Yazılı ve Sözlü Sorular Araştırma Komisyonları Soruşturma Komisyonları
                                                                      Son Tutanak Tutanak Sorgu Tutanak Metinleri Gizli Oturum Tutanakları
                                                                                                                                            Uluslararası Komisyonlar Dostluk Grupları
                                                                                      Genel Sekreterlik Mevzuat Telefon Rehberi Etik Komisyon Duyurular

DÖNEM : 21        CİLT : 61       YASAMA YILI : 3

 

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

 

91 inci Birleşim

25 . 4 . 2001 Çarşamba

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

                                                      Sayfa    

 

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - YOKLAMALAR

IV. - SEÇİMLER

A) Komİsyonlarda AçIk Bulunan Üyelİklere Seçİm

1.- Plan ve Bütçe Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

 

1.- İzmir Milletvekili Rifat Serdaroğlu'nun; İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın; Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya'nın; Ankara Milletvekili Yıldırım Akbulut'un; Şırnak Milletvekili Mehmet Salih Yıldırım'ın; Gaziantep Milletvekili Ali Ilıksoy, Konya Milletvekili Ömer İzgi ve Ankara Milletvekili Nejat Arseven'in; İstanbul Milletvekili Ziya Aktaş ve 42 Arkadaşının;  Zonguldak Milletvekili Hasan Gemici'nin ve İzmir Milletvekili Işılay Saygın'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/94, 2/232, 2/286, 2/307, 2/310, 2/311, 2/325, 2/442, 2/449) (S.Sayısı: 527)

2.- Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları raporları (1/497, 1/212) (S. Sayısı: 438)  

 

 

VI.- AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın, Manisa Milletvekili Bülent Arınç'ın, konuşmasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Çeşİtlİ İşler

1.- Genel Kurulu ziyaret eden Avrupa Parlamentosu Liberal Parti Grubu ve Başkanına, Başkanlıkça "hoş geldiniz" denilmesi

VIII.- SORULAR VE CEVAPLAR

A) YazIlI Sorular ve CevaplarI

1.- Diyarbakır Milletvekili Osman Aslan'ın, yurtdışında yaşayanların başörtülerine konsolosluklarca müdahale edildiği iddialarına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in cevabı (7/3812)

2.- Siirt Milletvekili Ahmet Nurettin Aydın'ın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin kalkınması için hazırlanan programlara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin cevabı (7/3903)


I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak beş oturum yaptı.

Birinci ve İkinci Oturum

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 264 üncü sırasında yer alan 655 sıra sayılı kanun tasarısının, bu kısmın 7 nci sırasına; 188 inci sırasında yer alan 530 sıra sayılı kanun tasarısının, 8 inci sırasına; 190 ıncı sırasında yer alan 533 sıra sayılı kanun tasarısının, 9 uncu sırasına; 166 ncı sırasında yer alan 490 sıra sayılı kanun tasarısının, 10 uncu sırasına; 162 nci sırasında yer alan 491 sıra sayılı kanun tasarısının, 11 inci sırasına; 209 uncu sırasında yer alan 563 sıra sayılı kanun tasarısının, 12 nci sırasına; 245 inci sırasında yer alan 626 sıra sayılı kanun tasarısının, 13 üncü sırasına; 107 nci sırasında yer alan 352 sıra sayılı kanun tasarısının, 14 üncü sırasına; 187 nci sırasında yer alan 529 sıra sayılı kanun tasarısının, 15 inci sırasına; 25 inci sırasında yer alan 98 sıra sayılı kanun tasarısının, 16 ncı sırasına; 32 nci sırasında yer alan 199 sıra sayılı kanun tasarısının, 17 nci sırasına; 145 inci sırasında yer alan 430 sıra sayılı kanun tasarısının, 18 inci sırasına; 127 nci sırasında yer alan 386 sıra sayılı kanun tasarısının, 19 uncu sırasına, 48 inci sırasında yer alan 103 sıra sayılı kanun tasarısının, 20 nci sırasına alınmasına;

Genel Kurulun; 24 Nisan 2001 Salı günü 15.00-20.00, 25 Nisan 2001 Çarşamba, 26 Nisan 2001 Perşembe ve 27 Nisan 2001 Cuma günleri 14.00-20.00 saatleri arasında çalışmasına; 27 Nisan 2001 Cuma günü de kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine; 24 Nisan 2001 Salı günü, gündemin 8 inci sırasına kadar olan tasarı ve tekliflerin, 25 Nisan 2001 Çarşamba günü 438 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılmasına; 24 Nisan 2001 Salı günü sözlü sorular ile diğer denetim konularının, 25 Nisan 2001 Çarşamba günü de sözlü soruların görüşülmemesine ilişkin DSP, MHP ve ANAP Gruplarının müşterek önerisinin;

Hatay Milletvekili Namık Kemal Atahan'ın, İki İlçe ve Bir İl Kurulması (2/476),

Kırşehir Milletvekili Ramazan Mirzaoğlu ve 3 arkadaşının, Yükseköğretim Kurumları Teşkilâtı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 Sayılı Kanun ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması (2/233),

İçel Milletvekili Edip Özgenç'in, Üç İlçe ve Bir İl Kurulması ile 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılması (2/545),

Hakkında Kanun Teklifinin İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergelerinin,

Yapılan görüşmelerden sonra, kabul edildikleri açıklandı.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında bulunan:

TBMM İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporunun (2/94, 2/232, 2/286, 2/307, 2/310, 2/311, 2/325, 2/442, 2/449) (S.Sayısı : 527) görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin Komisyon raporu henüz hazırlanmadığından;

Polis Yüksek Öğretim Kanunu Tasarısının (1/497, 1/212) (S.Sayısı : 438),

Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Yurtdışı Teşkilâtı Hakkında 189 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye İlişkin Kanun Tasarısının (1/53) (S.Sayısı : 433),

Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Nakdî Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 624 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye İlişkin Kanun Tasarısının (1/757, 2/603, 2/605) (S.Sayısı : 592),

Ekonomik, Kültürel, Eğitim ve Teknik İşbirliği Başkanlığı Kurulmasına İlişkin Kanun Tasarısının (1/206, 1/779) (S.Sayısı : 639),

Görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından,

Ertelendi;

Kamulaştırma Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/837) (S. Sayısı : 653) üzerindeki görüşmeler tamamlandı; tasarının kabul edilip, kanunlaştığı açıklandı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/839) (S. Sayısı : 655) üzerinde bir süre görüşüldü.

 

 

Nejat Arseven

 

 

 

Başkanvekili

 

 

Cahit Savaş Yazıcı

 

Hüseyin Çelik

 

İstanbul

 

Van

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci Oturum

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/839) (S. Sayısı : 655) üzerindeki görüşmeler tamamlandı; tasarının kabul edilip, kanunlaştığı açıklandı.

Kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 25 Nisan 2001 Çarşamba günü, alınan karar gereğince  saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşime 02.20'de son verildi.

 

 

Murat Sökmenoğlu

 

 

 

Başkanvekili

 

 

Cahit Savaş Yazıcı

 

Sebahattin Karakelle

 

İstanbul

 

Erzincan

 

Kâtip Üye

 

Kâtip Üye

 

 

Hüseyin Çelik

 

 

 

Van

 

 

 

Kâtip Üye

 

 


                                                                                                                      No. :128

II. – GELEN KÂĞITLAR

25.4.2001 ÇARŞAMBA

Raporlar

1.- Aydın Milletvekilleri Bekir Ongun ile Ali Uzunırmak'ın, Bir İlçe Kurulmasına İlişkin Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Önergesi (2/282) (S. Sayısı : 656) (Dağıtma tarihi : 25.4.2001) (GÜNDEME)

2.- Bayburt Milletvekili Şaban Kardeş ve 8 Arkadaşının, Yükseköğretim Kurumları Teşkilâtı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında 2809 Sayılı Kanuna Ek ve Geçici Maddeler Eklenmesi ve 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Önergesi (2/523) (S. Sayısı : 657) (Dağıtma tarihi : 25.4.2001) (GÜNDEME)

3.- Ankara Milletvekili Uluç Gürkan'ın, Ankara İline Bağlı Olarak Çayırhan Adıyla Bir İlçe Kurulmasına İlişkin Yasa Önerisi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Önergesi (2/568) (S. Sayısı : 658) (Dağıtma tarihi : 25.4.2001) (GÜNDEME)

Sözlü Soru Önergeleri

1.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, THY  Trabzon  seferini  yapan  uçak personelinin kaldığı otele ilişkin Devlet Bakanından (Yüksel Yalova) sözlü soru önergesi (6/1401) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001)

2.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, dağıtımına izin verildiği iddia edilen porno film VCD' lerine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/1402) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001)

3.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, kamu kurumlarının telefon santrallerinde telesekreter kullanılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1403) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001)

4.- İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel'in, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis toplantılarına katılmayan FP Beyoğlu Belediye Meclisi üyesine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1404) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001)

Yazılı Soru Önergeleri

1.- Erzincan Milletvekili Sebahattin Karakelle'nin, Ankara-Altındağ Belediyesinden Hacettepe Üniversitesine geçiş yapan bir memura ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4097) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001)

2.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, memurlara ödenen çocuk yardımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4098) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001)

3.- Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük'ün, Hazinenin iç borçlanma ihalesine ve Merkez Bankasının döviz satışına ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru önergesi (7/4099) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001)

4.- Ankara Miletvekili Saffet Arıkan Bedük'ün, Ankara-Polatlı banliyö tren seferinin kaldırılacağı iddiasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/4100) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001)

5.- Antalya  Milletvekili Mehmet Zeki Okudan'ın, Merkez Bankasından kamu bankalarına ve kuruluşlarına kullandırılan kredilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4101) (Başbakanlığa geliş tarih : 20.4.2001)

6.- Manisa Milletvekili Bülent Arınç'ın, Yargıtay Dairelerince verilen kanun yararına bozma kararlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4102) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001)

7.- Adıyaman Milletvekili Mehmet Özyol'un, Adıyaman İlindeki tütün üreticilerinin sorunlarına ilişkin Devlet Bakanından (Rüştü Kâzım Yücelen) yazılı soru önergesi (7/4103) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001)

8.- Ankara Milletvekili M.Zeki Çelik'in, Ankara-Hasanoğlan Ders Aletleri Yapım Merkezinin ne zaman açılacağına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/4104) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001)

9.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, kamuya ait taşınmazların belediyelere devriyle ilgili iddialara ilişkin Devlet Bakanından (Yüksel Yalova) yazılı soru önergesi (7/4105) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001)

10.- Konya Milletvekili Remzi Çetin'in, Devlet Bakanı Kemal Derviş'in ABD vatandaşı olup olmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4106) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001)

11.- Konya Milletvekili Remzi Çetin'in, kriz öncesi Merkez Bankasından döviz alan özel ve tüzel kişilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4107) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001)

12.- Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak'ın, IMF ile yapılan anlaşmalara ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru önergesi (7/4108) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001)

13.- Karaman Milletvekili Zeki Ünal'ın, son ekonomik kriz nedeniyle intihar olaylarının arttığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4109) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001)

14.- İçel Milletvekili Turhan Güven'in, Mersin Serbest Bölgesine ilişkin Devlet Bakanından (Tunca Toskay) yazılı soru önergesi (7/4110) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001)

15.- Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak'ın, günlük bir gazetede yayımlanan bir kamu  bankası genel müdürünün telefon görüşme tutanaklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4111) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.4.2001)

16.- Isparta Milletvekili Ramazan Gül'ün, İmralı Adasının güvenliği için yapılan harcamalara ve Devlet Bakanı Kemal Derviş'in askerlik yapıp yapmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4112) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.4.2001)

17.- Muğla Milletvekili Nazif Topaloğlu'nun, çiftçi borçlarının dağılımına ilişkin Devlet Bakanından (Kemal Derviş) yazılı soru önergesi (7/4113) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.4.2001)

18.- Adıyaman Milletvekili Mehmet Özyol'un, Adıyaman-Malatya yoluna ve köprü ihtiyacına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/4114) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.4.2001)


BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.00

25 Nisan 2001 Çarşamba

BAŞKAN: Başkanvekili Nejat ARSEVEN

KÂTİP ÜYELER: Hüseyin ÇELİK (Van), Cahit Savaş YAZICI (İstanbul)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91 inci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere geçiyoruz. (FP ve DYP sıralarından "Nerede var?!" sesleri)

TURHAN GÜVEN (İçel)- Nerede var çoğunluk burada?!

YASİN HATİBOĞLU (Çorum)- Sayın Başkan...

BAŞKAN- Buyurun efendim.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum)- Bizi, lütfen, saygı sınırlarının dışına zorlamayın. Nerede var burada?! Çoğunluk 184 kişi...

BAŞKAN - Sayın Başkan...

YASİN HATİBOĞLU (Çorum)- Bu sizin yaptığınız işi on sene yaptım ben... Yapmayın!..

BAŞKAN- Ben de biliyorum sizin kaç sene yaptığınızı efendim...

YASİN HATİBOĞLU (Çorum)- Yapmayın!..

BAŞKAN- Sayın grup başkanvekilleri, önemli olan, bu Meclisin çalışması değil mi? Meclisin açılmasını istemiyor musunuz siz?!

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Bırakın efendim, yapmayın!..

TURHAN GÜVEN (İçel)- Zorlayarak çalıştıramazsınız Meclisi Sayın Başkan. Eğer arzu ediyorlarsa gelir otururlar; ona göre yoklama yapılır veya yapılmaz.

BAŞKAN- Zorlayarak olur mu efendim...

Gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz.

IV. - SEÇİMLER

A) Komİsyonlarda AçIk Bulunan Üyelİklere Seçİm

1.- Plan ve Bütçe Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçimÊ

BAŞKAN- Plan ve Bütçe Komisyonunda boş bulunan ve Fazilet Partisi Grubuna düşen 1 üyelik için, Kütahya Milletvekili Sayın Ahmet Derin aday gösterilmiştir.

Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... (FP sıralarından "Karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz" sesleri) Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Alınan karar gereğince sözlü soruları görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

Önce, yarım kalan işlerden başlayacağız.

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1.- İzmir Milletvekili Rifat Serdaroğlu'nun; İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın; Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya'nın; Ankara Milletvekili Yıldırım Akbulut'un; Şırnak Milletvekili Meh-met Salih Yıldırım'ın; Gaziantep Milletvekili Ali Ilıksoy, Konya Milletvekili Ömer İzgi ve Ankara Milletvekili Nejat Arseven'in; İstanbul Milletvekili Ziya Aktaş ve 42 Arkadaşının;  Zonguldak Milletvekili Hasan Gemici'nin ve İzmir Milletvekili Işılay Saygın'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifleri ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/94, 2/232, 2/286, 2/307, 2/310, 2/311, 2/325, 2/442, 2/449) (S. Sayısı : 527)

BAŞKAN - 10.1.2001 tarihli 42 nci Birleşimde, İçtüzüğün 88 inci maddesine göre komisyona geri verilen Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Tekliflerinin görüşülmeyen maddeleriyle ilgili komisyon raporu Başkanlığa verilmediğinden, teklifin görüşmelerini erteliyoruz.

Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

2.- Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/497, 1/212) (S. Sayısı: 438)  (1)

BAŞKAN- Komisyon?.. Burada.

Hükümet?.. Burada.

Efendim, 10 uncu maddenin oylamasında kalınmıştı malumunuz olduğu üzere.

III. – YOKLAMA

BAŞKAN - Bu oylamayı yapmadan önce, bir yoklama talebi vardır. Şimdi, bu yoklama talebinde bulunan sayın milletvekillerinin salonda bulunup bulunmadıklarını arayacağım ve gereğini yapacağım. Arkadaşlarımız lütfen işaret buyururlarsa, kâtip arkadaşlarımız da takip etsinler.

Sayın Hatiboğlu?.. Burada.

Sayın Akman?.. Burada.

Sayın Fırat?.. Burada.

Sayın Öztek?.. Burada.

Sayın Fatsa?.. Burada.

Sayın Erbaş?.. Burada.

Sayın Bekâroğlu?.. Burada.

Sayın Aslan?.. Burada.

Sayın Özyol?.. Burada.

Sayın Gülle?.. Burada.

Sayın Güler?.. Burada.

Sayın Demirci?.. Burada.

Sayın Ergezen?.. Burada.

Sayın Sünnetçioğlu?.. Burada.

Sayın Sanay?.. Burada.

Sayın Kukaracı?:. Burada.

Sayın Öksüz?.. Burada.

Sayın Sezal?.. Burada.

Sayın Ünal?.. Burada.

Sayın Tunç?.. Burada.

YUSUF KIRKPINAR (İzmir) - Sayın Başkan, ad okunarak yapın.

BAŞKAN - Çok uzun süre alıyor...

AYDIN TÜMEN (Ankara) - Ad okunarak yapın Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, elektronik cihazla yoklama yapacağız. Yoklama için 5 dakika süre veriyorum.

YUSUF KIRKPINAR (İzmir) - Sayın Başkan, niçin ad okunarak yapmıyorsunuz?

BAŞKAN - Efendim, şunun için ad okunarak yapmıyorum; çünkü, birçok masraf ederek, bu Meclis elektronik oylama sistemini getirdi, sistemine dahil etti. Milletin zamanını fazla almamak için, elektronik cihazla yoklama yapmayı uygun buldum.

Yoklama işlemini başlatıyorum efendim.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısı vardır; çalışmalarımıza devam ediyoruz.

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

2.- Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/497, 1/212) (S. Sayısı: 438) (Devam)

BAŞKAN - Tasarının 10 uncu maddesinin oylanmasında kalınmıştı.

Şimdi, bu maddenin oylamasının açık oylamayla yapılması için bir talep var; yine, talep sahibi sayın milletvekillerimizin salonda olup olmadığını arayacağım ve gereğini yapacağım.

Sayın Hatiboğlu?.. Burada.

Sayın Akman?.. Burada.

Sayın Fırat?.. Burada.

Sayın Bekâroğlu?.. Burada.

Sayın Fatsa?.. Burada.

Sayın Öztek?.. Burada.

Sayın Göksu?.. Burada.

Sayın Erbaş?.. Burada.

Sayın Çelik?.. Burada.

Sayın Aslan?.. Burada.

Sayın Özyol?.. Burada.

Sayın Gülle?.. Burada.

Sayın Güler?.. Burada.

Sayın Ergezen?.. Burada.

Sayın Demirci?.. Burada.

Sayın Sünnetçioğlu?.. Burada.

Sayın Sanay?.. Burada.

Sayın Kukaracı?.. Burada.

Sayın Öksüz?.. Burada.

Sayın Tunç?.. Burada.

Sayın Kalkan?.. Burada.

Sayın milletvekilleri, açık oylamanın şekli için Genel Kurulun kararını alacağım.

Açık oylamanın elektronik oylama makinesiyle yapılması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama işlemini başlatıyorum ve 1 dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylamaya başlandı)

VEYSEL CANDAN (Konya) - Biraz önce niye 5 dakikaydı?

BAŞKAN - Efendim, o yoklamaydı, bu oylama; onun için biri 5 dakika, biri 1 dakika.

AYŞE NAZLI ILICAK (İstanbul) - Alet de çalışmıyor, 1 dakikada yetişmez.

RAMAZAN TOPRAK (Aksaray) - Niye 1 dakika verdiniz Sayın Başkan?! Tarihte ilk defa oylamada 1 dakika süre veriliyor!..

BAŞKAN - Efendim, makineye giremeyen sayın milletvekili arkadaşlarımız pusula yollarlarsa, onları dikkate alacağız tabiî, her zaman olduğu gibi.

(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Bunun bir zamanı olması lazım. Sayın Başkan, sulandırmayın!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 10 uncu maddenin yapılan açık oylamasına, 214 sayın milletvekili arkadaşımız katılmıştır; 130 kabul, 82 ret, 1 çekimser, 1 mükerrer oy kullanılmıştır. Ancak, karar yetersayısı olmadığı için ara vereceğim.

Ne kadar ara verelim sayın grup başkanvekilleri?

ZEKİ ÇAKAN (Bartın) - Sayın Başkan, 15 dakika...

MEHMET EMREHAN HALICI (Konya) - 30 dakika...

BAŞKAN - Birleşime 15 dakika ara veriyorum efendim.

Kapanma Saati: 14.21
İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.35

BAŞKAN: Başkanvekili Nejat ARSEVEN

KÂTİP ÜYELER: Hüseyin ÇELİK (Van), Cahit Savaş YAZICI (İstanbul)

BAŞKAN- Sayın milletvekilleri, 91 inci Birleşimin İkinci Oturumunu açıyorum.

438 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

2.- Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/497, 1/212) (S. Sayısı: 438) (Devam)

ÊBAŞKAN- Komisyon ve Hükümet yerinde.

Tasarının 10 uncu maddesinin oylamasında, yapılan açık oylama sonucuna göre, karar yetersayısı bulunamamıştı; bu nedenle, maddenin oylamasını, talebin gereği olarak, tekrar açık oylama şeklinde ve alınan karar gereğince, oylamayı da elektronik cihazla yapacağım.

Şimdi, oylama için 2 dakika süre veriyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, süre bitti.

CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Sayın Başkan, ben buradayım; ama, sisteme giremedim.

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Süre bitti.

CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Olur mu öyle şey, ben buradayım. Sistem bozuksa, yaptırın o zaman.

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, arkadaşımız burada; ama, sisteme giremedi.

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Süre bitmeden önce oy pusulasını vermek zorundasınız.

BAŞKAN - Efendim, lütfen, yerinizden konuşmayın. Bir dakika...

OKTAY VURAL (İzmir) - Siz imzaladığınız zaman hoşunuza gidiyor. Gelin, oy kullanın, "red" diye oy kullanın.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, pusula gönderen sayın milletvekili arkadaşlarımızın salonda olup olmadıklarını arayacağım. İsimlerini okuyorum; lütfen işaret buyursunlar.

Sayın Ersin Taranoğlu?.. Burada.

Sayın Hikmet Sami Türk?.. Burada.

Sayın İsmail Cem?.. Burada.

Sayın Şükrü Sina Gürel?.. Burada.

Sayın Fevzi Aytekin?.. Burada.

Hüsamettin Özkan, vekaleten Sayın Recep Önal?.. Burada.

Mustafa Yılmaz, vekaleten Sayın Nami Çağan?.. Burada.

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Olmaz... Olmaz... (DSP sıralarından gürültüler)

OKTAY VURAL (İzmir) - Nesi olmuyor?..

BAŞKAN - Efendim, biz işin gereğini yapıyoruz. Lütfen... Çok rica ediyorum...

Erkan Kemaloğlu?.. Burada.

Ergün Bayrak?.. Burada.

Sadettin Tantan, vekaleten Sayın Edip Safder Gaydalı?.. Burada.

MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Bir kişi kaç kişiye vekalet veriyor?

BAŞKAN - Sayın Mükerrem Levent?.. Burada.

Sayın Enis Öksüz?.. Burada.

CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Benimki nerede Sayın Başkan? Sayın Başkan, benim pusulam okundu mu?

BAŞKAN - 12 tane kabul oyu var.

ZEKİ ÇAKAN (Bartın) - Sayın Başkan, Sayın Yaşar Eryılmaz da oy kullandı, pusula gönderdi; ama, okumamışsınız.

BAŞKAN - Efendim, geç geldiği için, süre bittikten sonra geldiği için alamadık.

CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Sayın Başkan, benim oyumu da var yaz!

Sayın Başkan, ya makineleri yaptır ya benim oyumu da var yaz!

MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Neden zamanında gelip kullanmadın?..

Senin oyuna her şeyi yaptım ben, muska yaptım, geçmedi oraya.

CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Benim oya muskayı siz yaptınız, okudunuz orada; arada benim oyu kaynattınız.

HÜSEYİN KARAGÖZ (Çankırı) - Zamanında gelip bunlarla ilgili oy kullansaydın ya!

CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Memlekette bir sürü namaz kıldırmaya adam lazım; boş ver ya, polis olup da ne olacaklar; namaz kıldırsınlar, gidip imamlık yapsınlar!

MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Zapta geçiyor değil mi bunlar? (MHP sıralarından "Zabıt yok!.. Zabıt yok!.." sesleri, gürültüler)

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Geçiyor tabiî, zabıtlara geçmesi lazım.

CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Geçsin; ne yapalım.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 10 uncu maddenin ikinci kez yapılan açık oylamasına 184 sayın üye katılmış; 176 kabul, 8 ret oyu kullanılmıştır. Böylece, madde kabul edilmiştir.

Şimdi, müteakip maddeyi okutuyorum:

Başkan ve Dekanın görev, yetki ve sorumlulukları

MADDE 11- Akademi Başkanı;

a) Öğrencilerin 3 üncü maddede belirtilen ana ilkeler doğrultusunda ve polislik mesleğinin gerektirdiği disiplin anlayışı içerisinde yetiştirilip yetiştirilmediği konusunda dekanı denetlemek,

b) Öğretim bölümleri ile yönetim birimleri arasında düzenli çalışmayı sağlamak ve akademinin tüm yönetim işlerini yürütmek,

c) Akademi birimleri ve öğretim elemanları dahil her düzeydeki personel üzerinde genel gözetim ve denetim görevini yapmak,

d) Her eğitim-öğretim yılı sonunda akademinin eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayın faaliyetleri hakkında dekandan aldığı rapora, varsa görüşlerini de eklemek suretiyle genel müdürlüğe vermek,

e) Akademinin, fakültenin, enstitünün ve polis meslek yüksek okullarının yatırım programlarını ve bütçe tekliflerini, kadro ihtiyaçlarını genel müdürlüğe bildirmek ve verilecek emirler doğrultusunda uygulamak,

f) Gerekli gördüğü hallerde akademide görevli öğretim elemanlarının akademideki görevlerine son verilmesi veya görev yerlerinin değiştirilmesi hususunda genel müdürlüğe teklifte bulunmak,

g) Bu Kanunla ve diğer Kanunlarla belirlenen görevleri yapmak,

ile görevli ve bunlarla ilgili çalışma düzeni kurmaya yetkilidir.

Başkan, yukarıda belirlenen görevlerin düzenli bir şekilde yerine getirilmesinde, gözetim ve denetiminin yapılmasında takip ve kontrol edilmesinde, sonuçlarının alınmasında genel müdüre karşı birinci derecede sorumludur.

Fakülte Dekanı;

a) Öğrencilerin 3'üncü maddede belirlenen ana ilkeler doğrultusunda ve polislik mesleğinin gerektirdiği disiplin anlayışı içerisinde yetiştirilmesini sağlamak,

b) Yürürlükteki kanun, tüzük ve yönetmelikleri, genel müdürlük ve fakülte öğretim kurulunun da önerilerini dikkate alarak fakültenin eğitim ve bilimsel araştırma işlerinin yürütülmesini sağlamak,

c) Her eğitim-öğretim yılı sonunda fakültenin eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayım faaliyetleri hakkında başkana rapor sunmak,

d) Bu Kanunla ve diğer Kanunlarla belirlenen görevleri yapmak,

ile görevli ve bunlarla ilgili çalışma düzeni kurmaya yetkilidir.

Dekan, yukarıda belirlenen görevlerin düzenli bir şekilde yerine getirilmesinde, gözetim ve denetiminin yapılmasında takip ve kontrol edilmesinde, sonuçlarının alınmasında, başkana karşı birinci derecede sorumludur.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkanım, efendim, bir hususu öğrenmek istiyorum.

BAŞKAN - Buyurun efendim.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Malumunuz, sayın bakanların, vekâleten, ancak oy kullanmaları mümkündür; vekâleten yoklamaya katılmaları mümkün değildir. Ben, şimdi, Başkanlığınızdan...

BAŞKAN - Biz oylama yaptık Sayın Hatiboğlu; biz açık oylama yaptık.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Efendim, yoklamaya sayamazsınız.

BAŞKAN - Efendim, biz, yoklamaya saymıyoruz. Açık oylama yaptık. Açık oylamanın tarifinin içinde, sayın bakanların vekâleten oy kullanacakları yazılı.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Var efendim...

BAŞKAN - Sizin de gayet iyi bildiğiniz gibi, aslında, uygulaması fevkalade tartışmalı...

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Tabiî efendim...

BAŞKAN - Yani, açık oylamanın, aynı zamanda yoklama gibi mütalaa edilip edilmeyeceği hususundan bahsediyorsunuz.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Hayır, toplantı yetersayısı...

BAŞKAN - Ama, biz, oylama yaptık.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Efendim, biz oylama yaptık; ama, 184'ten eksik olsaydı ne yapacaktık? 184'ten eksik olsaydı ne yapacaktık?

BAŞKAN - 184'ten eksik olsaydı ara verecektim.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Demek ki, işte, sayın bakanların vekâleten ancak oylamaya katılabilecekleri... Çünkü, bu işlemde, hem oylamayı yapıyorsunuz hem yoklamayı denetliyorsunuz 96'ya göre.

BAŞKAN - Kıyasen...

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) -  Anayasa 96, İçtüzük 146'ya göre, bu işlemde iki şey var: Birincisi oylama, ikincisi yoklama. Önce yoklamanın neticesine bakacaksınız. Yanlıştır...

BAŞKAN - Sayın Başkan, önce yoklamayı yaptık, toplantı yetersayısını bulduk.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Nerede?..

BAŞKAN - Biz, burada, bu kez oylama yaptık ve karar yetersayısı aradık; dolayısıyla, kararımızı da aldık, madde oylandı, bitti.

Teşekkür ediyorum. (FP sıralarından "hayır" sesleri, gürültüler)

ŞEREF MALKOÇ (Trabzon) - Hayır, yanlış yapıyorsunuz, böyle şey olmaz. Efendim, dün akşam sahte oy kullanıldı zaten. Milletin gözünün önünde bunu yapamazsınız Sayın Başkan.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Lütfi Yalman konuşacaklar.

Buyurun Sayın Yalman.

FP GRUBU ADINA LÜTFİ YALMAN (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 438 sıra sayılı kanun tasarısının 11 inci maddesi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Fazilet Partisi Grubu olarak, demokratik haklarımızı kullanarak bu yasanın çıkmaması noktasında gayret gösterdik; ama, maalesef, bizce, toplantıda belki yeterli sayıda milletvekili arkadaşımız olmamasına rağmen, Sayın Başkanımızın yorumuyla, toplantı yetersayısı var addedilerek, toplantı açıldı.

Değerli arkadaşlar, bu tasarının genelini değerlendirdiğimiz zaman, özellikle bazı maddeleri üzerinde, net manada, kesin manada bir ayrımcılığın, bir adaletsizliğin varlığını hepimiz hissederiz ve görürüz. Bunu hissetmemek mümkün değil. Nitekim, şu oylama sırasında bile, iktidar partili milletvekili arkadaşlarımızdan bir kısmının ne kadar mustarip olduğunu, ne kadar sıkıntı çektiğini fiilen görüyoruz.

Değerli arkadaşlar, genel lise mezunu yavrularımız bizim yavrularımızdır, endüstri meslek lisesi veya teknik lise mezunları da bizim yavrularımızdır, ticaret lisesini bitirenler de, imam-hatip liselerini bitirenler de bizim yavrularımızdır ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin okullarının hepsi de bu devletin, bu milletin okullarıdır, mezunları da bu milletin ve bu memleketin evlatlarıdır. Bunların hepsi, aynı toprakta yaşayan, aynı havayı teneffüs eden insanlardır. Herhangi bir okulda okuyan bir öğrencinin kabiliyeti, bir diğer öğrencinin kabiliyetinden, tercih ettiği okuldan dolayı, farklılık addetmez. Kaldı ki, bir öğrencinin -hangi okulda okursa okusun- kabiliyeti, diğer bir okuldaki öğrenciye göre, yine okul farkı gözetmeksizin, çok daha farklı, çok daha kaliteli, çok daha iyi olabilir. O halde, biz, ne hakla ve hangi mantıkla, hangi demokratik anlayışla bu okullar arasında ayrım yapıyoruz?!

Şimdi, bu tasarıda, âdeta şöyle bir şey denilmek isteniyor: Genel lise ve teknik lise mezunları daha iyi vatandaştır, daha kabiliyetlidirler; ama, endüstri meslek lisesi mezunları, imam-hatip lisesi mezunları daha kötü vatandaş veya daha az kabiliyet sahibidirler. Biz, burada, böyle bir algılamayı, böyle bir ayrımı görüyoruz.

Değerli arkadaşlar, herkes sınava tabi tutulur; kabiliyetlerine göre, başaran, hangi okul mezunu olursa olsun, istediği yerde eğitimini alır veya girme hakkını elde eder.

Meslek lisesi mezunları ile imam-hatip lisesi mezunları polis yüksek okuluna gitme hakkını, bu kanunla, elde edemiyor veya önleniyor, önünü kesiyoruz. Şimdi, ben, size soruyorum: İmam hatip lisesi mezunu olduğu için, bir yavruya "siz askerlik yapmayın" diyebilir misiniz ya da "siz imam-hatip lisesi mezunu olduğunuz için vergi vermeyin" veya "daha az vergi verin" diyebilir misiniz? Böyle bir şeyi söyleme cesaretiniz veya hakkınız var mı; yok. Peki, o halde, bu ayırım niye arkadaşlar?! Bunu neyle izah ediyorsunuz allahaşkına?! Siz, endüstri meslek lisesi, imam-hatip lisesi veya meslek lisesi mezununu bir kenara itiyorsunuz; sizin kabiliyetiniz daha az, siz daha kötü vatandaşsınız, öbür taraf daha iyi vatandaş gibi bir yaklaşımla, insanlar arasında, vatandaşlar arasında, herhangi bir okul mezunu olan öğrenciler, yavrular arasında ayırım yapma hakkını nereden buluyorsunuz allahaşkına?!

Değerli arkadaşlar, bu, kesinlikle, bir ayırımcılıktır ve kesinlikle, Anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır; aynı zamanda, lise ve dengi okullarda okuyanların ayırıma tabi tutulmasıdır. Bunlar, ne insanî olarak ne de vicdanî olarak doğru bir şey değildir, doğru bir uygulama değildir.

Değerli arkadaşlar, bu tasarının hiçbir hukukî dayanağı yoktur; hiçbir hukukî dayanağı ve gerekçesi yoktur. Yani "bu ayırımı yaparken, biz, şu hukukî gerekçeye dayanıyoruz, şu hukukî gerçeklerden dolayı hareket ediyoruz" ya da "şu aklî, şu mantıkî realiteye dayanarak, biz, bu kararları veriyoruz" diyemiyorsunuz, diyemezsiniz de. O halde, niye, Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi bir yasama organı eliyle, kanunsuzluğa, biz, çanak tutuyoruz arkadaşlar?! Siz, burada, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, yasama organı olarak, eğer, kanunsuzluğa, adaletsizliğe, Anayasaya aykırılığa, ayırımcılığa çanak tutarsanız, bunun dışında kalan vatandaşlardan kanuna uymayı, ayırımcılık yapmamayı, adaletsiz davranmamayı ne hakla isteyebilir ya da bekleyebilirsiniz? Bunu, hiçbirimiz izah edemiyoruz. O halde, niye yanlışta ısrar ediyoruz değerli arkadaşlarım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Yalman, mikrofonunuzu açıyorum, lütfen tamamlayın efendim.

