Yazılı ve Sözlü Sorular Araştırma Komisyonları Soruşturma Komisyonları
                                                                      Son Tutanak Tutanak Sorgu Tutanak Metinleri Gizli Oturum Tutanakları
                                                                                                                                            Uluslararası Komisyonlar Dostluk Grupları
                                                                                      Genel Sekreterlik Mevzuat Telefon Rehberi Etik Komisyon Duyurular

DÖNEM : 21 CİLT : 32 YASAMA YILI : 2

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

92 nci Birleşim

10 . 5 . 2000 Çarşamba

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. — GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. — GELEN KÂĞITLAR

III. — BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. — Hatay Milletvekili Mehmet Şandır’ın, İskenderun Demir-Çelik Fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Yüksel Yalova’nın cevabı

2. —İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, Uğur Mumcu cinayetine ilişkin gündemdışı konuşması

3.—Osmaniye Milletvekili Birol Büyüköztürk’ün, Turizm Bakanlığının Türkiye’nin tanıtımında kullanacağı logoya ilişkin gündemdışı konuşması ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu’nun cevabı

B)GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. —Doğru Yol Partisi Grubu adına, Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük, Sakarya Milletvekili Nevzat Ercan ve İçel Milletvekili Turhan Güven’in, trafik kazalarının nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/132)

2. — İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın ve 20 arkadaşının, şehiriçi caddelerde ve özellikle İstanbul’un Bağdat Caddesinde gençlerin yaptıkları otomobil yarışları sonucu meydana gelen kazaların önlenmesi için alınması gereken tedbirlerin araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/133)

IV.—AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1. —Konya Milletvekili Ömer İzgi’nin, İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın konuşmasında partilerine sataşması nedeniyle konuşması

V. —ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1.—Genel Kurulun 16.5.2000 Salı günkü birleşiminde Cumhurbaşkanının yemin töreninden sonra başka konuların görüşülmemesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

VI. —SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Narlı-Kahramanmaraş Karayoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin’in cevabı (6/389)

2. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep kanalizasyon projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin’in cevabı (6/390)

3. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep içme suyu projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin’in cevabı (6/391)

4. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te Karayolları Genel Müdürlüğünce yürütülen projelere ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin’in cevabı (6/393)

5. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin’in cevabı (6/394)

6. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Nizip İlçesi kanalizasyon projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin’in cevabı (6/395)

7. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’teki köy yollarına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/396)

8. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İli kanalizasyon projelerine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/397)

9. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İli içme suyu projelerine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/398)

10. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen köy hizmetleri projelerine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/399)

11. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te GAPİdaresi Başkanlığınca yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/400)

12. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Yavuzeli’ne Emniyet Müdürlüğü kurulup kurulmayacağına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/401)

13. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İli Karkamış İlçesine Emniyet Müdürlüğü kurulup kurulmayacağına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi(6/402)

14. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-İslahiye İlçesi Ortaklı Jandarma Karakol binasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/403)

15. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-İslahiye İlçesi Kerküt Jandarma Karakol binasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/404)

16. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-İslahiye İlçesi Jandarma Karakol binasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/405)

17. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Araban İlçesi özel idare işhanı inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/406)

18. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü tevzi inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/407)

19. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Nurdağı İlçesi Emniyet Amirliği inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/408)

20. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Karkamış Hükümet Konağı inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/409)

21. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te Tekel Genel Müdürlüğünce yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (6/410)

22. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün yürüttüğü projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/413)

23. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Orman Bakanından sözlü soru önergesi ve Orman Bakanı İ. Nami Çağan’ın cevabı (6/414)

24. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Havaalanı altyapı-üstyapı inşaatına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi ve Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu’nun cevabı (6/415)

25. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te DDYGenel Müdürlüğünce yürütülen projelere ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi ve Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu’nun cevabı (6/416)

26. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi ve Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu’nun cevabı (6/417)

27. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Merkez Antrenman Spor Salonu projesine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/418)

28. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İli Kültür Müdürlüğü binası projesine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/426)

29. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Nizip Kültür Merkezi projesine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/427)

30. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Oğuzeli Kültür Merkezi projesine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/428)

31. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Şahinbey İlçesi Anıt Mezar projesine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/429)

32. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/430)

33. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Nizip Devlet Hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/431)

34. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Kurbanbaba Sağlık Ocağı inşaatına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/432)

35. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/433)

36. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Devlet Hastanesi Hemodiyaliz ve Organ Nakli Merkezine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/434)

37. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Altındağ Sağlık Ocağına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/435)

38. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Mithatpaşa Sağlık Ocağına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/436)

39. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Şehitkamil Çocuk Hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/437)

40. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Travmatoloji Hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/438)

41. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Şehitkamil Devlet Hastanesi Bölge Acil Yardım Merkezine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/439)

42. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İl Donatım Müdürlüğü işine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/440)

43. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Oğuzeli semt polikliniği projesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/441)

44. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/442)

45. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Merkezine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/443)

46. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Nizip İlçesi Organize Sanayi Bölgesi inşaatına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/444)

47. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep 4 üncü Organize Sanayi Bölgesi Altyapı inşaatına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/445)

48. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep 3 üncü Organize Sanayi Bölgesi Altyapı inşaatına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/446)

49. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi Arıtma Tesisi inşaatına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/447)

50. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/448)

51. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Güzel Sanatlar Lisesi Binası projesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/449)

52. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Üniversitesi için ayrılan ödeneklere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/450)

53. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-İslahiye İlçesi Anadolu Lisesi binası inşaatına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/451)

54. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Nurdağı Lise binası inşaatına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/452)

55. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakülte Binası projesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/453)

56. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Üniversitesi kampus altyapı projesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/454)

57. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Üniversitesinin yatırım ve hizmet projelerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/455)

58. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen okul projelerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/456)

59. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’teki öğretmen ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/457)

60. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İlinde yürütülen projelere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/458)

61. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Karkamış Gümrük Kapısına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (6/460)

62. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’teki imam ve müezzin sayısına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/461)

63. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’teki camilere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/462)

64. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’teki kooperatiflere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/463)

65. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Acil İçme Suyu Projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (6/464)

66. —Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, Vezirköprü Baraj inşaatına ve sulama amaçlı barajların yapımına ayrılan ödenek miktarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (6/465)

67. —Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, THY’nın yılbaşında düzenlediği özel yurtdışı seferlere ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/466)

68. —Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, memur maaş zamlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/467)

69. —Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, Abdullah Öcalan’ın sağlık, beslenme, koruma gibi giderlerine ve basınla nasıl iletişim kurduğuna ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/469)

70. —Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, Osmanlı’nın 700. kuruluş yıldönümü nedeniyle Samsun’da bir etkinlik yapılmamasının nedenine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/470)

71. — İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, Hizbullah örgütüne ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/471)

72. — İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, Hizbullah örgütüne karşı yapılan operasyonlara ve faili meçhul cinayetlere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/472)

73. — İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, gelecek yıllardaki enerji ihtiyacıyla ilgili yapılan tahminlere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (6/473)

74. — İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, elektriğin üretim maliyetlerine ve satışına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (6/474)

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.—Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, THY’nın yurt içi taşımacılığında uyguladığı fiyat tarifesine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Yüksel Yalova’nın cevabı (7/1680)

2. —Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, TÜPRAŞ’ın batık bankalarla olan ilişkilerine ve özelleştirilmesiyle ilgili yürütülen reklam kampanyası hakkındaki bazı iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Yüksel Yalova’nın cevabı (7/1720)

3.—Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1760)

4. —Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, Güvercinlik Havaalanının yerinin değiştirilip değiştirilmeyeceğine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1802)

5. —Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Tasarrufu Teşvik Fonuna ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Sümer Oral’ın cevabı (7/1833)

6. —Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Nevşehir Kapadokya Havalimanına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1849)

I.—GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te toplanarak iki oturum yaptı.

Rize Milletvekili Ahmet Kabil'in, çay müstahsillerinin sorunlarına,

Rize Milletvekili Mehmet Bekâroğlu'nun, yaş çay alım kampanyasına,

İlişkin gündemdışı konuşmalarına, Devlet Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen cevap verdi;

İzmir Milletvekili Kemal Vatan, hıdrellez kutlamalarına ilişkin gündemdışı bir konuşma yaptı.

Devlet Bakanı Aksaray Milletvekili Sadi Somuncuoğlu'nun, Başbakanın önerisi üzerine bakanlık görevinden alınmasının,

Bakanlık görevinden alınan Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu'ndan boşalan Devlet Bakanlığına, yeni bir atama yapılıncaya kadar, Devlet Bakanı Tunca Toskay'ın vekâlet etmesinin,

İstifa eden ve istifası kabul edilen Mehmet Ali İrtemçelik'ten boşalan Devlet Bakanlığına, yeni bir atama yapılıncaya kadar, Devlet Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen'in vekâlet etmesinin,

Uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkereleri;

Romanya Milletvekilleri Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı ile

Çek Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Başkanının,

Beraberlerinde birer parlamento heyetiyle ülkemize davet edilmelerine ilişkin Başkanlık tezkereleri;

Trabzon Milletvekili Şeref Malkoç'un (9/19) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi;

Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

İzmir Milletvekili Güler Aslan'ın (6/654),

İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak'ın (6/370),

Esas numaralı sözlü sorularını geri aldıklarına ilişkin önergeleri okundu; sözlü soruların geri verildiği bildirildi.

Devlet Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen'in Rusya Federasyonuna,

Başbakan Bülent Ecevit'in Arnavutluk ve Hindistan'a,

Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz'ün Avusturya'ya

Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun Almanya'ya,

Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un İsrail'e,

Yaptıkları resmî ziyaretlere katılmaları uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkereleri, yapılan oylamalardan sonra;

Erzurum Milletvekili Zeki Ertugay'ın, Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Teşkilatının Kuruluş ve Görevleri Hakkında (2/173),

Doğru Yol Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük'ün, 8.3.1950 Tarih ve 5590 Sayılı Kanunun Adı ile Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bir Ek ve Dört Geçici Madde Eklenmesine Dair (2/344),

Kanun Tekliflerinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergeleri, yapılan görüşmelerden sonra;

Kabul edildi.

Çevre Komisyonunda boş bulunan ve Doğru Yol Partisi Grubuna düşen üyeliğe, Antalya Milletvekili Kemal Çelik,

İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunda boş bulunan ve Demokratik Sol Parti Grubuna düşen üyeliğe, Muğla Milletvekili Fikret Uzunhasan,

Seçildiler.

Gündemin "Sözlü Sorular" kısmının:

1 ilâ 6 ncı sıralarında bulunan soruların, 26.4.2000 tarihli 87 nci Birleşimde yazılı soruya dönüştüğü, 15 ilâ 21 inci sıralarda bulunan Gaziantep Milletvekili Mustafa Rüştü Taşar'a ait soruların ise aynı birleşimde Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler tarafından cevaplandırıldığı; cevaplanan ve yazılı soruya çevrilen bu soruların sehven gündemde kaldığı,

9 uncu sırasında bulanan, Ayşe Nazlı Ilıcak'ın (6/370) esas numaralı sorusunun da soru sahibi tarafından geri alındığı,

Açıklandı;

7 nci sırasında bulunan, Ayşe Nazlı Ilıcak'ın (6/365),

8 ve 10 uncu sıralarında bulunan,Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in (6/369) ve (6/371),

11, 13 ve 14 üncü sıralarında bulunan, Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın (6/372), (6/374) ve (6/375),

Esas numaralı sözlü soruların üç birleşim içinde cevaplandırılmadığı için yazılı soruya çevrilerek gündemden çıkarıldığı bildirildi; soru sahipleri de görüşlerini açıkladılar;

12 nci sırasında bulunan, Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Yalçınkaya'nın (6/373) esas numaralı sözlü sorusu da üç birleşim içinde cevaplandırılmadığı için yazılı soruya çevrilerek gündemden çıkarıldığı bildirildi;

22, 23, 24, 25, 26 ve 27 nci sıralarında bulunan, Gaziantep Milletvekili Mustafa Rüştü Taşar'ın (6/383), (6/384), (6/385), (6/386), (6/387) ve (6/388) esas numaralı sözlü sorularına, Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler cevap verdi.

Kütahya Milletvekili Ahmet Derin ve 22 arkadaşının, yumurta üreticilerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesinin (10/8), yapılan öngörüşmelerden sonra, kabul edildiği açıklandı;

Kurulacak komisyonun:

13 üyeden teşekkül etmesi,

Çalışma süresinin, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimi tarihinden itibaren üç ay olması,

Gerektiğinde Ankara dışında da çalışması,

Kabul edildi.

10 Mayıs 2000 Çarşamba günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 19.00'da son verildi.

Murat Sökmenoğlu

Başkanvekili

Levent Mıstıkoğlu Sebahattin Karakelle

Hatay Erzincan

Kâtip Üye Kâtip Üye

II.—GELEN KÂĞITLAR

10.5.2000 ÇARŞAMBA No. :130

Teklif

1. — Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır ve İstanbul Milletvekili Emre Kocaoğlu’nun; Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/521) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.5.2000)

Meclis Araştırması Önergeleri

1. — Doğru Yol Partisi Grubu adına, Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük, Sakarya Milletvekili Nevzat Ercan ve İçel Milletvekili Turhan Güven’in, trafik kazalarının nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/132) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.5.2000)

2. — İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın ve 20 arkadaşının, şehiriçi caddelerde ve özellikle İstanbul’un Bağdat Caddesinde gençlerin yaptıkları otomobil yarışları sonucu meydana gelen kazaların önlenmesi için alınması gereken tedbirlerin araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/133) (Başkanlığa geliş tarihi : 9.5.2000)

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

10 Mayıs 2000 Çarşamba

BAŞKAN : Başkanvekili Murat SÖKMENOĞLU

KÂTİP ÜYELER: Sebahattin KARAKELLE (Erzincan), Levent MISTIKOĞLU (Hatay)

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 92 nci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim efendim.

Gündemin ilk sözü, İskenderun Demir-Çelik Anonim Şirketinin özelleştirilmesi hakkında söz isteyen Hatay Milletvekili Sayın Mehmet Şandır'a aittir.

Buyurun Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)

III. — BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. — Hatay Milletvekili Mehmet Şandır’ın, İskenderun Demir-Çelik Fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Yüksel Yalova’nın cevabı

MEHMET ŞANDIR (Hatay) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İskenderun Demir-Çelik Fabrikalarının özelleştirilmesi hakkındaki endişelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum; öncelikle, Muhterem Heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

İskenderun Demir-Çelik AŞ, Özelleştirme Yüksek Kurulunun 2.3.1998 tarih ve 98/20 sayılı kararıyla özelleştirme programına alınmış, 17.4.2000 tarihinde ihaleye çıkılmış, muhtemelen bu yıl sonu itibariyle de satılmış olacaktır.

İskenderun Demir-Çelik Fabrikaları, Türkiye'nin ve Ortadoğunun en büyük yuvarlak uzun ürün üreten entegre tesisidir; bugün 2,2 milyon ton kapasiteye ulaşmış, yüzde 90 kapasiteyle de üretim yapmaktadır. Fabrikanın 17 500 dekar arazisi bulunmakta ve 11 329 kişi çalışmaktadır. Türkiye'nin en büyük kapasiteli 7 adet rıhtımı bulunan limanına sahiptir.

İskenderun Demir-Çelik Fabrikalarının özelleştirilmesi, öncelikle, ekonomik bir zorunluluktur; ancak, meselenin bir de sosyal yönü bulunmaktadır. İDÇ'nin özelleştirilmesi, 100 000 kişiyi doğrudan etkilemektedir. Çalışanlar, aileleri, emekliler, özel sektöre ait fabrikalar, yan sanayi kuruluşları, çevre şehirlerdeki esnaflar; kısacası, İskenderun için ve çevre iller için İskenderun Demir-Çelik Fabrikaları hayatî bir önem taşımaktadır. Mesele, toplumsal bir boyuttadır, toplumsal bir olaydır ve bizleri de çok yakından ilgilendirmektedir.

Değerli milletvekilleri, sanayileşmenin temel sektörü, demir-çelik sanayiidir. Bu sektörün üretim ve tüketim büyüklükleri, sanayileşme düzeyinin göstergeleri olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde, demir-çelik üretimi kapasitesi 20 milyon ton olabilecek düzeyde iken, 14,3 milyon ton üretim yapılmaktadır. Kişi başına düşen demir-çelik tüketimi ise, ülkemizde 200 kilogram düzeyindedir; bu rakam, Singapur'da 1 357 kilogram, Amerika'da 378 kilogram, Almanya'da 447 kilogramdır. Bu rakamlar göstermektedir ki, ülkemizdeki demir-çelik üretimi ve tüketimi yeterli değildir; daha çok demir-çelik fabrikasına ve daha çok üretime ihtiyaç bulunmaktadır. Ülkemizde, dünya standartlarına göre üretim ve tüketim açığı bulunmasına rağmen, demir-çelik sanayii problem içindedir.

Türkiye'deki demir-çelik sektöründeki tesis türü yapılanması, üretim çeşitliliği ve takip edilen yatırım, teşvik planlama politikaları yanlış olmuştur. Ülke ihtiyaçları ve dünya demir-çelik realitesinin tam tersi bir uygulama yapılmıştır. Rakamlar, maalesef, dünya rakamlarının tam tersidir. Böyle olunca da, hurda için dışarıya yılda yaklaşık 1 milyar dolar döviz ödemekteyiz. 6 milyon ton uzun ürün fazlası, 4 milyon ton yassı ürün açığı bulunmaktadır. Buna rağmen, ülkemizde, demir-çelik sektörü, ithalat mecburiyeti ve ihracat darboğazında kriz noktasına gelmiştir. Bu politikalar, İskenderun Demir-Çelik özelinde, 1980 yılından bu yana 2,5 milyara yakın bir zarara ulaşmıştır.

Değerli milletvekilleri, İskenderun Demir-Çelik Fabrikalarının özelleştirilmesinde bazı endişelerimiz bulunmaktadır.

Özelleştirme Yüksek Kurulu kararında iki husus belirleyici şart olarak ifade edilmiştir. Birincisi, yassı mamul üretimini temin edecek yatırım ve yapılanma gerçekleştirilmesi; ikincisi, çalışanların özlük haklarının garanti altına alınması. Bu iki hususu temin için, ihale dosyasında iki rapor istenmektedir; yatırım fizibilite raporu ve istihdam raporu.

Ülkemizde yılda yaklaşık 1,5 milyar dolara yakın yassı ürün ithalatı yapılmaktadır. Bu büyük pazarı karşılamak için üretim tesisinin temin edilmesi için tespit edilen beş yıllık süre, uzun bir süredir. Bu süre içinde, mevcut tesisin kapasite kullanımını artırmak ve istihdamının en az bugünkü haliyle devam ettirilmesini temin etmek başlangıç şartı olarak özelleştirme yapılmalıdır; endişemizin biri budur.

İkinci endişemiz, burada çalışan insanlarımızın, işçilerimizin özlük haklarının korunması hususudur. İhale şartnamesinin devir sözleşmesinin imzalanmasının öncesinde, mevcut çalışanların birikmiş kıdem tazminatlarının ödenerek iş akitlerinin feshedilmesi ve lojmanların dört ay içerisinde boşaltılacak olması, işçilerimiz arasında endişe ve korku yaratmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun efendim. Hatay meselesi önemli; keser miyim sözünüzü.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Sağ olun.

İşsizliğin toplumsal bir sorun haline geldiği ülkemizde, bu özelleştirme dolayısıyla bölgemizde yeni bir bunalım yaşamak istemiyoruz. Çalışanların mevcut toplusözleşme şartları korunarak işlerine devam etmeleri sağlanmalıdır. Yeni istihdam yapılırken, bölgede çalışan insanlarımıza öncelik verilmelidir.

Fabrika sahasında faaliyet gösteren taşeron firmalarda çalışan işçilerin ücretleri, bugün asgarî ücret düzeyindedir. Eşit işe eşit ücret politikasıyla bu işçilerimizin durumları yeniden gözden geçirilmelidir. İhale şartnamesinde bu işçilerle ilgili yeterli güvence ve açıklık yoktur. Sendikal çalışmalar kanunî bir haktır. Fabrikanın bugüne kadar zarar etmiş olması, asla, işçilerin ve yönetenlerin kusuru olamaz; kusur aranacaksa, bugüne kadar uygulanan politikaları sorgulamak gerekir. Siyasî iradenin zaafı ve kusuruyla ulaşılan bugünkü sonucun telafisi ve tedbiri, işçi çıkararak, işçi ücretlerini düşürerek ve sendikal çalışmaları kısıtlayarak alınma yoluna gidilmemelidir. Özelleştirmeden sorumlu Sayın Bakanımız bir gazetede ifade ediyorlar ki "devlet, fabrikanın zarar etme pahasına, ithalatçıların önünü açacak şekilde işletmiştir; 18 milyar doları boşuna dışa ödeyeceksiniz, zarar edeceksiniz; sonra da hangi yüzle gidip milletten vergi isteyeceksiniz?" Sayın Bakanın ve tüm siyasîlerin sorunlara böyle yaklaşma hakkı yoktur "siz neredeydiniz, ne yaptınız, neden yapmadınız" diye soru sorarlar.

Sayın milletvekilleri, özelleştirme, toplumsal huzursuzluk sebebi olmamalıdır.

BAŞKAN – Sayın Şandır, lütfen toparlar mısınız.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Tabiî efendim.

Ekonomik mecburiyetler, İskenderun Demir-Çelik AŞ'nin hızla özelleştirilmesini gerektirmektedir; ancak, özelleştirme yapılırken, özelleştirme tanzim edilirken, bölge halkının, bölge siyasetinin, kurumların, çalışanların ve sendikaların katkı ve katılımının talep edilmemesini bir eksiklik olarak görüyorum. Kişilik ve kimliğine güven duyduğum ve yoğun gayretlerini bildiğim Sayın Bakana, böyle bir durumun, yönetim üslubuna yakışmadığını düşünüyorum.

Özelleştirmeye, tarafların, öncelikle de tüm çalışanların katılması sağlanmalıdır. Moral, motivasyon ve katılımcı demokrasi için ve özellikle de özelleştirmenin başarısı için, bu, asgarî şarttır.

Bir hususu dikkatlerinize arz etmek istiyorum: İskenderun Demir Çelik çok büyük bir çevre kirleticisi olarak bugüne kadar faaliyet göstermiştir.

BAŞKAN – Sayın Şandır...

MEHMET ŞANDIR (Devamla) – Özelleştirme sözleşmesi imzalanırken bu hususun da dikkate alınmasını özellikle Sayın Bakanımızdan istirham ediyorum.

İDÇ'nin özelleştirilmesinin, ülkemize, bölgemize ve tüm çalışanlara faydalar getirmesini temenni ediyor, muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim.

Sayın Bakan cevap verecekler.

DEVLET BAKANI YÜKSEL YALOVA (Aydın) – Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; hepinizi en üstün saygılarımla selamlıyorum. Ayrıca, Sayın Milletvekilimiz Mehmet Şandır'a da, bana bu fırsatı tanıdığı için teşekkür ediyorum.

İskenderun Demir-Çelik'le ilgili verdiği bilgilerin tümü, bizim daha önce kamuoyuna açıkladığımız bilgilerle örtüştüğü için de, katıldığımı ifade etmek istiyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; devletin temel fonksiyonları olan adalet, güvenlik ve altyapı yatırımlarına gerekli kaynağın sağlanabilmesi ile ekonomide verimliliğin artırılması amacıyla başlatılan özelleştirme uygulamalarına hızla devam edilmektedir. Hedefimiz, daha çağdaş üretim anlayışı ve daha yüksek verim ilkesiyle ülkemizi 2000'li yıllara taşımaktır.

Bilindiği üzere, ülkemiz demir-çelik sektöründe, hem ürün hem de tesis bazında yapısal bir dengesizlik mevcuttur. Gelişmiş ülkelerde, üretilen çeliğin yaklaşık yüzde 65'ini yassı ürünler, yüzde 35'ini ise uzun ürünler oluşturmakta iken, ülkemizde, demir-çelik sektöründeki plansız büyüme sonucu bunun tam tersi bir durum mevcut olup, toplam üretimin yüzde 19'unu yassı ürünler, yüzde 81'ini ise uzun ürünler teşkil etmektedir.

Yine, gelişmiş ülkelerde çelik üretim tesis kapasitelerinin yüzde 70'ini entegre, yüzde 30'unu ise ark ocaklı tesisler teşkil etmekte iken, ülkemizde, toplam çelik üretim kapasitemizin yüzde 70'ini ark ocaklı tesisler, yüzde 30'unu ise entegre tesisler oluşturmaktadır.

Türkiye'de yassı üründe üretim açığı, uzun üründe üretim fazlalığı vardır. 2000 yılında, yassı ürün üretim açığının 4 milyon ton, uzun ürün üretim fazlalığının ise 5 milyon ton olacağı tahmin edilmektedir.

Ülkemiz demir-çelik sektöründeki bu yapısal dengesizlik ve şirketin özelliği de göz önüne alınarak, İSDEMİR'in özelleştirme çalışmalarında üç temel amaç gözetilmiştir:

Birinci amaç, demir-çelik sektörümüzün yeniden yapılandırılmasına katkıda bulunmaktadır.

İkinci amaç, fabrika sahası ve sosyal tesisleriyle yaklaşık 17 milyon metrekare alan üzerinde yerleşik bulunan bu kuruluşun, arazi rantı tartışması dışına çıkarılması; İSDEMİR'in ileride yeniden yapılanması için gerekli genişleme alanlarının şirkete bırakılarak, diğer alanların kamuya ve sanayie aktarılmasıdır.

Üçüncü amaç, toplam 11 329 kişinin çalıştığı, bölgenin en önemli yaşam ve gelir kaynağı olan İSDEMİR'de çalışanların haklarının korunması ve yalnız bugün için değil, gelecekte de yaratacağı istihdamla, bölgeye daha yüksek bir gelir ve yaşam getirmesidir. Hemen bir parantez açarak ifade edeyim ki, çalışanların haklarının korunmasına ilişkin Özelleştirme İdaresi Başkanlığımızın üstlendiği yükümlülük, tam 73 trilyon Türk Lirasıdır; üç yıl içerisinde emekliliği gelecek işçilerimizin hak edecekleri malî haklar da bunun içindedir.

