Yazılı ve Sözlü Sorular Araştırma Komisyonları Soruşturma Komisyonları
                                                                      Son Tutanak Tutanak Sorgu Tutanak Metinleri Gizli Oturum Tutanakları
                                                                                                                                            Uluslararası Komisyonlar Dostluk Grupları
                                                                                      Genel Sekreterlik Mevzuat Telefon Rehberi Etik Komisyon Duyurular

DÖNEM : 21 YASAMA YILI : 2

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

CİLT : 28

 

66 ncı Birleşim

7 . 3 . 2000 Salı

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II. – GELEN KÂĞITLAR

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Yalçınkaya’nın, kredi faizlerine ilişkin gündemdışı konuşması

2. – Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu’nun, esnaf ve sanatkârların problemlerine ilişkin gündemdışı konuşması

3. – Sinop Milletvekili Yaşar Topçu’nun, bazı gazetelerde ve bir televizyon kanalında yapılan iftira nitelikli, gerçekdışı yayınlara ilişkin gündemdışı konuşması

B) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. – Afyon Milletvekili Müjdat Kayayerli ve 47 arkadaşının, Türkiye’nin Avrupa Birliğiyle ilişkilerinin incelenerek, AB üyesi ve aday ülkelerdeki Türklerin sosyal, ekonomik, kültürel ve eğitsel sorunlarının araştırılması ve çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/125)

C) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, Adalet Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/158)

2. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Yüksek Öğretim Kurumları Teşkilâtı Hakkında 41 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 sayılı Kanun ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin (2/107) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/159)

3. – Erzincan Milletvekili Sebahattin Karakelle’nin, Yüksek Öğretim Kurumları Teşkilâtı Hakkında 41 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 sayılı Kanun ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin (2/297) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/160)

IV. – ÖNERİLER

1. – Genel Kurulun çalışma gün ve saatleriyle gündemdeki sıralamanın yeniden yapılmasına ilişkin DSP, MHP ve ANAP gruplarının müşterek önerisi

V. – SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM

1. – Adalet Komisyonunda boş bulunan üyeliğe seçim

2. – 9/38 esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

1. – Tarım Bakanlığı Ziraat İşleri Genel Müdürlüğü ile Ziraî Mücadele ve Ziraî Karantina Genel Müdürlüğüne Bağlı Kurum-Okul ve Kuruluşlara Döner Sermaye Verilmesi Hakkında Kanunun Adı ve Bazı Maddeleri, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanunun Bir Maddesi ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/478, 1/474, 1/454) (S. Sayısı : 318)

2. – Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı ve İçişleri ve Çevre Komisyonları raporları (1/393) (S. Sayısı : 89)

3. – Türkiye Cumhuriyeti ve Romanya Arasında Konsolosluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/518) (S. Sayısı : 178)

4. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Romanya Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonları raporları (1/531) (S. Sayısı : 201)

5. – Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonları raporları (1/372) (S. Sayısı : 50)

6. – Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasında Hukukî ve Cezaî Konularda Adlî Yardımlaşma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/311) (S. Sayısı : 167)

7. – Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasındaki Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonları raporları (1/574) (S. Sayısı : 302)

8. – Aydın Milletvekili Bekir Ongun ve 4 Arkadaşının 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa 4262 Sayılı Kanunla Eklenen Geçici 1 inci Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ile Trabzon Milletvekili Orhan Bıçakçıoğlu’nun Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu Raporu (2/375, 2/401) (S. Sayısı : 307)

VII. – SÖYLEVLER

1. – Ürdün Kralı Abdullah Bin Al Hüseyin’in Genel Kurula hitaben konuşması

VIII. – SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1. – Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya’nın, yasama çalışmalarında azami verimi sağlayacak yapısal önlemlere ve bir parlamento enstitüsü kurulması için girişimde bulunulup bulunulmayacağına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Yıldırım Akbulut’un cevabı (7/1022)

2. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, BOTAŞ’ın yatırım projelerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mustafa Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1305)

3. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, enerji yatırım projelerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mustafa Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1306)

4. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, DSİ’nin Bursa İlini ilgilendiren sulama yatırım projelerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mustafa Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1310)

5. – Konya Milletvekili Lütfi Yalman’ın;

Halk Bankasının verdiği kredilere ve kredi verilen bir firmaya yönelik iddialara,

Halk Bankasının tahsil edilemeyen kredilerine,

– Muş Milletvekili Sabahattin Yıldız’ın;

Muş’ta Halk Bankasından KOBİ kredisi kullanan firma ve şahıslara,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı H. Hüsamettin Özkan’ın cevabı (7/1317, 1318, 1325)

6. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Karaman İline yapılacak yatırımlara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Osman Durmuş’un cevabı (7/1343)

7. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Karaman İline yapılacak yatırımlara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mustafa Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1346)

8. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Nevşehir İlindeki vakıflara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Yüksel Yalova’nın cevabı (7/1368)

9. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, DİE’nin Nevşehir İli ile ilgili yaptığı son çalışmaya ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Tunca Toskay’ın cevabı (7/1372)

10. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, bazı politikacıların Bilderberg üyesi oldukları yolundaki haberlere ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1375)

11. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, Antalya-Kaş-Gelemiş Köyü Patara Bölgesinde çıkan orman yangınlarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1379)

12. – Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün;

Telsim ve Turkcell tarafından tahsil edilen sabit ücretlere,

Cep telefonlarından alınan sabit ücrete,

İlişkin soruları ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1380, 1402)

13. – Konya Milletvekili Lütfi Yalman’ın, Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesince hakkında yargılama kararı verilen bir kişiye ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1383)

14. – Kocaeli Milletvekili Osman Pepe’nin, Kocaeli Cengiz Topel Havaalanına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1386)

15. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Nevşehir İlindeki Ziraat Bankası şubelerinin mevduatlarına ve verdikleri kredilere ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Recep Önal’ın cevabı (7/1387)

16. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Nevşehir İlindeki Halk Bankası şubelerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı H. Hüsamettin Özkan’ın cevabı (7/1388)

17. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Nevşehir İlindeki Emlak Kredi Bankası şubelerinin mevduatlarına ve verdikleri kredilere ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu’nun cevabı (7/1390)

18. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Nevşehir’in içme suyu sorunlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mustafa Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1391)

19. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Nevşehir İlindeki madenlere ve tabiî kaynaklara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mustafa Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1392)

20. – Yozgat Milletvekili İlyas Arslan’ın, Yozgat-Gelingüllü sulama projesine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mustafa Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1404)

21. – Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Batman Valiliğinin silah ithal ettiği iddialarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1414)

22. – Afyon Milletvekili İsmet Attila’nın, Afyon’da DDY Yük İşletme Müdürlüğü kurulup kurulmayacağına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1415)

23. – Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya’nın, adlî yargıyla ilgili bilimsel bir eserin yazarı hakkında yapılan işleme ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (7/1418)

24. – Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’in, Kırıkkale İlinde yapılacak yatırımlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın cevabı (7/1421)

25. – Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’in;

Kırıkkale İli Hamzalı Barajı Projesine,

Kırıkkale-Sulakyurt Barajı Projesine,

İlişkin soruları ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mustafa Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1422, 1425)

26. – Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’in;

Yozgat İlindeki Gelingüllü Barajı kanaletlerinin ne zaman bitirileceğine,

Kırıkkale-Akçakavak Barajı Projesine,

İlişkin soruları ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mustafa Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1426, 1427)

27. – Adana Milletvekili Yakup Budak’ın;

Seyhan Nehrine ve Tabaklar Köyü civarına köprü yapılması için bir çalışma olup olmadığına,

Adana’nın bazı ilçeleri için planlanan içme suyu projelerine,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın cevabı (7/1432, 1433)

28. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel’in;

Emlak Bankasının deprem bölgesinde bulunan bina ve lojmanlarına,

Emlak Bankası Genel Müdürlüğünce yayınlanan bir duyuruya,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu’nun cevabı (7/1439, 1440)

29. – Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’daki mülkiyeti hazineye ait tarım arazilerine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Sümer Oral’ın cevabı (7/1444)

30. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, çocuk haklarına dair sözleşmeyle ilgili yapılan çalışmalara ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan’ın cevabı (7/1453)

31. – Sakarya Milletvekili Cevat Ayhan’ın;

Hemzemin geçitlere,

Cep telefonlarının uluslararası konuşmalardan doğan borçlarına,

İlişkin soruları ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1460, 1462)

32. – Sakarya Milletvekili Cevat Ayhan’ın, demiryollarında meydana gelen trafik kazalarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1464)

33. – Konya Milletvekili Teoman Rıza Güneri’nin, Kombassan-Konyaspor maçının yayından kaldırılmasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Ali İrtemçelik’in cevabı (7/1466)

34. – Antalya Milletvekili Mehmet Zeki Okudan’ın, Antalya’daki turistik tesislerde uygulanabilecek elektrik kesintilerine ilişkin sorusu ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu’nun cevabı (7/1473)

35. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Karaman-Başyayla İlçesi Büyükkarapınar ve Üzümlü Köylerinin gölet ihtiyacına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın cevabı (7/1476)

I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 13.00’te açılarak üç oturum yaptı.

Afyon Milletvekili Müjdat Kayayerli, Batı Trakya Türklerinin sorunları ile çözüm yollarına,

İzmir Milletvekili Kemal Vatan, Balkanlardaki son gelişmelere,

İstanbul Milletvekili Mustafa Baş, İstanbul İl İdare Kurulunun, Eyüp Belediyesinin bir kısım arazisinin Göktürk Belde Belediyesine bağlanmasına dair almış olduğu karara,

İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.

İstanbul Milletvekili Aydın A. Ayaydın ve 29 arkadaşının, Yazıcılar Holdingin hisselerinin halka arzıyla ilgili ortaya atılan iddiaların araştırılması,

Bitlis Milletvekili İbrahim Halil Oral ve 67 arkadaşının, Bitlis-Ahlat İlçesinin tarihî, kültürel ve turistik değerlerinin araştırılarak ekonomik ve sosyal yönden kalkınması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi,

Amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri (10/123, 10/124) Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve öngörüşmelerinin, sırasında yapılacağı açıklandı.

Antalya Milletvekili Kemal Çelik’in, (9/38) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Gaziantep Milletvekili Mustafa Rüştü Taşar’ın (6/411, 6/412) ile (6/419, 6/420, 6/421, 6/422, 6/423, 6/424, 6/425),

Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya’nın (6/468),

Esas numaralı sözlü sorularını geri aldıklarına ilişkin önergeleri okundu; sözlü soruların,

Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığının, İçtüzüğün 37 nci maddesi gereği doğrudan TBMM gündemine alınmış bulunan Kamu Görevlileri Sendikaları Kanun Teklifinin (2/87) (S.Sayısı: 206), Plan ve Bütçe Komisyonunda 7.3.2000 tarihinde görüşmelerine başlanacak olan aynı mahiyetteki tasarı ve teklifle birlikte görüşülmesinin sağlanabilmesi için, komisyona geri verilmesi talebine ilişkin tezkeresi okundu; teklifin Plan ve Bütçe Komisyonuna,

Geri verildiği bildirildi.

TBMM Millî Savunma Komisyonu Başkanının, Batı Avrupa Birliği Asamblesinin davetine icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi kabul edildi.

(9/24) esas numaralı Meclis Soruşturma Komisyonunda açık bulunan ve FP Grubuna düşen 1 üyeliğe, FP Grubunca 3 kat olarak gösterilen adaylar arasından, Bingöl Milletvekili Mahfuz Güler,

(9/39) esas numaralı Meclis Soruşturma Komisyonunda açık bulunan ve FP Grubuna düşen 1 üyeliğe, FP Grubunca 3 kat olarak gösterilen adaylar arasından, Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu,

Seçildiler.

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:

1 inci sırasında bulunan 89 sıra sayılı tasarısının görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından, ertelendi.

2 nci sırasında bulunan, Bazı Kanunların Döner Sermayelere İlişkin Hükümlerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının (Tarım Bakanlığı Ziraat İşleri Genel Müdürlüğü ile Ziraî Mücadele ve Ziraî Karantina Genel Müdürlüğüne Bağlı Kurum-Okul ve Kuruluşlara Döner Sermaye Verilmesi Hakkında Kanunun Adı ve Bazı Maddeleri, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanunun Bir Maddesi ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı) (1/478, 1/474, 1/454) (S.Sayısı: 318) 4 üncü maddesi kabul edildi, 5 inci maddesi üzerinde bir süre görüşüldü.

7 Mart 2000 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 19.55’te son verildi.

Murat Sökmenoğlu

Başkanvekili

Vedat Çınaroğlu Sebahattin Karakelle

Samsun Erzincan

Kâtip Üye Kâtip Üye

No. : 90

II. – GELEN KÂĞITLAR

3.3.2000 CUMA

Sözlü Soru Önergeleri

1. – Muğla Milletvekili Hasan Özyer’in, kaçak yollarla et ve canlı hayvan getirildiği iddialarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/551) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.3.2000)

2. – Konya Milletvekili Özkan Öksüz’ün, Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekipler tarafından bir camiye düzenlenen operasyona ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/552) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.3.2000)

3. – Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu’nun, SSK hastanelerinde ve özellikle Bursa-Çekirge SSK Hastanesinde ilaç bulunmadığı iddialarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/553) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.3.2000)

Yazılı Soru Önergeleri

1. – Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, resmi görüşmelerde bulunmak üzere Irak’a giden Türk heyetinin peşmergeler tarafından durdurulduğu ve pasaport kontrolü yapıldığı iddialarına ilişkin Devlet Bakanından (Edip Safder Gaydalı) yazılı soru önergesi (7/1560) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.3.2000)

2. – Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün, Rus zulmünden kaçarak sınırlarımıza gelen Çeçenlerin durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1561) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.3.2000)

3. – Isparta Milletvekili Ramazan Gül’ün, SSK’nın personel taşıma harcamalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/1562) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.3.2000)

4. – Tokat Milletvekili M. Ergün Dağcıoğlu’nun, Tokat İlindeki belediyelerin afet kapsamına alınmamasına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/1563) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.3.2000)

5. – Hatay Milletvekili Metin Kalkan’ın, enflasyon oranına ve enflasyonu belirleyen kriterlere ilişkin Devlet Bakanından (Ramazan Mirzaoğlu) yazılı soru önergesi (7/1564) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.3.2000)

6. – Hatay Milletvekili Metin Kalkan’ın, Hatay İlindeki belediyelere yapılan proje yardımlarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/1565) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.3.2000)

7. – Hatay Milletvekili Metin Kalkan’ın, belediyelere yapılan ödemelerin partilere göre dağılımına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/1566) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.3.2000)

8. – Hatay Milletvekili Metin Kalkan’ın, cep telefonu ihaleleriyle ilgili yolsuzluk iddialarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1567) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.3.2000)

9. – Hatay Milletvekili Metin Kalkan’ın, Bakanlıkta çalışan işçilerin maaş ve ikramiyelerinin ödenmediği iddiasına ilişkin Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/1568) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.3.2000)

10. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Karaman-Sudurağı Beldesinin bazı ihtiyaçlarına ilişkin Çevre Bakanından yazılı soru önergesi (7/1569) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.3.2000)

11. – Antalya Milletvekili Mehmet Zeki Okudan’ın, lojman tazminatlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/1570) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.3.2000)

No. : 91

6 . 3 . 2000 PAZARTESİ

Raporlar

1. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bosna-Hersek Bakanlar Kurulu Arasında Kültür Merkezlerinin Kuruluşu ve İşleyişi Hakkında Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/626) (S.Sayısı: 372) (Dağıtma Tarihi: 6.3.2000) (GÜNDEME)

2. – Amasya Milletvekili Gönül Saray Alphan’ın Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Raporu (2/163) (S.Sayısı: 373) (Dağıtma Tarihi: 6.3.2000) (GÜNDEME)

3. – Fazilet Partisi Genel Başkanı Malatya Milletvekili Recai Kutan ve Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller ile 185 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/452) (S.Sayısı: 379) (Dağıtma Tarihi: 6.3.2000) (GÜNDEME)

Sözlü Soru Önergeleri

1. – İzmir Milletvekili Suha Tanık’ın, hava meydanlarındaki ticarî işletmelere ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/554) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.3.2000)

2. – Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman’ın, Birecik İlçesine Bağ-Kur irtibat bürosu açılıp açılmayacağına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/555) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.3.2000)

3. – Bursa Milletvekili Faruk Çelik’in, il, ilçe ve belde belediyeleri gelir payı çarpım katsayılarının nasıl belirlendiğine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/556) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.3.2000)

4. – Bursa Milletvekili Faruk Çelik’in, kurumlararası nakilleri izne bağlayan genelgeye ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/557) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.3.2000)

Yazılı Soru Önergeleri

1. – Hatay Milletvekili Metin Kalkan’ın, AIDS’li kan kullanılması sonucu mağdur olan bir aileye ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1571) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.3.2000)

2. – Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, DSİ Genel Müdürlüğünde çalışan geçici işçilere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/1572) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.3.2000)

3. – Hatay Milletvekili Mustafa Geçer’in, KOBİ’lere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/1573) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.3.2000)

4. – Hatay Milletvekili Mustafa Geçer’in, İskenderun-Düğünyurdu köyünün yol ve içme suyu sorunlarına ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/1574) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.3.2000)

5. – Hatay Milletvekili Mustafa Geçer’in, Hatay-Altınözü-Hacıpaşa Beldesinin sağlık ocağı ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1575) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.3.2000)

6. – Hatay Milletvekili Mustafa Geçer’in, Hatay-İskenderun-Akşarbeyli köy yoluna ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/1576) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.3.2000)

7. – Hatay Milletvekili Mustafa Geçer’in, Hatay-Altınöz-Altınkaya Beldesi Sağlık Ocağına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1577) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.3.2000)

Meclis Araştırması Önergesi

1. – Afyon Milletvekili Müjdat Kayayerli ve 47 arkadaşının, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinin incelenerek, A.B. üyesi ve aday ülkelerdeki Türklerin sosyal, ekonomik, kültürel ve eğitsel sorunlarının araştırılması ve çözüm yollarının belirlenmesi amacı ile Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/125) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.3.2000)

No. : 92

7 . 3 . 2000 SALI

Kanun Hükmünde Kararnameler

1. – Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları ve Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/641) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.2.2000)

2. – 25.8.1999 Tarihli ve 4447 Sayılı Kanun ile Sosyal Sigortalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/642) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.2.2000)

Teklifler

1. – Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin; Küçük Çiftçilerin T.C. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine Olan Borç Faizlerinin Bir Bölümünün Affı, İcra Takip İşlemlerinin Durdurulması ve Yeni Bir Ödeme Planına Bağlanmasına Dair Kanun Teklifi (2/468) (Tarım, Orman ve Köyişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.2.2000)

2. – Malatya Milletvekilleri Namık Hakan Durhan ile Basri Coşkun’un; Terörle Mücadele Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/469) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.2.2000)

3. – Çanakkale Milletvekili Nevfel Şahin ve 5 Arkadaşının; Kamu’da Çalışan Mühendis, Mimar, Şehir ve Bölge Plancısı ve Ekonomistlerin Maaş ve Tazminatlar ile Diğer Sosyal ve Ekonomik Haklarının İyileştirilmesine Dair Kanun Teklifi (2/470) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 28.2.2000)

4. – Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 14 Arkadaşının; 4325 Sayılı Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/471) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 1.3.2000)

5. – Denizli Milletvekili Salih Erbeyin’in; Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/472) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 1.3.2000)

6. – Anavatan Partisi Grup Başkanvekilleri Bartın Milletvekili Zeki Çakan, Denizli Milletvekili Beyhan Aslan, Kastamonu Milletvekili Murat Başesgioğlu; Demokratik Sol Parti Grup Başkanvekili Konya Milletvekili M. Emrehan Halıcı; Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Konya Milletvekili Ömer İzgi; Fazilet Partisi Grup Başkanvekili Sivas Milletvekili Abdullatif Şener ile Doğru Yol Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük, İçel Milletvekili Turhan Güven’in; Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliği Teşkilat Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/473) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.3.2000)

7. – Ordu Milletvekili Şükrü Yürür’ün; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanuna Bir Ek ve Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/474) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.3.2000)

8. – Adana Milletvekilleri M. Ali Bilici ile Musa Öztürk’ün; Adana İlinde İncirlik Adı ile Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/475) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.3.2000)

9. – Hatay Milletvekili Namık Kemal Atahan’ın; İki İlçe ve Bir İl Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/476) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.3.2000)

Rapor

1. – Karaman Milletvekili Hasan Çalış ve 50 Arkadaşının, Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/263) (S.Sayısı: 378) (Dağıtma Tarihi: 7.3.2000) (GÜNDEME)

Yazılı Soru Önergeleri

1. – Bursa Milletvekili Ali Arabacı’nın, Millî Emlak Genel Müdürlüğünce Bursa-İnegöl İlçesi Esenköy-Ayıpınarı su kaynağının Yenice Beldesine tahsis edilmesinin nedenine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/1578) (Başkanlığa geliş tarihi : 6.3.2000)

2. – İstanbul Milletvekili İsmail Aydınlı’nın, doğalgaz fiyatlarına yapılan zamlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1579) (Başkanlığa geliş tarihi : 6.3.2000)

3. – Osmaniye Milletvekili Şükrü Ünal’ın, zihinsel özürlülerin askerlikten muaf tutulmalarına ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/1580) (Başkanlığa geliş tarihi : 6.3.2000)

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

7 Mart 2000 Salı

BAŞKAN : Başkanvekili Ali ILIKSOY

KÂTİP ÜYELER : Şadan ŞİMŞEK (Edirne), Tevhit KARAKAYA (Erzincan)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 66 ncı Birleşimini açıyorum.

Toplantı yetersayımız vardır; görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce, üç arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim.

Gündemdışı ilk söz, esnaf ve sanatkârların problemleri hakkında söz isteyen Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu’na aittir.

Sayın Sünnetçioğlu?.. Yok.

Gündemdışı ikinci söz, kredi faizleri hakkında söz isteyen Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Yalçınkaya’ya aittir.

Buyurun Sayın Yalçınkaya. (DYP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika efendim.

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1. – Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Yalçınkaya’nın, kredi faizlerine ilişkin gündemdışı konuşması

MEHMET YALÇINKAYA (Şanlıurfa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kredi faizleri hakkında gündemdışı söz almış bulunmaktayım; bu imkânı bana verdiği için Sayın Başkana teşekkür eder, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlarım.

Ülkemizin en büyük zenginliği, tarımsal potansiyeldir. 27 milyon hektara yakın ekilebilir toprağıyla Türkiye, entansif tarım yaparsa, Türkiye kadar olan üç beş ülkeyi besleyecek bir potansiyele sahiptir. Nüfusumuzun yüzde 40’ı ziraatten geçinmektedir; bu, aşağı yukarı, 25 milyon insana tekabül etmektedir. Son, 2000 yılı itibariyle, 11.1.2000 tarihinde Ziraat Bankasının yayımladığı genelge gereğince ve Bakanlar Kurulunun 10.12.1999 tarihli kararına göre, verilecek kredilerin esasları yeniden belirlenmiştir.

Değerli arkadaşlar, Ziraat Bankasının bu yeni kredi uygulaması, Türk tarım tarihinde yeni bir dönüm noktasıdır ve yeni bir facianın başlangıcı olacaktır.

Şimdi, dün, Şanlıurfa’da, Suruç’ta, Birecik’te, Viranşehir’de ve çeşitli ilçelerimizde, çiftçiler, Ziraat Bankasına başvurduklarında, enteresan bir olayla karşı karşıya kalmışlardır. Yeni hükümetin tarım politikası ve özellikle Hazineden sorumlu bürokratların marifetiyle, orta işletme 300 dönüm kabul edilmiştir. Yine, 300 dönümden fazla arazisi, tapuları olan kişilerin çiftçilikleri, büyük çiftçi, büyük işletmeci olarak kabul edilmiştir. Bu sebeple, Ziraat Bankasına giden çiftçi, bankadan geri dönmek zorunda kalmıştır. 305 dönüm arazisi olan çiftçi, büyük çiftçi sayılmış, 300 dönüm arazisi olan da orta boy çiftçi kabul edilerek kredilendirilmiştir.

Şimdi, bu facianın içerisinden bu çiftçi çıkamaz. Hazineden sorumlu Devlet Bakanımız Sayın Recep Önal ve Ziraat Bankası Genel Müdürümüz, bu hadiseye mutlaka bir çare bulmak zorundadırlar; aksi takdirde, üç yıldır çok perişan olan çitfçimiz, daha da büyük bir perişanlığa daha da büyük bir çaresizliğe itilmiş olacaktır.

Bugün Ziraat Bankasının kredileri yüzde 40’a düşürülmüştür. Tarımsal araç ve gereçlerdeki faiz oranları yüzde 68’lere düşürülmüştür. Bugün, çiftçimizin en büyük beklentisi, bu kredi faizlerinin birden silinmesi ve bir çiftçi affının sağlanmasıdır; ama, bunu, çiftçimizden esirgiyoruz. Çiftçimizi affedemiyoruz; ama, 5 bankanın talanına, 5 milyar doların çarçur edilmesine ve bu devletin kasasından alınmasına, maalesef, hepimiz yardımcı oluyoruz. Bu sebeple, korunması gereken, desteklenmesi gereken üreticidir.

Değerli arkadaşlar, Amerika’da bir çiftçinin 50 000 dönüm arazisi var; orada, bunlara büyük çiftçi diyoruz. Hollanda’da en küçük çiftçi 5 000 dönümle ziraat yapmaktadır. Bugün, nüfusun büyük bir kesimi ziraat alanında çalıştığı için, bu işletmeler daha da küçülmüştür, bunların güçleri son derece azalmıştır.

Şimdi, 300 dönüm olan arazisinin içerisinde çoluk çocuğuyla 20 kişi ziraat yapmaktadır. Bu 20 kişinin, Ziraat Bankasının kapısından geri döndürülmesi, üretimin düşmesi ve fiyatların yeteri kadar verilmemesi, neticede, çiftçinin sonunu hazırlayacaktır. Ziraat Bankası ve Hazinedeki ilgili bürokratlar, maalesef, bunlar, Tarım Bakanlığına rağmen Tarım Bakanlığını idare etmektedirler; yani, bu bürokratlar, maalesef, çiftçilikten ve ziraatten bihaberdirler. 13 teşkilat, bugün, çiftçinin kredilendirilmesini yapmaktadır; bu 13 kuruluş, maalesef, Tarım Bakanlığının dışındadır. Ben, bir çiftçi olarak bunu söylüyorum. Sizlerden de rica ediyorum, Tarım Bakanlığımı geri istiyorum.

Tarım Bakanlığının içinde tarım birlikleri yoktur. Bugün, Tariş, Çukobirlik, Antbirlik Sanayi Bakanlığına bağlıdır; Ziraat Bankası Devlet Bakanlığına bağlıdır ve çeşitli kuruluşlar Tarım Bakanlığının dışındadır. Böyle bir Tarım Bakanlığı olamaz; yani, Tarım Bakanlığı, çiftçiye nasıl hizmet edecek?!.

Tarım Bakanlığı, bugün, istatistik bakanlığına dönüşmüştür. İstatistik bakanlığı, sadece bilgileri toplar ve çiftçilere yayınlar, bildirir; ama, icracı bir bakanlıktan öteye, daha ileri bir yere getirilmesi lazım. Bunu, mutlaka sağlamamız lazım; aksi takdirde...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Yalçınkaya, 1 dakika eksüre veriyorum; lüften, toparlayınız.

MEHMET YALÇINKAYA (Devamla) – Şimdi, aynı şekilde, Urfa’da pamuk üreticisinin de, bugün, iki yıldır bekleyen prim paraları vardır. Hazineden sorumlu Devlet Bakanımıza defalarca anlatmamıza rağmen, araştırma, soruşturma, inceleme adı altında çiftçiye eziyet ve işkence yapılmaktadır.

Bunun yanında, Urfa’da, Birecik Barajı altında kalan köylerin istimlak paraları -Antep de dahil olmak üzere- üç yıldır beklemektedir ve 10 trilyonları, bugün Hazinede beklemektedir. Birecek, Halfeti ve Antep’in Fırat kenarında yer alan köylerin sakinleri, bugün TRT 1’de yayınlanan programda dertlerini anlatmaktadırlar “bizim devlete saygımız büyüktür; devletin emrinin başımızın üstünde yeri var” demektedirler; ama, devlet, bunlara sahip çıkacaksa, paralarını bir an önce ödesin ve bunlar da, bir an önce, işlerine, güçlerine baksınlar, gidecekleri yerlere gitsinler. Enerji problemlerini halletmek istiyorsak, bu istimlak paralarının bir an önce ödenmesi gerekir.

Bu vesileyle, Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Yalçınkaya.

Gündemdışı konuşmaya yanıt verecek Sayın Bakan?.. Yok.

Gündemdışı ilk sırada söz alan arkadaşımız şu anda Genel Kurulda. İlk söz isteğinde bulunan; fakat, Genel Kurulda bulunamayan arkadaşımıza söz vereceğim.

Esnaf ve sanatkârların problemleri hakkında Sayın Sünnetçioğlu; buyurun efendim.(FP sıralarından alkışlar)

Konuşma süreniz 5 dakikadır.

2. – Bursa Milletvekili Ahmet Sünnetçioğlu’nun, esnaf ve sanatkârların problemlerine ilişkin gündemdışı konuşması

AHMET SÜNNETÇİOĞLU (Bursa) – Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; esnaf ve sanatkârların problemleri hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi, bu vesileyle selamlıyorum.

Küçük ve orta ölçekli işletmelerin ta kendisi olan esnaf ve sanatkârlarımız, KOBİ’ler, günümüz Türkiyesinde, ekonomiye dinamizm kazandırmak, istahdam sağlamak ve yeni iş imkânları yaratmak, esnek yapılarıyla yenilikleri teşvik etmek, bölgesel kalkınmayı hızlandırmak gibi önemli fonksiyonlara sahip olup, 4 milyon nüfusu, hatta aileleriyle beraber düşünürseniz, en az 15 milyon nüfusu temsil ederken, toplam üretimin yüzde 40’ını, ihracatın yüzde 20’sini, yatırımların yüzde 27’sini, vergilerin yüzde 60’ını gerçekleştiren bu kesimin bankalardan aldıkları kredi oranı, sadece yüzde 4’tür. Bu oranın Fransa’da yüzde 48, Japonya’da yüzde 50, Almanya’da yüzde 35, Amerika Birleşik Devletlerinde yüzde 43, Güney Kore’de yüzde 47 hatta Hindistan’da bile yüzde 15 olduğu gözöne alınırsa, esnaf ve sanatkârların Türkiye’de hiç desteklenmediği, ihmal edildiği açıkça görülür.

1950 ilâ 1999 yılları arasında, 49 senede, esnaf ve sanatkârlara kullandırılan kredi toplamının sadece 330 trilyon olduğu gerçeği ve bunun, batık bankalardaki katrilyonlarla mukayesesi, bu ihmali açıkça ortaya koyar.

Halbuki, Avrupa Birliği ülkeleri, bu kesimin altyapı yatırımlarına, modernizasyon çalışmalarına, endüstriyel projelerine, meslekî eğitim faaliyetlerine, ihracatlarına yüzde 23’lere varan kredi desteği verirken; arsa ve binayı finanse eden leasing imkânı, yüzde 6 faizli yatırım kredileri ve yüzde 11 faizli işletme kredileriyle destek olmaktadır.

1999 yılında yaşanan ekonomik istikrarsızlık, esnaf ve sanatkârlarımızı büyük ölçüde etkilemiştir. Esnaf ve sanatkârlarımız geçmiş yıllarda tahakkuk edip de ödeyemedikleri vergi borçlarını ödeme güçlüğü çekerken, yeni vergi yükleriyle karşılaşmıştır. Ülkemizi yasa boğan Marmara depreminin yaşanması, çek ve senetlerinin ödenmemesi, peşin vergi gibi yükümlülüklere deprem vergisinin yüklenmesi, KDV oranlarının yükseltilmesi, esnaf ve sanatkârlarımızı, kepenk kapatmaktan işyeri kapatmaya yöneltmiş; hatta, yer yer intiharlar söz konusu olmuştur.

KDV konusunda hata yapılmıştır. Verginin türü ne olursa olsun, yükseldikçe tahsilatı zorlaşmaktadır. KDV oranları, yeniden gözden geçirilmelidir. Esnaf ve sanatkârların ödenmemiş vergi borçları taksitlendirilmelidir. Esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri kanalıyla esnafa kullandırılan plasmanlar kredi limitleri artırılmalı; iskonto, tesis, teminat mektubu, işletme ve istihdamı destekleme kredilerindeki faiz oranları, hükümetin öngördüğü yıllık enflasyon oranı olan yüzde 25’in altına muhakkak çekilmelidir; kredi vadeleri uzatılmalıdır.

Sağlıklı kentleşmenin gerçekleştirilmesi ve sanayide bütünleşmenin sağlanması amacıyla, kent içinde kalmış birçok meslek gruplarının kent dışına çıkarılması; Avrupa Birliği normlarına uygun, rakipleriyle her sahada rekabet yapabilecek miktar, standart ve kalitede üretim yapabilecek küçük ve orta ölçekli sanayi siteleri kuruluşu, merkezî ve yerel yönetimlerce desteklenmelidir. Küçük sanayi sitelerinde, üretim, temin ve pazarlama kooperatifleri teşvik edilmelidir.

Çıraklık eğitim sisteminde, öğrenciler, 3 ilâ 4 yıl kalfalık, 3 ilâ 4 yıl da ustalık eğitimi alarak 6 ilâ 8 yıl eğitim görmekte; ama, ilkokul mezunu gibi muamele görmektedirler. Bu sistemin de cazip hale getirilmesi konusunda düzenleme yapılmalıdır.

8 Ocak 2000 günü, Hazineden sorumlu Devlet Bakanı tarafından, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasının, Halk Bankasının, Emlak Bankasının özelleştirileceği; Ziraat Bankasının çiftçilere, Halk Bankasının esnaf ve sanatkârlara verileceği müjdelenmiştir. Mart sonuna kadar, Türkiye’de kurulu kooperatiflerin genel kurullarında, Halk Bankasının esnaf ve sanatkârlara devri için yönetim kurullarına yetki işlemi tamamlanacaktır. Şu an, kooperatiflerde, bloke sermayede 30 trilyon, güçlendirme fonunda 25 trilyon, kooperatifler mevduat hesabında 175 trilyon olmak üzere toplam 230 trilyon nakit mevcuttur; buna, taşınmaz mallar dahil edilmemiştir. Halk Bankasının sermayesi, 25 trilyondan 250 trilyona çıkarılmış olmasına rağmen, taahhüt edilen sermaye bankaya ödenmemiştir. Banka, esnaf ve sanatkârlara kredi vermekte zorlanmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun efendim, 1 dakikalık eksüre veriyorum; toparlayın.

AHMET SÜNNETÇİOĞLU (Devamla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Halk Bankasının 250 trilyon sermayesinin bankaya ödenerek sermayenin 1 katrilyona yükseltilmesi, Halk Bankasının kısmen ortaklığı kalmak şartıyla özelleştirilerek, gerçek sahipleri olan esnaf ve sanatkârlara verilmesi, şaibesiz ve dedikodusuz, gerçek özelleştirmenin örneği olacaktır.

Dökümcü esnafı, ihtiyaçları olan döküm kokunu, Karabük Demir Çelik İşletmelerinin üretimini durdurması sebebiyle İskenderun Demir Çelik İşletmelerinden temin etmektedirler; ancak, burada, bedel nakit ödendiğinden kooperatifler zorlanmaktadır, vadeli satış talepleri vardır.

Esnaf genel müdürlüğü kurulması çalışmalarını takdirle karşılıyoruz. Esnaf bakanlığını özlediğimizi belirtiyoruz.

Yayın kuruluşlarının vermiş olduğu promosyonlara müdahale edilmesi, herkesin mesleğini yapması açısından önemlidir.

Bakkal esnafını, şehirlerin merkezlerinde kurulan hipermarketler zor durumda bırakmaktadır. Bu bakımdan, hipermarketlere şehirlerin merkezlerinde izin verilmesi tekrar gözden geçirilmelidir.

Bu vesileyle, Yüce Meclisi selamlıyorum, saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Sünnetçioğlu.

Gündemdışı konuşmaya yanıt verecek Sayın Bakan?.. Yok.

Gündemdışı üçüncü söz, bazı gazete ve bir televizyon kanalında yapılan iftira nitelikli, gerçekdışı yayınlar hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisini aydınlatmak üzere söz isteyen Sinop Milletvekili Sayın Yaşar Topçu’ya aittir.

Buyurun Sayın Topçu. (ANAP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika.

3. – Sinop Milletvekili Yaşar Topçu’nun, bazı gazetelerde ve bir televizyon kanalında yapılan iftira nitelikli, gerçekdışı yayınlara ilişkin gündemdışı konuşması

YAŞAR TOPÇU (Sinop) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir misyoner sadakati içinde 30 yılı aşkın bir süredir ülkeme ve milletime hizmet etmeye çalışıyorum.

İki defa, hükümet üyesi olarak devletin en büyük bakanlıklarının başında bulundum. Bu hizmetlerin şerefini, her vatansever gibi bendeniz de şerefle taşıyorum. Allah’a olan can borcumuzu verdiğimiz zaman, çocuklarımıza bırakabileceğimiz miras, mal, mülk değildir; şerefimizdir, haysiyetimizdir. Bizim gibi ülkesine hizmet aşkıyla dolu, binlerce, onbinlerce, milyonlarca insanın bırakacağı miras da bu yüksek değerlerdir.

Bu çatı altında dört dönemdir kesintisiz görev yapan ve devletin yüce makamlarını işgal etmiş, devletin verdiği aylıklarla hayatımı sürdürmeye çalışırken ve Parlamentonun şerefli bir üyesi olarak yaşarken; geçen hafta, Nesim Malki cinayetinin azmettirici sanığı olarak tutuklu bulunan Erol Evcil’e atfen, Radikal ve Posta Gazetelerinde, Türk Hava Yollarına alınan uçaklardan 55 milyon dolar komisyon ve avantayı Sayın Cavit Çağlar ve o dönemde Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı olan arkadaşım Sayın Erman Yerden’le beraber aldığımız ve paylaştığımız yazıldı.

LEVENT MISTIKOĞLU (Hatay) – Şerefsiz bunlar.

YAŞAR TOPÇU (Devamla) – Sonra da, hafta sonunda, Kanal 6 Televizyonunun “Objektif” programında Kadir Çelik isimli programcının “bir yıl önce Erol Evcil’le ropörtajı” adı altında banta alınan savunması tekrar verildi. Bu programı banda alıp deşifre ettikten sonra gördüm ki, Kadir Çelik doğrudan söyleyemediği sözleri, kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış bir adama, öldürtülen Nesim Malki’yi delil göstertip söyletiyor. Erol Evcil direniyor “elimizde belge yok suçlamayalım” diyor. Yayımcı Kadir Çelik ısrarlı “söyle canım, sen belgeyi görmüşsün, ne çıkar” diyor. Erol Evcil ihtiyatlı “biri bakan, biri milletvekiliydi” diyor. Sonra, bu kişi polisteki ifadesinde direnmekten vazgeçiriliyor ya da vazgeçiyor “Bakan olan Yaşar Topçu’ydu, milletvekili olan Cavit Çağlar’dı” diyor.

Ben, bu gündemdışı sözü Erol Evcil gibi, adam öldürmeye azmettirmek, banka dolandırmak, karapara aklamak, bir mafya şefiyle işbirliği ve şantaj yapmak gibi bir sürü eylemle itham edilen bir adamın sözlerine cevap için almadım. Söz alışımın sebebi şudur: Şerefli insanların şeref ve haysiyetini basında ve televizyonlarda tezgâhlayıp pazarlayan, bunu bir sektör haline getirip bundan para kazanan şerefsiz, şerefsiz basın ve televizyon yapımcıları türemiştir; bunun için söz aldım. (ANAP sıralarından alkışlar) Bu yolla, gazete ve televizyonlardan para kazanan; ama, rahatsız olmayan patronlar var, bunları vurgulamak için söz aldım. Çünkü, bu şeref ve haysiyet tacirleri, her önemli olayda, hemen bir tezgâh ve senaryo kurup, önemli olayları içinden çıkılmaz hale getiriyor ve bundan milyarlar kazanıyor; çünkü, onlar, çocuklarına şeref ve haysiyet değil, mal mülk bırakacaklar!