LÜTFİ YALMAN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bu kanunun birkaç tane maddesi kesinlikle Anayasaya aykırıdır, Anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır, vatandaşlar arasında ayırımcılığa sebebiyet vermektedir. Bu, kin ve garazı körüklemek demektir. Belli bir kitlenin, belli bir grubun, belli kesimlere karşı içerisinde besleyebileceği sevgiyi törpülemek, ortadan kaldırmak demektir. Siz, insanlar arasında sevgiyi eşit olarak dağıtmakla yükümlüsünüz. Yoksa, ben, bir kesime, bir kitleye sevgimi vereceğim, öbür kitleye kin ve nefreti vereceğim veya dağıtacağım gibi bir yaklaşımla hareket eder ya da dayanağı böyle bir inanç, böyle bir anlayışla kanun çıkarırsanız, çok yanlış olur değerli arkadaşlar.

Gelin, yol yakınken bu yanlıştan dönelim. Bu ayırımcılıktan, bu adaletsizlikten, bu farklı yaklaşım tarzından vazgeçelim ve biz, Fazilet Partisi Grubu olarak, bu kanuna ret oyu veriyoruz. Ret oyu vermemizin temel gerekçesi, Anayasanın eşitlik ilkesine aykırılığından kaynaklanmaktadır.

Bu duygularla, özellikle bu meselede hassasiyet gösteren, hakikaten ıstırap duyduğuna inandığımız arkadaşlarımızın biraz daha dikkatli davranmalarını istirham eder; hepinize saygılar sunarım. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum efendim.

11 inci madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Çorum Milletvekili Sayın Bekir Aksoy; buyurun efendim.

TURHAN GÜVEN (İçel) - Vazgeçtik efendim.

BAŞKAN - Peki.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Fakülte Öğretim Kurulu ve Fakülte Yönetim Kurulunun kuruluş, işleyiş ve görevleri

MADDE 12- Fakülte öğretim kurulu, dekanın başkanlığında, dekan yardımcıları ile bölüm başkanları ve fakültede görevli profesör, doçent ve yardımcı doçentlerin her birinin kendi aralarından üç yıl için seçecekleri bir öğretim üyesinden oluşur.

Fakülte öğretim kurulu normal olarak her eğitim-öğretim yılı başında ve sonunda toplanır.

Dekan, gerekli gördüğü hallerde de kendiliğinden bu kurulu toplantıya çağırabilir.

Fakülte Öğretim Kurulu;

a) Fakültenin eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayın faaliyetlerinin esasları hakkında görüş bildirmek, öğrencilerin çalışma ve yetişme durumlarına ilişkin tedbirleri görüşmek,

b) Eğitim-öğretim faaliyetlerinin genel değerlendirmesini yapmak,

c) Dekanın uygun gördüğü konuları görüşmek ve karara bağlamak,

ile görevlidir.

Fakülte Yönetim Kurulu;

Fakülte yönetim kurulu, dekana yardımcı bir organ olup, dekanın başkanlığında, eğitim işleri ile görevli dekan yardımcısı ile bölüm başkanları ve fakültede görevli profesör, doçent ve yardımcı doçentler arasından fakülte öğretim kurulu tarafından üç yıllık süre için seçilecek birer üyeden oluşur. Bu kurul, dekanın gerekli gördüğü hallerde toplanır.

Fakülte yönetim kurulu fakültenin idari faaliyetlerinde;

a) Fakültenin eğitim-öğretim, plan ve programları ile takviminin uygulanmasını sağlamak,

b) Fakülte öğretim kurulunun eğitim-öğretim ile ilgili olarak tespit ettiği esasları göz önüne almak suretiyle bunların uygulanmasında dekana yardımcı olmak,

c) Fakültenin bütçe ve kadro tekliflerini hazırlamak,

d) Eğitim-öğretim çalışmalarını değerlendirmek ve alınacak tedbirler hakkında teklifler hazırlamak,

e) Öğrencilerin kabulü, ders intibakları ve fakülteden çıkarılmaları, genel müdürlükçe bildirilecek esaslara göre bölümlere ayrılmaları, eğitim-öğretim ve sınavlara ait işlemler hakkında karar vermek,

f) Öğretim elemanlarının dersleri ile ilgili raporlarını inceleyerek alınacak tedbirleri karara bağlamak,

g) Dekanın, fakülte yönetimi ile ilgili olarak kurula getireceği yönetime ilişkin diğer işleri görüşerek karara bağlamak,

ile görevlidir.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Nazlı Ilıcak; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA AYŞE NAZLI ILICAK (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 438 sıra sayılı kanun tasarısının 12 nci maddesi üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

12 nci madde, fakülte öğretim kurulu ve yönetim kurulunun işleyiş ve görevlerini düzenliyor.

Biz, bu kanunu niçin çıkarıyoruz; polisimiz, Avrupa seviyesinde bir eğitim görsün diye çıkarıyoruz. Dokuz aylık yüksekokullar yetmez, dolayısıyla bu dokuz aylık yüksekokulları iki yıllık eğitim okulları haline getirelim, yüksekokulları haline getirelim. Şimdi, bir, dört yıllık polis akademileri var; lise eğitiminden sonra Türk polis teşkilatının yönetici kademesini yetiştiriyor. Bunun yanı sıra, bu dokuz aylık yüksekokullar da, yine, polis akademisine bağlı iki yıllık önlisans programı uygulayan polis yüksekokullarına dönüştürülüyor. Bunlar güzel, amaç güzel; Avrupa gibi olmak; ama, ben size bir şey söylemek istiyorum. Siz, şu 28 Şubat tozunu ve zihniyetini üzerinizden atmazsanız, Avrupa'nın kenarına, kıyısına ulaşamazsınız değerli arkadaşlar. Şimdi, sizler, bayrak törenlerinde bile başörtüsünü yasaklıyorsunuz.

ORHAN BIÇAKÇIOĞLU (Trabzon) - Yalan konuşuyorsun, yalan!..

AYŞE NAZLI ILICAK (Devamla) - Sonra, ANAP Grubunda çıkıyor Mustafa Taşar, veriyor veriştiriyor; hemen bu düzelsin diye tavsiyelerde bulunuyor, âdeta gözyaşı döküyor; ben buna, timsahın gözyaşları diyorum. (FP sıralarından alkışlar) İrade sizin elinizde; değiştirin bu kanunları, değiştirin bu yönetmelikleri; artık atın bu 28 Şubat tozunu üzerinizden.

Şimdi, değerli arkadaşlar, ben şurada bu Meclise, bu Parlamentoya seslenmek istiyorum: Kim bilir kaç kişinin eşi, kaç kişinin anası, kaç kişinin kızı başörtülü; nedir bu başörtüsüne düşmanlık; nedir bu İslamî kimliğe düşmanlık bu Türkiye Cumhuriyeti hudutları içinde? Gerçekten, büyük bir üzüntü duyuyorum. Niçin böyle bir ayırım yapıyorsunuz insanlar arasında? Niçin böyle bir tefrika yaratıyorsunuz? Sonra, 312 nci maddeyi, gelip, bu tefrikayı yaratmayanlara uyguluyorsunuz. Şimdi, imam hatiplere bu düşmanlık bir türlü bitmedi. İmam hatipler, Millî Eğitim Bakanlığının denetimi altında değil mi?! İmam hatipler, cumhuriyet okulları değil mi?! Bilhassa muhafazakâr yapıdaki arkadaşlara seslenmek istiyorum. Kim bilir kaçınızın ailesi, çocuklarını, sırf, dinî eğitim alsın, ama, ondan sonra üniversitede okusun, kendi kimliğini, Müslüman kimliğini muhafaza etsin diye önce imam hatiplere gönderdi; ondan sonra da üniversitelere gönderme niyetini taşıyor. Öyleyse, değerli arkadaşlar, niçin, imam hatiplerin kökü biçilmek isteniyor? Şimdi, önce, imam hatiplerin orta kısmı yasaklandı; sonra, mezunlarının üniversitelere girmesi zorlaştırıldı. Şimdi, polis okullarına, yine, imam hatip mezunları maalesef alınmıyor. Ben, şunu sormak istiyorum: Acaba, bu okullarda okuyanlar Türkiye'nin zencileri mi?! İmam hatipler -tekrar söylüyorum- bir meslek okulu değil; imam hatipler, üniversiteye hazırlayan eğitim kuruluşları. Şimdi, bir de yeni düzenleme çıkarılmak isteniyor; deniliyor ki: "Kızlar imam hatiplere alınmasın; çünkü, hanımlardan imam olmaz." Değerli arkadaşlar, imam hatiplerin niçin kurulduğunu iyi düşünün. Muhafazakâr aileler, ancak bu şekilde çocuklarını okutabiliyorlar. Niçin onların önünü kesmeye gayret ediyorsunuz?

Değerli arkadaşlar, ben burada laiklik tarifinin bir daha yapılması gerektiğini anlatmak istiyorum. Laiklik, din düşmanlığı değildir. Laiklik, başörtüsüne düşmanlık değildir, imam hatiplere düşmanlık değildir, Kur'an kurslarına düşmanlık değildir. Laiklik, her şeyden önce, o varmak istediğiniz muasır Avrupa medeniyetinde din ve vicdan özgürlüğüdür. Evet, devlet nizamı, zorlayıcı ve bağlayıcı olarak dinî kurallara dayandırılamaz; bu da laikliğin bir esası; ama, şunu da bilin ki, özgürleştirici olmak kaydıyla, dinden kaynaklanan düzenlemeler de yapılabilir; yani, insanlar, dini ve vicdanı gereği başörtüsü takarak üniversitelere gidebilir ve bu, bir kural haline de getirilebilir.

Bakın, kim sıkışırsa, zaman zaman...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AYŞE NAZLI ILICAK (Devamla) - Değerli Başkan, eğer müsaade ederseniz, son sözlerimle bağlayacağım.

BAŞKAN - Tabiî efendim, açayım mikrofonunuzu; size 1 dakika süre veriyorum.

Buyurun Sayın Ilıcak.

AYŞE NAZLI ILICAK (Devamla) - Değerli arkadaşlar, zaman zaman, işte Başbakanlık Takip Kurulu vesaire yahut birtakım gazetelerde bazı haberler çıkmakta "işte poliste Fethullahçı yapılanma" gibi. Hatta, ben üzülerek şunu söylemek istiyorum: Kim soygun yapıyorsa, kim kanuna aykırı bir hareket yapıyorsa, kendisini saklamak, gizlemek için, yok polisteki Fethullahçı örgütlenmeden, şeriatçı örgütlenmeden, devletteki şeriatçı örgütlenmeden bahsediyor. Hatta, İçişleri Bakanımıza dahi "şeriatçı ve tarikatçı" dedi bir basın; çünkü, o, yolsuzlukların ve soygunun üzerine gidiyordu.

Değerli arkadaşlar, evet, biz, muasır medeniyete ulaşalım; ama, yasaklarla, baskıyla, zulümle, muasır medeniyete ulaşılamaz; vicdanları zorlayarak -biraz önce olduğu gibi- kanunlar zorla kabul edilerek de Batı medeniyetine veyahut da muasır medeniyete veya demokrasiye ulaşılamaz.

Ben, sadece, yazıklar olsun diyerek, hepinizi selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum efendim.

Sayın milletvekilleri, 12 nci madde üzerinde 1 adet önerge vardır; önergeyi okutacağım ve işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı yasa tasarısının 12 nci maddesinin birinci fıkrasındaki "doçent ve yardımcı doçentlerin her birinin kendi aralarından dört yıl için seçecekleri bir öğretim üyesinden oluşur" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Musa Uzunkaya

Rıza Ulucak

Latif Öztek

 

Samsun

Ankara

Elazığ

 

Yaşar Canbay

 

Fahrettin Kukaracı

 

Malatya

 

Erzurum

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Önerge üzerinde, Sayın Uzunkaya; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 438 sıra sayılı polis fakülteleri ve yüksekokullarının durumları ile  fakülte ve yüksekokullaşmasıyla alakalı yasa tasarısının 12 nci maddesi üzerinde verdiğimiz değişiklik önergesi üzerinde söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, tasarıda üç yıl süreyle bu komisyonun oluşması talep ediliyor. Bizim önergemizde, bunun üç yıl değil, normal fakülte eğitimleri ve diğer üniversitelerde olduğu gibi, genelde dört yıla çıkarılması şeklindedir; yani, Polis Akademisi de, fakülte de dört yıllık bir eğitim sürecini, normalde, öğrenci için uyguluyor; ama, akademik görevlendirmelerde, umumiyetle, dekanlık atamalar vesairelerde dört yıl gibi bir zaman dilimini içerdiği için, biz, önergeyle, bunun, dört yıla çıkarılmasını talep etmekteyiz; dolayısıyla, önergemin temel amacı budur ve genel eğitim yapısına da uygun bir taleptir. Ancak, hukuka, genel anlayışa uymayan bir başka şey oldu burada: Belki, cumhuriyet tarihinde, çok istisnaî oylamalardan birisi yapıldı. Açık bir şekilde anayasal bir ayrıcalığa tabi tutularak bütün okullardan istisna edilen, oysaki, Tevhidi Tedrisat Kanununa göre bütün eğitim ve müfredatı Millî Eğitim Bakanlığınca tespit edilen, cumhuriyetin ilk yıllarından beri bir şekilde var olan ve bugüne kadar devam eden imam hatip okulları, bugünkü ismiyle liseleri hakkında ciddî bir ayırımcılık ve bu hükümet tarafından millet arasında ciddî bir bölücülük yapılmıştır.

Bu tasarının, milleti bu derece birleştirmeye, kaynaştırmaya, ekonomik zaafların giderilmesi için milletçe daha fazla birliğe ve kardeşliğe muhtaç olduğumuz bir dönemde, hangi gerekçeye, hangi ciddî nedenlere dayandırıldığını hâlâ anlayamadığımız; kişisel temaslarım ve görüşmelerimde, Sayın Bakanın nereden kaynaklandığını bize bir türlü açıklayamadığı; ancak, çok kere hikmeti hükümet mantığıyla yorumlanan bu tür yasaların, ne menem bir yasa, ne biçim bir bölücülük anlayışıyla buraya getirildiğinin ve maalesef hükümet adına da bir bölücülüğün fotoğrafı çekilmiştir.

Değerli arkadaşlar, bu, Anayasaya, Anayasanın temel esaslarına aykırıdır. Hiç tereddütünüz ve kuşkunuz olmasın, bu yasa, Anayasa Mahkemesine, az önce yapılan oylamaların şekli itibariyle de götürülecektir; ama, ruhu itibariyle de -ki, bu yasa, ruhsuz bir yasadır- bu yasa, Anayasa Mahkemesine götürülecek bir yasadır. Hem Anayasanın 10 uncu maddesine hem de 70 inci maddesine çok açık bir şekilde aykırı bir yasayı, ciddî bir dayatmacılık mantığıyla, demokrasinin ne ahlakına ne de prensiplerine uymayan bir tarzda bu milletin önüne getirdiniz koydunuz.

Değerli arkadaşlar, bu yasayı getirenler, bu yasa için bakanlarını kurbanlık koç seçenler, bilsinler ki, kurban olacak, sadece, bu işin başında ve önündeki İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan olmayacaktır; bu yasa, aynı zamanda, iktidar mezarlığını oluşturacaktır.

Açık söylüyorum, şu sıralardan itibaren hepinizin arasında benim gibi imam hatip mezunları var. Açık söylüyorum yine, milletvekili olarak bakanlar arasındaki imam hatip mezunu arkadaşlarınızın, bu yasa geldikten sonra, bu yasa tasarısını buraya getiren bakanın üzerine bir görev düşer, onuruyla ve şerefiyle istifa etmek; çünkü, kendisine polis olma hakkı verilmeyenlerin, bakanlık koltuğunda oturma hakkı yoktur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) - Milletvekillerini de istifaya çağır.

BAŞKAN - Sayın Uzunkaya, süreniz tamamlandı. Açıyorum mikrofonunuzu; lütfen, tamamlar mısınız efendim.

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

Dolayısıyla, diyorum ki, bakın, polis olmasına, milletin emniyetinden sorumlu olmasına kuşkulu bakılan bir bakanın, hangi sıfatı taşırsa taşısın, kendisine hakaret anlamı taşıyan böyle bir yasanın altında imzası da olamaz, burada oyu da onun istikametinde kullanamaz; onlara düşen tek bir görev vardır, hangi parti içerisinde bulunursa bulunsun...

Bu, sadece imam hatiplere de hakaret değildir, Türk eğitim sistemine hakarettir, hatta, Mustafa Kemal'in döneminde açılmış olan imam hatiplere ve maarif sisteminin tevhidi tedrisat ilkesine de aykırıdır ve hakarettir.

Sonraki önergelerimde de görüşlerimi belirteceğim. Önergem istikametinde oy kullanmanızı bekliyor, saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Uzunkaya.

FETHULLAH ERBAŞ (Van) - Karar yetersayısının aranılmasını istiyorum.

BAŞKAN - Karar yetersayını arayacağım efendim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...

Karar yetersayısı yoktur, birleşime 10 dakika ara veriyorum.

Kapanma saati: 15.15


ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 15.28

BAŞKAN : Başkanvekili Nejat ARSEVEN

KÂTİP ÜYELER : Hüseyin ÇELİK (Van), Cahit Savaş YAZICI (İstanbul)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 91 inci Birleşimin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

438 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

2.- Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/497, 1/212) (S. Sayısı: 438) (Devam)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.

Tasarının 12 nci maddesi üzerinde verilen Musa Uzunkaya ve arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yetersayısı bulunamamıştı; şimdi, oylamayı tekrarlıyorum.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Diğer kurullar ve genel yönetim birimleri

MADDE 13- Akademide, akademik seviyede olmak üzere, fakülte öğretim kurulunun veya başkanın teklifi ve genel müdürün onayı ile başka kurullar teşkil edilebilir.

Akademinin, bu Kanunla belirlenen ilkelere uygun olarak yönetilebilmesi için başkanın önerisi ve genel müdürün onayı ile hizmetin gerektirdiği genel yönetim birimleri kurulabilir.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına Aksaray Milletvekili Sayın Ramazan Toprak'ın yerine...

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Bendeniz konuşacağım efendim.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Hatiboğlu. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan, Yüce Heyetin değerli üyeleri; zaman zaman, taştığımız oluyor; keşke olmasa. Zannediyorum, bazı konular var ki, millî hassasiyeti tahrik ediyor; bu, hepimizi de tahrik ediyor. Bu sebeple, aştığımız, taştığımız oluyor. Bunu, lütfen, anlayışla karşılayalım, buna sebebiyet vermeyelim; hem zemin hazırlayarak sebebiyet vermemek lazım hem de o zemini daha yumuşak bir üslupla kullanarak sebebiyet vermemek lazım.

Sayın Başkanım, 10 uncu maddenin bu Parlamentodan kabul edilerek geçtiğini kabullenemiyorum, hukuk açısından kabullenemiyorum; çünkü, bizim Anayasamızın 96 ncı, İçtüzüğümüzün 146 ncı maddesine göre, iki keyfiyet birbirinden ayrılmıştır: Bir, toplantı yetersayısı; iki, karar yetersayısı. Eğer, siz, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda toplantı yetersayısını bulamıyorsanız, karar yetersayısı olsa da bir anlam ifade etmez; çünkü, Anayasanın 96 ncı ve İçtüzüğün 146 ncı maddesi çok açık, okuyup vakit almak istemiyorum; çok açık ifade ediliyor ve "Genel Kurulun toplanmış olabilmesinin rakamı 184'tür. Bu toplantıda kararın geçerli olabilmesi, karar verilebilmiş olması ise 139'dur" deniliyor. Şimdi, diyelim ki, 184'ü, hatta 190'ı buldunuz. 190'ın yarısı ne yapar; 95. 95 kabul dedi. 95 ret dediyse, toplantı yetersayısı vardır, çalışmalarınızı sürdürebilirsiniz; ama, o hüküm yahut o mesele kabul edilmiş ya da reddedilmiş olmaz, yenileyeceksiniz onu. Peki, o noktaya gelebilmenin anhaşartı 184 sayıyı bulmanız lazımdır.

Sayın Başkanım, şimdi, ben, o işleminizde şunu yapmam lazımdı belki "Sayın Başkan, 63 üncü maddeye göre, tutumunuz hakkında usul tartışması açılmasını istiyorum" demem lazımdı. Bunu reddetmeniz mümkün değil, çok iyi bilirsiniz siz. 63'e göre bana söz vermeye, dört sayın üyeye söz vermeye mecburdunuz; ama, ben, görüyorum ki, ne söylersek söyleyelim, ne istersek isteyelim bir şeye karar vermişsiniz. Bu kararı hangi şartlarda verdiniz, hangi etkenlerin etkisinde kalarak verdiniz bilmiyorum; ama, ben, hiç olmazsa, Anayasa Mahkemesinde bunu kullanalım diye zabıtlara geçsin istiyorum. Siz, Anayasanın 96 ncı maddesinin amir hükmü olan 96 ncı maddenin gereği, toplantı yetersayısını bulmadan o toplantıyı devam ettirir, sonra da "efendim, ben, karar yetersayısını buldum" derseniz, o kanun maddesi Anayasaya ve İçtüzüğe uygun biçimde kabul edilmiş olmaz.

Bir başka şey arz edeyim: Sayın Başkanım, bakınız, açık oylama istemenin iki hedefi vardır; bir, hangi üye, hangi istikamette oy verdi, kabul mü, ret mi, hem onu tespit edelim hem de oy verenlerin toplamının toplantı yetersayısına yetip yetmediğini tespit edelim diye. Şimdi, ben, bakıyorum, Sayın Bakanlarımızdan, zannediyorum, yedi sekiz değerli bakanımız burada oturuyordu, zabıtlara geçti. Aslında, Başkanlığın çok iyi biliyor olmasına rağmen, Başkanlığın bir kusuru var. Başkanlık, her gelen vekâlet oyunu vekâleten oy kullananın ismini, kimin adına, kime vekâleten kullandıysa o sayın bakanın ismini zikredip, zabıtlara geçirmesi lazımdı. Burada, zannediyorum, tamamını yapmadınız; ama, bir kısmını zikrettiniz, tutanaklara bakınız. Şimdi buyurdunuz ki, 184 üye hazır dediniz, tamam, öyle diyorsunuz. Peki, şimdi, Anayasanın 96 ncı maddesine göre, bir sayın bakan, bir başka bakana vekâleten, ancak ve ancak oy kullanabilir, yoklamaya katılamaz. 8 sayın bakan, oy kullandığı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - İzin verir misiniz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Mikrofonu açıyorum efendim, buyurun.

YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - 8 sayın bakanın işareti oy sayılır; ama, yoklamaya katılma sayılmaz. Dolayısıyla, 184'ten 8 sayın bakanın oyunu düşmeniz dolayısıyla 176'ya inmeniz lazım. 176 ise, Anayasanın 96 ncı maddesine göre, toplantı yetersayısına yeter sayı değildir. Dolayısıyla, 10 uncu maddede Meclis çalışabilmesi için, muhtaç olduğu yetersayıya malik ve sahip değildir; madde üzerindeki oylama geçerli, hukukî, yasal ve anayasal değildir. Bu hususların zapta geçmesini arzu ettim.

Biliyorsunuz, bizim ikinci adresimiz Anayasa Mahkemesi oldu. Oraya götüreceğimizi arz ve ifade edelim, belki bundan sonraki maddelerde Anayasaya ve yasaya mukayyet olursunuz diye.

Sayın Başkanı ve değerli üyeleri saygıyla selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Hatiboğlu.

Sayın milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz kanun tasarısının 10 uncu maddesinin yapılan açık oylamasında, toplantı yetersayısı, yani, oylamaya katılanların sayısı 184 olarak ilan edilmişti. Sayın Yasin Hatiboğlu, açık oylamanın, aynı zamanda toplantı yetersayısı niteliğinde değerlendirilmesi karşısında, oylamaya katılanların sayısının, bazı bakanların, Anayasanın 96 ncı maddesi gereğince, vekâleten oy kullanmaları nedeniyle, toplantı yetersayısı oluşmadığını beyan ederek itirazda bulunmuştur.

Sayın milletvekilleri, bugüne kadarki uygulamalarda, açık oylama yapıldığı hallerde, hem toplantı yetersayısı hem de karar yetersayısı aranmıştır; ancak, bu uygulamalar, Sayın Hatiboğlu'nun biraz önce kürsüden de ikinci adres olarak ifade etmiş olduğu Anayasa Mahkemesinin 22.11.1976 tarihli ve 1976/27 esas, 1976/51 karar sayılı kararına uygun düşmemektedir. Anayasa Mahkemesinin bu konudaki kararını hem zabıtlara geçmesi açısından hem de bilgilerinize sunmak açısından arz ediyorum.

YAHYA AKMAN (Şanlıurfa) - Bu Anayasadan önce Sayın Başkan.

ŞEREF MALKOÇ (Trabzon) - Sayın Başkan, Anayasa değişti, 1982 Anayasasından önceydi o.

BAŞKAN - Efendim, aynı maddeler mevcut; araştırdım, maddeler aynen geçerli. Müsaade buyurursanız, hem zabıtlara geçmesi açısından hem de belki kanunun ikinci adrese gitmesi halinde uygulamaya ışık tutar diye okumak ihtiyacındayım.

ŞEREF MALKOÇ (Trabzon) - Sizi yanlış bilgilendiriyorlar Sayın Başkan.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan, o tabiri sevdiniz galiba.

BAŞKAN - Millet Meclisi Genel Kurulunda dava konusu yasa tasarısının tümünün görüşüldüğü sırada toplantı yetersayısı bulunup bulunmadığı sorunu: Millet Meclisi Genel Kurulunun 89 uncu Birleşiminde dava konusu kuralları kapsayan yasa tasarısının tümü üzerindeki görüşmeler sürdürülürken, bir yandan da Millet Meclisi İçtüzüğünün -tabiî, o günkü- 118 inci maddesi gereğince kabulü, açık oylamaya sunulan çeşitli kanun tasarıları için açık oylama işlemleri yürütülmüştür. Tasarıların tümü üzerindeki görüşmeler bitirildiği halde maddelerin görüşülmesine geçilmesi yönü oylanmış, bu oylamanın 19.6.1975 günlü 91 inci Birleşiminde yapılmış olduğu tutanaklardan da anlaşılmıştır. Burada, önce çözülmesi gereken sorun, çeşitli tasarılar için yapılan açık oylamalarda ortaya çıkan sonuçların söz konusu yasa tasarısının kanunlaşmasındaki etkisinin ne olabildiğine ilişkin bulunmaktadır, başkaca bir deyimle böyle bir sonucun bu tasarı için de geçerli olup olamayacağıdır.

Anayasanın 86 ncı maddesinde belirtilen karar yetersayısının saptanmasında, açık oylama da, Millet Meclisi İçtüzüğünün öngördüğü çeşitli oylama biçimlerinden birisidir. İçtüzüğün 115 inci maddesine göre, açık oylama, üzerinde milletvekillerinin ad ve soyadları ile seçim çevrelerinin yazılı olduğu pusulaların kutuya atılması suretiyle ya da maddede belirtilen öteki yöntemlerle olur. Oy pusulalarının toplanması ise, kürsüde bulunan bir kutuya pusulaların atılması suretiyle olabileceği gibi, kutuların özel görevliler tarafından sıralar arasında dolaştırılması suretiyle de yapılabilir. Yukarıda sözü edilen, çeşitli tasarılar için yapılan açık oylamanın, milletvekilleri tarafından, oy kutularının sıralar arasında dolaştırılarak yapıldığı da anlaşılmaktadır.

Millet Meclisi İçtüzüğünün oylamalarla ilgili 120 nci maddesinin birinci fıkrasında, açık oylamada, oylama işleminin sona erdiği Başkanlıkça bildirildikten sonra, hiçbir milletvekilinin oyunu kullanamayacağı; 122 nci maddenin ilk fıkrasında ise, oya konulan bütün hususların toplantıya katılan milletvekillerinin salt çoğunluğuyla kararlaştırılacağı belirtilmiştir. Başka bir deyimle, 120 nci maddenin sözü edilen fıkrası, toplantıya katılan milletvekillerinin oylarını kullanamayacakları zamanı göstermiş, 122 nci maddenin birinci fıkrası ise, oylanan hususların Millet Meclisi Genel Kurulunca kabul edilmiş sayılmaları için gereken karar yetersayısını saptayıcı kuralları getirmiş bulunmaktadır. 122 nci maddenin son tümcesi de, Genel Kurulda bulunup da oya katılmayanları, toplantı yetersayısında değil, karar yetersayısında yok kabul etmiştir. "

Demek ki, oylamada çıkan oy pusulaları, sadece karar yetersayısını saptamakta, toplantı yetersayısını yansıtmamaktadır.

"Açık oylamanın yapıldığı sırada, Genel Kurul salonunda hazır bulunan kimi milletvekillerinin -Sayın Hatiboğlu gibi- herhangi bir nedenle oylarını kullanmamış ya da kullanamamış olmaları olasılığı gözden uzak tutulmamalıdır. Hele böyle birden fazla hususa ilişkin açık oylamanın bir arada ve aynı zamanda yapılması halinde, bu durumlar, daha belirgin biçimde ortaya çıkabilir.

Öte yandan, Anayasanın 86 ncı maddesinde yer alan toplantı yetersayısının saptanmasına ilişkin yöntem ve koşulları öngören Millet Meclisi İçtüzüğünün 58 inci maddesi hükmüne göre, ancak, Başkanın birleşimi açtıktan sonra tereddüde düşmesi, görüşmeler sırasında işaretle oylamaya geçirilirken, o gün, 10 milletvekilinin ayağa kalkmak ve önerge vermek suretiyle istemde bulunması hallerinde yoklama yapılması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Oysa, 89 uncu Birleşimi açtıktan sonra, Başkan tarafından toplantı yetersayısının bulunmadığı hususunda bir tereddüt gösterilmemiş, böylece Millet Meclisi İçtüzüğünün 58 inci maddesinde öngörülen yöntemle de toplantı yetersayısının yokluğu hakkında bir saptama yapılmamıştır.

Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, sadece çeşitli tasarılar için yapılan açık oylamalarda, bu tasarılara ilişkin karar yetersayısını yansıtan sonuçlara dayanılarak söz konusu tasarının tümünün görüşüldüğü 89 uncu Birleşimde toplantı yetersayısının bulunmadığı söylenemez ve dolayısıyla kanunun iptalini gerektirecek nitelikte bir aykırılığın oluştuğu ileri sürülemez.

Sonuç olarak, Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 17.6.1975 günlü ve 89 uncu Birleşimindeki çeşitli tasarılar için yapılan açık oylama sonuçları, aynı birleşimde, tümü üzerindeki görüşmelerin sürdürüldüğü 19.1.1976 günlü 1932 sayılı Yasa için yapılan toplantı yetersayısı bakımından bir iptal nedeni oluşturmamaktadır."

Sayın Başkan, bu da, ikinci adresin bu konudaki görüşü.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan "ikinci adres" sözünü çok beğendiniz gibi geliyor.

BAŞKAN - Siz söyleyince, tekrarlamaktan memnun oluyorum efendim.

13 üncü madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Burdur Milletvekili Sayın Mustafa Örs; buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA MUSTAFA ÖRS (Burdur) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu, Polis Yükseköğretim Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 13 üncü maddesi üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, söz almış bulunmaktayım; şahsım ve Grubum adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; devlet olarak örgütlenmiş toplumlarda, toplum düzeninin ve güveninin sağlanması devletin en başta gelen ödevidir. Devletin bu ödevi, ulusal savunma ihtiyacıyla birlikte, devlet kadar eskidir.

Polis teşkilatının tarihine baktığımızda, Türk tarihi kadar eski olduğunu da görürüz. Tarih boyunca çeşitli devletler kurmuş olan Türkler, kamu düzenini ve güvenliğini ulusal savunmayla birlikte yürütmüşlerdir. Eski Türklerde kamu düzeni ve güvenliği subaşılar tarafından yürütülmekteyken, bu görev, yıllar itibariyle değişik boyutlar kazanarak günümüzdeki polis teşkilatı meydana gelmiştir. Geçmişten günümüze, polis teşkilatı, askerî teşkilatlar içinde yer almış ve askerî özellikler arz etmiştir.

2000'li yıllara gelindiğinde de, polis teşkilatımızın daha iyi hizmet vermesini sağlamak, teşkilata eleman ve yönetici yetiştiren akademi ve polis okullarının yeniden düzenlenmesi ve görevde yükselme usullerinin yeniden adil bir şekilde düzenlenmesi ihtiyacı doğmuştur.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 13 üncü maddede "akademide, akademik seviyede olmak üzere, fakülte öğretim kurulunun veya başkanının teklifi ve genel müdürün onayı ile mevcut kurulların dışında ihtiyaç duyulan yeni eğitim öğretim kurulları teşkil edilebilir" hükmüyle, akademinin ve kurulacak olan yüksekokulun günümüz değişimlerine ayak uydurabilmesi, eğitim kalitesinin artırılabilmesi açısından, akademiye hareket serbestisi sağlanmaktadır.

Güzide kurumumuza eleman yetiştiren bu okulların, her türlü yeniliği, çağdaşlığı yakalayabilmesinin ve halkımızla bütünleşebilmesinin sağlanması, gelişmiş dünya ülkelerindeki eğitim düzeylerini yakalayabilmesi açısından da uygun görülmektedir. Bu tür düzenlemeler, günümüzde ekonomik sıkıntılara paralel olarak artan sosyal olaylarda polisin sağduyulu hareket edebilmesi ve halkla karşı karşıya gelmelerinin engellenmesi açısından faydalı olacaktır.

Her an patlamaya hazır durumda olan ve mevcut hükümete güveni kalmayan halkımızın, sıkıntılarını kendilerini yönetenlere duyurabilmek için yaptıkları eylemlerde, geçtiğimiz günlerde Ankara'da yaşanan olaylar gibi, istenmeyen birçok olay gelişebilir. Burada, polisimizin göstermiş olduğu davranışlarla, olaylar fazla büyümeden engellenmeye çalışılmış; fakat, yine de çok yaralanmalar ve istenmeyen görüntüler ortaya çıkmıştır.

