyon dolar para harcaması lazım; Türkiye'de kaç tane firma bu parayı bulabilir?

Bu yasa tasarısında bir yanlışlık var; o da şu: İhtiyaç kadar tütün ithaline serbestiyet veriyorlar. Şimdi, komşumuz Yunanistan'da 4 dolarlık destek var, Bulgaristan'da keza destek var. Bizim Türk tütününe uyan tipte bunlar; oryantal vesaire deniyor. Şimdi, eğer, biz, bu yasa tasarısında bir değişiklik yapmaz isek -ki, eski gelen tasarıda bu hüküm var idi- "ihtiyaç olan tütünler, Türkiye'de Türk tipi tütünler kullanılır" diye bir değişiklik önergesi vermez isek Türk tütüncülüğü tamamen mahvolur; çünkü, yabancı firmalar veya Türk firmaları, ithal serbestisi olduğu için ucuz olan tütünü tercih edecektir. O bakımdan, bu yönde de değişiklik yapılması gerektiğini düşünüyorum; hükümeti uyarıyorum; yarın, pişmanlık bir mana ifade etmez.

Çok sevgili arkadaşlarım, bu yasa tasarısında -ki, geçici maddesinde- açıkça tütünden destek kaldırılıyor; herkes bunu bilsin. Efendim, yerine çiçek ekeriz, çilek yetiştiririz gibi laflar, bunlar, hükümet ortağı arkadaşlardan, gruplardan geliyor. MHP'li bir arkadaşımız söyledi; galiba, bu arkadaşımız, sulak arazideki tütünleri kastediyor. Bizim bölgemizde ve Türkiye'nin birçok yerinde, tütün kırsal alanda yetişir, taşlık arazide yetişir; dönümde 50 kilogram, 75 kilogram alınır. Yani, çiçekle alternatif ürün temini mümkün değildir. Hükümet de bunu kabul ediyor mu bilmiyorum...(DYP sıralarından "Bravo"sesleri, alkışlar)

Şimdi, 2002 Şubatından itibaren artık, tütün, aynen pırasa ve ıspanak gibi muamele görecek Türkiye'de. Onun için, bu hususta büyük yanlışlık olduğunu söylüyorum.Tütüncü, yabancı firmaların ve onların aracılarının esiri yapılıyor. İthalat serbestisiyle tütün dikimi azalacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET GÖZLÜKAYA(Devamla)- Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Buyurun efendim.

MEHMET GÖZLÜKAYA(Devamla)- Özelleştirme sebebiyle Tekel de bitiyor. 139 yıllık, tütünle ilgili 25 000 çalışanı olan Tekel bitiyor; maalesef, yabancı tekeller kuruluyor.

Değerli arkadaşlarım, bu yasa tasarısıyla, maalesef, bu hükümet çiftçiyi öldürdü, tütüncüyü de en sonunda öldürüyor.  Hiç kimse Sayın Bakanın o güzel konuşmalarına aldanmasın; takdir ediyoruz, saygı duyuyoruz, çok güzel konuştular dün, dikkatle de dinledik; ama, bunlar, şu an için hayal. Ortada bir gerçek var; Türk tütüncülüğü bitiyor. O bakımdan diyorum ki, Manisalı, Batmanlı, Denizlili, yani, Karadenizli..

ALİ ŞEVKİ EREK (Tokat)- Tokatlı...

MAHMUT NEDİM BİLGİÇ (Adıyaman) - Adıyamanlı...

MEHMET GÖZLÜKAYA(Devamla) - Güneydoğu Anadolulu, İzmirli, tütün eken, diken bütün bölge milletvekillerine sesleniyorum...

BAŞKAN - Sayın Gözlükaya, Hatay'ı unutma...

MEHMET GÖZLÜKAYA(Devamla)- Gelin, esaretten kurtulun, vicdanlarınızın sesini dinleyin, bu yasa tasarısına oy vermeyin. Bu millet, sizi, Balıkesir'e sokmaz...(DYP sıralarından "Bravo"sesleri, alkışlar) Adıyaman'a sokmaz, Denizli'ye sokmaz, güneydoğuya, Karadenize sokmaz, Samsun'a sokmaz, Ordu'ya sokmaz. Gelin, bu yasadan vazgeçiniz ve oy vermeyin; pişmanlık bir şey ifade etmeyecektir.

MUSTAFA GÜVEN KARAHAN (Balıkesir)- Tokat'a sokmaz!..

MEHMET GÖZLÜKAYA(Devamla)- Tokat da tabiî. Tokat'ta da binlerce insan; Batman'da 43 000 aile; Denizli'de 100 000'den fazla aile bununla geçiniyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET GÖZLÜKAYA(Devamla)- Bu bölge milletvekillerinden rica ediyorum....(DYP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Sayın milletvekillerinden rica ediyorum,  lütfen, bu yasaya oy vermeyin.

Hepinize saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum.

Maalesef, bu yasanın hayırlı olması gerektiğini söyleyemiyorum. Hükümet ve Sayın Bakan bu yasadan bihaber; eline verilen incelemeyi okudular, söylediler; ama, eğer dikkatli şey yapacaklarsa önergelerle bu yasayı ıslah imkânına sahipler.

Saygı sunuyorum efendim.(DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Efendim, şimdi söz sırası Demokratik Sol Parti Grubu adına Eskişehir Milletvekili Sayın Mahmut Erdir'in. (DSP sıralarından alkışlar)

DSP GRUBU ADINA MAHMUT ERDİR (Eskişehir)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan tütünle ilgili yasa tasarımızda bazı konuların aydınlanmasını çok yararlı görüyorum.

Her şeyden evvel şunu belirteyim ki, kara tablo çizmeye hiç lüzum yok. Dünyada Türk tütünüyle rekabet edebilecek hiçbir tütün yok. Öncelikle, özellikle teknik açıdan birazcık bilgi vermek istiyorum.

Türk tütünü -Samsun özellikle- 2 ilâ 3 cm boyunda olan tütündür; içindeki nikotin nispeti, binde 2 ile 3 arasında değişir. Bütün tütünlerdeki nikotin oranı, yaprağın uzunluğuna göre artar.

Gelelim, bizim Ege tütünlerimize; boyu, 4 ile 7 cm arasında değişir; nikotin nispeti, binde 4 ile 7 arasındadır, aynen, boyu kadar orantılıdır.

Gelelim Amerikan tütünlerine; virginia ve burley... Bu tütünler, mısır yaprağı gibi uzun olup, tarlalarda uzun plantasyon şeklinde yetiştirilen ve de tarımı çok kolay olan, içindeki nikotin nispeti yüzde 12 olandır ve nikotin olarak, herhangi bir şekilde, bu tütünü kıyaslamak mümkün değildir. Bütün dünya, 1600'lü yıllardan beri -hatta, Osmanlının, takas borçlarına dahi girmiştir- Türk tütününü alır, kendi tütünü içerisine katar, içindeki acıyı, Türkçe tabirle, nikotini, düşürmeye çalışır ve Türk tütününün aromasından, kokusundan, rayihasından istifade eder. Türk tütünü, bu açıdan, dünyanın her yerinde aranan bir tütündür. Bu tütünsüz iyi ve gerçek manada bir tadı bulmak mümkün değildir; ama, tütünün üretiminde o kadar değişik prosesler uygulanıyor ki ve bize allayıp, pullayıp, süsleyip yüzde 12'den aşağı düşüremedikleri nikotinli sigaraları, tutup bize Amerikan sigarası, bilmem ne sigarası diye satıyorlar. Bütün dünya bunu böyle yapıyor.

Bakınız, kısaca, bizim Tekelin de onlara rakip diye çıkardığı 2000 sigarasının tütününü söyleyeyim: Saf tütünümüzün içine yüzde 70 ile 85 oranında dolgu tütününü doldurup, üzerine nemlendirici, rayiha verici ilave edilip bal suyuyla şerbetlendirilmiş bir tarzda Amerika'nın yaptığı prosesi yapıp o da satıyor ve biz de bunu, tatlı matlı diyerek ağzımıza alıp bir güzel içiyoruz. Haddizatında, Türk tütününü direkt olarak işleyebildiğimiz takdirde, bu tütünün kalite olarak dünyada hiçbir rakibi yok ve bunun kadar da zararsız olanı olmayacak. Bir tek aleyhte faktör var, içindeki katran oranı diğerlerine nazaran birazcık fazladır.

Bütün bunları bildikten sonra, neden Türk tütününe dünyada rağbetin olduğunu anladıktan sonra, bakınız tütünle ilgili rakamlar elimde, bir iki ihracat rakamı vereceğim: Bugün, bizim ihraç ettiğimiz tütünlerin içerisindeki yüzde 30'u Tekel İdaremiz yapmaktadır. Bu, en son 1999 yılı rakamları. Bunun yüzde 70'i zaten özel sektörün elinde ve bizim elimizde, Ege'de üretilen tütünlerimizin hiçbirisi kalmıyor, Karadenizde üretilen tütünlerimizin hiçbirisi kalmıyor. Bizim elimizde kalan, Güneydoğu Anadolu'da ürettiğimiz tütünlerdir. Herhangi bir şekilde biraz evvel bahsettiğim tütünlerimize kıyasla bunlar arasında kalite bakımından da bir farklılık yoktur; bir tek fark var, damarları kalın diyorlar. Damarlarını alabilmek için de Tekel bir yatırım yapmış, damar alma fabrikası kurmuş; fakat, maalesef, her nedense, bir alışkanlık mıdır bir yanlışlık mıdır bir teamül müdür -dünyaya Amerikan tütününü lanse edebilmek için- bizim de bunları pekala dolgu maddesi olarak kullanabilme imkânımız olduğu halde, bunu kullanamamış durumdayız.

Önümde pek çok rakam vardı, verecektim; ama, zannederim vaktim de müsaade etmiyor. Yalnız, endişeye kapılmaya lüzum yok. Türkiye'nin, çiftçi birlikleri yasasını bir an önce çıkarıp, bütün bu üreticilerimizi koruma altına almak, kendilerini borsada söz sahibi yapmak lazım. Bugün, Türkiye'de, başkalarının yaptığını, ecnebi şirketlerin gelip burada mubayaa yaptıklarını, bizzat kendimizin pazarlaması lazım. Devlete düşen görev burada, bizlere düşen, Meclise düşen görev burada. Çiftçi birlikleri yasasını getirip, onların borsalarını kurup, onları dünyayla rekabet edebilir hale getirmemiz gerekir.

Değerli arkadaşlarım, kanunla ilgili olarak, endişe verici hiç bir şey yok. Hep beraber, samimî olarak, bakın 6 ncı maddeden iki paragraf okuyacağım: "İşlendikten sonra ihraç amacıyla olsa dahi tütün ithali, ancak, üretim ihtiyaçlarıyla sınırlı olarak bu maddenin ikinci fıkrasında -ki, orada kapasiteler belliydi- belirtilen tütün mamulleri üretenler tarafından yapılabilir." Bu da sınırlı; bu da sınırlı, maddeye getirmişiz. Firmaların genellikle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İLYAS YILMAZYILDIZ (Balıkesir) - Sayın Erdir, öyle değil; yanlış bilgi veriyorsunuz.

MAHMUT ERDİR (Devamla) - Müsaade eder misiniz Sayın Başkanım?..

İLYAS YILMAZYILDIZ (Balıkesir) - 2 milyar adetten fazla üreten serbestçe ihraç edebilir.

MAHMUT ERDİR (Devamla) - Konuşuruz.

BAŞKAN - Efendim karşılıklı konuşmayın.

MAHMUT ERDİR (Devamla) - Hiç polemiğe lüzum yok; burada, devamlı polemik yaratıldı.

İLYAS YILMAZYILDIZ (Balıkesir) - Polemik değil; yanlış söylüyorsunuz!

MAHMUT ERDİR (Devamla) - Bunlara hiç lüzum yok; gerçekleri görelim.

Bu kanunla ne getiriyoruz; evvela, bugünkü sistemde, zaten özel sektör yüzde 70'ini yapıyor bu tütün piyasasında. Tamamen rekabeti getiriyoruz, tamamen rekabeti ve üretimi teşvik edelim, gelin örgütleyelim, ihracatımızı artıralım. Benim ithalata hiç ihtiyacım yok. Zaten, Ege Bölgesinin bütün tütünleri olduğu gibi satılmakta; herhangi bir şey yok, kısıtlayıcı bir şey yok. Borsada tebeyyün eden taban fiyat ilan edildikten sonra, Tekelin, yine borsanın kendi fiyatıdır; onun altında üstünde tezahür etmektedir. Liberalizme geçelim diyoruz; hep beraber bağlıyoruz... Özelleştirmekten bahsediyoruz; Tekel idaresi, size her zaman fiyat deklare ediyor; bu fiyattan sigara alacaksınız... Akşam, sigaraların fiyatları artırıldı. İstediğiniz gibi, o kalitede içeceksiniz; gerçek kaliteyi bulamıyorsunuz. O zaman niçin aleyhinde oluyorsunuz?! Bakınız, özerkleştiriyoruz; bir günde de değil, beş yıl içerisinde özerk olacak, bu ticaret serbest olacak. O açıdan herhangi bir endişeye, herhangi bir şeye gerek yok; kanun yerindedir.

Yalnız, benim, burada tespit ettiğim bir şey var. Tasarıda "tütün ve tütün mamullerinin ithalatında Kuruldan uygunluk belgesi alınır" deniliyor; bunun kurumdan alınması gerektiği kanaatindeyim Sayın Başkan, onu da arz ediyorum.

Bu şekilde bir değişiklikle, bu kanunun ülkemize ve memleketimize hayırlı olacağına inanarak, Yüce Meclise saygılarımı sunuyorum. (DSP, MHP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Şimdi, söz sırası, Anavatan Partisi Grubu adına, Muş Milletvekili Sayın Erkan Kemaloğlu'nda.

Buyurun Sayın Kemaloğlu. (ANAP sıralarından alkışlar)

ANAP GRUBU ADINA ERKAN KEMALOĞLU (Muş) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi, sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, bugün görüşmekte olduğumuz kanun tasarıyla -uzun isminden de anlaşılacağı üzere- bir yandan 138 yıldır tütün ve alkollü içkiler sektörüne hizmet veren, 38 000 çalışan ve yıllık 3,3 katrilyon liraya ulaşan cirosuyla ülkemizin en önde gelen kuruluşlarından birisi olan Tekel Genel Müdürlüğünün ve çalışanlarının, bir yandan da tütün üretimiyle uğraşan 3 milyon kişinin geleceğine yönelik kararlar alacağız. 3 milyon kişinin yaklaşık 1 milyonunun Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde tütün üretimiyle uğraşmakta olduğunu düşünürsek, bugün, sorumluluğumuzun ne kadar büyük olduğunu anlarız.

Kanun tasarısını incelediğimizde, destekleme amacıyla yapılan tütün alımlarına, 2002 yılından itibaren son verileceği görülmektedir. Aynı şekilde, Tekel Genel Müdürlüğü, iktisadî devlet teşekkülü haline getirilerek, hızla özelleştirilmek istenmektedir. Ancak, kanun tasarısında, 2002 yılından sonra, özellikle, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki tütün üreticiliği konusunda hiçbir olumlu yaklaşım bulunmamaktadır. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

Kanun tasarısında tütün alımları için getirilen yazılı sözleşme esası, bu bölgedeki tütün üreticisi için uygulanabilirlikten uzaktır. Bugüne kadar, Tekel dışında hiçbir tütün alıcısı bu bölgeye uğramamıştır. Hal böyle iken, doğu ve güneydoğudaki 1 milyon tütün üreticisi, tek alıcı olan Tekel de özelleştirildiği takdirde, tütününü kime satacaktır? Halen üretilmekte olan 60 000 ton tütünü kim alacaktır? Bu insanlara "bundan sonra siz tütün üretimi yapmayın" deniliyorsa, bu insanlar ne üretecektir? (FP ve DYP sıralarından "Çilek, çilek" sesleri)

Alternatif tarım ürünleri projesini, bırakınız iki yılda, beş yılda dahi uygulama imkânı olmadığı gibi, kıraç toprakların tek ürünü olan tütüne alternatif herhangi bir ürünün bulunmadığı da bilinmektedir.

HACI FİLİZ (Kırıkkale) - Çilek var çilek.

ERKAN KEMALOĞLU (Devamla) - Çok sevdiğim, çok saydığım değerli yeni Bakanıma bir soru sormak istiyorum; benim büyüğümdür, ağabeyimdir. Sayın Bakanım, alternatif ürün, Muş için alternatif ürün olarak -Tekelin yetkilileri de yanında, çok tecrübeli insanlardır- bir ürün ismi şu anda bana verebilir misiniz? (FP ve DYP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Veremezsiniz; alternatif ürün yoktur, bu, bir hayaldir arkadaşlar.

NEVZAT ERCAN (Sakarya) - Bu nasıl bir şey, Grup adına konuşmuyor mu?!

ERKAN KEMALOĞLU (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, halen doğu ve güneydoğu bölgesi tütünleri...

Sayın Ercan, ben öyle bir yörenin milletvekiliyim ki, bu konuşmaları yapamazsam, o yöreye gidemem, onu bilin. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Efendim, karşılıklı konuşmayın.

NEVFEL ŞAHİN (Çanakkale) - Bakan sizin bakanınız; o zaman, çekin bakanı.

BAŞKAN - Sayın Kemaloğlu ne söylediğini bilir efendim, bırakın da söylesin.

ERKAN KEMALOĞLU (Devamla) - Halen, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri tütünleri Tekel tarafından üretilen markaların harmanlarında kullanılmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERKAN KEMALOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, az bir bölüm kaldı...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kemaloğlu, ben sizin sözünüzü hiç kesmem, siz Muş Ovasından geldiniz.

ERKAN KEMALOĞLU (Devamla) - Halen, Tekel Genel Müdürlüğü tarafından yılda yaklaşık 100 000 ton tütün ihraç edilmektedir. İhraç edilen tütünlerin bir bölümü yabancı ülkelerin benzer kuruluşlarına yapılmaktadır. Tekel özelleştirildiği takdirde, 100 000 ton tütünü kim ihraç edecektir, hangi tütün tüccarı bu kadar büyük bir rakamın finansman giderlerini karşılayacaktır?

Değerli arkadaşlarım, sözlerimi fazla uzatmak istemiyorum, yalnız, söylemeye mecbur kaldığım bu cümleleri söylüyorum size. Biz, 2002 yılından sonra, ülke olarak, tütün ithal edeceğiz. Buna inanmanızı istiyorum.

Değerli milletvekilleri, Muş Vilayetinde iki sanayi ürünü var; birisi pancar, diğeri tütün.

ALİ ŞEVKİ EREK (Tokat) - İkisi de bitti...

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Denizli) - İkisi de öldü...

ERKAN KEMALOĞLU (Devamla) - Pancar gitti, tütün de gitti... Muşlu ne yapacak?! Yağmur varsa tahıl var, ot var... Hayvancılık yüzde 20'lere inmiş... Geriye ne kalıyor biliyor musunuz değerli milletvekilleri: Bizim, ünlü bir dağımız var, ismi Kurtik Dağıdır. Bu dağda çok bol kar var; altı ay süreyle kar kalkmaz bu dağdan. İşte, Muşlu, bu karı yiyecektir; haberiniz olsun!

Teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (ANAP, FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Ben teşekkür ediyorum efendim.

Sayın milletvekilleri, 6 ncı madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır; ancak, madde üzerinde verilmiş 8 adet önerge vardır; 7'si sayın milletvekillerince, 1 tanesi de hükümet tarafından verilmiştir.

7 önergenin 3'ünü işleme koyacağım, artı hükümetin önergesini koyacağım.

Şimdi 4 önergeyi sırasıyla okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 sayılı Kanunda ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 6 ncı maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere, aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ederiz.

                                                                   Bülent Arınç

                                                                            Manisa

"Yerli ve yabancı sigara üreticileri, Türkiye pazarında sattıkları sigara miktarının yarısı kadar tütünü doğrudan veya dolaylı olarak Türkiye'den almak zorundadırlar. Yeterli tütün bulunmasına rağmen, bu zorunluluğa uymadıkları belirlenenlerin, ürünleriyle ilgili üretim, satış veya ithal belgeleri iptal edilir."

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 6 ncı maddesinin yedinci fıkrasının birinci satırında yer alan "...üretim kapasitesi tek vardiyada..." ibaresi ile aynı maddenin aynı fıkrasının ikinci satırında yer alan "... üretim kapasitesi tak vardiyada... " ibaresinin fıkra metninden çıkarılması hususunu arz ve teklif ederiz.

                                                                             Yılmaz Karakoyunlu

                                                                 Devlet Bakanı

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasının son satırında yer alan "yeni" ibaresinin fıkra metninden çıkarılarak, "en son" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - Efendim, şimdi okutacağım önerge en aykırı önerge olup, işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının beş ve altıncı satırında yer alan "satışa konu tütünler" ibaresinin fıkra metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI YILMAZ KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Sayın Aykut, geri mi çekiyorsunuz efendim?

HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay) - Evet efendim.

BAŞKAN - Sayın Aykut, ikisini de mi geri çekiyorsunuz?

HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay) - İkisini de çekiyorum.

BAŞKAN - İki önerge de geri çekilmiştir efendim.

(DYP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

BAŞKAN - Bir dakika efendim. Ne oluyor?! Yoklama mı isteyeceksiniz?

NEVZAT ERCAN (Sakarya) - Evet efendim.

BAŞKAN - Önerge işlemlerini yapayım, ondan sonra.

NEVZAT ERCAN (Sakarya) - Biz, sizi takip etmekte güçlük çekiyoruz. Aslında, siz, oradaki  önerge sahibi arkadaşın da vekilliğini yapıyorsunuz.

BAŞKAN- Söylüyor efendim "çekiyorum" diyor.

NEVZAT ERCAN (Sakarya) - Eğer önergelerini çekmek istiyorsa, arkadaşımız, kalkar, önergelerini çekme iradesini açıkça ortaya koyar. Siz, ikide bir, orada, ilgili önerge sahibi arkadaşa "önergelerinizi çekiyor musunuz" diyorsunuz.

BAŞKAN - Efendim, sessiz söylediği için...

NEVZAT ERCAN (Sakarya) - Sayın Başkan, böyle bir göreviniz yok.

BAŞKAN - Doğru söylüyorsunuz; ama, sessiz söylüyor efendim, işaret ediyor. Genel Kurul işaretle nasıl anlayacak?!

NEVZAT ERCAN (Sakarya) - Olur mu?! Ben takip ediyorum, öyle bir işaretini, hiç almadım.

BAŞKAN - Diğer önergelerin işlemine giriyoruz, maddeye geçmedik daha.

Üçüncü aykırı önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 6 ncı maddesinin yedinci fıkrasının birinci satırında yer alan "... üretim kapasitesi tek vardiyada..." ibaresi ile aynı maddenin aynı fıkrasının ikinci satırında yer alan "... üretim kapasitesi tek vardiyada..." ibaresinin fıkra metninden çıkarılması hususunu arz ve teklif ederiz.

                                                                             Yılmaz Karakoyunlu

                                                                 Devlet Bakanı

BAŞKAN - Komisyon?.. 

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Bahse konu ibarelerin metinden çıkarılmasıyla mevcut ithalat rejimi korunacaktır.

BAŞKAN - Komisyonun takdire bıraktığı Hükümetin önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul Etmeyenler... Hükümetin önergesi kabul edilmiştir.

Son aykırı önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım-Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 6 ncı maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ederiz.

"Yerli ve yabancı sigara üreticileri, Türkiye pazarında sattıkları sigara miktarının yarısı kadar tütünü, doğrudan veya dolaylı olarak Türkiye'den almak zorundadırlar. Yeterli tütün bulunmasına rağmen, bu zorunluluğa uymadıkları belirlenenlerin, ürünleriyle ilgili üretim, satış veya ithal belgeleri iptal edilir."

                                                                   Bülent Arınç

                                                                            Manisa

BAŞKAN - Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI YILMAZ KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Sayın Arınç, buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

BÜLENT ARINÇ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Biraz evvel konuşan Demokratik Sol Partili bir milletvekili arkadaşımız, dünyanın en kaliteli tütünlerinin Türkiye'de yetiştiğini ifade etti. Gerçekten böyledir. Maalesef bu kanun tasarısı, dünyanın en kaliteli tütününün yetiştirildiği Türkiye'de, tarımın katledilmesi için hazırlanmış bir kanun tasarıdır.

