Yazılı ve Sözlü Sorular Araştırma Komisyonları Soruşturma Komisyonları
                                                                      Son Tutanak Tutanak Sorgu Tutanak Metinleri Gizli Oturum Tutanakları
                                                                                                                                            Uluslararası Komisyonlar Dostluk Grupları
                                                                                      Genel Sekreterlik Mevzuat Telefon Rehberi Etik Komisyon Duyurular

DÖNEM : 21 YASAMA YILI : 2

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

CİLT : 32

 

87 nci Birleşim

26 . 4 . 2000 Çarşamba

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. – GELEN KÂĞITLAR

III. – YOKLAMALAR

IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Ardahan Milletvekili Saffet Kaya’nın, Bayburt İlinin sorunlarına ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması

2. – Ordu Milletvekili İhsan Çabuk’un, Ordu İli Ulubey İlçesi Gündüzlü Mahallesinde meydana gelen heyelana ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Hasan Gemici’nin cevabı

3. – Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Güneş’in, kamuda çalışan teknik personelin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal sorunlar ile alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Maliye Bakanı Sümer Oral’ın cevabı

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Kahramanmaraş Milletvekili Metin Kocabaş’ın, Çevre Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/190)

2. – Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu’nun Almanya’ya yaptığı resmî ziyarete Afyon Milletvekili Müjdat Kayayerli’nin de katılmasının uygun görüldüğüne ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/545)

V. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Denizli Milletvekili Salih Erbeyin’in, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde çalışan geçici işçilere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/350)

2. – İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, tank alımlarına ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/351)

3. – İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, Birinci Ordu Komutanlığının devir tesliminde tören yapılmamasının nedenine ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/352)

4. – İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, A.B.D.’de tedavi olan bir generale ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/353)

5. – İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, F4 uçaklarının modernizasyonunun bir İsrail firmasına verilmesinin nedenine ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/354)

6. – Hatay Milletvekili Namık Kemal Atahan’ın, Kemer Kaymakamının görevden alınmasının nedenine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/364)

7. – İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, kamuoyunda “köstebek olayı” olarak bilinen davanın hâkimlerine ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/365)

8. – Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Hükümetçe el konulan bankalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/369)

9. – İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, Mevduat Sigorta Fonu’na devredilen bankalara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/370)

10. – Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, bir kokteyle S.P.K. Başkanı ve Yönetim Kurulu üyelerinin katılıp katılmadığına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/371)

11. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, enflasyon rakamlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/372)

12. – Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Yalçınkaya’nın, Mevduat Sigorta Fonu’na devredilen bankalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/373)

13. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, kuduz ve tetanoz aşısı stoklarına ve başıboş köpeklerin toplatılmasına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/374)

14. – Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, öğrencilere kuduzla ilgili yeterli bilgi verilip verilmediğine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/375)

15. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Acil İçme Suyu Projesi için DSİ’ne ayrılacak ödeneğe ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (6/376)

16. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen TEAŞ projelerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (6/377)

17. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep DSİ Genel Müdürlüğünün yürüttüğü projelere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (6/378)

18. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (6/379)

19. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Kayacık Barajı projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (6/380)

20. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, TEDAŞ’ın Gaziantep’te yürüttüğü projelere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (6/381)

21. – Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İl Merkezi Kuşaklama Kanalı projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynatlar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in cevabı (6/382)

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Hatay Milletvekili Metin Kalkan’ın, enflasyon oranına ve enflasyonu belirleyen kriterlere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Recep Önal’ın cevabı (7/1564)

2. – Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız’ın, Balıkesir-Sındırgı İlçesi Askerlik Şubesinin Bigadiç’e taşınmasına ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu’nun cevabı (7/1726)

3. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu’nun cevabı (7/1752)

4. – Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, Ankara-Şereflikoçhisar-Çalören ve Kaçarlı beldelerindeki T.M.O faaliyetlerinin durdurulmasına ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in cevabı (7/1786)

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. – Harp Okulları Kanunu Tasarısı ve Millî Savunma ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/423) (S. Sayısı: 380)

 

I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00’te açıldı.

Erzurum Milletvekili Aslan Polat, yapı denetimiyle ilgili kanun hükmünde kararnameye,

İstanbul Milletvekili Cahit Savaş Yazıcı, Galatasaray - Leeds United futbol karşılaşması nedeniyle Dışişleri Bakanlığına yapılan eleştirilere ve

Muğla Milletvekili Hasan Özyer de, Mahallî İdareler Yasa Tasarısına,

İlişkin, gündemdışı birer konuşma yaptılar.

İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, (6/559) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi okundu; sorunun geri verildiği bildirildi.

Cumhurbaşkanı seçimi için yapılacak oylamalardan:

Birinci oylamanın, 27 Nisan 2000 Perşembe günü yapılmasına,

Birinci oylamada sonuç alınamadığı takdirde, ikinci oylamanın, 1 Mayıs 2000 Pazartesi günü saat 15.00’te başlayacak olan birleşimde,

İkinci oylamada sonuç alınamadığı takdirde, üçüncü oylamanın, 5 Mayıs 2000 Cuma günü saat 15.00’te başlayacak olan birleşimde,

Üçüncü oylamada da sonuç alınamadığı takdirde dördüncü oylamanın 9 Mayıs 2000 Salı günü,

Yapılmasına,

Bu amaçla 1 Mayıs 2000 Pazartesi ve 5 Mayıs 2000 Cuma günlerinde de Genel Kurulun toplanmasına,

Oylamanın yapılacağı günlerde Başkanlık sunuşları dışında başka konuların görüşülmemesi ve oylamalar arasındaki günlerde Genel Kurulun toplantı yapmamasına,

İlişkin Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.

Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu’nun, İnegöl Adıyla Bir İl, Alanyurt, Cerrah, Kurşunlu, Tahtaköprü ve Yenice Adıyla 5 İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/357) ile

Bursa Milletvekili Burhan Orhan’ın, Beş İlçe ve Bir İl Kurulması Hakkında Kanun Teklifinin (2/301),

Doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergeleri, yapılan görüşmelerden sonra kabul edildi.

Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda boş bulunan ve DYP Grubuna düşen üyeliğe, Diyarbakır Milletvekili Nurettin Atik seçildi.

Gündemin “Sözlü Sorular” kısmının:

1 inci sırasında bulunan (6/323),

2 nci sırasında bulunan (6/324),

3 üncü sırasında bulunan (6/325),

4 üncü sırasında bulunan (6/326),

5 inci sırasında bulunan (6/327),

6 ncı sırasında bulunan (6/329),

7 nci sırasında bulunan (6/330),

8 inci sırasında bulunan (6/334),

9 uncu sırasında bulunan (6/335),

10 uncu sırasında bulunan (6/337),

11 inci sırasında bulunan (6/338),

12 nci sırasında bulunan (6/339),

13 üncü sırasında bulunan (6/346),

Esas numaralı sözlü soruların, üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadıklarından, yazılı soruya çevrildikleri ve gündemden çıkarıldıkları açıklandı.

14 üncü sırasında bulunan (6/350),

15 inci sırasında bulunan (6/351),

16 ncı sırasında bulunan (6/352),

17 nci sırasında bulunan (6/353),

18 inci sırasında bulunan (6/354),

24 üncü sırasında bulunan (6/364),

Esas numaralı sözlü sorular, ilgili Bakanlar Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından ertelendi.

İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın:

19 uncu sırasında bulunan (6/355),

20 nci sırasında bulunan (6/356),

21 inci sırasında bulunan (6/357),

Esas numaralı sözlü soruları ile

Şanlıurfa Milletvekili Zülfükar İzol’un:

22 nci sırasında bulunan (6/358),

23 üncü sırasında bulunan (6/361)

Esas numaralı sözlü sorularına,

Devlet Bakanı Edip Safder Gaydalı cevap verdi.

Gündemin “Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler” kısmının:

1 inci ve 2 nci sırasında bulununa, Kütahya Milletvekili Ahmet Derin ve 22 arkadaşının (10/8) ve (10/9),

3 üncü sırasında bulunan, Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır ve 31 arkadaşının (10/10),

4 üncü sırasında bulunan, Konya Milletvekili Veysel Candan ve 20 arkadaşının (10/11),

Esas numaralı Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri, hükümet yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından ertelendi.

Kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 26 Nisan 2000 Çarşamba günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşime 16.45’te son verildi.

Nejat Arseven

Başkanvekili

Mehmet Ay Şadan Şimşek

Gaziantep Edirne

Kâtip Üye Kâtip Üye

 

No. : 120

II. – GELEN KÂĞITLAR

26 . 4 . 2000 ÇARŞAMBA

Raporlar

1. – Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/595) (S.Sayısı: 411) (Dağıtma tarihi: 26.4.2000) (GÜNDEME)

2.- Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/647) (S.Sayısı: 412) (Dağıtma tarihi: 26.4.2000) (GÜNDEME)

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

26 Nisan 2000 Çarşamba

BAŞKAN : Başkanvekili Nejat ARSEVEN

KÂTİP ÜYELER : Şadan ŞİMŞEK (Edirne), Mehmet AY (Gaziantep)

 

BAŞKAN – Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 87 nci Birleşimini açıyorum.

III. – Y O K L A M A

BAŞKAN – Elektronik cihazla yoklama yapacağım.

Yoklama için 5 dakika süre vereceğim.

Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarını 5 dakikalık süre içerisinde, teknik personel aracılığıyla, Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, toplantı yetersayımız yoktur.

Birleşimi 10 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 15.08

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.20

BAŞKAN : Başkanvekili Nejat ARSEVEN

KÂTİP ÜYELER : Şadan ŞİMŞEK (Edirne), Mehmet AY (Gaziantep)

 

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 87 nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

III. – YOKLAMA

BAŞKAN – Birinci Oturumda toplantı yetersayısı bulunamamıştı.

Şimdi, yoklama için, yeniden 5 dakika süre vereceğim.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, toplantı yetersayımız vardır; görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim.

Gündemdışı ilk söz, Bayburt İlinin sorunları hakkında söz isteyen, Ardahan Milletvekili Saffet Kaya'ya aittir.

Buyurun Sayın Kaya. (DYP sıralarından alkışlar)

IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Ardahan Milletvekili Saffet Kaya’nın, Bayburt İlinin sorunlarına ve alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması

SAFFET KAYA (Ardahan) – Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; güzel İlimiz Bayburt'un sorunlarıyla ilgili olarak gündemdışı söz almış bulunmaktayım; Yüce Heyetinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

Yaklaşık bir ay önce güzel Bayburt İlimizi ve güzel insanlarını ziyarete gittiğimde, gerçekten, tablo çok hazindi. Bayburt'ta, esnafımız siftahsız, çiftçimiz perişan, emeklimiz perişan; Bayburt'ta yatırım yok, Bayburt'ta baştan sona her şey perişan... Bayburt, kamu yatırımlarında en sonlarda yer alan bir il, göçte ise en başlarda yer alan bir il; dolayısıyla, esnafımızın, memurumuzun, çiftçimizin, her geçen gün, maalesef, perişanlığıyla karşı karşıya kalan bir il.

2000 yılı yatırım programına baktığımızda, Bayburt'a düşen pay, 81 il arasında en sonlarda. Bu, gerçekten, Bayburtumuzun hakkı değil; Bayburtumuza 57 nci hükümetimizin yaptığı yanlış bir uygulamadır. Buradan, ben, 57 nci hükümete, Anasol-M Hükümetine, Bayburtumuzun sorunlarına daha da çok dikkat çekme bağlamında işaret etmek istiyorum: Bayburtumuzda, 1980'lerden bu yana, toplam nüfusun yüzde 90'ı tarım ve hayvancılıkla iştigal ederken, bugün, Bayburt halkımızın ancak yüzde 50'si tarım ve haycancılıkla iştigal eder hale gelmiş. Her geçen gün hayvancılık yok olmuş, her geçen gün tarım sektörü yok olmuş ve dolayısıyla, göç, Bayburt İlimizde her geçen gün daha da hızlanır hale gelmiş.

Son zamanlarda, esnafımıza verdiğimiz kredi faizleri nispetinin yüksek olması, esnafımızın zaten perişan haldeki durumunu iyice körüklemiştir. Bayburt esnafı -yaklaşık olarak tüm esnafı ziyaretim söz konusu oldu- "otuz yıldan beri yaşanmamış bir krizin eşiğindeyiz; otuz yıldan beri böyle bir kriz yaşamadık" diyor. Belki de, Anasol-M Hükümetinin en büyük başarısı, bana göre, zam başarısı olmuştur!. Anasol-M Hükümetinin en büyük başarısı, esnafı yok etme başarısı olmuştur! Yine, Anasol-M Hükümetinin en büyük başarısı, çiftçinin yok edilmesi, asimile edilmesi başarısı olmuştur!. Gidip bir vatandaşa, bir çiftçiye, bir memura indiğimizde neyle karşılaştığımızı, gerçekten, görmek lazım; pembe gözlükleri gözümüzden çıkarmamız lazım; kafamızı kumdan çıkarmamız lazım.

Gerçekten, bu, yalnızca Bayburt İliyle ilgili değil, 81 ilin de sorunu budur. Türkiye, ilk kez, böyle bir darboğaza girmiştir ve bu darboğazı çözecek bir hükümet uygulaması da yoktur ve bugün, Bayburt, gerçekten, kaderiyle başbaşa bırakılmıştır; Bayburt'taki yatırımlar, maalesef, afakî tarzda kalmıştır ve Bayburt bundan müştekidir, halk müştekidir, halk sıkıntıdadır "Bayburt unutuldu mu" diyorlar 57 nci hükümete. Evet, belki, siz unutmuş olabilirsiniz; ama, biz, Doğru Yol Partisi olarak, muhalefet olarak, Bayburtluyu ve o bölgeleri hiçbir zaman için unutmayacağız, Bayburt'un hakkını sonuna kadar savunacağız ve 57 nci hükümetten de, gasp edilen haklarını almaya çalışacağız.

Ben, burada, hükümet yetkililerine sesleniyorum: Bayburt'ta bu kadar ciddî bir tablo varken, Bayburt'ta pancar kotası konulmuş! Oradaki çiftçinin pancardan elde ettiği gelirine zaten, yüzde 50 nispetinde hükümet tarafından konulan uygulama perişan etmiş ve...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaya.

SAFFET KAYA (Devamla) – Pancar kotasıyla birlikte, pancar ekicisi perişan hale gelmiş; arkasından da, pancar ekicisine verilmesi gereken avans şekerle ihya edilmeye çalışılmış ve onun ötesinde, mart ayında pancar ekicisine yapılacak olan ödeme, maalesef, nisan ayında olmamıza rağmen, hâlâ ödenmemiş.

Ayrıca, Buyburtumuzun bir meslek yüksekokulu var; en kısa zamanda fakülteye çevrilmesi ve Bayburt'a bir üniversite kurulması şarttır.

Ben, Yüce Parlamentoya, huzurunuzda, değerli milletvekillerimizin delaletine sığınarak, Bayburtumuza bir üniversite kurulması konusunda tüm parlamenter arkardaşlarımızın desteğini arz ediyorum ve onunla birlikte, Kop Dağında yapılması gereken uluslararası kayak tesisleri konusunda, spordan sorumlu Sayın Devlet Bakanımızın destek vermesini çok istirham ediyorum.

Bayburtumuzda iki tane sulama projesi var. Bu projeyle yaklaşık olarak 30 000 hektarlık bir alan sulanacak ve bunun sonucunda da 300-400 bin tona yakın bir pancar üretimi söz konusu olacak. Bundan dolayıdır ki, pancar ekimi, önümüzdeki sürede eşzamanlı olarak gelişeceğinden -yap-işlet-devret şeklinde olabilir, halkın desteğiyle olabilir- bir pancar fabrikasının yapılması hususunun hükümet tarafından, gerçekten, kale alınması lazım.