Halkımızın, günlerdir, sokaklarda "hükümet istifa" çağrısında bulunmasına rağmen, Sayın Başbakan dahil, bakanlar "bizim alternatifimiz yok" diyerek, koltuklarında oturmaya devam edebilmektedirler. Alternatif, her zaman, Türkiye Büyük Millet Meclisidir, sandıktır ve millettir. Bunun haricinde düşünenler, olayların büyümesini artırmakta ve demokrasilerde istenmeyen bazı provokatif olaylara sebebiyet vermektedirler. İşte, burada, polisimizin almış olduğu ya da bundan sonra alacağı eğitimlerine paralel olarak, vatandaşa karşı sergileyeceği tutumlarla olayların büyümesi engellenebilir ve olaylar ılımlı bir şekilde dağıtılabilir. Burada, polisimizin eğitimi gerçekten çok önemlidir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; kanun tasarısının 13 üncü maddesiyle, akademide kurulu bulunan eğitim öğretim yüksek kurulu gibi kurulların çalışmalarıyla, uygulanan eğitim kalitesi artırılır ve bu kurulların gerekli gördükleri değişiklikler, gerekçeleriyle birlikte genel müdürlüğe bildirilir. Bu sayede, eğitimde yeni değişimler sağlanarak, akademinin eğitim kalitesi artırılabilir.

Ayrıca, bu kurulların önerileri doğrultusunda yeni kurulların kurulması da, görüldüğü kadarıyla, bu maddeyle sağlanabilecektir. Ancak, tasarının, bazı maddelerindeki haksız, eşitliğe ve Anayasaya aykırı kısımlara da karşı olduğumuzu bildirmek istiyorum.

Bütün bunların ışığında, çıkacak kanunun, emniyet teşkilatımız için hayırlı olmasını dilerken, sizlere ve aziz milletimize, şahsım ve Doğru Yol Partisi Grubu adına saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, madde üzerinde 1 adet önerge vardır; önergeyi okutup, işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 438 Sıra Sayılı Yasa Tasarısının 13 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki "Akademide, akademik seviyede olmak üzere, Fakülte Öğretim Kurulunun veya Başkanının teklifi ve Genel Müdürün onayıyla başka kurullar teşkil edilebilir" ifadesinin, "Başkanın ve Genel Müdürün teklifi, İçişleri Bakanının onayıyla başka kurullar teşkil edilebilir" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Musa Uzunkaya

Rıza Ulucak

Yaşar Canbay

 

Samsun

Ankara

Malatya

 

Latif Öztek

Fahrettin Kukaracı

Mehmet Çiçek

 

Elazığ

Erzurum

Yozgat

BAŞKAN - Önergeye Komisyon katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Önerge sahipleri adına, Sayın Çiçek; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

MEHMET ÇİÇEK (Yozgat) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; bu şerefli müessesenin üyesi olduğum zamandan itibaren, gerçekten, acı duyduğumuz, elem duyduğumuz, ıstırap duyduğumuz çok önemli günlerden birini yaşıyoruz. Bu müessesede, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığı ve bekasının garantisi olan bu müessesede, bir nesil, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir müessesesinde, Millî Eğitim Bakanlığından yetişmiş bir nesil, imam-hatip nesli mahkûm ediliyor.

Hoş, bu Meclisten, 14 yaşına kadar öğrencilerin Kur'an-ı Kerim okumamasını temin eden yasak çıktı. Hoş, bu Mecliste, Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilatının Kur'an kurslarının kapısına kilit asan yasa, aynı dönemde çıkarıldı ve şu an, 1 500 Kur'an kursu kapalı.

Acı ve elem verici olay şu: Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Millî Eğitim Bakanlığının bir okuludur imam-hatip liseleri. Üniversitelerden mezun olmuş olan tarih öğretmenleri kura çekiyor, birisi aynı ilin klasik lisesine öğretmen oluyor, öbürü imam-hatip lisesine öğretmen oluyor. İmam-hatip lisesinde öğrenci yetiştiren tarih öğretmeni, gerici, yobaz öğrenci yetiştiriyor, klasik lisede öğrenci yetiştiren öğretmen de, medenî, modern öğrenci yetiştiriyor!..

Saygıdeğer milletvekilleri, bu kanun tasarısını huzurunuza getiren Sayın Bakanın babasını çok yakın tanıyan bir insanım. Ölmeden önce -Allah rahmet eylesin- köy köy, kasaba kasaba imam-hatip lisesi açma gayreti içerisinde bulunmuş bir insandı. Ne büyük bahtsızlık ki, onun evladı bir bakan huzurunuza bir kanun tasarısı getiriyor... Sizin her birinizin en az şahsım kadar, dine, devlete, vatana, millete insan yetiştirme gayretinde hassas olduğunuza inanıyorum. Elinizi vicdanınıza koyunuz, oy kullanan milletvekili arkadaşlarım, siz, bu çocukları nereye mahkûm etmek istiyorsunuz; onu sormak istiyorum, size bir teklifte bulunuyorum. (FP sıralarından "Bravo" sesleri alkışlar; DYP sıralarından alkışlar)

Bir imam-hatipliyim, iki yıldır aynı çatı altındayız, bizden ne zarar gördünüz?! Bu kanun tasarısını getirenler, şu an polis teşkilatında çalışan imam-hatiplilerin hangi yanlışlıklarını tespit ettiler; huzurunuza getirdiler de onları mahkûm ediyorsunuz?! (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; DYP sıralarından alkışlar)

Soruyorum size, şu an yüzlerce kaymakam var -fişlenen, başı örtülü hanımı var diye fişlenen kaymakamlar- hangisi hortumcu, hangisi devleti soydu, milleti soydu da, el kaldırdınız ve o çocukların polis olmasını engelliyorsunuz?! (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

SALİH DAYIOĞLU (İzmir) - Demagoji yapma.

MEHMET ÇİÇEK (Devamla) - Saygıdeğer milletvekilleri, size bir teklifte bulunuyorum; geliniz, imam-hatip lisesinden dün, bugün mezun olan bütün öğrencileri vatandaşlıktan çıkarma kanununu getirin. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) şu Bakanlar Kurulu sırasında, oturan imam-hatip lisesi mezunu Bakan, memlekete ihanet edebilir; onu Bakanlar Kurulundan uzaklaştırın. DSP'de, MHP'de, ANAP'ta, Fazilet'te ve Doğru Yol Partisinde imam-hatip lisesi mezunları, bu size en büyük hakarettir, en büyük zulümdür!

İmam-hatip liselilerin üniversiteye girmelerini engellediniz; taban puanını artırdınız, eksilttiniz, bir şeyler yaptınız, çocuklar üniversiteye giremediler. Bunlar nereye gidecekler, nerede okuyacaklar?! Elindeki diplomasıyla kapıcı olamıyor, elindeki diplomasıyla memur olamıyor; bakılıyor, imam-hatip lisesi mezunuysa, alınmıyor.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çiçek...

AKİF SERİN (İçel) - İmam olacak!

MEHMET ÇİÇEK (Devamla) - İmam olacak... Siz, bu utancı da taşırsınız!  18 000 camide imam yok. İmam yok; ezan okuyacak insan yok, cenaze namazı kıldıracak insan yok. Bakmayın Diyanet İşleri Başkanının kapınıza gelip dikilmesine; sanki imam mı var?

Saygıdeğer milletvekilleri, imam hatip liseliye düşmanlığımızın sebebi ne; evvela onu ortaya koyun, gerekçelerinizi de ortaya koyun. Apo, Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun oldu, vatan haini Apo'yu, özene bezene besliyoruz. Gelin, Siyasal Bilgiler Fakültesini de kapatın. Evet, bu çocuklar, devlete, millete, dine, halka karşı hangi cürümleri işlediler; siz, bunu bir belirleyin. İllegal teşkilatlarda faaliyet gösteren, vatan haini, vatan bölücülerinin hangi liselerden, nerelerden mezun olduklarını tespit edin ve siz, gelin, o okulları da kapatın, oradan anarşist yetişiyor diye.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çiçek, süreniz tamamlandı efendim, size 1 dakikada eksüre vermiştim; lütfen teşekkür eder misiniz, mikrofonunuzu açıyorum.

MEHMET ÇİÇEK (Devamla) - İmam hatip lisesi mezunlarının polis kolejlerine, üniversitelerine giremeyişlerinin gerekçelerini sizlerin açıklamanızı -bilhassa- rica ediyorum, ısrarla, sizinle, bu Mecliste hep beraber olacağız, yüz yüze bakacağız, imam hatip mezunu olup, milletvekili olan, bakan olan insanların hangi konuda devlete, millete, dine ihanet ettiklerinin belgelerini ortaya koymanızı istiyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, söylenecek çok şey var. Huzurunuzda hiç böyle bir konuşma yapmadım; ama, son sözümü şöyle bitirmek istiyorum: Geliniz, şu kanunun çıkmasına oy veren bütün milletvekilleri, sizi, imam-hatip lisesi mezunlarını, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarma kanun teklifinizi bekliyoruz, onu getirin.

Saygılar sunuyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum efendim.

Efendim, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... (FP sıralarından "Karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz" sesleri) Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Efendim, oylamaya geçmiştim. Biliyorsunuz, oylamaya geçmeden önce işaret buyurursanız hep dikkate alıyorum.

SALİH KAPUSUZ (Kayseri)- Sayın Başkan, oylama öncesinde bir aceleci haliniz var. Dikkat ederseniz, çevreye birazcık bakarsanız, herhalde arkadaşlarımızın taleplerini tespit edersiniz.

ASLAN POLAT (Erzurum)- Sayın Başkan, kritik oylamalarda kasten buraya bakmıyorsunuz, ondan sonra "oylamaya geçtim" diyorsunuz. Haksızlık yapıyorsunuz.

BAŞKAN- Müteakip maddeyi okutuyorum:

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Akademi Öğretim Organları ve Görevleri

Bölüm ve anabilim dalı başkanlıkları

MADDE 14- Fakültede, eğitim ve öğretim yüksek kurulunun görüşü alınarak, dekanın teklifi, başkanın uygun görmesi üzerine genel müdürün onayı ile bölüm başkanlıkları kurulabilir, birleştirilebilir veya kapatılabilir.

Bölüm başkanlıkları, öğretim üyeleri ve 2 nci sınıf emniyet müdürleri tarafından yürütülür. Öğretim üyesi bölüm başkanları, dekanın teklifi, başkanın onayı ile, 2 nci sınıf emniyet müdürü bölüm başkanları ise genel müdürün teklifi, bakanın onayı ile en çok üç yıllığına atanır.

Bölüm başkanları, bölümlerinin her düzeydeki eğitim-öğretim ve araştırmaları ile bölüme ait her türlü faaliyetin düzenli ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamakla görevlidir.

Anabilim dalı içinde yer alan dersleri veren öğretim elemanları, dekanın başkanlığında toplanarak kendi aralarından iki yıl için bir başkan seçerler.

Anabilim dalı başkanları, o bilim dalına ait her düzeydeki eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetlerinin düzenli ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamakla yükümlüdür.

BAŞKAN- Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Manisa Milletvekili Sayın Bülent Arınç; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA BÜLENT ARINÇ (Manisa)- Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Biraz önce, Grup Başkanvekilimiz Yasin Hatiboğlu arkadaşımızın konuşmasıyla, Sayın Başkanın izahatını hep beraber dinledik. Önemli olan, Anayasanın 96 ncı maddesindeki toplantı ve karar yetersayısının bulunup bulunmadığı ve sayın bakanların oylama sırasında -yoklamada değil- vekâleten oy kullanırken, kendi adlarıyla birlikte bir başka bakanı temsil edebilecekleri; ama, yoklamada bulunmuş sayılmayacakları konusuydu. Sayın Başkanım 1976 ve 1977 yılı Anayasa Mahkemesi kararlarını okudu. Şüphesiz, bu kararlar, 61 Anayasasındaki hükümlere göre verilmiştir; 61 Anayasasında da vekâleten oy kullanma müessesesinin olmadığı bilinmektedir; ama, bunun tartışmasını burada daha da derinleştirmenin bir faydası olmayacağı kanaatindeyim. Anayasa Mahkemesi, herhalde, bu konuyu da tartışacak ve en doğru kararı verecektir.

Değerli arkadaşlarım, bu kanun tasarısının serencamından pek çoğumuzun haberi yok -ondan anlıyorum- bazılarımızın haberi var. İnsan kendi hayatında pek çok tecrübe yaşar. Bütün bunlar da kayda alınıyor. Yarın, burada, burada olmazsa bir başka yerde, herkesin, yaptığından, yapmadığından, söylediğinden, attığı adımdan, her şeyinin hesabı görülecek. Dolayısıyla, bir ibret müessesesiyle karşı karşıyayız.

Bakınız, bu kanun tasarısının Meclise sevk tarihi 27 Temmuz 1999'dur; yani, üzerinden, iki yıla yakın bir zaman geçti. İki yıldan beri bekleyen bu kanun tasarısını bugün kanunlaştırmak mecburiyetinde olduğunu söyleyenler, acaba, nerelerden, hangi etkiler altında kalarak bunu söylüyorlar; takdirlerinize sunuyorum.

Bakınız, bunu, önce İçişleri Komisyonu görüştü; her şeyden önce bu Komisyonun hakkıdır. Eğer, İçtüzük değişikliğinde komisyonların görevleri sayılabilseydi -bu geri çekilen İçtüzüğün 10 uncu maddesinde- şu sıralarda, bugün, İçişleri Komisyonu oturuyor olacaktı veya oturmuyor olacaktı; ama, Plan ve Bütçe Komisyonu oturuyor; bunun bir sebebi var. İçişleri Komisyonu, önce, bunu, görüşürken, lise ve dengi okulların, polis meslek yüksekokullarının öğrenci kaynağı olacağını söyledi; açın, önünüzdeki komisyon raporlarına bakın; lütfen zahmet edin; bu, önemli bir konudur. Lise ve dengi okullar... Mesele yok. Oybirliğiyle kabul edildi; ne zaman; 9 Ağustos 1999 tarihinde; komisyon raporlarında ittifak var; İçişleri Komisyonumuzdan geçmiş; şu anda Bakan olan Değerli Faruk Bal'ın Başkanlığı sırasında görüşülmüş. Daha sonra Plan ve Bütçe Komisyonuna gelmiş; alt komisyon, bunu, genel lise olarak benimsemiş. Daha sonra, Plan ve Bütçe Komisyonuna gelmiş; orada, lise ve teknik lise olmuş. Bakınız, devam ediyor bu macera. Onbeş gün evvel burada görüşülürken, bu sefer, Sayın Bakanın önergesiyle, genel lise, erkek teknik öğretim, kız teknik öğretim, ticaret ve turizm öğretimine bağlı okul mezunları olarak değiştirilmiş. Maşallah, hepsi sayılmış; ama, aynı seviyede olan bir tek okul mezunları yok o da imam hatip lisesi mezunlarıdır. Meseleye bu açıdan bakalım; çünkü, bu, istismar edilen bir konudur. Kafalarda önfikirler var, peşin yargılar var; imam hatip konuşulduğu zaman herkesin anladığı veya anlamak istediği bir imaj var. Bunun dışında söylüyorum; Anayasanın 10 uncu maddesi, genel eşitlik prensibini içeriyor. Anayasanın 70 inci maddesinde aynen şöyle deniliyor: "Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir.

Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez." Bu açıdan söylüyorum. Şimdi, 10 uncu maddenin içerisinde -öğrenci seçme sınavıyla alınacaksa bu okulların kaynaklarını- niçin okullar arasında ayırım yapıyorsunuz? Başarılı olduktan sonra o okuldan veya bu okuldan mezun olmuş çok fark etmeyeceğini düşünüyoruz. O yüzden, bu kadar okul sayılırken bunların içerisinde imam hatip lisesi mezunlarının ayrı tutulmuş olmasını, vicdanı kanayan bir insan olarak, bir ayırımcılık olarak, bir yanlış olarak görüyoruz ve bunun hicranıyla burada konuşuyoruz.

Değerli arkadaşlarım, geçen sefer, 10 uncu maddenin oylamasına geçilirken, Milliyetçi Hareket Partili beş arkadaşımızın bir önergesi oldu. Bu önergenin çok doğru olduğunu, buna destek olunması gerektiğini ifade ettik; ne gariptir ki, o beş arkadaşımız o gün Mecliste bulunmuyordu, bugün de tespit ettiğim kadarıyla içlerinden ikisi de biraz evvelki oylamada müspet oy kullanmışlar.

"Genel ve teknik lise ibaresinin lise ve dengi okul biçiminde değiştirilmesini arz ve talep ederim" diyen Hasari Güler, Mehmet Ay, İbrahim Halil Oral, Burhan Orhan, Nevzat Taner arkadaşlarımızın kendi önergelerine sahip çıkmamaları ve bu konuda bu önergeyi sureta vermiş olmaları da çok dikkat çekmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum, lütfen, tamamlayın efendim.

BÜLENT ARINÇ (Devamla) - Vaktim yok değerli arkadaşlarım; burada bir sınavdan geçiyoruz. Bildiğiniz gibi Refahyol Hükümeti ayrılıp gittikten sonra Anasol-D Hükümeti kurulmuştu ve tek örneği, tek meselesi irtica ile mücadele etmekti. O yüzden, Sekiz Yıllık Kesintisiz Öğretim Kanununu çıkarırken büyük bir gayretin içerisinde oldular; ama, arkasından o hükümet, yolsuzluk suçlamasıyla 25 Kasım 1998'de bu Mecliste, şuralardan bu tarafa geçmek zorunda kaldı.

Şimdi, artık, Türkiye'nin öncelikli tehditleri arasında irticaın yanında, yolsuzluklar da sayılmaya başlandı.

Buradan şuraya gelmek istiyorum: Başbakan Ecevit ve onun değerli yardımcıları, buradan çıkan pek çok kanun ve yaptıkları uygulamaların arkasından "içimize sindiremedik" diyorlardı. Bu hükümetin bir sindirim bozukluğu sorunu var; ama, sonunda sistem tamamen felç oldu ve krizler başgösterdi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Arınç...

BÜLENT ARINÇ (Devamla) - Şimdi biliyorum ki pek çok arkadaşımız içine sinmeden buna oy vermek zorunda olduğunu söylüyor, göz yaşlarını içine akıtıyor; ama, bilesiniz ki, içinize sinmeden burada vereceğiniz kararlar, ne sizi ne bu ülkeyi ne bu Meclisi kurtarır; çünkü, bugün "siyaset yozlaştı" deniyorsa, "siyaset kurumu yıprandı" deniyorsa, "milletvekillerine güvenimiz yok" deniyorsa ve anketler bunu gösteriyorsa, samimiyetsizliktendir, inancını ortaya koyamamaktandır, doğruları paylaşmamaktandır. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, 15 inci madde, 10 uncu madde gibi, bir imtihanı içinde taşıyor. Umarım çok daha dikkatli ve duyarlı hareket ederiz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Arınç.

Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Burdur Milletvekili Sayın Mustafa Örs; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA MUSTAFA ÖRS (Burdur) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu ve Polis Yükseköğretim Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarının 14 üncü maddesi üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; şahsım ve Grubum adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın  Başkan, sayın milletvekilleri, günümüz koşullarında güvenlik hizmetlerinde etkinliğin, profesyonelleşmenin ve yüksek kalitede hizmet sunabilmenin ancak eğitim kalitesinin yükselmesiyle gerçekleşebileceği bilinen bir gerçektir.

Halen eğitimlerine devam etmekte olan dokuz aylık eğitim veren polis okullarında verilen eğitimin, teori ağırlıklı olduğu, öğretilen bilgilerin davranışa dönüştürülemediği ve istenilen verimin alınamadığı, ideal bir eğitimde olması gereken bilgi, teknik, taktik ve davranış boyutlarında, polis okullarındaki eğitimlerde, sadece bilgi ve teknik boyutların mevcut olduğu, uygulama yeteneği kazandırmaya yönelik taktik ve davranış boyutlarının bulunmadığı bilinen bir gerçektir.

Bu gerçekler ışığında da dokuz aylık eğitim veren polis okullarının, artık, iki yıllık eğitim veren yüksekokullar haline getirilmesi bir zorunluluk halini almıştır. Bu sayede, yukarıda saydığım sorunların ortadan kaldırılması sağlanarak, daha çağdaş bir polis eğitimi bu kanun tasarısıyla, gördüğümüz kadarıyla, sağlanmaya çalışılacaktır.

Yalnız, tasarının diğer maddelerinde gördüğüm bir nokta, eğitim eşitliği konusunda ayrıcalık yapıldığı intibaını uyandırmaktadır, ki, bu konu bütün arkadaşlarca, defalarca dile getirilmektedir. Örneğin, biraz sonra görüşülecek olan 15 inci maddedeki "...öğrenci kaynağı polis kolejidir.  İhtiyaç halinde, genel liseleri bitiren ve yönetmeliklerle belirlenecek şartları taşıyan öğrenciler de fakülteye alınabilirler" ibaresiyle diğer öğretim kurumlarında okuyan çocuklarımızın tercih hakkının engellendiği fikri oluşmaktadır ve öyledir. Bu konu yeniden mutlaka gözden geçirilmeli ve bütün vatandaşlarımızın, bütün evlatlarımızın, diğer kişiler gibi birinci sınıf vatandaş olduğu gerçeği de unutulmamalıdır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 14 üncü maddede "fakültede, eğitim ve öğretim yüksek kurulunun görüşü alınarak, dekanın teklifi, başkanın uygun görmesi üzerine genel müdürün onayıyla bölüm başkanlıkları kurulabilir, birleştirilebilir veya kapatılabilir" hükmü yer almaktadır. Bu, zaman içerisinde ihtiyaç duyulan ve gelişmiş ülkelerde uygulanan polis eğitim programlarının takip edilmesi sonucunda oluşturulması düşünülen bölümlerin açılması ya da güncelliğini ve çağdaşlığını kaybetmiş eğitim bölümlerinin de kapatılması veya birleştirilmesini sağlayacak kolaylaştırıcı bir maddedir. Bu maddede "fakültede bölüm başkanları, öğretim üyeleri ve ikinci sınıf eğitim müdürlerinden seçilecektir. Öğretim üyesi bölüm başkanları, dekanın teklifi, başkanın onayıyla, ikinci sınıf emniyet müdürü bölüm başkanları ise genel müdürün teklifi, bakanın onayı ile en çok üç yıllığına atanır" ibaresi yer almaktadır. Bu ibarenin "bölüm başkanlıkları, kadrolu öğretim üyeleri tarafından yürütülür; meslekî ve teknik bilimlerin, bilim dallarının yer aldığı bölümlerin başkanlıklarına eğitim-öğretim kadrosundaki ikinci sınıf emniyet müdürü atanır ve bunlar tarafından yürütülür" şeklinde değiştirilmesi daha uygun olacaktır kanaatindeyim. Bu şekilde düzeltme, atamalarda yaşanması muhtemel karmaşanın da önüne geçecektir.

Bir de eğitimde sivilleşmenin önemine değinirken, yapılacak atamalarla bu engellenmemelidir.

Bu maddede ayrıca "anabilim dalı içerisinde yer alan dersleri veren öğretim elemanları, dekanın başkanlığında toplanarak kendi aralarından iki yıl için başkan seçerler"ibaresinde, dışarıdan sadece ders vermek için gelen, fakat, okulun kadrolarında yer almayan öğretim elemanlarını da kapsıyor anlamı yer almaktadır. Bu elemanların okul içerisinde yönetim seçiminde yer almaları sakınca teşkil edebilir. Bu ibarenin de "dersleri veren kadrolu öğretim elemanları, dekanın başkanlığında toplanarak, kendi aralarında üç yıl için bir başkan seçerler. Bu seçimde, akademik kıdem esası gözetilir" şeklinde olması gerekir

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanunun sağlamasını en çok arzuladığımız yönü, emniyet teşkilatımızın çağdaş bir yapıya kavuşmasını sağlayarak, nitelikli, fakülteli polis ve yöneticilerin teşkilata daha çok kazandırılmasıdır. Avrupa Birliğine girmek için uğraş verdiğimiz bu dönemlerde, devletin tüm birimlerinde olduğu gibi, emniyet teşkilatımızın da, nitelikli eleman kadrosuyla ve en önemlisi, üstlendiği misyonlarla, birlik üyesi ülkelere örnek teşkil edecek bir hale gelmesi gerekmektedir. Bunun da, polisin eğitiminden geçtiği gözardı edilemez bir gerçektir. Bu nedenledir ki, polis teşkilatımızın eğitim kurumlarında yapılacak olan düzenlemeler önem arz etmektedir.

Kanunun, emniyet teşkilatımız için hayırlı olmasını diler, şahsım ve Doğru Yol Partisi Grubum adına sizleri ve aziz milletimizi saygıyla selamlarım. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Örs,

Madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutup işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı yasa tasarısının 14 üncü maddesinin 1 inci fıkrasındaki "...Genel Müdür'ün onayı ile bölüm başkanlıkları kurulabilir, birleştirilebilir veya kapatılabilir" ibaresinin "İçişleri Bakanının onayı ile bölüm başkanlıkları kurulabilir, birleştirilebilir veya kapatılabilir" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Musa Uzunkaya

Rıza Ulucak

Latif Öztek

 

Samsun

Ankara

Elazığ

 

Yaşar Canbay

 

Fahrettin Kukaracı

 

Malatya

 

Erzurum

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya)- Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis)- Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Komisyon ve Hükümetin katılmadığı önerge üzerinde, buyurun, Sayın Uzunkaya. (FP sıralarından alkışlar)

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabiî, demin arkadaşlarım da ifade etti, ben de arz ettim. Mecliste bulunduğum altı yıl içerisinde, üzerinde tartıştığımız en netameli, en ayırımcı, en tefrika yüklü ve en bölücü yasalardan birisi getirilmiştir bu hükümet tarafından; bunu, ısrarla söylüyorum; ama, bu hükümet için, bu çok ayıplanacak bir şey de değildir.

Şu gördüğünüz, Resmî Gazetede yayımlanan tüzük, Sayın Başbakan Ecevit'in, Sayın Bahçeli'nin, Sayın Yılmaz'ın imzalarını ve tüm 36 bakanın imzasını taşıyor. Demin, bir arkadaşım...

ORHAN BIÇAKÇIOĞLU (Trabzon) - Ne yazıyor orada?

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Sen söylemiştin zaten, sana cevap olarak getirdim bunu. Nerede dedin; işte, Resmî Gazete burada, 6 Nisan 2001. Deniyor ki: "Okullardaki Bayrak töreninde Bayrağı çeken veya indiren kişi çekilmesinden sonra veya indirilmesinden önce Bayrağı selamlar. Öğretmenler, öğrenciler ve diğer kişiler, törene başları açık olarak saygı duruşu ile katılırlar. Varsa bando eşliğinde, yoksa boru veya komutla İstiklal Marşı söylenir."

Yani, herhangi birimizin yakını, eşi, hasbelkader çocuğunu okula götürmüş, bayrak merasimi var orada. Yani, bu eğitim sistemiyle kavga ediyoruz ve Sayın Bakan, burada şimdi. Bir Millî Eğitim Bakanı olarak, bakın, bir okul katlediliyor; bu bir cinayettir. Sayın Bakana önerim var; yarından itibaren komisyonundayım, imam hatiplerin kapatılması için doğrudan önerge getirsinler. Açık bir şekilde kanun tasarısı...

AYŞE NAZLI ILICAK (İstanbul) - Onlar cesaret edemez!

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Bu bir imam hatip düşmanlığıdır. Bugüne kadar yapılanlar yapıldı, kapalı yapıyordunuz: ama, açık bir düşmanlık var. (FP sıralarından alkışlar)

Bakın, bu bölücülüğü siz yaptınız, hükümet olarak siz getirdiniz. Türk Bayrağını selamlarken bile, milleti, başı açık ve kapalı diye ayıran, maalesef, bu 57 nci hükümettir ve bu hükümet, değil milletin kahrıyla kınanmasına, bu milletin seçimlerde gazabına uğraması bile bu hükümete azdır, seza değildir.

Değerli arkadaşlar, elbette, böyle bir hükümetten böyle bir tasarının gelmesi çok doğaldır; ama, bir şeyi görüşüyoruz, tartışıyoruz. Gelin, değerli arkadaşlar, bakın, ben, üzülüyorum; neye üzülüyorum; şurada, çok değerli, saygı duyduğum, kendisiyle uzun yollarda, mukaddes yollarda beraber olduğum eski bir imam hatipli ağabeyim ve kardeşim var; bugün buralarda yok.

AYŞE NAZLI ILICAK (İstanbul)- Yok; kaçtı, kaçtı!..

MUSA UZUNKAYA (Devamla)- Eski bir emniyet müdürüdür, eski bir imam hatip lisesi mezunudur. Şimdi, soruyorum İçişleri Bakanlığına, bu eski emniyet müdürü, milletvekili ve imam hatip mezunu arkadaşımızı hangi mafyada, hangi hırsızlıkta, hangi yolsuzlukta, hangi usulsüzlükte yakaladınız da, şimdi, onu, Meclisten kaçacak kadar perişan hale getirdiniz?!. (FP ve DYP sıralarından alkışlar) Arkadaşlar, buna hakkınız yoktur; oylarınıza ve vicdanınıza sahip olun; burada, ebedî bir hesapla karşı karşıyasınız.

Geçen gün Sayın Bakana söyledim, açık söylüyorum; Doğan Grubuyla cedelleşen Sayın Bakanın, tabir yerindeyse, bağışlasınlar; ama, ipi çekilmiştir; ama, milletin gönlünde ve nezdinde olan yerini de, böyle bir iple çekmeye keşke fırsat vermeseydi. Sayın Bakana dedim "kendi ipini çekme; gel, yasayı geri çek. Eğer, onurunla, yasayı geri çekersen, geleceğini kurtarırsın, Sadettin Tantan olma kimliğini kurtarırsın, benim bildiğim o cesur yürekli Sadettin Tantan olma kimliğini kurtarırsın." Ama, muhtemeldir, bugün, Sayın Bakan da burada yok... Sayın Köse de burada yok... Niye; çünkü, vicdanları kanıyor, biliyorum; ama, burada, oylarıyla bunu destekleyenlerin vicdanları, cüzdanları neye elveriyor ciddî merak ediyorum.

Değerli arkadaşlar, bakın, gelin, bizi tatmin edin. Az önce söyledi arkadaşlarımız, dedi ki, Sayın Mehmet Çiçek kardeşim "imam hatip mezunlarının ve tüm imam hatipte okuyanların, zaten, alıştınız buradan vatandaşlıktan çıkarmaya; tümünü çıkarmak için bir yasa teklifi verin." Dahası, bir öneri de benden: Bundan sonraki yasama döneminde, imam hatip menşeli, hiçbir imam hatipli milletvekili adayı olamaz diye bir kanun teklifi daha getirin... Sıkılmayacak mısınız; bu millet adına, 70 milyondan özür dilemek adına, utanmayacak mısınız?!.

Değerli arkadaşlar, ciddî bir sorumluluk var ortada. Ben, bakın, bu konuya gelmeseydiniz; bugüne kadar, üstü kapalı bir kısım düşmanlıklar yapıldı. Vaktim yok... Bakın, şurada, Sayın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı  Sayın Sami Selçuk'un...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Sayın Başkan, bitiriyorum.

BAŞKAN - Buyurun efendim.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Yargıtay Başkanı...

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Özür diliyorum, düzeltiyorum, Yargıtay Başkanı Sayın Sami Selçuk'un "Özlenen Demokratik Türkiye" adlı kitabını, önce, bu hükümetin bireylerinin okumasını tavsiye ederim. 79 uncu sayfadan itibaren, şu laiklik nedir, laisizm nedir, din düşmanlığı nedir, laik olma nedir, çağdaş olma nedir; şu yorumları, hem Batılıların ağzından hem de Sayın Sami Selçuk'un, bir hukuk duayeninin ağzından, ne olur, bir okuyun ve dinleyin.

Türkiye'yi duvara götürdünüz. Bakın, TÜSİAD denilen bir yuva, ekonominin çıkışı için rapor hazırlaması gerekirken, onlarla beraber oldunuz imam hatiplerin katline, imam hatiplerin yok edilmesine ferman hazırladınız ve şu Mecliste olanları da kahrediyorsunuz. Ben, bir imam hatipli olarak soruyorum sayın bakanlara, soruyorum sayın hükümete, benim suçumu söyleyin... Bugüne kadar, bu millete kamuda 30 yıldır onurla hizmet veren bir din görevlisi olarak suçum nedir, bunu, bana söyleyin, allahaşkına. (FP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Uzunkaya.

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Selamlayacağım Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun efendim, selamlayın.

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, biraz sonraki önergede de konuşacağım; ama, ben, hamasi duygularla birkısım anlayışları yeniden harekete geçirmek için değil, cumhuriyet tarihinde, 77 yıllık, 78 yıllık tarihimizde çok önemli bir  karar veriyorsunuz, bunun arifesindesiniz, bunu teemmül ve tefekkür etmeniz için bunları söylüyor, huzurlarınızda saygıyla arz ediyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN -Teşekkür ediyorum Sayın Uzunkaya.

Önergeyi oylarınıza sunacağım; ancak...

TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) - Karar yetersayısı aranılmasını istiyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Endişe buyurmayın efendim, karar yetersayısını arayacağım.

CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Yoklama isteyin, yoklama... (FP sıralarından "otur yerine" sesleri, gürültüler)

BAŞKAN - Lütfen efendim...

CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Ne diyorsunuz lan!.. Yoklama isteyin dedim; ne var bunda!.. (MHP ve FP sıralarından gürültüler)

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Niye bağırıyorsun!..

BAŞKAN - Efendim, yerinize oturun lütfen...

CEMAL ENGİNYURT (Ordu) - Sen niye bağırıyorsun...

BAŞKAN - Sayın Enginyurt, lütfen.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

15 inci maddeyi okutuyorum:

BEŞİNCİ BÖLÜM

Fakülte Öğrencileri

Öğrenci kaynağı, öğrencilerin istihkakları, özlük işlemleri ve mecburi hizmet yükümlülüğü ile evlenme yasağı

MADDE 15- Fakültenin esas öğrenci kaynağı polis kolejidir. İhtiyaç halinde, genel ve teknik liseleri bitiren ve yönetmelikle belirtilecek şartları taşıyan öğrenciler de fakülteye alınabilirler.

İlgili devletlerle yapılacak ikili anlaşmalara bağlı olarak yabancı uyruklu öğrencilerin akademiye kabul edilmeleri bakanın onayı ile olur.

Yabancı uyruklu öğrenciler eğitim-öğretimi izleyebilecek Türkçe dil yeterliklerinin sınav ile tespit edilmesinden sonra öğretime başlatılır.

Yabancı uyruklu öğrenciler Akademi öğrencilerine uygulanan kurallara uymakla yükümlüdür.

Akademiye alınacak öğrencilerin nitelikleri ile giriş esas ve şartları yönetmelikle belirlenir.

Öğrenciler, akademi bünyesinde ücretsiz iaşe edilir, yatırılır, sağlık giderleri ve yönetmelikte tespit edilecek ihtiyaçları Devletçe karşılanır.

Fakülte ve polis meslek yüksek okulu öğrencilerine ayrıca, harp okullarında bulunan askeri öğrencilere ödenen miktarda harçlık ödenir.

Öğrencilerin statülerinin gerektirdiği iş ve işlemler başkanlıkça yürütülür.

Fakülte, enstitü ve polis meslek yüksek okullarında lisans, lisans üstü veya ön lisans eğitimi yapanlar (yabancı uyruklular hariç) her öğretim yılı karşılığında iki yıl süreyle mecburi hizmetle yükümlüdürler.

