Yazılı ve Sözlü Sorular Araştırma Komisyonları Soruşturma Komisyonları
                                                                      Son Tutanak Tutanak Sorgu Tutanak Metinleri Gizli Oturum Tutanakları
                                                                                                                                            Uluslararası Komisyonlar Dostluk Grupları
                                                                                      Genel Sekreterlik Mevzuat Telefon Rehberi Etik Komisyon Duyurular

DÖNEM : 21 CİLT : 30 YASAMA YILI : 2

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

77 nci Birleşim

6 . 4 . 2000 Perşembe

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. — GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. — GELEN KÂĞITLAR

III. — YOKLAMA

IV. — BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. — Bursa Milletvekili OrhanŞen’in, Bursa İlinin dağ ilçelerinin sorunlarına ve çözüm önerilerine ilişkin gündemdışı konuşması

2. — Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız’ın, çiftçilerin tarım kredi kooperatiflerine ve Ziraat Bankasına olan borçlarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in cevabı

3. —İstanbul Milletvekili Erol Al’ın, Anadolu Ajansının kuruluş yıldönümüne ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in cevabı

4. —Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in; Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız’ın, çiftçilerin tarım kredi kooperatiflerine ve Ziraat Bankasına olan borçlarına ve İstanbul Milletvekili Erol Al’ın, Anadolu Ajansının kuruluş yıldönümüne ilişkin gündemdışı konuşmalarına cevabı

B) ÇEŞİTLİ İŞLER

1. —Genel Kurulu ziyaret eden Macaristan Millî Savunma Bakanına Başkanlıkça “Hoş geldiniz” denilmesi

C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. —Diyarbakır Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu ve 21 arkadaşının, Diyarbakır İlinin nüfus artışı ve göç sonucu oluşan sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/130)

V. — AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1. —Sivas Milletvekili Musa Demirci’nin, Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in, konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

VI. — KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. —Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonları raporları (1/501) (S. Sayısı : 367)

VII. — SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. —Isparta Milletvekili Ramazan Gül’ün, SSK’nın personel taşıma harcamalarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan’ın cevabı (7/1562)

2. — Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, bakanlık teşkilâtında çalışan personele ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in cevabı (7/1588)

3. — Kütahya Milletvekili Ahmet Derin’in, Telekom’un özelleştirilmesine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1590)

4. — Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın;

- Manisa İlinde yapılacak yatırımlara,

Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz’ın;

- Birecik Barajı altında kalan Belkıs antik kentine

İlişkin soruları ve Kültür Bakanı M. İstemihan Talay’ın cevabı (7/1597, 1627)

5. — Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın, Manisa İlinde yapılacak yatırımlara ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu’nun cevabı (7/1604)

6. — Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın, Manisa İlinde yapılacak yatırımlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu’nun cevabı (7/1619)

7. — Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın, Manisa İlinde yapılacak yatırımlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel’in cevabı (7/1620)

8. — Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın, Manisa İlinde yapılacak yatırımlara ilişkin sorusu ve DevletBakanı Tunca Toskay’ın cevabı (7/1622)

9. —Antalya Milletvekili Mehmet Zeki Okudan’ın, belediyelerin malî sorunlarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1641)

 

I. — GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 13.00’te açılarak iki oturum yaptı.

İstanbul Milletvekili Nazif Okumuş, Alparslan Türkeş’in ölümünün üçüncü yıldönümü münasebetiyle gündemdışı bir konuşma yaptı.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının :

1 inci sırasında bulunan 367 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından, ertelendi;

2 nci sırasında bulunan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı MaddelerininDeğiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifinin (2/479, 2/478, 2/477) (S. Sayısı : 389 ve 389’a 1 inci Ek) ikinci görüşmesine başlandı. 1 inci ve 2 nci maddeleri kabul edildi; 3 üncü maddesi, birinci ve ikinci görüşmelerde de, Anayasanın öngördüğü beşte üç kabul oyunu sağlayamadığından, reddedildi.

Anayasa Komisyonu Başkanının istemi üzerine, Anayasa değişiklik teklifi Komisyona geri verildi.

6 Nisan 2000 Perşembe günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 18.58’de son verildi.

Yıldırım Akbulut

Başkan

Şadan Şimşek Sebahattin Karakelle

Edirne Erzincan

Kâtip Üye Kâtip Üye

 

 

 

No. : 106

II. — GELEN KÂĞITLAR

6 . 4 . 2000 PERŞEMBE

Sözlü Soru Önergeleri

1. — Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, üniversitelere yerleştirilen öğrenci sayısının artırılıp artırılmayacağına ilişkinMillî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/660) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

2. — Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, TÜPRAŞ’ın özelleştirilmesi için verilen ilan ve reklamlara ilişkin Devlet Bakanından (YükselYalova) sözlü soru önergesi (6/661) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

3. — Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, D.M.S. sonucuna göre yapılacak atamalara ilişkin Devlet Bakanından (Şükrü Sina Gürel) sözlü soru önergesi (6/662) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

4. —Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, POAŞ ihalesiyle ilgili iddialara ilişkin Devlet Bakanından (Yüksel Yalova) sözlü soru önergesi (6/663) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

5. —Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın, yatırımların illere göre dağılımına ve Samsun İline ayrılan ödeneklere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/664) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

6. —Bursa Milletvekili Faruk Çelik’in, Bursa-Gemlik-Kurşunlu Beldesi’nin sahil yoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/665) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

Yazılı Soru Önergeleri

1. —Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, T.C.K.’nun 312 nci maddesine göre hüküm giyen kişilere ilişkin AdaletBakanından yazılı soru önergesi (7/1731) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

2. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin DevletBakanından (Şuayip Üşenmez) yazılı soru önergesi (7/1732) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

3. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin DevletBakanından (Ramazan Mirzaoğlu) yazılı soru önergesi (7/1733) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

4. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanından (Şükrü Sina Gürel) yazılı soru önergesi (7/1734) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

5. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Çevre Bakanından yazılı soru önergesi (7/1735) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

6. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin OrmanBakanından yazılı soru önergesi (7/1736) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

7. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/1737) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

8. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/1738) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

9. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/1739) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

10. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Tarım veKöyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1740) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

11. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanından yazılı soru önergesi (7/1741) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

12. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1742) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

13. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1743) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

14. — Erzincan Milletvekili TevhitKarakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/1744) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

15. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/1745) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

16. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/1746) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

17. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1747) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

18. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/1748) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

19. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Ali İrtemçelik) yazılı soru önergesi (7/1749) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

20. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanından (Fikret Ünlü) yazılı soru önergesi (7/1750) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

21. —Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin DevletBakanından (Edip Safder Gaydalı) yazılı soru önergesi (7/1751) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

22. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1752) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

23. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanından (Hasan Gemici) yazılı soru önergesi (7/1753) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

24. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin DevletBakanından (Rüştü Kâzım Yücelen) yazılı soru önergesi (7/1754) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

25. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin DevletBakanından (Mustafa Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/1755) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

26. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin DevletBakanından (Sadi Somuncuoğlu) yazılı soru önergesi (7/1756) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

27. —Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Keçeciler) yazılı soru önergesi (7/1757) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

28. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin DevletBakanından (Recep Önal) yazılı soru önergesi (7/1758) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

29. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (H. Hüsamettin Özkan) yazılı soru önergesi (7/1759) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

30. —Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/1760) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

31. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin DevletBakanından ve Başbakan Yardımcısından (DevletBahçeli) yazılı soru önergesi (7/1761) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

32. — Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Erzincan İline ayrılan yatırım ödeneklerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1762) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

33. — Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, 4454 sayılı basın affıyla ilgili kanundan yararlananlara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/1763) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

34. — Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Nevşehir Devlet Hastanesi inşaatına ayrılan ödeneğe ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1764) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

35. — Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, patates ürünlerinin pazarlanmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1765) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

36. — Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, sağlık kuruluşlarının patates püresi tüketimine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1766) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

37. — Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, askerî kuruluş ve tesislerde tüketilen patates püresi miktarına ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1767) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

38. — Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Kapadokya-Tuzköy Havalimanı için ayrılan ödeneğe ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1768) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

39. — Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, terör suçlularının Nevşehir Cezaevine nakledilmesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/1769) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

40. — Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Keçiören Fatih Sultan Mehmet Hastanesine personel alım izni verilmemesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1770) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

41. — Bursa Milletvekili Teoman Özalp’in, belediyelerin maddî sorunlarına ve yerel yönetimler reformu projesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1771) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

42. — Muğla Milletvekili Fikret Uzunhasan’ın, turizm ulaşımını ilgilendiren İzmir-Aydın-Denizli otoyolu inşaatına ilişkin Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/1772) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

43. — Muğla Milletvekili Fikret Uzunhasan’ın, İzmir-Aydın-Denizli güzergâhındaki otoyol inşaatına ve Göcek geçidine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1773) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

44. — Afyon Milletvekili İsmet Attila’nın, Afyon Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünden, Rize İline gönderilen dozerlerin ne zaman iade edileceğine ilişkin DevletBakanından (Mustafa Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/1774) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

45. — Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş’ın, Türkiye’nin ekonomik büyüme hızına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1775) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

46. — Kocaeli Milletvekili Osman Pepe’nin, kamu kurumlarına ait tesislerde kalan depremzedelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1776) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

47. — Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz’ın, yeşil pasaport uygulamasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1777) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

48. —Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale Sulakyurt İlçesi Ayvatlı Köy konağı yapımına ne zaman başlanacağına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/1778) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

49. — Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, TRT’de sabah kuşağında yer alan bir programda bazı gazetelere yer verilmediği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1779) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

50. —Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak’ın, Kırıkkale-Sulakyurt-Danacı Köyü’nün içmesuyu sorununa ilişkin DevletBakanından (Mustafa Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/1780) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

51. — Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Karaman-Merkez-Akşehir Beldesinin soğuk hava deposu ihtiyacına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/1781) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.4.2000)

52. — Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz’ın, orman yangınlarının önlenmesi amacıyla yapılan çalışmalara ilişkin OrmanBakanından yazılı soru önergesi (7/1782) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

53. — Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, Ankara-Şerelikoçhisar-Çalören Belediyesinin afet kapsamına alınıp alınmayacağına ve yatırım projeleri için ayrılan ödeneğe ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/1783) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

54. — Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, Ankara-Şereflikoçhisar-Çalören Belediyesinin ağaçlandırma projesine ilişkin Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/1784) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

55. — Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, Ankara-Şereflikoçhisar-Çalören Beldesinin telefon sorununa ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1785) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

56. — Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, Ankara-Şereflikoçhisar-Çalören ve Kaçarlı beldelerindeki T.M.O. faaliyetlerinin durdurulmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1786) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

57. —Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, Ankara’nın bazı ilçelerinin köy yollarına ilişkin DevletBakanından (Mustafa Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/1787) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

58. —Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, Ankara İline bağlı bazı ilçelerdeki elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/1788) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

59. — Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, Ankara İline bağlı bazı ilçe ve belde belediyelerinin projelerine ayrılan ödeneğe ilişkin Çevre Bakanından yazılı soru önergesi (7/1789) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

60. — Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, Bursa’da polisler tarafından işkence yapıldığı yolunda basında çıkan haberlere ilişkinAdalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/1790) (Başkanlığa geliş tarihi : 5.4.2000)

Meclis Araştırması Önergesi

1. — Diyarbakır Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu ve 21 arkadaşının, Diyarbakır İlinin nüfus artışı ve göç sonucu oluşan sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasının 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/130) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.4.2000)

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.03

6 Nisan 2000 Perşembe

BAŞKAN : Başkanvekili Murat SÖKMENOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Cahit Savaş YAZICI (İstanbul) , Sebahattin KARAKELLE (Erzincan)

 

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 77 nci Birleşimini açıyorum.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, yoklama talep ediyorum; bir.

Bir de, Meclis İçtüzüğünde toplantının hangi saatte başladığı çok açık olmasına rağmen, süre bakımından...

BAŞKAN – Saat 15.00 efendim.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Saat 15.05 efendim.

BAŞKAN – Biz Başkanlığın saatine göre ayarlayıp açıyoruz efendim, içerideki saat de öyle.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Olabilir; siz Greenwich'e baksanız daha iyi olacak.

BAŞKAN – Anlaşılan, bugün öfkelisiniz efendim, öfkenizi benden çıkaracaksınız... Ne yapalım!..

TURHAN GÜVEN (İçel) – O da doğaldır.

Dün buhar olanların bugün avdet etmeleri zor olacak.

BAŞKAN – Efendim, yoklama talebi vardır.

III. — Y O K L A M A

BAŞKAN – Ad okunmak suretiyle yoklama yapacağım efendim.

(Yoklamaya başlandı)

Turhan Güven...

BAŞKAN – Burdasınız değil mi efendim?

TURHAN GÜVEN (İçel) – Yoklama isteyen benim efendim.

BAŞKAN – İnsan hal, diyorsunuz ya, duymadınız falan...

TURHAN GÜVEN (İçel) – Gerçi, siz, hep yok farz ediyorsunuz muhalefeti; ama, biz buradayız.

BAŞKAN – Aman efendim, mümkün değil, mümkün değil...

(Yoklamaya devam edildi)

İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Sayın Kahraman, buyurun efendim.

İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Sayın Başkan, tabiî, şu anda tatbik edilmekte olan İçtüzük, malumâliniz, bu elektronik işlemlerden öncekidir. O yüzden, ad okunmak suretiyle yoklama meselesindeki tercih ve takdir hakkınızı kullandınız; yalnız, kısa bir zamanda neticeye ulaşılsın diye bu tesisat kuruldu. Bendenizin naçiz tavsiyesi, bundan sonra, eğer çoğunluk yoksa, yapılacak yoklamayı, lütfen, elektronik cihazla yapalım.

Arz ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim.

Bu pusulaları okumadan 209'umuz var Sayın Güven.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Sayın Başkan, itirazımız yok...

BAŞKAN – Hayır efendim, baktınız da... Ben, gözlerinizi izliyorum...

TURHAN GÜVEN (İçel) – Ben, Başkanlık Divanına bakmayıp da, havaya mı bakacağım?!.

BAŞKAN – Hayır efendim; yasak değil. Ben, 209'u da ifade etmek istiyorum.

ALİ IŞIKLAR (Ankara) – Sayın Başkan, hangi partiden kaç kişi katılıyor, lütfen, bunu belirler misiniz?

BAŞKAN – Öyle bir usulümüz yok efendim. Malum işte, her yerden çıkıyor.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Hariçten gazel okumak var mı?

BAŞKAN – Yok işte; biz de okutmadık efendim.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Bazen, hariçten gazel okunuyor...

BAŞKAN – Tabiî, efendim, ben görüyorum. Usul... Muhalefet, muhalefet görevini yapmazsa, nasıl Meclis olacak? Tek taraflı demokrasi olur mu?! Rica ederim...

TURHAN GÜVEN (İçel) – Bazen oluyor işte...

BAŞKAN – Yok... Yok... Yok...

BOZKURT YAŞAR ÖZTÜRK (İstanbul) – Sayın Başkan, vekilsiz muhalefet yapıyorlar.

BAŞKAN – Canım, vekilli vekilsiz... Bir kişi, beş kişiye bedel orada... Allah, Allah!..

Toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim.

İlk söz, Bursa İlinin dağ ilçelerinin sorunları hakkında söz isteyen Bursa Milletvekili Orhan Şen'e aittir.

Buyurun Sayın Şen. (MHP sıralarından alkışlar)

IV. — BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. — Bursa Milletvekili Orhan Şen’in, Bursa İlinin dağ ilçelerinin sorunlarına ve çözüm önerilerine ilişkin gündemdışı konuşması

ORHAN ŞEN (Bursa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bursa İlimizde, dağ ilçeleri olarak adlandırılan Orhaneli, Büyükorhan, Harmancık ve Keles İlçelerimizin kalkındırılmalarıyla ilgili gündemdışı söz almış bulunuyorum; sözlerime başlamadan önce, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, yeşil Bursamızın Türkler tarafından fethinin 674 üncü yıldönümünü kutluyoruz. Şanlı ecdadımız Osmanlı'nın Bursa'yı fethettiği bu günde, Bursamıza Türk mührünün vurulması ve Bursamızın bugüne kadar Türk oğlu Türk kalması uğruna can veren bütün şehitlerimize Cenabı Allah'tan rahmet diliyorum.

Dün, yurdumuzun muhtelif bölgelerinde ve bu arada Bursamızın Orhaneli, Mustafakemalpaşa, Karacabey, Mudanya ve İnegöl İlçelerinde meydana gelen orman yangınlarından dolayı derin üzüntülerimi belirtiyor, Bursalı hemşerilerime ve necip milletimize geçmiş olsun diyorum.

Değerli milletvekilleri, Bursa İlimizin toplam 17 ilçesi bulunmaktadır. Bu 17 ilçeden, şanlı ecdadımızın bölgede ilk yerleşim bölgelerinden olan Orhaneli, Büyükorhan, Harmancık ve Keles İlçelerimizin 1997 yılı nüfus sayımına göre toplam nüfusu 79 667'dir. Bu 4 ilçemize bağlı 161 köy ve 3 belde bulunmaktadır.

Dağ bölgesi ilçelerimizin ekonomisi, genellikle, tarım, ormancılık ve hayvancılık üzerine gelişmiştir.

Bölgede, süt hayvancılığı, küçükbaş hayvancılık, çilek yetiştiriciliği ve sebzecilik, halkın ana geçim kaynağıdır.

Bursa İlimiz, kalkınmışlık bakımından ülkemizin 4 ili arasındadır; ancak, ne yazık ki, Orhaneli, Büyükorhan, Harmancık ve Keles İlçelerimiz, bu kalkınmışlıktan paylarını yeteri kadar alamamışlardır. Bu ilçelerimizde, sanayi ve hizmet sektörü olarak isimlendirdiğimiz sektörlerden hiçbirisi yoktur. Sadece, Orhaneli İlçemizde bir adet termik santral bulunmaktadır; bu santrale, bölgenin tek devlet yatırımı diyebiliriz.

1996 yılı verilerine göre, Türkiye'de 918 ilçemiz arasında, millî gelirden aldığı pay oranı sıralamasına göre Orhaneli İlçemiz 403 üncü, Büyükorhan İlçemiz 552 nci, Keles İlçemiz 562 nci, Harmancık İlçemiz ise 616 ncı sıradadır. Söz konusu ilçeler, Bursa ilçeleri arasında da, gelişmişlik sıralamasında son sıralarda yer almaktadır.

Yukarıda arz etmeye çalıştığımız gibi, 4 dağ ilçemiz, hem ülke genelinde hem de Bursa ilçeleri içerisinde gelişmişlik bakımından oldukça geri kalmış ilçelerdir.

Bursa denildiğinde, sanayi, ticaret, turizm ve diğer konularda gelişmiş bir il akla gelmekte; ancak, 4 dağ ilçemiz yoksulluk ve fukaralıkla iç içe yaşamaktadır.

Değerli milletvekilleri, Orhaneli, Büyükorhan, Harmancık ve Keles İlçeleri, tüm geri kalmışlıklarına rağmen, gerekli tedbirler alındığında, devletimiz ve hükümetimiz tarafından gerekli destek verildiğinde, önemli atılımlar yapacak potansiyellere sahip ilçelerimizdir. 4 dağ ilçemiz, tarım ve tarımsal sanayi yönünden mutlaka teşvik edilmeli ve desteklenmelidir.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığımızca projeleri hazırlatılan ve halen ilgili bakanlıkta bekleyen havza geliştirme projesi, bir an önce hayata geçirilmelidir. Bölgede sulu tarıma geçilmesi halinde önemli ölçüde tarım patlaması olacaktır. Bunun için de, şu ana kadar ödeneksizlik sebebiyle inşaatları tamamlanamayan göletler, bir an önce tamamlanmalı. Bölgede bol olan ve değerlendirilemeyen su kaynaklarının da değerlendirilebilmesi için, acilen, yeni göletler tesis edilmelidir. Ayrıca, sulu tarıma destek vermek amacıyla, tarımla ilgili elektrifikasyon hizmetlerine başlanılabilmesı için yeterli ödenek tahsis edilmelidir.

Bölgede bulunan ormanların değerlendirilmesi için orman sanayiin bölgeye gelmesi teşvik edilmelidir.

Bu bölge av turizmine çok müsaittir. Av turizmi bu bölgede teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Mesela, Keles İlçemiz sınırları içerisinde kalan Kocayayla bölgesi, gerekli altyapı ve diğer yatırımlar gerçekleştirildiğinde, önemli bir av ve dinlenme bölgesi haline getirilebilir.

Bölgeye yakın olan Kütahya Dumlupınar ve Bursa Uludağ Üniversitelerine bağlı tarım, hayvancılık veya ormancılıkla ilgili meslek yüksekokullarımızın bazıları bu ilçelerimize kaydırılabilir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bursa İlimize bağlı Orhaneli, Büyükorhan, Harmancık ve Keles İlçelerine, geri kalmışlıklarından dolayı batının doğusu demek yanlış olmayacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun, devam edin efendim.

ORHAN ŞEN (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Şanlı ecdadımız Osmanlının torunları olan, yüzlerce yıl devletine sadakatle hizmet etmiş yöre halkı, işsizlik, yoksulluk ve fukaralık sebepleriyle, köylerini, beldelerini ya da ilçelerini terk etmek zorunda kalmıştır. Bölgeden Bursa şehir merkezine göç devam etmektedir. Bu ilçelerimizde şu anda yaşayan toplam nüfusunun 3 katı bölge insanı Bursa şehir merkezinde yaşamaktadır. Bazı köylerde genç nüfus hiç kalmamış gibidir. Bu bölgedeki nüfusun şehir merkezine göç etmesi, Bursa merkezindeki ekonomik ve sosyal dengeleri de olumsuz olarak etkilemektedir. O halde, yapılacak iş, bu 4 dağ ilçesinin, en kısa zamanda, ekonomik kalkınmasını sağlayarak, göçü önlemek, hatta, gidenleri geri döndürmek suretiyle tersine göç oluşturmaktır. Bu ilçelerimizin, bir an önce, kalkınmada öncelikli yöreler kapsamına alınması ve Devlet Planlama Teşkilatımızca başlatılan ve bizleri ziyadesiyle memnun eden bölgeyi kalkındırma projeleriyle ilgili çalışmaların en kısa zamanda neticeye varması ve Orhaneli, Büyükorhan, Harmancık ve Keles İlçelerimizle ilgili kalkınma projelerine hükümetimizce gerekli desteğin verilmesi, yıllardır, her iktidar döneminde mağdur edilmiş yöre insanımızın ve benim en büyük dileğimizdir.

Bu duygular ve düşünceler içerisinde, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Şen.

Sayın Şen'e cevap verecek mi Sayın Bakanımız?

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) – Yazılı cevap vereceğim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Bakanımız yazılı cevap verecek. Daha iyi...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Bunun yazılısı olmaz Sayın Başkan. Herhalde, gerek yok...

BAŞKAN – Öyle dedi efendim, ne yapayım...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Böyle bir usul yok.

BAŞKAN – O da usulü öğrenecek efendim. Ben, ona usulü öğretemem ki... Affedersiniz... Yani, her şeyi ben öğretemem...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Hayır Sayın Başkan, siz hatırlatabilirsiniz.

BAŞKAN – Kendi Partisinden üyeye "cevap vermiyorum" diyemedi.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, sizin her şeyi bildiğinizi, sizin İçtüzüğü çok iyi bildiğinizi değerlendirerek söylüyorum.

BAŞKAN – Estağfurullah...

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Burada, yazılı cevap diye bir müessese yoktur; onun için söylüyorum.

BAŞKAN – Efendim, şöyle ifade etti: Yazılı cevap vermeyeceğim, yazılı bilgilendireceğim kendilerini. Sayın Bakan, bu işin profesörüdür, çok incedir; bu işi bilir...

Şimdi, ikinci söz, çiftçilerin Tarım Kredi Kooperatiflerine ve Ziraat Bankasına olan borçları hakkında söz isteyen Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız'a aittir.

Buyurun Sayın Yılmazyıldız. (DYP sıralarından alkışlar)

2. — Balıkesir Milletvekili İlyasYılmazyıldız’ın, çiftçilerin tarım kredi kooperatiflerine ve Ziraat Bankasına olan borçlarına ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in cevabı.

İLYAS YILMAZYILDIZ (Balıkesir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün çiftçilerimizin son yaşadığı problemleri dile getirmek için gündemdışı söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce, dün esen şiddetli fırtınayla pek çok ilimizde meydana gelen orman yangınları, çatı uçması gibi sebeplerle, vatandaşlarımız zarar görmüştür. Bütün milletimize geçmiş olsun diyorum, ölenlere Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılara acil şifa diliyorum. Özellikle Balıkesir İli Erdek-Turanlar, Bigadiç-Osmanca, İvrindi-Kiraz, Manyas-Süleymanlı Köylerinde onlarca ev yanmıştır, binlerce dekar orman yanmıştır. Üzüntümüz sonsuzdur. Allah sabır versin diyorum.

Sayın milletvekilleri, bu hükümet işbaşına geldikten sonra, toplumumuzun yüzde 45’ini oluşturan çiftçilerimizi ezmiştir. Çiftçilerimiz, alınterinin, ürettiği ürünün gerçek bedelinin karşılığını alamamıştır. Bu durum, çiftçilerimizin, her yıl, Ziraat Bankasına ve Tarım Kredi Kooperatiflerine daha fazla borçlanmasına yol açmıştır. Örneğin, 31 Aralık 1999 tarihi itibariyle, Tarım Kredi Kooperatiflerinin 1 557 787 olan toplam ortak sayısından, aldığı kredinin vadesi geçen borçlu ortak sayısı 437 331’dir. Kanunî takipteki borçlu ortak sayısı, yani, icradaki ortak sayısı 192 945’dir. Dağıtılan 475 trilyon 254 milyar TL kredinin, kanunî takipteki tutarı 134 trilyon 131 milyar TL’dir.

Bu durum, çiftçilerimizin içerisinde bulundukları durumun rakamsal ifadesidir. Anasol–M hükümetinin uyguladığı, çiftçiyi perişan eden tarım politikaları sonucunda, Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla dağıtılan kredinin üçte 1'i geri dönememektedir. Bunun anlamı, her 3 çiftçiden 1'i borcunu zamanında ödeyememiş, her 6 çiftçiden 1'i ise, icra takibindedir.

Balıkesir İlindeki durum da bundan farklı değildir. Anasol–M Hükümetinin uyguladığı tarım politikaları, çiftçimizi her gün daha da sefalete götürmektedir. Bir kıyaslama yapabilmek için örnek verecek olursak; 31 Aralık 1999’da, Balıkesir’de, Tarım Kredi Kooperatiflerinin 34 970 ortağından, 11 392 ortağının borçları takipte iken, sadece 2 ay geçtikten sonra, 29 Şubat 2000 tarihi itibariyle borçları takipte olan ortak sayısı 14 088’e yükselmiştir. Bir başka deyişle, borçları takibe uğrayan çiftçilerin oranı yüzde 32’den, yüzde 37’ye yükselmiştir; yani, iki ay içerisinde yüzde 5 yükselmiştir.

Çiftçilerimiz neden bu duruma düşmüştür? Eğer, siz, hükümet olarak, pamuğa yüzde 17’lik zam yapıp, 230 000 TL’ye alırsanız, bir de pamuk ürününün prim ödemelerini yapmazsanız, pamuk ithaline izin verirseniz; bu yıl, tütün başfiyatı, en az 2,5 milyon lira olması gerekirken, yüzde 25 artışla, 1 750 000 TL olarak açıklarsanız, ortalama fiyat 1 milyon lirayı geçmezse; ayçiçeği üreticilerine prim ödemesi yapmazsanız, tabanfiyat düşük olursa; zeytin üreticisini kendi kaderine terk eder, primlerini bir yıl geç öder, ayrıca zeytinyağı ithalatını kolaylaştırırsanız; üstüne üstlük, ürünlerin girdilerinden olan mazota, sadece 1999 yılında 132 defada yüzde 140 zam olmak üzere Anasol-D ve Anasol-M Hükümetleri döneminde 200 defa zam yaparsanız; gübreye yüzde 120 zam yaparsanız; ürün ve prim bedellerini zamanında ödemez geç öderseniz; tarım kredi faizlerini aşırı yükseltirseniz; gübre ve ilaç desteklemelerini düşük düzeye indirir, hatta kaldırırsanız; özellikle son üç yıldır, birçok üründe taban fiyatlarını, gerçek değerinin çok altında açıklarsanız; özetle, Anasol-D ve Anasol-M hükümetlerinin, başarısız ve basiretsiz tarım politikalarını uygulamada ısrar etmeleri sonucunda, çiftçilerimiz, bırakınız borçlarını ödemeyi, borç faizlerini bile ödeyemez duruma gelmiş, icra takibine maruz kalmıştır. Zaten, yarı aç, yarı tok yaşayan çiftçilerimizin, köylülerimizin çiftine çubuğuna, evine, damına, tarlasına, traktörüne haciz gelmiştir.

Bu hükümeti, acilen, bir Bakanlar Kurulu kararı veya kanun çıkararak, çiftçilerimizin icra takiplerini durdurmaya, borçlarını, çiftçilerimiz tarafından ödenebilecek şekilde taksitlendirmeye, faiz borçlarını ertelemeye veya affetmeye davet ediyorum.

Bu hükümeti, tarıma verdiği desteği, bu yıl sonunda tümüyle kaldıracağı sözünü IMF'ye vermesi, Türkiye'deki çiftçinin kâbusu olmuş iken, daha yıl sonu olmadan, fiilen bu desteği kaldıran uygulamalara başlamıştır.

Anasol-M Hükümeti, açıklanan zeytinyağı, pamuk, ayçiçeği primlerini, zaten bir yıl gibi çok geç ödemesi yetmişyormuş gibi, pek çok belge talep ederek...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İLYAS YILMAZYILDIZ (Devamla) – Efendim...

BAŞKAN – Bir dakika efendim... Söz vereceğim; çünkü, geçen sefer de sözünüzü kesmiştim.

Buyurun.

İLYAS YILMAZYILDIZ (Devamla) – Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Siz pamuktan bahsediyorsunuz; ama, Sanayi Bakanını meşgul ediyorlar, cevap veremeyecekler...

İLYAS YILMAZYILDIZ (Devamla) – ... bürokratik engeller çıkararak, bu primlerden, çiftçilerin uygulamada istifade etmesini engellemeye çalışmaktadır.

Anasol-M Hükümeti, son olarak, gübre sübvansiyonunda kayıp ve kaçağın önlenmesi amacıyla yaptığını ileri sürerek yayımladığı yeni kararnameyle, üretici kuruluşların, gübre üretimini, satışını ve satılan gübrenin çiftçiye intikalini çok zorlaştırarak, çiftçinin gübre almasını fiilen sona erdirmiştir.

DYP iktidarları döneminde doğrudan çiftçiye yapılan ve yüzde 50 olan gübre desteklemesi, Anasol-D ve Anasol-M hükümetleri döneminde, alınan yüzde 17 Katma Değer Vergisini düştükten sonra yüzde 10'a gerilemişken, Bakanlık, yeni yayımladığı kararnameyle, bürokrasiyi azaltmak yerine karne ve vesika sistemi getirip bürokrasiyi daha da artırırak, yüzde 10'luk gübre desteklemesini fiilen kaldırmıştır. Bu kararnamenin, kaçakları önlemesi pek mümkün görülmezken, tam, gübrenin kullanılacağı zamanda gübre dağıtımında sıkıntılara ve piyasada gübre eksikliğine yol açarak, bu yıl ocak ayından mart ayına kadar geçen iki ay içinde gübre fiyatlarının 2 katına çıkmasına sebep olmuştur. Çiftçi, gübreyi, bulamadığı, bulsa da aşırı pahalılıktan alamadığı için kullanamamıştır.