Biz, bu konularda hükümete seslenmekle birlikte, hükümetimizin bu sorunlara duyarlı olmadığını, bölgeyi ihmal ettiğini, yanlızca Bayburut'u değil, benim doğumu, güneydoğumu, Karadenizimi ihmal ettiğini ve Türkiye'deki tüm yatırımlar için bugünkü konsolide bütçeden ayrılan ödeneğin ilk defa bu kadar az olduğunu görmek, gerçekten, bu hükümetin bir eksisidir, bu hükümetin, gerçekten, başarısızlığıdır.

Ben, Bayburt İlinin unutulmayacağını, oradaki değerli insanlarımızın, Bayburt halkının sorunlarına hükümetin çok daha duyarlı yaklaşacağını, buradan, Yüce Parlamentoya arz ederek, hükümet yetkililerinden istirham ediyorum, Bayburtumuzu unutmayalım, Bayburtumuz, gerçekten, her şeye layık bir ilimizdir.

Sayın Başkana müsamahasından dolayı teşekkür ediyor, arkadaşlarıma saygılarımı sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kaya.

Gündemdışı konuşmaya cevap verecek Sayın Bakan?.. Yok.

Gündemdışı ikinci söz, Ordu Ulubey'de meydana gelen doğal afet konusunda söz isteyen, Ordu Milletvekili İhsan Çabuk'a aittir.

Buyurun Sayın Çabuk. (DSP sıralarından alkışlar)

2. – Ordu Milletvekili İhsan Çabuk’un, Ordu İli Ulubey İlçesi Gündüzlü Mahallesinde meydana gelen heyelana ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Hasan Gemici’nin cevabı

İHSAN ÇABUK (Ordu) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; geçtiğimiz hafta Ordu İli Ulubey İlçesinin Gündüzlü Mahallesinde meydana gelen heyelan nedeniyle söz almış bulunuyorum, Yüce Meclisin değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ülkemiz, son yıllarda, sık sık tabiî afetlerle karşı karşıya kalmıştır. Bu afetlerin en büyüğünü, geçen yıl, 17 Ağustosta, Marmara Bölgemizi içine alan depremle yaşadık. Yaralar henüz sarılmaya başladığında ikincisi geldi, Düzce, Kaynaşlı depremi yaşandı.

Değerli arkadaşlar, Türk Milleti, her şeyin üstesinden gelecek güç ve inanca sahip olduğunu bir kez daha göstermiştir. Kısa zamanda yaralar sarılmaya çalışıldı. Hükümetimizle birlikte vatandaşlarımız, kendilerine düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmiştir. Devletimiz ve milletimizle gurur duymamak mümkün değil.

Değerli arkadaşlar, geçtiğimiz hafta, Ordu İli Ulubey İlçesinin Gündüzlü Mahallesinde meydana gelen heyelanın hemen akabinde, Ulubey İlçemizin afet bölgesi kapsamına alınması, yöre halkımızı ve beni mutlu etmiştir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Ulubey İlçesi Gündüzlü Mahallesi 800 haneden oluşmakta olup, en az 2 500 insan bu afetten etkilenmiştir. Halkın çoğu bölgeden ayrılmış olup, kalanlar ise çaresizlik içerisinde beklemektedirler. Heyelanın, alınan bilgi neticesinde, temel zemin üstündeki ayrışma ürünü olan killi tabakaya su girmesi neticesinde meydana geldiği gözlenmiştir.

Değerli arkadaşlar, ocak, şubat ve mart aylarında yağan aşırı kar ve yağmur sularının zemine sızması, oradaki su doygunluğunu oldukça artırmış ve arazinin kaymasına sebep olmuştur. Konutların temel ve duvarlarında büyük çatlaklar oluşmuştur. Yerleşim alanında, bu ana kadar, 59 konut, 33 işyeri ve 1 fabrika heyelandan etkilenmiştir. 5 katlı 3 binada yıkım kararı alınmıştır. İlçenin en işlek caddelerinden olan Karakoca Caddesindeki konutlar ve işyerleri tehlike arz etmektedir.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Ordu İli Ulubey İlçesi, deprem bölgesi haritasında, 2 nci derecede tehlikeli deprem kuşağında bulunmaktadır. Bilindiği üzere, toprak kayması, deprem ve su baskını, Tanrı gücünün ortaya konulduğu olaylardır. Bu gibi olaylarda zararın ve can kaybının asgariye indirilmesi, insanoğlunun görevidir. Bu bölgemizin coğrafî yapısının ilgililerce tekrar incelenerek -başta Belediye Başkanı ve yetkililer- bölgenin konumuna göre mesken ruhsatı verilmesi gerekmektedir. Yine, ilgililerce, bölgede yeni konut alanlarının bir an önce tespit edilmesi gerekmektedir.

Oturulmaz bina sahiplerine 75 milyon lira kira yardımının bir an önce yapılması, isteklerimiz içerisindedir.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Ulubey İlçemiz, büyük bir felaketle karşı karşıyadır. Hükümetimiz, zarar gören vatandaşlarımıza elbette destek olacaktır. Bu felaket öncesi, İlçe Kaymakamlığınca, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan proje karşılığı talepte bulunulmuştur. Bunlar, sırayla, arıcılık projesi, süt sığırcılığını geliştirme projesi, alabalık üretim projesi ve temel petek üretim projesidir. İlgili Bakanımız Sayın Hasan Gemici'den, bu projelere zaman kaybetmeden destek sağlamasını; Çevre Bakanımız Sayın Fevzi Aytekin'den de, Bakanlığıyla ilgili konularda, Ulubey İlçemize desteklerini bekliyoruz.

Değerli milletvekilleri, devletimiz büyüktür, hükümetimiz güçlüdür. Daha dün, İzmit, Sakarya, İstanbul, Bursa, Yalova ve Düzce depremzedelerinin yaralarını saran, ihtiyaçlarına deva olan hükümetimiz, Ordu İli Ulubey İlçesinde heyelan afetinden mağdur olup zarar görenlere de aynı duyarlılığı gösterecektir diyor, Yüce Meclisin değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum. (DSP, MHP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Çabuk.

Gündemdışı konuşmaya, Devlet Bakanı Sayın Hasan Gemici cevap verecekler.

Buyurun Sayın Gemici.

DEVLET BAKANI HASAN GEMİCİ (Zonguldak) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; Ordu Milletvekilimiz Sayın İhsan Çabuk'un, Ordu İli Ulubey İlçesinde meydana gelen heyelan afeti dolayısıyla yapmış olduğu gündemdışı konuşmaya cevap vermek üzere söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Ordu İlimiz Ulubey İlçesinde 22 Mart 2000 tarihinde meydana gelen heyelandan 82 ev ve 40 işyeri etkilenmiştir. Meydana gelen afetin hemen sonrasında, Ulubey İlçemiz Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonuna 30 milyar lira kaynak aktarılmıştır. Aktarılan bu kaynaklarla, oradaki, afete maruz kalan yurttaşlarımızın gıda, giyim, barınma gibi temel ihtiyaçları hemen karşılanmıştır ve karşılanmaya da devam edilmektedir.

Ayrıca, yine, Ordu Gülyalı İlçesinde 22 Ocak 2000 tarihinde meydana gelen heyelandan etkilenen 24 aile için de 7,5 milyar lira kaynak aktarılarak sosyal yardımlar yapılmaya devam edilmektedir.

Ayrıca, Bayındırlık ve İskân Bakanlığımız da, Ordu İlimizde meydana gelen heyelan dolayısıyla jeolojk etütlerini bitirmiş ve bölge, "afete maruz bölge" ilan edilme aşamasındadır. Yine, Ordu Valiliğimiz, Bayındırlık ve İskân Bakanlığımızla işbirliği içerisinde, heyelandan etkilenen yurttaşların başka bir yere yerleştirilmesiyle ilgili yer seçimi çalışmalarını sürdürmektedir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, bu vesileyle, sizlere, yakın tarihte Balıkesir, Çanakkale ve Bursa İllerimizde meydana gelen yangın afetinden etkilenen yurttaşlarımızla ilgili yapılan çalışmalar hakkında kısa bilgi vermek istiyorum.

Balıkesir İlinin Bandırma, İvrindi, Manyas, Gönen ve Bigadiç ilçelerinde 5 Nisan 2000 tarihinde meydana gelen yangın ve fırtınada; Manyas İlçesi Süleymanlı Köyünde 23 ev ve samanlık yanmış, 23 büyükbaş hayvan telef olmuştur, Gönen'de 4 ailenin 200 küçükbaş hayvanı telef olmuştur, İvrindi İlçesi Kiraz Köyünde 11 evin tamamen, 21 ev, ahır ve samanlığın kısmen yandığı tespit edilmiştir.

Balıkesir İlimize, olayın hemen sonrasında, bu ailelere sosyal yardımlar için 100 milyar lira gönderilmiş olup, bu 100 milyar liranın 38,5 milyar lirası Manyas Süleymanlı Köyündeki, 31,5 milyar lirası İvrindi Kiraz köyündeki yurttaşlarımıza sosyal yardım olarak ulaştırılmıştır. Geri kalan miktar ise afetten etkilenen diğer ilçelerdeki yurttaşlarımıza sosyal yardımlar olarak ulaştırılmakta, bu yurttaşlarımızın gıda, giyim, barınma gibi her türlü ihtiyaçları karşılanmaktadır.

Yine, Çanakkale İli Yenice İlçesi Çamoba, Ballıçay ve Taban Köylerinde 5 Nisan 2000 tarihinde çıkan orman yangınında 54 konut, 83 ahır ve samanlık, 2 işyeri yanmış, 295 küçükbaş, 75 büyükbaş hayvan ve 101 arılı kovan telef olmuştur. Zarar gören yurttaşlarımızın ivedi gereksinimlerinin karşılanması için, Yenice Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına, bugüne kadar, toplam 60 milyar lira kaynak aktarılmıştır.

Yine, Bursa İli Orhaneli İlçesi Göktepe mevkiinde 5 Nisan 2000 tarihinde meydana gelen yangından etkilenen yurttaşlarımıza yapılacak sosyal yardımlar için, toplam 20 milyar lira kaynak aktarılmış bulunmaktadır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yine, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu, doğal afetlerden etkilenen yurttaşlarımızın acil ihtiyaçlarının karşılanması için, çok süratli bir şekilde, bu sosyal yardımlarla ilgili kaynakları, bulundukları ilin sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına aktarmaktadır. Bugüne kadar, 17 Ağustos ve 12 Kasım depremleriyle ilgili, bölgedeki depremzedelerimize ulaştırılan sosyal yardımların tutarı 159 trilyon liraya ulaşmıştır ve bu yardımların yapılmasına hâlâ devam edilmektedir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu, bir taraftan, bu tür afetlerde yurttaşlarımızın acil ihtiyaçlarının hemen karşılanmasına çalışırken, diğer taraftan, meydana gelen afet dolayısıyla ekonomik düzeni bozulan ailelerin, küçük istihdam projeleriyle üretir hale getirilmesiyle ilgili çalışmalarını da sürdürmektedir.

Ben, konuşmamın sonunda, Ordu İline, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan son üç yıl içerisinde yapılan sosyal yardımlarla ilgili kısa bilgiler vermek istiyorum:

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan, Ordu İlimize, son üç yıl içerisinde, 2 trilyon 474 milyar lira kaynak aktarılmıştır. Bu aktarılan kaynaklarla, vatandaşlarımıza, gıda, giyim, eğitim, yakacak gibi çeşitli sosyal yardımlar yapılmaktadır. Ayrıca, yine, buralarda, yoksul yurttaşlarımızın yoksulluktan kurtarılması, başkalarına muhtaç durumdan kurtarılmasıyla ilgili de çeşitli küçük istihdam projeleri uygulanmıştır. Hayvancılık, seracılık, arıcılık, halıcılık, tavukçuluk ve benzeri projelerle, son üç yıl içerisinde, Ordu İlimizde üretken hale getirilen aile sayısı 14 378'dir. Ordu İlimizdeki bu insanlarımızın üretir hale getirilmesiyle ilgili proje desteklerimiz bundan sonra da sürecektir.

Ben, Ordu Milletvekilimiz Sayın İhsan Çabuk'a, konuyu gündeme getirdiği ve bizlere de, yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verme fırsatını verdiği için teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Gündemdışı üçüncü söz, kamuda çalışan teknik personelin ücretleri hakkında söz isteyen, Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Güneş'e aittir.

Buyurun Sayın Güneş. (ANAP sıralarından alkışlar)

3. – Şanlıurfa Milletekili Mehmet Güneş’in, kamuda çalışan teknik personelin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal sorunlar ile alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması ve Maliye Bakanı Sümer Oral’ın cevabı

MEHMET GÜNEŞ (Şanlıurfa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu Yüce Meclis, Türkiye Cumhuriyetinin huzur ve refahını temine yönelik çalışmalar yapar. Aynı zamanda, içte ve dışta, bu devletin ve vatandaşının itibarını korumak için gayret gösterir.

Bir devlet, adil olduğu sürece ayakta kalır. Adil olmak, ülkede yaşayan her vatandaşına hak paylaşımında eşit davranmakla mümkündür. Kamuda, kendisine hizmet veren bir kesimi memnun, diğer bir kesimi mağdur eden devletin adil olduğundan söz edilemez. Sevgi ve hoşgörüye dayalı, hakça ve huzur içerisinde, her kesimdeki çalışanının alınterinin karşılığını verdiği takdirde sosyal devlet olma özelliğini korur. Bu açıdan, kamu çalışanlarının durumunu değerlendirdiğimizde, maalesef, karşımıza acı bir tablo çıkmaktadır.

Ülkemizin, yatırım, üretim, sanayileşme ve kalkınmasının temel direği, mimar, mühendis ve diğer teknik personelimizdir. Kamuda çeşitli alanlarda çalışan bu kesimin içerisinde bulunduğu ekonomik ve sosyal durumu, son yıllarda, maalesef, içler acısıdır. Türkiye'nin yatırım bütçesini yönlendiren, altyapısını oluşturan enerji, tarım ve sanayiin lokomotifi olan Devlet Su İşleri, Karayolları, Köy Hizmetleri, Bayındırlık ve İskân Müdürlüklerinin belkemiğini teşkil eden mimar, mühendis ve diğer teknik elemanlardır. Bu kesim, ne yazık ki, bugüne kadar, kendi özellik ve sorumluluklarına denk bir gelir düzeyinde yaşayamamışlardır.

Yıllardır uygulanan yanlış ücret politikaları sonucu, trilyonlarca lira tutarındaki yatırımların planlanmasından yaşama geçirilmesine kadar sorumluluklar üstlenen, denetleyen, hakedişlere imza koyan mühendis, mimar ve teknik elemanların ücretleri onur kırıcı bir seviyeye gerilemiştir. Öyle ki, bir mühendis, mimar ve teknik personel, maiyetinde çalışan vasıfsız bir işçiden bile daha az ücret alır duruma gelmiştir. Bundan kastımız, işçinin aldığı ücretin çokluğu değildir; onların amiri durumundaki mühendis ve mimarların ücretlerinin azlığıdır.

Başka devlet kademeleriyle mukayese yapmayı doğru bulmuyorum; ancak, örnek vermek gerekirse, elimde bulanan şu pusula, on yıllık bir mühendisin 15 Ocak 2000 tarihinde aldığı bir maaş pusulasıdır. Bu, çok içler açısıdır. Yan ödemelerle beraber 431 160 000 TL maaş almaktadır; kesintilerin toplamı 168 370 000 TL; ele geçen net maaş 262 790 000 TL'dir.

Bugünkü dolar bazına çevirdiğimizde -dolar kuru, bugün 600 000 lira olduğuna göre- bir mühendisin aylığı 438 dolardır. Bu, Avrupa Topluluğuna gireceğimiz bir dönemde çok düşündürücüdür.

657 sayılı Yasaya tabi olan memurların da durumu içler acısıdır. Lise mezunu bir daktilograf 130 milyon lira aylık almaktadır; bunun da eşdeğeri 210 dolardır.

Ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik koşulları hepimiz biliyoruz. Enflasyona karşı verilen mücadelede, elbette ki, her Türk vatandaşına büyük sorumluluklar ve görevler düşmektedir; ancak, bu mücadeleyi verirken, toplumun geniş kesimleri ekonomik darboğaza itilmemeli; hakça ve adilce bir gelir dağılımının sağlanmasına özen gösterilmelidir. Yani, bu ülkenin tüm kaynaklarının, varsa, her kesim için, yoksa da her kesim için eşit düzeyde olması gerektiğini vurgulamak isterim.

Yirmibeş yıllık bir mühendis, devletten, kira yardımı olarak sadece ve sadece 600 000 lira almaktadır. 600 000 lira!... Çocuk yardımı olarak da 690 000 lira almaktadır. Bu parayla, bugünkü değerinde, ancak bir kutu kibrit veyahut da bir kutu aspirin alınmaktadır. Bu parayla geçinmek çok zordur, mümkün değildir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkenin kalkınması adına, daha çok üretim, daha verimli çalışmayı hedeflemiş teknik personelin bu denli düşük ücretle çalıştırılması, onları huzursuz etmektedir ve giderek işlerine karşı ilgi ve dikkatlerini zayıflatmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Güneş, tamamlayın efendim.

MEHMET GÜNEŞ (Devamla) – Bu nedenle, hizmette kalite anlayışı erozyon sinyalleri vermektedir.

Kamudaki mevcut istihdam şekli ve bunların yararlandığı malî ve sosyal haklar, ilgili yasalarla düzenlenmiştir. Bu farklılıkların giderilmesi de, elbette ki, yine yasal düzenlemelerle mümkün olacaktır. Dolayısıyla, bu kesimin malî durumlarının ve sosyal haklarının iyileştirilmesi görevi de, Yüce Meclise düşmektedir. Çalışan personel arasındaki iş barışının sağlanması bakımından, ücretler arasındaki uçurumların acilen giderilmesi gerekmektedir.

Eşit işe eşit ücret ödenmesi ve toplumumuzda kanayan yara durumunda olan bu ücret farklılıklarının ortadan kaldırılması ve personel rejiminden kaynaklanan çarpıklıkların giderilmesi için, halen hükümetimizin de gündeminde olan bu konudaki reform çalışmalarına hız verilmesi ve ilgili kuruluşlarca titizlikle takip edilmesi gerektiğine inanıyorum.

Milletçe övünç kaynağımız olan, başta GAP olmak üzere, en ücra dağ köylerinden kentlere kadar her yerdeki okul, yol, altyapı işleri ile dev otoyollar, enerji santralları, barajlar, toprak ve akarsu ıslah çalışmalarını şantiyelerde yürüten teknik elemanların alın terlerinin hakkının verilmesi için, iktidar-muhalefet olarak elbirliği yapıp, bu konuyu çözmemiz gerekmektedir. Bunu çözmek, ülkemizin kalkınmasına, sanayileşmesine büyük ölçüde katkıda bulunmak demektir. Bu görev de Yüce Meclise düşmektedir.

Konunun çözümü için Yüce Meclisin üzerine düşen görevi yapacağını umuyor; hepinizi saygıyla selamlıyorum. (ANAP, DSP, MHP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Güneş.

Gündemdışı konuşmayı cevap vermek üzere, Maliye Bakanımız Sayın Sümer Oral; buyurun efendim. (ANAP ve DSP ve MHP sıralarından alkışlar)

MALİYE BAKANI SÜMER ORAL (İzmir) – Sayın Başkan, sizi ve değerli milletvekili arkadaşlarımı saygıyla selamlıyorum. Şanlıurfa Milletvekili Sayın Mehmet Güneş arkadaşımızın, teknik hizmetler sınıfının ücret durumuyla ilgili konuşması üzerinde görüşlerimi ifade etmek istiyorum.

Sayın Başkan, personel rejimi, genelde, bir ülkenin en önemli kanunlarından biridir. Bugün, 2000 yılında, aşağı yukarı 10 katrilyon lira civarında bir ödenek bütçede yer almaktadır ve bu ödenek de, devlet memurlarına, kamu çalışanlarına dağıtılacaktır. Bu dağıtmayı gerçekleştiren personel rejimi ve o personel rejimine göre oluşan ücret skalasının, son derece adil ve dengeli olması lazımdır; aksi takdirde, bu ücret skalasında denge yanlış ise, bir kişiye ne kadar ücret öderseniz ödeyin, onu mutlu etmeniz mümkün değildir. O bakımdan, bir devletin en çok üzerinde durması gereken konu, kamuda çalışanların ücretlerini dengeli dağıtan, sağlam bir personel rejimine sahip olmasıdır.

Bilindiği gibi, halen uygulamada bulunan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 1970 yılında çıkarılmıştı ve zaman, son derece önemli ilkelere sahipti. Her devlet memuruna tek ücret esası vardı ve o ücret verilirken de, o hizmetin devlet için arz ettiği öneme göre tespit edilip verilirdi. Onun dışında, eğer, hizmetin yapılması sırasında birtakım güçlükler varsa iş güçlüğü zammı veya malî birtakım güçlükler varsa, malî nitelikte görev yapanlara ayrı bir tazminat verilirdi; o, hizmetin güçlüğüne göre yapılan bir ödemeydi; ama, temelde, eşit işe eşit ücret ve işin devlet için arz ettiği öneme göre verilirdi; ancak, zamanla, bu uygulama fevkalade bozuldu ve bugün, fevkalade karışık bir ücret sistemiyle karşı karşıya bulunuyoruz. Bugün, bizim personel rejimimize göre, kamu görevlilerine ödenen ücretin çeşidi 50'yi bulmuş; hatta, 50'yi aşmış farklı ödeme var. Bir devlet memuruna, icabında, 10 adedin üzerinde farklı neviden ödemeler yapılmakta ve bunların statüleri de farklı farklı olmakta. Kimisinden Gelir Vergisi kesiliyor, bazılarından kesilmiyor, bazıları emekli primine tabi; böylece, karışık bir hal almıştır. Hatta, bir devlet memurunun maaşını tespit etmek için, mutlaka bir bilgisayardan yararlanmanız lazım. Biz, memuriyetten geldik; ilk zamanlar gayet kolay hesap ederdik; ama, bugün, mutlaka bir bilgisayarın yardımıyla maaşını hesaplamak gerekir.

Tabiî, burada, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda farklı memuriyet sınıfları var. Teknik personel de bunların içerisinde en önemlilerinden ve ülke yatırımına, ülke kalkınmasına, ülkenin yarınına büyük hizmeti olan teknik personel de ayrı bir sınıf olarak temsil edilmekte. Gerçekten, durumlarında, hele aynı kurumda çalışan işçilerle mukayese edildiğinde, tasvip edilmesi son derece zor, adalet duygularıyla bağdaşması son derece güç birtakım sonuçlarla karşı karşıyayız. Şimdi, bu, sadece teknik personelde değil, 657'ye tabi diğer sınıflarda da aynı durum var; ama, memurların, normal, 657 esprisi ve bütçe uygulaması içerisinde maaşlarındaki artışların gelişmesi, diğerinin toplusözleşmelere bağlı olması, tabiî, bu durumu yarattı; ama, bu durumun böyle devam etmesine de, tabiî, hükümet olarak seyirci kalınmaması lazım. Bugün, Türkiye'de, hangi hükümet olursa olsun, birinci önceliği olan konu, personel rejmini yeniden sağlıklı bir hale getirmektir. Bu çalışmalar, esasında, devlette var; ama, bunun, bir an evvel son şeklini alması lazım. Bu konuda da, 57 nci hükümet olarak fevkalade acil bir şekilde üzerinde duruyoruz. Biraz evvel de ifade ettiğim gibi, bu düzelmediği takdirde, değil 10 katrilyon, 20 katrilyon personel gideri de ödeseniz bu sıkıntıları gidermek mümkün değil. Dengeli ve adil bir skalayı oluşturmak lazım.

Değerli arkadaşımın bu konuyu Meclis gündemine getirmiş olmasından dolayı ben de fevkalade memnun kaldım. Parlamentomuzun da önemli bir görevidir; devletin de, hükümetlerin de önemli bir görevidir. Bizim de gözümüzden kaçmayan, bizim de sağlıklı bulmadığımız, arkadaşımın ifade ettiği konular üzerinde daha ciddiyetle duracağımızı, bir an evvel gerçekleştireceğimizi ifade etmek isterim.

Bu arada şunu da unutmamak gerekir: Tabiî, bir program, üç yıllık bir ekonomik program uyguluyoruz. Bu programın temel amacı, bütçe açıklarını aşağıya çekmek ve onun sonunda da, enflasyona en fazla kaynak olan bütçe açıklarını küçülttüğümüz zaman enflasyonu da aşağıya çekmek; çünkü, enflasyon devam ettiği sürece, esasen, bu kesimin durumunu iyileştirmek mümkün olmaz, Türkiye'de en fazla şikâyet edilen gelir dağılımındaki dengesizliği çözmek kolay olmaz. O nedenle, programı da dikkate alarak, program hedeflerinin de, mutlaka, gerçekleşmesine riayet ederek, ama, bu konuların da, mutlaka, zaman içerisinde ele alınarak o dengeyi sağlayacağımızdan hiç kuşkunuz olmasın.

Ben, değerli arkadaşıma tekrar teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, size ve milletvekili arkadaşlarıma saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Saygıdeğer milletvekilleri, gündemdışı konuşmalar ve verilen cevaplar tamamlanmıştır.

Başkanlığın Genel Kurula diğer sunuşları vardır.

Komisyondan istifa önergesi vardır; okutuyorum:

B) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Kahramanmaraş Milletvekili Metin Kocabaş’ın, Çevre Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/190)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Çevre Komisyonu üyeliğinden istifa ediyorum.

Gereğini saygılarımla arz ederim. 26.4.2000

Metin Kocabaş

Kahramanmaraş

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Başbakanlığın, Anayasamızın 82 nci maddesine göre verilmiş bir tezkeresi vardır; okutup değerli oylarınıza sunacağım:

2. – Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu’nun Almanya’ya yaptığı resmî ziyarete Afyon Milletvekili Müjdat Kayayerli’nin de katılmasının uygun görüldüğüne ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/545)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu'nun Münih'te yapılan 36 ncı Güvenlik Politikaları konferansına katılmak üzere bir heyetle birlikte 4-6 Şubat 2000 tarihlerinde Almanya'ya yaptığı resmî ziyarete Afyon Milletvekili Müjdat Kayayerli'nin de iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.

Anayasamızın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.

Bülent Ecevit

Başbakan

BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, bu konuda bir şey söylemek istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun efendim.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın bakanlar, maalesef, kendi dostları, milletvekillerini zaman zaman yurt dışına götürüyorlar ve devletten harcırah verdiriyorlar. Lütfen, bunu terk etsinler; yani, artık, böyle, zaman zaman, devlete de çok büyük zarar veriyorlar.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Genç.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim, kendi ahbapları, milletvekillerini getürüyorlar. Yani, kendi keselerinden götürsünler efendim. Lütfen, bir daha böyle şeylerle Genel Kurulun karşısına gelmeyin; gerekirse, bunlara da zimmet çıkaracağız.

MURAT AKIN (Aksaray) – Biz, Sayın Başbakanla gittik; harcırah almadık... Ya da harcırah almasınlar...

BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim.

Sayın milletvekilleri, gündemin "Sözlü Sorular" kısmına geçiyoruz.

V. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1. - Denizli Milletvekili Salih Erbeyin’in, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde çalışan geçici işçilere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/350)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Bu önerge, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir; önerge gündemden çıkarılmıştır.

2. - İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, tank alımlarına ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi(6/351)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Bu önerge de, bir önceki gerekçeyle gündemden çıkarılmıştır.

3. - İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, Birinci Ordu Komutanlığı’nın devir tesliminde tören yapılmamasının nedenine ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/352)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Önerge gündemden çıkarılmıştır.

4. - İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, A.B.D’de tedavi olan bir generale ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/353)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Bu önerge, üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir. Önerge gündemden çıkarılmıştır.

5 . - İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, F4 uçaklarının modernizasyonunun bir İsrail firmasına verilmesinin nedenine ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/354)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Önerge gündemden çıkarılmıştır.

6. - Hatay Milletvekili Namık Kemal Atahan’ın, Kemer Kaymakamının görevden alınmasının nedenine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/364)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

NAMIK KEMAL ATAHAN (Hatay) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Atahan, yerinizden, buyurun efendim.

NAMIK KEMAL ATAHAN (Hatay) – Sayın Başkan, İçişleri Bakanının çalışmaları övgüye değer; ancak, sözlü sorulara cevap vermeme gibi bir alışkanlığı oluşmuştur. Geçen hafta iki sorum cevaplandırılmamıştır. Bu sorularımın veriliş tarihi 24.11.1999'dur. Türkiye'yi yakından ilgilendiren trafik canavarıyla ilgili sorularımdı geçen haftaki sorular. Kamuoyunun öğrenmesi açısından kısaca buna değinmek istiyorum.

Birinci sorum: Plan ve Bütçe Komisyonunda, değerli bilim adamı, Devlet eski Bakanı Sayın Hikmet Uluğbay'ın değindiği üzere, sürücü kurslarının verdiği ehliyetlerin ayrı bir sicilinin tutulup tutulmadığı ve trafik kazalarıyla irtibatlandırılarak, sürücü kurslarının eğitim düzeyinin tespiti düşünülüyor mu?

İkinci sorum: Sürücü kurslarından verilen ehliyetlerin kazaya karışma oranı belli bir boyutu geçtiği takdirde, eğitim lisanslarının ellerinden kalıcı veya geçici süre alınması işlemine ne zaman geçilmesi düşünülüyor? Sürücü kurslarında eğitim verenlerin de, eğitim kurumlarıyla beraber sicillerinin tutulmasına ne zaman geçilecektir? Trafik cezasına karışan sürücülerin hangi sürücü kursundan belge aldığı sicil tutulması halinde belli olacağından, bunların da kamuoyuna açıklanması düşünülebilir mi? Bu sorularım geçen hafta cevaplandırılmamıştı.

Şimdi, bugünkü sorum da, Kemer Kaymakamının görevden alınma sebebiyle ilgili. Görevden alınma nedeni basında çok değişik sebeplerle yer aldı. Bu da cevaplandırılmadı. Biz, bunların, en kısa zamanda cevaplandırılmasını diliyoruz.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim.

7. - İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, kamuoyunda “köstebek olayı” olarak bilinen davanın hâkimlerine ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/365)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

8. -Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Hükümetçe el konulan bankalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/369)

BAŞKAN – Sayın Başbakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

9. - İstanbul Milletvekili Ayşe Nazlı Ilıcak’ın, Mevduat Sigorta Fonu’na devredilen bankalara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/370)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

10. - Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, bir kokteyle S.P.K. Başkanı ve Yönetim Kurulu üyelerinin katılıp katılmadığına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/371)

BAŞKAN – Sayın Başbakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

11. - Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, enflasyon rakamlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/372)

BAŞKAN – Sayın Başbakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

12. - Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Yalçınkaya’nın, Mevduat Sigorta Fonu’na devredilen bankalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/373)

BAŞKAN – Sayın Başbakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

13. - Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, kuduz ve tetanoz aşısı stoklarına ve başıboş köpeklerin toplatılmasına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/374)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

14. - Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, öğrencilere kuduzla ilgili yeterli bilgi verilip verilmediğine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/375)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

15. - Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep Acil İçme Suyu Projesi için DSİ’ne ayrılacak ödeneğe ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in cevabı (6/376)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Cumhur Ersümer tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular:

1- Bakanlığınıza bağlı DSİ Genel Müdürlüğüne, 2000 yılında Gaziantep Acil İçmesuyu Projesinin bir an önce tamamlanabilmesi için ne kadar ödenek ayrılması düşünülmektedir?