Bunlardan mezun olup olmadığına bakılmaksızın mecburi hizmetle yükümlü olduğu süre içinde, istifa edenler veya ilişiğinin kesilmesini gerektiren bir suç işleyenler ya da sağlık sebebi hariç, başka herhangi bir sebeple ayrılanlar, yükümlülük sürelerinin eksik kısmı ile orantılı olarak kendilerine yapılmış olan öğretim masraflarının dört katını tazminat olarak ödemek zorundadırlar.

Fakülteye evli öğrenci alınmaz ve öğrenciler öğrenimleri süresince evlenemezler.

Polis koleji ile ilgili mecburi hizmet yükümlülüğüne ilişkin diğer mevzuat hükümleri saklıdır.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, madde üzerinde Fazilet Partisi Grubunun görüşlerini Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya ifade edecek.

Buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu tasarının 10 uncu maddesi kadar, 15 inci maddesinin de çok büyük önem arz ettiğine inanıyorum. Az önce de Sayın Grup Başkanvekilimiz Arınç konuşurlarken, 15 inci madde üzerine, belki okunmamıştır iktidar gruplarınca diye, bir telafi imkânı var olduğunu hatırlattı.

Ben, iktidar cenahına, burayla ilgili bir de önergemiz var, onu da hatırlatmak istiyorum; bir telafi imkânıdır; çünkü, biliyorsunuz, burada, fakülte öğrenci kaynakları, 10 uncu maddede de yüksekokulların öğrenci kaynaklarıyla ilgili bir tespit yapılmıştı. Polis akademilerinin, bugün oluşacak olan fakültelerin öğrenci kaynaklarının polis kolejleri olduğu, olmadığı takdirde, diğer liseler; yani, Sayın Bakanın 10 uncu maddeyle ilgili verdiği ve bugün kabul edilen önergeyle, imam hatipler hariç tüm meslek liseleri dahil; böyle bir ayırım yapıldı, ısrarla söylediğimiz bu.

Dolayısıyla, böyle bir madde kabul edildi. 15 inci maddede ise "Fakültenin esas öğrenci kaynağı polis kolejidir. İhtiyaç halinde genel ve teknik liseleri bitiren ve yönetmelikle belirlenecek şartları taşıyan öğrenciler de fakülteye alınabilirler" diyor; hangi okullar; genel ve teknik liseler... Yine, burada istisna edilen, imam hatip mektepleri.

Değerli arkadaşlar, bu kadar ayırımcılığın yapıldığı böyle bir düzenlemeyi mantık açısından mütalaanıza, ıttılaınıza arz etmek istiyorum; nedir o; şimdi, bir baba düşünün, üç tane çocuğu var, biri polis kolejini bitirmiş, biri düz liseyi bitirmiş, açık liseyi bitirmiş, genel liseyi bitirmiş biri de imam hatip lisesini... 3 çocuğundan 2'sinin polis fakültelerine veya yüksekokullarına gitme hakkı olacak; ama, imam hatip lisesini bitiren çocuğun polis akademisine veya fakültesine veya yüksekokullarından herhangi birisine gitme imkânı olmayacak...

Değerli arkadaşlar, bu, kanunda çok açık bir şekilde ifade edildi. Anayasanın 70 inci maddesinde "Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez" denilmektedir. Şimdi, tekrar soruyorum; her Türk vatandaşı, kamu hizmetlerine girme hakkına sahip ve yine, göreve ve hizmete alınmada görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez denilirken, sizin, hükümet olarak, imam hatip mezunu olmayı bir ayırımcılık olarak ortaya koymanızı hangi mantıkla izah edebiliyorsunuz?! Burada, tek bir istisnanız var; imam hatip liseleridir.

Demin, Sayın Millî Eğitim Bakanımıza sordum, tekrar soruyorum; diyorum ki, bugüne kadar, şu banka hortumlayanlar, yurtdışına kaçanlar, memleket ekonomisini bugünkü iflas noktasına getirenler, uyuşturucu kaçakçılığından -bağışlayınız- beyaz kadın ticaretine kadar ahlakdışı ilişkileri bulunanlar arasında, allahaşkına, kaç tane imam hatipli varsa, lütfen, ne olur bunları bir teşhir edin. Ama, bunları teşhir edemediğiniz takdirde, böyle bir peşin suçlamayla, hükümetin, müfteri konumuna... İmam hatipleri, böyle bir kampanyayla 28 Şubat sürecinde zaten kapattınız. Örneğin, gidin, Ankara'daki imam hatipler zaten kapandı, öğrencisi tükendi. Ardından, bakınız, mesela, geçmişte, yetkili, etkin bir valimiz, bir bölgede büyük bir kahramanlık örneği gösterdi -il olarak söylüyorum- Bursa imam hatibinde 9 500 öğrenci vardı, şu an 800 öğrenci var; zaten bitirdiniz, kaynaklarını kuruttunuz; ama, bu alenî bir imam hatip düşmanlığıdır, alenî bir değerler düşmanlığıdır. Mademki millî eğitim müfredatının tamamını okumuş -artısı var bu çocuğun, imam hatipte okuyanın artısı var- bugün, fen grubu veyahut da sosyal bilgiler grubu diye adlandırılan bu dallarda okuyan öğrencilere ilaveten dinî bilgiler almış.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Uzunkaya, lütfen...

MUSA UZUNKAYA (Devamla) - Ama, sizin, bu yasa tasarısıyla getirmiş olduğunuz hüküm, imam hatiplerde aldıkları dinî bilgilere olan düşmanlıktır. Açık olarak söylüyorum ve üzülerek ifade ediyorum; bu, üstü kapalı değil, alenî bir din düşmanlığına dönüşen bir anlayıştır. Bu anlayıştan kurtulmanız lazım diyoruz.

O bakımdan, bu madde üzerinde bir değişiklik önergesi verdik. Ne olur, gelin, bu fırsatı değerlendirin; hem 10 uncu hem de 15 inci maddedeki bu rahatsızlığı giderici önergemize de destek verin diyor, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Uzunkaya.

Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sakarya Milletvekili Sayın Nevzat Ercan; buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA NEVZAT ERCAN (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Doğru Yol Partisi Grubu ve şahsım adına, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu Yüce Meclis, milletin meclisidir. Biz, bu yüce milletin vekilleriyiz. Bu Yüce Meclis bir düzenleme yapıyor bugün, çok önemli bir tasarıyı görüşüyoruz. Bir kural koyuyoruz, bir fırsat tanıyoruz; ancak, bu kuralı koyarken, bir fırsat tanırken ayırımcılık yapıyoruz. Değerli milletvekilleri, diyoruz ki, şu, şu okuldan mezun olanlar şu okula girebilir, şu okuldan mezun olan giremez diye bir yasak getiriyoruz. Hükümet, tasarıyı sevk etti. O tasarıda polis meslek yüksekokullarına, genel lise ve teknik liseden mezun olanlar, biliyorsunuz iki ayrı sınava tabi tutuluyor; üniversite seçme sınavı, ayrıca bir de özel yetenek sınavından geçecek, öğrenci alınacak. Sonra, bu tasarı burada görüşülürken, Sayın Bakan, hükümet adına, genel lise, teknik liselere ilaveten, erkek teknik öğretim, kız teknik öğretim, ticaret ve turizm öğretimine bağlı okul mezunlarını da kapsayan bir önerge veriyor. Yani, bu okullardan mezun olacak çocuklarımız da polis meslek yüksekokullarına ve fakültelerine alınabilecek; ama, bir tek şey istisna kılınıyor, o da imam hatip meslek liselerinden mezun olan öğrencilerimiz bu uygulamanın dışında bırakılıyor.

Değerli milletvekilleri, şimdi hepinize soruyorum, sebebi ne? Eğer makul bir sebep varsa bunu hepimizin bilmesi lazım, bunu milletimizin de bilmesi lazım; her şeyden evvel, o okuldan mezun olacak çocuklarımızın bilmesi lazım. Yani, her bir okulu ayrı ayrı tadat edeceksiniz burada, oradan mezun olanlar alınabilecek; ama, imam hatip okulu mezunlarına yasak koyacaksınız!.. Şimdi, sebebini soruyorum millet adına size, bunun makul sebebini, siz gelip burada izah edeceksiniz; iktidar ortakları, siz gelip izah edeceksiniz. (DYP ve FP sıralarından "Bravo" sesleri alkışlar)

Haa, birileri öyle istiyor diye siz bunu yapmak durumundaysanız, bu Parlamentoyu, bu ayıbın altında bırakamazsınız. (DYP ve FP sıralarından "Bravo"sesleri, alkışlar)

Değerli milletvekilleri, özellikle MHP ve Anavatan Partisine seslenmek istiyorum ve özellikle MHP'ye seslenmek istiyorum ve Anavatan Partisine seslenmek istiyorum. Evet, vicdanlarınızı ve iradenizi bağlayan bir kuvvet varsa, gelin, burada söyleyin. (DYP ve FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Sakın takıyye içinde olmayın, sakın!

Değerli milletvekilleri, cesaretinizi -hele MHP'ye söylüyorum- yüreğinizi ortaya koyma günü işte bugün, şimdi... (DYP ve FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

NİDAİ SEVEN (Ağrı) - Yahu, kendi adına konuş!

NEVZAT ERCAN (Devamla) - Şimdi, bugün... Bugün, gelin...

Değerli milletvekilleri, şu benim Anayasam... Şimdi, Ulusal Program açıklıyorsunuz, Avrupa Birliği sürecinde, Avrupa standartlarına uygun, Türkiye'yi oraya taşıma noktasında birtakım taahhütlerde bulunuyorsunuz. Bakın, bugün burada yaptığınız iş çok farklı; Anayasanın 10 uncu maddesine aykırı bir işlem yapıyorsunuz bugün. Açıp okudunuz mu Anayasanın 10 uncu maddesini? Anayasamızın "Kamu hizmetlerine girme hakkı" dediği 70 inci maddesini açıp okudunuz mu değerli milletvekilleri? Kamu hizmetlerine girme hakkı, temel haklardandır, insanlık hakkıdır bu. Bakın, sadece 70 inci maddeyi okuyorum, orada ne diyor: "Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez" Sizin yaptığınız ne?! Sizin yaptığınız ne?! (DYP ve FP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, ortaöğretim okulları arasında ayırımcılık, belki 19 uncu Asırda düşünülebilirdi; ama, bugün, hukuk ve eşitlik temeli ilkesine dayanan cumhuriyetimizde, böyle bir ayıbın içinde siz olamazsınız; 19 uncu Asır Türkiyesi değil Türkiye ve siz, yine uluslararası sözleşmelere...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Ercan, mikrofonunuzu açıyorum, lütfen tamamlayın efendim.

Buyurun.

NEVZAT ERCAN (Devamla) - Bilhassa, Ayırımcılık Sözleşmesine aykırı bir tasarıyı burada kanunlaştırmak üzeresiniz. Sizin yaptığınız ilk değil bu; dosyanız oldukça kabarık, şu anda benim önümde; işte... Üç ay evvel, beş ay evvel, altı ay evvel, bir sene evvel; taksit taksit, Anayasaya, hukukun temel ilkelerine, millî iradeye ve milletin temel değerlerine ters düşen uygulamalar getirdiniz bu Meclisin önüne. Bunun hesabını vereceksiniz hepiniz.

Hepinize saygılar sunarım, teşekkür ederim. (DYP ve FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 15 inci madde üzerinde, 1 tanesi hükümet adına verilmiş, 6 adet önerge vardır; ancak, madde üzerinde, milletvekillerince sadece 3 önerge verilebildiğinden, bu önergelerden yalnızca 3'ünü ve hükümet önergesini, önce geliş sıralarına göre okutacağım; sonra da aykırılık derecelerine göre işleme alacağım.

İlk önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı yasa tasarısının 15 inci maddesinin

Birinci fıkrasının "fakülte ve polis meslek yüksek okullarının öğrenci kaynağı polis kolejidir. İhtiyaç halinde lise ve dengi okulların mezunları arasından yönetmelikle belirlenecek şartları taşıyanlar da alınabilirler" şeklinde değiştirilmesini arz ederiz.

 

Musa Uzunkaya

Mahmut Göksu

Rıza Ulucak

 

Samsun

Adıyaman

Ankara

 

Süleyman Arif Emre

Özkan Öksüz

Mehmet Ali Şahin

 

İstanbul

Konya

İstanbul

 

 

Yasin Hatiboğlu

 

 

 

Çorum

 

BAŞKAN - İkinci önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Polis Yüksek Öğretim Kanunu Tasarısının 15 inci maddesine, dördüncü fıkradan sonra gelmek üzere, aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mahfuz Güler

Sacit Günbey

Lütfi Yalman

 

Bingöl

Diyarbakır

Konya

 

Eyyüp Sanay

Aslan Polat

Latif Öztek

 

Ankara

Erzurum

Elazığ

 

 

Fethullah Erbaş

 

 

 

Van

 

"Polis Koleji mezunlarından yönetmelikle belirlenecek şartları taşıyanlar ve açılacak sınavda başarılı olanlar, Polis Akademisine bağlı fakültelere denkliği bakanlıkça belirlenen yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarına gönderilebilirler. Bunların eğitim, barınma, iaşe, ulaşım ve sağlık giderleri için Genel Müdürlük bütçesinden, tutarı İçişleri ve Maliye Bakanlıklarınca belirlenecek miktarda ödenek verilir. Bu öğrenciler, mecburi hizmet konusunda, Polis Akademisine bağlı fakültelerde okuyan öğrencilerin sahip oldukları hak ve yükümlülüklere tabidir. "

BAŞKAN - Üçüncü önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Polis Yüksek Öğretim Kanunu Tasarısının 15 inci maddesine, dördüncü fıkradan sonra gelmek üzere, aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Aydın Tümen

Oktay Vural

Zeki Çakan

 

Ankara

İzmir

Bartın

 

Mehmet Güneş

Aydın A. Ayaydın

 

 

Şanlıurfa

İstanbul

 

 

"Polis Koleji mezunlarından yönetmelikle belirlenecek şartları taşıyanlar ve açılacak sınavda başarılı olanlar, Polis Akademisine bağlı fakültelere denkliği bakanlıkça belirlenen yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarına gönderilebilirler. Bunların eğitim, barınma, iaşe, ulaşım ve sağlık giderleri için Genel Müdürlük bütçesinden, tutarı İçişleri ve Maliye Bakanlıklarınca belirlenecek miktarda ödenek verilir. Bu öğrenciler mecburî hizmet konusunda Polis Akademisine bağlı fakültelerde okuyan öğrencilerin sahip oldukları hak ve yükümlülüklere tabidir."

BAŞKAN - Son önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Polis Yüksek Öğretim Kanunu Tasarısının 15 inci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve talep ederim.

                        Edip Safder Gaydalı

                                 Devlet Bakanı

Madde 15- Fakültenin esas öğrenci kaynağı polis kolejidir. İhtiyaç halinde, genel lise, erkek teknik öğretim, kız teknik öğretim ve ticaret ve turizm öğretimine bağlı okul mezunları arasından yönetmelikle belirtilecek şartları taşıyan öğrenciler de fakülteye alınabilirler.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, şimdi, aykırılık sırasına göre en aykırı önergeyi okutup, işleme alacağım...

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Hatiboğlu.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkanım, bendeniz, bu 15 inci maddenin de, tıpkı 10 uncu madde gibi, Anayasaya aykırılığı gerekçesinden hareket ederek bir önerge verdim, madde metninin tasarıdan çıkarılması istikametinde. Ancak, şimdi, takip ediyorum, gerek okumada ve gerekse işleme koymada önergem işlem görmedi. Ben, bürokratlarla da görüştüm, önergem ne oldu diye, zannediyorum şöyle düşünülüyor: Efendim, milletvekilleri, en çok üç önerge verebilir; halbuki, burada, üçten fazla önerge vardır denildi zannediyorum. Sayın Başkanlığın kanaati bu mu efendim?

BAŞKAN - Budur efendim.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Peki, arz edeyim o zaman.

Sayın Başkanım, eğer Anayasaya aykırılık iddiası, diğer değişikliklerden çok daha önemli olmasaydı, 87 nci maddeyle yetinilir, 84 üncü madde özel biçimde düzenlenmezdi. Bu maddelerin sıralamasında da yasa yapıcı, tüzük yapıcı bir maksat güttü. Önce Anayasaya aykırılık iddiası görüşülsün, onun için 84'te düzenlendi. O Anayasaya aykırılık meselesi çözümlendikten sonra, 87'deki önergeler işleme konulsun. Siz, benim, 15 inci maddenin Anayasaya aykırılığı yolundaki iddiamı işleme koymazsanız, maddenin Anayasaya aykırılığına ilaveten, Başkanlığın uygulaması da Anayasaya ve İçtüzüğe aykırı olur.

Benim ricam, önergeyi işleme koyunuz. Ha, Hükümetin önergesi hariç, üç önergeden fazla işleme koymazsınız; haklısınız. Anayasaya aykırılık önergesini öne alacaksınız, önce o görüşülecek; çünkü, 84 üncü madde gayet açık "Bir kanun tasarı veya teklifinin Genel Kuruldaki görüşülmesi sırasında tasarı veya teklifin belli bir maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle reddini isteyen önergeler, diğer önergelerden önce görüşülür" deniliyor. Siz, önce bunu görüşeceksiniz, hükme bağlayacaksınız...

BAŞKAN - "Oylanır" deniliyor efendim "görüşülür" denilmiyor.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan, işleme koymadığınız önergeyi nasıl oylayacaksınız?!

BAŞKAN - Yalnız, orada "oylanır" deniliyor efendim; oylama ve görüşme, birbirinden çok farklı.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Yapmayın Sayın Başkan!.. Nasıl oylayacaksınız?

BAŞKAN - Müsaade buyurur musunuz...

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Efendim, soruma cevap almak için, soruyu netleştiriyorum. Nasıl oylayacaksınız efendim?

BAŞKAN - Ben size cevap verebilir miyim, müsaade eder misiniz.

Efendim, bakın, eski İçtüzüğümüzün ilgili maddesi farklıydı. Değiştirilen, yeni İçtüzüğümüzün 87 nci maddesi çok açık; deniliyor ki, sizin de malumunuz olduğu üzere: "...bir maddenin değiştirilmesi, metne ek veya geçici madde eklenmesi hakkında, milletvekilleri, esas komisyon veya Hükümet değişiklik önergeleri verebilir. Bu esaslar dairesinde her madde için komisyon ve Hükümetçe birer; milletvekillerince, Anayasaya aykırılık önergeleri dahil, en fazla üç önerge verilebilir."

Şimdi, ben, bu önergeleri, işleme, geliş sırasına göre almak mecburiyetindeyim.

AYŞE NAZLI ILICAK (İstanbul) - Anayasaya aykırılık önergesini öne alacaksınız.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan, biz, dört önergeyi işleme koyun iddiasında, talebinde değiliz, haklısınız; ama, şunu yapacaksınız: Anayasaya aykırılık iddiası taşıyan önergeyi işleme koyacaksınız; sonra, aşağı doğru kaydırıp, iki önerge daha işleme alacaksınız; böylece, önergeler işlemi bitecek efendim.

BAŞKAN - Efendim, öyle bir şey olmaz...

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Nasıl olmaz efendim...

BAŞKAN - Çünkü, önergelerin veriliş sırasını ben o zaman dikkate almamış olurum.

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - İçtüzük bu efendim...

BAŞKAN - Peki efendim... Ben uygulamama devam edeceğim...

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Tabiî, buyurun efendim; ama, yanlış... Yanlış...

BAŞKAN - Okuyabilirsiniz efendim; buyurun.

İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) - Sayın Başkan, olur mu hiç?..

BAŞKAN - Buyurun efendim...

İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) - Anayasaya aykırılık önergesi varken... Sayın Başkan, rica ederim...

BAŞKAN - Ben de sizden çok rica ederim... İçtüzüğün yeni değişik maddesini okursanız, zannederim, bana hak vereceksiniz.

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - 84'ü iptal etmedik.

BAŞKAN - Buyurun efendim; önergeyi okur musunuz lütfen.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı yasa tasarısının 15 inci maddesinin birinci fıkrasının "Fakülte ve polis meslek yüksekokullarının öğrenci kaynağı polis kolejidir. İhtiyaç halinde, lise ve dengi okulların mezunları arasından, yönetmelikle belirlenecek şartları taşıyanlar da alınabilirler" şeklinde değiştirilmesini arz ederiz.

                                                           Musa Uzunkaya

                                         (Samsun)

                                  ve arkadaşları

BAŞKAN - Önergeye Komisyon katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz?

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Komisyon ve hükümetin katılmamış olduğu önerge üzerinde, Sayın Hatiboğlu; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüyorum ki, Genel Kurulun önüne getirilmiş olan tasarının çıkarılabilmesi için, Anayasa ihlali dahil, her uygulama meşru görülüyor; ama, halk nazarında bunun meşru olduğunu nasıl anlatacaksınız, kime söyleyeceksiniz?

Anayasanın 70 inci maddesini arkadaşlarımız okudular: Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir; hiç başka istisnası yok. Bir tereddüt mü var? Bu okul mezunlarının herhangi birisinin Türklüğünden, vatana bağlılığından şüphe mi var, tereddüt mü var? Bu kardeşiniz huzurunuzda; Parlamentoda bu ülkenin aleyhine, bu ülkenin birlik, dirlik, beraberliğine zarar verecek, hatta, ihmal edecek, bırakın zarar vermeyi, ihmal edecek bir tavrını mı tespit ettiniz? 17 Ekim 1951-2001; tam 50 senedir şerefle, haysiyetle, iftiharla yakamda taşıdığım bir rozetim var; bahtiyarlık duyuyorum, iftihar ediyorum; imam hatip rozeti... (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bundan ne zarar gördük beyler, bana söyleyin. "Bir imam hatip kökenli, savcıydı falan yerde, hırsızlığa bulaştı; bir imam hatip kökenli, avukattı, yanlış iş yaptı; bir imam hatip kökenli, banka soydu" deyin; "teröre bulaştı" deyin; deyin ki, biz de sizinle hesap soralım. Ne istiyorsunuz?

Ben, Sayın Ecevit'i, Sayın Başbakanımızı -Parlamentomuzun Başbakanıdır, devletimizin Başbakanıdır- anlayamıyorum. Demek ki "kişi refikinden azar" sözü çok önemli ve çok yerinde. Sayın Ecevit, bizimle beraberken 300 imam hatip okulu açtı; bizimle beraberken... Acaba, Sayın Ecevit'i ve o mantığı, giden bu düzgün yoldan ayıran ne?

Evet, Anavatan Partisi... Nasıl anlayalım, nasıl söyleyelim? Değerli kardeşlerimin şahıslarına hiçbir itirazım yoktur; ama, Sayın Genel Başkan "partimin ve benim siyasî hayatıma mal olacağını bilsem, bu kesintisiz sekiz yılın çıkmasını gerçekleştireceğim" dedi. Şimdi onu anlıyorum bu tavrından dolayı. Sayın Ecevit'i de anlamaya çalışıyorum; ama, siz, değerli dostlarımız... Siz... Siz... 18 Nisandan önce köy köy gezdiniz. Benim köylerimdeki kırık masalarda ellerinizin izleri var, parmak izleriniz var, onu kırarken dediniz ki: "Bu okulları biz açarız, biz; ürkekler açamaz bunu, erkekler açar" dediniz. (FP sıralarından "nerede erkekler" sesleri) Ne diyeceksiniz şimdi, bana söyleyin... Ne diyeceksiniz?.. Çok açık söylüyorum, ben hepinizi seviyorum, insan olarak hepinizi seviyorum; ama, çok açık söylüyorum, gammazlık olmasın, aleyhinizde olmasın, gıybetinizde olmasın; sizi, gidip, köy köy köy anlatacağım... Gidip anlatacağım, köy köy anlatacağım. (FP sıralarından alkışlar) Bunu nasıl izah edeceksiniz?! Yapmayın!..

Sayın Bakana... Fatih gibi, çok kutsal bir bölgeden belediye başkanı seçtik Sayın Bakanımızı. Şu ayırımcılığa bir bakın, şu bölücülüğe bir bakın... Yani, şimdi, Nuh Mete Yüksel'i göreve mi çağırsam acaba?.. Sen, 312'yi çok seversin Sayın Savcı!.. Tam 312'lik bir iş bu!.. Tam 312'lik!.. Tam... (FP sıralarından alkışlar)

Hepsi bizim evlatlarımız bunlar. Kız teknik lisesi öğrencileri girsin, erkek teknik öğrencileri girsin, ticaret lisesi öğrencileri girsin, turizm öğrencileri girsin, bunlar bizim evladımız. Genel lise öğrencileri girsin. Benim çocuklarımın bir kısmı orada, bir kısmı orada, bir kısmı orada... Hepsi girsin. Ama, veba mı var, bulaşıcı hastalık mı var; ne istiyorsunuz, ne anlıyorsunuz, cüzamlı mı bu çocuklar?! Niye, bu kadar bu milletin sevdiklerini sevmiyorsunuz? Neden?.. Bu milletin sevdiklerini ne zaman seveceksiniz?!.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Hatiboğlu...

YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, toparlıyorum efendim.

BAŞKAN - Buyurun efendim.

YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - Sayın Bakanımız, ah keşke burada olsaydın!.. Şuna bak!.. Bunu nasıl yaptınız?!

Değerli milletvekilleri, bunun kimseye faydası yok. Bakın, bir şey söylüyorum huzurunuzda, kardeşiniz olarak söylüyorum, inandığımı söylüyorum: Bu okullar bir gün açılacak. Bu okullar, sizin hizmetinize, bu milletin hizmetine bir gün verilecek, verilmelidir; ama, bizler, yaptığımız yanlışlarla kalacağız; bunun hesabını veremeyeceğiz. İnşallah, şu önergemizde, hiç olmazsa, bir ufak iyilik alameti, bir hayat belirtisi gösterin kendinizde, hayat belirtisi... Lütfen...

Eğer, bu madde de böyle geçerse, bilesiniz ki, size, burada kalıp, katkıda bulunma imkânımızın olmayacağını görüyoruz. Milletimize döneceğiz ve gidip, basına bir açıklama yapacağız; diyeceğiz ki: "Ey ahali, ey büyük millet, ey yüce millet, etinden tırnağından keserek, malından mülkünden keserek verdiğin okulların akıbetini bu hale getirdiler." Siz de... (DSP sıralarından "okullar açık" sesi)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Hatiboğlu... 

YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - Evet, doğru... Doğru...

BAŞKAN - Sayın Hatiboğlu...

YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - Bunu, inanarak mı söylüyorsunuz?!.  3 000 öğrencim vardı benim bölgemde, 750'ye düştü; siz, açık mı diyorsunuz buna?!

BAŞKAN - Efendim, teşekkür ediyorum.

MEHMET ŞANDIR (Hatay) - Sayın Hatiboğlu "imam hatipler bizim arka bahçemiz" derken düşünseydiniz. Millete bunu da anlatacaksınız...

 BAŞKAN - Sayın Şandır...

YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - Evet, bunun hepsini anlatacağım Sayın Şandır...

BAŞKAN - Efendim, lütfen karşılıklı konuşmayın...

YASİN HATİBOĞLU (Devamla) -  Sayın Şandır, sen sahip çıkmıyorsun...

Sayın Başkanım, bir cümleyle...

Sen sahip çıkmıyorsun, istiyorsun ki, ben de çıkmayayım; öyle mi?

MEHMET ŞANDIR (Hatay) - Samimî değilsin...

BAŞKAN - Efendim, lütfen, karşılıklı konuşmayalım.

YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - Sahipsiz kalsın... Yok öyle şey!..

Sayın Başkan, saygı sunuyorum efendim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum efendim.

YASİN HATİBOĞLU (Devamla) - Özür diliyorum efendim, Başkanlıktan özür diliyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Estağfurullah efendim... Teşekkür ediyorum. 

MEHMET ŞANDIR (Hatay) -  Millet sizi mahkûm etti. (FP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Efendim, lütfen...

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Oraya, kürsüye gel...

BÜLENT ARINÇ (Manisa) - Kürsüye çık da konuş... 

BAŞKAN- Sayın milletvekilleri...

Sayın Arınç...

MEHMET ŞANDIR (Hatay) -  Millet sizi biliyor!..

MUSTAFA ÖRS (Burdur) - Millet sizi de öğrendi... 

MEHMET ŞANDIR (Hatay) - Milletin dinî duygularını istismar etmenize müsaade etmeyeceğiz... (FP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Şandır... Sayın Şandır, lütfen efendim...

YASİN HATİBOĞLU (Çorum) - Kürsüden konuşun...

BAŞKAN - Sayın Hatiboğlu, lütfen...

Sayın milletvekilleri...

(MHP ve FP sıralarından ayağa kalkmalar)

LÜTFİ YALMAN (Konya) - Çık kürsüden konuş... (MHP sıralarından gürültüler)

MUSTAFA VERKAYA (İstanbul) - Ne bağırıyorsun; otur yerine!.. Otur yerine!..

BAŞKAN - Sayın Verkaya!..

Sayın milletvekilleri...

İdare Amirleri...

MUSTAFA VERKAYA (İstanbul) - Hani imam hatipler arka bahçenizdi?!. (FP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Verkaya, lütfen...

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Ee, sizin bahçeniz mi?!

BAŞKAN - Efendim, lütfen...

LÜTFİ YALMAN (Konya) - Kimin arka bahçesi?!.

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Onu ispat etmeyen müfteridir!

MUSTAFA VERKAYA (İstanbul) - İstismar etmeyin... Ayıptır!..

LÜTFİ YALMAN (Konya) - Siz böyle konuşamazsınız...

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, oturmazsanız, ara vermek zorunda kalacağım...

Sayın Uzunkaya, Sayın Hatiboğlu, Sayın Verkaya, lütfen...

MUSTAFA VERKAYA (İstanbul) - Burada şovmenlik yapmayın!..

BAŞKAN - İdare amirleri, lütfen, milletvekillerimizin yerlerine oturması konusunda yardımcı olur musunuz efendim...

Sayın Verkaya...

MUSTAFA VERKAYA (İstanbul) - Elini cebine sokarak kürsüden konuşmayacaksın Sayın Hatiboğlu! Elini cebine sokarak bu kürsüden konuşmayacaksın bundan sonra! Şov yapıyorsun!.. (FP sıralarından gürültüler)

LÜTFİ YALMAN (Konya) - Seni alakadar etmez!..

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Demokrasi var, çıkın kürsüden konuşun!

MUSTAFA VERKAYA (İstanbul) - Kabadayılık yapmayın öyle!..

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Senden mi talimat alacak?!

BAŞKAN - Sayın Verkaya, lütfen...

Sayın milletvekilleri, Komisyon ve hükümetin katılmamış olduğu önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir efendim.

AHMET DERİN (Kütahya) - Kabul edenleri saydınız mı Sayın Başkan?!

BAŞKAN - Saydım efendim... Saydım...

MUSA UZUNKAYA (Samsun) - Oyları niye saymadınız?!

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Sayın Başkan, ortalığı sizin tutumunuz geriyor.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...

Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Polis Yükseköğretim Kanunu Tasarısının 15 inci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve talep ederim.

                        Edip Safder Gaydalı

                                 Devlet Bakanı

"Madde 15- Fakültenin esas öğrenci kaynağı polis kolejidir. İhtiyaç halinde, genel lise, erkek teknik öğretim, kız teknik öğretim ve ticaret ve turizm öğretimine bağlı okul mezunları arasından yönetmelikle belirtilecek şartları taşıyan öğrenciler de fakülteye alınabilirler."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Sayın Başkanım, çoğunluğumuz hazır bulunmuyor; takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

SUAT PAMUKÇU (Bayburt) - Karar yetersayısının aranılmasını istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Oylamada karar yetersayısını arayacağım efendim.

Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Bu maddeyle, ihtiyaç halinde fakülteye alınacak öğrencilerde 10 uncu maddeye paralel şartlar aranması öngörülmüştür.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar[!])

BAŞKAN - Efendim, müsaade ederseniz, oylama işlemini elektronik cihazla tekrarlayacağım.

Oylama için 2 dakika süre vereceğim.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı vardır; önerge kabul edilmiştir.

Şimdi, Sayın Mahfuz Güler ve arkadaşlarının önergesi ile Sayın Aydın Tümen ve arkadaşlarının önergesi birbirinin aynı olduğundan, ayrı ayrı okutup, birlikte işleme alacağım ve birlikte oylayacağım.

Hükümetin katılmaması halinde, iki önerge sahibine de söz vereceğim.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Polis Yükseköğretim Kanunu Tasarısının 15 inci maddesine dördüncü fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                                 Mahfuz Güler

                                           (Bingöl)

                                  ve arkadaşları

"Polis koleji mezunlarından, yönetmelikle belirlenecek şartları taşıyanlar ve açılacak sınavda başarılı olanlar, Polis Akademisine bağlı fakültelere denkliği Bakanlıkça belirlenen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarına gönderilebilirler. Bunların eğitim, barınma, iaşe, ulaşım ve sağlık giderleri için Genel Müdürlük bütçesinden, tutarı İçişleri ve Maliye Bakanlıklarınca belirlenecek miktarda ödenek verilir. Bu öğrenciler mecburi hizmet konusunda Polis Akademisine bağlı fakültelerde okuyan öğrencilerin sahip oldukları hak ve yükümlülüklere tabidir."

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Polis Yükseköğretim Kanunu Tasarısının 15 inci maddesine dördüncü fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                                 Aydın Tümen

                                          (Ankara)

                                  ve arkadaşları

"Polis koleji mezunlarından, yönetmelikle belirlenecek şartları taşıyanlar ve açılacak sınavda başarılı olanlar, Polis Akademisine bağlı fakültelere denkliği Bakanlıkça belirlenen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarına gönderilebilirler. Bunların eğitim, barınma, iaşe, ulaşım ve sağlık giderleri için Genel Müdürlük bütçesinden, tutarı İçişleri ve Maliye Bakanlıklarınca belirlenecek miktarda ödenek verilir. Bu öğrenciler mecburi hizmet konusunda Polis Akademisine bağlı fakültelerde okuyan öğrencilerin sahip oldukları hak ve yükümlülüklere tabidir."

BAŞKAN - Komisyon önergelere katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Sayın Başkanım, çoğunlumuz hazır değil, takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Katılıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Komisyonun takdire bıraktığı, hükümetin katılmış olduğu önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önergeler kabul edilmiştir.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, maddenin oylanmasından önce, bir yoklama talebi vardır.

Yoklama talebinde bulunan sayın milletvekillerinin salonda bulunup bulunmadıklarını araştıracağım; daha sonra da, yoklama işlemini başlatacağım.

Sayın Doğan?.. Burada.

Sayın Yalman?.. Burada.

Sayın Sanay?.. Burada.

Sayın Malkoç?.. Burada.

Sayın Polat?.. Burada.

Sayın Ünal?.. Burada.

Sayın Özgün?.. Burada.

Sayın Dağcıoğlu?.. Burada.