Ülkemizde kimyevî gübre kullanımının azalması demek, ülke ziraî kaynaklarının yeterince kullanılamaması, rekoltenin düşmesi demektir ki, etki alanı, buğdaydan şekerpancarına, domatese, ayçiçeğine, yağlı tohumlardan pamuğa, zeytine; dolayısıyla, ekmekten şekere, yağa, tekstile kadar uzanır. Bu kararname iptal edilmeli veya çiftçi ve üretici kuruluşların da görüşü alınarak yeniden düzenlenmelidir.

Ekonomiyi IMF'ye ihale ederseniz, içeride her türlü yetkiyi siyasî sorumluluğu olmayan bürokratlara teslim ederseniz, ekonomi, 1999 yılında, İkinci Dünya Savaşından sonra son ellibeş yılda yüzde 6,4'lük büyük daralmayla küçülür, yaşar ve çöker. 1998 yılında gayri safî millî hâsıla yüzde 10 azalmıştır, milletimiz yüzde 10 fakirleşmiştir, işsizlik artmıştır.

57 nci Anasol-M hükümeti bu başarısızlıkların adını, son zamanların sihirli kelimeleri olan "uzlaşma ve istikrar" koymuştur. Sorarım size: Bu neyin uzlaşmasıdır, neyin istikrarıdır?! Bu başarısızlıklarınızı çiftçiye, köylüye, memura, emekliye, dargelirliye, işçiye, esnafa, sanatkâra, sanayiciye ve tüccara ödetiyorsunuz. Yazık; çok yazık! Ülke, yeni bir bin yılın ilk yılına, bu başarısız hükümetle devam edemez.

EROL AL (İstanbul) – Sayın Başkan, süreyi çok fazla geçti!..

BAŞKAN – Sayın Yılmazyıldız, toparlar mısınız efendim.

İLYAS YILMAZYILDIZ (Devamla) – Bu ağır yük altında, halkımız inim inim inliyor; artık, milletin bu hükümete dayanacak gücü kalmamıştır...

BAŞKAN – Sayın Al, sizin zamanınızdan çalmıyor ki!..

EROL AL (İstanbul) – Süre geçti...

BAŞKAN – O, benim takdirim efendim... Allah Allah!..

Bakıyorum, yeni bir alışkanlık oldu; dışarıdan, hep, Meclis idare edilmeye çalışılıyor!

İLYAS YILMAZYILDIZ (Devamla) – Çiftçilerimizin Ziraat Bankasına ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarına uygulanan faiz oranları 2000 yılı içinde en fazla yüzde 25'le, 2001 yılı içinde de en fazla yüzde 10'la sınırlandırılmalıdır. Sizleri, bu konuda verdiğimiz kanun teklifini desteklemeye davet ediyorum ve hepinize saygılar sunuyorum. (DYP ve FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim.

Sayın Bakan cevap verecekler mi efendim?

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) – Yazılı olarak cevap vereceğim.

BAŞKAN – Vallahi bunu bilemem; Sayın Bakan cevap vermiyorlar efendim.

KEMAL ALBAYRAK (Kırıkkale) – Niye versin ki efendim?! Çiftçiler beşer beşer, onar onar hapishanedeler!

BAŞKAN – Vermiyor efendim; takdir onun.

Pamuk işi deseniz, Sayın Sanayi ve Ticaret Bakanının; o da vermeyecek! (DYP ve FP sıralarından "Olur mu!" sesleri)

Efendim bırakalım yani... Takdir bakanların; böyle bir usul var mı?.. Siz alıştınız zorlamaya.

Efendim, gündemdışı üçüncü söz, Anadolu Ajansının kuruluş yıldönümü nedeniyle söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Erol Al'a aittir.

Buyurun Sayın Al. (DSP sıralarından alkışlar)

Sayın Al, size üçüncü sırada söz verdim ki, önemli bir günde rahat rahat konuşasınız.

Buyurun.

3. —İstanbul Milletvekili Erol Al’ın, Anadolu Ajansının kuruluş yıldönümüne ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in cevabı.

EROL AL (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, Türk ulusal Kurtuluş Savaşının en önemli adımlarından birinin atıldığı 6 Nisan 1920'nin 80 inci Yıldönümüdür. 6 Nisan 1920'de; yani, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşundan onyedi gün önce, büyük dahi Mustafa Kemal, ulusal kurtuluş hareketinin haklılığını dünyaya duyurmak amacıyla Anadolu Ajansını kurdu. Anadolu Ajansı, böylece, genç Türk Devletinin ilk millî kurumu olma onurunu kazandı ve büyük Atatürk'ün tasarladığı gibi, ulusal Kurtuluş Savaşının kazanılmasında tarihî bir rol oynadı.

Şimdi, bugünün kuşakları tarafından anlaşılabilmesi bakımından, Anadolu Ajansının kurulduğu günlere, Ayşe Kulin'in "Füreya" eserinin sayfalarından birkaç satırla dönmenin yararlı olacağını düşünüyorum :

"Binbir zorlukla Maraş'tan Elbistan'a kadar gelmeyi başarmış bir yolcu, kendini mahalle kahvesinden içeri attı. İçeride oturanlar başlarını çevirip, nefes nefese kalmış yorgun yolcuya baktılar. 'Fransızlar, Ermenilerin eline silah vermiş. Maraş'taki Ermeni kilisesi tepeleme silah dolu. Tehlike yaklaşıyor. Benden size söylemesi, haberiniz ola' diye bağırdı yaşlı adam. Telaş içindeydi...

Oturanlardan biri ayağa fırladı. 'Hükümet yok! Asker yok! Jandarma bile yok! Her an bir katliama uğrayabiliriz. Bizi kim koruyacak!' diye haykırdı.

'Evlerin kapılarını sağlamlaştıralım. Kızlarımızı, karılarımızı saklayalım.'

'Bence bir an evvel kaçalım. Canımızı, ırzımızı kurtaralım.' 'Kaçalım da nereye; aşağı insen Adana'yı Fransız tutmuş. Antep, Urfa istila altında... Nereye kaçıyorsun yeğenim?'

Her kafadan bir ses çıkıyordu; insanlar çaresizlikten paniklemişlerdi. Tam o sırada taze bir haber ortalığı heyecana boğdu. 'Mustafa Kemal Paşa yardımcı göndermiş! Arkadan kuvvet de geliyormuş!' Haber ağızdan ağıza yayılınca, insanlar akşamın alacakaranlığı içinde kasabanın meydanına doğru akmaya başladılar. Uzaktan, tozu dumana katarak, dörtnala bir atlı geliyordu. Yanındaki süvarilerle dalgalana dalgalana gelen atlı 'Mustafa Kemal Paşadan yardım gelmiş' diye çığlık çığlığa bağırışan ihtiyarların, çocukların, gençlerin arasına daldı.

Küçük müfrezenin başındaki Kılıç Ali, atını, namus ve can kaygısıyla buza kesmiş halkın arasına ağır ağır sürdü 'Durum nasıl, hiç umut kalmadı mı' diye sordu yaşlı bir adam. 'O nasıl söz' dedi Kılıç Ali. 'Bir kahraman çıktı, helal süt emmiş bir kumandan... Toprağımızı, rızkımızı, ırzımızı, kadınlarımızı, kızlarımızı düşmana teslim etmemeye ant içti. Allah onun yanındadır efendiler. Sizler de yanında mısınız?'

Ortalığı müthiş bir uğultu kapladı. Bir ağızdan bağıran, dua eden, tekbir getiren insanlar 'yanındayız' diye haykırdılar.

Kılıç Ali, bu coşkudan yararlanarak kasabanın gençlerini örgütleme işine girişti. Silahı ve cephanesi yoktu. Hatta, bu mıntıkayı idaresinde bulunduran kolorduda yirmi yirmibeş neferden başka kuvveti de yoktu. Sadece, yola çıkmadan önce, Mustafa Kemal'in cesaret ve kahramanlıkla doldurduğu bir yüreğe sahipti."

Mustafa Kemal'in önderliğindeki Türk Kurtuluş Savaşı bu şartlarda örgütlendi. Genç Türk Devletinin ilk millî kuruluşu Anadolu Ajansı, savaşın başarıya ulaşmasına büyük katkı sağladı.

Anadolu Ajansı, Kurtuluş Savaşı sırasında çok önemli görevler üstlendi. Haber bültenleri, telgraf imkânı olan yerlere manipleyle ulaştırılırken, işgal altında yakılıp, yıkılmış Anadolu'nun uzak köşelerine at sırtındaki görevliler tarafından taşındı.

Anadolu Ajansının yayınladığı bültenler, hem Ankara'daki gelişmeleri Türk halkına duyurarak millî şuurun şahlanmasında etkin rol oynadı hem de Anadolu ihtilalinin haklı sesini tüm dünyaya duyurdu.

6 Nisan 1920'de Osmanlı Bankasından sağlanan ilkel şapiograf makinesiyle yola çıkan Anadolu Ajansı, bugün dünyanın en modern teknolojisine sahip haber ajansları arasındadır.

Anadolu Ajansının, tüm yurdu ve yurt dışındaki temsilciliklerini kapsayan bilgisayar ağı, 2000'li yılların teknolojisine sahiptir.

Anadolu Ajansı, fotoğraf hizmeti alanında da bugün en ileri teknolojiyi uygulayan dünyanın dört büyük ajansından biri olma özelliğini taşımaktadır. Bilgisayar sistemi aracılığıyla her gün abonelerine 100'ü aşkın fotoğrafı büyük bir hızla ulaştırmaktadır.

Anadolu Ajansı, yurt içinde 22 bölge ve büro müdürlüğü, yurt dışında 21 temsilciği ve yurdun her merkezinde kaşeli çalışan muhabirleriyle 24 saat aralıksız haber üretmektedir.

Türkiye'de ve dünyada tüm yazılı ve görsel basının yanı sıra kamu kurumlarına da hizmet veren Anadolu Ajansı, günde ortalama 600 haber üretmektedir ve toplam 450 personeliyle verimlilikte de dünyanın önde gelen ajansıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

EROL AL (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun efendim.

EROL AL (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Doğru, tarafsız ve güvenilir haberleriyle rakipsiz bir konumda bulunan Anadolu Ajansı, WAP sistemini kullanacak tüm ticarî şirketlere hizmet vermek amacıyla da altyapısını hazırlamıştır.

Türkiye'nin sesini dünyaya duyuran ve dünyanın her noktasındaki olayları Türk insanına anında ulaştıran Anadolu Ajansının güvenlik görevlisinden genel müdürüne kadar tüm personelini, Yüce Heyetinizin izniyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına kutluyor, üstün başarılarının devamı dileklerimle sevgili meslektaşlarıma ve Parlamentomuzun değerli üyelerine sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Bu büyük teşkilatın kurucusu Büyük Önderimizi ve anadolu Ajansının kuruluşuna büyük emek veren isim anası Halide Edip ve Yunus Nadi'yi de minnet, şükran ve rahmetle anıyorum.

Bu arada, Sayın Başkanımız izin verirse, bir cümleyle gübre sübvansiyonuna da değinmek istiyorum; Sayın Bakanımız değinmedi.

BAŞKAN – Neye efendim, gübreye mi?!.

EROL AL (Devamla) – Gübre sübvansiyonu konusuna...

BAŞKAN – Anadolu Ajansı konusundan nasıl gübre konusuna?!.

EROL AL (Devamla) – Gübre sübvansiyonunda doğrudan yapılan ödemelerin büyük bölümünün PKK'ya aktığına dair devlet güvenlik mahkemesi kararları sabittir. Bunu, yüce milletimizin bilmesini istedim.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum efendim. (DSP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim.

B) ÇEŞİTLİ İŞLER

1. —Genel Kurulu ziyaret eden Macaristan Millî Savunma Bakanına Başkanlıkça “Hoş geldiniz” denilmesi.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Macaristan Millî Savunma Bakanı Doktor Sayın Janos Szabo görüşmeleri izlemek üzere teşrif etmişlerdir efendim. Kendilerine Meclisimiz adına hoş geldiniz diyor, saygılar sunuyorum efendim. (Alkışlar)

Ayrıca, ülkemizi ziyaret eden Federal Almanya Cumhurbaşkanı, Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Yıldırım Akbulut'un davetlisiydiler. Kendileri, aracılığımızla, siz sayın milletvekillerine saygılarını iletmemi söylemişlerdi; iletiyorum efendim. (Alkışlar)

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) – Söz istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Bakan, gündemdışı konuşmaların Anadolu Ajansıyla ilgili kısmına mı; yoksa, gübreyle ilgili kısmına mı cevap vereceksiniz?

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) – Gübreyle ilgili kısma cevap vereceğim.

BAŞKAN – Gübreden önce, belki, Anadolu Ajansında çalışan arkadaşlarımıza da bir iki cümle söylersiniz! Anadolu Ajansı çok önemli bir ajans efendim, cumhuriyetimizin medarı iftiharıdır.

Buyurun Sayın Bakan.

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR (DEVAM)

4. — Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in; Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız’ın, çiftçilerin tarım kredi kooperatiflerine ve Ziraat Bankasına olan borçlarına ve İstanbul Milletvekili Erol Al’ın, Anadolu Ajansının kuruluş yıldönümüne ilişkin gündemdışı konuşmalarına cevabı.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anadolu Ajansının Kuruluş Yıldönümü dolayısıyla çalışanları, emeği geçen herkesi tebrik ediyor, hayatta olmayanlara da rahmet diliyorum.

Sayın Başkan, Bursa Milletvekili Sayın Orhan Şen'in yaptığı konuşmayla ilgili ayrıntılı bilgilendirme notları buradadır. Ben, Yüce Meclisin çiftçi konusundaki hassasiyetini biliyorum ve bu konuyla ilgili olarak birkaç kez burada konuştuğum için, tekrar, söz almak istemedim. Bütün bilgilendirme notları hazırdır; bunları, kendilerine, diğer milletvekillerine ve Meclis Başkanlığımıza yazılı olarak sunacağım.

Bazı arkadaşlarımız tarafından "niçin cevap verilmiyor" denildiği için bu açıklamayı bir mecburiyet olarak hissettim.

Balıkesir Milletvekili Sayın Yılmazyıldız'ın, Balıkesir Tarım Kredi Kooperatifinin borçları ve hükümet tarafından uygulanan tarım politikalarıyla ilgili de yapmış olduğu gündemdışı konuşması için çok teşekkür ediyorum. Onun da cevabı burada hazırdır; onu da, hemen, anında takdim edebiliriz; ancak, müsaade ederseniz, üç hususu çok kısa arz etmek istiyorum:

Birincisi, hep, burada "57 inci cumhuriyet hükümeti çiftçinin hak ettiği ödemeleri zamanında yapmadı; çiftçiyi ihmal ettti" diye söyleniliyor. Ben, şu soruyu sormak istiyorum: Çiftçinin 1980'den bu tarafa hangi sene hali çok iyiydi de, 57 nci cumhuriyet hükümeti geldiği zaman kötü oldu? Çiftçinin dün durumu bugünden iyi değildi.

İLYAS YILMAZYILDIZ (Balıkesir) – 1996 da, 1997 de...

ASLAN POLAT (Erzurum) – Aynı değildi ama; 1997'de bugünden iyiyidi.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Devamla) – Sayın Başkan, müsaade ederseniz, şunu söyleyeyim, 57 nci cumhuriyet hükümetinin tarım politikası konusunda somut proje adı vereceğim; geçmiş hükümetler de bana somut proje adı verirlerse, o projeleri de arşivden çıkarır ve bilgileniriz.

En son yaptığımız iki projeden birisi, 295 trilyonluk bir projedir. Bu proje, şimdiye kadar bu Yüce Meclisin çatısı altında uzun yıllardır konuşulan, ancak, başlatılamayan ürün planlaması, stoka üretilen ürünlerin azaltılması, bunun yerine, dışarıdan ithal etme mecburiyetinde kaldığımız ürünlerin yetiştirilmesi projesidir. Stoka üretim yaptığımız tütün, fındık, çay ve şekerpancarı ekim alanlarının daraltılması, bunun yerine, dışarıdan ithal etme mecburiyetinde kaldığımız ve hayvancılığın da birinci hammaddesi olan mısır gibi ve yağlık tohumlu bitkilerin yetiştirilmesine yönelik projedir. Bu projenin total miktarını tekrar arz ediyorum değerli milletvekilleri, 295 trilyondur; proje yapılmıştır, projenin kaynağı bulunmuştur; proje şu anda Anadolu'da uygulanmaya başlanmıştır.

İkinci proje, 170 trilyon tutarındaki projedir. Bu proje ise, yine, Yüce Meclisimizde -29 Mayıstan bu tarafa görev aldığımız- Tarım ve Köyişleri Bakanlığımızda konuşulan, Meclisin çatısı altında sıkça dile getirilen -dile getiren herkesi tebrik ediyorum; teşekkür ediyorum- çiftçi örgütlenmesi, çiftçi kayıt sistemi ve tarımsal veri tabanıdır. Bu proje tamamlanmıştır; değeri 170 trilyondur; kaynağı bulunmuştur ve bu proje de uygulanmaya başlanmıştır; kesin bunlar...

Şimdi, bu projeyle, bütün Anadolu'nun en ücra köşesindeki köylerimizin hepsi, birbirine, online sistemiyle, bilgisayar sistemiyle, tarımsal veri tabanı çıkarılarak, çiftçi kayıtları yapılarak bağlanacaktır. Ankara'da veya Edirne'de oturan bir idareci, bilgisayarın başında düğmeye bastığı zaman, karşısına Kars gelecektir. Oradaki ürün deseni, ürün planlaması ve günlük girdiler yapılacaktır ve artık, çiftçinin problemi, üretim, üretim projeksiyonları, içpazar, dışpazar buradan takip edilecektir.

Üretici birlikleri kanun tasarısı, Bakanlar Kurulumuza arz edilmiştir ve yine, bu kapsamda, tarımsal işletme yapılarının düzeltilmesi, parçalanan tarımsal işletmelerin belirli bir ekonomik büyüklüğe çıkarılması, verimlilik ve üretim artışları, tarım sanayi entegrasyonu, sürdürülebilirlik kalkınma ve bunlarla ilgili olarak, tarımda yeniden yapılanma ve reform tasarıları son hızla devam etmektedir.

Somut projeleri burada tekrar ediyorum. Lütfen, projeler üzerinde tartışmalar yaparsak, çiftçimize, üreticimize, tüm tüketicimize daha iyi hizmet veririz inancındayım.

Saygılarımı sunuyorum; başarılar diliyorum. (MHP ve DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Zaten, bir an evvel projeler gelse de tartışabilsek efendim.

İLYAS YILMAZYILDIZ (Balıkesir) – Sayın Başkan....

BAŞKAN – Türk çiftçisi, hakikaten, sizin tarım reformunuzu bekliyor Sayın Bakanım.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Devamla) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Yok, gübreyi söylemediniz de onun için söylüyorum.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Devamla) – İlave yapabilir miyim.

BAŞKAN – Tabiî efendim; buyurun. Gübre eksik kaldı; ama, tarım reformunu da Yüce Meclise getirin bir an evvel ki, Türk çiftçisinin yüzü gülsün efendim.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; somut projelere çok daldığım için, hep, proje bazında konuştuğum için, gübre kararnamesiyle ilgili konuşamadım. Gübre kararnamesiyle ilgili konunun bir kısımını sayın milletvekilimiz söyledi.

Gübre kararnamesi değiştirilirken şuna dikkat edilmiştir: Çiftçilerimizin daha rahat gübre alması, bir an önce kendilerinin ihtiyaç duyduğu gübrenin alınması esas alınmıştır . Gübre dağıtımında, şimdiye kadar, üretici fabrikalar ile bayiler arasında olan gübre akımında ziraat teşkilatı da devreye sokulmuştur. Hiçbir ilçemizde ve ilimizde, çiftçinin, gübre alımı konusunda bir sıkıntısı mevcut değildir; her çeşit gübre de bayilerde mevcuttur.

Geçen hafta çıkarılan bir tebliğle, yine, çiftçilerimize, bulunduğu ilin tüm ilçelerinden ve komşu ilin komşu ilçesinden alım hakkı da getirilmiştir. Ancak, çıkarılan kararnamenin uygulamasına geçilmeden, burada, bazı kişilerin, gübre kararnamesini, gübre tebliğini tam incelemeden, detaylarını çıkarmadan tenkit ettiklerini görüyorum; ama, biz, çiftçilerimizle ve gübre bayileriyle yaptığımız toplantılarda burada bir sıkıntının olmadığını, hiçbir çiftçinin de gübre alımında sıkıntı çekmediğini biliyoruz.

BAŞKAN – Parası yok, ondan alamıyor Sayın Bakanım... (FP ve DYP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Devamla) – Çiftçinin parasının yokluğuna gelince: Bu konuda, uzun yıllardır -çok fazla eskiye de gitmeyelim- 1980'den bu tarafa, idarede bulunan, bürokraside çalışan -ben kendimi de içerisine koyayım- üniversitede çalışan araştırmacıların da bir özeleştiri yapmaları gereklidir. Bu, biriken bir problemdir. Çiftçinin parası yok da; memurun hali de ortadadır... 57 nci cumhuriyet hükümeti göreve geldiğinde aldığımız devir budur.

Arkadaşlarımız başlarını çok sallıyorlar; ama, ben, burada, yıllara göre kredi faizlerini, enflasyonu çıkardığım zaman, arkadaşlarımızın baş sallayacak güçleri de kalmaz.

ASLAN POLAT (Erzurum) – Çıkar, çıkar...

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Devamla) – Bu nedenle, biz, şunu öneriyoruz, şunu teklif ediyoruz: Özellikle, çiftçinin alınteri üzerinde siyaset yapmayalım; o, sabah ezanından geceyarısına kadar çoluğuyla çocuğuyla çalışan çiftçinin alınteri üzerinde, emeği üzerinden siyaset yaparsak, çiftçi de, işte, 18 Nisan'da dersini verdi, vermeye de devam eder.

Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.

İLYAS YILMAZYILDIZ (Balıkesir)– Sayın Başkan, Sayın Bakan dedi ki "somut proje var mı?" 2X100 ve 4X50'lik hayvancılık projeleri vardır.

BAŞKAN – Efendim...

İLYAS YILMAZYILDIZ (Balıkesir)– Sayın Bakan ile ilgili...

Daha önce başlayan bu projelerden 23 tanesinden en az 15 tanesine Sayın Bakan para aktarmamıştır. (MHP sıralarından gürültüler) Biz rica ediyoruz, böyle hayatî projelerin...

BAŞKAN – Efendim, bu müzakereleri burada keselim; karşılıklı konuşmayalım. Sayın Bakan orada; gidersiniz, orada söylersiniz. Bu işi fazla uzatmayalım.

İLYAS YILMAZYILDIZ (Balıkesir) – Gönen'in, Küçük Soğuklar, Büyük Soğuklar, Killik köylerinin hayvancılık kooperatiflerinin projelerine para aktarılması...

BAŞKAN – Ne hikmetse... Affedersiniz, ne hikmetse, bu Tarım Bakanlığı meselesinde hiç anlaşamıyorsunuz!

İLYAS YILMAZYILDIZ (Balıkesir)– Bir de, gübre iadeleri, eğer, PKK'ya gidiyor idiyse, pamuk iadelerinin, ayçiçeği iadelerinin...

BAŞKAN – Nereden geldik PKK'ya efendim şimdi! Öyle bir şey demedi Sayın Bakan.

Sayın Bakan, öyle bir şey dediniz mi?

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) – Hayır.

BAŞKAN – Hayır efendim; cumhuriyet hükümetinin bir bakanı böyle bir şey söylemez.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) – Benim ağzımdan PKK ile ilgili bir laf çıkmadı.

BAŞKAN – Hayır efendim, ben de duymadım; rica ederim...

İLYAS YILMAZYILDIZ (Balıkesir) – Sayın Başkan, daha önceki konuşmacı arkadaş söyledi; o zaman, bütün destekleme kaldırılsın; böyle şey olur mu?!.

BAŞKAN – Şimdi, konuşmacı başka, Bakan başka efendim.

Buyurun efendim; lüften...

MEHMET DÖNEN (Hatay) – Sayın Başkan, sizin tutumunuz üzerinde bir iki söz söylemek istiyorum.

BAŞKAN – Ne olmuş tutumuma efendim?

MEHMET DÖNEN (Hatay) –Sayın Bakan az önce konuşurken, özellikle, çiftçinin alınteri üzerinden siyaset yapılmaması yönünde bir uyarıda bulundu Meclise. Biz, burada hepimiz siyasetçiyiz ve Sayın Bakan da siyasetçi.

BAŞKAN – Evet; benim tutumumla ne alakası var bunun?

MEHMET DÖNEN (Hatay) – Siyaset ve siyasetçinin...

BAŞKAN – Hayır efendim, anladım; benim tutumumla ne alakası var?

MEHMET DÖNEN (Hatay) –Onu anlatacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurun.

MEHMET DÖNEN (Hatay) – Siyaset ve siyasetçi, bu ülkede bu kadar hakir görülmemeli.

BAŞKAN – Allah, Allah!..

MEHMET DÖNEN (Hatay) –Sizin, buradan, Meclisten, özellikle, siyasetçilerin bulunduğu bir Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir bakanın siyasetçiyi küçük gören, siyaseti küçük gören anlayışını buradan uyarmanız gerekirdi; siz, bunu yapmıyorsunuz.

BAŞKAN – Ben!..

MEHMET DÖNEN (Hatay) – Evet.

BAŞKAN – Aşkolsun ya!.. Vallahi billahi hiç dinlemiyorsun. Sayın Bakan, şimdi, zatıâlileriniz siyaset yapmıyor musunuz? Zatıâlileriniz bundan evvel bakanlık yaptınız; allahaşkınıza...

MEHMET DÖNEN (Hatay) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Efendim, lütfen; rica ederim.

Sayın Bakan, hiçbir milletvekiline böyle bir suçlamada bulunmadı. Yalnız, döndü "emeğin, alın terinin üzerinden siyaset yapılmamasını" söyledi.

MEHMET DÖNEN (Hatay) – Sayın Başkan, siyaset kutsaldır; her şeyin üzerinde siyaset yapılır; ama...

BAŞKAN – Zatıâlileriniz böyle söylüyor, sayın milletvekilim.

MEHMET DÖNEN (Hatay) – Siyaset yapmak, yalan söylemek, riya yapmaksa, bu, başka bir şeydir.

BAŞKAN – Sayın Bakan, belki onu söylüyor efendim. Sayın Bakan profesör, kelimelerini çok iyi seçer, söyler.

MEHMET DÖNEN (Hatay) – Bilmiyorlar demek ki!.. Siyaset ve siyasetçilik ayrı şey; demek, Sayın Bakan daha bunu bilmiyor!

BAŞKAN – Sayın Bakanın siyaset yapıp yapmadığını müsaade edin de millet takdir etsin efendim. Sayın Bakan, Meclisimizi incitecek hiçbir şey söylemedi, zaten söylemez.

MEHMET DÖNEN (Hatay) – Zaten, Türkiye'de siyaset ve siyasetçi her kesim tarafından eleştirilirken, hor görülürken, bir siyasetçi bunu yapar mı?

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

MUSA DEMİRCİ (Sıvas) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Gündemdışı konuşmalar bitti efendim; lütfen... Sayın Bakanın proje istemesine cevap verecekseniz, Sayın Bakan burada, projelerinizi götürün, biz de işimize bakalım.

MUSA DEMİRCİ (Sıvas) – Sayın Başkan, İçtüzüğün 60 ıncı maddesine göre, sataşmadan dolayı söz istiyorum.

BAŞKAN – Efendim, sizin isminizi zikretmedi; bir sataşma yok.

MUSA DEMİRCİ (Sıvas) – Sataştı efendim.

BAŞKAN – Ne dedi efendim?

MUSA DEMİRCİ (Sıvas) – Kendi döneminden önce, bugüne kadar; yani, benim dönemimde...

BAŞKAN – Evet, unuttum; buyurun. Dediniz çünkü "54 üncü hükümet" diye, ondan. (MHP sıralarından "demedi" sesleri, gürültüler)

Dedi efendim.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI HÜSNÜ YUSUF GÖKALP (Sıvas) – Demedim efendim.

BAŞKAN – Dediniz efendim... Dediniz... Yapmayın... (Gürültüler) Bırakın cevap versin, efendim "54 üncü hükümet" dediniz. (Gürültüler) Efendim, zabıtlar burada. Bugün, niye bu kadar münakaşa ediyorsunuz? Dünden kalma bir stres var sizde. Rica ederim, yapmayın... (FP sıralarından alkışlar)

Bırakın, cevap verecek efendim.

İSMAİL KÖSE (Erzurum) – Ne stresi olsun Sayın Başkan?

BAŞKAN – Bütün Mecliste bir stres var efendim. Sabahtan beri işlem yapamıyoruz.

İSMAİL KÖSE (Erzurum) – Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak, ikinci oylamada, milletvekillerimizin iradeleri neyi gerektiriyorsa, o istikamette oy kullandılar.

BAŞKAN – Sayın Köse, ben, Milliyetçi Hareket Partisinin kontenjanından Meclis Başkanvekilliği yapıyorum ve Milliyetçi Hareket Partisine söz söylemeyecek kadar aklım başımda. Ben, Meclisin tümüne söyledim; bir stres var. Sabahtan beri...

İSMAİL KÖSE (Erzurum) – Yok efendim...

BAŞKAN – Var efendim. Bakın, yoklamadan beri başladı. (FP sıralarından alkışlar)

MAHFUZ GÜLER (Bingöl) – Stres var.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan tarafsızlığını muhafaza ediyor.

BAŞKAN – Buyurun efendim, cevap verin.

V. — AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1. — Sivas Milletvekili Musa Demirci’nin, Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in, konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması.

MUSA DEMİRCİ (Sıvas) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Sayın Bakanımızın buradaki konuşmaları, elbette 54 üncü hükümet olarak değil. Kendileri buradan buyuruyorlar ki "benden önce hiçbir somut proje ortaya konulmamıştır." Burada, DYP'den bakanlık yapmış arkadaşlarımız var, ANAP'tan bakanlık yapmış arkadaşlarımız var, DSP'den bakanlık yapmış arkadaşlarımız var, şimdi de MHP'den Sayın Bakan bakanlık yapıyor ve hizmet yapıyorlar.

Böyle, geriye dönmek suretiyle, Tarım Bakanlığının geçmişini bu kadar kötülemek hiç kimseye bir şey getirmez. "Tarım Bakanları bir şey yapmadı" demek, kimseye bir şey getirmez. Bakın, 1960'dan sonra, Türkiye, planlı döneme geçmiştir, projeli çalışmaya geçmiştir. Tarım Bakanlığının mazisinde, başlangıcından bugüne kadar, hakikaten, projeli çok önemli çalışmalar vardır. Birkaç tanesini sayıyorum; hayvancılığı geliştirme, tohumculuk, nadas alanlarının daraltılması, ziraî mücadele ve bitkisel diğer projelerdir.