Yıllardır, yolsuzluk çalkantılarının içinde toplumda bu ticaretin meraklısı ve alıcısı çoğalmıştır. Bu basın ve televizyonlar, söyledikleri ve yazdıkları gibi, o gazetelere logolarını koydukları gibi, Basın Ahlak Yasasına uyma sözlerinde dursalar, o zaman Erol Evcil’in bu sözlerini haber diye aktarmak yerine, sadece 30 saniye harcayıp, 7 tane tuşa bastıktan sonra, Türk Hava Yollarıyla görüşürler, bu kuruluşun 1990 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla, ben Ulaştırma Bakanı olmadan bir yıl önce, birbuçuk yıl önce, Ulaştırma Bakanlığından alınıp, Başbakanlık Özelleştirme İdaresine verildiğini öğrenebilirlerdi. Ayrıca, benim Ulaştırma Bakanı olduğum dönemde, bu kuruluşun veya ona bağlı Türk hava taşımacılığının hiçbir şekilde uçak almadığını öğrenebilirlerdi. Hatta, bunu belki de biliyorlar, bildikleri halde bu bilgilerini kullanmıyorlar; çünkü, kullanırlarsa, o zaman bu tür spekülatif şeref ve haysiyet tacirliği yapamayacaklar, para kazanamayacaklar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Sayın Topçu, size 1 dakika eksüre veriyorum; lütfen tamamlayın.

YAŞAR TOPÇU (Devamla) – Bitiriyorum.

Esasen, bu işleri basın ve televizyonlar adına yürüten bu şerefli insanların şerefine saldırmayı, artık, Türkiye Büyük Millet Meclisi korumanın bir yolunu bulmalıdır. Bunu, ben, şahsımla ilgili olarak söylemiyorum; bütün şerefli insanlar için söylüyorum.

Yalnız, buradan, sözlerimi tamamlamadan -Değerli Başkan müsamaha etti- bir çift sözüm var. Bu insanların kazandıkları milyarlarda, benim ve benim gibi şerefli insanların, kullanılan şeref ve haysiyetlerinden doğan hakları var. Bu haklarımı, ben, kendi payıma haram ediyorum. Başka bir şey daha; Cenabı Hak beni dinliyor, inşallah, çoluğunuzdan çocuğunuzdan çıkar diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Topçu.

Gündemdışı konuşmaya yanıt verecek sayın bakan?.. Yok.

Sayın milletvekilleri, Başkanlığın Genel Kurula diğer sunuşları vardır.

Bir Meclis araştırması önergesi vardır; okutuyorum:

B) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1. – Afyon Milletvekili Müjdat Kayayerli ve 47 arkadaşının, Türkiye’nin Avrupa Birliğiyle ilişkilerinin incelenerek, AB üyesi ve aday ülkelerdeki Türklerin sosyal, ekonomik, kültürel ve eğitsel sorunlarının araştırılması ve çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/125)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye’nin Avrupa Birliğine girme sürecinde, Avrupa Birliği ve AB ülkeleri ile ilişkilerinin incelenerek, yeni uygulanacak strateji ve dış politikanın tespit edilmesi; AB üyesi ülkelerde ve aday ülkelerde yaşayan Türklerin sosyal, ekonomik, kültürel ve eğitim ile ilgili sorunlarının belirlenmesi ve çözüm yollarının araştırılması amacı ile Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılması için gereğini arz ederiz.

Saygılarımızla.

1- Müjdat Kayayerli (Afyon)

2- İsmail Köse (Erzurum)

3- Ömer İzgi (Konya)

4- Enis Öksüz (İçel)

5- Faruk Bal (Konya)

6- Kürşat Eser (Aksaray)

7- Nazif Okumuş (İstanbul)

8- Beyhan Aslan (Denizli)

9- Agâh Oktay Güner (Balıkesir)

10- Şevket Bülend Yahnici (Ankara)

11- Ayfer Yılmaz (İçel)

12- Yılmaz Karakoyunlu (İstanbul)

13- A. Ahat Andican (İstanbul)

14- Oktay Vural (İzmir)

15- Masum Türker (İstanbul)

16- Mehmet Hanifi Tiryaki (Gaziantep)

17- Gaffar Yakın (Afyon)

18- Uluç Gürkan (Ankara)

19- Gönül Saray Alphan (Amasya)

20- Tayyibe Gülek (Adana)

21- Abdurrahman Küçük (Ankara)

22- Bozkurt Yaşar Öztürk (İstanbul)

23- İsmail Hakkı Cerrahoğlu (Zonguldak)

24- Osman Fevzi Zihnioğlu (Sakarya)

25- Armağan Yılmaz (Uşak)

26- Nevzat Taner (Kahramanmaraş)

27- Lütfi Ceylan (Tokat)

28. Hasan Basri Üstünbaş (Kayseri)

29. Mükkerrem Levent (Niğde)

30. Hasan Kaya (Konya)

31. Ahmet Aydın (Samsun)

32. B. Suat Çağlayan (İzmir)

33. Nesrin Ünal (Antalya)

34. Ediz Hun (İstanbul)

35. Cezmi Polat (Erzurum)

36. Mustafa Zorlu (Isparta)

37. Vahit Kayrıcı (Çorum)

38. Hüseyin Akgül (Manisa)

39. Mustafa Enöz (Manisa)

40. Orhan Şen (Bursa)

41. İbrahim Halil Oral (Bitlis)

42. Hakkı Duran (Çankırı)

43. Mustafa Haykır (Kırşehir)

44. Arslan Aydar (Kars)

45. Mesut Türker (Yozgat)

46. Nail Çelebi (Trabzon)

47. Mehmet Serdaroğlu (Kastamonu)

48. Ali Tekin (Adana)

Gerekçe:

Avrupa Birliği, bütünleşme hedefine aşamalı bir yaklaşımla adım adım ilerleyen kendine özgü bir bölgesel entegrasyon modelidir. Birliğe üye olan ülkelerin egemenliklerinin kısıtlanması söz konusudur. Avrupa Birliği hukuku, üye ülkelerin iç hukuklarının üzerinde yer almaktadır. Bir başka ifadeyle, Avrupa Birliğine yeni üye olan ülkelerin iç hukuklarını Avrupa Birliği mevzuatına uydurması zorunludur. Türkiye de aday ülke olduğuna göre gereken hazırlıklar bir an önce başlatılmalıdır.

Avrupa Birliği mevzuatına uyum çalışmaları yapılırken, millî menfaatlarımızdan ödün verilmemelidir. Avrupa Birliğinin özellikle laik ve demokrasiyle idare edilen bir ülke olan Türkiye ile ilgili çifte standartlı yaklaşımları herkes tarafından bilinen bir olgudur.

Hükümet üyelerince Türkiye’nin Avrupa Birliğine tam üyeliği konusunda çelişkili tarihler verilmektedir. Avrupa Birliği tarafından da kesin bir tarih ifade edilmemektedir. Bu konudaki Türk dış politikasının ve Avrupa Birliğine yönelik stratejilerin bir an önce tespit edilmesi Türkiyemizin menfaatına olacaktır.

Avrupa Birliği organlarının çifte standartlı bir yaklaşım sergilediği konuların başında ise, bu ülkelerde yaşayan Türk soylu vatandaşlara yapılan uygulamalar gelmektedir. Özellikle Türk işçileri bu ülkelerde “üçüncü sınıf” bir muameleye tabi tutulmaktadır. Birlikle yakın ilişkileri bulunmayan diğer bazı ülkelerle Türkler aynı statüye konulmaktadır. Bu konularda hükümetin daha aktif girişimlerde bulunması gerekir.

1957 tarihli Roma Antlaşması çerçevesinde Türkiye-Avrupa Birliği Ortaklık Antlaşması 1963 yılında Ankara’da imzalanmıştır. Antlaşma gereğince, Avrupa Birliği, Türk işçilerine serbest dolaşım hakkını tanıması gerekirken, bu yükümlülüğünü yerine getirmeyerek de çifte stantartlı bir uygulama içine girmiştir. Hükümetin Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşlarının sorunları karşısında daha aktif ve yapıcı bir çalışma başlatması şarttır.

Avrupa Birliği üyesi ülkelerde ve AB’ye üye olacak aday ülkelerde ikamet eden Türk soylu vatandaşlar yaşadıkları sorunlar karşısında haklı şikâyetlerde bulunarak muhatabı bulamamaktan yakınmaktadır. Bunun için de AB ülkelerinde yaşayan insanlarımız hükümetin konuya el atmasını beklemektedir.

Ayrıca, Türkiye, Avrupa Savunma ve Güvenlik Kimliği adı altında kurulması düşünülen Avrupa Ordusu Projesinden de soyutlanmakla karşı karşıyadır. Bu konuda bölgesinde büyük bir güç olan Türkiye gerekli kararlılığını göstermelidir.

Yukarıda açıklanan gerekçelerle bir Meclis araştırması komisyonu kurulmasında büyük yararlar olacaktır.

BAŞKAN – Önerge, bilgilerinize sunulmuş olup, gündemdeki yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması hususundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Komisyondan istifa önergesi vardır; okutuyorum:

C) TEZKERELER VE ÖNERGELER

1. – Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in, Adalet Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/158)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İşlerimin yoğunluğu sebebiyle, üyesi bulunduğum Adalet Komisyonundan istifa ediyorum.

Gereğini arz ederim. 2.3.2000

Süleyman Turan Çirkin

Hatay

BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.

Sayın milletvekilleri, biliyorsunuz, bugün saat 16.20 civarında, Ürdün Kralı Abdullah Bin Al Hüseyin, Genel Kurulumuzda sizlere hitaben bir konuşma yapmayı düşünmektedirler. Genel Kurulumuzda bu konuşmanın yapılabilmesi için, sizlerin kabulüne ihtiyacımız vardır.

Bu nedenle, Sayın Abdullah Bin Al Hüseyin’in Genel Kurulumuzda sizlere hitaben yapacağı konuşmayı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Bu arada şunu da ifade edeyim. Genel Kurulumuzun arka bölümlerindeki ışıklar, Kralın konuşması sırasındaki simultane tercüme nedeniyle -cihazlar nedeniyle- yakılamamaktadır. O nedenle, o hususu bilgilerinize sunayım.

O arada, Sayın Kralın konuşması sırasında, bazı arkadaşlarımızın -olabilir ki, cep telefonları açık olur- cep telefonlarının açık olması da cihazları olumsuz yönde etkilemektedir. Ben, arkadaşlarımdan, özellikle, bugün için olsa bile, Genel Kurulda cep telefonlarını kapatmalarını hassaten rica ediyorum.

Demokratik Sol Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Anavatan Partisi gruplarının, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş müşterek bir önerisi vardır; önce okutup işleme alacağım, sonra oylarınıza sunacağım:

IV. – ÖNERİLER

1. – Genel Kurulun çalışma gün ve saatleriyle gündemdeki sıralamanın yeniden yapılmasına ilişkin DSP, MHP ve ANAP gruplarının müşterek önerisi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 7 Mart 2000 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda, siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, gruplarımızın ekteki müşterek önerilerinin, Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ve teklif ederiz.

Saygılarımızla.

Mehmet Emrehan Halıcı İsmail Köse Beyhan Aslan

DSP Grup Başkanvekili MHP Grup Başkanvekili ANAP Grup Başkanvekili

Öneriler:

Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmının 16 ncı sırasında bulunan 50 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 5 inci sırasına, 51 inci sırasında bulunan 167 sıra sayılı kanun tasarısının 6 ncı sırasına, 87 nci sırasında bulunan 302 sıra sayılı kanun tasarısının 7 nci sırasına, 5 inci sırasında bulunan 307 sıra sayılı kanun teklifinin 8 inci sırasına, 6 ncı sırasında bulunan 214 sıra sayılı kanun tasarısının 9 uncu sırasına, 138 inci sırasında bulunan 367 sıra sayılı kanun tasarısının 10 uncu sırasına ve 139 uncu sırasında bulunan 368 sıra sayılı kanun tasarısının 11 inci sırasına alınması; 7 Mart 2000 Salı günü zlü sorular ile diğer denetim konuları ve 8 Mart 2000 Çarşamba günü sözlü soruların görüşülmemesi, 7 Mart 2000 Salı günü de (bugün) kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi, Genel Kurulun 8 Mart 2000 Çarşamba ve 9 Mart 2000 Perşembe günleri 13.00-20.00 saatleri arasında çalışması önerilmiştir.

BAŞKAN – Öneriyi okuttum.

Lehinde, aleyhinde söz isteyen?..

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, ben aleyhinde söz istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Genç.

Süreniz 10 dakika .

KAMER GENÇ (Tunceli) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidar partisi, devamlı, denetimden kaçmaktadır. Bakın, aşağı yukarı birbuçuk aya yakın bir süredir, bu kürsüde, maalesef, sorular sorulmamaktadır. Sorularda da, gerçekten, çok önemli konular var. Bu konular devamlı ertelenmektedir. Bence, bir iktidarın denetimden kaçması, o iktidar için büyük bir ayıptır. Eğer, sayın milletvekilleri, Türkiye’nin yönetimiyle ilgili olarak yapılan birtakım işlemlerde suiistimaller olduğu konusunda basında veya herhangi bazı organlarda, bazı ciddiye alınabilecek nitelikte iddialar varsa, bu iddiaların burada cevaplandırılması lazım. Aksi takdirde, bunlardan kaçarak, bu iddiaların altındaki ayıptan kurtulamazsınız. O itibarla, devamlı, soru ve denetim konularından kaçmamak lazım.

Şimdi, öncelikle, Anayasa değişikliğiyle ilgili, kamuoyunda hergün çok önemli problemler dolaşmaktadır; uzlaşma komisyonu, bu arada, çalışmalarına devam etmektedir. Burada, Türkiye’nin rejimi ile laik cumhuriyetin bütünlüğü ile devletin bütünlüğüyle yakından ilgili, basına intikal eden veya günlük konuşulan çok önemli pazarlıklar vardır. Öyle bir izlenim yaratılıyor ki, laik Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bütünlüğü, bir makam uğruna, âdeta, ortadan kaldırılıyor; devletin geleceği, rejimin geleceği tükenmeye götürülüyor; devlet bir kaosa sürüklenmek isteniyor ve laik Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bütünlüğünü korumak, sanki, artık gözardı ediliyor, birtakım kişilere, bazı makam ve mevkilerde bulunmak için her türlü fedakârlıklar yapılıyor. Gerçekten, şimdiye kadar, bunun, değil bu kürsülerde dile getirilmesi; değil bu Meclis çatısı altında dile getirilmesi, bunu düşünmek bile, Türkiye için, onu düşünen insanlar için çok büyük bir ayıptı. Bunun, demokratikleşmeyle, insan haklarıyla hiçbir ilgisi yok ve bunun, haftalarca, günlerce basında böyle ön sıralara çıkarılması, bence, hiç de hoş olmayan davranışlardır.

Bu Meclisin, Anayasaya göre bir çalışma usulü vardır; bu çalışma usulünde rejimi tehlikeye sokacak veyahut da cumhurbaşkanı seçiminde rejimi tehlikeye sokacak hiçbir olay yok. Hiçbir olay olmadığı halde, sunî bir kriz yaratmaya ve bu sunî kriz nedeniyle de bu Meclisin kamuoyunda yükselen prestijini düşürmeye hiç kimsenin hakkı yok; hele, iktidar partisi gruplarının hiç hakkı yok. Onun için, efendim, şu adamla ben çalışırım, bu adam bana bunalım çıkarmaz, ben bununla anlaşırım; yok efendim, dünya değişti ben değiştim, dünyanın manevî lideri gibi laflar, Türkiye Halkına, Türk Halkına ve Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı yapılan en büyük haksızlıktır. Birileri, bunu, bu haksızlıkları; yani, bu lafları, kendi kişiliklerine yakıştırabilirler; ama, biz de bu Meclisin bir üyesi olduğumuz için, bu söylenilen sözlerden ciddî surette rahatsız oluyoruz. Bu memlekette Türk Halkının her ferdinin, kendi bilgisinin, görgüsünün, tahsilinin, hayat tecrübesinin gerektirdiği her görevi yapmaya hakkı vardır, liyakati de vardır. Bir kimseye herhangi bir görev vermedikten sonra o kişinin o görevi yapıp yapamayacağı nereden malum?

Sayın milletvekilleri, bir başsavcı çıkıyor diyor ki “efendim, laik rejimi savunmayı, yalnız, savcılar ve askerlere bırakmayın.” Bu, çok büyük, ağır bir ithamdır Türkiye için ve özellikle, Türkiye Büyük Millet Meclisi için de büyük bir ithamdır. (FP sıralarından alkışlar) Niye ithamdır; çünkü, biz, laik Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bütünlüğünü koruma konusunda yemin ettik. Şimdi, bu yeminin arkasında duracak mıyız durmayacak mıyız? Bazı arkadaşlarımız -benim sözlerimi de gayet iyi anlamanızı istiyorum- derlerse ki, siyasî parti kapatmayı kaldıralım; hay hay kaldıralım... Siyasî parti... Kaldırmayı kabul edeceksiniz; ama, devletin temel nizamını ortadan kaldıracak sebepler dışında kapatacaksınız; bu mümkün değil; bu, takıyye yapmak demektir. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin geleceğini karanlığa sürüklemektir. Yani, ne demek; 69 uncu maddede, laikliğe aykırı davranışları ortadan kaldıracaksınız, odak olma halini ortadan kaldıracaksınız, neye göre parti kapatacaksınız? Zaten, Türkiye’nin başında iki tehlike var; birincisi, Türkiye’nin bütünlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik terör hareketleri; ikincisi, irtica hareketi; işte, Hizbullah!

Şimdi, bir arkadaş çıktı “camilerimiz kışlalarımız, minarelerimiz süngülerimiz, oradaki halk, müminler bizim askerimiz” dedi. Hem, bu lafı nerede söyledi; Hizbullah’ın örgütlendiği mahalde söyledi. Ondan sonra, kendisine denildi ki yahu, sen şiir okudun tuttular, kendisini hapse attılar. Bana göre, haksızlık yaptılar; kişi biliyormuş o gün, öyle bir tehlikenin olduğunu; yani, camilerin kışla olacağını, minarelerin süngü olacağını, oradaki müminlerin asker olacağını bilmiş. Ben, şahsen, o kişiye ceza vermenin haksızlık olduğunu... Çünkü, bildiği bir olayı kamuoyuna açıklamış; ama, getirdiler, o kişiye ceza verdiler, bana göre, büyük haksızlık yaptılar.

Değerli milletvekilleri, bakın, bu memlekette, bir orduyu donatacak şekilde birtakım silahlar bulunuyor. Bu silahların parası nereden geliyor? Bu silahlar nasıl gelmiş Türkiye’ye; kimler buna aracılık yapmış? Bizim nefeslerimiz dahi kontrol edilirken, yani, telefonlarımız dinlenirken, her türlü adımımız kontrol edilirken, acaba, niye bu kadar silah Türkiye’ye girmiş; bu silahlar, silah koleksiyonu yapmak için mi girdi; hayır, bir gün, bir yerde, bir işaret verilecekti; hatta, belki bir cuma günü, cuma namazında bir tahrik yapılacaktı “vay efendim, camiye saldırıldı” diye, ondan sonra, silahı kapan sokağa saldıracaktı. Bunlara, bu Meclisin, artık, hiç zaman kazandırmadan, bu olayın üzerine gitmesi lazım. Bunlar, rejimin temeli tehlikedeyken, rejimin özü tehlikedeyken, temel hak ve özgürlükler tehlikedeyken, bizim, tutup da, daha, böyle, teferruatlı, ayrıntılı, hiç önemsenmeyen olaylarla ilgilenmemiz, bu Meclisi bununla meşgul etmemiz, bence yerinde bir davranış değildir. Onun için, ben, şunu özellikle rica ediyorum bu hükümetten; lütfen, evvela, bu denetim konusunu Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminden çıkarmayalım; çıkarıyorsanız, o zaman, İçtüzüğü tümüyle değiştirelim, soru, gensoru, Meclis araştırması, Meclis soruşturması görüşülmez deyin.

Sonra, soruşturma önergeleri geçen dönemden kalmış -öyle bir acayip uygulamayla- o soruşturma önergelerinden üçünün raporu belirlenmiş, gelmiş buraya, o raporları hükümsüz sayıyorsunuz, yeni bir soruşturma komisyonu kuruluyor. Yeni gelen İçtüzükte de, soruşturma komisyonları, soruşturma konusu... Eğer, bu İçtüzük burada değiştirilirse, eğer Meclis yenilenirse soruşturma konusu olan olaylar da, onlar da hükümden düştüğüne göre, o zaman, bu insanları niye meşgul ediyoruz ben anlamıyorum. Yani, yeni bir İçtüzük değişikliği geliyor Türkiye Büyük Millet Meclisine, daha önce seçimlerin yenilenmesi dolayısıyla, verilen soruşturma önergeleri sonuçlandırılmamışsa, o, burada kadük olacağına göre, yeniden, hergün, burada, birtakım arkadaşlarımızın soruşturma komisyonu üyelerini seçip de, onları tekrar getirip, burada istifa ettirmenin de bir anlamı yok. O bakımdan, bence birtakım şeyler dönüyor. Mesela -daha önce de söyledim- Mesut Yılmaz’ın Türkbank ihalesinde, getiriyorlar, en yakın arkadaşını o komisyonun başkanlığına tayin ediyorlar. Ki, ben, Sayın Yılmaz Karakoyunlu’nun Sayın Mesut Yılmaz’la çok yakın olduğunu, hatta konuşmalarının bir kısmının onun tarafından yazıldığını biliyorum. Böyle bir arkadaşlık ilgisi olan insanı, kendisinin iktidarda başbakanlıktan düşmesini sağlayan bir gensoruda, düştükten ve sonra, kendisi hakkında verilen bir soruşturma önergesinin kabul edilmesi üzerine, o komisyonun başkanlığına, soruşturma komisyonunun başkanlığına o kişiyi getirmek bence haksızlık. Yine, bir soruşturma komisyonunun başına getirilen bir kişinin, yine, geçmişte, birtakım öldürme olaylarına katıldığı konusunda iddialar var.

Sayın arkadaşlarım, sayın milletvekilleri; eğer, bu Meclis, birtakım ciddî şeyler yaparsa; yapması lazım; yani, komuoyunda da, göz boyayıcı birtakım davranışlar içinde olmamamız lazım. Onun için, yani, grupları yöneten arkadaşlarımızın, gruptaki milletvekili arkadaşlarımızın, lütfen, bu Meclisin...

BAŞKAN – Sayın Genç, 1 dakika eksüre veriyorum efendim.

KAMER GENÇ (Devamla) – ... Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygınlığını artıracak, Türkiye Büyük Millet Meclisini kamuoyunda küçük düşürmeyecek, halkın gerçek ihtiyaçlarını sağlayacak nitelikte işlem tesis etmesi, kanun çıkarması ve böyle bir çalışma içinde olması lazım. Sokağa çıktığımız zaman, insanlar, gerçekten, neredeyse saldırıyorlar bize. Bir yandan insanlar aç, çıplak, işsiz; bir yandan da, biz, ülkedeki bu sıkıntıları görmüyoruz ve ülkedeki bu sıkıntıları düzeltme konusunda ciddî bir uygulama da yapmıyoruz; kendi kendimizi kandırıyoruz, zannediyoruz ki halkı kandırıyoruz, göz boyayan birtakım uygulamalar yapıyoruz; ama, göz boyama uygulamalarını, maalesef, halk yutmuyor; yutmadığı için de, ne olacak; belki, burada, bu salonda çok aykırı sesler çıkmıyor; ama, aykırı seslerin çıkmaması nedeniyle burada hissedilen rahatlık, yarın çok büyük sıkıntıya mal olabilir

Saygılar sunarım efendim. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Genç.

BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Sayın Başkan, aleyhinde konuşmak istiyorum.

BAŞKAN – Aleyhinde olmak üzere; buyurun Sayın Arınç.

BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Muhterem Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Hükümete mensup parti gruplarının müşterek önerisi üzerine, doğrusu, söz almak istemedim. Sayın Başkan ilk işaret ettiğinde de, karşıdan, konuşmayacağımı belirtmiştim; ama, iki konu önem kazandı, onun için birkaç dakika da olsa vaktinizi almak istiyorum.

Demokratik Sol Parti, Anavatan Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi Gruplarının müşterek bir önerisi var gündemin ve çalışma saatlerinin yeniden tanzimiyle ilgili.

Bugün denetim günüdür; zaten, basılı gündemde de -dün elimize geçmişti- eğitim sorunlarıyla ilgili bir Meclis araştırmasına bugün devam edilecekti ve bir saat sözlü sorular görüşülecekti, bu kaldırılıyor; yarından itibaren de 13.00-20.00 saatleri arasında, yine, gündemdeki pek çok kanun tasarı ve teklifleri yer değiştiriyor. Bunlardan bir tanesi, sürekli birinci sırada yerini koruyan Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısıdır; ne hikmetse, birinci sırada olmasına rağmen, oturulmuyor; Tarım Bakanlığı ile Çevre Bakanlığı arasındaki çekişmenin sona ermesini bekliyor. İkinci sırada, geçen haftadan yarım kalmış bir tasarı var, herhalde bugün görüşülecek. Üçüncü ve dördüncü sıralarda Romanya’yla ilgili uluslararası sözleşmeler bulunmaktadır. Onların arkasından Makedonya’yla yapılmış -belki konuları farklı- üç tane uluslararası sözleşme gelmektedir. Daha sonra, on ve onbirinci sıralarda da, daha birkaç gün evvel dağıtılmış bulunan organize sanayi bölgeleri ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığıyla ilgili bir kanun görüşülecektir. Her defasında bu yapıldığı için ve her defasında da, biz, usanmadan, üşenmeden bunun yanlışlığını söyleye söyleye, artık, gerçekten üzülür durumdayız, sıkılır durumdayız; çünkü, gündem günübirlik değiştirilmektedir, takibinde zorluk çekilmektedir, tasarı ve teklifler yeterince hazırlık yapılmadan görüşülmeye çalışılmaktadır. Bu iktidar bunu âdet haline getirdi, devam ediyor, bütün konuşmalara, bütün ikazlara, bütün haklı ve samimî eleştirilere kulağını tıkamaya devam ediyor. Tutanaklarda bunlar var, bir defa daha söylüyorum.

İkinci bir konu, biraz evvel söz alan Sayın Kamer Genç’in konuşmasında dikkatimi çeken bir hususla ilgilidir. Bundan sonra Sayın Genç’i -çok da sıklıkla yapmıyorum ama- alkışlarken daha hasis davranacağım; çünkü, bir cümlesini alkışlama ihtiyacı duydum, arkasından gelen cümleler beni bu alkışımı geri almak mecburiyetinde bıraktı.

Değerli arkadaşlarım, bir yanlış söz var, o da şudur: Biz, söylenmek istenen ve verilmek istenen mesajı alıyoruz. Bir defa, evet, denetim konuları ihmal ediliyor, bunda Sayın Genç haklıdır, bu, bizim müşterek düşüncemizdir. Bu Meclisin iki önemli fonksiyonu var; birisi yasama, birisi denetimdir. Zaman zaman salı günlerinde hem soruları görüşmemek suretiyle hem de araştırma ve genel görüşmelere fırsat vermemek suretiyle bunu ihmal ediyoruz. Bakınız, arkadaşlarımızın, eğitimle ilgili bir araştırma önergesi üç haftadır bitirilmeyi bekliyor; buna, henüz sıra gelmedi.

Hizbullahla ilgili birkaç söz söylediler; burada birkaç yanlışlık var. Bir defa, Hizbullah konusu operasyonla başladıktan ve bu vahşet ortaya çıkarıldıktan sonra, Meclisin bir araştırma komisyonu kurması ve bu konuda, dış ve iç bağlantıları da dahil olmak üzere, ne zaman kuruldu, hangi eylemlerde bulundu, bunun siyasî ve diğer konularının da araştırılması maksadıyla ilk araştırma önergesini biz verdik ve bu konuda Parlamentoyu göreve davet ettik; ama, pek çok araştırma ve genel görüşme önergesi sırada yerini beklemektedir. Bir iki defa Danışma Kurulunu teşvik etmek, tahrik etmek suretiyle bu konunun acilen gündeme alınmasını arkadaşlarımızdan rica ettik; ama, o günlerde bir başka olay gündeme geldiği için bu talebimiz haklılık kazanmadı.

Değerli arkadaşlarım, merhum Ahmet Taner Kışlalı olayından sonra -ekim ayında, zannediyorum, olmuştu- önerge vererek, geçmiş faili meçhul cinayetlerle, Susurluk’la ve diğer konulardaki araştırma önergeleri de ele alınmak suretiyle ve hatta araştırma komisyonunun İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddelerindeki yetkilerinin de yetersiz olduğunu düşünürek, yeni İçtüzük değişikliğinde bu konuda daha geniş yetkilere ihtiyaç duyduğumuzu da ifade ederek, Meclisin olaya el koymasını istemiştik; ama, hem Kışlalı suiskastı hakkındaki önergemiz hem de Hizbullah örgütüyle ilgili olarak verdiğimiz önerge görüşülemeden gündemdeki sırasını bekliyor. Değerli arkadaşlarım, denetim, ihmal edilmemesi gereken bir konudur; parlamenter olarak birinci vazifemiz içerisinde bu bulunmaktadır.

Bir arkadaşımızın Siirt’te yaptığı bir konuşma sebebiyle, sanki olay yeri çok özenle seçilmiş gibi bir cümle kullanıldı. Siirt, Anodolumuzun en güzel illerinden birisidir, Hizbullahın falan da merkezi değildir. Bu ilde binlerce vatanperver insan var, yüzlerce, değerli, inançlı -kültürüyle, inancıyla, ahlakıyla- bu milletin pırıl pırıl insanları var; bunların hiçbirisini, vahşi, vahşetin ortağı olarak göstermek, -Hizbulvahşet, Hizbullah, ne derseniz deyiniz- böyle bir cinayet örgütünün merkezi olarak göstermek, kimsenin haddi değildir. (FP ve ANAP sıralarından alkışlar) Siirt de, bütün Anadolu illeri gibi, her zaman devletine bağlı kalmış, milletinin değerlerine bağlı kalmış, insan olmanın en güzel erdemlerine sahip, pırıl pırıl insanlarımızın bir bölgesidir. Bütün vilayetlerimizi, halkımızı, hiçbirisini bunun dışında tutamayız.

Burada yapılan konuşma, herhangi bir yerde yapılan açık hava toplantısı gibidir, hiçbir zaman özellikle seçilmemiştir ve burada yapılan konuşmada söylendiği ifade edilen şiir -başını gözünü yararak, biraz evvel söyledi- Ziya Gökalp’e ait, Kültür Bakanlığının kitaplarında mevcut ve ders kitaplarında yıllardan bu yana okutulan çok da güzel bir şiirdir. Bu şiirin okunması dolayısıyla -elbette bir yargı kararı olduğu için, takdiri sizlere bırakıyorum; ama- bilesiniz ki, ne halk tahrik edilmiştir ne bir hadise meydana gelmiştir ne de ortada, bölgede, ırk, din, inanç farklılığı gözetilerek, kitleler birbirlerine karşı kırdırılmıştır. Onbini aşkın insanın zevkle dinlediği bu konuşmanın arkasından, insanlar, birbirlerine sarılarak bu meydanı terk etmişlerdir; ama, ne var ki, Türkiye’nin konjonktüründe, bırakınız şiir söylemeyi, okumayı, bazı insanlar öksürse bile suç olmaktadır.

Dolayısıyla, eğer Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesi üzerinde burada bir konuşma açılması imkânı olsaydı, ben, kendi adıma değil; ama, yargının başındaki bir insan adına, faşist İtalyan Ceza Kanunundan alınmış bu maddenin, artık, Türkiye’deki uygulamaları sebebiyle, ya tamamen kaldırılmasını ya da suç unsurlarının berrak hale getirilmesini isterdim ve bu talebim de çok haklı olurdu. Bugün, 312 nci maddeden dolayı cezaevlerinde çile çeken siyasetçiler, bilim adamları, sanatçılar varsa, bu, Avrupa Birliğine tam üye olma iddiasında bulunan bir Türkiye için, aslında, üzüntü verici bir olaydır, sevinilecek bir olay değildir.

İnşallah, demokratikleşme ve insan hakları konusunda, iktidarıyla muhalefetiyle bu Meclis, kendine yakışan düzenlemeleri bir an evvel yapacaksa, eminim, bunun içerisinde Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesi de olacaktır.

Bu hadise sebebiyle mahkûm olmuş bir değerli büyükşehir belediye başkanımıza, buradan, kinayeli birtakım cümlelerle suç atfında bulunduğu için bir arkadaşımız, ben de bunları belirtme ihtiyacını duydum.

Sayın Başkana ve değerli arkadaşlarıma saygılar sunuyorum. (FP, MHP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Arınç.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, şimdi, efendim, Sayın Konuşmacı, benim, Siirt Halkına karşı, o halkı küçümseyen bir ifadede bulunduğumu söylediler. Ben, kesinlikle öyle bir cümle söylemedim...

BÜLENT ARINÇ (Manisa) – “Hizbullahın merkezi” dediniz.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Hizbullahın merkez bölgesine yakın bir yerde böyle bir konuşma yapıldı ve ben arkadaşı da şey etmedim. Sadece, işte o zaman, orada yapılan bu konuşmada, bu Hizbullah örgütünün varlığını ima eden sözler var dedim; yani, o, buna bir paralellik arz ediyor; ama, işte, o bölge Hizbullahın merkeziymiş. Bunun, o zaman bir şiir değil de, bir nevi olayların açıklanması şeklinde yorumlanması gerektiğini söyledim; bu bir yorumdur...

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Genç açıklamanız için.

Başka söz isteği?.. Yok.

Öneriyi okutup, oylarınıza sunacağım:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulunun 7 Mart 2000 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda, siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, Gruplarımızın ekteki müşterek önerilerinin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ve teklif ederiz.

Saygılarımızla.

M. Emrehan Halıcı İsmail Köse Beyhan Aslan

DSP Grup Başkanvekili MHP Grup Başkanvekili ANAP Grup Başkanvekili

Öneriler:

Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler Kısmının 16 ncı sırasında bulunan 50 sıra sayılı kanun tasarısının, bu kısmın 5 inci sırasına, 51 inci sırasında bulunan 167 sıra sayılı kanun tasarısının 6 ncı sırasına, 87 nci sırasında bulunan 302 sıra sayılı kanun tasarısının 7 nci sırasına, 5 inci sırasında bulanan 307 sıra sayılı kanun teklifinin 8 inci sırasına, 6 ncı sırasında bulunan 214 sıra sayılı kanun tasarısının 9 uncu sırasına, 138 inci sırasında bulunan 367 sıra sayılı kanun tasarısının 10 uncu sırasına ve 139 uncu sırasında bulunan 368 sıra sayılı kanun tasarısının 11 inci sırasına alınması; 7 Mart 2000 Salı günü sözlü sorular ile diğer denetim konuları ve 8 Mart 2000 Çarşamba günü sözlü soruların görüşülmemesi, 7 Mart 2000 Salı günü de (bugün) kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi; Genel Kurulun 8 Mart 2000 Çarşamba ve 9 Mart 2000 Perşembe günleri 13.00-20.00 saatleri arasında çalışması önerilmiştir.

BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Öneri kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, iki adet, İçtüzüğün 37 nci maddesine göre verilmiş doğrudan gündeme alınma önergesi vardır. Sayın Tevhit Karakaya ile Sayın Sebahattin Karakelle tarafından verilen önergelerin her ikisi de Erzincan’da bir üniversite kurulmasına ilişkindir. Bu önergeleri birleştirip görüşmemiz mümkün olmadığından, işlemleri ayrı ayrı yapılacaktır.

Şimdi, birinci önergeyi okutuyorum:

III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

C) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)

2. – Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya’nın, Yüksek Öğretim Kurumları Teşkilâtı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 Sayılı Kanun ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin (2/107) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/159)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Yüksek Öğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 Sayılı Kanun ile 78 ve 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifimi 24.6.1999 tarihinde Başkanlığınıza verdim. Ancak, aradan 45 gün geçmesine rağmen, kanun teklifim ilgili komisyonda görüşülmemiştir.

Meclis İçtüzüğünün 37 nci maddesi gereğince kanun teklifimin doğrudan Meclis Genel Kurul gündemine alınması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla. 13.10.1999

Tevhit Karakaya

Erzincan

BAŞKAN – Önerge sahibi sıfatıyla Sayın Tevhit Karakaya’ya söz vereceğim.

Sayın milletvekilleri, biliyorsunuz, biraz önce aldığımız karar uyarınca, saat 16.20 dolaylarında Ürdün Kralı konuşma yapacaktır. Birkaç dakika önce veya sonra gelme olasılığı mevcut. O nedenle, Sayın Kralın Genel Kurula girdiği anda, uyarım üzerine, kürsüdeki hatip arkadaşımızın anlayış göstererek kürsüden ayrılmalarını şimdiden, özellikle, rica ediyorum.

Sayın Karakaya, buyurun. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika efendim.

TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Erzincan’da üniversite kurulmasına ilişkin kanun teklifimizle ilgili söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, bilindiği gibi, üniversiteler, bulundukları yörenin sosyal, ekonomik, kültürel hayatını olumlu yönde etkileyen bilim ve araştırma kurumlarıdır. Üniversiteler, bu olumlu katkılarıyla, bölgelerine her bakımdan bir canlılık kazandırır, âdeta, hayat verirler.

Ülkemizin değişik bölgelerinde eğitim hizmeti veren üniversitelerimiz bilim, araştırma ve akademik projeleriyle, bölge ve ülkemizin birçok yönden kalkınmasına katkıda bulunmaktadırlar.

Değerli milletvekilleri, bugün, haklı bir talebin hayata geçirilmesi için Yüce Heyetinizin huzuruna çıkmış bulunuyoruz. Günümüze kadar mevcut altyapısıyla, üniversitesine kavuşmayı hak eden Erzincan, ne yazık ki, çeşitli nedenlerle, bu haklı talebinin yerine getirilememesi gibi bir talihsizlikle karşı karşıya bırakılmıştır.

Erzincanlı hemşerilerimizin oylarıyla Meclise gelen milletvekilleri olarak, onların Erzincan üniversitesi taleplerini gerçekleştirmek ve bir hakkı teslim etmek amacıyla, geçen yasama döneminde de Erzincan üniversitesi kurulmasıyla ilgili kanun teklifimizi vermiş, bu konuda girişimlerde bulunmuştuk. Bu yasama döneminde de yine, makul gerekçeleriyle talebimizi yeniliyoruz.

Erzincanımızda bir üniversite açılması, bugün çok daha büyük bir önem arz etmektedir. Kanun teklifimiz, üniversite kuruluşunun gerçekleştirilmesi için hazırlanan altyapı ve gönül birliğinin talebi olarak huzurlarınıza getirilmiştir.

Bilindiği gibi, sanayiini yeterince gerçekleştirememiş, işsizlik nedeniyle göç olgusuyla karşı karşıya kalmış Erzincan, tarih içerisinde, doğa olayları ve sosyal nedenlerle bir daha sarsılmıştı. Ne var ki, aradan geçen yıllar, Erzincan üniversitesinin kurulması yönünde önemli ciddî adımların atılmasına tanık oldu; sarsılmışlığı üzerinden atmayı, ciddî girişimlerle ayağa kalkmayı başardı. Bu noktada, Erzincan’a hizmeti bir sevda gibi yüreklerinde taşıyan hayırsever müteşebbislerimiz, üniversite vakfımızı kurdular, Erzincan üniversitesi için gerekli altyapı hizmetlerini gerçekleştirdiler. Bu sebeple, Erzincan, üniversite eğitimi açısından Türkiye’nin birçok ilinden daha büyük imkânlara sahip oldu. Bugün, 2 fakültesi, 6 yüksekokulu, 5 000 öğrencisi, 3 000 öğrenci kapasiteli yurdu ve yeteri kadar lojmanıyla, üniversitemizin altyapısının oluşturulmasında, halkımızın ve sivil toplum örgütleriyle çok kıymetli iş adamlarımızın yaptırdıkları katkılar ve yaptıkları katkılar, her türlü takdirin üzerindedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Erzincan ve Erzincanlılar için üniversite, bugün, âdeta bir kızılelma haline gelmiştir. Halkımız, Yüce Heyetinizden bu konuda destek beklemektedir.