Bu anlayıştan hareketle, 2 Mart 1998 tarihli ve 98/20 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla, İSDEMİR'in, yassı mamul üretimini temin edecek yatırım ve yapılanmayla, çalışanlarının haklarının garanti altına alınmasına önem verecek bir özelleştirme modeliyle özelleştirilmesi karar altına alınmıştır. Bu çerçevede gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda, şirket gayrimenkuleriyle ilgili sorunlar çözülmüş; yaklaşık, yıllık 11 milyon ton kapasitesi olan İSDEMİR limanı için kırkdokuz yıllık devredilebilir kullanma hakkı tesis edilmiş; yapısal değişimi sağlayacak yatırım fizibilite çalışmaları gerçekleştirilmiş ve hazırlanan şartnameyle, çalışanların haklarının korunmasına yönelik düzenlemeler yapılmıştır.

İSDEMİR'in gayrimenkulleriyle ilgili tapu ve kadastro çalışmaları sonucu, 1 320 adet tapu İSDEMİR adına devralınmış, ifraz ve tevhit çalışmaları tamamlanmıştır. İSDEMİR'in kullanımında bulunan gayrimenkullere ilişkin yapılan çalışmalarda, özelleştirme sonrasında alıcılar tarafından kurulabilecek muhtemel yeni üniteler de dikkate alınarak yeterli genişleme alanı bırakılmış, yaklaşık 9 milyon metrekare gayrimenkul özelleştirme kapsamında tutulmuştur.

Bölgedeki asayişin sağlanması, doğal yapının korunması, sekiz yıllık eğitimin yaygınlaştırılması ve diğer kamusal amaçlarla özelleştirme harici bırakılan yaklaşık 8 milyon metrekare araziden, 2 774 000 metrekaresinin Orman Bakanlığına, 177 000 metrekaresinin Jandarma Genel Komutanlığına, 99 000 metrekaresinin Millî Eğitim Bakanlığına, yaklaşık 330 000 metrekaresinin otoyol ve bakım istasyonu olarak Karayollarına, 154 000 metrekaresinin Maliye hazinesine devredilmesi yönünde Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı tesis edilmiştir.

Yaklaşık 2 milyon metrekare arazi sanayi arazisi olarak ayırılmıştır.

Eski ve yeni karayolu ve demiryoluyla ilgili takas işlemleri yapılmıştır.

Tescil harici taşlık, çalılık, fundalık, yaklaşık 1 972 000 metrekare arazinin orman vasfını kazanmış olması nedeniyle, Orman Bakanlığına tahsis edilmek üzere, Maliye hazinesine devir işlemleri devam etmektedir.

Yaklaşık 100 000 metrekare arazinin, yöre belediyelerinin halka açık tesis, pazar yeri, mezarlık, otobüs terminali yapmak için gereken araziye ihtiyaçları da dikkate alınarak, ilgili belediyelere devri yönünde çalışmalar sürdürülmektedir.

İSDEMİR'de 1 200 memur ve sözleşmeli, 5 476 kadrolu işçi ve 4 652 taşeron işçisi olmak üzere toplam 11 329 kişi çalışmaktadır. Kapsam dışı personel, 4046 sayılı Kanun gereği diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilebilecektir. Firma bazında sözleşmeyle çalışan taşeron işçileri, mevcut sözleşmeler çerçevesinde çalışmaya devam edeceklerdir. Kadrolu işçilerin geçmiş yıllara ait tüm hakları güvence altına alınmış olup, emeklilik hakkını kazanmamış olanların, asgari üç yıl süreyle istihdam edilmeleri için gerekli düzenlemeler yapılmıştır.

İSDEMİR, üretime geçtiği günden bugüne kadar, sadece 1984 - 1988 yılları arasında elde ettiği çok düşük meblağlı kârlar dışında, hep zarar etmiştir.

Sayın milletvekilleri, bir örnek vermek gerekirse, 1990 yılında 205 milyon dolar, 1992 yılında 466 milyon dolar, 1994 yılında 353 milyon dolar, 1999 yılında 135 milyon dolar zarar etmiştir.

Sayın milletvekilleri, bu açıdan bakıldığında, İSDEMİR özelleştirmesi devlete gelir sağlama yanında, çok önemli bir gider tasarrufu da sağlayacak, ayrıca, İSDEMİR'in yassı nihaî mamül üretimine dönüştürülmesi sonucu yassı ürün ithalatının azaltılmasıyla, yılda yaklaşık 750 milyon dolarlık bir döviz kaybı da önlenecektir. Sayın Şandır'ın ifade buyurduğu gibi, yılda 1,5 milyar dolar dediniz. Bu, bugün için 1,3 milyar dolardır, ama, hiçbir zaman azalmayıp artacak bir rakamı ihtiva ettiği düşünülürse, bunun 750 milyon dolarını İSDEMİR'in yassı ürün üretimine geçmesiyle önlenebileceği gözden uzak tutulmamalıdır.

İşte, bu nedenle, ülkemizin ikinci büyük entegre tesisi olan İSDEMİR, ülkemiz demir-çelik sektöründe uzun ve yassı ürünlerdeki arz talep yapısını daha sağlıklı bir temele oturtmak ve yassı ürün açığını kapatmak amacıyla, yassı nihaî mamul, sıcak haddelenmiş rulo sac üretimine geçilmesi şartıyla özelleştirilmektedir.

İSDEMİR'in özelleştirilmesiyle ilgili ihale ilanları 17 Nisan 2000 tarihinden itibaren bir hafta süreyle günlük gazetelerde, Resmî Gazetede ve yerel basında yayımlanmıştır. İhalede son teklif alma günü 30 Haziran 2000 tarihidir.

Sonuç olarak, İSDEMİR özelleştirmesini sadece bir şirket özelleştirmesi olarak değil, tüm demir-çelik sektörünün önünü açacak ve kamu kaynaklarının israfını önleyecek bir özelleştirme adımı olarak kabul etmek gerekecektir.

Sayın Şandır'ın, Yüce Heyetinizin yüksek dikkatlerine getirdiği çalışanların özlük haklarına ilişkin, arz ettiğim konuşma metninde yeterli açıklıkta ifadeler var. Kaldı ki, bunların her biri, Özelleştirme İdaremizin İSDEMİR'in özelleştirilmesine ilişkin hukukî belgelerde yerini almış bulunmaktadır.

18 milyar dolara ilişkin hesabımı bir kez daha arz edeyim, sanıyorum yanlış yansıtıldı ya da eksik yansıtıldı. İSDEMİR'in yassı ürün üretimine geçtiği takdirde, ithalatta asgarî 750 milyon dolar döviz ödeme yükümlülüğümüzü ortadan kaldıracağını söylemiştik. Bunu siz de paylaşıyorsunuz. Eğer bu doğruysa, sadece 1980 yılından 2000 yılına kadarlık 20 yılı değerlendirdiğimizde, 20 yılda 750'şer milyon dolarlık bir yassı ürün için ödenen döviz miktarının toplamı 15 milyar dolar yapıyor. Sizin 1980 ile 2000 yılları arasında verdiğiniz zarar rakam, 1984-1988 arasındaki o düşük miktarlı kâr dışta tutulursa -2,5 milyar dolar demiştiniz; doğrudur- 2,363 tam rakamıdır; ama, 2,5 milyar dolar demekte de hiç beis yok. 1980 öncesindeki rakamları da aldığınız vakit, Türk ekonomisine, İskenderun eliyle, yaklaşık 20 milyar dolar civarı bir kayıp getirildiğini ifade ediyorum. Elbette ki, 20 milyar dolar civarında bir paranın gitmesiyle, eğer, bugün hâlâ o bahsettiğimiz ve hepimizin paylaştığı yapısal dengesizlik hepimizin önünde, hepimizin çözüm bulmakla yükümlü olduğu bir sorun olarak duruyorsa -onu kastederek söylüyorum- elbette ki, bizim, vatandaştan gidip vergi isteme konusunu bir kez daha düşünmemiz gerekir.

Tabiî ki paylaşırım, her zaman söylüyorum, orada normalin daha üstünde istihdam edilen işçiyi, çalışanı suçlama hakkına hiçbirimiz sahip değiliz. Ben şahsen, böyle bir suçlamayı bırakınız, bu suçlamayı düşünmeyi bile düşünmedim. Kabul ediyorum, elbette siyasî zaaflarımız, popülizmimiz, şuyumuz, buyumuz, neyse; ama, kabul ediniz ki, İskenderun Demir-Çelik, ilk kurulma kararı verildiği zaman, demir-çelik sektörü içerisindeki yapısı itibariyle teknolojisi depase olduğu söylenilen bir kurum. Sonra, yıllarca inşaat sürmüş, daha bir eskimiş o teknoloji. İşte, bugün geldiğimiz nokta, dünya demir-çelik sektörünün tam tersi.

Sayın milletvekilleri, biz, İskenderun'un özelleştirilmesinde şunu yaptık: Dünya demir-çelik sektörünün, hiç değilse 2005 yılına kadarki gelişim çizgisini önümüze koyduk. Türkiye'nin, bu bahsettiğim, dünyanın tersi görünüm arz eden tablosunu da önümüze koyduk ve Türkiye'nin bu yapısal dengesizliğinden ve 2005 yılına kadar dünya demir-çelik sektörü gelişim çizgisi içerisindeki yerinden nasıl bir sonuç çıkarabiliriz diye düşündük. O nedenle, esasen, klasik olarak bir özelleştirme bakanı açısından, şu kadar daha para getirdim diyebileceği bir kaynağın terki anlamını taşır; ama, dediğim gibi, sonuçta, eğer bu yatırım şartının gerçekleşmesiyle -ki, orada 1 000 Türk Lirası nominal değerle bir altın hisse uygulamamız var- yani, yaklaşık bu 750 milyon dolarlık döviz ithalatında bize fayda sağlayacak tesisin kurulmasını öngörürken, kuracak olan kurumun 650-700 milyon dolarlık bir yatırım yapmasını şart olarak koşuyoruz. Bunun garantiye alınabilmesi hususunda da altın hisse uygulamasını getirerek, sonuçta, o 650-700 milyon dolarlık yatırımın gerçekleşebilmesini sağlamayı amaçlıyoruz ki, böylelikle, Türkiye, her yıl asgarî 1,3 milyar dolar olan, bu, yurtdışına ödediği dövizi, kanayan yarayı kesebilsin ve yatırımdaki, üretim tarzındaki bu değişiklikle yassı demir-uzun demir dengesi, Türkiye'nin millî ihtiyacı olan yassı demir lehine -belki, geç oldu; belki, yirmi küsur yıl sonra oldu; ama- geçebilsin ve millî demir-çelik sektörümüzün, dünya demir-çelik sektörü içerisindeki yeri belli olsun, açılan makas daha fazla açılmasın ve mümkünse, önümüzdeki üç-beş yıl içerisinde kapansın diye düşündük.

Değerli Başkanımıza, bana bu hoşgörüsünden ötürü huzurlarınızda teşekkür ediyorum ve hepinize saygılar sunuyorum. (ANAP, DSP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Ben teşekkür ederim Sayın Bakan.

Şimdi, gündemdışı ikinci söz, basın ve terör konusunda söz isteyen İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak'a aittir.

Buyurun. (FP sıralarında alkışlar)

2. —İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, Uğur Mumcu cinayetine ilişkin gündemdışı konuşması

AYŞE NAZLI ILICAK (İstanbul) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Uğur Mumcu cinayeti üzerinde gündemdışı söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Uğur Mumcu'ya Allah'tan rahmet diliyorum.

Mumcu, 1993 yılında bir cinayete kurban gitti; yedi yıldan beri, hâlâ, Mumcu cinayeti aydınlatılmadı. Gerçi, bazı failler, zaman zaman yakalandı, bazı örgütler kamuoyuna teşhir edildi; fakat, her defasında, bir yanılgı olduğu ortaya çıktı. Mesela, Uğur Mumcu cinayeti işlenir işlenmez, bir İslamî hareket örgütünden söz edildi ve bu örgütün mensubu olduğu ileri sürülen Mehmet Ali Şeker ve Ayhan Usta yakalandılar; fakat, daha sonra, Mumcu cinayetinin işlendiği saatte, bu iki kişinin emniyette sorgulandığı ortaya çıktı ve ihbarı yapan Ayhan Aydın, yalan beyandan dolayı yargılandı.

Bir ara, katilin PKK'yla ilişkili olduğu ileri sürüldü; çünkü, Mumcu, uyuşturucu trafiğiyle PKK arasındaki ilişkileri tespit ediyordu ve bu ilişkilerin çok derinlere gitmesi ihtimali de mevcuttu.

Sonra, gündeme başka isimler geldi. Mesela, 1998'de, katilin Velit Hüseyin olduğu söylenildi. Herkes bayram yaptı, Uğur Mumcu'nun katili yakalandı diye; fakat, sonra bakıldı ki, bu Velit Hüseyin, Silopi'ye bağlı Başköy'de öldürülmüş; orada cesedi bulundu. Uğur Mumcu Komisyonuna Velit Hüseyin ismini verenler, onun derin devletle ilişkisini de ortaya koyuyordu. Şu anda, Uğur Mumcu'yu ben öldürdüm diyen ve taammüden cinayetten idamla yargılanan bir sanığımız var elimizde; ismi, Abdullah Argun Çetin.

Nihayet zaman geçti, bugünlere geldik. Şimdi, Selam örgütünden Tevhid örgütünden, Hizbullah'tan söz ediliyor. Yusuf Karakuş adlı ülkücü kökenli bir kişi, cinayet faili olarak, Abdülhamit Çelik, Hasan Kılıç, Mehmet Şahin, Mehmet Ali Tekin'i suçluyor; ama, suçlanan kişilerin, cinayet saatinde, cinayet günü bir düğünde oldukları ortaya çıktı; Abdülhamit Çelik'in düğünü. Aslında, bu düğün de başlıbaşına bir muamma.

Karakuş'un ifadelerinde başka çelişkiler de mevcut. Nedir bu çelişkiler; mesela, İranlıların bahçeye girerek Uğur Mumcu'nun otomobiline bombayı koyduklarını ifade ediyor. Oysa, Uğur Mumcu'nun otomobili bahçe içerisinde değil, sokaktaydı. Karakuş, site önündeki bir bekçi kulübesinden söz ediyor. Oysa, Ahmet Taner Kışlalı'nın evi sitenin içerisindeydi; Uğur Mumcu bir sitede oturmuyordu ve evinin önünde bir bekçi kulübesi de yoktu.

Esasında, bizce, Uğur Mumcu'yu kimin öldürdüğü, o taşeronun kim olduğu, onun kimliği önemli değil; taşeronun arkasında azmettiren kişiyi bulmak lazım. Söz gelimi, Özdemir Sabancı'dan söz edelim. Özdemir Sabancı'nın katili, çaycı Feriye veya DHKP-C örgütü demek mümkün mü?.. Yani, modası geçmiş bir komünist düzeni ülkemizde yerleştirmek için mi bu cinayet işlendi?.. Sabancı'nın katili Mustafa Duyar'ı, hapishanede, kim, niçin kurşunladı? Her cinayete "neden öldürüldü" ve "arkaplanda kim var, bundan kim yararlanıyor" diye bakmamız lazım.

Bakın, bu cinayet vesilesiyle, şimdi, yüzlerce kişinin tutuklandığını gazetelerde okuyoruz ve gerçekten endişeliyiz; çünkü, son bir iki yılda, o kadar suçsuz kişinin, öylesine mübalağalı bir şekilde tutuklandığını ve gazete manşetlerinde teşhir edildiğini gördük ki!.. Başına "İslamî" sıfatını takıp, suçladılar; "İslamî sermaye" dediler, suçladılar; "İslamî basın" dediler, suçladılar.

Burada, Sayın Yüksel Yalova'yı gördüğüm için ifade etmek istiyorum; kendisine sordum "niçin yolcu uçaklarında Akit Gazetesi ve Yeni Şafak Gazetesi yolculara dağıtılmıyor" diye, bana yazılı olarak cevap verdi, dedi ki "efendim, talep yok." Peki, aynı uçakta Hür Ses veyahut Ortadoğu Gazeteleri dağıtılmakta, sadece 2 000 satan veya satmayan, adı sanı duyulmamış; bu nasıl oluyor?

İşte, görüyorsunuz, haksızlık her yerde var. Ben, bu haksızlığa, Hasan Karakaya'nın, Akit Gazetesinden bir meslektaşımın başına gelen haksızlıkla devam etmek istiyorum ve Sayın Başkandan, Sayın Hatay Milletvekiline verdiği 2 dakika 38 saniyeyi ben de rica ediyorum...

KAMER GENÇ (Tunceli) – Size de 5 dakika süre versin; nasıl olsa kuralına göre yönetmiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Vermeye vereyim de efendim...

Affedersiniz, bir şey söyleyeceğim; Ortadoğu Gazetesiyle ilgili meseleye gelince... Orada talep var, yok... Bunu, başka yere çekmemek gerektiği kanaatindeyim. Yani, Akit Gazetesini almıyorsa, Türk Hava Yollarının kendi kabahati.

AYŞE NAZLI ILICAK (Devamla) – Ben sizinle alakalı bir şey söylemedim efendim.

BAŞKAN – Ben de Ortadoğu Gazetesinin bir yazarı olarak... Onun için... Malum...

AYŞE NAZLI ILICAK (Devamla) – Kusura bakmayın Sayın Başkan; hakikaten, farkında değilim. Bundan sonra dikkatle...

BAŞKAN – Estağfurullah efendim... Rica ederim... Düzelteyim dedim.

MUSTAFA GÜVEN KARAHAN (Balıkesir) – Reklamlardan para alınıyor mu?

AYŞE NAZLI ILICAK (Devamla) – Akit'ten Hasan Karakaya arkadaşımızın başına gelenleri, bir haksızlık örneği olarak burada ifade etmek istiyorum. Hasan Karakaya terörist ilan edilmedi mi?! Altı gün gözaltına alınmadı mı?! Neydi suçu; sözümona, Yekta Güngör Özden'i öldürtmek için, Hasan, Kasım Gençyılmaz'a, Tarabya Otelinde, yanında iki İranlı varken, 2 milyon dolar para teklif etmiş... Oysa, Hasan Karakaya, ömründe Tarabya Oteline girmediğini ifade ediyor.

Şimdi, dolayısıyla, şöyle bir soru işareti zihnimizde belirdi: Acaba, bu son operasyonla, yeni seçilen Cumhurbaşkanına, irtica tehlikesinin ne denli büyük olduğunun bir işareti mi verilmek isteniyor? Gerçi, hepimiz şunu biliyoruz: Türkiye'de ne zaman irtica tehlikesinden böyle mübalağalı bir şekilde bahsedilse, işte, o zaman, özgürlüklerin daha da kısılması gündeme gelmiştir.

Mumcu gibi cinayetlerin, laik-antilaik kutuplaşmasını alevlendirdiği ve derinleştirdiği, hepimizin bilgisi dahilindedir. Peki, böyle bir kutuplaşma acaba kimlere zarar verir?.. 28 Şubatta gördük. 28 Şubat bu kutuplaşmayı besledi. Basın, en ufak hadiseleri mübalağa ederek manşetlerine taşıdı. Günlerce, Fadime Şahin'le yattık, Müslüm Gündüz'le kalktık. Laik-antilaik kutuplaşması müdahaleyi, müdahale de baskıyı getirdi. Kutuplaşmanın zararını, dindar vatandaşlarımız gördü. İmam-hatipler darbe yedi, başörtülü genç kızlarımız mağdur edildi, resmî ideoloji pekişti.

Mumcu cinayetinin arkasında, diyelim ki, Hizbullah örgütü yer alıyor. Peki, soruyorum: Hizbullahın arkasında acaba kimler var? Ülkücü kökenli, İslamî hassasiyeti olan Yusuf Karakuş gibi gençleri kim hapishanelerde avladı, devşirdi? Hangi maksat için kullanıldı bu kişiler? Güneydoğulu vatandaşlarımız niçin Hizbullaha "Hizbulkontra" adını veriyordu? Niçin 1999'a kadar Silvan'ın Yolaç Köyünde Hizbullah militanları yılda bir defa toplanıp şehitlerini anıyorlardı ve niçin bunlara ses çıkarılmıyordu? İşte, yığınla soru işareti...

Gelin, bu meselelere, Meclis olarak el atalım, araştıralım. Fazilet Partisinin Hizbullahla ilgili araştırma önergesi 73 üncü sırada bulunuyor; elbirliğiyle bu önergeyi 1 inci sıraya taşıyalım ve bu meseleleri, Meclisle, millî iradeyle çözelim.

Hepinize saygılarımı sunuyorum, teşekkür ediyorum efendim. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Ben teşekkür ederim efendim.

ÖMER İZGİ (Konya) – Sayın Başkanım, Sayın Nazlı Ilıcak Şirin milletvekilimizin "ülkücü kökenli" diyerek bir saptırmada bulunduğunu hissettim.

BAŞKAN – Sataşma var...

ÖMER İZGİ (Konya) – Evet.

O itibarla, söz verirseniz, memnun olurum.

BAŞKAN – Buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

IV.—AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1. —Konya Milletvekili Ömer İzgi’nin, İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın konuşmasında partilerine sataşması nedeniyle konuşması

ÖMER İZGİ (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce bu kürsüde sizlere hitap eden Sayın Nazlı Ilıcak Şirin Hanımefendi, son günlerde Uğur Mumcu suikastıyla ilgili yapılan çalışmalar içerisinde adı geçen Yusuf Karakuş'tan bahsederken, üzerine basa basa "ülkücü kökenli" diye bir ifadede bulunmuştur. Gerçi, bunu niye böyle dedin desek, vereceği cevap da belli; diyecekler ki "'ülkücü kökenli' dedim 'ülkücü' demedim" ya da "basında böyle geçti; ben de basında geçeni söyledim" diyecekler; ama, anlatılmak istenen, burada ifade edilmek istenen, bir yanılgıyı ortaya koymaktır ve Uğur Mumcu suikastıyla ülkücülerin ilgisinin olduğu izlenimini halka anlatmaktır. Bunu, şiddetle protesto ediyorum! (MHP sıralarından alkışlar)

Gerçekten, Yusuf Karakuş, vakti zamanında ülkücü hareketin içerisinde bulunmuş biri olabilir; ama, ülkücü olmak için, ülkücü hareketin içerisine sızdırılmış olmak ya da onun içerisine sızmış olmak yetmiyor; onun değerlerine sahip olmak yetiyor! (MHP sıralarından alkışlar)

Ülkücü hareketin içerisinde, dinin siyasete çekilmesi yoktur. Ülkücü hareketin içerisinde, dinin vicdanlardan koparılarak başka yerlere sürüklenmesi ve bir avuç oy isteme uğruna siyaset sahnesine çekilmesi yoktur! (MHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Bunu gören Yusuf Karakuş gibi kişiler, ülkücü hareketin içerisinde barınamayacaklarını bildikleri için, tez elden oradan ayrılmayı kendileri için çıkar yol olarak görmüşlerdir.

Nazlı Ilıcak Şirin Hanımefendilere söylemek isterim: "Kökeni ülkücü hareketteydi" dedikten sonra, niye "Selam Tevhid tarikatı içindeydi" demediler; niye "Velioğlu'nun tarikatına gireceğim" demediler; niye "o İslamî düşünce içerisinde terör örgütü kuranların içerisinde olacağım" demediler. Bunu da söylemeleri gerekirdi.

Bu itibarla, ben, Yüce Mecliste, böylesine saptırmalı konuşmaların yapılmaması gereğine eskiden beri inanıyorum. Bugün de burada böyle bir konuşma yapıldığı için cevap verme durumunda olunmasını asla arzu etmezdim; ama, bir mecburiyet beni huzurunuza çıkardı. Bu mecburiyeti de tekrar ifade ediyorum: Uğur Mumcu suikastıyla ülkücü hareketin, ülkücü hareketin sempati duyduğu, sevdiği, benimsediği, desteklediği milliyetçi hareketin, milliyetçi hareketin temsilcisi Milliyetçi Hareket Partisinin asla ilgisi olamaz!

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

AYŞE NAZLI ILICAK (İstanbul) – Sayın Başkan, o aşırı alınganlığı gidermek için kısaca yerimden cevap verebilir miyim...

BAŞKAN – Lütfen efendim, çok kısa olsun, rica ediyorum...

AYŞE NAZLI ILICAK (İstanbul) – Sayın Grup Başkanvekili, benim kanaatime göre, aşırı alınganlık gösterdi. Gazetelerde çıktı...

YUSUF KIRKPINAR (İzmir) – Sizin gazetelerde!

AYŞE NAZLI ILICAK (İstanbul) – "Ülkücü kökenli" dedik ve oradaki gençleri, hapishanedeki gençleri, bu şekilde avlıyorlar, maalesef, kötü yola sevk ediyorlar. Bu şekilde, ülkücü hareketin veya harekete mensup insanların 1980 öncesi de kullanıldığını, hepimiz üzüntüyle gördük. Böyle bir çatışma, birbirine düşürme gibi... (MHP sıralarından gürültüler)

Ben, sizi savunarak söylüyorum efendim.

ALI IŞIKLAR (Ankara) – Bizi savunma!..

AYŞE NAZLI ILICAK (İstanbul) – Sağda ve solda, gençlik, birbirine çatıştırılmıştır, birbirine kırdırılmıştır. Bu, meydana çıktı. Dolayısıyla, bunda aşırı alınganlık göstermek gerekmiyor. "Millî Siyaset Belgesi" denilen o belgedeki ülkücülere yönelik suçlamalardan dolayı biz de üzüntü duyduk. O bakımdan, bizim düşüncelerimiz, sizlerle, aslında çatışmıyor, beraberlik arz ediyor. Siz, bu düşünceyi... (MHP sıralarından gürültüler)

Bakın, biz, terör nereden gelirse gelsin, isterse İslamî sıfat taşısın isterse milliyetçi sıfat taşısın, terör nereden gelirse gelsin, buna karşıyız. Birbirimizi bu vesileyle kırmaya ve suçlamaya da gerek yok. Biz, gazetelerde ne yazıldıysa, bunu ifade ettik. Oniki yıl hapiste yatmış, böyle kökenden...

BAŞKAN – Sayın Ilıcak, mesele anlaşılmıştır efendim; teşekkür ederim. Ah bu gazeteler, ah bu basın!.. Herkes bir basına...

ÖMER İZGİ (Konya) – Daha sonrasında yazılanı ifade etmediniz; "sonradan Selam Tevhid Örgütüne girdi" diyor; onu söylemediniz. Ben de ona işaret ettim.

BAŞKAN – Sayın Başkanım, tamam, anlaşıldı mesele efendim.

Efendim, gündemdışı üçüncü söz, Türkiye logosuyla ilgili söz isteyen, Osmaniye Milletvekili Birol Büyüköztürk'e aittir.