Bu tasarıyı görüşürken, birtakım iyileştirmeler yapılabilir mi, Türk tütüncülüğü korunabilir mi diye önergeler veriyoruz. Ancak, bir yerde önerge hakkımız oldu, o bakımdan önergemi izah etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, Manisa yöresi de, en kaliteli Ege tütününün yetiştiği bir yerdir, tütün üretimi yapılmaktadır ve nüfusumuz 1 300 000 civarındadır, bunun takriben 300 000'i tütün üretimiyle doğrudan doğruya ilgilidir. Benim bölgemde, bir yıl boyunca, bir aile, geceli gündüzlü, en zahmetli üretimi tütünde yapar ve tütün üretimi, bizim bölgemizde, ekonomik ve sosyal hayatın en önemli dinamiklerindendir, bizde alım satımlar tütün vadeli olarak yapılır. Bu, bir gelenek olarak yerleşmiştir.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye'de 600 000 tütün üreticisi aileyi ve 5 milyon kişiyi ilgilendiren bir tarımdan, bir ziraattan bahsediyoruz. Bu düzenlemeyle, maalesef, milyonlarca tütün çiftçisinin  geleceği karanlık hale getirilmiştir. Kıraç arazide bu ziraatı yapanların, bu ziraatla geçinen insanların geleceği, âdeta, bir karanlığa itilmiştir. Bu, bir sosyal felaket olacaktır.

Tütün mamullerinin özelleştirilmesi ve tütünde desteğin kaldırılması, hükümetimizin, IMF'yle yaptığı anlaşmanın ve daha sonra verilen ek niyet mektuplarının bir gereğidir. Böylece, IMF'ye verilen sözler içerisinde tütün kanununun çıkarılması, geçen yıldan bu yana Meclisimizi meşgul etmektedir.

Değerli arkadaşlarım, bu yanlış uygulamalarla, Türkiye, kendi kendine yeten bir tarım ülkesi olmaktan süratle çıkarılmış ve Türkiye, her şeyi ithal eder bir hale getirilmiştir. IMF'ye verilen mektuplar ve Ulusal Program hedeflerine baktığımızda, ekonomik krizin ortadan kaldırılması için, tarım kesiminin, âdeta, feda edildiğini görmekteyiz. Türk çiftçisine şu söylenmektedir: "Dışarıda ucuz olan ürünleri ekme, biz bunları ithal edeceğiz; sen, dışarıda rekabet edebileceğimiz ürünleri ek."

Dışarıdaki fiyatların nasıl teşekkül ettiği, üretim fazlalarının ne olduğu, ayrı bir konuşma gereği; bir 5 dakika içerisinde bunu söylemem mümkün değil; ama, bakınız -konumuzla ilgili olarak- Türkiye'de, 170 000 ton sigara tüketimi, 100 000 ton da, tütünde ihraç potansiyeli bulunmakta, halbuki üretimimiz 200 000 ton civarında. Biz, buna kota koyuyoruz. Bizim çiftçimiz, tütününü, 2 dolardan zor satarken, Yunan çiftçisi, tütününü, 8 dolardan satıyor; hatta, Yunanistan'da, kırsal doku bozulmasın diye, tütün ekimi de teşvik ediliyor.

Değerli arkadaşlarım, tarım ve hayvancılıkta geldiğimiz noktayı çok acı bir tablo olarak ortaya koyması bakımından, bir gazetemizde çıkan haberi sizlere takdim ediyorum: "Türk Milleti, cambaza bakarken, fasulye ve pirinç ithalatı başladı." Bakınız, bu yazıda yayınlanan gerçek nedir: Halkımızın yediği pirincin yarıdan fazlası dışarıdan geliyor. Piyasadaki kuru fasülyenin yüzde 40'ı Bulgaristan, Yugoslavya ve Amerika menşeli. Barbunya fasulyesi, Kanada'dan ithal olunuyor. Bir zamanlar kırmızı mercimek üretiminin fazlalığından yakınılıyordu; şimdi, Hindistan, Kanada ve Amerika'dan, Türkiye'ye, mercimek ithal ediliyor. Meksika'dan nohut alıyoruz. Moldova ve İran'dan ceviz geliyor. Sudan'dan susam ithal ediyoruz. İthal etmediğimiz tarım ürünü yok gibi; vişne bile dışarıdan geliyor. Mersin Serbest Bölgesinden, iç piyasalara, gümrüksüz, ithal malı pirinç ve bakliyat sürülüyor; yerli üretim, alabildiğine baltalanıyor. Türk çiftçisi Hasan'a verilmeyenler, belki, Alman çiftçisi Hans'a bol keseden veriliyor, hem de fazlasıyla... Tarım ürünü ithal etmeyen 7 ülkeden biri olan Türkiye, bugün, maalesef, bu hale getirilmiştir.

Değerli arkadaşlarım, önümüzdeki tasarıda, tütün konusu, maalesef, üreticiyi baltalayan, elindeki üretimi satamaz hale getirebilecek, Tekeli özelleştiren, tütünde de desteklemeleri kaldıran bir uygulama olarak geliyor; ancak, madde madde üzerinde durulduğunda, hiçbir maddesinin, gerçekten, üretimi değerlendirecek, tütün üreticisine de hayat boyu sürebilecek bir geçim kaynağını temin edecek bir gerçekten uzak olduğunu görüyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT ARINÇ (Devamla) - Biraz evvel, değişik bölgelerden, Hükümet ortağı partilerin de sayın milletvekilleri bir feryadı dile getirdiler; Muşlu, Adıyamanlı, Tokatlı, diğer bölgelerdeki arkadaşlarımız da, bu kanunun, Türk üreticisine, tütün üreticisine hiçbir şey getirmediğini, aksine, maalesef, çok şeyler alıp götürdüğünü ifade ettiler.

Rakamlar var; onları, biraz sonra, bir madde üzerinde takdim edeceğim.

Bizim önergemiz, belki de bu tasarının en önemli maddesi olan 6 ncı maddede, yani "üretici tütünleri, yazılı sözleşme esası ve açık artırma yöntemiyle alınır ve satılır" maddesinde, Türkiye'deki tütüncülüğün korunması açısından, buraya bir fıkra ilave edilmesini öngörüyor. O fıkra da, zaten, bütün demokratik ülkelerde, tarımın desteklenmesi amacıyla konulan maddelerden bir tanesidir. Biz istiyoruz ki, yerli ve yabancı sigara üreticileri, Türkiye pazarında sattıkları sigara miktarının en az yarısı kadar tütünü, doğrudan veya dolaylı olarak Türkiye'den almak zorunda kalsınlar ve yeterli tütün bulunmasına rağmen bu yasağa veya bu zorunluluğa uymayanların, ithal belgeleri, üretim satış belgeleri iptal edilsin.

Türk tütüncülüğünün, tarımının ve üreticilerimizin desteklenmesi ve korunması bakımından, böyle bir sınırlama getirilmesinin zarurî olduğunu ifade ediyor, önergeme desteğinizi bekliyorum.

Saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim efendim.

Komisyonun ve hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

6 ncı maddeyi oylamaya geçmeden önce bir redaksiyon var.

Sayın Başkan, buyurun.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, 6 ncı maddenin sondan ikinci paragrafında, hükümetten gelen tasarıda "kurumdan" olaraktı; ama, buraya sehven "kuruldan" yazılmış; düzeltilmesini talep ediyoruz.

BAŞKAN - Düzeltilecek efendim; zabıtlara öyle geçmiştir.

III.– YOKLAMA

(DYP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

NEVZAT ERCAN (Sakarya) - Yoklama talep ediyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Rıza Akçalı, Bekir Aksoy, Nevzat Ercan, Ali Şevki Erek, Mahmut Nedim Bilgiç, Yahya Çevik, Murat Akın, Mehmet Gözlükaya, Sadri Yıldırım, Hakkı Töre, Necati Yöndar, Nurettin Atik, Kemal Aykurt, Ali Rıza Gönül, Mehmet Yalçınkaya, Zeki Ertugay, Saffet Arıkan Bedük, Kemal Kabataş, Mehmet Dönen, Ali Naci Tuncer.

6 ncı maddenin oylamasından evvel yoklama talebinde bulunan. 20 arkadaşımın isimlerini okudum, buradalar.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Efendim, toplantı yetersayısı vardır.

V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3. – Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı: 719 ve 719'a Ek) (Devam)

BAŞKAN - 6 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, çalışmalarımıza ara vermeden devam edeceğiz; yani, saat 19.00'da ara verme yok. Haberiniz olsun diye ifade ediyorum.

Müsaadenizle, birleşime 10 dakika ara veriyorum efendim.

Kapanma Saati: 18.41
DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati : 19.00

BAŞKAN : Başkanvekili Mustafa Murat SÖKMENOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Burhan ORHAN (Bursa), Sebahattin KARAKELLE (Erzincan)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 121 nci Birleşimin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

719 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3. – Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı: 719 ve 719'a Ek) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yerinde.

Hükümet?.. Yerinde.

Tasarının 7 nci maddesini okutuyorum:

Tarımsal destekleme

MADDE 7. - Tarımsal destekleme politikaları çerçevesinde doğrudan Bütçeden veya uluslararası kuruluşlardan sağlanan kaynaklardan, doğrudan ve/veya dolaylı olarak yapılacak her türlü ödemelere ilişkin usul ve esasları belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.

BAŞKAN - 7 nci madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Adıyaman Milletvekili Sayın Mahmut Nedim Bilgiç; buyurun. (DYP sıralarından hesaplar)

DYP GRUBU ADINA MAHMUT NEDİM BİLGİÇ (Adıyaman) - Sayın Başkan, sizi  ve Yüce Meclisi saygıyla selamlayarak, Doğru Yol Partisi Grubu adına, 7 nci madde üzerinde görüşlerimi arz edeceğim.

Değerli milletvekilleri, Yüce Heyetinizin şahit olmadığı bir görüşme yapılıyor. İlk defa, iktidar partisine mensup milletvekili arkadaşlarımız, ne kadar sıkıntı içinde olduklarını, şu kürsüden -üzülerek söyleyeyim- maalesef, rey verdikleri halde, tasarının aleyhinde söz ediyorlar.

Değerli arkadaşlarım yerden göğe kadar haklılar. Demin konuşan değerli kardeşim Erkan Kemaloğlu "mecburiyetten yapıyoruz" diye itirafta bulundu. Bu neyi gösteriyor arkadaşlar -bu arkadaşlarımı herhangi bir şey altında bulundurmak için söylemiyorum- tasarının ülke şartlarına ne kadar ters olduğunu, ne kadar geniş bir kitleyi ilgilendirdiğini, sosyal boyutunun ne kadar ağırlıklı ve derin olduğunu gösteriyor.

Değerli milletvekilleri, bu tasarı, ülkenin şartları düşünülmeden, enine boyuna tartışılmadan, ülkenin içinde bulunduğu şartların gereği olarak alelacele getirilmiştir önünüze. Biz, parti olarak ve ben, çağın şartları neyi gerektiriyorsa; yani, piyasa ekonomisinin, liberalleşmenin gereği neyse, ondan yana, onu yapmaktan yanayız. Partimiz de, geçmişte, özelleştirmenin öncülerinden olmuş ve bunun ülkenin bir gerçeği olduğunu ve mutlaka, ülkedeki kamu iktisadî devlet teşekküllerinin, devletin, artık, bunları yapmasında fayda olmadığına inanmış ve bu yolu açmış.

Çağın medenî, uygar devletlerine baktığımızda, kendi ülke insanının hayat standardını, kişi başına gelirini 20 000, 25 000, 30 000 dolara kadar çıkarmış olduklarını görüyoruz. Neyle çıkarmış; bu dediğimiz şeylerle; ama, bunu yaparken değerli milletvekilleri, ülkesinin şartlarını, ülkesinin insanını, ülkesinin coğrafyasını, ülkesinin coğrafî bölgeler arasındaki değişikliklerini ve ekonomik şartlarını göz önüne alarak özelleştirmeyi yapmış; bizdeki şu yasa tasarısı gibi, bir gruptan bir gruba kâr transfer etmemiş, para transfer etmemiş.

Değerli arkadaşlarım, özelleştirmeye tamam; ama, Tekeli, özelleşecek herhangi bir fabrika gibi düşünmek son derece yanlıştır. Tekel, yalnız 40 000 işçisiyle değil, altında 4 milyon, 5 milyon üreticisiyle dev bir kuruluştur. Bunun içinde, üretici vardır, çiftçi vardır; bunun içinde, satıcı vardır; bunun içinde, 40 000 işçi vardır ve devasa fabrikalar ve işletmeler vardır.

Tabiî, bir başka boyutuyla yaklaşmak istiyorum meseleye. Bu yasa tasarısı, yalnız, ekonomik olarak, iktisadın gerekleri hesap edilerek kanunlaştırılamaz arkadaşlar. Bu yasa tasarısının sosyal boyutu çok fazladır. Benim bölgem Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Şırnak; yani, Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da, bu çiftçilik, bu ziraat dalı, tamamen istihdama yöneliktir; yani, aşağı yukarı nüfusun dörtte 1'i fiilen bu işle uğraşmakta ve üçte 2'si de; yani, yarısından fazlası da, tütünün getirisiyle evine ekmek götürmektedir. "Yarıcı" dediğimiz, bizim bölgede "ceran" dediğimiz insanlar, fideden başlamak suretiyle, sabah namazından önce başlayıp, gece yatsılara kadar tam onbeş ay çalışmak suretiyle, evine bir asgarî ücret götürmektedir. Her evde 5-6 kişi bu işte çalışmak suretiyle evinde bir çorba içme imkânına sahip olmuştur.

Değerli arkadaşlarım, bu istihdamın son derece sıkıntılı olduğu, ülkemizde yüzde 25'lere çıkan işsizliğin giderek de arttığı bir noktada, 4-5 milyon insanın elinden ekmeğini almak, çocuğun ağzından memesini almaya benzer.

Güneydoğuda, doğuda, devletimizin son yıllarda yapmış olduğu başarılı mücadeleler sonunda, anarşi ve terör bitmiş, huzur gelmiş; vatandaş, tarlasına, çiftine çubuğuna çıkar olmuş, meralar yine dolar olmuş, hayat canlanmaya başlamış ve hükümetimiz, Köy-Kent Projeleriyle köye dönüş programları yapmış; bunlar, çok olumlu şeyler. Bunlar olumlu şeyler; ama, büyük yatırımlar gerektiriyor. Tekrar, yeniden köyleri ihya etmek; onun altyapısını yapmak oldukça sıkıntılı şey; ama, gerekli, zorunlu şeyler; fakat, hükümet, bu sıkıntılı şeyleri bu güç şartlar içerisinde yapmaya çalışırken, aşmaya çalışırken; bir de bakıyoruz ki, 4 milyon insanı, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde en az 2 milyon insanı işsiz güçsüz bırakacak bir yasaya bigâne kalıyor ve bu kadar feverana, bu kadar telaşa, bu kadar sıkıntıya rağmen, bu tasarıyı, en azından, düzeltme imkânını dahi bu Yüce Meclise vermiyor.

Değerli arkadaşlarım, bunun sonu iyi değil. Bir yıl, iki yıl, üç yıl sonra, bugünkü iktidar mensubu arkadaşlarım da, siyasî partiler de, değerli milletvekilleri de dizimize vururuz; Anadolu'yu boşaltıyoruz.

Arkadaşlarım, vatan dediğin, siyasî ve hukukî anlamda, üzerinde o ülkenin insanının olduğu bölgedir. Eğer, biz, Batman'ın, Şırnak'ın, Diyarbakır'ın, Adıyaman'ın dağını, kırsal kesimini boşaltırsak, bu insanlar şehre, oradan da büyükşehre göç ederler; gittikleri yerde ekmek derdiyle şehrin varoşlarında sıkıntı yaratır, anarşi, terör çıkarırlar; ondan sonra, İstanbul'daki insan, Alsancak'taki, Hatay'daki insan "benim rahatımı, huzurumu kaçırıyor" der; çünkü, oraya gelen insan, oranın altyapısını da bölüşmek zorundadır, oradaki insanın, daha önce oturan insanın ekmeğini de bölüşmek zorundadır.

Biz, göz göre göre, dağda taşta koşarak, 24 saat çalışarak kendi yağıyla kavrulan bu insanlara "hadi kardeşim git, sen de teröre, anarşiye katıl" diyoruz. 110 milyar dolar para harcamış bu devlet, güneydoğuda huzuru sağlamış. Allah'a şükür, her tarafta huzur var. Devlet caydırıcı olmuş; devlet var, terör örgütü yok olmuş. 110 milyar dolar harcayıp yaptığın şeyi, tekrar, bir yasayla bozmaya hakkımız yok arkadaşlar. İnanın, bozulacak bu iş. Bu insanlar işsiz güçsüz kalırsa, önce köyünde, kendi şehrinde, sonra da büyükşehirde huzursuzluk çıkaracak. Bunun vebali büyüktür.

Hükümetimiz, şu anda itibaren düşünüp, bu yasa tasarısını ya geri çekmelidir veyahut da en azından üç yıl, yürürlük tarihini değiştirmelidir; IMF'yle görüşmelidir. IMF'de nihayet, bir ülkenin şartları anlatıldığı zaman anlayacak insanlardan kurulmuştur; onlara anlattığınız zaman "Türkiye'nin şartları budur" dediğiniz zaman, anlamama gibi bir lüksleri olamaz.

Değerli arkadaşlarım, benim yaklaşım şeklim, tamamen objektif. IMF var yok diye bir şey demiyorum; IMF, dünyanın gerçeği; bizim de sıkıntımız; mecbur var. Yok böyle bir şey efendim... IMF'ye esirsiniz, IMF'in dediğini yapıyorsunuz demiyorum; IMF'yle Türkiye'nin doğrularını tartışmıyorsunuz diyorum. (DYP sıralarından alkışlar) Türkiye'nin gerçeklerini, Türkiye'nin coğrafyasını, Türkiye'nin insanını IMF'yle tartıştığınız zaman, doğruyu bulabilirsiniz.

Eğer, IMF mensuplarına veya Dünya Bankasından gelenlere "alternatif ürün" dedikleri zaman, siz, kardeşim, benim doğudaki, güneydoğudaki kırsal alanda, kıraç arazide alternatif ürün yetiştirme imkânım yok deseniz ve bunu da gösterseniz ve hatta, deseniz ki, mesela Adıyaman'da... Adıyaman'da 800 000 insan var. Arkadaşlar, bu 800 000 nüfusun 400 000'i bu işle uğraşıyor; 300 000'i yarıcı, bir karış toprağı yok; benim yanımda çalışıyor, Sayın Bozkurt'un yanında çalışıyor, Sayın Hasari Beyin yanında çalışıyor, Sayın Dengir Beyin yanında çalışıyor. Günahtır arkadaşlar; her birimizin yanında 20 000-25 000 ceran çalışıyor, yarıcı; bunların arazisi yok; alternatif ürün nereden vereceksiniz; para nereden vereceksiniz?! Yine, arazi sahiplerine gidecek. Bu nasıl sosyal politika arkadaşlar?! Burada, fakir, fukara perişan olacak; yükünü omzuna alacak; zaten, barajdan dolayı göç etmiş, şehre gelmiş, rezil olmuş; bir de, alacak, Adana'ya, İstanbul'a, Ankara'ya gidecek. Ondan sonra, sosyal terörü, sosyal anarşiyi nasıl durdururum diye, tekrar, yeni yeni, devletin imkânlarını, kaynaklarını, yine, yeniden, başka şeylere vereceksiniz.

BAŞKAN - Sayın Bilgiç, toparlar mısınız efendim.

MAHMUT NEDİM BİLGİÇ (Devamla) - Toparlıyorum efendim.

Dilim dönmüyor, söylemek istemiyorum; ülke sıkıntıda, devlet zorda; gelin, hep beraber, bu kamyonu balçıktan kurtaralım. Muhalefet de sorumlu davranıyor, davranması da lazım. Omuz verelim, şu arabayı balçıktan çıkaralım. Stabilize yolda yarışırız sizinle; sizlerle çok yarıştık, çok da yendik; sandıktan çok da iyi çıktık, yine de çıkabiliriz. Biz, hiçbir zaman, darda, zorda... Yahu, ölünün dişini çekmeye benzer bu! Devlet sıkıntıda, aman, ben, bunları düşüneyim; yok böyle bir şey. Benim felsefeme, benim partimin felsefesine, benim partimin inancına bu sığmıyor. Biz, diyoruz ki, doğruları beraber yapalım; tartışarak, konuşarak doğruyu bulabiliriz.

Önerge verme imkânımız olmadı. Şurada önergeler var, her madde üzerinde verilmiş önergeler var. Kanunun ruhunu bozmadan, IMF'in şartlarını delmeden, değiştirilebilecek maddeler var arkadaşlar. Ben, bunu, Plan ve Bütçe Komisyonunda Sayın Bakanıma söyledim, değerli bürokrat arkadaşlarıma söyledim; yani, IMF'ye, bu olmadı dedirtmeyecek birtakım düzenlemeler yapmak suretiyle, bu tasarıyı kanunlaştırmamız mümkündür. Yol yakınken, bir şeyler yapalım.

Arkadaşlar, bu 7 nci maddede, okuduğunuz zaman "tarımsal destekleme" ibaresi geçiyor. Biraz, insan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bilgiç, lütfen...

MAHMUT NEDİM BİLGİÇ (Devamla) - Hemen bitiriyorum efendim.

Tarımsal destekleme denilince, iyi diyorsunuz; yani, yine, destekleme falan var burada diyorsunuz; fakat, bir bakıyorsunuz, derinliğine indiğiniz zaman, tarımsal desteklemenin içerisinde çiftçi ve köylü yok. Orada deniliyor ki, tarımsal destekleme için bütçe içinden veyahut da dışarıdan bulunacak yardımlarla bir destekleme yapılacaktır.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bilgiç.

MAHMUT NEDİM BİLGİÇ (Devamla) - Gelin, bu maddenin içerisine, maddenin başına "bu tarımsal destekleme, çiftçiye ve köylüye yapılır" diyelim.

BAŞKAN - Sayın Bilgiç, teşekkür ediyorum.

MAHMUT NEDİM BİLGİÇ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Sayın Başkan, müsamahanıza sığınarak zamanımı aştım; ama, inanın, bu yasa tasarısı çok önemli. Bu yasa tasarısı, mutlaka ve mutlaka, değişikliklere uğrayarak buradan çıkarılmalıdır; Yüce Meclise bu yakışır. Hükümetin değerli üyelerine, değerli mensuplarına da, bu ülkenin insanını sıkıntıya sokmayacak, önünü açacak, ilerisi için umut verecek bir yasa çıkarmak yakışır, yaraşır. Ümit ediyorum ki, bu yasa tasarısının, en azından, yürürlük maddesini 2005 yılına bırakmak suretiyle, bir geçiş sahasını, çiftçilere, köylülere verme imkânımız olur.

Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (DYP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Efendim, şimdi, söz sırası, Anavatan Partisi Grubu adına, Batman Milletvekili Sayın Burhan İsen'de.

Buyurun efendim.

ANAP GRUBU ADINA BURHAN İSEN (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan tütün ve tütün mamulleri yasa tasarısının 7 inci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde, çok geniş bir kitleyi, 600 000 tütün üreticisini ve 40 000 Tekel çalışanını ilgilendiren; sadece seçim bölgemde, Batman'da 43 000 kişiyi, doğu ve güneydoğuda yaklaşık 200 000 kişiyi direkt olarak, aileleriyle birlikte 3 milyon kişinin geçimini ilgilendiren tütünün sosyoekonomik yansımasını düşündüğümüzde, tütünün ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.

Doğu ve güneydoğuda, işsizliğin had safhada bulunduğu, istihdamın ve iş kaynaklarının gittikçe daraldığı, toplumsal barış anlamında düşündüğümüzde de, tütünle ilgili düzenlemelerin altyapısının sağlıklı bir biçimde belirlenmemesinin üreticilerimize yarar yerine zarar getireceği, bu durumun da sosyal devlet ilkesine ters düşeceği kanısındayım.

Yapılan düzenlemelerin doğu ve güneydoğudaki tütün üreticilerini sıkıntıya sokmaması için, devletin gerekli tedbirleri alacağına inanıyorum. Kaldı ki, Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimizde, yıllık, yaklaşık 45 000-50 000 ton tütün üretimi yapılmakta olup, 2001 fiyatlarıyla 70-80 trilyon Türk Lirası yapmaktadır. Bunun da, ülkemiz bütçesine çok büyük bir külfet getirmeyeceğine inanıyorum.

Değerli milletvekilleri, doğu ve güneydoğuda yetişen tütün, tüccar tarafından ulaşım imkânları, nakliye ve depo sorunları nedeniyle tercih edilmemektedir; fakat, şark tipi tütün olmadan sigara üreticileri harmanlamayı nerede sağlayacaklar? Şark tipi tütün, ancak Balkan ülkeleri ve bizim ülkemizde yetişmektedir. Bu yüzden, oryantal tip tütün dediğimiz; yani, şark tipi tütün, doğu ve güneydoğu ekonomisi, bölge barışı, huzur ve devletine güven için güneydoğunun kendine özgü durumundan dolayı desteklenmelidir diye düşünüyorum.

Sonuç itibariyle, sistemli tarım ve tütün politikalarıyla, mağdur yaratılmadan, hem tütün üreticimiz alın terinin karşılığını alsın hem de ülkemiz kazançlı çıksın.

