DÖNEM : 21 CİLT : 61 YASAMA
YILI : 3 T. B. M. M. TUTANAK
DERGİSİ 91 inci
Birleşim 25 . 4 . 2001 Çarşamba İ Ç İ N D E K İ L E R Sayfa I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ II. - GELEN KÂĞITLAR III. - YOKLAMALAR IV. - SEÇİMLER A) Komİsyonlarda
AçIk Bulunan Üyelİklere Seçİm 1.- Plan ve Bütçe Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER 1.- İzmir Milletvekili Rifat Serdaroğlu'nun; İstanbul Milletvekili
Bülent Akarcalı'nın; Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya'nın; Ankara Milletvekili
Yıldırım Akbulut'un; Şırnak Milletvekili Mehmet Salih Yıldırım'ın; Gaziantep
Milletvekili Ali Ilıksoy, Konya Milletvekili Ömer İzgi ve Ankara Milletvekili
Nejat Arseven'in; İstanbul Milletvekili Ziya Aktaş ve 42 Arkadaşının; Zonguldak Milletvekili Hasan Gemici'nin ve
İzmir Milletvekili Işılay Saygın'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/94, 2/232, 2/286, 2/307, 2/310, 2/311, 2/325, 2/442, 2/449) (S.Sayısı: 527) 2.- Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel
Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde
Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ve
Plan ve Bütçe Komisyonları raporları (1/497, 1/212) (S. Sayısı: 438) VI.- AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR 1.- İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın, Manisa Milletvekili Bülent
Arınç'ın, konuşmasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A) Çeşİtlİ İşler 1.- Genel Kurulu ziyaret eden Avrupa Parlamentosu Liberal Parti Grubu ve
Başkanına, Başkanlıkça "hoş geldiniz" denilmesi VIII.- SORULAR VE CEVAPLAR A) YazIlI
Sorular ve CevaplarI 1.- Diyarbakır Milletvekili Osman Aslan'ın, yurtdışında yaşayanların
başörtülerine konsolosluklarca müdahale edildiği iddialarına ilişkin sorusu ve
Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in cevabı (7/3812) 2.- Siirt Milletvekili Ahmet Nurettin Aydın'ın, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerinin kalkınması için hazırlanan programlara ilişkin Başbakandan
sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin cevabı
(7/3903) I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak beş oturum yaptı. Birinci ve İkinci Oturum Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmının 264 üncü sırasında yer alan 655 sıra sayılı kanun
tasarısının, bu kısmın 7 nci sırasına; 188 inci sırasında yer alan 530 sıra
sayılı kanun tasarısının, 8 inci sırasına; 190 ıncı sırasında yer alan 533 sıra
sayılı kanun tasarısının, 9 uncu sırasına; 166 ncı sırasında yer alan 490 sıra
sayılı kanun tasarısının, 10 uncu sırasına; 162 nci sırasında yer alan 491 sıra
sayılı kanun tasarısının, 11 inci sırasına; 209 uncu sırasında yer alan 563
sıra sayılı kanun tasarısının, 12 nci sırasına; 245 inci sırasında yer alan 626
sıra sayılı kanun tasarısının, 13 üncü sırasına; 107 nci sırasında yer alan 352
sıra sayılı kanun tasarısının, 14 üncü sırasına; 187 nci sırasında yer alan 529
sıra sayılı kanun tasarısının, 15 inci sırasına; 25 inci sırasında yer alan 98
sıra sayılı kanun tasarısının, 16 ncı sırasına; 32 nci sırasında yer alan 199
sıra sayılı kanun tasarısının, 17 nci sırasına; 145 inci sırasında yer alan 430
sıra sayılı kanun tasarısının, 18 inci sırasına; 127 nci sırasında yer alan 386
sıra sayılı kanun tasarısının, 19 uncu sırasına, 48 inci sırasında yer alan 103
sıra sayılı kanun tasarısının, 20 nci sırasına alınmasına; Genel Kurulun; 24 Nisan 2001 Salı günü 15.00-20.00, 25 Nisan 2001
Çarşamba, 26 Nisan 2001 Perşembe ve 27 Nisan 2001 Cuma günleri 14.00-20.00
saatleri arasında çalışmasına; 27 Nisan 2001 Cuma günü de kanun tasarı ve
tekliflerinin görüşülmesine; 24 Nisan 2001 Salı günü, gündemin 8 inci sırasına
kadar olan tasarı ve tekliflerin, 25 Nisan 2001 Çarşamba günü 438 sıra sayılı
kanun tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin
uzatılmasına; 24 Nisan 2001 Salı günü sözlü sorular ile diğer denetim
konularının, 25 Nisan 2001 Çarşamba günü de sözlü soruların görüşülmemesine
ilişkin DSP, MHP ve ANAP Gruplarının müşterek önerisinin; Hatay Milletvekili Namık Kemal Atahan'ın, İki İlçe ve Bir İl Kurulması
(2/476), Kırşehir Milletvekili Ramazan Mirzaoğlu ve 3 arkadaşının, Yükseköğretim
Kurumları Teşkilâtı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 Sayılı Kanun ile 78 ve 190 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması (2/233), İçel Milletvekili Edip Özgenç'in, Üç İlçe ve Bir İl Kurulması ile 190
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılması
(2/545), Hakkında Kanun Teklifinin İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergelerinin, Yapılan görüşmelerden sonra, kabul edildikleri açıklandı. Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmında bulunan: TBMM İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifleri ve
Anayasa Komisyonu Raporunun (2/94, 2/232, 2/286, 2/307, 2/310, 2/311, 2/325,
2/442, 2/449) (S.Sayısı : 527) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere
ilişkin Komisyon raporu henüz hazırlanmadığından; Polis Yüksek Öğretim Kanunu Tasarısının (1/497, 1/212) (S.Sayısı : 438), Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Yurtdışı Teşkilâtı Hakkında 189 Sayılı
Kanun Hükmünde Kararnameye İlişkin Kanun Tasarısının (1/53) (S.Sayısı : 433), Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Nakdî Tazminat ve Aylık
Bağlanması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 624 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnameye İlişkin Kanun Tasarısının (1/757, 2/603, 2/605) (S.Sayısı
: 592), Ekonomik, Kültürel, Eğitim ve Teknik İşbirliği Başkanlığı Kurulmasına
İlişkin Kanun Tasarısının (1/206, 1/779) (S.Sayısı : 639), Görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır
bulunmadıklarından, Ertelendi; Kamulaştırma Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı
(1/837) (S. Sayısı : 653) üzerindeki görüşmeler tamamlandı; tasarının kabul
edilip, kanunlaştığı açıklandı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı (1/839) (S. Sayısı : 655) üzerinde bir süre görüşüldü.
Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci Oturum Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı (1/839) (S. Sayısı : 655) üzerindeki görüşmeler tamamlandı;
tasarının kabul edilip, kanunlaştığı açıklandı. Kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 25 Nisan 2001
Çarşamba günü, alınan karar gereğince
saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşime 02.20'de son verildi.
No. :128 II. – GELEN
KÂĞITLAR 25.4.2001
ÇARŞAMBA Raporlar 1.- Aydın Milletvekilleri Bekir Ongun ile Ali
Uzunırmak'ın, Bir İlçe Kurulmasına İlişkin Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci
Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Önergesi (2/282) (S. Sayısı
: 656) (Dağıtma tarihi : 25.4.2001) (GÜNDEME) 2.- Bayburt Milletvekili Şaban Kardeş ve 8 Arkadaşının,
Yükseköğretim Kurumları Teşkilâtı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında 2809 Sayılı Kanuna Ek ve Geçici
Maddeler Eklenmesi ve 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan
Gündeme Alınmasına İlişkin Önergesi (2/523) (S. Sayısı : 657) (Dağıtma tarihi :
25.4.2001) (GÜNDEME) 3.- Ankara Milletvekili Uluç Gürkan'ın, Ankara İline
Bağlı Olarak Çayırhan Adıyla Bir İlçe Kurulmasına İlişkin Yasa Önerisi ve
İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Önergesi
(2/568) (S. Sayısı : 658) (Dağıtma tarihi : 25.4.2001) (GÜNDEME) Sözlü Soru
Önergeleri 1.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, THY Trabzon
seferini yapan uçak personelinin kaldığı otele ilişkin
Devlet Bakanından (Yüksel Yalova) sözlü soru önergesi (6/1401) (Başkanlığa
geliş tarihi : 20.4.2001) 2.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, dağıtımına
izin verildiği iddia edilen porno film VCD' lerine ilişkin Kültür Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1402) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001) 3.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, kamu
kurumlarının telefon santrallerinde telesekreter kullanılmasına ilişkin
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1403) (Başkanlığa geliş tarihi :
20.4.2001) 4.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, İstanbul
Büyükşehir Belediyesi Meclis toplantılarına katılmayan FP Beyoğlu Belediye
Meclisi üyesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1404)
(Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001) Yazılı Soru
Önergeleri 1.- Erzincan Milletvekili Sebahattin Karakelle'nin,
Ankara-Altındağ Belediyesinden Hacettepe Üniversitesine geçiş yapan bir memura
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4097) (Başkanlığa geliş tarihi :
20.4.2001) 2.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, memurlara
ödenen çocuk yardımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4098)
(Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001) 3.- Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük'ün,
Hazinenin iç borçlanma ihalesine ve Merkez Bankasının döviz satışına ilişkin
Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru önergesi (7/4099) (Başkanlığa
geliş tarihi : 20.4.2001) 4.- Ankara Miletvekili Saffet Arıkan Bedük'ün,
Ankara-Polatlı banliyö tren seferinin kaldırılacağı iddiasına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4100) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001) 5.- Antalya
Milletvekili Mehmet Zeki Okudan'ın, Merkez Bankasından kamu bankalarına
ve kuruluşlarına kullandırılan kredilere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/4101) (Başbakanlığa geliş tarih : 20.4.2001) 6.- Manisa Milletvekili Bülent Arınç'ın, Yargıtay
Dairelerince verilen kanun yararına bozma kararlarına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4102) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001) 7.- Adıyaman Milletvekili Mehmet Özyol'un, Adıyaman İlindeki
tütün üreticilerinin sorunlarına ilişkin Devlet Bakanından (Rüştü Kâzım
Yücelen) yazılı soru önergesi (7/4103) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001) 8.- Ankara Milletvekili M.Zeki Çelik'in,
Ankara-Hasanoğlan Ders Aletleri Yapım Merkezinin ne zaman açılacağına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4104) (Başkanlığa geliş tarihi
: 20.4.2001) 9.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, kamuya ait
taşınmazların belediyelere devriyle ilgili iddialara ilişkin Devlet Bakanından
(Yüksel Yalova) yazılı soru önergesi (7/4105) (Başkanlığa geliş tarihi :
20.4.2001) 10.- Konya Milletvekili Remzi Çetin'in, Devlet Bakanı
Kemal Derviş'in ABD vatandaşı olup olmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/4106) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001) 11.- Konya Milletvekili Remzi Çetin'in, kriz öncesi
Merkez Bankasından döviz alan özel ve tüzel kişilere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/4107) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001) 12.- Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak'ın, IMF ile
yapılan anlaşmalara ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru
önergesi (7/4108) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001) 13.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, son ekonomik
kriz nedeniyle intihar olaylarının arttığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/4109) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001) 14.- İçel Milletvekili Turhan Güven'in, Mersin Serbest
Bölgesine ilişkin Devlet Bakanından (Tunca Toskay) yazılı soru önergesi
(7/4110) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001) 15.- Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak'ın, günlük bir
gazetede yayımlanan bir kamu bankası
genel müdürünün telefon görüşme tutanaklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/4111) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001) 16.- Isparta Milletvekili Ramazan Gül'ün, İmralı
Adasının güvenliği için yapılan harcamalara ve Devlet Bakanı Kemal Derviş'in
askerlik yapıp yapmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4112)
(Başkanlığa geliş tarihi : 24.4.2001) 17.- Muğla Milletvekili Nazif Topaloğlu'nun, çiftçi
borçlarının dağılımına ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru
önergesi (7/4113) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.4.2001) 18.- Adıyaman Milletvekili Mehmet Özyol'un,
Adıyaman-Malatya yoluna ve köprü ihtiyacına ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4114) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.4.2001) BİRİNCİ
OTURUM Açılma Saati:
14.00 25 Nisan 2001
Çarşamba BAŞKAN:
Başkanvekili Nejat ARSEVEN KÂTİP ÜYELER:
Hüseyin ÇELİK (Van), Cahit Savaş YAZICI (İstanbul) BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 91 inci Birleşimini açıyorum. Toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere geçiyoruz. (FP
ve DYP sıralarından "Nerede var?!" sesleri) TURHAN GÜVEN (İçel)- Nerede var çoğunluk burada?! YASİN HATİBOĞLU (Çorum)- Sayın Başkan... BAŞKAN- Buyurun efendim. YASİN HATİBOĞLU (Çorum)- Bizi, lütfen, saygı
sınırlarının dışına zorlamayın. Nerede var burada?! Çoğunluk 184 kişi... BAŞKAN - Sayın Başkan... YASİN HATİBOĞLU (Çorum)- Bu sizin yaptığınız işi on
sene yaptım ben... Yapmayın!.. BAŞKAN- Ben de biliyorum sizin kaç sene yaptığınızı
efendim... YASİN HATİBOĞLU (Çorum)- Yapmayın!.. BAŞKAN- Sayın grup başkanvekilleri, önemli olan, bu
Meclisin çalışması değil mi? Meclisin açılmasını istemiyor musunuz siz?! YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Bırakın efendim, yapmayın!.. TURHAN GÜVEN (İçel)- Zorlayarak çalıştıramazsınız
Meclisi Sayın Başkan. Eğer arzu ediyorlarsa gelir otururlar; ona göre yoklama
yapılır veya yapılmaz. BAŞKAN- Zorlayarak olur mu efendim... Gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz. IV. - SEÇİMLER A) Komİsyonlarda
AçIk Bulunan Üyelİklere Seçİm 1.- Plan ve Bütçe Komisyonunda açık
bulunan üyeliğe seçim BAŞKAN- Plan ve Bütçe Komisyonunda boş bulunan ve
Fazilet Partisi Grubuna düşen 1 üyelik için, Kütahya Milletvekili Sayın Ahmet
Derin aday gösterilmiştir. Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... (FP sıralarından
"Karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz" sesleri) Etmeyenler...
Kabul edilmiştir. Alınan karar gereğince sözlü soruları görüşmüyor ve
gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmına geçiyoruz. Önce, yarım kalan işlerden başlayacağız. V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER 1.- İzmir Milletvekili Rifat
Serdaroğlu'nun; İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın; Amasya Milletvekili
Ahmet İyimaya'nın; Ankara Milletvekili Yıldırım Akbulut'un; Şırnak Milletvekili
Meh-met Salih Yıldırım'ın; Gaziantep Milletvekili Ali Ilıksoy, Konya
Milletvekili Ömer İzgi ve Ankara Milletvekili Nejat Arseven'in; İstanbul
Milletvekili Ziya Aktaş ve 42 Arkadaşının;
Zonguldak Milletvekili Hasan Gemici'nin ve İzmir Milletvekili Işılay
Saygın'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/94, 2/232, 2/286, 2/307,
2/310, 2/311, 2/325, 2/442, 2/449) (S.
Sayısı : 527) BAŞKAN - 10.1.2001 tarihli 42 nci Birleşimde, İçtüzüğün
88 inci maddesine göre komisyona geri verilen Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Tekliflerinin görüşülmeyen
maddeleriyle ilgili komisyon raporu Başkanlığa verilmediğinden, teklifin
görüşmelerini erteliyoruz. Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis Yükseköğretim Kanunu ve
190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki
Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Emniyet Teşkilâtı
Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararname ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam ediyoruz. 2.- Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis
Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490
Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/497, 1/212) (S. Sayısı: 438)
(1) BAŞKAN- Komisyon?.. Burada. Hükümet?.. Burada. Efendim, 10 uncu maddenin oylamasında kalınmıştı
malumunuz olduğu üzere. III. –
YOKLAMA BAŞKAN - Bu oylamayı yapmadan önce, bir yoklama talebi
vardır. Şimdi, bu yoklama talebinde bulunan sayın milletvekillerinin salonda
bulunup bulunmadıklarını arayacağım ve gereğini yapacağım. Arkadaşlarımız
lütfen işaret buyururlarsa, kâtip arkadaşlarımız da takip etsinler. Sayın Hatiboğlu?.. Burada. Sayın Akman?.. Burada. Sayın Fırat?.. Burada. Sayın Öztek?.. Burada. Sayın Fatsa?.. Burada. Sayın Erbaş?.. Burada. Sayın Bekâroğlu?.. Burada. Sayın Aslan?.. Burada. Sayın Özyol?.. Burada. Sayın Gülle?.. Burada. Sayın Güler?.. Burada. Sayın Demirci?.. Burada. Sayın Ergezen?.. Burada. Sayın Sünnetçioğlu?.. Burada. Sayın Sanay?.. Burada. Sayın Kukaracı?:. Burada. Sayın Öksüz?.. Burada. Sayın Sezal?.. Burada. Sayın Ünal?.. Burada. Sayın Tunç?.. Burada. YUSUF KIRKPINAR (İzmir) - Sayın Başkan, ad okunarak
yapın. BAŞKAN - Çok uzun süre alıyor... AYDIN TÜMEN (Ankara) - Ad okunarak yapın Sayın Başkan. BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, elektronik cihazla
yoklama yapacağız. Yoklama için 5 dakika süre veriyorum. YUSUF KIRKPINAR (İzmir) - Sayın Başkan, niçin ad
okunarak yapmıyorsunuz? BAŞKAN - Efendim, şunun için ad okunarak yapmıyorum;
çünkü, birçok masraf ederek, bu Meclis elektronik oylama sistemini getirdi,
sistemine dahil etti. Milletin zamanını fazla almamak için, elektronik cihazla
yoklama yapmayı uygun buldum. Yoklama işlemini başlatıyorum efendim. (Elektronik cihazla yoklama yapıldı) BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısı
vardır; çalışmalarımıza devam ediyoruz. V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) 2.- Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis
Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490
Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/497, 1/212) (S. Sayısı: 438) (Devam) BAŞKAN - Tasarının 10 uncu maddesinin oylanmasında
kalınmıştı. Şimdi, bu maddenin oylamasının açık oylamayla yapılması
için bir talep var; yine, talep sahibi sayın milletvekillerimizin salonda olup
olmadığını arayacağım ve gereğini yapacağım. Sayın Hatiboğlu?.. Burada. Sayın Akman?.. Burada. Sayın Fırat?.. Burada. Sayın Bekâroğlu?.. Burada. Sayın Fatsa?.. Burada. Sayın Öztek?.. Burada. Sayın Göksu?.. Burada. Sayın Erbaş?.. Burada. Sayın Çelik?.. Burada. Sayın Aslan?.. Burada. Sayın Özyol?.. Burada. Sayın Gülle?.. Burada. Sayın Güler?.. Burada. Sayın Ergezen?.. Burada. Sayın Demirci?.. Burada. Sayın Sünnetçioğlu?.. Burada. Sayın Sanay?.. Burada. Sayın Kukaracı?.. Burada. Sayın Öksüz?.. Burada. Sayın Tunç?.. Burada. Sayın Kalkan?.. Burada. Sayın milletvekilleri, açık oylamanın şekli için Genel
Kurulun kararını alacağım. Açık oylamanın elektronik oylama makinesiyle yapılması
hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Oylama işlemini başlatıyorum ve 1 dakika süre
veriyorum. (Elektronik cihazla oylamaya başlandı) VEYSEL CANDAN (Konya) - Biraz önce niye 5 dakikaydı? BAŞKAN - Efendim, o yoklamaydı, bu oylama; onun için
biri 5 dakika, biri 1 dakika. AYŞE NAZLI ILICAK (İstanbul) - Alet de çalışmıyor, 1
dakikada yetişmez. RAMAZAN TOPRAK (Aksaray) - Niye 1 dakika verdiniz Sayın
Başkan?! Tarihte ilk defa oylamada 1 dakika süre veriliyor!.. BAŞKAN - Efendim, makineye giremeyen sayın milletvekili
arkadaşlarımız pusula yollarlarsa, onları dikkate alacağız tabiî, her zaman
olduğu gibi. (Elektronik cihazla oylamaya devam edildi) AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Bunun bir zamanı olması
lazım. Sayın Başkan, sulandırmayın! BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 10 uncu maddenin
yapılan açık oylamasına, 214 sayın milletvekili arkadaşımız katılmıştır; 130
kabul, 82 ret, 1 çekimser, 1 mükerrer oy kullanılmıştır. Ancak, karar
yetersayısı olmadığı için ara vereceğim. Ne kadar ara verelim sayın grup başkanvekilleri? ZEKİ ÇAKAN (Bartın) - Sayın Başkan, 15 dakika... MEHMET EMREHAN HALICI (Konya) - 30 dakika... BAŞKAN - Birleşime 15 dakika ara veriyorum efendim. Kapanma
Saati: 14.21 Açılma Saati:
14.35 BAŞKAN:
Başkanvekili Nejat ARSEVEN KÂTİP ÜYELER:
Hüseyin ÇELİK (Van), Cahit Savaş YAZICI (İstanbul) BAŞKAN- Sayın milletvekilleri, 91 inci Birleşimin
İkinci Oturumunu açıyorum. 438 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz. V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) 2.- Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis
Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490
Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/497, 1/212) (S. Sayısı: 438) (Devam)
Tasarının 10 uncu maddesinin oylamasında, yapılan açık
oylama sonucuna göre, karar yetersayısı bulunamamıştı; bu nedenle, maddenin
oylamasını, talebin gereği olarak, tekrar açık oylama şeklinde ve alınan karar
gereğince, oylamayı da elektronik cihazla yapacağım. Şimdi, oylama için 2 dakika süre veriyorum. Oylama işlemini başlatıyorum. (Elektronik cihazla oylama yapıldı) AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, süre bitti. CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Sayın Başkan, ben buradayım;
ama, sisteme giremedim. AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Süre bitti. CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Olur mu öyle şey, ben
buradayım. Sistem bozuksa, yaptırın o zaman. OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, arkadaşımız burada;
ama, sisteme giremedi. AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Süre bitmeden önce oy
pusulasını vermek zorundasınız. BAŞKAN - Efendim, lütfen, yerinizden konuşmayın. Bir
dakika... OKTAY VURAL (İzmir) - Siz imzaladığınız zaman hoşunuza
gidiyor. Gelin, oy kullanın, "red" diye oy kullanın. BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, pusula gönderen sayın
milletvekili arkadaşlarımızın salonda olup olmadıklarını arayacağım. İsimlerini
okuyorum; lütfen işaret buyursunlar. Sayın Ersin Taranoğlu?.. Burada. Sayın Hikmet Sami Türk?.. Burada. Sayın İsmail Cem?.. Burada. Sayın Şükrü Sina Gürel?.. Burada. Sayın Fevzi Aytekin?.. Burada. Hüsamettin Özkan, vekaleten Sayın Recep Önal?.. Burada. Mustafa Yılmaz, vekaleten Sayın Nami Çağan?.. Burada. AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Olmaz... Olmaz... (DSP
sıralarından gürültüler) OKTAY VURAL (İzmir) - Nesi olmuyor?.. BAŞKAN - Efendim, biz işin gereğini yapıyoruz.
Lütfen... Çok rica ediyorum... Erkan Kemaloğlu?.. Burada. Ergün Bayrak?.. Burada. Sadettin Tantan, vekaleten Sayın Edip Safder Gaydalı?..
Burada. MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Bir kişi kaç kişiye vekalet
veriyor? BAŞKAN - Sayın Mükerrem Levent?.. Burada. Sayın Enis Öksüz?.. Burada. CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Benimki nerede Sayın Başkan?
Sayın Başkan, benim pusulam okundu mu? BAŞKAN - 12 tane kabul oyu var. ZEKİ ÇAKAN (Bartın) - Sayın Başkan, Sayın Yaşar
Eryılmaz da oy kullandı, pusula gönderdi; ama, okumamışsınız. BAŞKAN - Efendim, geç geldiği için, süre bittikten
sonra geldiği için alamadık. CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Sayın Başkan, benim oyumu da
var yaz! Sayın Başkan, ya makineleri yaptır ya benim oyumu da
var yaz! MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Neden zamanında gelip
kullanmadın?.. Senin oyuna her şeyi yaptım ben, muska yaptım, geçmedi
oraya. CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Benim oya muskayı siz
yaptınız, okudunuz orada; arada benim oyu kaynattınız. HÜSEYİN KARAGÖZ (Çankırı) - Zamanında gelip bunlarla
ilgili oy kullansaydın ya! CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Memlekette bir sürü namaz
kıldırmaya adam lazım; boş ver ya, polis olup da ne olacaklar; namaz
kıldırsınlar, gidip imamlık yapsınlar! MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Zapta geçiyor değil mi bunlar?
(MHP sıralarından "Zabıt yok!.. Zabıt yok!.." sesleri, gürültüler) YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Geçiyor tabiî, zabıtlara
geçmesi lazım. CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Geçsin; ne yapalım. BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 10 uncu maddenin ikinci
kez yapılan açık oylamasına 184 sayın üye katılmış; 176 kabul, 8 ret oyu
kullanılmıştır. Böylece, madde kabul edilmiştir. Şimdi, müteakip maddeyi okutuyorum: Başkan ve Dekanın görev, yetki ve sorumlulukları MADDE 11- Akademi Başkanı; a) Öğrencilerin 3 üncü maddede belirtilen ana ilkeler
doğrultusunda ve polislik mesleğinin gerektirdiği disiplin anlayışı içerisinde
yetiştirilip yetiştirilmediği konusunda dekanı denetlemek, b) Öğretim bölümleri ile yönetim birimleri arasında
düzenli çalışmayı sağlamak ve akademinin tüm yönetim işlerini yürütmek, c) Akademi birimleri ve öğretim elemanları dahil her
düzeydeki personel üzerinde genel gözetim ve denetim görevini yapmak, d) Her eğitim-öğretim yılı sonunda akademinin
eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayın faaliyetleri hakkında dekandan
aldığı rapora, varsa görüşlerini de eklemek suretiyle genel müdürlüğe vermek, e) Akademinin, fakültenin, enstitünün ve polis meslek
yüksek okullarının yatırım programlarını ve bütçe tekliflerini, kadro
ihtiyaçlarını genel müdürlüğe bildirmek ve verilecek emirler doğrultusunda
uygulamak, f) Gerekli gördüğü hallerde akademide görevli öğretim
elemanlarının akademideki görevlerine son verilmesi veya görev yerlerinin
değiştirilmesi hususunda genel müdürlüğe teklifte bulunmak, g) Bu Kanunla ve diğer Kanunlarla belirlenen görevleri
yapmak, ile görevli ve bunlarla ilgili çalışma düzeni kurmaya
yetkilidir. Başkan, yukarıda belirlenen görevlerin düzenli bir
şekilde yerine getirilmesinde, gözetim ve denetiminin yapılmasında takip ve
kontrol edilmesinde, sonuçlarının alınmasında genel müdüre karşı birinci
derecede sorumludur. Fakülte Dekanı; a) Öğrencilerin 3'üncü maddede belirlenen ana ilkeler
doğrultusunda ve polislik mesleğinin gerektirdiği disiplin anlayışı içerisinde
yetiştirilmesini sağlamak, b) Yürürlükteki kanun, tüzük ve yönetmelikleri, genel
müdürlük ve fakülte öğretim kurulunun da önerilerini dikkate alarak fakültenin
eğitim ve bilimsel araştırma işlerinin yürütülmesini sağlamak, c) Her eğitim-öğretim yılı sonunda fakültenin
eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayım faaliyetleri hakkında başkana rapor
sunmak, d) Bu Kanunla ve diğer Kanunlarla belirlenen görevleri
yapmak, ile görevli ve bunlarla ilgili çalışma düzeni kurmaya
yetkilidir. Dekan, yukarıda belirlenen görevlerin düzenli bir
şekilde yerine getirilmesinde, gözetim ve denetiminin yapılmasında takip ve
kontrol edilmesinde, sonuçlarının alınmasında, başkana karşı birinci derecede
sorumludur. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkanım, efendim, bir
hususu öğrenmek istiyorum. BAŞKAN - Buyurun efendim. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Malumunuz, sayın bakanların,
vekâleten, ancak oy kullanmaları mümkündür; vekâleten yoklamaya katılmaları
mümkün değildir. Ben, şimdi, Başkanlığınızdan... BAŞKAN - Biz oylama yaptık Sayın Hatiboğlu; biz açık
oylama yaptık. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Efendim, yoklamaya
sayamazsınız. BAŞKAN - Efendim, biz, yoklamaya saymıyoruz. Açık
oylama yaptık. Açık oylamanın tarifinin içinde, sayın bakanların vekâleten oy
kullanacakları yazılı. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Var efendim... BAŞKAN - Sizin de gayet iyi bildiğiniz gibi, aslında,
uygulaması fevkalade tartışmalı... YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Tabiî efendim... BAŞKAN - Yani, açık oylamanın, aynı zamanda yoklama
gibi mütalaa edilip edilmeyeceği hususundan bahsediyorsunuz. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Hayır, toplantı
yetersayısı... BAŞKAN - Ama, biz, oylama yaptık. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Efendim, biz oylama yaptık;
ama, 184'ten eksik olsaydı ne yapacaktık? 184'ten eksik olsaydı ne yapacaktık? BAŞKAN - 184'ten eksik olsaydı ara verecektim. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Demek ki, işte, sayın
bakanların vekâleten ancak oylamaya katılabilecekleri... Çünkü, bu işlemde, hem
oylamayı yapıyorsunuz hem yoklamayı denetliyorsunuz 96'ya göre. BAŞKAN - Kıyasen... YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Anayasa 96, İçtüzük 146'ya göre, bu işlemde iki şey var:
Birincisi oylama, ikincisi yoklama. Önce yoklamanın neticesine bakacaksınız.
Yanlıştır... BAŞKAN - Sayın Başkan, önce yoklamayı yaptık, toplantı
yetersayısını bulduk. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Nerede?.. BAŞKAN - Biz, burada, bu kez oylama yaptık ve karar
yetersayısı aradık; dolayısıyla, kararımızı da aldık, madde oylandı, bitti. Teşekkür ediyorum. (FP sıralarından "hayır"
sesleri, gürültüler) ŞEREF MALKOÇ (Trabzon) - Hayır, yanlış yapıyorsunuz,
böyle şey olmaz. Efendim, dün akşam sahte oy kullanıldı zaten. Milletin gözünün
önünde bunu yapamazsınız Sayın Başkan. BAŞKAN - Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına,
Sayın Lütfi Yalman konuşacaklar. Buyurun Sayın Yalman. FP GRUBU ADINA LÜTFİ YALMAN (Konya) - Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; 438 sıra sayılı kanun tasarısının 11 inci
maddesi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Fazilet Partisi Grubu olarak, demokratik haklarımızı
kullanarak bu yasanın çıkmaması noktasında gayret gösterdik; ama, maalesef,
bizce, toplantıda belki yeterli sayıda milletvekili arkadaşımız olmamasına
rağmen, Sayın Başkanımızın yorumuyla, toplantı yetersayısı var addedilerek,
toplantı açıldı. Değerli arkadaşlar, bu tasarının genelini
değerlendirdiğimiz zaman, özellikle bazı maddeleri üzerinde, net manada, kesin
manada bir ayrımcılığın, bir adaletsizliğin varlığını hepimiz hissederiz ve
görürüz. Bunu hissetmemek mümkün değil. Nitekim, şu oylama sırasında bile,
iktidar partili milletvekili arkadaşlarımızdan bir kısmının ne kadar mustarip
olduğunu, ne kadar sıkıntı çektiğini fiilen görüyoruz. Değerli arkadaşlar, genel lise mezunu yavrularımız
bizim yavrularımızdır, endüstri meslek lisesi veya teknik lise mezunları da
bizim yavrularımızdır, ticaret lisesini bitirenler de, imam-hatip liselerini bitirenler
de bizim yavrularımızdır ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin okullarının hepsi de
bu devletin, bu milletin okullarıdır, mezunları da bu milletin ve bu memleketin
evlatlarıdır. Bunların hepsi, aynı toprakta yaşayan, aynı havayı teneffüs eden
insanlardır. Herhangi bir okulda okuyan bir öğrencinin kabiliyeti, bir diğer
öğrencinin kabiliyetinden, tercih ettiği okuldan dolayı, farklılık addetmez.
Kaldı ki, bir öğrencinin -hangi okulda okursa okusun- kabiliyeti, diğer bir
okuldaki öğrenciye göre, yine okul farkı gözetmeksizin, çok daha farklı, çok
daha kaliteli, çok daha iyi olabilir. O halde, biz, ne hakla ve hangi mantıkla,
hangi demokratik anlayışla bu okullar arasında ayrım yapıyoruz?! Şimdi, bu tasarıda, âdeta şöyle bir şey denilmek
isteniyor: Genel lise ve teknik lise mezunları daha iyi vatandaştır, daha
kabiliyetlidirler; ama, endüstri meslek lisesi mezunları, imam-hatip lisesi
mezunları daha kötü vatandaş veya daha az kabiliyet sahibidirler. Biz, burada,
böyle bir algılamayı, böyle bir ayrımı görüyoruz. Değerli arkadaşlar, herkes sınava tabi tutulur;
kabiliyetlerine göre, başaran, hangi okul mezunu olursa olsun, istediği yerde
eğitimini alır veya girme hakkını elde eder. Meslek lisesi mezunları ile imam-hatip lisesi mezunları
polis yüksek okuluna gitme hakkını, bu kanunla, elde edemiyor veya önleniyor,
önünü kesiyoruz. Şimdi, ben, size soruyorum: İmam hatip lisesi mezunu olduğu
için, bir yavruya "siz askerlik yapmayın" diyebilir misiniz ya da
"siz imam-hatip lisesi mezunu olduğunuz için vergi vermeyin" veya
"daha az vergi verin" diyebilir misiniz? Böyle bir şeyi söyleme
cesaretiniz veya hakkınız var mı; yok. Peki, o halde, bu ayırım niye arkadaşlar?!
Bunu neyle izah ediyorsunuz allahaşkına?! Siz, endüstri meslek lisesi,
imam-hatip lisesi veya meslek lisesi mezununu bir kenara itiyorsunuz; sizin
kabiliyetiniz daha az, siz daha kötü vatandaşsınız, öbür taraf daha iyi
vatandaş gibi bir yaklaşımla, insanlar arasında, vatandaşlar arasında, herhangi
bir okul mezunu olan öğrenciler, yavrular arasında ayırım yapma hakkını nereden
buluyorsunuz allahaşkına?! Değerli arkadaşlar, bu, kesinlikle, bir ayırımcılıktır
ve kesinlikle, Anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır; aynı zamanda, lise ve
dengi okullarda okuyanların ayırıma tabi tutulmasıdır. Bunlar, ne insanî olarak
ne de vicdanî olarak doğru bir şey değildir, doğru bir uygulama değildir. Değerli arkadaşlar, bu tasarının hiçbir hukukî dayanağı
yoktur; hiçbir hukukî dayanağı ve gerekçesi yoktur. Yani "bu ayırımı
yaparken, biz, şu hukukî gerekçeye dayanıyoruz, şu hukukî gerçeklerden dolayı
hareket ediyoruz" ya da "şu aklî, şu mantıkî realiteye dayanarak,
biz, bu kararları veriyoruz" diyemiyorsunuz, diyemezsiniz de. O halde,
niye, Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi bir yasama organı eliyle, kanunsuzluğa,
biz, çanak tutuyoruz arkadaşlar?! Siz, burada, Türkiye Büyük Millet Meclisinde,
yasama organı olarak, eğer, kanunsuzluğa, adaletsizliğe, Anayasaya aykırılığa,
ayırımcılığa çanak tutarsanız, bunun dışında kalan vatandaşlardan kanuna
uymayı, ayırımcılık yapmamayı, adaletsiz davranmamayı ne hakla isteyebilir ya
da bekleyebilirsiniz? Bunu, hiçbirimiz izah edemiyoruz. O halde, niye yanlışta
ısrar ediyoruz değerli arkadaşlarım. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Yalman, mikrofonunuzu açıyorum, lütfen
tamamlayın efendim. LÜTFİ YALMAN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bu
kanunun birkaç tane maddesi kesinlikle Anayasaya aykırıdır, Anayasanın eşitlik
ilkesine aykırıdır, vatandaşlar arasında ayırımcılığa sebebiyet vermektedir.