Erzincan, Devlet Planlama Teşkilatının üniversite kuruluşuyla ilgili yaptığı değerlendirmede 27 puanla, Yüksek Öğretim Kurumu değerlendirmesinde 14 puanla, öncelikli olarak üniversite kurulacak iller sıralamasında 7 nci sırayı almaktadır.

Saygıdeğer arkadaşlarım, Erzincan üniversitesinin kurulmasıyla, Erzincan, yetişmiş, eğitilmiş insangücüyle, canlanan ekonomisiyle, akademik araştırma ve geliştirme projeleriyle kalkınma yolunda ciddî adımlar atacaktır.

Daha önceki uygulamaların ortaya koyduğu sonuçları dikkatle incelediğimizde, üniversiteler, kuruldukları şehirleri, daima, cazibe merkezi haline getirmişlerdir. Ekonomik, sosyal ve kültürel yönden talihsizlik çemberini kırarak, yeni bir binyılda, ileri ve kalkınmış bir şehir kimliği için, Erzincan üniversitesine ihtiyaç duyulmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Bir dakika içerisinde, lütfen, toparlayınız.

TEVHİT KARAKAYA (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Saygıdeğer milletvekilleri, bugün, gündeme alınması için Yüce Heyetinizin tasvibini talep ettiğimiz kanun teklifimizle, özelde Erzincanımızın, genelde ülkemizin, sosyal, kültürel, siyasî, ekonomik sorunlarının çözümünde önemli katkılar sağlayacak olan Erzincan üniversitesinin kurulması talebimizi sizlere arz ediyoruz.

Gerek kanun teklifimizde ve gerekse gerekçede, az önce sizlere sunmaya çalıştığım hususlar nedeniyle, teklifimizin gündeme alınması ve öncelikle yasalaşmasında zaruret vardır. Bu nedenle, destek ve katkılarınızı bekliyor, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Karakaya.

İçtüzük uyarınca, bir milletvekili arkadaşımıza söz vereceğim.

Erzincan Milletvekili Sayın Mihrali Aksu; buyurun efendim (MHP sıralarından alkışlar)

Süreniz 5 dakika.

MİHRALİ AKSU (Erzincan) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ben, fazla zamanınızı almayacağım. Erzincan milletvekilleri olarak, Erzincan’da üniversite kurulmasıyla ilgili iki yasa teklifimiz var; bu konuda, Yüce Heyetinizin desteğini arz ediyoruz.

Erzincan, arkadaşımın da ifade ettiği gibi, Atatürk Üniversitesine bağlı olarak 2 fakülte, 5 yüksekokul, Fırat Üniversitesine bağlı olarak 1 meslek yüksekokulu olmak üzere, bugün 5 000 öğrenciyi barındırmaktadır. 300’ün üzerinde araştırma ve öğretim görevlisi kadrosuna ve 3 000 kapasiteli öğrenci yurtlarına sahiptir. Böyle bir altyapıya sahip, doğunun güzide ili Erzincan’da bir üniversite kurulması, içinde bulunduğumuz bilim ve teknoloji çağının da bir gereğidir.

Bu şartlar muvacehesinde, bu yasa tekliflerimizin gündeme alınması konusunda göstereceğiniz teveccühe teşekkür ediyor, Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Aksu.

Sayın milletvekilleri, önerge sahibinin ve sayın milletvekilinin konuşmalarını izlediniz.

Erzincan’da bir üniversite kurulmasına ilişkin birinci önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.

İkinci önergeyi okutuyorum:

3. – Erzincan Milletvekili Sebahattin Karakelle’nin, Yüksek Öğretim Kurumları Teşkilâtı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 Sayılı Kanun ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin (2/297) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/160)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkalığına

31.08.1999 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş bulunduğumuz, 2/297 esas numaralı Yüksek Öğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 Sayılı Kanun ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Erzincan Üniversitesi ile İlgili Kanun Teklifimiz, havale edildiği komisyonlarda bugüne kadar görüşülememiştir.

Kanun teklifimizin, İçtüzüğün 37 nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasını arz ve teklif ederiz.

Saygılarımla. 15.02.2000

Sebahatin Karakelle

Erzincan

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, biraz önceki önerge de aynı mahiyetteydi; ama, birleştirme olanağımızın olmadığını daha önce ifade etmiştim. Birinci önerge kabul gördü.

Şimdi, ikinci önerge üzerinde, hem kabul hem de teşekkür babında, Sayın Karakelle bir konuşma yapacaklar. (DYP sıralarından alkışlar)

Buyurun Sayın Karakelle.

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Erzincan’da Erzincan üniversitesi adıyla bir üniversite kurulmasıyla ilgili olarak, Yüce Mecliste grubu bulunan 5 siyasî partimize mensup 56 milletvekili arkadaşımla verdiğimiz kanun teklifimizin doğrudan gündeme alınmasına dair önergemizin, Değerli Arkadaşım Sayın Tevhit Karakaya’yla aynı güne denk gelmesi, güzel bir rastlantı olmakla birlikte, Erzincan milletvekilleri olarak tarihî sorumluluklarımız karşısındaki birlikteliğimizin de en güzel ifadesidir.

Önerge üzerinde, değerli arkadaşlarım Sayın Tevhit Karakaya ile Mihrali Aksu Bey çok detaylı açıklamalarda bulundular ve kıymetli oylarınızla da gündeme alındı. Önemli olan, maksadın hâsıl olmasıdır; maksat da hâsıl olmuştur. Ben, aynı şeyleri tekrar ederek, Yüce Parlamentonun değerli vakitlerini almak istemiyorum. Gösterdiğiniz ve göstereceğiniz hassasiyet ve desteklerinizden dolayı, şahsım ve Erzincanlı hemşerilerim adına hepinize teşekkür ediyor, saygılarımı arz ediyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.

Başka söz isteği?.. Yok.

Bu önergeyi de oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge, kabul edilmiştir.

Sanıyorum, komisyonda ikisi birleştirilecektir.

Sayın milletvekilleri, gündemin “Seçim” kısmına geçiyoruz.

V. – SEÇİMLER

A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE SEÇİM

1. – Adalet Komisyonunda boş bulunan üyeliğe seçim

BAŞKAN – Adalet Komisyonunda boş bulunan ve Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna düşen 1 üyelik için Trabzon Milletvekili Orhan Bıçakçıoğlu aday gösterilmiştir.

Bu hususu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Suç işlemek amacıyla teşekkül oluşturduğu iddiasıyla, İçişleri eski Bakanı Mehmet Ağar hakkında kurulan (9/38) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunda boş bulunan ve Doğru Yol Partisi Grubuna düşen 1 üyelik için seçim yapacağız.

2. – 9/38 esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim

BAŞKAN – Doğru Yol Partisi Grubunun, 1 üyelik için 3 kat olarak gösterdiği adayların isimlerini okuyorum:

Bekir Aksoy (Çorum)

Zeki Ertugay (Erzurum)

Ali Naci Tuncer (Trabzon)

Arkadaşlarımızın adları torbaya konulmuştur; 1 isim çekiyorum:

Sayın Bekir Aksoy (Çorum)

Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince sözlü sorular ile diğer denetim konularını görüşmüyoruz ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

Tarım Bakanlığı Ziraat İşleri Genel Müdürlüğü ile Ziraî Mücadele ve Ziraî Karantina Genel Müdürlüğüne Bağlı Kurum-Okul ve Kuruluşlara Döner Sermaye Verilmesi Hakkında Kanunun Adının ve Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun Bir Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman ve Köyişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

1. – Tarım Bakanlığı Ziraat İşleri Genel Müdürlüğü ile Ziraî Mücadele ve Ziraî Karantina Genel Müdürlüğüne Bağlı Kurum-Okul ve Kuruluşlara Döner Sermaye Verilmesi Hakkında Kanunun Adı ve Bazı Maddeleri, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanunun Bir Maddesi ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/478, 1/474, 1/454) (S. Sayısı : 318)

BAŞKAN – Komisyon?.. Yok.

Ertelenmiştir.

Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı ve İçişleri ve Çevre komisyonları raporlarının görüşmelerine başlayacağız.

2. – Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı ve İçişleri ve Çevre Komisyonları Raporları (1/393) (S.Sayısı: 89)

BAŞKAN – Komisyon?.. Yok.

Ertelenmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti ve Romanya Arasında Konsolosluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun görüşmelerine başlıyoruz.

3. – Türkiye Cumhuriyeti ve Romanya Arasında Konsolosluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/518) (S.Sayısı: 178) (1)

BAŞKAN – Dışişleri Komisyonu?.. Hazır.

Hükümet?.. Hazır.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı kaç seferdir hep atlanıyor. İki bakanlık arasında ihtilaf var. Hükümetimiz buradayken, gerçekten, Avrupa Birliği normlarına uygun olarak hayvan haklarının verilmesi, hayvanların korunması gibi önemli bir konunun, iki bakanlığın kendi aralarında uzlaşmaları suretiyle, buraya o metni getirmelerini diliyorum ve bundan sonra atlanmaması ve bu kanun tasarının görüşülmesini Başkanlıktan özellikle arz ediyorum.

Teşekkür ediyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Efendim, siz, temenninizi ifade ettiniz. Sayın Hükümet huzurda, onun takdiri hükümete aittir; biz, sadece vesile olduk.

SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Tabiî.

BAŞKAN – Komisyon raporunun okunup okunmaması hususunu oylarınıza sunuyorum: Komisyon raporunun okunmasını kabul edenler... Etmeyenler... Komisyon raporunun okunması kabul edilmemiştir.

Tasarının tümü üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Yumakoğulları söz istemişlerdir.

Sayın Yumakoğulları, biliyorsunuz, Sayın Kralın, Genel Kurulu teşriflerine çok az bir süre kaldı; konuşmanızı kesmek zorunda kalırsam, kusura bakmayınız.

Buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA OSMAN YUMAKOĞULLARI (İstanbul) – Değerli Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti ve Romanya Arasında Konsolosluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

(1) 178 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Sayın milletvekilleri, daha önce, 1963 yılında Viyana Sözleşmesiyle uluslararası düzeydeki konsolosluk ilişkileri düzenlenmiştir. Bu sözleşmeye dayanak teşkil eden ve ikili ilişkilerin zorunlu kıldığı Romanya Konsolosluk Anlaşmasının temeli 25 Kasım 1968 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti ile Romanya Sosyalist Cumhuriyeti arasında atılmıştır.

Günümüzde, Türkiye ile Romanya arasındaki Konsolosluk Anlaşmasının yetersizliği hâsıl olmuştur. Türkiye ile Romanya arasındaki ekonomik, ticarî ve kültürel ilişkilerin her geçen gün artması ve insan trafiğinin giderek yoğunlaşması göz önüne alınarak, konsolosluk esaslarının günümüz şartlarına uygun olarak hukukî bir esasa bağlanması zorunluluk haline gelmiştir.

Sayın milletvekilleri, Romanya ile 6 Temmuz 1999 tarihinde Konsolosluk Anlaşması imzalanmıştır. Ülkemiz ile Romanya arasında imzalanan anlaşmanın çerçevesi çok önemli maddeleri ihtiva etmektedir; şöyle ki: Bu anlaşmayla, konsoloslukların kurulması, görev alanları, mensupları ve çalışma statüleri günümüz koşullarına göre yeniden düzenlenmektedir. Bir başka husus ise, Konsolosluk Anlaşmasıyla, konsolosluk mensuplarına tanınan ayrıcalık ve bağışıklıkları içermesidir.

Değerli milletvekilleri, Romanya ile imzalanan Konsolosluk Anlaşması, konsolosluk görevleri, yetkileri ve bazı istisnaları kapsamaktadır. Konsolosluk Anlaşması, iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesine ve işbirliğinin artırılmasına büyük fayda temin edecektir. İki ülke arasındaki ticarî, ekonomik ve kültürel alanlardaki işlerin yürütülmesinde, konsolosluk hizmetleri çerçevesinde her türlü kolaylağın sağlanmasıyla, vatandaşlarımız rahat edeceklerdir.

Bu anlaşmanın getireceği kolaylıklarla, vatandaşlarımıza hizmet vermede daha etkin hale gelinecektir; keza, anlaşmanın getireceği kolaylıklarla, memurların resmî görevlerini ifa ederken, Konsolosluk Anlaşması çerçevesinde gerekli tedbirler alınmaktadır. Binaların dokunulmazlığı, haberleşme özgürlüğü, memurların kişisel dokunulmazlığı, tanıklık yapma yükümlülüğü -burada, konsolosluk memuru tanıklık yapmayı reddettiği zaman, hiçbir zorlayıcı tedbir uygulanmaz- ve bunun gibi maddelerin, anlaşmayla güvence altına alınması, hizmetlerin etkin ve verimli olmasını sağlayacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu anlaşma çerçevesinde, konsolosluk mensuplarının seyahat özgürlüğü serbestisi; yani, konsolosluğun bütün mensuplarına ve bunların ailelerine, yer değiştirme ve seyahat etme serbestliği imkânı sağlanmıştır.

Değerli milletvekilleri, Romanya’yla imzalanan bu anlaşmayla, vatandaşların kaydedilmeleri, pasaport ve vize verilmesi, noterlik görevleri gibi hizmetler de yapılacaktır. Bunun yanı sıra, vatandaşlarına ait belgeleri, para, kıymetli eşya ve diğer mameleki kabul eden devletin mevzuatına aykırı olmamak şartıyla, saklamakla yükümlüdür.

Yine, konsolosluklar, vesayet ve kayyımlık, hürriyeti kısıtlanmış vatandaşlarla temas kurma, vatandaşların ifade vermeleri ve tebligat, trafik kazaları, vatandaşın ölümü, miras ve koruyucu tedbirler, gemilere yardım ve daha birçok hizmet, bu anlaşma çerçevesinde verilecektir.

Bilhassa, Avrupa’da oturan 3 milyonu aşkın vatandaşımızın, Romanya üzerinden geçerken çekmiş olduğu sıkıntılar da böylece sona ermiş olacaktır.

Bu anlaşmanın, her iki ülke için hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Yumakoğulları.

Tasarının tümü üzerinde başka söz isteyen?.. Yok.

Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ VE ROMANYA ARASINDA KONSOLOSLUK ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN TASARISI

MADDE 1. – 6 Temmuz 1999 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ve Romanya Arasında Konsolosluk Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – 1 inci madde üzerinde söz isteği?.. Yok.

1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 1 inci madde kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN - 2 nci maddeyle ilgili söz isteği?..Yok.

2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 2 nci madde kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN - 3 üncü maddeyle ilgili söz isteği?..Yok.

3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 3 üncü madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir; ancak, açık oylama için süre verme şansımız kalmadı; çünkü, konuğumuz, 1 dakika sonra Genel Kurulu teşrif etmek üzereler. Açık oylama işlemini, konuğumuzun konuşmasından sonra başlatacağım. Eğer, açık oylama işlemini şu anda başlatırsam, konuğumuzun konuşma şansını ortadan kaldıracağız.

Sayın milletvekilleri, ülkemizde konuk olarak bulunan Ürdün Kralı Sayın Abdullah Bin Al Hüseyin, şu anda Meclisimizi onurlandırmış bulunmaktadırlar. Kendilerine, Yüce Heyetiniz adına hoşgeldiniz diyorum. (Ayakta alkışlar)

Biraz önce alınan karar uyarınca, sayın konuğumuzu, konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet ediyorum.

Buyurun Sayın Kral. (Ayakta alkışlar)

VII. – SÖYLEVLER

1. – Ürdün Kralı Abdullah Bin Al Hüseyin’in Genel Kurula hitaben konuşması

ÜRDÜN KRALI ABDULLAH BİN AL HÜSEYİN – Muhterem Başkan, sayın üyeler, muhterem hanımefendiler ve beyefendiler; hem şahsım hem de benimle beraber gelmiş olan delegasyon adına, Türkiye Büyük Millet Meclisine kabul edilmek ve burada, bu hitabı yapmak, çok büyük bir onur.

Meclisiniz, özgürlük, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini ayakta tutan Türkiye ve Türk Ulusunun tam bir yansıması olan bir kurumdur. Hem ulusunuzun hem halkınızın hem de ülkenizin, Ürdünlülerin kalbinde özel bir yeri vardır. Ortak dinimiz, tarihimiz ve kültürümüz, uluslarımız arasında kurulmuş olan olumlu ilişkilerin en önemli göstergesidir. Daha da önemlisi, ortak bir vizyonu ve bölgemizde ortak bir kaderi paylaşmamız, bugünün ve geleceğin güçlüklerine karşı ortak bir yaklaşım içinde olmamıza yol açmıştır. Bu ortaklık, Meclisinizin temsil ettiği herkes için, özgürlük ve eşitliğin sağlanması ilkeleri için geçerlidir. Aynı ilkeler, bizim sistemimizde de bulunmaktadır ve demokratik yapımız, aynı temellere oturmaktadır.

Ortadoğu’da adil, sürekli ve kapsamlı bir barışın kurulması ve bu suretle, bölgedeki tüm tarafların istikrar ve güvenliğinin ve haklarının sağlanması ortak amacımızdır. Devletler arasındaki, komşular arasındaki ihtilafların, barışçıl bir şekilde halledilmesine inanıyoruz ve kapsamlı bölgesel güvenliğin sağlanması konusunda, yepyeni bir anlayışı paylaşıyoruz ve bu hedefe ulaşabilmek için geçerli mekanizmaların yaratılmasında, aynı arzuyu paylaşıyoruz.

Sosyal ve ekonomik kalkınma programları yoluyla, sürdürülebilir gelişmenin, bölgede ve bölge halkı için sağlanmasını istiyoruz. Ortak kaynaklarımızın en önemlisi su, enerji ve çevrenin de etkin bir şekilde kullanımını destekleyecek bölgesel planları destekliyoruz. Ayrıca, bölgesel ve bölgelerarası ilişkilere hâkim olacak yeni bir davranışlar yasasının kabul edilmesini uygun görüyoruz. Bu suretle, bölgedeki tüm insanî, siyasî ve medenî hakların sağlanabileceğine ve verimli bir devletlerarası ilişki ve işbirliğinin sağlanabileceğine inanıyorum. Bu şekilde, yepyeni bir barış ve mükemmeliyet dönemi başlayacaktır.

Türkiye, bu yeni paradigmanın şekillendirilmesinde çok önemli bir rol üstlenmektedir. Ülkeniz, iki medeniyet, kültür ve kıta arasında köprü olmakla kalmayıp, aynı zamanda, bölgesel düzeyde de, bir olumlu ekonomik etkileşim modeli sunmaktadır. Türkiye’nin komşularıyla ilişkileri, istediğimiz yeni çerçevenin nüvesini teşkil edebilir. Türkiye’nin ekonomik ve sosyal programlarının başarısı da, bu konuda, bize bir başlangıç platformu sağlayacaktır.

Ülkenizin ve halkınızın, deprem afeti sonrasında, büyük felaketin üstesinden gelebilmek için gösterdiği cesaret ve yetenek, acılarınızı sizlerle paylaşan herkesin hayranlığını kazanmış ve irade ve gücün bir örneği haline gelmiştir.

Serbest girişimcilik kültürünüz ve insan yetenekleriniz, büyük bir bölgesel ekonominin gelişmesi konusunda önemli yatırım taşları olarak kullanılabilir. Bu nedenledir ki, Türkiye, bu bölgenin gelecekteki siyasî ve ekonomik geleceğini şekillendirmede kritik ve önemli bir rol üstlenecektir.

Sayın Başkan, saygıdeğer üyeler; Majesteleri merhum Kral Hüseyin’in hükümranlığı sırasında, iki ülkemiz arasındaki ilişkiler karşılıklı saygı ve koordinasyona dayanan bir örnek oluşturmuştur.

Sizleri temin ederim ki, ben de, aynen merhum babamın Türkiye ve kardeş Türk Halkına karşı duyduğu aynı derin saygı, hayranlık ve derin duyguları paylaştığımı burada ifade etmek isterim ve merhum Kral Hüseyin’in mirasını da aynen devam ettireceğimi bilmenizi isterim. (Alkışlar)

Merhum Kralımızın mirası, mantığın, barışın ve uyumun, ihtilaflar ve rekabetlerin üstesinden gelmesi ilkesine kuruluydu. İşte, bu miras, Ürdün ile eşdeğer hale gelmiştir ve bizim uluslararası düzendeki davranışlarımıza zemin teşkil etmektedir. Bu misyon, bizi, Filistinli kardeşlerimize karşı sorumluluklarımızı devam ettirmeye çağırmaktadır, aynen, geçmişte, onlara, sığınak, imkân ve eşitlik sağladığımız gibi. Aynı zamanda, Kudüs’teki kutsal mekânlar, Kudüs, Filistin ve Filistinliler için adelet yerine gelinceye kadar da sorumluluklarımızın bilincinde olmamızı gerekli kılmaktadır. Bugün, bir barış süreci başlamıştır. Bu barış sürecinde bizim rolümüz ve modelimizin iki tarafın da birbirlerini partner olarak görmelerine katkıda bulunduğundan onur duyuyoruz; ancak bu şekilde bölgemizde istikrar, güvenlik ve refah sağlanabilir.

Sayın Başkan, muhterem hanımefendiler, beyefendiler; Türkiye, bizimle birlikte istikrarlı bir Ortadoğu yaratma hayalini paylaşmaktadır. Bu bölgede barışın tesisinde Türkiye’nin rolü hayatidir. Çünkü, Türkiye, bu bölgenin ayrılmaz bir parçasıdır. Biz de, sizlerle olduğu gibi tüm bölgede; Lübnan’da, İsrail’de, Ürdün’de, Filistin’de, Suriye’de nerede olursa olsun, halklarımız için daha iyi bir gelecek istiyoruz. İnsanlarımız daha iyi bir yaşamı hak ediyorlar. Hem kendileri, hem çocukları için haklarının ve güvenliğinin garanti altına alınmasını istiyorlar. Çok geç kalmadan, her tarafa barışı hâkim kılmalıyız; çünkü, barış süreci, gayri kabili rücu bir süreçtir ve son birkaç yıl içinde bunun olmaması halinde neler olabileceğini gördük. Medeniyetin beşiğine, yeniden uzlaşma ve uyum içinde yaşama şansı verilmelidir.

İşte, bu insanî unsurlar üzerine bina edilecek barış için, Ortadoğu’da yaşayan kadınların ve erkeklerin de etkileşimine ihtiyacımız var; bunun için de siyasî ve ekonomik yatırımlara ihtiyacımız var; eğer, siyasî ve ekonomik işbirliği ve entegrasyon konusunda sürdürülebilir bir model yaratmak istiyorsak. Tabiî, bunun için, gerçek liderlere, gerçek vizyon sahibi insanlara ihtiyacımız var. Önümüzdeki yıllarda karşılıklı çatışmalardan ve savaşlardan vazgeçip, birlikte ekonomi, kültür ve teknoloji alanlarında mükemmelliğin peşinde koşmalıyız.

Hanımefendiler, beyefendiler; bizim, işte bu nedenle geleceğimiz, ulusunuz ile ayrılmaz bir şekilde bütünleşmiştir ve sizinle gerçek bir partnerliği paylaşıyoruz. Tarihî ve kültürel bağlarımız da, bunun için gerekli platformu sağlamaktadır; ancak, sosyal ve ekonomik paradigmalar sürekli olmalıdır, güçlü olmalıdır. İşte, bu ziyaret sırasında, ülkelerimiz arasındaki o çok özel ilişkiyi güçlendirme amacını taşıyorum ve bu gerçek partnerlik konusunda her iki tarafın da taşımakta olduğu iyiniyeti bir kez daha vurgulamak istiyorum.

İlişkilerimizin kültürel boyutu da dünyaya bakışımızın ve geleceğe bakışımızın benzerliğini tayin etmektedir. Barışçıl bir şekilde birlikte yaşamak ve tüm insanlıkla barış ve işbirliği içinde olmak mesajımızdır ve hedefimizdir. İşte, bu mesajı, bugün burada modernlik, kültür, medeniyetin evrensel barış, uyum ve mükemmelliyet değerleriyle birleştiği bu mekânda sizlere aktarmaktan çok büyük bir onur duyuyorum.

Teşekkür ederim. (Ayakta alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Kral.

Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti ve Romanya Arasındaki Konsolosluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

3. – Türkiye Cumhuriyeti ve Romanya Arasında Konsolosluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/518) (S.Sayısı: 178) (Devam)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, açık oylama için 3 dakikalık süre vereceğim.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti ve Romanya Arasında Konsolosluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun yapılan açık oylamasının sonucunu açıklıyorum:

Katılan üye : 361

Kabul : 359

Ret : 1

Mükerrer : 1

Böylelikle, tasarı kabul edilmiştir; hayırlı olsun.

Sayın milletvekilleri, birleşime 10 dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 16.38

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 16.52

BAŞKAN : Başkanvekili Ali ILIKSOY

KÂTİP ÜYELER : Şadan ŞİMŞEK (Edirne), Tevhit KARAKAYA (Erzincan)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 66 ncı Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Görüşmelere kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Romanya Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonları raporlarının görüşmelerine başlıyoruz.

VI. – KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER (Devam)

4. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Romanya Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonları Raporları (1/531) (S. Sayısı: 201) (Dağıtma tarihi: 15.11.1999) (1)

BAŞKAN – Komisyon?.. Hazır.

Hükümet?.. Hazır.

Raporun okunup okunmaması hususunu oylarınıza sunacağım: Raporun okunmasını kabul edenler... Etmeyenler... Raporun okunmaması kabul edilmiştir.

Tasarının tümü üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Osman Yumakoğulları konuşacaktır.

Sayın Yumakoğulları, malum olduğu üzere, İçtüzük gereği, lehinde konuşuyorsunuz.

Buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA OSMAN YUMAKOĞULLARI (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Romanya Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, bir kere daha Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Türkiye ile Romanya arasında ikili sosyal güvenlik alanında imzalanan ve huzurunuza getirilerek oylanacak bu anlaşma, Romanya’daki vatandaşlarımıza büyük hizmet vermiş olacaktır.

İmzalanan sosyal güvenlik sözleşmesiyle iki ülkenin vatandaşlarına çok çeşitli haklar sağlamaktadır. Şöyle ki: Birincisi, her iki taraf vatandaşları sosyal güvenlik hakları yönünden eşit işlem göreceklerdir.

İkincisi, her iki taraf vatandaşlarının geçen sigortalı hizmet sürelerinin birleştirilmesi mümkün olacaktır.

Üçüncüsü, her iki tarafta çalışanların, elçilik, konsolosluk ve devlet hizmeti görmek ve diğer tarafta bulunanların sosyal güvenlik mevzuatı belirlenmiştir

(1) 201 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Dördüncüsü, her iki taraf sigortalılarının, geçici iş görmezlik hallerinde sağlık ve diğer para yardımlarından yararlanmaları sağlanmıştır.

Beşincisi, her iki taraf yetkili makam ve kurumları, sosyal güvenlik alanında birbirlerine her türlü yardımı sağlayacak, gerekli kolaylığı gösterecektir.

Değerli milletvekilleri, bu sözleşme, tanımları, uygulanacak mevzuatı, uygulamanın kapsadığı kişileri, işlem eşitliğini, yardımların ihracını, her iki ülke bakımından ikamet ve sigortalılık sürelerinin tanımını, geçici görevlilerin tabi olacağı mevzuatı, süre birleştirilmesiyle ilgili hususları; iş kazası, meslek hastalığı, analık, hastalık, malullük, yaşlılık ve ölüm yardımlarını ve bu yardımların belirlenme ve ödenmesine dair usulleri; her iki ülkenin mevzuatı bakımından yapılacak yardımların hesaplanmasını, ülkelerin yetkili makam ve kurumları arasındaki karşılıklı yardımlaşmayı; talep, bildiri ve itirazların sunulmasını, ihtilafların çözümüne ilişkin hususları, yürürlük, süre ve sona erme gibi hükümleri düzenlemektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 6 Temmuz 1999 tarihinde Ankara’da imzalanan Türkiye ile Romanya Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesi, uluslararası taşımacılık işletmeleri personeliyle ilgili mevzuatı, akit taraflardan birinin gemisinde çalışan gemi adamlarıyla ilgili düzenlemeyi, diplomatik misyonlar ve konsolosluk görevlilerine ilişkin düzenlemeyi kapsamaktadır.

Değerli milletvekilleri, Sosyal Güvenlik Sözleşmesi, iki ülke vatandaşlarını, özellikle meslek hastalıkları ve iş kazaları alanında büyük bir güvence altına almıştır. Bunlar arasında, meslek hastalığının ağırlaşması, tıbbî kontroller gibi durumlara karşı güvenceler vardır.

Türkiye ile Romanya arasında imzalanan sosyal güvenlik sözleşmesi, Sosyal Sigortalar Kanunu ile Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu, Devlet Memurlarının Emeklilik Haklarını Düzenleyen Emekli Sandığı Kanunu, Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ve 506 sayılı Sosyal Sigorta Kanununun 20 nci maddesine tabi olan sandıklarla ilgili mevzuatları kapsamaktadır.

Dolayısıyla, halen yürürlükte bulunan bu mevzuatlar çerçevesinde, Romanya Devletiyle ilgili sosyal güvenlik alanında çıkabilecek sorunlara çözüm bulunabilecektir; bunun da, her iki ülkede çalışan insanlarımız için hayırlı olacağı kanaatindeyiz.

Fazilet Partisi Grubu olarak, bu yasa tasarısına olumlu oy vereceğimizi beyan eder; hepinize saygılar sunarım. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Yumakoğulları.

Tasarının tümü üzerinde başka söz isteyen?.. Yok.

Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE ROMANYA ARASINDA SOSYAL
GÜVENLİK SÖZLEŞMESİNİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA

DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. – 6 Temmuz 1999 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Romanya Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesi”nin onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – 1 inci maddeyle ilgili olarak söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – 2 nci maddeyle ilgili olarak söz isteyen?.. Yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – 3 üncü maddeyle ilgi olarak söz isteyen?.. Yok.

Değişiklik önergesi yok.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, açık oylama için 5 dakikalık süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen arkadaşlarımızın teknik personelden yardım istemelerini, buna rağmen giremeyen arkadaşımız olursa, oy pusulalarını, aynı süre içerisinde Başkanlığımıza göndermelerini; vekâleten oy kullanacak sayın bakan var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve imzasını havi oy pusulasını, yine aynı süre içerisinde Başkanlığımıza göndermelerini rica ediyorum.

Sayın milletvekilleri, bundan sonra, açık oylamaya tabi 3 uluslararası anlaşma daha var; bu hususun bilinmesini istiyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Romanya Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının yapılan açık oylamasının sonucunu açıklıyorum:

Katılan üye: 263

Kabul: 234

Ret: 1

Mükerrer: 28

Böylelikle, tasarı kabul edilmiş ve yasalaşmıştır; hayırlı olsun.

Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonları raporlarının görüşmelerine başlıyoruz.

5. – Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonları Raporları (1/372) (S.Sayısı: 50) (1)

BAŞKAN – Komisyon?.. Hazır.

Hükümet?.. Hazır.

(1) 50 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

Komisyon raporunun okunup okunmaması hususunu oylarınıza sunacağım: Okunmasını kabul edenler... Kabul etmeyenler... Raporun okunması kabul edilmemiştir.

DIŞİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI KÂMRAN İNAN (Van) – Sayın Başkan, söz istiyorum...

BAŞKAN – Buyurun Sayın İnan.

DIŞİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI KÂMRAN İNAN (Van) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Malumâliniz, bu, Makedonya’yla ilgili anlaşmayı görüşüyoruz. Makedonya, bizim çok önem verdiğimiz, işbirliği içerisinde bulunduğumuz, her türlü destek ve yardımı esirgemediğimiz bir memlekettir. Buna rağmen, kendi hükümetlerinin Güney Kıbrıs Rum yönetimini tanıyıp, nezdinde büyükelçilik açma teşebbüsünü, burada, kınadığımızı, yadırgadığımızı beyan etmek durumundayım; ama, yine, buna rağmen, hükümetlerinin işlediği bu hatayı millete mal etmemek düşüncesiyle, Türk ve Makedon Milletleri arasındaki yakın işbirliği ve dostluğun neticesi olarak, bu anlaşmaların Yüce Meclis tarafından onaylanmasını arz ve rica ediyorum.

Teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Başkan.

Tasarının tümü üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Hüseyin Kansu.

Buyurun Sayın Kansu. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA HÜSEYİN KANSU (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı üzerinde Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.

Sosyalist Yugoslavya Federasyonunun dağılmasıyla 1991 yılında bağımsızlığına kavuşan Makedonya, ülkemiz dış politikası açısından, her geçen gün daha büyük önem kazanan bir yere sahiptir. Makedonya, gerek Balkanların kilidi olarak görülen jeostratejik konumu nedeniyle ülkemizin bölgedeki etkinliği bakımından gerek tarihî ve kültürel bakımdan ve gerekse Türk-Yunan ilişkilerini çok yakından ilgilendirmesi bakımından, dış politikamız açısından önemli bir yere sahiptir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Balkan haritasına daha ilk bakışta kendini hissettiren Makedonya’nın coğrafî konumu, Balkanların kilidi durumundadır. Ülkemizin Orta ve Batı Avrupa’ya çıkışında Makedonya önemli bir noktadadır. Avrupa’yla temasının zorlaşmasını hiçbir biçimde göze alamayacak olan Türkiye, dışpolitikasında bu noktayı daima hesaba katmaktadır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; daha 1912 yılına kadar, beşyüzyirmiüç yıl, bu toprakları, mirasçısı olduğumuz Osmanlı Devletinin yönetmesi, Makedonya ile aramızdaki tarihî ve kültürel bağları oluşturan en önemli etkendir. Bu bağların bugün yaşayan tanıkları olan Makedonya’daki yüzlerce ecdat eserinin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması konusunda, Türkiye, elinden gelen çabayı göstermelidir.

Yine, unutmamak gerekir ki, bugün, ülkemizde, çeşitli baskılar sonucu Balkanlar’dan göç etmiş milyonlarca vatandaşımız yaşamakta olduğu gibi, Makedonya da dahil olmak üzere, tüm Balkanlar’da, önemli sayıda Türk ve Müslüman nüfus yaşamaktadır. Bir tarihî ve kültür iklimini birlikte oluşturduğumuz bu insanlar, kendilerini bize yakın hissetmekte, bizi özlemektedir.

Evet, değerli arkadaşlarım, Balkanlar, bizi özlemektedir. Bunu, Kosova’ya ulaşan askerlerimize, hiç kimseye gösterilmeyen sevgi seli ve sıcak alakayla bir kez teyit etmiş olduk.

Bütün bunlardan anlaşılmaktadır ki, Türkiye, Balkanlar’da yaşanan en ufak bir gelişmeye, istese de istemese de gözlerini kapayamaz, kulaklarını tıkayamaz. Bu, tarihin ve coğrafyanın ülkemizi böyle davranmaya icbar ettiği bir durumdur.

Türkiye, 6 Şubat 1992’de Makedonya Cumhuriyetini ilk tanıyan ülkeler arasında yerini almıştır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Yugoslavya Federasyonunun dağılmasıyla oluşan yeni Balkan haritası, Türkiye’nin lehine olmuş ve önünü açmıştır. Türkiye, bu bakımdan rahat olmalı ve önüne çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendirmelidir. Balkanlar’daki en ufak bir gelişmeye dahi kayıtsız kalamayacağını hiçbir zaman aklından çıkarmadan bölgeye yönelik aktif politika uygulamalıdır.

Balkanlardaki etkinliğimiz açısından Makedonya ile olan ilişkilerimizi iyi tutmamızın büyük önemi vardır. Bunun için, bugün, görüşmekte olduğumuz tasarı gibi, rutin anlaşmaları aşan, daha geniş işbirliği imkânlarını da mutlaka aramalı ve araştırmalıyız; ama, bu, seçim sistemi dolayısıyla Makedonya’da yaşayan Türk ve Müslüman nüfusun parlamentoda yeterince temsil edilememesi gibi birtakım sorunları da görmezlikten gelmemizi gerektirmez.

Bu düşüncelerle, anlaşmanın her iki ülke için de hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Kansu.

Gruplar adına başka söz isteği?.. Yok.

Şahsı adına, Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mehmet Kaya...

MEHMET KAYA (Kahramanmaraş) – Vazgeçtim Sayın Başkan.

BAŞKAN – Vazgeçtiniz...

Tasarının maddelerine geçilmesi hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE MAKEDONYA CUMHURİYETİ ARASINDA

SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİNİN ONAYLANMASININ UYGUN

BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. – 6 Temmuz 1998 tarihinde Üsküp’te imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesi”nin onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – 1 inci maddeyle ilgili söz isteği?.. Yok.

1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 1 inci madde kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – 2 nci maddeyle ilgili söz isteği?.. Yok.

2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 2 nci madde kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – 3 üncü maddeyle ilgili söz isteği?.. Yok.

3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 3 üncü madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın şekli konusunda Genel Kurulun kararını alacağım.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, oylama için 5 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen milletvekili arkadaşlarımızın teknik personelden yardım istemelerini, buna rağmen giremeyecek olurlarsa, oy pusulalarını, aynı süre içerisinde Başkanlığımıza göndermelerini; vekâleten oy kullanacak Sayın Bakan var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve imzasını havi oy pusulasını, yine aynı süre içerisinde Başkanlığımıza ulaştırmalarını rica ediyorum.

Oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının yapılan açık oylamasının sonucunu açıklıyorum:

Katılan üye : 237

Kabul : 209

Ret : 2

Çekimser : 1

Mükerrer : 25

Böylelikle, tasarı kabul edilmiş ve yasalaşmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasında Hukukî ve Cezaî Konularda Adlî Yardımlaşma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlıyoruz.

6. – Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasında Hukukî ve Cezaî Konularda Adlî Yardımlaşma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/311) (S. Sayısı:167) (1)

BAŞKAN – Komisyon?.. Hazır.

Hükümet?.. Hazır.

Raporun okunup okunmaması hususunu oylarınıza sunacağım: Raporun okunmasını kabul edenler... Etmeyenler... Raporun okunması kabul edilmemiştir.

Tasarının tümü üzerinde Fazilet Partisi Grubu adına Ordu Milletvekili Sayın Eyüp Fatsa...

BÜLENT ARINÇ (Manisa) – Vazgeçtik Sayın Başkan.

BAŞKAN – Konuşmuyorsunuz; peki.

Söz isteği?.. Yok.

Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

(1) 167 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE MAKEDONYA CUMHURİYETİ ARASINDA

HUKUKî VE CEZAî KONULARDA ADLî YARDIMLAŞMA ANLAŞMASININ

ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. – 24 Şubat 1997 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasında Hukukî ve Cezaî Konularda Adlî Yardımlaşma Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – 1 inci maddeyle ilgili söz isteği?.. Yok.

1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 1 inci madde kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – 2 nci maddeyle ilgili söz isteği?.. Yok.

2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 2 nci madde kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – 3 üncü maddeyle ilgili söz isteği?.. Yok.

3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 3 üncü madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir.

Açık oylamanın şekli konusunda Genel Kurulun kararını alacağım.

Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama için 5 dakikalık süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasında Hukukî ve Cezaî Konularda Adlî Yardımlaşma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının açık oylamasının sonucunu açıklıyorum:

Katılan üye : 236

Kabul : 211

Ret : 3

Mükerer : 22

Böylece, tasarı kabul görmüş ve yasalaşmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasındaki Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonları raporlarının görüşmelerine başlıyoruz.

7. – Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasındaki Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonları Raporları (1/574) (S.Sayısı: 302) (1)

(1) 302 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

BAŞKAN – Komisyon?.. Hazır.

Hükümet?.. Hazır.

Komisyon raporunun okunup okunmaması hususunu oylarınıza sunacağım: Raporun okunmasını kabul edenler... Etmeyenler... Raporun okunması kabul edilmemiştir.

Tasarının tümü üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Osman Yumakoğulları; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA OSMAN YUMAKOĞULLARI (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasındaki Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde Fazilet Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, 1994 yılında imzalanan Dünya Ticaret Örgütü ve Ticaret Tarifeleri Genel Antlaşması kapsamında, 7 Eylül 1999 tarihinde, Ankara’da, Makedonya ile serbest ticaret anlaşması imzalanmıştır. Bilindiği gibi, ülkemiz, Avrupa Birliği süreci içerisinde, birçok ülkeyle ikili serbest ticaret anlaşmaları imzalamaktadır. Bu çerçevede, Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti arasında ticarî anlamda birçok önemli konuyu içeren anlaşma imzalanmıştır.