Bu duygu ve düşüncelerle, hepinize saygılarımı sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

HACI FİLİZ (Kırıkkale) - Sayın Başkan, ANAP, bu kanun tasarısını neresinde; içinde mi dışında mı?

BAŞKAN - Dinleseydiniz, nerede olduğunu görürdünüz!

Teşekkür ediyorum efendim.

Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Yasin Hatiboğlu; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; 719 sıra sayılı tasarının 7 nci maddesiyle ilgili olarak Fazilet Partisi Grubumuzun görüşlerini, size, Yüce Milletimize arz ve takdim etmek isterim.

Değerli Başkan, elbette, Türkiye Büyük Millet Meclisinin birinci görevi kanun yapmaktır, sonra, denetlemektir. Biz o hale geldik ki -üzülerek ifade ediyorum, arz ediyorum- denetimi kaldırdık ortadan. Kendisini denetletmeyen, kendisinin denetlenmesine izin vermeyen bir siyasî iktidar, kendi emrinde çalıştırdığı bürokrasiyi ve bürokratları nasıl, hangi hakla, hangi vicdanî uygunlukla denetleyecek, hep merak eder dururum.

Denetimi kaldırdık, kanun yapıyoruz; doğrudur, görevimiz budur, vazifemiz bu bizim; ama, bir ehem ve mühim sıralaması, yani, bir öncelikler sıralaması söz konusu olmamalı mıdır? "Lateşbih vela temsil" diyor büyükler, ya da, teşbihte, benzetmede hata olmasın; biz, sanki, meleklerin cinsiyetini tartışıyoruz şurada. Ne demek istiyorum; demek istediğim şudur: Uyum komisyonunun mutabık kaldığı, ittifak ettiği bir anayasa değişikliği varken, şimdi, tütün kanununu; şimdi, şeker kanununu; şimdi, tahkim kanununu konuşmanın zamanı mı, sırası mı?! Eğer, bir ülkenin demokrasisini teminat altına alamadınızsa, eğer, bir ülkenin hukukî yapısını, hukuk devleti ilkelerine yaraşır biçimde teminat altına alamadınızsa, yapacağınız tütün kanununun kime ne hayrı gelecektir?! Demokrasisi gölge altında olan bir ülke, demokrasisi -dilim varmıyor söylemeye, eğer dilim varsa diyeceğim ki- tehdit altında olan bir ülkede, siz, tütünle, tütün kanunuyla bu ülkeyi nereye götüreceğinizi zannediyorsunuz?! Gelin, bu ülkenin, birinci önceliğini, bu milletin birinci önceliğini düşünelim. Eğer siz, Anayasayı derkenar ederseniz, işte, ucube tasarılar çıkar, gelir önümüze. Bir örnek vereyim: Tartıştığımız kanun tasarısı tarımı ilgilendiriyor, değil mi efendim?! Üretim; toprakta üretilecek... Ziraatçının meselesi... Niye Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda görüşmüyorsunuz da Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüyorsunuz; sebep ne?!. Neden?!. 

Değerli milletvekilleri, yapmayın, yapmayın!.. Birbirimizi aldatmanın -demeye de dilim varmıyor- birbirimize yanlış yön vermenin kimseye bir faydası yok, bu görüştüğümüz kanun tasarısının da faydası yok. İşte ortada; değerli iktidarımıza mensup üç kanattan birinin sayın grup sözcüsü, çok samimî olarak -doğru da söyledi- diyor ki "Bu kanun, gerçekten, tütün üreticisini bitirecek, tüketecek. Tıpkı, bir sigaranın, bir orta kahve yanında duman duman bittiği ve tükendiği gibi, tütün üreticisi de bitecek ve tükenecek."

Değerli milletvekilleri, eğer bu tasarı yasalaşırsa, yürürlüğe konulursa, 250 000 hektar toprak hebaen mensura, yok artık, hiçbir şeyde kullanamazsınız. Cenabı Hakkın öyle bir hikmeti ve nimetidir ki, hiçbir bitkinin bitmediği yerde tütün bitiyor!

Bir arkadaşımız "alternatif" diyor ve "efendim, tütünün alternatifi yok mu" diye, Sayın Bakana soruyor. Sayın Bakan, İstanbul'da doğduğu, büyüdüğü için bilmeyebilir; ama, ben, Anadolu, köy çocuğuyum, alternatif tütünü söyleyeyim size: Bizim çocukluğumuzda alternatif tütünü kendirin çubukları, büyüklerin alternatif tütünü de mısır püskülleriydi. Bu, ne zamanın; altmış sene öncesinin, yani, bizi alıp, çeke, çeke götürmek istediğiniz yer altmış sene öncesidir.

İşin bir de başka tarafına bakınız...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Efendim, bizim haddimize mi; söz kesmek mümkün mü! Siz, bizim, pirimizsiniz.

Buyurun Sayın Hatiboğlu.

BOZKURT YAŞAR ÖZTÜRK (İstanbul) - Mısırı küçümsüyor musunuz?

YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - Yani, bakınız, ben girmem polemiğe; ama, polemiğin de bir usturubu vardır. Mısır püskülü sigara diye içiliyordu dedikse, mısırı sevmediğimizden falan değil.

Değerli milletvekilleri, Anayasanın 2 nci maddesi sosyal devlet, Anayasanın 44 üncü maddesi, Anayasanın 56 ncı maddesi milletin sağlığı, sıh-hati...

Biliyor musunuz, Amerika'da; yani, gelişmiş ülkelerde, her yıl sigara bırakma oranı yüzde 15'tir; bizde bırakma oranı yüzde 5'tir. Arada, bir de yüzde 10'luk boşluk var; bu yüzde 10'luk boşluğu kim dolduracak; yani, elin Amerikasına, elin Avrupasına pazar olmak lazım. Kim bu pazar; biz olacağız. Akciğer rahatsızlığının Türkiye'deki sayısı 3 milyondur. Her sene 50 000 insan akciğer kanserinden mustariptir. Ne olursunuz, şu tasarıyı baştan sona bir okuyun!.. Ülkemin ve milletimin sağlığı ve sıhhatiyle ilgili bir düzenleme var mı? Tütünün düşünüldüğü yerde hastalık mutlaka akla gelir. Peki, yabancı, reklam yaparken... Şu, atını kaybetmeden önce canını kaybeden bir kovboy vardı, bilirsiniz, hatırlarsınız!..

BOZKURT YAŞAR ÖZTÜRK (İstanbul) - Ülkemiz, ne pazar olsun ne mezar.

YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - Hiç onu düşünmüyor musunuz, o hiç aklınıza gelmedi mi? Yani, tütünün olduğu yerde akciğer rahatsızlıkları var. Türkiye'de her yıl 50 000 insan akciğer kanserinden rahatsız oluyor. Bunun tedbirini almaya mecburuz. Türkiye'yi bu düzenlemeyle pazar haline getirirseniz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun efendim.

YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakınız, göçe sebebiyet verirsiniz. Siz, güneydoğuda, başka tütün bölgelerindeki insanların elinden ekmeğini alırsanız, İstanbul'a, Kırıkkale'ye, Bursa'ya, Adapazarı'na göçe başlarlar. Bu, ülke dengesinin bozulması demektir. Bu, akıl işi midir, mantık işi midir; sosyal sıkıntılar doğmaz mı?

Şimdi, düşünebiliyor musunuz, örfü farklı, âdeti farklı, inancı farklı, görgüsü farklı, göreneği farklı birbirini tanımayan 10 aileyi bir apartmana koyuyorsun, sonra da huzur bekliyorsunuz!.. Yapmayın beyler!

Bakın, bu tasarıyı, evvela, siz, her şeyden önce... İktidar grubuna mensup bir değerli arkadaşımız "500 000 ton yakılacak tütün var" diyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - Ben, size, burada, Ziraat Odaları Birliğinin belgesini göstereyim, deniliyor ki, bizde yakılacak tütün yok, bizim üretimimiz 220 000'dir, bunun 110 000'i ihracat, 170 000'i de tüketimdir. "Bizim yakılacak tütünümüz yok" diyor. Kim diyor; Ziraat Odaları Birliği diyor. Demek ki, siz, Ziraat Odaları Birliğiyle de konuşmamışsınız, istişare etmemişsiniz.

Değerli milletvekilleri, ben, Sayın Başkanın müsamahasını da fazla zorlamayayım. Bir kere daha tarihe kayıt düşmüş olmak için ifade ediyorum: Siz, bütün bunlardan önce, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerini bir kere daha düşünün; yarın çok geç olabilir.

Hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Estağfurullah Sayın Hatiboğlu.

Efendim, madde üzerinde görüşmeler bitti; 6 adet önerge vardır, 3 tanesini ancak alabileceğim, sırasına göre okutuyorum, aykırılık derecesine göre de işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 7 nci maddesinin ikinci satırında yer alan "doğrudan ve/veya dolaylı olarak" ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - İkinci önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 7 nci maddesinin üçüncü satırında yer alan "ödemelere" ibaresinin fıkra metninden çıkarılarak "destekleme ödemelerine" ibaresinin eklenmesi suretiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederim.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - Okutacağım bu önerge, en aykırı önergedir; okutup işleme alacağım efendim:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

719 sıra sayılı yasa tasarısının 7 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini saygıyla arz ederiz.

Madde 7.- Tarımsal destekleme politikaları çerçevesinde doğrudan ve/veya dolaylı olarak yapılacak her türlü destek ödemelerine ilişkin usul ve esaslar somut biçimde bütçe yasalarında belirtilir.

                       

Ali Şevki Erek

Nevzat Ercan

Ali Rıza Gönül

 

 

Tokat

Sakarya

Aydın

 

Rıza Akçalı

Faris Özdemir

Mehmet Sadri Yıldırım

 

Manisa

Batman

Eskişehir

BAŞKAN - Komisyon katılıyor mu efendim?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Katılmıyorsunuz.

Hükümet?..

DEVLET BAKANI YILMAZ KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Sayın Ali Şevki Erek, buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

ALİ ŞEVKİ EREK (Tokat) - Değerli Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, burada konuşan iktidar partisi mensubu, koalisyonu oluşturan partilerimizin sözcülerine bakarsak, o sözcülerimizin konuşmalarını incelersek, benim verdiğim önergenin yüzde yüz kabul edilmesi lazım. O da yeterli değil; eğer, iktidar partisi grup sözcüsü arkadaşlarımızın konuşmalarına bakarsak, kesinlikle tütün piyasası yasa tasarısının bu Mecliste reddedilmesi lazım. (DYP sıralarından alkışlar)

Esasında, o arkadaşlarımız doğruyu söylüyorlar; Muş için doğruyu söylüyorlar, Adıyaman için doğruyu söylüyorlar, Ege için doğruyu söylüyorlar; ben de Tokat için doğruyu söyleyeceğim; Erbaa için, Niksar için doğruyu söyleyeceğim; Ege için, Samsun için doğruyu söyleyeceğim.

Değerli arkadaşlarım, meseleyi eğri oturup doğru konuşalım. Burada bir açmaz var. Eğer, burada, gelip grup adına konuşma yapıyorsak, o konuşmanın gereğini oylarımızla buraya tescil ettirmemiz, vurgulamamız lazım; ama, hem yanıp yakılıyorsak hem de burada genel strüktür üzerinde oy kullanacaksak, IMF doğrultusunda hareket edecek isek ve söylediklerimizden herhangi bir anlam çıkmayacak ise, burada, havanda su dövüyoruz demektir ve yarın, halkın karşısına samimiyetsiz bir veçheyle çıkacağız demektir.

Değerli arkadaşlarım, mesele, sadece, tütünüyle değil, fındığıyla, pancarıyla, pamuğuyla, Türk tarımını ilgilendiren bir meseledir. Meseleye makro seviyeden bakmak mecburiyetindeyiz. Türk tarımının meselesi vardır, çiftçisinin meselesi vardır. Türkiye, bugün, tarihinin en önemli ve en ağır bunalımından geçmektedir; kesin... Cumhuriyet tarihinin en ağır ve en bunalımlı dönemi... Bugün, sadece tütün çiftçisini değil, sadece pancar değil, fındık değil, pamuk değil, hepsini birlikte ele almaya mecburuz.

Değerli arkadaşlarım, lütfen, düşünebiliyor muyuz, şu anda, Türkiye Cumhuriyetinde maişetini temin eden kesimlerimizden çiftçi kesimimiz yüzde 40 ilâ 45 mi değil mi; evet, kesin, bunda müttefikiz. Bunun tekabül ettiği vatandaş yüzdesi en az 30 milyon. Aldığımız tedbirlerle, getirdiğimiz yasalarla 30 milyonun kaderiyle oynadığımızın bilincinde olmamız lazım. 600 000 tütün üreticisi var, tütün sektöründe çalışan 40 000 personel var, 22'yi aşkın fabrika var, yaprak tütün işleme merkezleri var ve biz, maişetini bundan temin eden vatandaşlarımızı tamamen bertaraf edip, ortada bırakıyoruz.

Değerli arkadaşlarım, yüzde 40 ilâ 45'lik nüfusu; yani, tarımla meşgul olan nüfusu, normal ölçüler içerisinde, sağlıklı bir biçimde sanayie aktarmadan onların elini böğründe bırakamazsınız. 30 milyonu kaderiyle baş başa bırakamazsınız. Türkiye'de, organize sanayi bölgeleri şu anda felç vaziyette. Organize sanayi bölgeleri işlemiyor; işlemeyince istihdam ihtiyacı söz konusu değil. İstihdam ihtiyacı söz konusu olmayınca, tarım kesimini yüzde 40'ların aşağısına indiremiyoruz ve indiremeyince, Şeker Kanunuyla, Tütün Piyasası Kanunuyla onları mağduriyete, açlığa mahkûm ediyoruz.

Bugün Türkiyemizde 2,5 milyon ailenin aylık geliri 150 doların altında değerli arkadaşlarım ve bu 2,5 milyon ailenin yüzde 90'ı tarımla uğraşan vatandaşlarımız, çiftçilerimiz. Böyle bir durumda, Tütün Piyasası Yasasıyla, çiftçiye, hiçbir tedbir öngörmeden, sadece ve sadece, değerli, iyi niyetli arkadaşlarımız, biraz evvel burada, efendim, onların yerine çilek yetiştirsinler, çiçek yetiştirsinler, biz de bunları ihraç edelim... Her şeyden evvel, kaliteli tütünün -ki, Tokat'ta en kaliteli tütün yetişir- yamaç arazide, kıraç arazide, az taşlı arazide bin bir türlü meşakkatle, 15 ay emek vererek, torun, tosun, bacı, yeğen, ana, baba, dede, bütün bir ailenin 15 ayını feda ederek ortaya bir varlık çıkardığını, fikirden ve akıllardan uzak tutmamak lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ ŞEVKİ EREK (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, şunu da akıldan ırak etmemek lazım: Bugün, milyonlarca, tütünden beslenen, beslenme mecburiyetinde kalan çiftçimiz, keyfemayeşa "ben tütün ekeyim, çok kâr edeyim, para depolayayım, paramı bankaya yatırayım" diye çiftçilikle uğraşmıyor. Çiftçilikle uğraşan kesimin yüzde 90'ının, başkaca istihdam imkânı, yaşama imkânı yok; tütün üretmeye ve tütün ziraatını yapmaya mecbur. Diğer çiftçi kesimlerimizde olduğu gibi, onları sağlıklı bir biçimde istihdam edecek altyapıyı yapamazsak, onları kaderleriyle baş başa bırakırız; bunu yapamayız.

Arkadaşlarımız "çiftçilerle ilgili yasalar çıksın, alternatif yasalar çıksın" gibi tedbirler söylüyor; bunların hiçbirisi yok, sadece, 7 nci maddeyle fevkalade afaki bir destekleme gelmiş. Verdiğimiz önerge, çiftçiye, tütün çiftçisine, her yıl bütçe kanununda, somut biçimde alt ve üst hadleri belirtilmek suretiyle kilo başına belirli bir desteklemeyi bütçe kanunlarıyla tahtı teminata koyalım diyoruz. Maalesef, manevî bir katliamın adıdır, özür dileyerek Yüce Meclise söylüyorum, tarım kesimiyle ortaya konulan bu yasalar manevî bir katliam mesabesindedir; zararları ve fevkalade, Türkiye'yi getirdiği nokta ileride görülecektir.

Arkadaşlarımız burada söylediler, Meksika'dan nohut ve fasulye geldiği bir ortamda, tamamen, dış, uluslararası şirketlere teslim edeceğimiz tütün, tütün çiftçisi ve tütün politikasıyla, Türkiye'nin  -isterse, IMF'nin "çıkar kanunu, al parayı" demesi fikrine bakmadan-  tarımını batırdığımızın farkında olalım diyorum.

Önergeme, Yüce Meclisin onayını bekliyor, sabrınız için sevgilerimi, saygılarımı söyleyerek, teşekkürlerimle sizleri selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Erek, teşekkür ediyorum efendim.

Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir efendim.

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 7 nci maddesinin üçüncü satırında yer alan "ödemelere" ibaresinin fıkra metninden çıkarılarak "destekleme ödemelerine" ibaresinin eklenmesi suretiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI YILMAZ KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Sayın Ercan, oraya bakmıyorum...

HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay) - Çekiyorum...

HACI FİLİZ (Kırıkkale) - "Çekiyorum" diyor efendim; neyi çekiyor?!.

MEHMET DÖNEN (Hatay) - Sana mı kaldı tetikçilik!.. Bırak, başkası versin.

BAŞKAN - Efendim, önergeler geri çekilmiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Cezai hükümler

MADDE 8. - Kuruluş ve faaliyet iznini almadan tütün ve tütün mamulleri ile alkollü içkiler  üretmek üzere fabrika, tesis veya imalathane kuran ve işletenlere; işyerleri veya ikametgâhlarında söz konusu maddeleri üretenlere bir yıldan üç yıla kadar hapis ve 225 milyon liradan az olmamak üzere üretilmiş tütün ve tütün mamulleri ile alkollü içkiler piyasa değerinin on katı tutarında ağır para cezası verilir. Bu hüküm 6 ncı maddenin  ikinci ve üçüncü fıkrasına aykırı hareket edenler hak-kında da uygulanır.

Satış belgesi almadan satış yapanlar, ellerindeki mamulata el konulmakla birlikte ruhsat harcının on katı tutarında ağır para cezası ile cezalandırılır.

Belirtilen suçları işleyenlere yardım edenler hakkında asıl faillere verilecek cezaların yarısı hükmolunur. Bu fiillere katılan memur ve görevliler de asıl failler gibi ceza görürler.

BAŞKAN - 8 inci madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Bitlis Milletvekili Sayın Yahya Çevik; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakikadır.

DYP GRUBU ADINA YAHYA ÇEVİK (Bitlis) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 719 sıra sayılı yasa tasarısının 8 inci maddesi üzerinde DYP Grubu adına söz almış bulunuyorum; hepinize saygılar sunuyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu sistem, bu tasarı, Türkiye'nin sosyoekonomik koşullarına uygun bir tasarı değildir. Asıl gözlerden kaçan ya da hesaba hiç katılmayan veya yapı itibariyle hiç göz önüne alınmayan açlığı, perişanlığı, sefaleti insanlara reva gören bu hükümet, Doğu ve Güneydoğu Anadolu tütüncülüğünü açıkça gözden çıkarmıştır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizdeki 175 000'den fazla aile, tütün tarımından başka tarımla geçinmeyi bilememektedir. Bu bölgelerdeki ekonomik ve sosyal şartların yetersizliği ve bu nedenle yaşanan sorunlar ortadayken, hiçbir alternatif proje üretmeden, plansız programsız bir şekilde, serbest piyasa mantığıyla, yazılış, sözleşme esasına geçmek, bu bölgelerde geçinen insanları, kesinlikle, ama kesinlikle, açlıkla, sefaletle, yoksullukla, âdeta "sen öl" demekle karşı karşıya bırakmak demektir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; daha geçmişte yaşanan olumsuz olaylar ve o insanların acıları düşünüldüğünde, çok daha dikkatli, çok daha özenli -ekonomik açıdan daha güçlü olunması- hareket etmenin sebebi ve gerçeği ortadayken, yapılan -Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimiz için- Tekeli özelleştirerek tütünü yok edip, çiftçileri ölüme terk ederek tütüncülüğü ve pancar tarımını öldürmek olmamalıydı. Keza, tasarının diğer maddeleri de incelendiğinde, destekleme alımlarının kaldırılması, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki ekici ailelerin tarımdan dışlanmasına neden olacak bir başka unsurdur.

Basından öğrendiğimiz kadarıyla, bir hafta önce, Tekelden sorumlu Devlet Bakanımız Sayın Karakoyunlu Bitlis'i ziyaret etmişler, burada bir tütün deposunun açılışını yapmışlardır. Kendilerine teşekkür ederiz. Umarım, Bakanımızın, tütün üreticilerinin sorunları konusunda ciddî şekilde tespitleri olmuştur; ki, çıkacak yasadan, Bitlis tütününün bir zarar görmeyeceğini söylemişlerdir. Sayın Bakanım, çıkacak yasada böyle bir durum göremiyoruz; fakat, sizin de bildiğiniz gibi, bu makamlar geçicidir; eğer, bu sözleriniz gönül almak değilse, gerçekten yöreyle ilgili bir öneriniz varsa, bunu Meclis gündeminde dile getirmenizi ve bunun uygulanması hususunda yoğun bir çaba sarf etmenizi bekliyoruz.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; tütün ve alkol sektörünü, serbest piyasa ekonomisi şartlarına koşulsuz ve kuralsız bırakan bu tasarının tümüne itirazımız vardır ve kabul etmiyoruz. Ülke ekonomisini, ülke kaderini yabancı tekelleşmeye, yabancı hâkimiyetine yer vermeyecek bir tarzda yasalar yapmalı ve amaç, halkımızın sosyoekonomisinin gözlerden uzak tutulması olmamalıdır. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik darboğazdan kurtulması için, IMF tarafından dikte edilenler ve baskılar karşısında bir tütün yasası çıkarılması gerekliyse, en azından, ulusal çıkarlar göz önünde bulundurularak çıkarılması gerekmektedir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, olmazsa olmaz koşuluyla bu yasayı çıkaracaksınız; ama, hiç olmazsa, şu önerilerimizi dikkate almanızda fayda vardır diye düşünüyorum:

Türk tütünüyle üretilen sigara markalarının, mevcut şekliyle üretimlerinin garanti altına alınması gerekmektedir.

Alternatif ürün projesinin desteklenmesi, bu ürünlerin işlenmesini sağlayacak sanayiin mutlaka kurulması lazımdır.

Tütün alıcılarının doğu ve güneydoğuya, serbest piyasaya uyum sağlayabilmesi için, en az üç yıl geçiş süresinin tanınması şarttır.

Bölgemizdeki Tekel çalışanlarının haklarının korunması mecburidir ve lazımdır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yasayı, eğer bu önerilerimizi dikkate almadan çıkaracaksanız, halk da...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Vallahi, uzatayım mı uzatmayayım mı diye düşünüyorum... Sebebine gelince: Herkes kendi vilayetini söyledi, bizim Hatay unutuluyor... Nasıl oluyor, bilmiyorum yani... Oradaki tütüncüler ne yapacak, bilmiyorum...

RIZA AKÇALI (Manisa) - Hatay milletvekili önerge veriyor; önergeyi çekmesin, konuşsun Sayın Başkan!

YAHYA ÇEVİK (Devamla) - Sayın Başkanım, Hatay da dahil...

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Hakkı Oğuz Aykut Bey, müsaade edin, konuşsun efendim!

BAŞKAN - Vallahi, idare etmesem, konuşurdum, hiç korkmayın; evvel Allah!..

YAHYA ÇEVİK (Devamla) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; eğer bunları yapamazsanız, Ziya Paşa'nın çok güzel bir bendi vardır; diyor ki: "Ummadığın keşfeder esrarı derunun; sen, herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın." Bir gün, halk, bunu, sizlere, hükümete diyecektir.

Bu yasa tasarısına ret oyu vereceğimizi bildirir, hepinize saygılar sunarım. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim efendim.

Anavatan Partisi Grubu adına, Adıyaman Milletvekili Sayın Mahmut Bozkurt; buyurun. (ANAP sıralarından alkışlar)

ANAP GRUBU ADINA MAHMUT BOZKURT (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte olan Tütün Yasa Tasarısının 8 inci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum; Grubum ve şahsım adına hepinize saygılar sunarım.

Değerli arkadaşlar, Tütün Yasa Tasarısının görüşüldüğü dakikadan itibaren, ben, burada, bütün konuşmaları çok dikkatli bir şekilde dinledim. Gerçekten, bu tasarının görüşülmesi esnasında, hiçbir arkadaşımın yüzünün güldüğünü de görmedim. Sebebine gelince; bu tasarı, Sayın Bakanıma da arz etmiştim... Sayın Bakanım, takdirle karşıladığım bir bakanımdır, çalışkan, dürüst, ince ruhlu, en azından sosyal meselelere çok ehemmiyet ve önem veren, Türkiye'deki gerçekleri bilen bir bakanımızdır; fakat, inanıyorum ki, bu tasarı, Sayın Bakanımızın kucağına çok ani bir şekilde düşmüştür ve kendisi de, bunun sıkıntısını, aynı şekilde, bizler gibi, hem duymakta hem yaşamaktadır.