Buyurun Sayın Büyüköztürk. (MHP sıralarından alkışlar)

III. —BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

A)GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR (Devam)

3.—Osmaniye Milletvekili Birol Büyüköztürk’ün, Turizm Bakanlığının Türkiye’nin tanıtımında kullanacağı logoya ilişkin gündemdışı konuşması ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu’nun cevabı

BİROL BÜYÜKÖZTÜRK (Osmaniye) – Sayın Başkan, değerli üyeler; Turizm Bakanlığının Türkiye'nin tanıtımında kullanacağı logoyla ilgili söz almış bulunuyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.

Öncelikle, size, logoyu tanıtmak istiyorum: Türkiye yazısı ve üzerinde lale figürü.

Sayın Başkan, değerli üyeler; logoya ülkemizin adını anadilimizde mi, yoksa yabancı bir dilde mi yazalım tartışması ciddiyet taşır ve o ölçüde, ciddî sorunları da beraberinde getirir.

Logonun, tanıtılması amaçlanan ülkenin öz değerlerini özetleyebilmesi, kısaca, amacına uygun olabilmesi için, ülke adının logoya, o ülkenin ulusal dilinde ya da resmî dilinde yazılması gerekir.

Toplum dilbilimin bu konuya yaklaşımında esas alınabilecek kavramlarından öncelikle "toplumsal kimlik" üzerinde durmakta yarar var. Dil, toplumsal kimliğin temel göstergesi, bir başka deyişle, bir toplumun var oluşunun en somut kanıtıdır. Söz konusu tanıtım logosunda "biz varız, dilimizle, kültürümüzle, kısacası, kendimizle gurur duyuyoruz" mesajını en iyi biçimde verebilmeliyiz ki, bizi tanımaya değer bulsunlar. Böyle bir mesajı, ülkemizin adını yabancı bir dilde yazarak verebilmemiz mümkün görünmemektedir. Yabancı dil kullanımı, aksine, cevap bulunması gereken başka soruları akla getirebilir.

Bu yaklaşım "adımı kendi dilimde yazarsam, ben tanınmam, değer görmem" gizli ifadesini taşıyarak "ben, zaten, kendimi beğenmiyorum" duygusunun yansıması olarak algılanabilir mi; eğer, konuyu tanıtım dili açısından inceleyecek olursak, algılanabilir. Bu logoya bakan hiçbir insan, bilinç düzeyinde birebir bunları düşünmeyebilir; ancak, bilinç düzeyine yansımasa da, bilinçaltı bu mesajı alacaktır. Biz biliyoruz ki, tanıtımın hedef bölgesi, bilinçaltıdır; çünkü, tanıtımı çok ciddiye alıp çalışmalarını bilimsel analizlere dayandırarak hedeflerine ulaşanlar, insanı bilinçaltının yönettiğini çok iyi bilirler ve kontrolü buradan ele alırlar. Buna göre, bir tanıtımın başarısı, bilinçaltında yarattığı değişikliklerin amacına uygunluğuyla ölçülür.

Ayrıca, insanların, ülkesinin adını anadilinde kullanmaktan kaçınacak ölçüde kendi diline karşı negatif bir tutum içinde olan bir topluma ne kadar saygı duyacaklarını iyi düşünmek gerekir.

Öne sürülen düşüncenin aksine, anadil kullanımı bir telaffuz sorunu yaratmayacaktır; çünkü, her ülke insanının "Türkiye" sözcüğünü farklı telaffuz etmesi çok doğal, bir sorun olarak algılanmaması gereken bir durumdur. Dilbilim alanındaki gelişmelere bağlı olarak anadil etkisinden kaynaklanan telaffuz farklılıkları, artık, günümüzde kabul gören bir olgudur. Logoda "Türkiye" ifadesinin yer alması, anlaşılmama ya da yanlış anlaşılma nedeni de olamaz; çünkü, logo, bir bütün içinde yer almakta, anlam, diğer unsurlarla tamamlanmaktadır.

Sonuç olarak, bir ülkenin kendi kimliğini aktarmaya çalıştığı logosunda yabancı bir dile, üstelik doğru düzgün konuşamadığı bir dile başvurması, hiç rastlanmayan ve makul gerekçelerle açıklanamayacak bir durumdur.

Ayrıca, unutulmamalıdır ki, Türkiye, özel bir isimdir. Bu logo, Türkiye'yi temsil edecek, onu çağrıştıracak, hatırlatacak; kimseye Türkçe öğretmeyecektir.

Bir şeye ne denileceği konusunda karar vermek, bize ait olan değil, o dile ait olan bir şeydir deniyor. İyi de, Türkiye'yi onlar değil, biz tanıtıyoruz.

Türkiye logosu, İngilizce'nin dışında, Japonca, Almanca, Rusça, Çince, Arapça ve bütün dünya dilleri için aynı grafik karakterde; ama, ayrı dillerde çizildi deniyor. Biz, 101 ayrı ülkede, 101 ayrı sözcük ve figür aramıyoruz ki... Tek bir sözcük, tek bir figür; o da Türkiye'yi çağrıştırsın.

Sorarım size, olimpiyatlarda Türkiye logosunu kullanacaksınız; yazı-tura mı atacağız?! Bugün İngilizce, yarın Fransızca, ertesi gün Çince; hangisini göstereceğiz?.. Bunun neresinde akıllı ve mantıklı olmak var!

Gelelim laleye: Lale deyince hangi ülke çağrışım yapıyor diye vatandaşa soralım; ayrıca, yabancı ülkelerdeki insanlara da soralım; İngiltere mi, Türkiye mi, Hollanda mı, Fransa mı? Bir tek lale mi dörtyüz yıldır ülkemizde figür olarak kullanılıyor? Lale, tüketici gruplarında test edilmiş deniyor. Soruyorum, hangi tüketici gruplarında, ne tür bir bilimsel araştırmayla test ettiniz? Eğer, Hollanda'da bunu yapsaydınız, inanıyorum ki, kuvvetle muhtemel, sizin büstünüzü dikerlerdi.

Deniyor ki, bu figür yirmi yıldan bu yana kullanılıyor... Eğer bu doğruysa, şimdi fark etmek mi suç?

Sayın Başkan, değerli üyeler; konuyla ilgili olarak fikir vermesi bakımından mini bir anketin istatistiklerini vermek istiyorum:

Ankara'da 118 üniversite öğrencisine, lale figürü size hangi ülkeyi çağrıştırıyor diye sorulmuş; İngiltere yok, Hollanda yüzde 91, Türkiye yüzde 7, İtalya yüzde 2.

Yine, Türkiye'yi uluslararası faaliyet alanlarında tanıtmada kullanmak amacıyla bir logo hazırlanacaktır; logo için aşağıdaki figürlerden hangisi en uygun olanıdır diye sorulmuş; peribacaları yüzde 11, iki kıtayı birleştiren boğaz yüzde 74, lale yüzde 6, çınar yüzde 7, fındık yüzde 2.

Elbette ki, bu istatistikler geniş boyutlu, sistematik bir bilimsel araştırmanın ürünü değildir; ancak, fikir vermesi açısından önemlidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun efendim, devam edin.

BİROL BÜYÜKÖZTÜRK (Devamla) — Türkiye'yi temsil edecek ve yediden yetmişe herkesi ilgilendiren bu tanıtım logosuna, oldubittiyle değil, çeşitli platformlarda tartışarak çözüm bulmak, hem daha çağdaş hem de daha akıllı bir iştir; saçmalık ise asla değil.

Bu zamana kadar ne çektiysek, oldubitti yüzünden, yeterince tartışmadığımızdan, kamuoyuna mal etmediğimizden ve kazanalım, nasıl kazanırsak öyle olsun zihniyetiyle birtakım güzel değerlerimizin yitirilmesine sebep olan yaklaşımlardan çekmedik mi?!

Logoyu hazırlamak elbette profesyonellerin işi; ama, profesyoneller de, kamuoyunu tatmin edecek bilimsel çalışmalarla konuyu tartışmaya açarak, yani, kamuoyuna mal ederek çözümler üretmek zorundadır.

Burada, size, bir şeyi hatırlatmak ve dikkatinizi çekmek istiyorum. Türk devletleri bağımsız olunca, bir "Türkî" sözü ortaya attık. "Türkî" demek, Türke benzer, Türk gibi anlamına geliyor. Şimdi, bunu temizlemek için ne kadar uğraşıyoruz. Bu logo da kabul edilirse, tanıtımda kullanılırsa, aynı sıkıntıyı nasıl yaşayacağımızı düşünün; kaç akıllı bu iş için uğraşacak, düşünün.

Bu logonun, milliliği, neresinde görüyorsunuz?! Kişiliğinden, kimliğinden, dilinden ödün vererek yapılacak böyle bir tanıtım, kültürel aşınmayı getirir. Taklit, kopya değil, orijinallik esastır.

Bu logoyu hazırlatanları millî duyarlılığa davet ediyor ve bir an önce düzeltilerek, bizi andıran, bizi çağrıştıran, biz kokan bir logonun tespit edileceği inancıyla, Yüksek Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Bakan söz istemişlerdir.

Buyurun efendim.

TURİZM BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, sizleri saygılarımla selamlıyorum.

Doğrusunu isterseniz, birkaç dakika öncesine kadar, burada, daha farklı şeyler söylemeyi tasarlamış idim. Ancak, biraz önce, burada, Türkiye logosuna ilişkin eleştirilerini ifade eden değerli arkadaşımız, bana göre, hiç hak etmediğim bir biçimde, beni hedef alacak bir şekilde, beni millî duyarlılığa davet edince, bambaşka türde bir cevap vermenin zaruret haline gelmiş olduğunu düşünüyorum.

Şimdi, herkes, herhangi bir konuyu teknik, estetik, bilimsel açıdan, farklı perspektiflerden değerlendirebilir, farklı görüşler ifade edebilir ve bu görüşlere hiç şüphesiz saygı duymak lazım. Biz de, arkadaşımızın görüşlerine saygı duyuyoruz; ama, meseleyi millî duyarlılıktan yoksunluk olarak takdim etmek, zannediyorum, teknik ya da estetik değerlendirmenin ötesinde bir tutumdur ve benim nezaket anlayışımla telifi kabil bir tutum değildir. O zaman, aynı üslup içerisinde cevap vermek icap eder. Aynı üslup içerisinde cevap verdiğiniz zaman, kırıcı olmak kaçınılmazdır. Yine, biz, kırıcı olmamaya özen göstermeliyiz. Ben de, müsaade ederseniz, kırıcı olmamaya özen göstererek arkadaşıma cevap vereceğim.

Şimdi, değerli milletvekilleri, arkadaşımız gösterdiler, müsaade ederseniz, bir de ben göstereyim: Bu da, benim Türkiye logom... (ANAP sıralarından alkışlar)

Sadece gazete haberleri okuyarak, o haberlerde yer alan cümlelerden ibaret bir enformasyonla gelip, bir düşünce oluşturmak, bir yaklaşım oluşturmak, çok doğal bir davranış değil, çok normal bir davranış değil; çünkü, bu davranışı ortaya koyan kimse, bir parlamenter. Tabiî ki, bundan ibaret değil. Bakınız, başka örnekleri de var:

Bu, Danimarka dilinde yazılmış olanı...

Bu, İspanyolca yazılmış olanı...

Bu, Rusça yazılmış olanı...

Bu, Norveç dilinde yazılmış olanı...

Bu, Japon dilinde yazılmış olanı...

Ve sair; bu böyle devam ediyor.

Burada, Arapça yazılmış olan çok ilginç bir örnek daha vardı; ama, vaktinizi almak istemiyorum. Dünyanın her dilinde "Türkiye" nasıl söyleniyorsa, o dilde söylenildiği gibi; ama, aynı görsel karakterde yazılmış.

Bir şey sormak istiyorum; bu kompleksin -bağışlayın- bu aşağılık kompleksinin yaşanması için bir sebebimiz var mı?.. Yani, niye, bu meseleyi bir kompleks konusu haline getiriyoruz?..

BİROL BÜYÜKÖZTÜRK (Osmaniye) – Çok ağır bir kelime Sayın Bakan!..

TURİZM BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) – Benim söylediğim şey şu: Bizim "Almanya" dediğimiz ülkeye, o ülkenin mensupları -ve resmî dili- "Deutschland" diyor; adamlar, bunu hiç sorun etmiyorlar ve burada yaptıkları bütün tanıtımı Almanya tanımı üstünden yürütüyorlar. Amerikalılar "Germany" diyor, Fransızlar "Alemania" diyor, başka ülkeler başka biçimde çağırıyorlar. Fransa için de aynı şey söz konusu, Amerika Birleşik Devletleri için de aynı şey söz konusu, İngiltere için de aynı şey söz konusu, dünyanın bütün devletleri için aynı şey söz konusu. Her dilin başka bir ülkeyi adlandırdığı kendine özgü bir kavram var.

Burada yapmaya çalıştığımız şey, insanlara Türkiye'yi hatırlatmak; burada yapmaya çalıştığımız şey, insanların gündemine Türkiye'yi getirmek; burada yapmaya çalıştığımız şey, herkese Türkçe öğretmek değil, herkesin Türkiye'yi Türkçe'de söylenildiği gibi söylemesini arzu etmek bence doğal bir şey, tamam, arzu edelim, bu, çok güzel bir şey, keşke olabilse, keşke olabilse... Bu, mümkün değil. Bu, denendi 1980'lerde; yine, böyle bir dalga bir yerlerden harekete geçti ve bu denendi, bu iş için milyarlarca lira para harcandı o günkü rakamlarla; ama, sonucun koskocaman bir sukutu hayal olduğu görüldü. Yani, niçin, bu, böyle bir sorun haline getiriliyor... Burada bir dil birliği tutturmak gerekirken ve Türkiye'ye ait bir görsel simge üzerinde tam bir birlik içinde olmak gerekirken ve herkes burada hemfikirken, bunu bir tartışma konusu haline getirmenin Türkiye'ye ne yararı var ve önerdiğiniz şeyin neresi akla uygundur?

Sonra, eğer, Milliyetçi Hareket Partisine mensup bir arkadaşım değil de, başka bir arkadaşımız lale figürünü eleştirmiş olsaydı, ben, bunu çok saygıyla karşılayabilirdim; ama, özellikle Milliyetçi Hareket Partisine mensup arkadaşlarımızın, ben, millî kültüre olan hassasiyetlerini bildiğim için, lale figürünün anlamını da çok iyi biliyor olduklarını zannediyordum.

Değerli arkadaşlar, lale, yeni dünyaya...

ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) – Diğer partilerin günahı ne!..

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Herkes görüşünü söyleyebilir.

TURİZM BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) – Efendim, ben, sadece kişisel zannımdan söz ettim. Yani, bu zannımda yanılmış olabilirim. Benim söylediğim şey şudur...

KAMER GENÇ (Tunceli) – Ortağının üzerine gitmiyorsun, bizim üzerimize geliyorsun... Ortağının üzerine gitsene!..

TURİZM BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) – Efendim, bağışlayınız, ben kimsenin üzerine gitmek kastıyla hareket etmiyorum.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Burada söyleneni herkes biliyor, görüyor... Ne biçim koalisyonsunuz, ben anlamıyorum!

TURİZM BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) – Sayın milletvekilleri, yapmaya çalıştığım şey sadece şu: Genellikle, millî kültür meselelerine duyarlılıkları konusunda arkadaşlarımızın bir şöhreti olduğu için, kendilerinden bu hususu bilmeleri beklenirdi ya da değerli arkadaşımdan bu hususu bilmesini beklerdim.

Efendim, Türk kültürünün ürettiği -benim bilebildiğim- ve bütün estetik doktrin uzmanlarının da tespit ettikleri üç görsel simge vardır. Bu üç görsel simge, Türk tasavvufundan kaynaklı görsel simgelerdir. Biliyorsunuz, görsel sanatlarımız, özellikle, kaligrafi, tezhip ve mimarideki süsleme sanatları alanında yoğunlaşmıştır. Bunlardan bir tanesi güldür ve tasavvufta peygamber remzi olarak kullanılır. Bunlardan bir tanesi, arkadaşlarımızın da mensup oldukları partinin simgesi olan hilaldir; genellikle, milletin birliğini temsil eden bir rumuz olarak kullanılır. Bir diğeri, yaklaşık bin yıldır kullanmakta olduğumuz bir rumuzdur; o da, lale rumuzudur, Allah'ı temsil eder.

Biraz önce, değerli milletvekili arkadaşımız Nesrin Hanımın boynunda tesadüfen gördüm; Allah lafzının lale şeklinde biçimlendirilmiş güzel bir görsel örneği de, şu anda arkadaşımızın boynunda duruyor; arkadaşımdan rica edeyim, dönsün, baksın.

Değerli arkadaşlar, mimaride, her türlü süsleme sanatlarında, tezhipte, kaligrafide, grafikte, hatta, bizim kültürümüzün en çok kullandığı form, yüzlerce, binlerce, onmilyonlarca kez kullandığı tek form, belki lale formu ve "tulip" kelimesi Türkçe bir kelime, Batı dillerine Türkçeden geçmiş. Türkmenistan kaynaklı olarak "lale" dediğiniz şey, önce Önasya'ya, buradan da Avrupa'ya, Türkler marifetiyle taşınmış ve biz bunun üzerine koca bir edebiyat yapmışız. Sanıldığı gibi, Lale Devrinin edebiyatından ibaret de değil. Lale Devrinin birkaç yüzyıl öncesinden başlayan kocaman bir edebiyat, kocaman bir sanat, kocaman bir felsefe var bu işin arkasında.

Benim burada şaşkınlıkla karşıladığım bu mesele, öyle, benim ya da bürokratların keyfiyle, inisiyatifiyle ortaya konulmuş bir mesele değil; Türkiye, lale figürünü, turizm tanıtımında, yaklaşık otuz yıldır kullanıyor; bu, yeni bir şey değil; sadece yeni bir formda denenmiştir.

Kurumsal kimlik uygulamalarında birdenbire sembol değiştiremezsiniz. Bunu iletişim profesyonelleri gayet iyi bilirler. Birdenbire değişiklik, sizin markanıza ilişkin imajınızda bir güvensizlik yaratır. Bu, Marmara Üniversitesinin, Boğaziçi Üniversitesinin, Anadolu Üniversitesinin, Ankara Üniversitesinin, Reklamcılar Derneğinin, Reklam Verenler Derneğinin, turizm seyahat acentelerinin çeşitli örgütleri gibi birçok sivil örgütün katılımıyla, oybirliğiyle tespit ettikleri bir çalışmadır. Artık, aklı konusunda kuşku izhar etmeye mecbur olduğum bazı insanların söylediği gibi, 40 milyon dolar harcanarak yaptırılmış bir şey de değildir, 40 kuruş bile harcanmış değildir. Hani, bunun için 40 sent harcanmış olsa, diyeceğim ki, bir mürettip hatasıdır, bir dijit hatasıdır, virgül sapmıştır, bir şey olmuştur da, bu iş, bir kez sıfıra basılmak istenirken yedi kez sıfıra basılmıştır, bu, 40 milyon dolar olmuştur... Böyle bir şey de yok. Bu, hiçbir bedel ödenmeksizin, Türkiye adına sipariş edilmiş, ürettirilmiş ve hiçbir bedelin de bundan sonra ödenmesi söz konusu olmayacak bir şeydir. Yani, aklın ve izanın kabul etmeyeceği türden iddialarla bir kuşku halesi yaratmanın, Türkiye'ye, Türkiye'nin turizmine, insanlararası ilişkilere, partilerarası ilişkilere ne katacağını merak ediyorum...

Şimdi, arkadaşıma çok teşekkür ediyorum; bu, benim için, sizlere hitap etmek, bu meseleyi sunabilmek, anlatabilmek için iyi bir vesile oldu, onun için çok teşekkür ediyorum. Belki, bu vesileyle, hatta kürsüde fotograf çektirebilme imkânını da bulurum, bu da benim için güzel bir fırsat olur; ama, lütfen, istirham ediyorum, sözünü ettiğimiz şeyin arkasına sağlam argümanlar koyalım; zira, kuşku yarattığımız şey, Türkiye'nin kurumsal kimliğine ilişkindir; yani, sizin eleştirinizle yarattığınız kuşku, Türkiye'nin kurumsal kimlik imajına ilişkindir. Bir politikacı olarak bu bana zarar vermez, profesyonel olarak ben bir grafiker değilim, bana hiçbir zarar vermez; ama, bunun verdiği zarar Türkiye'yedir, Türkiye imajınadır. Bunu yapmanın size bir faydası olmayacağı gibi, kişisel olarak bana da bir zararı dokunmaz; ama, bunu yapmanın -özür diliyorum- ölçüsüz olarak yapmanın Türkiye'ye bir zararı var. Eğer, birisi millî duyarlılığa davet edilecekse, burada davet edilmesi gerekenin ben olmadığım açıktır; yani, bunu bir millî duyarlılık meselesi olarak büyütmenin de çok doğru olmadığını düşünüyorum. Eğer, burada görsel simgeler hakkında konuşacaksanız, o zaman mensubu olduğunuz partinin bayrağından, sembolünden başlarsınız, bu görsel simgeler hangi anlama gelir, bunun arkasında nasıl bir külr vardır, bu kaç yüzyıldır kullanılmaktadır, nereden gelir, neyi anlatır; ondan sonra gelir burada konuşursunuz, ben de diğer arkadaşlarım gibi sizi saygıyla dinler ve alkışlarım.

İlginiz ve sabrınız için çok teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.

İSMAİL KÖSE (Erzurum) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Köse, buyurun efendim.

İSMAİL KÖSE (Erzurum) – Sayın Başkanım, tabiî, Sayın Bakan oradayken izin verseydiniz bir şeyi söyleyecektim. Ben kendilerinin yaşına...

BAŞKAN – Mikrofon açık efendim, oturarak konuşun.

İSMAİL KÖSE (Erzurum) – Kendilerinin yaşından kaynaklandığını görüyorum; çünkü, çok hazımsız ve hoşgörüsüz bir konuşma yaptı. Milletvekili, her konuyu gündeme getirme hakkına sahip olan bir kişidir. Bunun, tabiî, kendisinin Meclise devamsızlığından ve kürsüye çıkmamasından kaynaklandığını da görüyorum, kendisi de itiraf ettiler zaten. Dolayısıyla, burada değerli bir milletvekili bir sembol görüyor, oradaki hassasiyetini dile getiriyor. Bunda gocunacak ne var?! Lale millî sembolümüz olabilir, Mevlana'nın kavuğu da millî sembolümüz olabilir. "Niçin Mevlana'nın kavuğu konulmamış, minaremizin şekli konulmamış" diye nasıl düşünülüyorsa, lale için de bir düşünceye sahip olmuş. Hatta, konu lale değildir, yazılış tarzıdır; yazılış tarzı "Turkey" dir.

Ben, Sayın Bakana şunu soruyorum. Eğer -millî hassasiyeti olduğuna da inanıyorum- burada diğer örnekleri de getirmiş olsaydı daha çok tatmin edici olurdu. İngiliz, Türk turizmine karşı nasıl bir sembol kullanıyor ve Türkçe olarak hangi tabiri kullanıyor? Amerikalı, Türk turistine karşı hangi sembolü kullanıyor ve hangi kelimesiyle Türk turistine hitap ediyor? Almanı da aynı şekilde... Bir örnek vermek suretiyle, meseleye o şekilde yaklaşsaydı daha isabetli ve daha akıllı olurdu.

Şimdi, burada öncelikle altını çizmek istediğim olay şudur: Milletvekillerinin bakanların sahasıyla ilgili konuşmalarından dolayı, bakanların o milletvekilini tenkit etmeye hakkı yoktur, bir.

İki: Milliyetçi düşünce içerisinde, herhangi bir siyasî partinin bir ambargosu da yoktur; herkes memleketini, milletini sever, herkes millî hassasiyete sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunsun ya da bulunmasın, ülkemizde yaşayan tüm insanlarımızın hassasiyeti ortaktır. Bizim hiçbir şekilde böyle bir iddiamız da olmamıştır; Sayın Bakan da, bunu, maalesef "efendim, öyle bir şöhret..." Öyle bir şöhret değil; Milliyetçi Hareket Partisi, inanarak ve onu bilerek şuurlu bir düşünce haline getirmiş ve yaşıyor; onu, siyaseten de Türk Devletinin yönetimine de hâkim kılmaya çalışıyor.

Burada, Sayın Bakan, çok hoşgörüsü olmayan ve tenkide müsait olmayan bir bakışla...Ki, kendisine tenkit de yöneltilmemiştir; yani o söylemiş olduğu şeyleri hak etmemesine rağmen, sanki böyle bir tenkide maruz kalmış gibi de çok büyük bir üzüntü içerisinde olduğunu gördüm, üzüldüm; ama, yine de söylüyorum: Gençliğine bağışlıyoruz. Genç yaşta olması, o müessesenin içerisindeki, daha henüz milletvekiliyle olan münasebetlerini ve Türkiye Büyük Millet Meclisine nasıl hatip edileceği konusundaki... Biraz da, zannediyorum fazla kürsüye çıkmamasına bağlıyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

TURİZM BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Bakan, bir dakika...

ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Bir dakika efendim... Sizden evvel Sayın Bedük söz istedi; sataşma var Sayın Bedük'e.

Müsaade edin, başımıza bir şey açtık, sonuna kadar götüreceğiz işi.

Buyurun Sayın Bedük.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz evvel bir değerli milletvekilimize, logoyla ilgili olarak, Turizm Bakanımızın verdiği cevabı dikkatle izledim. Doğrusunu isterseniz, Sayın Bakanımızın maksadını aşan birkısım cümleleri sarf etmesinden fevkalade büyük rahatsızlık duydum. "Eğer muhalefet olsaydı bunu kabul ederdim" şeklindeki ifadeniz Sayın Bakan, yakışmadı. Çünkü, biz, muhalefet olarak, burada, demokratik ve gerçekten uzlaşmacı bir hava içerisinde çalışıyoruz; herhalde bunlar takip edilmiyor.

İkincisi, Doğru Yol Partisi, tarihten ilham alarak ve kültürünü, kendi millî kültürünü fevkalade duyarlı bir şekilde koruyan bir anlayışa sahiptir. Dolayısıyla, bize, kalkıp da burada kültür dersi vermek suretiyle, âdeta "Milliyetçi Hareket Partisinin dışında, siz söylemiş olsaydınız, buna cevap verirdim" şeklindeki değerlendirmesini ya ben yanlış anladım, ya maksadını aşan bir cümledir...

TURİZM BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) – Yanlış anladınız...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Ama, lütfen bunu düzeltin; muhalefete böyle bir söz söylemeye hakkınız yoktur.

TURİZM BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Bakanım, bir dakika efendim.

Teşekkür ederim Sayın Bedük.

TURİZM BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Bakanım, en son size söz vereyim, bir daha sataşmaya mahal olmasın.