Bu, kin ve garazı körüklemek demektir. Belli bir kitlenin, belli bir grubun,
belli kesimlere karşı içerisinde besleyebileceği sevgiyi törpülemek, ortadan
kaldırmak demektir. Siz, insanlar arasında sevgiyi eşit olarak dağıtmakla
yükümlüsünüz. Yoksa, ben, bir kesime, bir kitleye sevgimi vereceğim, öbür
kitleye kin ve nefreti vereceğim veya dağıtacağım gibi bir yaklaşımla hareket
eder ya da dayanağı böyle bir inanç, böyle bir anlayışla kanun çıkarırsanız,
çok yanlış olur değerli arkadaşlar. Gelin, yol yakınken bu yanlıştan dönelim. Bu
ayırımcılıktan, bu adaletsizlikten, bu farklı yaklaşım tarzından vazgeçelim ve
biz, Fazilet Partisi Grubu olarak, bu kanuna ret oyu veriyoruz. Ret oyu
vermemizin temel gerekçesi, Anayasanın eşitlik ilkesine aykırılığından
kaynaklanmaktadır. Bu duygularla, özellikle bu meselede hassasiyet
gösteren, hakikaten ıstırap duyduğuna inandığımız arkadaşlarımızın biraz daha
dikkatli davranmalarını istirham eder; hepinize saygılar sunarım. (FP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum efendim. 11 inci madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına,
Çorum Milletvekili Sayın Bekir Aksoy; buyurun efendim. TURHAN GÜVEN (İçel) - Vazgeçtik efendim. BAŞKAN - Peki. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir. Müteakip maddeyi okutuyorum: Fakülte Öğretim Kurulu ve Fakülte Yönetim Kurulunun
kuruluş, işleyiş ve görevleri MADDE 12- Fakülte öğretim kurulu, dekanın
başkanlığında, dekan yardımcıları ile bölüm başkanları ve fakültede görevli
profesör, doçent ve yardımcı doçentlerin her birinin kendi aralarından üç yıl
için seçecekleri bir öğretim üyesinden oluşur. Fakülte öğretim kurulu normal olarak her eğitim-öğretim
yılı başında ve sonunda toplanır. Dekan, gerekli gördüğü hallerde de kendiliğinden bu
kurulu toplantıya çağırabilir. Fakülte Öğretim Kurulu; a) Fakültenin eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve
yayın faaliyetlerinin esasları hakkında görüş bildirmek, öğrencilerin çalışma
ve yetişme durumlarına ilişkin tedbirleri görüşmek, b) Eğitim-öğretim faaliyetlerinin genel
değerlendirmesini yapmak, c) Dekanın uygun gördüğü konuları görüşmek ve karara
bağlamak, ile görevlidir. Fakülte Yönetim Kurulu; Fakülte yönetim kurulu, dekana yardımcı bir organ olup,
dekanın başkanlığında, eğitim işleri ile görevli dekan yardımcısı ile bölüm
başkanları ve fakültede görevli profesör, doçent ve yardımcı doçentler
arasından fakülte öğretim kurulu tarafından üç yıllık süre için seçilecek birer
üyeden oluşur. Bu kurul, dekanın gerekli gördüğü hallerde toplanır. Fakülte yönetim kurulu fakültenin idari
faaliyetlerinde; a) Fakültenin eğitim-öğretim, plan ve programları ile
takviminin uygulanmasını sağlamak, b) Fakülte öğretim kurulunun eğitim-öğretim ile ilgili
olarak tespit ettiği esasları göz önüne almak suretiyle bunların uygulanmasında
dekana yardımcı olmak, c) Fakültenin bütçe ve kadro tekliflerini hazırlamak, d) Eğitim-öğretim çalışmalarını değerlendirmek ve
alınacak tedbirler hakkında teklifler hazırlamak, e) Öğrencilerin kabulü, ders intibakları ve fakülteden
çıkarılmaları, genel müdürlükçe bildirilecek esaslara göre bölümlere
ayrılmaları, eğitim-öğretim ve sınavlara ait işlemler hakkında karar vermek, f) Öğretim elemanlarının dersleri ile ilgili
raporlarını inceleyerek alınacak tedbirleri karara bağlamak, g) Dekanın, fakülte yönetimi ile ilgili olarak kurula
getireceği yönetime ilişkin diğer işleri görüşerek karara bağlamak, ile görevlidir. BAŞKAN - Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına,
İstanbul Milletvekili Sayın Nazlı Ilıcak; buyurun efendim. (FP sıralarından
alkışlar) FP GRUBU ADINA AYŞE NAZLI ILICAK (İstanbul) - Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 438 sıra sayılı kanun tasarısının 12 nci
maddesi üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; hepinizi
saygıyla selamlıyorum. 12 nci madde, fakülte öğretim kurulu ve yönetim
kurulunun işleyiş ve görevlerini düzenliyor. Biz, bu kanunu niçin çıkarıyoruz; polisimiz, Avrupa
seviyesinde bir eğitim görsün diye çıkarıyoruz. Dokuz aylık yüksekokullar
yetmez, dolayısıyla bu dokuz aylık yüksekokulları iki yıllık eğitim okulları
haline getirelim, yüksekokulları haline getirelim. Şimdi, bir, dört yıllık
polis akademileri var; lise eğitiminden sonra Türk polis teşkilatının yönetici
kademesini yetiştiriyor. Bunun yanı sıra, bu dokuz aylık yüksekokullar da,
yine, polis akademisine bağlı iki yıllık önlisans programı uygulayan polis
yüksekokullarına dönüştürülüyor. Bunlar güzel, amaç güzel; Avrupa gibi olmak;
ama, ben size bir şey söylemek istiyorum. Siz, şu 28 Şubat tozunu ve
zihniyetini üzerinizden atmazsanız, Avrupa'nın kenarına, kıyısına ulaşamazsınız
değerli arkadaşlar. Şimdi, sizler, bayrak törenlerinde bile başörtüsünü
yasaklıyorsunuz. ORHAN BIÇAKÇIOĞLU (Trabzon) - Yalan konuşuyorsun,
yalan!.. AYŞE NAZLI ILICAK (Devamla) - Sonra, ANAP Grubunda
çıkıyor Mustafa Taşar, veriyor veriştiriyor; hemen bu düzelsin diye
tavsiyelerde bulunuyor, âdeta gözyaşı döküyor; ben buna, timsahın gözyaşları
diyorum. (FP sıralarından alkışlar) İrade sizin elinizde; değiştirin bu
kanunları, değiştirin bu yönetmelikleri; artık atın bu 28 Şubat tozunu
üzerinizden. Şimdi, değerli arkadaşlar, ben şurada bu Meclise, bu
Parlamentoya seslenmek istiyorum: Kim bilir kaç kişinin eşi, kaç kişinin anası,
kaç kişinin kızı başörtülü; nedir bu başörtüsüne düşmanlık; nedir bu İslamî
kimliğe düşmanlık bu Türkiye Cumhuriyeti hudutları içinde? Gerçekten, büyük bir
üzüntü duyuyorum. Niçin böyle bir ayırım yapıyorsunuz insanlar arasında? Niçin
böyle bir tefrika yaratıyorsunuz? Sonra, 312 nci maddeyi, gelip, bu tefrikayı
yaratmayanlara uyguluyorsunuz. Şimdi, imam hatiplere bu düşmanlık bir türlü
bitmedi. İmam hatipler, Millî Eğitim Bakanlığının denetimi altında değil mi?!
İmam hatipler, cumhuriyet okulları değil mi?! Bilhassa muhafazakâr yapıdaki
arkadaşlara seslenmek istiyorum. Kim bilir kaçınızın ailesi, çocuklarını, sırf,
dinî eğitim alsın, ama, ondan sonra üniversitede okusun, kendi kimliğini,
Müslüman kimliğini muhafaza etsin diye önce imam hatiplere gönderdi; ondan
sonra da üniversitelere gönderme niyetini taşıyor. Öyleyse, değerli arkadaşlar,
niçin, imam hatiplerin kökü biçilmek isteniyor? Şimdi, önce, imam hatiplerin
orta kısmı yasaklandı; sonra, mezunlarının üniversitelere girmesi
zorlaştırıldı. Şimdi, polis okullarına, yine, imam hatip mezunları maalesef
alınmıyor. Ben, şunu sormak istiyorum: Acaba, bu okullarda okuyanlar
Türkiye'nin zencileri mi?! İmam hatipler -tekrar söylüyorum- bir meslek okulu
değil; imam hatipler, üniversiteye hazırlayan eğitim kuruluşları. Şimdi, bir de
yeni düzenleme çıkarılmak isteniyor; deniliyor ki: "Kızlar imam hatiplere
alınmasın; çünkü, hanımlardan imam olmaz." Değerli arkadaşlar, imam
hatiplerin niçin kurulduğunu iyi düşünün. Muhafazakâr aileler, ancak bu şekilde
çocuklarını okutabiliyorlar. Niçin onların önünü kesmeye gayret ediyorsunuz? Değerli arkadaşlar, ben burada laiklik tarifinin bir
daha yapılması gerektiğini anlatmak istiyorum. Laiklik, din düşmanlığı
değildir. Laiklik, başörtüsüne düşmanlık değildir, imam hatiplere düşmanlık
değildir, Kur'an kurslarına düşmanlık değildir. Laiklik, her şeyden önce, o
varmak istediğiniz muasır Avrupa medeniyetinde din ve vicdan özgürlüğüdür.
Evet, devlet nizamı, zorlayıcı ve bağlayıcı olarak dinî kurallara
dayandırılamaz; bu da laikliğin bir esası; ama, şunu da bilin ki,
özgürleştirici olmak kaydıyla, dinden kaynaklanan düzenlemeler de yapılabilir;
yani, insanlar, dini ve vicdanı gereği başörtüsü takarak üniversitelere
gidebilir ve bu, bir kural haline de getirilebilir. Bakın, kim sıkışırsa, zaman zaman... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) AYŞE NAZLI ILICAK (Devamla) - Değerli Başkan, eğer
müsaade ederseniz, son sözlerimle bağlayacağım. BAŞKAN - Tabiî efendim, açayım mikrofonunuzu; size 1
dakika süre veriyorum. Buyurun Sayın Ilıcak. AYŞE NAZLI ILICAK (Devamla) - Değerli arkadaşlar, zaman
zaman, işte Başbakanlık Takip Kurulu vesaire yahut birtakım gazetelerde bazı
haberler çıkmakta "işte poliste Fethullahçı yapılanma" gibi. Hatta,
ben üzülerek şunu söylemek istiyorum: Kim soygun yapıyorsa, kim kanuna aykırı
bir hareket yapıyorsa, kendisini saklamak, gizlemek için, yok polisteki
Fethullahçı örgütlenmeden, şeriatçı örgütlenmeden, devletteki şeriatçı
örgütlenmeden bahsediyor. Hatta, İçişleri Bakanımıza dahi "şeriatçı ve
tarikatçı" dedi bir basın; çünkü, o, yolsuzlukların ve soygunun üzerine
gidiyordu. Değerli arkadaşlar, evet, biz, muasır medeniyete
ulaşalım; ama, yasaklarla, baskıyla, zulümle, muasır medeniyete ulaşılamaz;
vicdanları zorlayarak -biraz önce olduğu gibi- kanunlar zorla kabul edilerek de
Batı medeniyetine veyahut da muasır medeniyete veya demokrasiye ulaşılamaz. Ben, sadece, yazıklar olsun diyerek, hepinizi
selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum efendim. Sayın milletvekilleri, 12 nci madde üzerinde 1 adet
önerge vardır; önergeyi okutacağım ve işleme alacağım: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı yasa tasarısının 12
nci maddesinin birinci fıkrasındaki "doçent ve yardımcı doçentlerin her
birinin kendi aralarından dört yıl için seçecekleri bir öğretim üyesinden
oluşur" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR
(Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) -
Katılamıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Önerge üzerinde, Sayın Uzunkaya; buyurun
efendim. (FP sıralarından alkışlar) MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 438 sıra sayılı polis fakülteleri ve
yüksekokullarının durumları ile fakülte
ve yüksekokullaşmasıyla alakalı yasa tasarısının 12 nci maddesi üzerinde verdiğimiz
değişiklik önergesi üzerinde söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce
Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Değerli arkadaşlar, tasarıda üç yıl süreyle bu
komisyonun oluşması talep ediliyor. Bizim önergemizde, bunun üç yıl değil,
normal fakülte eğitimleri ve diğer üniversitelerde olduğu gibi, genelde dört
yıla çıkarılması şeklindedir; yani, Polis Akademisi de, fakülte de dört yıllık
bir eğitim sürecini, normalde, öğrenci için uyguluyor; ama, akademik
görevlendirmelerde, umumiyetle, dekanlık atamalar vesairelerde dört yıl gibi
bir zaman dilimini içerdiği için, biz, önergeyle, bunun, dört yıla
çıkarılmasını talep etmekteyiz; dolayısıyla, önergemin temel amacı budur ve
genel eğitim yapısına da uygun bir taleptir. Ancak, hukuka, genel anlayışa
uymayan bir başka şey oldu burada: Belki, cumhuriyet tarihinde, çok istisnaî
oylamalardan birisi yapıldı. Açık bir şekilde anayasal bir ayrıcalığa tabi
tutularak bütün okullardan istisna edilen, oysaki, Tevhidi Tedrisat Kanununa
göre bütün eğitim ve müfredatı Millî Eğitim Bakanlığınca tespit edilen, cumhuriyetin
ilk yıllarından beri bir şekilde var olan ve bugüne kadar devam eden imam hatip
okulları, bugünkü ismiyle liseleri hakkında ciddî bir ayırımcılık ve bu hükümet
tarafından millet arasında ciddî bir bölücülük yapılmıştır. Bu tasarının, milleti bu derece birleştirmeye,
kaynaştırmaya, ekonomik zaafların giderilmesi için milletçe daha fazla birliğe
ve kardeşliğe muhtaç olduğumuz bir dönemde, hangi gerekçeye, hangi ciddî
nedenlere dayandırıldığını hâlâ anlayamadığımız; kişisel temaslarım ve
görüşmelerimde, Sayın Bakanın nereden kaynaklandığını bize bir türlü
açıklayamadığı; ancak, çok kere hikmeti hükümet mantığıyla yorumlanan bu tür
yasaların, ne menem bir yasa, ne biçim bir bölücülük anlayışıyla buraya
getirildiğinin ve maalesef hükümet adına da bir bölücülüğün fotoğrafı
çekilmiştir. Değerli arkadaşlar, bu, Anayasaya, Anayasanın temel
esaslarına aykırıdır. Hiç tereddütünüz ve kuşkunuz olmasın, bu yasa, Anayasa
Mahkemesine, az önce yapılan oylamaların şekli itibariyle de götürülecektir;
ama, ruhu itibariyle de -ki, bu yasa, ruhsuz bir yasadır- bu yasa, Anayasa
Mahkemesine götürülecek bir yasadır. Hem Anayasanın 10 uncu maddesine hem de 70
inci maddesine çok açık bir şekilde aykırı bir yasayı, ciddî bir dayatmacılık
mantığıyla, demokrasinin ne ahlakına ne de prensiplerine uymayan bir tarzda bu
milletin önüne getirdiniz koydunuz. Değerli arkadaşlar, bu yasayı getirenler, bu yasa için
bakanlarını kurbanlık koç seçenler, bilsinler ki, kurban olacak, sadece, bu
işin başında ve önündeki İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan olmayacaktır; bu
yasa, aynı zamanda, iktidar mezarlığını oluşturacaktır. Açık söylüyorum, şu sıralardan itibaren hepinizin
arasında benim gibi imam hatip mezunları var. Açık söylüyorum yine,
milletvekili olarak bakanlar arasındaki imam hatip mezunu arkadaşlarınızın, bu
yasa geldikten sonra, bu yasa tasarısını buraya getiren bakanın üzerine bir
görev düşer, onuruyla ve şerefiyle istifa etmek; çünkü, kendisine polis olma
hakkı verilmeyenlerin, bakanlık koltuğunda oturma hakkı yoktur. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) - Milletvekillerini de
istifaya çağır. BAŞKAN - Sayın Uzunkaya, süreniz tamamlandı. Açıyorum
mikrofonunuzu; lütfen, tamamlar mısınız efendim. MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan. Dolayısıyla, diyorum ki, bakın, polis olmasına,
milletin emniyetinden sorumlu olmasına kuşkulu bakılan bir bakanın, hangi
sıfatı taşırsa taşısın, kendisine hakaret anlamı taşıyan böyle bir yasanın
altında imzası da olamaz, burada oyu da onun istikametinde kullanamaz; onlara
düşen tek bir görev vardır, hangi parti içerisinde bulunursa bulunsun... Bu, sadece imam hatiplere de hakaret değildir, Türk
eğitim sistemine hakarettir, hatta, Mustafa Kemal'in döneminde açılmış olan
imam hatiplere ve maarif sisteminin tevhidi tedrisat ilkesine de aykırıdır ve
hakarettir. Sonraki önergelerimde de görüşlerimi belirteceğim.
Önergem istikametinde oy kullanmanızı bekliyor, saygılar sunuyorum. (FP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Uzunkaya. FETHULLAH ERBAŞ (Van) - Karar yetersayısının
aranılmasını istiyorum. BAŞKAN - Karar yetersayını arayacağım efendim. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Karar yetersayısı yoktur, birleşime 10 dakika ara
veriyorum. Kapanma
saati: 15.15 ÜÇÜNCÜ OTURUM Açılma Saati:
15.28 BAŞKAN :
Başkanvekili Nejat ARSEVEN KÂTİP ÜYELER
: Hüseyin ÇELİK (Van), Cahit Savaş YAZICI (İstanbul) BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 91 inci Birleşimin
Üçüncü Oturumunu açıyorum. 438 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam ediyoruz. V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) 2.- Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis
Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490
Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/497, 1/212) (S. Sayısı: 438) (Devam) BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde. Tasarının 12 nci maddesi üzerinde verilen Musa Uzunkaya
ve arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yetersayısı bulunamamıştı;
şimdi, oylamayı tekrarlıyorum. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir. Müteakip maddeyi okutuyorum: Diğer kurullar ve genel yönetim birimleri MADDE 13- Akademide, akademik seviyede olmak üzere,
fakülte öğretim kurulunun veya başkanın teklifi ve genel müdürün onayı ile
başka kurullar teşkil edilebilir. Akademinin, bu Kanunla belirlenen ilkelere uygun olarak
yönetilebilmesi için başkanın önerisi ve genel müdürün onayı ile hizmetin
gerektirdiği genel yönetim birimleri kurulabilir. BAŞKAN - Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına
Aksaray Milletvekili Sayın Ramazan Toprak'ın yerine... YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Bendeniz konuşacağım efendim.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Hatiboğlu. (FP sıralarından
alkışlar) FP GRUBU ADINA YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan,
Yüce Heyetin değerli üyeleri; zaman zaman, taştığımız oluyor; keşke olmasa.
Zannediyorum, bazı konular var ki, millî hassasiyeti tahrik ediyor; bu,
hepimizi de tahrik ediyor. Bu sebeple, aştığımız, taştığımız oluyor. Bunu,
lütfen, anlayışla karşılayalım, buna sebebiyet vermeyelim; hem zemin
hazırlayarak sebebiyet vermemek lazım hem de o zemini daha yumuşak bir üslupla
kullanarak sebebiyet vermemek lazım. Sayın Başkanım, 10 uncu maddenin bu Parlamentodan kabul
edilerek geçtiğini kabullenemiyorum, hukuk açısından kabullenemiyorum; çünkü,
bizim Anayasamızın 96 ncı, İçtüzüğümüzün 146 ncı maddesine göre, iki keyfiyet
birbirinden ayrılmıştır: Bir, toplantı yetersayısı; iki, karar yetersayısı.
Eğer, siz, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda toplantı yetersayısını
bulamıyorsanız, karar yetersayısı olsa da bir anlam ifade etmez; çünkü,
Anayasanın 96 ncı ve İçtüzüğün 146 ncı maddesi çok açık, okuyup vakit almak
istemiyorum; çok açık ifade ediliyor ve "Genel Kurulun toplanmış
olabilmesinin rakamı 184'tür. Bu toplantıda kararın geçerli olabilmesi, karar
verilebilmiş olması ise 139'dur" deniliyor. Şimdi, diyelim ki, 184'ü,
hatta 190'ı buldunuz. 190'ın yarısı ne yapar; 95. 95 kabul dedi. 95 ret
dediyse, toplantı yetersayısı vardır, çalışmalarınızı sürdürebilirsiniz; ama, o
hüküm yahut o mesele kabul edilmiş ya da reddedilmiş olmaz, yenileyeceksiniz
onu. Peki, o noktaya gelebilmenin anhaşartı 184 sayıyı bulmanız lazımdır. Sayın Başkanım, şimdi, ben, o işleminizde şunu yapmam
lazımdı belki "Sayın Başkan, 63 üncü maddeye göre, tutumunuz hakkında usul
tartışması açılmasını istiyorum" demem lazımdı. Bunu reddetmeniz mümkün
değil, çok iyi bilirsiniz siz. 63'e göre bana söz vermeye, dört sayın üyeye söz
vermeye mecburdunuz; ama, ben, görüyorum ki, ne söylersek söyleyelim, ne
istersek isteyelim bir şeye karar vermişsiniz. Bu kararı hangi şartlarda
verdiniz, hangi etkenlerin etkisinde kalarak verdiniz bilmiyorum; ama, ben, hiç
olmazsa, Anayasa Mahkemesinde bunu kullanalım diye zabıtlara geçsin istiyorum.
Siz, Anayasanın 96 ncı maddesinin amir hükmü olan 96 ncı maddenin gereği,
toplantı yetersayısını bulmadan o toplantıyı devam ettirir, sonra da
"efendim, ben, karar yetersayısını buldum" derseniz, o kanun maddesi
Anayasaya ve İçtüzüğe uygun biçimde kabul edilmiş olmaz. Bir başka şey arz edeyim: Sayın Başkanım, bakınız, açık
oylama istemenin iki hedefi vardır; bir, hangi üye, hangi istikamette oy verdi,
kabul mü, ret mi, hem onu tespit edelim hem de oy verenlerin toplamının
toplantı yetersayısına yetip yetmediğini tespit edelim diye. Şimdi, ben,
bakıyorum, Sayın Bakanlarımızdan, zannediyorum, yedi sekiz değerli bakanımız
burada oturuyordu, zabıtlara geçti. Aslında, Başkanlığın çok iyi biliyor
olmasına rağmen, Başkanlığın bir kusuru var. Başkanlık, her gelen vekâlet oyunu
vekâleten oy kullananın ismini, kimin adına, kime vekâleten kullandıysa o sayın
bakanın ismini zikredip, zabıtlara geçirmesi lazımdı. Burada, zannediyorum,
tamamını yapmadınız; ama, bir kısmını zikrettiniz, tutanaklara bakınız. Şimdi
buyurdunuz ki, 184 üye hazır dediniz, tamam, öyle diyorsunuz. Peki, şimdi,
Anayasanın 96 ncı maddesine göre, bir sayın bakan, bir başka bakana vekâleten,
ancak ve ancak oy kullanabilir, yoklamaya katılamaz. 8 sayın bakan, oy
kullandığı... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - İzin verir misiniz Sayın
Başkan. BAŞKAN - Mikrofonu açıyorum efendim, buyurun. YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - 8 sayın bakanın işareti oy
sayılır; ama, yoklamaya katılma sayılmaz. Dolayısıyla, 184'ten 8 sayın bakanın
oyunu düşmeniz dolayısıyla 176'ya inmeniz lazım. 176 ise, Anayasanın 96 ncı
maddesine göre, toplantı yetersayısına yeter sayı değildir. Dolayısıyla, 10
uncu maddede Meclis çalışabilmesi için, muhtaç olduğu yetersayıya malik ve
sahip değildir; madde üzerindeki oylama geçerli, hukukî, yasal ve anayasal
değildir. Bu hususların zapta geçmesini arzu ettim. Biliyorsunuz, bizim ikinci adresimiz Anayasa Mahkemesi
oldu. Oraya götüreceğimizi arz ve ifade edelim, belki bundan sonraki maddelerde
Anayasaya ve yasaya mukayyet olursunuz diye. Sayın Başkanı ve değerli üyeleri saygıyla selamlıyorum.
(FP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Hatiboğlu. Sayın milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz kanun
tasarısının 10 uncu maddesinin yapılan açık oylamasında, toplantı yetersayısı,
yani, oylamaya katılanların sayısı 184 olarak ilan edilmişti. Sayın Yasin
Hatiboğlu, açık oylamanın, aynı zamanda toplantı yetersayısı niteliğinde
değerlendirilmesi karşısında, oylamaya katılanların sayısının, bazı bakanların,
Anayasanın 96 ncı maddesi gereğince, vekâleten oy kullanmaları nedeniyle,
toplantı yetersayısı oluşmadığını beyan ederek itirazda bulunmuştur. Sayın milletvekilleri, bugüne kadarki uygulamalarda,
açık oylama yapıldığı hallerde, hem toplantı yetersayısı hem de karar
yetersayısı aranmıştır; ancak, bu uygulamalar, Sayın Hatiboğlu'nun biraz önce
kürsüden de ikinci adres olarak ifade etmiş olduğu Anayasa Mahkemesinin
22.11.1976 tarihli ve 1976/27 esas, 1976/51 karar sayılı kararına uygun
düşmemektedir. Anayasa Mahkemesinin bu konudaki kararını hem zabıtlara geçmesi
açısından hem de bilgilerinize sunmak açısından arz ediyorum. YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) - Bu Anayasadan önce Sayın Başkan. ŞEREF MALKOÇ (Trabzon) - Sayın Başkan, Anayasa değişti,
1982 Anayasasından önceydi o. BAŞKAN - Efendim, aynı maddeler mevcut; araştırdım,
maddeler aynen geçerli. Müsaade buyurursanız, hem zabıtlara geçmesi açısından
hem de belki kanunun ikinci adrese gitmesi halinde uygulamaya ışık tutar diye
okumak ihtiyacındayım. ŞEREF MALKOÇ (Trabzon) - Sizi yanlış bilgilendiriyorlar
Sayın Başkan. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan, o tabiri
sevdiniz galiba. BAŞKAN - Millet Meclisi Genel Kurulunda dava konusu
yasa tasarısının tümünün görüşüldüğü sırada toplantı yetersayısı bulunup
bulunmadığı sorunu: Millet Meclisi Genel Kurulunun 89 uncu Birleşiminde dava
konusu kuralları kapsayan yasa tasarısının tümü üzerindeki görüşmeler
sürdürülürken, bir yandan da Millet Meclisi İçtüzüğünün -tabiî, o günkü- 118
inci maddesi gereğince kabulü, açık oylamaya sunulan çeşitli kanun tasarıları
için açık oylama işlemleri yürütülmüştür. Tasarıların tümü üzerindeki
görüşmeler bitirildiği halde maddelerin görüşülmesine geçilmesi yönü oylanmış,
bu oylamanın 19.6.1975 günlü 91 inci Birleşiminde yapılmış olduğu tutanaklardan
da anlaşılmıştır. Burada, önce çözülmesi gereken sorun, çeşitli tasarılar için
yapılan açık oylamalarda ortaya çıkan sonuçların söz konusu yasa tasarısının
kanunlaşmasındaki etkisinin ne olabildiğine ilişkin bulunmaktadır, başkaca bir
deyimle böyle bir sonucun bu tasarı için de geçerli olup olamayacağıdır. Anayasanın 86 ncı maddesinde belirtilen karar
yetersayısının saptanmasında, açık oylama da, Millet Meclisi İçtüzüğünün
öngördüğü çeşitli oylama biçimlerinden birisidir. İçtüzüğün 115 inci maddesine
göre, açık oylama, üzerinde milletvekillerinin ad ve soyadları ile seçim
çevrelerinin yazılı olduğu pusulaların kutuya atılması suretiyle ya da maddede
belirtilen öteki yöntemlerle olur. Oy pusulalarının toplanması ise, kürsüde
bulunan bir kutuya pusulaların atılması suretiyle olabileceği gibi, kutuların
özel görevliler tarafından sıralar arasında dolaştırılması suretiyle de
yapılabilir. Yukarıda sözü edilen, çeşitli tasarılar için yapılan açık
oylamanın, milletvekilleri tarafından, oy kutularının sıralar arasında
dolaştırılarak yapıldığı da anlaşılmaktadır. Millet Meclisi İçtüzüğünün oylamalarla ilgili 120 nci
maddesinin birinci fıkrasında, açık oylamada, oylama işleminin sona erdiği
Başkanlıkça bildirildikten sonra, hiçbir milletvekilinin oyunu kullanamayacağı;
122 nci maddenin ilk fıkrasında ise, oya konulan bütün hususların toplantıya
katılan milletvekillerinin salt çoğunluğuyla kararlaştırılacağı belirtilmiştir.
Başka bir deyimle, 120 nci maddenin sözü edilen fıkrası, toplantıya katılan
milletvekillerinin oylarını kullanamayacakları zamanı göstermiş, 122 nci
maddenin birinci fıkrası ise, oylanan hususların Millet Meclisi Genel Kurulunca
kabul edilmiş sayılmaları için gereken karar yetersayısını saptayıcı kuralları
getirmiş bulunmaktadır. 122 nci maddenin son tümcesi de, Genel Kurulda bulunup
da oya katılmayanları, toplantı yetersayısında değil, karar yetersayısında yok
kabul etmiştir. " Demek ki, oylamada çıkan oy pusulaları, sadece karar
yetersayısını saptamakta, toplantı yetersayısını yansıtmamaktadır. "Açık oylamanın yapıldığı sırada, Genel Kurul
salonunda hazır bulunan kimi milletvekillerinin -Sayın Hatiboğlu gibi- herhangi
bir nedenle oylarını kullanmamış ya da kullanamamış olmaları olasılığı gözden
uzak tutulmamalıdır. Hele böyle birden fazla hususa ilişkin açık oylamanın bir
arada ve aynı zamanda yapılması halinde, bu durumlar, daha belirgin biçimde
ortaya çıkabilir. Öte yandan, Anayasanın 86 ncı maddesinde yer alan
toplantı yetersayısının saptanmasına ilişkin yöntem ve koşulları öngören Millet
Meclisi İçtüzüğünün 58 inci maddesi hükmüne göre, ancak, Başkanın birleşimi
açtıktan sonra tereddüde düşmesi, görüşmeler sırasında işaretle oylamaya
geçirilirken, o gün, 10 milletvekilinin ayağa kalkmak ve önerge vermek
suretiyle istemde bulunması hallerinde yoklama yapılması zorunluluğu ortaya
çıkmaktadır. Oysa, 89 uncu Birleşimi açtıktan sonra, Başkan tarafından toplantı
yetersayısının bulunmadığı hususunda bir tereddüt gösterilmemiş, böylece Millet
Meclisi İçtüzüğünün 58 inci maddesinde öngörülen yöntemle de toplantı
yetersayısının yokluğu hakkında bir saptama yapılmamıştır. Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, sadece çeşitli
tasarılar için yapılan açık oylamalarda, bu tasarılara ilişkin karar
yetersayısını yansıtan sonuçlara dayanılarak söz konusu tasarının tümünün
görüşüldüğü 89 uncu Birleşimde toplantı yetersayısının bulunmadığı söylenemez
ve dolayısıyla kanunun iptalini gerektirecek nitelikte bir aykırılığın oluştuğu
ileri sürülemez. Sonuç olarak, Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun
17.6.1975 günlü ve 89 uncu Birleşimindeki çeşitli tasarılar için yapılan açık
oylama sonuçları, aynı birleşimde, tümü üzerindeki görüşmelerin sürdürüldüğü
19.1.1976 günlü 1932 sayılı Yasa için yapılan toplantı yetersayısı bakımından
bir iptal nedeni oluşturmamaktadır." Sayın Başkan, bu da, ikinci adresin bu konudaki görüşü. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan "ikinci
adres" sözünü çok beğendiniz gibi geliyor. BAŞKAN - Siz söyleyince, tekrarlamaktan memnun oluyorum
efendim. 13 üncü madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına,
Burdur Milletvekili Sayın Mustafa Örs; buyurun efendim. (DYP sıralarından
alkışlar) DYP GRUBU ADINA MUSTAFA ÖRS (Burdur) - Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Emniyet Teşkilatı
Kanunu, Polis Yükseköğretim Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 13 üncü maddesi üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, söz almış
bulunmaktayım; şahsım ve Grubum adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; devlet olarak
örgütlenmiş toplumlarda, toplum düzeninin ve güveninin sağlanması devletin en
başta gelen ödevidir. Devletin bu ödevi, ulusal savunma ihtiyacıyla birlikte,
devlet kadar eskidir. Polis teşkilatının tarihine baktığımızda, Türk tarihi
kadar eski olduğunu da görürüz. Tarih boyunca çeşitli devletler kurmuş olan
Türkler, kamu düzenini ve güvenliğini ulusal savunmayla birlikte
yürütmüşlerdir. Eski Türklerde kamu düzeni ve güvenliği subaşılar tarafından
yürütülmekteyken, bu görev, yıllar itibariyle değişik boyutlar kazanarak
günümüzdeki polis teşkilatı meydana gelmiştir. Geçmişten günümüze, polis
teşkilatı, askerî teşkilatlar içinde yer almış ve askerî özellikler arz
etmiştir. 2000'li yıllara gelindiğinde de, polis teşkilatımızın
daha iyi hizmet vermesini sağlamak, teşkilata eleman ve yönetici yetiştiren
akademi ve polis okullarının yeniden düzenlenmesi ve görevde yükselme
usullerinin yeniden adil bir şekilde düzenlenmesi ihtiyacı doğmuştur. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 13 üncü maddede
"akademide, akademik seviyede olmak üzere, fakülte öğretim kurulunun veya
başkanının teklifi ve genel müdürün onayı ile mevcut kurulların dışında ihtiyaç
duyulan yeni eğitim öğretim kurulları teşkil edilebilir" hükmüyle,
akademinin ve kurulacak olan yüksekokulun günümüz değişimlerine ayak
uydurabilmesi, eğitim kalitesinin artırılabilmesi açısından, akademiye hareket
serbestisi sağlanmaktadır. Güzide kurumumuza eleman yetiştiren bu okulların, her
türlü yeniliği, çağdaşlığı yakalayabilmesinin ve halkımızla bütünleşebilmesinin
sağlanması, gelişmiş dünya ülkelerindeki eğitim düzeylerini yakalayabilmesi
açısından da uygun görülmektedir. Bu tür düzenlemeler, günümüzde ekonomik
sıkıntılara paralel olarak artan sosyal olaylarda polisin sağduyulu hareket
edebilmesi ve halkla karşı karşıya gelmelerinin engellenmesi açısından faydalı
olacaktır. Her an patlamaya hazır durumda olan ve mevcut hükümete
güveni kalmayan halkımızın, sıkıntılarını kendilerini yönetenlere duyurabilmek
için yaptıkları eylemlerde, geçtiğimiz günlerde Ankara'da yaşanan olaylar gibi,
istenmeyen birçok olay gelişebilir. Burada, polisimizin göstermiş olduğu
davranışlarla, olaylar fazla büyümeden engellenmeye çalışılmış; fakat, yine de
çok yaralanmalar ve istenmeyen görüntüler ortaya çıkmıştır. Halkımızın, günlerdir, sokaklarda "hükümet
istifa" çağrısında bulunmasına rağmen, Sayın Başbakan dahil, bakanlar
"bizim alternatifimiz yok" diyerek, koltuklarında oturmaya devam
edebilmektedirler. Alternatif, her zaman, Türkiye Büyük Millet Meclisidir,
sandıktır ve millettir. Bunun haricinde düşünenler, olayların büyümesini
artırmakta ve demokrasilerde istenmeyen bazı provokatif olaylara sebebiyet
vermektedirler. İşte, burada, polisimizin almış olduğu ya da bundan sonra
alacağı eğitimlerine paralel olarak, vatandaşa karşı sergileyeceği tutumlarla
olayların büyümesi engellenebilir ve olaylar ılımlı bir şekilde dağıtılabilir.