Değerli arkadaşlarım, ben, muhalefetteki partili arkadaşlarımın konuşmalarının tamamına katılıyorum. Evet, her ne kadar, burada, iktidara mensup bir milletvekili isem de, ülkemizin gerçeklerini buradan dile getirmek ve bunlara hal çaresi de bulmak, bizlerin görevidir diye düşünmekteyim. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

Bu Tütün Yasa Tasarısı, sözlerimin başında söylediğim gibi, çok erken gelmiştir, çok eksik gelmiştir, çok şekilsiz gelmiştir; çünkü, bu gelirken, en fazla üzerinde durulan konu ve gerekçe, alternatif ürün şeklinde bize takdim edilmiştir; ki, bir arkadaşım aynı şekilde söyledi, ben de, Sayın Bakanıma, burada, aynı soruyu soruyorum; alternatif dediğimiz zaman, bu üretici arkadaşlarımızın, bu üretici çiftçilerimizin önlerine alternatif olarak neyi koyacağız? Bunu, doğrusu, hepiniz gibi ben de çok merak etmekteyim.

HACI FİLİZ (Kırıkkale) - Çilek... Çilek...

MAHMUT BOZKURT (Devamla) - Aslında, alternatif yok değil, alternatif mutlaka ki vardır. Erken geldi derken, gönlüm arzu ederdi ki, en azından, tütün ekilen bölgelerimize gidilip, mahallinde, doğru incelemeler yapılsın, o ilin özellikleri, o ilin gerçekleri tespit edilsin ve bu alternatifin de adı konulsun, ondan sonra bu tasarı gelsin, memnuniyetle, hepimiz, canı gönülden, yüzümüz gülerek, bu kanunu Meclisimizden çıkarırdık; ama, maalesef, bunu göremedik.

Alternatif derken, ben, biraz ilimden bahsedeceğim.

Değerli arkadaşlar, Adıyaman, 1 ilçesini, aşağı yukarı 85 köy birimini sular altına terk etmiş bir ildir. Atatürk Barajının gövdesi, Adıyaman'ın toprakları içerisindedir. Atatürk Barajı yapıldığı zaman, Adıyamanımıza, o devrin hükümeti veya o dönemlerin hükümeti şunu sunmuştur; demiştir ki: "En başta Adıyaman sulanacaktır. Adıyaman bir sanayi şehri yapılacaktır ve Adıyaman'ın bu mağduriyeti, her ilden daha önce giderilecektir." Ama, maalesef, geçmiş hükümetler, bugüne kadar, bunda, iğne ucu kadar bir mesafe katetmediler. 

Yani, ben, şunu söylemeye çalışıyorum: Adıyaman'ın üç tarafı suyla çevrili. Bizim alternatifimiz hazır; hazır, ama, alternatifimizin altyapısı da Adıyaman'ın sulanmasıdır. Adıyaman'da 17 tane pompa istasyonu yapılmış olsa, Adıyaman'ın sulama derdi ortadan kalkmış olacak. O zaman, biz, alternatif olarak önümüze bir şeyin konulmasını da istemeyeceğiz. Bizim o çalışkan köylümüz, kendi alternatifini kendisi bulur; ne ekecekse, ne biçecekse, onu çok iyi bir şekilde tespit eder ve yapar; çünkü, ekmeğini taştan çıkaran insanlardır.

Değerli arkadaşlarım, gerçekten, bu Tütün Yasası, ülkemizde çok derin sosyal yaralar açacaktır. (FP ve DYP sıralarından alkışlar) İnanıyorum ki, bütün arkadaşlarım da, bunu, çok iyi bir şekilde, kendi vicdanlarında, kendi gönüllerinde hissetmektedirler; çünkü, arkadaşlarımın çoğu söyledi, göçe bir zemin hazırlayacaktır, işsizliğe bir zemin hazırlayacaktır. Bir saat sonra, belki, bu tasarı kanunlaştığında, Türkiye'de aşağı yukarı 600 000 üreticimiz, bu önümüzdeki sene...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT BOZKURT (Devamla) - Adıyaman'a torpil geçeceksiniz değil mi Sayın Başkanım... Lütfen, biraz süre rica edeyim...

BAŞKAN - Açtım efendim, istirham ederim...

ASLAN POLAT (Erzurum) - Yalnız, iktidar partisinin oyunu da o yönde bekleriz.

MAHMUT BOZKURT (Devamla)- Evet, ben oyumu da o yönde vereceğim, merak etmeyiniz...

ASLAN POLAT (Erzurum) - Ama, Grup adına konuşuyorsun!

MAHMUT BOZKURT (Devamla) - Merak etmeyiniz... Merak etmeyiniz... Sanayi Komisyonunda da, içim elvermediği için, aynı şekilde, muhalefet şerhimi koydum, oyum da o yöndedir; çünkü, içim buna elvermiyor; bunu, burada, bütün samimiyetimle söylüyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar) Ben, bunun politikasını da yapmıyorum, istismarını da yapmıyorum, doğruları söylüyorum.

Değerli arkadaşlarım, aşağı yukarı 600 000 çiftçimiz var, bunun 200 000'i Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da ve inanıyorum ki, bu Tütün Yasasından en büyük sıkıntıyı da Doğu ve Güneydoğu Anadolu yaşayacaktır; çünkü, tütünde, hepinizin bildiği gibi, birçok bölgemize tüccar girmiştir. Biz, yıllardır, maalesef, doğu bölgemize tüccarı götüremedik. Bu, bir gerçek. Burada, bürokrat arkadaşlarım çok iyi bilirler; tütün meselesi için, altı yıldır, ben, onlarla yattım, onlarla kalktım, alımlarında, ödemelerinde, nakliyelerinde. Yani, her gün, o arkadaşlarımla, o sıkıntıları yaşadım; çünkü, çiftçimin, oradaki tütün üreticimin çektiği sıkıntıyı çok yakinen takip ettiğim için, aynı sıkıntıları her gün kendilerine taşıdım.

Değerli arkadaşlar, doğuya, maalesef, tüccar gitmemektedir, gitmez de. Onun için, bu Tütün Yasasının sosyal boyutları, sosyal yaraları çok derin olacaktır.

Biz "Avrupa Birliğine namzet bir ülkeyiz" diyoruz. Gönlüm arzu ederdi ki... Belki yasa doğrudur; ben, burada, zamanının çok yanlış olduğunu, altyapısının oluşmadığını; bunu ifade ettiğim için...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen efendim...

MAHMUT BOZKURT (Devamla) - Gönül arzu ederdi ki, Avrupa Birliği ülkelerindeki standartlar dahilinde, bu Tütün Yasasına, burada, bir çözüm bulunsun; en azından, onların kendi ülkelerinde gösterdikleri hassasiyeti, biz, ülke olarak burada gösterelim ve aynı, doğru biçimde yapalım.

Bizim insanımız bunu yapmaz değil. Bürokrat arkadaşlarım buradalar; ben inanıyorum ki, Tütün Yasasıyla ilgili bu düzenlemeler çok daha önceleri, eğer doğru bir şekilde onların önlerine konulmuş olsaydı, bugün de, biz bu sıkıntıları yaşayıp, oldubitti şeklinde bu Mecliste bu yasa tasarısını görüşme durumunda olmazdık.

Değerli arkadaşlarım, Tütün Yasası çıkacaktır. Sayın Bakanımdan ricam, tütün ekilen illerimizi pilot bölge tayin etsin. Biz, kendisinin ve hükümetin sözüne burada inanıyoruz. Bu illerimizi pilot bölge tayin etsinler. Çok süratli bir şekilde, yarından itibaren, bu illerimizde...

Her ilin kendine göre bir özelliği vardır, her ilin kendine göre bir coğrafî yapısı vardır, her ilin kendine göre bir iklim ve toprak yapısı vardır...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT BOZKURT (Devamla)- Bitiriyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN- Lütfen efendim... 3 dakika süre verdim size...

MAHMUT BOZKURT (Devamla)- Sayın Bakanımdan ricam, bunlar çok süratli bir şekilde değerlendirilsin ve bunlar yerinde tespit edilsin. Her ilin kurtuluşunda, hangi alternatif önüne konulacaksa, çiftçinin bu geçiş dönemini daha rahat şekilde yapması için ne gerekiyorsa, bunların yapılmasını kendisinden rica ediyorum.

Beni dinlediğiniz için hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (ANAP, FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN- Ben teşekkür ediyorum Sayın Bozkurt.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Bitlis Milletvekili Sayın İbrahim Halil Oral; buyurun efendim (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA İBRAHİM HALİL ORAL (Bitlis)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tütün Yasa Tasarısının 8 inci maddesiyle ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygı ve hürmetle selamlıyorum.

21 inci Yüzyıla girmiş olduğumuz bir dönemde, özellikle, özelleştirmenin önüne geçemeyeceğimiz, özelleştirmenin, ülkenin reel şartları için bir gerçek olduğu dönemde, hiç şüphesiz ki, 57 nci hükümetin tütünle ilgili hazırladığı yasa tasarısı da bu Yüce Meclisten geçecektir; ama, bir hadiseyi Yüce Parlamentonun dikkatine sunmayı vazife görüyorum.

İnanıyorum ki, 57 nci hükümette göreve başladığı günden itibaren büyük bir güven veren ve sayın milletvekilimizin de daha önce belirttiği gibi, çok kısa bir süre önce tütünün en güzelinin, en kalitelisinin ve inanıyorum ki, yıllar önce hayallerini bile yaşadığımızda güzel gördüğümüz Bitlis tütününün başfiyat olarak açıldığı, Bitlis'te ülkenin en kaliteli tütünlerinin yetiştiği bir dönemde, Sayın Bakanımız, çok kıymetli Bitlisimizin Bakanıyla beraber bir tütün deposu açtılar. İnanıyorum ki, o açılan tütün deposu, atıl kalmaktan öteye, umudu, geleceği, her şeyi, sadece yetiştirdiği 100-150 kiloluk tütüne bağlı olan Bitlis insanımızın tütünleriyle dolu olacak şekilde yasa içerisinde düzenlemeler yapılacaktır ve umuyorum, inanıyorum ki, gerçekten de yetiştirdiği tütünleriyle beraber, Büyük Önder Atatürk' ün, Bitlis İlinde sanayi sektörü olarak, Bitlis İlinde bir tek sanayi sektörü olan tütün fabrikasının kapatılmasının, tütün fabrikasında çalışan işçilerimizin geleceğini, tütün fabrikasında çalışan insanımızın ve dolayısıyla, Bitlis'teki tütün üreticimizin geleceğini, mağduriyetini önleyebilecek yasayla ilgili düzenlemelerin süratle yapılacağını umuyorum.

Bir hakikati, değişik partilere bağlı bütün milletvekillerimiz gündeme getirdiler. Ben, Parlamentoya geldiğim günden bu güne kadar, bölgemdeki kırsal kesimden, tütün üreticisinden, tütün işçisinden, bölgemdeki bütün insanlardan, hassasiyetle mektup, faks, telefon alarak, bölgenin en çok hassasiyet gösterdiği meselelerden birisinin, bu Tütün Yasa Tasarısı Meclis gündemine geldiği andan itibaren almış olduğum yoğun taleplerden dolayı, yoğun telefon ve faks trafiğinden sonra, bölge insanının, özellikle, Tütün Yasa Tasarısına büyük hassasiyet gösterdiğini görmüş bulunuyorum. Tek alternatifi, Bitlis'in Güroymağında, Mutkisinde, Merkezinde, Hizanında yetiştirdiği tek ürünü tütün olan insanımızı, umuyorum ve inanıyorum ki, sosyal devlet anlayışının o insanımızı mağdur etmeden, yerine, alternatif ürün türünde neyin olacağını koymadan ve tütünün alternatifinin bulunmadığı, tütünün alternatifinin sadece tütün olduğu illerimizle ilgili, umuyorum ve inanıyorum ki, Kıymetli Bakanımız ve bürokratları neyin konulacağını tespit etmeden, bölge insanını, bölgedeki tütün üreticilerini mağdur etmeyeceklerdir. İnanıyorum ki, tütünün alternatifi olarak yeni bir ürünün gündeme gelebilmesi için, özellikle sulu tarımı, bölgedeki sulu tarımı destekleyebilecek, sulu tarımı gündeme getirebilecek çalışma yapılmadan, bölgemin insanını... Sayın Başkanım özellikle belirttiler; tabiî ki, Hatay da tütün üretimi açısından önemli bir ilimizdir. İnanıyorum ki Hatay'daki tütün üreticilerimizi de aynı sosyal noktada değerlendireceklerdir. Onun için, bölge insanının yüzyıla yakın bir süredir yetiştirdiği tütünü elinden alınmadan, bölge insanı mağdur edilmeden gerekli düzenlemelerin de yapılacağını umuyorum.

Tütün Yasası çıkacak, ama Tütün Yasası çıkarken, sosyal devletin uygulayıcısı olan bugünkü 57 nci hükümetin gerekli tedbirleri alacağına inanıyorum. Özellikle Bitlis'in, Bitlis'teki tütün üreticisinin tek gelir kaynağı olan tütünün alternatif ürününü tespit ederken, hükümetimizin duyarlı kalacağı ve o bölge insanını mağdur etmeden gerekli tedbirleri alacağı ümidini yaşayarak, bu Tütün Yasasının hepimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. (MHP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Demokratik Sol Parti Grubu adına, İzmir Milletvekili Sayın Mehmet Çümen; buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)

DSP GRUBU ADINA MEHMET ÇÜMEN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; tütün yasa tasarısının 8 inci maddesi hakkında partim Demokratik Sol Parti Grubu adına görüşlerimi belirtmek üzere söz almış bulunuyorum; sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

8 inci maddede "Kuruluş ve faaliyet iznini almadan tütün ve tütün mamulleri ile alkollü içkiler üretmek üzere fabrika, tesis veya imalathane kuran ve işletenlere; işyerleri veya ikametgâhlarında söz konusu maddeleri üretenlere bir yıldan üç yıla kadar hapis ve 225 milyon liradan az olmamak üzere üretilmiş tütün ve tütün mamulleri ile alkollü içkiler piyasa değerinin on katı tutarında ağır para cezası verilir. Bu hüküm 6 ncı maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasına aykırı hareket edenler hakkında uygulanır.

Satış belgesi almadan satış yapanlar, ellerindeki mamulata el konulmakla birlikte ruhsat harcının on katı tutarında ağır para cezası ile cezalandırılır.

Belirtilen suçları işleyenlere yardım edenler hakkında asıl faillere verilecek cezaların yarısı hükmolunur. Bu fiillere katılan memur ve görevliler de asıl failler gibi ceza görürler" denilmektedir.

Değerli arkadaşlarım, 8 inci maddenin içeriğini açıkladıktan sonra, bu tasarının, esas olarak üç ana noktada önemli düzenlemeler getirdiğini belirtmek istiyorum: Birincisi, tütün üretimiyle ilgili yapılanmalar; ikincisi, sigara üretimiyle ilgili yapılanmalar; üçüncüsü de, Tekelin yeniden yapılanması ve özelleştirilmesiyle ilgili yapılanmalardır. Sekizinci Beş Yıllık Planda 1327 nci maddede de bütün bu konuları geniş çerçevede irdelemiştik.

Değerli arkadaşlarım, bu yasa tasarısıyla doğrudan destek, alternatif ürün için gerekli tarım girdilerinin bedava temini; artı, arazi ıslah çalışmalarının masrafı, kullanılacak gübre, zirai ilaç; artı, ürün idrakini takip eden dönemlerde pazarlamaya yönelik hizmetlerin tamamı bu çerçeve içerisinde karşılanacaktır.

Evet arkadaşlar, Türkiye'de tarımsal alanda yeni yapılanmaları yaratmak için, yüzde 45 tarımsal nüfusumuzun, gayri safî millî hâsıladan aldığı yüzde 13'lük payların artışı, yeni düzenlemeleri, tarımsal alanda yeni üretim planlamalarını gerektirmektedir. Bu değeri yüzde 20'lere çekmek, bu değeri, Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi, nüfus oranının karşılığı değerlere yaklaştırmak için planlama gerekmektedir. Planlama, işte, bizim bu Tütün Yasasıyla beraber bu değerlere ulaşmak, üretim planlamasından geçmektedir.

Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da alternatif ürünün uygun düşmeyeceği söylenmektedir; ama, sulu tarıma da geçilme aşamasında, zannederim, bugünkü yasamızın, oradaki insanların geleceğiyle ilgili, MHP'deki bir arkadaşımın anlattığı gibi, kişileri, gayri safî millî hâsıladan 300 dolar gibi küçük bir birimi teşkil etmekten çıkarıp, onların da gayri safî millî hâsıladan aldıkları payları, Türkiye ortalaması olan 2 000-2 500 dolarlara çıkarmanın yolu, dediğim gibi, üretim planlamasından geçmektedir. Oradaki işsiz kalacak diye nitelendirilen insanların da, yine, alternatif ürünlerle, aynı şekilde, kendilerine iş bulunmasının imkânı ortaya çıkarılmış olacaktır.

Ben, bu vesileyle, bu yasanın, Türk çiftçisine, Türk tarımına ve tütün üreticisine hayırlı olmasını diliyorum; hepinize saygı ve sevgiler sunuyorum. (DSP, MHP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Söz sırası, Fazilet Partisi Grubu adına, Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya'da.

Buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tütün yasa tasarısının 8 inci maddesi üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; şahsım ve Grubum adına, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Tasarının bu maddesi, bildiğiniz gibi, cezaları ihtiva ediyor. Sanki, bu yasanın çıkmış olmasından daha büyük bir ceza varmış gibi,  bir de, ek, üstüne üstlük, bir ceza maddesi var burada. Neyle ilgili? Yerli tütüncüler, üreticiler, imalatçılar, muhtemeldir ki, bir şekilde -şartları uymasa da- bir yerlerde üretim yaparlar; bu üretimleri de kısabilmek, işte, Amerikalı tütün sektörünün önünü çok daha rahat açabilmek için.

Değerli arkadaşlar, bendeniz, tütün tarlalarında çocukluğunu geçirmiş, vagonlarla, hevenkleriyle, tütün dizimiyle, tongalarıyla, tütün aranlarıyla, çocukluğunu, öğrenim yıllarını geçirmiş bir arkadaşınızım ve elhamdülillah, bugüne kadar da, tek bir dal sigara içen birisi değilim ve hiçbir arkadaşa da sigara tavsiye etmiyorum; ancak, Türkiye'de bir sektör...

Şimdi, az önce DSP Grubundan değerli bir arkadaşım, bu üretimi, adetâ, yasaklayarak, zımnen, 300 dolarlık gayri safî millî hâsıladan, bu tarım sektöründe çalışan 600 000 civarında ailenin geçim imkânlarını, 2 500 dolarlara çıkaracak... Yahu, şu kerametli formülünüzü, gelin, bir anlatın; neyle çıkaracaksınız bu insanların gelirini 2 500 dolara? Ne yapacaksınız? Alternatifiniz ne? (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) İzmir'de, Egede, Karadenizde ve Sayın Başkanımın Hatayında, neyi vereceksiniz insanımıza?

MELDA BAYER (Ankara) - Görürsünüz, görürsünüz...

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Türkiye'nin ve dünyanın en kaliteli tütünü Canik yöresinde yetişir. Az önce, değerli bir arkadaşım söyledi; şu santim olursa şu kalitede... Samsun Canik tütün üreteni, neyi yetiştirecek bunun yerine?! Bu tarlada, bundan başka bir şey yetişmiyor.

Konuşmacıları dinledim; deminden beri bakıyorum değerli arkadaşlar. Tabiî, çok garip bir hükümetle karşı karşıyayız. Ben, 1970'li yılları çok iyi hatırlıyorum; o günün yiğit Başbakanı Ecevit'i hatırlıyorum. O gün, haşhaş için Amerika'ya meydan okuduğunu dünya gazetelerinin yazdığı, televizyonlardan, gazetelerden izlediğimiz Başbakanı... Şimdi, öyle bir Başbakan ile öyle bir hükümet profiliyle karşı karşıyayız ki, vallahi, Amerika, IMF, Dünya Bankası ne derse, saat 24.00'e kadar değil, 02.00'ye kadar Başbakan burada çakılı kalıyor.

Olmaz böyle bir hükümet anlayışı, olmaz böyle bir iktidar anlayışı arkadaşlar!.. Siz, Türk çiftçisini Amerikalı tütün üreticilerine mahkûm değil, esir ettiniz.

Arkadaşlar, tütün, hem yanan hem de yakan bir maddedir. Çok, sigaralardan orman yangınları olmuştur; ama, bu yangın, hükümetinizi götürecek, sizi yakacak; bu milleti yakacak değerli arkadaşlar. (FP sıralarından alkışlar) Tütün üreticilerini çok ağır bir yükle karşı karşıya bıraktınız.

Deminden beri dinliyorum; bakıyorum şimdi, Sayın Mahmut Bozkurt arkadaşımız, Sayın Erkan Kemaloğlu, Sayın İbrahim Halil Oral arkadaşım, DSP'li değerli üyeler, hep konuşanlar "bu yasa, çok kötü yasa ve lakin, çıkacak..."  Allah, Allah!.. Niye çıkacak?!. Yahu, siz kötü  diyorsunuz, bunlar kötü  diyor, onlar kötü diyor...

MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Kim "iyi" diyor?

MUSA UZUNKAYA (Devamla)- Sayın Bakanın da çok memnun olmadığına inanıyorum. İnanıyorsa "hayır, doğrudur"diyorsa, buyursunlar, söylesinler. Biliyor ki, bir bakan başı yedi bu yasa; biliyor ki, bu hükümetin başını da yiyecek bu yasa.

Değerli arkadaşlar, siz, tarım kesimini... Kimin yanındasınız Allahaşkına?! Pancarcıyı karşınıza aldınız -sizin iyiliğiniz için söylüyorum bunu- fındıkçıyı karşınıza aldınız; çaycı karşınızda, tütüncü karşınızda; kim yanınızda ?! Memur karşınızda, esnaf sokaklara döküldü. Haydi, polisle durdurdunuz; yarın bu insanları neyle...

MELDA BAYER (Ankara)- Bugünü değil, yarını, Türkiye'nin geleceğini kurtarmaya çalışıyoruz.

MUSA UZUNKAYA (Devamla)-  Değerli arkadaşlar, bu iktidarın yaptığı tek bir şey var; kusura bakmayın, böyle konuşup da aksine oy kullanmak ikiyüzlülüktür, samimiyetsizliktir. Oylarınızı dürüstçe "hayır, bu yasa çıkmayacak, ta ki, milletimizin millî menfaatlarına ve çıkarlarına uygun bir yasa getirmediğiniz müddetçe..."

Bakın, değerli arkadaşlar; bir gazetenin köşesinden... (DSP ve MHP sıralarından gürültüler)

Efendiler, iki yıldır ikiyüzlülük oyunları oynuyorsunuz; iktidar olarak sizin sataşma hakkınız yok bir kere. Eğer, sataşırsanız, saatlerce bu milletin önünde ter dökmek zorunda kalırsınız.

Değerli arkadaşlar, bakın, sabır yasası patladı; belli ki, Devlet Bakanı Yüksel Yalova'nın vicdanı dayanamadı, bildiğini saklayamadı; geçiştirebilirdi, görmezden, duymazdan gelebilirdi; ama, olmadı...

Türkiye'nin, 3 milyar dolara...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Sayın Başkan, bitiriyorum.

BAŞKAN - Toparlarsanız memnun olurum.

MEHMET EMREHAN HALICI (Konya) - Başkan, tamam...

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Neden rahatsız oluyorsunuz gerçekleri söylemekten ve dinlemekten?!

MEHMET EMREHAN HALICI (Konya) - Estağfurullah!..

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Niye rahatsız oluyorsunuz?! Halbuki, bunları, sokakta yarın gezemeyecek hale geldiğinizde, vatandaş söyleyecek size...

BAŞKAN - Efendim, siz, gecenin bu saatinde söylemeyin, vatandaş söylesin.

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Yani, bunları şimdi söylüyorum; yol yakınken dönün diyoruz da, niye rahatsız oluyorsunuz?!

MEHMET EMREHAN HALICI (Konya) - Hep kem söz, hep beddua!..

BAŞKAN - Sayın Uzunkaya, Genel Kurula hitap edin lütfen.

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, bana diyor ki...

BAŞKAN - Siz buradan söylemeyin, vatandaş söylerse söylesin efendim.

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Hatay üreticisi de perişan, değil mi Sayın Başkanım!

BAŞKAN - He... Ya... Aynen...