2- Ayrılması planlanan ödenek miktarı, söz konusu işin bitirilmesi açısından yeterli olacak mıdır?

3- Gaziantep Acil İçmesuyu Projesini bitirmeyi planladığınız tarih nedir?

BAŞKAN – Soruyu cevaplamak üzere, Devlet Bakanımız Sayın Mehmet Keçeçiler; buyurun.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; Gaziantep Milletvekilimiz Sayın Mustafa Taşar'ın, Gaziantep içmesuyuyla ilgili sorduğu soruya, hükümetimizin cevabını arz ve ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinize saygılar sunarım.

Gaziantep İline, önceki yıllarda tamamlanan tesislerden, 47,3 milyon metreküp içme, kullanma ve endüstri suyu sağlanmış olup, acil içmesuyu projesiyle de, yılda ortalama 94,8 milyon metreküp içme, kullanma ve endüstri suyu temin edilmesi planlanmıştır.

Proje kapsamındaki işlerden Çataltepe-Kartalkaya terfi hattı inşaatı, 23.8.1991 tarihinde ihale edilmiş olup, işe ayrılabilen yıllık ödenekler nispetinde ve iş programlarına uygun olarak devam edilmektedir. Mukavelesine göre 2000 yılında bitirilmesi programlanmıştır.

47,3 milyon metreküp içme, kullanma ve endüstri suyu temin edecek olan Gaziantep içme, kullanma ve endüstri suyu temini 3 üncü kısım isale hattı inşaatı da, 28.3.1996 tarihinde ihale edilmiş olup, halen inşaatı sürdürülen ve yüzde 38,78 fizikî gerçekleşme sağlanan işin mukavelesine göre, 28.6.2000 tarihinde ikmali planlanmıştı. Projeye, 2000 yılı için 12,905 trilyon lira ödenek talep edilmesine karşılık, kısıtlı bütçe imkânları sebebiyle, 6 trilyon liralık ödenek verilebilmiştir. Geri kalan kısmı, önümüzdeki yıl ödenek temini sağlandığı takdirde tamamlanacaktır. Bilgilerinize sunarım.

Saygılarımla. (ANAP, DSP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum efendim.

16.- Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen TEAŞ projelerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in cevabı (6/377)

BAŞKAN – Sayın Bakan cevap verecek.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular:

1- Bakanlığınıza bağlı TEAŞ aracılığıyla Gaziantep'te yürütülen projeler nelerdir?

2- 1999 yılı rakamlarıyla, Gaziantep'te sürdürülen projelerin toplam yatırım tutarı ne kadardır?

3- 1999 yılı itibariyle, söz konusu projelerdeki gerçekleşme miktarı ne olmuştur?

4- Projelerin bir an önce tamamlanabilmesi için, 1999 yılında sağlanan ödenek miktarı yeterli olmuş mudur? Yeterli olmamışsa, ödeneklerin artırılması için bir girişiminiz olmuş mudur?

BAŞKAN – Soruyu cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Mehmet Keçeciler; buyurun efendim.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; TEAŞ Genel Müdürlüğünün 1999 yılı yatırım programında, Birecik-Gaziantep enerji projesi (2 trilyon 600 milyar lira) ve Gaziantep-Fider projesi (250 milyar lira) olmak üzere, 2 adet proje yer almaktadır. Gaziantep İli için 1999 yılı yatırım programında, toplam 2,85 trilyon lira ödenek tahsis edilmiştir.

Birecik-Gaziantep enerji iletim hattı projesi Dünya Bankası kredisiyle ihale edilmiş olup, ihale sözleşmesinin imzalanmaması nedeniyle herhangi bir harcama yapılamamıştır.

Gaziantep-Fider projesi Dünya Bankası kredisiyle ihale edilecektir. TEAŞ Genel Müdürlüğünün 2000 yılı yatırım programı tasarısında, Gaziantep İli için, Birecik-Gaziantep enerji iletim hattı projesine 2 trilyon 600 milyar lira ve Gaziantep-Fider projesine 400 milyar lira olmak üzere, toplam 3 trilyon liralık ödenek tahsisi yapılmıştır.

Bilgilerinize sunarım. (ANAP, DSP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum efendim.

17. - Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te DSİ Genel Müdürlüğünün yürüttüğü projelere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in cevabı (6/378)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular:

1- Bakanlığınıza bağlı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü vasıtasıyla Gaziantep'te hangi projeler yürütülmektedir?

2- Bu projelerin 1999 yılı rakamlarıyla bedeli ve 1999 yılı ödeneği ne kadardır?

3- Söz konusu projelerin bir an önce hizmete alınması için sağlanan ödenek yeterli midir?

4- Ödenekler yeterli değilse, eködenek talebi konusunda bir girişiminiz olmuş mudur?

BAŞKAN – Soruyu cevaplamak üzere Devlet Bakanı Sayın Mehmet Keçeciler; buyurun efendim.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Gaziantep İlinde yer alan projeleri (1999 yılı fiyatlarıyla) bu projelerin toplam bedelleriyle 1999 yılı ödenek ve harcamaları ekteki tablodaki gibidir. Bu projelere 1999 yılında ayrılabilen ödenekler yeterli olmamıştır. Bu nedenle, büyük su işleri kapsamında yürütülen GAP Belkıs-Nizip Pompaj Sulaması Projesine bütçeden 2,4 trilyon lira, GAP Sınır Fırat, Karkamış Barajı ve Hidroelektrik Santralı Projesine krediden 5 trilyon 610 milyar lira eködenek temin edilmiş olup, GAP Kayacık Projesine 3 trilyon lira, GAP Gaziantep Acil İçmesuyu Projesine 2 trilyon lira ve ülke genelinde yer alan küçük su işleri faaliyetlerine de 5 trilyon lira eködenek sağlanması hususunda Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığına, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığınca yapılan başvuruya henüz olumlu bir sonuç alınamamıştır; alındığı takdirde, bu projeler süratli bir şekilde ikmal edilecektir.

Bilgilerinize saygıyla sunarım. (ANAP, DSP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum efendim.

18. - Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep’te yürütülen projelere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in cevabı (6/379)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular:

1- Bakanlığınız kanalıyla Gaziantep İlimizde yürütülen projeler nelerdir? Projelerin 1999 yılı rakamlarıyla toplam bedeli ne kadardır?

2- Söz konusu projelere 1999 yılı için verilen ödenek miktarı ne kadardır?

3- 1999 yılında sağlanan ödeneğin ne kadarı kullanılmıştır?

4- Kullanılan ödenekler, Gaziantep'teki projelerin bir an önce hizmete girmesi bakımından yeterli olmuş mudur? Yeterli olmamışsa, Bakanlık olarak eködenek talebi konusunda bir girişiminiz olmuş mudur?

BAŞKAN – Soruyu cevaplamak üzere, Devlet Bakanı Sayın Mehmet Keçeciler; buyurun efendim.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Taşar'ın, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığına bağlı muhtelif genel müdürlüklerin 1999 yılı yatırımlarıyla ilgili verdiği soru önergesine hükümetimizin verdiği cevabı arz etmek üzere söz aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Cevaplarımız şu şekildedir:

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü: DSİ Genel Müdürlüğünce Gaziantep İlinde yürütülen projelerin 1999 yılı fiyatlarıyla toplam proje tutarları 493 trilyon 321 milyar 537 milyon liradır. Bu projelere ait 1999 yılı ödenekleri ve 1999 yılı harcamaları aşağıdaki gibidir:

Tarım sektöründe büyük sulama işlerinde Gaziantep İline ait 3 adet proje yürütülmekte olup, projeler tutarı 345 trilyon 536 milyar lira civarındadır. Bu projeler için 1999 yılı ödeneği 6 trilyon 829 milyar liradır, 1999 yılı harcaması ise 6 trilyon 698 milyar liradır.

Küçük su işleri taşkın koruma projelerinde Gaziantep İline ait 11 adet proje yürütülmekte olup, projelerin tutarı 4 trilyon 374 milyar liradır. Bu projeler için 1999 yılı ödeneği 225 milyar liradır, 1999 yılı harcaması ise 224 milyar lira olmuştur.

Küçük su işleri taşkın koruma ve rüsubat kontrolü projelerinde Gaziantep İline ait 1 adet proje yürütülmekte olup, proje tutarı 301 milyar 155 milyon liradır. Bu proje için 1999 yılı ödeneği 13 milyar lira civarındadır ve 1999 yılı harcaması da 12 milyar 899 milyon lira olmuştur.

Yerüstü suyu sulama projelerinde Gaziantep İline ait 1 adet proje yürütülmekte olup, proje tutarı 513 milyar 655 milyon liradır. Bu proje için 1999 yılı ödeneği 30 milyar 910 milyon liradır, 1999 yılı harcaması ise 29 milyar 704 milyon lira olarak gerçekleşmiştir.

Alçak baraj (göletler) projeleri işinde Gaziantep İline ait 3 adet proje yürütülmekte olup, projeler tutarı 2 trilyon 611 milyar 701 milyon liradır. Bu projeler için 1999 yılı ödeneği 316 milyar 468 milyon liradır, 1999 yılı harcaması ise 313 milyar 740 milyon liradır.

Enerji sektörü büyük su işleri projesi tutarı toplam 121 trilyon 799 milyar 341 milyon liradır. Bu proje için 1999 yılı ödeneği 8 trilyon 610 milyar lira, 1999 yılı harcaması ise 7 trilyon 436 milyar lira olarak gerçekleşmiştir.

Hizmetler Sektörü Büyük Su İşleri Projesi tutarı 25 trilyon 985 milyar 571 milyon lira olup, bu proje için 1999 yılı ödeneği 4 trilyon liradır. 1999 yılı harcaması ise 3 trilyon 931 milyar 858 milyon lira olarak gerçekleşmiştir.

TEAŞ Genel Müdürlüğünden Gaziantep İline yapılan yatırımlar: TEAŞ Genel Müdürlüğünün 1999 yılı yatırım programında, Gaziantep İlinde yürütülen Birecik-Gaziantep enerji iletim hattı ve Gaziantep-Fider projeleri olmak üzere 2 adet projesi yer almaktadır. Projeler için 1999 yılı yatırım programında 2 trilyon 85 milyar lira ödenek tahsis edilmiş olup, enerji iletim hattıyla ilgili ihale sözleşmesinin imzalanamaması sebebiyle harcama yapılamamıştır.

TEDAŞ Genel Müdürlüğü :

TEDAŞ Genel Müdürlüğünce 1999 yılı yatırım programında Gaziantep İlinde yürütülen projeler: Köy şebekeleri, şehir şebekeleri, dağıtım tesisleri inşaat ve makine-teçhizat olup, 1999 yılı rakamlarıyla Gaziantep'te sürdürülen projelerin toplam yatırım tutarı 2 trilyon 905 milyar 250 milyon liradır.

1999 yılında Gaziantep genelinde elektrik konusunda planlanan şebeke çalışmalarına; köy şebekeleri için 235 milyar lira, şehir şebekeleri için 1 trilyon 800 milyar lira, kırsal dağıtım tesisleri için 867 milyar 500 milyon lira, makine-teçhizat için 2 milyar 750 milyon lira olmak üzere, toplam 2 trilyon 905 milyar 250 milyon lira ödenek ayrılmıştır. 1999 yılında sağlanan ödeneğin 1 trilyon 360 milyar 527 milyon lirası kullanılmıştır.

TPAO Genel Müdürlüğü :

TPAO Genel Müdürlüğünce 1999 yılında Gaziantep İlimizde sondaj öncesi arama ve sondaj faaliyetleri sürdürülmüştür. Sondaj öncesi arama faaliyetleri kapsamında, Gaziantep İlimizde 250 kilometre sismik etüt yapılmıştır. Ayrıca, İslahiye-1 kuyusunun 6.2.1999 tarihinde sondajına başlanmış olup, hedef derinlik 2 700 metre olarak programlanmış ve toplam 3 355 metre sondaj yapılarak, kuyu, 12.5.1999 tarihinde sulu kuyu olarak bitirilmiştir.

1999 yılı içerisinde Gaziantep İlimizde 836 milyar lira yatırım harcaması yapılması programlanmıştır; ancak, söz konusu yatırım programına karşılık, Gaziantep İlimizde, 1999 yılı içerisinde, tahminî olarak 344,4 milyar liralık harcama yapılmıştır.

BOTAŞ Genel Müdürlüğü:

Gaziantep İlimiz de dahil, ülkemizin güneyini doğalgaza kavuşturabilmek amacıyla, Güney Doğalgaz İletim Hattı Projesi geliştirilmiştir. Gaziantep İlinin de içerisinde bulunduğu Güney Doğalgaz İletim Hattının potansiyel talebini belirleyebilmek amacıyla, BOTAŞ Genel Müdürlüğünden bir ekip, 1999 yılı ağustos ayı içerisinde bu bölgeyi ziyaret ederek, Gaziantep İlinin konut ve sanayi sektörlerinin doğalgaz taleplerini belirlemek üzere bir çalışma gerçekleştirmişlerdir. Konut sektörü talebi belirlenirken, konuta ilişkin verilerin yanı sıra, ticarethane, resmî daire ve lojmanlara ilişkin veriler de temin edilerek, kapsamlı bir şekilde konut sektörü talebi toplam olarak belirlenmiştir. Bu doğrultuda oluşturulan potansiyel talep bilgileriyle hazırlanan Güney Doğalgaz Hattı Projesi fizibilitesi Devlet Planlama Teşkilatına sunulmuştur. Fizibilitenin onaylanmasını takiben, Güney Doğalgaz İletim Hattının, 2000 yılı içerisinde Sıvas-Malatya, Malatya-Gaziantep, Gaziantep-Adana-Mersin olmak üzere, üç bölüm halinde ihale edilmesi planlanmaktadır. Ayrıca, bahse konu hattın ihalesinin kredili olarak gerçekleştirilebilmesi amacıyla, Hazine Müsteşarlığına da başvurulmuştur. 1999 yılı yatırım programında, söz konusu hattın proje tutarı 41 trilyon 140 milyar liradır.

"Kullanılan ödenekler, Gaziantep'teki projelerin bir an önce hizmete girmesi bakımından yeterli olmuş mudur" şeklindeki suale gelince; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü açısından, Gaziantep İlinde yer alan projelere 1999 yılında ayrılabilen ödenekler yeterli olmamıştır.

Gaziantep İlinde yer alan projelerden, büyük su işleri kapsamında yürütülen GAP Belkıs-Nizip pompaj sulaması Projesine bütçeden 2,4 trilyon TL, GAP Sınır Fırat Karkamış Barajı ve HES Projesine krediden 5,6 trilyon lira eködenek temin edilmiş, GAP Kayacık Projesine 3 trilyon lira, GAP Gaziantep Acil İçmesuyu Projesine de 2 trilyon lira ve ülke genelinde yer alan küçük su işleri faaliyetlerine de 5 trilyon lira eködenek sağlanması hususunda Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı nezdinde gerekli girişimlerde bulunulmuş; ancak, henüz olumlu bir sonuç alınamamıştır.

TEDAŞ Genel Müdürlüğünün projeleriyle ilgili olarak da şu bilgiyi arz ediyorum: Projelerin bir an önce tamamlanabilmesi için 1999 yılında sağlanan ödenek miktarı yeterli olmuştur. 1998/24 sayılı ve 99/9 sayılı genelgelere istinaden program tam olarak gerçekleşememiştir.

BOTAŞ Genel Müdürlüğü:

1999 yılında sağlanan ödenek, Güney Doğalgaz İletim Hattı Projesinin ÇED raporu hazırlanması için kullanılmış olup, projenin hayata geçirilebilmesi için önemli bir adımı teşkil etmektedir; zira, ÇED raporu alınmadan boru hattı yapımına başlamak mümkün değildir. Projenin fizibilitesi Devlet Planlama Teşkilatınca henüz onaylanmadığından, Devlet Planlama Teşkilatı onayı alınmadan ihaleye çıkılamamış olup, projeyle ilgili eködenek talebimiz bulunmamaktadır.