Türkiye ile Makedonya arasında imzalanan anlaşmayla, taraflar arasında ikili ticaret hacminin artırılması, Türk ve Makedon işadamları arasında işbirliği imkânlarının oluşturulması, üçüncü ülkelerde ortak ticaret ve yatırım olanaklarının sağlanması, Türk sanayici, ihracatçı ve müteşebbislerine Makedonya pazarında rekabet imkânı sağlanması ve bu pazar üzerinden, özellikle, eski Yugoslavya cumhuriyetlerine ulaşılması, hammaddelerini Makedonya’dan sağlayan Türk sanayicilerinin üretim maliyetlerinin azaltılması ve Türkiye için bu pazarda Topluluk ve Merkezi ve Doğu Avrupa’yla eşit rekabet şansı yaratılması imkânları sağlanmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemiz ile Makedonya arasında imzalanan bu anlaşma sonucunda, ticaret hacmi çok kısa vadede, üç misli artış gösterecektir. Dolayısıyla, bu, Türkiye’nin menfaatına olduğundan, Fazilet Partisi Grubu adına, olumlu oy vereceğimizi bir defa daha beyan ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Yumakoğulları.

Gruplar adına başka söz isteği?.. Yok.

Şahıslar adına söz isteği?.. Yok.

Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

1 inci maddeyi okutuyorum:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE MAKEDONYA CUMHURİYETİ ARASINDAKİ

SERBEST TİCARET ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN TASARISI

MADDE 1. – 7 Eylül 1999 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN – 1 inci maddeyle ilgili söz isteği?.. Yok.

Değişiklik...

KEMAL VATAN (İzmir) – Şahsım adına söz istiyorum Sayın Başkan,

BAŞKAN – Şahsınız adına...

Buyurun, Sayın Kemal Vatan. (DSP sıralarından alkışlar)

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sayın Başkan, bugün bu kanunları normalde görüşmememiz lazım; bize dağıtılan gündemde kanun tasarı ve teklifleri yok.

BAŞKAN – Sayın Genç biraz önce...

KAMER GENÇ (Tunceli) – Yani, Danışma Kurulu bir şey diyorsa o zaman kanunların da burada gündemde yer alması lazım; yani, olmaz ki böyle...

BAŞKAN – Sayın Genç, zatıâliniz aleyhinde konuştunuz, sıralamayı biliyorsunuz artık.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Efendim?..

BAŞKAN –Sıralamayı biliyorsunuz , aleyhinde konuşma yaptınız.

KAMER GENÇ (Tunceli) – Sıralamayı biliyorum; ama, gündemde kanun tasarısı ve teklifleri yok. Doğru yapılsın bunlar.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Vatan.

KEMAL VATAN (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Balkanlar, 19 uncu Asrın ikinci yarısından beri isyanlar, ihtilaller, suikastler ve karışıklıklarla iç içeydi; yarımada, içerisinde yaşadığımız yüzyılda dünyanın en kanlı bölgelerinden birisiydi. Balkanlardaki çok dinli, çok dilli ve çok kültürlü yapının, yarımada için bir zenginlik ve renklilik olarak algılandığı dönemler de olmuştur. Türklerin beşyüz yıldan fazla süren yönetimleri müddetince Balkanlar, bizim deyişimizle, Rumeli, hoşgörünün ve farklılıkların korunarak bir arada yaşandığı yer olmuştur.

Makedonya’da durum normale dönmüştür; ancak, ticarî yönden, Türkiye’nin Balkanlarda, dolayısıyla Makedonya’da en fazla çalışması gerekirken, maalesef, biz, bu konuda gerilerde kaldık ve Yunanistan ilk sıraya geçmiş oldu. Türkiye’nin, dünyada ilk olarak anayasal adıyla tanıdığı ve maddî, manevî her türlü desteği verdiği Makedonya Cumhuriyetinin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimini tanıma girişiminde bulunmaması gerektiğini geçen gün de söylemiştim, bugün de tekrarlıyorum ve bu konularda Makedon Hükümetinin ve tüm Makedonya vatandaşlarının hassas olacağını dikkatlerine sunuyor, bunu beklediğimizi tekrar vurguluyorum.

Balkanlarla ilgili -geçen gün de söylediğim gibi- Dostluk Treninin, bölgeye, folklor ekipleri ve Atatürk’ün sevdiği Rumeli şarkı ve türkülerini söyleyen ses sanatçılarıyla gitmesi, Atatürk’ün askerî ataşe olarak görev yaptığı Sofya’ya, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü olan Taşköprü’nün bulunduğu ve Yahya Kemal’in doğduğu şehir olan Makedonya’nın başkenti Üsküp’e, Atamızın, askerî lisesini bitirdiği Manastır’a ve Selanik’teki Atatürk’ün evine dostluk ziyaretleri yapılması yararlı olacaktır.

Makedonya’nın Debre İlçesi Kocacık Köyündeki, Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendinin ve dedesinin yaşadığı evin, onarılarak, restore edilmesi istenmektedir.

Bu konuları belirttikten sonra, Makedonya ile serbest ticaret anlaşmasının hayırlı olması dileğiyle, hepinize saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Vatan.

1 inci maddeyle ilgili başka söz isteği?.. Yok.

1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 1 inci madde kabul edilmiştir.

2 nci maddeyi okutuyorum:

MADDE 2. – Söz konusu Anlaşmaya ekli cetvellerde değişiklik yapmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.

BAŞKAN – 2 nci maddeyle ilgili söz isteği?.. Yok.

2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 2 nci madde kabul edilmiştir.

3 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

BAŞKAN – 3 üncü maddeyle ilgili söz isteği?.. Yok.

3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 3 üncü madde kabul edilmiştir.

4 üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 4. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

BAŞKAN – 4 üncü maddeyle ilgili söz isteği?.. Yok.

4 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 4 üncü madde kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.

Açıkoylamanın şekli konusunda Genel Kurulun kararını alacağım.

Açıkoylamanın, elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Oylama için 5 dakikalık süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen arkadaşlarımızın, teknik personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen arkadaşlarımızın, oy pusulalarını Başkanlığımıza aynı süre içerisinde ulaştırmalarını, bu arada, vekâleten oy kullanacak sayın bakan var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve imzasını havi oy pusulasını, yine aynı süre içerisinde Başkanlığımıza göndermelerini rica ediyor ve oylama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla oylama yapıldı)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti ile Makedonya Cumhuriyeti Arasındaki Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısının açık oylamasının sonucunu açıklıyorum:

Katılan üye: 219

Kabul : 201

Mükerrer: 18

Böylelikle, tasarı kabul görmüş ve yasalaşmıştır.

Aydın Milletvekili Bekir Ongun ve 4 Arkadaşının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa 4262 sayılı Kanunla Eklenen Geçici 1 inci Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ile Trabzon Milletvekili Orhan Bıçakçıoğlu’nun Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu raporunun görüşmelerine başlıyoruz.

8. – Aydın Milletvekili Bekir Ongun ve 4 Arkadaşının 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa 4262 Sayılı Kanunla Eklenen Geçici 1 inci Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ile Trabzon Milletvekili Orhan Bıçakçıoğlu’nun Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu Raporu (2/375, 2/401) (S.Sayısı: 307) (1)

BAŞKAN - Komisyon?..Hazır.

Hükümet?..Hazır.

Komisyon raporunun okunup okunmaması hususunu oylarınıza sunuyorum: Raporun okunmasını kabul edenler... Kabul etmeyenler... Raporun okunması kabul edilmemiştir.

Tasarının tümü üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına, Bingöl Milletvekili Sayın Hüsamettin Korkutata; buyurun. (FP sıralarından alkışlar)

FP GRUBU ADINA HÜSAMETTİN KORKUTATA (Bingöl) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 307 sıra sayılı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunundaki değişiklik üzerinde Grubum adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, şahsım ve Grubum adına Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, getirilen teklif, ilkokul mezunlarının, 2004 yılına kadar ehliyet almalarına imkân vermektedir. Tabiî, daha önceki kanunla 31.12.1999 tarihine kadar müsaade edilmişti; fakat, bu süre dolduğu halde, o zamanki ilkokul mezunlarının, tabiî ki, dışarıdan belge alma imkânlarının da zorlaştırılması sebebiyle, bu imkâna sahip olamadıklarını görüyoruz. Çünkü, yeni çıkarılan kanun gereği, ilköğretime üç yıl dışarıdan devam etmesi gerekiyordu. Bu da büyük bir sıkıntı yaratıyordu. Dolayısıyla, getirilen teklif, olumlu bir imkân olarak görüyoruz.

Aslında, bu kanun çıkarılırken, buradaki temel amacımız, kültür seviyesini yükseltmekti, bilinç seviyesini yükseltmekti; fakat, maalesef, gördük ki, Türkiye’de ilkokul mezunlarının yüzde 65-70’ine yakını, ne acıdır ki iş bulmak için ehliyet almak durumunda kalıyor ve büyük çoğunluğu da bunlar oluşturuyor. Bu sebepten dolayı, bunlara istihdam imkânının da ancak böyle bulunduğu kanaati hâsıl oldu; dolayısıyla, buna olumlu bakıyoruz.

Değerli arkadaşlar, asıl olan, bana göre, tabiî ki, trafik, yalnız kanunlarla idare edilemez. Bu, bir imkân meselesi; bu, bir bilinç meselesi; bu bir eğitim meselesi. Bu konuda, yalnız trafik başkanlığını, trafik polislerini, Emniyet Genel Müdürlüğünü sorumlu tutmak, en büyük yanlışlıktır. Biz, müteaddit defalar bu kürsüden de dedik ki, ya bir bakanlık veya bir genel müdürlük olmak mecburiyetindedir; başka türlü sorumluluğu yüklemek mümkün değil. Bugün, yıllarca incelenmiş, detaylandırılmış, konuşulmuş, sivil toplum örgütlerine açılmış olmasına rağmen, bakıyoruz ki, maalesef, doğru dürüst bir performans sağlayamıyoruz. Sebep ne: Biz, bir fon kurmuşuz; demişiz ki, trafik sorunlarımızın maddî kısmının bir bölümünü, hiç olmazsa, böyle halledelim ve bu fon, bütçenin içine alınmış, 30 trilyon lira para toplanmış. 129 uncu madde emredici; burada toplanan paranın tamamı, Trafik Hizmetlerini Geliştirme Fonuna devredilecek ve bunlar, ilgili yerlerde kullanılacak; jandarma da bundan istifade edecek, polis de bundan istifade edecek. 1999 yılında ne kadar para verilmiş biliyor musunuz; 980 milyar; 30’da 1’i... Bu, çok utanç verici bir şey. Bu, kanuna karşı gelmektir, yasalara karşı gelmektir. Yasa emredici; diyor ki, bunu vereceksin; ama, vermedi... Peki, bunun sorumlusu kim?! Bu 29 trilyon lira, eğer karayollarının kara noktalarına veya şehirlerdeki trafik düzenlemelerine veya araç gerece sarf edilseydi, bu memlekette elli kişi daha ölmeyecekse en büyük hizmet bu olmaz mıydı, yüz kişi daha ölmeyecekse en büyük hizmet bu olmaz mıydı. Benim kişisel tahminime göre, bu, binleri bulacaktı, binleri. ama, ne acıdır ki, bu konuda gerekli hassasiyeti hükümetimiz göstermemektedir. Mutlaka Sayın Başbakan, bu yüksek ku-

(1) 307 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.

rulun başkanıdır; istirham ediyorum, trafiğin hakkı olan, fakir fukaranın hakkı olan, şehirlerin, ilçelerin hakkı olan bu parayı derhal versinler. 1999’da vermediler; bu geçti; 2000 yılında toplanacak parayı gerçek sahibine versinler; çünkü, bu, kanunun emredici bir hükmüdür; ama, buna rağmen, maalesef, bugüne kadar yapılmadı. Birinci sorun maddîdir. Bu maddî kaynağın halledilmesi için, bütçeden de ciddî bir para verilmesi lazım.

Bu konuda, eğitim için de seferber olmak lazım. Ne acıdır ki, yine, kanunun emretmesine rağmen, trafik yüksekokulu açılamamış. Eskişehir’de -bu konuyla ilgili olduğumuz için, araştırıyoruz, takip ediyoruz- bir trafik okulu açılmış; ama, o da kurs veriyor; sadece kurs veriyor, hem Jandarma Genel Komutanlığının elemanlarına ve hem de trafik polislerine kurs veriyor. Bu da, çok basit ve maalesef ve maalesef, bu konuda çok çok yetersizdir.

Değerli arkadaşlar, ayrıca, bu kanun düzenlenirken, ana amaçlardan bir tanesi de, tabiî ki, her şeyden önce, bu başkanlığın veya yüksek kurulun üniversitelerle diyalog kurmasıydı. Bizim temel amaçlarımızdan birisi buydu ve kanunun ruhu da bunu emrediyor. Üniversitelerde, bu konuda kürsüler açılsın, branşlar açılsın. Bu konuda, trafik mühendisinden trafik polisine kadar, gerçekten, layık ve ehliyetli insanlar yetiştirilsin; ama, dört yıldır, bu konuda, hiçbir çaba gösterilmemiş, hiçbir şey yapılmamış. Ben, geçenlerde birkaç rektörle görüştüm “çok haklısınız, bunun açılması lazım; ama, maalesef, bu konuda, ne YÖK ne de Bakanlık, bizimle hiçbir temas kurmamıştır ve böyle bir arzuları olmamıştır” dediler. Bunun, mutlaka halledilmesi lazım. Artık, dünyada yollar yapılırken, yalnız inşaat mühendisleriyle yollar yapılmıyor; trafik mühendisleriyle, yolların her bir eğimi, her bir şekli, her bir projesi bu denetimden geçtikten sonra ancak ve ancak proje olarak tasdik ediliyor; ama biz bunun daha kenarından bile geçmemişiz değerli arkadaşlar.

Bunun gibi çok ciddî sorunları var trafiğin. Bu kanunu şimdi değiştirirsek, bu kanundaki birkaç maddeyi daha değiştirmek, bana göre hiçbir kıymet ifade etmez. Çok önemli olan, herkesin üzerine düşeni yapmasıdır.

Şimdi, ben eskiden diyordum ki, trafik dokuz kocalı Hürmüz; dokuz tane bakanlık, bilmem müsteşarlık sorumlu; ama hiç kimse kendisine düşen görevi yapmıyor, buna da kimse zorlamıyor, onun için yüksek kurul kuruldu; ama maalesef o da toplanamıyor. Onun için müstakil bakanlık olsun dedik, onun için genel müdürlük olsun, bir sorumlu olsun dedik ; ama olmadı.

125 inci madde, İlköğretim okullarının -sekiz yıllık temel eğitimin- altıncı ve sekizinci sınıflarına ders koymuş; maalesef bu ders verilmiyor doğru dürüst, hemen hemen hiç verilmiyor; bazı yerlerde, ehliyeti olan bir öğretmene “git, ders ver” deniyor; aradığı şart o. Millî Eğitim Bakanlığı 2000 yılında bir planlama yapmış, bir sefere mahsus 40 kişi getirecek, 19 gün eğitecek; buna da Halk Eğitimdeki memurları veya öğretmenleri davet ediyor. 40 kişi!.. 40 kişi, 50 kişi, 100 kişi bu sorunu halleder mi değerli arkadaşlarım?! Halletmesi mümkün değildir. Kanun burada emredici olmasına rağmen, maalesef ve maalesef, Millî Eğitim Bakanlığı böyle eleman yetiştirmek veya okul teşvik etmek veya üniversitelerle diyalog kurmak için herhangi bir girişimde bulunmamıştır. Bunun vebali bu arkadaşların sırtındadır.

Yıllar yılı yüz tane kanun çıkarılırsa, bu konuda ciddî eğitim verilmeden, bu konuda okullar açılmadan, kurslar düzenlenmeden... Öncelikle, kısa vadede -asıl bunlar da hedef değil- hizmetiçi kurslar düzenlenip, bunlardan sonra okulların açılması şarttır. Aksi takdirde bu sorunun halledilmesi mümkün değildir ve yıllar yılı böyle topal yürüyeceğiz.

Ayrıca, şehirlerarası çalışan otobüslere bakıyoruz -ben zaman zaman otobüse binerim ve özellikle bakarım- bir takograf takılmış; fakat, levhalara bakıyorsunuz, otobüsün bir levhadan öbür levhaya varması için geçen süreyi hesap etmek için dakika tutuyorsunuz, bakıyorsunuz sürat saatte 120-130 kilometre. Sonra bir yerde trafik polisi geliyor bakıyor, dümdüz gitmiş, saatte 88 kilometre; hepsi 88. Bu aletleri yapan insanlar mı sahtekâr veya ne yapılıyorsa bunun mutlaka bulunması lazım. Onun için, yüzlerce insanımız hayatını kaybediyor. Bunlar için “deşifre edilsinler, televizyonlardan, radyolardan kamuoyuna duyurulsun” dedik; ama, maalesef ciddî bir önlem alınmadı.

Bakıyoruz ki, bu işi de bir tek firmaya yüklemişler, o tek firma dilediği şekilde, onların dediklerini yapıyor ve ayrıca, şunu bunu zorluyor, diyor ki: Resmî araçlara da takın, belediye otobüslerine de takın, götürün evinize de takın... Niye; bol bol satacak. Bunun için, onu çeşitlendirmek lazım; bu konuda arkadaşlar herhalde önerge verecek. Bunu mutlaka çeşitlendirmek ve burada rekabeti yaratmak şarttır. Aksi takdirde, o tek firmaya hizmet etmekten başka bir şey yapamıyoruz. Bunun mutlaka düzeltilmesi lazım değerli arkadaşlar.

Değerli arkadaşlar, bu konuyla ilgili meseleyi ele alırken, mutlaka ve mutlaka bu kursların ciddî şekilde denetlenmesi lazım ve bir ciddiyet getirilmesi lazım. Bugün kursların çoğu, belki eleman bulmakta -bize gelen haberlere göre- sıkıntı çekiyor. Eleman bulmakta sıkıntı çekince, maddî sıkıntı içerisine giriyor, ondan sonra da laçkalaşmaya başlıyor; ama, eğer bu işi yapacaklarsa, mutlaka aynı ehemmiyet içerisinde yapmaları şarttır değerli arkadaşlar.

Değerli arkadaşlar, yine çok önemli olan bir husus, bu kanuna “ticarî taşıt belgesi” diye bir madde konulmuştu. Burada amaç ne; ticarî taşıt kullanan insanların eğitilmesi. Kim tarafından; federasyon tarafından, şoförler cemiyeti tarafından. Tetkik ettik; 3 milyona yakın şoförümüz olmasına rağmen, ne acıdır ki, 100 000 civarında, bazıları 105 000 -bazıları 116 000 diyor- 116 000 civarında kişiyi eğittikleri söyleniyor ve bu eğitimin de kaliteli olduğu kanaatinde değilim.

Bakıyorsunuz ki, bir trafik kanunu veya herhangi bir şey görüşülüyor; eğer maddî bir rant söz konusuysa, o zaman herkes hücum etmeye başlıyor, bir parça ben kapayım, yok sen alacaksın, yok ben alacağım kavgası başlıyor; ama, başka şeyler, eğitim, yükümlülükler söz konusu olunca, hiç kimsenin kılı kıpırdamıyor.

Değerli arkadaşlar, bunun yanında, tabiî ki, bu kanunun, geçen gün de söylemiştim, çok önemli bir özelliği eğitimdir demiştim. Burada da radyo ve televizyonlara bir yükümlülük getirilmiş; ama, bu yükümlülüğü, maalesef ve maalesef, hiç kimse yerine getirmiyor; ne Millî Eğitim Bakanlığı ne trafik başkanlığı ne de radyo ve televizyonlar...

Radyo ve televizyonlar, gece saat 2’de, 3’te, işte, şakadan bir şey gösteriyor. Haftada yarım saat, mecburen, ciddî program, seyyanen, her saate yayılacak. Evet, gece 2’de de olacak; ama, sabah 8’de de olacak, akşam 6’da da olacak. Yani, devamlı, hafta içinde veya ayda bir dönecek şekilde ayarlanması gerekirken, ciddî bir program da yok.

Ben, bazı arkadaşlarla görüştüm; ne olur, lütfen, bunu zamanında yayınlayın ve güzel bir şey yayınlayın... “Ne yayınlayalım; yani, biz gidelim, sizin için program mı yapalım, film mi yapalım? Yapın getirin, verin bize; güzel olsun, biz de yayınlayalım...” Baktım, haklı tarafları da var; çünkü, bu kamu menfaatıdır, burada kimse üzerine yük almıyor.

Şimdi, herkes, heyetler halinde geliyor sayın bakanlara “ne olursunuz, bizim köye -veya ilçeye- bir sağlık ocağı yapın” veya “şehrimize hastane yapın” diyor; ama, iki sivil toplum örgütü veya bir kesim gelip, Bakanlığı zorlayarak “ne olursunuz, şu yol kenarına bir acil trafik kurtarma istasyonu kurun” demiyor. Niye?.. Onu ilgilendirmiyor. Gönül isterdi ki -ben arkadaşlara da söyledim- bizim şoförler cemiyetimiz veya federasyonumuz “evet, Sayın Bakanlık görevini yapmıyor, Sağlık Bakanlığı görevini yapmıyor, diğer daireler yapmıyor. Ben, E-5 karayolu üzerinde -veya herhangi bir karayolu üzerinde- dört tane acil kurtarma istasyonu kuruyorum, aracını da koyuyorum; Sayın Bakanlık, siz de buraya eleman verin” demeliydi; ama, demiyor; ama, uçan kuştan basılı evrak parası alıyor. Bilmem neler neler... Söylemek istemiyorum; çünkü, işi kişisel bir noktaya getirmek istemiyorum. Bu konuda, değerli arkadaşlar, maalesef ve maalesef, ne Bakanlık ne de ilgili sivil toplum kuruluşları, hizmet yönünden hiçbir şey katmıyor. Bunların, mutlaka, işler hale getirilmesi lazım; ya yükümlülükler yüklenmesi lazım veya bunlardan el çekilmişse, o zaman, hiç olmazsa, bu trafik dairesine kanunun öngördüğü parasının verilmesi ve ayrıca, ilgili bakanlıkların da bu yüksek kurul tarafından ikaz edilerek gerekli hizmetlerin yerine getirilmesi lazım.

Değerli arkadaşlar, bazı önergeler var; gerekirse o önergeler üzerinde de fikrimizi söyleyeceğiz; fakat, şunu açıkça söylemek gerekirse, Türkiye’de trafiğin eğer düzenli şekilde işlemesini istiyorsak, bu konuda, mutlak surette, hakkından ziyade, üzerimize düşen görevi her bir kesimin yapması lazım. Sivil toplum örgütü, iletişim araçları, resmî kurumlar ve sivil toplum örgütlerinin hepsi bu konuda hemfikir olmalı, bu konuda üzerine düşeni yapmalıdır. Aksi takdirde, yalnız kanunî düzenlemelerle bu işin altından çıkmamız mümkün değil; çünkü, her gün ortalama 15-20 insan hayatını kaybediyor ve belki de, bunların dışında, yine, 5-10 kişi, bu darbeyi aldıktan sonra evinde veya hastanede vefat ediyor, trilyonlarca lira maddî zarara uğruyoruz. Dünya bunu çözmüştür; en azından asgarîye indirmiştir. Hiç olmazsa, dünyadaki bu noktalara yakın bir performans yakalamamız lazımdır.

Umuyorum, inşallah, bu düzenlemeden sonra bu yüksek kurul toplanır, bu konuda ciddî bir strateji çizer ve faydalı olur.

Hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Korkutata.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Trabzon Milletvekili Sayın Orhan Bıçakçıoğlu. (MHP sıralarından alkışlar)

MHP GRUBU ADINA ORHAN BIÇAKÇIOĞLU (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifi üzerinde, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; kanun teklifini veren arkadaşımla beraber, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bizim bu teklifi vermemizdeki amacı kısaca özetlemek istiyorum: Eğitim ile sürücülük arasında, bire bir, doğrudan bir ilişkiyi kurmak son derece hatalıdır. En fazla trafik kazasının, Ankara’da, bir yükseköğretim kurumumuza giden yol üzerinde olduğunu düşünürsek -ki, bu kazalara da, genelde alkollü araç kullanmanın da neden olduğunu düşünürsek- eğitim ile trafik kazaları arasındaki ilişkiyi doğrudan doğruya ilgilendirmek yanlış olur. Eğitim ayrı şeydir, sürücü eğitimi ayrı şeydir. Unutulmaması lazım ki, aracı, sürücü belgesi değil, sürücüler kullanmaktadır. Siz, bırakın ilkokul mezunlarının sürücü belgesi almalarını, Avrupa Birliği ülkelerinin birçoğunda okuryazar olanlara dahi sürücü belgesi verilmektedir. Ülkemizde, ulaşımın yüzde 90’ı karayoluyla yapılmaktadır ve bu karayolunda araçları kullanan insanların, yani şoförlerin büyük bir çoğunluğu ilkokul mezunudur. Siz, bu oranı aşağı düşürmedikten sonra -yani biz, ülkemizde yolcu ve yük taşımacılığını karayoluyla yapmaya devam ettiğimiz sürece- ilkokul mezunlarının sıkıntısını çekeceksiniz; çünkü, şoförlük yapanların büyük bir çoğunluğu ilkokul mezunudur. İleriki yıllarda, korkarım ki, ilkokul mezunu bulmakta dahi zorlanacağız.

Bakınız -tabiî, ben geçenki konuşmamda da söyledim- ülkemizde, yılda 4 000 civarında insan trafik kazalarında hayatını kaybetmektedir. Bunda sürücü hatalarının da önemli bir rolü vardır; fakat, biz, karayollarımızı uluslararası standartlara ulaştırmadıktan sonra bu kazaların önüne geçemeyiz. Gelin, hep birlikte gayret sarf edelim, yıllardır inşaatı devam eden Samsun-Sarp arasındaki Karadeniz bölünmüş sahil yolunu bitirelim, her yıl en az 400 insanın o yolda trafik kazasından ölümünün önüne geçelim.

Trafik Daire Başkanlığından almış olduğum rakamlardan da sizlere bir iki tane örnek vermek istiyorum. Biz, ilkokul mezunlarının sürücü belgesi almasını engellemekle bu kazaların önüne geçeceğimizi düşünüyoruz. 2918 sayılı Yasada bunu getirmişiz, bundan sonra artık, ilköğretim mezunları -eski tabiriyle ortaokul mezunları- sürücü belgesi alsın demişiz; ama, gelin görün ki, rakamlar bize farklı şeyler söylüyor.

Ülkemizde, toplam 775 000 kişi trafik kazasına karışmakta, yani, sürücü kaza yapmaktadır; bunun, sadece 334 000’i, yani, oransal olarak, yüzde 43’ü ilkokul mezunudur. Demek oluyor ki, trafik kazasına karışan sürücülerin yüzde 57’si ortaokul, lise veya üniversite mezunudur. Ortaokul mezunlarının oranı yüzde 14, trafik kazalarına karışan sürücülerin arasındaki lise mezunlarının oranı yüzde 24 ve yüksekokul mezunlarının oranı ise yüzde 15’tir.

Bu rakamları verdikten sonra, bir şeye daha, hem bizi dinleyenlerin hem sizlerin dikkatini çekmek istiyorum. Ülkemizde, şu anda, 13 milyon civarında sürücü belgesine sahip sürücü veya şoför vardır. Bu 13 milyon insanın -bu, bir istatistikî rakam değildir; ama, il bazında, birkaç il bazında yapmış olduğumuz, son on yıldaki istatistiklere bakarak- en az yüzde 70’i ilkokul mezunudur. İlkokul mezunlarının sayısı, toplam sürücü belgeli şoför veya sürücülerin içinde yüzde 70 oranında olduğu halde, kazaya karışma oranı yüzde 43’tür. Yani, daha açık söyleyelim, bir tarafta, yüzde 70 civarında sürücü belgesine sahip ilkokul mezunları var ve bunun yüzde 43’ü, diğer tarafta, yüzde 30 ilkokul mezunu olmayanlar var ve bunların yüzde 57’si kazaya karışmaktadır.

Bu kanunu burada gerçekleştirdiğimiz zaman, hiç kimseye bir ulufe vermiyoruz. Sadece, biz, çıkacak bu kanunla, müktesep bir hakkın geriye iade edilmesini sağlıyoruz.

Şimdi, düşününüz, ilkokul mezunu olan bir işçinin, bir memurun tek hayali, belki de, emekli ikramiyesini birlikte aldığı zaman bir araç sahibi olmaktır. 43 yaşında, 45 yaşında emekli olacak bu arkadaşlarımızı, bu vatandaşlarımızı, biz, tekrar, okul sıralarına mı yollayacağız?! Onun için, bunu müktesep hak olarak görmemiz lazım ve bu hakkı, elinden alınanlara tekrar iade etmemiz lazım.

Benden önce konuşan arkadaşımızın bahsettiği bir konuyu çok az açmak istiyorum. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa konulan bir maddeyle, ticarî amaçla araç kullanacak olanlara; yani, bu işi meslek edinenlere, bu işten geçimini sağlayan insanlara; kısaca, şoförlere, ticarî araç kullanma belgesi alma mecburiyeti getirilmiştir. Bu da, bir eğitim sonucu verilmektedir. İşte, o kanunun o maddesinde de, ticarî taşıt kullanma belgesi alacak olanlarda ilköğretim okulu, yani, ortaokul mezunu olma şartı aranmaktadır. Şimdi, Ankara’da dolaşan binlerce taksi sürücüsünün belki birçoğu bu belgeyi almıştır. Yarın öbür gün, bunların içinde ilkokul mezunu olanlar varsa ve sınıf atlamak istiyorlarsa; yani, B sınıfı sürücü belgesine sahip bir şoför arkadaşımız, yarın öbün gün, taksisini satıp kamyon almak istiyorsa, otobüs almak istiyorsa alamayacaktır. Ne olacak; gidecek, ortaokul diploması yerine geçecek olan ilköğretim okulu diplomasına sahip olması gerekecektir. Onun için, bu hakkı biz bunlara 2004 yılına kadar ki, bu süre hiç olmamalıydı, bu kanun hepten kalkmalıydı. Çünkü, ilköğretim okulları mezun vermeye başladıktan sonra, zaten, ülkemizde, ilkokul denilen bir kavram kanunla ortadan kalkmış, ilköğretim okulu olmuştur. Eskiden, özellikle, doğu bölgelerimizde terör nedeniyle veya okulun olmayışı nedeniyle, bırakın ortaokulu, ilkokulu dahi bitirememiş binlerce insamızı mağdur etmemeliyiz. Onun için, biz, bu kanun teklifini hazırladık.

Bakınız, 1997 yılında ilkokulu bitiren bir çocuk, şayet B sınıfı sürücü belgesi almak istiyorsa -ki, 1997 yılında, biliyorsunuz, ilköğretim kanunu çıktı- bu çocuk 11 yaşındadır, 18 yaşında B sınıfı sürücü belgesi alması gerekiyor, 2005 yılında okulu bitirecek; peki, C, D ve E sınıfı sürücü belgesi almak istiyorsa, 2010 yılında almaya hak kazanacak.

Bugün, birçok ilimizde, gerek ekonomik nedenle gerek terör nedeniyle, köylerde okullar kapanmıştır. Bu halde, biz, insanlarımızın, ilkokul mezunu oldu diye cezalandırılmaması düşüncesindeyiz. Bizim maksadımız, burada, Meclis olarak, milletvekilleri olarak, sıkıntıları çözmektir. Bu kanun teklifi görüşmeleri içerisinde verilecek olan önergelerle -televizyonları başında bizleri dinleyen insanlarımız sabırsızlıkla bekliyor, biliyorum- takograf olayındaki ve yine, sürücü belgelerinin mahkemelerce geri alınması olayındaki zorlukları ortadan kaldıracak değerli arkadaşlarımızın çok güzel çalışmaları var, inşallah, onları da buna dahil ederek geçireceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle, hepinizi, saygı ve sevgiyle, Grubum ve şahsım adına selamlıyorum ve bu kanun değişikliğinin ülkemize, ülkemiz trafiğine hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah’tan diliyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Bıçakçıoğlu.

Doğru Yol Partisi Grubu adına, Şırnak Milletvekili Sayın Sait Değer. (DYP sıralarından alkışlar)

DYP GRUBU ADINA M. SAİT DEĞER (Şırnak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa 4262 Sayılı Kanunla Eklenen Geçici 1 inci Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi üzerinde Doğru Yol Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Gurubum ve şahsım adına, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, trafik sorunu ülkemizin en önemli sorunlarından biridir. Ülkemiz, hergün yeni acılar, yeni felaketlerle karşılaşır hale gelmiştir. Ülkemizde, sadece bayram tatillerinde 200 kişinin kazalarda hayatını kaybetmesi, trafik terörünün ulaştığı vahim boyutun bir göstergesidir. Hatta, doğu ve güneydoğuda yaşanan terör olaylarında, 14 yılda 26 000 kişi yaşamını yitirirken, trafik teröründe de son 9 yılda tam 52 000 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu nedenle, görüşmekte olduğumuz bu teklif, Türkiye’de, her yıl binlerce kişinin ölümüne ve yaralanmasına yol açan çok önemli ve hassas bir konudur.

Ülkemizin gerçeklerinden kaçmak mümkün değildir. Ülkemizdeki trafik kazalarında insan unsurunun yüzde 97’lik bir paya sahip olması çok düşündürücüdür. Türkiye’deki trafik kazalarına yüzde 43 oranında ilkokul mezunlarının karıştığı gerçeğini de gözardı etmemiz mümkün değildir. Ayrıca, Avrupa ülkelerinde 300 araca 1 trafik görevlisi düşerken, ülkemizde 1 trafik görevlisinin sorumlu olduğu araç sayısı ise 1 300-1 400 civarındadır.

Sayın milletvekilleri, ülkemizdeki trafik kazalarının bilançosu, trafik sorunlarının çözümünde ne kadar başarısız olduğumuzun bir göstergesidir. Üzülerek söylüyorum ki, günde ortalama 20 kişinin, yılda ise yaklaşık 6 000 kişinin yaşamını yitirmesi, trafik terörüne karşı alınan önlemlerin yetersizliğini göstermektedir. Trafik sorunlarında kültürün etkisi de önemlidir. Yani, trafik sorunların, ülkemizdeki genel kültür ve eğitim düzeyinin, hatta, özel olarak, trafik kültür ve eğitiminin gelişmesiyle, yaygınlaştırılmasıyla çözülebilecek sorunlar olduğuna inanıyorum.

Trafik suçlarına, daha önce bulunmayan ve daha ağır yaptırımlar getirilmesinin caydırıcı etkisi elbette tartışılmazdır; fakat, sonuçta, trafik savaşında, yaşamlarının en verimli ve aktif döneminde kaybettiğimiz binlerce ilkokul mezunu insanımızın hiç değilse bir kısmının hayatlarını kurtarmak için, hem kanuna hem de kültüre ve eğitime ihtiyaç duymaktayız. Kısaca, başkalarının hakkına saygılı, bilinçli insanların oluşturduğu bir toplum meydana getirilmezse, kanun, hiçbir zaman tek başına yeterli olmayacaktır.

Trafik sorununun çözümü çok boyutlu bir konudur. Her şeyden önce, etkili bir denetim mekanizmasının oluşturulması kaçınılmazdır. Karayolu taşımacılığındaki yükün ortadan kaldırılabilmesi için, başta hızlı tren olmak üzere, alternatif ulaşım imkânları hayata geçirilmelidir. Ayrıca, acil müdahale hizmetleri çağdaş standartlara kavuşturularak yaygınlaştırılmalıdır. Bilinçli bir toplumu yaratmak için eğitim seferberliği başlatılmalıdır. Toplumun her kesimi, bu konuda üzerine düşeni yaparak, sorumluluk almaktan kaçmamalıdır. Artık, binlerce insanımızı kaybettiğimiz bu trafik terörüyle savaşmada gerekli atılımlar yapılmalıdır.

Karayolları Trafik Kanununun 41/b maddesi gereğince, sürücü belgesi almak için ortaokul mezunu olma şartı getirilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre 27 Ekim 1996 tarih ve 22800 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 41/b maddesi gereğince, A1, A2, B, C, D ve E sınıfı sürücü belgesi alacaklara, en az ortaokul mezunu olma ya da sekiz yıllık temel eğitimi bitirme şartı getirilmiştir. 2918 sayılı Trafik Kanununun 25.5.1997 tarih ve 22999 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 4262 sayılı Kanunla eklenen geçici 1 inci maddesiyle, bu şartın 31.12.1999 tarihine kadar aranmayacağı, adayların ilkokul mezunu olmasının yeterli olacağı ifade edilmiştir. Buna göre, 31.12.1999 tarihinden itibaren ülkemizdeki ilkokul mezunu vatandaşlarımız ehliyet alamayacaklardır.

Karayolları Trafik Kanununda geçen yıl yapılan değişiklikle 1 Ocak 2000 tarihinden itibaren artık ilkokul mezunlarına ehliyet verilmemesi ve ehliyet alacak kişilerin de en az ortaokul ya da sekiz yıllık temel eğitim mezunu olmaları kararı alınmış ve bir yıllık geçiş süresi verilerek bu uygulamaya geçilmesi amaçlanmıştı; ancak, şimdi görüşmekte olduğumuz bu tasarıyla bu sürenin 31 Aralık 2004 tarihine kadar uzatılması istenilmektedir. Bu konuyla ilgili yapılan araştırmalar, 1998 yılında meydana gelen trafik kazalarının yaklaşık yüzde 45’ine (ölümlü kazaların yüzde 50’sine ve yaralamalı kazaların yüzde 49’una7 ilkokul mezunu sürücülerin sebep olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca, ülkemizde sürücü belgesi alanların yarısının ilkokul mezunu olduğunu dikkate alırsak, bu durumun sürücü kursları için de ayrı bir önem taşıdığı ortadadır.

Ülkemizde, sürücü kursları 1987 yılından itibaren açılmaya başlanmıştır. Sürücü kurslarının amacı, motorlu taşıt sürücüsü yetiştirmek, yetişmiş olanlara imtihan sonucu sertifika vermek, trafikle ilgili öğretim ve eğitim yapmaktır; ancak, maalesef, bu kursların bir kısmının yeterli denetime tabi tutulmaması nedeniyle, amacına uygun olarak faaliyet göstermeyen kurslar da bulunmaktadır.

Ayrıca, ülkemizde 1 400 civarında sürücü kursu bulunmaktadır. Bu kurslarda, asgarî 12 çalışan ve 5 eğitim aracıyla binlerce insanımıza istihdam imkânı sağlanmıştır.

Bu teklifin yasalaşmaması durumunda da birçok sürücü kursu kapanacak, çalışanlar işsiz kalacaktır. Sekiz yıllık temel eğitimin ülkemizde henüz çok yeni olması bu durumu daha da zorlaştırmaktadır.

Değerli milletvekilleri, ülkemizdeki trafik sorununu sadece eğitimle sınırlamak doğru değildir. Bu konuda yapılması gereken bazı düzenlemelerde ise, sürücü eğitimi veren sürücü kurslarının daha sıkı bir denetime tabi tutulmasının ve kurs süresinin artırılması gerektiğinin de altını çizmek gerekir.

Sonuç olarak, ülkemizde, meçhul bir düşman olan trafik terörünü yenmek için ciddî önlemler alınmalıdır. Her ay Erzincan depremindeki kadar, her ay Kıbrıs harekâtındaki kadar insanımızı trafik kazalarında kaybediyoruz. Elbette trafik kazaları sadece can kaybına yol açmıyor; bu kazaların bir de ekonomik boyutu vardır.

Trafik terörünün ülke ekonomisine verdiği zarar, maddî hasarın yanında üretim kaybı, tedavi masrafları gibi unsunlar da dikkate alındığında, katrilyonlarla ifade edilmektedir.

Ancak, görüşmekte olduğumuz bu tasarıda öngörülen sürenin insanlarımızın mağdur olmaması için son kez uzatılarak, trafik terörü konusunda ciddî önlemlerin alınması sağlanmalıdır. Yaklaşan Kurban Bayramındaki tatil dolayısıyla karayolu trafiğinin hareketli olması bizleri tedirgin etmektedir.