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, şimdi, hep kötü şeyler söylüyorsunuz diyorlar; doğrudur, keşke, güzel şeyler yapsanız da, sizi tebrik etsek buradan.

MEHMET EMREHAN HALICI (Konya) - Niyetinizi ortaya çıkarıyorsunuz...

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Hayır, benim niyetimi değil... Bakın, samimiyetle söylüyorum, benim, burada, Musa Uzunkaya olarak yaptığım tüm eleştiriler, eksikleriniz istikametindedir. Müspetlerinizle alakalı, biz, hep, müspet şeyleri söyledik; varsa ve onların arkasına da desteğimizi tümüyle verdik.

Değerli arkadaşlar, bakın, birçok gazete yazarı, bu yasanın nerelerden geldiğini, kimin talimatı olduğunu çok açık bir şekilde ifade ediyor. Yanlış bir yoldasınız ve gelin, yol yakınken dönün diyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Başkanım bitiriyorum.

BAŞKAN - Efendim, lütfen... İstirham ederim efendim...

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Bu yasa, hakikaten, netameli bir yasadır. Tütün üretiminin alternatifini üretebilsek... Ben, bir milletvekiliniz olarak, dünyada tek bir insanın tütün içmesine, sigara içmesine taraftar değilim. Her yıl, onlarca, yüzlerce, onbinlerce insanın, akciğer kanseriyle hayatını kaybettiğini bilen birisiyim; ancak, şunu diyorum: Gelin, alternatifi yoksa, nasıl olsa, Türkiye'nin tüketeceği tütünü Amerika'dan temin etmek yerine, bizim köylümüzün, müstahsilimizin tütününü tüketime imkân tanıyalım diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Efendim, tütün içmiyorsanız, tütün kolonyası kullanıyorsunuzdur zahir.

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Çay kolonyası kullanıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Tabiî, ben, bildiğim için ifade ettim.

Teşekkür ediyorum efendim.

Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

Madde üzerinde 6 adet önerge var; 3'ünü işleme koyacağım efendim.

Buyurun efendim.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 8 inci maddesinin birinci fıkrasının üçüncü satırında yer alan "üretenlere" ibaresinin "üretip satanlara" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - İkinci önergeyi okutuyorum efendim:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 8 inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci satırında yer alan "kuran ve" ibaresinin "kurup" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - Efendim, son önerge, en aykırı önerge olup, okutup, işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasının ilk satırında yer alan "yardım" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve yardıma teşebbüs" ibarenin eklenmesi suretiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - Komisyon katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu efendim?

DEVLET BAKANI YILMAZ KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz efendim.

HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay) - Önergelerimi geri çekiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hepsini mi çekiyorsunuz?..

HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay) - Evet Sayın Başkan.

BAŞKAN - Peki efendim.

Önergeler geri çekilmiştir.

Şimdi, 8 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir efendim. (DYP sıralarından "Saymadınız!" sesleri)

Efendim...

RAMAZAN GÜL (Isparta) - Saymadan geçtiniz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Oylama bitti efendim...

ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) - Saymadan olur mu Sayın Başkan?

BAŞKAN - Ne istediniz?..

ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) - Sayın Başkan, saymadınız efendim.

NEVZAT ERCAN (Sakarya)  - Saymıyorsunuz ki efendim.

ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) - Kabul edenleri, etmeyenleri sayın efendim "Kabul edenler... Etmeyenler..." Bu şekilde olmaz efendim...

BAŞKAN - Efendim "Kabul edenler" dedim...

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Belki karar yetersayısı isteyecektik...

BAŞKAN - Karar yetersayısı isteyemezsiniz...

Efendim, maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Elinizi kaldırır mısınız efendim.

Buyurun efendim, sayın... Sizin Kâtip saysın. Orada bile kabul eden 5 kişi var. Bakın, 6,7,8,9... Hep sizin sıralardan geliyor.

Kabul etmeyenler...

ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) - Önemli olan bunun görülmesi...

BAŞKAN - Madde kabul edilmiştir efendim.

Hayır, birden celallenince ben zannettim yoklama istiyorsunuz...

ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) - Hayır Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Şimdi anladım efendim...

ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Efendim affedersiniz, anlaşılmıştır mesele...

ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) - Hem kabul ediliyor itirazlarımız hem de kabul oyu veriliyor; bunun görülmesi idi, önemli olan buydu.

BAŞKAN - Sayın Başkan, anlıyorum efendim, teşekkür ederim; ben yoklama zannettim de onun için sordum.

RAMAZAN GÜL (Isparta) - Efendim, ANAP'ın oy vermeyeceği konusunda duyumlar geldi...

BAŞKAN - Efendim, müteakip maddeyi okutuyorum:

Yönetmelikler

MADDE 9. - A) 1) Kurulun çalışma usul ve esasları ile Kurul üyeleri, Kurum personeli ile bunların yakınlarının yapamayacakları işler,

2) Kurumun hizmet birimleri ile bunların görev ve sorumlulukları, kadro unvanları, sayıları ve kurum personelinin emeklilik statülerinin belirtilmesi açısından durumu,

Kurulun önerisi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle,

B) Tütün ve tütün mamulleri ile alkol ve alkollü içkilerin iç ve dışticareti, sigara fabrikalarının kurulmasının izin ve şartları, üretilecek tütün mamullerinin teknik özelliklerinin belirlenmesi, üretim şartını karşılamayan firma mamullerinin fiyatlandırılması, dağıtılması, satışı ve kontrolü ile bayilikler verilmesi, üretici tütünlerinin yazılı sözleşme esası veya açık artırma yöntemi ile alınıp satılması, açık artırma başlangıç fiyatının teknik olarak saptanması, dünyada ve Türkiye'deki gelişmeler dikkate alınarak açık artırma başlangıç fiyatını tespitte kullanılan oranın yüzde elliye kadar arttırılması ve 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu ile bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili diğer usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle,

düzenlenir.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Manisa Milletvekili Sayın Ali Serdengeçti; buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA ALİ SERDENGEÇTİ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, tütün yasa tasarısı üzerinde söz almış bulunuyorum; hepinizi, şahsım ve Grubum adına, saygıyla selamlıyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, biraz önce, gerek muhalefete mensup milletvekilleri gerekse iktidar partilerinden bazı milletvekilleri, bu kanun tasarısını eleştirdiler. Sanki, bugüne kadar, o arkadaşlarımızın mensup olduğu partiler hiç iktidar olmamış ve tütün politikası üzerinde hiç politikalar geliştirmemiş gibi, dün nasıl günü kurtarma politikası yaptılarsa, bugün de, yine, burada, günü kurtarma politikası yapmaktadırlar. (MHP sıralarından alkışlar)

Ben, yirmibeş yıl tütüncülük yapmış bir ailenin mensubuyum ve benim rahmetli dedem de, Balkanlar'da, Makedonya Bölgesine tütünü getiren ilk insandır.

HACI FİLİZ (Kırıkkale) - Allah, Allah!..

ALİ SERDENGEÇTİ (Devamla) - Yani, tütünle hemdem olmuş bir insanım ve tütün tarlasında gözümü açtım.

Değerli milletvekilleri, tütünün bugüne gelişine baktığımız zaman, kota uygulamalarının hangi şartlarda yapıldığını ve depolarda biriken tütünlerin hangi politikalar neticesinde bizlerin başına bela olduğunu hepimiz ve hepimizden çok da tütün üreticileri daha iyi bilmektedirler. İşte, bugün, bu kanun tasarısıyla yeni bir yapı oluşturuluyorsa ve eleştiren arkadaşlarıma göre de, bu yapıyı, bugüne kadar atmış olduğunuz temeller taşıyamıyorsa, bunun müsebbibi, yine, günü kurtarma politikası yapanlardır.

Değerli milletvekilleri, bu kanun, hakikaten, tütüncüler açısından belki de zamansız bir şey gibi gelebilir; ancak, bugüne kadar estirilen rüzgârlar, devletin küçültülme politikasıyla iktidar olanlar ve Avrupa Birliği sevdamız neticesinde, ters kapıdan, Gümrük Birliği kapısından girenler, bugün, üretimde kısıtlamanın kapısını aralayanlardır.

NEVFEL ŞAHİN (Çanakkale) - Allah, Allah!.. Kaldır kapıyı, kaldır...

ALİ SERDENGEÇTİ (Devamla) - Değerli milletvekilleri ve saygıdeğer tütün üreticileri; şahsım olarak ve partim olarak bu kanun tasarısının hazırlanmasında da büyük gayretler sarf ettim. (DYP sıralarından "Ooo!.." sesleri)

RAMAZAN GÜL (Isparta) - Maşallah!.. Maşallah!.. Çok güzel!..

ALİ SERDENGEÇTİ (Devamla) - Bu kanun tasarısının hazırlanmasında üreticilerin temsili yoktu; ancak, bunu, yine, birlikte, gerçekten samimî olarak bu kanun tasarısını destekleyen arkadaşlarımızın yardımıyla, bu kapı aralandı ve bugün, ziraat odaları, üretici nezdinde, kurulda temsil etme hakkını elde etti.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, bazı arkadaşlarımız, yine, Bakanımıza hitaben "bu kanunu kucağında buldu" ya da daha başka türlü ifadelerle, hani, ne yoğurt yedik ne ağzımız bulaştı misali konuşmalar yapıyorlar. Sayın Bakanımız yakinen biliyor ki, ben, aklıma yatmayan tüm hususları kendilerine arz ettim ve kendileri de, bana, bu maddeleri inanarak savundular. Bundan dolayı da tütüncüler için yeni bir devrenin başladığının farkındayız. Ancak, tütüncülerimiz  -haklı olarak- bugüne kadar devlet desteğinde bir tütüncülük yapmışlardı, oysa, bundan sonra, kendi kaderlerini belirleyecek politikaların içerisinde kendilerinin de olacağı yeni bir düzen başlıyor.

Değerli tütün üreticileri, sizin psikolojik olarak gerek burada yapılan konuşmalardan, gerekse de kanunun çok iyi okunup, anlaşılamamasından ürküntüleriniz olabilir; ancak, şunu bilmenizi isterim ki, bu kurul üyeleri yine sizlerin seçmiş olduğu bakanların atayacağı insanlar olacak, yine ziraat odasının temsilcisi olacak ve bizler de, sizleri nasıl bugüne kadar yalnız bırakmadıysak bundan sonra da yalnız bırakmayacağız. Daha bugün, tütün tarım satış kooperatifi başkanı olan beş altı kişi odamda idi ve üst birliğin kuruluş çalışmalarını da bugünden itibaren başlattık. Tütüncülerimiz rahat olsunlar, bu politikayı da bundan sonra birlikte yürüteceğiz ve sanıldığı kadar da korkulacak bir şey olmadığını görecekler.

Ben sözlerimi daha fazla uzatmayacağım. Ancak, tütüncüyü gerek bizler, gerek bundan sonraki hükümetler ve hatta ve hatta yarın öbür gün belki de sorumlularımız değişecek, hep beraber bu hususa yine sahip çıkacağız.

Ben, bu manada öncelikle tütüncülerimiz için bu kanunun hayırlı olmasını diliyorum ve hepinize saygılar sunuyorum. (MHP, DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Efendim, söz sırası Doğru Yol Partisinde.

Denizli Milletvekili Sayın Kemal Aykurt.

Buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA MUSTAFA KEMAL AYKURT (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Bugün, Yüce Mecliste, adına "Derviş Kanunları" dediğiniz ve...

SÜLEYMAN COŞKUNER (Burdur) - Siz diyorsunuz onu...

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) - ...Türkiye'nin millî değerlerini ve millî menfaatlarını yabancılara peşkeş çekecek bir yasayı tartışmakta ve görüşmekteyiz.

Değerli milletvekilleri, huzurunuza hazırlanarak falan gelmedim, içimden gelenleri söyleyeceğim ve güzel söyleyeceğim.

BOZKURT YAŞAR ÖZTÜRK  (İstanbul) - Tecrübelerine dayanarak konuş...

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) - Değerli milletvekilleri, ben, tütün tarlasından gelen milletvekillerinden biriyim. Tütünün nasıl dikildiğini, nasıl dizildiğini, nasıl sergilendiğini, nasıl paketlendiğini bilenlerden birisiyim. Yine, tütünün, hangi tarlada, nasıl ve niçin orada dikildiğini bilenlerden birisiyim.

Değerli arkadaşlarım, birçok arkadaşım ifade etti, Türkiye'de, 600 000 aile tütün ekiyor ve 3 milyon insanımız, ürettiği tütünle geçinmeye çalışıyor. Zaten, devri iktidarınızda, tütün üreticisini ne hale getirdiğiniz belli; tütün paraları zamanında verilmedi, tesellüm geç yapıldı, su çürüğü, hava şartları gibi mazeretlerle tütünlere değer verilmedi ve paraları da, onbeş ay, onaltı ay sonra verildi. Maşallah, bütün sektörlerde olduğu gibi, çiftçide olduğu gibi, esnafta olduğu gibi, tütün üreticisini de perişan ettiniz. Şimdi, bunlar yetmiyormuş gibi, tütün üreticisini ve Türk tütününü tamamen tasfiye edecek bir kanun tasarısı getirdiniz.

Değerli arkadaşlarım, baktığınız zaman, Türkiye'de, 600 000 tütün üreticisi 270 000 ton tütün üretiyor ve bu ürettiği tütünün de yüzde 90-95'i ihraç ediliyor; özellikle Ege tütünü. Ege tütününün yüzde 90-95'i ihraç ediliyor; sonra, Marmara, Karadeniz, Doğu Anadolu tütünlerinin birkısmı ihraç edilebiliyor. Şimdi, eğer bu yasa tasarısı yasalaşırsa -sözcüleriniz çıkacak diyor, talimat almışlar, öyle görünüyor- Türkiye'de 3 milyon insanımız işsizliğe terk edilecektir, sefalete terk edilecektir.

Şimdi, bir sözcümüz -kim olduğunu bilmiyorum- "tütün yerine, çilek ile çiçek ekersiniz" demiş.

Değerli milletvekilleri, tütün, kaliteli tütün kırsal arazide yetişir; o arazide çiçek yetişir mi, çilek yetişir mi?! Arkadaşımızın bilgisizliği, onu gösteriyor. Çilek ve çiçek bunun alternatifi olmaz. Zaten, tütün eken insanımız, oraya keyfinden tütün ekmiyor. Tarlada su yok, gökte yağmur yok, başka ekecek mahsul yok, imkânı da yok, o tarlasını değerlendirmek için tütün ekmek zorunda kalıyor; keyfinden değil. Şimdi, böyle bir durumda, bir iktidar sözcüsü arkadaşımızın "efendim, oraya tütün ekmeyin de çiçek ekin, çilek ekin" demesi...

RAMAZAN GÜL (Isparta) - Onların dünyadan haberi yok, dünyadan...

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) - ... tütün üreticisiyle alay etmektir, dalga geçmektir; ayıptır bu ayıp!.. Ayıptır bu!.. (DYP sıralarından alkışlar)

FARİS ÖZDEMİR (Batman) - Onlar toplumun içine çıkmıyor ki, vatandaşın derdini bilsin.

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) - Bakınız, değerli milletvekilleri, şimdi, grupları adına konuşan iktidar sözcülerini dinledim. Burada bizim söylediklerimizi söylediler, bizim gibi söylediler; ama, biraz sonra hep beraber, bütün milletçe göreceğiz ki, aynı arkadaşımız oy verirken, "evet" oyu verecek, kendisi de söylüyor, "çıkacak" diyor. Bu ne demek?!

Değerli arkadaşlarım, nefsimde çektiğim bir acıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.

MUSTAFA YAMAN (Giresun) - Sigara dumanı gibi mi?!

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) - Ben, onyedi seneden beri buradayım, bu Meclisteyim; itiraf etmeliyim ki, böyle bir ikilem hiçbir devirde görülmedi.

BOZKURT YAŞAR ÖZTÜRK (İstanbul) - Bu memleketi siz bu hale getirdiniz.

BAŞKAN - Efendim, lütfen, karşılıklı konuşmayın... Sayın Öztürk.

Sayın Aykurt, mikrofonu açıyorum, toparlar mısınız lütfen.

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bakınız, grup sözcüsünün beyanı grubunu bağlar. Öyle olması lazım. Şimdi, grup sözcüsü, bizim gibi konuşuyor; ama "bu yasa çıkacak" diyor. Bu ne demek? Demek ki, iktidar partisi milletvekillerinin parmakları bir yere iple bağlı; o ip çekiliyor, parmaklar iniyor, o ip çekiliyor, parmaklar kalkıyor! Siz noter misiniz?!

MİHRALİ AKSU (Erzincan) - Siz de telefonla idare ediliyorsunuz.

RAMAZAN GÜL (Isparta) - Onlar parti marti değil; onlar, dernek!.. Ne alakaları var tütünle?!

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) - Siz noter misiniz?! Siz tasdik makamı mısınız?! (DYP ve FP sıralarından alkışlar, MHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - İstirham ederim Sayın Aykurt...

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) - Bir şey daha söyleyeceğim Başkanım. Tamamlıyorum, son cümlemi söyleyeceğim.

BAŞKAN - Lütfen, bağlayalım efendim.

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bu kanunlar, burada görüşüldükçe, rahmetle hocamız, değerli hocamız Ordinaryüs Prof. Ali Fuat Başgil aklıma geliyor.  Rahmetli hocamız, şöyle söylerdi: "Kanunlar, millî ihtiyaçtan doğar. Kanunlar, maşeri vicdanlara hitap etmezse, millî  vicdanlara hitap etmezse, o kanunlar,  topluma yük olur."

BAŞKAN - Efendim, teşekkür ediyorum.

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) - Bu kanunların hiçbirisi millî ihtiyaçtan doğan, millî vicdanları makes kılan kanunlar değil; bunlar, demin söylediğim gibi... (MHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Efendim, lütfen, müsaade buyurun, hatip sözünü bağlıyor.

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Aykurt, lütfen efendim... İstirham edeyim...

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) - Bunlar, halkı yoksulluğa mahkûm eden zulüm makineleridir.

Teşekkür ediyorum. (DYP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim efendim.

Fazilet Partisi Grubu adına, Konya Milletvekili Sayın Özkan Öksüz; buyurun.

FP GRUBU ADINA ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 719 sıra sayılı kanun tasarısının 9 uncu maddesi hakkında Grubumuzun görüşlerini aktarmak üzere söz aldım; hepinize saygılar sunarım.

Bu kanun tasarısının 9 uncu maddesi, tütün, tütün mamulleri ve alkollü içkiler piyasası düzenleme kurumu ve kurulunun çalışma usul ve esaslarını, kurul üyeleri, kurum personelinin görev, sorumluluk ve özlük haklarının Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikçe sağlanacağını hükme bağlamaktadır. 

Değerli milletvekilleri, her defasında devletin küçülmesinden söz eden hükümet, kurmuş olduğu üst kurullarla bürokrasiyi artırmakta ve devleti daha da hantallaştırmaktadır. Oluşturulan kurullarda görevlendirilecek kişilerde liyakat sistemine pek riayet edilmediği için, iktidardaki partilere yeni arpalıklar oluşturulmaktadır. Memuruna 200 milyon lirayı çok gören hükümet, bu kurullara atadığı kişilere, milyarlarla ifade edilen maaş ödemekte ve Anayasamızdaki eşitlik ilkesine ters düşen, devlet içerisinde ayrıcalıklı kurumlar oluşturulmaktadır.

Bu yasa tasarısıyla, Türkiye'de üretilecek tütüne kota uygulanmakta ve en az 2 milyar adet üretim yapan şirketlere istediği kadar sigara ithal etme imkânı sağlanmaktadır. Bununla da yetinilmeyerek, Bakanlar Kuruluna 2 milyarlık üretim şartını sıfıra kadar indirme yetkisi vermektedir.

Türkiye'de üretim planlaması yapmak ve kaliteyi korumak amacıyla, tütünde ilk kota uygulaması 1984 yılında uygulanmıştır. Şimdi, IMF, Dünya Bankası ve ABD'nin baskılarıyla tütün üreticilerimize kota uygulanmakta ve ithalat serbest bırakılmaktadır. Tütün ihraç eden Türkiye, son yıllarda tütün ve sigara ithalatına başlamıştır; yaklaşık olarak, yıllık 40 000 ton sigara ve 40 000 ton kadar da tütün ithal etmektedir.

Türkiye'de, dünyanın en kaliteli ürünleri üretilmektedir. Yaklaşık 600 000 tütün üreticisi, yani, 5 milyon kişi, geçimini tütünden sağlamaktadır. Tütün üretiminden vazgeçmek, köyden kente olan göçü hızlandıracak, işsizlik oranlarını alabildiğine artıracaktır.

Avrupa Birliği ülkelerinde, tarımsal ürünler, devlet tarafından desteklenmektedir; kırsal nüfusun azaltılmaması, iç göçlerin önlenmesi için, tütün üreticilerine, tütün mahsullerinden elde edilen gelirin yüzde 80'den fazlası prim olarak verilmektedir. Bizdeyse, bırakın tütün üreticilerinin desteklenmesini, sigara fabrikaları özelleştirilmektedir.

Devletin tütün piyasalarından çekilmesi, tütün üreticilerini, süt ve hayvan üreticilerinin akıbetine uğratacaktır. Dün "hayvancılığı geliştireceğiz" diyerek SEK'i ve Et ve Balık Kurumunu özelleştirenler, hayvancılığı ve sütçülüğü nasıl bitirmişlerse, bugün de, tütün üretimini bitirmek, tütün üreticilerini mağdur etmek istemektedirler; çünkü, bu yasa tasarısından sonra, katkı maddeli ve sağlığa daha zararlı olan ve kişilerde bağımlılığa yol açan yabancı sigaralar ve sigara kartelleri Türkiye piyasasına hakim olacak ve dünyadaki stok fazlası tütünlerini ülkemize sokacaklardır. Bunun sonucu olarak tarımda istihdam azalacak, tarım nüfusu, yani kırsal nüfus, iş bulmak umuduyla büyük şehirlere göç edecektir.

Tarıma verilen desteğin sosyal açıdan getireceği faydaların tartışılması mümkün değildir. IMF'nin ve hükümetin iddia ettiği gibi, tarıma verilen destek ekonomiye yük teşkil etmemektedir; çünkü, tarıma verilen desteğin millî ekonomiye geri dönüşü, yüzlerce kat fazlasıyla olmaktadır.

İş başındaki hükümetin uygulamaları sonucu ortaya çıkan ekonomik kriz, tüm sektörleri olduğu gibi, tarım sektörünü de olumsuz etkilemiştir ve çiftçilerimiz sıkıntıya düşmüşlerdir.

Bu yasa tasarısının yasalaşması, zaten krizde olan Türk çiftçisini daha da zor durumlara sokacaktır. 21 inci Yüzyılda, stratejik bir sektör olan tarım sektörü...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Efendim, toparlarsanız minnettar kalacağım.

ÖZKAN ÖKSÜZ (Devamla) - ...tüm dünyada çeşitli şekillerde desteklendiği gibi, önemli bir tarım ülkesi olan Türkiye'de de desteklenmesi zorunludur; çünkü, tarım ürünleri, iş istihdamında, birçok sanayi kuruluşunun gelişmesinde, iç ve dış ticaretimizde önemli bir yere sahiptir. Şeker Yasasında olduğu gibi, ülkemiz endüstrisinde önemli paya sahip tarım ürünlerinin üretiminin sınırlandırılması, Türkiye'nin çokuluslu şirketlerin pazarı haline getirilmesine ve sosyal bir patlamaya neden olacaktır.

Hepinize saygılar sunuyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Öksüz.

Madde üzerinde görüşmeler tamamlandı.

Madde üzerinde verilmiş 8 önerge vardır; 3'ünü işleme koyabileceğim. Önergeleri önce okutup, sonra aykırılık derecelerine göre işleme alacağım.

Sayın milletvekilleri, bu tasarının sonunda açık oylama olduğunu unutmuyorsunuz, değil mi efendim? Teşekkür ederim.

Birinci önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 9 uncu maddesinin (B) bendinin ilk satırında yer alan "iç ve dış" ibaresinden sonra gelmek üzere "pazar" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - İkinci önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 9 uncu maddesinin (A) bendinin 1 inci kısmının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz  Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - Şimdi okutacağım önerge, en aykırı önergedir; okutup, işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 9 uncu maddesinin (A) bendinin 2 nci kısmının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz  Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - Komisyon katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Katılmıyoruz efendim.

HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay) - Önergelerimi geri çekiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hepsini çekiyorsunuz... Peki efendim.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, müsamahanıza sığınarak, 5 dakika ara veriyorum efendim.

Kapanma Saati: 20.37
BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 20.49

BAŞKAN : Başkanvekili Mustafa Murat SÖKMENOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Burhan ORHAN (Bursa), Sebahattin KARAKELLE (Erzincan)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 121 inci Birleşimin Beşinci Oturumunu açıyorum.

719 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3. – Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı: 719 ve 719'a Ek) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon?.. Yerinde.