Burada, polisimizin eğitimi gerçekten çok önemlidir. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; kanun tasarısının
13 üncü maddesiyle, akademide kurulu bulunan eğitim öğretim yüksek kurulu gibi
kurulların çalışmalarıyla, uygulanan eğitim kalitesi artırılır ve bu kurulların
gerekli gördükleri değişiklikler, gerekçeleriyle birlikte genel müdürlüğe
bildirilir. Bu sayede, eğitimde yeni değişimler sağlanarak, akademinin eğitim
kalitesi artırılabilir. Ayrıca, bu kurulların önerileri doğrultusunda yeni
kurulların kurulması da, görüldüğü kadarıyla, bu maddeyle sağlanabilecektir.
Ancak, tasarının, bazı maddelerindeki haksız, eşitliğe ve Anayasaya aykırı
kısımlara da karşı olduğumuzu bildirmek istiyorum. Bütün bunların ışığında, çıkacak kanunun, emniyet
teşkilatımız için hayırlı olmasını dilerken, sizlere ve aziz milletimize,
şahsım ve Doğru Yol Partisi Grubu adına saygılar sunuyorum. Teşekkür ediyorum. (DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, madde üzerinde 1 adet
önerge vardır; önergeyi okutup, işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 438 Sıra Sayılı Yasa Tasarısının 13
üncü maddesinin birinci fıkrasındaki "Akademide, akademik seviyede olmak
üzere, Fakülte Öğretim Kurulunun veya Başkanının teklifi ve Genel Müdürün
onayıyla başka kurullar teşkil edilebilir" ifadesinin, "Başkanın ve
Genel Müdürün teklifi, İçişleri Bakanının onayıyla başka kurullar teşkil
edilebilir" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN - Önergeye Komisyon katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR
(Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) -
Katılamıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Önerge sahipleri adına, Sayın Çiçek; buyurun
efendim. (FP sıralarından alkışlar) MEHMET ÇİÇEK (Yozgat) - Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; bu şerefli müessesenin üyesi olduğum zamandan itibaren,
gerçekten, acı duyduğumuz, elem duyduğumuz, ıstırap duyduğumuz çok önemli
günlerden birini yaşıyoruz. Bu müessesede, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin
varlığı ve bekasının garantisi olan bu müessesede, bir nesil, Türkiye
Cumhuriyeti Devletinin bir müessesesinde, Millî Eğitim Bakanlığından yetişmiş
bir nesil, imam-hatip nesli mahkûm ediliyor. Hoş, bu Meclisten, 14 yaşına kadar öğrencilerin
Kur'an-ı Kerim okumamasını temin eden yasak çıktı. Hoş, bu Mecliste, Diyanet
İşleri Başkanlığı Teşkilatının Kur'an kurslarının kapısına kilit asan yasa,
aynı dönemde çıkarıldı ve şu an, 1 500 Kur'an kursu kapalı. Acı ve elem verici olay şu: Türkiye Cumhuriyeti
Devletinin Millî Eğitim Bakanlığının bir okuludur imam-hatip liseleri.
Üniversitelerden mezun olmuş olan tarih öğretmenleri kura çekiyor, birisi aynı
ilin klasik lisesine öğretmen oluyor, öbürü imam-hatip lisesine öğretmen
oluyor. İmam-hatip lisesinde öğrenci yetiştiren tarih öğretmeni, gerici, yobaz
öğrenci yetiştiriyor, klasik lisede öğrenci yetiştiren öğretmen de, medenî,
modern öğrenci yetiştiriyor!.. Saygıdeğer milletvekilleri, bu kanun tasarısını
huzurunuza getiren Sayın Bakanın babasını çok yakın tanıyan bir insanım.
Ölmeden önce -Allah rahmet eylesin- köy köy, kasaba kasaba imam-hatip lisesi
açma gayreti içerisinde bulunmuş bir insandı. Ne büyük bahtsızlık ki, onun
evladı bir bakan huzurunuza bir kanun tasarısı getiriyor... Sizin her birinizin
en az şahsım kadar, dine, devlete, vatana, millete insan yetiştirme gayretinde
hassas olduğunuza inanıyorum. Elinizi vicdanınıza koyunuz, oy kullanan
milletvekili arkadaşlarım, siz, bu çocukları nereye mahkûm etmek istiyorsunuz;
onu sormak istiyorum, size bir teklifte bulunuyorum. (FP sıralarından
"Bravo" sesleri alkışlar; DYP sıralarından alkışlar) Bir imam-hatipliyim, iki yıldır aynı çatı altındayız,
bizden ne zarar gördünüz?! Bu kanun tasarısını getirenler, şu an polis
teşkilatında çalışan imam-hatiplilerin hangi yanlışlıklarını tespit ettiler;
huzurunuza getirdiler de onları mahkûm ediyorsunuz?! (FP sıralarından
"Bravo" sesleri, alkışlar; DYP sıralarından alkışlar) Soruyorum size, şu an yüzlerce kaymakam var -fişlenen,
başı örtülü hanımı var diye fişlenen kaymakamlar- hangisi hortumcu, hangisi
devleti soydu, milleti soydu da, el kaldırdınız ve o çocukların polis olmasını
engelliyorsunuz?! (FP ve DYP sıralarından alkışlar) SALİH DAYIOĞLU (İzmir) - Demagoji yapma. MEHMET ÇİÇEK (Devamla) - Saygıdeğer milletvekilleri,
size bir teklifte bulunuyorum; geliniz, imam-hatip lisesinden dün, bugün mezun
olan bütün öğrencileri vatandaşlıktan çıkarma kanununu getirin. (FP
sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) şu Bakanlar Kurulu sırasında,
oturan imam-hatip lisesi mezunu Bakan, memlekete ihanet edebilir; onu Bakanlar
Kurulundan uzaklaştırın. DSP'de, MHP'de, ANAP'ta, Fazilet'te ve Doğru Yol
Partisinde imam-hatip lisesi mezunları, bu size en büyük hakarettir, en büyük
zulümdür! İmam-hatip liselilerin üniversiteye girmelerini
engellediniz; taban puanını artırdınız, eksilttiniz, bir şeyler yaptınız,
çocuklar üniversiteye giremediler. Bunlar nereye gidecekler, nerede okuyacaklar?!
Elindeki diplomasıyla kapıcı olamıyor, elindeki diplomasıyla memur olamıyor;
bakılıyor, imam-hatip lisesi mezunuysa, alınmıyor. (Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Çiçek... AKİF SERİN (İçel) - İmam olacak! MEHMET ÇİÇEK (Devamla) - İmam olacak... Siz, bu utancı
da taşırsınız! 18 000 camide imam yok.
İmam yok; ezan okuyacak insan yok, cenaze namazı kıldıracak insan yok. Bakmayın
Diyanet İşleri Başkanının kapınıza gelip dikilmesine; sanki imam mı var? Saygıdeğer milletvekilleri, imam hatip liseliye
düşmanlığımızın sebebi ne; evvela onu ortaya koyun, gerekçelerinizi de ortaya
koyun. Apo, Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun oldu, vatan haini Apo'yu,
özene bezene besliyoruz. Gelin, Siyasal Bilgiler Fakültesini de kapatın. Evet,
bu çocuklar, devlete, millete, dine, halka karşı hangi cürümleri işlediler;
siz, bunu bir belirleyin. İllegal teşkilatlarda faaliyet gösteren, vatan haini,
vatan bölücülerinin hangi liselerden, nerelerden mezun olduklarını tespit edin
ve siz, gelin, o okulları da kapatın, oradan anarşist yetişiyor diye. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Çiçek, süreniz tamamlandı efendim, size
1 dakikada eksüre vermiştim; lütfen teşekkür eder misiniz, mikrofonunuzu
açıyorum. MEHMET ÇİÇEK (Devamla) - İmam hatip lisesi mezunlarının
polis kolejlerine, üniversitelerine giremeyişlerinin gerekçelerini sizlerin
açıklamanızı -bilhassa- rica ediyorum, ısrarla, sizinle, bu Mecliste hep
beraber olacağız, yüz yüze bakacağız, imam hatip mezunu olup, milletvekili
olan, bakan olan insanların hangi konuda devlete, millete, dine ihanet
ettiklerinin belgelerini ortaya koymanızı istiyorum. Saygıdeğer milletvekilleri, söylenecek çok şey var.
Huzurunuzda hiç böyle bir konuşma yapmadım; ama, son sözümü şöyle bitirmek
istiyorum: Geliniz, şu kanunun çıkmasına oy veren bütün milletvekilleri, sizi,
imam-hatip lisesi mezunlarını, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarma
kanun teklifinizi bekliyoruz, onu getirin. Saygılar sunuyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum efendim. Efendim, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Önerge reddedilmiştir. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... (FP
sıralarından "Karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz" sesleri)
Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir. Efendim, oylamaya geçmiştim. Biliyorsunuz, oylamaya
geçmeden önce işaret buyurursanız hep dikkate alıyorum. SALİH KAPUSUZ (Kayseri)- Sayın Başkan, oylama öncesinde
bir aceleci haliniz var. Dikkat ederseniz, çevreye birazcık bakarsanız,
herhalde arkadaşlarımızın taleplerini tespit edersiniz. ASLAN POLAT (Erzurum)- Sayın Başkan, kritik oylamalarda
kasten buraya bakmıyorsunuz, ondan sonra "oylamaya geçtim"
diyorsunuz. Haksızlık yapıyorsunuz. BAŞKAN- Müteakip maddeyi okutuyorum: DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Akademi Öğretim Organları ve Görevleri Bölüm ve anabilim dalı başkanlıkları MADDE 14- Fakültede, eğitim ve öğretim yüksek kurulunun
görüşü alınarak, dekanın teklifi, başkanın uygun görmesi üzerine genel müdürün
onayı ile bölüm başkanlıkları kurulabilir, birleştirilebilir veya
kapatılabilir. Bölüm başkanlıkları, öğretim üyeleri ve 2 nci sınıf
emniyet müdürleri tarafından yürütülür. Öğretim üyesi bölüm başkanları, dekanın
teklifi, başkanın onayı ile, 2 nci sınıf emniyet müdürü bölüm başkanları ise
genel müdürün teklifi, bakanın onayı ile en çok üç yıllığına atanır. Bölüm başkanları, bölümlerinin her düzeydeki
eğitim-öğretim ve araştırmaları ile bölüme ait her türlü faaliyetin düzenli ve
verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamakla görevlidir. Anabilim dalı içinde yer alan dersleri veren öğretim
elemanları, dekanın başkanlığında toplanarak kendi aralarından iki yıl için bir
başkan seçerler. Anabilim dalı başkanları, o bilim dalına ait her
düzeydeki eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetlerinin düzenli ve verimli bir
şekilde yürütülmesini sağlamakla yükümlüdür. BAŞKAN- Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına,
Manisa Milletvekili Sayın Bülent Arınç; buyurun efendim. (FP sıralarından
alkışlar) FP GRUBU ADINA BÜLENT ARINÇ (Manisa)- Sayın Başkan,
değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Biraz önce, Grup Başkanvekilimiz Yasin Hatiboğlu
arkadaşımızın konuşmasıyla, Sayın Başkanın izahatını hep beraber dinledik.
Önemli olan, Anayasanın 96 ncı maddesindeki toplantı ve karar yetersayısının
bulunup bulunmadığı ve sayın bakanların oylama sırasında -yoklamada değil-
vekâleten oy kullanırken, kendi adlarıyla birlikte bir başka bakanı temsil
edebilecekleri; ama, yoklamada bulunmuş sayılmayacakları konusuydu. Sayın
Başkanım 1976 ve 1977 yılı Anayasa Mahkemesi kararlarını okudu. Şüphesiz, bu
kararlar, 61 Anayasasındaki hükümlere göre verilmiştir; 61 Anayasasında da
vekâleten oy kullanma müessesesinin olmadığı bilinmektedir; ama, bunun
tartışmasını burada daha da derinleştirmenin bir faydası olmayacağı
kanaatindeyim. Anayasa Mahkemesi, herhalde, bu konuyu da tartışacak ve en doğru
kararı verecektir. Değerli arkadaşlarım, bu kanun tasarısının
serencamından pek çoğumuzun haberi yok -ondan anlıyorum- bazılarımızın haberi
var. İnsan kendi hayatında pek çok tecrübe yaşar. Bütün bunlar da kayda
alınıyor. Yarın, burada, burada olmazsa bir başka yerde, herkesin, yaptığından,
yapmadığından, söylediğinden, attığı adımdan, her şeyinin hesabı görülecek.
Dolayısıyla, bir ibret müessesesiyle karşı karşıyayız. Bakınız, bu kanun tasarısının Meclise sevk tarihi 27
Temmuz 1999'dur; yani, üzerinden, iki yıla yakın bir zaman geçti. İki yıldan
beri bekleyen bu kanun tasarısını bugün kanunlaştırmak mecburiyetinde olduğunu
söyleyenler, acaba, nerelerden, hangi etkiler altında kalarak bunu söylüyorlar;
takdirlerinize sunuyorum. Bakınız, bunu, önce İçişleri Komisyonu görüştü; her
şeyden önce bu Komisyonun hakkıdır. Eğer, İçtüzük değişikliğinde komisyonların
görevleri sayılabilseydi -bu geri çekilen İçtüzüğün 10 uncu maddesinde- şu
sıralarda, bugün, İçişleri Komisyonu oturuyor olacaktı veya oturmuyor olacaktı;
ama, Plan ve Bütçe Komisyonu oturuyor; bunun bir sebebi var. İçişleri
Komisyonu, önce, bunu, görüşürken, lise ve dengi okulların, polis meslek yüksekokullarının
öğrenci kaynağı olacağını söyledi; açın, önünüzdeki komisyon raporlarına bakın;
lütfen zahmet edin; bu, önemli bir konudur. Lise ve dengi okullar... Mesele
yok. Oybirliğiyle kabul edildi; ne zaman; 9 Ağustos 1999 tarihinde; komisyon
raporlarında ittifak var; İçişleri Komisyonumuzdan geçmiş; şu anda Bakan olan
Değerli Faruk Bal'ın Başkanlığı sırasında görüşülmüş. Daha sonra Plan ve Bütçe
Komisyonuna gelmiş; alt komisyon, bunu, genel lise olarak benimsemiş. Daha
sonra, Plan ve Bütçe Komisyonuna gelmiş; orada, lise ve teknik lise olmuş.
Bakınız, devam ediyor bu macera. Onbeş gün evvel burada görüşülürken, bu sefer,
Sayın Bakanın önergesiyle, genel lise, erkek teknik öğretim, kız teknik
öğretim, ticaret ve turizm öğretimine bağlı okul mezunları olarak
değiştirilmiş. Maşallah, hepsi sayılmış; ama, aynı seviyede olan bir tek okul
mezunları yok o da imam hatip lisesi mezunlarıdır. Meseleye bu açıdan bakalım;
çünkü, bu, istismar edilen bir konudur. Kafalarda önfikirler var, peşin
yargılar var; imam hatip konuşulduğu zaman herkesin anladığı veya anlamak
istediği bir imaj var. Bunun dışında söylüyorum; Anayasanın 10 uncu maddesi,
genel eşitlik prensibini içeriyor. Anayasanın 70 inci maddesinde aynen şöyle
deniliyor: "Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden
başka hiçbir ayırım gözetilemez." Bu açıdan söylüyorum. Şimdi, 10 uncu
maddenin içerisinde -öğrenci seçme sınavıyla alınacaksa bu okulların
kaynaklarını- niçin okullar arasında ayırım yapıyorsunuz? Başarılı olduktan
sonra o okuldan veya bu okuldan mezun olmuş çok fark etmeyeceğini düşünüyoruz.
O yüzden, bu kadar okul sayılırken bunların içerisinde imam hatip lisesi
mezunlarının ayrı tutulmuş olmasını, vicdanı kanayan bir insan olarak, bir
ayırımcılık olarak, bir yanlış olarak görüyoruz ve bunun hicranıyla burada
konuşuyoruz. Değerli arkadaşlarım, geçen sefer, 10 uncu maddenin
oylamasına geçilirken, Milliyetçi Hareket Partili beş arkadaşımızın bir
önergesi oldu. Bu önergenin çok doğru olduğunu, buna destek olunması
gerektiğini ifade ettik; ne gariptir ki, o beş arkadaşımız o gün Mecliste
bulunmuyordu, bugün de tespit ettiğim kadarıyla içlerinden ikisi de biraz
evvelki oylamada müspet oy kullanmışlar. "Genel ve teknik lise ibaresinin lise ve dengi
okul biçiminde değiştirilmesini arz ve talep ederim" diyen Hasari Güler,
Mehmet Ay, İbrahim Halil Oral, Burhan Orhan, Nevzat Taner arkadaşlarımızın
kendi önergelerine sahip çıkmamaları ve bu konuda bu önergeyi sureta vermiş
olmaları da çok dikkat çekmektedir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum, lütfen, tamamlayın
efendim. BÜLENT ARINÇ (Devamla) - Vaktim yok değerli
arkadaşlarım; burada bir sınavdan geçiyoruz. Bildiğiniz gibi Refahyol Hükümeti
ayrılıp gittikten sonra Anasol-D Hükümeti kurulmuştu ve tek örneği, tek
meselesi irtica ile mücadele etmekti. O yüzden, Sekiz Yıllık Kesintisiz Öğretim
Kanununu çıkarırken büyük bir gayretin içerisinde oldular; ama, arkasından o
hükümet, yolsuzluk suçlamasıyla 25 Kasım 1998'de bu Mecliste, şuralardan bu
tarafa geçmek zorunda kaldı. Şimdi, artık, Türkiye'nin öncelikli tehditleri arasında
irticaın yanında, yolsuzluklar da sayılmaya başlandı. Buradan şuraya gelmek istiyorum: Başbakan Ecevit ve
onun değerli yardımcıları, buradan çıkan pek çok kanun ve yaptıkları
uygulamaların arkasından "içimize sindiremedik" diyorlardı. Bu
hükümetin bir sindirim bozukluğu sorunu var; ama, sonunda sistem tamamen felç
oldu ve krizler başgösterdi. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Arınç... BÜLENT ARINÇ (Devamla) - Şimdi biliyorum ki pek çok
arkadaşımız içine sinmeden buna oy vermek zorunda olduğunu söylüyor, göz
yaşlarını içine akıtıyor; ama, bilesiniz ki, içinize sinmeden burada
vereceğiniz kararlar, ne sizi ne bu ülkeyi ne bu Meclisi kurtarır; çünkü, bugün
"siyaset yozlaştı" deniyorsa, "siyaset kurumu yıprandı"
deniyorsa, "milletvekillerine güvenimiz yok" deniyorsa ve anketler
bunu gösteriyorsa, samimiyetsizliktendir, inancını ortaya koyamamaktandır,
doğruları paylaşmamaktandır. (FP ve DYP sıralarından alkışlar) Değerli arkadaşlarım, 15 inci madde, 10 uncu madde
gibi, bir imtihanı içinde taşıyor. Umarım çok daha dikkatli ve duyarlı hareket
ederiz. Hepinize saygılar sunuyorum. (FP ve DYP sıralarından
alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Arınç. Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Burdur
Milletvekili Sayın Mustafa Örs; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar) DYP GRUBU ADINA MUSTAFA ÖRS (Burdur) - Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri, görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Emniyet Teşkilatı
Kanunu ve Polis Yükseköğretim Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarının
14 üncü maddesi üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım; şahsım ve Grubum adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri, günümüz koşullarında güvenlik hizmetlerinde etkinliğin,
profesyonelleşmenin ve yüksek kalitede hizmet sunabilmenin ancak eğitim
kalitesinin yükselmesiyle gerçekleşebileceği bilinen bir gerçektir. Halen eğitimlerine devam etmekte olan dokuz aylık
eğitim veren polis okullarında verilen eğitimin, teori ağırlıklı olduğu,
öğretilen bilgilerin davranışa dönüştürülemediği ve istenilen verimin
alınamadığı, ideal bir eğitimde olması gereken bilgi, teknik, taktik ve
davranış boyutlarında, polis okullarındaki eğitimlerde, sadece bilgi ve teknik
boyutların mevcut olduğu, uygulama yeteneği kazandırmaya yönelik taktik ve
davranış boyutlarının bulunmadığı bilinen bir gerçektir. Bu gerçekler ışığında da dokuz aylık eğitim veren polis
okullarının, artık, iki yıllık eğitim veren yüksekokullar haline getirilmesi
bir zorunluluk halini almıştır. Bu sayede, yukarıda saydığım sorunların ortadan
kaldırılması sağlanarak, daha çağdaş bir polis eğitimi bu kanun tasarısıyla,
gördüğümüz kadarıyla, sağlanmaya çalışılacaktır. Yalnız, tasarının diğer maddelerinde gördüğüm bir
nokta, eğitim eşitliği konusunda ayrıcalık yapıldığı intibaını uyandırmaktadır,
ki, bu konu bütün arkadaşlarca, defalarca dile getirilmektedir. Örneğin, biraz
sonra görüşülecek olan 15 inci maddedeki "...öğrenci kaynağı polis
kolejidir. İhtiyaç halinde, genel
liseleri bitiren ve yönetmeliklerle belirlenecek şartları taşıyan öğrenciler de
fakülteye alınabilirler" ibaresiyle diğer öğretim kurumlarında okuyan
çocuklarımızın tercih hakkının engellendiği fikri oluşmaktadır ve öyledir. Bu
konu yeniden mutlaka gözden geçirilmeli ve bütün vatandaşlarımızın, bütün
evlatlarımızın, diğer kişiler gibi birinci sınıf vatandaş olduğu gerçeği de
unutulmamalıdır. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 14 üncü maddede
"fakültede, eğitim ve öğretim yüksek kurulunun görüşü alınarak, dekanın
teklifi, başkanın uygun görmesi üzerine genel müdürün onayıyla bölüm
başkanlıkları kurulabilir, birleştirilebilir veya kapatılabilir" hükmü yer
almaktadır. Bu, zaman içerisinde ihtiyaç duyulan ve gelişmiş ülkelerde
uygulanan polis eğitim programlarının takip edilmesi sonucunda oluşturulması
düşünülen bölümlerin açılması ya da güncelliğini ve çağdaşlığını kaybetmiş
eğitim bölümlerinin de kapatılması veya birleştirilmesini sağlayacak
kolaylaştırıcı bir maddedir. Bu maddede "fakültede bölüm başkanları,
öğretim üyeleri ve ikinci sınıf eğitim müdürlerinden seçilecektir. Öğretim
üyesi bölüm başkanları, dekanın teklifi, başkanın onayıyla, ikinci sınıf
emniyet müdürü bölüm başkanları ise genel müdürün teklifi, bakanın onayı ile en
çok üç yıllığına atanır" ibaresi yer almaktadır. Bu ibarenin "bölüm
başkanlıkları, kadrolu öğretim üyeleri tarafından yürütülür; meslekî ve teknik
bilimlerin, bilim dallarının yer aldığı bölümlerin başkanlıklarına
eğitim-öğretim kadrosundaki ikinci sınıf emniyet müdürü atanır ve bunlar
tarafından yürütülür" şeklinde değiştirilmesi daha uygun olacaktır
kanaatindeyim. Bu şekilde düzeltme, atamalarda yaşanması muhtemel karmaşanın da
önüne geçecektir. Bir de eğitimde sivilleşmenin önemine değinirken,
yapılacak atamalarla bu engellenmemelidir. Bu maddede ayrıca "anabilim dalı içerisinde yer
alan dersleri veren öğretim elemanları, dekanın başkanlığında toplanarak kendi
aralarından iki yıl için başkan seçerler"ibaresinde, dışarıdan sadece ders
vermek için gelen, fakat, okulun kadrolarında yer almayan öğretim elemanlarını
da kapsıyor anlamı yer almaktadır. Bu elemanların okul içerisinde yönetim
seçiminde yer almaları sakınca teşkil edebilir. Bu ibarenin de "dersleri
veren kadrolu öğretim elemanları, dekanın başkanlığında toplanarak, kendi
aralarında üç yıl için bir başkan seçerler. Bu seçimde, akademik kıdem esası
gözetilir" şeklinde olması gerekir Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanunun
sağlamasını en çok arzuladığımız yönü, emniyet teşkilatımızın çağdaş bir yapıya
kavuşmasını sağlayarak, nitelikli, fakülteli polis ve yöneticilerin teşkilata
daha çok kazandırılmasıdır. Avrupa Birliğine girmek için uğraş verdiğimiz bu
dönemlerde, devletin tüm birimlerinde olduğu gibi, emniyet teşkilatımızın da,
nitelikli eleman kadrosuyla ve en önemlisi, üstlendiği misyonlarla, birlik
üyesi ülkelere örnek teşkil edecek bir hale gelmesi gerekmektedir. Bunun da,
polisin eğitiminden geçtiği gözardı edilemez bir gerçektir. Bu nedenledir ki,
polis teşkilatımızın eğitim kurumlarında yapılacak olan düzenlemeler önem arz
etmektedir. Kanunun, emniyet teşkilatımız için hayırlı olmasını
diler, şahsım ve Doğru Yol Partisi Grubum adına sizleri ve aziz milletimizi
saygıyla selamlarım. (DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Örs, Madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutup işleme
alacağım: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı yasa tasarısının 14
üncü maddesinin 1 inci fıkrasındaki "...Genel Müdür'ün onayı ile bölüm
başkanlıkları kurulabilir, birleştirilebilir veya kapatılabilir"
ibaresinin "İçişleri Bakanının onayı ile bölüm başkanlıkları kurulabilir,
birleştirilebilir veya kapatılabilir" şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya)-
Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis)-
Katılamıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Komisyon ve Hükümetin katılmadığı önerge
üzerinde, buyurun, Sayın Uzunkaya. (FP sıralarından alkışlar) MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Tabiî, demin arkadaşlarım da ifade etti, ben de arz
ettim. Mecliste bulunduğum altı yıl içerisinde, üzerinde tartıştığımız en
netameli, en ayırımcı, en tefrika yüklü ve en bölücü yasalardan birisi
getirilmiştir bu hükümet tarafından; bunu, ısrarla söylüyorum; ama, bu hükümet
için, bu çok ayıplanacak bir şey de değildir. Şu gördüğünüz, Resmî Gazetede yayımlanan tüzük, Sayın
Başbakan Ecevit'in, Sayın Bahçeli'nin, Sayın Yılmaz'ın imzalarını ve tüm 36
bakanın imzasını taşıyor. Demin, bir arkadaşım... ORHAN BIÇAKÇIOĞLU (Trabzon) - Ne yazıyor orada? MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Sen söylemiştin zaten, sana
cevap olarak getirdim bunu. Nerede dedin; işte, Resmî Gazete burada, 6 Nisan
2001. Deniyor ki: "Okullardaki Bayrak töreninde Bayrağı çeken veya indiren
kişi çekilmesinden sonra veya indirilmesinden önce Bayrağı selamlar.
Öğretmenler, öğrenciler ve diğer kişiler, törene başları açık olarak saygı
duruşu ile katılırlar. Varsa bando eşliğinde, yoksa boru veya komutla İstiklal
Marşı söylenir." Yani, herhangi birimizin yakını, eşi, hasbelkader
çocuğunu okula götürmüş, bayrak merasimi var orada. Yani, bu eğitim sistemiyle
kavga ediyoruz ve Sayın Bakan, burada şimdi. Bir Millî Eğitim Bakanı olarak,
bakın, bir okul katlediliyor; bu bir cinayettir. Sayın Bakana önerim var;
yarından itibaren komisyonundayım, imam hatiplerin kapatılması için doğrudan
önerge getirsinler. Açık bir şekilde kanun tasarısı... AYŞE NAZLI ILICAK (İstanbul) - Onlar cesaret edemez! MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Bu bir imam hatip
düşmanlığıdır. Bugüne kadar yapılanlar yapıldı, kapalı yapıyordunuz: ama, açık
bir düşmanlık var. (FP sıralarından alkışlar) Bakın, bu bölücülüğü siz yaptınız, hükümet olarak siz
getirdiniz. Türk Bayrağını selamlarken bile, milleti, başı açık ve kapalı diye
ayıran, maalesef, bu 57 nci hükümettir ve bu hükümet, değil milletin kahrıyla
kınanmasına, bu milletin seçimlerde gazabına uğraması bile bu hükümete azdır,
seza değildir. Değerli arkadaşlar, elbette, böyle bir hükümetten böyle
bir tasarının gelmesi çok doğaldır; ama, bir şeyi görüşüyoruz, tartışıyoruz.
Gelin, değerli arkadaşlar, bakın, ben, üzülüyorum; neye üzülüyorum; şurada, çok
değerli, saygı duyduğum, kendisiyle uzun yollarda, mukaddes yollarda beraber olduğum
eski bir imam hatipli ağabeyim ve kardeşim var; bugün buralarda yok. AYŞE NAZLI ILICAK (İstanbul)- Yok; kaçtı, kaçtı!.. MUSA UZUNKAYA (Devamla)- Eski bir emniyet müdürüdür,
eski bir imam hatip lisesi mezunudur. Şimdi, soruyorum İçişleri Bakanlığına, bu
eski emniyet müdürü, milletvekili ve imam hatip mezunu arkadaşımızı hangi
mafyada, hangi hırsızlıkta, hangi yolsuzlukta, hangi usulsüzlükte yakaladınız
da, şimdi, onu, Meclisten kaçacak kadar perişan hale getirdiniz?!. (FP ve DYP
sıralarından alkışlar) Arkadaşlar, buna hakkınız yoktur; oylarınıza ve
vicdanınıza sahip olun; burada, ebedî bir hesapla karşı karşıyasınız. Geçen gün Sayın Bakana söyledim, açık söylüyorum; Doğan
Grubuyla cedelleşen Sayın Bakanın, tabir yerindeyse, bağışlasınlar; ama, ipi
çekilmiştir; ama, milletin gönlünde ve nezdinde olan yerini de, böyle bir iple
çekmeye keşke fırsat vermeseydi. Sayın Bakana dedim "kendi ipini çekme;
gel, yasayı geri çek. Eğer, onurunla, yasayı geri çekersen, geleceğini
kurtarırsın, Sadettin Tantan olma kimliğini kurtarırsın, benim bildiğim o cesur
yürekli Sadettin Tantan olma kimliğini kurtarırsın." Ama, muhtemeldir,
bugün, Sayın Bakan da burada yok... Sayın Köse de burada yok... Niye; çünkü,
vicdanları kanıyor, biliyorum; ama, burada, oylarıyla bunu destekleyenlerin
vicdanları, cüzdanları neye elveriyor ciddî merak ediyorum. Değerli arkadaşlar, bakın, gelin, bizi tatmin edin. Az
önce söyledi arkadaşlarımız, dedi ki, Sayın Mehmet Çiçek kardeşim "imam
hatip mezunlarının ve tüm imam hatipte okuyanların, zaten, alıştınız buradan
vatandaşlıktan çıkarmaya; tümünü çıkarmak için bir yasa teklifi verin."
Dahası, bir öneri de benden: Bundan sonraki yasama döneminde, imam hatip
menşeli, hiçbir imam hatipli milletvekili adayı olamaz diye bir kanun teklifi
daha getirin... Sıkılmayacak mısınız; bu millet adına, 70 milyondan özür
dilemek adına, utanmayacak mısınız?!. Değerli arkadaşlar, ciddî bir sorumluluk var ortada.
Ben, bakın, bu konuya gelmeseydiniz; bugüne kadar, üstü kapalı bir kısım
düşmanlıklar yapıldı. Vaktim yok... Bakın, şurada, Sayın Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Sayın Sami Selçuk'un... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Sayın Başkan, bitiriyorum. BAŞKAN - Buyurun efendim. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Yargıtay Başkanı... MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Özür diliyorum, düzeltiyorum,
Yargıtay Başkanı Sayın Sami Selçuk'un "Özlenen Demokratik Türkiye"
adlı kitabını, önce, bu hükümetin bireylerinin okumasını tavsiye ederim. 79
uncu sayfadan itibaren, şu laiklik nedir, laisizm nedir, din düşmanlığı nedir,
laik olma nedir, çağdaş olma nedir; şu yorumları, hem Batılıların ağzından hem
de Sayın Sami Selçuk'un, bir hukuk duayeninin ağzından, ne olur, bir okuyun ve
dinleyin. Türkiye'yi duvara götürdünüz. Bakın, TÜSİAD denilen bir
yuva, ekonominin çıkışı için rapor hazırlaması gerekirken, onlarla beraber
oldunuz imam hatiplerin katline, imam hatiplerin yok edilmesine ferman
hazırladınız ve şu Mecliste olanları da kahrediyorsunuz. Ben, bir imam hatipli
olarak soruyorum sayın bakanlara, soruyorum sayın hükümete, benim suçumu
söyleyin... Bugüne kadar, bu millete kamuda 30 yıldır onurla hizmet veren bir
din görevlisi olarak suçum nedir, bunu, bana söyleyin, allahaşkına. (FP
sıralarından alkışlar) (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Uzunkaya. MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Selamlayacağım Sayın
Başkan... BAŞKAN - Buyurun efendim, selamlayın. MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, biraz
sonraki önergede de konuşacağım; ama, ben, hamasi duygularla birkısım
anlayışları yeniden harekete geçirmek için değil, cumhuriyet tarihinde, 77
yıllık, 78 yıllık tarihimizde çok önemli bir
karar veriyorsunuz, bunun arifesindesiniz, bunu teemmül ve tefekkür
etmeniz için bunları söylüyor, huzurlarınızda saygıyla arz ediyorum. (FP ve DYP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN -Teşekkür ediyorum Sayın Uzunkaya. Önergeyi oylarınıza sunacağım; ancak... TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) - Karar yetersayısı
aranılmasını istiyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Endişe buyurmayın efendim, karar yetersayısını
arayacağım. CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Yoklama isteyin, yoklama...