TURİZM BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) – Sayın Başkan, uzatmak istemiyorum, onun için.

BAŞKAN – Sayın Çakan, siz de söz istiyorsunuz... O zaman, size de, Sayın Bakan'dan evvel söz vereceğim.

Sayın Toprak, buyurun efendim.

RAMAZAN TOPRAK (Aksaray) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Ben, öncelikle, bu kadar güzel bir konuyu gündeme getirdiği için Değerli Osmaniye Milletvekiline teşekkürlerimi ifade ediyorum.

Bu konu Yüce Meclisin gündemine geldiğinde, ben, gerçekten önemli olan bir konuya temas edileceğini, esasa ilişkin bir hususa temas edileceğini düşündüm; ancak, hemen akabinde, esas üzerinde değil, ayrıntılar üzerinde gereksiz tartışmalara girildiğini gördüm.

Bana göre işin özü şudur: İngilizce, uluslararası bir dil; dünyanın hemen her ülkesinde ikinci dil olarak kabul edilebilen yaygın bir dil. "Türkiye" demek, Türk vatanı demektir; bunu yazılı simgeye dönüştüren ifade Türkçe'de "Türkiye" dir. Dünyada ikinci dil olan İngilizce'de, "Türkiye" nin karşılığı olarak yaygın hale getirildiği şekliyle, okunduğu şekliyle ifade ediyorum "Türkey" Türkçesiyle "hindi" demektir. Hafızalarımızı yoklayalım; birkaç yıl önce, bir takımımız, İngiltere'ye yılbaşı dolaylarında indiğinde "hindi dolması yiyeceğiz" diye gazeteler büyük başlıklar atmışlardı. Dünyada, her ülkenin ikinci dil olarak kullandığı İngilizcede "hindi" kelimesi, Türk insanını hâlâ temsil ediyor. Böyle bir konu gündeme geldiğinde...

BAŞKAN – Sayın Toprak, tabiî, havaalanında yapılan iş, onların seviyesizliği.

Buyurun.

RAMAZAN TOPRAK (Aksaray) – Ben, bu konu gündeme geldiğinde, gerçekten, artık "hindi vatanı" değil, "Türk insanının vatanı" şeklinde bir simgesel yazının dünyaya takdim edileceği hevesine kapılmış idim; hayal kırıklığına uğradım.

BAŞKAN – Fransızca yazarsanız " La Turquie" olur efendim.

RAMAZAN TOPRAK (Aksaray) – Benim önerim şudur Sayın Başkan: İngilizcede yazıldığı şekliyle ifade ediyorum "Turkey" yerine -sonundaki 'y' harfinin alınması ve yerine 'i' harfinin konulmasıyla- "Turkei" ve bu, çok da kullanılan bir terimdir. Ben, bunun, tanıtım amaçlı fahri çalışmaların ötesine taşınmasını, resmî zeminlere getirilmesini ve "Turkey" kelimesinin değiştirilerek...

BAŞKAN – Mesele anlaşıldı; ama, Sayın Toprak, İngilizce Türkiye yazılışını Türkiye nasıl değiştirir, Allah aşkına; dilbilgisi bu!.. Yani, eğer derseniz ki, Fransızca söyleyelim şunu "La Turquie" tamam, inanıyorum.

RAMAZAN TOPRAK (Aksaray) – Sayın Başkanım, ben...

BAŞKAN – Sayın Toprak, anlaşıldı; işi uzatmadan...

RAMAZAN TOPRAK (Aksaray) – Sayın Başkanım, ben bir cümle ifade ediyorum.

BAŞKAN – Buyurun efendim.

RAMAZAN TOPRAK (Aksaray) – Sayın hükümetin, bu konuda İngiliz hükümeti nezdinde resmî bir girişimde bulunması halinde, olumlu bir yanıt alacağını düşünüyorum

TURİZM BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) – Yapma ya!..

RAMAZAN TOPRAK (Aksaray) – Bence, bu ülkeye yapılacak gerçek anlamda tanıtım hizmeti bu olur.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – İngilizlere bir nota verirsek, olur efendim.

BAŞKAN – Efendim, onu da veririz biz; anlaşıldı.

Sayın Çakan, size de söz veriyorum; buyurun efendim.

ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; gündemdışı bir konuşma yapan MHP Milletvekilimiz Birol Büyüköztürk'ün yapmış olduğu konuşmaya karşı Sayın Bakan çıkıp cevap verdiler. Sayın İsmail Köse'nin, MHP Grup Başkanvekili arkadaşımızın dediğinin aksine, başta parti amblemleri olmak üzere, onore ederek konuşmasını devam ettirdiler.

Ben şimdi Sayın Köse'ye özellikle soruyorum -Sayın Bakan için "hazımsız ve hoşgörüsüz" lafını kullandılar; ben bunu kendilerine yakıştıramadığımı beyan ediyorum- Sayın Bakanın konuşmasına karşı Sayın Köse niye hoşgörü gösteremediler?

BAŞKAN – Sayın Çakan, Gruba taalluk ediyorsa cevap verin; ama, Sayın Bakan onu cevaplayacak.

ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Müsaade ederseniz cümlemi tamamlayayım.

BAŞKAN – Buyurun efendim.

ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Yani, Sayın Köse, Grubuna mensup bir milletvekilinin gündemdışı yapmış olduğu konuşmaya karşı, bir Bakanın vermiş olduğu cevabı niye "hazımsız ve hoşgörüsüz" olarak değerlendirdi, bunu anlamak mümkün değil. Ben de şunu söylüyorum...

İSMAİL KÖSE (Erzurum) – Cahillikle ve aşağılık kompleksi var diye suçladılar.

ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Hayır, kimse kimseyi suçlamadı.

BAŞKAN – Herkesin fikri hür.

ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Acaba burada hoşgörüsüz ve yakışıksız olan Sayın Köse'nin davranışı mıdır? Yüce Meclisin takdirine bırakıyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Aman efendim, şimdi gruplararası çatışmaya kalkmayın. Herkes irfanı hür, fikri hürdür; istediğini söyleyebilir. Rica ederim...

TURİZM BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Bir dakika Sayın Bakanım, son sataşmaya da söz vereyim.

TURİZM BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) – Kimseye sataşmadım Sayın Başkanım.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sataşma yaptınız aslında; farkına varmadan sataşma yaptınız.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Büyüköztürk.

BİROL BÜYÜKÖZTÜRK (Osmaniye) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Bakanımızın ağzından çıkan "aşağılık kompleksiyle ilgili" sözünü, Yüce Parlamentonun ve kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

BAŞKAN – Onu geri aldı Sayın Bakan efendim; siz ikaz edince geri aldı.

BİROL BÜYÜKÖZTÜRK (Osmaniye) – Türkçe yazılmasıyla ilgili midir, başka dillerle ilgili midir; kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Değil mi Sayın Bakanım, geri aldınız onu... Ben ikaz ettim.

Buyurun, lütfen kürsüye buyurun, bu işi bitirelim burada.

TURİZM BAKANI ERKAN MUMCU (Isparta) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; efendim, başından da ifade ettiğim gibi, ben, böyle uzamasını hayal ettiğim bir tartışmayı başlatmak üzere bu kürsüye çıkmadım. Ancak, ben bu kürsüye çıkmadan önce, benden önce konuşan arkadaşım beni millî duyarlılığa davet eden bir konuşma yaptı. Ben bunu hak etmediğimi söyledim. Benim hazırladığım konuşma sadece teknik düzeyde bir açıklamadan ibaretti ve bu açıklamayı yapacaktım. Burada, eğer birisi haksızlığa maruz kalmışsa, şahsen ben haksızlığa maruz kaldım. Arkadaşımızın konuşmaları tutanaklarda vardır. Benim, aşağılık kompleksi -tırnak içerisinde- diye ifade ettiğim hususu açımlayan ve bunu defalarca tekrar eden sözler arkadaşımızın konuşmasında vardır. Sayın Başkan lütfederlerse... Aynı tabir içerisinde yer almamakla beraber, aynı içeriği, aynı ihtivayı defalarca tekrar eden sözleri arkadaşım burada söyledi. Bu sözlerin arkasından, beni millî duyarlılığa davet ederek sözlerine son verdi. Eğer böyle bir davetle bitirmemiş olsaydı, hiçbir zaman bu şekilde cevap vermeyi düşünmemiştim.

Bir hususu düzeltmek istiyorum: Muhalefet saikıyle eleştiride bulunmuş olmaktı kastım; kastım, muhalefet partileri değil. Şimdi, sözlerimi, cümlelerimi tam anlamıyla hatırlamıyorum; ama, benim söylediğim şey, eğer mutlaka muhalefette bulunmak saikıyle söylüyor olsaydınız, bu, anlayışla karşılanabilir bir şeydir; ama, özellikle, arkadaşımızın mensup olduğu zihniyetin, benim ifade ettiğim argümanları kolaylıkla anlayabileceğini söylüyorum; yoksa, arkadaşlarımın bunu anlayamayacağını söylemiyorum.

MEHMET EMREHAN HALICI (Konya) – Burada bize de bir sataşma oluyor. Partilerarası...

TURİZM BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) – Kimseye bir sataşma yok beyefendi. Her sözün zımnından, söylenmemiş kısmından, yüzlerce, binlerce sataşma vehmetmek belki mümkün; ama, ben kimseye sataşmadım.

Şimdi, müsaade ederseniz, iki hususa değinmek istiyorum.

Sayın Başkanım, iznim var mı efendim?

BAŞKAN – Buyurun.

TURİZM BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) – Şimdi, arkadaşlar, bir soru sormak istiyorum: Acaba, bir Hint vatandaşı gelse ya da Hint Parlamentosunda bir tartışma düşünün. Bir tartışma düşünün ki, Hindistan şöyle bir şeyi tartışıyor: Niye bu Türkler, bize, bizim ülkemize Hindistan diyorlar, bunlar bize Hindistan demekten vazgeçsinler, bunlar bize hindi mi demek istiyorlar, burası hindilerin ülkesi mi tarzında bir tartışma yaşanmış olsa, bu tartışma biraz komik bir tartışma olmaz mı?! Yani, "Turkey" kelimesinin sadece hindi anlamına geldiğini niye düşünüyorsunuz da, bunun, aynı zamanda Türkiye Ülkesini ifade eden eşanlamlı başka bir kelime olduğunu düşünmüyorsunuz? Kaldı ki, dünyada şu kadar yüzmilyon İngilizce konuşan insana başka türlü bir Türkiye diyerek ya da başka bir kelimeyle Türkiye'yi anmayı nasıl öğreteceksiniz; yani, bunu nasıl hayal edebiliyorsunuz? Kaldı ki, siz, özellikle internet iletişiminde, bilgisayar iletişiminde, özellikle kompügrafik yazılımlarda "Türkiye" yazmaktan âciz durumdasınız; çünkü, uymuyor; böyle bir sorununuz var. Ve bu "Turkey" lafına ya da "Türkei" lafına da ya da "Turque" lafına -her neyse, nasıl telaffuz ediliyorsa- milyarlarca, milyarlarca para yatırılmış. Siz, bir "Türkiye" ibaresini marka haline getirmenin ve bunu bilmeyen insanlara benimsetmenin ucuz ve kolay bir şey olduğunu mu zannediyorsunuz? Milyarlarca dolar koysanız, bu yine olmaz. Kaldı ki, bu, bu kadar da üzerinde durulacak bir şey değil; bu bir alametifarika. Eleştirildiği gibi, Türkiye'yle hiçbir kültürel alakası, hiçbir kök alakası da bulunmayabilir. Dikkat ediniz, bazı ülkelerin markaları, eşyada karşılığı bulunmayan, sadece görsel çiziktirmelerden ibaret; hiçbir karşılığı bulunmayan çiziktirmelerden ibaret. Önemli olan, akılda yer almak, ayırt edici olmak. Baktığınız zaman, akılda yer alan, ayırt edici bir form var. Kaldı ki, bunun, Türk kültürüyle de köklü bir ilişkisi var. Bunun Türk kültürüyle köklü bir ilişkisi olduğu için seçildiği ya da seçilmediği savı bir tarafa, eleştiri "bunun Türk kültürüyle ilişkisi yoktur" şeklinde geldiği için, ben, bu cevabı veriyorum; yoksa, böyle bir ilişki var olduğu için bu form üretilmiş değil. Bunu, bir grafiker, oturmuş, bu güzel diye, böyle üretmiş. Ha, laleyi niye sürdürmüş; onu söyleyeyim size: Demiş ki: "Kurumsal kimlik uygalamalarında imaj değiştirmek, form değiştirmek bir güvensizlik yaratır, bunu sürdürmek lazım." Bu, iletişim biliminin bir kuralı.

Her neyse... Ben, naçizane, bu konuda yeterince cevap verdiğimi düşünüyorum; ama, Sayın Başkanım, keşke, burada olsaydı...

Sayın Grup Başkanvekilimize söyleyecek bir sözüm vardı. Neyse, gıyabında, küçücük söyleyeyim.

BAŞKAN – Aman söylemeyin, sataşma olmasın.

TURİZM BAKANI ERKAN MUMCU (Devamla) – Hayır.

Efendim, kimsenin şu kadar ya da bu kadar sayıda daha fazla diş fırçalamış olması, onun idrakinin daha genişlediği anlamına gelmez; yani, bir insanın genç olması, zihniyle ilgili bir şeydir ya da olgun olmak ya da olmamak, birtakım şeyleri müdrik olmak ya da olmamak, ne kadar yaşadığınızla ilgili bir şey değil; o, sizin biraz irfanınızla ilgili bir şeydir. Ben, iki dönemdir, Türkiye Büyük Millet Meclisinde parlamenter olarak görev yapan, milletinin güvenini kazanmış bir parlamenterim ve bir siyasetçi olarak, bir bakan olarak, icraatım ortada. Keşke, burada, bunları konuşabilme fırsatımız olsaydı; yine de, bu uzun tartışmanın sonunda arkadaşlarımı memnun edecek bir cümle söylemek istiyorum: 2000 yılında çok mutlu, sevinçli haberler var. 2000 yılının ilk dört aylık toplamları, şu ana kadar Türk turizminin hiç ulaşmamış olduğu rakamları gösteriyor. Türk turizmi ilk dört ayda bir rekor kırdı; nisandaki rekoru, başka rekorlarla ölçülemeyecek kadar büyük bir rekordur. Antalya Havalimanına gelen turist sayısı, geçen yılın 4 katı düzeyindedir. 1997 yılı yaşadığımız en iyi sezondu; en iyi sezonda ulaştığımız rakam 172 000 idi, 2000 yılının nisan ayında ulaştığımız rakam; yani, en iyi sezondan üç yıl sonra ulaştığımız rakam 233 000’dir. Özellikle, Antalya yöresinde ve İstanbul’da yüzde 100'lere yakın doluluklar söz konusudur; inşallah, mayıs ayının ortalarından sonra bu çok daha ileri noktalara gidecektir. Yaşadığımız küçük bir sorun, sadece hava ulaşımına ilişkindir. O sorunun da aşılmasıyla beraber, Türk turizmi, işte bu sevimli, alımlı logosuyla, inşallah, 10 milyon turist, 10 milyar dolar gelir hedefini yakalayacaktır. Bunun da sizleri sevindirecek bir haber olarak sizlere sunulmasında faydalı bir şey olduğunu düşündüğüm için arz ediyor, saygılar sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

MEHMET EMREHAN HALICI (Konya) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Maksat hâsıl olmadı mı efendim?..

Peki, buyurun Sayın Halıcı.

MEHMET EMREHAN HALICI (Konya) – Sayın Başkan, bakanımızın konuşmasında 2 kez geçti, o yüzden bir açıklama yapmak istiyorum. Millî değerlere vâkıf olmak ve millî değerlere sahip olmak konusunda, partilerarasında herhangi bir ayrımcılık yapmayı doğru bulmuyorum. Özellikle Demokratik Sol Partinin, hem ulusal değerlere hem de evrensel değerlere karşı gösterdiği hassasiyet çerçevesinde bu açıklamayı yapmak istedim.

Teşekkürler.

BAŞKAN – Ben teşekkür ederim efendim.

Neticede kazasız belasız bitti efendim.

2 adet Meclis araştırması önergesi vardır; okutuyorum:

B)GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. —Doğru Yol Partisi Grubu adına, Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük, Sakarya Milletvekili Nevzat Ercan ve İçel Milletvekili Turhan Güven’in, trafik kazalarının nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/132)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye, enflasyon, işsizlik, yolsuzluk, terör gibi büyük sorunlarla mücadele etmekle birlikte, bir de bunlara ek olarak trafik terörüyle uğraşmak zorundadır.

Trafik kazalarında Türkiye, dünya ülkeleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Kazaların sonucuna ilişkin istatistikler ürkütücü boyutlara ulaşmıştır. Son beş yılda ülkemizde 1 812 990 trafik kazası olmuş, bunun sonucunda 26 418 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 555 463 vatandaşımız ise yaralanmıştır. Yaralananların büyük çoğunluğu ise sakat kalmıştır.

Hiç şüphesiz, insan hayatını maddî ölçülerle değerlendirmek mümkün değildir; ancak, kazaların sebep olduğu ekonomik kayıpların katrilyonlarla ifade edildiği bir gerçektir. Bu tablo, Avrupa Birliğine aday olan Türkiye için düşündürücüdür.

Trafik kazalarının çeşitli sebepleri vardır. Bunların başında karayollarımızın yetersizliği ve denetimsizliği gelmektedir. Trafiğe çıkan araç sayısı hızla artmakta iken, buna paralel olarak, altyapı çalışmalarına gerekli yatırım, ilgi ve destek gösterilmemiştir. 1987 yılında toplam araç sayısı 1 973 670 iken, bu rakam 1999 yılında 8,5 milyon civarına yükselmiştir.

Altyapı yetersizliği dışında, trafik kazalarının en önemli sebeplerinden biri de, alkollü araç kullanmaktır.

Ayrıca, eğitim eksikliği, trafikteki araçların yaşlı oluşu, dikkatsizlik, tedbirsizlik, trafik kurallarına uymama ve kontrollerin yeterli olmayışı gibi sebepler de trafik kazalarının artmasına neden olmaktadır.

Trafik kazalarını, para cezalarıyla veya palyatif tedbirlerle önlemenin mümkün olmadığı ortaya çıkmıştır.

Trafik kurallarına uyma, çağdaş toplum olmanın bir göstergesidir. Trafik kazalarının asgarî seviyede olduğu ülkelerdeki uygulamalar ve kurallar, ülkemiz için de dikkate alınmalıdır.

Özellikle, AB'ye aday olan ülkemizin, ileri ülkelerde uygulanan ve özellikle AB normlarına uygun yasa düzenlemelerine acilen ihtiyaç olduğu bir gerçektir. Halen, ülkemizde uygulanan trafik kurallarına ilave olarak, AB'de uygulanan kuralların tespiti ve bununla ilgili olarak getirilmesi gereken yeni düzenlemelerin süratle TBMM gündemine indirilmesi gerekmektedir.

Her yıl binlerce vatandaşlarımızın ölümüne, onbinlerce vatandaşlarımızın yaralanmasına ve sakat kalmasına neden olan ve ülkemizi katrilyonlarca lira maddî kayba uğratan trafik kazalarının nedenlerini ve alınması gereken tedbirleri tespit etmek amacıyla, Anayasanın 98, TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince bir Meclis araştırması açılmasını Grubumuz adına arz ve talep ederiz.

Saygılarımızla.

Saffet Arıkan Bedük Nevzat Ercan Turhan Güven

Ankara Sakarya İçel

DYP Grup Başkanvekili DYP Grup Başkanvekili DYP Grup Başkanvekili

BAŞKAN – Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Diğer önergeyi okutuyorum :

2. — İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın ve 20 arkadaşının, şehiriçi caddelerde ve özellikle İstanbul’un Bağdat Caddesinde gençlerin yaptıkları otomobil yarışları sonucu meydana gelen kazaların önlenmesi için alınması gereken tedbirlerin araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/133)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İstanbul'un çeşitli semtlerinde, özellikle Bağdat Caddesinde, belirli gün ve saatlerde gençler kendi aralarında otomobil yarışı yapmakta, bu yarışlar sonucunda ise, caddede seyir halindeki araçlara veya yayalara çarpma sonucu ölümcül kazalar meydana gelmektedir.

Yıllardan beri süregelen, anlamsız ve toplum tarafından benimsenmeyen bu yarışlar neticesinde gencecik suçsuz insanların hayatlarına son verilmekte, öte yandan da ne amaca hizmet ettiği belli olmayan, şımarık ve sorumsuz gençlerin sebep olduğu ölümcül trafik kazaları sonucu, sorumsuz, fakat henüz hayatlarının baharında olan sürücü gençlerin de hapishaneye girmeleri ayrı bir üzücü durum yaratmaktadır.

Bugüne kadar, bu tür yarışlar sonucunda onlarca insanımız hayatını kaybetmiştir; ancak, bu ölümcül kazalara sebep olan sürücüler de yasalarımızın yetersizliğinden ötürü az bir cezayla kurtulmaktadırlar. Hiçbir caydırıcılığı olmayan, bu tür kazaların sebep olduğu ölümcül kazaların sorumlularının taksirli trafik suçu işlemiş olduğundan bahsetmek mümkün değildir. Bunların, trafik suçu işleyen kişi olarak değil, olsa olsa katil olarak yargılanmaları gerekir.

En son geçen hafta, İstanbul Bağdat Caddesinde yine bu tür bir yarış sonucu Selin ile Erdem adında genç iki nişanlının, henüz hayatının baharında hayata veda etmeleri, öte yandan, yine gencecik, ama sorumsuz bir gencin de hapishaneye girmesi yetkilileri daha etkin önlem almaya zorlamaktadır.

Bugüne kadar meydana gelen bu tür kazaların ortadan kaldırılmasına yönelik alınan önlemlerin yetersiz olduğu görülmektedir.

İstanbul Bağdat Caddesinde iki gencin hayatlarının sona ermesiyle biten bu anlamsız yarışların sona ermesini sağlamak amacıyla, bugüne kadar alınan önlemlerin değerlendirilmesi, varsa suçlu kişi ve kuruluşların tespit edilmesi, Trafik Yasası ve Türk Ceza Kanununun ilgili maddelerinin caydırıcı hale getirilmesi ve olayın ekonomik, sosyal ve psikolojik boyutlarıyla ele alınması hususunun araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması gereğini arz ve talep ederiz.

1. Aydın A. Ayaydın (İstanbul)

2. Masum Türker (İstanbul)

3. Mehmet Cavit Kavak (İstanbul)

4. Necdet Tekin (Kırklareli)

5. Nihat Gökbulut (Kırıkkale)

6. Nazif Okumuş (İstanbul)

7. Abdülkadir Akcan (Afyon)

8. Süleyman Coşkuner (Burdur)

9. Ali Gebeş (Konya)

10. Oğuz Tezmen (Bursa)

11. Mehmet Hanifi Tiryaki (Gaziantep)

12. Cafer Tufan Yazıcıoğlu (Bartın)

13. Hasan Özgöbek (Uşak)

14. Sait Açba (Afyon)

15. Mehmet Gül (İstanbul)

16. Ahmet Erol Ersoy (Yozgat)

17. İ. Sühan Özkan (İstanbul)

18. Ömer Ertaş (Mardin)

19. Ali Naci Tuncer (Trabzon)

20. Şamil Ayrım (İstanbul)

21. Ediz Hun (İstanbul)

BAŞKAN – Efendim, her ne kadar bu önergede imzam yoksa da, ben de, İstanbul Milletvekili olarak, bu faciaları önleme meselesinde, bu araştırma önergesine katıldığımı ifade ediyorum. Bu vahşet bir an evvel durmalı.

Önerge bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge, gündemdeki yerini alacak, Meclis araştırması açılıp açılmaması konusunda öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Sayın milletvekilleri, Danışma Kurulunun bir önerisi vardır; okutup oylarınıza sunacağım :

V. —ÖNERİLER

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ

1.—Genel Kurulun 16.5.2000 Salı günkü birleşiminde Cumhurbaşkanının yemin töreninden sonra başka konuların görüşülmemesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi

Danışma Kurulu Önerisi

Genel Kurulun 16.5.2000 Salı günkü birleşiminde Sayın Cumhurbaşkanının yemin töreninden sonra başka konuların görüşülmemesinin Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.

Ali Ilıksoy

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Başkanı Vekili

Mehmet Emrehan Halıcı İsmail Köse

DSP Grubu Başkanvekili MHP Grubu Başkanvekili

Abdüllatif Şener Zeki Çakan

FP Grubu Başkanvekili ANAP Grubu Başkanvekili

Turhan Güven

DYP Grubu Başkanvekili

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, karar yetersayısının aranılmasını istiyorum; çünkü, açılışta yoklamayla açmıyorsunuz; günlerce, aylarca buraya gelmeyen var!..

BAŞKAN – Efendim, karar yetersayısının aranılması istenmiştir.

Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı yoktur.

Sayın grup başkanvekilleri, 15 dakika yeterli mi?..

15 dakika ara veriyorum efendim.

Kapanma Saati : 16.31

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 16.45

BAŞKAN : Başkanvekili Murat SÖKMENOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Sebahattin KARAKELLE(Erzincan), Levent MISTIKOĞLU (Hatay)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 92 nci Birleşimin İkinci Oturumunu açıyorum.

V. —ÖNERİLER (Devam)

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ (Devam)

1.—Genel Kurulun 16.5.2000 Salı günkü birleşiminde Cumhurbaşkanının yemin töreninden sonra başka konuların görüşülmemesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi (Devam)

BAŞKAN – Efendim, Danışma Kurulu önerisinin oylamasında kalmıştık.

Sayın grup başkanvekilleri, toparlayabilecek misiniz arkadaşlarınızı; 3 dakika süre yeter mi efendim?

5 dakika süre vereyim... (MHP sıralarından "yeter"sesleri)

Danışma Kurulu önerisinin oylaması elektronik cihazla yapılacaktır.

Oylama işlemini başlatıyorum,

(Elektronik cihazla oylamaya başlanıldı)

(MHP sıralarından"Cihaz çalışmıyor Sayın Başkan, oyumuzu kullanamıyoruz" sesleri)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, cihaz çalışmıyor, mikrofon da çalışmıyor.

Teknik arızadan dolayı, 10 dakika daha ara veriyoruz efendim.