O bakımdan, buradan, toptan, bütün dönemleri kötülemek, bana göre, bir şey kazandırmaz.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Bir Meclis araştırma önergesi vardır; okutuyorum :

IV. — BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (DEVAM)

C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. —Diyarbakır Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu ve 21 arkadaşının, Diyarbakır İlinin nüfus artışı ve göç sonucu oluşan sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/130)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Yirmi yılı aşkın bir süredir, Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerimizde süren sosyoekonomik çöküntü ve terörle mücadele kapsamında oluşan göç, Diyarbakır ilimizde her alanda olumsuz etkiler göstermiştir.

Diyarbakır ilimizde, tarihte hiçbir ilimizde görülmemiş şekilde artan nüfus ve bunun sonucu işsizlik, ekonomik, psikolojik ve sosyal sorunlar meydana getirmiştir. Diyarbakır'da, gelir seviyesindeki düşük seviye, iş alanlarının yeterli olmayışı ile birebir ilişki içindedir. Diyarbakır'da yaşanan yüksek seviyedeki işsizlik ve düşük gelir düzeyi, toplumsal hayatın her alanında çöküntüye ve problemlere neden olmuştur.

Söz konusu problemlerin tespiti, bu sorunlara maruz kalan Diyarbakırlı vatandaşların rahatsızlıklarının araştırılması ve bütün bunlara acilen çözümler bulunması amacıyla; Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 104 üncü maddeleri gereğince bir araştırma önergesi hazırlamış bulunuyoruz.

Gereğini arz eder, saygılarımızı sunarız. 26.1.2000

1. Ömer Vehbi Hatiboğlu (Diyarbakır)

2. Osman Aslan (Diyarbakır)

3. Zülfükar İzol (Şanlıurfa)

4. Ahmet Nurettin Aydın (Siirt)

5. Yahya Akman (Şanlıurfa)

6. Nurettin Aktaş (Gaziantep)

7. Hüsamettin Korkutata (Bingöl)

8. Dengir Mir Mehmet Fırat (Adıyaman)

9. Mustafa Bayram (Van)

10. Musa Uzunkaya (Samsun)

11. Azmi Ateş (İstanbul)

12. Bekir Sobacı (Tokat)

13. Mustafa Niyazi Yanmaz (Şanlıurfa)

14. Salih Kapusuz (Kayseri)

15. Mustafa Baş (İstanbul)

16. Tevhit Karakaya (Erzincan)

17. Lütfi Doğan (Gümüşhane)

18. Mehmet Bekâroğlu (Rize)

19. Ramazan Toprak (Aksaray)

20. Sait Açba (Afyon)

21. Bahri Zengin (İstanbul)

22. Mehmet Altan Karapaşaoğlu (Bursa)

Gerekçe :

Diyarbakır ilimizde yirmi yılı aşkın süredir devam eden terör ve terörle mücadele nedeniyle olağanüstü hal (OHAL) ve sıkıyönetim uygulamaları, boşaltılmış köyler sorunu, artan göç ve bunun sonucunda doğan işsizlik, ekonomik, psikolojik ve sosyal sorunları beraberinde getirmiştir.

Ülkemizde, bölgelerarası yaşanan ekonomik eşitsizlik, OHAL bölgesi illerinden ve kalkınmada öncelikli yöre illerinden Diyarbakır'ı olumsuz etkilemiştir. Terör nedeniyle boşaltılan köylerin her birisi, bir kırsal kalkınma merkezi gibi çalışırken, tarımla istihdam olan nüfus, kent merkezlerine göçmüş, kent merkezlerinde işsiz ve geçim sorunları yaşayan nüfusa dönüşmüştür. Bu nüfus, kent merkezinde marjinal iş sahalarına yönelmiştir. Başka bir deyişle, 1980 öncesi üretici olan büyük bir nüfus, bugün, tüketici durumuna düşmüştür. Ev sahibi olan, toprak, çiftlik ve hayvan sahibi olan birkısım yöreli, bugün, evsiz ve işsizdir.

Türkiye nüfusunun üçte 1'inden fazlasını barındıran batı illeri, millî gelirin de yarısını almaktadır. Batı illerinde kişi başına gelir, 1999 yılı Devlet İstatistik Enstitüsü verileriyle 4 364 dolar seviyesindeyken, doğu illerinde bu oran 1 565 dolar seviyesindedir.

Devlet İstatistik Enstitüsü 1997 nüfus sayımı verilerine göre, Diyarbakır İlimiz, Türkiye'de nüfusu en çok artan illerimizdendir. İldeki hızlı nüfus artışı, binde 22,07'yle, 15,08 olarak gerçekleşen Türkiye genelinden yüzde 46,35 daha fazla bir değer göstermektedir.

Eklerde yer alan Tablo-2'ye göre, Diyarbakır İlimizde, 1987 yılı fiyatlarıyla kişi başına gayri safî millî hâsıla dalgalanmalar göstermiş; ancak, 1997 yılı sonuna gelindiğinde yerinde saymıştır. Bu, Diyarbakır İlinin ekonomik sorunlarını gösteren en önemli veridir. Şekil-1'de, bu ekonomik geri kalmışlık verileri, Türkiye geneliyle karşılaştırmalı olarak verilmiştir.

Resmî rakamlara göre, ilin gelir seviyesi, ülke genelinin yarısına erişebilmektedir. Tablo-2'de, diğer illerde 1987-1997 yılları arasında gerçekleşen kişi başına gayri safî millî hâsıla artışları görülmektedir. Kişi başına gayri safî millî hâsıla sıralamasında, il, ülkede yer alan 80 ile göre 56 ncı sıradadır.

Her türlü vergiye tabi olan vatandaşların sayısını bildiren vergi mükellefiyeti verilerine göre, il, 51 618 mükellef kişi sayısıyla ülke genelinde 28 inci sıradadır. Ancak, nüfus büyüklüğü olarak Diyarbakır İlimiz, 1 282 678 kişiyle 10 uncu sıradadır. Bu, büyük bir ters orantıdır. Sonuç ise, oranlı iş imkânının il genelinde sağlanamadığının rakamsal ifadesidir. Devlet İstatistik Entitüsü verilerine göre, Türkiye ortalaması baz alınırsa, Diyarbakır İlimizde vergi mükellefi sayısı 51 618 kişi değil, 116 200 kişi olmalıydı. Eklerde yer alan Tablo-3, bunu özetlemektedir.

Hekim başına nüfus, en güncel rakamlara göre, 1 747 kişidir. Köy ortalaması, 1996 yılında 2 375 kişidir. Diyarbakır İli ortalaması ise, 3 520 kişidir. Bu, Türkiye ortalamasının 2,014 katı fazla bir rakamdır.

Türkiye ortalamasına göre, kişi başına banka mevduatı miktarı 183 058 171 Türk Lirasıdır. Bu miktar, Diyarbakır İli ortalaması olarak 22 445 228 Türk Lirasıdır. Başka bir deyişle, Diyarbakır İlimiz, Türkiye ortalamasının 8,15 katı daha az birikime sahiptir. Diyarbakır İlimizin vatandaşları, Ankara'ya göre 26,54 kat daha az birikime sahiptir. Bu, il genelinde yaşanan ekonomik sıkıntıların en açık göstergesidir. Tablo-5, yıllar itibariyle mevduat miktarlarını özetlemektedir.

Köy Hizmetlerinin hazırladığı verilere göre, il genelinde yer alan kırsal yerleşimlerin sadece yüzde 47'si yeterli suya sahiptir. 1997 yılı verilerine göre Türkiye oranı ise yüzde 81'dir.

İlköğretimde Türkiye genelinde öğretmen başına 30, KÖY illerinde 29, Diyarbakır'da ise 40 öğrenci düşmektedir. (Tablo-7)

BAŞKAN – Efendim, bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge, gündemdeki yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusunda öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlarlar Gelen İşler" kısmına geçiyoruz.

Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu Tasarı ve Plan ve Bütçe ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonları raporlarının müzakeresine kaldığımız yerden devam ediyoruz efendim.

VI. — KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER

1. — Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonları Raporları (1/501) (S.Sayısı : 367) (1)

BAŞKAN – Komisyon?.. Yerinde.

Hükümet?.. Yerinde.

Daha önce, tasarının 7 nci maddesi okunmuştu.

7 nci madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Kütahya Milletvekili Sayın Ahmet Derin; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA AHMET DERİN (Kütahya) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; öncelikle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Görüşülmekte olan 367 sıra sayılı kanun tasarısının 7 nci maddesi üzerinde Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.

Konuşmama başlamadan önce de, Ege Bölgesinde ve Batı Anadolu'da lodos sonucu meydana gelen afet ve yangınlarda vefat eden vatandaşarımıza Cenabı Hak'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. 50'ye yakın kardeşimiz yaralanmıştır; bunlara da acil şifalar diliyorum ve ayrıca, orman yangınları dolayısıyla mağdur olan vatandaşlarımıza da geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyorum.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının 7 nci maddesi, organize sanayi bölgelerinin organlarından olan müteşebbis heyetin oluşmasını ve yetkilerini ifade ediyor. Ayrıca, Bakanlıkça çıkarılacak olan bir yönetmelikle de bunların düzenleneceği ifade ediliyor.

Her şeyden önce, organize sanayi bölgeleri, 1962 yılında, teşvik tedbirleri olarak, kalkınma plan ve programlarına konulmuş; ancak, o günden bugüne kadar, organize sanayi bölgeleri, Fonlar Yönetmeliğiye düzenlenmiştir. Hükmî şahsiyetleri olmadığı için de, birçok hukukî sorunla karşılaşmışlar; bir sorun çıktığında, müteşebbis heyetleri, teşekküller, taraf olamamış, mülkiyet sorunlarında çözüm sağlanamamış, sıkıntılar yaşanmıştır.

İşte, bu kanun tasarısıyla, organize sanayi bölgeleri, artık hükmî bir şahsiyet kazanıyor, hak ve mükellefiyetlerin muhatabı olabiliyor ve bu bağlamda da, üzerinde görüşmekte olduğumuz 7 nci maddede de, müteşebbis heyetin kurulması, genel kurulun oluşturulması açıklığa kavuşturulmuş olmakta ve müteşebbis heyet, genel kurul, yönetim kurulu, denetim kurulu ve bölge müdürlüğü seçimlerinin kuralları oluşturulmaktadır. Müteşebbis heyetin oluşumuna, yetkilerine, görevlendirilmesine ait usul ve esasların da Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenleneceği de bu madde kapsamına alınmıştır.

Organize sanayi bölgeleri kanunu çıkacak... 1962'den bu yana, Fonlar Yönetmeliğiyle de olsa, ülkemizde belli bölgeler tesis edilmiş; hakikaten, o bölgelerin kalkınmasında önemli faaliyetleri olmuş, önemli katkıları olmuş; ancak, Sayın Bakanım da buradayken -sadece bu kanunu çıkarmış olmak değil- hakikaten, teşvik tedbirlerinden birisi olan organize sanayi bölgelerinin bugünkü sıkıntılarını ifade ederek, bir nebzecik de olsa, katkıda bulunmak arzusundayım.

Malum olduğu üzere, 2000 yılına girerken, 1999 yılında, gayri safî millî hâsılada elli yılda görülmeyen bir düşüş meydana geldi, ekonomi küçüldü. Tabiî, ekonominin, sayı itibariyle yüzde 98'i küçük işletmelerden, ekseri organize sanayi bölgelerinde kurulmuş olan küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluştuğuna göre, bu küçülme, büyükleri değil, daha ziyade, küçük ve orta ölçekli işletmeleri etkilemiş; istihdamın yüzde 56'sını, katmadeğerin yüzde 38'ini ve toplam ihracatın da yüzde 8'ini oluşturan bu kuruluşlarımız, küçük ve orta ölçekli işletmeler, hakikaten, bu küçülmeden daha büyük paylar almışlardır. İmalat sanayiinde küçülme yüzde 3 iken, tüm sektörde yüzde 6,1. Demek ki, aslında, küçük ve orta ölçekli işletmeler, bu küçülmeden daha büyük yara almışlar. Öyleyse, sadece bu kanunun çıkarılmış olması değil, bu kanun kapsamındaki kuruluşlarımızın daha fazla desteğe, teşvike ihtiyacı olduğunu, burada, ifade etmek istiyorum.

Bugün için kullandırılan ticarî kredilerin, ancak yüzde 4 veya yüzde 5'i KOBİ'lere kullandırılıyor ki, işletmeler bazında da değerlendirilmiş olsa, istihdamın yüzde 56'sını, katmadeğerin yüzde 38'ini oluşturan bu kuruluşlar, demek ki, devlet imkânlarından, mevduat imkânlarından, kredi mevduat imkânlarından yeterince istifade ettirilmemiş, yeterli kaynaklar buralara aktarılmamış.

Her şeyden önce, kapasite oranları incelendiğinde, İstanbul Ticaret Odasının en son yayımladığı raporunda, kapasite oranlarının çok düştüğü, 1998 yılında yüzde 66 olan kapasite kullanım oranının, 1999 yılında yüzde 54'lere gerilediği görülmektedir. Bunun iki sebebinin olduğu ifade ediliyor.

Bunlardan birincisi, yetersiz finansman. Yeterli kaynak aktarılmamış. Yine, 2000 yılında, KOBİ'lere verilmek üzere Halk Bankasına ayrılan ödenek 50 trilyon lira. Sadece, içi boşaltılan bir tek bankada, 1,5 katrilyon lira, birilerine âdeta hibe edilirken, sanayimizin belkemiği olan, aşağı yukarı 4 milyon -aileleriyle beraber değerlendirildiğinde 20 milyon- insana ekmek kapısı olan bu küçük ve orta ölçekli işletmeler, büyük bir işletmenin, belki aylık masrafı kadar bir ödenekle desteklenir duruma getiriliyor ki, bu, hakikaten, onların, finansman yetersizliğinden dolayı, bu ekonomik sıkıntıdan daha fazla etkilenmesine sebep oluyor.

İkinci olarak da, talep yetersizliği görülüyor.

Organize bölge sanayileri, daha önce de ifade ettiğim gibi, sanayiin altyapısını oluşturmak için, devlet tarafından desteklenen, yurtdışı fonlarla desteklenen organizasyonlardır. Ancak, ülke ekonomisi şöyle bir göz önüne alınacak olursa, aslında, organize bölge sanayileri yapılan yerler, yapımı tamamlanmış olan yerler, ikinci organize, üçüncü organize bölge sanayilerini kurarken, seçilen yerler açısından ve yatırımların, ülkemizin yatırım yapılmaması gereken yörelerinde yapılmasıyla da, gerçek manada, kalkınmayı tabana yayabilmek, gelir düzeyini yükseltebilmek, gelir adaletsizliğini ortadan kaldırabilmek, bölgeler arasındaki gelişmişlik farklarını asgariye indirebilmek açısından, çok yanlış tatbikatın sonucunu hep birlikte gördük.

Depremin olduğu bölgede, Sakarya, Trakya, Kocaeli yöresinde sanayiler odaklaşmış. Onun dışında, ulaşım avantajları sağlamış olan bölgelerde, organize bölge sanayileri, birinci, ikinci, üçüncü, hatta dördüncü organize bölge sanayileri kuruluyor. Bu, yanlış bir tatbikat. Öyleyse, yapılması gereken, sadece, kalkınmada öncelikli yörelere değil -sadece, gayri safî millî hâsıladan alınan paylar kriter olarak kabul edilmeyip- gelişmişlikten nasibini alamamış, geri kalmış, az gelişmiş bölgelerimize, daha değişik, ucuz krediler vermek; bir an önce, daha fazla ödenek harcayarak, oraların altyapılarını tamamlamak; oradaki insanların motivasyonunu artıracak, oradaki insanlara örnekler oluşturacak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Toparlayın efendim.

AHMET DERİN (Devamla) – Toparlıyorum Sayın Başkanım.

Sanayi odaklaşmış bölgelerimizden -deprem afetiyle yıkılmış olan fabrikalar da, tesisler de dahil olmak üzere- organize bölge sanayilerini tesis ettikleri veya yarım olduğu halde, müteşebbisi bulamayan o bölgelere ayrıca bir ek destek vererek, teşvik vererek, o yatırımların, tamamlanamayan, altyapısı tamamlanmış, ama, bir türlü sermaye birikimiyle yatırıma geçememiş, doluluk oranına ulaşamamış bölgelere aktarılması, mutlaka, bölgeler arasındaki dengesizliği asgarî seviyeye indirecektir.

Sonra, en son yapılan, faiz oranlarındaki indirimi takdirle karşılamak istiyorum; ancak, burada geriye dönüş yapılacak mı, yapılmayacak mı; bu konuda bir açıklık olmamasının tedirginliğini yaşıyor kuruluşlar. Eğer geriye dönüş olmayacaksa -normal bölgelerde yüzde 15 oranındaki faiz- öyle muazzam birikmiş borçları var ki, bunlar, bu ekonomik küçülmede, bu ekonomik sıkıntının içerisinde, eski borçlarını yüzde 40'la ödemeye kalktıkları takdirde, mutlaka, içinden çıkılamaz bir hal alacaktır; organize bölge sanayileri, fonksiyonunu yapamaz bir hale gelecektir. Bunu da ayrıca ifade etmek istiyorum.

Bir konuyu daha burada belirtmek istiyorum. Kalkınmada öncelikli yöreler kriterleri tekrar gözden geçirilmeli, eğer iller bazında değilse, en azından ilçeler bazında...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Derin, lütfen...

AHMET DERİN (Devamla) – Hemen toparlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN – Demin de "hemen" dediniz, birbuçuk dakika geçti... Toparlayın efendim; öbür maddede yine söz vereceğim size zaten. Lütfen...

AHMET DERİN (Devamla) – ...veya sektörler bazında teşvik uygulamasına geçilmesi daha rantabl olacaktır, ülke gerçeklerine, ekonomisine daha uygun olacaktır diye, birkaç konuya değinmekte, burada, fayda mülahaza ettim.

Hepinize teşekkür ediyorum; Sayın Başkan, size de teşekkür ediyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Ben teşekkür ederim Sayın Derin.

Efendim, şimdi, söz sırası, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Aksaray Milletvekili Sayın Murat Akın'da.

Buyurun Sayın Akın. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA MURAT AKIN (Aksaray) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 7 nci madde üzerinde Grubum adına söz almış bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 7 nci madde, organize sanayi bölgelerinde yönetimi sağlayacak müteşebbis heyetin teşekkülünü hüküm altına almaktadır. Bu meslek gruplarından 15 asıl, 15 yedek ve diğer yandan, bu müteşebbis heyetin,5 asıl, 5 yedek olmak ve bunun asgarî 4'ünü müteşebbis heyet içerisinden seçmek üzere, yönetim kurulunun teşekkülünü hüküm altına almaktadır.

Değerli milletvekilleri, bilindiği üzere, organize sanayi bölgelerinde, reel sektör olarak ifade edilen işletmeler faaliyet gösterecektir. Bu işletmelerin faaliyeti, daha ziyade, malî sektörden sağlanan katkıyla istihsal sağlanabilecektir. Ülkemizde son iki yıl içerisinde reel sektörün istihsaline bakıldığı zaman, büyük çapta bir küçülmenin olduğu görülmektedir. Bilhassa Ankara'da, siyasî karmaşa ve cumhurbaşkanlığı seçim tartışması sürerken, ekonomide son elli yılın küçülme rekoru kırıldı. 1999 yılında, gayri safî millî hâsıla, bir önceki yıla göre eksi yüzde 6,4 oranında gerçekleşti. Bilindiği üzere, 1998 yılında, gayri safî millî hâsıla, eksi yüzde 3,6 civarında gerçekleşmişti. İki rakamın, iki yılın toplamı eksi yüzde 10 civarında olmaktadır. Bilindiği üzere, son iki yıl hariç, on yıldır, ülkede ortalama kalkınma yüzde 8 ile 10'lar arasındadır. Yüzde 8'i baz olarak aldığımızda, ülkedeki gerileme eksi yüzde 20'dir. Görüldüğü üzere, eksi yüzde 18 ilâ 20'dir. Bu ülkede, bu kadar daralmanın hüküm sürdüğü bir dönemde, organize sanayi bölgelerinde yapılan işletmeler, bir süre sonra, talep yetersizliğinden satışlarını durduracaklardır.

9 Aralık 1999'da Merkez Bankası Başkanı Sayın Gazi Erçel'in açıklamış olduğu ekonomik istikrar programına göre, para ve kur politikası ile maliye politikasının uyumlu bir şekilde uygulanacağı ifade edilmiş ve IMF'yle imzalanan iyi niyet mektubunda da bu paralelde uygulamalar yapılacağı, yine, hüküm altına alınmıştır.

Şimdi, organize sanayi bölgelerinde yapacağımız işletmeler, mutlak surette üretim yapacaktır, istihsal yapacaktır; yapmış olduğu üretimi dış pazarlara satacak ya da iç pazarda bunun satışını sağlayacaktır.

Şöyle baktığımız zaman, ülkemizin 27 milyar dolar civarındaki bir ihracatı, açıklanan kur politikasıyla baskı altında tutulmaktadır. Sizlere söylüyorum: Şimdi, 27 milyar dolarlık ihracat potansiyeli olan ülkemizin, açıklanan kur politikasıyla, bunun satışı, üretilen malın, imal edilen malın satışı mümkün olmadığına göre, bu ihracat nasıl gerçekleştirilecek, bütçedeki açık ihracatla nasıl kapatılacak?.. Bunun, bu yapılan, açıklanan programla sağlanması hiç mümkün değildir. Bilhassa, düşürülen faiz oranları vardır. Devlet tahvili ile hazine bonosu ihracında yapılan faiz uygulamaları aşağılara çekildi. Şimdi, buna ilave olarak, bir karar daha alınması gerekir. Daha önceden çıkarılmış, ihtiyaca binaen, yüzde 12 mürekkep, yüzde 18, yüzde 20'ye varan faiz oranlarıyla dolaşan devlet tahvili bulunmaktadır.

Şimdi, bir yıl içerisinde, iki şekilde devlet tahvili ve hazine bonosu dolaşıyorsa, bu da, ek programlarla, ek kararlarla giderilmiyorsa, bu ekonomik istikrar tedbirinin netice vermesi mümkün müdür?! Halbuki, hükümetin, daha önce iki veya üç yıl vadeli çıkarmış olduğu yüzde 118, yüzde 120 faizli devlet tahvillerini çekerek, emisyon fazlası parayla bunların ödemesini yapması; bilahara da ekonomik istikrar tedbirlerinde alınan faizlere dayalı olarak yüzde 40, yüzde 60'larla tekrar devlet tahvili ve hazine bonosu ihraç etmesi gerekir; ama, hiçbir yetkili, ekonomiden sorumlu bir devlet bakanı, bu konuda, ne küçülmeyle ilgili ne de mevcut uygulamayla ilgili açıklama yapmamaktadır.

Değerli milletvekilleri -bilhassa Sayın Sanayi Bakanımızı alakadar ettiği için bu hususu belirteceğim- şimdi, pancar paraları devam ediyor, pancar paraları ödenmedi. Yeni şekerpancarı ekimi bir hafta, on gündür başladı. Geçen sene 45 000 lira olan nitrat gübre bu yıl 80 000 liradan satılmaktadır. Geçen sene 52 000 lira olan ÜRE, yine 85 000 liradan; DAP 125 000 liradan satılmaktadır. Çiftçilerimizi direkt destekleme programı altında, bu gübrelere sübvansiyon yapılacaktı; yeşil mazot veya mavi mazot -ismi, rengi o kadar mühim değil- kırmızı mazot diye çiftilere ucuz mazot verilecekti. Peki, bu verme işlemi ne zaman devam edecek? Çiftçilerimiz, bilhassa Orta Anadolu'da, Aksaray İlimizde şekerpancarı ekimine başlayacaklardır. İmkânı olan başlamış; imkânı olmayan da, hükümet ucuz mazot verecek diye beklemektedir. Şimdi, bu çiftçilerimizin, bir taraftan -biraz önce sözcü arkadaşımızın izah ettiği gibi- faiz ödemeleri devam ediyor; gerek tarım kredi kooperatiflerine gerek Ziraat Bankasına ya da yeşil hat çerçevesinde elektrik tüketimine ilişkin olarak yapamadıkları bu elektrik giderlerini faiziyle ödemeye başlıyorlar. Şimdi, bunlar nereden ödeyecekler; pancar paralarını alamadılar ve Hazineden sorumlu Bakan da "ben, Bakanlık olarak mesuliyetimi yerine getirdim; ödenen pancar paraları, avans parası -ki, bu, 27 000 lirada 5 000 liradır- Hazinenin hissesine düşen kısımdır" diyor.

Şimdi, kiloda 22 000 liralık kısım kimin hissesine düşüyor?.. Alım yapan şeker fabrikalarının tamamı devletindir. Sayın Bakanımız, Hazineden sorumlu Bakanı bir uyarmış olsa... Şu ülkede 37 tane büyük vergi dairesinin tahsil ettiği vergiler ile gümrük saymanlıklarının tahsil ettiği vergiler, direkt Hazine hesabına girmek suretiyle, üniversitelere, belediyelere, değişik yerlere muhtelif ödemelerini istediği şekilde yapıyor ve bunu devamlı da sağlıyor. 37 tane vergi dairesi, tahsilatı yüksek olan vergi dairesi ile gümrük saymanlıklarından gelen bu vergileri, biraz da bu çiftçilere, 4-5 milyon pancar müstahsiline ödemelerde kullansa, bu insanlarımız biraz rahat etse, olmaz mı?! Bilhassa Aksaray'ın Eskil yöresi... 20 milyon ton üretilen pancarın 1 milyon tonu, sadece Aksaray Sultanhanı, Eşmekaya, Yenikent, Yeşiltepe, Yeşilova gibi ilçelerde üretilmektedir.

BAŞKAN – Sayın Akın, toparlar mısınız, süreniz bitmek üzere.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Sayın Başkan, organize sanayi bölgesine gelelim!..

BAŞKAN – Toparlıyor efendim.

MURAT AKIN (Devamla) – Geçen hafta seçim bölgemdeydim. Arkadaşım da güzel söyledi; organize sanayi bölgesine gelelim. Gelelim... Organize sanayi bölgesine yakın bir yere, sanayi çerçevesinde, şeker fabrikası temeli atıldı.

Değerli milletvekilleri, Sultanhanı Kasabası diye tabir edilen bir yerde...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Efendim, siz, konunun üzerine gelemeden süreniz bitti. Ben, ikaz ettim... Lütfen, bir teşekkür edip, konuşmanızı bitirin; öbür maddede zaten konuşacaksınız Sayın Akın.

MURAT AKIN (Devamla) – 20 milyara alınan yeri, 17 trilyona, bir eski bakanımız, ipotek vermek suretiyle krediyi aldı, organize sanayie değil de, başka yere yatırım yaptı. Biz, organize sanayie girersek, şimdi, bu, çok kötü olur; çünkü, oraya getirilen kaynakların büyük bir kısmı değişik amaçlarla kullanılmaktadır.

Bakınız, 17 trilyon... Bir eski bakanımız aldı bunu. Bugünkü rakamla 50 trilyon...

NİHAT GÖKBULUT (Kırıkkale) – Eski milletvekili...

BAŞKAN – Efendim, o eski bakanınız burada yok; cevap veremeyecek...

Ben, size, bir selam verin diye mikrofonu açtım...

MURAT AKIN (Devamla) – Peki...

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Çok teşekkür ederim efendim.

Şimdi, eski bakanı nereden bulacağız?..

Gruplar adına başka söz isteyen?.. Yok.

Şahsı adına, Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Sayın Cevat Ayhan, soru mu soracaksınız?

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Öncedendi o; ama, herhalde dikkatinizi çekmedi.

AHMET CEMİL TUNÇ (Elazığ) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte olan kanun tasarısının 7 nci maddesi, organize sanayi bölgesinin yönetim ve denetim kurulu üyeliklerinin oluşması hususunu ve görevlerini tanzim eden bir madde.

Aslında, geçen hafta da bir şey söylemeye çalışmıştım, organize sanayi bölgelerinin yanında, hayvan ürünleri organize sanayi bölgelerinin kurulmasıyla ilgili. Birkaç rakam vermek suretiyle bunun ne kadar gerekli olduğunu söylemeye çalışmak istiyorum: 1985 ile 1995 yılları arasında Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 215 000 içgöç, 400 000 de dışgöç yaşanmış; Doğu Anadolu Bölgesinde ise, 256 000 içgöç, 725 000 de dışgöç yaşanmış. Yani, son on yıl içerisinde, sadece bu iki bölgemizde yer değiştiren insan sayısı 7 milyon. Neden bu yer değiştirmeler olmuş; çünkü, önce, terör diye bir vakıa, bir hadise var, geçim sıkıntısı var, işsizlik var, yoksulluk var da onun için göç ediliyor. Hiç kimse, durup dururken, evini yurdunu bırakarak başka taraflara göç etmez.

1987 yılında güneydoğuda 996 000 büyükbaş hayvan varken, bu sayı 1997 yılında 594 000'e düşmüş; yani, büyükbaş hayvanda 402 000 adet azalma var. 1983 yılında 8 810 000 küçükbaş hayvan varken, bu sayı da 5 300 000'e düşmüş Doğu Anadolu Bölgesinde; yarı yarıya bir azalma var. Neden; nedeni son derece açık: Hayvan besleniyor; ama, pazarlama imkânı yok. Bütün tarımsal ürünlere taban fiyat veriliyor, buğdayından, arpasından, mısırından, zeytinine kadar; fakat, hayvan ürünlerine taban fiyat diye bir şey yok. Et ithalatı da serbest bırakılınca, dolayısıyla, hayvancı, beslediği, yetiştirdiği hayvanını pazarlayamıyor, pazarlayamadığı içindir ki, hayvan varlığı da azalmaya başlıyor. Eskiden, et ve balık kurumları alıyordu, devlet eliyle destekleniyordu, hayvan besleniyordu ve hayvancılık da gelişiyordu; ancak, et ve balık kurumları da özelleştirilmeye başlanınca, et ve balık kurumları da atıl duruma gelince, hayvancılar sahipsiz kaldılar. Mesala, şu anda, Gaziantep Et ve Balık Kurumu özelleştirildi, işçileri sokakta; yani, tedbir alınmadan bir özelleştirme daha, hayvancılığa ne yazık ki bir darbe daha.

Kamu yatırımlarına bakıyoruz burada, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde son on yılın kamu yatırımları ortalaması yüzde 3,3'tür; Doğu Anadolu Bölgesinde ise yüzde 3,5'tir; son on yılın ortalaması; toplam 6,8. Nüfusun yüzde 20'si bu bölgede yaşarken, ne yazık ki, kamu yatırımlarının yüzde 6,8'i bu bölgeye gitmiş. Doğrusu, böyle bölgesel farklılıkları söylemekten, dile getirmekten zevk almıyorum, aslında biraz da sıkılıyorum; ama, nerede bir acı varsa, mutlaka, o acının ilacının bulunması gerekir diye de düşünüyorum.

Eğer, hak olmazsa, adalet olmazsa, eşitlik olmazsa, sanıyorum, huzur bulmak da son derece zor olur. Devlet, hem sosyal hayatın her alanında hem de ekonomik hayatın her alanında adil olmak durumundadır. Şimdi, bu ayın içinde polis sınavları var. Deniliyor ki, buraya meslek okulu mezunları giremez.

BAŞKAN – Efendim toparlar mısınız; süreniz bitmek üzere.