(FP sıralarından "otur yerine" sesleri, gürültüler) BAŞKAN - Lütfen efendim... CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Ne diyorsunuz lan!.. Yoklama
isteyin dedim; ne var bunda!.. (MHP ve FP sıralarından gürültüler) ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Niye bağırıyorsun!.. BAŞKAN - Efendim, yerinize oturun lütfen... CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Sen niye bağırıyorsun... BAŞKAN - Sayın Enginyurt, lütfen. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir. 15 inci maddeyi okutuyorum: BEŞİNCİ BÖLÜM Fakülte Öğrencileri Öğrenci kaynağı, öğrencilerin istihkakları, özlük
işlemleri ve mecburi hizmet yükümlülüğü ile evlenme yasağı MADDE 15- Fakültenin esas öğrenci kaynağı polis
kolejidir. İhtiyaç halinde, genel ve teknik liseleri bitiren ve yönetmelikle
belirtilecek şartları taşıyan öğrenciler de fakülteye alınabilirler. İlgili devletlerle yapılacak ikili anlaşmalara bağlı
olarak yabancı uyruklu öğrencilerin akademiye kabul edilmeleri bakanın onayı
ile olur. Yabancı uyruklu öğrenciler eğitim-öğretimi
izleyebilecek Türkçe dil yeterliklerinin sınav ile tespit edilmesinden sonra
öğretime başlatılır. Yabancı uyruklu öğrenciler Akademi öğrencilerine
uygulanan kurallara uymakla yükümlüdür. Akademiye alınacak öğrencilerin nitelikleri ile giriş
esas ve şartları yönetmelikle belirlenir. Öğrenciler, akademi bünyesinde ücretsiz iaşe edilir,
yatırılır, sağlık giderleri ve yönetmelikte tespit edilecek ihtiyaçları
Devletçe karşılanır. Fakülte ve polis meslek yüksek okulu öğrencilerine
ayrıca, harp okullarında bulunan askeri öğrencilere ödenen miktarda harçlık
ödenir. Öğrencilerin statülerinin gerektirdiği iş ve işlemler
başkanlıkça yürütülür. Fakülte, enstitü ve polis meslek yüksek okullarında
lisans, lisans üstü veya ön lisans eğitimi yapanlar (yabancı uyruklular hariç)
her öğretim yılı karşılığında iki yıl süreyle mecburi hizmetle yükümlüdürler. Bunlardan mezun olup olmadığına bakılmaksızın mecburi
hizmetle yükümlü olduğu süre içinde, istifa edenler veya ilişiğinin kesilmesini
gerektiren bir suç işleyenler ya da sağlık sebebi hariç, başka herhangi bir
sebeple ayrılanlar, yükümlülük sürelerinin eksik kısmı ile orantılı olarak
kendilerine yapılmış olan öğretim masraflarının dört katını tazminat olarak
ödemek zorundadırlar. Fakülteye evli öğrenci alınmaz ve öğrenciler
öğrenimleri süresince evlenemezler. Polis koleji ile ilgili mecburi hizmet yükümlülüğüne
ilişkin diğer mevzuat hükümleri saklıdır. BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, madde üzerinde Fazilet
Partisi Grubunun görüşlerini Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya ifade
edecek. Buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar) FP GRUBU ADINA MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Bu tasarının 10 uncu maddesi kadar, 15 inci maddesinin
de çok büyük önem arz ettiğine inanıyorum. Az önce de Sayın Grup
Başkanvekilimiz Arınç konuşurlarken, 15 inci madde üzerine, belki okunmamıştır
iktidar gruplarınca diye, bir telafi imkânı var olduğunu hatırlattı. Ben, iktidar cenahına, burayla ilgili bir de önergemiz
var, onu da hatırlatmak istiyorum; bir telafi imkânıdır; çünkü, biliyorsunuz,
burada, fakülte öğrenci kaynakları, 10 uncu maddede de yüksekokulların öğrenci
kaynaklarıyla ilgili bir tespit yapılmıştı. Polis akademilerinin, bugün
oluşacak olan fakültelerin öğrenci kaynaklarının polis kolejleri olduğu,
olmadığı takdirde, diğer liseler; yani, Sayın Bakanın 10 uncu maddeyle ilgili
verdiği ve bugün kabul edilen önergeyle, imam hatipler hariç tüm meslek
liseleri dahil; böyle bir ayırım yapıldı, ısrarla söylediğimiz bu. Dolayısıyla, böyle bir madde kabul edildi. 15 inci
maddede ise "Fakültenin esas öğrenci kaynağı polis kolejidir. İhtiyaç
halinde genel ve teknik liseleri bitiren ve yönetmelikle belirlenecek şartları
taşıyan öğrenciler de fakülteye alınabilirler" diyor; hangi okullar; genel
ve teknik liseler... Yine, burada istisna edilen, imam hatip mektepleri. Değerli arkadaşlar, bu kadar ayırımcılığın yapıldığı
böyle bir düzenlemeyi mantık açısından mütalaanıza, ıttılaınıza arz etmek
istiyorum; nedir o; şimdi, bir baba düşünün, üç tane çocuğu var, biri polis
kolejini bitirmiş, biri düz liseyi bitirmiş, açık liseyi bitirmiş, genel liseyi
bitirmiş biri de imam hatip lisesini... 3 çocuğundan 2'sinin polis
fakültelerine veya yüksekokullarına gitme hakkı olacak; ama, imam hatip
lisesini bitiren çocuğun polis akademisine veya fakültesine veya
yüksekokullarından herhangi birisine gitme imkânı olmayacak... Değerli arkadaşlar, bu, kanunda çok açık bir şekilde
ifade edildi. Anayasanın 70 inci maddesinde "Her Türk, kamu hizmetlerine
girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada görevin gerektirdiği niteliklerden
başka hiçbir ayırım gözetilemez" denilmektedir. Şimdi, tekrar soruyorum;
her Türk vatandaşı, kamu hizmetlerine girme hakkına sahip ve yine, göreve ve
hizmete alınmada görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım
gözetilemez denilirken, sizin, hükümet olarak, imam hatip mezunu olmayı bir
ayırımcılık olarak ortaya koymanızı hangi mantıkla izah edebiliyorsunuz?!
Burada, tek bir istisnanız var; imam hatip liseleridir. Demin, Sayın Millî Eğitim Bakanımıza sordum, tekrar
soruyorum; diyorum ki, bugüne kadar, şu banka hortumlayanlar, yurtdışına
kaçanlar, memleket ekonomisini bugünkü iflas noktasına getirenler, uyuşturucu
kaçakçılığından -bağışlayınız- beyaz kadın ticaretine kadar ahlakdışı
ilişkileri bulunanlar arasında, allahaşkına, kaç tane imam hatipli varsa,
lütfen, ne olur bunları bir teşhir edin. Ama, bunları teşhir edemediğiniz
takdirde, böyle bir peşin suçlamayla, hükümetin, müfteri konumuna... İmam
hatipleri, böyle bir kampanyayla 28 Şubat sürecinde zaten kapattınız. Örneğin,
gidin, Ankara'daki imam hatipler zaten kapandı, öğrencisi tükendi. Ardından,
bakınız, mesela, geçmişte, yetkili, etkin bir valimiz, bir bölgede büyük bir
kahramanlık örneği gösterdi -il olarak söylüyorum- Bursa imam hatibinde 9 500
öğrenci vardı, şu an 800 öğrenci var; zaten bitirdiniz, kaynaklarını
kuruttunuz; ama, bu alenî bir imam hatip düşmanlığıdır, alenî bir değerler
düşmanlığıdır. Mademki millî eğitim müfredatının tamamını okumuş -artısı var bu
çocuğun, imam hatipte okuyanın artısı var- bugün, fen grubu veyahut da sosyal
bilgiler grubu diye adlandırılan bu dallarda okuyan öğrencilere ilaveten dinî
bilgiler almış. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Uzunkaya, lütfen... MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Ama, sizin, bu yasa
tasarısıyla getirmiş olduğunuz hüküm, imam hatiplerde aldıkları dinî bilgilere
olan düşmanlıktır. Açık olarak söylüyorum ve üzülerek ifade ediyorum; bu, üstü
kapalı değil, alenî bir din düşmanlığına dönüşen bir anlayıştır. Bu anlayıştan
kurtulmanız lazım diyoruz. O bakımdan, bu madde üzerinde bir değişiklik önergesi
verdik. Ne olur, gelin, bu fırsatı değerlendirin; hem 10 uncu hem de 15 inci
maddedeki bu rahatsızlığı giderici önergemize de destek verin diyor, Yüce
Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Uzunkaya. Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sakarya
Milletvekili Sayın Nevzat Ercan; buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar) DYP GRUBU ADINA NEVZAT ERCAN (Sakarya) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Doğru Yol Partisi Grubu ve şahsım adına, Yüce
Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Değerli milletvekilleri, bu Yüce Meclis, milletin
meclisidir. Biz, bu yüce milletin vekilleriyiz. Bu Yüce Meclis bir düzenleme
yapıyor bugün, çok önemli bir tasarıyı görüşüyoruz. Bir kural koyuyoruz, bir
fırsat tanıyoruz; ancak, bu kuralı koyarken, bir fırsat tanırken ayırımcılık
yapıyoruz. Değerli milletvekilleri, diyoruz ki, şu, şu okuldan mezun olanlar şu
okula girebilir, şu okuldan mezun olan giremez diye bir yasak getiriyoruz.
Hükümet, tasarıyı sevk etti. O tasarıda polis meslek yüksekokullarına, genel
lise ve teknik liseden mezun olanlar, biliyorsunuz iki ayrı sınava tabi
tutuluyor; üniversite seçme sınavı, ayrıca bir de özel yetenek sınavından
geçecek, öğrenci alınacak. Sonra, bu tasarı burada görüşülürken, Sayın Bakan,
hükümet adına, genel lise, teknik liselere ilaveten, erkek teknik öğretim, kız
teknik öğretim, ticaret ve turizm öğretimine bağlı okul mezunlarını da kapsayan
bir önerge veriyor. Yani, bu okullardan mezun olacak çocuklarımız da polis
meslek yüksekokullarına ve fakültelerine alınabilecek; ama, bir tek şey istisna
kılınıyor, o da imam hatip meslek liselerinden mezun olan öğrencilerimiz bu
uygulamanın dışında bırakılıyor. Değerli milletvekilleri, şimdi hepinize soruyorum,
sebebi ne? Eğer makul bir sebep varsa bunu hepimizin bilmesi lazım, bunu
milletimizin de bilmesi lazım; her şeyden evvel, o okuldan mezun olacak
çocuklarımızın bilmesi lazım. Yani, her bir okulu ayrı ayrı tadat edeceksiniz
burada, oradan mezun olanlar alınabilecek; ama, imam hatip okulu mezunlarına
yasak koyacaksınız!.. Şimdi, sebebini soruyorum millet adına size, bunun makul
sebebini, siz gelip burada izah edeceksiniz; iktidar ortakları, siz gelip izah
edeceksiniz. (DYP ve FP sıralarından "Bravo" sesleri alkışlar) Haa, birileri öyle istiyor diye siz bunu yapmak
durumundaysanız, bu Parlamentoyu, bu ayıbın altında bırakamazsınız. (DYP ve FP
sıralarından "Bravo"sesleri, alkışlar) Değerli milletvekilleri, özellikle MHP ve Anavatan
Partisine seslenmek istiyorum ve özellikle MHP'ye seslenmek istiyorum ve
Anavatan Partisine seslenmek istiyorum. Evet, vicdanlarınızı ve iradenizi
bağlayan bir kuvvet varsa, gelin, burada söyleyin. (DYP ve FP sıralarından
"Bravo" sesleri, alkışlar) Sakın takıyye içinde olmayın, sakın! Değerli milletvekilleri, cesaretinizi -hele MHP'ye
söylüyorum- yüreğinizi ortaya koyma günü işte bugün, şimdi... (DYP ve FP
sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) NİDAİ SEVEN (Ağrı) - Yahu, kendi adına konuş! NEVZAT ERCAN (Devamla) - Şimdi, bugün... Bugün,
gelin... Değerli milletvekilleri, şu benim Anayasam... Şimdi,
Ulusal Program açıklıyorsunuz, Avrupa Birliği sürecinde, Avrupa standartlarına
uygun, Türkiye'yi oraya taşıma noktasında birtakım taahhütlerde bulunuyorsunuz.
Bakın, bugün burada yaptığınız iş çok farklı; Anayasanın 10 uncu maddesine
aykırı bir işlem yapıyorsunuz bugün. Açıp okudunuz mu Anayasanın 10 uncu
maddesini? Anayasamızın "Kamu hizmetlerine girme hakkı" dediği 70
inci maddesini açıp okudunuz mu değerli milletvekilleri? Kamu hizmetlerine
girme hakkı, temel haklardandır, insanlık hakkıdır bu. Bakın, sadece 70 inci
maddeyi okuyorum, orada ne diyor: "Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği
niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez" Sizin yaptığınız ne?! Sizin
yaptığınız ne?! (DYP ve FP sıralarından alkışlar) Değerli milletvekilleri, ortaöğretim okulları arasında
ayırımcılık, belki 19 uncu Asırda düşünülebilirdi; ama, bugün, hukuk ve eşitlik
temeli ilkesine dayanan cumhuriyetimizde, böyle bir ayıbın içinde siz
olamazsınız; 19 uncu Asır Türkiyesi değil Türkiye ve siz, yine uluslararası
sözleşmelere... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Ercan, mikrofonunuzu açıyorum, lütfen
tamamlayın efendim. Buyurun. NEVZAT ERCAN (Devamla) - Bilhassa, Ayırımcılık
Sözleşmesine aykırı bir tasarıyı burada kanunlaştırmak üzeresiniz. Sizin
yaptığınız ilk değil bu; dosyanız oldukça kabarık, şu anda benim önümde;
işte... Üç ay evvel, beş ay evvel, altı ay evvel, bir sene evvel; taksit
taksit, Anayasaya, hukukun temel ilkelerine, millî iradeye ve milletin temel
değerlerine ters düşen uygulamalar getirdiniz bu Meclisin önüne. Bunun hesabını
vereceksiniz hepiniz. Hepinize saygılar sunarım, teşekkür ederim. (DYP ve FP
sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 15 inci madde üzerinde,
1 tanesi hükümet adına verilmiş, 6 adet önerge vardır; ancak, madde üzerinde,
milletvekillerince sadece 3 önerge verilebildiğinden, bu önergelerden yalnızca
3'ünü ve hükümet önergesini, önce geliş sıralarına göre okutacağım; sonra da
aykırılık derecelerine göre işleme alacağım. İlk önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı yasa tasarısının 15
inci maddesinin Birinci fıkrasının "fakülte ve polis meslek yüksek
okullarının öğrenci kaynağı polis kolejidir. İhtiyaç halinde lise ve dengi
okulların mezunları arasından yönetmelikle belirlenecek şartları taşıyanlar da
alınabilirler" şeklinde değiştirilmesini arz ederiz.
BAŞKAN - İkinci önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan Polis Yüksek Öğretim Kanunu
Tasarısının 15 inci maddesine, dördüncü fıkradan sonra gelmek üzere, aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
"Polis Koleji mezunlarından yönetmelikle
belirlenecek şartları taşıyanlar ve açılacak sınavda başarılı olanlar, Polis
Akademisine bağlı fakültelere denkliği bakanlıkça belirlenen yurt dışındaki
yüksek öğretim kurumlarına gönderilebilirler. Bunların eğitim, barınma, iaşe,
ulaşım ve sağlık giderleri için Genel Müdürlük bütçesinden, tutarı İçişleri ve
Maliye Bakanlıklarınca belirlenecek miktarda ödenek verilir. Bu öğrenciler,
mecburi hizmet konusunda, Polis Akademisine bağlı fakültelerde okuyan
öğrencilerin sahip oldukları hak ve yükümlülüklere tabidir. " BAŞKAN - Üçüncü önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Polis Yüksek Öğretim Kanunu Tasarısının 15 inci maddesine, dördüncü fıkradan sonra gelmek üzere, aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
"Polis Koleji mezunlarından yönetmelikle
belirlenecek şartları taşıyanlar ve açılacak sınavda başarılı olanlar, Polis
Akademisine bağlı fakültelere denkliği bakanlıkça belirlenen yurt dışındaki
yüksek öğretim kurumlarına gönderilebilirler. Bunların eğitim, barınma, iaşe,
ulaşım ve sağlık giderleri için Genel Müdürlük bütçesinden, tutarı İçişleri ve
Maliye Bakanlıklarınca belirlenecek miktarda ödenek verilir. Bu öğrenciler
mecburî hizmet konusunda Polis Akademisine bağlı fakültelerde okuyan
öğrencilerin sahip oldukları hak ve yükümlülüklere tabidir." BAŞKAN - Son önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Polis Yüksek Öğretim
Kanunu Tasarısının 15 inci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve talep ederim. Edip Safder Gaydalı Devlet Bakanı Madde 15- Fakültenin esas öğrenci kaynağı polis
kolejidir. İhtiyaç halinde, genel lise, erkek teknik öğretim, kız teknik
öğretim ve ticaret ve turizm öğretimine bağlı okul mezunları arasından
yönetmelikle belirtilecek şartları taşıyan öğrenciler de fakülteye
alınabilirler. BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, şimdi, aykırılık
sırasına göre en aykırı önergeyi okutup, işleme alacağım... YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan... BAŞKAN - Buyurun Sayın Hatiboğlu. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkanım, bendeniz, bu
15 inci maddenin de, tıpkı 10 uncu madde gibi, Anayasaya aykırılığı
gerekçesinden hareket ederek bir önerge verdim, madde metninin tasarıdan
çıkarılması istikametinde. Ancak, şimdi, takip ediyorum, gerek okumada ve
gerekse işleme koymada önergem işlem görmedi. Ben, bürokratlarla da görüştüm,
önergem ne oldu diye, zannediyorum şöyle düşünülüyor: Efendim, milletvekilleri,
en çok üç önerge verebilir; halbuki, burada, üçten fazla önerge vardır denildi
zannediyorum. Sayın Başkanlığın kanaati bu mu efendim? BAŞKAN - Budur efendim. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Peki, arz edeyim o zaman. Sayın Başkanım, eğer Anayasaya aykırılık iddiası, diğer
değişikliklerden çok daha önemli olmasaydı, 87 nci maddeyle yetinilir, 84 üncü
madde özel biçimde düzenlenmezdi. Bu maddelerin sıralamasında da yasa yapıcı,
tüzük yapıcı bir maksat güttü. Önce Anayasaya aykırılık iddiası görüşülsün,
onun için 84'te düzenlendi. O Anayasaya aykırılık meselesi çözümlendikten
sonra, 87'deki önergeler işleme konulsun. Siz, benim, 15 inci maddenin
Anayasaya aykırılığı yolundaki iddiamı işleme koymazsanız, maddenin Anayasaya
aykırılığına ilaveten, Başkanlığın uygulaması da Anayasaya ve İçtüzüğe aykırı
olur. Benim ricam, önergeyi işleme koyunuz. Ha, Hükümetin
önergesi hariç, üç önergeden fazla işleme koymazsınız; haklısınız. Anayasaya
aykırılık önergesini öne alacaksınız, önce o görüşülecek; çünkü, 84 üncü madde
gayet açık "Bir kanun tasarı veya teklifinin Genel Kuruldaki görüşülmesi
sırasında tasarı veya teklifin belli bir maddesinin Anayasaya aykırı olduğu
gerekçesiyle reddini isteyen önergeler, diğer önergelerden önce görüşülür"
deniliyor. Siz, önce bunu görüşeceksiniz, hükme bağlayacaksınız... BAŞKAN - "Oylanır" deniliyor efendim
"görüşülür" denilmiyor. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan, işleme
koymadığınız önergeyi nasıl oylayacaksınız?! BAŞKAN - Yalnız, orada "oylanır" deniliyor
efendim; oylama ve görüşme, birbirinden çok farklı. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Yapmayın Sayın Başkan!..
Nasıl oylayacaksınız? BAŞKAN - Müsaade buyurur musunuz... YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Efendim, soruma cevap almak
için, soruyu netleştiriyorum. Nasıl oylayacaksınız efendim? BAŞKAN - Ben size cevap verebilir miyim, müsaade eder
misiniz. Efendim, bakın, eski İçtüzüğümüzün ilgili maddesi
farklıydı. Değiştirilen, yeni İçtüzüğümüzün 87 nci maddesi çok açık; deniliyor
ki, sizin de malumunuz olduğu üzere: "...bir maddenin değiştirilmesi,
metne ek veya geçici madde eklenmesi hakkında, milletvekilleri, esas komisyon
veya Hükümet değişiklik önergeleri verebilir. Bu esaslar dairesinde her madde
için komisyon ve Hükümetçe birer; milletvekillerince, Anayasaya aykırılık
önergeleri dahil, en fazla üç önerge verilebilir." Şimdi, ben, bu önergeleri, işleme, geliş sırasına göre
almak mecburiyetindeyim. AYŞE NAZLI ILICAK (İstanbul) - Anayasaya aykırılık
önergesini öne alacaksınız. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan, biz, dört
önergeyi işleme koyun iddiasında, talebinde değiliz, haklısınız; ama, şunu
yapacaksınız: Anayasaya aykırılık iddiası taşıyan önergeyi işleme koyacaksınız;
sonra, aşağı doğru kaydırıp, iki önerge daha işleme alacaksınız; böylece,
önergeler işlemi bitecek efendim. BAŞKAN - Efendim, öyle bir şey olmaz... YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Nasıl olmaz efendim... BAŞKAN - Çünkü, önergelerin veriliş sırasını ben o
zaman dikkate almamış olurum. YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - İçtüzük bu efendim... BAŞKAN - Peki efendim... Ben uygulamama devam
edeceğim... YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Tabiî, buyurun efendim; ama,
yanlış... Yanlış... BAŞKAN - Okuyabilirsiniz efendim; buyurun. İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) - Sayın Başkan, olur mu
hiç?.. BAŞKAN - Buyurun efendim... İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) - Anayasaya aykırılık
önergesi varken... Sayın Başkan, rica ederim... BAŞKAN - Ben de sizden çok rica ederim... İçtüzüğün
yeni değişik maddesini okursanız, zannederim, bana hak vereceksiniz. AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - 84'ü iptal etmedik. BAŞKAN - Buyurun efendim; önergeyi okur musunuz lütfen. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı yasa tasarısının 15
inci maddesinin birinci fıkrasının "Fakülte ve polis meslek
yüksekokullarının öğrenci kaynağı polis kolejidir. İhtiyaç halinde, lise ve
dengi okulların mezunları arasından, yönetmelikle belirlenecek şartları
taşıyanlar da alınabilirler" şeklinde değiştirilmesini arz ederiz. Musa Uzunkaya (Samsun) ve arkadaşları BAŞKAN - Önergeye Komisyon katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) -
Katılmıyoruz? BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Komisyon ve hükümetin katılmamış olduğu önerge
üzerinde, Sayın Hatiboğlu; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar) YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüyorum ki, Genel Kurulun önüne getirilmiş olan tasarının
çıkarılabilmesi için, Anayasa ihlali dahil, her uygulama meşru görülüyor; ama,
halk nazarında bunun meşru olduğunu nasıl anlatacaksınız, kime söyleyeceksiniz? Anayasanın 70 inci maddesini arkadaşlarımız okudular:
Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir; hiç başka istisnası yok.
Bir tereddüt mü var? Bu okul mezunlarının herhangi birisinin Türklüğünden,
vatana bağlılığından şüphe mi var, tereddüt mü var? Bu kardeşiniz huzurunuzda;
Parlamentoda bu ülkenin aleyhine, bu ülkenin birlik, dirlik, beraberliğine
zarar verecek, hatta, ihmal edecek, bırakın zarar vermeyi, ihmal edecek bir
tavrını mı tespit ettiniz? 17 Ekim 1951-2001; tam 50 senedir şerefle,
haysiyetle, iftiharla yakamda taşıdığım bir rozetim var; bahtiyarlık duyuyorum,
iftihar ediyorum; imam hatip rozeti... (FP sıralarından "Bravo"
sesleri, alkışlar) Bundan ne zarar gördük beyler, bana söyleyin. "Bir imam
hatip kökenli, savcıydı falan yerde, hırsızlığa bulaştı; bir imam hatip
kökenli, avukattı, yanlış iş yaptı; bir imam hatip kökenli, banka soydu"
deyin; "teröre bulaştı" deyin; deyin ki, biz de sizinle hesap
soralım. Ne istiyorsunuz? Ben, Sayın Ecevit'i, Sayın Başbakanımızı
-Parlamentomuzun Başbakanıdır, devletimizin Başbakanıdır- anlayamıyorum. Demek
ki "kişi refikinden azar" sözü çok önemli ve çok yerinde. Sayın
Ecevit, bizimle beraberken 300 imam hatip okulu açtı; bizimle beraberken...
Acaba, Sayın Ecevit'i ve o mantığı, giden bu düzgün yoldan ayıran ne? Evet, Anavatan Partisi... Nasıl anlayalım, nasıl
söyleyelim? Değerli kardeşlerimin şahıslarına hiçbir itirazım yoktur; ama,
Sayın Genel Başkan "partimin ve benim siyasî hayatıma mal olacağını
bilsem, bu kesintisiz sekiz yılın çıkmasını gerçekleştireceğim" dedi. Şimdi
onu anlıyorum bu tavrından dolayı. Sayın Ecevit'i de anlamaya çalışıyorum; ama,
siz, değerli dostlarımız... Siz... Siz... 18 Nisandan önce köy köy gezdiniz.
Benim köylerimdeki kırık masalarda ellerinizin izleri var, parmak izleriniz
var, onu kırarken dediniz ki: "Bu okulları biz açarız, biz; ürkekler
açamaz bunu, erkekler açar" dediniz. (FP sıralarından "nerede
erkekler" sesleri) Ne diyeceksiniz şimdi, bana söyleyin... Ne
diyeceksiniz?.. Çok açık söylüyorum, ben hepinizi seviyorum, insan olarak
hepinizi seviyorum; ama, çok açık söylüyorum, gammazlık olmasın, aleyhinizde
olmasın, gıybetinizde olmasın; sizi, gidip, köy köy köy anlatacağım... Gidip
anlatacağım, köy köy anlatacağım. (FP sıralarından alkışlar) Bunu nasıl izah
edeceksiniz?! Yapmayın!.. Sayın Bakana... Fatih gibi, çok kutsal bir bölgeden
belediye başkanı seçtik Sayın Bakanımızı. Şu ayırımcılığa bir bakın, şu
bölücülüğe bir bakın... Yani, şimdi, Nuh Mete Yüksel'i göreve mi çağırsam
acaba?.. Sen, 312'yi çok seversin Sayın Savcı!.. Tam 312'lik bir iş bu!.. Tam
312'lik!.. Tam... (FP sıralarından alkışlar) Hepsi bizim evlatlarımız bunlar. Kız teknik lisesi
öğrencileri girsin, erkek teknik öğrencileri girsin, ticaret lisesi öğrencileri
girsin, turizm öğrencileri girsin, bunlar bizim evladımız. Genel lise
öğrencileri girsin. Benim çocuklarımın bir kısmı orada, bir kısmı orada, bir
kısmı orada... Hepsi girsin. Ama, veba mı var, bulaşıcı hastalık mı var; ne
istiyorsunuz, ne anlıyorsunuz, cüzamlı mı bu çocuklar?! Niye, bu kadar bu
milletin sevdiklerini sevmiyorsunuz? Neden?.. Bu milletin sevdiklerini ne zaman
seveceksiniz?!. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Hatiboğlu... YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, toparlıyorum
efendim. BAŞKAN - Buyurun efendim. YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - Sayın Bakanımız, ah keşke
burada olsaydın!.. Şuna bak!.. Bunu nasıl yaptınız?! Değerli milletvekilleri, bunun kimseye faydası yok.
Bakın, bir şey söylüyorum huzurunuzda, kardeşiniz olarak söylüyorum, inandığımı
söylüyorum: Bu okullar bir gün açılacak. Bu okullar, sizin hizmetinize, bu
milletin hizmetine bir gün verilecek, verilmelidir; ama, bizler, yaptığımız
yanlışlarla kalacağız; bunun hesabını veremeyeceğiz. İnşallah, şu önergemizde,
hiç olmazsa, bir ufak iyilik alameti, bir hayat belirtisi gösterin kendinizde,
hayat belirtisi... Lütfen... Eğer, bu madde de böyle geçerse, bilesiniz ki, size,
burada kalıp, katkıda bulunma imkânımızın olmayacağını görüyoruz. Milletimize
döneceğiz ve gidip, basına bir açıklama yapacağız; diyeceğiz ki: "Ey ahali,
ey büyük millet, ey yüce millet, etinden tırnağından keserek, malından
mülkünden keserek verdiğin okulların akıbetini bu hale getirdiler." Siz
de... (DSP sıralarından "okullar açık" sesi) (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Hatiboğlu... YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - Evet, doğru... Doğru... BAŞKAN - Sayın Hatiboğlu... YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - Bunu, inanarak mı
söylüyorsunuz?!. 3 000 öğrencim vardı
benim bölgemde, 750'ye düştü; siz, açık mı diyorsunuz buna?! BAŞKAN - Efendim, teşekkür ediyorum. MEHMET ŞANDIR (Hatay) - Sayın Hatiboğlu "imam
hatipler bizim arka bahçemiz" derken düşünseydiniz. Millete bunu da
anlatacaksınız... BAŞKAN - Sayın
Şandır... YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - Evet, bunun hepsini
anlatacağım Sayın Şandır... BAŞKAN - Efendim, lütfen karşılıklı konuşmayın... YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - Sayın Şandır, sen sahip çıkmıyorsun... Sayın Başkanım, bir cümleyle... Sen sahip çıkmıyorsun, istiyorsun ki, ben de
çıkmayayım; öyle mi? MEHMET ŞANDIR (Hatay) - Samimî değilsin... BAŞKAN - Efendim, lütfen, karşılıklı konuşmayalım. YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - Sahipsiz kalsın... Yok öyle
şey!.. Sayın Başkan, saygı sunuyorum efendim. BAŞKAN - Teşekkür ediyorum efendim. YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - Özür diliyorum efendim,
Başkanlıktan özür diliyorum. (FP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Estağfurullah efendim... Teşekkür
ediyorum. MEHMET ŞANDIR (Hatay) - Millet sizi mahkûm etti. (FP sıralarından gürültüler) BAŞKAN - Efendim, lütfen... AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Oraya, kürsüye gel... BÜLENT ARINÇ (Manisa) - Kürsüye çık da konuş... BAŞKAN- Sayın milletvekilleri... Sayın Arınç... MEHMET ŞANDIR (Hatay) - Millet sizi biliyor!.. MUSTAFA ÖRS (Burdur) - Millet sizi de öğrendi... MEHMET ŞANDIR (Hatay) - Milletin dinî duygularını
istismar etmenize müsaade etmeyeceğiz... (FP sıralarından gürültüler) BAŞKAN - Sayın Şandır... Sayın Şandır, lütfen
efendim... YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Kürsüden konuşun... BAŞKAN - Sayın Hatiboğlu, lütfen... Sayın milletvekilleri... (MHP ve FP sıralarından ayağa kalkmalar) LÜTFİ YALMAN (Konya) - Çık kürsüden konuş... (MHP
sıralarından gürültüler) MUSTAFA VERKAYA (İstanbul) - Ne bağırıyorsun; otur
yerine!.. Otur yerine!.. BAŞKAN - Sayın Verkaya!.. Sayın milletvekilleri... İdare Amirleri... MUSTAFA VERKAYA (İstanbul) - Hani imam hatipler arka
bahçenizdi?!. (FP sıralarından gürültüler) BAŞKAN - Sayın Verkaya, lütfen... MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Ee, sizin bahçeniz mi?! BAŞKAN - Efendim, lütfen... LÜTFİ YALMAN (Konya) - Kimin arka bahçesi?!. MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Onu ispat etmeyen müfteridir! MUSTAFA VERKAYA (İstanbul) - İstismar etmeyin...