Hükümet?.. Yerinde.

Tasarının 10 uncu maddesini okutuyorum:

Değiştirilen ve yürürlükten kaldırılan hükümler

MADDE 10. - A) 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ekindeki "(B) Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK)" bölümünde yer alan  "Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü" bu bölümden çıkarılmış ve aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin ekindeki "(A) İktisadi Devlet Teşekkülleri (İDT)" bölümüne eklenmiştir.

B) 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 20 nci maddesinin (C) bendinin sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.

"Özelleştirme programında bulunan ve sermayesinin tamamı Devlete ait olan anonim şirket statüsündeki kuruluşlarda, Türk Ticaret Kanununun genel kurul toplantılarına ilişkin hükümleri uygulanmaz."

C)  4046 sayılı Kanunun 27 nci maddesinin başlığı "Muafiyet" olarak değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki bent eklenmiştir.

"c) Özelleştirme programında bulunan kuruluşlarda ticaret siciline tescil işlemleri ve Sermaye Piyasası Kurulu kayıt işlemlerinden ücret alınmaz."

D)  2/1/1961 tarihli ve 196 sayılı Ekici Tütünleri Satış Piyasalarının Desteklenmesine Dair Kanun, 9/5/1969 tarihli ve 1177 sayılı Tütün ve Tütün Tekeli Kanunu ile 28/5/1986 tarihli ve 3291 sayılı 1211 Sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu, 3182 Sayılı Bankalar Kanunu, 2983 Sayılı Tasarrufların Teşviki ve Kamu Yatırımlarının Hızlandırılması Hakkında Kanun, 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu, 7/11/1985 Tarihli ve 3238 Sayılı Kanun, 2499 Sayılı Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması ve 1177 Sayılı Tütün Tekeli Kanununun Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması ve Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Özelleştirilmesi Hakkında  Kanunun 17 nci maddesinin 1 inci fıkrası hükmü ile ikinci fıkrasında yeralan "tütün ve tütün mamullerinin üretimi, ithalatı ve satışı ile ekici tütünlerin borsalarda veya yazılı sözleşme yapılarak satılabilmesine ilişkin usul ve esaslar ve" ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.

BAŞKAN - 10 uncu madde üzerinde Doğru Yol Partisi Grubu adına, Aydın Milletvekili Sayın Ali Rıza Gönül; buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şahsım ve Grubum adına Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bir ara umutlandık; umut filizlere yeşermeye başlamıştı. Hakikaten, iktidar partilerinin grup sözcüleri, biraz evvel bu kürsüden, muhalefetin ve özellikle Doğru Yol Partisinin muhalefet gerekçelerine katılır sözler söylemeye başlayınca, herhalde bu tasarının ne getirip ne götüreceğini iyi hesap ettiler ki, bu tasarının oylamasında, hatta, o maddenin oylamasında, iktidar parti grupları acaba ret oyu mu verecekler diye umutlandık; ama, umutlarımız bir anda bitti. Niçin; çünkü, söylenen sözler, buradan, bu kürsüden, muhterem heyetinize olduğu kadar, Türkiye'nin her yerinden bizi izleyen vatandaşlarımıza da bir mesaj veriyordu; ama, ne yazık ki, sözünüzün arkasında duramadınız, samimî olmadığınızı gösterdiniz, yine olumlu oylarınızla maddenin kabulüne karar verdiniz. (DYP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, tabiî, bu havayı teneffüs edince, bu konuşmaları dinleyince kendi kendimize de sormaya başladık "acaba bu tasarının sahibi kim" diye. Eğer, iktidar partisi grup sözcüleri karşı çıkıyorsa, muhalefet olarak bizim görüşlerimizi paylaşıyorsa, ortada kala kala bir tek hükümet ve Sayın Bakan kaldı diye düşünmüştük; ama, ne yazık ki, umutlarımız yine söndü.

Görüyoruz ki, bütün engellemelerimize, ısrarlı ve haklı itiraz ve karşı çıkmalarımıza rağmen, anlaşılması güç, izahı zor bir kararlılıkla bu tasarıyı yasalaştırmanın gayreti içindesiniz.

Şimdi, bu ülkenin dört bir köşesine dağılmış 600 000 tütün üreticisi acaba ne yapacak? Yani, Hatay'ın, Bingöl'ün, Samsun'un, Tokat'ın, Manisa'nın, İzmir'in, Denizli'nin, Muğla'nın tütün üreticileri ne yapacak? Hele hele, benim çok iyi bildiğim Aydın İlimin Karacasu İlçesinin Yaykın bölgesinin insanları -hemşerilerim- ne yapacak? Topraktan karnını doyuran bu insanlar, ancak tütün ekmeye mecbur kalan bu insanlar, Eymir bölgesinin insanları, Aşağı Yakacık, Yukarı Yakacık, Sarıcaova ve Musakolu Köylerinin insanları acaba bunun yerine ne ekecek?

Bakın, değerli arkadaşlarım, ekebilecekleri, öyle, biraz evvel ifade edilen "bir başka ürün"den çok, kuru dediğimiz, ya nohut ekecek ya karpuz ekecek yahut da kavun ekecek; ama, bundan elde edeceği gelirle karnını doyurması mümkün değildir.

Değerli milletvekilleri, değerli sözcüler, yerinde, haklı ve doğru tespitlerde bulundular ve açıkça bu kürsüden dediler ki, "bu yasa tasarısıyla egemenlik çokuluslu şirketlere ciro edilmiştir." 70 milyonluk Türk Milleti ve Türkiye, çokuluslu şirketlerin pazarı olmaktadır. Tütün üreticisi, güçlü sigara tekellerinin insafına bırakılmaktadır ve bu üreticilerin boyunlarına da idamlık ilmik takılmaktadır. Bu tasarının yasalaşmasında millî irade yoktur. Ya ne vardır; IMF'nin dayatması vardır, çokuluslu şirketlerin baskısı vardır ve iktidar partilerinin ve hükümetin buna boyun eğmesi vardır. (DYP sıralarından alkışlar) Halbuki, bağımsızlığın, egemenliğin adı ve ta kendisi olan Büyük Millet Meclisimizin bütün üyeleri, yani hepimiz, bu tasarı geldiğinde, hep birlikte ayağa kalkmalıydık.

Değerli üyeler, bakın, bizim yapamadığımızı, ortaya koyamadığımız bu kararlılık ve iradeyi, ilk Meclisin, o rahmetli...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın efendim.

ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla) - ...rahmete kavuşmuş mebusları, bir nedenle, ne güzel ortaya koymuşlar ve tepkilerini belirtmişlerdi. 79 yıl evvel kurtuluş savaşı verilirken, top sesleri Ankara'da duyulurken, Fransız reji idaresinin mebuslar adına sigara paketi yapmasına bile tahammül edememişler. Emperyalizmin, halkçılık inançlarına, temsil ettikleri halk iradesine bir saygısızlık ve bir imtiyaz kabul ederek, büyük tepki göstermişler.

17.6.1318, yani -16 yıl çıkarırsak- 1922 yılının zabıtlarına baktık. Aynen, Erzurum Milletvekili rahmetli Hüseyin Avni Beyin takriri, aynı böyle bir Genel Kurulda işleme konulmuş ve naklolunulur ki, çok büyük tartışmalara da sebebiyet verilmiştir. Öylesine büyük bir tepki koymuşlar, öylesine büyük bir iradeyle karşı çıkmışlar ki, o iradenin sonucu, o kararlılığın sonucu Genel Kurul, rahmetli Hüseyin Avni Beyin takririni işleme koymak ve gereğini yapmak zaruretini duymuştur.

BAŞKAN- Sayın Gönül, toparlar mısınız lütfen.

ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla)- Bakın, değerli arkadaşlarım, 17.6.1922 tarihli, o günkü zabıtların örneği elimdedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN- Efendim, toparlar mısınız.

ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla)- Ama, ne yazık ki, biz, onların 79 yıl evvel koyabildikleri kararlılığı, iradeyi, millî egemenlik kavramının önemine uygun davranışı, üzülerek ifade edeyim ki, koyamadık ve koyamıyoruz. (DYP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, özellikle, iktidar partilerinin değerli milletvekillerine sesleniyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla)- Burada, biraz evvel, gruplarınız adına yapılan konuşmalarınızın, konuşmaların özüne sadık kalmanızı rica ediyorum. (DYP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Millet adına, halkımız adına rica ediyorum.

BAŞKAN- Teşekkür ediyorum efendim.

ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla)- Şu anda siz, tarihî bir sorumlulukla karşı karşıyasınız ve şu anda siz, tarihî bir veballe karşı karşıyasınız. (DYP sıralarından alkışlar) Sözünüzde durun; samimiyetinizi gösterecek ikiyüzlü politika yapmanın dışında, milletin temsilcisi olarak bu tasarıya "hayır" deyin... (MHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN- Efendim, lütfen... Lütfen, efendim...

ALİ RIZA GÖNÜL (Devamla)- ... milletin yüzü gülsün.

Muhterem Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (DYP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN- Teşekkür ederim Sayın Gönül.

Efendim, Fazilet Partisi Grubu adına, Manisa Milletvekili Sayın Bülent Arınç.

Buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA BÜLENT ARINÇ (Manisa)- Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tütün kanunu çıkmak üzere; son maddelerine geldik. Biraz evvel, 19.00, 19.30 ve 20.00 haber ajanslarını izledim, hemen hemen bütün televizyonlarda "IMF kanunlarından biri daha çıkmak üzere" diye söze başladılar.

Burada konuşan bazı milletvekili arkadaşlarımız, IMF'ye verilen sözler karşısında veya gelebilecek bir maddî yardım karşısında bu kanunların çıkarılmak istendiğini söylüyor; ama, buna, zaman zaman, hükümet ortağı partilerden değerli arkadaşlarım mukabele ediyorlardı. Siz, nasıl söylerseniz söyleyin, IMF'ye verilen sözler karşılığında, Şeker Kanunu gibi, Tütün Kanunu gibi, Elektrik Piyasası Kanunu gibi, Doğalgaz Kanunu gibi kanunların çıkarıldığı açık bir gerçektir.

Milliyetçi Hareket Partisi, Anavatan Partisi ve Demokratik Sol Parti, tütün kanununu destekliyor ve çıkmasını istiyor. Biraz sonra açık oylama var, bu açık oylamada da arkadaşlarımızın verecekleri "kabul" oyları, bu tütün yasasının çıkarılması için, herhalde, yeterli olacak.

Gördüğümüz manzara şudur: Zaman zaman, Muş'tan, Bitlis'ten, Adıyaman'dan, Samsun'dan, tütün üreten diğer bölgelerden milletvekili arkadaşlarımız, bu kanunu yanlış bulduklarını ifade ediyorlar, tarımın çökeceğini ifade ediyorlar, tütün üreticisinin zarar göreceğini, bunun bir sosyal patlamaya yol açacağını ifade ediyorlar; hatta, ANAP'lı bazı arkadaşlarımız, kendi düşünceleriyle, bireysel kararlarıyla buna "ret" oyu vereceğini ifade ediyor. Milliyetçi Hareket Partili bir arkadaşımız -ki, konunun gayet uzmanı; çünkü, tütün tarlasında doğmuş- tütün üreticilerine güvence veriyor ve "bu kanun çok iyidir, bunun hazırlanmasında ben bizzat görev aldım, çok değerli bakanlarıyla da zaman zaman görüştüm, hiç merak etmeyin, bu kanun çok iyi netice verecek; benden, size güvence" diyor. Bana kalırsa, bu değerli arkadaşımız, bu güvenceyi, Türkiye'de tütün üreticilerine değil, önce ANAP'lı milletvekillerine vermeli, onlarla bu konuyu tartışmalı, doğruluğu veya yanlışlığı konusunda arkadaşlarımızı ikna etmeli; yoksa, burada aynı konu üzerinde tartışan, görüşlerini ifade eden çok az sayıdaki, hükümet ortağı partilerin milletvekilleri olan değerli arkadaşlarımız, yanlış anlamalarla, ola ki, yanlış oy kullanabilirler.

Değerli arkadaşlarım, bakınız, IMF'ye verilen sözler, ekniyet mektubu, stand-by mektubu; bütün bunlarla, Türkiye'de, zaman da gösterilmek suretiyle, bu kanunların çıkarılacağı taahhüt edilmiştir. IMF'yle varılan anlaşma, Dünya Bankasıyla varılan anlaşma, ABD yönetimiyle varılan anlaşmanın şartları bunlardır. Bu çıkarılan kanunlarla, tütün kanunuyla, maalesef, Türkiye'de tarım tamamen gözden çıkarılmıştır, çiftçi gözden çıkarılmıştır, tütün üretimiyle iştigal eden 5 milyona yakın -doğrudan veya dolaylı- tütün üreticisi bu kanunla fevkalade mağdur olacaktır.

Bu kanuna, baştan sona kadar, Fazilet Partisi olarak, muhalefet ediyoruz, çıkmaması için çabalıyoruz; ancak, aradaki büyük sayısal fark, bu kanunun çıkmaması için yeterli olmuyor. Dolayısıyla, bizi izleyenlere, bu tutanakları yarın birgün inceleyecek olanlara, tarihin tanıklık etmesi açısından bu sözlerimizi şahit olarak bırakıyoruz.

Biraz sonraki oylamalar sırasında, yine, eli mahkûm bazı kişiler, buna, istemedikleri ve inanmadıkları halde oy kullanırlarsa, bunun, doğacak sorumluluklarından hiçbir zaman kurtulamazlar. Bu ülkede, tütün üreticileri, geçtiğimiz seçimde, Milliyetçi Hareket Partisine de, Demokratik Sol Partiye de, Anavatan Partisine de -sırayla söylüyorum- güvenerek oy vermişlerdi ve şu ana kadar, bu partilerin hiçbir milletvekili, tütün bölgelerinde, böyle bir kanun çıkaracaklarını ve bunun da çok iyi olacağını konuşmamışlardı. Kendi bölgemden biliyorum ki, tam aksine, tütün desteklenecek, başfiyat yükselecek... Bu sözler verilmişti. Bugün yapılan, bu sözlere ihanettir; bunun neticesini hep beraber göreceğiz.

Değerli arkadaşlarım, daha, çok yakın bir geçmişte, RTÜK Kanunuyla ilgili, burada konuşan her arkadaşımız, Anayasaya ve hukukun temel prensiplerine aykırılık konusunda söz aldı, tutanaklara geçirdi ve "böyle bir kanunu çıkarmayalım, bu Meclisin ayıbı olmasın" dedi; ama, çıkardınız. Son oylamada, iktidar ortağı partilere mensup 200'e yakın milletvekili arkadaşımız "bu kanun çok iyidir, Anayasaya da fevkalade uygundur" dedi. Eğer kanaatleri doğruysa, Sayın Cumhurbaşkanının görüşleri yanlıştır; ama, kanaatleri de aynı istikamette olduğu halde "ne yapalım..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun efendim.

BÜLENT ARINÇ (Devamla) - "...biz, bunu çıkarmak mecburiyetindeyiz; biz buradan çıkaralım da, yukarıda Cumhurbaşkanı bu işi temizlesin" diye düşünüyorlarsa, vallahi, bu, doğru bir şey değildir; bu, bir mahcubiyettir, bu millete saygısızlıktır, bu Parlamentoya saygısızlıktır.

Burada konuşan, düşüncelerini ifade eden, oylarını kullanan bütün arkadaşlar olarak -elbette, Türkiye'nin milletvekiliyiz, Anayasanın 80 inci maddesi açıktır; ama- tarımın ana dinamiğini teşkil eden bir konuda, çok açık haksızlıklara karşı burada nezaket ifade eden cümlelerle yetinemeyiz. Burada konuşan her arkadaşımız "Sayın Bakanın çok iyi şair olduğunu, çok iyi edip olduğunu" ifade ediyor. Tütünün şiirini yazmak gayet güzel de, tütünün çilesini çekmek ayrı bir iştir! (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, Türkiye'de bu ziraatı yapan insanlarla birlikte olduk ve bir yıl boyunca çocuğuyla, kızıyla, anasıyla, babasıyla türün tarlalarında sabahlayıp eza ve cefa çeken insanların tütününe bu ülkenin ihtiyacı var. Bu ülke en kaliteli tütünü yetiştiriyor ve yabancı devletler, bunu, harman yapmak üzere kullanıyor; bizim tütünümüz bile bize yetmiyor. Hal böyleyken, her şeyini dışarıdan ithal eden bir ülke haline gelen Türkiye'de, yabancı sigara tekellerine Türkiye'yi pazar olarak açmanın, ne milliyetçilikle ne vatanseverlikle ne gerçeklerle ilgisi yoktur! (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, son maddelerde, bunları, yine bir gün karşılaşırız ümidiyle söylüyorum. Her şeyin, Anayasa Mahkemesinden, Cumhurbaşkanından dönmesine gerek yok; siz, bu konuda kendi vicdanınıza göre hareket ediniz. Muhalefet, iktidarın sayısını yakalayamaz; ama, görüyorsunuz ki, kalkan parmaklar gerçekleri gizlemekte başarılı olamıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

BÜLENT ARINÇ (Devamla) - Türkiye'de tarım sektörüne ve üreticilere verilecek zararları bir defa daha düşünün; hükümette üç gün kalmak uğruna, millete ihanet etmeyin.

Hepinize saygılar sunuyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Arınç.

Madde üzerinde başka söz isteyen?.. Yok.

Madde üzerinde 7 adet önerge vardır; ancak, 3'ünü işleme koyacağım.

Önergeleri, önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık derecesine göre de işleme tabi tutacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 10 uncu maddesinin (B) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

B) 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 20 nci maddesinin (c) bendinin sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.

"Özelleştirme kapsamı içerisinde yer alan ve sermayesinin tamamı devlete ait olan anonim şirket statüsündeki kuruluşlarda Türk Ticaret Kanununun genel kurul toplantılarına ilişkin hükümleri uygulanmaz."

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay                               

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 10 uncu maddesinin (C) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

C) 4046 sayılı Kanunun 27 nci maddesinin başlığı "Muafiyet" olarak değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki bent eklenmiştir. 

"c) Özelleştirme kapsamında yer alan kuruluşlarda ticaret siciline tescil işlemleri ve Sermaye Piyasası Kurulu kayıt işlemlerinden herhangi bir ücret alınmaz."

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay                               

BAŞKAN - Son önergeyi okutup, işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının 10 uncu maddesinin (B) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

B) 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 20 nci maddesinin (c) bendinin sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.

"Özelleştirme kapsamında yer alan ve sermayesinin tamamı Devlete ait olan anonim şirket statüsünde bulunan kuruluşlarda Türk Ticaret Kanununun genel kurul toplantılarına esas teşkil eden hükümleri uygulanmaz."

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay                               

BAŞKAN - Komisyon katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?...

DEVLET BAKANI YILMAZ KARAKOYUNLU (İstanbul) - Hayır efendim, katılmıyoruz.

HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay) - Sayın Başkan, önergelerimin hepsini geri çekiyorum.

BAŞKAN - Peki efendim.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Sayın Başkan, madde üzerinde bir redaksiyon var...

BAŞKAN - Buyurun efendim.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Bir ufak baskı hatası olmuş sanıyorum; bu 10 uncu maddenin (D) bendinin 27 nci sayfasında devam eden yukarıdan dördüncü satırında "1177 sayılı Tütün Tekeli Kanunu" diye ifade ediliyor; bunu "1177 sayılı Tütün ve Tütün Tekeli Kanunu" diye düzeltmek gerekiyor.

BAŞKAN - Komisyon Başkanlığının belirttiği bölümü "Tütün ve Tütün Tekeli" olarak düzeltiyoruz.

III. – Y O K L A M A

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 10 uncu maddeyi oylamadan önce, bir yoklama talebi vardır.

Şimdi, yoklama talebinde bulunan sayın milletvekillerinin salonda bulunup bulunmadıklarını tespit edeceğim:

Sayın Nevzat Ercan?.. Burada.

Sayın Necati Yöndar?.. Burada.

Sayın Ali Naci Tuncer?.. Burada.

Sayın Ali Rıza Gönül?.. Burada.

Sayın Faris Özdemir?.. Burada.

Sayın Rıza Akçalı?.. Burada.

Sayın Mehmet Gözlükaya?.. Burada.

Sayın Teoman Özalp?.. Burada.

Sayın Mehmet Sadri Yıldırım?.. Burada.

Sayın Yıldırım Ulupınar?.. Burada.

Sayın Hakkı Töre?.. Burada.

Sayın Ramazan Gül?.. Burada.

Sayın Mehmet Dönen?.. Burada.

Sayın Ali Şevki Erek?.. Burada.

Sayın Saffet Arıkan Bedük?.. Burada.

Sayın Zeki Ertugay?.. Burada.

Sayın Oğuz Tezmen?.. Burada.

Sayın Kemal Kabataş?.. Burada.

Sayın Musa Konyar?.. Burada.

Sayın Yahya Çevik?.. Burada.

20 arkadaşımız buradalar.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısı vardır.

V. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3.– Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/875) (S. Sayısı : 719 ve 719'a Ek) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon Başkanının düzeltmesiyle beraber 10 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir; teşekkür ederim efendim.

Sayın milletvekilleri, tasarıya yeni geçici 1 inci madde eklenmesine dair bir önerge vardır; önergeyi okutup, işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı yasa tasarısına aşağıdaki metnin geçici 1 inci madde olarak eklenmesini saygılarımızla arz ederiz.

                       

Kamer Genç

İbrahim Konukoğlu

Mehmet Gölhan

 

 

Tunceli

Gaziantep

Konya

 

Nurettin Atik

 

Hakkı Töre

 

Diyarbakır

 

Hakkâri

"Geçici Madde 1.- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, tütün ürünleri için destekleme alımlarına devam olunur. Beş yılın dolmasından sonra destekleme alımlarına devam edip etmeyeceğine Bakanlar Kurulu karar verir."

BAŞKAN - Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz efendim.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu efendim?

DEVLET BAKANI YILMAZ KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz.

BAŞKAN - Önerge sahibi olarak Sayın Genç?.. Burada yok.

Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Tütün üreticisi çok zor koşullarda üretim yapan dargelirli yurttaşlardır. Bunların üretimi destekleme alımlarıyla desteklenmedikçe faaliyetlerine devam edemezler.

BAŞKAN - Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Geçici 1 inci maddeyi okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 1- A) Genel Müdürlüğün özelleştirme işlemleri tamamlandıktan sonra, bu Kanunun 2 nci maddesindeki Kurul üyeliği için Genel Müdürlüğün ilgilendirildiği Bakanlığın aday önerme yetkisi Kurula geçer.

B) 2002 ve müteakip yıllar tütün ürünü için destekleme alımı yapılmaz. Bakanlar Kurulunca 2000 ve 2001 yılı ürünü tütünlerinin Devlet nam ve hesabına alımında bulunmak üzere bir kamu kuruluşu görevlendirilir. Bu kapsamdaki alımların masrafı ve finansmanı bütçeden tahsis edilecek ödenekle sağlanır, alımlara ilişkin denetim Yüksek Denetleme Kurulunca yapılır.

2000 ve 2001 yılı ürünleri için 1177 sayılı Kanuna ekli cetvelde isimleri yazılı tütün tarımı serbest olan ilçeler dışında kalan yerler ile bu ilçelerin tespit edilmiş ve kesinleşmiş tütün üretim alanlarının dışında kalan yerlerde ekilen tütün fideleri veya dikilen tütünler sökülüp yok edilir. Failleri hakkında üç aydan bir seneye kadar hapis cezası ve ekilmiş olan fideliklerin metrekare veya artığı için 500 bin lira, dikilmiş olan tarlaların her bir dekar veya artığı için 100 bin lira idari para cezası verilir. Tütünler toplanmışsa el konulmakla birlikte her bir kilo ve artığından 1 milyon lira idari para cezası alınır.

Yaprak tütün üretim bölgelerinde ekim belgesi almadan veya belge almasına rağmen belgesinde belirtilen alandan fazla veya ekim belgesinde kayıtlı yerden başka yerde ekim yapanların tütünlerine el konulmakla birlikte haklarında iki aydan bir seneye kadar hapis ve el konulmakla birlikte el konulan tütünlerin her bir kilo ve artığı için 5 milyon lira idari para cezasına hüküm olunur.

Ekim belgesinde tespit edilen miktarların kabul edilebilir bir sebep olmaksızın yüzde onundan fazla veya az tütün teslim eden üreticiler hakkında fazla veya eksik teslim edilen miktarların her kilo ve artığı için 500 bin lira idari para cezasına hüküm olunur. Ürettikleri tütünün tamamını teslim etmeyenler hakkında yukarıdaki cezaların iki katı uygulanır.

Ekim ve ticaret belgesi olmadan ellerinde tütün bulunduran, nakleden veya satan kimselerin tütünlerine ve nakil vasıtalarına el konulur ve her bir kilo ve artığından 1 milyon lira idari para cezası alınır.