AHMET CEMİL TUNÇ (Devamla) – Bitiriyorum Sayın Başkanım; bir dakika lütfen.

Neden giremesin; eşitlik mi bu, adalet mi bu, hak mı, hukuk mu bu?! Hele, imam-hatip mezunu hiç giremez. Bu adam din eğitim görmüş, şefkat nedir, merhamet nedir, adalet nedir bunu biliyor; niye, kamunun bir bölümünden uzak tutulsun bu insan?! Bunu söylemekten maksadım şu: Devlet olarak, hükümetler olarak, vatandaşlarımıza karşı adil olmak durumundayız. Adil olamazsak, başarılı olamayız. Hepimizin çabasının bu olması gerekir diye düşünüyorum.

Bir başka madde üzerinde, tekrar görüşlerimi açıklamak üzere hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın Tunç, teşekkür ederim efendim.

ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Karar yetersayısının aranılmasını istiyorum.

BAŞKAN – Ne yapacağım ki? Nasıl istediniz efendim?!

Affedersiniz, şimdi oylamaya mı giriyoruz?! Ne yapacağız şimdi; Erzurum Milletvekili Sayın Polat nasıl konuşacak?!

MUSA UZUNKAYA (Samsun) – Efendim, vazgeçer bu yoklama için.

BAŞKAN – Vallahi bilmiyorum.

Erzurum Milletvekili Sayın Aslan Polat...

ASLAN POLAT (Erzurum) – Vazgeçtim.

BAŞKAN – Vaz mı geçtiniz; tamam efendim.

Karar yetersayısı isteyemezsiniz.

ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Niye?

BAŞKAN – Maddelere geçmedim ki efendim; oylama yok bir şey yok, nasıl istersiniz?!

MURAT AKIN (Aksaray) – Şahsım adına konuşmak istiyorum.

BAŞKAN – İstiyor musunuz efendim; buyurun.

Sayın Murat Akın, buyurun.

MURAT AKIN (Aksaray) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 7 nci madde üzerinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım.

21 inci Asra ve üçüncü binyıla girerken, çağımızın karşılaştığı en önemli sorunun değişim ve dönüşüm olduğuna hiç kuşku yoktur. Değişen çağ, teknolojik, ekonomik, siyasî ve sosyal boyutlarıyla, âdeta renk cümbüşü içerisinde, jakarlı kumaşlar dokumaktadır.

Bilgi toplumu veya sanayiötesi dönüşümü diye isimlendirdiğimiz bu çağ, beraberinde, karmaşık, ekonomik ve sosyal yapıların dinamik oluşumlarını gündeme getirmektedir. Bu dönüşümün baş köşesinde, küreselleşme sürecinde yaşanan hızlı değişim mevcuttur.

Hizmet sektörlerinin egemen olduğu bu yeni yapılar içerisinde, bölgesel bütünleşmeler, dışa dönük ihraç ekonomileri, KOBİ'ler, rekabet gücü, buna uygun olarak oluşan esneklik, özelleştirme ve yeni üretim ve yönetim teknikleri, kalite, verimlilik, çıkar birliğine dönüşmüş ve diyaloglara dayalı yeni işçi ve işveren ilişkileri söz konusu olmuştur.

Tarihin bu neden-sonuç karmaşası ve sorun yumağına dönüşen yapıları içerisinde, dönüşümlerin ipuçlarını bulmak ve ona bağlı değişkenlerle temel faktörlere dayalı analizler üretmek büyük beceri istemektedir. Diğer bir deyişle, dinamik düşünceler, yeni olanaklar yanında, üstesinden gelinmesi gerekli zorlukları da getirmektedir.

Tüm bu karmaşada dikkati çeken husus, dönüşümün, beraberinde getirdiği birbirine zıt yönlü, farklı bakış açıları ve çelişkilerdir. Bu toplumlarda liderin ve çağın yakalamadaki vizyonlarını belirleyecektir. Aslında, geleceğini düşünmeyen ve tartışmayan bir toplumun geleceğinin olmayacağı neticesinden hareketle, çağın değişen parametrelerini ele almak zorundayız.

Birinci endüstri devrimini yakalayamayan Türk toplumu için, ikinci endüstri devrimini ve bilgi çağını yakalama şansı var mıdır? Bu, Türk toplumu için bir tarihsel baht dönencesi midir?

Değerli milletvekillerim, Aksaray İlinde, bilhassa organize sanayi bölgesi alanında tahsis edilen arsalar 21 inci Asrın sanayi teknolojisine ve sanayi altyapısına uygun hale getirilmiştir.

Şöyle bir baktığımız zaman, Orta Anadolu'nun ortasında kuzey-güney, doğu-batı doğrultusundaki karayolunun kesişme noktasında yer alan Aksaray, aynı zamanda doğa, insan, tarih ve sanat olgusunun da sergilendiği bir yerdir.

Aksaray'ın, 15-64 yaş arası 150 000 kişi olduğu tahmin edilen iktisaden faal nüfusunun yüzde 6 gibi çok az bir bölümü sanayi sektöründe istihdam edilmektedir. Bu nüfusunun geriye kalan yüzde 69'u tarım ve yüzde 15'i hizmet sektöründe çalışmaktadır.

Organize sanayi bölgesinde bulunan 132 sanayi parseli adedi, yatırımcıların talebi doğrultusunda ifrazlar yapılarak 142'ye çıkmıştır. 1997 yılında bölgeye katılan 4 hektar ile 290 hektara çıkarılan alan üzerinde 142 parselde kurulmakta olan 142 fabrikanın yanı sıra, özel sektör tarafından kendi arazileri üzerine yapılmakta olan fabrikaların tamamlanarak hizmete sunulması halinde 10 000 kişi istihdam edilecektir. Böylece, 150 000 kişi olan iktisaden faal nüfusumuzun sanayi sektöründeki istihdam oranı yüzde 6'lardan yüzde 25'lere, hizmet sektöründe çalışan nüfusun oranı yüzde 12'lerden yüzde 20'lere çıkması sağlanacaktır.

Aksaray'ın ayrıca diğer bir özelliği de, ülkemizde hiçbir yerde olmayan organize besi alanı tahsis edilmiş olması ve bu besi alanına da 168'e yakın besici yerleştirilmesidir. Dolayısıyla, Aksaray'da mahalle aralarında veya değişik yerlerde dağınık bir şekilde besicilik yerine, şehirden uzak ve toplutaşıtların geliş-gidiş noktalarından uzak bir yere besi alanı tahsis edilmek suretiyle besicilik yapılmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Efendim, takdir sizin; toparlayacağınızı ümit ediyorum.

MURAT AKIN (Devamla) – Dolayısıyla, organize sanayi bölgelerini sadece imalat sanayii olarak düşünmemek lazım; besi alanında da... Bilhassa Orta Anadolu'daki besicilerimiz çok sıkıntıda. Bunu, Aksaray olarak, geçmişte...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Efendim, toparlayın lütfen.

MURAT AKIN (Devamla) – 1996, 1997'de yapılan çalışmalar sonucunda, bilhassa belediye başkanının, sayın valimizin ve Millî Emlak Genel Müdürlüğünün katkılarıyla güzel bir besi alanı tahsis edilmiştir Aksaray'da; yine, organize sanayi alanı da tamamlanmış, 145'e yakın fabrika yerleştirilmiştir; deprem bölgesi dışındadır. Bilhassa, ülkemizdeki yatırımcıların Aksaray'a gelmesi suretiyle ekonomiye daha faal katkı sağlanacaktır.

Aksaray milletvekili olarak, bütün sanayicileri oraya davet ediyor, hepinize saygılarımı sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Akın.

ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Sayın Başkan, karar yetersayısının aranılmasını şimdi istiyoruz.

BAŞKAN – Daha oylamaya geçmedim Sayın Öksüz, acele etmeyin; benim aklımda, siz istemeseniz ben isteyeceğim zaten; ama, müsaade buyurun, Sayın Yıldırım bir sual soracak Sayın Bakana.

Buyurun Sayın Yıldırım.

MEHMET SADRİ YILDIRIM (Eskişehir) – Sayın Başkanım, delaletinizle, Sayın Bakanımızdan aşağıdaki iki sorumun cevaplandırılmasını istiyorum:

1. Pancar bedellerinin nisan sonuna kadar ödeneceğine dair Sayın Bakanımız söz verdi; inanıyoruz. Ancak, yeni ekilecek pancar için kota ilave etmeyi düşünüyor mu?

2. Kota eksiği ve fazlalığı nedeniyle çiftçiden istenen cezaları kaldırmayı veya düşürmeyi düşünüyor mu? İnönü, Çifteler, Sivrihisar İlçelerinden ve Seyitgazi'nin Doğançayır Kasabasından makbuzlar gelmiştir; çiftçiler adına, üreticinin cezalandırılmasının kaldırılmasını istiyor, Sayın Bakanımıza ihbarnameleri ibraz ediyor ve teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Ben teşekkür ederim efendim.

Sual sırası, Sayın Cevat Ayhan'da.

Buyurun efendim.

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Muhterem Başkan, delaletinizle sormak istediğim soruları arz ediyorum.

Birinci sorum: Sakarya'nın köylerini gezerken aldığım bilgi, pancar çiftçisine, kilosu 90 000 lira olan DAP gübresi 150 000 liradan verilmektedir. Sebep olarak da, 2001 yılının nisan ayında, gübre bedeli ödeneceği için, bir yıllık yüzde 67 gecikme faizi üzerine koyulmaktadır; yani, 150 000 lirayı 90 000 liraya bölerseniz 1,67 çıkar. Hükümetin enflasyon hedefi yüzde 25 olduğuna göre, çiftçiye, vatandaşa, pancar ekicisine gübre bedelini yüzde 67 zamla ödetmek hangi insafa sığar?! Sayın Bakanın bilgisi yoktur; ama, süratle müdahale edilip, bunun düzeltilmesi gerekir, pancar çiftçisi gübre alamamaktadır.

İkinci sorum : Pancar ekim alanları daraltılmıştır. 1996 yılındaki ekim alanlarının miktarlarına daraltılmıştır. Vatandaş, arazisi normalin üzerinde, iyi hizmetle, fazla pancar mahsulü verdiğinde, bunu teslim ederken ceza ödemektedir. Arazi miktarı değişmemek şartıyla üretimin cezalandırılması vatandaşın kabul edemediği insafsız bir uygulama olmaktadır. Bunun kaldırılmasını düşünüyorlar mı?

Üçüncü sorum: Genel olarak pancar ekim alanlarının daraltılmasına karşıyız; ama, özellikle bu daraltmanın deprem bölgesinde yapılmaması gerekir. Genel Kurulda depremle ilgili müzakerelerde, yetki kanunuyla ilgili müzakerelerde, müteaddit defa, bunu, buradan arz ettik.

Deprem bölgesinde -bu beş ilde- pancar ekim alanlarına ilave kota vermeyi düşünüyorlar mı?

Teşekkür ediyorum Muhterem Başkan.

BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim.

Şimdi, soru sırası Sayın Akın'da.

Buyurun efendim.

MURAT AKIN (Aksaray) – Sayın Başkan, delaletinizle Sayın Bakana aşağıdaki sorularımı yöneltiyorum:

Hazineden sorumlu Devlet Bakanı Sayın Recep Önal Bey "pancar müstahsillerine Hazine olarak herhangi bir borcumuz kalmadı; biz, şeker fabrikaları için bir para temin etmeye çalışıyoruz, bulursak nisanda ödeyeceğiz" diyorlar. Bu, doğru mudur? Yani, şeker pancarı müstahsillerinin, sözleşmeleri gereği nisan sonu itibariyle pancar bedellerini almaları gerekir; bu durumda, para bulunmaz ise ödenmeyeceği anlaşılıyor.

İkinci sorum: Kota uygulaması nedeniyle, Aksaray'da tahsis edilen yerlerde kuraklık sebebiyle yeteri miktarda pancar üretilemedi, dolayısıyla kota tutturulamadı. Üretici, kotayı geçerse, Şeker Şirketi ceza uyguluyor. Müstahsil tahsis edilen kotayı dolduramazsa -ki, Cenabı Hak'la pazarlığa giremezsiniz "ben, şu dönümden şu dönüme kadar devletle sözleşme yaptım pancar vereceksin" diye araziyle de sözleşmeye giremezsiniz- bu son ödemeler sırasında, ceza olarak çok miktarda para kesilecek. Şimdi, kota geldi, yeteri miktarda pancar ekemedi, çiftçi ona mı üzülsün; kuraklık oldu, yine yeteri kadar mahsul alamadı ona mı üzülsün? Bir de ceza alırsa, bu durum ne olacak? Hiç değilse, bu uygulamayı bu sene kaldırabilirler mi?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim.

Sayın Zeki Eker, buyurun efendim.

ZEKİ EKER (Muş) – Sayın Başkan, aracılığınızla Sayın Bakandan bir soru sormak istiyorum.

Şimdi, Muş'un geçim kaynaklarından biri olan tütüne, hepinizin bildiği gibi, iki seneden beri kota uygulanmaktadır. Muş'un geçim kaynağı olan iki ürünü vardır; biri tütün, ikincisi pancardır. Tütüne kota uygulandığı gibi, iki seneden beri pancara da kota uygulanmaktadır. Her zaman, hepimizin burada söylediği bir şey var; doğu ve güneydoğunun kalkınması için elimizden geleni yapacağımızı söylüyoruz ve Muş'un iki ürünü olan tütün ve pancara da kota uygulanıyor. Doğu ve güneydoğu illerinden biri olan Muş'un kalkınması nasıl olur acaba?! Sayın Bakanım bu konuda bir şey düşünüyor mu? Kotanın kaldırılması için bir çabaları var mıdır? Mevcut şeker fabrikasının üretiminin artırılması konusunda bir çabaları oldu mu?

Mümkünse, bu sorularımı Sayın Bakanın yanıtlamasını istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim.

Sayın Yalman, buyurun, söz sırası sizde.

LÜTFİ YALMAN (Konya) – Sayın Başkanım, sorudan çok -komisyon üyesi değer milletvekili arkadaşlarımızla, uzmanla ve Sayın Bakanımla da görüştüm- 4 üncü maddede zannedersem bir redaksiyon eksikliği var; uygun olur diye düşünüyorum; tutanaklara geçmesi açısından izninizle okuyorum: "Organize sanayi bölgesinin içinde bulunacağı il, ilçe veya belde belediyesinin, büyük şehirlerde, büyükşehir belediyesinin" diye bir ifade var.

Halbuki, büyük şehirlerde, metropol ilçelerin sınırları içerisindeyse eğer organize sanayi bölgesi, o ilçelerin altyapısı ve imar planları ilçe belediyelerinden geçer; mutlaka o heyetin içerisinde ilçe belediyesi temsilcisinin de bulunması gerekiyor. Bu yüzden, burada bir redaksiyon düzeltilmesinin yapılması gerektiği kanaatindeyim; zannedersem, arkadaşlarımız da bize iştirak ediyorlar. Nasıl bir düzeltme yapacaksa bakanımız veya komisyon temsilcisi arkadaşlarımız, burada, bir düzenlemenin yapılmasında ve ilçe belediyesinin de bu heyetin içerisine dahil edilmesinde fayda vardır.

BAŞKAN – 4 üncü maddeden bahsediyorsunuz herhalde; değil mi?

LÜTFİ YALMAN (Konya) – Evet.

BAŞKAN – Geçti o; nasıl düzelecek efendim?

LÜTFİ YALMAN (Konya) – Sayın Başkanım, ben, bir redaksiyon düzeltilmesi diyorum; yani, herhangi bir değişiklikle alakalı bir şey değil söylediğimiz.

BAŞKAN – Tümü oylanmadan önce bir kere daha ifade ederseniz, o imkânımız var; şimdi değil efendim.

LÜTFİ YALMAN (Konya) – Peki, teşekkür ediyorum.

Ben, tutanaklara geçmesi açısından söyledim.

NİDAİ SEVEN (Ağrı) – Sayın Başkan, sorular için süre var mı; varsa, bizde kullanalım.

BAŞKAN – Böyle bir âdetimiz var mı efendim; böyle bir âdetimiz yok, Genel Kurulun böyle kararı yok, İçtüzükte böyle bir şey yok; insafa kalmış...

NİDAİ SEVEN (Ağrı) – Kıstas varsa, biz de kullanalım.

BAŞKAN – İnsafa kalmış efendim.

Sayın Uzunkaya, buyurun efendim.

MUSA UZANKAYA (Samsun) – Sayın Başkan, delaletinizle, Sayın Bakanımdan suallerimin cevaplandırılmasını arz ediyorum.

Tabiî, hem kota uygulanan birkısım tarım ürünleriyle ilgilenen bir bakanlık hem de doğrudan, bugün görüşmekte olduğumuz yasa tasarısındaki organize sanayi bölgeleriyle ilgili bir bakanlık olması itibariyle, iki alanda da sorum olacak.

Bunlardan birincisi, bilindiği üzere, Bafra'da yeni tesis edilmekte olan Bafra Organize Sanayi Bölgesiyle ilgili olarak, bu yıl 15 milyar liralık bir ödenek konulmuştur; yani, global olarak, 30 000 dolarlık; oysa ki, altyapısı için 3,2 katrilyon liralık bir kaynağa ihtiyaç var. Bu minval üzere ödemeler giderse, tam 200 yılda bu kaynağın aktarılması söz konusu olacak. Hükümetin, organize sanayilerin mutlaka hayata geçirilebilmesi için kaynak aktarımında daha ağırlıklı davranması, hiç olmazsa, ödemek durumunda olduğu faizlerden kısıntı yaparak, buraya kaynak aktarıp üretimi artırması mümkün müdür, böyle bir şeyi düşünüyorlar mı?

İkinci olarak, az önce arkadaşlarımın ifade ettikleri gibi, tarım ürünlerinde, özellikle bölgemizde, gübre kullanmakta olan tütün üreticisinin, pancar üreticisinin, diğer ürünler karşılığı birkısım kredi borçlanmaları söz konusudur. Bugün sabahleyin, Bafra'da, bir iki partinin, benim partimin dışındaki partilerin ilçe başkanları bizzat beni aradılar ve dediler ki, köylerde borcu olan vatandaşa gecenin saat 2'sinde -istenirse örneklendirebilirim de- 15 milyon liralık borcunu ödemesi için, belki 30 milyon liralık yakıt yakarak, kolluk kuvveti ve jandarma gönderip, parayı tahsil için, vatandaşı, ya mahkûm eden veyahut da parayı ödemeye icbar eden bu mantığı demokratik buluyor muyuz? Buna, hükümet olarak bir çözüm üretmek mümkün müdür?

Bir diğer konu da, bölgemizdeki şeker fabrikaları. Biri, Amasya'da, Suluova Şeker Fabrikası, biri Çarşamba Şeker Fabrikası; üretim açısından, istihdam açısından ciddî sıkıntılar yaşıyorlar. Özellikle Suluova Şeker Fabrikasının özelleştirilmesi sonucu, bu dönemde, hasat döneminde müstahsil çok büyük korkular yaşadı, ürününü teslim edemedi. Sayın Bakan sağ olsunlar, özel bir talimatla bu yılı atlatabildik; ama, önümüzdeki yılda müstahsile bir güvence verebilecekler mi? Kota dışında, fabrikanın ciddî çalışma riskini Bakanlık taahhüt etmiş midir?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Efendim, teşekkür ederim.

Sayın Hasan Gülay; sizin sorunuz, ümit ederim, kısadır, özdür.

Buyurun efendim.

HASAN GÜLAY (Manisa) – Sayın Başkanım, aracılığınızla, Sayın Sanayi ve Ticaret Bakanıma bir soru yöneltmek istiyorum. Sayın Bakanımın da bilgisi var, zabıtlara geçmesi açısından bu soruyu sorma gereğini duydum.

Manisa İli Akhisar İlçesindeki organize sanayi bölgesi altyapı yatırımları devam ediyor; fakat, müteşebbis heyetin yaptığı anlaşma gereği, ilgili firmayla arasındaki problem gereği, bu anlaşma iptal edilmiş durumda. Olan, organize sanayi bölgesine oluyor, Sayın Bakanımın da bilgisi var.

Benim, Sayın Bakandan isteğim ve arzum, Sayın Valilik tarafından Sayın Bakanlığımıza gönderilen fesih ve yeni yetki kararının, bir an evvel, Manisa Valiliğimize gönderilmesi ve yatırımın devam etmesidir. Bu konuda kendisinden yardım istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim.

Sualler bitti.

Sayın Bakan, nasıl cevap vereceksiniz?

SANAYİ VE TİCARET BAKANI AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) – Müsaade ederseniz, yazılı cevap vereceğim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Efendim, madde üzerinde bir önerge vardır; önergeyi okutup, oylarınıza sunacağım.

Sayın Öksüz, merak etmeyin, aklımda...

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Organize Sanayi Bölgeleri Kanun Teklifinin 7 nci maddesinin ilk fıkrasının son cümlesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.

Mehmet Emrehan Halıcı İsmail Köse Zeki Çakan

Konya Erzurum Bartın

Abdüllatif Şener M. Necati Çetinkaya

Sıvas Manisa

BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI OKTAY VURAL (İzmir) – Katılıyoruz efendim.

TURHAN GÜVEN (İçel) – Katılabilmeniz için çoğunluğunuzun olması lazım; takdire bırakın.

BAŞKAN – Çoğunluğunuz yok herhalde... Takdire mi bırakıyorsunuz efendim?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI OKTAY VURAL (İzmir) – Takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN – Hükümet önergeye katılıyor mu?

SANAYİ VE TİCARET BAKANI AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Efendim, Hükümetin katıldığı, Komisyonun takdire bıraktığı önergeyi oylarınıza sunacağım... Yalnız, karar yetersayısının aranılması istenilmiştir, ona göre.

Önergeyi kabul edenler...

Karar yetersayısının aranılmasını istediniz...

ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Karar yetersayısının aranılmasını maddede isteriz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Efendim, affedersiniz, düşünüp isteseniz daha iyi...

Efendim, önerge kabul edilmiştir.

Kendi inisiyatifimle... Kâtip Üyelerle de antant kaldık efendim.

Şimdi, maddeyi değişiklik önergesiyle beraber oylarınıza sunuyorum efendim...

MUSA UZUNKAYA (Samsun) – Karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz.

BAŞKAN – Karar yetersayısının aranılması isteniliyor.

Maddeyi kabul edenler...

ALİ IŞIKLAR (Ankara) – O zaman, önergeyi niye kabul ediyorlar?! Önerge oylanırken karar yetersayısı vardı. Meclisle dalga mı geçiyorlar?!

BAŞKAN – Efendim, vardı orada. Şimdi sayıyoruz... Niye kızıyorsunuz?!

ALİ IŞIKLAR (Ankara) – Aynı madde... Aynı şey.

BAŞKAN – Karar yetersayısı yoktur efendim.

15 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati : 17.28

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 17.50

BAŞKAN : Başkanvekili Murat SÖKMENOĞLU

KÂTİP ÜYELER : Cahit Savaş YAZICI (İstanbul), Sebahattin KARAKELLE (Erzincan)

 

BAŞKAN – 77 nci Birleşimin İkinci Oturumunu açıyorum.

367 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VI. —KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (DEVAM)

1. —Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonları Raporları (1/501) (S.Sayısı : 367) (Devam)

BAŞKAN – Komisyon?.. Yerinde.

Hükümet?.. Yerinde.

7 nci maddenin oylanması sırasında karar yetersayının aranması istenmişti; şimdi tekrar maddeyi oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısı arayacağım efendim.

Oylama için 5 dakika veriyorum. Sisteme giremeyen sayın milletvekilleri, Başkanlığımıza pusula gönderebilirler.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Efendim, pusulaya lüzum bile kalmadı. Karar yetersayısı vardır; 7 nci madde kabul edilmiştir.

8 inci maddeyi okutuyorum :

Yönetim kurulu

MADDE 8. – Yönetim kurulu, müteşebbis heyet üyeleri arasından, iki yıl için seçilen 5 üyeden oluşur.

Yönetim kurulu üyeleri kendi aralarında bir başkan ve bir başkanvekili seçerler. Yönetim kurulu en az ayda iki defa toplanır ve toplantı salt çoğunluk ile yapılır. Geçerli bir mazereti olmadan üst üste yapılan üç toplantıya veya mazereti olsa dahi altı ay içinde yapılan toplantıların en az yarısına katılmayan üyeler üyelikten çekilmiş sayılırlar.Kararlar salt çoğunlukla verilir. Oyların eşitliği halinde başkanın oyuna itibar edilir.

Yönetim kurulu; kanun, yönetmelik, kuruluş protokolü ve benzeri düzenlemeler ile müteşebbis heyetin kararları çerçevesinde OSB’nin sevk ve idaresini yürütmekle görevlidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Konya Milletvekili Sayın Veysel Candan.

Buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 10 dakika.

FP GRUBU ADINA VEYSEL CANDAN (Konya) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 367 sıra sayılı kanun tasarısının 8 inci maddesi üzerinde Fazilet Partisi Grubunun görüşlerini açıklamak üzere söz almış bulunuyorum; muhterem heyetinize saygılar sunuyorum.

Konuşmama başlamadan önce, biraz önceki görüşmelerde dikkatimi çeken... Bir Sayın Bakan "1980'den bu tarafa çiftçinin durumu iyiydi de, biz mi bozduk" şeklinde bir ifade kullandı. Yıllar önce, Sayın Demirel'in, petrol krizinde "benzin vardı da biz mi içtik" gibi bir anlayışıyla karşılaşıyorduk. Demek ki, zaman değişiyor; ama, siyaset insanları değişmiyor. Halbuki, Bakan, burada, çiftçimizin içinde bulunduğu sıkıntıyı aşacak çözüm önerilerini konuşmak durumundayken...

BAŞKAN – Sayın Candan, özür dilerim, maddeye gelseniz... Sayın Bakan da burada yok. Yeni bir sataşmaya mahal vermesek... Çok teşekkür edeceğim.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Efendim, bir tespiti yapmak mecburiyetindeyiz. Sayın Bakanın, burada çözüm önerilerini ortaya koyması lazımdı.

Şimdi, 8 inci maddede -kâtip arkadaşımızın da okuduğu gibi- organize sanayi bölgelerinde müteşebbis heyetin nasıl oluşacağı, oluşan yönetim kurulu seçimi, kaç kişiden oluşacağı, bunlar arasında bir başkan, bir başkanvekili seçimi, nasıl toplanacakları, karar yetersayılarını nasıl alacakları hakkında bilgiler vardır. Bu, basılıp dağıtılan metinde de var.

Değerli arkadaşlar, organize sanayi bölgeleri denildiği zaman, aslında, ekonomimizi de yanında konuşmak mecburiyetindeyiz. Özellikle, burada -Sayın Bakanın dikkatini çekecek- organize sanayi bölgeleriyle ilgili yaptığım araştırma raporlarının özetini takdim edeceğim ve konuşmamın sonunda da, yapılması gereken ve alınması gereken tedbirleri ifade etmeye çalışacağım.

Şimdi, organize sanayi bölgelerine baktığımız zaman, 1962-1998 arasında, yani, 36 yılda 10 160 hektar büyüklüğünde 43 adet organize sanayi bölgesi planlanmış ve yapılmış. Bu sürece baktığımız zaman, 25 yılda 37 adedi, 11 yılda da 6 adedi yapılmıştır. Yani, yıllara göre baktığımız zaman, son yıllarda bir yavaşlama söz konusudur. Bu projeler için, 1999 itibariyle 155 trilyon kredi verilmiş; bu kredilerin geri dönüp dönmediği meçhuldür. Şu anda, son olarak, toplam 208 organize sanayi projesi vardır. Bu projelerin 1999 yılı fiyatıyla toplam tutarı 259 trilyondur; bugüne kadar 56 trilyon ödenmiştir.

Bu tabloyu vermemin gerekçesini biraz sonra ifade etmeye çalışacağım. Bu rakamlar, bize, birçok organize sanayi bölgesinin kurulduğu halde tamamlanmadığını, yarım kaldığını ifade etmektedir. Özetle söylemek gerekirse, kaynak kıt, talep çok; dolayısıyla, iyi değerlendirmek mecburiyetindeyiz.

Değerli arkadaşlar, yapılması gerekenler nedir; öncelikle finans sorunu, para sorunu... Şu anda, yapılan araştırmalara göre, 700 trilyon paraya ihtiyaç vardır ve verilen, ayrılan miktar da 38 trilyondur. Bu rakamlara göre on ilâ onbeş yılda bitirilmesi öngörülmektedir. Tabiî, yıllara göre eskalasyonu hesapladığımız zaman bu rakamlar çok daha artacak anlamına gelmektedir. Bu, hem fiyatların artmasına hem burada birtakım usulsüzlük ve yolsuzlukların yapılmasına hem de zaman israfına yol açar. O zaman, öncelikleri tespit etmek mecburiyetindeyiz.

İkinci olarak, konuya bütünlük stratejisi içerisinde bakmak mecburiyetindeyiz. Yani, yapılan organizelerin, yol, havaalanı, enerji, ulaşım, liman ve başka altyapılarını birlikte düşünmek mecburiyetindeyiz.

Üçüncü olarak, sanayi bölgesini, sanayicinin sorunlarıyla, diğer sorunlarla birlikte değerlendirmeliyiz.

Dördüncü ve en önemli olarak, ihtisas sanayi bölgelerine ağırlık vermek durumundayız.

Şu anda, başlamış olan 11 adet deri, 5 adet besi, 3 plastik, 2 kimya, 4 mermer, 1 haddeci, 1 tekstil, 1 otomotiv ihtisas organize sanayi bölgesi vardır. Buraların, mutlaka, bir an önce tamamlanması gerekmektedir.

Değerli arkadaşlar, aslında, burada yapılmak istenen, konu çok önemlidir. Yani, organize sanayi bölgelerinin, bizim toplam yaptığımız yatırımlarla çok yakından ilgisi vardır. Dolayısıyla, son yapılan tespitlerde, sanayi kapasite kullanımına baktığımız zaman, küçük imalat sanayii tartılı kapasite kullanım oranının yıllara göre dağılımına baktığımız zaman, 1997'de yüzde 70,93, 1998'de 66,61 ve 1999'da 54,08; yani, 1997, 1998 ve 1999 yıllarında geriye doğru saymaktadır.

Değerli arkadaşlar, 2000 yılı ocak ve şubat yatırım rakamlarına baktığımız zaman, harcama miktarı 7 katrilyon 794 trilyondur; yatırım rakamlarına bu harcama içinde baktığımız zaman binde 5'tir, yani 40 trilyondur ve buna da yatırım demek mümkün değildir. Dolayısıyla, burada, süratle birtakım tedbirler almak mecburiyetindeyiz.

Değerli arkadaşlar, elimdeki raporda, birçok organize sanayi bölgesinin siyasî yatırım amacı olarak kullanıldığnı görmekteyiz. Mesela, birçok yatırım, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından, bu bölgelerde, 1 milyarlık bir yatırım ödeneği ayrılmak suretiyle işe başlanıldığını göstermektedir. Halbuki, bu organize sanayi bölgelerinin, bu şartlarda elli yılda bile tamamlanması mümkün değildir. Bu tür siyasî yatırımlardan da mutlaka vazgeçmek ve gerçekçi olmak mecburiyetindeyiz değerli arkadaşlar.