Trafik sorununu çözme adına yapılacak her türlü adımın bir an önce hayata geçirilmesi temennisiyle Grubum ve şahsım adına Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (DYP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Değer.

Anavatan Partisi Grubu adına, Sayın Mehmet Çakar.

ANAP GRUBU ADINA MEHMET ÇAKAR (Samsun) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 4262 Sayılı Kanunla Eklenen Geçici 1 inci Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi üzerinde, Anavatan Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Grubum ve şahsım adına, Kıymetli Heyetinizi ve Yüce Milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Karayolları Trafik Kanununda yapılan değişiklik gereğince, sürücü belgesi almak için en az ortaokul mezunu olmak ya da sekiz yıllık temel eğitimi bitirmiş olmak şartı getirilmişti. Bu kanunda, ayrıca, geçiş dönemi belirlenmekle beraber, sürücü belgesi alacak adaylara 31.12.1999 tarihine kadar süre tanınmış idi. Bu süre ikibuçuk ay önce doldu ve ilkokul mezunu olan arkadaşlarımız, vatandaşlarımız, maalesef, bugün ehliyet alamıyorlar. Ülkemizde eğitimin kalitesinin ve seviyesinin yükseltilmesi düşünülerek alınan bu karar, geçiş döneminin kısa tutulması neticesinde büyük mağduriyetlere sebebiyet vermektedir.

Ülkemizin gerçekleri, bazen, yasalarla tam olarak ifade edilemiyor. Malumunuz olduğu üzere, ülkemizin değişik bölgelerinde, Doğu, Güneydoğu, Karadeniz Bölgelerimizde çeşitli sebeplerle ilkokulu bile zor bitiren, hatta, birçoğu imkânsızlık sebebiyle okuyamayan vatandaşlarımız vardır ve bu güzel ülkemizin gerçekleridir. Gerek ekonomik sıkıntılar gerekse altyapı eksiklikleri, yani, okulsuzluk nedeniyle veya çeşitli sebeplerle ortaokula gidemeyen, hatta, gönderilemeyen, hatta ortaokulu birinci sınıfından, ikinci sınıfından veya üçüncü sınıfından terk etmiş, terk etmek mecburiyetinde olmuş vatandaşlarımızın sürücü belgesi alabilme haklarını ellerinden almak doğru olmadığı gibi, bu vatandaşlarımızı çağın ve sosyal hayatın nimetlerinden mahrum etmeknin de hakkaniyet ölçülerine sığmayan bir davranış olacağı kanaatindeyim.

Değerli milletvekilleri, ayrıca, ilkokul mezunu olan binlerce gencimiz, ehliyet alarak bir işe girmek veya bir işi kendisine -şoförlük mesleği olarak- meslek olarak seçme imkânını kaybedecek, umutsuzluğa düşecektir. Bizim görevimiz, milletvekilleri olarak, milletimizin bir kısmını umutsuzluğa düşürmek olmamalıdır. İşsiz olması sebebiyle, belki evlenemeyecek, yuva kuramayacak; peki, bunda kabahat kimindir? Onların, çeşitli sebeplerle, okulsuzluk nedeniyle okuyamaması kendi kabahatleri olmasa gerek.

Ayrıca, istatistiklere bakıldığında, en fazla trafik kazasının veya kazasına sebebiyetin, alkol kullanarak aşırı hız yapan, hatta eğitim düzeyi yüksek kimseler olduğu görülmektedir. Buradan, çok yüksek eğitim almış birinin yeterli sürücü eğitimi almaması halinde iyi bir sürücü olamayacağı düşüncesini de bir kenara atmamak gerektiği ortaya çıkmaktadır.

Ayrıca, şoförlük mesleği, bir yetenek meselesidir; sanat gibi düşünmek lazım. Burada da, ilkokul eğitiminin yeterli olabileceği kanaatindeyim. Dolayısıyla, sürücü eğitimi ile eğitimin birbirine karıştırılmaması gerektiği apaçık ortadadır. Trafik canavarının bütün vebalini ilkokul mezunu olan sürücülerimize veya bundan sonra ilkokul mezunu olarak araç kullanacak vatandaşlarımıza yüklemenin de doğru olmadığı apaçık aşikârdır.

Aslında, bu yasa görüşülürken, İçişleri Komisyonunda da şahsî görüşüm olarak ifade etmiştim; bu konuda eğitimle ilgili sınırlama tümüyle ortadan kalkmalı, eskiden olduğu gibi, bütün ilkokul mezunları diledikleri zaman sürücü belgesi alabilmelidirler; elbette bu, şahsî kanaatimdir. Mesela, bugün ilkokul mezunu olan bir vatandaşımız 40 yaşına geldiğinde ekonomik durumunu düzeltip bir araç sahibi olacak; ama, ilgili yasa gereği, ilkokul mezunu olduğundan, sürücü belgesi alamayacak, dolayısıyla araç sahibi de olamayacaktır.

Son zamanlarda bayan sürücülerimizin sayısında da artış görülmektedir. Bu, elbette ki, ülkemiz açısından memnuniyet vericidir. İster ilkokul olsun ister ortaokul ister lise, yani hangi okul düzeyinde olursa olsun, sürücü belgesi alabilme şartlarını haiz olan ve özellikle sürücü kurslarını başarıyla bitiren tüm bayan kardeşlerimizin de böyle bir haktan, sınırlı da olsa, mahrum bırakılmasının eşitlik ilkesiyle de bağdaşmayacağı kanaatindeyim.

Değerli milletvekilleri, ayrıca, bu arada, sürücü eğitimine ağırlık verilmesinin gereğine, bir kere daha ben parmak basmak istiyorum. Elbette ki, sürücü olacak adaylara iyi ve doğru eğitim verilmeli, sürücü kursları özellikle daha sıkı denetlenmelidir. Gerekiyorsa bu sürücü kurslarının sürelerinin de uzatılmasının, artırılmasının faydalı olacağı kanaatindeyim.

Sonuç olarak, sekiz yıllık eğitimin zorunlu olması sebebiyle, 1997 yılından sonra okula başlayan çocuklarımız 2004 yılında okulu bitireceklerdir; yani, sekiz yıllık zorunlu ilköğretim okulları ilk mezunlarını 2004 yılında vereceğinden, ilkokul mezunlarının bu tarihe kadar sürücü belgesi almalarına imkân sağlanması gerektiğine inanıyorum. Böylelikle, hem sosyal adalet sağlanmış hem de yukarıda arz ettiğim gibi, vatandaşlarımız mağdur edilmemiş olacaklardır.

Bu vesileyle, sürücü belgesi alacak olan vatandaşlarımızın ve halen sürücü belgesi olan vatandaşlarımızın kazasız ve belasız araç kullanmalarını Yüce Allah’tan diliyorum. Grubum ve şahsım adına, hepimize ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gruplar adına başka söz isteği?.. Yok.

Şahısları adına Sayın Aslan Polat?..

ASLAN POLAT (Erzurum) – Konuşmayacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN – Sayın Atahan?..

NAMIK KEMAL ATAHAN (Hatay) – Konuşmayacağım.

BAŞKAN – Başka söz isteği?.. Yok.

NAMIK KEMAL ATAHAN (Hatay) – Karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN – Karar yetersayısını arayacağım.

Sayın milletvekilleri, tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Tasarının maddelerine geçilmesini kabul edenler... Etmeyenler... Tasarının maddelerine geçilmesi konusunda gerekli karar yetersayısına ulaşılamamıştır.

Karar yetersayısı yoktur, zamanımız da yeterli değildir.

Bu nedenle, alınan karar gereğince, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 8 Mart 2000 Çarşamba günü saat 13.00’te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 18.37

10. – KaramanMilletvekili Zeki Ünal’ın, bazı politikacıların Bilderberg üyesi oldukları yolundaki haberlere ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1375)

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Başbakan SayınBülent Ecevit tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

2.2.2000

Zeki Ünal

Karaman

30.12.1999 tarihli bir günlük gazetede, Türkiye’yi Bilderbergciler yönetiyor başlığıyla bir yazı yayınlanmıştır. Yazının içeriğinde “Bilderberg masonik ve siyonist bir örgüttür. Başbakan Ecevit’le birlikte Cumhurbaşkanı Demirel, ANAP Genel Başkanı Yılmaz ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem de bu örgütün içindedir.” denilmektedir.

Sorum şudur :

Şahsınızın ve yukarıda adı geçen devlet yetkililerinin bu örgütün içinde olduğu doğru mudur? Doğru ise bu örgütün mahiyeti nedir? Türkiye’de de şubesi var mıdır? Doğru değil ise basında çıkan haberler tekzip edilmiş midir?

T.C.

İçişleri Bakanlığı 6.3.2000

Emniyet Genel Müdürlüğü

Sayı : B.05.1.EGM.0.12.01.01/063460

Konu : Yazılı Soru Önergesi.

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

İlgi : a) TBMM Başkanlığının 10.2.2000 tarih ve A.01-O.GNS.0.10.00.02-(7/1375)-4070/9736 sayılı yazısı.

b) Başbakanlığın 15.2.2000 tarih ve B.02.0.KKG.0.12/106-160-25/900 sayılı yazısı.

KaramanMilletvekili Zeki Ünal tarafından TBMM Başkanlığına sunulan ve Sayın Başbakanımıza yöneltilen ve Başbakanımızca da kendileri adına tarafımdan cevaplandırılması istenilen yazılı soru önergesinde ileri sürülen hususlarla ilgili yanıt aşağıya çıkarılmıştır.

Batı dünyasının 1950’li yılların başında, demokratik kurumları “Komünizm tehdidi”ne karşı koruyabilmek amacıyla, işbirliği yapmak için gayri resmî toplantılar düzenlenmesi fikrine istinaden 1954 yılının Mayıs ayında Hollanda’nın Oosterbeek kentindeki Bilderberg Hotel’inde, Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’nın siyaset, fikir adamları, ekonomik ve siyasî konularda fikir teatisinde bulunmak suretiyle toplantı düzenledikleri ve ilk toplantının ardından benzer toplantıların düzenlenmesine karar verildiği, bu tip etkinliklere katılanlara da ilk toplantı mahallinden dolayı Bilderbergciler denildiği,

Bilderberg toplantılarına katılımın, “üyelik” yoluyla olmayıp özel davetle gerçekleştirildiği, birçok ülkede önde gelen şahısların davet edildiği toplantılara, geçmiş yıllarda TC Merkez Bankası eski Başkanı Sayın Rüştü Saraçoğlu’nun, Dışişleri Bakanı Sayın İsmail Cem’in, ANAP GenelBaşaknı Sayın Mesut Yılmaz’ın, Başbakanımız Sayın Bülent Ecevit’in de davet edildikleri, ancak kayıtlarımızda sözkonusu kişilerin anılan kuruluş içerisinde bulunduğuna dair bir bilgiye rastlanılmadığı,

Ayrıca Türkiye’nin bu kuruluşa Devlet olarak üyeliğinin bulunmadığı anlaşılmıştır.

Bilgilerinize arz ederim.

Sadettin Tantan

İçişleri Bakanı

11. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, Antalya-Kaş-Gelemiş Köyü Patara Bölgesinde çıkan orman yangınlarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1379)

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakın Sayın Sadettin Tantan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Bülent Akarcalı

İstanbul

Antalya İli Kaş İlçesi Gelemiş Köyündeki Patara, ülkemizin en güzel, antik ve tabiî yerleşim bölgesidir. Kumsalı dünyanın en güzel 10 kumsaldan biri seçilmiştir. Burası ciddî bir şekilde kaçak yapılaşma baskısıyla karşı karşıyadır. Son iki ay içerisinde beş yangın çıkmış ve yeşil örtü tahrip edilmiştir.

1. Yangınları kimin çıkardığı neden araştırılmamaktadır?

2. Kaymakamlığın ve Jandarmanın yangınların nedenini araştırmak için yaptığı bir çalışma var mıdır? Varsa nelerdir?

3. Bu yangınlara duyarsız kalanlar hakkında ne gibi tedbir alacaksınız?

4. Yangınların tekrarını önlemek için ilgili mülkî amirlere gerekli emirleri vermeyi düşünür müsünüz?

T.C.

İçişleri Bakanlığı 6.3.2000

Jandarma Genel Komutanlığı

GN.PL.P. : 0111-18-00/PL.KOOR.Ş. (71051)

Konu : İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı

Tarafından Verilen Soru Önergesi

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

İlgi : (a) TBMM Bşk.lığının 10 Şubat 2000 gün ve KAN.KAR.MD. : A.01.0.GNS.0.10.00.02-4151 sayılı yazısı.

(b) Antalya Valiliği Öz. Kal. Md.lüğünün 22 Şubat 2000 gün ve B054VLK4070400.12/121 sayılı faksı.

1. İlgi (a) yazı ile alınan, İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, İçişleri Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması talebi ile TBMM Başkanlığına tevcih ettiği yazılı soru önergesi ile ilgili olarak, Antalya Valiliği tarafından yapılan araştırma sonucu ilgi (b) ile alınmış olup, aşağıya çıkarılmıştır.

2. Antalya İli Kaş İlçesi Gelemiş Köyündeki Patara bölgesinde, son üç ay içinde meydana gelen beş yangında; jandarma ve bölge halkının büyük bir duyarlılık ve çok kısa süre içinde müdahalesi sonucu toplam üç dönümden biraz fazla bir alan zarar görmüştür. Yapılan araştırmalar sonucunda; çıkan yangınların kırık cam parçalarının ısınması araziye sigara izmariti atılması veya tarladaki anızın yakılması ile oluştuğu anlaşılmış, herhangi bir ticarî amaç veya kaçak yapılaşma kastı ile hareket edilmediği belirlendiğinden failler tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmışlardır.

3. Kaçak yapılaşmaya mani olmak üzere her türlü tedbir alınmış olup, bölge sık sık yetkili elemanlarca taranmaktadır. 1987-1999 yılları arasındaki (10) yıllık dönemde toplam (100) kaçak yapı hakkında yasal işlem yapılmış olmasına karşılık, son iki yıl içindeki ciddî denetim ve kontroller sonucu hiçbir kaçak yapılaşma olayı yaşanmamıştır. Yapılan yasal işlemler incelendiğinde ise; bunların büyük bir kısmının orada ikamet eden vatandaşlar tarafından, ihtiyaçları nedeniyle kendi konutlarına ilave ve onarım yapmalarından kaynaklandığı görülmektedir.

4. Gerek yangın ve gerekse kaçak yapılaşmanın önlenmesi konusunda denetim ve kontrollere aralıksız devam edilmektedir. Bölge ile ilgili olarak, Antalya Valiliğince 1997 yılında ihale edilen ve yapımına başlanan “Koruma Amaçlı İmar Planı”nın bir yıl içinde bitirilmesi öngörülmüş olup, böylece kimin, nerede, ne tür inşaat yapabileceği kesinlik kazanacak ve bölge halkında bir rahatlama yaşanacaktır.

5. Bölgenin kontrolünün tam olarak sağlanabilmesi için, hazırlanan imar planında Gelemiş Köyünde Jandarma Karakolu kurulmak üzere yer tahsisi için gerekli girişimler yapılmıştır.

Arz ederim.

Sadettin Tantan

İçişleri Bakanı

12. – Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük’ün;

– Telsim ve Turkcell tarafından tahsil edilen sabit ücretlere,

– Cep telefonlarından alınan sabit ücrete,

İlişkin soruları ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1380, 1402)

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Enis Öksüz tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Saffet Arıkan Bedük

Ankara

Telekom’un daha önce tahsil ettiği 400 000 TL. sabit ücret mahkeme kararı ile kaldırılmıştır.

1. Turkcell ve Telsim şirketlerinin her ay tahsil ettiği 2,5 milyon TL. sabit ücret hukuka uygun mudur? Uygun değil ise, bu ücretin kaldırılması yönünde Bakanlığınızın herhangi bir çalışması var mıdır?

2. Kamu kurumu olan Telekom’un tahsil etmediğini özel şirketin tahsil etmesi doğru mudur? Hukuk, kamu kurumları ile özel şirketlere ayrı ayrı mı uygulanmaktadır? Bu farklı uygulama, Türkiye’nin dışında Avrupa’da hangi ülkelerde mevcuttur?

3. Özel şirketlerin tahsil ettiği paraların yıllık toplamının 250 trilyona yaklaştığını biliyor musunuz? Usulsüz toplanan bu paraların tahsilini düşünüyor musunuz?

4. Haksız ve hukuka aykırı olan bu uygulama ne zaman son bulacaktır? Bu yönde Bakanlığınızın herhangi bir çalışması var mıdır?

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Enis Öksüz tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Saffet Arıkan Bedük

Ankara

1. Turkcell ve Telsim’in abonelerinden her ay tahsil ettiği 2 179 913 TL. sabit ücreti hukuka uygun buluyor musunuz? Bu ücretler hangi gerekçe ile alınmaktadır?

2. Her iki şirketin abone sayısının toplam 8 milyona ulaştığı dikkate alındığında aylık 17 trilyon TL. civarında haksız kazanç elde edildiği ortaya çıkmaktadır.Bu durumun önlenmesi için Bakanlığınızın herhangi bir çalışması var mıdır?

3. Türk Telekom’un benzer uygulaması “Varsayımlarla abonelerden para tahsil edilemez” gerekçesi ile Danıştay tarafından iptal edilmiştir. Bu yargı kararı ve hukukun üstünlüğü ilkesi dikkate alınarak cep telefonlarından alınan aylık sabit ücreti kaldırmayı düşünüyor musunuz?

4. Herhangi bir görüşme yapılmayan ve kapalı tutulan telefonlara dahi 10-15 milyon lira tutarında fatura gelmektedir. Türkiye’nin dışında Avrupa’nın hangi ülkesinde yapılmayan hizmetlerin karşısında ücret alınmaktadır.

T.C.

Ulaştırma Bakanlığı 6.3.2000

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21./EA/337-6928

Konu : Ankara Milletvekili Sayın Saffet Arıkan Bedük’ün

yazılı soru önergeleri

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 16.2.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-4245 sayılı yazınız.

Ankara Milletvekili Sayın Saffet Arıkan Bedük’ün 7/1380-4093 ve 7/1402-4128 sayılı yazılı soru önergelerinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Enis Öksüz

Ulaştırma Bakanı

Ankara Milletvekili SayınSaffet Arıkan Bedük’ün 7/1380-4093 Sayılı

Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Sorular :

Telekom’un daha önce tahsil ettiği 400 000 TL. sabit ücret mahkeme kararı ile kaldırılmıştır.

1. Turkcell ve Telsim şirketlerinin her ay tahsil ettiği 2,5 milyon TL. sabit ücret hukuka uygun mudur? Uygun değil ise, bu ücretin kaldırılması yönünde Bakanlığınızın herhangi bir çalışması var mıdır?

2. Kamu kurumu olan Telekom’un tahsil etmediğini özel şirketin tahsil etmesi doğru mudur? Hukuk, kamu kurumları ile özel şirketlere ayrı ayrı mı uygulanmaktadır? Bu farklı uygulama, Türkiye’nin dışında Avrupa’da hangi ülkelerde mevcuttur?

3. Özel şirketlerin tahsil ettiği paraların yıllık toplamının 250 trilyona yaklaştığını biliyor musunuz? Usulsüz toplanan bu paraların tahsilini düşünüyor musunuz?

4. Haksız ve hukuka aykırı olan bu uygulama ne zaman son bulacaktır? Bu yönde Bakanlığınızın herhangi bir çalışması var mıdır?

Cevap :

Malumları olduğu üzere; Ülkemizde gezgin (mobil) telefon hizmeti ilk defa PTT Genel Müdürlüğü ile TURKCELL ve TELSİM firmaları arasında imzalanan “Gelir Paylaşımı Esasına Dayalı Sözleşme”lerle başlatılmıştır. Bu gelir paylaşımı sözleşmeleri, 406 sayılı Kanuna 4161 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi ile eklenen geçici 6 ncı maddesi hükmü gereği Bakanlığımızca “GSM-Pan Avrupa Mobil Telefon Sisteminin Kurulması ve İşletilmesine Dair İmtiyaz Verilmesine İlişkin Lisans Sözleşmesi”ne, dönüştürülmüştür. Bu maddenin “Bu sözleşmelerdeki lisans esasına geçişle ilgili hükümler saklı kalmak üzere” ibaresinin Anayasa Mahkemesince iptali nedeniyle, bu ibarenin gelir paylaşımı sözleşmesindeki ilgili bölümü dikkate alınmaksızın işlem edilmiştir.Bu nedenle PTT Genel Müdürlüğü ve Türk Telekom Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen işletme dönemindeki ücret sistemi lisansa geçişte de aynen muhafaza edilmiş ve lisans ücretinin değerini tespitle görevli komisyonca da bu ücret kalemi aynen dikkate alınmıştır.

GSM telefon işletmeciliğinde altyapı; basit olarak baz istasyonları, baz istasyon kontrol istasyonları ve anahtarlama işlemi yapan muhtelif hiyerarşiyi kapsayan santrallardan oluşmaktadır. Bu sistemde, gezgin abonenin içinde bulunduğu hücre ile bu hücreye tahsis edilmiş alıcı-verici arasında telsiz olarak irtibat kurulmakta ve bu hücre dışında telefon trafiği mevcut altyapı kullanılarak irtibat sağlanmaktadır.Bu sistemde bir gezgin abonenin hangi hücrede olduğu 24 saat 365 gün süreyle izlenmekte, bu bilgi bir merkezde sürekli olarak muhafaza edilmekte ve gezgin abone dünyanın ve ülkemizin herhangi bir yerinden arandığında, gelen çağrı (trafik) o hücreye doğru yönlendirilmektedir. Diğer bir ifadeyle GSM sisteminde konuşma trafiği olmaksızın da sistem çalışır vaziyettedir ve abonenin bulunduğu hücreyi belirlemek maksadıyla sürekli olarak hücre içine giren veya çıkanların tespiti için bir sistem kurulmakta ve çalışır vaziyette tutulmaktadır. Bu husus gezgin GSM telefon aboneleri ile sabit hatlarla bağlı olan ve kısaca PSTN abonesi olarak adlandırılan telefonlar arasındaki en önemli farklılıktır.

GSM sisteminin yukarıdaki özelliği nedeniyle bahse konu sabit ücret tahsili yapılmaktadır.

Sabit ücret uygulaması halen mahkemeye intikal etmiş bir konu olup, diğer ücret uygulamaları hakkında da yeni çalışma başlatmış bulunuyoruz. Ayrıca önümüzdeki aylarda yapılacak yeni GSM ihaleleriyle birlikte sağlanacak rekabetle, hem mevcut fiyatlar düşecek, hem de vatandaşlarımızın şikâyetleri sona erecektir.

Ankara Milletvekili SayınSaffet Arıkan Bedük’ün 7/1402-4128 Sayılı

Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Sorular :

1. Turkcell ve Telsim’in abonelerinden her ay tahsil ettiği 2 179 913 TL. sabit ücreti hukuka uygun buluyor musunuz? Bu ücretler hangi gerekçe ile alınmaktadır?

2. Her iki şirketin abone sayısının toplam 8 milyona ulaştığı dikkate alındığında aylık 17 trilyon TL. civarında haksız kazanç elde edildiği ortaya çıkmaktadır.Bu durumun önlenmesi için Bakanlığınızın herhangi bir çalışması var mıdır?

3. Türk Telekom’un benzer uygulaması “Varsayımlarla abonelerden para tahsil edilemez” gerekçesi ile Danıştay tarafından iptal edilmiştir. Bu yargı kararı ve hukukun üstünlüğü ilkesi dikkate alınarak cep telefonlarından alınan aylık sabit ücreti kaldırmayı düşünüyor musunuz?

4. Herhangi bir görüşme yapılmayan ve kapalı tutulan telefonlara dahi 10-15 milyon lira tutarında fatura gelmektedir. Türkiye’nin dışında Avrupa’nın hangi ülkesinde yapılmayan hizmetlerin karşısında ücret alınmaktadır.

Cevap :

GSM cep telefonu faturalarında tahsil edilen meblağlar ile dayanakları kanun ve mevzuat aşağıdaki gibidir.

– 16.8.1997 tarih ve 4306 sayılı Kanunun geçici 1.A. maddesinin 7 nci fıkrası gereğince ilk defa abone olanlardan alınan 2 000 000 TL. “Eğitime Katkı Payı” (11.3.1999 tarih ve 23636 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Kararname ile 5 000 000 TL.’ye çıkarılmıştır.)

– Aynı Kanuna göre, yukarıda belirtilen ücretin dışında, aboneler adına tahakkuk ettirilen aylık sabit ücret kadar her yılda bir kez alınan 2 173 913 TL. “Eğitime Katkı Payı”

– 26.11.1999 tarih ve 4481 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi gereğince 31.12.2000 tarihine
kadar uygulanmak üzere 16.8.1997 tarihli ve 4306 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin (a) fık-
rasında belirtilen işlemler ve kâğıtlar için ödenen Eğitime Katkı Payı tutarı kadar, ilk abonelikte
5 000 000 TL., ilk abonelikten sonra her yıl başında bir kez 2 173 913 TL. “Özel İşlem Vergisi”

– 2813 sayılı Telsiz Kanununa göre ilk abonelikte alınan 3 000 000 TL. ruhsat kullanım
ücreti ve ilk abonelikten itibaren her yıl başında bir kez alınan 3 000 000 TL. frekans kullanım
ücreti,

– 26.11.1999 tarih ve 4481 sayılı Kanunun 8 inci maddesi gereğince alınan, konuşma ücreti ve aylık sabit ücretin KDV’siz tutarlarının % 25’i kadar özel iletişim vergisi,

– 2.12.1999 tarih ve 99/13648 sayılı BakanlarKurulu kararı gereğince % 17’ye çıkarılan Katma Değer Vergisi,

Buna göre :

A) İlk abone olan kullanıcıdan alınan toplam ücret 22 521 739 TL.

(Konuşma ücreti hariç)

% 17 KDV 369 565 TL.

% 25 Özel İletişim Vergisi 543 478 TL.

                                     

TOPLAM 23 434 782 TL.

B) Aboneliği devam edenler için her yıl,

yılbaşında ödenecek tutar

(O aya ait aylık sabit ücret dahil, konuşma ücreti hariç) 9 521 739 TL.

% 17 KDV 369 565 TL.

% 25 Özel İletişim Vergisi 543 478 TL.

                                     

TOPLAM 10 434 782 TL.

Öte yandan Avrupa ülkelerinden, Almanya’da 43 Dolar, İngiltere’de 39,31 Dolar, Fransa’da 46,14 Dolar, Portekiz’de 34,78 Dolar, Finlandiya’da 10,72 Dolar aylık sabit ücret uygulamasının mevcut olduğu öğrenilmiştir.

Sabit ücret uygulaması halen mahkemeye intikal etmiş bir konu olup, diğer ücret uygulamaları hakkında da yeni çalışma başlatmış bulunuyoruz. Ayrıca önümüzdeki aylarda yapılacak yeni GSM ihaleleriyle birlikte sağlanacak rekabetle, hem mevcut fiyatlar düşecek, hem de vatandaşlarımızın şikâyetleri sona erecektir.

13. – Konya Milletvekili Lütfi Yalman’ın, Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesince hakkında
yargılama kararı verilen bir kişiye ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1383)

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

Lütfi Yalman

Konya

1. Konya 2 nci Ağır Ceza Mahkemesince hakkında 16 yıl ağır hapis, 1 yıl hapis cezası verilen Dede oğlu, 1950 Konya doğumlu Nurettin Çalı Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 3.9.1984 tarihli yakalama talimatına rağmen adı geçen kişi bugüne kadar niçin yakalanamamıştır?

2. Nurettin Çalı’nın sahte kimlikle dolaştığı ve eşi Emine Dudu Çalı, kızı Şerife Çalı ile İzmir’in Çeşme İlçesinde beraberce yaşadıkları, kardeşleri Mustafa ve Kasım ile sondaj makineleri işini yaptıkları ve “Adem” takma adını kullandığı tespit edilmiş midir?

3. Nurettin Çalı’nın bazı kimselerce korunduğu için yakalanamadığı, sahte kimlikle dolaştığı iddiaları doğru mudur? Eğer korunuyorsa kimler tarafından korunmaktadır ve niçin korunmak-
tadır?

T.C.

İçişleri Bakanlığı 2.3.2000

Emniyet Genel Müdürlüğü

Sayı : B.05.1.EGM.0.12.01.01-060513

Konu : Yazılı Soru Önergesi.

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 16.2.2000 gün ve A.01.GNS.0.10.00.02-4247(7/1383)-4097/9808 sayılı yazısı.

Konya Milletvekili Lütfi Yalman tarafından TBMM Başkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen soru önergesinin cevabı aşağıya çıkarılmıştır.

1. Dede oğlu 1950 Konya doğumlu Nurettin Çalı hakkında, Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen ağır hapis cezasına istinaden Konya CumhuriyetBaşsavcılığının 1984/963 sayıyla yakalama müzekkeresi çıkarılmıştır.

İlgili müzekkerenin emniyet yetkililerine ulaşmasının ardından şahsın nüfusa kayıtlı olduğu
ve barınması muhtemel yerlerin önemle araştırıldığı, ancak şahsın Konya İlini terk ettiğinin belirlendiği,

Bununla birlikte şahsın yurda giriş ve çıkışlarında yakalanabilmesi için, 16.9.1987 gün ve 1987/425 sayıya kayden hudut kapıları ve umum emniyet müdürlüklerine teleks çekildiği,

Ayrıca şahsın, Emniyet GenelMüdürlüğü Tahdit Projesi kapsamında Interpol tarafından kırmızı bültenle arandığı,

2. Sözkonusu şahsın İzmir İlinde yaşadığına dair yapılan ihbarların incelendiği, inceleme neticesinde şahsın belirtilen adreslerde “Adem” adıyla yaşadığına dair herhangi bir bilgiye ve şahide rastlanılmadığı anlaşılmıştır.

3. Bakanlığım birimleri, Anayasanın 10 uncu maddesinde belirtildiği üzere “hiçbir kişiye,
aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanımaksızın” görevlerini yerine getirmektedirler.

Bilgilerinize arz ederim.

Sadettin Tantan

İçişleri Bakanı

14. – Kocaeli Milletvekili Osman Pepe’nin, Kocaeli Cengiz Topel Havaalanına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1386)

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Bakanı Sayın Enis Öksüz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

4.2.2000

Osman Pepe

Kocaeli

Kocaeli Cengiz Topel Havaalanı Apron inşaatı 1999 yılında bitmiştir. Havaalanı, Kocaeli ve Adapazarındaki hızlı sanayileşmenin sonucunda; iç, dış, insan ve malzeme taşımacılığını karşılamak için inşa edildi. Fakat bugüne kadar söz konusu havaalanı açılamadı.

Pisti olmadan, apron inşaatı biten havaalanı ile ilgili sorular :

1. Mevcut pistle, apronu hizmete açmak mümkün mü?

2. Eğer yeni pist yapılıp, açılacaksa; o zaman önce pist, sonra apronu yapmak gerekmez miydi? Atıl bir apron ekonomiye yük, bölge insanına da bir saygısızlığı ifade etmez mi?

3. Şu anda apronun durumu nedir? Depremde herhangi bir zarar var mıdır?

4. Apron ve pisti ne zaman hizmete açabileceksiniz?

5. Yanlış planlama yapanlar hakkında herhangi bir işlem yapıldı mı? Yapmayı düşünüyor musunuz?

T.C.

Ulaştırma Bakanlığı 6.3.2000

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21./EA/336-6908

Konu : Kocaeli Milletvekili Sayın Osman Pepe’nin

yazılı soru önergesi

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 16.2.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-4245 sayılı yazınız.

Kocaeli Milletvekili Sayın Osman Pepe’nin 7/1386-4100 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Enis Öksüz

Ulaştırma Bakanı

Kocaeli Milletvekili Sayın Osman Pepe’nin 7/1386-4100 Sayılı

Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Sorular :

Kocaeli Cengiz Topel Havaalanı Apron inşaatı 1999 yılında bitmiştir. Havaalanı, Kocaeli ve Adapazarındaki hızlı sanayileşmenin sonucunda; iç, dış, insan ve malzeme taşımacılığını karşılamak için inşa edildi. Fakat bugüne kadar söz konusu havaalanı açılamadı.

Pisti olmadan, apron inşaatı biten havaalanı ile ilgili sorular :

1. Mevcut pistle, apronu hizmete açmak mümkün mü?

2. Eğer yeni pist yapılıp, açılacaksa; o zaman önce pist, sonra apronu yapmak gerekmez miydi? Atıl bir apron ekonomiye yük, bölge insanına da bir saygısızlığı ifade etmez mi?

3. Şu anda apronun durumu nedir? Depremde herhangi bir zarar var mıdır?

4. Apron ve pisti ne zaman hizmete açabileceksiniz?

5. Yanlış planlama yapanlar hakkında herhangi bir işlem yapıldı mı? Yapmayı düşünüyor musunuz?

Cevap :

CengizTopel Havaalanını, mevcut pist ve apronla hizmete açmak mümkündür. Ancak, askerî standartlarda yapılmış pistin sivil amaçla kullanılması için emniyet açısından bazı iyileştirmeler yapılması gerekmektedir.

Söz konusu havaalanının ihalesi planlanırken, mevcut askerî pistin gerekirse onarıma tâbi tutularak, yeni yapılacak apronla birlikte sivil amaçlı da kullanılması düşünülmüş ve o tarihte de yeni bir pist yapımı düşünülmemiştir. Apron ve Taksirut şu anda kullanılmaya hazır olup, 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen depremde, apronda kullanıma engel olacak herhangi bir hasar olmamıştır.

Ağustos depreminde özellikle terminal binası ağır hasar görmüş olup, hasar tespit çalışmaları sonucuna göre, İstanbul Teknik Üniversitesi ile ortaklaşa çözüm arayışlarına devam edilmektedir.

Ayrıca, mevcut pistin onarımı ile diğer müteferrik işlerin yapılması işi, Bakanlığımız DLH İnşaatı Genel Müdürlüğünün yatırım programında yer almakta olup, bütçe imkânları çerçevesinde ihalesi yapılabilecektir.

Cengiz Topel Havaalanı inşaatında yanlış bir planlama söz konusu olmayıp, havaalanının hizmete açılabilmesi için mevcut askerî pistin iyileştirilmesi ve eksiklerinin giderilmesi hususunda Bakanlığımız ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yetkilileri mutabakata varmışlardır.

15. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Nevşehir İlindeki Ziraat Bankası şubelerinin mevduatlarına ve verdikleri kredilere ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Recep Önal’ın cevabı (7/1387)

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini saygı ile arz ederim.

Mehmet Elkatmış

Nevşehir

Nevşehir merkez ilçe ve diğer ilçelerimizde Ziraat Bankası A.Ş.’nin şubeleri bulunmak-
tadır.

Sorular :

1. Nevşehir il ve ilçe merkezlerindeki Ziraat Bankası şubelerinin mevduatları ne ka-
dardır? Bankanın Nevşehir’deki şubeleri, Türkiye geneline göre mevduat sıralamasında kaçınçı sıradadır?

2. Bu bankanın ilimizdeki mezkûr şubelerince ve genel müdürlük imkânlarıyla Nevşehir’e çeşitli vasıtalarla veya direkt olarak 1996-1997-1998 ve 1999 yıllarında verdikleri kredi ne kadardır? Verilen krediler bakımından yapılan sıralamada Nevşehir Türkiye’nin kaçıncı ilidir?

T.C.

DevletBakanlığı 2.3.2000

Sayı : B.02.0.004/(16)913

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

İLGİ : a) Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığının 16.2.2000 tarihli ve KAN.KAR.MD.A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1387-4101/9813 sayılı yazısı.

b) Başbakanlığın 23.2.2000 tarihli ve B.02.0.KKG.0.12/106-162-7/1074 sayılı yazısı.

c) 2.3.2000 tarihli ve B.02.2.TZB.0.13.00.00.04/100-42933 sayılı yazı.

Nevşehir il ve ilçelerindeki Ziraat Bankası şubelerinin mevduatları ve faaliyetleriyle ilgili olarak Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği ve SayınBaşbakanımızca da kendisi adına tarafımdan cevaplandırılması tensip olunan 7/1387-4101 sayılı yazılı soru önergesi konusundaki ilgi (a) yazınız üzerine, Bakanlığım ilgili kuruluşu T.C. ZiraatBankası GenelMüdürlüğünden alınan ilgi (c) yazı ve eki cetvellerin suretleri ilişikte gönderilmiştir.

Bilgilerine arz ederim.

Recep Önal

DevletBakanı

T.C.

Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü 2.3.2000

Sermaye : 350 000 000 000 000 Türk Lirası

Telgraf Adresi : Zerbank

Sayı : B.02.2.TZB.0.13.00.04/100-42933

Konu : Soru Önergesi Hakkında

T.C.

DevletBakanlığı

(Sayın Recep Önal)

Ankara

İlgi : 23.2.2000 tarih ve B.02.0.004 (08) 773 sayılı yazınız.

Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın yazılı soru önergesi ile ilgili olarak hazırlanan mevduata ilişkin bilgiler 1 No.lu cetvelde, ticarî kredilere ilişkin bilgiler 2 No.lu cetvelde, tarımsal kredilere ilişkin bilgiler 3 No.lu cetvelde ve bireysel kredilere ilişkin bilgiler 4 No.lu cetvelde belirtilmiş ve yazımız ilişiğinde sunulmuştur.

Yazımız ilişiğinde sunulan Bankamızla ilgili bilgilerin 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22/8 inci maddesi gereği banka sırrı kapsamında bulunduğu hususunu bilgilerinize, gereğini takdir ve tensiplerinize arz ederiz.

EK : 4

Türkiye Cumhuriyeti

ZiraatBankası

S. Bülent Selçuk Osman Tunaboylu

Genel Müdür Yardımcısı Yönetim Kurulu Başkanı

GenelMüdür

1 No.lu Cetvel

T.C. Ziraat Bankası Nevşehir İl ve İlçe Şubelerinin Mevduat Durumu

(000 000)

1996 Yıl Sonu 1997 Yıl Sonu 1998 Yıl Sonu 1999 Yıl Sonu

Toplam Toplam Toplam Toplam

Şube adı mevduatı sıralaması mevduatı sıralaması mevduatı sıralaması mevduatı sıralaması

         

Nevşehir 684 148 240 1 220 382 283 1 968 054 337 3 125 098 403

Hacıbektaş 218 254 564 576 854 475 945 873 532 1 904 129 555

Ürgüp 199 063 601 370 765 623 740 690 604 1 570 380 608

Avanos 201 293 594 469 676 542 759 399 591 1 327 929 658

Gülşehir 138 695 716 257 510 738 513 057 731 1 014 942 761

Kalaba 59 543 994 149 500 930 187 971 1 047 894 061 797

Derinkuyu 88 251 868 172 814 882 409 896 800 716 497 867

Kozaklı 97 771 845 181 181 863 299 677 909 558 030 958

Özkonak 37 527 1 103 69 596 1 128 145 059 1 101 367 863 1 068

Acıgöl 23 234 1 184 54 456 1 172 88 542 1 196 145 555 1 227

         

Toplam 1 747 779 3 552 734 6 058 218 11 624 484

2 No.lu Cetvel

T.C. Ziraat Bankasınca Nevşehir İli Dahilindeki Şubeler Aracılığıyla
Kullandırılan Ticarî Krediler

(000 000)

Nakdî Kredi Tutarı Gayri Nakdî Kredi Tutarı

Şube adı 1997 1998 1999 1997 1998 1999 sıralaması

         

Nevşehir — — 40 902 93 494 5 250 112

Hacıbektaş — — 280 138 2 633 — 874

Nakdî Kredi Tutarı Gayri Nakdî Kredi Tutarı

Şube adı 1997 1998 1999 1997 1998 1999 sıralaması

         

Acıgöl — — — — — — 988

Avanos — — — — — — 989

Derinkuyu — — — — — 360 863

Gülşehir — — — — — — 990

Kalaba — — — — — — 991

Kozaklı — — — — — — 992

Özkonak — — — — — — 993

Ürgüp — — — — — — 994

         

Toplam 0 0 41 182 231 3 127 5 610

NOT : 1996 yılında Nevşehir İlinde kredi kullandırılmamıştır.