1177 sayılı Kanuna göre kendilerine verilecek kontrol görevlerini yerine getirmeyen muhtarlar ve diğer kolluk kuvvetleri hakkında 10 milyon lira idari para cezasına hükmolunur.

Bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 1177 sayılı Kanunun bu fıkrada belirtilen hükümlerinin uygulanmasına 2001 yılı ürünü kampanya döneminin bitimine kadar  devam edilir.

C)  Kurumun teşkili aşamasında Kurumda istihdam edilecek personel kadrolarının ve vasfının tespitini sağlamak üzere, Maliye Bakanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Devlet Personel Başkanlığı ve Genel Müdürlükten birer temsilcinin katılımı ile bir komisyon kurulur. Komisyon bu Kanunun yürürlüğe girmesini müteakip bir ay içinde toplanır. Komisyonca belirlenecek kadroların tamamı istekleri halinde Genel Müdürlüğün ilgili birimlerinde çalışan personelden karşılanır.

D) Kurum bu Kanunun yürürlüğe girmesini müteakip en geç üç ay içinde görev yapmaya başlar. Bu süre içerisinde bu Kanunla Kuruma verilen görevler Genel Müdürlük tarafından yürütülür.

E) Kurumun, Genel Müdürlükten devralacağı taşınır, taşınmaz mallar ile her türlü araç-gereç ve cihazların aidiyeti ile devre ilişkin işlemler, Kurum ve Genel Müdürlük arasında yapılacak protokoller ile belirlenir. Devre tabi mallar bedelsiz olup, devir ile ilgili işlemler her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.

F) Bu Kanunun yayımlandığı tarihte tütün eksperi olarak çalıştığını belgeleyenlerin hakları saklıdır.

G)  6 ncı maddenin 7 nci fıkrasında  yer alan marka bazında sigara için en az iki milyar adet fiili üretim miktarı ölçüsü, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi izleyen; birinci takvim yılı sonuna kadar iki milyar adet, ikinci takvim yılı sonuna kadar bir milyar sekiz yüz milyon adet, üçüncü takvim yılı sonuna kadar bir milyar altı yüz milyon adet, dördüncü takvim yılı sonuna kadar bir milyar dört yüz milyon adet, beşinci takvim yılı sonuna kadar bir milyar iki yüz milyon adet olarak uygulanır.

Diğer tütün mamulleri için en az onbeş ton fiili üretim miktarı ölçüsü bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi izleyen; birinci takvim yılı sonuna kadar onbeş ton, ikinci takvim yılı sonuna kadar ondört ton, üçüncü takvim yılı sonuna kadar onüç ton, dördüncü takvim yılı sonuna kadar oniki ton beşinci takvim yılı sonuna kadar onbir ton olarak uygulanır.

Altıncı yıldan itibaren uygulanacak olan bu ölçüleri sıfıra kadar indirmeye ve tütün, tütün mamulleri, alkol ve alkollü içkilerin dış ticaretine ilişkin usul ve esasları belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.

BAŞKAN - Bu madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Erzurum Milletvekili Sayın Zeki Ertugay; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA ZEKİ ERTUGAY (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tütün yasasının son maddesini görüşüyoruz. Görünen o ki, bütün muhalefetimize rağmen, sabahtan beri, iktidar-muhalefet milletvekilleri ayrımı yapmaksızın, bu kürsüye çıkan her milletvekilinin, doğru, doyurucu, Türkiye'deki tarım gerçeğine, millet gerçeğine uygun düşüncelerine, doğru ifadelerine rağmen, bu tasarı, maalesef, bugün yasalaşacak.

Bu kürsüye çıkan değerli arkadaşlarımız, çok doğru, isabetli şeyler ifade ettiler. Bunlara aynen katılıyoruz. Birçok arkadaşımız, Türk tütününün kalitesinin en yüksek olduğundan bahsettiler. Doğrudur. Özellikle, Demokratik Sol Partiden Tarım Komisyonu Başkanı Sayın Erdir, bu konuda, benim de dikkatimi çeken bir açıklama yaptı ve Türk tütününün kalitesinden bahsetti. Aynen katılıyorum. Ancak, bu Türk tütününün kalitesine eşdeğer, çok çileli, ciddî bir üretici kitlesi vardır. Türkiye'de 600 000 kişi tütün üretmektedir. Bu tütün üreticisi örgütsüzdür, küçük çiftçidir, 2-4 dekar alanda çok zor şartlarda tarım yapmaktadır ve bu ülkenin tarıma en az elverişli olan, başka bir tarım yapma şekli olmayan, başka bir ürün alternatifi olmayan arazisinde tütün yetiştirmektedir. Böyle bir üretici kitlesini, tütün tekelini kaldırmak suretiyle, daha doğrusu, devletin tütün üreticisi üzerindeki himayesini ve korumasını kaldırmak suretiyle, bu güçsüz, dağınık ve örgütsüz üretici kitlesini çokuluslu şirketlerin insafına terk etmek, bu ülkeye yapılacak en büyük kötülük olacaktır. (DYP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, şu anda işin bir diğer yönü, Türkiye'de, diğer birçok tarım şekline göre, tütün üretimi, en zor üretim şeklidir. Buna rağmen, Türkiye'deki tütün üretimi ve tütünün pazarlaması, Türkiye'nin bu konudaki kârı, şansı, diğer ürünlere göre çok daha yüksektir. Yani, devlet, eğer üretilen tütünü alıp değerlendirebiliyorsa, doğru zamanda doğru kararla pazarlayabiliyorsa, tütünden ciddî kârlar da etmektedir; elimde rakamlar var, 1994-1995 ve daha sonraki yıllara ait; aşağı yukarı, 1997 yılında 564 milyon dolarlık, 1996 yılında 542 milyon dolarlık, 1998 yılında 521 milyon dolarlık bir gelir elde edilmiştir.

Değerli arkadaşlar, bu gelirin elde edildiği bu ülkede, aynı zamanda, tütün üretiminin ihracının yanında tütün ithalatı da yapılmaktadır. Ancak, bugün, globalleşen dünyanın ve globalizasyonun, Türkiye'nin önüne, millî düşüncenin ve millî geleceğin, ülkenin gerçek geleceğinin önüne çıkardığı en büyük tuzak şudur: Globalleşme adına, dünya ticaret kuralları adına, gelişmiş ülkeler kendi ülkelerindeki tarımlarını korumaya ve kollamaya devam ederken, azgelişmiş veya tarımı korumasız olan ülkelerdeki pazarı süratli bir şekilde ellerine geçirmeye çalışmaktadırlar ve bugün, Amerika Birleşik Devletlerinde sigaraya karşı yapılan kampanyalar sonucu ve en önemlisi bilinçlenme sonucu kendi içerisinde kaybedilmiş olan pazar, cazip olan Türkiye pazarıyla telafi edilecektir. Türkiye'deki tütün üreticisi, biraz önce söylediğim gibi, örgütsüz olduğu için, devlet de aradan çekildiği için, dünya devleriyle boğuşmak zorunda kalacaktır.

Değerli milletvekilleri...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ZEKİ ERTUGAY (Devamla) - Sayın Başkan, son madde olduğu için...

BAŞKAN - Sayın Ertugay, toparlayacağınızı ümit ediyorum.

ZEKİ ERTUGAY (Devamla) - Bir hususu tekrar dikkatlerinize sunarak, sözlerime son vereceğim: Ben, tarımla ilgili bir kişiyim; elbette ki , bir ülkenin gelişmesinde ve kalkınmasında, tarım nüfusunun asgarî düzeylere indirilmesi doğrudur ve önemlidir. Bunun anlamı, az kişinin çalışıp, az kişinin üretip, çok sayıda insana bakabilmesidir; yani, Türkiye'de tarımda istihdam edilen yüzde 45'lik nüfusu, ancak ve ancak, sağlıklı bir sanayileşmeyle, sağlıklı bir kentleşmeyle, sağlıklı bir istihdam politikası oluşturarak ve bu insanlara daha iyi aş ve iş imkânları sağlayarak tarımdan sanayie kaydırmak ve tarım nüfusunu düzeltmek amacımız olmalıdır; kalkınma için, bu, öngörülen temel şarttır. Yanlış anlaşılmasın, bunun şartı budur. Ancak, Türkiye'de, son üç yıldan beri, son dört yıldan beri, Anasol-D'nin iktidarından bugüne kadar bir yanlış anlayış hâkim kılınmaya çalışılmakta ve bugün Türkiye'de çok yanlış bir oyun, ülkenin geleceğini mahveden bir oyun tezgâhlanmaktadır; o da, gelişmiş ülkelerde tarım nüfusu yüzde 5'tir, yüzde 10'dur; ne pahasına olursa olsun, Türkiye'deki bu tarım nüfusunu diğer alanlara kaydıralım. Bunun bedeli çok ağırdır.

Bakın, Türkiye'yi, bir Lüksemburg ile, bir Hollanda ile, bir Danimarka ile imkânları ve şartları, tarımsal potansiyeli bizim kadar olması mümkün olmayan ülkelerle mukayese etmeyin. Türkiye'nin çok önemli kaynakları vardır; 70 milyon nüfusu vardır, 30 milyon hektar tarım arazisi vardır. Bu ülke, daha fazla nüfusu sağlıklı bir şekilde barındırabilecek, tarım sektöründe istihdam edebilecek durumdadır. Bugünkü ekonomik krizin içerisinde, dua edin ki, bu nüfus kesimi tarımda istihdam edilmektedir.

SÜLEYMAN COŞKUNER (Burdur) - Sayın Başkan, süre...

BAŞKAN - Affedersiniz efendim, ne yapalım, bir sefer de atladık.

Buyurun.

ZEKİ ERTUGAY (Devamla) - Son cümlemi ifade ediyorum: Bu yasanın çıkarılması, tarımdaki tasfiye programının en son halkasıdır. Destekleme kaldırılmıştır. Daha iki gün önce çıkardığımız bir yasayla, muhtaç çiftçilere devletin ödünç verme imkânı da çiftçiden esirgenmiştir.

BAŞKAN - Sayın Ertugay, teşekkür ediyorum efendim.

ZEKİ ERTUGAY (Devamla) - Yani, adı üzerinde muhtaçtır ve yapılan uygulamalarla, çıkarılan kanunlarla, Türk tarımının, biraz önce dediğim amaç doğrultusunda tasfiyesi noktasında düğmeye basılmıştır. Bunun vebali ağır olacaktır. Bu vebale katılmadığımızı, bu uygulamalara şiddetle karşı olduğumuzu ifade ediyor, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim efendim.

Şimdi söz sırası, Fazilet Partisi Grubu adına, Samsun Milletvekili Sayın Ahmet Demircan'da.

Buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA AHMET DEMİRCAN (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 719 sıra sayılı tütün yasa tasarısının geçici 1 inci maddesi hakkında Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; Grubum ve şahsım adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, karşınızda, 25 yaşına kadar tütün tarlalarında çalışmış bir arkadaşınız olarak bu yasa tasarısı hakkında sözlerimi beyan etmek istiyorum.

Şu anda Samsun'da, İzmir'de, Ege'de, güneydoğuda pek çok tütün müstahsili kardeşimiz, vatandaşımız, 35 derece sıcağın altında gündüzleri tütün çapalamakla, pek çok yerde de sabahları güneş doğmadan, gece iki üç saat uykuyla tütün tarlasına gidip tütün kırmakla, öğle vaktinde, istirahat etmeden, evinde tütün yapraklarını bir bir tütün iğnesine, tütün ipine dizmekle meşgul, akşam hava serinleyince yine tarlada tek tek, yaprak yaprak tütün toplamakla meşgul.

Tütünün ne olduğunu bilen kaç kişi var içimizde? Tütün müstahsilinin nasıl çalıştığını, hangi şartlarda çalıştığını bilen kaç kişi var içimizde? Ondört ay çalışıp ondan sonra ürününün parasını, o da ne takdir edilirse, ne verilirse onu almaya çalışan 5 milyon insanın meşgul olduğu bir tarım ürünü.

Değerli milletvekilleri, bu tasarı, birinci noktada müstahsili ilgilendiriyor. Türk müstahsili, tarımın bütün diğer kesimlerinde, bu hükümet döneminde olduğu gibi, kaderine terk ediliyor, haksız rekabetin ortamına itiliyor, dünya tekellerinin, büyük oranda tarım destekleriyle ayakta tutulan müstahsillerinin karşısında desteksiz, korumasız bırakılıyor. Öbür taraftan, çalışanlar terk ediliyor. Tütün fabrikalarında türkülere, şarkılara konu olmuş, o ortamda çalışıp rızkını arayan insanlar, şimdi, özelleştirme bahanesiyle emekliye sevk ediliyor.

Bu tasarının bir diğer yönü, gönül istemiyor, Türk insanı bu kadar tütün tüketmesin, sigara tüketmesin; ama, dünya ölçüleri içerisinde fevkalade önemli, hatırı sayılır bir tütün tüketimi var. Kendi ülkelerinde, sağlık nedenleriyle yasal birtakım engellerle karşılaşan tütün tekellerine, Türk tütün tüketim piyasası açılıyor ve tütün tüketicisi kardeşlerimiz o tekellerin eline terk ediliyor.

Bir diğer önemli yönü ise ekonomik istiklalimizle ilgili. Çok önemli bir noktadayız değerli milletvekilleri. Şu süreç içerisinde, Türkiye, âdeta bir Düyun-i Umumiye yasaları dönemine sokulmuş bulunuyor. Şu gelen, Düyun-i Umumiye döneminde, Türk insanının yüz sene önce karşılaştığı bir reji uygulamasıdır, Türkiye bir reji uygulamasıyla karşı karşıya. Türkiye, böyle bir yönetimi, reji idaresini, daha cumhuriyetin ilk günlerinde, Atatürk, küşat etmiş olduğu İzmir İktisat Kongresinde alınan kararların ilk uygulaması olarak kaldırmıştı; bu, iktisadî istiklal uğruna yapılmıştı, o amaçla yapılmıştı. Şimdi, Türkiye, 1880'lerdeki gibi, 57 nci hükümet sayesinde, onun döneminde ekonomik iflasa sürüklendi ve Türkiye, maalesef, post modern bir Düyun-i Umumiye uygulamasıyla karşı karşıya bırakıldı; IMF dayatmalarına açık hale getirildi ve bu dayatmaların yasaları bir bir geçiriliyor; Telekomunuzu verdiniz; şeker gitti, bankalar gitti; buğdaycı, yokluğa mahkûm edildi; fındıkçıyı, hayvancılığı, hepsini, hepsini ölüme mahkûm ettiniz. Şimdi, tütüncünün tütününü tüttürüyorsunuz burada bu yasa tasarısıyla.

Değerli milletvekilleri, tütüncüye, adetâ dalga geçer gibi, dekar başına 5 dolarlık bir destekleme vaat ediyorsunuz. Bazıları çıkıyor, alternatif üründen bahsediyor; bazıları da çıkıyor, sulu tarım yolunu gösteriyor. Siz, tütün üretilen tarlaların bulunduğu yerleri gezdiniz mi?! Türkiye, sulu tarıma uygun arazileri sulayamıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET DEMİRCAN (Devamla) - Bugün, kıraç arazinin ürünü olan tütün üretilen alanlarda, sulu tarımdan bahsetmek mümkün değil. Bu yasa tasarısıyla, tütüncü, ölüme, yokluğa terk edildi. Samsun'da, İzmir'de, güneydoğuda, her yerde, vatandaş, sizi, ibretle, dikkatle izliyor.

Birinci İzmir İktisat Kongresiyle başlatılan iktisadî istiklalin, adetâ, ihanete uğramasıyla karşı karşıyayız. Atatürk'ün, sembollere indirerek, millî egemenlik ve istiklal gibi en önemli hedeflerini yok ettiniz. Ekonomik kaleler, bir bir düşürülüyor; yabancılara terk ediliyor. Adım adım, ülke, ekonomik bağımsızlığını yitiriyor.

Bu yasa tasarısına, bu Meclisin "evet" dememesini istiyoruz. Bu yasa tasarısına, bu Meclis direnmeli; aksi takdirde, millet, bu yasa tasarısına ve milletin bütün imkânlarını yok eden diğer tarım yasalarına verdiğiniz bu destekleri affetmeyecek, sizleri sandıkta cezalandıracak. Bu yasaya "evet" demeyeceğiniz umudunu besliyor; hepinizi saygıyla selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim efendim.

Şimdi, söz sırası, Milliyetçi Hareket Partisinde.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Aydın Milletvekili Sayın Ali Uzunırmak; buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA ALİ UZUNIRMAK (Aydın)- Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; tütün tasarısının geçici 1 inci maddesiyle ilgili söz almış bulunuyorum; hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

"Türkiye'yi bana tarif et"deseler...

MUSTAFA ÖRS (Burdur)- Edemezsin...

ALİ UZUNIRMAK (Devamla)- ...bölgesi ve dünya çapında zenginlikleri olan, Allah'ın, tabiatın, tarihin, kültürün verdiği bir sürü zenginliklerle dolu, halkı ve devleti fakir olan bir ülke olarak tarif ederdim.

Burada üzerinde durmak istediğim, halkı ve devletin fakirliğidir ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti günden güne de fakirleşen bir devlettir; içerimizde zenginleşenler olmasına rağmen devleti fakirleşen bir devlettir.

Bu duruma nasıl geldik; bu duruma gelirken, tabiî, birçok faktörler var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 1923 yılında kurulduğundan 1983 yılına gelinceye kadar dışborcumuz 15 milyar dolar civarında ve biz, 15 milyar dolarlık dışborçla, Sümerbankları kurmuşuz, demir-çelik fabrikalarını kurmuşuz ve biz, 15 milyar dolar borçla şeker fabrikalarını, çimento fabrikalarını kurmuşuz. 1983'ten 2000'li yıllara geldiğimizde dışborcumuz ve içborcumuz beraber, 200 milyar dolara ulaşmış; ama, bunun yanında, Türkiye'de falanca holding bin kat büyümüş; falanca türedi zengin, beşbin kat büyümüş...

HACI FİLİZ (Kırıkkale)- Sayenizde, sayenizde...

ALİ UZUNIRMAK (Devamla)- Ama, kamu, devlet, cumhuriyetin kuruluş yıllarından 60 yıllık bir zaman içerisinde meydana getirdiği birikimin fevkinde bir birikim meydana getirememesine rağmen, iç ve dışborcunu 15 kat katlamış.

Bu bize neyi hatırlatıyor; bu, bize, sayın milletvekilleri, iktidarı ve muhalefetiyle derinden düşünmeyi gerektiren bir tabloyu ortaya getiriyor. Burada, bu tablonun meydana gelmesinde, belki, milletvekilleri olarak, yeni gelen arkadaşlarımızın, birçok milletvekilinin suçu, günahı yok; ama, cumhuriyet hükümetlerinin, istisnasız, birçoğunun bunda suçu var. Nasıl suçu var; belki kasıt yok; ama, kasıt olmasa da, bir ihmal, bir popülizm ortada.

Kıymetli arkadaşlar, Şeker Kanununu görüşüyoruz, Şeker Kanununu görüşürken, işin sosyal boyutlarından itirazlar yükseliyor; ama, ekonomik boyut görünmüyor ve rakamlar ortaya geliyor. Fransa, 1 milyon kilo pancarı işlerken 302 işçi kullanıyor; Türkiye, 1 milyon kilo pancarı işlerken 1 309 işçi kullanıyor. Peki, Fransa, 1 ton şekeri 280 dolara mal ederken, Türkiye, 680 dolara, 700 dolara mal ediyorsa, kıymetli arkadaşlar, bunun, ekonomik veya sosyal boyutunda düşünmemiz gereken acaba nedir? İşte, burada, körlerle, sağırlar birbirini ağırlar misali, acaba, biz, bir şeyler ürettiğimizi zannederek, dünyaya kapanmış, dünyanın üretim metotlarından, dünyanın üretim araçlarından bihaber vaziyette nereye gidiyoruz?!

Kıymetli arkadaşlar, bir pamuk toplama makinesinin, maliyeti, kiloda yüzde 7 oranında düşürdüğünü; ama, elle toplanan maliyetin kilo fiyatının yüzde 20'si olduğunu düşündüğümüzde, acaba devlet, acaba hükümetler, topraktan başlayan bir reformla, arazi bütünleştirmesinden başlayıp, tarım üretim araçlarını, üretim metotlarını, üretim cins, çeşit ve niteliklerini artırıcı önlemler mi almalıdır; yoksa, daha, halen, benim 600 000 insanım, benim 5 milyon insanım diyerek, paranın nereye gittiği belli olmadan, belki, Türkiye'nin bu fakirleşmesinde, bu zenginleşen fertlere rağmen hiç günahı olmayan çiftçiler mi halen suçlu görülmelidir. (MHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Biz, çiftçinin ufkunu açmalıyız; üretim araçlarında, üretim metotlarında, üretimin niteliklerinde, topraktan dünya borsalarına, bordlarına varan bir halka içerisinde yapılanmamızı yeniden geliştirmeliyiz. Bu olmadığı sürece, sadece çıktıların desteklenmesiyle...

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Tütünü konuşuyoruz, Tarım Bakanı nerede, hani?

ALİ UZUNIRMAK (Devamla) -  Tütünü de konuşurum seninle sayın milletvekili...

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Konuşacak neyiniz var ki!

BAŞKAN - Efendim, lütfen...

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Sadede gel Ali Bey sadede!..

BAŞKAN - Lütfen efendim...

ALİ UZUNIRMAK (Devamla) -  Sayın Başkan, kıymetli arkadaşlar; bir konuyu Yüce Meclisin dikkatine sunmak istiyorum: Burada konuşma yapan bazı milletvekili arkadaşlarım, vatandaşlık şuuru konusunda, bu yasa çıkarsa yeniden anarşiye, teröre dönüleceğini belirterek ekonomik birtakım objelere değindiler.

Kıymetli arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulurken, ben, sizlere, bölgemden Yörük Ali'den örnek vermek istiyorum; Sütçü İmam'dan, Kara Fatma'dan ve Şahin Beyden örnek vermek istiyorum ve en sonunda Yüce Atatürk'ten örnek vermek istiyorum.

Atatürk, bu ülkede millî mücadeleye başlarken, rütbesini sökerek başladı, rütbe alarak değil. (MHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Çünkü, O'nun ne bir karış toprağı vardı ne de ekonomik menfaatları vardı; O, rütbelerini sökerek millî mücadeleye başladı...

MEHMET ZEKİ ÇELİK (Ankara) - Rütbe ile tütünün ne alakası var!?.

ALİ UZUNIRMAK (Devamla) -  Yörük Ali'nin dönümlerce tarlası yoktu. Düşman, Anadolu'ya çıktığında, Yörük Ali millî mücadeleye başladı; onun ekonomik bir menfaatı yoktu.

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Şiir oku, şiir!

ALİ UZUNIRMAK (Devamla) -  Bu sana şiir gelebilir; ama, bu ülkenin bir gerçeğidir, bu Türk kültürüdür. Batılılar, belki işbirliği içerisinde fonlarını, bilmem düşeslerini, bilmem baronlarını hesap ettiler, onlarla işbirliğine girdiler Türkiye'de; ama, o halk çocukları, o rütbesizler millî mücadeleyi kurtardı ve buraya geldi. (MHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Konuşma sürenizi uzatıyorum, lütfen toparlayınız efendim.

MEHMET ZEKİ ÇELİK (Ankara) - Sayın Başkan, vakti çok geçti.

KAMER GENÇ (Tunceli) - 7 dakika konuştu.

ALİ UZUNIRMAK (Devamla) -  Onun için, Türkiye'de, vatandaşlık hak ve ödevlerini ekonomik objelere bir milletvekilinin dayandırması kadar benim utançla karşılayacağım bir düşünce sistematiği olamaz kıymetli arkadaşlar. (MHP sıralarından alkışlar) Onun için...

MUSTAFA ÖRS (Burdur) - Atatürk dinleseydi utanırdı senin bu konuşmalarından!

BAŞKAN - Sayın Örs, yapmayın lütfen...

ALİ UZUNIRMAK (Devamla) - Onun için, iktidarıyla muhalefetiyle birçok insan şunu düşünsün: 1994 yılında, Philip Morris'in, bize internetten yansıyan, kıymetli Dengir Fırat'ın ifadelerinde, Sayın Özal'la ilişkilerinden sonraki hükümet ilişkilerine değinen ve aynı zamanda, Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında birtakım konular yer almasına rağmen, o gün iktidarda oldukları için başka konuşan arkadaşlarımızın da hükümet ettikleri zamanki ilişkilerini dikkatlerine çekmek istiyorum.

Hepinize en derin saygılarımı sunuyorum. (MHP, DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, madde üzerinde verilmiş 11 adet önerge vardır; sadece 3 önergeyi işleme alabileceğimizden, bu önergeleri geliş sırasına göre okutup, aykırılık derecesine göre işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının geçici 1 inci maddesinin ilk fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

"İlgili Genel Müdürlüğün özelleştirme işlemleri tamamlandıktan sonra, bu Kanunun 2 nci maddesindeki Kurul üyeliği için Genel Müdürlüğün ilgilendirildiği Bakanlığın aday önerme yetkisi Kurula geçer."