Bilgilerinize saygıyla arz ederim. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

19. - Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Kayacık Barajı projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in cevabı (6/380)

BAŞKAN – Sayın Bakan?.. Hazır.

Soruyu okutuyorum efendim:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Cumhur Ersümer tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular:

1- 2000 yılı bütçesinde Kayacık Barajı için ne kadar ödenek ayrılması düşünülmektedir?

2- Ayrılacak ödenek miktarı, söz konusu projenin bir an önce hizmete alınabilmesi açısından yeterli olacak mıdır?

3- GAP Bölgesi ve Gaziantep açısından büyük önem taşıyan Kayacık Barajının ne zaman hizmete alınması planlanmaktadır?

BAŞKAN – Soruyu cevaplamak üzere, Devlet Bakanı Sayın Mehmet Keçeciler; buyurun efendim.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Mustafa Taşar'ın sorduğu Kayacık Barajıyla ilgili sorulara hükümetimizin cevabını arz ediyorum.

Proje kapsamında Gaziantep-Oğuzeli İlçesi Kayacık Köyü yakınlarındaki Aynifar Deresi üzerinde yapılacak olan Kayacık Barajında depolanacak 116,8 milyon metreküp su ile Sacır Suyu üzerinde yapılması planlanan Doğanpınar Barajında depolanacak 197,5 milyon metreküp sudan toplam 19 993 hektarlık alanın sulanması hedef alınmıştır.

Kayacık Barajının derivasyon tüneli 1990 yılında tamamlanmış olup, gövde inşaatı 26.5.1993 tarihinde ihale edilmiş ve 8.11.1993 tarihinde de işe başlanılmıştır. Halen inşaatı sürdürülen işin mukavelesine göre de 12.11.2002 tarihinde ikmali programlanmıştır.

Kayacık sulaması inşaatı da 17.12.1996 tarihinde ihale edilmiş olup, 12.7.2001 tarihinde bitirilmesi öngörülmektedir.

Doğanpınar Barajının ihalesi ise, gerekli iznin alınmasına ve bütçe kanununun 10 uncu maddesi gereğince, toplam keşif bedelinin yüzde 10'u oranındaki ödeneğin teminine bağlı bulunmaktadır. Söz konusu projeye 2000 yılı için 21 trilyon 175 milyar liralık ödenek talep edilmesine karşılık, 2 trilyon 375 milyar liralık ödenek verilmiştir.

Bilgilerinize saygıyla arz ederim. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

20. - Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar'ın, TEDAŞ'ın Gaziantep'te yürüttüğü projelere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in cevabı (6/381)

BAŞKAN – Cevaplandıracaksınız değil mi efendim?

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Evet Sayın Başkan.

BAŞKAN – Evet, ilgili Bakan cevaplandıracak.

Soruyu okutuyorum efendim:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular:

1- Bakanlığınıza bağlı TEDAŞ aracılığıyla Gaziantep'te yürütülen projeler nelerdir?

2- 1999 yılı rakamlarıyla Gaziantep'te sürdürülen projelerin toplam yatırım tutarı ne kadardır?

3- 1999 yılı itibariyle söz konusu projelerdeki gerçekleşme miktarı ne olmuştur?

4- Projelerin bir an önce tamamlanabilmesi için 1999 yılında sağlanan ödenek miktarı yeterli olmuş mudur? Yeterli olmamışsa, ödeneklerin artırılması için bir girişiminiz olmuş mudur?

BAŞKAN – Soruyu cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Mehmet Keçeciler; buyurun efendim.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Enerji Bakanlığına bağlı TEDAŞ Genel Müdürlüğü aracılığıyla Gaziantep'te yürütülen projeler, 2000 yılı için, köy şebekeleri, şehir şebekeleri, dağıtım tesisleri, inşaat ve makine-teçhizat olup, projeler listesi ekte yer almaktadır.

1999 yılı rakamlarıyla Gaziantep'te sürdürülen projelerin toplam yatırım tutarı 2 trilyon 905 milyar 250 milyon liradır. 1999 yılı itibariyle söz konusu projelerdeki gerçekleşme miktarı yüzde 46,8’dir.

Projelerin bir an önce tamamlanabilmesi için, 1999 yılında sağlanan ödenek miktarı yeterli olmuş; ancak, gerek tasarruf genelgeleri gerekse milletçe yaşadığımız 17 Ağustos depreminden sonra bütün Türkiye genelinde aldığımız tedbirler muvacehesinde gerçekleşme yüzde 100'e ulaştırılamamıştır.

Bilgilerinize saygıyla arz ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

21. - Gaziantep Milletvekili Mustafa Taşar’ın, Gaziantep İl Merkezi Kuşaklama Kanalı projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in cevabı (6/382)

BAŞKAN – Sayın Bakan, soruyu cevaplayacak mısınız?

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Evet Sayın Başkan.

BAŞKAN – Soruyu okutuyorum efendim:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Cumhur Ersümer tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.

Mustafa Taşar

Gaziantep

Sorular:

1- 2000 yılı bütçesinde Gaziantep İl Merkezi Kuşaklama Kanalı Projesi için ne kadar ödenek ayrılması düşünülmektedir?

2- Ayrılacak ödenek miktarı, söz konusu projenin bir an önce hizmete alınabilmesi açısından yeterli olacak mıdır?

3- Gaziantep İl Merkezi Kuşaklama Kanalı Projesinin ne zaman hizmete alınması planlanmaktadır?

BAŞKAN – Devlet Bakanı Sayın Mehmet Keçeciler soruyu cevaplayacaklardır.

Buyurun Sayın Bakan.

DEVLET BAKANI MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün yatırım programında küçük su işleri projeleri kapsamındaki taşkın koruma faaliyetleri arasında yürütülen ve 130 adet meskûn mahallin taşkınlardan korunmasını sağlayacak olan Gaziantep il merkezi kuşaklama kanalı işine, ayrılabilen yıllık ödenekler nispetinde ve iş programlarına uygun olarak devam edilmekte olup, söz konusu işin, yıllık ödenek ihtiyaçları aynen karşılanabildiği takdirde 2002 yılında tamamlanması planlanmıştır.

Adı geçen iş için 2000 yılında 350 milyar lira ödeneğe ihtiyaç duyulmasına karşılık, kısıtlı bütçe imkânları sebebiyle 150 milyar liralık ödenek ayrılabilmiştir.

Görüldüğü gibi, bu ayrılan ödenekler muvacehesinde, önceden yapmış olduğumuz 2002 yılında bitirilmesi tahminini de ileriye doğru almak icap etmektedir.

Bilgilerinize saygıyla arz ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Saygıdeğer milletvekilleri, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.

Harp Okulları Kanunu Tasarısı ve Millî Savunma ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe Komisyonları raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VI . - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1. - Harp Okulları Kanunu Tasarısı ve Millî Savunma ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/423) (S. Sayısı : 380) (1)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet?.. Yerinde.

Tasarının 5 inci maddesi üzerindeki görüşmeler tamamlanmış ve madde üzerinde verilen önergelerin oylamasında kalınmıştı.

Şimdi, Komisyonun ve Hükümetin katılmadığı ve önerge sahibinin üzerinde konuştuğu önergeyi hatırlatmak için tekraren okutup oylarınıza sunacağım.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

380 sıra sayılı Harp Okulları Kanun Tasarısının 5 inci maddesinin (a) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve talep ederiZ.

Nazlı Ilıcak (İstanbul) ve arkadaşları

a) Öğrencilere, hukukun üstünlüğü düşüncesi, çoğulculuk ve demokrasi şuuru aşılanır. Laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerine bağlı hizmet bilincinin geliştirilmesi sağlanır. Atatürkçülüğün, milleti bütünleştirici, birlik ruhunu pekiştirici rolü üzerinde durularak, eğitime, millî ve evrensel değerlerle uyumlu bir nitelik kazandırılır.

BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

5 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

6 ncı maddeyi okutuyorum:

Kuruluş

MADDE 6. — Harp okullarının kadro ve kuruluşları, ilgili kuvvet komutanlıklarınca hazırlanır ve Genelkurmay

Başkanlığınca onaylanır.

BAŞKAN – Söz talebi?.. Yok

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.

(1) 380 S. Sayılı Basmayazı 20.4.2000 tarihli 84 üncü Birleşim tutanağına eklidir.

7 nci maddeyi okutuyorum:

Görev

MADDE 7. -  Harp okullarının görevleri :

a) 4 üncü ve 5 inci maddelerde belirtilen amaç, nitelik ve kuvvet komutanlıklarının görev ve sorumluluklarına uygun olarak; temel bilimler, mühendislik ve sosyal bilim alanlarından birinde lisans düzeyinde bilgi ve beceriye sahip, mezuniyetten sonra temel eğitim ve öğrenimini müteakip verilecek görevleri yapabilecek, emrindeki personeli ve/veya birliği eğitebilecek ve yönetebilecek muvazzaf subay yetiştirmek,

b) İlgili kuvvet komutanlığının ihtiyaç ve gerek görmesi halinde; bünyesinde teşkil edilecek enstitü veya enstitülerde muvazzaf subaylar ile Genelkurmay Başkanlığınca uygun görülmesi halinde aynı eğitim ve öğretim düzeyindeki sivil kişilere, ilgili bilim dallarında lisansüstü eğitim ve öğretim vermektedir.

BAŞKAN – Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Erzurum Milletvekili Sayın Aslan Polat; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA ASLAN POLAT (Erzurum) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 380 sıra sayılı Harp Okulları Kanunu Tasarısının 7 nci maddesi üzerinde Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Tasarının 7 nci maddesi, harp okullarının görevlerini belirtmektedir. Maddenin (a) bendiyle, tasarının 4 üncü ve 5 inci maddelerinde belirtilen amaç ve niteliklere uygun muvazzaf subay yetiştirmek istenilmiş, 5 inci maddede de, "Ana ilkeler" başlığı altında, bu ilkeler;

a) Öğrencilerin Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı yetişmesi,

b) Öğrencilerin, millî kültürümüz, örf ve âdetlerimize bağlı ve evrensel kültür içerisinde yetiştirilmesi istenilmiştir.

Burada şu noktaya değinmek isteriz: Atatürk ilke ve inkılapları içerisinde yer alan, devletçilik, halkçılık gibi ilkeler bugün işlevini tamamlamış ve yerini liberal ekonomiye terk etmiş olabilir; fakat, Atatürk ilkeleri içerisinde yer alan ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin salonunu süsleyen "Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir", çağdaş Batı uygarlığını yakalayıp geçme ve "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir", "Yurtta sulh, cihanda sulh" gibi, asırlarca işlevini yitirmeyip toplumları aydınlatacak ilkeleri tüm gençliğimize içtenlikle öğretmeliyiz. Bu ilkeler, demokrasinin, hukuk devletinin, ilerlemenin ve çağdaşlaşmanın olmazsa olmaz şartlarıdır.

"Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir" deyip, sonra da 1960, 1971,1980 darbelerini ve 28 Şubat 1997 postmodern darbesini, Atatürk'ün bu söylevi ışığında değerlendirip düşünmeliyiz.

Yine "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir" sözünü, halen düşünceyi suç sayan ceza kanunlarımızda ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde sürekli kaybettiğimiz davalarda düşünmeli, bağımsızlık fikrini uluslararası tahkim yasası ve ekonomiyi IMF emrine vermemizle ne kadar bağdaştığını düşünmeli ve çağdaş Batı uygarlığına ulaşmayı ise, scince citation index tarafından taranan dergilerdeki Türk adresli yayınlarda, 1997 yılında, yayınlarımızın dünyadaki yayın payının yüzde 0,479 ile dünya sıralamasındaki 27 nci sırasıyla değerlendirmeliyiz.

"Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesi gibi Atatürk'ün bu veciz, son derece barışçı, insanları ve halkları seven, onları düşman gibi değil dost olarak gören, konuşup anlaşmayı ve iyi komşuluk ilişkileri içerisinde yaşamayı öğütleyen ifadesinin ışığı altında bir de, 28 Şubat sonrası oluşturulan, bırakın dış düşmanı, halkın büyük bölümünü iç düşman olarak gören, bu meyanda, 6 milyon (1-2 milyon) oy almış partileri kapatan, onlara oy veren vatandaşlarını potansiyel suçlu olarak gören zihniyeti sorgulamak, irdelemek isteriz.

O zaman, Atatürk ilkelerinin günümüzde nasıl yanlış uygulandığını, O'nun Şapka Kanunuyla erkek devlet memurlarına şapka giymeyi mecbur eden ilkesini uygulamayıp, görmezlikten gelip, hiçbir beyan etmediği kadınlarımızın başörtüsünü indî mütalaalarla açmaya çalışmamızın Atatürk ilkeleriyle ne kadar uyuştuğunu; en büyük ideali ve uygulaması olan yerli malı kullanımı, denk bütçe uygulaması ve idealinin bugün nasıl sulandırıldığını; lüks ithal yatırım mallarının değil, tüketim malzemelerinin piyasada nasıl sorumsuzca kullanıldığını; bu hükümetin üç aylık bütçe uygulamasında dahi 3 katrilyon 901 trilyon TL açık verdiğini; her konuda son derece ciddî ve dikkatli olan Atatürk'e karşın, bu hükümetin, bütçe rakamlarında, sırf enflasyonu düşük göstermek için maliye açıklamalarında "2,7 katrilyon faizdışı fazla verdik" derken, hazinenin maliyeyi tekzip edercesine "hayır, faizdışı fazlamız 1,5 katrilyon" demesine bakıp, harp okulları öğrencilerinin, Atatürk ilke ve inkılaplarını, bu mevcut uygulamalar ışığında ve iyice düşünerek öğrenmelerini temenni ederiz. Bizler, Atatürk ilkelerinin bu evrensel gerçeklerini bırakıp da hâlâ kılık ve kıyafetle uğraşırsak, sadece kendimizi yanıltmış oluruz.

Maddenin (b) fıkrasında yer alan, millî kültürümüz, örf ve adetlerimize bağlılık ise, bir harbiyelinin en önemli özelliği olmaktadır. Türk Ordusunu Mehmetçikle birleştiren ve onu halkımızın ayrılmaz bir parçası yapan unsurlar ise, en başta bu özelliklerdir.

Harp okullarının görevleri olarak sayılan, temel bilimler, mühendislik ve sosyal bilim alanlarından birinde lisans düzeyinde bilgi ve beceriye sahip, mezuniyetten sonra temel eğitim ve öğrenimini müteakip verilecek görevleri yapabilecek, emrindeki personeli ve birliği eğitebilecek ve yönlendirebilecek muvazzaf subay yetiştirmek ise, iki önemli konuyu taşımaktadır:

1- Mühendislik, temel bilimler ve sosyal bilimler dalında yeterli bilgiyle donanmak.

2- Emrindeki personeli eğitebilmek ve yönetebilmek.

Harp okullarında eğitimi daha yakından incelersek, Kara Harp Okulunda sistem mühendisliği; Deniz Harp Okuluda gemi inşa, endüstri mühendisliği, elektrik mühendisliği, bilgisayar mühendisliği, makine müdendisliği; Hava Harp Okuluda havacılık mühendisliği, bilgisayar mühendisliği, elektronik mühendisliği, endüstri mühendisliği öğretilmektedir.