Ayıptır!.. LÜTFİ YALMAN (Konya) - Siz böyle konuşamazsınız... BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, oturmazsanız, ara
vermek zorunda kalacağım... Sayın Uzunkaya, Sayın Hatiboğlu, Sayın Verkaya,
lütfen... MUSTAFA VERKAYA (İstanbul) - Burada şovmenlik
yapmayın!.. BAŞKAN - İdare amirleri, lütfen, milletvekillerimizin
yerlerine oturması konusunda yardımcı olur musunuz efendim... Sayın Verkaya... MUSTAFA VERKAYA (İstanbul) - Elini cebine sokarak
kürsüden konuşmayacaksın Sayın Hatiboğlu! Elini cebine sokarak bu kürsüden
konuşmayacaksın bundan sonra! Şov yapıyorsun!.. (FP sıralarından gürültüler) LÜTFİ YALMAN (Konya) - Seni alakadar etmez!.. ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Demokrasi var, çıkın kürsüden
konuşun! MUSTAFA VERKAYA (İstanbul) - Kabadayılık yapmayın
öyle!.. ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Senden mi talimat alacak?! BAŞKAN - Sayın Verkaya, lütfen... Sayın milletvekilleri, Komisyon ve hükümetin katılmamış
olduğu önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir efendim. AHMET DERİN (Kütahya) - Kabul edenleri saydınız mı
Sayın Başkan?! BAŞKAN - Saydım efendim... Saydım... MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Oyları niye saymadınız?! ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Sayın Başkan, ortalığı sizin
tutumunuz geriyor. BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen... Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Polis Yükseköğretim
Kanunu Tasarısının 15 inci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve talep ederim. Edip Safder Gaydalı Devlet Bakanı "Madde 15- Fakültenin esas öğrenci kaynağı polis
kolejidir. İhtiyaç halinde, genel lise, erkek teknik öğretim, kız teknik
öğretim ve ticaret ve turizm öğretimine bağlı okul mezunları arasından
yönetmelikle belirtilecek şartları taşıyan öğrenciler de fakülteye
alınabilirler." BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) -
Sayın Başkanım, çoğunluğumuz hazır bulunmuyor; takdire bırakıyoruz. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) -
Katılıyoruz Sayın Başkan. SUAT PAMUKÇU (Bayburt) - Karar yetersayısının
aranılmasını istiyorum Sayın Başkan. BAŞKAN - Oylamada karar yetersayısını arayacağım
efendim. Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Bu maddeyle, ihtiyaç halinde fakülteye
alınacak öğrencilerde 10 uncu maddeye paralel şartlar aranması öngörülmüştür. BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar[!]) BAŞKAN - Efendim, müsaade ederseniz, oylama işlemini
elektronik cihazla tekrarlayacağım. Oylama için 2 dakika süre vereceğim. Oylama işlemini başlatıyorum. (Elektronik cihazla oylama yapıldı) BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı
vardır; önerge kabul edilmiştir. Şimdi, Sayın Mahfuz Güler ve arkadaşlarının önergesi
ile Sayın Aydın Tümen ve arkadaşlarının önergesi birbirinin aynı olduğundan,
ayrı ayrı okutup, birlikte işleme alacağım ve birlikte oylayacağım. Hükümetin katılmaması halinde, iki önerge sahibine de
söz vereceğim. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan Polis Yükseköğretim Kanunu
Tasarısının 15 inci maddesine dördüncü fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz. Mahfuz Güler (Bingöl) ve arkadaşları "Polis koleji mezunlarından, yönetmelikle
belirlenecek şartları taşıyanlar ve açılacak sınavda başarılı olanlar, Polis
Akademisine bağlı fakültelere denkliği Bakanlıkça belirlenen yurtdışındaki
yükseköğretim kurumlarına gönderilebilirler. Bunların eğitim, barınma, iaşe,
ulaşım ve sağlık giderleri için Genel Müdürlük bütçesinden, tutarı İçişleri ve
Maliye Bakanlıklarınca belirlenecek miktarda ödenek verilir. Bu öğrenciler
mecburi hizmet konusunda Polis Akademisine bağlı fakültelerde okuyan
öğrencilerin sahip oldukları hak ve yükümlülüklere tabidir." BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Polis Yükseköğretim
Kanunu Tasarısının 15 inci maddesine dördüncü fıkradan sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz. Aydın Tümen (Ankara) ve arkadaşları "Polis koleji mezunlarından, yönetmelikle
belirlenecek şartları taşıyanlar ve açılacak sınavda başarılı olanlar, Polis
Akademisine bağlı fakültelere denkliği Bakanlıkça belirlenen yurtdışındaki
yükseköğretim kurumlarına gönderilebilirler. Bunların eğitim, barınma, iaşe,
ulaşım ve sağlık giderleri için Genel Müdürlük bütçesinden, tutarı İçişleri ve
Maliye Bakanlıklarınca belirlenecek miktarda ödenek verilir. Bu öğrenciler
mecburi hizmet konusunda Polis Akademisine bağlı fakültelerde okuyan
öğrencilerin sahip oldukları hak ve yükümlülüklere tabidir." BAŞKAN - Komisyon önergelere katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) -
Sayın Başkanım, çoğunlumuz hazır değil, takdire bırakıyoruz. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) -
Katılıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN - Komisyonun takdire bıraktığı, hükümetin
katılmış olduğu önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Önergeler kabul edilmiştir. III.- YOKLAMA BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, maddenin oylanmasından
önce, bir yoklama talebi vardır. Yoklama talebinde bulunan sayın milletvekillerinin
salonda bulunup bulunmadıklarını araştıracağım; daha sonra da, yoklama işlemini
başlatacağım. Sayın Doğan?.. Burada. Sayın Yalman?.. Burada. Sayın Sanay?.. Burada. Sayın Malkoç?.. Burada. Sayın Polat?.. Burada. Sayın Ünal?.. Burada. Sayın Özgün?.. Burada. Sayın Dağcıoğlu?.. Burada. Sayın Çetin?.. Burada. Sayın Karakaya?.. Burada. Sayın Çiçek?.. Burada. Sayın Arslan?.. Burada. Sayın Günbey?.. Burada. Sayın Gül?.. Burada. RAMAZAN GÜL (Isparta) - Hangi Gül Sayın Başkan? BAŞKAN - Sayın Ilıcak?.. Burada. Sayın Gülle?.. Burada. Sayın Göksu?.. Burada. Sayın Güler?.. Burada. Sayın Esengün?.. Burada. Sayın Tunç?.. Burada. Yoklama talebinde bulunan sayın milletvekilleri,
lütfen, sisteme girmesinler efendim. Yoklama işlemini başlatıyorum ve 4 dakika süre
veriyorum: (Elektronik cihazla yoklama yapıldı) BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısı
vardır; tasarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz. V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) 2.- Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis
Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490
Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/497, 1/212) (S. Sayısı: 438) (Devam) BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 15 inci maddeyi
oylayacağım; ancak, oylamanın açık oylama şeklinde yapılması konusunda bir
talep var. Talep sahibi sayın milletvekillerinin salonda bulunup
bulunmadıklarını arayacağım ve gereğini yerine getireceğim. Sayın Akman?.. Burada. Sayın Aksu?.. Burada. Sayın Polat?.. Burada. Sayın Demircan?.. Burada. Sayın Kahraman?.. Burada. Sayın Aktaş?.. Burada. Sayın Gündüz?.. Burada. Sayın Dağcıoğlu?.. Burada. Sayın Aydın?.. Burada. Sayın Malkoç?.. Burada. Sayın Esengün?.. Burada. Sayın Kalkan?.. Burada. Sayın Doğan?.. Burada. Sayın Karagöz?.. Burada. Sayın Demirci?.. Burada. Sayın Pamukçu?.. Burada. Sayın Güler?.. Burada. Sayın Gülle?.. Burada. Sayın Göksu?.. Burada. Sayın Ünal?.. Burada. Sayın Arınç?.. Burada. Maddenin oylamasının elektronik cihazla yapılması
hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Maddeyi oylarınıza sunuyorum ve 2 dakika süre
veriyorum. (Elektronik cihazla oylama yapıldı) BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, görüşülmekte olan kanun
tasarısının 15 inci maddesinin yapılan açık oylamasına 260 sayın milletvekili
katılmış; 175 kabul, 84 ret ve 1 mükerrer oy kullanılmış ve madde kabul
edilmiştir. Müteakip maddeyi okutuyorum: Öğrencilik sıfatının sona ermesi MADDE 16- Fakültede öğrenimde bulunan öğrencilerin
aşağıdaki hallerde öğrenimlerine son verilir: a) Bu Kanun hükümlerine göre çıkarılacak yönetmelikle
belirlenecek ahlâk notu yetersiz olanlar, b) Haklarında fakülteden çıkarma cezası verilerek,
cezası kesinleşenler, c) Öğrenimlerini, bu Kanunla belirlenen azami süre
içerisinde tamamlayamayanlar, d) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre memur olma
niteliğini kaybedenler, e) Sağlık kurullarınca verilecek raporlara dayalı
olarak akademide öğrenime devam imkanı kalmadığı genel müdürlük sağlık
komisyonunca belirlenenler, f) Giriş ile ilgili nitelikleri taşımadıkları öğrenim
sırasında anlaşılanlar, (c) bendi kapsamına girenler, istekleri halinde,
bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliğin belirleyeceği esaslar uyarınca uygun
görülecek polis kadrolarına atanırlar. BAŞKAN - Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına
Manisa Milletvekili Sayın Bülent Arınç konuşacaklar. Buyurun Sayın Arınç. (FP sıralarından alkışlar) FP GRUBU ADINA BÜLENT ARINÇ (Manisa) - Sayın Başkan,
değerli arkadaşlarım; hepinizi, tekrar, saygıyla selamlıyorum. Bu yasa tasarısının en önemli maddeleri geçti; bundan
sonraki maddeleri, akademinin kuruluşu ve çalışma usulleriyle ilgili. Üzerinde
hassasiyet gösterdiğimiz, ısrarla durduğumuz, belki de biraz duygusal
konuştuğumuz -haklı olarak- maddeler, oylarınızla kabul edildi. Bir meseleyi tekrar arz etmek istiyorum: Biraz evvel,
1951 yılından bu yana, imam hatip lisesinden mezun olmasının alametini göğsünde
taşıyan ve bundan şeref duyduğunu ifade eden arkadaşımız konuştu. Milliyetçi
Hareket Partisinin Sayın Grup Başkanvekili ve yanında oturan değerli
arkadaşlarımız bize söz attılar; dediler ki "imam-hatip liselerini arka
bahçemiz kabul edenler, bugünkü durumdan mesuldürler." Değerli arkadaşlarım, buna vesile olduğu için Sayın
Şandır'a teşekkür ediyorum, içinde bulundukları haleti ruhiye belki bunu
söyletiyor; bu, yanlış bir sözdür. Şimdi size ifade ediyorum: Şu kadronun
içerisinden veya bu kadroyla birlikte olduğunu bildiğiniz herhangi birisinin
"imam-hatip liseleri bizim arka bahçemizdir" diye bir yerde
konuştuğunu, elinizde bir belge olduğunu, bir gazete kupürü olduğunu -bizzat
kendi ağzından veya bir televizyon programında açıkça ifade ettiğini-
biliyorsanız, lütfen, bu belgeyi, bugün olmazsa bile yarın getiriniz; ama, bu
sözler, imam-hatip liselerine açıkça düşmanlık eden kimselerin uydurdukları
palavralardır ve iftiralardır. (FP sıralarından "Bravo" sesleri,
alkışlar) Fazilet Partili ve geçmişte siyaset yaptığımız partiden herhangi bir
kimse "imam-hatip liseleri bizim arka bahçemizdir" sözünü
söylememesine rağmen, bunu bizim üzerimize yamamaya çalışanlar haindirler,
müfteridirler, ahlaksızdırlar. (FP sıralarından "Bravo" sesleri,
alkışlar) Değerli arkadaşlarım, imam-hatip nesli iftihar
edeceğimiz bir nesildir. Bu millet, evlatlarını, bu okullarda hem maddî hem
manevî bilgiler edinsin diye okuttu ve onlarla iftihar etti. Onların içinden
yanlış yapanlar çıkabilir, yanlış yolda yürüyenler olabilir, suç işleyenler
olabilir; hukuk devletiyiz, ne mezunu olduğuna bakmadan, herkes için aynı
adaleti uygulamakla sorumluyuz. Ben, imam-hatip lisesi mezunu değilim; ama, bir
eşitliğin olmasını istiyorum. MHP'nin içerisinde imam-hatip mezunu kaç
arkadaşımız var, değerli kardeşimiz, can dostumuz var, imam-hatip lisesinde
okuyan kaç çocuğun velisi var, imam-hatip derneği başkanlığı yapan kaç kişi
var. Bunlar kötü şeyler değil ki, bunu hepimiz yapıyoruz, şerefle yaptık. Bu
millet, tek kuruşuna kadar, bu okulların temelinden, tavanındaki tuğlasına,
kiremidine kadar, 1950 öncelerini çok iyi bildiği için, benim çocuğum,
arkamdan, hiç olmazsa, hem bir fatiha okusun hem de doktor olursa, avukat
olursa da, çalmadan, yemeden, soymadan millete hizmet etsin diye bu okulları
yaptı. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Değerli arkadaşlarım, bakınız, yapılacak şeyi siz çok
önce söylediniz. Sizin Genel Başkanınız ve hepiniz "bu iş ancak Mecliste
çözülür" dediniz "sokakta çözülmez" dediniz, ne kadar güzel!..
İki senedir bekledik; neyi çözdünüz allahaşkına? Ellerinizi vicdanınıza koyun
ve şunu çözdük deyin. Millete verdiğiniz sözler adına neyi çözdüğünüzü biz de
bilelim ki, şerefi size ait olsun. (FP sıralarından "Bravo" sesleri,
alkışlar) Şimdi, bu meseleyi buraya getirirken ve bir dayatmayla
"bu, mutlaka çıkacak, mecburuz; hükümetin, üç gün daha ayakta durması buna
bağlı; filan, filana telefon etti de, iki sene sonra bu önümüze geldi"
diyorsunuz. Dışarıda bunu böyle konuşuyoruz, aşağıda böyle konuşuyoruz; ama,
burada başka türlü hareket ediyorsunuz. Üç gün sonra hükümet de kalmayabilir,
biz de olmayabiliriz; ama, bir hesap günü var; bu hesap gününde, hepimiz,
Anayasanın 83 üncü maddesine sığınacak durumda değiliz; yaptığımız her işin,
attığımız her adımın, söylediğimiz her sözün hesabını vereceğiz. (FP
sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Değerli kardeşlerim, Oktay Vural'ı bunlar çok
ilgilendirmiyor olabilir; ben, bu sözlerin hicranını duyanlara sesleniyorum.
MHP'nin, ne dününde ne bugününde olmayan, milletvekili olduğu gün MHP'li
olduğunu ilan edenler için konuşmuyorum ben burada; bu davayı bilen ve bu
topluluğu seven bir insan olarak konuşuyorum. Sözüm DSP'ye değil, onlar sözümün dışında; sözüm, bu
topluluğa. Lütfen, yanlışlardan vazgeçelim. 15 inci maddeyi kabul ettiniz, bu
kanunun ruhu bitmiştir. Artık, 16 ncı maddeden itibaren, Fazilet Partisi bu
Mecliste, bu Genel Kurulda bulunmayacaktır; sizi, halka ve millete şikâyet
edeceğiz. Yaptığınız bu yanlışlığın hesabını millete vereceksiniz, bunu, hep
beraber göreceğiz. Genel Kurulu terk ediyoruz. Saygılar sunarım. (FP sıralarından "Bravo"
sesleri, alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Arınç. (FP milletvekilleri Genel Kurul salonunu terk etti) BAŞKAN - Efendim, madde üzerinde... VI. –
AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR 1. – İzmir
Milletvekili Oktay Vural’ın, Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın, konuşmasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan... BAŞKAN - Buyurun efendim. OKTAY VURAL (İzmir) - Efendim, ismimi ifade ederek,
sataşmada bulundular. BÜLENT ARINÇ (Manisa) - Evet, ismini söylemek
mecburiyetinde kaldım, üzülüyorum. BAŞKAN - Buyurun Sayın Vural; çok kısa lütfen... Tabiî,
yeni bir sataşmadan bahsetmeyeceğim; çünkü, herhalde bulunmayacaklar Genel
Kurulda; ama, çok kısa konuşursanız, çok memnun olurum. BÜLENT ARINÇ (Manisa) - Kürsüyü onlara bırakıyoruz;
daha 16 madde var, buyurun konuşun... Millet sizi dinleyecek. Biz varken çok
konuşamadınız, biz yokken daha rahat konuşursunuz. BAŞKAN - Buyurun Sayın Vural. OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri;
tabiatıyla, her türlü meselenin istismarını bu kürsü vesilesiyle dile
getirenlerin, bugün, bu kürsüleri terk etmesi de, milletin haklarını ne kadar
takip ettiklerine dair bir delalettir. Değerli dava arkadaşlar... MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Biz, vazifemizi
yapıyoruz; sen de vazifeni yap!.. BAŞKAN - Sayın Dağcıoğlu... MUSTAFA VERKAYA (İstanbul) - Dinle!.. Dinle!.. BAŞKAN - Buyurun Sayın Vural. OKTAY VURAL (Devamla) - 28 Şubat sürecindeki kararlara
imza atanların, millî ve manevî değerlerimizi kaynaşma noktası olmaktan
çıkararak çatışma noktası haline getirenlerin, çatışmacı siyaset anlayışını
yerleştirenlerin, elbette, bu millete hesap vermesi gerekir; vermesi de
gereklidir; Ben, şurada, şunu ifade etmek istiyorum: Ben,
Milliyetçi Hareket Partisi milletvekili olarak, 1970 yılından itibaren Türk
milliyetçiliği fikrine gönül vermiş bir kimseyim. Türkiye'nin bütün millî ve
manevî değerlerine kaynaşma noktası getiren bu mücadele içerisinde her bir fert
gibi bulunmaktan büyük şeref duyuyorum. Bu hareket içerisinde yer almayıp,
bugün, bu hareketi suçlayanların, bu hareket içerisinde yer almamasını da
tarihî bir tenakuz olarak görüyorum. Millîliği, bedevi çadırlarında bulanların,
bu bakımdan, Milliyetçi Hareket Partisine söyleyeceği hiçbir söz yoktur. Değerli milletvekilleri, bu ölçüler içerisinde,
Türkiye'nin, önemli bir noktasında son derece önemli meselelerini tartışırken,
bu meseleleri çözme noktasından ziyade, kendi iç meselelerini gözardı etmek
için bu meseleleri tartışma noktası haline getirenleri de, millete şikâyet
ediyorum. Göreceksiniz ki, bu millet, bugün, buraları terk edenlere de hesap
soracaktır. Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Vural. V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) 2.- Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis
Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490
Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/497, 1/212) (S. Sayısı: 438) (Devam) BAŞKAN - Efendim, madde üzerinde, Doğru Yol Partisi
Grubu adına, Siirt Milletvekili Sayın Takiddin Yarayan. Buyurun Sayın Yarayan. (DYP sıralarından alkışlar) DYP GRUBU ADINA TAKİDDİN YARAYAN (Siirt) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Polis Yükseköğretim Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 16 ncı maddesi üzerinde Grubum adına söz
almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Grubum ve şahsım adına Yüce Heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. 10 Nisan 1845 yılında kurulan Emniyet Teşkilatı,
yüzellialtı yıldır, vazife aşkı ve sorumluluk duygusu içerisinde görev
yapmaktadır. Türk polisi, hayatını feda etmek pahasına, cesur, kararlı ve
özverili çalışmalarıyla yüce milletimizin gönlünde önemli bir yer tutmuştur.
Türk polisinin başarısında en önemli etken, almış olduğu eğitim kalitesidir. Polis akademisi, emniyet teşkilatının orta ve üst
kademe yöneticilerini yetiştirmek için 1937 yılında kurulmuştur; 1940 yılında
iki yıllık yüksekokullar, 1962 yılında ise üç yıllık yüksekokullar içerisine
alınmıştır; 1980 yılında eğitim ve öğretim dört yıla çıkarılmış ve 1984 yılında
ise, lisans düzeyinde eğitim ve öğretim veren bir yüksek öğretim kurumu haline
getirilmiştir. Bilindiği üzere, akademi, polis teşkilatını yönetecek
amir ve müdür düzeyinde emniyet mensubu yetiştirmektedir. Bu öğrenciler,
geleceğin emniyet müdürleri ve amirleri olacaktır. Ülkemizdeki barış, huzur ve güven ortamını en iyi
şekilde sağlayan polisimizin başarısı, halkımızın manevî desteğiyle
sağlanmaktadır. 16 ncı maddeyle, akademideki öğrencilik sıfatının sona
ermesiyle ilgili yasal düzenlemeler getirilmiştir. Bu maddeyle, polislerin
dikkat etmesi gerekli en önemli unsur olan ahlak üzerinde durulmuştur.
Polisler, topluma örnek olmak zorundadırlar. En ufak disiplinsizlik ve davranış
bozukluğu, bütün teşkilatın yıpranmasına neden olabilir. Akademiye alınacak
kişilerde, ahlak, ölçü alınmıştır; ancak, öğretim sırasında davranış bozukluğu
gösteren kişiler derhal akademiden ayrılmalı ve öğrencilik sıfatı sona
erdirilmelidir. Ayrıca, bu maddeyle, süresi içinde öğrenimlerini
tamamlayamayanlar, istekleri halinde, çıkarılacak yönetmelik doğrultusunda,
uygun görülen polis kadrolarına atanacağı hükmü getirilmiştir. Bu yasayla, imam-hatip düşmanlığı yapılmaktadır,
imam-hatiplilerin önü tıkanmak istenmektedir ve yanlış yapılmaktadır. Gelin, bu
yanlıştan geri dönün ve çoğunluğu Müslüman olan bu milletin inancıyla
oynamayın. Vicdanlarda mahkûm oldunuz; bundan sonra da sandıklarda mahkûm
olacaksınız ve bu millet sizi affetmeyecektir. Yaptığınız bütün kanunlar gibi,
bu kanun da, millete rağmen yapılan bir kanundur. Son olarak, bu kanun yapılırken, eğitimin bir bütün
olduğu bilinciyle, akademide görev yapan akademik personelin dışındaki diğer
personelin de özlük haklarının düzenlenmesi ve iyileştirilmesi gereklidir. Bu kanunun, tüm emniyet camiasına ve milletimize
hayırlı olmasını diler, Yüce Heyetinize saygılar sunarım. (DYP sıralarından
alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yarayan. Madde üzerinde 2 adet önerge vardır; önce okutacağım ve
aykırılıklarına göre işleme koyacağım. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı yasa tasarısının 16
ncı maddesinin sonuna gelmek üzere "öğrencilik sıfatının sona ermesini
gerektiren fıkralardaki hükümler idarî yargıya açıktır" ibaresinin
ilavesini arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN - İkinci ve aykırı olan önergeyi okutup, işleme
alacağım. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 438 sıra sayılı tasarının 16 ncı maddesine aşağıdaki
bendin eklenmesini arz ve teklif ederiz. "Yüz kızartıcı suç işleyenler."
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) -
Katılamıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Öğrenciliği sırasında hırsızlık, ahlaksızlık,
çeteye karışma ve bunun gibi yüz kızartıcı suç işleyenlerin polislik görevi
gibi güvenliği ilgilendiren bir konuda görev yapması da doğru değildir. BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. Son önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 438 Sıra Sayılı Yasa Tasarısının 16
ncı maddesinin sonuna gelmek üzere "öğrencilik sıfatının sona ermesini
gerektiren fıkralardaki hükümler idarî yargıya açıktır" ibaresinin
ilavesini arz ve teklif ederiz. Musa Uzunkaya (Samsun) ve arkadaşları BAŞKAN - Komisyon?.. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) -
Katılamıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Bütün alanlarda olduğu gibi öğrencilik
haklarında da mağduriyetine inanan şahıslar yargıya başvurabilirler. Bu yasada
da idarî yargıya başvurma imkânı getirilmektedir. BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir. Müteakip maddeyi okutuyorum: ALTINCI BÖLÜM Disiplin ve Ceza İşleri Disiplin kurulları MADDE 17- Akademide; Başkanlık Polis Disiplin Kurulu, Fakülte Polis Disiplin
Kurulu ve Fakülte Öğrenci Disiplin Kurulu bulunur. Başkanlık Polis Disiplin Kurulu ve Fakülte Polis
Disiplin Kurulunun teşkili, çalışma esas ve usulleri emniyet teşkilâtı
mevzuatına tâbidir. Enstitülerdeki öğrenci ve diğer personelin disiplin
işlerine, akademideki başkanlık polis disiplin kurulu bakmakla yetkilidir. Akademide ek ders görevlileri ve emniyet hizmetleri
sınıfından öğretim elemanları dışındaki kadrolu öğretim elemanlarının disiplin
ve ceza işleri hakkında 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununun ilgili hükümleri
uygulanır. Fakülte Öğrenci Disiplin Kurulu; öğrencilerin disiplin
soruşturmalarını karara bağlamak üzere, dekanın başkanlığında, fakülte öğretim
kurulu ile fakülte yönetim kurulunun kendi aralarında seçecekleri ikişer üyeden
oluşur. Kurul üyelerinin görev süresi, kurulun vereceği cezalar
ve bu cezaların; karşılığı olan olay, tutum ve davranışlar, disiplin cezaları
nedeniyle ilişik kesilmesini gerektiren haller ve uygulama esasları ile bu
konulara ilişkin diğer hususlar yönetmelikle düzenlenir. Polis yüksek öğretim kurumlarındaki öğrenci disiplin
kurulunca verilen, fakülteden, enstitülerden ve polis meslek yüksek
okullarından çıkarma cezasını gerektiren kararlar başkanın önerisi, genel
müdürün onayı ile, diğer kararlar ise fakülteler için dekanın, enstitüler için
başkanın, polis meslek yüksek okulları için ise okul müdürlerinin onayı ile
kesinleşir. BAŞKAN - Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına,
Aksaray Milletvekili Sayın Murat Akın; buyurun efendim. (DYP sıralarından
alkışlar) DYP GRUBU ADINA MURAT AKIN (Aksaray) - Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; 438 sıra sayılı tasarının 17 nci maddesi üzerinde söz
almış bulunmaktayım; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Değerli milletvekilleri, 17 nci maddeye göre,
akademide, Başkanlık Polis Disiplin Kurulu, Fakülte Polis Disiplin Kurulu ve
Fakülte Öğrenci Disiplin Kurulu olmak suretiyle üç disiplin kurulu
bulunmaktadır ve "Başkanlık Polis Disiplin Kurulu ve Fakülte Polis
Disiplin Kurulunun teşkili, çalışma esas ve usulleri emniyet teşkilatı
mevzuatına tabidir" denilmektedir. Görevden çıkarma, meslekten çıkarma hariç diğer
kararlar, ilgili kurulların başkanlarının vermiş olduğu onayla kesinleşiyor;
sadece meslekten çıkarma, genel müdürün ve bakanın onayıyla kesinleşmiş oluyor.
Değerli milletvekilleri, bu disiplin kurulları, daha
ziyade, istisnaî durumlarda çalışan kurullardır; ancak, emniyet teşkilatının,
hakikaten, içinde bulunduğu çok büyük sıkıntılar vardır. Bunlardan en
önemlilerinden birkaç tanesini tadat edeceğim: Bütün illerde mevcut
polisevlerine ilave polisevlerinin yapılması, metropol illerdeki personele daha
fazla ücret ayarlanması, polis ve emeklilerinin özel hastanelerden
faydalandırılması, dikiş parasının günün şartlarına göre ayarlaması, polis
akademileri ve polis okulları girişlerinde polis çocuklarına öncelik tanınması,
POLZAR'ın geliştirilerek OYAK konumuna getirilmesi, polis emeklilerinin ücret
durumunun iyileştirilmesi, karakolların kaldırılarak yerine ilçelerde büyük
polis merkezlerinin kurulması, Polis Vakfının şehit aileleri ile mağdur polis
ailelerine yardımda bulunması, metropol şehirlerde polis hastanelerinin
kurulması, fazla mesai ücretinin günün şartlarına göre ayarlanması, 3201 sayılı
Emniyet Teşkilatı Kanununun gözden geçirilip günümüz şartlarına göre yeniden
ayarlanması, trafik hizmetlerinin polisten alınması. Bunlar, bugün, emniyet teşkilatının, polis teşkilatının
içinde bulunduğu problemlerdir. İnşallah, Meclisimiz, bu meseleleri halledici
yeni bir düzenlemeyi burada yasalaştırır ve emniyet teşkilatı, emniyet
mensupları, maddî olarak içinde bulundukları sıkıntılardan kurtulmuş olurlar. Değerli milletvekilleri, bir emniyet amirinin aldığı
maaş ile diğer bir kurumda, müessesede mümasil bir görevi ifa eden kişinin
aldığı maaşı burada ifade edeceğim. 14 yıllık hizmeti olan bir emniyet amiri
391 330 000 lira maaş almakta, buna mümasil bir görevi ifa eden başka bir
kurumdaki kişi ise 548 540 000 lira almaktadır. Belki, emniyet amiri, diğer
kişiden daha fazla mesai yapmakta ve o görevi ifa eden diğer kişiye göre,
sosyal ve diğer hakları ve sosyal faaliyetlerden faydalanma yönü daha az olan
ve daha fazla mesai yapan bir görev ifa etmektedir. Ayrıca, bunun için de, bu
ifade ettiğim ücretin içerisinde, yüzde 15 tutarında ek hizmet tazminatı
almaktadır ki, 548 milyona, onu da ilave ettiğimizde, 575 milyon liraya baliğ
olmaktadır. Değerli milletvekilleri, bu müesseselerdeki kamu
hizmeti yapan, bilhassa iç asayiş ve dış asayişi sağlayan bu müesseseler
arasındaki ücret farklılığını giderir isek, bu insanlarımız, emniyet mensubu
insanlarımız, emniyet teşkilatında çalışan insanlarımız daha aşkla, şevkle
görevlerini ifa ederler düşüncesiyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DYP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum efendim. Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Diyarbakır
Milletvekili Sacit Günbey söz istemişlerdi; ama, salonda yok. Önerge?.. Yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Müteakip maddeyi okutuyorum: Soruşturma yetkisi ve doğrudan ceza verme MADDE 18- Başkan, fakülte, enstitü ve polis meslek
yüksek okullarında görevli ek ders görevlileri dışındaki öğretim elemanları ve
diğer personel ile öğrenciler hakkında akademi içinde veya dışında işlemiş
oldukları disiplin suçlarından dolayı soruşturma yapmaya veya yaptırmaya
yetkilidir. Bakan veya genel müdür gerekli gördüğü hallerde
akademide görevli emniyet hizmetleri sınıfından öğretim elemanları ile her
düzeydeki personel için soruşturma açılmasını isteyebilir veya doğrudan
yaptırabilir, emniyet teşkilâtı mevzuatında belirlenen cezaları doğrudan
verebilir. Emniyet teşkilâtı mevzuatında eğitim ve öğretim kurumu
müdürlerince verilmesi öngörülen cezaları, Başkan da doğrudan vermeye
yetkilidir. BAŞKAN- Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına,
Aksaray Milletvekili Sayın Murat Akın söz istemişlerdir. Buyurun efendim. DYP GRUBU ADINA MURAT AKIN (Aksaray)- Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan tasarının 18 inci maddesi üzerinde
söz almış bulunmaktayım. Değerli milletvekilleri, bu madde, akademi başkanı,
fakülte dekanı ve enstitü başkanının, sadece okul içindeki disiplin suçlarından
dolayı değil, aynı zamanda, bu kamu görevi ifa eden kişiler hakkında, okul
dışında işlemiş oldukları -biraz önce ifade edilen ve yönetmelikle de
belirlenecek olan- disiplin suçlarından dolayı soruşturma yapmakta ve ceza
vermekte yetkili olduğuna dair maddedir. Bilindiği üzere, günümüz dünyasında yaşanılan değişim
ve dönüşümlere şöyle bir baktığımız zaman, 2 000 yılın son 20 yılı içerisinde
olan değişim, daha önceki değişimlerin hepsinden fazla olmuştur. Değerli milletvekilleri, değişen ve dönüşüm yaşayan bu
çağın yeni oluşumu içerisinde eğitim yapacak polis öğrencilerimizin ve ders
verecek öğretim üyelerimizin, mutlak surette, bu 2 maddede belirtilen disiplin
suçlarını işlememelerine en büyük katkıyı sağlamanın yolu, bunların ekonomik ve
maddî durumlarını, hayat standartlarını, geçim şartlarını iyileştirmekten
geçer. Kamu görevi ifa eden diğer kuruluşlarda bazı memurlar,
değişik işler ifa etmek suretiyle, yani, serbest çalışmak ve pazar yerinde
pazarcılık yapmak suretiyle, almış oldukları ücrete ek bir ücret katarak, geçim
şartlarını devam ettirmektedirler; ancak, polis teşkilatında çalışan, emniyet
teşkilatına mensup insanların diğer bir ikinci iş yapmaları, her şeyden önce,
bunların asıl görevlerini ifada bir zorluk çıkaracaktır. Bu insanlarımızın
ikinci iş yapmaları halinde disiplin suçunu gerektirir bir durum ortaya
çıkacağına göre, mutlaka ve mutlaka, bunların geçim şartlarını iyileştirmemiz
gerekir. Değerli milletvekilleri, Aksaray İlinde, uygulamalı bir
polis eğitim merkezi bulunmaktadır. Hollanda'da bulunan bir merkezden örnek
alınarak inşa edilen bu merkez, âdeta bir mahalle görünümündedir. İçinde,
banka, apartman dairesi, karakol, market, kahvehane, haber merkezi, sokak ve
cadde gibi bütün unsurlar bulunmaktadır. Ayrıca, tüm bu alanlar merkezî kamera
sistemiyle görüntülenmekte, iki sınıfa bu görüntüler canlı olarak aktarılmaktadır.
Bu merkez, Türkiye'de ve Ortadoğu'da, sadece okulumuzda, yani Aksaray'daki
polis okulunda bulunmaktadır. Ayrıca, hamam, iş ocakları, 21 adet dubleks
personel lojmanı, atık su arıtma tesisleri, uygulamalı derslikler binası
bulunmaktadır. Bu okulun açılışında emeği geçen ve o zaman iktidar olan,
hükümet olan Doğru Yol Partisine ve yine, ortağı olan diğer partiye, ayrıca,
onayıyla açılışı bir yıl öne alan o zamanki İçişleri Bakanı Sayın Nahit
Menteşe'ye teşekkür ediyoruz. Bugünkü hükümetten, bilhassa, bugünkü hükümeti
oluşturan partilerden Anavatan Partisine mensup İçişleri Bakanımızdan
istirhamımız, bu polis okulunun, meslek yüksekokulu haline dönüştürülmesidir;
çünkü, çok teşkilatlı ve oldukça iyi bir konumdadır. Kapasitesi 1 000
kişiliktir, 400-450 kişi öğretim görmektedir. Tam kapasite öğretim verildiği
takdirde daha faydalı olacağı düşüncesiyle tekrar hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Akın. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 19 uncu maddeyi okutuyorum: YEDİNCİ BÖLÜM Eğitim-Öğretim ve Mezuniyet Lisans eğitim-öğretimi ve süresi MADDE 19. - Fakültede lisans eğitim-öğretimi bu Kanunda
belirlenen amaç ve ilkelere göre aşağıdaki şekilde düzenlenir: a) Ders programları ilk üç sınıfta polis mesleği için
gerekli genel bilgileri, son sınıfta genel müdürlüğün belirleyeceği türde
ihtisas bölümleri için özel bilgileri kapsayacak şekilde düzenlenir. b) Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Türk Dili, Yabancı
Dil ve Beden Eğitimi zorunlu ders olarak verilir. Diğer zorunlu derslerden
meslekî ağırlıklı olanlar eğitim ve öğretim yüksek kurulunun önerisi ile genel
müdürlükçe, meslekî olmayan dersler ise fakülte öğretim kurulunun önerisi,
eğitim ve öğretim yüksek kurulunun kararı ile belirlenir. c) Lisans öğretiminde, 11 ve 12 inci maddeler de
dikkate alınarak yukarıdaki bentlere göre okutulacak derslerin günlük ve
haftalık saatleri, çeşitleri, öğrencilere yaptırılacak seminer ve uygulama
çalışmaları, verilecek konferanslar ve bu konulara ilişkin diğer programlar bir
yönetmelikle düzenlenir. Fakültede öğretim süresi, ders geçme esası ile 8 yarı
yıl, sınıf geçme esası ile 4 öğretim yılıdır. Öğrencilere 2 yarı yıl veya bir
öğretim yılı ek süre tanınır. Bu süre sonunda da başarısız olanlar hakkında,
16'ncı maddenin son fıkrası hükmü uygulanır. 16'ncı maddenin (e) bendi gereğince sağlık şartları
bakımından öğrencilik sıfatını kaybedenlerden, ilişiğinin kesilmesinden
itibaren 2 yıl içerisinde öğretime devam edebileceği ve aktif polislik
yapabileceği sağlık kurulları ve genel müdürlük sağlık komisyonunca
belirlenenler akademiye yeniden öğrenci olarak alınabilirler. BAŞKAN - Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına,
Eskişehir Milletvekili Sayın Sadri Yıldırım; buyurun efendim. DYP GRUBU ADINA MEHMET SADRİ YILDIRIM (Eskişehir) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, 438 sıra sayılı
Emniyet Teşkilatı Kanunu, Polis Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro
ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 19 uncu maddesi üzerinde Doğru Yol Partisi
Grubu adına söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinize, emniyet teşkilatına, Partim
ve şahsım adına saygılarımı sunuyorum. Değerli milletvekilleri, öncelikle tasarının hayırlı
olmasını diliyorum, şehit olan polislerimize Allah'tan rahmet, ailelerine
başsağlığı diliyorum, gazilerimize de geçmiş olsun diyorum. Türk toplumunun ve emniyet teşkilatının ihtiyaç ve
beklentilerine yanıt verebilecek nitelikte polislerin yetiştirilmeleri ve
onların, insan haklarına saygılı; ancak, devlet otoritesini de zaafa
uğratmayacak bir yapıda eğitilmeleri için, eğitim hizmetlerinin, gelişen bilim
ve teknolojiye paralel olarak yapılandırılması olan bu tasarıyı görüşüyoruz ve
destekliyoruz. Küreselleşen dünyamızda, değişen bilgi ve iletişim
teknolojilerinde meydana gelen hızlı gelişmeler, toplumları ve kurumları
değişime zorlamakta, sosyokültürel yapımızdaki bu değişmeler, polis eğitim sistemimizi de etkilemesi nedeniyle, polis eğitimine önem verilmesi ve polisin
modern dünyadaki yerini alabilmesi için, ülkemizde de polisin fonksiyonu
değişmektedir. Bu nedenle, güvenlik hizmetlerinde etkinliğin,
profesyonelleşmenin ve yüksek kalitede hizmet sunmanın, ancak eğitim
kalitesinin yükseltilmesiyle gerçekleştirilebileceği bilinen bir gerçektir. Öyleyse, bu tasarı, ülkemiz için, insanımız için,
emniyet teşkilatımız için çok önemlidir; çünkü, polisin yaptığı görevleri
hatırlarsak, önemini daha iyi anlamış oluruz. 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 1 inci
maddesinde "Polis, ülkede asayişi, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken
masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza eder. Ammenin
istirahatini temin eder. Yardım isteyenlerle yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve
acizlere muavenet eder. Kanun ve nizamnamelerin kendisine verdiği diğer
görevleri yapar" denilmektedir. Yani, toplum düzeninin ve güvenliğinin sağlanması,
devletin en başta gelen ödevleridir. ödevi de polis teşkilatı yerine getirir.
Polis, ülkesi, milleti için bu önemli görevleri yaparken, canını, malını ortaya
koyarak, gece gündüz her fedakârlığa katlanarak bu görevi yerine getirmektedir.
Öyleyse, polis, ülke ve insanlar için bu kadar önemli görev yaptığına göre,
polisin eğitimine önem vermek ve her imkânı sağlamak mecburiyetindeyiz. Değerli milletvekilleri, polislere üç tür eğitim
öngörülmektedir. Birincisi, hizmet öncesi eğitimdir. Bunun bir bölümü temel
eğitim, bir bölümü de branş eğitimidir. İkincisi, hizmetiçi eğitimdir; polis
eğitimine meslekî içerik kazandırmak içindir. Üçüncüsü, yönetici eğitimidir;
polis akademisinde verilecek eğitim, yükseklisans ve doktora yapanlara
verilecek eğitimdir. Toplumu yüceltecek, çağdaşlaştıracak ve medeniyete
ulaştıracak, eğitimdir. İşte, bu eğitimi alan polislerimiz de görevinin önemini
ve mesuliyetini bilecek, maksadını anlayacak, vatandaşa daha saygılı
yaklaşacaktır. O zaman, vatandaş da polise anlayışlı davranacak ve polis,
görevini daha rahat yapacak ve polis ile vatandaş birbirini samimî olarak
kucaklayacaktır. Polis düşmanlığı ortadan kalkacak, ülkemiz için birlik ve
beraberlik sağlanacaktır; yeter ki, polisimiz önce vatandaşa sevgi ve saygıyla
yaklaşsın. Vatandaşımızın da polise daha saygılı olacağına inanıyorum. Değerli milletvekilleri, ancak, polisin görevini
yapabilmesi için araç-gereç, modern cihaz ve aletler de kendilerine
sağlanmalıdır. Ülke ve toplum için önemli görevler yaparken ölen ve sakat kalan
polis ve emniyet teşkilatımızın sorunlarına da kısaca değinmek istiyorum. Ülkemizin genel güvenliğinden sorumlu emniyet
teşkilatı, ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 70'ine hizmet götürmektedir. Avrupa
standartlarında 250 kişiye 1 polis düşerken, bizde, yaklaşık, 400-500 kişiye 1
polis düşmektedir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) MEHMET SADRI YILDIRIM (Devamla) - Bitiriyorum Sayın
Başkan. Buna rağmen, emniyet teşkilatının, özellikle, son
yıllarda düzenlediği operasyonlarda gösterdiği başarılar her türlü takdirin
üzerindedir. Demokrasinin ve rejimin güçlü savunucusu emniyet teşkilatının, en
üst standartlara yükseltilmesi, ülkemizin ulusal çıkarları açısından da büyük
önem arz etmektedir. Bu nedenle, sorunlarına da çare bulunmalıdır. Emniyet teşkilatı personel kanunu çıkarılmalıdır; maaş
ve özlük hakları günün şartlarına göre yeniden ayarlanmalıdır; ancak, Doğru Yol
Partisi, tüm çalışanların, memurların, emeklilerin de, artan hayat pahalılığı
karşısında maaş ve ücretlerine yeniden artış sağlanmasını istemektedir. Polis,
siyasî baskılardan arındırılmalı, çalışan ve hak eden yükseltilmelidir; ama,
her şey, bilgi ve imtihanla olmalıdır. Ülkemizin, çağdaş, muasır medeniyet seviyesine ulaşmış
ülkeler seviyesine ulaşması ve demokrasimizin gelişmesi için, bu kanunun tekrar
hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum. (DYP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum efendim. Maddeyi oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler...
Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir. Diğer maddeyi okutuyorum: İhtisas bölümlerine ayırma ve uygulama eğitimleri MADDE 20- Dördüncü sınıfa geçen öğrenciler, fakülte
yönetim kurulunca, türü ve kontenjan miktarı genel müdürlükçe belirlenecek
ihtisas bölümlerine ayrılır ve dördüncü sınıfı, ayrıldığı ihtisas bölümünde
tamamlarlar. Bölümlere ayırma işlemi, ihtisasın özellikleri,
öğrencinin geçmiş yıllardaki başarı ve yetenekleri ile öğrencinin isteği göz
önünde bulundurularak fakülte yönetim kurulunca yapılır. Fakülte öğrencileri öğretim yılı sonunda uygun görülen
kamp yerlerinde en az bir, en çok iki ay süre ile esas ve usulleri yönetmelikle
belirlenecek mesleki eğitim, atış tatbikatı, fiziki kondisyon çalışmalarına
tâbi tutulurlar BAŞKAN - Madde üzerinde. Doğru Yol Partisi Grubu adına,
Manisa Milletvekili Sayın Necati Çetinkaya; buyurun. (DYP sıralarından
alkışlar) DYP GRUBU ADINA M.NECATİ ÇETİNKAYA (Manisa) - Sayın
Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; konuşmama başlamadan önce, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. Baccaria, meşhur bir ceza hukukçusudur, bir filozoftur.
O, ceza kitabının başlangıcında aynen şöyle diyordu:"En büyük toplumun, en
büyük huzur ve menfaatı." Yani, toplumlarda aslolan, topyekûn ülkede
huzuru, sulhu, sükûnu, güvenliği, esenliği sağlamak ve dolayısıyla, o toplumu
bir huzur ülkesi haline getirmek; aslolan bu... Tefrikaya meydan vermemek.
Zaten, biz, polisi tarif ederken -yaptığı görevleri- ülkenin topyekûn güvenlik
ve asayişini korumak ve kollamakla görevli olan silahlı güç olarak kabul ettik.
Değerli arkadaşlar, bugün, Avrupa Birliğinin eşiğinde
bulunan ve hakikaten, hepimizin büyük arzu ve istekle Avrupa Birliğine girmek
için gayret gösterdiğimiz bir anda ve önümüzde de, Kopenhag kriterlerinin tadat
edildiği bir zamanda, çıkıyoruz; hiç de... Yıllarca, insan hakları hususunda
dünyaya örnek olan -her devlette- 16 Türk devletini de incelendiğiniz zaman,
temelinde adalet vardır, hukuk vardır, nısfet vardır ve topyekûn, birlik ve
beraberlik içinde yaşamanın sırrını bulan bir yönetim tarzı vardır. Biz, bunu
öğretmişiz; ama, değerli arkadaşlar, bakınız, samimî söylüyorum, bir yanlışlık
yaptık. Nedir o yanlışlık? Anayasanın 10 uncu maddesi, 70 inci maddesi ve
Anayasanın başlangıcında, dibacesinde yer alan hususları incelediğimiz zaman,
hiçbir tefrika gözetmeksizin, her Türk vatandaşı kanun önünde eşittir, her Türk
vatandaşı kamu hizmetlerinden eşit olarak istifade eder ve dolayısıyla, yine 10
uncu maddede, din, ırk, dil, cinsiyet farkı gözetmeksizin, herkes, eşit bir
şekilde, ülkenin haklarından, menfaatlarından istifade eder. Bunlar, Anayasanın
amir hükümleri; ama, biz, bugün, temel hak ve hürriyetlerde, kişilik
hürriyetlerinde Avrupa Birliğine girecek durumdayız diye, göğsümüzü gere gere,
Batılı dostlarımıza söylerken, bir gruba, siz bu okula giremezsiniz dersek,
inanıyorum ki, bir yanlışlık yapmış oluruz. Bunlar, hukuk ve adalet
kavramlarıyla bağdaşmaz. Şimdi, o gençler, kalkacak diyecek ki, ben, öz
yurdumda garip, öz vatanımda parya mıyım?!. Değerli arkadaşlarım, Yüce Meclis, 81 inci yılını idrak
etti. Bu Meclis, Kurtuluş Savaşını bizatihi üstlenerek, başarıyla, zaferle
çıkmış gazi bir meclis. YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Kahraman, kahraman... M. NECATİ ÇETİNKAYA (Devamla) - Bu Meclis, kahramanlar
meclisi ve bu Meclis, alnının akıyla, her zaman, her hususta en doğruyu yapmayı
kendisine hedef edinmiştir, böyle olması gerekir. Yanlışlıkların, sosyal
dengelerin bozulmasına medar olacak herhangi bir hususta bu Meclisin görevi,
doğruyu bulmak, doğruyu yapmaktır. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Çetinkaya, tamamlayın lütfen. Buyurun efendim. M. NECATİ ÇETİNKAYA (Devamla) - O sebepledir ki, gönül
isterdi ki, topyekûn, hepsi birbirinden değerli olan Meclisteki şu değerli
arkadaşlarımız arasında, keşke, bir konsensüs sağlansaydı; keşke, birlik ve
beraberlik içinde "tüm meslek okullarından mezun olanlar polis okullarına
girebilir" konusunda bir karar alınsaydı ve imam-hatip istisnasını
koymasalardı. Bence, adil olamadık bu konuda. Bence, Meclisimiz, keşke, bu
konuda doğruyu bulsaydı ve izanıyla, basiretiyle, toplumun genel huzurunu ve
sosyal dengeleri ihlal etmeyecek, sarsmayacak en güzeli bulsaydı. Fakat, gel
gelelim ki, bugün, bu Meclis, içinde bulunmakla gurur duyduğum, hakikaten, her
hususta, yegâne, bütün problemlerin çözüm çaresi ve mercii, gururla, burasıdır
dediğimiz bu Yüce Meclis, keşke, bugün, aklıselimle hareket etmiş olsaydı. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN- Sayın Çetinkaya, teşekkür ediyorum. M. NECATİ ÇETİNKAYA (Devamla)- Dileriz ki, inşallah,
önümüzdeki günlerde, vakitlerde bu yanlışlık düzeltilsin ve ülkenin, topyekûn
güvenlik ve asayişini şimdiye kadar büyük bir başarıyla yerine getiren,
Türkiye'nin huzur ve güvenliğini her hususta korumakta kendisini ispat eden
Türk polis teşkilatı -inşallah, bu Meclis, ileride bu yanlışlıkları düzeltir-
bu eğitim kanununu kendisine ışık edinsin. Hepinize saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından
alkışlar) BAŞKAN- Teşekkür ediyorum efendim. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... SABAHATTİN YILDIZ (Muş)- Sayın Başkan, karar
yetersayısının aranılmasını istiyorum. BAŞKAN- Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir. Müteakip maddeyi okutuyorum... SABAHATTİN YILDIZ (Muş)- Sayın Başkan... BAŞKAN- Buyurun efendim. SABAHATTİN YILDIZ (Muş)- Karar yetersayısının
aranılmasını istemiştim. BAŞKAN- Oylamaya geçmiştim efendim... SABAHATTİN YILDIZ (Muş)- Oylamaya geçmeden karar
yetersayısının aranılmasını istemiştim... BAŞKAN- Şöyle buyurursanız sıralarınıza, sizi fark
edebileceğim... SABAHATTİN YILDIZ (Muş)- Arka sıraları da görmeniz
lazım... BAŞKAN- Şöyle buyurun... Bir dahaki madde için isterseniz, tabiî, dikkate
alırım... Müteakip maddeyi okutuyorum: Devam-devamsızlık ve mezuniyet MADDE 21- Öğrenciler, tüm derslere devam etmek
zorundadırlar. Öğrencilerden; İki yarıyılda veya bir öğretim yılında mazeretsiz
olarak yirmi ders gününden fazla eğitim ve öğretime katılmayanlar, İdarece kabul edilebilir mazeretleri olsa bile yarı yıl
veya öğretim yılının üçte birini aşan sürede devam imkanı bulunmayanlar, O yarı yıl veya öğretim yılına ait tüm sınav
haklarını kaybederler ve başarısız
sayılırlar. Fakülteyi başarı ile bitiren öğrencilere akademi lisans
diploması verilir ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu ile tespit edilen
rütbedeki amir sınıfına nasbedilerek ihtiyaç duyulan kadrolara atanırlar. BAŞKAN - Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına,
Sayın Necati Çetinkaya; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar) DYP GRUBU ADINA M. NECATİ ÇETİNKAYA (Manisa) - Sayın
Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; insanlık tarihini incelediğimizde
göreceğiz ki, her dönemde, her asırda, nizamı, intizamı koruyan ve kollayan,
devlete bağlı teşkilatlı devlet güçleri vardır. Devletin güvenlik ve asayişini
sağlayan bu silahlı güçler, kafa ve beyin yapısı itibariyle ne kadar bilinçli,
ne kadar iyi yetişmişlerse, o ülkede daha da güzel görev yaparlar. Dolayısıyla,
o ülke huzurludur, o ülkede insan hakları daha güzel yerine getirilir ve o
ülkede insanlara saygı vardır, sevgi vardır. İşte, Türk Polis Teşkilatının
eğitim ve öğretimde son derece iyi teçhiz edilmesi neticesinde bunu yakalamış
olacağız. Bakınız, değerli arkadaşlar, 1996 yılında, İçişleri
Komisyonu Başkanlığım sırasında bu teklifi ilk biz getirdik ve dedik ki, Türk
polis teşkilatı, yükseköğrenimde ve eğitimde en iyiyi yakalamak
mecburiyetindedir. Şimdi, teşkilatın içini bilen ve bilmeyen herkes, polisle
ilgili bazı şeyler söyler; ama, değerli arkadaşlarım, düşünün ki, o insanların,
o ülkenin huzurunu ve güvenliğini korumak ve kollamak için kendi canını feda
ederek görev yapan insanların gecesi yoktur, gündüzü yoktur. Herkes bayram
yaparken, herkes en güzel günlerde eğlenirken; o, herkesin daha güzel, iyi bir
şekilde, huzur içinde gününü ve mesaisini geçirmesi için dimdik ayaktadır. Kış
demez, soğuk demez, kar demez, sıcak demez; her an, her dakika, her saniye,
ülkesinin huzurunu, güvenliğini koruma görevini -ülkesine karşı olan sevgi ve
görev aşkıyla, her zaman dimdik, ayakta- en iyi şekilde yapmakla kendisini
yükümlü görür. Kutsal bir görevdir; çünkü, karşılığında, gerekirse canını verme
aşkı ve heyecanı vardır. Türk polis teşkilatını incelediğiniz zaman göreceksiniz
ki, gerek güvenlik konusunda gerek asayiş konusunda gerek uyuşturucuyla
mücadele -narkotik- konusunda, her konuda, hayatı boyunca, teşkilatının kuruluş
günü olarak kabul edildiği günden bu güne kadar, mücadelede devamlı olarak
başarı göstermiştir. Interpol rakamlarına baktığımız zaman göreceksiniz ki,
Türk polis teşkilatı, narkotikte ve uluslararası organize suçlarla mücadelede,
devamlı olarak başarıda en öndedir. 1997 senesinde, Antalya'da, Interpol
tarafından, bu konuda -narkotikte- madalya verilmiştir. Bunu niçin söylüyorum;
çünkü, dışımızdaki bazı kişiler, bu konuda, Türkiye'nin yeteri derecede
mücadele etmediği hususunda bazı iddialarda bulunmaktadırlar. Biz, insan
hayatını her şeyin üstünde görürüz, insan hayatı kutsaldır. İnsan,
yaratılmışların en yücesidir, en şereflisidir. O sebeple, bu teşkilatın
mensupları da bunu böyle kabul ederler. Saygılıdır, saygılı olmak
mecburiyetindedir. İşte, onu öğretebilmeniz için ona bu aşkı, bu heyecanı, bu
görev azmini ve kararlılığını verebilmenizin yolu, bu eğitim müesseselerinde
iyi eğitimle yetiştirmektir. Bakınız, size, gecenin bu ilerleyen saatinde
Yunus'tan bir şey söyleyeceğim. Yunus diyordu ki: "İlim, ilim bilmektir, İlim, kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsen, Bu nice okumaktır." (Alkışlar) Değerli arkadaşlarım, işte, ilimle siz teçhiz
edilirseniz, o kendini bilecektir; ne olduğunu, ne için hikmetinin varlığının
sebebinin ne olduğunu bilecektir. Bu sebeple, ben inanıyorum ki, inşallah, yetişen
önümüzdeki nesil... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Başkan, karar yetersayısı
istiyorum! BAŞKAN - Sayın Çetinkaya, buyurun efendim. M. NECATİ ÇETİNKAYA (Devamla) - ...tıpkı, büyük
liderin, Büyük Atatürk'ün ifadesiyle fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir
nesil... İşte, o neslin yetişmesinin yolu eğitimdir, bilimdir, bilimi kendisine
rehber edinmektir. (Alkışlar) Bu duygu ve düşüncelerle, hepinize saygılar sunuyorum.
(Alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum efendim. Madde üzerinde bir adet önerge vardır . Önergeyi okutup, işleme alacağım: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Polis Yükseköğretim
Kanunu Tasarısının 21 inci maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"Polis Meslek Yüksekokullarını başarıyla bitiren
öğrencilere önlisans diploması, fakülteyi başarıyla bitiren öğrencilere lisans
diploması verilir ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunuyla tespit edilen
rütbelerdeki memur ve amir kadrolarına, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda
belirlenen derece ve kademeden nasbedilerek, ihtiyaç duyulan kadrolara
atanırlar. Bu şekilde Emniyet Teşkilatı kadrolarına atananlar ile halen görev
yapmakta olan Emniyet Hizmetleri Sınıfı personelinden; yüksekokul mezunları 1
inci derecenin son kademesine, yüksekokul mezunları dışında kalanlar ise 2 nci
derecenin son kademesine kadar yükselebilirler." BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR
(Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Katılamıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN - Önerge üzerinde konuşacak mısınız efendim? SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Evet efendim. BAŞKAN - Buyurun Sayın Bedük. SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 438 sıra sayılı kanun tasarısının 21 inci
maddesiyle ilgili değişiklik önergem üzerinde söz almış bulunuyorum; sözlerimin
başında hepinizi saygıyla selamlıyorum. Kamu düzenini ve nizamını sağlamakla görevli olan
polis, herkese eşit olarak hareket etmek ve vatandaşın can ve mal emniyetini
sağlamakla görevlidir ve bu misyonuna yakışacak şekilde, tarihine, şerefine ve
haysiyetine uygun bir şekilde de, görevini en üst seviyede yerine getirmiştir.
O sebeple, ben, tüm emniyet mensuplarını, buradan bir kez daha tebrik ediyorum.
Ancak, bu kuruluşun içerisinde haksızlıklar var, adaletsizlikler var. Bu
önergemi, gerçekten, bir haksızlığın, bir adaletsizliğin, bir hukuksuzluğun
ortadan kaldırılması maksadıyla verdiğimi, bilhassa hatırlatmak istiyorum;
bunu, şu veya bu maksatla verdiğimi, yanlış olarak algılamayın. Değerli arkadaşlar, getirdiğim bu önergede şunu
söylüyorum: 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin (b)
fıkrasında, emniyet hizmetleri sınıfının yükselebilecekleri derecelerde
özellikle tahsil şartı aranmamış. Ne yapılmış; sadece, belli bir unvan verilmiş,
en son yükselebileceği aylık derecesi de unvana bağlanmış. İşte, bu bir
haksızlıktır, bir adaletsizliktir. 36 ncı maddeye göre, diğer kurum ve
kuruluşlarda ise tahsiline ve hizmet süresine bağlı olarak yükselebiliyorlar.
Oysa, emniyet teşkilatında, polis memurları, komiserler, komiser muavinleri,
başkomiserler ve emniyet amirleri, tahsillerine bağlı olarak değil, hizmet
süresine bağlı olarak değil, bir unvana dayalı olarak yükselebiliyorlar; bu bir
haksızlık. İşte, bu haksızlığı ortadan kaldırmak için ne dedik: Mademki bu
kanunu kabul ediyorsunuz, bu kabule dayalı olarak da iki yıllık yüksekokulları
getiriyorsunuz, polis yüksekokullarını getiriyorsunuz... Bugüne kadar polisler
dokuz ay eğitim görüyorlardı, dokuz aylık eğitimden sonra, lise mezunları 3
üncü derecede kalıyorlar, diğer kurum ve kuruluşlarda ise 2 nci derecenin 6 ncı
kademesine kadar yükselebiliyorlar. Polisler de 3 üncü dereceye kadar
yükselebiliyorlar; 3 üncü derecenin yan kademesine kadar gidiyorlar. İşte, bu
haksızlığı, bu adaletsizliği gidermek için, mademki siz, polis yüksekokullarını
iki yıllığa getirdiniz ve kabul ettiniz, o halde, lise mezunlarına, üniversite
mezunlarına ve yüksekokul mezunlarına diğer kurum ve kuruluşlarda sağladığınız
imkânları bu arkadaşlarımıza, bu teşkilatımıza da vermek durumundasınız ve
vermelisiniz. Bu, bir hakkın teslimi; bu, eşitsizliğin ortadan kaldırılması
anlamına gelecektir. Değerli arkadaşlar, şu andaki duruma göre, lise üstü
bir yıllık meslek eğitimine girenler 2 nci derecenin son kademesine, iki yıllık
yükseköğrenim bitirenler 1 inci derecenin son kademesine kadar gidiyorlar diğer
kurum ve kuruluşlarda. Emniyet hizmetleri sınıfına mensup polis memurları, lise
ve dengi okul mezunu olanlar, aday olduktan sonra -biraz evvel de söylediğim
gibi- 3 üncü dereceye kadar gidebiliyorlar. Şimdi, değerli arkadaşlar, polis
memuru, komiser yardımcısı, komiser ve başkomiserler de aynı durumda
bulunmasına rağmen, 1 inci dereceye ulaşmak için emniyet müdürü olmak
durumundalar. Emniyet müdürlüğünü veremiyorsunuz. Emniyet müdürlüğü unvanını
veremiyorsunuz; ama, emniyet müdürlüğü unvanını vermemekle beraber, kendi
içinde, sivil yönetimlerde, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında olduğu gibi,
maalesef, hizmet süresi ve tahsil durumuna göre onlara derece vermiyorsunuz. Bu sebeple, getirdiğimiz bu teklifte şunu belirtmek
istiyoruz: İki yıllık yüksekokulu dikkate alarak ve hizmet sırasında, diyelim
ki emniyet teşkilatında görevliyken dört yıllık yüksekokulu bitirmiş veya iki
yıllık yüksekokulu bitirmiş olan polislerimiz var, komiserlerimiz, komiser
yardımcılarımız, emniyet amirlerimiz, başkomiserlerimiz var. Bunların da 1 inci
derecenin 4 üncü kademesine yükselmesine imkân sağlanmasının yerinde ve gerekli
olduğunu söylüyoruz ve yine, bundan sonra mezun olacakların da, keza, aynı
şekilde diğer kurum ve kuruluşlarda olduğu gibi, yine 1 inci derecenin 4 üncü
kademesine yükselmesi gerektiğini özellikle belirtmek istiyoruz. Sayın Başbakanın da burada olduğu bir zamanda, Türk
emniyet teşkilatının, diğer sivil kamu kurum ve kuruluşlarında uygulanan ve
fakat emniyet teşkilatında uygulanmayan haksızlığın, adaletsizliğin,
eşitsizliğin ortadan kaldırılabilmesi için, bütün milletvekili arkadaşlarımıza
da işaret vermek suretiyle, özellikle emniyet teşkilatı mensuplarının gerek
emniyet teşkilatı içerisinde iken yüksekokulu bitirenler ve gerekse... (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Buyurun Sayın Bedük. SAFFET ARIKAN BEDÜK (Devamla) - ... yüksekokulu bundan
sonra bitireceklerin, diğer kurum ve kuruluşlarda olduğu gibi, 1 inci derecenin
4 üncü kademesine kadar yükseltilmesi hususunda oylarınızı, özellikle önergem
lehinde vermenizi diliyorum. Gerçekten, samimî olarak söylüyorum, keşke Sayın
Başbakanım beni dinleyebilse, keşke Sayın Başbakanımızın beni dinlemesine imkân
verseler de böylesine bir kanunda, böylesine bir tasarıda, bu adaletsizliğin
giderilmesi hususunda; o da, dinlemek suretiyle bir işaret verme imkânını verseler;
ama, ne yazık ki, Grup Başkanvekilleriyle konuştuğu için bu konudaki teklifimiz
dikkate alınmıyor. İnşallah Sayın Başbakan hem beni dinlemiştir, hem de Grup
Başkanvekillerini dinlemiştir. Önergemin lehinde oy kullanmanızı Yüce Heyetinizden
diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bedük, sağ olun. Efendim, ne istiyorsunuz? SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, karar
yetersayısının aranılmasını istiyorum. BAŞKAN - Peki efendim. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Önergeyi kabul
edenler... SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Sayın Başkan, Sayın Başbakan
beni dinleseydi,belki işaret verecekti Demokratik Sol Partiye. BAŞKAN - Sayın Bedük, Sayın Başbakan dinlemiş efendim. SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Ben, Sayın Başbakana
hitap etmek suretiyle, gerçekten bir haksızlığın, sivil yönetimde 1 inci
derecenin 4 üncü kademesine kadar yükselmeleri... BAŞKAN - Efendim, oylamaya geçtik Sayın Bedük, siz,
Grup Başkanvekilliği yaptınız... SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Affedersiniz, çok özür
diliyorum. Sayın Başbakan dinlemedi de onun için söylüyorum, dinleyemedi... BAŞKAN - Ama oylamaya geçtik efendim, böyle bir
usulümüz yok. SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Efendim, tekrar
oylayacaksınız nasıl olsa... Sivil idarede olduğu gibi, burada da, 1 inci derecenin
4 üncü kademesine yükselmelerini sağlamak gerekir. BAŞKAN - Sayın milletvekilleri... SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Bir haksızlık varsa... BAŞKAN - Önergenin oylamasını elektronik cihazla
yapacağım; karar yetersayısı arayacağım ve... SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Son derece haksız bir
uygulamanın sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yönelik bir önergedir. BAŞKAN - Sayın Bedük'ün önergesini oylarınıza sunuyorum
ve 3 dakika süre veriyorum. (Elektronik cihazla oylama yapıldı) BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı
vardır; önerge kabul edilmemiştir. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir. Müteakip maddeyi okutuyorum: SEKİZİNCİ BÖLÜM Öğretim Elemanlarına İlişkin Esaslar Öğretim elemanları ve görevleri MADDE 22- Akademide öğretim elemanı olarak
görevlendirilecek personel aşağıda gösterilmiştir: a) 4/6/1937 tarih ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilâtı
Kanununun 13 üncü maddesinde üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz ve dokuzuncu
meslek derecesinde sayılanlar, b) Akademi kadrosuna atanacak öğretim elemanları, c) İhtiyaç halinde sözleşmeli veya ek ders ücretli
olarak görevlendirilen üniversite öğretim üye ve yardımcıları, yüksek öğrenim
görmüş meslek mensupları ile diğer kamu görevlileri ve okutacakları ders
konusunda uzman olan serbest meslek sahibi kişiler, d) Akademide görevli öğretim elemanları, talep halinde;
öğretim elemanının isteği ve başkanın onayı ile diğer polis yüksek öğretim
kurumlarında veya diğer Türk ya da yabancı yüksek öğretim kurumlarında ek ders
vermek üzere, görevlendirilebilirler. Öğretim elemanları: a) Bu Kanunda belirlenen amaç ve ilkelere uygun olarak
eğitim, öğretim ve uygulamalı çalışmalar yapmak veya yaptırmak, proje
hazırlıklarını ve seminerleri yönetmek, b) Bilimsel araştırmalar ve yayınlar yapmak, c) Anabilim dalı başkanınca düzenlenecek programa göre
öğrencilere gerekli konularda yardım ve rehberlik etmek, d) Bu Kanunla belirtilen yetkili kişi ve organlarca
eğitim ve öğretim ile ilgili verilecek diğer görevleri yerine getirmek, ile görevlidir. Akademinin öğretim elemanı kadroları, bu kanuna ekli
cetvelde gösterilmiştir. Bu kanuna ekli, "Polis Akademisi Başkanlığı
Öğretim Elemanı Kadrolarını Gösterir Cetvel"de 190 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname hükümleri çerçevesinde unvan ve derece değişikliklerini yapmaya
Bakanlar Kurulu yetkilidir. BAŞKAN - Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına
Manisa Milletvekili Sayın M. Necati Çetinkaya?.. Yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Müteakip maddeyi okutuyorum: Yabancı uyruklu öğretim elemanları MADDE 23- Akademide görevlendirilecek yabancı uyruklu
öğretim elemanları, akademinin ihtiyaç göstermesi, genel müdürün teklifi ve
Maliye Bakanlığından alınacak olumlu görüş üzerine, Bakanın onayı ile
sözleşmeli olarak çalıştırılabilirler. Bu şekilde sözleşmeli olarak
çalıştırılacak yabancı öğretim elemanlarına ödenecek ücret, 11.10.1983 tarih ve
2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanununun 16. maddesi uyarınca Bakanlar
Kurulunca belirlenecek esaslar çerçevesinde Bakanlıkça tespit edilir. BAŞKAN - Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına
Siirt Milletvekili Sayın Takiddin Yarayan?.. Yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Müteakip maddeyi okutuyorum: Bilimsel faaliyetler MADDE 24- Her öğretim dönemi sonunda anabilim dalı
başkanları o döneme ait eğitim- öğretim ve araştırma faaliyetleri ile gelecek
yıldaki çalışma planını belirten bir raporu ilgili bölüm başkanı aracılığı ile
dekana verir. Dekan bu raporu, kendi kanaatini de ekleyerek başkana sunar.
Başkan bunları değerlendirir, kendi yetkileri dahilinde gerekli tedbirleri alır
ve bu konulara ilişkin görüş ve teklifleri genel müdürlüğe bildirir. Her öğretim elemanı, bilimsel araştırmalarının,
yayınlarının, verdiği dersler ile yönettiği seminerin, uygulamaların listesini
ve işlediği konuların ders notlarını, yurt içinde veya dışında yapılan bilimsel
kongrelere sunduğu tebliğlerin ikişer örneğini bağlı olduğu anabilim dalı
başkanı aracılığı ile dekana sunmak zorundadır. Öğretim elemanlarının bilimsel yayınları, başkanlık,
fakülteler, enstitüler ve genel müdürlükte özel olarak arşivlenir. Bu
yayınların bir nüshası da Yüksek Öğretim Kurulu Dokümantasyon Merkezine
gönderilir. BAŞKAN - Doğru Yol Partisi Grubu adına, Ankara Milletvekili
Sayın Saffet Arıkan Bedük; buyurun efendim. DYP GRUBU ADINA SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 438 sıra sayılı kanun
tasarısının 24 üncü maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi,
şahsım ve Doğru Yol Partisi Grubu adına saygıyla selamlıyorum. Değerli milletvekilleri, bu madde bilimsel
faaliyetlerle ilgilidir. Bölüm başkanı, dönem içerisinde yapılmış olan bilimsel
çalışmaları, araştırmaları, birkısım raporları hem değerlendirmeye tabi tutmak
hem de önümüzdeki yıllarda yapılacak olan birkısım bilimsel araştırmarla ve
bununla ilgili birkısım düzenlemelerle ilgili olarak -keza aynı şekilde-
yapacakları çalışmaları da bir rapor haline getirerek önce fakülteye, daha
sonra da genel müdürlüğe aktarmak durumundadır. Ayrıca, yapılacak olan bu
çalışmaların, hem yurtiçi hem de yurt dışında olacağı muhakkaktır. Mademki
polis yükseköğretim kurulu kuruluyor, dolayısıyla, burada çalışan birkısım
bilim adamlarının, çağın şartlarına uygun, akranlarıyla rekabet edebilecek
şekilde birkısım araştırma geliştirmeler yapmak, raporlar düzenlemek hem görevi
hem de sorumluluğudur. Tabiî ki, bu hizmeti yapacak olan öğretim üyeleri,
öncelikle, polisi günün şartlarına uygun hale getirmek durumundadır; çünkü,
polis bir sosyologtur, çünkü polis bir hukukçudur, çünkü polis bir pedagogtur,
çünkü polis, hakkın teslimini sağlayan ve ülkede huzur ve güveni temin eden,
emniyet ve asayişi sağlayan fevkalade önemli bir görevlidir. Polis, şehit olma
pahasına bu görevleri yapmaktadır. Dolayısıyla, teoride görülen ve tespit
edilen, yetiştirilen insanların davranışlarına dönüştürülebilecek birkısım
uygulamalarla ilgili taktik ve buna dayalı olarak birkısım düzenlemeleri de,
mutlaka, bu okullardan almak durumundadır. Biraz evvel de ifade ettim, bu haksızlığı, bu
adaletsizliği gideren bir kurum, haksızlığa ve adaletsizliğe maruz
kalmamalıdır. Tekrar ifade ediyorum; Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı
arkadaşımız, daha evvel, yardımcı olacağını söylemişti; ama, yerinin burada olmadığını
şimdi söylüyor. Ben, her şeye rağmen ifade ediyorum, Sayın Başbakanın önünde
tekrar ifade ediyorum; bunu, özel bir kanun teklifi veya tasarısı haline
getirmenin yararına inanıyorum; çünkü, diğer kurum ve kuruluşlarda, iki yıllık
yüksekokulu bitirmiş olan bir kişi, 1 inci derecenin 4 üncü kademesine kadar
ilerleyebilmektedir; oysa, polis teşkilatında, maalesef, lise mezunları 3 üncü
dereceye, iki yıllık yüksekokulu bitirenler de 2 inci derecenin son kademesine
kadar yükselebilmektedir. Bu bir haksızlıktır, bu bir adaletsizliktir. Çağdaş
toplumlarda ve ülkelerde, öncelikle, uygulamada, kamu, haksızlığı ve
adaletsizliği kendi içerisinde gidermek durumundadır. Bunu gideremeyen bir
topluluğun, bunu gideremeyen bir devlet anlayışının, kamu hizmetlerinde
başarılı olması, çağdaş dünyayla da yarışması mümkün olmayacaktır. Ümit
ediyorum ki, bütçeye fazla yük getirmeyecek. Diyebilirler ki, bütçeye yük getiriyor.
Öyle, bütçeye fazla yük getirmiyor. Bir taraftan, diğer kurumlarda, uygulamada
hiç bütçe yükü düşünülmezken, sadece polislerle ilgili bölümde, bütçeye yük
getiriliyor şeklindeki bir değerlendirme de haksız olacaktır. Değerli arkadaşlarım, küreselleşme, enformasyon ve
iletişim teknolojisi, kullanıldığı toplumları ve kurumları değişime zorlamakta
ve dolayısıyla, her kurumu, profesyonelleşmeye doğru gitmek mecburiyetinde
bırakmaktadır. Uzmanlaşma fevkalade önemlidir. Yüksek kalitede hizmet sunma,
yine, polisin aslî görevleri arasındadır. Bunu yerine getirirken, herkese eşit
ve adil davranmak durumundadır; ancak, biraz evvel de kabul edilen, birkısım
lise ve dengi okullarla ilgili olarak, hepsini içerisine almak suretiyle
yapılmış olsaydı daha uygun olurdu; çünkü, lise ve dengi demek, haksızlığı ve
adaletsizliği ortadan kaldırmış olurdu. İmam hatip okulları da Millî Eğitim
Bakanlığına bağlı, onun kontrol ve denetimi altında eğitim ve öğretim yapan
kurumlardır. Dolayısıyla, oraya giden çocuklar bu devlete güvenmiş, bu ülkeye
güvenmiş ve onun için oraya gitmiş; ama, her kurumda bir okulu potansiyel bir
tehdit veya tehlike kaynağı olarak görmek doğru değil. Eğer, bu, uygulama
sırasında göreve alırken, efendim, fevkalade dikkat ve hassasiyetle takip
edilmiş olsa -eğer, varsa; sadece imam hatip okullarında değil, diğer okullarda
da olabilir- dolayısıyla, o kişilerin, cumhuriyete aykırı, cumhuriyetin temel
niteliklerine inanmayan kişilerin veya bu ülkeyi bölmek, parçalamak, bu ülkeyi
irticaya götürecek herhangi bir anlayış içerisinde olanların devlete alınmaması
istikametinde bir sınav yapılır ve araştırma da yapılır, inceleme de yapılır.
Dolayısıyla, o kurumda görev verilmez. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Buyurun. SAFFET ARIKAN BEDÜK (Devamla) - Böyle bir uygulama daha
anlamlı olurdu, Anayasaya daha uygun olurdu, demokrasiye daha uygun olurdu;
çağdaş dünyadaki kriterlere, ilkelere daha uygun olurdu. Bu anlayış içerisinde,
burada bir sakıncanın olduğunu, bir eksikliğin kanunda olduğunu özellikle
belirtmek istiyorum; ama, her şeye rağmen, polis yükseköğretim kurumunun bu
ülkeye fevkalade yararlı hizmetler vereceğine ve ülkenin değişen ve gelişen
şartlarına ve çağdaş normlara uygun insanlar yetiştireceğine, Atatürk ilke ve
inkılaplarına bağlı ve cumhuriyetin temel niteliklerine inanmış nesiller
yetiştireceğine inanıyor, Yüce Heyetinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (DYP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bedük. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir. 25 inci maddeyi okutuyorum: Öğretim elemanlarının hak ve yükümlülükleri MADDE 25- Öğretim elemanlarının hak ve yükümlülükleri
statülerine göre aşağıda açıklanmıştır : a) Öğretim görevlisi olarak görevlendirilen meslek
mensupları: Rütbelerine göre emsalleri için emniyet teşkilâtı
mevzuatında belirlenen hak ve yükümlülükler bunlar hakkında da uygulanır.