3 No.lu Cetvel

T.C. Ziraat Bankasınca Nevşehir İlinde Kullandırılan Tarımsal Krediler

(000 000)

1996 1997 1998 1999

2 792 104 4 828 582 7 596 805 12 863 832

4 No.lu Cetvel

T.C. Ziraat Bankası Nevşehir İl ve İlçe Şubelerinin 1996, 1997, 1998, 1999 Yılı
Bireysel Kredi Bakiye Durumlarını Gösterir Çizelge

(000 000)

1996 Yılı 1997 Yılı 1998 Yılı Türkiye 1999 Yılı Türkiye

Bakiyesi Bakiyesi Bakiyesi Sırası Bakiyesi Sırası

         

Nevşehir 1 652 4 828 111 508 122 179 451 103

Acıgöl 877 3 073 9 688 1 097 22 144 1 014

Avanos 3 261 11 980 71 618 228 82 391 353

Derinkuyu 611 2 783 26 946 661 55 933 579

Gülşehir 1 444 5 908 33 521 537 101 284 269

Hacıbektaş 1 535 5 322 18 494 854 50 648 640

Kalaba 914 6 921 12 042 1 012 24 344 989

Kozaklı 164 665 10 724 1 062 28 370 919

Özkonak 457 584 10 987 1 051 9 475 1 221

Ürgüp 1 900 6 901 68 160 253 88 677 319

         

Toplam 12 816 48 964 373 688 642 715

16. – NevşehirMilletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Nevşehir İlindeki HalkBankası şubelerine ilişkin Başbakandan sorusu ve DevletBakanı ve Başbakan Yardımcısı H. Hüsamettin Özkan’ın cevabı (7/1388)

Türkiye BüyükMilletMeclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini saygı ile arz ederim.

Mehmet Elkatmış

Nevşehir

Nevşehir merkez ilçe ve diğer ilçelerimizde Halk Bankası A.Ş.’nin şubeleri bulunmaktadır.

Sorular

1. Nevşehir il ve ilçe merkezlerindeki Halk Bankası şubelerinin mevduatları ne kadardır? Bankanın Nevşehir’deki şubeleri, Türkiye geneline göre mevduat sıralamasında kaçıncı sıradadır?

2. Bu bankanın İlimizdeki mezkûr şubelerince ve genel müdürlük imkânlarıyla Nevşehir’e çeşitli vasıtalarla veya direkt olarak 1996-1997-1998 ve 1999 yıllarında verdikleri kredi ne kadardır? Verilen krediler bakımından yapılan sıralamada Nevşehir Türkiye’nin kaçıncı ilidir?

T.C.

DevletBakanlığı 2.3.2000

Başbakan Yardımcılığı

Sayı : B.02.0.002/50/0371

Türkiye BüyükMilletMeclisi Başkanlığı

GenelSekreterliği

Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığına

İlgi : 16.2.2000 tarih ve A.01.1.GNS.0.10.00.02-7/1388-4102/9814 sayılı yazınız.

Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın Başbakanımız SayınBülent Ecevit’e tevcih ettiği ve tarafımdan Türkiye Büyük MilletMeclisi İçtüzüğünün 99 uncu maddesi gereğince cevaplandırılması istenen 7/1388-4102 esas no.lu yazılı soru önergesi ile ilgili bilgiler hazırlanarak ekte sunulmuştur.

Bilgilerinizi rica ederim.

H. Hüsamettin Özkan

Devlet Bakanı

Başbakan Yardımcısı

Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın 7/1388 Esas Numaralı

Soru Önergesine İlişkin Cevap

T. Halk Bankası Genel Müdürlüğünün Nevşehir’de bulunan şubesi aracılığıyla kullandırılmış olduğu krediler ile toplanan mevduata ilişkin bilgiler aşağıda yer alan tablodaki gibi olup, ilde kullandırılan krediler ve toplanan mevduat; 1999 sonu itibariyle Bankanın toplam mevduatının binde 4’ünü ve toplam kredilerin de yine yaklaşık binde 4’ünü oluşturmaktadır.

Milyar TL.

1996 1997 1998 1999

Mevduat 2 789 5 008 10 193 21 375

Kredi 745 1 539 2 476 4 098

17. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Nevşehir İlindeki Emlak Kredi Bankası şubelerinin mevduatlarına ve verdikleri kredilere ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu’nun cevabı (7/1390)

Türkiye BüyükMilletMeclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Başbakan tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini saygı ile arz ederim.

Mehmet Elkatmış

Nevşehir

Nevşehir merkez ilçe ve diğer ilçelerimizde EmlakKredi Bankası A.Ş.’nin şubeleri bulunmaktadır.

Sorular

1. Nevşehir il ve ilçe merkezlerindeki Emlak Kredi Bankası şubelerinin mevduatları ne kadardır? Bankanın Nevşehir’deki şubeleri, Türkiye geneline göre mevduat sıralamasında kaçıncı sıradadır?

2. Bu bankanın İlimizdeki mezkûr şubelerince ve genel müdürlük imkânlarıyla Nevşehir’e çeşitli vasıtalarla veya direkt olarak 1996-1997-1998 ve 1999 yıllarında verdikleri kredi ne kadardır? Verilen krediler bakımından yapılan sıralamada Nevşehir Türkiye’nin kaçıncı ilidir?

T.C.

Devlet Bakanlığı 2.3.2000

Sayı : B.02.0.008/00373

Türkiye BüyükMilletMeclisi

Genel Sekreterliğine

İlgi : a) Türkiye BüyükMilletMeclisi Başkanlığının 16.2.2000 tarih ve A.01.0.GNS. 0.10.00.02-7/1390-4104-9816 sayılı yazınız.

b) Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğünün 15.2.2000 tarih ve B.02.0.KKG.0.126106-160-21/894 sayılı yazısı.

İlgi yazınıza istinaden Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın yazılı soru önergesine verilen cevap aşağıya çıkarılmıştır.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

Sadi Somuncuoğlu

DevletBakanı

Emlak Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü;

1. Nevşehir İli sınırlarında Nevşehir ve Ürgüp’te olmak üzere Bankamızın iki şubesi bulunmaktadır. 31.12.1999 tarihi itibariyle Nevşehir şubemiz 2 869 milyar TL.’lık toplam mevduatı ile 405 şubemiz arasında 185 inci, Ürgüp şubemiz ise 896 milyar TL.’lık mevduatı ile 368 inci
sıradadır.

2. Nevşehir ve Ürgüp şubelerimizin; 1996, 1997, 1998 ve 1999 yılları sonuna göre Bankamız kaynaklarından kullandırdıkları kredileri ile şube sıralamasındaki yerleri aşağıda gösterilmiştir.

(Milyon TL.)

Şube adı 1996 Sıra 1997 Sıra 1998 Sıra 1999 (*) Sıra

         

Nevşehir 306 625 155 522 743 189 1 108 400 227 928 039 241

Ürgüp 42 456 373 143 649 380 345 689 314 172 300 332

         

Toplam 349 081 666 122 1 454 089 1 100 339

(*) 1999 yılında Bankalar Kanunu gereğince kredi işlemlerimiz durdurulduğundan, tüm şubelerimiz gibi bu iki şubemizin kredileri de bir önceki yıla göre azaltılmıştır.

18. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Nevşehir’in içme suyu sorunlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî KaynaklarBakanı ve Başbakan Yardımcısı Mustafa Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1391)

Türkiye BüyükMilletMeclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Enerji ve Tabiî KaynaklarBakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini saygı ile arz ederim.

Mehmet Elkatmış

Nevşehir

Nevşehir’deki yerleşim birimleri için en önemli problemlerden biri de içme suyudur.

Sorular

1. Nevşehir’in içme suyu kaynakları ve potansiyeli ne kadardır? Bu konuda Bakanlığınızca veya DSİ tarafından bir çalışma yapılmış mıdır?

2. Nevşehir’e civar kaynaklardan getirilecek içme suyu projelerine Bakanlığınızın ne tür katkıları olabilir?

T.C.

Enerji ve Tabiî KaynaklarBakanlığı 6.3.2000

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.15.O.APK.0.23.300-470/04299

Türkiye BüyükMilletMeclisi Başkanlığına

İlgi : Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının 16.2.2000 tarih ve A.01.GNS.0.10.00.02-4248 sayılı yazısı.

Nevşehir Milletvekili Sayın Mehmet Elkatmış’ın tarafıma tevcih ettiği, 7/1391-4105 esas no.lu yazılı soru önergesi TBMM İçtüzüğünün 99 uncu maddesi uyarınca hazırlanarak ekte gönderilmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

M. Cumhur Ersümer

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve

Başbakan Yardımcısı

Nevşehir Milletvekili Sayın Mehmet Elkatmış’ın

Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı (7/1391-4105)

Sorular 1, 2 :

Nevşehir’deki yerleşim birimleri için en önemli problemlerden biri de içme suyudur.

– Nevşehir’in içme suyu kaynakları ve potansiyeli ne kadardır? Bu konuda Bakanlığınızca veya DSİ tarafından bir çalışma yapılmış mıdır?

– Nevşehir’e civar kaynaklardan getirilecek içme suyu projelerine Bakanlığınızın ne tür katkıları olabilir?

Cevaplar 1, 2 :

Nevşehir İlinin yeraltı ve yerüstü ve kaynakları sınırlıdır. Kuyularla yapılan mevcut içme suyu temin çalışmaları, şehir merkezinin uzun vadeli ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır. İçme suyu sorunu yalnızca Nevşehir Belediyesinin değil, çevre ilçe belediyelerinin de en önemli sorunu durumundadır. Nevşehir’e yakın olan kaynaklardan debi açısından en önemli olanları aşağıda tablo halinde sunulmuştur. (Nevşehir-Gülşehir Havzası Pl. Kad. Hidrojeolojik Etüt Raporu, 1987, ekim 1982 ölçüm değerleri)

Kaynak Adı Çıktığı Formasyon Debi(1/s) Kot (m)

Tuzköy Devepınarı Bazalt 299 900

Tepeköy Horlak Tüf 117 1 275

Acıgöl Alüvyon+Tüf 112 1 260

Çatköy Senirin Alüvyon+Tüf 84 1 170

Gülşehir Pınarbaşı Kireçtaşı 60 100

Gümüşkent Gözsuyu+Ağdaş Kireçtaşı 43 1 150–1 250

Eğrikuyu Bazalt 45 980

Karacaören Acısu Tüf 38 1 300

Narköy Kavacık Tüf 27 1 130

Tablodan da anlaşılacağı üzere debi ve Nevşehir’e yakınlık (20 km) açısından en uygun olan kaynak Devepınarı kaynağıdır.Söz konusu kaynağın 1977-1980 tarihleri arasında ölçülen debi değerleri 87-428 1/s arasında değişmektedir. DSİ GenelMüdürlüğünce hidrojeolojik etüdü yapılmış olan komşu Ürgüp ve Misli havzaları da incelendiğinde Ürgüp Havzasında, Gülşehir Havzasındaki değerlere sahip büyük debili kaynak olmadığı, Misli Havzasında ise en önemli kaynağın debisi 1970-1997 yılları arasında 1 500 - 2 280 lt. civarında değişen Ağaçlı (Gülağaç çevresi) kaynağı olduğu tespit edilmiştir. Ancak her iki kaynakla da ilgili olarak su hakları ve yasal sorunlar çözümlenmeden yararlanılması mümkün değildir.

Nevşehir ili yeraltı suyu potansiyeli 119 hm3/yıl olup, bunun 80 hm3/yıllık kısmı içme suyu ve sulamaya tahsis edilmiştir. 39 hm3/yıl civarında ise (il sınırları içindeki havzalara dağılmış durumda) tahsis edilecek su rezervi bulunmaktadır. Ancak Nevşehir İli ve yakın çevresini kapsayan havzaların emniyetli işletme rezervleri dolmuş durumdadır. Misli havzasındaki 45 hm3/yıllık rezervin 25 hm3/yıllık kısmı tahsis edilmiş durumda olup, geri kalan rezerv çevredeki yeni yeraltı suyu
kooperatifleri ve özel sulama taleplerini ancak karşılayabilecektir. Ayrıca havzada yer yer aşırı çekimler nedeniyle kuyularda 8-10 m’lik sahasal düşümler gözlenmektedir.

1997 nüfus sayımı sonuçlarına göre kent merkezi nüfusu 60 305 olan Nevşehir, nüfusu
100 000’den büyük olan kentlere yönelik 1053 sayılı Kanun kapsamına girmediğinden, kentin içme ve kullanma suyu ihtiyaçlarının karşılanması için proje geliştirilmesi DSİ Genel Müdürlüğünün görev alanı dışında bulunmaktadır. Ancak, Nevşehir ve çevre belediyelerinin uzun vadeli içme suyu ihtiyaçlarının (750 1/s) yakın çevresindeki, yeraltısuyu ve kaynak imkânları ile çözümlenmesi mümkün görülmediğinden, diğer yerleşim alanlarının ihtiyaçları da dikkate alınarak geniş kapsamlı etüt çalışmalarının DSİ Genel Müdürlüğünce başlatılması uygun görülmüştür.

19. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın, Nevşehir İlindeki madenlere ve tabiî kaynaklara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mustafa Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1392)

Türkiye BüyükMilletMeclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Sayın Enerji ve Tabiî KaynaklarBakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini saygı ile arz ederim.

Mehmet Elkatmış

Nevşehir

Sorular

1. Nevşehir’de tespit edilen belli başlı madenler ve tabiî kaynaklar nelerdir?

2. Tespit edilen bu kaynakların rezervleri ne kadardır?

3. Hali hazırda bu maden ve tabiî kaynakların yüzde kaçı işletilmektedir ve ruhsat durumları hangi safhadadır?

T.C.

Enerji ve Tabiî KaynaklarBakanlığı 6.3.2000

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.15.O.APK.0.23.300-469/04298

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye BüyükMilletMeclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 16.2.2000 tarih ve A.01.GNS.0.10.00.02-4248 sayılı yazısı.

Nevşehir Milletvekili Sayın Mehmet Elkatmış’ın tarafıma tevcih ettiği, 7/1392-4106 esas no.lu yazılı soru önergesi TBMM İçtüzüğünün 99 uncu maddesi uyarınca hazırlanarak ekte gönderilmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

M. Cumhur Ersümer

Enerji ve Tabiî KaynaklarBakanı ve

Başbakan Yardımcısı

Nevşehir Milletvekili SayınMehmet Elkatmış’ın

Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı (7/1392-4106)

Sorular 1, 2, 3 :

– Nevşehir’de tespit edilen belli başlı madenler ve tabiî kaynaklar nelerdir?

– Tespit edilen bu kaynakların rezervleri ne kadardır?

– Hali hazırda bu maden ve tabiî kaynakların yüzde kaçı işletilmektedir ve ruhsat durumları hangi safhadadır?

Cevaplar 1, 2, 3 :

37 adet işletme ruhsatı ve ayrıca 45 adet maden, 32 adet mermer arama, 12 adet maden, 15 adet mermer önişletme ruhsatı verilmiştir.

Bakanlığımızda mevcut en son bilgilere göre 331 640 ton pomza, 8 595 ton maden kömürü üretimi yapılmıştır. 15 milyon ton pomza, 500 000 ton kömür rezervi vardır.

Nevşehir İlindeki madenlere ait işletme ruhsatları aşağıda verilmiştir.

İR : 1008 DİYATOMİT İR : 4391 POMZA İR : 5783 POMZA

İR : 4979 DİYATOMİT İR : 3828 POMZA İR : 3604 POMZA

İR : 169 MADEN KÖMÜRÜ İR : 3874 POMZA İR : 2929 POMZA

İR : 2962 MADEN KÖMÜRÜ İR : 4184 POMZA İR : 4643 POMZA

İR : 3585 MADEN KÖMÜRÜ İR : 2913 POMZA İR : 4611 POMZA

İR : 4742 MADEN KÖMÜRÜ İR : 4183 POMZA İR : 2601 POMZA

İR : 1497 ALİMİNYUM İR : 2599 POMZA İR : 5002 POMZA

İR : 3840 MERMER İR : 3357 POMZA İR : 2592 POMZA

İR : 4974 MERMER İR : 3512 POMZA İR : 2392 POMZA

İR : 1555 MERMER İR : 4908 POMZA İR : 3654 POMZA

İR : 4068 POMZA İR : 3709 POMZA İR : 4782 POMZA

İR : 2563 POMZA İR : 2376 POMZA İR : 1145 POMZA

İR : 3654 TRAVERTEN

20. – Yozgat Milletvekili İlyas Arslan’ın, Yozgat-Gelingüllü sulama projesine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mustafa Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1404)

Türkiye Büyük MilletMeclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Sayın Cumhur Ersümer tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

İlyas Arslan

Yozgat

Yozat İlimiz Gelingüllü Beldesinde Konak Çayı üzerine inşa edilmiş olan sulama amaçlı 270 milyon m depolama hacimli bir baraj yapılmıştır. Bu barajla 20 500 hektar tarım alanının sulanması amaçlanmıştır.

1. Geçimini tarımla sağlayan bölge halkının arazisinin büyük bir bölümü gölet suları altında kalmıştır, kalan arazi de kıraç ve yetersizdir. Kıraç ve yetersiz olan bu arazi, gölet sularıyla sulanma imkânına ne zaman kavuşacaktır?

2. Gölet çevresinde sulanması planlanan 11 633 hektar arazinin proje tadilatı veya ek projelerle artırılmasını düşünüyor musunuz?

3. Gelingüllü sulama projesi kapsamında yer alan Çerikli projesiyle de geniş bir alanın sulanması düşünülmektedir. Göletin depolama ve sulama hacimleri ve Çeriklinin baraja olan uzaklığı da göz önüne alınarak daha düşük maliyetle ve daha kısa zamanda hayata geçirilecek bir bölgesel projenin hayata geçirilmesine ne dersiniz?

T.C.

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı 6.3.2000

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.15.O.APK.0.23-300-463/04292

Konu : Yazılı Soru Önergesi

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 16.2.2000 tarih ve KAN.KAR.MD.A.01.0.GNS.0.10.00.02-4248 sayılı yazısı.

Yozgat Milletvekili Sayın İlyas Arslan’ın tarafıma tevcih ettiği 7/1404-4131 esas no.lu yazılı soru önergesi TBMM İçtüzüğünün 99 uncu maddesi gereği cevaplandırılarak ekte gönderilmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

M. Cumhur Ersümer

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve

Başbakan Yardımcısı

Yozgat Milletvekili Sayın İlyas Arslan’ın Yazılı Soru Önergesi ve

Cevapları (7/1404-4131 Esas No.lu)

Sorular 1, 2, 3 :

Yozat İlimiz Gelingüllü Beldesinde Konak Çayı üzerine inşa edilmiş olan sulama amaçlı 270 milyon m depolama hacimli bir baraj yapılmıştır. Bu barajla 20 500 hektar tarım alanının sulanması amaçlanmıştır.

1. Geçimini tarımla sağlayan bölge halkının arazisinin büyük bir bölümü gölet suları altında kalmıştır, kalan arazi de kıraç ve yetersizdir. Kıraç ve yetersiz olan bu arazi, gölet sularıyla sulanma imkânına ne zaman kavuşacaktır?

2. Gölet çevresinde sulanması planlanan 11 633 hektar arazinin proje tadilatı veya ek projelerle artırılmasını düşünüyor musunuz?

3. Gelingüllü sulama projesi kapsamında yer alan Çerikli projesiyle de geniş bir alanın sulanması düşünülmektedir. Göletin depolama ve sulama hacimleri ve Çeriklinin baraja olan uzaklığı da göz önüne alınarak daha düşük maliyetle ve daha kısa zamanda hayata geçirilecek bir bölgesel projenin hayata geçirilmesine ne dersiniz?

Cevaplar 1, 2, 3 :

Gelingüllü projesi planlama raporu 1977 yılında hazırlanmış ve bu rapor doğrultusunda baraj 1985 yılında ihale edilerek 1986 yılında inşaatına başlanmıştır. Baraj 1993 yılında tamamlanmış ve 1994 yılında kesin kabulü yapılmıştır.

Barajın planlamasında 4 cazibe ünitesi yer almaktadır. 1986 yılında hidroloji çalışmaları yenilenerek göl altında arazileri kalan yerleşimlerin talepleri doğrultusunda Gelingüllü pompaj sulaması için ek planlama yapılarak tespit edilen potansiyel değerlendirilmiştir. Ayrıca projenin hidrolojisi 1997 yılında yeniden ele alınmış, mevcut potansiyelin bugüne kadar deklere edilen sulama alanlarına ancak yetiştiği tespit edilmiştir.

Bu duruma göre projede beş ünitede sulama yapılacaktır.

1. Paşaköy Grubu : Sulama ıslah tesisleri 1997 yılında tamamlanarak kesin kabulü yapılmış ve 4 332 ha alan sulamaya açılmıştır.

2. Yerköy Yenimahalle Grubu : Paşaköy grubu mansabında yer almaktadır. 2002 yılında inşaatının tamamının bitirilmesi planlanmaktadır. İnşaatı biten kısımlarda 1 500 ha alan 1999 yılında deneme işletmesine alınmıştır.Bu grubun toplam sulama alanı 5 121 ha’dır.

3. Yerköy Aşağı Sekili Grubu : Yerköy - Yenimahalle ünitesi mansabında yer almaktadır. Regülatör ve kanalların bir kısmı bitirilmiştir. 1999 yılında 500 ha alan deneme işletmesine açılmıştır. Ünitenin toplam sulama alanı 3 455 ha’dır. İnşaatın 2002 yılında tamamlanması planlanmıştır.

4. Gelingüllü Pomaj Sulaması : Bu ünitenin inşaatı devam etmektedir. Sulama başlangıçta
3 057 ha’lık alana su vermesi planlanmış iken sulama şebekesinin borulu ve yağmurlama sulama sistemine çevrilmesi ile sulama alanı 3 400 ha’lık alana hizmet edecek şek
ilde projelendirilmiştir.

5. Çerikli Grubu : Gelingüllü projesinin son ünitesini Çerikli grubu teşkil etmektedir. Planlama çalışmalarında Deliceırmak nehri üzerine Çerikli Köyü hemen membaından yapılacak regülatörden alınan su ile ırmak sağ ve sol sahilinde brüt 8 841 ha alanın sulanması önerilmiştir. Kat’i proje aşamasında kanal güzergâhında, sulama alanında ve su kalitesinde büyük boyutta problemlerin olduğu tespit edilmiştir. Özellikle kanal güzergâhında jips ve heyelan sulama alanında sülfat etkisi görülmüştür. 1998 yılında DSİ GenelMüdürlüğü Etüt ve Plan Dairesi Başkanlığında yapılan mutabakat toplantısı ile Çerikli ünitesinin planlama revizyonunun yapılmasına ve revizyon çalışmasının DSİ V. Bölge Müdürlüğünce yapılmasına karar verilmiştir.

Gelingüllü baraj gölü yakın çevresinde yer alan yamaç arazileri ve üst plato arazilerin sulanması talep edilmektedir.

Belirtilen arazilerin pompaj ile sulanmasının hem teknik hem ekonomik açıdan uygun olmadığı görüldüğü gibi depolamada inşaatları süren sulamalar haricinde yeni sulama alanlarına tahsis edilecek su potansiyeli bulunmamaktadır. Ayrıca baraj çevresinde DSİ Genel Müdürlüğünce etüt çalışması yürütülen herhangi bir proje bulunmamaktadır.

Soru önergesinin üçüncü maddesinde; Çerikli ünitesinin iptal edilerek yakın civarda proje geliştirilmesi önerilmektedir.

Gelingüllü projesi içerisinde yer alan cazibe sulamalarına su ihtiyaçları herhangi bir iletim kanalı ile iletilmemekte olup grup regülatörlerine su ihtiyaçları dere yatağı ile ulaştırılmaktadır. Bu nedenle proje sahalarının barajdan uzak olması ek bir yatırım veya maliyet getirmemektedir.Bu çözüm ile ayrıca Deliceırmağa ara havzadan gelen akımlar da sulamada kullanılmaktadır.

DSİ GenelMüdürlüğü projeleri ve proje içerisinde yer alan ünite sıralamaları elde bulunan su potansiyeline ve rantabilitesine göre öncelik kazanmaktadır.Bu nedenle elde cazibe ile sulanma imkânı bulunan toprak kaynağı bulunduğu durumda ilave enerji gideri ile pompaj sulanması yapılması, proje ekonomisi açısından uygun görülmemektedir.

Ayrıca yukarıda da belirtildiği üzere Gelingüllü Barajının bugüne kadar tahsisli sulamalar haricine su temin etmesi açısından yeterli rezervi bulunmamaktadır.

21. – Konya Milletvekili Veysel Candan’ın, Batman Valiliğinin silah ithal ettiği iddialarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1414)

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

9.2.2000

Veysel Candan

Konya

Basına intikal eden haberlerden, Batman Valiliğinin silah ithal ettiği ve ithal edilen silahların bir kısmının yurt dışından getirilemediği ve bir kısmının da kaybolduğu yönünde ciddî iddialar bulunmaktadır.

Bu sebeple;

1. 1993 yılında Batman Valiliğine atanan Salih Şarman’ın 1 000 kişilik bir özel birlik kurmak istediği doğru mudur?

2. Silah alımı için Tansu Çiller’in Başbakanlığı döneminde Toplu Konut İdaresinden Batman Valiliğine para gönderilmiş midir?

3. Valilik bu parayla ne tür silahlar satın almıştır? Bu silahları kimlere teslim etmiştir, halen bu silahlar güvenlik güçlerinin elinde midir?

4. Valilik bu iş için silah ithal etme belgesi almış mıdır, yoksa başka bir belgeyle mi silah ithalatı yapılmıştır?

5. Batman Valiliği bu silahlara ne kadar ödeme yaptı ve bu paranın ne kadarı kayıp?

6. İthal edilmiş gibi gösterilen silahların ne kadarı kayıp ve kayıtlarda olmamasına rağmen dağıtılmış gösterilen ne kadar silah var?

7. Bu kayıp silahların akibeti konusunda bakanlık olarak bugüne kadar herhangi bir işlem yaptınız mı?

8. Zimmetine para geçirmek iddiasıyla Batman Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan vali yardımcısı hakkında herhangi bir işlem yaptınız mı?

T.C.

İçişleri Bakanlığı 2.3.2000

Personel GenelMüdürlüğü

Sayı : B050PGM0710001-Ş/3243

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 17.2.2000 tarih ve KAN.KAR.MD.A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1414-160/9967 sayılı
yazınız.

Konya Milletvekili Sayın Veysel Candan’ın tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılmasını istediği soru önergesine (7/1414-4160) ait cevaplar aşağıya çıkarılmıştır.

Arz ederim.

Sadettin Tantan

İçişleri Bakanı

Soru önergesindeki 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 ncı sorularda belirtilen konularla ilgili olarak soruşturma başlatılmıştır. Hazırlık soruşturmasının gizli olması gerektiğinden bu aşamada bu sorulara cevap verme imkânı bulunmamaktadır.

Yedinci soru ile ilgili olarak Batman eski ve halen merkez valisi olarak görev yapmakta olan Salih Şarman hakkında 22.9.1999 tarihinde Batman Valiliği Hesaplarının Özel Denetime tabi tutulması için mülkiye müfettişleri görevlendirilmiş mülkiye müfettişleri tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen rapora istinaden 24.11.1999 tarihli ve bu onaya ek olarak 24.1.2000 tarihli Bakanlık onayları ile konuların soruşturulmasına başlanmış olup soruşturma henüz neticelenmemiştir.

Sekizinci soru ile ilgili olarak adı geçen vali yardımcısı hakkında düzenlenen raporlar doğrultusunda 17.8.1999 tarih ve 99/50989 sayılı müşterek kararla İl Hukuk İşleri Müdürlüğüne atanmıştır.

22. – Afyon Milletvekili İsmet Attila’nın, Afyon’da DDY Yük İşletme Müdürlüğü kurulup kurulmayacağına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1415)

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Ulaştırma Bakanı Sayın Enis Öksüz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla. 10.2.2000

İsmet Attila

Afyon

Bakanlığınıza bağlı TCDD GenelMüdürlüğünün yeniden yapılandırılması kapsamında gerçekleştirilen organizasyon değişiklikleri sonucu; Yük İşletme Müdürlüğünün önceden Afyon 7 nci Bölge Müdürlüğüne uhdesinde kurulması düşünülmüş ise de yönetim kurulu kararınca İzmir bölgesine kaydırılmıştır.

İzmir ve Afyon bölgeleri olarak; 1999 yılı dolum ve çekim (Hamton/Klm) kıyaslaması rakamlar itibariyle aşağıdaki gibidir :

1999 Yılı Dolum 1999 Çekim (Hamton/Klm)

3. Bölge : 831 670 ton 3. Bölge : 452 882 322

7. Bölge : 1 714 770 ton 7. Bölge : 2 005 676 804

AfyonBölgesi doğudan-batıya/kuzeyden güneye bağlantı yol güzergâhına sahip olmakla birlikte ekonomik yapısı da hareketlidir. Afyon’daki mermer hammadde ve mamul maddesinin muhtelif yer ve bölgelere taşınmasıyla ilgili gerekli çalışmalarda yapıldığı takdirde bu yük taşımacılığı daha yüksek düzeye ulaşacaktır.

Yukarıdaki istatistiki bilgilerden de anlaşılacağı üzere; Yük İşletme Müdürlüğünün Afyon
7 nci Bölge Müdürlüğü uhdesinde kurulmasına büyük ihtiyaç vardır.

Soru : Organize olmuş bir TCDD oluşturma çalışmalarınız çerçevesinde; Yük İşletme Müdürlüğünün rantabl şekilde çalışması bakımından Afyon’da kurulması hususunda bir çalışmanız var mıdır?

T.C.

Ulaştırma Bakanlığı 6.3.2000

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21./EA/335-6912

Konu : Afyon Milletvekili Sayın İsmet Attila’nın

yazılı soru önergesi

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 17.2.2000 Tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1415-4161/9968 sayılı yazısı.

Afyon Milletvekili Sayın İsmet Attila’nın 7/1415-4161 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Enis Öksüz

Ulaştırma Bakanı

Afyon Milletvekili Sayın İsmet Attila’nın 7/1415-4161 Sayılı

Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Bakanlığınıza bağlı TCDD GenelMüdürlüğünün yeniden yapılandırılması kapsamında gerçekleştirilen organizasyon değişiklikleri sonucu; Yük İşleme Müdürlüğünün önceden Afyon 7 nci Bölge Müdürlüğüne uhdesinde kurulması düşünülmüş ise de yönetim kurulu kararınca İzmir Bölgesine kaydırılmıştır.

İzmir ve Afyon bölgeleri olarak; 1999 yılı dolum ve çekim (Hamton/Klm) kıyaslaması rakamlar itibariyle aşağıdaki gibidir.

1999 Yılı Dolum 1999 Çekim (Hamton/Klm)

3. Bölge : 831 670 ton 3. Bölge : 452 882 322

7. Bölge : 1 714 770 ton 7. Bölge : 2 005 676 804

AfyonBölgesi doğudan-batıya/kuzeyden güneye bağlantı yol güzergâhına sahip olmakla birlikte ekonomik yapısı da hareketlidir. Afyon’daki mermer hammadde ve mamul maddesinin muhtelif yer ve bölgelere taşınmasıyla ilgili gerekli çalışmalarda yapıldığı takdirde bu yük taşımacılığı daha yüksek düzeye ulaşacaktır.

Yukarıdaki istatistiki bilgilerden de anlaşılacağı üzere; Yük İşletme Müdürlüğünün Afyon
7 nci Bölge Müdürlüğü uhdesinde kurulmasına büyük ihtiyaç vardır.

Soru : Organize olmuş bir TCDD oluşturma çalışmalarınız çerçevesinde; Yük İşletme Müdürlüğünün rantabl şekilde çalışması bakımından Afyon’da kurulması hususunda bir çalışmanız var mıdır?

Cevap : TCDD İşletmesi GenelMüdürlüğünün “Yeniden Yapılanması” çerçevesinde Yük Taşımaları Dairesi Başkanlığının taşra teşkilâtı oluşturulurken işletme maliyetlerinin azaltılması, taşımaların çıkış-varış çizgisini bölmeyecek bölgesel bir yapının oluşturulması, yönetsel kademelerin azaltılarak işte etkinliğin artırılması, mevcut durumdan çok gelecekteki ekonomik konjonktür ile liman ve sanayi merkezlerini esas alan bir model referans alınmıştır.

Bu modele göre; yük taşımaları biriminin TCDD şebekesindeki taşra merkezleri dört noktada planlanmış olup, şimdilik Afyon’da böyle bir idarî yapılanmaya gidilmesi düşünülmemektedir. Ancak ileriye dönük olarak, yeni bir yapılanma söz konusu olduğunda Afyon İlimiz yeniden değerlendirilecektir.

Ayrıca, 1993 yılında kurulan Afyon Bölge Müdürlüğü, alt yapı hizmetlerini yürütmek üzere faaliyetlerini sürdürmeye devam edecektir.

23. – Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya’nın, adlî yargıyla ilgili bilimsel bir eserin yazarı hakkında yapılan işleme ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün cevabı (7/1418)

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların değerli Adalet Bakanımız Prof. Dr.Hikmet Sami Türk tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasının delaletinizle temini talep olunur.

Saygılarımla.

Ahmet İyimaya

Amasya

Sorular :

1. Sosyoloji yöntemleriyle 2,5 yıllık bir çalışmaya dayalı olarak gerçekleştirilen “Adlî yargıda yolsuzluk araştırması” adlı bilimsel eserle ilgili olarak müellifi, değerli bilim adamı Prof. Dr. Hayrettin Ökçesiz hakkında bir soruşturma başlatıldığı haberi doğru mudur? (Bkz. 9.2.2000 tarihli Hürriyet Gazetesi, Shf. 18. Bu soru, doğrudan bakanlığı ilgilendirmese de aşağıdaki soru sebebiyle dolaylı bağlantı vardır. Kurumlar arası işbirliği.)

2. Adalet - Yargı örgütü dahil, kurumlardaki yozlaşmaların önüne geçilmesi ve dönüşümlerin sağlanması için gerekli olan “Eleştiriyi” ve eleştirel eserleri “Devlete karşı suç” olarak ele alan bürokrasi veya yargı yaklaşımını ortadan kaldıracak bir düzenleme girişiminde bulunmayı düşünüyor musunuz?

3. Eleştirinin dönüştürücü erdemini sisteme kazandırmaya yönelik olarak, TCK. 159 ve 213 hükümlerine “şiddet içermedikçe veya somut ve mevcut tehlike oluşturmadıkça hiçbir düşünce ve eleştiri, suç oluşturamaz. İçtihatla suç üretilemez” yollu bir içerik eklenmesi düşünülebilir mi? Bu ve benzeri bir ceza düzenini, demokrasinin bir gereği olarak görüyor musunuz?

T.C.

AdaletBakanlığı 3.3.2000

Bakan : 264

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

İlgi : Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı ifadeli, 17.2.2000 tarihli ve A.01.0.GNS.0. 10.00.02-7/1418-4164/9982 sayılı yazınız.

İlgi yazınız ekinde alınan, Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya tarafından Bakanlığımıza yöneltilen ve yazılı olarak cevaplandırılması istenilen 7/1418-4164 Esas No.lu soru önergesine verilen cevap örneği iki nüsha halinde ilişikte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Hikmet Sami Türk

AdaletBakanı

Sayın

Ahmet İyimaya

Amasya Milletvekili

TBMM

Bakanlığımıza yönelttiğiniz ve yazılı olarak cevaplandırılmasını istediğiniz 7/1418-4164 Esas No.lu soru önergesinin cevabı aşağıda belirtilmiştir.

Soru önergesinde sözü edilen eserle ilgili olarak önergede adı geçen kişi hakkında, Beyoğlu Cumhuriyet Basavcılığınca hazırlık soruşturması yapılarak, Türk Ceza Kanununun 160 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca takibat yapılması için izin talebinde bulunulmuştur.Bakanlığımızca yapılan inceleme sonucunda, takibat izni verilmemesinin uygun olacağı düşünülerek buna ilişkin 14.1.2000 tarihli ve 1.133.6.2000 sayılı yazının bir örneği ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

Dünyada meydana gelen sosyal, siyasal ve ekonomik değişiklikler dolayısıyla eskiyen değerlere dayalı Türk Ceza Kanununu çağa uydurmak amacıyla gerekli değişiklikleri ve geliştirmeleri yapmak üzere bilim adamları ve uzman personelden oluşturulan Komisyon tarafından hazırlanarak Türkiye Büyük MilletMeclisine sevk edilen, ancak bir yasama döneminde sonuçlandırılamaması nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 77 nci maddesi uyarınca hükümsüz kalan tasarının, eleştiri ve öneriler değerlendirilerek yeniden düzenlemesi için Bakanlığımızda oluşturulan Komisyon çalışmalarına devam etmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Hikmet Sami Türk

Adalet Bakanı

24. – Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’in, Kırıkkale İlinde yapılacak yatırımlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın cevabı (7/1421)

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Hacı Filiz

Kırıkkale

Soru 1. 2000 yılı bütçesinden Kırıkkale’ye ne kadar para ayrıldı?

Soru 2. 2000 yılı bütçesinden diğer illere ne kadar para ayrıldı?

Soru 3. 2000 yılında Kırıkkale’ye kaç km asfalt yapmayı planlıyorsunuz?

T.C.

DevletBakanlığı 7.3.2000

Sayı : B.02.0.010/031-5517

Türkiye BüyükMillet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığı GenelSekreterliğinin 17.2.2000 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-4268 sayılı yazısı.

Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’e ait 7/1421 esas sayılı soru önergesi incelenmiştir.

Diğer kamu hizmetleri sektöründen içme suyu konusunda;

Kırıkkale-Keskin-Karafakılı bir ünite olup, 15 milyar ödenekle 2000 yılında bitecek şekilde programlanmıştır.

Ulaştırma sektörü;

2000 yılı programlarımızda Kırıkkale İlinde halen devam eden 1 adet köprü inşaatı vardır. Geriye kalan bütün köy yolları yapım projeleri birer yıllık olup, çalışma sezonu başlangıcından başlayarak her yılın yol sonu itibariyle bitirilmesine çalışılmaktadır. 2000 yılı programında yeni yatırım olarak;

50 km yol onarımı yapımı,

50 km stabilize kaplamalı köy yolu yapımı,

15 km birinci kat asfalt yapımı,

20 km ikinci kat asfalt yapımı ve bir adet 147 metrelik köprü yapımı yer almaktadır. Bu işlerin yapımı için 2000 yılı bütçesinden 430 milyar TL. ödenek ayrılmıştır. Program ödenek durumuna göre yıl içinde uygulanmaya çalışılacaktır.

Diğer kamu hizmetleri sektöründe, sosyal alt yapı hizmetlerinde;

2000 yılı yatırım programında Kırıkkale İlinde yapılması planlanan 14 adet kanalizasyon artı fosseptik işleri şunlardır :

– Ballışeyh, Bıyıkaydın, Selamlı

– Karakeçili, Sülübük

– Keskin, Kavurgalı, Cavatobası, İnziloğlu, Göçbeyli

– Sulakyurt, Çevrimli, Faraşlı, Sarıkızlı, Sarımbeyli, Alişeyhli

– Çelebi, Hacıyusuflu, Karaağaç

Bu işlerin her biri için 1 275 milyon TL. ödenek ayrılmış olup, ayrılan ödenek nispetinde söz konusu kanalizasyon inşaatları bitirilmeye çalışılacaktır.

Kırıkkale 2000 yılı bütçesinde uygulanacak sulama projeleri için 143 202 milyon TL. ayrılmış olup, buna ait tablo ilişikte sunulmuştur. (EK-1)

Bilgilerinize arz ederim.

Mustafa Yılmaz

Devlet Bakanı

Kırıkkale İli 2000 Yılı Yatırım Programı

Sektörü : Tarım

Proje Sahibi : Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Havza Islahı ve Göletler Daire Başkanlığı. Milyon TL.