Şimdi, hükümetin devamlı konuştuğu bir ifade var, ekonomik istikrar; aslında, doğrusunu söylemek gerekirse, bu anda, 57 nci hükümetin ekonomik istikrarı pamuk ipliğine bile bağlı değildir; atasözünde "pamuk ipliğine bağlı" deniyor, ama, pamuk ipliğine bile bağlı değildir. Bu mevcut ekonomik istikrar da vatandaşımızı hiç ilgilendirmemektedir. Bakın, ifade edeyim: Şu anda 65 milyon insandan vergi alınıyor, 50 000 kişiye aktarılıyor -biraz sonra rakamlarını vereceğim- istikrar kim için o zaman; 50 000 kişi için demektir. 65 milyon insan içerisinde 50 000'lik gruba baktığımız zaman, 1 300 katı daha fazladır. Aslında, Türkiye'deki bu istikrar ve dengeler, şu harcamalar, 50 000 kişi için değil de 65 milyon insan için de harcanabilirdi ve o zaman da bir ekonomik istikrardan bahsedilebilirdi. Dolayısıyla, hükümetin tarif ettiği bu siyasî ve ekonomik istikrar, sokaktaki vatandaşımızı hiç mi hiç ilgilendirmemektedir; ancak, faiz rantından geçinen 50 000 civarında insanı ilgilendirmektedir.

Değerli arkadaşlar, şimdi de, bu söylemeye çalıştığım cümlelerin rakamsal ifadesine bakalım:

1999 yılının ilk iki ayının vergi gelir toplamı 1 katrilyon 974 trilyon liradır. 2000 yılının ilk iki ayının vergi gelir toplamı ise 4 katrilyon 743 trilyon liradır. Bu duruma göre, vergi gelirlerindeki artış oranı yüzde 140'tır. Yani, vatandaş görevini yapmış ve vergilerini ödemiştir. 1999 yılının ocak ve şubat aylarına göre 2000 yılının ocak ve şubat aylarında hükümet yüzde 140 daha fazla vergi toplamıştır. Bu vergilere baktığımız zaman, bir ekvergiden alınan vardır, bir de Akaryakıt Tüketim Vergisinden alınan vardır.

Değerli arkadaşlar, buna bağlı olarak Gelirler Vergisiyle Kurumlar Vergisinde düşme vardır. Bu, bize, ticarî ve sınaî hayatın gerilediğini, devletin, vergi kanunlarıyla daha çok vergi alarak vatandaşını fakirleştirdiğini göstermektedir.

Hükümet birtakım vergi kanunları çıkardı, vergileri topladı, gelirini yüzde 140 artırdı; para nereye gitti, şimdi bir de ona bakalım:

Değerli arkadaşlar, 2000 yılının ilk iki ayı bütçe harcamaları, bir önceki yılın ilk iki ayına göre yüzde 122 artmıştır. Dolayısıyla, yüzde 140 oranında vergi artışına karşılık harcamalar da aynı oranda, yaklaşık yüzde 122 artmıştır.

Değerli arkadaşlar, aslında, bu yılın ocak ve şubat aylarında ödenen faiz, 1999 yılının ocak ve şubat aylarına göre de yüzde 196 artmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Efendim, toparlayacaksınız ümit ederim.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Şimdi, buraya çıkıp da bir Maliye Bakanı veya bir hükümet yetkilisi "bu hükümet giderse ekonomik istikrar da bozulur..." Yani, zaten yok ki istikrar, bozulsun; yani, siz şimdi, devamlı hükümet etmeye, Bakanlar Kurulunun mutat toplantı yapmasına, Başbakanın, Başbakanlık önünde televizyonculara açıklama yapmasına istikrar diyorsanız, batıyorsunuz; rakamları ben söylemiyorum.

ALİ TEKİN (Adana) – Faiz oranlarına bak.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Şimdi, dinle dinle.

Ben bunu nereden aldım, biliyor musunuz; sizin Maliye Bakanlığınızın hazırladığı rapordan aldım. Sizin burada itiraz etmeniz bir şey değiştirmiyor ki, değiştirmez de.

BAŞKAN – Efendim, yeni bir usul mü ihdas ettik, karşılıklı konuşuyorsunuz!..

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Efendim, siz lütfen orayı uyarınız o zaman

BAŞKAN – Ben, herkesi uyarıyorum...

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Uyarın o zaman, tamam.

BAŞKAN – Ben, orayı uyarıyorum, siz celalleniyorsunuz; hayret bir şey!.. Vallahi bugün bir terslik var herhalde!..

VEYSEL CANDAN ( Devamla) – Değerli arkadaşlar, şimdi şuna cevap verebilir misiniz; siz, milletvekillerinin maaşlarını 5 milyara çıkarmak için uğraşırsınız; tabii ki, sizin derdiniz yok; ben, burada kimi söylüyorum; Mamak'taki gecekonduda oturanı konuşuyorum.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Sayın Başkanvekili, niye müdahale etmiyorsunuz!..

BAŞKAN – Efendim, süreniz bitti.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Efendim daha...

BAŞKAN – Sayın Candan, süreniz bitti; 1,5 dakika eksüre verdim efendim; yani, bana itimat etmiyorsanız, sayın grup başkanvekilinize sorun.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Tabii, biraz sonra diğer maddede kaldığımız yerden devam etmek kaydıyla... (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Doğru Yol Partisi Grubu adına, Batman Milletvekili Sayın Burhan İsen; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA BURHAN İSEN (Batman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Organize Sanayi Bölgeleri Yasa Tasarısının 8 inci maddesi hakkında Grubum adına söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan Organize Sanayi Bölgeleri Yasa Tasarısının organize sanayi bölgeleriyle ilgili önemli bazı sorunları çözmede büyük katkı sağlayacağı inancındayım; çünkü, organize sanayi bölgeleriyle ilgili uygulama ve çalışmalar, bugüne kadar, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilat Yasasının 11/A maddesine göre çıkarılan yönetmeliklerle idare ediliyordu. İlgili yönetmelik, sadece, sanayi bölgelerinin müteşebbis heyetleri ile Bakanlık arasındaki kredi ilişkilerini düzenlemektedir. Hukukî bir tüzelkişilikten yoksun bu heyetlerin, kuruluş, görev, sorumluluk ve çalışma usullerine dair bir düzenleme söz konusu idi. Bu eksiklik ve mevzuat boşluğu, el yordamı münasebetlere dönüşüyor ve bazı hallerde, usulsüzlük ve suiistimallere yol açabiliyordu. Bu hususların tanzimini yasal bir çerçeveye oturttuğu için, bu tasarıyı benimsiyoruz.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde sanayinin gelişmesiyle boyutlar büyümüş, teknolojinin hızla gelişip farklılaşmasıyla yeni ihtiyaçlar ortaya çıkmıştır. Bu durum karşısında, mevcut yasa ve mevzuat yetersiz kalmıştır. Bu yasal düzenlemelerde geç kalınmış olduğunu görüyor, Doğru Yol Partisi Grubu olarak, bu yasal çalışmaları destekliyoruz; çünkü, bizim hükümetimiz döneminde başlatılmış olan bu yasal çalışmaların, bugünkü organize sanayi bölgelerimizin sorunlarını çözeceğine inanmaktayız; şöyle ki: Müteşebbis heyetlerle ilgili olarak, mülk sahibi olmak, kredi sözleşmelerinde hukukî taraf olmak, kendi adlarına arsa kamulaştırılmasını sağlamak, gerektiğinde iş ve işlemleriyle ilgili teminat vermek, gerçek anlamda borçlu sayılmak gibi konularda çok ciddî sorunlarla karşılaşılıyordu. İşte bu tasarı, söz konusu sorunlara çözüm getiriyor. Bu yasa tasarısıyla, organize sanayi bölgeleri müteşebbis heyetlerine hükmî şahsiyet kazandırılarak, sorunların çözümüne katkı sağlanabilir.

Değerli milletvekilleri, yasa tasarısının genel gerekçesinde, organize sanayi bölgelerinin kuruluşu ve ilgili düzenlemelerinden, bölgesel kalkınmada dengenin sağlanması hususunun amaçlandığı belirtilmektedir. Bu amaca katılmamak, elbette mümkün değildir. Ülke geneli düşünüldüğünde, doğu ve güneydoğu bölgelerinin, kalkınma dengeleri bakımından iç açıcı olmadığı aşikârdır. Mesela, Batman İli düşünüldüğünde, diğer bölgelerle mukayese edilmesi mümkün değildir. Bakınız, Batman İlinde, arsası istimlak edilen, istimlak paraları ödenen organize sanayi bölgesi, tam on yıldır beklemektedir. Batman organize sanayi bölgesine her sene komik rakamlarla gönderilen ödenekler, arsayı bekleyen bekçinin maaşı bile değildir. Organize sanayi bölgesinin altyapı ihalesini alan firma, 8 milyarlık ödenek sürüncemede bulunduğundan, bir türlü inşaata başlayamıyor, proje hayata geçirilemiyor; adı var, kendi yok; işlevsiz ve verimsiz bir durum söz konusudur.

Bu maksatla, bilhassa üretim ve istihdam fonksiyonu ve bölge ihtiyaçlarını gözeten düzenlemeler yapmakta fayda vardır. Günümüz koşullarında, özel organize sanayi bölgelerinin kurulması ve özendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.

Değerli milletvekilleri, bilgi çağına girdiğimiz 21 inci Yüzyılda, organize sanayi bölgelerini, ihtisas organize sanayi bölgeleri olarak düşünmeli ve planlamalıyız; çünkü, ihtisas organize sanayi bölgelerinde, elde edilen bilginin paylaşılması ve ticarîleştirilmesi daha kısa süreçte gerçekleştiği için, günümüzde ihtisas organize sanayi bölgeleri çok önem kazanmıştır.

Bugün, ülkemizde, başta küçük işletmeler olmak üzere esnaf ve sanatkâr kesimi, oldukça dağınık bir yapıda, her türlü sağlık koşullarından ve çadaş ticaret anlayışından uzakta, mahalle ve sokak köşelerinde sıkışıp kalmış dükkân ve atölyelerde zor şartlarda üretim yapmaya çalışmaktadırlar. Soruna en etkili çözüm, organize sanayi siteleridir. Küçük sanayi siteleri, bölgesel ihtiyaçların karşılanmasında, istihdam imkânlarının artırılıp, işsizlik, çarpık kentleşme ve çevre sorunlarına çözüm bulunmasında büyük rol oynamaktadır.

Şehirlerde derme çatma, kötü ve sağlıksız koşullardaki işyerleri yerine, ucuz kredi destekli, altyapı sorunları giderilmiş ve teknoloji pazarlama imkânları olan çağdaş küçük sanayi siteleri yaygınlaştırılıp, geliştirilmelidir; bunun için de devlet desteği şarttır.

Bunun yanında, küçük sanayi sitelerinde kullanılan elektrik ve su giderlerinde de destek sağlanmalıdır.

Bu tasarının daha da geliştirilerek, bilgi toplumunun ihtiyaçlarına göre hazırlanması, elbette ki, bizleri daha da mutlu edecektir; ama, bu tasarıyı da biz, olumlu bir adım olarak görüyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle, Yüce Heyetinize saygılarımı sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Gruplar adına başka söz isteyen?.. Yok.

Şahısları adına, Erzurum Milletvekili Sayın Aslan Polat..

ASLAN POLAT (Erzurum) – Veysel Candan Beye devrediyorum.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Candan. (FP sıralarından alkışlar)

VEYSEL CANDAN (Konya) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, doktorlar reçeteyi yazar, eczacılar ilacı verir, hasta ilacı yutar, reçete, hap, acıdır; ama, adamın enfeksiyon hali vardır, tedavi olur. Yani, sizin burada kızmanız, bağırmanız... Ben, belki, okuma imkânı bulamadığınız bir raporu getirdim önünüze, bir tanesinde de oynamadım; konuşmadan sonra, ineriz buradan, kürsüden, o raporu ortaya koyarız. Bu memleket sizin kadar bizimdir.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Sayın Başkan, yine Genel Kurulun vaktini almasın, maddeyle ilgili konuşsun.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Otur yerine, otur, saygısızlık yapma; yerine otur, bir kere dinle, dinlemesini öğren evvela! Buraya gel, konuş!

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Böyle bir şey olmaz ama!..

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Sen bir otur yerine...

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Maddeyle ne ilgisi var bunların!.. Konuyla ilgili konuşsun; Genel Kurulun, bu kadar milletvekilinin vaktini almasın.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Tabiî, konuya bu kadar yabancısın ki, senin bu metni, bu kanun tasarısını hiç okumadan geldiğin belli, bu söylediğinden belli!..

ÖMER İZGİ (Konya) – Sayın Başkan...

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Sayın Başkan, burada biz mi konuşacağız, arkadaş mı müdahale edecek?

ÖMER İZGİ (Konya) – Sayın Başkan, oturumu yönetmek onun görevi değil, oturumu yöneten sizsiniz, "saygısız" demek de "otur yerine" demek de onun görevi değil. "Otur yerine" demek size düşer, konuşmacıya değil; lütfen müdahale edin.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Kime müdahale edecek, arkadaşa mı, bana mı?

ÖMER İZGİ (Konya) – Kime müdahale edecekse, ona... Ben Başkana söylüyorum...

BAŞKAN – Sayın Candan, lütfen, Genel Kurula hitap eder misiniz efendim.

YUSUF KIRKPINAR (İzmir) – O bakışlar ne öyle, kabadayı gibi!..

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Önüne bak be kardeşim; bu kadar sayısızlık olur mu; 5 dakika konuşacağız şurada!..

Değerli arkadaşlar, neyse, alışırsınız, biraz acemisiniz, kafanızı duvara vura vura alışırsınız!.. (MHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN – Efendim, niye sataşmaya mahal veriyorsunuz!

YUSUF KIRKPINAR (İzmir) – Saygısızca konuşma, Genel Kurula konuş!

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Ben bir kişi konuşuyorum, siz elliniz birden konuşuyorsunuz; kim kime saygısızlık yapıyor!..

BAŞKAN – Sayın Candan...

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Sayın Başkan, siz biraz daha müdahale etmeyin, arkadaşlar hep bağırsın, süre de dolsun; 3 dakika oldu, daha bir cümle söylemedim.

BAŞKAN – Sayın Candan, siz mikrofona konuşsanız, sürenizi rahat rahat kullanma imkânınız olur efendim.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – 2000 yılı ocak ve şubat aylarında, ihracat düştü, üretim azaldı; döviz, beklenenin üstünde seyrediyor. Kira kanunu uygulanamadı. 5 milyon insan, 90 milyon lira asgarî ücretle çalışıyor; bunlar organize sanayi bölgelerinde çalışıyor; organize sanayii konuşuyoruz işte. 5 000 000 X4, 20 milyon insan yapar. 15 milyon insan işsiz. Esnaf kepenk kapatıyor. Bankalar batmış, ortaklık aranıyor.

Şimdi, ocak ayı ve şubat ayı içerisinde, iki ayda bütçe geliri 4,7 katrilyon. Vergi gelirleri, faiz ödemelerini karşılamıyor. Vergi gelirleri, ödenen faizin ancak yüzde 87'sini karşılıyor. Milyonlarca mükellef vergi ödüyor; tüm vergiler yetmiyor, 700 trilyon ekkaynakla faiz ödüyoruz -ocak ve şubat ayı için olanı söylüyorum- faize yapılan ödeme tutarı, tüm personel ödemelerinin 2 katı. Bu tablo, aslında son derece vahimdir; ekonomik açıdan vahimdir, sosyal açıdan vahimdir.

Savunma ve transfer harcamaları dışında, devlet harcamalarında, reel olarak -gerçekte- bir azalma vardır. Özellikle, sağlık ve eğitimde, yatırımlar hemen hemen yok gibidir. Memur ve işçi sıkıntıdadır. Tarımda -biraz önce ifade edildi- pancarda ve diğer ürünlerde sıkıntı vardır. Depremzedeler ve deprem bölgesi için toplanan paraların tamamı -bu rapora göre söylüyorum- faiz ödemelerine gitti.

Değerli arkadaşlar, dünyanın hiçbir yerinde, böyle bir ekonomi anlayışı yoktur. Aslında, 2000 yılı bütçesi, bütçe olmaktan hemen hemen çıkmış durumdadır. Bütçede mantık ve ölçü olması gerekir.

BAŞKAN – Sayın Candan...

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Tamam beyefendi...

BAŞKAN – 8 inci maddede bütçe var mı efendim?

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Var efendim, var...

BAŞKAN – Nerede var efendim?

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Bütçede organize sanayi bölgelerine ayrılan tahsisatın yerine getirilmediği yazılı efendim. Var...

Değerli arkadaşlar...

BAŞKAN – Efendim, 8 inci madde yönetim kuruluyla ilgili. Lütfen maddeye dönün, ne yapacaksanız yapın!.. Yani, şimdi bu, siyaset mi?!.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Ben çıksam, burada desem ki "bu yönetim kurulu 10 kişiden oluşur, iki ayda bir toplanır, bunlar kararı yarıdan bir fazlayla alır." Onlar, önünüzdeki raporda yazıyor zaten, niye tekrar edeceğim onu?!. Onlar zaten orada yazıyor. (MHP sıralarından gürültüler)

Tabiî, heyecanınızdan, konuşmamı takip etme imkânı bulamadınız. Onlar önünüzdeki raporda yazılı, tekrar etmenin ne mantığı var?!.

BAŞKAN – Efendim, madde üzerinde konuşun.

YUSUF KIRKPINAR (İzmir) – Mantık yok senin konuşmalarında, niye dinleyeceğim?!.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Tabiî dinleyeceksin, mecbursun!

YUSUF KIRKPINAR (İzmir) – Mantıksız konuşuyorsun!

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, bakın, ben burada desem ki "bu hükümet var ya, çok iyidir, bu ortaklar da çok uyumludur" hepiniz ayakta alkışlarsınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Madde üzerinde, yönetim kuruluyla ilgili konuşacaksanız, sürenizi uzatacağım efendim.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – O zaman siz bana yazılı verin de konuşayım.

BAŞKAN – Estağfurullah efendim... Sizin parlamenter deneyiminiz var; benim böyle bir ikazım yersiz. Siz maddeyle ilgili konuşun, buyurun tamamlayın efendim.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Evet, siz bir açar mısınız mikrofonu Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Candan.

VEYSEL CANDAN (Devamla) – Değerli arkadaşlar, bu bütçeyle, organize sanayi bölgelerine yatırım ödeneği ayrılmaz, sizin ifadenizle yönetim kurulları oluşmaz, oluşursa da karar almaz, alırsa da sağlıklı olmaz.

Teşekkür ediyorum. (FP sıralarından alkışlar)

Hoşunuza gitti mi?!. [MHP sıralarından alkışlar (!)]

BAŞKAN - Ben teşekkür ederim efendim.

Efendim, söz sırası, Sakarya Milletvekili Sayın Cevat Ayhan'da...

CEVAT AYHAN (Sakarya) – Konuşmak istemiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - İstemiyorsunuz.

Sayın Ali Şevki Erek; buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

ALİ ŞEVKİ EREK (Tokat) – Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım; kişisel söz hakkımı kullanıyorum; Yüce Heyeti ve zatıâlinizi, sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Organize sanayi bölgelerinin konuşulduğu bir ortamda, organize sanayi bölgeleriyle eşanlama gelen küçük ve orta boy işletmelerin Türkiye'deki sorunlarına temas etmemek, çok büyük yanlışlık olur. Şüphesiz, konuştuğumuz madde, özellikle yönetim kurulu, yönetim kurulunun teşkili, işleyişi bakımından, kanunun tamamında olduğu gibi, bir büyük boşluğu dolduruyor. 1962 yılından beri, organize sanayi bölgelerinin tam anlamıyla yasal bir dayanağa dayandırılmaması, bir büyük eksiklikti; gecikmiş olmasına rağmen, bu kanunla, bu eksiklik tamamlanmış bulunmaktadır.

7 nci ve 8 inci madde de, yönetim şekli itibariyle, bu eksikliğin bir başka yönünü açık bir biçimde tamamlamış ve uygulamada kolaylıklar getirmiş bulunmaktadır. Benim, burada, genel anlamıyla, bilhassa organize sanayi bölgeleriyle ilişkili olarak, küçük ve orta boy işletmelere, çok önemli noktada, bilhassa Sayın Bakanımıza ve bu işle ilgili olan değerli bürokratlara söyleyeceğim hususlar olacak.

Değerli arkadaşlarım, bilindiği gibi, Yüce Meclis, 4325 sayılı bir yasa çıkardı. Bu yasa, doğru olarak ve isabetli olarak, olağanüstü hal bölge kapsamına giren yerlerde organize sanayi bölgelerindeki küçük ve orta boy işletmelere sağlanan kolaylıkları içermekteydi; gümrük kolaylıkları, vergi muafiyeti, işçi çalıştırmada primin devlet tarafından ödenmesi, görüşmekte olduğumuz tasarıda yazılı olmamasına rağmen, haklı olarak, doğru olarak, bilâücret arsa tahsisi gibi konulara temas etmekteydi.

Şimdi, bu kanunun yayımından sonra, şu anda, Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde, kendi seçim bölgemle ilgili verdiğim yasa teklifiyle beraber, otuza yakın yasa teklifi var. Nedir gerekçesi: Organize sanayi bölgelerindeki küçük ve orta boy işletmelerde girdi bakımından çok açık dengesizliği gidermek amacına yönelik. Bu cümlemi çok müşahhas olarak ifade etmeme müsaade buyurunuz, şöyle söyleyeyim: Tokat'ta bir kot pantalon, bugünkü girdilere göre, 11 marka mal oluyor; 4325 sayılı Kanuna göre, bu kanun kapsamına giren bir başka komşu vilayette, bu kot pantalon 5,5 marka mal oluyor.

Değerli arkadaşlarım, bu, şu demek: Bir tarafı yaparken, yeşertirken -ki, ona kimsenin itirazı olamaz; hele hele olağanüstü hal bölgesi kapsamına dahil olan bölgelerde buna kimsenin itirazı olamaz- beri tarafta, yerleşmiş veya yeşermekte olan veya hayatiyetini sürdürmek durumunda olan KOBİ'lere "sen bat" demek anlamına geliyor. Bunun içindir ki, otuza yakın yasa teklifi, değerli milletvekili arkadaşlarımız tarafından 20 nci Dönemde verildi, bunların tamamı kadük hale geldi; 21 inci Dönemde, bu kanun teklifleri büyük ölçüde yenilendi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığımızın, buna bir çözüm getirmesi lazım. Şüphesiz ki, ulaşım kolaylıkları, gümrük idaresinin bulunması, haberleşme imkânları bakımından bölgeler arasındaki farklara dikkat edilecektir; ama, yüzde yüze varan bir dengesizlik, bir girdi farkıyla bir yeri onarırken, öbür yeri batırmaya hakkımız yoktur.

Tokat'ta şu anda 40'a yakın küçük ve orta boy işletmenin yapımı durmuştur; çok açık; 30'a yakını da kapanmak üzeredir ve 4 tane yeni ilçede, 1997'de programa alınan Zile, Turhal, Erbaa ve Niksar Organize Sanayi Bölgelerinde, Değerli Bakanımızın geçen celsede ifade ettiği ihale sözlerine rağmen, şu anda bir heves imkânını bırakmamış durumdadır...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ ŞEVKİ EREK (Devamla) – Sayın Başkan, cümlemi tamamlayayım.

BAŞKAN – Tabiî efendim, buyurun.

ALİ ŞEVKİ EREK (Devamla) – Değerli arkadaşlarım, imkân hâsıl olursa, bu önemli konuya, bundan sonraki maddelerdeki söz haklarımla Yüce Heyete bilgi vermeye devam edeceğim; fevkalade hayatî bir konudur.

Sevgili Başkanıma ve değerli arkadaşlarıma şahsım adına sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum. (DYP, DSP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum efendim.

Efendim, madde üzerinde 1 adet önerge vardır; okutup oylarınıza sunacağım efendim.

Buyurun.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Organize Sanayi Bölgeleri Kanun Tasarısının 8 inci maddesinin ilk fıkrasının "Yönetim kurulu müteşebbis heyetin, en az dördü kendi üyeleri arasından olmak üzere seçeceği 5 asıl, 5 yedek üyeden oluşur. Yönetim kurulu üyeleri iki yıl için seçilir" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Emrehan Halıcı İsmail Köse Zeki Çakan

Konya Erzurum Bartın

Abdüllatif Şener Necati Çetinkaya

Sıvas Manisa

BAŞKAN – Komisyon?..

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI OKTAY VURAL (İzmir) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükümet?..

SANAYİ VE TİCARET BAKANI AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Efendim, Hükümetin katıldığı, Komisyonun takdire bıraktığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

8 inci maddeyi, kabul edilen önerge istikametindeki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

9 uncu maddeyi okutuyorum :

Denetim kurulu

MADDE 9. — Denetim Kurulu, müteşebbis heyet üyeleri arasından iki yıl için seçilen 2 üyeden oluşur.

Denetim kurulu bütçenin sarf ve uygulamasını denetlemek, yılda bir defa genel denetleme raporu ve en az üç ayda bir de ara rapor düzenleyerek müteşebbis heyete sunmakla görevlidir.

BAŞKAN – Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Sayın Veysel Candan...

Buyurun Sayın Candan.

FP GRUBU ADINA VEYSEL CANDAN (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte olan 367 sıra sayılı tasarının 9 uncu maddesi üzerinde Fazilet Partisi Grubunun görüşlerini açıklamak üzere söz almış bulunuyorum; Muhterem Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, aslında, demin de ifade ettiğim gibi, Kâtip Üye, 9 uncu maddede ne olduğunu okudu; ancak, bir kere daha kısaca ifade etmek gerekirse, organize sanayi bölgelerinde oluşan yönetim kurulu üyelerini denetlemek üzere, denetim kurulu üyelerinin nasıl seçileceğini veya nereden seçileceğini, kaç kişi olacağını ve görevlerini içermektedir. Denetim kurulu, burada, müteşebbis heyet içerisinden 2 kişi ve iki yıl için seçilmektedir ve müteşebbis heyetin yahut yönetim kurulunun harcadığı bütçeyi denetlemektedir. Denetim kurulu, üç ayda bir rapor hazırlamaktadır veya gerekirse, normalde yılda bir rapor hazırlayarak, bütçe sarfını, yani yönetim kurulu harcamalarını denetlemektedir; işin özü bu, 9 uncu maddede bu söyleniyor. Ancak, organize sanayi bölgelerinde yönetim ve denetim oluştuktan sonra, bu yönetim ve denetimin problemlerini konuşmak mecburiyetindeyiz. Şu anda verdiğimiz rakamlarda, Türkiye'de 208'den fazla sayıda organize sanayi bölgesi açılmış ve başlatılmıştır. Öncelikle, bunların başlatılanlarının bir an önce bitirilmesi gerekmektedir. Öncelik bu, bir. İki, özellikle ihtisas organize sanayi bölgelerine mutlaka ağırlık vermek durumundayız; çünkü, bu ihtisas organize sanayi bölgelerinden ihracat yapılmaktadır. Çok önemli. Üçüncü önemli konu, devletin gücü yetmiyorsa -ki, bu rakamlarla bunları tamamlamak mümkün değil- o halde, özel sektöre imkân tanıyan organize sanayi bölgelerinin kurulması hızlandırılmalıdır. Tabiî ki, bunu yaparken, mutlaka dikkatli olmak mecburiyetindeyiz.

Diğer önemli bir konu da, organize sanayi bölgelerini konuşurken, sanayicimizin problemleri de içinde olduğundan, bunların mutlaka ekonomik konseyde de dile getirilmesi gerekmektedir; yani, sanayicimizin, çalışanlarımızın, memurumuzun sorunları tartışılırken, organize sanayi bölgelerine intikal eden sanayicimizin sorunları da bu konseyde alınan kararlar doğrultusunda tartışılmalıdır. Peki, buna niye gerek var; biz, bunu niye söylüyoruz? DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) Avrupa Birliğiyle İlişkiler Genel Müdürlüğü, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı çerçevesinde...

Hatırlatmak istiyorum. Tabiî ki, DPT Başbakanlığına bağlıdır. Başkanlığa bağlı olan bu kurum "Ekonomik Kriterler Raporu" adı altında, Başbakanlığa bir rapor takdim etmiştir. Bu raporun konuyla ilgili bölümünü aktarmak istiyorum: "Ekonomik kararlar, özellikle de başta özelleştirmeler, mutlaka Ekonomik ve Sosyal Konseyde tartışılıp karara bağlanmalıdır; en azından, hükümete tavsiye kararı alınmalıdır." Bunu kim söylüyor; Devlet Planlama Teşkilatı söylüyor.

Yine, aynı raporun bir paragrafında, bir maddesinde, gerek sanayilerde gerek devlet kurumlarında özelleştirmeler yapılırken, bu hususlara gereği kadar dikkat edilmediği; özelleştirme sonrasında birtakım kurumlarda tekelleşme meydana geldiği; dolayısıyla da özelleştirme sonrası sanayi mamulleri fiyatlarının dünya fiyatlarının üzerinde, yüksek çıktığı; bunların mutlaka regüle edilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Bunu, günümüz Türkiyesine uyguladığımız zaman, enflasyon için çok iddialı olan hükümetin, aslında, bu madde çok işine yarar. Neden yarar?

Burada ifade edilen şudur: Eğer enflasyonu düşürmek istiyorsanız, özelleştirmeyi yaparken, kurumları özelleştirirken, özelleştirme sonrası takip kuruluna düşen görevlerin dikkatle yapılması, fiyatın denetim altında tutulması gerekmektedir. Bunu, Devlet Planlama Teşkilatı söylemektedir.

Değerli arkadaşlar, demek ki, Türkiye'deki siyasî istikrar veya ekonomik istikrar anlatıldığı gibi değil; yani, toplumun birçok kesimlerine baktığımız zaman şikâyet varsa, birçok insan sızlanıyorsa, birçok kurum bağırıyorsa, Eximbank kredileri hakkında, dağıtılan kredilere baktığımız zaman, belirli bir kesim ve zümrede toplanıyorsa, Halk Bankası kredileri öyleyse, kamu bankalarının içi boşaltılmışsa, bir yerden ses geliyorsa, birisi çıkıp bu kürsüde bir şeyler söylüyorsa, onu araştırmak hükümetin görevidir. Eğer, siz, her söylenene itiraz eder, muhalefetten gelen her öneriyi reddetme gibi bir yanlış hastalığa yakalanırsanız, yaptıklarınızın hep doğru olduğunu zannedersiniz ve o zaman da, enflasyonda hükümetin öngördüğü rakamları yakalamak hayal olur.

Değerli arkadaşlar, şu anda, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, organize sanayi bölgelerinde, mutlaka yönetim kurullarının harcadığı parayı denetler, denetçilerin hazırladığı raporları da mutlaka denetler. Öyle anlaşılıyor ki, burada, kanun çıkarmaktan ziyade, çıkan kanunları iyi uygulamak veya 9 uncu maddede, denetçilerin görevinin de Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca, ilgililerce iyi denetlenmesi lazım gelmektedir.