Sayın Çetin?.. Burada.

Sayın Karakaya?.. Burada.

Sayın Çiçek?.. Burada.

Sayın Arslan?.. Burada.

Sayın Günbey?.. Burada.

Sayın Gül?.. Burada.

RAMAZAN GÜL (Isparta) - Hangi Gül Sayın Başkan?

BAŞKAN - Sayın Ilıcak?.. Burada.

Sayın Gülle?.. Burada.

Sayın Göksu?.. Burada.

Sayın Güler?.. Burada.

Sayın Esengün?.. Burada.

Sayın Tunç?.. Burada.

Yoklama talebinde bulunan sayın milletvekilleri, lütfen, sisteme girmesinler efendim.

Yoklama işlemini başlatıyorum ve 4 dakika süre veriyorum:

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısı vardır; tasarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

2.- Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/497, 1/212) (S. Sayısı: 438) (Devam)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 15 inci maddeyi oylayacağım; ancak, oylamanın açık oylama şeklinde yapılması konusunda bir talep var. Talep sahibi sayın milletvekillerinin salonda bulunup bulunmadıklarını arayacağım ve gereğini yerine getireceğim.

Sayın Akman?.. Burada.

Sayın Aksu?.. Burada.

Sayın Polat?.. Burada.

Sayın Demircan?.. Burada.

Sayın Kahraman?.. Burada.

Sayın Aktaş?.. Burada.

Sayın Gündüz?.. Burada.

Sayın Dağcıoğlu?.. Burada.

Sayın Aydın?.. Burada.

Sayın Malkoç?.. Burada.

Sayın Esengün?.. Burada.

Sayın Kalkan?.. Burada.

Sayın Doğan?.. Burada.

Sayın Karagöz?.. Burada.

Sayın Demirci?.. Burada.

Sayın Pamukçu?.. Burada.

Sayın Güler?.. Burada.

Sayın Gülle?.. Burada.

Sayın Göksu?.. Burada.

Sayın Ünal?.. Burada.

Sayın Arınç?.. Burada.

Maddenin oylamasının elektronik cihazla yapılması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum ve 2 dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, görüşülmekte olan kanun tasarısının 15 inci maddesinin yapılan açık oylamasına 260 sayın milletvekili katılmış; 175 kabul, 84 ret ve 1 mükerrer oy kullanılmış ve madde kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Öğrencilik sıfatının sona ermesi

MADDE 16- Fakültede öğrenimde bulunan öğrencilerin aşağıdaki hallerde öğrenimlerine son verilir:

a) Bu Kanun hükümlerine göre çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek ahlâk notu yetersiz olanlar,

b) Haklarında fakülteden çıkarma cezası verilerek, cezası kesinleşenler,

c) Öğrenimlerini, bu Kanunla belirlenen azami süre içerisinde tamamlayamayanlar,

d) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre memur olma niteliğini kaybedenler,

e) Sağlık kurullarınca verilecek raporlara dayalı olarak akademide öğrenime devam imkanı kalmadığı genel müdürlük sağlık komisyonunca belirlenenler,

f) Giriş ile ilgili nitelikleri taşımadıkları öğrenim sırasında anlaşılanlar,

(c) bendi kapsamına girenler, istekleri halinde, bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliğin belirleyeceği esaslar uyarınca uygun görülecek polis kadrolarına atanırlar.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına Manisa Milletvekili Sayın Bülent Arınç konuşacaklar.

Buyurun Sayın Arınç. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA BÜLENT ARINÇ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi, tekrar, saygıyla selamlıyorum.

Bu yasa tasarısının en önemli maddeleri geçti; bundan sonraki maddeleri, akademinin kuruluşu ve çalışma usulleriyle ilgili. Üzerinde hassasiyet gösterdiğimiz, ısrarla durduğumuz, belki de biraz duygusal konuştuğumuz -haklı olarak- maddeler, oylarınızla kabul edildi.

Bir meseleyi tekrar arz etmek istiyorum: Biraz evvel, 1951 yılından bu yana, imam hatip lisesinden mezun olmasının alametini göğsünde taşıyan ve bundan şeref duyduğunu ifade eden arkadaşımız konuştu. Milliyetçi Hareket Partisinin Sayın Grup Başkanvekili ve yanında oturan değerli arkadaşlarımız bize söz attılar; dediler ki "imam-hatip liselerini arka bahçemiz kabul edenler, bugünkü durumdan mesuldürler."

Değerli arkadaşlarım, buna vesile olduğu için Sayın Şandır'a teşekkür ediyorum, içinde bulundukları haleti ruhiye belki bunu söyletiyor; bu, yanlış bir sözdür. Şimdi size ifade ediyorum: Şu kadronun içerisinden veya bu kadroyla birlikte olduğunu bildiğiniz herhangi birisinin "imam-hatip liseleri bizim arka bahçemizdir" diye bir yerde konuştuğunu, elinizde bir belge olduğunu, bir gazete kupürü olduğunu -bizzat kendi ağzından veya bir televizyon programında açıkça ifade ettiğini- biliyorsanız, lütfen, bu belgeyi, bugün olmazsa bile yarın getiriniz; ama, bu sözler, imam-hatip liselerine açıkça düşmanlık eden kimselerin uydurdukları palavralardır ve iftiralardır. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Fazilet Partili ve geçmişte siyaset yaptığımız partiden herhangi bir kimse "imam-hatip liseleri bizim arka bahçemizdir" sözünü söylememesine rağmen, bunu bizim üzerimize yamamaya çalışanlar haindirler, müfteridirler, ahlaksızdırlar. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, imam-hatip nesli iftihar edeceğimiz bir nesildir. Bu millet, evlatlarını, bu okullarda hem maddî hem manevî bilgiler edinsin diye okuttu ve onlarla iftihar etti. Onların içinden yanlış yapanlar çıkabilir, yanlış yolda yürüyenler olabilir, suç işleyenler olabilir; hukuk devletiyiz, ne mezunu olduğuna bakmadan, herkes için aynı adaleti uygulamakla sorumluyuz.

Ben, imam-hatip lisesi mezunu değilim; ama, bir eşitliğin olmasını istiyorum. MHP'nin içerisinde imam-hatip mezunu kaç arkadaşımız var, değerli kardeşimiz, can dostumuz var, imam-hatip lisesinde okuyan kaç çocuğun velisi var, imam-hatip derneği başkanlığı yapan kaç kişi var. Bunlar kötü şeyler değil ki, bunu hepimiz yapıyoruz, şerefle yaptık. Bu millet, tek kuruşuna kadar, bu okulların temelinden, tavanındaki tuğlasına, kiremidine kadar, 1950 öncelerini çok iyi bildiği için, benim çocuğum, arkamdan, hiç olmazsa, hem bir fatiha okusun hem de doktor olursa, avukat olursa da, çalmadan, yemeden, soymadan millete hizmet etsin diye bu okulları yaptı. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, bakınız, yapılacak şeyi siz çok önce söylediniz. Sizin Genel Başkanınız ve hepiniz "bu iş ancak Mecliste çözülür" dediniz "sokakta çözülmez" dediniz, ne kadar güzel!.. İki senedir bekledik; neyi çözdünüz allahaşkına? Ellerinizi vicdanınıza koyun ve şunu çözdük deyin. Millete verdiğiniz sözler adına neyi çözdüğünüzü biz de bilelim ki, şerefi size ait olsun. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Şimdi, bu meseleyi buraya getirirken ve bir dayatmayla "bu, mutlaka çıkacak, mecburuz; hükümetin, üç gün daha ayakta durması buna bağlı; filan, filana telefon etti de, iki sene sonra bu önümüze geldi" diyorsunuz. Dışarıda bunu böyle konuşuyoruz, aşağıda böyle konuşuyoruz; ama, burada başka türlü hareket ediyorsunuz. Üç gün sonra hükümet de kalmayabilir, biz de olmayabiliriz; ama, bir hesap günü var; bu hesap gününde, hepimiz, Anayasanın 83 üncü maddesine sığınacak durumda değiliz; yaptığımız her işin, attığımız her adımın, söylediğimiz her sözün hesabını vereceğiz. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Değerli kardeşlerim, Oktay Vural'ı bunlar çok ilgilendirmiyor olabilir; ben, bu sözlerin hicranını duyanlara sesleniyorum. MHP'nin, ne dününde ne bugününde olmayan, milletvekili olduğu gün MHP'li olduğunu ilan edenler için konuşmuyorum ben burada; bu davayı bilen ve bu topluluğu seven bir insan olarak konuşuyorum.

Sözüm DSP'ye değil, onlar sözümün dışında; sözüm, bu topluluğa. Lütfen, yanlışlardan vazgeçelim. 15 inci maddeyi kabul ettiniz, bu kanunun ruhu bitmiştir. Artık, 16 ncı maddeden itibaren, Fazilet Partisi bu Mecliste, bu Genel Kurulda bulunmayacaktır; sizi, halka ve millete şikâyet edeceğiz. Yaptığınız bu yanlışlığın hesabını millete vereceksiniz, bunu, hep beraber göreceğiz. Genel Kurulu terk ediyoruz.

Saygılar sunarım. (FP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Arınç.

(FP milletvekilleri Genel Kurul salonunu terk etti)

BAŞKAN - Efendim, madde üzerinde...

VI. – AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1. – İzmir Milletvekili Oktay Vural’ın, Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın, konuşmasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun efendim.

OKTAY VURAL (İzmir) - Efendim, ismimi ifade ederek, sataşmada bulundular.

BÜLENT ARINÇ (Manisa) - Evet, ismini söylemek mecburiyetinde kaldım, üzülüyorum.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Vural; çok kısa lütfen... Tabiî, yeni bir sataşmadan bahsetmeyeceğim; çünkü, herhalde bulunmayacaklar Genel Kurulda; ama, çok kısa konuşursanız, çok memnun olurum.

BÜLENT ARINÇ (Manisa) - Kürsüyü onlara bırakıyoruz; daha 16 madde var, buyurun konuşun... Millet sizi dinleyecek. Biz varken çok konuşamadınız, biz yokken daha rahat konuşursunuz.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Vural.

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; tabiatıyla, her türlü meselenin istismarını bu kürsü vesilesiyle dile getirenlerin, bugün, bu kürsüleri terk etmesi de, milletin haklarını ne kadar takip ettiklerine dair bir delalettir.

Değerli dava arkadaşlar...

MEHMET ERGÜN DAĞCIOĞLU (Tokat) - Biz, vazifemizi yapıyoruz; sen de vazifeni yap!..

BAŞKAN - Sayın Dağcıoğlu...

MUSTAFA VERKAYA (İstanbul) - Dinle!.. Dinle!..

BAŞKAN - Buyurun Sayın Vural.

OKTAY VURAL (Devamla) - 28 Şubat sürecindeki kararlara imza atanların, millî ve manevî değerlerimizi kaynaşma noktası olmaktan çıkararak çatışma noktası haline getirenlerin, çatışmacı siyaset anlayışını yerleştirenlerin, elbette, bu millete hesap vermesi gerekir; vermesi de gereklidir;

Ben, şurada, şunu ifade etmek istiyorum: Ben, Milliyetçi Hareket Partisi milletvekili olarak, 1970 yılından itibaren Türk milliyetçiliği fikrine gönül vermiş bir kimseyim. Türkiye'nin bütün millî ve manevî değerlerine kaynaşma noktası getiren bu mücadele içerisinde her bir fert gibi bulunmaktan büyük şeref duyuyorum. Bu hareket içerisinde yer almayıp, bugün, bu hareketi suçlayanların, bu hareket içerisinde yer almamasını da tarihî bir tenakuz olarak görüyorum. Millîliği, bedevi çadırlarında bulanların, bu bakımdan, Milliyetçi Hareket Partisine söyleyeceği hiçbir söz yoktur.

Değerli milletvekilleri, bu ölçüler içerisinde, Türkiye'nin, önemli bir noktasında son derece önemli meselelerini tartışırken, bu meseleleri çözme noktasından ziyade, kendi iç meselelerini gözardı etmek için bu meseleleri tartışma noktası haline getirenleri de, millete şikâyet ediyorum. Göreceksiniz ki, bu millet, bugün, buraları terk edenlere de hesap soracaktır.

Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Vural.

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

2.- Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/497, 1/212) (S. Sayısı: 438) (Devam)

BAŞKAN - Efendim, madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Siirt Milletvekili Sayın Takiddin Yarayan.

Buyurun Sayın Yarayan. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA TAKİDDİN YARAYAN (Siirt) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Polis Yükseköğretim Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 16 ncı maddesi üzerinde Grubum adına söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Grubum ve şahsım adına Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. 10 Nisan 1845 yılında kurulan Emniyet Teşkilatı, yüzellialtı yıldır, vazife aşkı ve sorumluluk duygusu içerisinde görev yapmaktadır. Türk polisi, hayatını feda etmek pahasına, cesur, kararlı ve özverili çalışmalarıyla yüce milletimizin gönlünde önemli bir yer tutmuştur. Türk polisinin başarısında en önemli etken, almış olduğu eğitim kalitesidir.

Polis akademisi, emniyet teşkilatının orta ve üst kademe yöneticilerini yetiştirmek için 1937 yılında kurulmuştur; 1940 yılında iki yıllık yüksekokullar, 1962 yılında ise üç yıllık yüksekokullar içerisine alınmıştır; 1980 yılında eğitim ve öğretim dört yıla çıkarılmış ve 1984 yılında ise, lisans düzeyinde eğitim ve öğretim veren bir yüksek öğretim kurumu haline getirilmiştir.

Bilindiği üzere, akademi, polis teşkilatını yönetecek amir ve müdür düzeyinde emniyet mensubu yetiştirmektedir. Bu öğrenciler, geleceğin emniyet müdürleri ve amirleri olacaktır.

Ülkemizdeki barış, huzur ve güven ortamını en iyi şekilde sağlayan polisimizin başarısı, halkımızın manevî desteğiyle sağlanmaktadır.

16 ncı maddeyle, akademideki öğrencilik sıfatının sona ermesiyle ilgili yasal düzenlemeler getirilmiştir. Bu maddeyle, polislerin dikkat etmesi gerekli en önemli unsur olan ahlak üzerinde durulmuştur. Polisler, topluma örnek olmak zorundadırlar. En ufak disiplinsizlik ve davranış bozukluğu, bütün teşkilatın yıpranmasına neden olabilir. Akademiye alınacak kişilerde, ahlak, ölçü alınmıştır; ancak, öğretim sırasında davranış bozukluğu gösteren kişiler derhal akademiden ayrılmalı ve öğrencilik sıfatı sona erdirilmelidir.

Ayrıca, bu maddeyle, süresi içinde öğrenimlerini tamamlayamayanlar, istekleri halinde, çıkarılacak yönetmelik doğrultusunda, uygun görülen polis kadrolarına atanacağı hükmü getirilmiştir.

Bu yasayla, imam-hatip düşmanlığı yapılmaktadır, imam-hatiplilerin önü tıkanmak istenmektedir ve yanlış yapılmaktadır. Gelin, bu yanlıştan geri dönün ve çoğunluğu Müslüman olan bu milletin inancıyla oynamayın. Vicdanlarda mahkûm oldunuz; bundan sonra da sandıklarda mahkûm olacaksınız ve bu millet sizi affetmeyecektir. Yaptığınız bütün kanunlar gibi, bu kanun da, millete rağmen yapılan bir kanundur.

Son olarak, bu kanun yapılırken, eğitimin bir bütün olduğu bilinciyle, akademide görev yapan akademik personelin dışındaki diğer personelin de özlük haklarının düzenlenmesi ve iyileştirilmesi gereklidir.

Bu kanunun, tüm emniyet camiasına ve milletimize hayırlı olmasını diler, Yüce Heyetinize saygılar sunarım. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yarayan.

Madde üzerinde 2 adet önerge vardır; önce okutacağım ve aykırılıklarına göre işleme koyacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı yasa tasarısının 16 ncı maddesinin sonuna gelmek üzere "öğrencilik sıfatının sona ermesini gerektiren fıkralardaki hükümler idarî yargıya açıktır" ibaresinin ilavesini arz ve teklif ederiz.

 

Musa Uzunkaya

Rıza Ulucak

Yaşar Canbay

 

Samsun

Ankara

Malatya

 

Latif Öztek

 

Fahrettin Kukaracı

 

Elazığ

 

Erzurum

BAŞKAN - İkinci ve aykırı olan önergeyi okutup, işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

438 sıra sayılı tasarının 16 ncı maddesine aşağıdaki bendin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

"Yüz kızartıcı suç işleyenler."

 

Bülent Arınç

Lütfi Yalman

Musa Uzunkaya

 

Manisa

Konya

Samsun

 

Remzi Çetin

 

Mehmet Çiçek

 

Konya

 

Yozgat

 

 

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Öğrenciliği sırasında hırsızlık, ahlaksızlık, çeteye karışma ve bunun gibi yüz kızartıcı suç işleyenlerin polislik görevi gibi güvenliği ilgilendiren bir konuda görev yapması da doğru değildir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Son önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 438 Sıra Sayılı Yasa Tasarısının 16 ncı maddesinin sonuna gelmek üzere "öğrencilik sıfatının sona ermesini gerektiren fıkralardaki hükümler idarî yargıya açıktır" ibaresinin ilavesini arz ve teklif ederiz.

                             Musa Uzunkaya

                                         (Samsun)

                                  ve arkadaşları

BAŞKAN - Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Bütün alanlarda olduğu gibi öğrencilik haklarında da mağduriyetine inanan şahıslar yargıya başvurabilirler. Bu yasada da idarî yargıya başvurma imkânı getirilmektedir.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

ALTINCI BÖLÜM

Disiplin ve Ceza İşleri

Disiplin kurulları

MADDE 17- Akademide;

Başkanlık Polis Disiplin Kurulu, Fakülte Polis Disiplin Kurulu ve Fakülte Öğrenci Disiplin Kurulu bulunur.

Başkanlık Polis Disiplin Kurulu ve Fakülte Polis Disiplin Kurulunun teşkili, çalışma esas ve usulleri emniyet teşkilâtı mevzuatına tâbidir. Enstitülerdeki öğrenci ve diğer personelin disiplin işlerine, akademideki başkanlık polis disiplin kurulu bakmakla yetkilidir.

Akademide ek ders görevlileri ve emniyet hizmetleri sınıfından öğretim elemanları dışındaki kadrolu öğretim elemanlarının disiplin ve ceza işleri hakkında 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.

Fakülte Öğrenci Disiplin Kurulu; öğrencilerin disiplin soruşturmalarını karara bağlamak üzere, dekanın başkanlığında, fakülte öğretim kurulu ile fakülte yönetim kurulunun kendi aralarında seçecekleri ikişer üyeden oluşur.

Kurul üyelerinin görev süresi, kurulun vereceği cezalar ve bu cezaların; karşılığı olan olay, tutum ve davranışlar, disiplin cezaları nedeniyle ilişik kesilmesini gerektiren haller ve uygulama esasları ile bu konulara ilişkin diğer hususlar yönetmelikle düzenlenir.

Polis yüksek öğretim kurumlarındaki öğrenci disiplin kurulunca verilen, fakülteden, enstitülerden ve polis meslek yüksek okullarından çıkarma cezasını gerektiren kararlar başkanın önerisi, genel müdürün onayı ile, diğer kararlar ise fakülteler için dekanın, enstitüler için başkanın, polis meslek yüksek okulları için ise okul müdürlerinin onayı ile kesinleşir.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Aksaray Milletvekili Sayın Murat Akın; buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA MURAT AKIN (Aksaray) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 438 sıra sayılı tasarının 17 nci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 17 nci maddeye göre, akademide, Başkanlık Polis Disiplin Kurulu, Fakülte Polis Disiplin Kurulu ve Fakülte Öğrenci Disiplin Kurulu olmak suretiyle üç disiplin kurulu bulunmaktadır ve "Başkanlık Polis Disiplin Kurulu ve Fakülte Polis Disiplin Kurulunun teşkili, çalışma esas ve usulleri emniyet teşkilatı mevzuatına tabidir" denilmektedir.

Görevden çıkarma, meslekten çıkarma hariç diğer kararlar, ilgili kurulların başkanlarının vermiş olduğu onayla kesinleşiyor; sadece meslekten çıkarma, genel müdürün ve bakanın onayıyla kesinleşmiş oluyor.

Değerli milletvekilleri, bu disiplin kurulları, daha ziyade, istisnaî durumlarda çalışan kurullardır; ancak, emniyet teşkilatının, hakikaten, içinde bulunduğu çok büyük sıkıntılar vardır. Bunlardan en önemlilerinden birkaç tanesini tadat edeceğim: Bütün illerde mevcut polisevlerine ilave polisevlerinin yapılması, metropol illerdeki personele daha fazla ücret ayarlanması, polis ve emeklilerinin özel hastanelerden faydalandırılması, dikiş parasının günün şartlarına göre ayarlaması, polis akademileri ve polis okulları girişlerinde polis çocuklarına öncelik tanınması, POLZAR'ın geliştirilerek OYAK konumuna getirilmesi, polis emeklilerinin ücret durumunun iyileştirilmesi, karakolların kaldırılarak yerine ilçelerde büyük polis merkezlerinin kurulması, Polis Vakfının şehit aileleri ile mağdur polis ailelerine yardımda bulunması, metropol şehirlerde polis hastanelerinin kurulması, fazla mesai ücretinin günün şartlarına göre ayarlanması, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun gözden geçirilip günümüz şartlarına göre yeniden ayarlanması, trafik hizmetlerinin polisten alınması.

Bunlar, bugün, emniyet teşkilatının, polis teşkilatının içinde bulunduğu problemlerdir. İnşallah, Meclisimiz, bu meseleleri halledici yeni bir düzenlemeyi burada yasalaştırır ve emniyet teşkilatı, emniyet mensupları, maddî olarak içinde bulundukları sıkıntılardan kurtulmuş olurlar.

Değerli milletvekilleri, bir emniyet amirinin aldığı maaş ile diğer bir kurumda, müessesede mümasil bir görevi ifa eden kişinin aldığı maaşı burada ifade edeceğim. 14 yıllık hizmeti olan bir emniyet amiri 391 330 000 lira maaş almakta, buna mümasil bir görevi ifa eden başka bir kurumdaki kişi ise 548 540 000 lira almaktadır. Belki, emniyet amiri, diğer kişiden daha fazla mesai yapmakta ve o görevi ifa eden diğer kişiye göre, sosyal ve diğer hakları ve sosyal faaliyetlerden faydalanma yönü daha az olan ve daha fazla mesai yapan bir görev ifa etmektedir. Ayrıca, bunun için de, bu ifade ettiğim ücretin içerisinde, yüzde 15 tutarında ek hizmet tazminatı almaktadır ki, 548 milyona, onu da ilave ettiğimizde, 575 milyon liraya baliğ olmaktadır.

Değerli milletvekilleri, bu müesseselerdeki kamu hizmeti yapan, bilhassa iç asayiş ve dış asayişi sağlayan bu müesseseler arasındaki ücret farklılığını giderir isek, bu insanlarımız, emniyet mensubu insanlarımız, emniyet teşkilatında çalışan insanlarımız daha aşkla, şevkle görevlerini ifa ederler düşüncesiyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum efendim.

Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Diyarbakır Milletvekili Sacit Günbey söz istemişlerdi; ama, salonda yok.

Önerge?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Soruşturma yetkisi ve doğrudan ceza verme

MADDE 18- Başkan, fakülte, enstitü ve polis meslek yüksek okullarında görevli ek ders görevlileri dışındaki öğretim elemanları ve diğer personel ile öğrenciler hakkında akademi içinde veya dışında işlemiş oldukları disiplin suçlarından dolayı soruşturma yapmaya veya yaptırmaya yetkilidir.

Bakan veya genel müdür gerekli gördüğü hallerde akademide görevli emniyet hizmetleri sınıfından öğretim elemanları ile her düzeydeki personel için soruşturma açılmasını isteyebilir veya doğrudan yaptırabilir, emniyet teşkilâtı mevzuatında belirlenen cezaları doğrudan verebilir.

Emniyet teşkilâtı mevzuatında eğitim ve öğretim kurumu müdürlerince verilmesi öngörülen cezaları, Başkan da doğrudan vermeye yetkilidir.

BAŞKAN- Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Aksaray Milletvekili Sayın Murat Akın söz istemişlerdir.

Buyurun efendim.

DYP GRUBU ADINA MURAT AKIN (Aksaray)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan tasarının 18 inci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım.

Değerli milletvekilleri, bu madde, akademi başkanı, fakülte dekanı ve enstitü başkanının, sadece okul içindeki disiplin suçlarından dolayı değil, aynı zamanda, bu kamu görevi ifa eden kişiler hakkında, okul dışında işlemiş oldukları -biraz önce ifade edilen ve yönetmelikle de belirlenecek olan- disiplin suçlarından dolayı soruşturma yapmakta ve ceza vermekte yetkili olduğuna dair maddedir.

Bilindiği üzere, günümüz dünyasında yaşanılan değişim ve dönüşümlere şöyle bir baktığımız zaman, 2 000 yılın son 20 yılı içerisinde olan değişim, daha önceki değişimlerin hepsinden fazla olmuştur.

Değerli milletvekilleri, değişen ve dönüşüm yaşayan bu çağın yeni oluşumu içerisinde eğitim yapacak polis öğrencilerimizin ve ders verecek öğretim üyelerimizin, mutlak surette, bu 2 maddede belirtilen disiplin suçlarını işlememelerine en büyük katkıyı sağlamanın yolu, bunların ekonomik ve maddî durumlarını, hayat standartlarını, geçim şartlarını iyileştirmekten geçer.

Kamu görevi ifa eden diğer kuruluşlarda bazı memurlar, değişik işler ifa etmek suretiyle, yani, serbest çalışmak ve pazar yerinde pazarcılık yapmak suretiyle, almış oldukları ücrete ek bir ücret katarak, geçim şartlarını devam ettirmektedirler; ancak, polis teşkilatında çalışan, emniyet teşkilatına mensup insanların diğer bir ikinci iş yapmaları, her şeyden önce, bunların asıl görevlerini ifada bir zorluk çıkaracaktır. Bu insanlarımızın ikinci iş yapmaları halinde disiplin suçunu gerektirir bir durum ortaya çıkacağına göre, mutlaka ve mutlaka, bunların geçim şartlarını iyileştirmemiz gerekir.

Değerli milletvekilleri, Aksaray İlinde, uygulamalı bir polis eğitim merkezi bulunmaktadır. Hollanda'da bulunan bir merkezden örnek alınarak inşa edilen bu merkez, âdeta bir mahalle görünümündedir. İçinde, banka, apartman dairesi, karakol, market, kahvehane, haber merkezi, sokak ve cadde gibi bütün unsurlar bulunmaktadır. Ayrıca, tüm bu alanlar merkezî kamera sistemiyle görüntülenmekte, iki sınıfa bu görüntüler canlı olarak aktarılmaktadır. Bu merkez, Türkiye'de ve Ortadoğu'da, sadece okulumuzda, yani Aksaray'daki polis okulunda bulunmaktadır. Ayrıca, hamam, iş ocakları, 21 adet dubleks personel lojmanı, atık su arıtma tesisleri, uygulamalı derslikler binası bulunmaktadır. Bu okulun açılışında emeği geçen ve o zaman iktidar olan, hükümet olan Doğru Yol Partisine ve yine, ortağı olan diğer partiye, ayrıca, onayıyla açılışı bir yıl öne alan o zamanki İçişleri Bakanı Sayın Nahit Menteşe'ye teşekkür ediyoruz.

Bugünkü hükümetten, bilhassa, bugünkü hükümeti oluşturan partilerden Anavatan Partisine mensup İçişleri Bakanımızdan istirhamımız, bu polis okulunun, meslek yüksekokulu haline dönüştürülmesidir; çünkü, çok teşkilatlı ve oldukça iyi bir konumdadır. Kapasitesi 1 000 kişiliktir, 400-450 kişi öğretim görmektedir. Tam kapasite öğretim verildiği takdirde daha faydalı olacağı düşüncesiyle tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Akın.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

19 uncu maddeyi okutuyorum:

YEDİNCİ BÖLÜM

Eğitim-Öğretim ve Mezuniyet

Lisans eğitim-öğretimi ve süresi

MADDE 19. - Fakültede lisans eğitim-öğretimi bu Kanunda belirlenen amaç ve ilkelere göre aşağıdaki şekilde düzenlenir:

a) Ders programları ilk üç sınıfta polis mesleği için gerekli genel bilgileri, son sınıfta genel müdürlüğün belirleyeceği türde ihtisas bölümleri için özel bilgileri kapsayacak şekilde düzenlenir.

b) Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Türk Dili, Yabancı Dil ve Beden Eğitimi zorunlu ders olarak verilir. Diğer zorunlu derslerden meslekî ağırlıklı olanlar eğitim ve öğretim yüksek kurulunun önerisi ile genel müdürlükçe, meslekî olmayan dersler ise fakülte öğretim kurulunun önerisi, eğitim ve öğretim yüksek kurulunun kararı ile belirlenir.

c) Lisans öğretiminde, 11 ve 12 inci maddeler de dikkate alınarak yukarıdaki bentlere göre okutulacak derslerin günlük ve haftalık saatleri, çeşitleri, öğrencilere yaptırılacak seminer ve uygulama çalışmaları, verilecek konferanslar ve bu konulara ilişkin diğer programlar bir yönetmelikle düzenlenir.

Fakültede öğretim süresi, ders geçme esası ile 8 yarı yıl, sınıf geçme esası ile 4 öğretim yılıdır. Öğrencilere 2 yarı yıl veya bir öğretim yılı ek süre tanınır. Bu süre sonunda da başarısız olanlar hakkında, 16'ncı maddenin son fıkrası hükmü uygulanır.

16'ncı maddenin (e) bendi gereğince sağlık şartları bakımından öğrencilik sıfatını kaybedenlerden, ilişiğinin kesilmesinden itibaren 2 yıl içerisinde öğretime devam edebileceği ve aktif polislik yapabileceği sağlık kurulları ve genel müdürlük sağlık komisyonunca belirlenenler akademiye yeniden öğrenci olarak alınabilirler.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Eskişehir Milletvekili Sayın Sadri Yıldırım; buyurun efendim.

DYP GRUBU ADINA MEHMET SADRİ YILDIRIM (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, 438 sıra sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu, Polis Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 19 uncu maddesi üzerinde Doğru Yol Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinize, emniyet teşkilatına, Partim ve şahsım adına saygılarımı sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, öncelikle tasarının hayırlı olmasını diliyorum, şehit olan polislerimize Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum, gazilerimize de geçmiş olsun diyorum.

Türk toplumunun ve emniyet teşkilatının ihtiyaç ve beklentilerine yanıt verebilecek nitelikte polislerin yetiştirilmeleri ve onların, insan haklarına saygılı; ancak, devlet otoritesini de zaafa uğratmayacak bir yapıda eğitilmeleri için, eğitim hizmetlerinin, gelişen bilim ve teknolojiye paralel olarak yapılandırılması olan bu tasarıyı görüşüyoruz ve destekliyoruz.

Küreselleşen dünyamızda, değişen bilgi ve iletişim teknolojilerinde meydana gelen hızlı gelişmeler, toplumları ve kurumları değişime zorlamakta, sosyokültürel yapımızdaki bu değişmeler, polis eğitim  sistemimizi de etkilemesi nedeniyle,  polis eğitimine önem verilmesi ve polisin modern dünyadaki yerini alabilmesi için, ülkemizde de polisin fonksiyonu değişmektedir. Bu nedenle, güvenlik hizmetlerinde etkinliğin, profesyonelleşmenin ve yüksek kalitede hizmet sunmanın, ancak eğitim kalitesinin yükseltilmesiyle gerçekleştirilebileceği bilinen bir gerçektir.

Öyleyse, bu tasarı, ülkemiz için, insanımız için, emniyet teşkilatımız için çok önemlidir; çünkü, polisin yaptığı görevleri hatırlarsak, önemini daha iyi anlamış oluruz.

2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 1 inci maddesinde "Polis, ülkede asayişi, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza eder. Ammenin istirahatini temin eder. Yardım isteyenlerle yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder. Kanun ve nizamnamelerin kendisine verdiği diğer görevleri yapar" denilmektedir.

Yani, toplum düzeninin ve güvenliğinin sağlanması, devletin en başta gelen ödevleridir. ödevi de polis teşkilatı yerine getirir. Polis, ülkesi, milleti için bu önemli görevleri yaparken, canını, malını ortaya koyarak, gece gündüz her fedakârlığa katlanarak bu görevi yerine getirmektedir. Öyleyse, polis, ülke ve insanlar için bu kadar önemli görev yaptığına göre, polisin eğitimine önem vermek ve her imkânı sağlamak mecburiyetindeyiz. 

Değerli milletvekilleri, polislere üç tür eğitim öngörülmektedir. Birincisi, hizmet öncesi eğitimdir. Bunun bir bölümü temel eğitim, bir bölümü de branş eğitimidir. İkincisi, hizmetiçi eğitimdir; polis eğitimine meslekî içerik kazandırmak içindir. Üçüncüsü, yönetici eğitimidir; polis akademisinde verilecek eğitim, yükseklisans ve doktora yapanlara verilecek eğitimdir.

Toplumu yüceltecek, çağdaşlaştıracak ve medeniyete ulaştıracak, eğitimdir. İşte, bu eğitimi alan polislerimiz de görevinin önemini ve mesuliyetini bilecek, maksadını anlayacak, vatandaşa daha saygılı yaklaşacaktır. O zaman, vatandaş da polise anlayışlı davranacak ve polis, görevini daha rahat yapacak ve polis ile vatandaş birbirini samimî olarak kucaklayacaktır. Polis düşmanlığı ortadan kalkacak, ülkemiz için birlik ve beraberlik sağlanacaktır; yeter ki, polisimiz önce vatandaşa sevgi ve saygıyla yaklaşsın. Vatandaşımızın da polise daha saygılı olacağına inanıyorum.

Değerli milletvekilleri, ancak, polisin görevini yapabilmesi için araç-gereç, modern cihaz ve aletler de kendilerine sağlanmalıdır. Ülke ve toplum için önemli görevler yaparken ölen ve sakat kalan polis ve emniyet teşkilatımızın sorunlarına da kısaca değinmek istiyorum.

Ülkemizin genel güvenliğinden sorumlu emniyet teşkilatı, ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 70'ine hizmet götürmektedir. Avrupa standartlarında 250 kişiye 1 polis düşerken, bizde, yaklaşık, 400-500 kişiye 1 polis düşmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET SADRI YILDIRIM (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

Buna rağmen, emniyet teşkilatının, özellikle, son yıllarda düzenlediği operasyonlarda gösterdiği başarılar her türlü takdirin üzerindedir. Demokrasinin ve rejimin güçlü savunucusu emniyet teşkilatının, en üst standartlara yükseltilmesi, ülkemizin ulusal çıkarları açısından da büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle, sorunlarına da çare bulunmalıdır.