Bunlar, il emniyet teşkilâtında görevli emsallerine verilen her türlü yan
ödeme, tazminat ve fazla çalışma karşılıkları ile başka bir ad altında yapılan
ödeme ve haklardan aynen yararlanırlar. Bu personel, genel müdürlüğün izni ile bilimsel ve
mesleki konularda yayın yapabilir ve bu nitelikteki toplantılara katılabilir,
tebliğ sunabilir, yayın organlarına ideolojik, yıkıcı ve bölücü nitelikte
olmayan yazı yazabilirler. b) Kadrolu öğretim elemanları: Bu grupta yer alan öğretim elemanları genel müdürün
teklifi, bakanın onayı ile atanır. Bunların görev süreleri her türlü özlük
hakları akademik unvanlarının yükselmesi ve korunması, emeklilikleri ve
izinleri konusunda 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu ve 2914 sayılı Yüksek
Öğretim Personel Kanunu hükümleri, bunlar dışında kalan diğer konularda 3201
sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu hükümleri uygulanır. Emniyet Teşkilâtındaki eğitim ve öğretim hizmetleri
sınıfı personeline yapılan ek ödemeler bu grupta yer alan personele de aynen
verilir. c) Emniyet hizmetleri sınıfından olup akademi ve polis
meslek yüksek okullarında görevlendirilen öğretim görevlilerine, 2914 sayılı
Yükseköğretim Personel Kanununun 12'nci maddesine göre hesaplanacak üniversite
ödeneği ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine göre ödenecek olan
emniyet hizmetleri tazminatının net tutarları arasındaki fark tazminat olarak
ödenir. Ayrıca, başkan, başkan yardımcıları, dekan, dekan
yardımcıları, enstitü müdürü, müdür yardımcıları, enstitü sekreteri, bölüm
başkanları ile polis meslek yüksek okulu müdürleri ve müdür yardımcılarına 2914
sayılı Kanunun 13'üncü maddesine göre idari görev ödeneği verilir. Başkana rektör, başkan yardımcılarına rektör
yardımcılarına ödenmekte olan oranda idari görev ödeneği verilir. d) Akademide görevli ek ders ücretliler, sahip
oldukları statünün hak ve yükümlülüğünü taşırlar. Bunlara, okuttukları ders
sayısına göre genel müdürlükçe tespit edilen esaslar ve Bütçe Kanunu hükümleri
çerçevesinde ek ders ücreti verilir. e) (a) ve (b) bentlerinde yazılı olanların yıllık sicil
raporlarının düzenlenmesi esasları, emniyet teşkilâtı mevzuatına uygun olarak
yönetmelikle belirlenir. Genel müdür, öğretim elemanları hakkında gerekli
gördüğü hallerde ek sicil düzenlemeye yetkilidir. Bu sicil, bütün
değerlendirmelerde esas alınır. BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 26 ncı maddeyi okutuyorum: Öğretim elemanı yetiştirme, lisansüstü eğitim-öğretim
ve enstitüler MADDE 26- Akademi, eğitim-öğretim ihtiyaçları için 2547
sayılı Yüksek Öğretim Kanununda belirtilen esas ve usullere göre yurt içinde ve
dışında öğretim elemanı yetiştirebilir. Bu amaçla akademi bünyesinde, başkanın bilimsel
denetleme kurulunun da görüşünü alarak akademinin ihtiyaç ve gereklerine uygun
olarak lisansüstü eğitim-öğretim yapacak enstitüler kurulur. Enstitünün organları; enstitü müdürü, enstitü kurulu ve enstitü yönetim kuruludur. Enstitü müdürü, enstitüdeki bütün idari ve bilimsel
eğitim faaliyetlerinin yönetim, gözetim ve denetiminden başkana karşı sorumlu
kişidir. Enstitü müdürüne, görevi başında olmadığı zaman
kendisinin uygun göreceği müdür yardımcılarından birisi vekalet eder. Enstitü kurulu; müdürün başkanlığında müdür yardımcıları
ve enstitüde ders veren akademideki öğretim üyelerinin kendi aralarından üç yıl
için seçecekleri üç üyeden oluşur. Enstitü yönetim kurulu, müdürün başkanlığında, müdür
yardımcıları, enstitü sekreteri ve müdürce gösterilecek altı aday arasından,
enstitü kurulu tarafından üç yıl için seçilecek üç öğretim üyesinden oluşur. Enstitü kurulu ve enstitü yönetim kurulu bu Kanunla
fakülte öğretim kurulu ve fakülte yönetim kuruluna verilmiş görevleri bilimsel
açıdan enstitü için yerine getirirler. Bu enstitülerin adları, bölümleri, öğrenci seçimi ile
enstitülerde yapılacak lisansüstü eğitim-öğretimin şekli, süresi, programları,
2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununun yüksek öğretim kurumları ile ilgili
hükümlerine ve buna dayalı olarak verilen diplomalar, çıkarılacak yönetmelikle
belirlenir. BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 27 nci maddeyi okutuyorum: Enstitü Sekreteri MADDE 27- Enstitülerdeki idari personelin ve öğrenci
işlerinin tüm yönetim, denetim ve gözetiminden enstitü müdürüne karşı sorumlu
kişidir. Teşkilâttaki 2 nci sınıf emniyet müdürleri arasından
genel müdürün teklifi, Bakanın onayı ile atanır. BAŞKAN - Madde
üzerinde söz talebi?.. Yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 28 inci maddeyi okutuyorum: DOKUZUNCU BÖLÜM Çeşitli Hükümler Denetim ve sosyal hizmetler MADDE 28- Akademi, bakanlık ve genel müdürlük denetleme
elemanlarınca mesleki eğitim, idarî ve malî yönden yılda en az bir defa
denetlenir. Bilimsel denetim ise 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu uyarınca
Yüksek Öğretim Kurulu tarafından yapılır. Başkanlıkça, öğrencilerin beden ve ruh sağlığının
korunması, bu Kanunla öngörüldüğü şekilde iaşe, barınma, çalışma, dinlenme ve
boş zamanlarını değerlendirme gibi sosyal ihtiyaçlarının karşılanması,
öğrencilerin muayene ve tedavilerinin yapılması, sinema ve tiyatro salonları,
spor sahaları sağlanması, kantin, çeşitli sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak
üniteler ve benzer yerler açılması ve bunlardan öğrencilerin yeterli şekilde
yararlanması için gerekli tedbirler alınır. Akademide, öğrencilerin şahsi ve ailevi sorunlarını
çözümlemek amacıyla rehberlik ve psikolojik danışma merkezleri kurulur. BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 29 uncu maddeyi okutuyorum: Döner sermaye MADDE 29- Akademide ilgili bölümlerin isteği üzerine,
eğitim ve öğretim yüksek kurulunun önerisi, başkanın olumlu görüşü ve genel
müdürün onayı ile döner sermaye işletmesi kurulabilir. Verilecek ilk sermayenin
miktarı bütçede gösterilir. Genel müdürün önerisi ve Maliye Bakanlığının uygun
görüşü ile sermaye artırılabilir. Döner sermaye, kurum bütçesine konulacak
ödenekler, ayni yardımlar, faaliyet sonucu elde edilecek kârlar, bağış ve
yardımlardan oluşur. Ödenmiş sermaye, tahsis edilen sermayeye ulaşıncaya kadar
dönem sonu kârları sermayeye mahsup edilir. Ödenmiş sermaye, tahsis edilen sermayeye ulaştıktan sonra,
kalan kârlar ertesi yılın gelirlerine ilave edilir. Döner sermaye işletmesinin faaliyet alanları, sermaye
limiti, işletme ile ilgili yönetim işlerinin yürütülmesi usul ve esasları,
eğitim ve öğretim yüksek kurulunun onayı ve Maliye Bakanlığının uygun görüşü
üzerine çıkarılacak yönetmelikte belirtilir. Döner sermaye işletmesi, 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye
ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunlarına tâbi değildir. Personelin katkısıyla elde edilen döner sermaye
gelirlerinden; o birimde görevli personele bunların bir yılda alacakları aylık
(ek gösterge dahil), yan ödeme ve her türlü tazminat ve ödenek tutarının
%100'ünü aşmamak üzere dağıtılacak ek ödemenin usul ve esasları Maliye
Bakanlığının uygun görüşü üzerine bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikle
belirlenir. BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir. 30 uncu maddeyi okutuyorum: Yönetmelikler MADDE 30- Aşağıdaki hususlar yönetmelikle düzenlenir: a) Akademinin yönetim birimlerinin kuruluş, görev,
çalışma esas ve usulleri, b) Fakülte, enstitü ve polis meslek yüksek okullarında
ders veren ek ders ücretli öğretim elemanlarının, görevlendirilmelerinin esas
ve usulleri, c) Akademiye alınacak öğrencilerde aranacak şartlar,
istenecek belgeler, kayıt, sınav ve kabul işlemlerine ait esas ve usulleri, d) Fakülte öğrencilerinin uygulama eğitimlerinin yeri,
zamanı, süresi ve ne şekilde yapılacağının esas ve usulleri, e) Fakültede öğretim sürelerinin tespiti, dönemlere
ayrılması, dinlenme izinleri, sınav ve değerlendirme esaslarına ilişkin
ilkeler, başarı durumu, okuma hakkının kullanılmış sayılacağı haller, not
düzeni ve bu konulara ilişkin diğer hususlar, f) Polis meslek yüksek okullarının kuruluş, çalışma,
disiplin ve eğitim-öğretim esasları ile bu okullara alınacak öğrencilerde
aranacak şartlar, yapılacak sınavlarla; enstitünün kuruluş ve işleyişine
ilişkin esaslar ve diğer hususlar, g) Polis yüksek öğretim kurumlarındaki öğrencilerin
okul içinde ve dışında giyecekleri kıyafetlere ilişkin esaslar, Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Ancak
akademik konularla ilgili yönetmeliklerde eğitim ve öğretim yüksek kurulunun da
görüşü alınır. BAŞKAN - Efendim, redaksiyon bakımından, 30 uncu
maddenin birinci satırındaki "Aşağıdaki hususlar" ibaresinden sonra
gelen "yönetmelikle düzenlenir" kelimelerinin çıkarılması
gerekmektedir; çünkü, aşağıda ifade edilmiştir. ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) - Sayın Başkan... BAŞKAN - Buyurun efendim. ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) - Doğru Yol Partisi Grubu adına,
Sayın Mustafa Örs konuşacaklardır. BAŞKAN - Doğru Yol Partisi Grubu adına, Burdur
Milletvekili Sayın Mustafa Örs; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar) DYP GRUBU ADINA MUSTAFA ÖRS (Burdur) - Sayın Başkan,
Yüce Meclisin saygıdeğer milletvekilleri; görüşülmekte olan 438 sıra sayılı
Emniyet Teşkilatı Kanunu ve Polis Yükseköğretim Kanununda değişiklik yapan
kanun tasarısının 30 uncu maddesi üzerinde Doğru Yol Partisi Grubu adına söz
almış bulunuyorum; hepinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; polisimiz, artık,
hukukçuluğunun yanında, bir sosyolog gibi de davranmalıdır. Polislik,
günümüzde, güvenlik mühendisliği haline gelmiştir. Değişen dünyadaki gelişmeler
takip edilerek, kontrol altına alınarak, güvenlik hizmetlerinde etkinlik,
profesyonelleşmek ve yüksek kalitede hizmet sunmak, ancak, eğitimin kalitesi
artırılarak mümkün olabilecektir. Eğitim kalitesinin artırılmasının da, geçmiş
dönemlerde sıkça dile getirilen ve camiayı suçlar konuma getiren yargısız infaz
suçlamalarını da ortadan kaldırmaya yardımcı olabileceği kanaatindeyiz. Ülkelerdeki demokratik gelişmelere paralel olarak,
polisin görevlerinde de hem nitelik hem de nicelik olarak artışlar meydana
gelmektedir. Bu nedenle, milletimizin arzuladığı bir polis teşkilatı için,
polisin eğitiminin yapısal değişikliklere tabi tutulması, artık, kaçınılmaz bir
hal almıştır. Avrupa Birliğine uyum sürecinde olan Türk Polis
Teşkilatının, dünyadaki değişimlerin gerisinde kalması düşünülemez. Bu nedenle,
2547 sayılı YÖK Kanunu ve Anayasanın 132 nci maddesine göre polis okullarının 2
yıllık yüksekokul haline dönüştürülmesi ve akademiye bağlanması, okulların
akademik eğitim vermelerinin sağlanması açısından, Grubumuzca da uygun telakki
edilmektedir. Verilecek akademik düzeydeki eğitim sayesinde, teoriden
öteye gidemeyen eğitimlerin, polis okullarının dört duvarı arasından
kurtarılıp, sahada uygulama şansı verilerek, polislerin eğitim ve uygulama
düzeyleri yükseltilecektir. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; kanun tasarısının
30 uncu maddesiyle yapılacak olan düzenlemeler, polis yüksekokullarında
okuyacak olan öğrencilerin kayıt süreçleri, alınma şartları, kılık kıyafet
düzenlemeleri, uygulama eğitim yerlerinin tespiti ve bunun gibi konulara
açıklık getirilmesi ile buralarda eğitim alacak öğrencilerin bu mesleğin
gereklerine uygun şekilde eğitim almalarının sağlanması açısından uygun
görülmektedir. Ancak, kuralları koyarken, öğrencilerin, diğer üniversite
öğrencilerine özenti duymalarının engellenemeyeceği bir gerçektir.
Huzursuzluklara meydan verilmemesi açısından bu tür konulara dikkat edilmesi,
öğrencilerin katı disiplin kurallarıyla ezilmemelerinin sağlanması
gerekmektedir. Uygulama alanlarının tespitinde, toplumsal olayların
yoğunlukta olduğu büyük illerin tercih edilerek, bu olaylar karşısında
öğrencilerin ne gibi davranışlar içerisinde bulunabilecekleri, mutlaka,
incelenmelidir. Okullarda, psikoloji eğitimine de, mutlaka, önem
verilmeli ve gereksiz tepki vermelerden polis kurtarılmalıdır. Bir de, bu okulların yönetimlerinin oluşumunda,
sivilleşmeye mutlaka önem verilmelidir. 14 üncü maddede belirtilen "bölüm
başkanlıkları, öğretim üyeleri ve 2 nci sınıf emniyet müdürleri tarafından
yürütülür" ibaresi üzerinde tekrar durulmalı; yüksekokullarda ve akademide
öğretim bölüm başkanlıklarının, mutlaka sivil kaynaklı idarecilere ve öğretim
elemanlarına verilmesi sağlanmalıdır. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 30 uncu maddenin
bir diğer bendi de, ücretli öğretim elemanlarının çalışma usullerinin
düzenlenmesiyle ilgilidir. Bu okullarımızda eğitim verecek olan öğretim
elemanlarımıza verilecek olan ücret politikası düzenlenirken, diğer
üniversitelerdeki uygulamalar da dikkate alınmalıdır. Bu şekilde, ücret
yönünden tatmin edilemeyen öğretim elemanlarının verim düşüklüğü
engellenebilir. Polis meslek yüksekokullarının kuruluş, çalışma,
disiplin ve eğitim, öğretim esasları ile bu okullara alınacak öğrencilerde
aranacak şartlar, yapılacak sınavlar ile enstitünün kuruluş ve işleyişine
ilişkin esaslar ve diğer hususların Bakanlık tarafından düzenlenmesinde, eğer,
eğitim ve öğretim yüksek kurulunun görüşü alınmadan yapılırsa, aksaklıklar
meydana gelecektir. Buna dikkat edilmesi gerekir; yani, Bakanlık, bu tür
düzenlemelerde, mutlaka, bu kurulun ve gerekirse, YÖK'ün ilgili birimlerinin
görüşlerini almalıdır. Ayrıca, önceki maddelerdeki yanlışların düzeltilmesini
de, ayrıcalık olmaması ve eşitlik açısından gerekli gördüğümüzü, bir kez daha
belirtmek istiyoruz. Bütün bu duygularla, bu ışıklarla, kanunun emniyet
teşkilatımıza hayırlı olmasını, Grubum adına, saygıyla istiyorum, diliyorum ve
aziz milletimizi, sizleri selamlıyorum. Teşekkür ediyorum. (DYP ve ANAP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Maddeyi, biraz önce yapılan redaksiyon
değişikliğiyle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Madde kabul edilmiştir. 31 inci maddeyi okutuyorum: MADDE 31- 3201 sayılı Emniyet Teşkilâtı Kanununun 13
üncü maddesinde belirtilen görev unvanlarına; İkinci meslek derecesinde,
"akademi başkan yardımcısı, dekan yardımcısı, polis meslek yüksek okulu
müdürü", Üçüncü meslek derecesinde, "enstitü sekreteri, polis meslek
yüksekokulu müdür yardımcısı, öğretim görevlisi", Dördüncü, beşinci,
altıncı, yedinci, sekizinci ve dokuzuncu meslek derecelerinde, "öğretim
görevlisi" eklenmiş, üçüncü meslek derecesinde sayılan akademi başkan
yardımcısı unvanı çıkarılmıştır. BAŞKAN - Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına,
Bitlis Milletvekili Sayın Yahya Çevik; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar) DYP GRUBU ADINA YAHYA ÇEVİK (Bitlis) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Emniyet Teşkilatı Kanunuyla ilgili kanun tasarısının
31 inci maddesi üzerinde, Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. 65 milyonluk Türkiye'de, 12 milyon kişi açlık
sınırında, 22 milyon kişi ise yoksuldur. Buna karşılık, yolsuzlukta dünya
dördüncüsü olmayı başardık. İşte, bu tablonun Türkiyesinde, iki yıldır, dar ve
sabit gelirliler perişan, işçi, memur ve tarihinde ilk defa, esnaf, sokaklarda
yürümektedir; çiftçi traktörünü satar hale gelmiş, KOBİ'ler durmuş, esnaf
kapısına kilit vurmuştur. Ülkede, büyük bir siyasî otorite boşluğu olmuştur.
Türkiye'nin Başkenti Ankara, âdeta bir kriz üretim merkezi haline gelmiştir.
Yolsuzluk ve yoksulluğu bitireceği iddiasıyla kurulan hükümetin yönetiminde,
yolsuzluk ve yoksulluk sınırı, tahammül sınırlarını aşmıştır. Devlet
memurlarının büyük bir çoğunluğu, açıklanan bu yoksulluk sınırının altında
kalmaktadır. Demokratik ülkelerde, ekonomik yönden güçlü olan polis,
demokrasinin teminatı olarak önplana çıkmaktadır. Daha doğrusu, polisi, halkın
ve sivil otoritenin tartışması, eleştirmesi ve sorgulaması, demokrasi ve insan
hakları açısından çok hayatîdir. Ülkemizde de, polis, sivil otoriteye olan
bağlılığı nedeniyle, sık sık tartışılır, eleştirilir ve sorgulanır. Bu,
demokrasimizin ve polisimizin geleceği açısından sağlıklı bir durumdur. Değerli milletvekilleri, Türkiye'de, lise mezunu olan
ve 8 ay polis okullarında kurs görenler, polis olarak göreve başlarlar. Polis
okullarında ise, polislerin branşlaşma ve uzmanlaşmasına yönelik bir eğitim
yoktur. Dolayısıyla, polis okullarının meslek yüksekokulları düzeyine
çıkarılması, olumlu bir gelişmedir; ancak, polis okullarından mezun olanlar,
uzmanlaşma ve branşlaşmalarını tamamlamış olarak göreve başlamalıdırlar. Suçların caydırıcılığının sağlanması ve polisin
önleyici kolluk görevinin etkinleşmesine önem verilmelidir. Zaten, polisin aslî
görevi, önleyici kolluk görevidir. Polisin başarısı, suç işlenme oranını düşürmesiyle
ölçülür. Maalesef, bizde, bu konuda, bir plan, program ve hedef yoktur. Neler
yapılabilir derseniz, her yerde söylediğimiz gibi, Türkiye'yi, merkeziyetçi
devlet yapısından, ekonomide özelleşme ve idarede yerelleşmenin sağlandığı bir
sisteme geçilmesini sağlayan yapısal reforma acilen ihtiyaç vardır. Her konuda
yapısal reform ihtiyacından bahsedildiği bir ülkede, emniyet ve asayiş
bakımından da yapısal reform şarttır. Bu kapsamda, adalet reformu çok
önemlidir. Tüm bu olumsuzluklara ve son derece düşük maaşa rağmen,
Türk polisi, başarıyla halka hizmete devam etmektedir. En ufak bir olumsuz
davranışında eleştirdiğimiz polisin ne kadar maaş aldığını hiç düşündünüz mü?
Bir polis memuru, ayda, ortalama 250 milyon lira maaş almaktadır. Bu parayla,
günde, ortalama 12 saat, bazen 18 saat çalışan bir polis memuru düşünün ve
ülkemizdeki çeşitli bilimsel verilerle hesaplanan yoksulluk sınırını düşünün.
Bu bir fedakârlıktır; ancak, bu fedakârlığın da bir sınırı vardır. Polisin
maaşı konusunda İçişleri Bakanlığımız tarafından getirilecek her türlü öneriye
destek vereceğimizi şimdiden açıklamak istiyorum. Gelin, kısa vadeli ve dar anlamlı çözüm önerilerinizi
bir yana bırakarak, tümüyle uygulamaya konulacak yapısal reformu
gerçekleştirelim. Polis teşkilatının, hukukun üstünlüğünü ve insan
haklarını esas alan çağdaş ve demokratik bir örgüt yapısına kavuşturulması son
derece önemlidir. Yasanın hayırlı olmasını diler; hepinize saygılar
sunarım. (DYP ve DSP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çevik. Madde üzerinde bir adet önerge vardır; önergeyi
okutacağım ve işleme alacağım: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı "Polis Yüksek
Öğretim Kanunu Tasarısı" nın 31 inci maddesine "Enstitü Sekreteri,
Polis Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı, Öğretim Görevlisi" ibaresinden
sonra gelmek üzere "Emniyet Müdürü APK Uzmanı" ibaresinin eklenmesini
arz ve teklif ederiz. Edip Safder Gaydalı Devlet Bakanı BAŞKAN - Komisyon katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) -
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir. Maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusundaki değişik
şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul
edilmiştir. 32 nci maddeyi okutuyorum: Yürürlükten kaldırılan hükümler MADDE 32- 3201 sayılı Emniyet Teşkilâtı Kanununun
19'uncu maddesinin iki, üç, dört ve beşinci fıkraları ile 29.7.1993 tarih ve 490 sayılı Emniyet
Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde
Kararname ve 28.11.1984 tarih ve 3087
sayılı Polis Yükseköğretim Kanunu
yürürlükten kaldırılmıştır. BAŞKAN - Doğru Yol Partisi Grubu adına, Isparta
Milletvekili Sayın Ramazan Gül; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar) DYP GRUBU ADINA RAMAZAN GÜL (Isparta) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Emniyet Teşkilatı
Kanunu, Polis Yükseköğretim Kanunu hakkındaki tasarısının 32 nci maddesine
bağlı geçici 1 inci madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına söz almış
bulunuyorum. Yüce Heyetinizi saygıyla selamlarım. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz
tasarı, Türkiye için olduğu kadar, polis teşkilatımız açısından da oldukça
önemlidir; çünkü, bir devleti devlet yapan kurumların başında, çıkarılan
yasalar ve o yasaları uygulamakla görevli olan kesimlerdir. Bu çerçevede, Türk
polis teşkilatına da büyük görevler düşmekte ve etkin konuma getirilmesi için
çaba harcanması gerekmektedir. Özellikle, güvenlik hizmetlerinde etkinliğin ve
profesyonelleşmenin, yüksek kalitede hizmet sunmaktan geçtiğinin bilinmesinde
yarar vardır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu maddeyle,
polis meslek yüksekokullarına dönüştürülemeyen polis okullarından, genel
müdürlükçe belirlenecek ihtiyaca göre, polis eğitim merkezlerinin
açılabilmesine imkân sağlanmaktadır. Ayrıca, bu tasarının kabulüyle birlikte,
bir geçiş sürecinin de yaşanacağı açıktır. Değerli milletvekilleri, hizmetiçi eğitimin önemine
ayrıca değinmek istiyorum; çünkü, okullarda öğretilenlerin her zaman için
yeterli olduğu söylenemez. Uygulamada karşılaşılan sorunlar ya da öğretilmesi
gereken bazı davranış kalıplarının, sadece okullarda, soyut eğitim verilerek
çözümlenmesi mümkün değildir. Bu nedenle, bütün çağdaş ülkeler, kamu
elemanlarına, yılın belli dönemlerinde hizmetiçi eğitim verir ve böylece, kamu
görevlilerinin daha iyi yetiştirilmelerine imkân sağlarlar. Az önce de ifade
ettiğim gibi, polis eğitim merkezlerinin açılması, bu açıdan çok önemli ve
yerinde bir tasarruftur. Ayrıca, teorik bilgilerle yetiştirilen polislerimize,
teknik, taktik ve uygulamaya dönüştürülen bilgilerin de verilmesinde büyük
zaruret vardır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; polisimizin,
zaman zaman, eğitim yetersizliğinden hepimiz şikâyet etmekteyiz; ancak, itiraf
etmemiz gerekir ki, bu konuda sağlıklı politikalar oluşturamadık, eleman
seçiminde duyarlı davranamadık. Umuyoruz ki, bu tasarıyla önemli bir adım
atılmış olsun; çünkü, hepimizin güvenliği polisten sorulmaktadır, başımız
sıkıştığında "polis nerede" diye bağırmaktayız. Gelin, polis
teşkilatına gereken önemi verelim, sorunları elbirliğiyle çözelim ve bu konuda
çaba harcayalım. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söz aldığım
maddelerin birer teknik düzenleme olduğu dikkate alınırsa, bu kürsüde, kısa da
olsa, polislerimizin sorunlarına değinmeyi bir görev ve fırsat bildik; çünkü,
az önce ifade ettiğimiz gibi, vatandaş, polisin şahsında devleti görmekte ve
polisi devletle eşleştirmektedir. Bu nedenle, polisimize gerekli özeni ve
duyarlılığı göstermek herkesin görevi ve sorumluluğundadır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kuşkusuz,
devletten ya da yurttaşlardan görev ya da fedakârlık beklerken, biz,
politikacılar olarak, bu konuda duyarlı olmak zorundayız. Polisi politik
olayların dışında tutmak, objektif davranmak gibi bir geleneği oluşturmalıyız.
Daha da önemlisi, görevini yapan bir polise saygı duymak ve görevini yaparken
ona engel olmamak bizim de görevimiz olmalıdır. Bu konuda zaman zaman basına
yansıyan tatsız olayların, umuyorum ki, bir daha tekrarı olmaz. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; polisimiz, Türk
tarihinde ilk defa yürümüştür. Bu yürüyüşün sebebi İçişleri Bakanlığı, mevcut
hükümet ve yetkililerce iyice araştırılmalıdır. Polisin içerisinde bulunduğu
sosyal, ekonomik, güvenlik bakımından hiçbir sorunu giderilememiştir. Polisten
eğer çok iyi görev bekliyorsak, bu sorunları çözüme kavuşturmalı ve polisin
problemlerini iyi analiz etmeliyiz. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) RAMAZAN GÜL (Devamla) - Bitiriyorum efendim. BAŞKAN - Buyurun efendim. RAMAZAN GÜL (Devamla) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; geçici maddeyle getirilen bu düzenlemeyi, biz, polisimize daha
iyi eğitim olanağı getirmeyi hedeflediği için, uygun buluyoruz. Doğru Yol
Partisi olarak bu yasayı olumlu buluyoruz. Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (DYP
sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gül. Efendim, madde üzerinde bir önerge vardır; okutacağım
ve işleme alacağım: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı "Polis Yüksek
Öğretim Kanunu Tasarısı" nın 32 nci maddesinin madde başlığının
"Yürürlükten kaldırılan ve değiştirilen kanun hükümleri" olarak
düzenlenmesini ve madde metnine "3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun
19 uncu maddesinin iki, üç dört ve beşinci fıkraları" ibaresinden sonra
gelmek üzere "2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne
İlişkin Kanunun ekinde yer alan 2 sayılı cetvele "İl Emniyet Müdürü"
ibaresinden önce gelmek üzere "Polis Akademisi Başkanı" ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz. E. Safder Gaydalı Devlet Bakanı BAŞKAN - Hükümet önergesi... Komisyon katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) -
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Polis Akademisi Başkanı, daha önce yürürlükte olan 3087
sayılı Polis Yüksek Öğretim Kanununda da müşterek kararname ile atanması şekli
öngörülmüş olmasına rağmen, 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama
Usulüne İlişkin Kanunun, müşterek kararname ile atanacakların belirlendiği 2
sayılı cetvelinde bu unvan yer almamaktadır. Bu önerge ile yapılacak değişiklik
üzerine bu eksikliğin giderilmesi amaçlanmıştır. BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir. Maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusundaki değişik
şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul
edilmiştir. Geçici 1 inci maddeyi okutuyorum: GEÇİCİ MADDE 1- Mevcut polis okullarından polis meslek
yüksek okullarına dönüştürülmeyenlerden genel müdürlükçe uygun görülenler,
hizmet içi eğitim amacıyla polis eğitim merkezi olarak kullanılabilir. Polis meslek yüksek okullarında eğitim-öğretim, bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden dönemden bir sonraki dönemde
başlar. Polis meslek yüksek okullarında eğitim-öğretim
başlayıncaya kadar mevcut polis okullarında eğitim-öğretime devam olunur. BAŞKAN - Sayın Gül, madde üzerinde konuşacak mısınız
efendim? RAMAZAN GÜL (Isparta) - Ben, geçici 2 nci madde
üzerinde konuşacağım efendim. BAŞKAN - Peki. Madde üzerinde 2 tane önerge var. Önergeleri
okutacağım, aykırılık sıralarına göre işleme alacağım: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan Polis Yükseköğretim Kanunu
Tasarısının geçici 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "dönemden
bir sonraki" ibaresinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Polis Yükseköğretim
Kanunu Tasarısının geçici 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
"dönemden bir sonraki" ibaresinin metinden çıkarılmasını ve aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve talep ederiz. Geçici Madde 1.- Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
önce polis okuluna giriş sınavlarında başarılı olmuş ancak çeşitli mazeretleri
nedeniyle polis okulunda öğrenimine başlayamamış veya mazeretleri nedeniyle
eğitimlerine ara verilenlerle halen polis okullarında öğrenime devam eden
öğrencilerin kazanılmış hakları saklı kalır.
BAŞKAN - En aykırı önerge olduğu için, bu önergeyi,
aynı zamanda işleme alıyorum. Komisyon önergeye katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) -
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) -
Katılıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe : Bu maddeyle, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce
polis okulları sınavlarını kazananların müktesep haklarının korunması
amaçlanmıştır. Tasarının geçici 1 inci maddesinde, tasarı geçen yıl
hazırlandığı için, polis meslek yüksekokullarında eğitim-öğretimin, kanunun
yürürlük takip eden dönemden bir sonraki dönemde başlaması öngörülmüştür.
Ancak, 610 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girmesinden sonra
gerekli altyapı çalışmaları büyük ölçüde tamamlandığından, eğitim-öğretimin
ileri bir tarihe atılmasına da gerek kalmamıştır. Bu sebeple, geçici 1 inci
maddenin ikinci fıkrasının redaksiyonuyla, polis yüksekokullarında
eğitim-öğretimin, yasanın yayımını takip eden dönemde başlatılması
amaçlanmıştır. BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir. Sayın milletvekilleri, bu önergenin kabulüyle maksat
hâsıl olduğundan, ikinci önergeyi işleme almıyorum. Geçici 1 inci maddeyi, kabul edilen önerge
doğrultusundaki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Geçici 1 inci madde kabul edilmiştir. Geçici 2 nci maddeyi okutuyorum: GEÇİCİ MADDE 2- Bu Kanuna ekli (1) sayılı cetvelde yer
alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I)
sayılı cetvelin Emniyet Genel Müdürlüğüne ait bölümüne eklenmiştir. Bu Kanuna
ekli (2) sayılı cetvelde yer alan kadrolar iptal edilerek 190 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin eki cetvellerden çıkarılmıştır. Bu Kanuna ekli (3) sayılı cetvelde yer alan kadrolar
polis meslek yüksek okullarının eğitim-öğretime başladığı tarihte hiçbir işleme
gerek kalmaksızın iptal edilerek, 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki
cetvellerden çıkarılmış sayılır. BAŞKAN - Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına,
Isparta Milletvekili Sayın Ramazan Gül; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar) DYP GRUBU ADINA RAMAZAN GÜL (Isparta) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Emniyet Teşkilatı
Kanunu ve Polis Yükseköğretim Kanunuyla ilgili tasarının geçici 2 nci maddesi
hakkında, Doğru Yol Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Heyetinizi
saygıyla selamlarım. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; polis
teşkilatının sorunları olduğu kadar, bu mesleği icra eden polisimizin de ciddî
sorunları olduğu açık ve bir gerçektir. Bu vesileyle, polis arkadaşlarımızın
sorunlarına yöneticilerin ilgisiz kalmamalarını, özellikle, arz ve istirham
ediyorum. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir ülkede polis
ne kadar iyi yetiştirilirse, devlet ile vatandaş o kadar barışık olur; çünkü,
polis, vatandaşın gözünde devleti temsil etmektedir. Vatandaşına sevecence
yaklaşan bir polis, vatandaşın gözünde yücelir, vatandaşın devlete olan
saygınlığı artar. Bu açıdan meseleye baktığımızda, polis örgütüne niçin önem
vermemiz gerektiği kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Polisimiz, vatandaşa, bir
sosyolog gibi, bir psikolog gibi davranmalı ve vatandaşın sorunlarını zamanında
çözmelidir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; az önce ifade
ettiğim gibi, polisin iyi eğitilmesi, devletin yurttaş gözünde saygınlığını
artırır; ancak, bu eğitimin tek boyutlu olmaması gerektiği açıktır. Meslekte
amir-memur ilişkisi içerisinde, yani, çalışırken de bu duyarlılığın
gösterilmesi gerekmektedir. Bir başka anlatımla, görevde yükselmelerde
hakkaniyetli davranmak, çalışkan ve geleceğinden emin bir polis tipi yaratmak
zorundayız. Kuşkusuz, böyle bir çabanın, sadece okulda verilen eğitimle mümkün
olduğu söylenemez. Teşkilatın, sağlıklı bir hukukî yapı üzerine inşa edilmesi,
böyle bir yapının oluşturulmasında zaruret vardır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yasanın genel
gerekçesinde de yazıldığı gibi, günümüzde, polisin gerek yapısı gerekse
işlevlerinde ciddî değişim ve dönüşüm olmuştur. Polis, artık, asgariden,
hukukun temel normlarını bilmek zorundadır, toplum psikolojisini iyi tanımak,
davranışlarını bu çerçevede iyi kontrol etmek zorundadır. Daha da önemlisi,
polislik, artık, bir güven mühendisliği haline gelmiştir. Bu anlatımlar bile,
polislik mesleğine ne denli bir önem vermemiz gerektiği noktasında açık bir
kanıttır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'yi,
Büyük Atatürk'ün belirlediği çağdaş uygarlık düzeyine taşıyacaksak, bütün
kurumlarıyla aydınlık bir Türkiye yaratmak zorundayız; iyi çalışan, teknolojiyi
iyi kullanan, insan haklarına saygılı, toplumda huzursuzluk yaratmayan, sosyal
hukuk devletinin tüm kurumlarını çalıştıran bir devlet olmak zorundayız. Bu,
çağdaş uygarlık yolunda atmamız gereken çok önemli bir adımdır. Polislik
kurumunun da bu çerçevede ele alınıp değerlendirilmesi ve varsa, sorunlarının
da ivedilikle giderilmesi gerekmektedir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz, Doğru Yol
Partisi olarak, her zaman, polisimizin sorunlarına yakın durmaya, onlara daha
iyi çalışma ortamı yaratmak için çaba harcamaya özen gösterdik; bundan sonra da
bu özeni göstermeye devam edeceğiz. Dileğimiz, bu çabanın, tüm siyasal partiler
tarafından, ortak bir anlayışla sürdürülmesidir. Bu teknik düzenlemeyle bu maddeye olumlu baktığımızı
beyan eder, Yüce Heyetinizi, saygı ve sevgiyle selamlarım. Teşekkür ederim. (DYP ve DSP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gül. Madde üzerinde 2 adet önerge vardır. Önergeleri önce
okutacağım ve aykırılık sıralarına göre de işleme alacağım: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan Polis Yüksek Öğretim Kanunu
Tasarısının geçici 2 nci maddesinin
birinci cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve önerge ekinde bulunan
cetvelin de tasarıya eklenmesini, ayrıca tasarıya ekli (2) sayılı iptal edilen
kadrolara ilişkin cetvelin ekte sunulan cetvelle değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
"Bu Kanuna ekli (1) sayılı cetvellerde yer alan
kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı
cetvelin Emniyet Genel Müdürlüğüne ait bölümüne eklenmiştir." BAŞKAN - İkinci önergeyi okutacağım ve bu önergeyi,
aynı zamanda, okuttuktan sonra işleme alacağım. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan Polis Yüksek Öğretim Kanunu
Tasarısının geçici 2 nci maddesinin birinci cümlesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini ve önerge ekinde bulunan cetvelin de tasarıya eklenmesini,
ayrıca tasarıya ekli (2) sayılı cetvelde yer alan "Akademi Başkanı"
ve "Akademi Başkan Yardımcısı" ibarelerinin "Polis Akademisi
Başkanı" ve "Polis Akademisi Başkan Yardımcısı" şeklinde yeniden
düzenlenmesini arz ve teklif ederiz.