Bir kere, genel anlamda, Türkiye'de, sanayicinin ve organize bölgedeki sanayicinin problemi şudur: Önce arsaya, daha sonra binaya çok fazla yatırım yapmakta, işletme sermayesi olmadığından dünya teknolojisiyle tanışamamakta; üretim, kalite olarak, dünya standartlarına ulaşmamaktadır. Dolayısıyla, burada, sanayicimizin, işletme sermayesine kavuşabilmesi için, arsa ve bina bedellerinin çok düşük olması, ona para ödememesi, az ödemesi ve ürettiği malla, dünya teknolojisini yakalamak üzere, dünyada gelişen makine teknolojisini yakalaması mecburiyeti vardır. İşte, organize sanayi bölgelerinde, esas, alınacak tedbir bu olmalıdır.

Birçok sanayi bölgesine baktığımız zaman, 2 000, 3 000, 5 000, 10 000 metrekarelik binaların boş olduğu veya çok eski teknolojilerle çalışıldığı görülür. Şunu söylemeye çalışıyorum: Sadece yer tahsis etmek, sadece bina tahsis etmek kâfi gelmiyor; sanayicimizin, o bölgelerde, bu ihtiyaçlarından sonra, mutlaka, dünya teknolojisiyle tanışmasına yardımcı olmak mecburiyetindeyiz.

Devletin elindeki hazine arazilerinin miktarına baktığımız zaman, dünyada karşılaşmadığımız bir rakam var; şu anda, arazinin yüzde 54'ü devletin elindedir. Dünyada, bu kadar hazine arazisi olan bir devlet daha görmek mümkün değil. O açıdan, bu arazileri, atıl bırakmak yerine, bir an önce, bu sanayi mevzuatıyla işi hızlandırmak mecburiyetindeyiz.

Yine, tasarı içerisinde olumlu gördüğümüz bir - iki maddeyi de ifade etmek istiyorum. Sanayi üretiminde kullanılan enerji ve su girdileriyle ilgili olarak, indirimlerin, özellikle yatırımda öncelikli bölgelerde tanınmış olması, sanayicimiz için olumlu bir girişimdir. Ayrıca, Hükümetin, mutlaka, Eximbankın, kredileri kime verdiğini, ne kadar verdiğini, ne zaman geri döndüğünü... Elimdeki, Eximbankı inceleyen denetleme raporları olumlu değildir; onu ifade etmek istiyorum. Birçok kredinin siyasî amaçla verildiği ve geri dönmediği yazılıdır. Bu itibarla, mutlaka, Eximbankın bir denetim altına alınması gerekmektedir.

Ayrıca, sanayi bölgelerinde yapılan belediye hizmetlerini de organize sanayiler içinde özelleştirmek lazım. Birçok ufak belediyenin, bu bölgelere hizmet götüremediği vakıadır.

Netice itibariyle, ümit ediyoruz ki, bu tasarı -burası hükümetin hoşuna gidecektir- birtakım eksiklikleri tamamlamakla birlikte, tasarı çıktıktan sonra, mutlaka, yerinde, haklı ve tarafsız bir uygulamayla, sanayicimize faydalı olması dileğiyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Candan.

İkinci söz, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Aksaray Milletvekili Sayın Murat Akın'ın.

Buyurun efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA MURAT AKIN (Aksaray) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 9 uncu madde üzerinde Grubum adına söz almış bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

9 uncu maddede "Denetim Kurulu, müteşebbis heyet üyeleri arasından iki yıl süre için seçilen 2 üyeden oluşur" denilmektedir.

Değerli milletvekilleri, tasarının 7 nci maddesinde, müteşebbis heyetin nasıl teşekkül edeceği belirtilmiştir. Ayrıca, müteşebbis heyetin içinden 5 asil ve 5 yedek olmak üzere, yönetim kurulunun da belirleneceği ifade edilmiştir.

Müteşebbis heyet, yönetim kurulunun genişletilmiş bir idare şeklidir. Hepinizce malum olduğu üzere, denetim kurulu üyeleri, yönetim kurulu üyeleri arasından ya da müteşebbis heyet içerisinden seçilmez. Herhalde, Bakanlık, bu tasarıyı hazırlarken, bu hususu atlamıştır. Dernekler, vakıflar, federasyon ve konfederasyon kanun ve tüzüklerinde, mevzuatında, denetim kurulu üyeleri, genel kurul üyeleri içerisinden belirlenir. Organize sanayi bölgesinin genel kurul üyeleri de meslek kuruluşları içerisinde tespit edildiğine göre, bu meslek kuruluşlarının, müteşebbis heyete üye belirlerken, ayrıca da denetim kurulu üyesi belirlemesi doğru olacaktır. Bu, Türk mevzuatına, genel hukuka aykırıdır; ola ki, ileride iptal konusu olabilir. Bilhassa, Sayın Bakanlık yetkililerinin bu hususu tekrar tezekkür etmesini rica ediyorum.

Değerli milletvekilleri, organize sanayi bölgesinde, bilindiği üzere, ticarî, sınaî ve buna benzer sektörler dalında faaliyet gösterilecektir. 1999 yılının son üç aylık dönemine baktığımız zaman, organize sanayi bölgesinde ve diğer alanlarda faaliyet gösteren işkollarında; sanayide eksi 2,6 daralma vardır; oniki aylık süre içinde ise bu daralma eksi 5; inşaat sektöründe son dördüncü üç aylık dönemde eksi 15,2; oniki aylık genelde ise eksi 12,7; ticarette ilk üç aylıkta 13,2, ikinci üç aylık dönemde 4,1, üçüncü üç aylık dönemde eksi 9,3, dördüncü üç aylık dönemde eksi 0,7; genelde ise eksi 6,8'dir.

Bu organize sanayi alanlarında altyapılar ve diğer sabit sermayenin teşekkülü, mümkün mertebe yerine getirilmektedir; ancak, pazarlama yapılamadığı için, orada imal edilen, üretilen mamul mal satılamadığı için, bir süre sonra organize sanayi alanına ne kadar fazla teşvik verilse dahi, bu ürünlerin satılamaması, pazarlanamaması nedeniyle, bir noktada tıkanma meydana geliyor ve o işletmeler, tek tek kapanıyor ya da el değiştiriyor. Bunun için, yapılacak iş, ülke genelinde ekonomik istikrar tedbirlerinin çok dikkatli bir şekilde takip edilmesidir.

Ülkemizde uygulanmakta olan ekonomik istikrar tedbirlerine baktığımız zaman, son yirmibeş yıldır istikrar programları hep tartışılmaktadır. Bu tartışmanın odak noktaları, kimi zaman uygulanan bir istikrar programı, kimi zaman da uygulanması düşünülen bir istikrar programı olmaktadır. Yeni bir yüzyıla girerken yine bir istikrar programı uygulanmaktadır. Uygulanan istikrar programına baktığımız zaman, organize sanayi bölgelerindeki yatırımların, sıfır maliyetli bu reel sektöre finans desteği sağlanmış olsa bile, devamı mümkün değildir. Aksaray İlinde imal edilen bir el arabası, kürek, kazma, inşaatta ve diğer sektörde kullanılan buna benzer malzemeleri ele aldığınızda organize sanayiinde imal ediliyor ve sıfır; herhangi bir müteşebbis, herhangi bir faizle de para almamaktadır; ama, Çin, Hindistan, bizim komşumuz Suriye'de 20 dolara satmakta; biz ise, onu ancak 50 dolara mal etmekteyiz. Buna da sebep, işte ülkemizde girdilerin çok pahalı olmasıdır. Sadece sermaye olarak, nakit olarak düşünmek doğru değil; aynı zamanda, işçi girdisi, elektrik ve buna benzer mamulün maliyetini etkileyen unsurlar çok pahalıdır. Biz, bu unsurları aşağı çekmediğimiz sürede imal edeceğimiz herhangi bir mamul mala, komşumuz Suriye'de, Irak'ta pazar bulmamız mümkün değildir. İlkönce, bu hususu aşağı çekici düzenlemeler yapılması gerekir.

Değerli milletvekillerim, istikrar programları, özünde, enflasyon oranını kabul edilebilir düzeye çekmekyi, ödemeler dengesindeki açığı kapamayı ve kamu kesiminin içborçlanma gereksinimini düşürmeyi hedeflemektedir. Bunun için uygulanacak olan para ve maliye politikalarında yeni hedefler ve büyüklükler belirlenmekte; programların hedefleri konusunda genel olarak bir tartışma yürütülmektedir; ancak, bu hedeflere, hangi araçlar ve hangi büyüklüklerin etkinlik sağlayacağı konusunda iktisat literatüründe ciddî farklılıklar bulunmaktadır. Genel olarak, ani ve tedrici, ortodoks, heterodoks gibi üç kademede uygulanan değişik istikrar programları vardır. Heterodoks istikrar programlarının ilk aşamasında, ekonomideki sosyal taraflarla anlaşma sağlananarak, fiyatlar dondurulmaktadır.

Bu yılın ilk 2 ayında uygulamış olduğumuz istikrar programına baktığımızda, yine, 1999 yılının ilk 2 aylık dönemine göre, enflasyon oranı, 12 aya teşmil ettiğimizde, neredeyse, yüzde 10-12 daha fazla çıkmıştır. Dolayısıyla, biraz önce de ifade ettiğim gibi, tarafların rızasını almadan, onları ikna etmeden uygulanacak, uygulanmış olan bir istikrar programı... 2000 yılının ilk 2 aylık enflasyon oranı, 1999 yılının ilk 2 aylık enflasyon oranından fazla çıkmıştır.

Değerli milletvekilleri, bilhassa sanayie hammadde sağlayacak tarım sektörüne gerekli desteğin verilmesi gerekir. Tarım sektörüne destek sağlanmadığı sürece, sanayi mamulünün ilk önce iç piyasada tüketilmesi ve esnaf tarafından bunun satışı mümkün değildir.

Ülkede şu an uygulanmakta olan kredi faiz oranları yüzde 65, yüzde 70'dir. Evet, yüzde 120'lerden yüzde 70, yüzde 80'lere inmiştir; ancak, hedeflenen enflasyon oranı ise yüzde 25'tir. Şimdi, yüzde 25 ile sabit kıldığın ve döviz kurunu da buna göre baskı altında tuttuğun bir ülkede, sanayi mamulünün satışı mümkün değildir. Dolayısıyla, istihdamın genişletilmesi, yeni iş sahalarının açılması da, bu uygulanan ekonomik istikrar programıyla yine mümkün değildir.

Değerli milletvekilleri, bütçemizin 46,9 katrilyonluk kısmının 21 katrilyonu faiz ödemelerinden kaynaklanmaktadır. Bu faiz ödemeleri ise, daha ziyade, içborçla temin edilen paralardan oluşmaktadır. Temin edilen içborçlar, tekrar, ikinci defa, hazine bonosu ve devlet tahvili alımında kullanılmamakta, sanayi ürünlerine, daha ziyade otomobile, kamyonete ve gayrimenkule, bilhassa inşaat sektörüne yönelmiş durumdadır. Son iki aya baktığımızda,10 milyar liralık bir otomobil 14 milyara, bir TIR çekici 20-25 milyardan 30-35 milyara çıkmıştır. Şimdi, enflasyon nispetine baktığımızda aylık 2,1 veya 3,6 civarında. Halbuki iki ay içerisinde Türkiye'de hangi gelir şartları değişti ki, bir arabada, bir araçta, 10 milyar, 4 milyar fark etsin. Dolayısıyla, son iki ayda belirlenen enflasyon nispetlerinde, kullanımı az olan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Akın, herhalde toparlayacaksınız efendim...

MURAT AKIN (Devamla) – ...fiyat yükselişleri az olan hammaddeler veya mamul maddeler gösterge olarak alınmıştır. Aslında satışı fazla olan ürün dikkate alınıp, Devlet İstatistik Enstitüsünce değerlendirme bu çerçevede yapılmış olsa, enflasyon nispetinin, Devlet İstatistik Enstitüsünün belirlediği yüzde 2,5; 3,6'lar değil, yüzde 6 civarında olması gerekir. Buna rağmen, yüzde 2 ve 3'ler dahi 1999 yılının ilk ayından fazladır.

Bu ekonomik istikrar tedbirlerinin, ek tedbirler alınmadığı sürece, geçmişte alınan ekonomik istikrar tedbirleri gibi netice vermeyeceğini bilgilerinize, ıttılanıza arz eder; hepinizi saygıyla selamlarım. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Gruplar adına başka söz isteyen?.. Yok.

Şahsı adına, Erzurum Milletvekili Sayın Aslan Polat; buyurun efendim. (FP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika.

ASLAN POLAT (Erzurum) – Sayın Başkanım, bu 9 uncu madde, denetim kurulunun, müteşebbis heyet üyeleri arasından iki yıl için 2 kişi seçilmesinden bahsediyor.

Burada esas bizim konuşacağımız, bu sanayi bölgelerinde, Sağlık Bakanı da buradayken, unutmadan, Erzurum Organize Sanayi Bölgesinin bir isteğini hemen söyleyeyim.

Sayın Başkanım, Erzurum Organize Sanayi Bölgesi Erzurum'a 12 kilometre mesafede. Burada, 3 000-4 000 kişi çalışıyor; fakat, orada bir sağlıkocağı binası olmasına rağmen doktor yok. Sayın Sağlık Bakanı kalkmadan bu soruları dinlese iyi olur.

SANAYİ VE TİCARET BAKANI AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) – Ben buradayım.

ASLAN POLAT (Devamla) – Şimdi, 3 000- 4 000 kişi orada çalışıyor, Erzurum'a 12 kilometre mesafede Erzurum 2 nci Organize Sanayi Bölgesi bulunuyor; orada bir sağlıkocağı yapılması isteniyor, Organize Sanayi Bölgesi yerini hazırlıyor; ama, bir doktor şu ana kadar oraya tayin edilmiş değil. İnşallah, Sayın Sağlık Bakanımız buradan giderken, oraya doktorun tayin edileceğini söyler de, orada çalışan bu insanlar da bundan memnun olurlar diye düşünüyorum. Aksi halde...

BAŞKAN – Şimdi efendim, tabiî bu, madde üzerinde değil...

ASLAN POLAT (Devamla) – Ama, Sayın Sağlık Bakanı da orada oturuyordu, bir maddesi var ki o da oturuyordur...

BAŞKAN – Vallahi bravo...

ASLAN POLAT (Devamla) – Sayın Sağlık Bakanı orada oturduğu için ben bunu söyledim. Esas benim söylemek istediğim konu başka; ama, Sayın Bakanım inşallah...

BAŞKAN – Konuya gelelim. Sayın Sağlık Bakanı duydu efendim.

ASLAN POLAT (Devamla) – Sayın Sağlık Bakanı bunu duysun; çünkü, bu çok önemli.

Sayın Başkanım, esasında, organize sanayi bölgeleriyle ilgili bu tasarı görüşülürken ben konuşmayı şunun için istedim -aslında ben 14 üncü madde üzerinde hazırlık yapmıştım- bir eski sayın bakanımız, milletvekilimiz, bu Teşvik Yasasından esinlenerek, 30 kadar milletvekilinin Teşvik Yasası için önerge verdiğini, esasında komşu iller arasında, Teşvik Yasasına giren veya girmeyen iller arasında fark olduğunu, üretimde fark olduğunu, ihracat yapamadıklarını ve bazı illerin de burada mağdur olduğunu söyledi. Ben şunu açıkça söylemek istiyorum. Bu Teşvik Yasası esasında geçen dönemde çıktığı zaman fazla genişletildi; yani, Türkiye'de 50'ye yakın vilayet için Teşvik Yasası çıkarmak demek, esasında, bu Teşvik Yasasını sulandırmak demektir. Teşvik Yasasını biz büyütmek yerine, dar çerçevede, gerçekten, teşvike muhtaç olan iller için çıkarmalıyız ki, orada bir çare olabilsin. Sayın Bakanımızın da bahsettiği ne oldu, Orta Anadolu'dan birtakım iller bu arada Teşvik Yasasına girence, bu Teşvik Yasasında sürekli olarak yatırımlar o vilayetlere gitti. Halbuki, bu teşvik yasalarının ana gayeleri Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da teşvik yapmaktı. Bundan dolayı da bu bölgelere teşvik yapılamadı. Neden yapılamadı; çünkü, batıya çok daha yakın, yoğun olarak işgücünün ve tüketimin yakın olduğu yerlere teşvikler yapıldı ve neticede de, Doğu Anadolu bundan gerektiği gibi faydalanamadı.

Bir misal verelim, şimdi, yeni çıktı; ama,1989'dan 1998'e kadar yapılan bir araştırmaya göre -9 yıl içerisinde- sanayi istihdamında Şanlıurfa'da yüzde 514 artış olmuş. Neden; GAP'tan dolayı; ama, aynı dönemde Erzurum'daki artış yüzde 19'da kalmış. Buna mukabil, Kars'ta eksi yüzde 62 azalmış, Tunceli'de eksi yüzde 40 azalmış, Van'da eksi yüzde 10,1 azalmış. Demek ki, Türkiye Cumhuriyetinde bu sanayi tesislerine baktığımız zaman, gerçekten, çok büyük bir farklılık var. Bunu düzenlemek için teşvik yasaları yapmak istiyoruz; ama, nedense, haklı olarak her vilayetin milletvekilleri, bu teşvik yasasında benim ilim niye yok diye önerge verdiği zaman, teşvik yasaları yerlerinde uygulanamadan sulandırılmış oluyor ve istenilen illere de bu teşvikleri alıp gitmiyorlar.

Netice mi; netice çok basit, 1985-1990 arasında Kars'tan binde 181, Erzurum'dan binde 119, Tunceli'den binde 170 göç olmuştur. Niye bu illerden göç olmuş da, batı bölgelerimizde veya diyelim biraz daha gelişmiş illerimizde olmamıştır? Neden; çünkü, bu dediğim yerlerde sanayi tesisleri ve sanayi bölgeleri olmadığı için, insanlar burada çalışmadıkları için, hep batıya doğru göç etmişlerdir.

Yine, bir misal verecek olursam, araştırmalara göre, Erzurum İlimizde 14 fabrika çalışırken, 19 fabrika da kredi yoksunluğundan çalışamamaktadır. Aynı oranda, Van'da 16 fabrika çalışırken 11 fabrika kapalı, Erzincan'da 8 fabrika çalışırken 11 fabrika kapalıdır. Yani, çalışan fabrikadan daha fazla kapalı fabrika vardır.

Şimdi, organize sanayide bir fabrika kurulmuş -küçük veya büyük- KOBİ büyüklüğünde, yani, çok da büyük değil; ama, bunları dahi hâlâ teşviklerle çalıştıramazken ve İstanbul Ticaret Odasının son araştırmalarına göre kapasite kullanım oranları yüzde 54'lerde dururken, yeni tesisler yapmakta zorlanacağımız da açıktır. Bunun için ne yapmak lazım; Türkiye Kalkınma Bankasının, doğudan başlamak üzere, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da kapalı kalan bu yerlere teşvik vermesi lazım; ama, bu teşviki sulandırarak bütün Türkiye'ye yaymak yerine, gerçekten ihtiyaç olan yerlere bunları vermek lazım diye düşünüyorum.

Son bir şeyi daha söyleyeyim. Yine, Doğu Anadolu'da, beni ispat etmesi için...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Efendim, süreniz bitmek üzere. Bugün, çok fazla müsamaha etmiyorum; maddeyi bitirmem lazım. 5 dakika var...

ASLAN POLAT (Devamla) – Sayın Başkan, 1 dakika daha süre verirseniz, bitiriyorum.

BAŞKAN – Size güveniyorum efendim.

Buyurun.

ASLAN POLAT (Devamla) – Tamam Sayın Başkan, biz de her zaman size güvendik.

Sayın Başkanım, geçen sene, Doğu Anadolu'ya yüzde 1,87 teşvik gelirken, Marmara Bölgesinde özel sektöre yüzde 44 teşvik verilmiştir. Bütün bunlar da, bu teşviklerin, istendiği gibi, yerine gelmediğini göstermiştir.

Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim.

Sayın Ali Şevki Erek, konuşacak mısınız efendim?

ALİ ŞEVKİ EREK (Tokat) – Evet Sayın Başkan.

BAŞKAN – Buyurun efendim.

ALİ ŞEVKİ EREK (Tokat) – Sayın Başkanımı, değerli arkadaşlarımı sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Biraz evvel konuşan arkadaşımın sözlerinden de anlaşıldığı üzere, esasında, bu teşvik durumunu, yeniden, tam anlamıyla ele almak, mutlaka bir dengeyi sağlamak mecburiyetinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım; bundan bir yıl evvel, gençler arasında yapılan bir ankette "kamu kesiminde mi çalışmak istiyorsunuz; kendi işinizi mi kurmak istiyorsunuz; yoksa, özel sektörde mi çalışmak istiyorsunuz" diye sorulmuş. Anketin sonuçları fevkalade çarpıcıdır. Ankete muhatap olan gençlerimiz, sorulara, yüzde 58 "ben kendi işimi kurmak istiyorum" yüzde 25 civarında "özel sektörde çalışmak istiyorum" yüzde 15 civarında da "kamu yönetiminde çalışmak istiyorum" şeklinde cevap vermişlerdir. Tabiî, bu anketin gerçekleri ne kadar aksettirip aksettirmediğini, burada, kesinlikle ifade etmek mümkün değil; ama, şurası kesin ki, gençlerimizde, kendi işini kurma bakımından büyük bir temayül var.

Organize sanayi bölgeleri konusundaki statüyü tamamladık; dört dörtlük, gerçekten, bir büyük boşluğu dolduruyor; vakıflara, derneklere, özel sektöre organize sanayi bölgesi kurma hakkını veriyor, istimlak hakkını veriyor, hükmî şahsiyet hakkını veriyor, biraz evvel yönetim kurullarını kurmuş, bölge müdürünü Sanayi ve Ticaret Bakanlığının atamasından almış, müteşebbis heyete bölge müdürünü tayin hakkını veriyor büyük bir devrimdir, önemli bir aşamadır; ama, netice itibariyle statüdür, bunun içini doldurmak şarttır. Bugün, Türkiye'yi bekleyen en önemli mesele, bu konuyla ilişkili olan mesele budur.

Avrupa Birliği ülkelerinde, Amerika Birleşik Devletlerinde kamu eliyle dağıtılan kredilerden yüzde 50 nispetinde küçük ve orta boy işletmeler istifade ederken, Türkiye'de kamu eliyle verilen kredilerden küçük ve orta boy işletmelerin istifade yüzdesi yüzde 4'ü geçmiyor. Bütün mesele, burada toplanmaktadır. Çok önemli bir biçimde; eğer, küçük ve orta boy işletmelerdeki istihdam kabiliyetine inanıyorsak, küçük ve orta boy işletmelerin ihracat kabiliyetine inanıyorsak, özellikle, milyonlarca işsiz gencimizin iş beklediği ortamda, 4 milyona yakın küçük ve orta boy işletmeye bir adet gencin iş bulma imkânını tahayyül edebiliyorsak, organize sanayi bölgelerinin statü boşluğunu doldurmanın yanında, onun kredi imkânlarını da takviye etmek durumundayız; özellikle, bilhassa bölgelerarasındaki girdiler farkını kapatmak durumundayız; bir tarafı yaparken öbür tarafı yıkmamak durumundayız.

Sayın Başkanımıza verdiği söz hakkı dolayısıyla, Yüce Heyete sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın milletvekilleri, çalışma süremiz dolmak üzeredir.

Bu maddenin bitimine kadar çalışma süremizi uzatmak istiyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Teşekkür ederim.

Madde üzerinde bir önerge vardır...

MEHMET SADRİ YILDIRIM (Eskişehir) – Sayın Başkan, soru...

BAŞKAN – Tabiî efendim, buyurun. Süreyi uzattık, buyurabilirsiniz.

MEHMET SADRİ YILDIRIM (Eskişehir) – Sayın Başkanım, delaletinizle Sayın Bakandan aşağıdaki sorularımı sormak istiyorum.

1. Eskişehir'den, Bilecik'ten, Balıkesir'den küçük sanayi işletmelerinden telefonla arayarak, Devletin, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının desteğini ve düşük faizli, uzun vadeli kredi istiyorlar. Bunu düşünüyor mu Sayın Bakanımız?

2. Eskişehir Ziraat Odası Başkanı Sayın İsmail Büyüksarı ve Pancar Kooperatifi Başkanı Sayın Halil Ünal, yine telefonla arayarak, tarım ve pancar çiftçisinin acilen gübreye ihtiyaçları olduğunu, ancak bulamadıklarını, bulsalar da yüzde 100 zam görmesi ve gübre fiyatlarının yüksek olması nedeniyle gübre alamadıklarını bildiriyorlar.

Çiftçiye, acilen gübre temin etmeyi ve hükümetin yüzde 25 enflasyon hedefi ve politikası nedeniyle gübre fiyatlarını düşürmeyi, ucuzlatmayı düşünüyorlar mı?

Saygılarımla efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Sayın Bakan cevap verecekler mi?

SANAYİ VE TİCARET BAKANI AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) – Yazılı cevap vereceğim.

BAŞKAN – Bir adet önerge vardır; okutup, oylarınıza sunacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu Tasarısının 9 uncu maddesinin ilk fıkrasının "Denetim kurulu müteşebbis heyetin kendi üyeleri arasından seçeceği 2 asıl, 2 yedek üyeden oluşur. Denetim kurulu üyeleri iki yıl için seçilir." şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Mehmet Emrehan Halıcı İsmail Köse Zeki Çakan

Konya Erzurum Bartın

Abdüllatif Şener Necati Çetinkaya

Sıvas Manisa

BAŞKAN – Komisyon, önergeye katılıyor mu?

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI OKTAY VURAL (İzmir) – Takdire bırakıyoruz efendim.

BAŞKAN – Sayın Hükümet katılıyor mu?

SANAYİ VE TİCARET BAKANI AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) – Katılıyoruz efendim.

BAŞKAN – Hükümetin katıldığı, Komisyonun takdire bıraktığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

9 uncu maddeyi, kabul edilen önergeyle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir efendim.

Sayın milletvekilleri, çalışma süremiz bitmiştir.

Sözlü sorular ile diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için, 11 Nisan 2000 Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Hayırlı akşamlar efendim.

Kapanma Saati : 19.03

 

VII. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Isparta Millitvekili Ramazan Gül’ün, SSK’nın personel taşıma harcamalarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan’ın cevabı (7/1562)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı sayın Yaşar Okuyan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Ramazan Gül

Isparta

1. SSK 1999 yılında personel taşıma işini kaç liraya gerçekleştirdi? Bu rakam 273 milyar lira mıdır?

2. Aynı taşıma işi 2000 yılında kaç liraya yerine getirilecek? İdare bu konuda 592 milyar liralık bir sözleşme imzaladı mı?

3. Sözleşmenin 16 ncı maddesine göre, akaryakıta yıl içinde yapılan zammın yüzde 20’yi geçmesi halinde bu zammın yıl içinde dikkate alınması öngörülmüş müdür? Şayet sözleşmede böyle bir hüküm varsa, bir yıl içinde taşıma ücretlerindeki bu olağanüstü fiyat artışı dikkatinizi çekmedi mi?

4. Sözleşmenin 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre, Kurumun yeni yılda taşıma işlerini iki ay süreyle eski fiyattan yapma imkânı varken, bu imkân niçin kullanılmamıştır? Geçmiş yıllarda bu imkân kullanılıyor muydu? Bu imkân kullanılmadığı için Kurum yaklaşık 100 milyar lira kayba uğradı mı?

5. 2000 yılında enflasyonu yüzde 25’e indirmeyi öngören bir Hükümetin üyesi olarak, yüzde yüzleri aşan bir zam politikasını makul karşılıyor musunuz?

6. Bu işlemin sizin Bakanlığınız döneminde yapılması, SSK’yı düzeltme konusundaki çabalarınızın hâlâ samimi olduğunu gösteriyor mu?

T.C.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

Sosyal Güvenlik Kuruluşları 5.4.2000

Genel Müdürlüğü

Sayı: B.13.0.SGK.0.13.00.01/2610-008302

Konu: Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: 21.3.2000 tarihli ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1562-4523/10787 sayılı yazınız.

Isparta Milletvekili Ramazan Gül tarafından hazırlanan “Sosyal Sigortalar Kurumunun personel taşıma harcamalarına ilişkin” 7/1562-4523 Esas Nolu yazılı soru önergesi incelenmiştir.

Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü ile Kurumun Ankara’daki idarî ünitelerinde çalışan personelin mesaiye geliş gidişlerinin sağlanması ile ilgili servis işi Günaydın Turizm Ulaşım Tic. Ltd. Şti., Eker Turizm İnşaat Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. ve Vil-Tur Turizm A.Ş. ortak girişimine 1999 yılı için KDV dahil 273 152 000 000.-TL. bedelle ihale edilmiştir.

Taşıma işini üstlenen ortak girişimle yapılan sözleşmenin 16 ncı maddesi; otobüs başına belirlenen fiyatın % 20’sinin akaryakıt payı olduğu ve yıl içinde akaryakıt fiyatlarındaki artışın, bu % 20’lik paya yansıtılmasını öngörmektedir.

Bu nedenle, akaryakıt fiyatlarındaki artışlar sonucu başlangıçta bir otobüsün günlük fiyatı KDV dahil 19 400 000 TL.- iken, Ekim 1999 tarihi itibariyle 21 818 000.- TL.olması nedeniyle yıl sonu itibariyle ortak girişime KDV dahil 287 127 716 327.- TL. ödeme yapılmıştır.

Sözleşmenin 6 ncı maddesi ise; bir yıllık sürenin bitiminde Sosyal Sigortalar Kurumu ile ortak girişim arasında varılacak mutabakata istinaden sözleşmenin bir yıl daha uzatılabileceği, taraflar arasında imzalanacak yeni sözleşmenin gecikmesi halinde, hizmetin aksamaması için taşıma işinin aynı fiyatla iki ay daha sürdürülmesini öngörmektedir.

Sosyal Sigortalar Kurumu personelinin 2000 yılında taşınması işi ek sözleşme ile 592 015 066 500.- TL. bedel üzerinden aynı ortak girişime verilmiştir. Taraflar arasında süresi içinde varılan mutabakat sonucu sözleşme yapıldığından iki aylık uzatma süresinin kullanılmasına gerek kalmamıştır.

Diğer taraftan, konu ile ilgili olarak 1998 yılında yapılan ihalede, halen taşıma işini yapan ortak girişimin bir otobüs için önerdiği günlük KDV dahil 19 400 000.- TL. fiyata karşılık, diğer firmaların ortalama 33 000 000.- TL. fiyat teklif etmiş olduğu işin yeniden ihale edilmesi halinde ihaleye katılacak firmaların 1998 yılı fiyatlarını en az enflasyon oranında artırılmış olarak teklifte bulunacakları düşünülerek taşıma işi, otobüs başına günlük KDV dahil 42 545 100.- TL. bedelle ortak girişime ihale edilmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

Yaşar Okuyan

Çalışma Bakanı

2. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, bakanlık teşkilâtında çalışan personele ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp’in cevabı (7/1588)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini saygı ile arz ederim.

Mehmet Elkatmış

Nevşehir

Sorular:

1. Tarım ve Köyişleri Bakanlığının

a) Merkez teşkilâtında

b) Taşra teşkilâtında (il ve ilçe teşkilâtlarında)

c) Bağlı kuruluşlarında

çalışan personel sayısı (memur, işçi, sözleşmeli personel ve geçici işçiler ayrı ayrı belirtilerek) kaçtır?

2. Bu personelin ne kadarı (ziraat mühendisi, veteriner, teknisyen veya tekniker olarak belirtilmesi) teknik personeldir ve teknik personelin merkez ve taşra teşkilâtları ile bağlı kuruluşlara göre dağılımı nasıldır?