Kapanma Saati : 16.52

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati : 17.12

BAŞKAN : Başkanvekili Murat SÖKMENOĞLU

KÂTİP ÜYELER: Sebahattin KARAKELLE (Erzincan), Levent MISTIKOĞLU (Hatay)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 92 nci Birleşimin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

V. —ÖNERİLER (Devam)

A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ (Devam)

1.—Genel Kurulun 16.5.2000 Salı günkü birleşiminde Cumhurbaşkanının yemin töreninden sonra başka konuların görüşülmemesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi (Devam)

BAŞKAN – Danışma Kurulu önerisinin oylaması sırasında karar yetersayısının aranılması istenmişti, bulunamamıştı; elektronik cihazla tekrar oylama yapacağız.

3 dakika süre veriyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, hem karar yetersayısı var hem toplantı yetersayısı var; Danışma Kurulu önerisi kabul edilmiştir.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Oylamadınız Sayın Başkan.

BAŞKAN – Üçüncü kere oylayarak...

KAMER GENÇ (Tunceli) - Kabul veya ret şeklinde... Tamam...

Sayın Başkan, bu iktidarın bürokratları telefonlarımıza çıkmıyorlar, bakanlar da çıkmıyorlar. Bugüne kadar, muhalefet olarak, iktidara çok taviz vermiştik; ama, bundan sonra, biz de, muhalefetimizi yapacağız.

BAŞKAN – Şimdi, onlar muhalefet görmemiş sayın başkan; malum, ben de o sıralardan geldiğim için biliyorum muhalefetin ne olduğunu!..

Gündemin "Sözlü Sorular" kısmına geçiyoruz.

VI. —SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Narlı-Kahramanmaraş Karayoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin’in cevabı (6/389)

1. Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Narlı-Kahramanmaraş Karayoluna ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından sözlü soru önergesi. (6/389)

BAŞKAN –Soruyu cevaplayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Sayın Bayındırlık ve İskân Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular :

1. 2000 yılında Gaziantep-Narlı-Kahramanmaraş karayolunun bir an önce bitirilmesi için ne kadar ödenek ayrılması düşünülmektedir?

2. Ayrılması planlanan ödenek miktarı, Kahramanmaraş-Gaziantep-Narlı yolunun bitirilmesi açısından yeterli olacak mıdır?

3. 1999 yılı itibariyle Bakanlığınızca bu konuda gerçekleştirilen çalışmalar ve yolu bitirmeyi planladığınız tarih nedir?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

ÇEVRE BAKANI FEVZİ AYTEKİN (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bayındırlık ve İskân Bakanımız burada olmadığından dolayı, kendisi yazılı olarak bana bildirdi, onun adına cevap vermek istiyorum.

Soruların cevaplarını aynen okuyorum:

1. Gaziantep-Narlı-Kahramanmaraş yolu, Karayolları Genel Müdürlüğümüzün 2000 yılı yatırım programında 495 trilyon 500 milyar ödenekle yer almaktadır.

2. 2000 yılı için ayrılan ödenek yeterli değildir ve 1,5 trilyon TL daha ilave ödenek gerekmektedir.

3. 2000 yılı fiyatlarıyla 2000 yılında 1,5 trilyon TL ödenekle önümüzdeki yıllarda kalan işler için yeterli ödeneğin temini halinde 2002 yılında bitirilmesi planlanmaktadır.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

2. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep kanalizasyon projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin’in cevabı (6/390)

BAŞKAN – Soruyu cevaplayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Bayındırlık ve İskân Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular :

1. 2000 yılında Gaziantep kanalizasyon projesinin bir an önce tamamlanabilmesi için İller Bankasınca ne kadar ödenek ayrılması düşünülmektedir?

2. Ayrılması planlanan ödenek miktarı, söz konusu işin bitirilmesi açısından yeterli olacak mıdır?

3. Gaziantep kanalizasyon projesini bitirmeyi planladığınız tarih nedir?

BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurun efendim.

ÇEVRE BAKANI FEVZİ AYTEKİN (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2 nci sıradaki soruyu cevaplamak üzere huzurunuzdayım.

Gaziantep merkez kanalizasyon inşaatı, İller Bankamız yatırım programına, 1986 yılında, şebeke artı arıtma karakteristiğinde girmiştir. 1986 yılı birim fiyatlarıyla 13 trilyon Türk Lirası keşif bedeli üzerinden ihale edilmiş olup, bugüne kadar muhtelif çaplarda 53 171 metre uzunluğundaki kanalizasyon şebeke toplayıcı ve kolektör hatları ile 34 564 metre uzunluğundaki hatların yapımına devam edilmektedir. Belediyenin ilave kanalizasyon ve yağmur suyu inşaatlarının yapımı talebi değerlendirilmektedir.

İller Bankamız kanalizasyon sektörü, 2000 yılı yatırım programında, 14 trilyon Türk Lirası proje bedeli, 1 trilyon 800 milyar TL yıliçi yatırımla yer almaktadır.

Yüce Heyetinize arz olunur.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Sayın milletvekilleri, Sayın Bakan, aynı sayın milletvekilinin sorularına peşi peşine cevap verebileceğini ifade etmişti. Sayın Bakanım, kaç tanesine cevap vereceksiniz?

ÇEVRE BAKANI FEVZİ AYTEKİN (Tekirdağ) – 6 tanesine cevap vereceğim.

BAŞKAN – Sayın Taşar'ın 6'dan fazla, 86 tane sorusu var; onun için soruyorum.

ÇEVRE BAKANI FEVZİ AYTEKİN (Tekirdağ) – Ben, Bayındırlık ve İskân Bakanına yönelik 6 soruya cevap vereceğim.

BAŞKAN – Bayındırlık ve İskân Bakanına yönelik 6 soruya cevap vereceksiniz; kalan 4'ünü birlikte işleme alıyorum.

3. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep içme suyu projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin’in cevabı (6/391)

4. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te Karayolları Genel Müdürlüğünce yürütülen projelere ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin’in cevabı (6/393)

5. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin’in cevabı (6/394)

6. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Nizip İlçesi kanalizasyon projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı Fevzi Aytekin’in cevabı (6/395)

BAŞKAN – Soruları okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Bayındırlık ve İskân Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular :

1. 2000 yılında Gaziantep içmesuyu projesinin bir an önce tamamlanabilmesi için İller Bankasınca ne kadar ödenek ayrılması düşünülmektedir?

2. Ayrılması planlanan ödenek miktarı, söz konusu işin bitirilmesi açısından yeterli olacak mıdır?

3. Gaziantep içmesuyu projesini bitirmeyi planladığınız tarih nedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Bayındırlık ve İskân Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular :

1. Bakanlığınıza bağlı Karayolları Genel Müdürlüğü aracılığıyla Gaziantep'te yürütülen projeler nelerdir?

2. 1999 yılı rakamlarıyla Gaziantep'te sürdürülen projelerin toplam yatırım tutarı ne kadardır?

3. 1999 yılı itibariyle söz konusu projelerdeki gerçekleşme miktarı ne olmuştur?

4. Projelerin bir an önce tamamlanabilmesi için 1999 yılında sağlanan ödenek miktarı yeterli olmuş mudur? Yeterli olmamışsa, ödeneklerin artırılması için bir girişiminiz olmuş mudur?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Bayındırlık ve İskân Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular :

1. Bakanlık olarak Gaziantep'te yürüttüğünüz projeler nelerdir?

2. 1999 yılı rakamlarıyla sürdürdüğünüz projelerin toplam bedeli ne kadardır?

3. 1999 yılı itibariyle söz konusu projelerde gerçekleşen yatırım miktarı ne olmuştur?

4. Projelerin bir an önce tamamlanabilmesi için 1999 yılında sağlanan ödenek miktarı yeterli olmuş mudur? Yeterli olmamışsa, ödeneklerin artırılması için bir girişiminiz olmuş mudur?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Bayındırlık ve İskân Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular :

1. 2000 yılında Gaziantep İli Nizip İlçesi kanalizasyon projesinin bir an önce tamamlanabilmesi için İller Bankasınca ne kadar ödenek ayrılması düşünülmektedir?

2. Ayrılması planlanan ödenek miktarı, söz konusu işin bitirilmesi açısından yeterli olacak mıdır?

3. Nizip kanalizasyon projesini bitirmeyi planladığınız tarih nedir?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

MUSTAFA GÜVEN KARAHAN (Balıkesir) – Efendim, bunları kabul etmemek lazım.

BAŞKAN – İçtüzüğe göre oluyor; esasında, İçtüzükte değişiklik yapmak lazım. Ben de, 1999 senesine ait soruların gündemden çıkarılması gerektiği kanaatindeyim; doğru söylüyorsunuz.

Buyurun Sayın Bakan, 6 ncı sıradaki soru dahil 4 soruya cevap vereceksiniz.

ÇEVRE BAKANI FEVZİ AYTEKİN (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; daha önce, ilk 2 soruya cevap vermiştim; şimdi, 3 üncü sıradan başlamak üzere, 6 ncı sıradaki soruya kadar cevap vermek üzere huzurunuzdayım, saygılar sunuyorum.

3 üncü sıradaki sorunun cevabını veriyorum.

Gaziantep-Merkez: İnşaatı devam etmekte olup, yüzde 70 mertebesinde gerçekleşme sağlanmıştır. 2002 yılında İller Bankamızca bitirilecektir.

Araban : Belediyelerin içmesuyu tesisi Bankamızca ele alınarak, 1990 yılında tamamlanmıştır.

Arıl : Belediyelerin içmesuyu tesisi Bankamızca ele alınarak, 1987 yılında tamamlanmıştır.

Burç : Sondaj kuyusu açılacak.

Fevzipaşa : Kabulleri yapıldı, yeni bir iş yok.

Islahiye : 1999 yılı programına girmesi halinde, bağlantı hattı borusu Bankamızca verilecek.

Karkamış : 22.7.1997 tarihinde geçici kabulü yapılmıştır. Mevcut kuyular ve terfi merkezli Bovaj Gölü altında kalması nedeniyle, DSİ'yle protokol yapılmış olup, protokole göre iş devam etmektedir.

Büyükşahinbey : Programda yer almakta olup, projesi yapılmaktadır.

Nizip : İşin yapımı devam etmekte olup ve gerçekleşme yüzde 92'dir.

Nurdağ : Kabulleri yapıldı.

Oğuzeli : Kabulleri yapıldı.

Sakçagöz : Belediyelerinin içmesuyu tesisi Bankamızca ele alınarak, 1987 yılında tamamlanmıştır.

Salkım : Belediyelerinin içmesuyu tesisi Bankamızca ele alınarak, 1992 yılında tamamlanmıştır.

Sekili: Bölgeden membaa etütü istenmiştir.

Uluyatır : Kabulleri yapıldı.

Yavuzeli : Kabulleri yapıldı.

Yeşildere : İşin yapımı devam etmekte olup, gerçekleşme yüzde 73'tür.

Şahinbey : Belediyenin içmesuyu işi Büyükşehir Belediyesi kapsamında devam etmektedir.

Şehitkamil : Belediyenin içmesuyu işi Büyükşehir Belediyesi kapsamında, yine, devam etmektedir.

Altınüzüm : İşin yapımı yüzde 30'a giren kısmı da tamamlanmış olup, taşan kısmı, belediyesince yapılması söz konusudur.

Şatırhöyük : İşin yapımı devam etmekte olup, gerçekleşme yüzde 81'dir.

Yeşilyurt : Belediyesinin İller Bankamızdan bir talebi yoktur.

Boğaziçi : Sondaj programında, 2 adet kuyu açılacak.

Elif: Belediyesinin İller Bankamızdan bir talebi yoktur.

Cevizli: Projesi ihale aşamasındadır.

Kocatepe : Keşif özeti hazırlanıyor.

Aktoprak : Kuyu açılacaktır.

Tatlıcak : Belediyesinin İller Bankamızdan bir talebi yoktur.

Sayın Başkan, 4 üncü sorunun cevabını okuyorum:

Karayolları Genel Müdürlüğümüzün Gaziantep İlinde yürüttüğü projeler;

Tarsus-Pozantı ayrımı, Adana-Gaziantep Otoyolu yüzde 92,6,

Gaziantep-Şanlıurfa Otoyolu yüzde 3,4,

Gaziantep-Kilis (Havaalanı-Oğuzeli bağlantısı dahil) yüzde 54,

Kahramanmaraş-Narlı-Gaziantep yüzde 14,

Gaziantep Sanayi Kavşağı yüzde 11,

Kahramanmaraş-Nurdağı, yine, aynı gerçekleşmiştir.

1999 yılında Gaziantep'te sürdürülen projelerin toplam yatırım tutarı 356 trilyon TL'dir.

1999 yılında bütçeden Karayolları Genel Müdürlüğümüze verilen yatırım tavanı içinde sağlanan ödenek miktarı yeterli olmamıştır. Bu nedenle yıl içinde ilave ödenek temini için Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ve Maliye Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunulmuş; ancak, deprem nedeniyle meydana gelen hasarların giderilmesi amacıyla eködenek sağlanmıştır. Bunun dışında ilave ödenek sağlamak mümkün olamamıştır. Otoyol projelerinden Gaziantep - Şanlurfa projesinin, Gaziantep - Birecik kesimi için gerekli dış kredi temin edilemediğinden dolayı henüz işe başlanamamıştır. Kredi teklifi Hazine Müsteşarlığına gönderilmiş olup, görüşmeler devam etmektedir.

5 inci soruyu cevaplandırıyorum :

Afet İşleri Genel Müdürlüğümüzde, 1999 yılı içerisinde 104 trilyon TL harcanarak, Gaziantep İli Şahinbey İlçesi Şankaya Köyü 17 konut, Şehit Kamil İlçesi Ani Kasabası 15 konut ve Ani Kasabası içmesuyu bitirilmiştir.

Gaziantep iline bağlı halihazır haritası yapılacak iş sayısı iki olup, toplam keşif bedeli 42 milyar TL'dir. 2000 yılı programında ele alınarak ihale edilecektir.

İçmesuyu işi :

Gaziantep Merkez içmesuyu işi inşaatı devam etmekte olup, yüzde 70 mertebesinde gerçekleşme sağlanmıştır. 2002 yılında bitirilecek, ayrıca il ve ilçelerine ait 2000 yılı yatırım programındaki işlerin ayrıntılı tablosu ekte sunulmuştur.

Kanalizasyon işi :

Gaziantep Merkez kanalizasyon inşaatı, İller Bankamızın yatırım programına 1986 yılında şebeke arıtma karakteristiğinde girmiştir. 1986 yılı birim fiyatları ile 13 trilyon keşif bedeli üzerinden ihale edilmiş olup, bugüne kadar muhtelif çaplarda 53 171 metre uzunluğunda kanalizasyon şebeke, toplayıcı ve kollektör hatlarıyla, 34 564 metre uzunluğunda yağmur suyu şebeke ve toplayıcı hatlarının imalatı gerçekleştirilmiştir. Tatbikat projesinde, geriye kalan 65 520 metre uzunluğundaki hatların yapımına devam edilmektedir. Belediyenin ilave kanalizasyon ve yağmur suyu inşaatlarının yapım talebi değerlendirilmektedir. İller Bankamız kanalizasyon sektörü 2000 yılı yatırım programında 14 trilyon proje bedeli, 1 trilyon 80 milyar TL yıliçi yatırımı ile yer almaktadır.

Yapı işleri :

Gaziantep İlinde yürütülen projeler: Araban otogarı, Cevizli belediye binası, Yeşildere belediye binasıdır.

1999 yılı rakamlarıyla bu tesislerin proje toplamı 460 milyar TL'dir.

Araban Otogarı ve Cevizli belediye binası tesisleri 1998/24 ve 1999/9 sayılı genelgeler gereğince ihale edilememektedir.

İnşaatı devam eden Yeşildere belediye binası için, 1999 yılında 45 milyar TL harcama yapılmıştır. Devam eden Yeşildere belediye binası için 1999 yılında 45 milyar TL sağlanan ödenek yeterli olmuş olup, ayrıca talep olması halinde de karşılanacaktır.

Yapı İşleri Genel Müdürlüğümüzce, sağlık sektöründe, genel idare sektöründe ve güvenlik hizmetleri sektöründe yürütülen işlerin dökümü de ekteki tablo da sunulmuştur.

Bu işlerin 2000 yılında bitirilebilmesi için ihtiyaç duyulan eködenek, ilgili kuruluşlardan talep edilecektir.

Karayolları Genel Müdürlüğümüzce yürütülen projeler ise şunlardır:

Tarsus-Pozantı ayırımı, Adana-Gaziantep Otoyolu, yüzde 92,6

Gaziantep-Şanlıurfa Otoyolu, yüzde 3,4

Gaziantep-Kilis (Havaalanı- Oğuzeli bağlantısı dahil) yüzde 54

Kahramanmaraş-Narlı-Gaziantep, yüzde 14

Gaziantep Sanayi Kavşağı, yüzde 11 gerçekleşmiş.

Gaziantep-Birecik

Kahramanmaraş-Nurdağı

Burada tablolar vermiş Sayın Bakanımız. Eğer ilgili kişi istiyorsa, bu tablolardan birer fotokopi verebiliriz kendilerine.

6 ncı soruya, son soruya cevap veriyorum Sayın Başkanım.

Gaziantep (Nizip) kanalizasyon inşaatı İller Bankası yatırım programımızda "şebeke+arıtma" karakteristiğinde yer almaktadır.

Kanalizasyon inşaatı 1995 yılında tamamlanarak işletmeye alınmıştır.

Arıtma tesisinin inşaatının yapımı halen devam etmekte olup, tesis inşaatı için, İller Bankamız 2000 yılı yatırım programında 165 milyar TL ödenek ayrılmıştır. Ayrılan, ödenek miktarıyla, tesis inşaatı 2000 yılı içerisinde bitirilecektir.

Tekrar, Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

7. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’teki köy yollarına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/396)

BAŞKAN – Cevap verecek Sayın Bakan var mı? Yok.

Soru ertelenmiştir.

8. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İli kanalizasyon projelerine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/397)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

9. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İli içme suyu projelerine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/398)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

10. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen köy hizmetleri projelerine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/399)

BAŞKAN – Cevap verecek Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

11. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te GAPİdaresi Başkanlığınca yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/400)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

12. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Yavuzeli’ne Emniyet Müdürlüğü kurulup kurulmayacağına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/401)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir

13. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İli Karkamış İlçesine Emniyet Müdürlüğü kurulup kurulmayacağına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi(6/402)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

14. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-İslahiye İlçesi Ortaklı Jandarma Karakol binasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/403)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

15. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-İslahiye İlçesi Kerküt Jandarma Karakol binasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/404)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

16. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-İslahiye İlçesi Jandarma Karakol binasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/405)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

17. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Araban İlçesi özel idare işhanı inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/406)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

18. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü tevzi inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/407)

BAŞKAN – İçişleri Bakanı?.. Yok.

Ertelenmiştir.

19. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Nurdağı İlçesi Emniyet Amirliği inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/408)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

20. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Karkamış Hükümet Konağı inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/409)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

21. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te Tekel Genel Müdürlüğünce yürütülen projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (6/410)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Tekel Genel Müdürlüğünden sorumlu Sayın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular:

1. Bakanlığınıza bağlı Tekel Genel Müdürlüğü aracılığıyla Gaziantep'te yürütülen projeler nelerdir?

2. 1999 yılı rakamlarıyla Gaziantep'te sürdürülen projelerin toplam bedeli ne kadardır?

3. 1999 yılı itibariyle, söz konusu projelerdeki gerçekleşme miktarı ne olmuştur?

4. Projelerin bir an önce tamamlanabilmesi için 1999 yılında sağlanan ödenek miktarı yeterli olmuş mudur? Yeterli olmamışsa, ödeneklerin artırılması için bir girişiminiz olmuş mudur?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gaziantep Milletvekili Sayın Mustafa Taşar'ın Tekel Genel Müdürlüğümüzü ilgilendiren sorusuna, hükümetimizin verdiği cevabı arz etmek üzere huzurlarınızdayım; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Tekel Genel Müdürlüğünün 1999 yılı yatırım programında 96 G 20 030 proje numarasıyla yer alan arıtma tesisi projesi kapsamında, Gaziantep fakrikası arıtma tesisinin de yapılması amacıyla çalışmalar başlatılmış olup, söz konusu işe 2000 yılı içerisinde başlanmıştır. Bu iş için 2000 yılı yatırım programında 200 milyar lira ödenek ayrılmıştır. İşin tahmini bedeli 2,4 trilyon lira olarak hesaplanmaktadır.

Yüce Meclisin bilgilerine saygıyla sunarım. (ANAP, DSP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim.

22. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün yürüttüğü projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/413)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

23. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Orman Bakanından sözlü soru önergesi ve Orman Bakanı İ. Nami Çağan’ın cevabı (6/414/)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Sayın Orman Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular :

1. Bakanlığınız aracılığıyla Gaziantep'te yürütülen projeler nelerdir?

2. 1999 yılı rakamlarıyla Gaziantep'te sürdürülen projelerin toplam yatırım tutarı ne kadardır?

3. 1999 yılı itibariyle söz konusu projelerdeki gerçekleşme miktarı ne olmuştur?

4. Projelerin bir an önce tamamlanabilmesi için, 1999 yılında sağlanan ödenek miktarı yeterli olmuş mudur? Yeterli olmamışsa, ödeneklerin artırılması için bir girişiminiz olmuş mudur?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

ORMAN BAKANI İ. NAMİ ÇAĞAN (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Gaziantep Milletvekili Sayın Mustafa Taşar'ın, Orman Bakanlığınca Gaziantep'te yürütülen projelere ilişkin sözlü soru önergesine cevap vereceğim; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Orman Bakanlığımızca, Gaziantep İlinde ağaçlandırma, erozyon kontrolü, mera ıslahı, fidan üretimi, tohum üretimi, orman köyleri etüt planlama, orman içi dinlenme yerleri, orman kadastrosu, orman yolu aplikasyonu, orman yolu büyük onarım ve orman yolu sanat yapısı projeleri yürütülmektedir.

1999 yılında, Gaziantep İlinde sürdürülen yatırım projeleri için, toplam 272 milyar 9 milyon lira ödenek ayrılmıştır.

Deprem hasarlarının giderilmesiyle ilgili olarak çıkarılan, 15.9.1999 tarih ve 99/9 sayılı Başbakanlık Genelgesi uyarınca yatırımlar durdurulmuş olduğundan, 1999 yılı için ayrılan ödeneklerden 152 milyar 8 milyon liralık kısmı kullanılabilmiştir; yani, bu kadarlık yatırım yapılabilmiştir.

Projelerin tamamlanabilmesi için, 2000 yılı bütçesiyle, yine, Gaziantep İline, bu kez 553 milyar 286 milyon liralık ödenek ayrılmıştır. Bu yıl, bu projelerin tamamlanmasına çalışılmaktadır.

Bilgilerinize saygıyla arz ederim. (DSP, MHP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

24. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Havaalanı altyapı-üstyapı inşaatına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi ve Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu’nun cevabı (6/415)

25. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te DDYGenel Müdürlüğünce yürütülen projelere ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi ve Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu’nun cevabı (6/416)

26. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi ve Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu’nun cevabı (6/417)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 24, 25, 26 ncı sıralardaki sorular, yine Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar'a aittir ve Sayın Ulaştırma Bakanı birlikte cevaplayacaklardır.

Soruları okutuyorum :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Bakanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Ulaştırma Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular :

1. 2000 yılında Gaziantep Havaalanı altyapı - üstyapı tevsi inşaatı işinin bir an önce bitirilmesi için ne kadar ödenek ayrılması düşünülmektedir?

2. Ayrılması planlanan ödenek miktarı, söz konusu işin bitirilmesi açısından yeterli olacak mıdır?

3. 1999 yılı itibariyle, Bakanlığınızca, bu konuda gerçekleştirilen çalışmalar ile söz konusu işi bitirmeyi planladığınız tarih nedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Ulaştırma Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular :

1. Bakanlığınıza bağlı Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü aracılığıyla Gaziantep'te yürütülen projeler nelerdir?

2. Söz konusu projelerin toplam bedeli ne kadardır?

3. 1999 yılı itibariyle söz konusu projelerdeki gerçekleşme miktarı ne olmuştur?

4. Projelerin bir an önce tamamlanabilmesi için 1999 yılında sağlanan ödenek miktarı yeterli olmuş mudur? Yeterli olmamışsa, ödeneklerin artırılması için bir girişiminiz olmuş mudur?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Sayın Ulaştırma Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular :

1. Bakanlığınız kanalıyla Gaziantep İlimizde yürütülen projeler nelerdir? Projelerin 1999 yılı rakamlarıyla toplam bedeli ne kadardır?

2. Söz konusu projelere 1999 yılı için verilen ödenek miktarı ne kadardır?

3. 1999 yılında sağlanan ödeneğin ne kadarı kullanılmıştır?

4. Kullanılan ödenekler, Gaziantep'teki projelerin bir an önce hizmete girmesi bakımından yeterli olmuş mudur? Yeterli olmamışsa, Bakanlık olarak ek ödenek talebi konusunda bir girişiminiz olmuş mudur?

BAŞKAN – Sayın Bakanım, buyurun.

24, 25 ve 26 ncı soruları beraber cevaplandırıyorsunuz efendim.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI SABAHATTİN ÇAKMAKOĞLU (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gaziantep Milletvekilimiz Sayın Mustafa Taşar'ın, Ulaştırma Bakanımızdan, gündemdeki 24, 25 ve 26 sıra kayıtlı olan- sözlü sorularına cevap arz etmek üzere huzurlarınızda bulunuyorum; sevgi ve saygıyla, hepinizi selamlıyorum.

(6/415) sıra sayılı sorusunda, Sayın Mustafa Taşar "2000 yılında Gaziantep Havaalanı altyapı-üstyapı tevsi inşaatı işinin bir an önce bitirilmesi için ne kadar ödenek ayrılması düşünülmektedir" diye sormaktadır. "Ayrılması planlanan ödenek miktarı, söz konusu işin bitirilmesi açısından yeterli olacak mıdır" demektedir. "1999 yılı itibariyle bakanlığınızca bu konuda gerçekleştirilen çalışmalar ile söz konusu işi bitirmeyi planladığınız tarih nedir" diye sormaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü yatırım programında yer alan Gaziantep Havaalanı alt ve üstyapı tevsi inşaatı projesine 2000 yılı için toplam 2 trilyon 250 milyar Türk Lirası ödenek ayrılmıştır. 1999 yılında yapılan çalışmalar ile 2000 yılında ayrılan ödeneklerle yapılacak çalışmalar sonucunda yatırımın 2001 yılında tamamlanması planlanmıştır.

Bilgilerinize saygıyla sunarım.