Buradan da görüldüğü üzere, harp okullarında mühendislik eğitimi öne çıkmaktadır. O vakit, genç harbiyeliler, asker olmaları yanında, bir mühendis gibi de yetişeceklerdir. Mühendis gibi yetişmenin şartları ile asker yetişmenin şartları da oldukça farklıdır. Mühendislik, mekanik düşünce, dışa dönük bakış açısı ve bilgi bazlı bakış açısıyla birleştirilmiştir. Bu eğitim tarzında ideolojilerin değil, bağımsız düşüncelerin önemi vardır. Peki, o zaman, mühendis nedir; mühendis, insanların ihtiyaç duyduğu maddeleri doğadan elde edebilen veya yapay olarak üreten insandır. Bu şekliyle, bilim adamından da farklıdır. Bilim adamının ilk işi, bir şeyin nasıl yapılacağını bulup çıkarmaktır; mühendislik ise, o işi yapmaktır. Eğer, harp okullarımızda yukarıda sayılan mühendislik dallarında yetişen genç subayları yetiştireceksek harp okullarımızda da mühendislik okulları gibi eğitim vermeliyiz. Bu eğitim, canlı ve gelişen ekonomik düzende, bilim ve tekniğin, başka bir deyişle, teori ile pratiğin işbirliğine önem veren eğitimdir.

Genç harbiyelilerimizi, bilhassa, harp sanayimizle bütünleştirmeli, ülkenin teknik sorunları içerisine sokmalıdır. Zira, teoriyle desteklenmeyen pratik, yani, bilimle beslenmeyen teknik gelişemez; teknikten ilham almayan bilim, atılım yapamaz. Netice: Bilmek, yapabilmektir.

Yeni genç harbiyelilerimizi iyi birer mühendis yapacaksak, sivil eğitimin tüm kurumlarını burada da çalıştırmalıyız. Bu konuda, Konya Silah Fuarında "tüm silahları biz yaptık" diyen komutanımızın gururu bir önemli misaldir. Fakat, bu tasarının 35 inci maddesinde yer alan "Bilimsel denetim" başlığı, bizi bu konuda endişelendirmektedir; çünkü, bu maddede "öğretim faaliyetlerinin bilimsel yönden denetlenmesi, Harp Okulu Bilimsel Denetleme Kurulu tarafından yapılır" denmektedir. Bu madde, hiçbir zaman bilimsel yönden kabul edilecek bir madde olmayıp, daha başlangıçta eğitime en büyük darbeyi vuracak olan bir maddedir.

Muvazzaf bir subayın emrindeki personeli veya birliği eğitebilecek ve yönetebilecek olması ise tamamen farklı bir alanı ve şartları kapsar. Burada eğitimin ruhu, özü disiplindir.

"Disiplin" kelimesi "deciple"den gelir. Deciple, aklıyla öğrenen demektir; belirli bir şahıstan, bir rehberden, bir öğretmenden, hatipten veya bir kitapdan değil ve fakat kendi aklının, kendi kalbinin gözlemleri ve kendi eylemlerini değerlendirerek öğrenmektir. Bu iş, gerçekten de hiçbir yanlışa kaçmaksızın, hiçbir yalanla avunmaksızın, tüm kalp ve bilinçle devamlı olarak uyanık bulunmayı ve yüksek bir bilinç düzeyiyle her an doğru yaşayarak, gerçeğe gönül vermeyi gerektirir.

Disiplin, İç Hizmet Kanununda şöyle tarif edilmiştir: "Disiplin, kanunlara, nizamlara ve emirlere mutlak bir itaat, ast ve üstün hukukuna riayet etmektir." Bu tarifte yer alan "mutlak" kelimesi, şahıslardan, zamandan ve mekandan münezzeh olmak, onlara bağlı olmadan var olmak demektir. Bu halde, disiplin de, şahıslara, zamana ve yere bağlı olmaksızın, itaat ve şahsın hukukuna riayet etmeyi gerektiriyor. Burada önemli olan, mutlakta yorum yoktur ve mutlak olan doğruya gerekçe de gösterilmez kabulüdür. Onun için, emirlerin icraıyla yüz yüze kalındığında, emri yorumlamak, zaman ve yere, hava şartlarına, iklime bağlı olarak değişik ve farklı davranmak, disiplin kavramının altına mayın koymak gibi önemli hatalardır. Burada en önemlisi, emri yorumlamamaktır. Üniforma giyen hiçbir kimsenin, emri yorumlama hak ve yetkisi yoktur. Emrin hikmetini, yani sebebini, emri veren bilir; astın, onu sormaya hak ve yetkisi yoktur. Diğer taraftan, askerî harekâtın üzerine örüldüğü temel gerçekler çok süratle değişebilir. Bu, onun tabiatı icabıdır. Bu anlamda, askerî sevk ve idare, değişikliklerin yakalanması ve yönetimidir.

Netice olarak şunu söylemek isteriz ki, asker, ateş ve kan içerisinde doğmuş ve çelik olarak onun içerisinden çıkmış kimsedir. Bu çeliğe verilen su, hiç şüphesiz, disiplindir. Ancak disiplin sayesindedir ki, aileleri, kültür düzeyleri, becerileri, inançları ve dünyaya, hayata bakış açıları farklı olan eğitimsiz insanları alıp, muharip yapmak mümkün olmaktadır. Onun için, disiplin, bir anlamda, muharip olabilmek için verilen ve komutana devredilen hakların tümüdür.

Burada söylemek istediğimiz son sözlerimiz şunlar olacaktır: Harp okullarımızda, bir yandan ideolojilerinden arındırılarak mekanik düşünceyle dışa dönük bakış açısı ve bilgi bakış açılı mühendislik ve sosyal bilim okullarında eğitim almış gibi öğrendiği her şeyi sorgulayan genç subaylar yetiştireceğiz, bir yandan da disiplini, sevk ve idarenin gereği, aldığı emirleri yorumlamadan uygulayacak subaylar yetiştireceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Polat.

ASLAN POLAT (Devamla) – 1 dakika eksüre verirseniz bitiyorum efendim.

BAŞKAN – Buyurun.

ASLAN POLAT (Devamla) – Teşekkür ederim.

İşte, bu iki farklı eğitimde yetişen gençler, bizim ülkemizi dış düşmanlardan koruyacak gençler olacaktır. Yalnız, tüm bu ağır yükü taşıyabilmeleri için, 5 inci maddede de belirtildiği gibi, millî kültürümüz, örf ve âdetlerimize bağlı olmak ise, iyi yetişmiş bir harbiyelinin kendinde taşıyacağı olmazsa olmaz şartlardır.

Bu duygu ve düşüncelerle tasarının 7 nci maddesinin ülkemize hayırlı olmasını diler, Yüce Meclise saygılar sunarım.

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Polat.

Madde üzerinde başka söz talebi?.. Yok.

Efendim, Komisyon, acaba, bu maddenin (b) fıkrasının "vermektedir" olan son kelimesini "vermektir" olarak değiştirmeyi düşünür mü?

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ MEHMET HANİFİ TİRYAKİ (Gaziantep) – Doğrudur Sayın Başkan.

BAŞKAN – Efendim, bu değişiklikle maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

8 inci maddeyi okutuyorum:

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Organlar ve Görevler

Organlar

MADDE 8. — Harp okullarının eğitim-öğretim ve yönetim işleri;

a) Harp Okulu Komutanı,

b) Eğitim ve Öğretim Yüksek Kurulu,

c) Dekan,

d) Enstitü Müdürü,

e) Bilimsel Denetleme Kurulu,

f) Öğrenci Alay Komutanı,

g) Yüksek Disiplin Kurulu,

tarafından yürütülür.

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

9 uncu maddeyi okutuyorum:

Harp Okulu Komutanı

MADDE 9. — Harp Okulu Komutanı, Harp Okulu ve bağlı birimlerinin bütün faaliyetlerinin yönetim, gözetim ve denetiminden sorumludur. Harp Okulu Komutanı profesör ise kendisi, değilse o komutanlıktan bir profesör Üniversitelerarası Kurulun üyesidir.

Harp Okulu Komutanının atanması; 27.7.1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu hükümlerine göre yapılır.

BAŞKAN– Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

10 uncu maddeyi okutuyorum:

Eğitim ve Öğretim Yüksek Kurulu

MADDE 10. — Eğitim ve Öğretim Yüksek Kurulu, Harp Okulu Komutanının başkanlığında; dekan, enstitü müdürü, kurmay başkanı, öğrenci alay komutanı ve bölüm başkanlarından oluşur. Harp Okulu Komutanının bulunmadığı hallerde en kıdemli üye kurula başkanlık eder. Eğitim ve Öğretim Yüksek Kurulu, her eğitim ve öğretim yılı başında ve sonunda olmak üzere, yılda en az iki defa toplanır. Harp Okulu Komutanı, gerekli gördüğü hallerde de Eğitim ve Öğretim Yüksek Kurulunu toplantıya çağırabilir.

Eğitim ve Öğretim Yüksek Kurulu ilgili kuvvet komutanlığınca belirlenen temel esaslar doğrultusunda; harp okulunun eğitim ve öğretimi ile ilgili uygulama ve geliştirmeye yönelik usul ve esasları tespit eden, bilimsel araştırma ve yayın faaliyetleri hakkında kararlar alan, harp okullarının bütününü ilgilendiren kanun, yönetmelik ve yönerge ihtiyaçları ile mevcut mevzuatın uygulanmasından doğan hususları inceleyip kuvvet komutanlıklarına görüş bildiren, yıllık eğitim-öğretim programının uygunluğu hususunu ve eğitim-öğretim programlarında ortaya çıkabilecek sorunları görüşüp karara bağlayan en yüksek eğitim ve öğretim organıdır.

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

11 inci maddeyi okutuyorum:

Dekan

MADDE 11. – Dekan, harp okulundaki lisans eğitim ve öğretiminin yürütülmesinden harp okulu komutanına karşı sorumlu asker kişidir.

Dekanın atanması, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu hükümlerine göre yapılır.

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

12 nci maddeyi okutuyorum:

Dekan yardımcıları

MADDE 12. – Dekan yardımcıları en fazla iki olup, dekana çalışmalarında yardımcı olmakla sorumlu asker kişilerdir.

Dekan yardımcıları, dekanın kendilerine vereceği görevi yerine getirirler. Dekanın bulunmadığı hallerde rütbe ve kıdemce daha büyük olan dekan yardımcısı dekana vekâlet eder.

Dekan yardımcılarının atanması, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu hükümlerine göre yapılır.

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Enstitü Müdürü

MADDE 13. – Enstitü Müdürü, harp okullarındaki lisans üstü eğitim ve öğretimin yürütülmesinden harp okulu komutanına karşı sorumlu öğretim üyesi asker kişidir.

Öğretim üyesi asker enstitü müdürünün atanması, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu hükümlerine göre yapılır.

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

14 üncü maddeyi okutuyorum:

Bilimsel Denetleme Kurulu

MADDE 14. – Bilimsel Denetleme Kurulu; her bölümden en üst akademik kariyere sahip üyeler arasından bir yıl için, biri asıl diğeri yedek olmak üzere o bölüm öğretim üyeleri tarafından gizli oyla seçilir.

Seçilen asıl üyeler arasından rütbe ve kıdemce en büyük olanı bu Kurula başkanlık eder.

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

15 inci maddeyi okutuyorum:

Öğrenci Alay Komutanı

MADDE 15. — Öğrenci alay komutanı; ilgili yasal mevzuat doğrultusunda öğrencilerin eğitim, disiplin, yönetim ve diğer hizmetlerini yürütmekten harp okulu komutanına karşı sorumlu asker kişidir.

Öğrenci alay komutanının atanması; 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu hükümlerine göre yapılır.

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler... Etmeyenler.... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum :

Yüksek Disiplin Kurulu

MADDE 16. — Yüksek Disiplin Kurulu, harp okulu komutanının başkanlığında; dekan, öğrenci alay komutanı, kurmay başkanı ve disiplin subayından oluşur.

Yüksek Disiplin Kurulu; kurula sevk edilen öğrencilerin disiplin ile ilgili safahatını ve yapılan işlemlerin ilgili mevzuata uygunluğunu inceleyerek, okuldan ilişiklerinin kesilmesine veya kesilmemesine karar verir. Okulla ilişiğin kesilmesi hakkındaki karar, ilgili kuvvet komutanının onayı ile yürürlüğe girer.

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

17 nci maddeyi okutuyorum :

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Öğretim Elemanları

Öğretim elemanlarının görevleri

MADDE 17. — Öğretim elemanlarının görevleri şunlardır :

a) Harp okullarında, bu Kanundaki amaç ve ilkelere uygun biçimde lisans ve lisansüstü düzeyde eğitim, öğretim ve uygulamalı çalışmalar yapmak ve yaptırmak.

b) Projeleri yürütmek.

c) Bilimsel çalışmalara katılmak, bilimsel araştırma ve yayın yapmak.

d) Akademik danışmanlık ve rehberlik hizmetlerini yürütmek.

e) Yetkili organlarca ve amirlerce verilecek diğer görevleri yerine getirmek.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebinde bulunan Sayın Açba?..Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Yardımcı Doçentliğe atanma

MADDE18.—Harp okulları komutanlıklarınca tespit edilen açık yardımcı doçent kadroları, her yıl isteklileri tespit etmek amacıyla ilgili kuvvet komutanlıklarınca ilan edilir. Kuvvet komutanlıklarınca adaylığı uygun görülen istekliler harp okulu komutanlığına bildirilir. Harp okulu komutanı, dekan veya enstitü müdürü başkanlığında ilgili bölüm başkanı ile okul içinden veya dışından ilgili anabilim veya yanbilim dalından üç profesör veya doçentten oluşan bir kurul teşkil ettirerek, bu kuruldan adayların her biri hakkında yazılı mütalaa ister. Harp okulu komutanı kendi görüşünü de belirterek atanmanın sağlanması için ilgili kuvvet komutanlığına öneride bulunur. Yardımcı doçentliğe önermede ve atamada askerî personele öncelik verilir. Yardımcı doçentler, ilgili kuvvet komutanlığınca uygun görülmesi halinde, ilk üç yılı müteakip, birer yıllık sürelerle uzatılmak kaydıyla, en fazla altı yıla kadar bu kadrolarda kalabilirler.

Yardımcı Doçentliğe atamada aranacak şartlar şunlardır :

a) İlgili bilim dalında doktora yapmış olmak,

b) Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında görevli personel için hakkında müspet nitelik belgesi doldurulmuş olmak.

c) Harp okulu komutanlığınca, biri o dilin öğretim üyesi olmak üzere, seçilecek üç kişilik bir kurul tarafından, sınava girenin kendi bilim alanında Türkçeden yabancı dile, yabancı dilden Türkçeye 150-200 kelimelik birer çeviriyi kapsayan yabancı dil sınavını başarmak.

BAŞKAN – Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA MUSA UZUNKAYA (Samsun) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 380 sıra sayılı Harp Okulları Kanunu Tasarısının 18 inci maddesi üzerinde Grubum adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, şahsım ve Grubum adına, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, tabiî, bu tasarı, baştan beri, Millî Eğitim Komisyonunda da üzerinde tartıştığımız, muhtelif maddeleri hakkında komisyonda görüşlerimizi arizüamik ifade ettiğimiz bir yasa tasarısı. Gerçekten, çağın şartlarına göre, harp okullarının, teknolojik olarak, bilgi ve birikim olarak, dünyadaki benzerlerinin önünde olması lazım, bunda hiçbirimizin tereddüdü yok; çünkü, biz, hep böyle, asker bir milletiz diyoruz, bu teknolojiyi en iyi bilen milletlerden birisiyiz diyoruz ve bunun eğitimini de, disiplin olarak en iyi yapan ülkelerden birisiyiz.

Tabiî, yasa tasarısının genel amacı, yukarıdan beri tartışılan maddelerde ifade edildi. Yasa tasarısının genel amacı, akademik kariyer, unvan sahibi olabilecek askerî eğitim görevlilerimizin, uzmanların, doktoralarını, yardımcı doçentliklerini, doçentliklerini ve profesörlüklerini, çok daha rahat bir şekilde kendi kurumlarında ifa edebilmeleridir. Nitekim, Amerika West Point Askerî Harp Akademisinin veya üniversitesinin... Gerçi orada tek üniversite, oniki ayrı fakülte -yanlış hatırlamıyorsam- şeklinde varit ise de, bizde, müesseselerin, kara, hava ve deniz harp okulları şeklinde dağılımı sonucu üç ayrı üniversitede akademik kariyer edinecek arkadaşlarımıza, özellikle bu 18 inci maddede, yardımcı doçentlikte nelere dikkat edilmesi gerektiği hatırlatılmaktadır.