Karakteristik

(Ha)

1999 Sonuna

Sıra Toplam Açılacak İşin Başlama Proje Kadar 2000 Yılı

No. Proje No. Yeri İli Saha Saha Bitiş Tarihi Tutarı Harcama Yatırımı

Yer Üstü Sulamaları

1 1994A010280 Delice Halitli Kırıkkale 1994-2002 18 000 9 000 6 000

2 1993A010280 Keskin Takazlı Kırıkkale 843 1993-2001 63 000 6 500 1

3 1993A010280 Sulakyurt Sarımbeyli Kırıkkale 1993-2001 76 000 16 700 30 000

         TOPLAM 843 157 000 32 200 36 001

Yer Altı Sulamaları

1 1998A010400 Merkez Ahili Kırıkkale 140 1998-2002 48 000 1

         TOPLAM 140 48 000 1

Sulama Göleti

1 1993A010300 Keskin Cinali Kırıkkale 225 1993-2001 275 000 95 000 100 000

TOPLAM 225 275 000 95 000 100 000

H.İ.S. Göletleri

1 2000A010250 Balışeyh Bıyıkaydın Kırıkkale — 465 2000-2000 1 800 1 800

2 2000A010250 Balışeyh Kösedurak Kırıkkale — 465 2000-2000 1 800 1 800

3 2000A010250 Delice Kuzeyyurt Kırıkkale — 550 2000-2000 1 800 1 800

4 2000A010250 Keskin Kavlak Kırıkkale — 545 2000-2000 1 800 1 800

TOPLAM 2 100 7 200 7 200

İL TOPLAMI 1 208 487 200 127 200 143 202

25. – Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’in;

– Kırıkkale İli Hamzalı Barajı Projesine,

– Kırıkkale-Sulakyurt Barajı Projesine,

İlişkin soruları ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mustafa Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1422, 1425)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Sayın M. Cumhur Ersümer tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Hacı Filiz

Kırıkkale

Soru 1. Sayın Bakan, İlimiz sınırları içerisinde bulunan Hamzalı Barajının Projesi ne aşamadadır?

Soru 2. Hamzalı Barajı ihale aşamasına gelmiş midir? Geldiyse ne zaman ihale edilecektir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Sayın M. Cumhur Ersümer tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Hacı Filiz

Kırıkkale

Soru 1. Sayın Bakan, Kırıkkale İli Sulakyurt İlçemizde sondaj çalışmaları yapılan Sulakyurt Barajında yapılan çalışmalar ne aşamadadır?

T.C.

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı 6.3.2000

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı :B.15.O.APK.0.23-300-462/04291

Konu :Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMMBaşkanlığının 17.2.2000 tarih ve Kan. Kar. Md. A.01.0.GNS.0.10.00.02-4266 sayılı yazısı.

Kırıkkale Milletvekili Sayın Hacı Filiz’in tarafıma tevcih ettiği 7/1422-4179 ve 7/1425-4182 esas no.lu yazılı soru önergeleri TBMM İçtüzüğünün 99 uncu maddesi gereği cevaplandırılarak ekte gönderilmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

M. Cumhur Ersümer

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve

Başbakan Yardımcısı

Kırıkkale Milletvekili Sayın Hacı Filiz’in Yazılı Soru Önergesi ve Cevapları

(7/1422-4179 Esas No.lu)

Sorular 1, 2. :

– Sayın Bakan, İlimiz sınırları içerisinde bulunan Hamzalı Barajının Projesi ne aşamadadır?

– Hamzalı Barajı ihale aşamasına gelmiş midir? Geldiyse ne zaman ihale edilecektir?

Cevaplar 1, 2. :

Hamzalı Barajının planlama çalışmaları devam etmekte olup, DSİ Genel Müdürlüğünün 2000 Malî Yılı Yatırım Programı ve Uygulama Planında yer almamaktadır. Barajın inşaat ihalesi bütçe imkânlarına bağlı olarak önümüzdeki yılların uygulama programlarında yer alabilecektir.

Barajın inşaat ihalesine, planlama raporunun bitirilip DSİ Genel Müdürlüğünün Yatırım Programına alınması, kesin projesinin tamamlanması ve gerekli ödeneğin sağlanmasına bağlı olarak başlanabilecektir.

Kırıkkale Milletvekili Sayın Hacı Filiz’in Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

(7/1425-4182 Esas No.lu)

Soru : Sayın Bakan, Kırıkkale İli Sulakyurt İlçemizde sondaj çalışmaları yapılan Sulakyurt Barajında yapılan çalışmalar ne aşamadadır?

Cevap : Sulakyurt Barajı DSİ Genel Müdürlüğünün 2000 Malî Yılı Yatırım Programı ve Uygulama Planında 8,5 trilyon TL. keşif bedeli ve 991 milyar TL. ödenek tutarı ile yer almaktadır. Barajın ek etüdleri ve kati proje yapımı işi 12.5.1999 tarihinde ihale edilmiş ve 1.8.1999 tarihinde işe başlanmıştır. Bütçe Kanununun 10 uncu maddesinin (a) bendine göre işi ihale edebilmek için 2000 yılı yatırım ödeneğinin toplam keşif bedelinin % 10’undan az olmaması gerekmektedir.

Barajın ihalesi, kati projesinin tamamlanmasına ve gerekli ödeneğin sağlanmasına bağlı olarak yapılabilecektir.

26. – Kırıkkale Milletvekili Hacı Filiz’in;

– Yozgat İlindeki Gelingüllü Barajı kanaletlerinin ne zaman bitirileceğine,

– Kırıkkale-Akçakavak Barajı Projesine,

İlişkin soruları ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mustafa Cumhur Ersümer’in cevabı (7/1426, 1427)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Sayın M. Cumhur Ersümer tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Hacı Filiz

Kırıkkale

Soru 1. Yozgat İli sınırları içerisindeki Gelingüllü Barajı Delice İlçemizdeki araziyi sulamaktadır. Kanaletlerin yapımı için ne kadar para ayrılmıştır?

Soru 2. Ne zaman bitirmeyi planlıyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Sayın M. Cumhur Ersümer tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

Hacı Filiz

Kırıkkale

Soru 1. Sayın Bakan, Kırıkkale İli Balışeyh İlçesine bağlı Akçakavak Barajına Plan ve Bütçe Komisyonundan 1997 yılı içerisinde para ayrılmıştı Akçakavak Barajı ile ilgili çalışmalar ne durumdadır?

T.C.

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı 6.3.2000

Araştırma, Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı :B.15.O.APK.0.23-300-464/04293

Konu :Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMMBaşkanlığının 17.2.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-4266 sayılı yazısı.

Kırıkkale Milletvekili Sayın Hacı Filiz’in tarafıma tevcih ettiği ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 99 uncu maddesi gereğince cevaplandırılması istenilen 7/1426-4183 ve 7/1427-4184 esas no.lu yazılı soru önergeleri ile ilgili bilgiler hazırlanarak ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

M. Cumhur Ersümer

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı ve

Başbakan Yardımcısı

Kırıkkale Milletvekili Sayın Hacı Filiz’in Soru Önergeleri ve Cevapları

(7/1426-4183, 7/1427-4184 Esas No.lu)

7/1426-4183 Esas No.lu Soru Önergesi :

Sorular 1, 2. :

– Yozgat İli sınırları içerisindeki Gelingüllü Barajı Delice İlçemizdeki araziyi sulamaktadır. Kanaletlerin yapımı için ne kadar para ayrılmıştır?

– Ne zaman bitirmeyi planlıyorsunuz?

Cevaplar 1, 2. :

Yozgat ve Kırıkkale İlleri sınırları dahilinde yer alan projenin su kaynağı olan Gelingüllü Barajında depolanan 270 milyon m3 sudan Deliceırmak ve Kızılırmak vadilerinde toplam 24 806 hektarlık alanın sulanması hedef alınmış olup, Gelingüllü Barajı 1994 yılında, Deliceırmağın Kanak Çayı vadisindeki 4 332 hektarlık Paşaköy grubu sulaması da 1997 yılında bitirelerek işletmeye açılmıştır.

Projedeki inşaatlarına devam edilen sulamalardan; Yozgat İli Yerköy İlçesindeki 5 121 hektarlık Yerköy grubu Yenimahalle sulamasının 1 500 hektarlık kısmı 1999 yılında deneme işletmesine alınmıştır. 3 455 hektarlık Yerköy grubu Aşağı Sekili Sulaması işinde regülatör ile kanalların bir kısmı bitirilmiştir. 1999 yılında 500 hektarlık alan deneme işletmesine açılmıştır. Gelingüllü Barajı aksının sol sahilinde yer alan 3 057 hektarlık Gelingüllü Pompaj Sulaması inşaatına da 1998 yılında başlanılmış ve ana kanalda 12 000 m. uzunluğundaki kısmın kazısı yapılmıştır. Adı geçen işe ayrılabilen yıllık ödenekler nispetinde ve iş programlarına uygun olarak devam edilmektedir.

Projenin son ünitesini oluşturan Çerikli grubu sulamasıyla da Deliceırmak üzerinde Çerikli Köyünün membaında yapılacak bir regülatör aracılığıyla ırmağın sağ ve sol sahilindeki 8 841 hektarlık tarım arazilerinin sulanması sağlanacak olup, işin kat’i proje aşamasında kanal güzergâhında, sulama alanında ve su kalitesinde büyük boyutta problemle karşılaşılmıştır. Özellikle kanal güzergâhında jips ve heyelan sulama alanında sülfat etkisi görülmüştür. Bu nedenle söz konusu işin planlama çalışmalarının revizyonuna gerek duyulmuş olup, bu çalışmaların ikmalini müteakip Çerikli sulamasının kat’i proje çalışmalarına geçilecek ve bunu takiben bütçe imkânlarına bağlı olarak önümüzdeki yıllarda ele alınabilecektir.

Gelingüllü Projesine 2000 yılı için 6 636 trilyon TL. ödenek talep edilmiş ancak, 1,1 trilyon TL. ödenek verilmiştir.

7/1427-4184 Esas No.lu Soru Önergesi :

Soru 1. Sayın Bakan, Kırıkkale İli Balışeyh İlçesine bağlı Akçakavak Barajına Plan ve Bütçe Komisyonundan 1997 yılı içerisinde para ayrılmıştır.

Akçakavak Barajı ile ilgili çalışmalar ne durumdadır?

Cevap 1. Kırıkkale-Akçakavak Projesinin DSİ Genel Müdürlüğünün 1997 yılı yatırım programına alınması hususunda TBMMPlan ve Bütçe Komisyonunda önerge verilmiş ancak Yüksek Planlama Kurulunca uygun görülmediğinden programa alınmamıştır.

Proje kapsamında Balışeyh Bucağının 4,5 km. batısında Taşlıtarla Deresi üzerinde yapılacak Akçakavak Barajı ve Çoruhözü Deresinden yapılacak derivasyon tesisleriyle Balışeyh ve Kırıkkale Ovalarında toplam 2 451 hektarlık alanın sulanması hedef alınmış olup, projenin etüt aşamasındaki done toplama çalışmaları sürdürülmektedir. Bugüne kadar aks yeri ve rezervuar haritası alınmış, akım gözlem istasyonu kurulmuş ve arazi sınıflandırma etütleri tamamlanmıştır. Temel sondaj ve malzeme etütlerinin bitirilmesini takiben planlama çalışmalarına geçilecek olup, söz konusu proje bu çalışmalar sonucunda teknik ve ekonomik yönden yapılabilir bulunduğu takdirde kat’i proje çalışmalarının ikmalini müteakip bütçe imkânlarına bağlı olarak önümüzdeki yıllar yatırım programlarına teklif edilebilecektir.

27. – Adana Milletvekili Yakup Budak’ın;

– Seyhan Nehrine ve Tabaklar Köyü civarına köprü yapılması için bir çalışma olup olmadığına,

– Adana’nın bazı ilçeleri için planlanan içme suyu projelerine,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın cevabı (7/1432, 1433)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı cevaplandırılmasına delaletlerinizi arz ederim. 10.2.2000

Yakup Budak

Adana

Seyhan Nehri Adana merkezinden denize kadar yaklaşık altmış kilometrelik bir güzergâhta araziyi bölmektedir. Söz konusu güzergâhta hiçbir köprü bulunmaması yöre çiftçilerimize ulaşım açısından büyük sıkıntılar vermektedir. Çiftçilerimizin zaman ve maddî kayıplarına sebep olmaktadır. Özellikle Tabaklar Köyü civarında Tarsus’a geçişler, Seyhan Nehri üzerinde hiçte güvenli olmayan “salla” yapılmaktadır. Bu durum kazalara neden olmaktadır.

1. Yukarıda bahsedilen güzergâha köprü yapmayı düşünüyor musunuz?

2. Aciliyet arz eden Tabaklar Köyü civarında köprü yapmayı planlamakta mısınız?Ayrıca hangi noktalara kaç tane köprü yapmayı planlamaktasınız?

3. Köprülerin yapımı için ne kadar ödenek ayırmayı düşünmektesiniz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı cevaplandırılmasına delaletlerinizi arz ederim. 10.2.2000

Yakup Budak

Adana

Adana’nın bir çok ilçesinde içme suyu projeleri yıllar geçmesine rağmen hâlâ bitirilememiştir. Aladağ-Kızıldam-Darılık-Boyalı, Karaisalı-Akçalı-Yenice, Pozantı-Eskikonacık-Yenikonacık-Fındıklı II. Kısım-Yağlıtaş, Saimbeyli-Ayvacık-Çeralan, Seyhan-Kabasakal, Tufanbeyli-Çakırkışla-Kirazlıyurt, Yüreğir-Akpınar II. Kısım içme suyu projeleri planlanan sürelerinde bitirelememiştir.

1. Yukarıda belirtilen içme suyu projelerinin bitirilmesi için 2000 yılı malî bütçesinde ne kadar ödenek ayrılması düşünülmektedir?

2. Yukarıda belirtilen içme suyu projelerinin (ayrı ayrı değerlendirilerek) ne zaman bitirilmesi planlanmaktadır?

T.C.

Devlet Bakanlığı 7.3.2000

Sayı :B.02.0.010/031-5517

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :TBMMBaşkanlığı Genel Sekreterliğinin 17.2.2000 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-4268 sayılı yazısı.

Adana Milletvekili Sayın Yakup Budak’ın 7/1432-1433 esas sayılı soru önergesi incelenmiştir.

Pozantı-Yağlıtaş, Eski-Yeni Konacık, Yüreğir-Akpınar II. Kısım içme suyu projeleri 2000 yılında bitecek şekilde, Aladağ-Kızıldam, Darılık-Boyalı, Karaisalı-Akçalı, Yenice-İncirgediği, Pozantı-Fındıklı, Saimbeyli-Ayvacık, Tufanbeyli-Çukurkışla üniteleri 2001 yılında bitecek şekilde programlanmıştır. Söz konusu üniteler için 2000 yılında 349 milyar ödenek ayrılmıştır.

Saimbeyli-Çeralan ve Seyhan-Kabasakal üniteleri 1999 yılında ikmal edilmiştir.

Ulaştırma Sektörü;

Adana İl Merkezinden Karataş sahiline kadar Seyhan Nehri üzerine köprü yapılması için zaman zaman çalışmalar yapılmış ve yapılan arazi çalışmalarında en uygun köprü yerinin Gümüşyazı, Merseloğlu Köyleri arasındadır. Yapılması düşünülen bu köprü Karataş-Üreğir Köylerini, İçel-Tarsus Merkezine ve köylerine bağlayacaktır.

Köprü yerinin etütü yapılmış olup, köprü tipi ve açıklığının temel sondaj çalışmaları neticesinde tespit edilecektir. Ancak açıklığın L=200 m. üzerinde olacağı, bedelinin 1 trilyon liranın üzerinde olacağı tahmin edilmektedir.

Seyhan Nehri üzerinde Tabaklar Köyü civarında yapılan etüt neticesinde, Tabaklar Köyü köprü yerinin (Sal geçişi ve civarının)Karataş köylerinin nüfus yoğunluğu ana bağlantısının ve nehir yatağının seddenin yapısı nedeniyle köprü açıklığının çok fazla olacağı bu nedenle köprü yeri olarak uygun olmadığı görülmüştür. İleriki yıllarda etüt çalışmalarının neticesinde, İlin genel yapısı içerisinde ve ödenek durumuna göre değerlendirilmesine çalışılacaktır.

Bilgilerinize arz ederim.

Mustafa Yılmaz

Devlet Bakanı

28. – İstanbul Milletvekili Ahmet Güzel’in;

– Emlak Bankasının deprem bölgesinde bulunan bina ve lojmanlarına,

– Emlak Bankası Genel Müdürlüğünce yayınlanan bir duyuruya,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu’nun cevabı (7/1439, 1440)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Sadi Somuncuoğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 3.11.1999

Ahmet Güzel

İstanbul

Türkiye Emlak Bankasında çalışan mühendis ve mimarların ülkemizin en tecrübeli teknik elemanları olduğu ve bu nedenle de, İzmit, Gölcük, Yalova, Sakarya’da depremle ilgili bina tespitlerine katıldığı bilinmektedir.

Soru 1. Emlak Bankası yöneticileri neden halkımızın binalarının sağlamlığı hakkında en doğruyu tespit eden tecrübeli mühendis ve mimarlarına deprem bölgesindeki T. Emlak Bankasının şube ve lojmanlarını incelettirmemişlerdir?

2. Emlak Bankasının teknik elemanları (Müh. Mimarları)bankanın kendi binalarını inceleyemeyecek kadar bilgisizse neden deprem bölgesinde görevlendirilmişlerdir?

3. Banka mühendis ve mimarlarına incelettirilmeyen bu binaların incelenmesi için bir vakıf’a 70 000 USD ödeneceği doğru mudur?

4. Banka lojmanlarının bulunduğu bölgelerde halkın yaşadığı Emlak Bankasının yapıp sattığı konutların da incelenmesi düşünülmekte midir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Sadi Somuncuoğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 3.11.1999

Ahmet Güzel

İstanbul

Emlak Bankası Genel Müdürlüğü tarafından 17 Ağustos depreminden sonra imzasız bir duyuru yazılarak banka tarafından inşaatı yapılan bloklara gönderilmiştir.

Bu duyuruda, Emlak Bankası tarafından inşa ettirilmiş ve satılmış yapılardaki üstünlükler izah edilmiştir. Ancak yazı imzasız olarak gönderildiğinden toplumda tedirginlik yaratılmıştır.

Soru 1. Bu yazıyı imzasız olarak yayımlayan ve apartman yönetimlerine imzalamadan gönderecek kadar korkak ve devlet memuru ciddiyetinden yoksun yöneticiler hakkında banka teftiş kurulunca veya bakanlığınız müfettişlerince soruşturma açılmış mıdır?

2. Soruşturma açılmışsa, sonucundan bilgi verilmesini, açılmamışsa, gerekçelerinin bildirilmesini arz ederim.

T.C.

Devlet Bakanlığı 2.3.2000

Sayı :B.02.0.008/00349

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :18.2.2000 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-4306 sayılı yazınız.

İlgi yazınızda belirtilen, İstanbul Milletvekili Sayın Ahmet Güzel’in T. Emlak Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü ile ilgili vermiş olduğu soru önergesine verilen cevaplar aşağıdadır.

Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.

Sadi Somuncuoğlu

Devlet Bakanı

Soru 1. Emlak Bankası yöneticileri neden halkımızın binalarının sağlamlığı hakkında en doğruyu tespit eden tecrübeli mühendis ve mimarlarına deprem bölgesindeki T. Emlak Bankasının şube ve lojmanlarını incelettirmemişlerdir?

Cevap 1. Deprem bölgesindeki Banka binaları depremden hemen sonra, Bankanın Mühendis ve Mimarlarınca incelenmiştir. Hatta bu incelemeler Banka Genel Müdür ve Yardımcılarının da katıldığı heyetlerce yerinde tekrar değerlendirilmiş ve banka şubelerinin faaliyetiyle, personelin hayatını idame ettirmelerini sağlayacak tedbirler zamanında alınmıştır.

Soru 2. Emlak Bankasının teknik elemanları (Müh. Mimarları) bankanın kendi binalarını inceleyemeyecek kadar bilgisizse neden deprem bölgesinde görevlendirilmişlerdir?

Cevap 2. Banka binalarının 17 Ağustos depreminde ve daha sonraki depremde verdikleri başarılı sınav, Bankanın Mühendis ve Mimarlarının kendi alanında ne kadar yetkin ve saygın olduğunun en belirgin delilidir. Talepleri üzerine, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğüne de 23 Mühendis ve Mimarla destek verilmiştir.

Soru 3. Banka Mühendis ve Mimarlarına incelettirilmeyen bu binaların incelenmesi için bir vakfa 70 000 USDödeneceği doğru mudur?

Cevap 3. Banka binaları yukarıda ifade edildiği gibi, Banka Mühendis ve Mimarlarınca depremin hemen akabinde incelemeye alınmış ve bu incelemeler en üst seviyedeki teknik personelin de iştirakiyle artçı şoklar sonrasında da devam etmiştir, halen de devam etmektedir.

Ancak, Banka teknik personelince yapılan bu incelemeler, makroskobik (gözle muayene, elle muayene)olup, bu inceleme ve değerlendirmelere;

a) Tüm geoteknik değerlendirmeler,

b) Malzeme karot deneyleri,

c)Schimidt Çekici deneyleri,

d) İmalatın projelere uygunluğunun kontrolü,

e) Bilgisayar ortamında üç boyutlu deprem simülasyon analizleri,

f) Kritik kesitlerin depreme dayanım tahkikleri,

g)Deprem yönetmeliğine göre minimum ve maksimum kriterlerin ve şartların irdelenmesi,

h) Onarım ve güçlendirme önerileri ve tip projelerin çizimleri,

i) Betonarme projesi bulunmayan hallerde tahripkâr olmayan yöntem olan ultrason ve elektro manyetik sistemlerle donatı çap ve aralıklarının tayini,

İçin 1998 yılında yürürlüğe giren Deprem Yönetmeliğine uygun detay çalışmalarla devam edilmesi kararı verilmiş ve piyasa araştırması yapılmış, yapılan piyasa araştırmasıyla deprem testi yapan kuruluşlardan alınan teklifler değerlendirilmiş ve en uygun teklif veren Türkiye Deprem Vakfına, (bu Vakfın mütevelli heyet üyeleri arasında Bankanın da bulunması ile) anılan Vakfın İ.T.Ü. bünyesinde olmasının, yapacağı inceleme ve değerlendirmelere akademik nitelik kazandıracağı gözönünde bulundurularak, Türkiye Deprem Vakfının;

– Bankamızın İstanbul’daki lojmanları için 1.40 $/m2-KDV,

– İstanbul’daki Banka kreşi için 2.40 $/m2-KDV,

– İstanbul dışı 7 Şube için 3.50 $/m2-KDV,

Olan teklifinin en uygun teklif olduğu kararına varılmıştır. Türkiye Deprem Vakfına bu çerçevede yapacağı işlerin toplam bedelinden bilahare mahsup edilmek üzere, işe başlama şartı olarak yaptığı talep nedeniyle 70 000 $ ödenmiştir.

Soru 4. Banka lojmanlarının bulunduğu bölgelerde halkın yaşadığı Emlak Bankasının yapıp sattığı konutların da incelenmesi düşünülmekte midir?

Cevap 4. Bankaca yapılan ve satılan konutların mülkiyeti Bankaya ait olmadığından, incelemenin sahiplerince yaptırılması uygun olacaktır. Konut sahipleri bu hususta bir duyuru ile bilgilendirilmiştir.

Soru 5. Bu yazıyı imzasız olarak yayımlayan ve apartman yönetimlerine imzalamadan gönderecek kadar korkak ve devlet memuru ciddiyetinden yoksun yöneticiler hakkında Banka teftiş kurulunca veya Bakanlığınız müfettişlerince soruşturma açılmış mıdır?

Cevap 5. Bankaca yapılarak satılmış konutların maliklerini bilgilendirmek ve varsa endişelerini gidermek maksadıyla, konusu T. Emlak Bankasınca yapılan inşaatlar olan duyuru niteliğindeki yazı, yetkililer tarafından imzalanarak düzenlenmiştir. Ancak, anılan duyurunun basın ve kamuoyuna dağıtımı Banka teamülüne uygun olarak yapılmıştır. Konut sahiplerini ve basını bilgilendirmek maksadıyla, Bankaca yapılan bu duyuru nedeniyle, yapılacak bir işlem bulunmamaktadır.

Soru 6. Soruşturma açılmışsa, sonucundan bilgi verilmesini, açılmamışsa, gerekçelerinin bildirilmesini arz ederim.

Cevap 6. Yukarıda belirtildiği üzere, uygulamanın soruşturma açılmasını gerektirecek bir yönü bulunmamaktadır.

29. – Adana Milletvekili Ali Halaman’ın, Adana’daki mülkiyeti hazineye ait tarım arazilerine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Sümer Oral’ın cevabı (7/1444)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim. Saygılarımla. 14.2.2000

Ali Halaman

Adana

Adana’nın Kozan, İmamoğlu, Saimbeyli, Feke, Tufanbeyli, Aladağ, Karaisalı İlçelerinde mülkiyeti Hazineye ait köylülerce ekilip biçilen tarım arazilerinin ecrimsil bedellerinin yüksek tutulduğu şikâyetleri vardır.

1. Sözü edilen arazilerle ilgili olarak köylülerin lehine bir düzenleme yapacak mısınız?

2. Ecrimsil bedellerinin düşük tutularak şikâyetlerin giderilmesi yönünde bir çalışmanız olacak mıdır?

T.C.

Maliye Bakanlığı 7.3.2000

Millî Emlak Genel Müdürlüğü

Sayı : B.07.0.MEG.0.15/3361-39372/10371

Konu : Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığının 22.2.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1444-4206/10093 sayılı yazısı.

Tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Adana Milletvekili Sayın Ali Halaman tarafından sorulan ilgi yazıda belirtilen sorulara ilişkin cevaplarımız aşağıda sunulmuştur.

1. Adana İli, Kozan, İmamoğlu, Saimbeyli, Feke, Tufanbeyli, Aladağ ve Karaisalı İlçelerinde Hazineye ait 309 507 895 m2 tarım arazisi bulunmaktadır.

2. Ecrimisil bedelleri, 2886 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi ve Devlete Ait Taşınmaz Mal Satış, Trampa, Kiraya Verme, Mülkiyetin Gayri Aynî Hak Tesisi, Ecrimisil ve Tahliye Yönetmeliğinin 8 inci maddesi uyarınca ilgili kuruluşların (Ziraat Odası, Belediye, Bilirkişi vs.) görüşü alınmak suretiyle emsal ve günün rayiçlerine göre yeniden değerleme oranı ve kullanım durumları da gözönüne alınmak suretiyle tespit ve takdir edilmektedir.

3. Söz konusu İlçelerde bulunan Hazineye ait taşınmaz malların şahıslar tarafından fuzulen işgal edilmesi nedeniyle tahakkuk ettirilerek tebliğ edilen ecrimisil bedellerinin yüksek tutulduğu hususunda, Adana Valiliğine (Defterdarlık)gerek yazılı gerek sözlü herhangi bir müracaat yapılmamıştır.

4. Hazineye ait tarım arazilerini, işgal eden şahıslar tarafından, benzer durumdaki taşınmaz malların rayiç bedellerinden daha düşük bedel üzerinden ecrimisil istenmesi beklenmekte; bunun gerçekleşmemesi yani günün koşullarına uygun ecrimisil tahakkuk ettirilmesi ve istenmesi nedeniyle, ecrimisil bedellerinin yüksek olduğu ileri sürülmektedir.

5. Devletin taşınmaz mallarının izinsiz olarak kullanılması nedeniyle, ecrimisil bedellerinin rayicin altına düşürülmesinin uygun olmayacağı düşünülmektedir.

Bilgilerini arz ederim.

Sümer Oral

Maliye Bakanı

30. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın, çocuk haklarına dair sözleşmeyle ilgili yapılan çalışmalara ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan’ın cevabı (7/1453)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle aşağıdaki sorularımı arz ediyorum. 15.2.2000

Ertuğrul Yalçınbayır

Bursa

Sorular :

Çocuğun Çalışma Yaşamında Korunması İçin Ülkemizin İmzaladığı ILO Sözleşmelerine ve Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye uyarlılığı sağlanmak üzere ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?

Bu çalışmalarda TİSK, TÜRK-İŞ, DİSK, HAK-İŞ ve TESK gibi kurumlarla işbirliği yapılmakta mıdır?

T.C.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 1.3.2000

Çalışma Genel Müdürlüğü

Çalışan Çocuklar Bölümü

Sayı : B.13.0.ÇGM.0.11.00.04/2423/005651

Konu : Soru önergesi cevabı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi :Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının 22.2.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1453-4216/10125 sayılı yazısı.

İlgi yazı ekinde alınan Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın Çocuğun Çalışma Yaşamında Korunması İçin Ülkemizin İmzaladığı ILO Sözleşmelerine ve Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye uyarlılığı sağlanmak üzere ne gibi çalışmalar yapılmaktadır? Bu çalışmalarda TİSK, TÜRK-İŞ, DİSK, HAK-İŞ ve TESK gibi kurumlarla işbirliği yapılmakta mıdır? Konusundaki yazılı soru önergesi Bakanlığımızca değerlendirilmiş olup hazırlanan cevap metni yazımız ekinde sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Yaşar Okuyan

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı

 

Ülkemizde Çocuğun Çalışma Yaşamında Korunması, İmzaladığımız ILO Sözleşmeleri,

Çocuk Hakları Sözleşmesi Kapsamında Yapılan Çalışmalar

1. ILO/IPEC Projeleri

Çocukların çalışma yaşamında korunması konusu Cumhuriyetin ilk yıllarından beri ele alınmış ve yasalarda düzenlemeler yapılmış ve pek çok ILO Sözleşmesi imzalanmıştır. Ancak bütün bunlara rağmen küçük yaştaki çocukların giderek daha fazla sayıda ve kötü koşullarda çalışma yaşamına katıldıkları gözlenmiştir. ILO’daki çalışmalara paralel olarak ülkemizde de 1992 yılından beri ILO’nun Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Programına (IPEC)katılmıştır.

Çocuk çalışmasının başta yoksulluk olmak üzere, pek çok kültürel, sosyal nedeni vardır. Açıktır ki nedeni pek çok etmene dayanan bu sorunun çözümü de çok taraflı olacaktır. Bu da bir çok kurumun, devletin, sosyal tarafların ve gönüllü kuruluşların aynı hedefe doğru belirlenmiş bir Ulusal Politika çerçevesinde ve Ulusal Eylem Programı uyarınca uyum içinde çalışmalarını zorunlu kılmaktadır. Sonuca ulaşabilmek için uzun erimli ve kısa erimli hedefler belirlenmiştir. Buna göre; ülkemizde çocuk işçiliğinin tümüyle sona erdirilmesi uzun erimli hedefi olarak benimsenmiş, kısa erimli hedef olarak ise;

• Çocukların çalışmaya başlama yaşının yükseltilmesini,

• Çocukların istismar edildiği ve sömürüldüğü ve çocukların çalışmasına izin verilemeyecek sektörlerde çocuk işçiliğini önlemeyi,

• Çocukların çalışmaya devam ettikleri sektörlerde korunmalarını sağlamayı benimsemiştir.

Ülkemiz de IPECprogramına ilk katılan 6 ülkeden biridir. Bu çalışmalarda ilk aşama olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında Çalışan Çocuklar Bölümü oluşturulmuş, İş Müfettişleri çalışan çocuklar konusunda özel eğitime tâbi tutulmuş, çocuk işçiliği ile mücadele ve çalışan çocukların koşullarının iyileştirilmesi konusunda işçi, işveren, usta, çocuklara eğitim verme, kurumlararası işbirliği geliştirme, iletişim ve eğitim teknikleri konusunda eğitilmişlerdir. Aynı zamanda sosyal taraflar olan TÜRK-İŞ, TİSK, TESK bu çalışmalara katılmış, kırsal kesimde Türkiye Kalkınma Vakfı (TKV), sokakta çalışan çocuklar konusunda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı, çıraklar konusunda Millî Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü, sokakta çalışan çocuklara meslek edindirme çalışmaları için Meksa, çalışan çocuklara sağlık modeli geliştirmek için Fişek Enstitüsü vb. kurumlar çalışmalara başlamışlar, DİE tarafından da 6-14 yaş arası çalışan çocuklara ait veriler elde etmek üzere ülke çapında anket uygulaması yapılmıştır. Bu çalışmalara bugün, DİSK, HAK-İŞ, Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürlüğü, Diyarbakır Valiliği, GAPİdaresi, Yalova Valiliği, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumunun da aralarında bulunduğu pek çok kuruluş katılmıştır. Bugün ülkemizde bu alanda uygulanan proje sayısı 80 civarındadır.

Ayrıca çocuk işçiliğinin etkin bir biçimde denetlenmesini sağlamak üzere bir Kanun taslağı hazırlanmaktadır.

Tüm bu kuruluşlararası işbirliğini ve bilgi alışverişini sağlamak üzere Danışma Kurulları toplantıları yapılmaktadır.

Ülkemizde uygulanacak ILO/IPEC projelerinin ülke politikası açısından uygunluğuna karar vermek üzere Bakanlığımız Müsteşar Yrd. Başkanlığında, ÇSGB Çalışma Genel Müdürü, Yurt Dışı İşçi Hizmetleri Genel Müdürü, İş Teftiş Kurul Başkanı, Millî Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürü, İlköğretim Genel Müdürü, TİSK Genel Sekreteri, TESK Temsilcisi, TÜRK-İŞ Genel Sekreteri, gönüllü kuruluş temsilcisi olarak TKVtemsilcisi, Öğretim görevlisinin üyesi bulundukları Ulusal Yönlendirme Komitesi oluşturulmuştur.

Projeler, başlangıçta kurumsal yapı oluşturmak yanı sıra ağırlıklı olarak her kurumun kendi çalışma alanındaki çalışan çocuklara ait ayrıntılı veriler elde etmeye, çalışan çocukların ve koşullarının profilini ortaya çıkararak buna uygun eylem politikası geliştirmeye, model üretmeye yönelik olmuştur.

Bugüne kadar Bakanlığımız, Millî Eğitim Bakanlığı, İşçi ve İşveren Sendikaları ve Gönüllü Kuruluşlar ve Üniversitelerce kurumsal yapı oluşturma, saha araştırmaları, eğitim, duyarlılık artırma, kamuoyu oluşturma, model oluşturma, doğrudan yardım konularında 80 civarında proje yürütülmüştür. Bu çalışmalar halen devam etmektedir. Ayrıca çalışan çocuklara yönelik faaliyetler artık sadece IPEC projeleri çerçevesinde yürütülmemekte, pek çok gönüllü kuruluş, kamu kuruluşları, üniversiteler, belediyeler çocuk işçiliği konusunda ILO/IPEC’le ve UNICEF’le birlikte veya bağımsız olarak çalışmalar yürütmektedirler.

Çalışan çocuklar konusunda ILO-IPEC kapsamında yapılan çalışmalar

A) Koordinasyon ve işbirliği sağlanması

1. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışan Çocuklar Bölümü

Çalışan çocuklarla ilgili ulusal mevzuatı, imzaladığımız ILO Sözleşmelerini, AB ülkelerinin mevzuatları, AB direktifi ve diğer uluslararası standartları ve 8 yıllık deneyimleri gözden geçirerek, sosyal tarafların (işçi-işveren kuruluşları) ve ilgili diğer kurum ve kuruluşların da görüşlerini alarak çalışan çocukları koruyucu mevzuat hazırlamak.

• Danışma Kurulu toplantıları düzenlemek. (7 danışma kurulu toplantısı yapılmıştır.)

• Çocuk işçiliği konusunda dokümantasyon merkezi oluşturmak.

• Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde çalışan çocuklar konusunda eğitim programları düzenlemek.

• İşveren, usta ve çalışan çocuklar için duyarlık artırıcı programlar düzenlemek.

• Bölge toplantıları düzenlemek.

• Ülkemizde uygulanacak olan ILO/IPEC programlarının ülkemiz politikasına uygunluğuna karar verecek olan ve Bakanlığımız, ilgili bakanlık temsilcileri ile sosyal tarafların temsilcilerinden oluşan Ulusal Yönlendirme Komitesinin sekretaryasını yürütmek.

B)Araştırma, duyarlılık artırma ve kamuoyu oluşturma çalışmaları

1. Devlet İstatistik Enstitüsü

Çocuk işçiliği konusunda ulusal araştırma-çocuk işçiliği konusunda durum tespiti

Çocuk istihdamı anketi uygulanması (1994, 1999)

• Türkiye’de çocuk istihdamı konusunda veri tabanı oluşturmak ve verileri analiz ederek öncelikleri saptamak.

• Saptanan veri ve öncelikleri yayınlamak.

Çalışan çocuklar semineri

Devlet İstatistik Enstitüsünün Ekim 1994 tarihinde uyguladığı 6-14 yaş grubu çocuklarla ilgili anket sonuçlarını ve Türkiye’de bu kapsamda yapılmış olan diğer çalışmaları değerlendirmek amacıyla bir seminer düzenlemek.

2. İnsan Kaynakları Geliştirme Vakfı

Çocuk işçilerin korunma sistemini geliştirmek için İlköğretim Müfettişleri ile işbirliği

Çocuk işçilerin korunma sistemini geliştirmek amacıyla İlköğretim Müfettişleri ile işbirliği sağlamak için bir ön değerlendirme toplantısı düzenlemek.

İlköğretim Müfettişlerinin çocuk işçiliği konusunda bilgilendirilmesi

• İstanbul İlköğretim Müfettişleri Kurulunda görev yapan tüm müfettişleri çalışan çocuklar konusunda bilgilendirmek ve sorunları tanımalarını ve çözüm önerileri üretmelerini sağlamak.

• Müfettişlerin ilköğretim sistemi içindeki etkin, eğitici, denetleyici ve değerlendirici rollerinden yararlanarak, çalışan çocuklar konusunda eğitim ve öğretim sisteminin duyarlığını geliştirmek ve çocukların desteklenmesini sağlamak.

İlköğretim Okul Müdürlerinin çocuk işçiliği konusunda bilgilendirilmesi

• İlköğretim müdürleri, okul aile birliği, yerel idare ve gönüllü kuruluşların çocuk işçiliği konusundaki duyarlıklarını geliştirmek.

3. Türkiye Endüstri İlişkileri Derneği

Endüstri ilişkileri açısından Türkiye’de küçük işyerlerinde çalışan çocuklar semineri

• Endüstri ilişkileri açısından Türkiye’de küçük işyerlerinde çalışan çocuklar konusunda duyarlık geliştirmek amacıyla hükümet, işveren ve işçi kuruluşları ve üniversitelerin katıldığı bir seminer düzenlemek ve sonuçlarını yayınlamak.

Mr. Liemt’in Türkiye’deki Endüstri İlişkileri Konferansına davet edilmesi

• Mr. Liemt’i Türkiye’deki Endüstri İlişkileri Konferansına konuşmacı olarak davet etmek.

4. Meslekî Eğitim ve Küçük Sanayii Destekleme Vakfı (MEKSA)

MEKSAÖğretmenlerinin Eğitimi

• MEKSA öğretmenlerini çalışma hukuku, iş sağlığı, çırak eğitiminde öğretmen ve öğrenci ilişkileri, eğitici ve usta nitelikleri konusunda eğitmek.

5. Üniversiteler

• Üniversite ile çalışan çocuklar arasında köprü oluşturmak.

• Üniversitedeki öğrenci ve akademik -idarî personelin çocuk işçiliği konusundaki duyarlığını artırmak.

• Çalışan çocukların psiko-sosyal gelişimlerine katkıda bulunmak.

• Bilkent Üniversitesi Öğrenci Dekanlığı bünyesinde çocuk işçiliği birimi kurulması.

• Üniversitelerde çocuk işçiliği konusundaki duyarlığı artırmak. (Boğaziçi Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Başkent Üniversitesi.

• Ulusal fotoğraf sergisi.

• Kartpostal basılması.

• Türkiye’de hazırlanmış olan “Çalışan çocuklar” adlı sergiyi Cenevre’ye göndererek; konu hakkında uluslararası duyarlık kazandırmak için mini projeler yapılmıştır.

Tayland Çalışma Bakanlığı için video kasetlerinin çoğaltılması.

• İstanbul ayakkabıcılık sektöründe çalışan çocukların çalışma koşulları ve ilişkileri konusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurumu tarafından hazırlanan video filmini Fransızca’ya çevirmek.

Çocukların çalıştıkları sektörlere göre yapılan çalışmalar

A)Sanayide çalışan çocuklarla ilgili çalışmalar

Devlet

1. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı -İş Teftiş Kurulu Başkanlığı

İş Müfettişlerinin çalışan çocuklara konusunda eğitimi

• Çalışan çocuklar konusunda İş Müfettişlerini eğitmek.