Emniyet teşkilatı personel kanunu çıkarılmalıdır; maaş ve özlük hakları günün şartlarına göre yeniden ayarlanmalıdır; ancak, Doğru Yol Partisi, tüm çalışanların, memurların, emeklilerin de, artan hayat pahalılığı karşısında maaş ve ücretlerine yeniden artış sağlanmasını istemektedir. Polis, siyasî baskılardan arındırılmalı, çalışan ve hak eden yükseltilmelidir; ama, her şey, bilgi ve imtihanla olmalıdır.

Ülkemizin, çağdaş, muasır medeniyet seviyesine ulaşmış ülkeler seviyesine ulaşması ve demokrasimizin gelişmesi için, bu kanunun tekrar hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum efendim.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Diğer maddeyi okutuyorum:

İhtisas bölümlerine ayırma ve uygulama eğitimleri

MADDE 20- Dördüncü sınıfa geçen öğrenciler, fakülte yönetim kurulunca, türü ve kontenjan miktarı genel müdürlükçe belirlenecek ihtisas bölümlerine ayrılır ve dördüncü sınıfı, ayrıldığı ihtisas bölümünde tamamlarlar.

Bölümlere ayırma işlemi, ihtisasın özellikleri, öğrencinin geçmiş yıllardaki başarı ve yetenekleri ile öğrencinin isteği göz önünde bulundurularak fakülte yönetim kurulunca yapılır.

Fakülte öğrencileri öğretim yılı sonunda uygun görülen kamp yerlerinde en az bir, en çok iki ay süre ile esas ve usulleri yönetmelikle belirlenecek mesleki eğitim, atış tatbikatı, fiziki kondisyon çalışmalarına tâbi tutulurlar

BAŞKAN - Madde üzerinde. Doğru Yol Partisi Grubu adına, Manisa Milletvekili Sayın Necati Çetinkaya; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA M.NECATİ ÇETİNKAYA (Manisa) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; konuşmama başlamadan önce, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Baccaria, meşhur bir ceza hukukçusudur, bir filozoftur. O, ceza kitabının başlangıcında aynen şöyle diyordu:"En büyük toplumun, en büyük huzur ve menfaatı." Yani, toplumlarda aslolan, topyekûn ülkede huzuru, sulhu, sükûnu, güvenliği, esenliği sağlamak ve dolayısıyla, o toplumu bir huzur ülkesi haline getirmek; aslolan bu... Tefrikaya meydan vermemek. Zaten, biz, polisi tarif ederken -yaptığı görevleri- ülkenin topyekûn güvenlik ve asayişini korumak ve kollamakla görevli olan silahlı güç olarak kabul ettik.

Değerli arkadaşlar, bugün, Avrupa Birliğinin eşiğinde bulunan ve hakikaten, hepimizin büyük arzu ve istekle Avrupa Birliğine girmek için gayret gösterdiğimiz bir anda ve önümüzde de, Kopenhag kriterlerinin tadat edildiği bir zamanda, çıkıyoruz; hiç de... Yıllarca, insan hakları hususunda dünyaya örnek olan -her devlette- 16 Türk devletini de incelendiğiniz zaman, temelinde adalet vardır, hukuk vardır, nısfet vardır ve topyekûn, birlik ve beraberlik içinde yaşamanın sırrını bulan bir yönetim tarzı vardır. Biz, bunu öğretmişiz; ama, değerli arkadaşlar, bakınız, samimî söylüyorum, bir yanlışlık yaptık. Nedir o yanlışlık? Anayasanın 10 uncu maddesi, 70 inci maddesi ve Anayasanın başlangıcında, dibacesinde yer alan hususları incelediğimiz zaman, hiçbir tefrika gözetmeksizin, her Türk vatandaşı kanun önünde eşittir, her Türk vatandaşı kamu hizmetlerinden eşit olarak istifade eder ve dolayısıyla, yine 10 uncu maddede, din, ırk, dil, cinsiyet farkı gözetmeksizin, herkes, eşit bir şekilde, ülkenin haklarından, menfaatlarından istifade eder. Bunlar, Anayasanın amir hükümleri; ama, biz, bugün, temel hak ve hürriyetlerde, kişilik hürriyetlerinde Avrupa Birliğine girecek durumdayız diye, göğsümüzü gere gere, Batılı dostlarımıza söylerken, bir gruba, siz bu okula giremezsiniz dersek, inanıyorum ki, bir yanlışlık yapmış oluruz. Bunlar, hukuk ve adalet kavramlarıyla bağdaşmaz. Şimdi, o gençler, kalkacak diyecek ki, ben, öz yurdumda garip, öz vatanımda parya mıyım?!.

Değerli arkadaşlarım, Yüce Meclis, 81 inci yılını idrak etti. Bu Meclis, Kurtuluş Savaşını bizatihi üstlenerek, başarıyla, zaferle çıkmış gazi bir meclis.

YAŞAR TOPÇU (Sinop) - Kahraman, kahraman...

M. NECATİ ÇETİNKAYA (Devamla) - Bu Meclis, kahramanlar meclisi ve bu Meclis, alnının akıyla, her zaman, her hususta en doğruyu yapmayı kendisine hedef edinmiştir, böyle olması gerekir. Yanlışlıkların, sosyal dengelerin bozulmasına medar olacak herhangi bir hususta bu Meclisin görevi, doğruyu bulmak, doğruyu yapmaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çetinkaya, tamamlayın lütfen.

Buyurun efendim.

M. NECATİ ÇETİNKAYA (Devamla) - O sebepledir ki, gönül isterdi ki, topyekûn, hepsi birbirinden değerli olan Meclisteki şu değerli arkadaşlarımız arasında, keşke, bir konsensüs sağlansaydı; keşke, birlik ve beraberlik içinde "tüm meslek okullarından mezun olanlar polis okullarına girebilir" konusunda bir karar alınsaydı ve imam-hatip istisnasını koymasalardı. Bence, adil olamadık bu konuda. Bence, Meclisimiz, keşke, bu konuda doğruyu bulsaydı ve izanıyla, basiretiyle, toplumun genel huzurunu ve sosyal dengeleri ihlal etmeyecek, sarsmayacak en güzeli bulsaydı. Fakat, gel gelelim ki, bugün, bu Meclis, içinde bulunmakla gurur duyduğum, hakikaten, her hususta, yegâne, bütün problemlerin çözüm çaresi ve mercii, gururla, burasıdır dediğimiz bu Yüce Meclis, keşke, bugün, aklıselimle hareket etmiş olsaydı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN- Sayın Çetinkaya, teşekkür ediyorum.

M. NECATİ ÇETİNKAYA (Devamla)- Dileriz ki, inşallah, önümüzdeki günlerde, vakitlerde bu yanlışlık düzeltilsin ve ülkenin, topyekûn güvenlik ve asayişini şimdiye kadar büyük bir başarıyla yerine getiren, Türkiye'nin huzur ve güvenliğini her hususta korumakta kendisini ispat eden Türk polis teşkilatı -inşallah, bu Meclis, ileride bu yanlışlıkları düzeltir- bu eğitim kanununu kendisine ışık edinsin.

Hepinize saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN- Teşekkür ediyorum efendim.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...

SABAHATTİN YILDIZ (Muş)- Sayın Başkan, karar yetersayısının aranılmasını istiyorum.

BAŞKAN- Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum...

SABAHATTİN YILDIZ (Muş)- Sayın Başkan...

BAŞKAN- Buyurun efendim.

SABAHATTİN YILDIZ (Muş)- Karar yetersayısının aranılmasını istemiştim.

BAŞKAN- Oylamaya geçmiştim efendim...

SABAHATTİN YILDIZ (Muş)- Oylamaya geçmeden karar yetersayısının aranılmasını istemiştim...

BAŞKAN- Şöyle buyurursanız sıralarınıza, sizi fark edebileceğim...

SABAHATTİN YILDIZ (Muş)- Arka sıraları da görmeniz lazım...

BAŞKAN- Şöyle buyurun...

Bir dahaki madde için isterseniz, tabiî, dikkate alırım...

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Devam-devamsızlık ve mezuniyet

MADDE 21- Öğrenciler, tüm derslere devam etmek zorundadırlar.

Öğrencilerden;

İki yarıyılda veya bir öğretim yılında mazeretsiz olarak yirmi ders gününden fazla eğitim ve öğretime katılmayanlar,

İdarece kabul edilebilir mazeretleri olsa bile yarı yıl veya öğretim yılının üçte birini aşan sürede devam imkanı bulunmayanlar,

O yarı yıl veya öğretim yılına ait tüm sınav haklarını  kaybederler ve başarısız sayılırlar.

Fakülteyi başarı ile bitiren öğrencilere akademi lisans diploması verilir ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu ile tespit edilen rütbedeki amir sınıfına nasbedilerek ihtiyaç duyulan kadrolara atanırlar.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sayın Necati Çetinkaya; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA M. NECATİ ÇETİNKAYA (Manisa) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; insanlık tarihini incelediğimizde göreceğiz ki, her dönemde, her asırda, nizamı, intizamı koruyan ve kollayan, devlete bağlı teşkilatlı devlet güçleri vardır. Devletin güvenlik ve asayişini sağlayan bu silahlı güçler, kafa ve beyin yapısı itibariyle ne kadar bilinçli, ne kadar iyi yetişmişlerse, o ülkede daha da güzel görev yaparlar. Dolayısıyla, o ülke huzurludur, o ülkede insan hakları daha güzel yerine getirilir ve o ülkede insanlara saygı vardır, sevgi vardır. İşte, Türk Polis Teşkilatının eğitim ve öğretimde son derece iyi teçhiz edilmesi neticesinde bunu yakalamış olacağız.

Bakınız, değerli arkadaşlar, 1996 yılında, İçişleri Komisyonu Başkanlığım sırasında bu teklifi ilk biz getirdik ve dedik ki, Türk polis teşkilatı, yükseköğrenimde ve eğitimde en iyiyi yakalamak mecburiyetindedir. Şimdi, teşkilatın içini bilen ve bilmeyen herkes, polisle ilgili bazı şeyler söyler; ama, değerli arkadaşlarım, düşünün ki, o insanların, o ülkenin huzurunu ve güvenliğini korumak ve kollamak için kendi canını feda ederek görev yapan insanların gecesi yoktur, gündüzü yoktur. Herkes bayram yaparken, herkes en güzel günlerde eğlenirken; o, herkesin daha güzel, iyi bir şekilde, huzur içinde gününü ve mesaisini geçirmesi için dimdik ayaktadır. Kış demez, soğuk demez, kar demez, sıcak demez; her an, her dakika, her saniye, ülkesinin huzurunu, güvenliğini koruma görevini -ülkesine karşı olan sevgi ve görev aşkıyla, her zaman dimdik, ayakta- en iyi şekilde yapmakla kendisini yükümlü görür. Kutsal bir görevdir; çünkü, karşılığında, gerekirse canını verme aşkı ve heyecanı vardır.

Türk polis teşkilatını incelediğiniz zaman göreceksiniz ki, gerek güvenlik konusunda gerek asayiş konusunda gerek uyuşturucuyla mücadele -narkotik- konusunda, her konuda, hayatı boyunca, teşkilatının kuruluş günü olarak kabul edildiği günden bu güne kadar, mücadelede devamlı olarak başarı göstermiştir.

Interpol rakamlarına baktığımız zaman göreceksiniz ki, Türk polis teşkilatı, narkotikte ve uluslararası organize suçlarla mücadelede, devamlı olarak başarıda en öndedir. 1997 senesinde, Antalya'da, Interpol tarafından, bu konuda -narkotikte- madalya verilmiştir. Bunu niçin söylüyorum; çünkü, dışımızdaki bazı kişiler, bu konuda, Türkiye'nin yeteri derecede mücadele etmediği hususunda bazı iddialarda bulunmaktadırlar. Biz, insan hayatını her şeyin üstünde görürüz, insan hayatı kutsaldır. İnsan, yaratılmışların en yücesidir, en şereflisidir. O sebeple, bu teşkilatın mensupları da bunu böyle kabul ederler. Saygılıdır, saygılı olmak mecburiyetindedir. İşte, onu öğretebilmeniz için ona bu aşkı, bu heyecanı, bu görev azmini ve kararlılığını verebilmenizin yolu, bu eğitim müesseselerinde iyi eğitimle yetiştirmektir. Bakınız, size, gecenin bu ilerleyen saatinde Yunus'tan bir şey söyleyeceğim.

Yunus diyordu ki:                       

"İlim, ilim bilmektir,

İlim, kendin bilmektir,

Sen kendini bilmezsen,

Bu nice okumaktır." (Alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, işte, ilimle siz teçhiz edilirseniz, o kendini bilecektir; ne olduğunu, ne için hikmetinin varlığının sebebinin ne olduğunu bilecektir.

Bu sebeple, ben inanıyorum ki, inşallah, yetişen önümüzdeki nesil...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Başkan, karar yetersayısı istiyorum!

BAŞKAN - Sayın Çetinkaya, buyurun efendim.

M. NECATİ ÇETİNKAYA (Devamla) - ...tıpkı, büyük liderin, Büyük Atatürk'ün ifadesiyle fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir nesil... İşte, o neslin yetişmesinin yolu eğitimdir, bilimdir, bilimi kendisine rehber edinmektir. (Alkışlar)

Bu duygu ve düşüncelerle, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum efendim.

Madde üzerinde bir adet önerge vardır .

Önergeyi okutup, işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Polis Yükseköğretim Kanunu Tasarısının 21 inci maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Saffet Arıkan Bedük

Turhan Güven

Mustafa Örs

 

Ankara

İçel

Burdur

 

Nevzat Ercan

Hayri Kozakçıoğlu

M.Necati Çetinkaya

 

Sakarya

İstanbul

Manisa

"Polis Meslek Yüksekokullarını başarıyla bitiren öğrencilere önlisans diploması, fakülteyi başarıyla bitiren öğrencilere lisans diploması verilir ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunuyla tespit edilen rütbelerdeki memur ve amir kadrolarına, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda belirlenen derece ve kademeden nasbedilerek, ihtiyaç duyulan kadrolara atanırlar. Bu şekilde Emniyet Teşkilatı kadrolarına atananlar ile halen görev yapmakta olan Emniyet Hizmetleri Sınıfı personelinden; yüksekokul mezunları 1 inci derecenin son kademesine, yüksekokul mezunları dışında kalanlar ise 2 nci derecenin son kademesine kadar yükselebilirler."

BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ HAYRETTİN ÖZDEMİR (Ankara) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Katılamıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Önerge üzerinde konuşacak mısınız efendim?

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Evet efendim.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bedük.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 438 sıra sayılı kanun tasarısının 21 inci maddesiyle ilgili değişiklik önergem üzerinde söz almış bulunuyorum; sözlerimin başında hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Kamu düzenini ve nizamını sağlamakla görevli olan polis, herkese eşit olarak hareket etmek ve vatandaşın can ve mal emniyetini sağlamakla görevlidir ve bu misyonuna yakışacak şekilde, tarihine, şerefine ve haysiyetine uygun bir şekilde de, görevini en üst seviyede yerine getirmiştir. O sebeple, ben, tüm emniyet mensuplarını, buradan bir kez daha tebrik ediyorum. Ancak, bu kuruluşun içerisinde haksızlıklar var, adaletsizlikler var. Bu önergemi, gerçekten, bir haksızlığın, bir adaletsizliğin, bir hukuksuzluğun ortadan kaldırılması maksadıyla verdiğimi, bilhassa hatırlatmak istiyorum; bunu, şu veya bu maksatla verdiğimi, yanlış olarak algılamayın.

Değerli arkadaşlar, getirdiğim bu önergede şunu söylüyorum: 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin (b) fıkrasında, emniyet hizmetleri sınıfının yükselebilecekleri derecelerde özellikle tahsil şartı aranmamış. Ne yapılmış; sadece, belli bir unvan verilmiş, en son yükselebileceği aylık derecesi de unvana bağlanmış. İşte, bu bir haksızlıktır, bir adaletsizliktir. 36 ncı maddeye göre, diğer kurum ve kuruluşlarda ise tahsiline ve hizmet süresine bağlı olarak yükselebiliyorlar. Oysa, emniyet teşkilatında, polis memurları, komiserler, komiser muavinleri, başkomiserler ve emniyet amirleri, tahsillerine bağlı olarak değil, hizmet süresine bağlı olarak değil, bir unvana dayalı olarak yükselebiliyorlar; bu bir haksızlık. İşte, bu haksızlığı ortadan kaldırmak için ne dedik: Mademki bu kanunu kabul ediyorsunuz, bu kabule dayalı olarak da iki yıllık yüksekokulları getiriyorsunuz, polis yüksekokullarını getiriyorsunuz... Bugüne kadar polisler dokuz ay eğitim görüyorlardı, dokuz aylık eğitimden sonra, lise mezunları 3 üncü derecede kalıyorlar, diğer kurum ve kuruluşlarda ise 2 nci derecenin 6 ncı kademesine kadar yükselebiliyorlar. Polisler de 3 üncü dereceye kadar yükselebiliyorlar; 3 üncü derecenin yan kademesine kadar gidiyorlar. İşte, bu haksızlığı, bu adaletsizliği gidermek için, mademki siz, polis yüksekokullarını iki yıllığa getirdiniz ve kabul ettiniz, o halde, lise mezunlarına, üniversite mezunlarına ve yüksekokul mezunlarına diğer kurum ve kuruluşlarda sağladığınız imkânları bu arkadaşlarımıza, bu teşkilatımıza da vermek durumundasınız ve vermelisiniz. Bu, bir hakkın teslimi; bu, eşitsizliğin ortadan kaldırılması anlamına gelecektir.

Değerli arkadaşlar, şu andaki duruma göre, lise üstü bir yıllık meslek eğitimine girenler 2 nci derecenin son kademesine, iki yıllık yükseköğrenim bitirenler 1 inci derecenin son kademesine kadar gidiyorlar diğer kurum ve kuruluşlarda. Emniyet hizmetleri sınıfına mensup polis memurları, lise ve dengi okul mezunu olanlar, aday olduktan sonra -biraz evvel de söylediğim gibi- 3 üncü dereceye kadar gidebiliyorlar. Şimdi, değerli arkadaşlar, polis memuru, komiser yardımcısı, komiser ve başkomiserler de aynı durumda bulunmasına rağmen, 1 inci dereceye ulaşmak için emniyet müdürü olmak durumundalar. Emniyet müdürlüğünü veremiyorsunuz. Emniyet müdürlüğü unvanını veremiyorsunuz; ama, emniyet müdürlüğü unvanını vermemekle beraber, kendi içinde, sivil yönetimlerde, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında olduğu gibi, maalesef, hizmet süresi ve tahsil durumuna göre onlara derece vermiyorsunuz.

Bu sebeple, getirdiğimiz bu teklifte şunu belirtmek istiyoruz: İki yıllık yüksekokulu dikkate alarak ve hizmet sırasında, diyelim ki emniyet teşkilatında görevliyken dört yıllık yüksekokulu bitirmiş veya iki yıllık yüksekokulu bitirmiş olan polislerimiz var, komiserlerimiz, komiser yardımcılarımız, emniyet amirlerimiz, başkomiserlerimiz var. Bunların da 1 inci derecenin 4 üncü kademesine yükselmesine imkân sağlanmasının yerinde ve gerekli olduğunu söylüyoruz ve yine, bundan sonra mezun olacakların da, keza, aynı şekilde diğer kurum ve kuruluşlarda olduğu gibi, yine 1 inci derecenin 4 üncü kademesine yükselmesi gerektiğini özellikle belirtmek istiyoruz.

Sayın Başbakanın da burada olduğu bir zamanda, Türk emniyet teşkilatının, diğer sivil kamu kurum ve kuruluşlarında uygulanan ve fakat emniyet teşkilatında uygulanmayan haksızlığın, adaletsizliğin, eşitsizliğin ortadan kaldırılabilmesi için, bütün milletvekili arkadaşlarımıza da işaret vermek suretiyle, özellikle emniyet teşkilatı mensuplarının gerek emniyet teşkilatı içerisinde iken yüksekokulu bitirenler ve gerekse...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bedük.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Devamla) - ... yüksekokulu bundan sonra bitireceklerin, diğer kurum ve kuruluşlarda olduğu gibi, 1 inci derecenin 4 üncü kademesine kadar yükseltilmesi hususunda oylarınızı, özellikle önergem lehinde vermenizi diliyorum.

Gerçekten, samimî olarak söylüyorum, keşke Sayın Başbakanım beni dinleyebilse, keşke Sayın Başbakanımızın beni dinlemesine imkân verseler de böylesine bir kanunda, böylesine bir tasarıda, bu adaletsizliğin giderilmesi hususunda; o da, dinlemek suretiyle bir işaret verme imkânını verseler; ama, ne yazık ki, Grup Başkanvekilleriyle konuştuğu için bu konudaki teklifimiz dikkate alınmıyor. İnşallah Sayın Başbakan hem beni dinlemiştir, hem de Grup Başkanvekillerini dinlemiştir.

Önergemin lehinde oy kullanmanızı Yüce Heyetinizden diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bedük, sağ olun.

Efendim, ne istiyorsunuz?

SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, karar yetersayısının aranılmasını istiyorum.

BAŞKAN - Peki efendim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Önergeyi kabul edenler...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Sayın Başkan, Sayın Başbakan beni dinleseydi,belki işaret verecekti Demokratik Sol Partiye.

BAŞKAN - Sayın Bedük, Sayın Başbakan dinlemiş efendim.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Ben, Sayın Başbakana hitap etmek suretiyle, gerçekten bir haksızlığın, sivil yönetimde 1 inci derecenin 4 üncü kademesine kadar yükselmeleri...

BAŞKAN - Efendim, oylamaya geçtik Sayın Bedük, siz, Grup Başkanvekilliği yaptınız...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Affedersiniz, çok özür diliyorum. Sayın Başbakan dinlemedi de onun için söylüyorum, dinleyemedi...

BAŞKAN - Ama oylamaya geçtik efendim, böyle bir usulümüz yok.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Efendim, tekrar oylayacaksınız nasıl olsa...

Sivil idarede olduğu gibi, burada da, 1 inci derecenin 4 üncü kademesine yükselmelerini sağlamak gerekir.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Bir haksızlık varsa...

BAŞKAN - Önergenin oylamasını elektronik cihazla yapacağım; karar yetersayısı arayacağım ve...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Son derece haksız bir uygulamanın sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yönelik bir önergedir.

BAŞKAN - Sayın Bedük'ün önergesini oylarınıza sunuyorum ve 3 dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı vardır; önerge kabul edilmemiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

SEKİZİNCİ BÖLÜM

Öğretim Elemanlarına İlişkin Esaslar

Öğretim elemanları ve görevleri

MADDE 22- Akademide öğretim elemanı olarak görevlendirilecek personel aşağıda gösterilmiştir:

a) 4/6/1937 tarih ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilâtı Kanununun 13 üncü maddesinde üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz ve dokuzuncu meslek derecesinde sayılanlar,

b) Akademi kadrosuna atanacak öğretim elemanları,

c) İhtiyaç halinde sözleşmeli veya ek ders ücretli olarak görevlendirilen üniversite öğretim üye ve yardımcıları, yüksek öğrenim görmüş meslek mensupları ile diğer kamu görevlileri ve okutacakları ders konusunda uzman olan serbest meslek sahibi kişiler,

d) Akademide görevli öğretim elemanları, talep halinde; öğretim elemanının isteği ve başkanın onayı ile diğer polis yüksek öğretim kurumlarında veya diğer Türk ya da yabancı yüksek öğretim kurumlarında ek ders vermek üzere,

görevlendirilebilirler.

Öğretim elemanları:

a) Bu Kanunda belirlenen amaç ve ilkelere uygun olarak eğitim, öğretim ve uygulamalı çalışmalar yapmak veya yaptırmak, proje hazırlıklarını ve seminerleri yönetmek,

b) Bilimsel araştırmalar ve yayınlar yapmak,

c) Anabilim dalı başkanınca düzenlenecek programa göre öğrencilere gerekli konularda yardım ve rehberlik etmek,

d) Bu Kanunla belirtilen yetkili kişi ve organlarca eğitim ve öğretim ile ilgili verilecek diğer görevleri yerine getirmek,

ile görevlidir.

Akademinin öğretim elemanı kadroları, bu kanuna ekli cetvelde gösterilmiştir. Bu kanuna ekli, "Polis Akademisi Başkanlığı Öğretim Elemanı Kadrolarını Gösterir Cetvel"de 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri çerçevesinde unvan ve derece değişikliklerini yapmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına Manisa Milletvekili Sayın M. Necati Çetinkaya?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Yabancı uyruklu öğretim elemanları

MADDE 23- Akademide görevlendirilecek yabancı uyruklu öğretim elemanları, akademinin ihtiyaç göstermesi, genel müdürün teklifi ve Maliye Bakanlığından alınacak olumlu görüş üzerine, Bakanın onayı ile sözleşmeli olarak çalıştırılabilirler. Bu şekilde sözleşmeli olarak çalıştırılacak yabancı öğretim elemanlarına ödenecek ücret, 11.10.1983 tarih ve 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanununun 16. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulunca belirlenecek esaslar çerçevesinde Bakanlıkça tespit edilir.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına Siirt Milletvekili Sayın Takiddin Yarayan?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Bilimsel faaliyetler

MADDE 24- Her öğretim dönemi sonunda anabilim dalı başkanları o döneme ait eğitim- öğretim ve araştırma faaliyetleri ile gelecek yıldaki çalışma planını belirten bir raporu ilgili bölüm başkanı aracılığı ile dekana verir. Dekan bu raporu, kendi kanaatini de ekleyerek başkana sunar. Başkan bunları değerlendirir, kendi yetkileri dahilinde gerekli tedbirleri alır ve bu konulara ilişkin görüş ve teklifleri genel müdürlüğe bildirir.

Her öğretim elemanı, bilimsel araştırmalarının, yayınlarının, verdiği dersler ile yönettiği seminerin, uygulamaların listesini ve işlediği konuların ders notlarını, yurt içinde veya dışında yapılan bilimsel kongrelere sunduğu tebliğlerin ikişer örneğini bağlı olduğu anabilim dalı başkanı aracılığı ile dekana sunmak zorundadır.

Öğretim elemanlarının bilimsel yayınları, başkanlık, fakülteler, enstitüler ve genel müdürlükte özel olarak arşivlenir. Bu yayınların bir nüshası da Yüksek Öğretim Kurulu Dokümantasyon Merkezine gönderilir.

BAŞKAN - Doğru Yol Partisi Grubu adına, Ankara Milletvekili Sayın Saffet Arıkan Bedük; buyurun efendim.

DYP GRUBU ADINA SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 438 sıra sayılı kanun tasarısının 24 üncü maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi, şahsım ve Doğru Yol Partisi Grubu adına saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu madde bilimsel faaliyetlerle ilgilidir. Bölüm başkanı, dönem içerisinde yapılmış olan bilimsel çalışmaları, araştırmaları, birkısım raporları hem değerlendirmeye tabi tutmak hem de önümüzdeki yıllarda yapılacak olan birkısım bilimsel araştırmarla ve bununla ilgili birkısım düzenlemelerle ilgili olarak -keza aynı şekilde- yapacakları çalışmaları da bir rapor haline getirerek önce fakülteye, daha sonra da genel müdürlüğe aktarmak durumundadır. Ayrıca, yapılacak olan bu çalışmaların, hem yurtiçi hem de yurt dışında olacağı muhakkaktır. Mademki polis yükseköğretim kurulu kuruluyor, dolayısıyla, burada çalışan birkısım bilim adamlarının, çağın şartlarına uygun, akranlarıyla rekabet edebilecek şekilde birkısım araştırma geliştirmeler yapmak, raporlar düzenlemek hem görevi hem de sorumluluğudur.

Tabiî ki, bu hizmeti yapacak olan öğretim üyeleri, öncelikle, polisi günün şartlarına uygun hale getirmek durumundadır; çünkü, polis bir sosyologtur, çünkü polis bir hukukçudur, çünkü polis bir pedagogtur, çünkü polis, hakkın teslimini sağlayan ve ülkede huzur ve güveni temin eden, emniyet ve asayişi sağlayan fevkalade önemli bir görevlidir. Polis, şehit olma pahasına bu görevleri yapmaktadır. Dolayısıyla, teoride görülen ve tespit edilen, yetiştirilen insanların davranışlarına dönüştürülebilecek birkısım uygulamalarla ilgili taktik ve buna dayalı olarak birkısım düzenlemeleri de, mutlaka, bu okullardan almak durumundadır.

Biraz evvel de ifade ettim, bu haksızlığı, bu adaletsizliği gideren bir kurum, haksızlığa ve adaletsizliğe maruz kalmamalıdır. Tekrar ifade ediyorum; Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı arkadaşımız, daha evvel, yardımcı olacağını söylemişti; ama, yerinin burada olmadığını şimdi söylüyor. Ben, her şeye rağmen ifade ediyorum, Sayın Başbakanın önünde tekrar ifade ediyorum; bunu, özel bir kanun teklifi veya tasarısı haline getirmenin yararına inanıyorum; çünkü, diğer kurum ve kuruluşlarda, iki yıllık yüksekokulu bitirmiş olan bir kişi, 1 inci derecenin 4 üncü kademesine kadar ilerleyebilmektedir; oysa, polis teşkilatında, maalesef, lise mezunları 3 üncü dereceye, iki yıllık yüksekokulu bitirenler de 2 inci derecenin son kademesine kadar yükselebilmektedir. Bu bir haksızlıktır, bu bir adaletsizliktir. Çağdaş toplumlarda ve ülkelerde, öncelikle, uygulamada, kamu, haksızlığı ve adaletsizliği kendi içerisinde gidermek durumundadır. Bunu gideremeyen bir topluluğun, bunu gideremeyen bir devlet anlayışının, kamu hizmetlerinde başarılı olması, çağdaş dünyayla da yarışması mümkün olmayacaktır. Ümit ediyorum ki, bütçeye fazla yük getirmeyecek. Diyebilirler ki, bütçeye yük getiriyor. Öyle, bütçeye fazla yük getirmiyor. Bir taraftan, diğer kurumlarda, uygulamada hiç bütçe yükü düşünülmezken, sadece polislerle ilgili bölümde, bütçeye yük getiriliyor şeklindeki bir değerlendirme de haksız olacaktır.

Değerli arkadaşlarım, küreselleşme, enformasyon ve iletişim teknolojisi, kullanıldığı toplumları ve kurumları değişime zorlamakta ve dolayısıyla, her kurumu, profesyonelleşmeye doğru gitmek mecburiyetinde bırakmaktadır. Uzmanlaşma fevkalade önemlidir. Yüksek kalitede hizmet sunma, yine, polisin aslî görevleri arasındadır. Bunu yerine getirirken, herkese eşit ve adil davranmak durumundadır; ancak, biraz evvel de kabul edilen, birkısım lise ve dengi okullarla ilgili olarak, hepsini içerisine almak suretiyle yapılmış olsaydı daha uygun olurdu; çünkü, lise ve dengi demek, haksızlığı ve adaletsizliği ortadan kaldırmış olurdu. İmam hatip okulları da Millî Eğitim Bakanlığına bağlı, onun kontrol ve denetimi altında eğitim ve öğretim yapan kurumlardır. Dolayısıyla, oraya giden çocuklar bu devlete güvenmiş, bu ülkeye güvenmiş ve onun için oraya gitmiş; ama, her kurumda bir okulu potansiyel bir tehdit veya tehlike kaynağı olarak görmek doğru değil. Eğer, bu, uygulama sırasında göreve alırken, efendim, fevkalade dikkat ve hassasiyetle takip edilmiş olsa -eğer, varsa; sadece imam hatip okullarında değil, diğer okullarda da olabilir- dolayısıyla, o kişilerin, cumhuriyete aykırı, cumhuriyetin temel niteliklerine inanmayan kişilerin veya bu ülkeyi bölmek, parçalamak, bu ülkeyi irticaya götürecek herhangi bir anlayış içerisinde olanların devlete alınmaması istikametinde bir sınav yapılır ve araştırma da yapılır, inceleme de yapılır. Dolayısıyla, o kurumda görev verilmez.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Devamla) - Böyle bir uygulama daha anlamlı olurdu, Anayasaya daha uygun olurdu, demokrasiye daha uygun olurdu; çağdaş dünyadaki kriterlere, ilkelere daha uygun olurdu. Bu anlayış içerisinde, burada bir sakıncanın olduğunu, bir eksikliğin kanunda olduğunu özellikle belirtmek istiyorum; ama, her şeye rağmen, polis yükseköğretim kurumunun bu ülkeye fevkalade yararlı hizmetler vereceğine ve ülkenin değişen ve gelişen şartlarına ve çağdaş normlara uygun insanlar yetiştireceğine, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı ve cumhuriyetin temel niteliklerine inanmış nesiller yetiştireceğine inanıyor, Yüce Heyetinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bedük.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

25 inci maddeyi okutuyorum:

Öğretim elemanlarının hak ve yükümlülükleri

MADDE 25- Öğretim elemanlarının hak ve yükümlülükleri statülerine göre aşağıda açıklanmıştır :

a) Öğretim görevlisi olarak görevlendirilen meslek mensupları:

Rütbelerine göre emsalleri için emniyet teşkilâtı mevzuatında belirlenen hak ve yükümlülükler bunlar hakkında da uygulanır. Bunlar, il emniyet teşkilâtında görevli emsallerine verilen her türlü yan ödeme, tazminat ve fazla çalışma karşılıkları ile başka bir ad altında yapılan ödeme ve haklardan aynen yararlanırlar.

Bu personel, genel müdürlüğün izni ile bilimsel ve mesleki konularda yayın yapabilir ve bu nitelikteki toplantılara katılabilir, tebliğ sunabilir, yayın organlarına ideolojik, yıkıcı ve bölücü nitelikte olmayan yazı yazabilirler.

b) Kadrolu öğretim elemanları:

Bu grupta yer alan öğretim elemanları genel müdürün teklifi, bakanın onayı ile atanır. Bunların görev süreleri her türlü özlük hakları akademik unvanlarının yükselmesi ve korunması, emeklilikleri ve izinleri konusunda 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu ve 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanunu hükümleri, bunlar dışında kalan diğer konularda 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu hükümleri uygulanır.

Emniyet Teşkilâtındaki eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfı personeline yapılan ek ödemeler bu grupta yer alan personele de aynen verilir.

c) Emniyet hizmetleri sınıfından olup akademi ve polis meslek yüksek okullarında görevlendirilen öğretim görevlilerine, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununun 12'nci maddesine göre hesaplanacak üniversite ödeneği ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine göre ödenecek olan emniyet hizmetleri tazminatının net tutarları arasındaki fark tazminat olarak ödenir.

Ayrıca, başkan, başkan yardımcıları, dekan, dekan yardımcıları, enstitü müdürü, müdür yardımcıları, enstitü sekreteri, bölüm başkanları ile polis meslek yüksek okulu müdürleri ve müdür yardımcılarına 2914 sayılı Kanunun 13'üncü maddesine göre idari görev ödeneği verilir.