3. Nevşehir ve Niğde İllerimizde Bakanlığın hangi statülerde kaç personeli çalışmaktadır?

4. Niğde İlimizde kurulu Patates Araştırma Merkezinde hangi statülerde kaç personel çalışmaktadır? Bu Merkez, kuruluşundan bugüne kadar amacıyla uyumlu ulusal veya uluslararası ne gibi orjinal çalışmalar yapmış ve bunlardan hangilerini sahada uygulanabilir hale getirmiştir?

T.C.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 6.4.2000

Araştırma Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı: KDD.SÖ.1.01/1002

Konu: Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: 21.3.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-4706 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazı ekinde gönderilen Nevşehir Milletvekili Sayın Mehmet Elkatmış’a ait 7/1588-4595 esas nolu yazılı soru önergesine ilişkin Bakanlığımız görüşleri ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Hüsnü Yusuf Gökalp

Tarım ve Köyişleri Bakanı

Önerge Sahibi Milletvekili: Mehmet Elkatmış Nevşehir Milletvekili

Esas No. : 7/1588-4595

1. Tarım ve Köyişleri Bakanlığında Çalışan Personel Durumu

A. Merkez Teşkilâtı

Memur Sözleşmeli Personel İşçi Geçici İşçi

1687 40 59 -

B. Taşra Teşkilâtı

Memur Sözleşmeli Personel İşçi Geçici İşçi

23016 2 3825 2662

C. Bağlı Kuruluşlar

Memur Sözleşmeli Personel İşçi Geçici İşçi

5736 15 2869 3104

2. Tarım ve Köyişleri Bakanlığında Çalışan Personelin Unvanlar İtibariyle Durumu

A. Merkez Teşkilâtı

Ziraat Mühendisi Veteriner Tekniker Teknisyen

448 73 10 70

B. Taşra Teşkilâtı

Ziraat Mühendisi Veteriner Tekniker Teknisyen

3508 1729 1152 7562

C. Bağlı Kuruluşlar

Ziraat Mühendisi Veteriner Tekniker Teknisyen

1567 389 68 884

3. Nevşehir ve Niğde İllerinde Çalışan Personel Durumu

A. Nevşehir İli

Memur Sözleşmeli Personel İşçi Geçici İşçi

239 – 41 23

B. Niğde İli

Memur Sözleşmeli Personel İşçi Geçici İşçi

216 – 32 37

4. Niğde Patates Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünün Personel Durumu

Memur Sözleşmeli Personel İşçi Geçici İşçi

20 – 8 19

Niğde Patates Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünün Çalışmaları:

29.2.1996 tarihli Tarım ve Köyişleri Bakanlık Olur’u ile “Niğde Patates Üretme İstasyonu Müdürlüğü”nün “Patates Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü” olarak yeniden düzenlenmesi ile kuruluşa aşağıdaki görevler verilmiştir.

Patates araştırmaları için ülkesel bazda veri toplanması ve değerlendirilmesi, temel ve stratejik araştırmaların yapılması, çalışma konularında laboratuvar imkanlarının geliştirilmesi ve bu imkanlar açısından diğer kuruluşlara yardımcı olunması, literatür temin edilmesi, eğitim yaptırılması ve yayın yapılmasından sorumludur.

Sorumluluk alanı İç Anadolu Bölgesi olup; Patates ıslahı ve yetiştirilmesi araştırmaları ile hastalıktan ari nüve tohumluk üretimi ile görevlidir.

A. Araştırma Faaliyetleri

1. Uygulamaya Aktarılacak Sonuçlanmış Araştırma Çalışmaları

1. 1. Niğde ve Nevşehir İllerinde Patates Üretiminde Verim ve Geliri Sınırlayan Başlıca Sorunların Belirlenmesi (1997-2000)

1. 2. Niğde Yöresi Yemeklik Patates Yetiştiriciliğinde Farklı Yumru İriliklerine Göre Uygun Bitki Sıklığının Belirlenmesi (Yüksek Lisans Projesi) (1997-2000)

1. 3. Nevşehir Yöresindeki Doğal Depolarda Patates Çeşitlerinin Depolanma Yeteneklerinin Belirlenmesi (1993-1996)

1. 4. Niğde-Nevşehir Yöresinde Su ve Azot Miktarının Patateste Yumru Verimine ve Hasat Sonrası Toprak İnorganik Azotuna Etkisi

2. Yürütülen Araştırma Çalışmaları

2. 1. Niğde ve Nevşehir Yöresinde Patates Yetiştiriciliğinde Damla Sulama ve N 15 kullanılarak Yapılan Fertigasyon Çalışmaları (1997-2001)

2. 2. Transgenik Patates Çeşitleri Alan Denemesi (1999-2001)

2. 3. Çeşit Tescil Denemesi (Devamlı)

2. 4. Patates Çeşitleri Adaptasyon Denemesi (Devamlı)

B. Üretim Faaliyetleri

1999 yılında; 103 057 kg. tohumluk patates, 57 860 kg. buğday, 12 730 kg. arpa ve 29 000 adet tüplü sebze fidesi üretilmiş olup, 1 kg. tohumluk patatesin maliyeti; sertifikalı 97 000 TL., kontrollü 50 000 TL. ve yemeklik patates ise 42 000 TL. olmuştur.

Araştırma Faaliyetleri

1. Uygulamaya aktarılacak sonuçlanmış araştırma çalışmaları

1. 1. Niğde ve Nevşehir İllerinde Patates Üretiminde Verim ve Geliri Sınırlayan Başlıca Sorunların Belirlenmesi

Çalışmanın amacı; Niğde ve Nevşehir İllerinin patates üretiminin yoğun olarak yapıldığı ilçe ve köylerinde, üretici şartlarında patates üretim tekniğini ekonomik yönden incelemek, üretim ve pazarlama sorunlarını ortaya koymaktır. 1997-1999 yıllarını kapsayan veriler Niğde ve Nevşehir İllerinde üretim alanlarının % 70’ini oluşturan ilçelerden tesadüfi örnekleme metodu ile seçilen 187 patates üreticisinden anket yoluyla toplanmıştır. Toplanan veriler bilgisayardan yararlanılarak dökümantasyona hazır hale getirilmiştir. Verilerin analizinde basit ve ağırlıklı ortalamalar, yüzde grafik ve indeks gibi istatistiksel yöntemlerden yararlanılmıştır.

Çalışma sonucunda elde edilen bulgular üreticilerin karşılaştıkları öncelikli sorunlar ve çiftçi uygulamaları bakımından tartışılmaya çalışılmıştır. Öncelikli sorunlar belirlenirken; üretcilerden karşı karşıya oldukları en önemli üç sorunu öncelik sıralarına göre bildirmeleri istenerek sorunların öncelik sıraları belirlenmiştir.

Çalışmada; birinci öncelikli sorunun pazarlama konusunda, ikinci öncelikli sorunun tohumluk kullanımı konusunda ve üçüncü öncelikli sorunun hastalık ve zararlılarla mücadele konusunda olduğu görülmektedir.

Bu sorunlar alt gruplar halinde incelendiğinde ise üreticinin patatesten elde ettiği kazancın düşük olması, kullanılan tohumluk fiyatlarının yüksek olması, Patates Böceği zararlısı ve Mildiyö hastalığı, patates üreticilerinin karşı karşıya oldukları en yaygın problemler olarak belirlenmiştir.

1. 2. Niğde Yöresi Yemeklik Patates Yetiştiriciliğinde Farklı Yumru İriliklerine Göre Uygun Bitki Sıklığının Belirlenmesi (Yüksek Lisans Projesi)

1997-1998 yıllarında, Niğde yöresi koşullarında yapılan bu çalışmada farklı yumru irilikleri (25-35, 36-45 ve 46-60 mm) ile değişik dikim sıklıklarının (15, 20, 25, 30, 35, 40 ve 45 cm), yemeklik olarak yetiştirilen patateslerde, bitki gelişimi, yumru özellikleri ve yumru verimi ile net gelir üzerine etkileri incelenmiştir. Araştırma sonucunda:

1. Tohumluk yumru iriliğinin artmasıyla çıkışın hızlandığı, çıkış oranı ve bitki gelişiminin arttığı, aynı zamanda iri tohumluklarda yüzey alanının fazla olması nedeniyle ocak başına sap sayısı ve dolayısıyla m2’deki sap sayısının arttığı; bunlara bağlı olarak, verim üzerine pozitif etkide bulunan ocak başına yumru sayısı, tek yumru ağırlığı, büyük ve orta yumru oranları ile kuru madde oranlarının yükseldiği ve sonuçta dekara yumru verimlerinin arttığı saptanmıştır.

2. Dikim sıklığının artmasıyla m2’deki sap sayısı, küçük ve ıskarta yumru oranları ile kuru madde oranlarının yükseldiği, ancak ocak başına yumru sayısı, tek yumru ağırlığı, ocak başına yumru verimi ile büyük ve orta yumru oranlarının azaldığı saptanmıştır. Ayrıca dekara yumru verimlerinin belirli bir sıklığa kadar dikim sıklığı ile birlikte yükseldiği ve daha sık dikimlerde bitkiler arası rekabetin artmasıyla yumru verimlerinin azalmaya başladığı, her iki deneme yılında da en yüksek yumru verimlerinin alındığı optimum dikim sıklığının 25 cm (21 sap/m2) olduğu tespit edilmiştir.

3. Patateste bitki sıklığının en gerçekçi ifadesi olarak kabul edilen, birim alandaki sap sayısının oluşumunu belirleyen farklı yumru irilikleri ile değişik dikim sıklıkları arasındaki etkileşimlerin, her iki deneme yılında da tüm özellikler üzerine önemli etkide bulunduğu ve en yüksek yumru verimlerinin (1997 yılında 5500 kg/da, 1998 yılında 5405 kg/da) elde edildiği optimum bitki sıklığına, orta yumruların 1997 yılında 25 cm (18.9 sap/m2), 1998 yılında ise büyük yumruların 35 cm (20.0 sap/m2) aralıklı olarak dikilmesi ile ulaşıldığı belirlenmiştir. Bununla birlikte 1997 yılında, orta yumruların 25 cm dikim sıklığı dışındaki bütün dikim sıklıkları ile 1998 yılındaki bütün dikim sıklıklarında en yüksek yumru verimlerinin büyük yumruların dikimlerinden elde edilmiştir. Yemeklik patates üretiminde bitki sıklığı kadar daha güçlü bitki gelişimi sağlanması açısından yumru iriliğinin de önemli olduğu sonucuna varılmıştır.

4. Ayrıca farklı yumru irilikleri ve değişik dikim sıklıklarının bitkisel özellikler ve yumru verimini etkilemesi yanında, tohumluk maliyetini değiştirmesi nedeniyle net gelirler üzerine de etkili olduğu; en yüksek net gelirin büyük yumruların her iki yılda da 35 cm aralıklı olarak dikilmesi sonucu elde edildiği tespit edilmiştir.

Bu bulgular ışığında, yemeklik patates yetiştiriciliğinde üretimin ekonomikliğinin yükseltilmesi açısından, hızlı ve güçlü bir bitki gelişimi ve yüksek verim elde edebilmek için orta ve büyük tohumlukların kullanılması; orta irilikteki yumruların 25 cm ve büyük yumruların ise 35 cm sıklıkta dikilmesine dikkat edilmesi önerilmektedir. Ayrıca küçük yumrular tohumluk olarak kullanılacak ise, sıra üzeri mesafe 20 cm olmalıdır.

1. 3. Nevşehir Yöresindeki Doğal Depolarda Patates Çeşitlerinin Depolanma Yeteneklerinin Belirlenmesi

Yedi patates çeşidinin depolama yeteneklerini belirlemek üzere 1993-1996 yıllarında Orta Anadolu Nevşehir yöresinin doğal mağara depolarında araştırma yapılmıştır.

Projenin Amacı:

Projede aynı şartlarda yetiştirilerek aynı ortamda muhafaza edilen çeşitlerden depolanma yeteneği en iyi çeşit ve çeşitlerin tespiti amaçlanmıştır.

2116 doğal depoya sahip olan yörede bugüne kadar patates depolanması ile ilgili olarak teknik bir çalışma yapılmamıştır. Depolara ekim, kasım aylarında konan patatesler Pazar durumuna göre Nisan başı, Mayıs sonuna kadar bekletilmektedir. 6-7 aylık depolanma müddetince depolara konan çeşitlerin nasıl bir değişiklik ve depolanma kaybına uğradığı ortaya çıkarılamamıştır. Bu eksiklikleri giderebilmek için Nevşehir yöresindeki doğal depolarda depolanan patates çeşitlerinin depolanma yeteneklerinin araştırılması maksadıyla 21 Ekim 1993 tarihinde 7 çeşitle çalışmalara başlanmıştır.

Sonuçlar:

Patates çeşitlerinin depolanma sonrası istatistiki analizlerinde;

– Ağırlık kaybı (gr.)

– Kuru madde oranı artışı (%)

Üzerinden değerlendirilmişlerdir.

Patates çeşitlerinin 3 yıllık depolanma kayıtları ve kuru madde artışlarının ortalamalarının toplu sonuçları aşağıda verilmiştir.

Depolanma Kaybı Kuru Madde Artışı

Çeşitler (%) (Gram) (%)

Granola 5.29 530,8 a 6,410 cd

Marfona 7.02 705,1 b 5,983 d

Concorde 7,97 799,6 b 6,514 c

Resy 10,88 1.089,0 c 6,273 cd

Asterıx 12,39 1.241,0 d 7,263 b

Orıgo 14,63 1.465,0 e 5,293 e

Ausonıa 20,25 2.033,0 f 8,177 a

CV (%) 14,51 10,06

LSD 118,6 0,481

Çalışmalar sonucunda tekli ve yıllara göre yapılan toplu analizlerde Granola çeşidi asgarî depo kaybıyla birinci sırada yer alırken Ausonia ve Asterix çeşitleri son sıralara düşmüşlerdir. Oysa depolanma sonundaki kuru madde artış yüzdesi bakımından bu çeşitler ilk beş grubu paylaşmışlardır. Ayrıca Ausonia, Origo ve Asterix çeşitleri uzun süreli depolanmaya uygun olmayan çeşitler olarak ortaya çıkmışlardır.

1. 4. Niğde-Nevşehir Yöresinde Su ve Azot Miktarının Patateste Yumru Verimine ve Hasat Sonrası Toprak İnorganik Azotuna Etkisi

Nevşehir-Niğde bölgesinde hafif bünyeli topraklarda çiftçi, dekara 90 kg’a kadar azot uygulayarak ve gelişme dönemi boyunca 15-17 kere 3-3,5 saat süreyle yağmurlama sulama yaparak patates üretimi yapmaktadır. Uygulanan azotun önemli bir kısmının sulama suyuyla yıkandığı gözönüne alınarak bu araştırma yürütülmüştür.

Araştırmada, 1993-1997 yılları arasında bölgede çiftçi koşullarında yürütülen 6 denemede 3-5 su (1; 1.5, 2, 2.5 ve 3 saat sulama süreleri, 329-1328 mm su uygulamaları) değişkeni ve 4 azot (15, 30, 45 ve 60 kg N/da) değişkeni karşılaştırılmıştır. Araştırmada; yumru verimi, bazı yumru özellikleri ve hasat sonrası toprak profilinde kalan inorganik azot miktarı incelenmiştir.

Verim açısından, su-azot etkileşimi önemli olmuştur. 2 saate kadar olan su uygulamalarında maksimum verime 30 kg/da azot ile ulaşılmıştır. Bundan sonra su miktarı arttıkça maksimum verim için gerekli azot miktarı da artmıştır.

Su ve azotun ayrı ayrı ve birlikte verim üzerindeki linear ve quadratik etkilerini belirlemek üzere yapılan çoklu regresyon analizi sonucunda şu eşitlik elde edilmiştir:

Y=2097+2.01S +27.9 N- 0.0014 S2-057 N2 + 0.33 SN R=0.759**

Farklı su miktarlarında azot-verim ilişkisi incelendiğinde; bölge koşullarında, 800-900 mm su uygulamasının (2-2.5 saat sulama) ve 35 kg/da azotun yeterli olabileceği görülmektedir.

Birim alandan elde edilen toplam yumru sayısı, ortalama yumru ağırlığı, yumru büyüklük dağılımı, yumruda kuru madde ve nişasta oranı, yumrudaki nitrat miktarı uygulanan su ve azot miktarlarından, yıllara göre değişmekle birlikte önemli derecede etkilenmişlerdir.

2. Yürütülen Araştırma Çalışmaları

2. 1. Niğde ve Nevşehir Yöresinde Patates Yetiştiriciliğinde Damla Sulama ve N 15 Kullanılarak Yapılan Fertigasyon Çalışmaları

Araştırmanın Amacı: Bu araştırmanın genel hedefi azotun bitki tarafından en ekonomik şekilde kullanılmasının sağlanması ve böylece çevre kirliliğinin önlenmesi açısından ses getirecek olan bir fertigasyon sisteminin bu yörede patates bitkisi için geliştirilmesidir.

Geleneksel gübreleme ve sulama yöntemi ile fertigasyon yönteminin karşılaştırılması

Verim açısından,

Su ve N kullanma randımanları açısından,

Fertigasyon ile tatbik edilen N dozlarında

Verimin,

Su ve N kullanma randımanlarının belirlenmesi,

Türkiye’de patates üretiminde şimdiye kadar kullanılmayan damla sulama metodunun yerleştirilmesi ve bunun paralelinde aşırı azotlu gübrelemenin önlenmesi hedeflenmiştir.

Projede Bugüne Kadar Yapılan Çalışmalar: Enstitü arazisi, Hasaköy ve Suvermez/Nevşehir’de olmak üzere toplam üç lokasyonda denemeler yürütülmektedir. Denemelerde patates işleme sanayinde tercih edilen Agria patates çeşidi kullanılmaktadır.

Yapılan üç yıllık çalışma sonucunda 700 mm su ve 30 kg N ile en yüksek verimin alındığı ortaya çıkarılmıştır. Çalışma TAP, TÜBİTAK ve Avusturya Atom Enerjisi Ajansı tarafından desteklenmektedir.

Sonuçların güvenilirliği açısından bu yılda çalışmalar devam edecek ve 5 000 m2 alanda uygulamaya yönelik çalışma yapılacaktır.

Çalışma sonucunda;

1. Çevre kirlenmesi önlenecek,

2. Yeterli miktarda gübre kullanılacağından toprakların çoraklaşması önlenecek,

3. Yağmurlama sulama yerine damla sulama uygulamak suretiyle sudan tasarruf sağlanacak,

4. Enerjiden tasarruf edilecek,

5. İşçilikten gelen maliyet azaltılacak,

6. Verim ve kalite yükseltilecektir.

Araştırma Çalışmasında Görev Alanlar

Hüseyin Onaran Patates Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü

L. Abdullah Ünlenen Patates Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü

Doç. Dr. M. Basri Halitligil TAEK Ankara Nük. Tar. ve H. Merkezi

Dr. Ali Akın TAEK Ankara Nük. Tar. ve H. Merkezi

Hakan Kışlal TAEK Ankara Nük. Tar. ve H. Merkezi

Prof. Dr. Nuri Munsuz Ankara Ünv. Ziraat Fak. Toprak Bl.

Doç. Dr. Gökhan Çaycı Ankara Ünv. Ziraat Fak. Toprak Bl.

Doç. Dr. Abdullah Baran Ankara Ünv. Ziraat Fak. Toprak Bl.

Doç. Dr. Cihat Kütük Ankara Ünv. Ziraat Fak. Toprak Bl.

2. 2. Transgenik Patates Çeşitleri Alan Denemesi

Monsanto Europe S.A. Türkiye İstanbul Şubesi adına bu deneme kapalı alan denemesi olarak yürütülmektedir. Denemeye beş karakter alınmıştır. Araştırma sonuçları ilgili firma ile yapılan protokol gereği verilmemiştir.

Araştırmanın Amaçları:

Patates bitkisine; Patates Böceğinin vermiş olduğu zararı önlemek amacıyla B.thuringiensis bakterisinden gen aktarılmış olan transgenik patateslerden New Leaf Russet Burbank çeşidinin;

a) Patates Böceğine karşın dayanıklılığının araştırılması,

b) Transgenik patates çeşitlerinden New Leaf Russet Burbank’ın Faona ve Florya’ya etkisinin araştırılması,

c) Hedef olan ve olmayan organizmalara etkilerinin araştırılması,

d) Orjin çeşit olan Russet Burbank’tan gelişme özellikleri hasatta yumru özellikleri ile verim yönünden farklılıkların araştırılmasıdır.

Denemeye Alınan Karakterler:

1. New Leaf Russet Burbank

2. Russet Burbank (İlaçlı)

3. Russet Burbank (İlaçsız)

4. Agria (İlaçlı)

5. Agria (İlaçsız)

Araştırma Çalışmasında Görev Alanlar

Hüseyin Onaran Patates Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü

L. Abdullah Ünlenen Patates Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü

Dr. Alanur Has Ankara Zir. Müc. Arş. Enst. Md.ğü

Uzm. Pervin Erdoğan Ankara Zir. Müc. Arş. Enst. Md.ğü

2. 3. Çeşit Tescil Denemesi

Ankara Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğü adına yürütülmektedir.

1996 Yılı

Denemede dördü standart olmak üzere 10 çeşit ele alınmıştır.

1. Resy (st) 6. Cosmos

2. Marfona (st) 7. Marabel

3. Agria (st) 8. 101

4. Granola (st) 9. 106

5. Fianna 10. 122

1997 Yılı

Denemede dördü standart olmak üzere 12 çeşit ele alınmıştır.

1. Resy (st) 5. 101 9. Punika

2. Marfona (st) 6. 106 10. Satina

3. Agria (st) 7. 122 11. Pepo

4. Granola (st) 8. Bettina 12. Velox

1998 Yılı

Denemede dördü standart olmak üzere 8 çeşit ele alınmıştır.

1. Resy (st) 5. Jaerla

2. Marfona (st) 6. Velox

3. Agria (st) 7. Tomensa

4. Granola (st) 8. Lady Rosetta

1999 Yılı

Denemede dördü standart olmak üzere 21 çeşit ele alınmıştır. Deneme Enstitü arazisinde ve Kaymaklı/Nevşehir’de olmak üzere iki lokasyonda yürütülmüştür.

1. Fabula 8. Russet Burbank 15. Remarka

2. Morene 9. Mondial 16. Jaerla

3. İmpala 10. Granola 17. Adora

4. Felsina 11. Sheapody 18. Liseta

5. Concorde 12. Ausonia 19. Panda

6. İllona 13. Marfona 20. Hermes

7. Agria 14. Carlita 21. Donella

2. 4. Patates Çeşitleri Adaptasyon Denemeleri

Özel tohumculuk firmalarının yurtdışından ithal ettikleri ve üretiminin yapılmasını istedikleri yeni çeşitler ücretleri karşılığında Enstitümüzde adaptasyon denemelerine alınmıştır.

Araştırmanın amacı patates üretiminde önemli bir yere sahip olan Orta Anadolu bölgesinin ekolojisine uygun üretici ve tüketici taleplerini ortak noktada karşılayabilecek çeşitlerin belirlenmesi ve üretim tekniklerine yararlı olabilecek bilgilerin üreticilerin yararına sunulmasıdır.

1996 Yılı

Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü adına yürütülen denemedir. Deneme 12 çeşitten oluşmaktadır.

1. Cara 7. Agria

2. NPAE 8. Lyra (Meyveden elde edilen tohum)

3. 87025.3 9. Marfona-1

4. Resy 10. Marfona-2

5. Granola 11. NPAE-1

6. Marfona 12. Agria-1

1997 Yılı

Deneme 1: GÖMEÇ Tohumculuk Tarım Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına Enstitü arazisinde ve Kaymaklı/ Nevşehir olmak üzere iki lokasyonda yürütülen denemedir. Denemede ikisi standart olmak üzere 21 çeşit ele alınmıştır.

1. RZ 89-2018 8. Frisia 15. Marfona (st)

2. RZD 89-1232 9. Red Star 16. Latona

3. VDW 87-18 10. Berber 17. Monalisa

4. VDW 87-36 11. Concurrent 18. Casnova

5. VDZ 87-105 12. Jaerla 19. Dali

6. Victoria 13. Van Gogh 20. Cantate

7. Florissant 14. Agria (st) 21. Pepo

Deneme 2: İNAN Tohumculuk Tarımsal Üretim ve Pazarlama LTD. Şti. adına yürütülmüştür. Denemede ikisi standart olmak üzere dokuz çeşit ele alınmıştır.

1. Accent 6. Sirocco

2. Lady Christl 7. Turbo

3. Mikarel 8. Agria (st)

4. Arkula 9. Marfona (st)

5. Fambo

Deneme 3: İNAN Tohumculuk Tarımsal Üretim ve Pazarlama LTD. Şti. adına yürütülmüştür.

Denemede ikisi standart olmak üzere yedi çeşit ele alınmıştır.

1. Cycloon 5. Mikarel

2. Accord 6. Agria (st)

3. Charisma 7. Marfona (st)

4. Lady Olympia

Deneme 4: UZAY Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına yürütülmüştür. Denemede ikisi standart olmak üzere dokuz çeşit ele alınmıştır.

1. Pepo 6. Panda

2. Hybride 2884/83 7. Erntestolz

3. Hybride 2808 8. Agria (st)

4. Hybride 7332/3 9. Marfona (st)

5. Hybride 2523

Deneme 5: ÖZÜ Tarım Ürünleri Ticaret ve Sanayi LTD. Şti. adına yürütülmüştür. Denemede ikisi standart olmak üzere dört çeşit ele alınmıştır.

1. Avalanche

2. Marfona (st)

3. Resy (st)

4. Çeşit A

Deneme 6: MPM Dış Ticaret A.Ş. adına yürütülmüştür. Denemede ikisi standart olmak üzere dört çeşit ele alınmıştır.

1. Europa

2. Marfona (st)

3. Resy (st)

4. Çeşit A

1998 Yılı

Deneme 1: Gömeç Tohumculuk Tarım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Adına yürütülmüştür. Deneme ikisi standart olmak üzere 18 çeşit ile kurulmuştur. Deneme Niğde ve Kaymaklı/Nevşehir olmak üzere iki lokasyonda yürütülmüştür.

1. Asterix 7. Red Star 13. Baltica

2. Cantate 8. RZD 89-1232 14. Sirius

3. Cassanova 9. Van Gogh 15. Tristan

4. Florissant 10. Victoria 16. Delia

5. Saturna 11. Vivaldi 17. Agria (st)

6. VDW 87-36 12. Velox 18. Marfona (st)

Deneme 2: Sınırlı Sorumlu Bor Pancar Kooperatifi adına Hettema adlı firmanın çeşitlerinden oluşan denemedir. Bu denemede ikisi standart olmak üzere onüç çeşit ele alınmıştır.

1. Felsina 6. Erntestolz 11. Nika

2. Novita 7. Adora 12. Agria (st)

3. Morene 8. Carlita 13. Marfona (st)

4. Remarka 9. Liseta

5. Mondial 10. Fabula

Deneme 3: Anka Tohumculuk Tarım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Adına yürütülmüştür. Bu denemede ikisi standart olmak üzere onüç çeşitle kurulmuştur.

1. Arinda 6. Lady Claire 11. Lady Olympia

2. Ardenta 7. Mirakel 12. Agria (st)

3. Armada 8. Cycloon 13. Marfona (st)

4. Sante 9. Lady Chrıstl

5. Maranca 10. Accent

1999 yılı

1999 yılında Enstitümüzde ikisi standart olmak üzere beş çeşit Adaptasyon Denemesine alınmıştır. Deneme Enstitü arazisinde ve Yavaş/Nevşehir olmak üzere iki lokasyonda yürütülmüştür.

1. Cycloon

2. Agria

3. Lady Christl

4. Turbo

Patateste Agro/1200 Doğal Mineral Gübre Katkı Maddesi ve Toprak Düzenleyici Adlı Ürünün Etkilerinin Araştırılması (1998)

İncal Bioteknoloji, Madencilik, Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından üretilmekte olan “AGRO/1200-DOĞAL MİNERAL GÜBRE KATKI MADDESİ VE TOPRAK DÜZENLEYİCİ” ticarî markalı ürün T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Patates Araştırma Enstitüsü, Niğde’de 1 da’lık bir alanda Mayıs-Ekim 1998 döneminde yüzde çıkış oranı ve bitki başına ana sap sayısı, bitki yüksekliği, tek bitki verimi, ortalama yumru ağırlığı, pazarlanır verim, dekara verim, % nişasta ve % kurumadde oranı parametreleri üzerinde denenmiştir.

Denemede anaç kademede Marfona patates çeşidi kullanılmıştır. Yetiştirme sezonu boyunca 3.5 saat sulama süresinde 13 kez sulama yapılmıştır. Deneme alanına dikimle beraber dekara 60 kg DAP ve 50 kg/da Amonyum Sülfat, I. ve II. çapada dekara 50’şer kg Amonyum Sülfat gübresi uygulanmıştır. Bu temel gübrelere ilaveten dekara 35 kg gelecek şekilde AGRO/1200 kullanılarak yapılan araştırmada yüzde çıkış oranı ve bitki başına ana sap sayısı bakımından bir fark saptanmamıştır. AGRO/1200-doğal mineral gübre katkı maddesi ve toprak düzenleyici adlı ürünün uygulanması bitki yüksekliğini artırmıştır.

Tek bitki verimi, ortalama yumru ağırlığı, pazarlanır verim, dekara verim, % nişasta ve % kuru madde oranı standart uygulamada, AGRO/1200-doğal mineral gübre katkı maddesi ve toprak düzenleyici adlı ürünün uygulamasından daha yüksek olmuştur.

Bu sonuçlar standart grubuna kıyasla aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Agro/1200 Doğal Mineral Gübre Katkı Maddesi ve Toprak Düzenleyici Adlı Ürünün Etkilerinin Araştırılması Denemesi Gözlemleri (Tekerrür Ortalamaları) (NPAE, Niğde-1998)

Çıkış Oranı Ana sap Sökülen Bitki

Uygulama Şekli (%) Sayısı/Bitki Sayısı Bitki Yüksekliği

Standart 84.93 4.4 121 49.8

Agro 1200 84.93 4.5 111 53.4

Agro/1200 Doğal Mineral Gübre Katkı Maddesi ve Toprak Düzenleyici Adlı Ürünün Etkilerinin Araştırılması Denemesi Sonuçları (Tekerrür Ortalamaları) (NPAE, Niğde-1998)

Uygulama Parsel Verimi Pazarlanır Tek Bitki Ort. Yum- Kuru Dekara

Şekli Verim Verimi ru Ağr. Nişasta Madde Verim

Kg. Adet Kg. Adet Gr. Adet (gr.) (%) (%) (kg/da)

Standart 105 1232 88 736 867 10 85 12.5 18.5 3325

Agro 1200 72 1050 53 531 655 10 69 12.1 18.0 2294

Sonuç Olarak: Niğde Patates Araştırma Enstitüsünde 1998 Mayıs-Ekim döneminde anaç kademede Marfona çeşidinde AGRO/1200 Doğal Mineral Gübre Katkı Maddesi ve Toprak Düzenleyici adlı ürünün önerildiği şekilde normal gübre uygulaması ile beraber dekara 35 kg. gelecek şekilde karıştırılarak uygulanmasının vejetasyon süresince, hasat sırasında ve sonrasında yapılan tüm gözlemlerde önemli bir etkisi saptanamamıştır.