Yine, sayın milletvekilimiz, ikinci grup sorusunda "Bakanlığınıza bağlı Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü aracılığıyla Gaziantep'te yürütülen projeler nelerdir; bu projelerin toplam bedeli ne kadardır; 1999 yılı itibariyle söz konusu projelerdeki gerçekleşme miktarı ne olmuştur; projelerin bir an önce tamamlanması için 1999 yılında sağlanan ödenek miktarı yeterli olmuş mudur; yeterli olmamışsa, artırılması için bir girişiminiz olmuş mudur" diye sormaktadır. Bakanlığımızın cevaplarını, yine bilgilerinize, değerlendirmelerinize sunuyorum.

Ulaştırma Bakanlığı ilgili kuruluşu Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünce Gaziantep İlimizde 1999 yılında yürütülen projeler şunlardır: Gaziantep Depo Müdürlüğü, Revizörlük Şefliği, Fevzipaşa Depo Şefliği ve Revizörlük Şefliğine muhtelif alet edevat alınması projesinin yıl ödeneği 500 milyon Türk Lirası olup tamamı harcanarak yüzde 100 miktarını bulmuştur.

Fevzipaşa Garda 2 adet makas yenilemesi projesinin yıl ödeneği 16 milyar Türk Lirasıdır; tamamı harcanmıştır, yüzde 100 gerçekleşme sağlanmış bulunmaktadır.

Narlı Garda 2 adet makas yenilemesi projesinin yıl ödeneği 16 milyar Türk Lirasıdır; tamamı harcanmıştır; iş, 2000 yılında tamamlanacaktır.

2000 yılında yürütülecek projeler ise, Gaziantep Garda 4, Fevzipaşa Garda 4 ve Narlı İstasyonunda 4 adet olmak üzere toplam 12 adet makas yenilemesi projesinin toplam bedeli 96 milyar Türk Lirasıdır. Narlı-Nusaybin hattında 2 500 adet ray kaynağı yapım projesinin toplam bedeli 122 milyar Türk Lirasıdır. Gaziantep ambarı ve oto sundurmasının elektrik tesisatının yenilenmesi projesi 15 milyar Türk Lirasıdır. Ayran-Fevzipaşa arası 10/47 numaralı tünelde 505+362+870 kilometre arasındaki kanal yapım projesinin bedeli ise 19 milyar Türk Lirasıdır.

Ülkemizde limanlardan sonra kombine taşımacılığın temelini oluşturacak olan kara terminalleri (demiryolu karayolu) ile ilgili olarak 13 merkezden yapılan fizibilite etütleri tamamlanmıştır ve bunlardan fizibl bulunan 7 merkezde terminal inşaatına başlanması planlanarak yatırım programına alınmıştır. İlk etapta, 1 trilyon 200 milyar Türk Liralık yıl ödeneğiyle Gaziantep konteyner kara terminalinin inşaatı için Başbakanlıktan izin alınmış, ihaleye çıkılmış ve sözleşmesi imzalanmıştır. Firmanın işe başlayabilmesi amacıyla, Gaziantep Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü ile Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü arasında yapılan mutabakat sonucunda protokol imzalanarak yer teslimi yapılmış olup, inşaat mevsimiyle birlikte firma işe başlayacaktır.

Yüce Heyetinize saygılarla sunarım.

Sayın Taşar'ın üçüncü grup sorularına cevaplarımı arz etmek istiyorum. Burada da Sayın Milletvekili Taşar "Bakanlığınız kanalıyla Gaziantep İlimizde yürütülen projeler nelerdir; projelerden 1999 yılı rakamlarıyla toplam bedeli ne kadardır; söz konusu projelere 1999 yılı için verilen ödenek miktarı ne kadardır; 1999 yılında sağlanan ödeneğin ne kadarı kullanılmıştır; kullanılan ödenekler, Gaziantep'teki projelerin bir an önce hizmete girmesi bakımından yeterli olmuş mudur; yeterli olmamışsa, Bakanlık olarak, eködenek talebi konusunda bir girişiminiz olmuş mudur" diye sormaktadır.

Cevaplarımı sunuyorum :

Bakanlığımız merkez teşkilatı ve ilgili kuruluşlarınca Gaziantep ilimizde yürütülen projeler ile 1999 yılı ödenek ve harcama durumu şu şekildedir: Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü -genel bütçe- Gaziantep kentiçi raylı taşıma sistemleri etüt işinin 1999 yılı ödeneği 104,5 milyar Türk Lirasıdır. Bunun 86 milyarlık kısmı harcanarak, iş, 1999 yılında tamamlanmıştır.

Türk Telekomünikasyon AŞ Genel Müdürlüğü; santral sistemleri, iç şebeke fiberoptik kablo, FOHT ile radyolink sistem yatırımlarının bir kısmı 3 trilyon 943 milyar harcanarak gerçekleştirilmiştir. Yıl ödeneğinin tamamı kullanılmış bulunmaktadır. Ayrıca, internet, TDM ve TURPAK sistemlerine ait yatırımlar için 210 623 ABD Doları harcama yapılmıştır.

Gaziantep İlinde kablo-TV hizmeti, gelir paylaşımı esasına göre yürütülmekte olup, 15 250 abone sayısına ulaşılmıştır. Sözleşme gereği, sorumlu firmasınca, sisteme 12 500 daha ilave kapasite artırımı için çalışmalar devam etmektedir. Interaktif hizmetler de verilmeye başlanacaktır.

1999 yılında Gaziantep İline komünikasyon alanında tahsis edilen ödenekler, yatırımların gerçekleşmesinde yeterli olmuştur.

Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü: Bilgiişlem sistemleri, posta hizmetlerinin mekanizasyonu, idame-yenileme ile makine ve teçhizat alımı projelerinin 1999 yılı ödenek toplamı 42 milyar 135 milyon Türk Lirası olup, bunun 6 milyar 392 milyon Türk Lirası harcanmış ve ihtiyaçların karşılanmasında yeterli olmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü: Mevcut lokomotif depoları ile revizörlük atölyeleri ve yol idame yatırımları projelerine dahil yatırımlar için 1999 yılında ayrılan 32 milyar 500 milyon Türk Lirası ödeneğin tamamı harcanarak yüzde 100 gerçekleşme sağlanmıştır.

Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü : Gaziantep Havaalanı alt ve üst yapı tevsi inşaatı projesinin 1999 yılı fiyatlarıyla proje bedeli 13 trilyon 500 milyar Türk Lirasıdır. Projenin 1999 yılı ödeneği olan 1 trilyon Türk Lirasının yetersiz kalması sebebiyle, yıl içinde yapılan projeler arası aktarma ve temin edilen eködeneklerle yıl ödeneği 3 trilyon 230 milyar Türk Lirasına yükseltilmiştir. Bu ödeneğin 3 trilyon 229 milyar Türk Liralık kısmı harcanarak yüzde 100 gerçekleşme sağlanmış bulunmaktadır.

Ayrıca, Gaziantep Havaalanı mevcut tesislerinin tevsii ve tadili projesinin 1999 yılı ödeneği ise 85 milyar Türk Lirası olup, bu ödeneğin 71 milyar Türk Liralık kısmı harcanarak yüzde 89 oranında gerçekleşme sağlanmıştır.

Yüce Heyetinizi saygıyla selamlarım. (MHP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakanım.

Evet, bugün Mustafa Taşar günü efendim; devam ediyoruz.

27. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Merkez Antrenman Spor Salonu projesine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/418)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

28. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İli Kültür Müdürlüğü binası projesine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/426)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

29. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Nizip Kültür Merkezi projesine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/427)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

30. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Oğuzeli Kültür Merkezi projesine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/428)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

31. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Şahinbey İlçesi Anıt Mezar projesine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/429)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

32. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/430)

BAŞKAN –Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

33. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Nizip Devlet Hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/431)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

34. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Kurbanbaba Sağlık Ocağı inşaatına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/432)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

35. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/433)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

36. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Devlet Hastanesi Hemodiyaliz ve Organ Nakli Merkezine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/434)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

37. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Altındağ Sağlık Ocağına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/435)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

38. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Mithatpaşa Sağlık Ocağına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/436)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

39. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Şehitkamil Çocak Hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/437)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

40. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Travmatoloji Hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/438)

BAŞKAN –Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

41. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Şehitkamil Devlet Hastanesi Bölge Acil Yardım Merkezine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/439)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

42. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İl Donatım Müdürlüğü işine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/440)

BAŞKAN –Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

43. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Oğuzeli semt polikliniği projesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/441)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

44. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/442)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

45. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Merkezine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/443)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

46. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Nizip İlçesi Organize Sanayi Bölgesi inşaatına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/444)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

47. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep 4 üncü Organize Sanayi Bölgesi Altyapı inşaatına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/445)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

48. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep 3 üncü Organize Sanayi Bölgesi Altyapı inşaatına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/446)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

49. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi Arıtma Tesisi inşaatına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/447)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

50. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/448)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

51. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Güzel Sanatlar Lisesi Binası projesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/449)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

52. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Üniversitesi için ayrılan ödeneklere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/450)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

53. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-İslahiye İlçesi Anadolu Lisesi binası inşaatına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/451)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

54. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep-Nurdağı Lise binası inşaatına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/452)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

55. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakülte Binası projesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/453)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

56. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Üniversitesi kampus altyapı projesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/454)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

57. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Üniversitesinin yatırım ve hizmet projelerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/455)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

58. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen okul projelerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/456)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

59. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’teki öğretmen ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/457)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

60. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İlinde yürütülen projelere ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/458)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

61. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Karkamış Gümrük Kapısına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (6/460)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Burada.

Sayın Bakanım, siz de olmasanız yandık vallahi, değil mi. Çok monoton gidiyor; Allah razı olsun Sayın Bakanım yani. Arada sırada bir çeşni katıyorsunuz.

Soruyu okutuyorum :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın gümrüklerden sorumlu Sayın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular :

1. Kilis İl olduktan sonra, Karkamış Gümrük Kapısından başka dışa açılan gümrük kapısı kalmamıştır. Karkamış Gümrük Kapısının birinci sınıf gümrük kapısı olmasını düşünmekte misiniz?

2. Eğer düşünüyorsanız, bir tarih verebilir misiniz?

3. Bu konuda bakanlık olarak bir çalışmanız var mıdır?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakanım.

Dedim ya Allah razı olsun sizden diye; hem cevap veriyorsunuz hem de kısa cevap veriyorsunuz, önemli olan bu efendim.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gaziantep Milletvekilimiz Sayın Mustafa Taşar tarafından Başkanlığınıza sunulan, Karkamış Gümrük Kapısıyla ilgili sorusuna cevap arz etmek üzere huzurlarınızdayım; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Gerçekten, Sayın Taşar, önergesinde, Kilis'in il olmasından sonra Gaziantep'te tek kara kapısı olarak Karkamış'ın kaldığını ve bunun da birinci sınıf gümrük kapısı haline getirilmesinin düşünülüp düşünülmediğini sormaktadır.

Gaziantep'te Gümrükler Başmüdürlüğümüz vardır; Kilis de gümrük itibariyle Gaziantep'e bağlıdır, Kilis gümrüklerimizin yönetimi de Gaziantep Başmüdürlüğümüz eliyle yapılmaktadır. Dolayısıyla, Gaziantep'te gümrük işlemleri, halen, yine aynen, Kilis'in il olmasından sonra da, daha önceki işlemler gibi canlılığını devam ettirmektedir.

Gaziantep Gümrükler Başmüdürlüğümüze bağlı üçüncü sınıf Karkamış Gümrük Müdürlüğümüzün binası Devlet Demiryollarına aittir ve bu bina, çok eski tarihte, o günün şartlarına göre yapılmış bir binadır ve bu bina şartları içerisinde, birinci sınıf gümrük müdürlüğü açmak fiilen mümkün değildir. Şu anda, bu binada, sadece yolcu ve yolcu beraberinde gelen eşya ve Bakanlıkça tespit edilen eşyanın giriş-çıkış, transit aktarma işlemlerini görmeye yetkili üçüncü sınıf bir Gümrük Müdürlüğümüz vardır. Suriye'den açılan bu kapımızdaki Gümrük Müdürlüğünü birinci sınıf hale getirmek için, evvela bir arsa temini cihetine gidilmiş, araştırılmış ve hemen, bugünkü Gümrük Müdürlüğüne 600 metre mesafede bulunan ve mayından temizlenen sahadan Maliye Bakanlığınca Gümk Müsteşarlığına tahsis edilen 164 250 metrekarelik arsa temin edilmiştir. Bu arsa üzerine yeni bir bina yapılması hususu, 2000 yılı programına, Gümrük Müsteşarlığı tarafından, Bakanlığımız tarafından teklif edilmiş; ama, Devlet Planlama Teşkilatının kısıtlı bütçe imkânları çerçevesinde, programına girmesi mümkün olmamıştır, 2000 yılı programına alınmamıştır, vize alınamamıştır. Bu itibarla, henüz, Karkamış gümrüklerinin birinci sınıf gümrük haline bugünkü binalarla getirilmesi söz konusu değildir; eğer, ilave ödenek temin edilirse, yeterli ödenek sağlanırsa ve bu sağlanan, temin ettiğimiz arsa üzerine binası kurulursa, o zaman birinci sınıf gümrük haline getirilecektir. Birinci sınıf gümrük haline bugünkü binalarla, bugünkü yapı şartlarında getirilmesi mümkün görülmemektedir.

Bilgilerinize saygıyla sunarım.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakanım.

62. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’teki imam ve müezzin sayısına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/461)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

63. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’teki camilere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/462)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

64. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’teki kooperatiflere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/463)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

65. —Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Acil İçme Suyu Projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (6/464)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Burada.

Aman çok güzel...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Bakan aynı partiden olduğu için, Sayın Taşar'a, genel merkezde o cevaplarını götürsün, versin.

BAŞKAN – Efendim, şükredelim ki, Sayın Bakan, lütfedip cevap veriyor. 80 tane sorunun içinde Sayın Bakandan başka cevap veren yok.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Bakan, her gün zaten kendi partisinde. Dolayısıyla, Genel Başkan Yardımcısı Sayın Taşar'a cevap verebilir.

BAŞKAN – Efendim, müsaade edin, cevap versin.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Zabıtlara geçsin diye okuyorum.

TURHAN GÜVEN (İçel) –  O zaman, öbür sayın bakanlara haksızlık olmaz mı? Onlar adına da cevap verin.

BAŞKAN – Onlar az verdi efendim.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Daha geçen sefer 180 soruya hiç kimse cevap vermemişti de... Tabiî, bu, büyük bir beceri.

BAŞKAN – Tabiî, onun için söylüyorum efendim yani.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Tabiî, teşekkür ediyoruz.

BAŞKAN – Soruyu okutuyorum :

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Cumhur Ersümer tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular :

1. 2000 yılı bütçesinde, Gaziantep açısından büyük önem taşıyan acil içmesuyu projesi için ne kadar ödenek ayırılması düşünülmektedir?

2. Ayırılacak ödenek miktarı, söz konusu projenin bir an önce hizmete alınabilmesi açısından yeterli olacak mıdır?

3. Gaziantep acil içmesuyu projesinin ne zaman hizmete alınması planlanmaktadır?

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, zaten, Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer'den soruyor Sayın Taşar; dolayısıyla, Sayın Bakan rahatsız olmasın efendim. Nasıl olsa...

BAŞKAN – Efendim, Cumhur Ersümer hazırlamış, pişirmiş, getirmiş; o da cevap veriyor; bırakın da, hiç olmazsa okusun. Bir okuyanı bulduk...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Hayır; rahatsız olmaması bakımından söylüyorum.

BAŞKAN – Buyurun efendim.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gaziantep Milletvekilimiz Sayın Mustafa Taşar'ın, Gaziantep acil içmesuyu projesi hakkında sormuş olduğu soruya hükümetimizin cevabını arz ediyorum. İlle ilgili bakanın burada bulunması şart değildir. Hükümet sorumluluğu, Anayasamıza göre, müteselsil kefaleti gerektiren bir sorumluluktur; dolayısıyla, biz, bütün bakanlar adına cevap verme imkânına sahibiz. Cevabını gönderen arkadaşlarımızın cevaplarını, burada, Yüce Heyetinize arz ediyoruz.

Gaziantep İline, önceki yıllarda tamamlanan tesislerden 47,3 milyon metreküp içme, kullanma ve endüstri suyu sağlanmış olup, acil içmesuyu projesiyle de yılda ortalama 94,8 milyon metreküp içme, kullanma ve endüstri suyu temin edilmesi planlanmıştır.

Proje kapsamındaki işlerden, Çataltepe-Kartalkaya terfi hattı inşaatı, 23.8.1991 tarihinde ihale edilmiş olup, işe ayrılabilen yıllık ödenekler nispetinde ve iş programlarına uygun olarak devam edilmektedir. Mukavelesine göre, 2000 yılında bitirilmesi programlanmıştır. 47,3 milyon metreküp içme, kullanma ve endüstri suyu temin edecek olan Gaziantep içme, kullanma ve endüstri suyu temini üçüncü kısım isale hattı inşaatı da 28.3.1996 tarihinde ihale edilmiş olup, halen inşaatı sürdürülmekte ve fizikî gerçekleşmesi yüzde 38,78 oranındadır. İşin mukavelesine göre bitim tarihi 28.6.2000 olarak düşünülmektedir.

Projeye 2000 yılı içerisinde 12 trilyon 905 milyar lira ödenek talep edilmesine karşılık, kısıtlı bütçe imkânları çerçevesinde 6 trilyon lira ödenek verilebilmiştir. Bu çerçevede inşaat devam ettirilmektedir.

Bilgilerinize saygıyla sunarım. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Bedük, haklısınız da, grup başkanvekillerinden, bütün partilerden bir şey rica edeceğim; İçtüzükte değişiklik yapmak lazım efendim. Bir sene evvel sorulmuş olan suale, 1999 bütçesine göre cevap veriyorlar. Bu, hem Meclisi işgal etme hem de sayın milletvekiline...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın milletvekili, sorusunu geri çekebilir aslında.

BAŞKAN – Efendim, inat ediyor, sorusunu geri çekmiyorsa buna bir sistem getirmek gerekiyor.

Bakın, 77 nci sıradaki sualde, Zehra Vakfı Başkanının akıbeti soruluyor, Zehra Vakfı Başkanı öleli ikibuçuk ay oldu, düşünün yani. Onun için bu sistemi bizim değiştirmemiz gerekiyor, bu sıkıntılardan kurtulmamız lazım.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sorusunu geri çekebilir efendim.

BAŞKAN – Almıyorsa... Başkanlığa bir yetki vermek lazım efendim. Sayın milletvekili, o hakkını kullanıyorsa, Başkanlığın da böyle bir yetkisi olması lazım; iade edecek, yazılıya çevirmesi gerekiyor...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Doğrudan doğruya milletvekiline yazılı cevap da verebilir.

66. —Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, Vezirköprü Baraj inşaatına ve sulama amaçlı barajların yapımına ayrılan ödenek miktarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (6/465)

BAŞKAN –Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularıma Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Sayın Cumhur Ersümer'in sözlü olarak cevap vermesini delaletlerinize arz ederim.

Musa Uzunkaya

Samsun

1. Vezirköprü Barajının ödenek olmadığı gerekçesiyle durdurulduğu iddiaları doğru mudur? İnşaat hangi aşamadadır? Bitirilmesi için ne kadarlık bir ödemeye ihtiyaç duyulmaktadır?

2. Bu inşaatın tamamlanarak 120 000 dönüm arazinin sulanabilir hale gelmesi için mevcut rakamlarla iki saatlik bir içborç faizinin yeterli olacağı iddiaları doğru mudur?

3. Samsun Taflan Barajı ile Çarşamba ve Bafra Ovalarının sulama projelerinin ne zaman ikmal edilmesi planlanmaktadır?

4. 2000 yılı bütçesinde sulama amaçlı barajların yapımına ayrılan ödenek miktarları toplamıyla sulanması hedeflenen ülke arazilerinin kaç yılda sulanabilir hale getirilmesi mümkün olacaktır?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya'nın sözlü sorusuna gereken cevabı arz etmek üzere huzurlarınızdayım.

Vezirköprü Projesi kapsamında inşaatına devam edilen Vezirköprü Barajında depolanacak 52 milyon metreküp suyla Vezirköprü Ovasında 9 657 hektar alanın sulanması amaçlanmıştır. Vezirköprü Barajı ile Vezirköprü Ovasının sulaması inşaatları aynı firma tarafından yapılmaktadır. Baraj inşaatında gerçekleşme yüzde 60, sulama inşaatında ise henüz yüzde 5 seviyesindedir.

Projeye 2000 yılında 13 trilyon lira ödenek talep edilmiş; ancak, 1 trilyon lira ödenek ayrılabilmiştir. Bu ödeneğin 620 milyar lirası baraj inşaatına, 346 milyar lirası da sulama inşaatına tefrik edilmiştir. Söz konusu inşaatlara 2000 yılında ayrılabilen ödenekler çerçevesinde ve iş programına uygun olarak devam edilecektir. Vezirköprü Projesinin bitirilebilmesi için 2000 yılı fiyatlarıyla 37,5 trilyon lira ödeneğe ihtiyaç duyulmaktadır.

Üçüncü soruya gelince, Samsun Merkez Taflan Göleti inşaatı, 1997 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunda verilen önergeyle yatırım programına alınarak, Ekim -1998'de taşeron ihalesi yapılmıştır. 1999 yılında da fiilen işe başlanan gölet inşaatına, 2000 yılında 600 milyar lira ödenek ihtiyacı tespit edilmiş; ancak, kısıtlı bütçe imkânları dahilinde 350 milyar lira ödenek ayrılabilmiştir. Söz konusu gölet, yıllık ödenek ihtiyaçları aynen karşılanabildiği takdirde 2002 yılında bitirilebilecektir.

Çarşamba Ovası Sulaması ve Drenaj Projesiyle, ovanın sağ ve sol sahilde 82 707 hektar alanın sulanması ve drenajı öngörülmüştür. Projeye 2000 yılında 7,1 trilyon lira ödenek talep edilmiş; ancak, 1,1 trilyon liralık ödenek ayrılabilmiştir. Proje kapsamında inşaatları sürdürülen Çarşamba Ovası sağ sahil yüzeysel drenajı, 14.8.1992 tarihinde ihale edilmiş ve mukavelesine göre 14.5.2000 tarihinde ikmali programlanmıştır.

Çarşamba Ovası sol sahil yüzeysel drenajı, 5.11.1993 tarihinde ihale edilmiş, mukavelesine göre, 28.8.2000 tarihinde ikmali programlanmıştır. Çarşamba Ovası sağ sahil ikinci kısım yüzeysel drenajı, 24.10.1996 tarihinde ihale edilmiş, mukavelesine göre 11.12.2002 tarihinde ikmali programlanmıştır.

Kumköy regülatörü ve Çarşamba Ovası sağ sahil birinci kısım sulaması, 21.10.1994 tarihinde ihale edilmiş, mukavelesine göre 18.11. 2002 tarihinde ikmali programlanmıştır. Projenin tamamı, yıllık ödenek ihtiyaçları aynen karşılanabildiği takdirde 2005 yılında ikmal edilecektir.

Bafra Ovası Sulaması Projesiyle 47 727 hektar alanın sulanması öngörülmüştür. Projeye 2000 yılında 22,287 trilyon lira ödenek talep edilmiş, 1,250 trilyon lira ödenek ayrılabilmiştir. Bafra Ovası Sulaması Birinci Kısım 15.1.1991 tarihinde ihale edilmiş ve mukavelesine göre 2001 yılında ikmali programlanmıştır. Bafra Ovası sol sahil sulaması 27.9.1996 tarihinde ihale edilmiş, mukavelesine göre 19.8.2002 tarihinde ikmali programlanmıştır. Projenin tamamı, yıllık ödenek ihtiyaçları aynen karşılanabildiği takdirde 2004 yılında ikmal edilecektir.

Sayın Uzunkaya'nın dördüncü sualine gelince; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün 2000 yılı yatırım bütçesinde, tarım sektöründe 1,776 katrilyon lira ödenek talep edilmiş, ancak, 255 trilyon 656 milyar liralık ödenek ayrılabilmiştir. Bu ödeneğin de 169 trilyon 840 milyar lirası 3 198 990,5 hektar alanın sulanmasını amaçlayan büyük su işleri projelerine -234 adet- tefrik edilmiştir. 2000 yılı ödenekleri aynen baz alındığında, tarım sektöründe yer alan projelerin bitirilebilmesi için 63 yıl gerekmektedir. Temennimiz, dileğimiz, Türkiye'nin kaynaklarını bir an evvel geliştirmesi, çoğaltması ve bu süreleri kısaltmasıdır.

Bilgilerinize saygıyla sunarız.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Başkan.

67. —Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, THY’nın yılbaşında düzenlediği özel yurtdışı seferlere ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/466)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

68. —Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, memur maaş zamlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/467)

BAŞKAN – Sayın Başbakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

69. —Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, Abdullah Öcalan’ın sağlık, beslenme, koruma gibi giderlerine ve basınla nasıl iletişim kurduğuna ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/469)

BAŞKAN – Sayın Başbakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Onu Avrupa'ya devrettik!

70. —Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, Osmanlı’nın 700. kuruluş yıldönümü nedeniyle Samsun’da bir etkinlik yapılmamasının nedenine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/470)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

71. — İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, Hizbullah örgütüne ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/471)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

72. — İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, Hizbullah örgütüne karşı yapılan operasyonlara ve faili meçhul cinayetlere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/472)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

Sayın Bakan, 73 ve 74 üncü sıradaki sözlü sorular, enerjiyle ilgili sorulardır; ikisini birlikte mi cevaplandırmak istersiniz?

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Evet efendim.

73. — İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, gelecek yıllardaki enerji ihtiyacıyla ilgili yapılan tahminlere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (6/473)

74. — İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, elektriğin üretim maliyetlerine ve satışına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (6/474)

BAŞKAN – Soruları okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın delaletinizle Enerji Bakanı Sayın Cumhur Ersümer tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasının teminini arz ederim.

Nazlı Ilıcak

İstanbul

Sorular :

1. DPT'ye göre, 2010'da doğalgaz ihtiyacı 30 milyar metreküp. Enerji Bakanlığı bu ihtiyacın 54 milyar metreküp olduğunu söylerken neye dayanıyor?

2. Önümüzdeki on yıl, Türkiye'nin büyümesi ortalama yüzde kaç olarak tahmin edildi? Nükleer santral gibi alternatifler, enerji kaynakları hesaba katıldı mı?

3. İhtiyaçtan fazla üretilen elektrik ne yapılacak? İhracat imkânı var mı; varsa, kaç sentten ihraç edilecek?