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının geçici 1 inci maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü satırında yer alan "alımların" ibaresinin fıkra metninden çıkarılarak "ürün alımlarının" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - Son önerge en aykırı önerge olduğu için okutup, işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısının geçici 1 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ilk satırında yer alan "bölgelerinde" ibaresinden sonra gelmek üzere "ürün" ibaresinin eklenmesi suretiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                                        Hakkı Oğuz Aykut

                                                                              Hatay

BAŞKAN - Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI YILMAZ KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılmıyoruz efendim.

HAKKI OĞUZ AYKUT (Hatay) - Önergeleri geri çekiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hepsini geri geçiyorsunuz; peki efendim.

Geçici madde 1'i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Geçici 1 inci madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarıya yeni geçici madde eklenmesine dair bir önerge vardır; önergeyi okutup, işleme alacağım:

Sayın  Başkanlığa

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı yasa tasarısına aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini saygılarımla arz ederim.

Geçici madde: 2000 ve 2001 yılı ürünleri için 1177 sayılı Kanuna ekli cetvelde isimleri yazılı tütün tarımı serbest olan ilçeler dışında kalan yerler ile bu ilçelerin tespit edilmiş ve kesinleşmiş tütün üretim alanları dışında kalan yerlerde ekilen tütün fideleri veya dikilen tütünler 2005 yılından sonra sökülüp yok edilir.

                       

Kamer Genç

İbrahim Konukoğlu

Nurettin Atik

 

 

Tunceli

Gaziantep

Diyarbakır

 

Mehmet Gölhan

 

Necati Yöndar

 

Konya

 

Bingöl

BAŞKAN - Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN - Katılıyorsunuz.

KAMER GENÇ (Tunceli) -Sayın Başkan, şimdi, bakın, bunu, siz, bizi konuşturmamak için... (DSP ve MHP sıralarından gürültüler)

Bir dakika... Rica ediyorum... Beni dinlemenizi istiyorum.

Biraz önce, benim bir önergem vardı. Gazetelerden bana telefon ettiler, dediler ki "Kamer Genç ölmüş" diye... (DSP ve MHP sıralarından gürültüler)  Rica ediyorum... Bir dakika...

BAŞKAN - Bir dakika efendim... Çok önemli... Bir dakika efendim, başka bir şey söylüyor...

Buyurun.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Bakın, yani, burada, eğer bir susarsak, birbirimizi anlayalım. Şimdi, dediler ki "Kamer Genç ölmüş" diye bana bir...

BAŞKAN - Allah korusun.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Efendim, Allah korur, korumaz, önemli değil...

BAŞKAN - Bana o düşer efendim, ne diyeyim yani...

KAMER GENÇ (Tunceli) - Şimdi, ben, onlarla uğraşırken... Evvela, ben bu işi alaya aldım; ama, şimdi, benim çocuklarım var, eşim var, dostlarım var; onları araştırırken, baktım, burada bir önergem geçti, konuşturmadınız...

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Şimdi, görüyorlar, görüyorlar; sağlıklı olduğunu.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Komisyon, beni konuşturmamak için...

BAŞKAN - Efendim, ben konuşturmadım değil, sizin önergenizi okudum, burada yoktunuz.

KAMER GENÇ (Tunceli) - O usulü uygulayamazsınız; çünkü, burada geçici maddedir. Geçici madde üzerinde benim konuşma hakkım vardır Sayın Başkanım; ama, siz, tabiî, burada, ne İçtüzüğü uyguluyorsunuz ne Anayasayı uyguluyorsunuz,  İktidarın bir temsilcisi gibi hareket ediyorsunuz... Teessüflerimi bildiriyorum.

BAŞKAN - Efendim, komisyon katıldı.

Hükümet?..

DEVLET BAKANI YILMAZ KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet de katılıyor efendim.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan izin verir misiniz?

BAŞKAN - İçtüzük 45 gayet açık.

Buyurun efendim.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Efendim, önerge diye takdim etmiş olmanız, bu belgeyi önergeye dönüştürmez; bu, bir maddedir. Bakınız, ifade aynen şöyle: "Sayın Başkanlığa; görüşülmekte olan 719 sıra sayılı yasa tasarısına aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini saygılarımızla arz ederiz". Bu, yeni bir madde ilavesidir, gruplara söz hakkı doğar, bu madde üzerinde arkadaşlara önerge verme hakkı doğar; işlemi böyle yapmazsanız, yanlış bir işlem yapmış olursunuz.

BAŞKAN - Efendim, bir önce de yaptık aynı uygulamayı, dün de yaptık, geçici 4 üncü madde olarak da dün çıkardığımız kanunda geçti efendim.

Uygulama böyle diye de, ben, size ifade buyurdum efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkanım, komisyonun çoğunluğu yok efendim.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkanım, geçmişte siz de yapmış olabilirsiniz, ben de yapmış olabilirim.

BAŞKAN - Efendim, zatıâlileriniz de Başkanvekilliği yaparken yapmışsınız, 1999 dedim 2000 dedim.(MHP sıralarından gürültüler)

Bir dakika efendim...

YASİN HATİPOĞLU (Çorum) - Efendim, ben onu arz ediyorum. Efendim, yeni bir madde ihdasında böyle bir işlem yapmadım. Yeni bir madde ihdasında böyle bir işlem yapmadım, buna imkân vermez 87 nci madde. Lütfen... Gruplara söz hakkı doğar.

BAŞKAN - 87 açık efendim.

ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Buyurun efendim.

ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) - Komisyonun çoğunluğu yoktur, lütfen bir sayar mısınız. (MHP sıralarından "Var" sesleri)

BAŞKAN - Efendim, 15 kişi var orada, 14 kişi icap ediyor.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - 16 kişi oldu.

BAŞKAN - 16 kişi olmuş, haydi... 14... Saydım efendim, beş kere saydım, istirham ederim yani, şu benim işimi bana öğretmeyin.

Hükümetin ve Komisyonun katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, eğer siz, bizi konuşturmazsanız...

BAŞKAN - Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, bir dinler misiniz?..

BAŞKAN - Neyi dinleyeyim efendim, aynı şeyi söylüyorsunuz Sayın Genç. (MHP sıralarından gürültüler)

KAMER GENÇ (Tunceli) - Dinlemek zorundasınız.

61 inci maddeye göre yerimden bir açıklama yapmak istiyorum.

BAŞKAN - Yeni bir önerge geldi efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Siz, bizi konuşturmamakla ne elde edeceksiniz? Komisyon olarak niye orada oturuyorsunuz siz?

BAŞKAN - Tasarıya geçici bir madde ilave edilmesine dair önerge vardır; önergeyi okutup, işleme alacağım.

Okuyun efendim.

Sayın Başkanlığa

Görüşülmekte olan 719 sıra sayılı yasa tasarısına aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini saygılarımla arz ederim.

 

Kamer Genç

Hakkı Töre

Nurettin Atik

 

Tunceli

Hakkâri

Diyarbakır

 

Necati Yöndar

 

Mustafa Örs

 

Bingöl

 

Burdur

GEÇİCİ MADDE 2.- Bu kanunun 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan idarî para cezalarında alınacak yüzde 25 nispeti ilk üç yıl için yüzde 10 olarak uygulanır.

BAŞKAN - Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılıyoruz efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, beni dinlemek zorundasınız...

BAŞKAN - Efendim niye dinlemek zorundayım... Hiçbir dinleme zorunluluğum yok efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI YILMAZ KARAKOYUNLU (İstanbul) - Katılıyoruz efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Bir milletvekili konuşuyor...

BAŞKAN - Komisyonun ve hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, komisyonun katılması, sırf beni konuşturmamak için... Bir milletvekilini konuşturmamak için tuzaklar kuruyorsunuz...

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - 11 inci maddeyi okutuyorum efendim.

MADDE 11.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Hatipoğlu.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkanım, yani, bir maddeyi geçireceğiz diye, şu Parlamentoya olan saygıyı kısaltmaya, kısırlaştırmaya kimsenin hakkı yok. Sayın Bakan önergeye katıldı, Sayın Komisyon Başkanı da önergeye katıldı, neden oy vermiyorlar?! (DSP, MHP ve ANAP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Efendim, Meclisin iradesi de reddetti, ne yapayım...

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Yapmayın efendim... Yapmayın efendim...

BAŞKAN - Benim değil ki efendim...

Müteakip maddeyi okutuyorum:

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Ona bir şey demiyoruz...

BAŞKAN - Müteakip maddeyi okuyun efendim.

Madde 12.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Efendim, siz vermeyebilirsiniz, milletvekillerinin oy vermesi lazım.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, çıkıp vatandaşın karşısına sizi perişan edeceğim.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

86 ncı maddeye göre söz istemi vardır.

Lehinde söz isteyen Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru...

REŞAT DOĞRU (Tokat) - Söz hakkımı Amasya Milletvekili Gönül Saray Alphan'a veriyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Lehinde, Amasya Milletvekili Gönül Saray Alphan; buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Bu vesileyle, Sayın Gönül Alphan'dan da, geçen günkü sürçülisanımdan dolayı özür diliyorum tekrar.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, beni dinler misiniz?

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu Meclis kürsüsüne kimse bu kadar ihanet etmemiştir. Size teessüf ederim, beni konuşturmamak için o tüyoyu siz verdiniz; çünkü, siz, hepiniz çekiniyorsunuz... (DSP, MHP ve ANAP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Gönül Alphan, buyurun efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Çünkü, büyük suiistimallere batmış bir iktidar... Bu iktidar, benim 5 dakika konuşmama dayanamayacak kadar...

BAŞKAN - Efendim, ben sizin birinci önergenizi işleme koydum, sizi çağırdım, siz yoktunuz ve gerekçesini okudum, burada olsaydınız efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Yani, 5 dakika konuşmama dayanamayacak bir iktidar...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Alphan.

GÖNÜL SARAY ALPHAN (Amasya) - Sayın Başkanım, Türkiye'de, sanatçı ve sanat adına, bir Zeki Müren olmak, bir Gönül Yazar olmak, sanatın adına bir onurdur...

KAMER GENÇ (Tunceli) - Kimin Philip Morris'ten 200 milyar aldığını söyleyecektim...

GÖNÜL SARAY ALPHAN (Devamla) - ... ancak,Türkiye Büyük Millet Meclisinde Gönül Saray olmak da benim onurumdur diyerek, sürçülisanınızı kabul ediyorum. (DSP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Çok teşekkür ederim Sayın Gönül Alphan.

GÖNÜL SARAY ALPHAN (Devamla) - 1990'lı yıllarda dünya ekonomisine yeni bir terim girdi, "glasnost ve prestroika" bu, "yeniden yapılanma" demekti.

Liberal ekonomiye hiç hazırlıklı olmayan Doğu Bloku ülkeleri, bu onbir yıl içerisinde, 2001 yılına kadar, liberal ekonominin altyapısını hazırlayan ve globalizasyona ışık tutan, çağdaş teknolojileri davet eden bütün alt hazırlıkları tamamladılar. Bulgaristan, Romanya, Polonya ve Rusya, o dönemlerde, bizim Bankalar Yasamız, özelleştirme ve yabancı sermayeyi teşvik konusunda bütün belge ve dokümanlarımızı istemelerine rağmen, geçen onbir yılı Türkiye çok bonkörce, bir mirasyedi şeklinde harcadı. Bu onbir yılda, şu anda Bulgaristan, Avrupa Birliğinde ön sıralarda yer almasına rağmen ve serbest dolaşım hakkını kazanmış olmasına rağmen, Türkiye, halen bu noktalarda ve biz halen liberal ekonomiyi ve globalizasyonu tartışıyoruz.

Değerli milletvekilleri, bu kürsülerden...

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, bu yönetim size çok yakışıyor...

GÖNÜL SARAY ALPHAN (Devamla) - ... dünyaya, sadece Ankara'dan bakan değil, dünyadan da Ankara'ya bakabilen milletvekillerine ihtiyacımız var. New York'tan, Moskova'dan, Kuzey Afrika'dan ve Ortadoğu'dan Ankara'ya bakabilen milletvekillerine ihtiyacımız var...

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sizi Cumhurbaşkanlığına gönderirler, bunun hesabını aileniz bile ödeyemez, çoluk çocuğunuz bile ödeyemez. Türkiye'nin başına örülen çoraplara alet oldunuz...

GÖNÜL SARAY ALPHAN (Devamla) - ... çünkü, küreselleşmenin önünde ve küreselleşmeye karşı Türkiye'yi koruyabilecek yapılanmayı, bu milletvekilleri ve bu Türkiye Büyük Millet Meclisi yapacak diye düşünüyorum. (FP sıralarından gürültüler)

Değerli milletvekilleri müsaade ederlerse konuşmamı tamamlamak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, bu kürsülerden bizi acımasızca eleştiren muhalefet milletvekilleri, Yedinci ve Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planlarında aynen şu hedefi kendi oylarıyla belirlediler, dediler ki: "Üretim ve tekel ilişkilerinde 196 ve 1177 sayılı kanunları yeni baştan ele alacağız ve çağdaş normlarda düzenleyeceğiz ve bu, bizim hedefimiz olacak." Yüce Meclisin oylarıyla geçti.

Yine, bizi acımasızca eleştiren muhalefetin değerli sözcüleri, 1995'te, o dönemin iktidarlarınca imzalanan gümrük birliğinin bir şartını unutmuş göründüler. Bu şarta göre, sigara ve tütün, sanayi ürünü olup, gümrük birliği kapsamındadır. Sigara ithalatında gümrük vergisini, 1.1.1996'da, yine, dönemin milletvekilleri ve iktidarları, kendileri kaldırdılar.

1995'te, Dünya Ticaret Örgütü sözleşmesine imza atan, o dönemin iktidarlarına göre, Dünya Ticaret Örgütü, bize, aynen şu şartı koşuyor -ve buna imza attılar- diyor ki:"Hiçbir âkit tarafın diğer tarafın ürünlerine yurt içindeki benzer ulusal ürünlere dolaylı veya dolaysız şekilde uygulananlardan daha yüksek düzeyde, doğrudan veya dolaylı olarak iç vergi veya herhangi bir malî yük uygulayamaz." Yine, Dünya Ticaret Örgütü, imzaladıkları anlaşmalara göre diyor ki: "Dışticaret üzerindeki miktar kısıtlamaları ile eşetkili diğer önlemleri kaldıracaksınız."

Değerli arkadaşlarım, tütün ithalatı, bu kürsüden çok eleştirildi. Biz de katıyoruz; ama, bu anlaşmaları biz imzalamadık. (MHP sıralarından alkışlar) Bu anlaşmaların uluslararası şartlarına, normlarına göre uygun hareket etme ve tütün üreticisini, en az zararla, koruma, kollama kararlarını geçirmeye çalışıyoruz. Bunu nasıl yapmaya çalışıyoruz; madem, bu şartlara, Türkiye olarak, imza koyduk, bu, bizim onurumuz -çünkü, uluslararası bir anlaşma- o zaman, bizim yapabileceğimiz şeyler, son derece kısıtlı ve sınırlıydı; ne yaptık; tütün ve tütün mamullerinin gerek ihracatına gerek ithalatına kurum tarafından verilecek kontrol belgesiyle ithalatı düzenlemesini getirdik.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Efendim, toparlarsanız minnettar kalacağım.

GÖNÜL SARAY ALPHAN (Devamla) - Dışticaretle uğraşan arkadaşlarımız son derece iyi bilirler; kontrol belgesi almak son derece sıkıntılı ve zorlu bir uğraştır; yani, her önüne gelen, her istediği tip, miktar ve kalitede tütünü Türkiye'ye ithal edemeyecek.

Başka ne yaptık; sizin bu imzaladığınız anlaşmaların istemesine rağmen, bir yıl içerisinde değil, beş yıl içerisinde tedrici geçiş sağladık; Türk tütüncüsünü ve üreticisini mağdur etmemek üzere.

BAŞKAN - Efendim, teşekkür ediyorum.

GÖNÜL SARAY ALPHAN (Devamla) - Son cümlelerimi söylüyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Tabii efendim. Hayır, ben teşekkür ettim.

Buyurun.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Philip Morris sizi kara listeye alır sonra, fazla konuşturmazsanız!..

GÖNÜL SARAY ALPHAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, burada konuşma yapan tüm değerli milletvekillerinin tütün tarlalarından gelmelerini memnuniyetle öğrendik...

KAMER GENÇ (Tunceli) - Philip Morris size kızar konuşturmazsanız!..

BAŞKAN - Sayın Genç, ağzından çıkanı kulağın duysun ama.

GÖNÜL SARAY ALPHAN (Devamla) - O arkadaşlarımız bir şeyi belirtmeyi unuttular; tütün tarlalarına, genelde küçük kızları ve kadınları gönderirler ve onlar sabahları tütün kırarlar.

Ben, o kadınlar adına konuşuyorum. Koku almayı unutmuş, ellerindeki zift nedeniyle tat alma duygusunu yitirmiş kadınlar adına konuşuyorum. Ben, o kadınların oylarıyla, tütüncülerin oylarıyla buraya geldim ve bu yüce kürsüden yemin ettim; ama, o kadınlara, bir de şu sözü verdim; sizleri acı tütünden kurtaracağız, sizleri daha intensif, daha fazla para kazanabileceğiniz ürünlere geçireceğiz.

Saygılarımla. (DSP, MHP ve ANAP sıralarından alkışlar, FP ve DYP sıralarından "Bravo sesleri, alkışlar [!])

BAŞKAN - Efendim, teşekkür ediyorum.

Aleyhte söz isteyen Sayın İsmail Özgün, buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Sayın Başkan, benim de söz talebim vardı.

BAŞKAN - Efendim, zatıâlilerinizden evvel Ali Rıza Gönül Bey var, sonra Mehmet Özcan Bey var, Orhan Bıçakçıoğlu Bey var; siz 8 inci sıradasınız, onun için sıra gelmesi mümkün değil.

ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) - Ben sıramı veririm Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hayır, siz sıranızı veremezsiniz; birinci olarak Sayın İsmail Özgün söz aldı efendim.

Bildiğiniz gibi, bir lehte bir aleyhte söz verebiliyorum.

ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) - Efendim, siz ikiye çıkarabilirsiniz; nasıl olsa istediğiniz gibi yönetiyorsunuz.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Özgün.

İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 719 sıra sayılı kanun tasarısı hakkında, oyumun rengini belirtmek üzere söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, hepinizi, sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, tarımın katledilmesi, tütün ve tütün üreticilerinin yok edilmesi anlamına gelen bu kanun tasarısına ret oyu vereceğimi, sözlerimin başında ifade etmek istiyorum.

Şu ana kadar, burada yapılan konuşmalarda, özellikle tütün üreten bölgelerden gelen milletvekillerimiz, hem iktidara mensup hem de muhalefete mensup milletvekillerimiz, kanun tasarısı hakkındaki endişelerini orta yere açıkça koydular. Özellikle iktidara mensup milletvekillerimiz, tütün bölgesinden gelen milletvekillerimiz, muhalefetteki arkadaşlarımızın konuşmalarını desteklediler; yanlış bir iş yapıldığını, endişe ettiklerini, tütün üreticilerinin geleceğinden endişeli olduklarını burada ifade ettiler. Şu ana kadar, karşılaştığım birçok milletvekiline sordum, hepsi yanlış olduğunu söylüyor. Şurada oturan Tekelin yöneticilerine sorsak, onlar da yanlış bir iş yapıldığını söyleyeceklerdir; ama, ne yazık ki, görüyoruz ki, burada, yanlış bir iş yapılmaya ve buradan yanlış bir kanun çıkarılmaya çalışılıyor.

Ben diyorum ki, gelin, tütün üreticisini açlığa ve yoksulluğa mahkûm etmeyelim; gelin, elbirliğiyle, bu kanun  tasarısını geldiği yere gönderelim. Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısı, eğer, bu haliyle yasalaşacak olursa, Türk tütünü ve tütün üreticisi, maalesef kendi kaderine terk edilmiş olacak ve başka da bir alternatifi olmayan bu üreticilerimiz, yoksul ve aşsız kalacaklardır; bunu vebali de bu hükümet ortaklarının olacaktır.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de, aşağı yukarı 5 milyon kişi, geçimini temin etmektedir tütünden ve bu 5 milyon insan, bugün, ekranları başında bizi izliyor. Siz, bu kanun tasarısını, IMF'nin bir dayatması olarak buraya getirdiniz. IMF'ye verdiğiniz niyet mektubunun içerisinde yazıyor... Krediyi alabilmek için, o ön şartı yerine getirmek için bugün buraya getirdiniz; ama, bakın, size bir gerçeği söyleyeyim: Yarın, seçim yapıldığında, IMF'den oy istemeyeceksiniz; yine, gidip, bugün açlığa ve sefilliğe mahkûm etmeye çalıştığınız tütün üreticisinden oy isteyeceksiniz. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Peki, hangi yüzle gidip, tütün üreticisinin karşısında "bana oy ver" diyeceksiniz?! Hangi yüzle gidip, pancar üreticisinin karşısına çıkıp "bana oy ver" diyeceksiniz?! Hangi buğday üreticisinden, hangi hayvan bakan, hayvancılık yapan insandan oy isteyeceksiniz?! Siz, her gün dükkânını siftah yapmadan açıp kapayan esnaftan nasıl oy isteyeceksiniz?! Siz, bugün açlığa mahkûm ettiğiniz, geçinemeyen o işçiden, o memurdan, o emekliden nasıl oy isteyeceksiniz; hayret ediyorum! (DSP, MHP ve ANAP sıralarından gürültüler)

Onun için, ben, size, burada iyilik ediyorum; yani, gelin, bu yanlışı yapmayın, bu tütün üreticisini kaderiyle baş başa bırakmayın, mahvetmeyin diye söylüyorum. Ben söylemiyorum; bakın, Balıkesir'in Sındırgı İlçesi, bütün geçimini tütünden sağlayan bir ilçemiz; Ziraat Odası Başkanı sesleniyor: "Biz, 50 000 kişilik nüfusa sahip bir ilçeyiz ve bu 50 000 kişinin aşağı yukarı tamamı, tütünden geçimini sağlıyor. Biz bekliyorduk ki, hükümet tütün üretimini desteklesin, daha kaliteli tütün olsun, biz daha çok para kazanalım... Biz bunu bekliyorken, şimdi, hükümet kalktı, bizi açlığa, sefilliğe mahkûm edecek bir kanunu buraya getirdi. Siz, milletvekilleri olarak bizim vekilimizsiniz, Mecliste bunu engelleyiniz" diyor. Kim söylüyor; Sındırgı Ziraat Odası Başkanı Sayın Yusuf Sidan... Buyurun, üretici bunu söylüyor, ben söylemiyorum. Siz, bu insanların karşısına yarın nasıl çıkacaksınız, gelin, burada bunun cevabını verin. Siz gelin de, üretimi durdurmak yerine, üreticiyi perişan etmek yerine, üretimi artırıcı tedbirleri buraya getirin, biz de size destek olalım; ama, siz, üretimi yok etmek istiyorsunuz, çiftçiyi, köylüyü perişan etmek istiyorsunuz ve yapıyorsunuz da. Onun için, biz, sizi buradan ikaz ediyoruz; yanlış yoldasınız ve yanlış yapıyorsunuz, gelin, bunu yapmayın.

MEHMET ARSLAN (Ankara) - Avrupa Birliğine girmeyelim mi?!

İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) - Benim Balıkesir'deki, Sıngırgı'daki, Bigadiç'teki, Savaştepe'deki, Gönen'deki, Kepsut'taki tütün üreticim ne yapacak?!. Soruyor bana "ben ne yapacağım, neyle geçineceğim, bana alternatif olarak, hükümet ne sunuyor, ben ne yapacağım" diyor. Gelin, söyleyin ne yapacağını...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Efendim, lütfen toparlar mısınız.

İSMAİL ÖZGÜN (Devamla) - Sayın Başkan, toparlıyorum.

Geliniz, iktidar muhalefet demeden... Bakın, siz de iktidar milletvekilleri olarak buraya çıktınız, söylediniz "bu iş yanlıştır" dediniz. Geliniz, her beraber, bu kanun tasarısına burada ret oyu verelim ve bu kanun tasarısını geldiği yere gönderelim diyorum, hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim efendim.

Sayın milletvekilleri, tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.

Tasarının tümü açık oylamaya tabidir. Açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir efendim.

Açık oylama için 2 dakika süre veriyorum ve oylamayı başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına 319 sayın milletvekili iştirak etmiş olup, 206 kabul, 109 ret, 1 çekimser, 3 mükerrer oy kullanılmıştır; böylece, tasarı kanunlaşmıştır efendim.

Sayın milletvekilleri, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 21 Haziran 2001 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 22.11

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.