Başkana rektör, başkan yardımcılarına rektör yardımcılarına ödenmekte olan oranda idari görev ödeneği verilir.

d) Akademide görevli ek ders ücretliler, sahip oldukları statünün hak ve yükümlülüğünü taşırlar. Bunlara, okuttukları ders sayısına göre genel müdürlükçe tespit edilen esaslar ve Bütçe Kanunu hükümleri çerçevesinde ek ders ücreti verilir.

e) (a) ve (b) bentlerinde yazılı olanların yıllık sicil raporlarının düzenlenmesi esasları, emniyet teşkilâtı mevzuatına uygun olarak yönetmelikle belirlenir.

Genel müdür, öğretim elemanları hakkında gerekli gördüğü hallerde ek sicil düzenlemeye yetkilidir. Bu sicil, bütün değerlendirmelerde esas alınır.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

26 ncı maddeyi okutuyorum:

Öğretim elemanı yetiştirme, lisansüstü eğitim-öğretim ve enstitüler

MADDE 26- Akademi, eğitim-öğretim ihtiyaçları için 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununda belirtilen esas ve usullere göre yurt içinde ve dışında öğretim elemanı yetiştirebilir.

Bu amaçla akademi bünyesinde, başkanın bilimsel denetleme kurulunun da görüşünü alarak akademinin ihtiyaç ve gereklerine uygun olarak lisansüstü eğitim-öğretim yapacak enstitüler kurulur.

Enstitünün organları; enstitü  müdürü, enstitü kurulu ve enstitü yönetim kuruludur.

Enstitü müdürü, enstitüdeki bütün idari ve bilimsel eğitim faaliyetlerinin yönetim, gözetim ve denetiminden başkana karşı sorumlu kişidir.

Enstitü müdürüne, görevi başında olmadığı zaman kendisinin uygun göreceği müdür yardımcılarından birisi vekalet eder.

Enstitü kurulu; müdürün başkanlığında müdür yardımcıları ve enstitüde ders veren akademideki öğretim üyelerinin kendi aralarından üç yıl için seçecekleri üç üyeden oluşur.

Enstitü yönetim kurulu, müdürün başkanlığında, müdür yardımcıları, enstitü sekreteri ve müdürce gösterilecek altı aday arasından, enstitü kurulu tarafından üç yıl için seçilecek üç öğretim üyesinden oluşur.

Enstitü kurulu ve enstitü yönetim kurulu bu Kanunla fakülte öğretim kurulu ve fakülte yönetim kuruluna verilmiş görevleri bilimsel açıdan enstitü için yerine getirirler.

Bu enstitülerin adları, bölümleri, öğrenci seçimi ile enstitülerde yapılacak lisansüstü eğitim-öğretimin şekli, süresi, programları, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununun yüksek öğretim kurumları ile ilgili hükümlerine ve buna dayalı olarak verilen diplomalar, çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul    edilmiştir.

27 nci maddeyi okutuyorum:

Enstitü Sekreteri

MADDE 27- Enstitülerdeki idari personelin ve öğrenci işlerinin tüm yönetim, denetim ve gözetiminden enstitü müdürüne karşı sorumlu kişidir.

Teşkilâttaki 2 nci sınıf emniyet müdürleri arasından genel müdürün teklifi, Bakanın onayı ile atanır.

BAŞKAN -  Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul     edilmiştir.

28 inci maddeyi okutuyorum:

DOKUZUNCU BÖLÜM

Çeşitli Hükümler

Denetim ve sosyal hizmetler

MADDE 28- Akademi, bakanlık ve genel müdürlük denetleme elemanlarınca mesleki eğitim, idarî ve malî yönden yılda en az bir defa denetlenir. Bilimsel denetim ise 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu uyarınca Yüksek Öğretim Kurulu tarafından yapılır.

Başkanlıkça, öğrencilerin beden ve ruh sağlığının korunması, bu Kanunla öngörüldüğü şekilde iaşe, barınma, çalışma, dinlenme ve boş zamanlarını değerlendirme gibi sosyal ihtiyaçlarının karşılanması, öğrencilerin muayene ve tedavilerinin yapılması, sinema ve tiyatro salonları, spor sahaları sağlanması, kantin, çeşitli sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak üniteler ve benzer yerler açılması ve bunlardan öğrencilerin yeterli şekilde yararlanması için gerekli tedbirler alınır.

Akademide, öğrencilerin şahsi ve ailevi sorunlarını çözümlemek amacıyla rehberlik ve psikolojik danışma merkezleri kurulur.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

29 uncu maddeyi okutuyorum:

Döner sermaye

MADDE 29- Akademide ilgili bölümlerin isteği üzerine, eğitim ve öğretim yüksek kurulunun önerisi, başkanın olumlu görüşü ve genel müdürün onayı ile döner sermaye işletmesi kurulabilir. Verilecek ilk sermayenin miktarı bütçede gösterilir. Genel müdürün önerisi ve Maliye Bakanlığının uygun görüşü ile sermaye artırılabilir. Döner sermaye, kurum bütçesine konulacak ödenekler, ayni yardımlar, faaliyet sonucu elde edilecek kârlar, bağış ve yardımlardan oluşur. Ödenmiş sermaye, tahsis edilen sermayeye ulaşıncaya kadar dönem sonu kârları sermayeye mahsup edilir.

Ödenmiş sermaye, tahsis edilen sermayeye ulaştıktan sonra, kalan kârlar ertesi yılın gelirlerine ilave edilir.

Döner sermaye işletmesinin faaliyet alanları, sermaye limiti, işletme ile ilgili yönetim işlerinin yürütülmesi usul ve esasları, eğitim ve öğretim yüksek kurulunun onayı ve Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine çıkarılacak yönetmelikte belirtilir.

Döner sermaye işletmesi, 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunlarına tâbi değildir.

Personelin katkısıyla elde edilen döner sermaye gelirlerinden; o birimde görevli personele bunların bir yılda alacakları aylık (ek gösterge dahil), yan ödeme ve her türlü tazminat ve ödenek tutarının %100'ünü aşmamak üzere dağıtılacak ek ödemenin usul ve esasları Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikle belirlenir.

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

30 uncu maddeyi okutuyorum:

Yönetmelikler

MADDE 30- Aşağıdaki hususlar yönetmelikle düzenlenir:

a) Akademinin yönetim birimlerinin kuruluş, görev, çalışma esas ve usulleri,

b) Fakülte, enstitü ve polis meslek yüksek okullarında ders veren ek ders ücretli öğretim elemanlarının, görevlendirilmelerinin esas ve usulleri,

c) Akademiye alınacak öğrencilerde aranacak şartlar, istenecek belgeler, kayıt, sınav ve kabul işlemlerine ait esas ve usulleri,

d) Fakülte öğrencilerinin uygulama eğitimlerinin yeri, zamanı, süresi ve ne şekilde yapılacağının esas ve usulleri,

e) Fakültede öğretim sürelerinin tespiti, dönemlere ayrılması, dinlenme izinleri, sınav ve değerlendirme esaslarına ilişkin ilkeler, başarı durumu, okuma hakkının kullanılmış sayılacağı haller, not düzeni ve bu konulara ilişkin diğer hususlar,

f) Polis meslek yüksek okullarının kuruluş, çalışma, disiplin ve eğitim-öğretim esasları ile bu okullara alınacak öğrencilerde aranacak şartlar, yapılacak sınavlarla; enstitünün kuruluş ve işleyişine ilişkin esaslar ve diğer hususlar,

g) Polis yüksek öğretim kurumlarındaki öğrencilerin okul içinde ve dışında giyecekleri kıyafetlere ilişkin esaslar,

Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Ancak akademik konularla ilgili yönetmeliklerde eğitim ve öğretim yüksek kurulunun da görüşü alınır.

BAŞKAN - Efendim, redaksiyon bakımından, 30 uncu maddenin birinci satırındaki "Aşağıdaki hususlar" ibaresinden sonra gelen "yönetmelikle düzenlenir" kelimelerinin çıkarılması gerekmektedir; çünkü, aşağıda ifade edilmiştir.

ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun efendim.

ALİ RIZA GÖNÜL (Aydın) - Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sayın Mustafa Örs konuşacaklardır.

BAŞKAN - Doğru Yol Partisi Grubu adına, Burdur Milletvekili Sayın Mustafa Örs; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA MUSTAFA ÖRS (Burdur) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin saygıdeğer milletvekilleri; görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu ve Polis Yükseköğretim Kanununda değişiklik yapan kanun tasarısının 30 uncu maddesi üzerinde Doğru Yol Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; hepinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; polisimiz, artık, hukukçuluğunun yanında, bir sosyolog gibi de davranmalıdır. Polislik, günümüzde, güvenlik mühendisliği haline gelmiştir. Değişen dünyadaki gelişmeler takip edilerek, kontrol altına alınarak, güvenlik hizmetlerinde etkinlik, profesyonelleşmek ve yüksek kalitede hizmet sunmak, ancak, eğitimin kalitesi artırılarak mümkün olabilecektir. Eğitim kalitesinin artırılmasının da, geçmiş dönemlerde sıkça dile getirilen ve camiayı suçlar konuma getiren yargısız infaz suçlamalarını da ortadan kaldırmaya yardımcı olabileceği kanaatindeyiz.

Ülkelerdeki demokratik gelişmelere paralel olarak, polisin görevlerinde de hem nitelik hem de nicelik olarak artışlar meydana gelmektedir. Bu nedenle, milletimizin arzuladığı bir polis teşkilatı için, polisin eğitiminin yapısal değişikliklere tabi tutulması, artık, kaçınılmaz bir hal almıştır.

Avrupa Birliğine uyum sürecinde olan Türk Polis Teşkilatının, dünyadaki değişimlerin gerisinde kalması düşünülemez. Bu nedenle, 2547 sayılı YÖK Kanunu ve Anayasanın 132 nci maddesine göre polis okullarının 2 yıllık yüksekokul haline dönüştürülmesi ve akademiye bağlanması, okulların akademik eğitim vermelerinin sağlanması açısından, Grubumuzca da uygun telakki edilmektedir.

Verilecek akademik düzeydeki eğitim sayesinde, teoriden öteye gidemeyen eğitimlerin, polis okullarının dört duvarı arasından kurtarılıp, sahada uygulama şansı verilerek, polislerin eğitim ve uygulama düzeyleri yükseltilecektir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; kanun tasarısının 30 uncu maddesiyle yapılacak olan düzenlemeler, polis yüksekokullarında okuyacak olan öğrencilerin kayıt süreçleri, alınma şartları, kılık kıyafet düzenlemeleri, uygulama eğitim yerlerinin tespiti ve bunun gibi konulara açıklık getirilmesi ile buralarda eğitim alacak öğrencilerin bu mesleğin gereklerine uygun şekilde eğitim almalarının sağlanması açısından uygun görülmektedir. Ancak, kuralları koyarken, öğrencilerin, diğer üniversite öğrencilerine özenti duymalarının engellenemeyeceği bir gerçektir. Huzursuzluklara meydan verilmemesi açısından bu tür konulara dikkat edilmesi, öğrencilerin katı disiplin kurallarıyla ezilmemelerinin sağlanması gerekmektedir.

Uygulama alanlarının tespitinde, toplumsal olayların yoğunlukta olduğu büyük illerin tercih edilerek, bu olaylar karşısında öğrencilerin ne gibi davranışlar içerisinde bulunabilecekleri, mutlaka, incelenmelidir.

Okullarda, psikoloji eğitimine de, mutlaka, önem verilmeli ve gereksiz tepki vermelerden polis kurtarılmalıdır.

Bir de, bu okulların yönetimlerinin oluşumunda, sivilleşmeye mutlaka önem verilmelidir. 14 üncü maddede belirtilen "bölüm başkanlıkları, öğretim üyeleri ve 2 nci sınıf emniyet müdürleri tarafından yürütülür" ibaresi üzerinde tekrar durulmalı; yüksekokullarda ve akademide öğretim bölüm başkanlıklarının, mutlaka sivil kaynaklı idarecilere ve öğretim elemanlarına verilmesi sağlanmalıdır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 30 uncu maddenin bir diğer bendi de, ücretli öğretim elemanlarının çalışma usullerinin düzenlenmesiyle ilgilidir. Bu okullarımızda eğitim verecek olan öğretim elemanlarımıza verilecek olan ücret politikası düzenlenirken, diğer üniversitelerdeki uygulamalar da dikkate alınmalıdır. Bu şekilde, ücret yönünden tatmin edilemeyen öğretim elemanlarının verim düşüklüğü engellenebilir.

Polis meslek yüksekokullarının kuruluş, çalışma, disiplin ve eğitim, öğretim esasları ile bu okullara alınacak öğrencilerde aranacak şartlar, yapılacak sınavlar ile enstitünün kuruluş ve işleyişine ilişkin esaslar ve diğer hususların Bakanlık tarafından düzenlenmesinde, eğer, eğitim ve öğretim yüksek kurulunun görüşü alınmadan yapılırsa, aksaklıklar meydana gelecektir. Buna dikkat edilmesi gerekir; yani, Bakanlık, bu tür düzenlemelerde, mutlaka, bu kurulun ve gerekirse, YÖK'ün ilgili birimlerinin görüşlerini almalıdır.

Ayrıca, önceki maddelerdeki yanlışların düzeltilmesini de, ayrıcalık olmaması ve eşitlik açısından gerekli gördüğümüzü, bir kez daha belirtmek istiyoruz.

Bütün bu duygularla, bu ışıklarla, kanunun emniyet teşkilatımıza hayırlı olmasını, Grubum adına, saygıyla istiyorum, diliyorum ve aziz milletimizi, sizleri selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (DYP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Maddeyi, biraz önce yapılan redaksiyon değişikliğiyle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

31 inci maddeyi okutuyorum:

MADDE 31- 3201 sayılı Emniyet Teşkilâtı Kanununun 13 üncü maddesinde belirtilen görev unvanlarına; İkinci meslek derecesinde, "akademi başkan yardımcısı, dekan yardımcısı, polis meslek yüksek okulu müdürü", Üçüncü meslek derecesinde, "enstitü sekreteri, polis meslek yüksekokulu müdür yardımcısı, öğretim görevlisi", Dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci, sekizinci ve dokuzuncu meslek derecelerinde, "öğretim görevlisi" eklenmiş, üçüncü meslek derecesinde sayılan akademi başkan yardımcısı unvanı çıkarılmıştır.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Bitlis Milletvekili Sayın Yahya Çevik; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA YAHYA ÇEVİK (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Emniyet Teşkilatı Kanunuyla ilgili kanun tasarısının 31 inci maddesi üzerinde, Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

65 milyonluk Türkiye'de, 12 milyon kişi açlık sınırında, 22 milyon kişi ise yoksuldur. Buna karşılık, yolsuzlukta dünya dördüncüsü olmayı başardık. İşte, bu tablonun Türkiyesinde, iki yıldır, dar ve sabit gelirliler perişan, işçi, memur ve tarihinde ilk defa, esnaf, sokaklarda yürümektedir; çiftçi traktörünü satar hale gelmiş, KOBİ'ler durmuş, esnaf kapısına kilit vurmuştur. Ülkede, büyük bir siyasî otorite boşluğu olmuştur. Türkiye'nin Başkenti Ankara, âdeta bir kriz üretim merkezi haline gelmiştir. Yolsuzluk ve yoksulluğu bitireceği iddiasıyla kurulan hükümetin yönetiminde, yolsuzluk ve yoksulluk sınırı, tahammül sınırlarını aşmıştır. Devlet memurlarının büyük bir çoğunluğu, açıklanan bu yoksulluk sınırının altında kalmaktadır.

Demokratik ülkelerde, ekonomik yönden güçlü olan polis, demokrasinin teminatı olarak önplana çıkmaktadır. Daha doğrusu, polisi, halkın ve sivil otoritenin tartışması, eleştirmesi ve sorgulaması, demokrasi ve insan hakları açısından çok hayatîdir. Ülkemizde de, polis, sivil otoriteye olan bağlılığı nedeniyle, sık sık tartışılır, eleştirilir ve sorgulanır. Bu, demokrasimizin ve polisimizin geleceği açısından sağlıklı bir durumdur.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de, lise mezunu olan ve 8 ay polis okullarında kurs görenler, polis olarak göreve başlarlar. Polis okullarında ise, polislerin branşlaşma ve uzmanlaşmasına yönelik bir eğitim yoktur. Dolayısıyla, polis okullarının meslek yüksekokulları düzeyine çıkarılması, olumlu bir gelişmedir; ancak, polis okullarından mezun olanlar, uzmanlaşma ve branşlaşmalarını tamamlamış olarak göreve başlamalıdırlar.

Suçların caydırıcılığının sağlanması ve polisin önleyici kolluk görevinin etkinleşmesine önem verilmelidir. Zaten, polisin aslî görevi, önleyici kolluk görevidir.

Polisin başarısı, suç işlenme oranını düşürmesiyle ölçülür. Maalesef, bizde, bu konuda, bir plan, program ve hedef yoktur. Neler yapılabilir derseniz, her yerde söylediğimiz gibi, Türkiye'yi, merkeziyetçi devlet yapısından, ekonomide özelleşme ve idarede yerelleşmenin sağlandığı bir sisteme geçilmesini sağlayan yapısal reforma acilen ihtiyaç vardır. Her konuda yapısal reform ihtiyacından bahsedildiği bir ülkede, emniyet ve asayiş bakımından da yapısal reform şarttır. Bu kapsamda, adalet reformu çok önemlidir.

Tüm bu olumsuzluklara ve son derece düşük maaşa rağmen, Türk polisi, başarıyla halka hizmete devam etmektedir. En ufak bir olumsuz davranışında eleştirdiğimiz polisin ne kadar maaş aldığını hiç düşündünüz mü? Bir polis memuru, ayda, ortalama 250 milyon lira maaş almaktadır. Bu parayla, günde, ortalama 12 saat, bazen 18 saat çalışan bir polis memuru düşünün ve ülkemizdeki çeşitli bilimsel verilerle hesaplanan yoksulluk sınırını düşünün. Bu bir fedakârlıktır; ancak, bu fedakârlığın da bir sınırı vardır. Polisin maaşı konusunda İçişleri Bakanlığımız tarafından getirilecek her türlü öneriye destek vereceğimizi şimdiden açıklamak istiyorum.

Gelin, kısa vadeli ve dar anlamlı çözüm önerilerinizi bir yana bırakarak, tümüyle uygulamaya konulacak yapısal reformu gerçekleştirelim.

Polis teşkilatının, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını esas alan çağdaş ve demokratik bir örgüt yapısına kavuşturulması son derece önemlidir.

Yasanın hayırlı olmasını diler; hepinize saygılar sunarım. (DYP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çevik.

Madde üzerinde bir adet önerge vardır; önergeyi okutacağım ve işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı "Polis Yüksek Öğretim Kanunu Tasarısı" nın 31 inci maddesine "Enstitü Sekreteri, Polis Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı, Öğretim Görevlisi" ibaresinden sonra gelmek üzere "Emniyet Müdürü APK Uzmanı" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                                Edip Safder Gaydalı

                                         Devlet Bakanı

BAŞKAN - Komisyon katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusundaki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

32 nci maddeyi okutuyorum:

Yürürlükten kaldırılan hükümler

MADDE 32- 3201 sayılı Emniyet Teşkilâtı Kanununun 19'uncu maddesinin iki, üç, dört ve beşinci fıkraları ile  29.7.1993 tarih ve 490 sayılı Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ve  28.11.1984 tarih ve 3087 sayılı Polis Yükseköğretim Kanunu  yürürlükten kaldırılmıştır.

BAŞKAN - Doğru Yol Partisi Grubu adına, Isparta Milletvekili Sayın Ramazan Gül; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA RAMAZAN GÜL (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu, Polis Yükseköğretim Kanunu hakkındaki tasarısının 32 nci maddesine bağlı geçici 1 inci madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Heyetinizi saygıyla selamlarım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz tasarı, Türkiye için olduğu kadar, polis teşkilatımız açısından da oldukça önemlidir; çünkü, bir devleti devlet yapan kurumların başında, çıkarılan yasalar ve o yasaları uygulamakla görevli olan kesimlerdir. Bu çerçevede, Türk polis teşkilatına da büyük görevler düşmekte ve etkin konuma getirilmesi için çaba harcanması gerekmektedir. Özellikle, güvenlik hizmetlerinde etkinliğin ve profesyonelleşmenin, yüksek kalitede hizmet sunmaktan geçtiğinin bilinmesinde yarar vardır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu maddeyle, polis meslek yüksekokullarına dönüştürülemeyen polis okullarından, genel müdürlükçe belirlenecek ihtiyaca göre, polis eğitim merkezlerinin açılabilmesine imkân sağlanmaktadır. Ayrıca, bu tasarının kabulüyle birlikte, bir geçiş sürecinin de yaşanacağı açıktır.

Değerli milletvekilleri, hizmetiçi eğitimin önemine ayrıca değinmek istiyorum; çünkü, okullarda öğretilenlerin her zaman için yeterli olduğu söylenemez. Uygulamada karşılaşılan sorunlar ya da öğretilmesi gereken bazı davranış kalıplarının, sadece okullarda, soyut eğitim verilerek çözümlenmesi mümkün değildir. Bu nedenle, bütün çağdaş ülkeler, kamu elemanlarına, yılın belli dönemlerinde hizmetiçi eğitim verir ve böylece, kamu görevlilerinin daha iyi yetiştirilmelerine imkân sağlarlar. Az önce de ifade ettiğim gibi, polis eğitim merkezlerinin açılması, bu açıdan çok önemli ve yerinde bir tasarruftur. Ayrıca, teorik bilgilerle yetiştirilen polislerimize, teknik, taktik ve uygulamaya dönüştürülen bilgilerin de verilmesinde büyük zaruret vardır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; polisimizin, zaman zaman, eğitim yetersizliğinden hepimiz şikâyet etmekteyiz; ancak, itiraf etmemiz gerekir ki, bu konuda sağlıklı politikalar oluşturamadık, eleman seçiminde duyarlı davranamadık. Umuyoruz ki, bu tasarıyla önemli bir adım atılmış olsun; çünkü, hepimizin güvenliği polisten sorulmaktadır, başımız sıkıştığında "polis nerede" diye bağırmaktayız. Gelin, polis teşkilatına gereken önemi verelim, sorunları elbirliğiyle çözelim ve bu konuda çaba harcayalım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söz aldığım maddelerin birer teknik düzenleme olduğu dikkate alınırsa, bu kürsüde, kısa da olsa, polislerimizin sorunlarına değinmeyi bir görev ve fırsat bildik; çünkü, az önce ifade ettiğimiz gibi, vatandaş, polisin şahsında devleti görmekte ve polisi devletle eşleştirmektedir. Bu nedenle, polisimize gerekli özeni ve duyarlılığı göstermek herkesin görevi ve sorumluluğundadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kuşkusuz, devletten ya da yurttaşlardan görev ya da fedakârlık beklerken, biz, politikacılar olarak, bu konuda duyarlı olmak zorundayız. Polisi politik olayların dışında tutmak, objektif davranmak gibi bir geleneği oluşturmalıyız. Daha da önemlisi, görevini yapan bir polise saygı duymak ve görevini yaparken ona engel olmamak bizim de görevimiz olmalıdır. Bu konuda zaman zaman basına yansıyan tatsız olayların, umuyorum ki, bir daha tekrarı olmaz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; polisimiz, Türk tarihinde ilk defa yürümüştür. Bu yürüyüşün sebebi İçişleri Bakanlığı, mevcut hükümet ve yetkililerce iyice araştırılmalıdır. Polisin içerisinde bulunduğu sosyal, ekonomik, güvenlik bakımından hiçbir sorunu giderilememiştir. Polisten eğer çok iyi görev bekliyorsak, bu sorunları çözüme kavuşturmalı ve polisin problemlerini iyi analiz etmeliyiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

RAMAZAN GÜL (Devamla) - Bitiriyorum efendim.

BAŞKAN - Buyurun efendim.

RAMAZAN GÜL (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçici maddeyle getirilen bu düzenlemeyi, biz, polisimize daha iyi eğitim olanağı getirmeyi hedeflediği için, uygun buluyoruz. Doğru Yol Partisi olarak bu yasayı olumlu buluyoruz.

Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gül.

Efendim, madde üzerinde bir önerge vardır; okutacağım ve işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı "Polis Yüksek Öğretim Kanunu Tasarısı" nın 32 nci maddesinin madde başlığının "Yürürlükten kaldırılan ve değiştirilen kanun hükümleri" olarak düzenlenmesini ve madde metnine "3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 19 uncu maddesinin iki, üç dört ve beşinci fıkraları" ibaresinden sonra gelmek üzere "2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanunun ekinde yer alan 2 sayılı cetvele "İl Emniyet Müdürü" ibaresinden önce gelmek üzere "Polis Akademisi Başkanı" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

                            E. Safder Gaydalı

                                 Devlet Bakanı

BAŞKAN - Hükümet önergesi...

Komisyon katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Polis Akademisi Başkanı, daha önce yürürlükte olan 3087 sayılı Polis Yüksek Öğretim Kanununda da müşterek kararname ile atanması şekli öngörülmüş olmasına rağmen, 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanunun, müşterek kararname ile atanacakların belirlendiği 2 sayılı cetvelinde bu unvan yer almamaktadır. Bu önerge ile yapılacak değişiklik üzerine bu eksikliğin giderilmesi amaçlanmıştır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusundaki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Geçici 1 inci maddeyi okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 1- Mevcut polis okullarından polis meslek yüksek okullarına dönüştürülmeyenlerden genel müdürlükçe uygun görülenler, hizmet içi eğitim amacıyla polis eğitim merkezi olarak kullanılabilir.

Polis meslek yüksek okullarında eğitim-öğretim, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden dönemden bir sonraki dönemde başlar.

Polis meslek yüksek okullarında eğitim-öğretim başlayıncaya kadar mevcut polis okullarında eğitim-öğretime devam olunur.

BAŞKAN - Sayın Gül, madde üzerinde konuşacak mısınız efendim?

RAMAZAN GÜL (Isparta) - Ben, geçici 2 nci madde üzerinde konuşacağım efendim.

BAŞKAN - Peki.

Madde üzerinde 2 tane önerge var. Önergeleri okutacağım, aykırılık sıralarına göre işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Polis Yükseköğretim Kanunu Tasarısının geçici 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "dönemden bir sonraki" ibaresinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

 

Mahfuz Güler

Lütfi Yalman

Aslan Polat

 

Bingöl

Konya

Erzurum

 

Sacit Günbey

Latif Öztek

Fethullah Erbaş

 

Diyarbakır

Elazığ

Van

 

 

Zülfikar İzol

 

 

 

Şanlıurfa

 

 

BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Polis Yükseköğretim Kanunu Tasarısının geçici 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "dönemden bir sonraki" ibaresinin metinden çıkarılmasını ve aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve talep ederiz.

Geçici Madde 1.- Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce polis okuluna giriş sınavlarında başarılı olmuş ancak çeşitli mazeretleri nedeniyle polis okulunda öğrenimine başlayamamış veya mazeretleri nedeniyle eğitimlerine ara verilenlerle halen polis okullarında öğrenime devam eden öğrencilerin kazanılmış hakları saklı kalır.

 

Aydın Tümen

Oktay Vural

Zeki Çakan

 

Ankara

İzmir

Bartın

 

Aydın Ayaydın

 

Halil Çalık

 

İstanbul

 

Kocaeli

BAŞKAN - En aykırı önerge olduğu için, bu önergeyi, aynı zamanda işleme alıyorum.

Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe :

Bu maddeyle, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce polis okulları sınavlarını kazananların müktesep haklarının korunması amaçlanmıştır.

Tasarının geçici 1 inci maddesinde, tasarı geçen yıl hazırlandığı için, polis meslek yüksekokullarında eğitim-öğretimin, kanunun yürürlük takip eden dönemden bir sonraki dönemde başlaması öngörülmüştür. Ancak, 610 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girmesinden sonra gerekli altyapı çalışmaları büyük ölçüde tamamlandığından, eğitim-öğretimin ileri bir tarihe atılmasına da gerek kalmamıştır. Bu sebeple, geçici 1 inci maddenin ikinci fıkrasının redaksiyonuyla, polis yüksekokullarında eğitim-öğretimin, yasanın yayımını takip eden dönemde başlatılması amaçlanmıştır.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, bu önergenin kabulüyle maksat hâsıl olduğundan, ikinci önergeyi işleme almıyorum.

Geçici 1 inci maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusundaki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Geçici 1 inci madde kabul edilmiştir.

Geçici 2 nci maddeyi okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 2- Bu Kanuna ekli (1) sayılı cetvelde yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Emniyet Genel Müdürlüğüne ait bölümüne eklenmiştir. Bu Kanuna ekli (2) sayılı cetvelde yer alan kadrolar iptal edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki cetvellerden çıkarılmıştır.

Bu Kanuna ekli (3) sayılı cetvelde yer alan kadrolar polis meslek yüksek okullarının eğitim-öğretime başladığı tarihte hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilerek, 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki cetvellerden çıkarılmış sayılır.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Isparta Milletvekili Sayın Ramazan Gül; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA RAMAZAN GÜL (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu ve Polis Yükseköğretim Kanunuyla ilgili tasarının geçici 2 nci maddesi hakkında, Doğru Yol Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Heyetinizi saygıyla selamlarım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; polis teşkilatının sorunları olduğu kadar, bu mesleği icra eden polisimizin de ciddî sorunları olduğu açık ve bir gerçektir. Bu vesileyle, polis arkadaşlarımızın sorunlarına yöneticilerin ilgisiz kalmamalarını, özellikle, arz ve istirham ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir ülkede polis ne kadar iyi yetiştirilirse, devlet ile vatandaş o kadar barışık olur; çünkü, polis, vatandaşın gözünde devleti temsil etmektedir. Vatandaşına sevecence yaklaşan bir polis, vatandaşın gözünde yücelir, vatandaşın devlete olan saygınlığı artar. Bu açıdan meseleye baktığımızda, polis örgütüne niçin önem vermemiz gerektiği kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Polisimiz, vatandaşa, bir sosyolog gibi, bir psikolog gibi davranmalı ve vatandaşın sorunlarını zamanında çözmelidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; az önce ifade ettiğim gibi, polisin iyi eğitilmesi, devletin yurttaş gözünde saygınlığını artırır; ancak, bu eğitimin tek boyutlu olmaması gerektiği açıktır. Meslekte amir-memur ilişkisi içerisinde, yani, çalışırken de bu duyarlılığın gösterilmesi gerekmektedir. Bir başka anlatımla, görevde yükselmelerde hakkaniyetli davranmak, çalışkan ve geleceğinden emin bir polis tipi yaratmak zorundayız. Kuşkusuz, böyle bir çabanın, sadece okulda verilen eğitimle mümkün olduğu söylenemez. Teşkilatın, sağlıklı bir hukukî yapı üzerine inşa edilmesi, böyle bir yapının oluşturulmasında zaruret vardır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yasanın genel gerekçesinde de yazıldığı gibi, günümüzde, polisin gerek yapısı gerekse işlevlerinde ciddî değişim ve dönüşüm olmuştur. Polis, artık, asgariden, hukukun temel normlarını bilmek zorundadır, toplum psikolojisini iyi tanımak, davranışlarını bu çerçevede iyi kontrol etmek zorundadır. Daha da önemlisi, polislik, artık, bir güven mühendisliği haline gelmiştir. Bu anlatımlar bile, polislik mesleğine ne denli bir önem vermemiz gerektiği noktasında açık bir kanıttır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'yi, Büyük Atatürk'ün belirlediği çağdaş uygarlık düzeyine taşıyacaksak, bütün kurumlarıyla aydınlık bir Türkiye yaratmak zorundayız; iyi çalışan, teknolojiyi iyi kullanan, insan haklarına saygılı, toplumda huzursuzluk yaratmayan, sosyal hukuk devletinin tüm kurumlarını çalıştıran bir devlet olmak zorundayız. Bu, çağdaş uygarlık yolunda atmamız gereken çok önemli bir adımdır. Polislik kurumunun da bu çerçevede ele alınıp değerlendirilmesi ve varsa, sorunlarının da ivedilikle giderilmesi gerekmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz, Doğru Yol Partisi olarak, her zaman, polisimizin sorunlarına yakın durmaya, onlara daha iyi çalışma ortamı yaratmak için çaba harcamaya özen gösterdik; bundan sonra da bu özeni göstermeye devam edeceğiz. Dileğimiz, bu çabanın, tüm siyasal partiler tarafından, ortak bir anlayışla sürdürülmesidir.

Bu teknik düzenlemeyle bu maddeye olumlu baktığımızı beyan eder, Yüce Heyetinizi, saygı ve sevgiyle selamlarım.

Teşekkür ederim. (DYP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gül.

Madde üzerinde 2 adet önerge vardır. Önergeleri önce okutacağım ve aykırılık sıralarına göre de işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Polis Yüksek Öğretim Kanunu Tasarısının geçici   2 nci maddesinin birinci cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve önerge ekinde bulunan cetvelin de tasarıya eklenmesini, ayrıca tasarıya ekli (2) sayılı iptal edilen kadrolara ilişkin cetvelin ekte sunulan cetvelle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Bülent Arınç

Eyyüp Sanay

Mehmet Özyol

 

 

Manisa

Ankara

Adıyaman

 

 

Osman Aslan

 

Ali Sezal

 

 

Diyarbakır

 

Kahramanmaraş

 

"Bu Kanuna ekli (1) sayılı cetvellerde yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı cetvelin Emniyet Genel Müdürlüğüne ait bölümüne eklenmiştir."

BAŞKAN - İkinci önergeyi okutacağım ve bu önergeyi, aynı zamanda, okuttuktan sonra işleme alacağım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Polis Yüksek Öğretim Kanunu Tasarısının geçici 2 nci maddesinin birinci cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve önerge ekinde bulunan cetvelin de tasarıya eklenmesini, ayrıca tasarıya ekli (2) sayılı cetvelde yer alan "Akademi Başkanı" ve "Akademi Başkan Yardımcısı" ibarelerinin "Polis Akademisi Başkanı" ve "Polis Akademisi Başkan Yardımcısı" şeklinde yeniden düzenlenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Mahfuz Güler

Lütfi Yalman

Aslan Polat

 

Bingöl

Konya

Erzurum

 

Sacit Günbey

Latif Öztek

Fethullah Erbaş

 

Diyarbakır

Elazığ

Van

 

 

Eyyüp Sanay

 

 

 

Ankara

 

"Bu Kanuna ekli (1) sayılı cetvellerde yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı cetvelin Emniyet Genel Müdürlüğüne ait bölümüne eklenmiştir."

BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

Son önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Polis Yüksek Öğretim Kanunu Tasarısının geçici 2 nci maddesinin birinci cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve önerge ekinde bulunan cetvelin de tasarıya eklenmesini, ayrıca tasarıya ekli (2) sayılı iptal edilen kadrolara ilişkin cetvelin ekte sunulan cetvelle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

                                   Bülent Arınç

                                         (Manisa)

                                  ve arkadaşları

"Bu Kanuna ekli (1) sayılı cetvellerde yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı cetvelin Emniyet Genel Müdürlüğüne ait bölümüne eklenmiştir."