4. 8 termik santralın işletmesini ve 15 elektrik dağıtım santralının devrini ilgilendiren projelerde, 8 termik santralın işletme hakkı 1,3 milyar dolara devrediliyor.

a) 20 yılda TEAŞ bu santrallardan ne kadar kâr elde edecekti?

b) Bu santrallar, dolar bazında kaç paraya mal olmuştu?

5. 15 elektrik dağıtım santralının devrinde, kuruluşların bir defa için ödeyecekleri 1,7 milyar dolar karşılığında, TEDAŞ, 30 yıl müddetle kaç dolarlık bir kârdan vazgeçiyor?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, delaletinizle, Enerji Bakanı Sayın Cumhur Ersümer tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasının teminini arz ederim.

Nazlı Ilıcak

İstanbul

Sorular :

1. 4 milyar dolarlık 23 adet termik santral projesi yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştiriliyor. Burada, hangi oranda ve hangi şartlarda kredi kullanılıyor?

2. Bu santrallar devlet tarafından yapılsaydı, kredi şartları ve santrallerin maliyeti ne olacaktı?

3. Yap-işlet-devret modeliyle doğalgaz termik santrallarında üretilen elektriğin 1 kilovat/saatini TEAŞ kaç sentten almayı taahhüt etti?

4. Elektriğin kilovat/saatinin dünya fiyatı nedir?

5. Bugün TEAŞ'a, bir kilovat/saatin paçal maliyeti ne kadardır?

6. TEAŞ, TEDAŞ'a kaç paradan elektrik satıyor?

7. TEDAŞ elektriğin kilovat/saatini kaç paradan tüketiciye intikal ettiriyor?

8. Dünya Bankası TEAŞ'ın yap-işlet-devret modeliyle kurulan santrallardan pahalı elektrik aldığını, fakat, ucuza sattığını belirtti. Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ajay Chhibber, bu durumda TEAŞ'ın kredi borçlarını ödeyemeyeceğini ileri sürdü.

a) TEAŞ'ın ne kadar kredi borcu var?

b) TEAŞ niçin zararına satış yapıyor?

BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakanım.

Siz de kısa cevap vereceksiniz tahmin ediyorum; değil mi?

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Evet.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İstanbul Milletvekili Sayın Nazlı Ilıcak'ın sözlü soruları üzerine, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığımızın verdiği cevapları arz etmek üzere huzurlarınızdayım.

Soruların cevaplarını şöylece sıralayabiliriz: Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığınca kaynak çeşitlendirilme politikası ve sistem güvenilirliği kriterleri dikkate alınarak yapılmakta olan genel enerji planlama çalışmaları sonuçlarına göre, sektörel enerji taleplerinin karşılanmasında doğalgazın sektörlere olan katkısının 2010 yılında, konut ve hizmetler sektöründe 8,4 milyar metreküp, sanayi sektöründe 11,4 milyar metreküp, elektrik santrallarında ise 34,6 milyar metreküp seviyesinde ve dolayısıyla, toplam doğalgaz talebinin 54-55 milyar metreküp civarında olması beklenmektedir.

2000 ve 2010 yılları arasında ekonomik kalkınma, Devlet Planlama Teşkilatı verilerine göre yüzde 6,9 olarak kabul edilmiş, buna tekabül eden elektrik enerjisi talep artış hızı ise, yıllık ortalama yüzde 8-9 civarında belirlenmiştir. 1998 yılı sonu değerlerine göre genel enerji talebinin yerli kaynaklarla karşılanma oranı yüzde 39 olup, kısıtlı enerji kaynaklarımız nedeniyle bu oranın daha da düşmesi ileriki yıllarda beklenmektedir.

Bu nedenle, enerji arzında güvenilirliğin sağlanabilmesi amacıyla, yerli arz imkânlarımızın artırılmasının yanı sıra, ithalatta alternatif ülke ve kaynak çeşitlendirilmesine önem verilmektedir. Bu çerçevede, optimum elektrik enerjisi planında, ülke elektrik enerjisi talebinin karşılanmasında, diğer alternatif kömür ve gaz kaynaklarının yanı sıra, nükleer santrallara da yer verilmekte olup, ilk nükleer santralın 2008 yılında devreye alınması öngörülmektedir. Planda öngörülen hesaplar doğrultusunda, ilk nükleer santralın 2008 yılında devreye girmesine yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.

3 üncü soru: İhtiyaçtan fazla üretilen elektrik ne yapılacak? İhracat imkânı var mı? Varsa, kaç sentten ihraç edilecek?

Bu soru, vaktiyle de Türkiye'de sorulmuştu, söylenmişti.

BAŞKAN – Sayın Bakanım, siz soruları okumazsanız... Biz okuduk soruları; siz cevabını verirseniz...

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Devamla) – Okudunuz da, bu soru önemli olduğu için, bu sorunun altını çizerek okuyorum, bilerek okuyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Tabiî, biliyorum efendim.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Devamla) – Vaktiyle de Keban Barajı yapılırken, bu memlekette birileri çıkıp "bu Keban Barajında üreteceğiniz enerjiyi ne yapacaksınız, ne edeceksiniz" diye sormuştu. Keban Barajında üretilen enerji, bu memleketin kalkınmasında kullanıldı, sanayiinde kullanıldı.

BAŞKAN – "Toprağa mı vereceksiniz" demişlerdi.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Devamla) – Keban Barajında üretilen enerji toprağa verilmedi, dışarıya satılmadı. Netice itibariyle, Keban Barajı bu memlekete lazımdı. O soruyu soranlar mahcup oldular. Bu soruyu soranlar da mahçup olacaklar da, onun için okuyorum; özellikle okuyorum bu soruyu. (ANAP ve MHP sıralarından alkışlar)

İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Sayın Bakan, izahat istiyorlar sizden, töhmet yok ki burada.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Devamla) – Yok, anladım da; yani "fazla enerji üreteceksiniz, ne yapacaksınız" diyorsunuz.

İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Hayır, emsaliniz yanlış.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Devamla) – 2020 yılında, Türkiye'nin, 500 milyar kilovat/saat elektrik enerjisine ihtiyacı var. Şu anda onu üretecek potansiyelimizin tamamını kullansak, Türkiye'deki imkânların tamamını kullansak, termik santralların, hidroelektrik santralların tamamını yapsak, 245 milyar kilovat/saat elektrik enerjisi üretebiliyoruz; açık 305 milyar kilovat/saat... Onu nereden bulacağımızın hesabını şimdiden yapacağız; onun için uğraşıyoruz.

İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Biz de aynı şeyi söylüyoruz.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Devamla) – Evet değerli milletvekilleri, 4 üncü soruya geçiyorum; 4 üncü sorunun cevabını da şöyle arz ediyoruz: Halen TEAŞ mülkiyetinde bulunan bahse konu 8 termik santral, verimlilik artışı, maliyet optimizasyonu ve üretim artışı sağlanması amacıyla, mülkiyetleri yine TEAŞ’ta kalmak üzere, özel sektör işletmeciliğine devredilmektedir. Bu devir için alınması söz konusu olan 1,24 milyar dolar bedel, satış bedeli değildir. Bu nedenle, bu bedelin, bu santralların finansal performanslarıyla bir ilgisi yoktur.

Termik santralların işletme haklarının devrinin ana amacı, bu tesislerin verim ve emre amadeliklerinin; dolayısıyla, üretimlerin yükseltilmesi, maliyetlerinin düşürülmesidir. İşletmedeki 8 termik santralın, işletme haklarının mülkiyetleri devlette kalmak koşuluyla, bir gecikmiş yenilenme ve ek yatırımlarının yapılarak, toplam üretimlerinin 20 yıllık sürede, yılda ortalama 9 milyar kilovat/saat olmak üzere toplam 175 milyar kilovat/saat (yüzde 28) artırılması hedeflenmiştir ve bu hedefin şirketlerce taahhüdü sağlanmıştır. Ayrıca, yapılan hesaplar ve alınan teklif ve taahhütler,8 termik santralın işletme hakkı devrinin özel sektöre yapılmasıyla, TEAŞ’ın bu santrallarla ilgili yıllık ortalama üretim maliyetinin 3,68/sent/kilovat saatten, 3,13 sent/kilovat/saate düşeceğini; dolayısıyla, yaklaşık yüzde 15 azalacağını göstermektedir.

Böylece, termik santralların işletme hakkı devriyle, hem üretim hem de maliyet açısından önemli kazanımlar elde edilmesi ve bu kapsamda yenilenme ve ek yatırımların şirketlere yaptırılması taahhüt altına alınmış bulunmaktadır.

Söz konusu santralların, sözleşme bedelleriyle, termik santralların bugünkü ortalama birim maliyetleri -baca gazı dahil, yatırım dönemi hariç- ekli listede gösterilmiştir ve ekli liste, Sayın Ayşe Nazlı Ilıcak Hanımefendiye iletilecektir.

Cevap 5: Sorudan, 1,7 milyar doların bir satış bedeli olarak kabul edildiği manası çıkmaktadır. Oysaki, herhangi bir mülkiyet devri söz konusu değildir. Bu bedel, tesislerin işletme haklarının devri karşılığında alınmış bir kredi olarak değerlendirilmelidir. Müesseselerin işletme haklarının devrinden sonra verimlilik oranlarında herhangi bir azalma olmayacak; tam tersine, önemli ölçüde artış görülecektir. Mevcut durumda, müesseselerin işletme giderleri ve kayıp kaçak oranları çok yüksektir.

Oluşumların verdikleri tekliflerle, müesseselerin mevcut giderleri mukayese edildiğinde, verilen tekliflerin cazip olduğu görülmektedir. Verilen tekliflerin uygun bulunmaması halinde ise -Diyarbakır, Van bölgeleri gibi- devir işlemi yapılmamıştır.

İşletme haklarının devredilmesi sonucu, TEDAŞ'ın 1996 yılı fiilî değerleriyle mukayese edildiğinde, 30 yıl toplamında 286 223 milyar kilov/atsaat enerjinin kaçak olarak kullanılması önlenecektir. Kazanılan bu enerjinin parasal karşılığı yaklaşık 20,425 milyar dolardır ve bu artıdeğer tamamen devlete gelmektedir.

Teklif veren oluşumlar, 30 yıl boyunca, her yıl için işletme ve idame yatırımları giderleri, kredi geri ödeme giderleri, kâr oranları ve diğer işletme giderlerini ayrı ayrı verdiklerinden, devir sonrası kârlılık arttığı veya azaldığı takdirde, oluşumların kârında buna bağlı olarak artma veya azalma olmayacaktır. Bu oluşumların, talep ettiklerinden fazla kâr almaları mümkün değildir. Kârlılık oranları, ancak taahhüt ettikleri kayıp kaçak oranlarını öngördükleri süreden daha kısa sürede aşağı çekmeleriyle mümkündür. Bu da, kayıp kaçakların önlenmesi bakımından bir teşvik olmaktadır.

Termik santralların bugünkü ortalama birim maliyetleriyle ilgili tablo da, ayrıca, soru sahibi sayın milletvekiline sunulacaktır.

Şimdi, sayın milletvekilinin, gündemin 74 üncü sırasındaki sorularına geçiyorum.

1 inci sorunun cevabı şöyle : Söz konusu 23 projeden 5 adedi termik ve kalan 18 adedi hidroelektrik santral projeleridir. Bu projelerin kredi şartlarına dair bilgiler de tablo halinde sayın milletvekiline sunulacaktır.

2 nci soruya gelince : Bahse konu yap-işlet-devret modeliyle yapılacak 5 adet termik santralın kredi özkaynak oranı, 80/20, 70/30 oranında değişmektedir. Kredi faiz oranları, projenin teklif tarihine göre değişmekle beraber, yüzde 7 ile 11 arasındadır. 5 termik santral projesinden 4 projenin kredi şartları sabittir. Kredi koşullarının değişmesi, tarifede bir artışa neden olmayacaktır. Devlet, bu tip projeleri uluslararası ihaleye çıkararak yapmakta olduğundan, santral maliyetleri. ihale şartlarında ortaya çıkacak fiyatta olacaktır.

3 üncü soruya gelince : Söz konusu 23 santral arasında yer alan 5 santralın 4'ü doğalgaz santralıdır. Bu santralların 20 yıllık ortalama satış fiyatı 4,365 ile 5,343 sent/kilovat/saat arasında değişmektedir.

Sayın Milletvekilinin 4 üncü sorusunun cevabı ise şöyle: OECD ülkelerindeki elektrik satış fiyatlarını talep etmiş. Bununla ilgili tabloyu kendilerine sunacağız.

5 inci sorunun cevabı şöyledir : TEAŞ'ın kayıt üzerinde 1998 yılı fiili ortalama ticarî maliyeti 3,5 senttir. Ancak, bu değer, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünden, TEAŞ Genel Müdürlüğüne sıfır bedelle devredilen hidroelektrik santralların ülkeye maliyetini içermemektedir. Hidroelektrik santralların TEAŞ maliyetlerine yansımayan finansman ve amortismanlarının da dikkate alınması durumunda bu maliyetin daha da yükseleceği tabiîdir.

6 ncı sorunun cevabını arz ediyorum : Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığına bağlı TEAŞ Genel Müdürlüğünün, Şubat 2000 tarihi itibariyle, TEDAŞ Genel Müdürlüğüne sattığı enerjinin ortalama satış fiyatı 21 060 lira/kilovat/saattir.

7 nci sorunun cevabını arz ediyorum: TEDAŞ Genel Müdürlüğünün tüketicilere sattığı elektrik enerjisinin birim fiyatı, Ocak 2000 itibariyle ortalama 35 686 lira 75 kuruştur kilovat/saat başına. Bu fiyatın içine, TEDAŞ Genel Müdürlüğünce aracı olarak tahsil edilerek ilgili mercilere aktarılan yüzde 8 hazine payı, yüzde 1 Elektrik Enerjisi Fonu ve yüzde 3,5 TRT payı dahildir. Her abone grubu için, fon ve paylarında, içinde bulunduğu tek bir satış fiyatı belirlenmekte ve elektrik enerjisi, abonelere fatura edilirken, bu fiyata, ayrıca, sanayide yüzde 1, diğer tüketimlerde yüzde 5 oranında Belediye Tüketim Vergisi ve yüzde 17 Katma Değer Vergisi ilave edilmektedir. Fon, pay ve vergilerin elektrik enerjisi birim fiyatının içindeki oranı, yüzde 30,5 ile yüzde 34,5 civarındadır.

Sayın milletvekilinin 8 inci sorusunun cevabını şu şekilde arz ediyorum: TEAŞ Genel Müdürlüğünün 1999 yılı itibariyle 2 milyar 165 milyon dolar stok kredi borcu vardır. Malî yapıya ilişkin işlemler, Genel Müdürlükçe, genel yatırım ve finansman kararnameleri çerçevesinde yürütülmektedir. Bu nedenle, satış fiyatları, kararnamede belirlenen hedeflere göre ayarlanmaktadır. Yıl içinde, üretim girdileri, fiyat artışlarının, satış fiyatlarına tam olarak yansıtılmaması, üretim ve iletim tesislerinin yapımı için kullanılmış olan kredi faizleri ile kur farklarından kaynaklanan giderlerin tarife yoluyla tahsilinin mümkün olmaması nedeniyle bir zarar söz konusudur.

Yüce Meclisin bilgilerine saygıyla sunarım. (ANAP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Efendim, çok teşekkür ederiz, sabrınıza da...

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçeceğiz; ancak, vaktimizin dolmasına da çok az bir süre kaldı.

Ne diyorsunuz sayın grup başkanvekilleri?..

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Tamam Sayın Başkan.

BAŞKAN – Efendim, karar yetersayısı istemeyecek misiniz?

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, karar yetersayısının aranılmasını istemeye gerek kalmadı ki, çalışma süremizin bitmesine 20 dakika var.

BAŞKAN – Efendim, ben de onun için grup başkanvekillerine söylüyorum.

Sayın Güven'in söylediği doğru bence.

İSMAİL KÖSE (Erzurum) – Sayın Başkan, çalışma süremizin bitmesine 20 dakika kalmıştır, Sayın Bakanımızın da müsamahasıyla, bugünkü çalışmalarımızı bitirelim.

BAŞKAN – Efendim, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 11 Mayıs 2000 Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

 

Kapanma Saati : 18.40

 

 

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, THY’nın yurtiçi taşımacılığında uyguladığı fiyat tarifesine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Yüksel Yalova’nın cevabı (7/1680)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Enis Öksüz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletinizi saygı ile arz ederim. 21.3.2000

Tevhit Karakaya

Erzincan

1. THY’nın, yurtdışı yolcu taşımacılığında fiyat tespiti yapılırken hangi ölçüler baz alınmaktadır?

2. ABD Okyanus ötesi bir ülke olmasına rağmen Hac yolcularından daha ucuza taşınmasının sebebi nedir?

3. En pahalı seyahat olan Hac yolculuğunda ücretlerin yüksek tutulmasının ölçüsü nedir?

4. Hac seyahatinin pahalı tutulmasının gerçek sebebi, THY’nın açıklarının kapatılması mıdır? Yoksa Hac’ca gideceklerin cezalandırılması mıdır?

T.C.

Devlet Bakanlığı 8.5.2000

Sayı: B.02.0.006/01-1108

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: 3.4.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-4973 sayılı yazınız.

Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya tarafından tevcih edilen ve tarafımdan cevaplandırılmasını istediği 7/1680-4781 esas sayılı soru önergesi incelenmiştir.

Türk Hava Yolları tarifeli seferlerinin maliyetleri önceden hesaplanarak bilinmekte ve bu maliyetleri karşılayacak gelir değişik bilet fiyatlarından oluşan bir gelir sepeti uygulanarak elde edilmektedir. Bahse konu sepet en düşük fiyata en az koltuk ve en yüksek fiyata en çok koltuk ayrılarak yolculara cezbedici ve her zaman bir üst ücrete talep yaratacak şekilde oluşturulmaktadır. Yıl içerisinde kesintisiz düzenlenen tarifeli seferler ile gidişte ve dönüşte hem yolcu hem de kargo taşınarak gelir elde edilmektedir. Buna ilaveten yolcuların beraberlerinde ücretsiz taşıyabildikleri bagaj 20 kg ile sınırlı olup, her bir birim fazla bagaj ücretlendirilmektedir. Düzenlenen seferlerin sıklığı ve sürekliliği elde edilen toplam gelirin artmasına da fırsat vermektedir. Uluslararası yolcu trafiğinin hem gidiş seferlerinde hem de dönüş seferlerinde uçaklarımızı doldurması uluslararası fiyatlarımızın düşük oluşmasına katkıda bulunmaktadır.

Hac seferlerinde ise kısa bir dönemde bütün filonun aşırı kullanımı ile oluşan görünmez maliyetlerin dışında her yolcunun ücretsiz bagaj taşıma hakkı 30 kg olup, ayrıca karşılıklı kargo taşımacılığı yapılamamakta ve gelir kaybı oluşmaktadır. Hac seferlerinin ilave maliyeti uçakların gidişte hacı adaylarını taşırken boş dönmeleri ve dönem sonunda boş giderek hacıları getirmeleridir. Bu da iki parkurun boş uçulmasına ve maliyetlerin ikiye katlanmasına neden olmaktadır.

Türk Hava Yolları gelirlerini arttırmak amacıyla hava taşımacılığının yapısı gereği dönemsel olarak oluşan atıl kapasitesini de kullanmak üzere Gelir Yönetimi Tekniklerini yolcu biletlerine kısıtlamalar ve engellemeler koyarak uygulamaktadır. Bu sayede her yolcunun ihtiyaca uygun özellikte kural içeriği olan bilet çeşitleri ile maksimum gelir elde edilmektedir. Ayrıca Türkiye ABD parkurunun uçuş maliyetleri diğer hatlardan daha yüksek olduğundan, oluşan maliyetler en fazla yolcu ve en fazla gelir hedefiyle karşılanmaya çalışılmaktadır. Bu tür hatlarda yüksek fiyattan kaynaklanabilecek yolcu kaybının önüne ücret çeşitliği ile (düşük ve yüksek ücret) geçilmekte ve bu sayede yolcu artışının sonucunda uçağın toplam geliri arttırılmaktadır.

Türkiye’den gerçekleştirilen Hac seferlerinde dönem başında hacı adaylarını taşıyan uçaklar boş dönmekte ve dönem sonunda da boş gidip dolu dönmektedir. Bu bağlamda her gidiş gelişte bir parkur boş gerçekleşmektedir. Bu durum Hac döneminin yapısından kaynaklanmaktadır.

Hac dönemi yapısı gereği, Türkiye’nin değişik noktalarından hacı adaylarının konforlu seyahatlerini sağlamak amacıyla direk seferler gerçekleştirilmektedir. Bu seferin icrası için uçaklar ana üs olan Atatürk Limanından hacı adayları için özel hazırlanmak kaydıyla boş uçarak Anadolu’nun değişik şehirlerinden hacı adaylarını Cidde’ye aktarmaktadır. Bu da maliyetleri artırmaktadır. Gerçekleştirilen boş uçak seferleri, hem ilave değişken maliyet, hem de uçakların kaybedilen alternatif ticarî kazancı açısından değerlendirilmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

Dr. Yüksel Yalova

Devlet Bakanı

2. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, TÜPRAŞ’ın batık bankalarla olan ilişkilerine ve özelleştirilmesiyle ilgili yürütülen reklam kampanyası hakkındaki bazı iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Yüksel Yalova’nın cevabı (7/1720)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Bülent Ecevit tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 28.3.2000

Zeki Ünal

Karaman

TÜPRAŞ’ın 1994’de Marmara Bankta trilyonlar batırdıktan sonra 1998 ve 1999 yıllarında el konulan İnterbank, Bankekspres, Egebank, Esbank ve Yaşarbank ile çalıştığı, ayrıca özelleştirilmesi ile ilgili olarak yürütülen reklam kampanyası için 20 milyon dolar ayrıldığı ve bu reklam payından belirli basın organlarının faydalandığı iddia edilmektedir.

Sorularım Şunlardır:

1. İlk iddia doğru mudur? Doğru ise söz konusu Bankalarda TÜPRAŞ’ın batan parası ne kadardır? Doğru değil ise, basında çıkan bu haberler tekzip edilmiş midir? Edilmiş ise hangi tarihte edilmiştir?

2. İkinci iddia doğru mudur? Doğru ise reklamlar hangi basın organlarına ve hangi kriterlere göre taksim edilmiştir?

T.C.

Devlet Bakanlığı 8.5.2000

Sayı: B.02.0.006/01-1109

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğünün 17.4.2000 tarih ve B.02.0.KKG. 0.12/106-203-6/18010 sayılı yazısı.

Karaman Milletvekili Zeki Ünal tarafından Başbakanımıza tevcih edilen ve Sayın Başbakanımızın da tarafımdan cevaplandırılmasını istediği 7/1720-4936 esas sayılı soru önergesi incelenmiştir.

TÜPRAŞ’ın Bankacılık İşlemleri Yönetmeliğinin 3.0 Maddesi,

“TÜPRAŞ’ın TCMB ve Türk Eximbank ile olan ilişkisi her zaman ve her şartta açık kalmak kaydıyla, diğer çalışılacak bankaların tespiti konusunda yılda en az bir defa Yönetim Kurulundan yetki alınır” hükmü ile

4.0 Maddesi,

“Her yeni dönemin başında bir yıl süre ile çalışılması söz konusu olan bankalar listesinin Yönetim Kurulunun onayı ile belirlenmesi esastır” hükmünü içermektedir.

Yönetmeliğin bu amir hükümleri gereği 1998 yılında, Ocak ve Haziran aylarında olmak üzere iki kez, 1999 yılında ise Şubat ayında Yönetim Kurulunca çalışılacak bankalar listesi onaylanmıştır. Yönetim Kurulunun onay kararında,

– Müşteri tahsilatları konusunda sadece Ziraat, Emlâk, Vakıflar ve Halk Bankası ile çalışılacağı,

– Mal Mukabili transferler dahil akreditif işlemleri konusunda çalışılacak diğer bankalar ismen yer almaktadır. Bu isim listesinde kamu bankaları, yerli özel bankalar, Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı bankalar bulunmaktadır. Ancak yerli özel bankaların bazıları için isimleri zikredilerek “.... muhabir ve satıcı teyitlerine istinaden ithalat bedeli Türk Lirası karşılıklarının ödenebileceği şartlarına bağlı olarak çalışması .......” özellikle belirtilmektedir.

Bu karar doğrultusunda yapılan uygulamada TÜPRAŞ transfer bedelinin lehdarı eline ulaşmasını garanti altına aldıktan sonra işleme aracılık etmek konusundaki ihaleyi kazanan ve yukarıda tarifi yapılan bazı bankalara transfer vadesinde Türk Lirasını vermekte ve böylece riski tamamen ortadan kaldırmış olmaktadır.

Diğer taraftan söz konusu yönetmelik, Türk Lirası ve döviz mevduatının sadece kamu bankaları nezdinde tutulabileceğini ve repo işlemlerinin de ancak kamu bankaları ile ve ihale suretiyle yapılabileceğine amir bulunmaktadır. Kaldı ki Türk Lirası mevduatı, vadesiz olmakla birlikte Atıl Fon Hesapları adı altında özel faize tabi tutulmaktadır.

Soru önergesinde yer alan bankalardan Egebank ile anılan dönemde TÜPRAŞ’ın hiç bir ticarî ilişkisi olmamıştır. İnterbank, Bank Ekspres, Esbank ve Yaşarbank 1998 yılında çalışılacak bankalar listesinde bulunmakla birlikte, şartlı bankalar grubunda yer almışlardır. Nitekim 1998 yılında gerçekleştirilen 2 521 milyon ABD dolarlık ithalatın içinde bu bankalardan sadece Esbank 16,2 milyon ABD Dolarlık 2 adet akreditif işlemine, İnterbank ise 6 milyon ABD dolarlık 1 adet akreditif işlemine, önce açılan ihaleyi kazanmak ve sonrada yukarıda değinilen teyit şartları çalıştırılmak suretiyle aracılık etmiştir. Bank Ekspres ve Yaşarbank’a hiçbir işlem yaptırılmamıştır.

1999 yılında ise adı geçen bankalar Yönetim Kurulu Kararı ile çalışılacak bankalar listesinden çıkarılmış ve dolayısıyla bu bankalarla hiç çalışılmamıştır.

Sonuç olarak, Mevduat Sigorta Fonuna alınan (el konulan) bu bankalar nezdinde vadeli/ vadesiz herhangi bir mevduat bulunmadığından ve de 1998 yılında şartlı olmak kaydıyla, 3 adet akreditif işlemine aracılık etmiş olmalarından başka bir işlem yapmadıklarından dolayı, 1999 yılı başından itibaren ise bu bankalarla çalışılmadığından TÜPRAŞ’ın bu bankalar nezdinde batan yada kalan parası bulunmamaktadır.