"Bu Kanuna ekli (1) sayılı cetvellerde yer alan
kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı
cetvelin Emniyet Genel Müdürlüğüne ait bölümüne eklenmiştir." BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. Son önergeyi okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan Polis Yüksek Öğretim Kanunu
Tasarısının geçici 2 nci maddesinin birinci cümlesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini ve önerge ekinde bulunan cetvelin de tasarıya eklenmesini,
ayrıca tasarıya ekli (2) sayılı iptal edilen kadrolara ilişkin cetvelin ekte
sunulan cetvelle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Bülent Arınç (Manisa) ve arkadaşları "Bu Kanuna ekli (1) sayılı cetvellerde yer alan
kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı
cetvelin Emniyet Genel Müdürlüğüne ait bölümüne eklenmiştir." BAŞKAN - Komisyon?.. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) -
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) -
Katılıyoruz Sayın Başkan. SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - "Katılıyoruz"
diyor Sayın Başkan. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Grupların
anlaştıkları bir önerge daha var -müştereken, beraber- aynı mahiyette Sayın
Başkan. SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Sayın Başkan, biz de
katılıyoruz, aynı mahiyette efendim. BAŞKAN - Hangi önerge efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) -
Birleştirilerek okunması lazımdı, ikisi aynı efendim. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis)- İkisinin
birleştirilerek okunması lazımdı, üç önerge var burada. BAŞKAN - İki önerge var efendim. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Bizde üç
önerge var; aynı mahiyette bir önerge daha var. BAŞKAN - Bir dakika efendim... Hangi maddeden bahsediyorsunuz?.. PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) -
Geçici madde 2'yi görüşüyoruz. RAMAZAN GÜL (Isparta) - Sayın Başkan, teknik düzenleme
aynı, isimler farklı. SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Sayın Başkanım, ikisi de
aynı; biz de katılıyoruz efendim. BAŞKAN - Baktırıyorum efendim. Sayın milletvekilleri, birleşime 10 dakika ara
veriyorum. Kapanma
Saati: 19.02 DÖRDÜNCÜ
OTURUM Açılma Saati:
19.14 BAŞKAN:
Başkanvekili Nejat ARSEVEN KÂTİP ÜYELER:
Hüseyin ÇELİK (Van), Cahit Savaş YAZICI (İstanbul) BAŞKAN- Sayın milletvekilleri, 91 inci Birleşimin
Dördüncü Oturumunu açıyorum. 438 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam ediyoruz. V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) 2.- Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis
Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490
Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/497, 1/212) (S. Sayısı: 438) (Devam) BAŞKAN- Komisyon ve Hükümet yerinde. Tasarının geçici 2 nci maddesi üzerinde verilen önergelerin
işlemine devam ediyoruz. Birinci önerge kabul edilmemişti. İkinci önergeyi, cetvelleriyle birlikte tekrar
okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan Polis Yükseköğretim Kanunu
Tasarısının geçici 2 nci maddesinin birinci cümlesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini ve önerge ekinde bulunan cetvelin de tasarıya eklenmesini;
ayrıca, tasarıya ekli (2) sayılı iptal edilen kadrolara ilişkin cetvelin ekte
sunulan cetvelle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"Bu Kanuna ekli (1) sayılı cetvellerde yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki (1) sayılı cetvelin Emniyet Genel Müdürlüğüne ait bölümüne eklenmiştir." (1) SAYILI CETVEL KURUMU : Emniyet Genel Müdürlüğü TEŞKİLAT :
Yurtdışı İHDAS EDİLEN KADROLARIN SERBEST TUTULAN KADRO KADRO SINIFI UNVAN DERECE ADEDİ ADEDİ TOPLAM G.İ.H. Müşavir 1 15 15 TOPLAM 15 15 (2) SAYILI CETVEL KURUMU :
Emniyet Genel Müdürlüğü TEŞKİLAT : TAŞRA İPTAL EDİLEN KADROLARIN SERBEST KADRO SINIFI UNVAN DERECE ADEDİ TOPLAM Aka. Kadro Profesör 1 4 4 Aka. Kadro Doçent 1 4 4 Aka. Kadro Doçent 2 2 2 Aka.Kadro Doçent 3 2 2 Aka.Kadro Yardımcı
Doçent 3 10 10 Aka.Kadro Yardımcı
Doçent 4 5 5 Aka.Kadro Yardımcı
Doçent 5 6 6 Aka.Kadro Yardımcı
Doçent 6 2 2 Aka.Kadro Okutman 1 22 22 Aka.Kadro Okutman 2 3 3 Aka.Kadro Okutman 3 5 5 Aka.Kadro Okutman 4 2 2 Aka.Kadro Okutman 5 2 2 Aka.Kadro Araştırma
Görevlisi 4 29 29 Aka.Kadro Araştırma
Görevlisi 5 10 10 Aka.Kadro Araştırma
Görevlisi 6 1 1 Aka.Kadro Araştırma
Görevlisi 7 1 1 E.H. Polis
Akademisi Başkanı 1 1 1 E.H. Polis
Akademisi Başkan Yardımcısı 1 3 3 E.H. Bölüm
Başkanı 1 4 4 E.Ö.H. Öğretmen 2 3 3 E.Ö.H. Öğretmen 3 3 3 E.Ö.H. Öğretmen 4 3 3 E.Ö.H. Öğretmen 5 3 3 E.Ö.H. Öğretmen 6 3 3 E.Ö.H. Öğretmen 7 5 5 Y.H. Çarşı
ve Mahalle Bekçisi 10 15 15 TOPLAM 153 153 (3) SAYILI CETVEL KURUMU :
Emniyet Genel Müdürlüğü TEŞKİLAT : Taşra İPTAL EDİLEN KADROLARIN SINIFI UNVANI DERECE SERBEST KADRO ADEDİ TOPLAM E.H. Öğretmen 1 293 293 E.H. Polis
Okulu Müdürü 1 25 25 E.H. Polis
Okulu Müdür Yrd. 1 69 69 TOPLAM 387 387 BAŞKAN - Önergeye Komisyon katılıyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) -
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım. BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu? DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Sayın
Başkan, görüldüğü gibi, muhalefet burada olmasa da, verdikleri makul önergelere
katılıyoruz. Katılıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir. Maddeyi kabul edilen önerge istikametindeki değişik
şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul
edilmiştir. SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Sayın Başkan, tashihe
muhtaç bir ifade var. Muhalefet olarak biz buradayız Sayın Başkan. BAŞKAN - Siz buradasınız efendim; Doğru Yol Partisi
burada; zabıtlara geçsin. Geçici madde 3'ü okutuyorum: GEÇİCİ MADDE 3- Bu Kanun ile yapılan yeni düzenlemeler
sebebiyle kadro ve görev unvanları değişmeyenler, bu Kanunla ihdas edilen
kadrolara atanmış sayılırlar. Polis meslek yüksek okullarının eğitim-öğretime
başladığı tarih itibariyle görevde bulunan ve bu kanun ile kadro ve görev
unvanları değiştirilen veya kaldırılan Polis Okulu Müdürü, Polis Okulu Müdür
Yardımcısı ile emniyet hizmetleri sınıfına dahil öğretmenler yeni bir kadroya
atanıncaya kadar eski durumlarına uygun işlerde görevlendirilebilirler.
Bunların eski kadrolarına ait aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatları
ile diğer özlük hakları, polis meslek yüksek okullarının eğitim-öğretime
başladığı tarihi takip eden 6 ayı geçmemek üzere, şahıslarına bağlı olarak
devam eder. OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan... BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok. (MHP
sıralarından "Var, var" sesleri) OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, söz istiyorum. BAŞKAN - Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Sayın
Oktay Vural; buyurun. (MHP sıralarından alkışlar) MHP GRUBU ADINA OKTAY VURAL (İzmir) - Teşekkür ederim
Sayın Başkanım. Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; tabiî,
öncelikle sayın milletvekillerimizden ve sizden özür dilemek zorundayım; ama,
maalesef, madde üzerinde konuşmama alışkanlığını yürütenlerle ilgili olarak ben
de bugüne kadar dile getirenlerle ilgili bir hususu bütün milletvekilleri ve
milletimizle paylaşmak istiyorum. Bundan önce yapılan bir konuşmada "şu kadronun içerisinden
veya bu kadroyla birlikte olduğunu bildiğiniz herhangi birisinin 'imam hatip
liseleri bizim arka bahçemizdir' diye bir yerde konuştuğunu, elinizde bir belge
olduğunu, bir gazete kupürü olduğunu biliyorsanız, lütfen, bu belgeyi, bugün
olmasa bile yarın getiriniz. Bunu bizim üzerimize yamamaya çalışanlar
haindirler, müfteridirler, ahlaksızdırlar" diye bir ifadede bulunulmuştur. 15.8.1997 tarihli Hürriyet Gazetesinde "Refah
Partisi Genel Başkan Yardımcısı, 'Refah Partisi imam hatiplerin öz anasıdır' dedi." Değerli milletvekilleri, partilerini, bir kurumun,
cumhuriyetin bir kurumunun öz anası olarak gösteren zihniyet, aynen, partilerin
birtakım okulları arka bahçesi olarak göstermekten daha ağır bir ifadedir.
Dolayısıyla, bugün, bu ifadeyi kullanan Grup Başkanvekilinin buna ilişkin
olarak açıkçası "haindirler, müfteridirler, ahlaksızdırlar"
nitelendirmesini kendilerine bırakıyorum. Teşekkür ediyorum. (MHP ve DSP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Vural. VII. –
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A) ÇEŞİTLİ
İŞLER 1. – Genel
Kurulu ziyaret eden Avrupa Parlamentosu Liberal Parti Grubu ve Başkanına,
Başkanlıkça “hoş geldiniz” denilmesi. BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Avrupa Parlamentosu
Liberal Parti Grubu ve Başkanı, misafir locasında Parlamentomuzu
şereflendirmişlerdir; kendilerine hepiniz adına, hoş geldiniz diyorum.
(Alkışlar) V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam) 2.- Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis
Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490
Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/497, 1/212) (S. Sayısı: 438) (Devam) BAŞKAN - Görüşmelere devam ediyoruz. AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, Grup
Başkanvekili Parti Grubumuza sataşma yapmıştır, söz istiyorum. OKTAY VURAL (İzmir) - Refah Partisine söyledim. BAŞKAN - Parti Grubunuza bir sataşma olup olmadığını
değerlendiremiyorum; ama, Grubunuz adına, madde üzerinde buyurun konuşun. EVLİYA PARLAK (Hakkâri) - Siz onların devamı mısınız? AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Vereceğim cevabını,
bekleyin. Siz, bir türlü, buraya çıkıp konuşmayı öğrenemediniz.. BAŞKAN - Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına
Sayın Doğan; buyurun. FP GRUBU ADINA AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; biz, anamuhalefet partisi olarak, bugün, Genel
Kurulu terk ettik. Tabiî, bugün burada, bu Mecliste, DSP büyük bir başarı elde
etti. Çünkü, onlar -onları tebrik ediyorum- seçmenlerinin karşısına bu
vaatlerle çıkmışlardı; gereğini yaptılar. Biz, esasen, seçmeninin karşısına
bunun aksi vaatlerle çıkanları protesto etmek için Meclisi terk ettik; ama,
esas konuya gelelim: Biraz önce, Sayın
Grup Başkanvekili, bizim Grup Başkanvekilimizin bir sözüne cevap verdi; o
demişti ki "bizden hiç kimse, Fazilet Partisinden hiç kimse, imam hatipler
Fazilet Partisinin arka bahçesidir demedi; bu konuda bir belge getirin."
Arkadaşımız bir başka belgeyle geldi; Cumhuriyet Gazetesine sığındı; eskiden
beri imam hatip düşmanlığı bilinen... OKTAY VURAL (İzmir) - Hürriyet... Hürriyet efendim... AVNİ DOĞAN (Devamla) - Evet, Hürriyet Gazetesine
sığındı; ama, elindeki o gazetede, Fazilet Partisinden herhangi birinin, imam
hatiplerin, kendilerinin arka bahçesi olduğunu dediğini yazmıyordu. Yani,
iftira devam etti, devam ediyor. Sayın Grup Başkanvekilim, değerli milletvekilleri; bugün,
burada bir kanun geçiriyoruz. Hadise şu: Türkiye'de genel liseler ne kadar bu
milletin okuluysa,Türkiye'de endüstri meslek liseleri, teknik liseler, ticaret
meslek liseleri ne kadar bu memleketin okuluysa, imam hatipler de bu memleketin
okuludur. OKTAY VURAL (İzmir) - Doğrudur; sizin arka bahçeniz
değildir. AVNİ DOĞAN (Devamla) - Ben, şimdi biraz sonra, bizim
arka bahçemizin kim olduğunu söyleyeceğim. Hepsinin ayrı, imam hatiplerin ayrı tutulmasına karşı
çıktık; Karşı çıktığımız hadise budur. İmam hatiplerin bu memleketin Kunta
Kintesi ilan edilmesine karşı çıktık. Bugün, bir darağacı daha kuruldu; imam
hatipler bir daha idam ediliyor. Biz, karşı çıktık; çünkü, biliyoruz ki,
darağaçlarının gölgesinde ot bitmez. Arka bahçesine gelince; bakın, bir şey söyleyeyim; siz,
böyle devam ederseniz, sizin tabanınız bizim arka bahçemiz olacaktır; o, temiz,
saf Ülkü Ocakları bizim arka bahçemiz olacaktır. (MHP sıralarından gülüşmeler;
gürültüler) Hepinize saygılar sunuyorum. BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Doğan. OKTAY VURAL (İzmir)- Sayın Başkan... BAŞKAN -Efendim?.. OKTAY VURAL (İzmir)- Sayın Başkan, Sayın Arınç
konuşmasında... BAŞKAN -Sayın Vural, başka bir sataşmaya sebebiyet
vermeyelim. OKTAY VURAL (İzmir)- Hayır efendim, hayır; ben,
tutanağı okuyorum, tutanakta sataşma olarak "Fazilet Partili ve geçmişte
siyaset yaptığımız partiden herhangi bir kimse" demiştir. Dolayısıyla, bu
ifade, siyaset yaptıkları diğer bir partiden ifade.edilen... AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Arka bahçemiz mi diyor? BAŞKAN - Tamam Sayın Doğan... Sayın Vural, lütfen...
Çok rica ediyorum... Tamam efendim. Sayın milletvekilleri, madde üzerinde 2 adet önerge
vardır. Geçici 3 üncü maddeye fıkra eklenmesi hakkında Sayın Aydın Tümen'in
önergesi ile gerekçesi aynı olan Sayın Lütfi Yalman ve arkadaşlarının önergesi
tasarıya aynı hükmün yeni bir geçici madde eklenmesini öngörmektedir; bu
nedenle, bu iki önergeyi birlikte işleme alacağım. Şimdi iki önergeyi de okutuyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan "Polis Yüksek Öğretim Kanunu
Tasarısı"na aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
"Akademi kadrolarına dekan, enstitü müdürü ve
Polis Meslek Yüksek Okulu müdürleri atanıncaya kadar, Akademi Yönetim Kurulu;
başkanın başkanlığında, eğitim ve öğretim işleriyle görevli başkan yardımcısı
ile bölüm başkanlarından oluşur." Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı "Polis Yüksek
Öğretim Kanunu Tasarısı"nın geçici 3 üncü maddesine aşağıdaki fıkranın
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
"Akademi kadrolarına dekan, enstitü müdürü ve
Polis Meslek Yüksek Okulu müdürleri atanıncaya kadar, Akademi Yönetim Kurulu;
başkanın başkanlığında, eğitim ve öğretim işleriyle görevli başkan yardımcısı
ile bölüm başkanlarından oluşur." BAŞKAN - Müşterek işleme almış olduğum bu iki önergeye
komisyon katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) -
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) -
Katılıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Komisyonun takdire bıraktığı, hükümetin
katılmış olduğu önergeyi oylarınızı sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Önerge kabul edilmiştir. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Geçici 3 üncü madde kabul edilmiştir. Geçici 4 üncü maddeyi okutuyorum: GEÇİCİ MADDE 4- Bu Kanunun 25. maddesinin c) bendi
hükmü yerine 31 Aralık 2008 tarihine kadar aşağıdaki hükümler uygulanacaktır: c) Polis akademisi başkanı, başkan yardımcıları, dekan
yardımcısı, enstitü sekreteri, bölüm başkanları, şube müdürleri, polis meslek
yüksek okulu müdürleri, müdür yardımcıları ve şube müdürleri ile emniyet
hizmetleri sınıfından olup polis yüksek öğretim kurumlarında görevlendirilen
öğretim elemanlarına, almakta oldukları emniyet hizmetleri tazminatının,
kadrolu öğretim elemanlarına da almakta oldukları üniversite ödeneğinin % 30'u
oranında ayrıca ödeme yapılır. Bu ödeme damga vergisi hariç herhangi bir
vergiye tabi tutulmaz. BAŞKAN - Maddeyi üzerinde söz talebi?.. Yok. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir. Geçici 5 inci maddeyi okutuyorum: GEÇİCİ MADDE 5- Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce
Polis Enstitüsünün Yüksek Öğrenim kısmı ile Polis Akademisinden mezun olanların
kazanılmış hakları saklıdır. BAŞKAN - Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına
Sayın Saffet Arıkan Bedük; buyurun. DYP GRUBU ADINA SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının geçici 5
inci maddesi üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubunun görüşlerini sunmak üzere söz
almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi, şahsım ve Doğru Yol Partisi Grubu adına
saygıyla selamlıyorum. Polis Yükseköğretim Kanunu Tasarısı, bu maddeden sonra
yasalaşmış olacaktır. Bu yasa tasarısının yasalaşması vesilesiyle, özellikle
tüm polis teşkilatımıza, milletimize hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum
ve bu Polis Yükseköğretim Kanunuyla birlikte, buradan yetişecek olan
polislerimizin, vatan, millet ve bayrak sevgisiyle dopdolu olarak, üniter
devlet yapımızın korunması, cumhuriyetin temel niteliklerinin korunması ve
kollanması, vatandaşın hak ve hürriyetlerinin temini, can ve mal emniyetinin
sağlanması, huzur ve güvenin temini, alillere ve acizlere yardım etme
hususundaki temel görevlerinin yerine getirilmesi hususunda çok daha iyi
hizmetler vereceğine inanıyorum; çünkü, bu yasa tasarısıyla birlikte yapılan
görüşmelerde ileri sürülen görüş ve fikirler, ister eleştiri isterse doğrudan
doğruya katkı mahiyetinde olsun, yapılan her katkının, doğrudan doğruya bu
teşkilatın daha fazla başarılı olmasını temin etmeye yönelik fikirler olduğunu
ve bununla ilgili olarak bir kısım değerlendirmeler yapılması gerektiğini
unutmamak gerekir. Türk Emniyet Teşkilatının kuruluşundan bugüne kadar, bu
ülkeye, bu vatana, bu millete hizmet etmiş olan, başta genel müdürler dahil
olmak üzere, bütün amir, memur ve bekçilerimizi, özellikle minnetle ve şükranla
anıyorum, vefat edenleri, şehit olanları da, yine rahmetle ve şükranla yad
ediyorum, anıyorum ve özellikle şehitlerimizin yavrularını ve kalanlarını da
bağrımıza basıyor, devlet olarak, millet olarak ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
olarak üzerimize düşen koruma, kollama ve onlara destekte bulunma hususundaki
gayretlerimizin sürdürüleceğine yine yürekten inanıyorum. Değerli milletvekilleri, dünyada gelişen temel anlayış
demokrasidir. Demokrasinin temel hedefi de insandır. Yaratılmışların en
mütekâmili olan insanın huzur ve güvenini temin etmek ve onlara, her türlü hak
ve hürriyetlerini en geniş anlamıyla vermek, özellikle hepimizin boynunun
borcudur. Doğru Yol Partisinin ikinci demokrasi programında,
demokratikleşme vardır. Yine, ikinci demokrasi programında, hak ve
hürriyetlerin genişletilmesi vardır. Yine, vatandaşlarımızın can ve mal
emniyetini ileri ülkeler standardında geliştirebilmek, korumak ve kollayabilmek
için de, keza aynı şekilde, ileri ülkeler, çağdaş ülkeler standardında hizmet
edebilme vardır; dolayısıyla, bu hizmet anlayışında kalite ve standardı
yükseltmek, mükemmeliyeti yakalamak, Türk Emniyet Teşkilatının bütün amir ve
memurlarının, bekçilerinin görevidir, sorumluluğudur ve mutlaka yapacaklardır. Bu tasarıda, bizim tereddüt ettiğimiz noktalar var
mıydı; vardı. Hemen birkaç noktasını söylemek istiyorum: 25 inci maddedeki
ifade bizi rahatsız etmiştir; ama, üzerinde durmadık. Bilhassa, altını çizerek
şunu belirtmek istiyorum: Doçent unvanıyla görevli bulanan, aynı zamanda unvanı
bulunan Sayın Emniyet Genel Müdürümüzün ve İçişleri Bakanımızın, polis kökenli
İçişleri Bakanımızın da bu konuda duyarlı olacağına inanıyorum. Mademki, biz,
bir polis akademisi kuruyoruz, rektörlük, akademi başkanlığı, fakülte dekanlığı
gibi görevler veriyoruz ve burayı bilimsel bir kurum haline getiriyoruz; o
halde, bilimsel kurumun nitelikleriyle uyum sağlayacak bir kısım düzenlemeleri,
desteklemeleri yapmak gerektiğine inanıyorum. O sebeple, buradaki ifadesiyle
söylüyorum; genel müdürün izin vermesiyle, bilimsel ve özellikle, meslekî
konularda yayın yapmayla ilgili konuda çalışan akademik görevli bir kısım
insanlarımızın, unvanlılarımızın daha rahat bir ortamda çalışmalarına imkân
sağlanması gerektiğini unutmamak lazım. Eğer, ideolojik bağlamında, kalkıp da
bazı değerlendirmeler yaparsak, korkarım ki, yarın, milliyetçilik gibi yüce bir
değer, yarın, manevî değerlerle ilgili yüce değerleri de içerisine koyacak,
hatta Atatürkçülükle ilgili yüce değerleri içerisine alacak bir kısım
düzenlemeler yapılırken, buna da müdahale etme gibi bir durumla karşı karşıya
kalınacak. Onun için, ideolojik kavramının biraz daha açılarak uygulanmasına
özen gösterilmesini, bilimsel konuda da, akademik kariyeri olan ve bu konuda
araştırmalar yapan kişilerin, görevlilerin daha rahat bir ortamda çalışmalarına
imkân verecek bir kısım düzenlemeler yapmalarını özellikle diliyorum. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN- Buyurun efendim. SAFFET ARIKAN BEDÜK (Devamla)- Değerli milletvekilleri,
polisin aldığı maaşı tekrar gündeme getirmek mecburiyetindeyim. Gerçekten, çok
az alıyorlar ve unvanı itibariyle, amirleriyle, memurlarıyla, bekçileri de
dahil olmak üzere, yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu ve kendi maişetini
düşünmeden, çoluk çocuğunu düşünmeden, kendisini vatanına ve milletine daha
fazla hasredecek bir ortamın hazırlanması gerektiğine inanıyorum. Polisin emekli olanları fevkalade güç durumdadır;
çünkü, çalışan polislerin yanödemeleri daha fazladır. Dolayısıyla,
yanödemelerinden kaynaklanan sebeple alışmış olduğu sosyal hayattan sonra
emekli olunca, maalesef, çok az maaş almakta, bu nedenle hayata uyum
sağlayamamakta ve geçmişte mücadele ettiği suçluların da hedefi durumuna
gelmektedir. Askerlikte olduğu gibi, OYAK benzeri bazı
düzenlemelerin polisler için de yapılmasını ve iki emniyet müfettişiyle polisi
görevden ihraç etme gibi sistemlerde daha duyarlı olunmasını diliyorum. Polise sahip çıkılmasını ve bu konuda da bütün politikacıların,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Türk Emniyet Teşkilatının, arkasında olacak
şekilde, mutlak surette iradesini arkasına koyması lazım. Polisin, insan sevgisiyle dopdolu olması lazım.
Polisimizin, özellikle vatandaşlarımızı sevmesi lazım. Karakolları korkulan bir
yer değil, sevilen, sayılan ve vatandaşın hakkını ve hukukunu arayan en önemli
kurum, adalete açılan ilk kapı olduğunu, mutlaka, her zaman hatırlaması lazım.
Bu konuda da gerekli duyarlılığı gösterdiklerini biliyorum, ama, bu düzenlemelerle
birlikte daha fazla hassasiyet göstereceklerine inanıyorum. Polis devleti
değil, hukuk devleti, hukukun üstünlüğüne dayanan bir devlet anlayışının hâkim
kılınması için elinden gelen gayreti göstermelerini diliyorum. Polis-medya ilişkisinde de, özellikle, demokrasiye ve
demokratikleşmeye açılım sağlayacak şekilde, birbirleriyle daha fazla işbirliği
çerçevesinde hareket etmeleri gerektiğine inanıyorum. Evrensel değerlerin, bizim vazgeçilmez ve polisimizin
de başarı hanesine girecek en önemli heyecanı ve gücü olduğuna inanıyorum. Bunu
yapacaklarına, gerçekleştireceklerine inandığım polis teşkilatımızın tüm
mensuplarını bir kez daha anıyor, sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hepinize saygılarımı sunuyorum. (Alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bedük. Maddeyi oylarınıza sunuyorum... AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Karar yetersayısının
aranılmasını istiyorum Sayın Başkan. BAŞKAN - Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir. Sayın Doğan, oylamaya geçtiğimi ifade etmiştim; kusura
bakmayın. Tasarıya geçici 6 ncı madde eklenmesi hakkında bir
önerge vardır; okutup, işleme alacağım: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Polis Yükseköğretim
Kanunu Tasarısına aşağıdaki geçici 6 ncı maddenin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
"Geçici Madde 6 - Bu kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten önce polis okullarında eğitim öğretime devam eden öğrenciler ve polis
okulunda öğrenime başlamamış; ancak, yapılan polis okuluna giriş sınavlarında
başarılı olmuş ve mazeretleri sebebiyle polis okullarında eğitime başlayamamış
olanların kazanılmış hakları saklı kalarak, onlar için ayrı bir sınıf ya da
sınıflar açılabilir." BAŞKAN - Komisyon katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) -
Sayın Başkanım, burada yer alan ifadeler, bir başka geçici madde içinde düzenlenmişti.
O nedenle katılmıyoruz. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Tasarıya eklenecek geçici 6 ncı maddeyle,
yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce polis okulları sınavlarını kazananların
müktesep haklarının korunması amaçlanmıştır. BAŞKAN - Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı
önergeyi... AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Karar yetersayısının
aranılmasını istiyorum. BAŞKAN - Arayacağım efendim. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Lütfen sayar mısınız... Karar yetersayısı vardır, önerge kabul
edilmemiştir. Sayın milletvekilleri, geçici madde ilavesi hakkında
bir önerge daha bulunmaktadır. Okutup, işleme alacağım: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Polis Yükseköğretim
Kanunu Tasarısına aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
"Geçici Madde 6 - Bu kanunun 21 inci maddesinin
son fıkrasıyla belirlenen yükselme derecelerini hak eden personelin kadroları
bir yıl içerisinde uygun hale getirilir. Kadrolar düzenleninceye kadar, tahsil
durumları uygun olan ve kazanılmış hak aylığı, bulunduğu derecenin en az 4 üncü
kademesinde olan personel, kadro şartı aranmaksızın, maddeyle tespit edilen
derecelere indirilir. Bu Kanunun 21 inci maddesinin son fıkrasıyla tespit
edilen yükselme dereceleri, bu kanunun yayımı tarihinden önce emekli olan veya
vefat eden emniyet hizmetleri sınıfı personeli hakkında da uygulanır. Kazanılmış hak aylıklarına ait yükselebilecekleri son
derecelerin 4 üncü ve daha ileri kademesinde bulunan ve emeklilik işlemlerine
bu derece ve kademe esas alınan ilgililerin, bu derecelerinde başarılı geçen
hizmetlerinin her yılı için bir kademe, her üç yılı için bir derece verilmek
suretiyle bu Kanunun 21 inci maddesinin son fıkrasında tespit edilen
yükselebilecekleri derece aşılmamak kaydıyla kadro şartı aranmaksızın
intibakları resen yapılır. Bu şekilde yapılacak değerlendirme sonucunda
ulaşacakları derece ve kademeler üzerinden emekli aylığı ödenmesine bu Kanunun
yayımını takip eden ay başından itibaren başlanır ve önceki dönemler için
ilgililere herhangi bir aylık veya ikramiye farkı ödenmez." BAŞKAN - Komisyon katılıyor mu efendim? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya)-
Katılmıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu efendim? DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) -
Katılamıyoruz Sayın Başkan. BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum: Gerekçe: Emniyet Hizmetleri sınıfı mensuplarının
yükselebilecekleri derecenin yeniden düzenlenmesi nedeniyle yapılan
değişikliğin bu Kanunun yayımı tarihinden önce emekli olan veya vefat eden
personel hakkında da uygulanması amaçlanmıştır. BAŞKAN - Evet, yeni madde eklenmesiyle ilgili bu
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir. 33 üncü maddeyi okutuyorum: MADDE 33.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir. 34 üncü maddeyi okutuyorum: MADDE 34.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür. BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir. Sayın milletvekilleri, tasarının tümünü oylamadan önce,
biraz önce bir önergeyle 32 nci maddede bir değişiklik yaptık. Maddenin matlabı
yürürlükten kaldırılan ve değiştirilen kanun hükümleridir. Şimdi, kanun yapma tekniği ve redaksiyon açısından bu
önergeyi maddeyle birleştiremiyoruz. Dolayısıyla, maddenin sonuna eklemek
yolunda bir redaksiyon değişikliği yapacağız. Bunu hem okuyacağım Komisyonun ve
Hükümetin görüşünü alacağım hem de daha sonra bu değişiklikle tasarının tümünü
oylarınıza sunacağım. "Madde 32.- 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı
Kanununun 19 uncu maddesinin iki, üç, dört ve beşinci fıkraları ile 29.7.1993
tarih ve 490 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ve 28.11.1984 tarih ve 3087 sayılı
Polis Yükseköğretim Kanunu yürürlükten kaldırılmış ve -önergeyi ekliyoruz- 2451
sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanunun ekinde
yer alan (II) sayılı cetvele 'il emniyet müdürü' ibaresinden önce gelmek üzere
'Polis Akademisi Başkanı' ibaresi eklenmiştir." Bu redaksiyon değişikliğini Komisyon uygun buluyor mu? PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) -
Evet. BAŞKAN - Hükümet?.. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Evet. BAŞKAN - Tasarının tümünü bu değişiklik doğrultusunda
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Sayın
Başkan... BAŞKAN - Sayın Bakanın, bir teşekkür konuşması yapmak
için, söz talebi var. Buyurun Sayın Bakan. DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; AB'ye giriş sürecinde bulunan ülkemizin güvenlik
hizmetini sağlamakla görevli emniyet teşkilatının yapısı, personelinin
yetiştirilmesi ve eğitimleri ile özlük hakları yeniden ele alınarak, köklü
reformlar gerçekleştirilmiştir. Bu reformlarla, polisin, insan haklarına
saygılı davranmasını, teknolojiden en üst seviyede yararlanmasını, iyi eğitim
almış çağdaş bir yapıya kavuşturulmasını öngören Polis Yükseköğretim Kanun
Tasarısı, Yüce Meclisimizce kabul edilmiştir. Güvenlik hizmetlerinde etkinliğin, profesyonelleşmenin
ve yüksek kalitede hizmet sunmanın, ancak eğitim kalitesinin yükseltilmesiyle
gerçekleştirilebileceği bilinen bir gerçektir. Sorunun ortadan kaldırılması ve
istenen niteliklerde personelin yetiştirilebilmesi için, çağdaş bir polis
eğitim sisteminin kurulması hedeflenmiş ve polis eğitim sistemi, baştan sona
kadar değiştirilerek, çağın gereklerine ve toplumun ihtiyaçlarına göre yapısal,
fonksiyonel değişikliklere tabi tutulmuştur. Bu çerçevede, Polis Akademisi,
üniversiteye dönüştürülmüştür. Adı değil, yapısı, fonksiyonu ve içeriği değiştirilmiştir.
Emniyet teşkilatının orta ve üst kademe amir ihtiyacını karşılayan Polis
Akademisi, önlisans, lisans, lisansüstü eğitim öğretim, bilimsel araştırma,
yayın ve danışmanlık yapan üniversiter bir yapıya kavuşturulmuştur. Kabul edilen bu kanunla, dört yıllık lisans eğitimi
yapan Polis Akademisi, 2000'li yılların polis yöneticilerinin çok daha kaliteli
yetiştirilmesi amacıyla, başında bir dekan bulunan Güvenlik Bilimleri
Fakültesine dönüştürülmüştür. Bundan böyle, polis eğitiminin bilimsel esaslar
çerçevesinde, ulusal ve uluslararası alandaki değişimleri takip edebilmesi ve
uzman personel yetiştirilmesi amacıyla, Polis Akademisi bünyesinde, yüksek
lisans ve doktora eğitimi verecek enstitüler kurulmuştur. Yeni düzenlemeyle, Polis Akademisi, YÖK Yasasıyla
uyumlu hale getirilmiş ve bilimsel kurullar ihdas edilerek, bilimsel özerklik
sağlanmıştır. Polis Akademisi Başkanı, bundan böyle, Üniversitelerarası Kurulun
da üyesi olmuştur. Polis Akademisinin akademik öğretim kadrosu, yeni
düzenlemeyle artırılmıştır. Ayrıca, akademik personel maddî bakımdan
iyileştirilmeye tabi tutulmuştur. Polis okulları, iki yıllık polis meslek yüksekokulları
haline dönüştürülmüştür. Emniyet teşkilatının polis memuru ihtiyacını
karşılayan polis okulları, yeni düzenlemeyle, iki yıl süreli polis meslek
yüksekokulları haline dönüştürülmüş ve polis akademisine bağlanmıştır. Polis
meslek yüksekokullarında profesör, doçent, yardımcı doçent gibi akademik
kadrolar ihdas edilerek, eğitim kalitesinin artırılması hedeflenmiştir. Bundan
böyle, polis meslek yüksekokullarına Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi
tarafından yapılan sınavı kazanan adaylar arasından öğrenci seçimine gidilerek,
kalitenin yükseltilmesi sağlanmıştır. Ülke genelinde faaliyet gösteren 25 polis
okulundan 15'i meslek yüksekokulu haline dönüştürülecek, diğerlerinin, hizmet
içi eğitim merkezi olarak faaliyetleri yürütmesi planlanmıştır. Bu kanunla, 2000'li yıllarda hizmetlerin yürütülmesinde
insan haklarına saygının, çağdaşlığın, hoşgörünün, standart davranış modelleri
ile standart uygulama süreçlerinin hâkim olduğu, etkili ve verimli bir hizmet
anlayışının yerleşmesi amacıyla, eğitim biliminin temel esasları çerçevesinde,
pratiğe dayalı bir eğitim modelinin gerçekleştirilmesi sağlanmıştır. Kabul edilen bu kanun tasarısının milletimize ve
emniyet teşkilatına hayırlı olmasını diler; bu müzakerelerde, gerek
konuşmalarıyla gerek önergeleriyle yardımcı olan bütün gruplara ve
milletvekillerine teşekkür eder, en derin saygılar sunarım. (ANAP, DSP, MHP ve
DYP sıralarından alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan. Sayın milletvekilleri, kanun tasarı ve tekliflerini
sırasıyla görüşmek için, 26 Nisan 2001 Perşembe günü, alınan karar gereğince
saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum. Kapanma
Saati: 19 . 50 |
|