BAŞKAN - Komisyon?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - "Katılıyoruz" diyor Sayın Başkan.

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Grupların anlaştıkları bir önerge daha var -müştereken, beraber- aynı mahiyette Sayın Başkan.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Sayın Başkan, biz de katılıyoruz, aynı mahiyette efendim.

BAŞKAN - Hangi önerge efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Birleştirilerek okunması lazımdı, ikisi aynı efendim.

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis)- İkisinin birleştirilerek okunması lazımdı, üç önerge var burada.

BAŞKAN - İki önerge var efendim.

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Bizde üç önerge var; aynı mahiyette bir önerge daha var.

BAŞKAN - Bir dakika efendim...

Hangi maddeden bahsediyorsunuz?..

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Geçici madde 2'yi görüşüyoruz.

RAMAZAN GÜL (Isparta) - Sayın Başkan, teknik düzenleme aynı, isimler farklı.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Sayın Başkanım, ikisi de aynı; biz de katılıyoruz efendim.

BAŞKAN - Baktırıyorum efendim.

Sayın milletvekilleri, birleşime 10 dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati: 19.02


DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 19.14

BAŞKAN: Başkanvekili Nejat ARSEVEN

KÂTİP ÜYELER: Hüseyin ÇELİK (Van), Cahit Savaş YAZICI (İstanbul)

BAŞKAN- Sayın milletvekilleri, 91 inci Birleşimin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

438 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

2.- Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/497, 1/212) (S. Sayısı: 438) (Devam)

BAŞKAN- Komisyon ve Hükümet yerinde.

Tasarının geçici 2 nci maddesi üzerinde verilen önergelerin işlemine devam ediyoruz.

Birinci önerge kabul edilmemişti.

İkinci önergeyi, cetvelleriyle birlikte tekrar okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Polis Yükseköğretim Kanunu Tasarısının geçici 2 nci maddesinin birinci cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve önerge ekinde bulunan cetvelin de tasarıya eklenmesini; ayrıca, tasarıya ekli (2) sayılı iptal edilen kadrolara ilişkin cetvelin ekte sunulan cetvelle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

 

Bülent Arınç

Eyyüp Sanay

Mehmet Özyol

 

Manisa

Ankara

Adıyaman

 

Osman Aslan

 

Ali Sezal

 

Diyarbakır

 

Kahramanmaraş

"Bu Kanuna ekli (1) sayılı cetvellerde yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki (1) sayılı cetvelin Emniyet Genel Müdürlüğüne ait bölümüne eklenmiştir."

(1) SAYILI CETVEL

KURUMU     : Emniyet Genel Müdürlüğü

TEŞKİLAT    : Yurtdışı

İHDAS EDİLEN KADROLARIN

        SERBEST           TUTULAN

          KADRO                KADRO

SINIFI     UNVAN                 DERECE                   ADEDİ                   ADEDİ               TOPLAM

G.İ.H.       Müşavir                             1                            15                                                          15

TOPLAM                                        15                                                          15

(2) SAYILI CETVEL

KURUMU  : Emniyet Genel Müdürlüğü

TEŞKİLAT : TAŞRA

İPTAL EDİLEN KADROLARIN

                                                                             SERBEST

                                                                               KADRO                               

SINIFI     UNVAN                                         DERECE                   ADEDİ               TOPLAM

Aka. Kadro                             Profesör                 1                             4                             4

Aka. Kadro                             Doçent                    1                             4                             4

Aka. Kadro                             Doçent                    2                             2                             2

Aka.Kadro                             Doçent                    3                             2                             2

Aka.Kadro                             Yardımcı Doçent    3                             10                             10

Aka.Kadro                             Yardımcı Doçent    4                             5                             5

Aka.Kadro                             Yardımcı Doçent    5                             6                             6

Aka.Kadro                             Yardımcı Doçent    6                             2                             2

Aka.Kadro                             Okutman                 1                             22                             22

Aka.Kadro                             Okutman                 2                             3                             3

Aka.Kadro                             Okutman                 3                             5                             5

Aka.Kadro                             Okutman                 4                             2                             2

Aka.Kadro                             Okutman                 5                             2                             2

Aka.Kadro                             Araştırma Görevlisi                             4                             29                             29

Aka.Kadro                             Araştırma Görevlisi                             5                             10                             10

Aka.Kadro                             Araştırma Görevlisi                             6                             1                             1

Aka.Kadro                             Araştırma Görevlisi                             7                             1                             1

E.H.                             Polis Akademisi Başkanı                1                             1                             1

E.H.                             Polis Akademisi Başkan Yardımcısı                             1                             3                             3

E.H.                             Bölüm Başkanı       1                             4                             4

E.Ö.H.                             Öğretmen                2                             3                             3

E.Ö.H.                             Öğretmen                3                             3                             3

E.Ö.H.                             Öğretmen                4                             3                             3

E.Ö.H.                             Öğretmen                5                             3                             3

E.Ö.H.                             Öğretmen                6                             3                             3

E.Ö.H.                             Öğretmen                7                             5                             5

Y.H.                             Çarşı ve Mahalle Bekçisi                             10                             15                                15  

TOPLAM                                          153                             153

 

(3) SAYILI CETVEL

KURUMU   : Emniyet Genel Müdürlüğü

TEŞKİLAT : Taşra

İPTAL EDİLEN KADROLARIN

SINIFI    UNVANI                 DERECE               SERBEST KADRO ADEDİ               TOPLAM

E.H.                       Öğretmen               1                       293                       293

E.H.               Polis Okulu Müdürü                       1                       25                       25

E.H.               Polis Okulu Müdür Yrd.                       1                       69                         69 

TOPLAM                                    387                       387

 

BAŞKAN - Önergeye Komisyon katılıyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Sayın Başkan, görüldüğü gibi, muhalefet burada olmasa da, verdikleri makul önergelere katılıyoruz.

Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Maddeyi kabul edilen önerge istikametindeki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Sayın Başkan, tashihe muhtaç bir ifade var. Muhalefet olarak biz buradayız Sayın Başkan.

BAŞKAN - Siz buradasınız efendim; Doğru Yol Partisi burada; zabıtlara geçsin.

Geçici madde 3'ü okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 3- Bu Kanun ile yapılan yeni düzenlemeler sebebiyle kadro ve görev unvanları değişmeyenler, bu Kanunla ihdas edilen kadrolara atanmış sayılırlar.

Polis meslek yüksek okullarının eğitim-öğretime başladığı tarih itibariyle görevde bulunan ve bu kanun ile kadro ve görev unvanları değiştirilen veya kaldırılan Polis Okulu Müdürü, Polis Okulu Müdür Yardımcısı ile emniyet hizmetleri sınıfına dahil öğretmenler yeni bir kadroya atanıncaya kadar eski durumlarına uygun işlerde görevlendirilebilirler. Bunların eski kadrolarına ait aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatları ile diğer özlük hakları, polis meslek yüksek okullarının eğitim-öğretime başladığı tarihi takip eden 6 ayı geçmemek üzere, şahıslarına bağlı olarak devam eder.

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Madde üzerinde söz talebi?.. Yok. (MHP sıralarından "Var, var" sesleri)

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, söz istiyorum.

BAŞKAN - Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Sayın Oktay Vural; buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA OKTAY VURAL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; tabiî, öncelikle sayın milletvekillerimizden ve sizden özür dilemek zorundayım; ama, maalesef, madde üzerinde konuşmama alışkanlığını yürütenlerle ilgili olarak ben de bugüne kadar dile getirenlerle ilgili bir hususu bütün milletvekilleri ve milletimizle paylaşmak istiyorum.

Bundan önce yapılan bir konuşmada "şu kadronun içerisinden veya bu kadroyla birlikte olduğunu bildiğiniz herhangi birisinin 'imam hatip liseleri bizim arka bahçemizdir' diye bir yerde konuştuğunu, elinizde bir belge olduğunu, bir gazete kupürü olduğunu biliyorsanız, lütfen, bu belgeyi, bugün olmasa bile yarın getiriniz. Bunu bizim üzerimize yamamaya çalışanlar haindirler, müfteridirler, ahlaksızdırlar" diye bir ifadede bulunulmuştur.

15.8.1997 tarihli Hürriyet Gazetesinde "Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı, 'Refah Partisi imam hatiplerin öz anasıdır' dedi."

Değerli milletvekilleri, partilerini, bir kurumun, cumhuriyetin bir kurumunun öz anası olarak gösteren zihniyet, aynen, partilerin birtakım okulları arka bahçesi olarak göstermekten daha ağır bir ifadedir. Dolayısıyla, bugün, bu ifadeyi kullanan Grup Başkanvekilinin buna ilişkin olarak açıkçası "haindirler, müfteridirler, ahlaksızdırlar" nitelendirmesini kendilerine bırakıyorum.

Teşekkür ediyorum. (MHP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Vural.

VII. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) ÇEŞİTLİ İŞLER

1. – Genel Kurulu ziyaret eden Avrupa Parlamentosu Liberal Parti Grubu ve Başkanına, Başkanlıkça “hoş geldiniz” denilmesi.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Avrupa Parlamentosu Liberal Parti Grubu ve Başkanı, misafir locasında Parlamentomuzu şereflendirmişlerdir; kendilerine hepiniz adına, hoş geldiniz diyorum. (Alkışlar)

V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

2.- Emniyet Teşkilâtı Kanunu, Polis Yükseköğretim Kanunu ve 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Emniyet Teşkilâtı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/497, 1/212) (S. Sayısı: 438) (Devam)

BAŞKAN - Görüşmelere devam ediyoruz.

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, Grup Başkanvekili Parti Grubumuza sataşma yapmıştır, söz istiyorum.

OKTAY VURAL (İzmir) - Refah Partisine söyledim.

BAŞKAN - Parti Grubunuza bir sataşma olup olmadığını değerlendiremiyorum; ama, Grubunuz adına, madde üzerinde buyurun konuşun.

EVLİYA PARLAK (Hakkâri) - Siz onların devamı mısınız?

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Vereceğim cevabını, bekleyin. Siz, bir türlü, buraya çıkıp konuşmayı öğrenemediniz.. 

BAŞKAN - Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına Sayın Doğan; buyurun.

FP GRUBU ADINA AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz, anamuhalefet partisi olarak, bugün, Genel Kurulu terk ettik. Tabiî, bugün burada, bu Mecliste, DSP büyük bir başarı elde etti. Çünkü, onlar -onları tebrik ediyorum- seçmenlerinin karşısına bu vaatlerle çıkmışlardı; gereğini yaptılar. Biz, esasen, seçmeninin karşısına bunun aksi vaatlerle çıkanları protesto etmek için Meclisi terk ettik; ama, esas konuya gelelim: Biraz önce,  Sayın Grup Başkanvekili, bizim Grup Başkanvekilimizin bir sözüne cevap verdi; o demişti ki "bizden hiç kimse, Fazilet Partisinden hiç kimse, imam hatipler Fazilet Partisinin arka bahçesidir demedi; bu konuda bir belge getirin." Arkadaşımız bir başka belgeyle geldi; Cumhuriyet Gazetesine sığındı; eskiden beri imam hatip düşmanlığı bilinen...

OKTAY VURAL (İzmir) - Hürriyet... Hürriyet efendim...

AVNİ DOĞAN (Devamla) - Evet, Hürriyet Gazetesine sığındı; ama, elindeki o gazetede, Fazilet Partisinden herhangi birinin, imam hatiplerin, kendilerinin arka bahçesi olduğunu dediğini yazmıyordu. Yani, iftira devam etti, devam ediyor.

Sayın Grup Başkanvekilim, değerli milletvekilleri; bugün, burada bir kanun geçiriyoruz. Hadise şu: Türkiye'de genel liseler ne kadar bu milletin okuluysa,Türkiye'de endüstri meslek liseleri, teknik liseler, ticaret meslek liseleri ne kadar bu memleketin okuluysa, imam hatipler de bu memleketin okuludur.

OKTAY VURAL (İzmir) - Doğrudur; sizin arka bahçeniz değildir.

AVNİ DOĞAN (Devamla) - Ben, şimdi biraz sonra, bizim arka bahçemizin kim olduğunu söyleyeceğim.

Hepsinin ayrı, imam hatiplerin ayrı tutulmasına karşı çıktık; Karşı çıktığımız hadise budur. İmam hatiplerin bu memleketin Kunta Kintesi ilan edilmesine karşı çıktık. Bugün, bir darağacı daha kuruldu; imam hatipler bir daha idam ediliyor. Biz, karşı çıktık; çünkü, biliyoruz ki, darağaçlarının gölgesinde ot bitmez.

Arka bahçesine gelince; bakın, bir şey söyleyeyim; siz, böyle devam ederseniz, sizin tabanınız bizim arka bahçemiz olacaktır; o, temiz, saf Ülkü Ocakları bizim arka bahçemiz olacaktır. (MHP sıralarından gülüşmeler; gürültüler)

Hepinize saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Doğan.

OKTAY VURAL (İzmir)- Sayın Başkan...

BAŞKAN -Efendim?..

OKTAY VURAL (İzmir)- Sayın Başkan, Sayın Arınç konuşmasında...

BAŞKAN -Sayın Vural, başka bir sataşmaya sebebiyet vermeyelim.

OKTAY VURAL (İzmir)- Hayır efendim, hayır; ben, tutanağı okuyorum, tutanakta sataşma olarak "Fazilet Partili ve geçmişte siyaset yaptığımız partiden herhangi bir kimse" demiştir. Dolayısıyla, bu ifade, siyaset yaptıkları diğer bir partiden ifade.edilen...

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Arka bahçemiz mi diyor?

BAŞKAN - Tamam Sayın Doğan... Sayın Vural, lütfen... Çok rica ediyorum... Tamam efendim.

Sayın milletvekilleri, madde üzerinde 2 adet önerge vardır. Geçici 3 üncü maddeye fıkra eklenmesi hakkında Sayın Aydın Tümen'in önergesi ile gerekçesi aynı olan Sayın Lütfi Yalman ve arkadaşlarının önergesi tasarıya aynı hükmün yeni bir geçici madde eklenmesini öngörmektedir; bu nedenle, bu iki önergeyi birlikte işleme alacağım.

Şimdi iki önergeyi de okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan "Polis Yüksek Öğretim Kanunu Tasarısı"na aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Lütfi Yalman

Aslan Polat

Mahfuz Güler

 

Konya

Erzurum

Bingöl

 

Rıza Ulucak

 

Ali Oğuz

 

Ankara

 

İstanbul

"Akademi kadrolarına dekan, enstitü müdürü ve Polis Meslek Yüksek Okulu müdürleri atanıncaya kadar, Akademi Yönetim Kurulu; başkanın başkanlığında, eğitim ve öğretim işleriyle görevli başkan yardımcısı ile bölüm başkanlarından oluşur."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı "Polis Yüksek Öğretim Kanunu Tasarısı"nın geçici 3 üncü maddesine aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Aydın Tümen

Oktay Vural

Zeki Çakan

 

Ankara

İzmir

Bartın

 

 

Aydın Ayaydın

 

 

 

İstanbul

 

"Akademi kadrolarına dekan, enstitü müdürü ve Polis Meslek Yüksek Okulu müdürleri atanıncaya kadar, Akademi Yönetim Kurulu; başkanın başkanlığında, eğitim ve öğretim işleriyle görevli başkan yardımcısı ile bölüm başkanlarından oluşur."

BAŞKAN - Müşterek işleme almış olduğum bu iki önergeye komisyon katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Katılıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Komisyonun takdire bıraktığı, hükümetin katılmış olduğu önergeyi oylarınızı sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Geçici 3 üncü madde kabul edilmiştir.

Geçici 4 üncü maddeyi okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 4- Bu Kanunun 25. maddesinin c) bendi hükmü yerine 31 Aralık 2008 tarihine kadar aşağıdaki hükümler uygulanacaktır:

c) Polis akademisi başkanı, başkan yardımcıları, dekan yardımcısı, enstitü sekreteri, bölüm başkanları, şube müdürleri, polis meslek yüksek okulu müdürleri, müdür yardımcıları ve şube müdürleri ile emniyet hizmetleri sınıfından olup polis yüksek öğretim kurumlarında görevlendirilen öğretim elemanlarına, almakta oldukları emniyet hizmetleri tazminatının, kadrolu öğretim elemanlarına da almakta oldukları üniversite ödeneğinin % 30'u oranında ayrıca ödeme yapılır. Bu ödeme damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz.

BAŞKAN - Maddeyi üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Geçici 5 inci maddeyi okutuyorum:

GEÇİCİ MADDE 5- Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce Polis Enstitüsünün Yüksek Öğrenim kısmı ile Polis Akademisinden mezun olanların kazanılmış hakları saklıdır.

BAŞKAN - Madde üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubu adına Sayın Saffet Arıkan Bedük; buyurun.

DYP GRUBU ADINA SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının geçici 5 inci maddesi üzerinde, Doğru Yol Partisi Grubunun görüşlerini sunmak üzere söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi, şahsım ve Doğru Yol Partisi Grubu adına saygıyla selamlıyorum.

Polis Yükseköğretim Kanunu Tasarısı, bu maddeden sonra yasalaşmış olacaktır. Bu yasa tasarısının yasalaşması vesilesiyle, özellikle tüm polis teşkilatımıza, milletimize hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum ve bu Polis Yükseköğretim Kanunuyla birlikte, buradan yetişecek olan polislerimizin, vatan, millet ve bayrak sevgisiyle dopdolu olarak, üniter devlet yapımızın korunması, cumhuriyetin temel niteliklerinin korunması ve kollanması, vatandaşın hak ve hürriyetlerinin temini, can ve mal emniyetinin sağlanması, huzur ve güvenin temini, alillere ve acizlere yardım etme hususundaki temel görevlerinin yerine getirilmesi hususunda çok daha iyi hizmetler vereceğine inanıyorum; çünkü, bu yasa tasarısıyla birlikte yapılan görüşmelerde ileri sürülen görüş ve fikirler, ister eleştiri isterse doğrudan doğruya katkı mahiyetinde olsun, yapılan her katkının, doğrudan doğruya bu teşkilatın daha fazla başarılı olmasını temin etmeye yönelik fikirler olduğunu ve bununla ilgili olarak bir kısım değerlendirmeler yapılması gerektiğini unutmamak gerekir.

Türk Emniyet Teşkilatının kuruluşundan bugüne kadar, bu ülkeye, bu vatana, bu millete hizmet etmiş olan, başta genel müdürler dahil olmak üzere, bütün amir, memur ve bekçilerimizi, özellikle minnetle ve şükranla anıyorum, vefat edenleri, şehit olanları da, yine rahmetle ve şükranla yad ediyorum, anıyorum ve özellikle şehitlerimizin yavrularını ve kalanlarını da bağrımıza basıyor, devlet olarak, millet olarak ve Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak üzerimize düşen koruma, kollama ve onlara destekte bulunma hususundaki gayretlerimizin sürdürüleceğine yine yürekten inanıyorum.

Değerli milletvekilleri, dünyada gelişen temel anlayış demokrasidir. Demokrasinin temel hedefi de insandır. Yaratılmışların en mütekâmili olan insanın huzur ve güvenini temin etmek ve onlara, her türlü hak ve hürriyetlerini en geniş anlamıyla vermek, özellikle hepimizin boynunun borcudur.

Doğru Yol Partisinin ikinci demokrasi programında, demokratikleşme vardır. Yine, ikinci demokrasi programında, hak ve hürriyetlerin genişletilmesi vardır. Yine, vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini ileri ülkeler standardında geliştirebilmek, korumak ve kollayabilmek için de, keza aynı şekilde, ileri ülkeler, çağdaş ülkeler standardında hizmet edebilme vardır; dolayısıyla, bu hizmet anlayışında kalite ve standardı yükseltmek, mükemmeliyeti yakalamak, Türk Emniyet Teşkilatının bütün amir ve memurlarının, bekçilerinin görevidir, sorumluluğudur ve mutlaka yapacaklardır.

Bu tasarıda, bizim tereddüt ettiğimiz noktalar var mıydı; vardı. Hemen birkaç noktasını söylemek istiyorum: 25 inci maddedeki ifade bizi rahatsız etmiştir; ama, üzerinde durmadık. Bilhassa, altını çizerek şunu belirtmek istiyorum: Doçent unvanıyla görevli bulanan, aynı zamanda unvanı bulunan Sayın Emniyet Genel Müdürümüzün ve İçişleri Bakanımızın, polis kökenli İçişleri Bakanımızın da bu konuda duyarlı olacağına inanıyorum. Mademki, biz, bir polis akademisi kuruyoruz, rektörlük, akademi başkanlığı, fakülte dekanlığı gibi görevler veriyoruz ve burayı bilimsel bir kurum haline getiriyoruz; o halde, bilimsel kurumun nitelikleriyle uyum sağlayacak bir kısım düzenlemeleri, desteklemeleri yapmak gerektiğine inanıyorum. O sebeple, buradaki ifadesiyle söylüyorum; genel müdürün izin vermesiyle, bilimsel ve özellikle, meslekî konularda yayın yapmayla ilgili konuda çalışan akademik görevli bir kısım insanlarımızın, unvanlılarımızın daha rahat bir ortamda çalışmalarına imkân sağlanması gerektiğini unutmamak lazım. Eğer, ideolojik bağlamında, kalkıp da bazı değerlendirmeler yaparsak, korkarım ki, yarın, milliyetçilik gibi yüce bir değer, yarın, manevî değerlerle ilgili yüce değerleri de içerisine koyacak, hatta Atatürkçülükle ilgili yüce değerleri içerisine alacak bir kısım düzenlemeler yapılırken, buna da müdahale etme gibi bir durumla karşı karşıya kalınacak. Onun için, ideolojik kavramının biraz daha açılarak uygulanmasına özen gösterilmesini, bilimsel konuda da, akademik kariyeri olan ve bu konuda araştırmalar yapan kişilerin, görevlilerin daha rahat bir ortamda çalışmalarına imkân verecek bir kısım düzenlemeler yapmalarını özellikle diliyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN- Buyurun efendim.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Devamla)- Değerli milletvekilleri, polisin aldığı maaşı tekrar gündeme getirmek mecburiyetindeyim. Gerçekten, çok az alıyorlar ve unvanı itibariyle, amirleriyle, memurlarıyla, bekçileri de dahil olmak üzere, yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu ve kendi maişetini düşünmeden, çoluk çocuğunu düşünmeden, kendisini vatanına ve milletine daha fazla hasredecek bir ortamın hazırlanması gerektiğine inanıyorum.

Polisin emekli olanları fevkalade güç durumdadır; çünkü, çalışan polislerin yanödemeleri daha fazladır. Dolayısıyla, yanödemelerinden kaynaklanan sebeple alışmış olduğu sosyal hayattan sonra emekli olunca, maalesef, çok az maaş almakta, bu nedenle hayata uyum sağlayamamakta ve geçmişte mücadele ettiği suçluların da hedefi durumuna gelmektedir.

Askerlikte olduğu gibi, OYAK benzeri bazı düzenlemelerin polisler için de yapılmasını ve iki emniyet müfettişiyle polisi görevden ihraç etme gibi sistemlerde daha duyarlı olunmasını diliyorum.

Polise sahip çıkılmasını ve bu konuda da bütün politikacıların, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Türk Emniyet Teşkilatının, arkasında olacak şekilde, mutlak surette iradesini arkasına koyması lazım.

Polisin, insan sevgisiyle dopdolu olması lazım. Polisimizin, özellikle vatandaşlarımızı sevmesi lazım. Karakolları korkulan bir yer değil, sevilen, sayılan ve vatandaşın hakkını ve hukukunu arayan en önemli kurum, adalete açılan ilk kapı olduğunu, mutlaka, her zaman hatırlaması lazım. Bu konuda da gerekli duyarlılığı gösterdiklerini biliyorum, ama, bu düzenlemelerle birlikte daha fazla hassasiyet göstereceklerine inanıyorum. Polis devleti değil, hukuk devleti, hukukun üstünlüğüne dayanan bir devlet anlayışının hâkim kılınması için elinden gelen gayreti göstermelerini diliyorum.

Polis-medya ilişkisinde de, özellikle, demokrasiye ve demokratikleşmeye açılım sağlayacak şekilde, birbirleriyle daha fazla işbirliği çerçevesinde hareket etmeleri gerektiğine inanıyorum.

Evrensel değerlerin, bizim vazgeçilmez ve polisimizin de başarı hanesine girecek en önemli heyecanı ve gücü olduğuna inanıyorum. Bunu yapacaklarına, gerçekleştireceklerine inandığım polis teşkilatımızın tüm mensuplarını bir kez daha anıyor, sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Hepinize saygılarımı sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bedük.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum...

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Karar yetersayısının aranılmasını istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın Doğan, oylamaya geçtiğimi ifade etmiştim; kusura bakmayın.

Tasarıya geçici 6 ncı madde eklenmesi hakkında bir önerge vardır; okutup, işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Polis Yükseköğretim Kanunu Tasarısına aşağıdaki geçici 6 ncı maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

Lütfi Yalman

Aslan Polat

Sacit Günbey

 

Konya

Erzurum

Diyarbakır

 

Latif Öztek

Eyyüp Sanay

Fethullah Erbaş

 

Elazığ

Ankara

Van

 

Zülfükar İzol

Mahfuz Güler

Ramazan Toprak

 

Şanlıurfa

Bingöl

Aksaray

 

"Geçici Madde 6 - Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce polis okullarında eğitim öğretime devam eden öğrenciler ve polis okulunda öğrenime başlamamış; ancak, yapılan polis okuluna giriş sınavlarında başarılı olmuş ve mazeretleri sebebiyle polis okullarında eğitime başlayamamış olanların kazanılmış hakları saklı kalarak, onlar için ayrı bir sınıf ya da sınıflar açılabilir."

BAŞKAN - Komisyon katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Sayın Başkanım, burada yer alan ifadeler, bir başka geçici madde içinde düzenlenmişti. O nedenle katılmıyoruz.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe: Tasarıya eklenecek geçici 6 ncı maddeyle, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce polis okulları sınavlarını kazananların müktesep haklarının korunması amaçlanmıştır.

BAŞKAN - Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı önergeyi...

AVNİ DOĞAN (Kahramanmaraş) - Karar yetersayısının aranılmasını istiyorum.

BAŞKAN - Arayacağım efendim.

Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Lütfen sayar mısınız... Karar yetersayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.

Sayın milletvekilleri, geçici madde ilavesi hakkında bir önerge daha bulunmaktadır. Okutup, işleme alacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan 438 sıra sayılı Polis Yükseköğretim Kanunu Tasarısına aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.

 

 

Saffet Arıkan Bedük

Turhan Güven

Mustafa Örs

 

 

Ankara

İçel

Burdur

 

 

Nevzat Ercan

Metin Kocabaş

Mehmet Gölhan

 

 

Sakarya

Kahramanmaraş

Konya

 

 

"Geçici Madde 6 - Bu kanunun 21 inci maddesinin son fıkrasıyla belirlenen yükselme derecelerini hak eden personelin kadroları bir yıl içerisinde uygun hale getirilir. Kadrolar düzenleninceye kadar, tahsil durumları uygun olan ve kazanılmış hak aylığı, bulunduğu derecenin en az 4 üncü kademesinde olan personel, kadro şartı aranmaksızın, maddeyle tespit edilen derecelere indirilir.

Bu Kanunun 21 inci maddesinin son fıkrasıyla tespit edilen yükselme dereceleri, bu kanunun yayımı tarihinden önce emekli olan veya vefat eden emniyet hizmetleri sınıfı personeli hakkında da uygulanır.

Kazanılmış hak aylıklarına ait yükselebilecekleri son derecelerin 4 üncü ve daha ileri kademesinde bulunan ve emeklilik işlemlerine bu derece ve kademe esas alınan ilgililerin, bu derecelerinde başarılı geçen hizmetlerinin her yılı için bir kademe, her üç yılı için bir derece verilmek suretiyle bu Kanunun 21 inci maddesinin son fıkrasında tespit edilen yükselebilecekleri derece aşılmamak kaydıyla kadro şartı aranmaksızın intibakları resen yapılır.

Bu şekilde yapılacak değerlendirme sonucunda ulaşacakları derece ve kademeler üzerinden emekli aylığı ödenmesine bu Kanunun yayımını takip eden ay başından itibaren başlanır ve önceki dönemler için ilgililere herhangi bir aylık veya ikramiye farkı ödenmez."

BAŞKAN - Komisyon katılıyor mu efendim?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya)- Katılmıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu efendim?

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:

Gerekçe:

Emniyet Hizmetleri sınıfı mensuplarının yükselebilecekleri derecenin yeniden düzenlenmesi nedeniyle yapılan değişikliğin bu Kanunun yayımı tarihinden önce emekli olan veya vefat eden personel hakkında da uygulanması amaçlanmıştır.

BAŞKAN - Evet, yeni madde eklenmesiyle ilgili bu önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

33 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 33.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

34 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 34.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümünü oylamadan önce, biraz önce bir önergeyle 32 nci maddede bir değişiklik yaptık. Maddenin matlabı yürürlükten kaldırılan ve değiştirilen kanun hükümleridir.

Şimdi, kanun yapma tekniği ve redaksiyon açısından bu önergeyi maddeyle birleştiremiyoruz. Dolayısıyla, maddenin sonuna eklemek yolunda bir redaksiyon değişikliği yapacağız. Bunu hem okuyacağım Komisyonun ve Hükümetin görüşünü alacağım hem de daha sonra bu değişiklikle tasarının tümünü oylarınıza sunacağım.

"Madde 32.- 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 19 uncu maddesinin iki, üç, dört ve beşinci fıkraları ile 29.7.1993 tarih ve 490 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ve 28.11.1984 tarih ve 3087 sayılı Polis Yükseköğretim Kanunu yürürlükten kaldırılmış ve -önergeyi ekliyoruz- 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanunun ekinde yer alan (II) sayılı cetvele 'il emniyet müdürü' ibaresinden önce gelmek üzere 'Polis Akademisi Başkanı' ibaresi eklenmiştir."

Bu redaksiyon değişikliğini Komisyon uygun buluyor mu?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI METİN ŞAHİN (Antalya) - Evet.

BAŞKAN - Hükümet?..

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Evet.

BAŞKAN - Tasarının tümünü bu değişiklik doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Sayın Bakanın, bir teşekkür konuşması yapmak için, söz talebi var.

Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI EDİP SAFDER GAYDALI (Bitlis) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; AB'ye giriş sürecinde bulunan ülkemizin güvenlik hizmetini sağlamakla görevli emniyet teşkilatının yapısı, personelinin yetiştirilmesi ve eğitimleri ile özlük hakları yeniden ele alınarak, köklü reformlar gerçekleştirilmiştir. Bu reformlarla, polisin, insan haklarına saygılı davranmasını, teknolojiden en üst seviyede yararlanmasını, iyi eğitim almış çağdaş bir yapıya kavuşturulmasını öngören Polis Yükseköğretim Kanun Tasarısı, Yüce Meclisimizce kabul edilmiştir.

Güvenlik hizmetlerinde etkinliğin, profesyonelleşmenin ve yüksek kalitede hizmet sunmanın, ancak eğitim kalitesinin yükseltilmesiyle gerçekleştirilebileceği bilinen bir gerçektir. Sorunun ortadan kaldırılması ve istenen niteliklerde personelin yetiştirilebilmesi için, çağdaş bir polis eğitim sisteminin kurulması hedeflenmiş ve polis eğitim sistemi, baştan sona kadar değiştirilerek, çağın gereklerine ve toplumun ihtiyaçlarına göre yapısal, fonksiyonel değişikliklere tabi tutulmuştur. Bu çerçevede, Polis Akademisi, üniversiteye dönüştürülmüştür. Adı değil, yapısı, fonksiyonu ve içeriği değiştirilmiştir. Emniyet teşkilatının orta ve üst kademe amir ihtiyacını karşılayan Polis Akademisi, önlisans, lisans, lisansüstü eğitim öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan üniversiter bir yapıya kavuşturulmuştur.

Kabul edilen bu kanunla, dört yıllık lisans eğitimi yapan Polis Akademisi, 2000'li yılların polis yöneticilerinin çok daha kaliteli yetiştirilmesi amacıyla, başında bir dekan bulunan Güvenlik Bilimleri Fakültesine dönüştürülmüştür. Bundan böyle, polis eğitiminin bilimsel esaslar çerçevesinde, ulusal ve uluslararası alandaki değişimleri takip edebilmesi ve uzman personel yetiştirilmesi amacıyla, Polis Akademisi bünyesinde, yüksek lisans ve doktora eğitimi verecek enstitüler kurulmuştur.

Yeni düzenlemeyle, Polis Akademisi, YÖK Yasasıyla uyumlu hale getirilmiş ve bilimsel kurullar ihdas edilerek, bilimsel özerklik sağlanmıştır. Polis Akademisi Başkanı, bundan böyle, Üniversitelerarası Kurulun da üyesi olmuştur. Polis Akademisinin akademik öğretim kadrosu, yeni düzenlemeyle artırılmıştır. Ayrıca, akademik personel maddî bakımdan iyileştirilmeye tabi tutulmuştur.

Polis okulları, iki yıllık polis meslek yüksekokulları haline dönüştürülmüştür. Emniyet teşkilatının polis memuru ihtiyacını karşılayan polis okulları, yeni düzenlemeyle, iki yıl süreli polis meslek yüksekokulları haline dönüştürülmüş ve polis akademisine bağlanmıştır. Polis meslek yüksekokullarında profesör, doçent, yardımcı doçent gibi akademik kadrolar ihdas edilerek, eğitim kalitesinin artırılması hedeflenmiştir. Bundan böyle, polis meslek yüksekokullarına Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan sınavı kazanan adaylar arasından öğrenci seçimine gidilerek, kalitenin yükseltilmesi sağlanmıştır. Ülke genelinde faaliyet gösteren 25 polis okulundan 15'i meslek yüksekokulu haline dönüştürülecek, diğerlerinin, hizmet içi eğitim merkezi olarak faaliyetleri yürütmesi planlanmıştır.

Bu kanunla, 2000'li yıllarda hizmetlerin yürütülmesinde insan haklarına saygının, çağdaşlığın, hoşgörünün, standart davranış modelleri ile standart uygulama süreçlerinin hâkim olduğu, etkili ve verimli bir hizmet anlayışının yerleşmesi amacıyla, eğitim biliminin temel esasları çerçevesinde, pratiğe dayalı bir eğitim modelinin gerçekleştirilmesi sağlanmıştır.

Kabul edilen bu kanun tasarısının milletimize ve emniyet teşkilatına hayırlı olmasını diler; bu müzakerelerde, gerek konuşmalarıyla gerek önergeleriyle yardımcı olan bütün gruplara ve milletvekillerine teşekkür eder, en derin saygılar sunarım. (ANAP, DSP, MHP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Sayın milletvekilleri, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 26 Nisan 2001 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 19 . 50

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.