Ayrıca, 1998 yılından bugüne kadar konuya ilişkin olarak basında yer alan haberler ciddiyetten uzak ve mesnetsiz bulunduğundan tekzip edilmesine gerek görülmemiştir.

Türk ekonomi tarihinin en büyük ve en geniş katılımlı ilk halka arzı olarak özelleştirme sürecinde yerini alan TÜPRAŞ halka arz uygulamasında, halka ve geniş kitlelere ulaşmak için planlı ve programlı bir iletişim stratejisi hazırlanmış ve uygulanmıştır. Son derece dikkatli bir şekilde hazırlanan bu strateji oluşturulurken ve uygulanırken, ihale ile seçilen profesyonel kuruluşlarla birlikte çalışılmış, bu çerçevede reklam ajansından ve “medyada ulaşılabilirliği ve satın alma oranlarını ölçen” kuruluşlardan destek alınmıştır.

Bu halka arzda, televizyon yayınlarının toplam izlenme oranlarını ölçen ve bu konuda ölçülebilen kanallar arasında veriler hazırlayan tek kaynak olan AGB Anadolu Şirketi verileri ile, yazılı basında satın alma ve okunurluk oranlarını ölçen bu konuda yine tek kaynak olan Basın İzleme Araştırma Kurulu -BİAK ve PİAR-GALLUP raporları incelenmiş ve yapılan değerlendirmeler sonucunda kamuoyuna en etkin bir şekilde ulaşılabilecek mecralar kullanılmıştır.

Yurtiçi basın ve diğer medya kuruluşları, Uluslararası Reklamcılar Derneği, Türkiye Reklamcılar Derneği ve T. Reklamverenler Derneği temsilcilerinden oluşan BİAK ile sosyo-ekonomik durum, yaş, cinsiyet, okunurluk, eğitim, tiraj, okur profilleri gibi konularda araştırma yapan ve Türkiye’de bu konuda veriler yayımlayan tek kuruluş olan ve yine televizyon verileri konusunda tek kaynak olan AGB-Anadolu Şirketi verilerinin incelenmesi sonucu ve danışman ajansla birlikte belirlenen iletişim kampanyası paralelinde, toplam izlenme oranları (GRP-Gross Rating Point) en yüksek olan televizyon kanallarında halka arz reklam filmleri gösterilmiştir. Seyredilme oranları en yüksek ilk 6 kanal dışında ekonomi ağırlıklı yayın yapan 3 kanalda da reklam filmleri gösterilmiştir. Bunlarla da yetinilmemiş halka arzın niteliği ve büyüklüğü de göz önüne alınarak Samanyolu TV ve Kanal 7 gibi televizyon kanallarında da halka arz filmleri yayımlanmıştır. Buna ilave olarak yapılan girişimler sonucunda, halka arza aracılık yapan banka ve aracı kurumlardan bir çoğu kendi kaynaklarından karşılanmak üzere, kendi seçtikleri gazetelerde TÜPRAŞ halka arz ilanları ve televizyon reklam filmleri yayımlamışlardır.

Halka arz uygulamasının geniş kitlelere duyurulması için yalnızca ulusal yazılı ve görüntülü medya kuruluşları kullanılmamış, rafineri bölgeleri başta olmak üzere özellikle yurt çapında yerel yazılı ve görüntülü medyaya özel önem verilerek tanıtım ve reklam filmleri yayımlanmış, yine yurt çapında 31 ilde Bilboard (afişleme) çalışması yapılmıştır. Bunun yanısıra dinlenme oranları en yüksek 13 radyo kanalında halka arz reklamları yayımlanmıştır. Yine ulusal basında okunurluk oranları ve tiraj kriterleri dışında, halka arzı çok geniş kitlelere maletmek için; araştırmalarda görülen en yüksek tiraja sahip gazetelerin dışında, Cumhuriyet Gazetesi, Zaman Gazetesi, Spor Gazetelerinde de TÜPRAŞ halka arz ilanları yayımlanmıştır.

Ayrıca yapılan tüm bu tanıtım faaliyetlerinin yanısıra, büyük kitlelere ulaşabilmek için çeşitli uygulamalar yapılmış, halka arza aracılık yapan T. İş Bankası, T. Garanti Bankası, Akbank, Vakıflar Bankası gibi bir çok büyük bankanın tüm kredi kartı müşterilerine gönderdikleri kredi kart ekstra gönderim mektuplarının içine TÜPRAŞ halka arz tanıtım broşürleri konulmuş, yine tüm aracı banka ve aracı kuruluş şubelerinde afişleme ve broşür dağıtma çalışması gerçekleştirilmiştir. Bunun yanısıra, halka arz modeline ilişkin tüm ayrıntılar ile halka ve çalışanlara sunulan tüm avantajlı alım seçeneklerinin anlatıldığı ve herkesin arayabileceği 800’lü ücretsiz bilgi hatları kurulmuştur. Öte yandan TÜPRAŞ’ın halka arzı ile ilgili her tür ayrıntılı bilgilerin yeraldığı, hatta elektronik ortamda kredi kartı ile başvuru kabul edilebildiği TÜPRAŞ Halka Arzı Web Sitesi oluşturulmuş ve hizmete açılmıştır. Peşin fiyatına 7 taksitle hisse satışı gibi, bu web sayfası ile kredi kartı uygulaması da, bu alanda ülkemizde yapılan ilklerden biri olarak sermaye piyasalarında yerini almıştır.

Çok geniş kitlelere ulaşabilmek için yurtiçinde dağıtılan tirajı yüksek gazetelerde TÜPRAŞ broşürleri ve başvuru formları gazete eki olarak dağıttırılmış, aynı ek Ön Talep Toplama dönemi boyunca THY İstanbul, İzmir ve Ankara iç hat seferlerinde de yolculara dağıtılmıştır. Bunun yanısıra TÜPRAŞ çalışanlarına ve yöre insanına halka arzı anlatmak, doğrudan, birinci elden bilgi vermek amacıyla tüm rafinerilere gidilerek tanıtım toplantıları düzenlenmiştir. İzmit, Aliağa, Kırıkkale ve Batman’da yapılan bu toplantılarda, Özelleştirme İdaresi, TÜPRAŞ ve aracı kuruluş liderleri en üst düzeyde temsil edilerek çalışanlara ve yöre halkına bire-bir bilgi vermiştir. Her türlü medya etkinliğinin kullanıldığı tüm bu faaliyetlerde izah edilen halka arz uygulaması ve modelinin kamuoyuna daha iyi ve tüm yönleriyle ayrıntılı olarak tanıtılması için, tüm basın kuruluşlarının katıldığı bir çok basın toplantısı yapılmıştır.

Sonuç olarak, büyük titizlikle planlı ve programlı bir şekilde yürütülen ve bu konuda ülkemizde yapılan en kapsamlı iletişim faaliyetleri sonucunda, arzu edilen talep, 3-4 kat fazlasıyla yaratılmış, bu halka arz ve özelleştirme uygulamasına katılarak TÜPRAŞ’a ortak olmak isteyen vatandaşlarımızın sayısı, 477 829 bin kişiye ulaşmıştır. Yarım milyon kişiye yakın bir ön talebin yaratıldığı bu uygulamada, 2 475 TÜPRAŞ mensubu da şirketlerine ortak olma, hissedar olma taleplerini belirtmişlerdir. Tüm bu yurtiçi talebin o günkü değerlerden parasal karşılığı 2.5 milyar ABD Dolarının üzerindedir. Sadece, oluşan bu yurtiçi ön talep dahi, Türkiye’nin bugüne kadar yaptığı en büyük halka arz uygulamasının başlangıcını oluşturmuştur. Bu konuda yapılan tüm ilan ve reklam harcamaları ile gazete eklerinde ve THY iç hat seferlerinde dağıtılan broşür ve başvuru formları, 800’lü hatlar kurulması, tanıtım toplantıları ve web sitesi hizmetleri dahil yürütülen bu büyük tanıtım kampanyasının toplam bütçesi, yaklaşık 4.3 milyon ABD doları civarında gerçekleşmiştir.

Bilgilerinize arz ederim. 3.4.2000

Dr. Yüksel Yalova

Devlet Bakanı

3. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1760)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Sayın Cumhur Ersümer tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygı ile arz ederim.

Tevhit Karakaya

Erzincan

1. Bakanlığınızın 2000 Malî Yılı bütçesinden Erzincan’a ne kadar ödenek ayrılmıştır? Bu ödeneğin ne kadarı cari harcama, ne kadarı yatırım harcamaları içindir?

2. 1999 yılında Erzincan’a ayrılan ödeneğin ne kadarı kullanılmıştır?

3. Erzincan’da yapımı süren yatırımların ne zaman bitirilmesi planlanmaktadır?

4. İklim şartları göz önüne alınarak Erzincan’da yatırım hizmetlerinin zamanında yetiştirilmesi için ne gibi tedbirler düşünüyorsunuz?

T.C.

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı 9.5.2000

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı: B.15.O.APK.0.23.300-858-8207

Konu: Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: TBMM Başkanlığının 10.4.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-5089 sayılı yazısı.

Erzincan Milletvekili Sayın Tevhit Karakaya’nın tarafıma tevcih ettiği, 7/1760-5008 esas nolu yazılı soru önergesi TBMM İç Tüzüğünün 99 uncu maddesi gereği cevaplandırılarak ekte gönderilmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

M. Cumhur Ersümer

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve

Başbakan Yardımcısı

Erzincan Milletvekili Sayın Tevhit Karakaya’nın Yazılı Soru

Önergesi ve Cevabı (7/1760-5008 Esas No.lu)

Sorular 1, 2, 3, 4:

– Bakanlığınızın 2000 Malî Yılı bütçesinden Erzincan’a ne kadar ödenek ayrılmıştır? Bu ödeneğin ne kadarı cari harcama, ne kadarı yatırım harcamaları içindir?

– 1999 yılında Erzincan’a ayrılan ödeneğin ne kadarı kullanılmıştır?

– Erzincan’da yapımı süren yatırımların ne zaman bitirilmesi planlanmaktadır?

– İklim şartları göz önüne alınarak Erzincan’da yatırım hizmetlerinin zamanında yetiştirilmesi için ne gibi tedbirler düşünüyorsunuz?

Cevaplar 1, 2, 3, 4:

DSİ Genel Müdürlüğüne bağlı (Erzurum) VIII. Bölge Müdürlüğü sınırları içerisinde bulunan Erzincan İline DSİ Genel Müdürlüğü 2000 yılı bütçesinden 2 124 trilyon TL.’sı yatırım ve 1,7 trilyon TL.’sı cari harcamalar için olmak üzere toplam 3 824 trilyon TL. ödenek ayrılmıştır.

Erzincan İline 1999 yılında 1 457 trilyon TL.’lık yatırım ödeneği ayrılmış olup, tamamı harcanmıştır.

DSİ Genel Müdürlüğü 2000 yılı yatırım programı ve uygulama planında Erzincan İlindeki büyük su işi projelerinden Erzincan II. Merhale Projesine, 4 418 trilyon TL. ödenek talep edilmiş, 1 115 trilyon TL. ödenek ayrılmış, Erzincan-Çardaklı Projesine 11 735 trilyon TL. ödenek talep edilmiş, 1 trilyon TL. ödenek ayrılmıştır. Her iki projeninde yıllık ödenek ihtiyaçları aynen karşılandığı takdirde 2002 yılında bitirilmeleri programlanmıştır.

Erzincan İlinde yatırımların zamanında bitirilebilmesi için iklim şartları da göz önüne alınarak işlerin programlanması yapılmakta ve ödenek serbestiside buna göre ayarlanarak uygulamada bir sıkıntı ile karşılaşılmamaktadır.

Ayrıca Erzincan İlindeki Yap-İşlet-Devret Modeli Hidroelektrik Santral Projeleri ile ilgili bilgi aşağıda verilmiştir.

Girlevik II Mercan HES:

Girlevik II ve Mercan HESYap-İşlet Devret modeline göre gerçekleştirilmesi için İÇTAŞ İnşaat A.Ş. teklifde bulunmuş, teknik ve ekonomik konularda anlaşma sağlanarak üzerinde mutabakat sağlanan İmtiyaz Sözleşmesi 11 Şubat 1999 tarihinde imzalanmıştır. Tesisin İnşaat süresi 2 yıl olup, toplam yatırım tutarı 15.8 milyon ABD $’dır. Proje kapsamında iki ayrı santral kurulacak olup, 2.64 MW kurulu gücündeki Girvelik II HES’de yılda 14.9 milyon kwh; 8.94 MW kurulu gücündeki Mercan HES’de yılda 27.58 milyon kwh enerji üretilmesi planlanmaktadır. Şirket projenin inşaat çalışmalarını sürdürmektedir. Projenin inşaat süresi 2 yıldır. Yap-İşlet-Devret modelinde yatırımın finansmanını sağlamak şirketin sorumluluğunda olup, bütçeden ödenek ayrılmamaktadır.

Kayı Bendi HES:

Refahiye İlçesi sınırları içindeki Kayı Bendi ve HES Projesi 9.6 MW kurulu gücünde olup yılda 37.25 milyon kwh enerji üretilmesi planlanmaktadır. Timtaş Turizm İnşaat Müteahhitlik ve Ticaret A.Ş. tarafından tesis edilip işletilecek olan projenin toplam yatırım tutarı 15.5 milyon $’dır. Teknik ve ekonomik konularda mutabakat sağlanmış, sözleşme görüşmeleri tamamlanma aşamasındadır. Projenin inşaat süresi 2 yıldır. Yap-İşlet-Devret modelinde yatırımın finansmanını sağlamak şirketin sorumluluğunda olup, bütçeden ödenek ayrılmamaktadır.

Bağıştaş II HES:

Karasu Nehri üzerindeki Bağıştaş II HES Projesi 60 MW kurulu gücünde olup yılda 200 milyon kwh enerji üretilmesi planlanmaktadır. EMT Erimtan Müşavirlik A.Ş. tarafından tesis edilip işletilecek olan projenin toplam yatırım tutarı 95.8 milyon $ olması planlanmaktadır. EİEİ Genel Müdürlüğü tarafından Master Plan seviyesinde incelenen Bağıştaş IIHES Projesi için firma alternatif teklifde bulunmuştur. Firma tarafından hazırlanan alternatif teklif, teknik ve ekonomik olarak Bakanlık ve ilgili kuruluşlar tarafından incelenmektedir. Üzerinde mutabakat sağlandığı takdirde projenin inşaat süresi 3 yıl olup, Yap-İşlet-Devret modelinde yatırımın finansmanını sağlamak şirketin sorumluluğunda olup, bütçeden ödenek ayrılmamaktadır.

EİEİ Genel Müdürlüğünün 2000 yılı Yatırım Programında Erzincan İlinde müstakil bir projesi bulunmamaktadır. Ancak, Hidrometrik Araştırma ve Etütler Projesi kapsamında su ölçümleri yapmak üzere Hidrometri Bölge Şefliği mevcuttur. Yıl içinde başlayıp biten karekteristikte olan bu projeye 13 497 milyon TL. ödenek ayrılmıştır. Mart ayı sonu itibariyle 2 579 milyon TL.’lik yatırım gerçekleşmiştir.

TEAŞ Genel Müdürlüğünce Erzincan İline 1999 yılında 180 000 milyon TL. ödenek tahsis edilmiş ve bunun 85 781 milyon TL.’si harcanmıştır. 2000 yılında ise 100 000 milyon TL. ödenek ayrılmış olup, programa ilişkin tablolar EK-1, EK-2’de yer almaktadır.

TEDAŞ Genel Müdürlüğünün 1999 ve 2000 Yılı Yatırım Projeleri İzleme Raporlarına ilişkin tablolar EK-3, EK-4 ve EK-5’de yer almaktadır.

BOTAŞ Genel Müdürlüğünce yapımı devam etmekte olan Doğu Anadolu Doğal Gaz Ana İletim Hattı Projesinin Erzurum-Sivas bölümünün inşaasına 13.10.1998 tarihinde başlanılmış olup, 1999 yılında ödeneğin tamamı Dış kredi olmak üzere 13 000 000 milyon TL.’dir. Ödeneğin tamamı harcanmıştır.

Erzincan İlinin doğal gaz kullanımı için, Erzurum-Sivas Doğal Gaz Boru Hattı üzerinde, Erzincan-Gümüşhane karayolu ile kesişim yeri yakınlarında bırakılacak 16’lik bir branşman vanası proje kapsamında yer almaktadır. Söz konusu projenin 2001 yılının 3 üncü çeyreğinde bitirilerek gaz verilmesi planlanmaktadır.

4. — Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, Güvercinlik Havaalanının yerinin değiştirilip değiştirilmeyeceğine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1802)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Enis Öksüz tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Saffet Arıkan Bedük

Ankara

Güvercinlik Havaalanı Cumhuriyet tarihinde kurulan ve aynı zamanda pilot ve teknisyen yetiştiren ilk havaalanıdır. Ancak, şehrin Eskişehir ve İstanbul istikametinde büyümesi sonucunda neredeyse Temelli’ye kadar yapılaşmalar oluşmuştur. Bunun sonucunda yörede oturan insanlar gürültü ve kaza endişeleriyle çeşitli şikâyetlerde bulunmaktadırlar.

1. Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı adı geçen havaalanının yerinin değiştirilmesi düşünülmekte midir? Bu konuda herhangi bir çalışma var mıdır?

2. Havaalanının yer değişikliği yapılmayacak ise, yerleşim birimlerinin güvenliği ne şekilde sağlanacaktır? Bu konuda hangi tedbirler alınmıştır?

T.C.

Ulaştırma Bakanlığı

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı 9.5.2000

Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21./EA/743-13248

Konu : Ankara Milletvekili Sayın Saffet Arıkan Bedük’ün

yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 28.4.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-5373 sayılı yazınız.

Ankara Milletvekili Sayın Saffet Arıkan Bedük’ün 7/1802-5094 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Enis Öksüz

Ulaştırma Bakanı

Ankara Milletvekili Sayın Saffet Arıkan Bedük’ün 7/1802-5094 Sayılı

Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Güvercinlik Havaalanı Cumhuriyet tarihinde kurulan ve aynı zamanda pilot ve teknisyen yetiştiren ilk havaalanıdır. Ancak, şehrin Eskişehir ve İstanbul istikametinde büyümesi sonucunda neredeyse Temelli’ye kadar yapılaşmalar oluşmuştur. Bunun sonucunda yörede oturan insanlar gürültü ve kaza endişeleriyle çeşitli şikâyetlerde bulunmaktadırlar.

1. Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı adı geçen havaalanının yerinin değiştirilmesi düşünülmekte midir? Bu konuda herhangi bir çalışma var mıdır?

2. Havaalanının yer değişikliği yapılmayacak ise, yerleşim birimlerinin güvenliği ne şekilde sağlanacaktır? Bu konuda hangi tedbirler alınmıştır?

Cevap :

Güvercinlik Askerî Havaalanı; Genel Kurmay Başkanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde yer almaktadır. Askerî amaçlarla kullanılmakta olan havaalanı ile ilgili olarak, sivil hava ulaşımından sorumlu Ulaştırma Bakanlığının herhangi bir yer değişikliği planı bulunmamaktadır.

5. — Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Tasarrufu Teşvik Fonuna ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Sümer Oral’ın cevabı (7/1833)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı Sayın Sümer Oral tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 13.4.2000

Zeki Ünal

Karaman

Şimdiye kadar Tasarrufa Teşvik Fonunda toplanan meblağ ne kadar olmuştur? Hak sahiplerine ödemeyi düşünüyor musunuz? Düşünmüyorsanız, niçin?

T.C.

Maliye Bakanlığı

Bütçe ve Malî Kontrol Genel Müdürlüğü 10.5.2000

Sayı : B.07.0.BMK.0.11.600/9506

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 28.4.2000 tarihli ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/5150-12312/5371 sayılı yazınız.

Karaman Milletvekili Sayın Zeki Ünal’ın 7/1833 esas no.lu yazılı soru önergesinde yer alan sorulara ait cevaplar aşağıda sunulmuştur.

1. 3417 sayılı Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanun uyarınca tesis edilen Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabına ilişkin 31 Mart 2000 itibariyle kümalatif bazda rakamlar ekli tabloda verilmektedir.

2. 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 62 nci maddesi ile 3417 sayılı Kanunun kapsamını düzenleyen 2 nci ve tasarruf miktarını düzenleyen 3 üncü maddeleri 1.6.2000 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmış olup diğer tüm hükümleri yürürlüktedir. Bu çerçevede, 3417 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca hak sahiplerine herhangi bir aksama olmadan ödemeler yapılmaktadır.

Bilgilerine arz ederim.

Sümer Oral

Maliye Bakanı

Çalışanların Tasarrufların Teşvik Hesabı

(Kümülatif)

(Trilyon TL.)

Mart 2000

Anapara 1 355,0

Nema 3 698,5

Girişler Toplamı (I) 5 053,6

Haksahiplerine anapara ödemesi 87,2

Haksahiplerine ödenen şahıs kesintisi 1,7

Haksahiplerine nema ödemesi 1 231,2

Kurumlara iade 5,6

TCZB 13,6

Çıkışlar toplamı (II) 1 339,4

I-II 3 714,2

Nemalandırılan tutar (I) 3 653,7

Dönem sonu hesap bakiyesi (II) 60,6

Toplam (I+II) 3 714,2

6. — Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Nevşehir Kapadokya Havalimanına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1849)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Ulaştırma Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini saygı ile arz ederim.

Mehmet Elkatmış

Nevşehir

Turizm yönünden çok önem arz eden Nevşehir Kapadokya Havalimanı 1998 yılında fiilen açılmıştır. Ancak havalimanının bir çok eksiklikleri bulunduğundan layıkı veçhile hizmet verilememektedir. Özellikle yer hizmetleri çok eksiktir. Yer hizmetlerinin eksik yapılması ise ülke turizmine olumsuz etki yapmaktadır. Bu nedenle havalimanı eksikliklerinin bir an önce tamamlanması gerekmektedir.

Sorular :

1. Nevşehir Kapadokya Havalimanının eksiklikleri ne zaman giderilecektir?

2. Bu havalimanının yer hizmetlerinin tam olarak giderilmesi için ne gibi çalışmalar ve tedbirler düşünülmektedir?

T.C.

Ulaştırma Bakanlığı

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı 9.5.2000

Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21./EA/744-13245

Konu : Nevşehir Milletvekili Sayın Mehmet Elkatmış’ın yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMMBaşkanlığının 28.4.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1849-5171/12362 sayılı yazısı.

Nevşehir Milletvekili Sayın Mehmet Elkatmış’ın 7/1849-5171 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Enis Öksüz

Ulaştırma Bakanı

Nevşehir Milletvekili Sayın Mehmet Elkatmış’ın 7/1849-5171 Sayılı

Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Sorular:

Turizm yönünden çok önem arz eden Nevşehir Kapadokya Havalimanı 1998 yılında fiilen açılmıştır. Ancak havalimanının bir çok eksiklikleri bulunduğundan layıkı veçhile hizmet verilememektedir. Özellikle yer hizmetleri çok eksiktir. Yer hizmetlerinin eksik yapılması ise ülke turizmine olumsuz etki yapmaktadır. Bu nedenle havalimanı eksikliklerinin bir an önce tamamlanması gerekmektedir.

1. Nevşehir Kapadokya Havalimanının eksiklikleri ne zaman giderilecektir?

2. Bu havalimanının yer hizmetlerinin tam olarak giderilmesi için ne gibi çalışmalar ve tedbirler düşünülmektedir?

Cevap :

Nevşehir Kapadokya Havalimanı Projesi kapsamında; 3 600 m2 ve 1 milyon yolcu/yıl kapasiteli iç hat ve dış hat yolcularına hizmet verecek terminal binası, 3 000x45 m ebadında pist, 120x240 m ebadında apron, 200 m taksirut, Isı-güç merkezi, kaza-yangın binası ve diğer hizmet üniteleri yer almaktadır.

Nevşehir Kapadokya Havalimanı, yapımı tamamlanan pist, apron, taksirut, terminal binası, portatif kule ve aydınlatma cihazları, VOR, DME, NDB gibi seyrüsefer yardımcı cihazları ile havalimanı gece ve gündüz uçuşları için 15.11.1998 tarihinde hizmete verilmiştir. Ancak devam eden yatırım kapsamındaki üstyapı işlerinden, mütemmim binalar, kule, teknik blok gibi işleri henüz tamamlanamamış olmakla birlikte, bu eksiklikler havalimanının turizm amaçlı kullanımına engel teşkil etmemektedir. ILS sistemi tesis çalışmaları da sürdürülmektedir.

Terminal binası dış hatlar salonunda; 10 adet check-in konutuarı, 6 adet bilet satış bankosu, 6 adet pasaport bankosu, 2 adet gümrük kontrol bankosu, 2 adet bagaj konveyörü, 4 adet duty-free işletmesi, iç hatlar salonunda ise; 6 adet check-in kontuarı, 2 adet bilet satış bankosu, 1 adet bagaj konveyörü bulunmaktadır.

Ayrıca, terminal binası içinde yolcuların her türlü ihtiyacına cevap verebilecek nitelikte, satış standları, hediyelik eşya reyonları ve restoran işletmeleri yer almaktadır.

Nevşehir Kapadokya Havalimanına THY A.O.’ca 14 Mart 1999 tarihinde tarifeli uçak seferleri başlatılmış olup, halen haftada 2 kez tarifeli sefer icra edilmektedir.

Söz konusu havalimanı inşaatının proje kapsamında eksik kalan ve inşaatı devam eden işler için 2000 Yılı Yatırım Programında 1 Trilyon 491 Milyar TL. ödenek ayrılmış olup, bu işlerin de bitirilerek 2000 yılında yatırımın bütünüyle tamamlanması planlanmıştır.

Havalimanında yer hizmetlerini vermek üzere, herhangi bir yer hizmeti kuruluşundan bugüne kadar talep gelmemiştir. Söz konusu kuruluşlardan talep gelmesi halinde Bakanlığımız ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünce gerekli değerlendirmeler yapılarak, uygun bulunanlara çalışma ruhsatı verilecektir.

Halen Nevşehir Havalimanında yer hizmetleri havayolu şirketlerince verilmektedir.

Hz. İsa’nın 2000 inci doğum yılı nedeniyle Hristiyan dünyasında yaşanacak hareketlilikten ülkemizin de hak ettiği payı alması için, özellikle turizme yönelik hizmet veren Nevşehir Kapadokya Havalimanı başta olmak üzere tüm havaliman ve alanlarımızın alt ve üst yapılarındaki eksikliklerin giderilmesine özel önem verilmektedir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.