Değerli arkadaşlar, bizim, yukarıda da söylediğimiz bir konu vardı, yani Millî Eğitim Komisyonunda. Yasa tasarısı fevkalade güzel, belki dış ülkelerle kıyas edilince güzel şeyler de getireceği muhakkaktır; ama, benim şahsî endişem, yukarıda da arz etmeye çalıştığım endişem şu olmuştur: Hukukta bir kaide vardır, denilir ki, abes makîysün-aleyh olmaz; yani, yanlış, kendisine kıyas edilen olmamalıdır. Yükseköğretim Kanunu, yani, 2547 sayılı YÖK Yasası, çıktığı günden beri, tüm üniversiteleri, öğretim görevlilerini, araştırma uzmanlarını, KPDS imtihanları dahil olmak üzere her titr geçişte akademik unvan sahibi arkadaşları, bunun ötesinde, öğrencileri, öğrenci velilerini ve Türk toplumunu eğitim açısından ciddî bir çıkmaza sokmuştur.

Enteresan olan şey, 2547 sayılı Yasaya kıyasen veya ondan mülhem veya ona müsnet bir çalışmanın burada yapılması -üzülerek ifade edeyim, YÖK Yasası hakkında böyle bir tespiti yapmış olmak fevkalade üzücü bir şeydir ama- çok uygunsuz bir yere atıfta bulunularak böyle bir çalışmanın yapılıyor olması, 2000'li yıllarda, yani, milenyumda üniversitelerimiz arasında yeni vücut bulacak üç askerî üniversitenin, açık olarak ifade edeyim, bana göre, yapısı ve bütün hüviyetiyle çağdışı görünüm sergileyen YÖK Yasasına kıyasen vücut buldurulması, bu yasanın doğuşundaki sıkıntılarından en ciddisidir.

Önce, kanatimce, atıfta bulunulan, yani, kendine kıyas edilen, kendinden mülhem hareket edilen bu yasanın ıslah edilmesi gerekirdi. Mesela, ben, biraz da garipsiyorum, deniliyor ki şurada "150-200 kelimelik birer çeviriyi kapsayan yabancı dil sınavını başarmak..." Artık, çağdaş bir dünyada, 150-200 kelimelik bir çeviriyi yapacak yardımcı doçentlik çalışması yapan bir insanın bu zeminde olmaması lazım. Ama, Türkiye'de, üzülerek söylemek lazım, zaten, eğitimimiz, esasları unutulduğu için, yani, yabancı dili Türkiye'de hangi filoloji veriyor, hangi üniversitede ciddî anlamda yabancı dil kazandırılıyor... Askerî üniversitelerimiz, özellikle, belki, yabancı dile diğerlerinden çok daha fazla muhtaç olacak; çünkü, artık, teknoloji dili, yabancı dil. Askerî teknoloji fevkalade ileride ve bu teknolojiyi, mutlaka ithal edeceksiniz; yabancı dile ziyadesiyle ihtiyacınız var.

Hal böyle olunca, mesela deniliyor ki "Harp okulu komutanlığınca, biri o dilin öğretim üyesi olmak üzere, seçilecek üç kişilik bir kurul tarafından, sınava girenin kendi bilim alanında Türkçeden yabancı dile, yabancı dilden Türkçeye 150-200 kelimelik birer çeviriyi kapsayan..." Yani, doktora, yardımcı doçentlik çalışması yapacak bir akademik hüviyet sahibi, hele hele askerî bir üniversitede titr kazanacak, artık, yeni bir unvan kazanacak genç araştırmacı arkadaşlarımızın daha geniş kapsamlı bir dile sahip olması elbette arzulanır ve hedeflenirdi. Neden böyle; çünkü, bizim diğer üniversitelerimizde de yabancı dil yok da ondan, kıyas ettiğimiz yasanın temelinde de bu sıkıntı var da ondan.

Nitekim, öğrenci af yasa tasarısı içerisinde en geniş tartıştığımız maddelerden birisi de, daha önce Af Yasası kapsamı içerisinde gelen 12 nci maddedeki, KPDS sınavlarında perişan olan, akademik araştırma durumunda olan genç arkadaşlarımızın konumu. Uzmanlık alanıyla alakası yok, değişik şartlarda büyük sıkıntılar çekiliyor ve tek kelimeyle, Türkiye'de insanlar, kendi ilgi alanlarının dışında işlerle meşgul oluyor; yani, 2547 sayılı Yasa, Yükseköğretim Yasasının mesulleri, ilgilileri, YÖK Başkanı, YÖK kurulu üyeleri, bugüne kadar, bilimsel çalışmalarda, onsekiz senedir ülkenin önüne neyi koydular?!.

İşte, konulan bir sıkıntı; televizyonlarda, gazetelerde, radyolarda izliyorsunuz, 568 000 meslek okulu öğrencisinin geçen yıl girdiği üniversite imtihanlarında, sadece 20 000'ine, üniversitelere giriş imkânı tanınabilmiştir. Böyle perişan bir eğitim sistemi ve bu sistemin içerisinde diliyor ve temenni ediyorduk ki, samimî arzumuz oydu ki, pırıl pırıl, yeni bir binyılda, askerî üniversiteler kurulurken, YÖK Kanununun sıkıntılarından uzak hale gelsin, bilimsel çalışmaları da tamamen özerkleşsin.

Burada takdir edilecek bir yön vardır; askerî personelimizin, akademik çalışacak arkadaşlarımızın -çok büyük ihtimaldir ki, inşallah- sivil toplumla biraz daha diyalog imkânı olacak, üniversitelerle daha iç içe olma imkânı olacak; belki toplumun askerî yapı içersindeki kendi hiyerarşisini bozmadan, disiplinini bozmadan bu yapıda, sivil kesimle, sivil üniversiteyle biraz daha iç içe oluyor görüntüsü bu yasayla kazanım olarak elde edilecektir. Temenni ediyorum ki, bu kazanım da, uluslararası birkısım çalışmalara, en azından yabancı dil ve benzeri sorunları aşma konusunda, askerî akademik çalışma yapacak arkadaşlarımızın ufkunu biraz daha geniş tutmuş olacaktır. Fakat, ben her şeyden önce, bu bilimsel araştırmayı yapacak, yardımcı doçentlik ve diğer sahalarında uzmanlık yapacak arkadaşlarımıza -daha önceki maddelerde ve geneli üzerinde ifade edildi- daha çok demokrasi, daha çok özgürlük bilincinin bu dersler içerisinde de verilmesi, asker, sivil, devlet bürokratıyla halkının kaynaşabileceği bir akademik yapının ciddî anlamda kazandırılması ve yine, askerî disiplini birinci şart olmak kaydıyla hukuksuzluğa bu eğitim müesseselerinde de meydan verilmeyecek bir anlayışın egemen kılınması konusunda, umuyorum ki, bu üniversite çalışması, ciddî yeni açılımlar getirecektir.

Bu temenni ve düşüncelerimle, yardımcı doçentlik alanında 18 inci maddeyle sağlanacak, getirilecek imkânların askerî üniversitelerimiz için hayırlı olmasını diliyor, bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum efendim.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Doçentliğe atanma

MADDE 19. —Doçentliğe atanmak için; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunundaki doçentliğe yükseltilme şartlarını yerine getirmek ve Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında görevli personel için hakkında müspet nitelik belgesi doldurulmuş olmak gereklidir. Harp okulu komutanlıklarınca tespit edilen açık doçentlik kadroları, isteklileri tespit etmek amacıyla her yıl ilgili kuvvet komutanlıklarınca ilan edilir. Kuvvet komutanlığınca adaylığı uygun görülen istekliler harp okulu komutanlığına bildirilir. Harp okulu komutanı, dekan veya enstitü müdürü başkanlığında ilgili bölüm başkanıyla okul içinden veya dışından ilgili anabilim veya yanbilim dalından üç profesörden oluşan bir kurul teşkil ettirerek, bu kuruldan adayların her biri hakkında yazılı mütalaa ister. Harp okulu komutanı, kendi görüşünü de belirterek atanmanın sağlanması için ilgili kuvvet komutanlığına öneride bulunur.Genelkurmay Başkanlığınca da atanması uygun bulunanların atamaları ilgili kuvvet komutanlığınca yapılır. Doçentlik kadrosuna önermede ve atamada askerî personele öncelik verilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Profesörlüğe yükselme ve atanma

MADDE 20.—Profesörlüğe yükselebilmek için; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunundaki profesörlüğe yükseltilme şartlarını yerine getirmek ve Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında görevli personel için hakkında müspet nitelik belgesi doldurulmuş olmak gereklidir. Harp okulu komutanlığınca tespit edilen açık profesörlük kadroları, isteklileri tespit etmek amacıyla her yıl ilgili kuvvet komutanlıklarınca ilan edilir.

Başvuran adayların durumlarını incelemek üzere, ilgili kuvvet komutanlığınca; harp okulu komutanı başkanlığında, dekan veya enstitü müdürü ile seçilecek beş profesörden oluşan bir kurul teşkil edilir. Profesörlerden üçü Yüksek Öğretim Kurulu tarafından belirlenecek bir üniversiteden, ikisi ise harp okulundan olmak üzere yedi kişiden oluşur. Bunlardan birinin profesör kadrosunun açık olduğu bölümden, birinin o bölümün dışından, birinin ise ilgili bilim alanından olması şartı aranır.

Bu kurulun değerlendirme neticesi, ilgili kuvvet komutanlığınca görüşü alınmak üzere Yüksek Öğretim Kuruluna gönderilir. Atama, Yüksek Öğretim Kurulunun olumlu görüş bildirdiği ve Genelkurmay Başkanlığının da uygun bulduğu adaylar arasından, ilgili kuvvet komutanlığınca yapılır. Profesörlük kadrosuna önermede ve atamada askerî personele öncelik verilir.

BAŞKAN – Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Nevzat Yalçıntaş; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA NEVZAT YALÇINTAŞ (İstanbul) – Sayın Başkanıma ve değerli milletvekillerine, saygılarımı arz ediyorum.

Muhterem arkadaşlar, ordumuzun ruhu subaydır; en iyi subayları yetiştiren ordular, en güçlü ordulardır.

Şimdi, burada, yeni bir sistem getiriliyor; üniversiteler kuruluyor. Tabiî, bunu, başlangıç müzakeresinde, gerçekten konunun uzmanı olan Sayın Prof. Mehmet Sağlam Bey kardeşimiz, üç üniversitenin neden tek üniversite olup olamayacağı hakkındaki düşüncelerini lütfederken, mekân unsurundan bahsetti; yani, dağınık şehirlerde diye buyurdular. Hemen söyleyeyim ki, sadece iki şehirde; İstanbul'da ve Ankara'da... Eğer, tek tek ayrı üniversite teşkil edilmesi önemli ölçüde mekân meselesinden ileri gelmişse, bu, yerinde bir karar olmaz. Tek bir üniversite ve muhtelif fakülteler olur, mümkündür. İstanbul'da, 2 harp okulumuz vardır ve Kuleli Lisemiz vardır. Ben, çok yakınlarımdan, bu okullarda okuyan yakınlarımdan biliyorum ki, geldikleri zaman, bu gençlerin, İstanbul gibi bir şehirde -Ankaralı olduğum için, İstanbul'u översem kimse alınmasın- aldıkları okul dışı formasyon, onlara çok şey kazandırıyor. Bunu, bir mülahaza için söylüyorum. Bu mesele, sırf mekân dağınıklığından ileri gelmişse, bu, bugünkü şartlarda kabul edilebilir bir mesele, bir faktör olarak gözükmüyor. Pekâlâ, rektörlük burada olur, İstanbul ona bağlı olur veyahut hatta harp okulumuz İstanbul'a gelebilir. Deniz Harp Okulu çok sıkışık bir durumdaydı ve orada, bu sıkışıklığı gidermek için müşkülat gösteriyorlardı; hafızam yanıltmıyorsa, soyadı Fırat olan bir oramiralimizle planlamada oturduk ettik ve Tuzla'daki bugünkü büyük arazi tahsis edildi, altında acizane bendenizin imzası vardır. Bu işler halledilir.

Bir muvahhit, birleşmiş üniversite yerine dağınık üniversitenin belki önemli mahzurları çıkar, belki dememin sebebi, askerlikte başka bir disiplin ve organize sistem var.

Profesörlüğe gelince, yükseltme meselesinde; nasıl ki ordunun ruhu subaydır, üniversitede asıl faktör hocadır. Barakada bile tedrisat yapabilirsiniz; nitelikli hocanız varsa, çok iyi netice alırsınız. Burada benim söz almamın bir sebebi de, bu profesörlüğe yükseltmede bir müspet nitelik belgesi; yani anlaşılıyor ki, bir sicil amirliği filan var, bu doldurulacak. Bunda, normal zamanlarda bizim hiçbir kaygımız olmamıştır. Ben eski bir üniversite mensubuyum, üniversite senatosunda uzun seneler senatör olarak çalıştım, harp okullarımız dört seneye yükseltilirken de üniversitemizi bendeniz temsil ettim; oturduk Ankara'da müfredatları... Zaten üç üniversite vardı, hepsi de İstanbul Üniversitesinin mütalaasına bakıyorlardı. Bu müfredatın yenileşmesinde acizane katkım olmuştur. Bu nitelik belgesi nedir? Belki ileride Sayın Bakanımız cevap verecektir.

Neden endişemi izhar ediyorum; ilimden ayrılan, alelacayip düşüncelerle son zamanlarda, son senelerde, bırakalım harp okulunu, üniversitedeki öğretime bile müdahaleler olmuştur. Siyasete gelmeden önce, bir gün üniversitemizde bir kargaşa, ne oluyor, ne bitiyor... İstanbul'da, bu büyük kapıda, berberlere, çocuklar traş oluyorlar, kasten getirmişler; çünkü, rektör emir vermiş "sakallı girilemez..." Ortaçağ zihniyeti; niye girilemiyor?! Tabiî, kaldırdı sonra. Ben içeri girdim, kargaşa var, dekan "hocam, bir kargaşa mı oldu, ne oldu" dedi. Rektör diyor ki "efendim, sakallı..." Bunlar da işi şey ettiler, berberleri getirdiler.

Aziz arkadaşlar, böyle saçma sapan şeyler girmiştir. Harp okulunda böyle bir şey olur demiyorum; ama, inanılmaz zihniyetler; ideolojiden alıyor, komplekslerden alıyor, korkulardan alıyor; yani, on çocuk bir salonda... Her türlü sakal bırakıyor çocuk; ne olacak, ne biter onun sakalından?!

Efendim, eğer, bu zihniyet, harp okulu üniversitelerimizde de hâkim olur ve orada sicil verecek kişiler, efendim, onun annesinin başı örtük, öbürünün dedesi hacca gitti... Hoca niye bunu söylüyor diyeceksiniz; sizler belki muhatap olmuyorsunuz, biz, işsiz kalmış subaylarla muhatap olduk İstanbul'da.

YÜCEL ERDENER (İstanbul) – Subay nasıl işsiz kalır!..

NEVZAT YALÇINTAŞ (Devamla) – Evet kalıyor; çünkü, saçma sapan bir sebeple işine son veriliyor. YAŞ kararları boşuna Anayasa Mahkemesinde söz konusu olmuyor. Hakkını müdafaa edemiyor. Sizden randevu alıyor, geliyor. -karşılaşmadığınız için bilmiyorsunuz bu üzüntüleri- falanca rütbeye geldim, ordudan ihraç edildim... Karşınızda genç bir insan, ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz. Şu iş vermez, bu iş vermez; mecbur oluyorsunuz, bir tüccara, bir şirkete telefon edip... Bunlar oluyor. Bunlardan belki sizler uzaksınız, biz muhatap oluyoruz.