• İş Müfettişlerinin yapacağı araştırmalar ve saptamalar ışığında kesinlikle çocuk çalıştırılmaması gereken alanları belirlemek ve bu konuda önlemler almak.

• İş Müfettişlerinin yapacağı araştırmalar ve saptamalar ışığında çocukların çalışmasının önlenemediği alanlarda ise çalışma koşullarının iyileştirilmesini sağlamak.

• Çalışan çocukların çalışma koşullarının iyileştirilmesi amacıyla işveren, usta ve çalışan çocukların konu hakkında bilgilendirilmesi.

Kimyasalların çalışan çocuklar üzerindeki etkisi

• Deri iş kolunda (ayakkabı, saya, saraciye, deri konfeksiyon)çalışan ve 15 yaşın altında olan toplam 250 çocuğun bu sektörde kullanılan yapıştırıcılar içinde bulunan hegzan ve heptandan etkilenme düzeylerini tespit etmek, koşulların iyileştirilmesi için önerilerde bulunmak ve çocukları sağlık kuruluşlarına sevk etmek.

İş Müfettişlerinin Eğitilmiş Müfettişler tarafından çocuk işçiliği konusunda duyarlıklarının artırılması

• İş Müfettişlerini çalışan çocuklar konusunda eğitmek ve eylem programına katılmış İş Müfettişlerinin konuyu diğer İş Müfettişlerine aktarmasını sağlamak.

• İş Müfettişlerini çalışan çocuklar konusunda eğitmek.

• İş Müfettişlerinin yapacağı araştırmalar ve saptamalar ışığında kesinlikle çocuk çalıştırılmaması gereken alanları belirlemek ve bu konuda önlemler almak.

• İş Müfettişlerinin yapacağı araştırmalar ve saptamalar ışığında çocukların çalışmasının önlenemediği alanlarda ise çalışma koşullarının iyileştirilmesini sağlamak.

• Çalışan çocukların çalışma koşullarının iyileştirilmesi için işveren, usta ve çalışan çocukların konu hakkında duyarlıklarını artırmak.

Yapıştırıcı üreticilerine duyarlık kazandırılması

• İstanbul’da yapıştırıcı üreticilerini, çözücülerin, çalışan çocukların sağlığı üzerindeki tehlikeli etkileri konusunda bilgilendirmek.

Yapıştırıcı üreticilerinin duyarlıklarının artırılması

• Yapıştırıcı üretiminde kullanılan hegzan oranının düşürülmesi.

• İşverenlerin ve bazı bölgelerdeki İş Müfettişlerinin duyarlıklarının artırılması.

• Konuyla ilgili kurumların koordinasyonlarının sağlanması.

2. Millî Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü

Çıraklık eğitimindeki öğretmenlerin çalışan çocuklar konusunda duyarlık kazanması (İstanbul)

• İstanbul Çıraklık Eğitim Merkezleri öğretmenlerini çocukların çalışma koşullarının iyileştirilmesi konusunda eğitmek.

• Sistemin daha verimli ve etkili olabilmesi amacıyla İstanbul Çıraklık Eğitim Merkezleri öğretmenlerini, öğretmenlerin rolü, öğretmenlerde bulunması gerekli özellikler konusunda bilgilendirmek.

Çıraklık Eğitim Merkezleri müdürlerinin çalışan çocuklar konusunda duyarlık kazanmaları

• Çıraklık Eğitim Merkezleri müdürlerini çocukların çalışma koşullarının iyileştirilmesi konusunda eğitmek.

• Meslekî eğitim, toplumsal statü, psiko-sosyal gelişim ve iş riskleri bakımından çıraklık eğitiminin etkinliğini saptamak.

• Çalışan çocukların eğitim fırsatlarını artırmak.

3. Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürlüğü

Zorunlu eğitim çağında olup okula devam eden ve çalışan çocukların eğitiminin desteklenmesi

Proje henüz uygulamaya konulmamıştır.

İşçi Sendikaları

1. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ)

İşçi Sendikalarının yapısının güçlendirilmesi

• TÜRK-İŞ’e bağlı sendikalarda belli bir duyarlık yaratarak, kendi iş kollarında çalışan çocukların sorunlarıyla aktif bir şekilde ilgilenmelerini sağlamak.

Çalışan çocuklar ve genç işçilerin sorunları ve çözüm yolları ulusal sempozyumu

• Çalışan çocuklar ve genç işçilerin sorunlarını sosyal kurum ve kuruluşlar, medya mensupları ve ilgili bakanlıklarla tartışarak tarafları ve sorumlu kişileri harekete geçirmek.

Deri sektöründe çalışan çocukların çalışma koşullarının iyileştirilmesi amacıyla TÜRK-İŞ Deri Sendikaları çalışanlarının eğitilmesi

• TÜRK-İŞ’e bağlı sendikalarda belli bir duyarlık yaratarak, kendi iş kollarında çalışan çocukların sorunlarıyla aktif bir şekilde ilgilenmelerini sağlamak.

Bölge ve İl Temsilciliklerinin eğitimi ve eylem komiteleri kampanyaları

• TÜRK-İŞ Bölge ve İl Temsilcilerinin çocuk işçiliği konusundaki duyarlığını artırmak.

• TÜRK-İŞ Bölge ve İl Temsilcilerini çocuk işçiliği konusunda eğitmek ve eylem komiteleri kampanyaları düzenlemek.

• Eylem komitelerinin gelişim ve çalışma planını oluşturmak.

• Yerel idare ile çalışan çocuklar konusunda işbirliği ve koordinasyon sağlamak.

• Küçük ölçekli işletmelerde çalışan çocukların çalışma koşullarını iyileştirmek.

Çocuktan çocuğa eğitim projesi

• Bursa, Adana, İstanbul, İzmir ve Ankara’da TÜRK-İŞ Bölge Temsilcilerinin koordinatörlüğünde çalışan çocukların eğitilmesi.

2. Türkiye HAK-İŞ Sendikaları Konfederasyonu

Çalışan çocuklar sorununun anlaşılması

• Pilot bölgelerde çalışan çocuklarla ilgili olarak sağlıklı altyapı ve veri tabanı oluşturmak.

• Oluşturulan verileri analiz edip somut ve kalıcı çözümler önermek.

Çocuk işçiliği ile mücadele için bölge eylem komiteleri oluşturmak

• Gaziantep, Karaman ve Adapazarı’nda çalışmalara başlamışlardır.

• Çocuk işçiliği ile mücadelede HAK-İŞ’in kurumsal kapasitesinin artırılması planlanmaktadır.

3. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu

Çocuk işçiliği ile mücadele için bölge eylem komiteleri oluşturmak

• Adana, İstanbul, Çorlu ve Denizli’de çalışmalara başlamışlardır.

• Çocuk işçiliği ile mücadelede DİSK’in kurumsal kapasitesinin artırılması planlanmaktadır.

İşveren Sendikaları ve Örgütleri

1. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK)

İşverenlerin duyarlılığının artırılması

• Sanayiindeki işverenlerin duyarlığını artırmak.

• Küçük ölçekli sanayi işverenlerini formal çıraklık sistemi hakkında bilgilendirilerek çalışan çocuklara işletmelerde ve Çıraklık Eğitim Merkezlerinde meslekî eğitim verilmesini sağlamak.

Çalışan çocuklara ilişkin Küçük Ölçekli Metal Sanayii İşverenlerinin duyarlılıklarının artırılması

• Metal sanayiindeki işverenlerin duyarlığını artırmak.

• Küçük ölçekli sanayi işverenlerini formal çıraklık sistemi hakkında bilgilendirmek çalışan çocuklara işletmelerde ve Çıraklık Eğitim Merkezlerinde meslekî eğitim verilmesini sağlamak.

Metal sektöründe faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli işletmelerde çalışan çocukların çalışma şartlarının iyileştirilmesi

• Metal sektöründe faaliyet gösteren işveren ve ustaların, KOBİ’lerde çalışma ortamının iyileştirilmesi için işverenlerin konuyla ilgili bilgilerini artırmak.

• Çalışan çocukların koşullarının iyileştirilmesi için işverenlere işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında seminerler düzenlemek.

“Türkiye’de Çocuk İşçiliği” adlı kitabın İngilizce basılması

• “Türkiye’de Çocuk İşçiliği” adlı kitabın İngilizce basılması, Türkiye’de çocuk işçiliği konusunda İngilizce yayın sayısını artırmak.

• Yabancı ülkelerin Türkiye’deki çocuk işçiliği konusunda bilgilerini artırmak.

İstanbul Pendik Sanayi Sitesinde çalışan çocuklar bürosunun oluşturulması

• TİSK’in daha önceki projesinde İstanbul’da yürüttüğü çalışmaların kurumsallaştırılması.

• Pendik Sanayi Sitesinde çalışan çocuklar bürosunun kurulması.

2. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK)

TESKYöneticileri İşyeri Denetleme ve Danışmanlık Grubu Üyelerinin tanınması

• İDDG’nin çocuk işçiliği konusundaki bilgilerini ölçmek ve buna göre bir eğitim programı düzenlemek.

• TESK’in çocuk işçiliği konusunda duyarlığını artırmak.

TESKÜyelerinin eğitimi

• TESK alt teşkilâtının yönetim, eğitim ve denetleme birimleri görevlilerini, meslekî eğitime ilişkin görev ve sorumlulukları ve eğitim uygulamalarında yapacakları konusunda eğitmek.

Sivil Toplum Örgütleri

1. Türkiye Küçük Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (TESAR)

Halıcılık sektöründe çocuk işçilerin rolü

• El halısı üretiminde çocuk emeğinin kullanılış biçimini anlayarak IPEC’in amaçları doğrultusunda yapılabileceklere temel oluşturacak bilgi ve gözlemleri sunmak.

• Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) İşyeri Denetleme ve Danışmanlık Grupları (İDDG) için eğitim programı geliştirilmesi ve el kitabı hazırlanması.

• Çalışan ve meslek eğitimi gören çocukların elverişli ortamlarda ve yetkin eğiticiler tarafından yetiştirilmelerini güvence altına almak için İDDGmensuplarını eğitmek.

• Verilen eğitimle ilgili el kitabı hazırlamak ve basmak.

2. Fişek Enstitüsü

Küçük işyerlerinde çalışan çocuklara sağlık hizmeti sunulması

• Küçük ölçekli işletmelerde çalışan çocuklara önleyici ve tedavi edici sağlık ve sosyal hizmet sunmak.

• Küçük ölçekli işletmeler için bir sağlık hizmet modeli.

Küçük işyerlerinde çalışan çocuklara sağlık hizmeti sunulması (Ankara, İstanbul)1

Küçük işyerlerine yönelik sağlık ve sosyal hizmetler sunulması (İstanbul)1

Kız çocukları çalıştıran küçük işyerlerine yönelik sağlık ve sosyal hizmetler sunulması (Denizli)

• Denizli’de küçük ölçekli işyerlerinde çalışan kız çocuklarının çalışma koşullarını iyileştirmek.

• Toplumda kız çocuklarının statüsünü artırmak.

B)Sokakta çalışan çocuklar

Devlet

1. Ankara Büyükşehir Belediyesi

Ankara sokaklarında çalışan çocuklar

• Ankara sokaklarında çalışan çocukların çalışma koşullarını iyileştirmek.

• Sokakta çalışan çocukları okullara yönlendirmek.

• Ankara Büyükşehir Belediyesinin sağlık ve sosyal hizmetler konusunda kapasitesini artırmak.

Ankara sokaklarında çalışan çocuklar merkezi kurulması

• Ankara sokaklarında çalışan çocukların çalışma koşullarını iyileştirmek.

• Sokakta çalışan çocukları okullara yönlendirmek.

• Ankara Büyükşehir Belediyesinin sağlık ve sosyal hizmetler konusunda kapasitesini güçlendirmek.

2. GAP İdaresi-Diyarbakır Valiliği-SHÇEK

Sokakta çalışan çocukların meslekî ve temel eğitimlerinin desteklenmesi

3. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı-Yalova Valiliği

Yalova’da çalışan çocukların psikolojik, eğitim ve sağlık yönünden desteklenmesi

• Çalışan çocuklara destek sağlanması ve onların eğitime kazandırılması için bir merkez açılacaktır.

4. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK)

Adapazarı ve Gölcük’te çalışan çocukların psikolojik, eğitim ve sağlık yönünden desteklenmesi

• Çalışan çocuklara destek sağlanması ve onların eğitime kazandırılması için Adapazarı ve Gölcük’te birer merkez açılacaktır. (Henüz uygulama başlamamıştır)

5. Çankaya Belediyesi Sokakta Çalışan Çocuklar Merkezi

Bu çalışma ILO/IPEC desteği dışında belediye tarafından yürütülmektedir.

Sivil Toplum Örgütleri

1. Sosyal Hizmetler Derneği

Çocuk işçiliğinin temel nedenlerinden birisi olan iç göç araştırma projesi

• Göç ve çocuk işçiliğine ilişkin temel verilerin ortaya çıkarılması.

• Konuya ilişkin saptamalara dayanarak iç göç nedeniyle çalışma yaşamındaki çocukların uzun dönemde çalışma yaşamından çekilmesi, orta ve kısa dönemde de çalışırken korunmalarına yönelik bir hizmet modelinin oluşturulması.

İstanbul sokaklarında çalışan çocuklara merkez oluşturulmasına yönelik bir araştırma

• Çalışan Çocuklar Merkezi kurulmasına ilişkin araştırma yapmak.

2. Meslekî Eğitim ve Küçük Sanayii Destekleme Vakfı (MEKSA)

Göçmen çocuklar için meslekî eğitim (Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep)

• Sokakta çalışan çocuklara meslekî eğitim sağlamak.

• Çalışan çocukları iş yerlerine ve Çıraklık Eğitim Merkezlerine yerleştirmek.

Diyarbakır’a iç göçle gelen çalışan çocuklar için meslekî eğitim programı

• Sokakta çalışan çocuklara meslekî eğitim sunumu.

• Meslekî eğitim verilen çocukların ÇEM’e kaydı ve işe yerleştirilmesi.

• Konuyla ilgili yerel kurum ve ailelerin duyarlılığının artırılması.

C) Kırsal kesimde çalışan çocuklar

Devlet-İşveren-Sivil Toplum Örgütleri

1. Türkiye Kalkınma Vakfı

Kırsal kesim çocuk işçiliğinin durum analizi

Kırsal kesimde çalışan çocuklar için meslekî eğitim

• Kırsal kesimde çalışan çocuklara meslekî eğitim sağlamak.

• Kırsal kesimde çalışan çocuklar için gelir getirici olanaklar yaratmak.

• Kırsal kesimde çocuk işçiliği ile mücadele için bir model oluşturmak ve yerel kaynakları harekete geçirmek.

Kırsal kesim ve ev hizmetlerinde çalışan çocuklar için meslekî eğitim

• Meslekî eğitim.

• Meslekî eğitim için gelir getirici etkinlikler.

• Yerel kaynakların harekete geçirilmesi.

Kırsal kesim çocuk işçiliği için meslekî eğitim

• Meslekî eğitim.

• Meslekî eğitim için gelir getirici etkinlikler.

• Yerel kaynakların harekete geçirilmesi.

Kırsal kesimde çalışan çocukların ilkokul eğitimlerinin güçlendirilmesi

• Kırsal kesimde çalışan ilkokul öğrencilerine eğitim malzemesi yardımı yapmak. (TKV- Durağan)

• Erzurum’da ilköğretimi tamamlamamış kız çocuklar için açık ilköğretim programı uygulanması.

2. Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği

FAO’nun yayınladığı çocuklara yönelik resimli kitapların Türkçe’ye çevrilmesi

• FAO’nun yayınladığı çocuklara yönelik resimli kitapları Türkçe’ye çevirerek 1 000 adet basılmasını sağlamak ve ilkokullara dağıtmak. (TKV, Durağan)

3. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK)-Türkiye Kalkınma Vakfı (TKV)

Çocuk işçiliğinin sona erdirilmesi için çalışan çocukların ailelerinin gelir düzeyinin artırılması

• Ailelerin kendi işlerini kurmalarına ve genişletmelerine destek olunarak çocukların çalışma yaşamından çekilmesi.

D) Ev hizmetlerinde çalışan çocuklar

1. İstanbul Belediyesi Kadın Eserleri Kütüphanesi Bilgi Merkezi

Ev hizmetinde çalışan kız çocukları

• Ev hizmetlerinde çalışan kız çocuklarını araştırmak.

• Ev hizmetlerinde çalışan kız çocuklarının çalışma koşullarını araştırmak.

• Ev hizmetlerinde çalışan kız çocuklarını temel eğitime kaydırmak.

1992 yılından beri IPECprojeleri kapsamında projeler yürütülmesi dışında çocuk işçiliğine karşı savaşım yürütülen çalışmalar da giderek artmaktadır.

II. Çocuk Hakları Sözleşmesinin uygulanması

Çocuk haklarının ülkemizde uygulanması çalışmaları ülkemizde UNICEF işbirliği ile yürütülmekte ve SHÇEKtarafından koordine edilmektedir.

• Çocuk Hakları Sözleşmesinin uygulanmasının izlenmesi.

Bu konuda yapılan çalışmalar ve hazırlanan ülke raporunda çalışan çocuklarla ilgili bölüm de yer almaktadır. Çalışan Çocuklar Bölümü ve İş Müfettişleri bu çalışmalara aktif olarak katılmaktadırlar pek çok kurum ve kuruluşun katıldığı bu çalışmalar sonucu ülke raporu hazırlanmış ve yayınlanmıştır. Eğer gerekli görülürse sivil toplum örgütleri tarafından da alternatif rapor hazırlanabilecektir.

• 2001-2005 Master Programı.

UNICEF’le birlikte 2001-2005 master programı hazırlanmıştır. Program esas olarak çocukların ve kadınların korunmasını içermektedir. Bu kapsamda oluşturulan etkinliklere çalışan çocukları ve kadınları ilgilendiren boyutu ile ÇSGBÇalışan Çocuklar Bölümü ve İş Müfettişleri katılmaktadırlar.

• Çocuktan çocuğa eğitim projesi.

Bu proje UNICEF ve Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Bu çalışmalara da Bakanlığımız Çalışan Çocuklar Bölümü ve İşçi Sağlığı Daire Başkanlığı katılmaktadırlar.

III. Sektörlerarası Çocuk Kurulu

Sağlık Bakanlığı koordinatörlüğünde oluşturulan sektörlerarası çocuk kurulu çalışmalarına Bakanlığımız 1992 yılından bu yana katılmaktadır. Halen Müsteşar Yardımcısı düzeyinde katılan toplantılarda çalışan çocuklar da dahil olmak üzere çocuklara ilişkin çalışmalar ilgili pek çok kurum ve kuruluşun katılımı ile sürmektedir.

IV. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı

DİE tarafından bu yıl sekizincisi hazırlanan beş yıllık kalkınma planında aile ve çocuk alt komisyonunda çocuk komisyonu ayrı rapor hazırlamıştır. Çocuk raporu 6 bölümden meydana gelmektedir. Bu bölümlerden biri olan çalışan çocuklar bölümü, ÇSGB Çalışan Çocuklar Bölümünün koordinatörlüğünde, TİSK,TESK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, DİSK, TKV, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve öğretim görevlileri ile birlikte hazırlanmıştır. Raporda sanayide, kırsal kesimde, sokaklarda, ev hizmetlerinde çalışan ve fuhuş sektöründe kullanılan çocuklara ilişkin saptamalar ve çözüm önerileri bulunmaktadır.

V. Diğer Çalışmalar.

• İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığınca, ilgili kurum, kuruluş ve kişilerin katılımıyla İnsan Hakları kapsamında çocuk hakları tartışılmış ve çalışan çocukları da kapsayan rapor hazırlanmıştır.

• Üniversiteler, dernekler, yerel yönetimlerce yerel düzeyde çalışmalar yürütülmektedir.

• UNICEF’in de katkılarıyla özellikle sokakta yaşayan ve çalışan çocuklara ilişkin araştırmalar ve projeler yürütülmektedir.

• Çocukların madde bağımlılığına karşı korunmasına yönelik çalışmalar yürütülmektedir.

• Dernekler, meslek kuruluşları (barolar), yerel yönetimler, kamu kuruluşları, (Valilikler, Belediyeler, İçişleri Bakanlığı, SHÇEK, Sendikalar) Üniversiteler, Okullar vb. konuyla ilgili duyarlık çalışmaları, araştırmalar yapmakta, merkezler açmakta, etkinlikler düzenlemektedir.

• 1998 çocuk işçiliğine karşı küresel yürüyüşe de DİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, TESK, KESK tarafından oluşturulan ittifak küresel yürüyüşün Türkiye bölümünü organize etmişlerdir.

• 2000 yılı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları çerçevesinde çalışan çocukların da bulunduğunu ve korunması gerektiğini vurgulamak üzere HAK-İŞ, TÜRK-İŞ, DİSK tarafındn üç ayrı yerden başlayarak Kuşadası’nda sona ermesi planlanan ortak yürüyüş organize edilmektedir. Bu yürüyüşe TİSKve TESK destek vereceklerini belirtmişlerdir.

Yukarıda sözü edilen tüm çalışmalar Bakanlığımız Çalışan Çocuklar Bölümü tarafından izlenmekte gerektiğinde katkı verilmektedir.

31. – Sakarya Milletvekili Cevat Ayhan’ın;

– Hemzemin geçitlere,

– Cep telefonlarının uluslararası konuşmalardan doğan borçlarına,

İlişkin soruları ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz’ün cevabı (7/1460, 1462)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Devlet Demiryolları hatları üzerinde, karayolları ile kesişme noktalarında, hemzemin geçitlerle ilgili olarak aşağıdaki hususların Ulaştırma Bakanı tarafından yazılı cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Cevat Ayhan

Sakarya

Sorular :

1. Hemzemin geçitlerin listesi ile birlikte aşağıdaki hususların belirtilmesi;

– Bulundukları illere göre sayıları nedir?

– Bu geçitlerde, geçit emniyetlerini temin için bekçili veya otomatik işleyen bariyer bulunup bulunmadığı,

– Bu geçitlerde son on yılda kaza meydana gelmişse tarihi, ölüm ve yaralanma miktarı ve hasar miktarı nedir?

2. Karayolları Genel Müdürlüğü kaza noktalarında tedbir almak üzere trafik emniyetini sağlayıcı bir proje uygulamaktadır. Demiryolları için benzeri bir proje var mıdır?

3. Hemzemin geçitlerde kazaların önlenmesi için otomatik bariyerler konulması ve benzeri mahiyette bir proje hazırlanmış mıdır?

4. (3 üncü) maddede ifade edilen bir proje hazırlanmışsa;

– Yatırım maliyeti nedir?

– Tatbikat hangi safhadadır?

5. Hemzemin geçitlerden geçen yaya ve taşıtların iki tarafta güvenlik için demiryolunu görmelerini engelleyen ağaç, bina v.s bulunan yerlerde bunların kaldırılması için bir çalışma yapılmakta mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki hususların Ulaştırma Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Cevat Ayhan

Sakarya

Sorular :

1. 2-14 Ocak 2000 tarihleri arasında bulunduğum Suudi Arabistan da Turkcell ve Telsim cep telefonlarının kullanılmadığını müşahade ettim. Sebep olarak Türkiye’deki ilgili kuruluşların uluslararası konuşmalarla ilgili borçlarını mezkûr ülkeye ödemedikleri ifade edildi. Bu doğru mudur? Doğru ise sorumlular hakkında ne işlem yapıldı?

2. Cep telefonu kullananların haklarını korumak için Türkiye kuruluşlarının uluslararası konuşmalarla ilgili borçlarını ilgili ülkelere zamanında ödemeleri takip ediliyor mu?

(*) Eki hacimli olduğundan bastırılmamıştır.

T.C.

Ulaştırma Bakanlığı 6.3.2000

Araştırma Planlama ve Koordinasyon

Kurulu Başkanlığı

Sayı : B.11.0.APK.0.10.01.21/EA/334-6917

Konu :Sakarya Milletvekili Sayın Cevat Ayhan’ın yazılı soru önergeleri

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : 16.2.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-4245 sayılı yazınız.

Sakarya Milletvekili Sayın Cevat Ayhan’ın 7/1460-4252 ve 7/1462-4254 sayılı yazılı soru önergelerinin cevabı ekte sunulmuştur.

Bilgilerinize arz ederim.

Prof. Dr. Enis Öksüz

Ulaştırma Bakanı

Sakarya Milletvekili Sayın Cevat Ayhan’ın 7/1460-4252 Sayılı Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Sorular :

1. Hemzemin geçitlerin listesi ile birlikte aşağıdaki hususların belirtilmesi;

– Bulundukları illere göre sayıları nedir?

– Bu geçitlerde, geçit emniyetlerini temin için bekçili veya otomatik işleyen bariyer bulunup bulunmadığı,

– Bu geçitlerde son on yılda kaza meydana gelmişse tarihi, ölüm ve yaralanma miktarı ve hasar miktarı nedir?

2. Karayolları Genel Müdürlüğü kaza noktalarında tedbir almak üzere trafik emniyetini sağlayıcı bir proje uygulamaktadır. Demiryolları için benzeri bir proje var mıdır?

3. Hemzemin geçitlerde kazaların önlenmesi için otomatik bariyerler konulması ve benzeri mahiyette bir proje hazırlanmış mıdır?

4. (3 üncü) maddede ifade edilen bir proje hazırlanmışsa;

– Yatırım maliyeti nedir?

– Tatbikat hangi safhadadır?

5. Hemzemin geçitlerden geçen yaya ve taşıtların iki tarafta güvenlik için demiryolunu görmelerini engelleyen ağaç, bina v.s bulunan yerlerde bunların kaldırılması için bir çalışma yapılmakta mıdır?

Cevap : TCDDİşletmesi Genel Müdürlüğümüzün işletimindeki demiryollarında mevcut hemzemin geçitler, bariyerler ile hemzemin geçitlerde meydana gelen kazaların listesi ekte verilmiştir.

Demiryollarının sinyalizasyon uygulanmış kesimlerinde, sinyalizasyon sistemi içerisinde gerekli görülen hemzemin geçitlere otomatik koruma sistemleri tesis edilmiştir. Sinyalizasyon uygulanmamış bölgelerde ise, hemzemin geçitlerden sorumlu kurum ve kuruluşlar tarafından 3 üncü şahıslara TCDD’nin kontrol ve onayı ile koruma sistemleri tesis ettirilmektedir.

Demiryolu şebekemizde öncelikli 100 adet hemzemin geçidin ihale yoluyla otomatik koruma sistemleri ile teçhizi için çalışmalar yapılmaktadır. Yatırım maliyeti, tahmini 3 milyon ABDDoları olup, izin için gerekli makamlara müracaat edilmiştir.

Hemzemin geçitlerden geçen yaya ve taşıtların iki taraflı güvenliği için, görüşü engelleyen ağaç, bina ve engebeli araziler TCDDİşletmesi Genel Müdürlüğünce kaldırılmakta veya kaldırtılmaktadır. Bunlarda mümkün olamıyorsa, yetki gereğince İşletmece hemzemin geçitin iptali yoluna gidilmektedir.

Sakarya Milletvekili Sayın Cevat Ayhan’ın 7/1462-4254 Sayılı Yazılı Soru Önergesi ve Cevabı

Sorular :

1. 2-14 Ocak 2000 tarihleri arasında bulunduğum Suudi Arabistan da Turkcell ve Telsim cep telefonlarının kullanılmadığını müşahade ettim. Sebep olarak Türkiye’deki ilgili kuruluşların uluslararası konuşmalarla ilgili borçlarını mezkûr ülkeye ödemedikleri ifade edildi. Bu doğru mudur? Doğru ise sorumlular hakkında ne işlem yapıldı?

2. Cep telefonu kullananların haklarını korumak için Türkiye kuruluşlarının uluslararası konuşmalarla ilgili borçlarını ilgili ülkelere zamanında ödemeleri takip ediliyor mu?

Cevap : Bakanlığımız ile İşletmeciler arasında imzalanan imtiyaz sözleşmesinin 19 uncu maddesi gereğince, Mobil Telefon İşletmecileri yabancı mobil telekomünikasyon işletmecileri ile doğrudan ilişki kurma yetkisine sahiptirler.

Bu nedenle, Turkcell ve Telsim’in Suudi Arabistan’la yapmış olduğu roaming anlaşmasının Bakanlığımıza bildirilmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır. Anlaşmalardan doğan uyuşmazlıklar da kendi aralarında çözümlenmektedir.

32. – Sakarya Milletvekili Cevat Ayhan’ın, demiryollarında meydana gelen trafik kazalarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın cevabı (7/1464)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Trafik kazaları ile ilgili aşağıdaki hususların İçişleri Bakanı tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

Cevat Ayhan

Sakarya

Sorular :

1. Demiryolları ile karayollarının kesişme noktalarında, hemzemin geçitlerde, geçiş güvenliği sağlayan bariyer olmadığı için kazalar olmakta, can ve mal kaybına sebep olmaktadır.

– Polis ve jandarma bölgelerinde, demiryolu üzerinde, son on yılda meydana gelen kazaların sayısı nedir?

– Kazalarda ölü ve yaralı sayısı nedir?

– Kazalarda meydana gelen zarar miktarı ne kadardır?

2. Demiryolları hemzemin geçitlerinde meydana gelen kazaların önlenmesi için alınacak tedbirlerle ilgili olarak ilgili kuruluş ikaz edilmiş midir?

T.C.

İçişleri Bakanlığı 6.3.2000

Emniyet Genel Müdürlüğü

Sayı : B.05.1.EGM.0.12.01.01/063461

Konu :Yazılı soru önergesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığının 22.2.2000 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1464-4256/10192 sayılı yazısı.

Sakarya Milletvekili Cevat Ayhan tarafından TBMMBaşkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen soru önergesinin cevabı aşağıya çıkarılmıştır.

1. 1990-1999 yılı sonu itibariyle kontrolsüz demiryolu geçitlerinde (1 541) kaza meydana gelmiş olup, bu kazalarda (262) kişi hayatını kaybetmiş, (1 299) kişi yaralanmış ve (245 497 639 000) TL. maddî hasar meydana gelmiştir.

2. Demiryolu geçitlerinin işaretlenmesi görevi, Karayolları Genel Müdürlüğüne ait olduğundan, gerekli önlemlerin alınması bu kuruluş tarafından yapılmalıdır. Bütün kuruluşlar, kanunların kendine tevdi ettiği görevleri herhangi bir ikaza gerek kalmaksızın yapmak zorundadırlar.

Bilgilerinize arz ederim.

Sadettin Tantan

İçişleri Bakanı

33. – Konya Milletvekili Teoman Rıza Güneri’nin, Kombassan-Konyaspor maçının yayından kaldırılmasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Ali İrtemçelik’in cevabı (7/1466)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın delaletinizle Devlet Bakanı Sayın Mehmet Ali İrtemçelik tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

T. Rıza Güneri

Konya

Sorular :

Türkiye İkinci Ligi Yükselme Grubunda 13 Şubat 2000 Pazar günü oynanan ve 15 Şubat 2000 tarihli Milliyet Gazetesinin “korkunç iddia” başlığıyla verdiği, Çaykur Rizespor - Kombassan Konyaspor maçıyla gündeme gelen hadiseler, spor kamuoyu tarafından ibretle takip edilmekle beraber, özellikle Konyalı sporseverlerde infial uyandırmıştır. Futbola siyasetin girdiği, hakemin katliama sebebiyet verdiği, bunun görülmemesi için de TRT’nin karşılaşmayı yayından kaldırdığı şeklinde ciddî iddialar mevcuttur. Bu çerçevede;

1. K. Konyaspor’un bir önceki hafta deplasmanda oynadığı Diyarbakır maçından 11 gün önce TRT’ye başvurarak, karşılaşmanın yayınlanmasını istemelerine rağmen “15 gün önce başvurmalıydınız, geç kaldınız” diyen TRT’nin, bu maçı oynanacağı günden iki gün önce yayından kaldırması nasıl açıklanabilir?

2. Normal program gereği televizyondan verilmesi gereken bu maçın yayını neden, hangi sebep ve gerekçeyle yayından kaldırılmıştır?

3. Bu yayının, TRT’ye gönderilen talimatla, yani siyasî baskıyla yayından kaldırıldığı ve böylelikle sahadaki hakem katliamının saklandığı şeklindeki iddiaların doğruluk payı nedir?

4. TRT’nin bu uygulaması, mevzuatlara uygun mudur? Yayın işleyişinde daha önce bu tür uygulamalar söz konusu olmuş mudur?

5. K. Konyaspor’un hep iç saha maçlarının yayınlanması bir tesadüf müdür? Dış saha maçları neden yayınlanmamaktadır?

T.C.

Devlet Bakanlığı 6.3.2000

Sayı B.02.0.0015/308

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Genel Sekreterliği Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığının 22.2.2000 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1466-4259/10200 sayılı yazıları.

Konya Milletvekili Teoman Rıza Güneri’nin Bakanlığımız tarafından cevaplandırılması talebiyle vermiş olduğu 7/1466-4259/10200 sayılı yazılı soru önergesi ile ilgili cevaplarımız aşağıda verilmektedir.

1-2. Türkiye İkinci Futbol Ligi maçlarının yayın programı, Futbol Federasyonu Başkanlığı ile koordineli olarak yapılmaktadır. Futbol Federasyonu Başkanlığı tarafından hazırlanan en az 2 haftalık program, TRTGenel Müdürlüğüne bildirilmekte ve mutabakata varıldığında yayın yetki belgesi istenmektedir. Ancak, zaman zaman naklen yayın konusunda, gerek kulüplerden ve gerekse Federasyondan değişiklik talepleri intikal etmekte ve bu konuda Federasyonun muvafakati ile değişiklik yapılmaktadır. Bu çerçevede, 3 yıldan beri naklen yayınlarda değişiklikler yapılmaktadır.

3. Maç naklen yayın programının değiştirilmesi konusunda TRT’ye talimat gönderilmesi veya siyasî baskı yapılması söz konusu olmadığı gibi yukarıda da izah olunduğu üzere, yayın programının değiştirilmesinde TRT Genel Müdürlüğü tek yetkili değildir.

4. Radyo ve televizyon yayıncılığının bir gereği olarak, bütün dünyada olduğu gibi TRT Genel Müdürlüğü de radyo ve televizyon yayınlarında zaman zaman değişiklikler yapmaktadır.

5. Bugüne kadar, Kombassan Konyaspor’un aşağıda tarihleri verilen 4 maçı canlı olarak yayınlanmıştır. Bunlardan ikisi iç, ikisi de deplasman maçıdır.

– 16.10.1999 Bakırköyspor-Kombassan Konyaspor

– 11.12.1999 Sarıyer-Kombassan Konyaspor

– 23.1.2000 Kombassan Konyaspor-Siirt Jetpaspor

– 5.2.2000 Kombassan Konyaspor-Konya Endüstrispor

Saygılarımla arz ederim.

Mehmet Ali İrtemçelik

Devlet Bakanı

34. – Antalya Milletvekili Mehmet Zeki Okudan’ın, Antalya’daki turistik tesislerde uygulanabilecek elektrik kesintilerine ilişkin sorusu ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu’nun cevabı (7/1473)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Turizm Bakanı Sayın Erkan Mumcu tarafından yazılı olarak cevaplandırılabilmesi için gereğinin yapılmasını arz ederim.

Saygılarımla. 17.2.2000

Mehmet Zeki Okudan

Antalya

Turizm sezonunun açılmasına ramak kaldığı şu günlerde Antalya’daki turistik tesislerde elektrik kesintilerinin önemi açıktır. Önemine binaen bu sezon tesislerde elektrik kesilmesine nasıl bir tedbirle mani olacaksınız?

T.C.

Turizm Bakanlığı 7.3.2000

Hukuk Müşavirliği

Sayı : B.170.HKM.0.00.00.00/630-6700

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliği

Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı

İlgi : 24.2.2000 tarih ve 02-7/1473-4278/10247 sayılı yazınız.

Antalya Milletvekili Sayın Mehmet Zeki Okudan tarafından Bakanlığımca yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Başkanlığınıza verilen 7/1473-4278/10247 sayılı önerge incelenmiştir.

Ülkemiz ekonomisinde önemli bir yeri olan turizm sektöründe meydana gelen hızlı gelişmeye bağlı olarak, gerek turistik tesis sayısındaki gerek bu tesislerdeki konfor düzeyindeki artış nedeniyle özellikle turizm faaliyetlerinin yoğun olduğu bölgelerde elektrik ihtiyacı da artmıştır. Buna bağlı olarak da, enerjide kesintiler ortaya çıkmaktadır.

Bakanlığımca, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığına, özellikle Antalya yöresindeki enerji kesintilerinin turizm faaliyetlerini aksattığı, bu konuda büyük sorunlar yaşandığı belirtilerek 14 Eylül 1998 tarihli resmî yazımızda önlemler alınması istenmiştir.

Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığının 31 Aralık 1998 tarih ve 7037-07 sayılı yazıları ile genel olarak turizme yönelik hizmet veren Kuşadası-Alanya turizm sahil bandını kapsayan ve bu bölgelere enerji sağlayan yüksek ve orta gerilim enerji iletim hatları ve buna bağlı trafo merkezleri ile ilgili TEAŞ-TEDAŞve Kepez Elektrik T.A.Ş.’nden alınan bilgiler çerçevesinde adı geçen turizm sahil bandına ilişkin alınan önlemler ve yapılmakta olan yatırımlar kapsamında, Antalya İlinde enerji iletim ve dağıtımından sorumlu Kepez Elektrik T.A.Ş.’nin projelendirdiği ve yapmakta olduğu;

– 154 kv, Varsak-Lara-Serik-Aksu Enerji İletim Hattı,

– 154 kv, Manavgat-Alanya Enerji İletim Hattı,

– 154 kv, Serbest Bölge-Kemer Enerji İletim Hattı,

– 154 kv, Varsak-Serbest Bölge Enerji İletim Hattı,

– 154/33 kv, 50 Mva Lara Trafo Merkezi,

Projelerinin hayata geçirilmesi ile 2000 yılı turizm sezonunda enerji problemlerinin asgarî seviyeye indirileceği tespit edilmiştir.

Ayrıca, önümüzdeki yıllarda da aynı sorunların yaşanmaması amacıyla, Ege ve Akdeniz kıyı bandında Bakanlığımca planlanmış olan turistik tesis yatırımları ve bu tesislerin ihtiyacı olan enerji yatırım, hesap ve ihtiyaç tabloları Ağustos 1999 tarihi itibarı ile Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığına iletilmiş olup, Bakanlıklarınca yapılacak enerji yatırımlarında oluşabilecek darboğazları önleyecek şekilde ilgili kuruluşların enerji yatırım programlarında yeralması sağlanmıştır.

Bilgilerinize arz ederim.

Erkan Mumcu

Turizm Bakanı

35. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Karaman-Başyayla İlçesi Büyükkarapınar ve Üzümlü Köylerinin gölet ihtiyacına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz’ın cevabı (7/1476)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 16.2.2000

Zeki Ünal

Karaman

Karaman-Başyayla İlçesi Büyükkarapınar ve Üzümlü Köyleri müştereken Çal ve Akpınar mevkiilerinde sulama amaçlı bir gölet talep etmektedirler.

Bu talebin karşılanması konusunda Bakanlığınızca ne gibi çalışmalar yapılacaktır?

T.C.

Devlet Bakanlığı 7.3.2000

Sayı : B.02.0.010/031-5516

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İlgi : TBMM Başkanlığı Genel Sekreterliğinin 24.2.2000 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1476-4287/10256 sayılı yazısı.

Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın soru önergesi incelenmiştir.

Karaman İli Başyayla İlçesi Büyükkarapınar ve Üzümlü Köylerinin müştereken Çal ve Akpınar mevkiilerinde sulama amaçlı gölet talepleri Genel Müdürlüğümüz kayıtları incelenerek araştırılmış olup herhangi bir bilgiye rastlanılmamıştır. Ancak Genel Müdürlüğümüz 1997 yılı etüt programı bulunan Karaman Başyayla Üzümlü Köyü sulama göleti konusu etüt edilmiştir. Üzümlü Köyünde yapılan etüt sonucunda, gölet yapımına uygun topoğrafik ve jeolojik yapı bulunamaması nedeniyle konu olumsuz olarak değerlendirilmiştir.

Bilgilerinize arz ederim.

Mustafa Yılmaz

Devlet Bakanı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi internet Sitesi
© 2009 T.B.M.M.