Patateste Terawet Adlı Ürünün Etkilerinin Araştırılması (1998)

Deneme Niğde Patates Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü arazisinde kurulup yürütülmüştür. Bu denemede tohumluk olarak sertifikalı kademede Granola çeşidi kullanılmıştır.

Deneme tesadüf blokları deneme desenine göre dört tekerrür olarak kurulmuş dikimde parsel büyüklüğü 84 m2 (0,7mx6mx20 sıra), hasatta ise kenar tesirini ortadan kaldırmak üzere parsellerin yanındaki beş sıra atılarak kalan on sıra hasat edilmek suretiyle 42 m2 (0,7mxmx10 sıra) olmuştur.

Araştırmada standart olarak normal gübre uygulaması ve sulama yapılmış ve bitki başına 0,63 gr gelecek şekilde Terawet verilmiş parsellere % 50 su ile % 30 daha az azotlu gübre verilerek denenmiştir.

Yetiştirme süresi boyunca gerekli bakım işleri tekniğine uygun şekilde yapılmıştır.

Dekara verim normal gübre ve sulama uygulamasında 2204 kg/da, Terawet adlı ürünün uygulanmasında 1006 kg/da olmuştur. Yine en yüksek kuru madde oranı % 19.1 ile normal gübre ve sulama uygulamasında elde edilmiştir.

Bu sonuçlar standart grubuna kıyasla aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Patateste Terawet Adlı Ürünün Etkilerinin Araştırılması Denemesi Gözlemleri (Tekerrür Ortalamaları) (NPAE, Niğde-1998)

Çıkış Oranı Ana sap Sökülen Bitki

Uygulama Şekli (%) Sayısı/Bitki Sayısı Bitki Yüksekliği

Standart 95 3.9 172 33

Teramet 92 3.9 181 39

Patateste Terawet Adlı Ürünün Etkilerinin Araştırılması Denemesi Gözlemleri (Tekerrür Ortalamaları) (NPAE, Niğde-1998)

Uygulama Parsel Verimi Pazarlanır Tek Bitki Ort. Yum- Kuru Dekara

Şekli Verim Verimi ru Ağr. Nişasta Madde Verim

Kg. Adet Kg. Adet Gr. Adet (gr.) (%) (%) (kg/da)

Standart 85 1374 67 910 494 7.95 63 13 19.1 2024

Teramet 42 925 34 613 238 5.17 46 12.4 18.4 1006

Özetle; patates üretiminde Terawet adlı ürünün önerildiği gibi bitki başına 0,63 gr. gelecek şekilde ilave edilip, %50 su ve %30 azotlu gübrenin daha az verilmesiyle vejetasyon süresince, hasat sırasında ve sonrasında yapılan tüm gözlemlerde önemli bir etkisi saptanamamıştır.

3. – Kütahya Milletvekili Ahmet Derin’in, Telekom’un özelleştirilmesine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1590)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasının teminini saygılarımla arz ederim.

Ahmet Derin

Kütahya

1. Telekom’un özelleştirilmesi ile ilgili yasada, % 14’lük payın halka arz şekliyle satışına ne zaman başlanacaktır?

2. Halka arzla oluşacak hisse değeri, % 20’lik Blok satış için bir değer kriteri oluşturmaz mı?

3. Borsa endeksi yüksek olduğu bir anda halka arz niçin gerçekleştirilmemiştir?

4. Faizlerin düşüp, Borsa arzında sıkışıklık olduğu bir dönemde halka arz da geç kalınmamış mıdır?

T.C.

Ulaştırma Bakanlığı 3.4.2000

Araştırma Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı: B.11.0.APK.0.10.01.21.EA/467-9467

Konu: Kütahya Milletvekili Sayın Ahmet Derin’in yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi: TBMM Başkanlığının 21.3.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1590-4597/1101 sayılı yazısı.

Kütahya Milletvekili Sayın Ahmet Derin’in 7/1590-4597 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Enis Öksüz

Ulaştırma Bakanı

Kütahya Milletvekili Sayın Ahmet Derin’in 7/1590-4597 Sayılı Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Sorular:

1. Telekomun özelleştirilmesi ile ilgili yasada, % 14’lük payın halka arz şekliyle satışına ne zaman başlanacaktır?

2. Halka arzla oluşacak hisse değeri, % 20’lik Blok satış için bir değer kriteri oluşturmaz mı?

3. Borsa endeksi yüksek olduğu bir anda halka arz niçin gerçekleştirilmemiştir?

4. Faizlerin düşüp, Borsa arzında sıkışıklık olduğu bir dönemde halka arzda geç kalınmamış mıdır?

Cevap:

Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin hisse satışına ilişkin olarak 1.8.1996 tarih ve 4161 sayılı “Telgraf ve Telefon Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”la kurulan ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı temsilcisinin başkanlığında Ulaştırma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Sermaye Piyasası Kurulu ve Türk Telekom temsilcilerinden oluşan ihale komisyonu; Türk Telekomun hisselerini, çekirdek ortaklığa blok satış ile yurtiçi ve yurtdışındaki sermaye piyasalarında halka arz suretiyle satılmasına karar vermiş bulunmaktadır. Türk Telekom’un hisselerinin % 14’ünün halka arz çalışmalarına % 20’lik stratejik satış işlemi tamamlandıktan sonra başlanması öngörülmüştür.

Türk Telekom’un satış yöntemi ile ilgili hususlar, Ülkemizin siyasî ve piyasa koşulları çerçevesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile birlikte yürütülmekte olup, Ülke menfaatlerinin en üst düzeyde korunmasına özen gösterilmektedir.

4. – Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın;

– Manisa İlinde yapılacak yatırımlara,

Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz’ın;

– Birecik Barajı altında kalan Belkıs Antik Kentine

İlişkin soruları ve Kültür Bakanı M. İstemihan Talay’ın cevabı (7/1597, 1627)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Kültür Bakanı Sayın İstemihan Talay tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delâletlerinizi saygılarımla arz ederim.

7.3.2000

Bülent Arınç

Manisa

Sorular :

1. Manisa İlinde yürütülen mevcut yatırım ve projeler nelerdir?

2. 2000 Malî Yılı için Bakanlığınız bütçesinde Manisa ilinde hâlâ devam eden yatırımlar için ne kadar ödenek ayrılmıştır? Yatırımlar ne zaman bitirilecektir?

3. Bakanlığınız 2000 Yılı Bütçesi ve iş programına göre Manisa İli için düşünülen yeni bir yatırım var mıdır? Bu hizmetler için ne kadar ödenek verilmesi planlanmıştır ve yıl sonu itibariyle işin gerçekleşme nispeti ne olacaktır?

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Kültür Bakanı İstemihan Talay tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasının teminini saygılarımla arz ederim.

7.3.2000

Mustafa Niyazi Yanmaz

Şanlıurfa

Birecik Barajının yapılması ile su havzası altında kalacak olan Belkıs Antik Kentinde;

1. Personel eksikliği nedeniyle kazı çalışmalarının çok yavaş ilerlemesi sonucu tarihî eserlerin büyük kısmı sular altında kalacaktır. Bu durumu engellemek maksadıyla personel sayısında neden bir artış sağlanmamıştır?

2. Çıkan antik eserlerin muhafazası ve sergilenmesi konusunda ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?

T.C.

Kültür Bakanlığı 5.4.2000

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.16.0.APK.0.12.00.01.940-193

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığı KAN.KAR.MÜD’nün 27 Mart 2000 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-4881 sayılı yazısı.

Manisa Milletvekili Sayın Bülent Arınç’ın “Manisa İlinde yapılacak yatırımlara ilişkin” 7/1597-4612 esas no’lu (EK-1), Şanlıurfa Milletvekili Sayın Mustafa Niyazi Yanmaz’ın “Birecik Barajı altında kalan Belkıs Antik Kentine ilişkin” 7/1627-4643 esas no’lu (EK-2) yazılı soru önergelerinin cevabı hazırlanarak ekte sunulmaktadır.

Bilgilerinize arz ederim.

M. İstemihan Talay

Kültür Bakanı

Ek - 1

Cevap 1 : Bakanlığımızca Manisa İlinde yürütülen yatırım projeleri: Manisa Merkez ve Akhisar İlçesinde Kültür Merkezi, Demirci İlçesinde ise Kültür ve Sanatevi olmak üzere üç adet proje yatırım programında yer almaktadır.

Cevap 2-3: Her üç projede; 1998 ve 1999 Malî Yılı Bütçe Kanununun 10 uncu Maddesine göre yeterli ödenek sağlanmadığından bugüne kadar ihalesi yapılamamıştır.

Ancak, 2000 Malî Yılı Yatırım Programımızda Manisa-Merkez için 10 Milyar TL, Manisa-Akhisar için 1 Milyar TL, Demirci İlçesindeki Kültür ve Sanatevi için de 1 Milyar TL ödenek bulunmaktadır.

Ek - 2

Cevap 1 : Belkıs-Zeugma Antik Kenti kurtarma kazılarına, Gaziantep Valiliğinin 1.2.2000 gün ve 414 sayılı yazısı ve Gaziantep Valiliğinin 1.3.2000 gün ve 418 sayılı yazısı üzerine talep edilen 2 arkeolog, 1 mimar, 3.3.2000 gün ve 1725 sayılı yazımız ile İzmir Efes Müze Müdürlüğü Uzmanı Dr. Mustafa Büyükkolancı ve Antalya Müze Müdürlüğü Uzmanı Sabri Aydal ile 20.3.2000 gün ve 22204 sayılı yazımız ile Gaziantep Üniversitesi Öğretim Görevlesi Arkeolog Rıfat Ergeç görevlendirilmiştir.

1996 yılı genel kadro çalışmalarında 1801 adet kadronun ihdası uygun görümüş, kanun taslağı hazırlanarak Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğüne gönderilmiştir. Söz konusu Genel Müdürlük, Bakanlığımızın ihtiyacı olan kadroların ihdasına ilişkin 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısını Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderdiğini bildirmiştir.

1999 yılı genel kadro çalışmalarında Bakanlığımız taşra teşkilâtı için muhtelif unvanlarda 1367 adet kadronun ihdası Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığı uzmanlarınca yapılan toplantıda uygun görülerek tutanak altına alınmıştır. Bu konudaki uygun görüşlerini Devlet Personel Başkanlığı 13.8.1999 tarih ve 5219 sayılı yazılarıyla bildirmiş olup, Maliye Bakanlığının da uygun görüşü geldikten sonra Kanun tasarısı hazırlanarak Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğüne gönderilecektir.

Buna göre; ihdas yoluyla kadro sağlanması halinde eksik olan müzelerimizin kadro ihtiyacı dikkate alınacaktır.

Cevap 2 : Belkıs (Zeugma) ören yerinde zengin Roma villalarından 3 tanesinin mimarî planlarının elde edilmesinin sağlanması çok kaliteli bir grup taban mozaiğinin kurtarılarak Gaziantep Müzesine maledilmesi, bu alanda ele geçen küçük buluntulardan zengin bir koleksiyon oluşturulması planlanmaktadır. Akratos, Minos Boğası, Truva Savaşı ve nehir tanrısı Okcanus ve eşi Tethis halen Gaziantep Müzesinde teşhir salonlarındaki yerini almıştır.

1992 yılından bu yana yapılan Gaziantep-Nizip İlçesi Belkıs (Zeugma) ören yerinden pek çok taban mozaiği müzenin bahçesinde koruma altında bulundurulmaktadır. Ayrıca Belkıs ören yerindeki zengin villalardan müzeye getirilen taban mozaiklerinden pek çoğu depolarda muhfaza edilmektedir. Ancak, depoların yer sıkıntısı nedeniyle yetersiz kalması sonucu, Belkıs ören yerinden getirilen pek çok taban mozaği müzenin bahçesinde koruma altında bulundurulmaktadır. Ayrıca, Belkıs ören yeri dışındaki diğer kazılarda bulunan sayısız arkeolojik eser de depoların yetersiz kalması nedeniyle yeni müze binasındaki birkaç odada muhafaza altında bulunmaktadır.

5. – Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın, Manisa İlinde yapılacak yatırımlara ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu’nun cevabı (7/1604)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Millî Savunma Bakanı Sayın Sabahattin Çakmakoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delâletlerinizi saygılarımla arz ederim.

7.3.2000

Bülent Arınç

Manisa

Sorular :

1. Manisa İlinde yürütülen mevcut yatırım ve projeler nelerdir?

2. 2000 Malî Yılı için Bakanlığınız bütçesinde Manisa İlinde hâlâ devam eden yatırımlar için ne kadar ödenek ayrılmıştır? Yatırımlar ne zaman bitirilecektir?

3. Bakanlığınız 2000 Yılı Bütçesi ve iş programına göre Manisa İli için düşünülen yeni bir yatırım var mıdır? Bu hizmetler için ne kadar ödenek verilmesi planlanmıştır ve yıl sonu itibariyle işin gerçekleşme nispeti ne olacaktır?

T.C.

Millî Savunma Bakanlığı 4.4.2000

Kan. Kar. : 2000/7011-GK

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 21.3.2000 tarihli ve KAN.KAR.MD.A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1604-4619/11040 sayılı yazısı.

Manisa Milletvekili Bülent Arınç tarafından verilen “Manisa İlinde yapılacak yatırımlara ilişkin” 7/1604 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı Ek’te sunulmuştur.

Arz ederim.

Sabahattin Çakmakoğlu

Millî Savunma Bakanı

Manisa Milletvekili Bülent Arınç Tarafından Verilen 7/1604 Sayılı Yazılı Soru Önergesinin Cevabı

Bakanlığımızın 2000 Malî Yılı Bütçesinde ve 2000 Yılı Yatırım Programında yer alan yatırım ödeneği tutarı 3 Trilyon 50 Milyar TL’dır. Bu ödeneğin Manisa İli ile doğrudan bir ilgisi bulunmamaktadır.

Carî nitelikli ödenekler içerisinde Manisa İlinde konuşlu askerî birliklerin personel, işletme, bakım ve idâme giderlerinin Manisa piyasasından karşılanmasının, anılan ilimizin ekonomisine müspet katkıda bulunacağı değerlendirilmektedir.

Bilgilerinize sunarım.

Sabahattin Çakmakoğlu

Millî Savunma Bakanı

6. – Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın, Manisa İlinde yapılacak yatırımlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu’nun cevabı (7/1619)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Sadi Somuncuoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delâletlerinizi saygılarımla arz ederim.

7.3.2000

Bülent Arınç

Manisa

Sorular :

1. Manisa İlinde yürütülen mevcut yatırım ve projeler nelerdir?

2. 2000 Malî Yılı için Bakanlığınız bütçesinde Manisa İlinde hâlâ devam eden yatırımlar için ne kadar ödenek ayrılmıştır? Yatırımlar ne zaman bitirilecektir?

3. Bakanlığınız 2000 Yılı Bütçesi ve iş programına göre Manisa İli için düşünülen yeni bir yatırım var mıdır? Bu hizmetler için ne kadar ödenek verilmesi planlanmıştır ve yıl sonu itibariyle işin gerçekleşme nispeti ne olacaktır?

T.C.

Devlet Bakanlığı 5.4.2000

Sayı : 1807

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 27.3.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1619-4634/11055 sayılı yazınız.

İlgili yazınızla, Manisa Milletvekili Sn. Bülent Arınç’ın soru önergesiyle tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılmasını istediği talepler incelenmiştir.

1. Manisa ili ve ilçelerinde toplam 9 063 konutluk 261 projeye 1 064 569 200 179 TL. kredi açılmış olup, bugüne kadar 586 979 594 846 TL.’lik kısmı ödenmiştir. (EK-1, EK-2)

2. Geliştirme ve Destekleme Fonundan sağlanan, belde bazında “Belediye Kamulaştırma ve Altyapı Kredisi” olarak toplam 45 493 257 204 TL. kredinin bugüne kadar 14 333 900 671 TL.’lik kısmı ödenmiştir. (EK-3)

3. Belediye arsaları üzerinde Toplu Konut ve Kentsel Çevre Üretimi Kredilendirilmesine Dair Yönetmelik kapsamında Manisa Akhisar Belediyesi tarafından yaptırılmakta olan, 1360 konutluk Toplu Konut Bölgesi Uygunluk Belgesi, 510 konuta da Yatırım Uygunluk Belgesi verilmiştir. İlk etapta 80 konut için 219 milyar TL. kredi açılmış ve tamamı ödenmiştir. İkinci etapta 50 konut için 106 milyar TL. kredi açılmış olup, inşaatları halen devam etmektedir. Projenin tamamı için 47,5 milyar TL. teknik hizmet kredisi açılmıştır.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

Sadi Somuncuoğlu

Devlet Bakanı

Başbakanlık Toplu Konut İdaresi

Toplu Konut Yapımcıları Altsistemi

Tüm Uygulamalar

Kredi : Uygulamaya Ait Tüm Krediler

Banka : Tüm Bankalar

Belde Aralığı : Manisa-Manisa

Belde Düzeyi : İl Tarih : 30.3.2000

G.A.P. : Saat : 11:04

K.Ö.Y. Derecesi : Sayfa : 1/1

O. Hal Bölgesi :

Doğu İli :

Seviye Aralığı : 0-100

Belde Adı Prj. Say Kon. Say Açılan Kredi Tutarı Ödenen Kredi Tutarı

Manisa 261 9 963 1 064 569 200 179 586 979 594 846

261 9 963 1 064 569 200 179 586 979 594 846

Başbakanlık Toplu Konut İdaresi

Toplu Konut Yapımcıları Altsistemi

Tüm Uygulamalar

Kredi : Uygulamaya Ait Tüm Krediler

Banka : Tüm Bankalar

Belde Aralığı : Manisa-Turgutlu İlçesi

Belde Düzeyi : İlçe Tarih : 30.3.2000

G.A.P. : Saat : 11:37

K.Ö.Y. Derecesi : Sayfa : 1/1

O. Hal Bölgesi :

Doğu İli :

Seviye Aralığı : 0-100

Belde Adı Prj. Say Kon. Say Açılan Kredi Tutarı Ödenen Kredi Tutarı

Manisa 164 5 296 758 978 722 986 428 955 089 653

Ahmetli İlçesi 1 24 253 440 000 253 440 000

Akhisar İlçesi 18 764 197 485 381 236 77 329 141 236

Alaşehir İlçesi 1 53 583 000 000 583 000 000

Demirci İlçesi 1 72 1 512 000 000 1 512 000 000

Gördes İlçesi 2 68 511 000 000 511 000 000

Kırkağaç İlçesi 1 41 22 689 810 000 12 376 260 000

Kula İlçesi 1 120 660 000 000 660 000 000

Salihli İlçesi 41 1 789 14 362 211 068 14 331 961 068

Sarıgöl İlçesi 1 62 1 002 000 000 1 002 000 000

Saruhanlı İlçesi 2 48 166 443 880 166 443 880

Soma İlçesi 18 1 207 45 426 427 409 28 626 427 409

Turgutlu İlçesi 10 419 20 938 763 600 20 672 831 600

261 9 963 1 064 569 200 179 586 979 594 846

Başbakanlık Toplu Konut İdaresi

GDF Belediye Kamulaştırma ve Altyapı Kredileri Altsistemi

Belde Bazında Belediye Dökümü (GDFR0006)

Durum : YPK Onaylılar

Belde Türü : Bucak

Doğu İli :

O. Hal Bölgesi : Tarih : 30.3.2000

Belde Aralığı : Manisa-Yunusdere Saat : 11:42

Tarih Aralığı : 31.12.1984 - 30.3.2000 Sayfa : 1/1

Yol Su Kanalizasyon Elektrik Kamulaştırma Kamulaştırma 2 Kredi Tutarı Ödenen Tutar YPK Tarihi

(Bucak).. Hacıhaliller Belediye 710 000 000 710 000 000 710 000 000 1.2.1992

(Bucak).. Karaoğlanlı Belediye 1 457 500 986 1 457 500 986 1.12.1992

(İlçe).. Ahmetli Belediyesi 835 000 000 835 000 000 835 000 000 22.6.1993

(Bucak).. Akselendi Belediye 1 700 000 000 1 700 000 000 690 000 000 22.6.1993

(Bucak).. Süleymanlı Belediyesi 1 330 000 000 1 330 000 000 1 330 000 000 22.6.1993

(Bucak).. Zeytinliova Belediyesi 250 000 000 250 000 000 250 000 000 1.12.1992

(Bucak).. Yeşilyurt Belediye 478 000 000 478 000 000 478 000 000 22.6.1993

(İlçe).. Gölmarmara Belediye 1 204 010 188 1 204 010 188 1 204 010 188 1.12.1992

(İlçe).. Gördes Belediyesi 200 000 000 200 000 000 100 000 000 1.12.1992

(Köy/Mah) İlyaslar Belediyesi 3 000 000 000 3 000 000 000 3 000 000 000 22.6.1993

(Bucak).. Karakurt Belediyesi 200 000 000 200 000 000 200 000 000 1.212.1992

(İlçe).. Köprübaşı Belediyesi 216 855 547 216 855 547 100 000 000 24.9.1992

(İlçe).. Salihli Belediyesi 27 000 000 000 27 000 000 000 5.10.1993

(Bucak).. Yılmaz Belediyesi 2 000 000 000 2 000 000 000 825 000 000 22.6.1993

Yol Su Kanalizasyon Elektrik Kamulaştırma Kamulaştırma 2 Kredi Tutarı Ödenen Tutar YPK Tarihi

(İlçe).. Saruhanlı Belediyesi 200 000 000 200 000 000 200 000 000 24.9.1992

(Bucak).. Dilek Belediyesi 200 000 000 200 000 000 200 000 000 24.9.1992

(Bucak).. Koldere Belediyesi 1 125 000 000 1 125 000 000 1 125 000 000 22.6.1993

(Köy/Mah)Kumkuyucak Belediyesi 532 000 000 532 000 000 532 000 000 22.6.1993

(Bucak).. Nuriye Belediyesi 520 490 483 520 490 483 520 490 483 1.12.1992

(Bucak).. Halitpaşa Belediyesi 150 000 000 150 000 000 150 000 000 24.9.1992

(Bucak).. Alibeyli Belediyesi 670 000 000 670 000 000 370 000 000 1.12.1992

(Bucak).. Büyük Belen Belediyesi 500 000 000 500 000 000 500 000 000 1.12.1992

(İlçe).. Turgutlu Belediyesi 1 014 400 000 1 014 400 000 1 014 400 000 1.12.1992

45 493 257 204 14 333 900 671

Genel Toplam

Kredi Miktarı= 45 493 257 204

Ödenen= 14 333 900 671

Belediye Arsaları Üzerinde Toplu Konut ve Kentsel Çevre Üretimi ve Kredilendirilmesine Dair Yönetmelik Kapsamında

Manisa - Akhisar Belediyesi

Proje Sayısı : 1

Toplam Konut Sayısı : 1360

1360 konutluk Toplu Konut Bölgesi Uygunluk Belgesi, ve 510 konuta Yatırım Uygunluk Belgesi verilmiştir.

İlk etapta 80 konut için 219 milyar TL. kredi açılmış ve tamamı ödenmiştir.

İkinci etapta 50 konut için 106 milyar TL. kredi açılmış olup inşaatları halen devam etmektedir.

Projenin tamamı için 47.5 milyar TL. Teknik Hizmet kredisi açılmıştır.

7. – Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın, Manisa İlinde yapılacak yatırımlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel’in cevabı (7/1620)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delâletlerinizi saygılarımla arz ederim.

7.3.2000

Bülent Arınç

Manisa

Sorular :

1. Manisa İlinde yürütülen mevcut yatırım ve projeler nelerdir?

2. 2000 Malî Yılı için Bakanlığınız bütçesinde Manisa İlinde hâlâ devam eden yatırımlar için ne kadar ödenek ayrılmıştır? Yatırımlar ne zaman bitirilecektir?

3. Bakanlığınız 2000 Yılı Bütçesi ve iş programına göre Manisa İli için düşünülen yeni bir yatırım var mıdır? Bu hizmetler için ne kadar ödenek verilmesi planlanmıştır ve yıl sonu itibariyle işin gerçekleşme nispeti ne olacaktır?

T.C.

Devlet Bakanlığı 3.4.2000

Sayı : B.02.0.007/0820

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 27.3.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1620-4635/11056 sayılı yazısı.

Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın, Bakanlığıma tevcih ettiği 7/1620-4635 esas no’lu yazılı soru önergesi; Bakanlığım Bağlı ve İlgili Kuruluşlarının Manisa’da yatırımları bulunmadığından cevaplandırılamamıştır.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

Prof. Dr. Şükrü Sina Gürel

Devlet Bakanı

8. – Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın, Manisa İlinde yapılacak yatırımlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Tunca Toskay’ın cevabı (7/1622)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Tunca Toskay tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delâletlerinizi saygılarımla arz ederim.

7.3.2000

Bülent Arınç

Manisa

Sorular :

1. Manisa İlinde yürütülen mevcut yatırım ve projeler nelerdir?

2. 2000 Malî Yılı için Bakanlığınız bütçesinde Manisa İlinde hâlâ devam eden yatırımlar için ne kadar ödenek ayrılmıştır? Yatırımlar ne zaman bitirilecektir?

3. Bakanlığınız 2000 Yılı Bütçesi ve iş programına göre Manisa İli için düşünülen yeni bir yatırım var mıdır? Bu hizmetler için ne kadar ödenek verilmesi planlanmıştır ve yıl sonu itibariyle işin gerçekleşme nispeti ne olacaktır?

T.C.

Devlet Bakanlığı 30.3.2000

Sayı : B.02.0.005/0533

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı

Genel Sekreterliğine

İlgi : 27.3.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1622-4637/11058 sayılı yazınız.

Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın Bakanlığıma tevcih ettiği ve ilgi yazı ekinde belirtilen yazılı soru önergesi, Bakanlığım görev alanına girmediğinden ekte gönderilmiştir.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

Prof. Dr. Tunca Toskay

Devlet Bakanı

9. – Antalya Milletvekili Mehmet Zeki Okudan’ın, belediyelerin malî sorunlarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1641)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda delâletlerinizi arz ederim.

Dr. Mehmet Zeki Okudan

Antalya

Malûmlarınız olduğu üzere Türkiye’de belediyelerin maddî durumları çok kötü. Birçok belediye borç batağına gömülmüş, personellerine maaş dahi ödeyemeyecek durumda.

Yıllardır gündemde olan Mahallî İdareler Reformu Kanun taslağı Türkiye Büyük Millet Meclisinde bekletilmektedir.

Belediyeleri bir ölçüde rahatlatacak olan bu kanun taslağının TBMM’den bir an önce geçmesi için bir çalışmanız mevcut mudur?

Belediyelerin İller Bankası paylarının en az % 15-20 olması doğrultusunda bir çalışma başlatmanız ve yerel yönetimlerin düştüğü bu kötü durumdan kurtulması için başka bir çalışmanız mevcut mudur?

T.C.

İçişleri Bakanlığı 5.4.2000

Mahallî İdareler Genel Müdürlüğü

Sayı :B.05.0.MAH.0.65.00.002/80347

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 27.3.2000 tarih ve KAN.KAR.MD.A.01.0.GNS.0.10.00.02-4879-7/1642-4668/11141 sayılı sayısı.

İlgi yazı ekinde alınan ve tarafımdan cevaplandırılması istenilen Antalya Milletvekili Sayın Mehmet Zeki Okudan’ın “Belediyelerin malî sorunlarına” ilişkin yazılı soru önergesine cevap teşkil edecek bilgiler aşağıya çıkarılmıştır.

Bilindiği gibi, belediyeler beldenin ve belde halkının yerel nitelikte ortak ve medenî ihtiyaçlarını karşılayan, özerk kamu tüzel kişileridir.

Belediyelerin temel gelirleri esas itibariyle; genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paylar ile 2464 sayılı Kanun uyarınca sağlanan vergi, resim, harç ve katılma paylarından oluşmaktadır. Bunların dışında çok çeşitli gelirleri olmasına rağmen, miktar olarak ilk yıllardaki değerlerini yitirdiğinden belediye gelirleri içinde fazla yer tutmamaktadır.

Ancak, günümüzde 2464 sayılı ve 2380 sayılı Yasalar uyarınca belediyelere sağlanan gelirler de yetersiz halde olup, bu idareler gelir yetersizliği sorunu ile karşı karşıya bulunmaktadırlar. Nitekim, bazı belediyelerimiz bütün gelirlerini çalıştırdığı personele ödemekte, bazıları ise personel giderlerini dahi karşılayamamaktadırlar.

Bütün bu sorunlar göz önünde bulundurularak Bakanlığımızca hazırlanan ve Bakanlar Kuruluna sunulmuş bulunan “Mahallî İdarelerle İlgili Çeşitli Kanunlarda Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile başta mahallî idarelerin gelirlerinin artırılması ve bu idarelerin güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.

Söz konusu Tasarıda belediye gelirlerine ilişkin düzenlemeler aşağıdaki gibidir:

a) Genel bütçe vergi gelirlerinden belediyelere nüfus esasına göre dağıtılan % 6’lık payın, % 8’e çıkarılması (tüm belediyeler),

b) Büyükşehirlere benzer şekilde, illerde toplanan genel bütçe vergi hâsılatının % 5’inin o ildeki belediyelere nüfuslarına göre dağıtılması (büyükşehirler dışındaki belediyeler),

c) Kalkınmada öncelikli yöre belediyelerine genel bütçe payı (binde 5),

d) 900’lü hatlar, özel mesaj servisleri ve benzerlerinin Haberleşme Vergisi kapsamına alınması ve Haberleşme Vergisinin oranının % 1’den % 2’ye çıkarılması (tüm belediyeler),

e) Doğalgazın, Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisi kapsamına alınması (Yeni) (Tüm belediyeler, büyükşehirlerde büyükşehir belediyeleri),

f) 1992 yılından bu yana artırılmayan ve bu nedenle de sembolik hale gelen çeşitli belediye harçlarının (İmar, işgal ve benzeri harçlar) tarifelerinin 100 kat artırılması ve enflasyona karşı korunması için her yıl Yeniden Değerleme Katsayısı oranında otomatik artırılması (Tüm belediyeler),

g) 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununa ek madde eklenmek suretiyle, mahallî idare hizmetlerinde kullanılmak üzere yapılan bazı işlem ve kâğıtlar için mahallî idare hizmetlerine katılma payı ödenmesi,

h) Motorlu taşıtlar vergisinin % 25’inin nüfus esasına göre belediyelere dağıtılması. (Büyükşehirlerde % 35’i büyükşehir, % 65’i büyükşehir dahilindeki ilçe ve alt kademe belediyelerine)

i) Büyükşehirlerde Yangın Sigorta Vergisi tahsilatının büyükşehir belediyelerine bırakılması (İtfaiye hizmetleri büyükşehir belediyesinde olduğundan),

j) Belediye bütçelerinden bazı kurumlar için ayrılan yasal payların kaldırılması.

Tasarının yasalaşması ile belediyelerin mevcut gelirlerinin artırılmasının yanı sıra, yeni gelir kaynakları da sağlanacak ve bu idarelerimiz gelir yönünden rahatlayacaktır.

Bilgilerinize arz ederim.

Sadettin Tantan

İçişleri Bakanı

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.