A. TURAN BİLGE (Konya) – Biz niye uzak olalım ki, biz uzaydan mı geldik!

NEVZAT YALÇINTAŞ (Devamla) – Hayır efendim, hanımefendi "niçin işsiz kalsın" diyor...

BAŞKAN – Efendim, lütfen müdahale etmeyin.

NEVZAT YALÇINTAŞ (Devamla) – Bana müdahale ediyor...

BAŞKAN – Siz de, lütfen, Genel Kurula hitap edin.

YÜCEL ERDENER (İstanbul) – Benim babam da asker...

NEVZAT YALÇINTAŞ (Devamla) – Asker olabilir, biz de askeriz. Bütün Türkler askerdir hanımefendi.

BAŞKAN – Sayın Yalçıntaş, lütfen Genel Kurula hitap edin.

NEVZAT YALÇINTAŞ (Devamla) — Efendim, müdahale ediyor "niçin işsiz kalsın" diyor.

BAŞKAN – Ben mâni olacağım efendim.

NEVZAT YALÇINTAŞ (Devamla) – Lütfen mâni olunuz.

BAŞKAN – Siz konuşmanıza devam edin.

NEVZAT YALÇINTAŞ (Devamla) – Bizim karşılaştığımız ve bizim yüreklerimizi sızlatan konular cereyan ediyor, burada muhatap olanlar da vardır. Bunlar, Türk evlatlarıdır. Bunlar, senelerce orduda hizmet etmişlerdir. Bunları, şu veya bu sebepten... Bu sebepleri anlatmak için burası gerekli yer değil, ben sizin nazarı dikkatinizi çekiyorum, yani, ilgililerin, Sayın Bakanımızın.

Bu profesörlüğe yükseltme belgesi; böyle bir belge yok hiçbir yerde... Bir insan suç işlerse, ordunun da devlet dairesinin de, her yerin bir disiplin yönetmeliği vardır, bir disiplin kurulu vardır, o suçu inceler, sonuca varır. Sübjektif sebeplerle, ilme, bilime ârız olan ve ülkemizde ıstırap meydana getiren... Burada, YÖK için soruşturma komisyonu boşuna kurulmadı. Bu ıstırabı biz çektik, sivil üniversiteler olarak çektik. Ha, bunlar lütfen ârız olmasın, lütfen, profesörlüğe yükseltilirken, ilimle alakası olmayan, hatta vatanî duygularla hiç alakası olmayan, birtakım dış görünüşler, birtakım ibadetler, birtakım vicdanî sebeplerle bunlar verilmezlik yapılmasın yahut yanlış şeyler yazılmasın; ilim bunu götürmez. İlim, çağdaş seviyede yetişmiş kişinin bilimsel erki, yani ilmî gücüyle ölçülür. Bunu burada zabıtlara geçirmek için söyledim; çünkü, ıstıraplar vardır. YAŞ kararları bunlara bir sebebiyet vermektedir; Türkiye bunun çilesini çektiği için, birçok insan YAŞ kararlarının da itiraz mercii olmasını söylemektedirler. Hele, siz bunu bilime taşıdınız mı, ıstırap daha da artar.

Efendim, benimki sadece bir hatırlatmaktır. Teşekkür ediyorum, hürmetlerimi arz ediyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Yalçıntaş.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...

ZEKİ ÜNAL (Karaman) – Karar yetersayısının aranılmasını istiyorum Sayın Başkan.

İSMAİL KÖSE (Erzurum) – Oylayın Sayın Başkan, oylayın.

BAŞKAN – Fark edemedim efendim, maddeyi oylarınıza sundum; bir dahaki maddede talep ederseniz dikkate alırım.

Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Müteakip maddeyi okutuyorum:

Yabancı ülkede alınan akademik unvanların geçerliliği

MADDE 21. — Yabancı ülkelerde alınan doçentlik ve profesörlük unvanlarının kabul edilmesi, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 27 nci ve 28 inci maddeleri uyarınca üniversitelerarası kurul tarafından kararlaştırılır.

BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.

ZEKİ ÜNAL (Karaman) – Karar yetersayısının aranılmasını istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Karar yetersayısının olup olmadığını arayacağım.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Karar yetersayısı yoktur.

Ne kadar ara vermemizi uygun görürsünüz?..

İSMAİL KÖSE (Erzurum) – 5 dakika yeter Sayın Başkan.

BAŞKAN – Birleşime 5 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.23

 

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati : 17.29

BAŞKAN : Başkanvekili Nejat ARSEVEN

KÂTİP ÜYELER : Şadan ŞİMŞEK (Edirne), Mehmet AY (Gaziantep)

 

BAŞKAN – Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 87 nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

1. - Harp Okulları Kanunu Tasarısı ve Millî Savunma ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/423) (S.Sayısı: 380) (Devam)

BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet yerinde.

Biraz önce, 21 inci maddenin oylamasında karar yetersayısı bulunamamıştı.

Şimdi, maddeyi tekrar kıymetli oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısını arayacağım.

21 inci maddeyi tekrar oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Karar yetersayısı yoktur.

Alınan karar gereğince, Cumhurbaşkanı seçimini yapmak için, 27 Nisan 2000 Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 17.30

V. – SORULAR VE CEVAPLAR (Devam)

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Hatay Milletvekili Metin Kalkan’ın, enflasyon oranına ve enflasyonu belirleyen kriterlere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Recep Önal’ın cevabı (7/1564)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Ramazan Mirzaoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

S. Metin Kalkan

Hatay

1. Türkiye’nin her geçen gün biraz daha fakirleştiği iddia ediliyor. 1995-2000 yılları arasında kişi başına düşen millî gelirin bölgelere göre dağılımı nedir?

2. Millî gelir açısından Türkiye’nin dünya sıralamasındaki yeri nedir?

3. 1995-2000 yılları arasında enflasyon oranları ile memur maaşlarındaki artış oranları ne kadardır?

4. Ülkemizde belirlenen asgari ücretin dünya sıralamasındaki yeri nedir?

5. Ülkemizde memurlara ödenen ortalama maaşın dünya sıralamasındaki yeri nedir?

6. Enflasyonu belirlemede baz alınan kriterler nedir ve hangi kalemlerden oluşmaktadır?

7. Enflasyonu belirleyen kriterler ve kalemler son şekliyle ne zamandan beri uygulanmaktadır? Bir değişiklik olmuşsa ne zaman, hangi kalem ve kriterlerde olmuştur?

T.C.

Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı 21.4.2000

(Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürlüğü)

Dosya No. : B.02.1.HM.0.EKA-01.02-20/32120

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı

Genel Sekreterliği

(Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığına)

İlgi: 3.4.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1564-4529/10811 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınız eki Hatay Milletvekili Metin Kalkan’ın soru önergesine cevaben hazırlanan not ilişikte sunulmaktadır.

Bilgilerine arz olunur.

Recep Önal

Devlet Bakanı

* 25.4.2000 tarihli 86 ncı Birleşim tutanak dergisinde yer alan 7/1564’e ek cevap

 

 

 

SAYFA 104’den 109’a kadar filme alınacak

2. – Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız’ın, Balıkesir-Sındırgı İlçesi Askerlik Şubesinin Bigadiç’e taşınmasına ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu’nun cevabı (7/1726)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Savunma Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

İlyas Yılmazyıldız

Balıkesir

Sorular:

1. Balıkesir İlimiz Sındırgı İlçesi Askerlik Şubesi Başkanlığı, hizmetlerini yürüttüğü binanın elverişsizliği sebebiyle, şubeye uygun bir bina bulunmaması halinde 15 Aralık 1999 tarihinden itibaren bu hizmetlerin Bigadiç Askerlik Şubesinde yürüteceği Bakanlığınız tarafından ilgili ilçenin kaymakamlığına bildirilmiştir. Sındırgı İlçesi Askerlik Şubesi Başkanlığının Bigadiç İlçesine taşınmıştır. Konunun önemine binaen Sındırgı Belediye Meclisi 4.2.2000 tarih ve 19 sayılı kararı ile eski kaymakamlık binasının ve üst iki katının Askerlik Şubesine tahsisine kadar vermiştir. Sındırgı halkının yoğun talepleri ve kamuoyunun genel isteği gözönüne alınarak Askerlik Şubesi hizmetlerinin Sındırgı eski kaymakamlık binası ve üstü katlarında hizmetlerine devam edecek midir?

2. Sındırgılı vatandaş ve sivil toplum kuruluşlarının istekleri göz önüne alınarak Sındırgı Belediye Meclisinin aldığı karar Bakanlığınız tarafından onaylanacak mıdır?

T.C.

Millî Savunma Bakanlığı 21.4.2000

KAN. KAR. : 2000/7012-GK

Konu: Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: TBMM Başkanlığnın 10 Nisan 2000 tarihli ve KAN.KAR.MD.A.01.0.GNS.0.10.00.02-5091 sayılı yazısı.

Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız tarafından verilen, “Balıkesir-Sındırgı İlçesi Askerlik Şubesinin Bigadiç’e taşınmasına ilişkin” 7/1726 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı Ekte sunulmuştur.

Arz ederim.

Sabahattin Çakmakoğlu

Millî Savunma Bakanı

Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız Tarafından Verilen 7/1726 Sayılı

Yazılı Soru Önergesinin Cevabı

1. Bursa Askerlik Dairesine bağlı Sındırgı Askerlik Şubesi Başkanlığı, iskân edildiği binanın can ve mal emniyeti açısından güvenli olmadığının tespit edilmesi ve geçici iskânı için Sındırgı İlçesinde uygun bir yer bulunamaması üzerine, 7 Şubat 2000 tarihinde statüsünü muhafaza ederek Bigadiç Askerlik Şubesi Binasına taşınmıştır.

2. Anılan Askerlik Şubesinin Sındırgı İlçesinde iskânı için, Belediye Başkanlığı tarafından teklif edilen yerlerden eski emniyet amirliği binası uygun bulunmuştur.

3. Önerilen binada tespit edilen eksikliklerin giderilmesini müteakip, Askerlik Şubesinin Sındırgı İlçesine taşınarak faaliyete geçirilmesi kararı alınmış ve ilgili mülkî makamlara bilgi verilmiştir.

Bilgilerinize sunarım.

Sabahattin Çakmakoğlu

Millî Savunma Bakanı

3. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu’nun cevabı (7/1752)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Savunma Bakanı Sayın Sabahattin Çakmakoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletinizi saygı ile arz ederim. 3.4.2000

Tevhit Karakaya

Erzincan

1. Bakanlığınızın 2000 Malî Yılı Bütçesinden Erzincan’a nekadar ödenek ayrılmıştır? Bu ödeneğin ne kadarı carî harcama, ne kadarı yatırım harcamaları içindir?

2. 1999 yılında Erzincan’a ayrılan ödeneğin ne kadarı kullanılmıştır?

3. Erzincan’da yapımı süren yatırımların ne zaman bitirilmesi planlanmaktadır?

4. İklim şartları gözönüne alınarak Erzincan’da yatırım hizmetlerinin zamanında yetiştirilmesi için ne gibi tedbirler düşünüyorsunuz?

T.C.

Millî Savunma Bakanlığı 21.4.2000

KAN. KAR. : 2000/7014-GK

Konu: Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: TBMM Başkanlığının 10 Nisan 2000 tarihli ve KAN.KAR.MD.A.01.0.GNS.0.10.00.02-5089 sayılı yazısı.

Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya tarafından verilen “Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin” 7/1752 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Arz ederim.

Sabahattin Çakmakoğlu

Millî Savunma Bakanı

Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya Tarafından Verilen 7/1752 Sayılı

Yazılı Soru Önergesinin Cevabı

Bakanlığımızın 2000 Malî Yılı Bütçesinde ve 2000 Yılı Yatırım Programında yer alan yatırım ödeneği tutarı 3 trilyon 50 milyar TL.’dır. Bu ödeneğin Erzincan İli ile doğrudan bir ilgisi bulunmamaktadır.

Carî nitelikli ödenekler içerisinde Erzincan İlinde konuşlu askerî birliklerin personel, işletme, bakım ve idame giderlerinin Erzincan piyasasından karşılanmasının, anılan ilimizin ekonomisine müspet katkıda bulunacağı değerlendirilmektedir.

Bilgilerinize sunarım.

Sabahattin Çakmakoğlu

Millî Savunma Bakanı

4. — Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, Ankara-Şereflikoçhisar-Çalören ve Kaçarlı beldelerindeki TMO faaliyetlerinin durdurulmasına ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in cevabı (7/1786)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı SayınHüsnü Yusuf Gökalp tarafından yazılı olarak cevaplandırması hususunda gereğini arz ederim.

Saffet Arıkan Bedük

Ankara

1. Ankara-Ş. Koçhisar-Çalören beldesinde bulunan TMO’nin ofisi 1999 yılında kapatılmıştır.Ofisi kapatma gerekçeniz nedir? Tekrar açmayı ne zaman düşünüyorsunuz? Ofisin kapanmasından dolayı köylü ve çiftçinin mağduriyetlerini ne şekilde ve nasıl gidermeyi düşünüyorsunuz?

2. Ankara-Ş. Koçhisar-Kaçarlı beldesinde bulunan TMO’nin ajansı faaliyetleri 1999 yılında geçici olarak durdurulmuştur. Bu ajansın faaliyetlerine ara verme gerekçeniz nedir? Tekrar açmayı düşünüyor musunuz? Ne zaman? Tamamen kapatmayı düşünüyorsanız gerekçeniz nedir? Ajansın kapanmasından dolayı köylü ve çiftçinin mağduriyetlerini ne şekilde ve nasıl gidermeyi düşünüyorsunuz?

T.C.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı 25.4.2000

Sayı : KDD.S.Ö.1.01/1323

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 10.4.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-5089 sayılı yazınız.

İlgi yazınız ekinde gönderilen Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’e ait 7/1786-5046 esas no’lu yazılı soru önergesine ilişkin Bakanlığımız görüşü ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Hüsnü Yusuf Gökalp

Tarım ve Köyişleri Bakanı

Yazılı Soru Önergesi

Önerge Sahibi : Saffet Arıkan Bedük

Ankara Milletvekili

Esas No. : 7/1786-5046

Soru - 1 : Ankara-Ş. Koçhisar-Çalören beldesinde bulunan TMO’nin ofisi 1999 yılında kapatılmıştır.Ofisi kapatma gerekçeniz nedir? Tekrar açmayı ne zaman düşünüyorsunuz? Ofisin kapanmasından dolayı köylü ve çiftçinin mağduriyetlerini ne şekilde ve nasıl gidermeyi düşünüyorsunuz?

Cevap -1 : Şereflikoçhisar Şube Müdürlüğümüze 25 km. mesafede bulunan Çalören beldesinde ekip şefliğinin açılması hususu, beldenin bağlı bulunduğu bölgenin görüşleri doğrultusunda, 2000 yılında değerlendirilecektir.

Soru - 2 : Ankara-Ş. Koçhisar-Kaçarlı beldesinde bulunan TMO’nin ajansı faaliyetleri 1999 yılında geçici olarak durdurulmuştur. Bu ajansın faaliyetlerine ara verme gerekçeniz nedir? Tekrar açmayı düşünüyor musunuz? Ne zaman? Tamamen kapatmayı düşünüyorsanız gerekçeniz nedir? Ajansın kapanmasından dolayı köylü ve çiftçinin mağduriyetlerini ne şekilde ve nasıl gidermeyi düşünüyorsunuz?

Cevap - 2 : Koçarlı Ajans Amirliğinin ekip şefliğine dönüştürülmesi hususu, diğer bir çok işyerimizi de kapsayan “TMO Taşra Teşkilâtı Reorganizasyonu” kapsamında gerçekleştirilmiştir.

Konu, 2.3.2000 tarihinde yapılan KİT komisyonu toplantısı tutanaklarında yer alan temenniler çerçevesinde, yeniden değerlendirilecektir.

 

 

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.